�!'\. ���
��..Jf� �'<>
T.C.
KÜLTÜR
llAKANLIGI YAYlNLARI
Halk Kültürlerini Araştırma ve
?
Geliştirme Genell\1ü ürlüğü Yayınları Gelenek-Görenek ve Inançlar Dizisi
: 195 : 17
İBN BATUTA'YA GÖRE ANADOLU'NUN SOSYAL-KÜLTÜREL VE İI(TİSADİ HAYATI İLE AHILİK II. Basl{ı
Hazırlayan
Doç. Dr. Mehmet ŞEKER
T.C.KÜLTÜR BAKANLIÖI
ibn Batuta'ya göre Anadolu'nun sosyal-kültürel ve iktisadi hayatı ile ahilik 1 Hazırlayan: Mehmet Şeker. - 2. bsk. -Ankara Kültür Bakanlığı,
2001. 96 s. ; 24 cm. (Kültür Bakanlığı yayınları 2685. Halk Kültürlerini Araştırma ve Geliştirme Genel Müdürlüğü yayınları 195. Gelenek-görenek ve inançlar dizisi 17) ISBN 975-17-1161-4 -
Şeker, Mehmet. II. Seriler:
I.
174 . 4 .
Kültür Bakanlığı'nın 13.08.2000 tarih ve 387 5 sayılı onayı ilc 1000 adet bastırılmıştır.
II.Baskı
.
ISBN 975- 1 7 - 1 1 6 1 -4 Tel: (0.3 1 2)- 430 05 03- 430 30 23
•
Fax : (0.3 1 2) 431 02 97
Mithatpaşa Cad. No: ı 8 06420 Kızılay 1 ANKARA www .kul tur
gov .tr
•
E m a i l : k u l tur@ k ultur gov .tr -
E-mail : hagem @ k ultur gov .tr
Baskı
:
Yorum Matbaası, 200 ı
Tel: 0.3 1 2-230 08 59- 232 ı3 1 0
SUNU Ş İletişim teknplojisi son yıllarda inanılmaz bir hızla gelişmiştir. Artık haberleş me, uzaya yerleştirilen uydular aracılığı ile yapılmaktadır. Bu gelişmenin, sağladığı pek çok kolaylık yanında, bazı sakıncaları olduğu da bir gerçektir. Teknolojik bakımdan güçlü olan ülkelerin kültürleri, diğer ülkeleri etki altına almaktadır. Teknolojisi gelişmiş ülkeler bile, bu durumdan daha az et kilenmek için tedbirler almaktadırlar. Ülkemiz, teknolojik kültür yayılmacılığının etkisini en fazla hissettirdiği yer lerden birisidir. Çok zengin tarihi birikim, tck başına yeterli olmamaktaçlır. Örtülü duran kültür zamanla önemini ve etkisini kaybediyor. Artık milli kültürlerin yeri ni, tarihi köklerden yoksun bir teknoloji kültürünün alması söz konusudur. Teknoloji kültürü konusunda sinema, görüntülü basın ve bilgisayar en önemli rolü oynuyorlar. Sinemalarda gösterilen filmler, TV'lerde yayınlanan programlar, filmler, hclgcseller; bilgisayarda internet aracılı�ı ilc masanı7.ın üzerine gelen çe şitli dokUmanlar, hep bu teknoloji kültürünün hakimiyetini göstermektedir. Görünüşte rengarenk, sihirli bir alem izlcnimi veren bu harikalar dünyasının te melinde, yine kitabın yattığını düşünmek ve bilmek zorundayız. Sinema, TV ve bilgisayar programlarının hepsi kitaba ve sonuçta o kitaplarda kullanılan dilin mü kemmel oluşuna dayanıyorlar. Bizim yapmamız gereken teknolojiyi reddetmek değil, ondan faydalanmaktır. Kültürel zenginliklerimizi teknoloji yoluyla hem yaşatmak, hem de bu yolla evren sel kültüre katkıda bulunmak zorundayız. Çağdaş dünya ülkeleri arasında şahsiyetli bir yer alabilmek, "önce kendimiz kalabilmeyi başarmakla" mümkündür. Milletimizin tarihi boyunca oluşturduğu
3
zengin ve renkli bir kültürü vardır. Bu kültürden, yani gelenekten faydalanmayan sanatçılar ortaya orijinal eserler koyamazlar. Dolayısıyla sanat ve edebiyatta gele neAi ortaya çıkarmak, ondan faydalanmayı, yeni ve orijinal eserler üretmeyi kolay laştıracaktır. Türk külttirünün zenginlikleriyle beslenmiş, Türkçe'nin geniş ifade gücüyle ya
zılmış yeni yeni eserler, bizim teknoloji kültürümüzün temelini oluşturabilirler. Biz de dünya sinema ve TV'lerinde, kendi ürettiğimiz film ve belgesellerimizi gös terim.e sokabiliriz. Uzaya yerleştirdiğimiz uydular, dünyanın her tarafına Türk kül türünü tanılabilir. İnternet yoluyla Türk Kültürü, dünyada bilgisayar bulunan bütün evlere taşınabilir... Bütün bunlar mümkündür. Anıa, önce kitap ... Bütün bu çalışmaların temelinde bizim dilimizle yazılmış,
bizimJültilrilmUzU taşıyan kitaplar olacaktır. Biz kitaba a�ırlık verirsek, milli
kill
tUrümUzü ve edebiyatımızı önemsersek mutlaka başanya ulaşırız. Yu.nus Eınre, yedi yüzyıl önce "Her dem yeni doğarız, bizden kim usanası" de
mişti ;:Kulland ı ğı güzel Türkçe, Yunus'u bugün bütün canlılığı ile yaşatıyor. Dili mize sahip çıkar ve güzel eserler ortaya koyarsak yarın bizi de yaşatacaktır. O za man her dem yeni doğacağız ve bizden kimse usanmayacaktır. M.
İstemihan TALAY Kültür Bakanı
4
İÇİN D E KİL E R KISALTMALAR ..............................................................................................................6 SUNUŞ ..................... .......................................................................................................7 9 GİRİŞ ........................ .......................................................................................................
BİRİNCİ BÖLÜM İBN BATUT A'YA GÖRE ANADOLU ŞEHİRLERİ VE COÖRAFİ . ıı ÖZELLİKLERİ . . . . . .. . .. . . . . .. . A- Şehirlerin Co �rafi Özell ikleri ..................................................................... 1 3 .. . .18 B - Deni z li ile Konya'nın Sosyal-Kültürel v e İktisadi Hayatı . . ........... .. . . ......... ... . ..... ....... .. . . . .
. ....... .... ....
. ... . . ..... ... . . .. ..
........
....... . . .....
İKİNCİ BÖLÜM İBN BATUTA'YA GÖRE ANADOLU'NUN SOSYAL VE
KÜLTÜREL HAYATI .............................................................................................31 ABCD-
Halk ve Yerleşinıi .. . . ..
......
..... ...
. ....
.. .
. .....
.. ............. ................
.
. ...
.
........ .
34
. .. . . ..
Dini Hayat................................................................................................... 37 İhni ve Kültürel l·layat . . . . .. . . . . . . . .. .. . .. . ... . . 42 Adab-ı M u aşeret .........................................................................................47 . .. .. ...... ..
... ... .. . ..... ...... .. .
.
.
.
........ .
..
... .
.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 57 İBN BATUTA'YA GÖRE ANADOLU'NUN İKTiSADI HAYATI ... . . A- Ticari Hayat ................................................................................................60 B- Sanayi ..................................................................................................... 64 .... . . ......... . .
C- Tarım ve H ay vancılık D- Ulaşım
.
.
. ...
.
.
..... ........... ..... ......
... .
................ . ........... . ....... . ..
.
.. .
65
.. . .
.
..
.
67
...... . . .. ............... ....................... . .......... . ..... . .. . ... . ............... ... ..
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM İBN BATUTA'YA GÖRE AHILİK
. .69 A- Ahilik ve Ahi Zaviyeleri ............................................................................7 1 B- Ahileri n Özellikleri ..................................................................................... 80 C- Ahilerin Dereceleri ve A n ad ol u d ak i Dağ ılımları ......................................85 .
.
.
.
..
.
.
.... ......... .... .......... . ........ ....... .... ... .............
'
SONUÇ
..
.....
..
BİBLİ YOGRAFYA İNDEKS
.
..
.
.
. .
88
.. . .. . ........ ..... . . . ............. . .... . ....... . .............. . .... .... . ...... .......... ....... .. ...
.
..
.
.
. .. ..................................................... ......... .... ..
..
...... . .... . ...... .
. .
.. . ....... . ...... .
.
.
.. . ... ... .. ....
... ........................ ............... ..............
.
. ...
.. .. .
.. . 90
...... ... ..............
.
91
.
5
KISALTMALAR a.g.e.
Ad1 geçen eser
GAL
Geschichte der Aralıisehen Literatur
h.
H i eri
İ.A
İsl am Ansiklopedisi
İst.
İ stanbul
m.
Miladi
met.
Metin
Nu .
Numara
s.
Sayfa
SuppI.
S upplement
Terc.
Tercüme
vd.
ve diğerleri
6
SUNUŞ
İbn Batura'ya Göre Anadolu'nun Sosyal, Kültürel ve İktisadi Ha yatı ile Alıilik olarak adland�rdığımrz bu çalzşmanuı admda11 da anla şildiğı gibi, konu sadece, XIV. yü zyil gezginlerinden İbn Bcrwa'mn ali
lattıklarından kaleme alınan eserden yararlanılarak Jıaarlammştır. Eserin "Rıhletü İbn Batula" adıyla, Beyrut'ta tari/ısiz, Arnpça olarak basılan nüslıası Meı,.·ı; Danu1d-ı Şehriyiirf Mehmet Şer�/ tarafindan "Seyalıatname-i İbn Batuta" adıyla terceme olunarak, Matbaa-i Ami re'de (İst., 1333-133511914) basılan terceme de, M. Şerif Tercemesi olarak gösterilmiştir. Diğer Türkçeleştiri/miş yayuılarla da karşrlaştı nlarak, eserin verdiği bilgiler ta/ıli/ edilmeye çalrştlmrşur. Günümüzde, Türk tarihinin kaynakları üzerine yapılması gereken tah/illi çalışmalarda geeikilmiş olduğu gözönüne almarak, yapuğmıız bu çalışmamızm, okuyuculan tarafindan böyle bir eksikl(qin bir köşe sini doldurmaya laytk görülmesi, bizi mutlu ktlacakflr. 8u çalışmanu, bir ahf örneği olarak gördüğüm Konya'mn İniice Köyü'ndeki misafir odamrza gelen misafirleri ağırlamak, kim olursa olsun, yabancılara hizmet etmek için koşuşturup, onların ihtiyaçları mn karştlanmasmda titizlik gösteren rahmetli Şejika ninemin aziz ru hwıa ithiif etmek istiyorum. Böylece benzeri örneklerin çoiJdaş genç/e rimize de modern anlay1şla intikal etmesini diliyorum.
7
GİRİŞ XIV. yüzyılda, doğum yeri olan Kuzey A frika'dan seyahatine başlayıp, İspanya'dan Hindistan'a, Çin'e kadar birçok İslam ülkesini gezip gören Ebu Abdullah Muhammed b . Abdullah b . Muhammed b. İbrahim ct-Tanci (703/1304-779/1377) İbn Batuta lakabı ilc meşhur olmuş bir seyyahtır. "Seyahat-name-i İbn Batuta" veya " Rihle" olarak da tanınan seyahat notları "Tuhfetu'n-Nazzar fi Garaibi'l-Emsar ve 'Acaibi'l-Esfar" adıyla, Sultan Ebu İnan'ın arzusu üzerine İbn Cüzey cl-Kelbi tarafından kaleme alınmıştır (756/1355)1 İbn Batuta, A frika ve Asya ile Doğu Avrupa ve İspanya'nın birçok yerleri hakkında bilgi ler buldu�umuz eserinde , Anadolu'da da gezip dolaştığı yerler hakkında önemli sayılan malumat vermektedir. 733 h11333 m. y ı l ı nda Lazkiyc'den bindiği bir Ceneviz gemisiyle Alaiye'ye gelerek Anadolu'ya ayak basan Scyyahımız, Antalya-B urdur-Isparta-Eğridir-Gölhisar-Karaağaç (Acıpayam)-Denizli-Tavas ve Milas'tan sonra Konya-Karaman-Aksaray-Niğde-Kayseri Sivas-Gümüşhane-Erzincan ile Erzurum'dan bahsederken Birgi'ye geçm iş2 ve Manisa Bergama-Bal ı kesir-Bursa-İznik-Geyve-Göynük-Mudurnu-Bolu-Gerede-Safranbolu-Kas tamonu ve Sinop hakkında bilgiler vererek Kırı m'a atlayıp Anadolu'dan çıkm ıştır.
Dolaştığı yerlerde bölgenin idarecileri, ileri gelenleri ile tanışmış, hatta kadınlarla da konuşmuş , onların adet ve geleneklerini, yedikleri, içtikleri şeylere kadar günlUk hayatta karşılaşılan ve ilgisini çeken olayları tesbit etmiş olan Seyyah, devrin İslam dünyasını ta nımamıza yard ı m eden eserinde aynı zamanda zamanının siyasi mücadeleleri ile sosyal ve iktisadi hayatı hakkı nda bilgiler vernıl!si yanında, birçok orijinal coğrafi bilgileri de ihti va eden notlarını bir araya getirmiştir. Gerçi verdiği bazı bilgilerin sıhhatinde şüpheye yer verecek yanlışl ıkların bulunduğu tesbit edilmişse3 de eserin hala günümüz araştırıcıianna kaynaklık eden özelliğe sahip olduğu kabul edilmektedir. İbn Batuta Seyahatnamesinde Anadolu hakkında maJOmat veren bölümün girişinde bu ülkeye verilen " B il ad-ı Rum" adı nın eskiden buralarda Rumlar'ı n meskun olması sebebi ile verildiğini belirtmekte , şimdi ise buraların "Türk ülkesi" olduğuna işaret etmektedir: " . . . c l-an orada Türkman müslümanların taht-ı zim metinde bir hayli nasara·bul unur."4 1-
Seyahat-namc-i İbn Batuta, Terc.
512, 71 ı. 234-
Mehmet Şerif, Isı., 1333- 1335,4; Brockelmann, GAL ll, 256; Suppl., l l , 366; lA,
Seyahaınliıııe'de yer alan bilgilerde Erzurum'dan llirgi'ye atianmasının sebebi açıklanmamıştır. M. Şerif Terccmesi, 338, 355: lı;met Parmakı;ızo�lu, İbn Batula Scyahatnamcsi'ndcn Scçmclcr, İst., 1971,IIJII. İbn lhıtula Scy�ıhatnlimcsl, Metin (Rıhlctü ibn Dıılutu) Deyrut?, 283; M. Şerif Tercemc.si, 310.
9
Genel i fadelerle Anadolu'nun özellikleri üzerinde duran Seyyahımız bize şu bilgileri vermektedir : "B ilad-ı Rum namıyla ma'ruf işbu iklim , aklar-ı cihfının en güzelidir. Cenab-ı
feyyiz-ı zü'l-Celal, bilad-ı saireye
mütcferrik surette ihsan buyurduğu mehasini iklim-i
ROm'da cem' etmiştir. Ahalisi sOrelen pek güzel ve libasları temiz ve ta'amları neistir. Bunlar eşfak-ı halku'llah olup anın için� "
r.J)I..) lli..:JI.J rl.:JI..) j,S'_r,JI
yani
" bereket
Şam'da ve şefkat ROm'dadır" denilir ve bununla Anadolu halkı kast olunur."s Öyle ki, İbn Batuta, Anadolu'da kendisine ilginç gelen şeyleri not etmiştir. Mesela, notlan arasında Anadolu'da görüşlüğü çok y�şl ı olduklarından bahsettiği bir zat ile , yaşla rı yüz otuz veya yüz altmışa ulaşmış kişilerı ziyaret ettiğini6 belirterek , kendisine ilginç gelen bu bilgileri knydctme gereğini duymuştur. Hana, müslüman ol mayan bir yaşh kadı nın evinde gecelediklerini yazd ığı gibi bu kadının kendilerine za'feran satmak istediğine kadar7 değişik notlarla Anadolu'nun hem sosyal , kül türel ve folklorik , hem de ekonomik ve siyasi hayatı i le ilgil i , Türk kültür ve medeniyet tarihine ışık tutucu birçok malzemeyi bize aktarmış bulunmaktadır. Böylece İbn Batuta , günümüzden yedi yüzyıl öncesi Anadolu'sunda yaşamış olan Türkler'in yaşayışını görerek , onlara dair birçok bilgiyi bugüne ulaştırmak suretiyle tarihe de önemli bir katkıda· bulunmuştur. Özellikle , Anadolu Türkleri'nin fakirlere , muhtaçlara , dilşkilnlere , gezginlere , yolculara, m isafir ve bilginiere karşı , hangi dinden olduklarına bakmaksızı n , gösterdikleri ilgiyi ortayn koyması yönüyle de ayrıca önem arzetmektedir. Bunun yanında, ahi zaviyelerini de ziyaret ederek , hatta her gittiği yerde ahi zaviyesi arayacak kadar bu m üesseselere ısınmış ve Türk ahilik teşkilatı hakkında ilk kez görgüye dayanan , gerçekten değerl i bilgiler veren İ bn Batuta , bize diğer ınlislüman ülkelerde ya şayanlarla, Anadolu Türkleri arasında ınukayeseler yapmamıza da imkan vermiş ol makta dı�. Zira, Seyahatname , bize nerelerde ahi zaviyesi bulunduğunu gösterdiği gibi bu zavi yelerin yönetiml eri , faal iyet ve fonksiyonları hakkı nda da çok değerli bilgiler cdinmemi ze yardımcı olmaktadır. Tamamen İbn Batula'n ın eserine dayanarak hazırladığı m ız bu çalışma ile, XIV. yüz yıl Beylikler devri Anadolu'sunun sosyal , kül türel ve iktisadi hayatına dair bilgilerle, ahi lik hakkı ndaki malumata bir bütünlük içinde ulaşma imkanı bul unacağını ümid etmekte yiz.
5·
6· 7-
8·
10
ibn Batula Seyahatnamesi Metin, 283; M. Şerif Tcrccrnesi. 310. Aynı eser, Metin, 292, 298, 3ı6; M. Şerif Tcrccmesl, 32ı. 328, 3S4. Aynı e ser, Metin, 3 1 1; M. Şerif Terccmesi, 345. Muall i m Cevdet, Zeyiu Alii Fasli'I·Aiııyycti'I-Fity;in ct-Türklyycti fi Kltiihi'r-Rıhlcli li' İ hn Buluta, lst., 13Sl/1932, 5. Bu eser, özellikle ahilerin lbn Batula'dan önceki ve sonraki faaliyetleri ilc Anadolu'da kurulan z.lviyeler i n ve medrese, cami, darü'ş-şiffı gibi müesseselerin da�ılıınını mukayeseli bir şekilde ele almaktadır.
BİRİNCİ BÖLÜM
İBN BATUTA'YA GÖRE ANADOLU ŞEHİRLERİ VE COGRAFİ ÖZELLİI(LERİ
ll
İBN BAT UTA'YA GÖRE ANADOLU ŞEHİRLERİ \ COGRAFİ ÖZELLİKLERİ H.VIII/m.XIV. yüzyılda Anadolu'nun beyliklerin idaresinde bulunduğu sırahı bu bölgenin şehirlerini dolaşarak, bu şehirlerde gördüklerini duyduklarını belirten gczgın İbn Batuta, gezdiği, gördüğü şehirler hakkında bilgiler vermiştir. Bu şehirlerdeki halkın sos yal, kültürel ve iktisadi hayatları ile ilgili verilen bÜgileri değerlendirmeden önce, İbn Ba tuta'nın gözüyle devrin Anadolu şehirlerini tanımak gerekir. İbn Batuta, şehirler hakkın daki bilgilerini ülkesine döndükten sonra yazdırdığına göre, tuttu�u notlarından, tesbitle rinden ve hatırladığı kadarı ile h5fızasından faydalanmıştır. Bu bakımdan birçok eksiklik lerin bulunması tabiidir. Hatta, şehir ve yer isimlerinde olduğu gibi, şahıs isimlerinde de yanlışlıklar bulunabileceğini düşünmek gerekir. Buna rağmen XIV. yüzyılın İsHlm dün yasım tamyarak gczdiği ülkeler arasmda kıyaslamalar yapabilecek bir kabiliyete sa hip olan İbn Batuta, kendisine orijinal ve değişik gelen hususları notlarıyla aktarırken, gördüğü yerlerin coğrafi özellikleri hakkında verdiği bilgiler de herhalde ilgi çekici olsa gerektir. İşte biz de burada, önce eserde yer alış sırasına göre bu şehirleri ve özelliklerini gözden geçirdikten sonra, birkaç şehir hakkında da, İbn Batula'nın eserinde verılen bütün bilgileri aynca bir değerlendirmeye tabi tutarak örneklendirrnek istiyoruz. A- ŞEHİRLERİN ÇOGRAFİ ÖZELLİKLERİ Burada sadece şehirler hakkında İbn Batuta'nın verdiği tanıtıcı umumi bilgi! cr ele alı nacağından; söz konusu şehirlerin XIV. yüzyılda üzerinde durulması gereken ç;)k önemli bir yanı varsa bile, zikredilmeyeceğini belirtmekte fayda mülahaza etmekteyiz: 1- Alanya: İbn Batuta, Anadolu'ya burada ayak basmıştır. Şehri şöyle tanı.maktadır: "Alaya ( lc�L. ) deniz kenarında büyük bir bcldedir. Türkmenler'le meskfindur. Oraya Mısır, İskenderiye ve Şam tüccarları gelirler. Kerestesi çok olarak, lskenderi)c, Dimyat vesair Mısır beldelerine ihraç olunur. Beldenin üst tarafında hayret verici bir görüntüye sa hip bir kalesi vardır ki, büyük Sultan Alaüddin Rumi (KeykObad-1 ?-1237)nin (.seridir"9•
9·
lbn Balula Seyahatnamesi Metin, 284; M. Şerif Tcrccmcsi, 31 1.
2- Antalya: A lanya'dan Antalya'ya yöneldiklerini belirten İbn D atuta; yazılışı i tibariy le Antakya i le kıyaslamaktadır. Antalya'yı; en güzel yerlerden biri ve alanının genişliği , nüfusunun çokluğu, m imari bakımdan düzenli ve güzel oluşu i tibariyle biri nci derecede bir şehir sayan Scyyah , bura halkının surtarla birbi rinden ayrılmış mahallelerde oturduk lannı , " halk ve yerleş i m i " bölümünde geniş olarak ele alacağımız gibi belirtmektedir. Ay ,
rıca, bağlarının çok olduğunu ve meyvelerinin lezzetli olduğunu zikrederek, Müslümanla rın bulunduğu kısmında bir cam i ile medrese ve birçok hamam ile güzelce d üzenlenmiş
geniş çarşıları olduğunu kaydetmektedir10•
3- Burdur: A ntalya beyine veda ettikten sonra Burdur'a yöneldiklerini beli rten İbn B atula burayı ; " B i rçok nehir ve bostan�:lrı ha vi küçük bir bcldedir. Kalesi bir dağı n zirve sindedir" şekl i nde tanıtmaktadır1 1 •
4- Isparta: B urdur'dan Isparta'ya gittiklerini kaydettikten sonra, buranın özel liklerini şöyle bel irtmektedir: "İnşa tarzı güzel , çarşıları, bostan ve nchirieri çok bir belded ir. Ka lesi yüksek bir dağ üzerine oturtulmuştur."12 5- Eğridir: Isparta'dan E ğridi r e geçtiklerini söyleyen Scyyahıınız; buranın nüfusunun çok , ça·rtliarıhın güzel, n e h i rleri ağaçl arı ve bahç ele rin i n de oldukça fazla olduğunu kay '
,
dettikten sonra, suyu tatlı olan bir gölü bulunduğunu ve bu
gölle
ulaşım sağlanarak Akşe
hir, Beyşehir ve civar yerlere gcm i lerle iki günde gidi ldi ğini yazmaktadır13•
6- Gölhisar: Her tarafı suy la kaplı küçük bir belde olduğu ve suyun ortasında da çok ça kam ı ş yctiştiri ldiğini zikrcden İbn Batuta , buraya köprüye benzeyen bir yol la giri lcbil diğini bel irtmektedir14•
7-
Karaağaç:
D uranın yeşil bir salıra olduğunu ve Türkmen'ler'in oturduğunu kaydet
m iştir15
8- Ladik (Denizli): İbn Batula'ya göre; Donguzlu yani " Beledü' l-hanfizar" ismi de ve güz el ve büyük beldelerden olup, Cuma namazı k ı l ınan yedi mescidi , gü zel bahçeleri, devamlı akan nchirieri ile içinden sular fışkıran pı nnrl arı vardır. Çarşıları gü zeldir. Orada pamuktan al tın işlemeli şehri n adına nisbctle anılan kumaş imal olunur16• rilen L5dik; en
Denizl i ile ilgili değerlendirmeler aşağıda daha geniş olarak ele alınacağından burada bu kadarla yetinilm iştir.
ı o-
ll12· 13· 14IS16-
14
Ib n Daıula SeyahatnAmesi Metin, 284-285; M. Şerif Terccmc�i. 31 1 -3 1 2. lbıı ll:ııuta Seyııhatn5mesi Metin, 287 ; M. Şerif Terccmcsi . 314.
lhn
lbn lbn lbn lbn
nnıuııı Seynhııtnllmeııl Mcıln,
Batula llatuta Batula Oaıuıa
SeyahatnAmesi Scyahatnanıc�i SeyahatnAmesi SeyahatnAmesi
287;
M.
ŞcrifTcreeıncııi. 31!'.
Metin, 288; M. Şerif Terccmc�i. :\ 1 �. Metin, 289; M. Şerif Tercenıc�i. 316-3 1 7 . Metin, 289; M. Şcrif Terccmcsi, 3 1 7 . Metin. 289-290; M. Şı r � Terccmc�i. 317-3ı8.
9- Tavas: Büyük bir kaledir. Halk, surun içinde oturmaktadır. Girip
çıkanın
ko n trohi
için kale kapısı akşam olunca kapanmaktadır17 10- Muğla: Muğla hakkında bilgi vermemekle birlikte b urada mek, meyve ve tatlılar ikram edildiğini öğreniyoruz18•
kendilerine sadece ye
ll- Milas: Anadolu şehirlerinin en güzel ve büyüklerinden biridır. Mc:;ve, bahçeler ve suları çoktur. Beyi Milas'ın yakınındaki Derçin'de oturmaktadır. Berçin, yeni tesis olun
muş, güzel binalar ve mescidlerle süslenmiştir. Bey burada bir olup henüz tamamlanmıştıf2°.
dimi
i n ş a s ı na başlanıı�
12- Konya: Büyük bir beldedir. Bina ediliş tarzı çok güzel ve hoşa gidecek ş ekildedir . Suları, nehirlefi., bahçeleri ve meyveleri çoktur, "Kamcrüddin" adı verilen kayısı Mısır ve Şam ülkelerine sevk ·olunur. Sokakları cidden geniş ve çarşılarının düzeni gerçekten gü zeldir. Her san'at ehli'nin kendilerine mahsus bir yerleri vardır ' . Konya ilc ilgili değerlen dirme aşağıda daha g e n iş olarak ele alınacaktır. 13- Larendc: Suyu ve bahçele ri
çok,
güzel bir beldedir2•
14- Aksaray: Anadolu'nun en latif ve sağlanı şchirlerindcndir. 1 :cr lar�ınan aka� pı narları, bahçeleri vardır. Buradan üç nchir geçmektc olup , suları evk.rin içine de akmak tadır. Ağaçları, üzüm asmaları ve diğ•:!r bahçeleri çok t ur . fieldeye ni�bcılc koyun yün ün
den dokunan kaliçeleri (halıları)'nin benzer l e ri yoktur. B u n lar . Şam, ve Türk ülkelerine gönderili f23
1\ıısır,
Irak, Hind, Çin
15- Niğde: Büyük ve nüfusu çok ise de bir bölümü virancdir. Kar;ısu nehri şehrin için
en büyük nchirlerdendir. Diri belde içi n d e , ikisi de üç köprüsü vardır. Nehre, dolaplar konarak bahçeler sulanmaktadır. boldur24• den geçer. Bu su
\iışıml:ı olmak iizcı'l'
;urada
meyve
gayet
16- Kayseri: Anadolu böl�esinin büyük beldelerinden biridir25 17- Sivas:- Anadolu'da bulun an şe hirlerin en büyüğüdür . Beyler v:· valiler bumda ikfl met e der le r. Şehrin di.lzeni güzeldir. Sokakları geniş , çarşı lar ı kalabaLkıır. Orada "d:inı's
sıyade" adıyla, medreseye benzeyen bir konak vardır. Şeriflerden başkası burada konuk olamaz. Nakibü'l-Eşraf burada oturur. Şerifler, d5.ru's-sıyadc de konakladıkları müddet
1 71 81 920-
21· 22232425-
lbn lbn lbn lbn lbn lbn lbn lbn lbn
Baıuta Batula Ratula Batula Uııtutıı Batula Ratula Batula Batula
Seyahatnamesi Seyahatnamesi Seyahatnamesi Seyahatnamesi Scynhnınllmı:ı;i Seyahatnamesi Seyahatnamesi Seyahatnamesi Seyahatnamesi
Metin, 292; M. ŞcrifTcrccmesi, 321. Metin, 292; M. Şerif Tcrceınesi, 321. Metin, 292; M. ŞerifTcrccmesi, 32 1 . Metin, 293; M. Şerif Tercemesi, 322. Metin, 293; M. Ş�rlrTı:ıcı:nıı:�ı. 322. Metin, 294; M. Şerif Tercemesi, 323. Metin, 295; M. ŞerifTerceme�i . 324. Metin, 295-296; M. ŞcrifTcrcemesi, 325. Metin, 296; M. ŞerifTercenıcsi, 325.
15
içinde, mefrOşat, yiyecek, aydınlanmak için muınlar ve benzeri şeyler verildiği Ia��larında da, yol harçtığı verili�6•
gibi
ayrı
18- Amasya: Güzel ve büyük bir beldedir. Nchirieri ve bahçeleri, ağaçları ve meyve
ı��� mevcuttur. Nehirdeki dolaplarla bahçelere ve evlere su temin olunur. Sokakları ve çar
şi'�� genişti�7 ılı., il
}9- Gümüşhane: Gümüş'e vardık ki, büyük ve nüfusu çok bir beldedir. Oraya Irak ve
Şam'dan tüccarlar gelir. Gümüş madenieri vardı�8•
::1.20- Erzincan: Büyük ve nüfusu kalabalıktır. Çoğunluğu gayr-i müslim olup, müslü �9n.lar Türkçe konuşmaktadırlar. Çarşılarının düzeni çok güzeldir. Beldeye nisbette pek h?� kunıaşlar dokunur. Orada, bakır madeni bulunmaktadır. Şamdan ve benzeri bakır kap la;)mal olunur9 tl ..
21- Erzurum: Oldukça geniş ise de; burada meskOn olan iki Türkmen taifesi arasın
daki fitne sebebiyle büyük bir bölümü haraptır. Oradan üç nehir geçer. Evlerinin çoğu bahçeli olup, ağaç ve asma çubukları yctişir30• .
'1
Buraya kadar lbn Batula'nın takip ettiği güzergaha göre uğradığı şehirlerin çoğrafi ö��Vikleri hakkında bilgi bulduğumuz eserde, birdenbire, Doğu An adolu'dan Ege Bölge si'ne Birgi'ye doğru hareket edildiği ifade edilmektedir1• Bu bölümde, sebebi bilinerneyen bir' atlama yapılmaktadır. Bu bakımdan biz eserdeki sırayı takip ederek, diğer şehirleri tanıtmaya devam edeceğiz. ; '22- Birgi: Bir yüz günü buraya geldiğini belirten İbn Batuta, mOtadı vechile şehir hak kı.n�a verdiği bilgileri Birgi için kayce�memiştir. Bu da notlarda bir kanşıklık olduğunu göstermektedir. raınız bağ ve bahçelerin bulunduğunu verdiği diğer bilgilerden anlamak tayız32. ,,1
-
.··,
23- Tire: Güzel bir beldedir. Nehir, bahçe ve bağları ile meyveleri vardır3. 24- Ayasuluk (Selçuk): Eski bir büyük şehir oldu�unu belirttiği Ayasuluk'un Rumlar ta. ,saygı
beslenen ve iri taşlarla yapılmış bir kilisesi bulunan bu şehrin bir de dimii oldu J� u belirten lbn Batuta, bu camiyi şöyle tanıtmaktadır: "Dünyanın en güzel camilerinden olup gözelliktc benzeri yoktur. Önce bir rum kilisesi olduğundan çevreden Rumlar'ın zi yarete geldikleri bir yerdi. Bu belde fethedildikten sonra Müslümanlar camiye tahvil et-
n
26272829-
30-
31-
3233-
16
lbn Batula Seyahatnamesi Metin, 296-297; M. Şerif Tercemesi, 326.
ttm 11aıuıa Sl·yahatnamesi Metin, 297; M. ŞerifTercemesi, 327. lbn lbn lbn lbn
Batula Seyahatnamesi Batula Seyahatnamesi Batula Scy,;ıhatnlimesi Batula Seyahatnamesi lbn Daıuıa Seyahatnameı;i lbn Batula Seyahaın!imeı;i
Metin, 298; M. ŞerifTercemesi, 328. Metin, 298; M. ŞerifTercemesi, 328. Metin, 29R; M . Şerif Tercemesi, 32R. Metin, 29R, M. Şerif Tcrccmesi , 329. Metin, 298-299; M. Şerif Tercemesi, 329. Metin, 303; M. ŞerifTerccmesi, 334.
mişlerdir" . Daha sonra caminin mermerlcri hakkında bilgi vermektedir. Ortasından nehir geçtiği muhtelif cinsle ağaçtarla asınaları bul unduğu kaydedilmektedir. 25- İzmir: Deniz kenarında büyük bir belde ise de , büyük bir kısmı bugün viranedir. Yüksek kısımlarına bitişik bir kalesi vardır1s. 26- Manisa: Dağ eteğine yerleşmiş büyük bir bcldedir. Arazisinde nehirler, pınarlar, bahçeler ve meyveler çoktur36• Manisa Deyi'nc vergi ilc bağlı olduğu belirtilen Foça'nın halkının gayr-i müslim olduğu ve şehrin bir kale ile çevrili olduğu bildirilmektedir. 27- Bergama: Viran bir şehirdir. Dağın zirvesinde bir kalesi vardır. Efl5.tun bu şehir halkındandı. Evinin bugün bile onun adıyla an ı ld ığ ı rivayet olunur37• 28- Balıkesir: Nüfusu kalabalık, çarşıları sevi mli ve gönül açıcı ve güzel bir bcldedir. Dir c5.mi i nşa edilmekte olup, tamamlanmadığı için , cuma namazını ağaç gölgeleri altın da kıldıkları i fade edilmektedir38• 29- Bursa: B üyük bir belde olup, çarşıları lati f ve sokakları düzgünder. Her tarafı bah çeler ve akan sularla çevri lidir. Şehrin dışında sıcak su akan bir kaplıcası vardır.w
30- İznik: İznik'c gelmeden önce Gerle köyünde bir gece kaldıktan sonra, İznik Gö lü'ne bağlı, bir insan geçecek genişlikte köprü gibi bir yoldan geçerek şehre ulaşıldığını belirten İbn B atuta, beldenin vi ran oldu ğunu yazmaktadır. Şehir, dört surla çevrilidir. Her iki su arasında su ile dolu bir hendek bulunur. Şehre inildiği zaman kaldırılabilcn ahşap köprülerden geçi lerek girilir. Şehrin içinde bahçelcr, evlcr i le arazi ve tarlalar mevcuttur. Herkesin birbirine bitişik meskeni ile tarla ve bostanları vardır. Su , yakın kuyulardan sağ lanır. İ znik'de her çeşit meyve yetişir. Ceviz ve kestane boldur ve fiyatı da ehvendir. Ora da yetişen üzümün başka yerde benzerini görmedik. Çok tatl ı ve iri olup rengi saf ve ka buğu incedir. Her tanede bir çekirdeği bulunur40• 31- Geyvc ve Ycnicc: Mekece köyünden sonra, Sakarya nchrini salla geçerek, önce Geyvc köyünde bir gece kaldıktan sonra, ertesi günü Yenice'ye geldiklerini burasının bü yük ve güzel olduğunu belirtmekte yetinen41 İbn Batuta, buralarda başından geçen ilgi çe kici hik5.yeleri nakletmektedir. 32- Göynük: Küçük bir belde ol up, nıüsliimanları n idaresinde gayr-i miislim halkın
yaşadığı bir yerdir. Karlı ve k ış mevsimi idi . llurada ağaç ve üzüm asması olmayıp za'fc ran ekimi yapılır42• 34-
3536373839-
40 ·
4142-
l bn D:ııuıa l bn Batut:ı l bn Baıuıa l bn naıuıa
Seyahatnamesi Metin, 303-304; M. Ş erirTerccmcsi, 335. Seyahatnamesi Metin, 304; M. ŞerifTerccmeı;i, 335.
Seyahatnamesi Met i n , 305; M. ŞerifTcrcemcsi, 337. Seyahatnamesi Metin, 306; M. ŞcrifTerccınesi, 33R.
l bn Daıuta Seyahatnamesi Metin, 306; M. Şeri r Terccıncsi, 339. l hn Oatuta Scyahatn!imesi Metin, 307; M. ŞcrirTcrccrncı;i, 339.
Ilm llatuıa Scynlıaınaıııcsi Metin, 30
17
33- Mudurnu: Kar ve soğuk sebebiyle , hayvanlarını barındıracakları bir yer bulmak ta zorluk çekliklerini belirlen İbn Batuta, burada halkın çokluğundan bahsetmektedir43 34- Bolu: Küçük bir nehir gördüklerini ve geçmekte zorluk çektiklerini anlatmakta
dır44. 35- Gcrcdc (Bolu): Basit bir arazi üzerine oturmuş , güzel büyük bir şehirdir. Sokak
ve çarşıları geniş-tir. En soğuk yerlerden sayıl�f. Muhtelif mahallelerc ayrılmış olup , her mahallenin halkı , diğerleri i le birbirine karışmazlar45 36- Borlu: B i r tepe üzerine kurulmuş küçük bir beldedir. Altında bir hendek, dağın
zirvesinde de bir kalesi bulunur. Güzel bir medresesi vardır46 37- Kastamonu: Büyük ve güzel yerlerden biridir. Hayral eserleri çok ve burada sa
tılan şeylerin fiyatları oldukça ucuzdur"'7 Gelecek bölümlerde bunlardan söz edilecektir. 38-
Sinop: Nüfusu kalabalık tır. Güzel , latif, sarp, sağlanı ve doğu tarafı müstcsna ol
mak üzere diğer yönleri denizle çevrilidir. Doğu tarafında bir kapısı vardır. Beyin izni ol madan kimse oradan giremez.ı8 Yaklaşık olarak Sinop'ta kırk elli gün kadar kaldıktan son _ ra, deniz yoluyla Kırım tarafına geçtikleri zikredilmektcdir49.
B- DE NİZLİ İLE KO NYA' NI N SO SYAL-KÜLTÜRE L VE İKTİ SAD i HAYATI İbn Batuta , eserinde, hakkında çeşitli yönleri araştıranlar için gerekli malzeme olarak kullanılabilecek bilgiler vermiş bulunmaktadır. Her şehrin sosyal , kültürel ve iktisadi ha yatı bakımından önem arzeden bu bilgileri bir değerlendirmeye tabi tutmak suretiyle XIV. yüzyıl Anadolu şehirlerinin değişik yönleri hakkında bilgi sahibi olmamız mümkündür. İşte bu bölümde de örnek olmak üzere Denizli ve Konya hakkında verilen bilgileri tahlil ederek , Anadolu'nun sosyal , kültürel ve iktisadi hayatına ışık tutacak tarihi malzemeleri bu mUtevazi araştırmamızda, daha derli t op l u yapmış oluyoruz.
43-
44-
4S46474849-
ıs
lbn Batula Seyahatnamesi lbn Batula Seyahatniinıesi I bn Batula Seyahatn5mcsl lbn Batula Seyahatnamesi lbn Dalula Seyahatn11mesi lbn Batula Seyahaınameı;i lbn Batula Seyahatnamesi
bir
şekilde ele al ın ma k üzere bir ön hazırlık
Metin, 3 1 2-3 ı 3; M. Ş�rifTercemesi, 347. Metin, 3 1 4; M. ŞerifTercemesi, 348. Metin, JıS; M. Şerif Terceınesl, 3�0. Metin, 3ı5; M. ŞerifTcrccmesi, 350. Metin, 3 1 6; M. ŞerifTercemesi, 35 1 . Metin, 3ı8-3 1 9; M . ŞcrifTerceme�i. 354 . Metin, 32 1 ; M. ŞerifTercemesi, 357.
Bl- İbn
Datutaıya Göre Denizli:
·:r·
XIV. yüzyılda Ladik adının kullanıldığını gördüğümüz Denizli için İbn Batuta; "buna
., Donguzla ( .Jjb i.JJ� ) yani "beledü'l-hanazir0 da denir"51 diyerek, adına devrin bakışı m ak: settirmektedir. B u arada Denizli şehrinin coğrafi özelliklerini belirtirken , bölgenin en gu! zel ve en büyük şehirlerinden biri olduğunu, güzel bağ ve bahçelerle, muntazam ve de� vamlı akan akarsuları ile fışkıran su kaynakları bulunduğunu da belirtmektedir. içinde cu�)
ma namazı kılınan yedi caminin varlığını haber vermek suretiyle İbn Batuta, devrin DiJ nizli'sinin müslüman nüfusu hakkında da bilgi sahibi olmamıza yardım etmektedir.52 BuJ
nun yanında seyyahımız Denizli'de Rumlar'ın sayısının da fazla olduğunu bel irtmektedir'! Rumlar'ın sultan �. cizye ve benzeri verg iler veren zimmi olduklarına da bilhassa işaret ct..: mektedir .53 ı
Böylece Denizli'nin adı ve coğrafi özell ikleri hakkında bilgi sahibi olduğumuz Seya� hatname'den ayrıca bölge hal kının yaşay ış tarzı ve sosyal hayatı ilc ticari ve iktisadi faali yetlerine dair bilgiler de edinmekteyiz.
I. DENİZLİ'NİN SOSYAL HAYATI İbn Batuta Seyahatnamesi'nde Denizli'yi anlatan bölümünde oldukça ilgi çekici satıri lara rastlıyoruz. Özellikle bölge halkının yaşama tarzlarında; birbirine zıt manzaraları tesl bit edip bizlere gösteren İbn Datuta, bölgenin sosyal hayatını inceleyenler için oldukça önemli bilgiler vermektedir. 1-
Ahiler ve Yaşama Tarzları
İbn Batula'nın Anadolu'ya ve özellikle Denizli'ye dair verdiği haberlerden en ilgi çe kenlerinden biri de şüphesiz ahileric i lgili olanlarıdır. O bakımdan burada sadece Deniziii ahileri ile ilgili haberleri gözden geçirmek bile hem sosyal hem de ekonomik yönü olan bu teşkilatı tanı mamıza yetecektir. Sanırım Şehre girdikleri sırada karşılaştıkları i lk i lginç olayı anlatan İbn llatu ta'n ı n korku ve heyecanını kendisinden dinleyel im: "Beldiye dühOlümüzde, çarşOdan geçerken,
50-
51-
52-
53-
Toğuzlu, Selçukluların Bizans'tan alarak Udik (laodikcia) dedikleri kasaba olup bu zamanlarda buraya lbn Balula'nın kaydetti�i gibi Tonuzlu denilmeye başlandııı an la ş ıl ıyor. (Osman Turan, A ksarayi'ni n "Müsfımcratü'ı-Ahbfır"ının ncş ri, Ank. 1 944 , 1 32, dip nol; 6) Deniıli hrisıiyaııların elinde iken ahalisinin çok domz beslernesi !'ebebiyle Tiirk lcr'in buraya "Tonuzlu" diye ad koyduk l arı n a dair kannaller vardır. Fakal Denizli. Türkler z:ırn;ıııında i n ş a cdildi�in d cn bu ismin daha sonra verilmiş oldu�u dUşünUiebilir. Zira, Kaıip Ç el eb i Cilııınnümfısında nchirierin çok olu�u se
bebiyle bu adı aldı�ı kanaatini belirtmektedir. Diıer taraftan XVI. yüzyılda mevcud olduğu kaydedilen "Toııuzlu Pa nayırı• yöreye ve üzerinde kurulan şehre ismini vermiş olabilir (Tuncer Baykara, Denizli Tarihi, İst. 1 969, 45). İ bn Baıuıa Seyahatnamesi Metin, 289; M . Şerif Tcrcemes i , 3 1 7. Zlrıı, cuma namazı toplu olarak ve belli merker.lenle kıl ı nd ı !• Için, MUııiU m a nları n be l i rl e n en c ami l e re gel meleri (tC· rekli�indcn yedi camiye ihtiyaç gösteren (Mü:siUman halkın bulunduğunu anlamamız mümkün olmaktadır. Halen Dc n izl i ' deki Ulu Cami ( 1 245- 1 247?) ile, Kurşun! u Cami ( 1 245- 1 266?)'1erin bu yedi camiden ikisinin yerine yapılan ca· m i ler olması muhtem e ld ir . Di�erlerinin yerleri zelzeleler sebebiyle kaybolmuş olabilir. İ bn Uatuıa Seyahatnamesi Metin, 290; M . Şerif Tercemesi, 3 1 8 .
\
19
bazı eşhas dükkaniarından çıkub hayvanlarım ızın dizginlerinden tuttular. Diğerleri bunla ra mani olmaya çalıştılar. Aralarındaki anlaşmazlık uzadı gitti. Hatta birbirlerine bıçak çe k�cek hale geldi Bizce ne söyledikleri malum olmadığı cihetle korkarak, bunların yol ke sen Germiyanlılar, b uranın da onların ülkesi olduğunu ve mallarımızı yağmalama niyetin d� bulunduklarını zannettik . Bu sırada Allah'ın lütfu ilc Arapça bilen bir hacıya rastladık . Birbirleriyle münfikaşa edenleri n maksatlarını sordum ... Bunların ahilere mensup kimse lerden olduğunu ve bizi öncelikle kendi zaviyeleri nde misafir etmek istedikleri için birbir leri i le çekiştiklerini i fade etmesi üzerine '' ulüvvü cenfiblarına" yani alicenfiblıklarına, cö mertliklerine hayran oldum" .!i4 Bu ifadelerle Ahilerin misafirperverliğine dair çok entere san bir hatırayı nakletmekle Seyyahımız zamanının orijinal müesseselerinden olan ahilik hakkında bizleri aydınlatmaktadır.
a) Ahi Tekke ve Zaviyeleri İ bn Batuta yukarıda zikredilen karşılama hadisesinde kendilerini misafir etmek iste yen gruplardan birinin "Ahi Sinan " , diğerleri nin de "Ahi Duman " zaviyelerinc mensup kimseler olduğunu kaydederek, Denizli içinde iki ahi tekkesi bulunduğunu zikretmekte
dir. Bu tekke mensuplarının ya deği şik meslek sahibi, y a da ticaret yapan kimseler olduk larını çarşıda dükkaniarının mevcudiyeti göstermektedir.!i5
b) ibadet ve Adetleri . Ahi zaviyelcrine mensup olan lt k.i mselcrle birlikte İbn B atuta'nın namaz kılıp kılma dık ları konusunda bir kayda rastlanmamakla beraber, hamam dönüşünde Kur'an'dan ayet
ler okuyari �aftz.landinlediklerini, her iki zaviycde de aynı ibadetin yapıldığını bize haber
'vermektedir. Ayrıca hafızların Kur'an'dan ayetlçri okumalarından sonra sema'a ve raksa kalkmış olmaları56 bu zaviye mensuplarının Mevlevi olduk!anna i şaret sayı labilir.!i7 Bu
zaviyelere gelen misafirleri hamama götürme adcti, yoldan gelmiş bir yolcunun
dinlendiril mesi bakımından üzerinde durması gereken çok önemli davranı ş olarak değer lendirilebilir . Hamamlarda bizzat ev sahipliği yapanların hizmet ettiklerine dair ifadesi ile İbn Batuta bize devrin güzel bir adetini haber vermiş oluyor. Ayrıca, hamamdan sonra gül ·suyu serpme adetiyle devrio yaşama tarzı hakkında bizleri bilgi sahibi yapmaktadır.!i8
54555 6-
S1-
58-
20
a
lbn B tul a Seyahatnamesi Metin, 290; M. ŞerifTercemesi, 318. lbn Batula SeyahatnAmesi Metin , 29 1 0; M. ŞerifTercemesi, 3 1 8. lbn Bııtuta Seyahatnamesi Metin, 290-291; M. ŞerifTercemesi, 3 1 8-3 1 9. U u bölge de ınevlcvi tarikatının yaygın oldu�una dair haberler yaygındır. Zira, Enıiki, Mcnukıbu'I·Arifin'de Ulu Ari r
Çclehi'nin bu bülge yi daha XIV yU1.yılııı bnşında dotaşıırak bu biilgcdc Mcvlcvi dcrglihlarının açıldıgını hatıcr ver· mektedir. Haııa lnançogullarının ileri gelenlerinin de mevlevili!e mensup oldukaları bu habcrlcn.Je ye r :ılın:ıkt:ıdır. (Enaki, Mc:nikıbu'I-Arifin, meı., ll, 864 vd.; ıerc.,ll, 253). lbn Batula S eyah at names i Metin, 293; M. ŞcrifTcrcemesi, 319.
c) Yiyecek ve Eğlenceler
İbn Batula'nın Denizli ahi zaviyeleri hakkında verdiği bilgHer arasında, buralarda bol yiyeceğin mevcud olduğu hususu dikkat çekicidir. "Hamamdan çıktıktan sonra muhtelif bir ta'am ile halviyyat ve fevakih-i kesire ihzar olundu"59 i fadelerinden mükel lef bir sofra hazırlandığını, bu sofrada, yemeklerden başka tatlılar i le mevsimin meyvelerinin bulundu ğunu anlamaktayız. Bu arada Seyahatnarnede verilen bilgilerden anladığımıza göre, ha mamdan çıktıktan sonra mükellef bir sofrada yemek yeme adeti olduğunu görüyoruz. 2 - Sultan'm İ/im Adanı/arı İle Münasebetleri v e İbn Batura'yı Daveti
İbn Batula Seyahatnamesi'nin özell iklerinden biri de� Anadolu Selçuklu Devleti'nin znyıflayıp çöküşü sırasında Anadolu'da ortaya çıkan beylikler hakkında verdi�,i bilgiler, hem bu beylikterin tarihi, hem de bu beyliklerden biri durumunda olan Osmanlı Beyli ği'nin ilk yıllarında Anadolu'nun durumu hakkında faydal ı bilgi leri ihtiva etmiş olmasıdır. İşte bu dönemde yani XIV. yüzyılın ilk yarısında Denizli'de� Ladi k veya Denizli Beyleri olan İnançoğulları (Beyl iğin yıkılışı: 1390'dan sonra) hakkında da seyyahımızın notları arasında bazı bilgiler bulmaktayız. İbn Batula Ahi Sinan Zaviyesi'nde bulundUP" sırada, kanaatine göre , ahiler Denizli Beyi'ne kendi lerinin m isafiri olarak zaviyclerindc bulunduğunu haber vermişlerdir. Bunun üzerine bey kendilerine; "vaiz ve alim Alaeddin Kastamoni'yi "60 göndererek, adam başına da birer at verip kendi sarayına getirmelerini istemiştir. Burada Anadolu'nun beyleri ara sında büyüklerinden biri olduğuna işaret ederek adını "Yenenç Bey" olarak gösteren İbn Batula'nın sözünü ettiği bu bey İnançoğulları'ndan Şücaeddin İ nanç B ey olmalıdır. (Öl . 1334)61• Seyyah , kendisi ilc I 333 yılının ramazanında görüşmüştür.62 "Huzuruna teveccüh ile selam verdik. Misafirine ihzar-ı tevazu etmek ve lutf u mülayemet ile hitab eylemek ve me'a haza 'atayay-ı kalilede bulunmak bilad-ı Rum müHikunun adetidir. M u ma ileyh ile birlikte salat-ı mağribi cda eylcdik. Taamı hazırlatlı. Birlikte iftfir ile 'aydet eylcdik. Bize akçe gönderd i ." Bu ifadelerden anlaşıldığına göre, Anadolu beyleri, misafirleri ile mütevazi bir şekil de görüşerek, az da olsa onlara ikramda bulunmaktadırlar. Nitekim, misafiri ilc birlikte ak şam namazını kılıp iftar sofrasına oturmakla kalmayan İnanç Bey, İbn B atuta ve arkadaş larına hediye olarak para da göndcrıniştir.
59-
6061-
62-
ibn Baıuıa Seyahat name� i Metin, 293; M. Şerif Tercemesi, 319. Ka�ıamonulu Alaeddin hakkında daha fazla bilgiye ra�ılanılamamışıır. 1276 yılında Gerıniy:ııılılıır'ın eline geçen Dcııi1.li, Germiyıııı nilesinden uç hcyi olarak Ali Bey adına birinin idaresi ne vcrilıni�lir. Daha soıınık_i yıllarda bu yere adı �c�cn Ali lky'in oAiu Inanç Bey gelirilmiştir (719 hJI319 m.'dcn önce bu görevde buluııı.Jugu ;ıııla�ılıyor). Ilaiii Eı.Jhcın, Uüvcl-i islanılye, Isı. 1345/1927, 295; 1. llakku Uzunçarşılı, Anadolu Ucyllklcrl, Ank. 1984,56. lbn Batula Seyahatnamesi Metin. 291; M. Şerif Tcrceıncsi, 319-320.
21
İnanç Bey'in oğlu Murnd Bey (öl . 1 360'dan önce)'le de görüştüğünü kaydeden İbn B a tuta, Murad Bey'in şehrin dışında muhtemelen yazl ık ta oturduğunu belirtmektedir . Zira, "meyve mevsimi olduğundan " kendisinin Denizl i dışında bağlarda oturduğunu , kendileri ne haber ve adam sayısınca da at gönderip davet ettiğini belirten seyyahımız arkadaşlarıy la birl ikte bir gece orada m isafir olduklarını kaydetmektedir. Bu arada adından bahsetme diği bir fakih'in Murad Bey i le kendi aralarında tercümanlık görevi yaptığını da yazmış ol ması63 bu dönemin fikri hayatı bakımından da önemsenecek bilgi hüviyetindedir.
3- Cuma
ve
Bayram Adetleri
İ bn Batula'nın Seyahatnamesi'nin Denizli hakkında verdiği bilgiler arasında Denizl i'de yaşayan hal kın dini yaşayışı ile ilgili bilgi lere de rastlamaktayız. Yukarıda da i şaret etti ğimiz gibi , Denizli'de yedi tane cuma namazı eda edilen mescid vardır64 • B unlarda gerek Denizli içinden gerekse çevreden geleı;ılerin namaz kıldıkları , böylece de cuma günü he men bütün müslüman halkın yedi ayrı yerde biraraya gelmelerinin mümkün olduğu anla şılmaktadır. Ayrıca·, İ nanç Bey'in İbn Batula ve arkadaşlarını kend i sarayına davet etmek üzere
gönderdiği b Ü gin AHieddi-n Kastamoni1nin �ynı zamanda vaiz olduğunu zikretmesi65 bize o devirde de cuma ve bayram namazlan ite
li'de geçirmiştir. Ramazan Bayramını da burada id rak ederek bize bayram törenleri hak
kında kıymetli bilgiler vermiştir. Verdi�i bilgi ler arasında namazgaha gittikleri ni söyle miştir.66 Acaba bu namazgah bütün şeh ir halkı nın bayram namazı m bir arada kıldı kları bir cami veya bayram namazı kılmaya mahsus bir yer midir? Ya da beyin de namaz kılmak üzere geldiği bir mescid mid ir? Çok açı k bir ifade olmamakla birlikte , bayram için bütün bölge halkının iştirak ettiği bir namazgah olduğunu şu i fadelerden anlamamız mümkündür: "Sultan askerleriyle çıktı ğı gibi , Ahiler de silahlı oldukları halde çıkmışlardır. Her çeşit sanat erbabının yanında düzgün kıyafetli birer topluluk meydana getirmeleri ve silahları ile birbirleriyle adeta ya nştıkları görülmektedir. Meslek sahipleri sığır ve koyunları ve ekmek yükleri ile çıkarlar. Mezarlıkta hayvanları keserek, etleri ile ekmekleri fakiriere dağıtırlar, sadaka ederler.
63-
ı
lbn Oatuta Seyahatnamesi Metin, 29 1 ; M. ŞcrifTcrcemesi, 320; Adı geen Murad Oey'in babasının ve fat ndan �onra 1 334'de lnanço!u lları'nın başına geçti�ini biliyoruz. Murad Bey adına kesilmiş si k kcler günUmil1.e kadar ulaşmıştır. Ayrıca kendisi adına yazılmış TUrkçe FAtiha ve l h l8!1 surcleri tefsirlerinin mevcudiye i de dönemin ilmi hayatı bakı mından mUhim vesikalardır. Oakınız: 1. Hak k u Uzunçarşı l ı , a.g.c .. 56 . lbn Batuta SeyahatnAmesi Metin, 289; M. ŞerifTe rcemes i , 3 1 8 . lbn Batuta SeyahatnAmesi Metin, 29 1 ; M. ŞerifTercenıesi, 3 1 9 . l b n Batula Seyahatn5mesi Metin, 29 ı ; M . Şerif Tercemesi, 320.
ı
646S-
66 -
22
Bunlar öncelikle mezarlıga giderler, daha sonra namazgaha gel irler.67 Bayram namazının kılınmasından sonra sultan ile birlikte onun ikfimetgahına girdik. Yemekler hazırlandı . Fa,.; kihler şeyhler ve ahilere mahsus olmak üzere ayrıca bir sofra düzenlendiği gibi , fakirler ve düşkünler için de başkaca bir sofra kurulmuştu . O gün sultanın kapısından fakir veyri zengin hiç kimse geri çevrilmezdi.68 Seyyahımız, günümüzde m uhtaç olduğumuz sosyal dayanışmanın mükemmel bir Ö�1 neğinin XIV. yüzyıl Denizli'sinde nasıl yaşandığın ı , bir görgü şahidinin ifadeleriyle biie göstermektedir. 4- Diğer Adetler
İbn Batuta, ahilerin kendilerini karşılamaları ile ilgili hatırasını anlatırken iki ahi gru �; bunun tartışma ve çekişmelerini nasıl sonuçlandırdıklarını da bize bildirmektedir. B u iı
Bu arada, yaz mevsiminde yazlığa çıkıldığını gösteren i fadelerin de yer aldığı hatı r;·'ı·; İbn B atula'nı n İnanç Bey'in oğlu Murad Bey'in kendilerini şehrin dış ındaki bağlarda otur,1 duğu ikametgahında ağırlarlığına dair kaydettiği notlan da bulunmaktadır.71 l: 5- Rum Halkm Yaşaytşı
Denizli'ye seyahatinde halkın bir kısmının Rumlardan müteşekkil olduğunu bel irten İbn Batuta Rum halk hakkında çok ilgi çekici bi lgiler vermektedir. Onların yaşayışlarıı: yaptıkları işler , hatta kıyafetleri hakkında edindiğimiz bilgiler günümüz araştırıcılarının il gisini çeken önemli notlar özelliğini korumaktadır . Bu bilgiler arasında , Rumların sayısının çok olduğunu yazan Seyyah , bize Denizli'd\! XIV. yüzyıl ın ilk yarısında Rum nüfusun dikkat çekec� k kadar fazla olduğunu göstermek' 'l l 6768· 6910·
7 1-
D u ifadelerden ramazan bayram namazı kılınmadan önce mezarlıkta hayvanların keı;ilerck bayram yemeği hazırlan· maııı iç in dagııııdıgı nnlnşılmaktndır. lbn Uatula Seyahatnamesi Metin, 29 1 -292; M. Şerif Terceme!"i , 320 l bn Dalula Seyahatniimeııi Metin, 290; M. Şerif Tcrccmcsi , 3 ı s . lbn Datuta Seyahaın5mcsi Met i n , 290-29 1 ; M . Şcrif Tcrcemcsi , 3 1 9-320.
l b n Dalula Seyahatnamesi Met i n , 29 1 ; M. Şerif Tcrccnıcsi , 320.
ı
2!ı
tedir. Rumlar'ın Denizli Beyi'ne cizye ve haraç gibi vergiler ödeyen zimmiler olduklarını ve pamuk kumaşlar dok u ma işleriyle iştigal ettiklerini gördüğümüz Rumlar'ın özellikle kadınlarının hu dokuma işlerini yaptıklarını da belirten İbn Batuta , Rum halkın kıyafetle ri konusunda şunları yazmaktadır: Rum erkeklerin en belirgin özelliği kırmızı veya beyaz re�te başlık giyı1leleridir. Kadınları da büyük sarığa benzer örtü ile örtünürler.72 :,Bu arada Denizli'deki Rum kadınlarının cariye olarak ifadefendirildiğini gördüğümüz Seyahatnamede, bu cariyelerin alımlı ve güzel olanlarının satılmak suretiyle çalıştıkianna ve gelirlerinin bir kısmını da sahiplerine verdiklerine dair çok ilgi çekici ifadeler yer al maktadır. Hatta, cariyelerin erkeklerle harnarnda birlikte eğlendiklerini ve bu davranışla rını!" halk tarafından yadırganmayıp ayıplanmadığını da İbn Batuta notlarına eklemekte dirr??
, Jl. DENİZLİ'NİN İKTiSADI VE TİCARI HAYATI ·-"Seyahatnfimesinde İbn Batuta'nın verdiği bilgiler arasında yer yer iktisadi ve ticari ko nularla ilgili malumata da rastlanmaktadır. Ancak Denizli ile ilgili bölümde verilen bilgi leli ·arasında ekonomik ve ticari hayata dair bilgi oldukça az biryer tutmaktadır. B ununla beraber, İbn Batuta'nın notlarında yer alan malumat içinden çıkarılabilen; sanayi , ticari ve ekonomik hayatla ilgili bilgileri kısaca şöyle değerlendirmek mümkündür: 1 - Denizli 'de Sanayi
Günümüzde de olduğu gibi, XIV . yüzyılda da Denizli'de dokuma sanayiinde gözle gö rülür bir gelişme olduğu anlaşılmaktadır. Seyahatname yazarının verdiği bilgilerden anla şıldığına göre , Denizli'de pamuktan altın işlemeli kumaş imal olunmaktadır. Hatta İbn Ba tuta, bu kumaŞların benzerinin olmadığını da kaydetmektedir . "Pamuğun nefis olması ve kuv vetli eğriimiş bulunması sebebiyle, ziyade dayanır. Bu kumaş beldeye nisbette ma'ruf tur."74 Bu ifadder Denizl i dokuma sanayiinin XIV. yüzyıldaki seviyesini ve kalitesini gös termesi bakımından önemi haizdir. Bu sanayi iş kolunda çalışanların çoğunluğunu Rum kadınların teşkil ettiğini belirten İbn Batula'nın notlarında mUslüman halkın da bu işi yapmadıkianna dair açık ifade bulun mamaktadır.75 Hayvan serneri ve yuları gibi el sanayii yanında gerek ev ve dükkan , gerekse cami ve hamam gibi binaların yapıldığını gördüğümüz ifadeler inşaat sektörünün de gelişmiş ol duğunu göstermektedir.
12· 7374-
'75� 24
lbn fbn lbn lbn
Baıuıa Scyahaın9mesi Batula Seyahatnamesi Daıuta Seyahatnamesi Batula Seyahatnllme!'i
Metin. 290; Metin, 290; Metin, 2119; Met i n . 290;
M, Şerif Tercemesi , 3 1 8 . M, Şerif Tercemesi, 3 ı 8. M, ŞerifTercemeı;i , 3 1 8 . M . ŞerifTercemeı-i , 3 ı 8 .
2- Çw-ş1lar, Diikkanlar ve Diğer Meslek Erbabı İbn B atuta, Denizl i'yi umumi özellikleri ile tanıtırken çarşıların ı n güzelliğine dikkat çekmektedir. Bu çarşılarda dokunan kumaşların salıldığı arılaşıl nıaktadır.76 Yine ahi lerin karşılamaları i le ilgil i olayı anlatırken Seyyahımız, şehre girişleri nde çarşıdan geç liklerini ve bazı kişilerin dükkaniarından çıkıp , hayvanlarının dizginlerinden tuttuklarını yazmak tadır.77 Bu d ükkan sahiplerinin ne işle meşgul olduklarını bel irtmemekle birl ikte , ahllerin bell i , muayyen bir meslek sah ibi oldukları anlaşılmaktadır. Seyyah İbn Batuta, Ramazan Bayramı'nda, namazgaha gelenlerden ba�sederken her çeşit sanat erbabının tabi, alem ve boruları ile törene iştirak ettiğini bel i rterek78 devrin meslek kuruluşları hakkında otantik bilgi sahibi olmamızı m ümkün k ı lmaktadır. Ayrıca , İbn Batuta da Denizli'de hamamların mevcud olduğunu ve bunların ticari bir faaliyete sahne olduklarına dair önemli bir malumat bulunmaktadır.79 Zira, hem Rum ca riyelerderi bahsederken , hem de gelen m isafırlerin hamama götürütmesi adeti sebebiyle bu mesleğin yaygın bir iş kolu olduğu üzerinde durulabllir. Kadınl arın haftada birgün ekmek pişirdi klerine dair bilgi ve bayramlarda yüklerlc ek mek dağ ıtma adeti ni kaydetmek sureti ile fırı ncı lık gibi bir mesleğin bütün Anadolu'da yaygın olduğu gibi evlerde devam ettiği anlaşılmaktadır.
3- Hayvancılık ve Tarım Seyahatname yazarı İbn B atuta, uğradığı yerleri n i nsanlarının günlük yaşayışı hakkın da bilgiler verdiği gibi , bu insanların çeşitli meşguliyctlerinden de bahsetmek suretiyle , onların geçim şartları ile yetiştird ikleri tarım ürünlerinden ve bestedikleri hayvanlardan söz etmiştir. İşte Denizli'ye gel işinden ayrıl ışına kadar, yaşadığı olaylar hakkındak i notla rında , Denizli'de hayvanc ı l ıkla meşgul olunduğuna dair b ilgiler yer almıştır. Denizl i Beyi ve oğlu misafirlerini kendi ikam e tgahiarına götürmek üzere atlar göndermişlerdir.80 Ayrı ca bayram namazından önce , kabristan ziyareti sırasında getirilen sığırlar ve diğer hayvan ların kesilerek fakir fukancya dağı tı lması81 hayvancılığın yaygın olduğunun i şaretidir. Sey yahımız Tavas'dan bahsederken de , Kale Beyi'nin hayvanl arının hayd udların hücumundan korunmak için aldığı tedbirleri anlatarak , devaml ı böyle davrandıklarını bel i rterek böyle-
76777879-
8081-
l bn Dalula Scyahaınameı;i Metin, 289; M . Şerif Terccmcsi . 3 1 8. İ bn Daıuıa Seyahatnamesi Mcıin , 289; M. Şerif Terceınes i , 3 1 8. l bn 8aıuıa Seyahatnamesi Metin, 29 1 ; M. Şerif Terccmcs i , 320. İ bn Batula Seyahatnamesi Met i n , 290; M. Şeri f Tcrccmes i , 3 1 8-319; Bugün o ld u ! u gibi XIV. yüzyılda da termal su lardan faydalanarak hamamların faal iyet gösterdikleri hususu düşünülebil ir. l bn Batula Seyahatnamesi Metin, 29 1 -292; M. Şcrir Tercemesi, 319-320 l bn Datuta Seyahatn a mesi Metin, 291-292; M. Şerif Tcrcemesi , 320.
25
ce hayvanlarını kale dışına çıkardıklarını kaydctıncktcdir.112 Bu hayvanların cinsleri hak
kında daha fazla bilgi veri lınemektedir. Eserde İbn Batuta, çeşitli meyvelerin kendi lerine ikram edildiğini yazmaktadır. Her ne kadar bu meyvelerin neler olduğunu belirtmemektc ise de hem Denizli'de hem de Tavas'da meyvelerin ınevcud olduğunu görmekteyiz.83
B2- İbn Batota'ya Göre
Konya ve Larcode
Bu yüzyılda, Menteşeoğullarının idaresinde bulunan M ilas'ın yakınındaki Derçin'den ayrılarak, Karamanoğullarının yönetiminde olan Konya'ya doğru hareket ettiklerini belir ten seyyahımız, Konya hakkında, çok olmamakla birl ikte , kültür tarihimiz bakımından ol dukça öne m l i bitgi ler vermiş bulunma�(1adır. Bu bilgilerden faydalanarak devrin Konya ve Larende'si i le Konya Ahilerini ve Mevlana i le Mevlevil iğini İbn Batula'nın eserinde bula bildiğimiz kadarı i le ele almaya çal ışal ı m .
1 - Konya v e Larende İbn B atuta uğradığı şehirteri n adının telaffuzunu da kaydettiği eserinde , devrin şehir adları hakkında da bitgi sahibi olmamıza yardımcı olmaktadır. Mesela Konya kel imesinin
XIV ; yü zy ı lda nasıl telaffuz olunduğunu merak edenlere İbn Batula'nın eseri nin ilgili kıs mına göz atmalarını tavsiye edeceğiz: J (kaf)ın zamme , Lı (nOn)un sükQn veya "
kesre , son harfın de lt (ya) ile" okunduğu ; böylece de , " Konya" veya " Koniya" şeklinde ..
hareketeneo bu kelimenin84 manası ile menşei hakkında da bilgi bul unmamaktadır. B u şehrin Büyük İ skender tarafından kurulduğunun ri vayet edildiğini de i fade eden İ bn Ba tuta, kendisinin ziyareti sırasında burasının Karamanoğulları'nın idaresinde olduğunu da
belirtmektedir.s s
D aha sonraki sayfalarında Konya'dan Larcode'ye geçtiklerini bel irten İbn Batula'nın eseri nde , bu kel i menin de harekelendiğini görmekteyiz.86 2-
_Konya ve Urende'nin Özellikleri a) Konya 'nın Özellikleri
Konya'nı n büyük bir belde olduğunu belirten İbn B atuta , şehrin kuruluşunun ve bina lannın çok m ükçmmel olduklarını da yazdıktan sonra şu bilgi leri vermektedir: "Suları , ne hirleri , bağ ve bahçeleri ile meyveleri çoktur. Az yukarıda da belirttiğimiz gibi (Antalya anlatılırken) orada da, "kamerüddin" adıyla bir kayısı çeşidi yeti şip Mısır ve Şam diyarı-
82-
83-
84-
85 ·
26
l hıı Batula Scyalıatniiıne�i Metin, 292; M. ŞerifTercenıcıoi, 320. l bn Dııtuıa Seynhııtnılrncsi Mcıin, 2 8 9-29 ı : M. Şerif Tcrccnıcsi, 3 1 8 - 3 20 . lbn Datuta Seyahatnamesi Metin, 293; M. ŞerifTercemesi, 322; M. ŞerifTcrceıncsintle, �ehirlerin atilarının okunuş larını harfleri harckelemek suretiyle göstermiştir. Yukarıda örneğini gördüğümüz Konya kelimesinin okunuşu hemen her şehir adının geçtiti yerde mütercim tarafındıın açıklanmıştır. lbn Datuta SeyahatnSmeı;i Metin. 293; M. Şcr: r Tercemesi, 320.
na sevk olunur.''87 Bu i fadelerden , XIV. yüzyılda sebze ve meyvecil iğin yaygın
!ll<
u�;;
duğunu kaydettikten sonra; ''her san'al ehli bel l i bir yere sahiptir .. dcmekted ir.811 Bu i radc
ler bize XIV . yüzyıl Konya'sında ticaret ve san'atkar olan meslek gruplarının da bulund�ı
ğ u n u göstermektedir. Daha aşağıda da belirteceğimiz üzere Konya'nın kültür hayatı hakkında da bilgi ler ve ren İbn Batuta , burada medreselerle, tekke ve zaviyelerin bulunduğunu , bu müesseselerd r i l mi faaliyetlerin sürdürüldüğünü de belirtmektedir.89
ı
b) Llirende'nin Özellikleri Larende'nin de su ve bahçelerle süslü bulunduğunu bel i rten İbn Batuta90, şehrin diğer. özell ikleri hakkında bilgi vermiş bulunmaktadır.91 Aydınl atma aracı olarak mum kullanıl dığını ve yemek için de kapkacaklann mevcut olduğunu aynı ifadelerinde İ bn Batula bil;; dirmektedir. 3-
lbn Batula 'ya Göre Konya Alıileri ve Mevlevtlik
XIV. yüzyılda Konya ile Larende'yi ziyaret eden İbn B atuta, bu ziyaretini bazı şeh ir:..· lerde uzun, bazılarında i se kısa tutmu�tur. Seyyah İ bn Baluta'nın eserinde , bütün Anado-i lu şehirlerinde kaydettiği ortak bir taraf vardır. O da en küçük yerleşim merkezinde bild bir ahi zaviyesi aramış ol masıdır. İşte Konya'da da böyle bir zaviyedcn bahseden İbn
B ni.ı
tuta, diğer şehirlerde bahsetmediği Mevlcvi dergahından, burada Mev lana'yı anlatırken bahsetmektedir.
a) Konya Alıileri Adeti olduğu üzere Konya'da da bir zaviyeye indiğini belirten İbn B atuta , bu zaviye-1 nin " İbn Kalemşah11a ait olduğunu haber vermektedir. Bu zatın Konya kadi'si olduğun\!� kaydettikten başka, kendisinin ahilerden olduğunu da zikreden seyyahımız, bu zatın zav.l.i yesinin, zaviyelerin büyüklerinden biri olduğunu da belirtmektedir.92 İbn B atula'nın i fade lerinden bu devirde , Konya'da büyük zaviyeler bulunduğunu anlamaktayız. Ancak , Seya-
86878889·
9091-
l bn Batula Seyahatnamesi Met i n , 294; M . Şerif Tcrcemes i , 323; Telafuzla ilgili açıklama, ürende için de lerccmı:�c yer almaktadır. l bn Oaıuta Seyahatnamesi . lbn llaıuıa Scyahatnlimesi l bn Daıula Seyahatnamesi l bn Batula Seyahatnamesi İ bn Batula Seyahatnamesi
Meti n , 293; M. Şerif Tcrcemesi , 322. Metin , 293; M . Şerif Tercemes i , 322. Mcıin, 293-394: M . Şerif Tcrceınesi, 322. Mclin, 294 ; M . Şerif Tcrcemesi , 323. Met i n , 295; M . Şerif Terccmesi . 324; Seyyalı bu bölümde. Karamanoğu l l arı'nda n Nun;-ı
lin'dcn bahseımckıcdir. Onunla knr� ıl:ışmııları sıfil�ında bir y:ılırıneının bir tıı!ylıı Vl.!)iil hiı J.,IIJ ;; IUm:iıı.TliıKI.: �''"'ıl_,,•. ıııında nasıl davranacağı hakkında vcrdigl bilgiler görgU kuralları bakımından Uzerinde durulacak husus lardır,
hatname'de bunların hangileri ve sayısının kaç tane olduğunu hakkında bilgi bulu nma maktadır. İbn Kalem-Şah'ın zaviyesinde birçok öğrenci bulunduğunu da kaydeder93 İbn Datuta , _. bu 'bilgiyle devrin ahi zaviyelerinde eğitim öğretimin de yapı ldığını gören bir kimse ola
rak bize haber vermiş olmaktadır. B u bölümde İbn Batuta , ahi leric ilgili bilgiler verdiği diğer bölümlerde kaydetmediği bil hususu da zikretmiş bulunmaktadır. O da; ahilerin fütüvvette kendilerinin; Emirü'l mü'minin Hz. A li'ye ulaşan bir zincire sahip olduklarını bel i rtmiş olmasıdır. Bunları mu tasavvıflarla kıyaslayan seyyah; nasıl sOfiye hırka giyiyorsa ahi lerin de "şalvar" giydikle rini belirtmek suretiyle ahilerin ayrı bir özelliğini de göstermiş olmaktadır.9s İbn Batuta, Anadolu'da dolaştığı yerlerdeki ahi ler hakkında bilgi verirken bunları n , misafirlerine ikramda bulundukl arını , misafirlerinin şerefine ziyaretler tertiplediklerini bel irttikten başka, misafirlerin i de hamama götürme adetleri olduğunu, hatta bu adetİn önem ine binaen, hane sahibinin de misafirine refakat etmiş olmasının ona değer verdiğini göstermesi bakımından önem taşıdığını i fade etmektedir.9s İşte kaldığı zaviyede de hama ma gittiklerini kaydeden İbn Batuta , Kfidi İ bn Kalem-Şah'ın, ziyafctte o l du k ç a cömert davrandığını ve kendi yerine oğlunu I ıamama gönderd iğini belirtmek suretiyle96 Konya ahilerinde de diğer şehirlerdeki adetleri n mevcut olduğunu gösterm iş oluyor.
b) MevltiJUl ve Mesnevt İbn Batula Konya'ya Mevlana'nın ölümünden ( 1 7 Arai lk 1 273) altmış sene sonra gel miştir. 1 333 yılını bahar ve yaz ayl arında Anadol u'yu dolaşırken uğradığı Konya'da dik
katini çeken hususları not ederken ahilerden başka Mevlana'dan ve Mevlevil ikten de bah setmiş olması dönemin sosyal ve kültürel hayatına ışık tutması bakımından dikkat çekici dir .
aa) MEVLANA VE MEVLEVILIK Seyahatname yazarı , Konya'da "kutb-ı Şeyh Celaleddin (
�JJI � )
i n türbesi mev
cuttur"97 i fadesini kaydettikten sonra Mevlana'yı tanıtmaya devam etmi ştir. Celfileddin'in "Mevlana" adıyla meşhur olduğunu ve bu şöhrctinin yaygıntaştığın ı belirten İbn Batuta;
92-
93 -
9495-
96-
�728
lb n Batula Seyahatnilmesi Metin , 293; M. Şcrif Tcrcemesi, 322; Ahilik, Konya ve unıunıiyetle ortaça� Türk şehirle rinin en önemli teşkihitıdır. Du müessese, XIII. yüzyıl boyunca gelişmiş fütüvveı anlayışından birçok unsurlar ıaşıan ve XIV . yüzyılda dıı varlı�ını sürdüren dini ve iktisadi bir teşkilallır. Geniş bilgi için bkz.: Neşet Çağatay, Bir Türk Kurumu Olan Ahllik, Ank . , 1985; Tuncer Da yk a ra , Türkiye Selçukluları Devrinde Kony11, Ank., 1985, 105-106. lbn DalUla Seyahatn!hne�i M e t i n , 293; M. Şerif Tercemesi, 322. l bn Daıuıa Seyahatnamesi Metin, 293; M . Şcri f Tercemesi , 322. l bn Baıuıa Seyahatnamesi Metin, 285-290; M. ŞerifTercemesi, 312-313 , 3 1 8 . l bn Daıuıa Seyahatnamesi Met i n , 293; M . Şcr i f Tcrce mcsi , 293-294. l bn Daıuıa Seyahatnamesi Metin, 294; M. Şeri f Tercemcsi , 322.
"Anadol u'da bir grubun Mevl an a ya mensup ve onun i smiyle anı ldıklarını " kaydetmcktc '
dir.98 Du gruba, Cclal i'yc dendiğini de kaydeden İbn Datuta, Mevlana'nın ölümünden altmış yıl sonra , Anadolu'da ona mensup ve bağlı olan insanların yaygın bir alanda görülmüş ol duğunu eserinde belirtınesi üzerinde durulacak bir husustur. Zira, İbn Batuta, Mevlana'ya mensub ve bağlı insanların Celaliye adı ile anı ldıkları gi bi, bunları Irak'daki Ahmediye ve Horasa n'd aki Haydcriye'ye bcnzctmcktcdir.99 Mevlcvtliğin Celal iye adı i lc XIV . yüzyılda anı lmış olmaları d a bize İbn Batuta'nın vermiş olduğu önemli bir bilgi olarak değerlendi ri leb i lir .
B u arada, Mevlevil iğin mücsseselcşmcsi hakkında İbn Batuta'nın S eyah atn am es i nde , ahi lerinki kadar bol ö rn e k bulamıyorsak da, Konya'yı ziyareti sırasında Mevlfma'nın Tür•
besi yanında büyük bir zaviye bulunduğunu belirtmiş olması , gelen geçen ziyaretçilerio bu zaviyede doyurolduğunu kaydctmcsini 1 00 dikkat çekici bir husus olarak zikrctmek gerekir. Ayrıca bu böl ümde Ş ai r Şeyh'in H ikayesi " başlığı al tında, Me v l ana' nı n şahsına dair "
bilgi de verilmektedir. B unları iki ayrı bölümde ele almak gerekir. Özellikle, başlangıçta
Mevlana'nın " faki h müderris olarak Konya Medrcsesi'ndc" dersler verdiği kaydedilmiş bulunmaktadır.101 D u rada Konya Mcdrcscsi'nin zikredi lmiş ol ması , Konya'da tck bi r med resenin bulunduğu şeklinde anlaşılmaktadır. Zira Konya'da Mevlana'nın talebeleri nin ken di medresesinde öğretimlerine devanı etmektc olduğunu bundan başka da med rcselc ri n bulunduğunu belirtebili riz. İbn B atuta'nın, Mevlana'nın şahsiycti ile i lgili, ikinci olarak, anlatılan şu hikaye üzerinde durmak istiyoruz: B i rgün Mevl ana medrescsinde, ders verdiği sırada, helva satan bir adam gelir. Başın
da bir tabak içinde de , parça parça kesilmiş olduğu halde hclva bulunup, bunun her parça s ın ı bir fılise satt1ğını söyler. Mevlana; "Tabağ1 gelir" dcr. Helvacı bir parça alıp şeyhe (Mevlana) verir, o da el iyle alır ve yer. Helvac1 sall1ğı helvadan , başka kimseye vermek sizin çıkar. Şeyh de on a uyarak arkasından onu takip ede r, ders i terkeder ve dershaneye dönmektc gecikir. Talebelcr, bir müddet beklederse de Şeyh'in dönmedi ğ i n i görerek arar Iarsa da bulamazlar, hatta n e re d e bulunduğunu bile öğrcncmezlcr. Şeyh i n bi rkaç sene son ra döndüğü görü l ür.102 '
B u ilgi çekici hikaye bize , Mevlana'nın Şcmscddin Tcbrizi i lc karşılaşıp buluşması hakkındaki rivayetleri hatırlatmaktadır.10·' Ancak , bu hikaye üzerinde şimdiye kadar durul98 991001011 021 03-
l bn Daıuıa Seyııhatnameı;i Metin, 294; M. Şerif Tercemesi, 322.-323. l bn Daıula Seyahatnamesi Metin, 294; M . Şerif Terceınesi, 323 ; Ahmet EOaki, Ariflerin Mcnkıbclcri (Tahsin Yazıcı), I sı., 1 973 , 1 1 , 287 . l bn Datuta Seyahatnamesi Metin, 294; M. Şerif Tercernesi, 323. İ bn Datuıa Seyahatnamesi Metin, 294; M . Şeri f Tcrccmesi , 323. İ hn Batula Seyahatnamesi Metin, 294; M . ŞerifTcrcemesi , 323. Ahmet EOaki, a.g .c., l , 1 60, 1 63- 1 64 vd. '·
29
maması , acaba, Mevlana'nın ölümünden altmış yıl sonra İbn Batula'nın kaydeuiği bu hi kAyeni n sa�lamlı�ı veya bir başka rivayctlc karıştırılıp karıştı rı lmadı�ı hususları nda şüp heye düşüldüğünü mü göstermektedir? İbn Batula'nın bu ri vayeti bize farkl ı bir bakış açı sını da getirmiş olabi leceğini düşünmemize yardımcı olacaktır, sanırı m . Konya'da Mevlana'nın hocası oldu�u kaydedilen Fakih Ahmed'in de mezarı bulundu ğunu zikreden104 İ bn B atuta, burada önemli bir başka ziyaret yerinin olduğunu da göster miş bolunmaktadır.
bb) MESNEVI Yukarıda zikrettiği miz hikayeden sonra Mevlana'nın dönüşünde, söylediklerinin ania şılmadığı ifade edilmektedir. Bunun sebebinin de , Farsça şiirler söylemesi olduğu göste rilmektedir.10s Bu konunun tartışmasına girmek konumuzun dışındadır. Ancak , şiirlerin di linden ziyade muhteviyatını anlamakta zorluk çekilmektc olduğu dü� nülebil ir . Ayrıca , devrin medrese talebelerinin Farsça'yı ani ayacak kadar yabancı dile vakıf oldukları nı da bildiğimizi burada kaydetmekte fayda mütalea etmekteyiz. İbn Batuta Seyahatnamesi'nin bu bölümünde , Mevlana'nın söylediği Farsça şi irlerin talebeleri tarafından yazıldığının , sonuçta da "Mesnevi " ad ıyla bir kitap vücuda geldiğinin bel irtildiğini 1� görmekteyiz . Seyahatnam·e yazarı11oın, Mesnevi'nin yazılışı hakkında kay detti ği bu notların gerçeğe yakın olması , İ bn Batula'nın tesbit ettiği bu bilgilerin önemini de artırmaktadır . 1 07 Yine İ bn Batuta , Anadolu'da , Mesnevi'ye büyük hürmet gösteri ldiği n i , ondan bazı bc yitlerin bellenerek günlük hayatta ve kültür çevrelerinde kullan ı ldığını , hatta , cuma gece lerinde de eserin okunduğunu da belirtmektedir. llu i fadeler bize , Mevlevi liğin Mevla na'nın ölümünden sonra da devam ettiğini gösterdiği gibi , Mevleviliğin müesseseleşme sinde Mesnevi'nin katkısının ne kadar önemli olduğunu da ortaya koymaktadır.
104- l bn Batula Seyahatnamesi Metin, 294; M . Şerif Terceınesi , 323 ; Ahmet En:ik i , a.g.e . . l , 131 , 392; Tuncer Daykara, a.g.e . , 83. 105- l bn Batula Seyahatnamesi Metin, 294; M . Şerif Tercemcs i , 323 . ıo6- l bn Batula SeynhatnRmeııi Met i n , 294; M. Şcr i f Tcrcemes i , 3 2 3 ; Mcııncvi , Mcvlnnii'nın en nıc�hur c!lcri ılir. Fnrsça ya· zılan bu eser, altı cilt ve 256 1 8 bcyitten müteşekkil olup, Mevlana'nın tasavvun düşünce duygularını ıınlauıgı hikll yelerden ibarettir. Birçok dillere tcrceme edilmiş ve şerhleri yapılmıştır. Tahiru'l-Mevlevi , Şerh-i .Mesnevi, 1, Isı., l,7 1 , t9-20_ 107- Tihirti'l-Mevlevi, a .g .e . , 20.
30
İKİNCİ B ÖLÜM
İBN BATUTA' YA GÖRE ANADOLU ' NUN SOSYAL VE KÜLTÜREL HAYATI
31
ANADOLU'NUN SOSYAL HAYATI H . VIIIJM .XIV . Yüzyılda " B i lad- ı Rum" adıyla tanınan Anadolu'yu h .733/nı . l 333 yılının i lkbahar mevsi minde ziyaret etmeye başlayan İbn Batuta, bu bölgeyi bütün yaz boyunca dolaştığı ve hatta kışın başlarında da Anadolu'nun bazı bölgelerinde bulunduğu , verdiği bi lgilerden anlaşılmakta dır. Bu zaman içinde Anadolu'yu Lanıma imkanı bulan Seyyah, bazı yörelerde bir aydan fazla kalmış, bazı köy ve şehirlerde ise birer, ikişer günlük ziyaretlerde bulunmu ştur. Böl genin ilim adamları , cşrafı ve özell ikle yöneticileri ilc yakınlıklar, dostluklar kuran İbn Datuta, bu bölge hakkında verdiği bilgiler arasınd:ı ah i d erg a h ve zaviyelerini ve ah i leri n sosyal hayatını da tanıması yönüyle en orij inal kaynak hüviyctini hala korum aktadır. D u bakımdan İbn Batula'nın verdiği bilgilerin sadece Anadolu ile i lgili olanlarını e l e alarak devri n yani h. VIII/ m .XIV. yüzyılın Türk toplumunu tanımaya çalışal ı m . Zira , b u devirde Anadol u Selçuklu larını takib eden Beylikler ( 1 250- 1 3 5 8 ) dönemini yaşamakta olan Anadol u , ccşitli Türk beylerinin idaresinde bu lunuyordu . nu beyler, ha kim oldukları bölgelerde idarelerinde bulunan halkın desteğini sağlayabilmek için birçok imar faaliyeti yanında kültür hizmetleri ne de ağırlık verdikleri için ilmi faaliyetlerin de ol dukça fazla olduğu yapı lan araştırmalarda açı kça görülmektedir. Nitekim bu hususu İbn Batuta'nın Scyahatnamesi'ndc de görmekteyiz. H .VIIIJ m .XIV. yüzyıl Anadolu halkının yaşayışı; yedikleri, içtikleri, giydilderi ve kullandıkları hakkında da gördüğü ve hatırladğı kadarı ilc bilgileri eserine aksettirmiş olan gczgin İbn Batuta, bu insanları bir müslüman gözü ile de değerlcndirerek , Anadolu'nun di nt hayatı hakkında da bize ilgi çekici bilgiler aktarmış bulunmaktadır. B u arada sosyal sınıfları da seyyahımızın verdiği bazı bilgilerden takip edebilmemiz mümkün olmaktadır. Gayr-i müslimlerin yaşayışı ile Müslümanlar arasındaki münasebet ler yanı nda Müslümanların idareci sınıfı , ilmiye sınıfı ve halk hakkında değişik yörelerde karşı laştığı olayları hikaye ederek bilgiler veren İbn Batuta, devrin u laşım imkan ve vası taları ile günlük hayatta kullanılan bazı araç ve gereçleri de tanıtmaktadır. Halkın inanç ve adetleri ilc yaşama tarzları hakkında da bilgiler bulduğumuz Seyahatname'de, Anado lu'nun Müslüman-Türk halkının kökleşmiş törelerini de bize aktarmaktadır. '·
33
B u konularda elde ettiğimiz bilgi leri belli başlıklar altında değ'!rlendirerek h .V I
II Jm .XIV . yüzyıl Anadolusunun sosyal hayatını genel çizgileri ilc tanımamız mümkün olacaktır sanırı m .
A - HALK VE YERLEŞİMİ Eski Yunan ve Rumlar'ın yaşadığı bölgelerden biri olan Anadolu'yu Türkler fethede rek İslam laştırmışlardır.108 B u radaki halk Türkçe konuşmaktadır.109 Arapça, Farsça, Rum ca ve Ermcoice gibi başka dilleri de bilenlerin bulunduğunu 1 10 görmekteyiz. Bu halk ara sında Müslümanların "Türkmen" tai fesinden olduklarını daha yukarıda zikrctmiştik. Ay nca ,
gayr-i müslimlerden hristiyan olarak Rum ve Ermeniler'in mevcut olduğu nu ,1 1 1 bu
arada az da olsa yahudilerin bulunduğunu 1 1 2 İ bn Batula'nın kayıtları da göstermektedir.
1- Halkın Yericşimi İbn B atuta, Anadolu'da gezdiği yöreleri anlat ırken yer yer şehrin topografik yapısı hakk ı nda bilgi verdiği gibi halkı nın ycrleşimi , mahalleterin kuruluşu ve idaresi hakkında da gördüğü ve duyduğu bazı bilgiler vermektedir. Nitekim Antalya'yı anlatırken , halkın her toplumunun birbirinden tamamen ayrı yerlerde oturduğunu söyleyerek şu bilgileri nakletmektedir "Hri stiyan tüccarları Mina adıyla tanınan mahallede otururl ar . Mahallenin çevresinde bir sur bul unur. Geceley in ve cuma namazı kılındğı sırada kapıları kapanı r . " Eski halkı olan Ru mlar, diğerlerinden mlinferi t bir halde . diğer mahalde ikfı. ı nct eder ler. B unların mahallesi de sur ilc çevril miştir. "Aym şeki ldc Yahudi ler'in de sur içinde ayrı mahallesi bulunur." _ " Beyi i le devlet adamları ve diğer hizmetl ilcr de etrafı sur ilc çevri lmiş ve yukarıda zikredilen m ahallelerden ayrılmış bir kaledc oturmaktadırlar" . " Diğer müslim halk da asıl beldede i skan edilmişlerdir. Bu beldede bir cam i , medrese ve çok sayıda hamam ve güzel bir şekilde düzenlenmiş çarşı lar mevcuttur. Bu mahal lenin çevresinde de geniş bir alanı içine alan büyük bir sur çevril miştir. " 1 1 3
ı os-
ı091 10ı ı ı1 ı 21 1 3-
34
lhn llatuta lbn Datuta lbn Batula lbn Datuta l bn Batula İbn llatuta
Seyahatnamesi Metin, 283; M . ŞerifTerccmcsi , 3 ı o. Seyahatniimesi Metin, 283, 310; M. Şerif Tercemesi , 310, 343 . Seyahatnamesi Metin, 283,298 ,310,3 ı ı ,313�119; M. Şerif Terceınesi, 310,328,343,345,347,354. Seyahatnamesi Metin, 284.298,31 1 ,3 ı 9 ; M. ŞerifTercemesi, 3 1 2 ,328,345,354.' Seyahatnamesi Metin, 302; M. Şerif Tcrccmesi, 333. Seyahatnamesi Metin. 284; M. ŞcrifTerccıncsi, 312.
Gerede'yi de anlatırken gezginimiz; "çeşitli mahallelerden mürckkcb olup, her m ahal leni n halkı diğerleri ile karışmaz." 1 14 diyerek Antalya'daki yerleşimc benzer başka bölge lerin de bulunduğunu haber vermektedir. Denizli'ye seyahatinde halkının bir kısmı n ın Rumlar'dan müteşekkil olduğunu belirten İ bn Batuta , Rum halk hakkında ilgi çekici bilgiler vermektedir. Bu bilgiler arasında, Rum lar'ın say ısının çok olduğunu bel irten Seyyah , bize Denizli'de XIV. yüzy ı l ın ilk yarısında Rum nüfusun dikkat çekecek kadar fazla olduğunu göstcrmcktcdir. 1 1 5 Yukarıda da bel irttiğimiz gibi , XIV yüzyılda Anadolu'da Müslüman-Türkler'i n ço ğunlukta bul unduğu bir toplum yaşamaktaydı . Bununla beraber bazı bölgelerde gayr-i müslimlcrin bulun,duğunu da bil iyoruz . Nitekim, A ntalya , Denizli ve Gcrcdc'dcn başka Göynük1 16 ile Sinop 1 1 7'da Müslümanlar'ın idaresinde yaşayan gayr-i müsli mler olduğun u , Erzincan'da i se azınlık olarak1 18 bunların mevcut olduğunu yine İ b n Batuta'nın Seyahatna mesi'nden öğreniyoruz .
2- Halkın Meşgul O lduğu İşlcr Seyahatname'nin Anadolu ile i lgili bölümü gözden geçirilirken , yer yer halkın meşgul olduğu i şlerden de bahsedildiği görülür. Hemen hemen her şehir ve yerleşim merkezinden bahsedi lirken dükkaniardan ve çarşı larından söz edi lmektedir. Böyle olunca çarşıların var lığı bize halkın bir bölümünün ticaretic uğraşlığını g�stermcktedir.1 19 Bu arada bazı sanayi koll arının da varlığına dair notlara rastlamak m ümkün ol makta dır. Mesela, Den izl i'de pamuktan al tın i şlemeli kuımış i mal olu nmaktadır. 120 Erzi ncan'da da kumaş lar dokunduğunu ve bak ır madeni işl e ne rek çeşitli kaplar yapı l d ı ğı n ı 1 2 1 da öğrcn mekteyiz. B i rgi'ue uc çauır ve kaliçe uokuınaları yapıldığını görmcktcy iz . 1 22
Bunlardan başka halkın bir bölümünün de zirai' faaliyette bulunduğu görülmek tedir. Akdeniz, İç Anadolu ve B atı Anadolu bölgelerinde ziyaret ettiği şehirlerde bol miktarda çeşitli meyvelerin bulunduğundan söz eden İbn Batuta , bu bilgilerle bize halkın meyve ve· sebze yetiştiriciliği ile de uğraştığını göstermektedir.123 Hayvancıl ıkla da meşgul olundu-
1 1 4 - lbn naıuta Seyahatnamesi Metin. 3 1 5 ; M . Şerif Tcrceınesi , 350. 1 1 5- lbn natuta Seyahatnamesi Metin, 290; M . Şerif Tcrcemcs i , 3 ı 8. 1 1 6- İ bn Baıuta Seyahatnamesi Metin, 3 1 1 ; M. Şerif Tcrcemesi , 345. 1 1 7- İbn Uatuta Seyahatnamesi Meti n , 3 ı 9; M. Şeri f Tercemesi , 354. 1 1 8- lbn naıuıa Seyahatnarnesi Metin, 298; M. Şcrif Tcrccmesi, 328. 1 1 9- I b n Batula Seyahatniimesi· Metin, 290,293,298; M . Şerif Tercemesi , 3 1 8 ,322 ,328. 1 20- İbn Batula Seyahatnamesi Metin , 290; M . Şerif Terccmcsi , 3 ı 8 . 1 2 1 - İ bn Baıuta Seyahatnamesi Metin , 298; M . Şerif Tcrceme.�i . 328. 1 22- İbn Baıuıa Seyahatnamesi Metin, 300; M . Şerif Tcrcemesi , 33 1 . 1 23- İbn Batula Seyahatnamesi Metin, 293,309ı92; M . Şerif Tcrccmes i , 322,342,3 1 9 .
35
ğuna dair kayıtlara da rastlanmaktadır.12-1 Çalışma hayatı ilc ilgili daha geniş bilgi iktisadi hayat konusunda verilecektir. Daha çocuk yaşından itibaren i lmiye sınıfına girenierin bulunmuş olduğunu gösteren kayıt lar da vardır.m Aslında hemen her yerleşim merkezinde bir medresenin varlığını ha ber veren İbn ofiatuta, X I V . yüzyıl Anadol u'sunun , ayrı bir başlık altında ele alacağı mız, il mi hayatı hakkında çok değerl i bilgi ler vermekted ir. 3- Kadımn Toplumdaki Yeri
Anadolu'da yaşayan halkın yaşrtlila tarzı ilc komşuluk münasebetleri hakkında da bil gi verirken İbn Batuta; burada kadınlar erkeklerden kaçmazlar ve yola çıkacağımız zaman akraba, ya da hane halkındanmışcasına bizimle vedataşırlar, bu ayrılıktan dolayı üzüntü lerini , gözyaşlarını dökerek belirtirlerdi , demektedir. Ayrıca, haftada bir pişirdikleri ek meklerini misafir ve yabandan gelenlere gönderdiklerini de belirten İbn B atuta; "Ekmek günü belde erkeklerinin sıcak sıcak ekmekler, nefıs yemeklerle çevrelerini dona tıp, bun ları size kadınlar gönderdi , sizden hayır dua bekliyorlar" dediklerini de kaydetmektedir.126 XIV . yüzyılda Anadolu kadınının genel durumunu gösteren i fadelerden başka, seya hat euiklcrint! dair şu ilgi çekici not, dcvrin kadınlarının toplum içinde serbestçe hareket ·imkanına sahip olduklarını göstermektedir "Önümüzde ata binmiş bir Türk kadını ile hiz metkar Yenice beldesine doğru gitmektc idi ." Sakarya nehrinde boğulma tehlikesi atiatan bir kadını kurtarmak için nehrin karşı tarafındaki şahısların nehre atlayıp kadını boğul maktan kurtardıklarını da belirtınesi 127 seyyahımızın hatırında i z bırakan olayları kaydet tiğini göstermektedir.
Dönemin kadınlarının yönetirnde de görev aldıklarını gösteren kayıtlara da rastladığı m ız Seyahatname'de, yazar bize ilgi çekici iki örnek vermektedir: "Biri , Kayseri'de oturan Emir Alaüddin Eretna (öl . ı 352)'nı n hatunlarından biri i lc ilgilidir. İbn Batuta , adı geçen hatun hakkında; "En kerim ve ffizıl hatunlarındandır. Irak melikleriyle ak.rabalığı vardır. Kendisine Ağa denilir ki büyük manasma kullanılır. Sullana yakınlığı bulunan kimselere bu ünvan veri lir. Adı geçen hatunun adı Tuğa Hatundur" i fadeleri ile bilgi vermiştir. Söz konusu hatunun yanına gird iğini belirten İbn Batuta, kendi lerini ayakta karşıladığın ı , se lamladığını ve kendileri ile konuştuğunu kaydettikten sonra, kendileri için yemek hazırlat tığını ve yemekten sonra, ayrılırlarken de, eğer ve gemi ilc mükemmel koşumlu bir at ilc hil'at ve para göndererek , kendilerinden daha fazla hediye veremediğinden dolayı özür di lediğini de eklemcktcdir.128 1 24- l bn Uaıuıa Seyahat name� i Metin, 29 1 ,292; M . Şerif Terccmesi , 3 1 9-320 ı 25- l bn Oatuta Seyahatnamesi Metin, 285; M . .Ş'!ri f Tercemeıoi . 3 1 2 . 1 26- l b n Dalula Seyahaınameııi Metin, 283.284, .v1 . Şerif Terccmesi, 3 1 0 . 1 27- l bn Batula Seyahatn/imesi Metin , 3 1 0; M . Şc:rif Tc:rccmesi , 343 .
1 2 8- l bn Oaıuta Seyahatnamesi Metin, 296; M. Şerif Tc:rcemesi, 325.
36
İ kinci örnek de , Osmanlı B ey i Orhan Bey ( 1 28 1 - 1 362)' i n eşi Nilüfcr I-l atu n'la ilgiliJir. İbn llatuta İznik'i ziyareti sırasında görüşLüğü Nilüfcr Hatun için; " *ehrin hakimi il� Sul tanın eşlerinden biri olup, fazileti ve di ndarlığı ilc tanınmıştır" demektedir. İzn i k' te misa firi olduğu Hoca Eskişehirli Hacı Alfıaddin il e birlikte Nil üfer Hatun'u ziyaret ettiklerini kaydeden seyyah, "bizlere ikram ve iltifalla bulundu" şeklinde de bir not düşmüştür.129 Gayr-i müslim kadınların toplum hayatındaki yerleri konusunda da bilgiler kaydeden İbn Batuta , rum halkın kıyafetlerini belirtirken ; "Rum erkeklerin en belirgin özelliği kır mızı veya beyaz renkte başlık giymelcrid ir. Kadınları da büyük sarığa benzer örtü ile ör tünürler"130 demektedir. nu kadı nların bir kısmı n ı n pamuklu kumaş dokumacılığı ile meş gul olduğunu , bazılarının da cariye olarak hamamlarda çalıştıklarını da kaydeden 131 yaza rımız devrin sosyal hayatı hakkında ilgi çekici bilgiler bırakmış bulunmaktadır. Türk kadınlarını n kıyafetlcri konusunda çok açık bilgilere rastlamadığımız Seyahatnfı me'de, Anadolu halkının genel olarak, temiz elbiseler giydiklerini 132 kaydettiğini hatırlar sak , bu kıyafeti kadın ları n g i y im leri i ç i n de söylemiş olabileceği düşünül ebi lir. B- DiNi IlA YAT
Anadolu halkının yaşayışı hakkında bolca mfıl umat bulduğumuz Seyahatname'de, bil hassa dini yaşayışla ilgili notlara rastlanmaktadır. Hem değişik dini grupları tanıta n hem ,
de bunların dağıl ışım gösteren kayıtlar bulunan İbn llatuta'nın eserinde, m übarek gün ve gecelerde yapılan törenlerden de bahsedilmektedir. Gerek ibadet hayatı , gerekse günlük yaşayış içinde dini merasimleri nasıl icra ettiklerini bize nakletmesi itibariyle XIV . yüzyı lın bu büyük seyyahı , sanki kıymetli bilginler veren bir ansiklopedi yazarı hüviyetindedir. 1- Müslümanlar ve Gayr-i Müslimlcr
Anadol u'da XIV. yüzyılda , yukarıda da işaret ettiğimiz gibi, daha çok Müslüman-Türk unsur yaşamaktadır. B unun yanında Hristiyanlar'ın Türkler'in idaresinde yaşadığını belirt miş olduğunu m
az
da olsa Yahudiler'in mevcut olduğunu134 görmekteyiz. B unların dışın
da diğer din mensuplarının varlığından Seyahatnarnede bahsedilmemektedir. Seyahatname'nin ilgili bölümünden anlaşı ldığına göre Anadolu'da M üslümanlar'la gayr-i müslimler içiçe yaşamaktadırlar. Hatta ticari faaliyetlerini de beraberce sürdürmek-
ı 291 30 · 13ı1 321 H1 34-
İbn Balula Seyahalnamesi Melin , 309; İ bn Balula Seyahatnamesi Metin, 290; İ bn Aatula Scyahatnamc.�i Metin, 290; l bn ll aıuıa Scyahaı nlimcı;i Met i n , 2R3; ibn IJıılula Scynhatnanıcsi Met i n , 283; ltın Batuta Seyahatnarneı;i Metin, 2R4;
M. M. M. M. M. M.
Şerif Terccınc�i. 342. Şcrif Terccmcsi , 3 ı 8 . Şcrif Terccmesi, ) I R . Şcrif Tercemcs i , 3 1 0 . Şcrir Tcrceme�i. 3 1 0. Şerif Tcrccmesi, 3 ı 2.
37
tedirler. Bu arada Müslüman erkeklerin Hristiyan kadınlarını cari ye olarak al ıp, kendileri ile evlendiklerini de gösteren bazı rivayetler yer al maktadır. m
2- Mezhep
ve
Tarikatlar
Anadolu halkının genellikle i maın-ı A'zam Ebi Hanife'nin mezhebine bağl ı oldukları nı belirtiyor. İçlerinde Kaderi , Rfifızi , Mu'tezili , Harici ve bid'at ehl inden ki mse bulunma masını Al lah'ın bu yöre halkına verdiği bir i mtiyaz olarak değerlendiren yazar , bu hususu bit fazilet saymaktadır.136 Hanefi mezhebi üzerine eğitim yapıldığını da belirlen İbn Batu tam eserinde başka yöreleri anlatırken de benzeri bilgi ler vermektcdir Sinop'u ziyaretlerinde karşılaştıkları garip bir olayı anlatırken seyyahımız, kendileri nin el lerini salarak namaz kılışiarı sebebiyle halkın kendilerinin Rafıti olduklarından şüp helendiklerini kaydederek Mal ikilerin namaz kılışiarı hakkında bilgileri olmadığını da be l irtmek ihtiyacını duymuştur. Hatta, bu sebeple Rafizi olup olmadık larını anlamak için de tavşan eti yeyip yemedikleri hususunda kend ilerini bir denemeye tabi tu ttukları nı da hika
ye etmektedir . 1 38
Anadolu halkı arasında birçok tarikatın yaygın olduğunu bil iyoruz. Nileki m İ bn Batu ta da eserinde bunlara dair pekçok örnek vermektedir. Bunlar arasında "Ahi lik" ve ahi za v iye ve tekkelerinden hemen her sayfasında bahsettiğini gördüğümüz İbn B atuta Seyahat namesi'nin bu konuda orijinal bir özell iği bulunduğunu da yukarıda bel irtmiştik. Bu se beple İbn Batuta'nın ahi lik hakkındaki görüş ve düşünceleri ile bu tekkelerin Anadolu'da ki dağılımı nı ınüstakil bir bölüm hal inde ele almayı dii�ünüyoruz. Ahiliğin dı şında İ bn Batula Anadolu'da rnstladığı bazı tarikatlar ve kurucuları h akk ın da da bilgiler vermekted ir. Bunlardan biri Mevlevil ik'dir. Mevlana Celaleddin Rumi
( 1 207- 1 273)nin adına izfifetle Celal iye ad ı ile anıldıklarını kaydeden İbn Batuta, bu tari katta; Irak'da Ahmediye (Ruffii) ve Horasan'da da Hayderiye diye ad land ırıldı kları gibi Celaliye tarzında ad verildiğini bel irtmektedir. Konya'da Mevlana'nın türbesi yakın ında bulunan bir zaviyede, gelen geçen kimselerin ve yabancıların doyurulduğunu da eklemek tedir. B u taraf halkının Mevlana'nın eseri olan Mesnevi'ye saygı duyduklarını , sözlerinden ibret almak üzere öğrend iklerini ve özellikle cuma gecelerinde de zaviyclerinde okuduk Iarını bel i rtmektedir.139 İkinci olarak R ufiii zaviyelcri hakkında bilgi bulduğumuz Seyahatname'de , bunlara
Amasya ile İzmi� taraflarında rastlarlığın ı görmekteyiz. Amasya yakınındaki Sonya'da Ve
liyyullah Ebu Abbas Ahmet Ruffii ( l l 1 8?- 1 1 83) hazretleri nin eviadı bulunmaktadır. Şeyh ı35-
l bn Batutll SeynhotnBmeı;i Metin, 284�'04.307; M .
Şerif Terccnıe�ı. 3 1 2,335.339.
1 36- lbn Baıuta Seyahatnamesi Metin, 283.284; M. Şerif Tercemesi, 3 1 0. 1 37- lbn Balula Seyahatnarnesi Meıin. 3 1 5: M. Şerif Tercernesi , 350.
138- lbıı Daıura Seyahatnamesi Meıin. 320: M . Şerif Tercemes i . 356 ,357. 139- lbn Balula Seyahatnamesi Metin, 294; M . Şerif Tercemesi. 323 .
38
İzzüdd i n , bu c ü mleden olup İbn B atuta'n ın ziyaret ettiği sırada da rcvak şeyhi ve Ruf5i post-nişin'i olduğu yazılmaktadır. Kardeşleri Şeyh A l i , Şeyh İbrah i m ve Şeyh Yahya'd ır. B u nl arın hepsi Şeyh Küçük Ahmet b i n Tacı1ddin Ruf5.i'nin cvladıdır. B unları n zaviyesinc indiklerini bel i rten seyyahı m ı z , bunları n diğerlerine olan üsWnlü klerini ınüşahedc ettikle rini de zikretmektedi r . 1 40 İzmir'de de b u tari katın şeyhi fazı l ve salih bir zat olan Yakub'un zaviyesine indiklerini yazan İbn Batuta, burada Şeyh İzzuddin İbn Ahmet Ru f5.i ilc görüş tükleri n i bel irtmektedi r . Adı geçen zatı n beraberinde Ahiatizade ile mürid ierinden yüz ka dar faki r bulunduğun u , bunlar için de çadırlar kurulduğunu ve bunlara Şeyh Yak ub'un zi yafet çektiğini kaydeden İbn B atuta , bi zzat kendisinin de bu ziyafcte katı ldığını ve orada bulunanlada gör4ştüğünü i fade etmektcdir. 1 4 1
3- Mübarek Günlerdeki Faaliyetler XIV . yüzy ı l Anadol u Müslüman-Türk toplumunun dini hayatı hakkında ilgi çekici nottarla eseri ni süsleyen İbn-B atuta , m übarek gün ve gecelerde halkın yaptığı işlerle i ba det hayatlarından bazı kesitleri günümüze aktarını ştır. Denizl i'yi z iyaret ettiği sırada Ramazan ayı na tesadü f etmesi sebebiyl e , Ramazan so nuna kadar burada kal ı p bayramı da Denizli'de geçirdi kten sonra buradan ayrı ldık larını gördüğümüz İ bn B atuta ve arkadaşl arı , bize hem iftar ziyafetleri , hem de bayramla i l g i l i b i l g i l e r vermi ş bul u n m ak tadır. İ\Jn B atula'nın ifadesine göre Denizli'de yedi tane cuma na mazı eda edilen mescid vard ı r . 1 42 B una karşılık u zak olduğu için Kastamonu'da S u l tan , Cuma mescidine atla g i ı mekıeJir.14J Alanya'da kaleye çıkarak , B al ıkesir'de de ağaç gölge leri altında cu m a namazı k ılmı şlardır.144 Bu b i l gilerden de anlaşıldığına göre, cuma nama zı m ümkü n olduğu kadar merkezi v e ceınaatın bir araya gelebi leceği bir cam ide veya ço ğunluğun bir araya gelebi l mesine m üsait bir yerde k ı l ı nmaktadır. Cuma namazın ı n k ı l ı n ı şı hakkı nda İbn Batuıa, en geniş malumatı Kastamonu S u l ta nı'nın adelet i n i anlatırken vermekted i r . Camide , Sultan ile erk5.mnın , oturdukları yeri sıra ladıktan sonra K ur'an okunduğunu bel i rten yazar, hatibin minbere çıkarak, hutbe okudu ğunu , daha sonra da namaz k ı l ı ndığını kaydetmektedir. Bu namazdan sonra nafile namaz cda edi l mektcdir .145 Daha sonra bu hafızı n , sırasıyla önce sultanın huzurunda , sonra da sultanın kardeşi ve n ihayet vel i ahd olan oğl unun önünde ayrı ayrı aşr-ı şerif olwmasıy l a , bir duahan da sultan i l e oğlunu överek d u a i l e c u m a namazını tamamlarlar.146 1 40- l bn BalUla Seyahatnamesi M e t i n , 2 9 7 ,298 ; M . Şerif Tercemesi , 327,3 2 8 . 1 4 1 - lbn 13atuta Seyahatnamesi Metin, 304; M . Şerif Terccmesi , 335 ,336. ı 42- lbn Batula Seyahatnamesi Met i n . 289; M . Şerif Tercemesi , 3 1 8 ; Me h me t Şeker. i ım Dalula'ya Göre
S0111yal ve lkllıılhll lhayutı, Türk I)Unyo�ı
Denizli'nin
Ara,tırınoınrı Derg iıoi , Ni�nn-119 Sayı: 59, lst., 1 989 , 95 .
1 4 3- l bn 13atuta Seyahatnamesi Met i n , 2114,3 1 7; M . Şerif Tercemesi , 3 1 1 ,353. 1 44- İbn Datuta Seyahatnamesi Metin, 383 ,306; M . �erif Tercemesi, 3 1 0,339.
145- Durada Cuma'nın iki rekat farzından sonra kılınan sünnet namazları kastedilmektedir. 1 46- l bn Datuta Seyahatnamesi Metin, 3 1 7,3 1 8 ; M. Şerif Tercemesi , 353.
39
Seyyah . Geyvc ile Mudurnu arasında geeelernek zorunda kaldıkları bir köyde , cuma gecesi olduğundan o gece köylülerin zaviyede toplandığından ve sabaha kadar zikrettikle rindcn bahsetrncktcdir. Köy l ü l erin her birinin yiyeceğini oraya getirmiş olmaları sebebiy le yemek sıkıntısı çekmediklerini de cklcmektcdir.147 Yukanda da işaret ettiğimiz gibi İ bn Batula ve yol arkadaşları h. 733/m . 1 333 yılının ramazanının ( 16 Mayıs - 1 4 Haziran) son günlerini Denizli'de geçirmişlerdir. Ramazan Bayramını'da burada idrak ederek bize bayramın kullanışı ile ilgili kıymetli bilgiler ver miştir. Bayram sabahı Sultan , askerleriyle, ahiler de silahlı oldukları halde ç ıkmışlardır. Her sınıf sanat erbabı , düzgün kıyafetleri ile silahlarını kuşanmış oldukları halde birbirle ri i le yan şırcasına birer topluluk oluşturmuşlardır. Meslek sahipleri sığır ve koyunları ilc ekmek yüklerini getirmişlerdir. Mezarlıkta hayvanlarını keserek , etleri ile ekmekleri fakir Iere dağıtmışlar, sadaka etmişlerdir. B unlar öncelikle mezarlığa giderler, daha sonra na mazgaha gelirler. Dayram namazının k ı l ınmasından sonra sultan ile birlikte sultanın ik5metgahına girdiğini belirten İbn Batuta, bayram ziyareti i lc i lgili notlarını şöylece sürdür mektedir: Yemekler hazırlandı . Fakihler, şeyhler ve ahilere mahsus olmak üzere ayrıca bir sofra düzenlendiği gibi , fakirler ve düşkünler için de başkaca bir sofra kurulmuştu . O gün sultanın kapısından fakir veya zengin hiçkimse geri çevrilmezd i . 1411 Aynı yılın ikinci bayramını da Manisa'da geç iren seyyahımız, maalesef bu bayram hakkında bir önceki gibi geniş bilgi vermemektedir. Zira burada kendi hizmetinde bulu nan bir kölesinin atiarını al ıp kaçması sebebiyle bayramda yap ı lan işlerle pek fazla i lg i lc neme m i ş t i r . Sadeec notlarına, arc fe günü Manisa'ya geldiklerini ve bayram gecesini saba ha kadar. birkaç ay evvel vefat etmiş olan oğullarının yanında geçirmektc olan Manisa Sultanı Saruhan bey'i ziyaret ettiklerini ve bayram namazını da birlikte kıldıklarını kayde derek , halkın bayram meşgul iyeti sebebiyle kölesini arama faaliyetinin geciktiğini belirt mekle yetinmiştir.149 Açık bir i fade bulunmamakla birlikte bu bayram kurban bayram ıdır. Zira önceki bayramın ramazan ayını takip eden günlerde idrak edildiği açıkça ifade edi l miştir. Her iki bayramda yapılan işlerde ortak olan bir hususu İbn Batuta'nın kayıtlarından çıkarmak miiınkün olmaktadır. O da bayramlarda mezarlık ve türbe ziyaret etme adetidir. Seyyah ımızın ll ursa'da bulunduğu sırada, aşCıre günleri gel i p çatmı�tır. MCıtfuJı vechi le konakladığı ahi zaviyesinde , çeşitli yemekler hazırlatı larak , şehrin i leri gelen zevatı ilc halka ziyafet verilm iştir. Bu ziyafetten sonra da güzel sesli hafızlar Kur'an-ı Kerim tilavet etmişler ve vaiz Mecdüddin Konevi'de ' :\aZ vermiş , sonra da sema ve r:ıksa başlanmıştır.
147- lbn natuta Seyahatnamesi Metin, J12 ; M. Şerif Terccmesi , 346. 1 48- l bn Batula Seyahatnarnesi Metin, 29 1 ,292; M. Şerir Tcrccmesi, 3 1 9 ,320; Mehmet Şeker. a .g. makale, 98. 149- l bn Datuta Scyahııtnanıcıoi Metin , 30.5; M. Şerir Terccmesi, 337.
40
Yazarı m ı z , o geceni n en güzel gecelerden biri old uğu nu i fade etmekten kend i n i alarnamış tır . ı so Aynı geceyi anlattığı bir başka kayd ında da İbn Batula birkaç ayrıntıya daha d i kka ti mizi çekmektedir. Aşurc gecesi nde Şemsiidrl i n zav iycsindc bul unulduğu s ı rada adı ge çen vaizin konuşmasının bir yeri nde fukaradan birinin kendinden geçerek bağırdığı görü l ür. Hatta bu zata gülsuyu serpildiği halde açı l ı p kendine gel med iği de kaydedilir. İkinci bir husus d a , bu zavi yedeki faaliyetin bu mübarek geceyi ihya etmek m aksadıyla vaaz ve Kur'an d i nleyerek sabah narnazına kadar sürd ürü lmüş ol masıdır . 1 51
4- Kur'�n Okutma ve Dinleme Adeli Seyahatname'nin Anadolu ilc ilgi l i kısmını i nceled i ğ i m i zde , İ bn B atuta gerek konak lamak maksad ıyla ziyaret ettiği zaviye ve mcdreselerde , gerekse bcylerin saray ve konak larında verilen ziyafetlerden sonra Kur'an okuma adetinin yaygın olduğu görül mektedir. B una birkaç örnek vermekle yetine l i m : Antalya medresesinde hergün ikindi namazından sonra, h e m cam i , hem d e medresede güzel ses i l e Feth sOres i ı sı Mülk suresi 1 53 ile 'Amme surcsinin 1 54 okunmas ı n ı n adet oldu ğunu kaydeden İbn B atuta ıss ayn ı adetin başka yörelerde de görüldüğünc dair bilgiler ver mektedir. Mesela Eğridi r S u l tan ı'nın gii n l ük adetlerinden olarak her gün i k indi namazın da camiye geldiği n i , namazdan sonra kıble duvarına dayanarak , ahşab'dan yap ı l m ı ş bir kürsüye oturarak Fetih , Mülk ilc Amme surelerin i okuyan ha fı z l ar ı d i nled iği n i , daha son ra i kamctgahı n a dönd ü ğ ü n ü haber vcrmektcdi r . 1 �6 B u hafızl arın güzel bir ses i l c Kur'an ti Javct etmeleri sonucu ruhların b u n l arın okuyu şundan e t k i l e nd i ğ i n i ve kalbierin
h u z u r ve
sük u net bulduğunu da eklcmektcd i r . Borlu B cy'i İ bn Batuta'y ı , Kadi Alacdd i n Mehıned'in de hazı r bu l u nduğu meclisinde , yanına oturtmuş ve yemek yedikten sonra hafızları n güzel ve tesirli bir ses ile okudukları Kur'an'ı dinlemi şlerd i r . m Aynı adetin Kastamonu'da cuma namazını m ü teak i p camide sul tanın ve d iğer devlet i leri gelenleri n i n huzurunda da devam ettiğin i kaydeden 1 58 İ b n B atu ta, ahi dergah l arının hemen hepsi nde akşam yemeklerinde zikir yaptıkların ı ve K u r'an d i n ledikleri n i de belirtmektedir . 1 s9
1 50- l bıı Daıuıa Seyahatnamesi Metin, 307; M. Şcri f Terceıncsi, 340. 1 5 1 - lbn Oaıuıa Seyahatnamesi Metin, 308; M . Şerif Terccmcsi, 340. 1 52- Kur'a n . X X X X V I I I (Feth) 1 53- Kur'aıı, LXVII (l'vtülk) 1 54- Kur'an, LXXVlll (Nebc') 1 55- İ bn Batula Seyahatname�i Metin, 2!15; M. Şerif Tercemesi , 3 1 2 . 1 56- l hn Batula Scyahatniiıncsi Metin, 2 !1 8 ; M . Şerif Tcrccınesi, 3 1 5-] 1 6. 1 57- İ bn Balula Seyahatniimcsi. Metin, 3 1 5-3 1 6; M. Şcrif Terccmcsi, 35 1 . 1 5 8 - İ bn Baıuta Seyahatnamesi Metin , 3 1 7 ; M . Şerif Tercemesi , 353. 1 59- İ bn naıuta Seyahatnamesi Metin, 2H9-290; M. Şerif Tercemesi . 3 1 8-3 1 9 .
\
41
5- Cenaze Törenleri İ bn Batuta , görüp karşılaştığı hadiselerden i lgisini çekenleri kaydetmi ş t i r . Nitek i m , zi yaret ettiği yerlerde rastladığı cenaze merasi mlerinden ilgi çekici olanlarını ve belki de da ha önce rastlamadı k larını not etmiş bulunmaktadır. İşte Sinop Bey i İ brah i m ' i n annesinin vefatı vesi lesi ile yapılan merasi m hakkında yaz d ıkları bunların bir örneğidir denebil ir. Cenazenin kabre götürü l üşü sırasında; bey i n başı açı k ve yayan y ü rüdüğü n ü , d iğer bey ve devlet ricalinin de ayn ı şeki lde davrandığını ve elbiseleri n i de ters çevri l m i ş olarak giydiklerini bel irten seyyah , kadi , hatib ve fakih gibi ilim adamların ı n iştirak lerinin biraz farkl ı olduğunu zikretmekted ir. Bunlar elbiseleri n i ters g i y me k l e berabe r , ba� l a rı n ı aç nı a y ı p i m am c yeri ne baş l arı na s i yah y ü n d e n b i rer me n dil sarm ışlard ı r . Bugünler halk tarafınuan k ı rk g ü n müdd�tlc matem günleri olarak kabul edi l m i ş ve yemekler yed i r i l m i ş t i r .'(ıO
B u n u n y anın d a , Eğird i r Sul tanı'nı n oğ l u n u n ölümü se be b i ilc kaydettiği notları nda İ bn Batuta , d i ğer ü lka halkının davranışları ilc mukaycsc yaparak , bunl arın Mısır ve Ş am hal kı ilc LOr Şchzadesi'ni n dcfn i nd e olduğu gibi yapmadık ları n ı , çok ağlamadık ları nı da be lirtmektedir. Sadece şchzade dcfnedildikten sonra, babası de b i r grup talcbc üç gün boyun
ca sabah namaz ından sonra, kabrini ziyarete devam etmişlerdir. Defn i n ikinci günündeki ziyarette bizzat İ bn B atuta kendisi de bu lunınuştur. �" 1 Bir başka örnek de Saruhan oğulla rından biri n i n vefatı sebebiyle veri l mi ş bulunmaktadır. Merhumun cesedi tahnit edi lerek , kalay l ı dem i r örtü l ü bir tahta tabu la k onu l u p kokusunun çıkmaması için de tavan ı açık bir kubbeye ası ldığını bel i rlen İ bn B atuta , "d i ğer bey terin de böy le yaptığını müşahadc e t t i m " demektedi r .
1 62
Göynük ve M udurnu arası nda rastladığı kabirierin üzerine ahşap odalar inşa edildiği n i bel i rten İ bn Batuta , bunları uzaktan görenlerin cv zannetti klcri n i , ya k l aş ınca i se bun la rın kahir
olduğunu gördiiğilnii de k ayd � nlL'k tcd i r. 1('1
C- İLMİ VE KÜLTÜIU�L I lA YAT
İbn Batuta Seyahatnômcsi' n i n öze l l iklerinden biri de dolaştığı yerlerde i l i m adamları nı ziyaret etmesidir. Özellikle Anadolu'da Arapça bilen k i mselerin çoğunlukla bu i l i m adamları ol maları , y a da i l i m müesseseleri nde kendi meşrcbine uygun ki mseleri bu labi le ceğ i n i düşündüğünden bu müesseselere uğramayı adet ed indiği görü l mektedi r . Böylece ,
1 60- lbn Batut:ı Seyah:ıtnilme�i Met i n . 320; M . Şcrir Terceınesl , 3.57. 1 6 1 - İ hn Batutiı Seyahatnamesi Meı i ıı , 2R9; M . Şeri f Tereenıcs i , 3 1 6.
1 62- İ hn Batula Seyalıatııfinıc)ii Met i n . 30.'i ; M. Şcri r Terccnıcsi . 3 3 7 ; Bu tahutuıı dah:ı sonrn t:ıv:ınd:ııı yere indirilecc�ini
ve üzerine ölenin elbisesinin örtülcccgiııi notl:ırıııa il:ıvc eden scyyahıınıt., geniş hilı;i verıııcıniştir.
ı 63- İ bn llatuıa Seyahatnarnesi M c t i ıı . 3 ı 2;
42
1\1.
Şerif Tcrccıncsi, 346.
Anadolu'nun Bey likler devrinde beylerin merkez olarak kabul ettikleri bölgelerde i l i m adamlarına d a hürmet ederek , desteklemeleri sebebiyle b i r i l mi' muhitin oluşması na d a yard ımcı oldukları için , İbn B atula'nın verdiği bilgi lerden b u i l i m müesseseleri n i n dağı l ı m ı n ı n da tesbit edilmesi mümkün olabil i r .
1- f\.fcdrcsclcr ve Müdcrrislcr Seyyah İbn Batuta, gezdiği yöreterin özelliklerini sayarken, oradaki çeşitli kuru nı lar dan da bahsetmektedir. Mesela Antalya'da cami ve medreselerin varl ığını haber vermek tedir. Eğridir'de büyük cam i n i n karşısındaki medreseyc, Borlu'da da güzel bir medresc ye 166 i ndiklerin i kaydetmektedir. Bu arada S iv as'da "Daru's-Siyade " adı veri len ve m e d re seye benzeyen bir konak tan da b ah sed i len Seyahatn5mc'de, bu k o n a k l ara �eri n c ı. ı r'7 n ı i s a fi r edildiğinden v e ş e ri fle r i n d5ru's-Siyfide'lerde i kfinıet ettikleri m üddet i ç i n d e döşe m e . yeme , içme ve ayd ı nlatma g.ibi h izmetleri n i n karşılandığı , ayr ı l ı �larında da yol harç l ı k la rını n tem in ed i ld i ğ i kayded i l mekted i r . 1 68 Ayasuluğ'da büyük kilisenin cfimiye dönüştürülmes i 1 69 B ursa'da da y i ne bi r k i l isen i n türbe nıescid hal ine getiri l mesi
1 10
devri n kültürü açısından ilgi çekici ik i ö rne k t i r . Zaviye
ve cam i ierin de birer kül tü r ocağı olduğu gözönüne a l ı n ı rsa buraların öğrenc ileri i le eği t i m e hizmet verdikleri görülecektir . Konya'da ahi l e rde n kadi İ b n K a l e m Şah'ırı zav i ye s i n d e birçok talebesi bul unduğunu 1 7 1 ayrıca ahi tckkelcri nde b i rç o k ki msenin ahinin t a l i m
ve ter
biy es i altında olduklarını y i ne İbn B atula b i ze haber verme k t ed i r . 1 7 2 B u m üesseselerde en az bir öğretim üye s i ni n bulunması tabiidir. M üderris , faki h , �ey h benzeri ünvanl arla zikred i len b u ki mseler hakkında Lla b i l g i l e r b u l d uğu m u z Scyah a t n a nıe , devri n i l i m adarnlarını da tan ı manı ı za y a r dım cı o l m a k tad ı r . Eğ ri d i r med resesinin mü
ve
derrisi , a l i m ve fazı] b i r zat olan el-Hac Musl ihiddin'i n M ı s ı r ve Ş a m ' d a öğ re t i m g ö re n ve bir m üddet de Irak'da bu l unan b i r kişi olarak tanı lı lması yanında , onun fasih bir l i sana sa hip olduğu v e b i nvok glizc l h as l e t l e r i bul und uğu bcl i rt i l i y or . 1 7·' B i rgi'<.le fazilet sa hi b i bir mü
�e rri s b u l u nduğunu önceden öğrend i ğ i n i kaydeden ı n lic l
l i f, b u m üderrisin medreseye gel i ş i ve özel l i k le ri hakkında şu bi l g i y i vermektedir. Müdcr ris i n bir binek üstünde ve etrafında öğrenci leri i l e h i z me t i i l e r i bul unduğu halde ç ı kage l d i -
1 641 6.51 66· 1 67ı 67-
l bn 11atuıa Seyahatnamesi M et i n , 284; M . Şerif Tc rce meı; i , 3 ı 2 .
l bn Batula Seyahatnarnesi Met i n , 2KR; M. Şerif Tcrceınesi , ) ı 5 . l bn Batula Scy:ıh:ıtıı5nıesi Mcıin, 3 1 5 ; M. Şerif Tercemesi , 350
Hz. Peygamberin kızı Hz . fatına'nın oglu Hasan'ın ı;oyundan gcleıılcr için k ullanılan l
lbn Batula Seyahatnamesi M et i n , 296-297; M . Şerif Terccınes i , 326.
1 69- l bn naıuta Scynlıatn8nıe�i M e t i n , 303; M. Şerif Tereenıeııi , 335. 1 70- l bn Batuta Scyahaın5rne�i Mcıi n . 308; M . Şerif Tercemesi . 34 1 . 1 7 ı - l bn Batula Seyahatnamesi Me ti n , 298; M . Şcrif Tcrccmcsi . 322. 1 72- l bn Batula Seyalıatnfimcı;i Meti n , 285-286; M. Şerif Tc rc e ınc s i , 3 1 2·3 1 �· 1 73- l bn Batula Seyahatnamesi Met i n , 2RR; M . Şerif Tercemcsi , 3 1 5 .
ği nnlatı larak , altın işlemeli gen i ş ve güzel bir elbise giydiği bel irti l mektedi r . Kadi İzze.t t i n Fl' ri ştc'n i ı ı lle ynnl n r ı n a geld i ğ i n i ·.;c ın iiucrri s i n snğ t< ı ra fınu a oturduğunu , İ bn Batu
ta'nı n ua sol tamfla yer a l d ı ğ ı n ı bel i rlen i fadelerine, " müdcrri s u l O ınu asliye ve feriyyc'yi tcdrisc başlayarak" işini bitirdikten sonra ıncdrescdc bulunan bir başka odaya geçtikleri ni i lave etmektedir. M ü kemmel bir tarzda tcfriş edi l mi ş olan bu odada mükellef bir sofranı n hazırlandığını 1 74 da belirtmiş olmas ı , bize medreselerde b i r d e m isafirhane bul unduğunu göstermekted ir. İ bn Batula'nın rehbcrl iğini ve tercümanlığını yapan bir hacının Borlu medresesi n i n m üderrisi i le öğrencilerini tanıdığı ve bu sebeple onları n dersini dinlemeye g i ttiğini kay deden İbn Batuta , bu medrescde Hanefi mezhebi ne mensup öğrenc ilerin ders gördükleri n i yazmaktadır.175
Bu arada Kastamonu'daki sağır şeyhin işaretle açıkinınalarda bul unarak öğrencilerini yetiştirdiğinc dair anlatı lan hikaye ilgi çekici bir öğretim metodudur. 1 76
2- lleylerio İlim Adamlarana Verdikleri Değer ve Münasebetleri XIV. yüzyı l ı n i l k yarısı nda Anadolu'yu dolaşan Kuzey A frikalı scyyah , bölgenin dev let adamları yanı nda iti bar görm ü ş , onların birçok mecl isinde hazır bul u n m u ş , sohbetleri ne kat ı l m ı ş ve onlardan birçok hed iye de almıştır. Eseri nin bazı böl üm lerinde uğradığı şe hi rleri n bey . sul tan veya vali olarak görev yapan idareci lerini tan ı tmak için ara başlıklar koyması , bu insanl arın seyyaha hürmet ve itibar gösterdiklerini açıkça ortaya koymakta
dır. 1 7 7 /\ ydınoğlu Mehmet Bey , kaldığı medresen i n müderrisi ilc İ bn 13 atuta'y ı ikfimetgfih ı na
davet ederek, k� ndi leri n i ayakta karş ı l amıştır. Fakih i sağ tarafı na alan bey , İ bn Batula'ya
ha) lıatırdan' sonra , H icaz, Mısır, Şam , Yemen , Irak ve İ ran ile diğer beldeler hakkı nda so rular sonnt.IŞtü'f.'"Daha sonra yemek hazı rlatt ımrak birli kte yem i ş lcrd i r. 178 Hemen bütü n bey terin böy le davrandıkları Seyahatname'nin i lg i l i bölümlerinde yeri geldikçe zikredi l
mektedir. Mesela Kastamonu S u l tanı'nın fakihJerle sali h k i mselerden ol uşan b i r meclisi vardı . Bu mecl isde hazır bulunan seyyahımıza aynı şeki lde sorul ar sorulduğu n u kaydet ınesi i l gi çekicid i r . Bu su l tan da seyy·J,a bir köyden arpa ve buğday tay i n etmiş1.ir.179 Yayladan B irgi'ye sultanl a b i rl ikte dönen İbn Datuta, dönüşlerin i n üçüncü gününde sultanı n kendi şerefine bir ziyafet tertip ettiğini yazmaktadır. Bu büyük ziyafete şehrin h u -
ı 74- i h n Balula Scyalıalnfııncsi ihn Balula Scyalınlııanıcsi 1 76- ihn Ralula Scyahalnamcsi 1 17- l bn Dalula Seyahatnamesi 1 78- l ım Balula Scyahatniimcsi
ı 7S
Mcli n , 299; M . Şcrif Tcrccıııcs i , 329. Melin, 3 ı 5; M . Şerif Terccıne�i . 350. Meli n , 3 1 6 ; M. Şcrif Terccme� i . 35 1 .
Melin, 284,287,288,289,291 ..108; M . Şerif Tcrccmcs i , 3 ı ı ,3 ı4,3 ı 5 ,3 ı 6,3 ı 7 ,3 ı9.34 ı vd. Metin, 30 1 ; M. Şerif Terccmesi , 33 1 .
1 79- l hıı Batula Scyahalnanıcsi Mclin. 3 1 7 ; M . Şcri f Tcrceıncsi , 352.
44
ku k çul a rı ( fak ih ) , m eşay i h i , s u b ay l arı ve i l eri ge len c � rafı da davet cd i l ın i � l e rd i r Yemek .
den sonra , hafı z l a r aş r- ı �cri fi g ü ze l se s l eri i l c t i l tıvct c u n i � l e rd i r . S u l tan her gece y iyecek , mey v e , tat l ı i l c ayd ı nl an ma k i ç i n ınu ın gönd c r i yordu . Seyyaha yüz m i skal a l t ı n i lc bin d i r
hem , bir kat elbise , bir at ve M i ka i l ad ı nd a b i r Rum kö l e gönderm i ş . yol arkada� l arı nı n her birine de elbise ilc akça hediye etmiştir. B u l ü t fu müdcrris Muhyidd i n ' i n dostl uğuna borç
lu olduğunu bel irlen İbn B a t u ta , hayır duasın ı eklemcyi de ihmal ctmem i ş t i r . 1 110
Denizl i'yi ziyareti sırasında, Ahi S i nan zav iyesinde bul unduğu sırad a , İbn B atuta'nın kanaatine göre , a h iler Den i zl i B cy i Ş üdieddin İ nanç Bcy'c (öl . 1 334) kendi l e r i n i n m isafi r i olarak seyyahı n zaviyelcri nde bulunduğunu haber vermişlerd i r . B unun ü zerine bey , ken di lerine " vaiz ·Ve al i m A l aedd in Kas t amoni yi '
ll
göndererek, adam başına da b i rer at veri p
saray ına get i ri l nıeleri n i i s tem i ş ti r . B ey , m isafiri i lc birlikte ak şam namazı n ı k ı l ı p i ftar sof
rasına oturmuş İ bn B atula ile arkadaşlarına hediye olarak para göndermi�tir . 1 8 1 M il as s u l tanı n ı n dostları olan fa k ib i e re büyük hürmet göstcri ld i ğ i n i kaydeden Seya hatname yazarı , sultanın sa ray ı n da bir grup faki h i n bu l u nd uğ u n u , i l i m sah i bi , b i lgin ve fa zilet sahibi Pakih H arezm i ' n i n de b u n l ardan b i r i ol d uğu nu haber vermekte d i r . B u idareci l erden b i r k ı s m ı n ı n y a l n ı z i l i m adaml arına hürmet göstermekle yetinmey i p , kend i lerin i n de i l mi sohbetlere katı ldıkları , içl eri nde Arapça bi lenlerin de b u l unduğu yine İ bn D atuta'nın notlarında yer al maktadır. S i vas Deyi Eratnal ı l ar'dan A l aeddi n Eratna (öl .
I 352) bunlardan biridir. Aydınoğlu Mehmet Bey' i n İbn Batu la'dan hadis-i şeri flerden bir se çme risalc hazırlamasını i s ted i ğ i n i ve b u n u haz ı rlad ı k tan sonra M ü dcrri s Muhyidd in'in de S u l tan'a takd i m ederek eser i n Türkçe şerh i n i n y apı l m as ı , s u l tan tarafından nıüdcrri s'c emrcd i ldiği de y i ne Seyahatnarnede yer alan bil gi)er arası nda bulunmaktadır. 1 84 Aynı be
y i n , bir gün öğleden sonra Seyyahın yan ına b izzat gelere k , fakihin ortada, sağında Sulta nı n , solunda da İ b n B atula'nın oturmuş olduğunu bel irten yazar; " fukahayı i 'zaz için böy le hareket" Tü rklerce a d c td i r , den i l m e k ted i r
.
I HS
B una bir başka örnek de İzm i r Bcy i'nc aittir. Umur B ey, Şeyh İzzeddin'e koşu m l u ü ç a t i l e "orada maşraba ta'bir o l unan v e dirhem lerlc dolu bulunan büyi.ik b i r g ü m ü ş kap ve bürümcck ve m i r'ız v e kusey ve kem hadan e l b i se ilc cevari ve ğıl man hedi ye etti .'ı ı 86
1 1!0ı8J1 821 831 841 851 86-
I lm Balula Scyııhaıııliml'�i hm IJatuta Seyahatnamesi
30.\; M. !)cr i f Tcn:ı:ııll'si . .U·I . , 29 ı ; M . Şerif Tcrccnıcsi, 3 1 9-320.
Mcıiıı, M eti n
lbn Oatuta Seyahatnamesi Met i n , 293; l bn Hatula Seyahatnamesi Me t i n , 297; l bn Datuta Seyahatnamesi Metin , 30 1 ; l b n Baıuıa Seyahatnamesi Metin, 30 1 ;
M. Şerif Tcrcc ıncs i . :n 1
M . Şcrir Tcrcenıesi .
; 327 .
M. Şcrir Tcrccnıesi , 33 1 -332; M . Şerif Tcrcemcsi ,
33 1 .
l bn Batula S e y a h a ı n 5 me s i Met i n , 304; M . Şerif Tcrccrncıo i , 336.
45
3. Anadolu Bilginleri (Öğretmen-Öğrenci Münasebetleri)
Anadolu'da teşekkül eden ilmi ortam sonucu birçok bilginin bu bölgede yetişmiş ol duğunu biliyoruz. Ancak İbn B atula'nın Seyahatnamesi'nde sadece Anadolu'da yetişen ve ya diğer İslam Hlkclerim.lc ilim tahsil eden bazı kimselerin isimlerini vermekle kalmıyor, kendisi gibi başkalarının da bu bölgelere geldiklerini zikrediyor. Nitekim, Bursa'da Şeyh Abdullah M ısri adında bir başka seyyahla görüştüğünü de kaydeden İbn Batuta, bu sey yahın Çin, Serendib adası , Mağrib, Endülüs ve Sudan'ı ziyaret etmemiş olması sebebiyle kendisinin ondan daha üstün olduğunu zikretmesi 1117 de bir gezginin kendisini bir başka gezgin ile mukayese etmesi bakımandan ilgi çekicidir. Anadolu'nun XIV. yüzyıl ın a n kültür ortamını , yetişen çağdaş bilgilerin özelliklerini ta myabilmek için İbn Batuta Seyahatnamesi'nden az da olsa faydalanmamız mümkün ol maktad ır. Mesela, Birgi Medresesi müderrisinin zenginliği göz kamaştırıcıdır. Seyyah şöyle hikaye ediyor: İkindiden sonra, müderris beni yanına davet etti , gittim. B ahçesinde bulunan bir dairede idi . Orada bir su samıcı olup, su ak mermerden yapılmış ve kenarları çinilerle kaplı bir arktan akıyordu. Müdcrrisin huzurunda bir öğrenci grubu oturuyor, ha deme ve köleleri ise iki tarafmda ayakta duruyorlard ı . Kendisi nakışlı kumaşlarla döşen miş bir sedirde oturuyordu . Onu bu halde görünce , kendimi bir padişahın huzurunda san
dım. Beni ayakta karşıladı ve elimden tutarak sedirde yanına oturttu . Yemek getirilip ye mekten sonra medreseye döndük . Daim sonra öğrencilerden bazıları , bütün talcbenin o ge ce gördüğüm gibi , her gece, yemekleri n i aynı şek i lde ınüdcrri s i n h u zurunda yed i k l e ri n i ve bUnUn adetleri olduğUnU bana anJatınışJard 1 . 1 HH H e m eğitiın tarihi , hem de dcvrin kültür tarihi açısından önemli bir hikfıyeyi anlatan Seyahatname'nin bu bölümü , devrin ilim adamları arasında zengin ve çevresinde sözü ge çen birinin bulunmuş olmasmı göstermesi bakımından bizlere tarihi bir malzeme vermek tedir. Ayna şekilde , İznik bölgesinde de Fakih İmam Hacı Alaaddin Sultanönü'nün uc cö mert bir kişi olduğunu belirtmekte ve "ne zaman ziyaretine gitsem mutlaka yemek yedi rirdi" dedikten sonra, onun hakkında; "sureti güzel ve sireti daha güzeldi " 1119 denilmekte dir. Seyahatname'de yeri geldikçe bazı kimselerin isimlerinden bahsedilmektedir. Bunlar arasında fazi let sahibi , alim veya şeyhler bulunmaktadır. Belki , tek tek bunların isimleri ni tesbit m ü mkün olabilir. Fakat , biz burada böyle bir ç al ı şına yapmadığımızdan , sadeec eserin , Kastamonu'daki bilginlerden bahseden bölümünü aktarmakla yetineceğiz: 1 87- lbn Batııla Seyahatnameı�i Meti n , 30R; M . Şerif Terccıncsi. 34 1 . 1 88- lbn Batula Seyahatnamesi Met i n . 299; M . Şcrif Terceıncs i , 329-330. 1 89- lbn Batula Seyahatnamesi Metin. 309; M . ŞerifTercenıcsi. 342-343.
46
"Kastamonu'da şeyh , i mam, ali m , müfti , müderris Tfıc üddin Sultanönü ilc mülakat ct tim . Sözü edilen şahıs kibfır-ı u lemadan olup, Irakeyn ile Tebri z'de okuyup, Tebriz'de b i r müddet oturmuş ve Şam'da ilim tahsi l i ile meşgul olmuş ve daha sonra da evine dönmU� tür." "Adı geçen beldede ali m , m üderris Sabrüddin Süleyman
Feniki
ile görüştünı . Sözü
edilen zat, Anadolu'dan Fenike ahalisinden olup, Alpazarında bulunan medresesine davel le bana ziyafet çekti . "Yine orada uzun ömürlü sfıl i h şeyhlerden Dada Emir Ali'yi görd ü m . A l pazarı y a k ı nında bulunan zaviyesine gittim . Adı geçen zat , arkası ü zerine yatmış ol u p hizmetkftrl a rından biri kend �sini tutup kaldırdı , diğeri de gözleri üzerinden kaşlarını aralayarak gözle rini açmasına yardı m etti. Bana fasih bir Arapça ile; "Hoş geldin" dedi. Yaşını sorduğum da; "Halife Mustansırbillah'ın (623-640/ 1 226- 1 242) arkadaşlarından biri idi m. H a l i feni n vefatında otuz yaşında idim. El-yevın yüz allınış üç yaşındayım" cevabını verJi . 1 'Kl Duas ı nı taleb ettiğimden , hakkımda dua eyled i . Ben de ayrıldım." 1 9 1
,
İbn Batula'nın verdiği bilgiler arasında, Kur'an okunduktan sonra, onu açıklamak üze re "Mu'arrir' deni len birinin ayağa kalkarak Türkçe şiir i le sultanı ve oğlunu methettiğini , onlara hayır duada bulunduğunu 1 92 görmekteyiz. B u da i l m iyeden yetişen ve i l i m t a h s i l edilen müesseselerde görevli olanlardan ayrı bir görev gibi telakkİ edilebilen bir müesse sc olması sebebiyle dikkat ç ekic idir. Y u karıda d a i ş a re t elliğimiz g i b i , A nadol u'da i l m i y e s ı n ı fı n ı n d ı ş ın d a k i i n s a n l a rı n da
Tü rkç e'de n başka di lleri , az d a olsa, b i l m e kt c o l u u k ları n ı görmektey i z . M u d u rı nı'da ras ı lanan hac ı n ı n Arapça b il d i ğ i n i k aydcucn 1 'J.' İbn Ba.tuta' n ı n escri nde tck t ü k uc o l sa Farsça bilene rastlamış olması 1 94 devri n kültür hayatı bak ı m ında n ilg i m i zi çeken hususlardır. D- ADAB-I MUAŞERET
İbn Batuta'nı n eserinde XIV. yüzyılın sosyal hayatı içinde , insanların günlük yaşayış ları nda birbirlerine davranışların ı da gözlemiş olduğunu yazdığı notlarında görmekteyi z. Özellikle ahilerin misafirl � rini ağırlamak için gösterdikleri mücadele ve gayrctin örnekle ri bir başka böl ümde ele alınacağından burada , misafırperverliğin diğer örnekleri ele al ı nacaktır. Bu arada yabancılarla karş ılaşma ve �yrılma anında karşılıklı davran ışları ile s u l tanların ziyaretçilerine karşı tavır ve davranışları , onlara hediye verdikleri ve ikramda bu lundukları hususu İ bn B atula'nı n verdiği bilgiler arasında bulunmaktadır. ı 90- Bu hesaba göre , Dada Emir A l i 1 63 yaşında dc�il , yüz yirmi iki yaşında olmalıdır. Bu kadar fazla i fade etmesi ya�ı· nın büyüklü�ünü i§arct etmek için olabilir.
1911 921 931 94-
lbn Batula Seyahatnamesi Meti n ,
3 1 6; M. Şerif Tercemesi , 35 1 ,352. Metin, 3 1 8; M. Şerif Tercemesi, 353. Batula Seyahatniiıııcsi Met i n , 3 1 0 ,3 1 3; M . Şeri f Tercemes i , 343-347. Batula Seyahatnamesi Metin, 3 1 0 ,3 1 1 ; M . Şerif Tcrcemes i , 344.
İbn Batula Seyahatnamesi l bn lbn
47
2- Anadolu 'da 1\fisafirlik ve Resm-i Kabul Türkler' in m i safi rpcrverl ik lcri bütün dünyada ün kazan m ı ş bir davranıştır. B unun ör nek lerini Ilm Batula'n ın Seyahatnamesi'nde <.Ic görüyoruz. İbn Datuta v e arkadaşları B i rgi'ye vardıklarında adetleri olduğu üzere , rastgeldikleri . bir şahsa ahi zaviyesini sormuşlar. Bu zat, kendi lerine işarctle "sizi oraya götüreyi m " de diği halde , gittik leri yerin o şahsın evi olduğunu anladıkl arını kaydeden seyyahı m ız , ken di lerini götüren ev sahibinin kendilerini yaz mevsimi olduğu ndan evin darnma oturttuğu nu , çeşitli meyveler ikram edip hayvaniarına da yem verdiğini i fade ediyor. Geceyi adı ge çen evde geç iren seyyah ve arkadaşl arı bize Anadol u'da her evin bir misafirhane olduğu nu gösteren bir örnek vermekted i r . 19s M i safirliğin en az üç gün olduğuna dair Erzurum'da başından geçen bir olayı İbn Ba tuta şöylece anlatmaktad ır: Ahi Duman'ın zav iyesinde kal ışlarının i k i nci gü nünde ayrı l ma arzumuza karşı , zav iyenin sahibi , bundan üzüntü d uyarak , "eğer böyle yaparsanız, yani bugün ayrı l ı rsanız itibarıma gölge düşer, çünkü m i safirliğin en az m üddeti üç gündür" de miş olduğunu nakletmektcdi r . 1 96 Bu i fadelere yakın bir başka notta yine Seyahatname'nin B u rsa kapl ıcaları ile ilgili bi lgi verd iği böiU mde yer al maktadır. Kap l ıcalara gelenler için bir zaviye bulun ur; gelenler burada kalırl ar . Üç gün boyunca kend i leri doyuru l u r . Bu za viye Türkmen beylerinden biri tarafından yaptırı l mıştır.1 9 7 Her iki ri vayette de Anadolu in san ı n ı n misafirlerini en az üç gün ağı rlama, m isafi r etme anlayı şına sahip olduğunu anla maktayız. B u arada di kkatimizi çeken bir husus da , bey ve hükümdarları n ziyafetlcridi r . İbn B a t u t a bize bu konuda da bi l g i vermekted ir. Kastamonu'nun yöneti m i n i e l i nde bulunduran İ s fendiyaroğu l ları'ndan Ş ücaaddin S üleyman Paşa İbn Şenıscddin Ti mur Candar' ı n , her gün iki ndi namazınd.ıın sonra b i r kabu! resm i düzenleme adeti vard ı .
O zaman sofralar ha
zırlanarak kapı lar açıhr; şehirl i , köy l ü , yerl i , yabancı , misafir k i m varsa herkese yemek ik ram ed i l i r , geri çevril mezd i .1 98 İbn Batuta, B i rgi sarayı nda kendi adına verilen bir resm-i kabul ü de şöylecc anlatmak tadır: M i safir kabu l salonuna vardığım ızd a , S u l tan kendi eliyle di van üzerindeki kend ine ai t m i ndcri n i kaldırarak , bizi mle beraber kumaş üzeri ne oturd u . Fakih sağı nda ve kadı onun alt yan ında oturdu . Den de kad ı n ı n altında yeri m i ald ı m . Hafı zlar d i vanın alt tarafın da yerlerini ald ı l ar . Zi ra hafızlar sul tanın mec l i s i nden ayrı bulunmazlard ı . Daha sonra, içi nde l i mon sıkı l mış ve küçük peksimedler konulmuş şerhetle dolu altın ve g ü m ü ş taslar
1 951 961 971 98-
48
i hn Baıuıa Seyahatnamesi Met i n , 299; M. Şeri f Tercemcsi , 329. ibn IJaıuıa Seyahatnarnesi Meıin, 298; M . Şcrif Tercemcsi , 329 . lhn B nıuı:ı Sey:ıh:ıtııiime�i Mcı i n , 307 ; M. Şcrif Tercemesi , 339 . i b n llnıut:ı Seyahatnarnesi Mcıi n , 3 1 7; M. Şeri f Tercemesi , 352.
getirildi Ayrıca yine şerhetle doldurulmuş çini kaseler de ortaya konmuştu . Altın ve gü müş eşyayı takva sebebiyle kul lanmaktan kaç ı nan ki mseler için tahta kaşıklar da konmuş tu . Sözü , ben alarak beye şükranları mı arzettim . Konuşurken müdcrris efendiyi de bir hay li övdü m . Bu hususda mübalağalı konuşmam beyi n hoşuna gitmişti . Bu sohbet sırasında Yahudi bir hekimin de bu meclisde bulunuşu i le ilgili hikaye bu resepsiyonun başkalarına da açık olduğunu göstermektedir . 199 2- Selamiaşma ve Karşılama
İ bn B atuta hemen her bey ve sultanı ziyaretinde selamiaşarak kendisinin hal ve hatırı nı sorduklarını kaydetme i htiyacını d uymuştur.200 Hatta bu konuda anlattığı iki olay sel am laşma ve karşılaşma da d ikkat edilecek görgü kurall arının da mevcut olduğunu göstermek tedir. Larende Sultanı Bedreddin bin Karaman , " avdan döndüğü sırada , kendisi ile belde ha ricinde k arş ı l aştı m . Hayvanarndan indi m . O da hayvanından indi . Selam verd i m . B ana ik bal ve teveccüh etti ." 201 B u rada İ bn B atuta, Anadolu'da beylerin selamlama ve karşılama ile ilgili bu adetlerine riayet edi lmezse, hoş karşı ianm ayacağı m şöyle i fade e tmektedir . " B i r seyyah hayvanından i nerse , karşısındakinin de hayvanından i nerek mukabelede bu lunması bu ülke beylerinin adetlerindcndir. Scyyahın bu davranışı meınnuniyet sebebi olup, hakkında fazlaca ikram ol unmasına da yol açar. Ama i nmeden, hay vanın ı n üzerinde selam vermesi ise , " su-i edeb" olarak hoşnudsuzluğa sebep olur." 202 B öyle bir d avranışın da kendi başından geçtiğini bel irten seyyahımız, Ayasulug'da bey l i k eden Aydı noğlu Mehmet Bey'in oğu l l arından Hızır Bey'le karşı laşmasını ve neticesini şöyl e anlatmak tadır: Belde dışında bu bcylc k arş ı la ş tığı ın d a , atınıdan inme<.len se l am vcrd i ğ i m<.lcn , b u hareket hoşuma gitmeyip, benim de zararıma sebep ol<.lu . Zira, seyyah hayvanından inersc , beyte rin de inmesi gerekir. B öyle davranmak , onların nazarında güzel bir davranış ve takdire yol açan bir iştir. Onun için bana yal n ız oraca " nah " denilen altın işlemeli bir kumaş gön
dermekle yetindi .2°3
Her karş ı laşılan k imse i lc selamiaşıldığı nı gösteren notları "selam verd i m , karş ı l ık ver d i " gibi kayıtlarla bel irten İ bn B atuta bize , dcvrin Anadolu Türkleri arasında da selamiaş manı n yaygın olduğunu ve selamiaşm adan sonra konuşmaya geçildiğini göstermckte dir.204
ı99200-
l bn Uatuta Seyahaınaıneı.i Metin. 302; M. Şerif Tcrcc mr� i . 332-333. l bn Uaıuıa Seyahatnamesi Metin, 284.295.296,30 ı : M . Şerif Tercemesi, 3ı ı ,32 4 ,32 5 .:\3 1 . 20 1 - l bn Uaıuıa Seyahatnamesi Metin, 295; M . Şeri f Tcrccmcs i . 324 . 202- l bn Batula Seyahatnamesi Meti n , 295; M. Şerif Tcrceınesi , 324. 203- l b n Uaıuıa Seyahatnamesi Metin, 304: M . Şcrif Tercemes i , 335 . 204- ibn Dalula Seyahatnamesi Me t i n , 299; M. Şeri f Tercemes i , 329.
49
3- Divan ve Meclis Kurallara Gezdiği bölgelerde beylerin konaklarını ve sultanların sarayl arını da ziyaret eden İbn Batuta, bize devlet ridil i n i n adetleri i le davranış tarzları hakkı nda da bilgiler vermi ş bu lunmaktadır. Daha önce de işaret e ttiğimiz gibi Anadolu Bey l ikleri dönem i nde Anado
l u'y u dolaşmış olan İbn Batuta , bu beyleri " melik" ya da " s u l tan" olarak vasıflandırmış tır.ıos İbn B atula'nın eserinde beyterin değişik özel l ikleri ve adetleri anl atıl ı rken ,206 d i van toplantılan i le mecli sleri hakkı nda da bilgiler bulunduğuna dair birkaç örnek vermek isti yoruz. İsfendiyaroğul l arı'ndan Ş üdiaddin S ü leyman'ın Kastamonu'da her günün baş l angıc ı n
da, muhtemelen sabah namazından sonra, bir d i van kurduğu anl aşılmaktad ı r . Oğlu gel i p elini öper, daha sonra kendi dairesine dönerd i . Arkasından d a , devlet adamları gel i rlerd i . Bey l e birli kte sabah kahvaltısı yaparlardı .207 Anlaşı ldığına göre b u toplantı , günlük işlerin
görüşüldUğU bir divan mahiyetindeydi . Ayrıca bu beyi n cuma ziyaretierindeki mec l i s ku rallarına dair seyyahı n verdiği bilgiyi "dini hayatı " anlatırken z ikrct m i ştik. Bu bölümde gerek camide bey , oğlu v e kardeşi ile diğer devlet adamlarının yer alı ş l arı , uymaları ge rekli oldukları kural lar, gerekse c u ma namazından sonra yapılan ziyaret sırasındaki uyu lacak hususlar hakkında yeterl i bilgi bulmak m ü mkündür.208 Aydı noğlu Mehmet Bey'i n huzurunda fakih sağ tarafa , İbn B atuta da faki h i n alt tara
fına oturmuştur.209 A l anya Beyi' n i ziyarete gittiklerinde de kendisini sah i le yakın bir tepe üzerinde yal n ı z oturu r halde buldukları n ı kaydeden İbn llatuta, ü mcr5. ve vüzcrasının da
ha aşa�ıda, askerlerinin de sağ ve solunda durduklarını görmüştür .2 1 0
İsfendiyaroğlu Şucaaddin S üleyman Paşa'nın cu ma namazı i ç i n devam ettiği cam i n i n üç katlı olduğunu beli rttikten sonra, İbn Batuta , bey ile d i ğer devlet ricali n i n camide al
dıkları yeri şöylece anlatmaktad ı r: " S ultan i l e devlet adamları , kadi , faki h ler ve üst rütbeli komutanlar alt tabakada, yani dim i n i n birinci katında; "Efendi yani sultanın biraderi , arkadaşları ve hizmetkarları ilc belde hal k ı n ı n bir kıs
mı o rta katta, suUan ı n en küçük oğlu ve "cevad " diye ad landırılan vel iahdı ile arkadaşla-
20S- lbn Batuta Seyahatnlimesi Metin, 284; M. Şerif Tcrcemeı:i , 3 l l ; O izde bu çalışmamızda lbn üatuta'nın usulüne uya
rak sultan tarzında vermeyi uygun bulmuşsak da , yer yer, tekrardan kurtarmak için "bey" tabirini de kullanmış bulu nuyoruz. 206- Orhan Gazi'nin özellikleri hakkında bakınız; l bn Uatuıa Scy. Metin, 309-309; M. Şerif Tcrceıne51 , 34 ı -342. 207- lbn naıuta Seyahııınllmcsi Mcı i n ,
3 ı 7.3 1 R ; M. Şerif Tc:rccnıcsl , 353.
208- lbn Batuta Seyahatnlimesi Metin, 3 1 8; M . Şerif Tcrcemes i , 352,353.
209- lbn Batula SeyahatnAmesi Meıi n , 30 1 ,302; M. Şerif Tercemesi, 33 1 .333. 2 1 0- lbn Batula Seyahatnamesi Meı i n , 284; M. Şerif Tcrcemesi, 3 1 1 .
50
n,
hizmetkar ve köleleri ile hal k ı n diğer kısmı da üs� katta bulunurlard ı . Hafızlar da toplu
halde mihrab ı n ön ü nde halka teşkil edi p , hatib ve kadi ilc beraber otururlard ı . S ultan i se mihrabın karşısında yerini al ı rd ı ."2 1 1 Ramazan ayı n ın bir kısmını Eğridi r'de Ebu İ shak U cy'i n y a n ın d a gcç i rJ i k lcrini be l i rt tikten sonra, her ramazan gecesinde minder ve yere seril miş halıya oturup büyük bir yas tığa dayan ı ldığını yazan İbn B atuta, Fakih'in beyin yanında, kendisinin de Fakih'in yanın da oturduğunu , daha sonra da diğer devlet adamların ı n yer aldığını ve böylece bütün ra mazan boyunca sofraya birlikte olurulduğunu kaydediyor.2 12 İbn Batu la'nın bize verdiği bu bilgilerden anladığımıza göre , beyler kendileri ilc di ğer devlet ricali ve i l i m adamları arası nda hiyerarşi k bir mesafeye dikkat edil mesine özen gös termişlerdir. B azıları ise , yeri geldiğinde ilim adamları ilc ayn ı seviyede bulunmayı tercih etmi şler, aradaki mesafeyi kaldırmışlard1r. Di vanda , mcclisdc ve efimide yeri n özel l i ğine göre oturma kuralları uygu l andığını gördüğümüz bu rivayctler, Selçuklu geleneğinin bey liklerde de devam ettiğin i gösteren gelenekler olduğunu ortaya koymaktadır.
4. İkram ve Hediye Takdimi Seyyah İbn Batuta , gezip dolaştığı şehirlerde beylerle görüşmüştük . Her görüştüğü bey , kendisine az , ya da çok hediye takdim etmiştir. Niteki m , Denizli S u l tanı ile i l gi l i gö rüşlerini bel i rtirken şu notu d üşmesi i lgi çekicidir "Misafırine tevazO göstermek , lütf ve yumuşak l ı kl a davranı p konuşmak ve bunun yanı nda az da olsa ihsanda bulun mak Anado l u beylerin i n adctlcrindcnd ir."213 B u n l ara örnek ol ara k İbn Bntutn b i i'.c b i rçok notund a b i l gi vermek ted i r . Ke n d i l e r i ne ikram edildiğ i n i , ihsanda bu lunulduğunu açı kça i faqe eltiği214 gibi doğrudan para , yol harç l ı ğ ı gönderildiğini2 1 s kaydettiği n i görüyoruz. Bu arada bazı kay ıtlarda hediyelerin cinsini de bel irttiğini gördüğümüz seyyah , böy lece hediyelerin çeşi tleri ve neler olduğu hakkında tamaml ayıcı bilgiler verm iş oluyor. Mese l a Eğridir Sultan ı , İbn B atuta'ya bir kat elbise ve para göndcrm iştir .2 16 Bergama'da Yahşi Bey yemek ile kudsi bir e lbise ,217 Bal ı kesir Sultanı da ipckli kumaş2 1 8 gönderm iş ler, Gerede Bolu Beyi de eğerli bir at ile bir kat el bise hediye 21 9 etmişlerd i r .
2 1 1 - lbn 8aıuıa Seyahatnamesi Metin , 3 1 7; M . Şcrif Tercemesi , 353. 2 1 2- İbn Batuta Seyahatnamesi Metin, 288; M . Şerif Tercemesi , 3 ı 6. 2 1 3- lbn Batula Seyahatnamesi Meti n , 29 1 ; M. Şerif Terccmesi, 3 1 9; Ayrıca Antalya Sultanı'nın da lüıuna konuştu�una dair bakınız; Metin , 287; M . Şerif Tercemesi , 3 1 4 . 2 1 4- l b n Balula Seyahatniiıneı;i Mcıin, 2114,28!1 ,2 89,293,295; M. Şerif Tc rc emcı; i , 3 1 1 .3 1 5 ,3 ı 7 ,322.325. 2 1 5. lbn Batula SeyahatnRnıeı;i Me ı in , 296,309; M. Şerif Terceınes i , 325,342 2 1 6· l bn Bntuıa Seyahatnamesi Metin , 21\9; M . Şcrif Tereeınesi , 3 1 6. 2 1 7- l bn Batuta Seyahatnamesi Metin , 306; M. Şeri f Tercemesi, 338. 2 1 8- lbn Batula Seyahatnamesi Metin, 307; M . Şerif Tercemesi, 339. 2 1 9- lbn Batula Scyahatnameı;i Metin, 3 ı 5 ; M . Şcrif Tercemesi , 350.
51
Aynı şekilde Mil as Sultanı Şücaaddin Orhan Bey, İbn Batula'ya ihsan'ın yanında hay van ile yol azıgı vermiştir.220 Burada ihsandan maksadın para olduğu düşünülebilir. Park lı bir uygulamayı da Larende Sultanı ilc i l g i l i notta görüyoruz. Gönderilen gümüş kaplardaki mükellef bir sofrada yemekler, meyveler ile tatlıların bulunduğunu belirttikten sonra, elbiseden başka, bir hayvan ilc " vcsfiir 'atfiya ihsan eylediği" yazı lır.221 Buradaki 'ataya'nın da para cinsinden hediyeler olması gerekir. Bu hed iyelerden ayrı olarak, koyun işkenbelerinde yani tulumlarda pirinç , un ve yağ gönderildiğini Birgi S u l tanı'nın ikametgahından dönüşünü anlatırken kaydettikten sonra 'Türkler'in adeti böyledir" diye belirtmektedir.222 Bundan çok daha farklı bir hediyeyi de Kastamonu Sultanı ilc ilgili notta görüyoruz. O da, bir köyünün tarlalarındaki arpa ve bu ğ day ın
o
yılki nıahsu llinü hediye o l a ra k l bıı Batula'ya tahsis ct ıncsid ir.ıı.ı
Daha tcferruatlı hir hediye listesini de yine Birgi Beyi' nin kendilerine, kaldıkları sü rece her gece yemek , meyve, tatlı ve aydınlanmak içi n ınum göndermeleri yanında, ayrı lırlarken de; İbn Dalula'ya yüz miskal altın ile bin dirhem para, bir kat elbise ve bir at ile Mihail adlı Rum ası l l ı bir köle; ayrıca yol arkada�Iarından her birine de elbiselerlc , akça ilısan ettiğini224 görd üğümüzü daha önceki bölümlerimizde de belirtmiştik. nu hediyeterin tamamını da Müdenisin şerefine kendilerine bahşcttiğini kaydetmiş olması da devrin an layışını aksettirmesi bakımından ilgi çekici bir husus olsa gerektir. Bu listelere ek olarak , daha dikkat çekici bir hediye paketi de yine Aydınoğu lları'ndan İzmir'de bulunan Umur Dey'den açı lmaktadır. O da, scyyahımı.la hediyelerde bulunduğu gi bi, Şeyh izzeddi n'e de; koşumhn tam üç at, maşraba dolusu dirhemlerlc bürümcek ve mır'ız, kusey, kemhadan yapılma elbiselerden başka cariyeter ve gılman hediye etmiş ol ması nı kaydetmesi ,225 de v ri n beylerinin zenginliği ile
yabancılara ve ili m adamlarına ne
kadar i ti bar göstcri ldi ğ i n i de anl�ıınaın ı za yarqımcı olacaktır sanırı m . İ bn Batula'nın verd iği i li m adaml arı nın da
bilgiler arasmda yalnız bey v e sultanların değil , aynı zamanda
ikramda bulunduklarını ve hediyeler takdim ettiklerini görüyoruz.226
Kastamonu'ya yakın köyterin birinde Fahreddin Bey'in tesis etti ği zaviyenin vakıflarınd� elde edilecek gelirlerinden ayrılan bir fonla; uzak bölgelerden gelecek her fakire bir kat el bise ile geldiği gün yüz dirhem , ayrılacağı gün de üç yüz dirhem , kaldığı günlerde de� ih tiyacını karşı lamak üzere ekmek, et, yağ ile pişmiş pirinç ve tatlılar verilmesinin şart ko-
220- hın Bııtuta Seyahatnamesi Met i n , 293; M. Şerif Tercemesi , 322. 2 2 1 - lbn llaıuta Seyalıalnameı;i Metin, 295; M . Şerif Tcrcemesi , 324.
30 ı; M. Şeri f Tercemesi , 3 3 1 . 223· lbn Daıuıa Seyahatnamesi Metin , 3 1 7; M . Şerif Terccmesi , 352. 224- l b n Batula Seyahatnamesi Metin , 303; M. Şerif Tercemesi, 334. 225· l bn llatuta Seyahatnamesi Mctin ,304 ; M . Şerif Terccmesi, 336. 2 2 2· lbn Batula ScyahalnSmesi Meti n ,
226- lbn Daıuıa Seyahatnamesi Metin , 288J09; M . Şerif Tercemesi, 3 1 5 ,343.
52
şulması 227 XIV . yüzyıl insanının yabandan gelen ve muhtaç olanların sosyal ihtiyaçl arı karşı lanması konusundaki hassasiyetlerine tipik bir örnek olarak gösterilebilir. B unun ya nında Anadol u'dan gelecek her fakirc on dirhem i lc i.iç gün ziyafet tahsi s olunması 228 da sosyal rcfahın seviyesini ortaya koyması bakımından ilgi çekic idir. S.
Diğer Adetler a) Yiyecekler ve Haşiş Yeme Adeti
Anadolu insanının günlük yaşama tarzları hakkında çok fazl a olmasa da, bazı bilgiler bulduğumuz İ bn Batula Scyahatnamcsi 'ndc daha önceki bölümlerde de i şaret ettiğimiz gi bi, seyyah , kendisine orijinal gelen , dikkatini çeken hususları not etmiştir. O bakı mdan , İ bn Batuta için tabi i gelen bir husus eserde yer almamış olabil i r . Du bakımdan mesela, scyyah hirçok sofnıd�a yemek yed i ğ i n i hc l ir i l iğ i haluc ycmck lcrlc i l g i l i hemen hiç bi lgiye
rastlamıyoruz. Sadece Eğridir Bcyi'nin Ramazan sofrası nda yenıe�e yağl ı ve şekerl i mer cimek bulunan tirille başlad ıklarını , zira , tirille başlamanın H z . Peygamberin sünneti ola rak kabu l edildiğini ve her zamanda i ftar sofrasında böyle yapılagcldiğini 22
Tedavi Adeli
Anadolu'nun hemen her şehrinde su kaynakların ı n çok b ol o l d u ğ u nu her şehrin özel ,
liklerini sıralarken kaydeden yazar, termal kaynakların bulunduğu Bursa kaplıcal arı hak kında d a bilgi vermekted ir. En uzak di yariard an bile şi fa bulmak için hastal arın Bursa'ya geldiklerini; biri erkeklere , diğeri kadınlara mahsus iki sıcak su havuzuna girmeleri için de iki ayrı bi nanın mevcut olduğunu bel i rttikten sonra İ bn Batuta, şu notu eklemiştir: "Ge lenler için bir zav iyc bul unur. Gelenler, bu zaviyede kalarak , ikametleri müddeti nce yani
227-
İhn B:ıtut:ı Scy:ıh:ıtnanıcsi Ml'li n , 3 1 K; M . Şcrif Tcrccmcsi . 354 . Baıuta Seyahaınamesi Metin , 3 1 8; M. Şerif Tercemesi. 354.
İ bn 229- l bn 230- l bn 23 1 - l bn 228-
Uaıuıa Seyahatnamesi Metin . 288; M . Şcrif Tcrccmesi, 3 1 6. Uatuta Seyahatnamesi Mcıin, 284 ,320; M. Şerif Tercemcsi , 3 1 0 ,356 llaıuıa Seyahatnamesi Metin, 320; M. Şerif Tcrcemesi, 356; Sudan ba�ka içeceklerden de bahscdildigine dair. geçmiş sayfalarımııda anlanıgımız, ikram edilen şerbeli göslercbiliriz. Bakınız; l bn Datuta Sey. Metin , 302; M . Şerif Te rcem cs i , 333.
53
üç gün boyunca doyurulurlar. Du zaviye Türkmen beylerinden birinin eseridir" .232 Teda vinin üç günde tamamlandığını anladığımız bu ifadelerden ihtiyaç duyulan yerlerde sos yal tesislerin de kuruldu�unu görüyoruz. Hasta tedavisi i le ilgili de pek fazla bilgi bulamadığımız Seyahatnamesi'nde İbn Batu ta, sadece, Birgi'de müderrisin yaralı ayağını bezlerle sarma adeti olduğunu ve yaralı aya ğını üzengiye koymadan atma bindiğini de kaydetmiştir.233 Ayrıca doktor bulunduruldu ğunu da Yahudi hekimle ilgili anlatılan hikayeden öğreniyoruz.234 Gerçi başka yerlerde doktorlardan hiç söz etmemişse de, yukarıda üzerinde durduğumuz gibi İbn Batuta, ken disine garip gelen ve ilgisini çeken olayları kaydetmiş olduğundan , normal hadiseleri not etme ihtiyacını rluymadığı anlaşılmaktadır. c) Isınma Kültürü
Anadolu'da kış günlerinin başladığı günlerde de bulunan seyyah İbn Batuta , XIV . yüz yıl Anadolu insanının ısınma kültürü ile ilgili de biraz bilgi vermiştir. Kış günlerinde ahi zaviyelerinde ateş yakma adetinin devamlı olduğunu belirten İbn Batuta, bu işi yapmak için yapılan ocaklardan ve hacalarından da söz etmektedir. Zaviyenin her köşesinde bir ocak bulundurulurdu . Baca del ikleri açılır, böylece dumanın dışarı çıkması sağlanırdı . Bu bacalara "buharı" ve müfredine "buhayri " denirdi .23s Bu zaviyelerin birinde yanan ateş bu lununca , girer girmez, elbisesini değiştirip ısınma imkanı bulunduğunu belirtmesi2-'6 scy yahın memnuniyetini göstermektedir. d) Yayiaya veya Yazlığa Gitme Adeli
Yaz günleri de yayiaya çıkma --adetİnden de bahseden İbn Batuta , Denizli Beyi İnanç Bey'in o�lu Murad (öl . 1 360'dan öncc)ın " meyve mevs i m i " ol ması sebebiyle Denizli dışında bağlarda oturduğunu , kendilerine haber göndererek adam sayısı nca da at yollayıp davet ettiğini , arkadaşları i le birlikte orada bir gece misafir edildiklerini kaydetmekte dir.237 B irgi Sultanı'nın da seyyahımızın ziyareti sırasında , sıcaklığın fazlalığı sebebiyle , sayfiyesi olan civardaki dağda olduğunu belirten İ bn Batuta , bu dağın serin , sıcak günle ri burada geçirmenin de sultanın adet i olduğunu da notları na eklemektcdir. Seyyahın da sultanla birl ikte bu yaylada sıkılı kadar kaldığını bu notl �rdan anlıyoruz.238 Yine bu
�
bölgede Bergama'da da Yahşi Bey'in sayfiyesindc olduğunu haber veren İbn B atuta, ken dilerine y iyecek i le hediye olarak elbise gönderdiğini de kaydetmi ş bul unmaktadır.2.l9 232233234235236237238239-
54
lbn l bn l bn lbn lbn l bn İ bn İ bn
Batuta Seyahatnamesi Batula Seyahatnamesi Batuıa Seyahatnamesi Batula Seyahatnamesi Batula Seyahatn/imesi Batuıa Seyahatnliıneı;i Batula Seyahatnamesi Batula Seyah:ıtnameı;i
Metin , 307; Metin, 300; Metin, 302; Metin, 3 1 4; Metin, 3 1 4; Metin , 29 1 ; Metin , 299; Metin, 306;
M. M. M. M. M. M. M. M.
Şerif Tercemesi , 339. �crif Tercemcs i , 330. Şeri f Tercemeıoi , 333. Şerif Tercemcs i , 349. Şeri f Terccmes i , 349 . Şerif Tercemesi, 320. Şerif Terccmesi , 330. Şerif Terccmc." i , 338.
e) Aydmlatınıa Kültürü
XIV. yüzyıl Anadolu'sunda aydınlanma için de bazı araçların yapı ldığını haber veren seyyah , Erzincan'da bakırdan "beysüs" deni len şamdanlar yapıldığını ,240 belirtmekte ve mumlardan faydalanı ld ığı241 hakkında da bilgi vermektedir. Ahi tekkelerinde çıra i le kan d illerin nasıl yakıldığı Seyahatname'de geniş bir tarifte şöyle anlatılmaktadır: Zaviye , Irak camından yapılmış birçok avi zeyle süslenmiş idi . Misafir odasında beş adet "beysus" var dı . Beysus, bakırdan yapılan üç ayaklı bir çeşit şamdana denir ki , baş tarafında yine ba kından yapılmı_ş bir çeşit kandilin ortası nda fitilin çıkması için bir· boru bu lunmaktadır. Bu kandil , erimiş iç yağı ile doludur. Yanına da yine yağ i le dolu bakır kaplar konulur. Ayrı
ca fi ti l i düzeltme� için bir makas da bulunur. Ahilerden biri bu kandili yakar ve kontrol eder; kendisine çıracı (çerağcı ) denir.''242
f) Birkaç Adet Su altında uzun süre kalabilecek kadar yüzebi len kimseleri n bul unduğunu243 ve saçla rını siyaha boyayanların varlığını244 haber veren İbn Batula'nın notlarında cesetleri tahnit ederek saklamanın ya da tabuta tahnitl i olarak koyup kubbe yapmanın beylerin adeti ol duğunu24.5 bel irtınesi seyahatnamenin bu gözle daha dikkatli bir taramadan geçirildiğinde birçok bilgi bulunabileceğini göstermektedir.
24024 1 242· 243244245-
l bn Baıuta Seyahatnamesi l bn Batula Seyah a ı nfi mesi İ bn Balula Seyahatnamesi lbn Daıuta Seyahatnamesi İbn Batula Seyahatnamesi l bn Batuta Seyahatnamesi
Metin, 2 9 !! ; Metin, 303; Metin, 286; Metin, 3 1 9; Meti n , 284; Metin , 305;
M . Şerif Tcrcemcsi , 328. M . Şeri f Tercemesi , 334. M . Şerif Tercemesi , 3 1 3-3 1 4 . M . Şerif Tercemesi , 356. M . Şerif Tercemesi , 3 1 1 . M . Şerif Tercemesi , 337 .
55
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
IBN BATUTA'YA GÖRE ANADOLU'NUN İI(TİSADI HAYATI
\
57
İKTİSAD I HAYAT X IV . yüzy ı l Anadol u'sunun sosyal hayatı hakkında İbn Batula'nın v e rd i ğ i bi lgileri geçm i ş bölümde değerlendirmeye çal ı ştık. B u bölümde hal k ı n me�gul olduğu i şleri e k alırken üzeri nde durduğumuz bazı iş kol larının mevcu t olduğunu beli rtmekle yeli ndi k . Daha geni ş olarak , A nadolu halkının iktisadi faal iyetleri hakkında İbn Batula'nın bize ver diği bilgilere dayanarak söz söylemeye , bazı meslek grupları nın mevcudiyetinden bahset meye de bu böl ümde çal ışacağı m ızı bel irtmişti k . Daha öncede de üzerinde durduğumuz gibi , İ bn Batula , gezd iği M ü s l üman top l u m l a rın yaşadığı bölgeleri , bir müslüman bilgin olarak , çoğunlukla i l i m adamların ı , i l i m adam larına değer veren yöneticileri ziyaret etmiştir. Kendisi ticart faaliyetle uğraşmadığı iç i n , ticart hayat da ilgisini ancak i htiyaçları ölçüsünde çekmiştir. Sanayi ile i l g i l i verd i ği b i i gilerde, y i n e bölgenin özel l i klerini kaydederken tuttuğu notlardan ibaret kal m ı ş t ı r. Onun için bir şehri tarif ederke n ; çarş ı l arını n düzen i n i n güze l l i ği nden /46 ya da gen i ş l i ğ i nden ve ya çokl uğundan247 bahsetmekle ikti fa etmeş b u l unmaktad ı r . Yi ne bir şehri tanıtırken ora n ı n yetiştird iği meyve ve sebzeleri saymak yerine bağlar , bostanlar ve bahçeler çoktur şek l i nde bilgi ler vererek genel i fadeler kullan ılmıştır. B u arada su kaynakl arı ilc nch i rieri n i d e ayn ı şeki l de genel i fadelerle zikretmiştir.248 Ziyaret ettiği k i mseleric kaldığı yerlerdeki döşeme ve kil im lerden dokumac ı l ık sana yiinin
XIV . y üzyıldaki duru m u hakkında b i zleri aydı n latmaktadır . B unun yanında kend i
s i ne verilen hediyeler vesilesi i le birçok kumaşı tan ımak mümkün ol maktadır.248 Ayrıca ihracat i l e deniz ve nehi r ulaş ı m ı konusunda250 da bir iki notla yetinmek zorunda kal ıyor sak d a , devrin ekonomik hayatına kısa bir bakış yapmak mümkün ol maktadı r . Hatta , fiyat hareketleri konusunda da, ayrıntılara girebilmem i ze yard ımcı olacak bilgi lerin mevcu d i -
246247248249250-
l b n Uaıuıa Seyahatnllnıesi Meti n , 293.298; M . Şerif Tereenıesi , 3 ı O. lbn Batula Seyahatnamesi Metin, 287 ,288.289,293 ,3 1 11 ; M . Şerif Tcreemesi, 3 ı 5 ,3 1 8 ,322,354. l bn Batula Seyahatnamesi Metin, 293,294,295 ,296,297; M. Şerif Tcreemes i , 322,323,324,327. l bn Batula Seyahatnamesi Metin , 303,304 ,306,307; M. Şerif Tereeme� i . 336,338,339. lbn Batula Seyahatnamesi Meti n , 283,32 1 ,3 ıO; M. Şerif Terecmesi , 3 ı 0,357 ,343.
ycti bilc 251 bizim bu konuda çalışacaklam yardımcı olacak bilgiler verınem izi sağlamakta dır. XIV. yü zyılda Anadolu'da yaşayan Müslüman-Türk ve gayr-i müsl i m ahal inin bir kıs m ın ın ticari faaliyetl e meşgul oldukların ı , bir kısmının madenci lik ve dokumacılık yaptık larını , diğer bir bölilmünün de hayvancı l ık ve tarımla ilgilendiklerini seyyah İ bn Batula escrinde verdiği nottarla göstermektedir. Bunları değerlendirerek biraz daha geniş bilgi el de etmek mümkün olacaktır sanırı m .
A- TİCARi IlA VAT İ bn Batuta devrinin imkanları içi nde bölgeler arası ticari faaliyetin varl ığını gösteren notlarına fazl a ra stlamamakla beraber' mevcut olduğunu ortaya koyan i fadeler kullanmış tır. Böyle bir faal iyet dahili ticaretin de mevcudiyetine aç ık bir del il teşki l eder. Zira Ana dol u , yüzyıllar �oyunca , dünya ticaretinin köprüsü olmuştur. Bu bakımdan XIV . yüzyıld a da hem yerli hal k , hem de dı şarıdan gelen tüccarların alış-veriş yaptıkları merkezlerin bu lunmuş olduğu tabii olarak düşünülebi lir. Nitekim Anadol u Beylikleri'nin merkez olarak seçtikleri şeh irl e rde k i dükk5n ve çarşıların böyle bir faal iyet için mevcut ortamı hazırla dıkların ı açıkça göstc r mcktcdi r l c r 1-
.
Çarşı ve Dükkanlar
Uğradığı şehirlerdeki çarşılar hakk! nda , yukarıda da işaret ettiğimiz gibi , genel i fade l e r k ullanan İ bn Batuta , bumları n ya genişl iğini , ya da güzcl liğini bc lirt ınckl e yetinmiştir. Mesela: Antalya,2.52 Isparta , Eğridir,2.51 Dcnizl i ,2.54 Konya,2.5� Sivas ,256 Erzincan gibi şehi rle rin n li fusları ilc büy ü k , gen i ş ve güı.cl ç a r ş ı l:lra sahip oldukları n ı kaydetmiş bulunmakta dır. llu çarşılarda dükk5nları n bulunduğunu bazı olayları h i k5yc ederken zikretmektedir. Mesela, Deni z l i'ye girişleri nde dükkaniarından çıkan i nsaı-iların kendi lerini misafir etmek istedik lerini hikaye ederken sadece dükkaniarın varlığını bildirdiğini görüyoruz ?58 Ama, bu dük k ani ar ı n ne sattığını veya ne çeşit meşguliyetleri olduğunu belirtmemiş "Her san'at ehlinin bir mahai J -i mahsus işgal ettiğini " i fade etmiştir. Bunun yanında, yine bazı olayları hikaye ederken anlattığı olaylardan çarşılarda çeşit li yiyecek maddelerinin satıldığını veya hayvanların yiyecekleri ni n de mevcut olduğunu
2� 1 - I lm Uaıuıa Seyahaımimesi Meti n , 3 1 6; M . Şerif Tcrccıncsi , 35 1 . 2�2- l h n Batula Scyahaıniirııcsi Metin, 284; M . Şl"ri f Terccmcı;i , 3 1 2. 253- lbn IJaıuıa Scyahaıniiıııcııi Met i n , 2R7; M. Şerif Tercemesi , 3 1 5.
2�4- ibn liaıuıa Scyalıatııiinıcsi Meti n , 290; M . Şerif Tcrccmcsi , 3 1 8 . 255- ibn Hatula Seyahatnamesi Metin, 293; M. Şerif Tcrcemesi, 322. 256- ltın Balula Scyahaın5mcsi Meıin, 296; M. Şerif Tcrcemcsi, 326. 257- ibn B atula Seyahaınanıesi Metin, 298; M. Şerif Tercemesi , 328 . ,258- lhn Batula Seyahatnamesi Metin , 290,293; M. Şerif Tcrcemesi, 3 1 8 J22.
60
anlamam ıza yardımcı olacak bilgi leri çıkarmamız mümkün olmaktad ı r. Mesela, Mudur nu•da hizmetkurını ynğ i lc snınnr1 alınaya gönderdiğini kaydctınektcdi r. ısrı Ayrıca, hnınaın ların da mevcudiycti çeşitli vesi lelcr l c bcl i rt i l me ktcdir.260 Bu çarşılarda hayvanları barındırmak için ahı r bulunmadığı yerlerde , hayvanların bağ lanmalarına ve çarşıya gelenlerin işleri bitineeye kndai' oradn kalmalarına mahsus yerlerin yapıldığına dair kayıt,26 1 normal olarak hayvanlar için de özel mekanlar nyrı ldığını göster mektedir. Hatta bu hayvanları beklemek üzere bekçi veya nöbetçi lerin de varl ığını aynı haberden öğrcnmektcyiz. 2-
Yiyecek Maddelerinin Ahşverişi
Biraz yukarıda da bel irttiğimiz gibi , Anadotu•da birçok mey venin yetiştiğini bel irten İ bn Batuta , Anadolu•ya i lkbaharda gelmiş olduğundan bütün yaz boyunca meyvenin en bo l bulunduğu mevsimde birçok şehri dolaşarak çeşitli meyveleri görmek imkanını elde etmiştir. Bunlardan bazılarının adını vermekte , bazılarını n da özellikleri ni saymak sureti y le devrin insanlarının yeti ştirdiği meyveler hakkında bilgi sahibi olduğumuz halde , sebze ler hakkı nda hiçbir nota rastl amamaktayı z. Nitekim, kayı s ının 11kamerüddin11 adıyla bili ne n cinsinin pek ncfis, çekirdeğinin tatlı bir badem olduğun_u bcl irtıncsi 2('2 ve bunun M ısır ilc Şam taratıarına sevk edildiğini kaydctnıcsi 26) kayısının �lışvcrişinin yapıldığını göster mektedir. Sinop•un meyvelerinden çoğunun , incir ve üzüm olduğu 2 64 İ znik1de de , ceviz ve kesta
ne'den başka bir de üzüm ci nsinin bul unduğu 26� bel i rti l mektedir. Bu cin s üzümün bir baş ka yerde benzeri olmadığını; son dcreec tatlı ol up, iri c i ns , rengi saf ve ince kabukl u olan ve her tanesi nde de bir çek irdek bul unduğunu gördüğümüz bu kayıtla anlatılan üzüm cin sinin razaki üzüm olduğunu söyleyebi l iriz. Ayrıca, cri k , elma, şeftal i ve kayıs ı kurutarak muhafaza ettik lerin i öğrendiğimize göre 266 bunların alışverişinin yapıld ığı da rahatl ıkla düşünülebilir. Pirinç, un ve yağın tulumlara dotdurularak m uhafaza edildiğini öğrendiğimiz k ayıt ,267 bu yiyecek madd elerinin alışverişinin yapıldığıila hükınettirmcktcdir. B unun yanında bir çok zaviycde ve medrcscdc misafir olarak ik a mc t eden İ bn B atuta, bize buralarda yemek
lbıı IJııtuıa Seyahatnamesi Metin, 3 1 3 ; M . Şeri r Tercemcsi , 347 . İbn Baıuı:ı Seyahatnamesi Metin. 2R4J 1 R; M. Şerif Tercenıcsi , 3 1 2 .354. İbıı Uaıuıa Seyah:ıtnfiınesi Meti n , 3 1 3 ; M . Şeri f Terceınesi . 347. İ b n Batula Seyahatnarnesi Metin, 285; M . Şerif Terccmcsi, 3 1 2. l bn Batula Scyahatn!iınesi Metin, 293; M. Şcrif Tcrccmes i , 322 İ bn Baıuıa Sey{lhatnamcsi Metin, 3 1 9; M. Şerif Terccmcs i , 354. l hn Batula Seyahatnamesi Metin, 309; M . Şcri r Tcrccmes i , 342. 266- l bn Batula Seyahatnamesi Metin, 3 1 4; M. Şcrir Tcrccmcsi, 348.
259· 26026 1 262263264265-
267- lbn Batula Seyahatnamesi Metin, 30 1 ; M . Şerif Tcrccmesi , 33 1 .
61
yediıini devamlı olarak yazmış bulunmaktadır. Ama bunların neler olduklarını ve nasıl te
min edildiklerini anlatmamıştır. Mesela, ekmek pişiren hanı mların haftalık ekmek ihtiyaç lannı haftanın bir gününde pişirdiklerini , ama ekmeğin satıl madığım görmekteyiz.268 Yal nız Mudurn u'da ekmek de satın aldıklarını zikreden seyyahımız, ayrıca baharat, sebze ve tuz gibi şeyleri de aldıklarını269 kaydetmektedir.
3- İhracat Dünya ticaret yol l arı üzerinde bulunan Anadol u'nun XIV . yüzyı ldaki ticari faaliyete sahne olduğunu ve Anadolu'dan da diğer bölgelere ihracat yapıldığını İbn Batula'nın eser lerinde de görmekteyiz. Nitekim , daha Anadolu'ya ayak bastığı Al anya'yı tnnıtırken İbn Batuta, burası için şu bitgileri vermektedir: "Aianyn deniz kenarında bliyük bir belded ir. Türklerle meskundur. Oraya Mısır, İskenderiye ve Şam tüccarları gelirler. Kerestesi çok olarak İ skenderiye , Dimyat ve diğer Mısır şehi rleri ne ihraç olunur.'ı 21o Antalya'dan da, yukarıda özell iğinden bahsettiğimiz "kamerüddin" adı veri len bir ne vi kayısının tatlı çekirdeği ile pek nefi s olduğunu belirten İbn Batula bu kayısının kurutu larak Mısır diyarına gönderildiğini ve buralarda nadiratdan olan meyvelerden biri olduğu
nu da27 1 kaydetmektedir. Günümüzde de tatlı ol ması sebebiyle "şekerpare" deni len bu cins kayısının Konya'dan da Mısır ve Şam bölgelerine sevk edi ldiğini de İbn Batu la'nın cser lerinde272 okumaktayız. Gümüşhane'den bahsederken gümüş madenierinin mevcut olduğu ndan söz eden İ bn Batuta, buraya Irak ve Şam'dan tüccarlar geldiğini kaydctıncklcdir.273 B undan ayrı bakır madenierinden de değişik kaplar yapıldığını 274 muhtemelen bu kapları da ihraç ettiklerini söylemek mü mkündür. Dokumacılık yoluyla üreti len kumaşların da Anadolu'da çok bul unduğunu zikreden İbn B atula'nın eserinde, her ne kadar bunların ihraç olduğu hakkında bir kayda rastlama makta isek de , Aksaray'da, koyun yününden imal olunan kal içaların benzersiz olduğunu ve bunların Şam , Mısır, Irak , Hind , Çin ve Türk ülkelerine gönderildiğini 275 kaydettiğini görmekteyiz.
4- Fiyat Hareketleri Önceki bölümlerde zikrcttiğimiz gibi Anadolu'da birçok maddenin alışverişinin yapı l dığını notlarında yazan İbn Batuta'nın eserinde, bu maddelerin fiyatlan konusunda, Kas268- l bn Batula Seyahatnamesi Metin, 283; M. Şerif Tercemeıoi, 3 ı O.
269- l bn Oatuta S�y:ıh:ıtnSmeı;i Metin, J ı 4; M. Şerir Tercemcıoi, 348 .
270- l bn Ratula Seyaha'lnamcsi Metin, 284; M . Şerif Tcrccmcı;i , 3 ı ı . 27 1 - l bn Balula ScyahatnSmc�i Metin, 285; M. Şerir Terccmcı;i , 3 ı 2 . 272- l bn Daı ut a Seyahaıniimeı;i Metin, 293 ; M. Şerir Tcrceıncı;i, 322.
273- l bn Daı u ta Seyahatncimeıoi Metin, 298 ; M . Şerif Tercemesi, 328 . 274- l bn Batula Scyahatn3meıoi Metin, 298; M. Şcrif Tereemcsi, 328. 27.5- l bn Dalula Seyahaınameı;i Metin, 295; M. Şerif Tcreenıc�i. 324.
62
tamonu hariç d iğer şehirler hakkında verdiği bilgiler arasında bilgi blı lamamaktayız. An cak, Anadolu'nun XIV . yüzyıldaki şehirlerini gezdigi için mukayese i mkanına sahip bulu nan İbn B atuta, çok kesi n bir ifade ile Kastamonu için " fiyatları bu kadar düşük ol an hiç bir belde görmedim"ı76 demektedir. Hatta , Kastamonu Sultanı'nın, İbn llatuta'ya tahsis ct miş olduğu arpa ve buğday ı fiyatların düşük olması sebebi i le, m üşteri bile bu lamadığım ve hareberlerindeki hacı ya terketmek zorunda kaldığını zikretmektcdir .ın İşte bu fiyatlardan bahsederken bize bazı rakamlarla, salın alınabilecek şeylerin mik tarını da belirtmekte olan İbn B atuta, bu bilgilerle devrin iktisadi tarihi için önemli sayı labilecek dokümanları günü müze aktarmış oluyor: "İki dirhem i lc semiz bir koyunun ya rısını ve iki dirhem i lc ekmek satın alırdı k . D ize birgün boyunca ye le rd i B iz on k i şiyd i k . .
" İki d irhemlik bal helvası satın aldığımız halde, hepim ize yetişird i . " B ir dirhemlik ceviz v e b i r dirhemlik kestane alır, hepimiz onları
y c rd i k ,
yine d e ar
tard ı . Kış mevsiminin en şiddetl i zaman ında bir yük odu n , bir dirheme satı n alınırd ı . " 278 Mali işleml erde ana ölçü olarak kullanılan gümüş paraya dirhem dendiğini biliyoruz. D u na göre iki veya üç gram ağırlığında değişen dirhernin alı m gücünü göstermesi bakımın dan İbn B atuta'nın yukarıda verdiği ölçüler, fiyat dalgalanmalarının mevcut olduğu X I V yüzyılın eşya fiyatlarını öğrenmemizc ve mukayese yapmamıı.a imkan vereceği muhak kaktırP9
5- Köle ve Cariye Ticareti XIV . yüzy ılda Anadolu'nun komşu bölgeleric yürüttüğü ticari faaliyet içinde köle ve
cariyelerin de alınıp satıld ığını görmekteyiz. Çok ol masa da bir iki notu burada zikrctmck le yctincccğiz. İzmir'de Umur Bey'in Şeyh İzzeddin'e verdiği hediyeler arasında cariyeleric ğıl manın bulunduğunu kaydedenıso İbn B atuta, B irgi Beyi'nin de kendisine gönderdiği hediyeler arasında Mihail adında bir Rum kölenin varlığındanısı bahsetmek suretiyle X IV . yüzyılda Anadolu'da köle alışverişinin mevcut olduğuna iki örnek vermiş ol uyor. Yine İbn B atuta , bize bizzat kendisinin satın aldığı cariyelerden de bahsetmektedi r . Ayasulug (Selçuk)'da kırk dinara bakire b i r R u m cariye satın aldığını28ı, Balıkesir'de d e Margali ta adı nda b i r başka R u m cariyeyi satın aldığınıı83 zikreden İbn Batuta, İkinci cari yeye kaç para verdiğini bclirtmemiştir. 276- İ b n Dalula Seyahatnamesi Meti n , 3 1 6; M . Şerif Tercemeı; i , 35 1 . 277- İbn Ratula Seyahatnamesi Metin, 3 1 7 ; M . Şerif Tercemes i , 3S2. 278- l bn Batula Seyahatnaınc.�i M et i n , 3 1 6; M . Şerif Terceınesi , 35 1 . 279- Mukayese için bakınız; Mustafa Akdag.
Türkiye'nin İktisadi ve İctlmai Tarihi, 1 ( 1 243- 1 453) lst . , 1 97 7 , 4 1 -44 .
280- l bn Datuta Seyahatnamesi Metin , 304; M. Şerif Tercemesi , 336; 28 1 - l bn Batuıa Seyahatnamesi Metin, 303; M. Şerif Tercemes i , 334.
282- l bn Batula Seyahatnamesi Meti n , 304; M . Şerif Tercemeı;i , 3 3 5 . 2 8 3 - İ bn 8aıuıa Seyahatnamesi Metin, 3 0 7 ; M . Şerif Tercemesi , 3 3 9 .
63
B- SANAYİ İbn Batula eserinin bazı bölümlerinde , halkın meşgul olduğu sanayi koliarına işaret et mişse de ayrıntıya girmemiştir. Anadolu şehirlerinde gördukleri veya dikkatini çeken olaylar hakkında kısa notlar halinde verdiği bilgiler değerlendirildiğinde; özellikle doku macılık ile madenci lik sanayi kollarında çalışmalar yapıldığını açıkça görmekteyiz.
1- Dokumacılık Önceli kle şunu belirtelim ki , Anadolu , bugün olduğu gibi , XIV . yüzyılda da hayvan cılık yapan Müslüman-Türkler'in yaşadığı bir bölge idi . Bu sebeple koyun ile keçilerden elde edi len yün ti ftiklerden dokumacılık alanında faydalanıldığını söylemek mümkündür . A m a seyyah İ b n Baluta, dokumacılığın yapı ldığı hususunda birkaç bilgiden fazlasını ver memiştir. Günümüzde de olduğu gibi , XIV . yüzyı lda da Denizl i'de dokuma sanayiinde gözle gö rülür bir gel işmenin mevcut olduğu İbn Batuta'nın ifadelerinden anlaşılmaktadır. Ona gö re , burada dokunan kumaşların benzeri yoktur; "Pamuğun nefis olması ve kuvvetli eğrii miş bulunması sebebiyle , ziyade day<>nır. Bu kumaş beldeye ni sbette ma'ruftur."284 Bu i fa deler Den izli
dokuma sanayi
iş kolunun ileri seviyede
olduğunu
göstermekted ir. İbn B a
tuta'nın bu iş kolunda çalı şanların çoğun luğunu Rum kadınlarının teşki l ettiğini belirtmiş olması Müslüman halkın bu işi yapmadıklarını göstermez. nir
kadının yün eğirerck hasta ve sakat oğluna bakıp, geçimini sağlayacak28s kadar
müsait bir ortam bulunduğuna göre, eğirdiği yünlere pazar da bulabil mektedir denilebilir. Ayrıca ipekli kumaşların bul unduğunu , kemha, kusey , mir'ız ve bürümcek286 nevinden çe şitl i değerli kumaşların mevcut olduğunu kendisine yapılan hediyeleri sayarken bilgi ve ren İbn Batuta, ziyaretine gittiği kimseleri tanıtırken de onların elbiselerinin özelliklerin den de bahsetmektedir.. Nitekim , Birgi'deki ,müderrisin "altın işlemeli , geniş ve güze l bir elbise giymiş" olduğun u , Ayasulug Emiri'nin de " nah" denilen bu cins bir kumaşı kendi sine gönderdiğini zikretmesi oralarda altın işlemeli kumaşların bulunduğunu göstermekte dir. İzınir'de, Aydınoğulları'ndan Umur Bcy'in , kendisine kemha cinsi kumaşdan diktiril miş iki elbise hediye ettiğini belirttikten sonra, bu cins kumaşın , Bağdat, Tebriz , Nişabur ve Çin'de dokunan ipekli kumaşlardan olduğunu288 da zikretmesi , bu kolda i thalatın varlı ğını da düşündürmektedir. M udurnu'da Arapça bilen bir hacıya bir Mısır elbisesi vermi ş
284- lbn naıuta Seyahatnamesi Metin , 290; M . Şerif Terccmesi, 346. 2115- l bn Batula Seyahatnamesi Metin, 3011; M. Şerif Tercemesi, 3 1 9,320; Mehmet Şeker, a.g. makale, 98. 2R6- lbn natuta Scyahatnliıncsi Metin, 295-303-304-306-307-3 1 4; M. Şerif Terccmcsi , 324-336-338-339-348. 2 1i 7 - l hn B:ıtuta Scyahatn�mcsi Metin, 299-304; M. Şerif Terccmesi , 329-335. 2R8- lb n Batula Seyahatnamesi Metin, 304; M. Şerif Tercemcsi , 336.
64
olduğunu kaydetmesi 289 de acaba, kendi ge tirdiği m i , yoksa hediye aldığı elbiselerden bi rini mi verdiğine karar veremesek de , bu dev irdc değişik cinslerde kumaşların mevcut ol duğunu ve bunların özell ikleri ilc değerleri nin takd ir edi ldiği ni bize bildirmekted ir. Yukanda da bir vcs ilc ilc bahsettiği miz kaliçalann yani Aksaray'da imal olunan bu seccade cinsi halı ları n , koyun yönünden doku nduklarını kaydeden İ bn Batuta, bunların benzeri olmadığını ve çeşitli ülkelere de gönder ildi ğini zikrctmekted i r . B i rgi'dc de kuru lan çadıra bu kaliçalar serilcrck , üzerine oturduk ları nı kaydctmektedir.291 Yine B i rgi'dc Müdcrrisin bahçeli evindeki sedire çok güzel nakşed il ıniş kumaşların serildiğini şaşkın l ıkla ve hayranl ıkla gördüğünü bel irten scyyahımız292 bize m isafir odal a rı için özel kun�aş lar d o k u nduğun u da d ü �ündürmckted i r . B unlara bir de keçc çad ırları i lave etmek istiyoruz. Yine B i rgi'de Aydı noğlu Mehmet Bey'in kendi lerine , bölgede "Hargah denilen bir çadır" gönderdiğini kaydeden İ bn Bat u ta, bu çadı rı şöyle tarif etmektedir: " Kubbc şekl inde, müctcmi' ağaç parçalarından mürekkcb olarak üzerine keçe konulur ve ışık ilc rüzgarın gircbi lmcsi için d e tepesine baca tarzında, gerektiğinde kapatı labi len delikler açılırd ı ." 293 İ bn Ilatuta'nın escri nde bu lduğumuz bu notlar, X I V . ylizyılda Anadol u'da hem mensu
cat sanay i i n i n mevcut olduğunu hem de başka ül kelerden buraya kumaşların getiri l d iğini ve son dereec gösteri şli halılar dokunarak , i hraç olunduğunu söylememize i mkan verecek bilgiler olsa gerektir. 2- Madencilik
Çok n e t bir i fade ile Anadolu'da X I V . yüzy ılda da madencilik i� kolunun mevcut ol duğunu söyleyebi l mcmizc imkan veren i fadeler bulduğumuz İ bn Batula S cyahatname si'ndc; Erzincan'da bak ır, Gümüşhane'de de gümüş madenierinin mevcut olduğunu ve bunların ticaretinin yapıldığını zikrettiği 294 görülmektedir. Ayrıca bu m adenieri n i şlene rek , çeşitli i htiyaçları karşı layacak kapları n imal edildiğini de yine Seyahatname yazarının notlarındaki bilgi lerde bulmaktayız. Bakırdan yapılan şamdanlar29s v e d iğ er k ap kacak cinsi nden eşyal aı-296 güm üşden yapılan vazo ve maşrabalardan297 bahsedi l m iş olması hak l ı olduğumuzu göstermektcdir.
C- TARIM VE HA YV ANCILIK Şehirlerin özelliklerini anlatırken, bağ , bahçe ve ağaçlardan bahsettiği n i geçm i ş bö lümlerde de zikrettiğimiz İ bn Batula'nın yetiştirilen meyvelerden bahsettiğini de y iyecek 2H9- l ım 290- l bn 29 ı- i hrı 292- l hn 293- İ b n 294- l bn 295- l hıı 296- lt-ın 297- l bn
Bal ulıı S e y ııh aln fıın csi Meliıı. � 14; M .
Ş.:rif Tl·rcı:ınes i , 34 8 . 295 ; M . Şcri f Tcrcemesi , 324. Melin, 300; M . Şeri f Tcrcernc$ i , 33 1 . Metin, 299; M . Şeri f Tercemesi. 330. Meti n , 300; M. Şcri f Terce mcs i , 33 ı . Metin, 298; M. Şcri f Tercemes i , 328. Met i n , 2 R6; M. Şcrif Tcrccnıesi . :\ I J .:\ 1 4. M e t i n , 298; M. Şerif Terccıncs i , 32K;J33. Metin, 304; M. Şcri f Terce mesi , 336.
Balula Seyahalnfimcsi Mclin. Balula Seyahalnamcsi Balula Scyahalnameı;i Datula Seyahatnamesi Batula Seyahatnamesi Batula Scyahalnfııııcsi Batula Scyahntniiıncsi Batula Seyahatnamesi
\
65
maddelerinin ticari faaliyetteki yerini incelerken ele al mıştık. Hem evci l hayvanları n , hem de büyük baş hay vanları n bulunduğuna çeşi tli v�si lelerle ilgili notlarda değinen İbn Batu ta, bu hayvanların bes lenmedc olduğu gibi ticari faaliyette de islifade edilen bir servet ol duğunu bize göstermektcdir.
1- Tarım Anadolu toprağının bugün de olduğu gibi , XIV . yüzy ılda da ürün verme bakımından zengin bir kaynak olduğunda şüphe yoktur. Niteki m , İbn Batula'nın verdiği bi lgiler de, çok az olmakla birl ikte, bunu ortaya koymaktadır. Nitekim, Gölhisar'da suyun ortasında yetişen kaın ışlarla,298 Denizl i'de de pek nefis ol duğundan bahsedilen pamuğun299 daha o dev irlerde kıymeti nin bilindiği n i anlamaktay ı z . "Ceviz ve kestane cidden mebzul ve fiyatı ehvendir" i fadeleri İbn Batuta'nındır. İznik'i ziyareti sebebiyle bu kanaatini bel i rten seyyah ı m ı z ; "Orada hasıl olan 'izari nam üzümün başka mahalde nazirini görmedi m . Nihfiyet derecede tatl ı olup, cürmü büy ük , rengi saf ve kabuğu incedir. Her dancdc bir çekirdeği bu lunurdu"-'00 dediği ni d a h a önce de zi k rc tmi� tik. Kastamonu'da da ceviz ve kestane yctiştirildiği anlaşı lan notlara ,301 cri k , elma, kayısı ve şeftali gibi meyvelerin kurutulduğunu bildiren302 bir başka kaydını da ilave edeli m . S i nop'da incir
ve üzüm yeti ştirildiğin i301 gördüğümüz gibi şekerpfire kayısının en i y i cinsi
nin hem Antal)'a'da, hem de Konya'da304 mevcut olduğunu tekraren belirtcl im . Arpa ve buğday ı n eki ldiğini30s bir vesile ile kaydeden İ bn Batuta, Göynük'den de bah sederken: "bu beldede ağaç ve üzü m asması ol may ı p , yalnız za' feran"
zi raat i n i n yapı l d ı ğ ı
nı306 beli rtmektedir. Pi rinç tarı m ın ı n yapı ldığın ı da yine kend i sine gönderilen hediyeleri
sayarken zikretmektedir.307 Ormancıltğın da kereste ihracatı yapılacak seviyede gelişmiş ol ması dikkat çekici dir.308
2- Hayvanciiık Öze l l i kle bindikle ri
h ay v a ni ara
sah i p
olabi lmek
i ç i n ge m i i l c ge l d i kleri
A lanya'dan tc
min ettiklerini düşünmemizc , scyyahırnızın notlarında bulamasak da, kimse engcl lcyc-
298- İ bn Batula SeyahatnAmesi Metin, 289; M . ŞerifTercemesi, 3 1 7 . 299- l bn Batula SeyahatnAmesi Metin, 290; M . ŞerifTercemesi, 3 ı 8 ; 300- l bn Ratuta Seyahııtnftmeıoi Metin, 309; M. ŞerifTercemeıoi, 342.
l hn Batuta SeyahatnAmesi Metin, 3 1 6; M . ŞerifTcrcemcsi. 35 1 . l hn Oıııutıı Seyııhaınllmeı;i Metin, J l 4; M . Şcri ( Tercemeı;i, 3 4 R . l bn Batula SeyahatnSmeı;i Metin, 3 1 9; M. ŞerifTercemesi. 354. İ bn Batula SeyahatnAmesi Metin, 29�,293; M . Şerlr Tercemcsi, 3 1 2,322 İ bn Baıuta SeyahatnAmesi Metin, 3 1 7; M. Şerif Tercemesi, 352. l bn Batula SeyahatnAmesi Metin, 3 1 1 ; M . ŞerifTercemesi , 345. 307- l bn Batuta SeyahatnAmesi Metin, 30 ı; M . Şerif Tercemcı;i , :n ı . 308- l bn Batula Seyahatnamesi Metin, 283; M . ŞerifTercemesi, 3 1 0.
30 1 302303304305306-
66
mez. Zira, İbn B atuta, m uhtelif vesilelerle at satın aldığını bel irtmiştir. Mesela, h ırsızların atiarını çaldıkların ı anlatırken , " B u hayvan iyi olup , Ayasulug'da satın almış idim "309 i fa desi çok açıktır. Kendisine verilen hediyeler arasında atın da bulunduğunu ilgili bölümde zikretm iştik. B öylece , yolculuk için kullanılan ve günlük hayatın bir parçası olarak fayda lanı lan hayvanlardan biıi olan attan Seyahatname'de sıkça bahsedi l mesini yadırgamamak gerekir. Mesela Denizli Beyi ve oğl u , misafirlerini kendi
ig_m etgfih,!wna götürmek
üze
re atlar göndermişlerdir.310 Şüdiaddin Orhan B ey3 1 1 ile TOğa Hatun3 1 2 ve Eğridir Sultan ı 3 1 3 da aynı şekilde davranmışlardır.
�c. ; 'b Attan ayrı diğer hayvanların da beslendiğini gösteren kayıtlara rastlıyoruz. Denizl i'de
Ramazan bayramı namazından önce , kabristan ziyareti sırasında get i ri len sığırlar ilc diğer hayvanların kesilerek fakir fukaraya dağıtılınası314 bu bölgede hayvancılığın yaygın oldu ğunu göstermektedir. Nitekim Seyyahımız, Tavas'dan bahsederken de , Kale beyinin hay vanlarının haydu tlardan korunması için birtakım tedbirler ald ığını anl atarak , devam l ı böy le hareket ettiklerini , daha sonra hayvanları nı dışarı çıkardıkları nı kaydctmektcdi r.3 1 5 Çarşılarda hayvanları bağlayacak yerlerin bulunduğunun zikred i l mesi yine çarşılarda hayv anlar için samanın satılması316 hayvancılığın devamlıl ığını gösteren iki h us us tur. Hat ta hayvanların derilerinin de alınıp satıldığını kaydeden seyahatname yazarı311 hay v ancıl ı ğın iktisadi hayata olan katkısına da bir örnek vermiş oluyor. Hatta, bir koyunun yarısını iki dirheme satın almak suretiyle3 18 on kişi lik ekibinin günlük besin ihtiyacını da karşıla rlığını belirtmiş olması hayvancılığın da fiyat dalgalanmalarından etki lend i ğ i n i göster mektedi r. Kastamonu'da " iki dirhemlik bal hclvas ı " satın aldığını belirten İbn B at u ta'n ı n 3 1 9 bu kaydı bize o bölgede aneılığın da mevcut olduğunu gösteren bir not olarak değerlend i r i l se , bilmem yanlış olur mu?
D-
•"
ULAŞIM
(1""
/
'\ı_....
:ı.. o\
'J ��i:> �at edebil mek yol emniyeti nin varlığına en açık işarettir. İşte , İbn Batuta'nın gezdiği b� rde bu emniyeti g�, yazdığı escri nde Her şeyden önce , güvenlik içinde sey
ki notlarda açıkça görmekteyiz. Hatta kendisinden başka, gezgin olarak Anado l u 'da karşı309- l bn Batula Seyahatnamesi Metin, 306; M. Şerif Tercemesi , 338. 3 1 0- İbn Batula Seyahatnamesi Metin, 29 ı ,292 ; M . Şerif Tercemesi, 3 ı 9,320. 3 ı ı- l bn Batula Seyahatnlimesi Metin, 293; M. Şerif Tercemesi , 32 1 -322. 3 ı 2- lbn Datuta Seyahatnlimesi Meti n, 296; M. Şerif Tercemesi , 325.
3 1 3· l bn Batula Seyahatniimesi Metin, 289; M. Şerif Tercemesi , 3 ı 6. 3 ı 4- l bn Batula Seyahaınômesi Metin, 29 1 -292; M. Şerif Tercemcsi . 320.
3 ı �- l bn Batula Seyahatnlimesi Metin, 292; M. Şcrif Tercemesi , 320. 3 1 6- İbn Batula Seyahatnamesi Metin, 3 1 3 : M. Şerif Terccmesi , 347 . 3 1 7- l bn Aatu ta Seyııhatnamesi Metin, 3 1 4; M. Ş e i f Tercemesi, 348. 3 ı 8 - lbn Batula SeyırhatnAmesi Metin, 3 ı6; M . Şerif Terccmes i , 35 ı .
r
3 1 9- lbn Batula Seyahatnlimesi Metin, 3 ı 6; M . Şerif Tercemesi . 35 ı ;
67
laştığı bir başka seyyahla kendi kendini kıyaslarken320 de bu bölgelerin emniyet içi nde do� laşı laJ2i.!tcck yerler olduğunu gösteren bilgiler vermiş oluyor. Bu da Anadol u'da iç turiz min yapı labildiğine hükmetmcm ize yol açar. Hatta gelen yabancılara rehberl ik edenlerin rnevcuuiycti /21 tercümanların bile bu l u nuuğunum gösteren kay ı t l a r bu konuda faydalı bil giler olarak kaydedilebilir.
1 - Deniz Ulaşımı Etrafı denizlerle çevril i olan Anadolu'da deniz ulaşımının yapılması kadar , normal bir durum ol masa rcrekti r. İb n D atuta' n ı n Lazki yc'dcn bindiği bir Cenc�
karş ı l anabilecek
viz gemisi ilc Anadolu'ya ayak basmış olmasım burada deniz ulaşımı için gerekli ortamın mevcut olduğunun en büyük işareti sayılabi lir. Aynı seyyahı mız, Anadol u'dan ayrılırken de , " S inop'da takriben kırk gün oturduk . Sonra Rum lar'dan birine ait bir gem iyi kira ilc tuttuk ... Onbir gün daha kaldıktan sonra gemiye bindik"324 ifadeleri ilc deniz ulaşırnından faydaland ağını açıkça bel irtmektedir. Daha önceki bölü mlerde de yeri düştükçe zikrettiğimiz gibi , hem kereste i hracatı125 hem de yaş ve kuru meyvelerin denizaşırı
ü l kelere12(ı gönderilcl i ğine dair yer alan i fadeler,
deniz ulnşı m ıl')ın yapı ldığını ancak i mkan ve vasıtaları n ı n ne ölçüde o l d u ğ u nu b i l mediği ı
ı
mizi söylememizi mü mkün kılmaktadır.
2- Nchir Ulaşımı Anadol u coğrafyası gözönüne getirilirse , bu bölgede birçok nehrin var olduğu görüle cekti r. Bu nchi rierden X I V . yüzyılda nasıl isti fade ed il iyordu? Bu soruyu ccvapl andırabi l mck i ç i n i bn D alula'nın eserlerinde
a z d a olsa
b i r bi lgi bu labil iyoruz.
İznik'ten Gcyve'ye giderken Sakarya nehrinden geçmek zorunda kalan İbn B atuta, hi� kayesine şöyle devam etmekted ir: "Nehri geçmeye mahsus salı n daha aşağıda olduğunu söyledi ler. Bu nun üzerin oraya gittik . Sal deni len şey , halaı larla birbirine bağl ı dört kalas� tan ibarettir. Üzerine hayvanların eğerleri ile , taşı nacak eşya konur, İnsanlar da bunların yanına binerler. Hayvanlar ise yüzdürülmek suretiyle karşıya geçirilirler. Salı karşı taraf ta bulunan salcılar çekmeye başlarlar. Biz de ona binerek nehri geçtik" .327
32032 1 322323324325326327-
68
l bn l bn l bn l bn l bn l bn l bn l bn
Raıuta Seyahaınameıoi Ratula Seyahatnamesi Batula Seyahatnameıoi Batula Seyahatnamesi IJaıuıa Seyahalnlime�i Batula Seyahaınamesi naıuıa Seyahaııı5mesi Baıuıa Seyahatnamesi
Metin, 308; M. Şerif Te rcemes i , 34 1 . Metin, J 1 ı - 3 ı 2 ; M . Şerif Tercemesi, 345; Metin , 3 1 0; M . Şerif Tercemesi , 343. Metin, 283; M . S•!rif Terccmesi . 3 1 0. Metin, 32 ı ; M . Ş ..:rif Tcrcemes i , 357. Meıin, 283; M. Şerif Tercemesi , 3 1 0. Metin, 285,293; M. Şerif Terce rncs i , 3 ı 2 ,322 . Meıin, 3 ı O; M. Şerif Tercemesi , 343.
DÖRDÜNCÜ B ÖLÜM
İJJN BArfUTA 'YA GÖRE AHILİl{
69
İBN BATUTA'YA GÖRE AHILİK İbn Batula Seyah atnamesi'nde Anadolu'nun muhtelif yerlerinde rastladığı Ahi zav iye , leri hakkında yer yer bilgi vermeden önce , ahiliği tanıtma i htiyacını duymakta ve Anado l u'da ilk ziyaret yeri olan Alaiye (Alanya)yi anlattıktan hemen sonra ahileri tanı tmakta dır.328 B i z de , İbn B atuta:nı n gözüyle ahi kime denir, ahiliğin özellikleri nelerdir, bun l arın günlük hayatları ve yaptıkları i şler nelerdir ve Anadolu ahilerinin nerelerde bul undukları na dair olan bilgi leri değerlendirerck , devrin toplum yapısı içinde bunların yerini belirtmc ye çalışal ı m . Daha önce d e bel irttiğimiz gibi , İ b n B atula'nın eseri , Anadolu'daki ahller hakkında ilk kez görgüye dayanan bilgiler vermiş olmasından dolayı önemlidir. B u bilgiler hem orij i nal , hem de oldukça fazladır. B unları n bir tahlili yapıl malıdır. Böylece ahl l iğin, Anado lu'da leessüs ettiği döneme en yakın ve en yaygın olduğu bir tarihte bir görgü şahidi nce anlatıl m ış ol ması sebebiyle doğruya en yakın olarak tanınmasını n mümkün olacağı kana atindey i z .
A- AllİLİK VE AHi ZAVİYELERİ 1 - Ahi ve Ahilik İbn B atula'ya göre ahi kel imesi "Ahıyye �i "nin müfredi " ah ·( tekellim ya ( '! )'sı ilave olunarak
" �i
ti )
"
kel imesine mü
=ahi " şekl inde telaffuz olunmuş şcklidir.329 Ana
dolu'da "ahi " tabiri n i n , evlenmemi ş , sanat ve meslek sahibi gençlerden seçilmiş, kendisi ne rei s l ik payesi veri l mi ş önder bir kişiye veri ldiğini bel i rten İbn Batuta ayn ı kayda, bu ki-
3 2 8 - lbn lJatuta Seyahatnamesi Metin, 285-286; M . Şerif Tercemesi , 3 ı 2-3 ı 4 . 329- l bn Batula Seyahatnamesi Metin, 2 8 5 ; M . Şerif Tercemesi, 3 1 2; Aslı Arapça olan "ahi" kelimesi "kardeşim" demek tir. Du kelimenin Anadolu'da Türkler arasında yaygınlaşan ahiliğin menşei hakkında birtakım farklı düşüncelerin be lirınesine de yol ııçtııını biliyoruz. Eski ve orta devir Türkçesi'nde "eli açık , cömert, yiıit" anlamlarına gelen "ak ı� kclimeı;inin, söylcniş yakınlığı ve mana bakımından benzerl ii!,i ıoebcbi ilc Arapça "ahi"ye çevrildiği görüşünil ileri � ü rcnlcr olmuştur. lJakınız; Tae�chner, İsHiın Orta Ç�ığı'nda Fütiivvc, lst. Ün. Iktisat Fak. M ec . , XY/ I -4 , I s t . , 1 95 5 , ıd vd . ( 1 8 . !layfa), Ccvat I lııkkı Tarım , Tarihte Kırşehri-Gülşchri , İ s t . , 1 948, 6 1 ; Neşet Çağatay , llir Türk Kuru mu Olan Ahilik, Ank . , 1 974, 5 1 -52.
71
şini n yöneti mindeki topluluğun temsil ettiği harekete de " fütüvvet"3:l0 deni ldiği n i de ekle ınektedir:uı İbn Batula'nın bu'rada anlattığı olaylarla, verdiği bilgi lerde XIV . yüzyıl Ana dolu'sunda ahiliğin. fütü vvetle adeta bütünleşerek kaynaşm ış olduğu anlaşıl maktadır. Zi ra İbn Bat u ta bun lara , fütüvve'nin çoğul u olan " fitvan " deni ldiğini ve her iki kel i meyi , bir leştirerek "ahiyyetü'l - fityan " deni ldiğini ve her iki kelimeyi , birleştirerek "ahiyyetü'l-fit yan ��� �j " şekl inde açıkça bel i rtmiş ol ması:m görüşümüzü desteklemektedir. Sey yahımızın verdiği bilgiler arasında Anadolu'da yaygın olan fülU vvet cem iyetlerinden ahi l i ğin başında bul unan ve kendisine "ahi" denen başkanın yaptığı işler hakkında da bilgi bu lu nmaktadır. Nitekim bu reisin bir zaviye yaptırarak , bu zaviyeyi gerekli şeki lde tefriş ettirdiği ve aydın latmada kul lanıl mak üzere kandiller astırttığı veri len bilgi lerdendir. D u reise bağlı olanlarda, gündüz geçimleri ni sağlama yolunda çalışıp ikindiden sonra kazanç larını başkanlarına getirirler. Elde ettikleri bu kazançla da zaviyede barınan herkesin i hti yacı olan yiyecek satın alınarak günlük yaşayış için gerekli herşey te min edi l i rdi .333
2- Ahilerin Günlük Yaşayışlara Ahilerin elde ettikleri kazançlarının , yine kendi zaviycleri için harcanması , bunların günlük hayatları için gerekli nıeşgu liyet alanı okiuğu görü lmekted ir. Zi ra İbn B atula ahi ler hakkında umumi bilgi veri rken bize� ö n c e likle ahi lerin barı n d ı k l arı bir zaviyeleri oldu ğunu , bu zaviyelerin günlük yiyecek ihtiyaçlarını karşılamak üzere mensuplarının sabah tan başlayıp, ikindiden sonraya kadar çal ıştıklarını ve elde ettikleri kazançları i le de mey V ı;! , yiyecek ve diğer gerek li eşyayı satın aldık larını haber vermektedir. Bu i fadelerden an la�ı l d ı ğına göre ahi ler birer meslek sahi bi ki msclerdir. N i tek i m , Alanya ziyaretinin ikinci gliniinde kend i leri n i davet etmeye gelen ahi reisi nin ayakkabıcı ve kend isine bağlı iki yüz kadar meslektaşı olduğu nu öğrendiğini ;u4 Dc nizli 'deki ahi zaviyelerinin mensuplarının da deği şik meslek sahibi olduklarını , ya da tica retle meşgul olduk larını ve çarşıda dükkfinlarının var olduğunu kaydetmiş olması , İbn Ba tuta'nın ahi lerin çeşitli meslekleri icra eden esnaflar olduklarına dair görgüye dayanan bil gileri bize u laştırmış olması oldukça dikkat çekicidir. Sivas'da da Ahi Ahmed'in bıçakçı lıkla meşgul olduğunu düşünüyoruz. Hatta bazı ahilerin ziraatle iştigal ettiklerine dair bil giyi yine İ bn Batuta ve arkadaşlarını bostanına davet ederek bir ziyafet tertib eden ahiden bahsederkenm al ıyoruz. 330- Ar:ıpı;a
" fütü vvcı" kclimcs i n i n , "delika n l ı , y ' f t , e l i açık , güıü pek, i y i huylu k i�i " ınfıııasıml:ıki "fet;i "uan türcuiğini
ve "eli aı; ı k l ı k , yiğitlik .. " gibi maniiiara gciUi�iııi b i l i yoruz. (Van Arcndok ve B ichi foaris, Fütüvvct. I A , I V .
.'\.\ 1
�cı Ç:ı�atay , :ı .g c . .
l hıı
3.'2- i hn 3.D- i lm :n.ı . l hn 335-
l hıı
336- i t-ın 337- l tın
72
4 5) Fülilvvctlc Alıi li�iıı ınünascbcti için bkı. Neşe ı Çağatay a .g.c., 3-6 . Batula Scyahatııiinıcsi Metin , 21!5,21!6; M . Şerif Tcrccnıcsi , 3 1 2 ,3 1 3 . B;ııuı:ı Scyııh:ıt ııfııncsi Metin, 2R5.2R6; M. Şerif Tcrccmcsi , 3 1 2 ,3 ı 3 . Batula Scyalıaıııanıcsi Metin, 2R5,21!6; M . Şerif Tcrccıncs i , 3 1 2 ,3 ı 3 . B atına Scyah:ıtniirncsi Met i n , :!R6; M. Şcrif Tcrccmcs i , 3 1 3 . Uatuta Scyahaınaıncsi Meti n , 21J I ; M. Şcrif Tcrccmcsi , J ı S . B atula Seyahatnamesi Metin , 297 ; M. Şerif Tcrcemcs i , 326. Oatuta Sey:ıhatniimcsi Metin, 287; M . Şerif Tcrccmcsi , 3 1 4-3 1 5 .
700; Nc
Bu arada , bazı ahi zaviyclcrinde i l i nıle de meşgul ol unduğunu görüyoruz. B unu zavi yelerde talcbelerin mevcudiyeti nden bahsettiği kayıtlardan anlamamız mümkündür· Dıı a) Zaviyeler
Ahilerin bulunduğu yerlerde zaviyelerin de bul unduğunu düşünen İ bn Batuta , Anado lu gezisine başladığı Alanya'yı anlatmadan önce Anadolu (Bilad-ı Rum) ve hal kı hakkın da bilgi verirken; ya bir eve , ya da bir zaviyeyc konuk olduklarını belirtmcktcdir.339 Ger çi bazı yerlerde de medresclerc misafir olduklarını gördüğümüz seyyahımız ve arkadaşla rı , çoğunlukla za v iyelc nJe kal mayı tercih etmişlerdir. B u tercihini açıkça belirttiğin i , hat ta şehrin hakiminden , bir zaviyede misafir ol mayı arzu ettiğini gösteren ifadelerine rastl ı yoruz.340 Acaba bunun sebebi nedir? İ şte bu sorunun cevabını verebilmek içi n , İ bn B atu ta'nın m isafiri"okluğu zaviyclerde nasıl karşılandığını ve zaviyelerin nasıl yerler olduğunu araştırmak lazımdır. Zaviyelcr konusunda, İ bn Batula'nın Seyahatn5.mesi'ndc , dağı nık ol makla birl ikte , ol dukça yeterl i bilgi bul maktayız. Yukarıda bclirttiğinıi.t gibi fütü vvet erbabının kendi leri ne reis seçtikleri ve kendisine " ahi " denen önder, eğer mevcut deği lse , hemen bir zav iye inşa etti rir. Kal içe ve ge re kli eşya ilc huray ı teftiş e t t i rere k , aydın l a tı l ması iç i n kand iller astırır.341 Seyyah, Antalya'da g i ttiği zav i yc y i şöy le tari f ediyor '' N c fis Rum (Anadol u) kaliçele ri ile döşenmiş ve Irak canundan bir çok avizeleric süslenm işti . Misafir odası nda beş ta ne , üç ayaklı bakırdan yapılmış çerağ (kandil ki buna " bey s us " denirdi) bul unuyordu . Ya n ında da b a k ı rd a n y ed e k yağuan l ı k l a r varu ı . B uray a , fiti l i kcsmck için bir de makas k on muş. Bu k andi l ler eri m iş iç yağı doldurularak yak ı l ı r . M i sa fi rlcre mahsus b i r pe y ke var dır" :''12 Kayseri'ue konaklad ı ğ ı Emir Al i'nin zavi y c s i ı ı i tari f ederke n , "döşeme l e ri , kand il leri , bol yiyecekleri ve binasının sağlamlığı bakım ından en güzel zaviyelerdendir" 343 d iyen İ bn Batuta, böylece zaviyeleri birbirleriyle mukayese de etmektedir.
Zaviyeleri n teşki latı hakkında bilgi vermemekle birlikte, bazı notlarından bu binaların müştenıilatı hakkında bilgi sahibi ol m aktay ı z . Mesela kandill erinden bahsettiği m isafi r odaları 344 zaviyclerin değişmez müştemilatından birid ir. A hilerin topl uca zikrettikleri ve birlikte yemek yedikleri bir salonu vardır. Yemcklcrin hazırlandığı mutfaktarla yiyecekle rin korunduğu kilerierin de zaviyelerde bulunan ayrı bölümler olduğunu düşünmek gerekir. Bol u'da m isafi r kaldığı ahi zaviycsi nden söz ederken : kış günlerinde zaviyelerindc da ima ateş yakmak bunların 5.dctlcri olduğundan zav iyelcrinin köşeleri nden her biri ne bir 33R339340-
i tı n l tın l bıı
Baıuta Seyahatnamesi Meı i n �l ı
ı;
M . Şerif Tcrccnıesi , 345.
Batula Scy:ıh:ıın:imcsi Meıiıı, 283; M . Şerif Tercı:nıcs i , 3 ı o.
B:ııuıa Seyahatnarnesi Mı:ı i n , 3 ı 9; M . Şı:rif Tcrccnıcsi, 354 .
34 ı · l tın IJaıuıa Seyahaı n:iınesi Mcıiıı, 2K5; M. Şerif Tcrcl•mcsi, 3 1 2 . 342-
İ bn Batula Scyah:ııniiınesi Metin, 2H6; M. Şerif Tı:rccıncs i , 3 ı
343- l bn naıuıa Seyahatnamesi Metin,
296;
·' ·3 1 4 .
M . Şerif Terccmes i , 326.
344- l bn Batula Seyahatnamesi Meti n , 286; M. Şeri f Tercemesi . 3 1 3 .
73
ocak konulur; menfesleri , duman çıksı n , zaviyede oturanlara zarar vermesin diye açılır. Bu açılan kısma da "buharı " denir k ayd ınd aı r'H ıaviyelerin hem bacalı ocakları (şömine) hem de odunlukları olduğunu anlıyoruz . b ) Zaviyelerde Günlük Hayat
Ahi zaviyelerinde iki sınıf insan bulunmaktadır. Bunlardan bir grubu , misafir olarak gel ip buralarda kalan gelip geçici kişiler, d i ğer grubu ise , bu zaviyelcrin mensuplarıdırlar. İbn Batula'nın eserinde her iki sınıfın da birlikte geçirdikleri günlük hayatları hakkında ba zı notlar bulmaktayız. zaviyenin dai mi mensupları yani ahi ler, İbn Batuta'nın verdiği bi lgiye göre , gündüz geçimlerini sağlama yolunda çalışırlar. İkindiden sonra , elde ettiklerin i reisierine verirler. Bununla meyve, y iyecek ve zaviyede ihtiyaç olan gerekli şeyleri satın al ırlar. O gün bel cleye bir yabancı gel irse zaviyelerine konuk ederler. Al ınan şeylerle ona ziyafet çekerler. O kimse ayrı l ıncaya kadar onların misafiri olur. H iç ki mse gel ınezse , y ine yemek için top lanıp yemek yerler, şarkı söyl erler ve raks ederler. Sabahleyin de yine , kazanç elde etmek üzere mesleklerine yani yapmak la oldu kları i şleri ne giderek , ikindiden sonra, yine hepsi kazandıkların ı rei sierine getirirler.�46 Zaviyenin dai mi mensuplarını evlenmemiş bekar, meslek sahibi gençlerin teşki l etti ğini bel i rten seyyahımızM7 , bu gençleri n zaviyede geceledikleri ne dair bazı bilgiler de ver mektedir.348 Nitekim bunlardan zaviyen i n i şleri için de yararlanıldı ğ ına dair notlar da kay deden yazar, m isafi r odaları nda veya salonl arda mevcut olan kand i l leri n fi t i l ieri ni makas la düzeltmek için " çerağcı " deni len görev lileri n bul u nduğu n u , ayrıca saf hal i nde dizi i miş hizmete arnade 6irkaç gencin de bekle d i ğ in i bel i rt me s i zavi ye mensu pların ı n günlük ya
şayışları hakkında epeyce bilgi sahibi olmamıza yardım etmekted ir.
Zaviyelerde namaz k ı l ındığı gibi , yemeklerden sonra , Kur'an okunduğu , hep birl ikte sema ve raksa kal kıldığını da·'�() kaydeden İ bn Batuta, ahi lerin günlü k yaşayı şları iç inde ibadet ve zYk rin yanın d a eğlencenin de ayrı bir yeri olduğunu göstermekted ir. 345- l bn B:ııuıa Scyah:ıtnanıcsi Metin, J ı 4; M . Şerif Tcrccmcsi. 3 4 9 ; llur:ıll:ı cscrin k Ii i i t-i l hn CUı.cy whuhayrı (
&./� ) "
ilc ilgili hatırına gelen SafıyyUddi n Abdillaı.iz bin Seraya c l - ll fi l i'nin ıevriyc tariki ile y:ııdı�ı şu bcy i ı lc:rini hatırl:ıdı �ını ifade ederek kaydetmektedir;
y.rJ I A.i�lS" � ,�)1 _,!-t
�� j.J� �� � �
.;�1 ıJI - � �� � ...; 1 � )
_ ı_u
·�).i
.i..
Ruhari'den aynldıgını7. ı.amanlardan beri hulaşık topra�ın oca�ından pcri�:ınlık saı; ı lır. Bunun akşamlcyi n , (Ehu l.c hch) yani alev saçan olması n ı islcrsc n i ı . aıl:ırınıwı (hamınalcıc'l-haıab) yani odun yükiii olarak gelmesi gerekir; Mc lin
346- lhn
3 1 4;
lercemesi 349 .
n ıııutıı Seyahalndnıeı�ı M e ı l n , 2K�; M.
Şcrl f Terccıncııl , :\ 1 :\ .
347- l hn Datuta Seynhntnlimc:-i Met i n , 2 R :'I ; M. Şerif Tcrccnıcı-i , 3 1 2 . 348- l bn Batula Seyah:ıln!irnesi Met i n , 286,3 1 1 -3 ı 4; M. Şerif Tcrcemcs i . 3 1 4 .345.349.
349- l bn Datuta Seyahatnameı;i Meti n , 286; M . Ş e r i f Tcrccmcs i , 3 1 4.
350- lbn Batula
74
Seyahatn/i mes i Meti n , 285 ,29 1 ; M. Şerif Tcrccmes i , J I J ,J 1 9.
Eğer zaviyenin reisi olan ahi , u lemadan birisi ise , bu zaviyelerdeki diğer ahiler öğren l ci o arak da hem öğren i mlerini devam ettirir, hem de zaviyen i n hizmetlerini görürlcrd i .351 Zaviyelcrde kalan bir diğer grubun misafı rler olduğunu bclirtmi�tik. B u nların znviye lcrle çok yakın bi r alakası olduğunu görmekteyiz. B u sebeple zaviyclcrdcki misafir ağır lamalarını ayrı bir başlık altında ele almanın daha uygun olacağını düşünüyoruz.
3- Ahi Zaviyclcri ve Misafirlik Eserinde ahi l e r hakk ı nda genel bir tanıml ama yaparken İ bn Batuta, bunların "yaban cılara yardım etmek, onları konuklayıp yedirip içirmek , bütün ihtiyaçlarını görmek . . . hu susu nda bir benzeri yoktur" 3s2 demektedir. Ayrıca İ bn B atutaıya, "dünyada ahllerden faz l a güzel iş l e r i ş l e ye nl e ri görmedi m . Şiraz ve İsfahan halkının bu hususlarda onlara benzer l iği varsa da, ah i l e r gelen geçene daha çok muhab bet , ikram ve şefkat gösteri rler" 353 de dirten husus herhalde on l arın misafirlerine karşı gösterdikleri alaka ve yakınlık olsa gerek tir. Niteki m bu hususta seyyahımızın verdiği örnekler bizi haklı çıkarmaktadır: Denizl i'ye giri şlerinde, çarşıdan geçerken , bazı kimselerin dükkani arı ndan çıkı p , hay vanlarının dizginlerini tuttukların ı , bir diğer grubun da bunları engel lemeye çal ıştıklarını bel irten İ bn Batuta, olayın sonucunu bize şöylecc anlatmaktadır: "Araları ndak i an laş maz lık uzadı gitti . Hatta birbirlerine bıçak çekecek hale geldi. Bizcc ne söyledikleri mal um ol madığı cihetle korkarak , bunların yol kesen Germiyanlılar354 buranı n da onların ülkesi ol duğunu ve nıallarımızı yağmalama n iyetinde bulunduklarını zanneltik . B u sı rada Allah'ın lütfu ile Arapça bilen bir hacıya rastlad ık . B irbirleriyle nıünakaşa edenleri n maksat l arı nı sordum . Bunların ahilerden k i mseler olduklarını ve bizi ilk karş ılayanların Ahi Sinan' ı n . diğerlerinin ise Ahi Turnan (Duman)'ın arkadaşları olduğunu , her i k i grubun da bizi önce l ikle kendi zaviyelerinde misafir etmek için birbirleri ilc çekiştiklcrin i i fade etmesi üzeri ne al icenablıklarına hayran oldum . Daha sonra , kur'a yol una başvurarak , kendisine k ur'a isabet eden grubun önce bizi misafir etmesi üzerine , aralarında anlaştılar. K ur'a , Ahi Si nan'a isabet etti . Ahi Si nan bunu haber alınca , topluluğu ilc bizi karş ıl amaya geldi . Selam verd i . Onun zaviyesine i ndik . " J.ss Kendi leri ne bu zaviycde yapılan ikram ve ziyafetten da ha sonra söz edeceğiz. Ancak , iki gün sonra Ahi Du man ilc arkadaşları nın kend i leri n i a l mak üzere zaviyeye geldi kleri ni ve onl arla birl ikte diğer zaviyeye intikal ettiklerini kay detmesi bize bir geleneğe nası l uyulduğunu göstermektedir. Aynı geleneğin Anadol u'nun diğer şehirlerindeki ahiler arasında da yürürl ükte oldu ğunu gösteren hatıralarını okuduğumuz İ bn B atuta , bu geleneğin; önce karşılayan h angi grubsa, mi safiri onların zaviyelerine almak şekl i nde olduğunu Sivas'daki ahi leric ilgi l i ka yıtlarında da şöyle belirtmektedir: " B u beldcye varı şımızda Bıçakçı Ahi Ahmed'in arka35 1 3523�3354-
l b n Daıula Seyahatnamesi Met i n , l bn Batula Seyahatnamesi Met i n ,
293 ,3 1 1 ; M. Şerif Terceıncs i , 322,345 21!5; M. Şcrir Tcrce mes i , 3 1 2 .
l b n Daıutn ScynhotnAmeııl Met i n , 2!16; M . Şerlr Tcrccnıcıı i . 3 1 3 .
Anadolu Selçuklularının son devrinde K ü tahya ve havali!'indc h O k O mcl k u rmuş y a n o�ul ları i ç i n bak ı n ı z ;
1.
olan (X I I I .
sonları) Germ i I V . , 7(ı7 - "170. Mehmet Şeker, l bn Batula'ya Göre D c n i1.�
l l nkk ı U1.unçarş ı l ı . Anadolu Ucyllklcı-1. i\ n k . 1 984 . 39-54 ; I .A .
y ü zyı l ı n
355- l t-ııı Oatuıa Seyahatnamesi Met i n , 290-29 1 ; M . Şerif Tercemcsi, 3 1 8-3 1 9 ; l i'nin Sosyal ve İ ktisadi Hayatı . Türk Dünyası Araştırması De r g i s i . Nisan-89, Sayı: 59.
75
daşları bizi karşılamaya ç ıktı . . . Bunları n k i m i atl ı , k i m i yaya ol mak üzere kalabalık bir gruptu . B undan sonra Ahi Çelebi'n i n yoldaşlarıyla karşı laştık. Ahi Çelebi , ahi lerin u l ula rı ndan biri idi . Rütbeten B ıçakçı Ahi'ye göre yüksek bir mevkiye sahi pti . Bunun yoldaş
ları zaviyelerine konuk olmamızı i sted i lerse de , diğerlerini n öncelik hakları bulunması se bebiyle isted iklerin i yerine getirmek m ümkün olmad ı . Hep b i rl ikte şehre girdik. İ k i taraf da birbirlerine karşı iftihar ederek , öncel ikle bizi karşı l ayan taraf, zaviyelerine konuk ol duğumuzdan dolayı revkalade sevi nç l i ve neşel i olduklarını açığa vuruyorlard ı ." ;\56 Üç gün sonra da Ahi Çelebi'nin zaviyesi ne gitt ikleri aynı böl ümün sonunda ifade edil mektedi r . Gerek Den izli gerekse Si vas ahill!ri ile i lgili anlatılan bu olayların b i rb i rlerine benze yen yönleri vard ı r . Herşeyden önce ba şehi rde birden fazla ahi zaviyesi bulunduğunu gör mekteyi z . İ ki nc i husus , her zaviye mensubu , gelen misafiri kendi leri karşı lay ı p , konuk et mekte birbi rleri i le yarışm aktadır. B ir başka husus da� m i safiri önce karşılayanı n , zav iye sine götürme hakkı olduğu gibi , ayn ı anda karşıcı çıkanları n da, aralarında k u r'a atarak, ki me isabet ederse onun , m i safiri kendi zaviyesine götürebileceğine dair b i r geleneğin bu lunmasıdır.
a) Ahi '4:ıviyelerinde Misafir Ağtrlama ve Ziyafet Çekme İ b n llatuta'nın Anadolu
gez i s i nde sadece ahi zaviyelerinde deği l , başka zaviyelerin ya
nı nda; ınedrcselcrde , konak ve evlerde de m isafi r ol arak kaldığını bil iyoru z . M esela, An talya'daki Şeyh Şehabüddin Hamevi'n i n medresesine konuk olmuştur.m M isafirliğinin ikinci gününde , şeyhin yanında ahilerden birin i n gelerek kendisiyle Türkçe bir şeyle r ko nuştuğunu kaydeden İbn B atuta, şeyhin kendisine ; "- Bu adam ın n e ded i ğ i n i biliyor m u s u n ? " diye sorduğunu , kendisin i n de anlamadığı cevabını verdiğini bel i rttikten sonra� "- Seni ve yoldaşl arı n ı ziyafete da'vet ediyor" dediğini öğrenince hayretler içi nde kal dığını bel irtiyor. "- Pek i " demekle beraber , o zat g i ttikten sonra şey he; "- B u adam fakird ir. B ize ziyafet vermeye gücü yoktur . Kendisini rahatsız etmek is tcmcyiz." dediği n i i fade eden İbn llatuta, Şeyh'i n tebessUnı ederek şu cevabı verdi�ini bil diriyor: "- B u , ahilerin reisieri nden ve kundura d i kici lerinden b i ridir. Seha ve cömertl i kle ya ratı l m ı ştır. Ehl-i san'atdan takriben iki yüz re fi k ı , bunu ri yasete inti hab etmesine me b ni , ziyafet iç i n bir zaviye i n şa i le gündüz kazandıklarını gece sarf ve infak ederler" .358 Akşam namazını k ı l d ı ktan sonra tekrar gelen bu adamla birl ikte zaviyeye g i ttikleri n i bel i rten İbn Batula'nın bu zav iyenin döşemeleri nde gözüne çarpan i nce l i k leri kaydettiğini yukarıda bel irtmiştik. 356· l bn Batula Seyııhaınfimesi Metin, 2 9 7 ; M . �;eri f Tercemesi, 326-327. 357- l bn Daıuıa Seyahatnamesi Metin, 285; M . Şerif Tercemcsi , 3 1 2 . 358- l bn llaıuta Scyalıııınaınesi M e t i n . 2 8 6 ; M . Şerif Tercemes i , 3 1 3 .
76
B una benzer bir vak'ayı B urdur ziyaretine dai r yazd ığı notlarında gördüğümüz Sey yah , burada Hatib'in e v i ne m i safir olduk ları n ı be l i rtiyor. 1\hl ler toplanı p kendi lerine ko nuk olmalarını istemişlerse d e H atl b i n razı o l m ad ı ğ ı n ı kaydeden İ bn Datu t a ; içleri nden bi rinin bostanında ziyafet tertip ederek kendilerini oraya götürdüklerini ve bu ziyafete gel iş lerinden dolayı , çok sevinç ve neşe duyduklarının yüzlerindeki i fadelerde görüldüğünü be '
lirttikten sonra şun ları ekl iyor: "Kendi leri bizim li san ımızı bilmedikleri gibi , biz de onla rın dilini anlamıyorduk. Aramızda tercü man dahi yok idi . Yanlarında birgün ikametic 'av det ettik "3s9 aa) Ağırlama
ve
İkram
İ bn Batula'nın escri nde muhtel i f yerlerde ahi' lerin kendi leri için ziyafet tertib ettikleri ni bclirtmesine şaşmamak gerekir. Zira Scyyah , kendince garib ve oriji nal olayları kayde der. llu bakımdan , İ bn Batula gczi leri ndc özell ikle ahi zav iyderi ndcki sofraların zengin liğinden söz etmeden kend ini alamam ıştır. Misafir oldukları ilk ahi zaviyesi Antalya'daki fakir zannettiği Kunduracı Ahi'nin zaviyesini ve ahl lerin kıyafctleri n i tanıttıktan sonra; "biz mecl islerine girince , ct'ımc-i kcslre (çok y iyecek) ve meyve i l c tatlı gctirip . " 360 kay dına yer vermekted ir. Denizli'deki Ahi S inan zaviyesinc indi kten sonra çeşi tli yiyecekler hazı rlad ıkları nı , daha sonra da hamama g i d i l d i ğ i n i ve hamamdan ç ı k t ı k tan hemen sonra da mükellef bir sofra kurulup tatlılar ve birçok meyve konulduğunu bel i rtiyor. Yine De nizli ahi lerinden Duman'ın zaviycsinde de kendilerine Sinan'ınkilerde olduğu gibi yemek ikramında bulundukların ı ve tatlılarla, hatta onlardan biraz daha fazla olarak , meyveler ha zırladıklarını kaydeden 361 İ bn B atuta , Mi las'daki ahi zaviyesinde; ikram ve ziyafcttc e v velce gördükleri öğülccek i şlerde ve güze l davranışlarda fazlasıyla gayret göstcri ldiğini 362 belirtmektedir. ..
Diğer ahi zavi yelerindcn de bahsederken, miikemmel bir ziyafet d üzenlendiğini veya
adet üzre i kramda bulunulduğunu 363 ifade eden scyyahımız, bize ne yazık k i hazı rlanan ye meklerin çeşitlerinden haber vermemektedir. İ kram edilen meyvelerin ve tatl ı ların ci nsle
ri hakkında da bilgi vermemekle birli kte , bölgede mevsimine göre ycti�tiri lcn mey velerin ikram ed i l miş olabileceği d üşün ülebi lir. Bu arada, m isafi rler iç in hazırlanan sofraya , c v sahi pleri n i n de otu rd uklarını veya bir l iktc yemek yenildiğini gösteren kayıtlara <.la rastladığıın ı z.ıı.ı eserde , ahi sofraları nın <.lü zenleniş biçi mleri hakkı nda bilgi bulaınad ığımızı
3 5 9 - İ bn Batuta Scyahatn:i mesi Metin, 287; M . Şcri r Terccme� i .
işaret
etmek isteriz.
3 1 4 ,3 1 5 .
360- İ bn Batula Seyahatnamesi Meti n , 2!17; M . Şcrif Tcrccnıc�i. 3 1 4 .
36 1 - İ bn Batula Seyahatnamesi Meti n , 29 1 ; M . Şcri r Tcrceme�i . 3 1 9 . 362- İ bn Uaıuıa Seyahatnamesi M e t i n , 2 9 2 ; M . Ş e r i r Tcrccmc�i . 32 1 . 363- İ bn Oaıuıa Seyahatnamesi Metin, 296.298.307; M . Şerif Terccmcsi . 325,328 .340. 364- İ bn Batula Seyahatnamesi Metin. 2 8 5 ,298; M. Şerif Terceınesi , 3 1 3 ,328.
\
77
bb) Misafir/erin Hamama Götürütmesi Yabandan gelen bir misafiri doyurmak , yatırıp kaldırmak gibi ağırlama adetlerinin ya nında Seyahatname yazarı bize; gelen misafiri hamama götürme adetinin de bulunduğunu
ve ahi zaviyelerinin mensupları nın buna riayet ettiklerini yer yer kaydetmektedir. Eseri nde , Denizli'den önce de ahi leri n misafiri olduğunu zikreden İbn Batuta , ancak Denizli ahilerinin kendilerini hamama götürdükleri ni Ahi Sinan zaviyesinden bahseder ken şunları anlatmaktadır: "Yemekten sonra, Ali Sinan bizi hamama götürdü . Kendisi biz zat hamama girerek bana hizmet ettiği gibi yoldaşları da, her birine üçü dördü bakmak üzere, arkadaşları ma hizmet ettiler. Hamamdan çıktıktan sonra, mükellef bir yemek ile tat h ve meyvelerle dolu bir sofra hazı rland ı . Ahi Duman ve arkadaşları da bizi zaviyelerine götürtip yemek ve harnarnda Ahi Sinan'ınkilere benzer hareket ettiler. Hatta fazla olarak hamamdan çıktıktan sonra , bize gülsuyu serpti ler" .365 Burada veri len bilgilerden , hem hamama girmeden önce , hem de çıktıktan sonra
ye
mek yendiğini ve hamamdan çıkışda da gülsuyu serpme adetinin mevcut olduğunu gör mekteyiz. M ilas ahi leri ,366 Konya'da Ahi İbn Kalem Şah367 ve Erzurum'da Ahi Duman'ın368 da ke ndile rini hamama götürdüğünü İbn Batuta , İbn Kalem Şah'ın oğlunu ve sonuncunun da yaşlı olması sebebiyle yine oğlunu kendi lerine refakat etmek üzere gönderdiklerini zikret
mektedir.
XIV . yüzyıl Anadolu'sunda , şehirlerde um uma ait hamamların bul unduğunu bu kayıt larda da gördüğümüz gibi , gelen geçenin yani yolcuların hiç para ödemeden yıkanmaları için de , vakıf o l arak b i r hamam i nşa ed i l d i ğ i n i n bel i rt i l m i ş ol ması .:ı69 döne m i n yabanc ı l a ra bakı şını da aksellirmesi yönüyle ilgi çekici d i r san ırız. cc) Misafir/erin Hayvanlarmlll Yerleştirilmesi
İ bn Batuta Anadolu'ya geldi kten sonra seyahat etmek üzere binek hayvanı satın almış ... _,• .,.ı-:�·t"."a./1'.
..�� -�--=--·>...,.,;,.,... .�
-�:·
"'1" �-...,.�-..
·�·
veya kendi lerine at hediye edilmiş olduğunu bil iyoruz. Bunu yer yer zikrettiği gibi , hayvanların kaybolması370 veya çal ınması37 1 i lc ilgili başlarından geçen olayları da yeri gel dikçe anlatmaktadır.
Mudurn u'da indikleri ahi zaviyesinde hayvanları bağlayacaklan bir yer bulamadıkla rını kayde de n seyyahımız, kar ve soğuk sebebiy le hayvanları nın dışarıda kalamayacağını ,
zaviyede ahırın da mevcut olmaması yüzünden hayvanları için bir barınak aradıkları n ı ,
365- İ b n Batuta Seyahatnamesi Meti n, 29 ı ; M . Şerif Tercemeı; i , 3 ı 9 . 366- İbn Baıuta Seyah:ıtnameı:i Meti n , 292; M. Şerif Tercemeı;i, 32 1 . 367- İbn llatuta Seyahat nAme:� i Metin , 293; M . Şeri f Tcrcemcsi, 322 .
36R- İbn 13atuta Seyahatnarncı;i Metin. 2 9 8 ; M . Ş e r i f Tercemes i , 329. 369- lbn llatuta Scyah:ıtnameı:i Meti n . 3 1 9; M . Şerif Tcrcemesi , 354. 370- lbn Batula Seyahatnamesi 1\.lctin, 305; M . Şcrif Tercemeı; i , :n1 . 37 1 - l bn Datuta Seyahatnamesi Metin, 306; M. Şerif Tercemcsi , 3 3 8 .
78
halkdan Arapça bilen birine rastladıklarını ve ondan bir yer bulmasını rica ettiklerini zik rettikten sonra, ilgi çekici ş u cevabı aldıklarını söylüyor: " B unları bir eve bağlamak müm kün değildir. Çünkü bu beldede evler küçük olduğundan hayvanlar giremez. Ama, çarşı da misafirlerle, çarşıya alışverişe gelenlerin hayvanlarını bağladıkları yeri size göstere yim." Gerçekten bu 'yere hayvanlarını bağladıklarını ve arkadaşlarından birini de hayvan larını beklemek üzere ahı rı n karşısında bulunan bir dükkana yerleştirdiklerini bildircn:m İbn Batuta, bu notları ile bize ahi zaviyelerinde birer ahır bulunduğunu , mevcut ol mayan yerlerde de u mumi ahırların varlığına dair bilgi edinmemize yardım etmektedir.
b) Alrl Za viyelerinde Misafirlik Müddeti İbn B atuta , Ahi zaviyelerinin işleyişi hakkmda verdiği görgüye dayanan b i lgi ler ara sında, gerçekten çok ilgi çekenleri bulunmaktadır. Bunlardan biri de zav i ye l c rdck i misa firterin m isafir edi lme süreleri i le ilgili olanlarıdır. Deni zli'de Ahi Du ınan'Jn zaviyesinde "birkaç gün" kaldıklarını ,373 buna karş ı l ık Si vas'da bıçakçı ahilerinin zaviyesinde üç gün , Ahi Çelebi'ninkindc ise a l t ı gi.i n ikfimct et tiklerini kaydeden İbn B atuta, Gümüşhane'de Ahi Necmü'ddin'in zaviyesi nde de üç gün ziyafette bulunduklarını375 bel irtmektedir. B u konudaki kayıtların en ilgi çekici olanı Erzuru m'da mi safir oldukları Ahi Duman'a ait anlatıl an olaydır. İbn Batuta zaviyeye inişleri nin ikinci günü, müsaade isteyip ayrı lma arzusunda bulunur. B una çok üzüldüğünü ifade eden zaviyenin piri , razı olmaz ve; "eğer böyle yaparsanız, hürmet ve itibarıma noksanlık bulaştırmış olursunuz. Zira; "Ziyafe t sü resinin en azı üç gündür" der. Bu yüzden üç gün ikametten sonra Erzurum'dan ayrı ldıkla rını belirtir.376 Eratna Bcyi Fah rcd d i n ' i n K astanıonu yak ı n l arındaki köylerden b i ri nde b i na c l l i rd i ğ i
büyük b i r zaviyenin çevresi ne yaptırı lan çarşı lar, hamamlar v e b i r c5.m i yanında d i ğer va kıflarından gelen geçenlerin faydalanabileceklerine dair vak ı f tahsis ol unduğu gibi , Ana dolu halkından her fakire on dirhem verilerek üç gün ziyafet çeki leceğini kaydeden İ bn Batuta ,377 Bursa kapl ıcaları na gelenler için de; "orada sakin olarak , m üddet-i ik5nıcti ncc yani üç gün müddetçe i t'am edilirler. Bu zav iye Türkmen beyleri ndeı_-ı birinin cseridir" 3711 demektedir. İbn B atuta, d iğer zav iyelcrdc kaldığı süre hakkında fazl a bilgi vermemektedir. Ancak yukarıya aldığımız beyanlarında da gördüğümüz gibi üç i le altı gün arasında değişen fark lı süreler göze çarpmaktadır. Fakat, ahi leric ilgili u mumi bilgi ler verdiği bölümde ise; ahi
372- l bn Batuta Seyahatnamesi Metin, 3 1 3 ; M. Şerif Terccmes i , 347 . 373- l bn Balula Seyahatnamesi Metin , 29 1 ; M. Şerif Tcrcemcs i , 3 ı 9 .
374- l bn Batuta Seyahatnamesi Metin, 2 9 7 ; M . Şerif Tcrccmcs i , 326-327. 375- l bn Batula Seyahatnamesi Meti n , 298: M. Şerif Tcrcemes i , 328 .
376- l b n Balula Seyahatnamesi l\letin, 298: M . Şerif Tercemcsi , 328-329. 377- l bn Batula Seyahatnamesi ?\ ! e t i n , 3 1 8 ; M. Şerif Tcrccmcsi, 354. 378- l bn Batula Seyahatnamesi l\ lct i n , 30 6 ; M . Şcri f Tcrcemes i , 339 .
79
zaviyesine ge len lerin "dönüşlerine kad1r onların misafiri olur" :ı79 cümlesi i lc yukarıdaki beyanlar birbirleri ile çcl işir gibi görünse de , Erzurum ahisinin "ziyaret süresinin en azı üç gündür" :ıKo görüşü , en az üç gün olmak kaydıyla, kalma i htiyacı duyduk ları süre kadar ka labileceklcri şeklinde telif edi lebilir. Nitekim , eserde , İ bn Batula'nın bir gün gibi kısa zi yarctleri olduğu gibi , uç günden fazla si.ircn ikamctleri olduğu da görülmektedir. c) Alıi/erin
Hediye Verme Adeti
Ahi ler ın isa (irlcrinc nasıl davranıyorlardı? sorusuna geçtiğimiz sayfalarda yeterince cevap verdik sanırı m . Ancak , henüz misafirler için yapı lan ikram bi tmcmiştir. Zi ra, İ bn Batula'nın eserleri nde daha başka üzerinde durulacak güzel davranışlar buluyoruz.
İ bn Batu la'nın Scyahatnamcsi'nde , Kayseri ahilerinden bahscdilirkcn; bu bölgelerin adetlerine göre bir yörede sultan yani yönetici bul unmadığı takd irde , hakimi ahi olup, ge lip geçen m isafire , at ve elbise yani giyecek hed iye ettiği gibi gücüne göre de bağışda bu lunulduğuna·'R ı dair bi lgi lere yer veril mektedir. Yuk arıda da işaret ettiğimiz gibi beyler ve ileri gelen kimseler bizzat İ bn B atula'nın kendisine çeşitli hediyeler vermişlerdir. Ahi za viyelerinde de kaldı kları sürelerde yiyecek ve giyecek bakımından kendi lerinin ihtiyacı karşılanmıştır. Zaten bu konuda Kastamonu ci varındaki ahi zaviyesinin vakıf şartları ara sında, mi safirlerin zaviyeye gelişlerinde bir kat elbise, İkarnetleri boyunca nafaka olarak ekme k , e t , yağ ile pişmiş pirinç ve tatl ılar, para olarak da varışlarında yüz dirhem , ayrılış larında da üç yüz dirhemi Hicaz bölgesi ile Suriye , Mısır, Irak, İ ran , Horasan ve di ğer yer lerden gelen yolcul ara, Anadolu'nun diğer bölgelerinden gelenlere ise üç gün ziyafet i le on dirhem verilmesi yer al mış bulunmaktadır.:m Son kayıttan anlaşıldığına göre , bu zaviycde kalanlar, sadece burada kaldıkları günlcr de değil , ayrı lırken de yolda kendi lerine ihtiyaç ol an şeyleri vakıf gel irinden al mak sure tiyle scyahatJarına daha iyi imkanim içi nde devam etmelerinin sağlanmış olduğu görülü yor. U1-
A l iİLEn iN ÖZF.LLİKLEJd Ahilerin Ahlaki Özellikleri
İ bn Batula Seyahatnamesi'nde ahllerle ilgili verilen bilgilerin iki kısma ayrı ldığını gö rüyoruz. Bunlardan i lk böl ümünde , Anadol u seyahatinin başlangıc ında ahiler tanıtılarak , genel b i l g i ler verilmek ted ir. Diğer bilgiler ise , seyyah ımızın gezip gördüğü yerlerde ilgi-
379- l tın Batula Seyahatnamesi Metin, 286; M . 380- i bn Uatuta Seyahatnamesi Metin, 298; M . 38 1 - I b n Batula Seyahatnfımcı>i Metin, 296; M. 38 2 - l hn Batula Seyahatnamesi Met i n , 3 1 9; M.
80
Şerif Tcrccıncsi, 3 1 3 . Şerif Tercemcı> i , 329. Şerif Tcrccınesi, 326; Şerif Terceınesi , 354.
sini çeken şeyler hakkında verdiği bilgiler arasında zikrettiği ve ziyaret ettiği ya da ikfımet ettiği ahi zaviyelerin i tanıtıcı i fadelerin yer aldığı dağınık olaylardır. Bundan önceki bö lümde de görüldüğü gibi ahi zav iyclcri yabancılara kapısı açık olan birer misafirh5nedir. Bu misafirhanclcre, buralarda yaşayanların cömertl ik ve eli açıklıkianna dair bizzat İ bn Batuta'nı n verdiği örnekleri ilc dolu kuruluşlardır. Bu yüzden olacak k i , İ bn Batuta, var dığı her şehi rde bir ahi zaviyesi olup ol madığın ı ilk karşılaştığına sormaktadır.383 Seyyah için artık her yeni vardığı yerde bir zaviyc bulmak tabii bir hadise olarak kaydedildiği hal yer yer bu zaviye mensupları hakkında , övücü sözler söy lcmekte n , h atta onlara hayır dualar etmekten de kend ilerini alarnamaktadır "Hak Te'ala, cömert ve 51-i ccnab olan , ya bancılara şefkatdie iyilik severliği son derece yü ksek olan ve misafi rlcre l ütu f ilc mu'ame de ,
le ederek sevgisini ve ikramını açığa vurma hususunda merhametini, karşı lık gözetmeden iyilik yapmayı ortaya koyan bu insanlara hayır i lc mükaffıt buyursun" .J84 Du duada çok açık olarak ahi lerin ahi l ik vasıfları sayılmaktadır. Ahilerin tanıtıldığı umumi bilgilerin bul unduğu bölümde de; ahi lerin , "edinibe ibraz ı re'fet ve fütüvvet ve i t'amına ve i ffiy-ı havfı' icinc müsareat" yanında zorbaların h akkın dan ge ! nır· k , onları yok etmek , zal im ve edebsiz tabakasıyla bunlara katı lan şirretleri kat ledip ortadan kaldırmak hususunda bun ların d ü nyada benzeri yoktur" 385 derken ahilerin sadece, konukl arı yedirip içirip ağı rlamadıkları da anlatılmaktadır. Son i fadelerden anla şılacağı üzere ahiler, kötül ük lere karşı oldukları gibi kötülükleri ortadan kaldırmaya böy lece toplumda huzur ve güvenliği sağlamaya çalışan kimselerdir. D ir bakıma polis ve za bıta görevini de i ffı ettiklerini anl adığımız bu zaviye mensupları , her şeyden önce insanla rın ahlaki eğitimlerinde de müsbet rol leri olan kuruluşlar olduklarına hükmett irecek bilgi leri seyahatname yazarının notlarında bulmaktayız. İ bn B atula'nın verdiği bilgilerden çok açık olarak öğreniyoruz ki , ahinin sofrası d a, eli de açıktır. Güler yüzlü ve şefkatlidir. Ki mseye kötü gözle bakmadığı gibi başkalarının da kötülüklerin i önlerneyi kendi lerine bir vazi fe olarak telakki etm işlerdir. Niteki m bir böl gede , i d a ri otorite bulunmazsa bo�luğu dcrhal uhi lcr doldurmaktad ı rlar: " ll u ü l kenin ade
tince bir mahalde sultan bul unmadığı takdirde hfıkimi ahi olup gelene gcçcne at ve e lbise hediyesi i le gücüne göre bağışta bulunma görevini yerine getirir. Emir ve yasak i le biniş ayniyle beylere benzer " Yani mahalli otorite ahi tarafından temsil edilir. Bu d a bize , ahi383- l bn Baıuıa Seyah a t n a mesi Metin, 299;
M. Şeri f Tercemesi , 329,344 . Me t i n , 3 1 4; M. Şerif Tercemes i , 349; Nitekim Durgazi Fütüvvetnamesindcki "Ahinin e li . sofrası, açık, yüzü güleç olsa, buna karşılık Tanrı'nın nimet ve rahmet kapıları aç ıla, kimseye k ö t ü ı;öllc bakın:ım:ık için iki gözü, kötü söy le meme k için d i l e , şalvar tıa�ı b a ğ l ı ola" (Abdülbaki Gölpınarl ı . Durgazi ve Fiitüvvctnamcsi, I s tan bu l Ünivcrı;itesi İ ktisat Fakültesi Mecmuası, 1 953- 1 954, C.XV. Nu 1 -4 , ı;. 1 3 2 - 1 33) şe k l i n d e ifadesini bulan da v ·
384- l bn Batuıa Seyahatnamesi
ranışlarla ne kadar uygunluk bulduğuna Jikkat edilebilir.
385- l bıı Bat ula Seyahatnamesi M e t i n , 285; M. Şcrif Terccmesi , 3 1 2 . 386-
l tın
Batula Seyahatnamesi Me t i n , 296; M. Şcrif Tercernesi , 325;
tin Güllülıl, Ahi Birlikleri , i s ı . , 1 977, 82-83.
Mahalli otorite olduklarına
dair bak ı n ı z Or. Sabahat
81
lerin toplumda örnek insan olduklarını göstermektedir. Hatta, Aksaray'da Ahi Şerif Hüse yin'in Eratna Beyi'nin naibi olarak bulunması ya da diğer yerlerde emir olarak bul unma
lan da dikkat çekicidir.387 Ayrıca, ahiler bundan önceki böliimdc tanıdığımız zaviyclcri nin ihtiyaçları nı
karş ı l a
yabilmek için çalışmak zorundadırlar. B u sebeple işlerinde d ikkatl i ve titizl ik gösterirler se toplum içinde saygıdeğer bir mevkiye yükselebilirler. İbn Batula'nın verdiği bilgi ler arasında bu konuda bizi aydınlatacak oldukça çok ipuçları yakalamamız mümkün ol mak tadır.388 Bu bilgiler arasında her ahi grubunun bir meslek sahibi olması sebebiyle de, mes
leklerinde de toplumun bir ihtiyacını karşılamakda ve kendi mesleklerinde örnek bir sa natkar, usta, öğretici gibi dürüst ve ahlak sahibi kişiler ol maları bakımından örnekler bul
mak mümkündür.
2- Ahilerin Dini Hayalı A h i l eri n d in i yaşay ı şlar ı
ilc ilgil i , İ bn
Batuta
bize
ço k
bil gi
vermemiş tir .
Eserin
bütü
nünde devrio dini yaşayışı hakkında bulunan bilgi leri geçtiğimiz bölümlerde değerlendir meye çalışmıştı k . O bakımdan burada sadece ahilerin dini yaşayışlarına dair seyyahımı zın verdiği bilgiler üzerinde durmaya çal ışacağız. Ahi zaviyeleri ya camilerle içiçe , ya da her zaviyenin toplantı salonunun mescit oldu ğu düşünülürse , günlük ibadetlerin topl u olarak yapıldığı an laşı lır. Ya da şehrin camilerine ibadet vakitlerinde devam kadaşl arını almaya
�
edildi ği gö r ü l m e k ted i r .
.
Nitekim Antalya'da l bn Batula ve ar-
gelen ahi , akşam nanıa:ıı nı k ı ld ı ktan sonra yanları na gel m iş ve birlik
te zaviyelcrinc g i tm iş l e rdir .
Denizli'de Ahi Sinan zaviyesindc
ise , yemekten sonra hafız
l ar Kur'an'dan ayetler oku muşlardır. Ayetteri n okun masmdan sonra hepsinin sema ve rak s a b aşlad ık l un bclirtilmcktcdir .'90 Semft ve
rak s la
ilahi söy ledikleri
baş k a yerlerdeki
bil gi
ler arası nda da zikrcd i ldiği gibi''H İ bn Datuta , " bunlar da diğerleri gibi hareket etti , ftdct üzre davran ıldı "392 ifadeleri ile yapı lan ibadetleri zikretmeyi tekrar etmediği anlaşıl makta dır. Erzurum'lu Ahi Duman'dan bahsederken de kendisinin yaşının yüz otuzu geçmiş ol masına rağmen vakit namazlarını eda da --aksaklı k göstermedi ğin i , ancak yaşiılı ğı sebebi
ile orucunu tutamaclığını belirtcom İbn Batu ta , Tire'de hayır duasını almak için ziyaretine gittiği Ahi Mehmed'in ise devamlı oruçlu olduğunu kaydetmesi394 ahilerin dini anlayışla nnı bel irtmiş olması bakımından dikkat edilecek bir husustur. Zaten , Anadolu insanının
387- lbn Dalula Seyahatn/imcı-i M e t i n , 295.296; M . Şerif Terccmcsi. 325 . 388-
lbn Batula Seyahatnllmesi Metin, 290,295; M. Şerif Tercemes i , 3 1 3 ,3 1 8 .
389- l b n 8atuta Seya�aınlimesi Metin, 2 8 6 ; M . Şcrif Tercemes i , 3 1 3. 390- İbn Datuıa Seyahatnlmeııl Metin. 290,29 ı ; M. Şerif Terccıneııi , 3 1 9 . 39 1 - lbn Dalula Seyahatnllmcı;i Met i n , 2!16,287; M . Şerif Tcrccmcs i , 3 1 3 ,3 1 4. 392- l bn Dalula Seyahatnamesi Met i n , 292,295 ,2911; M. Şerif Ten:cıncsi . 32 1 .325,328. 393- l bn 394- lbn
82
Daıuta SeyahatnAmesi Met i n , 298 ; M. Şerif Tercemesi . 32R. DalUla Seyahatnamesi Metin, 303; M . Şerif Terccmcsi , 334.
özelliklerinden bahsettiği giriş kısmında İbn Batula'nın Anadolu ahisinin , genel olarak Hanefi mezhebinden ve ehl-i sünnet'ten olduklarını ifade etmiş ol ması39� ahilerin de dini anl ayışlarının bu @ğrult!!Q.a ol masını düşünmemizi mümkün kılmaktadır. Seyahatname'de mübarek gün ve gccclcrle ilgili bazı notlar bulinaktayız. ll u notlardan bazıl arı uzun olduğu halde bazıları da sadece geceden bahsedil mekle yetinil miş bu lun maktadır. Mesela, Manisa'ya vardıkları günün aı de akşamı olduğunu ve ahilerden birinin zav iyesine konuk olduklarını , ertesi günün de bayram namazını cd5. ettikten so n ra herkc
sin bayramla meşgul olduklarını belirtmesindcn396 başka bir bilgi verilmemektedir. İbn Batuta Bolu i le Mudumu arasındaki yolculuğu sırasında bulduğu bir yerleşim merkezindeki z�viyede gecelemiştir. Cuma gecesi olduğu için köy ahal isinin burada top landıklannı ve zikrullah ile geceyi ihya ettikleri ni belirttikten sonra, köylülerin her biri n i n gücüne göre yemek get�rerek kendilerine ikram ettiklerini d e kaydetmi ş olması ,397 zaviye lerde cuma gecesi birlikte ibadctlc meşgul olunduğuna dair bilgi edi nmemizi
mümkün
kıl
maktadır. İbn Batula'nın m übarek günlerini ahi zaviyelerinde kullanması ilc ilgili verd i ğ i bi l g i lerin en genişi B ursa ahilerinden Ahi Şemseddin'in zaviyesine a i t verdiği bi lgi lerdir. Ora da misafir oldukları sırada aşure günleri yani muharre m ayının 9- ı ı . günleri nin:ı98 girme si sebebiyle, Ahi Şemseddi n birçok yemek hazırlayarak Bursa'nın askeri ve sivil ridilin den birçoğunu davet etmiştir. Yemekler yenmiş , hafızlar güzel bir konuşma ilc va'az u na sihatle bulunmuştur. Daha sonra da sema ve raksa kalkılm ıştır. B u
gece m ü tl ı i � b i r gece
yaşanmıştır.399 Bu arada zikredilmesi gereken bir husus da ahileri n diğer Anadolu i nsanı gibi tcm i z
liğc riayet etm i ş ol malarıdır. Zira , İbn Datuta , yukarıda da zikrettiği m i z gibi ahileri n ha mama gitme adetlerinden bahsctmcktcdir. Ayrıca , namaza devam etti k lerini
de
verdiği bil
gilerden anlamaktayız. Namaz için abdest almak gerektiğine göre, ahi leri n günde beş de fa abdest almak suretiyle tem izliklerini de yapmış olmaları rahatlıkla anlaşılabilir.
3- Ahilerin Kıyafctlcri A hilerin kendilerine has bir kıyafetleri var mıydı? Bu konuda İbn Batula açık bir b i l gi vermemekle beraber yer y e r ahilerden bazılarının giyinişlerini tarif etmiş bulunmakta395- l bn Batula Seyahatn/imesi Metin, 283; M. Şerif Tercemes i , 3 1 0. 396- l bn Ratula Seyahatnamesi Metin , 305; M. Şerif Tereemeı; i , 337. 397- l bn Batula Seyahatnamesi Metin, 3 1 2 ; M. Şerif Tercemes i , 346. 398- İ bn Ratula'nın h. 733/m. 1 332- 1 333 yılında Anadolu'ya gcldi�ini biliyoruz. Ancak. Muharrem ayının İ bn IJatuta'nın Anadolu'da b i r çok yerleri dolaştıktAn ııonrn gelmi� oldu!u göt.önUne alı nır�ıı l l . 734 yılınıı girilmiş o ld u� u anl;,şıla cnktır. D u bakımdan n şu re günleri 2 1 -23 EylUl 1 333 y ı l ı na rastladı{!ına göre l bn Batula Anadolu'da h. 734 y ı l ı n ı n b i r kaç ayını da geçirmiş oldu�u dU�üııil lebilir. 399- l bn Batula Seyahatnamesi M etin, 307; M. Şeri f Tercemesi , 340; B u bilgilerin arkaı-ından vaizin şahsiyeti hakkında bilgi verilmiştir.
g'j
dır. Bunlar bize ahi lerin, diğer insanlan 1 giyini şlerinden biraz farkl ı olduklarını düşünme ın ize imkan vermektedir. Giyinişi hakkında ilk bilgi verilen ahi , Antalya'da seyyahı ve arkadaşl arını zavi yeleri ne davete gelen ahi ninkidir: "Üzeri nde eski bir elbi se ve başı nda keçeden kalansüve (kü lah) var idi " 400 Aynı zav iyeyi ziyaretlerinde İbn Batuta, ahileri toplu olarak ilk defa gör müştür ve bunları şöyle tanı tmaktadır: "Orada bir sıra hal inde diziimiş gençler vard ı . Her birinin beli ndeki kemere , bir metreden uzun kılınç ası l ıydı . Bunların sırtlarında kabadan el bise , ayak ları nda mest bulunuyord u . Başlarında saftan yapılmış beyaz kalansüve ve bu kalansü ven in tepesinde bir zira (75-90 cm) uzunl uğunda ve iki parmak (5 cm.) genişliğin de bir taylesan (ucu sark ı tılan sarık) vardı .401 Bunlar toplandıkları vak i t , her biri kalansü vesini çıkarıp önüne koyar, başlarında görünüşü çok güzel olan bir başka kalansüve (tak kc olabilir) kalırdı ."402 Konya ahi leri hakkında bilgi verdiği bölümde , "onların fütüvvete senedi Emi ru'l-mü m inin Ali b . Ebi T�l ib (598?-66 1 )'c kadar vanrdı " ded ikten sonra , sı1fiyyenin hırka giy mesi gibi , ahi lerin de şalvar giydikleri n i belirten İbn Batuta403 bize ahilerde şal varın özel bir kıyafet olduğunu vurguladığını görmektey iz. Her ne kadar, kalansü ve , kaba ve şal varla ahl lcri n özel bir kayafet giydikleri n i bc l i rti yorsa da, İbn Batula'nın diğer notları nda bütün ahi lerin bunları giymediğini görüyoruz . Zi ra Den izl i ahilerinin tartı şmalarında bunların yol kesen Germiyan l ılar olabileceklerinden şüphelenmesi404 ve karşılaştığı kimselerin ahi olup olmadıklarını ayı rt edememesi sebe biy le ahi ve zaviycsinin mevcut olup olmadığını sorması405 bize ahi leri n kendi lerine mah sus bir k ıyafet giymedikleri kanaatine götürmektedir. Ancak , mahalli k ıyafctlerinin mev cut olduğun u , belki sadece başlarına giydikleri "kalansüve"nin bi rçok yerde ortak bir baş lık olabi leceği ni düşünebil iriz. Ayrıca, yukarıda veri len bilgilerden anladığımıza göre , ahiler çok süslü elbise giyme mektedirler. Ayakkabılarının da mest olduğu bclirtiliyorsa da mestin l astiksiz veya bir başka ayakkabısız giyilmiyeceği de hatıra geldiği de düşünülünce eserde bunlar hakk ı nda bilgi veri lmemi ş ol ması bir eksiklik olarak zikredi lebilir. Bolu'da m isafir oldukları zaviyede ıslak olan elbiseleri n i değiştirdiğin i , ateş yandığı içi n ; "Elbisemi çıkarıp başkasını giyerek ateşte ısındım" şeklinde i fade eden406 İbn B atu ta, herhalde zaviyede kendisine verilen bir başka elbiseyi giymiş olsa gerektir.
400-
40 1 -
40 2 403404-
40.5-
4�-
84
l tm
Metin, 2R6; M. Şcrif Tcrccmc�i . 3 ı 3. sivri kcçe kUiah oldujtunu biliyoruz. bak ınız; Neşet Ça�atay. Dir TOrk Kurumu Oları Ahilik, I O.S . l b n Datuta Seyahatnamesi Metin, 2 8 7 ; M. Şerif Tercemesi , 3 1 4 . lbn O:ıluta Scyahatrılirne�i Mc1 i n , 2 9 3 ; M. Şerif Terccmesi , 322; l bn B at u l a Scy:ıh:ıtnliınesi Metin, 290; M. Şerif Tcrccmesi, 3 1 8 . lbn Batula Seyahatnliınc�i Metin, 299,3 1 1 ; M. Şerif Tcrcemcsi, 329,344. ltın Ratula SC'yahatnilml'si Metin. 3 1 4 : M. Şcrif Tcrceme�i . 349. Balula St•yahalrılimrsi
llurad:ı larifi yapılan "kal:ırısüvc"nirı lcpcsi
Bu kelimenin dciıişik okunuşu için
C- AHİLERİN DERECELERİ VE ANADOLU'DAKi DAGILIMLARI Seyyah İ bn Datuta'nın verdiği bilgi lere dayanarak Anadolu'nun çeşitli bölgelerinde ye rle ş m iş olan insanların ve özell ikle ahi lerin belli bir sev iye far kı na sahip olduklar ı hak kında bazı şeyler söylenebilir. Du bak ımdan burada önce eserde ku llanı lan bazı i fadelere dikkat çekmek i stiyoruz. Sonra da ahilerin Anadolu coğrafyasındaki dağılırnlarını gözden geçirerek adeta Anadol u'da bir ahi haritası ç i zme ye çalı ş ac ağı z 1-
.
Ahilerin Dcreecleri Meselesi
İ bn B atuta , Sivas'daki ahileri tanıtırken ; şehre girişinde karşılaştıkları Ahi Çelebi za viyesi mensuplarının kend ilerini zaviyclcrinc davet ettikleri halde, onların davetlerine idi bct edemeyip, kendilerini şehir dışınd a önce karşılayan D ıçakçı ahilerine misafi r ol mala rının sebebini izah ederken , Ahi Çelebi'nin; ahllerin büyüklerinden olarak, " rü tbeten B ı çakçı Ahi'nin fevkındedir"407 demektedir. Kayseri'de Emir Ali'nin de; "büyük ahilerden bir emir-i kebir" olduğu408 Erzincan ahi lerinden , Nizarnüddin'in ise , ahilerin hayırl ı ve bü yüklcrindcn biri409 olduğu k aydedi l mek te d i r Ayrıca , Niğde'de Ahi Caruk'un bey oldu .
ğu ,4 10 Tire'l i Ahi Mehmcd'i n "kibar-ı sülehadan"41 1 Balıkesirli Ahi Si nan'ın ise "effidıldan biri " ve Bursa'da Ahi Şemseddin'in de büyüklerden biri4 1 2 oldukları i fade edil mektedir.
Aynı şehirde , mesela Den izli'de birden fazla ahi grubu ilc karşılaştığı halde Ahi S i nan i le Ahi Duman arasında bir rnukaycsc yapınayan4 D İ bn Datuta, yukarıda örneklerini gör düğümüz i fadelerden anlaşı lan farklılığı bel irtmeye neden ihtiyaç duymuştur bilemiyoruz. Ancak , halk arası ndaki itibarına göre bir değerlend irmeye tabi tutmuş olabi lir. Tabii ki , bu da duydukları ve gördükleri i lc birbirine bağl ı olan bir husustur. O bakı mdan İ bn Datuta i s mi ni verdiği veya vermediği şah ısları , ya kendilerine gösterd ikleri rağbetlc , ya da hak l a rında duyduğu i fadelere göre dcğcrlendirınckted ir. Döyle olunca , yuk arı da gördüğüm üz değerlendirmeler hem görgüye , hem de duyguya dayandığına göre , ahi ler arasında bir d e
recelen meden söz edi lebilir. Zira, aynı şehirde birden fazla ahi şeyhi varsa; bunl arın dev let ricali ile münasebetleri yanında, zaviyenin mensu plarının çokluğuna göre de değerlen dirilmesi söz konusu olabilir.414 B u arada İbn Batuta, bazı zaviyeleri de; "en büyük zaviyelerdend ir"4 1 � şeklinde tanım lamıştır. B u i fadeden hareke tl e zaviyenin m i mari bak ımdan m ı , y o k s a otoritesi yönüyle mi bir üstünl üğe sahip oldukları anl a ş ı l ama rn ak t ad ı r
.
407- l bn Oaıuıa Seyalıaııı:'iıne�i Mcıin, 297; M. Şerif Terccmcsi , 326. 4084094 1 041 ı4 1 2· 4 1 3-
l bn l hn l bn l bn l hn
Uaıuıa llaıuıa Oaıuıa Daıura Oaıuıa l bn Baıuta 4 1 4- l bn Baıuıa 4 1 .5- l bn lJaıuıa
Seyahaıniiınesi Seyahaıniimcsi Seyahaınamcsi Seyahaınames i Seyahaıniimeı;i Seyahaıniimeı;i
Mcıin, 296; M. Şcrif Tcrceınesi , 32.5. Mcıin, 29R ; M. Şerif Tcrccmesi, 328. Mclin, 296; M . Şerif Terccmc�i . 32.5. Mcıin, 303; M . Şcrif Tercemesi , 334. Metin, 306; M . Şrrif Terceme�i . 339-340. Meıin, 290-29 1 ; M. Şcrif Tcrcemcsi , 3 1 8-3 1 9 .
Seyah:ıınlimc�i Metin, 29:'i ; M . Şcrif Terccmesi , 32:'i. Seyahatnamesi Meıin, 293,3 1 8 ; M. Şeri f Tcrcemcı;i , 322-354.
85
Şehirler arasındaki ahiler ve zaviyeler arasında bir derecelenmenin mevcut olup olma dıgı konusunda bir değerlendirme yapmamıza imkan verecek bir i fadeye rastlanmayan Se yahatname'de , bir şehrin ahilerinin, bir diğer şehirdeki ahileri tanıdıkianna i mkan verecek ifadelere de yer verilmiş oldugu görülmektedir.
2- Ahilerin Anadolu'daki Dağılımları Ahilerle ilgili verdiği umumi bilgi lerin başında; "ahiler, B ilad-ı Rum'da (Anadolu'da) oturan Türkmen mil letinin her vilayet , belde ve köyünde mevcuuur"416 demektedir. Bu ·
ifadelerden açıkça anlaşıldığma göre , İbn Batula notları nı yazdırırken, görüş ve kanaatle ri ile notlarmdaki bilgileri birleştirerek uma mi bir değerlendirme yaparken , ahilerin Ana dolu Türkleri'nin her yerleşim bölgesinde var olduklarına işaret etmek istemiştir. Nitekim , seyyahımız, Anadolu'ya ayak bastığı i l k ziyaret yeri olan Alanya'dan sonra gittiği Antal ya'dan başlayarak bize ahiler hakkı ndaki notlarını kaydetmi ş bulunmaktadır. B iz de araş
"tırmamızı n bu bölü münde , İ bn Balula'nın escrinde veriş
gahı boyunca tesbit ettiği ahilerin ve
s
ı ras ı ,
zav iyelcri n i n bulu nduğu
bir başka i fade i l c ,
güzer
yerleri tck tek göstererek ,
Anadolu'nun muhteli f yerlerindeki ahi zaviyelerinin haritasını ç ıkarmaya çal ışal ım:
1 - Antalya ahilerinin zaviyelerini bize geniş bir biçimde tanıttığım gördüğümüz İbn B atuta, buradaki ahinin adını vermemekte , sadece fakir giyinişli mek.le yetinmektedir.4 1 7
bir
kişi olduğunu zikret
2 - Burdur'da bir h atibi n mi safiri olan seyyahımız ve arkadaşları , ahilerin kendilerine misafir ol maları nı tek l i f ve
ziyafet terti b ettiklerini be l i rterek ,
h al i bi n razı ol maması sebe
biyle onların zaviyelerinde misafir ol mad ıklarını zikretmekted ir.418
3- Gölhisar'da ve Milas'da
ahi l e rden b i r i n i n zav iycs i nc i n d i k lcri n i 4 1 9 be l i rtmekted i r .
4- Denizl i'de Ahi Sinan ile Ahi Duman'ın zaviyeleri i lc mensuplarından genişçe söz
etmektedir ,420
5- Milas BerÇih�de A1ii Ali'nin za viycsindc kaldıkları nı görmekteyiz.4 2 1 6- Konya'da kadı ve müderri s olan Ahi İbn Kalem Şah'ın mi safiri oldukl arı nı ,4 22 7- Aksaray'da Eratna naibi Ahi Şeri f Hüseyin'in mensuplarının çok olduğunu ,4 2 3
4 1 6- lbn Batula Seyahatnamesi Meti n, 285; M. Şerif Tcrccmcsi , 3 1 2.
4 1 7- lbn Batula Seyahatnamesi Metin , 286; M. Şeri r Terccmes i , 3 1 3 . 4 1 8- lbn Batula Seyahatnamesi Metin, 287; M. Şcrir Terccmc�i , 3 1 4-3 1 5. 4 1 9- lbn Dıııuta SeyahııtnAıneıtl Metin, 289-292; M. Şerif Tercemc�ı . 3 1 7 ,32 1 . 420- lbn Batula SeyahatnAmesi Metin, 290-29 1 ; M . Şerif Tercemesi , 3 1 8-3 1 9 . 42 1 - lbn Baıuıa Seyahatnfiıriesi Metin, 293; M . Ş erir Tcrcemcı- i , 322. 422- lbn Batula Seyahatnamesi Metin , 293; M . Şerif Tcrcemeı- i , 322. 423- lbn Batuta Seyahaıname�i Metin, 295; M . Şerif Tercemesi , 325.
86
8- Niğde'de aynı zamanda bir bey olan Ai Caruk'un zaviyesine indiklerini ,424 9- Kayseri'de ise Ahi Emir Ali'nin de , büyük ahil�rden bir 'büyük bey olduğunu ve
onun zaviyesinin de güzel ve sağlam olduğunu ,425
ıo- S ivas'da ise önce B ıçakçı Ahi , sonra da Ahi Çelebi zaviyclcrindc m isafi r oldukla n nı426 görüyoruz.
ı ı- Gümüşhane'de Ahi Nccmüddin'in zaviyesindc üç gün kaldıklannı ,427 1 2- Erzincan'da ahilerin hayırl ı ve büyüklerinden olan Nizam üddi n'i n mükemmel bir
ziyafet düzenlediğini ,428 1 3- Erzurum'da Ahi Duman'ın yaşlı olduğu halde nam azını. dev�m l ı kıldığını , ancak
oruç tutmaya gücü yetmediğini ,429 1 4- Tire'de Ahi Mehmed'in sali h büyüklerden olduğunu öğreniyoruz.430 1 5- Manisa'da bir arefe gecesini ahi zaviyesinde geçirdikleri kaydedilmektedir ,431 1 6- Balıkesir'deki Ahi Sinan, faziletli bir kim.sedir.432 ı 7- Bursa'da Ahi Şemsüddin de, ahilerin büyüklerinden ve sal ih bir ki msedi r ve aşu
re günleri münasebetiyle eşraflan ve ricaldan birçok kimseyi tertipiediği ziyafete davet ct miştir.433 I 8-
Gerle köyündeki ahi zaviycsinde gecelediklerini bclirtmektcdir.434
Bu bilgiler, A nadolu'nun birçok yerleşim merkezinde ahilerin yayılmış oldukları nı göstermektedir. I-lalla küçük bir köyde de bir ahi zaviyesi bulunduğu gibi bir dağ başında bile ahilerin zaviye yaptırmış olduklarının görül mesi oldukça ilgi çekici bilgiler olarak de ğerlendiri lebilir. Kaldı ki , İbn B atula'nın escrinde sadece kend isinin ziyaret ettiği veya mc!>upları ile gö rüştüğü zaviyelerden söz edilmiştir. Halbuki İ bn B atuta'nı n uğrayamadığı , ya da not ede mediği başka yerlerde de bu ve benzeri zaviyclerin bulunduğu düşünülürse , Anadolu'nun XIV . yüzyı lının ilk yarısında Türk nüfusunun varl ığının ne kadar geniş bir alana yayılmış olduğu görülebilir. B unun sonucu olarak Anadolu'nun Türkleşmcsi ve İslamiaşması bak ı mından A hi lerin bütün Anadolu'yu etkileyen rol lerini anlamak daha kolay ol ur. 424- l bn Batula Seyahalnamesi Metin, 295; M . Şerif Tercemeı;i, 3 2 5 . 425- l bn DalUla Seyahatnamesi Metin, 296; M. Şerif Tercemesi, 326.
. 426- l bn Batula Seyahatnamesi Metin, 297; M . Şerif Tercemesi, 326-327.
427- l bn Datuta Seyahatnamesi Metin, 298; M. Şerif Tercemesi, 328.
l bn Balula Seyahatnamesi Meliıı, 298; M. Şerif Tercemesi, 328. l bn Balula Seyahatnamesi Metin, 298; M. Şerif Terccmcsi, 328-329. l bn Daıut:ı Scyııhntn.ftmeııl Metin, 30;:\; M. Şerif Tcrceme,.i , 334. l bn Balula Seyahatnamesi Melin, 305; M. Şerif Tercemesi , 337. İ bn Balula Seyahalnameı:i Melin, 306; M . Şerif Tercemesi , 339. İ bn Batula Seyahatnamesi Metin, 307; M . Şerif Tercemesi, 340 434- İ bn Batula Seyahatnamesi Metin, 309; M. Şerif Tercemesi, 342; Du k öy Bursa ile İ znik arasındadır.
42842943043 1 432433-
87
SONUÇ İ bn Batuta'nın, X I V . yüzyıl Anadolu'sundan günümüze aksettirdiği manzaralar, geç miş tarihimiz üzerine araştırma yapanları ilgilendirdiği kadar çağımız Türk insanının ya şayışı hakkında araştırma yapanların bile i lgi duyacağı konuları ihtiva etmektedir. Özel likle sosyal ve kültürel hayatla ilgili bilgiler bakımından zengin bir malzemenin mevcut olduğunu gördüğümüz İbn Datuta Seyahatnamesinin folklorik ve ekonomik hayatla ilgili notlar bakı mından da yararlanılabilecek özell iklere sahip olduğu söylenebilir. Aynı za manda, eserden , Anadolu'nun bölge ve şehirlerinin özellikleri ilc Anadolu Beyli kleri'nin siyasi tarihleri konularında çal ışacaklar için de çok önemli bir kaynak olarak da yararla nılabil ir.
XIV. yüzyı lda Anadol u'nun sosyal hayatı nın düzenlenmesinde büyük bir rol oynadı ğını gördüğümüz Ahilik hakkında, görgüye dayanan toplu ve oldukça geniş bilgileri ilk kez veren İbn Batuta, bu teşk ilatın Anadolu'da ne derece yaygın bir örgütlenmeye sahip olduğunu göstermektedir. İbn Batuta , verdiği bi lgilerle, Anadolu'nun en ücra yerlerine , dağ başları na kadar yayılan zaviyeleriylc, ahi lerin her türlü konuğa, sıkıntılı günlerinde kucak aç t ı k l a rı n ı ; yoll nrın c m n i ye t l i ol m ad ı ğ ı , taş ı m a araçları n ı n i bt i d ai olduğu b i r d ev i r
de , seyahat edenlerin sığınabi lecekleri birer konaklama yeri tesis elmek suretiyle , günü müz insanına gerçekten yararlı mesajlar vermiş bulunmaktadır. Zaviyelerin "ahi baba"ları seçimle iş başına ge lmektedirler. Bundan yedi asır önce , iş leyiş ve yönetimleri bakımından ilgi çek ici birer eğitim kurumu ve esnaf teşkilatı olarak faal iyetlerini izleme imkanı bulduğu muz bu teki latın reisierinin emir ve yasaklarına bütün belde halkı uymaktadır. Hatta bazı yerlerde, ahi lcr, yörenin beyi gibi de hareket etmekte dirler. İ bn Batula'nın eseri nde , zaviyey i yaptıran ahi lerin , buraları , hal ı , kilim ve başka ge rekli eşya ile döşedikleri ve kandiller astıkları bel irti lmektedir. Her meslek sahibinin ka zançlarının bir kısmını , "ahi " adı veri leıı reisierine vererek, zaviycler için lazı m olan y iye cek maddeleri ni temin ettiklerini de birçok örnekte görmek mümkün ol maktadır. Sosyal dayanışmanın mükemmel örneklerinden birini teşkil eden ahi lik teşki latının , i nsanlar ara sındaki sevg i , kardeşlik ve karşılık beklemeksizin başkalarına da h izmet verebilme duy gularının . sözde kalmayıp uygulamada da örnekleri görülen birer m üessese oldukları an laşı lmaktadır.
Ahi ler, ak�aın
y e m e k l e r i nd en
sonra, d i n i ahlfiki ve tcrhiyevi ese r l e r ok uyarak ve �i ,
fahi kültürleri ni artırarak eğitim gördü kleri gibi , sema ve raks yapmak suretiyle hem din lenmekte , hem de eğlcnmektedirler. B u anlayışın kazandırdığı hayat görüşünde , çağdaş Türk i nsanının alacağı birçok derslerin bulunduğunu söylersek , mü balağa etmemiş oluruz. Böylece , manevi terbiye ile iş ahlakının bütünleştiği ahi zaviyelerinin nice esnaf kuruluş88
larına örnek teşkil edecek nitelikleri bünyelerinde uygulamakla oldukları , İbn Batuta'nın eserinde çok çarpıcı bir şekilde görülmektedir. Ahiliğin etkisiyle kurulmuş bir çalışma hayatı sayesinde , Anadolu insanının disiplin altına al ınan davranışlarındaki güzel davranış ve niteliklerinin günümüze kadar yansımış olduğunu görmek gurur verici ve mcmnuniyet duygusu uyandırm aktadır. B u disiplinli ha yatın, yalnız Türk iktisadi hayatını etkilemckle kalmayıp , töre ve törenleriyle gclcneksel leşerek, inanç halinde devam edip gelmesi ve etkisini yüzyıl lar boyu sürdürmüş olması büyük bir başarı olarak değerlendirilebi lir.
89
BİBLİYOGRAFYA Ahmet Enaki, Menlikıbu-'1-Ari fi n , 1-1 1 . Metin, Ankara 1 976; Terc. Tahsin Yazıc ı , Arinerin Menkıbeleri, 1-J I , Ist . , 1 97 3 . Aksarayi, MüsAmetü'I-Ahbhar, neşreden: Osman Turan, A n k . , 1 944. Baykara Tuncer,
Denizli Tarihi , lst.,
1969.
Cunbur Müjgan, Ahi Gelenek ve Görenekieri Üzerine,
I. Uluslararası Türk Folklor Kongresi
B ildiri leri , C. I V , Ank., 1 976-
.59-60. ÇaAnıay Neşeı, Bir Türk Kurumu Olııruk Ahilik, Ank . , 1 974 . DevelioAiu Feri t , Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lugaı, Ankara, 1 970. Gölpınarlı Abdulbaki, Durgazi ve FUıUvveınlimesi , l sı . Ün. Iktisat FakDilesi Mecmuası , 1 953- 1 954, C .X V , Nu: l -4 , 1 321 42. GUIJUIU Sabahattin, Ahi Bi rlikleri , l st., 1 97 7 . Hal il Edhem , D Uvel-i lsiAmiyye, Isı. 1 345. İbn Batuta, EbO Abdullah Muhammed
(DAru
b. Abdullah b.
Muhammed b. lbrahim e-Tanci , RıhletU lbn Batuta, Beyrut,
SAder).
Hüseyin Kazım Kadri, Kaşgarlı
Büyük TOrk Lugatı, 1-V, l st . , 1 927- 1 94.5
Mahmut, Divanu Lugaıi't-TUrk, Besim Atalay Çevirisi , 1 939-4 1
Komisyon, Cumhuriyetin Ellinci Y ı l ında Esnaf ve Sanatkfir, Ankara, 1 973. Muallim Cevdet, Zeylu Ala Faslı "el-Ahiyyeti'I-Fityan" et-TUrkiyyeti
fi
Kitabı er-Rıhleti li'lbni Batuta, I , I stanbu l , 1 35 1 -
1 932. Pakalın M Zeki, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlü�ü. 1 - I J I , Ist., 1 97 1 . Pannaksızo�lu lsmet , lbn Batula Seyahaınanıesi'nden Seçmeler, Isı . , 1 97 1 .
� �
Şeker Mehmet, l b t ta'ya göre Anadolu'nun Sosyal ve İktisadi, Hayatı, V . M i l letlerarası Türkiye Sosyal ve Iktisat Ta � _: rihi Kongresi (Marmara Üni versitesi Türkıyat Araştıona ve Uygulaımı Merkezi), Tebli�ler (Istanbul 2 1 -25 A�us tos 1 989), Ankara, 1 990 , 799-8 1 2 . Şeker Mehmet, lbn BalUla'ya Göre Denizli'nin Sosyal ve İktisadi Hayatı , Türk Dünyası Araştınnaları Dergis i , Nisan-89, Sa yı:
59, 1sı.,
1 989, 93- 102.
Şeker Mehmet, Fetihlerle Anadolu'nun Türkleşmesi ve lslamlaşması, İst., 1 97 3 . Et-Tanci Muhammed , lbn Batula Seyahatnamesi "Tuhfet u'n-Nuzzar
fi
Garabi'l-Emsar. 1 - 1 1 , Sadeleştiren v e Baskıya Hazır
layan: Mü'min Çevik, lst., 1 983. Unat Faik Raşit , Hicri Tarihleri Miladi Tarihe Çevinne Kılavuzu, Ank . , 1 974. Uzunçarşılı
90
1.
H akk ı , Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu , Karakoyuolu Devletleri, Ank . , 1 984.
İNDEKS -
A
-
Acıpayam : 9 Afrika (Kuzey) : 9 Ahi Ahmed (Bıçakçı) : 72, 75 , 76 Ahi Ali (Zavi yes i ) : 86 Ahi Caruk 85, 87 Ahi Çelebi : 7 5 , 76, 79, 85, 87 Ahi Çelebi Zavi yes i : 85
Ahi Ahi Ahi Ahi
Dum:ın 75, 82, 85, 87
Duman Tekkesi : 23
Duman Zaviyesi : 29, 4�, 77, 79 Emir Ali : 87
Ahi İbn Kalem Şah : 78, 86
Ahi Mehmed : 8 3 , 87 Ahi Necmuddin : 79 Ahi S inan : 75 , 85, 87 Ahi Sinan Zaviyesi : 2 , 2 1 , 23, 45 , 77, 78 82 Ahi Şemseddin : 83, 85, 87 Ahi Şerif Hüseyin : 82, 86 Ahmed Eflaki : 29 Ahmediye (Tarikat) : 29 Ahmediyye (Rufai) : 38
Aksaray : 9, 1 5 , 62, 65, 82 , 86 Aksaray i (Kerimuddin) : I 9 Akşehir : 1 4 Alaeddin Eratna : 36, 45 Alaeddin Kastamoni : 2 1 , 22, 45 Alanya (Aiaiye) : 9 , 1 3 , 39 , 62 , 66 , 7 1 -7 3 , 86 Alanya Beyi
:
50
Alauddin Keykubad I (Sultan) : 1 4 Ali b. Ebi Talib : 84 Amasya : 1 6, 38
Anadolu Beylikleri : 2 1 Anadolu Selçuklu Devleti : 2 1 Anadolu Selçukluları Antakya : 1 4
:
33
Antalya : 9 , 1 4, 34, 35, 4 1 , 43 , 60 , 66, 73, 76, 77, 82, 84
Antalya Ahileri : 86 Ariflerin Menkıbeleri : 29 Asya : 9
Avrupa (Do�u) : 9 Ayasul u� (Selçuk) : 1 6, 4 3 , 63 , 67 Ayasulu� Emiri : 64 Aydınoglu Mehmed Bey : 44, 45 , 49, 50 , 65 Aydıno�ulları : 52 , 64 -B
Bagdat : 64
9 1.
B<�lıkesir : 9, 1 7 , 39, S 1 , 63 , 87 Balıkesirli Ahi S inan
:
85
·Bedreddin b. Karaman : 49 BeledU'I-Hanazir Derçin
:
:
ı4
1 5 , 2 6 . 86
Bergama : 9, 1 7 , 5 1 , 54 BeysUs : 55, 73 Beyşehir
:
14
Bıçakçı Ahileri : 85 , 87
B ilad-ı Rum : 9, 1 0 , 33, 73, 86 Bir Türk Kurumu Olan Ahilik
: 2R, 7 1
Oirgi : 9, 1 6 . 35, 43 , 44 , 4 8 , 64 , 65
Birgi (Sultanı) : 54
Birgi Medresesi : 46 Bolu : 1 8 , 84
Bolu Bey i : 5 1 Borlu Beyi : 4 1
Borlu Medresesi : 44 Börümcek : 64
Buhari - Buhayri : 54, . Burdur : 9, 1 4 , 77 , 86
14
Bursa : 9, 1 7 , 40 , 4 3 , 46, 4 8 , 53 , 8 5 , 87
- C-Ç
Celaliye : 38
':e nev iz : 9, 68 Cevat Hakkı Tarım
Cihannüma : 1 9
71
Cizye : 1 9 , 24 ÇeraAcı : 74 Çin : 9, 1 5 , 62 , 64
-O-
Dada Emir A l i : 47
Danı's-Siyade : 1 5 , 43
Denizli : 9, 1 8-26 , 3 5 , 39, 40. 45 , 5 1 , 60, 64, 66, 67 , 72, 75, 77-79, 82, 85 , 86 Denizli (Beyi-leri) : 2 1 � 24, 25, 54
Denizli (Ahileri) : 84 Denizli Tarihi : 1 9 Dimyat : 1 3 Donjuzl u : 1 4 . 1 9
Dilvel-i Islamiye : 2 1
-E-
Ebu Abbas Ahmed Ruf:ıi : 39
Ebu l nan (Sultan) : 9 Ebu lshak Bey : 5 1
Ejridir : 9 , 1 4 , S 1 , 60 Ejridir Sultanı : 4 1 , 42. 53 , 67
92
Ehl-i Sünnet
83
Emir A l i : 85
Emir Ali Zaviyesi Endülüs : 46 Eratna Beyi
:
:
73
82
Eratna Beyi Fahreddin Eraınalılar Erzincan
:
:
79
45
9, 1 6, 3 5 , SS, 60, 65
Erzincan Ahileri
:
85
Erzurum : 9, 1 6, 48 , 78 , 79, 8 2 , 87
Erzurum Ahisi : 80
-FFahreddin Bey : 52
Fakih Ahmed : 30 Fakih Harezmi
:
45
Faki h I mam Hacı (Alaeddin Sultanönü) : 46 Fenike : 47 Foça : 1 7
Franz Taeschner
:
71
Fütüvvel Fityan (ahiyyetü'l-fıtyan) : 72
-GGerede : 9, 1 8 , 3 5 , 5 1
Gerle : 87
Germiyanlılar : 20, 2 1 . 75, 84
Geyve : 9 , 1 7 , 40 , 68
Göl hisar : 9, 1 4 , 66, 86
Göynük : 9, 1 7, 35 , 42 , 66
Gümüşhane : 9, 1 6, 622 , 65, 79, 87 -Hel-Hac Muslihiddin
:
43
Hacı Alaeddin Eskişehirli
:
37
Halil Eelhem : 2 1
Hanefi (-Mezhebi) : 3 8 , 44 , 83
Harac : 24
Hargah : 65 Harici : 38
Haydariyye : 29 , 38
Hızır Bey : 49 Hicaz : 44, 80
Hind (-istan) : 98, 1 5 , 62 Horasan : 29 , 3 8 , 80
Hz. Ali : 28
Hz. Peygamber
:
53
- ı-i -
Irak : 1 5 , 1 6 , 29, 3 8 , 43 , 44, 55, 62 , 80 lrakeyn : 47
93
lsfahan : 75
Isparta : 9, 1 4 , 60 lbn GUzey el-Kelbi : 9
İbn Kalem Şah (Zaviyesi) : 28 lbn Kalem Şah : 27, 43 lbn Şemseddin Timur Candar : 38 Imam Azam Ebu Hanife : 38 Inanç Bey (SUcaeddin) : 2 1 -23 Inanç Bey O�lu Murad : 54 lnançoAulları : 2 1 Iran : 80 lsfendiyarotulları : 48 , 50 İskenderiye : 1 3 , 62 Istim OrtaçaAında Fütüvvet
:
71
İsmail Hakkı Uzunçarşılı : 2 ı , 22 Ispanya : 9 lzmir : ı 7 , 3 8 , 39, 52, 63, 64 lznik : ı 7, 37, 46 , 6 ı , 66, 68 -K
Kaderi
38
Kadi Alaeddin Mehmed : 4 ı Kadi lzzeddin Ferişte : 44 KalansUve (KUlah) Kale : 67 Kale Beyi
:
84
25
Kamerüddin : 1 5 , 6 ı Karaa�aç : 9 , ı 4 Karaman : 9 Karamanogulları
:
26
Karasu : ı 5 Kastamonu : 9 , 1 8 , 39, 4 1 , 44 , 46, 46, 48 , 50, 52. 67, 79 , 80 Kastamonu (Sultanı) : 52, 63 Kastomon i
:
Katip Çelebi
66 :
19
Kayseri : 9 , ı 5 , 36, 7 3 , 8 5 , 87 Kemha : 64 Kırım : 9, 1 8 Konya : 9 , 1 5 . 1 8 , 26-30, 3 8 , 43 , 60 , 62 , 66 , 78 , 86 Konya Ahileri : 26 Kusey : 62 -
L-
Ladik (Denizli) : ı 4, 1 9 , 2 1 Larende (Karaman) : 1 5 , 26, 27 Larende (Sultanı) : 49, 52
Lazkiye : 9 , 68 Lur : 42
94
-M Ma�rib : 46
Maliki (Mezhebi) : 38
Manisa : 9, 1 7, 40, 8 3 , 87 Margalita : 63
Mecdilddin Konevi : 40, 83
Mekece : 1 7
Menteşo�ul ları : 26
Mesnevi : 30, 38
Mevlana Celaleddin Rumi : 27, 30 Mevlevilik (Celaliye) : 28, 30, 3 8
Mısır : 1 3 , 1 5 , 27, 4 2 , 44, 6 1 , 62 , 80 Mihail : 63 Mikail : 45
Milas : 9, 1 5 , 26, 62, 77, 86 Milas Ahileri : 78
M ina : 34
Mir'iz : 64
Mu'tezili : 3 8
Mudumu : 9 , 1 8 , 4 0 , 4 2 , 47, 6 1 , 64, 78 Mugrad
15
Mugrad Bey : 22, 23
Mustansırbillah (Halife) : 47
Milderris Muhyiddin : 45 Milsamerütü'l-Ahbar : 1 9
-N-
Nah : 64
Nakbu'l-Eşraf : 1 5
Neşet Çağatay : 28-7 ı Nigde : 9, ı 5 , 82, 85
Nililfer Hatun : 64
Nizamuddin : 85 , 87 -OOrhan Bey : 37
Osman Turan : ı 9
Osmanlı Beyi : 23, 37 -
R
Rifizi : 3 8 -
S-
Sabruddin Süleyman Feniki : 47 Safranbolu : 9
Sakarya Nehri : ı 7, ı 8, 36 Saruhan Beyi : 4
Saruhano�ulları : 42
Serendib Adası : 46
95
Sivas : 9. 1 5, 45 , 60, 7 2 , 75, 76 , 87 Sivas Ahileri
R5
Sin op : 8, 1 8 , 3 5 , 3 8 , 65 , 66, 68
Sinop B ey i lbrahim
42
Sinop Cam i i : 53
Sonya : 39
Sudan : 46 Suriye : 80 -
Ş
-
Şam
1 0, 1 3 , ı 5 , ı 6, 27, 42, 44, 47, 6 ı , 62
Şe m sed di n Tebrizi :
29
Şemseddin Zaviyesi : 4 ı Şerh-i Mesnevi : 30
Şeyh Abdullah M ısri : 46 Şeyh Ali : 39 Şeyh İbrahim : 39
Şeyh lzzuddin : 39, 45 , 52, 63
Şeyh Küçük A h m ed b . Taeurldin er-Rufai : 39 Şeyh Şihabuddin Himavi
Şeyh Yahya
:
76
39
Şeyh Yakub :· 39
Şiraz :
75
Şücaeddin Inanç Bey
45
Şücaedd in Orhan Bey : 5 2 , 67
Şücaeddin Süleyman raşa 48, 50 -T-
Tacuddin Sul tanönü
47
Tahiru'l-Mevlevi : 30 Tahsin Yazıcı : 29
Tarihte Kırşehri-Gülşehri : 7 ı Tavas : 9, 1 5 , 25, 26, 67 Tebriz : 47, 64 Tire : 1 6, 82, 8 7
.l'�i Ahi Ahmed : 85 TuJa Hatun : 36, 67
Tuncer Baykara : 1 9 , 28
Türkiye Selçukluları Devrinde Konya : 28 -UUmur Bey -
Y
4 , 45, 52, 63 , 64
-
Yahşi Bey : 5 1 , 54 Yemen : 44 Yenice : 1 7 -Z Zimmi : 24
96
M '
0588
O l . 1 0 . 0 6 .Y . 2 6 85