1
GİRİŞ
Tapınaklarda
süs
unsuru
olmasının
yanında,
bezemelerinde
görülen
değişikliklerle tapınakların tarihlendirilmesinde önemli bir rol oynayan friz kuşakları tapınak mimarisi açısından oldukça önemlidir. Roma İmparatorluğunun gösterişe dayalı politikası içerisinde bezeme yönünden dikkat çekici olan friz kuşakları daha yoğun olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bugüne kadar Roma İmparatorluk Çağına tarihlenen tapınaklarda görülen bezemeli friz kuşakları konusunda M. Usman Anabolu’nun yayınının dışında genel bir çalışma yapılmamıştır1. Fakat bu çalışma içerisinde de tapınaklar ve friz kuşakları hakkında detaylı bilgiler verilmemiştir. “Anadolu’da Roma Dönemi Tapınaklarında Görülen Bezemeli Frizler” konulu tez çalışmamızın amacı Anadolu’da Roma Döneminde yapılmış olan bezemeli friz kuşağına sahip tapınakları saptamak, dönem içerisinde friz bezemelerinde meydana gelen değişiklikleri örnekler ışığında incelemek ve friz bezemelerinde görülen değişiklikler yardımıyla tapınakların tarihleri hakkında yeni sonuçlara ulaşmaktır. Bu çalışma kapsamında ilk olarak Anadolu’da Roma İmparatorluk Çağına tarihlenen friz bezemeli tapınaklar saptanmıştır. Friz bezemeli tapınaklar saptandıktan sonra friz bezemeleri ve tapınaklar hakkında bilgi veren yayınlara ulaşılmıştır. Daha sonra ise bezemeli friz kuşağına sahip tapınakların yer aldığı antik kentlere gidilerek, yapılar yerlerinde, ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için her bir friz bezemesi tipi, ana başlık olarak belirlenerek, incelenmiştir. Ana başlık olarak belirlenen bezemeli friz tiplerinin alt başlıklarında ise ilk olarak bezeme tipolojisi ve genel stil gelişimi Roma İmparatorluk Çağı başlangıcından alınarak ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir. İkinci alt başlıklarda ise ana başlıklarda belirtilen bezemeli friz kuşağına sahip Roma İmparatorluk Dönemi tapınakları ve friz bezemeleri tek tek, ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir. 1
Anabolu 1970.
2
Tez çalışmasının sonuç bölümünde ise ana başlıklar altında ayrıntılı bir şekilde incelenen bezemeli frizler ve tapınaklar hakkında kısa bir değerlendirme yapılmıştır.
3
I-BİRİNCİ BÖLÜM: FİGÜRLÜ FRİZ KUŞAKLARI
A-FİGÜRLÜ FRİZ KUŞAKLARININ TANIMI VE GENEL STİL GELİŞİMİ
Figürlü frizler, çalışmamız kapsamında incelenecek olan ilk friz tipidir. Arkaik Dönemden itibaren tapınaklarda figürlü frizler kullanılmaya başlanmıştır. Euromos Zeus Tapınağının hemen yanındaki bir botrosta, Arkaik Döneme tarihlenen bir veya birden fazla tapınağa ait pişmiş toprak figürlü friz kuşağı parçaları bulunmuştur. Bu durum, figürlü friz kuşaklarının Anadolu’da erken tarihlerden itibaren sevilerek kullanıldığını kanıtlamaktadır. Hellenistik Döneme tarihlenen Teos Dionysos2 ve Magnesia Artemis3 tapınaklarında da figürlü friz kuşakları kullanılmıştır. Figürlü friz kuşaklarının yapımının çok fazla zaman alması sebebiyle Roma İmparatorluk Çağı tapınaklarında çok fazla tercih edilmemişlerdir. Bu yüzden de genel bir stil gelişiminden bahsetmek mümkün değildir. Roma imparatorluk Dönemi içerisinde gerçek anlamda figürlü friz kuşağı sadece Kyzikos Hadrianus Tapınağında kullanılmıştır. Kyzikos Hadrianus Tapınağı friz kuşağına ait parçaların büyük bir bölümü kireç olarak kullanılmak için eritilmiştir4. Ele geçen az sayıdaki parçadan da tapınağın friz kuşağındaki konu hakkında net bir tespit yapmak oldukça zordur. Tapınağın friz kuşağındaki işçiliğe en yakın örnekler genel olarak Antoninler Dönemine tarihlenen Ephesos Büyük Altar’da karşımıza çıkmaktadır.5
2
Yaylalı 1976; Şahin 1988, 53; Rumscheid 1994, 48-49. Yaylalı 1976; Şahin 1988, 53-56; Rumscheid 1994, 25-28. 4 Laubscher 1967, 211. 5 Barattolo 1995, 104. 3
4
B-FİGÜRLÜ FRİZ KUŞAĞINA SAHİP ROMA DÖNEMİ TAPINAKLARI 1-Kyzikos Hadrianus Tapınağı Antik Dönemde Mysia Bölgesi sınırları içersinde kalan Kyzikos Antik Kenti günümüzde Balıkesir İli, Erdek İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Strabon Kyzikos Antik Kentinin iki büyük limanı olan, büyük bir kent olduğundan bahsetmektedir6. Kyzikos kenti bir Miletos kolonisi olarak M. Ö. VIII. yüzyılda kurulmuştur7. Kyzikos Antik Kentinin en gösterişli, en öne çıkan yapısı Hadrianus Tapınağıdır8. Kyzikos Hadrinaus Tapınağının yapımına olasılıkla M. S. I. yüzyılda başlanmıştır9. Fakat muazzam ölçülerdeki tapınak yapımı Hadrianus zamanına kadar tamamlanamamıştır. M.S. 123 yılında meydana gelen büyük depremde tapınak hasar görmüştür10. M. S. 124 yılında kenti Roma İmparatoru Hadrianus ziyaret etmiş ve tapınağın onarılması için maddi destekte bulunmuştur11. İlk olarak bir Zeus Tapınağı olarak yapımına başlanan tapınak, maddi desteklerinden dolayı daha sonradan Hadrianus’a da adanmıştır12. Antoninler Döneminde meydana gelen büyük bir depremde tapınak tahrip olmuş ve yapımına tekrar başlanmıştır13. Tapınak bu büyük depremden sonra M. S. 167 yılında tamamlanmış olmalıdır14. Aristeides, M. S. 167 yılında yaptığı tapınağın açılış konuşmasında Hadrianus Tapınağının üç katlı olduğundan bahsetmektedir15. Kyzikos Hadrianus Tapınağının sütun sayısı ve planı tartışmalıdır. Olasılıkla 8 x 15 sütun sayısına sahip olan tapınak korinth düzenindedir. Koçhan, tapınağın 6
Strabon XII.8.11. Koçhan 1991, 119. 8 Ashmole 1956; 179-191; Laubscher 1967, 211-217; Lyttelton 1974; Pülz 1989, 87-88; Yaylalı 1991, 176-177; Koçhan 1991, 119-126; Baratollo 1995, 74. 9 Koçhan 1991, 120. 10 Koçhan 1991, 120. 11 Laubscher 1967, 212; Koçhan 1991, 120. 12 Koçhan 1991, 120. 13 Koçhan 1991, 121. 14 Yaylalı 1991, 172. 15 Yaylalı 1991, 172. 7
5
pseududipteros16, Baratollo ise dipteros planlı olduğunu ileri sürmektedir17. Doğu-batı yönünde inşa edilmiş olan tapınak, yedi galerili bir altyapı üzerinde yer almaktadır. Prof. Dr. Abdullah Yaylalı başkanlığında 1989 yılında başlanılan kazı çalışmaları sırasında bulunan mimari parçalar tapınağın tarihlendirilmesine ışık tutmuştur. Kazı çalışmaları sırasında Harianus ve Antoninler Dönemine tarihlenen mimari bezeme parçaları bulunmuştur. Friz Bezemeleri Kyzikos Hadrianus Tapınağının friz bezemelerinde Roma İmparatorluk Dönemi tapınaklarında pek sık karşılaşmadığımız figürlü bezemelere yer verilmiştir. 1918 yılının Mayıs ayında Kyzikos Antik Kenti hakkında araştırma yapmak için Bandırmaya giden Hölscher, tapınak çevresinde yaptığı araştırmalar sırasında tapınağa ait mermer blokları parçalayıp kireç yapan kişilerle karşılaşmıştır18. Bu mermer parçalarının çoğu Hadrianus Tapınağının friz kuşağına aittir. Hölscher’in tespit ettiği friz kuşağına ait parçalardan birisi oldukça önemlidir. Hölscher’in çizimlerinde de belirttiği gibi mermer kabartma parçasının uzunluğu 3.56 m., yüksekliği ise 1.52 m.dir19. Friz parçasının sağ alt köşesi kırılmıştır ve üstüde düz değildir. Laubscher, friz parçası üzerindeki bu tahribatın friz çıkarılırken olduğunu düşünmektedir20. Friz parçası üzerinde at üzerinde kaçmakta olan üç tane barbar tasviri yer almaktadır21. Barbarlar sağa doğru kaçmaktadır. Figürler “Anaxyrides” adı verilen çizme ve “Knadys” adı verilen uzun kollu ceket giymiştir. Başlarında Kyrbasia, boyunlarında Torques vardır. Bellerinde kılıçları bulunmaktadır. Kaçan barbarların kıyafetleri Parth veya İskitli olduklarını düşündürür22. Baratollo, barbarların İskitli olduğunu düşünmektedir23. Friz parçasının sağında yer alan figür at üzerinde tasvir edilmiştir. Diğer Barbar tasvirlerinden farklı olarak bu figürün sakalı yoktur. Figür arkasına doğru dönmüş ve 16
Koçhan 1991, 122. Baratollo 1995, 95,96. 18 Laubscher 1967, 211. 19 Laubscher 1967, 211. 20 Laubscher 1967, 212. 21 Laubscher 1967, 211. 22 Laubscher 1967, 212. 23 Barattollo 1995, 104. 17
6
korkmuş bir şekilde etrafına bakan diğer barbarı kolundan tutmaktadır. Arkaya doğru dönme hareketinden dolayı figürün göğsü açılmıştır. Ortadaki figürün atı yaralanmış olmalıdır. Yere düşmekte olan atın üzerinde olan barbar korkmuş bir ifadeyle arkasına bakmaktadır. Sağ eli çaresiz bir şekilde yana doğru açılmıştır. Friz parçasının en solunda bulunan figürde at üzerinde kaçar durumda tasvir edilmiştir. Figürün sağ tarafından, kaburgalarının altına bir ok saplanmıştır. Sağ eli ile oku çıkarmaya çalışmaktadır. Kyzikos Hadrianus Tapınağının friz kuşağının tarihi tartışmalıdır. Ephesos Antik Kentindeki Büyük Altar ile Kyzikos Hadrianus Tapınağı friz kuşağındaki işçilik çok benzerdir24. Büyük Altar genel olarak Marcus Aurelius ve Lucius Verus’un ortak imparatorluk yıllarına tarihlenmektedir. Laubscher, Kyzikos Hadrianus Tapınağı friz kuşağını
Marcus
Aeurelius-Lucius
Verus’un
ortak
imparatorluk
dönemine
25
tarihlemektedir . Barattolo ise friz kuşağını Hadrianus Dönemine tarihlemektedir26. Bize göre Kyzikos Hadrianus Tapınağının friz kuşağı Antoninler Döneminin barok yapısının izlerini taşır. Bu yüzden Laubscher’in görüşüne katılıyoruz ve tapınağı Marcus Aurelius ve Lucius Verus’un ortak imparatorluk yıllarına tarihlemek istiyoruz.
24
Barattolo 1995, 104. Laubscher 1967, 215. 26 Barattolo 1995, 104. 25
7
II. İKİNCİ BÖLÜM: FLÜT (YİV) BEZEMELİ FRİZ KUŞAKLARI
A-FLÜT (YİV) BEZEMELİ FRİZ KUŞAKLARININ TANIMI VE GENEL STİL GELİŞİMİ Friz kuşaklarında bezeme öğesi olarak kullanılan bir diğer motif flüt (yiv) bezemeleridir. Flüt (yiv) bezemeleri ilk olarak Arkaik ve Klasik Dönem mimarlığında sütunların ve payelerin dış yüzeylerinde kullanılmıştır27. Fakat bunların hem biçimleri hem de kullanım amaçları çok farklıdır. Yapılan araştırmalar sonucunda bu tip frizlerin Anadolu’da eski bir geleneğe sahip olduğu düşünülmektedir28. Flüt (yiv) bezemeleri, friz kuşakları üzerinde ilk kez Roma İmparatorluk Çağında kullanılmışlardır29. Anadolu’da Roma İmparatorluk Çağı yapılarının mimari bezemelerdeki değişimin başlangıcı Traianus Dönemine rastlar. Traianus Döneminde başkent Roma’da görev yapan Anadolulu ustalar işlerini bitirip Anadolu’ya geri dönmüşlerdir30. Başkent Roma’dan gelen ustaların Anadolu’da çalıştıkları ilk yapı Ephesos Antik Kentindeki Celsus Kütüphanesidir. Anadolu’da Geç Traianus Dönemine tarihlenen en önemli yapı Celsus Kütüphanesidir31. M. S. 113-117 yılları arasında yapılmış olan yapının üst kat aedeculaları üzerinde flüt (yiv) bezemeli frizler kullanılmıştr32. Celsus Kütüphanesi flüt (yiv) motifleri düz profilli bir zemin üzerine yapılmışlardır. Her bir flüt (yiv) motifinin dış bantları yanındaki motifin dış bandı ile birleşmektedir. Motiflerin üst kısımları yarım daire şeklinde yapılmıştır ve öne doğru hafif kıvrılmışlardır. Flüt (yiv) motiflerinin alt bölümleri ise merkezde içbükey bir hat oluşturmaktadır. Motiflerin kenarları keskin yapıdadır ve aralarında neredeyse hiç boşluk yoktur. Yine Ephesos kentinde Skolastika Hamamlarının Latrinasında bir architrav-friz bloğu bulunmuştur33. Friz kuşağında flüt (yiv) bezemeleri vardır. Friz bezemeleri Celsus Kütüphanesi örnekleri ile hemen hemen aynıdır34. 27
Anabolu 1992, 1. Büyükkolancı 1996, 49. 29 Anabolu 1992, 1. 30 Strocka 1978, 896; Strocka 1988, 296. 31 Keil 1965, 105-108; Hüeber 1978, 979-987; Strocka 1978, 893-890; Koenings-Radt 1979, 343; Strocka 1979, 809-822; Strocka 1981, 25-26; Strocka 1988, 301; Vandeput 1997, 155; Scherrer 2000, 130-132, Can 2005b, 74-76. 32 Rheidt 1986, 137; Anabolu 1992, 2. 33 Miltner 1959, 20-21; Anabolu 1992, 2. 28
8
Celsus Kütüphanesi üst kat frizlerindeki flüt (yiv) motiflerinin benzerleri Pergamon Yukarı Gymnasium Stoalarının frizlerinde karşımıza çıkar. Stoaların M.S. 120 yılı civarlarında onarıldığı düşünülmektedir35. Buradaki flüt (yiv) motiflerinin yapısı Celsus Kütüphanesindeki motiflerden biraz daha farklıdır. Yukarı Gymnasium Stoalarındaki flüt (yiv) motifleri tıpkı Celsus örneğinde olduğu gibi düz profilli bir zemin üzerine yapılmışlardır. Her bir flüt (yiv) motifinin dış bantları yanındaki flüt (yiv) motifinin dış bandı ile neredeyse birleşmektedir. Motiflerinin üst kısımları yarım daire şeklinde yapılmıştır ve öne doğru kıvrılmışlardır. Motiflerin alt bölümleri ise düz bırakılmıştır. Yine Pergamon Antik Kentindeki Yukarı Gymnasium’un Doğu Hamamlarının avlusunda flüt (yiv) motifli frizler kullanılmıştır36. Burada flüt (yiv) motifleri daha derin işlenmiştir. Her bir flüt (yiv) motifinin dış batları, yanındaki flüt (yiv) motifinin dış bandı ile birleşmiştir. Flüt (yiv) motiflerinin alt bölümleri düzdür. Bu frizinde Hadrianus Döneminin başlarından olduğu düşünülmektedir37. Pergamondaki Niyazitepe Mezar Anıtının friz kuşağı üzerinde de flüt (yiv) motifi işlenmiştir. Burada flüt (yiv) motiflerinin altında bir fon oluşturulmuştur. Flüt (yiv) motifleri düz bir zemin üzerine oturmaktadır. Motiflerin üst kısımları aşağı doğru kıvrılmıştır. Flüt (yiv) dış bantlarının arası derin işlenmeye başlamıştır. Niyazitepe Mezar Anıtının Hadrianus Döneminde yapıldığı düşünülmektedir38. Ephesos Antik Kenti tiyatrosunun ikinci kat friz kuşaklarında flüt (yiv) motiflerine yer verilmiştir. Ephesos Tiyatrosu flüt (yiv) motiflerindeki en büyük değişim “S” profilinin oluşmaya başlamasıdır. Ayrıca flüt (yiv) dış bantları birbirlerine değmemeye başlamıştır. Ephesos Tiyatrosundaki ikinci kat frizleri M. S. 140-144 yılları arasında yapılmıştır39.
34
Anabolu 1992, 2. Strocka 1988, 297. 36 Rheidt 1986, 139; Anabolu 1992, 2. 37 Rheidt 1986, 139. 38 Rheidt I986, 140. 39 Rheidt 1986, 139. 35
9
Sagallasos Dionysos Tapınağı flüt (yiv) bezemeleri içbükey bir profile sahiptir. Ephesos Tiyatrosu flüt (yiv) motiflerindeki “S” profilini saymazsak hemen hemen benzerdirler. Rheidt, Ebanda’ya dayanarak Dionysos Tapınağı frizlerini Traianus zamanına tarihlemiştir40. Fakat Dionysos Tapınağı frizleri Traianus Dönemi örneklerinde çok Erken Antoninus Pius Dönemine tarihlenen Ephesos Tiyatrosu örneklerine benzemektedir. Flüt (yiv) bezemeli friz kuşağına sahip olan bir diğer yapı Aizanoi Zeus Tapınağıdır41. Aizanoi Zeus Tapınağı flüt (yiv) bezemeleri hafif “S” yapan bir zemin üzerine yapılmışlardır. Flüt (yiv) motiflerinin dışa çıkıntı yapan üst kısımları burada daha düzdür. Bezemelerinin arası açılmış, aralarına dikey bir ara bant girmiştir. Flüt (yiv) motiflerinin alt bölümü çok az da olsa içbükeylik yapmaktadır. Aizanoi Zeus Tapınağı M. S. 126- 157 yılları arasına tarihlenmektedir. Friz motiflerinin erken örneklerle kıyaslanarak M. S. II. yüzyıl ortalarına tarihlenmesi daha uygun gibi durmaktadır. Pergamon Yukarı Gymasiumun Mermer Salonunda flüt (yiv) motifli friz kuşakları bulunmuştur. Pergamon’daki bütün örneklerde karşılaştığımız gibi motiflerin alt kısmı düz bırakılmıştır. Motiflerin dışa çıkıntı yapan üst kısımları içbükey bir eğim yaptıktan sonra dışa uzanmaktadır. Flüt (yiv) motifleri arasındaki aralık derin bir şekilde oyulmuştur. Pergamon Yukarı Gymnasium Mermer Salonu yazıtına göre M. S. 161 yılına tarihlenmektedir. Sagalassos Tiyatrosu ve Sagalassos Macellum yapıları M.S. II. yüzyıl sonlarının flüt (yiv) motiflerini anlamamız bakımından oldukça önemlidirler. Flüt (yiv) motiflerinin tam “S” şeklinde profillendirilmesi genelde M. S. II. yüzyıl sonunda karşılaşılan bir özelliktir. Her iki yapıdaki flüt (yiv) motifleri de ayrı bir bant ile sarılmaktadır. Bantlar arasında az bir boşluk vardır. Sagalassos Macellum yapısının ele geçen yazıtına göre yapı M.S. 180-193 yılları arasına tarihlenmektedir.
40
Rheidt 1986, 138. Anabolu 1970, 79; Rheidt 1986; Büyükkolancı 1996, 49.
41
10
B-FLÜT (YİV) BEZEMELİ FRİZ KUŞAĞINA SAHİP ROMA DÖNEMİ TAPINAKLARI 1-Termessos N2 Tapınağı Psidia Bölgesinin güneybatı ucunda, bölgenin önemli merkezlerinden biri olan Termessos yer almaktadır42. Strabon, Artemidoros’ın saydığı Psidia kentleri arasında Termessos’unda bulunduğundan bahseder43. Termessos Antik Kentinde Roma İmparatorluk Çağına tarihlenen çok sayıda tapınak bulunmaktadır. Termessos N2 Tapınağı da bu tapınaklardan birisidir44. 360 58.967 Kuzey, 0300 27.769 Güney koordinatlarında bulunan N2 Tapınağı, Attalos Stoasının batısında yer almaktadır. Prostylos plan tipindeki tapınak Korinth düzendedir. Doğu-batı yönünde inşa edilmiş olan yapının girişi doğu yönündedir. Tapınağın genel ölçüleri 12.45 x 8.45 metredir. N2 Tapınağı 2.57 m. yüksekliğindeki bir podyum üzerinde yer almaktadır. N2 Tapınağının podyum hariç yüksekliği 6.87 m. dir. Tapınağın girişinde bulunan on basamaklı merdivenden çıkılarak pronaos bölümüne ulaşılır. Pronaos bölümünde Attik-İon kaidelerle birlikte işlenmiş sekiz köşeli postamentler kullanılmıştır. Postametlerin üzerinde her biri 5. 04 m. yüksekliğinde, yivsiz dört adet sütun bulunmaktadır. Tapınağın sütun başlıkları bulunamamıştır. Büyükkolancı tapınağın pronaos bölümünde yer alan başlıkların, ante köşelerindeki Korinth plaster başlık parçalarıyla aynı formda olması gerektiğini ileri sürmektedir45. Başlıkların üzerinde yer alması gereken 0.49 m. yüksekliğindeki architrav blokları üç fascialıdır. Architrav blokları üzerinde yer alan 0.30 m. yüksekliğindeki friz kuşağında “S” profilli flüt (yiv) bezemesi yer almaktadır46. Friz kuşağının üzerinde diş sırası, geison ve sima kuşakları bulunmaktadır. N2 Tapıanğının cellası 6.70 x 7.20 m. ölçülerindedir. Cella duvarları pseudo izodomik örgü tekniği ile yapılmıştır. Tapınağın arka duvarlarının güneybatı bölümü simaya kadarki üst yapısıyla birlikte in-situ olarak korunabilmiştir. Tapınağın ante köşelerinde yer alan Korinth 42
Sevin 2001, 161. Strabon, XII.7.2. 44 Lanckoronski 1892, 130; Akurgal 2000, 465; Büyükkolancı 1996, 136-137. 45 Büyükkolancı 1996,136. 46 Büyükkolancı 1996,136. 43
11
başlığı plaster kaplamalarındaki akanthus yapraklarının en yakın benzerleri Sagallassos Dionysos Tapınağında karşımıza çıkar47. Vandeput, Sagalassos Dionysos Tapınağını Geç Hadrianus-Erken Antoninus Pius Dönemine tarihlemektedir48. Tapınak
çevresinde
bulunan
bir
yazıt
parçasında
tanrı
Ares’ten
bahsedilmektedir. Bu yazıt parçasından yola çıkan bilim adamları tapınağın tanrı Ares’e adanmış olabileceğini ileri sürmektedir49. Büyükkolancı Termessos N2 Tapınağını Hadrianus Dönemine50, Akurgal ise Geç Roma Çağına tarihlemektedir51. Benzer örneklerle ve özellikle Sagalassos Dionysos Tapınağı bezemeleri ile kıyaslandığında tapınak için Geç Hadrianus-Erken Antoninus Pius Döneminin yani M. S. 140-150 yılları arasında yapılmış olmalıdır. Friz Bezemeleri Termessos N2 Tapınağının friz kuşakları üzerinde flüt (yiv) motifleri işlenmiştir. Friz kuşağı üzerindeki flütler (yiv), yukarıdan aşağıya doğru “S” profillidir. Flüt (yiv) motiflerinin dışa çıkıntı yapan kısımları oldukça keskin yapıdadır. Motifin alt kısmı çok az da olsa içbükey bir profil oluşturmuştur. “S” profilini hesaba katmazsak N2 Tapınağı flüt (yiv) motiflerinin en yakın örneği Sagalassos Dionysos Tapınağı friz kuşağıdır. Yani flüt (yiv) motifleri tapınağı tarihlememize yarayacak diğer öğelerle ortak bir tarihi işaret etmektedir. Flüt (yiv) motifleri M. S. 140-150 yılları arasının stilistik özelliklerini yansıtır.
47
Büyükkolancı 1996,136. Vandepeut 1997, 87-88. 49 Büyükkolancı 1996, 137. 50 Büyükkolancı 1996,137. 51 Akurgal 2000, 465. 48
12
2-Sagalassos Dionysos Tapınağı Sagalassos Antik Kentinde friz kuşağına sahip olan tapınaklardan bir diğeri Sagalassos Dionysos Tapınağıdır52. Tapınak kentin batısında yer almaktadır. Sagalassos Dionysos Tapınağının üzerine yine tapınağın malzemeleri kullanılarak M.S. 6. Yüzyıla tarihlenen E1 Bazilikası inşa edilmiştir53. Sagalassos Dionysos Tapınağının güney uzun duvarı sökülerek bazilikanın apsisli bölümünün inşasında kullanılmıştır. Tapınağın daha sonradan E1 Bazilikası olarak kullanılmasından dolayı planı hakkında net bir sonuca ulaşılamamıştır. Sagalassos Dionysos Tapınağının prostylos veya in antis planlı olabileceğini ileri sürmüşlerdir54. Tapınağın cella ve ante uçları sağlam olarak kalmıştır. Tapınağın in antis planlı olabileceği ileri süren bilim adamları, celladan ante uçlarına kadar alınan ölçülere göre tapınağın 12.94 x 8.71 m. ölçülerinde olabileceğini düşünmektedirler55. Tapınak çevresinde yapılan araştırmalar sırasında Sagalassos Dionysos Tapınağına ait olabileceği düşünülen postamentli sütun kaidelerine ve sütun parçalarına rastlanmıştır. Tapınağın duvarları kireç taşı malzemeden pseudoizodomik tekniğinde örülmüştür. Duvarların üzerinde friz kuşağı uzanmaktadır. Friz kuşağı lesbos kymationu ile ortadan ikiye ayrılarak iki kuşak halinde tasarlanmıştır. Altta kalan bölümde belirli aralıklara dizilmiş tanrı başlarına, üstte ise flüt (yiv) motiflerine yer verilmiştir. Friz kuşağının da üzerinde tapınağın architrav kuşağı yer almaktadır. Architrav kuşağı üç fascıalıdır ve fascialar birbirinden inci-paye dizileri ile ayrılmıştır. İnci-paye dizisini oluşturan motifler genel olarak Geç Hadrianus Dönemi özellikleri göstermektedir56. Architrav kuşağının friz kuşağı üzerinde yerleştirilmiş olması oldukça ilginçtir. Tapınağın zeminden architrav kuşağı üstüne kadar olan toplam yüksekliği 6.11 metredir. Tapınağın ante ve arka köşelerinde korinth düzeninde yapılmış olan plaster başlık parçaları kullanılmıştır. Korinth düzenli plaster başlık parçası friz köşelerini sınırlamaktadır. Plaster başlıkların işçilik olarak en yakın örnekleri Ephesos Celsus Kütüphanesi başlıklarında ve Pergamon Asklepionunun Kuzey Portikosu başlıklarında 52
Lanckoronski 1892, 149-152; Pülz 1989, 50; Büyükkolancı 1996, 90-93; Vandeput 1997, 83-88. Büyükkolancı 1996, 90. 54 Büyükkolancı 1996, 91. 55 Büyükkolancı 1996, 91. 56 Vandeput 1997, 88. 53
13
karşımıza çıkar57. Sagalassos Dionysos Tapınağı plaster başlıkları yerel özellikler göstermektedir. Vandeput plaster başlıkların genel olarak Hadrianus Dönemi özellikleri göstermesine rağmen yaprak loplarının yapısı ve akanthusların genel özelikleri ile Hadrianus Dönemi örneklerinden farklı olduğunu belirtir. Bütün bu özellikleri dikkate alarak korinth düzenindeki plaster başlıklarını Geç Hadrianus-Erken Antoninus Pius Dönemine tarihler58. E1 Bazilikasının çevresinde on yedi tane kıvrıkdal (ranke) bezemeli friz bloklarına rastlanmıştır. E1 Bazilikasında bulunan kıvrıkdal (ranke) bezemeli friz blokları kentin aşağı terasında yer alan Antoninus Pius Tapınağında bulunan friz blokları ile aynıdır. E1 Bazilikasının kuzey duvarında Antoninus Pius Tapınağının friz bloklarının devşirme malzeme olarak tekrar kullanıldığı friz bloklarının ölçümleri ve stil kritikleri sonucunda kanıtlanmıştır59. Büyükkolancı doktora çalışmasında kıvrıkdal (ranke) bezemeli friz bloklarının Sagalassos Dionysos Tapınağına ait olduğunu ileri sürmektedir60. Tapınağın tarihi tartışmalıdır. Vandeput eski yayınlarında tapınağın Hadrianus Döneminde yapıldığını ileri sürmüştür. Büyükkolancı’da onun bu düşüncesine katılmıştır61. Vandeput yeni yayınlarında ise tapınağın yapımına Geç Hadrianus Döneminde başlandığını ve Erken Antoninus Pius Döneminde bitirildiğini ileri sürmektedir62. Tapınağın tarihi konusunda, bezeme stillerini dikkate aldığımızda bizce de Geç Hadrianus-Erken Antoninus Dönemi çok daha uygun bir tarih gibi görünmektedir. Friz Bezemeleri Sagalassos Dionysos Tapınağının frizlerinde şu ana kadar gördüğümüz friz örneklerinden farklı bir yapılanma söz konusudur. Toplam yüksekliği 0.76 m. olan friz kuşağı lesbos kymationu ile ortadan ikiye ayrılarak biribirinden bağımsız iki kuşak halinde tasarlanmıştır. Ayrıca friz kuşağı cella bölümünde tek yönlü, pronaos kısmında ise iki yönlü olarak işlenmiştir. Lesbos kymationu ve inci paye kuşaklarının altında 57
Vandeput 1997, 87. Vandeput 1997, 87-88. 59 Waelkens-Mitchell-Owens 1990, 190-193; Can 2005b, 85; Waelkens 2005, 427-428; 60 Büyükkolancı 1996, 93. 61 Büyükkolancı 1996, 93. 62 Vandeput 1997, 88. 58
14
kalan bölümde belirli aralıklara dizilmiş kabartma şeklindeki tanrı başlarına yer verilmiştir. Tanrılar başlarına hafif bir şekilde sağa veya sola çevirmiş şekilde tasvir edilmişlerdir.
Tanrı figürlerinin gözleri derindedir. Heyecanı belli edecek şekilde
ağızları hafif açık olarak işlenilmiştir. Pronaos bölümünde ise tanrı başlarının yerini dans eden Satyr kabartmaları almıştır. Henüz etkisini tam olarak göstermemekle birlikte Antoninler Dönemi baroğunun ilk izlerini burada görmek mümkündür. Pülz tanrı başlarının işleniş şekline göre Sagalassos Dionysos Tapınağını M. S. II. yüzyılın ortalarına tarihlemektedir63. Lesbos kymationu ve inci paye kuşaklarının üstündeki frizin yukarı bölümünde ise içbükey bir profile sahip flüt (yiv) motiflerine yer verilmiştir. Flüt (yiv) motifleri, Psidia Bölgesi tapınaklarının friz kuşaklarında sevilerek kullanılmıştır. Bu friz şekli Traianus Döneminden başlayarak Antoninler Dönemine kadar sevilerek kullanılmıştır. Sagalassos Dionysos Tapınağının flüt (yiv) motiflerinin Ephesos Celsus Kütüphanesi ikinci kat frizlerindeki flüt (yiv) motifleri ile benzer yapıda oldukları ileri sürülketedir64. Fakat flüt (yiv) motiflerinin işlenişi Celsus Kütüphanesinden çok M. S. II. yüzyıl ortalarına tarihlenen Aizanoi Tapınağındaki örneklere benzemektedir.
63 64
Pülz 1989, 50 Rheidt 1986, 136.
15
3-Aizanoi Zeus Tapınağı Antik Dönemde Phrygia Bölgesi kentleri içerisinde yer alan Aizanoi Antik Kenti günümüzde Kütahya İli, Çavdarhisar ilçesindedir. Aizanoi antik dönemde Penkalas (Çavdarhisar) çayının her iki kıyısı üzerinde kurulmuştur65. Strabon, Aizanoi kentini Phrygia Epiktetos’una bağlı kentler arasında saymaktadır66. Aizanoi Antik Kentinin en önemli yapısı Zeus Tapınağıdır67. Aizanoi Zeus Tapınağı 8 x 15 sütunlu, pseudo-dipteros plan tipinde yapılmış olan gösterişli bir yapıdır. Ion düzenideki tapınak doğu-batı yönünde inşa edilmiştir. Tapınağın girişi doğu yönündedir. Tapınak etrafını çevreleyen merdiven 7 basamaktan oluşmaktadır. Tapınağın stylobate ölçüleri 32.96 x 36.91 metredir. Roma İmparatorluk Dönemine tarihlenen tapınaklarda pek karşılamadığımız şekilde eski geleneğin devamı olarak pronaos, cella ve opisthodomos bölümleri bulunmaktadır. Pronaos bölümünün önünde yer alan dört adet sütunün ve opisthodomos bölümünde yer alan iki sütunun başlıkları kompozit düzendedir. Opisthodomos bölümünde yer alan bir merdiven yardımıyla tapınağın hem çatısına çıkılabilmekte, hem de tapınağın tonozlu alt yapısına inilebilmekteydi68. Tapınağın ön cephesini süsleyen ion başlıkları M. S. II. yüzyılın ortalarının stilistik özeliklerini gösterir. İon başlıklarının en yakın benzerleri M. S. 150 yılı civarlarına tarihlenen Sagalassos Apollon Klarios Tapınağında karşımıza çıkarlar69. Sütun başlıklarının üzerinde tapınağın architrav kuşağı uzanır. Üç fascialı architrav kuşağını üstten inci paye ve ion kymationu kuşakları sınırlamaktadır. Architrav kuşağının üzerinde yer alan friz kuşağında flüt (yiv) motiflerine yer verilmiştir. Tapınağın konsollu geison ve palmet motiflerinden oluşan sima kuşağının en yakın benzerleri Ephesos’taki Hadrianus Tapınağında karşımıza çıkar70.
65
Sevin 2001, 209. Strabon, XII,8, 12. 67 Ashmole 1956, 179-191; Robertson 1954, 219; Anabolu 1970, 79; Naumann 1979; Akurgal 2000, 423. 68 Naumann 1979, 13. 69 Naumann 1979, 69. 70 Naumann 1979, 70. 66
16
Aizanoi Zeus Tapınağının pronaos duvarlarında bulunan yazıtlar sayesinde tapınağın yapılış tarihi saptanmıştır. Tapınak M. S. 126-157 yılları arasında yapılmıştır71. Friz Bezemeleri Aizanoi Zeus Tapınağının friz kuşakları üzerinde flüt (yiv) motifleri işlenmiştir72. Friz kuşağını üst tarafta dışa çıkıntı yapan ion kymationu kuşağı sınırlamaktadır.
Flüt (yiv) motifleri hafif “S” yapan bir friz zemini üzerinde yer
almaktadır. Friz zeminin “S” şeklinde düzenlenmesi M.S. II. yüzyılın ortalarından itibaren görülen bir özelliktir. Flüt (yiv) motiflerinin üst bölümünde şapka şeklinde dışa çıkıntı yapan kısımları Hadrianus Dönemi içerisine tarihlenen Pergamon Niyazitepe Mezar Anıtı frizlerindeki flüt (yiv) motifi ile kıyaslandığında daha düzdür73. Aizanoi Zeus Tapınağı flüt (yiv) motiflerinin arası erken örneklere kıyasla daha açılmıştır. Flüt (yiv) motifleri arasındaki bu açıklık dikey bir ara bant ile doldurulmuştur. Doldurma motifi olarak adlandırabileceğimiz dikey bant uygulaması flüt (yiv) motiflerinde ilk defa karşılaştığımız bir özelliktir. Flüt (yiv) motiflerinin alt bölümü çok az da olsa içbükeylik oluşturmaktadır. Aizanoi Zeus Tapınağı friz kuşaklarının tarihlenmesinde bize yardımcı olabilecek bir diğer friz kuşağı Pergamon Yukarı Gymnasium Mermer Salonundadır. Mermer Salon yazıtı yardımıyla M. S. 169 yılına tarihlenmektedir. Burada Aizanoi flüt (yiv) motiflerinde karşılaşmadığımız bir özellik vardır. Flüt (yiv) motifinin dışa çıkıntı yapan üst kısımları içbükey bir profil yaptıktan sonra dışa uzanmaktadır. Ayrıca flüt (yiv) araları daha da derin oyulmuştur. Mermer salon frizlerinde Antoninler Dönemi barok yapısı iyice hissedilmektedir. Aizanoi Zeus Tapınağı frizleri Pergamon Yukarı Gymnasium Mermer Salon frizlerinden daha erken bir tarihte M.S. II. yüzyıl ortalarında yapılmış olmalıdır.
71
Naumann 1979, 36. Anabolu 1970, 79; Naumann 1979, 69; Rheidt 1986, 139; Büyükkolancı 1996, 49. 73 Rheidt 1986, 139. 72
17
4-Adada D Tapınağı Antik Dönemde Psidia Bölgesi kentlerinden biri olan Adada Antik Kenti günümüzde Isparta İli, Sütçüler İlçe merkezine 15 km. uzaklıkta yer almaktadır74. Strabon, Artemidoros’ın saydığı Psidia kentleri arasında Adada kentinin de bulunduğundan bahseder75. Adada antik kentinde Roma İmparatorluk Çağına tarihlenen 5 tane tapınak saptanmıştır76. Bu tapınaklardan D Tapınağı olarak adlandırılan yapı kent merkezinin hemen batısında yer almaktadır77. Tapınağın ölçüleri 19.17 x 10.85 metredir. Doğu-batı yönünde inşa edilmiş olan tapınağın girişi doğu yönündedir. Bir podyum üzerinde yükselen tapınağın cellasının duvarları architrav bloğu üstüne kadar in situ olarak korunmuştur.
Podyum üzerinde yer alan tapınak pronaos ve cella bölümlerinden
meydana gelmiştir. D Tapınağının giriş bölümünün doğusunda sunağa ait olabilecekleri düşünülen üç düzgün blok in situ olarak bulunmuştur78. Tapınağın pronaos sütunlarının yer aldığı bölümün temel blokları da yerlerindedir. Cephesinde dört sütunun bulunduğu pronaos bölümü 7.00 x 6.14 m. ölçülerindedir79. Tapınak çevresinde bulunan attik-ion kaide parçası tapınağın prostylos bölümünde sütunların attik-ion kaideler üzerinde yükseldiğini kanıtlamaktadır. Pronaos bölümünde bulunan yivsiz sütunlar muhtemelen tapınağın pronaosunu taşımaktaydı. Tapınağın sütun başlıklarının hiçbirisi bulunamamıştır. Büyükkolancı tapınağa ait başlıkların
yerlerinden
alınarak
başka
yerlere
taşınmış
olabileceklerini
ileri
sürmektedir80. Büyükkolancı Adada kentinde yapmış olduğu araştırmalarda ilginç bir tespitte bulunmuştur. Adada‘da Ion düzenli hiçbir yapıda konsollu kornişler kullanılmamıştır. Bunun sonucu olarak Büyükkolancı, tapınağın konsollu kornişlerini gerekçe göstererek Adada D Tapınağının korinth düzenli sütun başlıklarının kullanılmış
74
Büyükkolancı 1996, 35. Strabon, XII.7.2. 76 Büyükkolancı 1996, 35-55, 77 Büyükkolancı 1996, 45-51; Sedaroğlu 2004, 103-105. 78 Büyükkolancı 1996, 46; Sedaroğlu 2004, 105. 79 Serdaroğlu tapınağın cella uzunluğunu 7.00 m. olarak değil de 6.90 m. olarak hesaplamıştır. Serdaroğlu 2004, 104. 80 Büyükkolancı 1996, 46. 75
18
olabileceğini iddia etmektedir81. Tapınağın ön cephesinde başlıkların üzerinde olması gereken yazıtlı architrav kuşakları friz kuşakları ile birlikte tek bir blok üzerine işlenmiştir. D Tapınağının cella bölümü 7. 00 x 7.63 m. ölçülerindedir. Pronaos ile naosu ayıran duvarlar kapı lentosu ve söveleri hariç sağlam olarak kalmıştır. Serdaroğlu, naos duvarlarının plaka taş olasılıkla mermer plakalarla kaplanmış olabileceğini ileri sürer82. Buna karşılık Büyükkolancı cella duvarlarının ahşap kaplamalarla kaplandığını iddia etmektedir83. Tapınağın cella duvarları zeminden architrav kuşağına kadar on iki sıradan oluşmaktadır. Cella duvarlarının üzerinde 0. 49 m. yüksekliğindeki üç fascialı architrav kuşağı yer almaktadır. Architrav blokları cella içerisinde işlenmeden sade olarak bırakılmışlardır. Architrav bloklarının üzerinde yer alan flüt (yiv) motofli friz kuşakları 0.32 m. yüksekliğindedir. Friz kuşaklarının üzerinde toplam 0.72 m. yüksekliğindeki korniş blokları yer alır. D Tapınağının pronaosu önüne düşmüş olan architrav blokları üzerinde tapınağın ithaf yazıtı bulunmaktadır. “Tanrı-İmparatorlar, Zeus Megistos Serapis ve baba kenti için, iki kez rahiplik yapmış, kurucu, kentin oğlu, Tlamoas oğlu Antiokhos ve onun karısı, Hoplon kızı, başrahibe Anna ve onların oğulları Tlamoas ve Antiokhos, tapınağı ve heykelleri, çevresindeki stoalar, atölyeler ve bütün süslemeleriyle beraber adayarak diktirdi” şeklinde çevirisi yapılan yazıt sayesinde tapınağın kimin tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır84 . D Tapınağının konsolları çevresinde yer alan ion kymationu bezemelerinin en yakın örnekleri Sagalassos Tiyatrosunda85 ve Cremna Geç Dönem Ion Tapınağında86 karşımıza çıkmaktadır. Her iki yapıda M. S. II. yüzyıl sonuna tarihlenmektedir. Büyükkolancı bu benzerliklerden, yazıtından ve friz bezemelerinden yola çıkarak D 81
Büyükkolancı 1996, 46. Sedaroğlu 2004, 104. 83 Büyükkolancı 1996, 47. 84 Büyükkolancı 1996, 48. 85 Vandeput 1997, 112. 86 Mitchell 1995, 120. 82
19
Tapınağını Erken Severuslar Dönemine tarihlemektedir87. Adada D Tapınağı Severuslar Döneminde yapılmış olmalıdır. Friz Bezemeleri Adada D Tapınağı friz kuşağı üzerinde “S” profilli flüt (yiv) motiflerine yer verilmiştir.
Toplam 0.32 m. yüksekliğinde olan friz kuşağının üst bölümünde ion
kymationlarına yer almaktadır. Adada D Tapınağı flüt (yiv) motifleri erken örneklerden farklı olarak tam “S” profili yapmaktadır. Her bir flüt (yiv) motifi ayrı bir bant ile sarılmaktadır. Bantlar arasında çok az boşluk vardır. Adada D Tapınağının “S” profili flüt (yiv) motiflerinin en yakın örnekleri Sagallasos kenti yapılarında karşımıza çıkar. Sagalassos Tiyatrosu ve Macellum yapılarının bezemelerinde kullanılan flüt (yiv) motiflerinin profilleri Adada D Tapınağı friz motifleri ile aynıdır. Sagalassos Tiyatrosu Erken Severuslar Dönemine, M.S. 180- 200 yılları arasına tarihlenmektedir88. Sagalassos
Macellum
yapısı
yazıtına
göre
M.
S.
180-193
yılları
arasına
tarihlenmektedir89. Büyükkolancı, Adada D Tapınağı flüt (yiv) motifleri ile Sagalassos Tiyatrosu ve Macellum flüt (yiv) motiflerinin aynı ustalar tarafından yapıldığını ileri sürmektedir90. Benzer örnekler ışığında Adada D Tapınağı frizlerinin M. S. 180-200 yılları arasında yapılmış olmalıdır.
87
Büyükkolancı 1996, 51. Rheidt 1996, 140; Vandeput 1997, 112. 89 Vandeput 1997, 106. 90 Büyükkolancı 1996, 50. 88
20
5-Adada Aphrodite Tapınağı Antik Dönemde Psidia Bölgesi kentlerinden biri olan Adada Antik Kenti günümüzde Isparta İli, Sütçüler İlçe merkezine 15 km. uzaklıkta yer almaktadır91. Strabon, Artemidoros’ın saydığı Psidia kentleri arasında Adada kentinin de bulunduğundan bahseder92. Adada kentinde agorayla forum arasında Aphrodite Tapınağı yer almaktadır. Büyükkolancının aktardığına göre tapınak ilk olarak Streett tarafından tespit edilmiştir93. Tapınağın üzerinden yol geçtiği için planı konusunda herhangi bir fikir ileri sürmek zordur. Büyükkolancı tapınak çevresinde yapmış olduğu araştırmalarda tapınağın podyum ortastatlarını oluşturan yazıtlı iki büyük blok, kireçtaşından duvar blokları, architrav-friz ve kaset parçası bulmuştur94. Yaptığı ölçümler sonucu tapınağın 6 m. çapında daire ve yarım daire planlı bir tapınak olabileceğini ileri sürmektedir95. Çalışmamız içerisinde incelen Side Tyche Tapınağı da yuvarlak planlıdır96. Tapınak
çevresinde
yapılan
araştırmalarda
sütun
ve
başlık
parçaları
bulunamamıştır. Ayrıca architrav bloklarının altında sofit bezemelerine yer verilmeyişi tapınağın architrav kuşağına kadar olan bölümünün duvarlardan oluştuğunu düşündürmektedir. Büyükkolancı tapınağın yuvarlak planlı, podyum çevresinde sütun sıraları olmayan bir tapınak olduğunu ileri sürmektedir97. Tapınağın bezemeli olarak adlandırabileceğimiz çok az mimari bloğu vardır. Architrav ve friz kuşakları aynı mimari blok üzerine işlenmişlerdir. Architrav kuşağı üzerinde yer alan fascialar bezemesizdir. Friz kuşağı üzerinde flüt (yiv) motifi işlenmiştir. Architrav- friz kuşağının üzerinde tapınağın tavan kasetleri yer almaktadır. Tapınağın mimari süslemelerinde kullanılan panolardan birisi bulunmuştur. Üzerinde bir baş kabartması yer almaktadır.
91
Büyükkolancı 1996, 35. Strabon, XII.7.2. 93 Büyükkolancı 1996, 53. 94 Büyükkolancı 1996, 53. 95 Büyükkolancı 1996, 53. 96 Lanckoronski 1890, 135-137; Mansel-Bean-İnan 1956,7- 12; Mansel 1963, 107. 97 Büyükkolancı 1996, 54. 92
21
Tapınağın podyum üzerindeki ortostat bloklarına kazınmış olan yazıtı yapının kime adandığını açıkça ortaya koymaktadır. “Tanrı İmparatorlar ve babakenti için, kent dostu, İmparatorlar Kültünün başrahibi, kurucu, kentin oğlu ve Halk Meclisi’ne dört kez seçilmiş olan Tlamoas oğlu Antiokhos; karısı, başrahibe Hoplon kızı Anna ve oğulları, kentin dostları, Tlamoas ve Antiokhos ile beraber, Aphrodite kült heykelini, tapınağa ve tapınağa ait süslemeleri ve kaplamaları adadılar ve diktiler”98. Yazıtta bahsedilen kişiler Adada D Tapınağın adayan kişilerle aynı ailedendir ve M. S. II. yüzyıl sonunda ve M. S. III. yüzyıl başlarında yaşadıkları yapılan araştırmalar sonucu kesin olarak kanıtlanmıştır99. Tapınağın mimari bezemeleri de M. S. Geç II. yüzyıl dönemi stili göstermektedir. Adada Aphrodite Tapınağı yazıt ve mimari bezemelerinin ışığında M. S. 180-200 yılları arasına tarihlenmelidir. Friz Bezemeleri Adada Aphrodite Tapınağı friz kuşağında flüt (yiv) bezemeleri kullanılmıştır. Flüt (yiv) motifleri “S “ profillidir ve çalışmamız içerisinde incelenen Adada D Tapınağı flüt (yiv) motifleri ile hemen hemen aynıdırlar. Sadece flüt (yiv) boyları biraz daha kısadır. Flüt (yiv) motiflerinin tam “S” şeklinde profillendirilmesi genelde M. S. II. yüzyıl sonunda karşılaşılan bir özelliktir. Aphrodite Tapınağı frzi kuşağındaki her bir flüt (yiv) motifi ayrı bir bant ile sarılmaktadır. Bantlar arasında az bir boşluk vardır. Aphrodite D Tapınağı flüt (yiv) motiflerinin en yakın örnekleri Adada D Tapınağı, Sagalassos Macellum ve Tiyatro yapılarının bezemelerinde karşımıza çıkar. yapılardan Adada D Tapınağı M. S. 180-200 yılları arasına
100
Bu
, Sagalassos Tiyatrosu
yine aynı şekilde M. S. 180-200 yılları arasına101 ve Sagalassos Macellum yapısı yazıtına göre M. S. 180-193 yılları arasına102 tarihlenmektedir. Büyükkolancı daha da ileriye giderek aynı dönemde yapıldığı saptanan Adada D Tapınağı ile Aphrodite Tapınağı mimari bezemelerinde aynı ustaların çalıştıklarını öne sürer103. Benzer 98
Büyükkolancı 1996, 55. Price 1984, 269. 100 Büyükkolancı 1996, 51. 101 Rheidt 1996, 140; Vandeput 1997, 112. 102 Vandeput 1997, 106. 103 Büyükkolancı 1996, 54. 99
22
örnekler ışığında Adada Aphrodite Tapınağı flüt (yiv) bezemeli frizleri M. S. 180-200 yılları arasına tarihlenmelidir.
23
III- ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: FLÜT (YİV) VE AKANTHUS BEZEMELİ FRİZ KUŞAKLARI
A-FLÜT (YİV) VE AKANTHUS BEZEMELİ FRİZ KUŞAKLARININ TANIMI VE GENEL STİL GELİŞİMİ Flüt (yiv) ve akanthus motiflerinin bir arada kullanılması sonucu oluşan bir motiftir. Akanthus yaprakları flüt (yiv) motiflerinin önünde yer alır. Flüt (yiv) motifleri akanthus motiflerinin arka fonunu oluşturmaktadır. Çalışmamız içerisinde kullanımı en az olan friz motiflerinden birisidir. Anadolu’da Roma İmparatorluk Çağına tarihlenen tapınaklardan sadece ikisinde flütlü (yivli) ve akanthuslu friz kullanılmıştır. Flüt (yiv) ve akanthus yapraklarının bir arada kullanıldığı bezeme tarzına ilk olarak başlıklar üzerinde rastlamaktayız104. Ephesos Antik Kentinde Augustus Dönemine tarihlenen bazı yapıların sütun başlıklarında bu bezeme kullanılmıştır105. Bu bezemenin popüler olması M. S. II. yüzyıl başındadır106. Geç Hadrianus Dönemine tarihlenen Perge F3 Nymphaionunun sütun başlıklarında da bu motif kullanılmıştır. Ayrıca yine Hadrianus zamanına tarihlenen Ephesos Şehir Kapısında da bu şekilde düzenlenmiş başlıklar kullanılmıştır. Stil kritiği yoluyla Hadrianus Dönemine tarihlenen Mylasa Kapısı ve Gümüşkesen Mezar Anıtı başlıklarında da bu motif kullanılmıştır107. Sagalassos Antoninus Pius Tapınağı Kutsal Alanı içerisindeki propylonun frizlerinde flütlü (yivli) ve akanthuslu motif kullanılmıştır. Bu bezeme tarzı ilk defa Sagalassos’ta friz kuşakları üzerinde karşımıza çıkar. Vandeput, Sagalassos Antoninus Pius Tapınağı Kutsal Alanı içerisindeki propylonu Hadrianus Döneminin ikinci yarısına tarihlemektedir108. Bu tarih tez çalışması içerisinde ayrıntılı olarak inceleyeceğimiz Termessos N1 Tapınağı için önerdiğimiz tarihe yakındır. Bu durumda flüt (yiv) ve akanthus motifleri friz kuşakları üzerinde Hadrianus Döneminde kullanılmaya başlanmış olmalıdır. 104
Vandeput 1997, 78. Alzinger 1974, 92. 106 Vandeput 1997, 90. 107 Büyükkolancı 1996, 132-133. 108 Vandeput 1997, 82. 105
24
B-FLÜT (YİV) VE AKANTHUS BEZEMELİ FRİZ KUŞAĞINA SAHİP ROMA DÖNEMİ TAPINAKLARI 1-Termessos N1 Tapınağı Psidia Bölgesinin güneybatı ucunda, bölgenin önemli merkezlerinden biri olan Termessos antik kenti yer almaktadır109. Strabon, Artemidoros’ın saydığı Psidia kentleri arasında Termessos’unda bulunduğundan bahseder110. Termessos N1 Tapınağı Attalos Stoasının güneyinde yer almaktadır111. Doğubatı yönünde inşa edilmiş olan tapınağın girişi doğu yönündedir. Termessos N1 Tapınağı prostylos planlı ve korinth düzenindedir. Pronaos ve cella bölümlerinden oluşan tapınağın genel ölçüleri 15.85 x 11.50 metredir. Tapınağın doğu yönünde bulunan pronaosunun çevresinde 3 basamaklı krepis bulunmaktadır. Pronaos 5.00 x 11.50 m. ölçülerindedir. Pronaos bölümünün önünde 6 sütun yer almaktadır. Köşelerde yer alan pronaos sütunları ile ante duvarları arasında her iki köşede birer tane daha sütun bulunmaktadır. Böylece pronaosun daha uzun olması sağlanmıştır. Pronaos bölümünde kullanılan yivsiz sütunlar alçak postamentler üzerine oturmaktadır. Merkezde bulunan sütun açıklığı yanlarda bulunan sütun açıklıklarına göre daha fazladır. Postmentler ve attik-ion sütun kaideleri aynı blok üzerine yapılmıştır. Postamentler sekiz köşelidir. Tapınağın sütunlarının üzerinde korinth düzeninde kaliteli işçilik gösteren sütun başlıkları kullanılmıştır. Korinth başlıklarındaki akanthus yapraklarının benzerleri Sagallasos Dionysos Tapınağının ante köşelerindeki plaster korinth başlıklarında vardır112. Tapınağın korinth düzenindeki başlıklarının üzerinde iki fascialı architrav kuşağı yer alır. Architrav kuşaklarının iki fascialı oluşu çok fazla karşılaşılan bir durum 109
Sevin 2001, 161. Strabon, XII.7.2. 111 Lanckoronski 1892, 87 vd.; Akurgal 2000, 465; Büyükkolancı 1996,130-136; Büyükkolancı 1997, 117-126. 112 Büyükkolancı 1996,131; Büyükkolancı 1997, 118; Vandepeut 1997, 208. 110
25
değildir113. Architrav kuşağının üzerinde yer alan friz kuşağında üstte flüt (yiv) motifleri ile altta akanthus yapraklarının belirli bir düzen içerisinde yerleştirilmesi sonucu oluşturulmuş bezeme tarzı kullanılmıştır. Friz kuşağının üst kısmında ion kymationları işlenmiştir. Friz kuşağının üzerinde bezemesiz bırakılmış geison ve sima kuşakları yer almaktadır. Sima kuşağı açık ve kapalı palmetlerle bezenmiştir. Sima kuşağının benzerlerine Attalia Hadrianus Tapınağında ve Perge Plancia Magna Kapısında rastlamaktayız114. Termessos N1 Tapınağının üst yapısında Suriye Tipi Alınlığın değişik bir çeşidi kullanılmıştır. Tapınağın architrav, friz ve korniş kuşakları ortada Suriye Tipi Alınlığın başladığı yerde kesilmiştir. Alınlığın merkezinde yer alan kemer buraya diğer bezeme kuşaklarından bağımsız olarak yerleştirilmiştir. Tapınağın cella girişinin her iki yanında kemerli nişlerin kullanılmış olması oldukça önemlidir. Nişlerin yüksekliği 1.50 m., derinliği ise 0.45 m.dir. Nikaia Lefke Kapısı olarak adlandırılan girişin her iki yanında da Termessos N1 Tapınağı nişleri ile benzer yapıdaki nişler kullanılmıştır. Nikaia Lefke Kapısı Hadrianus Dönemine tarihlenmektedir115. Tapınağın cella kapısı 2.90 m. genişliğinde ve 5.44 m. yüksekliğindedir. Termessos N1 Tapınağının cellası 10.85 x 9.50 m. ölçülerindedir. Cellanın arka duvarında merkezde apsis şeklinde bir niş yer almaktadır. Tapınağın cella duvarları kireçtaşından yapılmıştır. Termessos N1 yapısı ile ilgili çalışmalar yapan Büyükkolancı yapının aslında bir tapınak olmadığını iddia etmektedir. Büyükkolancı doktora çalışmasında niş ve apsisli bölümleri örnek göstererek N1 Tapınağının aslında tapınak olmadığını, halk meclisi binası veya kütüphane olarak kullanılmış olabileceğini ileri sürmüştür116. Halk meclisi binası olarak kullanılmış olabileceğine örnek olarak Labraunda’daki Andronları göstermektedir. Ayrıca Ephesos’taki Celsus Kütüphanesi girişindeki nişleri örnek göstererek yapının kütüphane olarak da kullanılmış olabileceğini ileri sürmektedir. Büyükkolancı daha sonraki bir çalışmasında ise yapının kütüphane olarak kullanılmış olduğu iddiasından vazgeçmiştir. Yapının doğu yanındaki in antis veya prostylos planlı 113
Büyükkolancı 1997, 118. Büyükkolancı 1997, 119. 115 İdil 1989, 355. 116 Büyükkolancı 1996, 131. 114
26
olabilecek yapıyı da dikkate alarak bu iki yapının halk meclisi binaları olarak kullanıldıklarını ileri sürmektedir117. Termessos N1 Tapınağı mimari bezemeleri genel olarak Geç Hadrianus-Erken Antoninus Pius Dönemi örnekleri ile benzerlikler gösterirler. Bu durumda tapınak M.S.140-150 yılları arasında yapılmış olmalıdır. Friz Bezemeleri Termessos N1 Tapınağının frizlerinde altta akanthus yapraklarının üstte flüt (yiv) motiflerinin bir arada kullanılmasıyla oluşan bezeme tarzı kullanılmıştır118. Friz kuşağının üst sınırında ion kymationu kuşağı yer almaktadır. Her bir akanthus yaprağının arkasında fon oluşturacak şekilde üç tane flüt (yiv) motifi kullanılmıştır. Akanthus yapraklarının kabartma derinliği vardır ve yapraklar alttan birbirlerine bağlanmışlardır. Akanthus yapraklarının genel yapısı Erken Antoninus Pius Dönemi örneklerini hatırlatmaktadır. Flütler (yivler) dar işlenilmişlerdir. Flütlü (Yivli) ve akanthuslu
friz
rastlanılmamaktadır.
olarak
adlandırabileceğimiz
bu
bezemelere
çok
fazla
Sagalassos Antoninus Pius Tapınağı Temenosunda ve Aşağı
Agoranın Kuzeyindeki Nymphaionunda yapıları her ne kadar farklı olsa da flüt (yiv) ve akanthusun bir arada kullanıldığı bezeme tarzı kullanılmıştır. Her iki yapıda Geç Hadrianus-Erken Antoninus Pius Dönemine tarihlenmektedir.
117 118
Büyükkolancı 1997 120-121. Anabolu 1970, 79.
27
IV- DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: GİRLAND BEZEMELİ FRİZ KUŞAKLARI
A-GİRLAND BEZEMELİ FRİZ KUŞAKLARININ TANIMI VE GENEL STİL GELİŞİMİ Girland bezemeleri Roma İmparatorluk Dönemine tarihlenen tapınakların friz kuşaklarında sevilerek kullanılmışlardır. Çalışmamız kapsamında incelenen yedi tane tapınağın girlandlı friz kuşağı bulunmaktadır. Girland; yaprak, dal, çam kozalağı, tomurcuk, çiçek ve meyve gibi bitkisel motiflerin kurdelelerle sarılıp birbirlerine bağlanması sonucu oluşan bir bezeme çeşididir. Girland motifi içerisinde yer alan bitkisel motifler belirli bir düzen dâhilinde yerleştirilir. Pergamon Dionysos Tapınağı frizlerindeki girlandlar sadece meşe yapraklarından oluşmuşlardır. Taşıyıcı öğelerin başları üzerinde taşınan girland motiflerinin ağırlık yapan orta kısımları aşağı doğru sarkar. Friz kuşakları üzerinde sevilerek kullanılan girland bezemelerini taşıyıcı öğe olarak çeşitli figürler kullanılmıştır. Taşıyıcı öğe olarak en fazla tercih edilen figür boğa başlarıdır. Boğa başları canlı oldukları şekilde yani et, deri ve kıllarıyla işlenmişlerdir. Psidia Antiocheia Augustus Tapınağı frizlerinde boğa başları tarafından taşınan girland motiflerine yer verilmiştir. Boğa başlarının üzerinden geçirilen girlandlar burada kurdelelerle boğa başlarına bağlanmaktadır. Boğa başları genelde cepheden tasvir edilmişlerdir. Sadece iskelet şeklinde tasvir edilen boğa başları da vardır. Boukranion adı verilen iskelet şeklindeki kafatasları Aspendos Tiyatrosu friz kuşağında taşıyıcı öğe olarak
kullanılmıştır119.
Boğa
başları
tarafından
taşınan
girlandların
Roma
İmparatorluğunun Küçük Asya’daki yerliliğini ve Pax Augusta’yı tasvir ettiği iddia edilmektedir120. Taşıyıcı öğe olarak kullanılan bir diğer figür kartallardır. Cephen veya profilden işlenilen kartal figürleri girland motiflerini taşımaktadır. Kartal figürlerinde de her türlü ayrıntı verilmiştir. Pergamon Dionysos Tapınağı girlandlı frizinde taşıyıcı öğe
119 120
Can 2005a, 94. Robinson 1926, 12.
28
olarak kartal figürleri ile boğa başları değişimli olarak kullanılmıştır121. Nike figürleri de girlandlı frizlerde taşıyıcı öğe olarak kullanılmışlardır. Seleukeia Zeus Tapınağının friz kuşağı üzerinde tasvir edilen girlandları nike figürleri taşımaktadır. Genelde cepheden işlenilen bu figürlerde her türlü ayrıntı verilmeye çalışılmıştır. Elauissa Sebaste Tapınağının friz kuşağında ise taşıyıcı öğe olarak eros figürleri kullanılmıştır. Teneia (Kurdele) motifleri friz kuşakları üzerinde hem işlevsel hem de bezeme amaçlı olarak kullanılmışlardır. M.Ö. I. yüzyıldan itibaren teneia (kurdele) motifleri girland kuşakları için vazgeçilmez bir öğe olmuşlardır122. Teneia (kurdele) motifleri taşıyıcı öğenin başının üzerinde bağlanıp aşağı doğru sarkmaktadır. Kurdeleler düz olarak bağlanabildikleri gibi, Psidia Antiocheia Augustus Tapınağında gördüğümüz gibi gemici düğümleriyle de bağlanabilirler. Aşağı doğru sarkan kısımlarının uçlarında püsküllerde kullanılmıştır. Girland motiflerinin aşağı doğru sarkan orta kısımlarının üzerinde çeşitli doldurma motifleri kullanılmıştır.
En çok tercih edilen doldurma motifi adak
kâseleridir. Aigai Apollon Chresterios,
Pergamon Dionysos Tapınakları girland
frizlerinde doldurma motifi olarak adak kâseleri kullanılmıştır. Seleukeia Zeus Tapınağında olduğu gibi çiçek rozetlerde doldurma motifi olarak kullanılmıştır. Elaiussa Sebaste Tapınağında doldurma motifi ve taşıyıcı öğe olarak boukranionlara yer verilmiştir. Boukranionların doldurma motifi olarak kullanılması pek fazla rastlanılan bir özellik değildir. Ayrıca doldurma motifi olarak çeşitli insan ve hayvan figürlerine yer verilmiştir. Kremna Geç Dönem Ion (Severuslar) Tapınağında doldurma motifi olarak insan ve hayvan figürleri değişimli olarak aynı friz kuşağında kullanılmıştır. Doldurma motifi olarak domuz ve panter motifleri kullanıldığı tespit edilmiştir. Side Tyche Tapınağında ise ilginç bir şekilde doldurma motifi olarak tanrı ve tanrıça büstlerine yer verilmiştir. Girland motifleri erken dönemlerden itibaren sevilerek kullanılmışlardır. En erken girland bezemelerinden birisi Mısır’da karşımıza çıkar.
121 122
Anabolu 1970, 77-78; ; Radt 2002, 187-191. Diler 1996, 9.
Mısır’da Yeni
29
İmparatorluk Dönemine tarihlenen bir mezarda nane yapraklarından yapılmış bir girland kuşağı yer almaktadır123. Girland bezemeleri tapınakların friz kuşakları üzerinde sevilerek kullanılmıştır. M.Ö. 269-263 yılları arasında yapılmış olan Pergamon Demeter Tapınağının bezeme kuşağında girlandlara yer verilmiştir124. Magnesia Artemis Tapınağının opisthodomos duvarlarında da meyve girlandlı friz kuşağına yer verilmiştir125. Çalışmamız kapsamına giren ilk girlandlı friz kuşağı Aigai Apollon Chresterios Tapınağındadır. M. Ö. 46-30 yılları arasına tarihlenen tapınağın friz kuşağı kabartma derinliği çok fazla yoktur. Motifler belli bir düzen dâhilinde friz kuşağına yerleştirilmiştir.
Aigai Apollon Chresterios Tapınağı frizleri daha çok taşralılık
özellikleri göstermektedir. Ephesos Antik Kentinde Augustus Dönemi başlarına tarihlenen Oktagon yapısı girlandlı frizleri Augustus Dönemi başlarına tarihlenmektedir126. Her ne kadar Aigai Apollon Chresterios Tapınağı ile girlandlı frizleri ile benzer yapıda olmasalar da dönem özelliklerini saptayabilmemiz açısından oldukça önemlidirler. Girland motifini oluşturan öğelerin hepsi ayrı ayrı işlenmiştir. Oktogon yapısı frizlerindeki kurdeleler asıldıkları yerde daha gergin durmaktadırlar127. Geç Augustus Döneminde bu gergin yapı kaybolmaya başlayacaktır. Kabartma derinliği Augustus Döneminin sonlarına tarihlenen girlandlar kadar başarılı değildir. Oktagon yapısı girlandlarında da gerçeki yapı ön plandadır. İzmir Müzesinde bulunan girland bezemeli bir sunak Augustus Dönemi özelliklerini saptamamıza yardımcı olacaktır. Augustus Döneminde girland kuşağını oluşturan tüm öğeler ayrıntılı olarak ve tek tek işlenmişlerdir. Kaliteli işçilik ön plandadır. Augustus Dönemi boğa başlarının en önemli özelliklerinden birisi olan boğa
123
Diler 1996, 9. Diler 1996, 10; Radt 2002,179. 125 Diler 1996, 11. 126 Alzinger 1974, 41-43; Rumscheid 1994, 19;Vandeput 1997, 60-61; Scherrer 2000, 124-125. 127 Vandeput 1997, 61. 124
30
başlarının gerçekçi işlenişi burada da karşımıza çıkar128.
Augustus Döneminde
girlandlar zeminden henüz kopmamıştır, abartıdan uzak, doğal görüntüdedirler. Geç Augustus-Erken Tiberius Dönemine tarihlenen Sagalassos Aşağı Agoranın Güneybatı Girişi dönem özelliklerini yansıtması bakımından oldukça önemlidir. Güneybatı
Girişindeki
girlandlar
oldukça
hacimli
yüksek
kabartmalardan
oluşmaktadır129. Girland motifini oluşturan öğelerin hacim kazanması Geç Augustus Dönemindedir. Ayrıntılar özenli bir şekilde belirtilmiştir. Girland bezemesi; değişik meyvelerden, çiçek ve yapraklardan oluşmaktadır. Girlandı oluşturan bütün öğeler açıkça
belirtilmiştir.
Kurdelelerin
bitimleri
erken
örneklerden
farklı
olarak
uçuşmaktadır. Güneybatı Girişi friz kuşağı üzerindeki girland bezemesi derin bir şekilde kuşatan yivlerden oluşmaktaydı130. Geç Augustus-Erken Tiberius girland örneklerinin tamamı bol miktardaki meyve ve yaprak karışımından oluşmaktadır. Girland motifleri Geç Cladiuslar Döneminde, Geç Augustus-Erken Tiberius Dönemi örneklerine kıyasla değişmişleridir. M. S. 50-62 yılları arasına tarihlenen Psidia Antiocheia’sı Propylonu ve M. S. 66 yılına tarihlenen Ephesos Tiyatrosu sahne binası dönem özelliklerini en iyi anlayabileceğimiz yapılardır131. Geç Claudius-Erken Flaviuslar Döneminde tamamlayıcı öğeler de, girland motifinin dış hatları boyunca sık sık parçalanmaktaydılar. Bu örneklerde kurdelelerin kenar hareketleri iyi bir şekilde artış göstermektedir132. Miletos Güney Agora Girişi friz kuşakları, Hadrianus Dönemi ortalarının stilini tam olarak yansıtmaktadır133. Girlandlı frizler Hadrianus Dönemi ile birlikte Anadolu’da tekrar popüler olmaya başlamıştır. Miletos Güney Agora Girişi friz kuşaklarının en yakın benzerleri çalışmamız içerisinde ayrıntılı olarak incelenen Pergamon Dionysos Tapınağında karşımıza çıkmaktadır134. Friz kuşağı erken örneklere kıyasla daha yoğun işçilik gösterir. Friz kuşağını oluşturan öğelerin kabartma derinliği
128
Diler 1996, 54. Vandeput 1997, 60. 130 Vandeput 1997, 61. 131 Robinson 1926; Mitchell 1983, 8; Vandeput 1997, 61. 132 Vandeput 1997, 62. 133 Strocka 1981, 31. 134 Strocka 1981, 31. 129
31
artmıştır. Girland motifini oluşturan yaprak ve çiçeklerin dış hatları matkap kullanılarak hareketlendirilmiş, canlılık kazandırılmıştır. Antoninler Dönemi girland bezemeli friz kuşaklarının özelliklerini en iyi Aspendos Tiyatrosu friz kuşakları yansıtır. Aspendos Tiyatrosu friz kuşaklarında boğa başları tarafından taşınan girland bezemelerine yer verilmiştir. Boğa başları boukranion tipinde işlenmiştir. Boukranionların kabartma derinliği artmış, zeminden taşkın olarak işlenmiştir135. Boukranionların taşıdığı girland motifi çiçek, meyve ve yapraklardan oluşmaktadır. Girland motifini oluşturan öğelerde zeminden kabarık, zengin ve doğal yapıdadır. Girland kuşağının bütün öğeleri derin kanallar ve matkap oyuklarıyla birbirlerinden uzaklaşmışlar fakat yerel bir özellik olarak uyumlu bütünlüklerini kaybetmemişlerdir136. Girland kuşağının canlı ve hareketli yapıda olması, öğelerin derin işlenmesi ile ışık gölge etkisi Antoninler Dönemi barok yapısının genel özellikleridir137. Boğa başlarının üzerinde girlandları birbirine bağlayan teneialar (kurdeleler) geniş ve düz yüzeylidir. Teneia (kurdele) motiflerinin uçları kabarık ve hareketli işlenmiştir. Bu M. S. II. yüzyılın III. çeyreğinde görülmeye başlanan bir özelliktir138. Antoninler Döneminin özelliği olan barok yapı Severuslar Döneminin ortalarına kadar devam eder. Girland motifini oluşturan öğeler geniş matkap oyuklarıyla birbirlerinden ayrılmaya başlamıştır139. Girlandlarda barok etkisinin izlerinin görülmesi ve yoğun ışık gölge etkisi Erken Severuslar Döneminin özellikleridir. Cremna Severuslar Dönemi Ion Tapınağında da gördüğümüz gibi, Severuslar Döneminde girlandlarla süslü friz kuşaklarında doldurma motifi olarak insan ve hayvan figürleri yoğun olarak kullanılmıştır.
135
Can 2005a, 95. Can 2005a, 95. 137 Can 2005a, 95. 138 Can 2005a, 95. 139 Vandeput 1997, 117. 136
32
B-GİRLAND BEZEMELİ FRİZ KUŞAĞINA SAHİP ROMA DÖNEMİ TAPINAKLARI 1-Aigai Apollon Chresterios Tapınağı Aigai Strabon tarafından Aiolis Bölgesinin on iki kentinden birisi olarak gösterilmiştir140. Aigai kenti günümüzde Çandarlı ile Akhisar arasındaki Sultan Dağının güneyinde yer almaktadır141. Aigai kenti, denizden yüksekliği yaklaşık olarak 365 m. olan korunaklı bir tepe üzerinde kurulmuştur. Aigai Antik Kentinde Geç Hellenistik Çağa tarihlenen Apollon Chresterios Tapınağı bulunmaktadır142. Geç Hellenistik Dönem sanatının Roma İmparatorluk Dönemi sanatını etkilediği düşüncesi ile Aigai Apollon Chresterios Tapınağını da çalışmamız içerisinde inceledik. Aigai Apollon Chresterios Tapınağı; Nemrudkale’nin doğusunda, Pythikos çayının sağında yer alan bir teras üzerinde inşa edilmiştir143. Tapınağın ön cephesinde merdiven kalıntıları bulunmuştur. Peripteros planında inşa edilmiş olan Aigai Apollon Chresterios Tapınağının ön cephesi 6 sütunludur. Tapınağın yan cephelerindeki sütun sayısı kazı çalışmaları tam olarak yapılamadığı için bilinmemektedir144. Attik-İon sütun kaideleri üzerinde yükselen sütunların toplam yüksekliği 7. 50 metredir. Sütunların üzerinde tapınağın ion düzenindeki kaliteli işçilik gösteren sütun başlıkları yer almaktadır. Üç fascialı architrav kuşağı üzerinde tapınağın ithaf yazıtı bulunmaktadır. Yazıt Aiol lehçesi ile yazılmıştır145. Tapınak “Apollon Chresterios adına M. Ö. 48 yılında Ceasear ile birlikte konsüllük yapan ve M. Ö. 46 yılında da Asya eyaletinin sevk ve idaresini üstlenen prokonsül P.
Servilius Isauricus tarafından vakfedilmişti”146.
Tapınağın friz kuşağı üzerinde boukranionlar tarafından taşınan girland bezemeleri işlenmiştir. Aigai Apollon Chresterios Tapınağının sima kuşağına ait az sayıda parça bulunmuştur. 140
Strabon, XIII, 3.5 Akurgal 2000, 286. 142 Schuchhardt-Bohn 2004, 60-65 Anabolu 1970, 77; Rumscheid 1994, 5; Akurgal 2000, 286-287. 143 Schuchhardt-Bohn 2004, 60. 144 Anabolu 1970, 24. 145 Rumscheid 1994, 5 146 Schuchhardt-Bohn 2004, 63. 141
33
Aigai Apollon Chresterios Tapınağının tarihi architrav kuşağı üzerinde yer alan ithaf yazıtının dolayı kesindir. Tapınağın yapımına M. Ö. 46 yılında başlanmıştır. Rumscheid, tapınağın bezeme stilini de dikkate alarak tapınağın yapımının M. Ö. 30 yılına kadar devem ettiğini ileri sürer147. Friz Bezemeleri Aigai Apollon Chresterios Tapınağı friz kuşağı üzerinde boğa başları tarafından taşınan girlandlar tasvir edilmiştir148. Girlandlar Roma İmparatorluk Döneminde incelenen diğer girland örneklerinden farklı olarak sadece yapraklardan oluşmaktadır. Boğa başlarının üzerinde kurdelelerle bağlanan girlandların orta kısımları aşağı doğru sarkmıştır. Girlandların aşağı doğru sarkan kısımlarının üzerinde doldurma motifi adak kaselerine yer verilmiştir149. Boğa başları canlılıktan çok uzaktır. Girland kuşağını oluşturan figür ve motiflerin kabartma derinliği azdır. Roma İmparatorluk Döneminde incelecek olan örneklerle kıyaslandığında Aigai Apollon Chresterios Tapınağı örnekleri çok daha sade ve yüzeyseldir.
147
Rumscheid 1994, 5 Anabolu 1970, 77. 149 Anabolu 1970, 77. 148
34
2-Psidia Antiocheia Augustus Tapınağı Psidia Bölgesinin kuzeyinde yer alan Antiocheia Antik Kenti Anthios çayı eteklerinde kurulmuştur150. İlk kuruluş tarihi tartışmalı olan kent Roma İmparatoru Augustus Döneminde bir Roma kolonisi haline getirilmiştir151. Antiocheia kentinin en yüksek noktasında Tiberius Alanının ve Propylea’nın üzerinde Roma İmparatoru Augustus’a adanan tapınak yer almaktadır152. Antiocheia Augustus Tapınağı temeli doğal kayanın kesilmesiyle oluşturulmuş bir podyum üzerinde yer almaktadır. Prostylos plan tipinde inşa edilmiş olan tapınak korinth düzenindedir. Tapınağın ön cephesi üzerinde 4 adet korinth sütunu yer alır. 12 basamaklı krepidomadan çıkılarak tapınağa ulaşılır. Tapınağın yüksek bir podyum üzerinde inşa edilmesi Roma Dönemi tapınaklarında oldukça sık karşılaşılan bir özelliktir. Korinth sütun başlıklarının üzerinde tapınağın iki fascialı architrav kuşağı yer alır. Architrav bloğunun üzerinde yer alan friz kuşağında boğa başları tarafından taşınan girlandlar tasvir edilmiştir. Tapınağın üçgen alınlığında muhtemelen epiphani için açılmış 2.80 X 3.20 m. genişliğinde bir pencere yer almaktadır. Alınlığın merkez ve köşelerinde çok kaliteli işçilik gösteren akroterler bulunmaktadır. Tapınağın cella duvarlarının üst bölümünde kıvrıkdal (ranke) frizlerine yer verilmiştir. Kıvrıkdal (ranke) frizleri cellanın dört cephesini de çevrelemektedir. Cella duvarlarının friz kuşakları ile bezenmesi çok sık karşılaşılan bir durum değildir. Korinth başlıkları ile kıvrıkdal (ranke) frizleri üzerinde işlenilen akanthus yaprakları benzer yapıdadırlar153. Tapınağa ait üst yapı elemanları tapınak çevresine dağılmış olarak bulunmuştur. Tapınağın
tarihi
tartışmalıdır.
Tapınak
konusunda
ilk
çalışma
yapan
araştırmacılardan birisi Bay Ramsay’dır. Bay Ramsay tapınağı stil ve bezeme kritiklerine bakarak ilk olarak Augustus Dönemine154, daha sonraki çalışmasında ise Geç Hellenistik Döneme tarihlemiştir155. Bayan Ramsay ise tapınağı M.S II. yüzyıla tarihlemektedir156. Yakın zamanda tapınak konusunda çalışma yapan bilim adamlarının 150
Sevin 2001, 158. Ramsay 1916, 83. 152 Robinson 1926,11. 153 Robinson 1926, 11. 154 Ramsay 1916, 108. 155 Ramsay 1926, 201. 156 Ramsay 1916, 108 151
35
büyük çoğunluğu ise tapınağı Augustus Dönemine tarihlemektedir157. Fakat bazı araştırmacılar tapınağın mimari bezeme elemanlarındaki stil değişikliğine de bakarak tapınağın Augustus’a adandığını fakat Tiberius Dönemi içerisinde inşa edildiğini ileri sürmektedir158. Friz Bezemeleri Antiocheia Tapınağının bir tanesi architrav bloğu üzerinde, bir tanesi ise cella duvarları üzerinde olmak üzere iki adet friz kuşağı bulunmaktadır. Tapınağın architrav bloğu üzerinde yer alan friz kuşağında boğa başları tarafından taşınan girland motifleri tasvir edilmiştir. Girlandlar çam kozalaklarıyla zenginleştirilmiştir159. Friz bloğunun üst bölümde ion kymationu dizisi yer alır. İon kymationları Geç Augustus Dönemi özellikleri göstermektedir. Friz kuşağı üzerinde işlenilen bütün girlandlar ve boğa başları birbirlerinden farklıdır160. Friz oldukça rahat ve düzenli olarak tasvir edilmiştir. Girland motifleri çiçeklerle süslüdür ve çam kozalaklarının değişik meyveler ve yapraklar ile örülmesi sonucunda oluşturulmuştur. Girlandları taşıyan boğa başları oldukça gerçekçidir. Friz kuşağında monoton bir tekrarlama söz konusu değildir. Boğa başları birbirlerinden farklı ölçülerdedir. Boğaların saç şekillerinde de farklılık hemen göze çarpar. Boğalar bazen dalgalı saçlı olarak bazen de lop şeklinde saç lüleleri ile tasvir edilmişlerdir. Bazı boğa başları üzerinde iki gemici düğümü ile bağlanmış kurdeleler vardır. Kurdeleler alnın her iki yanından tek bir ip ve düğüm ile bağlanıp aşağı doğru sarkmaktadır. Kurdeleler çoğu kez yaprak formundadırlar ve uçları püsküllüdür. Boğaların kısa boynuzları vardır. Fakat boynuzlar yaprak veya meyvelerin arkasında kalmıştır. Boğa başları tarafından taşınan girlandların Roma İmparatorluğunun Küçük Asya’daki yerliliğini ve Pax Augusta’yı tasvir etmektedir161. Boğa başları ve girlandların aynı zamanda Küçük Asya’nın yerli tanrılarından olan Men’i simgelediği düşünülmektedir162. Geç Augustus Dönemi ile birlikte friz kuşaklarındaki kabartma yüksekliği artmaya başlamıştır. Antiocheia Augustus Tapınağı frizlerinin de kabartma 157
Tuchelt 1986, 543; Waelkens 1986, 37-73; Pülz 1989, 34;Başaran 1995, 63. Robinson 1926, 11; Vandeput 1997, 155; Can 2005a, 140. 159 Anabolu 1970, 77. 160 Mitchell-Waelkens 1998, 130. 161 Robinson 1926, 12. 162 Robinson 1926, 12. 158
36
yüksekli artmıştır. Girlandların zeminden henüz kopmaması, abartıdan uzak, doğal görüntüsü yapının Augustus Dönemi veya halefi Tiberius Döneminde eseri olduğunu düşündürmektedir. Tapınağın cella dış duvarlarının üst bölümünde kıvrıkdal (ranke) bezemeli friz kuşağı yer alır. Friz kuşağı ilginç bir şekilde üst üste iki sıra blok üzerine işlenmiştir163. Kıvrıkdal kuşağının üst kısmında inci-paye dizisi ile ion kymationu dizisi yer almaktadır. Az da olsa yivli olarak işlenilmiş ana dalı büyük boyutlu akanthus yaprakları kaplamaktadır. Ana dal üzerindeki kılıf yapraklarından çıkan yan dallar da tıpkı ana dal gibi az miktarda yivli yapıdadır. Yan dalların uçlarında büyük boyutlu yaprak rozetlere yer verilmiştir. Kılıf yapraklarından çıkan sapların uçlarında dolgu çiçekleri tasvir edilmiştir. Antiocheia Augustus Tapınağının kıvrıkdal (ranke) frizlerinde kıvrıkdaldan çok bitkisel motifler ön plandadır. Geç Augustus Dönemi özelliği olan ana ve yan dallardaki yivli yapının azalması burada rahatlıkla görülebilmektedir164.
Akanthus yaprakları
oldukça büyük boyutlu olarak işlenilmesine karşın henüz tam olarak zeminden kopmamıştır. Fakat motiflerin kabartma yüksekliği Erken Augustus Dönemi örnekleri ile kıyaslandığında bir hayli artmıştır. Motiflerin zeminle uyum içerisinde olması friz bezemelerinin yapımına Augustus Döneminde başlanıldığını düşündürür. Erken Augustus Dönemi kıvrıkdal (ranke) motiflerinden farklı olarak burada yapraklar çok daha yoğun olarak işlenilmiştir165. Akanthus yapraklar arasında gülümseyen bir kadın büstü tasvirinin yer aldığı bir friz bloğu bulunmuştur166. Bu kadın fügürü kısa cephelerinin ortasında merkezi motif olarak kullanılıyor olmalıydı167. Bu friz bloğu oldukça iyi durumdadır. Bezemelerde özellikle akanthus yapraklarında perspektif ön plana çıkmaya başlamıştır168. Kıvrıkdal kuşağını oluşturan motiflerin tamamı akanthus yapraklarının gerisinde kalmıştır. Antiocheia Augustus Tapınağı ile birlikte Hellenistik etkili Augustus Dönemi stili yavaş yavaş değişmeye başladığı görülür169. Antiocheia Augustus Tapınağı frizleri genel olarak Geç Augustus-Erken Tiberius Dönemi 163
Mitchell-Waelkens 1998, 123, Can 2005b, 59. Can 2005b, 58-59. 165 Can 2005b, 59. 166 Robinson 1926, 11. 167 Mitchell-Waelkens 1998, 123. 168 Pülz 1989, 34. 169 Can 2005b, 59. 164
37
özelliklerini göstermektedir. Büyük ihtimalle tapınak Augustus Döneminde yapılmaya başlanmış, kendisinden sonra tahta geçen Tiberius Döneminde tamamlanmış olmalıdır.
38
3.Elaiussa Sebaste Tapınağı Antik Dönemde Kilikia Bölgesinin önemli bir kıyı kenti olan Elaiussa Sebaste kenti günümüzde Mersin İli, Erdemli İlçesi, Ayaş Mahallesindedir. Strabon Elaiussa Sebaste’nin Korykos Kentinin yakınında karaya yakın bir ada üzerinde yer aldığından bahseder170. Elaiussa Sebaste kentinde, kentin güney limanına bakan geniş bir terasın üzerinde girlandlı friz kuşağına sahip bir Roma İmparatorluk Çağı tapınağı saptanmıştır171. 6 x 12 sütun sayısına sahip olan tapınak peripteros planlıdır. Kuzeygüney yönünde inşa edilmiş olan tapınağın girişi kuzeydedir. Tapınağın altyapısı yaklaşık olarak 3 m. yüksekliğindedir ve opus quadratum tekniği kullanılarak oluşturulmuştur. Altyapının üstünde yer alan stylobate 32.90 x 17.60 m. ölçülerindedir. Tapınağın kuzeydoğu köşesinde toprak altında bir oda bulunmuştur. Söğüt bu odanın bir kripta olabileceğini düşünmektedir172. Elaiussa Sebaste Tapınağı sütunlarının yedi tanesi in situ olarak yerinde durmaktadır.
Attik-ion
kaideler
üzerinde
yivlendirilmiş
sütun
tamburaları
bulunmaktadır. 24 yivli sütun tamburlarının üzerinde tapınağın Korinth düzenli başlıkları yer alır. Sütun başlıkları iki parçadan oluşmaktadır. Alt parçanın yüksekliği 62 cm, üst parçanın yüksekliği ise 75 cm. dir. Akanthus yapraklarının genel stil özellikleri Erken Flaviuslar Dönemi örneklerini hatırlatmaktadır173. Kompozit düzenli başlıkların üzerinde üç fascialı architrav kuşağı yer almaktadır. Architrav kuşağı üzerinde yer alan friz kuşağında Thiasos tasvirleri yer almaktadır174. Tapınağın architrav üstü friz kuşağına ait sadece bir tane parça bulunması net bir fikir ileri sürülmesini zorlaştırmaktadır. Tapınağın olasılıkla cella duvarları üzerinde yer alan friz kuşağında nikelerin taşıdığı girland motifi vardır.
170
Strabon XIV.5.6. Keil-Wilhelm 1931, 220-228; Gough 1954, 55-57; Anabolu 1970, 78; Akurgal 2000, 478; Söğüt 1998, 102-105. Schneider 2000, 237-249; Schneider 2001, 241-255. 172 Söğüt 1998, 103. 173 Söğüt 1998, 104. 174 http://www.misart.it/hpmisart/monumento.cfm?idmissione=6&idmonumento=61 171
39
Tapınak M. S. V. yüzyıl sonu VI. yüzyıl başlarında kiliseye çevrilerek kullanılmaya devam etmiştir. Yapı daha sonra ise bir depremle yıkılarak terk edilmiştir175. Elaiussa Sebaste Tapınağının hangi tanrıya adandığı henüz saptanamamıştır. Magie, Elaiussa Sebaste sikkeleri üzerindeki tapınak tasvirlerine dayanarak, tapınağın Zeus’a adanmış olabileceğini ileri sürmüştür176. Gough ise tapınağın denize yakın konumundan dolayı tapınağın bir tanrıçaya adanmış olabileceğini ileri sürer177. Elaiussa Sebaste Tapınağında kazı çalışmalarını yürüten İtalyan kazı ekibi ise kentin denizcilikteki rolünü ve kent adına basılan ilk sikkeler üzerindeki Aphrodite tasvirleri dikkate alarak tapınağın Aphrodite’ye adanmış olabileceği ihtimali üzerinde durmaktadır178. Elaiussa Sebaste Tapınağı, alt yapısı ve korinth başlıkları dikkate alınacak olursa M. S. I. yüzyılın ortalarından sonra Flaviuslar Dönemi içerisinde yapılmış olmalıdır179. Friz Bezemeleri Elaiussa Sebaste Tapınağının architrav üstü friz kuşağında Thiasos tasvirleri yer almaktadır. Friz kuşağına ait çok fazla mimari bloğun ele geçmemesi net bir tarihleme yapmayı zorlaştırmaktadır. Tapınağın cella duvarları üzerindeki friz kuşağında nike figürleri tarafından taşınan girland motiflerine yer verilmiştir. Friz kuşağının arkası fascialarda olduğu gibi kademeli olarak profillendirilmiştir. Girlandları birer elleriyle omuzları üzerinde kaldıran nikeler bir podyum üzerinde tasvir edilmişlerdir. Girlandlar; dal, yaprak, tomurcuk, çiçek ve meyveden oluşan bitkisel motiflerden meydana gelmiş olup kurdelelerle sarılıp birbirlerine bağlanmışlardır. Girlandların orta kısımları üzerinde boukranion figürleri yer almaktadır. Boukranion figürleri friz kuşağında hem taşıyıcı görev üstlenmektedir hem de doldurma motifi görevi görmektedirler. Boukranionların 175
http://cat.une.edu.au/page/elaiussa%20sebaste Magie 1950, 1339. 177 Gough 1954, 105. 178 http://www.misart.it/hpmisart/monumento.cfm?idmissione=6&idmonumento=61 179 Söğüt 1998, 105. 176
40
her iki yanından aşağı doğru sarkan kurdeleler girland kuşağının aşağıya doğru sarkan orta bölümünü taşımaktadır. Girlandların orta bölümler oldukça dolgun yapıdadır. Friz kuşağı üzerinde rahat bir diziliş söz konusudur. Doldurma motifi olarak kullanılmış olan boukranionlar frizin diğer öğelerine kıyasla ikinci planda kalmışlardır. Flaviuslar Döneminin en önemli özelliği olan abartılı matkap kullanımı burada henüz yoktur. Bu yüzden tapınak Flaviuslar Döneminin erken yıllarında yapılmış olmalıdır.
41
4-Pergamon Dionysos Tapınağı Mysia Bölgesinin güneybatı ucunda yer alan Pergamon Antik Kenti Keteios (Kestel Çayı) ve Selinus’un (Bergama Çayı) birleştiği yerde, ovadan 275 m. yükseklikteki yalçın bir kayalık üzerine kurulmuştur180. Hellenistik ve Roma Döneminde B. Anadolu coğrafyasının en önemli kentlerinden birisi olan Pergamon Antik Kentinin kurulmuş olduğu yerde küçük bir Arkaik yerleşmenin varlığı anlaşılmaktadır181. Hellenistik Dönemden itibaren Anadolu’nun sanattaki yeni lideri olan Pergamon bu özelliğini Roma İmparatorluk Dönemi boyunca da devam ettirmiştir. Pergamon Antik Kentinde tiyatro terasının kuzey bitiş noktasında Pergamon Dionysos Tapınağı yer almaktadır182. Pergamon Dionysos Tapınağının ilk olarak Hellenistik Dönemde inşa edildiği, Roma İmparatorluk Döneminde bir yangın geçiren tapınağın eski planına sadık kalınarak tekrar yapıldığı ileri sürülmektedir183. Dionysos Tapınağı arazinin durumundan yararlanılarak oluşturulmuş bir podyum üzerine yapılmıştır. İon düzeninde bir prostylos olarak yapılmış olan tapınağın ön cephesi normalde olması gerektiğinin iki katı derinliktedir. Tapınağın stylobate ölçüleri 11.80 x 20.22 m. dir. Güney-kuzey yönünde inşa edilmiş olan tapınağın girişi güney yönündedir. Tapınağın güneyinde yer alan toplam 4.50 m. yüksekliğindeki 25 basamaklı görkemli bir merdiven yardımıyla tapınağın pronaos kısmına ulaşılır. Pronaos bölümünün önünde 4 sütun yer almaktadır. Köşelerde yer alan pronaos sütunları ile cella duvarları arasında her iki köşede birer tane daha sütun bulunmaktadır. Böylece pronaos bölümünün daha uzun olması sağlanmıştır. Attik-ion sütun kaideleri üzerinde tapınağın yivli sütunları yükselmektedir. Sütunların üstünde kaliteli işçilik gösteren ion sütun başlıkları yer almaktadır. Tapınağın ön cephesini süsleyen architrav kuşağı iki fascialıdır ve üst tarafında dışa çıkıntı yapan ion kymationu kuşağına yer verilmiştir. Architrav kuşağının üzerinde yer alan friz kuşağında kartal veya boğa başları tarafından taşınan girland 180
Sevin 2001, 52-53. Akurgal 2000, 253. 182 Anabolu 1970; 77-78; Koenings-Radt 1979, 346; Strocka 1981, 31; Strocka 1988, 299-300; Pülz 1989, 22, 83-84; Rumscheid 1994, 231; Akurgal 2000, 265; Başaran 1995, 58-59; Karaosmanoğlu 1996, 54; Vandeput 1997, 74, 156; Radt 2002, 187-191; Can 2005b, 76-78. 183 Radt 2002, 188. 181
42
motiflerine yer verilmiştir. Tapınağın üçgen alınlıklı üst yapısının üzerinde akroterlere yer verilmiştir. Dionysos Tapınağının cellasının doğu duvarının alt bölümünde Hellenistik Dönem Tapınağının bloklarını görmek mümkündür184. Roma Dönemindeki yenileme sırasında tapınağın cellası yeniden düzenlenmiştir. Taban ve duvarlar renkli mermer plakalarla kapanmıştır. Cellanın arka bölümünde kült heykelinin konulması için hazırlanmış bir naiskos yer almaktadır. Dionysos Tapınağının Roma İmparatorluk Döneminde hangi imparator zamanında yenilendiği konusu tartışmalıdır. Bazı araştırmacılar tapınağın mimari bloklarının bezeme stillerine bakarak Hadrianus Döneminde (M. S. 117-138)185, bazı araştırmacılar ise Caracalla Döneminde (M. S. 198-217)186 yapılmış olabileceğini ileri sürmektedir.
Bir başka görüşe göre ise tapınak Hadrianus Döneminde tekrar inşa
edildikten sonra İmparator Caracalla’nın kente gelmesi şerefine tekrar yenilenmiştir187. Cella
girişinde
kullanılmış
olan
lento
ve
söve
frizleri
tapınağın
tarihlendirilmesine yardımcı olmaktadır. Lento ve söve frizleri üzerinde işlenilen kıvrıkdal (ranke) bezemelerinin en yakın örnekleri Geç Hadrianus Döneminde karşımıza çıkmaktadır188. Pergamon Dionysos tapınağı söve ve lento frizlerinin en yakın örnekleri Geç Hadrianus Dönemine tarihlenen İasos Agorası Doğu Stoası kıvrıkdal (ranke) frizlerinde karşımıza çıkmaktadır189.
Tapınağın mimari bezemeleri dikkate
alınacak olursa Dionysos Tapınağı’nın Hadrianus Döneminde tekrar inşa edilmiş olmalıdır. Friz Bezemeleri Dionysos Tapınağı'nın Roma Dönemi yenilemesi sırasında yapılmış olan frizinin Hellenistik dönemde inşa edilmiş olan Dionysos Tapınağı frizini taklit ettiği iddia
184
Radt 2002, 188. Strocka 1981, 31; Strocka 1988, 299-300; Pülz 1989, 22, 83-84; 186 Koenings-Radt 1979, 346; Akurgal 2000 ,285-286. 187 Başaran 1995, 58-59; Karaosmanoğlu 1996, 54. 188 Can 2005b86. 189 Strocka 1981, 28; Pülz 1989, 109; Başaran 1995, 119; Karaosmanoğlu 1996, 43; Vandeput 1997, 156; Can 2005b, 87. 185
43
edilmektedir190. Anabolu ise Dionysos Tapınağı frizlerinin Athena Polias Tapınağı frizlerinden taklit edildiğini ileri sürer191.
Pergamon Dionysos Tapınağının friz
kuşakları üzerinde boğa veya kartal başları tarafından taşınan girland motiflerine yer verilmiştir. Friz kuşağını üst tarafta inci-paye ve dışa çıkıntı yapan ion kymationu kuşakları sınırlamaktadır. Girland kuşağını taşıyan boğa başları ve kartal figürlerinin sıralanışında belli bir düzene bağlı kalınmamıştır. Boğa başları ve kartal figürlerinin üzerinden kurdelelerle bağlanan girlandlar meşe yapraklarından oluşmaktadır. Meşe yapraklarının kenarları oluşturulurken ışık-gölge etkisi vermesi için yoğun matkap kullanılmıştır. Girlandların aşağı doğru sarkan kısımlarının üstünde doldurma motifleri olarak adak kâseleri kullanılmıştır. Boğa figürleri cepheden işlenmiştir. Geçekçilikten uzaktırlar. Alınları üzerinde saçları işlenmiştir. Girland kuşaklarını taşıyan kartal figürleri cepheden işlenmiştir. Miletos Güney Agorası Girişinin üst katındaki girland frizleri ile Pergamon Dionysos Tapınağı girland frizleri benzer yapıdadırlar192. Miletos Güney Agorası Girişi Hadrianus Dönemine tarihlenmektedir.
Bu benzerlikten yola çıkarak Pergamon
Dionysos Tapınağı girlandlı frizlerinin de Hadrianus Dönemi içerisinde yapılmış olmalıdır.
190
Radt 2002, 190. Anabolu 1970; 77-78. 192 Strocka 1981, 31. 191
44
5-Seleukeia Zeus Tapınağı Antik dönemde Kilikia Bölgesi kentlerinden olan Seleukeia antik kenti günümüzde Mersin İli, Silifke İlçesi yakınlarındadır. Strabon, Seleukeia kentinden Kilikia’dan sonraki ilk Syria kenti olarak bahseder193. Seleukia antik kentinde olasılıkla Zeus’a adanmış, girlandlı friz kuşağına sahip bir Roma İmparatorluk Çağı Tapınağı saptanmıştır194. Seleukeia Zeus Tapınağı Silifke İlçesinin, Saray Mahallesi, İnönü Caddesinde bulunmaktadır. Güneydoğu-kuzeybatı yönünde inşa edilmiş tapınağın girişi güneydoğudandır. Tapınak hakkında bilgi veren ilk araştırmacılar yüksek bir podyum üzerine inşa edilmiş olan tapınağın peripteros planlı olduğunu söylemişlerdir195. Fakat 1980 li yıllarda Topçu başkanlığında yapılan kazı çalışmaları sonucunda tapınağın 14 x 8 sütun sayısına sahip pseudo-dipteros planlı bir tapınak olduğu saptanmıştır196. Tapınağın podyum üzerine oturan stylobate ölçüleri 39.20 x 22.20 m. dir. Pronaos ve cella bölümleri duvarları tam olarak korunamamıştır. Tapınağın pronaos bölümünde ante duvarları arasında olması gereken in-antis sütunlarının kalıntıları saptanamamıştır. Fakat anteler arasındaki 6.50 metre genişliğindeki açıklığın taşınabilmesi için in-antis sütunlarının mutlaka olması gerekmektedir197. Tapınağın
stylobate
düzlemi
üzerinde
plinthos
ve
attik-ion
kaideler
bulunmaktadır. Attik-ion kaidelerin üzerinde yükselen yivli sütunlar toplam 12 tamburdan oluşmaktadır ve 9.28 m. yüksekliğindedir. Sütunların üzerinde Hadrianus Dönemi özellikleri gösteren Korinth düzenli başlıklar yer almaktadır198. Korinth düzenindeki başlıkların en yakın benzerleri M.S. 117-118 yılları arasında yapılmış olan Ephesos Hadrianus Tapınağı başlıklarıdır199. Korinth başlıklarının üzerinde tapınağın 3 fascialı architrav kuşağı yer almaktadır. Fascialar inci-paye dizileri ile ayrılmıştır. 193
Strabon, XIV, 5, 20. Keil-Wilhelm 1931, 3-22; Anabolu 1970, 25,42,69,78, 96; Topçu 1982, 49-51; Topçu 1983, 271-276; Topçu 1986, 509-517; Söğüt 1998, 83-89; Akurgal 2000, 475. 195 Keil-Wilhelm 1931, 7-8; Anabolu 1970, 25; Akurgal 2000, 475. 196 Topçu 1986, 515; Söğüt 1998, 85-86. 197 Söğüt 1998, 85-86. 198 Söğüt 1998, 86-87. 199 Söğüt 1998, 86-87. 194
45
Seleukeia Zeus Tapıanğının architrav kuşağının üzerinde girlandlarla süslü friz kuşağı yer almaktadır. Friz kuşağının üzerinde diş sırası bulunmaktadır. Tapınağın geison ve sima kuşakları aynı mimari blok üzerinde işlenmiştir. Kazı çalışmalarında Seleukeia’daki Tapınağın hangi tanrıya adandığını kanıtlayacak herhangi bir yazıt bulunamamıştır. Söğüt, Silifke İlçesinde nereden geldiği beli olmayan bir yazıtlı sütun parçasından bahsetmektedir. Bu yazıtlı sütun parçası üzerinde Zeus Sotater’den bahsedilmektedir.
Söğüt, Seleukeia’da Zeus Sotater’e
adanabilecek bu tapınaktan başka hiçbir yapının bulanmadığını ileri sürmektedir200. Seleukeia Zeus Tapınağının tarihi konusunda genel olarak Hadrianus Dönemi kabul edilmektedir. Anabolu, Roma İmparatorluk Çağı Tapınaklarını incelediği kitabında Seleukeia Tapınağına ait olduğunu iddia ettiği başlığa dayanarak tapınağı M. S. II. yüzyılın II. yarısına tarihlemektedir201. Fakat Söğüt bu başlığın tapınağa ait olamayacağını düşünmektedir202.Tapınağın Korinth başlıklarının en yakın örnekleri Kyzikos Hadrianus ve Ephesos Hadrianus Tapınaklarındadır. Friz Bezemeleri Seleukeia Zeus Tapınağında şu ana kadar iki tane friz bloğu saptanmıştır. Bu parçalardan bir tanesi şu anda müzededir. Diğer friz bloğu tapınağın doğusundadır ve tam olarak bitirilememiştir. Friz kuşağının konturları belirlenmiş detaylı işçilik yapılamamıştır. Bu durum tapınağın yapımının bitirilemediğini akla getirmektedir. Friz kuşağını üst tarafta diş sırası sınırlamaktadır. Diş sırasının hemen altında ion kymationu ve inci-paye kuşakları yer almaktadır. Seleukeia Zeus Tapınağının friz kuşağı üzerinde nike figürleri tarafından taşınan girlandlar tasvir edilmiştir. Uçar vaziyetteki nike figürleri cepheden tasvir edilmişlerdir. Girlandlar; dal, yaprak, tomurcuk, çiçek ve meyveden oluşan bitkisel motiflerden meydana gelmişlerdir. Girlandlar kurdelelerle sarılmıştır. Girlandların aşağı doğru sarkan kısımlarının üzerinde doldurma motifi olarak çiçek rozetler kullanılmıştır.
200
Söğüt 1998, 89. Anabolu 1970, 69. 202 Söğüt 1998, 86, Dipnot 592. 201
46
Friz kuşağının işçiliği dönemin diğer örnekleri kıyaslandığında ikinci sınıf gibi durmaktadır. Yine de girland motifi friz kuşağı üzerine dengeli olarak dağılmıştır. Bu Hadrianus Dönemi özelliğidir. Ayrıca matkap kullanımı ile birlikte girland kuşağını oluşturan öğelerin kabartma derinliği de artmıştır. Matkap kullanımında bir abartı yoktur. Bahsedilen bütün bu özellikler friz kuşağının Hadrianus Döneminden olduğunu kanıtlamaktadır. Tapınağın sütun başlıkları da yapının Hadrianus Döneminde yapıldığını kanıtlamaktadır.
47
6-Cremna Severuslar Dönemi İon Tapınağı Cremna Antik Kentinde Büyük Propylonun güneybatısında Severuslar Dönemine tarihlenen İon Düzeninde inşa edilmiş bir tapınak yer almaktadır. Tapınağı çevreleyen temenos duvarları kesme taş bloklardan kabaca yapılmıştır. Temenos duvarlarının dışa bakan kısımları sade bir şekilde tasarlanmıştır. Buna karşılık duvarların tapınağa bakan iç kısımları duvar iskeletine tutturulmuş yarım sütun dizileri ile dekora edilmiştir203. Kutsal alanın merkezinde yer alan tapınak temenos alanına göre daha özenli işçilik gösterir. Tapınağın hangi plan tipinde yapıldığı konusu tartışmalıdır. Eldeki mevcut kalıntılara bakarak tapınağın prostylos veya peripteros düzeninde inşa edildiği ileri sürülmektedir204. Tapınağın entablatür yüksekliği 1.40 metredir (0.44 m. architrav yüksekliği, 0.42 m. friz yüksekliği, 0.54 m. korniş yüksekliği). Tapınağın ion başlıkları ise 0.23 m. yüksekliğe sahiptirler. Tapınağın sütunları attik-ion tipindeki sütun kaidesi üzerinde yükselmektedir. Entablatür bezemesinin genel karakteri Cremna atölyesinin stilistik özelliklerini gösterir205. Friz Bezemeleri Cremna’daki Severuslar Dönemi Ion Tapınağının frizlerinde boğa başları tarafından taşınan girlandlar tasvir edilmiştir. Girlandlar; dal, yaprak, tomurcuk, çiçek ve meyveden oluşan bitkisel motiflerden meydana gelmiş olup kurdelelerle sarılıp birbirlerine bağlanmışlardır206. Girlandlar kendi ağırlıklarıyla orta kısımlarından aşağıya doğru sarkmaktadır. Girlandlar oldukça yüklü olarak tasvir edilmiştir. Boğa başlarının üzerinde kurdelelerle bağlanan girlandların aşağı doğru sarkan kısımlarının üstünde doldurma motifleri olarak çeşitli insan ve hayvan figürleri kullanılmıştır. İnsan ve hayvan figürlerinin dekorasyonda kullanımı M. S. II. ve III. yüzyılda görülen kalkınma ve imar faaliyetleri sırasında artmıştır207. Cremna Severuslar Dönemi Ion Tapınağının friz kuşağını oluşturan parçaların çok az bir kısmı günümüze ulaşabilmiştir. Cremna
203
Mitchell 1995, 118. Mitchell 1995, 118. 205 Mitchell 1995, 118. 206 Anabolu 1970, 77. 207 Mitchell 1995, 120. 204
48
Severuslar Dönemi İon Tapınağının friz bezemelerinde tasvir edilen girland kuşağının bir benzeri Sagalassos’taki Güneybatı Tapınağında görülür208. Cremna Severuslar Dönemi İon Tapınağı’na ait bir friz parçası üzerinde girland kuşağı üzerinde doldurma motifi olarak kullanılmış erkek büstü tasviri yer almaktadır. Friz bloğunun üst yarısı tahrip olmuştur. Girland kuşağını taşıyan boğanın küçük bir bölümü, girland kuşağının çok az bir kısmı ve doldurma motifi olarak kullanılmış erkek büstünün sadece boyundan göğse kadar olan kısmı korunabilmiştir. Erkek figürü cepheden tasvir edilmiştir ve omuzları pelerin ile örtülmüştür. Ele geçen bir diğer friz fragmentinde ise girlandlarla süslenmiş boğa başı ve bu boğa başının her iki yanında arka planda doldurma motifi olarak kullanılmış, sol tarafta vahşi bir domuz ve sağ tarafta bir panter figürü yer almaktadır. Boğa başının solunda yer alan domuz figürü soluna dönmüştür ve girland kuşağı üzerine basmaktadır. Boğa başının sağında yer alan panter figürü de soluna doğru dönmüş, başını sola çevirmiş ve girland kuşağı üzerine basmaktadır. Lanckoronski
Cremna
Severuslar
Dönemi
İon
Tapınağının
entablatür
malzemeleri arasında boğa başları arasındaki girland kümesi üzerinde otlayan bir geyiğin tasvir edildiği bir friz fragmentinden bahsetmiştir209. Bu friz fragmentinin şu anda nerede olduğu bilinmemektedir. Mitchell hayvan figürlerini, Lanckoronski’nin210 bahsettiği M. S. Erken III. Yüzyıla tarihlenen Termessos’taki mezar anıtlarında tasvir edilen hayvan figürlerinin pozlarına benzetmiştir211. İnsan ve hayvan figürleri bu bölgede ayrıca Lagon Antik kentinde yer alan Severus’a adandığı düşünülen tapınağın dekorasyonunda da kullanılmıştır212. Bu durumda Severuslar Döneminde girlandlarla süslü friz kuşaklarında doldurma motifi olarak insan ve hayvan figürleri yoğun olarak kullanıldığını düşünmek yanlış olmaz. Petersen Cremna’daki Tapınağın friz kuşakları üzerinde doldurma motifi
208
Vandeput 1997, 117. Lanckoronski 1892, 110. 210 Lanckoronski 1892, 110. 211 Mitchell 1995, 120. 212 Moretti 1916, 138. 209
49
olarak kullanılmış hayvan figürlerinden yola çıkarak tapınağın Artemis’e adandığını ileri sürmüştür. Mitchell entablatür bezemesinin stilistik özelliklerine bakarak tapınağı Severuslar Döneminde inşa edildiğini ileri sürmektedir213. Cremna Severuslar Dönemi İon Tapınağının entablatür bezemelerine en yakın örnekler arasında Perge’deki Severuslar Dönemine tarihlenen yapılar vardır214. Antoninler Döneminin en önemli özelliği olan barok ve gösterişli yapı M. S. III. yüzyıl başlarında da devam etmiştir215. Cremna Severuslar Dönemi İon Tapınağındaki friz kuşaklarında tasvir edilen girlandlar geniş matkap oyukları kullanılarak oluşturulmuştur. Bunun sonucu olarak kabartma derinliği artmış ve ışık-gölge etkisi daha etkili bir şekilde hissedilmiştir. Girlandlarda barok etkisinin izlerinin görülmesi ve yoğun ışık gölge etkisi tapınağın Erken Severuslar Döneminde yapıldığına önemli bir kanıttır.
213
Mitchell 1995, 120. Mitchell-Waelkens 1987, 43. 215 Can 2005b, 103. 214
50
V-BEŞİNCİ BÖLÜM: KIVRIKDAL (RANKE) BEZEMELİ FRİZ KUŞAKLARI
A-KIVRIKDAL (RANKE) BEZEMELİ FRİZ KUŞAKLARININ TANIMI VE GENEL STİL GELİŞİMİ Hellenistik Dönemden başlayarak kıvrıkdal motifleri Küçük Asya’nın mimari dekorasyonunda önemli bir yer tutmaktadır216. Kıvrıkdal olarak adlandırılan bezeme tarzı; friz kuşağının ortasında yer alan bir motif ya da figürden çıkarak iki yana doğru dalgalanarak uzayan ve genel olarak bir yarım palmet bezemesi veya akanthus demeti ile son bulan ana dallardan oluşur. Ana dala bağlı olarak yapılan yan dallar, ana daldan belli aralıklarla çıkarak ters yönde dairesel kıvrım oluşturur. Yan dallar genelde bitkisel ya da figürlü rozetlerle son bulur. Ana dalları ve yan dalları kılıf-yaprak demetleri adı verilen bezeme öğeleri kaplar. Kıvrık dal (ranke) bezemesinin yoğun kullanımı Roma İmparatorluk Dönemi ile başlar217 ve Augustus Dönemine tarihlenen yapılarda çok sayıda kıvrıkdal (ranke) bezemesine rastlanır218. 1-Kıvrıkdal Ranke Motifinin Öğeleri Merkezi Motif: Friz kuşağının ortasında yer alan ve kıvrıkdalın merkezini oluşturan motif merkezi motif olarak adlandırılır. Kıvrıkdal bezemelerinde merkezi motif olarak akanthus demetleri, palmetler ve figürler kullanılmıştır. Friz kuşaklarında merkezi motif olarak genellikle akanthus demeti kullanılmıştır. Akanthus demetlerinden çıkan ana dallar friz kuşağının her iki yanına doğru dalgalanarak yayılırlar. Akanthuslar kimi zaman birleşik kimi zaman da ayrı ayrı işlenmişlerdir. Erken Dönem örneklerinde akanthuslar birbirlerine yakın olarak işlenmişlerdir. Görselliğin daha ön planda olduğu Roma İmparatorluk Döneminde 216
Vandeput 1997, 155. Vandeput 1997, 155. 218 Mert 1999, 67. 217
51
akanthusların kabartma derinliği artmış ve her bir akanthus yaprağı birbirinden ayrı ayrı işlenmeye başlamıştır219. Friz kuşağında merkezi motif olarak palmet bezemesi de yoğun olarak kullanılmıştır. Palmet bezemesi bir friz kuşağı üzerinde ilk kez M. Ö. XIII. Yüzyılın II. yarısında Asurlular tarafından kullanılmıştır220. İki yarım palmet friz kuşağının merkezinde karşılıklı olarak işlenir ve bu yarım palmetlere bağlanan ana dallar bütün friz kuşağına dalgalanarak yayılırlar. Kullanımı çok yoğun olmamakla birlikte kıvrıkdal kuşaklarında merkezi motif olarak figürlerde kullanılmıştır. Ephesos’taki Mazeus-Mithridates Kapısının friz kuşağı üzerinde bir kadın büstü, Celsus Kütüphanesinin friz kuşağında merkezi motif olarak kartal figürü ve Hadrianus Tapınağı’nın kıvrıkdal frizinde merkez motif olarak cepheden çıplak bir kadın figürü kullanılmıştır. Ana Dal: Kıvrıkdal (ranke) motifinin ana dalları merkezi motiften çıkarak friz kuşağının her iki yan ucu arasında dalganalarak uzanırlar. Ana dalların yönleri kullanılan merkezi motife göre değişim göstermektedir. Akanthus demeti veya figürün merkezi motif olarak kullanıldığında ana dallar akathus veya figürlerden çıkarak köşe motiflerine kadar dalgalanarak uzanırlar. Palmetin merkezi motif olarak kullanıldığı durumlarda ise ana dallar köşe motiflerinden çıkarak merkezdeki palmet motifinde son bulurlar. Roma İmparatorluk Dönemi içerisinde sevilerek kullanılmış olan anadal motiflerinde stilistik gelişim rahat bir şekilde takip edilebilir. Roma İmparatorluğu’nun erken dönemlerinde Geç Hellenistik Dönem anadal motiflerinde görülen boynuz biçimli ve yivli yapı devam etmektedir221. M.S. I. yüzyılın II. çeyreğinden M.S. I. yüzyılın sonuna kadarki dönem içerisinde anadallardaki yivli yapı yavaş yavaş kaybolmaya başlar ve boynuzsu yapı azalır. M.S. II yüzyıl başlarında anadalar kılıf-yaprak demetleri altında büyük ölçüde kaybolmaya başlarlar.
219
Can 2005b, 21. Karaosmanoğlu 1997, 15. 221 Can 2005b, 23. 220
52
Yan Dallar: Yan dallar anadalın dalgalanmasıyla oluşan alt ve üst boşluklarda ana daldan ters yönde uzayarak dairesel kıvrımlar oluştururlar. Yan dalların sonunda dairesel kıvrım içerisinde rozet motifleri yer alır. Hellenistik Dönemde yan dallar yivli olarak işlenilmiş ve sade bırakılmıştır. Roma İmparatorluğu Döneminde yan dalların işlenişinde bir takım değişiklikler meydana gelir. Roma İmparatorluk Dönemi boyunca genel olarak yan dallar yivsiz olarak işlenmiştir. Fakat nadiren yivli işlenilen yan dallara da rastlanılır. Ephesos Tiyatrosunun kıvrıkdal kuşağındaki yan dallar yivlidirler. Yivli yan dallar en son Ephesos Celsus Kitaplığının kıvrıkdal frizinde karşımıza çıkarlar222. Roma İmparatorluk Dönemi boyunca yan dallar çoğunlukla kılıf-yaprak demetleriyle kaplanmışlardır. Tamamen yalın işlenilen yan dallar M. S. I. yüzyılın ortalarından Roma İmparatorluğunun sonuna kadar kullanılmışlardır. Yalın işlenilen yan dallar genelde İonia Bölgesinde karşımıza çıkar. Hadrianus Dönemi ile birlikte imar faaliyetlerinde hızlı bir artış olan Lykia ve Pamphylia Bölgesi kentlerinde bu dönemden sonra yan dallar yalın olarak işlenilmeye başlanmıştır. Bu durum İonia Bölgesi ustalarının Hadrianus Dönemi ile birlikte Pampylia ve Lykia kentlerinde çalışmaya başladıklarını akla getirmektedir. Kısmen yaprak kılıflarıyla kaplı yan dallar Augustus Döneminden M. S. II. yüzyılın sonuna kadar sevilerek kullanılmışlardır. Antoninler Dönemi ile birlikte yan dallar tamamen kılıf yaprak demetleriyle kaplanılmaya başlanmıştır. Antoninler Dönemi Roma sanatında barok yapının egemen olduğu bir dönemdir. Barok yapının karakteristik özelliği olan ışık-gölge etkisi bu dönem yapılarında sıkça karşımıza çıkmaktadır. Kılıf-Yaprak Demetleri: Kılıf-yaprak demetleri kılıf yapraklarının art arda dizilmesiyle oluşan bezemeye verilen addır. Kılıf-yaprak demetleri ana ve yan dalları sararlar ve sivri dil şeklinde yapılan bir motifle sonlanırlar. Kılıf-yaprak demetleri ilk kez Hellenistik Dönem yapılarının sima kuşaklarında karşımıza çıkmaktadır223. Erken Dönem kılıf-yaprak demetleri ana ve yan dalları kaplamaktan ziyade ana ve yan dalları bağlayıcı bir unsur olarak kullanılmışlardır. Geç 222
223
Can 2005b, 23. Can 2005b, 24.
53
Hellenistik Döneme tarihlenen Apollon Smintheon Tapınağındaki kılıf-yaprak demetlerinde değişimin başladığı görülür224. Apollon Smintheon Tapınağının kılıfyaprak demetleri uzamaya ve dalları sarmaya başlamıştır. Geç Hellenistik Dönem sanatının bir devamı şeklinde düşünülmesi gereken Augustus Döneminde çok büyük bir değişim yaşanmaz. M. S. I. yüzyıl ortalarından itibaren ise M. S. I. yüzyıl sonuna kadarki dönemde kılıf-yaprak demetleri ana dalları tamamen sarmaya başlarlar. M.S. II. yüzyıl başından ortasına kadarki dönem içerisinde kılıf-yaprak demetleri irileşmiş ve hacim kazanmışlardır. Geniş kümelerden oluşan derin damarlı kılıf-yaprak demetleri bütün ana dalı sarmaya başlamıştır. M. S. II. yüzyıl ortasından itibaren ana dal tamamen art arda dizilmiş kılıf-yaprak demetleriyle kaplanmıştır. Kılıf-yaprak demetleri M.S. Geç II. yüzyılda hacim kazanmış ve bütün zemine yayılmıştır. M. S. III. yüzyıl başlarında kılıf-yaprak demetlerinde büyük bir değişim yaşanır. Bu tarihten itibaren doğallıklarını ve estetik yapılarını kaybeden kılıf-yaprak demetleri birbirlerinden bağımsız olarak işlenmeye başlamışlardır. Rozet: Rozet motifleri yan dalların uçlarında yer alırlar. Roma İmparatorluğunun ilk yıllarında rozetler küçük boyutlu işlenirken dönem içerisinde hacim kazanmışlardır. Rozet olarak genellikle bitkisel bezemeler kullanılmışlardır. Çiçek motifi en fazla tercih edilen rozet tipidir. Erken Roma İmparatorluk Döneminde üzüm salkımları da rozet olarak kullanılmıştır. Bitkisel bezemelerin yanı sıra figürler de rozet olarak kullanılmıştır. Figürler rozet olarak kimi zaman tek başlarına kimi zaman da çiçek rozetler içerisinde kullanılmışlardır. İnsan figürleri, hayvanlar ve karışık mitolojik yaratıklar rozet olarak tercih edilmiştir. Figürlü rozet uygulaması M. S. II. yüzyıl öncesinde pek görülmez. Figürlü rozetler çoğunlukla M.S. II. yüzyılın tamamında ve M. S. III. yüzyıl başlarında kullanılmıştır.
224
Can 2005b, 25.
54
Dolgu Motifleri: Kıvrıkdal (ranke) frizinde ana ve yan dalların dışında zeminin daha dolu görünmesi için kimi zaman dolgu motifleri de kullanılmıştır. Dolgu motifleri anadal ile yan dalların birleştiği noktadaki kılıf yaprak demetlerinden çıkan sapların uçlarında işlenmişlerdir. Çeşitli bitkisel motifler (çiçek, yaprak, tomurcuk, üzüm salkımı, çan çiçekleri) ve figürler dolgu motifleri olarak kullanılmıştır. En çok çiçek ve yaprak motifleri dolgu motifi olarak kullanılmıştır. Anadolu’da Augutus Dönemine tarihlenen yapıların birkaçında dolgu motifi olarak kuşlar kullanılmıştır. Dolgu motiflerinin genel stil gelişimi kıvrıkdal frizinin diğer öğeleri ile paralellik gösterir. Köşe Motifleri: Friz Kuşağını her iki yanından sonlandıran motiflere köşe motifleri adı verilir. Köşe motifi olarak en fazla akahthus demetleri ile yarım palmetler kullanılmıştır. Köşe akanthus demetlerinden çıkan anadallar friz kuşağının ortasına doğru uzanırlar. Akanthus demetleri friz kuşağını oluşturan diğer öğelerle benzer bir stil gelişimi gösterirler. M.S. III. yüzyıl örneklerinde köşe akanthus demetleri daha belirgin olarak işlenmişlerdir. Anadalın uç kısmında yer verilen kapalı palmetler bazen iki bazen de üç taç yapraklıdır. 2-Kıvrıkdal (Ranke) Bezemesinin Roma İmparatorluk Dönemindeki Genel Stil Gelişimi Augustus Dönemi: Roma İmparatorluğunun kurucusu olan Claudius Julius Caesar Octavianus Augustus M. Ö. 27-M. S. 14 yılları arasında hükümdarlık yapmıştır. Augustus büyük bir imparatorluk kurarken siyasi ve askeri başarılarını imar faaliyetleriyle daha da ölümsüz hale getirmiştir. Başta Roma İmparatorluğunun başkenti olan Roma olmak üzere imparatorluğa bağlı topraklarda kamu yapılarının yapımına çok önem vermiştir. Augustus Dönemi kendine özgü stil özellikleri taşıyan önemli bir dönemdir. Bu dönemde imar faaliyetleri başkent Roma’da çok daha yoğundur. Başkent Roma’da imparatorluk sanatının oluşmasında M. Ö. I. yüzyılda Anadolu’dan İtalya’ya göç eden mimar ve sanatçıların çok büyük bir payı vardır225. Bu mimar ve sanatçılar Roma İmparatorluğunun büyük ekonomik gücü ile birlikte çalışmaları için uygun ortamı 225
Can 2005b, 45.
55
bulmuş, böylece özgün Roma İmparatorluk Dönemi stilini oluşturmuşlardır. Başta Pergamon olmak üzere Anadolu’nun zengin Hellenistik kültürü Roma İmparatorluk stilinin oluşmasını sağlamıştır. Pergamon sanatta M. Ö. II. yüzyılda Attika’yı, M. Ö. I. yüzyılda da Roma’yı etkisi altına almıştır226. Geç Hellenistik Dönem ile Augustus Dönemindeki bezeme stilleri arasında çok büyük farklar yoktur. Erken Augustus Dönemin örneklerinde tıpkı Geç Hellenistik Dönem örneklerinde olduğu gibi kırılgan ve zarif motifler hâkimdir. Augustus Dönemine tarihlenen kıvrıkdal (ranke) bezemeleri de dönemsel özellikleri ortaya çıkarmaları bakımından oldukça önemlidir. Erken Augustus Dönemi eserlerinde Hellenistik Dönem özellikleri yoğun olarak korunmuştur. Bu dönemde Hellenistik Dönem eserleri taklit edilerek yeni eserler meydana getirilmiştir227. Hellenistik Dönem kıvrıkdallarının genel stil özelliği olan inceden başlayıp git gide kalınlaşan kıvrıkdallar ile kılıf yaprak demetlerinin kısa olarak işlenilmesi Augustus Dönemi örneklerinde de karşımıza çıkar228. Augustus Döneminde geleneksel özelliklerin yanı sıra bir takım yeniliklerde görülmektedir. Ana dallar üzerinde yer alan kılıf yaprak demetleri keskin hatlardan ziyade girinti çıkıntı yapan diller şeklinde kenarlandırılmıştır229. Erken Augustus Döneminde ana dallar boynuzsu yapıya sahiptir ve keskin yivlendirilmiştir. Geç Hellenistik Dönemden farklı olarak ana dalların yivleri Hellenistik sertlikte değildir. Yivler daha plastik yapıya kavuşmuşlardır230. Augustus Dönemine tarihlenen kıvrıkdalların neredeyse tamamına yakını yivli yapıya sahiptirler. Bu dönemde boynuzsu ve boydan boya yivli ana dallar bezeme kuşağı üzerinde baskın olan öğedir. Geç Augustus Dönemine doğru ana ve yan dallardaki yivli yapı azalmaya başlar231. Boynuzsu ana dalların uçlarında yer alan kılıf yaprak demetleri derin damarlı olarak işlenir ve yaprakları girinti ve çıkıntılar yapar. Kılıf yaprak demetleri bu 226
Tırpan 1998, 62. Rumscheid 1994, 292; Can 2005b, 48. 228 Gündüzalp 1984, 37. 229 Can 2005b, 56. 230 Can 2005b, 48. 231 Can 2005b, 58. 227
56
dönemde dişli ve gözenekli olarak işlenilmiştir232. Ana dal üzerindeki kılıf yaprak demetlerinden çıkarak ters yönde kıvrılan yan dallar büyük daireler oluştururlar. Augustus Döneminde yan dallar daha henüz ikinci plandadırlar. Yan dalların uçlarında rozet olarak yoğun olarak çiçek ve yaprak rozetler kullanılmıştır. Çiçek ve yaprak rozetlerin yanı sıra Erken Augustus Döneminde üzüm salkımları da rozet olarak kullanılmıştır233. Augustus Döneminde kıvrıkdal kuşaklarında doldurma motifi olarak kuşların kullanılması oldukça önemlidir. Augustus Döneminde kıvrıkdal kuşağını oluşturan motiflerdeki sadelik ön plandadır. Bu dönemde doldurma motifleri az da olsa kullanılmasına rağmen kabartma zemini hala görülebilmektedir234. Tiberius Dönemi: Roma İmparatoru Augustus’un ölümünden sonra Roma İmparatorluğunun başına üvey oğlu Tiberius geçmiştir. Tiberius Dönemi kıvrıkdal (ranke) bezemeleri Augustus Dönemi kıvrıkdal (ranke) bezemeleri ile benzer yapıdadır. Bu dönem ile birlikte artık kıvrıkdal (ranke) formu standart bir yapıya kavuşmaya başlar235. Tıpkı Augustus Döneminde olduğu gibi Tiberius Döneminde de başkent Roma’da kamu yapılarının inşaatı Anadolu’ya oranla daha fazladır. Tiberius Dönemi ile birlikte dalgalanarak ilerleyen ana dalların boydan boya yivli yapısı daha önceki dönemlere kıyasla daha yüzeysel ve yumuşaktır236. Tiberius Dönemi ile birlikte ana dalların yivli yapısı belli belirsiz olmaya başlar. Ana dal üzerindeki yivler yavaş yavaş kaybolmaya başlar. Kıvrıkdal kuşağını oluşturan motifler zeminden henüz kopmamışlardır. Tıpkı Augustus Döneminde olduğu gibi Tiberius Döneminde de kıvrıkdal bezemesi kabartma zeminine dengeli olarak dağılmaya devam eder237. Geç Augustus Döneminde karşımıza çıkan yan dalların yaprak demetleriyle sarılmaya başlanması Tiberius Dönemi eserlerinde de karşımıza çıkar. Yan dallar Tiberius Dönemi ile birlikte boydan boya uzanan derin kanallı yapılarından kurtulmaya başlar. Bu dönem ile birlikte yan dallar anatomi kazanır238. Tiberius Dönemi ile birlikte rozetler geniş alanların daha iyi doldurulabilmesi için hacim kazanmaya başlamıştır.
232
Rumscheid 1994, 292. Tırpan 1998, 62; Can 2005b, 48. 234 Can 2005b, 48. 235 Can 2005b, 56. 236 Can 2005b, 58. 237 Can 2005b, 58. 238 Can 2005b, 58. 233
57
Anadolu’da Tiberius Dönemi özellikleri gösteren az sayıda kıvrıkdal frizi parçası bulunmuştur. Pergamon Antik Kentinde bulunan ve şu anda Berlin Pergamon Museum’da sergilenen bu parçaların kentin hangi yapısına ait oldukları ve tarihleri tartışmalıdır. Bazı araştırmacılar bu friz bloklarının Hellenistik Dönem etkisinde yapılmış Erken İmparatorluk Dönemi eserleri olduğunu ileri sürerler239. Berlin Pergamon Museum’da bulunan bu parçalardan ikisi muhtemelen aynı yapıya aittirler. Kıvrıkdal bezemesini oluşturan ana ve yan dallar boydan boya yivli işlenmişlerdir. Yan dalların uçlarında çiçek rozetlere yer verilmiştir. Çiçek rozetlerin iri işlenilmesi Hellenistik örneklerden çok İmparatorluk Dönemi örneklerini hatırlatır. Kıvrıkdal kuşağındaki yaprakların damarları boydan boya uzanan çizgilerle belirtilmiştir. Pergamon Antik Kentinde bulunmuş bir diğer kıvrıkdal friz parçası üzerinde Roma İmparatoru Augustus’un eşi Livia’dan bahseden M.S. I. yüzyıla tarihlenen bir yazıt bulunmaktadır.
Friz bloğu üzerindeki bu yazıt parçasına karşın Rumscheid
kıvrıkdal frizinin Hellenistik Dönem özellikleri gösterdiğini ve yazıtın friz bloğu üzerine daha sonra yazıldığını ileri sürer240. Can ise kıvrıkdalların Hellenistik Dönem ve Erken Augustus Dönemi kıvrıkdallarından farklı olduğuna ve Pergamon’da bulunan diğer örneklerle aynı dönemden olması gerektiğine işaret eder241. Bu friz bloğu üzerindeki kıvrıkdalın ana dalı üzerindeki yivler belli belirsizdir. Kılıf-yaprak demetleri de ince ve yüzeysel olarak işlenmiştir. Burada Augustus Dönemi kıvrıkdallarına kıyasla kabartma derinliği biraz daha fazladır. Cladius Dönemi: Caligulanın öldürülmesinin ardından Roma İmparatorluğu’nun başına amcası Claudius geçmiştir. Claudius Döneminde başkent Roma ve Anadolu’da kamu yapılarının inşasına Augustus ve Tiberius Dönemleri kadar yoğun olmasa da tekrar başlanmıştır. Anadolu’da Claudius Dönemine tarihlenen iki adet kıvrıkdal bezemeli friz parçası bulunmuştur. Claudius Dönemi içerisinde değerlendirilmesi gereken her iki parçada Miletos Antik Kentindedir. İncelenecek olan ilk kıvrıkdal frizi Miletos Capatio
239
Pülz 1989, 33-34; Can 2005b, 57. Rumscheid 1994, 292. 241 Can 2005b, 58. 240
58
Hamamında
bulunmuştur242.
Miletos
Capatio
Hamamında
bulunan
kıvrıkdal
bezemesinde stil değişim açıkça fark edilmektedir. Augustus ve Erken Tiberius Dönemi kıvrıkdallarının yivli ve oluklu yapısı burada tamamen kaybolmuştur. Ana ve yan dalları saran yaprak demetlerinin sayısı artmıştır. Kıvrıkdal kuşağında doldurma motiflerinin sayısındaki artışta çok dikkat çekicidir. Capatio Hamamı M.S. I. yüzyıl ortalarına tarihlenmektedir243. Claudius Dönemine tarihlenen bir diğer yapı Miletos’taki İonik Stoadır244. İonik Stoa’nın kıvrıkdal frizinde merkezi motif olarak kapalı palmet kullanılmıştır. Palmet motifinden ana dallar her iki yana doğru dalgalanarak uzar. Ana dallar yivsiz olarak işlenmiştir. Yüzeysel kılıf-yaprak demetleri ile kaplıdır. Yan dalların ana daldan çıktığı yerlerde kılıf-yaprak demetleri vardır. Yan dalları uçlarında yer alan rozetler büyük boyutlu olarak tasvir edilmişlerdir. Kıvrıkdal motifi friz kuşağının tamamını kaplar ve zemin ile tam bir uyum söz konusu değildir. Kıvrıkdal dikkate değer bir biçimde olduğundan bile daha güzel tasvir edilmiştir ve bütün doğal özelliğini kaybetmiştir245. Claudius Dönemi ile birlikte Augustus ve Tiberius Dönemlerinde karşımıza çıkan motif-zemin uyumu bozulmaya başlar. Claudius Dönemi örneklerinde derinlik azalmıştır. Augustus ve Tiberius Dönemlerinin yivli ve oluklu ana dal yapısı tamamen kaybolmuştur. Claudius Dönemi birlikte kıvrıkdal bezemesi yavaş yavaş sert bir görünüm kazanmaya başlamıştır. Nero Dönemi: Claudius’un ölümü üzerine Roma İmparatorluğu tahtına Nero geçmiştir. Nero Dönemi eserlerinde ilk kez matkap çok yoğun olmasa da kullanılmaya başlamıştır246. Anadolu’da stil yoluyla Nero Dönemine tarihlenen sadece 2 tane kıvrıkdal frizi saptanmıştır. Teos Antik Kenti Tiyatrosunda bulanan bir mimari blok üzerinde kıvrıkdal motifi yer almaktadır.
Fakat bu kıvrıkdal kuşağının tarihi
tartışmalıdır. Kıvrıkdal bezemeli mimari parçanın boyutunun da küçük olması tarihlemeyi zorlaştırmaktadır. Yapraklar üzerinde matkap izleri görülebilmektedir. Claudius
Dönemine
Tarihlenen
Miletos
İonik
Stoasının
kıvrıkdal
242
Tuchelt 1974, 147-169; Pülz 1989, 35; Can 2005b, 60. Pülz 1989, 35; Can 2005b, 60. 244 Kleiner 1973/74, 125 vd; Pülz 1989, 35; Köster 1993, 429 vd; Can 2005b, 60,161,162. 245 Vandeput 1997, 155. 246 Can 2005b, 61-62. 243
frizi
ile
59
kıyaslandığında burada da sert ve doğal olmayan yapı hâkimdir. Ana dal ve yan dallar yaprak demetleri ile kaplıdır. Yan dalları uçlarında yer alan çiçek rozetler cepheden büyük boyutlu olarak işlenmişlerdir. Miletos İonik Stoasının kıvrıkdal frizi arasındaki en büyük fark burada matkabın kullanılmış olmasıdır. Ephesos Antik Kenti Tiyatrosunun sahne binası üzerinde kıvrıkdal frizleri yer almaktadır. Kıvrıkdal frizi Nero zamanına M. S. 66 yılına tarihlenmektedir247. Fakat Can Epesos Tiyatrosu kıvrıkdal frizini M. S. 85-86 yıllarına Domitianus zamanına tarihlemektedir248. Kıvrıkdal frizi kıvrılarak uzayan ana dal ve ana dal üzerindeki uzun kılıf yaprak demetlerinden çıkan kısmen kılıf yaprakları ile kaplı yan dallardan oluşmaktadır. Yan dalların uç kısımlarında cepheden işlenmiş çiçek rozetler ile profilden işlenmiş yaprak rozetler yer almaktadır. Kılıf-yaprak demetlerinden doldurma motifi olarak çiçek ve yaprak motifleri çıkmaktadır. Ephesos Tiyatrosu kıvrıkdalı Flaviuslar Dönemi özellikleri göstermekten çok Nero Dönemi özelliklerine sahiptirler. Kıvrıkdal kuşağında doğallıktan uzaklaşma söz konusudur fakat bu Flaviuslar Döneminde olduğu kadar yoğun değildir. Flaviuslar Dönemi barok stilinin en önemli özelliği olan matkap kullanımı da burada görülmemektedir. Bu özellikler sebebiyle Ephesos Tiyatrosu kıvrıkdal frizi Nero Döneminde yapılmış olmalıdır. Nero Dönemi kıvrıkdal frizleri Claudius Dönemi kıvrıkdal bezemeleri ile birçok yönden benzer özellikler gösterir. Claudius Döneminde başlayan zemin-motif uyumsuzluğu bu dönemde de devam etmektedir. Kıvrıkdalı oluşturan motifler doğallıktan uzaklaşmaya başlamış ve sert bir yapıya kavuşmuştur. Matkabın ilk kez Nero Döneminde kullanılmaya başlaması ile birlikte bezemelerde ışık gölge etkisi daha güçlü şekilde hissedilmeye başlamıştır. Titus Dönemi: Vespasianus’un ölümünden sonra Roma İmparatorluğunun başına Titus geçmiştir. Flaviuslar Dönemi Roma bezeme sanatında birçok açıdan devrim olarak tanımlanır249. Bu dönem içerisinde Anadolu’da inşa edilen kamu yapılarının sayısında bir artış söz konusudur.
247
Bammer 1978/80, 90; Pülz 1989, 35; Vandeput 1997, 33. Can 2005b, 64,65,150,151. 249 Can 2005b, 63. 248
60
Titus Döneminde kıvrıkdal kuşaklarında bazı yenilikler söz konusudur. Matkabın kullanılmaya başlaması ile kıvrıkdal bezemeleri daha ayrıntılı işlenmeye başlamıştır. Flaviuslar Dönemi barok stilinin oluşmasında matkap oldukça önemli bir yere sahiptir. Fakat bu dönemde kıvrıkdal bezemeleri matkabın yoğun kullanımı ile birlikte doğal ve canlı görünümlerini kaybetmişlerdir. Ana ve yan dalların kılıf yaprakları ile sarılması bu dönemde artmıştır. Kıvrıkdal (ranke) motifini oluşturan öğeler bu dönemde friz kuşağını zorlarcasına irileşmişlerdir250. Yan dalların ucunda yer alan çiçek rozetler büyük boyutlu olarak işlenmeye başlamışladır. Flaviuslar Dönemi içerisinde incelenecek olan ilk kıvrıkdal bezemesine sahip olan
yapı
Miletos
Antik
Kentindeki
Flaviuslar
Dönemi
Nymhaionudur251.
Nymphaionun architrav bloğu üzerinde kıvrıkdal frizi yer alır. Kıvrıkdal (ranke) kuşağı oldukça ayrıntılı işçiliğe sahiptir. Dalgalanarak ilerleyen ana dal yaprak kılıflarıyla kaplanmıştır. Kılıf yaprak demetlerinden çıkan yan dallar da kısmen kılıf yapraklarıyla kaplanmıştır. Yan dalların ucunda yer alan çiçek rozetler oldukça büyük boyutlu olarak işlenmişlerdir. İlk kez Nero Döneminden itibaren kullanılmaya başlanılan matkap Miletos Flaviuslar Dönemi Nymhaionunda kullanılmıştır. Ana dalı kaplayan yaprak demetlerinde ve çiçek rozetlerde matkap kullanımı rahatlıkla saptanabilir. Matkap kullanımı ile birlikte kıvrıkdal kuşağı daha barok bir yapıya sahip olmuştur. Işık-gölge etkisi göze çarpar. Fakat kıvrıkdal (ranke) kuşağı matkap kullanımı ile birlikte bir parça da olsa doğal yapısını kaybetmiştir. Kıvrıkdal (ranke) matkap kullanımı ile birlikte yükselmiştir. Genel olarak yaprakların orta damarları bitişik yaprakçıklardan merkezlerinde şekillendirmekten ziyade ayrılmaktadır. Loplar içbükey olmak yerine düzdürler. “Feingezahnter Akanthus” olarak adlandırılan bu bezeme tarzı Flavius Dönemi dekorasyonunda sevilerek kullanılmıştır252. Domitianus Dönemi: Titus’un ölümünün ardından Roma İmparatorluğunun başına Domitianus geçmiştir. Domitianus Dönemi ile birlikte Anadolu’da kamu yapılarının inşasına ağırlık verilmiştir. Başta Ephesos olmak üzere birçok antik kentte kamu yapıları inşa edilmiştir.
250
Can 2005b, 64. Strocka 1981, 22; Ward-Perkins 1981, 199; Strocka 1988, 294; Pülz 1989, 35,109; Vandeput 1997, 34. 252 Rohmann 1995, 119; Vandeput 1997, 155. 251
61
Domitianus Dönemi Flavius barok stilinin doruk noktasını oluşturur. Kıvrıkdal (ranke) motifi ile kabartma zemini bu dönemde daha uyumlu olarak işlenmiştir. Bezemeler matkap kullanımının artması ile birlikte doğallıktan uzaklaşmışlar daha gösterişli bir yapıya kavuşmuşlardır253.
Matkabın abartılı kullanılması ışık gölge
etkisini arttırmış ve doğal yapının kaybolmasına neden olmuştur. Domitianus Dönemi kıvrıkdalları yükseklik kazanmıştır ve matkapla oyulmuş yüzeylerde kıvrım desenleri yer almaktadır254. Motifler bu dönem ile birlikte friz kuşağının alt ve üst sınırını zorlamaya başlamışlardır255. Yaprak motiflerinde iç ayrıntılardan çok kenar konturlarına önem verilmiştir. Testere dişini andıran tarzda yapılmış yaprak kenarları ilk kez bu dönem içerisinde karşımıza çıkarlar256. “Feingezahnter akanthus” olarak adlandırılan bezeme
tarzı
Flaviuslar
Döneminde
içerisinde
Domitianus
Döneminde
de
kullanılmıştır257. Hellenistik kökenli olan motiflerde kıvrıkdal kuşağında artık kaybolmuştur. Aphrodisias Stadionunda bulunan bir kıvrıkdal frizi parçası Domitianus Dönemi özelliklerini göstermesi bakımından önemlidir. Welch Aphrodisias Stadionunu benzer stadion örnekleri ile kıyaslayarak M. S. 80-90 yılları arasına tarihler258. Aphrodisas Stadionunda bulunan friz parçası üzerinde dalgalanarak uzayan ana dal yer almaktadır. Ana dal kılıf yaprakları ile sarılmıştır. Kılıf-yaprak demetleri üzerinde derin matkap oyukları vardır. Kılıf-yaprak demetlerinden çıkan yan dallar geriye doğru dairesel bir kıvrım oluşturmaktadır. Bu Flaviuslar Döneminin karakteristik bir özellğidir259. Yan dalların uçlarında çiçek rozetler yer almaktadır. Motifler friz kuşağının hem alt hem de üst sınırını zorlar şekilde işlenmişlerdir.
Matkap kullanımı ile birlikte motifler
zeminden kopmuştur. Motiflerin daha derin işlenmesi ışık-gölge etkisini arttırmaktadır. Kıvrıkdal (ranke) kuşağı doğal yapısını bir parçada olsa kaybetmiştir. Kıvrıkdalların (rankelerin) matkap kullanımı ile birlikte doğal yapılarını kaybetmeleri Flaviuslar Döneminde oldukça karakteristiktir260. Matkap kullanımıyla parçalanmış ve keskin
253
Can 2005b, 71. Vandeput 1997, 155. 255 Can 2005b, 71. 256 Can 2005b, 72. 257 Rohmann 1995, 119; 258 Welch 1998, 547-569. 259 Can 2005b, 66. 260 Vandeput 1997, 155. 254
62
hatlarla hareketlendirilmeye çalışılmış bezemeler Domitianus Döneminde karşımıza çıkar261. Domitianus Dönemine tarihlenen bir diğer kıvrıkdal frizi Ephesos Pollio Nymphaionu’dadır262. Akanthus demeti ilk kez bu kadar barok yapıdadır263. Akanthus yapraklarının orta damarları boydan boya kanal biçimindedir. Pollio Nymphaionunda merkezi motif olarak akanthus demeti kullanılmıştır. Akanthus demetinden çıkan ana dallar her iki yöne doru dalgalanarak uzanırlar. Ana dallar büyük oranda kılıf-yaprak demetleriyle kaplanmıştır. Kılıf-yaprak demetlerinde matkap kullanılmasıyla barok bir yapı oluşturulmuştur. Kılıf-yaprak demetlerinden çıkan yan dallar çıplak olarak işlenmişleridir. Yan dalların uçlarında yaprak ve çiçek rozetlere yer verilmiştir. Yaprak ve çiçek rozetler oldukça dolgun, barok yapılı ve büyük boyutlu olarak tasvir edilmişleridir. Matkabın yoğun olarak kullanılmasıyla birlikte ışık-gölge etkisi oluşturulmuştur. Kıvrıkdal kuşağını oluşturan motifler friz kuşağını alt ve üst yandan az da olsa zorlamaktadırlar. Kabartma derinliğinin artmasıyla birlikte barok yapı daha kuvvetli şekilde hissedilmektedir. Pollio Nymphaionu ile ilgili yukarıda verilen özellikler Flaviuslar Dönemi baroğu için karakteristikler. Domitanus Dönemi içerisine tarihlenen Pollio Nymphaionu yazıtına göre M. S. 92-93 yılına tarihlendirilmektedir. Mimari bezemelerin stili de bu tarihi desteklemektedir. Traianus Dönemi: M. Ö. 98 yılında Roma İmparatoru Nerva, Germenya valisi Traianus’u evlat edinmiştir. Nerva’nın ölümünden sonra Roma İmparatorluğu’nun başına Traianus geçer. Traianus Döneminde Anadolu’daki kamu yapılarının inşası başkent Roma göre daha fazladır. Bunun sebebi M. S. II. yüzyıl başlarında başkent Roma’da görev yapan Anadolulu atölye ve ustaların oradaki işlerini bitirip Anadolu’ya geri dönmeleridir264. Böylece Hellenistik Dönem sonunda azalmaya başlanan kamu yapılarının inşasına tekrar ağırlık verilmeye başlanmıştır.
261
Can 2005b, 66. Alzinger 1974, 22; Bammer 1976/77, 94; Strocka 1989, 77 vd; Bammer 1978/80, 67 vd.; Wegner 1978/80, 74; Strocka 1981, 24; Pülz 1989, 35, Vandeput 1997, 155; Scherrer 2000, 90;Can 2005b, 68. 263 Can 2005b, 68. 264 Strocka 1978, 896; Strocka 1988, 296. 262
63
Traianus Döneminin başlarında Anadolu’da yerel bir anıtsal mimari stili 265
vardır
. Traianus Dönemi mimari bezeme sanatı Flaviuslar Dönemi mimari bezeme
sanatının devamı niteliğindedir266. Kıvrıkdal (ranke) frizinin ana dalları üzerinde yer alan kılıf-yaprak demetlerinin uç kısımları geriye dönük olarak işlenilmiştir. Bu Flaviuslar Döneminde karşılaşılan bir özelliktir267. Ayrıca bu dönemde yan dalların uçlarındaki çiçek rozetler de tıpkı Flaviuslar Döneminde olduğu gibi dolgun ve barok yapıdadır. Labraunda Zeus Tapınağının kuzey portiko frizleri Traianus Dönemi özelliklerini göstermesi bakımından önemlidir268. Friz kuşağının iki yan ucunda akanthus motifinden çıkan ana dallar, friz kuşağının merkezindeki kapalı palmette birleşir. Ana dallar kılıf yaprak demetleriyle sarılmıştır. Ana dallardan çıkan yan dallar çıplaktır. Yan dalların uçlarında cepheden işlenilmiş rozetlere yer verilmiştir. Kılıfyaprak demetinin uç kısmı Flavius Dönemi örneklerini hatırlatırcasına keskin bir şekilde geriye dönmektedir. Fakat burada abartılı matkap kullanımının olmayışı yapının Traianus Döneminden olduğuna önemli bir kanıttır. Traianus Dönemi sanatı Flaviuslar Dönemi sanatının devamı gibi görülmekle birlikte bir takım yenilikleri göstermesi bakımından oldukça önemlidir. Traianus Dönemi ile birlikte kıvrıkdal (ranke) kuşağını oluşturan motifler friz kuşağı üzerine dengeli bir şekilde dağılmışlardır. Flaviuslar Dönemi baroğunun en karakteristik özelliği olan yoğun ve abartılı matkap kullanımı bu dönemde azalır269. Matkap artık daha dengeli olarak kullanılmaya başlanmıştır. Anadolu’da Geç Traianus Dönemine tarihlenen en önemli eser hiç kuşkusuz Ephesos Antik kentindeki Celsus Kütüphanesidir270. Kütüphane M. S. 113-117 yılları arasında Tiberius Iulius Aquila tarafından ölen babasının anısına yaptırılmıştır271. Celsus Kütüphanesinin yapım tarihinin net olarak bilinmesi tarihi tartışmalı olan 265
Strocka 1988, 297. Vandeput 1997, 171. 267 Can 2005b, 73. 268 Strocka 1978, 895; Can 2005b, 73. 269 Can 2005b, 73. 270 Keil 1965, 105-108; Hüeber 1978, 979-987; Strocka 1978, 893-890; Koenings-Radt 1979, 343; Strocka 1979, 809-822; Strocka 1981, 25-26; Strocka 1988, 301; Vandeput 1997, 155; Scherrer 2000, 130-132, Can 2005b, 74-76. 271 Strocka 1988, 295. 266
64
yapıların tarihlendirilmesine yardımcı olmaktadır. Kütüphanenin alt kat frizinde kıvrıkdal (ranke) motifi işlenmiştir. Kıvrıkdal (ranke) motifi bu döneme kadar incelenen örneklerle kıyaslandığında alışılmamış canlılıktadır272. Friz kuşağının merkezinde yer alan kartal figürünün altından çıkan ana dallar friz kuşağının sonuna kadar dalgalanarak uzanır. Kıvrıkdal (ranke) motifi friz kuşağı üzerine oldukça dengeli olarak yerleştirilmiştir. Ana dal kılıf-yaprak demetleriyle sarılmıştır. Erken Traianus ve Flavius Dönemi örneklerinden farklı olarak daha hacimli bir yapı söz konusudur. Yan dallarda kısmen kılıf-yaprak demetleriyle sarılmış, sadece tam daire yapan kısımları çıplak bırakılmıştır. Yan dalların uçlarında yer alan yaprak rozetler oldukça iri işlenmiştir. Friz kuşağı üzerindeki ara boşlukları doldurmada yaprak kılıflarından çıkan yaprak ve saplar kullanılmıştır. Geç Traianus Dönemi özelliklerini net olarak saptayabileceğimiz Celsus Kütüphanesi alt kat kıvrıkdal frizinde kıvrıkdalı oluşturan motifler erken örneklere kıyasla çok daha hacimli işlenmiştir ve kabartma zemininden kopmaya başlamıştır273. Motiflerin kabartma zemininden kopmaya başlaması bu dönemde karşımıza çıkan bir özelliktir274. Kabartma derinliğinin artmasıyla birlikte ışık-gölge etkisi daha güçlü bir şekilde verilmiştir. Kıvrıkdal (ranke) motifini yaprakların sarmasına rağmen kabartma zemini hala görülebilmektedir. Motifler Flavius Dönemindeki keskin yapılarından kurtarılarak daha yumuşak hatlara sahip olmaları sağlanmıştır. Böylece kıvrıkdal (ranke) kuşağı çok daha doğal bir yapıya sahip olmuştur275. Flaviuslar Döneminde yaprak kılıfının sert bir şekilde arkaya doğru kıvrılması özelliği burada daha yumuşaktır. Celsus Kütüphanesinde alt kat friz kuşağındaki kıvrıkdal (ranke) motifleri kendisinden daha erken tarihli örneklere göre çok daha zengin, doğal ve kaliteli işçiliğe sahiptir. Hadrianus Dönemi: Traianus’un ölümünden sonra Roma İmparatorluğunun başına evlat edindiği Syria Valisi Hadrianus geçmiştir. Hadrianus Dönemi Anadolu için tam bir kalkınma çağıdır. Anadolu’ya seyahatler düzenleyen Hadrianus birçok Anadolu kentini gezmiştir. Hadrianus’un İmparatorluğu Döneminde Anadolu’da kamu yapı ve tapınaklarının yapımına büyük önem verilmiştir. Hadrianus, Hellen kökenli ustaların 272
Strocka 1988, 296. Can 2005b, 75. 274 Mert 1999, 75. 275 Can 2005b, 75. 273
65
çalışmalarına destek vermiş, bunun sonucunda da Hellenistik eserlere dayanan “Klasik Hadrianus Stili” olarak tanımlanan bir form ortaya çıkmıştır276. Erken Hadrianus Dönemi kıvrıkdal (ranke) frizleri Geç Traianus Dönemi eserleri ile hemen hemen aynı özellikler göstermektedir. Kıvrıkdal (ranke) motifinin ana dalları hacimli kılıf-yaprak demetleriyle sarılmıştır. Hacimli kılıf-yaprak demetlerinden çıkan yan dallar Geç Trainus Dönemi örneklerinde olduğu gibi çıplak yapıdadır277. Hadrianus Dönemi ile birlikte yan dalların uçlarında çeşitli hayvan veya karışık yaratık figürlerine de yer verilmeye başlanmıştır. Bu döneme kadar pek karşılaşılmayan bu özellik Hadrianus Döneminden sonra yaygın olarak kullanılmıştır. Kıvrıkdal (ranke) motifini oluşturan öğeler friz kuşağı üzerinde dengeli olarak dağılmaktadır. Matkap kullanımı ile birlikte motiflerin kabartma yüksekliği artmasına rağmen motifler zeminle uyum içerisindedir. Bu özellikler “Hadrianus Dönemi Klasik Stili” olarak adlandırılmıştır278. Miletos Güney Agora Girişinin alt katındaki kıvrıkdal (ranke) bezemeli friz kuşağı Hadrianus Döneminin ortalarının stil özelliklerini yansıtır279. Friz kuşağının sonlarında bulunan akanthus motifinden çıkan ana dallar kuşağın merkezine doğru dalgalanarak uzanır ve birbirleriyle birleşir. Ana dallar kılıf–yaprak demetlerinin altında tamamen kaybolmuştur. Ana daldan çıkan yan dallar da kısmen kılıf-yaprak demetleriyle kaplanmıştır. Yan dalların uçlarında cepheden ve profilden işlenmiş çiçek ve yaprak rozetler yer almaktadır. Doldurma motifi olarak kılıf-yaprak demetlerinden çıkan uçlarında çiçek motifleri bulunan saplar kullanılmıştır. Erken Hadrianus Dönemi örnekleri ile kıyaslandığında Miletos Güney Agorası Girişi üzerinde işlenilen kıvrıkdalların bezeme derinliği artmıştır. Kıvrıkdal (ranke) kuşağını oluşturan motifler aynı Erken Hadrianus Döneminde olduğu gibi burada da friz kuşağı üzerine dengeli olarak dağılmışlardır. Çiçek ve yaprak rozetler bu dönem içerisinde daha iri olarak işlenilmeye başlanmıştır.
276
Young 2003, 176. Can 2005b, 77. 278 Can 2005b, 77. 279 Strocka 1981, 46-47; Pülz 1989, 32; Vandeput 1997, 156, Can 2005b, 81, 82, 160. 277
66
Geç Hadrianus Dönemi kıvrıkdal (ranke) frizlerinin özelliklerini en iyi yansıtan yapılardan birisi Perge Antik Kentinde yer alan F3 Nymphaionudur280. Ana dal tamamen kılıf-yaprak demetlerinin altında kaybolmuştur. Ana dalı kaplayan yaprakların geniş verilmesinden dolayı kılıf-yaprak demetleri ile kaplı yan dallar ikinci planda kalmışlardır281. Yaprak ve çiçek rozetler yan dalların uçlarında iri olarak işlenmiştir. Geç Hadrianus Döneminde kıvrıkdal motifini oluşturan öğeler daha iri işlenerek zemini kapatmaya başlamışlardır. Antoninus Pius Dönemi: Hadrianus’un M. S. 138 yılında ölmesinin ardından Roma İmparatorluğunun başına Antoninus Pius geçmiştir. Anadolu’da Traianus ve Hadrinus Dönemlerinde başlayan kamu yapılarının inşası Antoninus Pius Döneminde aynı hızla devam etmiştir. Antoninus Pius Dönemi mimari bezeme sanatında Hadrianus Dönemi sanatının devamı niteliğindedir. Hadrianus Dönemi Klasik stili Antoninus Pius Döneminde çok az değişikliğe uğrayarak kullanımı sürdürmüştür. Antoninus Pius Dönemine tarihlenen eserler stil olarak Hadrianus Dönemi eserlerinden çok farklı değildir282. Erken Antoninus Pius Döneminde ana dallar Geç Hadrianus Dönemi örneklerinde olduğu gibi kılıf-yaprak demetleriyle sarılıdır. Bu dönemle birlikte kılıf-yaprak demetleri hacim kazanmaya başlamıştır. Yan dalların ucunda yer alan rozet yüzeyleri dışa bomelidir fakat ayrıntılı işlenmemiştir283. Kıvrıkdal (ranke) motifi friz kuşağı üzerine dengeli bir şekilde dağılmıştır. Antoninus Pius Döneminde motiflerin kabartma yükseklikleri artmaya devam eder. Tarihi konusunda çeşitli fikirler öne sürülen Perge Agorasına ait friz parçası284 Erken Antoninus Pius dönemi içerisinde incelenecek olan ilk kıvrıkdal frizidir. Perge Agorası friz kuşağını oluşturan kıvrıkdal (ranke) motifinin ana dalı tamamen kılıfyaprak
demetleriyle
kaplanmıştır.
Kılıf-yaprak
demetlerinde
matkap
izleri
görülmektedir. Yan dal Hadrianus Dönemi örneklerini hatırlatırcasına çıplak olarak
280
Mansel 1975, 369-371; Strocka 1981, 39; Vandeput 1997, 157. Can 2005b, 83. 282 Can 2005b, 90. 283 Mert 1999, 75. 284 Mansel 1972, 171; Vandeput 1997, 147; Can 2005b, 91. 281
67
işlenmiştir285. Yan dalların uçlarında hacim kazanmış çiçek ve yaprak rozetlere yer verilmiştir. Kıvrıkdal (ranke) kuşağını oluşturan öğeler friz kuşağı üzerine dengeli bir şekilde dağılmışlardır. Motifler friz kuşağını henüz zorlar duruma gelmemişlerdir. Side Tiyatrosu kıvrıkdal (ranke) frizleri Antoninus Pius Dönemi özellikleri göstermesi bakımından oldukça önemlidir286. Friz kuşağının merkezinde akanthus motifi yer almaktadır. Akanthus yapraklarının uçları geriye doğru kıvrılmışlardır. Akanthus motifi erken örneklerle kıyaslandığında daha iri olarak tasvir edilmiştir. Merkezi motif olarak kullanılan akanhus çanağından çıkan ana dal friz kuşağının her iki yanına doğru dalgalanarak uzamıştır. Ana ve yan dallar tamamen kılıf-yaprak demetleriyle sarılmıştır. Kılıf-yaprak demetlerinde matkap kullanılarak ışık-gölge etkisi sağlanmaya çalışılmıştır. Yan dalların uçlarında çiçek rozetlerin yanı sıra figürlerin rozet olarak kullanılmış olması oldukça önemlidir. Side Tiyatrosu frizlerinde dönem özelliği olan kabartma kuşağı üzerine dengeli dağılım çok iyi bir şekilde verilmiştir. Kıvrıkdal (ranke) motifini oluşturan öğelerin kabartma yüksekliği artmıştır. Marcus Aurelius-Lucius Verus Dönemi: Marcus Aurelius-Lucius Verus Dönemi Antoninler Dönemi baroğunun zirveye ulaştığı dönemdir. Kıvrıkdal (Ranke) motifini oluşturan bütün öğeler zeminden soyutlanmışlardır. Bu dönemde kıvrıkdal (ranke) motifi oluşturan öğeler iyice hacim kazanıp ve friz kuşağını zorlamaya başlamıştır. Friz kuşağının zemini, kıvrıkdal (ranke) motifinin altında kaybolmuştur. Kıvrıkdal (ranke) motifini oluşturan öğeler keskin hatlara sahiptirler287. Böylece ışık-gölge etkisi daha iyi vurgulanmıştır. Ana dal artık tamamen kılıf-yaprak demetleriyle sarılmıştır. Bu dönemde motiflerde iç ayrıntılardan çok dış ayrıntılara önem verilmiştir. Marcus
Aurelius-Antoninus
Pius
Döneminin
barok
yapısını
en
iyi
algılayabileceğimiz yapılardan birisi hiç kuşkusuz Aspendos Tiyatrosudur. Aspendos Tiyatrosu sahne binasının üst katında kıvrıkdal (ranke) bezemeli friz kuşaklarına yer verilmiştir288. Merkezi motif olarak kullanılan akanthus çanağından çıkan ana dallar friz kuşağının her iki yönüne doğru dalgalanarak uzanır. Ana dal tamamen kılıf-yaprak 285
Can 2005b, 90. Mansel 1963, 122-142; İzmirligil 1986, 127-135; Vandeput 1997, 160,167; İzmirligil 2002, 267-282; Kadıoğlu 2002, 457; İzmirligil 2005, 281-288; Can 2005b, 92. 287 Can 2005b, 95 288 Lanckoronski 1890, 102; Ward-Perkins 1975, 409; Strocka 1981, 40; Ward-Perkins 1981, 302; Vandeput 1997, 125, 162; Can 2005a, 89-119; Can 2005b, 95. 286
68
demetlerinin altında kaybolmuştur. Ana daldan çıkan yan dallarda uç kısımları hariç tıpkı ana dallarda olduğu gibi kılıf-yaprak demetleriyle kaplıdır. Yan dalların uçlarında çiçek rozetlere yer verilmiştir. Doldurma motifi olarak kılıf-yaprak demetlerinden çıkan sapların ucunda yaprak ve çiçek rozetlere yer verilmiştir. Kıvrıkdal (ranke) motifi friz kuşağını alt ve üst sınırı zorlamamıştır. Merkezi motif olarak kullanılan akanthus yapraklarının köşeleri testere dişi gibi işlenmiştir. Bu Antoninler Dönemi barok yapısının bir özelliğidir289.
Kıvrıkdal (ranke) motifinde iç ayrıntılardan çok dış
ayrıntılara önem verilmiştir. Aspendos Tiyatrosu kıvrkdal (ranke) frizlerinde kabartma derinliği şimdiye kadar incelenen Roma Dönemi örneklerinden çok daha fazladır. Kıvrıkdal (ranke) motifini oluşturan öğelerin tümü zeminden soyutlanmıştır. Böylece çok daha görkemli, barok bir yapının oluşması sağlanmıştır. Commodus Dönemi: Antoninler sülalesinin son imparatoru olan Commodus’un imparatorluğunun ilk yıllarında Antoninler Dönemi baroğu çok fazla değişime uğramadan kullanımını sürdürür290. Marcus Aurelius Dönemi kıvrıkdal (ranke) frizlerinden farklı olarak motifler daha hacimli olarak işlenmeye başlamıştır. Commodus Döneminin sonlarına doğru kıvrıkdal (ranke) bezemelerinde doğal yapı yitirilmeye başlar291. Kıvrıkdal (ranke) motifini oluşturan öğeler arasındaki organik bağ azalır. Severuslar Dönemi içerisinde karşılaşılan karmaşık kıvrıkdal (ranke) motifinin ilk oluşumları Geç Commodus Döneminde görülür292. Commodus Dönemi içerisinde incelenecek olan yapı Aphrodisias Antik kentinde yer alan Tetrapylondur293. Tarihi tartışmalı olmakla birlikte Aphrodisias Tetrapylonu üzerinde işlenilen kıvrıkdal (ranke) frizleri stil kritiğine göre Commodus Dönemi kıvrıkdal frizlerinin özelliklerini yansıtmaktadır. Antoninler Dönemi baroğu olarak adlandırılan bezeme stili Tetrapylonda da karşımıza çıkar. Merkezi motif olarak kullanılan büyük yapraklı akanthustan çıkan ana dallar friz kuşağının iki yanına doğru dalgalanarak uzanır. Akanthus yapraklarının kenarları Antoninler Dönemi özelliği olarak testere dişi gibi girintili çıkıntılı olarak işlenmiştir. Ana dal dolgun yaprak-kılıf demetlerinin altında tamamen kaybolmuştur. Kılıf-yaprak demetlerinden çıkan yan 289
Can 2005b, 95. Can 2005b, 99. 291 Can 2005b, 102. 292 Can 2005b, 102. 293 Yegül 1986, 138; 1991, 142-143; Vandeput 1997, 141; Kadıoğlu 2002, 217-218; 290
69
dallarda kısmen yaprak-kılıf demetleriyle kaplıdır. Yan dalların uçlarında yaprak ve çiçek rozetlere yer verilmiştir. Marcus Aurelius Dönemi örnekleri ile kıyaslandığında Tetrapylon kıvrıkdal (ranke) frizleri daha hacimlidir. Yoğun matkap kullanımı ile birlikte kıvrıkdal (ranke) kuşağını oluşturan motiflerin kabartma yüksekliği artmıştır. Kıvrıkdal (ranke) motifi friz kuşağını alttan ve üstten zorlamaya başlamıştır. Yan dalların uçlarında işlenmiş rozetler kıvrıkdalın diğer öğelerine kıyasla daha geri planda kalmışlardır. Severuslar Dönemi: Roma İmparatorluk Dönemi sanatının son halkasını Severuslar Dönemi oluşturur. M. S. 193 yılında Septimus Severus’un Roma İmparatorluğunun başına geçmesiyle Severuslar Dönemi başlamış olur. Severuslar Dönemi içerisinde Roma İmparatorluğunun başına sırasıyla Septimus Severus (M. S. 193-217), Caracalla (M. S. 198-M. S. 217), Geta (M. S. 209-212), Macrinus (M. S. 217-218), Elagabalus (M.S. 218-222), Alexander Severus (M. S. 222-235) geçmiştir. Severuslar Dönemi başlarında ortak imparatorlukların olması ve imparatorların sürelerinin erken dönemlere kıyasla kısa olması sebebiyle Severuslar Dönemi bir bütün olarak incelenmiştir. Erken Severuslar Dönemi olarak adlandırılan dönem genel olarak Septimus Severus’un imparatorluk yaptığı dönemi kapsamaktadır. Septimus Severus Döneminin başlarında yapı faaliyetlerinde çok büyük bir azalma saptanmaz. Septimus Severus Döneminin başlarında Antoninler Dönemi baroğu bir takım bozulmalar gösterse de hala gözlemlenmektedir. Erken Severus Dönemine tarihlenen kıvrıkdal (ranke) frizlerinde kabartma derinliği Antoninler Dönemine kıyasla daha da artmıştır. Böylece ışık-gölge etkisi çok daha güçlü bir şekilde hissedilir294. Antoninler Döneminin son zamanlarında görülmeye başlanan friz kuşağı sınırlarını alttan ve üstten zorlayan motifler Erken Severuslar Döneminde görülür295. Geç Antoninler Döneminden farklı olarak Erken Severuslar Döneminde matkap çok daha yoğun olarak kullanılmaya başlanmıştır. Yoğun matkap kullanımı ile birlikte motiflerin kabartma derinlikleri artmış ve ışıkgölge etkisi çok daha güçlü bir şekilde hissedilmeye başlanmıştır.
294 295
Mert 1999, 75. Can 2005b, 103.
70
Erken Severuslar Dönemi içerisinde inceleyeceğimiz ilk kıvrıkdal (ranke) motifi Nysa Antik Kenti tiyatrosu frizlerindedir296. Friz kuşağı M.S. II. yüzyıl sonundaki örneklerde olduğu gibi ensizdir ve dışa bombeli olarak tasarlanmıştır. Nysa Tiyatrosu frizlerinde köşe akanthuslarından çıkan ana dallar friz kuşağı merkezinde kapalı palmette birbirleriyle birleşir. Kıvrıkdal (ranke) motifi friz kuşağını alt ve üst bölümlerden zorlamaktadır. Ana dal tamamen kılıf-yaprak demetleriyle kaplanmıştır. Kılıf-yaprak demetleri dolgun yapılıdır. Ana dal üzerinde kılıf-yaprak demetlerinden çıkan yan dallar da tıpkı anadal da olduğu gibi kılıf-yaprak demetleriyle sarılmıştır. Kılıf-yaprak demetlerinin yaprak uçlarında matkap izleri görülür. Matkap kullanılarak barok yapı oluşturulmaya çalışılmıştır. Yan dalların uçlarında yer alan rozetlerde barok yapı gözlemlenmektedir. Rozetlerin kabartma derinlikleri artmıştır. Kıvrıkdalı (ranke) motifini oluşturan öğeler friz kuşağını tamamen kapatmışlardır. Karmaşık yapı sanattaki bozulmayı kanıtlamaktadır. Severuslar Döneminin ortalarına tarihlenen Sardeis Gymnasionu Mermer Avlusu üzerinde kıvrıkdal (ranke) bezemeli friz kuşağı yer almaktadır297.
Friz kuşağının
köşelerinde bulunan akanthuslardan çıkan ana dallar friz kuşağının merkezindeki kapalı palmetlerde sonlanır. Ana dal ve yan dalların üzerleri kılıf-yaprak demetleriyle kaplıdır. Kılıf-yaprak demetlerinin kenarları matkap kullanılarak parçalanmış görüntü verilmiştir. Sardeis Gymnasionu frizlerinde Severuslar dönemine tarihlenen diğer yapılardan farklı olarak çok fazla matkap kullanımı yoktur ve kıvrıkdal kuşağını oluşturan motifler arasındaki organik bağda kopmamıştır298. Sardeis Gymnasion frizlerinin Severuslar Dönemine tarihlenen kıvrıkdal (ranke) frizlerinden farklı yapısı oldukça ilginçtir. Severuslar Döneminin geç örneklerinde yüzeysel yaprak kılıfları friz kuşaklarının alt ve üst sınırlarıyla kaynaşmıştır. Kıvrıkdal (ranke) motifini oluşturan öğelerin birbirleriyle bağlantısı kopmuştur299. Erken dönem kıvrıkdal (ranke) bezemelerinin doğal ve özenli yapısı tamamen gitmiştir. Yoğun matkap kullanımı ile birlikte motifler doğal yapılarını tamamen kaybetmişleridir.
296
Diest 1913; Vandeput 1997, 110; İdil 2001, 78-80; Kadıoğlu 2002, 219. Strocka 1981, 22; Yegül 1986, 170; Kadıoğlu 2002, 219, Can 2005b, 113. 298 Can 2005b, 114. 299 Can 2005b, 120. 297
71
Geç Roma Dönemi: Severuslar sülalesinin ardından Roma İmparatorluğunun başına askeri kökenli imparatorlar geçmiştir. Askeri kökenli imparatorlar zamanında kamu yapılarının inşası ikinci planda kalmıştır. M. S. III. yüzyılın başlarından itibaren sanatta başlayan yozlaşma M. S. III. yüzyıl ortasından sonra doruk noktasına ulaşır300. Kıvrıkdal (ranke) frizlerinde doğal yapı tamamen kaybolmuştur. Friz kuşakları estetik önemini kaybetmiş, dekoratif amaçlı olarak kullanılmıştır301. Belli bir stilistik gelişimden bahsetmekte imkansızdır. Bu döneme tarihlendirilen kıvrıkdal (ranke) frizi neredeyse yok denecek kadar azdır.
300 301
Can 2005b, 121. Can 2005b, 121.
72
B-KIVRIKDAL (RANKE) BEZEMELİ FRİZ KUŞAĞINA SAHİP ROMA DÖNEMİ TAPINAKLARI 1-Stratonikeia Augustus Tapınağı Stratonikeia antik dönemde Karia Bölgesinin en önemli kentlerinden birisidir. Stratonikeia günümüzde Muğla ili Yatağan ilçesinin 6 km. batısındaki Eskihisar köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Strabon Karia Bölgesinin iç bölümündeki değerli kentler arasında Stratonikeia’dan da bahseder302. Antik kaynaklara göre Stratonikeia eski bir Karia Bölgesi yerleşimidir. Kent ilk olarak Khryaoris303 daha sonra ise İdrias304 adıyla tanınmıştır. Stratonikeia Antik Kentinde tiyatronun hemen arkasındaki terasta Stratonikeia Augustus-İmparatorlar Tapınağı inşa edilmiştir. Tiyatronun güney analemna duvarı doğu-batı doğrultusunda genişletilerek bir istinat duvarı oluşturulmuştur. Bu istinat duvarı tapınağın inşa edildiği terasın kuzey sınırını oluşturur305. Tapınakların tiyatroların hemen yanında inşa edilmeleri Roma İmparatorluk Çağında karşılaşılan bir durumdur306. Stratonikeia Augustus-İmparatorlar Tapınağında ilk kazı çalışmaları Prof. Dr. Yusuf Boysal başkanlığında 1985 yılında başlamıştır307. Ana kaya üzerine inşa edilmiş olan tapınak 12.54X18.54 m. ölçülerindedir. Tapınağın etrafını 3 basamaklı bir krepis çevirmektedir. 6X9 sütun sayısına sahip olan peripteros planlı Stratonikeia Augustusİmparatorlar Tapınağı Ion düzenindedir. Tapınak plan tipi olarak opisthodomosu bulunmayan tapınaklar grubu içerisinde yer almaktadır. Stratonikeia Augustusİmparatorlar Tapınağının merkezinin oluşturan pronaos ve naos bölümleri 11.11x7.15 m. ölçülerindedir. 3.85 m. uzunluğuna sahip olan pronaos bölümü ön cephenin daha vurgulu olması için geniş tutulmuştur. Roma İmparatorluğu Dönemine tarihlenen yapılarda Etrüsk geleneklerinin devamı olarak ön cephe daha vurgulu yapılmaktadır308. 302
Strabon, XIV.2.22. Pausanias, V 21,10; Bean 2000, 82. 304 Bean 2000, 82. 305 Tırpan 1998, 5. 306 Ferrero 1990, 33. 307 Tırpan 1998, 7. 308 Vitruvius, IV, 120-121; Tırpan 1998, 19. 303
73
Pronaos içerisinde iki tane sütun yer almaktadır. Pronaos bölümünden sonra 0.88 m. uzunluğundaki bir giriş kısmından tapınağın 5.50x3.30 m. ölçülerindeki cellasına ulaşılır. Kuzey-güney doğrultusunda inşa edilmiş olan tapınağın taşıyıcı ve üst yapı elemanlarının tamamı mermerden yapılmıştır. Toplam 0.39 m. yüksekliğindeki plinthos ve attik-ion sütun kaideleri aynı blok üzerine yapılmışlardır. Üç sütun tamburunun üst üste konulmasıyla oluşturulan sütunlar toplam 4.42 m. yüksekliğindedir. Sütunların üzerinde 24 tane yiv bulunmaktadır. Tapınakta yapılan kazı çalışmaları sırasında dört adet İon sütun başlığı bulunmuştur.
İon
sütun
başlıkları
stil
kritiğine
göre
Augustus
Dönemine
tarihlenmektedir309. İon sütun başlıklarının üzerinde yer alan architrav bloklarının 26 tanesi kazı çalışmalarında ortaya çıkarılmıştır. Architrav bloklarının yüksekliği 0.490.54 m. arasında değişmektedir. Üç fascialı archtrav bloklarının üst bölümünde incipaye, ion kymationu ve lotus-palmet dizilerinin yer aldığı bezeme kuşağı bulunmaktadır. Architrav bloklarının üzerinde kıvrıkdal(ranke) bezemesi ile süslenmiş friz blokları yer almaktadır. Friz bloklarının yükseklikleri 0.39-0.41 m. arasında değişmektedir. Kıvrıkdal (ranke) bezemeleri ile süslü friz bloklarının üzerinde 0.13 m. yüksekliğindeki diş sırası ile toplam yükseklikleri 0.40 m. olan geison ve sima bölümleri yer almaktadır. Friz Bezemeleri Stratonikeia Augustus-İmparatorlar Tapınağında yapılan kazı çalışmaları sırasında 27 tane friz bloğu tam veya kırık parçalar halinde bulunmuştur310. Ele geçen friz bloklarının yükseklikleri 0.39-0.41 m. arasında değişmektedir. Tapınağın friz kuşağı üzerinde kaliteli işçilik gösteren kıvrıkdal (ranke) motifi tasvir edilmiştir. Friz kuşağının merkezinde yer alan akanthus demetinden çıkan ana dallar friz kuşağının köşelerine doğru dalgalanarak uzanmaktadır. Ana dal kılıf-yaprak demetleri ile sonlanmıştır. Kılıf-yaprak demetlerinden çıkan yan dallar ana dala göre ters yönde kıvrılarak dairesel bir kıvrım oluşturur. Yan dalların uçlarında cepheden 309 310
Tırpan 1998, 27. Tırpan 1998, 34.
74
işlenmiş çiçek rozetler veya az da olsa kuş figürleri yer almaktadır. Kıvrıkdallar tapınağın köşelerinde palmet motifi ile sona erer. Palmetlerin üzerinde kuş figürleri bulunmaktadır. Kıvrıkdal (ranke) kuşağı üzerindeki motiflerin kabartma yüksekliği 3.64.5 cm. arasında değişmektedir. Tapınağın friz kuşağı üzerinde tasvir edilen kıvrıkdal (ranke) motiflerinin merkezinde kıvrıkdalların simetrik olarak çıktığı akanthus çanağı vardır311. Merkezi motif olarak kullanılan akanthus demeti friz alt ve üst kuşağını doldurmaktadır. Akanthus demetini oluşturan yaprakların merkezi damarları belirgin işlenmiştir ve ışıkgölge etkisi yaratmaktadır. Bu özellik Augustus Dönemi yapılarında karşımıza çıkar312. Friz kuşağının merkezine yerleştirilen akanthustan çıkan kıvrıkdallar, friz kuşağının her iki yanına doğru dalgalanarak uzanır. Boynuz biçimindeki ana dallar boydan boya yivli işlenmiştir. Ana dalın boynuz biçiminde olması ve boydan boya yivli işlenmesi Erken Augustus Dönemi özelliğidir. Ana dalların yivleri Hellenistik sertlikte değil daha plastik yapıdadır. Stratonikeia Augustus-İmparatorlar Tapınağı ana dalları Sagalassos Heroon’u üzerinde tasvir edilen ana dallar ile yakın benzerlik içerisindedir313. Sagalassos Heroounu tarihi tartışmalı da olsa genel olarak M. Ö. 1. yüzyılın son çeyreğine tarihlendirilmektedir314. Hellenistik Dönemin sonlarına tarihlenen kıvrıkdalların (rankelerin) stil özelliği olan inceden başlayıp kalınlaşan kıvrıkdal (ranke) motifleri Stratonikeia Augustus İmparatorlar Tapınağında da karşımıza çıkar315. Bu durum Hellenistik özelliklerin Augustus Döneminin başlarında bezeme sanatını hala etkilediğini kanıtlamaktadır. Akanthus çanağından çıkıp dalgalanarak uzayan yivli ana dallar kılıf-yaprak demetleri ile sonlanmaktadır. Kılıf-yaprak demetlerindeki dil yapısı ve derin damarlar Erken Augustus Dönemi özellikleri gösterir. Kılıf-yaprak demetlerinden çıkan yan dallar, dalgalanarak uzayan kıvrıkdal kuşağının boş bıraktığı alanlarda büyük dairesel
311
Mert 1999, 67. Tırpan 1998, 62. 313 Can 2005b, 48. 314 Young 2003, 180. 315 Gündüzalp 1984, 37; Tırpan 1998, 62. 312
75
bir kıvrım oluşturur. Dairesel formlu yan dallar Anadolu özelliğidir ve ilk kez Augustus Döneminde karşımıza çıkarlar316. Yan dalların yarısı yivli kılıf-yaprak demetleri ile kaplıdır. Yarısı ise çıplak olarak tasvir edilmiştir. Yan dallar, kılıf-yaprak demetlerinden çiçek rozetlere doğru bir incelme göstermektedir. Yan dalların uçlarında cepheden işlenmiş çiçek rozetlere, lale formundaki çiçeklere ve haşhaş kozası motiflerine yer verilmiştir. Çiçek rozetler dört veya beş yapraklıdır. Stratonikeia Augustus İmparatorlar Tapınağı frizlerinde doldurma motifi olarak kuş figürleri kullanılmıştır. Kuş figürleri kıvrıkdal, kılıf-yaprak demeti veya akanthus yaprağı üzerinde yer alır. Ayrıca kıvrıkdal (ranke) kuşağının sonunda yer alan palmet motiflerinin üzerinde de mutlaka kuş figürlerine yer verilmiştir. Kuş figürleri kanatları yarı açık olarak tasvir edilmiştir. Augustus Dönemine tarihlenen kıvrıkdal (ranke) frizlerinde doldurma motifi olarak kuş figürleri sevilerek kullanılmıştır317. Ephesos kentinde Augustus Dönemine tarihlenen Mazeus-Mithridates Kapısı üzerinde de kuş motifleri kullanılmıştır. Stratonikeia kentinin mimari bezemelerini detaylı bir şekilde çalışan Mert, Stratonikeia Augustus İmparatorlar Tapınağı frizlerinde Anadolu’nun yerel geleneğinin etkili
olduğunu,
yani
Stratonikeia
rankelerinin
Anadolu
Hellenistik
Dönem
örneklerinden etkilenen bir tasarımda olduğunu, sadece çok az bir ayrıntının batıdan etkilendiğini ileri sürer318. Stratonikeia Augustus İmparatorlar Tapınağı frizleri ortaya koyduğu stil özellikleri ile Erken Augustus Döneminde yapılmış olmalıdır. Augustus Dönemine tarihlenen yapılardaki motiflerin sade ve yalın yapısı burada da vardır. Augustus Dönemi kıvrıkdallarının en karakteristik özelliği olan boynuz biçimli ve boydan boya
316
Mert 1999, 73. Can 2005b, 49. 318 Mert 1999, 68. 317
76
yivli ana dallar bu yapının Erken Augustus Döneminde yapıldığını düşündürür319. Stratonikeia Augustus İmparatorlar Tapınağı kıvrıkdal (ranke) frizlerinin her ne kadar Anadolu örneklerinden çok farklı olduğu iddia edilse de320, Sagalassos Heroonu321 frizleri ile benzer yapıdadır.
319
Can 2005b, 48. Mert 1999, 68. 321 Lanckoronski 1892, 144. 320
77
2-Side Dionysos Tapınağı Side Antik Kentinde yer alan Dionysos Tapınağının friz kuşağı kıvrıkdal (ranke) motifi ile süslenmiştir. Side Dionysos Tapınağı Ord. Prof. Dr. Arif Müfid Mansel tarafından kazılmıştır. Dionysos Tapınağı, Side Tiyatrosunun kuzeybatısında yer almaktadır322. Kuzey-güney yönünde inşa edilmiş olan tapınağın sadece podyum kısmı in-situ olarak korunabilmiştir323. 17.55 x 7.23 m. ölçülerindeki tapınak podyumu 65 cm. yüksekliğindeki kalker taşından yapılmış bloklarla inşa edilmiştir. Tapınak ön cephesinde 4 sütun bulunan pronaos bölümü ile uzun cella bölümünden oluşmaktadır. Dionysos Tapınağının pronaos ve cella bölümlerinin toplam ölçüleri 11.75 x 5.83 m. dir. Pronaos bölümüne ait döşemeler yerlerinden sökülmüştür. Tapınağın plan tipi pseudoperipterostur324. Pseudoperipteros plan tipine uygun olarak tapınak cella duvarlarına bitişik yarım sütunlarla çevrilmiştir. Pseudoperipteros plan tipi Roma İmparatorluğuna bağlı topraklarda yaygın olarak kullanılmasına rağmen Anadolu’da sadece Side Dionysos Tapınağında karşımıza çıkar325. Ord. Prof. Dr. Arif Müfid Mansel başkanlığında yapılan kazı çalışmaları sırasında tapınağın üst yapısına ait hiçbir parça bulunamamıştır. Yalnızca korinth sütun başlığı parçaları saptanmıştır. 2001 yılında tiyatronun batı paradosu ve agoranın güney portik kazılarına yeniden başlanmıştır. Kazı çalışmaları sırasında sarımtrak renkli sütun ve üst yapı parçaları bulunmuştur326. Kazı ve restorasyon ekibi bu parçaların Side Dionysos Tapınağında kullanılan malzeme ile benzerliğini saptayarak parçaların Dionysos Tapınağına ait olabilecekleri fikrini ileri sürmüştür327. Kazı çalışmaları sırasında ortaya çıkarılan malzemeler arasında yivli yarım sütunlar, korinth başlık parçaları, architrav, kıvrıkdal (ranke) bezemeli friz parçası ve sima parçaları yer almaktadır.
Bu parçaların yanı sıra muhtemelen daha küçük bir yapıda ve diğer
parçalardan daha farklı bir tarihte kullanılmış olan parçalar da saptanmıştır. Kazı ekibi 322
Mansel 1963, 90. İzmirligil 2005, 283. 324 Mansel 1963, 94. 325 Bean 1999, 81. 326 İzmirligil 2005, 284. 327 İzmirligil 2005, 284. 323
78
bu küçük parçaların tapınağın iç kısmında daha geç bir tarihteki bir yapılanmada kullanıldığı düşüncesi üzerinde de durmaktadır328. Mansel’in yapmış olduğu kazı çalışmaları sırasında tapınağın yakınında bir yazıt parçası bulunmuştur. Yazıtta Side Gerusiası tarafından Dionysos için yaptırılan kutsal bir yemek salonundan ve bu yemek salonunun iç kısmının imparatorluk dönemi içerisinde büyük bir onarım geçirdiğinden bahsedilmektedir329. Bu yazıt parçasından yola çıkarak Mansel Dionysos Tapınağının M. S. II. yüzyılda kutsal bir yemek salonu olarak kullanılmış olabileceği fikrini ileri sürmektedir330. Yeni kazı ve restorasyon ekibi de Mansel’in bu düşüncesine katılmaktadır331. Büyükkolancı kazı çalışmaları sonucu ortaya çıkarılan parçaların bir kısmının Augustus Dönemi özellikleri gösterdiğini, bir kısmının ise Hadrianus Dönemi özellikleri gösterdiğini saptamıştır332. Kazı ekibi ortaya çıkarılan parçalardan Korinth başlığı parçaları ile kıvrıkdal (ranke) bezemeli friz kuşağı parçasının Augustus Döneminden, diğer parçaların ise Hadrianus Döneminden olduğunu düşünmektedir. Friz Bezemeleri Side Dionysos Tapınağına ait olduğu düşünülen kıvrıkdal (ranke) bezemeli tek bir friz bloğu parçası saptanmıştır. Kıvrıkdal (ranke) bezemeli friz parçasının Augustus Döneminden olduğu düşünülmektedir333. Friz parçası henüz yayınlanmadığı için tarihi konusunda herhangi bir yorum yapamıyoruz.
328
İzmirligil 2005, 284. Mansel 1963, 94. 330 Mansel 1963, 94. 331 İzmirligil 2005, 284. 332 İzmirligil 2005, 284. 333 İzmirligil 2005, 284. 329
79
3-Ephesos Hadrianus Tapınağı Ephesos, Antik Dönemde Ionia Bölgesinin en önemli iki kentinden birisi olarak sayılmaktadır334. Ephesos Antik Kentinde Devlet Agorası ile Tetragonos Agorası arasında uzanan Kuretler Caddesi üzerinde Hadrianus Tapınağı yer almaktadır335. Ephesos Hadrianus Tapınağı Franz Miltner tarafından yapılan kazı çalışmaları sonucunda gün ışığına çıkarılmıştır336. Hadrianus Tapınağı bir kamu yapısı olmaktan çok kişisel olarak yapılmış olan bir tapınak olarak düşünülmelidir337. Prostylos plan tipinde yapılmış olan tapınağın ön cephesine diğer bölümlerine oranla çok daha fazla önem verilmiştir. Hadrianus Tapınağının ön cephesinde köşelerde ante yerine dikdörtgen formlu payeler kullanılmıştır. Payelerin arasında iki tane sütun yer almaktadır. Tapınağın ön cephesi üzerinde korinth düzeninde sütun başlıkları tarafından taşınan “Suriye Tipi Alınlık” bulunmaktadır. Suriye Tipi Alınlık Suriye mimarisine özgü bir motiftir338. Tapınağın anteler ve sütun başlıklarının üzerinde üç fascialı architrav ve kıvrıkdal (ranke) bezemelerinin tek bir mimari blok üzerine yapıldığı architrav-friz kuşağı yer almaktadır. Architrav-friz kuşağının üzerinde konsollu geison kuşağı yer almaktadır. Architrav-friz ve geison kuşakları Suriye tipi alınlıkta da devam etmektedir. Suriye tipi alınlığın ortasında Tyche büstü bir akanthus çanağı içerisinden yükselmektedir. Tyche büstünün bir akanthus çanağı içerisinden yükselmesi ahreti düşündüren bir motif olarak yorumlanmıştır339. Ephesos Hadrianus Tapınağının 7.50 x 5 m. ölçülerindeki cellası Varius Hamamının içinde kalmaktadır340. Cellanın duvarları muhtemelen mermer kaplama parçaları ile kaplanmış olmalıydı. Cellanın üzeri beşik tonozla örtülmüştür. Tapınağın cella girişinin üstünde yer alan yarım dairesel alanın merkezinde belden yukarısı çıplak 334
Sevin 2001, 94. Miltner 1959, 243-314; Miltner 1960, 52; Wörrle 1973, 470-477, Ward-Perkins 1975, 282; Bowie 1978, 867-874; Ward-Perkins 1978, 888; Strocka 1978, 898, Hueber 1978, 979-987; Koenigs-Radt 1979, 343; Strocka 1981, 26; Pülz 1989, 42; Başaran 1995, 46-48, Vandeput 1997, 155, Can 2005a, 99; Can 2005b, 76. 336 Miltner 1959, 243-314; Miltner 1960, 52. 337 Ward-Perkins 1981, 282. 338 Ward-Perkins 1981, 282-283. 339 Scherrer 2000, 118. 340 Miltner 1959, 264. 335
80
olarak işlenilmiş Medusa figürüne yer verilmiştir. Akanthus çanağı içerisinden çıkan Medusa figürü iki yana açtığı elleriyle ana dalları tutmaktadır. Burada tasvir edilen ana dalların benzerleri Celsus Kütüphanesi alt kat plasterlerinde karşımıza çıkmaktadır341. Ephesos Hadrianus Tapınağı Geç Antik Çağda muhtemelen bir deprem sonucunda yıkılmıştır342. Bu olaydan sonra tapınak büyük oranda orijinal malzemesi kullanılarak tekrar inşa edilmiştir. Tapınağın pronaosundaki figürlü kabartmalar bu onarım döneminde yapılmış olmalıdır343. Ephesos Hadrianus Tapınağının architrav kuşağı üzerinde yapının P. Vedius Antoninus Sabinus tarafından yaptırılıp, Roma İmparatoru Hadrianus’a adandığı yazmaktadır344. Architrav bloğu üzerindeki bu yazıt parçası sayesinde tapınağın yapım tarihi de net olarak saptanmıştır. Tapınak M. S. 117-118 yılları arasında yapılmıştır. Friz Bezemeleri Roma İmparatoru Hadrianus onuruna yapılmış olan tapınağın architrav üstü friz kuşağında kıvrıkdal (ranke) bezemesi tasvir edilmiştir. Hadrianus Tapınağının kıvrıkdallarının (ranke) yaprak yapısı ve kabartma stili, Ephesos Antik Kentinde Celsus Kütüphanesi
ile 345
düşündürmektedir
başlayan
atölyenin
en
önemli
ikinci
eseri
olduğunu
. Kıvrıkdal (ranke) formunda daha önce pek karşılaşmadığımız bir
düzen izlenmiştir. İki yandan başlayan ana dallar friz kuşağının merkezindeki Tyche figüründe son bulmaktadır. Celsus Kütüphanesi frizlerinde de merkezi motif olarak kartal figürü kullanılmıştır346. Ana dal hacim kazanmış kılıf-yaprak demetleriyle sarılmıştır. Ana daldan çıkarak dairesel kıvrım oluşturan yan dallar kısmen çıplak bırakılmıştır. Yan dalların uçlarında çeşitli hayvan ve mitolojik yaratık figürlerine yer verilmiştir. Mitolojik yaratıkların ahreti düşündüren figürler olduğu ileri sürülmüştür. Anadolu’da rozet motifi olarak hayvan ve mitolojik yaratık tasvirlerinin kullanımı ilk kez Hadrianus Tapınağında karşımıza çıkmaktadır347.
341
Can 2005b, 78. Scherrer 2000, 118. 343 Bean 1997, 157. 344 Miltner 1959, 265. 345 Başaran 1995, 47; Can 2005b, 77. 346 Can 2005b, 77. 347 Can 2005b, 77. 342
81
Ephesos Hadrianus Tapınağında kıvrıkdal (ranke) motifi friz kuşağı üzerine çok dengeli olarak dağılmıştır. Ana dalı kaplayan kılıf-yaprak demetlerinin kabartma derinliği artarak hacim kazanmıştır. Matkap kullanımı ile birlikte kıvrıkdal (ranke) motifini oluşturan öğelerin kabartma derinliği artmıştır. Yukarıda sayılan bütün bu özelikler Hadrianus Dönemi Klasik Stilinin belirtileridir348.
348
Can 2005b, 78.
82
4-Selge Hadrianus-Lucius Aelius Caesar Tapınağı Psidia Bölgesinin en önemli kentlerinden birisi olan Selge Antik Kenti günümüzde Antalya İli, Manavgat İlçesi, Beşkonak Beldesi yakınındadır. Strabon, Selge’nin ilk olarak Kalkhas tarafından, daha sonra ise Lakedaimon’lular tarafından kurulduğundan bahseder349. Selge Antik Kentinde şu ana kadar Roma İmparatorluk Çağına tarihlenen dört tane tapınak saptanmıştır. Bu tapınaklardan, Hadrianus-Lucius Aelius Tapınağı’nın kıvrıkdal (ranke) bezemeli friz kuşağı bulunmaktadır. Hadrianus-Lucius Aelius Tapınağı, Selge kent merkezinde sütunlu caddenin hemen yanında yer almaktadır350. Güney-kuzey yönünde inşa edilen tapınağın ön cephesi güney yönündeki sütunlu caddeye bakmaktadır. Prostylos plan tipinde yapılmış olan tapınak Ion düzenindedir. Tapınağın genel ölçüleri 16.50 x 9. 10 metredir. Yapının pronaos uzunluğu 4. 48 m., cella uzunluğu ise 9. 90 m. dir. Tapınağın ön cephesinde yer alan dokuz basamaklı merdivenlerle tapınak podyumuna ulaşılır. Podyumun toplam yüksekliği 2 m. dir. Tapınağın ön cephesinde plinthoslu attik-ion kaideler üzerinde yükselen dört adet sütun bulunmaktadır. Plinthoslu attik-ion kaidelerin toplam yüksekliği 0.45 m.dir. Attik-İon kaideler üzerindeki ion düzenindeki sütunlar toplam 4 sütun tamburundan oluşmaktadır ve toplam yükseklikleri 6. 60 m. dir. Tapınağın İon düzenindeki sütun başlıkları üzerinde 0. 69 m. yüksekliğindeki üç fascialı architrav kuşağı yer alır. Architrav kuşağının üzerinde yer alan friz kuşağında kaliteli işçilik gösteren kıvrıkdal (ranke) motifleri vardır. Friz kuşağının üstünde sırasıyla diş kesimi, konsollar, geison ve sima kuşakları yer almaktadır. Tapınak konusunda çalışma yapan araştırmacılar Machatschek-Schwarz, tapınağın merdivenlerinin podyumla birleştiği kısımda bir yazıt bulmuşlardır351. Yazıtta Lucius Aelius Caeasar’dan bahsedilmektedir. Araştırmacılar bu kişinin Roma İmparatoru Hadrianus’un M.S. 138 yılında ölen evlatlığı Lucius Aelius Caesar
349
Strabon, XII. 7. 3. Lanckoronski 1890, 181; Büyükkolancı 1996,103-104. 351 Büyükkolancı 1996, 104. 350
83
olduğunu ve tapınağın onun adına yapıldığını ileri sürmektedir352. Yazıt ve mimari bezemelerin stil incelemeleri sonucunda tapınağın Geç Hadrianus Dönemi sonunda İmparator
Hadrianus
ve
evlatlığı
Lucius
Aelius
Caesar
adına
yapıldığı
düşünülmektedir353. Kıvrıkdal (ranke) bezemesinin yapısına göre bizce de tapınak Geç Hadrianus Dönemi bitiminde M. S. 140 yılı civarında yapılmış olmalıdır. Friz Bezemeleri Selge Hadrianus-Lucius Aelius Tapınağı’nın friz kuşaklarında kaliteli işçilik gösteren kıvrıkdal (ranke) motifleri işlenmiştir. Kıvrıkdal (ranke) motifinin ana dalları friz kuşağının her iki yanına doğru dalgalanarak uzanırlar. Ana dallar friz kuşağı sonunda palmet motifleriyle son bulmaktadır. Ana dallar Geç Harianus Dönemi örneklerinde olduğu gibi tamamen tamamen kılıf-yaprak demetleriyle sarılmıştır354. Ana daldan çıkarak ters yönde dairesel kıvrım oluşturan yan dallar da tıpkı ana dalda olduğu gibi kılıf-yaprak demetleriyle sarılmıştır. Yan dalların ucunda doldurma motifi olarak çiçek rozetlere yer verilmiştir. Selge Hadrianus-Lucius Aelius Tapınağı frizlerinde işlenilen kıvrıkdal (ranke) bezemeleri Geç Hadrianus Döneminin bütün özelliklerini göstermektedir. Geç Hadrianus Döneminde ana dal ve yan dallar tamamen kılıf yaprak demetleriyle sarılmaktadır. Kıvrıkdal (ranke) motifi friz kuşağı üzerine oldukça dengeli olarak dağılmıştır. Motiflerin kabartma derinliği erken örneklere kıyasla az da olsa artmıştır.
352
Büyükkolancı 1996, 104. Büyükkolancı 1996, 104. 354 Can 2005b, 83. 353
84
5-Sagalassos Antoninus Pius Tapınağı Psidia Bölgesinde yer alan Sagalassos Antik Kenti Burdur iline bağlı Ağlasun İlçesi yakınındadır. Akdağ’ın 1700 metre yüksekliğindeki sarp tepeleri üzerinde kurulmuş olan Sagalassos, Askania Gölünün doğusunda yer almaktadır355. Strabon Sagalassos’un Toros Dağlarının ortasında, birkaç vadiye bölünmüş çukur ve verimli bir düzlük üzerinde yer aldığından bahseder356. Sagalassos Antik Kentinde şehrin aşağı terasına hâkim bir noktada Antoninus Pius Tapınağı yer almaktadır357. C. Lanckoronski tapınak hakkındaki ilk detaylı çalışmayı yapmıştır358. C. Lanckoronski tapınağın Antoninus Pius’a adandığını kanıtlayan yazıt parçasını da tapınak çevresinde yaptığı araştırmalar sırasında bulmuştur359. Bu yazıt parçasının tapınağa ait olup olmadığı konusunda herhangi bir kuşku yoktur.
Lanckoronski’nin yazıt parçasını bulmasından önce tapınak bezeme
stiline göre Hirschfeld tarafından Traianus Dönemine bile tarihlenmiştir360 . Antoninus Pius Tapınağının yer aldığı kutsal alan 82.40 x 60.40 m. ölçülerindedir ve tapınağın etrafını 68.80 x 60.40 metrelik bir alanı kaplayan 7.20 m. genişliğindeki portikolar çevrelemiştir. Tapınağın kuzeydoğu köşesi etkileyici teras duvarı ile sağlamlaştırılmıştır361. Antoninus Pius Tapınağının batı temenos duvarı sütunlu caddeye bakmaktadır ve batı temenos duvarının ortasında kutsal alana girişi sağlayan propylon yer almaktadır. Batı temenos duvarının caddeye ve tapınağa bakan kısımları yarım plasterle dekore edilmiştir. Temenos duvarında kullanılan yarım plasterle portiko avlusundaki sütunlar ile benzer yapıdadırlar362. Kutsal alanın merkezinde yer alan Antoninus Pius Tapınağı 26.80x13.80 m. ölçülerindedir. Tapınak batı-doğu doğrultusunda inşa edilmiştir. 6x11 sütun sayısına sahip olan peripteros planlı tapınak korinth düzenindedir. Ward-Perkins Antoninus Pius 355
Sevin 2001, 156. Strabon, XII.6.5. 357 Waelkens-Mitchell-Owens 1990, 190; Waelkens 1992, 50; Büyükkolancı 1996, 87. 358 Lanckoronski 1892, 130, 145-149. 359 Lanckoronski 1892, 130. 360 Vandeput 1997, 204. 361 Waelkens-Mitchell-Owens 1990, 190. 362 Waelkens-Mitchell-Owens 1990, 190. 356
85
Tapınağının Side’de yer alan N2 tapınağı ile benzer planda olduğunu belirtir363. Antoninus Pius Tapınağının 8 m. uzunluğunda derin bir pronaosu ve 9. 30 m. uzunluğunda kısa bir cellası vardır. Tapınağın üst yapısını oluşturan mimari parçalar (korinth sütun başlıkları, iki fascialı architrav, kıvrıkdal frizleri, düz ve eğimli sima parçaları) tapınağın çevresinde bulunmuştur. Bütün mimari parçalar yüksek kaliteli işçiliğe sahiptir ve Sagalassos’lu yerel taş ustalarının ustalıklarını yansıtması bakımından oldukça önemlidir364. Friz Bezemeleri Antonius Pius Tapınağının friz kuşağını oluşturan kıvrıkdal bezemeli friz bloklarının yalnızca on tanesi tapınak çevresinde bulunmuştur. Antoninus Pius Tapınağına ait olduğu düşünülen friz bloklarının on yedi tanesi Bazilika E1 yapısının kuzeydoğusunda bulunmuştur365. Sagalassos’ta M. S. 6. yüzyıla tarihlenen E1 Bazilikasının kuzey duvarında Antoninus Pius Tapınağının friz bloklarının devşirme malzeme olarak tekrar kullanıldığı friz bloklarının ölçümleri ve stil kritikleri sonucunda kanıtlanmıştır366. Antoninus Pius Tapınağının çevresinde bulunan friz bloklarıyla E1 Bazilikasının çevresinde bulunan friz bloklarının yükseklikleri arasında çok az da olsa bir fark vardır. Tapınak çevresindeki friz bloklarının yükseklikleri 0.445-0.460 m. arasında değişirken E1 Bazilikası çevresindeki friz blokları 0.470 m. yüksekliğe sahiptirler 367. Sagalassos Antoninus Pius Tapınağının friz kuşağında kaliteli işçilik gösteren kıvrıkdal bezemeleri kullanılmıştır. Kıvrıkdal kuşağının üst kısmında inci-paye dizisi ile ion kymationu dizisi yer almaktadır. Kıvrıkdal kuşağının kabartma yüksekliği 90 ile 105 mm. arasında değişmektedir. Friz kuşağı boyunca dalgalanarak uzayan anadal kılıfyaprak demetleriyle tamamen sarılmıştır. Ana daldan ters yönde çıkarak dairesel kıvrım oluşturan yan dallar kısmen kılıf yaprak demetleriyle kaplıdır. Yan dalların uçlarında cepheden ve profilden işlenmiş çiçek ve yaprak rozetler bulunmaktadır. Ayrıca kılıf yaprak demetlerinden çıkan dolgu motifleri de kullanılmıştır. 363
Ward-Perkins 1981, 300. Waelkens-Mitchell-Owens 1990, 190. 365 Vandeput 1997, 205. 366 Waelkens-Mitchell-Owens 1990, 190-193; Waelkens 2004, 427-428; Can 2005b, 85. 367 Vandeput 1997, 205. 364
86
Antoninus Pius Tapınağının friz blokları üzerinde işlenilen kıvrıkdalların en önemli özelliklerinden birisi sade yapıya sahip olmalarıdır. Yani kıvrıkdal kuşağının altından friz zemini hala görülebilmektedir. Kıvrıkdal (ranke) kuşağını oluşturan bezeme öğeleri basit yapıdadırlar ve kolaylıkla tanınabilirler. Kılıf yaprak demetleri anadalı kaplamaktadır ve ışık gölge etkisini yaratmaktadır. Tapınağın korinth başlıklarındaki akanthusların tersine friz kuşağındaki akanthus yapraklarının yüzeyleri sadedir ve merkezi damarlar yaprakçıkları organize etmekten ziyade ayırmaktadır368. Doldurma motifi olarak kullanılan öğeler kıvrıkdalın daha doğal hissedilmesini sağlamış ve kıvrıkdal kuşağını monoton bir görüntüye sahip olmaktan kurtarmıştır. Miletos Agorasının Girişinin aşağı katındaki kıvrıkdal frizlerindeki doldurma motifleri Sagalassos Antoninus Pius Tapınağının frizlerindeki doldurma motifleri ile benzer yapıdadırlar369. Milet Agorası Girişi stil kritiğine göre M.S. 120-130 yılları arasına tarihlenmektedir370. Sagalassos Antoninus Pius Tapınağının friz kuşağındaki kıvrıkdalların en yakın örneklerinden birisi Kyzikos Hadrianus Tapınağının yarım plaster sütunları üzerindeki kıvrıkdallardır. Burada zemin ve kıvrıkdallar çok güzel dengelenmiştir. Bu özellik Sagalassos Antoninus Pius Tapınağı friz kuşaklarında da vardır. Aizanoi Tiyatrosunun kıvrıkdalları da temiz ve sade yapılarıyla Sagalassos Antoninus Pius Tapınağı kıvrıkdalları ile benzer özellikler göstermektedir. Aizanoi Tiyatrosu gerçek anlamda çok fazla çalışılmamakla birlikte bezeme stiline göre M.S. II. yüzyılın II. yarısına tarihlenmektedir. Pergamon Antik Kentinde yer alan Hadrianic Monopteros’un friz kuşağındaki kıvrıkdal (ranke) motifleride Sagalassos Antoninus Pius Tapınağı ile benzer yapıdadırlar. Pergamon Hadrianic Monopteros stil kritiğine göre M. S. 120-130 yılları arasına tarihlenmektedir371. Sagalassos Antoninus Pius Tapınağı kıvrıkdalları ile benzer yapıdaki bir diğer örnek Pergamon Dionysos Tapınağı kapı çerçevesindeki kıvrıkdallardır. Pergamon Dionysos Tapınağının tarihi tartışmalıdır. Dionysos Tapınağının tarihi konusunda çalışma yapmış araştırmacıların bir kısmı
368
Vandeput 1997, 72. Vandeput 1997, 73. 370 Strocka 1981, 32,46-47. 371 Koenings-Radt 1979, 332. 369
87
tapınağın Hadrianus Döneminde (M. S. 117-138)372, bir kısmı ise Septimus Severus Döneminde (M. S. 193-211)373 inşa edilmiş olabileceğini ileri sürmektedirler. Antoninus Pius Tapınağının çevresinde bulunan friz blokları ile E1 Bazilikası’nın kuzeydoğusunda bulunan Antoninus Pius Tapınağına ait olan friz blokları üzerinde işlenilen kıvrıkdal bezemeleri aynıdır. Buna karşılık friz kuşağının üstünde bulanan inci-paye ve ion kymationu dizilerinin işçiliğinde bir takım farklılıklar vardır. Tapınak çevresinde bulunan friz bloklarının üst kısmında yer alan inci-paye ve ion kymationu bezeme kuşakları Hadrianus Dönemi özellikleri göstermesine karşın E1 Bazilikası çevresinde bulunan friz bloklarındaki inci-paye ve ion kymationu bezemeleri Antoninus Pius Dönemi özellikleri gösterir. E1 Bazilikası çevresinde bulunan friz bloklarından sadece bir tanesinin üzerindeki inci-paye ve ion kymationu bezemeleri Antoninus Pius Tapınağı çevresinde bulunan friz blokları üzerindeki inci-paye ve ion kymationu bezemeleri ile aynıdır. Bu friz bloğu Antoninus Pius Tapınağının friz bloklarının E1 Bazilikasına taşındığına önemli bir kanıttır. E1 Bazilikasının doğu duvarında devşirme malzeme olarak kullanılan friz blokları büyük bir olasılıkla Sagalassos Antoninus Pius Tapınağında bulunan friz bloklarıyla aynı cephe üzerinde değil, tapınağın diğer cephesinde kullanılmış olmalıdır374. Bezemelerde görülen bu farklılık tapınağın yapım sürecinin de çok uzun bir zaman dilimini kapsadığını kanıtlamaktadır. Bezeme stilleri ışığında tapınağın yapımına Hadrianus’un hükümdarlığı döneminde başlanmış olmalıdır. Fakat tapınak Hadrianus Döneminde
bitirilememiş,
kendisinden
sonra
başa
geçen
Antonius
Pius’un
hükümdarlığının ilk yıllarında bitirilerek Antoninus Pius’a adanmıştır375. Sagalassos Antoninus Pius Tapınağının friz bloğu üzerinde işlenilen kıvrıkdal (ranke) motifleri ile friz kuşağının üstünde yer alan inci-paye ve ion kymationları bezeme stillerine göre benzer örneklerle kıyaslanarak Hadrianus Döneminin ortalarına, M. S. 120-130 yılları arasına tarihlenebilirler. Buna karşılık E1 Bazilikasının doğusunda bulunan Sagalassos Antoninus Pius Tapınağına ait olduğu düşünülen kıvrıkdal bezemeli 372
Strocka 1988, 299-300; Pülz 1989, 83-84. Koenings-Radt 1979, 347. 374 Vandeput 1997, 205. 375 Waelkens-Mitchell-Owens 1990, 190; Vandeput 1997, 75. 373
88
friz blokları ion kymationu ve inci-paye dizilerinin bezeme stillerine göre Antonius Pius Döneminin ilk yıllarına tarihlendirilmektedirler376.
376
Vandeput 1997, 75.
89
6-Side Tyche Tapınağı Pamphylia Bölgesinin en önemli kentlerinden birisi olan Side Antik Kenti günümüzde Selimiye İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Side’nin bu kadar önemli olmasının sebebi Pamphylia Bölgesinin en önemli liman kenti olmasından kaynaklanmaktadır377. Strabon, Side’nin bir Kyme kolonisi olduğundan ve kentte bir Athena Tapınağı olduğundan bahseder378. Side Antik Kentinde Roma İmparatorluk Çağına tarihlenen tapınaklardan birisi Agora’nın içerisinde yer alan Tyche Tapınağıdır. 1882-1885 yılları arasında Side kentini gezmiş olan Lanckoronski yapı hakkında bilgiler vermiştir379. Arif Müfid Mansel başkanlığında başlanılan kazı çalışmaları sonucunda tapınak tamamen ortaya çıkarılarak, yapının Tyche’ye adandığı ileri sürülmüştür380. Side Agorasının içerisinde yer alan Tyche Tapınağı agoranın tam ortasında değildir. Bu durum tapınağın agoradan daha erken bir tarihte yapıldığını akla getirmektedir381. Tapınağın güneyinde yer alan dokuz basamaklı merdivenden çıkılarak tapınak podyumuna ulaşılmaktadır. Podyumun üzerinde yuvarlak bir cellanın etrafını çevreleyen 12 sütunlu yuvarlak planlı bir tapınak yer almaktadır. Tapınak yuvarlak planlı bir peripterostur.
Yuvarlak planlı tapınaklar Roma İmparatorluk Çağında
kullanılmaya başlamıştır382. Tapınağın çatısı 12 köşesi bulunan bir piramit şeklindedir. Cellanın çevresinde yer alan attik-ion kaideli sütunlar kaliteli işçilik gösteren korinth tarzındaki başlıkları taşır. Korinth başlıklarının üzerinde aynı blok üzerinde işlenmiş architrav-friz kuşakları yer almaktadır. Üç fascialı architrav bloğunun hemen üstünde kıvrıkdal (ranke) bezemeli friz kuşağı yer almaktadır. Friz kuşağının üzerinde diş kesimi, geison ve sima blokları yer almaktadır. Tapınağın üst yapısı on iki köşesi bulunan piramit şeklindedir. Toplam piramit çatı yüksekliği 5.70 m. olmalıdır. Tapınağın merkezinde yer alan cella bölümünde kapının hemen karşısında sağlam bir temele dayalı bir yükselti bulunmaktadır. Side Tyche Tapınağı kült 377
Sevin 2001, 171. Strabon, XIV.4.2. 379 Lanckoronski 1890, 135-137. 380 Mansel-Bean-İnan 1956, 12. 381 Mansel-Bean-İnan 1956, 7. 382 Koenings-Radt 1979, 349. 378
90
heykelinin bu yükselti üzerinde durduğu ileri sürülmektedir383. Tapınağın cella duvarlarının üzerinde üç fascialı architrav bloğu yer almaktadır. Architrav bloğu üzeinde yer alan friz kuşağı üzerinde eroslar tarafından taşınan girland motifleri yer almaktadır. Girland motiflerinin aşağı doğru sarkma yaptığı yerlerde doldurma motifi olarak portreler kullanılmıştır. Celllanın tavanında 12 burcun tasvir edildiği bezemelere sahip kubbe yer almaktadır. Side şehrine ait sikkelerin bazılarının üzerlerinde Side Tyche Tapınağına benzeyen yuvarlak planlı bir tapınak tasviri hemen göze çarpmaktadır. Sikkeler üzerinde yer alan tapınağın piramidal çatısının üzerinde bir nar tasviri bulunmaktadır ve tapınağın cellası içerisinde oturur durumda bir Tyche heykeli yer almaktadır384. Cellanın tavanında on iki burcu tasvir eden bezemelerin yer alması da tapınağın Tyche için yapıldığına önemli bir kanıttır. Ayrıca Mansel bu özelliklerden yola çıkarak tapınağın cellası üzerine yer alan girlandlı friz kuşağında doldurma motifi olarak kullanılan portrelerin 12 burcu simgeleyen tasvirler olduğunu ileri sürmüştür385. Side Tyche Tapınağının tarihi konusunda değişik görüşler bulunmaktadır. Yapının bezemelerini inceleyen bir grup bilim adamı yapının Hadrianus Döneminde yapıldığını ileri sürerler386. Bazı bilim adamları ise tapınağın Antoninler Dönemi özellikleri gösterdiğini söylerler387. Tapınağın özellikle kıvrıkdal (ranke) frizleri Aspendos Tiyatrosu kıvrıkdal (ranke) motifleri ile büyük bezerlikler gösterir. Aspendos Tiyatrosu mimari bezemelerinin stil kritiğine göre M.S. 150-180 yılları arasına tarihlenmektedir388. Tapınağın, Aspendos Tiyatrosu mimari bezemeleri ile benzer özellikler göstermesi Antoninler Döneminde yapıldığını düşündürmektedir. Friz Bezemeleri Side Tyche Tapınağında iki farklı friz tipi kullanılmıştır. Sütunlarla çevrili dış cephenin üzerinde yer alan architrav-friz blokları üzerinde kaliteli işçilik gösteren
383
Mansel-Bean-İnan 1956, 11. Mansel-Bean-İnan 1956, 12; Mansel 1963, 107. 385 Mansel-Bean-İnan 1956, 13. 386 Mansel-Bean-İnan 1956, 13-14; Wegner 1989, 161-167. 387 Koenings-Radt 1979, 348; Can 2005b, 96. 388 Lanckoronski 1890, 102; Strocka 1981, 12, 28; Vandeput 1997, 162; Can 2005a, 96-97; Can 2005b, 96. 384
91
kıvrıkdal (ranke) bezemeleri işlenmiştir. Cella duvarları üzerinde yer alan friz kuşağı üzerinde de eros figürleri tarafından taşınan girlandlar tasvir edilmiştir. Tapınağın architrav friz kuşağının toplam yüksekiliği 0.79 m. dir. 0.50 m. yüksekliğindeki architrav kuşağının üzerinde 0.29 m. yüksekliğindeki friz kuşağı yer almaktadır. Friz kuşağını üst taraftan inci-paye ve ion kymationu kuşakları sınırlar. Architrav-friz kuşağı üzerinde yer alan kıvrıkdal (ranke) motifinde merkezi motif olarak akanthus kullanılmıştır. Akanthus motifi friz kuşağının alt ve üst sınırları arasında sıkışmış gibidir. Akanthus yapraklarının ortasında bulunan boydan boya uzanan derin damarlar kenarlardan soyutlanmıştır389. Akanthus yapraklarının matkap kullanılarak yapılan derin kanallı yapısı Aspendos Tiyatrosu örneklerini hatırlatır390. Akanthus yapraklarının keskin kenarlı testere dişi formunda oluşu Antoninler Dönemi barok yapısının bir özelliğidir. Akanthustan çıkan ana dallar yapının her iki yönüne doğru dalgalanarak uzanır. Ana dallar kılıf-yaprak demetleri ile kaplanmıştır. Ana daldan çıkarak ters yönde dairesel kıvrım oluşturan yan dallar çıplak bırakılmıştır ve zemine yapışıktır. Yan dalların ucunda çiçek ve yaprak rozetlere yer verilmiştir. Çiçek rozetler zeminden kabarıktır ve uçlarıyla yan dallara dokunmaktadır. Side Tyche Tapınağı kıvrıkdal (ranke) frizi architrav-friz kuşağı üzerinde yer alan kıvrıkdal (ranke) motifi Antoninler Dönemi stilini yansıtması bakımından çok önemlidir. Tapınağın cella dış duvarları üzerinde yer alan friz kuşağı 40 cm. yüksekliğindedir. Friz kuşağı altta ion kymationu ve üzerinde yer alan lesbos kymationu kuşakları ile sınırlandırılmıştır. Erosların taşıdığı girlandlı friz kuşağının üstünde ise inci-paye ve ion kymationu kuşakları yer almaktadır. Friz kuşağının ana sahnesinde erosların taşıdığı girlandlara yer verilmiştir391. Girlandlar Eros figürlerinin omuzlarının üzerinde kurdelelerle bağlanmaktadır. Eros figürleri ayakta, cepheden, soluna doğru bakar tarzda tasvir edilmiştir. Figürlerin kolları olması gerektiğinden daha uzundur. Girlandlar; dal, yaprak, tomurcuk, çiçek ve meyveden oluşan bitkisel motiflerden meydana gelmişlerdir. Girlandların aşağı doğru sarkan kısımlarının üzerinde doldurma motifi olarak portrelere yer verilmiştir. Mansel bu portrelerin tanrı ve tanrıçalara ait
389
Can 2005b, 96. Can 2005b, 96. 391 Anabolu 1970, 78. 390
92
olduğunu ileri sürmektedir392. Doldurma motifi olarak kullanılan portrelerden birisinin yanında kerykeion yer almaktadır. Bu porte büyük bir olasılıkla Hermes’e aittir. Erosların taşıdığı girlandlarla süslü friz kuşağının genel işçiliği de Antoninler Dönemi sanatını yansıtmaktadır. Matkap kullanımı ile birlikte figürlerin derinlikleri artmış, daha barok bir yapı kazanmışlardır.
392
Mansel-Bean-İnan 1956, 11.
93
7-Cremna Antoninus Pius Tapınağı Kestros vadisine hâkim bir tepe üzerine kurulmuş olan Cremna Antik Kenti Psidia bölgesinin en önemli kentlerinden birisidir393. Cremna Antik Kentinde friz bezemesine sahip Roma İmparatorluk Çağına tarihlenen iki adet tapınak saptanmıştır. Bu tapınaklardan Antoninus Pius’a ithaf edilmiş olan yapı vadide yer alan tapınaklardan küçük olanıdır. Bu yapının Cremna’nın o dönemdeki en önemli kamu yapılarından birisi olduğu açıktır394. Korinth düzeninde inşa edilmiş olan tapınağın planının nasıl olduğu konusu tartışmalıdır. Tapınağın plan tipi ile ilgili en fazla kabul gören görüş tapınağın peripteros planlı olduğudur395. Tapınağın temellerine ait az sayıda parça bulunmasına karşın kaliteli işçilik gösteren dekorasyon parçaları bulunmuştur. Tapınağın cellası yüksek bir podyum üzerinde yükselmektedir. Yapının ön cephe süslemesinde Korinth başlığı üzerinde özenle hazırlanmış üç fascialı architrav (0. 46 m.), friz (0. 33 m.) ve korniş (0.44 m.) kuşakları yer alır. Antoninus Pius Tapınağının bezemeleri ile Cremna’daki Erken Hadrianus Tapınağının bezemeleri birbirlerine çok benzemektedirler. Her iki yapının aynı atölye geleneği ile yapıldığı ileri sürülmektedir396. Her iki yapının ion kymation bezeme tarzları birbirlerine çok yakındır. Aralarındaki tek fark Antoninus Pius Tapınağının ion kymationları Hadrianus Tapınağının ion kymationlarına oranla daha enli oluşudur397. Bu durum Cremna’da Antoninus Pius’a adandığı düşünülen tapınağın Cremna Hadrianus Tapınağına oranla daha geç bir tarihten olduğunu kanıtlamaktadır. Astragal, ion kymationunu oluşturan yumurta-mızrak ve palmet kuşağı bezeme tarzı yapının Antoninler Döneminden olduğuna kanıttır398. Yapının tarihlendirilmesine olanak sağlayan en önemli kanıt tapınağın architrav bloğu üzerinde yer alan Latince yazıt parçasıdır. “ΝΟAUGPIOPP” monogramları sağlam olarak kalmış bu yazıt parçası sayesinde tapınağın M. S. 138-161 yılları arasında 393
Sevin 2001, 160. Mitchell-Waelkens 1987, 44. 395 Mitchell 1995, 91. 396 Mitchell 1995, 92. 397 Mitchell 1995, 92. 398 Mitchell-Waelkens 1987, 44. 394
94
imparatorluk yapmış olan Antoninus Pius’a adandığı anlaşılmıştır399. Bezeme stili göz önüne alındığında yapının Antoninus Pius’un hükümdarlığının erken yıllarından olamayacağı kesindir. Tapınağın bezeme stilinin genel yapısına ve architrav bloğu üzerinde ithaf yazıtına bakarak Mitchell yapının Antoninus Pius’un hükümdarlığının son yıllarından M. S. 150-161 yılları arasında yapılmış olması gerektiğini söyler400. Mitchell’e göre çok dik açılı neredeyse T biçimli dizayna sahip akanthus yaprakları, ışık-gölge etkisi gösteren derin oyulmuş yapraklar ve dekorasyon kuşağının üst bölümünde yer alan volüt benzeri filizlerin alanı sıkıştırıyor olması yapının Antoninus Pius’un son yıllarından olduğuna önemli bir kanıttır401. Kıvrıkdal bezemelerini doktora tezinde çalışan Birol Can friz kuşağında görülen kıvrıkdal bezemesini genel yapısına bakarak Cremna’daki tapınağın M. S. 180-190 yılları arasında inşa edilmiş olması gerektiğini söyler402. Vandeput Cremna’ya komşu kentlerden birisi olan Sagalassos Antik Kenti yapılarını incelediği yayınında tarihlemede Cremna Anatoninus Pius Tapınağından da yararlanmıştır. Antoninus Pius Tapınağı’nın architrav bloğunun üst sınırını oluşturan lesbos kymationu kuşağını bezeme stilini dikkate alarak M.S. II. yüzyılın ortalarına ve ikinci yarısına tarihlemektedir403. Yine Sagalassos’taki Güneybatı Tapınağı ile Cremna Antoninus Pius Tapınağı’nın ion kymation kuşağı, lesbos kymation kuşağı ve simadaki palmet kuşağına benzer özelliklere sahip olduğunu vurgulayarak her iki yapıyı da M. S. II yüzyılın ortalarına tarihlemektedir404. Friz Bezemeleri Tapınağın üç fascialı architravı üzerinde yer alan friz kuşağı 0.33 metre yüksekliğindedir. Friz kuşağı üzerinde kıvrıkdal bezemeleri tasvir edilmiştir. Friz kuşağını üst bölümünü ion kymalarından oluşan bezeme kuşağı sınırlar. Antoninus Pius tapınağının kıvrıkdal bezemeleri dönem özelliklerini göstermesinin yanı sıra yeni oluşumlarında habercisi olmaları bakımından oldukça önemlidirler405.
Kıvrık dal
bezemesini yanlara doğru açılarak tüm zemine yayılan kılıf yaprak demetleriyle kaplı 399
Mitchell 1995, 92. Mitchell 1995, 92. 401 Mitchell 1995, 92. 402 Can 2005, 98. 403 Vandeput 1997, 85. 404 Vandeput 1997, 99. 405 Can 2005, 98. 400
95
ana dal ve kılıf yaprak demetlerinden çıkarak ters yönde kıvrılan kısa ve yalın yan dallar oluşturmaktadır. Yan dalların uçlarında çiçek ve yaprak rozetleri yer almaktadır. Motiflerin bezeme alanı içerisinde yoğun dağılımı ve boşluk bırakılmadan yayılımı ilk bakışta göze çarpar. Anadal ve yandallar oluşturulurken matkap kullanılmıştır. Matkap kullanımı ile birlikte kıvrıkdal bezemesini oluşturan motifler anatomilerini kaybetmiş ve birbirlerinden ayrılmaz hale gelmiştir.
96
8-Ephesos Serapis Tapınağı Ephesos Serapis Tapınağı, Agoranın hemen batısında Bülbül Dağı’nın eteklerinde inşa edilmiştir406. Ephesos Serapis Tapınağında 1913 ve 1926 yıllarında tapınağın planını saptamaya yönelik kazı çalışmaları yapılmıştır. Ana kayayı oyarak oluşturulan tapınak terası yaklaşık olarak 100 x 75 m. ölçülerindedir. Tapınak temenosunun asıl girişi kuzey yönündedir. Ephesos Batı Caddesinden yaklaşık 4 metre yüksekliğindeki merdivenlerden çıkılarak tapınak temenosunun girişine ulaşılır. Tapınak temenosunun merkezinde yer alan Serapis Tapınağı podyum üzerinde yükselmektedir. 29.20 x 36.70 m. ölçülerindeki tapınak prostylos düzenlidir. Tamamen mermer malzeme kullanılarak yapılan tapınak için olağanüstü bir harcama yapılmış olmalıdır. Tapınağın prostylos bölümünü oluşturan ön cephesinde 8 tane sütun yer almaktadır. Attik-ion kaideler üzerinde yükselen yivsiz sütunlar monolittir ve yaklaşık olarak 15 m. yüksekliğe sahiptirler. Sütunların alt çapı 1.52 m. dir. Monolit sütunların üzerinde tapınağın korinth düzenindeki kaliteli işçilik gösteren başlıkları bulunmaktadır. Korinth başlıklarının üzerinde tapınağın architrav blokları yer almaktadır. Üç fascialı architravın hemen üzerinde kıvrıkdal (ranke) bezemeli friz kuşağı vardır. Friz kuşağının üzerinde yer alan geison ve sima kuşakları aynı mimari blok üzerine inşa edilmişlerdir. Tapınağın üçgen alınlıklı çatısı üzerinde 3 tane pencere bulunmaktadır. Pencereler, tamamen mermer malzeme kullanılarak yapılmış olan tapınağın üst yapısını hafifletmek için açılmış olmalıdır. Cellanın girişinde yer alan mermer zemin üzerindeki çift kanatlı, ağır kapılanın varlığına işaret etmektedir407. Bu kapının genişliği 6 metredir ve yapının anıtsal bir yapı olduğuna önemli bir kanıttır. Tapınağın cellasının güneyinde merkezde kült heykelinin koyulması için yapılmış 7 m. genişliğinde büyük bir niş bulunmaktadır. Büyük nişin her iki yanında birer tane daha niş yer almaktadır. Yapının doğu ve batı uzun kenarlarında ise altışar tane küçük niş bulunmaktadır. Ephesos Serapis Tapınağının cellasının üzeri 406
Keil 1947, 181-192; Keil 1965, 102-105; Anabolu 1970, 76; Koenings-Radt 1979, 346; Ward-Perkins 1981, 283; Strocka 1988, 303-305; Vandeput 1997, 165, Bean 1966, 176-177; 407 Bean 1997, 156.
97
beşik tonoz ile kapatılıyor olmalıdır. Tapınak çevresinde bulunan içe eğimli tavan kasetleri yapının cellasının üzerinin tonoz ile kapatıldığını kanıtlamaktadır. Ephesos Serapis Tapınağının inşası bitirilememiştir. Tapınağın doğusunda bulunan yarı işlenmiş kıvrıkdal
(ranke)
bezemeli
friz
bloğu
tapınağın
yapımının
tam
anlamıyla
tamamlamadığını kanıtlamaktadır. Tapınağın tarihi ve hangi imparatora adandığı konusu tartışmalıdır. Yapıya ait herhangi bir yazıt bulunmamıştır408. Tapınağın Serapis’e adandığını ilk olarak Keil önermiştir409. Bu görüş geçerliliğini hala sürdürmektedir. Akurgal, kazı çalışmaları sırasında bulunmuş Mısır granitinden yapılmış anıtsal boyutlarda bir heykelden söz etmektedir410. Tapınağın tarihi konusunda araştırma yapan bilim adamlarının bazıları Hadrianus-Antoninus Pius Dönemini411, bazı bilim adamları ise M. S. II. yüzyılın son çeyreğini412 önermektedir. Yani tapınağın tarihi tartışmalıdır. Ephesos Serapis Tapınağının tarihlenmesinde karşılaşılan en önemli sorun tapınağın bezemeleri ile Serapis Kültünün Anadolu’da yaygınlaştığı tarihlerin birbirinden farklı olmasından kaynaklanmaktadır. Bezeme stili dikkate alınarak tarihleme yapılırsa tapınak M.S. II. yüzyılın ortalarına tarihlenmelidir. Fakat Serapis Kültünün Anadolu’da yayılımı dikkate alınarak tarihleme yapılacaksa tapınak Anadolu’ya Serapis kültünü taşıyan Septimus Severus Dönemine tarihlenmelidir. Friz Bezemeleri Tapınağın entablatür kuşağına ait olan friz bloğu parçaları tapınağın ön cephesinin önünde dağılmış durumdadır. Kıvrıkdal (ranke) motifini oluşturan öğelerin kabartma yüksekliği fazladır. Barok yapının karakteristik özelliği olan ışık-gölge etkisi Serapis Tapınağı frizlerinde tamamen hissedilmektedir. Tapınağın friz bloğu üzerinde gerçekten de çok kaliteli işçilik gösteren kıvrıkdal (ranke) bezemeleri tasvir edilmiştir. Merkezi motif olarak kullanılan akanthus yapraklarından çıkan ana dallar kuşağın her iki yanına doğru dalgalanarak uzanırlar. Merkezi motif olarak kullanılan akanthus 408
Scherrer 2000, 150. Keil 1926, 265-271; Keil 1947, 181-192; Keil 1965, 102-105. 410 Akurgal 2000, 329. 411 Strocka 1988, 303-305; Vandeput 1997, 74. 412 Radt-Koenings 1979, 346. 409
98
yaprakları birbirlerinden bağımsız olarak işlenmiştir. Ana dallar tamamen kılıf yaprak demetleri ile sarılmışlardır. Ana daldan çıkarak dairesel kıvrım oluşturan yan dallar da kılıf-yaprak demetleriyle sarılmışlardır. Yan dalların ucunda çiçek ve figürlü rozetlere yer verilmiştir. Eros ve kartal figürleri rozet olarak kullanılmıştır. Ephesos Serapis Tapınağının kıvrıkdal (ranke) bezemeleri Antoninler Dönemi baroğunun bütün özelliklerini göstermektedirler. Kıvrıkdal (ranke) motifini oluşturan öğelerin altında friz kuşağı hala görülebilmektedir. Bu friz kuşağının Severuslar döneminden olamayacağına önemli bir kanıttır. Severus Döneminde friz kuşağı kıvrıkdal (ranke) kuşağını oluşturan öğelerin altında tamamen kaybolmuştur. Fakat burada henüz böyle bir durum söz konusu değildir. Ayrıca kıvrıkdal (ranke) doğal yapısını henüz kaybetmemiştir. Motiflerin işlenişi çok güzeldir. Kılıf-yaprak demetlerinde matkap kullanılarak ışık-gölge etkisi oluşturulmaya çalışılmıştır. Matkabın kullanımında bir abartı söz konusu değildir. Yukarıda değinilen özellikler genel olarak Anoninus Pius Döneminin özellikleridir. Tapınak kıvrıkdal (ranke) bezemeleri dikkate alınarak tarihlenecekse M. S. II. yüzyılın ortalarına tarihlenmelidir.
99
9-Tarsus Donuktaş Tapınağı Antik Dönemden günümüze kadar adı değişikliğe uğramadan kalmış birkaç yerleşimden biri olan Tarsus İlçesinde halk tarafından Donuktaş olarak adlandırılan tapınağın kalıntıları yer almaktadır. Donuktaş Tapınağı Tarsus İlçe merkezi, Teke Mahallesinde bulunmaktadır. Tapınak büyük bir ihtimalle kentin surlarının dışında yapılmıştır413. Donuktaş Tapınağı güneybatı-kuzeydoğu yönünde inşa edilmiştir. Tapınak 102 x 43 m. ölçülerindedir414. Yapının cella uzunluğu yaklaşık olarak 73 metredir. Cellanın güney köşesinde büyük bir ihtimalle tapınağın kült heykelinin konulması için hazırlanmış bir alan yer almaktadır415. Donuktaş Tapınağının 6.5 m. genişliğinde, 8 m. yüksekliğindeki ana duvarları korunmuştur.
Tapınağın sütun sayısı net olarak
bilinmemektedir. Yapılan ölçümler sonucunda tapınağın 10 x 21 sütun sayısına sahip bir peripteros olduğu ileri sürülmüştür416. Donuktaş Tapınağında yapılan kazı çalışmaları sırasında çok miktarda mermer kaplama parçalarına rastlanmıştır. Bu durumda harç malzeme kullanılarak oluşturulmuş olan tapınak duvarları mermer kaplama parçaları ile kaplanıyor olmalıydı. Tapınağın sağlam olarak bulunan hiçbir üst yapı malzemesi yoktur. Yapılan kazı çalışmaları sırasında bol miktarda akanthus yaprağı parçaları bulunmuştur417. Ayrıca bir geison parçası bulunmuştur418. Tapınağın muhtemelen friz kuşağını süsleyen kıvrıkdal (ranke) motifleri de kırık parçalar halinde bulunmuştur. Söğüt, Tarsus Ulu Camisi avlusunda bulunan kıvrıkdal (ranke) bezemeli friz bloğunun Tarsus Donuktaş Tapınağından olabileceğini ileri sürmektedir419. Kazıda bulunan kıvrıkdal (ranke) motifli friz parçaları ile bu friz kuşağının motiflerinin çok benzer yapıda olduğundan bahsetmektedir. Bu düşünce olası gibi görünmektedir.
413
Zoroğlu 1995, 62. Baydur 1991, 378. 415 Zoroğlu 1995, 62. 416 Söğüt 1998, 107. 417 Baydur 1991, 379; Söğüt 1998, 107. 418 Baydur 1992, 309-310. 419 Söğüt 1998, 108-109. 414
100
Tarsus Donuktaş Tapınağının hangi tanrıya veya imparatora adandığı konusu tartışmalıdır. Söğüt, tapınağın Antoninler Dönemi sonunda Commodus zamanına tarihlenen imparator kültü için yapılmış bir tapınak olduğunu ileri sürmektedir420. Friz Bezemeleri Tapınak alanında yapılan kazı çalışmalarında bulunan kıvrıkdal (ranke) bezemeli parçalar ile büyük benzerlikler gösteren kıvrıkdal (ranke) bezemeli bir architrav-friz bloğu Tarsus Ulu Camisinin avlusunda bulunmuştur. Architrav-friz bloğu 3.20 m. genişliğinde, 0.92 m. yüksekliğinde, 0. 88 m. derinliğindedir. Merkezi bir motiften çıkarak friz kuşağının her iki yönüne doğru dalgalanarak uzayan ana dallar tamamen kılıf-yaprak demetlerinin altında kaybolmuştur. Ana dallardan çıkarak dairesel kıvrım oluşturan yan dallarda tıpkı ana dalda olduğu gibi kılıf-yaprak demetleriyle sarılmışlardır. Yan dalların ucunda çiçek rozetlere yer verilmiştir. Kıvrıkdal (ranke) motifini oluşturan figürler friz kuşağını alttan ve üstten sıkıştırmışlardır. Friz zemini bezemelerin altında neredeyse tamamen kaybolmuştur. Yoğun matkap kullanımı ile birlikte kıvrıkdal (ranke) motifinin kabartma derinliği artmış ve daha barok bir görünüm kazanmıştır. Kıvrıkdal (ranke) motifi genel olarak Erken Severuslar Dönemi özellikleri göstermektedir.
420
Söğüt 1998, 109.
101
10-Korykos II Nolu Tapınak Antik dönemde Kilikia Bölgesi sınırları içerisinde kalan Korykos Antik Kenti günümüzde İçel İli Kızkalesi kasabası yakınlarındadır. Strabon Korykos kenti yapıları hakkında bilgi vermemiş, kentin sadece isminden bahsetmiştir421. Korykos kentinde Roma İmparatorluk Dönemine tarihlenen iki tane tapınak saptanmıştır. Söğüt tarafından 2 Nolu Tapınak olarak adandırılan kıvrıkdal (ranke) bezemeli friz kuşağına sahip olan yapı kalenin 100 m. doğusundadır422. Korykos 2 Nolu Tapınak hakkında bugüne kadar ayrıntılı bir çalışma yapılmamıştır. Kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda inşa edilmiş olan tapınağın girişi muhtemelen kuzeydoğudadır. 8 x 15 sütun sayısına sahip olduğu düşünülen tapınağın 43.30 x 22.40 metre ölçülerinde olduğu tahmin edilmektedir423. Söğüt tapınağı pseudodipteros plan tipli Seleukeia ve Aizanoi Zeus Tapınakları ile kıyaslayarak pseudodiopteros plan tipinde olması gerektiğini ileri sürer424. Tapınağın attik-ion tarzındaki sütun kaideleri 0.46 m. yüksekliğindedir. 24 yivli sütunların üzerinde korinth tarzındaki sütun başlıkları bulunmaktadır. Korinth başlık parçasını oluşturan akanthus yapraklarında yoğun matkap kullanımı ve yüzeysel işçilik fark edilmektedir. Tapınak çevresinde yapılan araştırmalarda architrav-friz ve friz bloğu parçalarının bulunmuştur. Bunlardan hangilerinin tapınağa ait oldukları konusu tartışmalıdır425. Architrav-friz bloğu üzerinde kıvrıkdal (ranke) motifi işlenmiştir. Architrav-friz blokları 80 cm. yüksekliğinde, 0.47-0.65 m. kalınlığında, 1.60 m. genişliğindedir. Friz kuşağının üstünde yer alan konsollu geison ve sima blokları aynı blok üzerinde yapılmışlardır. Tapınak hakkında çok fazla çalışma yapılmadığı için tarihi konusu da tartışmalıdır. Söğüt, tapınağın korinth başlıklarının benzerlerinin Kyzikos kazıları sırasında bulunmuş olan başlıklara benzediğini ileri sürmektedir426. Kyzikos’ta bulunan 421
Strabon, XIV.5.5. Söğüt 1998, 100. 423 Söğüt 1998, 100. 424 Söğüt 1998, 100. 425 Söğüt 1998, 101. 426 Söğüt 1998, 101. 422
102
başlıklar M. S. 200-210 yılları arasına tarihlenirler427. Söğüt Korykos 2 Nolu Tapınağın başlıklarına dayanarak tapınağın M. S. II. yüzyıl sonu-III. yüzyıl başından olduğunu ileri sürmektedir. Friz Bezemeleri Korykos 2 nolu tapınağın architrav-friz blokları üzerinde kıvrıkdal (ranke) bezemesi yer almaktadır. Olasılıkla merkezi bir akanthus çanağından çıkan ana dallar friz kuşağının her iki yanına doğru dalgalanarak uzanırlar. Ana dal tamamen kılıfyaprak demetleriyle sarılmıştır. Ana daldan çıkarak ters yönde dairesel kıvrım oluşturan yan dallarda kılıf-yaprak demetleriyle sarılmıştır. Ana dal ve yan dalların tamamen kılıfyaprak demetleriyle sarılması Antoninler ve daha sonraki dönemlerde karşılaştığımız bir özelliktir. Yan dalların uçlarında çiçek ve figürlü rozetlere yer verilmiştir. Figürlü rozetler ilk olarak Hadrianus Dönemi yapılarında karşımıza çıkar ve Severuslar Dönemine kadar severek kullanılırlar428. Yani figürlü rozet uygulmasını bir dönem özelliği sanmak yanlış olur. Kıvrıkdal (ranke) motifini oluşturan öğeler friz kuşağını alttan ve üstten zorlamaktadır. Friz kuşağının kabartma derinliği artmıştır. Böylece ışıkgölge etkisi çok daha güçlü bir şekilde hissedilmektedir. Kıvrıkdal (ranke) motifi yukarıda bahsedilen özelliklerle genel olarak Geç Antoninler-Erken Severuslar Dönemi özellikleri gösterir. Tapınak M. S. 190-200 yılları arasında yapılmış olmalıdır.
427 428
Başaran 1997, 17, 31. Can 2005b, 77.
103
11-Knidos Korinth Tapınağı Karia Bölgesinin en önemli kentlerinden birisi olan Knidos Antik Kenti Muğla ili sınırları içerisindeki Datça Yarımadasının batı ucunda kurulmuştur. Herodotos Knidos’un kurulduğu bu yarımadaya Bybassos adını vermektedir429. Knidos Antik Kentinde Roma İmparatorluk Çağına tarihlendirilen kıvrıkdal (ranke) ve akanthus-helices friz bezemelerine sahip bir tapınak yer almaktadır. Knidos Korinth Tapınağı kentin ortasında bouleuterionun doğusunda inşa edilmiştir. Tapınak ilk olarak Dilletanti tarafından incelenmiş ve yayınlanmıştır430. Bu çalışmada tapınak iki basamaklı krepis üzerinde gösterilmiştir. Ayrıca tapınağın alınlığı bezemesiz olarak gösterilmiştir. Tapınaktan bahseden ilk çalışmalardan birisi Newton tarafından yapılmıştır431. Newton Knidos Antik Kentinin planını hazırlarken Knidos Korinth Tapınağını da plana işlemiştir. Fakat tapınak doğu-batı yönünde uzanması gerekirken yanlışlıkla kuzey-güney yönünde işlenmiştir. Knidos Korinth Tapınağı ilk olarak 1967 senesinde kazılmıştır. Bu ilk kazı çalışmaları tapınak konusunda bundan önce bilinen bilgilerin bir kısmının yanlış olduğunun anlaşılmasını sağlamıştır432. Buluntular ışığında tapınak tekrar incelenmiş ve yeni bir planı çıkarılmıştır433. Daha önce bilinenin aksine tapınağın yedi basamaklı bir krepis üzerinde yükseldiği ve doğu alınlığında büyük bir kalkan motifinin yer aldığı saptanmıştır. Tapınağın tarihlendirilmesi konusunda günümüze kadar çok fazla yayın yapılmamıştır. Love tapınağı korinth başlıklarına göre Geç Hadrianus-Erken Antoninus Dönemine434, Mert ise Erken Severuslar Dönemine tarihlemektedir435. Küçük boyutlu Knidos Korinth Tapınağı 17.00 x 9.70 m. ölçülerindeki yüksek bir podyum üzerinde yer almaktadır. Yapının stylobate ölçüleri ise 12.20 x 8.20 m. dir. Tapınağın doğusunda bulunan yedi basamakla tapınağa ulaşılır. Korinth düzenindeki Knidos Korinth Tapınağının kısa bir pronaosu, geniş bir cellası ve yine kısa bir 429
Herodotos I, 174. Love 1978, 1114; Mert 2005, 229. 431 Love 1978, 1114. 432 Love 1978, 1114. 433 Mellink 1968, 138; Love 1969, 123-124; Mellink 1969, 216-218; Love 1970, 149. 434 Love 1978, 1116. 435 Mert 2002, 13; Mert 2005, 236. 430
104
opisthodomosu vardır. Roma İmparatorluk Çağına tarihlenen podyumlu tapınaklarda opisthodomos çok sık karşılaşılan bir özellik değildir436. Tapınağın stylobatı üzerinde attik-ion sütun kaideleri bulunmaktadır. Attik-ion kaideler üzerinde yükselen sütunlar korinth başlıklarını taşır. Korinth başlıklarının üzerinde tapınağın üç fascialı architrav kuşağı yer alır. Kıvrıkdal (ranke) bezemeli friz kuşağı architrav bloğun hemen üzerindedir. Friz kuşağının üzerinde konsollu geisonlar yer almaktadır. Friz Bezemeleri Knidos Korinth Tapınağının bir tanesi cella duvarları üzerinde bir tanesi ise architrav bloğu üzerinde olmak üzere iki adet friz kuşağı bulunmaktadır. Anadolu’da Roma İmparatorluk Dönemine tarihlenen ve tez çalışması içerisinde ayrıntılı bir şekilde incelenen ve Psidia Antiocheia Augustus Tapınağının cella duvarları üzerinde de friz kuşakları vardır437. Tapınağın cella duvarları üzerinde akanthus ve helices motiflerinden oluşan bezemenin yer aldığı friz kuşağı bulunmaktadır438. Friz kuşağının toplam yüksekliği 65 cm. dir. Akanthus ve helices motiflerinin yan yana dizilmesi sonucu oluşturulmuş olan bu bezem tarzında bir süreklilik söz konusudur. Akanthus yaprakları heliceslere oranla daha ön plandadır. Akanthus yapraklarının kenarlarında matkap izleri görülür. Akanthsu ve helices motiflerinin bir arada kullanıldığı pek fazla friz bezemesi yoktur. Korinth Tapınağı bu açıdan oldukça önemlidir. Tapınağın üç fascialı architrav bloğu üzerinde kıvrıkdal (ranke) bezemeli friz kuşağı yer alır.439 Friz kuşağının ortasında merkezi motif olarak akanthus kullanılmıştır. Akanthus yapraklarından çıkan ana dallar friz kuşağının her iki yanına doğru dalgalanarak uzanır. Ana dallar kılıf-yaprak demetleriyle sarılmıştır. Ana dallardan çıkara dairesel kıvrım oluşturan yan dallarda tıpkı ana dal da olduğu gibi kılıf-yaprak demetleriyle sarılmıştır. Yan dalların uçlarında uçlarına rozetlere yer verilmiştir. Kılıfyaprak demetlerinde matkap kullanımı ile birlikte derinlik arttırılmış daha barok bir yapı oluşturulması sağlanmıştır. Kılıf-yaprak demetlerini oluşturan yaprakların kenarları 436
Mert 2005, 233. Ramsay 1916, 83; Robinson 1926,11; Can 2005b, 140. 438 Mert 2005, 232. 439 Mert 2002, 13. 437
105
kertiklidir440. Kıvrıkdal (ranke) kuşağını oluşturan öğeler friz kuşağını alt ve üstten zorlamaya başlamışlardır. Zemin kıvrıkdal (ranke) öğelerinin altında yavaş yavaş kaybolmaya başlamıştır. Knidos Korinth Tapınağı kıvrıkdal (ranke) bezemeleri genel olarak Erken Severuslar Dönemi kıvrıkdal (ranke) frizlerinin özelliklerini gösterirler. Tapınağın Korinth başlıkları da Geç Antoninler Dönemini işaret etmektedir441. Bu özellikler dikkate alınacak olursa Knidos Korinth Tapınağının inşasına Geç Antoninler Döneminde başlanılıp Erken Severuslar Döneminde bitirilmiş olmalıdır.
440 441
Mert 2005, 236. Mert 2005, 235.
106
VI- ALTINCI BÖLÜM: KONSOLLU FRİZ KUŞAKLARI
A-KONSOLLU FRİZ KUŞAKLARININ TANIMI VE GENEL STİL GELİŞİMİ Çalışmamız içerisinde incelenecek olan bir diğer friz tarzı konsollu frizlerdir. Konsollu friz Anadolu’ya özgü bir friz şekli olması sebebiyle oldukça önemlidir442. Anadolu’da Roma İmparatorluk Çağına tarihlenen yapıların çok azında konsollu friz kullanılmıştır. Bunun sebebi konsollu friz uygulamasının hem çok fazla zaman alması hem de ustalık gerektirmesi olmalıdır. Konsollu frizler Hadrianus Döneminde ortaya çıkmışlar ve sadece bu dönem içerisinde yapılan tapınaklarda kullanılmışlardır. Konsollu frizi oluşturan motiflerin ilki konsollardır. Dor Tapınaklarının friz kuşakları üzerinde yer alan triglifler gibi konsollarda friz kuşağını bölümlere ayırmaktadır443. Friz kuşağında derinlik oluşmasını sağlayan konsolların ön yüzleri bezeme oluşturmak amacıyla yivlendirilmiştir. Konsolların alt zemine bağlandıkları yerlerde akanthus yaprakları konsol yüzeyini sarmaktadır. Bazen merkezde bir akanthus yaprağı kullanılabildiği gibi kimi zamanda konsolun her iki köşesinde birer akanthus yaprağı kullanılmıştır. Konsolların ayırdığı bu bölümlerin içlerinde Medusa rölyefleri yer almaktadır. Medusa başlarında yapıldıkları dönemin bütün heykeltıraşlık özeliklerini görmek mümkündür. Konsollu frizlerde Medusa başlarının altında destek veya doldurma öğeleri olarak adlandırabileceğimiz motiflerde kullanılmıştır Destek öğesi olarak kullanılan öğelerden birisi volütleridir. Konsolların alt bölümündeki akanthus yapraklarının yanından çıkan volütler diğer yandan gelen volütlerle birleşerek Medusa başlarına zemin oluşturmuştur. Konsollu frizlerde doldurma motifi olarak kullanılan bir başka motif akanthus yapraklarıdır. Konsolların alt köşelerinden çıkan akanthus yaprakları Medusa başlarının altında uzanırlar.
442 443
Anabolu 1970, 78. Anabolu 1970, 78.
107
Konsollu frizler ilk olarak Pergamon Traianus Tapınağında karşımıza çıkarlar444. Fakat burada konsollar bitirildiği halde Medusa başlarının yapımı bitirilememiştir. Traianus Tapınağı M.S. 114 –M.S. 129 yılları arasında inşa edilmiştir445. Tapınak Traianus’a adanmış olsa bile Hadrianus Dönemi sanatının özelliklerini taşımaktadır. Konsollu friz kuşağına sahip olan tapınak Side N1 (Apollon) tapınağıdır446. Side N1 Tapınağının tarihi konusunda çeşitli görüşler vardır. Bezeme stiline bakacak olursak Hadrianus Dönemi stilinin özelliklerini yansıtmaktadır.
444
Anabolu 1970, 79; Strocka 1978, 893-899; Koenings-Radt 1979, 335; Radt 1983, 261; Strocka 1988, 297-298; Radt 1995, 576-577; Vandeput 1997 34,145 ,148 ,152 ,164 ,165 ,167 ,168, 172, 173, 17; Radt 2002, 208-218. 445 Radt 2002, 211. 446 Lanckoronski 1890, 131-138, Mansel 1963, 77-82; Mansel 1967, 22-23; Ward-Perkins 1981, 300-301; Strocka 1988, 300; Pülz 1989, 59-60; Vandeput 1997, 153-154, 165.
108
B-KONSOLLU FRİZ KUŞAĞINA SAHİP ROMA DÖNEMİ TAPINAKLARI 1-Pergamon Traianus Tapınağı Mysia Bölgesinin güneybatı ucunda yer alan Pergamon Antik Kenti Keteios (Kestel Çayı) ve Selinus’un (Bergama Çayı) birleştiği yerde, ovadan 275 m. yükseklikteki yalçın bir kayalık üzerine kurulmuştur447. Hellenistik ve Roma Döneminde B. Anadolu coğrafyasının en önemli kentlerinden birisi olan Pergamon Antik Kentinin kurulmuş olduğu yerde küçük bir Arkaik yerleşmenin varlığı anlaşılmaktadır448. Hellenistik Dönemden itibaren Anadolu’nun sanattaki yeni lideri olan Pergamon bu özelliğini Roma İmparatorluk Dönemi boyunca da devam ettirmiştir. Pergamon Antik Kentinde kalenin en yüksek noktasında Traianus Tapınağı yer almaktadır449. Tapınak çevresinde bulunan bir yazıt yardımıyla Traianus ve Zeus Philios’a adanan tapınağın yapımına M. S. 114 yılından az önce başlandığını anlıyoruz450. Tapınağın yapımı olasılıkla Hadrianus zamanında M.S. 129 yılına kadar sürmüş olmalıdır451. Tapınağın üzerine kurulacağı eğimli olan arazi kemer ve tonoz şeklindeki alt yapılarla bir düzlük haline getirilmiştir. Traianus Tapınağı terası, düzlük haline getirilmiş bu alan üzerine kurulmuştur. Temenos 68 x 58 m. ölçülerindedir. Kutsal alanın merkezinde yer alan tapınağın üç tarafı stoalarla çevrilidir. Traianus Tapınağı bir podyum üzerinde yükselmektedir. Podyum andezit bloklardan yapılmıştır. Andezit blokların üzeri kaliteli mermer plakalarla kaplanmıştır. Pergaman Traianus Tapınağı 6 x 10 sütun sayısına sahip bir peripterostur. Korinth düzeninde inşa edilmiş olan tapınağın çatı kaplamaları dâhil bütün mimari parçaları mermerden yapılmıştır. Traianus Tapınağı cellasının alt yapısı iki tane tonoz üzerine kurulmuştur. Tapınağın sütunları kaliteli işçilik gösteren attik-ion kaideler üzerinde yükselmektedir. Korinth düzenindeki sütun başlıklarının üzerinde iki fascialı architrav 447
Sevin 2001, 52-53. Akurgal 2000, 253. 449 Anabolu 1970; 79; Strocka 1978, 893-899; Koenings-Radt 1979, 335; Radt 1983, 261; Strocka 1988, 297-298; Radt 1995, 576-577; Vandeput 1997, 34, 145 ,148 ,152 ,164 ,165 ,167 ,168, 172, 173, 17; Radt 2002, 208-218. 450 Radt 2002, 211. 451 Radt 2002, 211. 448
109
kuşağı uzanmaktadır. Architrav kuşağını üst taraftan sırasıyla inci-paye, ion kymationu ve açık kapalı palmeyt kuşakları sınırlamaktadır. Architravın üzerinde yer alan friz kuşağında dik duran konsollar arasında Medusa başları tasvir edilmiştir. Tapınağın üçgen çatı alınlığının köşelerinde akroterlere yer verilmiştir.
Friz Bezemeleri Traianus Tapınağının friz kuşağında dik duran konsollar arasında Medusa başlarına yer verilmiştir. Friz kuşağını üst taraftan ion kymationu kuşağı sınırlamıştır. Her iki konsolun arasında bir Medusa başı rölyefi yer almaktadır. Konsolların alt başlangıçları
akanthus
yapraklarıyla
kaplanmıştır.
Konsolların
ön
yüzleri
yivlendirilmiştir. Konsolların alt bölümündeki akanthus yapraklarının yanından çıkan volütler diğer yandan gelen volütlerle birleşerek Medusa başlarına zemin oluşturmuştur. Volütlerin üzerinde yer alan Medusa başları tam olarak bitirilememiştir. Konsol başlangıçlarında yer alan akanthus yaprakları Hadrianus Dönemi özelliklerini yansıtmaları bakımından oldukça önemlidirler.
110
2-Side N1 Tapınağı Pamphylia Bölgesinin en önemli kentlerinden birisi olan Side Antik Kenti günümüzde Selimiye İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Side’nin bu kadar önemli olmasının sebebi Pamphylia Bölgesinin en önemli liman kenti olmasından kaynaklanmaktadır452. Strabon, Side’nin bir Kyme kolonisi olduğundan bahseder453. Side limanın hemen yanında N1 ve N2 tapınakları yer almaktadır. Bu tapınaklardan daha küçük boyutlu olanı N1 tapınağı olarak adlandırılır454. N1 Tapınağının tanrı Apollon için yapıldığı düşünülmektedir455. Tapınak tamamen mermer malzeme kullanılarak yapılmıştır. N1 Tapınağının stylobate ölçüleri 16.37 x 29.50 metredir. 6 X 11 sütun sayısına sahip peripteros planlı tapınak Korinth düzenindedir. N1 Tapınağının kısa bir pronaosu, uzun bir cellası vardır. Pronaos bölümünün başlangıcında ante köşeleri arasında iki tane sütun yer almaktadır. Tapınağın attik-ion profilli kaideleri üzerinde yükselen sütunları, korinth düzenindeki sütun başlıklarını taşır. Başlıkların üzerinde yer alan architrav blokları üç fascialıdır, Tapınağın en ilgi çekici kısmı friz kuşağıdır. Friz kuşağında konsollar arasında medusa başı rölyeflerine yer verilmiştir. Tapınağın friz kuşağının üzerinde geison, düz ve eğimli sima paraçaları yer almaktadır. Side N1 Tapınağının tarihlenmesi konusunda ilk çalışmaları Mansel yapmıştır. Mansel bezeme stillerinin ışığında tapınağı M.S. II. yüzyılın II. yarısına tarihlemiştir456. Bean ve Akurgal’da Mansel’in tapınak için önerdiği M. S. II. yüzyılın II. yarısı tarihine katılmaktadırlar457. Son yıllarda tapınağın bezemelerini çalışan Strocka ve Pülz, N1 Tapınağının Hadrianus Dönemine tarihlenmesini önermektedirler458. Tapınağın mimari bezemeleri dikkate alındığında Hadrianus Döneminde yapılmış olması gerekmektedir.
452
Sevin 2001, 171. Strabon, XIV.4.2. 454 Lanckoronski 1890, 131-138, Mansel 1963, 77-82; Mansel 1967, 22-23; Ward-Perkins 1981, 300-301; Strocka 1988, 300; Pülz 1989, 59-60; Vandeput 1997, 153-154, 165. 455 Bean 1999, 79, Akurgal 2000, 474. 456 Mansel 1963, 82. 457 Bean1999, 79, Akurga, 2000, 474. 458 Strocka 1988, 300; Pülz 1989, 59-60. 453
111
Friz Bezemeleri Side N1 Tapınağının friz kuşağı üzerinde dik duran konsollar arasında Medusa başlarına yer verilmiştir. Friz kuşağını üst taraftan ion kymationu kuşağı sınırlamaktadır. Her iki konsolun arasında bir Medusa başı rölyefi yer almaktadır. Konsolların altları akanthus yapraklarıyla kaplanmıştır. Konsolların ön yüzlerinde yivlendirilmiş bezeme kuşakları yer almaktadır. Konsol köşelerinden çıkan akanthus yaprakları Medusa başlarının altında zemin oluştururlar. Akanthus yapraklarının kenarlarında yoğun matkap kullanılarak ışık-gölge etkisi yaratılmaya çalışılmıştır. Yaprakların kabartma derinliği artmıştır. Yaprakların üzerinde yer alan Medusa başları oldukça etkili bir görüntüye sahiptir. Medusa başları friz kuşağının monoton görünmesini engellemek için farklı yönlere baktırılmıştır459. Saçların uçlarında matkap izleri görülmektedir. Gözbebekleri matkapla oyularak derinleştirilmiştir. Medusaların ağızları yarı açık olarak işlenmiştir.
459
Anabolu 1970; 79.
112
SONUÇ
Roma İmparatorluk Dönemi başlarından itibaren bezemeli frizler tapınaklar üzerinde sevilerek kullanılmıştır. Anadolu’da Roma İmparatorluk Dönemine tarihlenen tapınaklarda; figürlü, flüt (yiv), flüt (yiv) ve akanthuslu, girland, kıvrıkdal (ranke), konsollu olmak üzere altı değişik tipte friz bezemesi kullanılmıştır. Tapınaklar üzerinde bezemeli friz kuşakları genel olarak architrav kuşağı üzerinde yer almaktadır. Fakat bazı tapınaklarda bezemeli friz kuşakları hem architrav kuşağı üzerinde hem de cella duvarları üzerinde kullanılmıştır. Psidia Antiocheia Augustus ile Side Tyche Tapınakları bu duruma çok güzel bir örnektir. Arkaik Dönemden itibaren örneklerine rastladığımız figürlü friz kuşakları, Roma İmparatorluk Dönemi içerisinde gerçek anlamda sadece Kyzikos Hadrianus Tapınağında kullanılmıştır. Kyzikos Hadrianus Tapınağı Anadolu’da mimari anlamda bir devrimin yaşanmaya başladığı Antoninler Döneminde tamamlanmıştır. Figürlü friz kuşaklarının yapılmasının zahmetli ve maliyetinin de yüksek olması sebebiyle pek fazla tercih edilmemiştir. Erken Dönemlerde sütun başlıklarının üzerinde karşılaştığımız flüt (yiv) bezemeleri, Traianus Dönemi ile birlikte friz kuşakları üzerinde kullanılmaya başlanmıştır. Tez çalışması içerisinde ayrıntılı bir şekilde incelediğimiz beş tapınağın flüt (yiv) bezemeli friz kuşağı bulunmaktadır. Celsus Kütüphanesinin ikinci kat frizleri üzerinde flüt (yiv) motiflerine yer verilmiştir. M. S. II. yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren kullanılmaya başlanılan flüt (yiv) motifli frizler, M. S. III. yüzyılın ortalarına kadar sevilerek kullanılmıştır. Flüt (yiv) motifleri M.S. II. yy başlarında düz bir bant üzerinde işlenilirken, M.S. II. yüzyılın ortasından itibaren barok yapının etkisiyle “S” prifilli bir bant üzerinde işlenmişlerdir. Flüt motifinden başka flüt (yiv) ve akanthus motifleri bir arada kullanılarak oluşturulmuş bir bezeme tarzı, friz kuşakları üzerinde pek popüler olmasa da kullanılmıştır. Termessos N1 Tapınağı friz kuşağı üzerinde kullanılan bu bezeme tarzı
113
Anadolu’da bezeme sanatı açısından birçok yeniliğin yaşandığı Geç Hadrianus-Erken Antoninus Pius dönemine tarihlenmektedir. Friz kuşakları üzerinde sevilerek kullanılan bir diğer bezeme tarzı girland kuşaklarıdır. Çeşitli figürler tarafından taşınan girland kuşakları Augustus Döneminden M. S. III. yüzyıl başlarına kadar her dönemde sevilerek kullanılmıştır. Tez çalışmamız içerisinde incelen yedi tane tapınağın girland bezemeli friz kuşağı bulunmaktadır. Kıvrıkdal (ranke) bezemeli friz kuşakları Anadolu’da Roma İmparatorluk Dönemi tapınaklarında en fazla tercih edilen friz kuşağı olmuştur. Tez çalışmamız içerisinde ayrıntılı bir şekilde incelenen tapınaklardan on iki tanesinin friz kuşağı üzerinde kıvrıkdal (ranke) bezemesi kullanılmıştır. Kıvrıkdal (ranke) bezemeleri imparatorluğun hemen her döneminde sevilerek kullanılmışlardır. Tez çalışmamız içerisinde ayrıntılı bir şekilde incelenen bir diğer friz tipi konsollu frizleridir. Geç Traianus-Erken Hadrianus Dönemi ile birlikte friz kuşakları üzerinde kullanılmaya başlanan konsollu frizlerin bir Anadolu buluşu olması oldukça önemlidir. Anadolu’da Roma İmparatorluk Döneminin ilk yılları imar faaliyetleri açısından son derece durgun geçmiştir. Bu durgunluğun en önemli sebeplerinden bir tanesi M. Ö. I. yüzyılda Pergamon Sanat Okulu kökenli ustaların bir dizi imar faaliyetini gerçekleştirmek için Roma’ya gitmeleridir. Anadolu’da erken imparatorluk dönemi örnekleri daha çok yerel niteliklidir. Flaviuslar Dönemi ile birlikte bezeme sanatında bir takım değişiklikler yaşanmaya başlar. Matkabın mimari bezemelerde kullanılmaya başlanması ile birlikte kabartma derinliği artan friz kuşakları çok daha faza ön plana çıkmaya başlamışlardır. Traianus ve Hadrianus Dönemleri Anadolu’da birçok farklı friz tipinin denenmeye başladığı çok önemli bir dönemdir. Traianus Dönemi Anadolu mimari bezeme sanatı için tam bir dönüm noktasıdır. Traianus Döneminde Roma’da görev yapan Anadolulu ustalar işlerini bitirip Anadolu’ya geri dönmüşlerdir. Bu ustaların Traianus Döneminde çalıştıkları ilk yapı M.S. 113-117 yılları arasında yapılmış olan
114
Celsus Kütüphanesidir. Barış ortamı içerisinde çalışan ustalar bu dönemlerde çok kaliteli eserler meydana getirmişlerdir. Hadrianus Döneminde Traianus Döneminde ki kaliteli işçilik giderek artmış ve daha sonradan “Hadrianus Dönemi Klasik Stili” olarak adlandırılacak olan stil ortaya çıkmıştır. Bu dönem içerisinde Flaviuslar Döneminde abartıya kaban yoğun matkap kullanımı azalarak, daha dengeli ve gerçekçi bir bezeme tarzı oluşturulmuştur. Antoninler Döneminin başları bir nevi Hadrianus Döneminin devamı gibidir. Antoninler Döneminin ortalarına doğru “Antonniler Dönemi Baroğu” olarak adlandırılan bezeme ortaya çıkmıştır. Friz kuşağı üzerindeki öğelerin kabartma derinliği arttırılarak ışık-gölge etki oluşturulmak istenmiştir. Böylece friz kuşakları barok bir yapıya kavuşmuşlardır. Antoninler Döneminin sonlarında başlayan ayaklanmalar ile birlikte imparatorluğun gücü azalmaya başlamıştır. Böylece kamu yapılarının yapımı azalmış, bezemlerde de gerçekçilikten uzaklaşılmaya başlanmıştır. Friz kuşağını oluşturan motifler artık doğal yapıda değildirler. Severuslar Dönemi imparatorluk bezeme sanatının gerçek anlamda son görüldüğü dönemdir. Erken Severuslar Döneminde Geç Antoninler Dönemi sanatının izleri görülmekle birlikte, doğal yapıdan uzaklaşılmaya başlamıştır. Yoğun matkap kullanımı ile birlikte friz kuşağını oluşturan motifler delik deşik olmuş, gerçekçiliklerini kaybetmişleridir.
115
KAYNAKÇA Akurgal 2000
E. Akurgal, Anadolu Uygarlıkları, İstanbul, 2000.
Alzinger 1974
W. Alzinger, Augusteische Architektur in Ephesos, ÖjhSonderschriften Band XVI, Selbstverlag, 1974.
Anabolu 1970
M. U. Anabolu Küçük Asya’da Bulunan Roma İmparatorluk Çağı Tapınakları, İstanbul, 1970.
Anabolu 1992
M. U. Anabolu, “Batı Anadolu’da Bulunan Yiv (Oluk) Frizli Yapılar”, Arkeoloji-Sanat Dergisi VI, İzmir, 1992, 15.
Ashmole 1956
B. Ashmole, “Cyriac of Ancona and the Temple of Hadrian at Cyzicus”,
Journal of the Warburg and
Courtauld Institıtes, Vol. 19, No. 3/4, 1956, 179-191. Bammer 1976/77
A. Bammer, “Das Denkmal des C. Sextilius Pollio in Ephesos” ,Öjh LI, 1976/77, 94-126.
Bammer 1978/80
A. Bammer, “Elemente Flavisch-Trajanisch Architekturfassaden aus Ephesos”, Öjh LII, 1978/80, 6790.
Baratollo 1995
Baratollo, “The Temple of Hadrian-Zeus at Cyzicus. A New Proposed Reconstruction for a Fresh Architectonic and Ideological Interpretation”, IstMitt 45, 1995, 57-108.
Başaran 1995
C. Başaran, Anadolu Mimari Bezemeleri, Roma Çağı Lotus-Palmet Örgesi, Erzurum, 1995.
116
Başaran 1997
C. Başaran, “Kyzikos Korinth Tapınağı”, TürkAD XXXI, 1997, 1-52.
Baydur 1991
N. Baydur, “Tarsus Donuktaş Kazısı 1989”, XII. KST. I, 1991, 377-390.
Baydur, 1992
N. Baydur, “Tarsus Donuktaş Kazısı 1990”, XIII. KST. II, 1992, 309-322.
Bean 1966
G. E. Bean, Aegean Turkey, London, 1966.
Bean 1997
G. E. Bean, Eski Çağda Ege Bölgesi, İstanbul, 1997.
Bean 1999
G. E. Bean, Eski Çağda Güney Kıyıları, İstanbul, 1999.
Bean 2000
G. E. Bean, Eski Çağda Menderes’in Ötesi, İstanbul, 2000.
Bowie 1978
Bowie, “The Vedii Antonini and the Temple of Hadrian at Ephesus”, E. Akurgal için yazılar:The Proceedings of the Xth International Congress of Classical Archaeology, 1978, 867-874.
Büyükkolancı 1996
M. Büyükkolancı, Psidia Bölgesi Tapınak Mimarisi (Yayınlanmamış Doktora Tezi), İstanbul, 1996.
Büyükkolancı 1997
M. Büyükkolancı, “Termessos N1 Yapısı, ADALYA II, 1997, 117-126.
Can 2005a
B. Can, “Antoninler Dönemi Baroğu Işığında Aspendos Tiyatrosu Bezemeleri”, Adalya VIII, 2005, 89-119.
Can 2005b
B. Can, Roma Çağı Anadolu Mimarisinde Kıvrıkdal (Ranke) Bezemeleri (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Erzurum, 2005.
117
Diest 1913
W. von Diest, Nysa ad Maeandrum. Nach Forschungen und Aufnahmen in den Jahren 1907 und 1909, JdI Supppl. X, 1913.
Diler 1996
N. Diler, Anadolu Girlandlı Sunakları (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Erzurum, 1996,
Ferrero 1966
D. B. Ferrero, Teatri Classici in Asia Minore I, Roma, 1966.
Ferrero 1969
D. B. Ferrero, Teatri Classici in Asia Mimore II, Roma, 1969.
Ferrero 1990
D. B.Ferrero, Batı Anadolu Eskiçağ Tiyatroları, Ankara, 1990.
Gough 1954
M. Gough, “A Temple and Church at Ayaş (Cilicia)”, AnatSt IV, 1954, 49-64.
Gündüzalp 1984
N. Gündüzalp, Anadolu Tapınaklarında Akanthuslu Sarmal Dal Süslemeleri, Trabzon, 1984.
Haenlein 1981
H.
Haenlein, “Zur Datierung des Augustustemples in
Ankara”, AA 1981, 511-513. Hüeber 1978
F. Hüeber, “Bericht über die Wiederaufrichtungsaebeiten an
der
Celsusbibliothek
und
über
die
bisherigen
Ergebnisse der Untersuchung der Bausubstanz”, E. Akurgal için yazılar: The Proceedings of the Xth International Congress of Classical Archaeology, 1978, 979-987.
118
İdil 1989
V. İdil, “Anadolu’da Roma İmparatorluk Devri Zafer Takları”, Festschrift für Jale İnan Armağanı, 1989, 351362.
İdil 2000
İdil, “Nysa’da 2000 Yılı Kazıları”, KST. 23.1, Ankara, 2001, 77-86.
İzmirligil 1986
Ü. İzmirligil, “Side Tiyatrosu ve Çevresinde Kazı, Onarım ve Düzenleme Çalışmaları (1985)”, KST VIII.2, Ankara, 1986, 127-135.
İzmirligil 2002
Ü. İzmirligil, “Side Tiyatrosu ve Çevresinde Kazı, Onarım Ön Çalışmaları (2001)”, KST 24.2, Ankara, 2002, 267282.
İzmirligil 2005
Ü. İzmirligil, “Side Tiyatrosu ve Çevresinde Kazı, Koruma, Onarım Çalışmaları” , 14. Müze Çalışmaları ve Kurtarma Kazıları Sempozyumu, 2005, 281-288.
Kadıoğlu 2002
M. Kadıoğlu, Die scaenae frons des Theaters von Nysa am Mäander (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Freiburg, 2002.
Karaosmanoğlu 1996
Karaosmanoğlu, Anadolu Mimari Bezemeleri Roma Çağı Yumurta Dizisi, Erzurum, 1996.
Karaosmanoğlu 1997
M.
Karaosmanoğlu,
Başlangıcından
Klasik
Dönem
Sonuna Kadar Lotus-Palmet Çiçek ve Yumurta-Boncuk Dizisinin Gelişimi, Erzurum, 1997. Keil 1947
Keil, “Das Serapeion von Ephesos”, Halil Edhem Hatıra Kitabı, Ankara, 1947, 181-192.
Keil 1965
J. Keil, Führer Durch Ephesos, Wien, 1965.
119
Keil 1926
J. Keil, “XIV. Vorlaufiger Bericht über die Ausgrabungen in Ephesos”, Öjh. XXIII, 1926, 265-271.
Keil-Wilhelm 1931
J. Keil-A. Wilhelm, Denkmaler aus dem Rauhen Kilikien, MAMA III, 1931.
Kleiner 1973/74
G. Kleiner, “Milet 1972”, IstMitt 23-24, 1973/74, 117137.
Koçhan 1991
N. Koçhan, “Kyzikos 1989 Kazısı, Hadrian Tapınağı Mimari Bezemeleri”, TürkAD 29, 1991, 119-132.
Koenings-Radt 1979
W. Koenings-W. Radt, “Ein kaiserzeitlischer Rundbau (Monopteros) in Pergamon”, IstMitt 29, 1979, 317-354.
Koşay 1957
H. Z. Koşay, “Augustustempel in Ankara”, Anatolia 2, 1957, 133-138.
Köster 1993
R. Köster, “Die Palaesthallen der Capitothermen in Milet”, IstMitt 43, 1993, 429-436.
Lanckoronski 1890
K. G. Lanckoronski, Stäedte Pamphyliens und Psidiens I, Wien, 1890.
Lanckoronski 1892
K. G. Lanckoronski, Stäedte Pamphyliens und Psidiens II, Wien, 1892.
Laubscher 1967
Laubscher, “ Zum Fries des Hadriantemples in Kyzikos”, IstMitt 17, 1967, 211-217.
Love 1970
I.C. Love, “A Preliminary Report of the Excavations at Knidos, 1969”, AJA Vol. 74 No. 2, 1970, 149-155.
120
Love 1978
I. C. Love, “A Brief Summary of Excavations at Knidos 1967-1973”, E. Akurgal için yazılar: The Proceedings of the Xth International Congress of Classical Archaeology, 1978, 1111-1133.
Lyttelton 1974
Lyttelton, Baraque Architecture in Classical Antiquity, London, 1974.
Magie 1950
D. Magie, Roman Rule in Asia Minor I-II, Pricenton, 1950.
Mansel 1956
A. M. Mansel-G. E. Bean-J. İnan, Side Agorası ve Civarındaki Binalar 1948 Yılı Kazılarına Dair Rapor, Ankara, 1956.
Mansel 1963
A. M. Mansel, Die Ruinen von Side, Berlin, 1963.
Mansel 1967
A. M. Mansel, Side Kılavuzu, Ankara, 1967.
Mansel 1972
A. M. Mansel, “1970 Yılı Perge Kazılarına Dair Ön Rapor”, TürkAD XIX.2, 1972, 169-184.
Mansel 1975
A. M. Mansel, “Die Nymphaeum von Perge”, IstMitt 25, 1975, 367-372.
Mellink 1968
M. J. Mellink, “Archaeology in Asia Minor”, AJA Vol. 72, No. 2, 1968, 125-147.
Mellink 1969
M. J. Mellink, “Archaeology in Asia Minor”, AJA Vol. 73, No. 2, 1969, 203-227.
Mert 1999
İ. H. Mert, Untersuchungen zur hellenistischen und kaiserzeitlichen
Bauornamentik
von
(Yayınlanmamış Doktora Tezi), Köln, 1999.
Stratonikeia
121
Mert 2002
İ. H. Mert, “Der korinthische Tempel von Knidos” AA 2002/2, 2002, 9-22.
Mert 2005
İ. H.Mert, “Knidos Korinth Tapınağı”, Ramazan Özgan’a Armağan, 2005, 229-248.
Miltner 1956
F. Miltner, . XXI. Vorlaeufiger Bericht über die Ausgrabungen in Ephesos, Öjh XLIII, 1956, 1-64.
Miltner 1959
F.
Miltner,
“22.
Vorlaeufiger
Bericht
über
die
Ausgrabungen in Ephesos”, Öjh XLIV, 1959, 243-314. Miltner 1960
F.
Miltner
“24.
Vorlaeufiger
Bericht
über
die
Ausgrabungen in Ephesos”, Öjh XLV, 1960, 1-76. Mitchell 1983
S. Mitchell, “Psidian Antioch 1982”, AnatSt XXXIII, 1983, 7-9.
Mitchell-Waelkens 1987
S. Mitchell-M. Waelkens, “Sagalassus and Cremna 1986”, AnatSt XXXVII, 1987, 37-48.
Mitchell 1995
S. Mitchell, Cremna in Psidia, Ancient City in Peace and in War, London, 1995.
Mitchell-Waelkens 1998
S. Mitchell-M. Waelkens, M., Pisidian Antioch: The Site and Its Monuments, Duckworth, London, 1998.
Naumann 1979
R. Naumann, Der Zeustempel Zu Aizanoi, Berlin, 1979.
Price 1984
S. R. F. Price, Rituals and Power. The Roman Imperial Cult in Asia Minor, Cambridge, 1984.
122
Pülz 1989
Pülz, Untersuchungen zur Kaiserzeitlichen Bauornamentik von Didyma, IstMitt Beih. 35, 1989.
Radt 1983
W. Radt, “Pergamon. Vorbericht Über Die Arbeiten 1981” IV. KST, 1983, 257-269.
Radt 1993
W. Radt, “Pergamon Die Kampagne 1992”, XV. KST. I, 1993, 563-590.
Radt 2002
W. Radt, Pergamon, Antik Bir Kentin Tarihi ve Yapıları, İstanbul, 2002.
Ramsay 1916
W. M. Ramsay, “Colonia Caesarea (Pisidian Antioch) in the Augustan Age”, JRS Vol. 6, 1916, 83-134.
Ramsay 1926
W. M. Ramsay, Studies in the Roman Province Galatia The Journal of Roman Studies, Vol. 16, 1926, 201-215.
Rheidt 1996
K. Rheidt,”Ein römischer Grabbau auf dem Niyazitepe bei Pergamon”, IstMitt 36, 1996, 99-160.
Robertson 1964
D. S. Robertson, A Handbook of Greek and Roman Architecture, 1964.
Robinson 1924
D. M. Robinson, “A Preliminary Report on the Excavations at Pisidian Antioch and at Sizma”, AJA Vol. 28, No. 4, 1924, 435-444.
Robinson 1926
D. M. Robinson, “Roman Sculptures from Colonia Caesarea (Pisidian Antioch)”, The Art Bulletin Vol. 9 No. 1, 1926, 4-69.
Rohmann 1995
J. Rohmann, “ Einege Bemerkungen zum Ursprung des feingezahnten Akanthus-”,IstMitt 45, 1995, 109-121.
123
Rumscheid 1994
F. Rumscheid, Untersuchungen zur Kleinasiatischen Bauornamentik des Hellenismus, Mainz, 1994.
Scherrer 2000
Scherrer, Efes Rehberi, 2000,
Schneider, 2000
E. E.
Schneider, “1998 Excavations and Research at
Elaiussa Sebaste”, 21. KST 2, 2000, 237-249. Schneider, 2001
E. E.
Schneider, “1999 Excavations and Research at
Elaiussa Sebaste”, 22. KST 2, 2001, 241-255. Schuchhardt-Bohn 2004
C. Schuchhardt-R. Bohn, Altertümer von Aigai (Çeviren: O. K. Ertürk, M. H. Kan), 2004.
Serdaroğlu 2004
Ü. Serdaroğlu, Lykia ve Karia’da Roma Dönemi Tapınak Mimarlığı, İstanbul, 2004.
Sevin 2001
V. Sevin, Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası I, Ankara, 2001.
Söğüt 1998
Söğüt Kilikia Bölgesindeki Roma İmparatorluk Çağı Tapınakları (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Konya, 1998.
Strocka 1978
W. M. Strocka, “Zur Datierung der Celsusbibliothek”, E. Akurgal için yazılar:The Proceedings of the Xth International Congress of Classical Archaeology, 1978, 893-900.
Strocka 1979
W. M. Strocka, “Efes’deki Celsus Kitaplığı Onarım Çalışmaları”, Belleten 43, 1979, 809-822.
Strocka 1981
W. M. Strocka, Das Markttor von Milet, Berlin, 1981.
124
Strocka 1988
W. M. Strocka, “Wechselwirkungfn der Stadtrömischen und Kleinasiatischen Architektur unter Trajan und Hadrian”, IstMitt 38,1988, 291-307.
Strocka 1989
W. M. Strocka, “Zeus, Marnas und Klaseas ephesische Burunnenfiguren von 93 n. Chr.,” Festschrift für Jale İnan Armağanı, 1981, İstanbul, 77-92.
Tırpan 1998
A
.A.
Tırpan,
Stratonikeia.
Augustus-İmparatorlar
Tapınağı, Konya, 1998. Topçu 1982
Ç. Topçu, “Seleukeia-Kalykadnos 1980 Kazı Çalışmaları”, III. KST, 1982, 49-51.
Topçu 1983
Ç. Topçu, “Seleukeia 1981”, IV. KST, 1983, 271-276.
Topçu 1986
Ç.
Topçu,
“Seleukeia-Kalykadnos
1984
Yılı
Kazı
Çalışmaları”, VII. KST, 1986, 509-517. Tuchelt 1974
K. Tuchelt, “Bemerkungen zu den Capatio-Thermen in Milet”, Mansele Armağan(Melanges Mansel), 1974, 147169.
Tuchelt 1986
K. Tuchelt, “Fragen zum Tempel von Antiochia ad Psidiam bei Yalvaç”, TTK IX.I, 1986, 535-543.
Vandeput 1997
L. Vandeput, The Architectural Decoration in Roman Asia Minor, Sagalassos: A Case Study, Brepols, 1997.
Waelkens 1986
M. Waelkens, “The Imperial Sanctuary at Pessinus: Archeological epigraphical and numismatical evidence for its date and identification”, Epigraphica Anatolica 7, 1986, 37-73.
125
Waelkens-Mitchell-Owens 1990Sagalassos 1989, AnatSt 40, 1990, 185-198. Waelkens 1992
M. Waelkens, “Die neuen Forschungen (1985-1989) und die belgischen Ausgrabungen (1990-1991) in Sagalassos”, Asia Minor Studien Band 6, 1992, 43-61.
Waelkens 1993
M. Waelkens, “Sagalassos. History and Archeology” Sagalassos I, Leuven, 1993, 3-81.
Waelkens 2004
M. Waelkens, “Report on the 2003 Excavation and Restoration Campaign at Sagalassos”, 26. KST 1, Ankara, 2004. 427-428.
Ward-Perkins 1975
J. B. Ward-Perkins, Architekture der Römer, 1975.
Ward-Perkins 1978
J.B.Ward-Perkins, “The Architecture of Roman Anatolia: The Roman Contribution”, E. Akurgal için yazılar:The Proceedings of the Xth International Congress of Classical Archaeology, 1978, 881-891.
Ward-Perkins 1981
J. B. Ward-Perkins, Roman Imperial Architecture, New Haven 1981.
Wegner 1978/80
M. Wegner, “Soffiten von Ephesos und Asia Minor”, Öjh LII, 1978/80, 90-107.
Wegner 1989
M. Wegner, “Bauschmuck von Side”, Festschrift für Jale İnan Armağanı, İstanbul, 1989, 161-167.
Welch 1998
K. Welch, “The Stadium at Aphrodisias” AJA 102, 1998, 547-569.
Wörrle 1973
M. Wörrle, “Zur Datierung des Hadriantemples an der Kuretenstrasse in Ephesos”, AA 88, 1973, 470-477.
126
Yaylalı 1976
A. Yaylalı, “Der Fries des Artemisions von Magnesia am Maeander”, IstMitt Beih. 15, 1976.
Yaylalı 1991
A. Yaylalı, “Kyzikos 1989 Yılı Çalışmaları” XII. KST II; 1991, 171-195.
Yegül 1986
F. Yegül, The Bath-Gymnasium Complex at Sardis, Cambridge, 1986.
Young 2003
S. Young, “Pamphylian Architectural Decoration in the Second Century AD:Purely Derivative or an Independent Tradition?”, ADALYA VI, 2003, 171-188.
Zoroğlu 1995
L. Zoroğlu, Tarsus Tarihi ve Tarihsel Anıtları, Adana, 1995.
ANTİK KAYNAKLAR Heredotos
Herodotos, Historiai (The Histories)
Pausanias
Pausanias, Hellados Periegesis (The Description of Greece)
Strabon
Strabon, Geographika ( Geography)
Vitruvius
Vitruvius,
De
Architectura
(The
Ten
Books
Architecture) İNTERNET ADRESLERİ Elaiussa Sebaste Tapınağı: http://www.misart.it/hpmisart/monumento.cfm?idmissione=6&idmonumento=61
of
127
Elaiussa Sebaste Tapınağı: http://www.misart.it/hpmisart/monumento.cfm?idmissione=6&idmonumento=61 Elaiussa Sebaste Tapınağı: http://cat.une.edu.au/page/elaiussa%20sebaste
128
ŞEKİLLER
129
Şekil. 1-a. Kyzikos Hadrianus Tapınağı Friz Parçası.
Şekil. 1-b. Termessos N1 Tapınağı üst yapı
130
Şekil. 2a. N1 Tapınağı Rekonstrüksiyonu
Şekil. 2-b. Aigai Apollon Chresterios Tapınağı Cephe Çizimi
131
Şekil. 3-a. Elaiussa Sebaste Tapınağı Friz Kuşağı
Şekil. 3-b. Pergamon Dionysos Tapınağı Rekonstrüksüyonu
132
Şekil. 4-a. Seleukeia Tapınağı Friz Kuşağı
Şekil. 4-b. Stratonikeia Augustus Tapınağı friz kuşağı
133
Şekil. 5-a. Stratonikeia Augustus Tapınağı friz kuşağı
Şekil. 5-b. Selge-Lucius Aelius Caesear Tapınağı üst yapı çizimi
134
Şekil. 6. Side Tyche Tapınağı Rekonstrüksiyonu
135
Şekil. 7. Knidos Korinth Tapınağı Rekonstrüksiyonu
136
Şekil. 8. Side N1 Tapınağı Rekonstrüksiyonu
137
LEVHALAR
138
Levha. 1-a. Termessos N2 Tapınağı Friz Kuşağı
Levha. 1-b. Ephesos Celsus Kütüphanesi Üst Kat Friz Kuşağı
139
Levha. 2-a.
Sagalassos Dionysos Tapınağı Friz Kuşağı
Levha. 2-b. Aizanoi Zeus Tapınağı Friz Kuşağı
140
Levha. 3-a. Adada D Tapınağı Friz Kuşağı
Levha. 3-b. Aigai Apollon Chresterios Tapınağı Friz Kuşağı
141
Levha. 4-a. Psidia Antiocheia Augustus Tapınağı Girland Bezemeli Friz Kuşağı
Levha. 4-b. Psidia Antiocheia Augustus Tapınağı Kıvrıkdal (Ranke) Bezemeli Friz Kuşağı.
142
Levha. 5-a. Elaiussa Sebaste Tapınağı Friz Kuşağı
Levha. 5-b. Pergamon Dionysos Tapınağı Friz Kuşağı
143
Levha. 6-a. Cremna Geç Dönem İon Tapınağı Friz Kuşağı
Levha. 6-b. Stratonikeia Augustus Tapınağı friz kuşağı
144
Levha. 7-a. Side Dionysos Tapınağı Podyumunun Genel Görünüşü
Levha. 7-b. Ephesos Hadrianus Tapınağı Friz Kuşağı
145
Levha. 8-a. Ephesos Hadrianus Tapınağı Friz Kuşağı
Levha. 8-b. Sagalassos Antoninus Pius Tapınağı Friz Kuşağı
146
Levha. 9-a. Sagalassos Antoninus Pius Tapınağı Friz Kuşağı
Levha. 9-b. Side Tyche Tapınağı Girland Bezemeli Friz Kuşağı
147
Levha. 10-a. Side Tyche Tapınağı Kıvrıkdal (Ranke) Bezemeli Friz Kuşağı
Levha. 10-b.Cremna Antoninus Pius Tapınağı Friz Kuşağı
148
Levha. 11-a. Ephesos Serapeion Tapınağı Friz Kuşağı
Levha. 11-b. Ephesos Serapeion Tapınağı Friz Kuşağı
149
Levha. 12-a. Ephesos Serapeion Tapınağı Friz Kuşağı
Levha.12-b. Pergamon Traianus Tapınağı Friz Kuşağı
150
Levha.13-a. Pergamon Traianus Tapınağı Friz Kuşağı
Levha. 13-b. Side N1 Tapınağı Friz Kuşağı
151
ÖZ GEÇMİŞ
Kişisel Bilgiler Adı Soyadı
: Aydın Erön
Doğum Yeri ve Tarihi
: Bayındır-30.08.1981
Eğitim Durumu Lisans Öğrenimi
: Adnan Menderes Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü
Yüksek Lisans Öğrenimi
: Adnan Menderes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Arkeoloji Anabilim Dalı
Bildiği Yabancı Diller
: İngilizce
İş Deneyimi Kazılar
:
Prof. Dr. Abdullah Yaylalı başkanlığında yürütülen 2007 Yılı Tralleis Antik Kenti Kazısı (Heyet Üyesi). Prof. Dr. Abdullah Yaylalı başkanlığında yürütülen 2006 Yılı Tralleis Antik Kenti Kazısı (Heyet Üyesi). Yrd. Doç. Dr. Suat Ateşlier baş kanlığında yürütülen Aydın İli, Koçarlı İlçesi, Çulhalar, Taşköy, Çeşmeköy, Sapalan, Karaağaç ve Karacaören Köyleri Çevresi Klasik Dönem Savunma ve Mezar Mimarisini saptamaya yönelik yüzey araştırmaları (Heyet Üyesi). Doç. Dr. Celal Şimşek başkanlığında yürütülen 2005 yılı Laodikeia Antik Kenti Kazısı Doç. Dr. Celal Şimşek başkanlığında yürütülen 2004 yılı Laodikeia Antik Kenti Kazısı Doç. Dr. Celal Şimşek başkanlığında yürütülen 2003 yılı Laodikeia Antik Kenti Kazısı
152
Prof. Dr. Ömer Özyiğit başkanlığında yürütülen 2002 yılı Phokaia Antik Kenti Kazısı
Projeler
:
Aydın İli, Koçarlı İlçesi, Çulhalar, Taşköy, Çeşmeköy, Sapalan, Karaağaç ve Karacaören Köyleri Çevresi Klasik Dönem Savunma ve Mezar Mimarisine Yönelik Arkeoloji Araştırması, Adnan Menderes Üniversitesi, Aydın, Türkiye, 01/04/2006 01/04/2008.
Euromos (Milas-Selimiye) Antik Kentinde Bulunmuş Olan Arkaik Çağ Mimari Terrakottaları (Pişmiş Toprak Mimari Çatı Elemanları) Üzerine Arkeolojik Araştırma, "106K043" NOLU TÜBİTAK SOSYAL VE BEŞERİ BİLİMLER ARAŞTIRMA GRUBU ARAŞTIRMA PROJESİ, Ankara, Türkiye, 01/06/2006-01/06/2008.
Çalıştığı Kurumlar
: Adnan Menderes Ünversitesi
İletişim e-posta Adresi
:
[email protected]
Tarih
: