Vocabulary Attack 2
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40
SECTION – 11 You will learn the following target words in this section sustainable 41 fruit 81 black-market agriculture 42 vegetable 82 arrangement production 43 consumer 83 with the help of product 44 likewise 84 lawyer farming 45 rancher 85 familiar protect 46 dangerous 86 process environment 47 promoter 87 legal public 48 careful 88 requirement community 49 responsible 89 abortion welfare 50 management 90 stigma enable 51 waste 91 formerly produce 52 farmer 92 attach healthful 53 exposure 93 unwed compromise 54 pathogen 94 motherhood future 55 pollutant 95 lift farm 56 bad 96 infant crop 57 document 97 adoption raise 58 mythology 98 increasingly rely on 59 transplant 99 difficult toxic 60 skin 100 outside pesticide 61 credit to 101 particularly synthetic 62 switch 102 demand fertilizer 63 surgery 103 be accompanied by genetically 64 patient 104 adoptive practice 65 research 105 advertise degrade 66 successful 106 put into contact with natural 67 transplantation 107 birth resource 68 take place 108 growing rotation 69 once 109 placement conservation 70 widespread 110 prospective tillage 71 clinical 111 agency livestock 72 application 112 hazardous husbandry 73 until biodiversity 74 develop foster 75 recipient development 76 reject maintenance 77 approve ecosystem 78 drug at the expense of 79 overall avoid 80 adopt
1
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 STUDY 1 In simplest terms, sustainable agriculture is the production of food, fiber, or other plant or animal products using farming techniques that protect the environment, public health, human communities, and animal welfare. This form of agriculture enables us to produce healthful food without compromising future generations' ability to do the same. Sustainable farms produce crops and raise animals without relying on toxic chemical pesticides, synthetic fertilizers, genetically modified seeds, or practices that degrade soil, water, or other natural resources. By growing a variety of plants and using techniques such as crop rotation, conservation tillage, and pasture-based livestock husbandry, sustainable farms protect biodiversity and foster the development and maintenance of healthy ecosystems. Food production should never come at the expense of human health. Since sustainable crop farms avoid hazardous pesticides, they're able to grow fruits and vegetables that are safer for consumers, workers, and surrounding communities. Likewise, sustainable livestock farmers and ranchers raise animals without dangerous practices like use of nontherapeutic antibiotics G or arsenic-based growth promoters. Through careful, responsible management of livestock waste, sustainable farmers also protect humans from exposure to pathogens, toxins, and other hazardous pollutants. En basit deyimle, sürdürülebilir tarım çevreyi, halk sağlığını, insan topluluklarını ve hayvan refahını koruyan çiftçilik tekniklerini kullanan yiyecek, lif ve diğer bitki ve hayvan ürünlerinin üretimidir. Tarımın bu şekli gelecek nesillerin aynısını yapma kapasitesini tehlikeye atmadan sağlıklı yiyecekler üretmemize olanak sağlar. Sürdürülebilir çiftlikler ürünler üretir ve zararlı kimyasal böcek ilaçları, yapay gübreler, genetiği değiştirilmiş tohumlar ya da toprağa, suya ve diğer doğal kaynaklara zarar veren uygulamalara bağlı kalmadan hayvanlar yetiştirir. Çeşitli bitkiler yetiştirerek ve ürün döngüsü, koruma arazileri ve meraya dayalı çiftlik hayvan yetiştirme gibi teknikleri kullanarak sürdürülebilir çiftlikler biyo-çeşitliliği korur ve sağlıklı ekosistemin gelişmesini ve bakımını teşvik eder. Yiyecek üretimi asla insan sağlığının pahasına olmaz. Sürdürülebilir ürün çiftlikleri zararlı böcek ilaçlarından kaçındığı için, tüketiciler, işçilere ve komşu topluluklar için daha güvenli olan meyve ve sebzeler yetiştirebilirler. Aynı şekilde, sürdürülebilir hayvan çiftçileri ve çiftlik sahipleri tedavi edici olmayan G antibiyotikleri ve arsenik bazlı büyüme organizatörleri gibi tehlikeli uygulamalar olmadan hayvan yetiştirirler. Çiftlik hayvanı atıklarının dikkatli, sorumlu idaresiyle sürdürülebilir çiftçiler insanları patojenlerden, toksinlerden ve diğer zararlı kirletici maddelerden de korur.
TR yükseltmek, çoğalmak tarım, çiftçilik gübre büyütmek, geliştirmek halk, kamu hesabına, pahasına sakınmak, kaçınmak olanak tanımak tehlikeli tüketici meyve üretmek, yapmak, neden olmak anlaşmaya varmak gelecek, ileriki sürdürülebilir ürün, ekin israf, artık aşağılamak, alçaltmak doğal, tabii dikkatli benzer şekilde işlenmiş toprak çiftlik hayvanları dönüşüm, devir
F v n n v n pp v v adj n n v v adj adj n n v adj adj bağ n n n
EN
Find the words! TR üretim topluluk, halk zehirli sağlıklı ürün, mahsul korumak çevre idare, yönetim tarım böcek ilacı refah, zenginlik güvenmek, bel bağlamak bakım, koruma patojen sebze kaynak tehlikeli sorumlu gelişim, ilerleme çiftçilik çiftlik çiftçi maruz kalma biyo-çeşitlilik
2
F n n adj adj n v n n n n n
EN
pv n n n n adj adj n n n n n n
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
DEFINITION STUDY - 1 sustainable production hazardous
healthful community compromise
words maintenance raise
responsible development
no
definition
1
to allow your principles to be less strong or your standards or morals to be lower
2
dangerous
3
to keep someone or something safe from injury, damage or loss
4
able to continue over a period of time
5 6
safe protect
word
when someone or something grows or changes and becomes more advanced the people living in one particular area or people who are considered as a unit because of their common interests, social group or nationality
7
not in danger or likely to be harmed
8
to cause something to increase or become bigger, better, higher, etc
9
the process of making or growing goods to be sold
10
the work needed to keep a road, building, machine, etc. in good condition
11
to have control and authority over something or someone and the duty of taking care of it or them
12
helping to produce good health
3
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 STUDY 2 The idea of replacing a bad organ with a good one has been documented in ancient mythology. The first real organ transplants were probably skin grafts that may have been done in India as early as the second century B.C. The first heart transplant in any animal is credited to Vladimer Demikhov. In 1946 Demikhov switched the hearts between two dogs. The dogs survived the surgery. The first heart transplant in human beings was done in South Africa in 1967; the patient only lived 18 days. Most of the research that led to successful heart transplantation took place in the United States at Stanford University. Once Stanford started reporting better results, other centers started doing heart transplants. However, successful transplantation of a human heart was not ready for widespread clinical application until medications were developed to prevent the recipient from "rejecting" the donor heart. This happened in 1983 when the Food and Drug Administration (FDA) approved a drug called cyclosporine. Before the advent of cyclosporine, overall results of heart transplant were not very good. Kötü bir organı iyisiyle değiştirme fikri eski mitolojide belgelendirilmiştir. İlk gerçek organ nakli muhtemelen MÖ 2. Yüzyıl kadar erken zamanda Hindistan’da 2da yapılmış olan cilt yamasıydı. Herhangi bir hayvanda ilk kalp nakli Vladimer Demikhov’a mal edilir. 1946’da Demikhov iki köpek arasında kalpleri değiştirdi. Köpekler ameliyattan sağ çıktı. İnsanlarda ilk kalp ameliyatı 1967’de Güney Afrika’da yapıldı; hasta sadece 18 gün yaşadı. Başarılı kalp nakline yol açan araştırmanın çoğu Stanford Üniversitesi’nde ABD’de gerçekleşti. Stanford daha iyi sonuçlar verdikten sonra diğer merkezler kalp nakilleri yapmaya başladı. Ancak, başarılı insan kalp nakli alıcıların donör kalbi reddetmesini önlemek için ilaçlar geliştirilene kadar yaygın klinik uygulamasına hazır değildi. Bu Yiyecek ve İlaç Yönetimi siklosporin adlı ilacı onayladığı 1983 yılında oldu. siklosporinin ortaya çıkışından önce kalp naklinin genel sonuçları çok iyi değildi.
TR reddetmek kötü, berbat belgelendirmek -den sonra organ nakli mal etmek, beklemek dönmek, değiştirmek uygulama, başvuru kapsamlı, tam, geniş gelişmek, büyümek meydana gelmek, olmak
F v adj v bağ n pv v n adj v pv
EN
Find the words! TR yaygın -e kadar başarılı, bilinen deri, cilt hasta araştırma onaylamak alıcı aktarım, aktarma ilaç, uyuşturucu ameliyat, operasyon
4
F adj bağ adj n n n v n n n
EN
n
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
DEFINITION STUDY - 2 replace document transplant no
words result develop
survive successful take place
reject approve
definition
overall widespread word
1
to happen
2
when something is moved, especially an operation in which a new organ is put into someone's body
3
existing or happening in many places and/or among many people
4
in general rather than in particular, or including all the people or things in a particular group or situation
5
to take the place of something, or to put something or someone in the place of something or someone else
6
something that happens or exists because of something else
7
to accept, allow or officially agree to something
8
to continue to live or exist, especially after coming close to dying or being destroyed
9
to refuse to accept, use or believe something or someone
10
to record the details of an event, a process, etc.
11
to (cause something to) grow or change into a more advanced, larger or stronger form
12
achieving the results wanted or hoped for
5
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 STUDY 3 Many children are adopted through public or private agencies, but a growing number are adopted through private placement, in which the prospective adoptive parents advertise for or are otherwise put into contact with a birth mother, usually with the help of a lawyer who is familiar with the process and the legal requirements of the individual states. As birth control and abortion have become more available and as the stigma formerly attached to unwed motherhood has lifted, fewer infants have been put up for adoption, making it increasingly difficult for prospective parents to find young children to adopt .In many cases, parents have adopted babies from outside the United States, particularly South Korea, and Mexico and other Latin American countries, but the increased demand has also been accompanied by black-market adoption arrangements. Birçok çocuk halk ve özel daireler yoluyla evlat edinilir ama artan bir sayı beklenen üvey ailelerin ilan verdiği ya da bunun dışında sık sık süreçle ve her bir devletin yasal koşullarına aşina olan avukatın yardımıyla doğum yapan anneyle irtibata geçtiği özel yerleştirmeyle evlat edinilir. Doğum kontrolü ve kürtaj daha çok mevcut oldukça ve önceden bekar anneliğe verilen damga kalktıkça, daha az çocuk evlat edinme için verilir ve olası ebeveynlerin evlat edinmek için küçük çocuk bulmasını giderek zorlaştırır. Birçok durumda, ebeveynler ABD’nin dışında özellikle Güney Kore, Meksika ve diğer Latin Amerika ülkelerinden bebekler evlat edinmişlerdir, ama artan talep kara borsa evlat edinme düzenlemelerini beraberinde getirmiştir.
TR ile beraber görülmek beklenen, olası üvey, evlat edinen reklam yapmak kaldırmak, aşırmak bebek, çocuk -ın yardımıyla özellikle, bilhassa tanıdık, aşina işlem, süreç dışarda, dışında gereksinim, koşul büyüyen, artan iz, damga kabullenme, benimseme artarak, artan bir şekilde
F pv adj adj v v n pp adv adj n prep n adj n n adv
EN
Find the words! TR iliştirmek kara borsa acente, kurum annelik doğum düzenleme talep bekar kürtaj yerleştirme zor, güç avukat yasal eskiden benimsemek, evlat edinmek temasa geçmek
6
F v n n n n n n adj n n adj n adj adv
EN
v ph
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
DEFINITION STUDY - 3 adopt private prospective no
advertise familiar requirement
words attach increasingly demand
arrangement accompany particularly
definition
word
1
to fasten, join or connect; to place or fix in position
2
expected to do something or to become something
3
to go with someone or to be provided or exist at the same time as something
4
only for one person or group and not for everyone
5
a strong request / a need for something to be sold or supplied
6
more and more
7
to take another person's child into your own family and legally look after him or her as your own child
8
especially, or more than usual
9
easy to recognize because of being seen, met, heard, etc. before
10
a plan for how something will happen
11
to make something known generally or in public, especially in order to sell it
12
something that you must do, or something you need
7
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 SUFFIX & PREFIX STUDY -er -ion -ive -less
no 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53
SUFFIXES -al -ist -ity -ant PREFIXES unsuperimdisderived word F producer n product n production n productive adj productivity n reproduce v reproduction n reproductive adj unproductive adj unproductively adv protection n protector n protected adj protective adj protectively adv unprotected adj environmental adj environmentally adv environmentalist n publication n publicity n publicly adv practitioner n practised adj practising adj practise v natural adj naturalist n naturalistic adj naturally adv unnatural adj unnaturally adv supernatural adj developer n development n developing adj developed adj undeveloped adj redevelop v redevelopment n avoidance n avoidable adj unavoidable adj dangerous adj dangerously adv endanger v endangered adj careful adj careless adj caring adj carefully adv carelessly adv responsibility n
-ivity -ly -ed -age
retransmain word
produce üretmek, sebep olmak
protect korumak
environment çevre public halk practice uygulama
nature doğa
develop gelişmek, geliştirmek
avoid sakınmak danger tehlike
care özen, bakım responsible
8
-ing -ment -ence -ize
-able -ous -ful -hood
enil-
irTR
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117
sorumlu
manage yönetmek waste atık plant dikmek, koymak patient sabırlı
search araştırmak
success başarı
apply başvurmak
approve onaylamak
place yerleştimek
advertise reklam yapmak process süreç
legal yasal
attach iliştirmek mother
responsibly irresponsible irresponsibility irresponsibly manager management manageable wasteful wastage wastefully plantation transplant patience patiently impatient impatience impatiently searching research researcher succeed succession successor successful successive successfully unsuccessful unsuccessfully applicant application applicable applied approval approving approvingly disapprove disapproval disapproving placement displace replace displacement replacement advertisement advertising advertiser processing procession processor processed legality legally legalize legalization illegal illegality illegally attachment attached detach detached detachable motherhood
adv adj n adv n n adj adj n adv n v n adv adj n adv adj n n v n n adj adj adv adj adv n n adj adj n adj adv v n adj n v v n n n n n n n n adj n adv v n adj n adv n adj v adj adj n
9
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 118 119 120 121 122 123 124
anne increase artmak demand talep arrange düzenlemek
motherly increased increasingly demanding undemanding arrangement rearrange
adj adj adv adj adj n v
10
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
detail look short complicated
nation breathe happy difference
mistake holiday walk valid no 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20
membership pesticide summary meaningful EN
COLLOCATION STUDY MAIN WORDS chemical lengthy group work cruel calmly enjoyable objection AUXILARY WORDS establish huge logical developing profit rapidly interview properly
connection embarrassing answer earn subtle punishment marriage calculation
TR bağlantı kurmak mantıklı cevap acımasız ceza hızlıca nefes alıp vermek anlamlı bakış utanç verici hata karmaşık hesaplama düzgünce çalışmak grup üyeliği sakince yürümek uzun görüşme büyük fark küçük detay geçerli itiraz kimyasal böcek ilacı gelişen millet kâr elde etmek eğlenceli tatil mutlu evlilik kısa özet
11
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 no 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20
word production product protect community synthetic foster maintenance avoid likewise dangerous management bad surgery patient approve with the help of lawyer legal attach difficult
F n n v n adj v n v bağ adj n adj n n v pp n adj v adj
SYNONYM STUDY - 1 synonymous with
WORDS EN repair advocate goods legitimate yield hard nasty artificial fasten defend uphold preserve risky similarly through operation shield promote keep your distance challenging tie
F n n n adj n adj adj adj v v v v adj bağ prep n v v ph adj v
TR
EN unsafe thanks to guard society treacherous lawful output administration commodity with the aid of hazardous upkeep fix confirm stay away safeguard sufferer man-made demanding unpleasant
tamirat avukat ticari mal meşru ürün zor sinir bozucu yapay bağlamak savunmak desteklemek korumak riskli benzer şekilde aracılığıyla ameliyat kalkan olmak öne çıkarmak mesafeni korumak zorlayıcı bağlamak
12
F adj pp v n adj adj n n n pp adj n v v pv v n adj adj adj
TR güvenli olmayan sayesinde korumak toplum tehlikeli yasal çıktı yönetim ticari mal yardımıyla tehlikeli bakım onarmak onaylamak uzak durmak korumak hasta insan yapımı yorucu, zor hoş olmayan
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 no 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13
word particularly prospective avoidable unavoidable danger careless manage impatient displace illegal complicated happy mistake
F adv adj adj adj n adj v adj v adj adj adj n
SYNONYM STUDY - 1 synonymous with
WORDS EN achieve probable avid intricate blissful in particular accomplish forgetful inescapable succeed preventable absent-minded likely menace attain potential hazard accomplish keen banish
F v adj adj adj adj pp v adj adj v adj adj adj n v adj n v adj v
TR başarmak muhtemel hevesli karmaşık mutlu özellikle başarmak unutkan kaçınılmaz başarmak önlenebilir dalgın muhtemel tehdit ulaşmak potansiyel tehlike başarmak hevesli sürgün etmek
EN threat inevitable eager error especially expel satisfied criminal elaborate enthusiastic deport risk content fulfil complex exile illegitimate joyful possible unlawful
13
F n adj adj n adv v adj adj adj adj v n adj v adj v adj adj adj adj
TR tehdit kaçınılmaz istekli hata özellikle kovmak memnun suçlu, yasadışı karmaşık, ayrıntılı hevesli sürgün etmek risk memnun yerine getirmek karmaşık sürgün etmek yasadışı, gayrimeşru neşeli olası yasadışı
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 PREPOSITION STUDY NO 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49
EN volume ------ production the means ------ production to protect ------ sth to protect ------ sth to protect ------- sth to be protected ------ law to work ------ a competitive environment an ideal environment ------ economic growth ------ public open ------ the public ------ the scientific community community ------ a whole a compromise ------ the two sides a compromise ------ the amount to be paid a compromise ------ the nationalists plans ------ the future ------ the future scientists ------ the future toxic ------ many forms of life put sth ------ practice ------ practice practice ------ acupuncture a safe practice ------ children a lack ------ resources access ------ resources allocation ------ resources distribution ------ resources development ------ sth ------ the expense ------ sth the fruit ------ government’s campaign dangerous ------ humans careful ------ sth responsible ------ sth waste ------ energy exposure ------ sth bad ------ health bad ------ cooking a shortage of kidneys ------ transplant blisters ------ your skin some viruses can penetrate ------ the skin ------ surgery patients ------ with liver cancer research ------ sth successful ------ sth widespread ------ the poor application ------ sth application ------ sb approve ------ sth ------ the help ------ sb
TR üretim hacmi üretim araçları bir şeye karşı korumak bir şeyden korumak bir şey ile korumak kanun tarafından korunmak rekabetçi bir ortamda çalışmak ekonomik kalkınma için ideal bir ortam herkesin önünde, alenen halka açık bilimsel toplum içerisinde bir bütün olarak toplum iki taraf arasında uzlaşma ödenecek tutar üzerinde uzlaşma milliyetçilerle uzlaşma gelecek için planlar gelecekte geleceğin bilim insanları birçok hayat formu için zehirli pratiğe dökmek pratikte akupunktur uygulaması çocuklar için güvenli bir uygulama kaynak eksikliği kaynaklara erişim kaynak tahsisi kaynakların dağılımı/dağıtımı bir şeyde gelişme bir şey pahasına hükümet kampanyasının meyvesi/sonucu insanlar için tehlikeli bir konuda dikkatli olmak bir şeyden sorumlu enerji israfı bir şeye maruz kalma sağlık için kötü yemek pişirmede kötü olmak nakil için böbrek kıtlığı cildinizde su toplanması bazı virüsler cilde nüfuz edebilir ameliyat esnasında karaciğer kanseri olan hastalar bir şeyi araştırma bir şeyde başarılı fakirler arasında yaygın bir şey için başvuru birine başvurma bir şeyi onaylamak birinin yardımıyla
14
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101
familiar ------ sth the process ------ change requirement ------ sth attach sth ------ sth ------ demand demand ------ sth demand ------ sb ------ birth the moment ------ death to find a job ------ an agency hazardous ------ sth ------ the protection ------ sth protection ------ sth protection ------ sth to be found ------ nature ------ danger ------ danger ------ danger ------ extinction responsibility ------ sth patient ------ sth patient ------ sb impatient ------ sth impatient ------ sb search ------ sth ------ success ------ success success ------ sth key ------ success to succeed ------ doing sth ------ succession disapprove ------ sth attached ------ sth ------ detail short ------ sth happy ------ sth divide the class ------ small groups objection ------ sth ------ connection ------ sth ------ mistake ------ holiday ------ summary ------ punishment ------ his crimes ----- repair to defend ------ sth a tie ------ a mother and her children thanks ------ sth ------ society ------ the aid ------ sb to stay ----- sth ------ particular a menace ------ society potential ------ sth
bir şeye aşina değişim süreci bir şey için gereksinim bir şeyi bir şeye bağlamak revaçta bir şey için talep birinden talep doğumda doğum anı bir acente aracılığıyla iş bulmak bir şey için tehlikeli bir şeyin koruması altında bir şeye karşı koruma bir şeyden koruma doğada bulunmak tehlikede tehlikede değil nesli tükenme tehlikesi altında bir şeyden sorumluluk bir konuda sabırlı birine karşı sabırlı bir şey için sabırsız birine karşı sabırsız bir şeyi aramak başarılı başarısız bir şeyde başarı başarının anahtarı bir şey yapmayı başarmak arka arkaya bir şeyi onaylamamak bir şeye bağlı detaylı bir şey eksikliği bir konuda mutlu olmak sınıfı küçük gruplara ayırmak bir şeye itiraz bir şey ile ilişkili yanlışlıkla tatilde özetle suçları için ceza olarak tamir edilemeyecek seviyede bir şeye karşı korumak bir anne ve çocukları arasında bağ bir şey sayesinde toplumda birinin yardımıyla bir şeyden uzak durmak özellikle topluma bir tehdit bir şey için potansiyel
15
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113
pose a hazard ------ sth keen ------ sth threat ------ the authority threat ------ sth threat ------ violence eager ------ sth to expelled ------ school satisfied ------ sth enthusiastic ------ sth to be deported/exiled ------ England to be deported/exiled ------ America ------ risk ------ sth
bir şey için tehlike oluşturmak bir şeyde hevesli bir şeye tehdit bir şeyden tehdit şiddet tehdidi bir şey için hevesli/istekli okuldan atılmak bir şeyden memnun bir konuda hevesli İngiltere’den sürgün edilmek Amerika’ya sürgün edilmek bir şey riski altında
16
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 REVISION – 11 no 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61
EN sustainable agriculture production product farming protect environment public community welfare enable produce healthful compromise future farm crop raise rely on toxic pesticide synthetic fertilizer genetically practice degrade natural resource rotation conservation tillage livestock husbandry biodiversity foster development maintenance ecosystem at the expense of avoid fruit vegetable consumer likewise rancher dangerous promoter careful responsible management waste farmer exposure pathogen pollutant bad document transplant skin credit to switch
F adj n n n n v n n n n v v adj v n n n v pv adj n adj n adv n v adj n n n n n n n v n n n pp v n n n bağ n adj n adj adj n v n n n n adj v n n pv v
TR sürdürülebilir tarım üretim ürün, mahsul tarım, çiftçilik korumak çevre halk, kamu topluluk, halk refah, zenginlik olanak tanımak üretmek, yapmak, neden olmak sağlıklı anlaşmaya varmak gelecek, istikbal çiftlik ürün, ekin yükseltmek, çoğalmak güvenmek, bel bağlamak zehirli böcek ilacı sentetik, yapay gübre genetik olarak çalışma, uygulama, idman aşağılamak, alçaltmak doğal, tabii kaynak dönüşüm, devir koruma işlenmiş toprak çiftlik hayvanları çiftçilik biyo-çeşitlilik büyütmek, geliştirmek gelişim, ilerleme bakım, koruma ekosistem hesabına, pahasına sakınmak, kaçınmak meyve sebze tüketici aynı biçimde, benzer şekilde çiftlik sahibi, çiftlik çalışanı tehlikeli düzenleyici, organizatör dikkatli sorumlu idare, yönetim israf etmek çiftçi maruz kalma patojen kirletici madde kötü, berbat belgelendirmek organ nakli deri, cilt mal etmek, beklemek dönmek, değiştirmek
17
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124
surgery patient research successful transplantation take place once widespread application until develop recipient reject approve drug overall adopt black-market arrangement with the help of lawyer familiar process legal requirement abortion stigma formerly attach unwed motherhood lift infant adoption increasingly difficult outside particularly demand be accompanied by adoptive advertise put into contact with birth growing placement prospective agency hazardous producer productive productivity reproduce reproduction reproductive unproductive protection protector unprotected protective protectively environmental environmentally
n n v adj n pv bağ adj n bağ v n v v n adj v n n pp n adj n adj n n n adv v adj n v n n adv adj n adv v pv adj v phr n adj n adj n adj n adj n v n adj adj n n adj adj adv adj adv
ameliyat, operasyon hasta araştırmak başarılı, bilinen aktarım, aktarma meydana gelmek, olmak -den sonra yaygın uygulama, başvuru -e kadar gelişmek, büyümek alıcı reddetmek onaylamak ilaç, uyuşturucu kapsamlı, tam, geniş benimsemek, evlat edinmek kara borsa düzenleme -ın yardımıyla avukat tanıdık, aşina işlem, süreç yasal gereksinim, koşul kürtaj iz, damga eskiden iliştirmek bekar annelik kaldırmak, aşırmak bebek, çocuk kabullenme, benimseme artarak, artan bir şekilde zor, güç dışı, dış yüzeyi özellikle, bilhassa talep etmek, gerektirmek ile beraber görülmek üvey, evlat edinen reklam yapmak temasa geçmek doğum büyüyen, artan yerleştirme beklenen, olası acente, kurum tehlikeli üretici, yapımcı üretken, yaratıcı, verimli üretkenlik çoğalmak, üremek çoğalma, kopya üremeyle ilgili verimsiz, üretken olmayan koruma koruyucu şey korunmasız koruyucu koruyucu biçimde çevresel çevresel olarak
18
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187
environmentalist publication publicity practitioner practised practise nature naturalist naturalistic naturally unnatural unnaturally supernatural developer developmental developing developed undeveloped redevelop redevelopment avoidance avoidable unavoidable dangerously danger dangerousness endanger endangered carefully care careless carelessly responsibly responsibility irresponsible irresponsibly irresponsibility manage manageable manager wasteful wastage wastefully plant plantation transplant patient patiently patience impatient impatiently impatience search searching research researcher success succeed succession successor successfully successive successively
n n n n adj v n n adj adv adj adv adj n adj adj adj adj v n n adj adj adv n n v adj adv n adj adv adv n adj adv n v adj n adj n adv v n v adj adv n adj adv n v adj n n n v n n adv adj adv
çevreci yayın reklam avukat, doktor deneyimli, yetenekli alıştırma yapmak, uygulamak doğa, mizaç, huy doğa bilimci doğal doğal olarak tuhaf, garip doğal olmayan biçimde doğa üstü inşaat yatırımcısı gelişimsel gelişen gelişmiş gelişmemiş yeniden geliştirmek yeniden geliştirme kaçınma, sakınma kaçınılabilir kaçınılmaz tehlikeli bir şekilde tehlike, risk tehlikelilik tehlikeye atmak nesli tükenmekte olan dikkatlice ilgi, dikkat, bakım dikkatsiz dikkatsizce sorumlu olarak sorumluluk sorumsuz sorumsuzca sorumsuzluk yönetmek, başarmak idare edilebilir yönetici, idareci savurgan israf, savurganlık savurganca dikmek çiftlik, plantasyon organ nakli yapmak sabırlı sabırlı bir şekilde sabır, tahammül sabırsız sabırsızca sabırsızlık araştırmak, aramak araştırıcı araştırma araştırmacı başarı başarılı olmak ardışık olma, yerine geçme halef, varis başarılı bir şekilde art arda gelen ardışık bir şekilde
19
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250
unsuccessfully unsuccessful apply applicant applicable applied approval approving approvingly disapprove disapproval place displace displacement replace replacement advertisement advertiser advertising process processing procession processed processor legality legally legalization legalize illegal illegally attached attachment detach detachable detached mother motherly increase demand demanding undemanding arrange rearrange detail look short complicated nation breathe happy difference chemical group cruel enjoyable lengthy calmly objection connection embarrassing earn mistake holiday
adv adj v n adj adj n adj adv v n v v n v n n n n v n n adj n n adv n v adj adv adj n v adj n n adj n n adj adj v v n v adj adj n v adj n n n adj adj adj adv n n adj v n n
başarısız bir biçimde başarısız uygulamak, başvurmak, kullanmak aday uygulanabilir, ilgili uygulamalı onay onaylayıcı onaylayarak onaylamamak onaylamama koymak, yerleştirmek yerinden etmek çıkarma yerini almak, değiştirmek yerine geçme reklam reklamcı, ilancı reklamcılık işlemek işlem kafile, alay işlenmiş bilgi işlemci yasallık yasal olarak yasallaştırma yasallaştırmak yasa dışı yasadışı olarak ilişik, ekli bağlılık, ilave çıkarmak, ayırmak ayrılabilir müstakil ev anne anne gibi artış talep çaba gerektiren, çetin basit düzenlemek yeniden düzenlemek ayrıntı, detay bakmak, görünmek kısa, az karmaşık ulus, millet nefes alıp vermek mutlu, memnun ayrım, farklılık kimyasal madde grup, topluluk zalim, acımasız eğlenceli, zevkli uzun, ayrıntılı sakin bir şekilde itiraz, karşı çıkma bağlantı, ilişki utandıran para kazanmak hata, kusur tatil, izin
20
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313
valid membership summary meaningful establish logical profit interview huge rapidly properly subtle punishment marriage calculation repair advocate goods legitimate yield hard nasty artificial fasten defend uphold preserve risky similarly through operation shield promote challenging tie unsafe thanks to guard society treacherous lawful output administration commodity with the aid of upkeep fix confirm stay away safeguard sufferer man-made unpleasant achieve probable avid intricate blissful in particular accomplish forgetful inescapable preventable
adj n n adj v adj n v adj adv adv adj n n n n n n adj n adj adj adj v v v v adj bağ prep n v v adj v adj pp v n adj adj n n n pp n v v pv v n adj adj v adj adj adj adj pp v adj adj adj
geçerli üyelik özet anlamlı kurmak, belirlemek mantıklı kar görüşmek, röportaj yapmak büyük hızlıca doğru dürüst, güzelce güç algılanan, kurnaz cezalandırma, ceza evlilik hesaplama onarım, tamirat savunucu, avukat mal, eşya meşru, yasal, yerinde ürün, gelir zor, çetin , katı kötü, pis, kaba yapay bağlamak, tutturmak savunmak desteklemek, onaylamak korumak, muhafaza etmek tehlikeli, riskli benzer şekilde -in içinden, -den geçerek ; sayesinde ameliyat, işletme korumak, siper olmak ilerletmek, terfi ettirmek zor bağlamak, berabere olmak emniyetsiz, tehlikeli -ın sayesinde korumak, nöbet tutmak toplum, cemiyet tehlikeli, hain yasal, kanuni ürün, çıktı yönetim, uygulama ticari mal -ın yardımıyla bakım, tamir onarmak doğrulamak uzak durmak korumak hasta, dertli kişi insan yapımı, yapay nahoş, çirkin başarmak, ulaşmak muhtemel, olası hevesli, istekli dolaşık, karışık mutlu özellikle, bilhassa başarmak, tamamlamak unutkan kaçınılmaz önlenebilir
21
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340
likely menace attain potential hazard keen banish threat inevitable eager error especially expel satisfied criminal elaborate enthusiastic deport risk content fulfil complex exile illegitimate joyful possible unlawful
adj n v adj n adj v n adj adj n adv v adj adj adj adj v n adj v n v adj adj adj adj
muhtemel, olası tehdit elde etmek, ulaşmak muhtemel, olası tehlike istekli, coşkulu, ilgili sürgün etmek, kovmak tehdit kaçınılmaz hevesli, istekli hata, kusur özellikle, bilhassa atmak, kovmak, sürmek memnun, tatmin olmuş suçlu, yasadışı ayrıntılı, karmaşık hevesli, coşkulu sınır dışı etmek tehlike, risk memnun yerine getirmek kuruntu sürgüne yollamak gayri meşru neşeli, sevinçli olası, mümkün kanunsuz, yasadışı
22
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27
compose intelligent quick search reveal assist whatever harness clever mixed phrase coin describe journal spark interest somehow improve plausible undoubtedly genius complex hope intelligence rub off on enlarge view
SECTION – 12 You will learn the following target words in this section 28 nose 55 bulb 29 important 56 straight 30 front 57 hit 31 unconditioned 58 action 32 exercise 59 reflection 33 majority 60 direction 34 breathe 61 differently 35 substantial 62 smooth 36 inhale 63 shiny 37 pass through 64 surface 38 condition 65 mirror 39 as well as 66 directly 40 advantageous 67 odd 41 portion 68 face 42 nasal 69 side 43 contribute 70 pot 44 outcome 71 pan 45 subject 72 still 46 contribution 73 beautiful 47 optimal 74 mountain 48 performance 75 scene 49 workload 76 lake 50 ventilation 77 refract 51 eyeglasses 78 bend 52 clearly 79 light 53 magnify 80 spoon 54 useful
23
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 STUDY 1 You have probably heard of the Mozart effect. It’s the idea that if children or even babies listen to music composed by Mozart they will become more intelligent. A quick internet search reveals plenty of products to assist you in the task. Whatever your age there are CDs and books to help you to harness the power of Mozart’s music, but when it comes to scientific evidence that it can make you more clever, the picture is more mixed. The phrase “the Mozart effect” was coined in 1991, but it is a study described two years later in the journal Nature that sparked real media and public interest about the idea that listening to classical music somehow improves the brain. It is one of those ideas that feels plausible. Mozart was undoubtedly a genius himself, his music is complex and there is a hope that if we listen to enough of it, a little of that intelligence might rub off on us. Muhtemelen Mozart etkisini duymuşsunuzdur. Çocukların ya da hatta bebeklerin Mozart’ın bestelediği müziği dinlerlerse daha akıllı olacakları fikridir. Hızlı bir internet araştırması görevde size yardım edecek çok ürün ortaya çıkarır. Yaşın ne olursa olsun Mozart’ın müzik gücünü kullanmada yardım edecek CD ler ve kitaplar vardır ama seni daha zeki yapabileceği bilimsel kanıtına gelindiğinde resim daha karmaşıktır. “Mozart etkisi” sözcük öbeği 1991’de türetildi ama gerçek medya ve klasik müzik dinlemenin bir şekilde beyni geliştirdiği fikri hakkında halk ilgisini başlatan Doğa dergisinde iki yıl sonra tanımlanan bir çalışmadır. Akla yatkın duran fikirlerden birisidir. Mozart’ın kendisi şüphesiz dâhiydi, müziği karmaşıktır ve yeterince müzik dinlersek biraz zekânın bize geçeceğine dair bir umut vardır.
TR bestelemek, oluşturmak geçmek, bulaşmak çabuk akıl, zeka açıklamak, ortaya çıkarmak yardım etmek, desteklemek umut, beklenti ilgi, faiz, çıkar hiç şüphesiz karmaşık sözcük takımı para basmak, sözcük türetmek akla yatkın, inandırıcı
F v pv adj n v v n n adv adj n v
EN
Find the words! TR başlatmak, alevlendirmek tanımlamak her ne karışık, karma kullanmak, yararlanmak her nasılsa, bir şekilde akıllı, zeki araştırma dahi, deha dergi, günlük zeki, akıllı gelişmek, ilerlemek
F
EN
v v bağ adj v adv adj n n n adj v
adj
24
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
DEFINITION STUDY - 1 compose intelligent quick no
words describe spark
assist scientific mixed
plausible harness
definition
hope interest word
1
to help
2
to cause the start of something, especially an argument or fighting
3
happening or done with great speed, or lasting only a short time
4
the feeling of wanting to give your attention to something or of wanting to be involved with and
5
made of a combination of different people or things
6
to produce music, poetry or formal writing
7
something good that you want to happen in the future, or a confident feeling about what will happen in the future
8
to say or write what someone or something is like
9
seeming likely to be true, or able to be believed
10
good at learning, understanding and thinking in a logical way about things; showing this ability
11
to control something, usually in order to use its power
12
relating to science, or using the organized methods of science
25
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 STUDY 2 The nose has an important frontier role protecting the lower airways from unconditioned air. In resting and light exercise situations, the majority of individuals breathe all air through the nose. However, with increased exercise a substantial part of the inhaled air also passes through and is being conditioned by the nose. At rest as well as during exercise it seems to be advantageous to have a significant portion of the air conditioned by the nose. In patients with asthma, improvement of nasal breathing contributes to an overall better disease control, with reduced nocturnal asthma as one important outcome. However, also in healthy subjects, nasal contribution seems important for optimal physical performance, measured as oxygen consumption related to workload and ventilation. Burun, alt hava yollarını doğal havadan koruyan önemli sınır rolüne sahiptir. Dinlenme ve hafif egzersiz durumlarında bireylerin çoğu tüm havayı burun yoluyla nefes alıp verir. Ancak, artan egzersizle alınan havanın önemli bir kısmı da içinden geçer ve burun tarafından koşullandırılır. Egzersiz sırasının yanı sıra dinlenmede burun tarafından koşullandırılan havanın önemli bir kısmına sahip olmak yararlı gibi görünüyor. Astımlı hastalarda burundan nefes almanın gelişmesi, önemli bir sonuç olarak azaltılmış gece olan astımla birlikte genel daha iyi hastalık kontrolüne katkıda bulunur. Ancak, sağlıklı vatandaşlarda da burunla ilgili katkı iş yükü ve havalandırmayla ilgili oksijen tüketimi olarak ölçülen en iyi fiziksel performans için önemli görünüyor.
TR önemli önemli, gerekli bölüm, parça, porsiyon koşulsuz, doğal idman, egzersiz, alıştırma havalandırma nefes alıp vermek en iyi nefes almak içinden geçmek ve de, yanı sıra burunla ilgili
F adj adj n adj n n v adj v pv pp adj
EN
Find the words! TR avantaj sağlayan iş yoğunluğu katkıda bulunmak, sebep olmak çoğunluk gösteri, oyun, performans ön, ilk burun katkı sonuç konu, ders, özne şartlandırmak
26
F adj n
EN
v n n adj n n n n v
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
DEFINITION STUDY - 2 low rest light
breathe substantial advantageous
no
words significant contribute to outcome
reduce consumption workload
definition
word
1
not heavy
2
to help to cause an event or situation
3
a period of time in which you relax, do not do anything active, or sleep
4
important or noticeable
5
when someone uses, eats, or drinks something
6
large in size, value or importance
7
to make something smaller in size, amount, degree, importance, etc
8
below the usual level
9
the amount of work to be done, especially by a particular person or machine in a period of time
10
giving advantages or helping to make you more successful
11
to move air into and out of the lungs
12
a result or effect of an action, situation, etc.
27
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 STUDY 3 Light from the sun or a light bulb moves in straight waves. When the light waves hit an object, they bounce off of it. This action is called reflection. For most objects, the light bounces in many directions at the same time. When this happens, it allows us to see the object. A picture of the object is sent to the brain from the eye. The brain helps us understand what we see. Light waves act differently when they hit a smooth, shiny surface. Hitting a surface like a mirror makes the light waves bounce directly back to your eyes. This odd movement allows you to see yourself. It creates a reflection. You see the objects around it instead of the mirror itself. Anything shiny may act like a mirror when the light hits it. Have you ever seen your face reflected in the rounded side of a pot or pan? You can even see reflections on the surface of water if it is smooth and still. You have probably seen beautiful pictures of mountain scenes. Often the mountains and sky are reflected on the smooth surface of the lake. Water and glass have a special ability. They can refract, or bend, light. That’s why a spoon in a clear glass of water will look bent when it really is not. The ability of glass to refract light has given us some useful products. Eyeglasses help us see clearly. Magnifying glasses enlarge our view of an object. Güneşten ışık ya da ışık ampulü düz dalgalarda hareket eder. Işık dalgaları nesneye çarptığında zıplar. Bu eyleme yansıma adı verilir. Çoğu nesneler için ışık aynı zamanda birçok yöne zıplar. Bu meydana geldiğinde nesneyi görmemizi sağlar. Nesnenin resmi gözden beyne gönderilir. Beyin gördüğümüzü anlamamıza yardımcı olur. Işık dalgaları düz, parlak yüzeye çarptığında farklı hareket eder. Ayna gibi bir yüzeye çarpmak ışık dalgalarını doğrudan gözümüze geri çarptırır. Bu tuhaf hareket kendinizi görmenizi sağlar. Yansıma yaratır. Aynanın kendisinden ziyade etrafındaki nesneleri görürsünüz. Parlak herhangi bir şey ışık ona çarptığında ayna gibi hareket eder. Tencere yada tavanın yuvarlak tarafında yansıyan yüzünüzü hiç gördünüz mü? Eğer düz ve hareketsizse su yüzeyinin üzerindeki yansımaları bile görebilirsiniz. Dağ manzaralarının güzel resimlerini muhtemelen görmüşsünüzdür. Sıklıkla dağlar ve gökyüzü gölün düz yüzeyi üzerine yansır. Su ve cam özel bir yeteneğe sahiptir. Onlar kırılabilir yada bükülebilir, aydınlatabilir. Bu yüzden temiz bir bardak su içerisindeki kaşık su gerçekten sıcak olduğunda bükülmüş gibi görünür. Camın ışığı kırma yeteneği bize faydalı ürünler vermiştir. Gözlükler net olarak görmemize yardımcı olur. Büyülten gözlükler nesneyi görüşümüzü genişletir.
TR tencere, tava düz, doğru, dürüst vurmak, çarpmak eylem, hareket yansıma, görünüm yön, talimat farklı bir şekilde düz, pürüzsüz, sakin hareketsiz, durgun ampul, bitki soğanı yakmak, aydınlatmak sahne, manzara tuhaf, alışılmamış, tek (ışık) kırmak yan, taraf, kenar eğmek, bükmek
F n adj v n n n adv adj adj n v n adj v n v
EN
Find the words! TR büyütmek ayna doğrudan yüzey göl yüz, surat kap, çömlek güzel kullanışlı kaşık açıkça dağ genişletmek görüş, fikir parlak gözlük
28
F v n adv n n n n adj adj n adv n v n adj n
EN
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
DEFINITION STUDY - 3 move hit allow
words reflect beautiful special
smooth shiny odd
no
bend enlarge useful
definition
word
1
to make it possible for someone to do something, or to not prevent something from happening; give permission
2
o (cause to) curve
3
to (cause to) change position
4
smooth and bright; reflecting the light
5
very attractive and pleasant
6
to touch something with sudden force
7
to send the light, etc. back and not to absorb it
8
effective; helping you to do or achieve something
9
not ordinary or usual
10
having a surface or substance which is perfectly regular and has no holes, lumps or areas that rise or fall suddenly
11
to become bigger or to make something bigger
12
strange or unexpected
29
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 SUFFIX & PREFIX STUDY -ence -ed -ic -ness
no 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54
SUFFIXES -able -ive -ment -ous PREFIXES indisderived word F intelligent adj intelligible adj intelligently adv unintelligent adj unintelligible adj mixer n mixture n mixed adj description n descriptive adj descriptively adv describable adj indescribable adj journalism n journalist adj journalistic adj interested adj interesting adj interestingly adv uninterested adj disinterested adj improved adj improvement n doubter n doubtful adj doubtless adj doubtfully adv undoubted adj undoubtedly adv hopeful adj hopeless adj hopefully adv hopelessly adv hopefulness n hopelessness n important adj importantly adv unimportant adj breathe v breather n breathing n breathless adj breathlessly adv substantial adj substantially adv conditioner n conditioning n conditional adj conditionally adv unconditional adj unconditionally adv advantageous adj advantageously adv disadvantage n
-ent -ion -ing -al
unmain word intelligence zekâ
mix karıştırmak
describe tanımlamak
journal dergi
interest ilgi, faiz improve geliştirmek
doubt şüphe duymak
hope umut
importance önem
breath nefes substance madde, değer
condition şart, koşul
advantage avantaj
30
-ly -ism -ful -or
-er -ist -less -y
outTR
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 67 68 69 70
contribute katkıda bulunmak perform gösteri yapmak straight düz reflect yansıtmak smooth düzgün shine parlamak beauty güzellik
disadvantaged contribution contributor contributory performer performance straighten reflection reflective smoothly smoothness shiny outshine beautiful beautifully
adj n n adj n n v n adj adv n adj v adj adv
31
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
balance perceive collection explain
path permit interpret enjoy
crucial deficiency mistakenly false no 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20
danger wrong markedly recommendation EN
COLLOCATION STUDY MAIN WORDS healthy importance firm expense possible accusation future detect different build decrease impression AUXILARY WORDS satisfactorily migration apparently slightly fair trust additional tremendously legally accurately near valuable TR hayati önem tatmin edici bir şekilde açıklamak ek masraf göç yolu görünürde sağlıklı doğru algılamak yanlış suçlama belirgin bir şekilde azalmak yanlış etki yasal olarak izin vermek güven oluşturmak sıkı tavsiye biraz farklı yakın gelecek değerli koleksiyon eksiklik saptamak olası tehlike son derece eğlenmek adil denge yanlış yorumlamak
32
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 no 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20
word compose intelligent reveal assist mixed plausible advantageous odd substance advantage unimportant hopeless mix
favourable brilliant benefit beneficial show smart minor believable help insignificant strange consist of in despair material make sth up blend
F v adj v v adj adj adj adj n n adj adj v
adj adj n adj v adj adj adj v adj adj v pp n pv v
SYNONYM STUDY - 1 synonymous with
lehimize, olumlu parlak, zeki fayda faydalı göstermek zeki küçük, önemsiz inanılır yardım etmek önemsiz tuhaf …den oluşmak umutsuz, çaresiz malzeme, madde oluşturmak karıştırmak
WORDS bizarre aid miscellaneous desperate weird possible be composed of matter mingle clever credible bright constitute conceivable trivial
33
adj v adj adj adj adj v n v adj adj adj v adj adj
tuhaf yardım etmek karışık umutsuz tuhaf mümkün …den oluşmak madde karışmak zeki mümkün parlak, zeki oluşturmak mümkün önemsiz
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 PREPOSITION STUDY NO 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49
EN to be composed ------ sth assist sb ------ sth ------ the journal interest ------ sth ------ hope hope ------ winning my views ------ this subject point ------ view a room ------ a view to breathe ------ your nose ------ the majority ------ the cases contribute ------ sth the outcome ------ the election to take action ------ drug dealers ------ this direction to float ------ the surface of the water the expression ------ her face the side ------ the road the scene ------ the accident We walked ------ the lake. Many kinds of fish live ------ this lake. She fell ------ the lake. to hold sth ------ the light the light ------ the kitchen a source of ------ light ------ the speed ------ light to shed light ------ sth ------ doubt doubt ------ sth hopeless ------ sth ------ vital importance ------ breath advantage ------ the others advantage ------ us ------ our advantage contribution ------ sth contribution ------ sb Conditions are favourable ------ skiing. ------ the benefit ------ the patients The agreement is ------ great benefit ------ both sides. beneficial ------ health ------ need ------ help ------ the help ------ sth consist ------ sth ------ despair make up ------ sth be made ------ sth ------ the aid ----- sth ------ the aid ----- sth
TR bir şeyden oluşmak birine bir şeyde yardım etmek dergide bir şeye ilgi umutsuz kazanma umudur bu konudaki fikirlerim bakış açısı manzarası olan bir oda burnundan nefes almak vakaların çoğunluğunda bir şeye katkıda bulunmak seçimin sonucu uyuşturucu satanlara karşı önlem almak bu yönde su yüzeyinde yüzmek yüzündeki ifade yolun kenarı kaza alanı gölün etrafında yürüdük bu gölde birçok balık türü yaşar O, göle düştü. bir şeyi ışığa tutmak mutfaktan gelen ışık bir ışık kaynağı ışık hızında bir şeyi aydınlatmak (açıklık getirmek) şüphesiz bir şey hakkında şüphe bir konuda umutsuz (vaka) hayati öneme sahip nefessiz diğerlerine göre daha fazla avantaj bizim için avantaj bizim avantajımıza bir şeye katkı birinin katkısı Şartlar, kayak için elverişlidir. hastaların yararına/yararı için Anlaşma her iki tarafın da yararınadır. sağlığa yararlı yardıma muhtaç bir şeyin yardımıyla bir şeyden oluşmak umutsuz bir şeyi telafi etmek bir şeyden oluşmak bir şeyin yardımıyla bir şeyin yardımı olmadan
34
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 50 51 52 53 54 55 56
desperate ------ the future to be composed ------ sth ------ these matters to speak ------ the matter a matter ------ the police a matter ------ time to feel fear mingled ------ excitement
gelecek hakkında umutsuz bir şeyden oluşmak bu konularda konu üzerine konuşma yapmak polis için bir sorun an meselesi heyecanla karışık korku hissetmek
35
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 REVISION – 10 | 11 no 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61
EN sustainable agriculture production product farming protect environment public community welfare enable produce healthful compromise future farm crop raise rely on toxic pesticide synthetic fertilizer genetically practice degrade natural resource rotation conservation tillage livestock husbandry biodiversity foster development maintenance ecosystem at the expense of avoid fruit vegetable consumer likewise rancher dangerous promoter careful responsible management waste farmer exposure pathogen pollutant bad document transplant skin credit to switch
F adj n n n n v n n n n v v adj v n n n v pv adj n adj n adv n v adj n n n n n n n v n n n pp v n n n bağ n adj n adj adj n v n n n n adj v n n pv v
TR sürdürülebilir tarım üretim ürün, mahsül tarım, çiftçilik korumak çevre halk, kamu topluluk, halk refah, zenginlik olanak tanımak üretmek, yapmak, neden olmak sağlıklı anlaşmaya varmak gelecek, istikbal çiftlik ürün, ekin yükseltmek, çoğalmak güvenmek, bel bağlamak zehirli böcek ilacı sentetik, yapay gübre genetik olarak çalışma, uygulama, idman aşağılamak, alçaltmak doğal, tabii kaynak dönüşüm, devir koruma işlenmiş toprak çiftlik hayvanları çiftçilik biyo-çeşitlilik büyütmek, geliştirmek gelişim, ilerleme bakım, koruma ekosistem hesabına, pahasına sakınmak, kaçınmak meyve sebze tüketici aynı biçimde, benzer şekilde çiftlik sahibi, çiftlik çalışanı tehlikeli düzenleyici, organizatör dikkatli sorumlu idare, yönetim israf etmek çiftçi maruz kalma patojen kirletici madde kötü, berbat belgelendirmek organ nakli deri, cilt mal etmek, beklemek dönmek, değiştirmek
36
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124
surgery patient research successful transplantation take place once widespread application until develop recipient reject approve drug overall adopt black-market arrangement with the help of lawyer familiar process legal requirement abortion stigma formerly attach unwed motherhood lift infant adoption increasingly difficult outside particularly demand be accompanied by adoptive advertise put into contact with birth growing placement prospective agency hazardous producer productive productivity reproduce reproduction reproductive unproductive protection protector unprotected protective protectively environmental environmentally
n n v adj n pv bağ adj n bağ v n v v n adj v n n pp n adj n adj n n n adv v adj n v n n adv adj n adv v pv adj v ph n adj n adj n adj n adj n v n adj adj n n adj adj adv adj adv
ameliyat, operasyon hasta araştırmak başarılı, bilinen aktarım, aktarma meydana gelmek, olmak -den sonra yaygın uygulama, başvuru -e kadar gelişmek, büyümek alıcı reddetmek onaylamak ilaç, uyuşturucu kapsamlı, tam, geniş benimsemek, evlat edinmek kara borsa düzenleme -ın yardımıyla avukat tanıdık, aşina işlem, süreç yasal gereksinim, koşul kürtaj iz, damga eskiden iliştirmek bekar annelik kaldırmak, aşırmak bebek, çocuk kabullenme, benimseme artarak, artan bir şekilde zor, güç dışı, dış yüzeyi özellikle, bilhassa talep etmek, gerektirmek ile beraber görülmek üvey, evlat edinen reklam yapmak temasa geçmek doğum büyüyen, artan yerleştirme beklenen, olası acente, kurum tehlikeli üretici, yapımcı üretken, yaratıcı, verimli üretkenlik çoğalmak, üremek çoğalma, kopya üremeyle ilgili verimsiz, üretken olmayan koruma koruyucu şey korunmasız koruyucu koruyucu biçimde çevresel çevresel olarak
37
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187
environmentalist publication publicity practitioner practised practise nature naturalist naturalistic naturally unnatural unnaturally supernatural developer developmental developing developed undeveloped redevelop redevelopment avoidance avoidable unavoidable dangerously danger dangerousness endanger endangered carefully care careless carelessly responsibly responsibility irresponsible irresponsibly irresponsibility manage manageable manager wasteful wastage wastefully plant plantation transplant patient patiently patience impatient impatiently impatience search searching research researcher success succeed succession successor successfully successive successively
n n n n adj v n n adj adv adj adv adj n adj adj adj adj v n n adj adj adv n n v adj adv n adj adv adv n adj adv n v adj n adj n adv v n v adj adv n adj adv n v adj n n n v n n adv adj adv
çevreci yayın reklam avukat, doktor deneyimli, yetenekli alıştırma yapmak, uygulamak doğa, mizaç, huy doğa bilimci doğal doğal olarak tuhaf, garip doğal olmayan biçimde doğa üstü inşaat yatırımcısı gelişimsel gelişen gelişmiş gelişmemiş yeniden geliştirmek yeniden geliştirme kaçınma, sakınma kaçınılabilir kaçınılmaz tehlikeli bir şekilde tehlike, risk tehlikelilik tehlikeye atmak nesli tükenmekte olan dikkatlice ilgi, dikkat, bakım dikkatsiz dikkatsizce sorumlu olarak sorumluluk sorumsuz sorumsuzca sorumsuzluk yönetmek, başarmak idare edilebilir yönetici, idareci savurgan israf, savurganlık savurganca dikmek çiftlik, plantasyon organ nakli yapmak sabırlı sabırlı bir şekilde sabır, tahammül sabırsız sabırsızca sabırsızlık araştırmak, aramak araştırıcı araştırma araştırmacı başarı başarılı olmak ardışık olma, yerine geçme halef, varis başarılı bir şekilde art arda gelen ardışık bir şekilde
38
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250
unsuccessfully unsuccessful apply applicant applicable applied approval approving approvingly disapprove disapproval place displace displacement replace replacement advertisement advertiser advertising process processing procession processed processor legality legally legalization legalize illegal illegally attached attachment detach detachable detached mother motherly increase demand demanding undemanding arrange rearrange detail look short complicated nation breathe happy difference chemical group cruel enjoyable lengthy calmly objection connection embarrassing earn mistake holiday
adv adj v n adj adj n adj adv v n v v n v n n n n v n n adj n n adv n v adj adv adj n v adj n n adj n n adj adj v v n v adj adj n v adj n n n adj adj adj adv n n adj v n n
başarısız bir biçimde başarısız uygulamak, başvurmak, kullanmak aday uygulanabilir, ilgili uygulamalı onay onaylayıcı onaylayarak onaylamamak onaylamama koymak, yerleştirmek yerinden etmek çıkarma yerini almak, değiştirmek yerine geçme reklam reklamcı, ilancı reklamcılık işlemek işlem kafile, alay işlenmiş bilgi işlemci yasallık yasal olarak yasallaştırma yasallaştırmak yasa dışı yasadışı olarak ilişik, ekli bağlılık, ilave çıkarmak, ayırmak ayrılabilir müstakil ev anne anne gibi artış talep çaba gerektiren, çetin basit düzenlemek yeniden düzenlemek ayrıntı, detay bakmak, görünmek kısa, az karmaşık ulus, millet nefes alıp vermek mutlu, memnun ayrım, farklılık kimyasal madde grup, topluluk zalim, acımasız eğlenceli, zevkli uzun, ayrıntılı sakin bir şekilde itiraz, karşı çıkma bağlantı, ilişki utandıran para kazanmak hata, kusur tatil, izin
39
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313
valid membership summary meaningful establish logical profit interview huge rapidly properly subtle punishment marriage calculation repair advocate goods legitimate yield hard nasty artificial fasten defend uphold preserve risky similarly through operation shield promote challenging tie unsafe thanks to guard society treacherous lawful output administration commodity with the aid of upkeep fix confirm stay away safeguard sufferer man-made unpleasant achieve probable avid intricate blissful in particular accomplish forgetful inescapable preventable
adj n n adj v adj n v adj adv adv adj n n n n n n adj n adj adj adj v v v v adj bağ prep n v v adj v adj pp v n adj adj n n n pp n v v pv v n adj adj v adj adj adj adj pp v adj adj adj
geçerli üyelik özet anlamlı kurmak, belirlemek mantıklı kar görüşmek, röportaj yapmak büyük hızlıca doğru dürüst, güzelce güç algılanan, kurnaz cezalandırma, ceza evlilik hesaplama onarım, tamirat savunucu, avukat mal, eşya meşru, yasal, yerinde ürün, gelir zor, çetin , katı kötü, pis, kaba yapay bağlamak, tutturmak savunmak desteklemek, onaylamak korumak, muhafaza etmek tehlikeli, riskli benzer şekilde -in içinden, -den geçerek ; sayesinde ameliyat, işletme korumak, siper olmak ilerletmek, terfi ettirmek zor bağlamak, berabere olmak emniyetsiz, tehlikeli -ın sayesinde korumak, nöbet tutmak toplum, cemiyet tehlikeli, hain yasal, kanuni ürün, çıktı yönetim, uygulama ticari mal -ın yardımıyla bakım, tamir onarmak doğrulamak uzak durmak korumak hasta, dertli kişi insan yapımı, yapay nahoş, çirkin başarmak, ulaşmak muhtemel, olası hevesli, istekli dolaşık, karışık mutlu özellikle, bilhassa başarmak, tamamlamak unutkan kaçınılmaz önlenebilir
40
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376
likely menace attain potential hazard keen banish threat inevitable eager error especially expel satisfied criminal elaborate enthusiastic deport risk content fulfil complex exile illegitimate joyful possible unlawful compose intelligent quick reveal assist whatever harness clever mixed phrase coin describe journal spark interest somehow improve plausible undoubtedly genius complex hope intelligence rub off on enlarge view nose front unconditioned exercise majority substantial inhale pass through as well as advantageous
adj n v adj n adj v n adj adj n adv v adj adj adj adj v n adj v n v adj adj adj adj v adj adj v v bağ v adj adj n n v n n n adv v adj adv n adj v n pv v v n n adj v n adj v pv pp adj
muhtemel, olası tehdit elde etmek, ulaşmak muhtemel, olası tehlike istekli, coşkulu, ilgili sürgün etmek, kovmak tehdit kaçınılmaz hevesli, istekli hata, kusur özellikle, bilhassa atmak, kovmak, sürmek memnun, tatmin olmuş suçlu, yasadışı ayrıntılı, karmaşık hevesli, coşkulu sınır dışı etmek tehlike, risk memnun yerine getirmek kuruntu sürgüne yollamak gayri meşru neşeli, sevinçli olası, mümkün kanunsuz, yasadışı bestelemek, oluşturmak zeki, akıllı çabuk açıklamak, ortaya çıkarmak yardım etmek, desteklemek her ne kullanmak, yararlanmak akıllı, zeki karışık, karma sözcük takımı bozuk para tanımlamak dergi, günlük buji ilgi, faiz, çıkar her nasılsa, bir şekilde gelişmek, ilerlemek akla yatkın, inandırıcı hiç şüphesiz dahi, deha karmaşık ummak, ümit etmek akıl, zeka geçmek, bulaşmak genişletmek bakmak, görmek burun ön, yüz, cephe koşulsuz, doğal alıştırma yapmak çoğunluk önemli nefes almak içinden geçmek ve de, yanı sıra avantaj sağlayan
41
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439
portion nasal contribute outcome subject optimal performance workload ventilation eyeglasses clearly magnify bulb straight hit action reflection direction differently smooth shiny surface mirror directly odd face side potato pan still beautiful mountain scene lake refract bend light spoon intelligible intelligently mixer mixture mix description descriptive indescribable journalist journalism journalistic interest interested interesting interestingly uninterested disinterested improved improvement doubt doubt doubtful doubtfully doubtless undoubted
n adj v n n adj n n n n adv v n adj n n n n adv v adj n n adv adj n n n n bağ adj n n n v v n n adj adv n n v n adj adj n n adj v adj adj adv adj adj adj n v n adj adv adv adj
bölüm, parça, porsiyon burunla ilgili katkıda bulunmak, sebep olmak sonuç konu, ders, özne en iyi gösteri, oyun, performans iş yoğunluğu havalandırma gözlük açıkça büyütmek ampul, bitki soğanı düz, doğru, dürüst çarpma, vuruş, popüler eylem, hareket yansıma, görünüm yön, talimat farklı bir şekilde düzleştirmek parlak yüzey ayna doğrudan tuhaf, alışılmamış, tek yüz, surat yan, taraf, kenar patates tencere, tava yine de güzel dağ sahne, manzara göl (ışık) kırmak eğmek, bükmek ışık, lamba kaşık anlaşılır akıllıca çırpıcı, mikser karışım, çeşit karıştırmak, uyuşmak tanımlama tanımlayıcı tanımlanamaz, tarifsiz gazeteci basın, gazetecilik gazetecilere özgü ilgisini çekmek ilgili, meraklı ilginç, ilgi çekici ilginç şekilde ilgisiz tarafsız, ilgisiz gelişmiş, yüksek gelişme, ilerleme şüphelenmek şüphe şüpheli şüpheyle şüphesiz, kesin şüphesiz, şüphe duyulmayan
42
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502
hopeful hopeless hopefully hopelessly hopelessness hope importance importantly important unimportant breath breather breathing breathless breathlessly substance substantially advantage advantageously disadvantage disadvantageous contribute to contribution contributor contributory perform performer straight straighten reflect reflecting reflective smooth smoothly smoothness shine shine beauty beautifully favourable brilliant benefit beneficial show smart minor believable help insignificant strange consist of despair material make up blend bizarre aid miscellaneous desperate weird composed of matter mingle
adj adj adv adv n n n adv adj adj n n n adj adv n adv n adv n adj pv n n adj v n adv v v n adj adj adv n v n n adv adj adj v adj v adj adj adj v adj adj pv n n pv v adj v adj adj adj pv n v
umutlu ümitsiz, çaresiz ümit ederek, umutla umutsuzca umutsuzluk umut, beklenti önem önemli biçimde önemli, gerekli önemsiz nefes, soluk kısa dinlenme nefes alıp verme nefessiz nefes nefese madde önemli derecede avantaj faydalı bir şekilde dezavantaj dezavantajlı katkıda bulunmak, sebep olma katkı katılımcı, destekçi yardımcı, katkı sağlayan yapmak, sergilemek oyuncu, sanatçı dümdüz, hemen düzeltmek yansıtmak yansıtma yansıtıcı düz, pürüzsüz, sakin pürüzsüzce, tıkır tıkır pürüzsüzlük parlamak, aydınlatmak parlaklık güzellik güzelce olumlu, uygun, faydalı harika, parlak faydalanmak faydalı göstermek akıllı önemsiz, basit, küçük inanılabilir yardım etmek, yararı olmak önemsiz, değersiz acayip, yabancı den oluşmak umutsuzluk malzeme, madde oluşturmak, uydurmak karıştırmak garip, tuhaf yardım etmek çeşitli, türlü umutsuz, çaresiz tuhaf, garip -den oluşmak sorun, mesele, madde karıştırmak
43
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 503 504 505 506 507
credible bright constitute conceivable trivial
adj adj v adj adj
güvenilir, inandırıcı parlak, zeki oluşturmak akla gelebilir, olası önemsiz
44
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20
method track study learn experiment find out interest observe topic read observation set up experiment smart guess prediction common sense hypothesis uncontested well-being
SECTION – 13 You will learn the following target words in this section 21 generally 40 surroundings 22 unable 41 obvious 23 immune system 42 bear 24 recognize 43 specialist 25 foreign 44 decade 26 attack 45 lifetime 27 seem 46 thanks to 28 carefully 47 recent 29 screen 48 technology 30 once 49 understanding 31 repeat 50 associate 32 usual 51 negative 33 by the time 52 long-term 34 finish 53 poverty 35 either ... or 54 neglect 36 prove 55 maltreatment 37 wrong 56 well documented 38 okay 57 virtually 39 neuroscientist 58 already
45
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 STUDY 1 The scientific method is the way that scientists organize and track their studies. As they learn and experiment, they use the scientific method. They ask questions and try to find out the answers. You can use this method, too. Start with a question about something that interests you. See what you observe about your topic in the real world. Read about your topic as much as you can. Organize your observations and take notes. After you have made a lot of observations, it is time to set up an experiment. Make a smart guess, or prediction, about what you think will happen. Use all the information you have and your common sense. Scientists call this guess a hypothesis. Experiments should be done more than once. Repeating them will let you know what the usual result will be. It is important to take good notes so you know the result of each experiment. By the time you finish, you will either prove that your guess was right, or you will prove that your guess was wrong. Either result is okay. You are learning how things work! Bilimsel metot, bilim insanlarının çalışmalarını örgütleme ve izleme şeklidir. Öğrenirken ve deney yaparken, bilimsel metodu kullanırlar. Soru sorarlar ve cevapları bulmaya çalışırlar. Siz de bu metodu kullanabilirsiniz. İlginizi çeken bir şey hakkında bir soru ile başlayın! Gerçek dünyada konunuzla ilgili gözlediğiniz şeylere bakın. Konunuz hakkında elinizden geldiğince çok okuyun. Gözlemleriniz örgütleyin ve notlar alın. Çok fazla gözlem yaptıktan sonra deney yapmanın vakti gelmiştir. Olacak şeylerle ilgili akıllıca bir tahmin yani öngörüde bulunun. Sahip olduğunun tüm bilgileri ve sağduyuyu kullanın. Bilim insanları bu tahmine hipotez der. Deneyler birden fazla yapılmalıdır. Onları tekrar etmek, genel sonucun ne olacağını gösterir. İyi not almak önemlidir böylece her deneyin sonucunu bilirsiniz. Bitirinceye kadar ya tahmininizin doğru olduğunu kanıtlarsınız ya da tahmininizin yanlış olduğunu kanıtlarsınız. Her bir sonuç da iyidir. İşlerin nasıl yürüdüğünü öğreniyorsunuz!
TR alışılmış, olağan akıllı çalışma, öğrenme öğrenmek, haber almak deney yapmak anlamak, bulmak, çözmek, keşfetmek bir defa, eskiden tahmin ya ... ya ... ilgisini çekmek bitirmek, sona ermek kurmak, düzenlemek, hazırlamak yanlış, hatalı -dığı zaman, -dığı zamana kadar
adv n bağ v v
Find the words! TR sağ duyu yöntem, usul takip etmek, izlemek tekrar etmek, yinelemek gözlemek ispatlamak, kanıtlamak okumak deney varsayım, hipotez tahmin, varsayım gözlem
pv
iyi, güzel, uygun
F adj adj n v v pv
EN
F n n
EN
v v v v v n n n n adj
adj bağ
46
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
DEFINITION STUDY - 1 method organize track
words repeat observe
experiment find out real
no
prove guess
definition
set up usual word
1
to try something in order to discover what it is like or find out more about it
2
to show a particular result after a period of time
3
a particular way of doing something
4
to watch carefully the way something happens or the way someone does something
5
to prepare something for use, especially by putting the different parts of it together
6
to get information about something because you want to know more about it, or to learn a fact or piece of information for the first time
7
normal; happening, done or used most often
8
to make arrangements for something to happen
9
existing in fact; not imaginary
10
an attempt to give the right answer when you are not certain if you are correct
11
to record the progress or development of something over a period
12
to say or tell people something more than once
47
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 STUDY 2 Cancer cells from one person are generally unable to live in the body of another healthy person. A healthy person’s immune system recognizes foreign cells and destroys them, including cancer cells from another person. However, there have been a few cases in which organ transplants from people with cancer have been able to cause cancer in the person who got the organ. But there’s a major factor that makes this possible – people who get organ transplants take medicines that weaken their immune systems. This must be done so that their immune system won’t attack and destroy the transplanted organ. This seems to be the main reason that cancer in a transplanted organ can, in rare cases, give cancer to the person who gets the organ. Organ donors are carefully screened to help keep this from happening. Bir kişiden gelen kanser hücreleri başka bir sağlıklı kişinin vücudunda genellikle yaşayamaz. Sağlıklı bir kişinin bağışıklık sistemi başka bir kişiden gelen kanser hücreleri dahil yabancı hücreleri tanır ve onları yok eder. Ancak, kanserli birinden nakledilen organın, organı alan kişide kansere sebep olduğu birkaç vaka vardır. Ama bunu mümkün kılan önemli bir unsur vardır – organ nakli olan kişiler bağışıklık sistemlerini zayıflatacak ilaçlar alıyor. Bağışıklık sistemleri nakliden organa saldırıp onu yok etmesin diye yapılmalıdır. Nakledilen bir organdaki kanserin organı alan kişiye, nadir vakalarda, kanser verebilmesinin temel sebebi gibi görünüyor. Organ bağışçıları bunun meydana gelmesini önlemek için dikkatle incelenir.
TR göstermek, araştırmak elinden gelmez, yapamaz gibi görünmek tanımak, kabul etmek saldırmak
F v adj v v v
EN
Find the words! TR dikkatlice bağışıklık sistemi yabancı genellikle
48
F adv
EN
n adj adv
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
DEFINITION STUDY - 2 healthy recognize destroy
words attack foreign
major possible weaken
no
screen rare
definition
carefully keep from word
1
with great attention
2
to know someone or something because you have seen, heard or experienced them before
3
to prevent someone or something from doing something
4
strong and well / good for your health
5
able to be done or achieved, or able to exist
6
to try to hurt or defeat using violence / to damage
7
not common; very unusual
8
to damage something so badly that it does not exist or cannot be used
9
to (cause to) become less strong, powerful or determined
10
belonging or connected to a country which is not your own
11
more important, bigger or more serious than others of the same type
12
to test or examine someone or something to discover if there is anything wrong with them
49
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 STUDY 3 The fact that children are affected by their surroundings is too obvious to bear repeating. Child development specialists have produced decades of research showing that the environment of a child’s earliest years can have effects that last a lifetime. Thanks to recent advances in technology, we have a clearer understanding of how these effects are related to early brain development. Neuroscientists can now identify patterns in brain activity that appear to be associated with some types of negative early experiences. But the long-term effects of early stress, poverty, neglect and maltreatment were well documented and virtually uncontested years before we could “see” them with brain scanning tools. So why should we need an understanding of brain development to show us how important children’s earliest experiences are for their well-being? Isn’t neuroscience just telling us what we already know? Çocukların çevrelerinden etkilendiği gerçeği tekrar etmeye değmeyecek kadar nettir. Çocuk gelişimi uzmanları, bir çocuğun ilk yıllarındaki çevrenin ömür boyu süren etkileri olabileceğini gösteren onlarca yıllık çalışmalar üretti. Teknolojideki yeni gelişmeler sayesinde bu etkilerin ilk beyin gelişimi ile nasıl ilişkili olduğunu net bir şekilde anlıyoruz. Nöroloji uzmanları şu anda, bazı türde olumsuz ilk tecrübelerle ilişkili gibi görünen beyin aktivitesinde kalıplar saptayabiliyor. Ama erken stres, yoksulluk, ihmal ve kötü muamelenin uzun vadeli etkileri, belgelerle çok iyi gösteriliyor ve beyin tarama aletleri ile onları görebilmemiz neredeyse an meselesi. Öyleyse çocukların ilk tecrübelerinin onların iyiliği için ne kadar önemli olduğunu göstermesi için neden beyin gelişiminin anlaşılmasına ihtiyacımız var? Nöroloji uzmanları bize zaten bildiğimiz bir şeyi söylemiyorlar mı?
TR tek adaylı, anlaşmalı on yıl yoksulluk çevre, civar teknoloji ilişkilendirmek ihmal detaylı olarak hazırlanmış açık, belli dayanmak, taşımak hemen hemen, yaklaşık
adj v
Find the words! TR uzun vadeli anlayış, kavrama olumsuz, eksi yeni, son sinir bilimi uzman sağlık, esenlik çoktan, zaten, halihazırda yaşam süresi -ın sayesinde
adv
kötü davranma
F adj n n n n v n adj
EN
50
F adj n adj adj n n n
EN
adv n pp n
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
DEFINITION STUDY - 3 affect obvious research no
words associated experience
last advance identify
poverty maltreatment
definition
long-term well-being word
1
clear; easy to see, recognize or understand
2
(the process of getting) knowledge or skill from doing, seeing or feeling things
3
to recognize someone or something and say or prove who or what they are
4
to continue to exist
5
the state of feeling healthy and happy
6
the condition of being extremely poor
7
to have an influence on someone or something, or to cause them to change
8
very cruel and violent treatment of a person or an animal
9
connected
10
a detailed study of a subject, especially in order to discover (new) information or reach a (new) understanding
11
continuing a long time into the future
12
the forward movement of something, or an improvement or development in something
51
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 SUFFIX & PREFIX STUDY -ology -ship -ive
no 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38
unmain word method yol, yöntem experiment deney read okumak
repeat tekrar etmek finish bitirmek prove kanıtlamak wrong yanlış, hatalı general genel recognize tanımak attack saldırmak bear katlanmak technology teknoloji
SUFFIXES -ly -able -ful PREFIXES discounterderived word F methodology n methodical adj methodological adj methodologically adv experimental adj experimentally adv reader n readership n reading n readable adj unreadable adj repetition n repeated adj repetitive adj repeatedly adv repetitively adv finished adj unfinished adj proof n proven adj unproven adj disprove v wrongful adj wrongly adv wrongfully adv generalize v generally adv generalization n recognition n recognizable adj recognizably adv unrecognizable adj attacker n counter-attack n bearable adj unbearable adj technological adj technologically adv
-ical -ing -en
52
-al -ion -ize
-er -ed -ization
TR
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
place leading peculiar awareness
sudden vivid response memory
lasting nationally employee secret no 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20
color efficiently eruption comparatively EN
COLLOCATION STUDY MAIN WORDS influence use prevention loyal need hide compete entry AUXILARY WORDS excellent cultural crowded writer thank ticket statement competitive
slow warmly explanatory market scheme mixture verbal urgent
TR önlem planı kültürel farklılık sır gizlemek sözlü yanıt önde gelen yazıcı giriş bileti acil ihtiyaç tuhaf karışım nispeten yavaş açıklayıcı ifade verimli bir şekilde kullanmak sadık işçi ulusal olarak yarışmak kalabalık yer mükemmel hafıza canlı renk ani patlama devam eden etki içtenlikle teşekkür etmek rekabetçi piyasa
53
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 no 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20
word method track learn experiment topic read set up guess hypothesis attack seem repeat finish wrong bear experimental proof unbearable slow hide
chase false unreasonable skim endure strike defective means mask test evidence way calculate look through gradual find out tolerate charge incorrect terminate thesis found predict conceal echo faulty complete sound restate
F n v v v n v pv v n v v v v adj v adj n adj adj v
v adj adj v v v adj n v v n v pv adj pv v v adj v n v v v v adj v v v
SYNONYM STUDY - 1 synonymous with
takip etmek yanlış mantıksız taramak dayanmak saldırmak kusurlu araç maskelemek test etmek kanıt yol, şekil, yöntem hesaplamak göz atmak yavaş öğrenmek hoş görmek saldırmak yanlış sonlandırmak tez kurmak tahmin etmek gizlemek tekrar etmek hatalı tamamlamak kulağa … gelmek tekrar etmek
WORDS discover intolerable try out technique raid disguise scan close follow theory forecast hear unacceptable put up with establish look subject mistaken form untrue assault empirical proposition estimate appear camouflage finalize end
54
v adj v n v v v v v n v v adj pv v v n adj v adj v adj n v v v v v
keşfetmek tahammül edilemez denemek, sınamak teknik istila etmek kılık değiştirmek taramak kapatmak takip etmek teori tahmin etmek duymak kabul edilemez tahammül etmek kurmak görünmek konu hatalı oluşturmak yanlış saldırmak deneysel teklif, öneri tahmin etmek gibi görünmek kamufle olmak sonlandırmak bitirmek
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 PREPOSITION STUDY NO 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47
EN a study ------ the causes ------ cancer to be proven ------ experiment ------ the experiment an interesting hypothesis ------ the development ------ language ------ attack an attack ------ an armed gang an attack ------ a bus driver Steve was, ------ usual, late for school. a specialist ------ children’s literature ------ decades ------ the last three decades ------ his lifetime technology ------ the extraction of gold ------ your understanding to be associated ------ sth to live ------ poverty the extent ------ poverty ------ the unemployed a reader ------ science fiction accusations ------ proof there is no concrete proof------ his guilt What’s wrong ------ you? ------ general generalization ------ the causes -----the crisis to change ------ recognition ------ place ------ sth influence ------ sb ------ sth ------ the influence ------ sth this phone number is only ------ use ----- an emergency. the use ------ technology It is ------ no practical use. to be used ------ sth to be used ------ sth to be used ------ (doing) sth used ------ do sth need ------ change to raise awareness ------ young people awareness ------ sth to compete ------ larger companies ------ the market excellent ------ sth excellent ------ sth crowded ------ shoppers thank sb ------ sth to be married ------ secret ------ means ------ phones ------ means ------ communication ------ the way
TR kanserin sebeplerini araştırma deney ile kanıtlanmak deney sırasında dil gelişimi hakkında ilginç bir tez saldırı altında silahlı bir çete tarafından bir saldırı otobüs şoförüne bir saldırı saldırı Steve, her zamanki gibi okula gel kaldı. çocuk edebiyatında uzman on yıllardır son otuz yıldır ömrü boyunca altın çıkarmak için teknoloji senin anlayamayacağın kadar bir şey ile ilişkili yoksulluk içinde yaşamak işsizler arasında yoksulluk derecesi bilim kurgu okuru kanıtsız suçlamalar suçunun hiçbir somut kanıtı yok. Neyin var senin? genellikle krizin sebepleriyle ilgili genelleme tanınmayacak kadar değişmek bir şeyin yerine birinin bir şey üzerinde etkisi bir şeyin etkisi altında bu telefon numarası sadece acil durumlarda kullanım içindir. teknoloji kullanımı Onun hiç pratik kullanımı yok. bir şey olarak kullanılmak bir şey için kullanılmak bir şeye alışık olmak (önceden) bir şey yapardı. (artık yapmıyor) değişiklik ihtiyacı gençler arasında farkındalık uyandırmak bir şey farkındalığı daha büyük şirketlerle rekabet etmek piyasada bir konuda muhteşem bir şey için mükemmel alışveriş yapanlarla dolu (kalabalık) birine bir şey için teşekkür etmek gizlice evlenmek telefonlar aracılığıyla iletişim aracı olarak yolda
55
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64
------ this way We don’t charge ------ delivery. to be charged ------ sth to be ------ charge free ------ charge ------ charge ------ finance raids ------ Vikings close ------ sth to be followed ------ sth ------ theory Have you heard ------ something like that before? looking forward to hearing ------ you ------ the end ------ September come ------ an end ------ the end ------ beginning ------ end the end ------ an era
bu şekilde Teslimatı ücretlendirmiyoruz. bir şey ile suçlanmak görevde olmak, sorumlu olmak ücretsiz finanstan sorumlu olmak Vikingler tarafından baskın bir şeye yakın bir şey tarafından takip edilmek teoride Daha önce böyle bir şey duydun mu? senden haber almayı dört gözle bekliyorum Eylülün sonunda sona ermek sonunda (finally) başından sonuna kadar bir dönemin sonu
56
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 REVISION – 11 | 12 | 13 no 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61
EN sustainable agriculture production product farming protect environment public community welfare enable produce healthful compromise future farm crop raise rely on toxic pesticide synthetic fertilizer genetically practice degrade natural resource rotation conservation tillage livestock husbandry biodiversity foster development maintenance ecosystem at the expense of avoid fruit vegetable consumer likewise rancher dangerous promoter careful responsible management waste farmer exposure pathogen pollutant bad document transplant skin credit to switch
F adj n n n n v n n n n v v adj v n n n v pv adj n adj n adv n v adj n n n n n n n v n n n pp v n n n bağ n adj n adj adj n v n n n n adj v n n pv v
TR sürdürülebilir tarım üretim ürün, mahsül tarım, çiftçilik korumak çevre halk, kamu topluluk, halk refah, zenginlik olanak tanımak üretmek, yapmak, neden olmak sağlıklı anlaşmaya varmak gelecek, istikbal çiftlik ürün, ekin yükseltmek, çoğalmak güvenmek, bel bağlamak zehirli böcek ilacı sentetik, yapay gübre genetik olarak çalışma, uygulama, idman aşağılamak, alçaltmak doğal, tabii kaynak dönüşüm, devir koruma işlenmiş toprak çiftlik hayvanları çiftçilik biyo-çeşitlilik büyütmek, geliştirmek gelişim, ilerleme bakım, koruma ekosistem hesabına, pahasına sakınmak, kaçınmak meyve sebze tüketici aynı biçimde, benzer şekilde çiftlik sahibi, çiftlik çalışanı tehlikeli düzenleyici, organizatör dikkatli sorumlu idare, yönetim israf etmek çiftçi maruz kalma patojen kirletici madde kötü, berbat belgelendirmek organ nakli deri, cilt mal etmek, beklemek dönmek, değiştirmek
57
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124
surgery patient research successful transplantation take place once widespread application until develop recipient reject approve drug overall adopt black-market arrangement with the help of lawyer familiar process legal requirement abortion stigma formerly attach unwed motherhood lift infant adoption increasingly difficult outside particularly demand be accompanied by adoptive advertise put into contact with birth growing placement prospective agency hazardous producer productive productivity reproduce reproduction reproductive unproductive protection protector unprotected protective protectively environmental environmentally
n n v adj n pv bağ adj n bağ v n v v n adj v n n pp n adj n adj n n n adv v adj n v n n adv adj n adv v pv adj v ph n adj n adj n adj n adj n v n adj adj n n adj adj adv adj adv
ameliyat, operasyon hasta araştırmak başarılı, bilinen aktarım, aktarma meydana gelmek, olmak -den sonra yaygın uygulama, başvuru -e kadar gelişmek, büyümek alıcı reddetmek onaylamak ilaç, uyuşturucu kapsamlı, tam, geniş benimsemek, evlat edinmek kara borsa düzenleme -ın yardımıyla avukat tanıdık, aşina işlem, süreç yasal gereksinim, koşul kürtaj iz, damga eskiden iliştirmek bekar annelik kaldırmak, aşırmak bebek, çocuk kabullenme, benimseme artarak, artan bir şekilde zor, güç dışı, dış yüzeyi özellikle, bilhassa talep etmek, gerektirmek ile beraber görülmek üvey, evlat edinen reklam yapmak temasa geçmek doğum büyüyen, artan yerleştirme beklenen, olası acenta, kurum tehlikeli üretici, yapımcı üretken, yaratıcı, verimli üretkenlik çoğalmak, üremek çoğalma, kopya üremeyle ilgili verimsiz, üretken olmayan koruma koruyucu şey korunmasız koruyucu koruyucu biçimde çevresel çevresel olarak
58
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187
environmentalist publication publicity practitioner practised practise nature naturalist naturalistic naturally unnatural unnaturally supernatural developer developmental developing developed undeveloped redevelop redevelopment avoidance avoidable unavoidable dangerously danger dangerousness endanger endangered carefully care careless carelessly responsibly responsibility irresponsible irresponsibly irresponsibility manage manageable manager wasteful wastage wastefully plant plantation transplant patient patiently patience impatient impatiently impatience search searching research researcher success succeed succession successor successfully successive successively
n n n n adj v n n adj adv adj adv adj n adj adj adj adj v n n adj adj adv n n v adj adv n adj adv adv n adj adv n v adj n adj n adv v n v adj adv n adj adv n v adj n n n v n n adv adj adv
çevreci yayın reklam avukat, doktor deneyimli, yetenekli alıştırma yapmak, uygulamak doğa, mizaç, huy doğa bilimci doğal doğal olarak tuhaf, garip doğal olmayan biçimde doğa üstü inşaat yatırımcısı gelişimsel gelişen gelişmiş gelişmemiş yeniden geliştirmek yeniden geliştirme kaçınma, sakınma kaçınılabilir kaçınılmaz tehlikeli bir şekilde tehlike, risk tehlikelilik tehlikeye atmak nesli tükenmekte olan dikkatlice ilgi, dikkat, bakım dikkatsiz dikkatsizce sorumlu olarak sorumluluk sorumsuz sorumsuzca sorumsuzluk yönetmek, başarmak idare edilebilir yönetici, idareci savurgan israf, savurganlık savurganca dikmek çiftlik, plantasyon organ nakli yapmak sabırlı sabırlı bir şekilde sabır, tahammül sabırsız sabırsızca sabırsızlık araştırmak, aramak araştırıcı araştırma araştırmacı başarı başarılı olmak ardışık olma, yerine geçme halef, varis başarılı bir şekilde art arda gelen ardışık bir şekilde
59
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250
unsuccessfully unsuccessful apply applicant applicable applied approval approving approvingly disapprove disapproval place displace displacement replace replacement advertisement advertiser advertising process processing procession processed processor legality legally legalization legalize illegal illegally attached attachment detach detachable detached mother motherly increase demand demanding undemanding arrange rearrange detail look short complicated nation breathe happy difference chemical group cruel enjoyable lengthy calmly objection connection embarrassing earn mistake holiday
adv adj v n adj adj n adj adv v n v v n v n n n n v n n adj n n adv n v adj adv adj n v adj n n adj n n adj adj v v n v adj adj n v adj n n n adj adj adj adv n n adj v n n
başarısız bir biçimde başarısız uygulamak, başvurmak, kullanmak aday uygulanabilir, ilgili uygulamalı onay onaylayıcı onaylayarak onaylamamak onaylamama koymak, yerleştirmek yerinden etmek çıkarma yerini almak, değiştirmek yerine geçme reklam reklamcı, ilancı reklamcılık işlemek işlem kafile, alay işlenmiş bilgi işlemci yasallık yasal olarak yasallaştırma yasallaştırmak yasa dışı yasadışı olarak ilişik, ekli bağlılık, ilave çıkarmak, ayırmak ayrılabilir müstakil ev anne anne gibi artış talep çaba gerektiren, çetin basit düzenlemek yeniden düzenlemek ayrıntı, detay bakmak, görünmek kısa, az karmaşık ulus, millet nefes alıp vermek mutlu, memnun ayrım, farklılık kimyasal madde grup, topluluk zalim, acımasız eğlenceli, zevkli uzun, ayrıntılı sakin bir şekilde itiraz, karşı çıkma bağlantı, ilişki utandıran para kazanmak hata, kusur tatil, izin
60
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313
valid membership summary meaningful establish logical profit interview huge rapidly properly subtle punishment marriage calculation repair advocate goods legitimate yield hard nasty artificial fasten defend uphold preserve risky similarly through operation shield promote challenging tie unsafe thanks to guard society treacherous lawful output administration commodity with the aid of upkeep fix confirm stay away safeguard sufferer man-made unpleasant achieve probable avid intricate blissful in particular accomplish forgetful inescapable preventable
adj n n adj v adj n v adj adv adv adj n n n n n n adj n adj adj adj v v v v adj bağ prep n v v adj v adj pp v n adj adj n n n pp n v v pv v n adj adj v adj adj adj adj pp v adj adj adj
geçerli üyelik özet anlamlı kurmak, belirlemek mantıklı kar görüşmek, röportaj yapmak büyük hızlıca doğru dürüst, güzelce güç algılanan, kurnaz cezalandırma, ceza evlilik hesaplama onarım, tamirat savunucu, avukat mal, eşya meşru, yasal, yerinde ürün, gelir zor, çetin , katı kötü, pis, kaba yapay bağlamak, tutturmak savunmak desteklemek, onaylamak korumak, muhafaza etmek tehlikeli, riskli benzer şekilde -in içinden, -den geçerek ; sayesinde ameliyat, işletme korumak, siper olmak ilerletmek, terfi ettirmek zor bağlamak, berabere olmak emniyetsiz, tehlikeli -ın sayesinde korumak, nöbet tutmak toplum, cemiyet tehlikeli, hain yasal, kanuni ürün, çıktı yönetim, uygulama ticari mal -ın yardımıyla bakım, tamir onarmak doğrulamak uzak durmak korumak hasta, dertli kişi insan yapımı, yapay nahoş, çirkin başarmak, ulaşmak muhtemel, olası hevesli, istekli dolaşık, karışık mutlu özellikle, bilhassa başarmak, tamamlamak unutkan kaçınılmaz önlenebilir
61
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376
likely menace attain potential hazard keen banish threat inevitable eager error especially expel satisfied criminal elaborate enthusiastic deport risk content fulfil complex exile illegitimate joyful possible unlawful compose intelligent quick reveal assist whatever harness clever mixed phrase coin describe journal spark interest somehow improve plausible undoubtedly genius complex hope intelligence rub off on enlarge view nose front unconditioned exercise majority substantial inhale pass through as well as advantageous
adj n v adj n adj v n adj adj n adv v adj adj adj adj v n adj v n v adj adj adj adj v adj adj v v bağ v adj adj n n v n n n adv v adj adv n adj v n pv v v n n adj v n adj v pv pp adj
muhtemel, olası tehdit elde etmek, ulaşmak muhtemel, olası tehlike istekli, coşkulu, ilgili sürgün etmek, kovmak tehdit kaçınılmaz hevesli, istekli hata, kusur özellikle, bilhassa atmak, kovmak, sürmek memnun, tatmin olmuş suçlu, yasadışı ayrıntılı, karmaşık hevesli, coşkulu sınır dışı etmek tehlike, risk memnun yerine getirmek kuruntu sürgüne yollamak gayri meşru neşeli, sevinçli olası, mümkün kanunsuz, yasadışı bestelemek, oluşturmak zeki, akıllı çabuk açıklamak, ortaya çıkarmak yardım etmek, desteklemek her ne kullanmak, yararlanmak akıllı, zeki karışık, karma sözcük takımı bozuk para tanımlamak dergi, günlük buji ilgi, faiz, çıkar her nasılsa, bir şekilde gelişmek, ilerlemek akla yatkın, inandırıcı hiç şüphesiz dahi, deha karmaşık ummak, ümit etmek akıl, zeka geçmek, bulaşmak genişletmek bakmak, görmek burun ön, yüz, cephe koşulsuz, doğal alıştırma yapmak çoğunluk önemli nefes almak içinden geçmek ve de, yanısıra avantaj sağlayan
62
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439
portion nasal contribute outcome subject optimal performance workload ventilation eyeglasses clearly magnify bulb straight hit action reflection direction differently smooth shiny surface mirror directly odd face side potato pan still beautiful mountain scene lake refract bend light spoon intelligible intelligently mixer mixture mix description descriptive indescribable journalist journalism journalistic interest interested interesting interestingly uninterested disinterested improved improvement doubt doubt doubtful doubtfully doubtless undoubted
n adj v n n adj n n n n adv v n adj n n n n adv v adj n n adv adj n n n n bağ adj n n n v v n n adj adv n n v n adj adj n n adj v adj adj adv adj adj adj n v n adj adv adv adj
bölüm, parça, porsiyon burunla ilgili katkıda bulunmak, sebep olmak sonuç konu, ders, özne en iyi gösteri, oyun, performans iş yoğunluğu havalandırma gözlük açıkça büyütmek ampul, bitki soğanı düz, doğru, dürüst çarpma, vuruş, popüler eylem, hareket yansıma, görünüm yön, talimat farklı bir şekilde düzleştirmek parlak yüzey ayna doğrudan tuhaf, alışılmamış, tek yüz, surat yan, taraf, kenar patates tencere, tava yine de güzel dağ sahne, manzara göl (ışık) kırmak eğmek, bükmek ışık, lamba kaşık anlaşılır akıllıca çırpıcı, mikser karışım, çeşit karıştırmak, uyuşmak tanımlama tanımlayıcı tanımlanamaz, tarifsiz gazeteci basın, gazetecilik gazetecilere özgü ilgisini çekmek ilgili, meraklı ilginç, ilgi çekici ilginç şekilde ilgisiz tarafsız, ilgisiz gelişmiş, yüksek gelişme, ilerleme şüphelenmek şüphe şüpheli şüpheyle şüphesiz, kesin şüphesiz, şüphe duyulmayan
63
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502
hopeful hopeless hopefully hopelessly hopelessness hope importance importantly important unimportant breath breather breathing breathless breathlessly substance substantially advantage advantageously disadvantage disadvantageous contribute to contribution contributor contributory perform performer straight straighten reflect reflecting reflective smooth smoothly smoothness shine shine beauty beautifully favourable brilliant benefit beneficial show smart minor believable help insignificant strange consist of despair material make up blend bizarre aid miscellaneous desperate weird composed of matter mingle
adj adj adv adv n n n adv adj adj n n n adj adv n adv n adv n adj pv n n adj v n adv v v n adj adj adv n v n n adv adj adj v adj v adj adj adj v adj adj pv n n pv v adj v adj adj adj pv n v
umutlu ümitsiz, çaresiz ümit ederek, umutla umutsuzca umutsuzluk umut, beklenti önem önemli biçimde önemli, gerekli önemsiz nefes, soluk kısa dinlenme nefes alıp verme nefessiz nefes nefese madde önemli derecede avantaj faydalı bir şekilde dezavantaj dezavantajlı katkıda bulunmak, sebep olma katkı katılımcı, destekçi yardımcı, katkı sağlayan yapmak, sergilemek oyuncu, sanatçı dümdüz, hemen düzeltmek yansıtmak yansıtma yansıtıcı düz, pürüzsüz, sakin pürüzsüzce, tıkır tıkır pürüzsüzlük parlamak, aydınlatmak parlaklık güzellik güzelce olumlu, uygun, faydalı harika, parlak faydalanmak faydalı göstermek akıllı önemsiz, basit, küçük inanılabilir yardım etmek, yararı olmak önemsiz, değersiz acayip, yabancı den oluşmak umutsuzluk malzeme, madde oluşturmak, uydurmak karıştırmak garip, tuhaf yardım etmek çeşitli, türlü umutsuz, çaresiz tuhaf, garip -den oluşmak sorun, mesele, madde karıştırmak
64
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565
credible bright constitute conceivable trivial method track study learn experiment find out observe topic read observation set up experiment guess guess prediction common sense hypothesis uncontested well-being generally unable immune system recognize foreign attack seem screen once repeat usual by the time finish either ... or prove wrong okay neuroscientist surroundings obvious bear specialist decade lifetime recent technology understanding associate negative long-term poverty neglect maltreatment well documented virtually already methodology methodical methodological
adj adj v adj adj n v v v v pv v n v n pv n v n n n n adj n adv adj n v adj v v v adv v adj bağ v bağ v n adj n n adj v n n n adj n n v adj adj n n n adj adv adv n adj adj
güvenilir, inandırıcı parlak, zeki oluşturmak akla gelebilir, olası önemsiz yöntem, usül takip etmek, izlemek çalışmak, okumak, araştırmak öğrenmek, haber almak deney yapmak anlamak, bulmak, çözmek, keşfetmek gözlemek konu okumak gözlem kurmak, düzenlemek, hazırlamak deney tahmin etmek tahmin, varsayım tahmin sağ duyu varsayım, hipotez tek adaylı, anlaşmalı sağlık, esenlik genellikle elinden gelmez, yapamaz bağışıklık sistemi tanımak, kabul etmek yabancı saldırmak gibi görünmek göstermek, araştırmak bir defa, eskiden tekrar etmek, yinelemek alışılmış, olağan -dığı zaman, -dığı zamana kadar bitirmek, sona ermek ya ... ya ... ispatlamak, kanıtlamak hata, kusur iyi, güzel, uygun sinir bilimci çevre, civar açık, belli dayanmak, taşımak uzman on yıl yaşam süresi yeni, son teknoloji anlayış, kavrama ilişkilendirmek olumsuz, eksi uzun vadeli yoksulluk ihmal kötü davranma detaylı olarak hazırlanmış hemen hemen, yaklaşık çoktan, zaten, halihazırda yöntembilim düzenli, sistemli metodolojik
65
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580 581 582 583 584 585 586 587 588 589 590 591 592 593 594 595 596 597 598 599 600 601 602 603 604 605 606 607 608 609 610 611 612 613 614 615 616 617 618 619 620 621 622 623 624 625 626 627 628
methodically experimental experimentally reader reading readable repetition repeated repetitive repeatedly finished unfinished proof proven unproven disprove wrong wrongful wrongly generalize general generalization recognition recognizable recognizably unrecognizable attacker bearable unbearable technological technologically place sudden influence use slow leading vivid prevention need hide explanatory awareness memory compete entry market lasting colour excellent cultural scheme writer crowded efficiently nationally employee eruption thank ticket verbal secret comparatively
adv adj adv n n adj n adj adj adv adj adj n adj adj v adj adj adv v adj n n adj adv adj n adj adj adj adv n adj v v adj adj adj n v v adj n n v n n adj n adj adj n n adj adv adv n n v n adj n adv
düzenli olarak deneysel deneysel olarak okuyucu okuma okunabilir tekrar, yineleme tekrarlanan tekrarlı ardı ardına, tekrar tekrar bitmiş bitmemiş, eksik kanıt ispatlanmış ispatlanmamış aksini ispat etmek yanlış, hatalı hatalı, haksız hatalı olarak genelleme yapmak genel, yaygın genelleme tanınma, doğrulama tanınabilir fark edilir şekilde tanınmaz saldırgan katlanılabilir dayanılmaz, çekilmez teknolojik teknolojik olarak yer, konum ani etkilemek kullanmak yavaş önde gelen, önemli canlı, etkili önlem, koruma ihtiyaç duymak saklamak, gizlenmek açıklayıcı farkındalık hafıza, anı, hatıra rekabet etmek, yarışmak giriş, katılım çarşı, pazar, market uzun süren, kalıcı renk mükemmel kültürel tasarı, proje yazar kalabalık verimli bir şekilde ulusal işçi patlama teşekkür etmek bilet, trafik cezası sözlü sır nispeten, kısmen
66
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 629 630 631 632 633 634 635 636 637 638 639 640 641 642 643 644 645 646 647 648 649 650 651 652 653 654 655 656 657 658 659 660 661 662 663 664 665 666 667 668 669 670 671 672 673 674 675 676 677 678 679 680 681 682 683 684
statement competitive urgent chase FALSE unreasonable skim endure strike defective means mask test evidence way calculate look through gradual tolerate charge incorrect terminate thesis found predict conceal echo faulty complete sound restate discover intolerable try out technique raid disguise scan close follow theory forecast hear unacceptable put up with mistaken form untrue assault empirical proposition estimate appear camouflage finalize end
n adj adj v adj adj v v v adj n v v n n v pv adj v v adj v n v v v v adj v v v v adj pv n v v v v v n v v adj pv adj v adj v adj n v v v v v
ifade, söz rekabetci acil takip etmek, kovalamak yanlış, sahte mantıksız sıyırıp almak dayanmak, katlanmak vurmak, grev yapmak kusurlu, defolu araç, yöntem, olanak gizlemek, örtmek denemek, sınav yapmak kanıt yol, yöntem hesaplamak incelemek, göz atmak aşamalı, yavaş katlanmak, hoş görmek suçlamak, ücretlendirmek, şarj etmek yanlış, hatalı son vermek, bitirmek tez, araştırma kurmak tahmin etmek gizlemek, saklamak yankılanmak kusurlu, sorunlu tamamlamak gibi gelmek yeniden söylemek keşfetmek, bulmak dayanılmaz, kabul edilmez denemek teknik, usül baskın yapmak, yağmalamak kılık değiştirmek incelemek kapatmak, son vermek izlemek, takip etmek kuram, teori tahmin etmek duymak, öğrenmek kabul edilemez dayanmak, katlanmak hatalı, yanlış oluşturmak sahte, yalan saldırmak deneysel, ampirik teklif, öneri tahmin etmek, değer biçmek görünmek, ortaya çıkmak saklamak, kamufle etmek bitirmek, sona erdirmek sona ermek, bitirmek
67
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28
write eventual publication goal novel lofty reputation subsequently acquire primarily great humanitarian work encourage compassion adversity injustice historical scope analysis provide detailed politics society couple redemption meticulous documentation
SECTION – 14 You will learn the following target words in this section 29 readily 56 line 30 respond 57 curve 31 changing 58 swing 32 environmental 59 move up 33 biological 60 move down 34 cultural 61 blade 35 acclimatize 62 compare 36 a wide range of 63 behind 37 humidity 64 distance 38 altitude 65 measurement 39 receive 66 customary 40 sufficient 67 hope 41 constantly 68 progressive 42 physiological 69 democratic 43 internal 70 drive 44 infection 71 commitment 45 pollution 72 reform 46 dietary 73 progress 47 imbalance 74 literary 48 overcrowding 75 revolution 49 rapidly 76 desert 50 adapt 77 wasteland 51 varying 78 densely-populated 52 region 79 considerable 53 successfully 80 relatively 54 humid 81 adaptability 55 forest 82 harsh
68
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 STUDY 1 Hugo began writing Les Misérables twenty years before its eventual publication in 1862. His goals in writing the novel were as lofty as the reputation it has subsequently acquired; Les Misérables is primarily a great humanitarian work that encourages compassion and hope in the face of adversity and injustice. It is also, however, a historical novel of great scope and analysis, and it provides a detailed vision of nineteenth-century French politics and society. By coupling his story of redemption with a meticulous documentation of the injustices in France’s recent past, Hugo hoped Les Misérables would encourage a more progressive and democratic future. Driven by his commitment to reform and progress, Hugo wrote Les Misérables with nothing less than a literary and political revolution in mind. Hugo, ‘Les Misérables’ 1862’de sonun yayınlanmasından yirmi yıl önce yazmaya başladı. Romanı yazmasındaki amaçları daha sonrasında edindiği şöhret kadar yüksekti. ‘Les Misérables’ temel olarak, zorluk ve adaletsizlik karşısında şefkate ve umuda teşvik eden büyük bir insancıl eserdir. Ama aynı zamanda büyük bir kapsamı ve analizi olan tarihi bir romandır, ve on dokuzuncu yüzyıl Fransız politikası ve toplumunun detaylı bir görüntüsünü sunar. Kefaret öyküsünü, Fransa’nın yakın geçmişindeki adaletsizleri titiz bir şekilde belgelendirilmesi ile birleştirerek Hugo, Les Misérables’in daha yenilikçi ve demokratik bir geleceğe teşvik edeceğini umuyordu. Kendini reform ve ilerlemeye adamasıyla ilerleyen Hugo, Les Misérables’ı zihninde tamamen edebi ve siyasi devrim olarak yazdı.
TR birleştirmek, çift olmak gelişmek, ilerlemek titiz, dikkatli yüksek, gururlu sonunda olan, sonraki yardımsever, insancıl saha, alan, kapsam ummak, ümit etmek teşvik etmek belgelendirme sonradan, akabinde kazanmak, edinmek güçlük, zor durum büyük, mükemmel, önemli iş, meslek, çalışma bağlılık , sorumluluk şefkat, sevecenlik değiştirmek, reform yapmak politika, siyaset
n n n
Find the words! TR edebi kurtulma, itfa demokratik tarihi, tarihsel yazmak amaç, hedef inceleme nam, ün başlıca devrim haksızlık roman detaylı sağlamak, temin etmek toplum, cemiyet yayın gelişen, ilerleyen
v
(araba) sürmek
F v v adj adj adj adj n v v n adv v n adj
EN
F adj n adj adj v n n n adv n n n adj
EN
v n n adj v
n
69
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
DEFINITION STUDY - 1 eventual publication acquire
words progressive revolution
goal provide commitment
no
detailed injustice
definition
meticulous encourage
word
1
the act of making information or stories available to people in a printed form
2
very careful and with great attention to every detail
3
when you are willing to give your time and energy to something that you believe in, or a promise or firm decision to do something
4
to make someone more likely to do something, or to make something more likely to happen
5
to get something
6
giving a lot of information with many details
7
developing or happening gradually
8
a very important change in the way that people do things
9
happening or existing at a later time or at the end, especially after a lot of effort, problems, etc.
10
an aim or purpose
11
(an example of) a situation in which there is no fairness and justice
12
to give someone something that they need
70
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 STUDY 2 The human body readily responds to changing environmental stresses in a variety of biological and cultural ways. We can acclimatize to a wide range of temperature and humidity. When traveling to high altitudes, our bodies adjust so that our cells still receive sufficient oxygen. We also are constantly responding in physiological ways to internal and external stresses such as bacterial and viral infections, air and water pollution, dietary imbalance, and overcrowding. This ability to rapidly adapt to varying environmental conditions has made it possible for us to survive in most regions of the world. We live successfully in humid tropical forests, harsh deserts, arctic wastelands, and even densely populated cities with considerable amounts of pollution. Most other animal and plant species are restricted to one or relatively few environments due to their more limited adaptability. İnsan vücudu, birçok biyolojik ve kültürel şekilde değişen çevresel streslere hemen tepki verir. Geniş aralıkta sıcaklığa ve neme uyum sağlayabiliyoruz. Yüksek rakıma seyahat ederken hücrelerimizin hala yeterli oksijen alabilmesi için kendini değiştirir. Biz ayrıca sürekli, bakteriyel ve viral enfeksiyonlar, hava ve su kirliliği, besinsel dengesizlik ve aşırı kalabalıklaşma gibi iç ve dış streslere psikolojik şekillerde tepkiler veriyoruz. Değişen çevresel şartlara hızla adapte olabilmek dünyanın birçok bölgesinde hayatta kalmamızı mümkün kılmıştır. Biz başarılı bir şekilde nemli tropikal bölgelerde, sert çöllerde, kuzey kutup çöllerinde ve hatta önemli miktarda kirlilik olan yoğun nüfuslu şehirlerde bile yaşayabiliyoruz. Çoğu diğer hayvan ve bitki türleri daha sınırlı uyum yeteneklerinden dolayı bir veya nispeten az çevrelerle sınırlıdır.
TR bölge, yöre başarılı bir şekilde yanıt/tepki vermek değişen orman biyolojik isteyerek, kolaylıkla iklime alıştırmak, uyum sağlamak bir çok farklı nem yükseklik yoğun nüfuslu uyum sağlamak devamlı olarak fizyolojik enfeksiyon, hastalık aşırı kalabalıklaşma
F n adv v adj n adj adv v pp n n adj v adv adj n n
EN
Find the words! TR iç çöl rejimle ilgili dengesizlik nispeten almak yeterli önemli, hatırı sayılır derecede uyarlanırlık çevresel hızlıca değişken nemli sert, kaba kirlilik çorak arazi kültürel
71
F adj n adj n adv v adj
EN
adj n adj adv adj adj adj n n adj
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
DEFINITION STUDY - 2 respond readily restricted no
words pollution adjust
acclimatize infection considerable
humid overcrowding
definition
harsh sufficient
word
1
to (cause to) change to suit different conditions of life, weather, etc.
2
damage caused to water, air, etc. by harmful substances or waste
3
to say or do something as a reaction to something that has been said or done
4
the situation when there are too many people or things in one place
5
unpleasant, unkind, cruel or unnecessarily severe
6
a disease in a part of your body that is caused by bacteria or a virus
7
large or of noticeable importance
8
enough for a particular purpose
9
quickly, immediately, willingly or without any problem
10
to change something slightly, especially to make it more correct, effective, or suitable
11
(of air and weather conditions) containing extremely small drops of water in the air
12
limited, especially by official rules, laws, etc
72
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 STUDY 3 We can watch things around us move. When something is in motion, it changes its position. Objects can move from one place to another. They can move in many directions. If you roll a ball, it might move in a straight line. It might also move in a curve. A swing can move back and forth. A light switch can move up and down. Fans have blades that move in a circle. If you want to know if something is moving, you can compare it to other things around it that are not moving. If the things behind the object are changing, the object is probably moving. If they are not changing, the object is probably not moving. You can measure the motion of an object. Just measure the distance between where it was when it started to move and where it was when it stopped. Distance can be measured in inches, feet, yards or miles. Those measurements are in the customary system. It can also be measured in millimeters, centimeters, meters and kilometers. Those measurements are in the metric system. Etrafımızdaki nesnelerin hareket ettiğini izleyebiliriz. Bir şey hareket halindeyken konumunu değiştirir. Nesneler bir yerden başka bir yere hareket edebilir. Birçok yönde hareket edebilirler. Eğer bir topu yuvarlarsanız düz bir çizgide hareket edebilir. Ayrıca kavisli de hareket edebilir. Bir salınca ileri geri hareket edebilir. Bir lamba düğmesi yukarı aşağı hareket edebilir. Fanlar ve pervaneler dairesel hareket edebilir. Bir şeyin hareket edip etmediğini bilmek istiyorsanız onu etrafında hareket etmeyen diğer şeylerle kıyaslayabilirsiniz. Nesnenin arkasındaki şeyler değişiyorsa o nesne muhtemelen hareket ediyordur. Eğer değişmiyorsa o nesne muhtemelen hareket etmiyordur. Bir nesnenin hareketini ölçebilirsiniz. Sadece hareket etmediği zaman bulunduğu yer ile durduğunda bulunduğu yer arasındaki mesafeyi ölçün. Mesafeler inç, fit, yard veya mil ile ölçülebilir. Bu ölçümler geleneksel sistemlerdedir. Ayrıca milimetre, santimetre, metre ve kilometre ile de ölçülebilir. Bu ölçümler metrik sistemdedir.
TR yükselmek salıncak adet olan, alışılmış arkasında karşılaştırmak çizgi, hat, sıra
F pv n adj prep v n
EN
Find the words! TR ölçüm, ölçü pervane aşağı taşımak eğri, kavis uzaklık, mesafe
73
F n n pv n n
EN
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
DEFINITION STUDY - 3 straight watch stop no
words direction compare
customary distance motion
curve circle
definition
know roll
word
1
traditional or usual
2
to look at something for a period of time, especially something that is changing or moving
3
a line which bends continuously and has no straight parts
4
to examine or look for the difference between two or more things
5
to finish doing something that you were doing
6
a continuous curved line, the points of which are always the same distance away from a fixed central point
7
the act or process of moving, or a particular action or movement
8
continuing in one direction without bending or curving
9
the position towards which someone or something moves or faces
10
the amount of space between two places
11
to (cause to) move somewhere by turning over and over or from side to side
12
to have information in your mind
74
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 SUFFIX & PREFIX STUDY -er -ly -ed -ic -ous
no 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51
-ing -ation -able -ologist -ry
reantiinmain word write yazmak
event olay
public halk
reputation ün, nam great büyük, harika
encourage cesaret vermek
history tarih
provide sağlamak
politics siyaset
society toplum
SUFFIXES -en -ist -ness -ology
PREFIXES unnonilsubimderived word F writer n writing n written adj rewrite v unwritten adj eventful adj eventual adj eventfully adv eventually adv uneventful adj non-event n publication n publicist n publicity n publicize v publicly adv reputedly adv reputable adj reputed adj disrepute n disreputable adj greatly adv greatness n encouraged adj encouraging adj encouragingly adv encouragement n discourage v discouraging adj discouragingly adv historian n historic adj historical adj historically adv prehistoric adj provider n provision n provisional adj provisionally adv politician n political adj politically adv politicize v politicized adj social adj socially adv sociologist n sociology n sociable adj unsociable adj unsocial adj
75
-ful -ity -ment -ive
-al -ize -an -ent
disover-
predeTR
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108
democrat demokrat drive sürmek commit işlemek literacy okur yazarlık ready hazır respond cevap vermek
culture kültür
receive almak
infect hastalık kapmak
crowd kalabalık forest orman
compare karşılaştırmak distance uzaklık measure ölçmek
custom gelenek
anti-social democracy democratic democratically undemocratic driver driving commitment committed non-committal literary literate illiterate literature readily readiness response responsive responsiveness unresponsive respondent cultural cultured culturally subculture receipt receiver reception receptive infection infectious infectiously disinfect disinfectant crowded overcrowded overcrowding forestry forested deforestation comparison comparable comparative comparatively incomparable distant distantly measurement measurable immeasurable immeasurably customer customs customary customarily accustom
adj n adj adj adj n n n adj adj adj adj adj n adv n n adj n adj n adj adj adv n n n n adj n adj adv v n adj adj n n adj n n adj adj adv adj adj adv n adj adj adv n n adj adv v
76
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
have proof receive transport
industry needy situation act
remarkable opening stable naturally no 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20
delicious concrete furiously reliability EN
COLLOCATION STUDY MAIN WORDS lose progress remove disappear kick official economy question AUXILARY WORDS familiarity fishing temporarily decisively instantly financially fact hazardous
known meal produce simply scholarship cheap describe confidence
TR aşinalığı olmak dikkate değer ilerleme geçici olarak ortadan kaldırmak bilinen gerçek ucuz taşıma güven kaybetmek maddi açıdan muhtaç balıkçılık sanayisi güvenilirliği sorgulamak resmi açılış doğal olarak üretmek lezzetli yemek basitçe tanımlamak tehlikeli durum istikrarlı ekonomi burs almak kararlı bir şekilde hareket etmek hemen ortadan kaybolmak somut kanıt kızgınlıkla tekmelemek
77
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
no 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14
word reputation encourage adversity injustice couple respond constantly harsh discourage committed comparable delicious stable changing
constant inequality severe fame link reliable invariably trouble fuel unchanging tasty dedicated mouth-watering connect steady perpetually equivalent answer
F n v n n v v adv adj v adj adj adj adj adj
adj n adj n v adj adv n v adj adj adj adj v adj adv adj v
SYNONYM STUDY - 1 synonymous with
WORDS sabit unfairness eşitsizlik stir up ciddi, sert, şiddetli regular ün varying bağlamak faithful güvenilir urge daima consistent sıkıntı, sorun trustworthy körüklemek always değişmeyen hardship lezzetli inequity kendini adamış dissuade lezzetli react bağlamak similar sabit reply daima yummy eşdeğer devoted cevaplamak
78
n pv adj adj adj v adj adj adv n n v v adj v adj adj
adaletsizlik kışkırtmak düzenli değişen inançlı, güvenilir teşvik etmek tutarlı güvenilir daima zorluk eşitsizlik cesaretini kırmak tepki vermek benzer cevaplamak lezzetli kendini adamış
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 PREPOSITION STUDY NO 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46
EN He wrote his name ------ the cover of the book. a journalist writing ------ the problems ------ the developing world to write ------ English goal ------ doing sth ------ the novel reputation ------ a fearless journalist comparison ------ two things ------ comparison ------ sth ------ the scope ------ sth ------ the scope ------ sth He provided us ------ a lot of useful information. The organization provides food and shelter ------ refugees. couple sth ------ sth The demonstrators threw stones and police responded ------ tear gas. to respond ------ sth ------ high altitudes to receive sth ------ sb His salary was sufficient ------ his needs. resistant ------ infection imbalance ------ two things adapt ------ sth ------ the region ------ the forest ------ the forest to walk ------ a line to stand ------ the line ------ line ------ sth to be compared ------ sth the distance ------ the sun and the Earth commitment ------ sth ------ progress ------ the desert ------ the event ------ sth discourage sb ------ doing sth ------ the history ready ------ sth ------ response ------ sth infected ------ malaria comparable ------ sth to be accustomed ------ sth ------ this situation familiarity ------ sth to be troubled ------ sth to dedicated yourself ------ sth equivalent ------ sth answer ------ sth
TR kitabın kapağına adını yazdı. gelişmekte olan dünyadaki sorunla ilgili yazan bir gazeteci İngilizce (dilinde) yazmak bir şey yapma amacı romanda korkusuz bir gazeteci olarak ün iki şeyin karşılaştırılması bir şey ile kıyaslandığında kapsamı dahilde kapsamı dışında Bize bir çok faydalı bilgi sağladı. Kuruluş, mülteciler için gıda ve sığınak sağlar. bir şeyi bir şey ile birleştirmek Göstericiler taş attı ve polis göz yaşartıcı bomba ile cevap verdi. bir şeye tepki/cevap vermek yüksek rakımlarda birinden bir şey almak Maaşı ihtiyaçları için yeterliydi. enfeksiyona dirençli iki şey arasında dengesizlik bir şeye ayak uydurmak bölgede ormanda ormanın içinden tek sıra halinde yürümek sırada/kuyrukta beklemek bir şey ile aynı doğrultuda bir şey ile kıyaslanmak dünya ve güneş arasındaki mesafe kendini bir şeye adama gelişmekte / ilerlemekte çölde bir şey durumunda birini bir şey yapmaktan caydırmak tarih boyunca bir şey için hazır bir şeye tepki/cevap olarak sıtma bulaşmış bir şeye benzer/kıyaslanabilir bir şeye alışkın bu durumda bir şeye aşinalık bir şey ile başı belada kendini bir şeye adamak bir şeye eş değer bir şeye tepki/cevap
79
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 47 48 49 50
consistent ------ sth to react ------ sth similar ------ sth devoted ------ sth
bir şey ile tutarlı bir şeye tepki vermek bir şeye benzer kendini bir şeye adamış
80
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 REVISION – 12 | 13 | 14 no 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61
EN compose intelligent quick reveal assist whatever harness clever mixed phrase coin describe journal spark interest somehow improve plausible undoubtedly genius complex hope intelligence rub off on enlarge view nose front unconditioned exercise majority substantial inhale pass through as well as advantageous portion nasal contribute outcome subject optimal performance workload ventilation eyeglasses clearly magnify bulb straight hit action reflection direction differently smooth shiny surface mirror directly odd
F v adj adj v v bağ v adj adj n n v n n n adv v adj adv n adj v n pv v v n n adj v n adj v pv pp adj n adj v n n adj n n n n adv v n adj n n n n adv v adj n n adv adj
TR bestelemek, oluşturmak zeki, akıllı çabuk açıklamak, ortaya çıkarmak yardım etmek, desteklemek her ne kullanmak, yararlanmak akıllı, zeki karışık, karma sözcük takımı bozuk para tanımlamak dergi, günlük buji ilgi, faiz, çıkar her nasılsa, bir şekilde gelişmek, ilerlemek akla yatkın, inandırıcı hiç şüphesiz dahi, deha karmaşık ummak, ümit etmek akıl, zeka geçmek, bulaşmak genişletmek bakmak, görmek burun ön, yüz, cephe koşulsuz, doğal alıştırma yapmak çoğunluk önemli nefes almak içinden geçmek ve de, yanısıra avantaj sağlayan bölüm, parça, porsiyon burunla ilgili katkıda bulunmak, sebep olmak sonuç konu, ders, özne en iyi gösteri, oyun, performans iş yoğunluğu havalandırma gözlük açıkça büyütmek ampul, bitki soğanı düz, doğru, dürüst çarpma, vuruş, popüler eylem, hareket yansıma, görünüm yön, talimat farklı bir şekilde düzleştirmek parlak yüzey ayna doğrudan tuhaf, alışılmamış, tek
81
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124
face side potato pan still beautiful mountain scene lake refract bend light spoon intelligible intelligently mixer mixture mix description descriptive indescribable journalist journalism journalistic interest interested interesting interestingly uninterested disinterested improved improvement doubt doubt doubtful doubtfully doubtless undoubted hopeful hopeless hopefully hopelessly hopelessness hope importance importantly important unimportant breath breather breathing breathless breathlessly substance substantially advantage advantageously disadvantage disadvantageous contribute to contribution contributor contributory
n n n n bağ adj n n n v v n n adj adv n n v n adj adj n n adj v adj adj adv adj adj adj n v n adj adv adv adj adj adj adv adv n n n adv adj adj n n n adj adv n adv n adv n adj pv n n adj
yüz, surat yan, taraf, kenar patates tencere, tava yine de güzel dağ sahne, manzara göl (ışık) kırmak eğmek, bükmek ışık, lamba kaşık anlaşılır akıllıca çırpıcı, mikser karışım, çeşit karıştırmak, uyuşmak tanımlama tanımlayıcı tanımlanamaz, tarifsiz gazeteci basın, gazetecilik gazetecilere özgü ilgisini çekmek ilgili, meraklı ilginç, ilgi çekici ilginç şekilde ilgisiz tarafsız, ilgisiz gelişmiş, yüksek gelişme, ilerleme şüphelenmek şüphe şüpheli şüpheyle şüphesiz, kesin şüphesiz, şüphe duyulmayan umutlu ümitsiz, çaresiz ümit ederek, umutla umutsuzca umutsuzluk umut, beklenti önem önemli biçimde önemli, gerekli önemsiz nefes, soluk kısa dinlenme nefes alıp verme nefessiz nefes nefese madde önemli derecede avantaj faydalı bir şekilde dezavantaj dezavantajlı katkıda bulunmak, sebep olma katkı katılımcı, destekçi yardımcı, katkı sağlayan
82
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187
perform performer straight straighten reflect reflecting reflective smooth smoothly smoothness shine shine beauty beautifully favourable brilliant benefit beneficial show smart minor believable help insignificant strange consist of despair material make up blend bizarre aid miscellaneous desperate weird composed of matter mingle credible bright constitute conceivable trivial method track study learn experiment find out observe topic read observation set up experiment guess guess prediction common sense hypothesis uncontested well-being generally
v n adv v v n adj adj adv n v n n adv adj adj v adj v adj adj adj v adj adj pv n n pv v adj v adj adj adj pv n v adj adj v adj adj n v v v v pv v n v n pv n v n n n n adj n adv
yapmak, sergilemek oyuncu, sanatçı dümdüz, hemen düzeltmek yansıtmak yansıtma yansıtıcı düz, pürüzsüz, sakin pürüzsüzce, tıkır tıkır pürüzsüzlük parlamak, aydınlatmak parlaklık güzellik güzelce olumlu, uygun, faydalı harika, parlak faydalanmak faydalı göstermek akıllı önemsiz, basit, küçük inanılabilir yardım etmek, yararı olmak önemsiz, değersiz acayip, yabancı den oluşmak umutsuzluk malzeme, madde oluşturmak, uydurmak karıştırmak garip, tuhaf yardım etmek çeşitli, türlü umutsuz, çaresiz tuhaf, garip -den oluşmak sorun, mesele, madde karıştırmak güvenilir, inandırıcı parlak, zeki oluşturmak akla gelebilir, olası önemsiz yöntem, usül takip etmek, izlemek çalışmak, okumak, araştırmak öğrenmek, haber almak deney yapmak anlamak, bulmak, çözmek, keşfetmek gözlemek konu okumak gözlem kurmak, düzenlemek, hazırlamak deney tahmin etmek tahmin, varsayım tahmin sağ duyu varsayım, hipotez tek adaylı, anlaşmalı sağlık, esenlik genellikle
83
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250
unable immune system recognize foreign attack seem screen once repeat usual by the time finish either ... or prove wrong okay neuroscientist surroundings obvious bear specialist decade lifetime recent technology understanding associate negative long-term poverty neglect maltreatment well documented virtually already methodology methodical methodological methodically experimental experimentally reader reading readable repetition repeated repetitive repeatedly finished unfinished proof proven unproven disprove wrong wrongful wrongly generalize general generalization recognition recognizable recognizably
adj n v adj v v v adv v adj bağ v bağ v n adj n n adj v n n n adj n n v adj adj n n n adj adv adv n adj adj adv adj adv n n adj n adj adj adv adj adj n adj adj v adj adj adv v adj n n adj adv
elinden gelmez, yapamaz bağışıklık sistemi tanımak, kabul etmek yabancı saldırmak gibi görünmek göstermek, araştırmak bir defa, eskiden tekrar etmek, yinelemek alışılmış, olağan -dığı zaman, -dığı zamana kadar bitirmek, sona ermek ya ... ya ... ispatlamak, kanıtlamak hata, kusur iyi, güzel, uygun sinir bilimci çevre, civar açık, belli dayanmak, taşımak uzman on yıl yaşam süresi yeni, son teknoloji anlayış, kavrama ilişkilendirmek olumsuz, eksi uzun vadeli yoksulluk ihmal kötü davranma detaylı olarak hazırlanmış hemen hemen, yaklaşık çoktan, zaten, halihazırda yöntembilim düzenli, sistemli metodolojik düzenli olarak deneysel deneysel olarak okuyucu okuma okunabilir tekrar, yineleme tekrarlanan tekrarlı ardı ardına, tekrar tekrar bitmiş bitmemiş, eksik kanıt ispatlanmış ispatlanmamış aksini ispat etmek yanlış, hatalı hatalı, haksız hatalı olarak genelleme yapmak genel, yaygın genelleme tanınma, doğrulama tanınabilir fark edilir şekilde
84
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313
unrecognizable attacker bearable unbearable technological technologically place sudden influence use slow leading vivid prevention need hide explanatory awareness memory compete entry market lasting colour excellent cultural scheme writer crowded efficiently nationally employee eruption thank ticket verbal secret comparatively statement competitive urgent chase FALSE unreasonable skim endure strike defective means mask test evidence way calculate look through gradual tolerate charge incorrect terminate thesis found predict
adj n adj adj adj adv n adj v v adj adj adj n v v adj n n v n n adj n adj adj n n adj adv adv n n v n adj n adv n adj adj v adj adj v v v adj n v v n n v pv adj v v adj v n v v
tanınmaz saldırgan katlanılabilir dayanılmaz, çekilmez teknolojik teknolojik olarak yer, konum ani etkilemek kullanmak yavaş önde gelen, önemli canlı, etkili önlem, koruma ihtiyaç duymak saklamak, gizlenmek açıklayıcı farkındalık hafıza, anı, hatıra rekabet etmek, yarışmak giriş, katılım çarşı, pazar, market uzun süren, kalıcı renk mükemmel kültürel tasarı, proje yazar kalabalık verimli bir şekilde ulusal işçi patlama teşekkür etmek bilet, trafik cezası sözlü sır nispeten, kısmen ifade, söz rekabetci acil takip etmek, kovalamak yanlış, sahte mantıksız sıyırıp almak dayanmak, katlanmak vurmak, grev yapmak kusurlu, defolu araç, yöntem, olanak gizlemek, örtmek denemek, sınav yapmak kanıt yol, yöntem hesaplamak incelemek, göz atmak aşamalı, yavaş katlanmak, hoş görmek suçlamak, ücretlendirmek, şarj etmek yanlış, hatalı son vermek, bitirmek tez, araştırma kurmak tahmin etmek
85
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376
conceal echo faulty complete sound restate discover intolerable try out technique raid disguise scan close follow theory forecast hear unacceptable put up with mistaken form untrue assault empirical proposition estimate appear camouflage finalize end write eventual goal novel lofty reputation subsequently acquire primarily humanitarian encourage compassion adversity injustice historical scope analysis provide detailed politics couple redemption meticulous documentation readily respond changing acclimatise a wide range of humidity altitude receive
v v adj v v v v adj pv n v v v v v n v v adj pv adj v adj v adj n v v v v v v adj n n adj n adv v adv adj v n n n adj n n v adj n v n adj n adv v adj v pp n n v
gizlemek, saklamak yankılanmak kusurlu, sorunlu tamamlamak gibi gelmek yeniden söylemek keşfetmek, bulmak dayanılmaz, kabul edilmez denemek teknik, usül baskın yapmak, yağmalamak kılık değiştirmek incelemek kapatmak, son vermek izlemek, takip etmek kuram, teori tahmin etmek duymak, öğrenmek kabul edilemez dayanmak, katlanmak hatalı, yanlış oluşturmak sahte, yalan saldırmak deneysel, ampirik teklif, öneri tahmin etmek, değer biçmek görünmek, ortaya çıkmak saklamak, kamufle etmek bitirmek, sona erdirmek sona ermek, bitirmek yazmak sonunda olan, sonraki amaç, hedef roman yüksek, gururlu nam, ün sonradan, akabinde kazanmak, edinmek başlıca yardımsever, insancıl teşvik etmek şefkat, sevecenlik güçlük, zor durum haksızlık tarihi, tarihsel saha, alan, kapsam inceleme sağlamak, temin etmek detaylı politika, siyaset birleştirmek, çift olmak kurtulma, itfa titiz, dikkatli belgelendirme isteyerek, kolaylıkla yanıt/tepki vermek değişen iklime alıştırmak bir çok farklı nem yükseklik almak
86
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439
sufficient constantly physiological internal infection pollution dietary imbalance overcrowding adapt varying region humid forest line curve swing move up blade compare behind distance measurement customary progressive drive commitment reform progress literary revolution desert wasteland densely-populated considerable relatively adaptability harsh rewrite unwritten event eventful eventually uneventful public reputedly reputable reputed disrepute disreputable encouragement encouraging encouragingly discourage discouraged discouragement discouraging discouragingly history historian historic historically prehistoric
adj adv adj adj n n n n n v adj n adj n n n n pv n v prep n n adj adj v n n n adj n n n adj adj adv n adj v adj n adj adv adj adj adv adj adj n adj n adj adv v adj n adj adv n n adj adv adj
yeterli devamlı olarak fizyolojik iç enfeksiyon, hastalık kirlilik beslenme kuralları, perhiz yemeği dengesizlik aşırı kalabalıklaşma uyum sağlamak değişken bölge, yöre nemli orman çizgi, hat, sıra eğri, kavis salıncak yükselmek bıçak karşılaştırmak arkasında uzaklık, mesafe ölçüm, ölçü adet olan, alışılmış gelişen, ilerleyen (araba) sürmek bağlılık , sorumluluk yenilik, ıslahat gelişme (ilerleme) edebi devrim çöl çorak arazi yoğun nüfuslu önemli, hatırı sayılır derecede nispeten uyarlanırlık sert, kaba yeniden yazmak yazılı olmayan olay olaylı sonunda, nihayetinde olaysız umumi, ortak dediklerine göre saygı değer saygın, sanılan kötü ün kötü ünlü cesaretlendirme teşvik edici, cesaret verici teşvik edici bir şekilde cesaretini kırmak hevesi kırılmış cesaretin kırılması cesaret kırıcı, hayal kırıklığına uğratan cesaret kırıcı bir şekilde tarih, geçmiş tarihçi tarihi, tarihsel tarihsel açıdan, tarihsel olarak tarih öncesine ilişkin, tarih öncesi
87
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502
provider provision political politically politician politicize social sociability sociable socialist unsociable unsocial driver driving commit committed literacy literate illiterate literature ready readiness response response responsive responsively respondent subculture receiver reception receptive infect infected infectious infectiously crowd overcrowded forestry deforestation comparison comparable comparative incomparable distant measurable measure measure custom customer customs customarily accustom situation kick meal delicious familiarity fishing scholarship concrete temporarily decisively cheap
n n adj adv n v adj n adj n adj adj n n v adj n adj adj n adj n v n adj adv n n n n adj v adj adj adv n adj n n n adj adj adj adj adj v n n n n adv v n v n adj n n n adj adv adv adj
tedarikçi kişi temin, koşul siyasi, politik siyaseten, politik açıdan siyasetçi politikleştirmek sosyal, toplumsal sosyallik sosyal, arkadaş canlısı sosyalist çekingen, utangaç asosyal, çekingen sürücü sürüş işlemek, yapmak kendini adamış okur yazarlık, edebi kültür bilgili, okuryazar cahil, bilgisiz edebiyat hazır, gönüllü hazır olma, gönüllülük tepki vermek cevap, yanıt duyarlı, hassas duyarlı bir biçimde cevaplayan alt kültür alıcı resepsiyon anlayışlı, yeniliklere açık bulaştırmak bulaşmış, enfekte bulaşıcı bulaşıcı bir şekilde kalabalık, topluluk aşırı kalabalık ormancılık ormansızlaştırma karşılaştırma benzer, kıyaslanabilir karşılaştırmalı kıyaslanamaz uzak ölçülebilir ölçmek önlem, ölçü adet, gelenek müşteri gümrük geleneklere göre alıştırmak durum tekmelemek öğün, yemek lezzetli aşinalık, bilme balıkçılık ilim, burs somut, beton geçici olarak kararlı bir şekilde ucuz
88
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538
stable furiously instantly confidence constant inequality severe fame link reliable invariable trouble fuel unchanging tasty dedicate connect steady perpetually equivalent answer unfairness stir up regular faithful urge consistent trustworthy always hardship inequity dissuade react similar reply devoted
adj adv adv n adj n adj n v adj adj n v adj adj v v adj adv adj v n pv adj adj v adj adj adv n n v v adj v adj
sabit, değişmez kızgınlıkla hemen, derhal güven sabit eşitsizlik ağır, ciddi, sert şöhret, ün bağlamak, birleştirmek güvenilir değişmez, sürekli sorun, bela, karışıklık desteklemek, güçlendirmek değişmeyen lezzetli adamak bağlantı kurmak, ilişkilendirmek devamlı, değişmez sürekli olarak eşit, denk cevap vermek, yanıtlamak haksızlık sebep olmak, tahrik etmek düzenli sadık, aslına uygun zorlamak, ikna etmek istikrarlı, tutarlı güvenilir, sağlam herzaman güçlük adaletsizlik vazgeçirmek, caydırmak tepki göstermek benzer cevap vermek adanmış, ayrılmış
89
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25
average increase event introduce refer to as a result of greenhouse trap rise thus landscape fat gain true unhealthy vital critical unlimited reserve expand original size in relation to exposed given that
SECTION – 15 You will learn the following target words in this section 26 access 50 thought 27 stimulate 51 feeling 28 release 52 govern 29 moreover 53 behaviour 30 consume 54 alert 31 digestive 55 behave 32 tract 56 according to 33 break down 57 social 34 fatty 58 threaten 35 bind 59 belief 36 intestine 60 evaluate 37 lymph 61 middle 38 eventually 62 presentation 39 gain 63 inadvertently 40 bloodstream 64 belch 41 exit 65 loudly 42 waste 66 instead 43 rather than 67 negatively 44 substance 68 regret 45 embarrassment 69 wrongdoing 46 self-conscious 70 evaluation 47 quite 71 concerning 48 guilt 72 awkward 49 shame 73 pride
90
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 STUDY 1 Global Warming is an average temperature increase in the atmosphere of the Earth's surface and troposphere. Global Warming can be caused by natural and human events. Too much carbon dioxide (CO2) introduced into the air can produce Global Warming. Global Warming often refers to a warming that can occur as a result of increased CO2 emissions by man. This can create a greenhouse effect. The greenhouse effect traps heat within the atmosphere causing the average temperature of the Earth to increase. This increased temperature causes ice caps to melt. The melting of the Earth's ice caps causes sea levels to rise, thus changing the Earth's landscape. Küresel ısınma dünyanın yüzeyinde ve troposferin atmosferdeki ortalama bir sıcaklık artışıdır. Küresel ısınma doğal ve insan olaylarına sebep olabilir. Havaya sokulan çok fazla karbondioksit küresel ısınma üretebilir. Küresel ısınma genellikle insan tarafından artan karbondioksit salımının sonucu olarak meydana gelebilen bir ısınma anlamına gelir. Bu bir sera etkisi yaratabilir. Sera etkisi dünyanın ortalama sıcaklığının artmasına sebep olan atmosfer içinde ısıyı tutar. Bu artan sıcaklık buz örtüsünün erimesine sebep olur. Dünyanın buz örtüsünün erimesi deniz seviyesinde artışa sebep olur, bu yüzden dünyanın manzarasının değişmesine sebep olur.
TR ortaya koymak, tanıştırmak
F v
bu yüzden
bağ
artış olay sera ortalama
n n n adj
EN
Find the words! TR anlamına gelmek, den bahsetmek, ilgilendirmek, yönlendirmek artmak, yükselmek manzara -ın sonucu olarak tuzak kurmak
91
F
EN
pv
v n pp v
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
DEFINITION STUDY - 1 global warming greenhouse melt
emission landscape effect
no
words average as a result of thus
occur temperature
definition
cause within word
1
calculated by adding several amounts together, finding a total, and dividing the total by the number of amounts
2
to make something happen, especially something bad or unpleasant
3
the production or sending out of light, heat, gas, etc.
4
everything you can see when you look across a large area of land, especially in the country
5
because of something
6
when the air around the world becomes warmer because of pollution
7
a building made of glass for growing plants in
8
to become or make something become liquid as a result of heating
9
before a particular period of time has passed; during a particular period of time
10
how hot or cold something is
11
a change that somebody/something causes in somebody/something else; a result
12
to happen
13
as a result of something just mentioned
92
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 STUDY 2 Over the years, fat has developed a bad reputation for causing weight gain and increasing your risk of heart disease. Although it is true that too much fat in your diet is unhealthy, fat actually has a number of vital roles in your body and is critical to keeping you healthy. Fat is a major source of energy. Not only does fat contain 9 calories per gram, the most of any of the macronutrients, but your body also has an unlimited ability to store fat. Your fat reserves can expand to 1,000 times their original size. When your body does not have access to glucose from carbohydrates, a hormone called glucagon stimulates the body to release fat for energy. Moreover, the fat in your body allows you to absorb the fat-soluble vitamins A, D, E and K. When you consume foods that contain the fat-soluble vitamins, your digestive tract breaks them down so that fatty acids can bind to the vitamins. These fatty acids carry the vitamins through the wall of the small intestine and into the lymph system, where they eventually gain access to your bloodstream. Without fat, these vitamins would exit the body through waste material rather than enter the bloodstream. Fat also allows you to absorb substances called carotenoids, which act as antioxidants in your body. Yıllardır, yağ kalp hastalığının kilo alma ve artma riskine sebep olan kötü bir ün geliştirmiş durumdadır. Her ne kadar senin öğünündeki çok fazla yağ sağlıksız olduğu gerçek olsa da, yağ aslında vücudunda hayati rollerin bir sayısına sahiptir ve sağlığını devam ettirmek için önemlidir. Yağ enerjinin ana bir kaynağıdır. Yağ sadece gram başına 9 kalori, besin ögeleri herhangi bir çoğunluğunu içermez, aynı zamanda vücudun yağ depolamak için sınırsız yeteneğe sahiptir. Senin yağ rezervlerin orijinal büyüklükleri 1000 kez genişleyebilir. Vücudun karbonhidrattan şekere ulaşamadığı zaman, glükagon olarak adlandırılan bir hormon enerji için yağı salması vücudu harekete geçirir. Ayrıca, vücudundaki yağ yağda çözünen A, D, E ve K vitaminlerini emmesine izin verir. Sen yağda çözünen vitaminleri içeren besinler tükettiğin zaman, sindirim kanalı onları parçalar, dolayısıyla yağlı asitler vitaminlere bağlanabilir. Bu yağlı asitler sonunda kan dolaşımına ulaşmayı elde ettiği küçük bağırsağın duvarı boyunca ve lenf sistemine taşır. Yağsız bu vitaminler kan dolaşımına girmekten ziyade atık madde aracılığıyla vücuttan çıkacak. Yağ aynı zamanda vücudundaki antioksidan olarak hareket eden karatonoid olarak adlandırılan maddeleri emmesine izin verir.
TR sağlıksız kritik, hassas, önemli uyarmak, teşvik etmek madde kar, fayda, edinim
F adj adj n n n
-den ziyade
pp
yedek erişim, ulaşım
n n
dahası, ayrıca
bağ
sindirime ilişkin, sindirim
adj
bağlamak, ciltlemek
v
tüketmek kazanmak bağırsak çıkmak, ayrılmak
v v n v
EN
Find the words! TR gerçek, doğru yağ genişletmek gerçek, asıl hayati, önemli bozulmak, parçalamak sınırsız, sayısız alan, bölge büyüklük, boyut sonunda, nihayetinde serbest bırakmak, piyasaya sunmak, yaymak lenf bezi yağlı atık kan dolaşımı
93
F adj n v adj adj
EN
pv adj n n adv
v n adj adj n
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
DEFINITION STUDY - 2 develop heart reserve although
words allow intestine absorb
reputation digestive consume
no
bind contain eventually
definition
expand substance moreover word
1
to ask for a seat, table, room, etc. to be available for you or somebody else at a future time
2
relating to digestion
3
to gradually grow or become bigger, more advanced,
4
If one thing contains another, it has it inside it.
5
used for introducing a statement that makes the main statement in a sentence seem surprising
6
the organ in the chest that sends blood around the body, usually on the left in humans
7
in the end, especially after a long time
8
to let somebody/something do something; to let something happen or be done
9
the opinion that people have about what somebody/something is like, based on what has happened in the past
10
used to introduce some new information that adds to or supports what you have said previously
11
to use something such as a product, energy, or fuel
12
a long tube in the body between the stomach and the anus
13
a type of solid, liquid or gas that has particular qualities
14
to take in a liquid, gas or other substance from the surface or space around
15
to tie somebody/something with rope, string, etc. so that they/it cannot move or are held together firmly
16
to increase in size or amount, or to make something increase
94
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 STUDY 3 Embarrassment is considered one of the self-conscious emotions, quite at ease in the company of guilt, shame, and pride. Given that embarrassment happens in relation to other people, it is a public emotion that makes you feel exposed, awkward, and filled with regret for whatever your wrongdoing happens to be. Potential negative evaluations concerning standards about actions, thoughts, and feelings that govern our behavior are at the core of embarrassment and other self-conscious emotions The experience of embarrassment alerts you to your failure to behave according to certain social standards, which threaten the beliefs you hold concerning how others evaluate you as well as the ways in which you evaluate yourself. For example, if in the middle of giving an important presentation you inadvertently belch loudly, embarrassment would be linked to your concern that others, who generally hold a high evaluation of you, might instead think negatively as you would about yourself Utanç; suç, utanma ve gururun grubundaki oldukça rahat, kendini bilen duygulardan biri olarak düşünülür. Utanç diğer insanlarla ilgili meydana geldiğini farz edersek, kabahat her ne olursa olsun korumasız, sakar ve pişmanlıkla dolu hissettiren bir ortak duygudur. Davranışlarımızı yöneten eylemler, düşünce ve duygularını standartlarına ilişkin olumsuz değerlendirmeler utanç ve diğer bilinçli duyguların özünde vardır. Utancın deneyimi senin kendini değerlendirmedeki yolların yanı sıra diğerlerin nasıl değerlendirmesiyle ilgili seni tutan inançlarını tehdit eden bazı sosyal standartlara göre davranma başarısızlığını uyarır. Örneğin eğer önemli bir sunumun ortasında sen yanlışlıkla sesli geğirirsen, utanç kendiniz hakkında olduğu gibi olumsuz düşünebilmenin yerine sizden genellikle yüksek bir değerlendirme tutan diğerleri senin endişenle ilişkili olacaktır.
TR
F
çetin, sakar
adj
oldukça, çok
adv
kendini bilen
adj
farz edersek
bağ
düşünce gurur, övünç ile ilgili pişmanlık yönetmek, idare etmek -e göre sosyal, toplumsal
n n prep n v pp adj
EN
Find the words! TR ayıp, utanç, günah utanç, sıkılma maruz kalmış, korunmasız kasıtsız bir şekilde suç, kabahat geğirmek ile ilgili değerlendirme
n adj adv n v pp n v v n
n adv n
his
n
inanç değerlendirmek sergileme, sunum, tören -ın yerine
n v n
orta, orta kısım gürültüyle
95
EN
n
davranmak tehdit etmek suç, kabahat tehlikeye karşı uyarmak davranış olumsuz olarak
adv
F
v
adv
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
DEFINITION STUDY - 3 emotion happen expose
alert in relation to evaluation
no
words self-conscious behave according to
awkward govern
definition
negatively generally word
1
to take place, especially without being planned
2
when compared with something
3
to show something that is usually hidden
4
a situation in which people are watching for danger and ready to deal with it
5
a strong feeling such as love, fear or anger; the part of a person’s character that consists of feelings
6
to legally control a country or its people and be responsible for introducing new laws, organizing public services, etc.
7
usually, or in most situations
8
the act of forming an opinion of the amount, value or quality of something after thinking about it carefully
9
too aware of what other people are thinking about you and your appearance
10
to do or say things in a particular way
11
in a bad or harmful way
12
as stated or reported by somebody/something
13
making you feel embarrassed
96
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
-ion -ly -ity -less
no 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53
-ory -ness -or -able
unmain word introduce tanıtmak fat yağ
true doğru, gerçek
critic eleştirmen
origin köken
embarrass utandırmak guilt suç
shame utanç
regret pişmanlık duymak
thought düşünce
govern yönetmek
behave davranmak
SUFFIX & PREFIX STUDY SUFFIXES -en -ism -ed
PREFIXES misdisderived word F introduction n introductory adj fatty adj fatten v fattening adj truth n truthful adj truthfully adv truly adv truthfulness n untrue adj untruth n criticism n critical adj criticize v critically adv uncritical adj original adj originality n originator n originate v originally adv unoriginal adj embarrassed adj embarrassing adj embarrassment n embarrassingly adv guilty adj guiltily adv guiltiness n shameful adj shameless adj shamefully adv shamelessly adv unashamed adj ashamed adj regrettable adj regretful adj regrettably adv regretfully adv thoughtful adj thoughtless adj thoughtfully adv thoughtlessly adv thoughtfulness n government n governor n governmental adj governing adj governmentally adv behavior n behavioral adj misbehave v
97
-ing -al -ment
-ful -ize -y
TR
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 54 55 56 57 58 59 60 61 62
threat tehdit
believe inanmak
misbehavior threaten threatening threateningly belief believable unbelievable unbelievably disbelief
surprised conduct long inform
environment buy challenging strength
golden spend developed external no 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20
gloomy exclude emergency gain EN
n v adj adv n adj adj adv n
COLLOCATION STUDY MAIN WORDS assistance energy cure specifically time restricted country examine AUXILARY WORDS academically access detailed expression addiction distance spare experiment
consideration rule weather significance politely incredible present meticulously TR
boş zaman özellikle hariç tutmak gelişmiş ülke hediye almak acil durum yardımı bağımlılığı tedavi etmek altın kural enerji harcamak sınırlı erişim önem kazanmak akademik olarak zorlu uzun mesafe kibarca bilgilendirmek şaşkın ifade inanılmaz güç özenle incelemek detaylı düşünme kasvetli hava deney yürütmek dış çevre
98
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 no 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18
word
F pv v v v n adv n v n n v n n n adj n n adj
refer to simulate gain exit waste quite thought govern alert belief evaluate middle presentation wrong-doing awkward truth origin guilty
faith rather mention wrong trash concept rule leave starting point alarm rubbish pretty earn judge root bad center warning reasonably remake
n adv v adj n n v v n n v adv v v n adj n n adv v
SYNONYM STUDY - 1 synonymous with
inanç oldukça bahsetmek yanlış çöp konsept yönetmek ayrılmak başlama noktası alarm çöp oldukça kazanmak yargılamak kök kötü merkez uyarı oldukça tekrar yapmak
WORDS reign go scrap depart inappropriate notice reconstruct demonstration assess win fairly idea unsuitable responsible garbage beginning crime cause fact
99
v v n v adj n v
hüküm sürmek gitmek çöp ayrılmak uygunsuz duyuru tekrar yapılandırmak
v v adv n adj adj v n n n n
değerlendirmek kazanmak oldukça fikir uygunsuz sorumlu çöp başlangıç suç sebep gerçek
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 PREPOSITION STUDY NO 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25
EN to introduce new technologies ------ the factories refer ------ sth ------ a result ------ sth ------ the rise vital ------ sth critical ------ sth critical ------ sth to be exposed ------ sth access ------ sth ------ middle ------ sth belief ------ God presentation ------ sth ------ the introduction ------ sth ------ truth criticize sb ------ sth the origin ------ sth originate ------ sth believe ------ sth to be surprised ------ sth to find a cure ------ cancer addiction ------ sth ------ warning depart ------ somewhere inappropriate ------ sb unsuitable ------ sb
TR yeni teknolojileri fabrikalara bir şey anlamına gelmek bir şeyin sonucu olarak artışta bir şey için hayati bir şeyi eleştiren bir şey için kritik bir şeye maruz kalmak bir şeye erişim bir şeyin ortasında Tanrıya inanç bir konu üzerine sunum bir şeyin ortaya çıkmasıyla aslında, gerçekte birinin bir şey için eleştirmek bir şeyin kökeni bir şeyden kaynaklanmak bir şeye inanmak (varlığına inanmak) bir şeye şaşırmak kansere bir tedavi bulmak bir şeye bağımlılık haber vermeden bir yerden ayrılmak birisi için uygun olmayan birisi için uygun olmayan
100
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 REVISION – 13 | 14 | 15 no 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61
EN track study learn experiment find out observe topic read observation set up experiment guess guess prediction common sense hypothesis uncontested well-being generally unable immune system recognize foreign attack seem screen once repeat usual by the time finish either ... or prove wrong okay neuroscientist surroundings obvious bear specialist decade lifetime recent technology understanding associate negative long-term poverty neglect maltreatment well documented virtually already methodology methodical methodological methodically experimental experimentally reader
F v v v v pv v n v n pv n v n n n n adj n adv adj n v adj v v v adv v adj bağ v bağ v n adj n n adj v n n n adj n n v adj adj n n n adj adv adv n adj adj adv adj adv n
TR takip etmek, izlemek çalışmak, okumak, araştırmak öğrenmek, haber almak deney yapmak anlamak, bulmak, çözmek, keşfetmek gözlemek konu okumak gözlem kurmak, düzenlemek, hazırlamak deney tahmin etmek tahmin, varsayım tahmin sağ duyu varsayım, hipotez tek adaylı, anlaşmalı sağlık, esenlik genellikle elinden gelmez, yapamaz bağışıklık sistemi tanımak, kabul etmek yabancı saldırmak gibi görünmek göstermek, araştırmak bir defa, eskiden tekrar etmek, yinelemek alışılmış, olağan -dığı zaman, -dığı zamana kadar bitirmek, sona ermek ya ... ya ... ispatlamak, kanıtlamak hata, kusur iyi, güzel, uygun sinir bilimci çevre, civar açık, belli dayanmak, taşımak uzman on yıl yaşam süresi yeni, son teknoloji anlayış, kavrama ilişkilendirmek olumsuz, eksi uzun vadeli yoksulluk ihmal kötü davranma detaylı olarak hazırlanmış hemen hemen, yaklaşık çoktan, zaten, halihazırda yöntembilim düzenli, sistemli metodolojik düzenli olarak deneysel deneysel olarak okuyucu
101
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124
reading readable repetition repeated repetitive repeatedly finished unfinished proof proven unproven disprove wrong wrongful wrongly generalize general generalization recognition recognizable recognizably unrecognizable attacker bearable unbearable technological technologically place sudden influence use slow leading vivid prevention need hide explanatory awareness memory compete entry market lasting colour excellent cultural scheme writer crowded efficiently nationally employee eruption thank ticket verbal secret comparatively statement competitive urgent chase
n adj n adj adj adv adj adj n adj adj v adj adj adv v adj n n adj adv adj n adj adj adj adv n adj v v adj adj adj n v v adj n n v n n adj n adj adj n n adj adv adv n n v n adj n adv n adj adj v
okuma okunabilir tekrar, yineleme tekrarlanan tekrarlı ardı ardına, tekrar tekrar bitmiş bitmemiş, eksik kanıt ispatlanmış ispatlanmamış aksini ispat etmek yanlış, hatalı hatalı, haksız hatalı olarak genelleme yapmak genel, yaygın genelleme tanınma, doğrulama tanınabilir fark edilir şekilde tanınmaz saldırgan katlanılabilir dayanılmaz, çekilmez teknolojik teknolojik olarak yer, konum ani etkilemek kullanmak yavaş önde gelen, önemli canlı, etkili önlem, koruma ihtiyaç duymak saklamak, gizlenmek açıklayıcı farkındalık hafıza, anı, hatıra rekabet etmek, yarışmak giriş, katılım çarşı, pazar, market uzun süren, kalıcı renk mükemmel kültürel tasarı, proje yazar kalabalık verimli bir şekilde ulusal işçi patlama teşekkür etmek bilet, trafik cezası sözlü sır nispeten, kısmen ifade, söz rekabetci acil takip etmek, kovalamak
102
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187
false unreasonable skim endure strike defective means mask test evidence way calculate look through gradual tolerate charge incorrect terminate thesis found predict conceal echo faulty complete sound restate discover intolerable try out technique raid disguise scan close follow theory forecast hear unacceptable put up with mistaken form untrue assault empirical proposition estimate appear camouflage finalize end write eventual goal novel lofty reputation subsequently acquire primarily humanitarian encourage
adj adj v v v adj n v v n n v pv adj v v adj v n v v v v adj v v v v adj pv n v v v v v n v v adj pv adj v adj v adj n v v v v v v adj n n adj n adv v adv adj v
yanlış, sahte mantıksız sıyırıp almak dayanmak, katlanmak vurmak, grev yapmak kusurlu, defolu araç, yöntem, olanak gizlemek, örtmek denemek, sınav yapmak kanıt yol, yöntem hesaplamak incelemek, göz atmak aşamalı, yavaş katlanmak, hoş görmek suçlamak, ücretlendirmek, şarj etmek yanlış, hatalı son vermek, bitirmek tez, araştırma kurmak tahmin etmek gizlemek, saklamak yankılanmak kusurlu, sorunlu tamamlamak gibi gelmek yeniden söylemek keşfetmek, bulmak dayanılmaz, kabul edilmez denemek teknik, usül baskın yapmak, yağmalamak kılık değiştirmek incelemek kapatmak, son vermek izlemek, takip etmek kuram, teori tahmin etmek duymak, öğrenmek kabul edilemez dayanmak, katlanmak hatalı, yanlış oluşturmak sahte, yalan saldırmak deneysel, ampirik teklif, öneri tahmin etmek, değer biçmek görünmek, ortaya çıkmak saklamak, kamufle etmek bitirmek, sona erdirmek sona ermek, bitirmek yazmak sonunda olan, sonraki amaç, hedef roman yüksek, gururlu nam, ün sonradan, akabinde kazanmak, edinmek başlıca yardımsever, insancıl teşvik etmek
103
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250
compassion adversity injustice historical scope analysis provide detailed politics couple redemption meticulous documentation readily respond changing acclimatise a wide range of humidity altitude receive sufficient constantly physiological internal infection pollution dietary imbalance overcrowding adapt varying region humid forest line curve swing move up blade compare behind distance measurement customary progressive drive commitment reform progress literary revolution desert wasteland densely-populated considerable relatively adaptability harsh rewrite unwritten event eventful
n n n adj n n v adj n v n adj n adv v adj v P.ph n n v adj adv adj adj n n n n n v adj n adj n n n n pv n v prep n n adj adj v n n n adj n n n adj adj adv n adj v adj n adj
şefkat, sevecenlik güçlük, zor durum haksızlık tarihi, tarihsel saha, alan, kapsam inceleme sağlamak, temin etmek detaylı politika, siyaset birleştirmek, çift olmak kurtulma, itfa titiz, dikkatli belgelendirme isteyerek, kolaylıkla yanıt/tepki vermek değişen iklime alıştırmak bir çok farklı nem yükseklik almak yeterli devamlı olarak fizyolojik iç enfeksiyon, hastalık kirlilik beslenme kuralları, perhiz yemeği dengesizlik aşırı kalabalıklaşma uyum sağlamak değişken bölge, yöre nemli orman çizgi, hat, sıra eğri, kavis salıncak yükselmek bıçak karşılaştırmak arkasında uzaklık, mesafe ölçüm, ölçü adet olan, alışılmış gelişen, ilerleyen (araba) sürmek bağlılık , sorumluluk yenilik, ıslahat gelişme (ilerleme) edebi devrim çöl çorak arazi yoğun nüfuslu önemli, hatırı sayılır derecede nispeten uyarlanırlık sert, kaba yeniden yazmak yazılı olmayan olay olaylı
104
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313
eventually uneventful public reputedly reputable reputed disrepute disreputable encouragement encouraging encouragingly discourage discouraged discouragement discouraging discouragingly history historian historic historically prehistoric provider provision political politically politician politicize social sociability sociable socialist unsociable unsocial driver driving commit committed literacy literate illiterate literature ready readiness response response responsive responsively respondent subculture receiver reception receptive infect infected infectious infectiously crowd overcrowded forestry deforestation comparison comparable comparative
adv adj adj adv adj adj n adj n adj adv v adj n adj adv n n adj adv adj n n adj adv n v adj n adj n adj adj n n v adj n adj adj n adj n v n adj adv n n n n adj v adj adj adv n adj n n n adj adj
sonunda, nihayetinde olaysız umumi, ortak dediklerine göre saygı değer saygın, sanılan kötü ün kötü ünlü cesaretlendirme teşvik edici, cesaret verici teşvik edici bir şekilde cesaretini kırmak hevesi kırılmış cesaretin kırılması cesaret kırıcı, hayal kırıklığına uğratan cesaret kırıcı bir şekilde tarih, geçmiş tarihçi tarihi, tarihsel tarihsel açıdan, tarihsel olarak tarih öncesine ilişkin, tarih öncesi tedarikçi kişi temin, koşul siyasi, politik siyaseten, politik açıdan siyasetçi politikleştirmek sosyal, toplumsal sosyallik sosyal, arkadaş canlısı sosyalist çekingen, utangaç asosyal, çekingen sürücü sürüş işlemek, yapmak kendini adamış okur yazarlık, edebi kültür bilgili, okuryazar cahil, bilgisiz edebiyat hazır, gönüllü hazır olma, gönüllülük tepki vermek cevap, yanıt duyarlı, hassas duyarlı bir biçimde cevaplayan alt kültür alıcı resepsiyon anlayışlı, yeniliklere açık bulaştırmak bulaşmış, enfekte bulaşıcı bulaşıcı bir şekilde kalabalık, topluluk aşırı kalabalık ormancılık ormansızlaştırma karşılaştırma benzer, kıyaslanabilir karşılaştırmalı
105
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373
incomparable distant measurable measure measure custom customer customs customarily accustom situation kick meal delicious familiarity fishing scholarship concrete temporarily decisively cheap stable furiously instantly confidence constant inequality severe fame link reliable invariable trouble fuel unchanging tasty dedicate connect steady perpetually equivalent answer unfairness stir up regular faithful urge consistent trustworthy always hardship inequity dissuade react similar reply devoted average increase introduce
adj adj adj v n n n n adv v n v n adj n n n adj adv adv adj adj adv adv n adj n adj n v adj adj n v adj adj v v adj adv adj v n pv adj adj v adj adj adv n n v v adj v adj n v v
374
refer to
pv
375
as a result of
P.ph
kıyaslanamaz uzak ölçülebilir ölçmek önlem, ölçü adet, gelenek müşteri gümrük geleneklere göre alıştırmak durum tekmelemek öğün, yemek lezzetli aşinalık, bilme balıkçılık ilim, burs somut, beton geçici olarak kararlı bir şekilde ucuz sabit, değişmez kızgınlıkla hemen, derhal güven sabit eşitsizlik ağır, ciddi, sert şöhret, ün bağlamak, birleştirmek güvenilir değişmez, sürekli sorun, bela, karışıklık desteklemek, güçlendirmek değişmeyen lezzetli adamak bağlantı kurmak, ilişkilendirmek devamlı, değişmez sürekli olarak eşit, denk cevap vermek, yanıtlamak haksızlık sebep olmak, tahrik etmek düzenli sadık, aslına uygun zorlamak, ikna etmek istikrarlı, tutarlı güvenilir, sağlam herzaman güçlük adaletsizlik vazgeçirmek, caydırmak tepki göstermek benzer cevap vermek adanmış, ayrılmış ortalama artırmak, çoğalmak ortaya koymak, tanıştırmak anlamına gelmek, den bahsetmek, ilgilendirmek, yönlendirmek -ın sonucu olarak
106
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438
greenhouse rise thus landscape fat gain true unhealthy vital critical unlimited reserve expand original size in relation to expose given that access simulate release moreover consume digestive tract break down fatty bind intestine lymph gain bloodstream exit waste rather than embarrassment self-conscious quite guilt shame thought feeling govern behaviour alert behave according to threaten belief evaluate middle presentation inadvertently belch loudly instead negatively regret wrongdoing evaluation concerning awkward pride
n v bağ n n v adj adj adj adj adj n v adj n P.ph v bağ n v v bağ v adj n pv adj v n n n n v adj P.ph n adj adv n n n n v n n v P.ph v n v n n adv v adv bağ adv v n n prep adj n
sera artmak, yükselmek bu yüzden manzara yağ kazanmak gerçek, doğru sağlıksız hayati, önemli kritik, hassas, önemli sınırsız, sayısız yedek genişletmek gerçek, asıl büyüklük, boyut ile ilgili açığa çıkarmak, maruz bırakmak farz edersek erişim, ulaşım benzemek, taklidini yapmak serbest bırakmak, piyasaya sunmak, yaymak dahası, ayrıca tüketmek sindirime ilişkin, sindirim alan, bölge bozulmak, parçalamak yağlı bağlamak, ciltlemek bağırsak lenf bezi kar, fayda, edinim kan dolaşımı çıkmak, ayrılmak atık -den ziyade utanç, sıkılma kendini bilen oldukça, çok suç, kabahat ayıp, utanç, günah düşünce his yönetmek, idare etmek davranış uyarı, ikaz davranmak -e göre tehdit etmek inanç değerlendirmek orta, orta kısım sergileme, sunum, tören kasıtsız bir şekilde geğirmek gürültüyle yerine olumsuz olarak pişman olmak, üzülmek suç, kabahat değerlendirme ile ilgili çetin, sakar gurur, övünç
107
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501
introduction introductory fatten truth truthful truthfully truly critic criticism critically criticize origin originality originally originate embarrass embarrassed guilty shameful shamelessly unashamed unashamedly regret regretful regretfully regrettable regrettably thoughtful thoughtfully thoughtfulness thoughtless thoughtlessly thoughtlessness governance government governmental governor governorship behavioural behaviourally behaviourism behaviourist threatened threatening believe believer unbelievable surprised conduct buy strength assistance cure specifically examine golden external gloomy exclude emergency addiction spare politely
n adj v n adj adv adv n n adv v n n adv v v adj adj adj adv adj adv n adj adv adj adv adj adv n adj adv n n n adj n n adj adv n n adj adj v n adj adj v v n n n adv v adj adj adj v n n adj adv
tanıtım, başlangıç giriş niteliğinde şişmanlatmak gerçek doğrucu, dürüst doğru bir şekilde gerçekten, tam anlamıyla eleştirmen eleştiri, tenkit eleştirel bir şekilde eleştirmek, kınamak köken özgünlük, gerçeklik aslında , başlangıçta başlamak utandırmak utanmış, çekingen suçlu, kusurlu utanç verici utanmadan utanmaz utanmaz bir şekilde pişmanlık pişman pişmanlıkla üzücü üzülerek düşünceli düşünceli bir şekilde düşüncelilik düşüncesiz düşüncesizce düşüncesizlik yönetim, kontrol hükumet, yönetim idari, hükumet yönetici, vali valilik, yöneticilik davranışsal davranışsal olarak davranışçılık davranış bilimci tehdit edilen tehditkar, korkutucu inanmak, güvenmek iman sahibi inanılmaz şaşırmış yürütmek, iletmek satın almak güç destek, yardım tedavi, çare özellikle incelemek, muayene etmek altından yapılmış dış, harici kötümser, kasvetli hariç tutmak acil durum bağımlılık yedek kibarca
108
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535
incredible present faith rather mention trash concept rule leave alarm rubbish pretty judge root warning reasonably remake reign go depart inappropriate notice reconstruct demonstration assess win fairly idea unsuitable garbage beginning crime cause fact
adj n n adv v n n v v n n adv v n n adv v n v v adj n v n v v adv n adj n n n n n
inanılmaz bugün, şu an, hediye inanç oldukça, biraz bahsetmek, söylemek çöp, saçmalık kavram, fikir yönetmek ayrılmak, terketmek alarm çöp, saçmalık oldukça, epey yargılamak, değerlendirmek kök uyarı, ikaz makul bir biçimde yeniden yapmak devir, hükümdarlık gitmek, uymak ayrılmak uygun olmayan duyuru, uyarı, dikkat yeniden inşa etmek gösterme, gösteri değerlendirmek kazanmak, yenmek oldukça, adil bir şekilde öneri, fikir, niyet uygun olmayan çöp, boş laf başlangıç suç, kabahat sebep, neden gerçek, olgu
109
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21
cavity permanently damaged area opening hole tooth decay caries combination frequent snack sip sugary clean teenager adult deep severe toothache visit
SECTION – 16 You will learn the following target words in this section 22 floss 43 marketing 23 habit 44 work out 24 perfectly 45 organizational 25 suit 46 operational 26 dry 47 sale 27 little 48 enhance 28 climate 49 competitiveness 29 feature 50 goods 30 short 51 in order to 31 nocturnal 52 obtain 32 mean 53 profit 33 sleep 54 function 34 come out 55 formation 35 cool 56 advertising 36 eyelash 57 stimulation 37 sand 58 plan 38 nostril 59 commercial 39 close 60 operation 40 drink 61 transport 41 service 62 manage 42 brush 63 salesman
110
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 STUDY 1 The goal of marketing is to create the conditions to adapt production to social demand and the requirements of the market and to work out an organizational and operational system to study the market, increase sales, and enhance the competitiveness of goods in order to obtain maximum profits. The primary functions of marketing are studying demand, price formation, and advertising and the stimulation of sales; planning the line of goods, sales, and commercial operations; storing and transporting goods; managing salesmen and sales personnel; and organizing consumer services. Pazarlamanın amacı pazarın gereksinimleri ve sosyal talebe üretimi benimsetmek ve pazar çalışmasına işlevsel sistem ve bir organizasyonal çalışmak, maksimum kazancı elde etmek için malların rekabetini artırmak ve satışları artırmak için koşulları yaratmaktır. Pazarlamanın ana işlevi satışların hareketi, reklam ve fiyat oluşumu, talepleri araştırmaktır; malların sırasını planlamak ve ticari faaliyetler; depolama ve taşıma malları; satıcıyı yönetmek ve satış personelleri ve tüketici hizmetlerini organize etmek.
TR yönetmek, başarmak işlev, görev reklamcılık kar pazarlama anlamak, hesaplamak, antrenman yapmak satıcı örgütsel, kurumsal geliştirmek, arttırmak
Find the words! TR ticari -mek için elde etmek satış ameliyat, işletme
F adj pp v n n
pv
işler halde, faal
adj
n adj v
rekabet yeteneği mal, eşya servis, hizmet teşvik, uyarım, dürtü planlamak, tasarlamak
F v n n n n
taşımak, nakletmek
v
oluşma, şekillenme
n
EN
111
EN
n n n n v
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
DEFINITION STUDY - 1 marketing obtain plan salesman no
work out profit commercial service
words sale formation operation
enhance advertising transport
definition
goods stimulation manage word
1
related to buying and selling things
2
o understand something or to find the answer to something by thinking about it
3
to take goods or people from one place to another
4
when something causes someone or something to become more active or enthusiastic, or to develop or operate
5
an act of exchanging something for money
6
a job that involves encouraging people to buy a product or service
7
the business of trying to persuade people to buy products or services
8
things for sale, or the things that you own
9
a man whose job is selling things in a shop or directly to customers
10
to get something, especially by asking for it, buying it, working for it or producing it from something else
11
the way that parts of a machine or system work together, or the process of making parts of a machine or system work together
12
to improve the quality, amount or strength of something
13
to be responsible for controlling or organizing someone or something especially a business
14
the way something is naturally made or the way it has been arranged
15
to think about and decide what you are going to do or how you are going to do something
16
money which is earned in trade or business, especially after paying the costs of producing and selling goods and services
17
a system or organization that provides for a basic public need
112
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 STUDY 2 It might seem that very few things can survive in the desert. Most plants and animals that you see in your town probably wouldn’t. But there are many different types of plants and animals that are perfectly suited to the hot, dry climate. In the desert, there is very little water. The plants and animals that live in the desert have special features for living with little water. Plants like the cactus have short leaves. These leaves trap and store water. The cactus also has spines on its leaves. This is to keep animals from taking its water. Animals that live in the desert are often nocturnal. This means they sleep during the day. They come out to eat at night when it is cool. Other animals, like the camel, are awake during the heat of the day. They have special eyelashes that keep the sand out of their eyes. They have nostrils that can close to keep the sand out of their noses. They can go for many days without drinking. Many animals that live in the desert can get all the water they need from the foods they eat. Çok az şeyler çölde hayatta kalmış gibi görülebilir. Senin şehrinde gördüğün çoğu bitkiler ve hayvanlar muhtemelen görülmeyecek. Fakat mükemmel bir şekilde sıcak, kuru iklime uygun olan bitkiler ve hayvanların birçok farklı türleri vardır. Çöllerde çok az su vardır. Çöllerde yaşayan bitkiler ve hayvanlar çok az suyla yaşamak için belli özelliklere sahiptir. Bitkiler kaktüsler gibi kısa yapraklara sahiptir. Bu yapraklar suyu tutar ve depolar. Kaktüsler aynı zamanda yaprakların üzerinde omurgalara sahiptir. Bu suyunu alarak hayvanları tutmaktır. Çöllerde yaşayan hayvanlar genellikle gececidir. Bu gece boyunca onların uyuduğu anlamına gelir. Onlar soğuk olduğu zaman geceleyin yemeğe çıkarlar. Diğer hayvanlar, deve gibi günün sıcaklığı boyunca uyanıktır. Onlar gözlerinin dışında kumu tutan özel kirpiğe sahiptir. Onlar burunlarının dışında tuzu tutmak için yakın olabilen burun deliğine sahiptir. Çöllerde yaşayan birçok hayvan yedikleri besinlerden ihtiyaç duydukları tüm suyu alabilirler.
TR dışarı çıkmak, piyasaya çıkmak, ortaya çıkmak kusursuzca, tamamen gececi kuru, kurak, sıkıcı çok az, küçük serin, soğuk kirpik uyumak kapatmak, son vermek
F pv adv adj adj adj adj n v v
EN
Find the words! TR anlamına gelmek, demek istemek iklim uygun olmak kum burun deliği özellik kısa, az içmek
113
F
EN
v n v n n n adj v
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
DEFINITION STUDY - 2 suit short eyelash
words little mean nostril
dry nocturnal sand
no
climate sleep drink
definition
feature cool word
1
small in size or amount
2
small in length, distance or height
3
happening in or active during the night, or relating to the night
4
describes something that has no water or other liquid in, on, or around it
5
the general weather conditions usually found in a particular place
6
to express or represent something such as an idea, thought, or fact
7
to be right for a particular person, situation or occasion
8
to take liquid into the body through the mouth
9
any of the short hairs which grow along the edges of the eye
10
either of the two openings in the nose through which air moves when you breathe
11
a typical quality or an important part of something
12
to (cause something to) change from being open to not being open
13
slightly cold; of a low temperature
14
to be in the state of rest when your eyes are closed, your body is not active, and your mind is unconscious
15
a substance that is found on beaches and in deserts, which is made from very small grains of rock
114
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 STUDY 3 Cavities are permanently damaged areas in the hard surface of your teeth that develop into tiny openings or holes. Cavities, also called tooth decay or caries, are caused by a combination of factors, including bacteria in your mouth, frequent snacking, sipping sugary drinks, and not cleaning your teeth well. Cavities and tooth decay are among the world's most common health problems. They're especially common in children, teenagers and older adults. But anyone who has teeth can get cavities, including infants. If cavities aren't treated, they get larger and affect deeper layers of your teeth. They can lead to severe toothache, infection and tooth loss. Regular dental visits and good brushing and flossing habits are your best protection against cavities and tooth decay. Oyuklar kalıcı bir şekilde küçük açıklık ya da deliklere gelişen dişinin sert yüzeyinde hasarlı alanlardadır. Oyuklar aynı zamanda diş çürümesi ya da dişte çürüme olarak adlandırılır, ağzındaki bakteri, sık atıştırma, şekerli içecekler yudumlama ve dişlerini iyi temizlememek dahil etkenlerin bir bileşimi sebep olur. Oyuklar ve diş çürümeleri dünyanın en yaygın sağlık problemleri arasındadır. Onlar özellikle çocuklar, gençler ve yaşlı yetişkinlerde yaygındır. Fakat dişe sahip olan herkeste bebekler dahil oyuk olabilir. Eğer oyuklar tedavi edilmezse, onlar dişlerinin daha derin katmanlarını etkiler ve daha büyük olur. Onlar şiddetli diş ağrısı, enfeksiyon ve diş kaybına sebep olabilir. Düzenli diş ile ilgili ziyaretler ve iyi fırçalama ve diş ipi ile temizleme alışkanlıkları oyuklara ve diş çürümelerine karşı en iyi korumadır.
TR bozuk, hasarlı, zarar görmüş yudumlamak şekerli, tatlı delik, başlangıç, açılış temizlemek genç, ergen bileşim, birleşim alışılmış, sık sık olan atıştırmak ağır, ciddi, sert alışkanlık yetişkin
F
EN
Find the words! TR
adj
oyuk, kovuk
v adj n v n n adj v
kalıcı bir şekilde delik, çukur diş çürüme alan, bölge ziyaret diş çürüğü fırçalamak diş ipiyle temizlemek diş ağrısı derin
adj n n
115
F
EN
n adv n n n n n n v v n adj
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
DEFINITION STUDY - 3 cavity damaged visit habit
words permanently frequent snack
hole tooth decay
no
sip sugary teenager
definition
adult deep severe word
1
always and forever
2
to (cause something to) become gradually damaged, worse or less
3
one of the hard white objects in the mouth, which are used for biting and chewing (= crushing food)
4
to eat small amounts of food between meals
5
to drink, taking only a very small amount at a time
6
containing sugar
7
something which you do often and regularly, sometimes without knowing that you are doing it
8
young person between 13 and 19 years old
9
a hole, or an empty space between two surfaces
10
going or being a long way down from the top or surface, or being of a particular distance from the top to the bottom
11
causing very great pain, difficulty, worry, damage, etc; very serious
12
a person or animal that has grown to full size and strength
13
harmed or spoilt
14
to go to a place in order to look at it, or to a person in order to spend time with them
15
an empty space in an object, usually with an opening to the object's surface, or an opening which goes completely through an object
16
happening often; common
17
to remove dirt from something
116
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 SUFFIX & PREFIX STUDY -ing -al -ist -less
no 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45
-able -ly -age -ed
comain word market pazar
operate işletmek, çalıştırmak
profit kâr advertise reklam yapmak plan planlamak
perfect mükemmel
short kısa
mean anlamına gelmek
open açmak combine birleştirmek deep derin habit alışkanlık
SUFFIXES -ion -ity -ness
PREFIXES unimderived word F marketing n marketable adj operation n operative adj operator n operational adj operationally adv cooperate v cooperation n cooperative adj profitable adj profitably adv profitability n unprofitable adj advertising n advertiser n advertisement n planner n planning n unplanned adj perfectly adv perfection n perfectionist n imperfect adj imperfection n shortage n shortness n shorten v shortly adv meaning n meaningful adj meaningless adj meaningfully adv opening n openness n opener n openly adv combined adj combination n depth n deepen v deeply adv deepening adj habitual adj habitually adv
117
-ive -er -en
-or -ment -ful
TR
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
ancient supervision centrally sharply
daily frequently regular medical
allowance disagree shortage establishment no 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20
update locate accumulation man EN
COLLOCATION STUDY MAIN WORDS big clear primitive increasing horrible energetic rapid partial AUXILARY WORDS dynasty educated admission regulation comment fulfillment arise performance TR büyük avantaj açık giriş eski hanedanlık merkezi olarak yerini belirlemek idari düzenleme enerji dolu performans kısmi yerine getirme politik yorum günlük izin artan kıtlık özel olarak eğitimli tıbbi kuruluş sık sık ortaya çıkmak ilkel insan korkunç felaket düzenli güncelleme harika fikir aniden aynı fikirde olmamak hızlı birikme denetleme emri
118
governmental privately idea political advantage order marvelous disaster
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 no 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11
word
F n v adj v n pv v v n v adj
cavity sip deep visit feature work out enhance obtain shortage shorten ancient
property get absence drop in scarcity enrich contract make out antique deficit trait hole acquire shrink
n v n pv n v v pv adj n n n v v
SYNONYM STUDY - 1 synonymous with
özellik elde etmek eksiklik uğramak kıtlık zenginleştirmek küçülmek anlamak, çözmek antik eksiklik özellik delik edinmek büzüşmek
WORDS deficiency attribute old narrow profound calculate crater figure out quality long-standing drink lack improve characteristic
119
n n adj v adj v n pv n adj v n v n
eksiklik özellik eski, yaşlı daralmak derin hesaplamak krater bulmak, çözmek nitelik uzun süredir var olan içmek eksiklik gelişmek özellik
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 PREPOSITION STUDY NO 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25
EN ------ the area ------ a hole ------ the wall ------ combination ------ sth ------ an adult ------ a child ------ this current political climate a feature ------ sth ------ sleep We could get more sales -----marketing. ------ sale to obtain sth ------ sb to profit ------ sth to cooperate ------ sb shortage ------ sth meaning ------ sth to combine sth ------ sth ------ a depth ------ 300m ------ the supervision ------ sb to disagree ------ sb to disagree ------ sth accumulation ------ sth admission ------ hospital to comment ------ sth ------ the absence ------ sth lack ------ sth
TR bölgede duvardaki deliğin içinden bir şey ile birlikte bir yetişkin olarak çocukken şu anki siyasi ortamda bir şeyin özelliği uykuda Pazarlama aracılığıyla daha fazla satış yapabiliriz. satılık birinden bir şey elde etmek / almak bir şeyden kâr etmek birisi ile iş birliği yapmak bir şey kıtlığı bir şeyin anlamı bir şeyi bir şey ile birleştirmek 300m derinlikte birinin denetiminde/ denetimi altında birisi ile aynı fikirde olmamak bir konuda aynı fikirde olmamak bir şeyin birikmesi hastaneye yatış bir şeye yorum yapmak bir şeyin yokluğunda bir şey eksikliği
120
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 REVISION – 14 | 15 | 16 no 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61
EN write eventual goal novel lofty reputation subsequently acquire primarily humanitarian encourage compassion adversity injustice historical scope analysis provide detailed politics couple redemption meticulous documentation readily respond changing acclimatise a wide range of humidity altitude receive sufficient constantly physiological internal infection pollution dietary imbalance overcrowding adapt varying region humid forest line curve swing move up blade compare behind distance measurement customary progressive drive commitment reform progress
F v adj n n adj n adv v adv adj v n n n adj n n v adj n v n adj n adv v adj v pp n n v adj adv adj adj n n n n n v adj n adj n n n n pv n v prep n n adj adj v n n n
TR yazmak sonunda olan, sonraki amaç, hedef roman yüksek, gururlu nam, ün sonradan, akabinde kazanmak, edinmek başlıca yardımsever, insancıl teşvik etmek şefkat, sevecenlik güçlük, zor durum haksızlık tarihi, tarihsel saha, alan, kapsam inceleme sağlamak, temin etmek detaylı politika, siyaset birleştirmek, çift olmak kurtulma, itfa titiz, dikkatli belgelendirme isteyerek, kolaylıkla yanıt/tepki vermek değişen iklime alıştırmak bir çok farklı nem yükseklik almak yeterli devamlı olarak fizyolojik iç enfeksiyon, hastalık kirlilik beslenme kuralları, perhiz yemeği dengesizlik aşırı kalabalıklaşma uyum sağlamak değişken bölge, yöre nemli orman çizgi, hat, sıra eğri, kavis salıncak yükselmek bıçak karşılaştırmak arkasında uzaklık, mesafe ölçüm, ölçü adet olan, alışılmış gelişen, ilerleyen (araba) sürmek bağlılık , sorumluluk yenilik, ıslahat gelişme (ilerleme)
121
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124
literary revolution desert wasteland densely-populated considerable relatively adaptability harsh rewrite unwritten event eventful eventually uneventful public reputedly reputable reputed disrepute disreputable encouragement encouraging encouragingly discourage discouraged discouragement discouraging discouragingly history historian historic historically prehistoric provider provision political politically politician politicize social sociability sociable socialist unsociable unsocial driver driving commit committed literacy literate illiterate literature ready readiness response response responsive responsively respondent subculture receiver
adj n n n adj adj adv n adj v adj n adj adv adj adj adv adj adj n adj n adj adv v adj n adj adv n n adj adv adj n n adj adv n v adj n adj n adj adj n n v adj n adj adj n adj n v n adj adv n n n
edebi devrim çöl çorak arazi yoğun nüfuslu önemli, hatırı sayılır derecede nispeten uyarlanırlık sert, kaba yeniden yazmak yazılı olmayan olay olaylı sonunda, nihayetinde olaysız umumi, ortak dediklerine göre saygı değer saygın, sanılan kötü ün kötü ünlü cesaretlendirme teşvik edici, cesaret verici teşvik edici bir şekilde cesaretini kırmak hevesi kırılmış cesaretin kırılması cesaret kırıcı, hayal kırıklığına uğratan cesaret kırıcı bir şekilde tarih, geçmiş tarihçi tarihi, tarihsel tarihsel açıdan, tarihsel olarak tarih öncesine ilişkin, tarih öncesi tedarikçi kişi temin, koşul siyasi, politik siyaseten, politik açıdan siyasetçi politikleştirmek sosyal, toplumsal sosyallik sosyal, arkadaş canlısı sosyalist çekingen, utangaç asosyal, çekingen sürücü sürüş işlemek, yapmak kendini adamış okur yazarlık, edebi kültür bilgili, okuryazar cahil, bilgisiz edebiyat hazır, gönüllü hazır olma, gönüllülük tepki vermek cevap, yanıt duyarlı, hassas duyarlı bir biçimde cevaplayan alt kültür alıcı
122
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187
reception receptive infect infected infectious infectiously crowd overcrowded forestry deforestation comparison comparable comparative incomparable distant measurable measure measure custom customer customs customarily accustom situation kick meal delicious familiarity fishing scholarship concrete temporarily decisively cheap stable furiously instantly confidence constant inequality severe fame link reliable invariable trouble fuel unchanging tasty dedicate connect steady perpetually equivalent answer unfairness stir up regular faithful urge consistent trustworthy always
n adj v adj adj adv n adj n n n adj adj adj adj adj v n n n n adv v n v n adj n n n adj adv adv adj adj adv adv n adj n adj n v adj adj n v adj adj v v adj adv adj v n pv adj adj v adj adj adv
resepsiyon anlayışlı, yeniliklere açık bulaştırmak bulaşmış, enfekte bulaşıcı bulaşıcı bir şekilde kalabalık, topluluk aşırı kalabalık ormancılık ormansızlaştırma karşılaştırma benzer, kıyaslanabilir karşılaştırmalı kıyaslanamaz uzak ölçülebilir ölçmek önlem, ölçü adet, gelenek müşteri gümrük geleneklere göre alıştırmak durum tekmelemek öğün, yemek lezzetli aşinalık, bilme balıkçılık ilim, burs somut, beton geçici olarak kararlı bir şekilde ucuz sabit, değişmez kızgınlıkla hemen, derhal güven sabit eşitsizlik ağır, ciddi, sert şöhret, ün bağlamak, birleştirmek güvenilir değişmez, sürekli sorun, bela, karışıklık desteklemek, güçlendirmek değişmeyen lezzetli adamak bağlantı kurmak, ilişkilendirmek devamlı, değişmez sürekli olarak eşit, denk cevap vermek, yanıtlamak haksızlık sebep olmak, tahrik etmek düzenli sadık, aslına uygun zorlamak, ikna etmek istikrarlı, tutarlı güvenilir, sağlam herzaman
123
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250
hardship inequity dissuade react similar reply devoted average increase introduce refer to as a result of greenhouse rise thus landscape fat gain true unhealthy vital critical unlimited reserve expand original size in relation to expose given that access simulate release moreover consume digestive tract break down fatty bind intestine lymph gain bloodstream exit waste rather than embarrassment self-conscious quite guilt shame thought feeling govern behaviour alert behave according to threaten belief evaluate middle
n n v v adj v adj n v v pv pp n v bağ n n v adj adj adj adj adj n v adj n pp v bağ n v v bağ v adj n pv adj v n n n n v adj pp n adj adv n n n n v n n v pp v n v n
güçlük adaletsizlik vazgeçirmek, caydırmak tepki göstermek benzer cevap vermek adanmış, ayrılmış ortalama artırmak, çoğalmak ortaya koymak, tanıştırmak anlamına gelmek, den bahsetmek, ilgilendirmek, yönlendirmek -ın sonucu olarak sera artmak, yükselmek bu yüzden manzara yağ kazanmak gerçek, doğru sağlıksız hayati, önemli kritik, hassas, önemli sınırsız, sayısız yedek genişletmek gerçek, asıl büyüklük, boyut ile ilgili açığa çıkarmak, maruz bırakmak farz edersek erişim, ulaşım benzemek, taklidini yapmak serbest bırakmak, piyasaya sunmak, yaymak dahası, ayrıca tüketmek sindirime ilişkin, sindirim alan, bölge bozulmak, parçalamak yağlı bağlamak, ciltlemek bağırsak lenf bezi kar, fayda, edinim kan dolaşımı çıkmak, ayrılmak atık -den ziyade utanç, sıkılma kendini bilen oldukça, çok suç, kabahat ayıp, utanç, günah düşünce his yönetmek, idare etmek davranış uyarı, ikaz davranmak -e göre tehdit etmek inanç değerlendirmek orta, orta kısım
124
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313
presentation inadvertently belch loudly instead negatively regret wrongdoing evaluation concerning awkward pride introduction introductory fatten truth truthful truthfully truly critic criticism critically criticize origin originality originally originate embarrass embarrassed guilty shameful shamelessly unashamed unashamedly regret regretful regretfully regrettable regrettably thoughtful thoughtfully thoughtfulness thoughtless thoughtlessly thoughtlessness governance government governmental governor governorship behavioural behaviourally behaviourism behaviourist threatened threatening believe believer unbelievable surprised conduct buy strength
n adv v adv bağ adv v n n prep adj n n adj v n adj adv adv n n adv v n n adv v v adj adj adj adv adj adv n adj adv adj adv adj adv n adj adv n n n adj n n adj adv n n adj adj v n adj adj v v n
sergileme, sunum, tören kasıtsız bir şekilde geğirmek gürültüyle yerine olumsuz olarak pişman olmak, üzülmek suç, kabahat değerlendirme ile ilgili çetin, sakar gurur, övünç tanıtım, başlangıç giriş niteliğinde şişmanlatmak gerçek doğrucu, dürüst doğru bir şekilde gerçekten, tam anlamıyla eleştirmen eleştiri, tenkit eleştirel bir şekilde eleştirmek, kınamak köken özgünlük, gerçeklik aslında , başlangıçta başlamak utandırmak utanmış, çekingen suçlu, kusurlu utanç verici utanmadan utanmaz utanmaz bir şekilde pişmanlık pişman pişmanlıkla üzücü üzülerek düşünceli düşünceli bir şekilde düşüncelilik düşüncesiz düşüncesizce düşüncesizlik yönetim, kontrol hükumet, yönetim idari, hükumet yönetici, vali valilik, yöneticilik davranışsal davranışsal olarak davranışçılık davranış bilimci tehdit edilen tehditkar, korkutucu inanmak, güvenmek iman sahibi inanılmaz şaşırmış yürütmek, iletmek satın almak güç
125
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376
assistance cure specifically examine golden external gloomy exclude emergency addiction spare politely incredible present faith rather mention trash concept rule leave alarm rubbish pretty judge root warning reasonably remake reign go depart inappropriate notice reconstruct demonstration assess win fairly idea unsuitable garbage beginning crime cause fact cavity permanently damaged area opening hole tooth decay caries combination frequent snack sip sugary clean teenager adult
n n adv v adj adj adj v n n adj adv adj n n adv v n n v v n n adv v n n adv v n v v adj n v n v v adv n adj n n n n n n adv adj n n n n n n n adj v v adj v n n
destek, yardım tedavi, çare özellikle incelemek, muayene etmek altından yapılmış dış, harici kötümser, kasvetli hariç tutmak acil durum bağımlılık yedek kibarca inanılmaz bugün, şu an, hediye inanç oldukça, biraz bahsetmek, söylemek çöp, saçmalık kavram, fikir yönetmek ayrılmak, terketmek alarm çöp, saçmalık oldukça, epey yargılamak, değerlendirmek kök uyarı, ikaz makul bir biçimde yeniden yapmak devir, hükümdarlık gitmek, uymak ayrılmak uygun olmayan duyuru, uyarı, dikkat yeniden inşa etmek gösterme, gösteri değerlendirmek kazanmak, yenmek oldukça, adil bir şekilde öneri, fikir, niyet uygun olmayan çöp, boş laf başlangıç suç, kabahat sebep, neden gerçek, olgu oyuk, kovuk kalıcı bir şekilde bozuk, hasarlı, zarar görmüş alan, bölge delik, başlangıç, açılış delik, çukur diş çürüme diş çürüğü bileşim, birleşim alışılmış, sık sık olan atıştırmak yudumlamak şekerli, tatlı temizlemek genç, ergen yetişkin
126
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439
deep severely toothache visit floss habit perfectly suit dry little climate feature nocturnal mean sleep come out cool eyelash sand nostril drink service brush marketing work out organizational operational sale enhance competitiveness in order to obtain profit function formation stimulation plan commercial transport salesman market marketable operate operating operative operator cooperate cooperation cooperative cooperatively profitable profitably profitability unprofitable perfection perfectionism perfectionist imperfect imperfection imperfectly shortage shorten shortly
adj adv n v v n adv v adj adj n n adj v v pv adj n n n v n v n pv adj adj n v n pp v v n n n n adj v n v adj v n adj n v n adj adv adj adv n adj n n n adj n adv n v adv
derin şiddetli derecede diş ağrısı ziyaret etmek, gezmek diş ipiyle temizlemek alışkanlık kusursuzca, tamamen uygun olmak kuru, kurak, sıkıcı çok az, küçük iklim özellik gececi anlamına gelmek, demek istemek uyumak dışarı çıkmak, piyasaya çıkmak, ortaya çıkmak serin, soğuk kirpik kum burun deliği içmek servis, hizmet fırçalamak pazarlama anlamak, hesaplamak, antrenman yapmak örgütsel, kurumsal işler halde, faal satış geliştirmek, arttırmak rekabet yeteneği -mek için elde etmek faydalanmak işlev, görev oluşma, şekillenme teşvik, uyarım, dürtü plan, proje ticari taşımak, nakletmek satıcı pazarlamak pazarlanabilir işletmek, çalıştırmak, ameliyat yapmak ameliyat, işletim faal, çalışır durumda operatör, santral, şirket işbirliği kurmak işbirliği, dayanışma iş birliği yapan iş birliği yaparak karlı karlı şekilde karlılık kar etmeyen mükemmellik mükemmelliyetçilik mükemmeliyetçi kusurlu, bozuk eksiklik, kusur kusurlu, eksik olarak kıtlık kısaltmak kısa zaman sonra
127
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502
shortness meaning meaningless open open openness opener openly combine deep deepen deeply depth habitual habitually supervision ancient centrally sharply daily regularly medical big primitive horrible rapid privately allowance disagree update locate accumulation dynasty admission comment comment fulfillment marvelous disaster property get absence drop in scarcity enrich contract make out antique deficit trait shrink deficiency attribute old narrow profound crater figure out quality long-standing drink lack characteristic
n n adj v adj n n adv v adv v adv n adj adv n adj adv adv adj adv adj adj adj adj adj adv n v v v n n n v n n adj n n v n pv n v v pv adj n n v n n adj v adj n pv n adj n n n
kısalık anlam anlamsız açmak, başlatmak açık, dürüst dürüstlük, açıklık açıcı açıkça birleştirmek derin derinleştirmek derinden derinlik her zamanki, alışılmış alışıldığı şekilde denetleme eski merkezi olarak keskince, aniden günlük düzenli olarak, sık sık tıbbi, tedaviyle ilgili büyük, kocaman, önemli ilkel berbat, kötü hızlı, çabuk özel olarak harçlık, izin, pay aynı fikirde olmamak güncelleştirmek, modernleştirmek yerini belirlemek, oturmak birikme, yığın hanedanlık kabul, giriş yorum yapmak yorum, fikir yerine getirme harika, müthiş felaket özellik, eşya, mal mülk almak, elde etmek yokluk, var olmama ziyaret etmek kıtlık zenginleştirmek küçülmek, kısaltmak, sözleşme yapmak anlamak, çözmek antik, eskiye ait eksiklik özellik daralmak, küçülmek yetersizlik özellik yaşlı, eski daraltmak, azaltmak derin, şiddetli krater anlamak, çözmek kalite, nitelik eskiden beri süregelen içecek, içki eksiklik özellik
128
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21
dropout leave motivation hard almost miss class catch up prepared unemployed graduate data pupil implication demand offer evening come back unless induce cumulative
SECTION – 17 You will learn the following target words in this section 22 go through 43 chance 23 various 44 probability 24 stage 45 surround 25 maturity 46 name 26 traditionally 47 near 27 theory 48 extremely 28 senescence 49 warm 29 programmed 50 separate 30 stochastic 51 monsoon 31 aging 52 savannah 32 imply 53 grassland 33 regulate 54 coast 34 clock 55 shape 35 throughout 56 sphere 36 span 57 equal 37 expression 58 face 38 repair 59 move away 39 defence 60 direct 40 response 61 warmth 41 blame 62 genetic 42 impact 63 heterogeneity
129
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 STUDY 1 Some American high schools have a dropout rate of up to 50%. There are many reasons for students leaving school: For two thirds of the dropouts motivation is the problem. They can't just work hard enough. Almost half of them said that they had missed so many classes that they could not catch up any more. Many said that they were not prepared well enough in their earlier school. For a third of them getting a job was more important than finishing school. High school dropouts have more problems in society and in their future lives. They are more likely to be unemployed or live in poverty. There is also a big difference in income if you compare high school dropouts with graduates. According to data by the US Census bureau Americans with a bachelor's degree earn about $ 50,000, those with a high school diploma about $28,000 and dropouts only about $ 20,000. Many pupils do not understand the implications of dropping out of school. They often demand better teachers, more lessons to catch up in subjects and more help with learning problems. Some schools have adopted to this situation. They offer evening classes or allow students to come back at a later age. Bazı Amerikan yüksekokulları % 50’ye kadar okulu bırakan kimselere sahiptir. Okulu bırakan öğrenciler için birçok sebep vardır. Okulu bırakmanın üçte ikisi için motivasyon problemdir. Onlar yeterince sıkı çalışamaz. Onların yaklaşık yarısı birçok sınıfı kaçırdıklarını artık yakalayamadıklarını söylediler. Birçoğu daha erken okullarında yeterince iyi hazırlanmadıklarını söyledi. Bir iş almak onların üçte biri için okulu bitirmekten daha önemlidir. Yüksekokulu bırakan kimseler toplumda ve gelecek yaşamlarında daha fazla probleme sahiptir. Onlar işsiz ya da yoksulluk içinde yaşamaya daha muhtemeldir. Eğer sen mezunlarla yüksekokulu bırakanları karşılaştırırsan gelir bakımından büyük farklılıklar vardır. US nüfus sayımı tarafından verilere göre bir üniversite mezununun derecesine sahip Amerikalılar yaklaşık 50.000 dolar, bir yüksek okul diplomasına sahip olanlar 28.000 ve okulu bırakanlar sadece 20.000 dolar kazanırlar. Birçok öğrenci okulun dışında okulu bırakmanın sonuçlarını anlamazlar. Onlar genellikle daha iyi öğretmen, konuları yakalamak için daha fazla ders ve öğrenme problemleriyle daha fazla yardım talep ederler. Bazı okullar bu durumu benimsemiş durumdadırlar. Onlar bir sonraki yaşta geri gelmek için öğrencilere izin verir ya da akşam sınıfları sunarlar.
TR ayrılmak, terk etmek motivasyon, istek güçlükle, şiddetle hemen hemen, yaklaşık
F v n adv
öğrenci, gözbebeği
n
ima, çıkarım
n
hızına yetişmek, tamamlamak , konuşmak
pv
üniversite mezunu
n
işsiz, boşta
adv
adj
EN
Find the words! TR hazır akşam bilgi, veri okuldan ayrılan kişi talep etmek, gerektirmek teklif etmek, sunmak geri dönmek , aklına gelmek özlemek, kaçırmak sınıf, ders
130
F adj n n
EN
n v v Pv v n
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
DEFINITION STUDY - 1 dropout hard data
words motivation prepared implication
leave catch up pupil
no
miss unemployed offer
definition
class graduate evening word
1
difficult to understand, do, experience or deal with
2
ready to deal with a situation
3
to fail to do or experience something, often something planned or expected, or to avoid doing or experiencing something
4
a person, especially a child at school, who is being taught
5
a person who leaves school, college or university before finishing a course, or a person who lives in an unusual way
6
the part of the day between the end of the afternoon and night
7
a person who has a first degree from a university or college
8
to go away from someone or something, for a short time or permanently
9
to ask for something forcefully, in a way that shows that you do not expect to be refused
10
a group of students who are taught together at school, college or university
11
enthusiasm for doing something
12
to reach someone in front of you by going faster than them
13
not having a job that provides money
14
information, especially facts or numbers, collected to be examined and considered and used to help decision-making, or information in an electronic form that can be stored and processed by a computer
15
when you seem to suggest something without saying it directly
16
] to ask someone if they would like to have something or if they would like you to do something
131
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 STUDY 2 Unless disease or trauma occurs, most humans go through the various stages of life. Human development is the process of growing to maturity and mental ability. Traditionally, theories that explain senescence have generally been divided between the programmed and stochastic theories of aging. Programmed theories imply that aging is regulated by biological clocks operating throughout the life span. This regulation would depend on changes in gene expression that affect the systems responsible for maintenance, repair and defence responses. Stochastic theories blame environmental impacts on living organisms that induce cumulative damage at various levels as the cause of aging. However, aging is now seen as a combination of genetic and environmental processes; a progressive failure of homeostatic mechanisms involving maintenance and repair genes, stochastic events leading to molecular damage and molecular heterogeneity, and chance events determining the probability of death. Hastalık ya da travma meydana gelmedikçe, çoğu insanlar yaşamın çeşitli aşamalarını yaşarlar. İnsan gelişimi olgunluk ve zihinsel yeteneğe gelişmenin sürecidir. Geleneksel olarak yaşlılığı açıklayan teoriler genellikle yaşlanmanın programlı ve olasılıksal teoriler arasında bölünmüş durumdadır. Programlı teoriler ömür boyunca çalışma biyolojik saat tarafından düzenlenir. Bu düzenleme bakım, onarım ve savunma yanıtlarından sorumlu sistemleri etkileyen gen ifadesindeki değişimlere bağlanacak. Olasılıksal teoriler yaşlanmanın sebebi olarak çeşitli seviyelerde birikimli zarara neden olan canlı organizmalar üzerinde çevresel etkileri suçlarlar. Fakat yaşlanma şimdi hemostatik mekanizmaların aşamalı bir başarısızlığı, bakım ve onarım geni, moleküler hasar ve moleküler heterojenlik ve ölümün olasılığını belirleyen şans olayları genetik ve çevresel süreçlerin bir bileşimi olarak görülür.
TR ima etmek, anlamına gelmek yaşamak, geçirmek, incelemek olgunluk sahne, aşama düzenlemek geleneksel olarak cevap, yanıt çok türellik programlanmış olasılık, ihtimal
F v pv n n v adv n n adj n
yaşlanma
n
şans, talih, olanak
n
boyunca etki
prep n
EN
Find the words! TR saat rastgele, olasılıksal -mezse, -mazsa kuram, teori yaşlanma süre, mesafe çeşitli, farklı birikerek artan kalıtsal, kalıtımsal ifade savunma, müdafaa ikna etmek, sebep olmak suçlamak onarım, tamirat
132
F
EN
n adj bağ n n n adj adj adj n n v v n
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
DEFINITION STUDY - 2 go through imply repair induce
words stage clock response chance
various regulate defence cumulative
no
maturity span blame probability
definition
theory expression impact genetic word
1
to experience a difficult or unpleasant situation
2
a powerful effect that something, especially something new, has on a situation or person
3
the quality of behaving mentally and emotionally like an adult
4
to say or think that someone or something did something wrong or is responsible for something bad happening
5
when something is done to fix something that is broken or damaged
6
many different
7
an answer or reaction
8
an occasion which allows something to be done; an opportunity
9
a device for measuring and showing time, which is usually found in or on a building and is not worn by a person
10
belonging or relating to genes
11
the level of possibility of something happening or being true; likelihood
12
to communicate an idea or feeling without saying it directly
13
protection or support against attack, criticism or infection
14
a part of an activity or a period of development
15
to cause something to happen
16
the period of time that sometimes exists or happens
17
to control something, especially by making it work in a particular way
18
a formal statement of the rules on which a subject of study is based or of ideas which are suggested to explain a fact or event or, more generally, an opinion or explanation
19
increasing by one addition after another
20
when you say what you think or show how you feel using words or actions
133
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 STUDY 3 Earth’s atmosphere is the layers of gases that surround our planet. A climate is the usual condition of the atmosphere in a certain area. The climate of a certain area can change a little from day to day. A climate is what the weather is usually. There are quite a few different climates found in the world. Scientists have identified 11 different climates on Earth. They are named either for the region where they occur or for the weather found there. The polar regions of Earth are the areas near the North Pole and the South Pole. They have two extremely cold climates, called ice caps and tundra. The regions near the equator are warm and tropical. They have three separate climates, known as monsoon, wet and savannah/grasslands. The subtropical regions are between the tropical regions and the polar regions. They have six different climates. These are called dry summer, dry winter, humid, marine west coast, Mediterranean and wet. Why are the warmest climates found near the equator? Earth is shaped like a sphere. The equator is the line that is equal distance from the North Pole and the South Pole. The sun shines directly on the equator when Earth is facing the sun. The surface of the Earth curves as it moves away from the equator. Those curved areas receive less direct sunlight. The poles, at the top and bottom of Earth, receive the least direct sunlight of all. The poles don’t get enough warmth from the sun. That’s why they have a layer of ice all year. Dünya’nın atmosferi bizim gezegenimizi çevreleyen gazların katmanıdır. Bir iklim belli bir alanda atmosferin alışılmış durumudur. Belli bir alanın iklimi günden güne biraz değişebilir. Bir iklim hava durumunun genellikle olduğu şeydir. Dünyada temellendirilen birkaç farklı iklim vardır. Bilim adamları dünya üzerinde on bir farklı iklim tanımlamış durumdadır. Hava durumu ya orada bulunduğu için ya da meydana geldiği bölgeler için isimlendirilir. Dünyanın kutup bölgeleri Kuzey Kutbu ve Güney Kutbu yakınındaki alanlardır. Onlar oldukça iki soğuk buzul ve tundra olarak adlandırılan iklimlere sahiptir. Ekvator yakınındaki bölgeler ılık ve tropikaldir. Onlar muson, nemli ve savan olarak adlandırılan üç ayrı iklime sahiptir. Alt tropikal bölgeler tropik bölgeler ve kutup bölgeleri arasındadır. Onlar altı farklı iklime sahiptir. Bu kuru yaz, kuru kış, nemli, deniz batı kıyıları, Akdeniz ve nemli olarak adlandırılır. Niçin en sıcak iklimler ekvator yakınında bulunur? Dünya bir küre gibi şekillendirilir. Ekvator Kuzey Kutbu ve Güney Kutbu’ndan eşit uzaklıktaki çizgidir. Dünya güneşle karşılaştığı zaman ekvator üzerinden doğrudan ışık saçar. Dünyanın yüzeyi ekvatordan uzakta hareket ettiği için eğilir. Bu eğimli alanlar doğrudan güneş ışığını daha az alır. Kutuplar, dünyanın altında ve üstünde hepsinin arasından en az doğrudan güneş ışığını alır. Kutuplar güneşten yeterince sıcaklık almazlar. Bu yüzden onlar tüm yıl buzun bir katmanına sahiptir.
TR kıyı ağaçlı bozkır yakın , yakında çayır, otlak muson ayrı, ayrılmış ılık, sevecen karşı karşıya kalmak sıcaklık, samimiyet
F n n prep n n adj adj v n
EN
Find the words! TR uzaklaşmak kuşatmak adlandırmak oldukça eşit şekillendirmek doğrudan, dürüst küre, alan, saha
134
F pv v v adv adj v adj n
EN
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
DEFINITION STUDY - 3 surround monsoon sphere
words extremely grassland face
near savannah equal
no
warm coast direct
definition
separate shape word
1
the land next to or close to the sea
2
very
3
not far away in distance
4
to decide or influence the form of something, especially a belief or idea, or someone's character
5
a large area of land covered with grass
6
going in a straight line towards somewhere or someone without stopping or changing direction
7
the front of the head, where the eyes, nose and mouth are
8
the same in amount, number or size, or the same in importance and deserving the same treatment
9
having or producing a comfortably high temperature, although not hot
10
an object shaped like a round ball
11
to be everywhere around something
12
a large flat area of land covered with grass, usually with few trees, which is found in hot countries, especially in Africa
13
to (cause to) divide into parts
14
the season of heavy rain during the summer in hot Asian countries
135
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 SUFFIX & PREFIX STUDY -en -ory -ize
no 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49
SUFFIXES -ship -ment -able PREFIXES irdisderived word F harden v hardly adv hardship n preparation n prepared adj preparatory adj unprepared adj employee n employer n employment n unemployed adj unemployment n traditional adj traditionally adv traditionalist n theorist n theoretical adj theorize v theoretically adv expression n expressive adj expressively adv irreparable adj irreparably adv disrepair n probably adv probability n improbable adj improbably adv named adj nameless adj namely adv unnamed adj rename v warmth n warmly adv separation n separable adj separately adv inseparable adj inseparably adv shapely adv shapeless adj equally adv equality n equalize v inequality n unequal adj unequally adv
-ly -er -ive
unmain word hard katı, zor prepare hazırlamak
employ çalıştırmak
tradition gelenek theory teori express ifade etmek repair tamir etmek probable olası
name isim warm ılık separate ayrı shape şekil
equal eşit
136
-ion -al -ity
-ed -ist -less
im-
inTR
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
silent interactive fresh potential
typical significant rarely prime
criticism deeply percentage media no 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20
skin fashion interrupt rarely EN
COLLOCATION STUDY MAIN WORDS damaged believe determined viable exact creative circular unhealthy AUXILARY WORDS resistance drawback composition perspective witness approach fat suspect
heavy emotional abruptly frozen alternative wilderness deprivation argument TR
kararlı direnç birinci şüphe derinden inanmak nadiren bahsetmek olası dezavantaj sessiz tanık yeni bakış açısı zarar görmüş cilt yaratıcı yaklaşım önemli yüzde oranı tam karışım karakteristik moda etkileşimli medya yoğun eleştiri uygulanabilir alternatif aniden araya girmek duygusal yoksunluk soğuk vahşi orman sirküler tartışma sağlıksız yağ
137
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 no 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18
word
F v n pv adj v n v v v n v n adj v adv adj adj adj
leave motivation catch up unemployed induce stage imply blame surround coast employ tradition traditional express probably equal silent creative
phase keep up inventive say step down coastline stimulus identical hire conventional retire enclose seaside prompt jobless norm step beach depart recruit criticize doubtless indistinguishable
n pv adj v pv n n adj v adj v v n v adj n n n v v v adv adj
SYNONYM STUDY - 1 synonymous with
WORDS aşama shore hızına yetişmek hint yaratıcı quit söylemek convention istifa etmek presumably sahil out of work uyaran motivate aynı seashore kiralamak, işe almak resign geleneksel encircle emekli olmak round etrafını çevrelemek mute deniz kenarı uniform ikna, teşvik etmek incentive işsiz innovative norm attack adım the same kumsal keep pace ayrılmak speechless görevlendirmek custom eleştirmek redundant şüphesiz exit ayırt edilemez
138
n v v n adv adj v n v v n adj adj n adj v adj pv adj n adj v
sahil ima etmek çıkmak gelenek muhtemelen işsiz motive etmek deniz kenarı istifa etmek etrafını çevrelemek raunt dilsiz aynı teşvik yenilikçi saldırmak aynı hızına yetişmek sessiz gelenek işsiz çıkmak
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 PREPOSITION STUDY NO 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
EN leave ------ Scotland motivation ------ government’s intervention to be prepared ------ sth ------ the evening ------ this stage ------ the stage ------ five o’clock to blame sb ------ sth impact ------ sth ------ sth chance ------ doing sth to be named ------ sth to separate sth ------ sth ------ the coast ------ the coast to be faced ------ sth to be equal ------ sth typical ------ sb resistance ------ sth approach ------ sth to be suspected ------ doing sth ------ an alternative ------ sth deprivation ------ sth ------ this phase identical ------ sth to lie ------ the beach the same ------ sth
TR İskoçya’ya gitmek hükümet müdahalesinin arkasındaki sebep bir şey için hazır olmak akşamleyin bu aşamada sahnede saat beşte birini bir şey ile suçlamak bir şeyin bir şey üzerindeki etkisi bir şey yapma şansı/ihtimali adını bir şeyden almak bir şeyi bir şeyden ayırmak sahilde sahil açıklarında bir şey ile yüz yüze olmak bir şeye eşit olmak birinin tipik özelliği bir şeye direnç bir şeye yaklaşım bir şey yaptığından şüphe duyulmak bir şeye alternatif olarak bir şeyden mahrum olma bu aşamada bir şey ile tıpa tıp aynı kumsalda uzanmak bir şey ile aynı
139
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 REVISION – 15 | 16 | 17 no 1 2 3
EN average increase introduce
F n v v
4
refer to
pv
5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60
as a result of greenhouse rise thus landscape fat gain true unhealthy vital critical unlimited reserve expand original size in relation to expose given that access simulate release moreover consume digestive tract break down fatty bind intestine lymph gain bloodstream exit waste rather than embarrassment self-conscious quite guilt shame thought feeling govern behaviour alert behave according to threaten belief evaluate middle presentation inadvertently belch loudly
pp n v bağ n n v adj adj adj adj adj n v adj n pp v bağ n v v bağ v adj n pv adj v n n n n v adj pp n adj adv n n n n v n n v pp v n v n n adv v adv
TR ortalama artırmak, çoğalmak ortaya koymak, tanıştırmak anlamına gelmek, den bahsetmek, ilgilendirmek, yönlendirmek -ın sonucu olarak sera artmak, yükselmek bu yüzden manzara yağ kazanmak gerçek, doğru sağlıksız hayati, önemli kritik, hassas, önemli sınırsız, sayısız yedek genişletmek gerçek, asıl büyüklük, boyut ile ilgili açığa çıkarmak, maruz bırakmak farz edersek erişim, ulaşım benzemek, taklidini yapmak serbest bırakmak, piyasaya sunmak, yaymak dahası, ayrıca tüketmek sindirime ilişkin, sindirim alan, bölge bozulmak, parçalamak yağlı bağlamak, ciltlemek bağırsak lenf bezi kar, fayda, edinim kan dolaşımı çıkmak, ayrılmak atık -den ziyade utanç, sıkılma kendini bilen oldukça, çok suç, kabahat ayıp, utanç, günah düşünce his yönetmek, idare etmek davranış uyarı, ikaz davranmak -e göre tehdit etmek inanç değerlendirmek orta, orta kısım sergileme, sunum, tören kasıtsız bir şekilde geğirmek gürültüyle
140
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123
instead negatively regret wrongdoing evaluation concerning awkward pride introduction introductory fatten truth truthful truthfully truly critic criticism critically criticize origin originality originally originate embarrass embarrassed guilty shameful shamelessly unashamed unashamedly regret regretful regretfully regrettable regrettably thoughtful thoughtfully thoughtfulness thoughtless thoughtlessly thoughtlessness governance government governmental governor governorship behavioural behaviourally behaviourism behaviourist threatened threatening believe believer unbelievable surprised conduct buy strength assistance cure specifically examine
bağ adv v n n prep adj n n adj v n adj adv adv n n adv v n n adv v v adj adj adj adv adj adv n adj adv adj adv adj adv n adj adv n n n adj n n adj adv n n adj adj v n adj adj v v n n n adv v
yerine olumsuz olarak pişman olmak, üzülmek suç, kabahat değerlendirme ile ilgili çetin, sakar gurur, övünç tanıtım, başlangıç giriş niteliğinde şişmanlatmak gerçek doğrucu, dürüst doğru bir şekilde gerçekten, tam anlamıyla eleştirmen eleştiri, tenkit eleştirel bir şekilde eleştirmek, kınamak köken özgünlük, gerçeklik aslında , başlangıçta başlamak utandırmak utanmış, çekingen suçlu, kusurlu utanç verici utanmadan utanmaz utanmaz bir şekilde pişmanlık pişman pişmanlıkla üzücü üzülerek düşünceli düşünceli bir şekilde düşüncelilik düşüncesiz düşüncesizce düşüncesizlik yönetim, kontrol hükumet, yönetim idari, hükumet yönetici, vali valilik, yöneticilik davranışsal davranışsal olarak davranışçılık davranış bilimci tehdit edilen tehditkar, korkutucu inanmak, güvenmek iman sahibi inanılmaz şaşırmış yürütmek, iletmek satın almak güç destek, yardım tedavi, çare özellikle incelemek, muayene etmek
141
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186
golden external gloomy exclude emergency addiction spare politely incredible present faith rather mention trash concept rule leave alarm rubbish pretty judge root warning reasonably remake reign go depart inappropriate notice reconstruct demonstration assess win fairly idea unsuitable garbage beginning crime cause fact cavity permanently damaged area opening hole tooth decay caries combination frequent snack sip sugary clean teenager adult deep severely toothache visit
adj adj adj v n n adj adv adj n n adv v n n v v n n adv v n n adv v n v v adj n v n v v adv n adj n n n n n n adv adj n n n n n n n adj v v adj v n n adj adv n v
altından yapılmış dış, harici kötümser, kasvetli hariç tutmak acil durum bağımlılık yedek kibarca inanılmaz bugün, şu an, hediye inanç oldukça, biraz bahsetmek, söylemek çöp, saçmalık kavram, fikir yönetmek ayrılmak, terketmek alarm çöp, saçmalık oldukça, epey yargılamak, değerlendirmek kök uyarı, ikaz makul bir biçimde yeniden yapmak devir, hükümdarlık gitmek, uymak ayrılmak uygun olmayan duyuru, uyarı, dikkat yeniden inşa etmek gösterme, gösteri değerlendirmek kazanmak, yenmek oldukça, adil bir şekilde öneri, fikir, niyet uygun olmayan çöp, boş laf başlangıç suç, kabahat sebep, neden gerçek, olgu oyuk, kovuk kalıcı bir şekilde bozuk, hasarlı, zarar görmüş alan, bölge delik, başlangıç, açılış delik, çukur diş çürüme diş çürüğü bileşim, birleşim alışılmış, sık sık olan atıştırmak yudumlamak şekerli, tatlı temizlemek genç, ergen yetişkin derin şiddetli derecede diş ağrısı ziyaret etmek, gezmek
142
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249
floss habit perfectly suit dry little climate feature nocturnal mean sleep come out cool eyelash sand nostril drink service brush marketing work out organizational operational sale enhance competitiveness in order to obtain profit function formation stimulation plan commercial transport salesman market marketable operate operating operative operator cooperate cooperation cooperative cooperatively profitable profitably profitability unprofitable perfection perfectionism perfectionist imperfect imperfection imperfectly shortage shorten shortly shortness meaning meaningless open
v n adv v adj adj n n adj v v pv adj n n n v n v n pv adj adj n v n pp v v n n n n adj v n v adj v n adj n v n adj adv adj adv n adj n n n adj n adv n v adv n n adj v
diş ipiyle temizlemek alışkanlık kusursuzca, tamamen uygun olmak kuru, kurak, sıkıcı çok az, küçük iklim özellik gececi anlamına gelmek, demek istemek uyumak dışarı çıkmak, piyasaya çıkmak, ortaya çıkmak serin, soğuk kirpik kum burun deliği içmek servis, hizmet fırçalamak pazarlama anlamak, hesaplamak, antrenman yapmak örgütsel, kurumsal işler halde, faal satış geliştirmek, arttırmak rekabet yeteneği -mek için elde etmek faydalanmak işlev, görev oluşma, şekillenme teşvik, uyarım, dürtü plan, proje ticari taşımak, nakletmek satıcı pazarlamak pazarlanabilir işletmek, çalıştırmak, ameliyat yapmak ameliyat, işletim faal, çalışır durumda operatör, santral, şirket işbirliği kurmak işbirliği, dayanışma iş birliği yapan iş birliği yaparak karlı karlı şekilde karlılık kar etmeyen mükemmellik mükemmelliyetçilik mükemmeliyetçi kusurlu, bozuk eksiklik, kusur kusurlu, eksik olarak kıtlık kısaltmak kısa zaman sonra kısalık anlam anlamsız açmak, başlatmak
143
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312
open openness opener openly combine deep deepen deeply depth habitual habitually supervision ancient centrally sharply daily regularly medical big primitive horrible rapid privately allowance disagree update locate accumulation dynasty admission comment comment fulfillment marvelous disaster property get absence drop in scarcity enrich contract make out antique deficit trait shrink deficiency attribute old narrow profound crater figure out quality long-standing drink lack characteristic dropout leave motivation hard
adj n n adv v adv v adv n adj adv n adj adv adv adj adv adj adj adj adj adj adv n v v v n n n v n n adj n n v n pv n v v pv adj n n v n n adj v adj n pv n adj n n n n n n adv
açık, dürüst dürüstlük, açıklık açıcı açıkça birleştirmek derin derinleştirmek derinden derinlik her zamanki, alışılmış alışıldığı şekilde denetleme eski merkezi olarak keskince, aniden günlük düzenli olarak, sık sık tıbbi, tedaviyle ilgili büyük, kocaman, önemli ilkel berbat, kötü hızlı, çabuk özel olarak harçlık, izin, pay aynı fikirde olmamak güncelleştirmek, modernleştirmek yerini belirlemek, oturmak birikme, yığın hanedanlık kabul, giriş yorum yapmak yorum, fikir yerine getirme harika, müthiş felaket özellik, eşya, mal mülk almak, elde etmek yokluk, var olmama ziyaret etmek kıtlık zenginleştirmek küçülmek, kısaltmak, sözleşme yapmak anlamak, çözmek antik, eskiye ait eksiklik özellik daralmak, küçülmek yetersizlik özellik yaşlı, eski daraltmak, azaltmak derin, şiddetli krater anlamak, çözmek kalite, nitelik eskiden beri süregelen içecek, içki eksiklik özellik okuldan ayrılan kişi izin, dinlenme motivasyon, istek güçlükle, şiddetle
144
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375
almost miss class catch up prepared unemployed graduate data pupil implication offer evening come back unless induce cumulative go through various stage maturity traditionally senescence programmed stochastic aging imply regulate clock throughout span expression repair defence blame impact chance probability surround name near extremely warm separate monsoon savannah grassland coast shape face move away direct warmth genetic heterogeneity harden hardly prepare unprepared employ employed employer employment tradition
adv v n pv adj adj n n n n v n pv bağ v adj pv adj n n adv n adj adj n v v n prep v n v n v n n n v v prep adv v v n n n n n v pv v n adj n v adv v adj v adj n n n
hemen hemen, yaklaşık özlemek, kaçırmak sınıf, ders hızına yetişmek, tamamlamak , konuşmak hazır işsiz, boşta üniversite mezunu bilgi, veri öğrenci, gözbebeği ima, çıkarım teklif etmek, sunmak akşam geri dönmek , aklına gelmek -mezse, mazsa ikna etmek, sebep olmak birikerek artan yaşamak, geçirmek, incelemek çeşitli, farklı sahne, aşama olgunluk geleneksel olarak yaşlanma programlanmış rastgele, olasılıksal yaşlanma ima etmek, anlamına gelmek düzenlemek saat boyunca sürmek, kapsamak ifade onarmak, düzeltmek savunma, müdafaa suçlamak etki şans, talih, olanak olasılık, ihtimal kuşatmak adlandırmak yakın , yakında oldukça ısıtmak ayırmak muson ağaçlı bozkır çayır, otlak kıyı şekil, biçim karşı karşıya kalmak uzaklaşmak yönlendirmek, yönetmek sıcaklık, samimiyet kalıtsal, kalıtımsal çok türellik katılaşmak, sertleştirmek neredeyse hiç hazırlamak, hazırlanmak hazırlıksız işe almak, kullanmak işi olan iş veren iş, istihdam gelenek, görenek
145
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438
traditional traditionalist theorist theoretical theoretically theorize express expressible expressionism expressionist expressive repairer irreparable irreparably disrepair probably improbable improbably name nameless namely warm warming warmly warmer separate separated separately separateness shape shaped equal equal equality equalize equally unequal unequally silent interactive fresh typical determined circular viable creative emotional abruptly frozen percentage media fashion interrupt rarely resistance composition witness witness fat drawback perspective approach approach
adj n n adj adv v v adj n n adj n adj adv n adv adj adv n adj adv adj n adv n adj adj adv n v adj v adj n v adv adj adv adj adj adj adj adj adj adj adj adj adv adj n n n v adv n n v n adj n n v n
geleneksel gelenekçi kuramcı teorik, kuramsal teorik olarak teori öne sürmek ifade etmek ifade edilebilir dışavurumculuk dışavurumcu anlamlı, ifadeli tamirci onarılamaz onarılamaz biçimde tamire ihtiyaç duyma muhtemelen olasılık dışı, beklenmeyen olanaksız bir şekilde ad,n nsiz yani, şöyle ki ılık, sevecen ısınma samimi bir şekilde ısıtıcı ayrı, ayrılmış ayrılmış ayrı bir şekilde ayrılmış olma, ayrılık şekillendirmek şekillendirilmiş eşitlemek, aynı olmak eşit eşitlik eşitlemek aynı derecede eşit olmayan eşit olmayan biçimde sessiz, sakin etkileşimli taze, yeni, serin karakteristik, tipik kararlı, belirlenmiş dairesel uygulanabilir, yaşayabilir, yapılabilir yaratıcı duygusal, hissi aniden, hemen donmuş yüzde oranı basın, medya moda, tarz, biçim araya girmek nadiren direnç karışım, kompozisyon şahitlik etmek tanık, şahit şişman, iri, kalın dezavantaj bakış açısı, çizim yaklaşmak yaklaşım
146
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483
suspect suspect alternative alternative wilderness deprivation argument phase keep up inventive say step down coastline stimulus identical hire conventional retire enclose seaside prompt jobless norm step beach recruit indistinguishable shore hint quit convention presumably motivate resign encircle round mute uniform incentive innovative attack same keep pace with redundant exit
v n n adj n n n n pv adj v pv n n adj v adj v v n v adj n n n v adj n v v n adv v v v n adj adj n adj n adj pv adj n
şüphelenmek şüpheli, zanlı alternatif alternatif vahşi orman, ıssız yer yoksunluk tartışma, iddia aşama, evre yukarda tutmak yaratıcı söylemek, demek istifa etmek, ayrılmak, azaltmak kıyı şeridi dürtü, uyarıcı benzer, aynı ücretle tutmak, kiralamak sıradan, alışılmış, geleneksel emekli olmak iliştirmek, çevrelemek deniz kenarı sebep olmak, harekete geçirmek işsiz kural, ölçü adım, basamak plaj askere almak, kaydetmek ayırt edilemeyen sahil, kıyı ima etmek bırakmak, terketmek anlaşma, toplantı, gelenek galiba, tahminen harekete geçirmek, güdülemek istifa etmek, ayrılmak kuşatmak, çevrelemek dizi, seri, raunt sessiz, dilsiz aynı, benzer teşvik yenilikci saldırı aynı, benzer ayak uydurmak gereksiz, fazla çıkış, ayrılma
147
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 SECTION – 18 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19
forever renewable plant cut down dig conserve use up pipe faucet leak choice dishwasher turn off sensitive potentially harmful stimuli benefit arise
You will learn the following target words in this section 20 pathway 38 deteriorate 21 relay 39 care 22 mechanism 40 what is more 23 sensitization 41 worldwide 24 normally 42 account for 25 intense 43 twice 26 damaging 44 numerous 27 mediate 45 education 28 design 46 therefore 29 needle 47 restricted 30 prick 48 security 31 success 49 reality 32 story 50 housing 33 history 51 pension 34 mankind 52 viability 35 nevertheless 53 labour 36 familial 54 sustainability 37 personal 55 tendency
148
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 STUDY 1 Resources are things that we use. Natural resources come from Earth. Many of our natural resources are limited. This means that they will not last forever. Some resources are renewable. This means the resource can be replaced or grown. You can plant a new tree when you cut one down. Other resources are not renewable. This means that they cannot be replaced or grown. You can dig coal out of the ground. Once the coal is used, it is gone. Many of Earth’s natural resources are limited, but people can help conserve those resources. When you try to conserve a natural resource, you use less of it so it does not get used up so fast. One way that people conserve fuel, like gasoline, is by riding a bicycle or walking. This works well when the distance is short. We don’t have to drive everywhere. Water is a very important natural resource. We all need it to live. We can conserve water by making sure that our pipes and faucets do not leak. We can also conserve water by making smart choices. One choice is to use the dishwasher and washing machine only when they are full. Another choice is to turn off the water when you brush your teeth. We can all make a difference! Kaynaklar kullandığımız şeylerdir. Doğal kaynaklar dünyadan gelir. Bizim doğal kaynaklarımızın çoğu sınırlandırılır. Bu sonsuza kadar sürmeyeceği anlamına gelir. Bazı kaynaklar yenilenebilir. Bu kaynakların değişebildiği ya büyüyebildiği anlamına gelir. Sen bir şey kestiğin zaman yeni bir ağaç dikebilirsin. Diğer kaynaklar yenilenemez. Bu onların değişmediği ya da büyümediği anlamına gelir. Sen topraktan kömür kazabilirsin. Kömür kullanıldıktan sonra, gider. Dünyanın doğal kaynaklarının birçoğu sınırlandırılır, fakat insanlar kaynaklarını korumaya yardım edebilir. Sen doğal bir kaynağı korumaya çalıştığı zaman, daha az kullan, dolayısıyla çok hızlı kullanma. İnsanların yakıtı korumalarının bir yolu, benzin gibi, bir bisiklete binerek ya da yürüyerektir. Bu mesafe kısaldığı zaman daha iyi çalışır. Biz her yerde sürmek zorunda değiliz. Su çok önemli bir kaynaktır. Biz yaşamak için tümüne ihtiyaç duyarız. Biz borularımızın ve musluklarımızın sızdırmadığına emin olarak suyu koruyabiliriz. Biz aynı zamanda zeki seçimler yaparak suyu koruyabiliriz. Bir seçim onlar dolduğu zaman sadece bulaşık makinesi ya da çamaşır makinesi kullanmaktır. Diğer seçim sen dişlerini fırçaladığın zaman suyu kapatmaktır. Biz bir farklılık yaratabiliriz.
TR seçim daima, sonsuza kadar musluk yenilenebilir sızdırmak, akmak
F n adv n adj v
kesmek, azaltmak
pv
kazmak, araştırmak
v
EN
Find the words! TR bulaşık makinesi kapatmak dikmek korumak boru, pipo tüketmek, harcamak
149
F n pv v v n
EN
pv
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
DEFINITION STUDY - 1 forever conserve choice no 1
words plant pipe
renewable use up dishwasher
cut down faucet
definition
dig leak word
a machine that washes dirty plates, cups, forks, etc.
2
to put a plant into the ground or into a container of earth so that it will grow
3
to finish a supply of something
4
for all time
5
to keep and protect something from damage, change or waste
6
an act or the possibility of choosing
7
describes a form of energy that can be produced as quickly as it is used
8
a device that controls the flow of liquid, especially water, from a pipe
9
to make a tree or other plant fall to the ground by cutting it near the bottom
10
a tube inside which liquid or gas flows from one place to another
11
to break up and move soil using a tool, a machine or your hands
12
to escape from a hole or crack in a pipe or container or (of a container) to allow liquid or gas to escape
150
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 STUDY 2 Pain systems need to be sensitive enough to detect potentially harmful stimuli. But often they become too sensitive, causing us pain that provides no benefit. This hypersensitivity arises because our pain pathways actually increase in sensitivity when they relay pain messages, and the mechanisms of this sensitization are beginning to be revealed. Normally, pain is produced only by intense stimuli that are potentially or actually damaging to tissue. This pain is mediated by a specific system of high-threshold peripheral and central neurons designed to respond only to such noxious stimuli, which is responsible for the 'ouch' pain we experience in response to a needle prick or on touching a hot surface. Ağrı sistemleri potansiyel olarak zararlı uyarıcıyı bulmak için yeterince hassas olmak zorundadır. bıze fayda sağlamayan ağrılara sebep olanlar sıklıkla çok hassas olur. Bu aşırı hassaslık ortaya çıkar çünkü bizim ağrı yolumuz gerçekte onlar ağrı mesajlarını ilettiği zaman hassaslıkta artar ve bu hassaslığın mekanizması ortaya çıkmaya başlıyor. Normalde, ağrı potansiyel olarak ya da gerçekte dokuya zarar veren sadece yoğun uyarıcı tarafından üretilir. Bu ağrı acıdan sorumlu olan böyle zararlı uyarıcılara yanıt vermek için hazırlanmış çevresel ve merkez nöronlar yüksek alt sınırın belli bir eşiği tarafından aracılık eder, biz bir iğne ile batırmak ya da sıcak bir yüzeye dokunmaya tepki olarak yaşarız.
TR ortaya çıkmak, meydana gelmek uyarıcı tasarlamak imkan dahilinde hassas, duyarlı iğne, tığ zararlı
F v n v adv adj n adj
patika, yaya geçidi
n
söylemek, bildirmek
v
EN
Find the words! TR mekanizma, düzenek fayda, yarar normalde yoğun batırma, iğneleme aracılık etmek duyarlılaştırma zararlı, zarar veren
151
F
EN
n n adv adj n v n adj
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
DEFINITION STUDY - 2 sensitive pathway mediate no
words stimuli mechanism needle
possibly relay design
benefit intense
definition
arise damaging word
1
extreme and forceful or (of a feeling) very strong
2
potentially
3
a thin metal pin, used in sewing, which is pointed at one end and has a hole called an eye at the other end for thread
4
to happen
5
easily upset by the things people say or do, or causing people to be upset, embarrassed or angry
6 7
a part of a machine, or a set of parts that work together
8
something that causes growth or activity
9
to repeat something you have heard, or to broadcast a signal, message or programme on television or radio
10
helpful or good effect, or something intended to help
11
a track which a person can walk along
12
causing harm
13
to talk to two separate people or groups involved in a disagreement to try to help them to agree or find a solution to their problems
14
to make or draw plans for something, for example clothes or buildings
152
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 STUDY 3 Population ageing should be seen as a success story in the history of mankind, but nevertheless it brings problems at the familial, community and national levels, affecting their ability to provide for older generations. The rapid increase in the size of older age groups means changes in personal needs. The tendency towards deteriorating health, for example, means an increase in the demand for care for these groups. What’s more, the fact that women live longer than men leads to a higher proportion of women in these at-risk groups. Worldwide, women now account for 55 per cent of the population aged 60 years and over. Among the very old (aged 80 and over), women are almost twice as numerous as men. These women are likely to be widows, and to have acquired less education with fewer years at work and therefore more restricted access to social security. Special attention needs to be paid to these realities when deciding upon public policies concerning health, housing, social services and pension systems. The viability of long-living societies will depend on the adaptability of labour markets and the sustainability of social protection systems. Nüfus yaşlanması insanoğlunun tarihinde bir başarı hikayesi olarak görülmelidir, fakat yine de daha yaşlı nesiller sağlamak için yeteneklerini etkileyen ailevi, toplum ve ulusal seviyelerde problemler getirir. Daha yaşlı yaş gruplarının büyüklüğündeki hızlı artış kişisel ihtiyaçlardaki değişiklik anlamına gelir. Bozulan sağlığa doğru eğilim, bu gruplar için bakım taleplerindeki bir artış anlamına gelir. Ayrıca, gerçek şu ki kadınlar erkeklerden daha uzun yaşarlar, bu yüksek gruplardaki kadınların daha yüksek oranına sebep olur. Dünyada kadınlar şimdi 60 yaş ve üzeri yaşlı nüfusun % 55’ini oluşturur. Çok yaşlılar arasında (80 yaşlı ve üzeri), kadınlar erkeklerden yaklaşık 2 kat kadar daha fazladır. Bu kadınlar muhtemelen dul olmaktadır ve işte daha az yıllarla daha az eğitim edinmektedir ve bu yüzden sosyal güvenliğe ulaşmak daha sınırlı olmaktadır. Özel dikkat, sağlık, konut, sosyal hizmetler ve emekli maaşı sistemleriyle ilgili halk politikaları üzerinde karar verdiği zaman bu gerçekler için ödenmek zorundadır. Uzun yaşama toplumlarının tutarlılığı iş piyasasının uyum yeteneği ve sosyal koruma sistemlerinin sürdürebilirliğine bağlı olacak.
TR kişisel başarı tarih, geçmiş eğitim hikaye, öykü yerleşim, iskan insanoğlu
F adj n n n n n n
oluşturmak, açıklamak
pv
güvenlik, garanti gerçek, hakikat ilgi, dikkat, bakım emekli maaşı çalışma, iş, emek
n n n n n
EN
Find the words! TR ailevi ayrıca yine de bu yüzden iki kez, iki defa çok, sayısız dünya çapında kötüleşmek, bozulmak sınırlı, kısıtlı eğilim tutarlılık sürdürülebilirlik
153
F adj bağ bağ bağ adv adj adv
EN
v adj n n n
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
DEFINITION STUDY - 3 success deteriorate numerous housing
story care education pension
no 1 2 3
words history worldwide restricted viability
mankind account for security labour
definition
personal twice reality word
limited, especially by official rules, laws, etc relating or belonging to a single or particular person rather than to a group or an organization a sum of money paid regularly by the government or a private company to a person who does not work any more because they are too old or they have become ill
4
the achieving of the results wanted or hoped for
5
ability to work as intended or to succeed
6
to form the total of something
7
practical work, especially that which involves physical effort
8
the whole of the human race, including both men and women
9
two times
10
a description, either true or imagined, of a connected series of events
11
existing or happening in all parts of the world
12
(the study of or a record of) past events considered together, especially events of a particular period, country or subject
13
protection of a person, building, organization or country against threats such as crime or attacks by foreign countries
14
to become worse
15
the state of things as they are, rather than as they are imagined to be
16
the process of protecting and looking after someone or something
17
many
18
buildings for people to live in
19
the process of teaching or learning in a school or college, or the knowledge that you get from this
154
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 SUFFIX & PREFIX STUDY -ful -hood
no 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23
-less -ed
unmain word harm zarar
normal olağan
man adam, insanoğlu
number sayı
educate eğitmek
SUFFIXES -ly -ous PREFIXES
outderived word harmful harmless harmlessly harmfulness unharmed normality normally abnormal abnormality abnormally manhood mankind manned unmanned numeral numerical numerous outnumber education educated educational educationally uneducated
F adj adj adv n adj n adv adj n adv n n adj adj n adj adj v n adj adj adv adj
155
-ness -ion
-ity -al
TR
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
hardly firmly outstanding malnutrition
globally considerable similar helpfully
reduction acute employment suffer no 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20
distribute fix suggest aggression EN
COLLOCATION STUDY MAIN WORDS infection anxiety physical serious fragile provoke relative limited AUXILARY WORDS afford deliberately nature essential dilemma service viral accomplishment TR ciddi ikilem viral enfeksiyon neredeyse gücü yetmemek yardımseverlikle önermek küresel olarak dağıtmak kasten kışkırtmak ömür boyu süren istihdam gerekli ayrım sınırlı hizmet sıkıca onarmak şiddetli endişe dinamik doğa önemli katkı hassas iplik aşamalı azalma benzer senaryo kötü beslenmeden çekmek fiziksel saldırganlık önemli başarı nisbi özgürlük
156
lifelong dynamic progressive distinction freedom thread contribution scenario
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 no 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12
word
F pv n adj adj n v n n n adj adj adj
use up choice harmful intense story deteriorate education labour tendency harmless abnormal outstanding
get worse consume election exhaust perfect violent selection non-standard damaging weaken deplete
v v n v adj adj n adj adj v v
SYNONYM STUDY - 1 synonymous with
kötüleşmek tüketmek seçim tüketmek mükemmel şiddetli seçim standart olmayan hasar veren zayıflamak tüketmek
WORDS trend excellent detrimental safe work tale decline fierce training worsen
157
n adj adj adj n n v adj n v
eğilim muhteşem zararlı güvenli iş masal çökmek şiddetli eğitim kötüleşmek
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 PREPOSITION STUDY NO 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19
EN to cut down ------ sugar to transport oil ------ a pipe sensitive ------ sunlight harmful ------ humans the benefit ------ sth to benefit ------ sth to arise ------ sth to be designed ------ sb to be designed ------ sb ------ the story to be restricted ------ sth pose harm ------ the environment the number ------ people a number ------ people the distinction ------ two things a reduction ------ the number ------ people living ------ this part ------ the country freedom ------ speech ------ the elections the result ------ the election
TR şekeri kesmek, azaltmak boru aracılığıyla petrol taşımak güneş ışığına karşı duyarlı/hassas insanlar için zararlı bir şeyin faydası bir şeyden faydalanmak bir şeyden kaynaklanmak birisi tarafından tasarlanmış birisi için tasarlanmış hikayede bir şey ile sınırlandırılmış çevreye zarar teşkil etmek insanların sayısı birçok insan iki şey arasındaki fark ülkenin bu kısmında yaşayan insanların sayısında bir azalma konuşma özgürlüğü seçimlerde seçimin sonucu
158
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 REVISION – 16 | 17 | 18 no 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61
EN cavity permanently damaged area opening hole tooth decay caries combination frequent snack sip sugary clean teenager adult deep severely toothache visit floss habit perfectly suit dry little climate feature nocturnal mean sleep come out cool eyelash sand nostril drink service brush marketing work out organizational operational sale enhance competitiveness in order to obtain profit function formation stimulation plan commercial transport salesman market marketable operate operating
F n adv adj n n n n n n n adj v v adj v n n adj adv n v v n adv v adj adj n n adj v v pv adj n n n v n v n pv adj adj n v n ph v v n n n n adj v n v adj v n
TR oyuk, kovuk kalıcı bir şekilde bozuk, hasarlı, zarar görmüş alan, bölge delik, başlangıç, açılış delik, çukur diş çürüme diş çürüğü bileşim, birleşim alışılmış, sık sık olan atıştırmak yudumlamak şekerli, tatlı temizlemek genç, ergen yetişkin derin şiddetli derecede diş ağrısı ziyaret etmek, gezmek diş ipiyle temizlemek alışkanlık kusursuzca, tamamen uygun olmak kuru, kurak, sıkıcı çok az, küçük iklim özellik gececi anlamına gelmek, demek istemek uyumak dışarı çıkmak, piyasaya çıkmak, ortaya çıkmak serin, soğuk kirpik kum burun deliği içmek servis, hizmet fırçalamak pazarlama anlamak, hesaplamak, antrenman yapmak örgütsel, kurumsal işler halde, faal satış geliştirmek, arttırmak rekabet yeteneği -mek için elde etmek faydalanmak işlev, görev oluşma, şekillenme teşvik, uyarım, dürtü plan, proje ticari taşımak, nakletmek satıcı pazarlamak pazarlanabilir işletmek, çalıştırmak, ameliyat yapmak ameliyat, işletim
159
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124
operative operator cooperate cooperation cooperative cooperatively profitable profitably profitability unprofitable perfection perfectionism perfectionist imperfect imperfection imperfectly shortage shorten shortly shortness meaning meaningless open open openness opener openly combine deep deepen deeply depth habitual habitually supervision ancient centrally sharply daily regularly medical big primitive horrible rapid privately allowance disagree update locate accumulation dynasty admission comment comment fulfillment marvelous disaster property get absence drop in scarcity
adj n v n adj adv adj adv n adj n n n adj n adv n v adv n n adj v adj n n adv v adv v adv n adj adv n adj adv adv adj adv adj adj adj adj adj adv n v v v n n n v n n adj n n v n pv n
faal, çalışır durumda operatör, santral, şirket işbirliği kurmak işbirliği, dayanışma iş birliği yapan iş birliği yaparak karlı karlı şekilde karlılık kar etmeyen mükemmellik mükemmelliyetçilik mükemmeliyetçi kusurlu, bozuk eksiklik, kusur kusurlu, eksik olarak kıtlık kısaltmak kısa zaman sonra kısalık anlam anlamsız açmak, başlatmak açık, dürüst dürüstlük, açıklık açıcı açıkça birleştirmek derin derinleştirmek derinden derinlik her zamanki, alışılmış alışıldığı şekilde denetleme eski merkezi olarak keskince, aniden günlük düzenli olarak, sık sık tıbbi, tedaviyle ilgili büyük, kocaman, önemli ilkel berbat, kötü hızlı, çabuk özel olarak harçlık, izin, pay aynı fikirde olmamak güncelleştirmek, modernleştirmek yerini belirlemek, oturmak birikme, yığın hanedanlık kabul, giriş yorum yapmak yorum, fikir yerine getirme harika, müthiş felaket özellik, eşya, mal mülk almak, elde etmek yokluk, var olmama ziyaret etmek kıtlık
160
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187
enrich contract make out antique deficit trait shrink deficiency attribute old narrow profound crater figure out quality long-standing drink lack characteristic dropout leave motivation hard almost miss class catch up prepared unemployed graduate data pupil implication offer evening come back unless induce cumulative go through various stage maturity traditionally senescence programmed stochastic aging imply regulate clock throughout span expression repair defence blame impact chance probability surround name near
v v pv adj n n v n n adj v adj n pv n adj n n n n n n adv adv v n pv adj adj n n n n v n pv bağ v adj pv adj n n adv n adj adj n v v n prep v n v n v n n n v v prep
zenginleştirmek küçülmek, kısaltmak, sözleşme yapmak anlamak, çözmek antik, eskiye ait eksiklik özellik daralmak, küçülmek yetersizlik özellik yaşlı, eski daraltmak, azaltmak derin, şiddetli krater anlamak, çözmek kalite, nitelik eskiden beri süregelen içecek, içki eksiklik özellik okuldan ayrılan kişi izin, dinlenme motivasyon, istek güçlükle, şiddetle hemen hemen, yaklaşık özlemek, kaçırmak sınıf, ders hızına yetişmek, tamamlamak , konuşmak hazır işsiz, boşta üniversite mezunu bilgi, veri öğrenci, gözbebeği ima, çıkarım teklif etmek, sunmak akşam geri dönmek , aklına gelmek -mezse, mazsa ikna etmek, sebep olmak birikerek artan yaşamak, geçirmek, incelemek çeşitli, farklı sahne, aşama olgunluk geleneksel olarak yaşlanma programlanmış rastgele, olasılıksal yaşlanma ima etmek, anlamına gelmek düzenlemek saat boyunca sürmek, kapsamak ifade onarmak, düzeltmek savunma, müdafaa suçlamak etki şans, talih, olanak olasılık, ihtimal kuşatmak adlandırmak yakın , yakında
161
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250
extremely warm separate monsoon savannah grassland coast shape face move away direct warmth genetic heterogeneity harden hardly prepare unprepared employ employed employer employment tradition traditional traditionalist theorist theoretical theoretically theorize express expressible expressionism expressionist expressive repairer irreparable irreparably disrepair probably improbable improbably name nameless namely warm warming warmly warmer separate separated separately separateness shape shaped equal equal equality equalize equally unequal unequally silent interactive
adv v v n n n n n v pv v n adj n v adv v adj v adj n n n adj n n adj adv v v adj n n adj n adj adv n adv adj adv n adj adv adj n adv n adj adj adv n v adj v adj n v adv adj adv adj adj
oldukça ısıtmak ayırmak muson ağaçlı bozkır çayır, otlak kıyı şekil, biçim karşı karşıya kalmak uzaklaşmak yönlendirmek, yönetmek sıcaklık, samimiyet kalıtsal, kalıtımsal çok türellik katılaşmak, sertleştirmek neredeyse hiç hazırlamak, hazırlanmak hazırlıksız işe almak, kullanmak işi olan iş veren iş, istihdam gelenek, görenek geleneksel gelenekçi kuramcı teorik, kuramsal teorik olarak teori öne sürmek ifade etmek ifade edilebilir dışavurumculuk dışavurumcu anlamlı, ifadeli tamirci onarılamaz onarılamaz biçimde tamire ihtiyaç duyma muhtemelen olasılık dışı, beklenmeyen olanaksız bir şekilde ad,n nsiz yani, şöyle ki ılık, sevecen ısınma samimi bir şekilde ısıtıcı ayrı, ayrılmış ayrılmış ayrı bir şekilde ayrılmış olma, ayrılık şekillendirmek şekillendirilmiş eşitlemek, aynı olmak eşit eşitlik eşitlemek aynı derecede eşit olmayan eşit olmayan biçimde sessiz, sakin etkileşimli
162
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313
fresh typical determined circular viable creative emotional abruptly frozen percentage media fashion interrupt rarely resistance composition witness witness fat drawback perspective approach approach suspect suspect alternative alternative wilderness deprivation argument phase keep up inventive say step down coastline stimulus identical hire conventional retire enclose seaside prompt jobless norm step beach recruit indistinguishable shore hint quit convention presumably motivate resign encircle round mute uniform incentive innovative
adj adj adj adj adj adj adj adv adj n n n v adv n n v n adj n n v n v n n adj n n n n pv adj v pv n n adj v adj v v n v adj n n n v adj n v v n adv v v v n adj adj n adj
taze, yeni, serin karakteristik, tipik kararlı, belirlenmiş dairesel uygulanabilir, yaşayabilir, yapılabilir yaratıcı duygusal, hissi aniden, hemen donmuş yüzde oranı basın, medya moda, tarz, biçim araya girmek nadiren direnç karışım, kompozisyon şahitlik etmek tanık, şahit şişman, iri, kalın dezavantaj bakış açısı, çizim yaklaşmak yaklaşım şüphelenmek şüpheli, zanlı alternatif alternatif vahşi orman, ıssız yer yoksunluk tartışma, iddia aşama, evre yukarda tutmak yaratıcı söylemek, demek istifa etmek, ayrılmak, azaltmak kıyı şeridi dürtü, uyarıcı benzer, aynı ücretle tutmak, kiralamak sıradan, alışılmış, geleneksel emekli olmak iliştirmek, çevrelemek deniz kenarı sebep olmak, harekete geçirmek işsiz kural, ölçü adım, basamak plaj askere almak, kaydetmek ayırt edilemeyen sahil, kıyı ima etmek bırakmak, terketmek anlaşma, toplantı, gelenek galiba, tahminen harekete geçirmek, güdülemek istifa etmek, ayrılmak kuşatmak, çevrelemek dizi, seri, raunt sessiz, dilsiz aynı, benzer teşvik yenilikci
163
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376
attack same keep pace with redundant exit forever renewable plant cut down dig conserve use up pipe faucet leak choice dishwasher turn off sensitive potentially harmful stimuli benefit arise pathway relay mechanism sensitization normally intense damaging mediate design needle prick story mankind nevertheless familial personal deteriorate care what is more worldwide account for twice numerous education therefore restricted security reality housing pension viability labour sustainability tendency harm harm harmfully harmless unharmed
n adj pv adj n adv adj n pv v v pv n n n n n pv adj adv adj n n v n v n n adv adj adj v v n n n n bağ adj adj v v bağ adj pv adv adj n bağ adj n n n n n n n n v n adv adj adj
saldırı aynı, benzer ayak uydurmak gereksiz, fazla çıkış, ayrılma daima, sonsuza kadar yenilenebilir bitki, fabrika kesmek, azaltmak kazmak, araştırmak korumak tüketmek, harcamak boru, pipo musluk sızıntı, kaçak seçim bulaşık makinesi kapatmak hassas, duyarlı imkan dahilinde zararlı uyarıcı fayda, yarar ortaya çıkmak, meydana gelmek patika, yaya geçidi söylemek, bildirmek mekanizma, düzenek duyarlılaştırma normalde yoğun zararlı, zarar veren aracılık etmek tasarlamak iğne, tığ batırma, iğneleme hikaye, öykü insanoğlu yine de ailevi kişisel kötüleşmek, bozulmak bakmak, ilgilenmek ayrıca dünya çapında oluşturmak, açıklamak iki kez, iki defa çok, sayısız eğitim bu yüzden sınırlı, kısıtlı güvenlik, garanti gerçek, hakikat yerleşim, iskan emekli maaşı tutarlılık çalışma, iş, emek sürdürülebilirlik eğilim zarar vermek zarar, ziyan zararlı bir şekilde zararsız zarar görmemiş
164
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427
normal normality abnormal abnormality abnormally man manned unmanned number numeral numerical outnumber educate educated educational educator educative educationally firmly outstanding malnutrition fragile provoke distinction reduction acute aggression dilemma viral deliberately essential accomplishment freedom thread scenario election exhaust perfect violent selection weaken deplete trend detrimental safe work tale decline fierce training worsen
adj n adj n adv n adj adj n n adj v v adj adj n adj adv adv adj n adj v n n adj n n adj adv adj n n n n n v adj adj n v v n adj adj n n v adj n v
her zamanki gibi, normal normallik garip, anormal anormallik anormal bir şekilde adam, insanoğlu içinde insan olan insansız numara, sayı rakam sayısal sayıca fazla olmak eğitmek eğitimli eğitimsel eğitimci eğitici eğitim yönünden sıkıca göze çarpan kötü beslenme kırılgan kışkırtmak, neden olmak ayırım azalma şiddetli, güçlü saldırganlık ikilem virüsle ilgili kasten, bilerek gerekli başarı, tamamlama özgürlük, hürriyet iplik, tel senaryo seçim tüketmek mükemmel, ideal şiddetli seçim zayıflatmak, güçsüzleştirmek azalmak, tükenmek eğilim zararlı emin, güvenli iş, meslek, çalışma öykü, hikaye azalmak, reddetmek şiddetli eğitim kötüleşmek
165
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16
placebo trial inactive researcher experimental subset neither in addition unexpected detrimental undermine plane always flat shape look like
SECTION – 19 You will learn the following target words in this section 17 corner 33 reconstruction 18 angle 34 after 19 inside 35 gradually 20 triangle 36 partnership 21 vertice 37 introduction 22 length 38 single 23 rectangle 39 currency 24 constant 40 lastly 25 philosopher 41 fundamental 26 founding 42 structure 27 cooperation 43 institution 28 initially 44 concept 29 secure 45 formulate 30 lasting 46 nearly 31 peace 47 edge 32 boost
166
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 STUDY 1 Placebos are often used in clinical trials as an inactive control so that researchers can better evaluate the true overall effect of the experimental drug treatment under study. In these clinical trials, one subset of patients would receive the placebo and one group would receive the experimental drug, but neither group is aware of which treatment they have received. In addition, researchers in the study would not know which patients have received active or placebo treatments. These studies are called “double-blind” and “placebo-controlled” and are considered the gold standard for experimental drug research. However, unexpected high placebo rates in clinical trials can be detrimental, undermining the true effect of an active treatment. Teselli ilacı genellikle araştırmacılar çalışma altında deneysel ilaç tedavilerinin doğru tüm etkilerini daha iyi değerlendirebilsinler diye hareketsiz bir kontrol olarak klinik deneylerde kullanılır. Bu klinik deneylerde hastaların bir altı teselli ilacı alacak ve bir grup deneysel ilaç alacak, fakat diğer grup tedavi almış olduğunun farkındadır. Bu çalışmalar “çift kör” ve “kontrollü teselli ilacı” olarak adlandırılır ve deneysel ilaç araştırması için altın standartları olarak düşünülür. Fakat klinik deneylerdeki beklenmedik yüksek teselli ilacı aktif bir tedavinin doğru etkilerini zayıflatarak zararlı olabilir.
TR teselli ilacı deneme, mahkeme hareketsiz araştırmacı zayıflatmak, baltalamak alt küme
F n n adj n v
EN
Find the words! TR ayrıca hiçbiri beklenmedik zararlı deneysel
F bağ det adj adj
EN
adj
n
167
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
DEFINITION STUDY - 1 placebo detrimental
words inactive
trial undermine
no
definition
1
doing nothing
2
non expected; surprising
3
a set that is part of another, larger set
4
causing harm or damage
5 6
experimental
subset word
a substance given to someone who is told that it is a particular medicine, either to make them feel as if they are getting better or to compare the effect of the particular medicine when given to others to make someone less confident, less powerful or less likely to succeed, or to make something weaker, often gradually
7
relating to tests, especially scientific ones
8
a test, usually over a limited period of time, to discover how effective or suitable something or someone is
168
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 STUDY 2 A plane does not always fly through the air. It does not always carry people from one place to another. In math, a plane is a flat area. It is home to many different kinds of geometric shapes. Let’s take a look at some of the most common geometric shapes. At first, the circle does not look like it belongs with the other shapes. They all have straight edges and sharp corners. A circle has curves. Did you know the angles you find inside the corners of the other shapes are measured with a circle? An angle’s measurement tells how much of a circle it is. So, circle does belong. A triangle has three sides. It also has three angles. It has three vertices (corners), too. There are different kinds of triangles. They are named for the lengths of their sides and size of their angles. A rectangle has four sides and four right angles. Right angles make the corners perfectly square. If all the sides of a rectangle are the same length, it is a special kind of rectangle. You may know it by its more common name, a square. Bir uçak her zaman hava sayesinde uçmaz. O her zaman bir yerden diğerine insan taşımaz. Matematikte, bir uçak düz bir alandadır. O geometrik şekillerin birçok farklı türlere ev sahipliği yapar. En yaygın geometrik şekillerin bazısına bir bak. İlk olarak daire diğer şekillere sahip olmuş gibi görünmez. Onların tümü düz kenar ve keskin köşelere sahiptir. Bir daire eğriye sahiptir. Diğer şekillerin köşelerinin içinde bulduğun açıların daireyle ölçüldüğünü biliyor muydun? Bir açının ölçümü bir dairenin ne kadar olduğunu anlatır. Dolayısıyla, daire aittir. Bir üçgen 3 kenara sahiptir. O aynı zamanda 3 açıya sahiptir. O 3 köşeye de sahiptir. Üçgenlerin farklı türleri vardır. Onlar açıların kenarları ve büyüklükleriyle isimlendirilir. Bir dikdörtgen 4 kenara ve 4 doğru açılara sahiptir. Doğru açılar mükemmel bir şekilde köşeleri kare yapar. Eğer tümü bir dikdörtgenin tüm kenarları aynı uzunluktadır, o dikdörtgenin özel bir türüdür. Sen bir kareyi en yaygın ismiyle bilebilirsin.
TR
F
EN
Find the words! TR düz, havasız, sıkıcı köşe uzunluk, boy, süre
kenar, eşik, avantaj
n
açı dikdörtgen
n n
uçak
n
içinde, içeride
adv
üçgen gibi görünmek, benzemek
her zaman köşe
n
şekil, biçim
n
169
F
EN
adj n n pre p n pv
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
DEFINITION STUDY - 2 sharp straight curve
fly length measurement
no
words measure find
perfectly rectangle
definition
inside look word
1
to move through air or space
2
the act or the process of finding the size, quantity or degree of something
3
to find the size, quantity, etc. of something in standard units
4
having a fine edge or point, especially of something that can cut or make a hole in something
5
a flat shape with four straight sides, two of which are longer than the other two, and four angles of 90°
6
used to emphasize the word that follows it
7
not in a curve or at an angle; in a straight line
8
to move in a curve, form a curve, or make something into the shape of a curve
9
the part of something that is under its surface
10
the size or measurement of something from one end to the other
11
to turn your eyes in the direction of something or someone so that you can see them
12
to discover something or someone that you have been searching for
170
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 STUDY 3 "The only constant is change." If the words of the Greek philosopher Heraclitus were not 2500 years old, you might think that he was referring to the European Union, as the EU has been in a constant state of development since the founding of the original European Coal and Steel Community in 1952. The starting point for European cooperation was initially to secure lasting peace in Europe and boost the reconstruction of the European economies after World War II. Gradually, the partnership expanded with the introduction of the Single Market, then the single currency, the euro, and lastly the common foreign policy. However, the EU's fundamental structures, institutions and ideas are to a large degree still based on the original concept, which was formulated nearly 60 years ago. Tek sabit değişimdir. Eğer Yunan filozofu Heraklitos’un kelimeleri 2500 yıl eski değildi, sen Avrupa Birliği’nin orijinal Avrupa Kömür ve 1952’deki Çelik topluluğunun bulunmasından beri gelişmenin sabit bir ifadesinde olduğu için o Avrupa Birliği’nden bahsetmiş olduğunu düşünebilirsin. Avrupa işbirliğinin ana noktası ilk olarak güvenli kalıcı barıştı ve 2. Dünya Savaşından sonra Avrupa ekonomilerinin yeniden yapılandırılmasını artırmaktı. Aşamalı olarak, ortaklık tek piyasanın üretimiyle genişledi, öyleyse tek para birimi, Euro ve son olarak yaygın yabancı politikadır. Fakat, Avrupa’nın temel yapısı, kurumu ve düşünceleri yaklaşık olarak 60 yıl önce şekillendirildiği orijinal kavram üzerine dayanan büyük bir aşamadır.
TR
F
para birimi
n
tanıtım, başlangıç
n
-den sonra temel, asıl artırmak, yükseltmek ortaklık, işbirliği barış, huzur filozof kurum sabit şekillendirmek, açık seçik anlatmak kuruluş
prep adj v n n n n adj v
EN
Find the words! TR işbirliği, dayanışma başlangıçta korumak, elde etmek uzun süren, kalıcı yaklaşık kavram, fikir yeniden yapım, yeniden inşa tek, bekar aşama aşama son olarak yapı, bina
F
EN
n adv v adj adv n n adj adv adv n
n
171
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
DEFINITION STUDY - 3 constant fundamental introduction no
original reconstruction expand
words refer to base on nearly
initially idea lasting
definition
formulate peace word
1
special and interesting because of not being the same as others
2
at the beginning
3
happening a lot or all the time
4
relating to the most important or main part of something
5
to read something in order to get information
6
to increase in size or amount, or to make something increase
7
when you create a description of a past event using all the information that you have
8
to develop all the details of a plan for doing something
9
If you base something on facts or ideas, you use those facts or ideas to develop it.
10
when you make something exist, happen, or be used for the first time
11
almost; not quite; not completely
12
continuing to exist or to have an effect for a long time
13
a plan, thought or suggestion, especially about what to do in a particular situation
14
a situation or a period of time in which there is no war or violence in a country or an area
172
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 SUFFIX & PREFIX STUDY -ing -ly -ory
no 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25
-er -ed -al
remain word search araştırmak
expect ummak
flat düz length uzunluk peace huzur introduce tanıstırmak single tek structure yapı
SUFFIXES -ancy -en
PREFIXES underived word F searching adj research n researcher n expectancy n expectation n expectant adj expectantly adv unexpected adj unexpectedly adv flatly adv flatten v lengthy adj lengthen v lengthily adv lengthening adj peaceful adj peacefully adv introduction n introductory adj singly adv singular adj structural adj structurally adv restructure v restructuring n
173
-ation -y
-ant -ful
TR
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
achievement expel bone precise
indifferent hard revolutionary figure
observer seemingly represent willingly no 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20
waste employer pivotal exercise EN
COLLOCATION STUDY MAIN WORDS positively new symbolic oblige impress practically uncertain prospective AUXILARY WORDS meaning outlook react radically standard invent definition retirement
eastern pay measurement senseless immediately ideology philosopher broken
TR standart ölçüm beklenen işveren olumlu şekilde tepki göstermek emeklilik ödemesi kökten yeni istekli bir şekilde zorunda bırakmak anlamsız israf doğu filozofu belirsiz görünüm başarıyı temsil etmek aniden kovmak önemli şahsiyet gözlemciyi etkilemek kırık kemik kesin tanım zor egzersiz hemen hemen icat etmek görünüşte umursamaz sembolik anlam devrim yaratan ideoloji
174
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 no 1 2 3 4 5 6 7 8 9
word
F n v adj adv adj v v adj v
trial undermine flat gradually fundamental flatten lengthen peaceful oblige
slowly expand silent impel smooth force test stretch demolish erode
adv v adj v adj v n v v v
SYNONYM STUDY - 1 synonymous with
yavaşça genişletmek sessiz zorlamak pürüzsüz zorlamak test uzatmak yıkmak aşındırmak
WORDS broaden wear down enlarge level tear down experiment compel weaken radical
v pv v adj pv n v v adj
genişletmek yıpratmak genişletmek düz yıkmak deney zorlamak zayıflatmak köklü
PREPOSITION STUDY NO 1 2 3 4 5 6 7 8
EN in active ------ the day ------ the corner ------ the plane the length ------ sth rest ------ peace ------ my flat indifferent ------ sth the level ------ sth
TR gündüz inaktif köşede uçakta bir şeyin uzunluğu Allah rahmet eylesin / nur içinde yatsın dairemde bir şeye karşı kayıtsız bir şeyin seviyesi
175
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 REVISION – 17 | 18 | 19 no 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61
EN dropout leave motivation hard almost miss class catch up prepared unemployed graduate data pupil implication offer evening come back unless induce cumulative go through various stage maturity traditionally senescence programmed stochastic aging imply regulate clock throughout span expression repair defence blame impact chance probability surround name near extremely warm separate monsoon savannah grassland coast shape face move away direct warmth genetic heterogeneity harden hardly prepare
F n n n adv adv v n pv adj adj n n n n v n pv bağ v adj pv adj n n adv n adj adj n v v n prep v n v n v n n n v v prep adv v v n n n n n v pv v n adj n v adv v
TR okuldan ayrılan kişi izin, dinlenme motivasyon, istek güçlükle, şiddetle hemen hemen, yaklaşık özlemek, kaçırmak sınıf, ders hızına yetişmek, tamamlamak , konuşmak hazır işsiz, boşta üniversite mezunu bilgi, veri öğrenci, gözbebeği ima, çıkarım teklif etmek, sunmak akşam geri dönmek , aklına gelmek -mezse, mazsa ikna etmek, sebep olmak birikerek artan yaşamak, geçirmek, incelemek çeşitli, farklı sahne, aşama olgunluk geleneksel olarak yaşlanma programlanmış rastgele, olasılıksal yaşlanma ima etmek, anlamına gelmek düzenlemek saat boyunca sürmek, kapsamak ifade onarmak, düzeltmek savunma, müdafaa suçlamak etki şans, talih, olanak olasılık, ihtimal kuşatmak adlandırmak yakın , yakında oldukça ısıtmak ayırmak muson ağaçlı bozkır çayır, otlak kıyı şekil, biçim karşı karşıya kalmak uzaklaşmak yönlendirmek, yönetmek sıcaklık, samimiyet kalıtsal, kalıtımsal çok türellik katılaşmak, sertleştirmek neredeyse hiç hazırlamak, hazırlanmak
176
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124
unprepared employ employed employer employment tradition traditional traditionalist theorist theoretical theoretically theorize express expressible expressionism expressionist expressive repairer irreparable irreparably disrepair probably improbable improbably name nameless namely warm warming warmly warmer separate separated separately separateness shape shaped equal equal equality equalize equally unequal unequally silent interactive fresh typical determined circular viable creative emotional abruptly frozen percentage media fashion interrupt rarely resistance composition witness
adj v adj n n n adj n n adj adv v v adj n n adj n adj adv n adv adj adv n adj adv adj n adv n adj adj adv n v adj v adj n v adv adj adv adj adj adj adj adj adj adj adj adj adv adj n n n v adv n n v
hazırlıksız işe almak, kullanmak işi olan iş veren iş, istihdam gelenek, görenek geleneksel gelenekçi kuramcı teorik, kuramsal teorik olarak teori öne sürmek ifade etmek ifade edilebilir dışavurumculuk dışavurumcu anlamlı, ifadeli tamirci onarılamaz onarılamaz biçimde tamire ihtiyaç duyma muhtemelen olasılık dışı, beklenmeyen olanaksız bir şekilde ad,n nsiz yani, şöyle ki ılık, sevecen ısınma samimi bir şekilde ısıtıcı ayrı, ayrılmış ayrılmış ayrı bir şekilde ayrılmış olma, ayrılık şekillendirmek şekillendirilmiş eşitlemek, aynı olmak eşit eşitlik eşitlemek aynı derecede eşit olmayan eşit olmayan biçimde sessiz, sakin etkileşimli taze, yeni, serin karakteristik, tipik kararlı, belirlenmiş dairesel uygulanabilir, yaşayabilir, yapılabilir yaratıcı duygusal, hissi aniden, hemen donmuş yüzde oranı basın, medya moda, tarz, biçim araya girmek nadiren direnç karışım, kompozisyon şahitlik etmek
177
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187
witness fat drawback perspective approach approach suspect suspect alternative alternative wilderness deprivation argument phase keep up inventive say step down coastline stimulus identical hire conventional retire enclose seaside prompt jobless norm step beach recruit indistinguishable shore hint quit convention presumably motivate resign encircle round mute uniform incentive innovative attack same keep pace with redundant exit forever renewable plant cut down dig conserve use up pipe faucet leak choice dishwasher
n adj n n v n v n n adj n n n n pv adj v pv n n adj v adj v v n v adj n n n v adj n v v n adv v v v n adj adj n adj n adj pv adj n adv adj n pv v v pv n n n n n
tanık, şahit şişman, iri, kalın dezavantaj bakış açısı, çizim yaklaşmak yaklaşım şüphelenmek şüpheli, zanlı alternatif alternatif vahşi orman, ıssız yer yoksunluk tartışma, iddia aşama, evre yukarda tutmak yaratıcı söylemek, demek istifa etmek, ayrılmak, azaltmak kıyı şeridi dürtü, uyarıcı benzer, aynı ücretle tutmak, kiralamak sıradan, alışılmış, geleneksel emekli olmak iliştirmek, çevrelemek deniz kenarı sebep olmak, harekete geçirmek işsiz kural, ölçü adım, basamak plaj askere almak, kaydetmek ayırt edilemeyen sahil, kıyı ima etmek bırakmak, terketmek anlaşma, toplantı, gelenek galiba, tahminen harekete geçirmek, güdülemek istifa etmek, ayrılmak kuşatmak, çevrelemek dizi, seri, raunt sessiz, dilsiz aynı, benzer teşvik yenilikci saldırı aynı, benzer ayak uydurmak gereksiz, fazla çıkış, ayrılma daima, sonsuza kadar yenilenebilir bitki, fabrika kesmek, azaltmak kazmak, araştırmak korumak tüketmek, harcamak boru, pipo musluk sızıntı, kaçak seçim bulaşık makinesi
178
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250
turn off sensitive potentially harmful stimuli benefit arise pathway relay mechanism sensitization normally intense damaging mediate design needle prick story mankind nevertheless familial personal deteriorate care what is more worldwide account for twice numerous education therefore restricted security reality housing pension viability labour sustainability tendency harm harm harmfully harmless unharmed normal normality abnormal abnormality abnormally man manned unmanned number numeral numerical outnumber educate educated educational educator educative
pv adj adv adj n n v n v n n adv adj adj v v n n n n bağ adj adj v v bağ adj pv adv adj n bağ adj n n n n n n n n v n adv adj adj adj n adj n adv n adj adj n n adj v v adj adj n adj
kapatmak hassas, duyarlı imkan dahilinde zararlı uyarıcı fayda, yarar ortaya çıkmak, meydana gelmek patika, yaya geçidi söylemek, bildirmek mekanizma, düzenek duyarlılaştırma normalde yoğun zararlı, zarar veren aracılık etmek tasarlamak iğne, tığ batırma, iğneleme hikaye, öykü insanoğlu yine de ailevi kişisel kötüleşmek, bozulmak bakmak, ilgilenmek ayrıca dünya çapında oluşturmak, açıklamak iki kez, iki defa çok, sayısız eğitim bu yüzden sınırlı, kısıtlı güvenlik, garanti gerçek, hakikat yerleşim, iskan emekli maaşı tutarlılık çalışma, iş, emek sürdürülebilirlik eğilim zarar vermek zarar, ziyan zararlı bir şekilde zararsız zarar görmemiş her zamanki gibi, normal normallik garip, anormal anormallik anormal bir şekilde adam, insanoğlu içinde insan olan insansız numara, sayı rakam sayısal sayıca fazla olmak eğitmek eğitimli eğitimsel eğitimci eğitici
179
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313
educationally firmly outstanding malnutrition fragile provoke distinction reduction acute aggression dilemma viral deliberately essential accomplishment freedom thread scenario election exhaust perfect violent selection weaken deplete trend detrimental safe work tale decline fierce training worsen placebo trial inactive subset neither in addition unexpected undermine plane flat corner angle inside triangle vertice length rectangle philosopher founding initially secure lastingly peace boost reconstruction after gradually partnership single
adv adv adj n adj v n n adj n n adj adv adj n n n n n v adj adj n v v n adj adj n n v adj n v n n adj n det bağ adj v n adj n n n n n n n n n adv adj adv n v n bağ adv n adj
eğitim yönünden sıkıca göze çarpan kötü beslenme kırılgan kışkırtmak, neden olmak ayırım azalma şiddetli, güçlü saldırganlık ikilem virüsle ilgili kasten, bilerek gerekli başarı, tamamlama özgürlük, hürriyet iplik, tel senaryo seçim tüketmek mükemmel, ideal şiddetli seçim zayıflatmak, güçsüzleştirmek azalmak, tükenmek eğilim zararlı emin, güvenli iş, meslek, çalışma öykü, hikaye azalmak, reddetmek şiddetli eğitim kötüleşmek teselli ilacı deneme, mahkeme hareketsiz alt küme hiçbiri ayrıca beklenmedik zayıflatmak, baltalamak uçak düz, havasız, sıkıcı köşe açı içi, iç taraf üçgen köşe uzunluk, boy, süre dikdörtgen filozof kuruluş başlangıçta güvenli dayanıklı, sürekli barış, huzur artırmak, yükseltmek yeniden yapım, yeniden inşa -den sonra aşama aşama ortaklık, işbirliği tek, bekar
180
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364
currency lastly fundamental structure institution formulate nearly edge flat flatten lengthen peaceful peacefully singular structural structurally restructure achievement bone precise indifferent figure revolutionary impress oblige practically senseless observer seemingly represent willingly waste pivotal outlook radically invent retirement immediately broken slowly impel force stretch demolish erode broaden wear down tear down level compel radical
n adv adj n n v adv n n v v adj adv adj adj adv v n n adj adj n adj v v adv adj n adv v adv n adj n adv v n adv adj adv v v v v v v pv pv adj v adj
para birimi son olarak temel, asıl yapı, bina kurum şekillendirmek, açık seçik anlatmak yaklaşık kenar, eşik, avantaj daire düzleştirmek uzamak, uzatmak barışçıl, huzurlu barışçıl şekilde tekil, eşsiz yapısal yapısal olarak yeniden yapılandırmak başarı kemik tam, kesin kayıtsız, umursamaz rakam, şahsiyet, şekil devrim yaratan etkilemek zorunda bırakmak yaklaşık, hemen hemen anlamsız gözlemci görünüşte temsil etmek istekli bir şekilde israf, artık çok önemli hayata bakış, görünüm kökten, derinden icat etmek emeklilik hemen, aniden kırık, bozuk, arızalı yavaş yavaş zorlamak, iteklemek zorlamak uzanmak, yaymak, germek yıkmak aşınmak, yıpranmak genişletmek yıpratmak, gücünü tüketmek yıkmak düz, yatay, seviyeli zorlamak köklü
181
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17
serve beneficial purpose interact time-release practicality get into appropriate navigate destination orally pill inject vein indirectly suppository deliver
SECTION – 20 You will learn the following target words in this section 18 centrally 35 ant 19 expanse 36 both ... and 20 master 37 cooperative 21 craftsman 38 aggressive 22 possess 39 in fact 23 profound 40 raid 24 appreciate 41 enslave 25 reasonable 42 offspring 26 presume 43 take care of 27 extraordinary 44 achieve 28 exquisite 45 carry back 29 slightly 46 slave 30 frustrated 47 capture 31 wolf 48 supply 32 chemically 49 mode 33 journey 50 target 34 delivery 51 effective
182
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 STUDY 1 Medicines are drugs that serve some beneficial purpose in the body by interacting with specific molecules in the body. In order to understand how a time-release medication works, it is important to consider first the practicalities of getting any drug into the body and directing it to the appropriate place for it to take effect. Most medicines must enter the bloodstream in order to navigate through the body to reach their destinations. There are many ways for a medicine to reach the bloodstream. A person can take a dose of medicine orally in the form of a pill or capsule; an inhalant may be used to reach the blood through the lungs; medicine may be injected directly into a vein or indirectly into the lymph; a suppository may be given; or medicine may be delivered through the skin. Different medicines will have different characteristics and so must be tested in order to find the most effective mode of transport to the bloodstream. A medicine will only work if enough of the drug makes it to the target without getting chemically changed or destroyed in the process. Since the body’s digestive system can have a great effect on the drug during its journey to the bloodstream, it is important to choose an appropriate system of delivery in order to make sure there is enough of the active drug available once it reaches its target. İlaçlar vücutta belli moleküllerle etkileşimde olarak vücutta bazı belli amaçlara hizmet eden ilaçlardır. Nasıl yavaş salınımlı ilaçların nasıl çalıştığını anlamak için, o etkilemek için uygun bir yere yönlendirerek ve vücuda herhangi bir ilaç almanın ilk kullanışlılığını düşünmek önemlidir. Çoğu ilaçlar gidilecek yere ulaşmak vücut boyunca gitmek için kan dolaşımına girmelidir. Bir kişi bir ilaç ya da kapsülün formunda ağızdan ilacın bir dozunu alabilir; bir soluğu çeken akciğerler aracılığıyla ulaşabilirdi; ilaç lenf dolaylı ya da bir damara doğrudan iğne yapılabilir; bir fitil verilebilir; ya da ilaç deri aracılığıyla teslim edilebilir. Farklı ilaçlar farklı özelliklere sahip olacak ve dolayısıyla kan dolaşımına dönüşmenin en etkili durumunu bulmak için test edilmeli. Bir ilaç sadece yeterince bu süreçte kimyasal olarak hedefe değişmeksizin ya da bozulmaksızın çalışır. Vücudun sindirim sistemi kana yolculuk boyunca ilaç üzerinde büyük bir etkiye sahip olabilir, o hedefe ulaştıktan sonra aktif ilaç ulaşılabilirliği yeterince vardır emin olmak için teslimin uygun bir sistemini seçmek önemlidir.
TR yolunu bulmak, seyretmek toplar damar varış yeri hap, ilaç hedef teslimat
Find the words! TR
F
v
hizmet etmek
v
n n n n n
biçim, tarz teslim etmek etkileşimde olmak fitil uygulanabilirlik girmek, binmek, seçilmek kimyasal açıdan gezi, yolculuk iğne yapmak, eklemek ağızdan, sözlü olarak
n v v n n
F
faydalı
adj
amaç uygun
n adj
etkili
adj
yavaş salınımlı
adj
dolaylı olarak
adv
EN
183
EN
pv adv n v adv
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
DEFINITION STUDY - 1 consider purpose specific effective
words effect in order to target
beneficial appropriate deliver
no
lung appropriate directly
definition
reach orally inject word
1
used to refer to a particular thing and not something general
2
helpful or useful
3
by speaking rather than writing
4
to take things such as letters, parcels, or goods to a person orplace
5
the feeling of knowing what you want to do
6
to think carefully about a decision or something you might do
7
to arrive somewhere
8
a change, reaction, or result that is caused by something
9
suitable or right for a particular situation or person
10
to put a drug into someone's body using a needle
11
with the purpose of achieving something
12
successful or achieving the result that you want
13
suitable or right for a particular situation or person
14
one of the two organs inside your chest that are used for breathing
15
something that you intend to achieve
16
with no other person or thing involved or between
184
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 STUDY 2 Around 1550, in a town called Cremona, which is centrally placed in the flat expanse of the Po Valley, worked an instrument maker named Andrea Amati. As well as being a master craftsman he possessed a profound understanding of sound. He appreciated how sounds travelled, responded to surroundings and interacted. It might also be reasonable to presume that he was sensitive to and appreciated the extraordinary effect of the exquisite music which was being composed and performed. He might also have been slightly frustrated by a few wolf notes here and there! 1550 civarında, Po Valley’in düz açıklıkta merkezi olarak yerleştirilen bir Cremona olarak adlandırılan bir kasabada Andrea Amati olarak isimlendirilen bir araç üretici olarak çalıştı. Bir uzman usta olmanın yanı sıra o sesi anlamanın derin bir anlayışına sahipti. O çevreye ve etkileşime yanıt veren sesin nasıl dolaştığını takdir etti. O aynı zamanda uygulandığı ve bestelendiği harika müziğin sıra dışı etkilerini takdir etmek ve hassas olduğunu varsaymak mantıklı olabilir. O aynı zamanda biraz burada ve orada birkaç wolf notaları tarafından kızdırılmış olabilir.
TR olağan üstü
F adj
mantıklı, makul
adj
kurt merkezi olarak açıklık, geniş alan biraz, hafif derecede zanaatkar, usta sanmak, tahmin etmek
n adv n adv n v
EN
Find the words! TR derin, şiddetli beğenmek, takdir etmek kabiliyetli, bilgili sahip olmak harika, enfes öfkelenmiş
185
F adj
EN
v adj v adj adj
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
DEFINITION STUDY - 2 call appreciate profound slightly
centrally extraordinary presume
no
words instrument sensitive compose
respond sound perform
definition
reasonable master frustrate word
1
very great; felt or experienced very strongly
2
to do a job or a piece of work
3
to suppose that something is true, although you do not have actual proof
4
in a place that is easily reached from many areas
5
a tool that is used for doing something
6
unexpected, surprising or strange
7
to combine together to form a whole / to write a piece of music
8
something that you hear or that can be heard
9
a little
10
to say or do something as an answer or reaction to something that has been said or done
11
to give someone or something a particular name
12
fair and showing good judgment
13
to make somebody feel annoyed or impatient because they cannot do or achieve what they want
14
able to understand what people are feeling and deal with them in a way that does not upset them
15
to understand how good something or someone is and be ableto enjoy them
16
someone who does something very well
186
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 STUDY 3 Like human beings, ants can be both cooperative and aggressive towards one another; in fact, certain species of ants survive by raiding other ant colonies and enslaving the offspring. Scientists believe that these “slave-maker” ants cannot survive on their own and need other ants to take care of them. The only way in which they can achieve this is by raiding other colonies and seizing the larvae and pupae; they then carry them back to their own colonies and raise them as slaves. Once their slaves die, they raid new colonies, capture new larvae, and acquire a new supply of slaves. İnsanoğlu gibi, karıncalar birbirine karşı hem işbirlikçi hem de agresiftir; aslında karıncaların belli türleri yavrularına kolonileri göçmen olarak diğer karıncalara baskın yaparak hayatta kalır. Bilim adamları bu köle yapıcı karıncaları onların bakımına kazıcı karıncalar ihtiyaç duyar ve kendileri hayatta kalamadıklarına inanırlar. Sadece onların başarabildikleri yoldur bu larva ve pupa yakalayarak ve kazıcı kolonilere baskın yaparaktır. Köleleri öldükten sonra, onlar yeni kolonilere baskın yaparlar ederler, yeni larvalar yakalarlar ve kölelerin yeni bir kaynağını elde ederler.
TR
F
iş birliği yapan
adj
sinirli esir etmek
adj v
evlat, yavru, döl
n
karınca
n
köle baskın yapmak, yağmalamak
n v
EN
Find the words! TR aslında, gerçekten hem ... hem ... geri götürmek ilgilenmek, göz kulak olmak başarmak, ulaşmak ele geçirmek kaynak
187
F
EN
bağ bağ pv pv v v n
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
DEFINITION STUDY - 3 achieve believe like no
cooperative both and supply
words acquire raise certain
aggressive in fact new
definition
survive offspring word
1
similar to or in the same way as someone or something
2
involving people working together to achieve the same aim
3
completely sure of something, or knowing without doubt that something is true
4
to feel certain that something is true or that somebody is telling you the truth
5
used to give extra details about something that has just been mentioned
6
to provide things that people want or need, often over a long period of time
7
to increase an amount or level
8
to get something
9
used to emphasize that you are talking about two people or things
10
to succeed in doing something good, usually by working hard
11
the child of a person or animal
12
not existing before; recently made, invented, introduced, etc.
13
behaving in an angry and violent way towards another person
14
to continue to live after almost dying because of an accident, illness, etc.
188
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 SUFFIX & PREFIX STUDY -ant -ive -ion
-er -ness -able
SUFFIXES -ing -ist -ed PREFIXES
-ly -ry -est
-ful -al -ment
inno 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25
main word serve hizmet etmek purpose amaç
effect etki
chemical kimyasal appreciate takdir etmek slight ufak, küçük achieve başarmak
derived word servant server service serving purposely purposeful purposefully effective effectiveness ineffective ineffectiveness ineffectively chemically chemist chemistry appreciation appreciable appreciative appreciatively slighted slightest slightly achievement achiever achievable
F n n n n adv adj adv adj n adj n adv adv n n n adj adj adv adj adj adv n n adj
189
TR
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2
centre shallow periodic instance
variety constructive sensitive helpful
respectable direct inspection risk no 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20
ridiculous comprehensive cave wide EN
COLLOCATION STUDY MAIN WORDS cardiovascular evaluation dirty conflict substantial extent forthcoming novel AUXILARY WORDS business invention greatest town engagement event original incredibly
citizen interaction wonderful notion multiple particularly domestic disadvantage
TR kardiovasküler risk orjinal roman çok çeşitli iç çatışma doğrudan etkileşim şehir merkezi çıkacak olan olay kirli iş saygıdeğer vatandaş çoklu örnek en büyük boyut inanılmaz bir şekilde yardımsever saçma düşünce yapıcı sözleşme mükemmel icat özellikle hassas periyodik denetleme sığ mağara önemli dezavantaj kapsamlı değerlendirme
190
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 no 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15
word purpose appropriate possess appreciate frustrated journey aggressive raid offspring capture purposeful instance forthcoming notion ridiculous
convenient ambitious attack admire catch aim dissatisfied tour have apprehend case deliberate thought silly suitable assault wilful bust
F n adj v v adj n adj n n v adj n adj n adj
adj adj n v v n adj n v v n adj n adj adj n adj v
boast
v
enjoy
v
intentional
adj
SYNONYM STUDY - 1 synonymous with
uygun hırslı saldırı hayran olmak yakalamak amaç memnun olmayan tur sahip olmak tutuklamak vaka kasıtlı düşünce aptal uygun saldırı kasıtlı enselemek sahip olmak, övünmek tadını çıkarmak, sahip olmak, eğlenmek kasıtlı
WORDS value unhappy baby plan arrest travel right conscious coming invasion trip own idea example intended upcoming intention absurd
v adj n n v n adj adj adj n n v n n adj adj n adj
değer vermek mutsuz bebek plan tutuklamak seyahat doğru bilinçli yaklaşan, gelen istila seyahat sahip olmak fikir örnek kasıtlı yaklaşan niyet, amaç tuhaf, absürt
pilgrimage
n
dini seyahat (hac)
excursion
n
seyahat (gemi ile)
191
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 PREPOSITION STUDY NO 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
EN ------ the purpose ------- doing sth ------ purpose to interact ------ sth to be frustrated ------ sth to take care ------ sth ------ instance interaction ------ two things to be dissatisfied ------ sth ------ this case ------ the intention ------ doing sth
TR bir şey yapma amacıyla bile bile, kasten bir şey ile etkileşimde olmak bir şeye çok kızmak bir şey ile ilgilenmek örneğin iki şey arasında etkileşim bir şeyden memnun olmamak bu durumda bir şey yapma niyetiyle
192
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 no 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61
EN exit forever renewable plant cut down dig conserve use up pipe faucet leak choice dishwasher turn off sensitive potentially harmful stimuli benefit arise pathway relay mechanism sensitization normally intense damaging mediate design needle prick story mankind nevertheless familial personal deteriorate care what is more worldwide account for twice numerous education therefore restricted security reality housing pension viability labour sustainability tendency harm harm harmfully harmless unharmed normal normality
REVISION – 18 | 19 | 20 F TR n çıkış, ayrılma adv daima, sonsuza kadar adj yenilenebilir n bitki, fabrika pv kesmek, azaltmak v kazmak, araştırmak v korumak pv tüketmek, harcamak n boru, pipo n musluk n sızıntı, kaçak n seçim n bulaşık makinesi pv kapatmak adj hassas, duyarlı adv imkan dahilinde adj zararlı n uyarıcı n fayda, yarar v ortaya çıkmak, meydana gelmek n patika, yaya geçidi v söylemek, bildirmek n mekanizma, düzenek n duyarlılaştırma adv normalde adj yoğun adj zararlı, zarar veren v aracılık etmek v tasarlamak n iğne, tığ n batırma, iğneleme n hikaye, öykü n insanoğlu bağ yine de adj ailevi adj kişisel v kötüleşmek, bozulmak v bakmak, ilgilenmek bağ ayrıca adj dünya çapında pv oluşturmak, açıklamak adv iki kez, iki defa adj çok, sayısız n eğitim bağ bu yüzden adj sınırlı, kısıtlı n güvenlik, garanti n gerçek, hakikat n yerleşim, iskan n emekli maaşı n tutarlılık n çalışma, iş, emek n sürdürülebilirlik n eğilim v zarar vermek n zarar, ziyan adv zararlı bir şekilde adj zararsız adj zarar görmemiş adj her zamanki gibi, normal n normallik
193
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124
abnormal abnormality abnormally man manned unmanned number numeral numerical outnumber educate educated educational educator educative educationally firmly outstanding malnutrition fragile provoke distinction reduction acute aggression dilemma viral deliberately essential accomplishment freedom thread scenario election exhaust perfect violent selection weaken deplete trend detrimental safe work tale decline fierce training worsen placebo trial inactive subset neither in addition unexpected undermine plane flat corner angle inside triangle
adj n adv n adj adj n n adj v v adj adj n adj adv adv adj n adj v n n adj n n adj adv adj n n n n n v adj adj n v v n adj adj n n v adj n v n n adj n det bağ adj v n adj n n n n
garip, anormal anormallik anormal bir şekilde adam, insanoğlu içinde insan olan insansız numara, sayı rakam sayısal sayıca fazla olmak eğitmek eğitimli eğitimsel eğitimci eğitici eğitim yönünden sıkıca göze çarpan kötü beslenme kırılgan kışkırtmak, neden olmak ayırım azalma şiddetli, güçlü saldırganlık ikilem virüsle ilgili kasten, bilerek gerekli başarı, tamamlama özgürlük, hürriyet iplik, tel senaryo seçim tüketmek mükemmel, ideal şiddetli seçim zayıflatmak, güçsüzleştirmek azalmak, tükenmek eğilim zararlı emin, güvenli iş, meslek, çalışma öykü, hikaye azalmak, reddetmek şiddetli eğitim kötüleşmek teselli ilacı deneme, mahkeme hareketsiz alt küme hiçbiri ayrıca beklenmedik zayıflatmak, baltalamak uçak düz, havasız, sıkıcı köşe açı içi, iç taraf üçgen
194
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187
vertice length rectangle philosopher founding initially secure lastingly peace boost reconstruction after gradually partnership single currency lastly fundamental structure institution formulate nearly edge flat flatten lengthen peaceful peacefully singular structural structurally restructure achievement bone precise indifferent figure revolutionary impress oblige practically senseless observer seemingly represent willingly waste pivotal outlook radically invent retirement immediately broken slowly impel force stretch demolish erode broaden wear down tear down
n n n n n adv adj adv n v n bağ adv n adj n adv adj n n v adv n n v v adj adv adj adj adv v n n adj adj n adj v v adv adj n adv v adv n adj n adv v n adv adj adv v v v v v v pv pv
köşe uzunluk, boy, süre dikdörtgen filozof kuruluş başlangıçta güvenli dayanıklı, sürekli barış, huzur artırmak, yükseltmek yeniden yapım, yeniden inşa -den sonra aşama aşama ortaklık, işbirliği tek, bekar para birimi son olarak temel, asıl yapı, bina kurum şekillendirmek, açık seçik anlatmak yaklaşık kenar, eşik, avantaj daire düzleştirmek uzamak, uzatmak barışçıl, huzurlu barışçıl şekilde tekil, eşsiz yapısal yapısal olarak yeniden yapılandırmak başarı kemik tam, kesin kayıtsız, umursamaz rakam, şahsiyet, şekil devrim yaratan etkilemek zorunda bırakmak yaklaşık, hemen hemen anlamsız gözlemci görünüşte temsil etmek istekli bir şekilde israf, artık çok önemli hayata bakış, görünüm kökten, derinden icat etmek emeklilik hemen, aniden kırık, bozuk, arızalı yavaş yavaş zorlamak, iteklemek zorlamak uzanmak, yaymak, germek yıkmak aşınmak, yıpranmak genişletmek yıpratmak, gücünü tüketmek yıkmak
195
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250
level compel radical serve purpose interact time-release practicality get into appropriate navigate destination orally pill inject vein indirectly suppository deliver expanse master craftsman possess appreciate reasonable presume extraordinary exquisite slightly frustrated wolf chemically journey delivery ant both ... and aggressive in fact raid enslave offspring take care of carry back slave capture supply mode target effective servant serving purposeful purposefully purposely chemical chemist chemistry appreciated appreciation appreciative appreciatively slight achiever
adj v adj v n v adj n pv adj v n adv n v n adv n v n n n v v adj v adj adj adv adj n adv n n n bağ adj bağ n v n pv pv n v v n n adj n n adj adv adv adj n n adj n adj adv adj n
düz, yatay, seviyeli zorlamak köklü hizmet etmek amaç etkileşimde olmak yavaş salınımlı uygulanabilirlik girmek, binmek, seçilmek uygun yolunu bulmak, seyretmek varış yeri ağızdan, sözlü olarak hap, ilaç iğne yapmak, eklemek toplar damar dolaylı olarak fitil teslim etmek açıklık, geniş alan usta, patron zanaatkar, usta sahip olmak beğenmek, takdir etmek mantıklı, makul sanmak, tahmin etmek olağan üstü harika, enfes biraz, hafif derecede öfkelenmiş kurt kimyasal açıdan gezi, yolculuk teslimat karınca hem ... hem ... sinirli aslında, gerçekten baskın, saldırı esir etmek evlat, yavru, döl ilgilenmek, göz kulak olmak geri götürmek köle ele geçirmek sağlamak, temin etmek biçim, tarz hedef etkili hizmetçi, uşak porsiyon, servis kasıtlı, amaçlı kasten, amaçlı kasıtlı kimyasal kimyacı kimya takdir edilen takdir, teşekkür değer bilen müteşekkir durumda biraz başaran
196
www.remzihoca.com
Vocabulary Attack 2 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295
shallow periodic instance dirty forthcoming conflict citizen interaction wonderful notion respectable inspection ridiculous comprehensive cave wide business engagement domestic convenient ambitious admire dissatisfied tour apprehend case deliberate silly assault wilful boast intentional value unhappy baby arrest travel invasion trip intended upcoming intention absurd pilgrimage excursion
adj adj n adj adj n n n adj n adj n adj adj n adj n n adj adj adj v adj n v n adj adj n adj v adj v adj n v n n n adj adj n adj n n
sığ periyodik örnek, vaka pis, kirli, açık saçık yaklaşan, gelecek çatışma, anlaşmazlık yurttaş etkileşim şahane, çok güzel görüş, düşünce saygı değer denetleme, kontrol saçma, gülünç kapsamlı, detaylı mağara geniş, yaygın iş , iş yeri nişanlılık, sözleşme iç, evcil uygun hırslı hayran olmak memnuniyetsiz gezi, seyahat kavramak, tutuklamak durum, vaka, dava kasti, planlı şaşkın, önemsiz saldırı kasıtlı böbürlenmek kasıtlı değer vermek, fiyat biçmek mutsuz, üzüntülü bebek tutuklamak yolculuk, seyahat istila gezi, yolculuk kasıtlı, planlanmış gelecekteki niyet, amaç saçma, aptalca hac yolculuğu gezi, seyahat
197
www.remzihoca.com
