Hazırlayan: Öğr. Gör. Recep SOLUK A.İ.B.Ü. GEREDE MESLEK YÜKSEKOKULU Deri Teknolojisi Programı
Temel Deri Teknolojisi Ders Notları
Deri ve Dericilik Mamul deri üretiminde kullanılan ham deri yapısı, dokusu, kimyasal bilişimi ve diğer özellikleri kendine has olan doğal bir üründür. Deri, canlı hayvan vücudunda çok çeşitli fonksiyonları yerine getirir. Deri et üretiminde yan ürün olarak elde edildiği için üretim miktarı et üretimi ile sınırlıdır. Dericiliğin Türkiye’de ve Dünyadaki Yeri ve Önemi Dericilik Osmanlı İmparatorluğunun yükseliş döneminde hızla gelişmiş ve Türk derileri dış ülkelerde aranır olmuştur. XVI ve XVII. yüzyıllarda dericilik en parlak devrini yaşamıştır. Osmanlı döneminde savaş gereçlerinin büyük kısmının özellikle deriden yapılması dericiliğin önemini artırmıştır. Ayrıca İstanbul ve Ankara müzelerinde bulunan XVIII. yüzyıla ait savaş elbiseleri, deri hurçlar, çok sayıda kitap ciltleri dericilik sanatının ne derece önemli olduğunu göstermektedir Türkiye’de deri sektörü 1993 yılından itibaren modern teknolojiye sahip makine ve yatırımlarla Organize Sanayi Bölgelerinde üretim yapmaya başlamış ve üretim kapasiteleri de büyük oranda artmıştır. Derinin Histolojik Yapısı Bir hayvanın derisi sadece koruyucu bir örtü olmayıp, bir çok fonksiyonları olan ve dolayısıyla yapısı da biraz karışık bir organdır. Histolojik bakımdan bütün memelilerin derileri yapıca az çok birbirine benzer ve esas itibariyle üç tabakadan meydana gelmiştir. Bu tabakalar da ayrıca bölümlere ayrılır. Deriyi meydana getiren tabakaları basit olarak şu şekilde sıralayabiliriz: A)Epidermis B)Dermis C)Hipodermis
1
Epidermis Epidermis, derinin en dış tabakasını teşkil eder ve kendinden sonra gelen dermis tabakasına oranla çok incedir. Kalınlığı, farklı hayvanlarda değişiktir. Epitel hücreler deri yüzüne yaklaştıkça beslenemediklerinden su kaybı sonucu boynuzlaşırlar. Şekilleri de deri yüzeyine yaklaştıkça yassılaşır. Böylece en üstteki tabaka tamamen boynuzlaşmış ölü hücrelerden ibarettir. Bundan dolayı “Corneum” tabakası adını da alır. Hayvan yaşadığı sürece corneum tabakası ince pulcuklar halinde dökülür ve bunların yerini aşağıdan gelen hücreler alır. Epidermis tabakası kan damarını ihtiva etmez. Hücrelerin beslenmesi dermis tabakasındaki kan ve lenf sisteminden difüzyon yoluyla olur. Bazal hücrelerin bir çoğu; dermisin papiller tabakasına girmiş yarım şeklinde çıkıntılara sahiptir. Bu çıkıntılar epidermisin dermisle bağlantısını sağlar. Epitel hücreleri sadece epidermisi değil aynı zamanda kıl, yağ ve ter bezlerini meydana getirir. Epidermisin alt tabakalarındaki hücreler deri ve kıla renk veren pigment taneciklerini ihtiva ederler.
2
Dermis Bu tabaka, epidermis tabakasından “Bazal zar”ile ayrılır. epitel hücrelerinin beslenmesi dermisin üst yüzeyine kan damarlarıyla gelmiş besin maddelerinin bu zardan geçmesi ile olur. Dermis, dericilikte istifade edilen esas deri tabakasıdır. Esas itibari ile bağ dokudan meydana gelmiştir. Dermiste bulunan başlıca bağ doku tipleri kollegen, elastin ve retikülindir. Ancak büyük çoğunluğu kollagen meydana getirir ki bu, deriye form veren en önemli maddedir. Dermis papillar tabaka girintili çıkıntılıdır ve dericilikte sırça tabakası adı verilen tabaka budur. Kıl köklerini, salgı bezlerini ve kasları ihtiva eder. Sırça tabakası dermisin sadece az bir kısmını teşkil eder. Kalınlığı derinin tipine göre değişir. Sırça tabakada bağ doku lifleri oldukça az ve incedir. Bunlar kompakt olarak birbirlerine bağlanmış olup görülen muntazam bir sıralanmaları yoktur. Kıl deliklerinin dizilmeleri ile meydana gelen sırça tabakanın şekli her hayvan türü için karakteristiktir. Mamul derinin üst yüzünde bu farkları müşahade etmek mümkündür. Böylece çeşitli hayvanlardan elde edilen deriler birbirinden ayırt edilebilir. Bütün memeli hayvanların derilerinde ve bir hayvanın her nahiyesinde mutlak surette bu papiller bulunmaz. Mesela koyunda omuz, kuyruk dibi ve butların içinde bu girinti çıkıntılar hemen hemen yok gibidir. Lif demetleri papilla tabakasında sıkı bir yapıdadır. Aşağılara gidildikçe gevşer. Bu gevşek kısma retiküler tabaka denir. Retiküler tabaka birbirine geçmiş kollegen liflerinden meydana gelmiş olup kollagen lifleri iyice tbirbirine geçmiş demetler meydana getirirler. Retiküler tabaka derinin esas tabakasıdır. Bu tabakanın lif demetleri sırça tabakadakilere nazaran daha geniştir. Kollagen lifleri genellikle dalgalı ve silindir şeklindedir. Çok sık paketlendikleri bölgelerde, daire şeklindeki enine kesitleri değişerek hegzaganol bir şekil alır. Bu doku her yöne uzanan ve bir ağ teşkil edecek şekilde birleşen çok ince flamentlerden ibarettir. Retiküler doku lifleri kollagen lif demetlerinin etrafını bir zarf gibi sararlar. Bu doku lifleri sırça tabakasında çok sıktır. Retiküler tabaka toplam deri kalınlığının %45–80 ini teşkil eder. İnce derilerde dermisin örgülü kısmı gayet ince bir şerit halindedir. Dermis tabakasının elastiki liflerinin ve kollegen lif demetlerinin sıklığı ve sık örgülü kısmının kalınlığı derinin kıymeti üzerinde etki eder. Esasen deri sanayinde mamul deri olarak elde edilen maddede dermis tabakasıdır. Derinin kan ve lenf damarları bakımından en zengin olan, dolayısıyla en fazla beslenen kısmı da budur.
3
Hipodermis Hipodermis dokusu gevşek bağ dokusudur ve dermisi vücuda bağlar. Yağ depo eden, elastik ve kas dokuyu ihtiva eder. Hipodermisin alt kısmındaki dokuya subcutaneous doku adı verilir. Bu dokular dericilikte leş olarak adlandırılan dokulardır ve sepileme işleminde mekanik olarak deriden uzaklaştırılır. Yüzme esnasında vücut, ssubcutaneous doku ve hipodermisten deri kasları sayesinde ayrılır. Bu sırada dermiste meydana getirilecek kesikler mamul deriyi meydana getirecek lifleri tahrip edeceğinden derinin değerini düşürür. Bu nedenle iyi bir yüzme sepicinin işini büyük çapta kolaylaştırır. Yağ, yağ dokusu halinde derinin iç yüzünde bulunur. Yüzme iyi yapılmamışsa oranı yüksektir. Yağın miktarı ve yayılışı hayvanın cinsine, yaşına, sıhhatine ve mevsimlere bağlı olarak değişebilir. Merinos koyunlarında yağ, deri ağırlığının %20 si olabilir. Buna mukabil genç boğa derilerinde ise sadece %0.75 kadardır. Yağ nispeti fazla olduğu zaman sepilemeden sonra deriler göze çarpar nispette yağlıdır. Mesela koyunlarda yağ hücreleri bazen o kadar fazla olur ki dermisin lifli yapısını bozarak zayıflamasına veya çatlak olmasına sebep olur. Yağ bilhassa sıcak havalarda veya konserveleme tuzlu kuru yapıldığında deriyi kokutur. Kıl: Kıl, yün ve kalın kıllar hayvanı soğuğa ve mekanik etkilere karşı korur.Kıllar, kimyasal ve histolojik yönden üzerinde bulunduğu üst deri ile aynı özelliklere sahiptirler. Kılların üst bölümleri deri yüzeyinden dışarı çıkarlar. Alt bölümü ise; üst deride bulunan tulum şeklindeki yuvaların içine yerleşmişlerdir. Kıl çıkış yatağında (kıl kökü) ayrıca yağ bezleri de vardır. Bunlar çeşitli büyüklüktedirler. Kılın, derinin içinde kalan kısmına kıl soğanı denir. En alttaki bölümüne ise kıl kökü denir. Ayrıca kılda, kılın hareketliliğini sağlayan kıl kası da vardır.
4
Kıl yapısı şöyledir: • • •
Kutikula tabakası (en dıştaki tabaka) Korteks tabakası (kutikula ile öz tabaka arasındaki tabaka) Öz kanalı veya medüla
Kılın deri içindeki görünümü
Derinin Kimyasal Yapısı Hayvan derisi proteinler, az miktarda yağ ve mineraller ile fazla miktarda sudan oluşur. Bu maddelerin her birinin payı derinin türüne, ırka, yaşa, cinsiyete ve yaşam koşullarına göre değişir.
5
Derinin kimyasal yapısı DERİ ÇEŞİTLERİ Sığır Derileri
Dişi Hayvan Derileri Düve derisi: Henüz buzağılamamış genç dişi sığırdan elde edilen deridir. Deri kalitesi gayet iyidir. Deriler homojen ve çok ince bir kollagen yapısına sahiptir. İnek derisi: çoğunlukla buzağılamış yaşlı sığır derileridir. Çok fazla gebelikten dolayı karın ve yanlarda esnemeler ve genişlemeler görülür. Bundan dolayı deri kalitesi düşüktür. Dana Derisi: Henüz gelişmemiş erkek hayvan derisidir. Genç Doğa derisi: Henüz gelişimini tamamlamamış fakat cinsel yönden aktif erkek hayvan derisidir. Boğa Derisi: Bir yaşından büyük erkek sığırların derisidir. Damızlık olarak seçilirler. Bu nedenle deri dokusu daha kötü durumdadır. Kollagen lif dokusu derinin muhtelif bölgelerinde farklı şekil ve biçimlerde bulunmaktadır.
6
Bu durum, işlenerek herhangi bir giysi ya da eşya haline getirilecek olan ham deriden hangi tür mamul derinin elde edileceği konusundaki temel esasları teşkil eder. Alanı 2 m2'den 5-6 m2'ye kadar olan sığır derilerinin kollagen lif dokusu oldukça iyidir. Ancak ham derinin elde edildiği hayvanın ırkı ve yetiştiği bölgeler ile ağırlık sınıfları mamul derinin özellikleri üzerinde kesin bir rol oynar. Kültür ırkı hayvan derileri ile doğal koşullarda yetişen hayvanların derileri arasında da büyük farklılıklar vardır. Derilerin ağırlık sınıfı arttıkça çoğunlukla işlenmeden önce veya işlenmeleri sırasında kropon, boyun, etek ve etekleri alınmış kanat olarak parçalara ayrılırlar ve bu şekilde elde edilen farklı deri kısımları üretilmesi amaçlanan mamul deri tipine göre farklı farklı üretim yöntemleri ile işlenirler. Örneğin kropon kısmı kösele, etekler yüzlük, boyun saraciyelik olarak işlenebilir. Ayrıca ciltli ve yarma deriler de birbirlerinden çok farklı olmalarına rağmen, bunlar da istenen amaca uygun bir şekilde yine ayrı ayrı üretim teknikleri ile işlenebilirler. Doğal koşullarda yaşayan büyükbaş hayvan derilerinde deri zararları oldukça fazladır ve bu tür sığır derilerinin ağırlıkları ortalama olarak 10-25 kilogram arasında değişmektedir. Kültür hayvanlarının ağırlıkları ise ortalama olarak 30-35 kilogram arasındadır. Sığır derilerinin cildindeki kıl gözenekleri homojen bir dağılım gösterir. Kıl gözeneklerinde tipik bir diziliş veya bir form yoktur. Derinin alt kısmındaki yani et yüzündeki veya yarma derilerin üst kısmındaki lifler bariz bir şekilde kaba yapılıdır Buzağı derilerinin birim alanında ise çok sayıda kıl gözeneği bulunduğundan, bunların cilt görünümü sığır ve dana derilerine göre daha zariftir. Deri kalınlığının % 25-33'ünü oluşturan papilla tabakası çoğunlukla "İntrakutan" denen damarlar ile kaplanmıştır ve bu damarlar mamul deri cildinde kesintisiz olarak görülebilirler. Çok ince olan kollagen liflerinin birbirleri ile oluşturduğu ağsı doku sığır derisinde olduğu gibi sık ve sağlamdır. Nispeten büyük olan buzağı derilerinin alanı 0.7 m2'den başlayarak 1.7 m2'ye kadar ulaşır. Besi buzağıları ile danalarda ise deri alanı yaklaşık 2.5 m2'ye ulaşmaktadır. Böylelikle buzağı derileri ile sığır derileri arasında bir çakışma olmaktadır. Bu nedenle 2.5 m2 değeri sınır olarak kabul edilmekte ve bu değerin üzerinde alana sahip olan buzağı derileri sığır derisi olarak kabul edilmektedir.
7
İnce ciltli buzağı derileri özellikle ayakkabı yüzlük derileri ile portföylük derilerin üretiminde kullanılmaktadır.
Manda Derileri
8
Manda derileri sığır derilerinden daha kaba görünüşlü olup, sırça görünümleri daha pürüzlü bir yapıya sahiptir. Sırçada kalın kılların porları (gözenekleri) oldukça azdır. Karakteristik olarak kaba üst kılların kıl yatakları oldukça belirgindir Manda derileri daha ziyade teknik derilerin imalinde kullanılmakla birlikte son zamanlarda doğal görünümün ön planda tutulduğu yerlerde de kullanılmaya başlanmıştır. Hindistan'da yaşayan bir manda türü olan ZEBU (Kipse), sığır derisine benzemekte ve sadece boyun kısımlarındaki karakteristik yapıları ile ayırt edilebilmektedirler.
At ve Beygir Derileri At derileri de diğer tek tırnaklı hayvanlarda olduğu gibi boyun ve kropon (ayna) kısımlarından oluşmaktadır ve her iki kısım yapı itibariyle birbirinden çok farklıdır. Yalnızca zebra derilerinde boyun ve kropon kısımları arasında bir fark bulunmamaktadır. At ve beygir derileri sadece tuzlanmış deriler halinde bulunmakta ve ticarette kuyruktan kulak dibine kadar olan uzunlukları üzerinden işlem görmektedirler. Bu sınıflandırma aşağıdaki gibi yapılmaktadır. At ve Beygir Hamderileri 179 cm'ye kadar 180-199 cm 200-219 cm 200 ve üzeri At derileri iki kısımdan oluşmaktadır: Bunlardan birincisi sırt çizgisinin her iki tarafında kalan ve AYNA olarak tabir edilen kısım, ikincisi ise boyun kısmıdır. Boyun kısmı ise aynaya göre daha gevşek strüktürlü olduğundan bu kısım genellikle yüzlük deri olarak işlenmektedir.
9
Sırça yapısı, ortada kalın bir kıl gözeneği olmak üzere bunun etrafını sarmış ince kıl gözeneklerinden oluşan bir görüntü verir. Bu görünüm nedeni ile bu tür derilerin sırçaları keçi derisine benzemektedir, ki bu sebeple bu tür derilere "AT veya BEYGİR ŞEVRO DERİLERİ" de denmektedir.
Keçi Derileri Keçi derileri, tabakaları arasındaki sıkı bağlar ve yoğun strüktürleri nedeni ile çok yönlü olarak kullanılabilmektedirler. Özellikle yarım ay şeklinde deri içine yatay olarak uzanan kıl yatakları ile bunların üzerlerinde bulunan ince lif gözenekleri içeren sırça görünümü oldukça tipiktir. Ayrıca belirgin sırt çizgileri ile ince uzun formları karakteristiktir. Keçi derilerinin özellikleri büyük ölçüde ırka, yetiştirildiği bölgeye ve kesim zamanına bağlıdır. Bir diğer ifade ile mamul derilerin özelliklerini yukarıdaki değişkenler tayin etmektedir. Genç keçi derilerden yani oğlaklardan başlamak üzere yaşlı keçi derilerine kadar uzanan geniş yelpaze içinde sırasıyla eldivenlik, giysilik ve yüzlük hatta sahtiyan deri mamulleri olan giysilik ve eldivenlik deriler gibi mamul deri türleri rahatlıkla üretilebilmektedir. Keçi derilerinin yanında pek çok antilop türünün derileri de gerek sırça görünümleri gerekse yapısal özellikleri bakımından keçi derilerine benzer özellikler göstermektedirler.
10
Koyun ve Kuzu Derileri Koyun ve kuzu ham derilerinden üretilmiş mamul deriler arasında kalite bakımından büyük farklılıklar vardır. Bu farklılıklar ince yünlü koyun ırklarından kıl koyunu türlerine kadar olan yelpaze içinde görülür. Koyun ve kuzu derileri bazı hallerde keçi derisi karakteri veya özellikleri gösterebilirler. Yapağı gömleği ne kadar ince ve kıvrımlı yüne sahipse, yün derinin korunması fonksiyonunu o kadar fazla üstlenir ve bu nedenle deri gevşek yapılı ve çoğunlukla yer yer yağ kümeleri ile kaplanmış durumdadır Bu yağ kümelerinin deri işlentisinde uzaklaştırılması sonucu mamul derilerde boşluk ortaya çıkar. Ayrıca deri kalınlığının % 60'ını oluşturan papillar tabakanın çok fazla gevşemesi ile bu tabakanın retikular tabaka ile bağlantısı zayıflar. Ham deriden başlamak suretiyle koyun derilerinin kullanım amacına göre seçilmesi çok önemlidir. Burada, mamul derinin giysilik deri mi yoksa hafif yüzlük deri mi ya da astarlık deri mi olacağı önem taşır. Koyun derileri kıl kökü yataklarının düzensiz dağılımından tanınabileceği gibi, çift ciltlik (çift katlılık) gösterme eğiliminden de tanınabilirler. Koyun derileri keçi derilerine oranla daha geniştirler ve boyları ile enleri pratikte aynı kabul edilebilir. Keçi derilerinin aksine ciltlerinin uzaklaştırılması veya yarılması ile bu gözeneklerin dizilişi daha belirgin bir şekilde görülür. Keçi derilerinde ise cildin kısmen uzaklaştırılması halinde cildin hemen altındaki kaba kılların gözeneklerini tanımak mümkün değildir. 11
Öte yandan kıl koyunu derileri, keçi derilerine oranla daha geniş ve daha uzuncadır. Kıl koyunu derilerinin kullanım alanı, koyuna ya da keçiye ne derece benzediğine bağlıdır.
Domuz Derileri Güney Amerika'da bulunan ve bir yaban domuzu olan "PEKARİ" domuzlarının derileri klasik eldivenlik deri yapımına çok uygundur. Bunlar çok yumuşak ve esnek olan tipik bir sırçaya sahiptir. Sırça, hafif bir eğri oluşturarak yan yana duran üç kalın kıl gözeneği ve bunların etrafını saran ince kıl gözeneklerinin oluşturduğu yapı ile kaplanmış vaziyettedir. Bu hayvanların ham derileri üzerinde kurşun deliklerinin bulunması ve konservasyonlarının çok geç yapılmış olması derinin ancak belli bir kısmının kullanılmasını mümkün kılmaktadır. Evcil domuz derileri ise yabani domuzlara oranla daha sıkı bir yapıya sahiptirler. Üçgen şeklindeki kıl gözenekleri tüm deri yüzeyine yayılmıştır ve bu kaba kalın kıllar deriyi boydan boya kat etmektedir. Bu tür domuz derileri pratik olarak papillar tabakadan oluşmaktadır. Bu nedenle diğer domuz derilerinin aksine etekler ve kropon arasında büyük yapısal farklar bulunmaktadır. Ayrıca boyun bölgeleri de sıkı bir lif yapısı göstermektedirler. Domuz derileri giysilik, yüzlük, eldivenlik ve saraciyelik deri olmak üzere çok geniş bir üretim alanında rahatlıkla kullanılabilirler. Domuz derileri ticarette elde edildiği bölgeye göre kropon ya da bütün deri olarak işlem görürler.
12
Yaban Hayvanı (Wild) Derileri Yaban hayvanı derileri denildiğinde sığır derilerinin aksine tamamen doğada serbest halde yaşayan geyik, karaca, dağ keçisi ve benzeri hayvanların derileri anlaşılır. Bu hayvanların postları çok sayıdaki kıllar ile kaplı olduğundan gevşek yapılı bir papillar tabakaya sahiptirler ve bunun bir sonucu olarak da daha ziyade semi deri üretiminde kullanılırlar Bu derilerin ciltleri blöse durumunda iken semi tabaklamaya girmeden önce mekanik olarak uzaklaştırılır. Bu tür deriler temizlik derileri olarak, hamile giysisi olarak ve ortopedi sektöründe geniş çapta kullanılır. Günümüzde krom ile tabaklanmış geyik derileri giysilik deri yapımında kullanılmaktadır. Yaban derileri arasında kanguru derilerinin ayrı bir yeri vardır. Bu hayvan türünün derileri yüksek kopma mukavemetleri nedeni ile diğer derilerden ayrılırlar. Bu nedenle örneğin ağır spor ayakkabıları ve dans ayakkabılarının üretiminde kullanılan yüzlük deriler kanguru derilerinden üretilmektedir
13
Sürüngen (Reptil) Derileri Bu derilerin dış yüzeyleri balık pullarında olduğu gibi boynuzlaşmış bir tabakadan meydana gelmektedir. Çeşitli sürüngen tiplerine ait deriler karakteristik pulcukları ve boynuzsu yapıları ile diğer derilerden kolaylıkla ayrılırlar. Boynuzlaşma yaş ilerledikçe arttığından daha çok genç hayvanların derileri tercih edilir. Bu iş için özellikle Avustralya'da "KROKODİL" çiftlikleri kurulmuştur. Bu tip derilerde kollagen lifleri deri yüzeyine paralel olarak uzandığından yüksek form tutma stabilitesine sahiptirler ki, bu nedenle özellikle bayan el çantalarının imalatında özellikle aranırlar. Bu tür deriler genellikle portföy ve küçük bayan çantası yapımında kullanılmakla birlikte, kemer ve ayakkabı sektöründe de az miktarda kullanılmaktadırlar.
14
Timsah derisi
Deri Kalitesini Etkileyen Faktörler Bir hayvan derisinin kalitesi menşeine (geldiği yer), yaşam koşullarına, beslenmelerine, cinsiyetine, türüne ve yaşına göre değerlendirilir. Bunların dışında başka nedenlerden dolayı da hata ve kusurlar oluşabilir. Menşei: Avrupa’da yetişen hayvan derileri genellikle evcil hayvan derileri olarak nitelendirilmektedir. Bunlar genellikle çiftliklerde yetişen kesimlik veya kasaplık hayvanlardır. Deri dokuları çok iyi bir yapıdadır ve yumuşaktır. Avrupa dışında yetişen bazı hayvanlardan elde edilen derilere ise yabani hayvan derileri diyoruz. Bu hayvanlar sürü halinde açık havada yaşarlar. Sürüye ait olduğunu belirtmek için vurulan damgalar deri yüzeyinde hata olarak değerlendirilir. Genellikle evcil hayvan derileri yabani hayvan derilerinden daha kıymetlidir. 15
Çünkü Avrupa’da yetişen kullanıma daha elverişlidir.
hayvanların
deri
oluşumları yaşama
şartlarından dolayı
Hayvanın Yaşı: Hayvan ne kadar yaşlı ise o oranda da kötü bir deri kalitesi, gevşek bir deri dokusu ve kalın bir sırça ortaya çıkar. Hayvanın Cinsiyeti: Dişi hayvanlardan alınan deriler erkek hayvan derilerine oranla daha sıkı bir deri yapısına ve daha ince bir sırçaya sahiptirler. Hayvanın Yavrulaması: Dişi hayvan ne kadar çok yavrularsa deri kalitesi o kadar düşer. Irk: Melezlere oranla saf ırklar daima daha iyi bir deri kalitesine sahiptirler. Hayvanın Yaşadığı İklim: Sert ve soğuk iklimde yaşayan hayvanların derileri ılıman iklimde yaşayan hayvanların derilerine oranla, daha iyi bir deri dokusuna ve yüzeyine sahip ve daha az serttirler. Yetiştirme: Besi ve damızlık için seçilmiş süt, et ve yününden yararlanılan hayvanlarının derileri fazla kaliteli değildir. Bakım: Hayvanların bakımına özen gösterilmesi deri özellikleri yönünden çok önemlidir. Otlakta beslenen hayvanlar ahırda beslenenlere oranla daha iyi bir deri kalitesine sahiptirler. Beslenme: Hayvan ne kadar çok yeşil yiyecek ile beslenir ise o kadar iyi gelişir ve deri kalitesi de o derece iyi olur. Deri Durumu Derinin çeşitli vücut bölgelerine göre kalınlık farklılıkları vardır. İyi durumlu bir deri kenarlarda ve kenar bölgelerde orta bölgelerdeki kalınlığa sahiptir. Deri ve postların elde edilmesinde uygulanan yüzüm yöntemi her ülkede aynıdır. Bu kuyruk sokumundan başlayan karın üzerinden geçen ve gırtlağa kadar devam eden boyuna bir kesitle bacaklara doğru açılan yatay kesimden meydana gelir. Krupon (Croupon); bütün deri ve post türlerinde deri imalatı için en uygun bölümdür. Çünkü burada deri dokusu birbirine sıkı bağlarla bağlı kuvvetli ve düzgün bir görünümdedir. Boyun bölgesine doğru deri boyundan veya besi katlarından dolayı düzgün olmayan bir görünüm alır. Karın ve bacak bölgelerinde deri daha zayıf ve incedir. Karın ve bacak bölgelerinde doku zayıflığı kendini daha çok belli eder. İnek derilerinden elde edilen etekler gebelikten dolayı nispeten daha fazla esneme gösterirler.
16
Derinin kısımları Ham Deri Kusur ve Hataları Birçok deri kusur ve hatası deri kalitesini olumsuz yönde etkiler. İyi kalitede bir deri için birinci şart pürüzsüz yani hatasız bir deridir. Bundan dolayı deriyi tabaklayan kişi derideki hataları tanımalı ve dikkate almalıdır. Ham deride çok farklı nedenlerden dolayı çeşitli hatalar vardır. Ham derideki hatalar hayvanın yaşamı, derinin yüzümü ve konservasyon işlemi sırasında oluşur. Canlı Hayvandaki Kusur ve Hatalar Bu hatalar hayvanın yaşamı esnasında meydana gelen hatalardır. Mekanik Kusur ve Hatalar Burada hayvanın yaşamı esnasında herhangi bir nedenle mekanik etkiler sonucunda meydana gelen tüm hatalar anlaşılmaktadır. Dikenli Tel Sıyrıkları: Farklı derinliklerde sıyrık, yarıklar ve düzensiz şekillerdeki yaralardır. Bunlar açık (taze) veya kapanmış yaralar şeklindedir. Ancak tolalarda fark edilebilir.
17
Dikenli Çit ve Kaktüs Sıyrıkları: Bu hatanın da görünümü dikenli tel hataları gibidir. Ancak burada sıyrıklar daha az derinliktedir. Bu hatalar tola durumunda fark edilir. Boynuz Darbeleri: Çiftleşme döneminde genellikle bir dişi hayvana sahip olmak için erkek hayvanlar birbirleriyle savaşırlar. Bu da çoğunlukla karın ve yanlarda boynuz darbeleri oluşmasına yol açar. Kaşağı Sıyrıkları: Papiller yüzeyde oluşan az miktarda çizgiler şeklinde yaralardır. Paralel bir düzendeki çizgiler gruplar halinde ve deri yüzeyinde dağılmış durumdadırlar. Bu hatalar tola durumunda hatta çoğunlukla işlenmiş deride ortaya çıkar. Yanık İzleri: Bunlar sıcak veya soğuk damgalama şeklinde hayvan sahipleri tarafından işaretleme amacıyla diye uygulanır. Bu izler bazen derinin sadece sırça yüzünde ama çoğunlukla tüm deri kalınlığını etkilemektedir. Sürtünme İzleri: Belli bölgelerde kılların yolunması şeklinde ortaya çıkabileceği gibi ağır durumlarda apseli yaralanmalar şeklinde görülebilir. Bu yaralar ilerlemiş ise, yara izleri çoğunlukla ham deride de görülür. Kırkım Hataları: Sadece koyun derilerinde ve yünlerin kırkımı sırasında ortaya çıkan bir durumdur. Bunlar kırkım makası ile yeni oluşmuş veya kapanmış yaralar olabilirler. İyileşmiş olsalar bile ham derinin et yüzünden görülebilirler. Hastalıklar: Çoğunlukla siğil ve çıbanların sebep olduğu bir hatadır. Deri dokusu üzerinde açık veya iz bırakan yaralanmalar şeklinde görülür. Bunlara ilave olarak uyuz, kene ve bitin sebep olduğu hastalıklar sayılabilir. Avlanma Hataları: Usulüne uygun olmayan vurma sonucunda deride açılan delikler ve kesikler tüm deriyi değersiz hale getirebilir. Dışkı ve İdrarlardan Kaynaklanan Zararlar Dışkı ve idrardan oluşan hatalar genel olarak evcil hayvan derilerinin bacak ve karın bölgelerinde ortaya çıkan bir hatadır. İyi ve temiz bakım yapılmayan ahırlarda oluşurlar. Genellikle bu hataların ham deri durumunda anlaşılması zordur. Hatalı bölgeler diğer kısımlara oranla farklı bir renk alır. Sırça kalın kıl gözenekleri genişlemiş durumda olur. Kuvvetli etkilenme sonunda derinin sırça yüzü aşınmış ve mat bir görünüm alır. Parazitlerin Oluşturduğu Hatalar Yaşayan hayvan derisi üzerinde bazı canlılar tarafından oluşturulmaktadır. Bunlar yaşamak ve gelişimini sağlamak için başka bir canlıya gereksinim duyan asalaklardır. Bunlardan önemli olanlar: Nokra: Sinek larvaları tarafından oluşturulurlar. Bu sinekler daha çok meralarda, otlaklarda bulunan hayvanları, karaca, geyik ve ren geyiklerini tercih eder. Bu gibi yaralar derinin tamamen değerden düşmesine yol açar. 18
Kene: Keneler kan ile dolu olarak deriye yapışırlarsa bu hatalar genellikle ham deri durumundayken ortaya çıkabilir. Bu hataları ortadan kaldırmak için keneler çoğunlukla fırçalanarak yok edilir. Bu hatalar ham deride görülmez ve ilk kez tola durumunda fark edilir. Uyuz: Uyuz hatasının ham deri durumunda fark edilmesi mümkün değildir. İlk olarak tola durumunda 0,5 – 2 mm büyüklüğünde deri yüzeyinden daha farklı renkteki lekeler ile anlaşılır. Sivilce şeklindeki bu lekeler sarıdan mora doğru farklı renktedirler. Hayvanın kaşınması sonucu sırçada zedelenmeler görülür. Bit: Bu hatalar ham deri veya tola durumunda teşhis edilmesi çok zordur. Ancak bu hatalar büyüteç altında görülebilir ve bu şekilde (gözeneklerin genişlemesi) belirlenebilir.
doku zedelenmesi
Yüzüm Kusur ve Hataları Yüzüm kusur ve hataları ispire hataları olarak da isimlendirilir. Hayvan derisinin et yüzündeki bu hatalar, yüzücünün dikkatsizliği sonucu meydana gelmektedir. Ehil olmayan kişilerin yüzüm yapmaları sonucu deride çok fazla kayıplar oluşabilir. Ham Deride Konservasyon Hataları Konservasyon: Mikroorganizmalar tarafından parçalanabilen bir maddenin, çürükçül bakteriler ve küf mantarlarını öldürmek ve mikroorganizmaların yaşamsal faaliyetlerini engellemek suretiyle dayanıklılığını artırmak. için yapılan bir işlemdir. Konservasyon hataları: Ham derinin yüzülmesinden itibaren tabaklanmak üzere işlentiye gelene kadar geçen sürede oluşan hatalardır. Mikroorganizmaların Neden Olduğu Hatalar İki oluşum nedeni vardır: Kötü hava, yetersiz konservasyon veya çok geç yapılmış konservasyon Usulüne uygun yapılmış tuzlu konservasyon olmasına rağmen ortaya çıkan renk bozulmaları Hamlama Hataları: Başlangıçta konservasyon iyidir; fakat derilerin tabakhanelerde işlenmesine kadar geçen sürede derilerin rutubetlenmesi ve ısınması ile uygun ortam bulan bakteriler tekrar ürerler ve derinin hamlamasına neden olurlar. Hafif hamlama hataları fark edilemez. Orta derecedeki hamlama hataları koku ile kendini gösterir. Ağır hamlama sonucunda tuzlu konserve derilerde et yüzünde deri kaygan ve parlaktır, kokusu belirgindir, kılların dökülmesi ne kadar ilerleyebilir.
19
Böceklerin Neden Olduğu Hatalar Konserve edilmiş (özellikle de kurutulmuş ve tuzlu konservasyon görmüş) derilerde böcekler ve onların larvaları tarafından oluşturulan hatalardır (Örneğin, domuz derisinde oluşan yağ böcekleri gibi). Böcekler ve larvalar deriyi kemirerek boruya benzeyen delikler oluştururlar. Kimyasal Maddelerden Kaynaklanan Hatalar Konservasyon işlemi sırasında konservasyon tuzunun içerdiği kimyasal maddeler, konservasyon tuzunun kirli olması veya ilave edilen maddeler de deride leke oluşmasına sebep olur. Tuz Lekeleri: Bunlar tuz konservasyonu uygulanmış derilerin et yüzünde farklı büyüklüklerde sarıdan açık kahverengiye kadar olan lekelerdir. Tuz lekeleri beyaz renkli kalsiyum fosfat tuzunun kristalleşmesi sonucu ortaya çıkar. Sarı ve kahverengi olan lekelerin sebebi ise tuza demir bileşimlerin karışmasıdır. Bu lekeler etleme işlemi sırasında deriden uzaklaştırılır. Tuz İzleri: Hafif yeşilden açık mavi renge kadar küçük kabarık görünümdeki oluşumlardır. Konservasyon tuzundaki magnezyum kirleri ve hafif kuruma ile oluşur. Demir Lekeleri: Derinin et yüzünde küçük veya büyük formlara sahip pas rengi lekeler halindedir. Naftalin Lekeleri: Konservasyonda naftalin kullanılması sonucu oluşurlar. Daha çok koyun derilerinde görülürler.
Genel Deri İşlemleri Ham deri Genel olarak dericilikte kullanılan derilerde çizik, ispire hastalık izleri olmamalıdır. Cildi çok temiz deri toplam deri içinde çok az çıkar, yaklaşık bu oran %25 civarındadır. Tüm deri tiplerinde genel olarak temiz ciltli deri talep edildiğinden temiz ciltli deri bulmak zorlaşır. Ham deride kılın altından ne çıkacağı bilinmediğinden deri işlemleri yapılırken cildi bozuk derilerde ayırım işleminden sonra başka deri çeşitlerine çevrilmesi zorunluluğu ortaya çıkar. Çok bozuk deriler hafif mekanik işlemlerle ve cilt kapatma işlemleriyle düzeltilemez.
20
Ham deri Üretim basamakları Islatma Islatma işlemine geçmeden önce derilerde bir ayırım işlemi yapılmalıdır. Bu ayırım işleminde deriler salamura mı, tuzlu kuru mu veya yeni yüzülmüş mü buna dikkat edilmedir. Yaş deriler hemen işlentiye alınırken tuzdan başka yardımcı maddeye pek ihtiyacı yoktur. Yaş deriler kiri kanı uzaklaştıktan sonra normal ıslatmaya devam edilir. Salamura ve tuzlu kuru derilerin ıslatmasında ise derinin kirlilik durumuna göre ön ıslatma yapılıp ardından esas ıslatmaya geçilir. Ön ıslatmadan sonra deriler kavaleto işleminde yağ ve kirleri uzaklaştırılır. Esas ıslatmada derilerin ıslanması kolaylaşır. Islatama işlemini kolaylaştırmak için Yüzey aktif maddeler ( deterjan) verilir. Islatma uzun sürerse bakterisit (örn: Çamaşır suyu) verilerek derilerin kokması önlenir. Mekanik hareket ıslatmanın önemli etkenlerinde birisidir. Kuru derilerde 1-2 saat hareketsiz bırakıldıktan sonra mekanik hareket uygulanır. Mekanik hareket ıslatmayı sonrasında yumuşatmayı hızlandırır. Islatmanın süresi derinin durumuna göre 1-2 gün sürer. Islatma işlemi sonunda deriler hayvanın sırtından düştüğü gibi yumuşak ise derilerin suyu değiştirilerek kıl giderme ve kireçlik işlemine geçilir.
21
Deri tabaklama dolabı Kıl Giderme Küçükbaş derilere uygulanır. Küçükbaş derilerin yünleri giysi yapımında kullanıldığından kıymetlidir ve bunun deri işlentisinde ziyan olması istenmediğinden kıl gidereme işlemi uygulanır. Kıl giderme işlemi sürme Badana işlemi denilen bir işlemdir. Badana çözeltisinin hazırlanması 16 Bomeye kadar zırnık (Na2S) 25 Bomeye kadar Kireç 30 Bomeye kadar Kaolin (yoksa kireç kullanılır) Karışım derilerin et yüzeyine sürülür. Deriler yünlü yönü üste gelecek şekilde yığın yapılır. 4 saat beklenir. Derilerin yünü ele kolayca gelir, gelmiyorsa yolunmak için zorlanmaz. Yünlerin yolunması bittikten sonra kireçlik işlemine geçilir.
Kılları giderilen deri
22
Kireçlik Kireçliği gayesi; kılları parçalamak, lifleri açmak ve derinin aktif guruplarını ortaya çıkartmaktır. Kireçliği yaparken dikkat edilecek nokta damarsız bir deri elde etmektir. Derinin damarlı çıkmasına pek çok neden etkilemektedir en önemlisi derini homojen olarak su alamamasıdır. Aynı zamanda verilen kireçlik maddelerinin derinin yağlı olması veya iyi ıslatılamamasından dolayı lifler arasına homojen dağılmamasından kaynaklanmaktadır. İyi bir kireçlik için bazı faktörlere dikkat edilir, bunlardan biri sıcaklıktır. Sıcaklık 26-28 derece olmalıdır. Düşük sıcaklıklarda kirecin çözünürlüğü fazla olduğunda damarlaşma daha fazladır. Diğer bir faktör ph dır , iyi şişme elde etmek için ph kademeli arttırılmalı elde edilmek istenen ph ya yavaş ulaşılmalıdır. Faktörlerden biriside tuz dur. Ortamda tuzun olması düzenli şişme sağlar. 4 be civarındaki yoğunluk uygundur. Bunların yanı sıra dolabın su oranı az kireçlik boyunca olmamalıdır. Dolap badanası yapılsa bile sonunda su oranı %250-300 civarında olmalıdır. Kireçlik işleminde ham derinin durumu en önemli faktörlerden biridir. Ham derinin deri özü kayıpları fazla ise deri düzensiz şişer. Deri kalınlığı fazla ise ilk önce derinin cildi şişeceğinden kireçlik kimyasalları kademeli arttırılmalıdır. Derinin et tarafında fazla yağ varsa kireçlik kimyasalları derinin içine düzensiz dağılır, bunun için kireçlikten önce deriler kavaleto işleminden geçmelidir. Kireçlik işleminde zırnık yerine NaSH sülfitrat verilerek şişme biraz azalır. NaSH sülfitrat tın yanında zırnıkta verilerek deri gelişimi garanti altına alınır. Kireçliğin ilk aşamasında deriler sürekli döndürülür daha sonra saat başı 5 dakika döndürülür. Kireçlik sonunda derileri açık havada bırakarak kireç taşı veya kireçleme aşamasında derilerde sülfür lekeleri oluşması engellenmelidir. Oluşacak lekeler sora dan uzaklaştırmak zorlaşır. Kireçliğin süresi 18-20 sürebilir. Süre sınırı çeşitli etkenlere bağlı olarak değişir. Daha fazla kireçlik cildin hasarlaşmasına neden olur. kireçliğin sonunun kriteri görünün homojen olması ve saydamlaşması parmağın bastırıldığında iz kalmamasıdır. Kireçlik sonunda deriler 28 derecelik su ile yıkama işlemi yapılmalı böylelikle derilerin nakli kolaylaşır hem de cilt temizlenir. Kireçlikte kullanılan suyun sertliği fazla ise deride lekeler bırakmakta bunun için tabakhane sularının sertliği giderilmelidir. Amaçlanan derinin yumuşaklığı fazla ise etleme işleminden sonra ikinci kireçlik yapılır. Örnek kireçlik reçetesi %300-400 su +% 1 Sülfitrat (NaSH) +% 2-3 Kireç 1 saat dolap döner % 1,5 Zırnık (Na2S) %2-3 Kireç 1 saat dolap döner Bir saat hareketsiz bekler Dolap saatte 5 dakika döndürülür. Süre 18-20 saat
23
Kireçlik yapılmış deri Kireç giderme / Sama Kireç giderme; deri liflerine bağlı veya lifler arasında kireci uzaklaştırmadır. Deri lifleri arasındaki kireç deriye sert tutum verir. Yumuşak istenen deri tiplerinde kireç kalması istenmez, bunun deriden uzaklaştırılmalıdır. Deri içindeki kireci nötrleştirmek için çok çeşitli asit yapılı madde kullanılır. Kuvvetli asitler tek başına kullanıldığında deride şişme meydana getirirler, bunun için amonyum tuzları ile tamponlanır. Kireç gidermede kullanılan asitlerin bulunması zor olmayan ucuz maddeler olmalıdır. En çok kullanılanlar zayıf organik asit ve tuzlarıdır. Zayıf organik asit ve tuzları ph değerlerine bağlı olarak daha uzun zamanda kireci nötrleştirirler ve karboksil gurubundaki kireci uzaklaştıramazlar. Amonyum tuzlarının balıklar için öldürücü etkisin olduğu unutulmamalıdır. Kireç giderme işleminden sonra 7-8 ph ya ulaşıldığında sama işlemine geçilir. Bu işlem deriden şekilsiz proteinleri uzaklaştırır ve aynı zamanda peptit zincirlerini kırar. Sama enzimleri genellikle pankreastan üretilirler. Enzimlerin aktif olduğu sıcaklık 38 Co 'dir. Daha yüksek sıcaklıkta proteinden bozulur. Düşük sıcaklıkta ise hayvansal enzimler aktif değildir. Örnek reçete % 150 su % 2 Amonyumsülfat, süre 1 saat % 1,5-2 kireç giderici madde, süre 1 saat % 05-2 Sama enzimi , süre 45dk – 1 saat miktarlar derilerin inceliğine, büyükbaş veya küçükbaş olmasına göre değişir. Kireç gidermenin süresi 30-60 dakikadır. Süre deri / su oranı ile doğru orantılıdır. Su oranı arttıkça süre uzar. Kireç giderme işlemi az su ile yapılmamalıdır.
Kireci giderilmiş ve sama yapılmış deri Yağ giderme Genelde küçükbaş derilere uygulanır. Derilerin içinde ham yağlar bulunur bu yağlar bitmiş derilerin görünümünü ve kullanımını etkiler. Bunun için derilerin içinde bulunan yağlar gaz yağı ve yağ alıcı deterjanlar kullanılarak giderilir. Örnek reçete Susuz %10 gaz yağı % 2 Yağ alıcı madde süre 1 saat süre sonunda deriler sıcak tuzlu su ile yıkanır 24
Pikle Pikle de kullanılan maddelerin mamul derinin tutunu etkiler. Bunun için pikle yi deri tipine uygun yapılmalıdır. Pikle de çeşitli tuzlar kullanılabilmesine rağmen ucuz olduğu için NaCl mutfak tuzu kullanılır. Tuzun deriye penetrasyon hızı asitlerden daha az olduğu için 10 dakika önce verilir. Böylece asit şişmesinin önüne geçilir. Tola ağırlığı üzerinden verilen % 80-100 su ve %10 tuz suyun yoğunluğunu 7 Beo ye getirir. Daha az tuz iyi hesaplanmazsa asit şişmesine daha fazla tuz ise deri kalınlığının azalmasına neden olur. Pikle de kullanılan asitler genelde formik ve sülfürik asittir. Bu asitler diğer asitlere nazaran bol ve ucuz bulunurlar. Pikle de tola ağırlığı %1,5 -1,8 oranında asit kullanılır. Pikle de kullanılan formik asidin hem deriye penetrasyonu hızlı hem de deride maskeleme etkisi yapar. Dolgun, tok ve bir örnek tabaklama için formik asidi en azından yarı yarıya kullanılmalıdır. Tuz atık su arıtma işleminde tuzun uzaklaştırılması zordur. Pikle işlemi 2-3 saat sürer bu sürenin sonunda derinin kesiti 3,5 ph civarında ise krom tabaklamaya geçilir. Krom tabaklamada günümüzde hazır krom sülfat tuzları kullanılır. Derinin ph sı tabaklamaya uygun olmalıdır. Krom tabaklama esnasında yumuşak deri tipi istendiğinde elektrolit dayanımı yüksek yağlar verilir. Az sulu sistemlerde derinin dolap içinde birbirine dolaşması kısmen önlenir. Verilecek yağın oranı %02-03 civarındadır. 4 saatlik tabaklama sonunda soyum bi karbonatla %2 civarında alkali madde verilerek derinin ph sı 3,8 'e getirilir. Pikle işlemi esnasında su sıcaklığı 25 C 0 yi geçmemelidir. Fazla sıcaklık protein hidrolizine neden olur. Tabaklama Yöntemleri Bitkisel tabaklama Mineral (Crom) tabaklama Yağla tabaklama Bitkisel Tabaklama Tabaklama maddeleri çoğunlukla bitkilerin kabuklarında, yapraklarında bazen de meyvelerinde ve tohumlarında bulunurlar. Bitkisel tabaklayıcılarda bulunan tabaklama maddeleri ancak suda çözüldükten sonra deri tarafından alınabilirler. Burada tabaklayıcı maddeler deriye nüfuz ederek deri tarafından yavaşça emilir ve bağlanır. Bu işlem derinin kolegen lifleri ile tabaklama lifleri arasında bir denge oluşana kadar devam eder. Kullanılan şerbetin türüne göre kolaların tabaklamasından sonra farklı özelliklere sahip deriler elde edilir. Bitkisel tabaklama işlemi kuyularda yapıldığından, tabaklama çözeltisi hareket ettirilerek deriye daha homojen bağlanması sağlanır. Özellikle köselelik derilerin tabaklanmasında kullanılır.
Bitkisel tabaklanmış deri 25
Mineral Tabaklama Bitkisel tabaklama maddelerinin aksine doğada çözülmemiş halde bulunurlar. Bu mineraller çeşitli kimyasal yöntemlerle suda çözülebilen tuzlara dönüştürülmektedirler. Mineral maddelerle tabaklama yönteminde krom tabaklama çok büyük öneme sahiptir. Krom tabaklama ucuz olması, her türlü deri tabaklamasında kullanılması ve deriye ısı dayanımı, yumuşaklık, esneklik gibi özellikler kazandırması nedeniyle çok tercih edilen yöntemdir. Krom tuzları pikle işleminden sonra aynı banyoya % 5-10 civarında verilir yaklaşık 4 sonra deriye nüfuz eder. Deriye nüfuz ettikten sonra tatlı soda ve sodyum formiyat gibi alkali maddelerle molekül yapıları büyütülerek derinin liflerine bağlanır
Krom tabaklanmış deri Yağ ile Tabaklama: Tarih içinde kullanılan en eski tabaklama yöntemlerinden biriside hayvansal yağlarla derilerin işlenmesidir. Esas tabaklama maddesi olarak balık yağı kullanılır. Genellikle yumuşak ve sağlam derilerin elde edilmesinde bu yöntem kullanılır. Güderi yağla tabaklamaya örnek verilir.
Yağla tabaklanmış deri Aldehitlerle Tabaklama Aldehitler daha çok derinin ter, yıkama ve yırtılma dayanımını artırmak için kullanılır. Retenaj işleminde aldehitlerden Glutardialdehit kullanılır. Glutardialdehit derinin ph sı 4,5 -5 da iken nötralizasyondan önce kullanılmalıdır. Yüksek ph larda glutardialdehit banyoya 26
verilirse derinin cildi büzüşmeye başlar. Sırçayı kabalaştırmadan doldururlar ve boyanın homojen bir şekilde dağılmasını sağlarlar. Krom tabaklamada verilirse krom tüketimini arttırır. Glutardialdehit ile retenaj görmüş deriler sarı renk alacağında beyaz boyanacak deri tiplerinde kullanılmamalıdır. Glutardialdehiti kullandıkça derinin yumuşaklığı artar ancak derini mukavemeti düşer. Tabaklama Sonrası işlemler Tabaklama işleminden sonra deriler istenen kalınlığa yarılır ve tıraşlanır. Sonra deriler dolaba alınır. Dolapta talaş artığı, makine yağı gibi kirlerden kurtarmak için yıkayıcılarla yıkama işlemi yapılır. Bundan sonra yağlama boyama ve retenaj işlemlerine geçilir.
Derinin yarılması Krom Retenaj Farklı partiler arasında bir örnekliği oluşturmak için krom retenaj yapılır. Böylelikle derilerin arasında renk farklılığı meydana gelmez. Krom retenajda daha yüksek bazisiteli krom ve krom -sintanlar kullanılır. Krom retenaj yapılan deriler diğer krom retenaj yapılmayan derilere göre daha koyu boyanırlar. Aynı zamanda krom retenaj görmüş derilerin esnekliği ve yumuşaklığı iyidir. Bundan dolayı yumuşak karakterli deri tiplerinde krom retenaj yapılır. Yüksek bazisiteli krom tuzları deri lifleri arasına dolarak bir miktar dolgu etkisi yapar. Nötralizasyon Yağlama boyama ve retenaj işlemlerini iyi yapmak için nötralizasyon işlemini düzgün bir örnek ve istene ph da yapmak gerekir. Nötralizasyon işleminde 6 ph ya ne kadar yaklaşılırsa yani ph ne kadar yükseltilirse derinin yumuşaklığı o kadar fazla olur. Dikkat edilecek nokta ph fazla yükseltilerek derinin yırtılma dayanımı azaltılmamalıdır. Deride nötralizasyon sonu ph 5 i pek geçilmez. Nötralizasyon işlemi de sodyum formiyat , sodyum bi karbonat kullanılır. Bu geleneksel maddelerin yanı sıra naftalin içerikli nötral sintanlar kullanılır. Bu maddeler derinin cildini koruyarak daha sonra verilecek olan retenaj maddelerinin cilde yığılmasını önlerler. Nötralizasyonun süresi 2-2,5 saat civarındadır. Bu sürenin sonunda deri kesiti istenen ph ya ulaşmışsa işlem tamamlanır. İşlemin sonunda oluşan tuzları uzaklaştırmak için bir yıkama yapılır. Boyama / Retenaj Derinin Boyanmasında asit, bazik, direkt ve metal kompleks boyalar kullanılır. Boyama banyosunun sıcaklığı boyama üzerine etkilidir. Banyo sıcaklığı 25 C o ise boyalar deriye daha kolay nüfuz eder. Sıcaklık arttıkça boyalar derinin yüzeyinde kalır. Aynı zamanda
27
boya yoğunluğu arttıkça boyalar deriye daha fazla nüfuz eder. Boyama işlemi örtücü finisaj türü ile kapatılmayacak ise düzgün boyanmalıdır. Deriye ilk verilecek madde; deriye daha az ilgisi olan madde olmalıdır. Bu durum boyama içinde geçerlidir. Deri için ilk verilecek madde ışık haslığı yüksek bir sentetik tanen olmalıdır. Işık haslığı düşük tanenle retenaja başlanması durumda ışık haslığı düşük deriler elde edilir. Retenaj işlemi sırasında banyonun ve derinin ph sı retenaj maddelerinin ph sına uygun olmalıdır. Uygun olmayan elektriksel yüklerde retenaj maddesi derinin cildine yığılır ve derinin içine nüfuz etmez. Daha sonraları ciltte kırılmalar ve boya düzgünsüzlüğü meydana gelecektir. Retenaj işlemi 40 Co sıcaklıkta yapılmalıdır. Bu sıcaklıklarda retenaj maddelerinin deri içine dağılımı en üst düzeyde olur. Yağlama İyi bir deri elde etmek için uygun yağlama maddeleri seçilmedir. Yağlama işlemini yalnız yağlama aşamasında değil diğer işlemleri yaparken de yağlama yapılırsa derinin yumuşaklığı garanti edilir. Yağlama maddelerine kısaca göz atacak olursak deride yağlama işlemi yapan çok fazla yağlama maddeleri ile karşılaşırız. Bu yağların bulunabilen kaynakları çok fazla değildir. Balık yağı, paça yağı ve sperm yağı gibi hayvansal yağların yanı sıra petrol türevi yağlar kullanılır. Bitkisel yağlar ise deride istene sonucu tam verememektedir. Bunun yanı sıra yağ asidi esterleri hayvansal yağ gibi deriye özellik kazandırdığında son yıllarda tercih edilmeye başlamıştır. Diğer yandan trigliserit içeren yağlar softy deri tiplerinde kullanılmaya başlamıştır. Yağlar sülfürik asit ile sülfonlanarak veya bi sülfitler ile sülfitlenerek suda çözünür hale getirilir. Sülfonlanmış yağların asit dayanımı düşük olduğunda düşük ph larda kullanılamaz. Sülfone yağlar daha çok derinin yüzeyinin yağlanmasında kullanılırlar. Sülfone yağlar daha dolgun tutumlu deriler verirler. Sülfite yağların ise asit dayanımı yüksek olduğunda pikle işleminden sonra her işlem aşamasında kullanılır. Sülfite yağlar derinin iç kesimine kadar girerek yağlama işlemimi gerçekleştirirler ve deriye yumuşak bir tutum kazandırırlar
Boyanmış ve yağlanmış deri MAMUL DERİLERDEN BEKLENEN ÖZELLİKLER a-Derilerin Su Buharı Geçirgenliği Derilerin su buharı geçirgenliği ayakkabılık deriler için önemlidir. Vücut ısısını ayarlamak için ter salgılar. Terin ayaktan atılması için derilerin su buharı geçirgenliği iyi olmalıdır. Aksi durumda ayakta mantar hastalığı ve terden dolayı rahatsızlar meydana gelir. 28
b-Ter Dayanımı Ter bezlerinden salgılanan terler önce hafif asidiktir. Sonraları bazik hale gelir. Terin içinde tuz üre gibi maddeler bulunur. Terin alkali reaksiyonundan derinin kromunda sorunlar meydana gelir. Bu durumda deriler zamanla kırılgan hale gelir. Ter bitkisel tabaklanmış derilerde kararma şeklinde etkiler. Tanenler alkali ortamda deriden uzaklaşmaya başlar deriler sert ve kırılgan hale gelir.Derilere tere dayanıklı hale getirmek için aldehit tabaklama maddeleri kullanılır. Terlemenin sonucu finisajda kullanılan poliüretan binderlerin sertleşmesine neden olmaktadır. Sürtme haslıklarında düşmeler görünmektedir. c- Derilerin Yıkama Dayanımı Süet olarak işlenen deri tiplerinde derilerin yıkanabilir olması istenen özelliklerdendir. Bu tür derilerde krom + aldehit tabaklama ve su geçirmez yağlama yöntemleri kullanılmalıdır. Derilerin yıkanabilirliği sınırlı olanaklarla düşünülmelidir. d-Derilerin Kuru Temizleme Dayanımı Derilerin kuru temizleme dayanımı üzerine yağlama maddelerinin etkisi fazladır. Kullanılan yağlar deriden uzaklaşmayan yağlama maddeleri olmalıdır. Kuru temizleme esnasında yağlar deriden uzaklaşır ve deride renk kayıpları meydana gelir. e-Derilerin Yağ Lekesi Dayanımı Derilerin yağ lekesi dayanımı iki şekilde incelenmelidir. 1- Deriler kullanım esnasında yağlı maddelerle karşılaştığında lipofilik olurlar ise yağa karşı dirençli olurlar. Deriler yağ sevmezliği özel yöntemler ile kazandırılır. Bu tür yöntemler süet nubuk gibi deri tiplerine uygulanır. 2- İş eldiveni gibi deriler ise yağ ile karşılaştığında yağı emer halde üretilmelidir. f-Kimyasal Maddelere Dayanım Emniyet giysisi olarak üretilen asit, alkali ve tuzlara karşı deriler dayanıklı olmalıdır Kimyasal maddelere karşı deriler nasıl davrandığı testlerle belirlenir. g- Yüksek Sıcaklığa Dayanım Yüksek sıcaklığa dayanımda tabaklama maddelerin rolü büyüktür. Tabaklama maddeleri derilere farklı büzülme sıcaklığı kazandırırlar. Bitkisel tabaklama maddeleri 70-80 C0, Aldehitler 75-85 C0, Yağ tabaklama maddeleri 60-70 C0,ve krom tabaklama maddeleri 85-100 C0 büzülme sıcaklığı kazandırırlar. Deriler kullanım esnasında bazen yüksek sıcaklığı maruz kalırlar. ğ-Işık Haslığı Anilin , süet ve nubuk derilerin ışık haslıklarının iyi olması gereklidir. Işığa karşı derinin davranışı Gri Skala ile belirlenir. 5 tane gri renkte ibaret olan bu skalada ışıktan etkilenme arttıkça skaladaki rakam değeri azalır. Test edilen deride renk değişmesi yok ise haslık notu 5 tir. Derilerin ışık haslığına deri işlentisin de kullanılan yağlama , boyama, retenaj ve finisaj maddelerinin etkileri yüksektir. Krom ve alüminyum retenaj maddeleri ışık haslıklarını fazla etkilememektedir. Bitkisel tanenler ışık haslıklarını düşürürler. Form aldehit ışık haslığını etkilemez, Glutaraldehit derinin rengini saratır.
29
Doymamış yağlar ışık haslığını düşürürler. Rengi sarartırlar. Kompleks aktif yağlar Metal kompleks boyalarla yeni kompleksler oluşturma eğilimlerinden dolayı ışık haslığını düşürürler. Boyar maddeler arasında ışık haslıkları değişiktir. Büyük moleküllü boyar maddelerin ışık haslığı daya yüksektir. h-Temizleme Maddelerine ve çözücülere Dayanım Deriler kullanım esnasında kirlenirler. Kullanıcılar kirlenen derileri temizleme maddeleri ile temizleme yoluna giderler. Finisajda kullanılan binderler temizleme maddelerine dayanıklı olmalıdır. Ayakkabı üretiminde kullanılan yapıştırıcılar deri finisajında beyaz lekeler meydana getirirler., bunun için derinin finisajında kullanılan maddeler yapıştırıcılara dayanıklı olmalıdır. I-Sürtme Dayanımı Deriler kullanım esnasında yüzeyi kuvvetli zorlamalara maruz kalır. Derilerde bundan dolayı yüzeyde zedelenme ve renklerde kayıplar meydana gelir. Sürtünmeden dolayı meydan gelen renk değişimleri Gri Skala ile belirlenir. Derilere uygulanan sürtme testlerinde keçe gibi sert maddeler kullanılır. i-Bükülme Dayanımı Derilerin vücudun hareketi ile sürekli kıvrılmalar meydana gelir. Sürekli kıvrılmalar derilerin cildinde finisajında kırışma ve kırılmalar oluşur. Bu haslığın belirlenmesinde fleksometre ile belirlenir.
j-Soğuğa Dayanım Soğukta kullanılan ve ambalajında depolanan ayakkabılık derilerde çatlamalar görülür. Derilerin finisajında kullanılan binder ve diğer maddelerin soğuğa dayanıklı olmalıdır. Yapılan testlerde –20 dereceye kadar testler devam edilir. k-Finisaj Katının Tutunma Dayanımı Derilerin finisaj filmi derilere iyi tutunması derilerin kullanım açısında önemlidir. Derilerin finisaj filmi deriye iyi tutunmalıdır. Kullanılan yöntem deriler bir metale yapıştırılır belli hızla yapışan yerden ayırmaya çalışır. Finisajın deriye yapışmasında kullanılan yağlama maddeleri etkiler. Yağlama maddeleri yüzeye birikirse derilerin yüzeye yapışmasını engeller. Derilerin ilk katında uygulanan binderler yüzeyde kalarak diğer katların bağlanmasını azaltmamalıdır.
30
Mamul Derilerin Üretim Şekillerine Göre Sınıflandırılması Ve Tanınması
Ciltli deriler Ciltli deriler dünya üzerinde üretilen mamul derilerin büyük bir kısmını oluşturmaktadır. Hayvan türüne, gelişmesine ve etkili birçok faktöre göre karakteristik cilt yapıları gösterirler. Boyama ve finisaj işlemlerine tabi tutulduklarında bile doğal sırça görünümlerini kaybetmezler ve mamul deriden beklenen tüm özellikleri gösterebilirler. Derilerin üstünde epidermis tabakası vardır. Bu tabaka deri işlentilerde deriden uzaklaşır ve derinin üstünde sırça tabakası adını verdiğimiz tabaka kalır. Bu tabaka derilerin karakteristik özelliklerini ortaya koyar. Sırça tabakasına bakıldığında derilerin keçi derisi mi, sığır derisi mi yoksa başka bir hayvana mı ait olduğu bilir. Hayvanın yaşamı süresince sırça tabakası zedelenir. Sırça tabakasındaki izler çok derinse Finisaj işleminden sonra belli olmaması mümkün değildir. Finisaj işlemiyle cilt kusurları bir kısmı görünmez hale getirilir. Eğer derilerin cildi Finisaj işleminden sonra tamamen görünüyorsa bu derilere anilin deri adı verilir. Bu derilerin finisajında örtücü olmayan boyalar ve pigmentler kullanılır. Azda olsa cilt hataları görünür. Bazı müşteriler özellikle derilerin bu halde olmasını isterler. Pigmentlerin örtücülüğü kısmen arttırılır cilt hataları biraz daha kapatılırsa ve derilere anilin görünüm kazandırılmışsa bu derilere de semi anilin deri adı verilir. Derilerin cildi tamamen kapatılır hata ve kusurlar sıcak pres ile cilt baskı yapılarak suni cilt görünümü kazandırılırsa bu derilere de Cilt baskılı deriler denir. Bu derilerin yüzeyi zımpara ile düzeltilmez. Derilerin hata ve kusurları yoğun örtücü pigment ve kapatıcı özellikte binderlerle kapatılır. Derilerin boyanmasında roller coater ( boya silindiri) kullanılır. Daha sonra derilerin cilt tarafına cilt desenli sıcak plakalarla desen verilir. 31
Naturel Deriler (Natural Leathers) Pek çok deri türü tabaklamadan sonra renk veren herhangi bir işleme tabi tutulmadan mamul hale getirilebilir ve bu deriler işlendikleri tabaklama maddesinin karakteristik rengini taşırlar. Burada geleneksel olarak bitkisel tabaklayıcılar ile tabaklanmış deriler sözkonusu olduğundan bu derilere naturel veya naturel renkli deriler de denmektedir. Taban derilerinin yani köselelerin oluşturduğu deriler, "Crust" deri olarak adlandırılan ara ürünler de tabaklama türüne bağlı olmaksızın naturel deri sınıfından sayılır. “Crust Deri: Bu deriler tabaklamadan sonraki işlemleri yapılmamış derilerdir. “
Yarma deriler Yarma deriler cilt tabakasının ayrılması sonucu elde edilen yüzeyi pürüzlü derilerdir. Yarma makinasının bıçağına bakan taraf yarma derinin üst düzeyi olarak kabul edilir. Bu şekilde elde edilen deriler arasında farklılıklar vardır. Örneğin finisajlanmış yarmalar, örtücü tabaklama ile kaplanmış yarmalar ve yarma süetler gibi. Bu tür deriler durumlarına göre farklı şekillerde işlenirler ve birbirleri arasında farklar vardır. Buna göre yarma deriler; finisajlanmış ve yüzeyi kaplanmış yarma deriler ve yarma süet deriler olmak üzere iki şekilde sınıflandırılabilirler. Finisajlanmış sırçalı deriler ile mukayese edilebilir bir görünüm elde edebilmek için yarma derilerin üst yüzeylerinin kalın bir finisaj tabakası ile örtülmesi gerekir. Bu işlemden sonra tıpkı finisajlı ciltli deride olduğu gibi bir cilt elde edebilmek için bu yüzden uygun plakalar ile preslenerek yarma deriye imitasyon cilt görünümü kazandırılır Yarma derilerin yüzeyi kalın bir örtücü tabaka ile veya uygun bir folyo tabakası ile kaplanmıştır. Şayet deri yüzeyine tatbik edilen tabakanın kalınlığı 0.15 mm'den kalın ise bu tür derilere "kaplanmış deriler" denir. Ayrıca derinin foliye karşı olan kalınlık oranları da söz konusu derinin gerçek deri olup olmadığını belirlemede kullanılan bir kriterdir Yarma Süet Deriler (Split Suede Leathers) Yarma süet derilerinin çoğunun üst yarma yüzeyi zımparalanmıştır. Burada da et yüzeyi kontrol edilmek suretiyle orta yarma mı, yoksa alt yarma mı olduğu anlaşılabilir. Orta yarmaların mukavemetleri çoğu kez yeterli olmadığından bunlar çoğu kez fort ve bombe gibi sağlamlaştırma ve destek malzemesi olarak kullanılırlar. Zımparalı deriler Bu deriler ayakkabılık derilerin dışında başka deri eşya yapımında da kullanılır. Deriler cilt hata ve kusurlarının görünmeyeceği kadar zımpara makinesinde zımparalanır. Zımparalama işlemini önce 180 numaralı zımpara kağıdı ile yapılır. Daha sonra deri lifleri daha da incelmesi için 280-300 numaralı zımpara ile tekrar zımparalanır. Zımparalama işlemiyle deri yüzeyi pürüzlü olmuştur ve kalın lifler ortaya çıkmıştır. Eğer bu şekilde derilere Finisaj işlemi yapılacak olursa deri görünümü pürüzlü olur. Bunun için derilerin yüzeyi dolgu için geliştirilmiş akrilik maddelerle veya stucco (mikro yapılı sıva maddesi) adı verilen maddelerle doldurulur. Deriler tekrar zımpara işleminden geçirilerek yüzey pürüzlülüğü giderilir. Derilerin tozu uzaklaştırıldıktan sonra boya katında örtücü özelliği olan pigmentler ile akrilik ve poliüretan binder (bağlayıcı) maddeleri karıştırılarak deri yüzeyi kapatılır. Bu 32
işlem bittikten sonra deri yüzeyi pres işlemi ile düzeltilir. Deriye özellik kazandıran apre maddeleri son kat atıldıktan sonra deriler deri eşya yapımı için kullanıma hazır hale gelir. Zımparalı derilerin diğer bir değerlendirme yöntemi de rugan deri üretimidir. Derilerin yüzeyi Nubuk Nubuk deriler; cilt hatası olmayan sıkı lifli derilerin cildinin zımparalanmasıyla elde edilir. Bu derilerin boyanmasında ışık dayanımı yüksek boyalar kullanılır. Işık dayanımı yüksek boyalar zamanla ışıktan etkilenerek renklerinde değişme olmaz. Nubuk derilerin yüzeyi zımpara işleminden sonra kadife gibi olur. Derilerin yüzeyine el sürüldüğünde ele yumuşak tutum hissi verir. Derilerin yüzeyine parmakla yazı yazılabilir. Buna nubuk derilerin yazı efekti denir. Süet deriler Süet deriler derilerin et tarafı adını verdiğimiz hayvanın yüzüldüğü kısımdan veya yarma derilerden elde edilir. Süet deriler genelde keçi derilerin elde edilir. Keçi derilerinin lifleri süet üretimine uygundur. Sığır derilerinin et tarafının lifleri daha kabadır. Fantezi Deri ve Özellikleri Genellikle yabani av hayvan derilerinden elde edilirler. Kolagen lifleri tıpkı bir kumaşta olduğu gibi homojen örülmüştür. Bu sebeple uzama yetenekleri azdır. Kullanım alanları çok sınırlı olduğundan pahalıdırlar. Buna ilave olarak başka faktörlerde derilerin pahalı olmasına neden olmaktadır. Bu faktörler şunlardır: •Gerçekten kusursuz ve hatasız derilere seyrek rastlanmaktadır. •Hayvanın vücudu çoğunlukla değersiz olmakta, bu nedenle meydana gelen masraflarının tümünü deriye yansıtmak zorunluluğu doğmaktadır. • •
Bu derilerin ithal zorunluluğu nedeniyle nakliyat giderleri de fiyata yansımaktadır. Tabaklama, finisaj ve benzeri tüm işlemler diğer derilere oranla daha zor
Deri türüne göre; sürüngen derileri, timsah derileri, kertenkele derileri, yılan derileri olarak gruplandırılabilir. Sürüngen derileri ve egzotik deriler; her çeşit çanta, kemer, ayakkabı, aksesuar ve küçük deri eşyaların yapımında kullanılmaktadır:
33
Yılan derisi
Timsah derisi
34
Devekuşuderisi Görünümüne göre deriler Anilin Deriler Anilin deriler, tabaklama işleminden sonra suda çözünebilir bir boyarmadde ile boyanmış ve herhangi bir finisaj işlemine tabi tutulmamış doğal görünümlü derilerdir. Anilin derilerde yapılan boyama işlemi flottede gerçekleştirilen bir boyama işlemi olup, boyarmaddenin deri lifleri ile bağlanması esasına dayanır. Bu işlemden sonra doğal cilt görünümü bozulmaz. Bu tip derilere pigment boyama uygulanmadığı için derilerin kendi doğasından gelen bozukluklar ve işlem hataları boyama sonrası yüzey renginde bir takım bozukluklara neden olabilir. Anilin deriler cildi temiz, pürüzsüz kaliteli derilerden üretilir. Bu derilerin finisajında anilin boya adını verilen metal kompleks boyalar kullanılır. Anilin boyalar derilerin homojen olmayan yüzey boyamasını düzeltir, belli belirsiz olan cilt hatalarını kapatır. Anilin boyalar ışığı geçirdiklerinden derilerin tüm yüzeyi Finisaj işlemi bittikten sonra tamamen görünür haldedir. Anilin derilerin finisajında bir diğer uygulamada boya katında deri açık ton boyanır, apre katında ise aynı rengin koyu tonlarında boyama yapılarak çift ton görünüm elde edilir. Bu derilere full-anilin deriler denir. Diğer bir uygulaması ise semi anilin uygulamadır. Bu yöntemde derilerin boya katında kapatıcı özellikte pigmentler kullanılır ve deri yüzeyinde bulunan hatalar giderilmeye çalışılır, anilin derilerde olduğu gibi apre katında aynı rengin daha koyu tonu verilerek full-aniline benzetilir.
35
Anilin leather
tam cilt görümlü deri
Cildi Düzeltilmiş Finisajlı Deriler (Corrected Grain Leathers) Buradaki cildi düzeltilmiş deriler arasında sınırsız bir geçiş aralığı bulunmaktadır. Sırçası düzeltilmiş deriler yüzeysel çizik ve yaraların veya hayvan pisliklerinin deride yarattığı plakların sırça kısmının hafifçe zımparalanması ile düzeltilebildiği deri tipleridir. Bu deri tiplerinde de önemli olan husus, kıl gözeneklerinin 8-10 kez büyütülebilen bir lupla kolayca görülebilmesidir Zımparalanarak cildi düzeltilmiş ve finisajlanmış deriler çoğu zaman sırça ihtiva etmezler. Zira zımparalama ile cilt uzaklaşmış olur. Sırça ne kadar bariz bir şekilde uzaklaştırılmış ise finisaj katları da o kadar kalın ve kompakt olur. Çünkü burada deri yüzeyinin yeniden düzenlenmesi gerekir
Cildi Düzeltilmiş Finisajlı Deriler Pull-up Ciltli derilerin yüzeyine kararan yag/ waks karışımı sürülür, sıcak pres işlemiyle karartılır. Derilerin yüzeyine sürülen yağların derilerin et yüzeyine kadar inmesi istenmez, eğer yağlar et yüzeyine kadar inerse ayakkabı üretiminde yapışmama sorunları ortaya çıkar. Deri yüzeyinde bulunan derin bıçak izleri, kıl kökleri ve büyük cilt hataları yağ/waks
36
karışımının sürülmesinden sonra parlak bölgeler olarak ortaya çıkabilir. Yağ / waks karışımın kararması için deriler çok aşırı sıcak preslenmez.
Pull-up deri
Crazy horse Bu derilerin yüzeyi önce zımpara işleminden geçirilerek sırca tabakası kısmen uzaklaştırılır. Daha sonra derilerin yüzeyine kararan yağ / waks karışımı sürülür. Sıcak pres işlemi uygulandıktan sonra deri yüzeyi kararır. Deriler hafifçe elle katlandığında alttan daha açık ton renk görülür.
Crazy horse
37
Yanma efekli deriler Derilerin yüzeyine özel sert wakslar sürülür. Bu wakslar derilerin yüzeyi bir fırça yardımıyla fırçalandığında fırçalanan yerler ısınmanın da etkisiyle kararır. Fırçalama işlemi ayakkabı üretildikten sonra yapılır. Her iki ayakkabı çifti aynı şekilde fırçalanmalıdır, böylelikle birbiriyle uyumlu ayakkabı çiftleri elde edilir. Bazı deri üreticileri renk homojenliği sağlamak için bu waksların içine boyar maddeler ilave ederler ancak bu derinin yağ sürtme dayanımını azaltır.
Antik efekt (eskitme görünüm) Zımparalı, yarma ve ciltli derilere uygulanır. Deriler çift renkli görünümlüdür. Çift renkli görünüm cilt hatalarının belirgin görülmesini engeller. Deriler daha albenili görünür. Derilerin yüzeyi sert ve koyu renklendirilmiş Finisaj katı ile kapatılır, duru dolaplama işleminden sonra bu kat dökülür, böylelikle iki renkli eskitilmiş bir görünüm elde edilir.
Eskitme görünümlü deri Glaze Deri Küçükbaş deri kaynağı olarak koyundan sonra en fazla önemli ve mevcudu fazla olan oğlak ve keçi derisidir. Ancak koyun derisinin sahip olduğu pozitif özelliklerin bir kısmı keçi derisinde mevcut değildir. Örneğin, hamderi yapısının farklılığı, elastin varlığı, v.b. Oğlak ve keçi derisinden üretilen bazı mamul deri çeşitleri şunlardır: ayakkabı yüzlük ve saraciyelik deri üretiminde temelde klasik “protein finisajı” olarak “glaze deri” önemlidir. Oğlak derisinden giysilik süet üretimi modaya bağlı olarak abiye kıyafet üretiminde tercih edilmektedir. Ayrıca ayakkabı astarlık ( gamba mostra ) deri üretimi klasik ve yaygındır. Glaze finisajında günümüzde muhtelif ticari preparatlar bulunmasına rağmen bunların bir kısmı hala eski klasik maddelerdir. Önemini koruyan en önemli protein binder ( bağlayıcı ) ise kazein’dir. Kazein suda çözünmediği için zayıf alkaliler ile muamele 38
edilerek çözünürleştirilirler. Gliserin, poliglikoller, paca yağı harici plastizer olarak kullanılır. Kazeinin fiksasyonu yani kontinü film oluşturması ve diş etkenlere karşı dayanımını ( yaş sürtünme, aşınma gibi ) arttırmak için yapılan perdah işlemi için formalin çözeltisi kullanımı yaygındır. Glaze finisajında ön astarlama ( ön astar ) gerekir ise dolgu yağı, akrilik/pu binder kullanılır. Ayrıca astar katlar için plastifiyan, karnabu kaynaklı vaks dispersiyonu ve üst katlar için parlak modifiye kazein tercih edilmelidir. Glaze finisajında mekanik olay özel “perdah makinesi” ile sağlanır. Perdah makinesinde önemli olan cam veya metal kaynaklı perdah silindiridir. Perdah koluna bağlı silindir deri üzerinde dakikada 90-120 sürtme yapar. Deri üzerindeki basınca ve birim alana yapılan sürtme süresine bağlı olarak deri yüzeyinde ( cildinde ) sıcaklık 120 C’ye kadar çıkabilir. Sığır v.b. kaynaklı yüzlük ( vidala ) uygulamaları yanı sıra oğlak/keçi kaynaklı yüzlük “glaze deri” üretimi de önemini koruyarak devam edeceğe benzemektedir. Ülkemizde ise oğlak/keçi derisinin önemli kullanım alanı astarlık ve yüzlük olarak verilebilir.
Suni Deriler ve Özellikleri Görünüş olarak doğal derilere benzer. Suya dayanıklıdır. Çeşitli eşya yapımında kullanılır. Suni deri yapımında hammadde olarak pamuklu dokumalar, bitkisel lifler, atık derilerin talaşları kullanılır. Hint yağı ve boya maddesinden meydana gelen karışım alkollü eriyik de hammadde donana kadar bekletilir. Daha sonra sıcak preslerde düzleştirilir, deri deseni verilir. Piyasada çeşitli isimlerde satılır, hakiki deri kadar kullanışlı değildir. Vinilex: Adını hamuruna katılan plastik maddelerin baş harflerinin birleşmesinden alır. Piyasada “vinilex” olarak bilinir. Plastik madde ve boyalardan meydana gelen karışım özel olarak hazırlanan pamuklu kumaşlara sürülür. Kumaş önce iyice gerilmelidir. Üzerine dökülen karışım belli bir kalınlıkta presten geçirilerek yayılır. Sıcak tünellerde kurutulup desen verilir. Sonra cilalanıp piyasaya sürülür. Karışım kalın olarak dökülürse plastik yer muşambaları elde edilir.
39
DERİ FİNİSAJI Finisajın tanımı Yaş işlemleri yapılarak işlenen derilerin satışa uygun bir şekilde hazırlanması gerekir ki bu hazırlama işlemlerine ‘‘Genel Bitim İşlemleri’’ denir. Kullanım gayelerine uygun olarak görünüm ve dayanıklılık kazandırma işlemine ‘‘Finisaj’’ denir. Bunlar: Finisajın amacı Aşağıda belirtilen niteliklerde deriler elde etmektir. Renk Parlaklık Matlık Tutum, tuşe Yumuşaklık Baskı deseni Suya dayanım Derinin finisajının prensipleri Genel olarak finisaj katları
Deri finisajı; mümkün olduğu kadar homojen yapılı, birbirine sıkı bağlanmış birçok ince tabakanın deri yüzeyine kaplanması esasına dayanır. Finisaj filmi ile deri yüzey görünümü homojen hale getirilir, sırça hataları kapatılır. Finisaj katları, bütün deri yüzeyine homojen dağılmalı boyun sırt ve etekteki yapı farklılığını dengelemelidir. Finisaj katlarının ince tabaka halinde uygulanması ile kalın tabakaya göre daha sağlam, yüzeyi sert, dış etkilere daha dayanıklı Finisaj elde edilir. Finisaj tabakası esnek olmalı, bükülme katlanma sırasında yırtılma ve soyulma olmamalıdır. Yapıştırıcı maddelere ve organik çözücülere karşı dayanıklı 40
olmalı, renk değişimi ve sertleşme olmamalıdır. Derinin hava ve su buharı geçirgenliği yeterli olmalı, sıcak ve rutubet ile meydana gelen yüzey genişlemesi geri dönüşlü olmalı, kalıcı şekil değişikliği meydana gelmemelidir. Finisaj işlemleri ile homojen olmayan deri boyası homojenleştirilir, aynı renk ve özellikte sürekli üretime imkan sağlanır. Beyaz ve açık renkli finisajlar da ışık haslığı (dayanımı) sağlanır, açık ve koyu renkler aynı üründe kullanıldığında birbirlerini boyamaları önlenir. Finisaj yapılacak derinin kullanım amacı ayrıntılı bilinirse, finisaj tekniği seçimi kolaylaşır Finisajda kullanılan kimyasallar Deri finisajında kullanılan çeşitli malzemelere ‘‘Deri Finisaj Malzemeleri’’ denir. Finisajda kullanılan kimyasal ürün çeşitleri çok geniş bir aralığa sahiptir. Devamlı değişen moda, her gün yeni ve farklı görünümler istenmekte, her yeni görünüm büyük bir olasılıkla yeni finisaj malzemeleri gerektirmekte, dolayısı ile sayısı zaten çok olan Finisaj malzemeleri günden güne daha da çoğalmaktadır. Ancak bunların hepsini belirli ana sınıflar altında toplamak mümkündür. Finisaj da kullanılan temel kimyasal ürün çeşitleri Protein binderler (kazein ve albümin esaslı) Vakslar (Mum çözeltileri) Filler (doldurucular) ürünleri Matlaştırıcılar Yoğunlaştırıcılar (viskozite artırıcılar) Islatma maddeleri ve penetratörler Su bazlı Binderler (bağlayılar) Su bazlı nitroselüloz emülsiyonları Organik solventli nitroselüloz laklar Solvent bazlı tek/ Çift - komponentli poliüretanlar Su bazlı Mudiferler (özellik değiştiriciler) Organik solventli (özellik değiştiriciler) Organik ve inorganik pigmentler Anilin boyalar (liquid dyestuffs) Protein Binderler (Kazeinler) Protein binderler kazein, albümin ve sentetik poliamid esaslı ürünlerdir ve deri Endüstrisinde büyük oranda kullanılırlar. Termoplastik olamayan (Termoset) binderler gurubuna ait olup, termoplastik binderlere benzemezler ve sıcaklık artırıldığında yumuşamazlar. Derilere yüksek sıcaklıkta yapışkan bir görünüm aldırtmadan kuvvetli parlaklık vererek düz ütü ve cilt baskı yapılabilir. Protein binderler akrilik, butadien veya poliüretan binderlere ilave edilerek yapışkanlık azaltılır. Böylece bilinen sıcak ütü testine dayanıklılık kazanırlar. Islak sürtme haslığını artırmak için genellikle formaldehit veya poliaziridinle çapraz bağlama (crosslink) yapmak gereklidir. Vakslar Termoplastik binderlerin yapışkanlığını azaltmak, polişlemeyi (kadife ile parlatma) daha kolay yapmak, kararma efektli (burnish) finisajlarda az veya çok göze çarpan kararma 41
görünümü elde etmek gibi çeşitli amaçlardaki finisajlar için doğal ve sentetik vakslar mevcuttur. Miktarda vaks kullanımlarında derilerde finisajın deriye yapışmaması sorunu meydana gelir. Filler ürünleri (doldurucular) Filler ürünleri derideki yüzey bozukluğuna karşı örtme gücünü, dolgunluğunu, cilt baskı yapabilme kabiliyetini artırmak ve yapışkanlığı azaltmak için finisaj formülasyonlarına genellikle ilave edilen finisaj yardımcılarıdır. Matlaştırıcılar Matlaştırıcı maddeler esas olarak astar katlar ve üst katlarda finisajın parlaklık seviyesini ayarlamakta kullanılırlar. Sulu ve solventli sistemlerde kullanılan matlaştırıcılar vaks bazlı olup, daha fazla matlık istenildiğinde silika bazlılar tercih edilmelidir. Matlaştırıcı maddeler genellikle kazein, akrilatlar, poliüretanlar veya selüloz asetobütiratlar (CAB) gibi farklı binderler ile karıştırılırlar. Matlaştırıcı maddelerini finisaj formülasyonlarına ilave etmekle matlaştırma efektine ilave olarak daha kuru ve daha az yapışkan bir yüzey elde edilir. Çok yüksek miktarlarda kullanmamaya dikkat edilmelidir. Çünkü cilt kırılmasının, esnemesinin, bükülmesinin olduğu yerlerde beyazlıklar belirebilir. Islatma Maddeleri ve Penetratörler Bunlar genellikle finisajın derinin içine nüfuz etmesini sağlamak için kullanılırlar ve bu ürünler yüzey aktif madde ve / veya solvent bazlıdır. En yaygın kullanımları impregnasyon (dolgu) ve sprey boyama katlarındadır, finisajın akışkanlık özelliklerinin iyileştirilmesi gereken ön astar katları ile ilk astar katın yapıştırılmasında kullanılırlar. Islatıcı maddelerin aşırı kullanımı genellikle yaş haslık özelliğini azaltır. Akrilik Binderler Deri finisajında en sık kullanılan polimer gurubunu temsil ederler ve impregnasyon safhasından son üst katlara kadar finisajın çeşitli yerlerinde kullanılabilirler. Esneklik – Bükülebilirlik, yapışma ve ışık haslığı gibi iyi özellikleri mevcuttur. Aynı zamanda kendi kendine çapraz bağlama yapan (self-crosslinking) akrilik polimerler veya serbest reaktif guruplarıyla başarılı bir şekilde çapraz bağlama (crosslinked) yapabilen daha iyi haslık özelliklerinin elde edilebildiği binderler mevcuttur. Poliüretan Binderler Poliüretan binderler finisaj işleminde akrilik polimerlerden sonra en sık kullanılan polimerlerdir. İki ana guruba bölünebilen birçok çeşit poliüretan mevcuttur: aromatik ve alifatik poliüretanlar. Aromatik olanlar genellikle daha ekonomik, mükemmel yapışma değeri veren fakat ışık dayanımında zayıf olan tiptedir. Alifatik olanlar ise en yaygın olarak kullanılırlar ve özellikleri hemen tüm gereksinimleri karşılayabilir. Bu ürün çeşitleri Aşırı küçük partiküllü binderlerden olağan üstü bağlama gücü olan ürünlere kadar değişmektedir. Poliüretan binderlerin, finisaj polimerleri arasında en iyi fiziksel ve mekanik özelliklere sahip olduğu söylenilebilir.
42
Bütadien Binderler Bunlar özellikle yüksek örtüme gücüne sahiptirler ve bu nedenle öncelikle zımparalanmış deri ve yarmalar üzerine yapılan uygulamalarda kullanılırlar. Döşeme ve otomotiv derisi gibi uzun ömürlü deri veya beyaz deri uygulamalarında kullanımları, düşük ışık haslıkları nedeniyle sınırlıdır. Nitroselüloz Laklar ve Emülsiyonlar Su bazlı Nitroselüloz emülsiyonlar ve solvent bazlı Nitroselüloz laklar olarak iki ana guruba ayrılabilirler. Desen baskıyı oluşturmak için hem ara katlarda hem de daha hafif üst katlarda kullanılırlar. İyi bir sürtme dayanımını ve su haslığını istenen durumlara göre parlak ve mat çeşitleri mevcuttur. Bununla birlikte karışımda kullanılan plastikleştiricilerin miktarına bağlı olarak yumuşaklık ve elastiklik derecesi çok büyük oranda değişmektedir. Sınırlı ışık haslıkları nedeniyle Nitroselüloz laklar beyaz derilerde ve döşeme derilerinde kullanılmamalıdır. Belirli bir süre sonra Nitroselüloz lak içerisindeki plastikleştiriciler yüzeye göç ederek üst filmin kırılganlaşmasına sebep olabilirler. Selüloz Asetobütirat (CAB) Laklar ve Emülsiyonları Bu ürün gurubunun iki tipi mevcuttur: su bazlı emülsiyonlar ve solvent bazlı solüsyonlar. Nitroselüloz laklarla kıyaslandığında, CAB-lakları son derece iyi ısı ve ışık dayanımına sahiptir. Bu özellikleri yüzünden beyaz derilerde bilhassa spor ayakkabılarında otomotiv derilerinde diğer laklarla kombine edilerek son üst apre katı olarak da kullanılabilirler. CAB –lakların parlak mat ve beyaz pigmentli çeşitleri mevcuttur. Tek ve Çift Komponentli /bileşenli Poliüretanlar Bunlar yüksek fiziksel haslık özellikleri sebebiyle derilerde başlıca üst katlarda kullanılırlar. Tek komponentli poliüretanlar herhangi bir çapraz bağlayıcı (poliizosiyanatlar) kullanılmadan uygulanabilirler. Çünkü bunlar solventlerin buharlaşmasıyla birlikte yeterli derecede dayanımlı bir film oluştururlar ve alifatik ürünlerin kullanıldığı hallerde de çok iyi ışık ve ısı dayanımına sahip olurlar. İki komponentli poliüretanlar ise tek komponentli poliüretanların aksine reaksiyon için uygun miktarda poliizosiyanata ihtiyaç gösterirler. Çapraz bağlanmadan sonra elde edilecek haslık özellikleri genellikle tek komponentli poliüretan kullanıldığında elde edilecek olana nazaran daha yüksek olacaktır. Su Bazlı ve Solvent Bazlı Slikonlar Bunlar bitmiş derinin tutumunu yağlı ve mumsu bir tuşeden aşırı yumuşak ve ipeksi bir tuşe ye kadar değiştirmek amacı ile kullanılmaktadır. Slikonlar aynı zamanda aşınma testi uygulanan otomotiv derilerindeki finisajın bazı fiziksel özelliklerini iyileştirmek için de kullanılırlar. Sonraki katların yapışmasını temin etmek için ‘‘aşırı yüklenmiş finisaj katlarının özelliklerini’’ kontrol etmek daima çok önemlidir.
43
Çapraz Bağlayıcılar (Crosslinker) Çapraz bağlayıcılar çeşitli binderlerle reaksiyona giren kimyasal bileşimlerdir. Yaş ve kuru esnemeye dayanıklılık, ıslak sürtme haslığı, su ve solvent dayanıklılığı gibi fiziksel özellikleri iyileştirirler. Aynı zamanda derinin desen baskı tutma yeteneği gibi diğer karakteristik özelliklerini de iyileştirirler. Metal tuzları (çinko oksit), epoksitler, karbodiimidler, poliizosiyanatlar, poliaziridinler ve formaldehitler gibi değişik tiplerde çapraz bağlayıcılar mevcuttur. Finisaj formülasyonlarında crosslinker kullanılması durumunda karışımın azaltılmış olması göz önüne alınmalıdır ki; bu sadece kullanılan çapraz bağlayıcının değil, aynı zamanda kullanılan binderin tipine de bağlıdır. Çinko oksit hariç bütün çapraz bağlayıcılar sağlığa zararlıdır. Bu nedenle büyük dikkatle ve yasal hükümlere uygunluğu takip edilerek kullanılmalıdır. Florin Türevleri Bu bileşikler hem sulu hem de solventli fazda kullanılırlar ve temel amaçları deriye yağ ve su iticilik özellikleri sağlamaktır. Tek başlarına anilin veya nubuk deri üzerine sprey yoluyla uygulanabilir veya finisaj formülüne ilave edilebilirler.
Pigmentler Bu ürünler organik ve inorganik pigmentler olarak iki ana guruba ayrılırlar. Uygulama göz önüne alındığında organik pigmentlerin daha parlak ve daha az örtücü olduklarını, doğru renkleri tutturmada bazı zorluklar gösterdiklerini söyleyebiliriz. Beyaz renkten (titanyum dioksit bazlı) ve koyu sarıdan (demir oksit bazlı) kahverengiye kadar değişen tonlarda inorganik pigmentler çok iyi bir kapatma gücüne ve mükemmel ışık/ısı haslıklarına sahiptir. Siyah pigmentler ise karbon siyahı tipindedir.Pigmentler aynı zamanda kazeinli ve kazeinsiz veya dispers edilmiş olarak da iki guruba ayrılırlar. Kazeinsiz veya disperse edilmiş olanlar oldukça yüksek konsantrasyonu ve aşırı pigment yükleme riskinin az olması nedeniyle gitgide yaygınlaşmaktadır. Anyonik pigmentler anyonik finisajlarda, katyonik pigmentler katyonik finisajlarda kullanılmakta iken non-iyonik pigmentler hem anyonik hem de katyonik formülasyonlarda kullanılabilmektedir. Anilin Boyalar (Liquid Dyestuff) Suyla karışabilen solvent ihtiva eden boyar maddelerin solüsyonları genellikle metal kompleks tipindedir. Bunlar sprey boyamada, taban kat karışımlarında, iki tonlu efektlerde boyama veya üst cila katlarında finisaja parlaklık, renk ve canlılık vermek amacı ile kullanılır. Metal kompleks boyaların ışık haslıkları oldukça iyi olmasına rağmen, pigmentlerin ışık haslıklarından düşüktür. Bu sebepten bu gurup boyar maddeler yüksek ışık haslığı gerektiren döşemelik ve otomobil derilerinde kullanılmamalıdır. Sıvı boyar maddelerin seçimi sırasında değerlendirilmesi gereken iki parametre vardır; su damlacıklarına dayanıklılık ve plastikleştiricilerle yumuşatılmış PVC’ye nüfuz etme yeteneğidir. İlk parametre boyanmış derinin üzerine su damlacıkları damlatıldığında boyanın halka şeklinde leke oluşturma eğilimi göstermesidir. İkinci parametre ise boyar maddenin
44
göçe eğilim göstermesi ve ayakkabı üretimi esnasında plastik tabanlara nüfuz ederek hafif bir renklendirme meydana getirmesidir. Genel olarak finisaj formülleri Finisaj Katları Formulasyon Renklendirme 100-200 kısım Metal kompleks boya 0-200 kısım alkol 600-900 kısım su Cilt İmpregnasyonu 205 kısım İmpregnasyonu binderi (dolgu) 50 kısım penetratör 0-100 kısım boyar madde 600-700 kısım su Astar kat Ciltli deri 30-50 kısım pigment 100-150 kısım binder 10-30 kısım kazein 770-860 kısım su
Boya katı
Fiksasyon (kazein Finisajı için) Apre katı (üst kat)
Zımparalı deri 50-100 kısım pigment 150-250 kısım binder 20-50 kısım kazein 600-780 kısım su Ciltli deri 50-100 kısım pigment 100-200 kısım binder 20-50 kısım kazein 650-830 kısım su Zımparalı deri 50-100 kısım pigment 150-250 kısım binder 20-50 kısım kazein 20-50 kısım filler 10-30 kısım akışkanlık artırıcı madde 420-670 kısım su 300 kısım formaldehit (%30luk) 650 kısım su 0-50 kısım asetik asit Kazeinli kat 150-300 kısım kazein binder 5-20 kısım plastikleştirici 680-850 kısım su Hidrolak kat 600-900 kısım hidrolak 100-300 kısım su 0-100 kısım formaldehit (%30luk) Nitroseluloz lak 0-50 kısım selulozik boya 200-300 kısım Nitroseluloz lak 45
10-20 630- 790
kısım kısım
plastikleştirici solvent (tiner)
Poliüretan 100 kısım poliüretan lak 120-150 kısım susuz solvent 30-60 kısım çapraz bağlayıcı (cross –linker)
Kısım; bütünün parçaları Örnek ; elinizde 1000 parçalı lego var, hepsi farklı özellikte, farklı özellikteki Legoları bir araya getirerek bir ev yapıyorsunuz
46