BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ M. Cüneyt BİRKÖK
İÇİNDEKİLER I. SOSYAL BİLİMLERDE ARAŞTIRMA ARAŞTIRM A YÖNTEM VE TEKNİKLE TEKNİKLERİNE RİNE GENEL BAKIŞ........ ................ ............... ........... .... 1 Bilimsel Araştırma............................ ................................................... .............................................. ............................................... ........................................................ ........................................... ...........1 Sosyal Bilimleri Metodolojik Özellikleri..................... ............................................ .............................................. .............................................. ................................... ................. ..... 4 Bilimsel Düşünme ve Metot Problemleri..................... ............................................ .............................................. .............................................. ....................................... .................. 5 II. BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİNDE TEMEL KAVRAM, İLKE VE YAKLAŞIMLAR..... ......... ....... .....7 A. BİLGİNİNİN BİLGİNİN İN KAYNAĞI VE PROBLEM ÇÖZMENİN PRATİK PRATİ K DAYANAKLARI ........ .............. ........... ......... ........ ......... ..... 7 B. BİLİMSEL YÖNTEM VE ARAŞTIRMA ........ ................ ................ ................ ................ ................ ................ ................ ................. ................. ............... ........... ........ ....... ... 14 III. ARAŞTIRMA SÜREÇ VE TEKNİKLERİ....................... .............................................. .............................................. .................................... .......................... .................. .....15 A. PROBLEMİN TANIMI........................... .................................................. .............................................. .............................................. .............................................. ................................ ......... 15 B. ARAŞTIRMANIN ARAŞTIRMANI N AMACI, ÖNEMİ, VARSAYIMLARI VARSAYIMLAR I VE SINIRLI SINIRLILIKLARI LIKLARI ......... ................. .............. .......... ......... ......... .... 22 C. ARAŞTIRM ARAŞTIRMADA ADA KULLANILA KULLANILAN N TEMEL KAVRAMLARIN TANIMLANMASI ...... ........... ......... ........ ........ ......... ........ ... 23 D. YÖNTEM................................................ ....................................................................... ............................................... ............................................... ...................................................... ............................... 27 E. ARAŞTIRMA MODELİ...................... ............................................. .............................................. .............................................. .......................................... ................................ ................ ...31 F. EVREN VE ÖRNEKLEM ........ ................ ................ ................. ................. ................ ................ ................ ................ ................ ................ ................. ................. ............... ........... ........ ....... ... 39 G. VERİLERNİN TOPLANMASI.................... ........................................... .............................................. ..................................................................... .............................................. ...39 H. VERİLERİ VERİLERİN N İŞLENMES İŞLENMESİİ ÇÖZÜMÜ VE YORUMLANM YORUMLANMASI ASI........ ................ ................ ................ ............... ........... ........ ......... ......... ........ ........ .... 39 I. BULGULAR VE YORUM........ ................ ................ ................ ................ ................ ................. ................. ................ ................ ................ ................ ................ ................ .............. ........... ..... 39 J. ÖZET, YARGI VE ÖNERİLER.................... ........................................... .............................................. ................................................................ ................................................. ........ 39
I.
SOSY SOSYAL AL Bİ BİLİ LİML MLER ERDE DE ARAŞ ARAŞTI TIRM RMA A YÖN YÖNTE TEM M VE TEKN TEKNİK İKLE LERİ RİNE NE GENE GENEL L BAK BAKIŞ IŞ Bilimsel Araştırma Geleneksel olarak bilimler iki grupta toplanmaktadır. Fizik, kimya, biyoloji gibi sahaların oluşturduğu oluşturduğu guruba tabii bilimler bilimler , sosyoloji, psikoloji, ekonomi, siyasal bilimler gibi diğer sahalarınkine de sosyal bilimler adı verilmektedir. Bu ayırım, on sekizinci yüzyılda Newton mekaniğinin bilimin temeli olarak kabul edilmesine dayanmaktadır. 1 Sebepsonuç ilişkileri anlamını içeren pozitif sosyal bilimlerde, bu dönemden itibaren Newton
1
A. B. Levison, (1974). Knowledge and Society: An Introduction to the Philosophy of the Social Sciences. Bobs-Merrill Co., Co., s. s. 1-6.
USA: The
modelinden etkilenen pozitif sosyal araştırmalar istihdam edilmektedir. Tabii bilimlerde olduğu gibi, sosyal bilimlerde de toplumun ve kurumlarının sistematik bilgisi deneysel olarak sebep sonuç ilişkileri çerçevesinde sınanabilmektedir. Genel olarak pozitif sosyal bilimler, ortaya yeni bilgiler koyan, yaratıcı olan disiplinler anlamında kullanılmaktadır. Matematik bilimler tümdengelime dayalı tekrarlanmakta olan bilgiler üretirken, pozitif bilimler tümevarım metoduyla yeni bilgiler üretmektedir. 2 Bütü Bütün n bilim bilimle lerin rin orta ortak k öz özel elliğ liği, i, olgu olgular ların ın gözl gözlem emiyl iyle e gene genelli llikle klere re ulaşm ulaşmak aktı tır. r. Bu genellemelere tek bir gözlemin mantıkî çıkarımıyla ulaşılamaz. Sosyal Sosyal bilimle bilimlerr metodo metodoloji lojisind sinde, e, tabii tabii bilimler bilimlerden den farklı farklı olarak, olarak, başka başka metodo metodoloji lojik k unsurlar da söz konusudur. Özellikle yirminci yüzyılın başlarından itibaren bilimin hızlı geliş gelişim imiy iyle le birli birlikt kte e orta ortaya ya çıka çıkan n yeni yeni para paradi digm gmala alard rda, a, artık artık pozi poziti tiviz vizmi min n yanı yanı sıra sıra rölativizm de kabul edilmektedir. İnceleme alanı insan davranışları olduğu için, iradi bir
etki söz konusu olmakta ve sosyal olaylardaki açıklamaları mutlak determinizmin ve tek sebepli izahların dışına çıkarmaktadır. Sosyal değişmenin kanunlarını arayan, sosyal oluşum oluşumlar ların ın prensip prensipleri lerini ni inceley inceleyen en bir sos sosyol yoloji oji metodo metodoloji lojisi, si, bazı bazı problem problemler ler hâlâ hâlâ sürüyor olmakla birlikte, zaman içerisinde oluşturulmuştur. Zaten realitenin tam olarak kavranabilmesi mümkün değildir; realite ancak belirli zamanlara ve bakış açılarına özgü olarak kısmen kavranabilmektedir.3 Öte yandan, sosyolojinin ilk ortaya çıktığı dönemlerde insan davranışlarının veya sosyal olay olayla ları rın n
ölçül lçüleb ebil ilir irli liğ ği
konu konusu sun nda
tartı artışm şmal alar ar
yapıl apılmı mışt ştır ır..
Sosy Sosyal al
bilim ilimle lerr
metodolojisindeki temel problem insan davranışlarının ölçülmesi meselesidir. Günümüz sosyal bilimlerinde, diğer bilim dallarında kullanılan metotlar kullanılmaktadır. Bunlar gene genell olar olarak ak gözl gözlem em,, ista istati tist stik ik ölçü ölçüml mlem eme, e, veri veri topl toplam ama a ve insa insan n ekol ekoloj ojis isin inin in ince incele lenm nmes esid idir ir.. Bu meto metotl tlar arın ın heps hepsin inde de de es esas as prob proble lem m değişkenlerin kontrol edilmesidir. edilmesidir. Çünkü insanın dışındaki dışındaki varlıkların varlıkların davranışların davranışlarınıı gözlemlemek, gözlemlemek, laboratuar şartlarında şartlarında kontrol kontrol
etmek ve ve geleceklerini geleceklerini tahmin tahmin etmek daha daha kolaydır. kolaydır. Bir gurubun gurubun
için içinde deki ki veya veya ferd ferdii olar olarak ak insa insan n davr davran anış ışı, ı, diğe diğerl rler erii gibi gibi kola kolayl ylık ıkla la ne tahm tahmin in edilebilmekte ne de kontrol edilebilmektedir. Bu bakımdan, sosyal bilimlerde, diğer bili biliml mler erde de oldu olduğu ğund ndan an çok çok daha daha fazl fazla a sa sayı yıda da ve muğl muğlak ak deği değişk şken enle lerr oldu olduğu ğunu nu söylemek yanlış değildir. Söz konusu şartlar altında sosyal dünyanın kanunlarını ya da
2
3
M. Sencer ve Y. Sencer, (1978). Toplumsal Araştırmalarda Yöntembilim. Ankara: Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü, s. 17. A. Kurtkan Bilgiseven, (1998). İlm-i Ledün (Genel Teoloji). İstanbul: Gözde Matbası, s. 15-7.
2
sosyal hayatın kurallarını keşfedebilmek ve ortaya çıkan problemleri giderebilmek için nasıl bir yol takip edileceği sorunu aşağıdaki bölümlerde ele alınmaktadır. Sosy Sosyal al bili bilim mler ler meto metodo dolo loji jisi si gen genel olar olarak ak üç teme temell so soru ruya ya veri verile len n ceva cevapt ptan an kaynaklanmaktadır. Bunlar, sosyal bilimlerin ne tür bir gerçek veya bilgi sağladığı, nasıl sağla sa ğladı dığı ğı ve karş karşıla ılaşt ştığ ığıı prob proble leml mleri eri veya veya eksik eksikler lerii nasıl nasıl giderd giderdiğ iğidi idir. r.4 Kullanılan metotlar bu sorulara giderek daha iyi cevaplar verilmesiyle oluşmaktadır. Bu çerçevede sosyal bilimcinin temel amacı, teorik modeller geliştirerek ve deneyerek çeşitli sosyal fenomenleri açıklamak için sosyal dünyada araştırma yapmaktır. Gözlemlediği alan sosyal hayat, incelenen konu ise insanın tutum ve davranışlarıdır. Bulgularını çeşitli metotlar kullanarak, mesela tiyatro yazarı perspektifiyle5 tüm sosyal olaylar canlı bir sahned sahnede e yaşanı yaşanıyor yormuş muş gibi gibi anlata anlatarak, rak, bilimse bilimsell kamuoy kamuoyuna una aktarma aktarmaktad ktadır. ır. Bilims Bilimsel el inceleme, diğer bilim dallarında olduğu gibi sosyal bilimsel araştırmada da sistematik olarak yürütülmektedir. Sistematik olarak yürütülmesi, sebep sonuç ilişkilerinin tespit edilebilmesi edilebilmesi anlamına anlamına gelmektedir. gelmektedir.6 Diğe Diğerr bili bilim m adam adamla ları rı gibi gibi so sosy syal al bili bilimc mcile ilerr de çalışmalarına kendileri için önemli olan soruları hedefleyerek başlamakta ve araştırma sorularına cevap bulmalarını sağlayacak bir araştırma projesi düzenlemektedirler. Tıpkı kimya kimyacıl cıları arın n kend kendii disi disipl plin inler lerin ine e öz özgü gü dene deney y düze düzene nekl kleri eri kurma kurmalar larıı veya veya so sosy syal al psikologların yine kendi disiplinlerine özgü öğrenim deneylerini farelerle yapmaları gibi, sosyologların da kendilerine göre önemli olan sorulara verilen cevapları keşfetmek için özel yöntemleri vardır. Mesela bir sosyal bilim olarak sosyoloji, organize ve metodiktir ve amacı amacı bilgiy bilgiyii zengin zenginleşt leştirme irmektir ktir.. Bilims Bilimsel el bir çalışma çalışmada da ana hatları hatlarıyla yla olayları olayların n gözle gözlenm nmes esii ile ile bunl bunlar ar aras arasın ında daki ki iliş ilişkil kileri erin n belir belirlen lenme mesi si şe şekli klind nde e iki ayrı ayrı faaliy faaliyet et yürütülmektedir. 7 Sosyologun çalışması esasen, diğer insanlarla arasında her yönüyle bir iletişim kurmaktır. Çalışmasının ilk aşamasında fertlerle iletişim kurarak onların tutum ve davranışlarını tespit etmekte, ikinci aşamada ise bulgularını yine bir tür ilet iletiş işim im kura kurara rak k bili bilims msel el haya hayata ta,, ente entele lekt ktüe üell çevr çevrey eye e veya veya diğe diğerr ilgi ilgili li kişi kişile lere re sunmaktadır. Bilgiyle araştırmacı arasındaki iletişim sözlü veya yazılı olmaktadır. Amaç bir bir prob proble lemi min n önem önemin ini, i, acili aciliye yeti tini ni ve çözü çözümü münü nü kamu kamuoy oyun una a duyu duyurm rmakt aktır. ır. Sosy Sosyal al bilimlerdeki araştırma süreci genel olarak beş safhada tamamlanmaktadır: 8
4
5
P. Diesign, (1992). How Does Social Science Work?: Reflections on Practice. (2. Baskı), USA: University of Pittsburgh Press, s. 303. M. Lester, (1984). (1984). "Self: "Self: Sociologica Sociologicall Portraits. " The Existential Self in Society. (Ed.by. J. A. Kotarba ve A. Fontana), USA: The University of Chicago, s. s. 30.
6
B. Baloğlu, (1997). Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntemi. İstanbul: Der Yayınevi, s. 11.
7
N. Erder, (1976). "Sosyal ve Siyasal Bilimlerde Kuram ve Yöntem Konusunda Tartışılan Başlıca Sorunlar", Toplum Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü Yayınları, s. 11. Bilimlerinde Araştırma ve Yöntem. (Ed. R. Keleş), Ankara: Türkiye
3
o
Araştırma sorusunun seçimi ve çerçevelendirilmesi,
o
Uygun metodun tespiti ve çalışma programının yapılması,
o
Verilerin toplanması,
o
Malzemenin analiz edilmesi,
o
Sonucun çıkarılması.
Bu safhalar aşağıdaki şemada açıklanarak gösterilmektedir. ARAŞTIRMA SÜRECİNDEKİ ADIMLAR
I
V.
raştırma konusunun seçimi ve çerçevelendirilmesi: • • • • •
• • •
Sonucun çıkarılması •
konunun seçilmesi literatürün taranması değişkenlerin belirlenmesi hipotezlerin formüle edilmesi değişkenlerin ölçümlenmesi
•
•
tüm çalışmanın özetlenmesi bulguların teoriyle bağının kurulması gelecek araştırmalar için öneriler
II
IV.
Uygun metodun tespiti ve çalışma rogramının yapılması:
Malzemenin analizi: •
zamanlamanın yapılması araştırma tekniklerinin seçimi ikinci dereceden verilerin analizi
•
•
bilgilerin tasnifi ek verilerin (istatistik) uygulanması yorumlar, çıkarsamalar ve sonuçlar
III
Verilerin toplanması
Sosyal Bilimleri Metodolojik Özellikleri Sosyal Bilimlerde mutlak gerçek ve ona bağlı değişmez sebepler zinciri yoktur; bunun yerine toplum gerçeği ve onun izafi mantığı ve kanunları vardır. Toplumdaki gerçekler derlenerek bağlı oldukları kanunlar bulunur. Bu tümevarım adıyla bilinen metodudur. 8
J. B. Johnson ve R. A. Joslyn, (1986). Political Political Science Science Research Research Methods. Methods. Press, s. 31.
(3. Baskı), USA: Congressional Quarterly
4
Tümevarım bizi olguların bilgisinden bu olguları idare eden kanunların bilgisine geçiren işlemdir.9 Bu genel çerçeve içinde, olayları gerçekte var oldukları gibi anlamak bilimsel düşü düşünm nmen enin in teme temell öz özel elli liği ğidi dir. r. Aşağ Aşağıd ıda a gene genell meto metodo dolo loji jik k pren prensi sipl pler er olar olarak ak da adlan adlandı dırıl rılab abile ilece cek k bu öz özel ellik likler ler tart tartış ışılm ılmak akta tadı dır. r. Herh Herhan angi gi birin birinin in ihmal ihmal edilm edilmes esii durumunda ulaşılacak sonuç eksik veya hatalı olmaktadır. İlk prensip olan bütüncülük bir fenomeni tüm sebepleriyle birlikte kavramaktır. Sosyal olaylar ancak bütüncü bir bakış açısıyla anlaşılabilirler. Kısmi sebep sonuç ilişkilerinin izah edilmes edilmesii olayın olayın tümünü tümünün n kavranm kavranmış ış olduğu olduğu anlamı anlamına na gelmem gelmemekt ektedir edir.. Mes Mesela, ela, şehirleşme olgusu ele alınırken sanayinin emek talebini karşılamak için bulunduğu bölge bölgede de nüfu nüfuss birik birikim imii sağla sağladı dığı ğı sö sözz konu konusu su edile edilebil bilir, ir, faka fakatt şe şehir hirle leşm şme e sa sade dece ce sanayi sanayinin nin iş gücü gücü ihtiyac ihtiyacıı değildi değildir. r. Objektiflik prensibi sosyal bir olay ele alınırken herh herhan angi gi bir bir önyar önyargı gıda da bulu bulunm nmam amak aktı tır. r. Peşin Peşin hüküm hükümle lerr real realit iteni enin n görü görülme lmesi sini ni engelleyen sahte görüntülerdir. Keza başka ya da benzeri olaylara dayalı olarak elde edilm edilmiş iş olan olan yarg yargıla ılarr incel incelen enile ilen n olay olay için için geçe geçerli rli deği değild ldir. ir. Şüphecilik ise bilims bilimsel el çalı çalışm şman anın ın her her sa safh fhas asın ında da elde elde edil edilen en veri verile leri ri mutl mutlak ak gerç gerçek ekle lerr olar olarak ak kabu kabull etm etmemek emekti tir. r.
Veri Verile lerd rden en
emin emin
olma olmaya yarrak
şüphe üphe
etme etmek, k,
araş araştı tırm rman anın ın
teme temell
nedenlerinden biridir ve hataların giderilmesini sağlamaktadır. Mevcut unsurlar çeşitli şekillerde sınanmalı ve doğruluğu kontrol edilmelidir. Keza bir konu hakkında şüphe yoksa araştırma yapmaya da gerek yoktur. Delillendirme prensibi bilimsel bilgilerin herkes tarafından kabul edilmiş ve genel geçerliği olan somut delillere dayalı olmasıdır. Dayanaksız olan izafi hükümlerin veya kanaatlerin hiçbir önemi yoktur. Herhangi bir hükü hüküm m mutl mutlak aka a ista istatis tisti tik k so sonu nuçl çlar, ar, tari tarihi hi belge belgeler ler,, anket anketler ler veya veya diğer diğer bilim bilimse sell metotl metotlarla arla elde edilmiş edilmiş olan olan verilerl verilerle e delille delillendir ndirilme ilmelidi lidir. r. Olumsuzlamak ise eldek eldekii bilginin mantığının yeniden kurulmasıdır. İntikal etmiş olan bilgilerdeki sebep-sonuç ilişk ilişkis isini inin n kabu kabull edilm edilmey eyere erek k ya da yete yetersi rsizz görü görüler lerek ek başk başka a iliş ilişkil kileri erin n aranm aranmas asıı gerekmektedir. Böylece yeni veya başka illiyet bağlarının ortaya çıkarılabileceği gibi hatalar hatalarla la birlikt birlikte e eksikli eksiklikle klerr de gideril giderilebil ebilmekt mektedi edir. r. Aksi Aksi taktird taktirde e yapılan yapılan araştı araştırma rma öncekilerin bir tekrarı olmaktan öteye geçemez. Sistematik olmak ya da çalışmanın hiçbir safha ihmal edilmeden düzenlenmesi bir sonraki bilgiye ulaşmayı sağlamaktadır. sağlamaktadır. Bilimsel Düşünme ve Metot Problemleri Genel olarak sosyal bilimler metodolojisinde bir çok metot problemleri söz konusu edilmek edilmekted tedir. ir. Sosyol Sosyoloji ojik k düşünm düşünmeye eye yüklen yüklenen en amaç, amaç, hiçbir hiçbir etki etki altınd altında a kalmada kalmadan, n, kriti kritiği ğini ni yapar yaparak ak ve tüm tüm muht muhteme emell alte altern rnati atifl fleri eri değe değerle rlend ndir irere erek k so sosy syal al olay olaylar larıı 9
J. Lachelier, (1986). Tümevarımın Temeli Hakkında. (3. Baskı), (Terc. H. R. Atademir), İstanbul: Milli Eğitim Basımevi, s. 3.
5
gerçekte oldukları gibi anlamasını sağlamak olduğuna göre metodolojik problemi büyük ölçüde objektivite olarak ortaya çıkmaktadır. Bu problemin çözümü için yukarıda izah edilen edilen bilims bilimsel el perspek perspektif tifleri lerin n güçlen güçlendiri dirilme lmesi si ve muhtem muhtemel el eksikl eksikleri eri giderme gidermek k için temel temel prensip prensipleri lerin n net bir şekild şekilde e ortaya ortaya konulma konulması sı gerekm gerekmekt ektedi edir. r. Bu prensip prensipler ler zihn zihnin, in, herh herhan angi gi bir bir so sosy syol oloj ojik ik olgu olguyu yu kavra kavrarke rken n bağl bağlıı olaca olacağı ğı teme temell lleri eridir dir.. Aynı Aynı zama za mand nda a se serb rbes estt bir bir düşü düşünm nme e tarz tarzın ınıı sa sağl ğlay ayar arak ak herh herhan angi gi bir bir mecr mecra a için için yol yol göstericilerdir. Böylece, tarihi süreç boyunca ortaya çıkarılmış bilgi birikiminin zorunlu kıldığı mecburi istikamet de kısmen kaldırılabilmektedir. Bilimsel düşünme, aslında, bu Bilimd mdek ekii gene genell meto metodo dolo loji ji anlam anlamda da bir serb serbest est düşü düşüne nebil bilme me meto metodo dolo lojis jisidi idir r . Bili kura kurall llar arın ının ın
tümü tümünü nü
kap kapsa sama makt ktad adır ır..
Durk Durkhe heim im,,
bili bilims msel el
anla anlamd mda a
sosy so syo oloji loji
metodolojisin metodolojisinin in üç karakteristik karakteristik özelliğinin olduğunu olduğunu kabul etmektedir. etmektedir.10 Bunlardan Bunlardan ilki sosyolojinin felsefi doktrinlerden ayrı, kendini tanımlayabilen ve mükemmel bir şekilde pozitiv pozitivist ist,, evrimci evrimci ve manevi maneviyat yatçı çı (spirit (spiritual ualist ist)) olduğu olduğudur dur.. Çünkü Çünkü sos sosyol yoloji oji rasyon rasyonel el mecb mecburi uriye yett tten en deği değill ampi ampirik rik değe değerle rlend ndirm irmel elerl erle e nede nedens nsell ellik ik prens prensip iple lerin rinii so sosy syal al fenomene uygulamaktadır. Böylece Durkheim’a göre sosyal bilimler metodolojisinin ikinci ikinci karakter karakterist istiği iği olan so sosyal syal olgula olguların rın sadece sadece başka başka sos sosyal yal olgular olgularla la ve sos sosyal yal çevrenin prensipleri çerçevesinde açıklanabileceği gerçeği ortaya çıkmaktadır. Sosyal çevrenin kendine has tabiatından kaynaklanan sosyal bilimler kültürü sosyal olguların anlaşılmasını sağlamaktadır. Bu nedenle bir sosyal bilim herhangi bir diğer disiplinin eklentisi veya uzantısı değil otonom bir bilim dalıdır. Diğer bilim dalları gibi metodolojisi objektiftir. Bu üçüncü karakteristik aslında sosyal bilimci için büyük bir problemdir. Çünkü
sosyal
bilimci,
bir
fert
olarak,
içinde
yaşadığı
toplum
tarafından
sosyalleştirilmiştir. Objektif değerlendirmeler yapabilmesi için önyargılarını bir tarafa bırakarak toplumsal olgularla karşılaşması gerekmektedir. Daha Daha önce önceki ki bili bilims msel el bulg bulgul ular arın ın krit kritik ik edil edilme mede den n kabu kabulü lü,, araş araştı tırm rmac acın ının ın konu konu hakkındaki ön yargıları veya metodolojinin diğer sınırlılıkları sosyal realitenin olduğu gibi gibi anlaşılm anlaşılması asını nı önlemek önlemekted tedir. ir. Araştı Araştırmac rmacının ının realite realiteyi yi görmes görmesini ini ve anlamas anlamasını ını sağla sa ğlaya yan n araşt araştır ırma ma tekn teknikl ikleri erini nin n gerç gerçeği eği tam tam olara olarak k akta aktarab rabild ildiği iğini ni iddi iddia a etmek etmek mümkün değildir. Verilmiş olan peşin bir hüküm araştırmanın bir bölümünü gereksiz kılarak kılarak fenome fenomenin nin gerçekte gerçekte olduğu olduğu gibi gibi anlaşı anlaşılmas lmasını ını engelle engellemek mekted tedir. ir. Otorite Otoriteleri lerin n düşünceleri de elbette önemlidir, fakat realite onlara bağlı değildir. Bu nedenle bir kalıplaşmaya izin vermemek gerekmektedir. Araştırmacının belli bir sonuca ulaşma arzu arzusu su da buna buna uygu uygun n deli delill ller erin in alın alınıp ıp diğe diğerl rler erin inin in göz göz ardı ardı edil ediler erek ek gerç gerçeğ eğin in 10
E. Durkheim, (1982). The Rules of Sociological Method. (Ed.by S. Lukes and Trans. by W. D. Halls), N.Y.: The Free Press, s.159-63.
6
anlaşılmasın anlaşılmasınıı veya ortaya çıkmasını çıkmasını engellemektedi engellemektedir. r. Bilginin Bilginin kritiğini kritiğini yaparak yaparak ve diğer alternatifleri değerlendirdikten sonra bir hükme varmak gerekmektedir. Bu nedenlerle sosyal sosyal realitenin olduğu olduğu gibi anlaşılması anlaşılmasını nı sağlayan sağlayan aktif bir düşünme düşünme tarzı kurmak kurmak gerekmektedir. Bu meto metotl tları arın n so sosy syal al bilim bilimle lere re göre göre nası nasıll ele alınd alındığı ığını nı orta ortaya ya koym koymak ak için için onlar onlara a yüklene yüklenen n amaçla amaçlarda rdan n hareket hareket etmek etmek gerekme gerekmekted ktedir. ir. Çünkü Çünkü metodo metodoloji loji,, bir amacın amacın gerçekleştirilmesi için kurulmuş prensiplerdir. Sosyal bilimler, genel olarak insanların sosyal davranış, tavır veya hareketlerinin incelenmesini amaçlamaktadır. Bir yazara göre göre so sosy syol oloj ojii insan insan düny dünyas asıı hakk hakkın ında da bir bir düşü düşünm nme e biçim biçimid idir. ir.11 Temel faraziyesi, faraziyesi, insa insanl nlar arın ın düşü düşünc ncel eler erin inin in ve yapt yaptık ıkla ları rını nın, n, üyes üyesii
oldu oldukl klar arıı
grup grupla larr
tara tarafı fınd ndan an
etkilenmekte olduğudur. Bu çerçevede sosyologun vazifesi, fertlerin sosyal grupları tarafından, nasıl şekillendirildiğini ve grupların fertler tarafından nasıl yaratıldığını ve yönetildiğini keşfetmek, fert ve sosyal boyut arasındaki ilişkiyi ve etkileşimi anlamaktır. Bu amacı sağlamak veya sosyal olguyu görebilmek için hiçbir etki altında kalmayan bir bakış açısına, metoda ve düşünce tarzına ihtiyaç vardır. Yuka Yukarıd rıda a sö sözz konu konusu su edil edilen en topl toplum umun un insa insan n üzeri üzerind ndek ekii etkil etkileri erind nden en biri biri de bilg bilgii birik birikim imin inin in araşt araştırm ırmac acıı üzeri üzerind ndeki eki etki etkiler leridi idir. r. To Topl plum um,, ferdi ferdin n nası nasıll davr davran anma ması sı ve düşünmesi gerektiği empoze etmektedir. Sosyal bilimlerdeki bulgular çoğu kez belirli zaman ve mekan boyutlarıyla ve hatta araştırmacının kişisel özellikleriyle sınırlı kalan açıklam açıklamalar alardır. dır. Oysa Oysa sos sosyal yal hayat hayat dinamik dinamik bir süreç süreç içinde içinde sürüp sürüp gitmek gitmekted tedir. ir. Bu nede nedenl nle e so sosy syal al yapı yapı ve so sosy syal al deği değişm şme e (sos (sosyal yal bilim bilimler ler), ), so sosy syol olog ogla ların rın ve so sosy syal al bilimcilerin bilimcilerin araştırmaları, araştırmaları, bulguları, görüşleri, görüşleri, yorumları yorumları veya değerlendirmel değerlendirmeleriyle eriyle aynı şey değildir. Bu bilgilerin değişmez temeller olarak kabul edilmesi, başka anlayışların da ortaya çıkmasını ve böylece gerçeğe giderek daha çok yaklaşmayı önler. Sosyal bilimlerin dinamik bir şekilde uygulanmasına, bir düşünme tarzı olmasına ihtiyaç vardır.
II. II.
BİLİ Bİ LİMS MSEL EL ARAŞ ARAŞTI TIRM RMA A YÖNT YÖNTEM EMLE LERİ RİND NDE E TEM TEMEL EL KAVR KAVRAM AM,, İLK İLKE E VE VE
YAKLAŞIMLAR A. BİLGİNİNİN KAYNAĞI KAYNAĞI VE PROBLEM ÇÖZMENİN PRATİK PRATİK DAY DAYANAKLARI Sosyal Bilimlerin Bilgi Kaynakları 11
Z. Bauman, (1998). Sosyolojik Düşünmek . İstanbul: Ayrıntı Yayınları, s.16
7
Düşünme, bilgi, düşünme tarzları (realisttik ve idealisttik), objektif ve sübjektif bilgi incelenerek bu genel çerçeve içinde sosyal bilginin ne olduğu aşamasına ulaşmak mümkündür. Yukarıdaki bilgi kaynaklarından farklı olarak sosyolojik bilginin nereden ve nasıl edinildiği de araştırılmalıdır. Temelde iki ayrı soru ortaya konulmaktadır. Acaba bilgimiz nereden kaynaklanmaktadır ve bu disiplini oluşturan veriler sosyal bilimci için nasıl bir anlam ifade etmektedir? Bu soruya verilecek genel cevap, sosyal bilginin kaynağının insanın tutum ve davranışları olduğudur. Sosyal ilişki esnasında meydana gelen gelen etkilen etkilenme me de mevcut mevcut şartlar şartların ın dışınd dışında a farklı farklı bir bilgi bilgi kaynağ kaynağıdı ıdır. r.12 Sosyolog, incel inceled ediğ iğii davr davran anış ışlar larıı çeşit çeşitli li araç araçlar lar kulla kullana nara rak k kavr kavrar ar ve yorum yorumla lama makt ktad adır. ır. Bu davranışların davranışların sosyal realitede nasıl iseler öylece anlaşılabilmesini anlaşılabilmesini sağlayacak belirli bir tarz, bakış açısı, teknik veya metot ihdas edilmelidir. Amaca hizmet eden muhtelif meto metotl tlar ardan dan ilerd ilerdeki eki bölü bölüml mlerd erde e bahs bahsed edil ilmek mekte tedi dir. r. Bilim Bilim geliş gelişti tikçe kçe meto metodo dolo lojik jik eksiklikler giderilmekte ve yeni çalışmalar yapılmaktadır. Sosyal bilimlerle ilgili formel veya informel tüm veriler içinde bulunduğumuz sosyal reali realite tede de eyle eylem m olara olarak k veya veya daha daha önced önceden en kayı kayıtl tlıı bir bir hale hale dönü dönüşt ştür ürülm ülmüş üş olar olarak ak mevcut mevcuttur tur.. Eylem Eylem ve kayıt kayıt sos sosyal yal realit realitenin enin gözleml gözlemlene enebild bildiği iği iki temel temel kaynak kaynaktır. tır. Sosyal bilginin kaynağı ise insanların sergiledikleri tutum ve davranışlarıdır. Ancak, bu bilgi daha önce başka araştırmacılar tarafından tespit edilmiş olabilir. Bu durumda bir sonraki araştırmacı için bilgi kaynağı olmaktadır. Bu nedenle yeni bir bilgi olmamakla beraber, kaydedilmiş bilgiyi de sosyolojide bir kaynak olarak almak mümkündür. Örnek olarak tarihi bilgileri düşünmek mümkündür. Bilimsel bir çalışmada her iki kaynağın kombineli bir şekilde kullanımını sağlayarak yeni bilgiler üretilmektedir. Sosyolog bu iki ana kaynaktan ampirik veriler toplamakta ve toplum açıklamasını yapmaktadır. Bu veriler, sözlü, yazılı, eylem biçiminde veya başka herh herhan angi gi bir tarzd tarzda a vücu vücutt bulm bulmuş uş olab olabil ilir. ir. Genel Genel olara olarak k tutu tutum m ve davr davran anışl ışları arın n gözle gözleml mlen enmes mesi, i, dene deneyl yler, er, rapor raporlar lar,, kayı kayıtt ve dokü doküma manl nları arın n anal analiz izler leri, i, müla mülakat kat ve anke anketl tler er so sosy syol olog ogla larr
için için bilgi ilgi edin edinme me yoll yollar arıd ıdır ır..
Vapu Vapurd rdan an çıka çıkan n
insa insanl nlar arın ın
davranışlarını gözlemlemek, günlük gazeteleri taramak kadar sosyolog için bir veri kaynağıdır. ır.
En
öneml emli
veri toplama
teknikle kleri so sossyal davranı anışların rın
bir
tür
müşahedelerinin gerçekleştirildiği mülakat ve ankettir. Kısaca sosyal bir araştırmanın bilgi kaynakları teknik bakımdan çeşitli isimlerle anılmakla beraber, genel olarak sosyal
12
E. Goffman, (1959). The Presentation of Self in Everyday Life. N.Y.: Anchor Anchor Books, s. 248.
8
feno fenome menl nler er
aras arasın ınd daki aki
iliş ilişki kile lerr
ve
bunl bunlar arın ın
gene genell llem emel eler er
yapı yapıla lara rak k
orta ortaya ya
çıkarılabileceği çalışmalardır.13 Bilgi kaynağının yanı sıra, bilginin doğruluğu da önemli bir sorundur. Bir bilginin veya daha somut ifadeyle mesela bir rakamın doğru olup olmadığı nasıl anlaşılmaktadır? Bilginin doğruluğu konusunda iki kriter vardır. Aynı sonucu işaret eden verilerin verilerin yoğun olması bilginin doğru olduğu yönündeki ilk kriterdir. Bir değer ne kadar yoğunsa o
kadar inandırıcı olmaktadır. Ne kadar güçlü bir ilişki olduğu tespit edilirse, o kadar doğrulu doğruluğun ğuna a hükmed hükmedileb ilebilir ilir.. Hangi Hangi miktarda miktarda verinin verinin toplan toplanmas masıı gerekti gerektiği ği ayrı ayrı bir sorund sorundur. ur. Veri miktar miktarı, ı, kullanıl kullanılan an metoda metoda bakılma bakılmaksız ksızın ın çalışma çalışmanın nın amacına amacına göre göre belirlenmektedir. Bir yol gösterici olarak hipotezlerin kaç kişilik örnekleme gurubuyla sınanabileceği veya itirazların giderilmesi için hangi ölçekte bir araştırmanın gerektiği düşünülmelidir.14 Öte yandan yandan bazı bazı bilgiler bilgiler belirli belirli şartlar şartlar altınd altında a doğru doğru olduğu olduğunda ndan, n, yoğunluğu ne olursa olsun doğruluk konusunda bir sonuca götürmemektedir. Mesela 1967 yılının nüfus istatistikleri o dönem için doğrudur fakat günümüzde bu rakamlara dayalı yapılacak yorumlar hatalı olacaktır. Diğer kriter sebep sonuç ilişkisinin güçlü olmasıdır. İlliyet bağı ne kadar güçlüyse varılacak hükmün de o kadar doğru olduğu söylenebilir. Ama güçlü gözüken ilişkiler sahte, taklit veya düzmece olabilir. Ayrıca bunun tersi olarak zayıf gibi gözüken ilişkiler ise, teorik bakımdan önemli olabilir. Bu bakımda
doğruluk
kavramsal
(teorik)
veya
ampirik
olarak
iki
şekilde
incelenebilmek incelenebilmektedir. tedir. Bir bilginin bilginin kavramsal kavramsal bakımdan bakımdan doğru olup olmadığı için, mevcut litera literatü türe re ne kada kadarr uydu uyduğu ğuna na bakı bakılm lmakt aktad adır. ır. Me Mesel sela a üret üretim im hatt hattın ında da çalış çalışan anla ların rın üretti ürettikler klerini ini kontro kontroll edenler edenlere e göre göre kendile kendilerine rine daha daha çok yabancı yabancılaş laştıkl tıkları arı şeklind şeklindeki eki literatür bilgisine aykırı yeni bir iddia öne sürülüyorsa, o bilginin kavramsal (teorik) olarak doğru olmadığı söz konusudur. Ampirik olarak da bir bilginin doğru olup olmadığı tesp tespit it edil edileb ebil ilir ir.. Anca Ancak, k, pozi poziti tiff ve nega negati tiff hata hatala lara ra düşm düşmem emey eye e dikk dikkat at etme etmek k gerekm gerekmekte ektedir. dir. Poziti Pozitiff hata, hata, yapılan yapılan araştı araştırmad rmada a (veya (veya hesapla hesaplamad mada) a) gerçekte gerçekte var olma olmaya yan n bir bir so sonu nucu cun n bulu bulunm nmas ası, ı, nega negati tiff hata hata ise, ise, yapı yapıla lan n araş araştı tırm rmay ayla la (vey (veya a hesaplamayla) gerçekte var olan bir sonucun bulunamaması durumudur.
Bilimsel ve Eleştirel Düşünme
Bazı Bazı yaza yazarla rlarr düşü düşünm nmey eyii iki iki mecra mecrada da ele almakt almaktad adırl ırlar ar.. Diğe Diğerr bir bir deyi deyişl şle e bütü bütünü nü kavramada iki temel düşünce tarzı bulunmaktadır. Her iki düşünce türü de tecrübeyle
13
D. Jaros ve L. V. Grant, (1974). Political Behavior: Choices and Perspectives. N.Y.: St. Martin's Press, s. 11-16.
14
D. Sternberg, (1981). How to Complete and Survive a Doctoral Dissertation. N.Y.: St. Martin Press, s. 113.
9
sın sınanmı anmış, ş, net ve doğ doğru bilg bilgil iler er taş aşır ırla lar. r. Bilimsel olar olarak ak adlan adlandır dırıla ılanı nı sa sade dece ce doğrulanabili doğrulanabilirr gerçeklerden, gerçeklerden, eleştirel olanı ise, inandırıcı ve iyi yapılanmış fikirlerden müteşekkildir. 15 Eleştirel düşüncede bilimsel gerçeklere ek olarak başka değerler de söz konusudur. Bilim sürekli gelişmekte olduğu için nihai doğrular yoktur. Öğrenme yoluyla yeni bilgiler eklenmektedir. Eleştirel düşüncede şahsi görüşler ağırlıklıdır. Bununla birlikte her iki düşünme tarzında esas olan şey bir fenomenin açıklanmasıdır. Yan Yanii krit kritik ik (ele (eleşt ştir irel el)) düşü düşünm nmed ede e de bili bilims msel el düşü düşünm nmed ede e de es esas asen en bir bir olgu olgu açıklanmaktadır. Düşünme fiili bir açıklama yapma olarak ele alındığı takdirde konu biraz daha sadeleşmektedir. Açıklamak, bir şeyin başka şeylerle ilişkisini kurmaktır: düzene sokmak, bir dizide, durumda veya kategoride uygun bir yere yerleştirmek, başka şeylerle kıyaslamak, farklarını ortaya çıkarmaktır. Açıklama yaptığımız zaman, bir bir fenom fenomen enin in önce önceki ki hali haliyle yle olan olan farkl farklılı ılıkla kları rını nı tesp tespit it edere ederek k şimd şimdiki iki halin haline e nası nasıll dönü dönüşt ştüğ üğün ünü ü incel inceler eriz. iz. Çeşi Çeşitl tlii veçh veçhel eleri erini ni ince inceler ler,, bir bir bütü bütün n olara olarak k öz özel ellik likler lerini inin, n, parçala parçaların rının ın veya veya fonksi fonksiyon yonları larının nın neler neler olduğu olduğunu nu ve birbirl birbirleriy eriyle le ilişkile ilişkilerin rini, i, bütünü bütünü nasıl meydana getirdiğini değerlendiririz. Bütün incelememiz ilişkilerin araştırılması ve bilim de bu ilişkiler sisteminin bilgisidir.16 Bilgimiz arttıkça ilişkiler sistemi hakkındaki genel anlayışımız da artmaktadır.
Realisttik ve İdealisttik Düşünme
Tarih boyunca görülmüş olan düşünce sistemlerini realisttik ve idealisttik olarak iki guruba ayırmak mümkündür. Aşağıda bu sistemlerin bazı özellikleri gösterilmektedir. REALİSTTİK
İDEALİSTTİK
Dünyevi
İlahi
(Secular)
(Sacred)
Maddeci (Materialistic)
Ruhçu (Spiritualistic)
Geçici Geçici (Temp (Tempora oralist listic) ic) Ebediy Ebediyetç etçii (Eterna (Eternalist listic) ic) İzafiy İzafiyetç etçii (Rel (Relati ativis vistic tic))
Mutlak Mutlakçı çı (Absol (Absoluti utisti stic) c)
15
L. Bryson, (1960). "The Uses of Knowledge", An Outline of Man's Knowledge Knowledge of the modern World. (Ed. by. L. Bryson), N.Y.: McGraw-Hill Book, s. 5. 16 R. M. MacIver, (1964). Social Causation. USA: Harper Harper Torchbooks, s. 97-8.
10
Reali Realist stti tik k düşü düşünc nced ede e madd maddii ve so somu mutt unsu unsurl rlar ar önem önem kaza kazanm nmak aktad tadır. ır. İdeal İdealist isttik tik düşüncede ise manevî, ruhsal veya soyut unsurlar söz konusu olmaktadır. Biri geçici, zaman ve mekanla sınırlı veya göreceli hususlarla uğraşırken, diğeri ebedi veya mutlak düşüncelere yönelmektedir. Her iki düşünce tarzı da farklı olmakla birlikte birbirleriyle çelişen çelişen veya veya birbirle birbirlerini rini yalanla yalanlayan yan sistemle sistemlerr değildi değildir. r. Nitekim Nitekim,, İbn-i İbn-i Haldun Haldun'a 'a göre göre olması gereken (idealisttik), en az olan (realisttik) kadar geçerlidir. 17 Realisttik düşünme sadece sadece haliha halihazırd zırda a var olanı olanı açıklam açıklamakl akla a yetinm yetinmekte ektedir. dir. Fakat Fakat bunlar bunlar birbiri birbirinde nden n ayrılmalı, birbirine karıştırılmamalıdır. Realiteyi keşfetmenin hassasiyeti burada gizlidir. Öte yandan realisttik düşüncenin sınırları, var olanı var olduğu için kabul etmeye, haklı görmeye görmeye kadar uzanabilir. uzanabilir. Realitenin Realitenin doğruluğu veya yanlışlığı yanlışlığı konusunda konusunda bir tartışma tartışma yara yarata tabil bilir ir.. Bu neden nedenler lerle le ayrı ayrı şe şeyl yler er olmal olmaları arına na rağme rağmen n birli birlikt kte e kull kullanı anılm lmala aları rı gerekmektedir. Ayrıca realisttik düşünce tarzının mutlaka sekülarize olması gerekmemektedir. Sosyal bilimlerde seküler kavramı dünyevî, dinî olmayan anlamında kullanılmaktadır. Kutsal olmayan, ateistlik, inançsızlık, itikatsizlik, kafirlik, zındıklık, itaatsizlik, tanrıtanımazlık, küfür veya benzeri dine karşı tavır içeren herhangi bir anlam taşımamaktadır. 18 Esasen şu anda bize intikal etmiş olan gelenekteki dini unsurlarla dünyevi unsurları birbirinden ayırmak da mümkün değildir.19 Genel bir ifadeyle kültür olarak adlandırılan yapı, zaman içinde her iki düşünce tarzının da katkılarıyla yaratılmıştır.
Bilgi Kaynakları ve Objektivite Problemi
Düşünü Düşünürler rler arasınd arasında, a, bilgini bilginin n kaynağ kaynağıı veya veya elde elde edilmes edilmesiyl iyle e ilgili ilgili görüş görüş ayrılık ayrılıkları ları olma olmakla kla birlik birlikte te,, müşa müşahe hede de ve tecrü tecrübe beni nin n teme temell oldu olduğu ğu herke herkess tara tarafın fında dan n kabu kabull edilmektedir. Özellikle öğrenme konusunda bu temel kaynakların somut dayanakları vardır. Görme, işitme, koku, tat ve dokunma duyuları ile gözlem ve deney yapılarak realite realite algılan algılanmak makta, ta, başka başka bir deyişl deyişle e bilgi bilgi edinil edinilmekt mektedi edir. r. Bu duyular duyuların ın olmama olmaması sı halinde onunla ilgili bilgi edinmek mümkün olamamaktadır. Mesela, görme duyusu olmayan bir insan renklerle ilgili bilgileri asla edinemeyecektir. Gözlem ve tecrübe, bilginin elde edilmesinde bilimin kabul ettiği iki objektif yoldur ve herkes için aynı
sonuçları doğurur.
17 18 19
İbn-i Haldun, (1982). Mukaddime. Mukaddime. (Haz. S. Uludağ), C.1, İstanbul: Dergah Yayınları. Yayınları. s. 161. Martin, D., (1979). A General Theory of Secularization. New York: Harper Colophon Books, s. 273. Durham, N. C., (1950). Through Values to Social Interpretation. N.C.: Duke University, s. 275.
11
Öte yandan bazı düşünürler, beş duyunun dışında başka bilgi edinme yollarının varlığını kabul etmektedirler. Özellikle sezgi ve ilham bunlardan en yaygın olanıdır. Vahiy de bir bilgi kaynağı olmakla birlikte inanç faktörüne bağlı olarak kabul edilmektedir. Her üçü de genel olarak duyulara dayalı olmayan sübjektif bir kaynaktan bilgi alma yollarıdır. Bu noktada bizi asıl ilgilendiren konu doğrudan kaynak veya bilgi alma yolunun kendisi değil, alınan bilginin doğruluğunu sağlayan bir metot olarak bunların niteliğidir. Objektif bir bir gözl gözlem em katı katıla lan n herk herkes esin in aynı aynı ve sına sınana nabi bili lirr so sonu nuçl çlar arıı müşa müşahe hede de etme etmesi sini ni sağlamaktadır. Sezgi ve ilhamın tüm insanlara, vahyin ise sadece seçilmiş kişilere açık olduğu kabul edilmektedir. Burada söz konusu edilen vahiy bilgisi, kutsal kitaplardaki ayetler anlamında değil, genel prensipler şeklinde ortaya çıkan ilahi bilgiler olarak anlaşılmaktadır. Vahiy bilgileri bilimsel metotlarla ispatlandığı takdirde objektif bilgi niteliğ niteliğii kazanm kazanmakt aktadı adır. r. Bu kabulü kabulün n temel temel nedeni nedeni,, bilgini bilginin n kaynağ kaynağını ının n vahiy vahiy olması olması değil, daha sonra bilimsel metotlarla sınanmış olmasıdır. Gerçekte "İslam’ın ana kaidesi olan tevhit inancı, kainattaki zaman ve mekan itibariyle mevcut bütünlüğün ilim yoluyla ispatına ispatına elverişli elverişli bir inançtır." inançtır."20 Vahinin bu şekilde ilimle ispat edilebilmesi onun da bir bilgi kaynağı olarak kabul edilmesini gerektirir. Öte yandan vahiy yoluyla aktarılan bilgi tüm insanlığa açıktır ve değişmemektedir. Somut olarak her zaman değerlendirilme imka imkanı nı vard vardır ır.. Sezg Sezgii ise ise baş aşka ka ins insanla anlarr tara tarafı fın ndan dan so somu mutt olar olarak ak müşa müşah hede ede edilebilirlikten uzak kişisel bir anlayıştır ve her zaman ne anlama geldiği açık değildir. Sezg Sezgii (int (intui uiti tion on), ), mevc mevcut ut ama ama üzer üzerii örtü örtülü lü bir bir haki hakika kati tin n ani ani bir bir ruhi ruhi haml hamley eyle le keşfedilmesi, ilham (inspiration) ise kişinin içine doğan yaratıcılık olarak tanımlanabilir. A. Kurtkan Bilgiseven’e göre “bir şeyi bilmek başka, yapabilmek başkadır. Yapabilmek için hem metot bilgisine hem de sezgici akıl’a ihtiyaç vardır.” 21 Bergson'a Bergson'a göre ruhun keyfî vasfı, sadece zihnin ince bir melekesi olan sezgi ile kavranabilir. Bir takım vasıflar sezg se zgin inin in dışı dışınd nda, a, hele hele beş beş duyu duyu ile as asla la anlaş anlaşıla ılama maz. z. Bazı Bazı manev manevîî haki hakika katl tlere ere ve bilgilere bilgilere akıl yürütme, beş duyu gibi vasıtaların dışında ancak sezgi yoluyla ulaşılabilir. ulaşılabilir. Sezg Sezgi, i, elde elde edile edilen n bilg bilgin inin in kont kontro roll edilm edilmes esii şa şartı rtıyl yla a bir bir bilg bilgii kayn kaynağ ağıı olara olarak k kabu kabull edilmektedir.22 Bu durumda, tartışmalı olmakla birlikte, iki tür bilginin varlığı kabul edilmektedir. Bunlar deney ve gözlemle ortaya konabilen objektif bilgi ile ilham, sezgi ve vahiyle edinilen sübjektif bilgidir. Bilimsel bilgi ise, kaynağı ne olursa olsun sınanabilir ve objektif hale dönüştürülmüş bilgidir. Objektif (nesnel) bilgi, müşahede ve deney yoluyla, sübjektif 20
A. Kurtkan Bilgiseven, (1985). Din Sosyolojisi. İstanbul: Filiz Kitabevi, s. 13.
21
A. Kurtkan, (1978). Sosyal İlimler Metodolojisi, İ.Ü.İktisat Fakültesi Yayınları, İstanbul Fakülteler Matbaası, s. .335
22
G. C. Helmstadter, (1970). Research Concepts in Human Behavior: Education, Psychology, Sociology USA: Meredith Corporation, s. 8-9.
12
(öznel) bilgi ise ilham, sezgi, vahiy gibi vasıtalarla edinilir. Sosyal bilimin amacı objektif gerçeği aramaktır. Sosyal Sosyal özellikler özellikler hiçbir şekilde anlam kaymalarına uğratılmadan uğratılmadan realitede realitede oldukları oldukları gibi anlaş anlaşılm ılmal alıd ıdırl ırlar. ar. Realit Realite e bir bir şe şeyi yin n nası nasıls lsa a öyle öyle olma olması sı halid halidir ir ve bu nede nedenl nle e de obje objekt ktif ifti tir. r. Anca Ancak k so sosy syal al bili biliml mler erde de en önem önemli li meto metodo dolo loji jik k prob proble leml mler erde den n biri biri objektivitenin ne olduğu ve nasıl sağlanacağına ilişkindir. Mesela, araştırmacı bir sosyal olayı olayı inceler incelerken ken,, önyarg önyargılar ılarının ının gerçeği gerçeği gölgel gölgeleyen eyen ve olanı olanı olduğu olduğu gibi gibi anlamas anlamasını ını engelleyen etkilerinin nasıl farkına varacaktır ve bunlardan kurtulacaktır? Daha belirgin olarak objektifliği engelleyen unsurlar üç grupta toplanabilir. İlk grupta, teorilerin kaynaklandığı bilgi birikimi vardır. Bir miras olarak önceki nesillerden intikal etmiş etmiş olan olan bu birikim, birikim, araştır araştırmacı macının nın zihnin zihnindek dekii düşünc düşünce e sis sistemi temini ni normat normatif if olarak olarak şekillendirmekte, bir nosyona dönüşmekte ve dolayısıyla bundan sonra nasıl düşünmesi gerektiğini empoze etmektedir. İkinci grupta, araştırmacının yaşadığı çağın, kültürün, statü tatünü nün n vey veya hay hayat şartl artlar arın ının ın etki etkile leri ri sö sözz konu konusu sudu dur. r. Üçün Üçüncü cü grup grup etki etkile lerr araştırmacının şahsi özelliklerinden, kişiliğinden ve geçmişinden kaynaklanmaktadır. Bir araştırmada kısaca, gelenek, çevre ve şahsiyet olmak üzere üç grup etki de söz konusudur.23 Objektiviteyi engelleyen bu etkilerin sistematik olarak kontrol edilerek ortadan ortadan kaldırılması kaldırılması metodolojinin metodolojinin esas amaçlarından amaçlarındandır. dır. Buradaki Buradaki objektiflik kişiye göre değişmezlik veya izafi olmamak anlamında kullanılmaktadır. Bourdieu, realitenin model modele e göre göre değişe değişeceğ ceğini ini ve bund bundan an dolay dolayıı bu reali realitel teler ere e ait ait obje objekt ktivi ivite teni nin n de değişeceğini söylemektedir. Mesela, 'tren her zaman iki dakika geç gelir' ile 'tren kural olarak iki dakika geç gelir' arasında kabul edilmiş olan model bakımından fark vardır.
Her iki cümlede de aynı olay anlatılmasına rağmen, ikinci cümlede bir politika veya planın söz konusu olduğu anlamı çıkmaktadır. 24 Bu durumda durumda objektivite, objektivite, kabul edilmiş edilmiş olan kurallara göre değişmektedir. Modern insanın düşünce unsurları, kendi kişiliğinden ve sosyal güçlerin, tarihi mirasın, dış kültürün ve hayat tekniğinin meydana getirdiği toplum içindeki varlığından kaynaklanmaktadır. 25 Bir şeyin ne olduğu onu anlayan insanın kabul ettiği değerlere bağlıdır. Olaylar referans alınan değerlere göre bir anlam kazanmaktadırlar. Referans noktaları objektif veya sübjektif sübjektif olarak değiştikleri değiştikleri gibi bilim dallarına veya disiplinlerin bakış açılarına göre de 23
G. Myrdal, (1969). Objectivity in Social Research: The 1967 Wimmer Lecture, Pennsylvania. N.Y.: Pantheon Pantheon Books, s. 35.
24
P. Bourdieu, (1990). Outline of a Theory of Practice. (Trans. R. Nice), Cambridge: University Press, s. 29.
25
G. Simmel, (1960). "The Metropolis and Mental Life." Images of Man: The Classic Tradition in Sociological Thinking. (Ed.by. C. W. W. Mills), N.Y.: George Braziller, s. 437.
13
değişmektedirler. Bilim dalları kendi yapılanmalarına uygun olacak bir kısım özellikleri ön plana çıkararak ya da bu özelliklerde yoğunlaşarak belli bir olayı açıklamaktadırlar. Böylece objektif realite karşısında bilimlerin de kendilerine has bir tavırları olmaktadır. Anca Ancak k bu tavır tavırla larr hiçb hiçbir ir za zama man n so sosy syal al realit realitey eye e aykı aykırı rı olmam olmamal alıdı ıdır. r. Olay Olayla lara ra ve kavr kavraml amlara ara so sosy syal al reali realite tede de oldu oldukla kları rı gibi gibi anlam anlamal alar ar atfe atfetm tmek ek gerek gerekir. ir. Me Mese sela la,, felsefede, hukukta ya da iktisattaki anlamlarından kaçınmak gerekir. Felsefeden farklı olarak rak mutlak veya nihai gerç erçeği eği
aramadan, doğru veya yanlış
olduğuna
hükm hükmet etmed meden, en, doğr doğrulu uluğu ğu veya veya yanl yanlış ışlığ lığıı tesp tespit it edece edecek k genel genel kura kurall llar ar edin edinme meye ye çalışmadan, çalışmadan, bunları sadece bir sosyal sosyal fenomen fenomen olarak değerlendirmek değerlendirmek gerekmektedir. gerekmektedir. Mesela Mes ela Durkhei Durkheim'a m'a göre göre yanlış yanlış din yoktur yoktur;; hepsi hepsi kendi kendi tarzın tarzında da doğrud doğrudur. ur. Realit Realite e hakk hakkın ında da veril verilmiş miş olan olan bütü bütün n ceva cevapl plar ar veya veya düşü düşünc ncel eler er insan insan varlı varlığın ğının ın deği değişik şik tarzlarıdır. Sosyolojik bakış açısına göre mantık izafidir ve düşüncenin kanunları da sosyal davranış normları gibi birer sosyal üründürler. Sosyal meseleler, olayları ve iliş lişkiler leri
itibariy riyle
yere ere
zamana ana
ve
toplum
yapısı ısına
göre
(itibari ari
olara arak)
değerlendirilmelidir. Genel sonuçları engelleyici bir aşırı özelciliğe düşmemeye dikkat edilmelidir.26 Düşünc Düşünce e ve davran davranışl ışlar, ar, sos sosyal yal normlar normların ın etkisi etkisi altında altında gelişm gelişmekte ekte ve standartlaşmaktadırlar. Kendine yol gösterici olarak nedenselliği kabul eden bir felsefi düşünce, mesela bazı dini inançları irrasyonel veya mantıksız bulabilir. Halbuki bunlar sosyal sosyal sistemin sistemin işlerliği işlerliği olan parçalarıdır. Sosyal normların anlamsız anlamsız bulunarak bulunarak ortadan ortadan kaldırılması kaldırılması toplumu kaosa sürükleyebilir sürükleyebilir.. Bu durumda 'sebep' 'sebep' insanın elinde herhangi bir sistemin lehinde veya aleyhinde kullanabileceği bir silah olmaktadır. B. BİLİMSEL BİLİMSEL YÖNTE YÖNTEM M VE ARAŞTIRM ARAŞTIRMA A Bu çalışmada sosyoloji, metodoloji ve felsefeden yararlanılarak bilimsel araştırmanın tekniği incelenmektedir. Amaç, düşünme veya araştırma yapma gibi entelektüel bir çalışma esnasında bilimsel dogmalar, düşünce kalıpları veya diğer metodolojik hatalara düşm düşmed eden en ya da enge engelle llere re takı takılma lmada dan n so sosy syal al olayl olayları arın n anlaş anlaşılm ılmas asın ınıı sa sağl ğlay ayac acak ak araştı araştırma rma metodu metodu oluştu oluşturma rmaktı ktır. r. Böylece Böylece araştı araştırmac rmacının ının herhan herhangi gi bir so sosyal syal olgu olgu hakkındaki bilgisi, sadece başkalarının o konuyla ilgili daha önceki anlayışlarıyla sınırlı kalmay kalmayara arak k olayın olayın hakikat hakikatine ine başka başka yönleri yönleriyle yle de nüfuz nüfuz edebile edebilecekt cektir. ir. Çalışma Çalışmada da düşünme ve metodolojinin önemli noktaları birleştirilerek bilimsel metodolojinin temel çerçevesi çerçevesi kurulmaya kurulmaya çalışılmaktadı çalışılmaktadır. r. Araştırmadaki Araştırmadaki teori ve pratik bağını koparmamak koparmamak için konular mümkün olduğu kadar birlikte ele alınmakta ve uygulama örnekleriyle açıklanmaktadır. Bu amaçla sık kullanılan bazı araştırma tekniklerine de yer verilmiştir. Vurgulanması gereken bir husus da metodolojinin araştırma tekniklerinden çok daha 26
M. E. Erkal, (1993). Sosyoloji (Toplumbilimi), İstanbul: Der Yayınevi, .24.
14
ötede ve en az araştırmanın kendisi kadar önemli olduğudur. Bilimsel bir çalışmada her adımın düşünülerek atılması gerekmektedir. Aksi takdirde elde edilmiş olan sonuçlar geçers geçersiz iz olacakt olacaktır. ır. Sosyal Sosyal konular konularla la ilgilen ilgilenen en herkesi herkesin, n, bilims bilimsel el düşünc düşünceyi eyi hem bir düşünce tarzı hem de düşünme metodu olarak kullanması yararlı olacaktır. Böylece sosyal sosyal olaylar daha kolay, kolay, anlamlı ve gerçekte oldukları oldukları gibi değerlendiri değerlendirilebilecek lebilecektir. tir. Günümüzde her kesimden insanın en çok ihtiyaç duyduğu şey “kendisinin dışındaki dünyada ve kendi benliğinde olup bitenleri anlamasını sağlayacak düşünsel bir nitelik kaza kazanm nmak ak;; böyl böylece ece,, önün önünde de buld bulduğ uğu u bilg bilgil ilerd erden en bu amaçl amaçla a yara yararla rlanab nabilm ilmek ek için için gelişkin bir düşünce düzeyine çıkabilecek duruma gelebilmektir.” 27 Bilimsel düşünme pratik bir metot sağlayarak sosyal olayların anlaşılmasını kolaylaştırmakta, belli bir disiplinin kalıplarının dışında, gerçekte etkili olan başka faktörleri de hesaba katarak daha aha da netl netleş eşti tirm rmek ekte ted dir. ir. Böyle öylece ce so sosy syal al hadis adisel eler er gerç gerçek ekte te oldu oldukl klar arıı gibi gibi değerlendirilebilmektedir. Zaten sosyal bilimlerin amacı da budur. Sosyal bilimlerin tahsili, zaman içinde bilimsel bir düşünme tarzını sağlamakla birlikte, mevcut standartların ötesine geçecek bakış tarzlarını geliştirme mecburiyeti vardır. Öte yand yandan an,, so sosy syal al bilim bilimle lerr sa saha hasın sındak dakii diğe diğerr araşt araştırm ırmac acıla ıların rın kend kendii disi disipl plinl inleri erind ndeki eki çalışm çalışmalar alarına ına katkı katkı sağlam sağlaması ası bakımı bakımında ndan n sos sosyol yoloji ojik k düşünm düşünmeyi eyi dikkate dikkate almalar almalarıı gerekm gerekmekte ektedir. dir. Bilimse Bilimsell düşüne düşünebilm bilmeni enin n yararlı yararlı olacağı olacağı bir başka başka kesim kesim de sos sosyal yal politikalarla uğraşan veya karar verme görevindeki yöneticiler, yetkililer ve siyasilerdir. Doğru kararların alınması sadece mevcut teknik imkanların en uygun kombinasyonunu sağlamakla değil, mevcut olan tüm faktörler karar verme sürecine dahil edilmesiyle gerçekleşmektedir. Özellikle sosyal determinantlar esas faktör olarak değerlendirmeye katılmalıdır. Bir toplumun kendine has şartları ihmal edilerek yapılan faaliyetler hem eksik hem de bilimsellikten bilimsellikten uzaktır.28 Bu nedenle günümüz insanı için mümkün olduğu kadar geniş bir yelpazeyi dikkate alan ve sürekli geliştirilen sosyolojik bir düşünce biçimi sağlanmalıdır.
III. III.
ARAŞ ARAŞTI TIRM RMA A SÜRE SÜREÇ Ç VE TEKN TEKNİK İKL LERİ ERİ
A. PROBLEMİ PROBLEMİN N TANIMI
27 28
C. W. Mills, (1979). Toplumbilimsel Düşün. (Çev. Ü.Oskay), Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları, s.10. E. Öksüz, "Bilgi Toplumu ve Türk Kültüründe Vasatı Aşmak." Yeni Türkiye. Sayı: 19, (Ocak-ªubat (Ocak-ªubat 1998), s. 587.
15
Araştırma Problemi
Bu bölümde bir araştırma için probleminin önemi ve nasıl ele alınacağı tartışılmaktadır. Genel olarak herhangi bir bilim dalını yönlendiren faktör, o branşa ait bakış açısı ve problemleri ortaya koyuş tarzıdır. Problem bir kere şekillendirilince, meydana getirilmiş
olan çerçevesi artık başka bilgilerin dahil olmasına izin vermemektedir. vermemektedir.29 Bu durumun, problemin formüle edilmesi için gerekli olan tüm verilerin hesaba katılmaması gibi olumsuz bir etkisi vardır. Gözden kaçırılmış olan verilerin eksikliği problemin çözümüne de yansımaktadır. Ayrıca problem ortaya konduktan sonra konuyla ilgili yeni veriler teşekkül edebilmektedir. Bu nedenle problemin formülasyonu esnasında tüm verileri değe değerle rlend ndirm irmey eye e alabi alabilen len ve gere gerekt ktiğ iğii takd takdird irde e yeni yeni verile verilere re açık açık bir bir metod metodolo oloji ji oluşturmak gerekmektedir. İnsan ancak problemlerle bilinçli olarak karşılaştıkça ilerlemekte ve yükselebilmektedir. Büyük problemlere maruz kalan insan, içinde o problemi telafi eden daha büyük bir gücü açığa çıkarmaktadır. Mesela Beethoven en büyük bestelerini sağır olduktan sonra yapm yapmış ıştı tır. r. Prob Proble leml mler erin in çok çok müke mükemm mmel el şe şeyl yler er yapı yapılm lmas asın ına a se sebe bep p oluş oluşun unun un iki iki gerekçesi vardır. 1. Bir problem düşünme prosesinin başlaması için gerek şarttır. Hiç kimse kimse ''zorlu ''zorluk'' k'' hissetm hissetmedi ediği ği takdir takdirde de düşünm düşünmeğe eğe başlam başlamama amaktad ktadır. ır. 2. Problem Problemler ler insan medeniyetleriyle yakından ilgilidir. A. Toynbee'ye göre her medeniyet belli bir probleme verilmiş akıllıca cevaplar tarafından üretilmiştir. 30 H. Bergson'a göre ilkel topluluklar muhtemelen yaşamanın çok kolay olduğu, çözülmeyi bekleyen veya zihni meşgul eden bir problemin olmadığı toplumlardır. 31 Problem, insan ve medeniyetin gelişmesinin gelişmesinin arkasındaki arkasındaki büyük dinamodur. dinamodur.32 Bu nedenle nedenlerle rle sos sosyol yoloji ojik k düşünm düşünmede ede problemin varlığını objektif bir tutumla ele almak gerekmektedir.
Tespiti
Bir çalışmada önce bir şeyin problem olup olmadığını veya neden ve nasıl olduğunu
orta ortaya ya koym koymak ak gere gerekm kmekt ekted edir ir.. Ma Made dem m ki bir bir probl problem em olma olmada dan n düşü düşünm nme e prose prosesi si başlatılamamakta, o halde önce problem bulunmalı, anlaşılmalı ve net bir şekilde, açıkça ortaya konmalıdır. Eğer problem açık bir şekilde tespit edilemezse konunun anlaşılması, anlaşılması, açıklanması açıklanması ve işlenmesi işlenmesi mümkün olamamaktad olamamaktadır. ır. Öte yandan problemin problemin 29 30
R. S. Lynd, (1964). Knowledge for What? (2. Baskı), N.Y.: N.Y.: Grove Press, s. s. 202. A. Toynbee, (1954). A. Study of History. (abr. by. D.C. Sommmervel), N.Y.: Oxford Press, s. 172.
31
H. Bergson, (1954). The Two Sources of Morality and Religion. N.Y.: Anchor Books, s.172.
32
H. Bergson, (1954). The Two Sources of Morality and Religion. N.Y.: Anchor Books, s.172.
16
önemini, ciddiyetini ve değerini de bu tespit çerçevesinde belirtmek gerekmektedir. Mevcut Mevcut durum durum içindeki içindeki yerinin yerinin ne olduğu olduğu,, kültür kültüre e ve medeniy medeniyete ete etkiler etkilerinin inin neler neler olduğu ortaya konarak boyutları açıkça tasvir edilmelidir. Problemi
belirtmede
ve
özelliklerini
ortaya
koymada
bazı
hususlar
değerle değerlendi ndirilm rilmekte ektedir. dir. Bunlard Bunlardan an ilki proble problemin min zaman boyutunun boyutunun belirlenmesidir. Konu Konunu nun n belli belli bir zaman zamana a has has ya da her her za zama man n görü görüleb lebili ilirr olup olup olmad olmadığ ığıı orta ortaya ya konulmalıdır. Mesela, “insanın tabiatı nedir, toplum nedir?” gibi sorularda herhangi bir zaman zaman boyutu boyutu söz konusu konusu edilmem edilmemişt iştir. ir. Değerle Değerlendi ndirilm rilmesi esi gereken gereken diğer diğer bir husus husus problemin farkında olunabilirliğidir. Bazı problemler toplumun tümü değil sadece küçük bir kesimi tarafından farkında olunabilirler. Bu tür problemler net olarak görülmemekte, ancak bilim adamları veya sanatkarlar tarafından ortaya atılmaktadırlar. Daha sonra filozofların, psikolog ve sosyologların konusu olmaktadırlar. Mesela insan hayatındaki mekani mekanikleş kleşme me 1900'le 1900'lerin rin başınd başında a önce önce kübist kübist ressaml ressamlar ar ve bestecil besteciler er tarafın tarafından dan yansıtılmış, sonra Kafka ve Wells gibi yazarlar hayatın anlamsızlaşması ve gayri insanî olmasını tasvir eden romanlar yazmışlar ve daha sonra da yüzyılın ortalarında bazı egzist egzistans ansiya iyalist listler ler ve fenomon fenomonolo olojik jik filozofl filozoflar ar modern modern hayatın hayatın insanı insanı yalnızlı yalnızlığa ğa ve çöküntüye itişini göstermişlerdir. Kısa süre sonra sosyologlar ve psikologların kendi açılarından açılarından problemi incelemeleriyle incelemeleriyle daha önce toplum tarafından tarafından farkında olunmayan olunmayan bu problem tedricen tanınmaya başlanmıştır. Bu tür problemlerin tespiti için öncelikle yaygın olmayan duyarlılığın yansıtıldığı sanat ve müziği takip etmek gerekmektedir. Bu problemleri müşahede eden güncel eserleri takip etmek konunun şuuruna varılması için atılması gereken ikinci adımdır. Daha sonra problemi bizzat ferdin kendi gözleriyle gözleriyle toplumda veya kaynağında müşahede etmek mümkün olmaktadır. Değerlendirilecek olan bir başka husus ise problemin niteliğidir. Bir problem geçici olabilmekte, varlığını biteviye sürdürebilmekte veya giderek büyüyebilmektedir. Yaşadığımız sürece karşı karşıya kaldığımız hava kirliliği gibi canlı problemler vardır. Bunlar daima canlılığını ve önemini korumakta ve tehlikelerini artırmaktadırlar. Problemi yazılı veya sözlü olarak etkin bir şekilde ele almak için bir tehlike kaynağı olduğunu, çöküşe ve düşüşe sebep oldu olduğu ğunu nu,, doğr doğrud udan an veya veya dola dolayl ylıı olar olarak ak insa insanl nlar arıı yara yarala ladı dığı ğını nı,, bell bellii bir bir mecr mecra a doğrultusunda büyüdüğünü ve hareket ettiğini, temel olduğunu ve başka problemler yaratt yarattığı ığını, nı, başkala başkaları rı tarafın tarafından dan da müşahe müşahede de edildiğ edildiğini ini,, proble problemin min toplum toplumu u veya veya kurumları etkileyerek olması gerekenden daha az etkin işletmekte olduğunu göstermek gerekmektedir.33 33
O. M. Walker ve R. L. Scott, (1962). Thinking and Speaking: A Guide to Intelligent Oral Communication. N. Y.: The Macmillan Company, s. 128.
17
Çözümü
Problemin çözümü iki şekilde olabilmektedir. Sebeplerin ortadan kaldırılmasıyla köklü
bir bir çözü çözüm m sa sağl ğlan anab abilm ilmekt ekte, e, ya da se sebe bepl pler er ve so sonu nuçla çlarr üzeri üzerind nde e iyileş iyileşti tirm rmele elerr yapılar yapılarak ak kısmen kısmen çözüle çözülebil bilmekt mektedi edir. r. Sebeple Sebeplerin rin kaldır kaldırılma ılmasın sına a yönelik yönelik çalışm çalışmalar alara a çözüm, m, beli belirt rtil iler ere e yöne yöneli lik k çalı çalışm şmal alar ara a ise ise semptomatik çözü çözüm m adı adı nedensel çözü verilmektedir. Acil müdahalelerin gerektiği veya sebeplerin kaldırılmasının uzun zaman alacağı durumlarda semptomatik çözüm öncelik kazanmaktadır. Öte yandan her iki çözü çözüm m şe şekl klin inii aynı aynı za zama mand nda a uygu uygula lama mak k da mümk mümkün ündü dür. r. Bir Bir yand yandan an prob problem lemin in belirti belirtileri leri ve sebepl sebepleri eri iyileşt iyileştiril irilirke irken n öte yandan yandan esas esas sebeple sebeplerr tamamen tamamen ortadan ortadan kaldırılabilmektedir. Çözüm, Çözüm, problem problemin in belirti belirtileri lerini ni (sempt (semptoml omların arını) ı) düşürme düşürmekte kte,, sebepl sebeplerin erinii azaltm azaltmakt akta a veya ortadan kaldırmaktadır. Her iki çözüm tipinin de etkili ve sınırlı tarafları vardır. Semp Sempto tomat matik ik çözü çözüm, m, suç suç işley işleyen en birin birine e veril verilen en ceza cezadı dır. r. Suçu Suçun n temel temeller lerin inii bulu bulup p ortadan kaldırarak suç işlememeyi sağlamak ise sebepsel çözümdür. Yüksek ateşli bir hast hastan anın ın ateş ateşin inii ilaç ilaç verer vererek ek veya veya buz buz koya koyara rak k düşü düşürm rmek ek se semp mpto toma mati tik k çözü çözüm, m, hastalığın sebebini bularak ortadan kaldırmak ise sebepsel çözümdür. Semptomatik çözümü çözümün n iki avanta avantajıjı vardır vardır.. Birinci Birincisi si kolaylı kolaylıkla kla ve hemen hemen uygulan uygulanabi abilir lir olmasıd olmasıdır. ır. İkin İkinci cisi si
ise, ise,
prob proble lemi min n
esas es as
sebep ebeple leri rini nin n
bili bilinm nmed ediğ iğii
duru duruml mlar arda da
beli belirt rtil iler erle le
uğraşmaktan uğraşmaktan başka yolun olmamasıdır. olmamasıdır. Dezavantajlarının Dezavantajlarının ilki semptomların semptomların (belirti) çoğu kere bir değer ifade etmekte oluşlarıdır. Bu durumda belirtiyi ortadan kaldırmak aslı as lınd nda a fayda faydalı lı deği değild ldir. ir. Me Mese sela la yüks yüksek ek ateş ateş as aslın lında da vücu vücutt ttak akii zararl zararlıı bakt bakteri eriler lerii öldürd öldürdüğü üğü için faydal faydalıdır ıdır.. İkinci İkinci dezavan dezavantaj taj ise, ise, orijin orijinal al sebeple sebeplerin rin hala hala etkinli etkinlikler klerini ini sürdürmeleri sürdürmeleri nedeniyle nedeniyle semptomatik semptomatik çözümün çözümün iyileştirme iyileştirme yönünde yönünde etkili olmamasıdır. olmamasıdır. Çözü Çözüm m
kon konusund sunda a
öncel ncelik ikle le bir bir
pro problem blemin in sebep ebeple leri rin nin ya da beli belirt rtil iler erin inin in
düzeltileceğin düzeltileceğine e karar verilmelidir. Bu konudaki konudaki tercih aslında aslında problemin problemin niteliğine niteliğine göre değişmektedir. Belirtileri düzeltme metodu daha kolay ve çabuk uygulanabildiği gibi, sebeplerin belirlenemediği kompleks durumlarda daha da kolaydır. Ancak, her zaman için köklü bir çözüm esas amaçtır. 34 Prob Proble lemi min n çözü çözümü mü,, se sebe bepl pleri erin n anal analiz iz edilm edilmes esiy iyle le başl başlam amak akta tadı dır. r. Bir Bir prob problem lemin in sebeple sebepleri ri analiz analiz edildiğ edildiğind inde, e, muhtel muhtelif if sebeple sebeplerr mantık mantıkii bir sırayla sırayla ortaya ortaya çıkmay çıkmaya a başlamaktadır. Düşünülen sebeplerin sayısı arttıkça, daha az makul olmaya başlarlar. 34
O. M. Walker ve R. L. Scott, (1962). Thinking and Speaking: A Guide to Intelligent Oral Communication. N. Y.: The Macmillan Company, s. 134-47.
18
Mesela, otomobil motorunun çalışmamasının sebepleri, mantıkî olarak analiz edilmeye başla başland ndığ ığın ında da,, ilk olara olarak, k, mese mesela la buji buji kabl kablol olar arını ının n çıkmı çıkmışş olab olabile ileceğ ceğii düşü düşünü nülü lür. r. Kabloların sağlam olduğu görülünce sebep analizleri devam eder ve başka sebepler düşünülür. Fakat yeni sebeplendirmelerin her başarısızlığında mantık ve akılcılık oranı gittikçe düşer ve nihayet insan kendi kendine veya otomobille konuşmaya başlar, sonunda çaresizlik içinde araçla kavga etmeye ve ona bir yumruk indirmeye kadar işi vardırabilir. Çağrılan tamirci kirlenmiş olan bujileri temizleyerek motoru çalıştırdıktan sonra gerçe rçek sebebin ne kadar basit olduğu fark ark edi edilir. Prob roblemi emin sebe ebebi keşfedildiğinde, çözümü genellikle çok kolay ve basittir. Sebepleri analiz etmenin, sebeplerden sonuca ve sonuçtan sebebe gitmek şeklinde iki temel yaklaşımı veya metodu vardır. Örnek olarak ensülinin diyabetik semptomları düşürmesini her iki metodu kullanarak açıklayalım. Birinci metoda göre şartlar zinciri veya veya bir zincirl zincirleme eme reaksiy reaksiyonu onun n nasıl nasıl meydan meydana a geldiği geldiği ve sonucu sonucun n nasıl nasıl üretild üretildiği iği anlatılmaktadır. Ensülinin enjekte edilmesi, kan hücrelerinin şeker ihtivasını artırmakta, böylece zarar gören bölgeler için daha fazla kan şekeri sağlanmakta ve sonuç olarak müşahede edilen biyolojik hata giderilmektedir. Sebep sonuç zinciriyle, belli bir sebebin belli bir sonucu nasıl ürettiği ortaya konmaktadır. İkinci metoda göre, ensülin almakla diyabet diyabetik ik belirti belirtileri lerin n düştüğ düştüğü ü gösteri gösterilir. lir. Bunu Bunu ortaya ortaya koymak koymak için hastan hastanın ın ensüli ensülin n aldığın aldığında da diyabe diyabetik tik sempto semptomla mlarını rının n düştüğ düştüğü ü belirlen belirlenir. ir. Bu metott metotta, a, sempto semptomlar mların ın neden ortadan kalktığı bilinmemektedir, bilinmemektedir, fakat sonuç kesindir. kesindir. Her iki metotta kullanışlı ve tatminkardır, ancak birlikte kullanıldıkları taktirde daha kesin ve etkilidir. Aşağıda her iki metot da sınıflandırılarak açıklanmaktadır. I) Sebeplerden sonuca gitme metodu: Sebebin, belli bir sonucu nasıl ve niçin ürettiğini tasvir edilerek açıklanmaktadır. Bu durumda müşahede edilen problem ya geriye doğru sebepler zinciri kurularak ya da sebepleri listelenerek açıklanır. Aşağıda her iki durum da örneklerle izah edilmektedir.35 Sebepler Zinciri: Belli bir sebep belli bir sonucu üretmektedir. Bu sonuç da daha sonraki
bir başka sonucu üretmekte ve sebepler zinciri, ortaya konmak istenen sonuca kadar uzanmaktadır. Böylece problemin dayandığı ya da çözülmek istenen sebepler tespit edilmiş olmaktadır. Aşağıdaki örnekte, (A) çözümü istenen problemi, (Z) ise problemi doğuran doğuran sebebi sebebi temsil temsil etmekt etmektedir edir.. Fakat Fakat (A) proble problemin minii çözmek çözmek için için sebep-s sebep-sonu onuçç
35
O. M. Walker ve R. L. Scott, (1962). Thinking and Speaking: A Guide to Intelligent Oral Communication. N. Y.: The Macmillan Company, s. 137-7.
19
ilişkis ilişkisiyle iyle birbirin birbirine e bağlı bağlı aradaki aradaki tüm sebepl sebepleri eri (B, C,...X C,...X,, Y) ortada ortadan n kaldırar kaldırarak ak (Z) sebebine ulaşmak gerekmektedir. Sebep-sonuç zinciri: Sebep A -------------------------------------> Z Çünkü; A ----> B ----> C .... X ----> Y----> Z
Çoklu Sebepleri Listelemek: Bazı olaylar basit veya tek bir sebeple açıklanamamakta
birinci dereceden ve doğrudan etkili pek çok neden sayılabilmektedir. Bu durumda sebeplerden birini seçerek geriye doğru nedensellik bağını açıklamak yerine, sebeplerin tümünü listelemek daha anlamlıdır. Aşağıdaki örnekte Atina medeniyetinin çökmesi bir sebepler listesiyle açıklanmaktadır. Çoklu Sebepler: Atina Medeniyetinin Çöküşü: |----> Savaş |----> Fuhuş |----> Romanın Birliği |----> Kaynakların Tükenmesi
II.) Sonuçtan sebeplere gitme metodu: Sebep ve sonucun birbiriyle ilgili veya birleşmiş olduğunu olduğunu göstererek bir sebebin etkinliği etkinliği açıklanmakta açıklanmaktadır. dır. Bu metot, yine kendi içinde yer alan aşağıdaki üç ayrı grupta değerlendirilebilir.36 a) Uyuşma - Birleşme Metodu: Bu metodu bir örnek ile açıklayalım. Bir gurup insanın mide mide sancısı sancısında ndan n şikaye şikayett ettiğin ettiğinii varsay varsayalım alım.. Sancını Sancının n sebebin sebebinii tespit tespit için grubun grubun tümünün de yaptıklarından ortak olan bir şeyin bulunması gerekmektedir. Mide ağrısı söz konusu olduğu için gıda ile ilgili bir araştırma yapılmalıdır. Önce nerede yemek yedikleri soruşturulabilir. Aynı lokanta yediklerini öğrenmek sürpriz olmaz. Sonra ne yediklerine bakılarak mesela, bir kısmının hamburger diğerlerinin ise sosisli sandviç yedikleri belirlenir. Bu durumda tekrar her üyenin ortak tarafı aranarak, hepsinin de, mese mesela la hard hardal al,, yemi yemişş oldu olduğu ğu bulu bulunu nur. r. Bunu Bunun n üzer üzerin ine e hard hardal alda daki ki bir bir madd madden enin in midelerini bozmuş olduğuna dair bir hipotez geliştirilir. Buna göre yapmış oldukları ortak 36
O. M. Walker ve R. L. Scott, (1962). Thinking and Speaking: A Guide to Intelligent Oral Communication. N. Y.: The Macmillan Company, s. 142-7.
20
(uyuşan) bir şey midelerindeki ağrının sebebidir. Uyuşma metodu kısaca, “her ne zaman tesp tespit it edilm edilmiş iş bir bir se sebe bep p mevcu mevcuts tsa, a, onun onunla la ilgili ilgili so sonu nuçç vuku vuku bulu bulur” r” şe şekl klin inde de ifade ifade edilebilir. Mesela belli bir faktörün suça sebep olduğunu göstermek için, o faktörün oldu olduğu ğu olay olayla lard rda a suçu suçun n da bulu bulund nduğ uğu u işar işaret et edil edilir ir.. Her Her ne za zama man n öğre öğreti tim m yükü yükü azaltı azaltılırs lırsa a daha daha iyi bir eğitim eğitim sonucu sonucu alınmak alınmaktad tadır. ır. Bu örnekle örneklerde rde fark edildiğ edildiğii gibi gibi uyuşma metodunda sebep ve sonuç daima bir arada görülmektedir. Bundan dolayı sebep (faktör) ve sonuç birleşmektedir. Ancak bu metodun da bazı zorlukları vardır ve tümden tümdengel gelim im metodu metodunda ndaki ki mantık mantık hatası hatasıyla yla karışt karıştırıl ırılmama mamalıd lıdır. ır. “Midem Midem ağrıyo ağrıyorsa rsa şeklindeki bir çıkarsama çıkarsama yanlıştır. Ayrıca aynı hardaldan yiyen hardal yemiş olmalıyım” şeklindeki herkesin herkesin de mutlaka mutlaka midesi ağrıyacak şeklindeki çıkarsama da yanlıştır. Çünkü sonucu
meydana getiren faktörler değişebilmektedir. Aşağıdaki örnekte, değişik içkilerle birlikte su içilmekte ve vücutta toksik zehirlenme gözlemlenmektedir. Bu durumda ortak faktör sudur. Başka bir deyişle, aynı sonucun bulunduğu her yerde su da vardır. O halde “ su toksik etkiye sebep olmaktadır” şeklinde bir hipotez üretmek gerekir ki bu yanlış olur.
viski + su = toksik toksik etki etki cin + su = toksik etki bira + su = toksik etki şarap + su = toksik etki
b) Fark Metodu: Yukarıdaki yanlışlığın olmaması için analizin doğruluğuna ve mantık hatalarına dikkat edilmelidir. Bu da fark metodu kullanılarak yapılmaktadır. Fark metodu yukarıdaki örnek kullanılarak şöyle açıklanabilir: Su hariç tutularak toksik etkinin olup olmadığını incelenir. Su olmadığı halde toksik etki hala varsa, sebep olarak viski, cin, şarap ve biradaki ortak olan başka bir faktör olduğu sonucuna varılır. Çünkü, sebep mevc mevcut ut deği değils lse, e, so sonu nuçç da olma olmama malı lıdı dır; r; eğer eğer so sonu nuçç mevc mevcut ut deği değils lse, e, se sebe bep p de bulunm bulunmama amalıd lıdır. ır. Uyuşma Uyuşma metodu metodunun nun eksikli eksiklikler klerine ine bir başka başka açıklay açıklayıcı ıcı örnek örnek açlık açlık konusunda konusunda verilebilir. Açlık sebebiyle sebebiyle midenin midenin büzüldüğü büzüldüğü müşahedeyle müşahedeyle tespit edilebilir. edilebilir. Bunu Bunun n için için mide mideye ye bir bir balo balon n yerle yerleşt ştiri iriler lerek ek şişi şişiril rilir ir ve daha daha so sonr nra a bir göst gösterg ergey eye e bağlanarak denek açlık hissettiğinde, göstergedeki artan basınçla midenin büzüldüğü gözlemlenebilir. Bu durumda birleşme metoduna göre sebep ile sonuç arasında illiyet bağı vardır. Oysa bu deney geliştirilerek midesi alınmış insanlar incelendiğinde, onların da açlık hissettiği hissettiği bulunabilir. bulunabilir. Böylece Böylece mide büzülmesi ile açlık arasındaki arasındaki illiyet bağının bağının olmadı olmadığı, ğı, birleşm birleşme e metodu metoduyla yla önerile önerilen n bir ilişkin ilişkinin in bulunm bulunmadığ adığıı ortaya ortaya çıkar. çıkar. Eğer Eğer uyuşma metodu her zaman doğru olsaydı, midenin büzülmesi sonucu açlık sebebinden bağımsız olurdu. Ayrıca, iddia edilen sebebin gerçek olmadığı placebo kullanılarak da
21
göster gösterileb ilebilir ilir.. Eğer Eğer ilaç verilen verilenlerl lerle e placebo placebo verilen verilenler ler arasın arasında da bir fark fark yoksa, yoksa, iddia iddia edilen sebep geçersizdir. Kısaca, sebep, sonuçtan bağımsız olmalıdır . Sebep, sonucun ayrılmaz bir parçası olmamalıdır. Sebep bağımsız bir değişken olmalıdır. Sebep sonucun tabi tabiii bir bir parç parças asıı oldu olduğu ğu takt taktir irde de başl başlıı başı başına na bir bir se sebe bep p olar olarak ak başk başka a so sonu nuçl çlar arın ın teşekkülünde rol sahibi olamamaktadır. c) Karşılıklı İlişki Metodu: Bu metot, karşılıklı bir ilişki ve denge esasına bağlıdır. Temel faraziyesi, “çok miktarda sebep varsa, çok miktarda da sonuç olmalıdır; az miktarda sebep varsa, az miktarda sonuç olmalıdır” şeklinde formüle edilebilir. Yukarıdaki hardal örneği bu metoda göre tekrar kullanılırsa, kullanılırsa, “fazla hardal yiyen kişi daha çok hastadır, az hardal yiyen ise daha az hastadır” sonucuna varılır. Eğitim ve gelir ilişkisinde öğrenim hayatında daha başarılı öğrenci daha çok para kazanır, daha az başarılı öğrenci daha az para kazanır denebilir. Bu durumda, daha çok para kazanan daha iyi bir öğrenci olur. Sebep ile sonuç arasında birbirlerini üretmeleri şeklinde karşılıklı bir ilişki söz konusu olmakt olmaktadı adır. r. Bu metodun metodun da tehlike tehlikelili ve hatalı hatalı tarafları tarafları vardır. vardır. Birinc Birincii hata, hata, iki şeyin şeyin birbiri birbirine ne nedens nedensel el olarak olarak bağlı bağlı olmadı olmadığı ğı halde halde nitelik niteliksel sel olarak olarak ilişkili ilişkili olabil olabilmes mesidir idir.. Mesela iki ayrı saat, yapısal olarak birbirinin aynıdır, fakat sebep olarak birbirlerini etkilem etkilememe emekted ktedirle irler. r. İkinci İkinci hata, hata, karşılık karşılıklılı ilişkiy ilişkiyii yoruml yorumlamad amada a ortaya ortaya çıkmakt çıkmaktadır adır.. Mesela sosyologlar, çocuklardaki sosyal davranış bozukluklarının, sanıldığının aksine, okudukları çizgi romanların bir sonucu değil, aslında davranış bozukluklarından dolayı bu romanları okuduklarını ortaya koymuşlardır. Üçüncü tehlike, görülen karşılıklı ilişkinin tesadüfî veya kazayla olmasıdır. Problemlerin sebeplerinin analizinde ve ortadan kaldırılmasındaki başarısızlığın maliyeti büyü büyük k olma olmakt ktad adır ır.. Sık Sık sık sık düşü düşüle len n bir bir hata hata prob proble lemi mi çözm çözmek ek için için prob proble leml mler erin in sempto semptomla mlarını rını iyileşt iyileştirme irmeye ye çalışma çalışmaktır ktır.. Problem Problemin in belirti belirtileri lerini ni çözmek, çözmek, proble problemin min kendisini çözmek değildir. Orijinal sebep, problem üretmeye devam etmektedir. Bu durumd durumda a proble problemin min sebebin sebebinii bulmak bulmak ve ortadan ortadan kaldırm kaldırmayı ayı öğrenm öğrenmek ek mecburi mecburiyet yetii vardır. Hatta bazen problemin semptomlarını iyileştirmeye karar verilse bile, sebebin ne olduğunu bilmeden veya idrak etmeden böyle bir seçim yapmak mümkün olmaz. Sebep Sebep öğreni öğrenildik ldikten ten sonra sonra ortada ortadan n kaldırı kaldırılmam lmaması ası gerektiğ gerektiğii veya veya kaldırıl kaldırılama amayaca yacağı ğı anlaşılabilir. Bu sebeple problem çözümü analizle başlamakta ve sebepten sonuca veya sonuçtan sebebe giden teknikler kullanılmaktadır. B. ARAŞTIRMANIN AMACI, AMACI, ÖNEMİ, VARSA VARSAYIMLARI YIMLARI VE SINIRLILIKLARI SINIRLILIKLARI
22
Amacı. Yukarıda işaret edilen genel sebeplerinin yanı sıra, araştırmacının bu araştırmayı yapm yapmak ak için için kend kendis isin ine e has has öz özel el nede nedenl nleri eri ve prob problem lem konu konusu sund nda a belir belirled lediğ iğii sebepleri vardır. Çalışmayı meydana getiren bu Orijinal hususların ortaya konması gerekmektedir. Önemi Amaçlanan araştırmanın, ilgili branşın (bilim dalının) alanına olan katkısı veya bu dal için öneminin ne olduğu belirlenir. Sınırları Araşt Araştır ırman manın ın sını sınırla rları. rı. Kulla Kullanı nılan lan gene genell (mes (mesela ela genel genel bir bir so sosy syol oloj ojii teor teoris isii olan olan yapısalcı) teoriler ve bu araştırmaya has özel teoriler ne ölçüde veya ne şekilde kullanılmıştır? Mesela yazar bu çalışmasında sosyal psikolojiyi de kısmen kullanmış olabilir. Bu kısmîliğin sınırlarının da çizilmesi gerekmektedir. Hangi konuların hangi gerekçelerle araştırma kapsamı dışında tutulduğu belirtilmelidir. C. ARAŞTIRMADA KULLANILAN KULLANILAN TEMEL TEMEL KAVRAMLARIN KAVRAMLARIN TANIMLANMASI TANIMLANMASI Konu Konu hakk hakkın ında da arka arka plan plan (bek (bekra raun und) d) enfo enform rmasy asyon onu u bulu buluna nara rak k kavra kavraml mlarl arla a ilgi ilgili li terminoloji tanımlanmaktadır. Ansiklopediler veya genel kaynaklardaki bilgiler hazırlık amacıyla amacıyla kullanılabilir. kullanılabilir. Bu aşamada aşamada konu veya tez, ana noktaları ortaya koyucu tarzda özet bir ifade haline getirilebilmektedir. Bu işlemden sonra konu sınırlanarak yeniden tanımlanmalıdır. Mesela, çevre kirliliğiyle ilgili bir konunun sınırlandırılması kimyasal atıklar atıkların ın deniz deniz suyunu suyunu kirletm kirletmesi esi şeklind şeklinde e yapılab yapılabilir ilir.. Bu aynı aynı zamand zamanda a ele alınan alınan problemi problemi bir yönüyle yönüyle ortaya koyma anlamını da taşımaktadı taşımaktadır. r. Konu belli bir çerçeve ile sınırlandırılmalı fakat derinliğine ele alınmalıdır.37 Düşünürken veya bir konuyu ifade ederken, aslında söz konusu olan eylemin eldeki standartlara standartlara göre geniş anlamıyla bir değerlendirmes değerlendirmesii yapılmaktadır. yapılmaktadır. Başka bir deyişle deyişle elde, standartlaşmış ve somutlaşmış bir ölçü bulunmaktadır. Değerler ise daha önceki tecrüb tecrübeler elerle le sağlanm sağlanmış ış olan olan bir grup grup standa standartla rtlardı rdır. r. Tercihl Tercihler, er, bilinçl bilinçlii veya veya bilinçs bilinçsiz iz olarak bu standartları standartların n üzerinde üzerinde ve yine aynı standartları standartları kullanarak yapılmaktadır. yapılmaktadır. Bu nede nedenl nle e herh herhang angii bir bir obje objeyi yi algı algılar larken ken veya veya değe değerle rlend ndiri irirke rken, n, başk başka a bir bir deyi deyişle şle düşünürken, yapılan eylem aslında bir tanımlamadır. O bakımdan, nasıl düşünüldüğünü T. Ataöv, (1982). Bilimsel araştırma El Kitabı. Ankara: Savaş Savaş Yayınları, s. 2
37
23
fark etmek için bir konu üzerinde çalışmaya başlarken, nasıl tanımlama yapılacağının da açıklan açıklanmas masıı gerekme gerekmekted ktedir. ir. Sosyal Sosyal bilimle bilimlerde rde Aristoc Aristocu, u, Platocu Platocu ve Operas Operasyon yonel el olmak üzere üç tür tanımlama ele alınmaktadır. 38 Aristocu tanımlama, eşyaları uygun kategorilere koyup sınıflandırarak yapılmaktadır. Esasen Esasen her şey mutlak varlığın parçalarıdır. parçalarıdır.39 Bu sebeple bir şeyi belirlerken onu tasnif etme etmek k gere gerekm kmek ekte tedi dir. r. Bir Bir teri terimi mi tanı tanıml mlar arke ken n de mutl mutlak aka a onun onun en az azın ında dan n iki iki sınıflandırılması yapılmalıdır. Birincisi, terimi büyük veya genel bir sınıfa veya guruba yerleştirmektir. Fakat bu tek başına yetmemektedir. Mesela, bir daireyi tanımlarken 'kapalı bir eğri çizgi' diyebiliriz. Çünkü, tanıma uyan başka şekiller de, mesela elips,
vardır. Bu sebeple daha ileri gitmeli ve tanımlanan terimin genel sınıflandırmanın öteki üyeleri üyelerinde nden n nasıl nasıl ayrıld ayrıldığı ığı da gösteri gösterilmel lmelidir idir.. Bunu Bunu başka başka bir sınıfı sınıfı daha daha ekleyere ekleyerek k yapmak mümkün olmaktadır. Buna şekil, tür, dış görünüm veya çeşit denir. İkinci sını sınıfla fland ndır ırma ma daha daha öz özel el ve dard dardır. ır. Bir Bir daire daireyi yi tanı tanıml mlark arken en,, 'kap 'kapal alıı bir bir eğri eğri çizgi çizgi'' sınıflamasına ek olarak, 'merkezden eşit uzaklıklardaki noktaların oluşturduğu çizgi'
deyimi tür olar olarak ak geti getiri rili lir. r. Bir Bir tanı tanıml mlam ama, a, ihti ihtiya yaçç duyu duyuld lduğ uğu u kada kadarr alt alt tür lere lere (sınıflamalara) sahip olabilir. Ancak, anlamayı kolaylaştırıcı ve mümkün olan en az sayıda sayıda sınıfla sınıflandı ndırma rma olmalıd olmalıdır. ır. Kısaca Kısaca Aristo’ Aristo’nun nun metodu metodu,, geneld genelden en öze özele le giden giden bir sınıflandırma yapmaktır. Mesela, oturulan sandalyeyi tarif ederken, önce mobilya sınıfı, sonra tahta mobilya, tek kişilik tahta mobilya, vs... şeklinde çeşitli sınıflamalar yaparak sadece belli bir sandalye kalıncaya, başka hiçbir sınıflandırma imkanı kalmayıncaya kadar devam ederek ortaya çıkanlar işaret edilmelidir. Bu metot esasen tümdengelim metodudur.40 Plato'ya göre ise iki ayrı varlık alemi vardır. İlk alem, normal olarak algılanan günlük dünyadır. Bu dünyayı görülmekte, hissedilmekte, duyulmakta ve bu nedenle duyularla algılanan algılanan dünya olarak adlandırılmaktadır. Diğer alem, ideler dünyası, daha temel ve
daha önemlidir. Bu alemde, duyular aleminde algılanan her objenin veya her idenin modeli veya orijinal numunesi bulunmaktadır. Mesela, ideler dünyasındaki sandalye bir modeldir, duyular dünyasındaki bütün sandalyeler ise sadece bu modelin birer taklididir veya benzeridirler. İdeler dünyasındaki orijinal model mükemmeldir ve dünyadaki her şey bu mükemmeliyeti yakalamaya çalışmaktadır. Tıpkı oturulan sandalyenin, sandalye idesinin sadece mükemmel olmayan bir taklidi oluşu gibi dünyevi objeler mükemmel 38
O. M. Walker ve R. L. Scott, (1962). Thinking and Speaking: A Guide to Intelligent Oral Communication. N. Y.: The Macmillan Company, s. 162-6. 39 A. Weber, (1938). Felsefe Tarihi. (Çev. H. V. Eralp), İstanbul: Devlet Devlet Basımevi, s.64 40 O. M. Walker ve R. L. Scott, (1962). Thinking and Speaking: A Guide to Intelligent Oral Communication. N. Y.: The Macmillan Company, s. 164-5.
24
olmayan taklitlerdir Kısaca, bir idealler alemi vardır bir de somut alem. Bu somut alemi somut olarak hissederiz. Somut alemdeki her şey ideal alemdeki idealin birer eksik (yani ideal olmayan) taklidinden ibarettir. Derin ve en kullanışlı bilgi ideler aleminden gelmektedir. gelmektedir. Mesela, özgürlük dünyada dünyada sınırlı ve eksiktir. eksiktir. Hepimiz Hepimiz evrenin kanunlarına kanunlarına ve şa şart rtlar ların ına a bağl bağlıy ıyızd ızdır. ır. Özgü Özgürlü rlüğü ğü anlam anlamak ak için için mevc mevcut ut düny dünyamı amızd zdak akii kusu kusurlu rlu taklitlerden kurtulmamız gerekir. Böylelikle bir kere özgürlüğü anlarsak onu nasıl elde edebileceğimizi de anlayabiliriz. İdeler alemindeki gerçek bilgiye sahip olmadan veya sadece duyular alemindeki taklit bilgiye sahip olarak özgürlüğü, ona sahip olmayı ve korumayı çok az anlayabiliriz. Böylece bir Platocu tanımlama saf ve mükemmel ideyi ortaya koymaya teşebbüs etmektedir. Böyle bir tanımlama bir kere ortaya konduğunda artık zaman ve mekan dışılıktan uzak, gerçek ve tam bir tanımlama yapılmış olur. Ancak, her şeyin tabiatı değiştiğinden dolayı böylesi mükemmel bir tanımı zaman ve mekan üstü olarak ortaya koymak mümkün değildir. Ayrıca her şey de, mesela elektrik, ideler aleminde yoktur. yoktur.41 Alfred Weber, Platocu ve Aristocu felsefeleri maddenin inkarı ve düşüncenin ilahlaştırılması olarak eleştirmektedir. 42 Operasyonel Operasyonel (Fiili, işlemci) tanımlama tanımlama ise, yukarıdaki yukarıdaki her iki tanımlama tanımlama metodunun da kull kullan anıl ılam amad adığ ığıı
duru duruml mlar arda da
yapıl apılma ması sı
gere gereke ken n
tanı tanımd mdır ır..
Messela, Me ela,
psik psikol oloj ojiy iyii
tanımlarken, tanımlarken, Platocu açıdan psikoloji idesi ortaya konulamamaktadı konulamamaktadır. r. Ayrıca psikolojiyi net kategorilere de koymak veya ayırmak da mümkün değildir, eğer teşebbüs edilirse bazı yaklaşımlar veya gelecekteki yaklaşımlar göz ardı edilmiş olur. Bu sebeplerden dolayı bazı durumlarda operasyonel tanımlama yapılmaktadır. Bu tür durumlarda, bir şey zamansız ve mekansız bir hale konamıyorsa (Platocu), öte yandan katı ve net bir katego kategoriye riye de konamı konamıyor yorsa sa (Aristo (Aristocu) cu),, yapılac yapılacak ak olan bir şeyi şeyi yaptık yaptıkları larıyla yla,, sahip sahip olduklarıyla, tutum ve davranışlarıyla kısaca olduğu şekliyle tarif etmek gerekmektedir ve buna da operasyonel tanımlama denir. Mesela, operasyonel tanımlamayla psikolojiyi tarif arif eder ederke ken, n, ken kendin dini psik psiko olog log olara larak k adlan dlandı dıra ran n ins insanla anları rın n psik psikol oloj ojii
olara larak k
adland adlandırd ırdıkla ıkları rı çalışm çalışmalar alarda da ne yaptık yaptıkları larını nı tasvir tasvir ederek ederek bir tarif tarif yapılab yapılabilm ilmekte ektedir. dir. Elektriği operasyonel metotla tarif ederken de, sadece onun ne yaptığını söyleyerek tanımlamak gerekmektedir, çünkü henüz tabiatı da idesi de anlaşılmış değildir. Operasyonel Operasyonel tanımlama, tanımlama, bir bakıma Platocu ve Aristocu Aristocu konseptlerin konseptlerin zıddıdır. Bir şeyin ne değişmez idesini ortaya koymakta ne de sınıflandırmakta, pragmatistlerin “ bir şey nasılsa öyledir, başka bir şey değildir” fikrini takip etmektedir. Bu nedenle operasyonel 41
42
O. M. Walker ve R. L. Scott, (1962). Thinking and Speaking: A Guide to Intelligent Oral Communication. N. Y.: The Macmillan Company, s. 163-4. A. Weber, (1938). Felsefe Tarihi. (Çev. H. V. Eralp), İstanbul: Devlet Basımevi, s.45-70.
25
tanımla tanımlamad mada, a, tanıml tanımlanan anan şeyin şeyin reaksiy reaksiyonl onların arının ın veya veya insan insan onu kullan kullandığ dığınd ında a ne yaptığının açıklanması mecburiyeti vardır. Bu nedenle operasyonel tanımlama daha şartlı ve deneyseldir. Bu sebeplerden dolayı bir terim hakkında çalışmaya başlarken ilk olarak Plato'nun işaret ettiği şekilde terimin idesi ifade edilmeli ve sonra Aristo'nun tercih ettiği gibi ana türlere türlere ve alt gruplara gruplara doğru doğru sınıflan sınıflandırm dırmalıd alıdır. ır. Daha Daha sonra sonra eğer eğer bu kombin kombinasy asyon on tanı tanıml mlam ama a tekn tekniğ iğin inii kull kullan anma mak k mümk mümkün ün deği değils lse e oper operas asyo yone nell tanı tanıml mlam ama a -çok -çok dikkatlice- yapılmalıdır.43 İyi bir tanıml tanımlama, ama, olgunu olgunun n tüm karakt karakteris eristik tikleri lerini ni kapsam kapsamalı, alı, ilgisiz ilgisiz veya veya tesadü tesadüfi fi karakteristiklerden uzak ve kullanılan kelimeler, kavramlar, fikirler anlaşılır ve bilinir olmalıdır. “Budizm, Buda'nın öğretisine dayalı dindir” tarifindeki Buda'nın öğretisinin ne oldu olduğu ğu bili bilinm nmed ediği iği için için tanı tanım m hata hatalıd lıdır. ır. Ayrıc Ayrıca a sa sand ndaly alyey eyii tarif tarif eder ederke ken n “ağaçtan gibi kara karakt kteri erist stik ik bir bir ifade ifade kull kullan anılm ılmalı alıdı dır. r. Çünk Çünkü ü meta metald lden en imal imal yapılma yapılma mobilya mobilya” gibi edilm edilmiş iş sa sand ndaly alyel eler er de vard vardır. ır. Kısa Kısaca ca bir bir tanı tanım m yapı yapılır lırken ken konu konuyla yla ilgili ilgili en önem önemli li kara karakt kteri erist stik ikler ler tanı tanıma ma katı katılm lmalı alı,, yüze yüzeys ysell ellikt ikten en kaçın kaçınma malıd lıdır ır.. İlgi İlgisi sizz veya veya gene genell özelliğinden olmayan karakteristikler ve anlamı açık olmayan terimler taşımamalıdır. 44 Yapılmış olan bir tanımı desteklemek de, tanımın doğruluğu açısından önemlidir. Tanımı yapı yapıla lan n konu konuyu yu açık açıkla lama mak k için için mümk mümkün ün oldu olduğu ğu kada kadarr net net dest destek ekle leme me veri verile leri ri kullanılmalı ve ilgili olan sınıfa konmalıdır. Tanım desteği için aşağıdaki prensiplere dikkat edilmelidir. 1. Örneklendirme: tanım için çok sayıda örnek verilmelidir ve mümkün olduğu kadar net ve çeşitli olmalıdır. 2. Zıddını gösterme: konunun ne olmadığını göstermek için negatif örnekler vermelidir. 3. Benzetme yapılması: Sözlü veya şekilli benzetmeler konunun anlaşılmasına yardım etmektedir. 4. Tekrarlama ve tekrar ifade etme: Tarifler yenilenerek ifade edilmeli veya sık sık kullanılmalıdır. 43
O. M. Walker ve R. L. Scott, (1962). Thinking and Speaking: A Guide to Intelligent Oral Communication. N. Y.: The Macmillan Company, s. 167.
44
O. M. Walker ve R. L. Scott, (1962). Thinking and Speaking: A Guide to Intelligent Oral Communication. N. Y.: The Macmillan Company, s. 170-1.
26
5. Bölme: Bir konu konunu nun n parça arçala ları rına na vey veya unsu unsurl rlar arın ına a bölü bölün nmesi mesi rah rahat anlaşılmasını anlaşılmasını sağlamaktadır. sağlamaktadır. Ancak bir fayda veya netleştirme netleştirme sağlamayacak sağlamayacaksa sa bölünmemelidir. 6. Eşanlamının kullanılması: Bir kavramın kavramın eş anlamının anlamının kullanılması kullanılması anlaşılmayı kolayl kolaylaşt aştırma ırmakta ktadır, dır, fakat fakat işaret işaret edilmek edilmek istenen istenen anlamı anlamı iyi ifade ifade etmiyo etmiyorsa rsa kullanılmamalıdır. 7. Etimoloji: Genellikle etimoloji zayıf bir yardımcı olmakla beraber, kelimenin orijinal anlamı veya başka dillerdeki anlamı verildiği takdirde bir konsept daha rahat anlaşılabilmektedir. Kısaca Kısaca üç tür tanımlamadan tanımlamadan ilki olan Platonik tanımlama, herhangi bir terimin idealinin ifade ifade edilmes edilmesi; i; ikincisi ikincisi Aristocu terimle leri ri büyü büyük k bir bir guru guruba ba koya koyara rak k ve Aristocu tanımlama tanımlama, terim gurubun diğer üyelerinden nasıl ayrıldığını daha alt gruplara ayırarak gösteren bir sınıflandırılması; son olarak operasyonel tanımlama ise bir terimi yaptıklarıyla veya insa insanl nlar arın ın onu onu uygu uygula lama mak k veya veya taki takip p etme etmekl kle e ne yaptı yaptıkl kları arını nı belir belirtm tmek ek şe şekl klin inde de açıklanabilmektedir
D. YÖNTE ÖNTEM M Bu bölümde, çalışmada kullanılacak kullanılacak olan yaklaşımın veya metodolojinin metodolojinin tam bir tasviri yapılma yapılmaktad ktadır. ır. Esas Esas amaç, amaç, kullanı kullanılan lan metot metot takip takip edilerek edilerek araştı araştırman rmanın ın aynısı aynısının nın tekrarlanabilmesidir. Bu bakımdan metodoloji kısmı çalışmanın en önemli safhalarından biridir. Bilimsel bilginin temeli olan tekrar edilebilirlik şartını sağlamaktadır. Tıpkı bir yemek tarifinde olduğu gibi, yapılan çalışma bu bölümde tüm ayrıntılarıyla açıklanır. Bu bölümde araştırmada kullanılacak olan değişkenler ve araçlar seçilerek geliştirilir. Verile Verilerr topl toplan anar arak ak aral araları arınd ndaki aki iliş ilişkil kiler er kuru kurulu lur. r. Söz Söz konu konusu su araşt araştırm ırma a için için hang hangii metodun, hangi sebeple seçildiğinin açıklanması gerekmektedir. Aşağıdaki araştırma metotlarından biri veya birkaç tanesi birleştirilerek kullanılabilir.45
Sörvey ve Anket Araştırması
45
H. Klein, (1992). Sociology . USA: Baron's, s. 54-62.
27
Sayısal Sayısal (veriye (veriye dayalı) dayalı) araştır araştırma ma metotl metotların arından dan biridir biridir.. Sörvey Sörvey araştır araştırmas masınd ında a üç metodo metodoloji lojik k saha saha birlikt birlikte e kullanıl kullanılır. ır. Bunlar Bunlar anket, anket, soru soru düzenl düzenleme eme ve mülaka mülakattı ttır. r.46 Sörveyde bir araya getirildiğinde araştırmacının aradığı yapıları (veya ilişkileri) ifade edebilecek belirli sorular sorulur. Sörvey araştırması bittiğinde araştırmacı, incelediği davranış (veya fenomeni), anketten aldığı cevaplara göre analiz edebilir ve böylece anlay anlayab abili ilir. r. Sörv Sörvey ey araşt araştırm ırmas asın ının ın yazıl yazılıı anke anket, t, gözl gözlemc emcii anke anket, t, post postay ayla la anke anket, t, şahıslarla yapılan görüşme, telefonla görüşme gibi bir çok türü vardır. 47 Sörvey araştırması, araştırması, bir araya getirilip değerlendirildi değerlendirildiğinde, ğinde, incelenen konunun yapısını yapısını temsil eden bir görünümü ortaya çıkaracak şekilde belirlenmiş soruların sorulmasına dayalı bir metottur. İncelenen fenomen belirli unsurların parçalarına (sorulara) bölünür. Bunl Bunları arın n her her biri biri,, feno fenomen menii anlam anlamak ak için için (tüm (tüm tabl tabloy oyu u görm görmek ek için) için) gerek gerekli li olan olan parçalardır. parçalardır. Açık ve tüm bir resim ancak resmin tüm parçaları varsa ve hepsi de doğru yere yerleştirilmişse görülebilir. Mesela, Avusturya'daki Türk işçileri hakkında yapılmış bir bir araş araştı tırm rmad ada, a, yerl yerlii halk halkın ın Türk Türk topl toplum umun una a karş karşıı tutu tutuml mlar arıı anke ankett so soru rula ları rıyl yla a anlaş anlaşılm ılmay aya a çalış çalışıl ılmak makta tadı dır. r. Soru Sorular larda dan n biri biri Avus Avustu tury ryalı alılar ların ın Türk Türk işçil işçileri erine ne kend kendii vatand vatandaşl aşları arı gibi gibi davran davranıp ıp davranm davranmadı adıklar klarıyla ıyla,, diğeri diğeri ise yabanc yabancıı işçiler işçilerden den en çok hangilerine yakınlık gösterdikleri ile ilgilidir. İlk soruya %37 evet cevabı, ikinci soruya ise %21 Türk işçilerine yakınlık gösterildiği cevabı verilmiştir. 48 Her iki cevap da %15'lik bir farkla farkla ölçümü ölçümü amaçlan amaçlanan an olguyu olguyu yaklaşı yaklaşık k olarak olarak teyit teyit etmekt etmektedi edirler rler.. Burada Buradan n anlaşılan sonuç, araştırmanın yapıldığı dönemde ve yerde Türk toplumunun en az dörtte birinin yerli halkın kendilerine iyi davrandığını düşündükleridir. Sörvey araştırmasında aşağıdaki safhalar sırasıyla uygulanır: 1. Değişk Değişkenl enleri eri kullanm kullanmaya aya hazır (operasyo (operasyonel nel)) hale getirmek. getirmek. Anket veya diğer diğer hazırlayıcı araçları geliştirilerek uygulamaya hazır bir hale sokulur. 2. Ölçü Ölçülm lmek ek isten istenen en ana ana kons konsep eptl tler er se seçi çilir lir.. Her Her biri biri için için birer birer ''işlem (kullanım) tanımı'' yapılır.
3. Ta Tanı nım m için için uyg uygun un olan olan ''göstergeler dizisi'' belirlenir.
46
F. J. Fowler, (1988). Survey Research Methods. (2. Baskı), USA: Sage Publications, s. 12.
47
E. Babbie, (1989). The Practice of Social Research. (5. Baskı), California: California: Wadsworth Pub.Co., Pub.Co., s. 235-58.
48
M. F. Gezgin, (1994). İşgücü Göçü ve Avusturya'daki Türk İşçileri. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Yayınları, s. 275-6.
28
4. İncelenecek
veriler
veya
göstergeler
için
bir
dizi
soru
geliştirilir.
Bu so sorul ruları arın, n, topl toplan anan an veril verileri erin n araş araştı tırm rma a ile ile doğr doğrud udan an ilgi ilgisin sine e çok çok dikk dikkat at edilmelidir. 5. Hazı Hazırla rlana nan n so sorul rular ar (ank (anket et veya veya veri veri elde elde etme etme so soru rula ları) rı) birk birkaç aç kişi kişi üzer üzerind inde e denenir (ön test). 6. Sonuçla Sonuçlarr analiz analiz edilerek edilerek bulgul bulgular ar ışığın ışığında da anket anket veya veya araştı araştırma rma soruları soruları rafine rafine edilir. İşlenerek inceltilir ve anlam ifade eden mamul bir hale getirilir. Eğer ikinci elden veriler kullanılıyorsa, kullanılan kaynak, mevcut problemler ve araştırmaya uygunl uygunluğu uğu ve bağlan bağlantıs tısıı gösteri gösterilir. lir. Verileri Verilerin n güvenil güvenilir ir olduğu olduğunun nun nasıl nasıl tespit tespit edildiği işaret edilir. Bund Bundan an so sonr nrak akii sa safh fha a araş araştı tırm rma a so sonu nuçl çlar arın ının ın alın alınma ması sı ve yazı yazılm lmas asıd ıdır ır.. Önce Önceki ki çalışmalar sonucu elde edilen bilgilerin bir rapor haline dönüştürülmesi aşamasıdır. Metin özlü bir şekilde yazılır. Teknik malzemeler ise ekte verilir.
Gözlem Araştırması
Çoğu kere insan davranışları veya bir fenomen ankette olduğu gibi bir sorular zincirine dayalı olarak elde edilmiş cevapların analizinden anlaşılamaz. Bazı fenomenler, insan
davra davranı nışla şların rının ın kend kendii tabi tabiii so sosy syal al çevre çevresin sindek dekii etki etkileş leşim imin inin in gözl gözleml emlen enme mesiy siyle le anlaşılabilir. Böyle bir durumda gözlem araştırması yapmak gerekmektedir. Gözl Gözlem em veya veya saha aha araş araştı tırm rmas asıı en yalı yalın n anla anlamı mıyl yla a bilg bilgii topl toplam amak ak deme demekt ktir ir.. Araş Araştı tırm rmac acın ının ın bir bir so sosy syal al guru gurubu bun n için içine e gire girere rek, k, nası nasıll fonk fonksi siyo yone nell oldu olduğu ğunu nu,, kurumlarının neler olduğunu ve hangi değerlere sahip olduğunu görmesi demektir. Daha sonra bir açıklama sistemi kurarak gördüklerini bilimsel çevreye aktarır. Esas Esasen en tüm tüm bilim bilimse sell araş araştı tırma rmala larr birer birer gözle gözlemd mdir. ir. Fe Fen n bilim bilimler lerin ine e ait ait labor laborat atuar uar şartla şartlarınd rında a da gözlem gözlem yapılma yapılmakta kta,, sos sosyol yoloji ojinin nin labora laboratua tuarı rı olan olan sos sosyal yal dünyad dünyada a da gözlem yapılmaktadır. yapılmaktadır. Bununla Bununla birlikte birlikte geliştirilen geliştirilen metodolojik metodolojik teknikler sınıflarda sınıflarda veya özell olarak öze olarak teşekkü teşekküll ettiril ettirilmiş miş labora laboratua tuarr şartları şartlarında nda sos sosyol yoloji ojik k ve sos sosyal yal psikolo psikolojik jik deneylerin yapılmasını mümkün kılmaktadır. Özellikle grup dinamiklerinin ölçüldüğü küçü küçük k
ölçek lçekli li
olduklarından
düzen üzenle lenm nmek ekttedir edir.. dolayı
iradi
Anca Ancak k
faktörlerini
dene deneye ye katı katıla lanl nlar ar,, devreye
dene deneyi yin n
sokarak
fark farkın ında da
davranışlarını
değiştirebilmektedirler. Bu problem esasen diğer tekniklerde de söz konusudur. Mesela anket sorularına verilen cevaplarda da iradi bir modifikasyon olabilir. Bu bakımdan 29
araştırma rmalard ardaki
değişk işken
miktarın rını
mümkün
oldu lduğu
kadar
sınırlı
tutmak
gerekm gerekmekte ektedir. dir. Böylece Böylece bir araştı araştırman rmanın ın başarıs başarısıı ve doğrul doğruluğu uğu değişk değişken en sayısın sayısının ın azlı az lığı ğıyl yla a oran oranttılı ılı olmak lmakttadır adır.. Ne kad kadar az değ değişk işken olur olursa sa hara ara risk riskii o kad kadar azalmaktadır. Etno Etnogr grafi afik k araşt araştırm ırma, a, katı katılım lımcı cı gözl gözlem em adıyl adıyla a da bilin bilinen en Nitel Nitelik iksel sel (nit (nitel eliks iksel) el) bir araştırma metodudur. Bu araştırmada sosyolog, insanları ve davranışlarını tabii şekliyle gözlemlemek için alana (gerçek dünyaya) iner. Anket kullanılmaz, formel bir sorgulama veya görüşme yapılmaz. Herhangi bir deneysel çevre kurgulanmaz ve gözlemlenen olguya müdahale edilmez. Gözlem grubuna giren bir başka tür de ekolojik araştırmadır. Sosyoloji araştırmanın ekolojik ekolojik metotları metotları özellikle özellikle sosyal sosyal yapı haritası çıkarılmak çıkarılmak için kullanılmaktadır. kullanılmaktadır. Mesela, nüfusun mesleklere, sanayiye, suç oranlarına, aile yapılarına, psikolojik bozukluklara veya etnikliğe göre coğrafî bölgelerdeki dağılımı tespit edilir. Kısaca belli bir coğrafî bölgenin sosyolojik özellikleri ortaya konulmaktadır.
İçerik Araştırması
Baze Bazen n so sosy syol olog ogla larr insa insan n davr davran anışl ışları arını nı ve hare hareket ketle lerin rinii incel inceleme emek k yerin yerine e so somu mutt
kültür kültürün ün bir kısım kısım unsurla unsurlarını rını inceler incelerler. ler. Bunlar Bunlar önemli önemli kitapl kitaplar, ar, dergile dergiler, r, gazete gazeteler, ler, mektuplar, televizyon, filim, müzik videoları, şarkılar, reklamlar vs. gibi kaynaklardır. İçeri İçerik k araş araştı tırm rması ası,, yazı yazılı lı veya veya sö sözlü zlü malz malzeme emeni nin n sis siste tema mati tik k olara olarak k ince incelen lenme mesi si tekniğidir.49 Öte Öte yand yandan an ista istati tist stik ik verile verilerr de bir bir toplu toplumu mun n ne oldu olduğu ğunu nu yans yansıt ıtan an rakam rakamla lard rdır. ır. Bunl Bunlar ar ince incelen lener erek ek mevcu mevcutt şa şart rtlar lar,, tutu tutumla mlar, r, yöne yöneli limle mler, r, eğili eğiliml mler, er, değişmele eler
ve
toplum lumun
diğer
özellik likleri eri
ortaya
konabi abilmekte ktedir.
İçeri erik
araş araştı tırma rmalar ların ında da çeşit çeşitli li bilim bilim dalla dalların rına a göre göre farkl farklıı araş araştı tırma rma meto metott ve tekn teknikl ikleri eri kulla kullanı nılab labil ilmek mekte tedi dir. r. Gene Genell olar olarak ak araş araştı tırm rmacı acını nın n yapt yaptığ ığıı çalış çalışma ma ile ile ilgili ilgili olara olarak k kulla kulland ndığ ığıı teor teoriye iye bağl bağlıı bir bir objek objekti tiff yoru yorum m ve çıkar çıkarsa sama ma amaçl amaçlan anma makt ktad adır. ır. İçeri İçerik k araş araştı tırm rma ası yapı yapıla lan n metn metnin in muht muhtev eviy iyat atıı obje objekt ktif if,, nice nicell ve sist siste emati matik k olar olara ak belirlenmektedir. Sosyal psikolojideki içerik analizleri söylemin görünen veya ilk bakışta alg algılan ılanan an
içer içeriğ iğii
Araş raştırma rmacını ının
yeri yerin ne,
yorum
ve
gizli izli
içer içeriğ iğin inii
orta ortaya ya
çıka ıkarsamala aların rına
çıka çıkarm rmay ayıı
dayandığı
için çin
hede hedefl flem eme ekted ktedir irle ler. r. sübjektif
yanlar lar
taşımaktadırlar. 50 İçeri İçerik k araş araştı tırma rmala ları rı belli belli hipo hipote tezle zlerr doğr doğrult ultus usun unda da yazı yazılı lı bilg bilgile ilerr üzerinde yapılan araştırma türü olarak özetlenebilir. 49 50
R. Sommer ve B. B. Sommer, (1986). A Practical Guide to Behavioral Research. N.Y.: Oxford Uni., s. 152. N. Bilgin, (1995). Sosyal Psikolojide Yöntem ve Pratik Çalışmalar. İstanbul: Sistem Yayıncılık, s.95.
30
E. ARAŞTI ARAŞTIRMA RMA MODEL MODELİİ Aşağıda, bir sosyolojik düşünme modeli kullanılarak mobilitenin akrabalık bağlarını nasıl etkilediği örnek olarak incelenmektedir.51 Modelin ana safhaları sırasıyla: 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7.
Prob Proble lemi minn müşa müşahe hede desi si,, Konunun Konunun sosyo sosyolojik lojik kavra kavramlarla mlarla ele alınab alınabilirli ilirliği ği ve problema problematik tik olması, olması, Litera Literatür türün ün gözd gözden en geçi geçiril rilmes mesi, i, Hipo Hipote tezl zler erin in kuru kurulm lmas ası, ı, Değişken Değişkenlerin lerin operasyo operasyonel nel hale getirilmes getirilmesi, i, Uygun Uygun araştırma araştırma tekniği tekniği kullanı kullanılarak larak veri toplanmas toplanması, ı, Verilerin Verilerin yorumlanm yorumlanması ası ve ve sonucu sonucunn çıkarıl çıkarılmasıd masıdır. ır.
Proble Problemin min belirle belirlenme nmesind sinden en itibare itibaren n yukarıd yukarıdaki aki safhala safhalarla rla akrabal akrabalık ık bağı bağı konusu konusunu nu inceleyelim. 1. Problemin Problemin müşahedesi. müşahedesi. Bu ilk safhada araştırmaya konu olan problem herhangi bir
şekilde ortaya çıkmaktadır. Mesela araştırmacının, ailesinden birinin başka bir şehre göç göç etme etmesi siyl yle e ya da bir bir roma roman, n, gaze gazete te veya veya so sosy syol oloj ojii kita kitabı bı okur okurke ken n akra akraba balı lık k ilişkile ilişkilerini rinin n ne olacağ olacağıı dikkatin dikkatinii çekmiş çekmiş olabilir olabilir.. Bu durumda durumda ortaya ortaya çıkan çıkan sorunu sorunun n cevaplandırılması için bir araştırmanın düzenlenmesi gerekmektedir. 2. Konunun Konunun sosyolojik sosyolojik kavramlarl kavramlarla a ele alınabilirliği alınabilirliği ve problematik problematik olması olması. Merakın
kaynağı ne olursa olsun, iki kriter sağlandığı takdirde herhangi bir konu hakkında sosy so syol oloj ojik ik araş araştı tırma rma yapı yapıla labi bilir lir.. İlk İlk krite kriterr konu konunu nun n sosyol sosyolojik ojik olarak olarak tartış tartışılab ılabilir ilir olmasıdır. Bu kriter nadiren bir problemdir çünkü hemen hemen her şey bu kritere uymaktadır. Ancak, temkinli hareket etmek için ilgilenilen konunun yaygın sosyolojik değişkenler ve kavramlarla değerlendirilebildiği kontrol edilmelidir. Mesela sosyal yapı, cinsiyet, kültür, sosyal proses, vs gibi sosyolojik kavramlarla konu değerlendirilerek başka bir branşın sahasına kayılması önlenir. İkinci kriter ise konunun problematik olmasıdır. Bu husus hem çok önemli hem de çok daha zordur. Buradaki problematik kelimesi, çocuk suçluluğu, ya da uyuşturucu alışkanlığı gibi herhangi bir sosyal problem anlamında kullanılmamaktadır. Problematiğin anahtarı belirsizliktir . Bir konu belirsizse, aynı aynı zamand zamanda a problem problemati atikti ktir. r. Ya da soruya soruya verilen verilen cevapl cevaplar ar birbiri birbirinde nden n çok farklı farklı olabilir. Belli bir konu hakkında bir tek mümkün, makul ve mantıkî bir cevaptan başka bir bir açıkl açıklam ama a düşü düşünü nüle lemiy miyor orsa sa probl problema emati tik k yokt yoktur ur.. Ancak Ancak,, birka birkaçç cevab cevabın ın doğr doğru u 51
S. Goldenberg, (1987) . Thinking Sociologically . USA: Wadsworth, s. 146.
31
olabileceği belirlenmişse problematikten söz edilebilir ve bir araştırma konusu olarak alınabilir. Aksi takdirde yapılan çalışma net ve kesin olan bir şeyi gösterme veya tasvir etme eylemi olur ki bunun halihazırdaki bilgi birikimimize veya problemin çözümüne bir katkısı yoktur. Bir konuyu problematik hale dönüştürmek için kültürel şartlara, sosyal beklentilere ve kurallara uyma eğilimi normal görülmemeli ve problematik olarak ele alınmalıdır.52 Bunları Bunların n hepsi hepsi göründ göründükl ükler er gibi gibi kabul kabul edilmey edilmeyerek erek açıklan açıklanmas masıı veya keşfedilmesi gereken olgulardır. Toplum büyük bir organizma gibi düşünülerek orada müşa müşahed hede e edile edilen n her unsu unsuru run n bili bilim m adamı adamı taraf tarafın ında dan n keşf keşfed edilm ilmes esii gere gereken ken bir problematik olduğu kabul edilmelidir. Bir konunun problematiğini keşfetmek, genellikle, o konu hakkında okumakla sağlanır. Başka pratik yollar da vardır. Mesela bir şeyin zaman içinde ya da mekana veya guruba göre nasıl değiştiğini sorgulayarak herhangi bir konunun problematiğe dönüşmesi sağlanabilir. Örneği kullanarak her iki kriteri biraz daha açıklamak mümkündür. Mobilitenin akrabalık ilişkilerini etkilemesi konusunda, hem sosyolojik hem de problematik olma kriterleri kolaylıkla gerçekleşmektedir. Hatta sadece yeni bir yere taşındıktan sonra akrabalık ilişkilerinin nasıl olacağını göstermeyi amaçlamak bile, konunun problematik olması için yeterli bir sebeptir. Yeni bir zaman diliminin ve yeni bir mekanın, yeni ilişkileri söz konusu konusu etmesi etmesi nedeniyle nedeniyle akrabalık akrabalık ilişkilerindeki ilişkilerindeki bulguların farklı olacağı olacağı açıktır. açıktır. Fakat değişmeden sonraki bulguların neler olacağı açık ve net değildir. İşte tam manasıyla proble problemat matikte ikten n kasted kastedilen ilen şey budur. budur. Öte yandan yandan konunu konunun n sos sosyol yoloji ojik k olması olması için kullanılan kavramlar da değerlendirilmektedir. Mesela örnek çalışmada kullanılmakta olan olan mobi mobili lite te kavr kavram amıı tart tartış ışıl ılar arak ak netl netleş eşti tiri rilm lmel elid idir ir.. Sosy Sosyal al mobi mobili lite teni nin n coğr coğraf afî î mobilit mobilitede eden n farklı farklı bir şey olduğu olduğu,, ikisinin ikisinin de bir arada arada bulunm bulunma a mecbur mecburiyet iyetleri lerinin nin olmadığı ve her birinin akrabalık ilişkilerine kendine has etkilerinin söz konusu olduğu ortaya konulmalıdır. Öte yandan mobilitenin yönü bağımlı değişkene göre farklı da olabilmektedir. Mesela meslekî mobilite terimleriyle ifade edildiğinde, başarı yukarıya doğru, doğru, başarıs başarısızlı ızlık k ise aşağıy aşağıya a doğru doğru bir hareket hareketlili lilik k anlamın anlamınıı kazana kazanabil bilmekt mektedi edir. r. Coğrafi mobilite terimleriyle ifade edildiğinde ise uzak ve kısa mesafeli mobiliteler arasında önemli farklılıklar ortaya çıkmaktadır. Mesela bir üst sokağa taşınmakla bir başka şehre taşınmak arasında akrabaların ziyaret sıklığı bakımından büyük farklar vardır. vardır. Öte yandan mobilite kavramıyla kavramıyla ilgili olarak ailenin özellikleri ve tavırları tavırları da son derec derece e önem önemlid lidir. ir. Dest Destek ekle leyi yici ci ve cesa cesaret ret veren veren tavır tavır ve tutu tutuml mlar ar sö sözz konu konusu su ise ise mobi mobili lite teni nin n
akra akraba balı lık k
iliş ilişki kile leri rini ni bozm bozmay ayac acağ ağı, ı, mobi mobili lite te aile aileni nin n
iste isteği ği hila hilafı fına na
gerçekl gerçekleşm eşmişs işse e bu ilişkile ilişkilerin rinin in bozula bozulacağ cağıı hükmün hükmüne e varılab varılabilir ilir.. Böyle Böyle bir durumd durumda a 52
E. Chinoy, (1968). Sociological Perspective. (2. Baskı), N.Y.: Random House, s. 129.
32
ailen ailenin in tavrı tavrı mobi mobilit liteni enin n kend kendis isin inden den çok çok daha daha fazla fazla etki etkiley leyic icii olmak olmakta tadır dır.. Netic Netice e itibari itibariyle, yle, mobili mobiliten tenin in ebeveyn ebeveynin in engelle engellemes mesine ine rağmen rağmen olduğu olduğu takdir takdirde de etkileş etkileşimi imi azaltarak ailevi ilişkileri bozduğu şeklinde bir hükme bağlayabiliriz. Bu safhada araştırmacı kısaca, konuyu sosyolojik kavramlarla tartışmalı, problematiğini keşfetmeli ve tam olarak çalışmadan ana hatlarıyla nasıl nasıl bir sonuç sonuç bekled beklediğin iğinii ve açıklamalıd alıdır. ır. Bunu Bunu gerçekl gerçekleşti eştirmek rmek için konu konu ile ilgili ilgili literat literatür ür tamame tamamen n sebebini açıklam incel incelen enere erek k elde elde edilm edilmiş iş bulg bulgula ularr tesp tespit it edilm edilmel elid idir. ir. Anaht Anahtar ar kavr kavram amla ların rın nası nasıll tanı tanıml mlan andı dığı ğı,, teri teriml mler erle le ilgi ilgili li teme temell nokt noktal alar arın ın nele nelerr oldu olduğu ğu ve nası nasıll ölçü ölçüld ldüğ üğü ü belirlenmelidir. Bu şekilde her araştırma öncekinin üzerine bina edilmektedir. konularıı ve kavraml kavramları arı netleşt netleştirm irmekte ekte,, fikirler fikirlerin in 3. Litera Literatür türün ün gözden gözden geçiril geçirilmes mesi, i, konular boyutl boyutları arı ve problem problematik atikliği liği konusu konusunda nda uyarmak uyarmaktad tadır. ır. Ayrıca Ayrıca diğer diğer araştır araştırmacı macıları ların n eldek eldekii so soru runu nun n hang hangii yönl yönleri erini ni araş araştı tırd rdıkl ıkları arını nı da göst göster erme mekte ktedi dir. r. Diğer Diğer bulgu bulgu ve yoru yoruml mlar arıı verd verdiğ iğii gibi gibi,, mobi mobili lite teni nin n akra akraba balı lık k bağl bağlar arın ınıı etki etkile leme mesi si süre süreci cini ni ve mekanizmasını da anlatmaktadır. Bir Bir çalı çalışm şma a bu nokt noktad adan an itib itibar aren en yazı yazılm lmay aya a başl başlan anma makt ktad adır ır.. Safh Safhal alar ar kısa kısaca ca özetlenmekte ve diğer çalışmalar kısaca değerlendirilerek yansıtılmaktadır. Araştırma soru so rusu suna na ceva cevap p bulm bulmak ak için için lite litera ratü türü rü kull kullan anma mak k gere gerekm kmek ekte tedi dir. r. Bu duru durumd mda a araştı araştırma rma bir ölçüde ölçüde başkal başkaların arının ın çalışma çalışmaları larına na da dayanm dayanmakt aktadı adır. r. Onları Onları yeniden yeniden anali analizz etmek etmek,, bir bir çalı çalışm şmayı ayı başk başka a bir bir çalış çalışma mayl yla a kriti kritik k etme etmek, k, alte alterna rnati tiff yoru yoruml mlar ar önermek ya da zıt görüşleri birleştirmek mümkündür. Diğer çalışmaların teferruatıyla yansıtılması gerekmemektedir; özellikle karmaşık istatistik hesapların fazlaca önemi yoktur, çünkü her araştırmada konuyu ele alış tarzı farklıdır. Öte yandan öğrenilenlerin ışığın ığınd da
bir
ara araştırm ırma
yapmak
için
başkalar larının ının
tüm
çalı alışmala aların rını
anl anlama
mecburiyetimiz de yoktur. 4. Hipotezlerin kurulması. Bu ana kadar yapılan çalışmalar giriş mahiyetindedir ve
kaynakları (konu ile ilgili yazılanları) kritik ederek gözden geçirmenin bir sonucu olarak konu konu daha daha da netl netleş eşmi miş, ş, iliş ilişki kile lerr açık açık bir bir şe şeki kild lde e orta ortaya ya çıkm çıkmış ış (anl (anlaş aşıl ılmı mış) ş) ve daraltılmıştır (sınırları belirlenmiştir). Mesela incelenmek istenen konu yukarıya doğru hareket hareketlil liliğin iğin yakın yakın akraba akraba ilişkile ilişkilerini rinin n niteliğ niteliğine ine ve sıklığ sıklığına ına olan olan etkiler etkilerii olsun. olsun. Bu noktadan itibaren belirli bir hipotez formüle edilebilecektir. Hipotezler, iki veya daha fazla fazla değişk değişken en arasın arasındaki daki belirli belirli ilişkil ilişkilerin erin test test edilebi edilebilir lir ifadele ifadeleridi ridir. r. Daha Daha basit basit bir deyişle deyişle,, değişk değişkenle enlerr arasın arasındaki daki ilişkini ilişkinin n bir cümley cümleyle le öze özetlen tlenmes mesidir idir.. Çalışma Çalışmanın nın ve hipote hipotezle zlerin rin uygun uygun olup olup olmadığ olmadığını ını görmek görmek için için nasıl nasıl test test edilebi edilebilece leceğini ğinin, n, her bir 33
deği değişk şken ene e ait çeşit çeşitli li değe değerle rlerin rin neler neler oldu olduğu ğunu nun n ve so sonu nuçt çta a hang hangii belirl belirlii ilişk ilişkin inin in beklen beklendiğ diğinin inin açıklan açıklanmas masıı gerekm gerekmekt ektedir edir.. Bu sorula soruları rı cevapl cevapland andırma ırmak k çalışma çalışmayı yı bir sonraki safhaya taşıyacaktır. Terimleri işlem yapabilecek bir hale dönüştürmek ve bir araştırma dizaynı çizmek gerekmektedir. 5. Değişkenlerin operasyonel hale getirilmesi. Bu işlemde genel anlamıyla incelenilen
deği değişk şken enle lerr ölçü ölçüle lebi bilec lecek ek bir bir şe şekl kle e dönü dönüşt ştür ürül ülme mekte ktedi dir. r. Bunu Bunun n için için deği değişk şken enler ler tanımla tanımlanma nmakta kta ve araların aralarındak dakii ilişki ilişki belirle belirlenmek nmekted tedir. ir. Bilims Bilimsel el bir araştı araştırmad rmada a en önem önemli li nokt nokta a ölçü ölçüle lece cek k feno fenome meni ni ya da hipo hipote tezl zler erde de ifad ifade e edil edilen en deği değişk şken enle leri ri operasyonel hale getirmektir. Sadece bu şekilde ele alınan olay genel tablo içinde belir belirli li bir bir anla anlam m ifad ifade e edeb edebilm ilmek ekte tedir dir.. Her Her çalış çalışma manı nın n kendi kendine ne has has opera operasy syon onel el tanımlaması yapılmaktadır. Hiçbir operasyonel tanım sorunsuz değildir. Bu nedenle sosyal bilimler her bir anahtar terim için birçok iç içe geçmiş ölçüt kullanmaktadırlar. Bir çalışmadan elde edilmiş olan sonuç ancak kendi operasyonel tanımları çerçevesinde doğrud doğrudur. ur. Çünkü Çünkü farklı farklı operas operasyon yonel el tanımla tanımlar, r, başka başka bir deyişle deyişle farklı farklı ölçütl ölçütler, er, aynı aynı konularda bile farklı sonuçları çıkarmaktadır. Ayrıca bu tanımlar çerçevesinde elde edilm edilmiş iş olan olan so sonu nuçla çların rın ne kada kadarr gene genell lleme eme yapı yapılab labile ileceğ ceğii konu konusu suna na da dikk dikkat at edilmelidir. Bilims Bilimsel el araştı araştırmad rmada a sözel ve operasyonel olmak lmak üzere iki tür tanım anımllama yapılmaktadır. "Sözel tanımlar, bir kavramı diğer sözel kavramlarla anlatan, ampirik veya gözlenebilir nitelikler vermesi zorunlu olmayan tanımlardır. Operasyonel tanımlar ise, bir kavramı bir işlemle veya işlemler dizisiyle anlatan tanımlardır. Bir kürenin yarıçapı sözel olarak 'küre üzerindeki herhangi bir nokta ile küre merkezi arasındaki doğrus doğrusal al uzaklık uzaklık'' ifadesi ifadesiyle yle tanımla tanımlanab nabili ilir. r. Kürenin Kürenin yarıçap yarıçapı, ı, operasy operasyone onell olarak olarak şu işlemler yönergesiyle tanımlanabilir: 'Küreyi birbirine paralel iki düzlem levha arasına sıkıştırınız. Levhalar arasındaki en kısa (doğrusal) uzaklığı düzlemlerle dik bir çubuk üzerinde ölçünüz. Ölçme sonucunu iki ile bölünüz. Bulduğunuz sayı kürenin yarıçapıdır.' Bu örneklerde görüldüğü gibi, sözel tanımlarda, bilinmeyen bir kavramın bilinen diğer kavraml kavramlarla arla ifade ifade edilmes edilmesi, i, operasy operasyone onell tanıml tanımlarda arda ise, ise, bilinm bilinmeyen eyen bir kavramı kavramın n yapılabilir ve gözlenebilir işlemlerle anlatılması esastır. Operasyonel tanımların işlemleri ampirik ampirik işlemle işlemlerr olup olup gözlene gözlenebili bilirr sonuçla sonuçlarr verir. verir. Bu işlemler işlemlerde de olay olay veya veya eşyanın eşyanın gözlenen nitelikleri sayı veya sembollerle eşlenebilir. Böylece ampirik nitelikler sayı veya sembollerle ifade edildiğinde olayların veya eşyanın elemanları arasındaki ilişkileri de kuramsal ilişkilere (matematiksel eşitliklere) dönüştürme imkânı doğar." 53 53
F. Turgut ve Y. Baykul, (1992). Ölçme Teknikleri. Ankara: ÖSYM Yayınları, s. 4-5.
34
Deği Değişk şken enler lerin in opera operasy syon onel el hale hale getir getirilm ilmesi esind ndek ekii ilk husu hususs arala araların rında daki ki ilişk ilişkini inin n belirlenmesidir. Bu ilişkinin ortaya konmasında bir çok problem vardır. Bilimsel bir araştı araştırmad rmada a doğru doğru ölçümü ölçümün n sağlan sağlanabi abilmes lmesii için değişk değişkenle enlerin rin çeşitl çeşitlii verilere verilere dayalı dayalı olma olması sı ve neden nedense selli llik k bağın bağının ın doğr doğru u kurgu kurgulan lanma ması sı gere gerekm kmekt ekted edir. ir. Sebep Sebep so sonu nuçç ilişkis ilişkisinin inin kurgula kurgulanma nması sı kolaym kolaymış ış gibi gibi gözükm gözükmesi esine ne rağmen rağmen,, araştı araştırma rma dizayn dizaynının ının yapılandırılması esnasında değişkenlerin sadece bir tek veriye bağlı olması şeklinde çok sık sık yapı yapıla lan n bir hatad hatadır. ır. Me Mese sela la farklı farklı etni etnik k grup gruplar lara a mens mensup up insa insanl nlar ar arası arasınd ndak akii boşanma sebebinin doğrudan etnik değerlerle (özellikle tatil ve ritüellerdeki) ilişkili oldu olduğu ğu hipo hipote tezin zinii ele alal alalım. ım. Bu duru durumd mda a başk başka a etni etnisit sited eden en evlili evlilikle klerr yapm yapmış ış ve boşanmış insanlarla mülakatlar yapılacaktır. Boşanma gerekçesi olarak bulunan ortak sebeple sebeplerin rin etnik etnik değerle değerlerr çatışm çatışması ası olduğu olduğunu nu varsay varsayalım alım.. Ancak Ancak bu bulgul bulgular ar etnik etnik değerle değerlerin rin gerçek gerçekten ten boşanm boşanmaya aya sebep sebep olduğu olduğunun nun bir gösterg göstergesi esi değildi değildir. r. Çünkü Çünkü örnekleme ve mülakat ne kadar mükemmel düzenlenmiş olursa olsun araştırma ile ilgili birç birçok ok prob proble lem m vard vardır ır.. Bu prob proble leml mler er araş araştı tırm rma a diza dizayn ynı, ı, nede nedens nsel elli lik k iliş ilişki kisi si ve değişkenleri sabit bir hale getirirken yapılmış olan hatalarla ilgilidir. Sadece boşanmış çiftleri çiftlerin n incelen incelenmes mesiyle iyle boşanm boşanma a sebeple sebepleri ri buluna bulunamaz maz.. Halen Halen evlilikl evliliklerin erinii sürdür sürdüren en farklı etnisiteden insanların durumu kültürel farklılığın boşanmaya sebep olmadığını ortaya ortaya koymak koymaktad tadır. ır. Bu nedenle nedenle etnik etnik evlilikl evliliklerde erde boşanm boşanmış ış olanla olanlarla rla olmaya olmayanla nlarr arasında da kıyaslamalar yapılmalıdır. Böylece muhtemelen etnik değer çatışmasının her iki grupta da mevcut olduğunu görülebilir. Sonuç olarak etniklik bir boşanma sebebi olma olmakt ktan an çıkm çıkmak akta tadır dır.. Bir Bir başk başka a örne örnek k nede nedens nsell ellik ik kurg kurgus usun unun un önem önemin inii daha daha iyi iyi açıklayabilecektir. Uyuşturucu alışkanlıklarının sebepleri konusunda yapılmış pek çok araştı araştırma rma vardır. vardır. Araştır Araştırmacı macılard lardan an bir kısmı kısmı olgunl olgunlaşm aşmamı amışş olmanı olmanın n uyuştu uyuşturucu rucu bağımlı ımlılı lığ ğındaki
en
yaygın
fakt aktör
olduğunu
iddia
ederke rken,
diğerl erleri eri
faz azlla
kromoz kromozoml omların arın,, uyuştu uyuşturuc rucu u bağımlı bağımlısı sı ebeveyn ebeveynin in veya daha daha önceki önceki alışkan alışkanlıkl lıkların arın başlıca sebepler olduğunu iddia etmektedirler. Ayrıca eşcinsellik, kürtaj vs gibi başka sebe se bepl pler erin in bulu bulund nduğ uğu u araş araştı tırm rmal alar ar da vard vardır ır.. Anca Ancak k tüm tüm bu yayg yaygın ın fakt faktör örle leri rin n keşfedildiği araştırmalar asla uyuşturucu bağımlılığının sebeplerini ispat etmemektedir. Bir Bir korel korelâs âsyo yonu nun n (bağl (bağlan antı tını nın) n) olma olması, sı, nede nedens nsell elliğ iğin in (seb (sebeb ebiye iyeti tin) n) de olma olmasın sınıı gerekt gerektirme irmemekt mektedi edir. r. Yani Yani korela korelasyo syon n nedens nedenselli ellik k değild değildir. ir. Mes Mesela ela bütün bütün bağımlı bağımlılar lar çocukken süt içmişlerdir. Fakat hiç kimse böyle bir ortak olgunun, çocukken süt içmiş olmanın, uyuşturucu bağımlılığına neden olduğunu iddia etmez. Ayrıca bir nedenselliğin gösteri gösterilmes lmesind inde e başka başka eksikli eksiklikler kler de söz konusu konusu olabili olabilir. r. Mes Mesela ela bütün bütün bağımlı bağımlıları ların n marihu marihuana ana içtikle içtikleri ri şeklind şeklindeki eki bir bulgu bulgu bize bağıml bağımlıı olmaya olmayanlar nların ın içip içmedik içmedikleri leri
35
konu konusu sund nda a bir bir şey sö söyl yleme ememe mekte ktedi dir. r. Çünk Çünkü ü yapıla yapılan n araş araştı tırm rma a sadece sadece bağıml bağımlıl ılar ar konusundadır. Deği Değişk şken enler lerin in opera operasy syon onel el hale hale geti getiril rilme mesin sinde deki ki ikinc ikincii husu hususs bu değiş değişke kenle nlerin rin tanımlanmasıdır. Operasyonel tanımlar aslında birer tarifnamedir. Değişkenlerin tanımı herhan herhangi gi bir bilim bilim adamın adamının ın buna buna uyarak uyarak araştı araştırman rmanın ın aynısın aynısınıı tekrar tekrar edebil edebileceğ eceğii şekild şekilde e düzenl düzenlenm enmelid elidir. ir. Mes Mesela, ela, akrabal akrabalık ık ilişkile ilişkilerin rinin in göç dolayı dolayısıyl sıyla a etkilen etkilenmes mesii örneğinde, yukarıya doğru sosyal mobilitenin, sıklığının ve etkileşimin niteliğinin nasıl ölçüleceğini belirlemek gerekmektedir. Bu ölçümler için eğitim, aile geliri ve meslekî prestij verileri kullanılabilmektedir. Sosyal mobilite ölçüsü olarak bu üç ayrı tür veriyi birle birleşt ştire irerek rek oldu oldukça kça güçlü güçlü bir bir göst göster erge ge oluş oluştu turma rmak k mümkü mümkünd ndür ür.. Ancak Ancak tüm tüm bu unsu unsurl rları arı raka rakaml mla a ifad ifade e edeb edebile ilecek cek bir bir hale hale geti getirm rmek, ek, başk başka a bir deyi deyişl şle e kavr kavram amıı operasyonel olarak tanımlamak gerekmektedir. Bu çalışmada sadece baba ile oğlu inceleme alanı olarak seçerek çalışmamızı sınırlandırabiliriz. İncelenilen gruptakilerin ve babalarının meslekleri, meslekî prestij cetveline göre sıralanarak yukarıya doğru olan mobilit mobiliteni enin n ölçülm ölçülmesi esi sağlan sağlanabi abilir. lir. Oğulla Oğullarr ile babala babaların rının ın meslekl meslekleri eri arasın arasındaki daki elli puanlık bir artışın yukarıya doğru mobiliteyi ifade ettiği kabul edilebilir. Ayrıca sadece elli puanlık bir farklılığın söz konusu olduğu vakaları almakla bir başka sınırlandırma da yapmak mümkündür. Bu arada diğer muhtemel durumlar inceleme alanına alınmadığı için araştırma sonucunun doğruluğu ve genelliği konusunda önemli birer kayıptır. Öte yandan yakın akraba ile ilgili terimleri de tanımlamak gerekmektedir. Aile ziyaretinin ne anlama geldiği veya akraba ilişkilerinin niteliği gibi bir çok terim tanımlanmalıdır. Bu tür bir bir ziya ziyaret retin in nası nasıll tesp tespit it edile edileceğ ceğii de belir belirle lenm nmeli elidir dir.. Ham Ham ölçüt ölçüt olara olarak k belir belirli li bir süredeki ziyaret sıklığını negatif bir etki şeklinde tanımlayabiliriz. Ayrıca aile üyelerine kimin evinde veya nasıl görüşüldüğü gibi sorular sormak mümkündür. Kısaca tüm sorula sorularr çerçeve çerçevesind sinde e neyin neyin nasıl nasıl ölçülece ölçüleceği ği tespit tespit edilmel edilmelidir idir.. Bir sonrak sonrakii aşamad aşamada a kavram kavramsal sal hipote hipotezin zin operas operasyon yonel el terimler terimlere e göre göre yeniden yeniden kurulm kurulması ası gerekme gerekmekte ktedir. dir. Böyle öylece ce hipo hipote tezi zin n test test edil edilme mesi si için için ne tür tür veri veri topla oplanm nmas asıı gere gerekt ktiğ iğii orta ortaya ya konmaktadır. Böyle bir çalışma çerçevesinde örnek olarak şöyle bir hipotez kurmak mümkündür: Baba ve oğul arasındaki meslekî prestij puanı oğul lehine arttıkça oğlun aile üyeleriyle ilişki sıklığı azalır.
Eğer bu şekild ilde kurulm rulmu uş olan bir hipotez kav kavram ramsal olara arak yapılmış olan değerle değerlendi ndirmel rmeleri eri açıklıy açıklıyors orsa, a, test test etmek etmek için araştı araştırmay rmaya a başlam başlamak, ak, aksi aksi taktir taktirde de başka bir tanımlama yapmak gerekmektedir. Terimleri ölçmek için yapılacak her seçim bundan sonra yapılacak işlemlerde de farklılıklar yaratmaktadır. Mesela hipotezi şu 36
şekilde de kurmak mümkündür: “ Mesleki Mesleki prestij prestij puanları puanları babalarınkini babalarınkini elli puan geçen oğulların diğer oğullara göre ailevi ilişkiler frekansı daha düşüktür.” Bu durumda oğullar
birbirleriyle kıyaslanmaktadırlar. Üçüncü bir hipotez versiyonu da şöyle olabilir: “Son on yıl boyunca meslekî prestij puanları artan oğulların on yıl öncesine göre ailevi
Böyle e bir bir hipo hipote tezd zde e de za zama man n boyu boyutu tu itib itibari ariyl yle e mesle mesleki ki ilişkile ilişkilerr frekan frekansı sı düşer. düşer.” ” Böyl değişm değişmeler elerin in akraba akraba ilişkile ilişkilerin rine e etkiler etkilerii değerle değerlendi ndirilm rilmekt ektedi edir. r. Terimle Terimleri ri tanımla tanımlama ma aşamas aşamasınd ında a bir çok seçim seçim imkanı imkanı vardır vardır.. Mes Mesela ela yukarıy yukarıya a doğru doğru mobilit mobiliteni enin n ailevi ailevi ilişkile ilişkileri ri azaltt azalttığı ığını nı varsay varsayımın ımında, da, kimden kimden daha daha az bir akraba akraba ilişkis ilişkisinin inin söz konusu konusu edildiği belli değildir. Çünkü sosyoloji, bir şeyi doğrudan ya da dolaylı olarak mukayese etmek demektir. Bu nedenle diğerleri de anlamlı görünse dahi konu çerçevesinde en uygun hipotez birincisidir. 6. Uygun araştırma tekniği kullanılarak veri toplanması. Değişkenlerin teşekkülü ve
hipotezlerin belirlenmesinden sonra araştırma için gerekli tüm elemanlar hazırdır. Bu aşamada bir planlama yapılarak tezin hangi metotla test edileceği veya bulguların hangi tekniklerle derleneceği kararlaştırılmalıdır. Konuya uygun bir tekniğin seçilmesi son derece önemlidir. Mesela 1876 anayasasının kamuoyunda yarattığı siyasi tutum değişikliğini değişikliğini belirlemek için dokümantasy dokümantasyon on metodu metodu kullanarak kullanarak dönemin dönemin yayınlarını yayınlarını incelem incelemek ek gerekme gerekmekted ktedir. ir. Öte yandan yandan sos sosyal yal mobilit mobilite e ve yakın yakın akraba akraba ilişkile ilişkilerin rinii sorgulamak içinse görüşme veya anket hazırlanmalıdır. Bu anket sonucundaki beklenti, mobil olanla olmayan aile üyeleri arasında akraba ziyareti frekansında bir farklılığın olduğudur. Beklenen sonuç elde edildiği taktirde, yukarıya doğru sosyal mobilitenin negatif nedensel etkisi olduğu söylenebilir. Ancak bu aşamada karşı hipotezlerin de hesab hesaba a katı katılm lmas asıı gere gerekme kmekt kted edir. ir. Bu nedenl nedenle e veri veri topl toplam amaya aya başl başlama amada dan n önce önce muhtemel itirazları veya eksiklikleri bertaraf edecek şekilde bir düzenleme yapılmalıdır. Mesela Mes ela mobilit mobilitenin enin hangi hangi mekani mekanizma zmayla yla akraba akraba ilişkile ilişkilerin rinii negatif negatif etkiled etkilediği iği ortaya ortaya konulm konulmalıd alıdır. ır. Bu konuda konuda mobil mobil olanlar olanların ın bulund bulundukl ukları arı yerde yerde daha daha az sayıda sayıda yakın yakın akraba akrabaları ları oturdu oturduğu ğu için daha daha az ilişki ilişki içinde içinde oldukl oldukları arı şeklin şeklinde de bir değerle değerlendi ndirme rme yapmak mümkündür. Böyle bir değerlendirmenin dayanağı olarak ankete katılanlara bulundukları yerde veya bir günlük mesafede kaç tane akrabalarının oturduğunu da sorm so rmak ak gere gerekm kmekt ekted edir. ir. Eğer Eğer aynı aynı akra akraba ba sa sayı yısı sına na sa sahi hip p dene denekle klerr aras arasın ında da farkl farklıı frekanslar frekanslar bulunabilirse bulunabilirse hipotez hipotez güçlenir. güçlenir. Öte yandan akraba ilişkisinin ilişkisinin akraba sayısına bağlı olduğu da bulunabilir. Bu durumda Mobilitedeki Artış => Akraba Sayısındaki Azalış => Münasebet Frekansında Azalış şeklinde bir hükme ulaşılmaktadır. Ancak
mobil olanların mesela etnik bir grup olduğu durumda, düşük münasebet frekansı mobilitenin etkilerinden ziyade etnik farklılıkların özellikleriyle ilgili olabilir. Böyle bir şey 37
söz konusu olduğu taktirde araştırmanın araştırmanın yapılacağı yapılacağı kesimin etniklikleriyle etniklikleriyle ilgili bilgileri bilgileri de ankete katmak gerekmektedir. 7. Verilerin yorumlanması ve sonucun çıkarılması. Uygun metodoloji kullanılarak elde
edil edilmi mişş olan olan veri verile lerr topl toplan andı dıkt ktan an so sonr nra a hipo hipote tezl zler erin in ışığ ışığın ında da değe değerl rlen endi diri rile lere rek k yorumlanmalıdır. Bu değerlendirme esnasında araştırmada kullanılmış olan hipotezler kısm kısmen en veya veya tama tamame men n doğr doğrul ulan anab abilm ilmek ekte, te, yanl yanlışl ışlan anab abilm ilmekt ekte e ya da daha daha önce önce farkında farkında olunmayan olunmayan yeni bilgiler bilgiler ortaya çıkabilmektedir. çıkabilmektedir. Böyle bir durum ortaya çıktığı taktirde tez ve hipotezlerin bulgular doğrultusunda eksiklikleri giderici tarzda yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Daha sonraki aşamada varılmış olan sonuçlar ilgili bilim dalını dalının n literat literatürün ürüne e entegre entegre edilmeli edilmelidir. dir. Her bir araştırma araştırma diğerlerin diğerlerinden den farklıdır farklıdır ve incelenen konuya yeni bir ışık tutmaktadır. O nedenle ortaya çıkarılmış olan sonuç bir yolun sonu olmamalı, her çalışma kendini aşan yönler çizmeli ve öneriler eklenmelidir.
38
F. EVREN EVREN VE ÖRN ÖRNEKL EKLEM EM Araştırma evreni, tüm unsurların bulunduğu araştırmanın yapılacağı alanı ifade eder. Örneklem ise istatistiksel olarak bütünü yansıtmaya yeterli seçilmiş araştırma unsurlarıdır. G. VERİLERN VERİLERNİN İN TOPLANMA TOPLANMASI SI
Araştırma verileri, tercih edilen metotlara uygun yöntemlerle toplanır. H. VERİLERİN İŞLENMESİ ÇÖZÜMÜ ÇÖZÜMÜ VE YORUMLANMASI YORUMLANMASI
Aşağıda açıklanmaktadır I. BUL BULGULA GULAR R VE VE YOR YORUM UM Bu kısımd kısımda a ilk dört dört bölüm bölüm kısaca kısaca öze özetlen tlenir. ir. Araştı Araştırman rmanın ın sonuçla sonuçları rı doğrult doğrultusu usunda nda hipotezin değiştirilmesine veya yeniden kurgulanmasına ihtiyaç duyuluyorsa bu işlem yapılır. Elde edilmiş olan yeni bilgilerin bu sahaya katkısı ifade edilir. Bu bölümde son olarak gelecekte yapılacak araştırmalar için gerek görülen tavsiyeler yer alır. Sonuç bölümü, giriş bölümünün üçte ikisi kadar olabilir. Hacim bakımından kesin bir kuralı yoktur. Ana fikir ve bir final notu işaret edilir. Tüm fikir bir arada ele alınarak bir tamamlanmışlık vurgulanmalıdır. Yeni bir hususa gidilmemelidir. Çünkü sonuç bölümü
esas es asen en ana ana metn metnin in bir bir çerç çerçev evel elen endi diri rilm lmes esii ve bu doğr doğrul ultu tuda da varı varıla lan n neti netice ceni nin n değe değerl rlen endi diri rilm lmes esid idir ir..
Day Dayana anaklar klar
kısa kısaca ca
ortay rtaya a
koyu koyulm lmal alıı
ama
det detayla aylard rdan an
kaçınıl kaçınılmal malıdır ıdır.. İfadel İfadeler er kısa kısa ve öz olmalıd olmalıdır. ır. Uzun Uzun cümlele cümlelerr sıralan sıralandığ dığınd ında a karışık karışıklık lık doğabileceğinden yanlış bir fikre ulaşma ihtimali artmaktadır. Sonuç bölümü üslup ve tavır itibariyle adeta şunları söyler: söyler: 'Herşeyi tamamladım, herşeyi duydunuz, geçekleri biliyorsunuz, hükmünüzü veriniz.'
J. ÖZET ÖZET, YARG YARGII VE ÖNER ÖNERİLE İLER R Çoğu zaman yapılan çalışmanın bir özetini çıkarmak gerekmektedir. Özet, önemsiz detaylar atlanarak çalışmanın ana noktalarının belli bir anlam içerecek şekilde kısaca ifade ifade edilm edilmes esii deme demekt ktir. ir. Sözlü Sözlü sunu sunuml mlar arda da öz özell ellikl ikle e vakit vakit sını sınırla rlama ması sı çalış çalışma manı nın n tümünün anlatılmasını engellemektedir. Öte yandan dinleyicilerin teferruatlar arasında kaybolarak vurgulanmak istenen esas düşünceleri kaçırmasını önlemek için de özet yapıl apılm malıd lıdır. ır.
Bilim limsel
yayın
orga rganları
gene enellikl ikle
çal çalışm ışmanın
bir
özetin etinii
de
iste isteme mekt kted edir irle ler. r. Böyl Böylec ece e okuy okuyuc ucu u çalı çalışm şman anın ın tümü tümünü nü okum okumak ak yeri yerine ne öz özet etin inii 39
inceleyerek aradığı bilgilerin olup olmadığını öğrenebilmektedir. Özette çalışmanın özü ortaya ortaya çıkarıl çıkarıldığı dığı için yazarı yazarı açısın açısından dan da son derece derece yararlı yararlıdır. dır. Böylece Böylece eksikli eksiklikle klerr görülebilmekte ve derli toplu bir çerçeve kurulabilmektedir. Özet, Özet, araşt araştır ırma manın nın yapısı yapısına na paral paralel el olmal olmalıd ıdır. ır. Eğer Eğer başk başka a bir amaç amaç taşı taşınm nmıy ıyor orsa sa çalış alışma man nın kısı kısıml mlar arıı aynı aynı za zam manda anda öz özet etin in de bölü bölüml mler erii olabi labili lir. r. Bir konu konuyu yu çerçevel çerçevelend endirme irmek k veya veya perspe perspekti ktiff kurmak kurmak amacıyl amacıyla a hazırla hazırlanan nan öze özette tte genel genel olarak olarak aşağıdaki hususlar bulunmalıdır: 1. Giriş: Genel olarak konunun veya çalışmanın ne olduğu bildirilir. 2. Kaynakların bölümd mde e konu konu hakk hakkın ında da diğe diğerr yaza yazarl rlar ar Kaynakların Değerlendiri Değerlendirilmesi: lmesi: Bu bölü tarafından yazılmış olan görüşlerin bir özeti sunulur, bu konunun neden önemli olduğu ve araştırma sorusuna diğer yazarların cevabı incelenir. Başka bir deyişle, araştırma konusunun (veya sorusunun) ne olduğu ve neden bir problem problem olduğu kısaca tartışılmalıdır. 3. Tez ve Hipotezlerin İfadesi: Bu bölümde, yukarıda genel olarak ele alınan konu, araştırma boyunca ispat edilecek olan hipotezlere ve teze indirgenir. Bir veya birkaç cümleyle net olarak hipotezler ve tez belirtilir. 4. Metot: Bu bölüm kullanılmış olan araştırma yöntemini, işlemini bildirir. Verilerin nereden elde edildiği açıklanır; yani, değişkenlerin nasıl ölçüldüğü, verilerin ne tür bir analizle değerlendirildiği belirtilir. 5. Sonuçlar: Bu bölüm, çalışmanın hangi bulguları elde ettiğini bildirir. Bulguların yalın lın
olar larak
bir
dökümü
yapı apılarak rak
hipo ipotezler lerin
ve
tezin
doğrulanıp
doğrulanmadığı değerlendirilir. Hangi konularda hangi rakamlar veya bulguların elde edildiği sorusuna cevap olmalıdır. 6. Değerlendirme: Bu bölümde bir önceki bölümde bulunmuş olan sonuçlar hükme bağl bağlan anır ır.. Gene Genell olar olarak ak elde eldeki ki bulg bulgul ular ara a araş araştı tırm rmac acıı tara tarafı fınd ndan an ne anla anlam m atfedildiği açıklanır. Genel çıkarsamalar ve sonuçlar ifade edilir.
40