Bereket Kapılarının Açılması İçin Dua Aşağıda gelen mübarek duayı zaman zaman Peygamber Efendimizin okuduğu ve çok makbul bir dua olduğu bizlere de tavsiye buurdukları rivayet olunmaktadır
Bismillhirrahmnirrahim, Allhümme edhıl alel kubirissürür* Allhümme ağni külle fakir* Allhümme eşbi’ külle ci’ * Allhümmeksi külle aryn* Allhümmakdi deyne külle ğarfb* Allhümme fükke külle es?r* Allhümme aslih külle fsidin mm ümüril müslimin* Allhümmeşfi külle merid* Allhümme südde fakren biğınke* Allhümme ğayyir süe hIen bi-husni hIik* Allhümmkdi annaddeyni ve ağnin minel-fakri inneke aI küllişey-in kadir*
bağlı kısmetleri açan uygulama Buna büyü denmez pek, yalnız Hocam soluğunda, üflemesinde insanı etkileyen, bütün «bağlı kısmetleri açan» bir uğur olduğuna inanılır. İstanbul’da, Sultanahmet Meydanı karşısında, Yeşil Hoca’nın şekerci dükkânında yapılan bu helvada, ayrıca, okummuş macun bulunur. Helva, yalnız cuma günleri öğle namazından sonra, Şehzadebaşı Camii avlusunda «Helvacı Baba» denen mezarm yanında satılır. Helvayı yiyen ‘kızların «kısmeti açılır», evlerine görücüler, aracılar gelir. Cuma günü öğleden sonra alınan ‘bir tutam (elli gram) helva, üç gün, öğle yemeğinden önce yenir. Yerken «besmele» çekilir, yedikten sonra iki rikaat «kısmet namazı» kılınır. Üç ya da yedi cuma, bu helvadan .yemek, «Helvacı Baba»ya para atmak gereği vardır. Helvayı alan, ilkin «Helvacı Baba»nm mezarı olan büyük çınar ağacının altına gider, orada küçücük taşlardan bir kare yapar. Bu kare ilerde kurulmak istenen yuvanın (evin) temeli sayılır.
Helva yendikten ya da alındıktan sonra, uğurun daha etkili olması isteniyorsa, Fatih’te «Kilise Camiinde «Gönenli Hoca»ya gidilir, okunulur, onun da hayır duası alınır, isteyen ona bir «uğur muskası» yazdırır. Bu muskada yedi «sin», dokuz «sat», üç «rı», bir «elif» yirmi sekiz nokta, bir «Allah», iki «göz» bulunur, bir kare biçiminde düzenlenen muska, dilek yerine geldikten sonra, onu yazan hocaya verilir. «Helvacı Baba», İstanbul’da 27 Mayıs 1960 devri-mine değin sürdü. Şehzadebaşı Camii’nin avlusu yıllarca böyle «kısmet arayan» kızlarla, dul kadınlarla dolup taştı. Camiin Vefa Kapısı önündeki büyük çınarın altında, ‘bundan elli altmış yıl önce ölen «Sarhoş Recep» adında bir yoksulun mezarı vardı. Ağacın kovuğunda yatan, yaz kış içen, yarı çıplak gezen Recep, bir sabah, yattığı ağacın kovuğunda ölü bulunmuş, kimsesi olmadığı için, çevre halkınca, öldüğü ağacın altına gömülüvermiş. Zamanla bir ermiş niteliğine bürünen «Sarhoş Recep», sonunda, «Yeşil Hoca»mn kazanç kaynağı oluvermiş. Helvacı Baha’nın ortaya çıkışı Demokrat Parti’nin kuruluşundan sonradır. Daha önce böyle bir «ermiş» bilinmiyordu. Orada, bakımsız bir mezar vardı; yanında, Kapalı-çarşı
yangınından sonra, geçici bir süre için kurulmuş mobilyacı dükkânları bulunuyordu. Onun bir «ermiş» olması, Aksaray Valide Camii karşısında* Muvakkıthane önünde teneke ile su satan Dilenci Şemsi’nin «Yeşil Hoca» oluşundan,sonradır. Bu yazının yazan Yenikapı Ortaokulu’nda öğrenci iken o sucuyu çok iyi tanırdı (1943). Aradan geçen zaman «Dilenci Şemsi»yi «Yeşil Hoca» adlı bir «ermiş milyoner», bu yazıyı yazanı da Öylelerinin içyüzünü bilen bir yazar yapıp çıktı.