Boşnakça Ve Türkçe Öğrenelim

Boşnakça ve Türkçe dilini öğrenelim Hajde da učimo Bosanskog i Turskog jezika

Günlük hayatta kullandığımız kelimeler ve diyaloglar Uobičajne Bosanske riječi i fraze Daily English words and phares TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Merhaba

Zdravo

Hi

Selam

Ćao

Hello

Günaydın

Dobro jutro

Good Morning

İyi Günler

Dobar dan

Good Day

İyi Akşamlar

Dobro veče

Good Evening

İyi Geceler

Laku noć (Lahku noć)

Good Night

Nasılsın? Nasılsınız?

Kako si ? Kako ste?

How are you?

TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Nasıl gidiyor?

Šta ima? / Šta se radi? / Kako ide?

Neler yapıyorsun? Neler yapıyorsunuz? Senin Adın( ismin) nedir? Sizin adınız(isminiz) nedir?

Šta radiš ? Šta radite ? Kako se zoveš? Kako se zovete? Kako se on zove ? Kako se ona zove?

Onun Adı(ismi) nedir?

Ben Aykut Benim adım(ismim) Aykut Tanıştığıma memnun oldum

Ja sam Ajkut Zovem se Ajkut Moje ime je Ajkut Drago mi je Drago mi je da smo se upoznali

İNGİLİZCE How is going? What are you doing?

What is your name? What is his name? What is her name?

I'm Aykut My name's Aykut Nice to meet you

İyi uykular, Allah rahatlık versin

Ugodni snovi / Laku noć / Prijatno

Good sleep

İyi çalışmalar, Hayırlı işler

Sretan rad

Good works

Afiyet olsun,Bereketli olsun

Prijatno

Enjoy your meal

Güle güle,ALLAH’a emanet

Doviđenja, ALLAHimanet

Good bye

Hoşgeldiniz

Dobrodošli

Welcome

Hoşbulduk

bolje te našao (muz) bolje te našla (zena)

it's good to be here

Üzgünüm

izvini / Žao mi je

I'm sorry

Aferin , Bravo

Aferim / Bravo / Svaka čast

Well done

TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Kaç yaşındasın?

Koliko imaš godina?

How old are you?

Senin mesleğin nedir?

Šta je tvoj posao? Gdje radiš

what's your job?

25 Yaşındayım

Imam 25 godina

I'm 25 years old

Ben öğretmenim

Ja sam učitelj

my job is teacher

Nerelisin?

Odakle si?

Where are you from?

Türkiyedenim

Iz Turske sam ( Iz Turske)

I'm from Turkey

Sen farkındamısın? O farkında mı?

Jesi li svjestan? (muz) jesi li svjesna? (zena) Znaš li? Da li je ona svjesna? Zna li ona?

Are you aware of? İs she aware of?

Evet

Da

Yes

Hayır

Ne

No

Ben umut ediyorum

Nadam se

I hope so

Afedersiniz

Oprosti (ti), Oprostite (vi) izvini (ti), izvinite (vi)

Excuse me

TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ne dersin?

O čemu?

What about?

Ne?

Šta?

What?

Niçin?

Zašto? Što?

Why?

Nasıl?

Kako ?

How?

Ne zaman?

Kad?

When?

Hangi?

Koji? (muz) Koja? (zena) Koje? (neutral)

Which?

Saat kaç?

Koliko je sati?

What time is it?

Nereden?

Gdje?

Where?

Nereden Nereye?

Odakle dokle?

from Where to Where?

kim?

Ko?

Who?

kim ile kiminle?

S kim?

Who with

TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Kimden?

Od koga?

Who from?

Ne kadar?

Koliko?

How much?

Kaç tane?

Koliko?

How many?

Birşey

nešto nešta

something

Amila buraya geldiğinde

Kad Amila dođe ovdje

When amila comes here

Amila ile gün batımını izleyeceğim

Gledati ću zalazak sunca sa Amilom

I will watch sunset with amila

Sen buraya geliyorken

Dok ne dođeš ovdje

While you come here

Ben havalimanında olacağım

Biti ću na aerodromu

I will be in airport

Kaç dil?

Koliko jezika?

How many languages ?

Kaç dil biliyorsun?

Koliko znaš jezika?

How many languages do you know?

1 ayda kaç para kazanıyorsun?

Koliko za radiš za mjesec dana?

How much money do you earn in a month?

1 ayda

za mjesec dana

in one month

TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

1 dakika içinde

Za minutu

in one minute

1 saat içinde

Za sat

in one hour

1 ay içinde

Za mjesec

in one mounth

1 yıl içinde

Za godinu

in one year

gelecek yıl

Slijedeća godina

next year

gelecek hafta

Slijedeća sedmica

next week

önce

prije

ago

1 gün önce

prije jedan dan

one day ago

Sen buraya geldikten sonra

Poslije dolaska ovdje

after you came here

Sen buraya gelmeden önce

Prije nego što dođeš ovdje

before you come here

Gelecek ramazan bosnada olacağım

Slijedeći ramazan ću biti u Bosni

I will be in bosnia next ramazan

Herşey için

za sve

for everything

Herşey

sve

everything

Herşey bosna aşkı için

Zbog svega volim Bosnu

I love bosnia for everything

TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Biz büyük bir aileyiz

Mi smo velika porodica

We are big family

Her zaman

Uvijek Svaki put

everytime

Bosna ve Türkiye her zaman birlikte

Bosna i Turska su uvijek zajedno

Bosnia and Turkey are always together

Sen bosnanın geleceğisin

Ti si budućnost Bosne

You are future of Bosnia

sana ihtiyacım var

Ja trebam tebe Trebam te

I need you

senin yardımına ihtiyacım var

Trebam tvoju pomoć

I need your help

senin fikirlerine ihtiyacım var

Treba mi tvoja ideja

I need your idea

okula gitmek için buradayım

Ovdje sam da idem u školu

I'm here to go to school

Her yerde

Svugdje

everywhere

bu akşam sana geleyim mi?

Da li da ti dođem večeras?

Shall I come to you this evening?

Biz Bosnaya gidelim mi?

Da li da idemo u Bosnu?

Shall we go to bosnia?

evden işe

Od posla do kuće

from home to work

Bosnadan Türkiyeye kadar

Od Bosne do Turske

from bosnia to turkey

TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

ne zamandır?

koliko dugo?

how long?

hangi sıklıkta?

koliko često?

how often?

beri

od / otkad / pošto

since

2000'den beri

od 2000

since 2000

1986'dan beri

od 1986

since 1986

çoğumuz

većina nas

most of us

ikimiz

dvoje od nas

two of us

onların bir kaçı

nekoliko njih

a few of them

onların hiçbiri

niko od njih

none of them

hiç biriniz

niko od vas

none of you

her ikisi

oboje

both of them

her ikimiz

oboje

both of us

TÜRKÇE birbirimizi gerçekten

biraz bazen

BOŞNAKÇA jedan drugom (muz) jedna drugoj (zena) zaista uistinu baš neki (muz) neka (zena) neko (neutral) nekad ponekad

İNGİLİZCE each other really

some sometimes

herzaman

uvijek

always

genellikle

obično

usually

sık sık

često

often

birimiz

jedan od nas (muz) Jedna od nas (zena) jedno od nas (neutral)

one of us

Sayılar Brojevi Numbers TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

sıfır

nula

zero

on bir (10 + 1)

jedanaest

eleven

bir

jedan

one

on iki (10+2)

dvanaest

twelve

iki

dva

two

on üç (10+3)

trinaest

thirteen

üç

tri

three

on dört (10+4)

četrnaest

fourteen

dört

četiri

four

on beş (10+5)

petnaest

fifteen

beş

pet

five

on altı (10+6)

šesnaest

sixteen

altı

šest

six

on yedi (10+7)

sedamnaest

seventeen

yedi

sedam

seven

on sekiz (10+8)

osamnaest

eighteen

sekiz

osam

eight

on dokuz (10+9)

devetnaest

nineteen

dokuz

devet

nine

yirmi

dvadeset

twenty

on

deset

ten

Sayılar Brojevi Numbers TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

yirmi (20)

dvadeset

twenty

Otuz bir

trideset jedan

31

otuz (30)

trideset

thirty

Kırk iki

četrideset dva

42

kırk (40)

četrdeset

forty

Elli üç

pedeset tri

53

elli (50)

pedeset

fifty

Altmış dört

šezdeset četiri

64

altmış (60)

šesdeset

sixty

Yetmiş beş

sedamdeset pet

75

yetmiş (70)

sedamdeset

seventy

Seksen altı

osamdeset šest

86

seksen (80)

osamdeset

eighty

Doksan yedi

devedeset sedam

97

doksan (90)

devedeset

ninety

Kırk dört

četrideset cetiri

44

yüz (100)

sto

one hundred

Doksan dokuz

devedeset devet

99

Sayılar Brojevi Numbers TÜRKÇE İkiyüz üç yüz

BOŞNAKÇA dvjesto dvjesta tristo trista

İNGİLİZCE

TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

200

iki bin

dve hiljade

2000

300

üç bin

tri hiljade

3000

dört yüz

cetiristo

400

dört bin

četiri hiljade

4000

beş yüz

petsto

500

beş bin

pet hiljada

5000

altı yüz

seststo

600

altı bin

šest hiljada

6000

yedi yüz

sedamsto

700

yedi bin

sedam hiljada

7000

sekiz yüz

osamsto

800

sekiz bin

osam hiljada

8000

dokuz yüz

devetsto

900

dokuz bin

devet hiljada

9000

bin

hiljada

1000

on bin

Deset hiljada

10000

Sayılar Brojevi Numbers TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

TÜRKÇE

yirmi bin

dvadeset hiljada

20000

iki yüzbin

otuz bin

trideset hiljada

30000

üç yüzbin

kırk bin

četirideset hiljada

40000

Dört yüzbin

četiristo hiljada

400000

elli bin

petdeset hiljada

50000

Beş yüzbin

petsto hiljada

500000

almış bin

šestdeset hiljada

60000

Altı yüzbin

šeststo hiljada

600000

70000

Yedi yüzbin

sedamsto hiljada

700000

80000

Sekiz yüzbin

osamsto hiljada

800000

90000

Dokuz yüzbin devetsto hiljada

900000

yetmiş bin seksen bin doksan bin yüz bin

sedamdeset hiljada osamdeset hiljada devetdeset hiljada Sto hiljada

100000

Bir milyon

BOŞNAKÇA dvjesto hiljada dvjesta hiljada tristo hiljada trista hiljada

million

İNGİLİZCE 200000 300000

1000000

Sayılar Brojevi Numbers TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

iki milyon

dva milliona

2000000

Bir milyar

miljarda

1000000000

üç milyon

tri milliona

3000000

on milyar deset milijarda

10000000000

dört milyon

četiri millione

4000000

yüz milyar

sto milijarda

100000000000

beş milyon

pet milliona

5000000

bir trilyon

billion

1000000000000

altı milyon

šest milliona

6000000

on trilyon

deset billiona

10000000000000

yedi milyon

sedam milliona

7000000

Yüz trilyon

sto billiona

100000000000000

sekiz milyon

osam milliona

8000000

dokuz milyon

devet milliona

9000000

on milyon

deset milliona

10000000

Sayılar Brojevi Numbers TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

bir kez

jedan put

once

iki kez

dva put

twice

üç kez

tri put

three times

dört kez

četiri puta

four times

beş kez

pet puta

five times

altı kez

šest puta

six times

yedi kez

sedam puta

seven times

sekiz kez

osam puta

eight times

dokuz kez

devet puta

nine times

on kez

deset puta

ten times

Sayılar Brojevi Numbers TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

birinci

kao prvo,prvo

firstly

İkinci

kao drugo, drugo

secondly

üçüncü

kao treće, treće

thirdly

dördüncü

kao četvrto, četvrto

forth

beşinci

peto, kao peto

fifth

altıncı

kao šesto. šesto

sixth

yedinci

kao sedmo , sedmo

seventh

sekiznci

kao osmo , osmo

eighth

dokuzuncu

kao deveto, deveto

ninth

onuncu

koa deseto, deseto

tenth

Zamirlerin isim çekimleri Deklinacija zamjenica Declension of pronouns TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben

Ja

I

Sen

Ti

You

O ( erkek)

On

He

O (bayan)

Ona

She

Biz

Mi

We

Siz

Vi

Siz

Onlar

Oni (muz) One (zena)

They

Zamirlerin isim çekimleri Deklinacija zamjenica Declension of pronouns TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

için

za

for

benim için

za mene

for me

senin için

za tebe

for you

onun için (erkek)

za njega

for him

onun için (bayan)

za nju

for her

bizim için

za nas

for us

sizin için

za vas

for you

onlar için

za njih

for them

Zamirlerin isim çekimleri Deklinacija zamjenica Declension of pronouns TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

ile

s / sa

with

sa mnom

with me

benimle benim ile seninle senin ile onunla onun ile (erkek) onunla onun ile (bayan)

s tobom sa tobom (plural) s njim sa njim s njom sa njom

with him

bizimle bizim ile

s nama sa nama

with us

sizinle siz ile onlarla onlar ile

s vama sa vama s njima sa njima

with you

with her

with you with them

Zamirlerin isim çekimleri Deklinacija zamjenica Declension of pronouns TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

hakkında

o / oko

about

benim hakkımda

o meni

about me

senin hakkında

o tebi

about you

onun hakkında (erkek)

o njemu

about him

onun hakkında (bayan)

o njoj

about her

bizim hakkımızda

o nama

about us

sizin hakkınızda

o vama

about you

onların hakkında

o njima

about them

Zamirlerin isim çekimleri, Deklinacija zamjenica, Declension of pronouns TÜRKÇE benim

senin

onun (erkek)

onun (bayan)

bizim

sizin

onların

BOŞNAKÇA moj (muzkarac) moja ( zena) moje (neutralan) tvoj tvoja tvoje njegov njegova njegovo njen njena njeno naš naša naše vaš vaša vaše njihov njihova njihovo

İNGİLİZCE my

your

his

her

our

your

their

Zamirlerin isim çekimleri Deklinacija zamjenica Declension of pronouns TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

ev

kuća

house

benim evim

moja kuća

my home

senin evin

tvoja kuća

you home

onun evi (erkek)

njegova kuća

him home

onun evi (bayan)

njena kuća

her home

bizim evimiz

naša kuća

our home

sizin eviniz

vaša kuća

your home

onların evi

njihova kuća

their home

Zamirlerin isim çekimleri Deklinacija zamjenica Declension of pronouns TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

arkadaş

prijatelj

friend

arkadaşlar

Prijatelji (za muz)

friends

benim arkadaşlarım

moji prijatelji

my friends

senin arkadaşların

tvoji prijatelji

your friends

onun arkadaşları (erkek)

njegovi prijatelji

his friends

onun arkadaşları (bayan)

njeni prijatelji

her friends

Bizim arkadaşlarımız evimiz

naši prijatelji

our friends

sizin arkadaşlarınız

vaši prijatelji

your friends

onların arkadaşları

njihovi prijatelji (muz)

their friends

Zamirlerin isim çekimleri Deklinacija zamjenica Declension of pronouns TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

abla

sestra

sister

ablalar

Sestre (za žene)

sisters

benim ablalarım

moje sestre

my sisters

senin ablaların

tvoje sestre

your sisters

onun ablaları

njegove sestre

his sisters

onun ablaları

njene sestre

her sisters

bizim ablalarımız

naše sestre

our sisters

sizin ablalarınız

vaše sestre

your sisters

onların ablaları

njihove sestre (zena)

their sisters

Zamirlerin isim çekimleri Deklinacija zamjenica Declension of pronouns TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

köy

Selo

Village

köyler

sela (za neutralan)

villages

benim köylerim

moja sela

my villages

senin köylerin

tvoja sela

you villages

onun köyleri

njegova sela

his villages

onun köyleri

njena sela

her villages

bizim köylerimiz

naša sela

our villages

sizin köyleriniz

vaša sela

your villages

onların köyleri

njihova sela

their villages

Zamirlerin isim çekimleri Deklinacija zamjenica Declension of pronouns TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

de

kod

ben de

i ja

me too

sen de

i ti

you too

o da (erkek) o da (bayan) biz de siz de onlar da

i on kod njega i ona kod nje i mi i kod nas i vi i kod vas i oni i kod njih

İNGİLİZCE

him too her too us too you too them too

Zamirlerin isim çekimleri Deklinacija zamjenica Declension of pronouns TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

den--dan

od

from

ben den

od mene

from me

sen den

od tebe

from you

on dan (erkek)

od njega

from him

on dan (bayan)

od nje

from her

biz den

od nas

from us

siz den

od vas

from your

onlar dan

od njih

from them

Zamirlerin isim çekimleri Deklinacija zamjenica Declension of pronouns TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

beni

mene

me

seni

tebe

you

onu (erkek)

njega

him

onu (bayan)

nje

her

bizi

nas

us

sizi

vas

you

onları

njih

them

Zamirlerin isim çekimleri Deklinacija zamjenica Declension of pronouns TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

bana

meni

me

sana

tebi

you

ona (erkek)

njemu

him

ona (bayan)

njoj

her

bize

nama

us

size

vama

you

onlara

njima

them

Zamirlerin isim çekimleri Deklinacija zamjenica Declension of pronouns TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

benim yüzümden

zbog mene

because of me

senin yüzünden

zbog tebe

because of you

onun yüzünden

zbog njega

because of him

onun yüzünden

zbog nje

because of her

bizim yüzümüzden

zbog nas

because of us

sizin yüzünüzden

zbog vas

because of your

onların yüzünden

zbog njih

because of them

Zamirlerin isim çekimleri Deklinacija zamjenica Declension of pronouns TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

benim yanımda yanımda senin yanında yanında

do mene pored mene do tebe pored tebe do njega pored njega do nje pored nje do nas pored nas do vaš pored vaš do njih pored njih

onun yanında

onun yanında bizim yanımızda yanımızda sizin yanınızda yanınızda onların yanında

İNGİLİZCE next to me next to you next to him

next to her next to us next to your next to them

Zamirlerin isim çekimleri Deklinacija zamjenica Declension of pronouns TÜRKÇE benim karşımda karşımda senin karşında karşında

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

nasuprot mene

opposite to me

nasuprot tebe

opposite to you

onun karşısında

nasuprot njega

opposite to him

onun karşısında

nasuprot nje

opposite to her

nasuprot nas

opposite to us

nasuprot vas

opposite to your

nasuprot njih

opposite to them

bizim karşımızda karşımızda sizin karşınızda karşınızda onların karşısında

Zamirlerin isim çekimleri Deklinacija zamjenica Declension of pronouns TÜRKÇE benim arkamda arkamda senin arkanda arkanda

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

iza mene

behind me

iza tebe

behind you

onun arkasında

iza njega

behind him

onun arkasında

iza nje

behind her

iza nas

behind us

iza vas

behind your

iza njih

behind them

bizim arkamızda arkamızda sizin arkanızda arkanızda onların arkasında

Zamirlerin isim çekimleri Deklinacija zamjenica Declension of pronouns TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

bensiz

bez mene

without me

sensiz

bez tebe

without you

onsuz

bez njega

without him

onsuz

bez nje

without her

bizsiz

bez nas

without us

sizsiz

bez vas

without your

onlarsız

bez njih

without them

Zamirlerin isim çekimleri Deklinacija zamjenica Declension of pronouns TÜRKÇE benim üzerimde üzerimde senin üzerinde üzerinde

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

na mene

on me

na tebe

on you

onun üzerinde

na njega

on him

onun üzerinde

na nje

on her

na nas

on us

na vas

on you

na njih

on them

bizim üzerimizde üzerimizde sizin üzerinizde üzerinizde onların üzerinde

Zamirlerin isim çekimleri Deklinacija zamjenica Declension of pronouns TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

benim adıma adıma

u moje ime

senin adına

u tvoje ime

onun adına

u njegovo ime

onun adına

u njeno ime

bizim adımıza adımıza sizin adınıza adınıza onların adına

u naše ime u vaše ime u njihovo ime

İNGİLİZCE in the name of me in my name in the name of your in your name in the name of him in him name in the name of her in her name in the name of us in us name in the name of your in your name in the name of them in them name

Zamirlerin isim çekimleri Deklinacija zamjenica Declension of pronouns TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

benim ismim adı altında

ispod mog imena

under my name

senin ismin adı altında

ispod tvog imena

under your name

onun ismi adı altında

ispod njegovog imena

under his name

onun ismi adı altında

ispod njenog imena

under her name

bizim ismimiz adı altında

ispod našeg imena

under our name

sizin isminiz adı altında

ispod vašeg imena

under your name

onların ismi adı altında

ispod njihovog imena

under their name

Zamirlerin isim çekimleri Deklinacija zamjenica Declension of pronouns TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

benim sağımda

po mom pravu

in my right

senin sağında

po tvom pravu

in your right

onun sağında

po njegovom pravu

in his right

onun sağında

po njegovom pravu

in her right

bizim sağımızda

po našom pravu

in our right

sizin sağınızda

po vašom pravu

in your right

onların sağında

po njihovom pravu

in ther right

Zamirlerin isim çekimleri Deklinacija zamjenica Declension of pronouns TÜRKÇE benim solumda senin solunda onun solunda

onun solunda

BOŞNAKÇA na mojoj lijevoj u mom lijevom u tvojoj lijevoj na tvom lijevom u njegovom lijevom na njegovoj lijevoj u njenom lijevom na tvojoj lijevoj

İNGİLİZCE in my left in your left in his left

in her left

bizim solumuzda

na nasoj lijevoj

in our left

sizin solunuzda

na nasoj lijevoj

on your left

onların solunuzda

na njihovoj lijeovj

on their left

Zamirlerin isim çekimleri Deklinacija zamjenica Declension of pronouns TÜRKÇE Bana ne Sana ne Ona ne

Ona ne Bize ne Size ne Onlara ne

BOŞNAKÇA ne tiče me se nije me briga ne tiče te se nije te briga ne tiče ga se nije ga briga nje se tiče nije je briga ne tiče nas se nije nas briga ne tiče vas se nije vas briga ne tiče ih se nije ih briga

İNGİLİZCE none of my business none of your business none of him business

none of her business none of our business none of your business none of their business

Olumlu isim cümleleri Pozitivne ime rečenice Positive noun sentences TÜRKÇE Ben herşeyin farkındayım Sen herşeyin farkındasın

BOŞNAKÇA svjestan sam svega (muz) svjesna sam svega (zena) svjestan si svega (muz) svjesna si svega (zena)

İNGİLİZCE I am aware of everything You are aware of everything

O herşeyin farkında

svjestan je svega

He is aware of everything

O herşeyin farkında

svjesna je svega

She is aware of everything

Biz herşeyin farkındayız Siz herşeyin farkındasınız Onlar herşeyin farkındalar

svjesni smo svega (muz) svjesne smo svega (zena) svjesni ste svega (muz) svjesne ste svega(zena) svjesni su svega (muz) svjesne su svega (zena)

We are aware of everything You are aware of everything They are aware of everything

Olumsuz isim cümleleri Negativne ime rečenice Negative noun sentences TÜRKÇE Ben hiçbir şeyin farkında değilim Sen hiçbir şeyin farkında değisin

BOŞNAKÇA ništa nisam svjestan (muz) ništa nisam svjesna (zena) ništa nisi svjestan (muz) ništa nisi svjesna (zena)

İNGİLİZCE I am aware of nothing You are aware of nothing

O hiçbir şeyin farkında değil

ništa nije svjestan (zena)

He is aware of nothing

O hiçbir şeyin farkında değil

ništa nije svjesna

She is aware of nothing

Biz hiçbir şeyin farkında değiliz Siz hiçbir şeyin farkında değilsiniz Onlar hiçbir şeyin farkında değiller

ništa nismo svjesni (muz) ništa nismo svjesne ništa niste svjesni (muz) ništa niste svjesne (zena) ništa nisu svjesni (muz) ništa nisu svjesne (zena)

We are aware of nothing You are aware of nothing They are aware of nothing

Olumlu soru cümleleri ? Povrdna pitanja ? Positive questions ? TÜRKÇE Ben herşeyin farkında mıyım? Sen herşeyin farkında mısın?

BOŞNAKÇA Da li sam svjestan svega ? (muz) Da li sam svjesna svega ? (zena) Da li si svjestan svega ? (muz) Da li si svjesna svega ? (zena)

O herşeyin farkında mı?

Da li je svjestan svega ?

O herşeyin farkında mı?

Da li je svjesna svega ?

İNGİLİZCE Am I aware of everything? Are you aware of everything? İs he aware of everything? İs she aware of everything?

Da li smo svjesni svega ? (muz) Are we aware of everything? Da li smo svjesne svega ? (zena) Da li ste svjesni svega ? (muz) Are you aware of everything? Siz herşeyin farkında mısınız? Da li ste svjesne svega ? (zena) Da li su svjesni svega ? (muz) Are they aware of everything? Onlar herşeyin farkındalar mı? Da li su svjesne svega ? (zena) Jesam li svjestan svega ? (muz) Ben herşeyin farkında mıyım? Am I aware of everything? Jesam li svjesna svega ? (zena) Jesi li svjestan svega ? (muz) Sen herşeyin farkında mısın? Are you aware of everything? Jesi li svjesna svega ? (zena) Biz herşeyin farkında mıyız?

Olumsuz soru cümleleri ? Negativne pitanje ? Negative questions ? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Ben hiçbir şeyin farkında değil miyim? Sen hiçbir şeyin farkında değil misin

Da li sam svjestan nicega ? (muz) Da li sam svjesna nicega ? (zena) Da li si svjestan nicega ? (muz) Da li si svjesna nicega ? (zena)

O hiçbir şeyin farkında değil mi?

Da li je svjestan nicega ?

İs he aware of nothing

O hiçbir şeyin farkında değil mi?

Da li je svjesna nicega ? Da li smo svjesni nicega ? (muz) Da li sam svjesne nicega ? (zena) Da li ste svjesni nicega ? (muz) Da li ste svjesne nicega ? (zena) Da li su svjesni nicega ? (muz) Da li su svjesne nicega ? (zena) Da li nisam svjestan nicega? (muz) Da li nisam svjestan nicega? (zena)

İs he aware of nothing

Biz hiçbir şeyin farkında değil miyiz? Siz hiçbir şeyin farkında değil misiniz? Onlar hiçbir şeyin farkında değiller mi? Ben hiçbir şeyin farkında değil miyim?

İNGİLİZCE Am I aware of nothing Are you aware of nothing

Are we aware of nothing Are you aware of nothing Are they aware of nothing

Am I aware of nothing

“Bu” Olumlu isim cümleleri “Ovo” Pozitivne ime rečenice “This” Positive noun sentences TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Bu bir evdir

Ovo je kuća

This is a home

Bu bir sandalyedir

Ovo je stolica

This is a chair

Bu bir kitaptır

Ovo je knjiga

This is a book

Bu bir radyodur

Ovo je radio

This is a radio

Bu bir kalemdir

Ovo je olovka

This is a pencil

Bu bir penceredir

Ovo je prozor

This is a window

Bu bir kuştur

Ovo je ptica

This is a bird

Bu bir köpektir

Ovo je pas

This is a dog

“Bu” Olumlu isim cümleleri “Ovaj” Pozitivne ime rečenice “This” Positive noun sentences TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İsmin sonu “o,a” ,ile biten ünlü isimler ya da ünsüzle biten isimler

İNGİLİZCE End of name finihes “o,a” or consonant names

BU

OVAJ

THIS

Bu at

Ovaj konj

This horse

Bu duvar

Ovaj zid

This wall

Bu köprü

Ovaj most

This bridge

Bu şehir

Ovaj grad

This city

Bu parmak

Ovaj prst

This finger

Bu baba

Ovaj babo

This father

Bu hakimdir

Ovaj sudija

This judge

Bu köprü mostardadır

Ovaj most je u mostaru

This bridge is in mostar

“Bu” Olumlu isim cümleleri “Ova” Pozitivne ime rečenice “This” Positive noun sentences TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Dişi cins isimlerin sonu “a” harfiyle biten isimler ya da ünsüzle biten isimler

İNGİLİZCE İn generally end of name finishes “a” or consonant names

BU

OVA

THIS

Bu çanta

Ova torba

This bag

Bu anne

Ova majka

This mother

Bu şarkı

Ova pjesma

This song

Bu kadın

Ova žena

This woman

Bu seviç

Ova radost

This joy

Bu aşk

Ova ljubav

This love

Bu kuştur

Ova ptica

This bird

Bu kuş benim yanımdadır

Ova ptica je pored mene

This bird is next to me

“Bu” Olumlu isim cümleleri “Ovo” Pozitivne ime rečenice “This” Positive noun sentences TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

nötr cins isimlerin çoğu “o,e” harfiyle biter

İNGİLİZCE end of name finishes “o,e”

BU

OVO

THIS

Bu köy

Ovo selo

This village

Bu mektup

Ovo pismo

This letter

Bu kulak

Ovo uho

This ear

Bu zaman

Ovo vrijeme

This time

Bu tarla

Ovo polje

This field

Bu ağaç

Ovo drvo

This tree

Bu isim

Ovo ime

This name

Bu köy oradadır

Ovo selo je tamo

This village is there

“Şu” Olumlu isim cümleleri “Taj” Pozitivne ime rečenice “That” Positive noun sentences TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İsmin sonu “o,a” ,ile biten ünlü isimler ya da ünsüzle biten isimler

İNGİLİZCE End of name finihes “o,a” or consonant names

BU

TAJ

THIS

Bu at

Taj konj

That horse

Bu duvar

Taj zid

That wall

Bu köprü

Taj most

That bridge

Bu şehir

Taj grad

That city

Bu parmak

Taj prst

That finger

Bu baba

Taj babo

That father

Bu hakim

Taj sudija

That judge

Bu at nerededir?

Gdje je taj konj?

Where is that horse?

“Şu” Olumlu isim cümleleri “Ta” Pozitivne ime rečenice “That” Positive noun sentences TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Dişi cins isimlerin sonu “a” harfiyle biten isimler ya da ünsüzle biten isimler

İNGİLİZCE İn generally end of name finishes “a” or consonant names

BU

TA

THIS

Bu çanta

Ta torba

That bag

Bu anne

Ta majka

That mother

Bu şarkı

Ta pjesma

That song

Bu kadın

Ta žena

That woman

Bu seviç

Ta radost

That joy

Bu aşk

Ta ljubav

That love

Bu kuş

Ta ptica

That bird

Bu benim annemdir

Ta je moja majka

This is my mother

“Şu” Olumlu isim cümleleri “To” Pozitivne ime rečenice “That” Positive noun sentences TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

nötr cins isimlerin çoğu “o,e” harfiyle biter

İNGİLİZCE end of name finishes “o,e”

BU

TO

THIS

Bu köy

To selo

That village

Bu mektup

To pismo

That letter

Bu kulak

To uho

That ear

Bu zaman

To vrijeme

That time

Bu tarla

To polje

That field

Bu ağaç

To drvo

That tree

Bu isim

To ime

That name

Bu köy buradadır

To selo je ovdje

That village is here

“O” Olumlu isim cümleleri “Onaj” Pozitivne ime rečenice “That” Positive noun sentences TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İsmin sonu “o,a” ,ile biten ünlü isimler ya da ünsüzle biten isimler

İNGİLİZCE End of name finihes “o,a” or consonant names

ŞU

ONAJ

THAT

O at

Onaj konj

That horse

O duvar

Onaj zid

That wall

O köprü

Onaj most

That bridge

O şehir

Onaj grad

That city

O parmak

Onaj prst

That finger

O baba

Onaj babo

That father

O hakim

Onaj sudija

That judge

Şu hakim kim?

Ko je onaj sudija?

Who is that judge?

“Şu” Olumlu isim cümleleri “Ona” Pozitivne ime rečenice “That” Positive noun sentences TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Dişi cins isimlerin sonu “a” harfiyle biten isimler ya da ünsüzle biten isimler

İNGİLİZCE İn generally end of name finishes “a” or consonant names

ŞU

ONA

THAT

O çanta

Ona torba

That bag

O anne

Ona majka

That mother

O şarkı

Ona pjesma

That song

O kadın

Ona žena

That woman

O seviç

Ona radost

That joy

O aşk

Ona ljubav

That love

O kuş

Ona ptica

That bird

O kuş nerede?

Gdje je ona ptica?

Where is that bird?

“Şu” Olumlu isim cümleleri “Ono” Pozitivne ime rečenice “That” Positive noun sentences TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

nötr cins isimlerin çoğu “o,e” harfiyle biter

İNGİLİZCE end of name finishes “o,e”

ŞU

ONO

THAT

O köy

Ono selo

That village

O mektup

ono pismo

That letter

O kulak

Ono uho

That ear

O zaman

Ono vrijeme

That time

O tarla

Ono polje

That field

O ağaç

Ono drvo

That tree

O isim

Ono ime

That name

O isim çok güzel

Ono ime je mnogo lijep

That name is very beatiful

“Bu” Olumsuz isim cümleleri “Ovo” Negativne ime rečenice “This” Negative noun sentences TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Bu bir ev değildir

Ovo nije kuća

This is not a home

Bu bir sandalye değildir

Ovo nije stolica

This is not a chair

Bu bir kitap değildir

Ovo nije knjiga

This is not a book

Bu bir radyo değildir

Ovo nije radio

This is not a radio

Bu bir kalem değildir

Ovo nije olovka

This is not a pencil

Bu bir pencere değildir

Ovo nije prozor

This is not a window

Bu bir kuş değildir

Ovo nije ptica

This is not a bird

Bu bir köpek değildir

Ovo nije pas

This is not a dog

“Şu” Olumsuz isim cümleleri “To” Negativne ime rečenice “Şu” Negative noun sentences TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Şu mektup değildir

To nije pismo

That is not letter

Şu isim değildir

To nije ime

That is not name

Şu tarla değildir

To nije polje

That is not land

Şu radyo değildir

To nije radio

That is not radio

Şu köy değildir

To nije sela

That is not village

Şu ağaç değildir

To nije drvo

That is not tree

Şu düğme değildir

To nije dugme

That is not button

“Şu” Olumsuz isim cümleleri “Ono” Negativne ime rečenice “Şu” Negative noun sentences TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Şu mektup değildir

Ono nije pismo

That is not letter

Şu isim değildir

Ono nije ime

That is not name

Şu tarla değildir

Ono nije polje

That is not land

Şu radyo değildir

Ono nije radio

That is not radio

Şu köy değildir

Ono nije sela

That is not village

Şu ağaç değildir

Ono nije drvo

That is not tree

Şu düğme değildir

Ono nije dugme

That is not button

“Bu,Şu, O” Olumlu isim soruları? “Ovo,Ono,To” Pozitivne ime pitanje? “This,That” Pozitive noun questions? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Bu nedir?

Šta je ovo?

What is this?

Şu nedir?

Šta je ono? Šta je to?

What is that?

Bu ev nerede?

Gdje je ovo kuća?

Where is this home?

Şu köy nerede? Bu bir sandalye midir? Şu bir elma mıdır? Şu bir çiçek midir?

Gdje je ono sela? Gdje je to sela? Da li je ovo stolica? Je li ovo stolica? Da li je to jabuka? Je li to jabuka? Da li je ono cvijet? Je li ono cvijet?

İNGİLİZCE

Where is that village? İs this a chair? İs that an apple? İs that a flower?

“Bu,Şu, O” Olumsuz isim soruları? “Ovo,Ono,To” Negativne ime pitanje? “This,That” Negative noun questions? TÜRKÇE Bu bir sandalye değil midir? Şu bir elma değil midir? Şu bir çiçek değil midir? Bu bir şemsiye değil midir? Şu bir mektup değil midir? Şu bir yumurta değil midir?

BOŞNAKÇA Da nije ovo stolica? nije li ovo stolica? Da nije to jabuka? nije li to jabuka? Da nije ono cvijet? nije li ono cvijet? Da nije ovo kisobran? nije li ovo kisobran? Da nije to pismo? nije li to pismo? Da nije ono jaje? nije li ono jaje?

İNGİLİZCE İs not this a chair? İs not that an apple? İs not that a flower? İs not that an umbrella? İs not that a letter? İs not that an egg?

“Bu---Bunlar” Olumlu isim cümleleri “Ovaj---Ovi” Pozitivne ime rečenice “This---These” Positive noun sentences TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Bu masa

Ovaj stol

This table

Bu masalar

Ovi stolovi

These tables

Bu şehir

Ovaj grad

This city

Bu şehirler

Ovi gradovi

These cities

Bu köprü

Ovaj most

This bridge

Bu köprüler

Ovi mostovi

These bridges

Bu masa nerede?

Gdje je ovaj sto?

Where is this table?

Bu masalar nerede?

Gdje su ovi stolov?

Where are these tables?

“Bu---Bunlar” Olumlu isim cümleleri “Ova,Ove---Ovo,Ova” Pozitivne ime rečenice “This---These” Positive noun sentences TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Bu kuş

Ova ptica

This bird

Bu kuşlar

Ove ptice

These birds

Bu mektup

Ova pismo

This letter

Bu mektuplar

Ove pisma

These letters

Bu kuş burada

Ova ptica je ovdje

This bird is here

Bu kuşlar orada

Ove ptice su tamo

These birds are there

“Şu---Şunlar” Olumlu isim cümleleri “Taj,Ti---Ta,Te---To,Ta” Pozitivne ime rečenice “That, Those” Positive noun sentences TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Şu masa

Taj sto

That table

Şu masalar

Ti stolovi

Those tables

Şu kuş

Ta ptica

That bird

Şu kuşlar

Te ptice

Those birds

Şu mektup

To pismo

That letter

Şu mektuplar

Ta pisma

Those letters

“O--- Onlar” Olumlu isim cümleleri “Onaj,Oni---Ona,One---Ono,Ona” Pozitivne ime rečenice “That, Those” Positive noun sentences TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

O masa

Onaj sto

That table

O masalar

Oni stolovi

Those tables

O kuş

Ona ptica

That bird

O kuşlar

One ptice

Those birds

O mektup

Ono pismo

That letter

O mektuplar

Ona pisma

Those letters

Çoğul isimler “pencere----pencereler” Množina imenice “prozor----prozori” Plural nouns “window----windows” TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Erkek cins isimleri “i” ekini alır

İNGİLİZCE Man name take “i”

pencere

prozor

window

pencereler

prozori

windows

geyik

jelen

deer

geyikler

jeleni

deers

televizyon

televizor

television

televizyonlar

televizori

televisions

at

konj

horse

atlar

konji

horses

şemsiye

kisobran

umbrella

şemsiyeler

kisobrani

umbrellas

Çoğul isimler “duvar----duvarlar” Množina imenice “brod----brodovi” Plural nouns “wall----walls” TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Tek heceli Erkek cins isimleri “i” ekinden önce “ov” ekini alır, genellikle sert ünsüzle bitenler duvar

zid

wall

duvarlar

zidovi

walls

masa

sto

table

masalar

stolovi

tables

limon

limun

lemon

limonlar

limunovi

lemons

şehir

grad

city

şehirler

gradovi

cities

tren

voz

train

trenler

vozovi

trains

Çoğul isimler “anahtar----anahtarlar” Množina imenice “ključ----ključevi” Plural nouns “key----keys” TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Tek heceli Erkek cins isimleri “i” ekinden önce “ev” ekini alır, genellikle yumuşak ünsüzle bitenler anahtar

ključ

key

anahtarlar

ključevi

keys

bıçak

nož

knife

bıçaklar

noževi

knives

kral

kralj

king

krallar

kraljevi

kings

Çoğul isimler “elma----elmalar” Množina imenice “jabuka----jabuke” Plural nouns “apple----apples” TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

“a” ile biten dişi cins isimleri çoğul yapmak için “e” eki getirilir

elma

jabuka

apple

elmalar

jabuke

apples

balık

riba

fish

balıklar

ribe

fish

oda

soba

room

odalar

sobe

rooms

kaşık

kašika

spoon

kaşıklar

kašike

spoons

elbise

haljina

dress

elbiseler

hlajine

dresses

Karşılaştırmalar Poređenje pridjeva Positive,Comparative,Superlative TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

zengin

bogat

rich

daha zengin

bogatiji

richer

en zengin

najbogatiji

the richest

fakir

siromašan

poor

daha fakir

siromašniji

poorer

en fakir

najsiromašniji

the poorest

Mutlu

sretan

happy

daha mutlu

sretniji

happier

en mutlu

najsretniji

the happiest

Karşılaştırmalar Poređenje pridjeva Positive,Comparative,Superlative TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

O kardeşinden daha az zengin On je manje bogat od svog brata He is less rich than his brother benim kardeşimden

od mog brata

than my brother

senin kardeşinden

od tvog brata

than your brother

onun kardeşinden

od njegovog brata

than his brother

onun kardeşinden

od njenog brata

than her brother

bizim kardeşimizden

od našeg brata

than our brother

sizin kardeşinizden

od vašeg brata

than your brother

onların kardeşinden

od njihovog brata

than their brother

O kardeşi kadar zengin O kardeşi kadar zengin değil O kardeşi kadar zengin mi?

On je isto toliko bogat kao njegov brat On nije toliko bogat kao njegov brat Je li on bogat kao njegov brat?

He is as rich as his brother He is not as rich as his brother İs he as rich as his brother?

O kardeşi kadar zengin değil mi? Nije li on bogat kao njegov brat? İsn’t he as rich as his brother?

Karşılaştırmalar Poređenje pridjeva Positive,Comparative,Superlative TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

O kardeşinden daha zengin

On je bogatiji od svog brata

He is richer than his brother

O kardeşinden daha mı zengin?

Je li on bogatiji od njegovog brata ?

is he richer than his brother?

O kardeşinden daha bağımsız

On je samostalniji od svog brata

He is more independent than his brother

O bu adamların en zengini

On je najbogatiji od svih ljudi

He is the richest of all these men

O bu adamların en zengini mi? Je li on najbogatiji od svih ljudi? O bu adamların en zengini değil mi?

Nije li on najbogatiji od svih ljudi?

O bu adamların en akıllısı

On je najpametniji od ovih ljudi

İNGİLİZCE

Is he the richest of all these men ? Isn’t he the richest of all these men ? He is the most intelligent of these men

Olumlu isim cümleleri Pozitivne ime rečenice Positive noun sentences TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Öğrenci

Student

Stundent

Ben öğrenciyim

Ja sam student

I'm student

Sen öğrencisin

Ti si student

You're student

O öğrenci

On je student

He's student

O öğrenci

Ona je student

She's student

Biz öğrenciyiz

Mi smo studenti

We're students

Siz öğrencisiniz

Vi ste studenti

You're students

Onlar öğrenciler

Oni su studenti

They're students

Olumsuz isim cümleleri Negativne ime rečenice Negative noun sentences TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

değil

nije

not

Öğrenci

Student

Stundent

Ben öğrenci değilim Sen öğrenci değilsin

Ja nisam student nisam student Ti nisi student nisi student

İNGİLİZCE

I'm not student You're not student

O öğrenci değil

On nije student

He's not student

O öğrenci değil

Ona nije student

She's not student

Biz öğrenci değiliz

Mi nismo studenti

We're not students

Siz öğrenci değilsiniz

Vi nište studenti

You're not students

Onlar öğrenci değiller

Oni nisu studenti

They're not students

Olumlu soru cümleleri ? Povrdna pitanja ? Positive questions ? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Öğrenci

Student

stundent

Ben öğrenci miyim?

Jesam li student?

Am I student?

Sen öğrenci misin?

Jesi li student?

Aare you student?

O öğrenci mi?

Je li on student?

İs he student?

O öğrenci mi?

Je li ona student?

İs she student?

Biz öğrenci miyiz?

Jesmo li mi studenti?

Are we students?

Siz öğrenci misiniz?

Jeste li vi studenti?

Are you students?

Onlar öğrenciler mi?

Jesu li oni studenti? (muz) Jesu li one studenti ?(zena)

Are they students?

Olumsuz soru cümleleri ? Negativne pitanje ? Negative questions ? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Öğrenci

Student

Stundent

Ben öğrenci değil miyim?

nisam li ja student?

am n't I student?

Sen öğrenci değil misin?

nisi li ti student?

aren't you student?

O öğrenci değil mi?

nije li on student?

isn't he student?

O öğrenci değil mi?

nije li ona student?

isn't she student?

Biz öğrenci değil miyiz?

nismo li smo student?

aren't we students?

Siz öğrenci değil misiniz?

nište li vi student?

aren't you students?

Onlar öğrenci değil miler?

nisu li oni student?

aren't they students?

Olumlu cümleler Positivne rečenice Positive sentences TÜRKÇE Ben evdeydim Sen evdeydin

BOŞNAKÇA ja sam bio kući (muz) ja sam bila kući (zena) ti si bio kući (muz) ti si bila kući (zena)

İNGİLİZCE I was at home You were at home

O evdeydi

on je bio kući

He was at home

O evdeydi

ona je bila kući

She was a t home

Biz evdeydik

mi smo bili kući

We were at home

Siz evdeydiniz

vi ste bili kući

You were at home

Onlar evdeydi Onlar evdeydiler

oni su bili kući (muz) one su bile kući (zena)

They were at thome

Olumsuz cümleler Negativne rečenice Negative sentences TÜRKÇE Ben evde değildim Sen evde değildin

BOŞNAKÇA nisam bio kući nisam bila kući nisi bio kući nisi bila kući

İNGİLİZCE I wasn't at home You weren't at home

O evde değildi

nije bio kući

He wasn't at home

O evde değildi

nije bila kući

She was'n at home

Biz evde değildik

nismo bili kući

We weren't at home

Siz evde değildiniz

nište bili kući

You weren't at thome

Onlar evde değildi Onlar evde değildiler

nisu bili kući nisu bile kući

They weren't at thome

Olumlu sorular ? Pozitivne pitanje ? Pozitive questions ? TÜRKÇE Ben evde miydim? Sen evde miydin?

BOŞNAKÇA jesam li bio kući? (muz) jesam li bila kući? (zena) jesi li bio kući? (muz) jesi li bila kući? (zena)

İNGİLİZCE Was I at home? Were you at home?

O evde miydi?

je li bio kući?

Was he at home?

O evde miydi?

je li bila kući?

Was she at home?

Biz evde miydik? Siz evde miydiniz? Onlar evde miydi?

jesmo mi bili kući? (muz) jesmo mi bile kući? (zena) jeste li vi bili kući? (muz) jeste li vi bile kući? (zena) jesu li bili kući? (muz) jesu li bile kući? (zena)

Were we at home? Were you at home?? Were they at home??

Olumsuz sorular ? Negativne pitanje ? Negative questions ? TÜRKÇE Ben evde değil miydim? Sen evde değil miydin?

BOŞNAKÇA nisam li bio kući? (muz) nisam li bila kući? (zena) nisi li bio kući? (muz) nisi li bila kući? (zena)

İNGİLİZCE Wasn't I at home? Weren't you at home

O evde değil miydi?

nije li bio kući?

Wasn't he at home

O evde değil miydi?

nije li bila kući?

Wasn't she at home

Biz evde değil miydik? Siz evde değil miydiniz? Onlar evde değil miydiler?

nismo mi bili kući? (muz) nismo mi bile kući? (zena) niste li vi bili kući? (muz) nište li vi bile kući? (zena) nisu li bili kući? (muz) nisu li bile kući? (zena)

Weren't we at home Weren't you at home Weren't they at home

Gün---Günler Dan---Dani Day---Days TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Pazartesi

Ponedjeljak

Monday

Salı

Utorak

Tuesday

Çarşamba

Srijeda

Wednesnay

Perşembe

Četvrtak

Thursday

Cuma

Petak

Friday

Cumartesi

Subota

Saturday

Pazar

Nedjelja

Sunday

Aylar Mjeseci Months TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ocak

Januar

January

Şubat

Februar

February

Mart

Mart

March

Nisan

April

April

Mayıs

Maj

May

Haziran

Juni

June

Temmuz

Juli

July

Ağustos

August

August

Eylül

Septembar

September

Ekim

Oktobar

October

Kasım

Novembar

November

Aralık

Decembar

December

Aylarda u Mjeseću in Mounths TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ocakta

u Januaru

in January

Şubatda

u Februaru

in February

Martda

u Martu

in March

Nisanda

u Aprilu

in April

Mayısda

u Maju

in May

Haziranda

u Junu

in june

Temmuzda

u Julu

in july

Ağustosda

u Augustu

in August

Eylülde

u Septembaru

in September

Ekimde

u Oktobaru

in October

Kasımda

u Novembaru

in November

Aralıkda

u Decembaru

in December

Hava Nasıl? Kako je virjeme? Kakvo je vrijeme? What is the wheather? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

güneşli

sunčano

sunny

bulutlu

oblačno

cloudy

rüzgarlı

vjetrovito

windy

karlı

snježno

snowy

Mevsimler---Mevsimlerde GodiŠnja doba---U GodiŠnju dobu Seasons---in Seasons TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

kış

zima

winter

yaz

ljeto

summer

ilkbahar

proljeće

spring

sonbahar

jesen

autumn

kışda

u zimu

in winter

yazda

u ljetu

in summer

ilkbaharda

u proljeću

in spring

sonbaharda

u jesen

in autumn

Saat Kaç? Koliko je sati? What time is it? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Saat Kaç?

Koliko je sati?

Saat üç buçuk ( 03:30) Saat bir buçuk (01:30) Saat altı buçuk(06:30)

Saat Kaç?

Tri i po Pola četiri Jedan i po Pola dva Šest i po Pola deset Koliko je sati?

Bosnakça dilinde önce saat sonra u Turski jeziki je kaze; prije sat, dakika söylenir ve “i” bağlacı ile poslije minuta birleştirilir Saat ikiyi(sat) on(minuta) Dva sata i deset minuta geçiyor( 02:10)

İNGİLİZCE What time is it?

İt’s time 03:30 İt’s time 01:30 İt’s time 06:30

What time is it?

İt’s time 02:10

Saat biri onbeş geçiyor(01:15)

Jedan sata i petnaest minuta

İt’s time 01:15

Saat yediyi on geçiyor(07:10)

Sedam sata i deset minuta

İt’s time 07:10

Saat Kaç? Koliko je sati? What time is it? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Saat Kaç?

Koliko je sati?

Boşnakça da ‘e var ifadesini u Turski jeziki je kaze; prije sat, yazmak için saatten önce “do” poslije minuta edatı yazılır Saat On ikiye(sat) beş Pet(dakika) do dvadeset(saat) var(minuta) sati

İNGİLİZCE What time is it?

it’s time 11:55

Saat sekize yirmi var

Dvadeset do osam sati

İt’s time 07;40

Saat bir

jedan sata

İt’s time 01:00

Saat birde

U jedan sata

İt’s time 01:00

Saat bir buçukta

U pola jedan

İt’s time 01:30

Saat onu (10) on(10) geçiyor

Deset i deset

İt’s time 10:10

Saat bire (1) on(10) var

Deset do jedan

İt’s time 12:50

Var (Olumlu cümleler) İmati (Pozitivne rečenice ) Have---Has (Positive sentences ) TÜRKÇE Benim arabam var Senin araban var

BOŞNAKÇA Ja imam auto Imam auto Ti imaš auto imaš auto

İNGİLİZCE I have got a car You have got a car

Onun arabası var

On ima auto

He has got a car

Onun arabası var

Ona ima auto

She has got a car

Bizim arabamız var Sizin arabanız var Onların arabası var

Mi imamo auto imamo auto Vi imate auto imate auto Oni imaju auto (mus) One imaju auto (zena)

We have got a car You have got a car They have got a car

Yok (Olumsuz cümleler ) Nemati (Negativne rečenice ) Have not ---Has not (Negative sentences ) TÜRKÇE Benim arabam yok Senin araban yok

BOŞNAKÇA Ja nemam auto Nemam auto Ti nemaš autoNemaš auto

İNGİLİZCE I haven't go a car You haven't got a car

Onun arabası yok

On nema auto

He hasn't got a car

Onun arabası yok

Ona nema auto

She hasn't got a car

Bizim arabamız yok Sizin arabanız yok Onların arabası yok

Mi nemamo auto Nemamo auto Vi nemate auto Nemate auto Oni nemaju auto (mus) One nemaju auto (zena)

We haven't got a car You haven't got a car They haven't got a car

Var mı? (Olumlu sorular) İma li? (Pozitivne pitanje) Does it has? (Positive questions) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Benim arabam var mı?

İmam li ja auto?-İmam li auto?

Have I got a car?

Senin araban var mı?

İmaš li ti auto ?-İmaš li auto?

Have you got a car?

Onun arabası var mı?

İma li on auto ?-İma li auto?

Has he got a car?

Onun arabası var mı?

Ima li ona auto ? İma li auto

Has she got a car?

Bİzim arabamız var mı? Sizin arabanız var mı? Onların arabası var mı?

İmamo li mi auto ? İmamo li auto) İmate li vi auto ? İmate li auto İmaju li oni auto ? İmaju li auto

İNGİLİZCE

Have we got a car ? Have you got a car? Have they got a car?

Senin kitabın var mı?

Imaš li ti knjigu? Imaš li knjigu?

Have you got a book?

Evet, Benim kitabım var

Da, ja imam knjigu

Yes, I have got a book

Hayır,Benim kitabım yok

Ne, nemam knjigu

No, I have not got a book

Yok mu? (Olumsuz sorular) Nema li (Negativne pitanje) Does not it has? (Negative questions) TÜRKÇE Benim arabam yok mu?

Senin araban yok mu? Onun arabası yok mu? Onun arabası yok mu? Bizim arabamız yok mu? Sizin arabanız yok mu? Onların arabası yok mu?

BOŞNAKÇA nemam li ja auto? nemam li auto? nemaš li ti auto ? nemaš li auto? nema li on auto ? nema li auto? nema li ona auto ? nema li auto? nemamo li mi auto ? nemamo li auto? nemate li vi auto ? nemate li auto? nemaju li oni auto nemaju li auto?

İNGİLİZCE haven't I got a car?

haven't you got a car? hasn't he got a car? hasn't she got a car? haven't we got a car ? haven't you got a car? haven't they got a car?

Sizin eviniz yok mu?

Nemate li kuća?

Haven’t you got a home?

Evet , Bizim evimiz yok

Da, nemamo kuća

Yes, we haven’t house

Hayır, Bizim evimiz var

Ne, imamo kuća

No, we have got house

Vardı (Olumlu cümleler) İmao (Pozitivne rečenice) Had (Positive sentences) TÜRKÇE Benim arabam vardı

Senin araban vardı

BOŞNAKÇA imao sam auto imala sam auto imao si auto imala si auto

İNGİLİZCE I had a car

You had a car

Onun arabası vardı

imao je auto

He had a car

Onun arabası vardı

imala je auto

She had a car

Bizim arabamız vardı

imali smo auto

We had a car

Sizin arabanaız vardı

imali ste auto

You had a car

Onların arabası vardı

imali su auto imale su auto

They had a car

Yoktu (Olumsuz cümleler) nije imao (Negativne rečenice) it had not (Negative sentences) TÜRKÇE Benim arabam yoktu

Senin araban yoktu

BOŞNAKÇA nisam imao auto nisam imala auto nisi imao auto nisi imala auto

İNGİLİZCE I had not a car

You had not a car

Onun arabası yoktu

nije imao auto

He had not a car

Onun arabası yoktu

nije imala auto

She had not a car

Bizim arabamız yoktu

nije imali auto

We had not a car

Sizin arabanaız yoktu

niste imali auto

You had not a car

Onların arabası yoktu

nisu imali auto nisu imale auto

They had not a car

Var mıydı? (Olumlu sorular) je li imao? (Pozitivne pitanje) Did it have? (Positive questions) TÜRKÇE Benim arabam var mıydı?

Senin araban var mıydı?

BOŞNAKÇA Jesam li imao auto? Jesam li imala auto? Jesi li imao auto? Jesi li imala auto?

İNGİLİZCE Did I have a car?

Did you have a car?

Onun arabası var mıydı?

Je li imao auto?

Did he have a car?

Onun arabası var mıydı?

Je li imala auto?

Did she have a car?

Bizim arabamız var mıydı?

Jesmo li imali auto?

Did we have a car?

Sizin arabanız var mıydı?

Jeste li imali auto?

Did you have a car?

Onların arabası var mıydı?

Jesu li imali auto? Jesu li imale auto?

Did they have a car?

Yok muydu? (Negatif sorular) nije li imao? (Negativne pitanje) Did not it have? (Negative questions) TÜRKÇE Benim arabam yok muydu?

Senin araban yok muydu?

BOŞNAKÇA nisam li imao auto? nisam li imala auto? nisi li imao auto? nisi li imala auto?

İNGİLİZCE Did not I have a car?

Did not you have a car?

Onun arabası yok muydu?

nije li imao auto?

Did nothe have a car?

Onun arabası yok muydu?

nije li imala auto?

Did not she have a car?

Bizim arabamız yok muydu?

nismo li imali auto?

Did not we have a car?

Sizin arabanız yok muydu?

niste li imali auto?

Did not you have a car?

Onların arabası yok muydu?

nisu li imali auto? nisu li imale auto?

Did not they have a car?

a-e bilir (Olumlu cümleler) mogu (Pozitivne rečenice ) can (Positive sentences) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben gelebilirim

Ja mogu dolaziti

I can come

Sen gelebilirsin

Ti možeš dolaziti

You can come

O gelebilir

On može dolaziti

He can come

O gelebilir

Ona može dolaziti

She can come

Biz gelebiliriz

Mi možemo dolaziti

We can come

Siz gelebilirsiniz

Vi možete dolaziti

You can come

Onlar gelebilirler

Oni/One/Ona mogu dolaziti

They can come

a-e bilir (Olumsuz cümleler) ne mogu (Negativne rečenice ) can’t (Negative sentences) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben gelemem

Ja ne mogu dolaziti

I can’t come

Sen gelemezsin

Ti ne možeš dolaziti

You can’t come

O gelemez

On ne može dolaziti

He can’t come

O gelemez

Ona ne može dolaziti

She can’t come

Biz gelemeyiz

Mi ne možemo dolaziti

We can’t come

Siz gelemezsiniz

Vi ne možete dolaziti

You can’t come

Onlar gelemezler

Oni/One/Ona nemogu dolaziti

They can’t come

a-e bilir ? (Olumlu sorular) mogu li ?(Pozitivne pitanje) can ? (Positive sentences) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben gelebilir miyim?

Mogu li dolaziti ?

Can I come?

Sen gelebilir misin?

Možeš li dolaziti?

Can you come?

O gelebilir mi?

Može li dolaziti?

Can he come?

O gelebilir mi?

Može li dolaziti?

Can she come?

Biz gelebilir miyiz?

Možemo li dolaziti?

Can we come?

Siz gelebilir misiniz?

Možete li dolaziti?

Can you come?

Onlar gelebilir mi?

Mogu li dolaziti ?

Can they come?

a-e bilir ? (Olumsuz sorular) ne mogu li ?(Negativne pitanje) can’t ? (Negative sentences) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben gelemez miyim?

ne mogu li dolaziti ?

Can ‘t I come?

Sen gelemez misin?

ne možeš li dolaziti?

Can’t you come?

O gelemez mi?

ne može li dolaziti?

Can’t he come?

O gelemez mi?

ne može li dolaziti?

Can’t she come?

Biz gelemez miyiz?

ne možemo li dolaziti?

Can’t we come?

Siz gelemez misiniz?

ne možete li dolaziti?

Can’t you come?

Onlar gelemezler mi?

ne mogu li dolaziti ?

Can’t they come?

a-e bilirdi (Olumlu cümleler) mogao (Pozitivne rečenice) could (Positive sentences) TÜRKÇE Ben gidebilirdim

Sen gidebilirdin

BOŞNAKÇA ja sam mogao ići (muz) ja sam mogla ići (zena) ti si mogao ići (muz) ti si mogla ići (zena)

İNGİLİZCE I could go

You could go

O gidebilirdi

on je mogao ići

He could go

O gidebilirdi

ona je mogla ići

She could go

Biz gidebilirdik

Siz gidebilirdiniz Onlar gidebilirdi

mi smo mogli ići (muz) mi smo mogle ići (zena) vi ste mogli ići (muz) vi ste mogle ići (zena) oni su mogli ići (muz) one su mogle ići (zena)

We could go

You could go They could go

a-e bilirdi (Olumsuz cümleler) nisi mogao (Negativne rečenice) could not (Negative sentences) TÜRKÇE Ben gidemedim

Sen gidemedin

BOŞNAKÇA nisam mogao ići (muz) nisam mogla ići (zena) nisi mogao ići (muz) nisi mogla ići (zena)

İNGİLİZCE I could not go

You could not go

O gidemedi

nije mogao ići

He could not go

O gidemedi

nije mogla ići

She could not go

Biz gidemedik

Siz gidemediniz Onlar gidemedi

nismo mogli ići (muz) nismo mogle ići (zena) niste mogli ići (muz) niste mogle ići (zena) nisu mogli ići (muz) nisu mogle ići (zena)

We could not go

You could not go They could not go

a-e bilirdi ? (Olumlu sorular) mogao li ? (Pozitivne pitanje) could ? (Positive questions) TÜRKÇE Ben gidebilir miydim?

Sen gidebilir miydin?

BOŞNAKÇA jesam li mogoa ići ? (muz) jesam li mogla ići ?(zena) jesi li mogoa ići ? (muz) jesi li mogla ići ?(zena)

İNGİLİZCE could I go ?

could you go ?

O gidebilir miydi?

jeli mogao ići ?

could he go ?

O gidebilir miydi?

jeli mogla ići ?

could she go ?

Biz gidebilir miydik?

Siz gidebilir miydiniz? Onlar gidebilir miydi?

jesmo li mogli ići ?(muz) jesmo li mogle ići ?(zena) jeste li mogli ići ? (muz) jeste li mogle ići ?(zena) jesu li mogli ići ? (muz) jesu li mogle ići ? (zena)

could we go ?

could you go ? could they go ?

a-e bilirdi ? (Olumsuz sorular) nije mogao li ? (Negativne pitanje) could not ? (Negative questions) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Ben gidemedim mi ? Ben gidemez miydim? Sen gidemedin mi ? Sen gidemez miydin? O gidemedi mi ? O gidemez miydi? O gidemedi mi ? O gidemez miydi? Biz gidemedik mi ? Biz gidemez miydik? Siz gidemediniz mi ? Siz gidemez miydiniz? Onlar gidemedi mi ? Onlar gidemez miydi?

nisam li mogao ići ? (muz) nisam li mogla ići ?(zena) nisi li mogao ići ? (muz) nisi li mogla ići ?(zena)

İNGİLİZCE could not I go ?

could not you go ?

nije li mogao ići ?

could not he go ?

nije li mogao ići ?

could not she go ?

nismo li mogli ići ?(muz) nismo li mogle ići ?(zena) niste li mogli ići ? (muz) niste li mogle ići ?(zena) nisu li mogli ići ? (muz) nisu li mogle ići ? (zena)

could not we go ? could not you go ? could not they go ?

malı---meli (Olumlu cümleler) morati (Pozitivne rečenice ) must (Positive sentences) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben gelmeliyim

ja moram dolaziti

I must come

Sen gelmelisin

ti moraš dolaziti

You must come

O gelmeli

on mora dolaziti

He must come

O gelmeli

ona mora dolaziti

She must come

Biz gelmeliyiz

mi moramo dolaziti

We must come

Siz gelmelisiniz

vi morate dolaziti

You must come

Onlar gelmeli

oni moraju dolaziti

They must come

malı---meli (Olumsuz cümleler) ne smijeti (Negativne rečenice ) must (Negative sentences) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben gelmemeliyim

ja ne smijem dolaziti

I must not come

Sen gelmemelisin

ti ne smijes dolaziti

You must not come

O gelmemeli

on ne smije dolaziti

He must not come

O gelmemeli

ona ne smije dolaziti

She must not come

Biz gelmemeliyiz

ne smijemo dolaziti

We must not come

Siz gelmemelisiniz

ne smijete dolaziti

You must not come

Onlar gelmemeli

ne smiju dolaziti

They must not come

malı---meli ?(Olumlu sorular) smijeti li? (Pozitivne pitanje) must ?(Pozitive questions) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben gelmeli miyim?

moram li dolaziti ?

must I come?

Sen gelmeli misin?

moraš li dolaziti?

must you come?

O gelmeli mi?

mora li dolaziti?

must he come?

O gelmeli mi?

mora li dolaziti?

must she come?

Biz gelmeli miyiz?

moramo li dolaziti?

must we come?

Siz gelmeli misiniz?

morate li dolaziti?

must you come?

Onlar gelmeliler mi?

moraju li dolaziti ?

must they come?

malı---meli ?(Olumsuz sorular) ne smijeti li? (Negativne pitanje) must not ?(Negative questions) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben gelmemeli miyim?

ne smijem li dolaziti ?

must not I come?

Sen gelmemeli misin?

ne smijes li dolaziti?

must not you come?

O gelmemeli mi?

ne smije li dolaziti?

must not he come?

O gelmemeli mi?

ne smije li dolaziti?

must not she come?

Biz gelmemeli miyiz?

ne smijemo li dolaziti?

must not we come?

Siz gelmemeli misiniz?

ne smijete li dolaziti?

must not you come?

Onlar gelmemeliler mi?

ne smiju li dolaziti ?

must not they come?

Zorunda olmak (Olumlu cümleler) Morati (Pozitivne rečenice) Have to---Has to (Pozitive sentences) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben gitmek zorundayım

ja moram ići

I have to go

Sen gitmek zorundasın

ti moras ići

You have to go

O gitmek zorunda

on mora ići

He has to go

O gitmek zorunda

ona mora ići

She has to go

Biz gitmek zorundayız

mi moramo ići

We have to go

Siz gitmek zorundasınız

vi morate ići

You have to go

Onlar gitmek zorundalar

oni moraju ići

They have to go

Zorunda olmak (Olumsuz cümleler) ne morati (Negativne rečenice) Have not to---Has not to (Negative sentences) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben gitmek zorunda değilim

ja ne moram ići

I don’t have to go

Sen gitmek zorunda değilsin

ti ne moras ići

You don’t have to go

O gitmek zorunda değil

on ne mora ići

He doesn’t has to go

O gitmek zorunda değil

ona ne mora ići

She doesn’t has to go

Biz gitmek zorunda değiliz

mi ne moramo ići

We don’t have to go

Siz gitmek zorunda değilsiniz

vi ne morate ići

You don’t have to go

Onlar gitmek zorunda değiller

oni ne moraju ići

They don’t have to go

Zorunda olmak ? (Olumlu sorular) morati li? (Pozitivne pitanje) Do … have to? (Pozitive questions) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben gitmek zorunda mıyım?

moram li ići?

Do I have to go?

Sen gitmek zorunda mısın?

moras li ići?

Do you have to go?

O gitmek zorunda m?

mora li on ići?

Does he has to go?

O gitmek zorunda mı?

mora li ona ići?

Does she has to go?

Biz gitmek zorunda mıyız?

moramo li ići?

Do we have to go?

Siz gitmek zorunda mısınız?

morate li ići?

Do you have to go?

Onlar gitmek zorundalar mı?

moraju li ići?

Do they have to go?

Zorunda olmak ? (Olumsuz sorular ) ne morati li? (Negativne pitanje) Don’t … have to? (Negative questions) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Ben gitmek zorunda değil miyim?

ne moram li ići?

Don’t I have to go?

Sen gitmek zorunda değil misin?

ne moras li ići?

Don’t you have to go?

O gitmek zorunda değil m?

ne mora li on ići?

Doesn’t he has to go?

O gitmek zorunda değil mi?

ne mora li ona ići?

Doesn’t she has to go?

Biz gitmek zorunda değil miyiz?

ne moramo li ići?

Don’t we have to go?

ne morate li ići?

Don’t you have to go?

ne moraju li ići?

Don’t they have to go?

Siz gitmek zorunda değil misiniz? Onlar gitmek zorunda değil miler?

İNGİLİZCE

Zorunda olmak (Olumlu cümleler) Morao (Pozitivne rečenice) Had to (Pozitive sentences) TÜRKÇE Ben gitmek zorundaydım

Sen gitmek zorundaydın

BOŞNAKÇA morao sam ići (muz) morala sam ići (zena) morao si ići (muz) morala si ići (zena)

İNGİLİZCE I had to go

You had to go

O gitmek zorundaydı

morao je ići

He have to go

O gitmek zorundaydı

morala je ići

She have to go

Biz gitmek zorundaydık

morali smo ići

We had to go

Siz gitmek zorundaydınız

morali ste ići

You had to go

Onlar gitmek zorundaydılar

morali su ići

They had to go

Zorunda olmak (Olumsuz cümleler) Nije Morao (Negativne rečenice) Had not to (Negative sentences) TÜRKÇE Ben gitmek zorunda değildim

Sen girmek zorunda değildin

BOŞNAKÇA nisam morao ići (muz) nisam morala ići (zena) nisi morao ići (muz) nisi morala ići (zena)

İNGİLİZCE I didn’t have to go

You didn’t have to go

O gitmek zorunda değildi

nije morao ići

He didn’t have to go

O gitmek zorunda değildi

nije morala ići

She didn’t have to go

Biz gitmek zorunda değildik

nismo morali ići

We didn’t have to go

Siz gitmek zorunda değildiniz

niste morali ići

You didn’t have to go

Onlar gitmek zorunda değildiler

nisu morali ići

They didn’t have to go

Zorunda olmak? (Olumlu sorular) Da li …Morao ? (Pozitivne pitanje) Do … have to ? (Pozitive questions) TÜRKÇE Ben gitmek zorunda mıydım?

Sen gitmek zorunda mıydın?

BOŞNAKÇA Da li sam morao ići? (muz) Da li sam morala ići? (zena) Da li si morao ići?(muz) Da li si morala ići (zena)

İNGİLİZCE Did I have to go?

Did you have to go?

O gitmek zorunda mıydı?

Da li je morao ići?

Did he have to go?

O gitmek zorunda mıydı?

Da li je morala ići?

Dd she have to go?

Biz gitmek zorunda mıydık?

Da li smo morali ići?

Did we have to go

Siz gitmek zorunda mıydınız?

Da li ste morali ići?

Did you have to go?

Onlar gitmek zorunda mıydılar?

Da li su morali ići?

Did they have to go?

Zorunda olmak? (Olumsuz sorular) nisam li …morao ? (Negativne pitanje) Didn’t … have to ? (Negative questions) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Ben gitmek zorunda değil miydim? Sen gitmek zorunda değil miydin?

Nisam li morao ići ? (muz) Nsam li morala ići? ( zena) Nisi li morao ići ? ( muz) Nisi li morala ići? ( zena)

O gitmek zorunda değil miydi?

Nije li morao ići?

Did not he have to go?

O gitmek zorunda değil miydi?

Nije li morala ići?

Did not she have to go?

Biz gitmek zorunda değil miydik?

Nismo li morali ići?

Did not we have to go

Nste li morali ići?

Did not you have to go?

Nisu li morali ići?

Did not they have to go?

Siz gitmek zorunda değil miydiniz? Onlar gitmek zorunda değil miydiler?

İNGİLİZCE Did not I have to go?

Did not you have to go?

a/e bilecek (Olumlu cümleler) moči (Pozitivne rečenice) will be able to (Pozitive sentences) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben gidebileceğim

Ja ću moči ići

I will be able to go

Sen gidebileceksin

Ti ćeš moči ići

You will be able to go

O gidebilecek

On će moči ići

He will be able to go

O gidebilecek

Ona će moči ići

She will be able to go

Biz gidebileceğiz

Mi ćemo moči ići

We will be able to go

Siz gidebileceksiniz

Vi ćete moči ići

You will be able to go

Onlar gidebilecekler

Ona će moči ići (muz) One će moči ići(zena)

They will be able to go

a/e bilecek (Olumsuz cümleler) neču moči (Negativne rečenice) won’t be able to (Negative sentences) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben gidemeyeceğim

neću moči ići

I won't be able to go

Sen gidemeyeceksin

nećeš moči ići

You won't be able to go

O gidemeyecek

neću moči ići

He won't be able to go

O gidemeyecek

neću moči ići

She won't be able to go

Biz gidemeyeceğiz

nećemo moči ići

We won't be able to go

Siz gidemeyeceksiniz

nećete moči ići

You won't be able to go

Onlar gidemeyecekler

neve moči ići

They won't be able to go

a/e bilecek? (Olumlu sorular) Da li ču moči ? (Pozitivne pitanje) will … be able to (Pozitive questions) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben gidebilecek miyim?

Da li ću moči ići?

Will I be able to go?

Sen gidebilecek misin?

Da li ćeš moči ići?

Will you be able to go?

O gidebilecek mi?

Da li ću moči ići?

Will he be able to go?

Ogidebilecek mi?

Da li ću moči ići?

Will she be able to go?

Biz gidebilecek miyiz?

Da li ćemo moči ići?

Will we be able to go?

Siz gidebilecek misiniz?

Da li vete moči ići?

Will you be able to go?

Onlar gidebilecekler mi?

Da li će moči ići?

Will they be able to go?

a/e bilecek? (Olumsuz sorular) Da li neču moči ? (Negativne pitanje) won’t… be able to (Negative questions) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben gidemeyecek miyim?

Da li neću moči ići?

Won't I be able to go?

Sen gidemeyecek misin?

Da li nećeš moči ići?

Won't you be able to go?

O gidemeyecek mi?

Da li neću moči ići?

Won't he be able to go?

O gidemeyecek mi?

Da li neću moči ići?

Won't she be able to go?

Biz gidemeyecek miyiz?

Da li nećemo moči ići?

Won't we be able to go?

Siz gidemeyecek misiniz?

Da li nećete moči ići?

Won't you be able to go?

Onlar gidemeyecekler mi?

Da li neće moči ići?

Won't they be able to go?

Şimdiki zaman (Olumlu cümleler) Sadasnje vrijeme (Pozitivne rečenice) Present Cont. Tense (Positive sentences) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Gitmek

iči

Go

Ben gidiyorum

idem

I'm going

Sen gidiyorsun

ideš

Uou're going

O gidiyor

on ide ili ide

He's going

O gidiyor

ona ide ili ide

She's going

Biz gidiyoruz

idemo

We're going

Siz gidiyorsunuz

idete

You're going

Onlar gidiyorlar

idu

They're going

Bugün Ben bosnaya gidiyorum Bugün bosnaya gidiyorum

Danas, idem u bosnu Danas, idem za bosnu

Today, I'm going to bosnia

Şimdiki zaman (Olumsuz cümleler) Sadasnje vrijeme (Negativne rečenice) Present Cont. Tense (Negative sentences) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Gitmek

iči

Go

Ben gitmiyorum

ne idem

I'm not going

Sen gitmiyorsun

ne ideš

You're not going

O gitmiyor

on ne ide ili ne ide

He's not going

O gitmiyor

ona ne ide ili ne ide

She's not going

Biz gitmiyoruz

ne idemo

We're not going

Siz gitmiyorsunuz

ne idete

You're not going

Onlar gitmiyorlar

ne idu

They're not going

Bugün, Ben Türkiyeye gitmiyorum

Danas, ne idem Tursku

Today, I'm not going to Turkey

Şimdiki zaman (Olumlu sorular) Sadasnje vrijeme (Pozitivne pitanje) Present Cont. Tense (Pozitive questions) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Gitmek

iči

Ben gidiyor muyum? Sen gidiyor musun? O gidiyor mu? O gidiyor mu? Biz gidiyor muyuz? Siz gidiyor musunuz?

Onlar gidiyorlar mı? Benimle geliyor musun? Evet, seninle geliyorum Hayır ,seninle gelmiyorum

idem li ja ? da li idem? ides li ti ? da li ides? ide li on ? da li ide? ide li ona ? da li ide? idemo li mi ? da li idemo? idete li vi ? da li idete? idu li oni ? da li idu? Da li dolazis sa mnom? Da, dolazim sa tobom Ne, ne dolazim sa tobom

İNGİLİZCE Go am I going? are you going? is he going? is she going? are we going? are you going?

are they going? Are you coming with me? Yes, I’m coming with you No, I’m not coming with you

Şimdiki zaman (Olumsuz sorular) Sadasnje vrijeme (Negativne pitanje) Present Cont. Tense (Negative questions) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Gitmek

iči

Ben gitmiyor muyum? Sen gitmiyor musun? O gitmiyor mu? O gitmiyor mu? Biz gitmiyor muyuz? Siz gitmiyor musunuz?

Onlar gitmiyorlar mı?

ne idem li ja ? da li ne idem? ne ides li ti ? da li ides? ne ide li on ? da li ne ide? ne ide li ona ? da li ne ide? ne idemo li mi ? da li ne idemo? ne idete li vi ? da li ne idete? ne idu li oni ? da li ne idu?

İNGİLİZCE Go am not I going? aren't you going? isn't he going? isn't she going? aren't we going? aren't you going?

aren't they going?

Geçmiş zaman (Olumlu cümleler) Prošlo vrijeme (Pozitivne rečenice) Past tense (Positive sentences) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Gelmek

doći

Ben geldim Sen gedin

došao sam(muz) došala sam(zena) došao si(muz) došala si(zena)

İNGİLİZCE Come I came You came

O geldi

došao je

He came

O geldi

došala je

She came

Biz geldik

Siz geldiniz Onlar geldiler

došli smo (muz) došle smo (zena) došli ste (muz) došle ste (zena) došli su (muz) došle su (zena)

We came

You came They came

Geçmiş zaman (Olumsuz cümleler) Prošlo vrijeme (Negativne rečenice) Past tense (Negative sentences) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Gelmek

doći

Ben gelmedim Sen gelmedin

nisam došao (muz) nisam došla(zena) nisi došao(muz) nisi došla(zena)

İNGİLİZCE Come I didn't come You didn't come

O gelmedi

nije došao

He didn't come

O gelmedi

nije došla

She didn't come

Biz gelmedik

Siz gelmediniz Onlar gelmediler

nismo došli (muz) nismo došle (zena) nište došli (muz) nište došle (zena) nisu došli(muz) nisu došle(zena)

We didn't come

You didn't come They didn't come

Geçmiş zaman (Olumlu sorular) Prošlo vrijeme (Pozitivne pitanje) Past tense (Pozitive questions) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Gelmek

doći

Ben geldim mi? Sen geldin mi?

jesam li došao ? (muz) jesam li došla ? (zena) jesi li došao ? (muz) jesi li došla ? (zena)

İNGİLİZCE Come did I come? did you come?

O geldi mi?

je li došao ?

did he come?

O geldi mi?

je li došla?

did she come?

Biz geldik mi?

Siz geldiniz mi? Onlar geldiler mi? Türkiyeye geldin mi? Evet, Türkiyeye geldim Hayır, Türkiyeye gelmedim

jesmo li došli ? (muz) jesmo li došle ?(zena) jeste li došli ? (muz) jeste li došle ? (zena) jesu li došli ? (muz) jesu li došle ? (zena) jesi li došla Tursku? Da, došla sam u Tursku Ne , nisam došla u Tursku

did we come?

did you come? did they come? did you come to Turkey? Yes, I came to Turkey No, I didn’t come to Turkey

Geçmiş zaman (Olumsuz sorular) Prošlo vrijeme (Negativne pitanje) Past tense (Negative questions) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Gelmek

doći

Ben gelmedim mi? Sen gelmedin mi?

nisam li došao ? (muz) nisam li došla ? (zena) nisi li došao ? (muz) nisi li došla ? (zena)

İNGİLİZCE Come didn't I come? didn't you come?

O gelmedi mi?

nije li došao ?

didn't he come?

O gelmedi mi?

nije li došla?

didn't she come?

Biz gelmedik mi?

Siz gelmediniz mi? Onlar gelmediler mi?

nismo li došli ? (muz) nismo li došle ?(zena) nište li došli ? (muz) nište li dosle ? (zena) nisu li došli ? (muz) nisu li došle ? (zena)

didn't we come?

didn't you come? didn't they come?

Gelecek zaman (Olumlu cümleler) Budućnost vrijeme (Pozitivne rečenice) Future tense (Positive sentences) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Gelmek

doći

Ben geleceğim Sen geleceksin O gelecek O gelecek Biz geleceğiz Siz geleceksiniz

Onlar gelecekler

ja ću doći doći ću ti ćeš doći doći ćeš on će doći doći će ona će doći doći će mi ćemo doći doći ćemo vi ćete doći doći ćete ona,one će doći doći će

İNGİLİZCE Come I will come You will come He will come She will come We will come You will come

They will come

Gelecek zaman (Olumsuz cümleler) Budućnost vrijeme (Negativne rečenice) Future tense (Negative sentences) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Gelmek

doći

Ben gelmeyeceğim Sen gelmeyeceksin O gelmeyecek O gelmeyecek Biz gelmeyeceğiz Siz gelmeyeceksiniz

Onlar gelmeyecekler

ja neću doći neću doći ti nećeš doći nećeš doći on neće doći neće doći ona neće doći neće doći mi nećemo doći nećemo doći vi nećete doći nećete doći ona,one, neće doći neće doći

İNGİLİZCE Come I won’t come You won’t come He won’t come She won’t come We won’t come You won’t come

They won’t come

Gelecek zaman (Olumlu sorular) Budućnost vrijeme (Pozitivne pitanje) Future tense (Positive senteces) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Gelmek

doći

Ben gelecek miyim? Sen gelecek misin? O gelecek mi? O gelecek mi? Biz gelecek miyiz? Siz gelecek misiniz?

Onlar gelecekler mi?

hoću li doći da li ću doći? hoćeš li doći da li ćeš doći? hoću li doći da li on doći? hoću li doći da li ona doći? hoćemo li doći da li ćemo doći? hoćete li doći da li ćete doći? hoće li doći da li će doći?

İNGİLİZCE Come will I come? will you come? will he come? will she come? will we come? wii you come?

will they come?

Gelecek zaman (Olumsuz sorular) Budućnost vrijeme (Negativne pitanje) Future tense (Negative questions) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Gelmek

doći

Come

Ben gelmeyecek miyim?

da li neću doći?

won't I come?

Sen gelmeyecek misin?

da li nećeš doći?

won't you come?

O gelmeyecek mi?

da li neće doći?

won't he come?

O gelmeyecek mi?

da li neće doći?

won't she come?

Biz gelmeyecek miyiz?

da li nećemo doći?

won't we come?

Siz gelmeyecek misiniz?

da li nećete doći?

won't you come?

Onlar gelmeyecekler mi?

da li neće doći?

won't they come

Benim gitmem gerekir Trebao bih ići I am suppesed to go TÜRKÇE Benim gitmem gerekir

Senin gitmen gerekir

BOŞNAKÇA Trebao bih ići(muz) Trebala bih ići(zena) Trebao si ići(muz) Trebala si ići(zena)

İNGİLİZCE I am supposed to go

You are supposed to go

Onun gitmesi gerekir

Trebao bi ići

He is supposed to go

Onun gitmesi gerekir

Trebala bi ići

She is supposed to go

Bizim gitmemiz gerekir

Trebali bismo ići

We are supposed to go

Sizin gitmeniz gerekir

Trebali biste ići

You are supposed to go

Onların gitmesi gerekir

Trebali bi ići

They are supposed to go

Benim gitmemem gerekir / Benim gitmem gerekmez ne bi trebao ići I am not suppesed to go TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Benim gitmemem gerekir Benim gitmem gerekmez Senin gitmemen gerekir Senin gitmen gerekmez Onun gitmemesi gerekir Onun gitmesi gerekmez Onun gitmemesi gerekir Onun gitmesi gerekmez Bizim gitmememiz gerekir Bizim gitmemiz gerekmez Sizin gitmemeniz gerekir Sizin gitmeniz gerekmez Onların gitmemesi gerekir Onların gitmesi gerekmez

ne bih trebao ići(muz) ne bih trebala ići(zena) ne bih trebao ići(muz) Ne bih trebala ići(zena)

İNGİLİZCE I am not supposed to go

You are not supposed to go

Ne bi trebao ići

He is not supposed to go

Ne bi trebala ići

She is not supposed to go

Ne bismo trebali ići

We are not supposed to go

Ne biste trebali ići

You are not supposed to go

Ne bi trebali ići

They are not supposed to go

Benim gitmem gerekir mi? Da li bih trebao ići? Am I suppesed to go? TÜRKÇE Benim gitmem gerekir mi?

Senin gitmen gerekir mi

BOŞNAKÇA Da li bih trebao ići ?(muz) Da li bih trebala ići ?(zena) bih li trebao ići ?(muz) bih li trebala ići ?(zena)

İNGİLİZCE Am I supposed to go?

Are you supposed to go?

Onun gitmesi gerekir mi?

Da li bi on trebao ići?

İs hesupposed to go?

Onun gitmesi gerekir mi?

Da li bi ona trebala ići?

İs she supposed to go?

Bizim gitmemiz gerekir mi?

Da li bi mi trebali ići?

Are we supposed to go?

Sizin gitmeniz gerekir mi?

Da li bi vi trebali ići?

Are you supposed to go?

Onların gitmesi gerekir mi?

Da li bi oni trebali ići? bi li oni trebali ići ?

Are they supposed to go?

Benim gitmem gerekmez mi? ne bih li trebao ići? Am I not suppesed to go? TÜRKÇE Benim gitmem gerekmez mi?

Senin gitmen gerekmez mi

BOŞNAKÇA ne bih li trebao ići ?(muz) ne bih li trebala ići ?(zena) nisi li trebao ići ?(muz) nisi li trebala ići ?(zena)

İNGİLİZCE Am I not supposed to go

Are not you supposed to go

Onun gitmesi gerekmez mi?

ne bi li on trebao ici

İs not he supposed to go

Onun gitmesi gerekmez mi?

ne bi li ona trebala ici

İs not she supposed to go

Bizim gitmemiz gerekmez mi?

Sizin gitmeniz gerekmez mi? Onların gitmesi gerekmez mi?

ne bi li mi trebali ići? ne bismo li mi trebali ići? ne bi li vi trebali ići? ne biste li vi trebali ići? ne bi li oni trebali ići?

Are not we supposed to go

Are not you supposed to go Are not they supposed to go

Benim gitmem gerekirdi Trebao sam ići I was suppesed to go TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Benim gitmem gerekirdi Benim gitmem gerekiyordu

Trebao sam ići(muz) Trebala sam ići(zena) Trebao si ići(muz) ti si trebao ići Trebala si ići(zena) ti si trebala ići Trebao je ići on je trebao ići Trebala je ići ona je trebala ići Trebali smo ići mi smo trebali ići Trebali ste ići vi ste trebali ići Trebali su ići oni su trebali ići

Senin gitmen gerekirdi Senin gitmen gerekiyordu Onun gitmesi gerekirdi Onun gitmesi gerekiyordu Onun gitmesi gerekirdi Onun gitmesi gerekiyordu Bizim gitmemiz gerekirdi Bizim gitmemiz gerekiyordu Sizin gitmeniz gerekirdi Sizin gitmeniz gerekiyordu Onların gitmesi gerekirdi Onların gitmesi gerekiyordu

İNGİLİZCE I was supposed to go

You were supposed to go

He was supposed to go She was supposed to go We were supposed to go You were supposed to go They were supposed to go

Benim gitmemem gerekirdi/ Benim gitmem gerekmiyordu nisam trebao ići I was not suppesed to go TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Benim gitmemem gerekirdi Benim gitmem gerekmiyordu Senin gitmemen gerekirdi Senin gitmen gerekmiyordu Onun gitmemesi gerekirdi Onun gitmesi gerekmiyordu Onun gitmemesi gerekirdi Onun gitmesi gerekmiyordu Bizim gitmememiz gerekirdi Bizim gitmemiz gerekmiyordu Sizin gitmemeniz gerekirdi Sizin gitmeniz gerekmiyordu Onların gitmemesi gerekirdi Onların gitmesi gerekmiyordu

nisam trebao ići(muz) nisam trebala ići(zena) nisi trebao ići(muz) nisi trebala sići(zena)

İNGİLİZCE I was not supposed to go

You were not supposed to go

nije trebao ići

He was not supposed to go

nije trebala je ići

She was not supposed to go

nismo trebali ići

We were not supposed to go

nište trebali ići

You were not supposed to go

nisu trebali ići

They were not supposed to go

Benim gitmem gerekir miydi? Da li sam trebao ići? Was I suppesed to go? TÜRKÇE Benim gitmem gerekir miydi?

Senin gitmen gerekir myidi?

BOŞNAKÇA Da li sam trebao ići?(muz) Da li sam trebao ići?(zena) Da li si trebao ići?(muz) Da li si trebao ići?(zena)

İNGİLİZCE Was I supposed to go?

Were you supposed to go?

Onun gitmesi gerekir miydi?

Da li je treabo ići?

Was he supposed to go?

Onun gitmesi gerekir miydi?

Da li je trebala ići?

Was she supposed to go?

Bizim gitmemiz gerekir miydi?

Da li smo trebali ići?

Were we supposed to go?

Sizin gitmeniz gerekir miydi?

Da li ste trebali ići?

Were you supposed to go?

Onların gitmesi gerekir miydi?

Da li su trebali ići?

Were they supposed to go?

Benim gitmem gerekmez miydi? Nisam li trebao ići? Was I suppesed to go? TÜRKÇE Benim gitmem gerekmez miydi?

Senin gitmen gerekmez miydi?

BOŞNAKÇA Nisam li trebao ići?(muz) Nisam li trebao ići?(zena) Nisi li trebao ići?(muz) Nisi li trebao ići?(zena)

İNGİLİZCE Was not I supposed to go?

Were not you supposed to go?

Onun gitmesi gerekmez miydi?

Nije li treabo ići?

Was not he supposed to go?

Onun gitmesi gerekmez miydi?

Nije litrebala ići?

Was not she supposed to go?

Bizim gitmemiz gerekmez miydi?

Nismo li trebali ići?

Were not we supposed to go?

Sizin gitmeniz gerekmez miydi?

Nište li trebali ići?

Were not you supposed to go?

Onların gitmesi gerekmez miydi?

Nisu li trebali ići?

Were not they supposed to go?

Alışkın olmak(Olumlu cümleler) Navikati (Pozitivne rečenice ) Be used to (Positive sentences) TÜRKÇE Ben alışkınım

Sen alışkınsın

O alışkın

O alışkın Biz alışkınız Siz alışkınız Onlar alışkın

BOŞNAKÇA imao sam običaj navikao sam(muz) imala sam običaj navikla sam (zena) imao si običaj navikao si (muz) imala si običaj navikla si (zena) imao je običaj navikao je imala je običaj navikla je imali smo običaj navikli smo imali ste običaj navikli ste imali su običaj navikli su

İNGİLİZCE I'm used to

You are used to

He's use to

She's use to We are used to You are used to They are used to

Alışkın olmak(Olumsuz cümleler) Navikati (Negativne rečenice ) Be used to (Negative sentences) TÜRKÇE Ben alışkın değilim

Sen alışkın değilsin

O alışkın değil

O alışkın değil Biz alışkın değiliz Siz alışkın değilsiniz

Onlar alışkın değiller

BOŞNAKÇA nisam imao običaj nisam navikao ( muz) nisam imala običaj nisam navikla (zena) nisi imao običaj nisi navikao (muz) nisi imala običaj nisi navikla (zena) nije imao običaj nije navikao nije imala običaj nije navikla nismo imali običaj nismo navikli nište imali običaj nište navikli nisu imali običaj nisu navikli (muz) nisu imale običaj nisu navikle(zena)

İNGİLİZCE I'm not used to

You are not used to

He's not use to

She's not use to We are not used to You are not used to

They are not used to

Alışkın olmak? (Olumlu sorular) Da li … imao? (Pozitivne pitanje) Be used to ? (Pozitive questions) TÜRKÇE Ben alışkın mıyım?

Sen alışkın mısın?

O alışkın mı?

O alışkın mı? Biz alışkın mıyız? Siz alışkın mısınız?

Onlar alışkınlar mı?

BOŞNAKÇA Da li sam imao običaj? Da li si navikao? (muz) Da li sam imala običaj? Da li si navikla? (zena) Da li si imao običaj? Da li si navikao? (muz) Da li si imao običaj? Da li si navikao? (zena) Da li je imao običaj? Da li je navikao? Da li je imala običaj? Da li je navikla? Da li smo imali običaj? Da li smo navikli? Da li ste imali običaj? Da li ste navikli? Da li su imali običaj? Da li su navikli? (muz) Da li su imale običaj? Da li su navikle? (zena)

İNGİLİZCE Am I used to?

Are you used to?

İs he use to?

İs she use to? Are we used to? Are you used to?

Are they used to?

Alışkın olmak? (Olumsuz sorular) Nisam li … imao? (Negativne pitanje) Be used to ? (Negative questions) TÜRKÇE Ben alışkın değil miyim?

Sen alışkın değil misin?

O alışkın değil mi?

O alışkın değil mi? Biz alışkın değil miyiz? Siz alışkın değil misiniz?

Onlar alışkın değiller mi?

BOŞNAKÇA nisam li imao običaj? nisam li ja navikao? (muz) nisam li imala običaj? nisam li ja navikla? (zena) nisi li imao običaj? nisi li ti navikao? (man) nisi li imala običaj? nisi li ti navikla? (women) nije li imao običaj? nije li je navikao? nije li imala običaj? nije li je navikla? nismo li imali običaj? nismo li smo navikli? nište li imali običaj? nište li ste navikli? nisu li imali običaj? nisu li oni navikli? (muz) nisu li imale običaj? nisu li one navikle? (zena)

İNGİLİZCE Am I not used to?

Are not you used to?

İs not he use to?

İs not she use to? Are not we used to? Are not you used to?

Are not they used to?

İyi olur Bolje da Had better TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

iyi olur

bolje da

had better

Şimdi gitsem iyi olur

Bolje da idem sada

I had better to go now

Şimdi gitmesem iyi olur

Bolje da ne idem sada

I had better not to go now

iyi olur mu?

Da li je bolje da?

Had better ?

Şimdi gitsem iyi olur mu?

Da li je bolje da idem sada ?

Had I better to go now ?

Şimdi gitmesem iyi olur mu?

nije li bolje da idem sada ?

Had not I better to go now?

Emir cümleleri İmperativ rečenice İmperative sentences TÜRKÇE öyle söyleme yaz

yazma

BOŞNAKÇA Reći -Kaži Rećite, kažite - plural Nemoj reći Nemojte reći - plural Piši Pišite - plural Nemoj pišati Ne piši nemojte pišati ne pišite – plural

İNGİLİZCE say Don’t say write

Don’t write

bunu bana ver

Daj mi ovo

give me this

bunu bana verme

Ne daj mi ovo nemoj mi dati ovo

Don’t give me this

Faydalı kelimeler Korisno riječi Useful words TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

po mom mišljenju pomeni Bana göre po meni što si mene tiče Bana göre boşnakça öğrenmek po meni ,učenje bosanskog çok kolay jezika je lahko po tebi Sana göre po tvom mišljenju Sana göre boşnakça öğrenmek po tebi , učenje bosanskoh nije kolay değil lahko što si njega tiče Ona göre po njegovom mišljenju

İNGİLİZCE according to me according to me learning very easy bosnian language

according to you acording to you not learning very easy bosnian language according to him

Ona göre

po njoj

according to her

Bize göre

po nama

according to us

Size göre

po vama

according to you

Onlara göre

po njim po njimašto si njih tiče

according to them

Faydalı kelimeler Korisno riječi Useful words TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

benim için zevkti

zadovljstvo mi je

It's my pleasure

satın almaya değer

vrijedi je kupiti

it's worth buying

satın almaya değmez

nije je vrijedno kupiti

it's not worth buying

satın almaya değer mi?

vrijedi li je kupiti ?

is it worth buying?

satın almaya değmez mi?

nije li vrijedno kupiti?

isn't it worth buying?

seninle gurur duyuyorum seninle gurur duymuyorum

ponosan sam na tebe ponosim se tobom nisam ponosan na tebe nisam ponosim se tobom

İNGİLİZCE

I'm proud of you I'm not proud of you

Benimle gurur duyuyor musun?

jesi li ponosna sa mnom?

Are you proud of me?

Benimle gurur duymuyor musun?

Nisi li ponosna sa mnom?

Aren’t you proud of me?

Faydalı kelimeler Korisno riječi Useful words TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

mesela

Kao što

such as

yapalım

Uradimo

let's do

gidelim

Idemo - Krenimo Hajde or hajdemo - plural

let's go

düşüneyim

Da razmislim

let me think

bir cümle yapalım

Uradimo jednu rečenicu hajde da uradimo jednu rečenicu

Let’s do one sentences

şimdi görelim

Da vidimo sada

Let’s see now

istanbula gel

dođi u istanbul

Come to istanbul

istanbulu gez

putuj po istanbulu

şöyle böyle

tako nekako Vako nako

Travell istanbul

so so

Faydalı kelimeler Korisno riječi Useful words TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

şimdilik

Zasad

for now

çünkü

zbog radi jer

because

şimdi

Sad

now

önce

Prije

before

sonra

Poslije

after

şuan

Trenutno

İNGİLİZCE

Right now

mademki

pošto

now that

er ya da geç

prije ili kasnije

sooner or later

Faydalı kelimeler Korisno riječi Useful words TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

yapar yapmaz

čim uradim

as soon as I do

gider gitmez

čim idem

as soon as ı go

gelir gelmez

čim dolazim

as soon as I come

gideyim

neka idem

let me go

gitmeyeyim

neka ne idem

let me not go

seninle geleyim

neka pođem s vama

let me come with you

geçen yıl

prošle godine

last year

1 hafta önce

prije nedjelju jedan sedmicu Nedjelju heftu prije

before one week

Faydalı kelimeler Korisno riječi Useful words TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

aynı zamanda

istovremeno odjednom

at the same time

sürece

dok, koliko dugo, koliko god

as long as

yağmur yağdığı sürece

dok god pada kiša

as long as it rains

bu günün başında

na početku ovog dana

in the beginning of this day

bu günün ortasında

u sredini ovog dana

in the midday of this day

bu günün sonunda

na kraju ovog dana

in the end of this day

ne olur?

šta ako?

what if ?

seni sevdiğimi söylesem ne olur ?

šta ako te kažem da volim? šta ako kažem da te volim?

what if I say love you ?

Faydalı kelimeler Korisno riječi Useful words TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

nasıl olur ?

kako to?

how if ?

işe gitmesem nasıl olur ?

kako to ne idem na posao ?

how if I don't go to work ?

ne olursa olsun ne olursa olsun, Bosna'ya geleceğim kim olursa olsun

kim olursa olsun, senin dikkatli olmaya ihtiyacın var

İNGİLİZCE

bez obzira whatever happens šta god da se desi bez obzira, šta god da se desi, whatever happens I will come to doći ću u bosnu bosna ko god da bude whoever happens ko se zadesi ko god da bude, ko se zadesi, whoever happens you need to trebati biti oprezni be careful

nerede olursa olsun

gdje god da se desi

wherever happens

hangisi olursa olsun

koji god da se desi koji god da se bude

whichever happens

İsmin yalın hali Nominatif Nominative TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Boşnakçada Ko, Šta soruları notmative ile sorulur Anne

Majka

Mother

Baba

Otac

Father

Benim annem kim?

Ko je moja majka?

Who is my mother?

Ne yapıyorsun?

Šta radiš

What are you doing?

Ben kimim?

Ko sam ja ?

Who am I?

Ben Aykut

Ja sam Aykut

I’m Aykut

İsmin ilgili hali (şehir-şehrin) (ın,in,on,ön,un,ün) Genitif (grad- grada) Genitive(city- of the city) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Eril isimler için ( erkek) ismin sonu sessiz bir harf ya da “o “harfi ile biterse ismin sonuna “a” gelir

za dječake imena

for man names

şehir

grad

city

şehirin

grada

of the city

masa

sto

Table

masanın

stola

of the table

şehirin görünüşü

izgled grada

view of city

sen benim kahramanımsın

ti si moj heroj

you are my hero

İsmin ilgili hali (ev-evin) (ın,in,on,ön,un,ün) Genitif (kuća-kuće) Genitive(house- of the house) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Dişi cins isimlerin sonu “a” ile biterse ismin sonunea“e” gelir

za zensko imena

for women names

ev

kuća

house

evin

kuće

of the house

deniz

mora

sea

denizin

more

of the sea

Evin sahibi kim?

Ko je vlasnik kuće?

Who is host?

Evin penceresi ne renk?

Koje boje prozor kuće?

What colour is window of home?

İsmin ilgili hali (köy-köyün) (ın,in,on,ön,un,ün) Genitif (selo-sela) Genitive(village- of the village) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

nötr cins isimlerin sonu “o” ile biterse ismin sonunea“a” gelir

za neutralna imena

for neutral names

köy

selo

village

köyün

sela

of the village

Köyün insanları nerede?

Gdje su ljudi sela?

What are people of village?

ağaç ağacın meyva meyvalar

drvo drva voća voće

tree of tree fruit fruits

ağacın meyvaları

drva voće

fruits of tree

ağacın meyvaları çok güzel

drva voće je vrlo lijep

fruits of tree are very beatifull

Sıfatların iyelik halleri Possessive forms of adjectives Posesivni oblika pridjeva TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Aykut Aykutun Aykutun şemsiyesi (eril isim) Hasan Hasanın Hasanın parmağı (eril isim) Enes Enesin Enesin aşkı (dişil isim) Turgut Turgutun Turgutun çantası (dişil isim) Osman Osmanın Osmanın tarlası (nötr isim) Fatih Fatihin Fatihin mektubu (nötr isim)

Ajkut Ajkutov Ajkutov kišobran Hasan Hasanov Hasanov prst Enes Enesova Enesova ljubav Turgut Turgutova Turgutova torba Osman Osmanovo Osmanovo polje Fatih Fatihovo Fatihovo pismo

İNGİLİZCE an umbrella of aykut Aykut’ s umbrella finger of Hasan Hasan’s finger love of enes Enes’s love bag of turgut Turgut’s bag field of osman Osman’s field letter of fatih fatih’s letter

Sıfatların iyelik halleri Possessive forms of adjectives Posesivni oblika pridjeva TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

arkadaş arkadaşlar

drug drugovi

Aykutun arkadaşları (eril isim)

Ajkutovi drugovi

Aykutun arkadaşları nerede ? Ben göremedim? kız kardeş kız kardeşler

Nisam mogao vidjeti, Gdje su ajkutovi drugovi? sestra sestre

Hasanın kız kardeşleri (dişil isim)

Hasanove sestre

Hasanın kız kardeşleri buradaydı

Hasanove sestre bio ovdje

sisters of hasan were here

mektup mektuplar

pismo pisma

Fatihin mektupları (nötr isim)

Fatihova pisma

letter letters letters of fatih Fatih’ letters

Sen fatihin mektuplarını okudun mu?

Jesi li čitao fatihova pisma?

friend friends friends of aykut Aykut’ friends I couldn’t see where are friends of aykut? sister sisters sisters of hasan Hasan ‘ sisters

Did you read letters of fatih?

Sıfatların iyelik halleri Possessive forms of adjectives Posesivni oblika pridjeva TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Selma selmanın

Selma selmin

Selmanın atı (eril isim)

Selmin konj

Ben eminim/ eminim Selmanın atı burada

Ja sam siguran / siguran sam Selmin konj je ovdje

I’m sure horse of selma is here

Selmanın odası (dişil isim)

Selmina soba

room of selma Selma’ room

Selmanın odasında kim var?

Ko je ima Selmina soba?

Who is there Selma’ room?

Selmanın arabası (nötr isim)

Selmin auto

car of selma Selma’ car

Selmanın arabası yeni mi?

Da li je novo Selmin auto? Je li novo Selmin auto?

is it new car of selma?

Selma of selma /Selma’ horse of selma Selma’ horse

Sıfatların iyelik halleri Possessive forms of adjectives Posesivni oblika pridjeva TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Selma oğul

Selma sin

Selmanın oğulları (eril isim)

Selmini sinovi

Selmanın oğullarını kim gördü?

Ko je vidjeo Selmini sinovi?

Who did see Selma’ boys?

ev evler Selmanın evleri (dişil isim) Sence? Selmanın evleri güzel mi? köy köyler Selmanın köyleri (nötr isim)

kuća kuće Selmine kuće Mislis? Da li su Selmine kuće? Selo Sela Selmina sela

Home homes homes of selma/Selma’ homes Do you think? Are Selma’ homes beatiful? village villages villages of selma /selma’ villages

Selma boy boys of selma Selma’ boys

İsmin e hali Datif Dative TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Boşnakçada eril cins isimlerin e hali ismin sonuna” i-u “harfleri getirelerek yapılır Öğrenci Öğrenciye Anahtar Anahtara Araba Arabaya Ahmet Ahmete İsmin sonu a harfi ile biterse ismin sonuna “ i” harfi gelir

Student Studentu Ključ Ključu Auto Autu Ahmet Ahmetu

Student to student Key to key Car to car Ahmet to ahmet

Müşteri müşteriye

Mušterija Mušteriji

Customer to customer

Hakim Hakime

Sudija Sudiji

Judge to judge

İsmin e hali Datif Dative TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Boşnakçada eril cins isimlerin e hali ismin sonuna” i-u “harfleri getirelerek yapılır Öğrenci Öğrenciye Ben öğrenciye bir şey söylüyorum

Student Studentu Kažem nešto studentu Ja kažem nešto studentu

Öğretmen Öğretmene Ben öğretmene mektup yazdım Boşnakçada İsmin sonu a harfi ile biterse ismin sonuna “ i” harfi gelir Müşteri müşteriye Biz müşteriye herşeyi gösterdik

İNGİLİZCE

Student to student

I say something to student

Učitelj Učitelju Ja sam napisao pismo učitelju Napisao sam pismo učitelju

Teacher to teeacher I wrote letter to teacher

Mušterija Mušteriji

Customer to customer

Mi smo sve pokazali mušteriji Pokazali smo sve mušteriji

We sold everything to customer

İsmin e hali Datif Dative TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Boşnakçada dişi cins isimleri e hali ismin sonuna “i” harfi getirelerek yapılır Kadın Kadına Eve eve Ben eve gidiyorum Eve gidiyorum

Žena Ženi Kuča kuči Ja idem kuči İdem kuči

Woman to woman Home to home I go to home

Ben anneme cantayı verdim

Dao sam torbu mojj majci Ja sam dao torbu mojoj majci

I gave my mother to bag

Selma selmaya

Selma selmi

Selma to selma

Ben herşeyi selmaya açıkladım

Ja sam sve objasnao selmi Objasnao sam sve selmi

I explained everything to selma

İsmin e hali Datif Dative TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Boşnakçada nötr cins isimleri e hali ismin sonuna “u” harfi getirelerek yapılır Deniz denize Köy köye Denize gideceğim Ben denize gideceğim

More moru Selo selu ići ću na more Ja ću ići sela

Ben köye gitmek istiyorum ama Nasıl gideceğimi bilmiyorum

Ja želim da idem sela ali, Ne znam da kako ču iči

I want to go to village I don’t know How I wiil go

Kim biliyor benim köye gittiğimi ?

Ko zna da sam İšao na selo?

Who know I went to village ?

Sea to sea Village to village I will go to a seaside

Zamirlerin isim çekimleri (ismin e hali) Deklinacija zamjenica (datif) Declension of pronouns (dative) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben

Ja

I

bana

meni

me

Sen

Ti

You

sana

tebi

you

O

On

He

ona

njemu

him

O

Ona

She

ona

njoj

her

Biz

Mi

We

bize

nama

us

Siz

Vi

You

size

vama

you

Onlar

Oni Ona One

They

onlara

njima

them

Bana bir şey ver

Daj meni nešto

Give me something

Bana bir şey söyle hemen

Reči meni nešto odmah

Say me something immediately

Ben sana mektup yazacağım sana mektup yazacağım

napisat ću ti pismo

I will write you a letter

Zamirlerin isim çekimleri (ismin e hali) Deklinacija zamjenica (datif) Declension of pronouns (dative) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Sana geleyim

Neka tebi dodjem Neka tebi dolazim hajde da ti dođem

Let me come you

Sana gelelim

Da tebi dolazimo hajde da ti dođemo

Let’s come you

Bize ekmek al ,lütfen

Kupij nama hljeb, molim

Buy bread us ,molim

Ako kažem tebi nešto

if I say you something

Bana inanabilir misin?

Možeš li meni vjerovati?

Can you believe in me?

Size teşekkür edeyim herşey için

Pusti da nam zahvalim za sve

Let me thank us for everything

Ben sana bir şey söylersem sana bir şey söylersem

İNGİLİZCE

Çoğul isimler (ismin e hali) Množina imenice (datif) Plural nouns (dative) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Boşnakçada eril cins isimlerin çoğu hali ismin sonuna “ima” eki getirelerek yapılır Ben öğretmene mektup yazacağım

Ja ću pisati pismo učitelju Pisat ću pismo učitelju

I will write teacher a letter

Ben öğretmenlere mektup yazacağım

Ja ću pisati pismo uciteljima Pisat ću pismo uciteljima

I will write letter teachers

Sen öğrencilere ne söyliyeceksin?

Sta ćeš reći stundetima?

What will you say students?

Kadın-Kadına-Kadına yardım et

žena- ženi- Pomozi ženi

Women-to women-help women

Sen kadınlara yardım et

Ti pomozi ženama

Help to the women

Kız kardeşlerine bak

Vidi sestrama

See sisters

Boşnakçada dişil cins isimlerin çoğu hali ismin sonuna “ama” eki getirelerek yapılır

İsmin e hali sorular Datif pitanje Dative questions TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben kime para verdim?

Kome sam dao pare?

Whom did I give money?

Mehmet’e

mehmetu

to mehmet

Ben neye sevindim?

Čemu se sam obradovao?

What did I like?

Bosnaya

Bosnu

to bosna

çünkü

zato

because

Bugün bosnaya gidiyorum

Danas, Ja idem bosnu Danas, idem bosnu

Today I go to Bosnia

İsmin i hali Akuzatif Akuzative TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Boşnakçada ismin i hali nötr ve eril cins isimlerde hiçbir ek almadan yalın hali ile yapılır Pencere pencereyi

prozor prozor

the window

Anahtar anahtarı

ključ ključ

the key

öğle yemeği

ručak

lunch

Annem öğle yemeğini hazırlayacak

moja majka će spremiti ručak

My mother will prepare lunch

Biz arabayı temizledik Arabayı temizledik

Mi smo čistili automobil čistili smo automobil

We cleaned the automobil

İsmin i hali Akuzatif Akuzative TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Kullanılacak isimler canlı ise ismin sonuna “a” harfi gelir Köy köyü

Selo sela

Village the village

Kardeş kardeşi

Brat brata

Brother the brother

Öğrenci öğrenciyi

Student studenta

Student the student

Ben kardeşimi okula gidiyorken gördüm

Vidio sam brata dok je išao u školu

I saw my brother while he was going to scholl

Ben öğrenciyi yanıma çağırdım

Pozvao sam studenta pored mene Ja sam pozvao studenta pored mene

I called the student next to me

İsmin i hali Akuzatif Akuzative TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

a harfi ile biten dişil isimlerin i hali ismin sonuna “u“ harfi getirelerek yapılır. Eğer isim ünsüz harf ile biterse ek almaz

Kız kardeş kız kardeşi

Sestra Sestru

Sister the sister

Deniz denizi

Mora moru

Sea the sea

Aşk aşkı

Ljubav ljubav

Love the love

Biz bosnayı seviyoruz Bosnayı seviyoruz

Mi volimo bosnu Volimo bosnu

We love bosnia

Ben okula gideceğim ve kitabı okuyacağım

Ja ču iči u skolu i čitat ču knjigu

I will go to scholl and will read the book

Zamirlerin isim çekimleri (ismin i hali) Deklinacija zamjenica (akuzatif) Declension of pronouns (akuzative) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben

Ja

I

Beni

Mene-me

me

Sen

Ti

You

Seni

Tebe-te

you

O

On

He

Onu

Njega-ga

him

O

Ona

She

Onu

Nju-ju-je

her

Biz

Mi

We

Bizi

naš

us

Siz

Vi

You

Sizi

vaš

you

Onlar

Oni Ona One

They

Onları

Njih-ih

them

Ben seni seviyorum Seni seviyorum

Ja tebe volim Volim te Ja te volim

I love you

Zamirlerin isim çekimleri (ismin i hali) Deklinacija zamjenica (akuzatif) Declension of pronouns (akuzative) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Hasan beni seviyor

Hasan mene voli Hasan me voli

Hasan loves me

Burada kim beni tanıyor?

Ko mene poznaje ovdje? Ko me poznaje ovdje?

Who knows me here?

Ben burada tanıyorlar

Ovdje me poznaju

They know me here

Beni burada tanımıyorlar

Ne poznaju mene ovdje Mene ne poznaju ovdje Ne poznaju me ovdje Me ne poznaju ovdje

They dont know me here

Seni sabahtan beri burada bekliyorum

Od jutros čekam tebe ovdje Od jutros ja čekam te ovdje

Since morning I wait you here

Beni sevdiğini söyle

Reći da mene volis

Say you love me

Çoğul isimler (ismin i hali) Množina imenice (akuzatif) Plural nouns (akuzative) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Pencere Pencereleri

Prozor prozore

Window the windows

Öğrenci öğrencileri

Stundent stundente

Stundent the students

Kadın kadınları

Žena žene

Woman women

Ben öğrencileri gördüm

Ja sam vidio stundente vidio sam studente

I saw the stundents

Pencereleri kapat

zatvori prozore

close the windows

Boşnakçada eril ve dişil cins çoğul isimlerin i hali ismin sonuna “e” harfi getirelerek yapılır

Çoğul isimler (ismin i hali) Množina imenice (akuzatif) Plural nouns (akuzative) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Aşk aşkları

Ljubav ljubavi

Love the loves

Gece geceleri

Noć noći

Night the nights

Burada geceleri hava soğuk

Noći su ovdje hladne

Nights are cold here

Köy köyleri

Selo sela

Village the villages

Sabahdan akşama kadar Köyleri gezdim

Od jutros do aksam putovao sam selima

From morning until evening I travelled the villages

Ünsüz harf ile biten dişil cins isimlerin i hali ismin sonuna “i” harfi getirelerek yapılır

Nötr cins çoğul isimlerin i hali ismin sonuna “a” harfi getirelerek yapılır

İsmin ile hali İnstrumental İnstrumental TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Erkek kardeş erkek kardeş ile erkek kardeşle (ile)

Brat s bratom s bratom

Brother with brother with brother

Hasan hasan ile hasanla (ile)

Hasan s hasanom s hasanom

Hasan with hasan with hasan

Öğrenci öğrenci ile öğrenciyle (ile)

Stundent s stundentom s stundentom

Stundent with stundent with stundent

Ben erkek kardeşimle (ile) alışveriş yapmaya gidiyorum

İdem u kupovinu s moj bratom

I go shopping center with my brother

Hasan ile ali bize gelecek

sa hasanom i alijem ću nam doći

I will come to us with hasan and ali

Boşnakçada ismin ile hali genellikle “s” edatı ile kullanılır ve kelimenin sonuna “em,om,i,ju” eki alır

İsmin ile hali İnstrumental İnstrumental TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Arkadaş arkadaş ile arkadaşla (ile) (eril isim)

Drug drugom drugom

Friend with friend with friend

Saat saat ile saatle (ile)

Sat satom satom

Hour with hour with hour

Altın altın ile Altınla (ile) (nötr isim)

Zlat zlatom zlatom

Golden with golden with golden

Mektup Mektup ile Mektupla (ile)

Pismo pismom pismom

Letter with letter with letter

El El ile Elle (ile) (dişil isim)

Ruka rukom rukom

Hand with hand with hand

Boşnakçada vurgulama harfi olmayan ünsüz eril,dişil,nötr isimlerin hepsi “om” ekini alır

İsmin ile hali İnstrumental İnstrumental TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Anahtar anahtar ile Anahtarla (ile)

Kljuć kljućem kljućem

Key with key with key

Bıçak bıçak ile Bıçakla (ile)

Nož nožem nožem

Knife with knife with knife

İhtiyar İhtiyar ile İhityarla (ile)

Starac starcem starcem

Old with old with old

Darbe darbe ile Darbeyle (ile)

Udrac udarcem udarcem

Blow with blow with blow

Boşnakçada vurgulu isim, kelime ile biten eril cins isimler “em” ekini alır

Boşnakçada c harfi ile biten eril cins isimler “em” ekini alır

İsmin ile hali İnstrumental İnstrumental TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Riječ riječi riječi

Words with words with words

Kız kardeş kız kardeş ile kızkardeşle (ile)

Sestra sa sestrom sa sestrom

Sister with sister with sister

Ben otobüsle (ile) eve gidiyorum

İdem kuci s autobusom

I go to home with by bus

Ben seninle (ile) konuşuyorum seninle (ile) konuşuyorum

Ja razgovoram sa tobom Razgovoram sa tobom

I talk with you

Boşnakçada i harfi ile biten çoğul dişil cins isimler “i- ju ” ekini alır Kelimeler kelimeler ile kelimelerle (ile) Eğer bir isim s harfi ya da s harfine benzeyen ile başlarsa “sa“ edatı kullanılır

Çoğul isimler (ismin ile hali) Množina imenice (insturmental) Plural nouns (insturmental) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Arkadaş arkadaşlar arkadaşlar ile arkadaşlarla (ile)

Drug drugovi s drugovima s drugovima

Friend friends with friends with friends

Öğretmen öğretmenler öğretmenler ile öğretmenlerle (ile)

Učitelj učitelji s učiteljicama s učiteljicama

Teacher theachers with teachers with teachers

Arkadaşlarla (ile) televizyon izleyeceğiz

Mi ćemo gledati televizor s drugovima gledat ćemo gledati televizor s drugovima

We will watch tv with friends

Boşnakçada çoğul isimlerin ile hali “ima-ama “ekleriyle yapılır

İsmin de hali Lokatif Lokative TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

u na o

in on about

Adam adamda

Covjek u covjeku

Man at man

Köy köyde

Selo u selu

Village at village

İstanbul istanbulda

İstanbul u istanbulu

İstanbul in istanbul

Boşnakçada de hali her zaman bir edat ile kullanılmalıdır içinde üzerinde, üstünde hakkında Boşnakçada de hali eril ve nötr isimlerin sonuna “u” harfi getirelerek yapılır

İsmin de hali Lokatif Lokative TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

İstanbul istanbulda

İstanbul u istanbulu

İstanbul in istanbul

İstanbulda kime gidiyorsun?

Kod koga ideš u istanbulu?

Whom are you going in istanbul?

Sarayevo sarayevoda Saraybosnada kaç gün kalacaksın?

sarajevo u sarajevu Koliko dana ćeš ostati u sarejevu?

Sarayevo in sarayevo How many days wii you stay in sarayevo?

Boşnakçada de hali eril ve nötr isimlerin sonuna “u” harfi getirelerek yapılır

İsmin de hali Lokatif Lokative TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Kadın kadında

Zena u zeni

Woman in this women

Aşk aşkda

Ljubav u ljubavi

Love at love

Bu kadında para varmı?

İma li novca u ovoj zeni?

İs there money in this women?

Ev evde şuanda evdeyim Sen neredesin?

Kuća u kući Ja sam u kući trenutno Gdje si?

Home at home I’m at home right now Where are you?

Boşnakçada de hali “a” harfi ile biten dişil, eril cins isimlerin ve ünsüz bir harfle biten dişil,eril isimlerin sonuna ”i” harfi getirelerek yapılır

İsmin de hali Lokatif Lokative TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

içinde üzerinde, üstünde hakkında

u na o

in on about

Melih melih hakkıda (eril isim)

Melih o melihu

Melih about melih

Sarayevo sarajevo hakkında (nötr isim)

Sarajevo o sarajevu

Sarayevo about sarayevo

Sarayevo hakkında ne biliyorsun?

Sta znas o sarejevu?

What do you know about sarayevo?

Kimseye söyleme ama melih hakkında sana bir şey söyleyeceğim

Ne reći nikome ali reći cu ti nešto o melihu

Dont tell anyone but I will tell you something about melih

Boşnakçada de hali “a” harfi ile biten dişil, eril cins isimlerin ve ünsüz bir harfle biten dişil,eril isimlerin sonuna ”i” harfi getirelerek yapılır

İsmin de hali Lokatif Lokative TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

içinde üzerinde, üstünde hakkında

u na o

in on about

Kadın Kadın hakkında (dişil isim)

žena o ženi

Woman about woman

Bu kadın hakkında bir şey söylememi ister misin?

Hoćeš li kažem nešto ovo o ženi?

Do you want,I say something this about women?

Bosna Bosna hakkında Bosna hakkında kitap yazıyorum

Bosna o bosni Ja napišam knjigu o bosni Pišem knjigu o Bosni

Bosnia about bosnia I write a book about bosnia

Boşnakçada de hali “a” harfi ile biten dişil, eril cins isimlerin ve ünsüz bir harfle biten dişil,eril isimlerin sonuna ”i” harfi getirelerek yapılır

Çoğul isimler (ismin de hali) Množina imenice (lokatif) Plural nouns (lokative) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Şehir şehirler şehirlerde Şehirler hakkında

Grad gradovi u gradovima o gradovima

City cities at cities about cities

Köy köyler Köylerde köyler hakkında

Selo sela u selima o selima

Village villages in villages about villages

Çoğul isimlerin de hali eril, nötr isimler ile ünsüz harf ile biten dişil isimlerin sonuna “ima” eki getirelerek yapılır

Çoğul isimler (ismin de hali) Množina imenice (lokatif) Plural nouns (lokative) TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Kitap kitaplar Kitaplarda kitaplar hakkında

Knjiga knjige u knjigama o knjigama

Book books in books about books

Okul okullar Okullarda okullar hakkında

Škola škole u školama o školama

Scholl scholls in sholls about sholls

a ile biten eril ve dişil cins isimlerin çoğul hali ismin sonuna “ama” eki getirilerek yapılır

Koşullu cümleler Uslovne rečenice Conditional sentences TÜRKÇE Eğer ben yorgunsam

Eğer sen yorgunsan

BOŞNAKÇA Ako sam umoran (muz) Ako sam umorna (zena) Ako si umoran (muz) Ako si umorna (zena)

İNGİLİZCE İf I’m tired

İf your are tired

Eğer o yorgunsa

Ako je umoran

İf he is tired

Eğer o yorgunsa

Ako je umorna

İf she is tired

Eğer biz yorgunsak

Ako smo umorni

İf we are tired

Eğer siz yorgunsanız

Ako ste umorni

İf you are tired

Eğer onlar yorgunsalar

Ako su umorne

İf they are tired

Koşullu cümleler Uslovne rečenice Conditional sentences TÜRKÇE Eğer ben yorgun değilsem

Eğer sen yorgun değilsen

BOŞNAKÇA Ako nisam umoran (muz) Ako nisam umoran (zena) Ako nisi umoran (muz) Ako nisi umorna (zena)

İNGİLİZCE İf I’m not tired

İf your are not tired

Eğer o yorgun değilse

Ako nije umoran

İf he is not tired

Eğer o yorgun değilse

Ako nije umorna

İf she is not tired

Eğer biz yorgun değilsek

Ako nismo umorni

İf we are not tired

Eğer siz yorgun değilseniz

Ako niste umorni

İf you are not tired

Eğer onlar yorgun değilseler

Ako nisu umorne

İf they are not tired

Koşullu cümleler Uslovne rečenice Conditional sentences TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben olsam

da sam

if I'm

Sen olsan

da si

if you're

O olsa

da je

if he's

O olsa

da je

if she's

Biz olsak

da smo

if we're

Siz olsanız

da ste

if you're

Onlar olsalar

da su

if they're

onun yerinde olsam

da sam ja ona

if I'm her

senin yerinde olsam

da sam ja na tvom mjestu da sam ja ti

if I'm you

Koşullu cümleler Uslovne rečenice Conditional sentences TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben olmasam

da nisam

if I'm not

Sen olmasan

da nisi

if you're not

O olmasa

da nije

if he's not

O olmasa

da nije

if she's not

Biz olmasak

da nismo

if we're not

Siz olmasanız

da niste

if you're not

Onlar olmasalar

da nisu

if they're not

Koşullu cümleler Uslovne rečenice Conditional sentences TÜRKÇE Ben olsaydım

Sen olsaydın

BOŞNAKÇA da sam bio (muz) da sam bila (zena) da si bio (muz) da si bila (zena)

İNGİLİZCE if I was

if you were

O olsaydı

da je bio

if he was

O olsaydı

da je bila

if she was

Biz olsaydık

da smo bili

if we were

Siz olsaydınız

da ste bili

if you were

Onlar olsaydılar

da su bili (muz) da su bile (zena)

if they were

senin yerinde olsaydım

da sam bio na tvom mjestu

if I were you

Koşullu cümleler Uslovne rečenice Conditional sentences TÜRKÇE Ben olmasaydım

Sen olmasaydın

BOŞNAKÇA da nisam bio (muz) da nisam bila (zena) da nisi bio (muz) da nisi bila (zena)

İNGİLİZCE if I was not

if you were not

O olmasaydı

da nije bio

if he was not

O olmasaydı

da nije bila

if she was not

Biz olmasaydık

da nismo bili

if we were not

Siz olmasaydınız

da niste bili

if you were not

Onlar olmasaydılar

da nisu bili (muz) da nisu bile (zena)

if they were not

Faydalı kelimeler Korisno riječi Useful words TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

acaba, tekrar bosnaya gidebilecek miyim?

pitam se da li ako pitam se da li ću moći ići ponovo Bosnu?

I wonder if I will be able to go to bosnia again?

zorluk çekmek

imati poteškoću u

have difficulty in

acaba

anlamakta zorluk çekiyorum

I wonder if

imam poteškoću u razumijevanju I have difficulty in understanding

Anlamakta zorluk çekiyor musun? Anlamakta zorluk çekmiyor musun?

nemam poteskoću u razmijevanju Imam li poteskoću u razumijevanju? Nemam li poteskoću u razumijevanju ?

I haven't difficulty in understanding Do I have difficulty in understanding? Don't I have difficulty in understanding?

film nasıldı?

kakav je film bio?

how was the movie?

anlamakta zorluk çekmiyorum

Faydalı kelimeler Korisno riječi Useful words TÜRKÇE bosnaya gidip gitemeyeceğimi bilmiyorum sen haklısın emin misin? iyi boşnakça öğrenmede iyiyim kötü O yemek pişirmede kötü

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

da li da …….. İli ne

wheather or not

ne znam da li da bosnu ili ne

I don’t know wheather or not to go to bosnia

ti si upravu upravu si jesi li siguran? (muz) jesi li sigurna? (zena) dobro u dobar u

are you sure?

ućim dobro bosanki dobar sam u bosanskom

I am learning bosnian well I'm learning good at bosnian language

loš u loša u ona je loš u loša u kuhaju

you're right

good at

bad at she is bad at cooking

Faydalı kelimeler Korisno riječi Useful words TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

durumunda

u slučaju

in case of

yangın durumunda

u slučaju požara

in case of fire

bile

čak , iako , makar

even if

yürüyecek olsam bile

čak , iako , makar šetat ću

even if I will walk

sakıncası olmaz /sakıncası yok ne bih se ljutio /ne bi mi smetalo

İNGİLİZCE

would not mind

bosnada kalmamın sakıncası olmaz

ne bi mi smetalo da ostanem u bosni

I would not mind staying in bosnia

sakıncası var mı?

izvinite?

do you mind?

senden önce burada olmamın sakıncası var mı?

izvinite ? Bio sam to prije vaš

Do you mind? I was here before you

sakıncası yok ise?

da li bi smetalo ?

Would you mind?

sakıncası yok ise gidebilir miyim?

da li bi smetalo da mogu ici?

Would you mind I can go?

Faydalı kelimeler Korisno riječi Useful words TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

nasıl olur ?

kako to?

how if ?

işe gitmesem nasıl olur ?

kako to ne idem na posao ?

how if I don't go to work ?

bu arada

u međuvremenu

in the meantime , in the meanwhile

sadece değil …aynı zamanda

ne samo…………ali također

not only…….but also……

sadece türkçe dilini öğrenmek için aynı zamanda boşnakça dilini öğrenmek istiyorum

İNGİLİZCE

ne samo da naućim turski jezik not only I learn turkish language ali također želio bih da naućim but also I want to learn bosnian bosanski jezik language

benim için zevkdi

zadovoljstvo mi je

it's pleasure for me

son olarak

posljednje , na kraju

lastly

son olarak, senin planın hakkında sormak istiyorum

posljednje , zelim da pitati za tvoje planove

lastly, I would like to ask you about your plans

Faydalı kelimeler Korisno riječi Useful words TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

en azından

bar, makar

at least

en azından, O 40 yaşında olmalı

bar, ona mora biti 40 godine njoj je najmanje bar 40 godine

at least, she must be 40 years

bir varmış bir yokmuş

nekada davno

once upon a time

bir varmış bir yokmuş, küçük kız nekada davno, živjela je jedna once upon a time, little girl lived burada yaşarmış djevojčica here nedeniyle

zahvaljujući

due to

yağmur nedeniyle bosnaya gidemedim

nisam mogao ići bosnu zahvaljujući kiši kao rezultat, posljedica, zbog toga

I couldn't go to bosnia due to rainy wheather

prema, tome

hereby

sonuç olarak bu vesile ile sonuç olarak, boşnakça dili öğrenmek için kolaydır

as a result, consequently

posljedica, zbog toga , bosanski consequently, bosnian language jezik je lahko naućiti is easy to learn

Faydalı kelimeler Korisno riječi Useful words TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

hiçbiri

nijedan,niko,niti

neither

cevapların hiçbiri doğru değil

njedan odgovor nije tačan

neither answer is correct

hiçbiriniz

niko od vaš

neither of you

hiçbirimiz

niko od naš

neither of us

hiçbiriniz maçı kazanmadı

niko od vas nije pobijedio

neither of you won the match

hiçbiriniz ispanyolca konuşuyor mu?

nijedno od vaš ne govori spanski?

neither of you speak spanish?

ne……nede

niti…….niti / ni……ni

neither……nor

ne öğreneceksin nede yapacaksın

niti nauit ćeš niti uraditi

neither you will learn nor do

kuća nije ni veliki ni mala kuća je niti velika niti mala ja niti sam umorna niti mi je dosadno

the house is neither big nor small

ev ne büyük nede küçüktür ne yorgunum nede sıkıldım

İNGİLİZCE

I'm neither tired nor bored

Faydalı kelimeler Korisno riječi Useful words TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

medikçe , madıkça

u koliko

unless- if not

yağmur yağdıkça geleceğim

u koliko ne bude kiše , doći ću

unless it rains I will come

yağmur yağdıkça gelmeyeceğim u koliko ne bude kiše , neću doći

İNGİLİZCE

unless it rains I wont come

bağlı

zavisi

it depends on

sana bağlı

zavisi od tebe

it depends on you

bana bağlı

zavisi od mene

it depends on me

çalışırsan, çok şey öğreneceksin, ako radiš, koliko ćeš nauciti, sve if you work,you will learn alot, all her şey sana bağlı zavisi od tebe depends on you everything farketmez

nije vazno

it doesn't matter

kaç para tutacaksa farketmez

nije važno koliko novaca koliko košta

it doesn't matter how much money

mayıs sonu

kraj maja

end of may

Faydalı kelimeler Korisno riječi Useful words TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

kendime, kendi kendime

sebe, sebi

myself

kendime sözlük satın alacağım

kupit ću sebi rjećnik

I will buy myself a dictionary

kendimi biliyorum kendimi tanıyorum

poznajem sebe

I know myself

aynada kendimi gördüm

vidio sam sebe u ogledalu

I saw myself in the mirror

tercih etmek

više volim, draze mi je

prefer

Bosnaya gitmeyi tercih ederim

više volim da idem bosnu

I prefer to go in bosnia

tercih etmiyorum

radije ne bih

I dont prefer

onun hakkında düşünmeyi tercih etmiyorum

radije ne bih mislio o tome

I don't prefer to think about it

bu zevk bana ait

bilo mi je zadovoljstvo

it was my pleasure pleasure was mine

Faydalı kelimeler Korisno riječi Useful words TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Hiç böyle bir hikaye duymadım

Nikad nisam čuo takvu priču

Bu yapabileceğin en iyi şey

İNGİLİZCE I have never heard such a story

To je najbolja stvar koju možeš This is the best thing you can do učiniti

Biz igman dağına çıktık

Popeli smo se na igman planina

We climbed igman mountain

Haftada iki kez

Dvaput nedjeljno

Twice a week

Dao si mu knjigu Dao si njemu knjigu Poslao sam te pismo Poslao sam pismo te

You gave him the book You gave the book to him I sent you a letter I sent a letter to you

Öyle değil mi?

Zar ne?

İsn’t it

arasında

između

between

aramızda

İzmeđu nas

Between us

Sen kitabı ona verdin Ben sana mektup gönderdim

Faydalı kelimeler Korisno riječi Useful words TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

aranızda

İzmeđu vas

between you

yerine

umjesto

İnstead of

yardımın için teşekkürler

hvala na pomoći

thanks for your help

davetin için teşekkürler

hvala na pozivu

thanks for invitation

ziyaretin için teşekkürler

hvala na posjeti

thanks for visiting

güveniniz için teşekkürler

hvala na povjerenju hvala na pouzdanju hvala na oslanjanju

thanks for reliance/ confidence

şimdiden teşekkürler

hvala unapprijed

thanks in advance

anlayışınız için teşekkürler

hvala na razumijevanju

thanks for your understanding

sabrınız için teşekkürler

hvala na strpljenju

thanks for your patience

Faydalı kelimeler Korisno riječi Useful words TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

sorduğunuz için teşekkürler

hvala što pitaš hvala na pitanju

thanks for asking thanks for wondering

desteğiniz için teşekkürler

hvala za podrsku

thanks for supporting

ilginiz için teşekkürler

hvala za vaše zanimanje hvala za vaše interesovanje

thank you for your interest

çok teşekkür ederim

hvala lijepa

thanks a lot

ne znam kako da vam zahvalim

I don’t know how I will thank you

znam kako da vam zahvalim

I know how I will thank you

size teşekkür etmek istiyorum

želim da vam se zahvalim

I want to thank you

Saraybosnaya doğru gidiyorum Ben saraybosnaya doğru gidiyorum

idem prema sarejevu

I go toward saraybosnia

size nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum size nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum size nasıl teşekkür edeceğimi biliyorum

İNGİLİZCE

Faydalı kelimeler Korisno riječi Useful words TÜRKÇE Bu çatal mı yoksa kaşık mıdır?

Şu limon mu yoksa elma mıdır?

BOŞNAKÇA Da li ovo viljuška ili kašika? Je li je ovo viljuška ili kašika? Da li to limun ili jabuka? Je li je to limun ili jabuka?

İNGİLİZCE İs this fork or spoon?

İs this lemon or an apple?

Birkaç

Nekoliko

A few

Birkaç kitaba ihtiyacım var

Trebam nekoliko knjiga

I need a few books

Birkaç ekmek satın alacağım

Kupit ću nekoliko hljeba

I will buy some breads

sensiz yaşayamam

senden başkasını sevemem

Ja ne mogu živjeti bez tebe Ne mogu živjeti bez tebe ja ne mogu voljeti nikoga osim tebe

I can’t live without you

I can’t love anyone except you

senin dışında burada kim var?

Ko ima osim tebe?

Who is here except you?

senin dışında burada kim vardı?

Ko je bio osim tebe?

Who was here except you?

Ben mostara doğru koşuyorum

Trčem prema mostaru

I go run toward mostar

Faydalı kelimeler Korisno riječi Useful words TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben tüm gün istanbuldaydım, O Bio sam u istanbulu cijeli dan, a I was all day in istanbul, as of He ise sareyevodaydı On je u sarejevu was in sareyevo Henüz vişegrada varmadım ali Nisam još stigo u višegradu ali na I haven’t reached yet to visegrad yoldayım putu sam but I’m on way İstanbul is very beatiful city, that İstanbul çok güzel bir şehirdir bu İstanbul je vrlo lijep grad , zato is why immediately you must yüzden hemen gelmelisin odmah smiješ dolaziti come Demek ki, artık beni it means ,no longer you don’t znači ,ne više ne voliš me sevmiyorsun love me Ben bunu biliyorum ki, sen cok ja znam da mnogo dobar si I know t you are a real gem iyisin znam da mnogo dobar si Ben istiyorum ki yakında Ja hoću da uskoro naućim I want let me learn soon bosnian boşnakçayı öğreneyim bosankog jezika language Artık gitme zamanı Ne više vrijeme je da ide Any more it’s time to go Gitme zamanı Krajnje je vrijeme da idem it is high time to leave

Arkadaşlığın için teşekkürler

Hvala za prijateljstvo

Thanks for friendship

Faydalı kelimeler Korisno riječi Useful words TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

birimiz biriniz ikimiz İkiniz üçümüz üçünüz

jedan od nas jedan od vas nas dvoje vas dvoje nas troje vas troje svi oni svi

one of us one of you two of us two of you there of us there of you

onların bazıları

neki od njih

some of them

onların bir kaçı

nekoliko njih

a few of them

onların hiç biri

niko od njih

none of them

hiç biriniz

niko od vas

none of you

hepiniz hepimiz

svima vama svima nama

all of you all of us

hepsi

all of them

Faydalı kelimeler Korisno riječi Useful words TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

bir yerde

negdje

somewhere

hiçbir yerde

nigdje

nowhere

hiçbir yerde

igdje

anywhere

her yerde

svugdje

everywhere

biri birisi

neko

somebody

kimse

iko

anybody

kimse

niko

nobody

herkes

svako

everybody

Faydalı kelimeler Korisno riječi Useful words TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

hiçbir şey

išta

anything

hiçbir şey

ništa

nothing

herşey

svasta

everything

hepsi

sve

all

her

Sve svaki svako

every

her gün

svaki dan

every day

her yıl

svake godine

every year

her hafta

svake sedmice

every week

Faydalı kelimeler Korisno riječi Useful words TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

her ay

svaki mjesec

Every month

Bugün iyi bir ruh hali içindeyim

Dobro sam raspolozen danas

I am in a good mood today

dört gözle bekliyorum Ben dört gözle beliyorum

unaprijed se radujem već se radujem Unaprijed se radujem odlasku u Bosnu Vec se radujem sto idem u Bosnu

Bosnaya gitmeyi dört gözle bekiyorum Ne demek!

Šta je znaci !

I‘m looking forward to I‘m looking forward to go to bosnia what it means!

Şuanda dışarda yağmur yağıyor Trenutno napolju pada kiša, zbog At the moment outside it rains O yüzden burada kal toga ostani ovdje therefore stay here Madem ki beni sevmiyorsun Pošto ne voliš me molim da ne Now that you dont like me Lütfen konuşmayalım razgovorom Please let’s no talk

Faydalı kelimeler Korisno riječi Useful words TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

kendi kendime öğreniyorum

naućim se

I learn by myself

kendi kendine öğreniyorsun

naućis se

You learn by youself

kendi kendine öğreniyor

nauću se

He learns by himself

kendi kendine öğreniyor

nauću se

She learns by herself

kendi kendimize öğreniyoruz

naućimo se

We learn by ourselves

kendi kendinize öğreniyorsunuz

naućite se

You learn by youself

kendi kendilerine öğreniyorlar

nauću se

They learn by themselves

Faydalı kelimeler Korisno riječi Useful words TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

üzere

upravo, samo sto,skora pa

about to

gitmek üzereyim

samo sto nisam krenuo

I'm about to go

açıklamak üzereydim

upravo sam htio objasniti

I was just about to explain

film başlamak üzere

film samo sto nije poceo

fim is about to start

sen bir şiir yazmak üzeresin

upravo se spremas da pises pjesmu

you are about to write a poem

seni aramak üzereydim

upravo sam te htio pozvati

I was about to call you

bana şans dile

poželi mi sreću

wish me luck

bize şans dile

poželi nam sreću

wish us luck

bundan sonra

nakon toga

after that

Koşullu cümleler Uslovne rečenice Conditional sentences TÜRKÇE eğer ben gelirsem gelirsem eğer sen gelirsen gelirsen eğer o gelirse gelirse eğer o gelirse gelirse eğer biz gelirsek gelirsek eğer siz gelirseniz gelirseniz eğer onlar gelirse eğer onlar gelirlerse

BOŞNAKÇA ako dođem da dođem ako dođeš da dođeš ako on dođe da dođe ako ona dođe da dođu ako dođemo da dođemo ako dođete da dođete ako dođe da dođe

İNGİLİZCE İf I come

İf you come İf he comes İf she comes İf we come İf you come İf they come

Koşullu cümleler Uslovne rečenice Conditional sentences TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

eğer ben gelmezsem gelmezsem eğer sen gelmezsen gelmezsen eğer o gelmezse gelmezse eğer o gelmezse gelmezse eğer biz gelmezsek gelmezsek eğer siz gelmesseniz gelmesseniz eğer onlar gelmese eğer onlar gelmezseler gelmezseler

ako ne dođem da ne dođem ako ne dođeš da ne dođeš ako ne dođe da ne dođe ako ne dođe da ne dođe ako ne dođemo da ne dođemo ako ne dođete da ne dođete ako ne dođe da ne dođe

İNGİLİZCE İf I dont come

İf you dont come İf he doesnt come İf she doesnt come İf we dont come İf you dont come İf they dont come

Koşullu cümleler Uslovne rečenice Conditional sentences TÜRKÇE eğer ben gelseydim gelseydim

eğer sen gelseydin gelseydin eğer o gelseydi gelseydi eğer o gelseydi gelseydi eğer biz gelseydik gelseydik eğer siz gelseydiniz gelseydiniz eğer onlar gelseydiler gelseydiler

BOŞNAKÇA ako budem došao (muz) da sam došao ako budem došla (zena) da sam došla ako budeš došao (muz) da si došao ako budes došla (zena) da si došla ako bude došao da je došao ako bude došla da je došla ako budemo došli da smo došli ako budete došli da ste došli ako budu došli da su došli

İNGİLİZCE İf I came

İf you came

İf he came

İf she came İf we came İf you came İf they came

Koşullu cümleler Uslovne rečenice Conditional sentences TÜRKÇE eğer ben gelmeseydim gelmeseydim

eğer sen gelmeseydin gelmeseydin eğer o gelmeseydi gelmeseydi eğer o gelmeseydi gelmeseydi eğer biz gelmeseydik gelmeseydik eğer siz gelmeseydiniz gelmeseydiniz eğer onlar gelmeseydi eğer onlar gelmeseydiler gelmeseydiler

BOŞNAKÇA ako nisam došao (muz) da nisam došao ako nisam došla (zena) da nisam došla ako nisi došao (muz) da nisi došao ako nisi došla (zena) da nisi došla ako nije došao da nije došao ako nije došla da nije došla ako nismo došli da nismo došli ako niste došli da ste došli ako nisu došli da nisu došli

İNGİLİZCE İf I didnt come

İf you didnt come

İf he didnt come

İf she didnt come İf we didnt come İf you didnt come

İf they didnt come

Koşullu cümleler Uslovne rečenice Conditional sentences TÜRKÇE Ben gelmemiş olsaydım

Sen gelmemiş olsaydın

BOŞNAKÇA ako ne budem bio došao (muz) ako ne budem bila došla (zena) ako ne budes bio došao (muz) ako ne budes bila došla (zena)

İNGİLİZCE if I had not come

if you had not come

O gelmemiş olsaydı

ako ne bude bio došao

if he had not come

O gelmemiş olsaydı

ako ne bude bila došla

if she had not come

Biz gelmemiş olsaydık

ako ne budemo bili došli

if we had not come

Siz gelmemiş olsaydınız

ako ne budete bili došli

if you had not come

Onlar gelmemiş olsaydılar

ako ne budu bili došli

if they had not come

Geçmişte devam eden olaylar (Olumlu cümleler) Proslo svrseno vrijeme (Pozitivne rečenice) Past continouns tense (Positive senteces) TÜRKÇE Ben söyleyecektim

Sen söyleyecektin

O söyleyecekti

O söyleyecekti Biz söyleyecektik Siz söyleyecektiniz Onlar söyleyecektiler

BOŞNAKÇA htio sam reći (muz) mislio sam reći htjela sam reći (zena) mislila sam reći htio si reći (man) mislio si reći htjela si reći (women) mislila si reći htio je reći mislio je reći htjela je reći mislila je reći htjeli smo reći mislili smo reći htjeli ste reći mislili ste reći htjeli su reći mislili su reći

İNGİLİZCE I was going to say

you were going to say

he was going to say

she was going to say we were going to say you were going to say they were going to say

Geçmişte devam eden olaylar (Olumsuz cümleler) Proslo svrseno vrijeme (Negativne rečenice) Past continouns tense (Negative senteces) TÜRKÇE Ben söylemeyecektim

Sen söylemeyecektin

O söylemeyecekti

O söylemeyecekti Biz söylemeyecektik Siz söylemeyecektiniz Onlar söylemeyecektiler

BOŞNAKÇA nisam htio reći (muz) nisam mislio reći nisam htjela reći (zena) nisam mislila reći htio si reći (muz) mislio si reći htjela si reći (zena) mislila si reći nije htio reći nije mislio reći nije htjela reći nije mislila reći nismo htjeli reći nismo mislili reći niste htjeli reći niste mislili reći nisu htjeli reći nisu mislili reći

İNGİLİZCE I was not going to say

You were not going to say

He was not going to say

She was not going to say We were not going to say You were not going to say They were not going to say

Geçmişte devam eden olaylar (Olumlu sorumlar) Proslo svrseno vrijeme (Pozitivne pitanje) Past continouns tense (Positive questions) TÜRKÇE Ben söyleyecek miydim?

Sen söyleyecek miydin?

O söyleyecek miydi?

O söyleyecek miydi? Biz söyleyecek miydik? Siz söyleyecek miydiniz? Onlar söyleyecekler miydi?

BOŞNAKÇA Da li sam htio reći? (muz) Da li sam mislio reći? Da li sam htjela reći? (zena) Da li sam mislila reći? Da li si htio reći? (muz) Da li si mislio reći? Da li si htjela reći? (zena) Da li si mislila reći? Da li je htio reći? Da li je mislio reći? Da li je htjela reći? Da li je mislila reći? Da li smo hitjeli reći? Da li smo mislili reći? Da li ste hitjeli reći? Da li ste mislili reći? Da li su hitjeli reći? Da li su mislili reći?

İNGİLİZCE was I going to say?

were you going to say?

was he going to say?

was she going to say? were we going to say? were you going to say? were they going to say?

Geçmişte devam eden olaylar (Olumsuz sorular) Proslo svrseno vrijeme (Negativne pitanje) Past continouns tense (Negative questions) TÜRKÇE Ben söylemeyecek miydim?

Sen söylemeyecek miydin?

O söylemeyecek miydi?

O söylemeyecek miydi? Biz söylemeyecek miydik? Siz söylemeyecek miydiniz? Onlar söylemeyecekler miydi?

BOŞNAKÇA nisam li htio reći? (muz) nisam li mislio reći? nisam li htjela reći? (zena) nisam li mislila reći? nisi li htio reći? (muz) nisi li mislio reći? nisi li htjela reći? (zena) nisi li mislila reći? nije li htio reći? nije li mislio reći? nije li htjela reći? nije li mislila reći? nismo li htjeli reći? nismo li mislili reći? niste li htjeli reći? niste li mislili reći? nisu li htjeli reći? nisu li mislili reći?

İNGİLİZCE was not I going to say?

were not you going to say?

was not he going to say?

was not she going to say? were not we going to say? were not you going to say? were not they going to say?

Ben gelirdim došao bih I would come TÜRKÇE Ben gelirdim

Sen gelirdin

BOŞNAKÇA došao bih (muz) došla bih (zena) došao bi (muz) došla bi (zena)

İNGİLİZCE I would come

You would come

O gelirdi

došao bi

He would come

O gelirdi

došla bi

She would come

Biz gelirdik

došli bismo

We would come

Siz gelirdiniz

došli biste

You would come

Onlar gelirdi

oni bi došli došli bi

They woud come

Ben gelmezdim ne bih došao I would not come TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Ben gelmezdim Ben gelemezdim Sen gelmezdin Sen gelemezdin O gelmezdi O gelemezdi O gelmezdi O gelemezdi Biz gelmezdik Biz gelemezdik Siz gelmezdiniz Siz gelemezdiniz Onlar gelmezdiler Onlar gelemezdiler

ne bih došao (muz) ne bih došla (zena) ne bi došao (muz) ne bi došla (zena)

İNGİLİZCE I would not come

you would not come

ne bi došao

He would not come

ne bi došla

She would not come

ne bismo došli

We would not come

ne biste došli

You would not come

ne bi došli

They woud not come

Ben gelir miydim? Da li bih došao? would I come? TÜRKÇE Ben gelir miydim?

Sen gelir miydin?

BOŞNAKÇA Da li bih došao? (muz) Da li bih došla? (zena) Da li bi došao? (muz) Da li bi došla? (zena)

İNGİLİZCE would I come?

would you come?

O gelir miydi?

Da li bi došao?

would he come?

O gelir miydi?

Da li bi došla?

would she come?

Biz gelir miydik?

Da li bismo došli?

would we come?

Siz gelir miydiniz?

Da li biste došli?

would you come?

Onlar gelir miydi?

Da li bi došli?

would they come?

Ben gelemez miydim? ne bih li došao? would not I come? TÜRKÇE Ben gelemez miydim?

Sen gelemez miydin?

BOŞNAKÇA ne bih li došao? (muz) ne bih li došla? (zena) ne bi li došao? (muz) ne bi li došla? (zena)

İNGİLİZCE would not I come?

would not you come?

O gelemez miydi?

ne bi li došao?

would not he come?

O gelemez miydi?

ne bi li došla?

would not she come?

Biz gelemez miydik?

ne bismo li došli?

would not we come?

Siz gelemez miydiniz?

ne biste li došli?

would not you come?

Onlar gelemez miydi?

ne bi li došli?

would not they come?

Ben gelmiş olurdum bio bih došao I would have come TÜRKÇE Ben gelmiş olurdum

Sen gelmiş olurdum

BOŞNAKÇA bio bih došao (muz) bila bih došla (zena) bio bi došao (muz) bila bi došla (zena)

İNGİLİZCE I would have come

You would have come

O gelmiş olurdu

bio bi došao

He would have come

O gelmiş olurdu

bila bi došla

She would have come

Biz gelmiş olurduk

bili bi došli

We would have come

Siz gelmiş olurdunuz

biste bi došli

You would have come

Onlar gelmiş olurdular

bili bi došli

They would have come

Ben gelmemiş olurdum ne bih bio došao I would not have come TÜRKÇE Ben gelmemiş olurdum

Sen gelmemiş olurdum

BOŞNAKÇA ne bih bio došao (muz) ne bih bila došla (zena) ne bi bi došao (muz) ne bi bila došla (zena)

İNGİLİZCE I would not have come

You would not have come

O gelmemiş olurdu

ne bi bio došao

He would not have come

O gelmiş olurdu

ne bi bila došla

She would not have come

Biz gelmemiş olurduk

ne bismo bili došli

We would not have come

Siz gelmemiş olurdunuz

ne biste bili došli

You would not have come

Onlar gelmemiş olurdular

ne bi bili došli

They would not have come

Koşullu cümleler Uslovne rečenice Conditional sentences TÜRKÇE Benim varsa

Senin varsa Onun varsa Onun varsa Bizim varsa Sizin varsa Onların varsa

BOŞNAKÇA da imam ako imam da imaš ako imaš da ima ako ima da ima ako ima da imamo ako imamo da imate ako imate da imaju ako imaju

İNGİLİZCE if I have got

if you have got if he has got if she has got if we have got if you have got if they have got

Koşullu cümleler Uslovne rečenice Conditional sentences TÜRKÇE Benim yoksa

Senin yoksa Onun yoksa Onun yoksa Bizim yoksa Sizin yoksa Onların yoksa

BOŞNAKÇA da nemam ako nemam da nemaš ako nemaš da nema ako nema da nema ako nema da nemamo ako nemamo da nemate ako nemate da nemaju ako nemaju

İNGİLİZCE if I have not got

if you have not got if he has not got if she has not got if we have not got if you have not got if they have not got

Koşullu cümleler Uslovne rečenice Conditional sentences TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Benim olsaydı

da sam imao

if I had

Senin olsaydı

da si imao

if you had

Onun olsaydı

da je imao

if he have

Onun olsaydı

da je imala

if she have

Bizim olsaydı

da smo imali

if we had

Sizin olsaydı

da ste imali

if you had

Onların olsaydı

da su imali

if they had

Koşullu cümleler Uslovne rečenice Conditional sentences TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Benim olmasaydı

da nisam imao

if I didn't have

Senin olmasaydı

da nisi imao

if you didn't have

Onun olmasaydı

da nije imao

if he didn'tt have

Onun olmasaydı

da nije imala

if she didn't have

Bizim olmasaydı

da nismo imali

if we didn't have

Sizin olmasaydı

da nište imali

if you didn't have

Onların olmasaydı

da nisu imali

if they didn't have

Ben bosna da bulundum ja sam bio u bosni I have been to in bosnia TÜRKÇE Ben bosna da bulundum

Sen bosna da bulundun

O bosna da bulundu

O bosna da bulundu Biz bosna da bulunduk Siz bosna da bulundunuz Onlar bosna da bulundular

BOŞNAKÇA ja sam bio u bosni (muz) bio sam u bosni ja sam bila u bosni (zena) bila sam u bosni ti si bio u bosni (muz) bio si u bosni ti si bila u bosni (zena) bila si u bosni on je bio u bosni bio je u bosni ona je bila u bosni bila je u bosni mi smo bili u bosni bili smo u bosni vi ste bili u bosni bili ste u bosni ona su bili u bosni bili ona u bosni

İNGİLİZCE I have been to in bosnia

You have been to in bosnia

He has been to in bosnia

She has been to in bosnia We have been to in bosnia You have been to in bosnia They have been to in bosnia

Ben bosna da bulunmadım Nikad nisam bio sam u bosni I have never been to in bosnia TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Nikad nisam bio sam u bosni(muz) I have never been to in bosnia Nikad nisam bila sam ubosni (zena) Nikad nisi bio sam u bosni (man) You have never been to in Sen bosna da hiç bulunmadın Nikad nisi bila sam u bosni (zena) bosnia

Ben bosna da hiç bulunmadım

O bosna da hiç bulunmadı

Nikad nije bio u bosni

O bosna da hiç bulunmadı

Nikad nije bila u bosni

Biz bosna da hiç bulunmadık

Nikad nismo bili u bosni

Siz bosna da hiç bulunmadınız

Nikad niste bili u bosni

Onlar bosna da hiç bulunmadı Onlar bosna da hiç bulunmadılar

Nikad nisu bili u bosni

He has never been to in bosnia She has never been to in bosnia We have never been to in bosnia You have never been to in bosnia They have never been in bosnia

Ben bosna da hiç bulundum mu? jesam li ikad bio u bosni? Have I ever been to in bosnia? TÜRKÇE Ben bosnada hiç bulundum mu?

Sen bosnada hiç bulundu mu?

BOŞNAKÇA jesam li ikad bio u bosni?(muz) jesam li ikad bila u bosni?(zena) jesi li ikad bio u bosni?(muz) jesi li ikad bila u bosni? (zena)

O bosnada hiç bulundu mu?

je li ikad bio u bosni?

O bosnada hiç bulundu mu?

je li ikad bila u bosni?

Biz bosnada hiç bulunduk mu?

jesmo li ikad bili u bosni?

Siz bosnada hiç bulundunuz mu?

jeste li ikad bili u bosni?

Onlar bosnada hiç bulundular mı?

jesu li ikad bili u bosni?

İNGİLİZCE Have I ever been to in bosnia? Have you ever been to in bosnia? Has he ever been to in bosnia? Has she ever been to in bosnia? Have we ever been to in bosnia? Have you ever been to in bosnia? Have they ever been to in bosnia?

Ben bosna da hiç bulunmadım mı? nisam li nikad bio u bosni? Have I never been to in bosnia? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Ben bosnada hiç bulunmadım mı?

nisam li nikad bio u bosni? (man) nisam li nikad bila u bosni? (zena) nisi li nikad bio u bosni? (muz) Sen bosnada hiç bulunmadın mı? nisi li nikad bila u bosni? (zen) O bosnada hiç bulunmadı mı?

nije li nikad bio u bosni?

O bosnada hiç bulunmadı mı?

nije li nikad bila u bosni?

Biz bosnada hiç bulunmadık mı?

nismo li nikad bili u bosni?

Siz bosnada hiç bulunmadınız mı? Onlar bosnada hiç bulunmadılar mı?

niste li nikad bili u bosni? nisu li nikad bili u bosni?

İNGİLİZCE Have I never been to in bosnia? Have you never been to in bosnia? Has he never been to in bosnia? Has she never been to in bosnia? Have we never been to in bosnia? Have you never been to in bosnia? Have they never been to in bosnia?

İki cümleyi birleştirmek Relativna klauza Relative clause TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben bir kadın gördüm

Vidio sam ženu

I saw women

O 3 dil konuşuyor

Ona govori 3 jezika

She talks 3 language

3 dil konuşan …. bir kadın gördüm

Vidio sam ženu koja govori 3 jezika.

I saw women who talks 3 language

İyi bir yer biliyorum

Znam dobro mjesto

I know good place

Yemek yiyebileceğimiz

Mi ćemo moći jesti

We will be able to eat

Yemek yiyebileceğimiz … iyi bir yer biliyorum

Znam dobro mjesto gdje ćemo moći jesti.

I know good place where we will be able to eat

Ben polis tarafından takip edildim bio sam gonjen od policije I was chased by police TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben polis tarafından takip edildim Sen polis tarafından takip edildin

bio sam gonjen od policije (muz) bila sam gonjena od policije(zena) bio si gonjen od policije (man) bila si gonjena od policije (zena)

O polis tarafından takip edildi

bio je gonjen od policije

He was chased by police

O polis tarafından takip edildi

bila je gonjena od policije

She was chased by police

Biz polis tarafından takip edildik

bili smo gonjeni od policije

We were chased by police

bili ste gonjeni od policije

You were chased by police

bili su gonjeni od policije

They were chased by police

Siz polis tarafından takip edildiniz Onlar polis tarafından takip edildiler

I was chased by police

You were chased by police

Ben polis tarafından takip edilmedim nisam bio gonjen od policije I was not chased by police TÜRKÇE Ben polis tarafından takip edilmedim Sen polis tarafından takip edilmedin

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

nisam bio gonjen od policije (muz) nisam bila gonjena od policije I was not chased by police (zena) nisi bio gonjen od policije ( muz) You were not chased by police nisi bila gonjena od policije(zena)

O polis tarafından takip edilmedi

nije bio gonjen od policije

He was not chased by police

O polis tarafından takip edilmedi

nije bila gonjena od policije

She was not chased by police

nismo bili gonjeni od policije

We were not chased by police

nište bili gonjeni od policije

You were not chased by police

nisu bili gonjeni od policije

They were not chased by police

Biz polis tarafından takip edilmedik Siz polis tarafından takip edilmediniz Onlar polis tarafından takip edilmediler

Ben polis tarafından takip edildim mi? jesam li bio gonjen od policije ? was I chased by police? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

jesam li bio gonjen od policije ? Ben polis tarafından takip (muz) edildim mi? jesam li bila gonjena od policije ? (zena) jesi li bilo gonjen od policije ? Sen polis tarafından takip edildin (muz) mi? jesi li bila gonjena od policije ? (zena) O polis tarafından takip edildi je li bio gonjen od policije ? mi? O polis tarafından takip edildi je li bila gonjena od policije ? mi? Biz polis tarafından takip edildik jesmo bili gonjeni od policije ? mi? Siz polis tarafından takip jeste bili gonjeni od policije ? edildiniz mi? Onlar polis tarafından takip jesu bili gonjeni od policije ? edildiler mi?

İNGİLİZCE was I chased by police?

were you chased by police?

was he chased by police?

was she chased by police? were we chased by police? were you chassed by police? were they chased by police?

Ben polis tarafından takip edilmedim mi? nisam li bio gonjen od policije ? was not I chased by police? TÜRKÇE Ben polis tarafından takip edilmedim mi?

Sen polis tarafından takip edilmedin mi? O polis tarafından takip edilmedi mi? O polis tarafından takip edilmedi mi? Biz polis tarafından takip edilmedik mi? Siz polis tarafından takip edilmediniz mi? Onlar polis tarafından takip edilmediler mi?

BOŞNAKÇA nisam li bio gonjen od policije ? (muz) nisam li bila gonjena od policije? (zena) nisi li bio gonjen od policije? (muz) nisi li bila gonjena od policije? (zena)

İNGİLİZCE was not I chased by police?

were not you chased by police?

nije li bio gonjen od policije?

was not he chased by police?

nije li bila gonjena od policije?

was not she chased by police?

nismo li bili gonjeni od policije? were not we chased by police? nište li bili gonjeni od policije? nisu li bili gonjeni od policije?

were not you chassed by police? were not they chased by police?

Ben polis tarafından takip ediliyorum ja sam gonjen od policije I'm being chased by police TÜRKÇE Ben polis tarafından takip ediliyorum Sen polis tarafından takip ediliyorsun O polis tarafından takip ediliyor O polis tarafından takip ediliyor Biz polis tarafından takip ediliyoruz Siz polis tarafından takip ediliyorsunuz Onlar polis tarafından takip ediliyorlar

BOŞNAKÇA ja sam gonjen od policije (muz) gonjena sam od policije (zena) ti si gonjen od policije (muz) gonjena si od policije (zena) on je gonjen gonjen je ona je gonjen gonjena je mi smo gonjeni gonjen smo vi ste gonjeni gonjen ste oni su gonjeni gonjen su

İNGİLİZCE I'm being chased by police

You're being chased by police He's being chased by police She's being chased by police We're being chased by police You're being chased by police They're being chased by police

Ben polis tarafından takip edilmiyorum nisam gonjen od policije I'm not being chased by police TÜRKÇE Ben polis tarafından takip edilmiyorum Sen polis tarafından takip edilmiyorsun O polis tarafından takip edilmiyor O polis tarafından takip edilmiyor Biz polis tarafından takip edilmiyoruz Siz polis tarafından takip edilmiyorsunuz Onlar polis tarafından takip edilmiyorlar

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

nisam gonjen od policije

I'm not being chased by police

nisi gonjen od policije

You're not being chased by police

nije gonjen od policije

He's not being chased by police

nije gonjen od policije nismo gonjen od policije nište gonjen od policije nisu gonjen od policije

She's not being chased by police we're not being chased by police You're not being chased by police They're not being chased by police

Ben polis tarafından takip ediliyor muyum? jesam li gonjen od policije ? am I being chased by police? TÜRKÇE Ben polis tarafından takip ediliyor muyum? Sen polis tarafından takip ediliyor musun? O polis tarafından takip ediliyor mu? O polis tarafından takip ediliyor mu? Biz polis tarafından takip ediliyor muyuz? Siz polis tarafından takip ediliyor muyuz? Onlar polis tarafından takip ediliyor mu?

BOŞNAKÇA jesam li gonjen od policije ?

jesi li gonjen od policije ? jeli gonjen od policije ? jeli gonjen od policije ? jesmo li gonjen od policije ? jeste li gonjen od policije ? jesu li gonjen od policije ?

İNGİLİZCE am I being chased by police? are you being chased by police? is he chased being by police? is she being chased by police? are we being chased by police? are you being chased by police? are they being chased by police?

Ben polis tarafından takip edilmiyor muyum? nisam li gonjen od policije? am not I being chased by police? TÜRKÇE Ben polis tarafından takip edilmiyor muyum? Sen polis tarafından takip edilmiyor musun? O polis tarafından takip edilmiyor mu? O polis tarafından takip edilmiyor mu? Biz polis tarafından takip edilmiyor muyuz? Siz polis tarafından takip edilmiyor musunuz? Onlar polis tarafından takip edilmiyorlar mı?

BOŞNAKÇA nisam li gonjen od policije?

nisi li gonjen od policije? nije li gonjen od policije? nije li gonjen od policije? nismo li gonjen od policije? nište li gonjen od policije? nisu li gonjen od policije?

İNGİLİZCE am not I being chased by police? are not you being chased by police? is not he chased being by police? is not she being chased by police? are not we being chased by police? are not you being chased by police? are not they being chased by police?

Ben takip edileceğim ja ću biti gonjen I will be chased TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben takip edileceğim

ja ću biti gonjen

I will be chased

Sen takip edileceksin

ti ćeš biti gonjen

You will be chased

O takip edilecek

on će biti gonjen

He will be chased

O takip edilecek

ona će biti gonjena

She will be chased

Biz takip edilecek

mi ćemo biti gonjeni

We will be chased

Siz takip edileceksiniz

vi ćete biti gonjeni

You will be chased

Onlar takip edilecekler

oni će biti gonjeni

They will be chased

Ben takip edilmeyeceğim neću biti gonjen I wont be chased TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben takip edilmeyeceğim

neću biti gonjen

I wont be chased

Sen takip edilmeyeceksin

nećeš biti gonjen

you wont be chased

O takip edilmiyecek

neće biti gonjen

He wont be chased

O takip edilmiyecek

neće biti gonjena

She wont be chased

Biz takip edilmeyeceğiz

nećemo biti gonjeni

We wont be chased

Siz takip edilmeyeceksiniz

nećete biti gonjeni

You wont be chased

Onlar takip edilmeyecekler

neću biti gonjeni

They wont be chased

Ben takip edilecek miyim? Da li ću gonjen? will I be chased? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben takip edilecek miyim?

Da li ću biti gonjen?

will I be chased?

Sen takip edilecek misin?

Da li ćeš biti gonjen?

will you be chased?

O takip edilecek mi?

Da li će biti gonjen?

will he be chased?

O takip edilecek mi?

Da li će biti gonjena?

will she be chased?

Biz takip edilecek miyiz?

Da li ćemo biti gonjeni?

will we be chased?

Siz takip edilecek misiniz?

Da li ćete biti gonjeni?

will you be chased?

Onlar takip edilecekler mi?

Da li ću biti gonjeni?

will they be chased?

Ben takip edilmeyecek miyim? neću li biti gonjen? wont I be chased? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben takip edilmeyecek miyim?

neću li biti gonjen?

wont I be chased?

Sen takip edilmeyecek misin?

nećeš li biti gonjen?

wont you be chased?

O takip edilmeyecek mi?

neće li biti gonjen?

wont he be chased?

O takip edilmeyecek mi?

neće li biti gonjena?

wont she be chased?

Biz takip edilmeyecek miyiz?

nećemo li biti gonjeni?

wont we be chased?

Siz takip edilmeytecek misiniz?

nećete li biti gonjeni?

wont you be chased?

Onlar takip edilmeyecekler mi?

neću li biti gonjeni?

wont they be chased?

Ben takip edilebilirim ja mogu biti gonjen I can be chased TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben takip edilebilirim

ja mogu biti gonjen

I can be chased

Sen takip edilebilirsin

ti možeš biti gonjen

You can be chased

O takip edilebilir

on može biti gonjen

He can be chased

O takip edilebilir

ona može biti gonjena

She can be chased

Biz takip edilebiliriz

mi možemo biti gonjeni

We can be chased

Siz takip edilebilirsiniz

vi možete biti gonjeni

You can be chased

Onlar takip edilebilir

oni može biti gonjeni

They can be chased

Ben takip edilemem ne mogu biti gonjen I can not be chased TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben takip edilemem

ne mogu biti gonjen

I can not be chased

Sen takip edilemezsin

ne možeš biti gonjen

You can not be chased

O takip edilemez

ne može biti gonjen

He can not be chased

O takip edilemez

ne može biti gonjena

She can not be chased

Biz takip edilemeyiz

ne možemo biti gonjeni

We can not be chased

Siz takip edilemezsiniz

ne možete biti gonjeni

You can not be chased

Onlar takip edilemezler

ne može biti gonjeni

They can not be chased

Ben takip edilebilir miyim? mogu li biti gonjen? can I be chased? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben takip edilebilir miyim?

mogu li biti gonjen?

can I be chased?

Sen takip edilebilir misin?

možeš li biti gonjen?

can you be chased?

O takip edilebilir mi?

može li biti gonjen?

can he be chased?

O takip edilebilir mi?

može li biti gonjena?

can she be chased

Biz takip edilebilir miyiz?

možemo li biti gonjeni?

can we be chased

Siz takip edilebilir misiniz?

možete li biti gonjeni?

can you be chased?

Onlar takip edilebilir mi?

može li biti gonjeni?

can they be chased?

Ben takip edilemez miyim? ne mogu li biti gonjen? can not I be chased? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben takip edilemez miyim?

ne mogu li biti gonjen?

can not I be chased?

Sen takip edilemez misin?

ne možeš li biti gonjen?

can not you be chased?

O takip edilemez mi?

ne može li biti gonjen?

can not he be chased?

O takip edilemez mi?

ne može li biti gonjena?

can not she be chased

Biz takip edilemez miyiz?

ne možemo li biti gonjeni?

can not we be chased

Siz takip edilemez misiniz?

ne možete li biti gonjeni?

can not you be chased?

Onlar takip edilemezler mi?

ne može li biti gonjeni?

can not they be chased?

Ben takip edilmeliyim morati biti gonjen I must be chased TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben takip edilmeliyim

moram biti gonjen

I must be chased

Sen takip edilmelisin

moraš biti gonjen

You must be chased

O takip edilmeli

mora biti gonjen

He must be chased

O takip edilmeli

mora biti gonjena

She must be chased

Biz takip edilmeliyiz

moramo biti gonjeni

We must be chased

Siz takip edilmelisiniz

morate biti gonjeni

You must be chased

Onlar takip edilmeli

moraju biti gonjeni

They must be chased

Ben takip edilmemeliyim ne smijem biti gonjen I must not be chased TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben takip edilmemeliyim

ne smijem biti gonjen

I must not be chased

Sen takip edilmemelisin

ne smijes biti gonjen

You must not be chased

O takip edilmemeli

ne smije biti gonjen

He must not be chased

O takip edilmemeli

ne smije biti gonjena

She must not be chased

Biz takip edilmemeliyiz

ne smijemo biti gonjeni

We must not be chased

Siz takip edilmelisiniz

ne smijete biti gonjeni

You must not be chased

Onlar takip edilmemeliler

ne smiju biti gonjeni

They must not be chased

Ben takip edilmeli yim? moram li biti gonjen? must I be chased? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben takip edilmeli yim?

moram li biti gonjen?

must I be chased?

Sen takip edilmeli misin?

moraš li biti gonjen?

must you be chased?

O takip edilmeli mi?

mora li biti gonjen?

must he be chased?

O takip edilmeli mi?

mora li biti gonjena?

must she be chased

Biz takip edilmeli miyiz?

moramo li biti gonjeni?

must we be chased

Siz takip edilmeli misiniz?

morate li biti gonjeni?

must you be chased?

Onlar takip edilmeli mi?

moraju li biti gonjeni?

must they be chased?

Ben takip edilmemeli miyim? ne smijem li biti gonjen? must not I be chased? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben takip edilmemeli miyim?

ne smijem li biti gonjen?

must not I be chased?

Sen takip edilmemeli sin?

ne smijes li biti gonjen?

must not you be chased?

O takip edilmemeli mi?

ne smije li biti gonjen?

must not he be chased?

O takip edilmemeli mi?

ne smije li biti gonjena?

must not she be chased

Biz takip edilmemeli miyiz?

ne smijemo li biti gonjeni?

must not we be chased

Siz takip edilmemeli misiniz?

ne smijete li biti gonjeni?

must not you be chased?

Onlar takip edilmemeli miler?

ne smiju li biti gonjeni?

must not they be chased?

Öğrenmek---öğrenerek ućiniti---ućenjem learn---by learning TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

öğrenmek

ućiniti

learn

öğrenerek

ućenjem

by learning

konuşmak

razgovorati

speak

konuşarak

razgovoranjem

by speaking

anlamak

razumjeti

understand

anlayarak

razumijevanjem

by understanding

Nerede? Gdje? Where? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben neredeyim?

Gdje sam ja?

Where am I?

Sen neredesin?

Gdje si ti?

Where are you?

O nerede?

Gdje je on?

Where is he?

O nerede?

Gdje je ona?

Where is she?

Biz neredeyiz?

Gdje smo mi?

Where are we?

Siz neredesiniz?

Gdje ste vi?

Where are you?

Onlar neredeler?

Gdje su oni?

Where are they?

Nerede? Gdje? Where? TÜRKÇE Ben neredeydim?

Sen neredeydin?

BOŞNAKÇA Gdje sam bio?(muz) Gdje sam bila?(zena) Gdje si bio?(muz) Gdje si bila?(zena)

İNGİLİZCE Where was I?

Where were you?

O neredeydi?

Gdje je bio??

Where was he?

O neredeydi?

Gdje je bila??

Where was she?

Biz neredeydik?

Gdje smo bili?

Where were we?

Siz neredeydiniz?

Gdje ste bili?

Where were you?

Onlar neredeydiler?

Gdje su bili?(muz) Gdje su bile?(zena

Where were they?

Kim? Ko? Who? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben kimim?

Ko sam ja?

Who am I?

Sen kimsin?

Ko si ti?

Who are you?

O kim?

Ko je on?

Who is he?

O kim?

Ko je ona?

Who is she?

Biz kimiz?

Ko smo mi?

Who are we?

Siz kimsiniz?

Ko ste vi?

Who are you?

Onlar kimler?

Ko su oni?

Who are they?

Nerelisin? Odakle si? Where are you? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben nereliyim?

Odakle sam?

Where am I from?

Sen nerelisin?

Odakle si?

Where are you from?

O nereli?

Odakle je?

Where is he from?

O nereli?

Odakle je?

Where is she from?

Biz nereliyiz?

Odakle smo?

Where are we from?

Siz nerelisiniz?

Odakle ste?

Where are you from?

Onlar nereliler?

Odakle su?

Where are they from?

Ben ne zaman gidiyorum? Kad- kada idem? When am I going? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben ne zaman gidiyorum?

Kad idem?

When am I going?

Sen ne zaman gidiyorsun?

Kad ideš ?

When are you going?

O ne zaman gidiyor?

Kad ide?

When is he going?

O ne zaman gidiyor?

Kad ide?

When is she going?

Biz ne zaman gidiyoruz?

Kad idemo?

When are we going?

Siz ne zaman gidiyorsunuz?

Kad idete?

When are you going?

Onlar ne zaman gidiyorlar?

Kad idu?

When are they going?

Ben ne zaman gittim? Kad- kada sam išio? When did I go? TÜRKÇE Ben ne zaman gittim?

Sen ne zaman gittin?

BOŞNAKÇA Kad sam išao? Kad sam išla? Kad si išao? Kad si išla

İNGİLİZCE When did I go?

When did you go?

O ne zaman gitti?

Kad je išao?

When did he go?

O ne zaman gitti?

Kad je išla?

When did she go?

Biz ne zaman gittik?

Kad smo išli?

When did we go?

Siz ne zaman gittiniz?

Kad ste išli?

When did you go?

Onlar ne zaman gittiler?

Kad su išli?

When did they go?

Ben ne zaman gideceğim? Kad- kada ću ići? When will I go? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben ne zaman gideceğim?

Kad ću ići?

When will I go?

Sen ne zaman gideceksin?

Kad ćeš ići?

When will you go?

O ne zaman gidecek?

Kad će ići?

When will he go?

O ne zaman gidecek?

Kad će ići?

When will she go?

Biz ne zaman gideceğiz?

Kad ćemo ići?

When will we go?

Siz ne zaman gideceksiniz?

Kad ćete ići?

When will you go?

Onlar ne zaman gidecekler?

Kad će oni ići?

When will you they?

Ben ne zaman gidebilirim? Kad- kada mogu ići? When can I go? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben ne zaman gidebilirim?

Kad mogu ići?

When can I go?

Sen ne zaman gidebilirsin?

Kad možeš ići?

When can you go?

O ne zaman gidebilir?

Kad može ići?

When can he go?

O ne zaman gidebilir?

Kad može ići?

When can she go?

Biz ne zaman gidebiliriz?

Kad možemo ići?

When can we go?

Siz ne zaman gidebilirsiniz?

Kad možete ići?

When canyou go?

Onlar ne zaman gidebilirler?

Kad mogu ići?

When can you they?

Ben ne zaman gitmeliyim? Kad- kada moram ići? When must I go? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben ne zaman gitmeliyim?

Kad moram ići?

When must I go?

Sen ne zaman gitmelisin?

Kad moraš ići?

When must you go?

O ne zaman gitmeli?

Kad mora ići?

When must he go?

O ne zaman gitmeli?

Kad mora ići?

When must she go?

Biz ne zaman gitmeliyiz?

Kad moramo ići?

When must we go?

Siz ne zaman gitmelisiniz?

Kad morate ići?

When must you go?

Onlar ne zaman gitmeliler?

Kad moraju ići?

When must they?

Ben ne zaman gidebileceğim? Kad- kada moći ići? When will I be able to go? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben ne zaman gidebileceğim?

Kad ću moći ići?

When will I be able to go?

Sen ne zaman gidebileceksin?

Kad ćeš moći ići?

When will you be able to go?

O ne zaman gidebilecek?

Kad će moći ići?

When will he be able to go?

O ne zaman gidebilecek?

Kad će moći ići?

When will she be able to go?

Biz ne zaman gidebileceğiz?

Kad ćemo moći ići?

When will we be able to go?

Siz ne zaman gidebileceksiniz?

Kad ćete moći ići?

When will you be able to go?

Onlar ne zaman gidebilecekler?

Kad će moći ići?

When will they be able to go?

Ben nereye gidiyorum? Gdje- Kuda- Kamo idem? Where am I going? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben nereye gidiyorum?

Gdje idem?

Where am I going?

Sen nereye gidiyorsun?

Gdje ideš ?

Where are you going?

O nereye gidiyor?

Gdje ide?

Where is he going?

O nereye gidiyor?

Gdje ide?

Where is she going?

Biz nereye gidiyoruz?

Gdje idemo?

Where are we going?

Siz nereye gidiyorsunuz?

Gdje idete?

Where are you going?

Onlar nereye gidiyorlar?

Gdje idu?

Where are they going?

Ben nereye gittim? Gdje sam išio? where did I go? TÜRKÇE Ben nereye gittim?

Sen nereye gittin?

BOŞNAKÇA Gdje sam išao? Gdje sam išla? Gdje si išao? Gdje si išla

İNGİLİZCE Where did I go?

Where did you go?

O nereye gitti?

Gdje je išao?

Where did he go?

O nereye gitti?

Gdje je išla?

Where did she go?

Biz nereye gittik?

Gdje smo išli?

Where did we go?

Siz nereye gittiniz?

Gdje ste išli?

Where did you go?

Onlar nereye gittiler?

Gdje su išli?

Where did they go?

Ben nereye gideceğim? Gdje ću ići? where will I go? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben nereye gideceğim?

Gdje ću ići?

Where will I go?

Sen nereye gideceksin?

Gdje ćeš ići?

Where will you go?

O nereye gidecek?

Gdje će ići?

Where will he go?

O nereye gidecek?

Gdje će ići?

Where will she go?

Biz nereye gideceğiz?

Gdje ćemo ići?

Where will we go?

Siz nereye gideceksiniz?

Gdje ćete ići?

Where will you go?

Onlar nereye gidecekler?

Gdje će ići?

Where will they go?

Ben nereye gidebilirim? Gdje mogu ići? where can I go? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben nereye gidebilirim?

Gdje mogu ići?

Where can I go?

Sen nereye gidebilirsin?

Gdje možeš ići?

Where can you go?

O nereye gidebilir?

Gdje može ići?

Where can he go?

O nereye gidebilir?

Gdje može ići?

Where can she go?

Biz nereye gidebiliriz?

Gdje možemo ići?

Where can we go?

Siz nereye gidebilirsiniz?

Gdje možete ići?

Where canyou go?

Onlar nereye gidebilirler?

Gdje oni mogu ići?

Where can you they?

Ben nereye gitmeliyim? Gdje moram ići? where must I go? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben nereye gitmeliyim?

Gdje moram ići?

When must I go?

Sen nereye gitmelisin?

Gdje moraš ići?

When must you go?

O nereye gitmeli?

Gdje mora ići?

When must he go?

O nereye gitmeli?

Gdje mora ići?

When must she go?

Biz nereye gitmeliyiz?

Gdje moramo ići?

When must we go?

Siz nereye gitmelisiniz?

Gdje morate ići?

When must you go?

Onlar nereye gitmeliler?

Gdje moraju ići?

When must they go?

Ben nasıl öğreniyorum? Kako naucim? How am I learning? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben nasıl öğreniyorum?

Kako naučim?

How am I learning?

Sen nasıl öğreniyorsun?

Kako naučis?

How are you learning?

O nasıl öğreniyor?

Kako nauči?

How is he learning?

O nasıl öğreniyor?

Kako nauči?

How is she learning?

Biz nasıl öğreniyoruz?

Kako naučimo?

How are we learning?

Siz nasıl öğreniyoruz?

Kako naučite?

How are you learning?

Onlar nasıl öğreniyorlar?

Kako oni nauče?

How are they learning?

Ben nasıl öğrendim? kako sam naučio? how did I learn? TÜRKÇE Ben nasıl öğrendim?

Sen nasıl öğrendin?

BOŞNAKÇA Kako sam naučio? Kako sam naučila? Kako si naučio? Kako si naučila?

İNGİLİZCE How did I learn?

How did you learn?

O nasıl öğrendi?

Kako je naučio?

How did he learn?

O nasıl öğrendi?

Kako je naučila?

How did she learn?

Biz nasıl öğrendik?

Kako smo naučili?

How did we learn?

Siz nasıl öğrendiniz?

Kako ste naučili?

How did you learn?

Onlar nasıl öğrendiler?

Kako su naučili?

How did they learn?

Ben nasıl öğreneceğim? kako ću naučiti? how will I learn? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben nasıl öğreneceğim?

Kako ću naučiti?

How will I learn?

Sen nasıl öğreneceksin?

Kako ćeš naučiti?

How will you learn?

O nasıl öğrenecek?

Kako će naučiti?

How will he learn?

O nasıl öğrenecek?

Kako će naučiti?

How will she learn?

Biz nasıl öğreneceğiz?

Kako ćemo naučiti?

How will we learn?

Siz nasıl öğreneceksiniz?

Kako ćete naučiti?

How will you learn?

Onlar nasıl öğrenecekler?

Kako će naučiti?

How will they learn?

Ben nasıl öğrenebilirim? Kako mogu naučiti? how can I learn? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben nasıl öğrenebilirim?

Kako mogu naučiti?

How can I learn?

Sen nasıl öğrenebilirsin?

Kako možeš naučiti?

How can you learn?

O nasıl öğrenebilir?

Kako može naučiti?

How can he learn?

O nasıl öğrenebilir?

Kako može naučiti?

How can she learn?

Biz nasıl öğrenebiliriz?

Kako možemo naučiti?

How can we learn?

Siz nasıl öğrenebilirsiniz?

Kako možete naučiti?

How can you learn?

Onlar nasıl öğrenebilirler?

Kako mogu naučiti?

How can they learn?

Ben nasıl öğrenmeliyim? Kako moram naučiti? how must I learn? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben nasıl öğrenmeliyim?

Kako moram naučiti?

How must I learn?

Sen nasıl öğrenmelisin?

Kako moraš naučiti?

How must you learn?

O nasıl öğrenmeli?

Kako mora naučiti?

How must he learn?

O nasıl öğrenmeli?

Kako mora naučiti?

How must she learn?

Biz nasıl öğrenmeliyiz?

Kako moramo naučiti?

How must we learn?

Siz nasıl öğrenmelisiniz?

Kako morate naučiti?

How must you learn?

Onlar nasıl öğrenmeliler?

Kako moraju naučiti?

How must they learn?

Ben nasıl öğrenebileceğim? Kako ću moći naučiti? How will I be able to learn? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben nasıl öğrenebileceğim?

Kako ću moći naučiti?

How will I be able to learn?

Sen nasıl öğrenebileceksin?

Kako ćeš moći naučiti?

How will you be able to learn?

O nasıl öğrenebilecek?

Kako će moći naučiti?

How will he be able to learn?

O nasıl öğrenebilecek?

Kako će moći naučiti?

How will she be able to learn?

Biz nasıl öğrenebileceğiz?

Kako ćemo moći naučiti?

How will we be able to learn?

Siz nasıl öğrenebileceksiniz?

Kako ćete moći naučiti?

How will you be able to learn?

Onlar nasıl öğrenebilecekler?

Kako će moći naučiti?

How will they be able to learn?

Ben niçin/neden gidiyorum? Zašto idem? Why am I going? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben niçin gidiyorum?

Zašto idem?

Why am I going?

Sen niçin gidiyorsun?

Zašto ideš ?

Why are you going?

O niçin gidiyor?

Zašto ide?

Why is he going?

O niçin gidiyor?

Zašto ide?

Why is she going?

Biz niçin gidiyoruz?

Zašto idemo?

Why are we going?

Siz niçin gidiyorsunuz?

Zašto idete?

Why are you going?

Onlar niçin gidiyorlar?

Zašto idu?

Why are they going?

Ben niçin/neden gitmiyorum? Zašto ne idem? Why amn’t I going? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben niçin gitmiyorum?

Zašto ne idem?

Why am not I going?

Sen niçin gitmiyorsun?

Zašto ne ideš ?

Why are not you going?

O niçin gitmiyor?

Zašto ne ide?

Why is not he going?

O niçin gitmiyor?

Zašto ne ide?

Why is not she going?

Biz niçin gitmiyoruz?

Zašto ne idemo?

Why are not we going?

Siz niçin gitmiyorsunuz?

Zašto ne idete?

Why are not you going?

Onlar niçin gitmiyorlar?

Zašto ne idu?

Why are not they going?

Ben niçin Boşnakça dilini öğrendim? Zašto sam naučio bosanski jezik? Why did I learn Bosnian learn? TÜRKÇE Ben niçin boşnakça dilini öğrendim? Sen niçin boşnakça dilini öğrendin?

BOŞNAKÇA Zašto sam naučio bosanski jezik? Zašto sam naučila bosanski jezik? Zašto si naučio bosanski jezik? Zašto si naučila bosanski jezik?

O niçin boşnakça dilini öğrendi? Zašto je naučio bosanski jezik? O niçin boşnakça dilini öğrendi? Zašto je naučila bosanski jezik? Biz niçin boşnakça dilini öğrendik? Siz niçin boşnakça dilini öğrendiniz? Onlar niçin boşnakça dilini öğrendiler?

Zašto smo naučili bosanski jezik?

Zašto ste naučili bosanski jezik? Zašto su naučili bosanski jezik?

İNGİLİZCE Why did I learn bosnian language? Why did you learn bosnian language? Why did he learn bosnian language? Why did she learn bosnian language? Why did we learn bosnian language? Why did you learn bosnian language? Why did they learn bosnian language?

Ben niçin Boşnakça dilini öğrenmedim? Zašto nisam naučio bosanski jezik? Why did not I learn Bosnian learn? TÜRKÇE Ben niçin boşnakça dilini öğrenmedim? Sen niçin boşnakça dilini öğrenmedin? O niçin boşnakça dilini öğrenmedi? O niçin boşnakça dilini öğrenmedi? Biz niçin boşnakça dilini öğrenmedik? Siz niçin boşnakça dilini öğrenmediniz? Onlar niçin boşnakça dilini öğrenmediler?

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Zašto nisam naučio bosanski jezik? How did not I learn bosnian Zašto nisam naučila bosanski language? jezik? Zašto nisi naučio bosanski jezik? How did not you learn bosnian Zašto nisi naučila bosanski jezik? language? How did not he learn bosnian Zašto nije naučio bosanski jezik? language? Zašto nije naučila bosanski How did not she learn bosnian jezik? language? Zašto nismo naučili bosanski How did not we learn bosnian jezik? language? Zašto nište naučili bosanski How did not you learn bosnian jezik? language? How did not they learn bosnian Zašto nisu naučili bosanski jezik? language?

Ben niçin gideceğim? Zašto ću ići? Why will I go? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben niçin gideceğim?

Zašto ću ići?

Why will I go?

Sen niçin gideceksin?

Zašto ćeš ići?

Why will you go?

O niçin gidecek?

Zašto će ići?

Why will he go?

O niçin gidecek?

Zašto će ići?

Why will she go?

Biz niçin gideceğiz?

Zašto ćemo ići?

Why will we go?

Siz niçin gideceksiniz?

Zašto ćete ići?

Why will you go?

Onlar niçin gidecekler?

Zašto će oni ići?

Why will you they?

Ben niçin gitmeyeceğim? Zašto neću ići? Why won’t I go? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben niçin gitmeyeceğim?

Zašto neću ići?

Why won’t I go?

Sen niçin gitmeyeceksin?

Zašto nećeš ići?

Why won’t you go?

O niçin gitmeyecek?

Zašto neće ići?

Why won’t he go?

O niçin gitmeyecek?

Zašto neće ići?

Why won’t she go?

Biz niçin gitmeyeceğiz?

Zašto nećemo ići?

Why won’t we go?

Siz niçin gitmeyeceksiniz?

Zašto nećete ići?

Why won’t you go?

Onlar niçin gitmeyecekler?

Zašto neće oni ići?

Why won’t they go?

Ben niçin gitmeliyim? Zašto moram ići? Why must I go? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben niçin gitmeliyim?

Zašto moram ići?

Why must I go?

Sen niçin gitmelisin?

Zašto moraš ići?

Why must you go?

O niçin gitmeli?

Zašto mora ići?

Why must he go?

O niçin gitmeli?

Zašto mora ići?

Why must she go?

Biz niçin gitmeliyiz?

Zašto moramo ići?

Why must we go?

Siz niçin gitmelisiniz?

Zašto morate ići?

Why must you go?

Onlar niçin gitmeliler?

Zašto moraju ići?

Why must they go?

Ben kimle(kiminle) Bosnaya gidiyorum? S kim idem u Bosnu? Who am I going with to Bosnia? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Ben kiminle Bosnaya gidiyorum?

S kim idem u Bosnu?

Who am I going with to Bosnia?

Sen kiminle Bosnaya gidiyorsun?

S kim ideš u Bosnu?

Who are you going with to Bosnia?

O kiminle Bosnaya gidiyor?

S kim ide u Bosnu?

Who is he going with to Bosnia?

O kiminle Bosnaya gidiyor?

S kim ide u Bosnu?

Who is she going with to Bosnia?

Biz kiminle Bosnaya gidiyoruz?

S kim idemo u Bosnu?

Siz kiminle Bosnaya gidiyorsunuz? Onlar kiminle Bosnaya gidiyorlar?

S kim idete u Bosnu? S kim idu u Bosnu?

İNGİLİZCE

Who are we going with to Bosnia? Who are you going with to Bosnia? Who are they going with to Bosnia?

Ben kimle(kiminle) Bosnaya gittim? Sa kime sam išio u Bosnu? Who did I go with to Bosnia? TÜRKÇE Ben kiminle Bosnaya gittim?

Sen kiminle Bosnaya gittin?

BOŞNAKÇA Sa kime sam išao u Bosnu? Sa kime sam išla u Bosnu? Sa kime si išao u Bosnu? Sa kime si išla u Bosnu?

İNGİLİZCE Who did I go with to Bosnia?

Who did you go with to Bosnia?

O kiminle Bosnaya gitti?

Sa kime je išao u Bosnu?

Who did he go with to Bosnia?

O kiminle Bosnaya gitti?

Sa kime je išla u Bosnu?

Who did she go with to Bosnia?

Biz kiminle Bosnaya gittik?

Sa kime smo išli u Bosnu?

Who did we go with to Bosnia?

Siz kiminle Bosnaya gittiniz?

Sa kime ste išli u Bosnu?

Who did you go with to Bosnia?

Onlar kiminle Bosnaya gittiler?

Sa kime su išli u Bosnu?

Who did they with to Bosnia?

Ben kimle(kiminle) Bosnaya gideceğim? S kim ću ići u Bosnu? Who will I go with to Bosnia? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Ben kiminle Bosnaya gideceğim?

S kim ću ići u Bosnu?

Who will I go with to Bosnia?

Sen kiminle Bosnaya gideceksin?

S kim ćeš ići u Bosnu?

Who will you go with to Bosnia?

O kiminle Bosnaya gidecek?

S kim će ići u Bosnu?

Who will he go with to Bosnia?

O kiminle Bosnaya gidecek?

S kim će ići u Bosnu?

Who will she go with to Bosnia?

Biz kiminle Bosnaya gideceğiz?

S kim ćemo ići u Bosnu?

Who will we go with to Bosnia?

S kim ćete ići u Bosnu?

Who will you go with to Bosnia?

S kim će oni ići u Bosnu?

Who will they with to Bosnia?

Siz kiminle Bosnaya gideceksiniz? Onlar kiminle Bosnaya gidecekler?

İNGİLİZCE

Ben kimle(kiminle) Bosnaya gidebilirim? S kim mogu ići u Bosnu? Who can I go with to Bosnia? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Ben kiminle Bosnaya gidebilirim?

S kim mogu ići u Bosnu?

Who can I go with to Bosnia?

Sen kiminle Bosnaya gidebilirsin?

S kim možeš ići u Bosnu?

Who can you go with to Bosnia?

O kiminle Bosnaya gidebilir?

S kim može ići u Bosnu?

Who can he go with to Bosnia?

O kiminle Bosnaya gidebilir?

S kim može ići u Bosnu?

Who can she go with to Bosnia?

Biz kiminle Bosnaya gidebiliriz?

S kim možemo ići u Bosnu?

Who can we go with to Bosnia?

S kim možete ići u Bosnu?

Who can you go with to Bosnia?

S kim mogu ići u Bosnu?

Who can they with to Bosnia?

Siz kiminle Bosnaya gidebilirsiniz? Onlar kiminle Bosnaya gidebilirler?

İNGİLİZCE

Benim borcum ne kadar? Koliko sam dužan? How much do I owe? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Benim borcum ne kadar?

Koliko sam dužan?

How much do I owe?

Senin borcun ne kadar?

Koliko si dužan?

How much do you owe?

Onun borcu ne kadar?

Koliko je dužan?

How much does he owe?

Onun borcu ne kadar?

Koliko je dužan?

How much does she owe?

Bizim borcumuz ne kadar?

Koliko smo dužan?

How much do we owe?

Sizin borcunuz ne kadar?

Koliko ste dužan?

How much do you owe?

Onların borcu ne kadar?

Koliko su dužan?

How much do they owe?

Ben Boşnakça dilini öğrenmek için ne yapabilirim? šta mogu učiniti za učenje bosanskog jezika? What can I do for learning bosnian language? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Ben boşnakça dilini öğrenmek šta mogu učiniti za učenje için ne yapabilirim? bosanskog jezika? Sen boşnakça dilini öğrenmek šta možeš učiniti za učenje için ne yapabilirsin? bosanskog jezika? O boşnakça dilini öğrenmek için šta može učiniti za učenje ne yapabilir? bosanskog jezika? O boşnakça dilini öğrenmek için šta ona može učiniti za učenje ne yapabilir? bosanskog jezika? Biz boşnakça dilini öğrenmek için šta možemo učiniti za učenje ne yapabiliriz? bosanskog jezika? Siz boşnakça dilini öğrenmek için šta možete učiniti za učenje ne yapabilirsiniz? bosanskog jezika? Onlar boşnakça dilini öğrenmek šta može učiniti za učenje için ne yapabilirler? bosanskog jezika?

İNGİLİZCE What can I do for learning bosnian language? What can you do for learning bosnian language? What can he do for learning bosnian language? What can she do for learning bosnian language? What can we do for learning bosnian language? What can you do for learning bosnian language? What can they do for learning bosnian language?

Ben Boşnakça dilini öğrenmek için ne yapmalıyım? šta moram učiniti za učenje bosanskog jezika? What must I do for learning bosnian language? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Ben boşnakça dilini öğrenmek için ne yapmalıyım? Sen boşnakça dilini öğrenmek için ne yapmalısın? O boşnakça dilini öğrenmek için ne yapmalı? O boşnakça dilini öğrenmek için ne yapmalı? Biz boşnakça dilini öğrenmek için ne yapmalıyız? Siz boşnakça dilini öğrenmek için ne yapmalısınız? Onlar boşnakça dilini öğrenmek için ne yapmalılar?

šta moram učiniti za učenje bosanskog jezika? šta moraš učiniti za učenje bosanskog jezika? šta mora učiniti za učenje bosanskog jezika? šta mora učiniti za učenje bosanskog jezika? šta moramo učiniti za učenje bosanskog jezika? šta morate učiniti za učenje bosanskog jezika? šta moraju učiniti za učenje bosanskog jezika?

İNGİLİZCE What must I do for learning bosnian language? What must you do for learning bosnian language? What must he do for learning bosnian language? What must she do for learning bosnian language? What must we do for learning bosnian language? What must you do for learning bosnian language? What must they do for learning bosnian language?

Ben Boşnakça dilini öğrenmek için ne yapıyorum? šta činim za učenje bosanskog jezika? What am I doing for learning bosnian language? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Ben boşnakça dilini öğrenmek šta činim za učenje bosanskog için ne yapıyorum? jezika? Sen boşnakça dilini öğrenmek šta činiš za učenje bosanskog için ne yapıyorsun? jezika? O boşnakça dilini öğrenmek için šta čini za učenje bosanskog ne yapıyor? jezika? O boşnakça dilini öğrenmek için šta čini za učenje bosanskog ne yapıyor? jezika? Biz boşnakça dilini öğrenmek için šta činimo za učenje bosanskog ne yapıyoruz? jezika? Siz boşnakça dilini öğrenmek için šta činite za učenje bosanskog ne yapıyorsunuz? jezika? Onlar boşnakça dilini öğrenmek šta čini za učenje bosanskog için ne yapıyorlar? jezika?

İNGİLİZCE What am I doing for learning bosnian language? What are you doing for learning bosnian language? What is he doing for learning bosnian language? What is she doing for learning bosnian language? What are we doing for learning bosnian language? What are you doing for learning bosnian language? What are they doing for learning bosnian language?

Ben Boşnakça dilini öğrenmek için ne yaptım? šta sam učinio za učenje bosanskog jezika? What did I do for learning bosnian language? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Ben boşnakça dilini öğrenmek için ne yaptım? Sen boşnakça dilini öğrenmek için ne yaptın? O boşnakça dilini öğrenmek için ne yaptı? O boşnakça dilini öğrenmek için ne yaptı? Biz boşnakça dilini öğrenmek için ne yaptık? Siz boşnakça dilini öğrenmek için ne yaptınız? Onlar boşnakça dilini öğrenmek için ne yaptılar?

šta sam učinio za učenje bosanskog jezika? šta si učinio za učenje bosanskog jezika? šta je učinio za učenje bosanskog jezika? šta je učinilaza učenje bosanskog jezika? šta smo učinili za učenje bosanskog jezika? šta ste učinili za učenje bosanskog jezika? šta su učinili za učenje bosanskog jezika?

İNGİLİZCE What did I do for learning bosnian language? What did you do for learning bosnian language? What did he do for learning bosnian language? What did she do for learning bosnian language? What did we do for learning bosnian language? What did you do for learning bosnian language? What did they do for learning bosnian language?

Ben Boşnakça dilini öğrenmek için ne yapacağım? šta ću učiniti za učenje bosanskog jezika? What will I do for learning bosnian language? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Ben boşnakça dilini öğrenmek için ne yapacağım? Sen boşnakça dilini öğrenmek için ne yapacaksın? O boşnakça dilini öğrenmek için ne yapacak? O boşnakça dilini öğrenmek için ne yapacak? Biz boşnakça dilini öğrenmek için ne yapacağız? Siz boşnakça dilini öğrenmek için ne yapacaksınız? Onlar boşnakça dilini öğrenmek için ne yapacaklar?

šta ću učiniti za učenje bosanskog jezika? šta ćeš učiniti za učenje bosanskog jezika? šta će učiniti za učenje bosanskog jezika? šta će učiniti za učenje bosanskog jezika? šta ćemo učiniti za učenje bosanskog jezika? šta ćete učiniti za učenje bosanskog jezika? šta će oni učiniti za učenje bosanskog jezika?

İNGİLİZCE What will I do for learning bosnian language? What will you do for learning bosnian language? What will hedo for learning bosnian language? What will she do for learning bosnian language? What will we do for learning bosnian language? What will you do for learning bosnian language? What will they do for learning bosnian language?

Kaç arabam var? Koliko ja imam auta? How many cars do I have? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Benim kaç arabam var?

Koliko ja imam auta?

How many cars do I have?

Senin kaç araban var?

Koliko ti imaš auta ?

How many cars do you have?

Onun kaç arabası var?

Koliko on ima auta?

How many cars does he has?

Onun kaç arabası var?

Koliko ona ima auta?

How many cars does she has?

Bizim kaç arabamız var?

Koliko mi imamo auta?

How many cars do we have?

Sizin kaç arabanız var?

Koliko vi imate auta?

How many cars do you have?

Onların kaç arabası var?

Koliko oni imaju auta? (mus) Koliko one imaju auta? (zena)

How many cars do they have?

Kaç arabam vardı? Koliko imao sam auto? How many cars Did I have? TÜRKÇE Benim kaç arabam vardı?

Senin kaç araban vardı?

BOŞNAKÇA Koliko imao sam auto? Koliko imala sam auto? Koliko imao si auto? Koliko imala si auto?

İNGİLİZCE How many cars Did I have?

How many cars Did you have?

Onun kaç arabası vardı?

Koliko imao je auto?

How many cars Did he have?

Onun kaç arabası vardı?

Koliko imala je auto?

How many cars Did she have?

Bizim kaç arabamız vardı?

Koliko imali smo auto?

How many cars Did we have?

Sizin kaç arabanaız vardı?

Koliko imali ste auto?

How many cars Did you have?

Onların kaç arabası vardı?

Koliko imali su auto? Koliko imale su auto?

How many cars Did they have?

Kaç yaşındayım? Koliko imam godina? How old am I? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben kaç yaşındayım?

Koliko imam godina?

How old am I?

Sen kaç yaşındasın?

Koliko imaš godina?

How old are you?

O kaç yaşında?

Koliko ima godina?

How old is he?

O kaç yaşında?

Koliko ima godina?

How old is she?

Biz kaç yaşındayız?

Koliko imamo godina?

How old are we?

Siz kaç yaşındasınız?

Koliko imate godina?

How old are you?

Onlar kaç yaşındalar?

Koliko imaju godina?

How old are they?

Kimin hakkında konuşuyorum? O kome ja govorim? Who do I speak of ? TÜRKÇE Ben kimin hakkında konuşuyorum? Sen kimin hakkında konuşuyorsun?

BOŞNAKÇA O kome ja govorim?

O kome ti govoriš?

O kimin hakkında konuşuyor?

O kome on govori?

O kimin hakkında konuşuyor?

O kome ona govori?

Biz kimin hakkında konuşuyoruz?

O kome mi govorimo?

Siz kimin hakkında konuşuyorsunuz? Onlar kimin hakkında konuşuyorlar? Siz kimin hakkında konuşuyorsunuz?

O kome oni govore?

Biz Melih hakkında konuşuyoruz

Mi govorimo o Melihi Govorimo o Melihi

O kome vi govorite?

O kome vi govorite?

İNGİLİZCE Who do I speak? Who do I speak about ? Who do you speak? Who do you speak about ? Who does he speak? Who does he speak about ? Who does she speak? Who does she speak about ? Who do we speak? Who do we speak about ? Who do you speak? Who do you speak about ? Who do they speak? Who do they speak about ? Who do you speak? Who do you speak about ? We speak about Melih

Ne hakkında kitap yazıyorum? O čemu pišem knjigu? What sort of a book do I write? TÜRKÇE Ben ne hakkında kitap yazıyorum? Sen ne hakkında kitap yazıyorsun?

BOŞNAKÇA O čemu pišem knjigu?

O čemu pišes knjigu?

O ne hakkında kitap yazıyor?

O čemu on piše knjigu?

O ne hakkında kitap yazıyor?

O čemu ona piše knjigu?

Biz ne hakkında kitap yazıyoruz?

O čemu pišemo knjigu?

Siz ne hakkında kitap yazıyorsunuz? Onlar ne hakkında kitap yazıyorlar? Ben ne hakkında kitap yazıyorum? Ben Bosna hakkında kitap yazıyorum

O čemu pišete knjigu? O čemu pišu knjigu?

İNGİLİZCE What sort of a book do I write? What sort of a book do you write? What sort of a book does he write? What sort of a book does she write? What sort of a book do we write? What sort of a book do you write? What sort of a book do they write?

O čemu pišem knjigu?

What about I write book?

ja pišem knjigu o Bosni pišem knjigu o Bosni

I write book about Bosnia

Kimi seviyorsun? Koga voliš? What about I write book? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben kimi seviyorum?

Koga volim?

Whom do I like?

Sen kimi seviyorsun?

Koga voliš?

Whom do you like?

O kimi seviyor?

Koga voli?

Whom does he like?

O kimi seviyor?

Koga voli?

Whom does she like?

Biz kimi seviyoruz?

Koga volimo?

Whom do we like?

Siz kimi seviyorsunuz?

Koga volite?

Whom do you like?

Onlar kimi seviyorlar?

Koga oni voli?

Whom do they like?

Hangi okula gidiyorum? Koji školu idem? Which school am I going? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Ben hangi okula gidiyorum?

Koji školu idem?

Which school am I going?

Koji školu ideš?

Which school are you going?

O hangi okula gidiyor?

Koji školu ide?

Which school is he going?

O hangi okula gidiyorum?

Koji školu ide?

Which school is she going?

Biz hangi okula gidiyorum?

Koji školu idemo?

Which school are we going?

Siz hangi okula gidiyorum?

Koji školu idete?

Which school are you going?

Onlar hangi okula gidiyorum?

Koji školu idu?

Which school are they going?

Sen hangi okula gidiyorsun?

İNGİLİZCE

Hangi okula gittim? Koju školu sam išao? Which school did I go? TÜRKÇE Ben hangi okula gittim?

Sen hangi okula gittin?

BOŞNAKÇA Koju školu sam išao? Koju školu sam išla? Koju školu si išao? Koju školu si išla?

İNGİLİZCE Which school did I go?

Which school did you go?

O hangi okula gitti?

Koju školu je išao?

Which school did he go?

O hangi okula gitti?

Koju školu je išla?

Which school did she go?

Biz hangi okula gittik?

Koju školu smo išli?

Which school did we go?

Siz hangi okula gittiniz?

Koju školu ste išli?

Which school did you go?

Onlar hangi okula gittiler?

Koju školu su išli?

Which school did they go?

Ben hangi okula gideceğim? Koji školu ću ići? Which school will I go? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben hangi okula gideceğim?

Koji školu ću ići?

Which school will I go?

Sen hangi okula gideceksin?

Koji školu ćeš ići?

Which school will you go?

O hangi okula gidecek?

Koji školu će ići?

Which school will he go?

O hangi okula gidecek?

Koji školu će ići?

Which school will she go?

Biz hangi okula gideceğiz?

Koji školu ćemo ići?

Which school will we go?

Siz hangi okula gideceksiniz?

Koji školu ćete ići ?

Which school will you go?

Onlar hangi okula gidecekler?

Koji školu će oni ići?

Which school will they go?

Ben ne zamandan beri Bosnadayım? Kako to / Otkad sam u Bosni? Since when am I in bosnia? TÜRKÇE Ben ne zamandan beri Bosnadayım? Sen ne zamandan beri Bosnadasın?

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Otkad sam u Bosni?

Since when am I in bosnia?

Otkad si u Bosni?

Since when are you in bosnia?

O ne zamandan beri Bosnada?

Otkad je on u Bosni?

Since when is he in bosnia?

O ne zamandan beri Bosnada?

Otkad je ona u Bosni?

Since when is she in bosnia?

Otkad smo u Bosni?

Since when are we in bosnia?

Otkad ste u Bosni?

Since when are you in bosnia?

Otkad su u Bosni?

Since when are they in bosnia?

Biz ne zamandan beri Bosnadayız? Siz ne zamandan beri Bosnadasınız? Onlar ne zamandan beri Bosnadalar?

Ben ne zamandan beri Bosnadaydım? Kako to / Otkad sam bio u Bosni? Since when was I in bosnia? TÜRKÇE Ben ne zamandan beri Bosnadaydım? Sen ne zamandan beri Bosnadaydın? O ne zamandan beri Bosnadaydı? O ne zamandan beri Bosnadaydı? Biz ne zamandan beri Bosnadaydık? Siz ne zamandan beri Bosnadaydınız? Onlar ne zamandan beri Bosnadaydılar?

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Otkad sam bio u bosni? (muz) Since when was I in bosnia? Otkad sam bila u bosni? (zena) Otkad si bio u bosni? (muz) Since when were you in bosnia? Otkad si bila u bosni? (zena)

Otkad je bio u bosni?

Since when was he in bosnia?

Otkad je bila u bosni?

Since when was she in bosnia?

Otkad smo bili u bosni?

Since when were we in bosnia?

Otkad ste bili u bosni?

Since when were you in bosnia?

Otkad su bili u bosni? (muz) Otkad su bile u bosni?(zena)

Since when were they in bosnia?

Ben ne zamandan beri boşnakça öğreniyorum? Otkad učim bosanki jezik? Since when am I learning bosnian language? TÜRKÇE Ben ne zamandan beri boşnakça öğreniyorum? Ben ne zamandan beri boşnakça öğreniyorum? Ben ne zamandan beri boşnakça öğreniyorum? Ben ne zamandan beri boşnakça öğreniyorum? Ben ne zamandan beri boşnakça öğreniyorum? Ben ne zamandan beri boşnakça öğreniyorum? Ben ne zamandan beri boşnakça öğreniyorum?

BOŞNAKÇA Otkad učim bosanski jezik? Otkad učiš bosanski jezik?

Otkad uči bosanski jezik? Otkad uči bosanski jezik? Otkad učimo bosanski jezik? Otkad učite bosanski jezik? Otkad uči bosanski jezik?

İNGİLİZCE Since when am I learning bosnian language? Since when are you learning bosnian language? Since when is he learning bosnian language? Since when is she learning bosnian language? Since when are we learning bosnian language? Since when are you learning bosnian language? Since when are they learning bosnian language?

Ben nereden nereye gidiyorum? Otkud dokle idem? Where to where am I going? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Ben nereden nereye gidiyorum?

Otkud dokle idem?

Where to where am I going?

Sen nereden nereye gidiyorsun?

Otkud dokle ideš ?

Where to where are you going?

O nereden nereye gidiyor?

Otkud dokle ide?

Where to where is he going?

O nereden nereye gidiyor?

Otkud dokle ide?

Where to where is she going?

Biz nereden nereye gidiyoruz?

Otkud dokle idemo?

Where to where are we going?

Otkud dokle idete?

Where to where are you going?

Otkud dokle idu?

Where to where are they going?

Siz nereden nereye gidiyorsunuz? Onlar nereden nereye gidiyorlar?

İNGİLİZCE

Ben nereden nereye gittim? Otkud dokle sam išao? Where till which way did I go? TÜRKÇE Ben nereden nereye gittim?

Ben nereden nereye gittin?

BOŞNAKÇA Otkud dokle sam išao? Otkud dokle sam išla? Otkud dokle si išao? Otkud dokle si išla

İNGİLİZCE Where till which way did I go? Where till which way did you go?

Ben nereden nereye gitti?

Otkud dokle je išao?

Where till which way did he go?

Ben nereden nereye gitti?

Otkud dokle je išla?

Where till which way did she go?

Ben nereden nereye gittik?

Otkud dokle smo išli?

Where till which way did we go?

Ben nereden nereye gittiniz?

Otkud dokle ste išli?

Ben nereden nereye gittiler?

Otkud dokle su oni išli?

Where till which way did you go? Where till which way did they go?

Ben nereden nereye gideceğim? Otkud dokle ću ići? Where till which way will I go? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben nereden nereye gideceğim?

Otkud dokle ću ići?

Where till which way will I go?

Ben nereden nereye gideceksin?

Otkud dokle ćeš ići?

Where till which way will you go?

Ben nereden nereye gidecek?

Otkud dokle će ići?

Where till which way will he go?

Ben nereden nereye gidecek?

Otkud dokle će ići?

Where till which way will she go?

Ben nereden nereye gideceğiz?

Otkud dokle ćemo ići?

Where till which way will we go?

Ben nereden nereye gideceksiniz?

Otkud dokle ćete ići?

Ben nereden nereye gidecekler?

Otkud dokle će oni ići?

Where till which way will you go? Where till which way will they go?

Ben nereden nereye gidebilirim? Otkud dokle mogu ići? Where to where can I go? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben nereden nereye gidebilirim?

Otkud dokle mogu ići?

Where to where can I go?

Ben nereden nereye gidebilirsin?

Otkud dokle možeš ići?

Where to where can you go?

Ben nereden nereye gidebilir?

Otkud dokle može ići?

Where to where can he go?

Ben nereden nereye gidebilir?

Otkud dokle može ići?

Where to where can she go?

Ben nereden nereye gidebiliriz?

Otkud dokle možemo ići?

Where to where can we go?

Ben nereden nereye gidebilirsiniz?

Otkud dokle možete ići?

Where to where can you go?

Ben nereden nereye gidebilirler?

Otkud dokle oni mogu ići?

Where to where can they go?

Ne? Šta? What? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ne oldu?

Šta je bilo?

What happened?

Ne olacak?

Šta će biti?

What will it be?

Ne oluyor?

Šta se dešava?

What’s happening?

Ne olabilir?

Šta može biti?

What can it be?

Ne olmalı?

Šta mora biti?

What must it be? What it has to be ?

Bana ne oldu? Šta mi je bio? What happaned to me? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Bana ne oldu?

Šta mi je bio?

What happaned to me?

Sana ne oldu?

Šta ti je bilo?

What happaned to you?

Ona ne oldu?

Šta mu je bilo?

What happaned to him?

Ona ne oldu?

Šta joj je bilo?

What happaned to her?

Bize ne oldu?

Šta nam je bilo?

What happaned to us?

Size ne oldu?

Šta vam je bilo?

What happaned to your?

Onlara ne oldu?

Šta im je bilo?

What happaned to them?

Ben bosnaya geldiğimde Kada sam došao u Bosnu When I came to Bosnia TÜRKÇE Ben bosnaya geldiğimde

Sen bosnaya geldiğinde

BOŞNAKÇA Kada sam došao u Bosnu Kada sam došla u Bosnu Kada si došao u Bosnu Kada si došla u Bosnu

İNGİLİZCE When I came to Bosnia

When you came to Bosnia

O bosnaya geldiğinde

Kada je došao u Bosnu

When he came to Bosnia

O bosnaya geldiğinde

Kada je došla u Bosnu

When she came to Bosnia

Biz bosnaya geldiğimizde

Kada smo došli u Bosnu

When we came to Bosnia

Siz bosnaya geldiğinizde

Kada ste došli u Bosnu

When you came to Bosnia

Onlar bosnaya geldiğinde

Kada su došli u Bosnu

When they came to Bosnia

Ben bosnaya geliyorken Dok dođem u Bosnu Till I come to Bosnia TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben bosnaya geliyorken

Dok dođem u Bosnu

Till I come to Bosnia

Sen bosnaya geliyorken

Dok dođeš u Bosnu

Till you come to Bosnia

O bosnaya geliyorken

Dok dođe u Bosnu

Till he comes to Bosnia

O bosnaya geliyorken

Dok dođe u Bosnu

Till she comes to Bosnia

Biz bosnaya geliyorken

Dok dođemo u Bosnu

Till we come to Bosnia

Siz bosnaya geliyorken

Dok dođete u Bosnu

Till you come to Bosnia

Onlar bosnaya geliyorken

Dok dođe u Bosnu

Till they come to Bosnia

Nasıl istersem yaparım ja učinim kako želim I do how I want TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Nasıl istersem yaparım

ja učinim kako želim

I do how I want

Nasıl istersen yaparsın

ti učiniš kako želiš

you do how you want

Nasıl isterse yapar

on učini kako želi

he does how he want

Nasıl isterse yapar

ona učini kako želi

she does how she want

Nasıl istersek yaparız

mi učinimo kako želimo

we do how we want

Nasıl isterseniz yaparsınız

vi učinite kako želite

you do how you want

Nasıl isterlerse yaparlar

oni učini kako želi

they do how they want

Saat kaçta bosnaya gideceğim? U koliko sati ću ići u Bosnu? At what time I'll go to Bosnia? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Saat kaçta bosnaya gideceğim?

U koliko sati ću ići u Bosnu?

At what time I'll go to Bosnia?

Saat kaçta bosnaya gideceksin?

U koliko sati ćeš ići u Bosnu?

At what time you'll go to Bosnia?

Saat kaçta bosnaya gidecek?

U koliko sati će ići u Bosnu?

At what time he'll go to Bosnia?

Saat kaçta bosnaya gidecek?

U koliko sati će ići u Bosnu?

At what time she’ll go to Bosnia?

Saat kaçta bosnaya gideceğiz?

U koliko sati ćemo ići u Bosnu? At what time we'll go to Bosnia?

Saat kaçta bosnaya gidecesiniz?

U koliko sati ćete ići u Bosnu? At what time you'll go to Bosnia?

Saat kaçta bosnaya gidecekler?

U koliko sati će ići u Bosnu?

At what time they'll go to Bosnia?

Saat kaçta bosnaya gidiyorum? U koliko sati idem u Bosnu? At what time I go to Bosnia? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Saat kaçta bosnaya gidiyorum?

U koliko sati idem u Bosnu?

At what time I go to Bosnia?

Saat kaçta bosnaya gidiyorsun?

U koliko sati ideš u Bosnu?

At what time you go to Bosnia?

Saat kaçta bosnaya gidiyor?

U koliko sati ide u Bosnu?

At what time he goes to Bosnia?

Saat kaçta bosnaya gidiyor?

U koliko sati ide u Bosnu?

At what time she goes to Bosnia?

Saat kaçta bosnaya gidiyoruz?

U koliko sati idemo u Bosnu?

At what time we go to Bosnia?

Saat kaçta bosnaya gidiyor sunuz?

U koliko sati idete u Bosnu?

At what time you go to Bosnia?

Saat kaçta bosnaya gidiyorlar?

U koliko sati idu u Bosnu?

At what time they go to Bosnia?

Saat kaçta bosnaya gittim? U koliko sati sam išao u Bosnu? At what time I went to Bosnia? TÜRKÇE Saat kaçta bosnaya gittim?

Saat kaçta bosnaya gittin?

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

U koliko sati sam išao u Bosnu? At what time I went to Bosnia? U koliko sati sam išla u Bosnu? U koliko sati si išao u Bosnu? At what time you went to U koliko sati si išla u Bosnu? Bosnia?

Saat kaçta bosnaya gitti?

U koliko sati je išao u Bosnu?

Saat kaçta bosnaya gitti?

U koliko sati je išla u Bosnu?

Saat kaçta bosnaya gittik?

U koliko sati smo išli u Bosnu?

Saat kaçta bosnaya gittiniz?

U koliko sati ste išli u Bosnu?

Saat kaçta bosnaya gittiler?

U koliko sati su išli u Bosnu?

At what time he went to Bosnia? At what time she went to Bosnia? At what time we went to Bosnia? At what time you went to Bosnia? At what time they went to Bosnia?

Saat kaçta bosnaya gidebilirim? U koliko sati mogu ići u Bosnu? At what time I can go to Bosnia? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Saat kaçta bosnaya gidebilirim? U koliko sati mogu ići u Bosnu? At what time I can go to Bosnia? Saat kaçta bosnaya gidebilirsin? U koliko sati možeš ići u Bosnu?

Saat kaçta bosnaya gidebilir?

U koliko sati može ići u Bosnu?

Saat kaçta bosnaya gidebilir?

U koliko sati može ići u Bosnu?

Saat kaçta bosnaya gidebiliriz?

U koliko sati možemo ići u Bosnu?

Saat kaçta bosnaya gidebilirsiniz? U koliko sati možete ići u Bosnu? Saat kaçta bosnaya gidebilirler? U koliko sati može ići u Bosnu?

At what time you can go to Bosnia? At what time he can go to Bosnia? At what time she can go to Bosnia? At what time we can go to Bosnia? At what time you can go to Bosnia? At what time they can go to Bosnia?

Saat kaçta bosnaya gitmeliyim? U koliko sati moram ići u Bosnu? At what time I must go to Bosnia? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

At what time I must go to Bosnia? At what time you must go to Saat kaçta bosnaya gitmelisin? U koliko sati moraš ići u Bosnu? Bosnia? U koliko sati on mora ići u At what time he must go to Saat kaçta bosnaya gitmeli? Bosnu? Bosnia? U koliko sati ona mora ići u At what time she must go to Saat kaçta bosnaya gitmeli? Bosnu? Bosnia? U koliko sati moramo ići u At what time we must go to Saat kaçta bosnaya gimeliyiz? Bosnu? Bosnia? At what time you must go to Saat kaçta bosnaya gitmelisiniz? U koliko sati morate ići u Bosnu? Bosnia? U koliko sati oni moraju ići u At what time they must go to Saat kaçta bosnaya gitmeliler? Bosnu? Bosnia? Saat kaçta bosnaya gitmeliyim? U koliko sati moram ići u Bosnu?

Saat kaça kadar bosnaya gideceğim? Do koliko sati ću ići u Bosnu? Until what time I'll go to Bosnia? TÜRKÇE Saat kaça kadar bosnaya gideceğim? Saat kaça kadar bosnaya gideceksin? Saat kaça kadar bosnaya gidecek? Saat kaça kadar bosnaya gidecek? Saat kaça kadar bosnaya gideceğiz? Saat kaça kadar bosnaya gidecesiniz? Saat kaça kadar bosnaya gidecekler?

BOŞNAKÇA Do koliko sati ću ići u Bosnu?

Do koliko sati ćeš ići u Bosnu? Do koliko sati će ići u Bosnu? Do koliko sati će ići u Bosnu?

Do koliko sati ćemo ići u Bosnu? Do koliko sati ćete ići u Bosnu? Do koliko sati će ići u Bosnu?

İNGİLİZCE Until what time I'll go to Bosnia? Until what time you'll go to Bosnia? Until what time he'll go to Bosnia? Until what time she’ll go to Bosnia? Until what time we'll go to Bosnia? Until what time you'll go to Bosnia? Until what time they'll go to Bosnia?

Saat kaça kadar bosnaya gidiyorum? Do koliko sati idem u Bosnu? Until what time I go to Bosnia? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Saat kaça kadar bosnaya Do koliko sati idem u Bosnu? gidiyorum? Saat kaça kadar bosnaya Do koliko sati ideš u Bosnu? gidiyorsun? Saat kaça kadar bosnaya Do koliko sati ide u Bosnu? gidiyor? Saat kaça kadar bosnaya Do koliko sati ide u Bosnu? gidiyor? Saat kaça kadar bosnaya Do koliko sati idemo u Bosnu? gidiyoruz? Saat kaça kadar bosnaya gidiyor Do koliko sati idete u Bosnu? sunuz? Saat kaça kadar bosnaya Do koliko sati idu u Bosnu? gidiyorlar?

İNGİLİZCE Until what time I go to Bosnia? Until what time you go to Bosnia? Until what time he goes to Bosnia? Until what time she goes to Bosnia? Until what time we go to Bosnia? Until what time you go to Bosnia? Until what time they go to Bosnia?

Saat kaça kadar bosnaya gidebilirim? Do koliko sati mogu ići u Bosnu? Until what time I can go to Bosnia? TÜRKÇE Saat kaça kadar bosnaya gidebilirim? Saat kaça kadar bosnaya gidebilirsin? Saat kaça kadar bosnaya gidebilir? Saat kaça kadar bosnaya gidebilir? Saat kaça kadar bosnaya gidebiliriz? Saat kaça kadar bosnaya gidebilirsiniz? Saat kaça kadar bosnaya gidebilirler?

BOŞNAKÇA Do koliko sati mogu ići u Bosnu?

Do koliko sati možeš ići u Bosnu? Do koliko sati može ići u Bosnu? Do koliko sati može ići u Bosnu? Do koliko sati možemo ići u Bosnu? Do koliko sati možete ići u Bosnu? Do koliko sati može ići u Bosnu?

İNGİLİZCE Until what time I can go to Bosnia? Until what time you can go to Bosnia? Until what time he can go to Bosnia? Until what time she can go to Bosnia? Until what time we can go to Bosnia? Until what time you can go to Bosnia? Until what time they can go to Bosnia?

Saat kaça kadar bosnaya gitmeliyim? Do koliko sati moram ići u Bosnu? Until what time I must go to Bosnia? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Saat kaça kadar bosnaya gitmeliyim? Saat kaça kadar bosnaya gitmelisin?

Do koliko sati moram ići u Bosnu?

İNGİLİZCE

Until what time I must go to Bosnia? Until what time you must go to Do koliko sati moraš ići u Bosnu? Bosnia? Do koliko sati on mora ići u Until what time he must go to Saat kaça kadar bosnaya gitmeli? Bosnu? Bosnia? Saat kaça kadar bosnaya Do koliko sati ona mora ići u Until what time she must go to gitmeli? Bosnu? Bosnia? Saat kaça kadar bosnaya Do koliko sati moramo ići u Until what time we must go to gimeliyiz? Bosnu? Bosnia? Saat kaça kadar bosnaya Do koliko sati morate ići u Until what time you must go to gitmelisiniz? Bosnu? Bosnia? Saat kaça kadar bosnaya Do koliko sati oni moraju ići u Until what time they must go to gitmeliler? Bosnu? Bosnia?

Saat kaçtan beri neredeyim/nerdeyim? Od koliko sati gdje sam? Since what time where am I? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Ben saat kaçtan beri nerdeyim?

Od koliko sati gdje sam?

Since what time where am I?

Od koliko sati gdje si?

Since what time where are you?

Od koliko sati gdje on?

Since what time where is he?

Od koliko sati gdje ona?

Since what time where is she?

Od koliko sati gdje smo?

Since what time where are we?

Od koliko sati gdje ste?

Since what time where are you?

Od koliko sati gdje su?

Since what time where are they?

Sen saat kaçtan beri nerdesin? O saat kaçtan beri nerde? O saat kaçtan beri nerde? Biz saat kaçtan beri nerdeyiz? Siz saat kaçtan beri nerdesiniz? Onlar saat kaçtan beri nerdeler?

İNGİLİZCE

Saat kaçtan beri nerdeydim? Od koliko sati gdje sam bio? Since what time where was I? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Ben saat kaçtan beri nerdeydim?

Od koliko sati gdje sam bio?

Since what time where was I?

Od koliko sati gdje si bio?

Since what time where were you?

Od koliko sati gdje on bio?

Since what time where was he?

Od koliko sati gdje ona bila?

Since what time where was she?

Sen saat kaçtan beri nerdeydin? O saat kaçtan beri nerdeydi? O saat kaçtan beri nerdeydi? Biz saat kaçtan beri nerdeydik? Siz saat kaçtan beri nerdeydiniz? Onlar saat kaçtan beri nerdeydiler?

Od koliko sati gdje smo bili? Od koliko sati gdje ste bili? Od koliko sati gdje su bili ?

İNGİLİZCE

Since what time where were we? Since what time where were you? Since what time where were they?

Kimin Čiji (erkek) / Čija (dişi) / Čije (nötr) Tekil Čiji---Čija---Čije jednina? Whose? TÜRKÇE Ben kimin oğluyum?

Ben kimin kızıyım?

BOŞNAKÇA Čiji je sin moj? Čiji je moj sin? Čija je kćerka moja? Čija je moja kcerka?

İNGİLİZCE Whose is my son?

Whose is my daughter?

Kimin çocuğu?

Čije je dijete?

Whose is child?

Bu şemsiye kimin?

Čiji je ovaj kisobran?

Whose is that an umbrella?

Şu kitap kimin?

Čija je ta knjiga?

Whose is that book?

Şu köy kimin?

Čije je to selo?

Whose is that village?

Kimin Čiji (erkek) / Čije (dişi) / Čija (nötr) Çoğul Čiji---Čije---Čija množina? Whose? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Kimin oğulları burada?

Čiji su sinovi ovdje?

Whose are sons here?

kimin kızları orada?

Čije su kćerke tamo?

Whose are daughters there?

Kimin mektupları?

Čija su pisma?

Whose letters are these?

Bu arabalar kimin?

Ciji su ovi automobili?

Whose are these cars?

Şu ofisler kimin?

Cije su to kancelarije?

Whose officies are those?

Şu denizler kimin?

Cija su ta mora?

Whose are these seas?

Ben kimin arabasını kullanacağım / süreceğim Čiji automobil ću voziti ? Whose car wiil I drive ? TÜRKÇE Ben kimin arabasını kullanacağım? Sen kimin arabasını kullanacaksın?

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Čiji automobil ću voziti ?

Whose car wiil I drive ?

Čiji automobil ćes voziti ?

Whose car wiil you drive ?

O kimin arabasını kullanacak?

Čiji automobil će voziti ?

Whose car wiil he drive ?

O kimin arabasını kullanacak?

Čiji automobil će voziti ?

Whose car wiil she drive ?

Biz kimin arabasını kullanacağız?

Čiji automobil ćemo voziti ?

Whose car wiil we drive ?

Čiji automobil ćete voziti ?

Whose car wiil you drive ?

Čiji automobil će oni voziti ?

Whose car wiil they drive ?

Siz kimin arabasını kullanacaksınız? Onlar kimin arabasını kullanacaklar?

Ben kimin arabasını kullandım? Čiji automobil sam vozio? Whose car I drove? TÜRKÇE Ben kimin arabasını kullandım?

Sen kimin arabasını kullandın?

BOŞNAKÇA Čiji automobil sam vozio? Čiji automobil sam vozila? Čiji automobil si vozio? Čiji automobil si vozila?

İNGİLİZCE Whose car I drove?

Whose car you drove?

O kimin arabasını kullandı?

Čiji automobil je vozio?

Whose car he drove?

O kimin arabasını kullandı?

Čiji automobil je vozila?

Whose car she drove?

Biz kimin arabasını kullandık?

Čiji automobil smo vozili?

Whose car we drove?

Siz kimin arabasını kullandınız?

Čiji automobil ste vozili?

Whose car you drove?

Onlar kimin arabasını kullandılar?

Čiji automobil su vozili?

Whose car they drove?

Ben kimin arabasını kullanıyorum? Čiji automobil vozim? Whose car do I drive? TÜRKÇE Ben kimin arabasını kullanıyorum? Sen kimin arabasını kullanıyorsun?

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Čiji automobil vozim?

Whose car do I drive?

Čiji automobil voziš?

Whose car do you drive?

O kimin arabasını kullanıyor?

Čiji automobil on vozi?

Whose car does he drive?

O kimin arabasını kullanıyor?

Čiji automobil ona vozi?

Whose car does she drive?

Biz kimin arabasını kullanıyoruz?

Čiji automobil vozimo?

Whose car do we drive?

Čiji automobil vozite?

Whose car do you drive?

Čiji automobil vozi?

Whose car do they drive?

Siz kimin arabasını kullanıyorsunuz? Onlar kimin arabasını kullanıyorlar?

Ben kimin arabasını kullanabilirim? Čiji automobil mogu voziti? Whose car I can drive? TÜRKÇE Ben kimin arabasını kullanabilirim? Sen kimin arabasını kullanabilirsin?

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Čiji automobil mogu voziti??

Whose car I can drive?

Čiji automobil možeš voziti?

Whose car you can drive?

O kimin arabasını kullanabilir?

Čiji automobil može voziti?

Whose car he can drive?

O kimin arabasını kullabilir?

Čiji automobil može voziti?

Whose car she can drive?

Biz kimin arabasını kullanabiliriz? Čiji automobil možemo voziti? Siz kimin arabasını kullanabilirsiniz? Onlar kimin arabasını kullanabilirler?

Whose car we can drive?

Čiji automobil možete voziti?

Whose car you can drive?

Čiji automobil mogu voziti?

Whose car they can drive?

Ben kimin arabasını kullanmalıyım? Čiji automobil moram voziti? Whose car must I drive? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben kimin arabasını kullanmalıyım?

Čiji automobil moram voziti??

Whose car must I drive?

O kimin arabasını kullanmalı?

Čiji automobil mora voziti?

Whose car must he drive?

O kimin arabasını kullanmalı?

Čiji automobil mora voziti?

Whose car must she drive?

Biz kimin arabasını kullanmalıyız?

Čiji automobil moramo voziti?

Whose car must we drive?

Onlar kimin arabasını kullanmalı?

Čiji automobil moraju voziti?

Whose car must they drive?

Ben kime para vereceğim? Kome ću dati pare? Whom will I give money? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben kime para vereceğim?

Kome ću dati pare?

Whom will I give money?

Sen kime para vereceksin

Kome ćeš dati pare?

Whom will you give money?

O kime para verecek?

Kome će dati pare?

Whom will he give money?

O kime para verecek?

Kome će dati pare?

Whom will she give money?

Biz kime para vereceğiz?

Kome ćemo dati pare?

Whom will we give money?

Siz kime vereceksiniz?

Kome ćete dati pare?

Whom will you give money?

Onlar kime para verecekler?

Kome će oni dati pare?

Whom will they give money?

Ben kime para verdim? Kome sam dao pare? Whom I gave money? TÜRKÇE Ben kime para verdim?

Sen kime para verdin?

BOŞNAKÇA Kome sam dao pare?(muz) Kome sam dala pare?(zena) Kome si dao pare?(muz) Kome si dala pare?(zena)

İNGİLİZCE Whom I gave money?

Whom you gave money?

O kime para verdi?

Kome je dao pare?

Whom he gave money?

O kime para verdi?

Kome je dala pare?

Whom she gave money?

Biz kime para verdik?

Kome smo dali pare?

Whom we gave money?

Siz kime para verdiniz?

Kome ste dali pare?

Whom you gave money?

Onlar kime para verdiler?

Kome su dali pare?

Whom they gave money?

Ben kime para veriyorum? Kome dajem pare? Whom I give money? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben kime para veriyorum?

Kome dajem pare?

Whom I give money?

Sen kime para veriyorsun?

Kome daješ pare?

Whom you give money?

O kime para veriyor?

Kome daje pare?

Whom he give money?

O kime para veriyor?

Kome daje pare?

Whom she give money?

Biz kime para veriyoruz?

Kome dajemo pare?

Whom we give money?

Siz kime para veriyorsunuz?

Kome dajete pare?

Whom you give money?

Onlar kime para veriyorlar?

Kome daju pare?

Whom they give money?

Ben kime para verebilirim? Kome mogu dati pare? Whom I can give money? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Ben kime para verebilirim?

Kome mogu dati pare?

Whom I can give money?

Sen kime para verebilirsin?

Kome možeš dati pare?

Whom you can give money?

O kime para verebilir?

Kome može dati pare?

Whom he can give money?

O kime para verebilir?

Kome može dati pare?

Whom she can give money?

Biz kime para verebiliriz?

Kome možemo dati pare?

Whom we can give money?

Siz kime para verebilirsiniz?

Kome možete dati pare?

Whom you can give money?

Onlar kime para verebilirler?

Kome mogu oni dati pare?

Whom they can give money?

Ben neye kızdım? Čemu sam se ljutio? What did I get angry at? TÜRKÇE Ben neye kızdım? Sen neye kızdın?

BOŞNAKÇA Čemu sam se ljutio?(muz) Čemu sam se ljutila?(zena) Čemu si se ljutio?(muz) Čemu si se ljutila?(zena)

İNGİLİZCE What did I get angry at? What did you get angry at?

O neye kızdı?

Čemu se on ljutio?

What did he get angry at?

O neye kızdı?

Čemu se ona ljutila?

What did she get angry at?

Biz neye kızdık?

Čemu smo se ljutili?

What did we get angry at?

Siz neye kızdınız?

Čemu ste se ljutili?

What did you get angry at?

Onlar neye kızdılar?

Čemu su se ljutili?

What did they get angry at?

Ben bosnaya ne ile / neyle gideceğim? Sa ćime ću ići u Bosnu? What will I go to Bosnia with? TÜRKÇE Ben bosnaya ne ile gideceğim? Ben bosnaya neyle gideceğim? Sen bosnaya ne ile gideceksin? Sen bosnaya neyle gideceksin? O bosnaya ne ile gidecek? O bosnaya neyle gidecek? O bosnaya ne ile gidecek? O bosnaya neyle gidecek? Biz bosnaya ne ile gideceğiz? Biz bosnaya neyle gideceğiz? Siz bosnaya ne ile gideceksiniz? Siz bosnaya neyle gideceksiniz? Onlar bosnaya ne ile gidecekler? Onlar bosnaya neyle gidecekler?

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Sa ćime ću ići u Bosnu?

What will I go to Bosnia with?

Sa ćime ćeš ići u Bosnu?

What will you go to Bosnia with?

Sa ćime će on ići u Bosnu?

What will he go to Bosnia with?

Sa ćime će ona ići u Bosnu?

What will she go to Bosnia with?

Sa ćime ćemo ići u Bosnu?

What will we go to Bosnia with?

Sa ćime ćete ići u Bosnu?

What will you go to Bosnia with?

Sa ćime će oni ići u Bosnu?

What will they go to Bosnia with?

Ben bosnaya ne ile / neyle gidiyorum? Sa čime idem u Bosnu? What do I go to Bosnia with? TÜRKÇE Ben bosnaya ne ile gidiyorum? Ben bosnaya neyle gidiyorum? Sen bosnaya ne ile gidiyorsun? Sen bosnaya neyle gidiyorsun? O bosnaya ne ile gidiyor? O bosnaya neyle gidiyor? O bosnaya ne ile gidiyor? O bosnaya neyle gidiyor? Biz bosnaya ne ile gidiyoruz? Biz bosnaya neyle gidiyoruz? Siz bosnaya ne ile gidiyorsunuz? Siz bosnaya neyle gidiyorsunuz? Onlar bosnaya ne ile gidiyorlar? Onlar bosnaya neyle gidiyorlar?

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Sa čime idem u Bosnu?

What do I go to Bosnia with?

Sa čime ideš u Bosnu?

What do you go to Bosnia with?

Sa čime on ide u Bosnu?

What does he go to Bosnia with?

Sa čime ona ide u Bosnu?

What does she go to Bosnia with?

Sa čime idemo u Bosnu?

What do we go to Bosnia with?

Sa čime idete u Bosnu?

What do you go to Bosnia with?

Sa čime idu u Bosnu?

What do they go to Bosnia with?

Ben bosnaya ne ile / neyle gittim? Sa čime sam išia u Bosnu? What did I go to Bosnia with ? TÜRKÇE

BOŞNAKÇA

Ben bosnaya ne ile gittim? Ben bosnaya neyle gittim? Sen bosnaya ne ile gittin? Sen bosnaya neyle gittin? O bosnaya ne ile gitti? O bosnaya neyle gitti? O bosnaya ne ile gitti? O bosnaya neyle gitti? Biz bosnaya ne ile gittik? Biz bosnaya neyle gittik? Siz bosnaya ne ile gittiniz? Siz bosnaya neyle gittiniz? Onlar bosnaya ne ile gittiler? Onlar bosnaya neyle gittiler?

Sa čime sam išia u Bosnu? Sa čime sam išla u Bosnu? Sa čime si išia u Bosnu? Sa čime si išla u Bosnu?

İNGİLİZCE What did I go to Bosnia with ? What did you go to Bosnia with ?

Sa čime je išia u Bosnu?

What did he go to Bosnia with ?

Sa čime je išla u Bosnu?

What did she go to Bosnia with ?

Sa čimesmo išli u Bosnu? Sa čimesmo išle u Bosnu? Sa čime ste išli u Bosnu? Sa čime ste isle u Bosnu? Sa čime su isli u Bosnu? Sa čime su išle u Bosnu?

What did we go to Bosnia with ?

What did you go to Bosnia with ? What did they go to Bosnia with ?

Ben bosnaya ne ile / neyle gidebilirim? Sa čime mogu ici u Bosnu? What can I go to bosnia with? TÜRKÇE Ben bosnaya ne ile gidebilirim? Ben bosnaya neyle gidebilirim? Sen bosnaya ne ile gidebilirsin? Sen bosnaya neyle gidebilirsin? O bosnaya ne ile gidebilir? O bosnaya neyle gidebilir? O bosnaya ne ile gidebilir? O bosnaya neyle gidebilir? Biz bosnaya ne ile gidebiliriz? Biz bosnaya neyle gidebiliriz? Siz bosnaya ne ile gidebilirsiniz? Siz bosnaya neyle gidebilirsiniz? Onlar bosnaya ne ile gidebilirler? Onlar bosnaya neyle gidebilirler?

BOŞNAKÇA

İNGİLİZCE

Sa čime mogu ici u Bosnu?

What can I go to bosnia with?

Sa čime možeš ici u Bosnu?

What can you go to bosnia with?

Sa čime može on ici u Bosnu?

What can he go to bosnia with?

Sa čime može ona ici u Bosnu? What can she go to bosnia with? Sa čime možemo ici u Bosnu?

What can we go to bosnia with?

Sa čime možete ici u Bosnu?

What can you go to bosnia with?

Sa čime mogu oni ici u Bosnu?

What can they go to bosnia

with?