Microbial Diversity and Soil Functions
Microbial Diversity and Soil Functions Despite bacteria’s presence in all parts of the planet, their diversity in the world’s soils is poorly understood.To better understand what makes the organisms thrive, Duke University researchers trekked far and wide to collect a few centimetres of dirt samples from 98 locations across North and South America, then analyzed each sample for genetic variation.To their surprise, the strongest predictor of high diversity was neutral pH.The acidic soil of the Peruvian Amazon, for example, harboured far fewer bacterial species than did the neutral dirt of the arid American Southwest.“There are a lot of variables that didn’t turn out to be very important, ”says the researcher Robert Jackson, who adds that a more complete search for different habitats might turn up other stimulators of diversity, such as carbon abundance. .
Parçanın Çevirisi Gezegenin tüm kısımlarında bakterinin varlığına rağmen, dünyanın toprağındaki çeşitlilikleri kötü şekilde anlaşılır.Organizmayı geliştiren şeyi daha iyi anlamak için, Duke Üniversitesi araştırmaları kuzey ve güney boyunca 98 yerden örnekleri kirin birkaç santimetre toplamak için geniş ve uzağa göç etti, ondan sonra genetik çeşitlilik için her örneği analiz etti.Meğerse yüksek çeşitliliğin en güçlü tahmincisi nötr Ph'ti.Peruvian Amazonu'nun asitli toprağı örneğin kurak Güneybatı Amerika'nın nötr kirinden daha az bakteri türü barındırdı.Çok önemli ortaya çıkmadığını birçok değişken var olduğunu araştırmacı farklı habitatlar için daha fazla bir tam araştırmayı örneğin karbon bolluğu gibi çeşitliliğinin diğer uyarıcıya dönüşebildiğini ekleyen Robert Jackson söyler.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
despite
Preposition -e rağmen
presence
İsim
varlık, var olma
all
Sıfat
her, bütün
planet
İsim
gezegen
diversity
İsim
çeşitlilik
soil
İsim
toprak
poorly
Sıfat
hasta
better
Sıfat
daha iyi
understand
Fiil
anlamak, kavramak
thrive
Fiil
gelişmek, büyümek
research
İsim
araştırma
trek
Fiil
uzun ve zorlu bir yolculuk yapmak
collect
Fiil
toplamak
sample
Fiil
örneklemek
location
İsim
yer, konum
then
Bağlaç
o zaman, öyleyse, ondan sonra
each
Zarf
her
genetic
sıfat
kalıtsal, kalıtımsal
various
Sıfat
çeşitli, farklı
surprise
İsim
sürpriz, şaşkınlık
strongest
Sıfat
en kuvvetli
predictor
İsim
kahin, öngörücü
for example
Bağlaç
örneğin
neutral
sıfat
nötr, tarafsız
dirt
İsim
kir, leke, toprak
arid
Sıfat
kurak
variable
Sıfat
değişken
turn out
P. Verb
olduğu ortaya çıkmak, sonuçlanmak
say
Fiil
söylemek, demek
add
Fiil
eklemek, ilave etmek
complete
Fiil
tamamlamak
search
Fiil
araştırmak, aramak
different
Sıfat
farklı
habitat
isim
yaşam alanı
stimulator
İsim
uyarıcı
such as
P. Phrase
örneğin, gibi
abundance
İsim
bolluk
Hans Christian Andersen
Hans Christian Andersen Hans C. AndersenThe Danish author, was born on 2nd April at Odense in Funen.His father, a poor shoemaker, was devoted to reading and thinking, but died when Hans was a child.His mother was a simple, uneducated woman, who after her second marriage sank still deeper into poverty and took to drinking in her old age.Andersen, who loved her dearly, has told her story in 'She was Worth Nothing'. His grandmother did her best to spoil the boy, who was given to day dreaming.After a very meager education in a pauper-school it was intended to apprentice him to a tailor, but as a fortune-teller had foretold that Odense would one day be illuminated in his honor, his mother permitted him to go to Copenhagen, where he tried to become an actor or a singer, but cut a pitiable figure.Fortunately, kind people supported him.Thanks to the support and guardianship of Jonas Collin, an influential councilor of state, Andersen at the age of 17 was sent to school.In 1828 he matriculated and at once began to write, mostly plays and poems.In the 30s he traveled abroad twice.From 1835 his fairy tales began to appear in installments, and were soon translated into almost all the European languages, and gained for him a world reputation.The full acknowledgement of his own countrymen, for which he longed so much, came much later.But it came at last.He lived to see Odense, his native town, illuminated in his honor as prophesied.
Parçanın Çevirisi Hans C. AndersenDanimarkalı yazarFunen'deki Odense'de 2 Nisan'da doğdu.Onun babası, fakir bir ayakkabıcı okumaya ve düşünmeye adanmıştı fakat Hans bir çocuk olduğu zaman öldü.Onun annesi ikinci evliliğinden sonra yaşlı yaşında içmeye başlayan ve yine de fakirliğe daha derin batan, basit, eğitimsiz bir kadındı.Onu içtenlikle seven Andersen, 'O hiç bir şeye demezdi' hikayesini anlatır. Onun rüya gibi günlerini alan büyükannesi çocuğu bozmak için en iyisini yaptı.Fakir bir okulda çok çok eksik bir eğitimden sonra o bir terziye çırak olmaya niyetlendi, fakat bir falcı Odense'nin onurlanmasında bir gün aydınlanacağınırnönceden bildi, annesi bir şarkıcı ya da bir aktör olmaya çabaladığı Kopenhang'e gitmesine izin verdi, fakat acınacak bir şahsiyeti kesti.Allahtan, kibar insan onu destekledi.Devletin etkili bir meclis üyesi Jonas Collin'in koruması ve desteği sayesinde, Anderson 17 yaşındaokula gönderildi.1828'de o üniversite sınavına girdi ve önceden çoğunlukla oyunlar ve hikayeler yazmaya başladı.30'larında o iki kez yurt dışını seyahat etti.1835'ten onun peri masalı kurmada görünmeye başladı.Onun kendi vatandaşının çok uzun sürdüğü tüm bilgisi, daha sonra geldi.Fakat en azından geldi.O yerli kasabası Odense'yi görmek için yaşadı, kehanet olarak onurlanmasında aydınlandı.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
Kelime
Tür
Türkçe
devote to
P. Verb
adamak, ayırmak
acknowledgement
İsim
kabul, onay
but
Bağlaç
fakat, ama, ancak
at last
P. Phrase
en sonunda
when
Bağlaç
-dığı zaman
prophesy
Fiil
kehanette bulunmak
simple
Sıfat
basit, yalın
uneducated
Sıfat
eğitimsiz
after
Preposition -den sonra
sink
Fiil
batmak
still
Zarf
hala
poverty
İsim
yoksulluk
dearly
Zarf
içtenlikle
spoil
Fiil
bozmak, şımartmak
daydream
Fiil
hayal kurmak
after
Bağlaç
-den sonra
meager
Sıfat
yetersiz, az
intend
Fiil
niyet etmek, amaçlamak
apprentice
İsim
çırak
but
Zarf
fakat, ama, ancak
illuminate
Fiil
aydınlatmak
honor
İsim
şeref, onur
permit
İsim
izin, ruhsat
try to do
Phrase
yapmaya çalışmak
pitiable
Sıfat
acıklı, acınacak halde
fortunately
Zarf
şans eseri, neyse ki
support
Fiil
desteklemek
thanks to
P. Phrase
-ın sayesinde
support
İsim
destek, dayanak
guardianship
İsim
muhafızlık, bakıcılık
influential
Sıfat
etkili
councilor
İsim
meclis üyesi
matriculate
Fiil
üniversiteye kaydolmak
mostly
Zarf
çoğunlukla
fairy tale
İsim
peri masalı
appear
Fiil
görünmek, ortaya çıkmak
installment
İsim
taksit, kurma
translate
Fiil
çevirmek, dönüştürmek
almost
Zarf
hemen hemen, yaklaşık
gain
Fiil
kazanmak
reputation
İsim
nam, ün
The Movement of People
The Movement of People The movement of people from the countryside into the cities naturally causes many problems there.The obvious one is overcrowding, which becomes a heavy burden on schools, hospitals and transport systems.The countryside is also negatively affected.As it is usually the young and healthy who leave the countryside, this creates a shortage in the workforce for farming and other rural activities.The best solution would clearly be to ensure that rural life has more to offer to the young.
Parçanın Çevirisi Kırsal kesimden şehirlere insanların hareketi doğal olarak orada birçok soruna sebep olur.En belirgin olanı okullarda, hastanelerde ve ulaşım sistemleri üzerinde ağır bir yük olan aşırı kalabalıktır.Kırsal kesim de olumsuz olarak etkilenir.Kırsal kesimden ayrılan genellikle genç ve sağlıklı insanlar olduğu için bu, çiftçilik ve diğer kırsal aktiviteler için iş gücünde bir kıtlık yaratır.En iyi çözüm açıkça kırsal hayatın gençlere sunacağı daha çok şeye sahip olduğunu garanti etmek olurdu.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
movement
İsim
hareket, eylem
countryside
İsim
kırsal bölge
city
İsim
şehir
naturally
Zarf
doğal olarak
cause
Fiil
sebep olmak
problem
İsim
sorun, mesele
obvious
Sıfat
açık, belli
overcrowding İsim
aşırı kalabalıklaşma
become
Fiil
olmak
heavy
Sıfat
ağır, yoğun
burden
İsim
yük
school
İsim
okul
hospital
İsim
hastane
transport
İsim
taşıt, nakil
negatively
Zarf
olumsuz olarak
affect
Fiil
etkilemek
usually
Zarf
genellikle
young
Sıfat
genç
healthy
Sıfat
sağlıklı, güçlü
leave
Fiil
ayrılmak, terketmek
create
Fiil
yaratmak
shortage
İsim
kıtlık
workforce
İsim
iş gücü
farming
isim
tarım, çiftçilik
rural
Sıfat
kırsal
solution
İsim
çözüm
clearly
Zarf
açıkça
ensure
Fiil
garanti altına almak
offer
Fiil
teklif etmek, sunmak
Volcanic Eruptions
Volcanic Eruptions Our understanding of submarine volcanic eruptions has improved substantially in the past decade owing to the recent ability to remotely detect such events and to respond rabidly with brief surveys and sampling at the eruption site.But these data are necessarily limited to observations after the event.In contrast, the 1998 eruption of the Axial volcano on the Juan de Fuce ridge was monitored by on site sea-floor instruments.One of these instruments,which measured bottom pressure, was overrun and entrapped by the 1998 lava flow.The data recorded by this instrument reveal the duration, character and effusion rate of an eruption on a mid-ocean ridge.
Parçanın Çevirisi Deniz altı volkanik patlamaları anlayışımız son on yılda böyle olayları uzaktan saptama ve kısa anketlerle ve patlama alanında örneklemelerle şiddetle tepki verebilme yeteneği sayesinde büyük ölçüde gelişmiş durumdadır.Ama bu veriler olaydan sonra gözlemlerle mutlaka sınırlandırılır.Aksine Juan de Fuce tepesindeki 1998 Axial volkan patlaması alandaki deniz tabanı araçlarla denetlendi.Alt basıncı ölçen bu araçlardan birisi 1998 lava akışıyla istila edildi ve tuzağa düşürüldü.Bu araçla kaydedilen veri okyanus ortası sırtında bir patlamanın süresini, özelliğini ve sızım oranını açığa çıkarır.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
understanding
İsim
anlayış, kavrama
submarine
İsim
denizaltı
volcanic
Sıfat
volkanik
eruption
İsim
patlama
improve
Fiil
gelişmek, ilerlemek
substantially
Zarf
önemli derecede
owing to
P. Phrase
-den dolayı
recent
Sıfat
yeni, son
ability
İsim
yetenek, kabiliyet
remotely
Zarf
uzaktan
detect
Fiil
sezmek, bulmak
event
İsim
olay
respond
Fiil
yanıt/tepki vermek
brief
Sıfat
kısa, öz
survey
İsim
anket, muayene
sampling
İsim
örnek, örnekleme
data
İsim
bilgi, veri
necessarily
Zarf
illa ki, , mutlaka
limited
Sıfat
sınırlı
observation
İsim
gözlem
after
Preposition -den sonra
in contrast
Bağlaç
aksine
monitor
Fiil
gözlemek
instrument
İsim
alet, enstrüman, vasıta
measure
Fiil
ölçmek
bottom
Sıfat
en alt düzeyde
pressure
İsim
baskı, basınç
overrun
Fiil
istila etmek, aşmak
entrap
Fiil
tuzağa düşürmek
flow
İsim
akma, akış
record
Fiil
kaydetmek
reveal
Fiil
açıklamak, ortaya çıkarmak
duration
İsim
devam, süre
character
İsim
karakter, özellik
effusion
İsim
sızma, taşma
rate
İsim
oran
ridge
İsim
sırt, yamaç
What is Chemistry?
What is Chemistry? Chemistry is the study of atoms, molecules, and the interactions they undergo, called chemical reactions.Through the breaking and forming of atomic bonds, various compounds change into new compounds, either producing or consuming energy in the process.Energy may be released in the form of heat or light, as in a fire or explosion.By exploiting what scientists know about chemical reactions, chemicals with useful properties can be produced.The word derives from the slang term for the older term, "alchemist." Modern chemistry is generally thought to have begun in the 17th century, most prominently with the experiments and writings of Robert Boyle.It was Boyle that formulated Boyle's law, which holds that the temperature and volume of a gas are related.Today, chemistry is a fundamental part of civilization.It is used to manufacture just about everything, and chemical processing is ubiquitous and consumes a major portion of humanity's total energy budget.Being a chemical engineer is one of the highest-paying scientific careers.
Parçanın Çevirisi Kimya, atomların, moleküllerin ve kimyasal reaksiyon adı verilen geçirdikleri etkileşimlerin çalışmasıdır.Atom bağlarının parçalanması ve oluşmasıyla çeşitli bileşenler süreç içerisinde ya yeni bileşenlere dönüşür ya da enerji üretir ya da tüketirler.Enerji bir yangın ya da patlamadaki gibi ısı ya da ışık biçiminde açığa çıkabilir.Bilim adamlarının kimyasal tepkimeler hakkında bildikleri şeyden faydalanarak yararlı özellikleri olan kimyasallar üretilebilir.Sözcük eski bir argo kelime olan “simyacı” dan gelmektedir.Modern kimyanın genel olarak 17.yy’da özellikle Robert Boyle’nin deneyimleri ve yazılarıyla başlamış olduğu düşünülmektedir.Gazın sıcaklık ve hacminin birbiriyle bağlantılı olduğunu söyleyen Boyle kanununu formüle eden Robert Boyle idi.Günümüzde kimya medeniyetin temel bir parçasıdır.Her şeyle ilgili imal etmek için kullanılır ve kimyasal süreç her yerde bulunur ve insanoğlunun toplam enerji bütçesinin büyük bir bölümünü tüketir.Kimya mühendisi olmak bilimsel kariyerler arasında en yüksek ücretlilerden biridir.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
Kelime
Tür
Türkçe
chemistry
İsim
kimya
fundamental
Sıfat
temel, asıl
study
İsim
çalışma, öğrenme
civilization
İsim
uygarlık
interaction
İsim
etkileşim
manufacture
Fiil
üretmek
undergo
Fiil
maruz kalmak, geçirmek
ubiquitous
Sıfat
her yerde olan
reaction
İsim
tepki, reaksiyon
portion
İsim
bölüm, parça, porsiyon
through
Preposition
-in içinden, -den geçerek ; sayesinde
humanity
isim
insanlık
break
Fiil
kırmak, bozmak
total
Sıfat
toplam, tam
form
Fiil
oluşturmak
budget
İsim
bütçe
bond
İsim
bağ, ilişki
engineer
İsim
mühendis
various
Sıfat
çeşitli, farklı
compound
İsim
karışım, bileşim
produce
Fiil
üretmek, yapmak, neden olmak
consume
Fiil
tüketmek
process
İsim
işlem, süreç
release
Fiil
serbest bırakmak, piyasaya sunmak, yaymak
form
İsim
biçim, şekil, fiş
heat
İsim
ısı, ateş
light
İsim
ışık, lamba
fire
İsim
ateş, ısı
explosion
İsim
patlama
exploit
Fiil
faydalanmak, sömürmek
useful
Sıfat
kullanışlı
property
İsim
özellik, eşya, mal mülk
derive from
P. Verb
den gelmek, den kaynaklanmak, türemek
slang
İsim
argo
generally
Zarf
genellikle
prominently
Zarf
önemli / belirgin olarak
experiment
İsim
deney
writing
İsim
yazma
formulate
Fiil
şekillendirmek, açık seçik anlatmak
law
İsim
yasa, kanun
hold
Fiil
tutmak, düzenlemek, iddia etmek
temperature
İsim
sıcaklık, ısı
volume
İsim
hacim, miktar
related
Sıfat
bağlantılı, ilişkili
How Global Brands Compete
How Global Brands Compete In a competitive economy, the consumer usually has the choice of several different brands of the same product.Yet underneath their labels, these products are often nearly identical.One manufacturer's toothpaste tends to differ very little from another manufacturer's.Two different brands of shampoo may vary only in scent and color.And the tobacco in two different brands of cigarettes frequently come from the same fields.This close similarity means that a shopper has little reason to choose one brand over another.Thus, manufacturers are confronted with a problem: how to keep sales high enough to stay in business.Manufacturers solve this problem by advertising.
Parçanın Çevirisi Bir rekabetçi ekonomide, tüketici genellikle aynı ürünün birçok farklı markalarını seçmiş durumdadır.Fakat, markaların altında, bu ürünler genellikle yaklaşık benzerdir.Bir üreticinin diş macunu diğer üreticiden çok az farklılaşmaya eğilimlidir.2 farklı şampuan markası sadece koku ve renkte değişebilir.Ve sigaranın iki farklı markadaki tütün sık sık aynı alandan gelir.Bu yakın benzerlik bir alışveriş yapan kişinin bir diğeri üzerinde bir markayı seçme sonucuna vardığı anlamına gelir.Bu yüzden, üreticiler bir problemi karşılaştırır: işte kalmak için yeterince yüksek satışları tutmak nasıldırÜreticiler reklamla bu problemi çözer.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
competitive
Sıfat
rekabetci
consumer
İsim
tüketici
usually
Zarf
genellikle
choice
İsim
seçim
several
Sıfat
birkaç
different
Sıfat
farklı
brand
İsim
marka
yet
Bağlaç
fakat, ama, ancak
underneath
Preposition altında
product
İsim
ürün, mahsül
often
Zarf
sık sık, genellikle
nearly
Zarf
yaklaşık
identical
Sıfat
benzer, aynı
manufacturer
İsim
imalatçı, üretici
tend
Fiil
eğiliminde olmak
differ
Fiil
farklı olmak
vary
Fiil
değişmek
scent
İsim
hoş koku, parfüm
frequently
Zarf
sık sık
come from
P. Verb
den gelmek, den kaynaklanmak
field
İsim
alan, arazi
close
Sıfat
yakın
similarity
isim
benzerlik
mean
Fiil
anlamına gelmek, demek istemek
thus
Bağlaç
bu yüzden
confront with
P. Verb
karşılaştırmak, bahsetmek
solve
Fiil
çözmek
The Development
The Development The seventeenth century was a period of joyful activity, of experiment in politics, in religion and in the natural sciences.With the help of the telescope the skies were examined; with the aid of the microscope doctors learned more about the human body.Inventors were busy on a variety of things ranging from more reliable watches to more destructive guns and explosives.For the first time, travellers went to more and more distant places; and traders followed their example.In fact, everyone was doing something new.
Parçanın Çevirisi 17. yüzyıl neşeli aktivitenin, politikada, dinde, doğal bilimlerde deneyimin bir dönemiydi.Teleskopun yardımıyla gökyüzü incelendi, mikroskobun yardımıyla doktorlar insan vücudu hakkında daha fazla öğrendi.Mucitler daha yıkıcı silahlar ve patlayıcılara daha güvenilir izlemeden gelen şeylerin bir çeşitliliği üzerine meşguldü.İlk zaman için, seyahat edenler giderek daha uzak yerlere gittiler; ve tüccarlar örneklerini takip etti.Aslında herkes yeni bir şey yapıyordu.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
period
İsim
süre, dönem, ders
joyful
Sıfat
neşeli, sevinçli
experiment
İsim
deney
politics
İsim
politika, siyaset
religion
İsim
din, inanç
natural
Sıfat
doğal, tabii
science
İsim
bilim, dal
help
Fiil
yardım etmek, yararı olmak
telescope
İsim
teleskop
sky
İsim
gökyüzü
examine
Fiil
incelemek, muayene etmek
with the aid of
P. Phrase -ın yardımıyla
inventor
İsim
mucit
busy
Sıfat
meşgul, yoğun
a variety of
P. Phrase bir çok farklı
range
Fiil
değişmek, sıralanmak
reliable
Sıfat
güvenilir
destructive
Sıfat
yıkıcı
explosive
Sıfat
patlayıcı
distant
Sıfat
uzak
in fact
Zarf
aslında
everyone
Zamir
herkes
something
Zamir
bir şey
The Human Record
The Human Record Certain records have come to light recently, which suggest that it was the Chinese who discovered America.And they found it nearly three quarters of a century before Columbus did.It’s a sad fact of life, and of our rather poor historical education, that Europeans tend to have a Eurocentric view of history. Unfortunately, it’s not usually realized that China hadan empire and a civilization that put medieval Europe to shame.Culturally, politically and even scientifically, China’s home-grown experiments and experiences could not be matched for a long time.In the meantime, the Chinese were enthusiastic travellers and explorers.Indeed, Chinese navigators were also far more advanced than any in the West.
Parçanın Çevirisi Belli kayıtlar son zamanlarda Amerika'yı keşfeden Çin olduğunu iddia eden açığa çıkmış durumdadır.Ve onlar Columbus'un yaptığından önce bir yüzyılın neredeyse üç çeyreğinde buldu.O Avrupalılar'ın tarihin Avrupa merkezli bir bakışına sahip olma eğilimi bizim oldukça tarihi eğitimimizin, yaşamın üzücü bir gerçeğidir.Kültürel olarak, politik olarak ve bilimsel olarak bile, Çin'in evde yetişen deneyleri ve deneyimleri uzun bir zaman için eş olmaz.Bu arada, Çinliler hevesli seyyahlar ve kaşiflerdi.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
certain
Sıfat
belli, bazı, kesin, emin
record
İsim
kayıt, rekor
come to light
Fiil
açığa çıkmak
recently
Zarf
son zamanlarda
suggest
Fiil
önermek, ileri sürmek
nearly
Zarf
yaklaşık
before
Preposition
-den önce
rather
Zarf
oldukça, biraz
historical
Sıfat
tarihi, tarihsel
tend
Fiil
eğiliminde olmak
unfortunately
Zarf
maalesef
usually
Zarf
genellikle
realize
Fiil
fark etmek, gerçekleştirmek
empire
İsim
imparatorluk
civilization
İsim
uygarlık
medieval
Sıfat
ortaçağ
culturally
Zarf
kültürel olarak
politically
zarf
siyaseten, politik açıdan
scientifically
Zarf
bilimsel olarak
home-grown
Sıfat
evde yetişen
experiment
İsim
deney
experience
İsim
deneyim, tecrübe
match
Fiil
eşleşmek, uymak
in the meantime
Bağlaç
bu arada, bu süre içinde
enthusiastic
Sıfat
hevesli, coşkulu
indeed
Bağlaç
gerçekten
navigator
İsim
rota görevlisi
advance
Fiil
ilerlemek, gelişmek
In the Shadow of Vesuvius
In the Shadow of Vesuvius In the history of archaeology, the sites of Pompeii and Herculaneum, lying at the foot of Mount Vesuvius in Italy, hold a very special place.Even today, when so many major sites have been systematically excavated, it is an emotional experience to visit these wonderfully preserved Roman cities.Pompeii’s fate was sealed on the momentous day in August AD 79 when Vesuvius erupted, an unfortunate event described by the Roman writer, the younger Pliny.The city was buried under several meters of volcanic ash, which resulted in deaths of many inhabitants due to lack of air.Herculaneum nearby was covered with volcanic mud.There the cities lay, known only from occasional chance discoveries, until the advent of early archaeology in the early 18th century.In 1710, the prince of Elboeuf had the good luck to discover the ancient theatre of Herculaneum.Yet, he was mainly interested in works of art for his collection and removed these without any record of their location.Such acts continued for over 100 years, and it was not until the late 19 th century that well-recorded archaeological excavations began.
Parçanın Çevirisi Arkeoloji tarihinde İtalya'da Vezüv dağının ayağında yatan Pompei ve Herculaneum'un şehirleri çok özel bir yer tutar.Bugün bile birçok ana şehir sistematik olarak kazı yapıldığı zaman, bu mükemmel şekilde korunan Roma şehirlerini ziyaret etmek duygusal bir deneyimdir.Pompei'nin kaderi M.S Ağustos'ta önemli gün üzerine mühürlendi.Şehir havanın yoksunluğundan dolayı birçok yerleşenin ölümüyle sonuçlanan volkanik küllerin birkaç metre altında gömüldü.Herculaneum yanında volkanik çamurla kaplandı.Oradan şehirler erken 18. yüzyılda ilk arkeolojinin ortaya çıkmasına kadar, yalnızca nadiren tesadüfi keşiflerden bilinerek kurulmuştur.1970'lerde Elboef'un prensi Herculaneum'un eski tiyatrosunu keşfetmek için iyi şansa sahipti.Fakat o başlıca yerlerinin herhangi bir kayıtsız ortadan kaldırdı ve koleksiyonu için sanatın çalışmalarıyla ilgilendi.Böyle hareketler 100 yıllardır devam etti ve o iyi kayıtlı arkeolojik kazıların başladığı son 19. yüzyıla kadar değildi.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
Kelime
Tür
Türkçe
history
İsim
tarih, geçmiş
location
İsim
yer, konum
archaeology
İsim
kazı bilim, arkeoloji
such
Sıfat
böyle, bu tür
site
İsim
yer, alan
act
İsim
hareket, eylem
special
Sıfat
belli, özel
excavation
İsim
kazı
place
İsim
yer, konum
major
Sıfat
ana, önemli
systematically
Zarf
sistemli bir şekilde
excavate
Fiil
kazmak
emotional
Sıfat
duygusal, hissi
experience
İsim
deneyim, tecrübe
visit
Fiil
ziyaret etmek, gezmek
wonderfully
Zarf
mükemmelce
fate
İsim
kader, ölüm
seal
Fiil
kapamak
momentous
Sıfat
çok önemli, ciddi
erupt
Fiil
patlamak (yanardağ)
unfortunate
Sıfat
şanssız, talihsiz
event
İsim
olay
describe
Fiil
tanımlamak
bury
Fiil
gömmek, gizlemek
several
Sıfat
birkaç
result in
P. Verb
-ile sonuçlanmak, neden olmak
inhabitant
İsim
oturan kişi, sakin
due to
P. Phrase
-den dolayı
lack
İsim
eksiklik
cover
Fiil
kaplamak, içermek
mud
İsim
çamur
occasional
Sıfat
ara sıra olan, seyrek
chance
İsim
şans, talih, olanak
discovery
İsim
keşif, bulgu
until
Preposition -e kadar
advent
İsim
gelme, ortaya çıkma
ancient
Sıfat
eski
yet
Bağlaç
fakat, ama, ancak
mainly
Zarf
başlıca
interest
Fiil
ilgisini çekmek
remove
Fiil
ortadan kaldırmak
without
Preposition -sız/siz, madan/maksızın
Athens and Sparta
Athens and Sparta In ancient Greece, Athens and Sparta both wanted to be the leading power.Athens was rich and more civilized, but Sparta was somewhat backward, though brave and well-organized.The Athenians had a splendid navy, while the Spartans had the best trained soldiers.Both city-states had allies that would support them.They also had enemies who were looking for the chance to attack.Moreover, Athens and Sparta were rivals in another way.Each believed that their city had the best laws and life style.The Spartans thought that the Athenians were soft and pleasure-seeking.The Athenians looked on the Spartans as being harsh and dull.In 461 B.C., Athens attacked Sparta and its allies.The fighting continued for 14 years until the Athenians won, and Sparta was forced to admit that Athens was the strongest power in Greece.
Parçanın Çevirisi Eski Yunanistan'da Atina ve Sparta da önde gelen güç olmak istiyordu.Atina zengin ve daha uygardı ama Sparta cesur ve iyi organize edilmiş olmasına rağmen biraz gelişmemişti.Spartalılar en iyi eğitilmiş askerelere sahipken, Atinalılar muhteşeme bir donanmaya sahipti.Her iki şehir devleti de onları destekleyecek müttefiklere sahipti.Onlar, saldırma olanağı arayan düşmanlara da sahipti.Dahası Atina ve Sparta diğer türlü rakiplerdi.Her biri şehirlerinin en iyi yasalara ve yaşam tarzına sahip olduğuna inanıyordu.Spartalılar, Atinalıların yumuşak ve zevk düşkünü olduğunu düşünüyordu.Atinalılar, Spartalılara kaba ve sıkıcı gözüyle bakıyordu.M.Ö. 461'de Atinalılar Sparta ve müttefiklerine saldırdı.Kavga Atinalılar kazanana kadar 14 yıl boyunca devam etti ve Sparta, Yunanistan'daki en güçlü güç olduğunu kabul etmeye mecbur kaldı.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
ancient
Sıfat
eski
both
Determiner her ikisi de
leading
Sıfat
önde gelen, önemli
power
İsim
güç, kuvvet, yetki
civilized
Sıfat
uygar, medeni
backward
Sıfat
gelişmemiş
brave
Sıfat
cesur
well-organized
Sıfat
iyi örgütlenmiş
splendid
Sıfat
mükemmel, görkemli
navy
İsim
donanma
while
Bağlaç
-e rağmen, v-iken, oysa
soldier
İsim
asker
city-state
İsim
şehir devleti
ally
isim
müttefik
support
Fiil
desteklemek
enemy
İsim
düşman
look for
P. Verb
aramak
chance
İsim
şans, talih, olanak
attack
Fiil
saldırmak
rival
İsim
rakip
believe
Fiil
inanmak, güvenmek
law
İsim
yasa, kanun
lifestyle
İsim
yaşam tarzı
soft
Sıfat
yumuşak, düz, hoş
pleasure-seeking
Sıfat
eğlence düşkünü
harsh
Sıfat
sert, kaba
dull
Sıfat
donuk, durgun
fighting
isim
dövüş, kavga, mücadele, savaş
continue
Fiil
devam etmek
until
Bağlaç
-e kadar
admit
Fiil
kabul etmek, itiraf etmek
strong
Sıfat
güçlü, sağlam, demli
Art
Art There really is no such thing as “Art”. There are only artists.Once these were men who took coloured earth and roughed out the forms of animals on the walls of caves.Today they are men who buy their paints, and design advertisements or paint pictures which they hope to sell.There is no harm in calling all these activities art as long as we keep in mind that such a word may mean very different things in different times and places.
Parçanın Çevirisi Sanat olarak gerçekten böyle şey yok. Sadece sanatçılar var.Eskiden bu mağaraların duvarları üzerine hayvanların şekillerini kabataslak çizen ve yeryüzünü renklendiren insandı.Bugün onlar satmayı uman resimlerini çizen ya da reklam tasarlayan ve tesimlerini satan insandır.farklı zamanlar ve yerlerde çok farklı şeyler anlamına gelebilen böyle bir kelimeyi akılda tuttuğumuz sürece tüm bu sanat aktivitelerini adlandırmada zarar yoktur.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
really
Zarf
gerçekten, aslında
such
Sıfat
böyle, bu tür
thing
İsim
şey, nesne
only
Sıfat
bir tek, yalnızca
once
Bağlaç
-den sonra
cave
İsim
mağara
advertisement
İsim
reklam
sell
Fiil
satmak
as long as
Bağlaç
-dığı sürece
keep in mind
P. Verb akılda tutmak
mean
Fiil
anlamına gelmek, demek istemek
Leonardo da Vinci
Leonardo da Vinci Leonardo's importance as a painter may be summarized by saying that he was the first master of the high Renaissance style, and of all his scientific researches that which he most fully devoted to this end was his study of light and shade.Many changes came about in Italian painting around the turn of the 15th-16th century, for which he more than anyone else was responsible.As regards subject matter and composition, painting became less realistic and more classical but as regards treatment it became more naturalistic and closer to life, which was partly the result of increased knowledge of anatomy and an interest in light and shade.In his rare excursions into classical subjects, such as the 'Leda', Leonardo's approach is intensely personal.Indeed, drawings by Leonardo which seem to derive from antique art are excessively rare and there is no evidence of his interest in the celebrated collections of Lorenzo the Magnificent or Pope Leo X, even though he was living in close contact with both of these.This trend is not belied by the 'Last Supper' even though it epitomizes the spirit of classical art.
Parçanın Çevirisi Bir ressam olarak Leonardo'nun önemi o yüksek Rönesans stilinin ilk uzmanı olduğunu söyleyerek özetlenebilir.Bir çok değişim o herkesten daha fazla sorumlu olduğu 15. ve 16. yüzyılın dönüşüyle İtalyan resmi ortaya çıktı.Nesnel konu ve kompozisyonla ilgili, resim daha klasik ve daha az gerçekçi oldu, fakat davranışla ilgili o ışık ve gölge ile ilgili ve anatominin artan bilgisinin kısmen sonucu olan yaşam için daha yakın daha natüralist oldu.Onun klasik nesneye nadir yolculuğunda, örneğin 'Leda' gibi, Leonardo'nun yaklaşımı yoğun bir şekilde kişiseldir.Aslında Antik sanattan türemiş gibi görünen Leonardo tarafından çizimler aşırı derecede nadirdir ve o her ne kadar o bunun her ikisiyle yakın ilişkide yaşıyor olsa da Pope Leo X ya da Büyük Lorenzo'nun koleksiyonunu kutlamada ilgisinin kanıtı yoktur.Bu moda klasik sanatın ruhunun örneği olmasına rağmen 'Son akşam yemeği' ile ters düşmez.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
importance
İsim
önem
as
Preposition
olarak
summarize
Fiil
özetlemek
master
İsim
usta, patron
of all
P. Phrase
hepsinin arasından
scientific
Sıfat
bilimsel
research
İsim
araştırma
fully
Zarf
tamamen
devote to
P. Verb
adamak, ayırmak
shade
İsim
gölge
change
İsim
değişiklik
come about
P. Verb
olmak, meydana gelmek
more than
P. Phrase
-den fazla
responsible
Sıfat
sorumlu
rare
Sıfat
nadir
excursion
İsim
gezi, seyahat
such as
P. Phrase
örneğin, gibi
approach
Fiil
yaklaşmak
intensely
Zarf
yoğun biçimde
indeed
Bağlaç
gerçekten
seem
Fiil
gibi görünmek
derive
Fiil
türemek, kaynaklanmak
excessively
Zarf
aşırı derecede
celebrated
sıfat
bilinen, kutlanan, meşhur
even though Bağlaç
-e rağmen
contact
Fiil
temas kurmak
trend
İsim
eğilim
epitomize
Fiil
örnek oluşturmak
spirit
İsim
ruh, can
Archeological Finds
Archeological Finds If you wish to glimpse the ancient trophies of Pedra Furada, in a difficult, mountainous area of northeastern Brazil, you must be prepared to face intense dry heat, treacherous rocky ground, sudden flooding, boulders falling from cliffs, aggressive snakes and swarms of mosquitoes.It's worth it, though, for the archeological treasures to be found there are exceptionally ancient.Rock paintings - vivid depictions of prehistoric ways of life, including dancing, hunting, war and sex rituals - have been dated at more than 12, 000 years old, while curious pebble structures, primeval bonfires and early stone tools are up to 50, 000 years old.The discovery of the remains had a profound effect on our knowledge of American prehistory, for they suggested that the first people in the New World arrived not via a bridge of ice from Siberia but by sea from Africa or possibly even Australia.
Parçanın Çevirisi Eğer Kuzeydoğu Brezilya'nın dağlık alanı Pedra Furuda'nın eski ödüllerine bakmak istiyorsan, sen yoğun kuru sıcak, tehlikeli kayalık yer, ani sel, uçuramlardan düşen kaya kütlesi, agresif yılanlar ve sivri sineklerin kümesiyle karşı karşıya kalmaya hazırlıklı olmalıdır.Buna değer, fakat, arkeolojik hazineleri bulmak için olağanüstü eskiden kalmadır.Kaya resimleri, yaşamın tarih öncesi yollarının canlı tanımları, dans, avlanma, savaş ve seks ritüelleri 12,000 yıldan daha fazla tarihlenmiş durumdadır, oysa tuhaf çakıl yapıları, ilkel şenlik ateşi ve ilk taş araçlar 50.000 yıllarına kadardır.Kalıntıların keşfi Amerikan tarih öncesi bilgimiz üzerine derin bir etkiye sahipti, çünkü yeni dünyadaki ilk insanlar Sibiryadan buzun bir köprüsü üzerinden ulaşmadığını, fakat Avusturalya dahi ya da muhtemelen Afrika'dan denizle ulaştığını ileri sürdü.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
if
Bağlaç
eğer, -se/sa
wish
Fiil
dilemek, istemek
glimpse
Fiil
gözüne takılmak
trophy
İsim
ödül, kupa
prepare to
P. Verb
hazırlamak
intense
Sıfat
yoğun
treacherous
Sıfat
tehlikeli, hain
boulder
İsim
kaya kütlesi
swarm
İsim
yığın, küme
exceptionally
Zarf
olağanüstü
vivid
Sıfat
canlı, etkili
depiction
İsim
tarif, tasvir
including
P. Phrase
dahil
ritual
İsim
töre, dini gelenek
date
Fiil
bir tarihe dayanmak, flört etmek
more than
P. Phrase
-den fazla
while
Bağlaç
-e rağmen, v-iken, oysa
curious
Sıfat
meraklı, tuhaf
pebble
İsim
çakıl taşı
primeval
Sıfat
ilkel
up to
Preposition -e kadar
bonfire
İsim
şenlik ateşi
remain
İsim
kalıntı
profound
Sıfat
derin, şiddetli
prehistory
İsim
tarih öncesi
effect
İsim
etki
suggest
Fiil
önermek, ileri sürmek
via
Preposition üzerinden, ...yolu ile
even
Zarf
hatta, bile
Bone loss
Bone loss A low calcium intake during the growing years limits the bones’ ability to achieve an optimal mass and density.Most people achieve a peak bone mass by about age 30, and dense bones protect against age-related bone loss and fracture.Starting before the age of 40, all adults lose bone as they grow older.When bone loss reaches the point at which bones fracture under common, everyday stresses, the condition is known as osteoporosis.Today, worldwide, this is one of the most prevalent diseases of aging.For instance, in the US, it afflicts more than 25 million people, mostly older women.Unlike many diseases that make themselves known through symptoms such as pain, shortness of breath, skin lesions, tiredness, and the like, osteoporosis is silent.The body sends no signals saying bone loss is occurring.Blood samples offer no clues because blood calcium remains normal regardless of bone content, and measures of bone density are rarely taken.However, there are various strategies to protect against bone loss, and eating calcium-rich foods is only one of them.
Parçanın Çevirisi Büyüme yılları sırasında düşük kalsiyum alımı kemiklerin en iyi kitle ve yoğunluğa ulaşma yeteneğini sınırlandırır.Çoğu insan yaklaşık 30 yaşına kadar en üst kemik kitlesine ulaşır ve yoğun kemikler yaşa bağlı kemik kaybı ve kırığına karşı korur.Kırk yaşından önce başlayarak tüm yetişkinler yaşlandıkça kemik kaybederler.Kemik kaybı kemik kırığının yaygın,günlük stresler altında olduğu noktaya ulaştığında durum osteoporoz olarak bilinir.Günümüzde dünya çapında bu yaşlanmanın en yaygın hastalıklarından biridir.Örneğin Amerika'da çoğunlukla yaşlı kadın olan 25 milyon insandan fazlasına sıkıntı verir.Acı, nefes darlığı, cilt yaraları, yorgunluk ve bunun gibi belirtiler yoluyla kendilerini belli eden birçok hastalığın aksine, osteoporozsessizdir.Vücut kemik kaybının meydana geldiğini belirten hiç sinyal göndermez.Kan örnekleri hiç ipucu sunmaz çünkü kan kalsiyumu kemik içeriğine bakılmaksızın normal kalır ve kemik yoğunluğu ölçümleri nadiren alınır.Ancak kemik kaybına karşı korumak için çeşitli stratejiler vardır ve kalsiyum bakımından zengin yiyecekler yemek onlardan sadece birisidir.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
Kelime
Tür
Türkçe
low
Sıfat
alçak, az, mutsuz
shortness
İsim
kısalık
intake
isim
giriş, alınan miktar
breath
İsim
nefes, soluk
during
Preposition
sırasında, esnasında
lesion
İsim
yara, bere
growing
Sıfat
büyüyen, artan
tiredness
İsim
yorgunluk
limit
Fiil
sınırlandırmak
silent
Sıfat
sessiz, sakin
bone
İsim
kemik
send
Fiil
göndermek, yollamak
ability
İsim
yetenek, kabiliyet
signal
İsim
işaret, sinyal
achieve
Fiil
başarmak, ulaşmak
occur
Fiil
meydana gelmek, olmak
optimal
Sıfat
en iyi
sample
İsim
örnek, numune
mass
İsim
kitle, kütle
offer
Fiil
teklif etmek, sunmak
density
İsim
yoğunluk
clue
İsim
ipucu
peak
İsim
en üst seviye, tepe
because
Bağlaç
-dığı için, çünkü
about
Zarf
yaklaşık
regardless of
P. Phrase
-e bakılmaksızın
protect
Fiil
korumak
content
İsim
içerik, anlam
age-related
Sıfat
yaşla bağlantılı
measure
İsim
önlem, ölçü
loss
İsim
kayıp, zarar, ziyan
rarely
Zarf
nadiren
fracture
İsim
çatlak, kırık
however
Bağlaç
fakat
start
Fiil
başlamak, çalıştırmak
various
Sıfat
çeşitli, farklı
adult
İsim
yetişkin
strategy
İsim
strateji, plan
grow
Fiil
büyümek, gelişmek
food
İsim
yiyecek, gıda
reach
Fiil
ulaşmak, erişmek
only
Zarf
yalnız, sadece, daha
point
İsim
nokta, husus, sorun
common
Sıfat
yaygın, ortak, sıradan
everyday
Sıfat
her gün, günlük
condition
İsim
durum, koşul, hastalık
osteoporosis
İsim
osteoporoz
today
Zarf
bugün, günümüz
worldwide
Zarf
dünya çapında
prevalent
Sıfat
yaygın
disease
İsim
hastalık, rahatsızlık
aging
isim
yaşlanma
for instance
Bağlaç
örneğin
afflict
Fiil
eziyet etmek, acı vermek
mostly
Zarf
çoğunlukla
unlike
Preposition
-ın aksine
symptom
isim
belirti, bulgu, gösterge
such as
P. Phrase
örneğin, gibi
pain
İsim
ağrı, acı
Moisture
Moisture Moisture is removed from humid air by mountains, which force the air to rise.As it gains altitude, the air cools, clouds form, and precipitation occurs, primarily on the windward slopes of the mountains.As the air mass moves down on the other side of the mountain, it is warmed, thereby lessening the chance of precipitation of any remaining moisture.This situation exists on the west coast of North America, where precipitation falls on the western slopes of mountains that are close to the coast.The dry lands on the sides of the mountains away from the prevailing wind are called 'rain shadows.' Generally, differences inelevation, in the steepness and direction of slopes, and in exposure to sunlight and prevailing winds may produce local variations in climate known as 'microclimates, ' which can be quite different from their overall surroundings.For an organism, the microclimate of its habitat is of primary importance, because that is the climate an organism actually experiences and knows how to cope with.
Parçanın Çevirisi Nem yükselmek için havayı zorlayan dağ tarafından nemli havadan kaynaklanır.O yükseklik kazandıkça, hava bulutlardan soğur ve başlıca dağların rüzgara doğru yamaçları üzerinde yağış meydana gelir.Hava kütlesi dağın diğer tarafları üzerinden aşağı taşır, o böylece herhangi artan nemin şansı azalarak ısınır.Bu durum Kuzey Amerika'nın batı kesimleri üzerinde var olur, ki orada yağışkılara yakın olan dağların batı yamaçları üzerine düşer.Yaygın olan rüzgardan uzakta olan dağların yanları üzerindeki kuru araziler yağmur gölgesi olarak adlandırılır.Bir organizma için, yaşam alanının mikro iklimi ana öneme sahiptir, bir organizma iklimi aslında nasıl üstesinden geleceğini bildiği ve deneyimlediği için ana öneme sahiptir.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
Kelime
Tür
Türkçe
moisture
İsim
nem, rutubet
overall
Sıfat
kapsamlı, tam, geniş
remove
Fiil
ortadan kaldırmak
surroundings İsim
çevre, civar
humid
Sıfat
nemli
organism
isim
oluşum, organizma, canlı
mountain
İsim
dağ
habitat
isim
yaşam alanı
force
Fiil
zorlamak
primary
Sıfat
ana, asıl
rise
Fiil
artmak, yükselmek
importance
İsim
önem
gain
Fiil
kazanmak
actually
Zarf
aslında, gerçekte
altitude
İsim
yükseklik
experience
Fiil
yaşamak, geçirmek
cool
Fiil
soğutmak, serinletmek
know
Fiil
bilmek, tanımak
form
Fiil
oluşturmak
cope with
P. Verb
başa çıkmak
precipitation
İsim
yağış, düşme
occur
Fiil
meydana gelmek, olmak
primarily
Zarf
başlıca
slope
İsim
yamaç, yokuş
mass
İsim
kitle, kütle
move down
P. Verb
aşağı taşımak
warm
Fiil
ısıtmak
thereby
Bağlaç
böylece, bu nedenle
lessen
Fiil
azaltmak
chance
İsim
şans, talih, olanak
remaining
Sıfat
kalan, hala var olan
situation
İsim
durum
exist
Fiil
var olmak
fall
Fiil
düşmek, inmek
close
Sıfat
yakın
dry
Sıfat
kuru, kurak, sıkıcı
land
İsim
arazi, toprak, ülke
prevailing
Sıfat
yaygın, egemen
call
Fiil
adlandırmak, çağırmak
generally
Zarf
genellikle
difference
İsim
ayrım, farklılık
elevation
İsim
yükseklik
steepness
İsim
diklik
direction
İsim
yön, talimat
exposure
İsim
maruz kalma
sunlight
İsim
güneş ışığı
produce
Fiil
üretmek, yapmak, neden olmak
variation
İsim
değişiklik
The Forest Decline
The Forest Decline When air pollution, including acid rain, is combined with other environmental stresses, such as low winter temperatures, prolonged droughts, insects, and bacterial, fungal, and viral diseases, it can cause plants to decline and die.More than half of the red spruce trees in the mountains of the northern United States have died since the mid-1970s.Other tree species, such as sugar maples, for example, are also dying.Many still-living trees are exhibiting symptoms of forest decline, characterized by a gradual deterioration and often eventual death.The general symptoms of forest decline are reduced vigour and growth, but some plants exhibit specific symptoms, such as yellowing of needles in conifers.Air pollutants may or may not be the primary stress that results in forest decline, but the presence of air pollution lowers plant resistance to other stress factors.When one or more stresses weaken a tree, then an additional stress may be enough to cause death.
Parçanın Çevirisi Asit yağmuru dahil hava kirliliği düşük kış sıcaklıkları, uzun süreli kuraklıklar, böcekler ve bakteri, mantar ve virüs hastalıkları gibi diğer çevresel gerilimlerle birleştirildiğinde, bitkilerin azalmasına ve ölmesine sebep olabilir.Kuzey ABD 'nin dağlarında kırmızı ladin ağaçlarının yarısından daha fazlası 1970'lerin ortasından beri ölmüş durumda.Örneğin akçaağaçlar gibi diğer ağaç türleri de ölüyor.Birçok hala yaşayan ağaç aşamalı bozulma ve çoğunlukla nihai ölümle nitelenen orman azalışının belirtileri gösteriyor.Orman azalışının genel belirtileri azalmış dinçlik ve büyümedir ama bazı bitkiler kozalaklı ağaçlarda iğnelerin sararması gibi belirli belirtiler gösterirler.Hava kirleticileri orman azalışıyla sonuçlanan ana gerilim olabilir yada olmayabilir ama hava kirliliğinin varlığı diğer stres faktörlerine bitki direncini azaltır.Bir yada daha fazla gerilim bir ağacı zayıflattığında, ek bir gerilim ölüme sebep olmasına yeterli olabilir.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
Kelime
Tür
Türkçe
when
Bağlaç
-dığı zaman
result in
P. Verb
-ile sonuçlanmak, neden olmak
pollution
İsim
kirlilik
presence
İsim
varlık, var olma
including
P. Phrase
dahil
lower
Fiil
indirmek, azaltmak
combine
Fiil
birleştirmek
resistance
İsim
direnç
environmental
Sıfat
çevresel
factor
İsim
etken, unsur
stress
İsim
gerilim, stres, vurgu
weaken
Fiil
zayıflatmak, güçsüzleştirmek
such as
P. Phrase
örneğin, gibi
then
Zarf
o zaman, sonra, öyleyse
low
Sıfat
alçak, az, mutsuz
additional
Sıfat
ilave , ek
temperature
İsim
sıcaklık, ısı
enough
Determiner yeteri kadar
prolonged
Sıfat
uzun süre devam eden
drought
İsim
kuraklık
insect
İsim
böcek
disease
İsim
hastalık, rahatsızlık
cause
Fiil
sebep olmak
plant
İsim
bitki, fabrika
decline
Fiil
azalmak, reddetmek
die
Fiil
ölmek
more than
P. Phrase
-den fazla
mountain
İsim
dağ
since
Preposition
-den beri
species
İsim
tür, cins
for example
Bağlaç
örneğin
exhibit
Fiil
sergilemek, göstermek
symptom
isim
belirti, bulgu, gösterge
decline
İsim
düşüş, azalma
characterize
Fiil
nitelemek, betimlemek
gradual
Sıfat
aşamalı, yavaş
deterioration
İsim
bozulma, çürüme
eventual
Sıfat
sonunda olan, sonraki
death
İsim
ölüm, vefat
general
isim
general
reduce
Fiil
azaltmak
vigour
İsim
kuvvet, canlılık
growth
İsim
büyüme, gelişme
specific
Sıfat
belli, özel
needle
İsim
iğne, tığ
pollutant
İsim
kirletici madde
primary
Sıfat
ana, asıl
The Renaissance and The Enlightenment
The Renaissance and The Enlightenment The Renaissance and the Enlightenment name two distinctly different periods of European history.They both heralded major changes in culture, art, philosophy, science, and mathematics.The Renaissance is associated with advances in literature, architecture, humanism, and a world economy, while the Enlightenment is associated with the scientific method, industrialization, rationality, astronomy, and calculus.The Renaissance occurred during the 14th-16th centuries, following the Middle Ages.In French, the name translates as "rebirth," meaning that this was a Golden Age of artistic, cultural, and intellectual thought and production.During this era, great contributions were made to music, astronomy, painting, architecture, poetry, drama, and philosophy.Some famous people of this period include Galileo, Leonardo da Vinci, Michelangelo, and Niccolo Machiavelli.Financial, political, and technological innovations contributed to this explosion in civilization.The Black Plague killed many people but ended up redistributing wealth, remapping cities, and establishing a literate middle class.The Gutenberg press allowed people to translate and widely distribute written material.Advents in ship building and ocean navigation enabled closer economic ties between all of Europe and the East, not to mention the New World.Knowledge was accessible when Greek and Roman texts were translated from Latin into Italian, French, and English, so scholars could expand upon Ancient wisdom.
Parçanın Çevirisi Rönesans ve Aydınlanma Avrupa tarihinin açık bir şekilde iki farklı dönemine denilmektedir.Bunların her ikisi de kültür, sanat, felsefe, bilim ve matematik bakımından önemli değişiklikler yaşamıştır.Aydınlanma bilimsel metot, sanayileşme, akılcılık, astronomi ve kalkülüs ile bağlantılı iken Rönesans edebiyat, mimari, insanlık ve dünya ekonomisiyle bağlantılıdır.Rönesans, Orta Çağı takip eden 14. ve 16.yy’larda ortaya çıkmıştır.Sanatsal, kültürel ve entelektüel düşüncenin ve üretimin Altın Çağı anlamına gelen bu isim Fransızcada “yeniden doğuş” olarak çevrilmektedir.Bu çağ boyunca, müziğe, astronomiye, resme, mimariye, şiire, tiyatroya ve felsefeye önemli katkılar sağlanmıştır.Bu dönemin bazı ünlü kişileri Galileo, Leonardo da Vinci, Michelangelo ve Niccolo Machiavelli’yi içermektedir.Finansal, politik ve teknolojik yenilikler medeniyetteki bu patlamaya katkı sağlamıştır.Kara veba çok fazla insanı öldürmüştür ancak servetin yeniden dağıtılması, şehirlerin yeniden haritasının çıkarılması ve aydın bir orta sınıf kurulmasıyla sonuçlanmıştır.Gutenberg baskı makinesi insanların yazılı materyalleri çevirmelerini ve geniş ölçüde dağıtmalarını sağlamıştır.Gemi inşaatındaki yenilikler ve okyanus navigasyonu tüm Avrupa ile Yeni Dünya’nın yanı sıra Doğu arasında ekonomik bağların daha yakın olmasını sağlamıştır.Yunan ve Romen metinler Latinceden İtalyanca, Fransızca ve İngilizceye çevrilince bilgi ulaşılabilir hale geldi, bu yüzden bilginler Antik Çağ bilgeliği üzerine ayrıntıları ile açıklayabildiler.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
Kelime
Tür
Türkçe
enlightenment
isim
aydınlatma
mention
Fiil
bahsetmek, söylemek
distinctly
Zarf
belirgin şekilde
knowledge
İsim
bilgi
different
Sıfat
farklı
accessible
Sıfat
ulaşılabilir
period
İsim
süre, dönem, ders
text
İsim
metin, ders, yazı
major
Sıfat
ana, önemli
scholar
isim
bilgin
change
İsim
değişiklik
expand
Fiil
genişletmek
associated with P. Phrase
ile ilgili
wisdom
İsim
akıl
advance
İsim
ilerleme
rationality
İsim
akla uygunluk
occur
Fiil
meydana gelmek, olmak
rebirth
İsim
yeniden doğuş
thought
İsim
düşünce
production
İsim
üretim
era
İsim
çağ, devir
contribution
İsim
katkı
include
Fiil
içermek
innovation
İsim
yenilik
contribute to
P. Verb
katkıda bulunmak, sebep olma
explosion
İsim
patlama
civilization
İsim
uygarlık
plague
İsim
salgın hastalık
kill
Fiil
öldürmek
end up
P. Verb
sonuçlanmak
redistribute
Fiil
yeniden dağıtmak
wealth
İsim
zenginlik, servet
establish
Fiil
kurmak, belirlemek
literate
Sıfat
bilgili, okuryazar
middle-class
İsim
orta sınıf
press
İsim
basın, matbaa
allow
Fiil
izin vermek, olanak tanımak
translate
Fiil
çevirmek, dönüştürmek
widely
Zarf
yaygın şekilde
distribute
Fiil
dağıtmak
written
Sıfat
yazılı, yazılmış
material
İsim
malzeme, madde
advent
İsim
gelme, ortaya çıkma
enable
Fiil
olanak tanımak
tie
İsim
kıravat, bağ
What Causes Erosion?
What Causes Erosion? Erosion is a continual process, and it can be caused naturally or through artificial means.While many people associate erosion with negative things like land slides and poor soil conditions, it is an important part of the geologic processes which make the Earth what it is.As soil and rock are slowly worn down, they cycle through the Earth's crust and the general environment, causing a constantly shifting and varied surface.One of the most powerful causes of erosion is water.Water is sometimes called the universal solvent, because it is so effective at dissolving and changing things.Rain and runoff contribute to erosion, as do glaciers, snow, and ice.Ice can be particularly insidious, because it will literally rip rock and soil apart as it expands and contracts.Many seashores distribute spectacular examples of water erosion, in the form of huge terraces of rocks slowly worn away by the ocean.Tectonic movement can also contribute to erosion, as can the wind.Wind transports materials from one place to another, and in extremely windy locations it can contribute a powerful scouring force to the process of erosion.Materials also naturally tend to slide down a slope, in a process called mass wasting.This downward pull is what causes mountains to slowly melt into hills and plains, and it is constantly happening, although not always in the spectacular form of a landslide.
Parçanın Çevirisi Erozyon devamlı bir süreçtir ve doğal ya da yapay yollardan kaynaklanabilir.Çoğu insan erozyonu toprak kayması ve kötü toprak koşulları gibi olumsuz şeylerle ilişkilendirirken, dünyayı dünya yapan jeolojik süreçlerin önemli bir parçasıdır.Toprak ve kaya yavaş yavaş aşındıkça, sürekli hareketli ve değişken yüzeye sebep olarak yer kabuğuna ve genel çevreye dönüşür.Erozyonun en güçlü sebeplerinden biri sudur.Su bazen kapsamlı bir çözücü olarak adlandırılır çünkü bir şeyleri çözmede ve değiştirmede çok etkilidir.Yağmur ve akarsu buzulların, karın ve buzun yaptığı gibi erozyona sebep olur.Buz özellikle sinsi olabilir çünkü yayıldıkça ve büzüldükçe kelimenin tam manasıyla kaya ve toprağı parçalar.Çoğu deniz kenarı, okyanus tarafından yavaş yavaş aşındırılan geniş teraslı kayalar biçiminde şaşırtıcı su erozyonu örneklerine bölünmektedir.Tektonik hareket ayrıca rüzgârın da yapabildiği gibi erozyona sebep olabilir.Rüzgâr bir yerdeki malzemeleri diğerine taşır ve aşırı rüzgârlı yerlerde erozyon sürecinin güçlü oyulmasına sebep olabilir.Malzemeler ayrıca toprak kayması adı verilen aşamada doğal olarak yokuş aşağı doğru kayma eğilimi gösterirler.Bu aşağı doğru çekim dağların yavaş yavaş eriyerek tepelere ve ovalara dönüşmesine sebep olan şeydir ve her ne kadar daima şaşırtıcı bir toprak kayması biçiminde olmasa da sürekli olur.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
Kelime
Tür
Türkçe
erosion
İsim
erozyon, aşınma
rock
İsim
kaya, taş
continual
Sıfat
sürekli, devamlı
expand
Fiil
genişletmek
process
İsim
işlem, süreç
contract
Fiil
cause
Fiil
sebep olmak
küçülmek, kısaltmak, sözleşme yapmak
naturally
Zarf
doğal olarak
distribute
Fiil
dağıtmak
Sıfat
görkemli, dikkat çekici
Preposition
-in içinden, -den geçerek ; sayesinde
spectacular
through
example
İsim
örnek, misal
artificial
Sıfat
yapay
huge
Sıfat
büyük
means
İsim
araç, yöntem, olanak
terrace
İsim
teras
associate
Fiil
ilişkilendirmek
movement
İsim
hareket, eylem
like
Bağlaç
gibi
wind
İsim
rüzgar, yel
landslide
İsim
toprak kayması
transport
Fiil
taşımak, nakletmek
poor
Sıfat
fakir, kötü
extremely
Zarf
oldukça
soil
İsim
toprak
windy
Sıfat
rüzgarlı
condition
İsim
durum, koşul, hastalık
location
İsim
yer, konum
slowly
Zarf
yavaş yavaş
force
İsim
güç, zorlama, kuvvet
wear down
P. Verb
yıpratmak, gücünü tüketmek
tend
Fiil
eğiliminde olmak
cycle
Fiil
bisiklete binmek
slide
Fiil
kaymak
crust
İsim
kabuk, dış tabaka
slope
İsim
yamaç, yokuş
environment
İsim
çevre
mass
Sıfat
toplu, kitle
constantly
Zarf
devamlı olarak
downward
Preposition
aşağıya doğru
shift
Fiil
değiştirmek
pull
İsim
çekiş, çekim
varied
sıfat
değişik, çeşitli, türlü
melt
Fiil
eritmek, erimek
surface
İsim
yüzey
hill
İsim
tepe, yükselti
powerful
Sıfat
güçlü
plain
Sıfat
sade, düz, açık
cause
İsim
sebep, neden
although
Bağlaç
-e rağmen
universal
Sıfat
evrensel, genel
form
İsim
biçim, şekil, fiş
solvent
İsim
çözücü
effective
Sıfat
etkili
dissolve
Fiil
eritmek, çözülmek
runoff
İsim
akarsu
contribute to
P. Verb
katkıda bulunmak, sebep olma
glacier
İsim
buzul
ice
İsim
buz
particularly
Zarf
özellikle, bilhassa
insidious
Sıfat
sinsi
literally
Zarf
kelimenin tam anlamıyla
rip
Fiil
yırtmak
Dancing
Dancing The urge to dance is one of the most powerful of human instincts.Nearly all dances from antiquity to the 19th century had one important common characteristic.They alternated between collective movements and solo twins, in which every dancer or couple in succession would become the centre of attention and then merge back into the crowd.Thus dancing expressed both the communal and the individualistic impulse of humanity, holding the two in delicate balance to the benefit of healthy society.
Parçanın Çevirisi Dans için istek insan içgüdüsünün en güçlülerinden biridir.Neredeyse eski çağlardan 19. yüzyıla tüm danslar önemli bir yaygın özelliğe sahipti.Onlar toplu hareketler ve tek ikizler arasında değişti, ki orada her dansçı ve çiftler yerine geçmede dikkatin merkezi olacak ve sonra kalabalığa geri dönüp birleşir.Bu yüzden dans , sağlıklı toplumun faydalarını hassas dengede tutarak hem toplum hemde insanlığın bireysel baskısını ifade etti.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
urge
İsim
dürtü, istek
dance
Fiil
dans etmek, oynamak
powerful
Sıfat
güçlü
instinct
isim
iç güdü
nearly
Zarf
yaklaşık
antiquity
isim
eski çağlar, ilk çağlar
important
Sıfat
önemli, gerekli
common
Sıfat
yaygın, ortak, sıradan
characteristic
İsim
özellik
alternate
Fiil
sırayla yapmak
collective
Sıfat
ortaklaşa, toplu
movement
İsim
hareket, eylem
twin
İsim
ikiz kardeş
dancer
İsim
dansçı
couple
İsim
çift, eş
succession
İsim
ardışık olma, yerine geçme
centre
İsim
merkez
attention
İsim
dikkat
merge
Fiil
birleşmek, kaynaşmak
crowd
İsim
kalabalık, topluluk
thus
Bağlaç bu yüzden
express
Fiil
ifade etmek
individualistic
Sıfat
bireyci
impulse
İsim
ani hareket, dürtü
humanity
isim
insanlık
hold
Fiil
tutmak, düzenlemek, iddia etmek
delicate
Sıfat
hassas, kırılgan
balance
İsim
denge
benefit
İsim
fayda, yarar
healthy
Sıfat
sağlıklı, güçlü
society
İsim
toplum, cemiyet
The Evolution of Life
The Evolution of Life Some 130 million years ago, a spike-backed dinosaur walked heavily through the wilderness of what came to be Australia, and left its footprints as a gift for the future.They were the world’s best impressions of a dinosaur’s two-ton foot falls.When they were found seven years ago in a remote valley in northern Australia, they provided scientists with the first clear evidence that dinosaurs had lived in Australia.This discovery provided further evidence for the theory that Australia was once joined to a vast super-continent that included what is now South America, Africa, India and Antarctica.
Parçanın Çevirisi Yaklaşık 130 milyon yıl önce, svri uçlu sırtlı bir dinazorrnyoğun bir şekilde Avusturalya'ya gelen şeyin vahşi orman içinden yürüdü, ve onun ayak izleri gelecek için bir hediye olarak kaldı.Onlar bir dinazorun iki ton ayak düşüşleri dünyanın en iyi izlenimiydi.Onlar Kuzey Avusturalya'da uzak bir vadide yedi yıl önce bulunduğu zaman, onlar dinazorların Avusturalya'da yaşadıklarının ilk açık kanıtıyla bilimadamları sağladı.Bu keşif Avusturalya'nın Güney Amerika, Hindistan ve Antartika olduğunu içeren geniş bir üst kıtaya daha önce katıldı.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
spike
İsim
sivri uç
heavily
Zarf
yoğun şekilde
wilderness
İsim
vahşi orman, ıssız yer
come to
P. Verb ayılmak, kendine gelmek
footprint
İsim
ayak izi
gift
İsim
hediye, yetenek
impression
İsim
izlenim, etki
fall
İsim
düşüş, azalma, güz
remote
Sıfat
uzak
provide
Fiil
sağlamak, temin etmek
evidence
İsim
kanıt
discovery
İsim
keşif, bulgu
further
Sıfat
ileri, daha çok, başka
continent
İsim
kıta
The Cinema
The Cinema Cinema today is all too often just about plot or special effects.So really great films, successfully weaving together sound, image and time to tell a really cinematic story, are always special.On show in New York earlier this month was a remarkable example.Alexander Sokurov's Russian Ark explores the 300 -year- long history of the Hermitage museum in St.Petersburg.It takes you an uncut 90 - minute walk through 35 of its historic rooms and halls.This has never been done -before and the result demonstrates impressively how much film can achieve. .
Parçanın Çevirisi Sinema bugün özel efektler ya da genellikle sadece konu hakkındadır.Dolayısıyla gerçekten büyük filmler, başarılı bir şekilde gerçekten sinematik bir hikayeyi anlatmak için ses, şekil ve zamanla birlikte dokuyarak her zaman özeldir.Erken bu ay Newyork'taki gösteriler dikkate değer bir örnekti.Alexander Sokurov's Rus St Petersburg'ta Hermitage'ın 300 yıllık tarihini araştırır.O tarihi odaları ve salonlarının kesilmemiş 90 dakikalık bir yürüyüş alır.Bu daha önce hiç yapılmamıştı ve sonuç daha fazla filmin nasıl başarılabileceğini etkileyici bir şekilde gösterir.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
often
Zarf
sık sık, genellikle
plot
İsim
konu
special
Sıfat
belli, özel
effect
İsim
etki
so
Bağlaç bu yüzden
really
Zarf
gerçekten, aslında
great
Sıfat
büyük, mükemmel, önemli
successfully
Zarf
başarılı bir şekilde
together
Zarf
beraber, yanyana
always
Zarf
herzaman
earlier
Zarf
daha önce, daha evvel
remarkable
Sıfat
dikkate değer
explore
Fiil
araştırmak, keşfetmek
never
Zarf
asla, hiç
result
İsim
sonuç, netice
demonstrate
Fiil
göstermek, kanıtlamak
impressively
Zarf
etkileyici şekilde
achieve
Fiil
başarmak, ulaşmak
Rocks and Fossils
Rocks and Fossils Fossils are the remains of organisms which have endured for fantastic periods of time.Fossils can be bones or teeth or even plant or animal imprints preserved in rock since prehistoric times.The appearance of fossils in rock has been a source of wonder and fascination to man for centuries.The fossil of an ancient sea animal was even found among the possessions of a prehistoric man.Many people have tried to explain fossils.Aristotle believed they were the remains of living creatures, but thought the creatures grew in the rocks.Some people believed that fossils were placed in rocks by evil spirits.Other explanations were remarkably modern. For example, Herodotus, an ancient Greek historian, observed fossil seashells in the Libyan desert in 450 B.C. and guessed that the Mediterranean Sea had once reached much farther south than it does today. .
Parçanın Çevirisi Fosiller zamanın etkileyici dönemine dayanan organizmaların kalıntısıdır.Fosiller tarih öncesinden beri kayalarda korunan bitki ya da hayvan baskıları dahi ya da kemikler ve dişler olabilir.Kayalardaki fosillerin görünümü yüzyıllardır insan için merak ve büyülemenin bir kaynağı olmuş durumdadır.Eski bir denizin fosilleri tarih öncesinin mal mülkü arasında bile bulundu.Birçok insan fosilleri açıklamaya çalışmış durumdadır.Aristo canlı varlıkların kaldığına inandı, fakat varlıkların kayalarda büyüdüğünü düşündü.Bazı insanlar fosillerin şeytani ruhlar tarafından kayalarda yerleştiğine inandı.Diğer açıklamalar önemli derecede moderndi. Örneğin Eski bir Yunan tarihçiHeredot M.Ö 450'de Libya çölünde deniz kabuğu fosilleri gözlemledi ve Akdeniz'in bugünden daha fazla güneye ulaştığını tahmin etti.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
fossil
isim
fosil, kalıntı
remain
İsim
kalıntı
organism
isim
oluşum, organizma, canlı
endure
Fiil
dayanmak, katlanmak
fantastic
Sıfat
harika, garip
period
İsim
süre, dönem, ders
bone
İsim
kemik
teeth
İsim
diş
imprint
Fiil
damgalamak
preserve
Fiil
korumak, muhafaza etmek
prehistoric
sıfat
tarih öncesine ilişkin, tarih öncesi
appearance İsim
görünüş, ortaya çıkma
source
İsim
kaynak, köken
fascination
İsim
büyüleme
possession
İsim
mal mülk, sahip olma
try to do
Phrase
yapmaya çalışmak
explain
Fiil
açıklamak
believe
Fiil
inanmak, güvenmek
living
Sıfat
yaşayan, canlı
creature
İsim
yaratık
place
Fiil
koymak, yerleştirmek
evil
Sıfat
kötü
spirit
İsim
ruh, can
other
Sıfat
diğer, başka
explanation
İsim
açıklama
remarkably
Zarf
dikkate değer şekilde, önemli derecede
observe
Fiil
gözlemek
guess
Fiil
tahmin etmek
reach
Fiil
ulaşmak, erişmek
farther
Zarf
daha uzağa
Jane Austen
Jane Austen Of all Jane Austen’s novels, Pride and Prejudice is probably the best-known and the most-loved.This may be partly because it has been filmed several times, but more important is the fact that the characters in it are so real and alive.They are also extremely attractive, in spite of their faults.Perhaps they are attractive because of their faults, for their faults make them amusing to the reader.It would not be at all pleasant to have a mother as lacking insense as Mrs Bennet is, or an aunt as confident otherself and as insensitive to the feelings of others as Lady Catherine is.But, as they are at a safe distance from us, these and other “terrible” characters give the novel much colour and variety.
Parçanın Çevirisi Jane Austen'in romanlarının hepsinin arasında Pride and Prejudice muhtemelen en bilineni ve en sevilenidir.Bu kısmen bu yüzden birkaç zamanlar film yapılmıştır, fakat en önemli gerçek şudur ki ondaki karakterler öyle gerçek ve canlıdır.Onlar aynı zamanda hatalarına rağmen oldukça çekicidir.Belki onlar hataları yüzünden çekicidir, çünkü hataları okuyuya eğlenceli gelir.Mrs Bennet kadar duygudan yoksun bir anneye sahip olmak hiç mi hiç hoş olmayacaktı, ya da kendinden emin bir teyze ve Lady Catherine kadar diğerlerinin hislerine duyarsız.Fakat, onlar bizden güvenli bir uzaklıkta oldukları için, bu diğer korkunç karakterler romana daha renkli ve çeşitlilik verir.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
of all
P. Phrase
hepsinin arasından
probably
Zarf
muhtemelen
partly
Zarf
kısmen
film
Fiil
film çekmek, kaplamak
several
Sıfat
birkaç
alive
Sıfat
canlı
extremely
Zarf
oldukça
attractive
Sıfat
çekici
in spite of
P. Phrase
-e rağmen
fault
İsim
kusur, hata
perhaps
Zarf
belki, muhtemelen
because of P. Phrase
-den dolayı
amusing
Sıfat
eğlenceli, zevkli
at all
P. Phrase
asla, hiç
lacking
Sıfat
eksik, yoksun
intense
Sıfat
yoğun
confident
Sıfat
kesin, emin
insensitive
Sıfat
duyarsız, taş kalpli
distance
İsim
uzaklık, mesafe
terrible
Sıfat
kötü, feci
variety
İsim
çeşitlilik
The Ottoman Succession
The Ottoman Succession The First World War could be called the War of the Ottoman Succession.It was, in part, a struggle between Austria and Russia for domination in the areas in the Balkans once ruled by the Ottoman Empire.Its first shots were fired in the former Ottoman city of Sarajevo.Throughout the summer and autumn of 1914, as the European powers were locked in battle, the Ottoman government hesitated.Finally, at the end of October, against the wishes of his colleagues, Enver Pasha decided to attack Russian targets with the new warships in the Black Sea.His decision led to war across Europe, the collapse of the Ottoman Empire and the end of stability in the Middle East.Initially, the alliance between the Ottoman Empire and the Central Powers worked well.In the first half of the 20th century, Germany was not the source of horror that it later became.Britain, France and Russia were the enemies to be feared and resented.By comparison, Germany appeared friendly.The Ottoman government calculated that its alliance with the Central Powers would restore the glory of the empire, help it recover some of the islands lost to Greece in 1913, and perhaps lead to an extension of territory in Turkish-speaking central Asia.
Parçanın Çevirisi Birinci Dünya Savaşı Osmanlı intikalinin savaşıydı.Osmanlı imparatorluğu tarafından yönetildikten sonraBalkanlar'daki alanlarda hakimiyet için Avusturya ve Rusya arasında bir mücadeleydi.İlk atış Sarajevo'nun eski Osmanlı şehrinde ateş edildi.1914'ün yaz ve sonbaharı boyunca, Avrupa güçleri savaşta hapsedildiği için, Osmanlı hükümeti teredüt etti.Sonunda ekimin sonunda meslektaşların isteğine karşı, Enver Paşa Karadeniz'de yeni savaş gemisiyle Rus hedeflerine saldırmaya karar verdi.Onun kararı Avrupa'ya karşı, Osmanlı İmparotorluğu'nun çöküşü ve Ortadoğu'da istikrarın sonuna savaşa yol açtı.Başlangıçta Osmanlı İmparotorluğu ve merkez güçler arasındaki ittifak daha iyi işledi.20 yüzyılın ilk yarısında Almanya sonra olan korkunun kaynağı değildi.İngilitere, Fransa ve Rusya korkulan ve içerlenilen düşmanlardı.Aksine, Almanya arkadaşça gözüktü.Osmanlı Hükümeti merkez güçleriyle ittifakını imparatorluğun şanını onaracağını 1913'te Yunanistan'da kaybedilen adaların bazılarını kurtarmaya yardım edeceğini hesapladı, ve belki merkez Asya'da Türkçe konuşulan bölgenin bir genişlemesine sebep oldu.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
call
Fiil
adlandırmak, çağırmak
succession
İsim
ardışık olma, yerine geçme
struggle
İsim
çaba
domination
İsim
hakimiyet, egemenlik
area
İsim
alan, bölge
rule
Fiil
yönetmek
fire
Fiil
ateş etmek, işten atmak
former
Sıfat
eski
throughout
Preposition
boyunca
lock
Fiil
kilitlemek
battle
İsim
savaş
hesitate
Fiil
tereddüt etmek, duraksamak
finally
Zarf
sonunda, nihayetinde
at the end of
P. Phrase
sonunda
against
Preposition
-e karşı
wish
İsim
istek, arzu, dilek
colleague
İsim
meslektaş
decide
Fiil
karar vermek
lead to
P. Verb
sebep olmak , yol açmak
collapse
İsim
çökme
stability
İsim
tutarlılık, istikrar
initially
Zarf
başlangıçta
alliance
isim
antlaşma, ittifak, birlik
source
İsim
kaynak, köken
horror
İsim
korku, dehşet
enemy
İsim
düşman
fear
Fiil
korkmak
resent
Fiil
gücenmek, kırılmak
appear
Fiil
görünmek, ortaya çıkmak
calculate
Fiil
hesaplamak
restore
Fiil
onarmak
glory
İsim
şan, şeref
empire
İsim
imparatorluk
territory
İsim
bölge
Japan
Japan By the beginning of the eighteenth century, the population of Tokyo had grown about 1 million, making it the largest city in Japan and one of the most populous in the world.An especially lively section of the city was along the Sumida River, where pleasure boats and parties were common and whose banks were lined with fashionable tea-houses.Tea was central to the Japanese not only in their homes, but in the public life as well.In the bustling urban centres of 18th–century Japan, tea-houses served a role similar to the one played by coffee–houses in Europe which were centres of discussion and entertainment.
Parçanın Çevirisi 8. yüzyılın başlangıcına kadar, Tokyo'nun nüfusu dünyada en fazla nüfusludan biriydi ve Japonya'daki en büyük şehir yapan yaklaşık 1 milyon artmış durumdaydıÖzellikle şehrin canlı bir bölümü Sumida nehri boyuncaydı, gezi botları ve partiler yaygındı ve bankaları modaya uygun çay evleriyle uyumluydu.Çay sadece evlerinde değil aynı zamanda da halk yaşamında Japonlar'a merkezdi.18. yüzyıl Japonya'nın hareketli şehir merkezlerinde, çay evleri tartışma ve eğlencenin merkezi olan Avrupa'daki kahve evleri tarafından benzer bir rol oynamaya hizmet etti.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
population
İsim
nüfus
especially
Zarf
özellikle, bilhassa
lively
Sıfat
canlı, hareketli
section
İsim
bölüm
pleasure
İsim
keyif, zevk, memnuniyet
fashionable
Sıfat
rağbette olan, modaya uygun
not only ... but also Bağlaç
sadece ... değil .. de
as well
P. Phrase
-de , -da
bustling
Sıfat
hareketli, canlı
similar
Sıfat
benzer
discussion
İsim
tartışma, görüşme
entertainment
İsim
eğlence
A population
A population A population is a group of individual organisms of the same kind that are limited to some particular space.The most familiar example is the human population, but there are also populations of animals and plants everywhere on Earth.In fact, scientists regard a population as a biological unit that has both structure and function.The parts of a population are its individual members.The functions of a population are similar to those of other biological units: growth, development, and self-maintenance in a changing environment.Individuals enter a population by birth and by moving in, that is, by immigration.Individuals leave a population by death and by moving out, that is, by emigration.If the environment of a population remains the same, loss and replacement of members are in balance.The population will be able to survive in that particular environment.If the environment changes, however, loss or addition of members increases or decreases the size of the population.
Parçanın Çevirisi Nüfus, bazı belirli alanla sınırlı benzer türde bireysel organizmalar grubudur.En bilindik örnek insan nüfusudur ama Dünya'da her yerde hayvan ve bitki nüfusları da vardır.Aslında bilimadamları nüfusu hem yapıya hem işleve sahip biyolojik bir birim olarak görürler.Nüfusun kısımları kişisel üyeleridir.Bir nüfusun işlevleri diğer biyolojik birimlerinkine benzer : büyüme, gelişme, ve değişen bir ortamda kendime bakım.Bireyler doğum ve taşınmayla yani göçle nüfusa girerler.Bireyler ölüm ve taşınmayla yani göçle nüfustan ayrılırlar.Eğer bir nüfusun çevresi aynı kalırsa, üyelerin kaybı ve yerine geçmesi dengededir.Nüfus o belirli çevrede hayatta kalabilir.Eğer ancak çevre değişirse, bireylerin kaybı yada ilavesi nüfusun büyüklüğünü artırır yada azaltır.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
Kelime
Tür
Türkçe
population
İsim
nüfus
however
Bağlaç
fakat
group
İsim
grup, topluluk
addition
İsim
ekleme
individual
Sıfat
kişisel, bireysel
increase
Fiil
artırmak, çoğalmak
same
Sıfat
aynı, benzer
decrease
Fiil
azalmak, azaltmak
limited
Sıfat
sınırlı
size
İsim
büyüklük, boyut
particular
Sıfat
belli, özel
space
İsim
boşluk, uzay, alan
familiar
Sıfat
tanıdık, aşina
example
İsim
örnek, misal
everywhere
Zarf
her yerde
in fact
Bağlaç
aslında, gerçekten
scientist
İsim
bilim adamı
regard
Fiil
düşünmek, görmek
biological
Sıfat
biyolojik
unit
İsim
birim, ekip, ünite
both ... and
Bağlaç
hem ... hem ...
structure
İsim
yapı, bina
function
İsim
işlev, görev
member
İsim
üye, aza
similar
Sıfat
benzer
growth
İsim
büyüme, gelişme
development
İsim
gelişim, ilerleme
self-maintenance İsim
kendine bakma
changing
Sıfat
değişen
environment
İsim
çevre
enter
Fiil
girmek
birth
İsim
doğum
move in
P. Verb
taşınmak, içeri girmek
immigration
İsim
göç
leave
Fiil
ayrılmak, terketmek
death
İsim
ölüm, vefat
emigration
isim
göç
remain
Fiil
kalmak
loss
İsim
kayıp, zarar, ziyan
replacement
İsim
yerine geçme
balance
İsim
denge
survive
Fiil
hayatta kalmak
change
Fiil
değiştirmek, değişmek
Huge Ice Sheet
Huge Ice Sheet The huge ice sheet covering Greenland, which is the world’s largest island, provides a habitat for many arctic species and holds nearly 8 per cent of the world’s freshwater.It is, on average, 5, 000 feet thick and is constantly being replaced as snow falls each winter.Over the course of centuries, the snow compacts into ice, which slides towards the ocean.In recent years, higher atmospheric concentrations of heat-trapping gases have accelerated that process.As temperatures rise, the top layers melt, giving way to darker, heat-absorbing ice and liquid water.The melt water seeps down to the rock below, lubricating the ice mass and speeding its slide into the sea.
Parçanın Çevirisi Dünyanın en büyük adası olan Grönland'ı kaplayan büyük buz tabakası birçok kutup türleri için bir yaşam ortamı sağlar ve dünyanın tatlı suyunun neredeyse yüzde 8'ine sahiptir.Ortalama 5,000 git kalınlığındadır ve her kış kar yağdıkça sürekli olarak değiştiriliyor.Yüzyıllar boyunca kar, okyanusa doğru kayan buza dönüşür.Son yıllarda ısı kapan gazlarının daha yüksek atmosferik yoğunluğu o süreci artırmış durumda.Sıcaklık arttıkça üst katmanlar daha karanlık, ısı emen buz ve sıvı sulara dönüşerek erir.Erimiş su, buz kütlesini kayganlaştırarak ve kaymasını denize doğru hızlandırarak kayanın altına doğru sızar.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
huge
Sıfat
büyük
ice
İsim
buz
cover
Fiil
kaplamak, içermek
large
Sıfat
büyük, geniş
island
İsim
ada
provide
Fiil
sağlamak, temin etmek
habitat
isim
yaşam alanı
species
İsim
tür, cins
hold
Fiil
tutmak, düzenlemek, iddia etmek
nearly
Zarf
yaklaşık
freshwater
İsim
tatlı su
on average
P. Phrase
ortalama olarak
thick
Sıfat
kalın
constantly
Zarf
devamlı olarak
replace
Fiil
yerini almak, değiştirmek
fall
Fiil
düşmek, inmek
century
İsim
yüzyıl, asır
compact
Fiil
sıkılaştırmak
slide
Fiil
kaymak
ocean
İsim
okyanus
recent
Sıfat
yeni, son
high
Sıfat
yüksek, çok, fazla
concentration
İsim
konsantrasyon
accelerate
Fiil
hızlandırmak
process
İsim
işlem, süreç
temperature
İsim
sıcaklık, ısı
rise
Fiil
artmak, yükselmek
layer
İsim
katman, tabaka
liquid
İsim
sıvı
seep
Fiil
sızmak
lubricate
Fiil
yağlamak
mass
İsim
kitle, kütle
speed
Fiil
sürat yapmak
slide
İsim
slayt, kaydırak
Kinds of Wild Cats
Kinds of Wild Cats There are about forty distinct kinds of wild cats known to inhabit the earth today.They range in size from the mighty Siberian tiger to several little spotted species about the size of the average domestic cat.The cats are the most efficient land predators left on earth.They combine power, speed, patience, camouflage,and considerable individual skill.All swim well, most climb with great agility, and at least for short distances, most can move with amazing swiftness.The African lion can reach a speed of almost forty miles per hour when it charges.
Parçanın Çevirisi Bugün dünyada yaşadığı bilinen yaklaşık kırk farklı vahşi hayvan türü vardır.Güçlü Sibirya kaplanından, ortalama bir ev kedisi büyüklüğündeki birkaç küçük benekli türlere kadar büyüklük bakımından çeşitlilik gösterirler.Kediler dünyada kalan en etkili arazi yırtıcı hayvanlarıdır.Onlar güç, hız, sabır, kamuflaj ve oldukça bireysel becerileri birleştirirler.Hep iyi yüzer, çoğu müthiş çeviklikle tırmanır, ve en azından kısa mesafelerde çoğu şaşırtıcı hızlılıkla hareket edebilirler.Afrika aslanı saldırdıklarında saatte yaklaşık kırk mil hıza ulaşabilirler.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
about
Zarf
yaklaşık
distinct
Sıfat
farklı, belirgin, açık
kind
İsim
tür, çeşit
wild
Sıfat
vahşi
inhabit
Fiil
ikamet etmek
today
Zarf
bugün, günümüz
range
Fiil
değişmek, sıralanmak
mighty
Sıfat
güçlü, kuvvetli
tiger
İsim
kaplan
several
Sıfat
birkaç
spotted
Sıfat
benekli, kirli
species
İsim
tür, cins
average
Sıfat
ortalama
domestic
Sıfat
iç, evcil
efficient
Sıfat
verimli, etkili
predator
İsim
yırtıcı hayvan
combine
Fiil
birleştirmek
power
İsim
güç, kuvvet, yetki
speed
İsim
hız, sürat
patience
İsim
sabır, tahammül
camouflage
İsim
kamuflaj, gizleme
considerable Sıfat
önemli, hatırı sayılır derecede
individual
Sıfat
kişisel, bireysel
skill
İsim
yetenek, kabiliyet
swim
Fiil
yüzmek
climb
Fiil
tırmanmak, yükselmek
agility
İsim
ataklık
at least
P. Phrase
en azından, hiç olmazsa
distance
İsim
uzaklık, mesafe
move
Fiil
hareket etmek , taşınmak
amazing
Sıfat
şaşırtıcı
swiftness
İsim
hız, çabukluk
reach
Fiil
ulaşmak, erişmek
almost
Zarf
hemen hemen, yaklaşık
when
Bağlaç
-dığı zaman
charge
Fiil
suçlamak, ücretlendirmek, şarj etmek
Employment
Employment If the term employment is used in its wider sense as meaning work which is of economic value not only to the family but to the community, women have at all times been thus employed.In primitive societies and in agricultural communities women shared in the productive work on the land, in the workshops and the home; they took part in trade and they cared for the old, the sick and the infirm at a time when there were no health and welfare services in the modern sense.Indeed, in any society in which the productivity of labour is low, women's active participation in the daily work is indispensable.To this day, women work in the fields in all agricultural communities; they spin and weave, do building work and various other kinds of hard physical labour in many parts of the world which have not yet reached the threshold of industrialisation.
Parçanın Çevirisi Eğer iş terimi çalışma anlamı olarak ekonomik değeri sadece aileye değil aynı zamanda topluluğun olan yaygın anlamda kullanılırsa, kadın bu yüzden işi olan hiç mi hiç zamana sahip değildir.İlkel toplumlarda ve tarımsal topluluklarda kadın arazi üzerinde, atolyelerde ve evlerde üretken iş paylaştı; onlar ticarete katıldı ve onlar modern anlamda ferah hizmetleri ve sağlık hizmeti olmadığı zaman hasta ve bir zamanda zayıf yaşlılara baktı.Aslında, herhangi bir toplumda iş gücünün üretkenliği düşüktür, günlük çalışmada kadının aktif katılımı vazgeçilmezdir.Bu güne kadar, kadın tüm tarımsal topluluklarda alanlarda çalışır; onlar endüstrileşmenin eşiğine henüz ulaşmayan dünyanın bir çok kısmında zor fiziksel iş gücünün çeşitli türlerinde döner ve zik zak çizer, inşa işi yapar
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
employment
İsim
iş, istihdam
wide
Sıfat
geniş, yaygın
sense
İsim
duyu, anlam
meaning
İsim
anlam
not only ... but also Bağlaç
sadece ... değil .. de
community
İsim
topluluk, halk
at all
P. Phrase
asla, hiç
primitive
Sıfat
ilkel
agricultural
Sıfat
tarımsal
productive
sıfat
üretken, yaratıcı, verimli
take part in
P. Verb
-e katılmak
care for
P. Verb
bakmak, ilgilenmek, sevmek
infirm
Sıfat
halsiz, zayıf
service
İsim
servis, hizmet
indeed
Bağlaç
gerçekten
labour
İsim
çalışma, iş, emek
participation
İsim
katılım
indispensable
Sıfat
vazgeçilmez
weave
Fiil
dokumak, zik zak yapmak
spin
Fiil
döndürmek, örmek
various
Sıfat
çeşitli, farklı
reach
Fiil
ulaşmak, erişmek
threshold
İsim
eşik, giriş, ilk basamak
industrialisation
İsim
sanayileşme
Genetics
Genetics Genetics is the study of mechanisms of the hereditary process.Modern genetics began with the experiments of Gregor Mendel in 1865.He studied the inheritance of different factors in peas, and found that some traits were 'dominant' and some 'recessive', the 'dominant' appearing in a ratio of very nearly three to one.Mendel's results were ignored for many years until their rediscovery at the beginning of the twentieth century.
Parçanın Çevirisi Genetik bilimi kalıtsal süreç mekanizmasının çalışmasıdır.Modern genetik bilimi 1865'te Gergor Mendel'in deneyleriyle başladı.O, bezelyelerdeki farklı faktörlerin katılımını çalıştı ve bazı özelliklerin baskın ve bazılarının çekinik olduğunu, baskınların neredeyse üçe bir oranda ortaya çıktığını buldu.Mendel'in sonuçları yirminci yüzyılın başlangıcındaki yeniden keşiflerine kadar yıllarca göz ardı edildi.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
genetics
İsim
genetik bilimi
study
İsim
çalışma, öğrenme
mechanism
İsim
mekanizma, düzenek
hereditary
Sıfat
kalıtımsal
process
İsim
işlem, süreç
modern
Sıfat
yeni, çağdaş, modern
begin
Fiil
başlamak
experiment
İsim
deney
study
Fiil
çalışmak, okumak, araştırmak
inheritance
İsim
miras, kalıt
different
Sıfat
farklı
factor
İsim
etken, unsur
pea
İsim
nohut, bezelye
find
Fiil
bulmak, anlamak
trait
İsim
özellik
dominant
Sıfat
egemen, hakim
recessive
Sıfat
çekinik, resesif
appear
Fiil
görünmek, ortaya çıkmak
ratio
İsim
oran, nispet
nearly
Zarf
yaklaşık
result
İsim
sonuç, netice
ignore
Fiil
göz ardı etmek
until
Bağlaç
-e kadar
rediscovery İsim
yeniden keşfetme
beginning
İsim
başlangıç
century
İsim
yüzyıl, asır
Drug Addiction
Drug Addiction A study by a group of scientists has resulted in a major step forward in overcoming drug addiction.As addiction was known to cause molecular changes in the brains of addicts, causing their neurons to transmit much stronger signals of dopamine, a messenger molecule involved in reward-seeking behaviours, the scientists were hoping to prove experimentally that certain key proteins in the dopamine-producing neurons influence drug addiction.It was an inspired guess, as the study found that mice in which these key proteins had been selectively switched off displayed clear addictive behaviour.For instance, mice in which the CluR1 protein was switched off showed a much longer period of dependence.Conversely, re-administration of cocaine after a long break immediately reignited the addiction, but mice whose NR1 protein had been deactivated resisted relapsing into addictive behaviours.The ability of these proteins to determine addictive behavioural patterns makes them fascinating.
Parçanın Çevirisi Bir grup bilim adamı tarafından yapılan bir çalışma ilaç bağımlılığının üstesinden gelmede ileri doğru büyük bir adımla sonuçlanmış durumdadır.Bağımlılık, dopaminin daha güçlü sinyalleri iletmek için sinir hücrelerinin sebep olduğu bağımlıların beynindeki moleküler değişimlere sebep olunduğu için, bir haberci molekül ödül arama davranışına karışır, bilim adamları nöronları üreten dopaminedeki belli anahtar proteinleri ilaç bağımlılığını etkilediğini deneysel olarak kanıtlamayı umuyorlardı.Bu anahtar proteinleri bağımlı davranışları seçici olarak ilgisini kaybettiği farelerde çalışma olarak ilham veren bir tahmindi.Örneğin, CluR1 proteininde fareler bağımlılığın çok daha fazla gösterdiği bir dönemde ilgisini kaybetti.Aksine, uzun bir aradan sonra kokain yeniden uygulanması hemen bağımlılığı yeniden tetiklemiş, fakat NR1 proteinin fareleri bağımlı davranışı dirençli kötüleşmesi yeniden aktif oldu.Bağımlı davranış şeklini belirlemek için bu proteinlerin yeteneği onları büyüleyici yapar.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
study
İsim
çalışma, öğrenme
scientist
İsim
bilim adamı
result in
P. Verb -ile sonuçlanmak, neden olmak
major
Sıfat
ana, önemli
overcome
Fiil
yenmek, üstesinden gelmek
drug
İsim
ilaç, uyuşturucu
addiction
İsim
bağımlılık
as
Bağlaç
-dığı için, çünkü, -dıkça, -iken, gibi
cause
Fiil
sebep olmak
change
İsim
değişiklik
brain
İsim
beyin
addict
İsim
tiryaki, düşkün
neuron
İsim
sinir hücresi, nöron
transmit
Fiil
iletmek, nakletmek
involve in
P. Verb işe bulaşmak, karışmak
behaviour
İsim
davranış
prove
Fiil
ispatlamak, kanıtlamak
experimentally
Zarf
deneysel olarak
influence
Fiil
etkilemek
inspire
Fiil
ilham vermek
found
Fiil
kurmak
selectively
Zarf
seçerek
switch off
P. Verb söndürmek, ilgisini yitirmek
for instance
Bağlaç
örneğin
dependence
İsim
bağımlılık
conversely
Bağlaç
aksine
immediately
Zarf
hemen, aniden
deactivate
Fiil
etkisiz hale getirmek
resist
Fiil
karşı koymak
relapse
İsim
kötüleşme
ability
İsim
yetenek, kabiliyet
determine
Fiil
belirlemek, saptamak
pattern
İsim
tarz, şekil
fascinating
Sıfat
büyüleyici
Global Warming
Global Warming Of all the environmental problems facing ustoday, global warming is likely to have the most devastating effects.In order to combatthese, the emission of harmful gases must bereduced; for this purpose, the rainforests, which absorb carbon dioxide in vast quantities must be protected.Global warming will place a premium on energy efficiency, for controlling global warming inescapably means reducing the burning of fossil fuels.The two industries that are most obviously going to be affected are the power suppliers and the vehicle manufacturers, but since energy is consumed by almost everything we manufacture, design or do, the effects will be felt everywhere.
Parçanın Çevirisi Bugün karşı karşıya olduğumuz çevresel sorunlar arasından küresel ısınmanın en tahrip edici etkilere sahip olması muhtemeldir.Bunlarla mücadele etmek için zararlı gazların emisyonu azaltılmalıdır, bu amaçla geniş miktarda karbondioksit emen yağmur ormanları korunmalıdır.Küresel ısınma enerji verimliliğine çok önem verir çünkü küresel ısınmayı kontrol etmek kaçınılmaz olarak fosil yakıtların yakımını azaltma anlamına gelir.En açık olarak etkilenecek olan iki endüstri güç sağlayıcıları ve araç imalatçılarıdır ama enerji ürettiğimiz, tasarladığımız yada yaptığımız neredeyse her şey tarafından tüketildiği için etkileri her yerde hissedilecek.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
environmental
Sıfat
çevresel
problem
İsim
sorun, mesele
face
Fiil
karşı karşıya kalmak
today
Zarf
bugün, günümüz
global warming
İsim
küresel ısınma
likely
Sıfat
muhtemel, olası
devastating
Sıfat
tahrip edici
effect
İsim
etki
in order to
P. Phrase
-mek için
combat
Fiil
dövüşmek, mücadele etmek
emission
İsim
yayılma, salınım
harmful
Sıfat
zararlı
reduce
Fiil
azaltmak
purpose
İsim
amaç
rainforest
İsim
yağmur ormanı
absorb
Fiil
emmek, soğurmak
vast
Sıfat
büyük, geniş
quantity
İsim
nicelik, miktar
protect
Fiil
korumak
place
Fiil
koymak, yerleştirmek
premium
İsim
prim, ek ödeme
efficiency
İsim
verimlilik
control
Fiil
kontrol etmek, denetlemek
inescapably
Zarf
kaçınılmaz bir şekilde
burning
İsim
yakma, yakış
fossil fuel
İsim
fosil yakıt
industry
İsim
sanayi, endüstri
obviously
Zarf
açıkça
affect
Fiil
etkilemek
supplier
İsim
tedarikçi, satıcı
vehicle
İsim
araç, vasıta
manufacturer
İsim
imalatçı, üretici
since
Bağlaç
-dığı için, çünkü, -den beri
consume
Fiil
tüketmek
manufacture
Fiil
üretmek
design
Fiil
tasarlamak
everywhere
Zarf
her yerde
Scientific Method: Defend the Integrity of Physics
Scientific Method: Defend the Integrity of Physics The most common view among scientists is that mathematics and physics are quite different.Physics describes the universe and depends on experiment and observation.The particular laws that govern our universe, such as Newton’s laws of motion, must be determined empirically and then asserted like axioms that cannot be logically proved, merely verified. Mathematics, on the other hand, is some how independent of the universe.Results and theorems, such as the properties of the integers and real numbers, do not depend in any way on the particular nature of reality in which we find ourselves. Mathematical truths would be true in any universe.
Parçanın Çevirisi Bilim adamları arasındaki en yaygın görüş matematik ve fiziğin oldukça farklı olmasıdır.Fizik evreni tanımlar ve deney ve gözleme bağlıdır.Newton'un devinim yasaları gibi evrenimizi yöneten belirli yasalar deneysel olarak belirlenmeli ve sonra mantıksal olarak kanıtlanamayan, sadece doğrulanabilen belitler gibi ileri sürülmelidir. Diğer yandan matematik biraz evrenden bağımsızdır.Tam sayı ve gerçek sayıların özellikler gibi sonuç ve teoremler kendimizi bulduğumuz belirli gerçeklik doğasına herhangi bir şekilde bağlı değildir. Matematiksel doğrular her evrende gerçektir.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
common
Sıfat
yaygın, ortak, sıradan
view
Fiil
bakmak, görmek
among
Preposition
arasında
quite
Zarf
oldukça, çok
different
Sıfat
farklı
physics
İsim
fizik
describe
Fiil
tanımlamak
experiment
İsim
deney
observation
İsim
gözlem
particular
Sıfat
belli, özel
law
İsim
yasa, kanun
govern
Fiil
yönetmek, idare etmek
such as
P. Phrase
örneğin, gibi
motion
İsim
hareket, teklif
determine
Fiil
belirlemek, saptamak
empirically
Zarf
deneysel olarak
then
Bağlaç
o zaman, öyleyse, ondan sonra
assert
Fiil
iddia etmek
logically
Zarf
mantıklı bir biçimde
merely
Zarf
sadece
verify
Fiil
doğrulamak
on the other hand
P. Phrase
öte yandan
independent
Sıfat
bağımsız
result
İsim
sonuç, netice
theorem
İsim
teorem
property
İsim
özellik, eşya, mal mülk
depend
Fiil
bağlı olmak, güvenmek
particular
Zarf
bazı, kimi, belli başlı
reality
İsim
gerçek, hakikat
ourselves
Zamir
kendimize
truth
İsim
gerçek
universe
İsim
evren, kainat
The Effect of Television
The Effect of Television More and more people have started to worry about the effect of television on the generations of children who have grown up with it.Recent studies suggest that television has a negative effect on a child’s creative imagination.Indeed, some teachers have found that some children cannot understand even a simple story if there are no pictures to help.But perhaps the most worrying result concerns violence. So much violence on the television screen means that children start to regard violence in real life ; so they accept it in others and in themselves.
Parçanın Çevirisi Gittikçe çoğu insan onunla büyüyen çocukların nesilleri üzerinde televizyonun etkileri hakkında endişelenmeye başlamış durumdalar.Son çalışmalar televizyonun bir çocuğun yaratıcı hayal güvü üzerinde negatif bir etkiye sahip olduğunu iddia eder.Gerçekte, bazı öğretmenler bazı çocukların eğer yardım etmek için resim yoksa basit bir hikayeyi bile anlayamadıklarını buldular.Fakat belki en endişe verici sonuçlar şiddeti ilgilendirir. Dolayısıyla televizyon ekranı üzerindeki çoğu şiddet çocuğun gerçek yaşamda şiddeti düşünmeye başladığı anlamına gelir.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
more and more
Phrase
artan şekilde, gittikçe
start
Fiil
başlamak, çalıştırmak
worry
Fiil
kaygılanmak, endişelenmek
effect
İsim
etki
generation
İsim
üretim, nesil
grow up
P. Verb büyümek, gelişmek
recent
Sıfat
yeni, son
suggest
Fiil
önermek, ileri sürmek
creative
Sıfat
yaratıcı
imagination
İsim
hayal, zihin
indeed
Bağlaç
gerçekten
even
Zarf
hatta, bile
result
İsim
sonuç, netice
concern
Fiil
ilgilenmek, endişelenmek
violence
İsim
şiddet
mean
Fiil
anlamına gelmek, demek istemek
regard
Fiil
düşünmek, görmek
so
Bağlaç
bu yüzden
accept
Fiil
kabul etmek
others
Zamir
başkaları, diğerleri
themselves
Zamir
kendileri
Hypocrisy
Hypocrisy One surprising truth about hypocrisy is its relevance, contrary to widespread belief.The fact that someone is a hypocrite does not necessarily mean that his or her position on an issue is false.Environmentalists who throw rubbish and litter do not disprove the claims of environmentalism.Politicians who publicly oppose illegal immigration but privately employ illegal immigrants in their companies do not thereby prove that contesting illegal immigration is wrong.Even if every animal-rights activist is exposed as a secret meat eater, it still might be wrong to eat meat.More generally, just because a person does not have the strength to live up to his or her own standards does not mean that such standards are not praiseworthy and worth trying to meet.It therefore seems that charges of hypocrisy have nothing to do with the issues themselves.
Parçanın Çevirisi Riyakarlık hakkında şaşırtıcı bir gerçek yaygın inançların aksine ilişkilidir.Birisinin, bir konu üzerinde pozisyonu hatalı olduğu illaki iki yüzlü olduğu anlamına gelmez.Çöp ve atık atan çevreciler çevreciliğin iddialarını onaylamaz.Yasal olmayan göçe herkesin gözü önünde karşı çıkan siyasetçiler, fakat özel olarak kampanyalarında rekabet eden yasal olmayan göçmenlerin hatalı olduğu kanıtlanmaz.Her hayvan hakları savunucuları gizli bir et yiyen olarak açığa çıksa bile, yinede et yemek için yanlış olabilir.Çoğu genellikle sırf böyle diye bir insan kendi standartlarını ya da karşılamak için güce sahip olmaz.Bu yüzden o riyakarlığın suçlaması kendi konularıyla yapacak bir şey yokmuş gibi görünür.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
Kelime
Tür
Türkçe
surprising
Sıfat
şaşırtıcı
try to do
Phrase
yapmaya çalışmak
hypocrisy
İsim
riyakarlık
therefore
Bağlaç
bu yüzden
relevance
İsim
ilişki, alaka
seem
Fiil
gibi görünmek
contrary to
P. Phrase
-ın aksine
charge
İsim
ücret, şarj, görev, suçlama
widespread
Sıfat
yaygın
themselves
Zamir
kendileri
belief
İsim
inanç
someone
Zamir
birisi
hypocrite
İsim
iki yüzlü kişi
necessarily
Zarf
illa ki, , mutlaka
mean
Fiil
anlamına gelmek, demek istemek
position
İsim
durum, konum, yer
issue
İsim
konu, sorun
false
Sıfat
yanlış, sahte
environmentalist
İsim
çevreci
throw
Fiil
atmak, fırlatmak
rubbish
İsim
çöp, saçmalık
litter
İsim
çöp, döküntü
disprove
Fiil
aksini ispat etmek
claim
İsim
iddia, sav
environmentalism
İsim
çevrecilik
politician
İsim
siyasetçi
publicly
Zarf
herkesin önünde
oppose
Fiil
karşı çıkmak
illegal
Sıfat
yasa dışı
immigration
İsim
göç
privately
Zarf
özel olarak
employ
Fiil
işe almak, kullanmak
thereby
Bağlaç
böylece, bu nedenle
prove
Fiil
ispatlamak, kanıtlamak
contest
İsim
yarışma, mücadele
wrong
İsim
hata, kusur
generally
Zarf
genellikle
strength
İsim
güç
live up to
P. Verb
karşılamak, cevap vermek (beklenti, umut)
praiseworthy
Sıfat
övgüye değer
worth
İsim
değer, kıymet
Africa's Food Crisis
Africa's Food Crisis Southern Africa's food crisis looks like being the worst in a decade.Around 14.5 million people are dangerously hungry, and many have been reduced to eating wild leaves and herbs . One might then expect food aid to be welcomed.But Zambia is refusing to accept American donations because much of its corn and soya is genetically modified.Zambia's president, Levy Mwanawasa, calls he stuff poison and refuses to import, despite a warning from the UN World Food Programme, on September 16th that relief supplies in his country could run out in two weeks.
Parçanın Çevirisi Güney Afrika'nın yiyecek krizi on yılda en kötüsü gibi görünür.Yaklaşık 14, 5 milyon insan tehlikeli bir şekilde aç ve birçoğu vahşi ve bitkileri yemesi azalmış durumudadır. Biri öyleyse sahip olmak için yiyecek yardımı bekler.Fakat Zambia Amerikan bağışını kabul etmeyi reddeder çünkü mısırın ve soyanın çoğu genetik olarak değiştirilmiştir.Zambia'nın başbakanı, Lew Mwanawasa, o zehri doldurur ve ithali reddeder, Dünya besin programından bir uyarı olsa da, 16 eylül ülkedeki kaynaklar rahatlar 2 haftada tükenebilir.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
food
İsim
yiyecek, gıda
crisis
İsim
kriz, bunalım
look like
P. Verb
gibi görünmek, benzemek
decade
İsim
on yıl
dangerously Zarf
tehlikeli bir şekilde
hungry
Sıfat
aç, acıkmış
reduce
Fiil
azaltmak
eat
Fiil
yemek yemek
wild
Sıfat
vahşi
herb
İsim
şifalı ot
expect
Fiil
ummak
aid
İsim
yardım, cihaz
welcome
Fiil
hoş karşılamak, hoşnut olmak
but
Bağlaç
fakat, ama, ancak
refuse
Fiil
reddetmek
accept
Fiil
kabul etmek
donation
İsim
bağış, yardım
genetically
Zarf
genetik olarak
modify
Fiil
değiştirmek
president
İsim
başkan
stuff
İsim
madde, şey
poison
isim
zehir
import
Fiil
ithal etmek
despite
Preposition
-e rağmen
warning
İsim
uyarı, ikaz
relief
İsim
rahatlama
supply
İsim
kaynak
run out
P. Verb
bitmek, tükenmek
The cities with the highest temperature
The cities with the highest temperature The city with the highest temperature yesterday was Singapore.At noon the temperature in Singapore was 33⁰C and at midnight the temperature there was 25⁰C.Tokyo had the second highest temperature.It was only 2⁰C lower than in Singapore at noon.The temperature in Rome at noon was 30⁰C, the same as in New York.However, New York’s temperature at midnight was one degree lower than Rome’s.The noon temperature in Cairo was 29⁰C, one degree higher than that in Hong Kong.The temperature at midnight in Paris was 11⁰C less than that at noon in Paris yesterday.Although Stockholm’s temperature at midnight was the same as the temperature at midnight in Paris, its noon temperature was 14⁰C.The coolest city was London, with a temperature of only 22⁰C at noon and 13⁰C at midnight.The cities with the highest temperature had a lot of sunshine throughout the day.It was cloudy and dry at Stockholm, but it rained heavily in both London and Hong Kong.
Parçanın Çevirisi Dün en yüksek sıcaklığı olan şehir Singapur'du.Singapur'da öğlen sıcaklığı 33 dereceydi ve gece yarısı sıcaklık 25 dereceydi.Tokyo en yüksek ikinci sıcaklığa sahipti.Öğlen Singapur'dakinden sadece 2 derece düşüktü.Roma'da sıcaklık öğlen 30 dereceydi, New York'takiyle aynıydı.Ancak gece yarısı New York'un sıcaklığı Roma'dakinden bir derece düşüktü.Kahire'de öğlen sıcaklığı 29 dereceydi, Hong Kong'taki sıcaklıktan bir derece yüksekti.Dün Paris'te gece yarısı sıcaklık öğlen sıcaklıklığından 11 derece azdı.Gece yarısı Stockholm'un sıcaklığı Paris'te gece yarısındaki sıcaklıkla aynı olmasına rağmen, öğlen sıcaklığı 14 dereceydi.En soğuk şehir öğlen sadece 22 derece ve gece yarısı 13 derece sıcaklıkla Londra'ydı.En yüksek sıcaklığı olan şehirlerde gün boyu çok güneş ışığı vardı.Stockholm'da bulutlu ve kuruydu ama hem Londra'da hem Hong Kong'ta çok fazla yağmur yağdı.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
high
Sıfat
yüksek, çok, fazla
temperature
İsim
sıcaklık, ısı
yesterday
Zarf
dün
midnight
İsim
gece yarısı
low
Sıfat
alçak, az, mutsuz
however
Bağlaç
fakat
degree
İsim
derece, aşama, lisans
noon
İsim
öğle
although
Bağlaç
-e rağmen
cool
Sıfat
serin, soğuk
a lot of
Sıfat
birçok
sunshine
İsim
gün ışığı
throughout
Preposition boyunca
cloudy
Sıfat
bulutlu
dry
Sıfat
kuru, kurak, sıkıcı
rain
Fiil
yağmur yağmak
heavily
Zarf
yoğun şekilde
Parça İle İlgili Sorular 1. At noon, the temperature at Tokyo is 31⁰C A)
True
B)
False
2. New York’s midnight temperature is as the same as the Rome’s. A)
True
B)
False
3. Hong Kong’s noon temperature was 30⁰C. A)
True
B)
False
4. The noon temperature of Paris was 11⁰C higher than the midnight temperature. A)
True
B)
False
5. It rained heavily at Stockholm. A)
True
B)
False
Worm Types
Worm Types Worms are intestinal parasites, but the only common types found in Britain are threadworms, the tiny thread-like worms which cause irritability and itching in the skin of children, less often in adults.Then there are round-worms, somewhat resembling the ordinary-garden earthworm, which seldom lead to symptoms.Finally the third group is the tapeworms which may reach a length of 3 or even 6 m.Many parasitic worms lead a double life, they spend part of their life in the human intestine and the other part in the muscles of another animal.The tapeworm, for example, while in the human intestine, lays eggs which pass out of the body in the excreta, and are then swallowed by various animals, especially in those parts of the world where human excreta are used as manure in the fields.
Parçanın Çevirisi Kurtlar bağırsak parazitleridir ama İngiltere'de bulunan tek yaygın tür sinirliliğe ve çocukların cildinde yetişkinlerde daha az sık olan kaşıntıya sebep olan küçük iplik gibi kıl kurtlarıdır.Sonra, nadiren belirtilere sebep olan biraz sıradan yer kurtlarına benzeyen yuvarlak kurtlar vardır.Son olarak üçüncü grup 1 metre yada hatta 6 metre uzunluğa ulaşabilen tenyadır.Birçok parazit kurtları iki hayat sürerler, hayatlarının bir kısmını insan bağırsağında, diğer kısmını başka bir hayvanın kaslarında geçirirler.Örneğin tenyalar insan bağırsağındayken salgıda vücuttan geçen ve sonra çeşitli hayvanlar tarafından çiğnenen, özellikle insan salgısının arazilerde gübre olarak kullanıldığıdünyanın bu kısımlarında yumurtalar bırakılar.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
worm
İsim
solucan, kurt
intestinal
Sıfat
bağırsakla ilgili
parasite
İsim
asalak, parazit
common
Sıfat
yaygın, ortak, sıradan
type
İsim
tür, cins
threadworm
İsim
kıl kurdu
tiny
Sıfat
minicik, ufacık
cause
Fiil
sebep olmak
irritability
İsim
sinirlilik
itching
İsim
kaşıntı
adult
İsim
yetişkin
roundworm
İsim
yuvarlak kurt
somewhat
Sıfat
biraz
resemble
Fiil
benzemek
earthworm
İsim
yer solucanı
seldom
Zarf
nadir, seyrek
lead to
P. Verb sebep olmak , yol açmak
symptom
isim
belirti, bulgu, gösterge
finally
Zarf
sonunda, nihayetinde
tapeworm
İsim
tenya
reach
Fiil
ulaşmak, erişmek
length
İsim
uzunluk, boy, süre
parasitic
sıfat
parazitik
double
Sıfat
eş, çift
spend
Fiil
harcamak
intestine
İsim
bağırsak
muscle
İsim
kas, güç
animal
İsim
hayvan
for example
Bağlaç
örneğin
pass
Fiil
geçmek, başarmak
excreta
İsim
salgı
swallow
Fiil
yutmak
various
Sıfat
çeşitli, farklı
especially
Zarf
özellikle, bilhassa
manure
İsim
gübre
field
İsim
alan, arazi
Diseases
Diseases Even though there have been truly significant advances in modern medicine, health problems still abound and cause untold misery.Although heart disease and cancer were rare at the beginning of the 20th century, today these two diseases strike with increasing frequency, in spite of billions of dollars in research to combat them,and in spite of tremendous advances in diagnostic and surgical techniques.In America, one person in three suffers from allergies, one in ten has ulcers and one in five is mentally ill.Every year, a quarter of a million infants are born with a birth defect and undergo expensive surgery, or are hidden away in institutions.Other degenerative diseases such as arthritis, multiple sclerosis, diabetes, and chronic fatigue afflict a significant majority of Americans.Further learning disabilities make life miserable for seven million young people and their parents.These diseases were extremely rare only a generation or two ago.Today,chronic illness afflicts nearly half of all Americans and causes three out of four deaths in the United States.
Parçanın Çevirisi Modern tıpta gerçekten önemli ilerlemeler olmasına rağmen sağlık sorunları hala çok sayıdadır ve anlatılmamış gizeme sebep olur.Kalp hastalığı ve kanser 20. yüzyılın başlangıcında nadir olmasına rağmen bugünonlarla savaşmak için araştırmada milyarlarca dolara rağmen ve teşhis ve cerrahi tekniklerdeki büyük ilerlemelere rağmen bu iki hastalık artan sıklıkla dikkat çekiyor.Amerika'da üç kişiden birisi alerjiden müzdarip, on kişiden birinin ülseri var ve beşinden biri akıl hastasıdır.Her yıl bir milyon bebeğin dörtte biri doğum kusuruyla doğar ve pahalı ameliyat olur yada kurumlarda gizlenir.Eklem iltihabı, çoklu skleroz, şeker hastalığı ve kronik yorgunluk gibi diğer dejeneratif hastalıklar Amerikalıların önemli bir çoğunluğuna acı verir.Daha fazla öğrenme güçlükleri yedi milyon genç insan ve ebeveynleri için hayatı berbat eder.Bu hastalıklar sadece bir yada iki kuşak önce aşırı derecede nadirdi.Günümüzde kronik hastalık neredeyse tüm Amerikalıların neredeyse yarısına acı verir ve ABD'de dört ölümden üçüne sebep olur.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
Kelime
Tür
Türkçe
even though
Bağlaç
-e rağmen
arthritis
İsim
eklem iltihabı
truly
Zarf
gerçekten, tam anlamıyla
sclerosis
İsim
skleroz, sertleşim
significant
Sıfat
önemli
diabetes
İsim
şeker hastalığı
advance
İsim
ilerleme
fatigue
İsim
yorgunluk
medicine
İsim
ilaç, tıp
afflict
Fiil
eziyet etmek, acı vermek
health
İsim
sağlık, canlılık
majority
İsim
çoğunluk
still
Zarf
hala
further
Sıfat
ileri, daha çok, başka
abound
Fiil
çok sayıda olmak
learning
İsim
öğrenme, öğrenim
cause
Fiil
sebep olmak
disability
İsim
özürlülük
untold
Sıfat
sayısız, tarifsiz
miserable
Sıfat
perişan, kötü
misery
İsim
dert, sefalet
extremely
Zarf
oldukça
although
Bağlaç
-e rağmen
generation
İsim
üretim, nesil
disease
İsim
hastalık, rahatsızlık
nearly
Zarf
yaklaşık
rare
Sıfat
nadir
death
İsim
ölüm, vefat
beginning
İsim
başlangıç
today
Zarf
bugün, günümüz
strike
Fiil
vurmak, grev yapmak
increasing
sıfat
artan, çoğalan
frequency
İsim
sıklık
in spite of
P. Phrase
-e rağmen
combat
Fiil
dövüşmek, mücadele etmek
tremendous
Sıfat
büyük, kocaman
diagnostic
Sıfat
tanısal
surgical
Sıfat
cerrahi, ameliyatla ilgili
technique
İsim
teknik, usül
suffer from
P. Verb
acı çekmek, muzdarip olmak
allergy
İsim
alerji
mentally
zarf
zihinsel, akli
quarter
İsim
çeyrek, dörtte biri
birth
İsim
doğum
defect
İsim
kusur
undergo
Fiil
maruz kalmak, geçirmek
expensive
Sıfat
pahalı
surgery
İsim
ameliyat, operasyon
hide
Fiil
saklamak, gizlenmek
institution
İsim
kurum
degenerative
Sıfat
dejeneratif
such as
P. Phrase
örneğin, gibi
Literature
Literature The literature of any society reveals the values, the conflicts and the experiences, both past and present of its members.Through the literature of a people it is possible to gain some insight into their attitudes, beliefs and problems.Much of human experience is similar because basically all men have similar needs, and the reader may find his own concern voiced by character in a novel written centuries before.
Parçanın Çevirisi Herhangi bir toplumun edebiyatı değerleri, çatışmaları, deneyimleri, üyelerinin hem geçmişini hem de şimdiki zamanını ortaya çıkarır.Bir halkın edebiyatı sayesinde onların tutumlarının, inançlarının ve sorunlarının iç yüzünü anlamak olasıdır.İnsan deneyimlerinin çoğu benzerdir çünkü temelde tüm insanlar benzer ihtiyaçlara sahiptir ve okuyucu yüzyıllar önce yazılmış bir romanda karakter tarafından ifade edilen kendi ilgisini bulabilir.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
literature
İsim
edebiyat
society
İsim
toplum, cemiyet
reveal
Fiil
açıklamak, ortaya çıkarmak
value
İsim
değer
conflict
İsim
çatışma, anlaşmazlık
experience
İsim
deneyim, tecrübe
both ... and Bağlaç
hem ... hem ...
past
İsim
geçmiş
present
İsim
bugün, şu an, hediye
member
İsim
üye, aza
through
Preposition
-in içinden, -den geçerek ; sayesinde
possible
Sıfat
olası, mümkün
gain
Fiil
kazanmak
insight
İsim
iç yüzünü anlama
attitude
İsim
tutum, fikir, düşünce
belief
İsim
inanç
problem
İsim
sorun, mesele
similar
Sıfat
benzer
because
Bağlaç
-dığı için, çünkü
basically
Zarf
temelde
need
İsim
ihtiyaç, gereksinim
reader
İsim
okuyucu
concern
İsim
endişe, kaygı, ilgi
voice
Fiil
ifade etmek
character
İsim
karakter, özellik
write
Fiil
yazmak
Our Power
Our Power All our sources of power are 'natural'; we have found that matter can be turned into energy and energy into matter, but that nothing can be created.We can convert one into the other with relative ease, but all our power is based upon the control of natural sources, in the sense that the energy or fuel is never man-made.It already exists in the wind and in rivers; or it may be stored up as in oil or coal.
Parçanın Çevirisi Tüm güç kaynaklarımız doğaldır; maddenin enerjiye, enerjinin maddeye dönüştürülebileceğini ancak hiçbir şeyin yaratılamayacağını bulduk.Birini diğerine kolayca dönüştürebiliriz ancak enerji yada yakıtın hiç insan yapımı olmaması bakımından tüm gücümüz doğal kaynakların kontrolüne dayanır.Zaten rüzgarda ve nehirlerde vardır, yada yağda veya kömürde olduğu gibi depolanabilir.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
source
İsim
kaynak, köken
power
İsim
güç, kuvvet, yetki
natural
Sıfat
doğal, tabii
matter
İsim
sorun, mesele, madde
turn into
P. Verb dönüşmek, dönüştürmek
energy
İsim
enerji, güç
nothing
Zamir
hiçbir şey
create
Fiil
yaratmak
convert
Fiil
dönüştürmek
relative
Sıfat
nisbi, göreceli
ease
isim
rahatlık, kolaylık
base upon
P. Verb dayandırmak
control
İsim
kontrol, teftiş
fuel
İsim
yakacak, yakıt
never
Zarf
asla, hiç
man-made
Sıfat
insan yapımı, yapay
already
Zarf
çoktan, zaten, halihazırda
exist
Fiil
var olmak
wind
İsim
rüzgar, yel
river
İsim
nehir, ırmak
store up
P. Verb biriktirmek, saklamak
oil
İsim
sıvı yağ, petrol
coal
İsim
kömür
A Bigger Rice Bowl
A Bigger Rice Bowl Originally grown in China, rice has a number of qualities that made it attractive to early farmers.It yielded more than other early domesticated grains like wheat and barley.The low moisture content of its seed allowed for easy drying and long storage, and the seeds resisted bruising and were easily transported.Rice cultivation gradually spread from eastern Asia, very likely facilitated by the ancient Persians whose empire stretched from Central Asia into Western Europe.For the ancient Greeks, it was an expensive import, not a dietary staple.When first introduced in Britain, rice was valued as a medicine.Rice reached the Americas by the 1650s, most likely on trade ships, by African slaves, and it turned into a major cash crop in the Carolinas within a century.Soon rice was being grown widely in the southern United States and South America.Today, rice is a dietary staple for about half of the world’s population.Developed into more than 8,000 varieties, including genetically-engineered varieties, it is traded as a commodity on local and world markets.
Parçanın Çevirisi Başlangıçta Çin'deki büyüme, pirinç ilk çiftçilere çekici yapan bir çok niteliğe sahiptir.O buğday ve arpa gibi diğer ilk evcilleştirilenlerden daha fazla ürün sağladı.Onun touhumunun düşük nem içeriği kolay kuruma ve uzun depolama için izin verdi, ve tohumlar çürümeye dirençliydi ve kolayca taşındı.Pirinç yetiştirme aşamalı olarak Doğu Asya'dan yayıldı, İmparatorluk Merkez Asya'dan Batı Avrupa'ya uzandığı eski Persler tarafından muhtemelen çok kolaylaştı.Eski Yunanlılar için, pahalı bir ithaldi, besinsel bir lif değildi.İlk İngilitere'de üretildiği zaman, pirinç bir ilaç olarak değerlendirildi.Pirinç 1650'lerde Afrikalı köleler tarafından Amerikalılar'a ulaştı, ve o bir yüzyıl içinde Carolinasda ana bir nakit ürüne dönüştü.Kısa süre içinde pirinç Amerika ve Güney Amerika'da yaygın bir şekilde yetiştiriliyordu.Bugün pirin dünyanın nüfusunun yaklaşık yarısı için besinsel bir liftir.8,000 çeşitliliğinden daha fazla gelişmiş, genetik yapısı değiştirilmiş dahil, o yerel ve dünya piyasası üzerinde bir mal olarak ticaret edilir.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
originally
Zarf
aslında , başlangıçta
rice
İsim
pirinç
a number of
P. Phrase
birkaç, bir çok
quality
İsim
kalite, nitelik
attractive
Sıfat
çekici
early
Sıfat
erken, ilk, başı
domesticated Sıfat
evcilleştirilmiş
moisture
İsim
nem, rutubet
content
İsim
içerik, anlam
seed
İsim
tohum, çekirdek
allow for
P. Verb
hesaba katmak, göz önüne almak
easily
Zarf
kolaylıkla
transport
Fiil
taşımak, nakletmek
cultivation
İsim
geliştirme, yetiştirme, üretme
gradually
Zarf
aşama aşama
spread
Fiil
yaymak, dağılmak
likely
Sıfat
muhtemel, olası
facilitate
Fiil
kolaylaştırmak
ancient
Sıfat
eski
empire
İsim
imparatorluk
import
İsim
ithalat, içeri aktarma
dietary
Sıfat
rejimle ilgili
when
Bağlaç
-dığı zaman
introduce
Fiil
ortaya koymak, tanıştırmak
value
Fiil
değer vermek, fiyat biçmek
reach
Fiil
ulaşmak, erişmek
slave
isim
köle
turn into
P. Verb
dönüşmek, dönüştürmek
major
Sıfat
ana, önemli
widely
Zarf
yaygın şekilde
population
İsim
nüfus
variety
İsim
çeşitlilik
including
P. Phrase
dahil
genetically
Zarf
genetik olarak
commodity
İsim
ticari mal
local
Sıfat
yerel, bölgesel
Noah's Flood
Noah's Flood New evidence suggests that Noah's flood really did happen.A recent expedition has confirmed that a huge flood occurred 7000 years ago in the Black Sea.The theory was first put forward last year by marine geologists William Ryan and Walter Pitman.In their book Noah's Flood, they argue that the great flood resulted from the last ice age, which peaked 12, 000 years ago.When the poles froze, ocean levels dropped and cut off the Mediterranean from the Black Sea, which dropped 150 m to become a lake with fertile shores.When the ice thawed, the Mediterranean rose back up and broke through what is now known as the Bosphorus with a force equal to 200 Niagara Falls for a period of two years.The Black Sea rose, consuming a mile of shore a day.Those who had settled there fled, spreading their stories of the flood.
Parçanın Çevirisi Yeni kanıt Nuh tufanının gerçekten meydana geldiğini öne sürüyor.Yeni bir keşif gezisi 7000 yıl önce Karadeniz'de büyük bir tufanın olduğunu onayladı.Teori ilk kez geçen yıl deniz jeologları William Ryan ve Walter Pitman tarafından ortaya atıldı.Kitapları Nuh Tufanı'nda, büyük tufanın 12,000 yıl önce en üst seviyeye çıktığı son buzul çağından kaynaklandığını öne sürüyorlar.Kutuplar donduğunda deniz seviyeleri azaldı ve Akdeniz'i verimli sahillere sahip bir göl olmak için 150 metre düşen Karadeniz'den ayırdı.Buz çözüldüğünde Akdeniz yeniden yükseldi ve bugün iki yıllık bir dönemdir 200 Niagara Şelalaeriyle eşit bir güce sahip olan Bosphorus olarak bilinen şeyi yarıp geçti.Günde bir mil sahil yok eden Karadeniz yükseldi.Oraya yerleşenler tufan hikayelerini yayarak kaçtı.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
evidence
İsim
kanıt
suggest
Fiil
önermek, ileri sürmek
flood
İsim
sel
really
Zarf
gerçekten, aslında
happen
Fiil
olmak, meydana gelmek
recent
Sıfat
yeni, son
expedition
İsim
keşif gezisi
confirm
Fiil
doğrulamak
huge
Sıfat
büyük
occur
Fiil
meydana gelmek, olmak
put forward
P. Verb ileri sürmek, iddia etmek, önermek
marine
Sıfat
deniz ile ilgili
argue
Fiil
tartışmak, ileri sürmek
great
Sıfat
büyük, mükemmel, önemli
result from
P. Verb -den kaynaklanmak
age
İsim
yaş, çağ, devir
peak
Fiil
doruğa ulaşmak, zirve yapmak
pole
İsim
sırık, kutup
freeze
Fiil
donmak, buzlanmak
ocean
İsim
okyanus
drop
Fiil
düşürmek, bırakmak
cut off
P. Verb kesmek, kapatmak, durdurmak
lake
İsim
göl
fertile
Sıfat
verimli
shore
İsim
sahil, kıyı
thaw
fiil
erimek
rise
Fiil
artmak, yükselmek
break through
P. Verb engeli geçmek, aşmak
force
İsim
güç, zorlama, kuvvet
equal to
Sıfat
-e eşit
fall
İsim
düşüş, azalma, güz
consume
Fiil
tüketmek
settle
Fiil
yerleşmek
flee
Fiil
kaçmak
spread
Fiil
yaymak, dağılmak
story
İsim
hikaye, öykü
Antibiotic
Antibiotic An antibiotic that removes metals from the brain is emerging as a prime candidate for treating Alzheimer's.This boosts a controversial theory that blames the accumulation of metals, rather than the formation of insoluble plaques, for the disease's characteristic mental deterioration.The antibiotic, clioquinol, binds to copper and zinc and is small enough to get into the brain.It is no longer manufactured but was last used in the 1970s to treat intestinal infections.Now, in various medical schools, efforts are being made to resurrect the drug to treat Alzheimer's.
Parçanın Çevirisi Beyinden metalleri ortadan kaldıran bir antibiyotik Alzheimer'ı tedavi etmek için bir ilk aday olarak ortaya çıkar.Bu hastalığın karakteristik zihinsel bozukluğu için çözülemeyen levhaların oluşumundan ziyade, metallerin birikmesini suçlayan tartışmalı bir teoriyi artırır.Antibiyotik, clioquinol bakıra ve çinkoya bağlar ve beyine girmesi için yeterince küçüktür.Artık üretilmedi fakat bağırsak enfeksiyonlarını tedavi etmek için 1970'lerde son defa kullanıldı.Şimdi, çeşitli tıp okullarında, çabalarAlzheimer'ın tedavisi için ilacı yeniden canlandırmak için yapılıyor.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
antibiotic
İsim
antibiyotik
remove
Fiil
ortadan kaldırmak
brain
İsim
beyin
emerge
Fiil
ortaya çıkmak
prime
Sıfat
başlıca, birinci
candidate
İsim
aday
treat
Fiil
tedavi etmek, davranmak, ele almak
boost
Fiil
artırmak, yükseltmek
controversial
Sıfat
tartışmalı
blame
Fiil
suçlamak
accumulation
İsim
birikme, yığın
rather than
P. Phrase
-den ziyade
formation
İsim
oluşma, şekillenme
insoluble
Sıfat
çözülmez, erimez
disease
İsim
hastalık, rahatsızlık
characteristic
İsim
özellik
mental
Sıfat
zihinsel
deterioration
İsim
bozulma, çürüme
bind
Fiil
bağlamak, ciltlemek
copper
İsim
bakır
zinc
İsim
çinko
small
Sıfat
küçük, ufak, az
get into
P. Verb
girmek, binmek, seçilmek
no longer
Zarf
artık
manufacture
Fiil
üretmek
intestinal
Sıfat
bağırsakla ilgili
now
Zarf
şimdi, şu an
various
Sıfat
çeşitli, farklı
medical
Sıfat
tıbbi, tedaviyle ilgili
effort
İsim
çaba
resurrect
Fiil
yeniden canlandırmak
drug
İsim
ilaç, uyuşturucu
The Management of Rivers
The Management of Rivers Today the world faces a growing crisis over the management of its great rivers.In recent years, most of the great rivers in the world, such as the Yellow River in China, the Indus, the Colorado, and the Nile, have all periodically run empty because mankind has used their every last drop.Indeed, there is a huge unmet demand in the world for water.More than a billion people have no access to clean drinking water, and while it is hoped that this figure will be halved by 2015, nobody is sure where the water will come from.With today’s trends, one-third of the world population will be seriously short of water by 2025.Politicians in China, India, Pakistan, Egypt and other water stressed countries want their water engineers to find solutions – and fast..
Parçanın Çevirisi Günümüzde dünya büyük nehirlerinin idaresi üzerinde büyüyen bir krizle yüzleşiyor.Son yıllarda Çin'de Sarı Irmak, İndus, Kolorado ve Nil Nehri gibi dünyadaki büyük nehirlerin çoğu boş akıyor çünkü insanoğlu onların son damlasına kadar kullanmış durumda.Aslında dünyada suya karşılanmamış büyük bir talep vardır.Bir milyar insandan fazlasının temiz içme suyuna ulaşımı yoktur ve bu rakam 2015'e kadar yarıya ineceği umulurken hiç kimse suyun nereden geleceğinden emin değil.Günümüzün eğilimiyle dünya nüfusunun üçte biri 2025'e kadar su eksikliği olacak.Çin, Hindistan, Pakistan, Mısır ve diğer su stresli ülkelerdeki politikacılar su mühendislerinin çözüm bulmalarını istiyor - ve hızlı..
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
today
Zarf
bugün, günümüz
world
İsim
dünya
face
Fiil
karşı karşıya kalmak
growing
Sıfat
büyüyen, artan
crisis
İsim
kriz, bunalım
management
İsim
idare, yönetim
great
Sıfat
büyük, mükemmel, önemli
recent
Sıfat
yeni, son
such as
P. Phrase
örneğin, gibi
periodically
Zarf
düzenli aralıklarla
run
Fiil
koşmak, yönetmek, işletmek
empty
Sıfat
boş
because
Bağlaç
-dığı için, çünkü
mankind
İsim
insanoğlu
last
Sıfat
son, sonuncu
drop
İsim
damla, düşüş
indeed
Zarf
aslında, gerçekten
huge
Sıfat
büyük
unmet
Sıfat
karşılanmamış
demand
İsim
talep
access
İsim
erişim, ulaşım
clean
Sıfat
temiz
while
Bağlaç
-e rağmen, v-iken, oysa
hope
Fiil
ummak, ümit etmek
figure
İsim
rakam, şahsiyet, şekil
halve
Fiil
ikiye bölmek
sure
Sıfat
emin, kesin
trend
İsim
eğilim
population
İsim
nüfus
seriously
Zarf
ciddi derecede
short
Sıfat
kısa, az
politician
İsim
siyasetçi
engineer
İsim
mühendis
find
Fiil
bulmak, anlamak
solution
İsim
çözüm
fast
Sıfat
hızlı, çabuk
William Saroyan
William Saroyan William Saroyan’s parents and relatives were Armenian immigrants who settled in the farming area around Fresno, California.Saroyan left school at fifteen and went to work, doing odd jobs.During this time he read widely and began writing in his distinctive natural style.By the late 1930s his many short stories, novels and plays had established him as a writer.Many of his stories have grown out of his experiences in the Armenian community around Fresno.
Parçanın Çevirisi William Saroyan'ın ailesi ve akrabaları Kaliforniya Fresno çevresindeki tarım bölgelerine yerleşen Ermeni göçmenlerdi.Saroyan on beş yaşında okulu bıraktı ve tuhaf işler yaparak işe başladı.Bu süre boyunca çokça okudu ve kendine özgü doğal tarzında yazmaya başladı.1930'ların sonlarına kadar çoğu kısa hikayeleri, romanları ve oyunları onu yazar olarak kabul ettirdi.Hikayelerinin çoğu Fresno çevresinde Ermeni toplumundaki deneyimlerinden gelmiştir.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
parents
İsim
anne baba, ebeveynler
relative
İsim
akraba
immigrant
isim
göçmen
settle
Fiil
yerleşmek
farming
isim
tarım, çiftçilik
area
İsim
alan, bölge
leave
Fiil
ayrılmak, terketmek
work
İsim
iş, meslek, çalışma
odd
Sıfat
tuhaf, alışılmamış, tek
job
İsim
iş, görev
during
Preposition
sırasında, esnasında
read
Fiil
okumak
widely
Zarf
yaygın şekilde
write
Fiil
yazmak
distinctive
Sıfat
ayırt edici
natural
Sıfat
doğal, tabii
short
Sıfat
kısa, az
story
İsim
hikaye, öykü
novel
İsim
roman
play
İsim
oyun
establish
Fiil
kurmak, belirlemek
experience
İsim
deneyim, tecrübe
community İsim
topluluk, halk
Mount Vesuvius
Mount Vesuvius Mount Vesuvius in southern Italy is actually a volcano inside the exploded skeleton of an older volcano.Looked at from above, the remaining ridge of a much larger volcano can be seen on the north side.This older volcano had probably erupted violently long before human settlement.Southern Italy is unstable ground.The African continental plate, on which most of the Mediterranean Sea rests, is actually diving beneath the European plate.That kind of underground collision produces molten rock, or magma, rich in volatile gases such as sulfur dioxide.Under pressure underground, these gases stay dissolved.But when the magma rises to the surface, the gases are released.Accordingly, when volcanoes like Vesuvius erupt, they tend to erupt explosively.To this day, in fact, Vesuvius remains one of the world’s most dangerous volcanoes; some 3.5 million Italians live in its shadow.Although monitoring devices are in place to warn of the volcano’s activity, if there were a major eruption with little warning, there could be a tremendous loss of life. .
Parçanın Çevirisi Güney İtalya'daki Vezüv dağı aslında en eski bir volkanın patlayan iskeleti içinde bir volkandır.Üsten göz atılan, daha büyük bir volkanın kalan yamacı kuzey kenarı üzerinden görülebilir.En yaşlı volkan muhtemelen insan yerleşmesinden uzun süre önce şiddetli bir şekilde patladı.Güney İtalya değişken yerdedir.Akdeniz'in geri kalanların çoğu üzerindeki Afrika kıta levhası aslında Avrupa kıtası altında hareket ediyor.Yeraltı çarpmalarının türü örneğin sülfür dioksit gibi uçucu gaz bakımından zengin erimiş kaya ya da mağma üretir.Yeraltı baskısı altında bu gazlar çözülmemiş kalır.Fakat mağma yüzeye arttığı zaman gazlar salınır.Bu doğrultuda Vezüv gibi volkanlar patladığı zaman onlar patlayıcı şekilde patlama eğilimindedir.Bu günde, aslında Vezüv dünyanın en tehlikeli volkanlarından biridir; yaklaşık 3,5 milyon İtalyalı gölgesinde yaşar.Her ne kadar izleme araçları volkanın hareketini uyarmak için yerinde olsa da, eğer küçük uyarıyla büyük bir patlama vardır, yaşamın büyük bir kaybı olabilir.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
Kelime
Tür
Türkçe
actually
Bağlaç
aslında, gerçekten
tremendous
Sıfat
büyük, kocaman
volcano
isim
yanardağ, volkan
loss
İsim
kayıp, zarar, ziyan
inside
Preposition içinde, içeride
explode
Fiil
patlamak
skeleton
İsim
iskelet
older
sıfat
daha eski, daha yaşlı
look at
P. Verb
gözden geçirmek, göz atmak, düşünmek
remaining
Sıfat
kalan, hala var olan
ridge
İsim
sırt, yamaç
probable
Sıfat
muhtemel, olası
erupt
Fiil
patlamak (yanardağ)
violently
Zarf
şiddetle
settlement
İsim
yerleşim
unstable
Sıfat
kararsız, değişken
ground
Fiil
karaya çıkmak, dayandırmak
continental
sıfat
kıtasal
plate
İsim
tabak, levha
rest
İsim
dinlenme, kalan
actually
Zarf
aslında, gerçekte
diving
İsim
dalış, dalma
beneath
Preposition altında
under
Preposition altında
pressure
İsim
baskı, basınç
dissolve
Fiil
eritmek, çözülmek
rise
Fiil
artmak, yükselmek
surface
İsim
yüzey
release
Fiil
serbest bırakmak, piyasaya sunmak, yaymak
accordingly
Bağlaç
bu doğrultuda, buna göre
explosively
Zarf
patlayıcı şekilde
in fact
Bağlaç
aslında, gerçekten
remain
Fiil
kalmak
dangerous
Sıfat
tehlikeli
shadow
İsim
gölge
although
Bağlaç
-e rağmen
device
İsim
araç, cihaz
major
Sıfat
ana, önemli
Flood Myths
Flood Myths Some time between 3000 and 2000 BC, a great flood occurred in Mesopotamia.This event had such an effect upon the peoples who lived in that area that several flood myths developed.There are many similarities between them.In all of these myths, there is always a leader who is warned to prepare for a flood.The leader builds a ship, stores the necessities of life on board, and so survives the flood.After the flood he lands safely on a mountainside, and the human race continues.There are small differences, in the details of the myths, of course, but the only important difference is the cause of the flood.In some myths, the flood comes as a punishment from the gods for man’s bad behaviour; in others there is no explanation given.
Parçanın Çevirisi Milattan önce 3000 ve 2000 arasında bir zaman Mezopotamya'da büyük bir sel meydana geldi.Bu olayın o alanda yaşayan insanlar üzerinde o kadar etkisi vardı ki birkaç sel efsanesi ortaya çıktı.Onlar arasında birçok benzerlik vardır.Bu efsanelerin tümünde her zaman sele hazırlıklı olması için uyarılan bir lider vardır.Lider bir gemi inşa eder, gemide hayatın ihtiyaçlarını depolar ve böylece selden sağ kurtulur.Selden sonra güvenli bir şekilde dağ yamacına iner ve insan ırkı devam eder.Elbette efsanelerin detaylarında küçük farklılıklar vardır ama tek önemli fark selin sebebidir.Bazı efsanelerde sel insanoğlunun kötü davranışları için Tanrı'dan ceza olarak gelir; diğerlerinde belli bir açıklama yoktur.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
between
Preposition arasına, arasında
great
Sıfat
büyük, mükemmel, önemli
flood
İsim
sel
occur
Fiil
meydana gelmek, olmak
event
İsim
olay
such / that
Bağlaç
o kadar ki
effect
İsim
etki
live
Fiil
yaşamak, ikamet etmek
several
Sıfat
birkaç
myth
isim
efsane, söylence
develop
Fiil
gelişmek, büyümek
similarity
isim
benzerlik
always
Zarf
herzaman
leader
İsim
önder, lider
warn
Fiil
uyarmak
prepare
Fiil
hazırlamak, hazırlanmak
build
Fiil
inşa etmek, kurmak
store
Fiil
depolamak
necessity
İsim
gereksinim, ihtiyaç
survive
Fiil
hayatta kalmak
after
Preposition -den sonra
land on
P. Verb
yere inmek, konmak
safely
Zarf
güvenli bir şekilde
mountainside
İsim
dağ yamacı
human
İsim
insan
race
İsim
yarış, koşu, ırk
continue
Fiil
devam etmek
small
Sıfat
küçük, ufak, az
difference
İsim
ayrım, farklılık
detail
İsim
ayrıntı, detay
important
Sıfat
önemli, gerekli
cause
İsim
sebep, neden
punishment
İsim
cezalandırma, ceza
behaviour
İsim
davranış
explanation
İsim
açıklama
First Aid
First Aid First aid refers to the immediate, direct treatment of an injured person.Anyone with a basic understanding of medical treatment can administer aid at the first signs of trouble.Simple procedures may include stopping blood loss by applying pressure, dressing a wound, treating a burn with ointment, or setting a bone with a splint.Many minor injuries can be handled with simple, immediate medical attention.A small cut, burn, or blister, for instance, can be attended to by thoroughly cleaning the injury, applying a topical antibiotic cream, and covering it with a breathable bandage or wrap.Treating bruises, muscle strains, swelling, and animal bites usually involves icing and compressing the injuries, as well as taking over-the-counter anti-inflammatory or pain medication.Individuals in most countries can get first aid training through courses offered by community health organizations and hospitals.Training may last anywhere from a few hours to three or four days, depending on the scope of a program.Individuals in training usually learn how to recognize signs of choking, concussions, and blood loss, and practice the means of treating such ailments.Successful first aid procedures can provide relief from pain and uncomfortable symptoms and prevent further damage from infection.When treatment is administered quickly, many injuries are able to heal completely without a visit to a medical professional or emergency room.
Parçanın Çevirisi İlk yardım, yaralı bir kişinin derhal doğrudan tedavisi olarak nitelendirilmektedir.Temel bir tıbbi tedavi bilgisine sahip olan herkes sorunun ilk sinyallerinde ilk yardım verebilir.Basit prosedürler basınç uygulayarak kan kaybını engellemeyi, pansuman yapmayı, yanığa merhem sürmeyi ya da bir kemiği atel ile sarmayı kapsayabilir.Birçok ufak yaralanmaların basit, anında tıbbi müdahale ile üstesinden gelinebilir.Örneğin, küçük bir kesik, yanık ya da kabarıklık, incinme derinlemesine temizlenerek, lokal antibiyotik krem uygulayarak ve delikli bandaj ya da bezle onu kapatarak tedavi edilebilir.Morarmaları, kas gerginliklerini, şişkinlikleri ve hayvan ısırıklıklarının tedavisi çoğunlukla reçetesiz iltihap önleyici ya da ağrı kesici ilaç almanın yanı sıra buz kaplama ve yaraları sıkıştırmayı içermektedir.Çoğu ülkedeki insanlar ilk yardım eğitimini toplum sağlığı örgütleri ve hastaneler tarafından verilen kurslarla alabilmektedirler.Eğitim, programın kapsamına bağlı olarak iki saatten üç ya da dört güne kadar sürebilir.Eğitimdeki kişiler çoğunlukla tıkanma, darbe ve kan kaybı sinyallerini nasıl tanıyacaklarını ve bu tarz rahatsızlıkların tedavi araçlarını kullanmayı öğrenirler.Başarılı ilk yardım yöntemleri ağrı ve rahatsız edici belirtilerden rahatlamayı ve enfeksiyondan daha fazla hasarı engellemeyi sağlayabilir.Tedavi hızlı bir şekilde uygulandığında, çoğu yaralanmalar doktor ya da acil servise gitmeden tamamıyla iyileştirilebilir.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
Kelime
Tür
Türkçe
first aid
İsim
ilk yardım
bruise
İsim
çürük, morartı
refer to
P. Verb
anlamına gelmek, den bahsetmek, ilgilendirmek, yönlendirmek
strain
İsim
gerginlik, zorlama
swelling
İsim
şişkinlik
immediate
Sıfat
ani
bite
İsim
ısırık, lokma
direct
Sıfat
doğrudan, dürüst
involve
Fiil
içermek, gerektirmek
treatment
İsim
tedavi, davranış
as well as
P. Phrase
ve de, yanısıra
injured
Sıfat
yaralı
over-the-counter
Sıfat
reçetesiz satılan
basic
Sıfat
temel
medication
İsim
ilaç tedavisi
understanding
İsim
anlayış, kavrama
individual
İsim
birey
medical
Sıfat
tıbbi, tedaviyle ilgili
learn
Fiil
öğrenmek, haber almak
administer
Fiil
yönetmek, uygulamak
recognize
Fiil
tanımak, kabul etmek
trouble
İsim
sorun, bela, karışıklık
concussion
İsim
beyin sarsıntısı
simple
Sıfat
basit, yalın
practice
İsim
çalışma, uygulama, idman
procedure
İsim
yol, yöntem
means
İsim
araç, yöntem, olanak
include
Fiil
içermek
ailment
isim
hastalık (rahatsızlık)
loss
İsim
kayıp, zarar, ziyan
successful
Sıfat
başarılı, bilinen
apply
Fiil
uygulamak, başvurmak, kullanmak
provide
Fiil
sağlamak, temin etmek
relief
İsim
rahatlama
pressure
İsim
baskı, basınç
pain
İsim
ağrı, acı
wound
İsim
yara
uncomfortable
Sıfat
rahatsız, sıkılmış
treat
Fiil
tedavi etmek, davranmak, ele almak
symptom
isim
belirti, bulgu, gösterge
ointment
İsim
merhem
prevent
Fiil
önlemek, alıkoymak
splint
İsim
kol ateli
damage
İsim
zarar, hasar
minor
Sıfat
önemsiz, basit, küçük
infection
İsim
enfeksiyon, hastalık
injury
İsim
yaralanma, zarar
quickly
Zarf
hızlıca, çabuk çabuk
handle
Fiil
ele almak, çözmek
heal
Fiil
iyileştirmek
attention
İsim
dikkat
completely
Zarf
tamamen
cut
İsim
kesik, azaltma, pay
visit
İsim
ziyaret
burn
İsim
yanık
emergency
İsim
acil durum
blister
İsim
kabarcık, su toplama
attend
Fiil
katılmak
thoroughly
Zarf
tamamen
clean
Fiil
temizlemek
cover
Fiil
kaplamak, içermek
breathable
Sıfat
havadar
bandage
İsim
bandaj, sargı
wrap
İsim
sargı
Parkinson’s and Alzheimer’s diseases
Parkinson’s and Alzheimer’s diseases Parkinson’s and Alzheimer’s diseases are the most common diseases which affect many people in the world.Approximately, 1 million people in the world suffer from Parkinson’s disease, a motor disorder characterized by difficulty in initiating movements and slowness of movement.Patients often have a masked facial expression, poor balance, and a flexed posture.Like Alzheimer’s disease, which is characterized by confusion, memory loss, and avariety of other symptoms, Parkinson’s disease is progressive, and the risk increases with age.The incidence of the Parkinson’s disease is about 1% at the age of 65, and about 5% at the age 85. Parkinson’s disease appears to result from acombination of environmental and genetic factors. Evidence for a genetic role includes the fact that some families with an increased incidence of Parkinson’s disease carry a mutated form of the gene for a protein which is important in normal brain function.The symptoms of Parkinson’s disease result from the death of neurons in the mid-brain.As a result, at present, there is no cure for Parkinson’s disease, although various treatments can help control the symptoms.
Parçanın Çevirisi Parkinson'un ve Alzheimer'in hastalığı dünyadaki birçok insanı etkileyen en yaygın hastalıklardan biridir.Yaklaşık olarak, dünyadaki 1 milyon insan Parkinson hastalığından acı çeker, bir motor bozukluk hareketin yavaşlığı ve hareketlere başlamada zorlanmasıyla özdeşleşir.Hastalar genellikle yüzsel ifade, zayıf denge, ve esneyen duruş.Diğer semptomların çeşitliliği ve hafıza kaybı, karışıklıkla özdeşleşen Alzheimer hastalığı gibi, Parkinson hastalığı ilerler ve risk yaşla artar.Genetik bir rol için kanıt Parkinson Hastalığının artan bir sıklığına sahip aileler normal beyin işlevinde önemli olan bir protein için genin mutasyona uğramış bir formunu taşıyan gerçeği içerir.Parkinson Hastalığının semptomları orta beyinde nöronların ölümünden kaynaklanır.Sonuç olarak, Parkinson hastalığı için iyileşme yoktur, fakat çeşitli tedaviler semptomları kontrol etmeye yardım edebilir.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
Kelime
Tür
Türkçe
disease
İsim
hastalık, rahatsızlık
mutated
Sıfat
mutasyona uğramış
common
Sıfat
yaygın, ortak, sıradan
important
Sıfat
önemli, gerekli
affect
Fiil
etkilemek
function
İsim
işlev, görev
approximately
Zarf
yaklaşık olarak
death
İsim
ölüm, vefat
suffer from
P. Verb
acı çekmek, muzdarip olmak
as a result
Bağlaç
sonuç olarak
disorder
İsim
bozukluk
at present
P. Phrase
şuanda
characterize
Fiil
nitelemek, betimlemek
cure
İsim
tedavi, çare
difficulty
İsim
güçlük
although
Bağlaç
-e rağmen
initiate
Fiil
başlatmak
various
Sıfat
çeşitli, farklı
movement
İsim
hareket, eylem
treatment
İsim
tedavi, davranış
slowness
İsim
yavaşlık
help
Fiil
yardım etmek, yararı olmak
patient
İsim
hasta
control
Fiil
kontrol etmek, denetlemek
masked
Sıfat
maskeli
facial
Sıfat
yüz ile ilgili
expression
İsim
ifade
poor
Sıfat
fakir, kötü
balance
İsim
denge
flexed
Sıfat
eğilmiş, bükülmüş
posture
İsim
duruş
like
Preposition
benzer, gibi
confusion
İsim
karışıklık, karmaşa
memory
İsim
hafıza, anı, hatıra
loss
İsim
kayıp, zarar, ziyan
a variety of
P. Phrase
bir çok farklı
symptom
isim
belirti, bulgu, gösterge
progressive
Sıfat
gelişen, ilerleyen
increase
Fiil
artırmak, çoğalmak
incidence
isim
meydana gelme sıklığı
about
Preposition
hakkında
appear
Fiil
görünmek, ortaya çıkmak
result from
P. Verb
-den kaynaklanmak
combination
İsim
bileşim, birleşim
environmental
Sıfat
çevresel
genetic
sıfat
kalıtsal, kalıtımsal
factor
İsim
etken, unsur
evidence
İsim
kanıt
include
Fiil
içermek
carry
Fiil
taşımak
What is a Nation-State?
What is a Nation-State? A nation-state is a state, or country, that has defined borders and territory.It is additionally a country in which a nation of principally the same type of people exists, organized by either race or cultural background.In the nation-state, generally, everyone would speak the same language, probably practice the same or similar types of religion, and share a set of cultural, “national,” values.In fact, most countries do not completely fall within the definition of the nation-state, since most countries have immigrants.Once immigrants come to a country, especially in large numbers, the nation-state can no longer exist.Countries with only a small number of immigrants may still be seen as containing predominantly the same ethnicity and shared culture and may thus be considered as approaching the theoretical nation-state.The desire to establish a nation-state can be one of the most devastating ones and may result in either mass eviction of other nationalities or ethnic cleansing.Hitler attempted to establish Germany as a nation-state by first exiling Jews, and then ultimately, by killing the majority of Jewish residents in Germany, and in other countries he conquered like Poland.Attempting to enforce a nationstate where none truly exists often results in high numbers of deaths for large minority populations and a lack of humanity to the extreme.
Parçanın Çevirisi Ulus devlet sınır ve bölgeleri tanımlanmış bir devlet ya da ülkedir.Ayrıca, çoğunlukla içinde ya ırk ya da kültürel geçmişle örgütlenmiş benzer özellikteki insanların var olduğu bir ülkedir.Ulus devlette genellikle herkes aynı dili konuşur, muhtemelen aynı ya da benzer dine inanırlar ve bir takım kültürel, ulusal değerleri paylaşırlar.Aslında, birçok ülke ulus devlet tanımına tamamıyla uymamaktadır çünkü çoğu ülke göçmenlere sahiptir.Göçmenler özellikle büyük sayıda bir ülkeye geldiğinde, ulus devlet artık varlığını sürdüremez.Az sayıda göçmeni olan ülkelerin ağırlıklı olarak benzer etnik kökeni ve paylaşılan kültürü içerdikleri görülebilir ve dolayısıyla kuramsal anlamda ulus devlete yaklaştıkları düşünülebilir.Ulus devlet kurma arzusu en yıkıcı şeylerden biri olabilir ve diğer milletlerin toplu tahliyesi ve etnik temizlikle sonuçlanabilir.Hitler öncelikle Yahudileri sürgüne göndererek ve ardından en sonunda Almanya ve Polanya gibi ele geçirdiği diğer ülkelerde Yahudilerin çoğunluğunu öldürerek Almanya’yı ulus devlet olarak kurmaya kalkışmıştır.Hiçbir zaman gerçekten var olmayan bir ulus devleti zorla yapmaya kalkışmak çoğunlukla geniş azınlık nüfuslarının yüksek sayıda ölümleriyle ve aşırı ölçüde insaniyetten uzaklıkla sonuçlanmaktadır.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
Kelime
Tür
Türkçe
nation-state
İsim
ulus devlet
attempt
Fiil
çabalamak, kalkışmak, girişmek
define
Fiil
tanımlamak, açıklamak
exile
Fiil
sürgüne yollamak
border
İsim
sınır, hat
jew
İsim
yahudi
territory
İsim
bölge
ultimately
Zarf
nihayetinde
additionally
Zarf
ayrıca
kill
Fiil
öldürmek
principally
Zarf
başlıca
majority
İsim
çoğunluk
exist
Fiil
var olmak
resident
İsim
yerli, sakin
organized
Sıfat
düzenli, planlı
conquer
Fiil
fethetmek
race
İsim
yarış, koşu, ırk
like
Bağlaç
gibi
background
İsim
arka plan, özgeçmiş
enforce
Fiil
güçlendirmek, yürürlüğü koymak
probably
Zarf
muhtemelen
truly
Zarf
gerçekten, tam anlamıyla
practise
Fiil
alıştırma yapmak, uygulamak
death
İsim
ölüm, vefat
religion
İsim
din, inanç
minority
İsim
azınlık
share
Fiil
paylaşmak
population
İsim
nüfus
set
İsim
set, takım, sahne
lack
İsim
eksiklik
value
İsim
değer
humanity
isim
insanlık
in fact
Bağlaç
aslında, gerçekten
extreme
İsim
aşırılık
completely
Zarf
tamamen
definition
İsim
tanım, tanımlama
since
Bağlaç
-dığı için, çünkü, -den beri
immigrant
isim
göçmen
especially
Zarf
özellikle, bilhassa
no longer
Zarf
artık
contain
Fiil
içermek, kapsamak
predominantly
Zarf
çoğunlukla
ethnicity
İsim
etnik yapı
thus
Bağlaç
bu yüzden
consider
Fiil
düşünmek (görmek)
approaching
İsim
yaklaşma
theoretical
Sıfat
teorik, kuramsal
desire
İsim
istek, arzu
establish
Fiil
kurmak, belirlemek
devastating
Sıfat
tahrip edici
result in
P. Verb -ile sonuçlanmak, neden olmak
mass
Sıfat
toplu, kitle
evict
Fiil
çıkarmak, tahliye etmek
nationality
İsim
milliyet
cleanse
Fiil
temizlemek
Individual Bilingualism
Individual Bilingualism Many bilingual individuals say they feel like a different person depending on which language they are speaking.A new study lends credibility to their claims.Nairan Ramirez at the University of Texas charted the personality traits of 225 Spanish/English bilinguals in both the US and Mexico as they responded to questions presented in each language. She found three significant differences: when using English, the bilinguals were extroverted, agreeable and more conscientious than when using Spanish. Bilingual individuals can assume different roles depending on environmental cues.To show that changes in personality can be triggered by something as subtle as language suggests that personality is more flexible than is widely expected.The results are significant in that they document the contextual nature of personality.Given the increasing number of bilingual people, it is important to develop a better understanding of bilingual minds.
Parçanın Çevirisi Bir çok iki dil bilen birey dilin konuşuyor olması üzerine dayanan farklı bir insan gibi hissettiğini söyler.Yeni bir çalışma iddialara güvenilirlik verir.Texas'ın üniversitesindeki Nairan Ramirez hem Amerika hem de Meksikadaki 225 İspanyolca ve İngilizce iki dil bilenin kişisel özelliklerini haritasını yaptı onlar her dilde sunulan soruları yanıtladı. O, 3 önemli farklılık buldu. İki dil bilenler İspanyolca kullandıkları zamandan daha dikkatli, uysal, dışa dönüktü. İki dil bilen bireyler çevresel ipuçları üzerine dayanan farklı roller üstlenebilir.Kişilikteki değişimleri göstermek için kişiliğin yaygın bir şekilde beklenenden daha esnek olduğunu önerir, dil kadar güç algılanan bir şey tarafından tetiklenebilir.Sonuçlar önemlidir çünkü onlar kişiliğin içeriksel doğasını belgelendirir.İki dilli insanların belli artan sayısı, iki dilli zihnin daha iyi bir anlayışını geliştirmek önemlidir.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
many
Determiner birçok, bir hayli
bilingual
Sıfat
iki dil bilen
individual
İsim
birey
different
Sıfat
farklı
depend on
P. Verb
güvenmek , bağlamak
language
İsim
dil, lisan
lend
Fiil
ödünç vermek
claim
İsim
iddia, sav
chart
Fiil
haritasını yapmak, planlamak
personality
İsim
kişilik, karakter
trait
İsim
özellik
respond
Fiil
yanıt/tepki vermek
question
Fiil
sorgulamak, şüphe etmek
present
Fiil
sunmak, vermek
find
Fiil
bulmak, anlamak
significant
Sıfat
önemli
difference
İsim
ayrım, farklılık
extrovert
Sıfat
dışa dönük
agreeable
Sıfat
uysal, anlaşılabilir
conscientious
Sıfat
dikkatli, titiz
assume
Fiil
varsaymak, üstlenmek
environmental
Sıfat
çevresel
cue
İsim
ipucu
flexible
Sıfat
esnek
widely
Zarf
yaygın şekilde
expect
Fiil
ummak
result
İsim
sonuç, netice
document
Fiil
belgelendirmek
contextual
Sıfat
içeriksel
nature
İsim
doğa, mizaç, huy
given
Sıfat
belli
understanding
İsim
anlayış, kavrama
Chronic Psychological Stress
Chronic Psychological Stress Chronic psychological stress depends much more on the person than on what happens to him.Someone promoted above his abilities will probably be under constant stress but some personalities may not be aware of the pressure, or of not being up to the job.On the other hand, someone in a position well within his abilities may still find everything a strain.Perhaps it is because he does not realize he can do it easily or because he wants to win promotion; or simply because that is his way of going about things.
Parçanın Çevirisi Kronik psikolojik stres ona olan ne olduğu üzerinden insan üzerine daha fazladır.Yetenekleri üzerinde ilerleyen birisi muhtemelen sabit stres altında olacak, fakat bazı kişilikler baskının farkında olmaz ya da işe kapalı omaz.Diğer yandan, yetenekleri içinde daha iyi pozisyondaki birisi yinede her şeyi bir gerginlik bulabilir.Belki o fark etmez, o terfi etme kazanmayı istediği için o kolayca yapabilir; ya da sadece nesneler hakkında gitmenin yolundadır.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
psychological
Sıfat
psikolojik, ruhsal
stress
İsim
gerilim, stres, vurgu
depend on
P. Verb
güvenmek , bağlamak
happen
Fiil
olmak, meydana gelmek
promote
Fiil
ilerletmek, terfi ettirmek
ability
İsim
yetenek, kabiliyet
probably
Zarf
muhtemelen
constant
Sıfat
sabit
personality
İsim
kişilik, karakter
aware
Sıfat
farkında
pressure
İsim
baskı, basınç
job
İsim
iş, görev
on the other hand
P. Phrase
öte yandan
position
İsim
durum, konum, yer
within
Preposition
-de, -da
find
Fiil
bulmak, anlamak
strain
İsim
gerginlik, zorlama
perhaps
Zarf
belki, muhtemelen
because
Bağlaç
-dığı için, çünkü
realize
Fiil
fark etmek, gerçekleştirmek
easily
Zarf
kolaylıkla
win
Fiil
kazanmak, yenmek
promotion
İsim
terfi, ilerleme
simply
Zarf
sadece, basitçe
way
İsim
yol, yöntem
go about
P. Verb
başlamak, ele almak
The content of rocks
The content of rocks Geologists are especially interested in the mineral content of rocks.All rocks consist of one or more minerals, many of which are needed as raw materials for industry or have properties which make them valuable or useful.Gold, for example, is valuable.Diamonds are both valuable and useful.Coal is also found in rocks, usually underground and it is vitally important as fuel in modern life.Britain is rich in coal because it was covered in dense forest more than 300 million years ago.Coal is formed from the remains of trees and the other plants which have gradually been compressed and hardened in the rock structure of the earth.
Parçanın Çevirisi Yer bilimciler özellikle kayaların mineral içeriğiyle ilgilidir.Tüm kayalar, çoğunun sanayi için ham madde olarak ihtiyaç duyulduğu ve onları değerli ve kullanışlı yapan özelliklere sahip olduğu bir yada daha fazla mineralden oluşur.Örneğin altın değerlidir.Elmaslar hem değerli hem kullanışlıdır.Kömür kayalarda genellikle yer altında bulunur ve modern hayatta yakıt kadar hayati önemlidir.İngiltere kömür bakımından zengindir çünkü 300 milyon öncesinden daha fazla yoğun ormanla kaplıydı.Kömür, ağaçların kalıntılarından ve dünyanın kaya yapısında yavaş yavaş sıkıştırılmış ve sertleştirilmiş olan diğer bitkilerin kalıntılarından oluşturulur.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
geologist
İsim
yer bilimci
especially
Zarf
özellikle, bilhassa
interested
Sıfat
ilgili, meraklı
content
İsim
içerik, anlam
rock
İsim
kaya, taş
consist of
P. Verb den oluşmak
need
Fiil
ihtiyaç duymak
raw
Sıfat
çiğ, ham
material
İsim
malzeme, madde
industry
İsim
sanayi, endüstri
property
İsim
özellik, eşya, mal mülk
valuable
Sıfat
değerli
useful
Sıfat
kullanışlı
gold
İsim
altın
for example
Bağlaç
örneğin
diamond
İsim
elmas
both ... and
Bağlaç
hem ... hem ...
coal
İsim
kömür
usually
Zarf
genellikle
underground
İsim
yer altı
vitally
Zarf
hayati derecede
important
Sıfat
önemli, gerekli
fuel
İsim
yakacak, yakıt
rich
Sıfat
zengin
because
Bağlaç
-dığı için, çünkü
cover
Fiil
kaplamak, içermek
dense
Sıfat
yoğun
forest
İsim
orman
form
Fiil
oluşturmak
remain
İsim
kalıntı
tree
İsim
ağaç
other
Sıfat
diğer, başka
plant
İsim
bitki, fabrika
gradually
Zarf
aşama aşama
compress
Fiil
sıkıştırmak
harden
Fiil
katılaşmak, sertleştirmek
structure
İsim
yapı, bina
earth
İsim
dünya, toprak, yer
Carston Town
Carston Town Carston is a very historic town in the north of England.The Romans arrived in Carston two thousand years ago and they stayed for three hundred years.Even today, you can still see many signs of the Romans.There is still the large city wall that they built with its three gates:Main, East and South.The wall is not complete but you can still see the three gates.Many tourists comes to Carston to see the Roman ruins.Carston is famous for its history, but it's also a modern town with 74,000 people.They work in various jobs.The most common occupation is tourism, but there are also many people who work in the local car factory.The factory makes sports cars that are exported all over the world.There is another factory in Carston and in this factory, four hundred people work and they make microwave ovens.Carston also has a small football team which is not very successful and a rugby team that is more successful.The rugby team won the regional championship three years ago and one of their players, Danny Biggs, played three times for England.He still lives in Carston.He wants to play for Carston rugby team again before he retires.Another famous Carston resident is the Hollywood movie star, Jason John Lee.He left Carston when he was 15 years old, but returns every summer to visit his family.Jason's school now has a small theatre named after Jason .Jason gave his school some money to build the theatre.Maybe in the future, there will be other famous actors from Carston!
Parçanın Çevirisi Carston, İngiltere'nin kuzeyinde çok tarihi bir kasabadır.Romalılar Carston'a iki bin yıl önce geldiler ve üç yüz yıl kaldılar.Bugün bile hâlâ Romalıların birçok izini görebilirsiniz.Hâlâ üç kapılı inşa ettikleri büyük bir sur vardır: Ana kapı, Doğu kapı, Güney kapı.Sur tamamlanmış değildir ama hâlâ üç giriş kapısını görebilirsiniz.Birçok turist Roma kalıntılarını görmek için Carston'a gelir.Carston tarihiyle ünlüdür ama 74,000 insanı olan modern de bir kasabadır.Onlar çeşitli işlerde çalışır.En yaygın meslek turizmdir ama yerel araba fabrikasında çalışan birçok insan da vardır.Fabrika dünyanın her yerinde ihraç edilen spor araba üretir.Carston'da başka fabrika vardır ve bu fabrikada dört yüz insan çalışır ve mikrodalga fırın üretirler.Carston çok başarılı olmayan küçük bir futbol takımına ve daha başarılı olan ragbi takımına sahiptir.Ragbi takımı üç yıl önce bölgesel şampiyonluk kazandı ve oyuncularından birisi olan Danny Biggs İngiltere için üç kez oynadı.O hâlâ Carston'da yaşıyor.Emekli olmadan önce Carston ragbi takımında yeniden oynamak istiyor.Bir diğer ünlü Carston sakini Hollywood film yıldızı Jason John Lee'dir.15 yaşındayken Carston'dan ayrıldı ama ailesini ziyaret etmek için her yaz geri döner.Şu an Jason'ın okulunun Jason'ın isminin verildiği küçük bir tiyatrosu vardır.Jason tiyatroyu inşa etmek için okuluna biraz para verdi.Belki gelecekte Carstonlı başka ünlü aktörler olacak.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
historic
sıfat
tarihi, tarihsel
town
İsim
kasaba, şehir
arrive
Fiil
varmak, ulaşmak
stay
Fiil
kalmak, harcamak
today
Zarf
bugün, günümüz
still
Zarf
hala
sign
İsim
işaret
large
Sıfat
büyük, geniş
build
Fiil
inşa etmek, kurmak
gate
İsim
giriş kapısı
complete
Sıfat
eksiksiz, tam, bitmiş
ruin
İsim
kalıntı, enkaz
famous
Sıfat
ünlü
history
İsim
tarih, geçmiş
various
Sıfat
çeşitli, farklı
job
İsim
iş, görev
common
Sıfat
yaygın, ortak, sıradan
occupation
İsim
iş, meslek
local
Sıfat
yerel, bölgesel
factory
İsim
fabrika
export
Fiil
ihraç etmek
work
Fiil
çalışmak, işlemek
oven
İsim
fırın
successful
Sıfat
başarılı, bilinen
regional
Sıfat
bölgesel
championship
İsim
şampiyonluk
player
İsim
oyuncu, sanatçı
live
Fiil
yaşamak, ikamet etmek
before
Bağlaç
-den önce
retire
Fiil
emekli olmak
resident
İsim
yerli, sakin
return
Fiil
dönmek, geri vermek
visit
Fiil
ziyaret etmek, gezmek
name after
P. Verb adını vermek
maybe
Zarf
belki
future
İsim
gelecek, istikbal
Parça İle İlgili Sorular 1. The Romans were in Carston until three hundred years ago. A) True B) False
2. You can still see the old city wall gates. A) True B) False
3. There are many tourists who come to see Carston because of its history. A) True B) False
4. The most common occupation in Carston is sports player and factory worker. A)
True
B)
False
5. There are two sports teams in the town. A) True B) False
6. The movie star Jason John Lee lives in Carston. A) True B) False
7. Students in Jason's old school now have the chance to become actors. A) True B) False
Why Are We Warm-blooded?
Why Are We Warm-blooded? We are warm-blooded animals.The temperature inside us is generally higher than the temperature outside us.It follows from this fact that, just as a kettle of hot water cools as it loses heat to the air around it, so the human body is continually losing heat.But, unlike the kettle, it does not cool down, for all the time fresh quantities of heat are being generated inside.The body is both making heat and losing some of it at the same time.The loss of heat is controlled by a very delicate mechanism.The body resembles a the most at heater in that while it gives off heat it manages to remain at the same temperature.
Parçanın Çevirisi Biz sıcak kanlı hayvanlarız.Bizim içimizdeki sıcaklık genellikle bizim dışımızdaki sıcaklıktan daha yüksektir.O tıpkı etrafındaki havaya ısıyı kaybedene kadar sıcak suyun soğumasının bir su ısıtıcısı gibi bu gerçeği takip eder.Fakat su ısıtıcısının aksine o serinlemez, ısının tüm zaman serin niteliği içinde oluşturulur.Vücut hem ısı yapıyor hemde aynı zamanda onun bazısını kaybediyor.ısının kaybı çok hassas mekanizma tarafından kontrol edilir.Vücut en iyi bir ısıtıcıya benzer çünkü o ısıyı yayarken o aynı sıcaklıkta kalmayı başarabilir.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
warm-blooded
Sıfat
sıcakkanlı
temperature
İsim
sıcaklık, ısı
inside
İsim
içi, iç taraf
generally
Zarf
genellikle
higher
Sıfat
daha yüksek
outside
İsim
dışı, dış yüzeyi
follow
Fiil
izlemek, takip etmek
just as
Bağlaç
tıpkı, tam o anda
kettle
İsim
su ısıtıcısı, çaydanlık
lose
Fiil
kaybetmek
heat
Fiil
ısıtmak
human
İsim
insan
continually
Zarf
sürekli
unlike
Preposition
-ın aksine
delicate
Sıfat
hassas, kırılgan
resemble
Fiil
benzemek
while
Bağlaç
-e rağmen, v-iken, oysa
give off
P. Verb
salmak, yaymak, bırakmak
manage
Fiil
yönetmek, başarmak
remain
Fiil
kalmak
temperate
Sıfat
ılıman
World War I
World War I The turning point of World War I came sometime in 1916.This was the year of the famous Battle of the Somme.It was also the year when the Liberal Government in Britain was defeated after a crisis in industry and a sudden great rise in prices.Lord Kitchener, the national hero and one who led the war, was tragically drowned in this same year.Douglas Haig replaced Kitchener as the one to direct military policy, but he never became popular with the people as Kitchener had been, because he seemed coldly indifferent to the fates of the soldiers he commanded.
Parçanın Çevirisi 1. Dünya Savaşı'nın dönüm noktası 1916'da bir aralar meydana geldi.Bu, ünlü Somme Muharebesi'nin yılıydı.Endüstride bir krizden ve fiyatlardaki ani bir artıştan sonra İngiltere'de Liberal Hükumetin de yenildiği yıldı.Milli kahraman olan ve savaşı yöneten Lord Kitchener aynı yılda üzücü bir şekilde boğuldu.Douglas Haig askeri politikayı yönetecek kişi olarak Kitchener'ın yerine geçti ama Kitchener'ın olduğu kadar halk tarafından hiç sevilmedi çünkü komuta ettiği askerlerin kaderlerine hissizce kayıtsız görünüyordu.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
turning point
İsim
dönüm noktası
come
Fiil
gelmek
sometime
Zarf
bir ara
year
İsim
yıl
famous
Sıfat
ünlü
liberal
Sıfat
geniş görüşlü, liberal
government
İsim
hükumet, yönetim
defeat
Fiil
yenmek
after
Preposition -den sonra
crisis
İsim
kriz, bunalım
industry
İsim
sanayi, endüstri
sudden
Sıfat
ani
rise
İsim
artış, yükselme
price
İsim
fiyat, bedel
national
Sıfat
ulusal
hero
İsim
kahraman
lead
Fiil
yönetmek, önderlik etmek
tragically
Zarf
üzücü bir şekilde
drown
Fiil
suda boğulmak
replace
Fiil
yerini almak, değiştirmek
direct
Fiil
yönlendirmek, yönetmek
military
Sıfat
askeri
policy
İsim
plan, politika
never
Zarf
asla, hiç
popular
Sıfat
ünlü
because
Bağlaç
-dığı için, çünkü
seem
Fiil
gibi görünmek
coldly
Zarf
soğukkanlılıkla
indifferent
Sıfat
kayıtsız, umursamaz
fate
İsim
kader, ölüm
soldier
İsim
asker
command
Fiil
yönetmek, emretmek
What is Classical Music?
What is Classical Music? Classical music, strictly defined, means music produced in the Western world between 1750 and 1820.This music included opera, chamber music, choral pieces, and music requiring a full orchestra.To most, however, the term refers to all of the above types of music within most time periods before the 20th century.In its limited definition, classical music includes the works of Haydn, Mozart and Beethoven.From Mozart alone, there are a huge range of pieces to enjoy, as he wrote symphonies, music for quartets and quintets, chamber orchestra pieces, choral pieces, piano concertos, and entire operas.In total, he wrote over 600 musical pieces."Classical" music may refer to the native and folk music of any country, although the styles vary greatly, depending upon available instruments.For example, the classical music of Indonesia, with its use of the gamelan, is vastly different from what most would consider classical in the western world.Folk traditions in other countries were often quite influential to western music, however, as musicians of the baroque and classical periods often adapted their works from folk music.
Parçanın Çevirisi Klasik müzik açık bir şekilde tanımlamak gerekirse 1750 ve 1820 yılları arasında Batı dünyasında ortaya çıkarılmış müzik anlamına gelir.Bu müzik opera, oda müziği, koro parçaları ve tam bir orkestrayı gerektiren müziği kapsar.Ancak, en güncel anlamıyla bu terim 20.yy dan önceki yukarıdaki tüm müzik türlerini ifade etmektedir.Sınırlı tanımlaması içerisinde klasik müzik Haydn, Mozart ve Beethoven’in eserlerini kapsamaktadır.Sadece Mozart’tan hoşa gidecek çok çeşitli parçalar vardır, çünkü o senfoniler, dört ve beş sesli müzik, oda orkestra eserleri, koro parçaları, piyano konçertoları ve bütün operaları yazmıştır.Toplamda 600 den fazla müzik eseri yazmıştır.“Klasik” müzik, mevcut enstrümanlara bağlı olarak her ne kadar stil büyük ölçüde değişse de bir ülkenin yerli ve halk müziğini ifade edebilir.Örneğin, gamelan (Endonezya potporisi) kullanılan Endonezya klasik müziği çoğu insanın düşündüğü batı dünyasındaki klasik müzikten farklıdır.Ancak barok ve klasik dönem müzisyenleri eserlerini çoğunlukla halk müziğine adapte ettikleri için diğer ülkelerdeki halk gelenekleri batı müziğinde etkili olmuştur.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
strictly
Zarf
kesinlikle, tamamen
define
Fiil
tanımlamak, açıklamak
mean
Fiil
anlamına gelmek, demek istemek
include
Fiil
içermek
chamber
İsim
oda, bölme
require
Fiil
gerektirmek
full
Sıfat
dolu, tam
term
İsim
dönem, terim, koşul
refer to
P. Verb
anlamına gelmek, den bahsetmek, ilgilendirmek, yönlendirmek
above
Preposition üstünde
type
İsim
tür, cins
limited
Sıfat
sınırlı
definition
İsim
tanım, tanımlama
huge
Sıfat
büyük
range
İsim
çeşit, tür, sıra
piece
İsim
parça, kısım, eser
enjoy
Fiil
hoşlanmak, eğlenmek
entire
Sıfat
tüm
native
Sıfat
yerli
folk
İsim
halk, insanlar
vary
Fiil
değişmek
consider
Fiil
düşünmek (görmek)
tradition
İsim
gelenek, görenek
quite
Zarf
oldukça, çok
influential
Sıfat
etkili
however
Bağlaç
fakat
adapt
Fiil
uyum sağlamak
Martha Beall Mitchell
Martha Beall Mitchell Therapists have to be very careful before they make a diagnosis of delusional disorder.A great many complaints are founded on fact.It is possible that a patient is really being harassed at work, that her husband is deceiving her, or that her business partner is cheating her.Indeed, therapists must be careful to mislabel facts as delusions, a trap known as 'the Martha Mitchell effect'. Martha Mitchell was the wife of former US attorney general John Mitchell.In October 1972, he was accused of having ordered the break-in at the Democratic campaign headquarters in the Watergate Hotel in Washington, D.C.Mrs Mitchell repeatedly told the press that her husband was being made a scape goat to protect the real culprit–President Richard M.Nixon.The White House spread disinformation about Mrs Mitchell, saying she had a drinking problem and implying that her statements were delusional.When the scandal was ultimately unravelled, Mrs Mitchell's statements were proved true and she was shown to be utterly sane and with no drinking problem.
Parçanın Çevirisi Terapistler kuruntusal bozukluğun bir teşhisini yapmadan önce çok dikkatli olmak zorundadırlar.Birçok farklı şikayetler gerçekler üzerine kurulur.Hastanın gerçekten işte rahatsız olması, kocasının onu aldatması, ya da iş arkadaşının onu aldatması muhtemeldir.Gerçekte, terapistlerMartha Mitchell etki olarak bilinen bir tuzak, kuruntular gibi, yanlış etiketlenen gerçeklere dikkatli olmalılar. M. Mitchell eski genel avukatJohn Mitchell'in eşiydi.1972 Ekim'de o Washington'da Watergate otelinde demokratik kampanya merkezinde zorla girilme emriyle suçlandı.Mrs. Mitchell tekrar eden bir şekilde kocasının gerçek suçluyu korumak için bir günah keçisi olduğunu söyledi.Başkan Richard M. NixonBeyaz Saray Mrs Mitchell hakkında ifadelerinin kuruntu olduğunu ima ederek ve içki problemi olduğunu söyleyerek yanlış bilgi yaydı.Skandal nihayet çözüldüğü zaman, Mrs Mitchell'in ifadeleri doğru olduğu ispatlandı ve o içki problemi olmadığı ile ve tamamen aklı başında olduğunu gösterdi.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
have to
Modal
-mek zorunda olmak
before
Bağlaç -den önce
diagnosis
isim
tanı, teşhis
delusional
Sıfat
kuruntusal
disorder
İsim
bozukluk
complaint
İsim
şikayet
found
Fiil
kurmak
possible
Sıfat
olası, mümkün
patient
İsim
hasta
really
Zarf
gerçekten, aslında
harass
Fiil
rahatsız etmek
deceive
fiil
kandırmak
cheat
Fiil
aldatmak, kandırmak
indeed
Bağlaç gerçekten
mislabel
Fiil
yanlış etiketlendirmek
delusion
İsim
hile, aldatma
trap
İsim
tuzak, kapan
effect
İsim
etki
former
Sıfat
eski
attorney
İsim
avukat
accuse
Fiil
suçlamak
headquarters
İsim
ana merkez
repeatedly
Zarf
ardı ardına, tekrar tekrar
scapegoat
İsim
günah keçisi
culprit
İsim
suçlu, elebaşı
disinformation
İsim
yanlış bilgi verme
imply
Fiil
ima etmek, anlamına gelmek
statement
İsim
ifade, söz
when
Bağlaç -dığı zaman
ultimately
Zarf
nihayetinde
unravel
Fiil
çözmek, aydınlatmak
prove
Fiil
ispatlamak, kanıtlamak
utterly
Zarf
tamamen
sane
Sıfat
aklı başında, mantıklı
Immune Deficiency
Immune Deficiency Immune deficiency, which in fact means an inadequate immune response, may occur for several reasons.For example, it is a side effect of most chemotherapy drugs used to treat cancer.Immune deficiency also occurs naturally.Although the immune system is not functional at birth, infants are protected by antibodies they have received from their mother through the placenta, and infants who breastfeed also receive antibodies from their mother’s milk.These antibodies offer protection until the infant’s own immune system develops during the first months of life.In rare cases, the immune system fails to develop, leaving the child without immune protection.Exposure to any virus or bacterium can be fatal to these children.Therefore, they are sealed into sterile quarters to isolate them from the microorganisms that are part of the normal world.
Parçanın Çevirisi Aslında yetersiz bağışıklık yanıtı anlamına gelen bağışıklık yetmezliği birkaç sebepten dolayı meydana gelebilir.Örneğin, kanseri tedavi etmek için kullanılan çoğu kemoterapi ilaçlarının bir yan etkisidir.Bağışıklık yetmezliği doğal olarak da meydana gelir.Bağışıklık sistemi doğumda işlevsel olmamasına rağmen, bebekler plasenta yoluyla annelerinden aldıkları antibiyotiklerle korunur ve anne sütüyle beslenen bebekler de annelerinin sütünden antibiyotik alırlar.Bu antibiyotikler hayatın ilk ayları sırasında bebeklerin kendi bağışıklık sistemleri gelişene kadar koruma sağlar.Nadir durumlarda bağışıklık sistemi çocuğu bağışıklık koruması olmadan bırakarak gelişemez.Herhangi bir virüse yada bakteriye maruz kalma bu çocuklar için ölümcül olabilir.Bu yüzden, normal dünyanın parçası olan mikroorganizmalardan ayrı tutmak için steril alanlara kapatılır.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
immune
Sıfat
bağışık, etkilenmeyen
deficiency
İsim
yetersizlik
in fact
Zarf
aslında
mean
Fiil
anlamına gelmek, demek istemek
inadequate
Sıfat
yetersiz
response
İsim
cevap, yanıt
occur
Fiil
meydana gelmek, olmak
reason
İsim
sebep, mantık
for example
Bağlaç örneğin
side effect
İsim
yan etki
drug
İsim
ilaç, uyuşturucu
treat
Fiil
tedavi etmek, davranmak, ele almak
naturally
Zarf
doğal olarak
functional
Sıfat
işlevsel
protect
Fiil
korumak
receive
Fiil
almak
breast-feed
Fiil
emzirmek
offer
Fiil
teklif etmek, sunmak
protection
İsim
koruma
develop
Fiil
gelişmek, büyümek
rare
Sıfat
nadir
fail
Fiil
başarısız olmak
exposure
İsim
maruz kalma
fatal
Sıfat
ölümcül, öldürücü
therefore
Bağlaç bu yüzden
seal
Fiil
kapamak
isolate
Fiil
soyutlamak, izole etmek
Gunk-Free Fiber
Gunk-Free Fiber The world now recycles just over 50 per cent of the paper it uses.Reprocessing plants are being established in most countries.However, trees will never be fully spared because of the use of wood fibres themselves.Pure pulp is rich in water, which provides for ample hydrogen bonding that holds fibres together when made into paper.But each time a fibre is cleaned, de-inked and dried in are processing plant, only 80 per cent of the bonds are recovered.After four or five recyclings, a fibre can no longer make strong enough bonds.Engineers can do little that is economically viable to overcome this physical limitation, so they focus on reducing the cost of reprocessing fresher fibres.One main challenge is finding a better way to neutralize “stickies”, which is the mess of adhesives from stamps, labels, seals, tape, magazine spines and various other sources, that jam the machinery.The industry has been working for a decade to find a chemical process that will break down stickies, but no full solution has been found yet. .
Parçanın Çevirisi Dünya şimdi kağıdın sadece %50'si üzerinde geri dönüştürür kullanır.Yeniden işlenen bitkiler çoğu ülkelerde kuruluyor.Fakat ağaçlar asla kendilerini odun lifinin kullanımı yüzünden tamamen ayırmayacak.Saf posa kağıda dönüştüğü zaman lifleri tutan bol hidrojen bağı sağlayan suda zengindir.Fakat her zaman bir lif temizleme sürecindedir temizlenir, kurutulur, sadece bağın % 80'i iyileşir.4 ya da 5 geri dönüşümden sonra bir lif artık yeterince güçlü bağ yapmaz.Mühendisler çok az yapabilir yani ekonomik olarak bu fiziksel sınırlılığın üstesinden gelmek için uygulanır.Bir ana sorunmakineyi sıkıştıran pul, etiket, mühür, bant, dergi sırtından yapışkanın dağınıklığını yapışkan etkisini yok etmek için en iyi yolu buluyor.Endüstri yapışkanı bozacak kimyasal bir süreç bulmak için on yıl için çalışıyor durumdadır, fakat henüz tamamen çözüm bulunmamış durumdadır.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
Kelime
Tür
Türkçe
recycle
Fiil
geri dönüştürmek
adhesive
İsim
yapıştırıcı, bant
paper
İsim
kağıt, gazete
stamp
İsim
pul, damga
reprocessing
İsim
yeniden işleme
label
İsim
etiket, damgalama
plant
İsim
bitki, fabrika
seal
İsim
mühür, damga, tıpa
establish
Fiil
kurmak, belirlemek
tape
İsim
kaset, şerit
however
Bağlaç
fakat
various
Sıfat
çeşitli, farklı
never
Zarf
asla, hiç
source
İsim
kaynak, köken
fully
Zarf
tamamen
jam
İsim
reçel, sıkışıklık
spare
Fiil
ayırmak, kurtarmak
decade
İsim
on yıl
because of
P. Phrase -den dolayı
chemical
Sıfat
kimyasal
use
İsim
kullanım, fayda
process
İsim
işlem, süreç
wood
İsim
odun, ağaçlık
break down
P. Verb
bozulmak, parçalamak
fibre
İsim
lif
solution
İsim
çözüm
themselves
Zamir
kendileri
yet
Zarf
henüz
pure
Sıfat
saf, katkısız
pulp
İsim
posa
rich
Sıfat
zengin
provide for
P. Verb
sağlamak, hesaba katmak
ample
Sıfat
bol, çok
bonding
İsim
bağlanma
hold
Fiil
tutmak, düzenlemek, iddia etmek
together
Zarf
beraber, yanyana
make into
P. Verb
-e dönüştürmek
dry
Fiil
kurutmak
bond
Fiil
bağlamak, yapışmak
recover
Fiil
iyileşmek
viable
Sıfat
uygulanabilir, yaşayabilir, yapılabilir
overcome
Fiil
yenmek, üstesinden gelmek
limitation
İsim
sınırlama, kısıtlama
focus on
P. Verb
odaklanmak
reducing
sıfat
hafifletici, indirgeyici
reprocess
Fiil
tekrar işlemek
main
Sıfat
ana, asıl, temel
challenge
İsim
sorun, engel
find
Fiil
bulmak, anlamak
neutralize
Fiil
etkisini yok etmek
mess
İsim
karışıklık, zorluk
Causes of obesity
Causes of obesity The immediate cause of obesity is the prolonged consumption of a diet containing more calories than are needed to provide for the body’s tissue repair, vital functions and physical activities.In modern society, food has become very plentiful and attractive, and the physical effort demanded by many occupations has diminished.Most people in civilized communities eat more than they require, and it is surprising that obesity is not more common than it is.It is difficult to escape the conclusion that there exists some unknown mechanism by which the body is enabled to get rid of the surplus calories which would otherwise be stored as fat.If there were not such a mechanism, obesity would be much more common.
Parçanın Çevirisi Obezitenin doğrudan sebebi, vücudun doku onarımı, önemli işlevleri ve fiziksel aktiviteler sağlamak için ihtiyaç duyulan kaloriden daha fazlasını içeren uzun bir diyet tüketimidir.Modern toplumda besin çok bol ve çekici olmuş, ve birçok iş tarafından gereken fiziksel çaba azalmış durumdadır.Medeni toplumlarda çoğu insan gerektiğinden daha çok yer ve obezitenin ondan daha yaygın olmaması şaşırtıcıdır.Vücudun aksi takdirde yağ olarak depolanacağı fazla kalorilerden kurtulmak için sağlandığı bazı bilinmeyen mekanizmaların var olduğu sonucundan kaçmak zordur.Böyle bir mekanizma olmasaydı obezite çok daha yaygın olurdu.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
immediate
Sıfat
ani
cause
İsim
sebep, neden
obesity
isim
aşırı şişmanlık, obezite
prolonged
Sıfat
uzun süre devam eden
consumption
İsim
tüketim
contain
Fiil
içermek, kapsamak
need
Fiil
ihtiyaç duymak
provide
Fiil
sağlamak, temin etmek
tissue
isim
doku
repair
İsim
onarım, tamirat
vital
Sıfat
hayati, önemli
function
İsim
işlev, görev
physical
Sıfat
fiziki, bedensel
modern
Sıfat
yeni, çağdaş, modern
society
İsim
toplum, cemiyet
plentiful
Sıfat
bol
attractive
Sıfat
çekici
effort
İsim
çaba
demand
Fiil
talep etmek, gerektirmek
occupation
İsim
iş, meslek
diminish
Fiil
azalmak, eksiltmek
civilized
Sıfat
uygar, medeni
community
İsim
topluluk, halk
require
Fiil
gerektirmek
surprising
Sıfat
şaşırtıcı
common
Sıfat
yaygın, ortak, sıradan
escape
Fiil
kaçmak
conclusion
İsim
sonuç
exist
Fiil
var olmak
unknown
Sıfat
bilinmeyen
mechanism
İsim
mekanizma, düzenek
enable
Fiil
olanak tanımak
get rid of
P. Verb kurtulmak
surplus
Sıfat
artan, fazlalık
otherwise
Bağlaç
aksi takdirde
store
Fiil
depolamak
fat
İsim
yağ
Edith Wharton
Edith Wharton Edith Wharton is, perhaps, the greatest woman novelist that America has yet produced.Her novels are skilfully constructed, an her style is smooth and elegant.Her richest gifts, however, are the results of her fearless search for truth inhuman relationships.She is largely interested in the emotions we all experience.Her novels record timeless truths; and it is this fact above all that continues to make them meaningful and important.
Parçanın Çevirisi Edit Wharton belki henüz Amerika'nın ürettiği en büyük kadın romancıdır.Onun romanları ustalıkla inşa edilmiştir onun bir stili pürüzsüz ve şıktır.En zengin hediyesi, fakat, gerçek acımasız ilişkilerini araştırmada korkusuzluğunun sonucudur.o büyük oranda tüm deneyimlerimizin duygularıyla ilgilenmiştir.Onun romanları sonsuz gerçeği kaydeder; ve o onları anlamlı ve önemli yapmaya devam eden her şeyden önemlisi bu gerçektir.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
perhaps
Zarf
belki, muhtemelen
greatest
Sıfat
en büyük
produce
Fiil
üretmek, yapmak, neden olmak
skillfully
Zarf
ustalıkla
construct
Fiil
inşa etmek
smooth
Sıfat
düz, pürüzsüz, sakin
elegant
Sıfat
şık, hoş
however
Bağlaç
fakat
result
İsim
sonuç, netice
fearless
Sıfat
korkusuz
search
Fiil
araştırmak, aramak
truth
İsim
gerçek
inhuman
Sıfat
acımasız, gaddar
relationship İsim
ilişki
record
İsim
kayıt, rekor
timeless
Sıfat
değişmeyen, sonsuz
above all
P. Phrase
en önemlisi
meaningful
Sıfat
anlamlı
important
Sıfat
önemli, gerekli
Body Language
Body Language Not only the eyes and face but also the head, hands, legs and feet communicate information.Ray Birdwhistell has embarked on an ambitious attempt to construct an entire linguistics of body communication, called ‘kinesics’. From extensive observation mainly in the United States, he identified sixty to seventy basic units of body movement anddescribed rules of combination that produce meaningful units of body communication.While some scholars feel that this may be somewhat ambiguous, there is a general agreement on some other issues.For example, emblems which can be defined as gestures that replace or stand in for spoken language are widely understood across cultures, but many are culture-specific as put forward by almost all of the scholars.Therefore, the same thing can be indicated by different gestures in different cultures, or, the same gestures can mean different things in different cultures.For instance, most people refer to ‘self’ by pointing at their chest, while in Japan they put a finger to the nose.
Parçanın Çevirisi Sadece gözler ve yüzler değil aynı zamanda baş, eller, bacaklar ve ayaklar bilgi iletişim kurar.Ray Bidwhistle vücut iletişiminin tüm dilsel bir yapısı için tutkulu bir teşebbüse başlamış durumda.Bazı bilim adamları bu kısmen belirsiz olabildiğini hissetmelerine rağmen, bazı diğer konular üzerinde genel bir anlaşma vardır.Örneğin konuşma dili içinde yerini alan ya da yer değiştiren el kol hareketleri olarak tanımlanan işaretler yaygın bir şekilde kültür çapında anlaşılır, fakat birçoğu bilim adamlarının yaklaşık tümü tarafından farklı anlama gelebilir.Bu yüzden aynı şey farklı kültürlerde farklı el kol hareketleri tarafından gösterilebilir, aynı el kol hareketleri farklı kültürlerde farklı şey anlamına gelebilir.Örneğin, çoğu insan göğsünü göstererek kendinden bahsedebilir, oysa Japonya burnunu bir parmağıyla tutabilir.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
Kelime
Tür
Türkçe
not only ... but also Bağlaç
sadece ... değil .. de
for instance
Bağlaç
örneğin
communicate
haberleşmek refer to
P. Verb
anlamına gelmek, den bahsetmek, ilgilendirmek, yönlendirmek
while
İsim
bir süre, biraz
Fiil
information
İsim
bilgi
embark on
P. Verb
işe başlamak, girişmek
ambitious
Sıfat
hırslı
attempt
Fiil
çabalamak, kalkışmak, girişmek
construct
Fiil
inşa etmek
entire
Sıfat
tüm
communication
İsim
iletişim
extensive
Sıfat
kapsamlı, geniş
observation
İsim
gözlem
mainly
Zarf
başlıca
identify
Fiil
tanımlamak, saptamak
movement
İsim
hareket, eylem
describe
Fiil
tanımlamak
combination
İsim
bileşim, birleşim
produce
Fiil
üretmek, yapmak, neden olmak
meaningful
Sıfat
anlamlı
while
Bağlaç
-e rağmen, v-iken, oysa
scholar
isim
bilgin
somewhat
Sıfat
biraz
ambiguous
Sıfat
belirsiz
general
isim
general
agreement
İsim
anlaşma
for example
Bağlaç
örneğin
emblem
İsim
sembol
define
Fiil
tanımlamak, açıklamak
gesture
İsim
el kol hareketi, jest
replace
Fiil
yerini almak, değiştirmek
stand
Fiil
durmak, dikilmek
widely
Zarf
yaygın şekilde
put forward
P. Verb
ileri sürmek, iddia etmek, önermek
therefore
Bağlaç
bu yüzden
indicate
Fiil
göstermek, işaret etmek
mean
Fiil
anlamına gelmek, demek istemek
The Film
The Film As Orson Welles said: “to practise his art, a poet needs a pen, and a painter a brush.But a film-maker needs an army of actors, actresses and support staff”. Orson Welles learned the hard way that all this costs a fortune.Few film directors are rich enough to finance their own films, and even fewer have the desire to take such a risk.Therefore, directors are dependent on film studios for the financing of their films.This has caused a certain tension between directors and film studios because film studios use their money to try to control the films they finance.If a film, while it is being made, starts to become too expensive, the studio has to make a choice: it must either cancel the making of the film and lose all the money already invested in it, or go on investing heavily and hope the film will really be a great success.
Parçanın Çevirisi Orson Welles'in söylediği gibi: "sanatını uygulamak için", bir şair birkalem, ve bir ressam bir fırçaya ihtiyaç duyar.Fakat bir film yapımcısı aktör, aktris ve destek personelinin bir ordusuna ihtiyaç duyar. Orson Welles bu tüm maliyetin bir şansını zor bir yolda öğrendi.Birkaç film yönetmeni kendi filmlerini finanse etmek için yeterine zengindir, ve çok azı bile böyle bir riski almak arzusuna sahiptir.Bu yüzden, yönetmenler filmlerini finanse etmek için film stüdyolarına bağımlıdır.Bu yönetmenler ve film stüdyoları arasında belli bir gerilime sebep oldu çünkü film stüdyoları filmleri kontrol etmeye çabalamak için paralarını kullanır.Eğer bir film, oysa o yapılır, çok pahalı olmaya başlar, stüdyo bir seçim yapmak zorundadır: o ikisinden biri filmin yapılması ertelenir ve tüm kayıp paralar halen yatırım yapıldı, ya da yatırıma devam etmek yoğun bir şekilde ve filmi beklemek gerçekten büyük bir başarı olacak.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
as
Bağlaç
-dığı için, çünkü, -dıkça, -iken, gibi
say
Fiil
söylemek, demek
practice
İsim
çalışma, uygulama, idman
poet
İsim
şair
film-maker
İsim
film yapımcısı
need
Fiil
ihtiyaç duymak
army
İsim
ordu
finance
Fiil
parasal kaynak sağlamak
even
Zarf
hatta, bile
desire
İsim
istek, arzu
such
Sıfat
böyle, bu tür
therefore
Bağlaç
bu yüzden
cause
Fiil
sebep olmak
because
Bağlaç
-dığı için, çünkü
try to do
Phrase
yapmaya çalışmak
if
Bağlaç
eğer, -se/sa
while
Bağlaç
-e rağmen, v-iken, oysa
either
Determiner ya ya da
cancel
Fiil
iptal etmek
lose
Fiil
kaybetmek
already
Zarf
çoktan, zaten, halihazırda
invest in
P. Verb
birşeye yatırım yapmak
heavily
Zarf
yoğun şekilde
really
Zarf
gerçekten, aslında
great
Sıfat
büyük, mükemmel, önemli
Gas Emissions
Gas Emissions Gas emissions are any gaseous material released, either naturally or artificially, into the atmosphere.These gas emissions exist in a variety of forms: most notably water vapor, carbon dioxide, methane, nitrous oxide and ozone.Each of these substances, while already existing in the atmosphere at certain levels, can be increased through various means, such as the burning of fossil fuels or the eruption of a volcano.The effects of these gas emissions come in the form of the greenhouse effect.Each of these gases absorb radiation in the atmosphere, increasing the temperature of the Earth.Water vapor is the most prevalent gas emission on the planet and accounts for the largest percentage of impact to the greenhouse effect.This is generally not caused by humans in abundance.Two percent of the atmosphere is composed of water vapor, including the clouds, most of which stems from simple gas emission caused by evaporation.This percentage, according to the Environmental Health Center of the National Safety Council, accounts for 66 percent of the greenhouse effect.Since 1750, the gas emissions from humans have increased significantly, due to the onset of the Industrial Revolution.These greenhouse gas emissions stem primarily from the burning of fossil fuels, deforestation, chlorofluorocarbons used in refrigeration and fertilizers.Each of these culprits has been targeted during the late 20th and early 21st century by the “green movement,” an effort to reduce carbon emissions.
Parçanın Çevirisi Gaz emisyonları ya doğal yoldan ya da yapay bir şekilde atmosfere salınan herhangi gazlı materyallerdir.Bu gaz emisyonları çeşitli biçimlerde var olurlar: en dikkat çekenleri su buharı, karbon dioksit, metan,nitröz oksit ve ozondur.Bu maddelerin her biri atmosferde belli seviyelerde hâlihazırda bulunurken, fosil yakıtların yanması ya da volkan patlaması gibi çeşitli yollarla artabilir.Bu gaz emisyonlarının etkileri sera gazı etkisi şeklinde ortaya çıkar.Bu gazların her biri dünyanın sıcaklığını arttırarak atmosferdeki radyasyonu emer.Su buharı gezegendeki en yaygın gaz emisyonudur ve sera gazı etkisinin en büyük tesir oranını oluşturmaktadır.Bu genellikle çok sayıdaki insanlardan kaynaklanmamaktadır.Atmosferin yüzde ikisi bulutları da içeren, çoğu buharlaşmadan kaynaklanan basit gazlardan gelen su buharından oluşmaktadır.Milli Güvenlik Kurulu’nun Çevre Sağlığı Merkezi’ne göre bu yüzde sera gazı etkisinin yüzde 66’sını oluşturmaktadır.1750’den beri, insanlardan kaynaklanan gaz yayılımları Sanayi Devrimi’nin başlamasından dolayı önemli ölçüde artmıştır.Bu sera gazı yayılımları öncelikli olarak fosil yakıtların yanması, ormansızlaşma, buzdolabında kullanılan klorofluorokarbon ve gübrelerden kaynaklanmaktadır.Bu kabahatlerin her biri 20.yy’ın sonları ve 21.yy’ın başlarında karbon yayılımlarını azaltma çabası olan “yeşil hareket” tarafından hedef gösterilmiştir.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
Kelime
Tür
Türkçe
emission
İsim
yayılma, salınım
due to
P. Phrase
-den dolayı
gaseous
Sıfat
gazlı, gaz gibi
onset
İsim
başlangıç
release
Fiil
serbest bırakmak, piyasaya sunmak, yaymak
primarily
Zarf
başlıca
either ... or
Bağlaç
ya ... ya ...
naturally
Zarf
doğal olarak
artificially
Zarf
suni bir şekilde
exist
Fiil
var olmak
variety
İsim
çeşitlilik
notably
Zarf
özellikle, bilhassa ;önemli derecede
substance
İsim
madde
already
Zarf
çoktan, zaten, halihazırda
certain
Sıfat
belli, bazı, kesin, emin
increase
Fiil
artırmak, çoğalmak
various
Sıfat
çeşitli, farklı
means
İsim
araç, yöntem, olanak
such as
P. Phrase
örneğin, gibi
eruption
İsim
patlama
effect
İsim
etki
absorb
Fiil
emmek, soğurmak
radiation
isim
ışıma, radyasyon
temperature
İsim
sıcaklık, ısı
prevalent
Sıfat
yaygın
planet
İsim
gezegen
account for
P. Verb
oluşturmak, açıklamak
percentage
İsim
yüzde oranı
impact
İsim
etki
generally
Zarf
genellikle
cause
Fiil
sebep olmak
abundance
İsim
bolluk
compose
Fiil
bestelemek, oluşturmak
including
P. Phrase
dahil
stem from
P. Verb
den gelmek, den kaynaklanmak
evaporation
İsim
buharlaşma
according to
P. Phrase
-e göre
since
Preposition
-den beri
significantly
Zarf
önemli derecede
deforestation İsim
ormansızlaştırma
refrigeration
İsim
soğutma
fertilizer
İsim
gübre
culprit
İsim
suçlu, elebaşı
target
Fiil
hedeflemek
during
Preposition
sırasında, esnasında
effort
İsim
çaba
reduce
Fiil
azaltmak
Marketing Planning and Strategy
Marketing Planning and Strategy In the past decade the term 'internal marketing' has emerged in many companies to describe the application of marketing internally within the firm.This seems to be an area where practice appears ahead of theory.Despite the existence of many internal marketing programs no books, at least in English, have been published on internal marketing and only a handful of articles have addressed this important and emerging area.There are two key aspects to this.One involves the notion of the internal customer.That is, every person working within an organization is both a supplier and a customer.Here we are concerned with getting staff to recognize that both individuals and departments have customers and then determining what can be done to improve levels of customer service and quality levels within the organization.The second aspect is concerned with making certain that all staff work together in a manner that is attuned to the company's mission, strategy and goals.
Parçanın Çevirisi Geçen 10 yılda 'iç pazarlama' terimi firma içinde içeriden pazarlamanın uygulamasını tanımlamak için birçok şirketlerde ortaya çıkmış durumdadır.Bu uygulama teorinin ilerisinde göründüğü bir alan olmuş gibi görünür.Birçok iç pazarlama programlarının varlığının kitabı olmamasına rağmen, en azından İngilizcede, iç pazarlama üzerine ve sadece bir avuç dolusu makale yayınlanmıştır bu önemli ve ortaya çıkan alana eğilmiştir.Buna iki anahtar görünüş vardır.Biri iç müşterinin görüşünü içerir.Yani, bir organizasyonda çalışan her kişi hem bir satıcı hemde bir müşteridir.Burada biz hem bireyler hemde bölümleri tanımak için personel ile ilgileniriz müşteriler ve ondan sonra organizasyonda nitelikli seviyeler ve müşteri hizmetinin seviyelerini geliştirmek için yapılabilen şeyi belirlemeye sahiptir.İkinci özellik tüm personelin bir tarzda çalıştığı emin yapılmasıyla ilgilidir yani şirketin misyonu, stratejisi ve hedefiyle uyum sağlamıştır.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
Kelime
Tür
Türkçe
term
İsim
dönem, terim, koşul
manner
İsim
tarz, biçim, şekil
internal
Sıfat
iç
attune
Fiil
uyum sağlamak
marketing
İsim
pazarlama
goal
İsim
amaç, hedef
emerge
Fiil
ortaya çıkmak
describe
Fiil
tanımlamak
application
İsim
uygulama, başvuru
internally
Zarf
içerden
within
Preposition
-de, -da
seem
Fiil
gibi görünmek
area
İsim
alan, bölge
practice
İsim
çalışma, uygulama, idman
appear
Fiil
görünmek, ortaya çıkmak
ahead of
P. Phrase
ilerisinde, önünde
despite
Preposition
-e rağmen
existence
İsim
varoluş
many
Determiner birçok, bir hayli
at last
P. Phrase
en sonunda
publish
Fiil
yayınlamak, basmak
handful
İsim
avuç dolusu
article
İsim
makale, madde
important
Sıfat
önemli, gerekli
emerging
sıfat
ortaya çıkan, meydana gelen, gelişen
aspect
İsim
yön, özellik, taraf
involve
Fiil
içermek, gerektirmek
notion
İsim
görüş, düşünce
that is
Bağlaç
yani
every
Determiner her, her bir
both ... and
Bağlaç
hem ... hem ...
concerned with
P. Phrase
ile ilgili
recognize
Fiil
tanımak, kabul etmek
individual
İsim
birey
and then
Zarf
ve sonra
determine
Fiil
belirlemek, saptamak
improve
Fiil
gelişmek, ilerlemek
quality
İsim
kalite, nitelik
certain
Sıfat
belli, bazı, kesin, emin
together
Zarf
beraber, yanyana
Fungi
Fungi Fungi that infect the skin live only in the dead,topmost layer and don't penetrate deeper.Some fungal infections cause no symptoms or produce only a small amount of irritation and redness.Other fungal infections cause itching,swelling, and blisters.Fungi usually make their homes in moist areas of the body where skin surfaces meet: between the toes,in the groin and under the breasts.Obese people are more likely to get these infections because they have excessive skin folds.Strangely, fungal infections on one part of the body can cause rashes on other parts of the body that aren't infected.For example, a fungal infection on the foot may cause an itchy, bumpy rash on the fingers.These eruptions represent allergic reactions to the fungus.
Parçanın Çevirisi Cilde hastalık bulaştıran mantarlar sadece ölü, en üst katmanda yaşar ve daha derine nüfuz etmez.Bazı mantar enfeksiyonları hiç belirtiye sebep olmazlar ve sadece küçük miktarda tahrişe ve kızarıklığa sebep olur.Diğer mantar enfeksiyonları kaşıntı, şişkinlik ve su kabarcıklarına sebep olur.Mantarlar ayak parmakları arasında, kasıkta, göğüs altında cilt yüzeylerinin buluştuğu vücudun nemli bölgelerinde yuvalarını yaparlar.Obez insanların bu enfeksiyonları kapması daha muhtemeldir çünkü onlar aşırı deri kıvrımlarına sahiptir.Tuhaf bir şekilde vücudun bir bölümündeki mantar enfeksiyonları, hastalık bulaşmamış vücudun diğer kısımlarında kızarıklıklara sebep olabilir.Örneğin, ayaktaki bir mantar enfeksiyonu parmaklarda kaşıntılı, engebeli bir kızarıklığa sebep olabilir.Bu döküntüler mantarlara karşı alerjik tepkileri yansıtır.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
Kelime
Tür
Türkçe
fungi
İsim
mantar, küf
eruption
İsim
patlama
infect
Fiil
bulaştırmak
represent
Fiil
temsil etmek
skin
İsim
deri, cilt
allergic
Sıfat
alerjik
live
Fiil
yaşamak, ikamet etmek
reaction
İsim
tepki, reaksiyon
dead
Sıfat
ölü, cansız
topmost
Sıfat
en yüksek
layer
İsim
katman, tabaka
penetrate
Fiil
nüfuz etmek, girmek
deep
Zarf
derin
infection
İsim
enfeksiyon, hastalık
cause
Fiil
sebep olmak
symptom
isim
belirti, bulgu, gösterge
produce
Fiil
üretmek, yapmak, neden olmak
irritation
İsim
kızgınlık, tahriş
redness
İsim
kırmızılık
fungal
Sıfat
mantarla ilgili
itching
İsim
kaşıntı
swelling
İsim
şişkinlik
blister
İsim
kabarcık, su toplama
usually
Zarf
genellikle
moist
Sıfat
nemli, ıslak
surface
İsim
yüzey
meet
Fiil
buluşmak, tanışmak
toe
İsim
ayak parmağı
groin
İsim
dalga kıran, kasık
breast
İsim
göğüs
obese
Sıfat
aşırı şişman
likely
Sıfat
muhtemel, olası
because
Bağlaç -dığı için, çünkü
excessive
Sıfat
aşırı
fold
İsim
kat
strangely
Zarf
garip bir şekilde
rash
İsim
kaşıntı, kızarıklık
infected
Sıfat
bulaşmış, enfekte
for example
Bağlaç örneğin
itchy
Sıfat
kaşıntılı
bumpy
Sıfat
engebeli
finger
İsim
parmak
Civil Engineering
Civil Engineering Civil engineering offers a particular challenge because almost every structure or system that is designed and built by civil engineers is unique.One structure rarely duplicates another exactly.Even when structures seem to be identical, site requirements or other factors generally result in modifications.Large structures like dams, bridges, or tunnels may differ substantially from previous structures.The civil engineer must, therefore,always be ready and willing to meet new challenges.
Parçanın Çevirisi İnşaat mühendisliği belirli bir sorun sunar çünkü inşaat mühendisleri tarafından tasarlanan ve inşa edilen neredeyse her yapı yada sistem eşsizdir.Bir yapı nadiren bir diğerinin tamamen aynısını yapar.Yapılar benzer göründüğü zaman bile alan gereksinimleri yada diğer etmenler genellikle değişiklikle sonuçlanır.Barajlar, köprüler yada tüneller gibi büyük yapılar önceki yapılardan büyük ölçüde farklılık gösterir.Bu yüzden inşaat mühendisleri yeni sorunlarla karşılaşmaya hazır ve istekli olmalılardır.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
engineering
İsim
mühendislik
offer
Fiil
teklif etmek, sunmak
particular
Sıfat
belli, özel
challenge
İsim
sorun, engel
because
Bağlaç
-dığı için, çünkü
almost
Zarf
hemen hemen, yaklaşık
structure
İsim
yapı, bina
system
İsim
yöntem, düzen, sistem
design
Fiil
tasarlamak
build
Fiil
inşa etmek, kurmak
unique
Sıfat
tek, eşsiz, özgü
rarely
Zarf
nadiren
duplicate
Fiil
kopyasını çıkarmak
exactly
Zarf
tam olarak
seem
Fiil
gibi görünmek
identical
Sıfat
benzer, aynı
requirement
İsim
gereksinim, koşul
factor
İsim
etken, unsur
generally
Zarf
genellikle
result in
P. Verb
-ile sonuçlanmak, neden olmak
modification
İsim
değişiklik
large
Sıfat
büyük, geniş
like
Preposition
benzer, gibi
dam
İsim
baraj
bridge
İsim
köprü
tunnel
İsim
tünel
differ
Fiil
farklı olmak
substantially
Zarf
önemli derecede
previous
Sıfat
önceki, eski
engineer
İsim
mühendis
therefore
Bağlaç
bu yüzden
always
Zarf
herzaman
ready
Sıfat
hazır, gönüllü
willing
Sıfat
istekli
meet
Fiil
buluşmak, tanışmak
The Language
The Language The extension of French as a second or acquired language is particularly striking.This was to some extent the result of military and political prestige, but the virtues of the language itself and French cultural achievements actually played a much greater role.The lead which France took in the 12th century in literature and in other domains made its language a sort of lingua franca of the cultured classes of Europe; and in the 17th and 18th centuries French was cultivated assiduously by the royal courts and the upper classes of most European countries and was written by many nonFrench authors.But even before the end of the 18th century French began to lose ground, and the movement was accelerated by the revival of national sentiment in Europe at the turn of the century and later by the rise of English under the influence of Britain and America.Many things, however, have found their supreme expression in French; and its precision, beauty and eloquence make it a classical language in the true sense of the word.
Parçanın Çevirisi Fransızca'nın ikinci bir dil ve kazanılmış bir dil olarak genişlemesi özellikle dikkat çekiyor.Bu askeri ve politik prestijin sonucu bir dereceye kadardı, fakat dilin değeri ve Fransızca kültürel başarılar aslında çok büyük bir rol oynadı.Fransa'nın edebiyatta ve diğer alanlarda 12. yüzyılda aldığı önderliği Avrupa'nın kültürlü sınıflarının ortak dilin bir tür dilini yaptı; ve 17. yüzyılda ve 18. yüzyılda Fransa çoğu Avrupa ülkelerinin üst sınıfları ve kraliyet mahkemesi tarafından gayretli bir şekilde geliştirildi ve birçok Fransız olmayan yazar tarafından yazıldı.Fakat 18. yüzyılın sonundan önce bile Fransa kayıplara uğramaya başladı, ve hareket yüzyılın başlangıcında Avrupa'da ulusal düşüncenin canlanmasıyla ve sonra İngilitere ve Amerika'nın etkisi altında İngilizce'nin artışıyla hızlandırıldı.Birçok şeyler fakat Fransızca'da üst ifadeler bulunmuş durumdadır; ve doğruluğu, güzelliği ve güzel konuşması dünyanın doğru algılamada klasik bir dil yapar.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
extension
İsim
genişletme, uzatma
acquire
Fiil
kazanmak, edinmek
particularly
Zarf
özellikle, bilhassa
strike
Fiil
vurmak, grev yapmak
to some extent
Zarf
bir dereceye kadar, bir nebze
result
Fiil
sonucu olmak
prestige
İsim
itibar, saygınlık
but
Bağlaç
fakat, ama, ancak
virtue
İsim
erdem, üstünlük
achievement
İsim
başarı
actually
Zarf
aslında, gerçekte
play role in
Phrase
rol oynamak
lead
İsim
önderlik, , kablo, kurşun
literature
İsim
edebiyat
domain
İsim
alan
cultivate
Fiil
yetiştirmek, ekmek
royal
Sıfat
kraliyet
court
İsim
mahkeme
assiduously
Zarf
gayretli bir biçimde
even before
Bağlaç
-den önce bile
movement
İsim
hareket, eylem
accelerate
Fiil
hızlandırmak
revival
isim
diriliş, canlanma
sentiment
İsim
duyarlılık, düşünce
influence
İsim
etki
however
Bağlaç
fakat
supreme
Sıfat
en yüksek, yüce
expression
İsim
ifade
precision
İsim
doğruluk, tamlık
eloquence
İsim
güzel konuşma
Companies
Companies Family-owned companies are bad for business, a new study argues - at least when they dominate a large portion of a country's economy.Outside the United States and Britain most major corporations are in the hands of a few wealthy families, rather than, as in the US and Britain, being owned by a wide network of share holders.The power of these small families often extends far beyond the companies they own directly, thanks to a system of "control pyramids" in which they exercise indirect control over a large number of smaller companies.This concentration of corporate power doesn't merely leave a high percentage of wealth in the hands of billionaires -it also retards growth, diminishes efficiency, and limits economic freedom. Moreover, "a tiny elite that cannot be sacked," as the study puts it,is likely to pursue "economic entrenchment", in which property rights and financial openness are restricted to protect a few families' economic and political prerogatives or rights. .
Parçanın Çevirisi Aile şirketleri iş için kötüdür, yeni bir çalışma iddia eder- en azından onlar bir ülkenin ekonomisinin büyük bir bölümünde olduğu zaman.Dış Amerika ve Britanya çoğu büyük şirketler hissedarların geniş bir ağı tarafından sahiplenilen Amerika ve Britanya da olduğun gibiden ziyadebirkaç zengin ailelerin elindedir.Bu küçük ailelerin gücü genellikle doğrudan kendi şirketlerinin ötesinde genişler, daha küçük şirketlerin büyük bir sayısı üzerinde doğrudan olmayan alıştırmalarında birkontrol piramitlerinin sayesinde.Bu şirket gücünün konsantrasyonu yalnızca milyarderlerin ellerinde zenginliğin yüksek bir yüzdesi ayrılmaz, o aynı zamanda büyümeyi geciktirir, azaltır, etkiler ve ekonomik özgürlüğü sınırlar. Dahası, çalışma ortaya koyduğu için işten atılmayan küçük bir elittir, uygun haklar ve finansal açıklıklar birkaç ailenin ekonomik, politik, ayrıcalık ya da haklarını korumak için sınırlandırdığı ekonomik sağlamlaşmayı takip etmek muhtemeldir.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
company
İsim
şirket, kuruluş
argue
Fiil
tartışmak, ileri sürmek
dominate
Fiil
egemen olmak, hükmetmek
portion
İsim
bölüm, parça, porsiyon
outside
İsim
dışı, dış yüzeyi
most
Determiner çoğu
major
Sıfat
ana, önemli
corporation
İsim
kuruluş, dernek
hand
İsim
el
a few
Determiner birkaç
wealthy
Sıfat
zengin
rather than
P. Phrase
-den ziyade
own
Fiil
sahip olmak
wide
Sıfat
geniş, yaygın
shareholder
İsim
hissedar
extend
Fiil
uzatmak
far
Sıfat
uzak, ötede
beyond
Preposition
ötesine, ötesinde
directly
Zarf
doğrudan
thanks to
P. Phrase
-ın sayesinde
concentration
İsim
konsantrasyon
merely
Zarf
sadece
percentage
İsim
yüzde oranı
efficiency
İsim
verimlilik
moreover
Bağlaç
dahası, ayrıca
tiny
Sıfat
minicik, ufacık
elite
Sıfat
seçkin, elit
as
Bağlaç
-dığı için, çünkü, -dıkça, -iken, gibi
likely
Sıfat
muhtemel, olası
pursue
Fiil
takip etmek
entrenchment
İsim
sağlamlaştırma
property
İsim
özellik, eşya, mal mülk
restrict
Fiil
sınırlandırmak
protect
Fiil
korumak
prerogative
İsim
ayrıcalık
Charlie Chaplin
Charlie Chaplin Charlie Chaplin, who was born in Britain but spent most of his life in the United States, is one of the pivotal figures in film history.He is especially remembered for his work in the silent movies. Chaplin knew that a successful scene was not simply about the starring actor, but about everything else. The only way to achieve that unity was to get personally involved in every stage of the film; from starring in his films to producing, directing, editing them, and even to composing the music for them.It was not uncommon for him to decide half-way through a film that an actor wasn’t suitable for a certain role, and start over with someone new.This constant attention to detail ran many features overtime and over-budget, but the public reaction assured him and the studios that what he was doing worked. Chaplin typically improvised his story in front of the camera with only a basic framework of a script.But on consideration, his art turned out to be firmly rooted, and could be seen, for example, to draw much of its strength from his successful fusion of English and American cultures and traditions.
Parçanın Çevirisi İngiltere'de doğan Charlie Chaplin fakat Amerika'da yaşamının çoğunu harcamıştır.O özellikle sessiz filmlerde çalışmalarıyla hatırlandı. Chaplin başarılı bir ekranın sadece başrol oyuncu hakkında olmadığını bildi fakat diğer her şey hakkındaydı.Bir aktörün yeni birisiyle başladığını ve belli bir rol için uygun olmadığını bir filmin yarısında karar vermek onun için alışılmış değildi.Bu ayrıntılar için sürekli dikkat zamanla birçok özelliği ve bütçeyi aşmaya çalıştı.Fakat göz önüne alması, sanatını sıkıca kökleştirmiş olduğu ortaya çıktı, ve örneğin İngiliz ve Amerikan kültürler ve geleneklerin başarılı birleşmesinden gücünün çoğunu aldığı görülebilir.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
Kelime
Tür
Türkçe
born
Fiil
doğmak
script
İsim
senaryo, yazı
spend
Fiil
harcamak
consideration
İsim
düşünme
pivotal
Sıfat
çok önemli
turn out
P. Verb
figure
İsim
rakam, şahsiyet, şekil
olduğu ortaya çıkmak, sonuçlanmak
especially
Zarf
özellikle, bilhassa
firmly
Zarf
sıkıca
remember
Fiil
hatırlamak, anımsamak
root
Fiil
kök salmak
silent
Sıfat
sessiz, sakin
strength
İsim
güç
successful
Sıfat
başarılı, bilinen
fusion
İsim
birleşme, kaynaşma
scene
İsim
sahne, manzara
tradition
İsim
gelenek, görenek
simply
Zarf
sadece, basitçe
but
Bağlaç
fakat, ama, ancak
everything
Zamir
her şey
achieve
Fiil
başarmak, ulaşmak
unity
İsim
birlik, bütünlük
personally
Zarf
şahsen, bana göre
involve in
P. Verb
işe bulaşmak, karışmak
every
Determiner her, her bir
stage
İsim
sahne, aşama
producing
İsim
üretim
editing
İsim
düzenleme, derleme
compose
Fiil
bestelemek, oluşturmak
uncommon
Sıfat
yaygın olmayan
decide
Fiil
karar vermek
suitable
Sıfat
uygun, elverişli
certain
Sıfat
belli, bazı, kesin, emin
start over
P. Verb
sil baştan yapmak
constant
Sıfat
sabit
attention
İsim
dikkat
detail
Fiil
detayıyla vermek
feature
İsim
özellik
public
İsim
halk, kamu
reaction
İsim
tepki, reaksiyon
assure
Fiil
garanti etmek, söz vermek
typically
Zarf
tipik olarak
improvise
Fiil
doğaçlama yapmak
in front of
Preposition
önünde
basic
Sıfat
temel
framework
İsim
yapı, çatı
A Sensory Fix for Problems in School
A Sensory Fix for Problems in School To succeed in school, children must master three skills – reading, writing and arithmetic – but not all students readily grasp these basic skills.Among English-speaking children, an estimated 2 to 15% have trouble with reading or spelling, broadly classified as dyslexia.From 1 to 7% struggle to do math, a disability known as dyscalculia.Statistics vary but dyslexia appears to be more common among English speakers than among speakers of highly phonetic languages such as Turkish and Italian.It is believed that at least one child in most elementary school classes in the US suffers from dyslexia.Both dyslexia and dyscalculia defy easy explanation.Neither disorder is the result of faulty eyesight or hearing, both of which can also delay language acquisition but are easily corrected.Instead, children with dyslexia and dyscalculia have working sensory organs, apparently normal sensory and motor development and, sometimes, above-average intelligence.After more than 15 years of research, investigators now believe these conditions frequently involve so-called partial functional deficits of the senses.In affected children, the eyes and ears accurately register sights and sounds, letters, numbers and spoken syllables, but that information is misinterpreted as it is processed in the brain.
Parçanın Çevirisi Okullarda başarı için çocuklar okuma, yazma ve aritmetikle uzmanlaşmalı fakat tüm öğrenciler kolayca bu temel yetenekleri kolayca kavramaz.İngilizce konuşan öğrenciler arasında, tahmin edilen % 15'i okuma, hecelemeyle başı beladadır, genel anlamda okuma güçlüğü olarak sınıflandı.Matematik öğrenme bozukluğu olarak bilinen bir özürlülük matematiği1'den % 7'ye yapmak için çabalar.İstatistikler değişir fakat okuma güçlüğü örneğin Türkçe ve İtalyanca gibi fonetik dillerin konuşanları arasından İngilizce konuşanlar arasında son derece daha yaygınmış gibi görünür.En azından Amerika'da ilk okul sınıflarında bir çocuğun okuma güçlüğünden çektiğine inanılır.Hem okuma güçlüğü hemde matematik öğrenme güçlüğü kolay açıklamaya dayanır.Bozukluk aynı zamanda dil edinimini erteleyebilen görme ve duymanın sonucudur, fakat kolayca düzeltilir.Yerine, okuma güçlüğü ve matematik öğrenme güçlüğüne sahip çocuklar temel duyusal organlar, motor gelişmeler ve bazen ortalamanın üstünde zekaya sahiptir.Araştırmanın 15 yılından sonra, araştırmacılar şimdi sözde kısmi işlevsel duyumu sık sık içeren bu koşullara inanır.Etkilenmiş öğrencilerde gözler ve kulaklar tam olarak görüş, ses, harf, sayı ve konuşma hecesi kaydeder, fakat bilgi beyindeki süreçler gibi yanlış yorumlanır.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
Kelime
Tür
Türkçe
succeed
Fiil
başarılı olmak
affected
Sıfat
etkilenmiş, yapmacık
master
Fiil
iyice öğrenmek
accurately
Zarf
doğru biçimde
grasp
Fiil
kavramak, tutmak
syllable
İsim
hece
among
Preposition arasında
misinterpret
Fiil
yanlış yorumlamak
estimate
Fiil
tahmin etmek, değer biçmek
process
Fiil
işlemek
trouble
Fiil
canını sıkmak
broadly
Zarf
genel anlamda
dyslexia
isim
kelime körlüğü, disleksi
struggle
Fiil
çabalamak
disability
İsim
özürlülük
known as
Phrase
olarak bilinmek
vary
Fiil
değişmek
appear
Fiil
görünmek, ortaya çıkmak
highly
Zarf
son derece
phonetic
Sıfat
fonetik, sesle ilgili
believe
Fiil
inanmak, güvenmek
at least
P. Phrase
en azından, hiç olmazsa
suffer
Fiil
çekmek, acı çekmek
defy
Fiil
karşı gelmek
explanation
İsim
açıklama
result
İsim
sonuç, netice
faulty
Sıfat
kusurlu, sorunlu
delay
Fiil
geciktirmek
acquisition
İsim
edinim
easily
Zarf
kolaylıkla
instead
Bağlaç
yerine
apparently
Zarf
görünüşte, görünüşe bakılırsa
intelligence
İsim
akıl, zeka
more than
P. Phrase
-den fazla
investigator
isim
araştırmacı, dedektif, müfettiş
condition
İsim
durum, koşul, hastalık
frequently
Zarf
sık sık
involve
Fiil
içermek, gerektirmek
so-called
Sıfat
sözde, güya
partial
Sıfat
kısmi, taraflı
functional
Sıfat
işlevsel
deficit
İsim
eksiklik
sense
İsim
duyu, anlam
Primary Dental Care
Primary Dental Care Primary dental care typically refers to the regular, preventative care a patient receives from his or her dentist.If the patient has any dental issues, the dentist may treat them, or they may refer the patient to a specialist.This is where the "primary" comes from; it refers to the fact that the regular dentist is the patient's first point of contact for care, and the one who monitors his or her dental health on a regular basis.The type of primary dental care that each person receives can vary depending on his or her specific needs and overall health.In many cases, an individual will pay a lower insurance premium to visit his or her primary dentist than a specialist.The most common example of primary dental care is a regular cleaning of the teeth and gums, also known as dental prophylaxis.This is done to remove plaque and helps in preventing cavities or gum disease.The dentist also examines the teeth at this time to make sure there are no existing problems that will require treatment.This type of preventative care is very important for dental health, and is the reason that most people visit their dentists on a regular basis.Most dentists recommend getting the teeth professionally cleaned every six months.
Parçanın Çevirisi Temel diş bakımı tipik olarak hastanın dişçisinden aldığı düzenli, koruyucu bakımı ifade eder.Eğer hastanın dişle ilgili herhangi bir sorunu varsa, dişçi bunları tedavi edebilir ya da hastayı bir uzmana sevk edebilirler.“temel” kelimesi buradan kaynaklanmaktadır: düzenli dişçi, hastanın bakım için iletişimde olduğu ilk noktası olduğunu ve kişinin diş sağlığını düzenli olarak takip eden kişi olduğunu ifade eder.Her insanın aldığı temel diş bakımının türü kişinin özel gereksinimlerine ve tüm sağlığına göre değişebilir.Birçok durumda, kişi bir uzmana gitmektense kendi özel dişçisine daha düşük bir sigorta primi öder.Temel diş bakımının en yaygın örneği diş profilaksisi olarak da bilinen diş ve diş etlerinin düzenli temizlenmesidir.Bu diş kirlerini ortadan kaldırmak ve oyukları ya da diş eti hastalıklarını önlemeye yardım etmek için yapılır.Diş doktoru aynı zamanda tedavi gerektirecek herhangi bir hastalığın olmamasından emin olmak için dişleri bu sırada muayene eder.Bu çeşit önleyici bakım diş sağlığı için çok önemlidir ve birçok insanın düzenli olarak dişçilerine gitmelerinin sebebidir.Çoğu diş doktoru her altı ayda bir dişlerin profesyonel olarak temizletilmesini tavsiye etmektedirler.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
Kelime
Tür
Türkçe
primary
Sıfat
ana, asıl
existing
Sıfat
mevcut, hali hazırdaki
dental
Sıfat
dişle ilgili
require
Fiil
gerektirmek
care
İsim
ilgi, dikkat, bakım
treatment
İsim
tedavi, davranış
typically
Zarf
tipik olarak
reason
İsim
sebep, mantık
refer to
P. Verb
anlamına gelmek, den bahsetmek, ilgilendirmek, yönlendirmek
recommend
Fiil
tavsiye etmek
regular
Sıfat
düzenli
preventative Sıfat
engelleyici
patient
İsim
hasta
receive
Fiil
almak
dentist
İsim
dişçi
issue
İsim
konu, sorun
treat
Fiil
tedavi etmek, davranmak, ele almak
specialist
İsim
uzman
come from
P. Verb
den gelmek, den kaynaklanmak
monitor
Fiil
gözlemek
health
İsim
sağlık, canlılık
type
İsim
tür, cins
vary
Fiil
değişmek
specific
Sıfat
belli, özel
need
İsim
ihtiyaç, gereksinim
overall
Sıfat
kapsamlı, tam, geniş
individual
İsim
birey
pay
Fiil
ödemek, vermek
lower
Sıfat
daha düşük, alt
insurance
İsim
sigorta
premium
İsim
prim, ek ödeme
visit
Fiil
ziyaret etmek, gezmek
common
Sıfat
yaygın, ortak, sıradan
gum
İsim
diş eti, sakız
known as
Phrase
olarak bilinmek
remove
Fiil
ortadan kaldırmak
plague
İsim
salgın hastalık
prevent
Fiil
önlemek, alıkoymak
cavity
İsim
oyuk, kovuk
disease
İsim
hastalık, rahatsızlık
examine
Fiil
incelemek, muayene etmek
make sure
P. Verb
sağlamak, temin etmek
Laughter
Laughter Laughter’s social role is definitely important.Today’s children may be heading for a whole lot of social ills because their play and leisure time is so isolated and they lose out on lots of chances for laughter.When children stare at computer screens, rather than laughing with each other, they get so involved that they forget to laugh at all; this is contrary to what’s natural for them.Natural social behaviour in children is playful behaviour, and in such situations laughter indicates that make-believe aggression is just fun, not serious.This is an important way in which children form positive emotional ties, gain new social skills and generally start to move from childhood to adulthood.Parents need to be very careful to ensure that their children play in groups and laugh more.
Parçanın Çevirisi Kahkahanın sosyal rolü kesinlikle önemlidir.Bugünün çocukları sosyal hastalıkların bir çoğuna yönelebiliyor çünkü oyunları ve boş zamanları o kadar izole olmuştur ve onlar kahkaha için şanların çoğunu kaybetmişlerdir.Çocuklar bilgisayar ekranına birbirlerine kahkahadan ziyade baktığı zaman, onlar hiç mi hiç kahkahayı unutmadıkları böylece ilişkili olur.Çocuklardaki doğal sosyal davranışlar şakacı davranışlardır, ve böyle durumlarda kahkaha hayal ürünü sinirlilik sadece eğlenceli olduğunu ciddi olmadığını gösterir.Bu pozitif duygusal bağlardan öğrenen çocuklarda önemli bir yoldur, yeni sosyal beceriler kazanır ve genellikle çocukluktan yetişkinliğe taşınmaya başlar.Ebeveynler çocuklarını daha fazla kahkaha ve gruplarda oyunları garanti etmek için çok dikkatli olmak zorundadır.
Parça İle İlgili Kelimeler
Kelime
Tür
Türkçe
laughter
isim
kahkaha
social
Sıfat
sosyal, toplumsal
role
İsim
görev, rol
definitely
Zarf
kesinlikle
important
Sıfat
önemli, gerekli
head for
P. Verb
e doğru yönelmek, e doğru gitmek
whole
Sıfat
tüm, bütün
lose out
P. Verb
kaybetmek, hakkını kaybetmek
stare
Fiil
dik dik bakmak
rather than
P. Phrase
-den ziyade
involved
Sıfat
karmaşık, ilişkili
at all
P. Phrase
asla, hiç
contrary to
P. Phrase
-ın aksine
natural
Sıfat
doğal, tabii
playful
Sıfat
şakacı, oyunbaz
behaviour
İsim
davranış
indicate
Fiil
göstermek, işaret etmek
aggression
İsim
saldırganlık
serious
Sıfat
ciddi, ağırbaşlı
emotional
Sıfat
duygusal, hissi
gain
Fiil
kazanmak
generally
Zarf
genellikle
childhood
İsim
çocukluk
adulthood
İsim
yetişkinlik
parents
İsim
anne baba, ebeveynler
need to
Modal
-e mecbur olmak, gerekmek
ensure
Fiil
garanti altına almak