YÖKDiL
FEN
www.remzihoca.com
Bu kelime listesi YÖKDİL sınavı Fen alanı için geçmiş yıllarda yapılmış tüm ÜDS Fen alanı soruları taranarak ve kelimeler sınavlarda çıkma sıklıklarına göre dizilerek hazırlanmıştır. Listede kelimeler alfabetik sıraya göre değil çıkma sıklığına göre ve varsa diğer işlev ile birlikte verilmiştir. YÖKDİL’e hazırlanan tüm dostlarımıza başarılar dileriz.
YÖKDiL FEN
det prep prep prep con pron adv det pron pron con prep v v prep con prep prep prep prep pron mod n v adv adv n con prep q prep det pron det pron pron v q det mod n det adv con adv prep adv pron con adj
belirleyici -ın, -ın; -e sahip -e, -a; -mek için; için -de, -deki; açısından; içerisinde; -e, -a ve ben o kadar, bu denli şu, o, oradaki şu, o o, onu -dığı için, çünkü, -dıkça, -iken, gibi olarak olmak sahip olmak için; -dır, -dir, -lığına çünkü -den, -dan, itibaren -ın tarafından; -e kadar; -erek; ile -de, -deki; üzerine, hakkında; -den sonra ile; -e sahip, -lı, -li onlar - e bilmek metal kutu konserve yapmak -me/ma öyle, böyle geçiş, bölüm fakat, ama, ancak -den hariç daha çok, daha fazla -de, -deki; -e, -a -ki o hangi, hangisi bu bu, şu bir şey, biri, kişi bir bir, bir tane onların -ecek, -mısınız irade, istek; vasiyet onun öyle, o kadar bu yüzden de, da -den, -dan (daha) orada, burada var, mevcut ya da, veya; aksi takdirde, yoksa diğer, başka, öbür
3
www.remzihoca.com
the of to in and I that that that it as as be have for for from by on with they can can can not not passage but but more at which which this this one one one their will will its so so so than there there or other
YÖKDiL FEN
pron prep mod prep n q adj adv n v q adv adj adv q con pron adj pron pron n v con v adj pron q adv n ex q mod con n n n v adv adj v adv adv pron pron adv adj prep adj prep con
diğeri, ötekine -e , - a (içine doğru) -ecekti, -erdi hakkında, ile ilgili; yaklaşık bilim adamı bütün, tüm, hepsi, tamamı bir tek, yalnızca yalnız, sadece su sulamak birçok dışarda sönmüş, yanmıyor, hatalı en, en çok çoğu, büyük bir kısmı -dığı zaman, -dığında, -nca ne zaman? yeni sen, siz biz dünya; toprak, yer topraklamak, toprakla örtmek eğer...-se/-sa, şayet…-se/sa yapmak, icra etmek kullanılmış; alışkın bizi, bize biraz, bazı, bir miktar; (herhangi) biri/bir yaklaşık dünya yok, hayır hiç -e bilmek -dığı için, çünkü yıl, sene enerji, güç kullanım; fayda kullanmak yukarı, -e kadar ayakta yükseltmek, artırmak böyle, bu tür fazla, çok onları, onlara ne, şey çok, bir hayli çok üzerinden, üzerine; -den fazla; içerisinde bitmiş, son bulmuş -den beri -dığı için, çünkü; -den beri, -den bu yana
4
www.remzihoca.com
other into would about scientist all only only water water many out out most most when when new you we earth earth if do used us some some world no no could because year energy use use up up up such much them what very very over over since since
YÖKDiL FEN
pron con n mod n n v n n n v con adv pron prep n adv adj q adj adj adv v n v n pron det pron n n v adj n v n v adv con adv ex adj n v adj adv v n n n
nasıl; ne kadar nasıl, ne şekilde boşluk, alan; uzay -e bilmek Mayıs zaman, vakit zamanlamak, süre tutmak, hızını ölçmek tür, cins insanlar; halk anlaşma, uzlaşma anlaşmak, uzlaşmak ayrıca, buna ek olarak de, da, ayrıca bunlar -in içinden, -den geçerek; ile, vasıtasıyla varlık, var olma hatta, bile eşit, pürüzsüz (olumsuz cümle) hiçbiri, hiç; (olumlu cümle) herhangi biri büyük, mükemmel, önemli ilk, birinci ilk olarak, ilk defa kurmak güç, kuvvet; yetki, iktidar güç sağlamak insan o onun, ona ait onunki yaşam, hayat bitki; fabrika dikmek, yerleştirmek farklı, değişik hava havalandırmak araştırma araştırmak şimdi, şu an; derhal madem ki, şu durumda iyi; çok şeeyy, ha!, pekala, peki sağlıklı, iyi kuyu yapmak, üretmek uzun uzun süre, epey zaman özlemek, çok istemek kuram, teori yöntem; düzen, düzenek iki
5
www.remzihoca.com
how how space may May time time species people accord accord also also these through being even even any great first first found power power human he his his life plant plant different air air research research now now well well well well make long long long theory system two
YÖKDiL FEN
adj n v det con adj v adj adj n pron con pp v n n prep con con prep adv adj adv adj n mod adj con adj con adv adj n v n adv adv adj q adj con n adj prep adj adv adj n v prep
hafif; açık (renk) ışık, lamba; ateş yakmak; aydınlatmak bizim ancak, fakat; her ne kadar...se de açık, belli temizlemek, berraklaşmak daha az ...-den daha az gerçek, olgu nere, nerede nereye, -dığı yere gibi, ...-e benzeyen hoşlanmak, sevmek hücre yüzey -den sonra -den sonra -den önce -den önce daha önce, daha önceden uzak, ötede uzakta, çok bilimsel buz -meli/malı güneşle ilgili -e rağmen, -se de, -e karşın büyük, geniş yine de hâlâ hareketsiz, durgun iş, meslek, çalışma çalışmak, işlemek yol; yöntem, usul hayli, oldukça sadece; biraz önce; tam olarak adil, doğru her, her bir nükleer -e rağmen, -se de, -e karşın çevre doğal, tabii -de, -da, sırasında, esnasında yüksek, çok, fazla yükseklerde, yukarıda önemli, gerekli deniz anlamak, kavramak arasında, arasına
6
www.remzihoca.com
light light light our however clear clear less less fact where where like like cell surface after after before before before far far scientific ice should solar though large still still still work work way way just just each nuclear although environment natural during high high important sea understand between
YÖKDiL FEN
adj v mod n n v adj adj v v prep con n v con n n q n n v pron n n adj n pron n prep adj n v n adv n adv adj con n n adj v n adj n adj n v q mod
bilinen, tanınan olmak, ...hale gelmek -meli/malı şart, zorunluluk numara, sayı numaralandırmak aynı gelişmiş gelişmek, büyümek bilmek; tanımak her biri, başına neden, niçin, niye? yakacak, yakıt desteklemek, güçlendirmek -iken; -dığı halde, -e rağmen; halbuki, oysa bir süre, biraz gaz az, çok çok az toprak çalışma, öğrenme çalışmak; okumak; araştırmak kim alan, bölge karbon kimyasal kimyasal madde onlar, şunlar yüzyıl, asır aşağı çökmüş, yıkılmış hayvan bulmak; anlamak, öğrenmek buluntu, bulgu o zaman; daha sonra; öyleyse evren, kâinat aslında, gerçekte ana, önemli, büyük olsa da olmasa da, olup olmadığı uçak atmosfer; ortam küresel üretmek, yapmak, neden olmak ürün, mahsül yapabilir, yetenekli oluşum, organizma, canlı belirli, bazı; kesin, emin biçim, şekil oluşturmak (iki şeyin) her ikisi yapamamak
7
www.remzihoca.com
known become must must number number same developed develop know per why fuel fuel while while gas few soil study study who area carbon chemical chemical those century down down animal find find then universe actually major whether aircraft atmosphere global produce produce able organism certain form form both cannot
YÖKDiL FEN
n n v v adv v n adj adv prep mod adv adj n n adj adj n prep v n v adj prep n adj n v n v q adj adj adj n n n n con adv n v q n n adv prep n adv q
bilim işlem, süreç işlemek sanmak, düşünmek herzaman sebep olmak, neden olmak sebep, neden erken; ilk, başı erken arasında -e bilir sık sık, çoğu zaman süresi dolmuş son tarih, aidat elektrik başka bir çevresel sorun, mesele etrafında, civarında almak; götürmek arka; sırt desteklemek arka, geri geri alan, arazi olası, mümkün değişiklik; para üstü değiştirmek, değişmek ısı, ateş ısıtmak az, çok çok az küçük yeni, çağdaş geçmiş, bitmiş geçmiş teknoloji yiyecek, gıda ay; uydu fakat, ama, ancak henüz mühendis ayarlamak, düzenlemek her, her bir milyon üretim çok, aşırı; de da içerisinde, -de, -da beden, gövde; ceset yeterli, yeterince yeterli, yeterince
8
www.remzihoca.com
science process process think always cause cause early early among might often due due electricity another environmental problem around take back back back back field possible change change heat heat little little modern past past technology food moon yet yet engineer engineer every million production too within body enough enough
YÖKDiL FEN
n adj n v n v n q n v n v adj n adj v adv n adv con prep ex adv n v n n v n n n n v n v n n v adj adv v v adv adj v con adv n v n
malzeme, madde maddi, maddesel arama, talep çağırmak; adlandırmak, çağırılmak; (telefonla) aramak tasarım tasarlamak mühendislik birkaç durum, koşul; hastalık şartlandırmak kısım, parça parçalamak, kısımlara ayırmak küçük, ufak, az ısınma ılık, sıcak; sevecen ısıtmak, ısınmak çoktan, zaten bilgi asla, hiç -e kadar, -e dek, -e değin -e kadar, -e dek, -e değin evet hemen hemen, yaklaşık, neredeyse bina, inşaat inşa etmek, kurmak sanayi ihtiyaç, gereksinim ihtiyacı olmak kirlilik büyüklük, boyut sent arazi, toprak, kara; ülke (uçak) inmek, karaya çıkmak yer, konum koymak, yerleştirmek araştırmacı yapı, bina düzenlemek, yapılandırmak daha iyi daha iyi şekilde iyileştirmek gelmek son olarak, son kez son, sonuncu sürmek, devam etmek -den sonra bir defa; bir zamanlar, eskiden sonuç, netice sonucu olmak yardım, çare
9
www.remzihoca.com
material material call call design design engineering several condition condition part part small warming warm warm already information never until until yes almost building build industry need need pollution size cent land land place place researcher structure structure better better better come last last last once once result result help
YÖKDiL FEN
v adj n v n n prep adj adv n n v n v n v n n n v n v adj v n v n prep con n n v n n adv n n adj adv v adv n prep n v n adj n adj n
yardım etmek, yararı olmak sivri, sivri uçlu nokta; husus, sorun işaret etmek, göstermek sıcaklık, ısı miktar -den uzak, kapalı kapalı; izinli; bozuk gerçekten iklim son sona ermek, bitmek artış artmak, arttırmak fizik görmek; anlamak; ziyaret etmek; izlemek güneş kömür güç, zorlama, kuvvet zorlamak araç, yöntem, olanak anlamına gelmek, demek istemek kaba, korkutucu koymak hız, sürat hız yapmak, sürat yapmak düşünce altında; -den az -mezse, -medikçe gelişim, ilerleme sorun, mesele; madde önemli olmak, olanları etkilemek gezegen savaş; mücadele bugün etki kitle, kütle toplu, kitle önce keşfetmek, bulmak şimdiye kadar, hiç ışıma, radyasyon -sız, -siz, olmasaydı; -meden kontrol, teftiş kontrol etmek, denetlemek okyanus son zamanlardaki, yeni, son kaynak, köken gelecek, gelecekti gelecek
10
www.remzihoca.com
help pointed point point temperature amount off off really climate end end increase increase physics see sun coal force force means mean mean put speed speed thought under unless development matter matter planet war today effect mass mass ago discover ever radiation without control control ocean recent source future future
YÖKDiL FEN
n adv adv adv adj n n v n v n v n v adj adv con adj n v n v n v n n v n v adj n adj n adj n v n adj n adv n adj n v adj adv n n adj n
nüfus son zamanlarda yakında, birazdan, az sonra genellikle çeşitli, farklı durum, vaka; dava yayılma, salınım sağlamak, temin etmek kaya, taş sallamak, sarsmak durum; devlet ifade etmek tür, cins (daktilo, bilgisayar, telefon ile) yazmak yaygın, sıradan; ortak aslında, gerçekten gerçekten düz, yatay, seviyeli seviye, düzey düzleştirmek, yıkmak yaş; çağ, devir yaşlanmak, yıllanmak yer, zemin, temel karaya çıkmak, dayandırmak sıvı yağ; petrol oran, hız değer biçmek, derecelendirmek israf; artık israf etmek atık atom hazırlanmış kazanç, geçim, yaşam canlı, yaşayan rüzgar, yel sarmak, dolamak bilgi, veri iyi, güzel, uygun hükumet, yönetim oldukça etkinlik yapılı ürün, ekin ürün vermek; kırpmak en iyi en iyisi bilgisayar dioksit elektrikli; heyecan verici örnek, misal
11
www.remzihoca.com
population recently soon usually various case emission provide rock rock state state type type common indeed indeed level level level age age ground ground oil rate rate waste waste waste atom designed living living wind wind data good government quite activity built crop crop best best computer dioxide electric example
YÖKDiL FEN
n v adj n adj v adv n v n v adj v n adj v n adj n v adj n n v n adj n adj n v n v adv n adj q adj v adj n n v adj n v v n v adj adv
ateş; yangın ateş etmek; işten atmak manyetik hediye; bugün, şu an şu anki; var, mevcut, bulunan sunmak, vermek oldukça, biraz, az çok köprü boşluğu doldurmak zarar, hasar zarar vermek mor ötesi almak, elde etmek doğa; mizaç, huy azaltılmış gibi görünmek kalıntı ana, asıl, temel sıra, düzen; emir; sipariş emretmek; sipariş vermek organik, doğal oksijen protein düşünmek, görmek saygı, itibar benzer çeşitlilik endişeli, ilgili endişe, kaygı; ilgi ilgilenmek, endişelenmek maliyet, ücret mal olmak, tutmak son derece, oldukça çiftçi belli yarısı, yarım yarım, buçuk yarıya inmek büyük, kocaman fikir ses kulağa...gibi gelmek sağlam sıra, değişim, dönüş dönmek, çevirmek, döndürmek devam etmek anlaşma ilgilenmek; dağıtmak derin derin
12
www.remzihoca.com
fire fire magnetic present present present rather bridge bridge damage damage ultraviolet get nature reduced seem fossil main order order organic oxygen protein regard regard similar variety concerned concern concern cost cost extremely farmer given half half half huge idea sound sound sound turn turn continue deal deal deep deep
YÖKDiL FEN
n n v adj n adj n n n v v adj n v v n adj adj prep n n adj adv adj adj adv n v n v n v n n n n v adj v adj n n n n v n n n adj n
kanıt balık balık tutmak en az, en düşük sıvı sıvı, akıcı yetenek, kabiliyet orman hidrojen öğrenmek yaşamak, ikamet etmek canlı, yaşayan yağmur (yağmur) yağmak artmak, yükselmek; doğmak, ortaya çıkmak artış, yükselme ciddi, ağırbaşlı büyük, geniş karşıdan karşıya dikkat bakteri zor, çetin; katı güçlükle, şiddetle artmış sağ, sağdaki; doğru tam olarak, doğru şekilde hak düzeltmek set, takım, sahne kurmak, ayarlamak; belirlemek yıldız; ünlü başrol oynamak astronot, uzay adamı milyar verimlilik deney denemek, deney yapmak kalıtsal, kalıtımsal gitmek endüstriyel fizikçi bölge, yöre ölçüt, boyut; pul üç ölçmek önlem; ölçü molekül, parça kaynak güçlü, sağlam; demli, sert hava durumu
13
www.remzihoca.com
evidence fish fish least liquid liquid ability forest hydrogen learn live live rain rain rise rise serious vast across attention bacteria hard hard increased right right right right set set star star astronaut billion efficiency experiment experiment genetic go industrial physicist region scale three measure measure particle resource strong weather
YÖKDiL FEN
v prep adj adv adj n n v adj n adj pron v v adj n v n n adv pp adj n v n v n adj v adv adj n adj n pron adj v n con n n n n adj adv adv adj adv adv n
halletmek, aşınmak -e karşı zor, güç daha ileri, öteye ileri; daha çok, başka yerçekimi önem tutmak; saklamak, bulundurmak; yapmaya devam etmek düşük, alçak, az yöntem, usul kendi, kendisine ait, özel kendi, kendisinin sahip olmak söylemek, demek kullanışlı hesap; anlatım açıklamak toz deprem özellikle, bilhassa dahil deniz ile ilgili baskı, basınç basınç uygulamak proje, tasarı tasarlamak asit etkilenmiş etkilemek açıkça soğuk soğuk algınlığı tehlikeli gün, gündüz onu, ona; onun artan, çoğalan desteklemek destek bu yüzden, sonuç olarak, dolayısıyla balina gökbilimci ülke; kır, taşra on yıl verimli, etkili tamamen genellikle muhtemel, olası muhtemelen özellikle, bilhassa süre, dönem
14
www.remzihoca.com
weather against difficult further further gravity importance keep low method own own own say useful account account dust earthquake especially including marine pressure pressure project project acid affected affect clearly cold cold dangerous day her increasing support support therefore whale astronomer country decade efficient fully generally likely likely particularly period
YÖKDiL FEN
v n adj n v v pron adj prep det adj adj v adv adj v n adj pron adj n v n adj n adj v n v n n v n n n adj adj v n v n n v n pron adj adv adj n pron
önlemek, alıkoymak halk, kamu umumi, ortak çeşitlilik, dağılım; menzil ... arasında değişmek, sıralanmak azaltmak bir şey belli, özel boyunca; her yerinde senin, sizin biyolojik yakın, kapalı kapatmak; son vermek tamamen beklenen ummak büyüme, gelişme ağır; yoğun onu, ona alakalı, ilgili yaprak ayrılmak, terk etmek; bırakmak, yanına almamak izin, dinlenme fiziki, bedensel pay, miktar volkanik istemek; gerekmek; aranmak istek, ihtiyaç inanmak; güvenmek yapım, inşa etme baraj baraj inşa etmek araç, cihaz yön, istikamet; talimat, yönerge keşif, bulgu etkili uçan, uçucu uçmak, uçakla gitmek sinek vermek sera etki; darbe, çarpma etkilemek böcek kendisi, bizzat kayıp, kaybolmuş; ne yapacağını bilmeyen bir sonraki, ikinci kez gelecek, sonraki çekirdek, öz başkaları, diğerleri
15
www.remzihoca.com
prevent public public range range reduce something special throughout your biological close close completely expected expect growth heavy him involved leaves leave leave physical quantum volcanic want want believe construction dam dam device direction discovery effective flying fly fly give greenhouse impact impact insect itself lost next next nucleus others
YÖKDiL FEN
adj adv n adv adj n prep n adj pp v n n adj n v pron adv n adj adj n adj n adj v n v adj n n v n v v n adj n adj prep adj n n n n n n adj n n
belli, özel bazı, kimi, belli başlı ayrıntı, detay hızlıca birleşmiş birim, ekip üzerinde araba takip eden, sonraki -den sonra, -i takiben izlemek, takip etmek katman, tabaka kayıp; zarar gereken çelik hayatta kalmak kendileri beraber, yan yana ağaç tropikal, dönencel işle ilgili, çalışan kuş karmaşık kuruntu dikkate alınan düşünmek; ... olarak görmek çeşitlilik içermek ulusal kuzey soru, sorun sorgulamak, şüphe etmek radyo telsizle haberleşmek kalmak, ...meye devam etmek kalıntı tek; bekâr teknik, usul gerçek, doğru boyunca eski kurs; yol, rota motor, makine buzul ısıtma, ısınma tarih, geçmiş örnek, vaka kibar, nazik tür, çeşit ozon
16
www.remzihoca.com
particular particular particular rapidly united unit above car following following follow layer loss needed steel survive themselves together tree tropical working bird complex complex considered consider diversity include national north question question radio radio remain remain single technique TRUE along ancient course engine glacier heating history instance kind kind ozone
YÖKDiL FEN
adj n v v n adj ex n con n v n adj adj adv v adj n adv v adj v v adj n v v n prep n n n adj prep n adj v adj n adj adj v adv n n n n adj n adj
önemli başlangıç başlamak; çalıştırmak sağlamak, temin etmek kaynak, arz emin, kesin elbette takım, grup, ekip bu yüzden görüş, fikir bakmak, görmek yanardağ, volkan küçük, genç; yavru dayanmış, -e dayanan elbette, kesinlikle bağlı olmak, güvenmek pahalı yok olma ileriye doğru yollamak, yönlendirmek büyüyen, artan büyümek, gelişmek gelişmek, ilerlemek ilginç, ilgi çekici ilgi, faiz, çıkar ilgisini çekmek götürmek, öncülük etmek önderlik; kurşun yanında, yakında radar güvenlik anlayış, kavrama anlayışlı üzerine ağırlık, kilo hazır, mevcut; uygun, görüşmeye hazır taşımak karanlık; koyu karanlık gelişen kuru, kurak kurutmak kolaylıkla çaba oluşma, şekillenme sulama bilgi yerli, yerel yerli yaşlı; eski
17
www.remzihoca.com
significant start start supply supply sure sure team thus view view volcano young based certainly depend expensive extinction forward forward growing grow improve interesting interest interest lead lead near radar safety understanding understanding upon weight available carry dark dark developing dry dry easily effort formation irrigation knowledge local local old
YÖKDiL FEN
prep adj n adj n n v n n v adj n n n n n adj n adv adv n adj n n v adj adv v adv n n n n n v con v n adv n v pp v adj n v prep n con n
dışarda, dışında dış, dışarda dışı, dış yüzeyi fakir; kötü, vasıfsız; zavallı ürün, mahsül güney -den gelmek, çıkmak kök dalga, el sallama dalgalanmak; el sallamak temel Çin, seramik, çini şirket; arkadaşlık mercan ekosistem element; unsur gerekli varoluş büyük oranda büyük ölçüde adam; insanoğlu büyük, devasa molekül hareket, girişim, taşınma hareket etmek; taşınmak dokunaklı; hareketli hemen hemen, neredeyse meydana gelmek, olmak muhtemelen kalite, nitelik; özellik nehir, ırmak rol, görev yer, alan yolculuk, seyahat seyahat etmek -e rağmen, oysa içermek, kapsamak kabuk, dış tabaka şu anda kesik, kesinti kesmek, azaltmak -e rağmen belirlemek, saptamak kolay; rahat özellik rol vermek, özellik taşımak içerisinde içi, iç taraf bunun yerine ütü; demir
18
www.remzihoca.com
outside outside outside poor product south stem stem wave wave basic china company coral ecosystem element essential existence greatly largely man massive molecule move move moving nearly occur probably quality river role site travel travel whereas contain crust currently cut cut despite determine easy feature feature inside inside instead iron
YÖKDiL FEN
v adj adv adj v n n n n v adj n v n v adj n adj v n n n adj v n n adj v v adj n q adv adj n n v pron v adj n n adj adj n adv n adj adj n
ütü yapmak sol, soldaki; arta kalan sola doğru, sol tarafta sınırlı sınırlandırmak sınır mineral gözlem sebep; mantık sonuca varmak, inandırmak bağlantılı, ilişkili arama aramak tohum, çekirdek tohum ekmek belli, özel konu; ders; özne maruz kalabilir maruz bırakmak, boyun eğdirmek şey, eşya yer altı kuzey kutup bölgesi kuzey kutbuyla ilgili kırmak; bozmak ara, mola kapasite, hacim temiz temizlemek yaratmak şu andaki, mevcut, hali hazırdaki akım, akıntı (iki şeyden) herhangi biri -de, -da kapsamlı, geniş yer bilimci bakış; görünüş bakmak; ...gibi görünmek beni, bana buluşmak; tanışmak askeri ordu ay ünlü, popüler güçlü tepki, tepkime nispeten izafiyet gerekli kısa, az gösteri, sergi
19
www.remzihoca.com
iron left left limited limit limit mineral observation reason reason related search search seed seed specific subject subject subject thing underground Arctic Arctic break break capacity clean clean create current current either either extensive geologist look look me meet military military month popular powerful reaction relatively relativity required short show
YÖKDiL FEN
v n q n pron adj n prep n n n n n v v n adj adv adj adj adv pron ex adj v adj n n adj adj v n adj v n v n v adj n n v adj n n n n v n n
göstermek taşıt, araç, vasıta tüm, bütün tamamı, bütünü kimin ortalama, sıradan ortalama altında Birleşik krallık, Britanya olay boyut, derece lif işlev, görev çalışmak, işlemek üretmek; oluşturmak sağlık, canlılık sıcak; acı; ateşli hemen, aniden, derhal ilgili, meraklı uluslararası daha sonra hiçbir şey ha, ey açık; dürüst açmak muhtemel, potansiyel güç, potansiyel sığ kayalık güvenilir yenilenebilir açıklamak, ortaya çıkarmak saniye, an ikinci desteklemek duyu; anlam hissetmek, sezmek işaret, sinyal işaret etmek, sinyal vermek teknolojik bin avantaj izin vermek; olanak sağlamak evrensel dinozor elektron göz el vermek, uzatmak kalp ev; vatan
20
www.remzihoca.com
show vehicle whole whole whose average average below Britain event extent fibre function function generate health hot immediately interested international later nothing oh open open potential potential reef reliable renewable reveal second second second sense sense signal signal technological thousand advantage allow cosmic dinosaur electron eye hand hand heart home
YÖKDiL FEN
adj adj adv adv n n n n v n adj adj n adj v prep prep pp n v n adv v n adj v n n n adj adj adj adj n v n adv n n n n n v n v n adj n adj n
gelişmiş, yüksek geç; son, sonları; rahmetli son zamanlarda, geç başlıca matematik metal ağ, örgü benzin korumak ışın, ışık huzmesi dikkate değer katı, sert katı madde çevredeki, civardaki kuşatmak, etrafını sarmak -e doğru karşı, yönünde, -e doğru -ın aksine değer değer vermek silah sürekli talep etmek; gerektirmek talep harap olmuş yıkmak erozyon, aşınma evrim, gelişme gen jeolojik yeşil imkânsız Ay'a ait, Ay ile ilgili manken; örnek mankenlik yapmak kağıt; gazete hızlıca, çabuk çabuk gereksinim, koşul uydu erkek (evlat), oğul iş, görev dönem; terim; koşul adlandırmak, tanımlamak ilerleme ilerlemek, gelişmek uygulama; başvuru yapabilir, yetenekli iletişim somut; beton beton
21
www.remzihoca.com
improved late late mainly mathematics metal network petrol protect ray remarkable solid solid surrounding surround towards toward unlike value value weapon constantly demand demand destroyed destroy erosion evolution gene geological green impossible lunar model model paper quickly requirement satellite son task term term advance advance application capable communication concrete concrete
YÖKDiL FEN
adj v n adj adv n adj adj n n v adj v n n n adj adj v n adj adj n v v adv adj adv adv n v n n n adj adj adj adj n adj n v n v n adj n n v adj
geleneksel, sıradan, alışılmış azalmak; reddetmek; gerilemek düşüş, azalma; gerileme; reddetme elektrikli tam olarak fabrika ünlü temel, asıl varsayım eksiklik yoksun olmak yetersiz, eksik kaybetmek metan gazı görev dağ her zamanki gibi, normal uygulamalı, kullanışlı ulaşmak, erişmek erişim, ulaşım tanınmış, geçerli hafifletici, indirgeyici risk, tehlike riske atmak göndermek, yollamak ciddi derecede basit, yalın bazen, ara sıra bir ara şeker önermek; ileri sürmek güneş ışığı teleskop ekleme ters, olumsuz atmosferle ilgili atomla ilgili farkında, haberdar biyolog siyah; siyahi kitap yer ayırtmak renk boyamak, renklendirmek tüketim kontrol edilmiş hastalık, rahatsızlık patlama var olmak bilgili, uzman
22
www.remzihoca.com
conventional decline decline electrical exactly factory famous fundamental hypothesis lack lack lack lose methane mission mountain normal practical reach reach recognized reducing risk risk send seriously simple sometimes sometime sugar suggest sunlight telescope addition adverse atmospheric atomic aware biologist black book book colour colour consumption controlled disease eruption exist expert
YÖKDiL FEN
n v n adv n v n n adj v n n n v adj adj adj pron n v n n adj n v adv adj n n adj n v n n n n adj prep n n n v n adj n n adj adv n n
uzman açıklamak araştırma sonunda, nihayet akma, akış akmak, dökülmek dört yaşam alanı tanımlanmış etkilemek etki göl yasa, kanun; hukuk eritmek, erimek kutupsal önerilen radyoaktif o kar (kar) yağmak çözüm madde yorucu, can sıkıcı deneme, teşebbüs denemek; çabalamak, ...yapmaya çalışmak yaygın şekilde uygulamalı sanat başlangıç yanan yakma, yakış yanmak, yakmak yanık kedi kıyı reklam ticari ile ilgili kıta çekirdek, esas, öz kapak, örtü kaplamak, içermek yıkım büyük etken, unsur meyve; sonuç olgun, yetişmiş hayli, oldukça, son derece delik, çukur umut, beklenti
23
www.remzihoca.com
expert explain exploration finally flow flow four habitat identified influence influence lake law melt polar proposed radioactive she snow snow solution substance trying try try widely applied art beginning burning burning burn burn cat coast commercial commercial concerning continent core cover cover destruction enormous factor fruit grown highly hole hope
YÖKDiL FEN
v adj n v n v n adj n n v n adv v v n n v n n adj v n v n n v adv n v n adj n n v adj n v adj adj n adj n adj adj adv v n n n
ummak, ümit etmek bireysel birey indirmek, azaltmak makine korumak, muhafaza etmek; iddia etmek para, nakit gerekli gürültü, ses yörünge yörüngede dönmek panel, levha, pano başlıca gerektirmek koşmak; yönetmek; akmak koşu gemi göndermek, nakletmek uzay gemisi, uzay aracı istasyon uygun, elverişli eğiliminde olmak sınav; deneme denemek; sınav yapmak alet, takım erişim, ulaşım erişmek, ulaşmak doğru biçimde hareket, eylem hareket etmek; rol almak eylem, hareket alternatif alternatif denge dengelemek İngiltere'ye ait İngiliz tamamlamak tam, eksiksiz, bitmiş sabit tehlike, risk ekonomik, ticaretle ilgili patlama maruz kalmış, korunmasız hızlı, çabuk hızlıca, süratle oruç tutmak oruç ayak (çoğul) beş
24
www.remzihoca.com
hope individual individual lower machine maintain money necessary noise orbit orbit panel primarily require run run ship ship spacecraft station suitable tend test test tool access access accurately act act action alternative alternative balance balance British British complete complete constant danger economic explosion exposed fast fast fast fast feet five
YÖKDiL FEN
adv n v adj n n v det n v adj adv adj v n n v adj adj n v n n n v n n adj adv adj n adj adv v adj n pron v prep n v adj n adj adj n adj n n v
sık sık grup, topluluk grup oluşturmak zararlı laboratuvar hareket yapmasını sağlamak benim ad, isim adlandırmak kuzeyde belki, muhtemelen siyasi araştırma yapmak, incelemek, derinine inmek sonda, uydu proton okumak sorumlu artan, yükselen örnek, numune örneklemek toplum, cemiyet tehdit nakil, taşıma taşımak, nakletmek türbin bitki örtüsü geniş; yaygın iyice, alabildiğine yaygın kış dünya çapında dünya çapında aynı fikirde olmak, katılmak tarımsal alaşım herhangi bir şey, hiçbir şey görünmek, ortaya çıkmak ötesine, ötesinde bağ, ilişki bağlamak, yapışmak değiştirilmiş kimya bilişsel yaklaşan, gelecek geliş sakin koruma zanaat; gemi beceriyle, ustalıkla yapmak
25
www.remzihoca.com
frequently group group harmful laboratory motion motion my name name northern perhaps political probe probe proton read responsible rising sample sample society threat transport transport turbine vegetation wide wide widespread winter worldwide worldwide agree agricultural alloy anything appear beyond bond bond changed chemistry cognitive coming coming composed conservation craft craft
YÖKDiL FEN
n v adv v adj n n v adj n n adv con v adj adv adj n n v adj n n n v n n n v adj adj adj n v adj adv n n v n adj adj adj v n v n n adj adj
ölüm, vefat olanak tanımak sonunda, nihayetinde yok olmak nesli tükenmiş zemin, yer odak noktası, odak odaklanmak genel, yaygın general boy, yükseklik çoğunlukla yine de, buna rağmen elde etmek sıradan, normal aslında , başlangıçta gezegensel plastik durum, konum, yer yerleştirmek, koymak saf, katkısız amaç yağış miktarı gerçek, hakikat dinlenmek dinlenme, istirahat; kalan, arta kalan yan, taraf, kenar durak, mola durmak, durdurmak başarılı üçüncü toplam, tam toplam, tutar tutmak (toplam) ileri, gelişmiş tekrar, yeniden, yine makale gök bilimi sakınmak, kaçınmak kanal merkezi; önemli sivil, medeni karmaşık -den oluşmak kapora, peşinat; tabaka bankaya yatırmak ayrım, farklılık uzaklık, mesafe egemen, hakim elektromanyetik
26
www.remzihoca.com
death enable eventually extinct extinct floor focus focus general general height mostly nevertheless obtain ordinary originally planetary plastic position position pure purpose rainfall reality rest rest side stop stop successful third total total total advanced again article astronomy avoid canal central civil complicated consist deposit deposit difference distance dominant electromagnetic
YÖKDiL FEN
v pron n n v v n n adj v n adj n n con adv adj adv n n v n n n n n n v v adj adv adj n n n adj v adj v n adj adj n n n adj n n adj n
garanti altına almak her şey maruz kalma uçuş olmak, meydana gelmek tutmak; düzenlemek; iddia etmek kilometre iniş, karaya çıkma bilgili, kültürlü izin vermek çizgi, hat, sıra bulunan, saptanan, konumlanmış mağma çoğunluk dahası, ayrıca doğal olarak civarda, çevrede çevrede, civarda nötron nesne, cisim, eşya itiraz etmek, karşı çıkmak fotosentez uçak tabak, levha olasılık, olanak varlık, var olma program programlamak ispatlamak, kanıtlamak hassas, duyarlı yavaş yavaş güneyden güç ip, tel hayatta kalma teknik söylemek, anlatmak gergin, sinirli gerilmek trafik su altında vahşi yazar suda ve karada yaşayan hayvan asteroit bakterinin neden olduğu davranış özellik tipik, karakteristik sonuç
27
www.remzihoca.com
ensure everything exposure flight happen hold kilometre landing learned let line located magma majority moreover naturally nearby nearby neutron object object photosynthesis plane plate possibility presence programme programme prove sensitive slowly southern strength string survival technical tell tense tense traffic underwater wild writer amphibian asteroid bacterial behaviour characteristic characteristic consequence
YÖKDiL FEN
adj adj n adj adj n v n v n n v adj adj v adv adj adj v adj n v n v n adj v adj n adv adj n adj n adj n adj n n n n n adj n n v n adv adj n
önemli, hatırı sayılır derecede karşıt zıtlık pahalı, maliyetli bozuk, hasarlı, zarar görmüş tarih, zaman; hurma bir tarihe dayanmak; flört etmek tarih verme, buluşma, flört etme terk etmek, ayrılmak çöl ayrıntı detaylandırmak kararlı, azimli; belirlenmiş doğrudan, dolaysız yönlendirmek, yönetmek verimli bir şekilde gelişmeye başlamış kurulu, kurulmuş, sabit, yerleşik kurmak, belirlemek aşırı aşırılık karşı karşıya kalmak yüz, surat başarısız olmak başarısızlık, kırık not taze; yeni; serin yıkayıp çektirmek dolu, tam; tok galaksi genetik olarak dev, büyük glikoz vazgeçilmez iş, meslek, görev önde gelen, önemli memeli matematiksel gök taşı metre fareler mil hareket, eylem; akım kalıcı böcek ilacı plan, tasarı planlamak, tasarlamak yağış, düşme eskiden, önceden ana, asıl kırmızı
28
www.remzihoca.com
considerable contrary contrary costly damaged date date dating desert desert detail detail determined direct direct efficiently embryonic established establish extreme extreme face face fail fail fresh full full galaxy genetically giant glucose indispensable job leading mammal mathematical meteor metre mice mile movement permanent pesticide plan plan precipitation previously primary red
YÖKDiL FEN
n n adj adj n v adj n n n v n adj n n adj n v adj adj n n v n v adj adj n n v n v adv v n n v prep adj n n n n adj n v adj adj adj n
söz etme, atıfta bulunma; başvurma, danışma ilişki kalan, hâlâ var olan zengin füze fırlamak, hızlı artış göstermek güvenli kasa somon balığı mevsim yaymak, dağılmak yayılma standart, olağan standart, ölçüt doku en üst, en iyi tepe, zirve; kapak en üstte olmak karakteristik, tipik dikey görüş, düş uyarı, ikaz uyarmak yabani ot yabani otları temizlemek bol doğru, isabetli, eksiksiz tarım amaç, hedef amaçlamak, hedeflemek cevap, yanıt cevaplamak, yanıtlamak görünüşte, görünüşe bakılırsa dayandırmak temel ışın gülümsemek, ışık saçmak arkasında, arkasına büyük, kocaman biyoyakıt karışım, kompozisyon düşünme kirlilik kıtasal tartışma tartışmak bölünmüş ani, çarpıcı itici sürüş
29
www.remzihoca.com
reference relationship remaining rich rocket rocket safe safe salmon season spread spread standard standard tissue top top top typical vertical vision warning warn weed weed abundant accurate agriculture aim aim answer answer apparently base base beam beam behind big biofuel composition consideration contamination continental debate debate divided dramatic driving driving
YÖKDiL FEN
adj adj pp adj n n adj n v n v n adv n n n pron v n adj n n v n n v n v v n adj adj n n v n n v adj adj adj n adj adj adj adj n n adj v
elektronik tahmini ...-den başka, ... hariç tanıdık, aşina bulgu çiçek mecburi, zorunlu üretim; nesil sıçramak, sekmek ev barındırmak, ev sağlamak hortum, kasırga artarak, giderek yer, konum gübre maden; mayın benimki (maden) kazmak, çıkarmak dakika, an çok küçük karışım, çeşit nitrojen teklif etmek, sunmak teklif, öneri, sunma fikir, görüş yapmak, sergilemek olay, olgu tahmin etmek gelişmek, ilerlemek gelişme, ilerleme nadir sonucunda ortaya çıkan su yosunu dizi, seri paylaşmak hisse, pay süre, mesafe sürmek, kapsamak sabit, değişmez yeterli ılıman on elinden gelmez, yapamaz kentsel hassas, savunmasız zayıf, güçsüz şarap alan, bölge kabul edilmiş, kabul görmüş kabul etmek
30
www.remzihoca.com
electronic estimated except familiar finding flower forced generation hop house house hurricane increasingly location manure mine mine mine minute minute mixture nitrogen offer offer opinion perform phenomenon predict progress progress rare resulting seaweed series share share span span stable sufficient temperate ten unable urban vulnerable weak wine zone accepted accept
YÖKDiL FEN
adj n adj n n adj v v n n v n v n adj n v n adv n v adj n n n v adj adv n v n adv adj n n v adj v n adj n n n v adj n v n v n
yeterli yetişkin yetişkin inceleme görünüş, ortaya çıkma yapay çekmek, cezbetmek faydalanmak, yararlanmak fayda, yarar beyin getirmek sorun, engel meydan okumak kimyacı seçilmiş, seçilen kuyruklu yıldız birleştirmek; berbat etmek karışım, bileşim önemli derecede temas, ilişki temas kurmak tartışmalı tartışma krater ormansızlaştırma sezmek, bulmak dijital, sayısal doğrudan damla; düşüş düşürmek, bırakmak sekiz çevresel olarak mevcut, hali hazırdaki genişleme, yayılma açıklama hissetmek, duymak; düşünmek sabit onarmak genetik bilimi yer çekimine ilişkin olay, vaka alet, enstrüman, vasıta internet içermek; gerektirmek bağlı, bağlantılı bağlantı, hat bağlamak, birleştirmek harita haritasını çıkarmak et
31
www.remzihoca.com
adequate adult adult analysis appearance artificial attract benefit benefit brain bring challenge challenge chemist chosen comet compound compound considerably contact contact controversial controversy crater deforestation detect digital directly drop drop eight environmentally existing expansion explanation feel fixed fix genetics gravitational happening instrument internet involve linked link link map map meat
YÖKDiL FEN
n n n n adj adj adv n n n n n v n n n n adj n n n v adv adj n v n adj n v n n n v adj n v adj n adj n n v n n v n v n v
üye, aza haber besin, gıda köken gerçek, asıl dış, dıştaki, harici kısmen gösteri, oyun doğruluk, tamlık ilke, prensip özellik; mal, mülk koruma yayınlamak, basmak demiryolu kum güvenlik, garanti ipek uzmanlaşmış örümcek spor ilkbahar; kaynak, pınar sıçramak dümdüz, hemen düz, doğru, dosdoğru; dürüst başarı (acı) çekmek, -den mustarip olmak, yaşamak deneme, test kalın özellik değişmek batı kanat işçi uyum sağlamak korkutucu, endişe verici alarm telaşa düşürmek şaşırtıcı otomobil biyometrik felaket merkez merkeze koymak seçim iddia, sav iddia etmek bulut buğulanmak, bulandırmak yürütme yürütmek; iletmek
32
www.remzihoca.com
member news nutrient origin original outer partly performance precision principle property protection publish railway sand security silk specialized spider spore spring spring straight straight success suffer testing thick trait vary west wing worker adapt alarming alarm alarm amazing automobile biometric catastrophe centre centre choice claim claim cloud cloud conduct conduct
YÖKDiL FEN
adj v n v adj adj v adj v adv n adj adv pron adj n adj v n adv v n n v n n n n n n n n n v n adv adj n v n n n n v n adv v n adj n
doğrulanmış, onaylı doğrulamak zıtlık, kıyaslama kıyaslamak örtülü, kaplı zararlı, zarar veren yemek nesli tükenmekte olan tehlikeye atmak tümüyle donanım, ekipman her gün, günlük her gün herkes evrimsel ayırma, dışlama, hariç tutma patlayıcı düşmek, inmek düşüş, azalma; güz burada; işte tanımlamak, saptamak gelişme, ilerleme yoğunluk icat etmek icat uzunluk, boy, süre üretim, imalat Akdeniz gök taşı metre göç madencilik nem, rutubet binmek, çıkmak; başlatmak dağ açıkça görme ile ilgili organ geçmek, başarmak geçiş, pas petrol pilot oyun oynamak; (müzik aleti) çalmak önlem, tedbir şu anda avlamak av gerçek, hakiki kayıt, rekor
33
www.remzihoca.com
confirmed confirm contrast contrast covered damaging eat endangered endanger entirely equipment everyday everyday everyone evolutionary exclusion explosive fall fall here identify improvement intensity invent invention length manufacturing mediterranean meteorite meter migration mining moisture mount mount obviously optical organ pass pass petroleum pilot play play precaution presently prey prey real record
YÖKDiL FEN
v n v adj n v n adj n v adv n adj v n ex n v adj n adj n adj adj adj adv adj adj v n n n adj n n n adj n v prep con pp prep n adj n n n adj v
kaydetmek azalma güvenmek, bel bağlamak rapor edilmiş rapor bildirmek okul depremle ilgili şekil, biçim şekillendirmek sadece, basitçe deri, cilt yavaş yavaşlamak öğrenci teşekkürler teşekkürler, şükran teşekkür etmek minicik, ufacık ton geleneksel birlik, sendika olağan dışı değerli şiddetli hemen hemen, yaklaşık hayati, çok önemli beyaz; sütlü merak etmek hayret, şaşkınlık; mucize odun; ağaçlık alan doğruluk faal, hareketli alüminyum alet, araç mimar ilişkili, bağlantılı arı başlamak altında -e ilaveten, ayrıca -e ilaveten ( ayrıca) yanına, yanında kan yanmış şehir, kent meslektaş çarpma, çarpışma bağlantılı bağlantı kurmak, ilişkilendirmek
34
www.remzihoca.com
record reduction rely reported report report school seismic shape shape simply skin slow slow student thanks thanks thank tiny tonne traditional union unusual valuable violent virtually vital white wonder wonder wood accuracy active aluminium appliance architect associated bee begin beneath besides besides beside blood burned city colleague collision connected connect
YÖKDiL FEN
v n v n n adj adj adv v n n v adj n n adj n adv n n n n v n n n adj n n v n n n adj adj adj v n v n n n n adv adj n v n v n
inşa etmek yapı azalmak, azaltmak azalma yoğunluk istendik tüm, bütün aslında , gerçekte genişletmek tarım, çiftçilik çiftlik çiftçilik yapmak, yetiştirmek büyüleyici balıkçılık temel, kuruluş işlevsel cam; bardak neredeyse hiç helyum otoyol, çevre yolu yüz (sayı) görüntü, şekil uygulamak alet, araç iç kısım ada temel, esas anahtar; tuş lav üretmek üretim merkür; cıva cep telefonu hareketli, seyyar olumsuz, eksi nitrik yenmek, üstesinden gelmek boya boyamak tarz, şekil kirletici madde edat önlem, koruma doğru dürüst, güzelce çiğ, ham tahliye, kurtulma serbest bırakmak, yaymak; piyasaya sunmak yerine geçme çoğalmak, üremek devrim
35
www.remzihoca.com
construct construct decrease decrease density desired entire essentially expand farming farm farm fascinating fishing foundation functional glass hardly helium highway hundred image implement implement interior island key key lava manufacture manufacture mercury mobile mobile negative nitric overcome paint paint pattern pollutant preposition prevention properly raw release release replacement reproduce revolution
YÖKDiL FEN
n n adv n v n adj n adj adj n n n n adj adv n n v adj adv pron adj n v n v n n adj n n n n adj n adj adv n v adj v adj n n n v v n n
yol çatı, tavan yaklaşık kalma, ziyaret kalmak depolama yapısal katran tektonik teorik, kuramsal üniversite değişiklik ısıtıcı örümcek ağı, web uyarlanmış olumsuz şekilde acente, kurum yardım yardım etmek yalnız, tek başına yalnız herhangi biri, hiçbiri tahrik edilmiş yön, özellik, taraf saldırmak saldırı çabalamak, kalkışmak, girişmek çaba, girişim yazar yasaklı, yasaklanmış biyoloji kanser sığır olasılık, şans, olanak değişen çocuklar kıyısal, kıyı ile ilgili sürekli bakır bakır kaplamak doğru düzeltmek, doğrulamak kararlaştırılmış, belli karar geyik daire, bölüm tasvir etmek, tanımlamak farklı olmak güçlük felaket
36
www.remzihoca.com
road roof roughly stay stay storage structural tar tectonic theoretical university variation warmer web adapted adversely agency aid aid alone alone anyone aroused aspect attack attack attempt attempt author banned biology cancer cattle chance changing children coastal continually copper copper correct correct decided decision deer department describe differ difficulty disaster
YÖKDiL FEN
n adj adj adv adv adv adv n v n v adj n v n v n adj n adj n n n adj n adj n v n n n v n n v adj adj n adj n adj n con adv adj adj n adj n q
imha etme farklı, belirgin, açık ülke içi; aile içi; evcil önemli derecede ekonomik açıdan daha, başka eşit derecede buharlaşma uzatmak film; zar film çekmek, kaplamak mali, parasal varış, bitiş, son bitirmek, sona ermek sel, taşkın sel basmak, taşmak sel, taşkın akıcı, dalgalı birleşme, kaynaşma altından yapılmış, altın renkli altın sığınak saat hidroelektrik araştırma görünmez konu, sorun resmen bildirmek; dağıtmak lazer önder, lider çakmak yerini belirlemek mıknatıs iz, leke; not belirlemek, göstermek; not vermek tıbbi, tedaviyle ilgili orta, vasat orta, orta kısım sütlü müze adlandırılan, adlı ulus, millet ne, ne de ne, ne de çok, sayısız maaşlı, ücretli, ödenen algılama pembe pembe bol, çok
37
www.remzihoca.com
disposal distinct domestic dramatically economically else equally evaporation extend film film financial finish finish flooding flood flood flowing fusion gold gold haven hour hydroelectric investigation invisible issue issue laser leader lighter locate magnet mark mark medical middle middle milky museum named nation nor nor numerous paid perception pink pink plenty
YÖKDiL FEN
adv n n v adj v n adj adv v adj n adj adj v n adv v adj n v n n v n v v n n n v n v n n v n adj adj adj v n n v n v n adj n adj
muhtemelen çalışma, uygulama, idman fiyat; bedel fiyatlandırmak eğilimli çekmek çekiş, çekim hızlı, çabuk nadiren fark etmek; gerçekleştirmek kayıtlı akraba nisbi, göreceli uzak yerini almak, değiştirmek oda; yer, alan güvenli bir şekilde hizmet etmek ağır, ciddi, sert şok; sarsıntı şok etmek; sarsmak kıtlık uzay mekiği mekik dokumak koku, koklama koklamak, kokmak çözmek sünger tutarlılık, istikrar sahne; aşama sahnelemek, hazırlamak adım; basamak adım atmak; basmak fırtına dere, çay, akım akmak yaz şaşırtıcı sürdürülebilir ince sokmak, zorlamak diş patika takip etmek, izlemek ticaret ticaret yapmak, takas etmek dönüş, dönemeç alışılmış, olağan hacim, miktar; cilt ıslak, nemli
38
www.remzihoca.com
possibly practice price price prone pull pull rapid rarely realize recorded relative relative remote replace room safely serve severe shock shock shortage shuttle shuttle smell smell solve sponge stability stage stage step step storm stream stream summer surprising sustainable thin thrust tooth track track trade trade turning usual volume wet
YÖKDiL FEN
v con n v adj adv n v v adj adj n v n n n v n n v n n adv n n adj adj n adj adj v adj v adj v n n adj n adj n adj adj n adj adj v adj n adj
ıslatmak sayesinde, yoluyla sözcük, kelime sözcüklerle anlatmak yanlış, hatalı yanlış hata, kusur biriktirmek, yığmak başarmak, ulaşmak yıllık açık, belli yaklaşım yaklaşmak yardımcı biyo-çeşitlilik küçük parça doğmak, dünyaya gelmek kalsiyum zincir, halka zincirlemek temizlikçi ipucu sık sık, çoğunlukla karmaşıklık kavram tüketilmiş kapsanan içerik, anlam memnun devamlı, sürekli katkıda bulunmak, sebep olmak serin, soğuk soğutmak, serinletmek kübik çürümek çürük, çürüme derece, aşama; lisans ispat edilmiş derinlik detaylı elmas çeşitli, farklı doğuda, doğu yumurta ilgili, meşgul; nişanlı eşit eşitlemek, etmek aşırı fazlalık düşen
39
www.remzihoca.com
wet whereby word word wrong wrong wrong accumulate achieve annual apparent approach approach assistant biodiversity bit born calcium chain chain cleaner clue commonly complexity concept consumed contained content content continuous contribute cool cool cubic decay decay degree demonstrated depth detailed diamond diverse eastern egg engaged equal equal excess excess falling
YÖKDiL FEN
v n n n con v n n v n v adj adj n adj v n n adj v n n n adj n n n v n n adj n q adv n prep adj n n n v n adj adj v n v n v adj
beslemek besin, yem mayalanma sürtme, anlaşmazlık ayrıca, dahası kazanmak kâr, kazanım genom bozmak, rahatsız etmek çarpma, vuruş, popüler vurmak, çarpmak; (afet vs) kötü etkilemek esinlenmiş, ilhamlı yetersiz izolasyon zeki, akıllı öldürmek erkek çocuk, delikanlı dil, lisan en son, en yeni fırlatmak, başlatmak başlangıç örtü, kabuk ölçüm, ölçü mekanik hafıza, anı, hatıra gözetim monitör, gözleyici gözlemek motor nanoteknoloji yerli yerli kimse, yerli mal hiç, hiçbirisi normalde ameliyat, işletme karşısında ters, karşıt; muhalif muhalif, öteki, zıt yolcu telefon telefon etmek, aramak tahmin hazır tavsiye edilen tavsiye etmek yedek yer ayırmak, tahsis etmek geri dönme; iade dönmek; geri vermek kraliyet
40
www.remzihoca.com
feed feed fermentation friction furthermore gain gain genome harry hit hit inspired insufficient insulation intelligent kill lad language latest launch launch mantle measurement mechanical memory monitoring monitor monitor motor nanotechnology native native none normally operation opposite opposite opposite passenger phone phone prediction prepared recommended recommend reserve reserve return return royal
YÖKDiL FEN
n n v adj n n n adv adv adv adj v n n v n n n v n adv adv adv adj adj adj n n v adv pron n adj n adj adv adv n n n n n n v n adj v n v n
kraliyet ailesi üyesi kural; yönetim yönetmek kırsal sevkiyat gökyüzü yazılım başarılı bir şekilde elbette, kesinlikle şaşırtıcı bir şekilde şüpheli şüphelenmek şüpheli, zanlı hedef hedeflemek ton kasaba, şehir eğitim eğitmek tren iki kez, iki defa tipik olarak maalesef, ne yazık ki tek, eşsiz, özgü bilinmeyen kararsız, değişken kamyonet ses (insan) ifade etmek hiç mi hiç kimi, kime kaza anlaşmaya varılmış amatör amatörce yıllık olarak herhangi bir yer, hiçbir yer tartışma; iddia engel pil, batarya safra doğum bomba bombalamak kemik kırık, bozuk, arızalı satın almak ücret; şarj; görev; suçlama suçlamak; ücretlendirmek; şarj etmek sonlandırıcı
41
www.remzihoca.com
royal rule rule rural shipping sky software successfully surely surprisingly suspected suspect suspect target target ton town training train train twice typically unfortunately unique unknown unstable van voice voice whatsoever whom accident agreed amateur amateur annually anywhere argument barrier battery bile birth bomb bomb bone broken buy charge charge closer
YÖKDiL FEN
v n n v adj n adj n con n v n v n adj adj adv v adj n adj n n v v adj n adj adj v adj adv adj v n n n n v n n n v adj adj adj v n n n
çökmek çökme bileşim, birleşim birleştirmek birleştirilmiş karşılaştırma sınırlı, kısıtlı bağlantı, ilişki sonuç olarak, bu yüzden katkı dönüştürmek soğutma başa çıkmak, halletmek yaratık hayati, önemli ölü, cansız son derece, tamamen teslim etmek, dağıtmak; doğurmak bağımlı dezavantaj uzak alan içecek, içki içmek girmek aşırı masraf fazla, ilave gerçekleştirilebilir, uygun doldurmak eski eskiden özgür, serbest; ücretsiz serbest bırakmak, kurtarmak yer bilimi filizlenme amaç, hedef hasat, ürün hasat etmek, biçmek tehlike bitki öldürücü nem hayal etmek, sanmak büyük, kocaman yoğun birbirine bağlı birbirine bağlamak izotop laboratuvar ikincisi, sonuncusu
42
www.remzihoca.com
collapse collapse combination combine combined comparison confined connection consequently contribution convert cooling cope creature crucial dead dead deliver dependent disadvantage distant domain drink drink enter excessive expense extra feasible fill former formerly free free geology germination goal harvest harvest hazard herbicide humidity imagine immense intense interconnected interconnect isotope lab latter
YÖKDiL FEN
n v n n n adj n n n adj n n adj adj adj v det adj prep con adv adj n n v adj v adj v adj adj n n v prep adj adv n adj n n adj v adj n con n n v adv
liste listelemek ağaç kesme bakım, koruma, sürdürme idare, yönetim en yüksek, azami belediye başkanı makina bilimi teknisyen metabolik mikroskop orta dağlık, iri çok hücreli dar, kısıtlı daraltmak, azaltmak (iki şeyin) hiç biri, hiç birisi açık, belli, aşikâr -e, -a (üzerine doğru) aksi takdirde, yoksa -ın dışında, -den farklı geçen kişi, birey polenleşme sebep olmak, teşkil etmek olumlu tercih etmek yaygın, egemen yaygın olmak önceki, eski ilkel yol, yöntem okuma almak, teslim almak ile ilgili düzenli dikkate değer şekilde, önemli derecede direnç dirençli dümen koşu akan; koşan kapatmak kapalı silikon benzer şekilde altı duman; sigara sigara içmek; tütmek sadece
43
www.remzihoca.com
list list logging maintenance management maximum mayor mechanics mechanic metabolic microscope mid mountainous multicellular narrow narrow neither obvious onto otherwise otherwise passing person pollination pose positive prefer prevailing prevail previous primitive procedure reading receive regarding regular remarkably resistance resistant rudder running running shut shut silicon similarly six smoke smoke solely
YÖKDiL FEN
v n n n n v adj n v v adj v n adj adj n n adj adj adj n adj n pron con n adj n v n n adj v n adv adv n v adj adj n n n n n v v n n n
harcamak, geçirmek, sarf etmek sabitleyici istatistik istatistik dükkân, depo depolamak tuhaf, acayip; yabancı grev; saldırı vurmak; grev yapmak güneşte bronzlaşmak, bronzlaştırmak tehdit edilen tehdit etmek yolculuk, seyahat yürminci muhtemel olmayan kapakçık, vana buhar uygulanabilir, yaşayabilir, yapılabilir görsel aranan, istenen hafta batıda, batıdan kovboy filmi, kovboy romanı her ne her ne yaban hayatı, vahşi yaşam kablosuz, teli olmayan işçi, usta ürün vermek, teslim olmak ürün, gelir sıfır tam, kesin emmek, soğurmak hızlanma bu doğrultuda, buna göre yeteri derecede su yosunu sormak; istemek, dilemek teşebbüs edilen çekici elverişlilik top; balo lavabo, küvet; havza biyoteknoloji engel; blok engel olmak, tıkamak üflemek, esmek vurma, vuruş gemi, sandal, bot bombalama
44
www.remzihoca.com
spend stabilizer statistics statistic store store strange strike strike tan threatened threaten travelling twentieth unlikely valve vapour viable visual wanted week western western whatever whatever wildlife wireless wright yield yield zero absolute absorb acceleration accordingly adequately algae ask attempted attractive availability ball basin biotechnology block block blow blow boat bombing
YÖKDiL FEN
n n v n n v v n n n n adj adv n n n adj adj n n adj adj adj adj v n v adj n adj v v v adj v adj n adj v n adj n adv adj adj adj v n n adj
yetiştirme, besleme soy üretmek kamera kamış, sopa dövmek rol vermek; şekil almak; fırlatmak oyuncu kadrosu kestane biber durum, koşul iklimsel yakından rekabet; yarışma yoğunluk, yoğunlaşma sonuç uygun ikna edilmiş, emin mısır mürettebat, ekip azaltılmış yıkıcı saptanmış tahrip edici sürüklemek çekiliş; beraberlik çizmek; çekmek donuk, durgun kartal çevrebilimsel, ekolojik yaymak teşvik etmek patlamak (yanardağ) tam, eksiksiz araştırmak, keşfetmek yeryüzüne ilişkin kurgu uygun, sağlıklı uymak, yakışmak nöbet, hastalık nöbeti donmuş boşluk, fark aşama aşama sağlıklı kızgın, ısınmış ithal edilmiş ithal etmek ithalat oturan kişi, sakin yenilikçi
45
www.remzihoca.com
breeding breed breed camera cane cane cast cast chestnut chile circumstance climatic closely competition concentration conclusion convenient convinced corn crew decreased destructive detected devastating drag draw draw dull eagle ecological emit encourage erupt exact explore terrestrial fiction fit fit fit frozen gap gradually hale heated imported import import inhabitant innovative
YÖKDiL FEN
n n v adj n adj n n adj n n adj n v adj n adj n n adj adj n adj n adj v adj v adj n v n n v adj adj n adj n v n v adj n v n adj v v adj
iç yüzünü anlama enstitü, kurum açmak, kurmak, tesis etmek iç iyon hareketli, kinetik rüzgardan korunacak yer çiftlik hayvanları içinde insan olan mekanizma, düzenek tıp; ilaç zihinsel akıl, zihin önemsemek, ilgilenmek önemsiz, basit, küçük reşit olmayan kimse moleküler motosiklet fare esrarengiz, gizemli gergin gece on dokuzuncu seçenek mükemmel, ideal mükemmelleştirmek, tamamlamak planlanmış kirletmek tarih öncesi basın, matbaa basmak, bastırmak; üstelemek, zorlamak işlem söz, vaat; gelecek söz vermek koruyucu rastgele, gelişigüzel tanınma, doğrulama gönülsüz onarım, tamirat onarmak, tamir etmek çoğalma, kopya yanıt/tepki vermek dolandırıcı, sahtekar tuz tuzlamak tasarı, proje güvenli korumak, elde etmek ayırmak ayrı, ayrılmış
46
www.remzihoca.com
insight institute institute internal ion kinetic lee livestock manned mechanism medicine mental mind mind minor minor molecular motorcycle mouse mysterious nervous night nineteenth option perfect perfect planned pollute prehistoric press press processing promise promise protective random recognition reluctant repair repair reproduction respond rogue salt salt scheme secure secure separate separate
YÖKDiL FEN
n adj n n v adj adj v n n v n n n adj n v n v v v n n n v n v n v adj v n adj v n n adj n n v n n adj n adj adj v adj adj n
köpek balığı keskin; ani çarşaf, sayfa, tabaka yamaç, yokuş eğri olmak toplumsal kültürlü, gelişmiş döndürmek, örmek döndürme kin, inat, nispet durmak, dikilmek tutum, tezgah, ayaklık hikaye, öykü stratosfer gerilmiş, vurgulanan gerilim, stres; vurgu vurgulamak takım elbise uygun olmak; yakışmak sanmak, varsaymak araştırmak, anket yapmak anket belirti, bulgu, gösterge konuşma, görüş konuşmak tat, lezzet, zevk tadına bakmak, tadı olmak telefon telefon etmek termal, ısıyla ilgili dönüşmek, dönüştürmek ikiz beklenmedik yetki vermek yelek virüs görülebilir duvar kontrol edilemeyen yangın kaygılanmak, endişelenmek kaygı, endişe değer, kıymet değer bolluk gerçek, asıl eklenmiş eklemek, ilave etmek alkalin, bazlı analiz edilmiş karınca
47
www.remzihoca.com
shark sharp sheet slope slope social sophisticated spin spin spite stand stand story stratosphere stressed stress stress suit suit suppose survey survey symptom talk talk taste taste telephone telephone thermal transform twin unexpected vest vest virus visible wall wildfire worry worry worth worth abundance actual added add alkaline analyzed ant
YÖKDiL FEN
adv adj adj n adj v n n adj n n v n adj n adj n n adv n v n adj n v adj v adj v n n v adv n n adj n adj n n n n adj adv v n v v n v
ayrı ayrı mimari mimari ilişik, ekli iliştirmek havacılık, uçuş koy, körfez en alt düzeyde dip, taban fren fren yapmak, durdurmak kopma, kırılma kahverengi böcek gömülmüş, gömülü, örtülü kablo kariyer dikkatlice kargo yakalamak; (hastalık) yakalanmak yakalama, bit yeniği ucuz daire daire çizmek kapalı toplamak, biriktirmek ödemeli dövüşmek, mücadele etmek savaş emir, komuta yönetmek, emretmek nispeten, kısmen bileşen tüketici kirlenmiş ısı yayımı, taşınım soğutulmuş yaratma, oluşum kriz, bunalım kristal kesim öldürücü, ölümcül çok, müthiş karar vermek savunma, müdafaa göstermek, kanıtlamak ölmek beslenme; perhiz perhiz yapmak
48
www.remzihoca.com
apart apart architectural architecture attached attach aviation bay bottom bottom brake brake breaking brown bug buried cable career carefully cargo catch catch cheap circle circle closed collect collect combat combat command command comparatively component consumer contaminated convection cooled creation crisis crystal cutting deadly deadly decide defence demonstrate die diet diet
YÖKDiL FEN
v n v n adv adv n adj n v adv adj v adj adj adv adj adj v n n n v adj n v adj n adj adv n n v n v n n v adj n v adj n n adj adj v adj adj n
gözden kaybolmak sergi, gösteri sergilemek, göstermek doğu etkili bir şekilde başka yerde denge, eşitlik donatılmış kaçış kaçmak her yerde bitmiş, yorgun tüketmek büyüyen, genişleyen deneysel yoğun şekilde dış, harici çıkartılmış özünü çıkarmak öz, parça başarısızlık şekil; rakam; şahsiyet hesaplamak iyi, hoş ceza ceza vermek sıkı, sağlam şirket kırılgan esasında, temelde fon sağlama kaynak, para para sağlamak ocak, fırın tanelemek, öğütmek tahıl, tanecik zarar zarar vermek zararsız baş, kafa; müdür yönetmek; kafa vurmak tarihi, tarihsel ev halkı, hane hidro karbon uygun, ideal yasa dışı göstermek, işaret etmek gösterilen, belirtilen kayıtsız, umursamaz sanayileşme
49
www.remzihoca.com
disappear display display east effectively elsewhere equation equipped escape escape everywhere exhausted exhaust expanding experimental extensively external extracted extract extract failure figure figure fine fine fine firm firm fragile fundamentally funding fund fund furnace grain grain harm harm harmless head head historical household hydrocarbon ideal illegal indicate indicated indifferent industrialization
YÖKDiL FEN
adj v v adj con adj n n adj n n n n adj v n n adj adv n v adj adv n n n adv n n n n n adj adv adj adv adj n v v n n adv adj adj n n n v v
iç, dahili, içsel kurmak, takmak etkileşimde olmak merakı uyanmış içeren istekli, coşkulu, ilgili şimşek, yıldırım mısır, darı muazzam, dev gibi mamut tarz, biçim, şekil anlam mikroorganizma karışık, karma karıştırmak, uyuşmak karışım değişim, mutasyon çıplak, apaçık yakınlarda, yeni beş sent işletmek, çalıştırmak, ameliyat yapmak hepsi, tümü, toplam; genel olarak genel olarak palazit patika, yol, rota beşgen kalıcı bir şekilde foton boru hattı planlama kutup plan, politika kirletilmiş imkan dahilinde hoş, güzel, sevimli oldukça, epey -den önce ödül değer vermek ilerlemek yağmur ormanı nükleer santral isteyerek, kolaylıkla hazır, gönüllü mantıklı, makul alıcı iyileşme geri dönüşüm ...demek, atıfta bulunmak yansıtmak
50
www.remzihoca.com
inner install interact intrigued involving keen lightning maize mammoth mammoth manner meaning microorganism mixed mix mix mutation naked newly nickel operate overall overall pallasite path pentagon permanently photon pipeline planning pole policy polluted potentially pretty pretty prior prize prize proceed rainforest reactor readily ready reasonable receiver recovery recycling refer reflect
YÖKDiL FEN
n v n v adj n v n v n n n n adv adj n pron adv adj n adj n adv n adv n adj n v n n n adv adj n n v n n v adv adj adj adv n adj n v n con
yakıt alma benzemek cevap, yanıt, tepki başından atmak, defetmek robota ilişkin kök kök salmak testere taramak, incelemek deniz atı seçim Eylül yedi önemli derecede konumlu kar yağması birisi özellikle görkemli, dikkat çekici spektrum, tayf kare kare; meydan değişmez bir biçimde buhar son derece, şiddetle şey, madde sonraki, izleyen sülfür aşmak, geçmek çevre, civar işaret, sembol düşünce, düşünme tamamen gelgit ile ilgili kereste domates aktarmak, atamak transfer ikram, ısmarlama tedavi etmek; davranmak, ele almak gerçekten, tam anlamıyla en son, nihai etkilenmemiş alışılmadık biçimde kullanıcı değerli, saygın kol saati; nöbet seyretmek, izlemek; göz kulak olmak sulak arazi her ne zaman...-se
51
www.remzihoca.com
refuelling resemble response rid robotic root root saw scan seahorse selection September seven significantly situated snowfall someone specially spectacular spectrum square square steadily steam strongly stuff subsequent sulphur surpass surroundings symbol thinking thoroughly tidal timber tomato transfer transfer treat treat truly ultimate unaffected unusually user valued watch watch wetland whenever
YÖKDiL FEN
n adj n adj adj n n adj n n adj adv adj adj adj v n n v adj v adj v adv adj n n adj n v n n adj adj adj adj adj n n v n v v n n v adj n n n
reklam akademik yankı bilim akustik harekete geçirilmiş uyarlama, ayak uydurma yapıştırıcı, bant yapışkan öğüt, tavsiye sprey etkileyici, dokunaklı ileri canlı izin verilen değiştirilmiş değiştirmek yükseklik amino başvurmak; uygulamak; sürmek (krem vs) atanmış atamak uygun sahiplenmek yaklaşık olarak suda yaşayan kül ilişki, bağlantı; kurum balistik, atışlı esas, temel dayanmak; taşımak; doğurmak ayı fatura; gaga suçlanmış mavi bitki bilimsel parlak, zeki harika, parlak iş, işletme saklama, gizlenme saklamak, gizlenmek kep, başlık sınırlamak, kapamak ele geçirmek esir alma, ele geçirme ilgi, bakım; dikkat bakmak, ilgilenmek dikkatli katalizör karakter, özellik çizelge, tablo
52
www.remzihoca.com
ad academic acoustics acoustic activated adaptation adhesive adhesive advice aerosol affecting ahead alive allowing altered alter altitude amino apply appointed appoint appropriate appropriate approximately aquatic ash association ballistic basis bear bear bill blamed blue botanic bright brilliant business camouflage camouflage cap cap capture capture care care careful catalyst character chart
YÖKDiL FEN
v adv v n adj n n n v n n n adj v v n adj adj pp n v adj adj n n adj n n v n adj v n adv adj n n adj n n n adj v n n n n v n adj
haritasını yapmak, planlamak ucuza kontrol etmek kontrol kromozal iddia edilen, belirtilen kil kod kodlamak derleme, toplama okul yanma rahat, konforlu haberleşmek, iletişim kurmak rekabet etmek, yarışmak organik gübre konsantre olmuş iletken, geçiren dikkate alarak kapsama çelişmek; karşı çıkmak hesapsız, çok kritik, hassas, önemli eğri, kavis buzlanma yoğun azalma, düşüş tasarımcı kovmak; ilgilenmemek bozukluk; hastalık bozulmuş bölmek, araya girmek dağıtım akıntı yönünde, akıntı aşağı azimli, hırslı, kararlı ilaç; uyuşturucu çevre bilim ekonomik, hesaplı ekonomi Mısır elektronik bilimi işi olan işe almak; kullanmak düşman genişleme enzim deneyim, tecrübe yaşamak, geçirmek deney yapma, deneyleme uzatılmış, geniş
53
www.remzihoca.com
chart cheaply check check chromosomal claimed clay code code collecting college combustion comfortable communicate compete compost concentrated conducting considering containing contradict countless critical curve icing dense depletion designer dismiss disorder disrupted disrupt distribution downstream driven drug ecology economical economy Egypt electronics employed employ enemy enlargement enzyme experience experience experimentation extended
YÖKDiL FEN
adj n adj n n n n v adj v n n n v v n adj n n n adj adv adj n adj adj n n adj n n n n n v adj n n adj adj v adj adj adj v n v n n n
olağan üstü çiftlik arazisi ölümcül, öldürücü kader baba kusur, hata iyilik, lütuf desteklemek birleşik, federal kesmek, düşürmek gübre dövüşçü, savaşçı kavga, dövüş; savaş savaşmak; kavga etmek süzmek, elemek süzgeç son, nihai final esneklik ayak yabancı şans eseri, neyse ki alışılmış, sık sık olan tatlı su arkadaşça, dostane ön, ilk ön, yüz, cephe bahçe gazlı, gaz gibi salgı bezi mal, eşya grafik, tablo körfez alışkanlık katılaşmak, sertleştirmek tehlikeli yarım küre altıgen saklı , gizli etkilenmiş etkilemek etkileyici bağımsız kaçınılmaz sonuç çıkarmak yenilik jetle seyahat etmek jet uçağı düğüm, ilmek bacak
54
www.remzihoca.com
extraordinary farmland fatal fate father fault favour favour federal fell fertilizer fighter fight fight filter filter final final flexibility foot foreign fortunately frequent freshwater friendly front front garden gaseous gland goods graph gulf habit harden hazardous hemisphere hexagon hidden impressed impress impressive independent inevitable infer innovation jet jet knot leg
YÖKDiL FEN
n v n n v n v adv n adj n n n n v adj n n n n pron n n n adj adv adv n n n n v adj n v n adj n n v n n n adv n n adj n adj n
bit uzanmak; yalan söylemek yalan asansör; yükselme kaldırmak, aşırmak yük yüklemek gevşekçe boyut, büyüklük elle yapılan el kitabı imalatçı, üretici haritacılık matematikçi değiştirmek erimiş an gizem, sır, esrar navigasyon, sefer sinir hücresi, nöron hiç kimse kuzeydoğu kuzeybatı burun ünlü fark edilebilir şekilde ara sıra delik, başlangıç, açılış cevher fırın parola, şifre patent almak açık, belli buluş belgesi nüfuz etmek, girmek yüzde kişisel olgu, fenomen resim, görüntü kafasında canlandırmak parça, kısım; eser keyif, zevk, memnuniyet siyasetçi tam olarak yırtıcı hayvan itibar, saygınlık mesleki, profesyonel profesyonel derin, şiddetli kanıt
55
www.remzihoca.com
lice lie lie lift lift load load loosely magnitude manual manual manufacturer mapping mathematician modify molten moment mystery navigation neuron nobody northeast northwest nose noted noticeably occasionally opening ore oven password patent patent patent penetrate percentage personal phenomena picture picture piece pleasure politician precisely predator prestige professional professional profound proof
YÖKDiL FEN
n n adj n v n adv v v v n v adj v v v adv n n n v adj n adj n v n adj v n n v v n adj n adj n adj n adj n v adj adj n n n n n
protokol nicelik, miktar köklü radikal kimse yükseltmek; büyütmek (çocuk) maaş artışı düzenli olarak ilişki kurmak, ilişkilendirmek ortadan kaldırmak karşı koymak, direnmek saygı saygı göstermek/duymak sınırlı, kısıtlı sınırlandırmak döndürmek; sırayla yapmak kurtarmak; saklamak bilimsel olarak deniz dibi, deniz yatağı tortu, çökelti arayış aramak, istemek gölgeli gölge şekillendirilmiş dükkân alışveriş yapmak yetenek, kabiliyet yumuşak başlatmak, alevlendirmek kıvılcım leke, benek, nokta; ben; yer, mahal tanımak, görmek, ayırt etmek, seçmek püskürtmek, fışkırmak sprey istatiksel taş katı, sert denizaltı ani acı, keder olağanüstü, çok iyi sürpriz, şaşkınlık şaşırtmak şaşırmış savunmasız öğretmen televizyon terörist tema, konu gelgit, akış
56
www.remzihoca.com
protocol quantity radical radical raise raise regularly relate remove resist respect respect restricted restrict rotate save scientifically seabed sediment seeking seek shadowed shadow shaped shop shop skill soft spark spark spot spot spray spray statistical stone strict submarine sudden suffering super surprise surprise surprised susceptible teacher television terrorist theme tide
YÖKDiL FEN
adj n adj v n n n v n n n v adv adv adv adj n adj n n n n n n v adj n adv n adj n adj v adj v v n adj n adj adj adv n adj n v n v adj n
sıkı, dar, gergin ayak parmağı zehirli izini sürmek, takip etmek iz, belirti ileteç taşınma tuzak kurmak tuzak, kapan tedavi; davranış sorun canını sıkmak, sıkıntı vermek nihayetinde yukarı doğru yukarı doğru değişken değişken değişik, çeşitli, türlü damar; gemi, tekne titreşim vibrotaktil dalga boyu hafiflik tekerlek, çark tekerlekli araçla götürmek istekli şarap üreticisi kesinlikle, tamamen emici, emen madde birikmiş başarı şiddetli, güçlü kabul etmek, itiraf etmek evlat edinilmiş benimsemek, evlat edinmek desteklemek, korumak savunucu, avukat estetik temsilci; faktör havayla taşınan algoritmik tümüyle, hep beraber ata, cet kurak kol; silah silahlandırmak ordu yardım etmek, desteklemek astronomik atlet, sporcu
57
www.remzihoca.com
tight toe toxic trace trace transistor transportation trap trap treatment trouble trouble ultimately upwards upward variable variable varied vessel vibration vibrotactile wavelength weightlessness wheel wheel willing winemaker absolutely absorber accumulated achievement acute admit adopted adopt advocate advocate aesthetic agent airborne algorithmic altogether ancestor arid arm arm army assist astronomical athlete
YÖKDiL FEN
adj n v n adj n n v v n adj adj n n v n n n adv adj n n v n n n n n n adv adj v v adj adj adj v n n adj n v adv n v n adj n n v
kötü, berbat banyo banyo yapmak zil, çan faydalı biyodizel tahta, pano; kurul (gemi, uçak) binmek hesaplamak merkez yüklü ana, başlıca şef, başkan klor seçmek kromozom medeniyet saat saat yönünde klonlanmış klonlama elbise, giysi giydirmek giyecek kumaş, örtü kaplama ceket, mont yaka, tasma ticaret ticari olarak derli toplu, kullanışlı sıkılaştırmak karşılaştırmak rekabetçi kapsamlı, detaylı sıkıştırılmış sıkıştırmak basınç, sıkıştırma konferans, toplantı gizli öğe, unsur oluşturmak aralıksız, durmaksızın sözleşme küçülmek, kısaltmak; sözleşme yapmak kontrol etme, denetim ikna edici konsey, meclis kuzen çatlamak, yarılmak
58
www.remzihoca.com
bad bath bath bell beneficial biodiesel board board calculate center charged chief chief chlorine choose chromosome civilisation clock clockwise cloned cloning clothes clothe clothing cloth coating coat collar commerce commercially compact compact compare competitive comprehensive compressed compress compression conference confidential constituent constitute continuously contract contract controlling convincing council cousin crack
YÖKDiL FEN
n n adj n v n n v n n adj v adj n n n n n adj n v v n v n adj adj v n adv n v v n v n adj n n n n v n n n v adj adj v n
çatlak geçit, kavşak karşı, karşıt çarpı işareti; haç karşıya geçmek müfredat devir, döngü; bisiklet bisiklete binmek darwincilik enkaz, kalıntı gerileyen, azalan çürümek, ayrışmak kesin, belirli tanım, tanımlama tanımlama, betimleme, tasvir etme çölleşme kir, leke; toprak ortadan kaybolma feci, korkunç disiplin disipline etmek önemsememek umursamama ayırt etmek, ayrım yapmak rahatsızlık hareketsiz, cansız eş, çift ikiye katlamak düzine ani, sert bir şekilde hayal; rüya rüya görmek; hayal etmek sürüklenmek, birikmek matkap oymak, sondaj yapmak devam, süre hevesli, istekli kulak kenar, eşik; avantaj eğitim tesir, yararlılık ortadan kaldırmak acil durum boşluk diş minesi hoşlanmak, eğlenmek; sahip olmak aşındırılmış ahlaki aşmak, geçmek alıştırma
59
www.remzihoca.com
crack crossing cross cross cross curricula cycle cycle darwinism debris declining decompose definite definition description desertification dirt disappearance disastrous discipline discipline disregard disregard distinguish disturbance dormant double double dozen drastically dream dream drift drill drill duration eager ear edge education efficacy eliminate emergency emptiness enamel enjoy eroded ethical exceed exercise
YÖKDiL FEN
v adj adj n n v n adj n adj n n adj v n n adj n n n n adj n n adj n n v adv con n n adj n v n n v adj n adj adv adj n adj adv n v n adj
alıştırma yapmak deneyimli keşfedilmiş aile, soy korku, endişe korkmak verimlilik düz, havasız, sıkıcı daire akışkan, sıvı sıvı ayak izi ön tahmin etmek tahmin ormanlık arazi dondurucu sıklık kurbağa mantar, küf oyun, eğlence neşeli, keyifli; eşcinsel eşcinsel geometri çok büyük, dev gibi gümüş çimen, yeşillik duymak, işitmek; haberi olmak yoğun şekilde bu yüzden teklif, öneri, karar su aygırı düşman avcılık avlamak; aramak avcılık; arama tanıma, kimlik göz ardı etmek, yok saymak ani ima, çıkarım geliştirici, gelişen belirsiz şekilde ucuz, masrafsız enfeksiyon, hastalık sonsuz başlangıçta talimat, öğretim araya girmek, bozmak müdahale, karışma; parazit birbirine dolaşmış
60
www.remzihoca.com
exercise experienced explored family fear fear fertility flat flat fluid fluid footprint fore forecast forecast forestland freezing frequency frog fungus game gay gay geometry gigantic silver grass hear heavily hence resolution hippo hostile hunting hunt hunt identification ignore immediate implication improving indefinitely inexpensive infection infinite initially instruction interfere interference intertwined
YÖKDiL FEN
n n v n v adj n n n n n n v v n n n adv adj n v n adj n adv n v n n v adj n adj n n v n n n adj n v n adj v n adj n adj v
mülakat yapan kişi tanıtım, başlangıç araştırmak araştırmacı, dedektif, müfettiş yatırım yapmak izole, ıssız, soyutlanmış gezi, yolculuk talih, kader, karma klavye katil kilometre çalışma, iş, emek uğraşmak, çabalamak sıçramak yaşam süresi sınırlama, kısıtlama dudak yerel olarak kilitli kilit kilitlemek mekanizma, sistem çılgın, deli yönetici, idareci göze çarpan bir şekilde Marslı bahsetmek, söylemek değinme, söz etme mikrobiyoloji göç etmek ılıman, nazik süt asgari en az, asgari füze yanlış kullanmak yanlış kullanım kas nanoyapı deniz kuvvetleri ile ilgili denizcilik yolunu bulmak, seyretmek sinir; çaba, cesaret nötr, tarafsız fark etmek, farkına varmak duyuru, uyarı, dikkat dikkate değer roman yeni, değişik gözlemek
61
www.remzihoca.com
interviewer introduction investigate investigator invest isolated journey karma keyboard killer kilometer labour labour leap lifetime limitation lip locally locked lock lock machinery mad manager markedly martian mention mention microbiology migrate mild milk minimum minimum missile misuse misuse muscle nanostructure naval naval navigate nerve neutral notice notice noticeable novel novel observe
YÖKDiL FEN
n adj n adj adj pron n adv n n v n v adv n n adv v n adj n n v n v n adj adj adj v n n adj adj adj n adj adj v n v v n v adv n adj n n v
durum okyanusla ilgili memur, yetkili resmi karşı kendimize patlak verme, başlangıç kısmen pastörize etme ödeme; maaş ödemek penguen algılamak, sezmek kusursuzca, tamamen donmuş toprak aşama, evre fiziki olarak öncü olmak öncü mutlu, memnun zehirlenme zehir zehirlemek polis (teşkilatı) cilalamak liman, iskele değerli tam, kesin tercih edilen korumak, muhafaza etmek üretkenlik profesör kârlı programlanmış uygun, düzgün maden arayıcısı ispatlanmış psikolojik, ruhsal püre haline getirmek posa itmek, zorlamak şaşırtmak bulmaca tepki göstermek makul bir biçimde yansıma, görünüm üremeyle ilgili gölet tortu, çökelti tersine çevirmek; geri geri gitmek
62
www.remzihoca.com
occasion oceanic official official opposed ourselves outbreak partially pasteurization pay pay penguin perceive perfectly permafrost phase physically pioneer pioneer pleased poisoning poison poison police polish port precious precise preferred preserve productivity professor profitable programmed proper prospector proven psychological pulp pulp push puzzle puzzle react reasonably reflection reproductive reservoir residue reverse
YÖKDiL FEN
adj n v n adj prep n n adj n adv v adj adv n n n v n adv adv n n adj n adv adv adj n adj v n v adj n n n n n n v n n n n v n adv adj adj
ters, karşıt yüzük; zil zil çalmak, telefon etmek gül yuvarlak çevresinde, etrafında dizi, seri, raunt hoş koku, parfüm mevsimlik bölüm nadir, seyrek satmak sığ kısa zaman sonra hastalık, bulantı önem işaret imzalamak durum biraz, hafif derecede kısmen güneybatı yönü ifade, söz devamlı, değişmez strateji, plan şiddetle, sıkı sıkıya önemli derecede kükürtlü süper bilgisayar süratli, tez, çabuk yüzmek kuyruk gizlice takip etmek uzun tanker terörizm termodinamik bilimi zamanlama izcilik, takip dönüştürücü iletmek, nakletmek aktarıcı, verici aktarıcı yolcu, gezgin güven güvenmek tünel hiç şüphesiz benzeri görülmemiş güncellenmiş
63
www.remzihoca.com
reverse ring ring rose round round round scent seasonal section seldom sell shallow shortly sickness significance sign sign situation slightly somewhat southwest statement steady strategy strictly substantially sulphuric supercomputer swift swim tail tail tall tanker terrorism thermodynamics timing tracking transformer transmit transmitter transponder traveller trust trust tunnel undoubtedly unprecedented updated
YÖKDiL FEN
v adv n n n n n n v v n v n v n adj adj adj v n adj adj adj adj adv v n adj n v n adj adj n adj v adj n n n n adj adv n n adj v n adv adj
bir üst seviyeye çıkartmak tamamen geçerlilik vadi hız, sürat sürüm, yorum video ziyaret ziyaret etmek beklemek bekleyiş, bekleme cilalamak cila, bal mumu karşı koymak seminer, atölye kaygılı, endişeli daha kötü en kötüsü terk etmek, bırakmak yokluk, var olmama emilmiş, dalmış çok ilginç kabul edilebilir ulaşılabilir kazara, tesadüfen barındırmak uyum, anlaşma asitli hektar ayarlamak, uydurmak yönetim hayran olunan, çok beğenilen kabul edilmiş gelme, ortaya çıkma havacılıkla ilgili gücü yetmek( maddi), karşılamak korkmuş koşullandırma yolcu uçağı uçak alkol aynı, benzer benzer şekilde antibiyotik onay onaylanmış tartışmak; ileri sürmek varış, geliş suni bir şekilde sanatsal
64
www.remzihoca.com
upgrade utterly validity valley velocity version video visit visit wait wait wax wax withstand workshop worried worse worst abandon absence absorbed absorbing acceptable accessible accidentally accommodate accordance acidic acre adjust administration admired admitted advent aeronautical afford afraid conditioning airliner airplane alcohol alike alike antibiotic approval approved argue arrival artificially artistic
YÖKDiL FEN
n n n adj adv n v adv adj adj n v adj adv adv n adj n adj v n v n adj n adj n adj n adj v n n v adj n n n adj n n n adv n adj n n adj v adj
destek, yardım çekicilik, cazibe yetki, otorite otomatik otomatik olarak, kendiliğinden ödül ödüllendirmek kötü şekilde dengeli kel, saçsız yasak yasaklamak çıplak, açık neredeyse hiç temelde plaj, kumsal güzel inanç biyoaktif suçlamak suç, kabahat hareket ettirmek kısa saç modeli bitki bilimsel limit, sınır, hudut geniş toplu, yığın toptan kurşun, mermi yanmış patlamak patlama düğme, tuş düğmelemek kasten, hesaplanmış hesaplama karbonhidrat kart gökyüzü ile ilgili santimetre sandalye oda, bölme başlıca dolaşım klasik koleksiyon, toplama kurul ikna edici, ilgi uyandıran telafi etmek kompulsif, takıntılı, düzenli
65
www.remzihoca.com
assistance attraction authority automatic automatically award award badly balanced bald ban ban bare barely basically beach beautiful belief bioactive blame blame bob bob botanical boundary broad bulk bulk bullet burnt burst burst button button calculated calculation carbohydrate card celestial centimetre chair chamber chiefly circulation classical collection committee compelling compensate compulsive
YÖKDiL FEN
v adj adv n adj adj n n n n n v n v adj n adj n v adj n n v adj adv n n n v adv n v adj n n adj n adj n v adj adj v v n v n v n n
sonuç çıkarmak son, kesin kesin olarak ısı iletimi kesin, emin istikrarlı, tutarlı varil, kap dönüşüm, çevirme işbirliği, dayanışma yazışma, haberleşme aşındırma etkisiz hale getirmek çarpma çarpmak yaratıcı yaratıcılık kalabalık kalabalık toplanmak, bir araya gelmek kristalli, parlak tarım yapma, üretme tedavi, çare tedavi etmek meraklı, tuhaf tehlikeli bir şekilde karanlık veri tabanı şafak (gün)ağarmak, şafak sökmek kesinlikle gecikme geciktirmek çaba gerektiren, çetin batma, bitiş, vefat bağımlılık arzu edilen, istendik boyut yönelik, dönük disk tartışmak, görüşmek rahatsız edici, bozucu rahatsız edici rahatsız etmek suya dalmak dalgıç bölmek sürüş (araba) sürmek, kullanmak sürücü Hollandalı, Hollandaca, Flemenkçe
66
www.remzihoca.com
conclude conclusive conclusively conduction confident consistent container conversion cooperation correspondence corrosion counteract crash crash creative creativity crowded crowd crowd crystalline cultivation cure cure curious dangerously darkness database dawn dawn definitely delay delay demanding demise dependence desirable dimension directed disc discuss disruptive disturbing disturb dive diver divide drive drive driver Dutch
YÖKDiL FEN
n v n adv n adv n v n adj v n adv n n adv adj v n n adj v adv n n adj n adj adj adj adj n adj n adj n n n adv adj n v adj n v n n adj adj n
görev, sorumluluk yatıştırmak, azaltmak rahatlık, kolaylık zahmetsizce seçim elektrik gücüyle embriyo ortaya çıkmak belirme, çıkma, oluşma çevreli, kapalı karşılaşmak, rastlamak karşılaşma aşırı derecede, çok çevreci kuruluş, tesis aşırı derecede mükemmel değiştirmek, takas etmek değiş tokuş uzmanlık, beceri, ustalık sömürülmüş faydalanmak, sömürmek oldukça; adil bir şekilde şöhret, ün moda, tarz, biçim şişman, iri, kalın yağ kusurlu, sorunlu olumlu, uygun, faydalı favori, çok beğenilen hemşehri, dost adam, herif verimli dolgu döşeli, bağlı alev çiçekçilik grip dışarıya, ileri dördüncü ufak parça küçük parçalara ayırmak açıksözlü, dürüst özgürlük, hürriyet toplamak, toplanmak, biriktirmek jeneratör genetikçi coğrafi jeotermik tanrı
67
www.remzihoca.com
duty ease ease effortlessly election electrically embryo emerge emergence enclosed encounter encounter enormously environmentalist establishment exceedingly excellent exchange exchange expertise exploited exploit fairly fame fashion fat fat faulty favourable favourite fellow fellow fertile filling fitted flame flowering flu forth fourth fragment fragment frank freedom gather generator geneticist geographical geothermal god
YÖKDiL FEN
n n n n v v n adj adj n n n pron n n adj n adj adj adj n adv adj adj adj v adv adv n n adj v adj n v n v n n n n v adv n adj adj n v v adj
çekim, eğilim yeraltı suyu atış ilmi, topçuluk saç, kıl durdurmak kullanmak, yararlanmak koşum takımı, kayış sert, kaba sağlıklı, güçlü işitme; duruşma kalıtım kış uykusu kendi, kendisi bal arısı at nemli melez, karışım aynı, birebir aynı yanlış yetersiz inç son derece, çok etkili kızıl ötesi sayısız, çok denetlemek hemen, derhal aynı şekilde, daima mucit yatırım birleştirilmiş katılmak; birleştirmek eksik, yoksun çöp sahası sermek, koymak konferans; öğüt konferans vermek; öğüt vermek mercek, büyüteç mektup; harf kireç taşı dinleyiş dinlemek, kulak vermek mantıklı bir biçimde boylam büyük erkek erkek yönetmek; başarmak yönlendirmek işaretli, göze çarpan
68
www.remzihoca.com
gravitation groundwater gunnery hair halt harness harness harsh healthy hearing heredity hibernation himself honeybee horse humid hybrid identical inaccurate inadequate inch infinitely influential infrared innumerable inspect instantly invariably inventor investment joined join lacking landfill lay lecture lecture lens letter limestone listening listen logically longitude magnificent male male manage manipulate marked
YÖKDiL FEN
n v n v adv adj n adv n n n adj n v n adj n v n v adj n n n adj n adj n adj adv adv n n adj adj n adj n n adj n n v n n v v n n n
çarşı, pazar; piyasa pazarlamak maç; kibrit; eş eşleşmek, uymak belki orta, vasat araç, aracı sadece ileti mikrop mikro iklim mikroskopik madenci azaltmak değişiklik nemli, ıslak anne anne gibi davranmak ağız tane tane söylemek yakın, bitişik, komşu olan komşu tarz, biçim, zevk kâbus modası geçmiş engel ara sıra olan, seyrek iş yeri, büro devam eden, süren ileriye doğru ileriye doğru fırsat portakal; turuncu turuncu yörüngesel uydu düzenli, sıralı teşkilat, kuruluş sonuç göze çarpan sahip kutu, paket; sürü toplanmak, doluşmak ağrı, acı park park etmek hafifçe vurmak, sıvazlamak bezelye nohut, bezelye yaya
69
www.remzihoca.com
market market match match maybe medium medium merely message microbe microclimate microscopic miner minimize modification moist mother mother mouth mouth neighbouring neighbour style nightmare obsolete obstacle occasional office ongoing onwards onward opportunity orange orange orbital orbiter ordered organization outcome outstanding owner pack pack pain park park pat peas pea pedestrian
YÖKDiL FEN
adj adj n n n v n n adj adj v adj n adj adj v adj n n adj adj adj n adj adj n n n v n n adj adv n n n n n n v n v adj adj n v adv n n v
sıkıcı, yavan yüzde, ...lik haşere petro-kimyasal fotoğraf toplamak, seçmek boru; pipo oyuncu bol zehirli polen yaymak iskan edilmiş patates tahmin edilebilir tercih edilir hazırlamak, hazırlanmak acil, acele öncelik özel hayat, gizlilik muhtemel, olası sorunlu, tartışmalı üretken, yaratıcı, verimli program önemli, seçkin umut vaadeden oran psikoloji nabız pompalamak pompa çeyrek, dörtte biri çabuk süratle, hızlıca radyoaktivite radon büyük çiftlik rastgelelik oran, nispet alıcı tanımak, kabul etmek kayıt etme iyileşmek tekrarlayan bölgesel rengeyiği hatırlamak, anımsamak uzaktan ortadan kaldırma yenileme temsil etmek
70
www.remzihoca.com
pedestrian percent pest petrochemical photo pick pipe player plentiful poisonous pollinate populated potato predictable preferable prepare pressing priority privacy probable problematic productive program prominent promising proportion psychology pulse pump pump quarter quick quick radioactivity radon ranch randomness ratio receptor recognize recording recover recurrent regional reindeer remember remotely removal renewal represent
YÖKDiL FEN
n v adj n n n n adj n n adv n n v n n n adj adv n v n v n v n v adv n n v n n n n v n adj n adj adj adj n n v v n adj adv n
yeniden işleme tekrar işlemek oturmaya ayrılmış yerli, sakin onarma, yenileme yankılanma sırt, yamaç katı, sert satış; indirim, ucuzluk kum taşı memnun eder şekilde saha, alan, kapsam ekran, perde göstermek, araştırmak dizi, sıralama hizmet ortam, dekor; ayar, derece cinsel keskince, aniden baraka dökmek, atmak kalkan, siper korumak, siper olmak değişim; vardiya değiştirmek görme, görüntü görmek eş zamanlı olarak iskelet gökdelen kaymak slayt, kaydırak futbol sodyum tür sınıflamak, ayırmak sperm spiral istikrar standartlaşmış dik, sarp, aşırı uyarıcı depo, ambar gerginlik, zorlama çaba harcamak, zorlamak uzanmak, germek uzatma, gerilme önemli uygun bir şekilde üstünlük
71
www.remzihoca.com
reprocessing reprocess residential resident restoration reverberation ridge rigid sale sandstone satisfactorily scope screen screen sequence service setting sexual sharply shed shed shield shield shift shift sight sight simultaneously skeleton skyscraper slide slide soccer sodium sort sort sperm spiral stabilization standardized steep stimulating storehouse strain strain stretch stretch substantial suitably superiority
YÖKDiL FEN
n adj v n v n adj n v adj n adj n n n v n n n n n n adj adj adj n n v n n adj v adj adj adj adj adj adj n adj n adj v n v v n v adj n
tedarikçi, satıcı sözde, iddia edilen bastırmak, gizli tutmak sürdürülebilirlik dönmek, değiştirmek anahtar, düğme; değişim sistematik, sistemli masa; tablo ele almak, çözmek teleskopik, iç içe geçen eğilim kötü, feci kuramcı kalınlık, koyuluk iplik, tel iplik geçirmek yatacak yer kasırga turist kule dönüşüm, değişim yayınlama, iletme tuzağa düşmüş işlenmiş, işlem görmüş büyük, kocaman eğilim deneme, mahkeme tetiklemek tetik yirmi değişmemiş maruz kalmak, geçirmek pürüzlü birleştirilmiş tahmin edilemez güvenilmez üst, üstteki acil aşılama, aşı bitkisel havalandırma onaylı, doğrulanmış titremek savaş, harp giymek; yıpranmak tartmak, ...çekmek tel, kablo kablo döşemek endişe verici sarı
72
www.remzihoca.com
supplier supposed suppress sustainability switch switch systematic table tackle telescopic tendency terrible theorist thickness thread thread quarters tornado tourist tower transformation transmission trapped treated tremendous trend trial trigger trigger twenty unchanged undergo uneven unified unpredictable unreliable upper urgent vaccination vegetative ventilation verified vibrate warfare wear weigh wire wire worrying yellow
YÖKDiL FEN
n adv prep n v adj v n adj n adj adj adj n n v n v n adj adj n v n adj n n n n n adj adv n n v adj v n n v n adj v v adj n v n n n
anormallik, sapkınlık içinde (gemi/uçak vs) içinde (gemi/uçak vs) emme, içine çekme hızlandırmak yetenekli başarmak, tamamlamak başarı, tamamlama tanınmış, kabul edilmiş, onaylanmış oyunculuk, rol yapma vekil, temsil eden uyarlanabilir ilave , ek katkı maddesi adres; konuşma hitap etmek; (bir sorunla) ilgilenmek, değinmek reklam tavsiye vermek, öğüt vermek anten hava ile ilgili aerodinamik gündem, ajanda birleştirmek, toplamak topluluk, küme sinirli anlaşma hava alanı sıra bolluk, çokluk boynuz yansıma önleyici her neyse, zaten aletler, araçlar çekicilik; çağrı, talep cezbetmek; talep etmek uygulanabilir, ilgili onaylamak Nisan su, deniz mavisi kavis çizmek köprü, kemer arkeolojik ortaya çıkmak, meydana gelmek uyandırmak (duygu vs) düzenlenmiş düzenleme değerlendirmek varsayım astrofizikçi astrofizik
73
www.remzihoca.com
aberration aboard aboard absorption accelerate accomplished accomplish accomplishment acknowledged acting acting adaptive additional additive address address advertisement advise aerial aerial aerodynamic agenda aggregate aggregate aggressive agreement airport alignment amplitude antenna antireflective anyway apparatus appeal appeal applicable approve April aqua arch arch archaeological arise arouse arranged arrangement assess assumption astrophysicist astrophysics
YÖKDiL FEN
n v n n n n n v n n adj n v n n v n n n n v adj n n v adj v n adj v n n n n v n v adj n n n n n n adj adj v n n adj
girişimde bulunma katılmak devam etme, hazır bulunma sonbahar, güz çığ eksen bakteri çarpmak, patlamak patlama banka; kıyı kurak, çorak bar; parça, çubuk engel olmak yarasa savaş savaşmak ilgi, duruş biçimi sığır eti adına inanış eğmek, bükmek zararsız, iyi huylu bıçak patlama; ani rüzgâr patlamak; tahrip etmek karışık karıştırmak karışım kör gözünü kapatmak bağlanma aydınlık tv - radyo yayını radyo/tv yayını canlı yayın yapmak bütçe bütçelendirmek ucuz inşaatçı kafes kalori teneke kutu kapsül taşıyıcı feci, yıkıcı bulaşıcı, etkileyen durdurmak çimento santigrat seramik
74
www.remzihoca.com
attempting attend attending autumn avalanche axis bacterium bang bang bank barren bar bar bat battle battle bearing beef behalf believing bend benign blade blast blast blended blend blend blind blind bonding brightness broadcasting broadcast broadcast budget budget budget builder cage calorie canister capsule carrier catastrophic catching cease cement centigrade ceramic
YÖKDiL FEN
n n v adj n adj n n n adj v n adj v n n adj adv v n n v n adj n v v adj n v adv adj v n v adv adj n v n n n n v adj n adj adv n adj
bukalemun kanal kullanmak, kanalize etmek özdeşleşmiş kilise sivil sivil uygarlık belirginlik, açıklık gizli sınıflandırmak müşteri, alıcı giyinmiş, örtük toplanmak küme, demet kahve tutarlı, uyumlu ortaklaşa, birlikte olarak çarpışmak birleştirme komisyon, kurul görevlendirmek topluluk, toplum, halk benzer, kıyaslanabilir şikâyet içermek, kapsamak uymak, boyun eğmek bilinçli, farkında oy birliği korumak devamlı olarak, tutarlı şekilde oluşturulmuş tüketmek, kullanmak iddia, sav, rekabet ikna etmek ikna edici şekilde bol, aşırı kopya, nüsha kopyalamak, çoğaltmak kozmonot pamuk kabuk, kaplama çığlık, haykırış ağlamak; bağırmak kıvrık, eğimli silindir günlük günlük olarak, hergün nem, rutubet tartışılan
75
www.remzihoca.com
chameleon channel channel characterized church civilian civilian civilization clarity classified classify client clothed cluster cluster coffee coherent collectively collide combining commission commission community comparable complaint comprise conform conscious consensus conserve consistently constituted consume contention convince convincingly copious copy copy cosmonaut cotton covering cry cry curved cylinder daily daily damp debated
YÖKDiL FEN
v adj n v v n adj adj adj n v v n n adj n n adj adj n adv adj v adj v adj v v n n n n n n n adj v adj v adj n n v adj adj n n v adj adv
kandırmak yapraklarını döken kusur savunmak tanımlamak, açıklamak şeklini bozma aşağılanmış kasti, planlı hassas, kırılgan teslimat konuşlandırmak arzu etmek istek, arzu masa üstü tahrip edici bulma, keşfetme bozulma, çürüme icat edilmiş kendini adamış çap farklı bir şekilde azalan, eksilen azalmak, eksiltmek pis, kirli; açık saçık aynı fikirde olmamak hayal kırıklığına uğratıcı hayal kırıklığına uğratmak atmak çelişki tartışma, görüşme parçalanma, ayrışma kesinti, aksama dağıtım, yayılım dağılma, yok olma ayırım ayırt edilebilir dikkatini dağıtmak dağıtılmış ayrılmak, farklı olmak ilahi, kutsal bölme, ayırma belge belgelendirmek belgelenmiş hakim olunan doz, miktar şüphe şüphelenmek şüpheli aşağıya doğru
76
www.remzihoca.com
deceive deciduous defect defend define deformation degraded deliberate delicate delivery deploy desire desire desktop destroying detection deterioration devised devoted diameter differently diminishing diminish dirty disagree disappointing disappoint discard discrepancy discussion disintegration disruption dissemination dissipation distinction distinguishable distract distributed diverge divine division document document documented dominated dose doubt doubt doubtful downward
YÖKDiL FEN
n n n n adj adj v adj n n adv n n adj n v n adj n v n n n adj v n n adj n adv n adj n n n n n v n n n adj adj n n n adj adj n n
dezavantaj çizim birikinti, damlama kuraklık tozlu kazanılmış kazanmak (para) on sekizinci elektrot elektrikli mıknatıs elektronik olarak yükseklik eleme, yok etme ortaya çıkan, meydana gelen, gelişen vurgu, önem vurgulamak bitiş geliştirilmiş, arttırılmış zarf sarmak , kaplamak ekvator denge çağ, devir patlamış tahmin etmek, değer biçmek tahmin inceleme, muayene; sınav istisnai, nadir istisna aşırı derecede heyecan egzotik, yabancı keşif gezisi deneyci sömürü, faydalanma kaşif, araştırmacı ihracat ihraç etmek çıkarma kumaş, doku, yapı ön cephe, yanılsama harika; garip büyülenmiş hayvan topluluğu şubat kadın dişi, kadın şiddetli on beş elli
77
www.remzihoca.com
drawback drawing dropping drought dusty earned earn eighteenth electrode electromagnet electronically elevation elimination emerging emphasis emphasize ending enhanced envelope envelope equator equilibrium era erupted estimate estimate examination exceptional exception excessively excitement exotic expedition experimenter exploitation explorer export export extraction fabric facade fantastic fascinated fauna february female female fierce fifteen fifty
YÖKDiL FEN
adj n adv n adj n n v n v adj n adj n n n n adj n n v n v v n n v n v adj adj n n n v n n n v v n n v n adj v n n n n
sonlu ateş topu sıkıca gemi filosu, donanma esnek bitki örtüsü dalgalanma, değişim katlamak, dürmek; kapanmak kat unutmak, hatırlamamak unutulmuş yöntem, çözüm, reçete yaklaşan, gelecek kesir, küçük miktar çerçeve, iskelet yenilik, tazelik arkadaş, dost duygusuz, soğuk mobilya sigorta sigorta atmak 4, 55 litre genelleme yapmak filizlendirmek hediye; yetenek göz atma, kısa bakış göz atmak küre, dünya yönetmek, idare etmek aşamalı, yavaş büyük, görkemli mezarlık yetiştirici tahmin tahmin etmek prensip, kılavuz, talimat silah, tabanca, tüfek kulp, kol ele almak, çözmek yumurtadan çıkmak ambar ağzı başlık saklamak, gizlenmek post, deri zenginleştirilmiş zenginleştirmek ufuk hormon, içsalgı hortum avcı
78
www.remzihoca.com
finite fireball firmly fleet flexible flora fluctuation fold fold forget forgotten formula forthcoming fraction frame freshness friend frigid furniture fuse fuse gallon generalize germinate gift glance glance globe govern gradual grand graveyard grower guess guess guideline gun handle handle hatch hatch heading hide hide enriched enrich horizon hormone hose hunter
YÖKDiL FEN
n n adj adj adj n adv v v adj n n n adj adv n n adj adj adv adj v n v n n adj v adj n adj v n adj adj adj adj n adj n adj n n n n n v n n adj
hidrogüç püskürük hasta, kötü hayali, düşsel yaratıcı görüntüleme çok fazla zarar vermek, bozmak damgalamak uygun olmayan meydana gelme sıklığı olay gelir inanılmaz bağımsız olarak belirti, işaret, iz, alamet sanayici endüstrileşmiş, sanayileşmiş verimsiz, yetersiz kaçınılmaz şekilde bilgili, haberli haber vermek, bildirmek yaratıcılık, hüner ikamet etmek miras, kalıt yaralanma, sakatlanma tamamlayıcı, ayrılmaz bütünleşmek, birleştirmek bütünleşmiş akıl, zekâ; istihbarat kasıtlı, planlanmış niyet etmek, amaçlamak etkileşim disiplinlerarası geçici, fani birbiriyle ilişkili yıldızlar arası müdahale geri döndürülemez kumanda kolu çocuksu, gençliğe ait çocuk, genç su ısıtıcısı, çaydanlık manzara kanun koyan kişi yaprak yaslanmak, dayamak efsane, destan ruhsat, lisans cansız, ölü gibi
79
www.remzihoca.com
hydropower igneous ill imaginary imaginative imaging immensely impair imprint inappropriate incidence incident income incredible independently indication industrialist industrialized inefficient inevitably informed inform ingenuity inhabit inheritance injury integral integrate integrated intelligence intended intend interaction interdisciplinary interim interrelated interstellar intervention irreversible joystick juvenile juvenile kettle landscape lawmaker leaf lean legend licence lifeless
YÖKDiL FEN
n n n n n n v adj n n v n adj n n n n v n adj n n n n n adj n v n adj n v adj v n n n adj n adv n n n adj adj adj adv n adj n
yaşam süresi, ömür ışıklandırma, aydınlatma ihtimal ilgi odağı sınırlama çöp, döküntü çöp atmak zengin yükleme aşk, sevgi sevmek, aşık olmak lüks, konfor lüks yaşayan dergi yapıcı, üretici işaret arkadaş, dost, eş eş olmak, çiftleşmek paspas en büyük öğün, yemek ilaç tedavisi toplantı erime meteoroloji uzmanı çok küçük, minyatür ayna yansıtmak, göstermek yanlış kavrama kayıp, eksik ıskalama özlemek; kaçırmak, ıskalamak ılımlı, orta hafifletmek, yatıştırmak maymun sürücü çamur müzikle ilgili, müzikal donanma illa ki, mutlaka gereksinim, ihtiyaç boyun; yaka ihmalkârlık, ihmal önemsiz, gözardı edilebilir gececi dikkate değer özellikle, bilhassa; başta...olmak üzere musibet, baş belası besleyici amaç, hedef
80
www.remzihoca.com
lifespan lighting likelihood limelight limiting litter litter loaded loading love love luxury luxury magazine maker marking mate mate mat max meal medication meeting meltdown meteorologist miniature mirror mirror misconception missing miss miss moderate moderate monkey motorist mud musical navy necessarily necessity neck negligence negligible nocturnal notable notably nuisance nutritious objective
YÖKDiL FEN
adj n adj n n v n n n n n v pron adj n n v adj n n n n n n v adj n adj adv adj n v adj n n adj n n n n adj adv v adj n v n adv adj n
tarafsız, nesnel zorunluluk gözlenebilir gözlem evi gözlemci işgal etmek öneri, teklif evlat, yavru, döl sayfa, yaprak açık ocak orkide başlamak, -de ortaya çıkmak bizimki modası geçmiş paleontoloji panik, korku paniğe kapılmak benzer, paralel benzerlik, paralellik asalak, parazit katı parçacık çayır, otlak pençe en üst seviye, zirve doruğa ulaşmak zeki, keskin halk, kavim periyodik düzenli aralıklarla kötümser fotoğraf fotoğraf çekmek fizyolojik güvercin ekim, dikim akla yatkın, inandırıcı plutonyum polen gölet popülarite, rağbet gözenekli olumlu şekilde; kesinlikle sahip olmak güçlü, etkili, kuvvetli sterlin, pound vurmak, çarpmak yoksulluk yaklaşık, hemen hemen önlemsel kahin, öngörücü
81
www.remzihoca.com
objective obligation observable observatory observer occupy offering offspring page opencast orchid originate ours outdated palaeontology panic panic parallel parallel parasite particulate pasture paw peak peak penetrating peoples periodic periodically pessimistic photograph photograph physiological pigeon planting plausible plutonium pollen pond popularity porous positively possess potent pound pound poverty practically precautionary predictor
YÖKDiL FEN
adj n adv n adv n v adj n n adj v adj v n n v n adj n adv n n v n n v adj v n n adj v n adv n adj v n n adj n v n adj n v adj n n
baskın, en etkili koruma, muhafaza galiba, tahminen ilk yaratıklar başlıca baskı; iz basmak, yayımlamak işlenmiş üretici, yapımcı meslek uzun süre devam eden uzatmak çabuk, acil sebep olmak, harekete geçirmek pervane teklif, öneri zenginleşmek ilk örnek gururlu, onurlanmış il, vilayet tamamen, sadece deprem yağmur suyu geri dönüştürmek arıtma soğutma ıslah etmek, iyileştirmek kayıtlı, tescilli kaydetmek, listelemek sicil, kayıt düzenleme, mevzuat reddedilmiş reddetmek ilişki güvenilir bir şekilde rahatlama tekrarlanan tekrar etmek tekrar tekrar, kopya kalan, artan sorumluluk onarmak kısıtlama gözden geçirilmiş gözden geçirme; eleştirme gözden geçirmek; eleştirmek gözden geçirilmiş pirinç dönüşüm, devir
82
www.remzihoca.com
predominant preservation presumably primate principally print print processed producer profession prolonged prolong prompt prompt propeller proposition prosper prototype proud province purely quake rainwater recycle refinement refrigeration regenerate registered register register regulation rejected reject relation reliably relief repeated repeat repeat replication residual responsibility restore restriction reviewed review review revised rice rotation
YÖKDiL FEN
adv n v n v n n n n adj adv adj v adj n v n adj n adj n adv v n n n n n adj n n mod n v n n n n adj v adv n n n n adv adj n n v
düzenli olarak pist, geçit koparmak, kesmek kopma, kesilme gemiyle yol almak yelken örnek, örnekleme kazanç, tasarruf söz, atasözü, deyim kıt, nadir, az hemen hemen hiç dağınık, saçılmış dağıtmak, saçmak mühürlenmiş, gizli mühür, damga; fok kapamak, mühürlemek deniz kabuğu ikincil sır gizli görme görünüşte sızmak parça, bölüm depremçizer deprem bilimci kendi, öz alıcı, sensör ayrılmış şiddet lağım, kanalizasyon suyu -ım mı ? ateş etme ateş etmek; şut çekmek imza sessizlik, susma alüvyon beyefendi, bayım sosyolojik yumuşatmak her nasılsa, bir şekilde şarkı is soya fasulyesi uzay uçuşu seyrek bir şekilde belirlenmiş örnek, numune baharat, çeşni dökmek
83
www.remzihoca.com
routinely runway rupture rupture sail sail sampling saving saying scarce scarcely scattered scatter sealed seal seal seashell secondary secret secret seeing seemingly seep segment seismograph seismologist self sensor separated severity sewage shall shooting shoot signature silence silt sir sociological soften somehow song soot soybean spaceflight sparsely specified specimen spice spill
YÖKDiL FEN
n v n adj v adj n adj n adv n v n n v n n n v adj adj adj adv v adv adv n adj n v adj n adj n adj adj v adj v adj n n v adv n n adj n v n
dökme, sızıntı bölünmek, ayrılmak yarık, ayrılık şımarık, bozulmuş bozmak; şımartmak benekli, kirli nişasta durgun, hareketsiz statik dik bir şekilde diklik direksiyon kullanmak, yönlendirmek direksiyon sopa, değnek yapıştırmak stok, birikim soba, ocak esneme, gerilme vurmak grevde mükemmel, şahane atom içindeki sonradan, akabinde başarılı olmak; -ın yerine geçmek aniden yeterince öneri uygun, uymuş toplam; tutar özetlemek, toparlamak üstün amir, üst batıl inançlı fazlalık artan, fazlalık hayatta kalan askıya almak, ertelemek aralıksız, devamlı sürdürmek yapay yöntem musluk takırdatmak teknolojik olarak diş telgraf üçüncül yazı, metin yazılı ileti göndermek dokumacılık
84
www.remzihoca.com
spill split split spoiled spoil spotted starch static static steeply steepness steer steering stick stick stock stove stretching struck struck stunning subatomic subsequently succeed suddenly sufficiently suggestion suited sum sum superior superior superstitious surplus surplus surviving suspend sustained sustain synthetic tactic tap tap technologically teeth telegraph tertiary text text textile
YÖKDiL FEN
pron n n adj v v n n n adj n adv adj n v n v n n n adj adj adj adj adj v adj adj v adj adj adj adj adj v adv n adj adj adj adj adj n n n n n n v v
onlarınki teorem otuz boyutlu gelişmek, büyümek atmak, fırlatmak gök gürültülü fırtına tik tak sesi, tik işareti kiremit, fayans yorgun, bitkin tütün tamamen dayanıklı, zor hazine değer vermek gezi, yolculuk çelme takmak, sendelemek kamyon gerçek tüp, boru belirsiz, bulanık kontrol edilemez endişeli, huzursuz etik olmayan keşfedilmemiş birleştirmek önemsiz evrensel, genel yükünü boşaltmak gereksiz sevilmeyen uygun olmayan istenilmeyen üzgün üzmek, bozmak akış yukarı, yukarı yönde yararlılık yararsız geçerli değişken çok yönlü omurgalı omurgalı hayvan vekil, yardımcı zafer ziyaretçi yanardağ uzmanı yürüyüş, gezinti yürümek eğrilmek, yamulmak
85
www.remzihoca.com
theirs theorem thirty dimensional thrive throw thunderstorm tick tile tired tobacco totally tough treasure treasure trip trip truck truth tube unclear uncontrollable uneasy unethical unexplored unify unimportant universal unload unnecessary unpopular unsuitable unwanted upset upset upstream usefulness useless valid varying versatile vertebrate vertebrate vice victory visitor volcanologist walk walk warp
YÖKDiL FEN
v adv n n v n adj adj n adv n n n v adj n n adj n n pron adv adj v n n n n n adj v n adv n adj adj n v n adj adj con adv n adj n adj v n n
yıkamak savurganca su kuşu su yolu zayıflatmak, güçsüzleştirmek zayıflık zengin, varlıklı yorucu buğday her nereye en, genişlik pencere tanık, şahit şahitlik etmek şahane, çok güzel solucan, kurt yazma yazılı, yazılmış gemi, yat maya kendi yurt dışında ani istismar etmek suiistimal, kötüye kullanma yüksekokul hesap tutma, sayma birikme, yığın suçlu, zanlı asetik kabul etmek, tanımak edinim etkin şekilde eylemci uydurulabilir bağımlı tiryaki, düşkün bağımlısı olmak, alışmak ayarlama aerobik, oksijenli satın alınılabilir, makul fiyatlı ardından sinirli bir şekilde yaşlanma paniğe kapılmış alkolizm uyanık, dikkatli tehlikeye karşı uyarmak uyarı, ikaz suçlama, iddia
86
www.remzihoca.com
wash wastefully waterfowl waterway weaken weakness wealthy wearing wheat wherever width window witness witness wonderful worm writing written yacht yeast yourself abroad abrupt abuse abuse academy accounting accumulation accused acetic acknowledge acquisition actively activist adaptable addicted addict addict adjustment aerobic affordable afterwards aggressively aging alarmed alcoholism alert alert alert allegation
YÖKDiL FEN
adj v n adj n n adj n n n n v adv n v n v adj adj v n adj v n adj n n v n n n n n n n n n n n adj n adj n n v n v n n adj
belirsiz analiz etmek açı beklenilen, umulan karşı madde kaygı, endişe cazip, çekici ek bölüm elma sanatçı hüküm, egemenlik aslını öğrenmek kıyıda, karada meclis, toplantı, kurul iddia etmek atama, görev, ödev varsaymak, üstlenmek güvenli, garantili şaşırmış şaşırtmak astro biyolog erişilmiş elde etmek, ulaşmak katılımcı çekici ağustos havacı, pilot beklemek farkındalık bebek Babilli destekçi arka plan, özgeçmiş sırt çantası çakıl, istikrar balo salonu bambu, kamış muz barometre bazalt ile ilgili savaş alanı katlanılabilir güzellik yatak davranmak Pekin bahse girmek, iddiaya girmek bahis, iddia içecek ön yargılı
87
www.remzihoca.com
ambiguous analyze angle anticipated antimatter anxiety appealing appendix apple artist ascendancy ascertain ashore assembly assert assignment assume assured astonished astonish astrobiologist attained attain attendee attracting august aviator await awareness baby Babylonian backer background backpack ballast ballroom bamboo banana barometer basaltic battlefield bearable beauty bed behave Beijing bet bet beverage biased
YÖKDiL FEN
n v n n v n v n v n adj v v n v n n v adj adj n v n v n n n adj v n adv n adj n n v adj n v n n n v n n v n adj n v
ön yargı bağlamak, ciltlemek bağlayıcı bir iş biyoplastik ısırmak ısırık, lokma kanamak kanama çiçek açmak çiçek kaynayan, kızgın kaynamak topa tutmak saldırı geliştirmek, hızla büyümek artış, patlama sınır, hat sınırı olmak canı sıkılmış sıkıcı şişe şişelemek dal dallara ayrılmak genişlik arıza; parçalanma atılım, buluş, ilerleme kısa, öz özetlemek özet aydınlık bir şekilde kenar, kıyı daha geniş erkek kardeş hava kabarcığı kabarcıklar yapmak büyük, kaba tampon paket yapmak demet, küme yer altı sığınağı yük; zahmet yüklemek; zahmet vermek büro, ofis yakıcı, ocak oyuk açmak oyuk, tünel meşgul, yoğun çevre yolu, kalp ameliyatı atlamak, es geçmek
88
www.remzihoca.com
bias bind bind bioplastic bite bite bleed bleeding blossom blossom boiling boil bombard bombardment boom boom border border bored boring bottle bottle branch branch breadth breakdown breakthrough brief brief brief brightly brink broader brother bubble bubble bulky bumper bundle bundle bunker burden burden bureau burner burrow burrow busy bypass bypass
YÖKDiL FEN
n n adj n n adj n adj n n n n n n adj adv n n n v n n n adj v v n v n n v n adj n v n v adj adj adj n adj v adj adj n v adj adj v
kabin, kamara hesap makinesi ısı veren yamyamlık tutsak, esir esir edilmiş noel şarkısı oyulmuş kılıf, kaplama kategori, sınıf tırtıl tavan santigrat nüfus sayımı ekoseli, kareli kimyasal açıdan satranç çocuk çip, parça, kırık yontmak, çentiklemek seçim sigara devre dairesel dolaştırmak, duyurmak açıklamak, berraklaştırmak sınıf, ders sınıflandırmak sınıflandırma temizleme temizlemek açıklık alan akıllı, zeki iklim bilimci tırmanmak; yükselmek tırmanış tıkamak bulutsuz çökmüş sömürgeye ait, sömürge ile ilgili sömürge renkli, boyanmış başlatmak övgüye değer sıradan, basit pusula çevrelemek uyumlu yetenekli şikâyet etmek
89
www.remzihoca.com
cabin calculator calorific cannibalism captive captive carol carved casing category caterpillar ceiling celsius census checked chemically chess child chip chip choosing cigarette circuit circular circulate clarify class class classification cleaning cleanse clearing clever climatologist climb climb clog cloudless collapsed colonial colony coloured commence commendable commonplace compass compass compatible competent complain
YÖKDiL FEN
v adj n v adj adj n n n n adj adj n adj v n n n v n v adj v adj n n v adj n v adj n n n adj n adv n n adj n v n adj n n v adj v n
uyumlu olmak karma, bileşik sıkıştırılabilirlik odaklanmak, yoğunlaşmak kavramsal olanak sağlayan iletkenlik güven (trafik) tıkanıklık kozalaklı ağaç ardışık koruyucu konsorsiyum yapıcı, faydalı danışmak bağlam, içerik denetleyici yemek pişirme yemek pişirmek aşçı ilişkisi olmak, ilişkili olmak benzer, ilişkili benzemek, haberleşmek, kozmolojik kozmolog tezgâh, fiş karşı koymak birleşmiş, bağlı inek korkutmak çatlak güvenilirlik kredi, övgü suç, kabahat suçlu, yasadışı suçlu eleştirel bir şekilde eleştiri, tenkit timsah ham kupa; fincan kavramak müşteri devirli, döngüsel kasırga mandıra cesaret etmek, kalkışmak göz korkutucu korkutmak, ürkmek gündüz vakti
90
www.remzihoca.com
comply composite compressibility concentrate conceptual conducive conductivity confidence congestion conifer consecutive conserving consortium constructive consult context controller cooking cook cook correlate corresponding correspond cosmological cosmologist counter counter coupled cow cow cracked credibility credit crime criminal criminal critically criticism crocodile crude cup cup customer cyclic cyclone dairy dare daunting daunt daytime
YÖKDiL FEN
n n n adj adj adv n n n adv v adv n v n adj n n n n n n adj v n v n adj n adj v n v n adj v adj adj adv adj n n v n n adj adv v n n
iş, ticaret aralık (ay) aldatma, hile azalan, eksilen kendini adamış derinden savunma, müdafaa yetersizlik aşağılama, küçültme kasten, bilerek yıkmak yoğun şekilde ayrılma, kalkış türemek, kaynaklanmak masa, sıra umutsuz, çaresiz varış yeri tarayıcı, detektör tahrip şeytan, iblis şeker hastalığı tanı, teşhis ayrımsal, farksal kazmak, araştırmak kazı sindirmek anlaşmazlık hevesi kırılmış (spor) disk sahtekâr, yalancı parçalanmak, bölmek yönelim bozukluğu dağıtmak, yaymak çıkarma istekli, hazır incitmek, kırmak çözünmüş ayırt edici belirgin şekilde ünlü dalış, dalma hâkimiyet egemen olmak, hükmetmek kapı, giriş uyku hali ikili, çiftli yokuş aşağı suyunu çekmek pis su borusu; yük, zahmet (su) boşaltma
91
www.remzihoca.com
dealing December deception decreasing dedicated deeply defense deficiency degradation deliberately demolish densely departure derive desk desperate destination detector devastation devil diabetes diagnosis differential dig dig digest disagreement discouraged discus dishonest disintegrate disorientation disperse displacement disposed disservice dissolved distinctive distinctly distinguished diving dominance dominate door dormancy doubled downhill drain drain drainage
YÖKDiL FEN
adj n n n n adv v n adj n v n adv n n n n n v adj n n adj n adj n v adj n v n adj v adj v v v v v n adj n n n adj n n v adv adj
şiddetli, önemli cereyan sürü, yığın, küme kurutma makinesi dük beklendiği gibi, zamanında atmak, boşaltmak çöplük dayanıklı, sağlam kulak tıkacı yankılanmak yankı ekolojik biçimde çevrebilimci iktisatçı verimlilik Mısırlı on sekiz fırlatmak, çıkmak esnek esneklik elektromanyetizma basit, temel fil eliptik, oval ambargo (gemiye) binmek gömülü sembol kucaklamak; içermek; benimsemek iş, istihdam boş boşaltmak sonsuz güçlendirmek, yürürlüğe koymak meşgul olmak; nişanlanmak geliştirmek, arttırmak gizlemek, örtmek gerektirmek heves, coşku hevesli, coşkulu varlık, oluş giriş giriş, katılım eşit, denk hata, kusur yükseliş buharlaşmak eşit olarak yaprak dökmeyen
92
www.remzihoca.com
drastic draught drove dryer duke duly dump dump durable earplug echo echo ecologically ecologist economist effectiveness Egyptian eighteen eject elastic elasticity electromagnetism elementary elephant elliptical embargo embark embedded emblem embrace employment empty empty endless enforce engage enhance enshroud entail enthusiasm enthusiastic entity entrance entry equivalent error escalation evaporate evenly evergreen
YÖKDiL FEN
pron adj adv adj n adj v adj adj pp adv n v n v n adv v n adj adj n n n n adv n n adj n v n v n n n adj v v n n v n v n n n n n adj
herkes belli, açık açıkça, besbelli kötü kötülük abartılmış incelemek, muayene etmek heyecanlı heyecan verici hariç özellikle muafiyet (yetki) kullanmak, çabalamak sergi sergilemek, göstermek beklenti açıkça açığa çıkarmak; maruz bırakmak ifade, ifade etme dış dünya dışı görme yeteneği uydurma tesis, olanak, yetenek, ustalık taraftar; vantilatör daha uzağa beceri, başarı his, duygu demirli dosya, klasör dosyalamak maliye, finans parasal kaynak sağlamak balık alanı zindelik, form tesisat, takım yaraşır, uygun birden alevlenmek parlamak, ışıldamak ani ışık tat, lezzet, çeşni lezzetlendirmek, tat vermek et su üstünde yüzmek sis folikül, saç kökü besin maddesi denge, durum ata, cet önde gelen
93
www.remzihoca.com
everybody evident evidently evil evil exaggerated examine excited exciting excluding exclusively exemption exert exhibition exhibit expectation explicitly expose expression exterior extraterrestrial eyesight fabrication facility fan farther feat feeling ferrous file file finance finance fishery fitness fitting fitting flare flash flash flavour flavour flesh float fog follicle foodstuff footing forefather foremost
YÖKDiL FEN
n adj adj v n n adv n v n v n v n adj adj adj n n n n adj n adj v n n adj n v adj n n n v n adj adv n v n n v n n adj n n n n
öncü öngörülen resmi, kamusal şekillendirmek; açık seçik anlatmak kırk forum dürüst şekilde, açıkça hileci, hile donmak, buzlanmak don, donma yerine getirmek duman kızmak, öfkelenmek zevk, eğlence eğlenceli, zevkli finanse edilen komik küçük alet likit gaz, benzin vites; dişli cins, tür coğrafi coğrafya buzla ilgili akmak, kaymak eğim, meyil granit verilmiş, bahşedilmiş bağış, ödenek vermek, bağışlamak çizgisel, canlı çayır, otlak gri şebeke sımsıkı tutmak oluk brüt, kesintisiz; iğrenç, kaba oldukça, çok fazla rehber, kılavuz yol göstermek hemoglobin dolu, yağmur dolu yağmak; övmek; seslenmek avuç dolusu el yazısı yararlı, kullanışlı katılık, sertlik (bilgisayar) donanım ısıtıcı cennet, gökyüzü
94
www.remzihoca.com
forerunner foreseen formal formulate forty forum frankly fraud freeze freeze fulfill fumes fume fun fun funded funny gadget gasoline gear genus geographic geography glacial glide gradient granite granted grant grant graphic grassland grey grid grip groove gross grossly guide guide haemoglobin hail hail handful handwriting handy hardness hardware heater heaven
YÖKDiL FEN
n v n n pron v n adj adj adj n ex adj adj n v n adv n n n n n n adj v adj n n adj adv n adj n adj n v n adv adj n adj adj adj v adv n n n n
hektar gözünü korkutmak, sindirmek kask, miğfer hepatit kendi, kendisi (uçak) kaçırmak tarihçi tarihi, tarihsel evsiz, barksız homojen bal tatlım umutlu hormonsal ev sahibi, sunucu ev sahipliği yapmak düşmanlık kızgınlıkla, öfkeyle sıcak nokta yerleşim, iskan kabuk, gövde insanlık insanoğlu açlık aç, acıkmış yaralamak, acımak yaralanmış, incinmiş çiftçilik yüksek tansiyon görüntüsel, çok ünlü en iyi şekilde, ideal olarak bilgisizlik, cehalet aydınlatılmış hayal, zihin bağışık, etkilenmeyen bağışıklık; dokunulmazlık dikmek, yerleştirmek dikilen şey önemli biçimde fevri, atılgan acizlik, yetersizlik ulaşılamaz doğuştan, kalıtsal eksik, tamamlanmamış birleştirmek, içermek son derece, inanılması güç bağımsızlık dizin, gösterge gösterme, belirtme gösterge, sinyal
95
www.remzihoca.com
hectare hector helmet hepatitis herself hijack historian historic homeless homogeneous honey honey hopeful hormonal host host hostility hotly hotspot housing hull humanity humankind hunger hungry hurt hurt husbandry hypertension iconic ideally ignorance illuminated imagination immune immunity implant implant importantly impulsive inability inaccessible inborn incomplete incorporate incredibly independence index indicating indicator
YÖKDiL FEN
adv adj n v adj adj adj n v adj adj n n adj n adj v v n n n n adj n adj n adj adj v n n adj v adj n n adj adj n n n adj adj adj v n n n v n
dolaylı olarak bitip tükenmez bebeklik bulaştırmak (hastalık vs) bulaşmış bulaşıcı bilgi verici alt yapı nefes almak konuk sevmez ilk, başlangıç ismin baş harfi başlatma cansız, inorganik böcek ilacı güvenilmez yerleştirmek, eklemek ısrar etmek, diretmek ilham kurma insülin sigorta başa çıkılamaz, yenilemez tam sayı yoğun niyet, amaç orta seviyede kesilmiş araya girmek ara, mola bağırsak samimi, yakın, kişisel dolaylı anlatmak merak uyandıran, ilgi çekici sel istila yaratıcı yatırılmış karışma iyonizasyon iyonosfer düzensiz karşı konulmaz sorumsuz sulamak kızgınlık; tahriş izolasyon, yalnızlık madde, parça yükseltmek kriko
96
www.remzihoca.com
indirectly inexhaustible infancy infect infected infectious informative infrastructure inhale inhospitable initial initial initiation inorganic insecticide insecure insert insist inspiration installation insulin insurance insurmountable integer intensive intention intermediate interrupted interrupt interval intestine intimate intimate intriguing inundation invasion inventive invested involvement ionization ionosphere irregular irresistible irresponsible irrigate irritation isolation item jack jack
YÖKDiL FEN
n n n adj n n n n v n n n n v n adj n v adj n n n n adj adv n n v n n v adj n n adj n adj adj n adj n adj v adj n q n adj n adj
Ocak (ay) caz ticari jet uçağı ortak eklem, ek dergi, günlük neşe, mutluluk, zevk yargıç, hakim yargılamak, değerlendirmek Haziran kral krallık, kraliyet takım, donanım vurmak, (kapı) çalmak vuruş, çalma bilgili, anlayışlı etiket etiketlemek zahmetli, güç gök cismine iniş yapan araç toprak kayması dönüm noktası kara mayını uzun süren, kalıcı son zamanlarda enlem, özgürlük roket fırlatıcı sızdırmak, akmak sızıntı, kaçak öğrenme, öğrenim azaltmak öldürücü marul yaşam tarzı hafif bağlama, birleştirme listelenmiş bilgili, okuryazar edebiyat canlı, hareketli kertenkele görebilen ortaya çıkmak gevşek, bol, serbest lord, mal sahibi; tanrı birçok şans, talih şanslı, talihli kereste lüks, konforlu
97
www.remzihoca.com
January jazz jetliner joint joint journal joy judge judge June king kingdom kit knock knock knowing label label laborious lander landfall landmark landmine lasting lately latitude launcher leak leak learning lessen lethal lettuce lifestyle lightweight linking listed literate literature lively lizard sighted loom loose lord lots luck lucky lumber luxurious
YÖKDiL FEN
n n v n n adj adj n n n n adj n n v adv n v adj adj con adj n n v n adj n adj adj n adj n n adj n adv n v n n adj n adj n n n n adj con
büyü, sihir posta postalamak ana toprak hakim eğilim ana görüş, temel geçici idare etme idareci, manipulatör insanoğlu el yazması kıyıdaki, az sakız kabağı, ilik maske gizlemek, örtmek matematiksel olarak olgunluk en yüksek seviyeye çıkarmak cılız, yavan anlamlı bu arada tedavi edici eritme suyu erdem, fazilet, fayda layık olmak metabolizma metalik yöntembilim mikrobik mikrobiyolojik mikrodalga göçmen, gezici bin yıllık dönem milimetre en az, minimum mucize yanlışlıkla hata, kusur yanılmak, yanlış anlamak biçim, tarz modem ılımlı, mütevazı muson ahlaki ahlak; kıssadan hisse mantar müzik hardal karşılıklı yani, şöyle ki
98
www.remzihoca.com
magic mail mail mainland mainstream mainstream makeshift managing manipulator mankind manuscript marginal marrow mask mask mathematically maturity maximize meagre meaningful meanwhile medicinal meltwater merit merit metabolism metallic methodology microbial microbiological microwave migratory millennia millimeter minimal miracle mistakenly mistake mistake mode modem modest monsoon moral moral mushroom music mustard mutual namely
YÖKDiL FEN
n n adj adv adv adj v n n v n n n n v n adj v n adj n adv n n n n n v adj adj adj adj v adj n adj n v n n v adv adv v v n v n n n
nonometre nanoölçek yöngüdüm gereksizce olumsuz olarak ihmal edilmiş ihmal etmek ihmal görüşme etkisini yok etmek gazete nikotin simgelem not, pusula; nota fark etmek, not etmek görüş, düşünce kötü ünlü beslemek çekirdek besinsel itiraz, karşı çıkma nesnel olarak sakin, oturan kişi olay, meydana gelme deniz bilimci Ekim (ay) koku dengelemek kıyıdan uzak yağlı beşinci karşı, ters planlamak, düzenlemek düzenli, planlı uyum sağlama en dıştaki ana hat ana hatlarıyla belirtmek ürün, çıktı hiddet, zulüm öfkelendirmek dışarıya doğru dışarıya doğru ağır basmak taşmak taşma, taşkın göz ardı etmek oksit antlaşma, pakt çift, ikili
99
www.remzihoca.com
nanometre nanoscale navigational needlessly negatively neglected neglect neglect negotiation neutralize newspaper nicotine notation note note notion notorious nourish nuclei nutritional objection objectively occupant occurrence oceanographer October odour offset offshore oily fifth opposing organize organized orientation outermost outline outline output outrage outrage outwards outward outweigh overflow overflow overlook oxide pact pair
YÖKDiL FEN
v n adj n adj n n v v n n adj n n n adj v adv n adj n n n n n adj ex v adj v adj n adv adj adj v n v adj adv adj n adj adj adj n n v adj adj
eşleşmek paleontolog yaygın, evrensel paraşüt parazitik anne baba, ebeveynler katılımcı katılmak yama yapmak yama hasta sabırlı barış; huzur yarımada izin, müsaade kafası karışmış şaşırtmak, kafasını karıştırmak şahsen, bana göre bakış açısı, çizim eczacılıkla ilgili felsefe fosfat fotoğrafçılık sanatı fizyoloji sahne, platform hoş lütfen memnun etmek bükülebilir koparmak, yolmak zehirli papağan yetersiz, kötü şekilde hasta taşınabilir farz etmek, önermek kap, çömlek dökmek, boşaltmak deneyimli, yetenekli çoğunlukla prefabrik tercih hamile erken doğmuş okul öncesi anaokulu başkan sanmak, tahmin etmek yaygın önlenebilir
100
www.remzihoca.com
pair paleontologist pandemic parachute parasitic parents participant participate patch patch patient patient peace peninsula permission perplexed perplex personally perspective pharmaceutical philosophy phosphate photography physiology platform pleasant please please pliable pluck poisoned polly poorly poorly portable posit pot pour practised predominantly prefabricated preference pregnant premature preschool preschool president presume prevalent preventable
YÖKDiL FEN
adj adj n n v n adv adj adj v n adj adj n n n v n n n v adj adj adj adj adj n v adj n v adj adv n n v n n n adv adj adj adv v v n adj n v n
başlıca, birinci asıl, temel matbaacılık, baskıcılık işlemci faydalanmak, kâr etmek kâr, fayda kökten, derinden gelişen, ilerleyen yasaklanmış, yasak yasaklamak yasaklama çok yönlü, verimli orantılı teklif zenginlik, refah protesto protesto etmek yakınlık yayın satın alma satın almak şaşırmış kafa karıştırıcı, şaşırtıcı cüce niteliksel sayısal, nicel araştırma araştırmak sessiz, sakin yarış, koşu; ırk yarışmak parlak, neşe saçan kökten, derinden yarıçap baskın, saldırı baskın yapmak, yağmalamak demiryolu, ray gökkuşağı yağmur damlası rastgele gerçekçi çekinik, resesif umursamazca geri istemek, ıslah etmek arıtmak, saflaştırmak yansıtma iyileştirilmiş yenilik, ıslahat değiştirmek, reform yapmak ışığın kırılması
101
www.remzihoca.com
prime principal printing processor profit profit profoundly progressive prohibited prohibit prohibition prolific proportional proposal prosperity protest protest proximity publication purchase purchase puzzled puzzling pygmy qualitative quantitative quest quest quiet race race radiant radically radius raid raid rail rainbow raindrop randomly realistic recessive recklessly reclaim refine reflecting reformed reform reform refraction
YÖKDiL FEN
v v v n adj v n adj n n n adj v n adv n n n v n adj adj n v n adj n n n adj adj adv v v n adj n adj n n n n n adj n n adj adj n n
reddetmek geri kazanmak pişman olmak; üzülmek pişmanlık düzenlenmiş, ayarlı düzenlemek ret, geri çevirme alakalı, ilgili güvenilirlik artık, kalıntı Rönesans yenilenmiş yenilemek kira bedeli, kira ardı ardına, tekrar tekrar nam, ün çınlama, yankılanma tatil beldesi (son çare olarak) başvurmak solunum, nefes solunumla ilgili duyarlı, hassas restoran tutmak, korumak retina gerçekleri gösteren vergi, gelir gözden geçirme devrimci, inkılapçı devrim yaratan saçma, gülünç haklı olarak olgunlaşmak, olgunlaştırmak dalgalanmak dalgalanma tehlikeli, riskli rakip rakip taşıt yolu çubuk, değnek ip, halat yol, rota her günkü, rutin rutin, alışılmış çöp; saçmalık tuzluluk oranı hoşgörülü kumlu sağlık koruma kıtlık
102
www.remzihoca.com
refuse regain regret regret regulated regulate rejection relevant reliability remnant Renaissance renewed renew rental repeatedly reputation resonance resort resort respiration respiratory responsive restaurant retain retina revealing revenue revision revolutionary revolutionary ridiculous rightly ripen ripple ripple risky rival rival roadway rod rope route routine routine rubbish salinity tolerant sandy sanitation scarcity
YÖKDiL FEN
v n v n n n v n adj v adj adv adj adv n adj n adj n n adv n adj n v adj v n n n n v n n v adv n n v v n adj adj adj n n v n n n
korkutmak program programlamak vida ışıldak koltuk, sandalye, oturak kapasitesi olmak (koltuk) sektör, kesim tortul seçmek seçici mantıklı bir şekilde duyulara ait, duyusal ayrı bir şekilde ayırma sıralı, dizili yerleşim on yedinci yetmişler yetmiş şiddetli derecede gölge tahammülsüz çukur, sap yün kırkmak dik, sarp, bütün parlamak parlaklık ayakkabı sahil, kıyı eksiklik bağırmak, haykırmak çığlık, bağırış duş; sağanak duş almak yanlamasına benzerlik lavabo batmak oturmak altmışlı yıllar büyük iskelete ait becerikli tavan penceresi tabaka, levha uyumak uyku pijama tembellik
103
www.remzihoca.com
scare schedule schedule screw searchlight seat seat sector sedimentary select selective sensibly sensory separately separation sequenced settlement seventeenth seventies seventy severely shade intolerant shaft shear sheer shine shine shoe shore shortcoming shout shout shower shower sideways similarity sink sink sit sixties sizeable skeletal skilled skylight slab sleep sleep sleeper sloth
YÖKDiL FEN
n n n v adj adv n adj adv v n v adv n adj n v n adj n v n v n adj v n v adj n adj n n v n v adj adj adj adj n adj n v adj n n n n adj
sigara içme kar sınırı sabun fırlamak, yükselmek çözünebilir günün birinde güneydoğu güneybatıyla ilgili tutumlu bir şekilde konuşmak uzman uzmanlaşmak özellikle tahmin yürütme, kurgu küresel ruh, can desteklemek, finanse etmek sponsor kendiliğinden olan spor sıkıştırmak mürekkep balığı istikrara kavuşturmak kadro, personel sarsıcı, şaşırtıcı sendelemek, sersemlemek sap peşine düşmek yalın, sade açlık, açlıktan ölme sabit, hareketsiz statü, konum sertlik uyarmak, teşvik etmek acı, sızı sokmak (sivrisinek/arı) taşlı, donuk açık, anlaşılır stratejik çok büyük cadde sıkı, katı çaba çabalamak takılmış, sıkışmış çivi, düğme çökme alt tabaka alt tabaka yeraltı
104
www.remzihoca.com
smoking snowline soap soar soluble someday southeast southwestern sparingly speak specialist specialize specifically speculation spherical spirit sponsor sponsor spontaneous sport squeeze squid stabilize staff staggering stagger stalk stalk stark starvation stationary status stiffness stimulate sting sting stony straightforward strategic stratospheric street stringent struggle struggle stuck stud subsidence substrate substratum subterranean
YÖKDiL FEN
adj v adj n n v n n adj n v n adj n n v n n n adv n adj n n n n v adv v n pp n n adj adv adj adv adj n v n v n n n v n n adj n
belirsiz, güç algılanan emmek mükemmel aşırı iletkenlik cerrah, operatör kabarmak, şişmek şişkinlik sendrom dikilmiş terzi uygun hale getirmek tanjant, teğet somut, elle tutulur depo, tank kaset, şerit kaydetmek, tutturmak vergi sınıflandırma çay teknik olarak teknolojist geçici, belirsiz arazi, bölge bölge havlu kumaş doku, yapı erimek teorik olarak teori öne sürmek iyileştirme, tedavi böylece, bu nedenle termometre düşünür, filozof üç katı, üç yönlü üç kat gelişen, başarmış sıkıca zamanında olan ipucu, bahşiş bahşiş vermek, eğmek geçiş ücreti (zil, çan) çalmak ton, üslup konu dokunma, temas dokunmak; etkilemek soluk borusu gelenek, görenek eğitilmiş iş, işlem
105
www.remzihoca.com
subtle suck superb superconductivity surgeon swell swelling syndrome tailored tailor tailor tangent tangible tank tape tape tax taxonomy tea technically technologist tentative terrain territory terry texture thaw theoretically theorize therapy thereby thermometer thinker threefold threefold thriving tightly timely tip tip toll toll tone topic touch touch trachea tradition trained transaction
YÖKDiL FEN
n n adj n n n n adj adj adj adj n adj adj adj v adj v adj prep v adj adj adj adj adj adj adj n adj adv v adv adj adj adj adj adj adj adj adj adj n n n v n n adj adj
sarsıntı tropik baş belası, sorun yaratan tsunami çalkantı kaplumbağa ultrason kaçınılmaz habersiz kırılmaz, sağlam belirsiz, şüpheli belirsizlik kirlenmemiş denetimsiz emin olmayan keşfetmek, açığa çıkarmak az gelişmiş altını çizmek, vurgulamak altında yatan altında üstlenmek, yüklenmek yapım aşamasında gelişmemiş adil olmayan alışılmamış şanssız, talihsiz düşmanca duyulmamış üniforma aynı, benzer benzer bir şekilde birleştirmek evrensel bir şekilde sınırsız, sayısız insansız fark edilmemiş nahoş, çirkin gerçekçi olmayan şüphe duyan sürdürülemez arıtılmamış, işlenmemiş sahte, yalan aciliyet kullanım fayda faydalanmak, istifade etmek aşı vakum, boşluk vakumlu damarla ilgil
106
www.remzihoca.com
tremor tropic troublesome tsunami turbulence turtle ultrasound unavoidable unaware unbreakable uncertain uncertainty uncontaminated uncontrolled unconvinced uncover underdeveloped underline underlying underneath undertake underway undeveloped unfair unfamiliar unfortunate unfriendly unheard uniform uniform uniformly unite universally unlimited unmanned unnoticed unpleasant unrealistic unsure unsustainable untreated untrue urgency usage utility utilize vaccine vacuum vacuum vascular
YÖKDiL FEN
n n v n v v adj prep n adj n adv n n adv adj v v n n n adj adj v n ex v n pron v adv n v n adj n v n adv adj adj adv v v adj n adj adv adj adv
delik tehlikeli iş tehlikeye atılmak, cüret etmek kenar, sınır sınırında olmak doğrulamak veterinerliğe ait üzerinden, ...yolu ile yakınlık enerjik, güçlü sirke şiddetle görüş uzaklığı ziyaret edilen, ziyaret edilmiş görsel olarak gönüllü, isteğe bağlı kusmak deniz yolculuğu yapmak deniz yolculuğu atık su şelale hafif, önemsiz kabul edilen, hoş karşılanan hoş karşılamak karşılama hoş geldin, hoş geldiniz ıslık çalmak düdük, ıslık her kim genişletmek rüzgara doğru istek, arzu, dilek dilemek, istemek orman, ağaçlık bölge kaygı verici yara yaralamak bahçe, avlu dün terk edilmiş garip, alışılmadık, farklı anormal bir şekilde yürürlükten kaldırmak çok sayıda olmak yok, mevcut değil özet soyut bolca suiistimal edilmiş akademik olarak
107
www.remzihoca.com
vent venture venture verge verge verify veterinary via vicinity vigorous vinegar violently visibility visited visually voluntary vomit voyage voyage wastewater waterfall weightless welcome welcome welcome welcome whistle whistle whoever widen windward wish wish woods worrisome wound wound yard yesterday abandoned abnormal abnormally abolish abound absent abstract abstract abundantly abused academically
YÖKDiL FEN
n adj v v n n v n n con v adj adj v adj n n n adj n n n n n n n n n adj n n n adj adv n n adj v adj v adj v n adj v adj adj n adj n
kabul, alma kazara, tesadüfi eşlik etmek suçlamak asitleştirme asitlik, asit derecesi kazanmak, edinmek ek, ilave bağımlılık ayrıca yapışmak yan yana, bitişik hayranlık uyandıran hayran olmak avantaj sağlayan reklamcılık danışman danışman öğüt veren, akıl veren savunma, destekleme uçak atmosfer ve dışındaki boşluk estetik iş, ilişki benzerlik, alaka bela, üzüntü sonraki dönem ataklık eziyetli hava akımı havayolu uzay gemisi açlıktan ölmüş korku vererek ayak bağı, sorun alkolik alkollü dizmek, aynı hizaya getirmek iddia edilen kapsamak, kaplamak alerjik azalmak, hafiflemek antlaşma, ittifak, birlik müttefik, birleşik, birlik ayırmak, tahsis etmek tahsis edilmiş dağıtılmış harçlık; pay; izin çekici müttefik
108
www.remzihoca.com
acceptance accidental accompany accuse acidification acidity acquire addendum addiction additionally adhere adjacent admirable admire advantageous advertising adviser advisor advisory advocating aeroplane aerospace aesthetics affair affinity affliction aftermath agility agonizing airflow airline airship starved alarmingly albatross alcoholic alcoholic align alleged encompass allergic alleviate alliance allied allocate allocated allotted allowance alluring ally
YÖKDiL FEN
v adv n ex adj adj adj n v adj n n adj adj adj n v n adj n adj n adj n n v n n v v adj n adj v n v n n n n v adj n n adv adj n n n adv
(yardım etmek için) birleşmek, katılmak boyunca, ile birlikte Alp dağları iyi, peki değişen amatörce şaşırmış ambulans değiştirmek, ıslah etmek bol, çok yükselme, artırma amplifikatör eğlenceli, zevkli benzer analog, benzer kıyaslama, benzerlik incelemek analist çözümsel Anadolu anatomik anatomi, inceleme atalara ait ata, soy haber sunucusu demir atmak; haber sunmak cıvata animasyon, canlılık yok etmek canını sıkmak, kızdırmak kural dışı, tuhaf insan biçimcilik antibakteriyel beklemek, ummak eski çağlar, ilk çağlar daralmak, küçülmek, çekmek apartman dairesi ek, ilave uygulanabilirlik aday, başvuran beğenmek, takdir etmek takdir edilen takdir, teşekkür yaklaşma uygun bir şekilde verimli kavis arkeolog kazıbilimci, arkeolog mimari açıdan
109
www.remzihoca.com
ally alongside alps alright alternating amateurish amazed ambulance amend ample amplification amplifier amusing analogous analogue analogy analyse analyst analytic Anatolia anatomical anatomy ancestral ancestry anchor anchor bolt animation annihilate annoy anomalous anthropomorphism antibacterial anticipate antiquity shrink apartment appendage applicability applicant appreciate appreciated appreciation approaching appropriately arable arc archaeologist archeologist architecturally
YÖKDiL FEN
adj n n n adj adj n adj n v v n v n n adj v adj prep adj n n n adv n n v v n n n v adj n n n adj v v n adj n adj v n n v n v adj
güç, çetin meydan, alan aridisol silahlandırma silahlı zırhlı zırh hoş kokulu düzen, sergi düzenlemek, sıralamak tutuklamak tutuklama varmak, ulaşmak yapay nesne atardamar; ana yol yükselen yükselmek, yukarı çıkmak eşeysiz yanında, kenarında can atan, amaçlayan toplama, birleştirme birleştirici, çevirici açıklama, ileri sürme iddialı bir şekilde değerlendirme değerli şey, mülk görevlendirmek ilişkilendirmek işten tanıdık, iş arkadaşı karışım, çeşit güvence; özgüven garanti etmek, söz vermek şaşırtıcı bağlılık, ilave saldırgan saldırma elde edilebilir açıklamak bağlamak, yormak, atfetmek özellik atfedilmiş izleyici, dinleyici işitsel çoğaltmak, artırmak hala, teyze yetki makineleştirmek hoşnutsuzluk engellemek, başka yöne çevirmek kuşlara ait
110
www.remzihoca.com
arduous arena aridisol armament armed armoured armour aromatic array array arrest arrest arrive artefact artery ascending ascend asexual aside aspiring assemblage assembler assertion assertively assessment asset assign associate associate assortment assurance assure astonishing attachment attacker attacking attainable attest attribute attribute attributed audience audio augment aunt authorization automate aversion avert avian
YÖKDiL FEN
n v n n v n adv adj adv n n n v n v n v n n v n n adv adj adj v n adv adj v adj v adj n adj adv n adj n adj n adv adj n adv n n v n v
kaçınma, sakınma uyandırmak farkına varma balta baltalamak kabul edilmiş gerçek geriye doğru gelişmemiş geriye doğru bakteriyofaj çanta maddi yardım (banka, şirket) fırında pişirmek balon genişlemek, büyümek oylama oy vermek kakül, perçem yasaklama havlamak varil, fıçı bira önceden davranışsal savaşa taraf olan ait olmak bank sevecen biçimde eğri, yamuk rahat vermemek şaşkına çeviren şaşırtmak iki terimli çöp kovası biyokimyasal biokimyaya ilişkin olarak biyokimyacı biyolojik olarak parçalanan biyojeokimya biyografik biyografi biyolojik olarak biyomedikal doğum yeri acı verecek şekilde battaniye patlama ağartmak, temizlemek çamaşır suyu, ağartma göz kırpmak
111
www.remzihoca.com
avoidance awaken awakening axe axe axiom backwards backward backward bacteriophage bag bailout bake balloon balloon ballot ballot bangs banning bark barrel beer beforehand behavioural belligerent belong bench benignly bent beset bewildering bewilder binomial bin biochemical biochemically biochemist biodegradable biogeochemistry biographical biography biologically biomedical birthplace bitterly blanket blasting bleach bleach blink
YÖKDiL FEN
n adj adj adj n n v n n n v v n adj v adj adj n v n n v v n n adv v adv n adj adj n n v n v n n adj n adj v n v n n v n n n
göz kırpma bulanık bedensel, fiziki cesur bombacı ödül, ikramiye artırmak, yükseltmek yardım, destek destekçi, yardımcı bot, çizme tekmelemek bıkkınlık vermek, sıkmak bitki bilimi yükümlü, olması kesin zıplamak sınırsız, sonsuz bol, eli açık marka damgalamak, lekelemek konyak pirinç nefes alıp vermek dalmak, girmek meltem, rüzgâr tuğla mükemmel bir şekilde genişletmek genel anlamda bronz rengi bronzdan yapılmış bütçeyle ilgili birikim boğa gömmek, gizlemek otobüs parçalamak, yakalamak müşteri, alıcı pasta, kek işini bilen, hesapçı ölçü , çap sakin, durgun sakinleştirmek kampanya; (askeri) sefer kampanya düzenlemek kampanyaya katılan kişi kamp kamp yapmak aday mum gölgelik, güneşlik
112
www.remzihoca.com
blink blurred bodily bold bomber bonus boost boost booster boot boot bore botany bound bound boundless bountiful brand brand brandy brass breathe breeze breeze brick brilliantly broaden broadly bronze bronze budgetary builtup bull bury bus bust buyer cake calculating calibre calm calm campaign campaign campaigner camp camp candidate candle canopy
YÖKDiL FEN
n n n n adj n v n adj adj adj n n n n n n adj n v n v n v n n adj n n adj adj v n adj n v v n v n n n v n n n n adj v n
kanyon yetenek, kabiliyet pelerin, burun başkent; sermaye; büyük harf ana, büyük kaptan; yüzbaşı kaptanlık yapmak mukavva kalple ilgili dikkatsiz halı kaplı halı taşımacılık; at arabası havuç kartuş, fişek katalog katalizör katalizle ilgilis katarakt gruplara ayırmak dikkat, uyarı ikaz etmek mağara çökmek, oymak oyuk, kovuk kutlama, şölen onaylı, belgeli tebeşir, kireç rakip, meydan okuyan zor değişebilir nitelemek, betimlemek savaş atı, şarj aleti çekici çekicilik, cazibe çekmek, cezbetmek takip etmek, kovalamak piliç, civciv üşümek baca şempanze çikolata boğmak, boğulmak kolera çalgı teli hristiyan kromosfer kronik, sürekli kaydetmek kronik
113
www.remzihoca.com
canyon capability cape capital capital captain captain cardboard cardiac careless carpeted carpet carriage carrot cartridge catalogue catalytic catalytic cataract categorize caution caution cave cave cavity celebration certified chalk challenger challenging changeable characterize charger charming charm charm chase chick chill chimney chimpanzee chocolate choke cholera chord christian chromosphere chronic chronicle chronicle
YÖKDiL FEN
n n n n adj adj n n n v n n n adj n n n n n adj adj n v v n adj n n n n n v n v adj v adj adj n adj adj n n v adj n n v v n
kronometre saçakbulut yurttaş vatandaşlık kentle ilgili klasik klasik (kitap, film) temizleme görevli, yazman tıklamak tıkırtı, tıklama iklim bilim dağcı klinikle ilgili saat mekanizması koyun yakınlık kapanma buğulanma bulutlu beceriksiz, sakar debriyaj kavramak bütünleşmek, birleşmek koalisyon kalın, kaba kıyı şeridi uçuş kabini dev dalga uyum, ahenk makara, büklüm kangal yapmak, kıvırmak bozuk para para basmak, sözcük türetmek tesadüfi iş birliği yapmak işbirlikçi ortaklaşa, toplu sömürgeci iri yarı, dev gibi renkli sütun; köşe yazısı rahatlık rahatlatmak; teselli vermek hakim, hükmeden muhabir, yorumcu yorum, fikir yorum yapmak ticarileştirmek bağlılık , sorumluluk
114
www.remzihoca.com
chronometer cirrus citizen citizenship civic classic classic cleanup clerk click click climatology climber clinical clockwork sheep closeness closing clouding cloudy clumsy clutch clutch coalesce coalition coarse coastline cockpit breaker coherence coil coil coin coin coincidental collaborate collaborative collective colonist colossal colourful column comfort comfort commanding commentator comment comment commercialize commitment
YÖKDiL FEN
adj n n adj adv adj n n n v v n v adj adv adv adj n v adj v adj n n v n v adj adv n n v v n n v adj v adj n adv n adv n n v n adj adv n
kendini adamış ticari mal ilişki kurma konuşkan benzer şekilde karşılaştırmalı bölme, göz uyumluluk rakip, yarışmacı derlemek, toplamak tamamlamak, bütünlemek karmaşıklık, komplikasyon anlamak, idrak etmek kolay anlaşılır anlaşılabilir şekilde kapsamlı şekilde baskılı, sıkıştıran sıkıştırıcı hesaplamak bilgisayarlı gizlemek, saklamak eş merkezli anlayış, kavrayış konser, dinleti ayıplamak, suçlamak yoğunlaşma, kısaltma yoğunlaştırmak; kısaltmak koşula bağlı şartlı olarak biletçi, iletken, şef biçim, yapılandırma yapılandırmak, ayarlamak sınırlandırmak, hapsetmek doğrulama, onaylama çatışma, anlaşmazlık çatışmak, çelişmek çelişen, çatışan kafasını karıştırmak şaşırmış varsayım, tahmin birleşik olarak bağlaç vicdanen, özenle bilinç, şuur rıza, onay razı olmak çevreci, doğacı tutucu, muhafazakâr düşünceli bir şekilde kararlılık; kıvam
115
www.remzihoca.com
committed commodity communicating communicative comparably comparative compartment compatibility competitor compile complement complication comprehend comprehensible comprehensibly comprehensively compressive compressor compute computed conceal concentric conception concert condemn condensation condense conditional conditionally conductor configuration configure confine confirmation conflict conflict conflicting confuse confused conjecture conjointly conjunction conscientiously consciousness consent consent conservationist conservative considerately consistency
YÖKDiL FEN
adj v adj n n v adj n n n n adv n adv v n v n n v n adj n n n adj n adj n adj adv n adj v adj adv n n n n v v n n n n v n adj n
apaçık, belli kirletmek, bulaştırmak çağdaş çağdaş, akran yarışma yarışmak sürekli, devamlı devam, süreklilik müteahhit çelişki, itiraz makine uygun olarak anlaşma; toplantı; gelenek geleneksel olarak birleşmek, kesişmek sohbet, iletişim iletmek, taşımak taşıyıcı soğutucu işbirliği kurmak koordinasyon kopyalanan polis toplardamar kordon, ip, kablo candan, samimi köşe taşı kalple ilgili kuruluş, dernek düzeltilmiş doğru bir şekilde ilişki, oran bozulmuş, ahlaksız, yolsuz bozulmak kozmetik, yüzeysel kozmoz ilkelerine göre kozmoloji evren, kâinat öksürme öksürük öksürmek saymak; hesaba katmak sayma, hesap, kont benzer, emsal kırsal bölge çift, eş birleştirmek, çift olmak mahkeme eş değerli, ortak bağlı gazetedeki yer, yayın alanı
116
www.remzihoca.com
conspicuous contaminate contemporary contemporary contest contest continual continuation contractor contradiction contraption conveniently convention conventionally converge conversation convey conveyor coolant cooperate coordination copied cop vein cord cordial cornerstone coronary corporation corrected correctly correlation corrupt corrupt cosmetic cosmically cosmology cosmos coughing cough cough count count counterpart countryside couple couple court covalent coverage
YÖKDiL FEN
v v v v n n n v adj n adv n v v n adj v n n n n adj n adj n n adj v n n v n adj n adj n adj adj adv n adj v n n adj n v n v adj
çok istemek emeklemek kırışmak, buruşmak sürünmek kriz, buhran ölçüt, kriter eleştirmen eleştirmek, kınamak bölümsel dağılma kabaca, ham olarak kruvazör, yat ufalamak, parçalanmak ezmek, basmak enkaz ezilmiş kristalleştirmek küp ipucu sonuç suçlu, elebaşı kültürel kültür iyileştirici, şifalı merak müfredat kısaltılmış kısaltmak perde yastık, destek hafifletmek, azaltmak siyanür silindirik Danimarkalı tarihli, modası geçmiş gün ışığı büyüleyici, şaşırtıcı güçsüzleştiren çökmüş bir şekilde hilekârlık aldatılmış şifresini çözmek bozulmaya sebep olan süsleme süsleyici, güzelleştirici adama, bağlılık sonuç çıkarmak yenilgi yenmek kusurlu, defolu
117
www.remzihoca.com
covet crawl crease creep crises criteria critic criticize sectional dispersal crudely cruiser crumble crush crush crushed crystallize cube cue culmination culprit cultural culture curative curiosity curriculum curtailed curtail curtain cushion cushion cyanide cylindrical danish dated daylight dazzling debilitating decadently deceit deceived decipher decomposer decoration decorative dedication deduce defeat defeat defective
YÖKDiL FEN
adj adj adj v n v n adj v n adj v n adj adj v v v n v adj n v v v n adj n v adj n adj n v n adj v adj adj adj n adj adj v n n n adj adv n
savunmalı, koruyucu yetersiz biçimi bozulmuş biçimini bozmak biçimsizlik, sakatlık aşağılamak, alçaltmak mürekkep ertelenmiş, gecikmeli silmek silme lezzetli hoşlanmak, zevk almak neşe, sevinç; lokum memnun, mutlu yıkılmış kınamak, suçlamak inkâr etmek, reddetmek ayrılmak yeminli ifade, tortu birikimi alçalmak, inmek tanımlayıcı konut, mesken ikamet etmek hak etmek görevlendirmek yıkıcılık, ziyankarlık algılanabilir tutuklanma kötüleşmek, bozulmak bozulan, dayanıksız belirleyici faktör etkin olan azim, kararlılık; belirleme caydırmak zarar zararlı harap etmek gelişimsel yoksun, eksik tanısal günlük dikte edilmiş sindirime ilişkin, sindirim sulandırmak, seyreltmek akşam yemeği diplomasi müdür, yönetici hayal kırıklığına uğramış hayal kırıklığına uğrayarak hayal kırıklığı
118
www.remzihoca.com
defensive deficient deformed deform deformity degrade ink delayed delete deletion delicious delight delight delighted demolished denounce deny depart deposition descend descriptive dwelling dwell deserve designate destructiveness detectable detention deteriorate deteriorating determinant determinant determination deter detriment detrimental devastate developmental devoid diagnostic diary dictated digestive dilute dinner diplomacy director disappointed disappointingly disappointment
YÖKDiL FEN
v v n adj v adj adj v adj adj n n n n n v n v v adj v n v n adj adj adj n v adj v adj v n adj adv v v n n n n n n n adj n adv n adv
açığa vurmak rahatsız etmek rahatsızlık rahatsız edici bağlantıyı kesmek cesaret kırıcı, hayal kırıklığına uğratan adı çıkmış, itibarsız güvenini sarsmak temkinli, sağ duyulu ayrı, farklı akıl, sağduyu ayırım hoşnutsuzluk tabak, yemek disk hoşlanmamak hoşlanmama can sıkmak yönünü şaşırtmak tamamen farklı defetmek dağılım, ayrım yerinden etmek karakter, yapı orantısız aksi ispatlanmış tartışmalı kötü ün eritmek, çözülmek tatsız, nahoş şeklini bozmak şekli bozulmuş üzmek, sıkıntı vermek sıkıntı, ıstırap rahatsız olmuş çeşitli olarak başka yöne çevirmek uzayda kenetlenmek rıhtım doktor, hekim belgesel belgelendirme köpek bağış, yardım bağışlayan kimse, bağışçı kötü talihli kötü kader şüphesiz, kesin çöküş, düşüş, yağış aşağıya doğru
119
www.remzihoca.com
disclose discomfort discomfort discomforting disconnect discouraging discredited discredit discreet discrete discretion discrimination disfavour dish disk dislike dislike dismay disorient disparate dispel dispersion displace disposition disproportionate disproven disputable disrepute dissolve distasteful distort distorted distress distress disturbed diversely divert dock dock doctor documentary documentation dog donation donor doomed doom doubtless downfall downwards
YÖKDiL FEN
n adj adj v n v n n v n adj n v n n v n n n v adj n n adj adj adj n adj v n n adj v adj v n adj n v adj v adj n n adj adv n adj adv n
hayalperest kurumuş içilebilir sarkmak, çökmek damlacık suda boğulmak kuruluk ördek başını eğmek; kaytarmak kanal, tüp telleşebilir kopya, suret kopyasını çıkarmak dayanıklılık cüce cüceleştirmek yaşayan, sakin küçülme boya boyamak dinamik, hareketli devinimbilim dinamit topraktan yapılmış dünyevi, maddi garip, tuhaf ormancılık yenilebilir eğitmek eğitimci sızma, taşma sekizinci ayrıntıya inmek ayrıntılı, karmaşık (zaman) geçmek elektro dinamik bilimi şık, hoş on bir elinden kaçırmak utanmış, çekingen utandırmak utandıran göçmen göç ünlü pek çok, gayet imparator, hükümdar deneysel deneysel olarak işçi
120
www.remzihoca.com
dreamer dried drinkable droop droplet drown dryness duck duck duct ductile duplicate duplicate durability dwarf dwarf dweller dwindling dye dye dynamic dynamics dynamite earthen earthly eccentric forestry edible educate educator effusion eighth elaborate elaborate elapse electrodynamics elegant eleven elude embarrassed embarrass embarrassing emigrant emigration eminent eminently emperor empirical empirically employee
YÖKDiL FEN
n v v n adj v n adj adj v v v v v adj v n n n v v v n v adj adj v adj v v adj adj n n adj v n adj n adj adj v n adj v v n n v v
işveren yetki vermek, güçlendirmek kodlamak cesaretlendirme teşvik edici, cesaret verici çabalamak, uğraşmak çaba, gayret uygun bulunan bahşedilen bağışlamak, bahşetmek dayanmak, katlanmak neden olmak tamamen sarmak genişletmek aydınlatılmış aydınlatmak girişim, işletme hevesli, meraklı defnetme tuzağa düşürmek ön görmek düşünmek, tasavvur etmek çağ, devir eşitlemek ekvator bölgesinde olan eşit uzaklıkta kökünü kurutmak dik dikmek, inşa etmek aşınmak, yıpranmak aşındırıcı yanlış, yalan tahmin, düşünce ahlak bilimi ahlaki kaçmak, kurtulmak değerlendirme uçucu akşam sonunda olan, sonraki hatırlatan, andıran ortaya çıkmak, gelişmek kazı aşırı, aşan, geçen hariç tutmak boşaltmak, çıkarmak gezi, seyahat bahane, sebep, özür affetmek, mazur görmek idam etmek; yürütmek
121
www.remzihoca.com
employer empower encode encouragement encouraging endeavour endeavour endorsed endowed endow endure engender engulf enlarge enlightened enlighten enterprise enthusiast entombment entrap envisage envision epoch equalize equatorial equidistant eradicate erect erect erode erosive erroneous estimation ethics ethic evade evaluation evaporative evening eventual evocative evolve excavation exceeding exclude excrete excursion excuse excuse execute
YÖKDiL FEN
n n n v adj v n v adj adv n v adj adj adv n v n n v adj adj n adj v adv n v adj n v n adv n adj adj n n n n v v n adv adv n n n n n
gayret, çaba yorgunluk çıkış çıkmak, ayrılmak beklentisi olan atmak, kovmak, sürmek masraf, gider harcamak araştırmaya yönelik patlayıcı şekilde ihracat ifade etmek süratli, hızlı anlamlı, ifadeli açıkça, bilhassa genişletme, uzatma söndürmek uç kısım heves, geçici moda bayılmak belli belirsiz, zayıf adil, dürüst, açık fuar, panayır yanlış; sahte alıştırmak, tanıtmak aşina olarak bilet ücreti, yol parası yola çıkmak en uzak büyüleme bağlamak, tutturmak ölümcüllük, felaket ölümcül yorgunluk endişeli, korkunç korkutucu olasılık, uygulanabilirlik çit feribot döllenme, gübreleme gübrelemek, döllenmek gidip getirmek saha çalışması mali açıdan ince ince incelik, zarafet parmak parmak izi ateşli silah itfaiye eri
122
www.remzihoca.com
exertion exhaustion exit exit expectant expel expenditure expend exploratory explosively exporting express express expressive expressly extension extinguish extremity fad faint faint fair fair FALSE familiarize familiarly fare fare farthest fascination fasten fatality fatally fatigue fearful fearsome feasibility fence ferry fertilization fertilize fetch fieldwork financially finely fineness finger fingerprint firearm firefighter
YÖKDiL FEN
adv n n n v n v v v adj n n adj n v adj v adj v adj n v v adj n n adj n n adj adj v n v adj adj adv v adj adj n adj adj v n adj adv n n adj
ilk olarak parçalanma, bölünme sabit eşya, demirbaş ince tabaka, parçacık soyulmak yan, böğür iki koldan eşlik etmek kanat çırpmak, sallanmak gösteriş yapmak, böbürlenmek lezzetli tat verici şey eksiklik, hata defolu, kusurlu bit kaçmak etli, tombul esnetmek uçamayan sallamak değişken, dalgalı sürü akın etmek gelişmek floresan, parlak değişip durma köpük odaksal, merkezi hayvan yemi takipçi, destekçi hoş, güzel aptal, budala kandırmak çekim görüntüsü yiyecek aramak etkili, güçlü adli, hukuki daima, sonsuza kadar resmileştirmek, biçim vermek şekil veren zor, ürkütücü, korkunç, müthiş düzenleme, açık ifade şanslı, kısmetli on dördüncü çatlamak, kırılmak çatlak, kırık güzel kokulu serbestçe, özgürce nakliye buzdolabı korkutucu
123
www.remzihoca.com
firstly fission fixture flake flake flank flank flap flaunt flavourful flavouring flaw flawed flea flee fleshy flex flightless fling floating flock flock flourish fluorescent flux foam focal fodder follower fond fool fool footage forage forceful forensic forever formalize formative formidable formulation fortunate fourteenth fracture fracture fragrant freely freight fridge frightening
YÖKDiL FEN
v n v n adj n n n n v n v adj n adj n v adv n n adv adj adv adj adj n n n n adj n n n n v adj adj n v n adj v n adj adj v n adj n n
korkutmak kenar saçak takmak sınır, hudut sinir bozucu yapma, yerine getirme mantar, küf mantar ilacı huni akıtmak, huni biçimi vermek kürk dayayıp döşemek tüylü, kürklü çete, şebeke, takım -ile yüklü giriş kapısı dik dik bakmak cömert bir şekilde dahi, deha tür kibarca gerçek, hakiki; samimi jeolojik olarak jeomanyetik geometrik, şekilli jeofizik antiseptik gebelik dönemi el kol hareketi, jest yetenekli buzullanma buzul bilimi gözlük anlık bakış gözüne takılmak küre biçiminde kötümser, kasvetli parıltı, hoş ışık ışık vermek glikojen altın, altından yapılmış tutmak, yakalamak üzüm grafiksel memnuniyet verici sevindirmek, tatmin etmek mezar ağır, şiddetli çakıl ağırlık ölçer
124
www.remzihoca.com
frighten fringe fringe frontier frustrating fulfilment fungi fungicide funnel funnel fur furnish furry gang laden gate gaze generously genius genre gently genuine geologically geomagnetic geometric geophysics germicide gestation gesture gifted glaciation glaciology glasses glimpse glimpse globular gloomy glow glow glycogen golden grab grape graphical gratifying gratify grave grave gravel gravimeter
YÖKDiL FEN
v n adj n n adj n v adj n v adj n n n n v n v v n n adv adj n v n n n v n n v n n adj n adj adj adj n adv v n n v n v n n
ızgarada pişirmek ızgara çığır açan kuş yuvası ağaçlık, koruluk garantili garanti, güvence garanti etmek, söz vermek tedbirli, dikkatli koruma, nöbetçi korumak, nöbet tutmak suçlu, kusurlu esinti, rüzgar oturma, ikamet bilgisayar korsanı giriş, koridor, salon engellemek engel engellemek asmak, sallanmak; idam etmek asma, idam akşamdan kalma mutlulukla, isteklice mutlu, memnun liman barındırmak; demir atmak, limanda demirlemek ahenk, uyum baş ağrısı far iyileştirmek çit kirpi yükseltmek, artırmak helikopter yardımcı yardımsever sürü kalıtımsal inanışa ters düşen kalıtsal tereddüt çirkin bir şekilde vurgulamak, dikkat çekmek en önemli kısım spor sahası ayarlamak, kurmak tepe, yükselti engel olmak engel ima, öğüt, ipucu
125
www.remzihoca.com
grill grill groundbreaking nest grove guaranteed guarantee guarantee guarded guard guard guilty gust habitation hacker hall hamper handicap handicap hang hanging hangover happily happy harbour harbour harmony headache headlight heal hedge hedgehog heighten helicopter helper helpful herd hereditary heretical heritable hesitation hideously highlight highlight pitch pitch hill hinder hindrance hint
YÖKDiL FEN
v n adv n n n n adj n v n v adv adj adj adj adj v n adj n n n adj adj v n n n n adj adj n n v adj n n adj v v n n n n adj n adj n n
ima etmek beyinde çıkıntı tarihsel açıdan, tarihsel olarak hisse, pay tatil dengeleşim eş sesli dürüst, samimi şeref, onur onurlandırmak çengel, kanca çengelle tutturmak ümit ederek, umutla; inşallah ümitsiz, çaresiz yatay korkmuş korkunç, şaşırtıcı korkutmak beygir gücü misafirperver hastane savaşlar, çarpışmalar otel yardımsever, insancıl insanımsı eğlendirmek, güldürmek mizah, espri eş, koca melezleştirme hidroelektrik hidrolojik mantıklı su bilimi hipotalamus hipotez kurmak, varsaymak varsayımsal buz dağı buz satan, buz hokeyici buzlu, kaygan ateşlemek, yakmak aydınlatmak aydınlanma göz aldanması tasvir, betimleme dengesizlik sahte, taklit taklit ölçülemez genişlik göç
126
www.remzihoca.com
hint hippocampus historically holding holiday homeostasis homonym honest honour honour hook hook hopefully hopeless horizontal horrified horrifying horrify horsepower hospitable hospital hostilities hotel humanitarian humanoid humour humour husband hybridization hydroelectricity hydrological logical hydrology hypothalamus hypothesize hypothetical iceberg iceman icy ignite illuminate illumination illusion imagery imbalance imitated imitation immeasurable immensity immigration
YÖKDiL FEN
n adj adj adj n adv adj n n v n v n adj v n adj adv n adv adj n adv adj adj n adj v n adj adj adj adj adj adj adv n adj adj adj adj n adj adv adj adj adv adj adv adj
bağışıklık yetmezliği sabit, değişmez (kanun) özürlü, kusurlu geçilmez eksiklik, kusur kusurlu, eksik olarak imparatorluk, imparatorluk ile ilgili itici güç, dürtü uygulama ima etmek, anlamına gelmek ithal yürürlüğe koymak, dayatmak imkansızlık fakir, yoksun fakirleştirmek fakirleşme, yoksulluk pratik olmayan elverişsiz bir şekilde izlenim, etki etkileyici şekilde olasılık dışı, beklenmeyen ani hareket, dürtü yetersiz olarak hesaplanamayan yeteneksiz teşvik aralıksız, sürekli eğilimi olmak dahil etme, içerme gelen, yeni kıyaslanamaz uyumsuz, çelişkili anlaşılması güç sıkışmayan, sert tutarsız su götürmez bir şekilde uygunsuzluk birleşmiş yanlış, hatalı tedavi edilemez belirsiz çukur, girinti doğal, yerel teker teker bölünmez bina içi, kapalı içeride, kapalı mekanda etkisiz, faydasız verimsiz şekilde durağan, durgun
127
www.remzihoca.com
immunodeficiency immutable impaired impassable imperfection imperfectly imperial impetus implementation imply importing impose impossibility impoverished impoverish impoverishment impractical impractically impression impressively improbable impulse inadequately incalculable incapable incentive incessant incline inclusion incoming incomparable incompatible incomprehensible incompressible inconsistent incontestably inconvenience incorporated incorrect incurable indefinite indentation indigenous individually indivisible indoor indoors ineffective inefficiently inert
YÖKDiL FEN
adj adv adv adj n adv adj adv n n adj v v v n n n adj n n n adj n v v adj adj n n adv adv n adj adv v adv adj v adj n v adj adv adj adv adj adv adj v adj
gerekli olmayan ucuzca ayrılmaz bir şekilde yanıcı akın etkili bir biçimde yaratıcı, dahi dahice muhteva, içerik nefes alma miras kalan mirasa konmak; aileden gelmek engellemek başlatmak girişim, teşebbüs iğne, enjeksiyon girdi, katkı önemsiz, değersiz denetleme, kontrol istikrarsızlık, kararsızlık içgüdü kurumsal kurum eğitmek; emretmek korumak, izole etmek sağlam, bozulmamış zihinsel, akla dayanan aydın niyet, amaç kasten, bilerek değiştirilebilir şekilde birbirine bağlı olma birbirine bağımlı ilginç şekilde birbirine bağlamak uluslararası açıdan yorumlanmış yorumlamak, çevirmek eyaletler arası görüşme, röportaj, mülakat görüşmek, röportaj yapmak bağırsakla ilgili samimiyetle gözü korkmuş dayanılmaz bir şekilde dolaşık, karışık merak uyandıracak biçimde asıl, hakiki, iç ortaya koymak, tanıştırmak sezgisel
128
www.remzihoca.com
inessential inexpensively inextricably inflammable inflow influentially ingenious ingeniously ingredient inhalation inherited inherit inhibit initiate initiative injection input insignificant inspection instability instinct institutional institution instruct insulate intact intellectual intellectual intent intentionally interchangeably interconnection interdependent interestingly interlock internationally interpreted interpret interstate interview interview intestinal intimately intimidated intolerably intricate intriguingly intrinsic introduce intuitive
YÖKDiL FEN
v n n n n v adj adj adj adj adv adj n adv adj adj n v n n v n n n v n n adv n n n v n adj v n adv n n adj adj n adv adj n n n n adv n
istila etmek, yağmak yaratıcılık tersine çevirme yatırımcı davet iyonize etmek mantıksız, saçma indirgenemez ilgisiz, alakasız onarılamaz onarılamaz biçimde yeri doldurulamaz sorumsuzluk geri dönülemez şekilde sinirli, asabi sinirlendirilmiş, kızmış ada soyutlamak, izole etmek ceket hapishane hapsetmek ateş (hastalık) reçel; sıkışıklık çene azarlamak mücevher yapboz, oyma testeresi ortaklaşa, birlikte yargılama meyve suyu zıplama, sıçrayış zıplamak orman doğru, haklı haklı göstermek, aklamak kanguru hevesle, isteklice kilogram mutfak kültürlü, bilgili etiketlenmiş işçi, emekçi çalışarak, zahmetle kara ile çevrilmiş büyük kara parçası toprak kayması şerit, patika genişlik yanlamasına kafes, örgü
129
www.remzihoca.com
inundate inventiveness inversion investor invitation ionize irrational irreducible irrelevant irreparable irreparably irreplaceable irresponsibility irreversibly irritable irritated isle isolate jacket jail jail fever jam jaw jaw jewellery jigsaw jointly judging juice jump jump jungle justified justify kangaroo keenly kilogram kitchen knowledgeable labelled laborer laboriously landlocked landmass landslide lane largeness laterally lattice
YÖKDiL FEN
n n n n adj adv adj n adj n n n v n adv v con n adj n adv n adj adv n n n v n adj n n n n v n n v n adj n n n n v adj n v n v
çimenlik liderlik, önderlik akıntı, sızıntı öğretim görevlisi yasal kanuna uygun olarak lenssiz leopar daha az ders lösemi kaldıraç, levye özgürlüğüne kavuşturmak kütüphane hafifçe, nazikçe benzetmek benzer şekilde kol, bacak sınırsız soy, köken doğrusal olarak aslan gerçek, asıl kelimenin tam anlamıyla taşküre geçim, rızk karaciğer yerini belirlemek yerleştirme kilitsiz hareket kabiliyeti lokomotif mantık odun, kütük günlük tutmak; ağaç kesmek kamyon iksir yağlamak yağlama karlı ara, fasıla parlaklık, ışıltı akciğer cazibe cezbetmek, çekmek bol, bereketli manyetizma, cazibe büyütmek sıtma kendini göstermek, belli etmek
130
www.remzihoca.com
lawn leadership leakage lecturer legal legitimately lensless leopard lesser lesson leukaemia lever liberate library lightly liken likewise limb limitless lineage linearly lion literal literally lithosphere livelihood liver localize locating lockless locomotion locomotive logic log log lorry potion lubricate lubrication lucrative lull luminosity lung lure lure lush magnetism magnify malaria manifest
YÖKDiL FEN
v n adv n v n adv n n n adj adj adv n v adj adj n adj n n n adj v v adj adj n n n n v adj adv adj v n n v n adj adj n n n n adj n n n
manevra yapmak manevra el ile mart; yürüyüş yürüyüş yapmak pay, boşluk biraz, az denizci, gemici işaret, belirti pazarlama evli olağanüstü, mükemmel ağır olarak usta ustalaşmak, iyice öğrenmek kabiliyetli, bilgili eşleşmiş, uyumlu eşleştirme anneliğe özgü matematik matematik olgunlaşma olgun, yetişkin olgunlaşmak, gelişmek yaralamak, hırpalamak anlamsız ölçülebilir basın, medya megavat ince zar tehdit tehdit etmek, korkutmak tehdit edici zihinsel olarak bahsedilen, adı geçen birleşmek, kaynaşmak meridyen karışıklık karıştırmak, bozmak metalurjist meteorolojik titiz, dikkatli mikrobiyolog mikroçip orta yer orta batı güçlü, kuvvetli kilometre taşı, aşama binyıl değirmen, fabrika
131
www.remzihoca.com
manoeuvre manoeuvre manually march march margin marginally mariner marker marketing married marvellous massively master master master matched matching maternal maths math maturation mature mature maul meaningless measurable media megawatt membrane menace menace menacing mentally mentioned merge meridian mess mess metallurgist meteorological meticulous microbiologist microchip midst midwestern mighty milestone millennium mill
YÖKDiL FEN
v n n adj v n adj adj v v v n adj v adv n adj v v n n n adj adj v adj n n n n n adj adj adj adj n n adj adj adj pron n n n adj n n adj n adv
taklidini yapmak taklitçi mineralbilim geniş kapsamlı silmek, süpürmek bakan minik, ufacık mucizevi yanlış hesaplamak görevi kötüye kullanmak yanlış yönlendirmek talihsizlik, aksilik aldatıcı, yanlış yönlendiren yanıltmak, aldatmak yanıltarak kötü yönetim şekilsiz, biçimsiz kötü davranmak güvenmemek, şüphe etmek güvensizlik hareketlilik, değişkenlik hız parasal, mali tek eşli tekelleştirmek sıkıcı, tekdüze monoksit biçim bilgisi mozaik sebep, dürtü dağ yamacı hareket ettirilebilir, taşınabilir çamurlu çok disiplinli, bir çok disiplini içeren çoklu kat cephane kaslı, güçlü değişmeye ait çok, epey kendim, kendime efsane, söylence nanoparçacık deniz gergedanı burunla ilgili doğa bilimci deniz tutması denizcilikle ilgili rota görevlisi düzgün şekilde
132
www.remzihoca.com
mimic mimic mineralogy sweeping sweep minister minuscule miraculous miscalculate misconduct misdirect misfortune misleading mislead misleadingly mismanagement misshapen mistreat mistrust mistrust mobility momentum monetary monogamous monopolize monotonous monoxide morphology mosaic motive mountainside movable muddy multidisciplinary multiple storey munitions muscular mutational myriad myself myth nanoparticle narwhale nasal naturalist nausea nautical navigator neatly
YÖKDiL FEN
adj adj n v n n n v n adj adj adj n adj adj con adj n n n adj adv n n n v n n n adj adj adj v adj adj v adv n n adj n n adj n adv n adj adj n n
gereksiz ihmalkar, dikkatsiz ağ, file ağ yapmak, kar etmek sinir bilimi sinir bilimci sinir taşıyıcısı lakap takmak lakap değer, yakışır gürültülü göçebe adlar dizini aşındırıcı tükenebilen yine de, buna rağmen var olan saçmalık, anlamsız söz kural, ölçü not defteri dikkate değer kötü üne sahip bir şekilde beslenme, gıda yenilik Kasım yetiştirmek, eğitmek, terbiye etmek sert kabuklu yemiş, fındık, ceviz beslenme, gıda aşırı şişmanlık zorunlu, mecbur yardım etmeye hazır anlaşılması güç, belirsiz gizlemek, görülmesini engellemek gözlemsel takıntılı aklına takılmak inatçı bir şekilde engel iş, meslek; işgal meşgul deniz bilim ihtimal, şans tuhaf, alışılmamış; tek memur, görevli, polis, subay resmen olasılık, ihtimal koklamayla ilgili işler halde, faal operatör, santral, şirket rakip, muhalif
133
www.remzihoca.com
needless negligent net net neuroscience neuroscientist neurotransmitter nickname nickname worthy noisy nomadic nomenclature corrosive depletable nonetheless existent nonsense norm notebook noteworthy notoriously nourishment novelty November nurture nut nutrition obesity obliged obliging obscure obscure observational obsessed obsess obstinately obstruction occupation occupied oceanography odds odd officer officially prospect olfactory operational operator opponent
YÖKDiL FEN
v n adj adj adj n adj adj n v n adj adv n n adj n n adj v n n adj v v n adv adv adj adj v v v n v n adv v n n v adj n n adj adj n n n adj
karşı çıkmak muhalefet, itiraz en iyi iyimser en uygun bağ, bahçe düzenli, sistemli meyilli, yönelmiş kanat çırparak uçan uçak sallanmak; tereddüt etmek salınım, duraksama açık havada yapılan dışarda, açık havada satış mağazası, çıkış yeri başlangıç abartılmış aşırı maruz kalma aşırı gübreleme ot ile kaplanmış tamamen kontrol etmek kontrol etme, bakım tercümanlık karayolu ile yapılan üst üste binmek, örtüşmek fazla yüklemek fazla yük aşırı derecede bir gecede bir geçe içinde fazla değer verilmiş istila etmek, aşmak denetlemek, gözetmek devirmek, alt üst etmek aşırı kullanım gözden geçirmek genel bakış karşı konulamaz şekilde borçlu olmak hız, sürat paket, kutu paketlemek ağzına kadar dolu bloknot; tampon tablo, resim solgun, uçuk pankreasla ilgili paragraf parametre parlamento kısmi, taraflı
134
www.remzihoca.com
oppose opposition optimal optimistic optimum orchard orderly oriented ornithopter oscillate oscillation outdoor outdoors outlet outset overdrawn overexposure overfertilization overgrown overhaul overhaul interpreting overland overlap overload overload overly overnight overnight overrated overrun oversee overturn overuse overview overview overwhelmingly owe pace package package packed pad painting pale pancreatic paragraph parameter parliament partial
YÖKDiL FEN
n n n n adv v n n n n adv n n n n adj n n v adj adj adj v n n adv n v n n adj adv n adj v n n adj n adj n adj n v n n n n n n
katılım eş, ortak ortaklık, işbirliği tutku, merak tutkulu bir şekilde yapıştırmak yapıştırıcı patojen patika, yaya geçidi sabır, tahammül sabırlı bir şekilde azlık, kıtlık çakıl taşı eş, akran nüfuz etme algılanan parfüm periskop yok olmak, ölmek çabuk bozulan geçirgen izin verilebilir izin vermek izin, ruhsat oksijenli su sürekli olarak azim ısrar etmek, sürmek dayanma, azim, ısrar ısrar, kalıcılık ısrarcı, sürekli ısrarlı bir şekilde kadro, personel ikna edici yayılmak, sinmek ev hayvanı firavun olağanüstü filozof felsefi fotoğrafçı fotosenteze ait tamlama ifade etmek hekim, doktor fizyolog iskele boya maddesi domuz yığın, küme
135
www.remzihoca.com
participation partner partnership passion passionately paste paste pathogen pathway patience patiently paucity pebble peer penetration perceived perfume periscope perish perishable permeable permissible permit permit peroxide perpetually perseverance persist persistence persistency persistent persistently personnel persuasive pervade pet pharaoh phenomenal philosopher philosophical photographer photosynthetic phrase phrase physician physiologist pier pigment pig pile
YÖKDiL FEN
v adj n v n n adj adj n n n adv n adv adv v n n v n v pp con n n adv n n v n adv n v n n n v v n n n adj adj v n n v adj adj n
yığılmak, birikmek pilotsuz çam ağacı tam olarak saptamak tabanca çukur, delik çok önemli sade, düz, açık düzlük, ova plazma plato, yayla makul bir şekilde oyun sahası memnun ederek bolca tarla sürmek saban, pulluk fiş, tıpa fişe takmak erik düşmek, batırmak artı, ilaveten ayrıca, ve de şair politika yapıcı siyaseten, politik açıdan polimer havuz birleştirmek, toplamak kavak ağacı herkesçe, genelde internet portalı ayırmak, bölmek bölüm, parça mal mülk, sahip olma posta; iş postalamak öne sürmek, varsaymak etki, güç çömlekçilik kese, cep dökülebilir uygulanabilir alıştırma yapmak, uygulamak avukat, doktor övgü, yüceltme övmek, yüceltmek tehlikeli, sallantılı önce gelen selef, önceki kişi
136
www.remzihoca.com
pile pilotless pine pinpoint pistol pit pivotal plain plain plasma plateau plausibly playground pleasingly plentifully plow plow plug plug plum plunge plus plus poet policymaker politically polymer pool pool poplar popularly portal portion portion possession post post postulate potency pottery pouch pourable practicable practise practitioner praise praise precarious preceding predecessor
YÖKDiL FEN
n v n adj adj n n v n adj n v adv n adj adj n adj n adv n n n v adj n adv adj v n v v adv v adj n n n n n v n n n n n v adv n n
şöhret önsöz yazmak ön yargı ön yargılı zihni meşgul, takıntılı hazırlık hazır olma reçete yazmak sunum, sergileme koruyucu, saklayan koruyucu madde basınç uygulamak gösterişle yaygınlık engelleyici ilkel yazıcı, matbaacı özel, gizli, şahsi, kişisel er (asker) özel olarak olasılık, ihtimal yeterlik, beceri, ustalık profil, biyografi yaşam öyküsü yazmak programlanabilir programlama artan biçimde yasaklayıcı hızla çoğalmak hızlı artış, çoğalma ilerletmek; terfi ettirmek itmek, zorlamak oransal olarak teklif etmek, sunmak zengin protestocu temin, koşul psikolog, ruh bilimci reklam, tanıtma makara, palanga yumruklamak yumruk, yumruklama dakiklik cezalandırma, ceza arındırma saflık, temizlik takip etmek kafa karıştırıcı bir şekilde piramit yeterlik, nitelik
137
www.remzihoca.com
eminence preface prejudice prejudiced preoccupied preparation preparedness prescribe presentation preservative preservative pressurize pretentiously prevalence preventative primeval printer private private privately probability proficiency profile profile programmable programming progressively prohibitive proliferate proliferation promote propel proportionately propose prosperous protester provision psychologist publicity pulley punch punch punctuality punishment purification purity pursue puzzlingly pyramid qualification
YÖKDiL FEN
adj adv n n v adj adv v v n n n n n v v n n adj n v adj n adj adj n n n v n adj v v n v v n v n adj v adj v v adv n n v n v
kalifiye, nitelikli, vasıflı miktar olarak kuvars sorgu sorgulamak şüpheli, kuşkulu sessizce bırakmak, terk etmek alıntı yapmak alıntı yarış radyoizotop radyum öfke, kızgınlık öfkelenmek azarlamak paçavra demir yolu yağmurlu rütbe, makam yer almak ; sayılmak en yüksek rütbeli nadirlik gözü aç, obur tepkili okuyucu hazır olma, gönüllülük alan, saha; krallık tekrar ortaya çıkmak arka, geri arka beslemek, büyütmek yeniden düzenlemek mantıklı düşünme geri sıçramak, sekmek yeniden inşa etmek, düzeltmek yeniden inşa etme hatırlamak, geri çağırmak hatırlama anlayışlı, yeniliklere açık doldurmak, şarj etmek doldurulabilir yeniden dolaşmak düşünmek, hesaplamak fark edilir şekilde yeniden birleşim tavsiye, öneri yeniden yapılandırmak keşif, arama askere almak, kaydetmek
138
www.remzihoca.com
qualified quantitatively quartz query query questionable quietly quit quote quote racing radioisotope radium rage rage rag rag railroad rainy rank rank ranking rarity ravenous reactive reader readiness realm reappear rear rear rear rearrange reasoning rebound rebuild rebuilding recall recall receptive recharge rechargeable recirculate reckon recognizably recombination recommendation reconfigure reconnaissance recruit
YÖKDiL FEN
n adj adj v n adj n v n n v adj adv n n v v adj adj v v n n n adj v n n v v n v v n adj v v n v adv n n adj adv n n adj v n n
yeni üye tekrar eden geri dönüşebilir yeniden keşfetmek yeniden keşfetme arıtılmış, saf yeniden ağaçlandırma (ışık) kırmak soğutucu buzdolabı çürütmek, aksini ispatlamak üzücü üzülerek düzenlilik düzenleyici, regülatör eski görevine vermek gençleştirmek göreceli sakin, rahat dinlenmek, gevşemek söylemek, bildirmek bayrak yarışı ilişki, alaka güven, bağımlılık rahatlamış yeniden yerleştirmek artan, geriye kalan iyileştirme hatırlatmak biçimini değiştirmek uzaklık onarmak, yenileştirmek uzaklaştırmak, defetmek repertuar tekrarlı yeniden doldurmak kopyasını yapmak cevap, yanıt cevap vermek söylenenlere göre temsil, sembol, tasvir temsilci, delege temsilci üreme yoluyla sürüngen nefret, iğrenme iğrendirici, tiksindiren kurtarmak kurtarma benzerlik
139
www.remzihoca.com
recruit recurring recyclable rediscover rediscovery refined reforestation refract refrigerant refrigerator refute regrettable regrettably regularity regulator reinstate rejuvenate relativistic relaxed relax relay relay relevance reliance relieved relocate remainder remediation remind remodel remoteness renovate repel repertoire repetitive replenish replicate reply reply reportedly representation representative representative reproductively reptile repulsion repulsive rescue rescue resemblance
YÖKDiL FEN
v adj v n adj adv adj v adj adj v n v v v v v n v v v v v n adj n v n n adv adj adj n v adj n n adj adj v adj n adj v n v n n v adj
gücenmek, kırılmak rezerve edilmiş, ayrılmış halletmek, çözmek saygınlık itibarlı, saygı duyulan saygılı bir şekilde ayrı ayrı, herkes kendi yeniden başlatmak restore edilmiş kısıtlayıcı yeniden başlatmak, devam etmek özgeçmiş yeniden düşünmek sözünü geri almak geri çekilmek geri almak yeniden kullanmak ifşa, açığa çıkarma; ayet yankılanmak gözden geçirmek canlandırmak devrim yapmak döndürmek, devir yapmak romatizma uyumlu, ritmik ritim, ahenk binmek, sürmek binme, sürme sertlik, katılık sertçe dikkatli, özenli olgun, hazır kükreme kükremek, gürlemek kayalık, kaya gibi kemirgen dam, bina çatısı kırmızı yanaklı rotasyonel, dönüşlü çürümek pürüzlü, sert; yaklaşık silgi; lastik, kauçuk bozulmuş, yıkılmış harap etmek, yıkmak kalıntı, enkaz acele etmek, koşturmak acele, telaş sabotaj sabote etmek, baltalamak kutsal
140
www.remzihoca.com
resent reserved resolve respectability respected respectfully respective restart restored restrictive resume résumé rethink retract retreat retrieve reuse revelation reverberate revise revive revolutionize revolve rheumatism rhythmic rhythm ride ride rigidity rigidly rigorous ripe roar roar rocky rodent rooftop rosy rotational rot rough rubber ruined ruin ruin rush rush sabotage sabotage sacred
YÖKDiL FEN
v v n n adj n adj n adj v v n n n n v adj n n adj adj n n v n v n v v v n n n n n n adj adv adv n n n v adv n n v adv adj n
üzmek korumak güvence, garanti tuzlu su tuzlu yaptırım aklı başında, mantıklı sardalye tatmin edici tatmin etmek ıslatmak, doyurmak doyurma, özümseme Cumartesi talaş yara, iz yara izi bırakmak korkutucu senaryo manzara kuşkulu, şüpheli programlanmış şizofren hastası bilgin dalga geçmek, tıkınmak sonuç; puan, sayı puan kazanmak yara bere kazıyarak temizlemek çizmek, sıyırmak, kazımak çığlık atmak, bağırmak çığlık dikkatle bakma deniz yüzeyi deniz ürünü dikiş yeri deniz limanı araştırıcı mevsime göre denize doğru deniz suyu gizlilik sekreter; bakan salgılamak güvenli biçimde tortullaşma tohumlama ele geçirmek seçerek kendini düşünmeyen, bencil olmayan akademik yarıyıl
141
www.remzihoca.com
sadden safeguard safeguard saltwater salty sanction sane sardine satisfactory satisfy saturate saturation Saturday sawdust scar scar scary scenario scenery sceptical scheduled schizophrenic scholar scoff score score scrape scrape scratch scream scream scrutiny seafloor seafood seam seaport searching seasonally seaward seawater secrecy secretary secrete securely sedimentation seeding seize selectively selfless semester
YÖKDiL FEN
n adj adj adj n n n v n adj n v adv v n adj n n n v v adj n n n n n n n n adj v v adj n n adj n n adj n adv n v adj v n adj adj adj
yarım etkileyici, çığır açıcı tuzlu mantıklı, makul duyarlılık, hassasiyet hizmetçi, uşak sunucu yerleşmek; halletmek, çözmek düzen, kurgu yedinci dikiş, dikim dikmek cinsel olarak sallamak, çalkalamak sarsıntı, sallama paylaşılan raf kabuk, mermi barınak, sığınma barınmak, korumak ertelemek değiştirilmiş yükleme, sevk tersane alışveriş sahil şeridi eksik, yetmezlik atış, şut, gol; aşı omuz çalı, funda hasta, rahatsız yan çizmek, kaçınmak belirtmek, bildirmek sessiz, sakin yalıtkan madde basitlik, sadelik basitleştirilmiş benzetim kız kardeş on altıncı paten şüpheci bir şekilde birden hızl yükselme birden artmak gevşek, laçka gevşek çalışmak köle uykusuz ince, narin biraz
142
www.remzihoca.com
semi seminal saline sensible sensitivity servant server settle setup seventh sewing sew sexually shake shake shared shelf shell shelter shelter shelve shifted shipment shipyard shopping shoreline shortfall shot shoulder shrub sick sidestep signify silent insulator simplicity simplistic simulation sister sixteenth skating skeptically skyrocketing skyrocket slack slack slave sleepless slender slight
YÖKDiL FEN
v n adj v v n n adj v adv v adj n n v n n n n adj n adj adv adj n pron adv adj adj adj n n n adj n n adj n n n v adv v n n n n adj n n
uzunlamasına kesmek yavaşlama akıllı çarpmak eritmek dumanlı sis sigara tiryakisi düz, pürüzsüz, sakin düzleştirmek pürüzsüzce, tıkır tıkır kaçakçılık yapmak kaçak salyangoz yılan burnunu çekmek; koklamak kar tanesi kar örtüsü sosyoloji asker tek ayak tabanı tek başına yapılan tek başına çözülebilir çözücü birisi bir yerde isli, kara üzgün, pişman batıya, batıdan uzay gemisi uzay elbisesi uzay yürüyüşü seyrek, kıt konuşmacı; hoparlör konuşma becerikli yetenek, kabiliyet uzmanlık görüntü, manzara tahmin etmek, düşünmek hızlı hızlı hecelemek büyü, tılsım harcama omurga kule tepesi mükemmel, görkemli parçalanma, ayrılma (erkek) sözcü
143
www.remzihoca.com
slit slowdown smart smash smelt smog smoker smooth smooth smoothly smuggle smuggled snail snake sniff snowflake snowpack sociology soldier sole sole solo solo solvable solver somebody somewhere sooty sorry westerly spaceship spacesuit spacewalk sparse speaker speaking talented talent specialty spectacle speculate speedily spell spell spending spine spire splendid splitting spokesman
YÖKDiL FEN
adv adv n v n adj adj n v n n n v n n n n adj adj n n v n v adj n adj v n n n n adv n n n n v adj n n n adj adv v v n adv adv adj
kendiliğinden, o an olan seyrek bir şekilde casus casusluk yapmak stadyum durgun, sakin kirli leke lekelemek merdiven basamak hisse, pay; kazık damgalamak pul, damga duruş, tutum duraklama yıldız ışığı şaşırtıcı, korkutucu çok acıkmış devlet adamı heykel çalmak basmakalıp, klişe kalıba sokmak temiz, verimsiz yapışkanlık yapışkan sertleşmek, katılaşmak uyarıcı uyarıcı dürtü, uyarıcı mide, karın hemen, derhal parça, kısım katman, tabaka saman, kamış şerit, yön güçlendirmek gergin, stresli stres etkeni katılık, sertlik uzun adım dikkat çekici, çarpıcı çarpıcı biçimde soymak, soyunmak çabalamak felç; vuruş yapısal olarak şaşırtıcı bir şekilde hücresel
144
www.remzihoca.com
spontaneously sporadically spy spy stadium stagnant stained stain stain staircase stair stake stamp stamp stance standstill starlight startling starving statesman statue steal stereotype stereotype sterile stickiness sticky stiffen stimulator stimuli stimulus stomach straightaway strand stratum straw streak strengthen stressful stressor strictness stride striking strikingly strip strive stroke structurally stunningly cellular
YÖKDiL FEN
n v n n v n n adj adj adj adj n n adj adv v v n n adj adj n n adv adj adj adj n n v v adj adj n n n n n adj v n v v adj n adv n n adj adv
teslim olma, boyun eğme; sunma, arz abone olmak geçim toprak altı vekâlet etmek, yerine kullanmak yedek, temsilci yeraltı, yüzeyaltı dönence altında olan dış mahalleye dair art arda gelen kısa ve öz uygunluk, yeterlilik boğulma açık saçık somurtkan bir şekilde özetlemek güneşlenmek güneş ışını Pazar (gün) güneşli, aydınlık güneşli, parlak gün ışığı güneş lekesi harika bir şekilde çok ince tam akışkan insanüstü süper güç, süper devlet batıl inanç denetlemek, yönetmek yerine geçmek destekleyen cerrahi, ameliyatla ilgili tahmin gözetim, denetleme araştırmacı, anketçi hayatta kalan erteleme, asma şüpheli, kuşkulu dikiş atmak bataklık yağdırmak, batırmak sallanmak tatlı, hoş, şirin şekerleme hızlı bir şekilde hız, çabukluk yüzme sembolik sembolik olarak
145
www.remzihoca.com
submission subscribe subsistence subsoil substitute substitute subsurface subtropical suburban successive succinct sufficiency suffocation suggestive sullenly summarize sunbathe sunbeam Sunday sunlit sunny sunshine sunspot superbly superfine superfluid superhuman superpower superstition supervise supplant supportive surgical surmise surveillance surveyor survivor suspension suspicious suture swamp swamp sway sweet sweet swiftly swiftness swimming symbolic symbolically
YÖKDiL FEN
n n n n adv adj n v n n n v n v n adj adj n n adj v adj adj n n n v n adv n adj adv adj n adj adj adj adj n n v n n n v n adj n v n
simetri sempati, merhamet eş anlamlı sözcük sentez, bireşim sentetik olarak taktikle ilgili etiket etiketlemek masal, öykü, hikâye taksi vergi veren kişi öğretmek, ders vermek ekip çalışması yırtmak gözyaşı; yırtma, yırtık can sıkıcı dolu, kalabalık genç, ergen genç geçici özendirmek, teşvik etmek azimli, inatçı on kat, on misli gerginlik çadır deniz hayvanı kolu feshetmek; yok etmek sonlanma çok, korkunç derecede ders kitabı iyileştirici yoğun şekilde ormanlık susuzluk on üçüncü tam, bütün düşüncesiz tehditkâr, korkutucu eşik, giriş, ilk basamak heyecan, korku heyecanlandırmak gök gürültüsü tiroid bezi kaplan yana yatırmak, eğilmek zaman ölçütü yorulmak bilmez başlık; unvan isimlendirmek hoşgörü
146
www.remzihoca.com
symmetry sympathy synonym synthesis synthetically tactical tag tag tale taxi taxpayer teach teamwork tear tear tedious teeming teenager teen temporary tempt tenacious tenfold tension tent tentacle terminate termination terribly textbook therapeutic thickly forested thirst thirteenth thorough thoughtless threatening threshold thrill thrill thunder thyroid tiger tilt timescale tireless title title tolerance
YÖKDiL FEN
v n adv n adj n n v n n n n adv n adj n v n v v adj n v n n v n n n adj n v adj n n adj n v n adj adj n n adj n v n n n adj
katlanmak, hoş görmek tomografi yarın alet yapıcısı en yüksek topoğrafya el lambası atmak, fırlatmak toplam, külliyet zehirlilik zehir, toksin alan, bölge geleneksel olarak ticaret, kaçakçılık acıklı, üzücü patika, iz takip etmek treyler, karavan geçmek çevirmek, dönüştürmek saydam, şeffaf organ nakli organ nakli yapmak tepsi anlaşma uzun ve zorlu bir yolculuk yapmak uzun yolculuk siper üçgen üçgen şeklinde hile, numara, oyun aldatmak, kandırmak zor, güç trilyon üçlü birlik muzaffer zafer, galibiyet zafer kazanmak askeri birlik sıkıntılı, belalı tedirgin edici ur ezgi, melodi çalkantılı hindi döndürmek, kıvırmak daktilo tayfun daktiloyla yazma her yerde olan
147
www.remzihoca.com
tolerate tomography tomorrow toolmaker topmost topography torch toss totality toxicity toxin tract traditionally trafficking tragic trail trail trailer transit translate transparent transplant transplant tray treaty trek trek trench triangle triangular trick trick tricky trillion trinity triumphant triumph triumph troop troubled troubling tumour tune turbulent turkey twist typewriter typhoon typing ubiquitous
YÖKDiL FEN
adj adj adj adj adj adj adj adj adj adj adj adv adj v v adj n adv n adj adj adj v adj adv n adj adj adv adv adj v adj adj adj adj adj adj n n n adj adj adj n adj adv adj v adj
çirkin, kötü açıklanamaz açık beklenmeyen değer verilmeyen ilgi çekmeyen, cazibesiz ulaşılamaz inanılmaz ilgisiz, kayıtsız bağlantısız, alakasız inkar edilemez inkar edilemeyecek şekilde süregelen -ın altında yatmak zayıflatmak, baltalamak deniz altında alt kısım anlaşılabilir şekilde yer altı dünyası algılanamaz algılanmayan aşırı, çok ortaya çıkarmak, bulmak yenmemiş ekonomik olmayan işsizlik hiç bitmeyen eşit olmayan eşit olmayan bir şekilde beklenmedik şekilde döllenmemiş açmak, meydana çıkmak beklenmedik, umulmadık formule edilmemiş hantal, kaba zarar görmemiş sağlıksız tek hücreli tek boynuzlu at birleştirme benzerlik ıssız, boş ilgisiz ilginç olmayan eşsiz olma sulanmayan haksız bir şekilde açık, kilitsiz kilidi açmak emsalsiz, rakipsiz
148
www.remzihoca.com
ugly unaccountable unambiguous unanticipated unappreciated unattractive unavailable unbelievable unconcerned unconnected undeniable undeniably undergoing underlie undermine undersea underside understandably underworld undetectable undetected undue unearth uneaten uneconomically unemployment unending unequal unevenly unexpectedly unfertilized unfold unforeseen unformulated ungainly unharmed unhealthy unicellular unicorn unification uniformity uninhabited uninterested uninteresting uniqueness unirrigated unjustly unlocked unlock unmatchable
YÖKDiL FEN
adj adj adj adv n adj n adj adj v adj n adj adj adj adj adj adj adj adj adj adj adj adj adj adj n v v n adv adj v n adv n adj v n adj adj adv v v adv n n adj adj n
benzersiz, kıyaslanamaz karşılanmamış tuhaf, garip gereksizce nahoşluk, tatsızlık kirletilmemiş tahmin edilmezlik hazırlıksız yayınlanmamış çözmek, aydınlatmak tepki göstermeyen rahatsızlık, kargaşa tatmin edici olmayan, yetersiz mevsimsiz, zamansız görünmeyen göze hoş görünmeyen çözümlenmemiş uygun olmayan vergisiz düşünülemez sayısız, tarifsiz izi bulunamaz kullanılmamış istenmeyen, nahoş gönülsüz inatçı, yılmaz yetiştirme, terbiye büyütmek, yetiştirmek desteklemek, onaylamak bakım, tamir dik olarak, dikine dimdik, doğru zorlamak, ikna etmek dürtü, istek acilen kullanılabilirlik kullanılabilir yer göstermek kullanım son derece, pek çok belirsiz belirsiz şekilde gözden kaybolmak buharlaşmak çok, büyük çapta büyüklük, enginlik sebze taşıtlarla ilişkili kanıtlanabilir doğrulama, onay
149
www.remzihoca.com
unmatched unmet unnatural unnecessarily unpleasantness unpolluted unpredictability unprepared unpublished unravel unreactive unrest unsatisfying unseasonable unseen unsightly unsolved unsuited untaxed unthinkable untold untraceable unused unwelcome unwilling unyielding upbringing upbring uphold upkeep upright upright urge urge urgently usability usable usher utilization utmost vague vaguely vanish vaporize vastly vastness vegetable vehicular verifiable verification
YÖKDiL FEN
n n n n n n n n n adj n adv adv adj adj adj v n n v n n n n n n n n n n n n n n n v n n adj adj adv n v n adv adv adv n n adv
çok yönlülük viyadük bakış açısı kanıtlama, savunma asma, sarmaşık üzüm bağı ihlal, bozma şiddet erdem, üstünlük hayali canlılık, dinamizm hayati derecede canlı biçimde sesle ilgili uçucu, geçici gönüllü gönüllü olmak gönüllü kişi oy, oylama oy vermek oy kullanma seyyah, yolculuk eden kimse savunmasızlık, hassasiyet akbaba iz, kenar yürüyüş ceviz depo sıcaklık, samimiyet savaşçı savaş zamanı çamaşır makinesi eşek arısı savurganlık dönüm noktası dokumak, zikzak yapmak internet sitesi otkıran zayıf, sıska haftada bir, haftalık haftada bir tuhaflık kaynak yapmak batılı batıya doğru batıya doğru tamamen eş, karı vahşi orman, ıssız yer şiddetli, vahşice
150
www.remzihoca.com
versatility viaduct viewpoint vindication vine vineyard violation violence virtue visionary vitality vitally vividly vocal volatile volunteer volunteer volunteer vote vote voting voyager vulnerability vulture wale walking walnut warehouse warmth warrior wartime washer wasp wastefulness watershed weave website weedkiller weedy weekly weekly weirdness weld westerner westward westwards wholly wife wilderness wildly
n n adj n n adj adv v adj n n adv adj n n n adj adj adj ex v v n n v n adj n n adj n
istek rüzgar kırıcı kanatlı kazanan kişi akıl akıllı akıllıca (para vs) çekmek; geri çekmek istikrarsız, kararsız kadın rahim mükemmelce uygulanabilir, çalışılabilir ıslahevi, küçük fabrika işçilik iş yeri yıpranmış, aşınmış değersiz, işe yaramaz değer, değerli vay be! zarar vermek enkaza çevirmek enkaz güreşçi yazmak genç genç çinko hayvanat bahçesi zoolojiyle ilgili zoolog
www.remzihoca.com
willingness windbreaker winged winner wisdom wise wisely withdraw wobbly woman womb wonderfully workable workhouse workmanship workplace worn worthless worthwhile wow wreak wreck wreck wrestler write youth youthful zinc zoo zoological zoologist
YÖKDiL FEN
151
ONLINE UYGULAMALAR
www.remzihoca.com
0 (222) 330 37 69 0 (532) 365 01 08 0 (850) 811 71 37 0 (532) 158 73 90
[email protected]