– YÖKDİL FRANSIZCA YDS – YÖKDİL 1000 KELİME LİSTESİ Ali Hasar, 18.7.2017
–
[email protected] 1. tournant: kırılma, dönüm noktası 2. se libérer: özgürleşmek 3. s’épanouir: serpilmek, büyümek, gelişmek 4. paradoxalement: çelişkili bir biçimde 5. sous la férule de: boyunduruğu altında 6. institution: teşekkül 7. immense: uçsuz bucaksız, çok büyük 8. empiéter: etki etmek, bırakmak 9. indispensable: zorunlu, gerekli, mücbir 10. foi: iman 11. inconscient: bilinçaltı 12. conflit: çatışma 13. atteindre: varmak, erişmek, dokunmak, isabet etmek 14. graviter: (yörünges ( yörüngesinde) inde) dönmek 15. nivellement: düzleme, düzen 16. inclure: katmak, dahil etmek 17. métissage: melezleşme 18. intacte: bakir, tabii 19. énormément: büyük ölçüde 20. à l’unisson: ağız/söz birliği, hep birlikte, ittifakla 21. adhésion à: -e bağlılık/katılım (adhérence) 22. aboutir à: sebep olmak, yol açmak 23. dévoiler: açmak, açığa vurmak, göstermek 24. récapituler: özetlemek 25. reloger: tayin etmek 26. apprivoisé: uysal, munis (apprivoiser: evcilleştirmek, topluluğa alıştırmak) 27. acquis: müktesebat, kazanım (acquérir) 28. refouler: geri çevirmek, reddetmek 29. se superposer à: örtüşmek 30. être doté de: haiz olmak, ile dolu olmak 31. négatrice: inkar eden (négateur, nier) 32. expansion: ilerleme, gelişme 33. déboucher sur: götürmek, neden olmak, -e
varmak 34. inéluctable: kaçınılmaz, malum, beklenen 35. à l’endroit de : -e gelince, ile ilgili olarak 36. humiliation: aşağılama 37. ressentiment: hınç 38. adepte: takipçi, inanan, mümin, destekçi 39. avènement: ortaya çıkış, sudur 40. infliger à: dayatmak, zorlamak (imposer) 41. dès lors: dolayısıyla
42. revêtir: (hâlini) almak, boyut almak (péjoratif) La lutte revêt un caractère dangereux 43. transplanter: aktarmak 44. à rebours: ters yönde, ters istikamette 45. revanchard: müntakim, intikamcı, kinci 46. pieux: dindar, mütedeyyin, takva ehli 47. devancier: öncü, selef, cet, önceki kuşak, ata, eski 48. gamme: çeşit, tür (péjoratif) 49. littéralement: tam manasıyla 50. éloge: methiye 51. inaptitude: yetersizlik 52. proie: çapul, yağma (péjoratif), av,
kurban (péjoratif) 53. mettre en chantier: hayata geçirmek 54. ébauche: tasarı 55. déborder de: ile dolu olmak, dışına çıkmak (péjoratif) 56. prétendu: sözde 57. héraut: ulak, haberci, müjdeci, elçi 58. crépuscule: alacakaranlık 59. hanter (par): muzdarip olmak, musallat, yakasını bırakmamak
(péjoratif) 60. effréné: ölçüsüz, denetimsiz 61. assister à: tanıklık etmek 62. éclosion: salgın (péjoratif), çatlayıp açılma, açma 63. fulgurant: parıltılı, şiddetli, çok hızlı 64. pullulement: yaygınlaşma 65. trahir: açığa vurmak göstermek, ele
vermek, ihanet etmek, kötüye kullanmak 66. combler: doldurmak 67. boussole: pusula 68. s’égarer: yolundan sapmak, yitmek (égaré: şaşkın, yolunu kaybetmiş) 69. errance: ipsiz sapsızlık, başıboşluk 70. s’enliser: saplanıp kalmak, çıkmaza
girmek (péjoratif) 71. à l’apogée de: zirvesinde, doruğunda 72. se pencher sur: ile ilgilenmek, üzerine eğilmek 73. surgir: ortaya çıkmak, birdenbire belirmek 74. approbation: resmi izin, onay
75. approuver: onaylamak, kabul etmek 76. s’achèver: tamamlanmak, bitmek 77. s’approvisionner: tedarik etmek, sağlamak, ikmal etmek 78. acheminement: yol alma, taşınma, gidip gelme 79. deux poids deux mesures: çifte standart 80. restreinte: sınırlı 81. en matière de: açısından, yönünden, bakımından, cinsinden 82. stabiliser: dengede tutmak, sağlamlaştırmak, istikrar kazandırmak 83. trajectoire: yön, gidişat, güzergah 84. relations bilatérales: ikili ilişkiler 85. endosser: sorumluluğunu üstüne almak, ciro
etmek, yüklenmek 86. à l’issue de : -in sonunda 87. renforcement: güçlendirme, takviye etme, kuvvetlendirme 88. à l’échelle de: ölçeğinde, çapında 89. faire face à: yüz yüze gelmek 90. s’en tenir à: -e tutunmak, bağlı kalmak 91. dévastatrice, -eur: kırım, yıkıcı 92. exterminer: yok etmek 93. passer en revue (les détails): detaylarına girmek, incelemek 94. abominable: berbat 95. se diffuser: yayılmak 96. significativement: anlamlı biçimde 97. stupéfiant: hayret verici 98. fléau: afet 99. révélatrice: ifşa eden 100. sinistre: uğursuz 101. ère: çağ 102. perdurer: ilelebet sürmek 103. éparpiller : serpmek, dağıtmak 104. effarant: ürkütücü 105. dirigeant: idareci 106. s’amplifier: büyümek 107. entraîner: sevk etmek, sürüklemek 108. à juste titre: haklı olarak 109. sans équivoque: şakası yok, belirsizliğe mahal vermeyen 110. certes: elbette, şüphesiz 111. en vertu de : doğrultusunda, uyarınca 112. extinction: soy tükenmesi 113. espèce: tür 114. percuter: çarpmak 115. à quelques différences près: hemen hemen, birkaç istisna hariç 116. décimer: kırıma uğramak, ölmek 117. à contrario (de): mefhum-u muhalif, zıt anlam 118. pleinement: tamamen 119. véritablement: hakikaten
120. bouleversement: kargaşa, allak bullak eden gelişme 121. perpétuation: bekâ, devam 122. coïncider: çakışmak, örtüşmek, kesişmek 123. précipice: uçurum 124. élégamment: zarifçe 125. foncer: hızla gelmek , kazmak 126. dévorer: yutmak 127. pouvoir exécutif : yürütme 128. pouvoir législatif : yasama 129. pouvoir judiciaire: yargı 130. cour suprême: yüksek mahkeme 131. frénésie: taşkınlık 132. présage: önbelirti 133. stade: aşama, à ce stade: bu aşamada 134. intervalle: mesafe, aralık , süre 135. prospérité: refah, mutluluk 136. prétendre: ileri sürmek (à: can
atmak) 137. solliciter: istemek, rica etmek 138. croissance: büyüme, gelişme 139. concours: rekabet 140. répercussion: etki, yankı, sonuç 141. préoccupation: kaygı, endişe 142. recensement: nüfus sayımı 143. vraisemblable: gerçeksi, gerçeğe yakın 144. consécutif : (à) art arda, aralıksız, den doğan, ileri gelen 145. mutuelle: karşılıklı (réciproque) 146. discret: kibar, ölçülü 147. fiable: güvenilir 148. temporaire: geçici 149. par le biais de : aracılığıyla 150. démontrable: gösterilebilir, kanıtlanabilir 151. traitable: kullanışlı, geçimli, uysal 152. controversé: ihtilaflı, tartışmalı 153. éphémère: geçici 154. manier: kullanmak, yönetmek 155. électif : seçmeli, isteğe bağlı 156. précoce: erken gelişmiş 157. récupérable: telafi edilebilir,
giderilebilir 158. conciliable: uzlaşabilir, uyuşabilir 159. prépondérant: baskın, hâkim, başat 160. palliatif : etkisi geçici, geçici önlem 161. estimable: saygıdeğer, değerli 162. aléatoire: tesadüf, rastlantıya bağlı 163. prospective: geleceğe yönelik 164. enviable: imrenilecek 165. fertile: verimli 166. ravager: mahvetmek 167. fragilement: incelikle, hassas şekilde
168. lourdement: ciddi ölçüde 169. inciter: teşvik etmek, kışkırtmak 170. élaborer: hazırlamak 171. émanciper: azat etmek, özgürlük vermek 172. soutenir: tutmak, desteklemek 173. solidement: iyice, sağlamca (robuste) 174. rupture: bozulma 175. facultatif : isteğe bağlı 176. infranchissable: geçilmez, aşılmaz 177. attrait: ilgi, eğilim, çekicilik 178. révéler: açıklamak, ifşa etmek, ortaya koymak, göstermek (révélation) 179. légitime: meşru, yasal, kanuni 180. ampleur: bolluk, gürlük 181. effondrement: çöküş, yıkılma, yok olma 182. projeter: düşünmek, tasarlamak, fırlatmak 183. survenir: olmak, meydana gelmek 184. prévenir: önlemek, haber vermek (prévention, préventif) 185. convenance: yakınlık, uygunluk 186. superficiel: yüzeysel, üstünkörü 187. incontournable: kaçınılmaz, önlenemez 188. constatation: tespit, saptama, gözlem 189. atout: üstünlük 190. appareil: aygıt, sistem 191. intriguer: ilgisini uyandırmak 192. rémunération: ödül, ücret 193. indigner: kızdırmak, öfkelendirmek 194. concurremment: aynı anda, simultanément 195. lucratif : yararlı, kazançlı 196. cicatrice: kalıntı, iz 197. épreuve: sınav, imtihan 198. expéditif : hızlı, süratli (expéditivement) 199. étendu: geniş, yaygın 200. affliger: acı vermek, yıkıp geçirmek 201. éminemment: son derece, çok 202. contagieux: bulaşıcı 203. deuil: yas, matem 204. perversion: bozulma (pervertir) 205. dette: borç 206. compatible: uyumlu, bağdaşabilir 207. s’endetter: borçlanmak 208. se heurter: çarpışmak, birbirini incitmek 209. détendre: yatıştırmak, sakinleştirmek 210. enlever: kaldırmak, çıkarmak 211. mettre au défi: karşı koymak 212. exhorter qqn à faire qqch: -e davet etmek, teşvik etmek, -meye çağırmak 213. dégradation: yozlaşma, alçaltma, küçültme 214. entreprendre: girişmek, başlamak 215. freiner: engellemek, fren yapmak 216. échapper (à): kaçıp kurtulmak, gözünden kaçmak, anımsayamamak 217. bannir: sürgüne göndermek, kovmak 218. perpétuel: sürekli, aralıksız
219. durablement: devamlı, sürekli 220. ponctuellement: ara ara, aralıklı olarak 221. expressivement: etkili/anlamlı bir biçimde 222. momentanément: anlık, geçici olarak 223. communément: yaygın bir şekilde 224. impérativement: buyururcasına, zorlayarak 225. minutieusement: titizlikle, dikkatle 226. passablement: şöyle böyle, oldukça 227. subitement: aniden, ansızın 228. discrètement: sağduyulu şekilde, gizlice 229. verbalement: sözlü olarak 230. provisoirement: geçici olarak 231. brusquement: ansızın, aniden düşüncesizce, kabaca 232. abriter: barındırmak, -de bulunmak 233. affaiblissement: zayıflama 234. léger, -ère: hafif 235. vulnérable: korumasız, zayıf, hassas 236. sauter: sıçramak, atlamak 237. hasardeux: tehlikeli, riskli 238. accroissement: artma, büyüme 239. ancestral: atadan kalma, geçmişe ait 240. irréversible: değiştirilemez, dönüştürülemez, geri alınamaz 241. redoutable: korkunç, muhteşem 242. distinctif : ayırt edici, kendine özgü 243. héréditaire: miras, kalıtımsal, ırsi 244. recrutement: toplama, işe alma, silah altına alma 245. surveillance: gözetim, denetim 246. époustouflant: nefes kesici,
fevkalade 247. espérance de vie: ortalama yaşam süresi 248. aggraver: zorlaştırmak, ağırlaştırmak 249. anticiper: öne almak, ummak,
beklemek 250. subir: maruz kalmak, sahne olmak 251. hostile (à): -e karşı, düşman 252. inapte (à): yeteneksiz, elverişsiz, beceremez, -meye yaramaz 253. présager: tahmin etmek, belirtisi olmak 254. au préjudice de: aleyhine, zararına 255. disperser: dağıtmak, püskürtmek 256. conviction: inanç, kanı 257. louable: övülmeye değer , kiralanabilir 258. désagrément: üzüntü, sıkıntı
259. être en lice: aday gösterilmek 260. concevoir: anlamak, tasarlamak, sanmak 261. inépuisable: tükenmez 262. néfaste (à): zararlı 263. se propager: yayılmak, üremek, çoğalmak 264. évacuation: boşaltma, tahliye (évacuer) 265. inviolable: dokunulmaz, karşı gelinmez 266. pourissant: çürüyen, çürümekte olan, bozulma (pourissement) 267. en vigueur: yürürlükte, gerçekte 268. réparation: onarım, tazminat 269. s’évader (de): kaçmak, firar etmek (évasion) 270. abolir: yürürlükten k aldırmak, feshetmek 271. sélectif : seçmeli, seçici, dikkatli 272. altitude: yükselti, irtifa 273. multitude: çokluk, kalabalık 274. interne: iç 275. jalousement: kıskançlıkla 276. nuisible (à): zararlı (nuir) 277. définitif : belirli, kesin 278. faire défaut à: eksik olmak, -si olmamak 279. mettre en défaut: yanıltmak, aldatmak 280. contemplation: düşünceye dalma, seyretme 281. perturber: bozmak, alt üst etmek 282. flexibilité: esneklik 283. renversement: alt üst olma 284. pacte: antlaşma 285. dérangeant: yıkıcı, rahatsız edici 286. procédé: davranış, işlem, yöntem 287. abuser (de): kötüye kullanmak, suistimal etmek, aldatmak (abusif) 288. primordial: ilkel (primitif) 289. affolé: çıldırmış, delirmiş 290. pacifique: barışçıl, huzurlu 291. flou, -e: kapalı, belli belirsiz 292. donner l’essor à: destek vermek , teşvik etmek, büyütmek 293. excédentaire: fazladan, fazla olan, artık 294. être en proie à: maruz bulunmak 295. demeurer: kalmak, durmak 296. mixte: karışık, birleşik 297. songer (à): düşünmek, hayal etmek 298. concession: ödün, taviz, imtiyaz 299. sanction: yaptırım, onaylama, ceza 300. expulser: azletmek, defetmek, çıkarmak 301. assertif : girişimci, iddialı 302. détriment: zarar (au détriment de) 303. tacite: dolaylı, zımni (implicite) 304. plausiblement: makul bir şekilde 305. vigoureusement: şiddetle, kuvvetlice 306. être familier avec: aşina olmak 307. susceptible: -e yetenekli, muktedir, hassas 308. omettre: es geçmek, unutmak, çıkarmak
309. 310. 311. 312. 313. 314. 315.
sanitaire: hijyenik, temiz, sağlıklı prévisible: tahmin edilebilir consommation: tüketim envahissement: istila (envahir) compenser: telafi etmek persuasif: ikna edici endurance: dayanıklılık , tahammül, sabır (persévérance) 316. remédier à: çare bulmak (remède) 317. prétentieux: kibirli, kendini beğenmiş (vaniteux) 318. promulguer: kanunlaştırmak, ilan
etmek 319. récession: gerileme, durgunluk 320. sous l’égide de: himayesi altında 321. indigène: yerli 322. recette: gelir, usul, yol, reçete 323. représsif : önleyici, bastırıcı 324. expédier: göndermek, başından savmak (expédition: sefer, seyahat) 325. ascension: çıkma, göğe yükselme 326. faille: eksik, gedik, fay 327. polyvalent: çok yönlü, çok değerli 328. fracture: çatlak, kırık 329. dignité: yüksek görev, ağırbaşlılık 330. redondance: gereksizlik, fazlalık 331. approprier: yoluna koymak, sahip çıkmak 332. durement: sertlikle, güçlükle 333. superbe: mükemmel, çok güzel 334. incision: kesik, kesme , deşme 335. réfutation: çürütme, boşa çıkarma 336. fragment: parça, bölüm 337. pénétrer: nüfuz etmek, işlemek 338. péril: tehlike (mettre/être en péril) 339. ouvertement: açık açık, alenen 340. adéquat: yeterli, tam, uygun (à) 341. dûment: gerektiği gibi 342. vif : canlı 343. habilement: ustaca, ustalıkla, zekice 344. conventionnel: geleneksel, klasik (convention: sözleşme, toplantı ) 345. sensation: his, duygu, algılama 346. remboursement: ödeme 347. crucial: hayati, en önemli 348. allocation: para yardımı, ödenek 349. modéré: ılımlı, orta karar, ölçülü 350. oppression: zulüm, baskı, eziyet 351. investissement: yatırım, kuşatma 352. implication: dâhil etme, karıştırma, ima, çıkarım, sonuç 353. engagement: sözleşme, vaat, rehin, nişan, çarpışma 354. astucieux: kurnaz, zeki, ferasetli 355. finement: zekice, ustaca
356. concrètement: somut olarak 357. faisable: yapılabilir 358. vertigineux: baş döndürücü 359. persécuter: zulmetmek, işkence etmek, rahat vermemek 360. douteux: şüpheli 361. contestable: tartışma götürür, itiraz edilebilir 362. convaincre: inandırmak, ikna etmek 363. docile: uslu, evcil, uysal, saygılı (à) 364. aride: kurak, çorak (infertile) 365. abrupt: sarp, dik, yalçın, ani, sert 366. indulgence: hoş görme, bağışlama, müsamaha, tutku, haz 367. futile: boş yere, nafile, anlamsız 368. vainement: boşu boşuna, beyhude yere 369. aisément: rahat rahat, kolayca 370. erroné: hatalı, yanlış (faux) 371. évoquer: anımsamak, hissettirmek, çağrışım yapmak 372. pigeonner: aldatmak, kandırmak 373. par inadvertance: farkında olmadan, gafletle, dalgınlıkla 374. inadéquation: eksiklik, yetersizlik 375. marchandise: ticari mal, ürün 376. permanence: kalıcılık, devamlılık 377. inférence: çıkarım, netice, sonuç 378. érudition: derin bilgi, irfan 379. incendie: yangın 380. onde: dalga (inonder) 381. imprudent: tedbirsiz, mantıksız, dikkatsiz 382. sauvage: vahşi, yabani, ilkel 383. habiliter: yetkilendirmek 384. instrumental: etkili, yararlı, araçsal, yardımcı, enstrümental 385. affluent: çok, varlıklı, zengin 386. méprisant: hor gören, aşağılayan 387. inflammation: iltihap 388. moisi: küflü 389. toxique: zehirli 390. impitoyable: acımasız, merhametsiz 391. malicieux: yaramaz, şakacı 392. rigoureux: sert, kesin, çok sıkı, titiz 393. paralysé: felçli 394. obscur: gizli, belirsiz, anlaşılması güç, karanlık, önemsiz, küçük, loş 395. odieux: sevimsiz, kaba (désagréable) 396. vigilant: açıkgöz, uyanık, dikkatli 397. débrouillard: becerekli, maharetli 398. laxiste: aşırı hoşgörülü 399. soucieux de: -e düşkün, çok dikkatli 400. dévoué à: kendini adamış, özverili, sadık
(consacré, dédié) 401. audacieux: cesur, yılmaz, gözüpek 402. adhésif : katılma ile ilgili, yapıştırıcı
403. hospitalier: konuksever 404. frustration: hayal kırıklığı, hüsran 405. réconciliation: uzlaşma, barışma 406. envergure: ölçek, önem, büyüklük 407. titanesque: devasa, göz korkutucu 408. échec: başarısızlık 409. piéger: tuzağa düşürmek 410. détroit: boğaz (détroit du Bosphore) 411. pénurie: kıtlık, yokluk 412. soulagement: yatışma, dinme 413. infrastructure: altyapı 414. à peine: henüz, daha yeni, olsa olsa 415. captive: esir, tutsak, mahkûm 416. comprendre: kapsamak, içine almak, ihtiva etmek, anlamak 417. répandu: yaygın (courant, fréquent) 418. provenir (de): -den doğmak, ileri gelmek, kaynaklanmak 419. disputer: tartışmak, yarışmak 420. inhospitalier: konuksevmez, yaşanılmaz 421. nutrition: beslenme 422. étroit,e: sıkı, dar (étroitement) 423. inclinaison: eğiklik (inclination: temayül, eğilim) 424. poursuivre: -i izlemek, devam
etmek 425. élévation: yükselme, artma, yükseklik, soyluluk 426. cognitif : bilişsel, zihinsel, kavramsal 427. handicap: özür, engel 428. emmaganiser: depolamak, saklamak, hafızaya yüklemek 429. domestique: ailevi, evcil, yurtiçi 430. approvisionnement: destek, ikmal 431. faible: zayıf 432. lisse: kaygan, düz 433. disposer: düzenlemek (disposition), disposer de: -e sahip olmak 434. introspection: içebakış 435. inadmissible: kabul edilemez 436. soustraire: kaçırmak, aşırmak, yok etmek, birini – den kurtarmak 437. trou noir: kara delik 438. visualiser: gözünde canlandırmak, görselleştirmek 439. avancer: ileri sürmek, ortaya atmak,
ilerlemek 440. repousser: püskürtmek, reddetmek 441. pénible: katlanılmaz, ağrılı, üzücü 442. induire: bir şeyden sonuç çıkarmak, birini – e sürüklemek (qqn à f. qch) 443. rétrospectif: geçmişe yönelik 444. convenablement: uygun biçimde
445. endémique: yerel, belirli bir yere özgü,
492. patrimoine: anadan babadan kalan
yaygın 446. alimentation: beslenme 447. raccourcir: kısalmak, kısaltmak 448. humidité: nem, rutubet, nemlilik 449. émettre: yaymak, dile getirmek, yayın
miras, kalıt 493. paternel: babayla ilgili, babadan
yapmak (émission) 450. générer: oluşturmak, üretmek 451. se réfugier: sığınmak, iltica etmek, kaçmak 452. séisme: deprem 453. à l’insu de: gizlice, -in haberi olmadan 454. durcir: sertleştirmek, katılaştırmak 455. récif : sığ kayalık 456. canicule: sıcaklık dalgası 457. sévir: sert davranmak, ortalığı kasıp kavurmak, kırıp geçirmek 458. détenir: elinde bulundurmak, alıkoymak 459. inspecter: denetlemek, teftiş etmek,
incelemek 460. maigre: zayıf 461. entretenir: sürdürmek, bakımını sağlamak, beslemek, bakmak 462. reprochable: reddedilebilir, itiraz edilebilir 463. étirer: germek, açmak 464. apport: katkı, yardım 465. en fonction de: -e göre 466. pilule: hap 467. impressionnant: etkileyici, tesirli, çarpıcı 468. vertige: baş dönmesi 469. fièvre: ateş (hastalık), karışıklık, telaş, heyecan, coşkunluk 470. contraception: gebelikten korunma 471. postopératoire: ameliyat sonrası 472. aigu,ë: ağır, güçlü, keskin, acı, akut 473. articulation: eklem, söylem, telaffuz 474. douloureux: acı verici, ağrılı, üzüntülü 475. volumineux: büyük, hacimli 476. enthousiasme: heves, coşkunluk, istek 477. épidémie: salgın, bulaşıcı hastalık 478. combustible: yakıt, yanabilir, yanıcı 479. accélérer: hızlandırmak 480. taux: oran, yüzde 481. enchère: müzayede, açık artırma, mezat 482. salinité: tuzluluk (oranı) 483. ravinement: küçük vadi/sel yarıntısı oluşturma (raviner: aşındırmak) 484. rayonnement: ışıma, parıldama, ışık 485. curiosité: merak, ilgi, tuhaf şey 486. appertisée: konservelenmiş 487. astre: yıldız, gökcismi 488. diagnostic: teşhis, tanı 489. verticalement: dikey olarak, dikine 490. aberrant: anormal, doğru yoldan sapmış, sapkın, kurala uymayan 491. cible: hedef, amaç
kalma (patriarcal: ataerkil) 494. céphalée: baş ağrısı 495. surdité: sağırlık, ağır işitme 496. endommager: zarar vermek 497. bienfait: yarar, iyilik 498. symbiotique: ortakyaşar, birlikte yaşayan, bağımlı, sembiyotik 499. vierge: bakir, el değmemiş 500. ombrophile: gölgecil, gölgeyi seven 501. réduction: indirgeme, azaltma 502. déduction: tümdengelim, çıkarılan
sonuç, indirme 503. induction: tümevarım (induire) 504. capter: elde etmek, çekmek, sağlamak , yakalamak (capturer) 505. système circulatoire: dolaşım sistemi 506. système urinaire: boşaltım sistemi 507. système immunitaire: bağışıklık sistemi 508. système nérveux: sinir sistemi 509. appareil respiratoire: solunum sistemi 510. système reproducteur: üreme sistemi 511. système/appareil digestif : sindirim sistemi 512. système squelettique: iskelet sistemi 513. globule rouge: alyuvar (érythrocyte) 514. globule blanc: akyuvar (leucocyte) 515. système lymphatique: lenf sistemi 516. circulation sanguine: kan dolaşımı 517. tissu: doku 518. hérésie: sapkınlık, aykırı düşünce 519. amnésie: hafıza kaybı 520. stimulation: harekete geçirme, uyarma, uyarılma, teşvik, dürtü 521. fibre: lif, tel, sinir 522. rimer (à/avec): ile yakın ilişki olmak 523. pronostic: hastalığın gelişimi ya da sonucu hakkında önceden verilen
hüküm 524. genèse: oluşum, doğuş, yaratılış 525. greffer: (organ) nakletmek (greffe) 526. ingénierie tissulaire: doku mühendisliği 527. intuitif : içgüdüsel (instinctif) 528. s’adonner à: kendini – e vermek 529. haleine: soluk, nefes 530. oesophage: yemek borusu; özofagus 531. mâcher: (ağızda) çiğnemek 532. engendrer: neden olmak, yol açmak
533. 534. 535. 536. 537. 538. 539. 540. 541. 542.
ruissellement: akış, akma, akarsu ralentir: yavaşlatmak, azaltmak déchet: atık, çöp, ıskarta réglementation: düzenleme, mevzuat domestication: kültürleme, evcilleştirme génique: genetik, genle ilgili susciter: uyandırmak, neden olmak inlassablement: usanmadan, yorulmaksızın collision: çarpışma raréfaction: yoğunluğunu azaltma, seyreltme, azalma, seyrekleşme 543. amaigrissement: zayıflama 544. humeur: ruh hâli, mizaç, huy 545. agent: etken, unsur, faktör 546. infime: çok küçük 547. cendre: kül 548. épais,se: kalın, kaba, koyu, yoğun 549. insane: akla aykırı, saçma, deli, kaçık
550. s’éteindre: yok olmak, ölmek, solmak, tükenmek, bitmek 551. abdominal: karın ile ilgili 552. décalage: zaman ya da mesafe bakımından fark, uymama, tutmama, fark 553. (se) recaler: sınıfta bırakmak, sınıfta kalmak 554. déficitaire: açık, yetersiz, eksik 555. épargner: -e karşı iyi davranmak, esirgemek, birini – den kurtarmak 556. moelle: ilik 557. cécité: körlük 558. cellule souche: kök hücre 559. obstruction: tıkanma, engelleme 560. en présence de: -in karşısında, -in önünde 561. délétère: zararlı (effets délétères) 562. pâturage: otlak (pré/prairie/champ) 563. appauvrir: verimsizleştirmek, zayıflatmak 564. faune: belli bir bölgede yaşayan hayvan topluluğu 565. flore: belli bir bölgede yetişen bitki topluluğu, bitki örtüsü 566. alternance: birbirini izleme, birbirinin
yerini alma (alternation) 567. poussière: toz 568. excréter: salgılamak, boşaltmak 569. éclaire: şimşek, parıltı 570. dégradable: azaltılabilir, düşürülebilir 571. s’enfoncer: batmak, gömülmek, girmek 572. agression: hücum, saldırı, taarruz 573. sécrétion: salgı, salgılama 574. visqueux: yapışkan, yoğun, akışkansı 575. obstruer: tıkamak (obstruction) 576. soin: bakım, dikkat, özen, hizmet, tedavi 577. méfiance: kuşku, güvensizlik 578. moindre: daha az, daha düşük 579. prévalence: yaygınlık
580. allaitement: anne sütü ile beslenme, emzirme 581. tousser: öksürmek (toussotement) 582. éternuer: hapşırmak 583. postillonner: tükürmek (cracher) 584. salive: salya, tükürük 585. inondation: sel, taşkın, sular altında kalma, istila, akın 586. potable: içilebilir (eau potable) 587. combustion: yanma, patlama 588. ancêtre: ata, cet 589. gelée: jöle, donmuş 590. fécondité: doğurganlık 591. infertilité: kısırlık 592. épuration: arıtma, saflaştırma 593. contradictoire: çelişkili 594. entité: oluşum, varlık, şey 595. olfactif : koku alma ile ilgili (odorat) 596. abaisser: indirmek, alçaltmak 597. seuil: eşik, sınır, başlangıç, ilk adım 598. prodigieux: olağanüstü, harika, çok büyük 599. vasculaire: damarla ilgili 600. adipeux: yağlı 601. inquiétant: can sıkıcı, endişe verici 602. diluer: sulandırmak, yoğunluğunu azaltmak (dilution) 603. attraper: tutmak, yakalanmak (hastalık) 604. avaler: yutmak 605. aveuglément: körü körüne 606. incidence: etki, yansıma, oluş sıklığı 607. secondaire: ikincil, yan (latéral) 608. gustation: tat alma duyusu (goût) 609. ouïe: işitme duyusu (système auditif) 610. endiguement: kapsama, çevreleme, sınırlama 611. énergie éolienne: rüzgâr enerjisi 612. énergie renouvelable: yenilenebilir
enerji 613. énergie propre: yeşil enerji 614. biomasse: biyokütle 615. habitat dispersé: dağınık yerleşim 616. paludisme: sıtma (malaria) 617. fièvre jaune: sarıhumma 618. peste: veba 619. jaunisse: sarılık (ictère) 620. rougeole: kızamık 621. varicelle: suçiçeği 622. oreillons: kabakulak 623. rareté: kıtlık (ekonomi) 624. site d’enfouissement: çöplük 625. natalité: doğum oranı 626. mitrailleuse: makineli tüfek, mitralyöz
627. mortalité: ölüm oranı 628. fusil: silah (fusillade) 629. fiscal: mali, parasal 630. refroidissement: soğuma, soğutma 631. ruée: acele, telaş, talep, hamle, girişim 632. verdir: yeşillendirmek, yeşermek 633. acquiescer: kabul etmek, razı olmak 634. revendiquer: talep etmek, istemek, üstlenmek (revendication) 635. remettre en cause: (doğruluğunu) sorgulamak, tartışmak 636. hérédité: kalıtım 637. supercherie: aldatmaca, hile, dalavere, üçkâğıtçılık (truc) 638. prédécesseur: cet, ata, önceki, selef 639. cadrer (avec): örtüşmek (coïncider) 640. lignée humaine: insan soyu 641. détaché (de): bağımsız, ayrılmış, ilişkisi koparılmış 642. étonnamment: şaşırtıcı bir şekilde
643. à l’instar de: gibi 644. décerner (qqch à qqn): b irine bir şey vermek 645. pérégrination: seyahat, gezme, yolculuk 646. reculer: geri dönmek, çekilmek, ileri bir tarihe atmak, ertelemek 647. promouvoir: teşvik etmek, desteklemek, terfi ettirmek, yüceltmek 648. usurper: gasp etmek, el koymak, zorla almak (usurpation) 649. répartition: dağılım 650. aller de pair avec: birlikte gitmek, yol almak, bağlı olmak 651. assèchement: kuraklık 652. lacune: boşluk 653. boiser: ağaçlandırmak, ormanlaştırmak 654. bousculer: itmek, dürtüklemek, akın yapmak, saldırmak, altüst etmek 655. linéaire: doğrusal 656. esquisser: ana hatlarını belirtmek, genel
niteliklerini çizmek, özetlemek 657. allié: müttefik (alliance) 658. se hisser (à): yükselmek, erişmek 659. déclencher: başlatmak 660. prudence: sağduyu, tedbir, dikkat, özen 661. évanescent: unutulup giden, gözden kaybolan, fani, gelip geçici 662. tendresse: yumuşaklık, duyarlılık, hassasiyet 663. disparité: farklılık, uyumsuzluk 664. préjudiciable: zararlı, zarar verici 665. pays émergent: gelişen ülke, yükselen piyasa 666. conscription: zorunlu hizmet, varlık/savaş vergisi
667. dépouillement: sayım, hesap, oy sayımı (dépouillé de: -den yoksun/dépourvu de) 668. éventail: (gerçek/mecaz anlamda) yelpaze 669. prêt-bail: ödünç verme, kiralama 670. soupe populaire: aşevi 671. crôute: yerkabuğu 672. buter: -e çarpmak, -ile karşılaşmak, desteklemek 673. converger: bir noktada birleşmek, üzerinde toplanmak, -e çevrilmek (sur) 674. dévorer: yemek, yutmak, kemirmek 675. plier: katlamak, bükmek 676. entortiller: karıştırmak, bükmek 677. défaillant: gücü azalan, zayıf 678. incurable: tedavi edilemez, geçmez, onulmaz, çaresi bulunmayan 679. dépistage: tarama (dépistage gratuit du cancer) 680. enceinte: hamile, gebe 681. baigner: yıkamak, suya sokmak, ıslatmak, içinden geçmek, katetmek 682. sevrage: sütten kesme, bir şeyi bırakma (sevrage tabagique) 683. facette: yön, bölüm, taraf, özellik 684. décès: ölü, ölüm, vefat 685. redressement: kalkınma, kalkındırma, ıslah etme, düzeltme 686. prédiction: tahmin, öngörü 687. intensif, -ve: yoğun, şiddetli 688. résonance: yankı, rezonans 689. séquençage: dizilim, sıralama, dizileme (séquençage de l’ADN) 690. voie lactée: samanyolu 691. sous couvert de: bahanesiyle, kisvesi altında (sous prétexte de) 692. interdépendant: birbirine bağlı 693. jumeau,x: ikiz, çift, kardeş 694. éruption: patlama 695. ablation: ameliyatla çıkarma/organ alma, erime, aşınma 696. substance: madde, cisim, öz, asıl 697. nourisson: bebek, çocuk 698. boucher: kapamak, tıkamak 699. confondre: karıştırmak, bozmak 700. prélever: almak, ayırıp/kesip almak 701. quasiment: hemen hemen, neredeyse 702. en guise de: -olarak, -in yerine 703. coexistence: birlikte yaşama 704. clandestin: gizli, yasadışı, kaçak 705. décennie: on yıl 706. secouer: sarsmak, zayıflatmak 707. prudemment: dikkatlice
708. se cantonner (à/dans): -ile sınırlı olmak, kısıtlamak, sığınmak 709. atténuer: azaltmak, düşürmek, zayıflatmak, yumuşatmak 710. taxation: vergilendirme 711. gaz à effet de serre: sera gazı 712. véhément: açık sözlü, coşkulu, sert 713. convection: taşınım, yayınım 714. ériger: kurmak, dikmek, inşa etmek 715. contour: etraf, çevre 716. ornement: süs, ziynet, takı 717. se livrer à: -e açılmak, -e teslim olmak, -e girişmek, ile uğraşmak 718. s’acharner: çabalamak, bir şeye dört elle sarılmak, uğraşmak 719. entraver: engellemek 720. crédule: saf, çabucak inanır 721. vacant: boş (pourvoir: doldurmak)
722. à l’aube de: hemen öncesinde, arifesinde, eşiğinde (à la veille de) 723. se dessiner: şekil/biçim almak, belirmek 724. candide: açıkyürekli, dürüst, içten 725. tisser: kurmak, örmek, tesis etmek (tisser
les liens) 726. venir à manquer: tükenmek 727. périmé: süresi geçmiş, eskimiş 728. fallacieux: yanıltıcı, aldatıcı, temelsiz 729. remettre au gôut du jour: yeniden ön plana çıkarmak, güncelleştirmek 730. curatif : şifalı, tedavi edici 731. asile: iltica, sığınak 732. par l'intermédiaire de: aracılığıyla
733. s’attacher (à): -meye özen göstermek, kendi vermek, sarılmak 734. fluidité: akıcılık, değişkenlik 735. session: oturum, dönem, birleşim 736. (en) détresse: tehlikede, sıkıntıda, muhtaç 737. fouille: araştırma, kazı 738. détérioration: bozulma, gerileme, kötüleşme, kötüye gitme (détériorer) 739. foncier: mal-mülk, arazi, mülkiyet, temel, esas, başlıca 740. caillot (sanguin): pıhtı, kan pıhtısı 741. basculer: devrilmek, sallanmak 742. accumulation: toplanma, birikinti 743. versatile: çok yönlü (polyvalent) 744. vague: şüpheli, üstükapalı, belirsiz 745. laborieux: yorucu, güç, zahmetli 746. belligérant: savaşçı, kavgacı, saldırgan,
muharip (belliqueux) 747. insouciant: vurdumduymaz, kaygısız 748. cahoteux: engebeli, tümsekli 749. maladroit: sakar, beceriksiz 750. congestionné: tıkalı, sıkışık, tıklım tıklım 751. sous les auspices de: bünyesinde
752. 753. 754. 755. 756. 757. 758. 759. 760. 761. 762. 763. 764. 765.
décent: uygun, temiz, makul putsch: darbe (coup d’État) bilan: bilanço, özet, sonuç purge: tasfiye loi martiale: sıkıyönetim, örfi idare couvre-feu: sokağa çıkma yasağı diligent: gayretli, titiz, çalışkan nébuleuse: bulutsu introverti: içedönük, içe kapanık extraverti: dışadönük, cana yakın médiateur: arabulucu inestimable: paha biçilemez, değerli céleste: semavi, gökle ilgili accrétion: büyüme, katılma, gelişme, genişleme 766. comestible: yenebilir (mangeable) 767. vénéneux: zehirli 768. illettré: okuma yazma bilmeyen,
cahil, ümmi 769. fastidieux: meşakkatli, sıkıcı 770. extravagant: savurgan, ölçüsüz, abartılı, müsrif 771. distrait: unutkan, şaşırmış 772. sécession: ayrılma, uzaklaşma 773. lâche: gevşek, oynak 774. irréprochable: kusursuz, mükemmel
(impeccable, sans défaut) 775. commérage: dedikodu (bavardage) 776. splendide: görkemli, muhteşem 777. avide: açgözlü (cupide/gourmand) 778. contrepartie: mevkidaş, meslektaş, diğer taraf, taraf (homologue) 779. immature: olgun olmayan, toy 780. annexion: ilhak, bağlama, egemenliği altına alma 781. compensation: maaş, telafi, tazminat 782. juteux: sulu, karlı, cazip 783. orphelin: yetim 784. hôte: ev sahibi, ağırlayan, konuk
eden (État hôte) 785. sédatif : yatıştırıcı, sakinleştirici 786. représailles: misilleme 787. concordance: uyum, birlik 788. impulsif : fevri, düşüncesiz, atılgan, dürtüsel 789. grotesque: tuhaf, gülünç (ridicule) 790. ajournement: erteleme 791. dénuement: yoksunluk 792. compiler: bir araya getirmek, toplamak (rassembler) 793. obstiné: inatçı, yüreği katı, sert (têtu) 794. arbitraire: keyfi, planlı olmayan 795. pédant: aşırı detaycı, titiz, ukala 796. soumis: itaatkâr, uysal (docile) 797. du coup: böylelikle, dolayısıyla
798. 799. 800. 801. 802.
industrieux: çalışkan, faal, gayretli contigu: bitişik, komşu, hemhudut méchant: kötü, tehlikeli, zalim processus: süreç, yöntem, işleyiş conspirer: birlik olmak, komplo kurmak, anlaşmak (conspiration) 803. superflu: gereksiz, fazla (inutile/redondant) 804. rassis: bayat (périmé) 805. déploiement: konuşlandırma, yerleştirme 806. glorifier: övmek, yüceltmek 807. vindicatif : kinci, kindar, intikamcı 808. captivant: çekici, büyüleyici 809. ratification: onaylanma, tasdik
(approbation) 810. dissuasion: caydırıcılık, vazgeçirme 811. souveraineté: egemenlik 812. réminiscence: hatırlama, anımsama, anı, hatıra (souvenir) 813. violation: ihlal, çiğneme, bozma, saldırı 814. primauté: üstünlük, öncelik (prééminence) 815. insurrection: kalkışma, isyan, ayaklanma 816. conjoint: ortak, bağlı (commun) 817. mobilisation: taşınma, nakletme,
seferberlik, harekete geçirme 818. anéantir: kökünü kazımak, yok etmek 819. contrefaçon: sahte, taklit, sahtekârlık, kalpazanlık 820. se débarasser: kurtulmak, başından atmak 821. ouragan: fırtına, kasırga (tempête) 822. raid: baskın, akın, saldırı 823. interférer: müdahale etmek, birisinin işine karışmak (entraver/s’immiscer) 824. élevage: hayvancılık 825. renoncer: vazgeçmek, feragat etmek (faire
une croix sur) 826. compromettre: tehlikeye atmak 827. lever: toplamak (vergi), zorla toplamak, el koymak (prélèvement) 828. apathique: kayıtsız, cansız, ilgisiz, bitkin 829. miraculeusement: mucize eseri 830. obsolète: modası geçmiş, köhne, işe yaramaz, eskimiş, kullanılmayan 831. pénaliser: cezalandırmak, ceza vermek
(sactionner/punir) 832. invoquer: yardım istemek, yakarmak, talep etmek, başvurmak, yalvarmak (invocation) 833. queue: kuyruk, sıra 834. regrettable: üzücü, keder verici 835. agitation: gerginlik, tahrik etme, galeyan 836. eaux usées: atık su, kanalizasyon 837. (avoir) peine à (f. qch): -mekte zorlanmak 838. être censé (f. qch): -mesi farz edilmek, zannedilmek, -mesi san ılmak 839. réticent: gönülsüz, isteksiz, tereddütlü
(hésitant)
840. perquisition: arama, araştırma (fouille) 841. exigence: ihtiyaç, gereksinim, talep, zorunluluk (revendication/contrainte) 842. estival: yaza ait, yazla ilgili 843. apaisant: yatıştırıcı, sakinleştirici 844. soupçon: şüphe, endişe (suspicion) 845. dérèglement: düzensizlik, karışıklık 846. à travers: boyunca, süresince, genelinde (durant) 847. acquisition: kazanma, alma, kazanç, gelir 848. constamment: devamlı, sürekli 849. amendement: düzenleme, değiştirme, değişiklik (modification) 850. soumis à: tabi olmak, maruz bırakmak , konu olmak (assujetti à/sous le joug de) 851. s’évanouir: hâli kalmamak, zayıf düşmek, ortadan yok olmak 852. avouer: itiraf etmek (confesser) 853. sans raison: durduk yere, sebepsizce 854. accentuer: vurgulamak (mettre l’accent sur) 855. reconnaître: doğruluğunu kabul
etmek, kabullenmek, beyan etmek 856. défavorablement: zararına, olumsuz olarak, aleyhte bir şekilde 857. allégation: iddia, suçlama, itham 858. délai: süre, zaman 859. archipel: takımada / péninsule: yarımada 860. manifestement: açık açık, şüphesiz
(de manière flagrante) 861. vaguement: belirsiz bir şekilde, kararsızca, belli belirsiz 862. équivoque: belirsiz, kuşkulu (sans équivoque) 863. assurance: sigorta, güven, güvence 864. cohérent: uygun, uyumlu, tutarlı 865. périssable: dayanıksız, kolay bozulur, kolay çürür 866. emphatique: güçlü, vurgulu, önemli 867. atteignable: ulaşılabilir, erişilebilir 868. répudiation: ret, inkâr (rejet) 869. dépense: masraf, harcama, gider 870. licenciement: işten çıkarma, izin verme, terhis (renvoi) 871. convertible: dönüştürülebilir, değiştirilebilir 872. pertinent: ilgili, uygun, alakalı 873. courtoisement: nazik bir şekilde 874. aigrir: gücendirmek, hırçınlaştırmak , canından bezdirmek, ekşitmek
875. complaisant: hâlinden memnun, lütufkâr, hoşgörülü, müşfik 876. procès: dava (être en procès avec qn: -ile davalı olmak ) 877. nominalement: ismen, sözde 878. décèlement: gizlememe, saklamama 879. déprimant: moral bozucu, bunaltıcı, üzücü 880. instantanément: aniden, derhal, hemen 881. amplification: yükseltme, güçlendirme, genişletme, çoğaltma 882. subsistance: geçim, (yaşamını) sürdürme, varlık, varoluş, harcırah, iaşe 883. dissipation: israf, kayıp, yayılma 884. entrevoir: hayal meyal görmek,
sezinlemek 885. imprégner: içine işlemek, nüfuz ettirmek , sinmek 886. soumission: arz, teklif, bağlılık, teslimiyet 887. légèrement: hafifçe, az da olsa 888. impétueux: tez canlı, düşünmeden hareket eden, coşkun, sert 889. composant: bileşen, parça, cüz 890. intersection: kavşak, kesişim, kesişme 891. soulèvement: yükselme, isyan, ayaklanma 892. discréditer: gözden düşürmek, güvenini
sarsmak, kötülemek 893. fréquentation: katılım 894. honnêtement: dürüst bir şekilde, doğrusu 895. intimement: içten, samimiyetle 896. avertir: ikaz etmek, uyarmak, önceden bildirmek (avertissement) 897. mettre en jeu: (canını) ortaya koymak, başvurmak, kullanmak 898. mettre au point: geliştirmek, odaklanmak, kurmak, düşünmek 899. prendre acte de: göz önünde
bulundurmak, dikkat etmek 900. accorder la préférence à: tercih etmek 901. se tenir à l’écart de: uzak durmak 902. opter: karar kılmak, seçmek 903. prétention: iddia, bir şeye can atma, gösteriş (prétendre) 904. serein: sakin (paisible) 905. autonome: özerk, otonom 906. soi-disant: sözde, denilen (prétendu) 907. convoquer: toplanmak, bir araya gelmek, (toplantıya, görüşmeye) çağırmak 908. allusion: kinaye, ima, dokundurma 909. thésauriser: yığmak, biriktirmek
(accumuler/amasser) 910. aliéner: yabancılaştırmak, uzaklaştırmak, soğutmak , devretmek 911. rétention: muhafaza, koruma, unutmama, müşteriyi elde tutma/koruma 912. provisionnel: geçici, koşullu ( provisoire)
913. massivement: ezici bir çoğunlukla 914. latéralement: yana doğru, yanlamasına 915. avoir hâte de : (f. qch) iple çekmek,
dört gözle beklemek, can atmak, ummak 916. affection: ilgi, alaka, sevgi, eğilim 917. malsain: sağlıksız (insalubre/néfaste) 918. bonnement: hoş bir şekilde, safça 919. appréhender: kavramak, anlamak, şüphe duymak 920. dissonance: uyumsuzluk
921. à l’abri de: -den, -den uzakta, -in (çatısı) altında (à l’abri de la lumière) 922. médiocre: orta, bayağı, sıradan 923. paisiblement: sakin bir şekilde, barışçıl bir şekilde, güzel güzel 924. associer: ilişki kurmak, birleştirmek , iş birliği yapmak 925. approchant: yaklaşık, yaklaşan 926. encore que: -dığı hâlde, -mesine rağmen (bien que/quoique) 927. remanier: değiştirip düzeltmek,
yeniden elden geçirmek 928. montrer du doigt: işaret etmek, parmakla göstermek, belirtmek 929. deviner: tahminde bulunmak 930. archaïque: eski, kadim, geçmişe ait 931. rural: kırsal / urbain: kentsel 932. édifice: bina, yapı, inşaat 933. muni: donanımlı, teçhizatlı (doter) 934. aussitôt que: ile birlikte, yapar yapmaz (dès que/sitôt que) 935. dès lors que: -dığı için, -den dolayı (puisque) 936. pourvu que: -diği takdirde, -mek şartıyla (à condition que/sous réserve que) 937. de manière que: -mesi için, -sın diye (de sorte que/pour que) 938. si bien que: dolayısıyla, bu yüzden , öyle ki, böylece 939. au point que : o derece ki, hatta o kadar ki 940. de même que: birlikte, -e kadar, ilaveten, böyle olmakla birlikte 941. au fur et à mesure que : -dıkça (progressivement) 942. sévérité: şiddet, ağırlık, zorluk 943. proclamer: açığa vurmak, duyurmak, bildirmek, beyan etmek 944. brièvement: kısaca, kısa bir süreliğine 945. accessoirement: tesadüfen, yeri gelmişken, üstelik, rastlantı eseri
946. 947. 948. 949. 950. 951.
gérer: yönetmek, vekil olmak honorablement: şerefle, alnının akıyla spontanément: kendiliğinden effectuer: gerçekleştirmek, yapmak, etmek cruel: acımasız, zalim, gaddar , nemrut conduite: idare, yönetim, gidişat, yürütme, davranış, tutum 952. extensive: geniş, yaygın, kapsamlı 953. succinct: kısa ve öz, özet 954. s’écarter: uzaklaşmak, sapmak 955. survie: hayatta kalma, hayatı idame 956. talentueux: yetenekli, kabiliyetli 957. possession: sahiplik, sahip olma, mülk 958. tranquillement: sessizce, usulca, yavaşça 959. soutien: destek, yardım 960. équitablement: adil bir şekilde, uygunca 961. meurtrier: ölümcül, kanlı, tehlikeli 962. sort: kader, felek, akıbet, son 963. recommandation: tavsiye, öneri, teklif 964. fermement: sımsıkı, kesin olarak 965. compacte: yoğun, derli toplu, özlü, sıkı 966. stable: sabit, durağan, değişmez 967. avoir à: -mek zorunda olmak 968. propice à: yol açan, neden olan , yardım eden, imkân sağlayan 969. exploiter: istismar etmek, kendi çıkarı için
kullanmak, istifade etmek (tirer profit de) 970. obsession: saplantı, takıntı 971. subséquent: sonraki, izleyen (suivant) 972. déviation: sapma, ayrılma, yolunu şaşırma 973. occasionnellement: arada bir, zaman zaman 974. avoir recours à: başvurmak, müracaat etmek, el atmak (récourir à) 975. mettre un frein à: azaltmak, kısmak, kısaltmak , kesmek 976. favorablement: hoşnutlukla, uygun olarak 977. exode: göç, çıkış, akın (exode rural) 978. élan: güç, ivme, enerji, dürtü, teşvik 979. appui: destek, yardım (support) 980. chirurgie: ameliyat, hekimlik 981. solvable: çözülebilir, hâlledilebilir (résoluble) 982. détention: gözaltına alınma, alıkonma, tutuklama 983. précis: özet (précis de décomposition) 984. fluctuation: dalgalanma, değişim, inip çıkma (fluctuer/flux: akış) 985. clairvoyance: ilham, sağgörü, basiret 986. pérenne: sürekli, devamlı, uzun süreli
(perpétuel) 987. réputé: ünlü, meşhur , seçkin 988. se précipiter: acele etmek, telaş etmek, -e dalmak 989. résignation: istifa, ayrılma, çekilme
990. arrogant: kibirli, kendini beğenmiş 991. complice: suç ortağı, işbirlikçi (complicité: yardım ve yataklık) 992. (se) concerter: görüşmek, danışmak,
müzakere yapmak 993. contingence: ihtimal, olasılık 994. subtil: hoş, hafif, hemen göze çarpmayan, muğlak, üstü kapalı,
zekice 995. compulsif : mecburi, dürtüyle yapılan, zorunlu, zorlayıcı 996. exécuter: yapmak, sergilemek,
yürütmek, idam etmek, infaz etmek 997. cohésion: uyuşma, tutarlık, bağlılık 998. abordable: ucuz, makul 999. récurrence: tekrardan ortaya çıkma, nüksetme, yinelenme 1000. corruption: yolsuzluk, yozlaşma
Ali Hasar, 18.7.2017
–
[email protected]