LESSON 55 – ELLĐ ELLĐ BEŞĐ BEŞĐNC NCĐĐ DERS Section 6 – Altıncı Kısım Okuma
Reading Briç Oyunu O akş akşam Halil ve Leyla misafirleriyle briç oynamaya karar verdiler ve yemek odasından
misafir odasına gittiler. Halil, içkileri hazırlamak için mutfakta kaldı. Halil mutfaktayken, Leyla kâğ kâğıtları karış karıştırmaya baş başladı. Leyla kâğ kâğıtları karış karıştırırken, Halil içkileri getirip misafirlere verdi. Suzan’a votka, Kerim’e şarap ve eş eşine de bira getirdi. Đçkileri misafirlerine verdikten sonra kâğ kâ ğıtları ilk dağ dağıtacak olanı seçmek 138 için birer kâğ kâ ğıt çektiler. Kerim’in çektiğ çekti ği kâğ kâğıt astı. Onun için hemen kâğ kâğıtları toplayıp karış karıştırdı ve Suzan kestikten sonra dağ da ğıtmaya baş başladı. Kerim’le Leyla, Halil’le de Suzan ortaktı139. Suzan her eş e ş gibi kocasının briç oyununu övmeye 140 baş başladı. Suzan konuş konuşurken Kerim bir kaç defa konuyu 141 değ değiştirmeye çalış çalıştı. Kerim nihayet oyunu bir körle açtı. Halil’in eli çok fenaydı. “Pas” dedi. Leyla kâ ğıtları bir defa saydıktan sonra, “iki pik” dedi. Suzan “pas” diye karş karşılık verdi. Kerim “pas” dedi ve Leyla “üç kör” dedi. Herkes, “pas” dedikten sonra Suzan oyuna baş ba şladı ve Kerim kâğ kâğıtlarını sırayla masaya koydu.
138
seçmek (-i) – to choose, to select ortak – partner 140 övmek, methetmek (-i) – to praise, to eulogize 141 konu, mevzu – subject, topic 139
116
LESSON 55 – ELLĐ ELLĐ BEŞĐ BEŞĐNC NCĐĐ DERS Section 7 – Yedinci Kısım Sorular
Questions
1. Halil ve Leyla yemekten sonra misafirleriyle ne yapmak istediler? 2. Onların oynayacağ oynayaca ğı oyun neydi? 3. Hangi odada oynadılar? 4. Leyla kâğ kâğıtları karış karıştırırken Halil ne yaptı? 5. Halil’in evinde ne gibi içkiler vardı? 6. Onlar kâğ kâğıtları ilk dağ dağıtacak kiş kişiyi seçmek için ne yaptılar? 7. En büyük kâğ kâ ğıdı kim çekti? 8. Kâğ Kâğıtları kim kesti? 9. Halil’in bu oyunda ortağ orta ğı kimdi? 10. Suzan kocasının briç oyunu hakkında neler söyledi? 11. Bu söylediğ söyledi ği şeyler Kerim’in hoş ho şuna gitti mi? 12. Kerim karısını susturmak142 için ne yapmaya çalış çalı ştı? 13. Oyunu açan kimdi? 14. Leyla, “iki pik” demeden önce ne yaptı? 15. Kâğ Kâğıtlarını masaya koyan kimdi?
142
susturmak (-i) – to silence, to shut one up
117
LESSON 55 – ELLĐ ELLĐ BEŞĐ BEŞĐNC NCĐĐ DERS Section 8 – Sekizinci Kısım Ev Ödevi
Homework
Written or on tape. The following acts are done, are being done, or will be done when you are in different situations, conditions or locations. Fill in the right endings and words. 1. Ben (çocuk) ________
_______________ _______________ hiç hasta olmadım.
2. Ben (Türkiye) _____
__________________ __________________ üniversiteyi bitirdim.
3. Ben (hasta) ________
_______________ _______________ e şim bana çok yardım etti.
4. O (bekâr) ____
_
__________________ __________________ annesi ve babasıyla otururdu.
5. (Genç) ____________
___________ nerede oturdunuz? oturdunuz?
6. Siz (banyo) _________
______________ şarkı söylemeyi sever misiniz?
7. O (hastane) ___________
____________ çocuklarına biz baktık.
8. Biz (Türkiye) ________
_______________ _______________ daima Türkçe konu ştuk.
9. Siz (Đ (Đstanbul) _______
________________ ________________ müzelere gidecek misiniz?
10. O (genç) ______
118
___
______________ çok güzeldi.
TURKISH BASIC COURSE Lesson 56 – ELLĐ ELL Đ ALTINCI DERS At the Produce Market Manavda
119
LESSON 56 – ELLĐ ELLĐ ALTINCI DERS Section 1 – Birinci Kısım Alış Alıştırma Egzersizleri Örnek 1:
Perception Drill
Ankara’ya gel diğimden beri bu evde oturuyorum.
A B started with A
Orduya girdim.
B Present situation
Pattern 1:
Combination of A and B Orduya girdiğimden beri bu üniformayı
Türkiye’ye 2. geldim.
Bu üniformayı giyiyorum. Yalnız Türkçe konuş konu şuyorum.
giyiyorum. Türkiye’ye gel diğimden beri yalnız Türkçe konuş konuşuyorum.
3. Hastaneden çıktın.
Çok yemek yiyorsun.
Hastaneden çık tığından beri çok yemek yiyorsun.
4. Okula geldin.
Az kahve içiyorsun.
Okula gel diğinden beri az kahve içiyorsun.
5. Bu evi satın aldı.
Ev kirası vermiyor. Bize mektup yazmadı. Üç defa Đstanbul’a gittik. Geceleri geç yatıyoruz. Hangi müzeleri ziyaret ettiniz?
Bu evi satın al dığından beri ev kirası vermiyor.
Okula yürüyorsunuz. Evde Đngilizce konuş konu şmuyorlar. Ayılardan bahsediyorlar.
Arabanızı sat tığınızdan beri okula yürüyorsunuz. Türkçe öğ öğrenmeye baş başladıklarından beri evde Đngilizce konuş konuşmuyorlar. Çocuklar hayvanat bahçesine git tiklerinden beri ayılardan bahsediyorlar.
1.
6. Türkiye’ye gitti. Yeni araba satın 7. aldık. 8. Bu okula geldik. 9. Buraya geldiniz. 10. Arabanızı sattınız. Türkçe öğ öğrenmeye 11. baş başladılar. Çocuklar hayvanat 12. bahçesine gittiler.
120
Türkiye’ye gittiğinden beri bize mektup yazmadı. Yeni araba satın al dığımızdan beri üç defa Đstanbul’a gittik. Bu okula gel diğimizden beri geceleri geç yatıyoruz. Buraya gel diğinizden beri hangi müzeleri ziyaret ettiniz?
LESSON 56 – ELLĐ ELLĐ ALTINCI DERS Section 2 – Đkinci Kısım Diyalog:
English Translation
Dialogue: At the Produce Market
1.
Seller: Sevim:
Please come in! What would you like to have? Are your vegetables and fruits fresh?
2.
Seller: Sevim:
Of course, Mrs. Sevim. They all arrived this morning. I want to buy some eggplants, eggplants, but since it has come on the market the price has not not come down.
3.
Seller: Sevim:
It’s true ma’am, but after the local eggplants appear the price will drop. Your peppers for stuffing are rather nice. Please give me two kilos. (weigh two kilos)
4.
Seller: Sevim:
Certainly ma’am. Is there anything else? I need some tomatoes but they are too expensive.
5.
Seller: Sevim:
Ma’am these tomatoes came all the way from Adana. Give me half a kilo. The nice ones please.
6.
Seller: Sevim:
Certainly. Do you need some fruit, too? Oh yes, it’s a good good thing you reminded me. I need some fruit. Five kilos of of apples. Nice ones, please.
7.
Seller: Sevim:
Our apples are Amasya apples. We haven’t had apples since they came on the market.
8.
Seller: Sevim:
Why ma’am? They were too expensive. Ever since we’ve moved to Ankara, we haven’t been able to eat much fruit.
9.
Sevim: Seller:
How much do I owe you? Twelve liras and thirty five kuruş kuruş.
10. Sevim: Seller:
Here is twelve and twenty five kuruş kuruş and ten more makes thirty. Goodbye. Goodbye, Come again ma’am.
121
LESSON 56 – ELLĐ ELLĐ ALTINCI DERS Sections 2 & 3 – Đkinci ve Üçüncü Kısım
122
LESSON 56 – ELLĐ ELLĐ ALTINCI DERS Sections 2 & 3 – Đkinci ve Üçüncü Kısım
123
LESSON 56 – ELLĐ ELLĐ ALTINCI DERS Section 3 – Üçüncü Kısım Diyalog:
Türkçe Çeviri
Dialogue: Manavda
1.
Manav143: Sevim:
Buyurun efendim. Ne emredersiniz? 144 Sebze ve meyveleriniz taze mi?
2.
Manav: Sevim:
Tabii Sevim hanım. Hepsi bu sabah geldi. Patlıcan145 almak istiyorum. Fakat piyasaya146 çıktığ çıktığından147 beri fiyatı148 hâlâ düş düşmedi.
3.
Manav: Sevim:
Doğ Doğru efendim, fakat yerli 149 patlıcan çıktıktan sonra fiyatlar daha ucuzlar 150. Dolmalık biberleriniz151 oldukça iyi. Lütfen iki kilo 152 tartınız153.
4.
Manav: Sevim:
Baş Başüstüne efendim. Baş Ba şka bir şey lazım mı? Domates te lazım, fakat çok pahalı.
5.
Manav: Sevim:
Efendim bu domatesler ta ... 154 Adana’dan geldi 155. Đyilerinden yarım kilo ver lütfen.
6.
Manav: Sevim:
Baş Başüstüne efendim. Meyve de lazım mı? Ha, evet156. Đyi ki haırlattın. Meyve lazım. Beş Be ş kilo elma. Đyilerinden lütfen.
7.
Manav: Sevim:
Elmalarımız Amasya elması. Elma çıktığ çıktığından beri yemedik.
8.
Manav: Sevim:
Niçin efendim? Çok pahalıydı. Ankara’ya taş ta şındığ ındığımızdan beri çok meyve yiyemiyoruz.
9.
Sevim: Manav:
Borcum ne kadar? On iki lira otuz beş beş kuruş kuruş.
10.
Sevim: Manav:
Đşte Đşte on iki lira yirmi beş be ş kuruş kuruş, on daha otuz beş be ş. Allaha ısmarladık. Güle güle, yine buyurun efendim.
143
manav – produce market owner Ne emredersiniz? – What is your wish? 145 patlıcan – eggplant 146 piyasa – market 147 piyasaya çıkmak – to come on the market 148 fiyat – price 149 yerli – domestic, native 150 ucuzlamak – to become cheap 151 dolmalık biber – bell pepper 152 kilo – kilogram 153 tartmak (-i) – to weigh 154 ta ... – all the way from, (or) to 155 ta ... Adana’dan geldi – it (he, she) came all the way from Adana 156 Ha... evet – Oh... yes (now I remember) 144
124
LESSON 56 – ELLĐ ELLĐ ALTINCI DERS Section 4 – Dördüncü Kısım Gramer Analizi:
Grammar Analysis:
------ den beri (since, verb) (See also lesson 42) If we want to specify a period of time beginning sometime in the past and continuing up to the present, we place -den beri after whatever marks the beginning of that period.
During this period the following happened or is happening. Beginning Cuma Sabah Bir ay
│ │ │ │ │ │
The Period
│ │ Cumadan beri │ Sabahtan beri │ Bir aydan beri│ │
(This is the situation) Cumadan beri bir yere gitmedim. Sabahtan beri mektup yazıyor. Bir aydan beri buradayım.
But if the period begins from the time something has happened then we add --- diğimden beri, -diğinizden beri, -diğimizden beri, -di ğinden beri, etc., (depending upon who it was) to the verb root. (See Grammar Analysis Lesson 48 and 50). Beginning with the time that this happened │ │ │ Geldim. Kalktı. │ Evinizi sattınız. │ │ Mektubu aldı. │ │ │
Up to now geldiğimden beri kalktığından beri evinizi sattığınızdan beri
mektubu aldığından beri
│ │ │ │ │ │ │ │ │
During this period the following has happened or is happening (this is the situation) Geldiğimden beri kimseyi görmedim. Kalktığından beri telefonda. Evinizi sattığınızdan beri bir yere gitmek istemiyorsunuz. Mektubu al dığından beri pek memnun.
125
LESSON 56 – ELLĐ ELLĐ ALTINCI DERS Section 5 – Beş Be şinci Kısım Gramer Egzersizleri
Grammar Drill
Örnek 1: A Beginning with the time that A happened
Örnek: Evlendim. Sigara içmeye 1. baş başladım.
Pattern 1: B This is the situation
Bu evde oturuyoruz. Evlen diğimden beri bu evde oturuyoruz. Đştahım Đştahım yok.
2. Đzmir’e geldim. Pipo içmeye 3. baş başladım. Türkçe 4. öğrendin.
Çok balık yiyorum. Çok kibrit satın alıyorum. Đngilizce mektup yazmıyorsun. Her gün beraber 5. Onunla tanış tanıştın. dansa gidiyorsun. 6. Okula baş başladın. Zeytinyağ Zeytinyağlı 7. fasulye yedi.
Midesi ağrıyor.
8. Buraya geldi.
Daima hasta.
9. Evi satın aldı. Seyahatten 10. geldik. Türkiye’ye 11. gittik. Televizyon 12. aldık. Yeni araba satın 13. aldınız. 14. Asker oldunuz. Çok yemek 15. yediniz. Bu okula 16. geldiler. Ankara’ya 17. gittiler. 18. Evlendiler.
126
Combination of A and B
Erken kalkıyorsun.
Bahçede çalış çalışıyor. Yorgunuz. Hiç hasta olmadık. Geç yatıyoruz. Sizi görmedik. Sivil elbise satın almıyorsunuz. Uyumak istiyorsunuz. Aynı evde oturuyorlar. Hâlâ bize mektup yazmadılar. Hiç seyahat etmediler.
LESSON 56 – ELLĐ ELLĐ ALTINCI DERS Section 6 – Altıncı Kısım Çeviri: Türkçe’den Đngilizce’ye
Translation: Turkish-English
1. Biz 2006’dan beri Ankara’da oturuyoruz. 2. Onlar geçen yıldan beri okula gidiyorlar. 3. Babam beş beş yıldan beri sigara içmiyor. 4. Đki günden beri durmadan yağ ya ğmur yağ yağıyor. 5. Üç saatten beri burada sizi bekliyorum. 6. Türkiye’ye geldiğ geldi ğimden beri Türkçe öğ ö ğrenmeye çalış çalışıyorum. 7. Türkiye’den ayrıldığ ayrıldı ğından beri onu hiç görmemiş görmemi ş. 8. Sigarayı bıraktığ bıraktı ğından beri çalış çalışmak istemiyor. 9. Arkadaş Arkadaşım doğ doğduğ duğundan beri babasını görmemiş görmemi ş. 10. Ankara’ya vardığ vardı ğından beri yalnız Türkçe konuş konu şuyor. 11. Đstanbul’a vardığ vardığından beri ondan mektup almadık. 12. O kitabı okuduğ okudu ğundan beri kahvaltı etmek istemiyor. 13. Sigaraya baş ba şladığ ladığından beri kahvaltı etmek istemiyor. 14. Annesi öldüğ öldüğünden beri bizimle oturuyor. 15. Karısı hastaneye girdiğ girdi ğinden beri her akş ak şam barlarda içki içiyor.
127
LESSON 56 – ELLĐ ELLĐ ALTINCI DERS Section 7 – Yedinci Kısım Çeviri: Đngilizce’den Türkçe’ye
Translation: English-Turkish
1. (I hear) you bought a five room house near the sea. 2. (I see) he has prepared the drinks. 3. (It seems that) Sermet plays a very good game of bridge. 4. (I hear) you have forgotten your coat you bought last Friday at home. 5. Who is going to cook c ook the eggplants we bought? 6. Oh Good! You haven’t forgotten the tomatoes this time. 7. I met no one while I was going to school this morning. 8. (It seems) Ahmet has gone hunting with his friend who came from Ankara yesterday. 9. (I hear) he wasn’t able to answer the questions you asked him. 10. Have you got the letter l etter Tom gave you? 11. When you lived in London, did you go to the theatre the atre very often? 12. (He tells me that) while he was in Turkey, he spoke nothing but Turkish. 13. (I see that) you have ha ve forgotten everything I told you. 14. (Why!) you haven’t even touched the beer I brought you. 15. Don’t mention the things you are going to see this evening to anyone.
128
LESSON 56 – ELLĐ ELLĐ ALTINCI DERS Section 8 – Sekizinci Kısım Okuma
Reading Manavda O gün Sevim, kocası iş i şe gittikten sonra, alış alı ş veriş veriş yapmak için çarş çarşıya gitti. O gün akş akşam
yemeğ yemeği için sebze lazımdı. Bir kaç yıldan beri sebze ve meyveler oldukça pahalıydı. Sevim, Ankara’ya taş taşındığ ındığından beri alış alış veriş veriş yaptığ yaptığı manav Hasan’ın dükkânına girdi. Manav Sevim’i güler yüzle 157 karş karşılayıp, o sabah gelen taze sebze ve meyveleri göstermeye ba şladı. Hakikaten hem meyveler hem de sebzeler taze ve güzeldi, fakat fiyatları çok yüksekti. Sevim, sepetler içinde duran meyve ve sebzelere ayrı ayrı 158 baktı. Ispanak159 almak istedi, fakat etiketteki fiyata baktığ baktı ğı zaman hemen fikrini değ değiştirdi. Dolmalık biber oldukça ucuzdu. Onun için iki kilo satın aldı. Biber dolması 160 ve salata için domates lazımdı. Uzun zaman domates sepetinin önünde düş dü şündü. Çünkü, domates hâlâ pahalıydı. Nihayet kararını verdi ve yarım kilo domates aldı. Manav, domatesleri tartarken Sevim’e tezgâhtaki 161 meyveleri gösterdi. Elmalar Sevim’in çok ho şuna gitti. Fiyatları da fena değ de ğildi. Beş Beş kilo Amasya elması satın aldı. Daha fazla para harcamamak 162 için manava parasını verip dükkândan çıktı.
157
güler yüz – smiling face, friendly look ayrı ayrı – separately, one by one 159 ıspanak – spinach 160 biber dolması – stuffed bell pepper 161 tezgâh – counter 162 harcamak, sarfetmek (-i) – to spend 158
129
LESSON 56 – ELLĐ ELLĐ ALTINCI DERS Section 9 – Dokuzuncu Kısım Sorular 1. Sevim ne zaman evden çıktı? 2. Niçin çarş çarşıya gitti? 3. Sevim o günkü akş ak şam yemeğ yemeği için ne satın alacak? 4. Ne zamandan beri sebze ve meyve fiyatları pahalı? 5. Sevim, Ankara’ya taş ta şındığ ındığından beri hangi manavdan sebze veya meyve satın alır? 6. O manav Sevim’i nasıl karş kar şıladı? 7. Manavın Sevim’e göstermek istediğ istedi ği sebze ve meyveler nasıldı? 8. Dükkândaki şeyler Sevim’in hoş hoşuna gitti mi? 9. Sevim’in satın almak istediğ istedi ği fakat alamadığ alamadığı sebze neydi? 10. Hangi sebzeyi satın almaya karar verdi? 11. Sevim kaç türlü sebze satın aldı? 12. Manav domatesleri tartarken ne yaptı? 13. Sevim meyve de satın aldı mı? 14. Kaç kilo meyve satın aldı? 15. Bütün bu satın aldığ aldı ğı şeyler için kaç lira ödedi?
130
Questions
LESSON 56 – ELLĐ ELLĐ ALTINCI DERS Section 10 – Onuncu Kısım Ev Ödevi
Homework
Written or on tape. Use the following words in a sentence in the form they are given: 1. doğ doğduğ duğundan beri 2. orduya girdiğ girdi ğimden beri 3. evlendiğ evlendiğimden beri 4. sigarayı bıraktığ bıraktı ğımızdan beri 5. yürümeye baş ba şladığ ladığından beri 6. Đzmir’e geldiğ geldiğinden beri 7. vardığ vardığımızdan beri 8. taş taşındığ ındığımızdan beri 9. gittiklerinden beri 10. satın aldıklarından beri 11. hasta olduğ olduğumdan beri 12. baş başladığ ladığınızdan beri 13. öldüğ öldüğünden beri 14. verdiğ verdi ğimizden beri 15. okulu bitirdiklerinden beri
131
TURKISH - ENGLISH VOCABULARY – LESSONS 49 - 56 TÜRKÇE - ĐNGĐ NGĐLĐZCE KELĐ KELĐMELER 49 – 56 DERS A acıkmak – to get hungry.................................10 Akademi Ödülü – Academy Awards .............90 aktör – actor....................................................90 actor....................................................90 Allah izin verirse – “God willing” .................42 araba kullanmak – to drive a car ....................85 as – ace (only in cards)............................ cards) .................................110 .....110 as çekmek – to draw an ace..........................110 aşağı – down, below.......................................32 ateş ateş – fire........................................................72 aynı – same, exact exact ..........................................48 ..........................................48 ayrı ayrı – separately, one by one.................129
D dağ dağıtmak (-i) – to distribute.........................110 davetli – invited, guest.....................................8 dayanıklı – durable, lasting, strong................24 dere – stream, creek........................... creek ....................................... ............ 42 desen – design, pattern................................... pattern...................................32 32 desenli – with designs....................................32 dilim – slice.................................................... slice....................................................62 62 dinlenmek – to rest, to take a rest ..................10 .................. 10 dolmalık biber – bell pepper........................124 dolu – full....................................................... full.......................................................12 12 düş düşmek – to fall, to go down .........................93 ......................... 93
B bağ bağırmak – to shout, to yell ............................99 bakkal - grocer................................................95 grocer................................................95 bal – honey .....................................................62 .....................................................62 balık tutmak (-i) – to catch fish......................76 ballı – containing honey.................................62 baş baş rol – leading role......................................90 baş baş üstüne – with great pleasure, very well....24 battaniye – blanket .........................................56 .........................................56 berber – barber ...............................................77 ...............................................77 biber dolması – stuffed bell pepper..............129 bile – even ......................................................62 ......................................................62 bina – building building ...............................................37 ...............................................37 biriktirmek (-i) – to accumulate, to save save ........32 bisiklet – bicycle ..........................................114 ..........................................114 bol bol – abundantly, amply...........................12 amply ...........................12 bununla beraber – in spite of this, however (together with this).....................................32 bütün – total, all of, entire ..............................12
E eskiden – formerly, in the past..................... past..................... 105 eşya – commodities, objects ..........................32 .......................... 32 etiket – label, tag............................................ tag............................................ 24
C cins, türlü – kind, sort, s ort, variety........................24 Ç çalmak (-i) – to ring........................................68 ring........................................68 çamaş çamaşır – laundry...........................................95 çamaş çamaşır yıkamak (-i) – to wash laundry, to launder........................................................95 çanta – bag, case.............................................32 çiğ çiğnemek (-i) – to chew..................................90 chew..................................90 sakız – chewing gum........................... gum ......................................90 ...........90 çocuk hastalıkları – pediatrics, chidren’s chi dren’s diseases.......................................................45
132
F fiyat – price..................................................124 fotoğ fotoğrafçı - photographer...............................44 G gezmeye gitmek – to go for a walk, to go for an outing.........................................................10 gök – sky........................................................ sky........................................................62 62 güler yüz – smiling face, friendly look........129 gülmek (-e) – to laugh.................................... laugh.................................... 59 H Ha... evet – Oh... yes (now I remember)......124 hafif – light light (weight)...................................... 12 halı – carpet.................................................... carpet.................................................... 45 harcamak, sarfetmek sarfetmek (-i) – to spend ............ 129 hatırlatmak, anımsatmak (-i) – to remind ...... 90 hatta – even, furthermo furthermore, re, and what’s more.. 62 hazır olmak – to be ready, to be prepared......56 hazırlık – preparation.....................................42 henüz – yet, just now ....................................... ....................................... 8 hep – all, always always ............................................ ............................................ 62 hep beraber – altogether................................. altogether.................................62 62 her taraf – everywhere everywhere ................................... ................................... 12
Đ içeri – inside...................................................32 ince – thin, fine........................................ fine...............................................24 .......24 indirim, iskonto – discount.............................24 ipek – silk.......................................................24 ipekli – silken, containing silk .......................24 işi çıkmak – to have some business come up.42 iskambil kâğ kâğıdı – playing cards......................80 izin vermek (-e) – to permit, to allow, to give permission..................................................42 I ısıtmak (-i) – to warm, to heat........................72 ıspanak – spinach .........................................129 .........................................129 K kadın eş eşyası – women’s apparel.....................32 kâğ kâğıt oyunu – card game ..............................110 kâğ kâğıtları karış karıştırmak (-i) (-i) – to shuffle cards cards ..110 Karo – diamonds (only in cards)..................111 karpuz – watermelon......................................72 karş karşılamak (-i) (-i) – to meet or greet, welcome welcome ..12 kazanmak (-i) – to win, to earn ......................90 kilo – kilogram .............................................124 .............................................124 kırmak (-i) – to break .....................................52 .....................................52 konu, mevzu – subject, topic........................116 konuş konuşma – talk, speech ..................................44 ..................................44 konuş konuşma yapmak (-e) – to give a talk, to give a speech.........................................................44 köş köşe – corner................................ corner ................................................101 ................101 kravat takmak – to put on or wear a tie..........94 kupa, kör – heart (only in cards) ..................111 kuyruğ kuyruğa girmek (-e) – to get in a line.............90 li ne.............90 kuzu eti – lamb (meat)....................................94 M maça, pik – spade (only in cards).................111 manav – produce market owner...................124 manifaturacı – draper, dealer in fabrics..........32 meş meşgul etmek (-i) – to keep busy, to occupy .99 metre – meter..................................................24 meter..................................................24 muazzam – enormous, huge...........................42
O ortak – partner.............................................. partner.............................................. 116 Ö ödül, mükâfat – award, prize prize .........................90 ......................... 90 övmek, methetmek (-i) – to praise, eulogize116 P park etmek – to park (a car)...........................19 pas – pass.....................................................111 Patlama! (fig.) – Don’t be impatient..............72 patlamak – to explode, to burst......................72 patlıcan – eggplant.......................................124 pazarlık etmek (-ile) – to bargain...................32 piknik yeri yeri – picnic grounds grounds ..........................72 .......................... 72 piyasa – market............................................124 piyasaya çıkmak – to come on the market...124 R rahat rahat – leisurely, without any difficulty or trouble............................. trouble ........................................................ ...........................99 99 S sabırsızlanmak – to become impatient...........80 sarhoş sarhoş – drunk................................................ drunk................................................52 52 seçmek (-i) – to choose, to select.................116 sefer – turn, time............................................42 sepet – basket................................................. 56 sermek (-i) – to spread, to lay out..................80 ses – voice, sound sound .......................................... .......................................... 12 sevinmek – to be glad, to be delighted, to be happy ......................................................... .........................................................42 42 sinek – clubs (only on cards) ....................... 111 susturmak (-i) – to silence, to shut one up...117 Ş şaşırmak (-e) – to be surprised, astounded.....80 şekerim – darling (my sugar).........................12 şiş kebabı – shish kebab................................. kebab................................. 42
N Ne emredersiniz? – What is your wish?.......124 nezle – head cold............................................60
133
T ta ... – all the the way from, (or) (or) to ....................124 ta ... Adana’dan geldi – it (he, she) came all the way from Adana.............................. Adana .......................................124 .........124 takmak (-i) – to put or attach, (to wear a tie, belt, ring, etc.) ............................................94 ............................................94 Tanış Tanıştığ tığımıza memnun oldum (müş (mü şerref oldum) – I am very glad, I am honored (to meet you).................................................... you)......................................................8 ..8 tanış tanıştırmak – to t o introduce.................................8 introduce.................................8 tartmak (-i) – to weigh..................................124 taş taşımak (-i) – to carry.............................. carry .....................................19 .......19 tek – single, odd (numbers)............................62 (numbers). ...........................62 temizlik – cleanliness, neatness......................63 temizlik yapmak – to clean up .......................63 tenis – tennis.................................... tennis.................................................105 .............105 tenis oynamak – to play tennis.....................105 tezgâh – counter ...........................................129 ...........................................129 top (kumaş (kuma ş) – bolt (fabric) (fabric) .............................24 turist – tourist .................................................45 .................................................45 tütüncü – tobacconist......................................99 tobacconist......................................99
U ucuzlamak – to become cheap.....................124 Uludağ Uludağ – a mountain on the northwestern part of Turkey near the city of Bursa..............114 uyku – sleep...................................................52 Ü üzerinde – over, on top of .............................90 üzülmek (-e) – to be sorry, to grieve, to be depressed, to feel bad................................... bad................................... 8 V vitrin – show show window .................................... .................................... 24 votka – vodka............................................... vodka............................................... 110 yabancı dil – foreign language..................... language..................... 114 yaklaş yaklaşmak (-e) – to approach......................... approach......................... 72 yavaş yavaşlamak – to slow down...........................72 yazlık – for summer use, for summer............24 yerli – domestic, native................................124 yeterli – sufficient, sufficient, enough enough ............................ ............................ 13 yetiş yetişmek – to catch at the last minute............59 yiyecek – food, provisions.............................13 Z zahmet olmazsa – if it is not much trouble for you, if you would be so kind .....................24 ..................... 24 zevk – taste (ref. to artistic taste), pleasure....24
134