BAHARAT BİTKİLERİ
Baharat: Besin olarak kullanılmaktan ziyade, yiyeceklere ve bazı gıda çeşitlerine koku ve tad vermek amacıyla yararlanılan bitkisel ürünlere baharat denir.
Bitkilerin kendilerine özgü kokuları vardır. Bunun nedeni yaprak, çiçek, meyva, tohum ve gövde kabuğu gibi kısımlarında yer alan “uçucu” ( eterik ) yağlardır. Bitkiler tarafından üretilen bu “ kokulu “ (aromatik ) yağların ilk görevi tozlaşmanın gerçekleşmesini meyva ve tohumların çeşitli yerlere dağılmasını sağlayan böcek, kuş, memeli hayvanların çekimlenmesidir.
Bitkilerin yaprak, çiçek , gövde kabuğu gibi kısımlarında yer alan ve koku veren “ eterik yağlar kimyasal bileşimlerinin farklılığı nedeni ile 3 guruba ayrılırlar: 1.Ağır ve Yoğun kokulu yağlar 2.Aromatik yağlar 3.Meyva kokulu yağlar
1.Aromatik kokulu uçucu yağlar:
Tarçın yağı ( Cinnamomum cassia = Çin Tarçın Ağacı ), Karanfil yağı ( Eugenol, Eugenia caryophyllus = Karanfil ağacı ) Anason yağı ( Pimpinella anisum = Anason ) Vanilya yağı ( Vanilla planifolia = Vanilya orkidesi
Cinnamamum cassia
Eugenia caryophyllus
Pimpinella anisum
Balzam : uçucu yağ + reçine + benzoik asit + sinnamik asit’ten oluşur.
Liquidambar orientalis Prunus amygdalus Convolvulus arvensis
Meyva kokulu yağlar: genellikle portakal, ananas, olgun erik, muz, yeşil elma ve kayısı meyvalarının bulunduğu familyaların dışındaki bazı familyalarda da görülmektedir.
Eterik = uçucu yağlar bitkilerin gövde, çiçek, meyva ve tohum gibi organlarının dışında daha çok yapraklarında birikir. Bu gurubun eterik yağları arasında Borneol- Sineol = ( Zingiber officinale = Zencefil ), Ökaliptol = ( Eucalyptus = Sıtma ağacı ), Limon kokusu = Sitral “ ve “ Nerol “ (Citrus limon = Limon ağacı ) Gül kokusu = Geraniol (Rosa = Gül ), Yakıcı etkili eterik yağlar = Kafur (Cinnamomum camphora = Kafur ağacı ) Mentol = Nane yağı en fazla Mentha = Nane bitkisinde bulunmaktadır.
Baharat ve esans bitkilerine ait önemli cinsler Piper nigrum
Olgunlaşmamış yeşil meyvaları toplanıp, birkaç gün bekletildikten sonra kurutulursa “ Karabiber “ (Fructus Piperis nigri), olgunlaşma beklenip kurutulursa “ Beyaz biber “ (Fructus Piperis albi) elde edilir. Özel kokulu, yakıcı lezzetli, stomaşik ve antipiretik etkilidir. Ayrıca bakteri üremesini durdurucu özelliğe de sahiptir.
Myristica fragrans (Küçük Hindistan Cevizi) Myristicaceae
Tohumlarının üzeri kırmızı renkli, ağsı “arillus “ ile kaplıdır. Büyük oranda yağ içeren tohumlarından “ Küçük Hindistan cevizi yağı “ elde edilir. Bu yağ romatizma kremlerinin terkibinde kullanılır. Arillus ve tohumlarından, karminatif, stimulan ve koku verici olarak yararlanılır.
Laurus nobilis ( Defne Ağacı ) Lauraceae ( Defnegiller )
Yaprakları ( Folia lauri ), uçucu yağ bakımından çok zengin ve özel kokuludur. Baharat olarak gıda sanayiinde faydalanılır. Tek tohum taşıyan parlak siyahımsı-yeşil bakka meyvalarından “Defne yağı “ (Oleum lauri) elde edilerek özellikle defne sabunu yapımında kullanılır.
Cinnamomum zeylanicum ( Seylan Tarçın Ağacı ) Lauraceae
genç gövdelerinin kabukları (Cortex Cinnamomi zeylanici) soyularak kurutulur . özel kokulu, tatlı-lezzetli “ Tarçın” elde edilir. Tarçın; Stimulan, Stomaşik ve tonik etkilidir.
Brassica nigra ( Siyah Hardal otu ) Black Mustard Brassicaceae
Toz şeklinde sofra hardal, hardal yağı çıkarılarak özellikle romatizma ve siyatik tedavisinde “ yakı “ tarzında kullanılır.
Rosa damascena (Isparta Gülü) Rosaceae
Petallerinden çeşitli damıtma yöntemleri ile “ Gülyağı “ (Oleum Rosae) elde edilerek parfüm ve sabun imalatında önemli kokulandırıcı olarak kullanılır.
Pimpinella anisum (Anason) Apiaceae
Meyvalarından “ Anason yağı “ (Oleum Anisi) elde edilir. Karminatif ve stomaşik etkili olup bazı alkollü içki ( Rakı )’lerin pasta ve şekerlemelerin terkibine girmektedir. Ayrıca Dişhekimliğinde ve Tıpta nefes açıcı, analjezik olarak yararlanılır.
Coriandrum sativum ( Kişniş ) Apiaceae
Olgun meyvaları eterik yağ, nişasta, protein bakımından zengindir. Alkollü ve alkolsüz içki yapımında, ayrıca şekerleme (Kişniş şekeri) imalatında kullanılır.
Cuminum cyminum (Kimyon) Apiaceae
Meyvaları (Fructus Cumini) kurutulup öğütülerek baharat olarak özellikle pastırma ve sucuk gibi et ürünlerinin olgunlaştırılmasında kullanılır. Ayrıca stomaşik, diüretik ve diyaforetik etkilere sahiptir.
Rosmarinus officinalis ( Biberiye) Lamiaceae
Yaprakları dar, deri gibi sert’tir. Çiçekler soluk-mavi, erguvan renklidir. Yapraklarından çok özel kokulu ve serinletici-lezzetli “ Biberiye esansı ” (Oleum Rosmarini) elde edilir. Romatizma tedavisinde “ yakı “ şeklinde, parfüm imalatında kokulandırıcı olarak yararlanılır.
Lavandula angustifolia ( Lavanta ) Lamiaceae
Çiçekleri (Flores Lavandulae)’nden renksiz, hoş kokulu “ Lavanta yağı ” (Oleum Lavandulae) elde edilir. Başlıca sabun, parfümve deterjan sanayiinde kokulandırıcı, ayrıca tıpta stimulan, antispazmodik ve tonik etkili olarak kullanılır.
Salvia officinalis ( Adaçayı ) Lamiaceae
Kurutulmuş yaprakları çay şeklinde hazırlanarak soğuk algınlıkları ile boğaz ağrılarında laksatif olarak kullanılır.
Thymus vulgaris (Kekik) Lamiaceae
Bitkinin gerek gövdesinden ve gerekse yapraklarından kurutulmak sureti ile baharat şeklinde yararlanılır. Yapraklarından “ Kekik yağı “ (Oleum Thymi) denilen antibakteriyel ve fungusid etkili bir yağ elde edilir. Ayrıca bu yağ,antispazmodik ve ekspektoran olarak da sık kullanılmaktadır.
Mentha piperita ( Nane) Peppermint Lamiaceae
Origanum vulgaris ( Mercanköşk ) oregano Lamiaceae
Çiçekli gövdeleri (Herba majoranae) kurutularak baharat şeklinde ayrıca stomaşik,antispazmodik ve diüretik etkili olarak kullanılmaktadır.
Capsicum annuum ( Biber, Paprika) Solanaceae
Kurutulmuş ve ince toz haline getirilmiş olgun meyvalar (Fructus Capsici)’dan “ İspanyol biberi ”, “ Paprika ”,” Kırmızı biber ” veya “ çilli ” adları verilen baharat elde edilir. Karotinoid pigmenti ve Vitamin C bakımından çok zengindir. Capsaisin; Tıpta, romatizma ve Mafsal ağrılarının tedavisinde kullanılan “ Yakı” ların terkibine girer.
Zingiber officinale (Zencefil) Ginger Zingiberaceae
Bitkinin baharat olarak kullanılan kısımları,1-1.5 cm. kalınlığında yassı ve esmer-gri renkli, kurutulmuş rizom parçalarıdır. Değişik nitelikli uçucu yağlar ( sineol, borneol ) içerdiğinden çok keskin ve güzel kokuludur. Baharatın tadı da bazı fenol bileşikleri ( gingerol ve zingeron) nedeniyle batıcı-yakıcı’dır. Baharat olarak özellikle et yemeği sos’larında ( Curry Powder= Köri tozu ), Kek ve bisküvi yapımında kokulandırıcı şeklinde kullanılır. Tedavide stomaşik, karminatif ve stimulan etkileri vardır.
Vanilla planifolia ( Vanilya) Orchidaceae (Orkideler )
Yeşil halde tam olgunlaşmadan toplanılan vanilya meyvaları 10-25 cm. uzunlukta legümen tipine benzese de aslında bakka tipine girmektedir. Özel fermentasyon işlemlerinden geçirilen bu meyvalar kurutulur, öğütülür ve toz vanilin ( Vanilya) elde edilir. Çok özel bir kokusu vardır. Baharat olarak çikolata ile şeker yapımında koku ve lezzet katıcı madde şeklinde tüketilir. Ayrıca tonik, stomaşik ve afrodizyak olarak etkilidir.
UYARICI BİTKİLER
Besin değerleri düşük, içerdikleri kimyasal maddelerin özellikleri nedeniyle sinir sistemi üzerinde uyarıcı etkide bulunan, kişi üzerinde rahatlama, kendine güven duygusu geliştiren ürünlerin elde edildiği bitkilere “ Uyarıcı (stimulan) bitkiler ” denilmektedir.
Erythroxylum coca ( Koka Ağacı ) Erythroxylaceae
İnka Uygarlığından beri bilinen, yapraklarında yüksek oranda “ Kokain “ alkaloidi içeren bitkilerdir. Güney Amerika’da yerli halk bu yaprakları sakız gibi çiğneyerek uyarıcı etkilerinden yararlanır. Erythroxylum coca yapraklarından elde edilen kokain, 1884 yılında, Viyana’da Dr. Karl KOLLER tarafından lokal anestezilerde uygulanmış ve bu alanda, sentetik uyuşturucular bulununcaya kadar, rakipsiz bir anestezik madde sayılmıştır. Koka yapraklarından elde edilen bitki özütü, alkolsüz meşrubat özellikle, ” Kola ” çeşitlerinde çok kullanılan önemli bir katkı maddesidir.
Ilex paraguariensis ( Mate Ağacı) Yerba Mate Aquifoliaceae
Deri gibi sert büyük yaprakları “ Kafein ” alkaloidi bakımından çok zengin bir içeriğe sahiptir. Yaprakları kurutulur, öğütülerek çay ( Mate çayı) halinde tüketilir. Tonik ve diüretik etkisi vardır.
Paullinia cupana (Guarana) Feenkraut Sapindaceae
Tohumlar kurutulup toz haline getirilerek uzun çubuklar şeklinde saklanır. Bu çubuklardan kesilen parçalar, Brezilya’da “ Guarana” adı altında çok sık tüketilen bir sıcak içecek türevinin ana maddesini oluşturur. Bu cinsin bir başka türü olan Paullinia pinnata’nın kökleri ise; afrodizyak, diüretik ve yılan sokmalarına karşı Tropik Afrika’da panzehir olarak kullanılmaktadır.
Theobroma caccao ( Kakao Ağacı ) Sterculiaceae
Cins adı olan “Theobroma “ Aztek ve Maya dillerinde “ Tanrıların Yiyeceği “ anlamında kullanılmaktadır. Meyvalardan çıkarılan tohumlar belli bir süre fermantasyon’a bırakılarak olgunlaşması ve kakao’ya özgü tad ve aroma (koku)’nın oluşması sağlanır. Tohumlar “ Theobramin ” ve kafein alkaloidlerinin yanısıra “ Kakao yağı “ (Oleum cacao) ‘da içermektedir. Öğütülerek toz haline getirilen kakao ile , süt şeker ve vanilya karışımı, çok değerli bir besin maddesi olan “ Çikolata” yı oluşturur.
Cola nitida ( Kola Ağacı ) Sterculiaceae
Tohumları kafein alkaloidinin yanısıra, kolanin glikoziti ve çok güzel kokulu bir eterik yağ içermektedir. “ Kola cevizi “ olarak bilinen tohumları kurutulup öğütülerek özellikle kola’lı alkolsüz içecek sanayiinde tad ve koku verici olarak geniş biçimde tüketilir. Kolanin nedeniyle bu içeceklerin stimülan etkisi vardır.
Thea sinensis ( Çay ağacı ) Theaceae (Çaygiller )
Çay yaprakları birkaç yöntem ile kurutulur, ince kıyılarak işlenir ve içecek durumu kazanır. İçerdiği kafein nedeniyle stimulan; tanen nedeniylede buruk tadlıdır. Kaynatıldığında kırmızı-kahverengini alma özelliğindedir. Çin’de, “ Han Hanedanlığı’nda yazılmış tıbbi bitkilere ilişkin bir kitapta, bazı tümör ve abselerinin tedavisinde çay (Ch’a) yapraklarının kullanıldığı belirtilmiştir.
Nicotiana tabacum ( Tütün ) Solanaceae
Tütün yaprakları çok soğuk olarak “ Nikotin ” alkaloidini içermektedir. Bu maddenin merkezi sinir sistemi üzerinde kuvvetli bir stimulan etkisi olduğu bilinmektedir. Ayrıca nikotin kişilerde bağımlılıkta yapmaktadır. Sigara dumanındaki “katran” ve türevlerinin akciğer ve boğaz kanseri neden olduğu ortaya konulmuştur.
Coffea arabica ( Kahve Ağacı ) Rubiaceae
Tohumları olgunlaştıktan sonra özel işlemlerle kurutulur ve kavrularak toz, granül ve diğer şekillerde “ Kahve “ adı ile sıcak içecek şeklinde tüketilir. Belirgin stimulan etkisi vardır.
ENDÜSTRİ BİTKİLERİ Sanayiinin çeşitli bölümlerinde işlenerek kullanılan bitkilere endüstri bitkileri denir. Başlıca endüstri bitki gurupları ve bitkileri şunlardır; A - Lif veren bitkiler B - Boya ve taneli bitkiler C - Şeker sanayiinde kullanılan bitkiler D - Odun ve selüloz sanayiinde kullanılan bitkiler E - Sınai yağ bitkileri F - Kauçuk veren bitkiler G - Reçine veren bitkiler H - Esans veren bitkiler
REÇİNE LATEKS ve ZAMK BİTKİLERİ Reçine eterik yağlara göre daha karışık ( katı veya sıvı, reçine asitleri ile alkaloidlerinden oluşan , su içerisinde çözünmeyen, etil alkol, eter ve kloroform gibi organik eriticilerde kısmen veya tamamen çözünen ) önemli bir salgı maddesidir. Reçine antiseptik bir madde olduğundan aynı zamanda çürümeye karşıda direnç sağlar. Terpen ve reçine asitlerinden meydana gelen tabii reçineye terpentin denir. Reçine’ler bitkilerde özel salgı kanallarında veya salgı ceplerinde metabolizma olayları sonucunda ortaya çıkan artık ürünler şeklinde depolanırlar Balzam Reçine asitleri ile çok miktarda sinnamik ve benzoik asit karışımını içeren, su içerisinde çözünmeyen ve bitki üzerindeki yaralanmalar sonucu açığa çıkan, yoğun-kıvamlı maddelerdir. Reçine ve balzam elde edilen bitki cinslerine ait bazı örnekler aşağıda verilmektedir.
Liquidambar orientalis ( Sığala, Sığla. Günlük , Amber ağacı ) Hamamelidaceae
Gövdelerinin özel şekilde çizilmesi ile akan değerli balsam nedeniyle cins adı olan Liquidambar, Latince “ liquidus “ (sıvı) ve Arapça “ amber “ (güzel koku) sözcüklerinin birleşmesinden meydana gelmiştir. Sığala yağı “ Styrax liquidus, Amber oil ” olarak bilinen balsam, sabun ve parfüm imalatında çok kullanılan bir maddedir. Ayrıca sıvı veya toz halinde deri ve bazı mantar hastalıklarının tedavisinde yararlanılan kremlerin terkibine girmektedir.
Pistacia lentiscus ( Mastik veya Sakız ağacı ) Anacardiaceae
Sakız eski Mısırlılar döneminden beri gerek tedavide gerekse sanayiide kullanılan önemli bir üründür. Ağaç gövdelerinde ve kalın dallarda uzun şerit şeklinde yaralar açılarak buralardan damlayan sakız ( Mastik ) kuruduğunda toplanır. Gıda ve içki yapımında koku verici olarak kullanılır.
Lateks ( süt ) veren bitkilere örnekler Bitkilerin özelleşmiş hücrelerinde veya süt boruları ( latisifer )’da depo edilen süspansiyon halinde, kauçuk partikülleri, mum, reçine, protein, yağ ve çeşitli biçimlerde nişasta tanelerini de içeren salgı maddelerine “ Lateks “ adı verilir.
Hevea brasiliensis ( Kauçuk ağacı ) Euphorbiaceae (Sütleğengiller )
Hevea lateksinin büyük bir kısmını küresel kauçuk partikülleri oluşturur. Hava ile karşılaşan lateks çökelir ve “ Ham kauçuk “ haline dönüşür. Bu madde işlenerek otomobil lastiği yapımında kullanılır.
Parthenium argentatum ( Guayule, lastik ağacı) Asteraceae
Gövdeleri sık dallı olup bol miktarda lateks içerir. Bitkilerden elde edilen kauçuk otomobil lastiği imalatında kullanılır.
Zamk veren bitkilere örnekler
“ Zamk “ bitkilerde yaralanmalar sonucu açığa çıkan amorf, azçok saydam, monosakkarit yapısında, su içerisinde çözünen kolloidal maddelerdir. Zamk’lar selüloz, nişasta, tanen ve renk maddelerini içermektedir.
Acacia senegal ( Arap zamkı ağacı, Kordofan) Fabaceae
Bu ağacın gövdesinin çizilmesi veya kabuklarının soyulması ile oluşan yara yüzeylerinden beyazımsı-sarı renkte, mat, azçok yuvarlak kokusuz zamk sızıntıları verilir. Bu zamk toplanarak yapıştırıcı imalatında, tıpta, sedatif ve ekspektoran etkili olarak kullanılır.
Astragalus gummifer ( Geven ) Fabaceae
Bitkinin gövdesinden ya kendiliğinden veya yaralanmalar sonucu. “ tragacanth = Gum tragacanth “ (Kitre zamkı ) adı verilen bir zamk akar. Genellikle boynuz veya ay şeklinde kıvrılarak katılaşan bu zamkın adı Yunanca “ Tragos “ ( Keçi) veya akantha” (Boynuz ) sözcüklerinden gelmektedir. Kitre zamkı eczacılıkta pastil ve tablet hazırlanmasında, kumaş ve kağıt sanayiinde yapıştırıcı olarak ayrıca şekerleme yapımında kullanılır.
BOYA BİTKİLERİ Avrupalıların “ Türk kırmızısı “ veya Edirne kırmızısı “ adını verdikleri Rubia tinctorium ( Kökboya ) en gözde boyalar arasında gelmekteydi. Rhamnus petiolaris ( Cehri ) ise “ Türk Cehrisi “ adı ile geniş ölçüde kullanılmaktaydı. Bitkisel boya maddeleri bitkilerin gövde, kök, yaprak, çiçek, meyva ve tohum gibi organlarından elde edilir. Bitkiler aleminde boya maddesi içeren değişik familyalara bağlı tek veya çok yıllık otsu veya odunsu şekilde rastlanan bitkilerin sayısı oldukça yüksektir. Türkiye, Boya bitkileri bakımından zengin bir ülkedir. Çeşitli familyalardan otsu odunsu, 50’den fazla bitki’den boya maddesi elde edilmektedir.
Isatis tinctoria ( Çivitotu) Woad Brassicaceae
Yapraklar mavi boya maddesi “ indikan “ bakımından çok zengindir. I. tinctoria, en eski boya bitkilerindendir. Eski Mısır’da mavi renkli boya yapımında çok kullanılan boya bitkilerinin başında gelmekteydi. Roma İmparatorlarından J. CAESAR, “ De Bello Gallico “ ( Galya Savaşı “ isimli kitabında, İngiltere’de yaşayan Briton ( İngiliz halkı ) ‘ların savaşta kendilerini üstün göstermek için koyu-mavi renkli boya ile boyadıklarını yazmaktadır.
Reseda lutea ( Sarı sevgi çiçeği) Resedaceae (Muhabbetçiçeğigiller)
Romalılardan beri bilinen ve sarı boya maddesi “ luteolin “ içeren bu bitki, özellikle halı ve kilim boyamacılığında kullanılmaktadır.
Cotinus coggyria ( Boyacı sumağı ) Smokebush Anacardiaceae
Gövdelerinin öz kısmı, sarı renkli “ fisetin “ boya maddesi içerir. Yapraklar ve genç sürgünler de fisetin bakımından çok zengindir. Kilim dokumacılığında, ipliklerin sarı renkte boyanmasında kullanılır.
Rhus coriaria ( Derici sumağı, Sumak ) Sumach Anacardiaceae
Taze veya kurutulmuş yaprakları ile dalları “ mirsetin “ boya maddesini içerir. Sarı, kahverengi-sarı veya siyah boya elde edilir. Deri sanayiinde yumuşak deri ve maroken gibi kaliteli derilerin boyanmasında kullanılır. Ayrıca Anadolu kilim boyaları arasında da seçkin bir yere sahiptir. Kırmızı renkli küçük meyvaları öğütülerek “ limon ekşisi ” veya “ sumak ekşisi “ adları ile baharat halinde tüketilir.
Rhamnus petiolaris ( Cehri ) Rhamnaceae
Olgunlaşmadan yeşil durumda toplanan bu meyvalardan taze veya kurutulmuş olarak koyu sarı renkli bir boya elde edilir. İpek kumaş boyamalarında çok aranan bir boya olup, “ Türk cehrisi “ adıyla bilinir.
Rubia tinctorum ( Kökboya, kırmızı kök ) Rubiaceae
Bir bezelye tanesi büyüklüğündeki bakka tipi meyvaları da kırmızı veya kırmızımsı-kahverengi’dir. Bitkinin genellikle kökleri kurutulmuş ve toz edilmiş olarak boya maddesi halinde kullanılır. Çok kuvvetli “ kırmızı “ veya kırmızının tonlarını vermektedir. Eski Mısırlılar Yunan ve Romalılar tarafından çok kullanılan kırmızı renkli boya maddesi R. tinctorium’dan elde edilmiştir. Ünlü tarihçi HERODOTOS, Libya gezisinde gördüğü kadınların üzerindeki parlak kırmızı renkli pelerinlerin bu bitkinin köklerinden elde edilen boyalar ile boyandığını bir güncesinde nakletmektedir
Alkanna tinctoria ( Havaciva otu) Boraginaceae (Hodangiller)
Kullanılan kısımları kökleri ve kök kabuklarıdır. Kökün kabuk kısmında kırmızı bir boya maddesi olan “ alkannin “ ile az miktarda “ alkannan ve bir mum bulunmaktadır. Eskiden kabız olarak ( bazı barsak hastalıklarına karşı ) bugün ise boya maddesi olarak kullanılmaktadır. Köklerinden elde edilen kırmızı boya; şeker ve likörleri boyamakta bazı merhem ve dudak boyalarına renk vermekte kullanılır. Eskiden çok kullanılan fakat sentetik boyaların bulunmasıyla önemini kaybetmiş olan önemli bir boya maddesidir.
TROPİK BÖLGELERDE YETİŞEN BOYA BİTKİLERİ Indigofera tinctoria (İndigo ağacı)
Fabaceae
Kırmızı renkli “ indigo “ boyası bitkinin yapraklarından elde edilir.
Haematoxylon campechianum ( Bakkam, Kampes Ağacı) Blood,Log wood Fabaceae
Vatanı tropik Amerika olup odunundan mavi renk olan “ Hematoksilin “ boyası çıkarılır. Hematoksilin özellikle sitolojik preparatların boyanmasında kullanılır. Yurdumuzda Astringen ve hemostatik olarak kullanılır.
Lawsonia inermis ( Kına ağacı ) Henna Lythraceae
Kına boyası bitkinin yapraklarından, dal ve kabuklarından elde edilir. Kına yaprağı reçineli bileşikler ve bir boya maddesi olan “ lawson “ taşır. Boyayıcı özelliği eski Mısırlılar zamanından beri bilinmektedir. Kına Hindistan’da ipek ve deri boyası olarak kullanılır. Doğu ülkelerinde saç, sakal ve deri boyama işlerinde tüketilir. Ayrıca kabız ve kurt düşürücü olarak ta kullanılmaktadır. Kalp üzerinde yatıştırıcı bir etkisi vardır.
Crocus sativus ( Safran ) Saffron, Zaferan Iridaceae (Süsengiller)
Çiçeklerin stigmaları kurutularak sarı-turuncu renkli “ kirosin “ boya maddesi içeren bir boya elde edilir. C. sativus’a ait stigmalar ( Stigma Croci) “ Safran “ adı altında çok eski çağlardan beri baharat olarak kullanılmıştır. Orta çağda ticareti yapılan en önemli bitkisel ürünler arasında gelmekteydi. Safran bazı ilaçların ve tatlıların, likör ve içkilerin terkibine girebildiği gibi stomaşik ve stimülan etkili olarak da yaygın kullanıma sahiptir.
TIBBİ ve ZEHİRLİ BİTKİ TÜRLERİ Cinnamomum camphora ( Kafur ağacı )
Lauraceae:
Ağacın odun kısmından, arapça “ beyaz toz “ anlamına gelen “ Kafur “ ( Camphora ) denilen kristalize, beyaz, özel, kuvvetli kokulu, yakıcı-lezzette bir kitle elde edilir. Solunum düzenleyici ve romatizmal ağrıları giderici olarak kullanılır.
Aconitum napellus (Kaplanboğan) Ranunculaceae
Tubera Aconiti adını alan bu yumurular çok zehirli bir alkoloid olan “ Akonitin “ içerirler ve tıpta siyatik ağrılarının hafifletilmesinde kuvvetli uyuşturucu olarak kullanılırlar. Aconitum napellus, eski çağlardan beri bilinen, çok zehirli önemli bir bitki olup “ bitkisel arsenik “ olarak ta bilinir. İnsanlar bitkinin özütünü savaşlar sırasında oklarının ve mızraklarının uçlarına sürmek suretiyle sıkça kullanmışlardır.
Papaver somniferum ( Haşhaş ) Papaveraceae
Schlafmohn
Haşhaş’ın olgunlaşmamış kapsüllerinin özel bir alet ile çizilmesisonucu çıkan süt toplanarak “ Afyon “ (Opium ) adı verilen katı bir kitle elde edilir. Bu drog, afyon alkoloidleri ( morfin, narkotin, kodein, papaverin ve tebain )’ni içermektedir. Tıpta kontrollü olarak analjezik, sedatif, ekspektoran ve antispazmodik şeklinde kullanılır.
Saponaria officinalis ( Sabun otu ) Caryophyllaceae
Bitkinin kalın kökleri ( Radix saponariae ) “ saponin “ içerir. Ekspektoran, pürgatif ve diüretik etkilidir. Ayrıca yapraklar ve kökler ezilerek bir çeşit deterjan şeklinde çamaşır yıkamada kullanılır. Avrupa’nın bazı ülkelerinde, S. officinalis ve Matricaria chamomilla ( Mayıs papatyası)’nın kurutulmuş çiçekleri karıştırılarak saç şampuanı yapılır.
Rhododendron ponticum ( Ormangülü, Komar ) Ericaceae Fundagiller
Bitkinin tümü, özellikle de yaprak ve çiçekleri “ Andromedotoksin “ adlı toksik bir glikozit içerir. Gösterişli çiçeklerinin içerisinde yer alan nektaryum(= balözü)’larda bol miktarda bulunan bu glikozit, bal arıları tarafından alınarak bal yapımına katılmaktadır. Bu nedenle Karadeniz bölgesindeki komarlardan alınan balözleri ile beslenen arıların yapmış oldukları bu tip bal’a “ Delibal , Acıbal veya Tutarbal “ adı verilmektedir. Bu balın şahıslar tarafından çok fazla yenmesi durumunda bulantı, kusma ve ishal belirtileri ile ortaya çıkan zehirlenmeler görülmektedir.
Rosa canina (Yabani gül ) kuşburnu Rosaceae
lgun meyvalarının skarlet kırmızısı ( saf, parlak kırmızı) rengindeki şişkinleşmiş reseptakulum ( çiçek tablası )’u “ Hipantiyum “ adını alır. “ Kuşburnu “ ( Fructus Cynosbatı) olarak da isimlendirilen bu kısım Vitamin C ve B ile şeker ve organik asitler bakımından çok zengindir. Marmelat, reçel, çay halinde tüketilir. Tonik ve stimülan etkilidir.
Prunus laurocerasus ( Taflan, Karayemiş ) Cherry Laurel Rosaceae
aflan meyvaları taze veya kurutulmuş olarak yenilmektedir. Ayrıca reçeli ve marmelatı da yapılmaktadır. Yapraklarından elde edilen “ Taflan suyu “ (Aqua Laurocerasi ) kontrollü olarak ekspektoran ve sedatif olarak kullanılmaktadır. Aksi durumlarda çok zehirli bir bileşik olan “ Prunasin “ glikoziti nedeniyle zehirlenmelere sebep olur.
Glycyrrhiza glabra ( Meyan ) Licorice, Zoethout Fabaceae
Cins adı olan “ Glycyrrhiza ” Yunanca “ Glycy “ ( Tatlı ) ve “ Rhiza” ( Kök) sözcüklerinden oluşmaktadır. Toprak altında bulunan uzun silindirik rizom ve kökleri; şeker, nişasta ve zamk bakımından çok zengindir. Özel işlemler sonucunda rizomlarından “ Meyan balı “ ( Succus Liquiritae ) denilen koyu kıvamlı bal benzeri bir sıvı elde edilir. Ekspektoran ve diüretik etkilidir. Ayrıca son yıllarda, peptik ülser tedavisinde meyan balı ile başarılı sonuçlar alınmaktadır. Şeker ve ciklet yapımında koku verici ve tadlandırıcı olarak kullanılır.
Linum usitatissimum ( Keten ) Flax Linaceae (Ketengiller)
Keten tohumları büyük oranda yağ ( Oleum Lini ) içermekte ve özellikle yağlı boya tablo ressamlığında inceltici olarak kullanılmaktadır. Bitkinin gövdesindeki uzun liflerden dokuma için “ Keten lifi “ elde edilir. Bitkinin yaprakları ve tohumları “ Linamarin “ adlı bir glikoziti içerdiğinden, bu bitkiyi yiyen hayvanlarda zehirlenmelere neden olmaktadır.
Croton tiglium ( Amberkabuğu ağacı ) Euphorbiaceae
Tohumlarından çok kuvvetli pürgatif etkili bir yağ olan “ Kroton yağı “ (Oleum Crotonis ) elde edilir.
Ricinus communis ( Hintyağı bitkisi ) Castor bean Euphorbiaceae
Hintyağı tohumları bol miktarda yağ ve “ risin “ adı verilen çok tehlikeli ve zehirli bir sitotoksin içerir. Tohumlardan elde edilen “ Hintyağı “ (Oleum Ricini ), risin içermeyen, renksiz veya donuk-sarı, hafif kokulu bir yağ olup çok kuvvetli pürgatif etkiye sahiptir. Tohumların tadının iyi oluşu, özellikle çocuklarda görülen zehirlenmelere yol açmaktadır. Çocukların 2-4 adet, yetişkinlerin 8-10 adet hintyağı tohumu yemesi ile ölümle sonuçlanan zehirlenmeler ortaya çıkar.
Tilia cordata ( Ihlamur ağacı ) Tiliaceae (Ihlamurgiller)
Çiçek durumları (Flores Tiliae), müsilaj, tanen ve şeker ile ıhlamur’un özel kokusunu veren ve uçucu yağ olan “ farnesol “ içerir bu nedenle kozmetik sanayinde sıkça kullanılır. Kurutulmuş çiçekleri çay şeklinde hazırlanarak, diyaforetik, antispazmodik ve ekspektoran etkilere sahiptir.
Althea officinalis ( Hatmi ) Marshmallow Malvaceae (Ebegümecigiller)
Bitkinin kökleri ( Radix Althae ) ve yaprakları ( Folia Althae ) müsilaj, şeker, pektin ve uçucu yağ içerir. Soğuk algınlığında ekspektoran ve gargara suları şeklinde yararlanılmaktadır.
Malva sylvestris ( Ebegümeci ) Malvaceae
Çiçekler ( Flores Malvae ) ve yapraklar ( Folia Malvae ) yoğun müsilaj içerir, Solunum yolları ve üriner sistem hastalıklarında ekspektoran ve diüretik etkili olarak kullanılırlar.
Gossypium hirsutum ( Pamuk bitkisi ) Malvaceae
Özel işlemler sonucu testadan ayrılan ve yağı alınarak sterilize edilen beyaz pamuk lifleri “ Hidrofil pamuk “ ( Gossypium depuratum ) adı altında tıpta kullanıma sunulur. Bu pamuğun ağırlığının 10 katı kadar sıvı emebilme yeteneği vardır. Hayvan yemi, ham yağ, natüralize yağ, lint pamuğu (elyafı alınmış pamuk) ve kabukları kullanılır.
Salix alba ( Aksöğüt, Köy söğüdü ) Salıcaceae (Söğütgiller )
S. Alba’nın kabuk ( Cortex Salicis) ve yaprakları, “ Salisin” glikoziti içerir. Tonik ve antiromatik olarak eski Yunanlılardan beri kullanılan önemli bir bitkidir.
Myrtus communis ( Mersin, Murt ağacı ) Myrtle Myrtaceae
Kurutularak baharat halinde tüketilir. M. communis’in taze yapraklarından renksiz akıcı, özel kokulu ve yakıcı lezzette “ Mersin yağı “ ( Oleum Myrti ) ( Mirtol ) elde edilir. Bu yağın sedatif etkisinin yanısıra son yıllarda yapılan araştırmalarda, Streptococcus, Staphylococcus ve Salmonella cinsi bakterilerin üremelerini önleyici özellikte olduğu anlaşılmıştır.
Eugenia caryophyllata (Karanfil ağacı) Clove Myrtaceae Çiçek tomurcukları açılmadan toplanır ve “ Karanfil “ ( Flores Caryophylli ) adı altında baharat olarak kullanılır. Ayrıca bu tomurcuklardan “ Karanfil yağı” ( Eugenol-Clove oil) adı verilen uçucu, keskin kokulu ve özel lezzetli bir yağ elde edilir. Karanfil yağı tıpta; antibakteriyel, diş hekimliğinde; lokal anestezik etkilidir. Ayrıca karminatif etkisi vardır.
Eucalyptus globolus ( Ökaliptüs ağacı ) Myrtacea
Eucalyptus camaldulensis türü, Güney Anadolu’da Adana ve İçel çevresinde, “ Sıtma ağacı “ ismi ile bataklıkların kurutulmasında çok kullanılmıştır. Yapraklarından elde edilen sarı renkli uçucu Ökaliptüs yağı (Oleum Eucalypti ) özel kokulu ve acı lezzetlidir. Soğuk algınlıklarında kullanılan pastillerin bileşimine girer. Ayrıca antibakteriyel etkisi de saptanmıştır.
Viscum album ( Ökseotu ) Loranthaceae Viscum album’un yaprakları ve gövdesi ile, çok daha fazla miktarda olmak üzere meyvaları “ Viskotoksin A ve B “ olmak üzere toksik proteinleri içermektedir. Ökseotu ile zehirlenmeler genellikle ağaçlar üzerinde yarı-parazit biçimde yaşayan bitkilerin güzel görünümlü meyvalarının süsleme amacı ile evlerde tutulması ve çocukların bu meyvaları yemesi ile ortaya çıkar. Birkaç meyva hafif mide ağrılarına neden olur. Yapraklarının yenmesi halinde ciddi sindirim bozuklukları, mide krampları ve ileri hallerde kanlı ishal ve bazen ölümle sonuçlanan durumlar gözlenmektedir.
Aesculus hippocastanum ( Atkestanesi ) Horse Chestnut Hippocastanaceae
Bitkinin Nuks tipindeki meyvaları, dış yüzeyi sertdikenli, etlenmiş çanak şeklinde “ kupula “ adı verilen özel bir yapı içerisinde yer alır. Tohumları çok toksik etkiye sahiptir. “ eskülin” glikoziti içerir. Bu tohumlardan çok fazla yenilmesi durumunda özellikle çocuklarda derin koma hali hatta ileri vak’alarda ölümle sonuçlanan olaylar görülebilir.
İlex aquifolium ( Çobanpüskülü ) Aquifoliaceae
Bitkinin yuvarlak, oval çekimleyici parlak kırmızı renkli bakka tipi meyvaları toksik etkili “ İlisin “ glikoziti ile “ saponin “ ve “ terpen “ gibi bileşikleri içerir. Batı ülkelerinde yeni yıl kutlamalarında özellikle çocuklar tarafından çok sayıda yenilen meyvaları bulantı ve kusma ile ortaya çıkan ağır zehirlenmelere neden olmaktadır.
Hedera helix ( Duvar sarmaşığı ) Araliaceae (= Sarmaşıkgiller ) Bitkinin tümü özellikle olgunlaşmış meyvaları, zehirli saponin bileşikleri olan “ Hederakosid “ ve “ Hederagenin “ içerir. Meyvalarının az yenilmesi ile tehlikeli olmayan hafif, fazlasında nefes alma zorluğu ve koma yaratan ağır zehirlenmeler ortaya çıkmaktadır. Meyvalarının deri üzerine sürülmesi ile allerjik reaksiyonlar ve irritasyon (bir dış etkene bağlı sinir sisteminin verdiği olumsuz tepki. Günlük hayat içinde rahatsız olma, ofkelenme hatta fitil olma anlamında kullanılırr.)’larda oluşmaktadır.
Conium maculatum ( Baldıran ) Poison Hemlock Apiaceae
Tüm bitki ( Herba Conii ), özelliklede genç yaprakları ile olgunlaşmamış meyvalar, zehirli alkaloid olan “ Koniin ” içermektedir. Bitkinin genç yaprakları, Petroselinum crispum ( Maydanoz )’un yapraklarına çok benzediğinden, yanlışlıkla yenilmekte ve sonu ölümle biten zehirlenmeler ortaya çıkmaktadır. Zehirli bitkilerin en eski ve en ünlüleri arasında gelmektedir. M.Ö. 4. yüzyılın başlarında, Yunanlı felsefe bilgini SOKRATES ‘in, Yunan meclisince baldıran suyu içirilerek ölüme mahkum edildiği, tüm dünyada bilinen önemli bir tarihsel olgudur.
Strychnos nux-vomica ( Kargabüken ) Braaknootboom, Snake wood Loganiaceae
Bitkinin tohumları, çok zehirli olan “ striknin” ve “ burisin “ alkaloidlerini taşımaktadır. Çok az miktarda sinir sistemi üzerinde stimülan etkisi vardır. 15. yüzyıldan beri Avrupa’da tilki, fare ve kargaların öldürülmesinde zehir olarak kullanılmaktadır.
Nerium oleander ( Zakkum ağacı) Apocynaceae (Zakkumgiller)
Bitkinin tümü kalp üzerinde etkisi olan zehirli “ oleandrin “ glikozitlerini taşımaktadır. Bitkinin yapraklarının veya çiçeklerinin kurutulup kaynatılarak kullanılması bile toksik etkiyi azaltmamaktadır. N. oleander’in dallarından tahta kebap şişlerinde pişirilen etlerin yenmesi yada çiçeklerindeki hoş kokulu nektarın çocuklar tarafından emilmesi sonucunda ağır zehirlenmeler ve ölümler görülmektedir. Bitki kuvvetli kök sistemi ve sık dalları ile yeşil bir duvar oluşturarak, toprağa verdiği bazı kimyasal maddeler ile de etrafında başka otsu bitkilerin çimlenmesine izin vermeyerek, odun yapısının ateşe dayanıklılığı (geç yanma ) gibi birçok önemli neden ile yurdumuzdaki orman yangınlarının en fazla görüldüğü Ege ve Güney Anadolu bölgelerinde “ yangın koruma şeritleri “ olarak değerlendirilmektedir.
Solanum tuberosum ( Patates) Potato Solanaceae Bitkinin bakka tipi küçük, yeşil, domates’e benzer meyvaları ile tüm gövdesi ve yaprakları toksik etkili “ Solanin “ alkaloidini içerir. Bu domates’e benzeyen meyvalar çocuklar için çekimleyici olup yenilen miktarlara göre değişebilen karın ağrısı ve mide bulantısı şikayetleri ile görülen hafif zehirlenmeler ortaya çıkabilir. Eğer fazla miktarda meyva yenilmiş ise ciddi neticelerle karşılaşılabilir. Diğer yandan tarladan hasat edilerek depolanan patates tuberleri çok fazla ışık alan yerlerde uzun süre bırakıldığında, normal miktarı toksik etkili olmayan bu alkaloidin insanlarda hafif veya ağır zehirlenmelere neden olacak düzeye eriştiği saptanmıştır. Bu nedenle özellikle evlerde uygun olmayan koşullarda tutulan ve fazla ışık alan yerlerde saklanan halk arasında “ filizlenmiş patates “ olarak nitelendirilen tuberlerin yüksek oranda “ Solanin “ alkaloidi içerdiği unutulmamalı; patates tuber kabukları nekadar derin soyulursa soyulsun, bu maddenin tuber içerisinde daima bulunabileceği akılda tutulmalıdır.
Atropa bella-donna ( Güzelavrat otu) Belladonna (Deadly Nightshade) Solanaceae
Bitkinin tüm organları çok zehirli alkaloidler olan “ Hiyosiyamin” “ Atropin “ ve “ Skopolamin “ içermektedir. Antispazmodik etkisi nedeniyle tıpta geniş ölçüde yararlanılmaktadır. 15. yüzyıl Avrupa hekimliğinde, Atropa belladonna yapraklarından elde edilen özüt’ler cerrahi girişimlerden önce lokal uyuşturucu olarak en fazla kullanılan maddelerin başında gelmekteydi. Zehirlenme durumunda bilinç azalması , hafıza kaybı, konfüzyon gibi bilişsel bozukluklar ve hipertansiyon, hipertermi ( vucut ısı artışı, kuru ağız, kuru cilt) yanaklarda kızarıklık, göz bebeklerinde aşırı büyüme gibi fiziksel bozukluklar oluşur. Ardından koma, deliryum (Hezeyan) ve tedavi olunmazsa ani ölüm olabilir. Tüm bu belirtilere antikolinerjik sendrom denir. Acilen hastaneye gidilerek antidotu (panzehir) verilerek iyileşme sağlanabilir.
Mandragora officinarum ( Adamotu ) Mandrake Solanaceae
Açık-esmer renkli, tipik bir insan vucudu şeklinde olan kalın kökleri (Radix Mandragorae) “ Hiyosiyamin “ Skopolamin, Atropin “ alkaloidlerini taşır. Ağrı kesici, sedatif ve özellikle afrodizyak etkilidir. Turuncu renkli, hoş kokulu ve lezzetli bakka tipi meyvalarının özellikle çocuklar tarafından yenilmesi durumunda, miktarına bağlı olarak hafif veya ağır zehirlenmeler ortaya çıkar. Antikolinerjik (sempatik sistem aktivasyonu yapan ajanlardır. kan basıncını, solunum hızını arttırma, gözbebeklerini büyütme, sindirimi yavaşlatma gibi özellikleri vardır.) sendroma yol açar.
Hyoscyamus niger ( Banotu ) Black henbane Solanaceae
Yaprakları ( Folia hyoscyami ) “ hiyosiyamin, hyospikrin ve atropin “ alkaloidlerini içerir. Van yöresinde “Hireberg otu” adı ile bilinir. Ban otunun sadece insanlar için toksik olmadığı arılar tarafından balözü alındığında nektar zehirlenmesi yaptığı eski çağlardan beri bilinir. Antikolinerjik sendroma sahiptir. Tıpta ;sedatif, analjezik ve antispazmodik olarak kullanılır.
Bitki tümüyle çok zehirlidir. Yaprakları ( Folia Stramoni ) “ hiyosiyamin “ ve “ atropin “ alkaloidlerini içerir. Çok kuvvetli antispazmodik etkilidir.
Solanum nigrum ( Köpek üzümü ) Solanaceae
Bu bitkinin olgunlaştığında parlak-siyah renkli olan küresel bakka tipi meyvaları özellikle olgunlaşmadan önceki döneminde yeşil renkli iken yüksek oranda toksik etkili “ Solanin “ alkaloidini içerir. Olgunlaşmamış bu meyvalardan yiyenlerde kusma, ishal ve vucut ısısında artış ile zehirlenmeler ortaya çıkmakta ve ileri durumlarda koma ve hatta ölüm olaylarına da rastlanmaktadır.
Digitalis purpurea ( Yüksükotu ) Fairy Thimbles, Heilpflanzen Scrophularıaceae
Bitkinin tümü zehirli glikozitler taşır. Yüksükotu yaprakları kalp kuvvetlendirici ( Kardiotonik ) glikozitlerden olan “ Digitalin “ içerir. 13. y.y.’dan beri tıbbi bitki olarak bilinir. İlk defa 1885 yılında İskoçyalı doktor William WİTHERİNG tarafından kardiotonik olarak kullanılmış ve başarılı sonuçlar alınmıştır.
Sambucus nigra ( Mürver ağacı ) Black Elderberry Caprifoliaceae
Çiçekleri beyaz renkli keskin ve kötü kokulu uzaktan bakıldığında farkedilecek kadar geniş bir şemsiyeye benzeyen salkım çiçek durumludur. Genellikle park ve bahçelerde süs bitkisi şeklinde, meyveleri Anadolu’da halk tarafından kaplar içerisinde ezilmek sureti ile yün boyamacılığında kullanılır.
Valeriana officinalis ( Kedi otu )Valarian Valerianaceae
18. yüzyılda Valeriana türlerinin kökleri ( Radix Valerianae)’nin kedi, köpek ve fare gibi hayvanlarda sinir sistemi üzerinde yatıştırıcı etkisinin varlığı saptanmıştır. Doğal yaşamda özellikle kediler bu köklerden yayılan şiddetli ve özel kokuyu çok sevdiklerinden toprağı kazarak bitkinin köklerini dışarıya çıkartıp yemektedir. Avrupada bu bitkiye “ kedi otu “ adı da bu nedenle verilmiştir. Bazı Botanik bahçelerinde, Valeriana türlerinin çevresi ve toprağın iç kısmı tel kafeslere alınmak suretiyle bitkilerin kedilerden korunmasına çalışılmaktadır. V. officinalis’in kurutulmuş kökleri ve rizomları; şeker, uçucu yağ ve “ Valerianik asit “ içermektedir. Çok kuvvetli sedatif olup antispazmodik ve stomaşik etkileri de bulunmaktadır.
Artemisia absinthium ( Pelin otu ) Wermuth Asteraceae
Tüm bitki ( Herba Absinthii ) özel ve çok kuvvetli bir kokuya sahip, acı lezzetlidir. Pelin otu “ Absintin “ adı verilen uçucu bir glikozit içermektedir. Tonik, stomaşik, diüretik ve antipiretik etkileri nedeniyle bol miktarda kullanılır.
Taraxacum officinale ( Karahindibağ ) Dandelion Asteraceae
Bitkinin kökleri ve yaprakları “ Taraksasin “ ve “ İnülin “ taşır. Tonik ve diüretik olarak kullanılır.
Arum maculatum ( Danaayağı – Yılanyastığı ) Araceae
Bitkinin yapısında bol miktarda kalsiyum oksalat kristalleri ile toksik bir madde olan “ Aroin “ bulunur. Kırmızı renkli bakka tipi meyvalarının yenilmesi ile zehirlenmeler ortaya çıkar. A. maculatum tuberleri ( Tuber Ari ) bol miktarda nişasta içerir. Taze yumruları haricen romatizmaya karşı ayrıca bronşit soğuk algınlığı ile mide ülseri ve gastrit tedavilerinde kullanılır.
Dieffenbachia seguinea ( Difenbahya ) Araceae
D. seguinea hücrelerinde iğne şeklinde kalsiyum oksalat kristalleri ile proteinlerin çökelmesine neden olan bazı enzimleri içeren zehirli bitkilerdir. Bu bitkilerin yaprakları ağıza alınıp çiğnendiğinde, ağız epitelinde tıpkı cam kırığı yenmiş gibi mekanik bir yıkım ortaya çıkmakta ve iğneli uçlu kristaller dokuya saplanmaktadır. Yakıcı şiddetli bir ağrıya ardışık; ağız içi, dil, boğaz ve yutak kısımlarında ödem oluşmaktadır. Bu durumda nefes almak zorlaşmakta zamanında müdahale edilmediğinde ölümle sonuçlanmaktadır. Hafif olgularda geçici veya kalıcı ses kısıklığı meydana gelmektedir. Bitkinin yerel adı “ ( dumb =dilsiz, cane =kamış ) bu özelliğinde dolayı verilmiştir. Güney Amerikadaki yerliler tarafından yapılan kabile savaşlarında geri bırakılan esirlerin konuşmasının önlenmesi için az miktarda yaprak çiğnetilerek geçici veya kalıcı bir dilsizlik sağlandığı bazı kaynaklarda belirtilmektedir. D. saguinea estetik görünümü sonucu evlerde çok aranan bir süs bitkisidir. Bitkinin küçük çocuklar ve evlerde beslenen kedi köpek gibi hayvanlar için potansiyel tehlike olduğu bildirilmektedir. Deri ile temas eden bitki özsuyunun tahrişi durumunda veya daha ileri olaylarda bir hekime gidilmesinde yarar vardır.
Convallaria majalis ( İnci çiçeği – Müge ) Liliaceae Çiçeklerinden çok eski yıllardan beri koku ve parfüm sanayiinde katkı maddesi olarak yararlanılmaktadır. Tüm bitki toksik etkisi olan “ Konvallotoksin “ “ Konvallosid “ ve“ Konvallomarin “ adlı glikozitleri içerir. Önceleri yeşil renkte olan bakka tipi meyvalar olgunlaştıklarında parlak kırmızı ve yumuşak görünümdedir. Bu nedenle çok cezbedici görünen bu meyvalar çocuklar için potansiyel tehlike halini alır. Meyvalardan yiyen çocuklarda yenen meyva miktarına bağlı olarak mide bulantısı karın ağrısı kusma ile bazen ileri vak’alarda bilinç kayması ile düzensiz veya yavaş kalp atımları ile ortaya çıkan zehirlenmeler görülür. Ağır zehirlenmeler ve ölümlere nadir de olsa rastlanmaktadır.
Allium sativum (Sarımsak ) Garlic, Knoflook Liliacea
Sarımsak soğanı ( Bulbus Alii Sativii ) antibakteriyel etkili “ Allisin “ içeren uçucu yağ ile “ Annilaz “ enzimi ve Vitamin A,B,C, yi taşımaktadır. Sarımsak eski çağlardan beri bilinen ve çok yararlanılan bir drog’tur. Orta çağda tifo ve benzeri enfeksiyon hastalıklarında etkili bir şekilde kullanıldığı bilinmektedir. A. sativum soğanlarının keskin kokusu ve tadı vardır. Başlıca stomaşik, karminatif ve antibakteriyel olarak kullanılır. Ayrıca kan basıncının düşürülmesindeki etkisi ile yüksek tansiyon tedavisinde de yararlanılmaktadır.
Colchicum autmnale ( Acıçiğdem ) Liliaceae
Colchicum’a cins adı eski çağlarda adı “ Colchis “ olan Doğu karadeniz bölgesinde bol miktarda yetişmesi nedeni ile verilmiştir. Eski Yunanistanda THEOPHRASTUS tarafından tehlikeli ve zehirli bir bitki olarak tanımlanmış ve “ Ephemeron “ ( bir gün içinde öldüren ) ismi verilmiştir. Bitkinin kormu özelliklede tohumları zehirli bir alkaloid olan “ kolşisin “ içermektedir. Colchicum türlerinden tıp alanında yarar sağlanmasına 1763 yılında Viyana’da Anton STORK tarafından başlanmıştır. STORK bitkinin tohumlarından ve kormundan elde ettiği özütleri bir oksimel ( sirke + bal ) içerisinde eriterek astım ve gut ( damla) hastalığının tedavisinde kullanmıştır. Günümüz tıbbında da kolşisin alkaloidi gerek doğal gerekse sentetik olarak gut hastalığının sağaltımında yararlanılan ilaçların terkibine girmektedir. Biyoloji, Ziraat ve Tıp alanında kolşisin alkaloidi, mitoz bölünmeyi durdurucu etkisi nedeniyle çok kullanılmaktadır. Kromozom sayısının ve morfolojisinin belirlenmesinde “ karyotip “ çıkarılması ile poliploid fertlerin elde edilmesinde kolşisin ‘den geniş biçimde yarar sağlanmaktadır.