LA UTHHR
[Dinrlk Üzrin]
< KABALCI AI V: 57 manita Diii: 2
ao E
Euthyphron [Didarlık Uzere} © Kaacı Yacıık, sau,
2008
Birici Bası isa 20 Kapak Düzni Gökçe Yaı Tekik Hazrk Zeiha Güer So Okua Musafa Kpüşoğu Yaa Ya a Hazıraya Hazıraya Eyp Çrakı Dizi Ediörü iğde Drüşke
KABALC YAYCLK Dikiiaş Dikii aş Ma h Ere Sok Sok Teioğu aza o Gayretepe 3434 Beşik şiktaş taş sta stan nu u Te (022) 236 62 3 Faks (022) 236 62 03 yayievi@kaacicor wkaaciyayievico wkaaciyayievico iteree iteree satış satış wkaacicor kaaci cor huaitas@kaacico huaitas@kaacico r
KÜTÜHAE BLG KART Cataoiiuicai Cataoiiuicaio o Daa (C) ao Euthyphro
978-975-997-76-2 SB 978-975-997-76-2 Baskı Farika Bası (022 29 3800)
PLATON EY8Y EUHHR [DiDlK ÜZİ] Çeviren: Güvenç Şar
<
KABLI YAYlN
IÇINDEKILER
Q 7 uthyphron üzrn 7 Dyalogdak Tml Kavramlar 2 Yntm 6 YY
NOTLAR 85 NAKÇA 95 ER V KIŞI ADLR DIZINI 99 NANCA M SÖZCÜK DIZINI 0
GİRİŞ Euthyphron Üzerine kçağ felsefesine ilişkin felsefe tarihlerinde Platon'un bu diyaloğu uhyhrn oarak adlandırdığı belirtilir Platon üzerine uzmanlaşmş çalışmalardaysa diyaloğun tam başlığı u hyhrn e r hoou rako [Eu8lcQWV TQL 6ao, TQanKç] olarak verilir. Bu başlığa rako sözcüğü sonradan eklenmiştir Çünkü Platon rako sözcüğünü llanmaz." Prako sözcüğü deneme türünde, deneysel, esin olmayan" gibi anlamlara gelir2 Bu açıdan rako di
ye tanımlanan diyaloglar kesin sonuca bağlanmayan diyalog ar olarak da nitelenebilir. Thrasyllos tarafından bölümlenen diyaloglar arasında rako diye nitelenenler, uhyhrn ariç, Thaeo In ve Mnn diyaloglarıdr.3 Platon'un uhyhrn diyaloğu Sokra'n Savunmaı rn ve Phadn diyaloglarıyla bütünlük oluşturur Bu dya
Chrisoph Hor Chrisof pp Wörtrbuch dr Ati Philosophi, Beck Vera Müche 2002 2 Cada Şeua pirastios sözcüğüü "sıaa oarak evirir Bkz Dioees Laerios Ülü Filozoar Yaşam v Oğrtilri ev Cada eua, YKY Yayıarı sabu 2003, s 50 Chrisoph Hor Chrisof Rapp Wörtrbuch dr Ati Philosophi. Cabride Üiversiesice yayıaa Platois Ethyphro başık aışada ise pirastios diyaoar Euthyphr dışıda Khrmi ve M şekide sıraaır Bu kouya iişki oa rak bkz ao Platois Euthyphro Cabride Uiversiy ress
EUTHHRON
loglardan uthyphrön Sokratsn Savunmı ve Krtön gençlik dönemi diyalogları ya da Sokratik diyaloglar olarak kabul edilir, Phadön ise olgunluk dönemi diyaloglarından sayılır Söz konusu diyaloglarn ortak özelliği hepsinin ana konusu nun Sokrates'in yargılanması ve ölümüyle ilgili olmasıdır u thyphrön Sokrates'in yargılanması önces, Sokrats'n Savun mı yargılanma sürecini, Krtön yargılanma sonrasını, Pha dön ise ölüm gününü ve ölümünü bize anlatır. uthyphrön di yaloğu, Thatetos diyaloğuna bakılacak olursa söz konusu di yaloğun bittiği gün başlamıştır: Şimdi Meletos'un aleyhime açtığı dava (graphn) için yargı yerine gitmek zorundaym."4 uthyphrön Sokratesin suçlanması, yargılanması ve ölü müyle ilgili diyalogların başında yer alır. Sokrates, henüz mahkeme başlamamışken Atina'da din işlerinden sorumlu yöneticinin (baslus) karşısına çıkmak üzere baslus sara yna gider. Burada karşılaştığı Euthyphron'un da bir davası vardır Sokrates gençleri yoldan çıkarma ve tanlara saygsz lık nedeniyle mahkemeye verilmişken Euthyphron cinayet nedeniyle kendi babasın mahkemeye vermektedir. Diyalog mahkemeye verilen Sokraes e mahkemeye veren Euthyph ron örneğinde olduğu gibi karşıtlıklaa örülüdür: Lykeion' da alışılmış konuşmaya karşı kraln saray 2a dke'ye [dava] karşı graphe [suçlama] 2a; gençlerin bozulmasına karşı yaş lıların bozulmas 2c-3a şehre faydaya karşı şehre zarar 3a yeni tanrılar icat etmeye karşı geleneksel inanışları reddetme 3b Atinalıların öğretmenere yönelik genel tutumuna karşı
GRŞ
öğretmen olmayanlara yönelik genel tutumu 3cd şakaya karşı ciddiyet 3de Meletos'un annesine şikayet eder gibi Sokrates'i suçlamasına karşı Euthyphron'un babasını suçlaması 2c-a halkın bilgiden yoksun olmasına karşı Euthyh on'un bilgiye sahipmiş gibi davranması a5a kölenin ka sıtlı cinayetine' karşı babanın kazayla öldürmesi' c-d uthyphron'un eylemini ailesinin anoson [dine aykırı olarak değerlendirmesine karşı kendisinin hoson [dine uygun olaak değerlendirmesi de Meletos'un Sokrates'i suçlamasına karşı Euthyphron'u önemsememesi 5c . . ."5 Plaon'un bu türden karşıtlıkları edebi bir biçimde diyaloğa yerleştirmesi die diyaloglarında da görülen bir şeydir Örneğin Protagoras dyaloğunda da sokakta dolaşana karşı evde oturan," bilgiyi ağa çıkarana karşı bilgiy satan," kısa konuşmalar yapana aşı uzun konuşmalar yapan" gibi karşıtlıklar söz konusudu Bu diyalogda da birtakım karşıtlıklar olmasına ve bu arşıtlıkların birbirleriyle olan ilişkilerinin Platon tarafından taya konulmasına rağmen diyalog yine de bir sonuca ulaşaktan uzaktır Sokrates'in dinsizlik ve tanlara saygısızlık gibi suçlamaala yargılanması uthyphrön diyaloğunu konusu bakımın a ilgi çekici kılmaktadır Dinsizlikle suçlanan Sokrates'in e ve dindarlığa yaklaşımının ne olduğu ya da ne olacağı hu ilginin asıl kayağıdır Adalet, ölçülülük gibi erdemler zinde ayrıntılı olarak duran Sokrates din, dine uygun a, dindarlık ve dinsizlik söz konusu olduğunda, tatmin oer G Hoerer "aos Euhyphro hroess 32 (1958) s
UTHHRON
edici bir yant bulunamayan ve herhangi bir sonuca bağlanamayan bu diyaloga konuyu tartyor gibi görünür. Laszio Versenyi bu durumun nedenini Sokrates'in Yunan dininin oluumuna ve geliimine hiçbir katks olmad ( .) .) Tanrlarn özsel doğalarna ilikin bir aratray boa zaman kayb ola rak gördü ve böylesi bir aratrmadan hep uzak durdu. Tümüyle Protagorasç olan bir tutumla, dinin kökeniyle ilgili nedensel açklamalar, söyleelerin (efsane, mit) ussallatrl malar iini ve tanrlaa ilgili her tür kurguyu bo zaman olan baka insanlara brakt," 6 diye açklar. Kukusuz böylesi bir açklama diyaloğun bir yönünü ortaya koymas bakmndan önemlidir, ancak yeterli değildir. Diyaloğun karakterlerinden biri olan Euthyphron düün sel anlamda büsbütün Sokratesin kart olmaktan çok dinsel ya da dine uygun eylemin ne olduğunu iyi bildiğini düünen Atina halknn gülünç bir örneğidir. itekim Euthyphron da ha diyaloğun balarnda dindarlğ herkesten daha iyi bildiğini iddia etmektedir. Bu açdan Platon'un Euthyphron portresi alacak derecede kibirli, kendini beğenmi bir karakterin portresidir." 7 Diyalog Diyalog için Platonun Euthyphron'u seçesi tesadü değildir. Çünkü Euthyphron hem bir kahindir, hem de din ve dindarlk konusunda her eyi bildiğini ileri süren bir kiidir Ayrca Euthyphron ad, Kratylo diyaloğunda ge limi bir örneğini gördüğümüz, sözcükler üzerinden giderek 6 szio Versey, Sorates ve Isa Sevgs çev Ahme Cevizc Güdoğan Yanarı, Akara 988 s 7 Aexader ehamas Yaşama Yaşama Saatı Felsefes Fel sefes çev Cem Soydemir,
GRŞ
rniyi derinleştirme tarzını asatacak şekilde özellikle seçlmiş gibidir Blindii gibi Euthyphron adı Yunanca'da düz, doru düşünceli" anlamına gelir. Bu da bize ironnin diyaloun adından başlayarak sonuna kadar süreceini göstermektedir 8 Ancak bu ironinin felse olmaktan çok edebi bir ironi olarak niteledrilebileceini de eklemeliyiz Ayrıca diyalog çerisinde süregiden ironik yaklaşımın aynı zamanda din ve dindarlık konusuyla yakından lgili olduu da söylenebilir. akat biz bu lgyi kurmak stemiyoruz, bunun yerine ironinn kendisini din konularda bilgili sanan Euthyphron üzernden aslında Atina halkına ve onların dinsel nanç ve tutumlarına yönelik olduunu düşünmek istiyoruz. Yeniden uthyphron'la Sokrates arasındaki lşkiye dönecek olursak, metin boyunca Sokrates'in Euthyphron'a yönelik övgüleri abartılı noktalara vaken Euthyphron bir nevi saıkla bu övgülerin arkasındaki ironin farkına varmaz görünür Ancak Sokrates bununla yetinmez, ironisini giderek ölçüsüzleştirir; sadece bilmedini blen Sokrates, olabilecek belki de en son şden, dni konularda her şeyi bildiin leri süren uthyphrondan öretmeni olmasını ister Diyalogda Platon'un Sokraesnn hem Ethyphron'a hem de metn okuyanara seslenişi açık br şekilde görünür Böylece Sokrates gelecei gören, atta dinsel konuları bilen bu kişi karşısında kendini koruaya alıp her zamanki tartışma pozsyonunu yenden güçenrr Yan daha açık bir deyşle karşısndakin blme/söyleme çısından yükseltr, dolayısıyla onu sorumlu kılarken kendni
EUTHHRON
bilmesöyleme açısından aşağıda bir yere konumlandırarak bilme/söyleme adına belli bir sorumsuzluğu da üstlenir; bilmiyormuş gibi yaparak da ironisini geliştirir e diyelim, Sokratestir ne yapsa yeridir demektense, onun seslenmesine başka bir ironi ustasıyla, Euthyphron adına olmasa da kendi adımıza bir soruyla, soru olmayan bir soruyla karşılık vere lim Ah, Sokrates, Sokrates, yoksa senin gizemin miydi? Ah, gizem dolu ironici ironici,, yoksa bu muydu senin senin ironin?" ironin?" 9
Diyalogdaki Temel Kavramlar uthyphrn diyaloğunun temelini oluşturan kimi kavram-
ların birbirinin yerne kullanılmasından, hatta birbiri içine örülü bir bütünlük oluşturmasından kaynaklanan sorunlar çeşitli Batı dillerine yapılan çerilerde kendisini göstermektedir Bu nedenle diyaloğun Türkçeye çevirisinde karşılaşılan güçlükleri de biraz olsun gidermek amacıyla birbirinin yerini tutan ya da anlam bakımından birbirine sıkı sıkıya bağlı sözcük veya kavralara dikkat çekerek aralarındaki ilişki ve ayrımları göstermeye çalışmak diyaloğun daha iyi anaşılmasına yardımcı olacaktır Diyaloğun üzerine kurulduğu hoo [6aoç] ile ub [a�fç] ve anoo [vômoç] ile ab [a�fç] kavram 9 Friedrich ietzsche, Die Geburt der ragödie Kriische Studiea usae (KS), yay haz Giorio oi, Mazzio Moiari, 3 as kı, de Gruyter Vera, Müche, 1999 s 3 (çeviri içi kz Fri edrich iezsche, ragedyaı Doğuşu çev Musafa Tüze, haki
G
çtle mevcut çeviilede bibine kam duumdad. Kim çevilede hosos için de usbs için de ay kaln kulanld göülmektedi Önein nglizce'de hem hosos hem de usbs kutsal" (holy) sözcüüyle kalanmt. Tükçe'de se genellikle bu iki sözcük dinda" ya da dndalk" olaak kaanmaktad. Eusbs sözcüü dinda kalndan çok anlaa aileye büyüklee sayg anlamndad. Çünkü us bs ve asbs sözcüklei sboma ilinden geli Sboma fili se an ya da tanla kasnda koku ya da sayg duyak utanç hissetmek b eyden kokmak endielenmek gibi an amlaa sahipt0 sahipt0 u bakmdan usbs için saygl" asbes çn saygsz" hosos için dine uygun" bu sözcüün kat anosos içnse dine ayk" kal uygun göünmektedi Buna bal olaak usba aij] için saygllk" as ba aıj] için saygszlk" hosotes 6at'ç] çin dndalk" aosotes voaÜ'ç] çinse dnsizlk" kalkla uygundu Ancak diyalogdaki en öneml sözcük çfti hosos a(oç] le anosos vaOç] olaak göünmektedi Hosos 10 H Geore Lidde, Roer Sco, A Grek Eish Lexio 9 edis yo, Oxford Uiveri e, e, Oxford, 1996
1 "Euseeia iser isasa iser arsa osu, erçeke de sayya değer, huşu ifade ede, korku vere ir şeye karş duyua say, korku, huşu ve o şeyi yücee aaa eir Bkz Laszio Ver sey, Sokraes ve Isa Sevisi çev Ahe Cevzci, Gdoğa Yayar, Akara, 1988, s146 2 Waer Burker u keie çifi hakkda, Euhyphr diyaoğuda eçe ciaye ve ahkee oayarya irike dşdğde, şu iiç ayr verekedir Özeike kaier aosios' hauki ahkee yarsa dayaarak ya da savaşa ödre ki
EUTHHRON
szcüğü bir sat olduğundan dine uygun" olarak anlaılalıdır Fakat diyalog bağlamında hoo isileerek [hoon] di ne uygun eyle" ya da dindalık" anlaını kazanaktadır Bundan dolayı hoo szcüğünün karılığı olaak dine uygun olan" iadesi daha uygundur Niteki diyaloga Sokrates büyük lçüde dine uygun eylein, hatta dindarlığın kendisini ne olduğunu sogulaaktadır Biz de çeviriizde yukaıdaki aylara olabildiğince uyaya çalıakla birlikte szcüklerin bağlalarını da gz nünde bulundurarak Türkçe ade ve akıa bağlı kalaya zen gsterdik Eski Yunan düünesinde günüüzdeki tek tanrılı dinlerin din ve dindarlık kavramlarını birebir karılayan szcüker evcut değildi Yunanların bizim anladığıız anlada bir din anlayına ve szcüğüne sahip oladıklarıyla ilgili biçok rnek arasından Heideggeri ve klasik lolog Wilamowitzi gsterebiliriz 3 Heidegger Aslında Yunanca hiçir in' szcüğü yoktur," iadesini de kullanaktadır14 Dindarlık, daha çok saygı gsterekle ilgili bir duruu iade etektedir: Yunanl için dindarlık, gksel valıklara kültsel anlamda say gı gsterek deektir, o kdr."15 Bu saygının arkasında ise çev john Raffan Harvard University Press 1985 s 270 1 Martin Heideger Eugen Fink Healt Sema tesemeste 19/197 - Gesamtausgabe 15 2 bası Vittorio Klosteman Verag Frakfurt a Main 199 s 27 1 4 Martin Heideger Healt De Afag des abedladsche De es Sommesemeste 193 Gesamtausgabe 55 3 baskı Vittorio Klosterman Verlag Frankfurt am Main 199 s 13 1 5 go Friedell At ua ültü Tah çev: Necati Aça 1
GİRİŞ
üyük lçüde tanrıların gazabına uğraama çbası yatakta ır: Tanrıların emirlerine uylasnın nedeni itaatkrlıktan ziyade, akıllıca davranıp onları kıkırtmamaktır Onlara ha karet etmek küürdür Onları kızdıran akaca ir haksızlık yotur Tanrılara hakaret' davalarıyla sık sık karılaılırd"6 Tanlara saygı gstermeyenler cezaandırılaıdır ki, tanrıla rn gazabına uğranılmasın Nitekim Homeros'un Ila destanı nın aında Apollon, kendisine saygıa kusur etmeyen Khry ses'in dualarını kaul ederek Akhları oklarıyla irer irer l dürür Diyalogda dkkatimizi çeken ve açıklanması gereken br aka szcü çit ise dke ile 'dir Sokrates'in yargılanığı daayl ilgil bir ayrımı gsteren u iki szcük arasındak arkılık çeviriler ve yorumlarda gene olarak ireysel dava (dke) ve kamu davası (graphe) olarak ortaya konmaya çalııl mıtır Platon çevirmen ve yoruculrından iri olan john Burnet dava" anlamındaki genel terimin dke olduğunu, akat uthyphrn diyaloğunda kiisel dava (da dka) ve kamu da vası (deoa dka) olarak ik arkı içimin ulunuğunu syler Bu dava biçilernden kau davasının (deoa d ka) se grapha olarak adlandırıldığını iade eder john Bur net'e gre zel avada suçlayıcı, kiinin hatası çin tazinat talep eeren kamu dvalarında devlete karı ilenm br suç çn ceza talep eder Bundan doly deoa dka ya a grap ha devlet sçlayıc değdr Bir yurtta, b davada Mee tos, suçlamanın sorumlulğun üstlenmeldir"7 Genel ka 6 Ego Fredell Atik Yaı Kütür Tarihi s. 82
EUTHHRON
gre bu yoruma gre dike kiisel bir davaya, graphe ise kamusal bir davaya iaret etmektdir
Yöntem Bu eviri Plato, Euthyphro, Apolo, Crto, Phado, Phadrus Loeb Classical ibrary, arvard Uiversity Press, 97, basksa ait Yuaca meti temel alnarak yaplmtr Çeviride buu dda u metilerde de yararlalmtr ames Adam tarada hazrlaa latons Euthyphro Cambridge Uiversity Press, odo, 9 ; St Gorge Stock taradan hazrlaa Th Euhyphro of Plato Oxord Uiversity Press 909; oh Buret tarada hazrlana Plato's Euthyphro, Apolo of Socrats and Crto Oxord Uiversity Press, odo, 970. Ayrca Almaca ve gilizce u eviriler de karlatrma amacyla gz de buludurulmutur: Plato, Smlch Wrk. Bd. ı. Apolog, Krton, Proagoras, Hppa II, Charm ds, chs, In, Eutyphron, Gorgas, Brf ev Friedrich Schleiermacher, Rowohlt Verlag, amburg, 969; Plato, Euthyphro ev Klaus Reich, Felix Meier Verlag, amburg 968; Plato, Euthyphro, Apolo, Cro, Phado ev Beami jowett, Prometheus Books New York, 988
Oxod Univsiy Pss London 1970, s 8 Bun'in bu yımı Tükçd hm Cvizci ndn ypın Pon çviisind d göz önünd buunduuu Konuy iişkin ok bkz Pon Sokratesi Savumas çv hm Cvizci Snz yynı Isn
GRŞ
Euthyphrön diyalğunun Türkçe'de dikkate değer iki çevi-
si mevcuttur Bunlardan iri aynı zamanda Türkçe'deki ilk uthyphrön çevirisi lan Semiha Cemal çevirisidir 1933 yılın a yayımlanan u çeviride Semiha Cemal diyalğa Ötifrn ahut takva" alığını uygun ulmutur kinci çevri ise Perev Naili Bratav'a aittir Daha snra farklı yanevlerince pek k askısı yapılan Bratav çevrisinin ilk askısı 1942 ylında apılmıtır Ancak Fransızca ve İngilizce çevrilerden yapılan er iki çeviri de günümüz Türkçe'sinden ldukça ldukça farklıdır Sn larak u çalımay hazırlamama vesile lan Human as: Yunan v Latn Klasklr Dzs'nin editrü hcam Prf r Çiğdem Dürüken'e Yunanca metnin ütününün çeviri ne ilikin editryal desteği ve nerilerinden türü Ep Ç aklı'ya, Yunanca knusunda beni yüreklendiren hcam Prf Saet Baür'e, çevri metnimin çeitli Almanca çevirilerle arılatırılmasında değerli katkılarda ulunan hcam Dç r Metin Tprak'a, u çalımanın her satırında nerisini esteğini ve katkısını grdüğüm çalıma arkadaım dstum e hcam Dç Dr Erdal Yıldız'a teekkürü rç ilirim
ΕΥΘΥΦΡΩΝ
η
περi όσί ου, πειραστικς
EUTHYPHRON Dindarlık Üzerine, Deneme Türünde Bir Diyalog
ΕΥΘΥΦΡΩΝ
[η περi όσίου, πειραστικς] St Ι p. 2Α
νεώτερον, ώ Σώκρατες, γέ γονεν, δτι σ τaς fν Λυκεί4 καταιπν ιατριβς fνθάε νϋν ιατρίβεις ερi τν τοϋ βασέως στοάν; ο γάρ που κα σοί γε ίκ τις ούσα τυχάνει πρς τν βασέα σπερ fμοί. ΣΩΚΡΑΤΗΣ: ΣΩΚΡΑΤΗΣ: Οuτοι Αθναοί γε, ώ Εθύ φρον, ίκν ατν καοϋσιν, a γραφήν. ΕΥΘ: φς; φς; γραφν σέ τις, τις, ς οικε, γέγραπται; ο yaρ fκεν γε κατανώσομα, ς σ τερον. ΣΩ: γaρ ούν. ΕΥΘ: Αλa σ λος; ΣΩ: Πάνυ γε. ΕΥΘ: ς οτος; ΣΩ: ' ατς πάνυ τι γιγνώσκω, ώ Ε θύ φρον, τν νρα· νέος γάρ τίς μοι φαίνεται κα νώ νομάζουσι μέντοι ατν, ς fψμαι, Μέλτον. Μέλτον. στί τν τν ήμων Πιτθες, ε τνα ν χεις Πιτθέα Μέλτον, οον τεταντριχα καΙ ο πάνυ εγένειον, fπίγρυπον έ. ΕΥΘΥΦΡΩΝ:
-
Β
EUTHYPHRON
[Dindarlık üzerine; deneme türünde bir diyaog] t I p. A
B
Ne o Sokrates, ne oldu1 da Lykeion'aki2 konuşmaları3 bırakmış burada, 'un sara yı4 önünde oyalanıyosun? Bun huzurunda be nimki gibi bir davan5 olamaz ki senin. SOKRATES: Doğrusu Euthyphron, Atinalılar dava de ğil, suçlaa6 diyor buna. EUTHYHRON: e diyorsun? Demek biri senin için suçlamada bulundu; çünkü senin bir başası için suçla mada bulunacağını düşünemem SOKRATES: Elbette, ben suçlaada bulunmadım EUTHYHRON: Öyleyse biri senin için suçlamada bu lndu? SOKRATES: Evet, öyle EUHYHRON: Peki, kim bu ada? SOKRATES Tam olarak ben de tanımıyorum bu ada mı, Euthyphon. Genç ve tanınmamış biri olsa gerek. Sanıım adı Meletos,7 Pittheus undan8 biri; hani hatrlasana uzun düz saçlaı, seyrek sakalı ve çengel EUTHYHRON:
ΕΥΘΥΦΡΩΝ
Οuκ εννοώ, ώ Σκρατς δη τίνα γραφήν σ γέγραπται; ΕΥΘ:
c
ΣΩ: 'Ήντινα; OVK aγνν, μοιγ δοκ· τ γρ νέον ντά τοσούτον πργμα εyνωκέναι ov φαϋλόν [στιν εκνο γάρ, w φσιν, οδ, τίνα τρόπον ο νέοι διαφθίρονται κα τίν ο διαφθίροντ αuτο. κα κινδυνι σοφό τι ναι· κα την εμην aαθίαν κατιδν δια φθίροντο το λικιτα αuτοϋ, ρχται κατγορήσων μου πρ μτέρα πρ την πόλιν κα φαίνταί μοι τών πολιτικών μόνο ρχσαι ρώς ρθώ γάρ εστι τών νέων D
πρώτον επιμλθναι, πω σνται τι ρισ τοι, wσπρ γωργν aγαθν τών νέων φυτών iκ πρώτον πιμλθναι, μτ δ τοϋτο κα τών λλων· κα δη κα Μέλτο tσω πρώτον
3Α
μν μ κκαθαίρι το τών νέων τ βλάστα διαφθίροντα, w φσιν πιτα μτ τοϋτο δλον τι τών πρσβυτέρων πιμλθ πλίστων κα μγίστων γαθών αtτιο τ πόλι γνήσται, w γ τ iκ ξυμβναι κ τοιατ aρχ aρξαμένψ Βουλοίμν ν, ώ Σκρατ, a ρρωδώ, μη τοναντίον γένται. aτχνώ γάρ μοι δοκ φ στί ρχσθαι κακουργν τν πόλιν, πιχιρών aδικν σέ καί μοι λέγ, τί κα τοιοϋντά σέ φσι δαφίριν το νέου; ΕΥΘ
Ω: Άτοπα, ώ θαυμάσι, οτω γ aκοϋσαι
EUTHYHRON
Hatılayamadım Sokrates; peki ama nasl bir suçlamada bulundu senin için? SKS: Nasl ı? Bence öyle yenilir ytulu bi suçlama egil bu. Dogusu bu enç yaşında böyle önemli eselelere akl erdirmesi hiç de azımsanaca bi iş eg A sa ençerin nasıl yoldan çıkaldğ nı, hatta onları kimin yoldan çkardıgn biliyo Bile bii olmalı b ada; baksana beni cahiligimi9 ve ak anlan yoldan çıkardıgmı fak etmiş ki, anasına ko şa ibi koşup kente elmiş beni şikayete Bana alırsa siyasete dogru dogru yeren başlayan tek aam o Çünkü dog yeden başlamak, olabildigince iy yetişmeleri için önce ençlerle ilileneti tıpkı iyi bi çiftçinin önce köpe anlarla, sona diğer agaçlarla ililenesi bi 10 Hehalde Meletos da önce enç danlar bozan bizlei teizleeye alyor, öyle diyor ya rından bi e yaşllaa ililenmeye kalkt işte o zaman ö rün bakın evlete ne büyk aarla saglayacak; böyle si bir başlanıçla işe koylan bir adamdan a bu be lenir zaten : Umaım öyle olu Sokates, faka be nim kokum bunun ta tersi olas Çünkü Meleos sana za vereye kalkgna öe, bence devlei ta kalbinden vrmakla işe başlıyor demektir demektir ı ı Şidi an la baalım, ne yapşsın da ençleri yoldan çkaş s? SKS k duyuşta kulaga saçma elen şeyle, :
C
n
3A
B
ΕΥΘΥΦΡΩΝ
φησ γάρ με ποιητήν είναι θεών, κα ς καινοuς ποιούντα θεος, τοuς δ' aρχαους o νομζοντα, γράψατο τοτων ατών ένεκα, ς φησν. ΕΎ: Μανθάν, ώ Σκρατε τ δή σ τ δαμόνον Φς σαυτ κάσττε γγνεσθα. ς ον κανοτομούντός σου περ τ θεiα γγραπ τα τατην τν γραφν, κα ς διαβαών δή ρχετα ες τ δκαστρον, εδς τι εδάβοα τ τοαύτα πρς πρς τοuς τοuς ποος. μού μού γάρ το, το, c
ταν τι γ ν τ κκησ� περ τών θεν, προγν ατοϊς τ μοντα, καταγεώσν ς μανομνου. κατοι οΝν τ OUK ηθς ερηκα ν προεϊπον, μς φθονούσν μϊν πα τοϊς τοοτοις. οδν ατών χρή φροντζεν, ' μόσε να. '
'
ΣΩ: Ώ φε Εθφρον, τ μν κταγε ασθfνα σς οδν οδ ν πργμα. Αθηναοις γάρ το, ς μο δοκεϊ, o σφόδρα με, ν τνα δενν οντα ενα, μή μντο δδσκακν τfς αού σοφα ν δ' ν κα ους ονα ο
ποιεϊν τοοτους, θυμούνται ετ' ον φθόν(, ς σ γες, εtτε δ' λο τι. ΕΎ: Τοτου ον πρι πς ποτ πρς μ χουσν, o πάνυ πθυμώ περθfναι ΣΩ: Ίσς γρ σ μν δοκεϊς σπάνον σε αυτν παρχειν κα διδάσκεν οκ θεν
EHYHRON
C
D
dostum. Çünkü benim tanrılar icat ettigimi söylüyo; yeni tanrlar icat ederek eskilere inanmıyormuşum, iş te bu zden beni suçluyormuş, öyle diyor U: Tabii ya Sokrates, sen içinde he za man tansal bir klavuz12 olduğunu söylersin zaten Dee Meletos da dinde yeniliker yaptğn eekçe siyle suçluyo seni ve sana iftira atmak için mahkeme ye idiyo Ne de osa bu tür iftiaarn halk taafndan ne kada oay benimsenecegini ayet iyi biiyor Çünkü kendimde biiyorum, ne zaman mecliste dinle iii bir şey söyesem ve onaa eecekten haber vermeye kaksam, deiyişi13 ibi aay ediyola benimle Oy sa eeceke iili söyedikleim aasnda dogu oa yan tek bi ifadeye bie astayamazsın; ne va ki bizim ibiei e kskana Yine de bnaa ad etme yeim, bidigimizde şaşmayam biz14 SKATS: Sevii Etyhon, aaya anmak öye ek de öemi bi şey omayabii. Bana kasa Atina a bi isann ak ou omaasn hiç de musa maz, yete ki o insan edi bidikeini başkaaa ög retmeye kakmasn15 Faat b insann başkalan da kendisie enzetmeye yetendigini düşünürerse, se nin de de söyledig söyledigin in ibi, kskançlktan ya da başka bi nedende ötüü öeye kaımaar işten bile değildi UT Açkças bu konda benim hakkmda ne düşüdükeini öğrenmeye hiç de niyetim yok SKATS Sen zaten onan özünde saknan ve
ΥΘΥΦΡΩΝ
την σαυτοϋ σοφίαν· γώ δε φοβούμαι, μη π φιλανθρωίας δοκ αuτοiς τι πρ Ιχ κκχυμένως παντ νδρ λέγιν, ou μόνον νυ μισθοϋ, λλ κα ροστιθς ν ήδέως, τις μου θέλι κοιν. μεν ον, δ νϋν δη [λγον, μέλλοιέν μου κααγλν, wσπρ σ φς σαυοϋ, οuδεν ν t δες αίζονας κα Ε
γλντας ν 4 δικαστρί διαγαγν, δε σπουδάσονται, οϋτ' fδ π πβσαι δ λον πλην πλη ν μν ος μάντσιν ΕΎΘ: Α' tσς οuδεν /σται, ώ Σώκρας, πρμ, σ κατ νοϋν ωνι ν δίκν, ομαι δε κα με την μν ΣΩ: Έστιν δε δη σοί,
ώ
ΕUθφρον, ίς ή δί;
φις αuην διώκις; ΕΎΘ: Διώκ ΣΩ: ίνα; 4Α
ΎΘ: "Ον διώκν α δο μαίνσθαι ΣΩ: ί δέ πόμνόν τινα διώκις; ΕΎΘ: Ποοϋ γ δi έσθαι, ς τυγάνι ν μλα πρσβτς. ΣΩ: ίς ούτος;
ΕΎΘ: Ό μς παρ ΣΩ: Ό σός, ώ βέλτιστ; ΕΎΘ: Πάνυ μεν ον. ΣΩ: στιν δε τί τ /γκλμα κα ίνος ή δίκ
E
4A
sm. Bana gelince, gelin ce, beni insanlar sevdi ı 6 bilnir, bu yzden bütün korku ben dinleek isteyen herkese, hiçbi ücret aladan, tersine seve seve üste para vererek ldiği her şeyi cöertçe anlattğ ı 7 d şüneleridir Den söylediği gibi, seninle alay etikleri gibi benile de sadece alay ediyor olsalard, ahkeede de öylesine öylesine şakalaşp gülüşerek vakit ge çiek doğrusu beni için de hiç fena olazd; aa ya sahiden ciddye alrlarsa, şte o zaan bunun sonunun nereye varacağn ancak senin gibi khinler söyleyebilir. UTHYHRON: Belk de hiçbir sorun çkayacak Sokrates, sen kendi davan kendi düşüncene göre sa vunacaksn, ben de benikini SOKRATS Peki senin dava nedi Euthyphron? Kaçyr usun, oksa kovalyor usun?ı9 UHYHRON: Kovalyoru SOKRATS Kii? UTHYHRON: Öyle biri ki bu, onu kovaladğ için yine20 deli olduğuu düşünüyorlar SOKRATS Ne yani? Uçan birni i kovalyorsun yoksa?2ı THYHON: Başkas olsa uçabilrd, aa o uçak çn çok yaşl SORATS: y de ki bu ada? UTHYHRON: Baa. SOKRAS Baban , sevgil dostu? UTHYHRON Evet, baba SOKRATS: Pek şkayetin ne, davan neyle lgil?
ΕΥΘΥΦΡΩΝ
ΕΎΘ: Φόνου, ώ Σώκρατες. ΣΩ: Ήράκλει ή που, ώ Εuθύφρον, νοεiται π των πολλν, δπη ποτ ρθς έχει ou yaρ οίμα yε το πιτυχόντος ρθς αuτ πρξαι, Β
a πόρρ που f σοφας λαύνοντος ΕΥΘ: Πόρρ μντοι ν Δα,
ώ
Σώκρατες
ΣΩ: 'Έστιν τν οκεν τις τεθνεwς π το σο πατρός; λα · ou yaρ ν πού πρ γε λοτρου πεξεισθα φόνου αuτψ ΕΥΘ: Γελοiον, ώ Σώκρατες, δτι οει τι αρειν, ετε λότρις ετε οκεiος τεθνεώς, λλ ou τοτο μόνον εiν φυλάττειν, ετε ν κη Κ τεινεν κτενας ετε ετε μ, α ε μν ν κη, ν, ε μ, πεξιναι, άν περ κτενας συνστιός σοι c
κα μοτράπεζος σον yaρ τ μασμα γ νεται, ν ξυνς τc τοιούτ ξυνειwς κα μ φοσιοiς σεαυτόν τε κα κενον τ� η πεξιών, πε δ ε ποθανν πελάτς τις ν μός, κα ς yερyομεν ν τ� Νάξ, θ τευεν κεi παρ μiν. παροινσας ον κα ρyισθες τν οκετν τινι τν μετρν ποσφάττει αuτόν· αuτόν· ό ον πατρ συνσας τος πόας κα τaς χεiρας αuτο, αταβwν ες τάφρον τινά, πμπει ερο νρα πευσόμενον το ξτο, δ τι χρε ποιεiν. ν τούτ4 τc
D
χρόν το εεμνου λιώρει τε κα μλει ς νροφόνου κα οuν ν πρμα, ε κα
EUTHYHRON : inayet, Sokrates.
Herakles aşkına! Kuşkusuz çogu insan dogrunun ne oldugunu bilmez Euthyhron. Bana sorarsan bu yaptıgını herkes yapaaz, bun yapsa yapsa bilelik yönü bayagı elişmiş biri yapabilir ancak Zeus aşkına, saiden de bilelik yönü bayagı elişmiş biri olmalı, Sokrates SKAS Babanın öldürdügü adam akrabadan ı? Belli ki öyle; sonuçta yabancı biri için cinayet davası açmazdın babana Sokrates, öldürülenin yabancı ya da akraba olmasının farklı şeyler oldugunu sanman, üstelik düşünülmesi ereken en öneli şen katilin haklı yere mi yoksa haksız yere mi cinayet işlemesi oldugunu örmemen, eger haklıysa serbest bırakılması, haksızsa, katil ayı evi ve ayı sofray paylaştıgın biri de olsa, ona dava açılması22 erekigini düşünmemen tuhaf şey dogrusu Eger böyle biriyle bile bile düşüp kalkarsan, üstelik dava açarak kendini ve onu suçtan arındırmaz san, sen de onun onun kadar kadar kirleniş kirleniş olursun 23 Aslında Aslında öldürülen benim ıratımdı; Naksos'ta çiftçilik yaptıgı mız sırada bizi yanımızda çalışıyord Sarhoşken öf keye kaılıp hizmetkrlarımızdan birini bogazlaış Bunun üzerine babam ıraı ellerinden ve ayakların dan baglayıp bir çukura atmış, sonra da bu konuda ne yaması erekigini soru ögrensin diye bir adaını buraya, din danışanının yanına öndermiş Ama bu sırada eli kolu bagı orada yaan ırala nasıl olsa katilSKAS
B
C
D
ΙΘΙΦΡΩΝ
ποθάνοι· δπερ ον κα έπαθεν. ύπ γρ λιμοϋ καΙ ίγους καΙ τών εσμών ποθvσκει πρlν τν yελον παρ τοϋ ξητοϋ φικσθα ταϋτα ον α γανακτεϊ δ τε παρ κα ο λλοι οiκεϊο δτι γw ύπρ τοϋ νροφόνου τ πατρl φόνου περχομαι, οuτε ποκτείναντ ς φασιν φασινκεϊ κεϊνο νο οuτ' ε δ τι μάλιστα πκτεινεν, νροφόνου ε ντς τοϋ aποθανόντος, aποθανόντος, o εν φροντίζειν ύπρ Ε
τοϋ τοιοτου νόσιον γρ εναι τ υν πατρl φόνου πεξ π εξι ιναι ναι κακώς κακώ ς εότες, εό τες, w Σκρατες, τ θεον ς έχει τοϋ ου τε πρι κα τοϋ νοσιου. ΣΩ: Σ πρς Διός, Εθφρον, οτωσl κριβώς οει πίστασθαι ερl τν θεν, δ έχει, κα τών σίν τε καΙ aνοσίν, στε τοτν οτ ραχθντν, ς σ γεις, o φοβεϊ ικαζόμενος ικαζ όμενος τ πατρί, δπς μ α σ aνόσιον ργμα τυγχάνς ράττν; ΕΥΘ Ον ρ ν ν μου φελος εη, εη, Σκρα-
5Α
τες, ο τ ν ιαφροι Εθφρν τών πο λών νθρν ν θρν,, ε μ τ τοιαϋτα άντα κρι κρ ι βώς εiείην iείην ΣΩ Άρ' ον μοι, ώ θαυμάιε Εθφρον, κρά τιστόν τί μαθητ! σ γενθαι καΙ ρ ής γραφής τής ρς Μλτο Μλ τον ν ατ ταϋτα ταϋ τα ο ο καλεϊσθαι ατν λοντα, δτι έγγε καΙ ν τ μροθεν χρόν τ θεα ερl ολλοϋ οιομην εiναι, κα νϋν ει με εκεϊνος
UTHYHRON
mü ölmez mi diye umursamamış bile. Sonuçta ırgata olan olmuş tab. Haberci dn danışmanının yaından gelene kadar ırgat açlıktan, soğuktan ve elnin kolu nn sımsık bağlı olasndan ötürü ölüp gtmş. Işte şimd br katil içn babama cnayet davası açıyorum dye he babam he e dğer akrabalarım bana ateş üskürüyor. Dedklerne bakılrsa babam adamı öl düremiş k; hem öldürmüş olsa ble adam zaten ka til oluğuna göre ede ben bunu dert edyoruşm E
Çünkü br evladın babasına cnayet davası açası dne uygun değilmş Görüyorsun Sokrates dindarığa ve dnszie lişkin tanrısa yasa hakkndak blger ne kadar da kt Zes aşkına Ethyphron demek sen dn darlığa ve dinszie şkin tanrısal yasaları öyle y bl diğni zannediyorsun k, meselenn çyüzünün senin anlattığın gb olduunu düşünüp babana dava açmak la günaha grmş abieceğnde hç korkmuyorsun öye mi? K:
: SA
Öyle Sokrates çünkü bütün bu knu-
ları çok iy blmyor olsaydım çbir işe yaramazdım ve Euthyphron'un sırada nsanardan asla br farkı olmazdı Öyleyse benm içn en yisi senn öğren cn olmak aklıevve dostum Eutyphron atta duruş mamızı hç beklemeden Meletos'a meydan okumak ve ona esken be de dinsel konlarda blg sahib ol K
ΕΥΘΥΦΡΩΝ
αuτχεδιάζοντά φησι αΙ αινοτομοντα περl τ θεν ξαμαρτάνειν, μαθης δ γέγονα σ Β
καΙ ε μέν, Μέλητε, φαίην ν, Εuθφρονα όμολογεiς σοφν ενα τ τοιαύτα, καΙ ρθώς νομί νο μίζει ζειν ν μ ήγού καΙ μ δικάου· ε δ μ, μ , κείν τc διδακά λάχε δίκην πρτερον μοί, ς τος πρεσβυτέρους διαφθείροντι, μέ τε καΙ τον ατού πατέρα, μ μν διδάσκοντι, κενον δ νουθετούντί τε καΙ κολάζον καΙ aν μ μοι πείθηται μηδ' ί τς δίκης ντ' μού γράφηται σέ, αvτ ταύτα λέγεν ν τc δικαστρί, α προuκαλομην αuτν. αuτν. ΕΥΘ: ΝαΙ μ Δία, Σκρατες, ε ρα με πι-
c
χειρσειε γράφεσθαι, εϋροιμ' ν, ς ομαι, π σαρς στν, καΙ πολ ν ήμiν πρτερον περ κείνου λγος γένετο ν τc δικαστηρί περ μού ΣΩ: ΚαΙ γ το ώ φλε ταε, ταύτα γιyν κ
μαθητς πθυμώ γενέσθαι σς, ες, ι
αΙ λος πο τις αΙ ό Μέλητ οτος σ μ οuδ κεi όρν, μ δ οϋτως ξέ αΙ (δς ατεεν, Wε σεβεας γράψατο ν ον πρΟς ΔιΟς λέγε ο δ ν δ ας εδένα δισχυρίζου· ποi τι τ εuεβς φ�ς εα καΙ τ σεβς κα D
περ φνου α περ τών ων; o τατ τι ν πά πράξει τ ιον αuτ ατc, κα
EUTHYHRON
B
C
l
ki sen beni dinsel konularda fütursuzca davranaka ve yepyeni icatlar çıarakla suçladın, işte o andan itibaren ben de Euthyphronun Euthyphronun öğrencisi odum, demek ve şye devam etme: "Bak Meletos, Euhyhro'un b konuarda ilge olduğunu kabul ediyorsan, benim de doğr yoda oldma inan e daandan aeç; yo inanıyoran eğer benden önce Euthyphrona, yani öğ retmenime dava açmaısın, çünü o öğretmenli yapa rak beni, azarlama ve cezaandırmayla da kendi babası nı, yani biz yşlıları yoldan çıkaran kişidir. Ama Mee tos bana lak asmaz da davasını geri çekmezse ya da enim yerime seni suçamaya kaarsa, o zaman ben de şimdi söylediğim şeyleri aen makemede söyerim. : Zes aşkına Sorates, gerçekten Meetos beni bu şekide suçamaya yetenecek osa, sanırım onun en zayıf noktasını arar burdm, böylece ma kemede benden çok onun hakında söyleyece amız ourdu. SKS Zate, seii dostum, ben de bun anla dığımda senin öğrenci olmak istiyorm ya. Çünü biiyorm i, sen ne ş Meletosun dikatini çekmiş sindir ne de bir başkasının Ama Meletos içimden ge çeni öye derinden, öye oayca karamı i, itti di sizikle24 sçladı beni Şimdi Zes aşına, demi ço iyi idiğii iddia ettiği şeyi bana da anat. Cinayet konusnda osun, başa onuarda olsn ş didarı ve dinsizik nası bir şey sence? Dindarı bütü ey
ΎΘΎΦΡΩΝ
το νόσν αύ τ μν σίυ παντος εναντίν, αuτο δ ατc μϊν κα έχν μίαν τν iδαν πάν, τί πρ ν μ νόσιν ναι; ΕΥΘ: Πντως δήπυ,
ώ
Σώκρατς.
Σ: Λγ δή, τί φης φης να το ι το νιν;
ΕΥΘ: Λγω τίνυν, τ το μν σιόν εστιν πρ εγ νν π, τc δικντι πρ φόνυς π ρ ρν κπς τ τν ττων εξαμαρ τνντ επξναι, εν τ πατρ ν τυγχν Ε
εν τ μήτρ εν τ λς στισν, το δ μ επξιναι νόσιν· επί, ώ Σώκρατς, θασα, ς μγα σι ερ ερ τκμήριν τκμήριν τ νόμ νόμ τι τς έχι, δ κα dλλς fδ πν, τι τατα ρθς ν t τω γιγόμνα, μ επιτρπιν τc σβντι μδ' ν ισν ισν τχ Wν· αuτ γρ aνθ-
6Α
πι τυγνυσι νμίζντς τον Δία τν θν aριτν κα δικαιότατν, κα ττν μλ γσι τον ατ πατρα δσαι, τι τς υϊς κατπινν OUK εν δίκ, κκνόν γ αύ τον α τ πατρα εκτμν δι' τρα τιατα· εμ δ αλπαίνυσιν, τι τc πατρ επξρμαι δικντι, κα τως τως ατ ατς τ εναντία λ γσ πρί τ τν θν κα πρ πρ εμ ΣΩ: Άρ γ, ώ Εuθφρν, ττ' εστιν, νκα τν γραφν φγω, τι τ τατα επιδν τις πρ τν θν λγ, δυσρς πως πδχμαι; δι' α δή, ς έκ, φήσ τίς μ εξ
UTHYHRN
E
öA
lk de her türü dindarlıgn karştı olarak kendi kendsiyle özdeş degil mi, ayrıca dnsizlik dine aykırı olan her şeyin sahp oldugu bir nitelk degil m? : Elbette Sokrates SKS O zaman söyle bana sence dindarlık nedir dnszlk nedir? Pe öyleyse bence dindarlık ben şimd yapıgımdır; yan ser baban olsun ster annen sterse başa bri naye şleyen tapınakları soyan ya da bu türden başka br suç işleyen kişi hakında dava açmak dine uyun uy un b brr davranışır dava açmamaksa dine aykırı bir davranış. Sokrates sana söyleyecegm yasanın üçlü kanıa bak: km yapmış olursa olsu hçbr sayısızlıga zn vermemek erekir Böyle yap manın dgru ldugunu daha önce başalarına da anlaı. Insaar Zus'un anrıların en is en adl olduguna nanırlar ve haksız yere ogullarını yuugu25 çin kend babasını zncre vrdugunu babasının da amanında end babasını benzer nedenlerl hadım ettgn6 abul ederler Ama en örün anı nsanlar suç şledg içn babamı dava edyorum dye bana ızıyorlar; deme anrılar söz onusu olduguna farlı en söz onusu olduguma arı şeyler söyle p end endleryle çelşyrlar SKS Benm çn uçlaaa buluaarını ee e u lablr Euhyhrn brs çıı da anrılar haında böyle şeyler söyldgnde7 öyled-
ΕΥΘΥΦΡΩΝ
αμαρτάνειν· νύν ον εi καΙ σοΙ ταύτα ξυνδοκε Β
τ ε εiδότι περl τών τοιοτων, νάγκη δή, ς έοικε, καΙ μν ξυγχωρεΊν. τί γaρ καΙ φήσομεν, OL
γε αuτοl μοογούμεν περl αuτών μηδrν
εiδν; μοι εiπ πρς Φιίου, σ ς ηθώς γε ταύτα οτως γεγονναι; ΕΥΘ: ΚαΙ έτι γε τοτων θαυμαστερα, ΣCJκρατες,
α
ώ
ο ποοl OUK tσασιν.
ΣΩ: ΚαΙ πόεμον ρα γε σ εναι τ
γαθών γραφων τά τε α ερa μν καταπεποκιται, κα δ καΙ τος μεγάοις Παναθηναος ππος μεστς τών τοιοτων ποικμτων νάγεται εiς τν κρόποιν; ταύτα ηθ ώμεν εναι, ώ Εθφρον; ΕΥΘ: Μ μόνον γε,
ώ
Σκρατε ' περ
ρτι επν, καΙ λα σοι fγw ποά, fάνπερ βο, περ τών θεων δηγήσομαι,
α
σ
κοων ε οδ' τι fκπαyήσει. ΣΩ: Οuκ &ν θυμάζομι. a a ταύτα μν μο εiς αύθις fπ σχος διηγήσε νυν! δ, περ ρτι σε ρόμην, πειρώ σαφστερον εiπεν. ou γάρ με,
ώ
ταρε, τ πρότερον κανώς
EHYHRON
B
C
bu yzden benim günah işlediğimi ileri sürecekler Şidi sen bu tür konuları i bilen biri olaak bu hikyeleri doğu buluyorsan, sanır benim gibilein de kabullenesi gerekir bunlaı. Zaten bu konularda hiçbir şey bilmediğini kabul eden benim ibi adamlara ne söylemek düşer ki? Ama Dostluk28 adına söyle ba na, sen bunların böyle olduğuna erçekten inanıyo musun? : Elbette Sokates, üstelik bunladan çok daha hayret edilesi şeylere de inanıyoum; pek ço ğu bilmez onları. SKTS: Tanrıla arasında gerçeten bir savaş ol duğuna, orkunç düşmanlıkla, çekişeler ve böyle bir sürü şey yaşandığına da inanıyor musun Öyle ya şailerimiz taafından anlatılı böyle şeyler, usta essamlaımız tarafından tapınaklaımıza esmedilir, üs telik büyük Panathenaia29 şenlikleinde u türden olayların tasvilerini işlendiği bi elbise çıkarılı Ak opolis'e.30 Bütün bunların doğru olduğunu kabul edelim m Euthyphon? UT: Yalnızca bunla değil ki okates de min de söylediğim gibi, dilerse tanıla hakkında da ha pek çok şey anlatailirim sana Eminim bunlaı işi tince çok şaşıısın SKATS Anlatırsın, bilirim Ama bunlaı daha sonra uygun bir zamanında anlat bana imdi demi sorduğua daha açık bir yanıt vemeye çalış Çünkü
ΥΘΥΦΡΩΝ
εδίδαξας ερωτήσαντα το σιν, τί πτ' lη, λά μι πς, τι τύτ τυγχάνι σιν ν, ν, σ
δ
νν πις, φόνυ επξιwν τ πατρί.
ΕΥΘ: Κα ηθ γ έγν, ΣΩ: "Ισως. γάρ,
ώ
ώ
Σώκρατς.
Εuθφρν, κα α
π φς ναι σια. ΕΥΘ: Κα γρ εστιν. Μμνσαι , , Σ: Μμνσαι
ι ou τVό σι σι δικ δικ μην μην,,
ν τι δ μ διδάξαι τν πν σίων, ' Ε
εκν αuτο το δς, 4 πάντα τ σ σιά εστιν; φησθα γάρ πυ μι iδ� τά τ aνόσια aνόσια ναι κα τ σια σια· ou μνημ νις; ΕΥΘ:Έγωγ. ΣΩ: Τατην τίνυν μ αuτν δδαξν τν iδαν, τίς πτ εστιν, να iς εκίνην aπ βπων κα χρώμνς αuτq παραδίγματι,
δ
ν ν τιύτν ν ν σ ς τις ' πράττ, φ σιν ναι, δ δ' ν μ τιύτν, μ φ. ΕΥΘ: Α i τω βι, '
ώ
Σώκρατς, κα
τω σι φράσω. ΣΩ: Α μν βμαί γ. ΕΥΘ: στι τίνυν το μν τς θς πρσ7Α
φις σιν, το δ μ πρσφς aνόσιν.
UTHYHRON
yeterince bilgilendimedin beni, aksine şidi yaptğn şen, yani babana cinayet davası açann dine uygun bir davranş olduğnu söyledin durdun. : SKS
Aa söylediği doğruyd Sokrates
Olailir Ama Euthyphron, dine ygun
daha başka şeyler olduğunu da söyledin SKS
Evet, dine uygun başka şeyler d var
Iyi de, dine uygun onca şeyden yalnzca
bir iki tanesini bana öğretmeni istemedi ki enden, aksine onun kendine özgü yapını, yani dine uygun bütün davanşları dine ygun yapan şeyi öğreteni istedim, unuttun u yoksa? Çünkü dine aykır E
davranışların dine aykrı, dine ygun davranışların da dine uygun olmasınn tek ir ilkeye bağlı olduğunu söylemiştin Hatırlamyor usun yoksa? : SKS
Hatırlıyorum
O zaman sadece bu ilkenin ne olduğnu
bana da öğret ki, onu göz önünde tutup örnek diye kullanaym ve senin ya da bir başkasnn yaptkları arasnda bu ikeye uyan bir şey varsa onun dine uy gun, uyayan bir şey varsa onun da dine aykr oldu ğunu söylyebileyim
B şkild açıklama istiyorsan tabii
ki açkla Sokrates SKS
Elbette istiyorum
7A
Peki öyleyse, tanrların sevdiği şey dine
uygundur, sevediği şeyse dine aykr
ΕΥΘΥΦΡΩΝ
ΣΩ Παγκάως, ώ Εύθφρον, και ώς εγ εζήτουν ποκρίνασθαί σ, οuτω νϋν πκρίνω. i μέντο ηθές, τοϋτ οπω οδα, a σ δον τ επκδδάξς, ώς στν ηθ α έγς. ΕΥΘ: Πάνυ μν ον ΣΩ: Φέρ δή, επκψμσθα, τί έγομν. τ μν θοφές τ και ό θοφς νθρωπος σς, τ δ€ θομς και ό θομσς νσο ού ταύτν δ' εστίν, λa τ ενανττατον τ σον τ νοσί ούχ οuτως; ΕΥΘ: Οuτω μν ον. Ω: Και γ φ φαίν αίντα τα iσθα; iσθα; Β
ΕΥΘ: Δκ, κρατς Ω: Ούκοϋν και τ στασάζουσν θοί, ώ Εύθφρον, και δφέροντα ος και χθρα εστιν εν αύτος πρς ήους, ήους, και τοϋτο tρητα ΕΥΘ: ρητα γάρ ΣΩ: Έχθραν δ και ργάς, ώ ρστ, πρι τίνων δαφορa ο δ δ σκομν. ρ ν i δαφροίμθα εγ τ και σ πρι ρθμοϋ, όπτρα πίω, πρι τοτων δφορa εχθρος ν μς ποο και ργίζσθα ήος, επι επι ογσμν εθντς πρί γ γ τν
c
τοοτων τα ν παγμν
EUTHYHRON
Çok güzel Euthhron, ben de şimdi yanıtadığın gibi yanıtlamanı bekliyordu zaten. Ne var SKAS:
ki bu yanıtın doğru olup olmadığını henüz biiyo ru; ama inanıyorum ki sen, söyediklerinin doğru oduğunu göstereceksin bana : SKAS:
Tabii ki
Haydi öyeyse, söyedikeriizi gözden
geçirelim. Tanrıarın sevdiği şey ve kişi dine uygun dur, tanrıarın nefret ettiği şey ve kişi ise dine aykırı. Tabii bu ikisi ayı şey değidir, aksine dine uygun olana dine aykırı oan taban tabana zıttır. Böye söye medik mi? SKAS: B
Peki böye söylemek doğru mu sence?
SKAS:
Evet, böye söyedik Bence doğru Sokrates
Ama Euthyphron, tanrıların birbireriye
kavga ettikerin, anlaşmazıa düştüklerini, hatta ara arında düşanık olduğunu söyeiyor muyuz? : SKAS:
Evet, söyüyoruz.
Peki sevgii dostum, hangi konuardaki
anaşmazıkar düşmanığa ve öeye yo açıyor? stersen şöye düşüneim. Sözgeimi sen ve ben iki nesenin saısı onusuda ayrıığa düşseydik, an angisinin daha faza oduğu konusunda anlaşamasaydık, bu konudaki anaşazık bizi düşman yapar ve birbirimize karşı öfeendirir miydi, yosa onları sayar saymaz C
bu konuarda derha bir karara varır ıydık?
ΥΘΥΦΡΩΝ
ΣΩ: Οuκούν και περι τού μείζονος και άττονος ε δαφεροίμεθα, πι τ μετρον θόντες ταχ παυσαίμεθ' aν τς δαφορς; ΕΥΘ: Έστ ταύτα. ΣΩ: Και πί γε τ στνα θόντες, ώς γμα, περι ού βαρυτέρυ τε και κουφοτέρου δακρθεiμεν ν; ΕΥΘ: Πwς γρ οϋ; ΣΩ: Περι τίνος δf δη δενεχθέντες και πι τίνα κρίσν ou δυνάμενο φκέσθα θροί γε aν ήος ήος εμεν και ργζοίμεθα; σως ou ο
πρόχερόν σοί σν α' μού έγοντς κόπε, ε τάδε στι τό τε δίκαον και τ δκον και καν και ασρν και γαθν και κακόν ρα ou ταύτά στν, ν δενεχθέντες και ou δυνά μενο πι κανην κρίσν αuτν θεi θροι ήος ήος γγνόμεθα, ταν γyνμεθα και γ και σ και ο ο νθρωπο πάντες; ΕΥΘ: Α' στν ατ δαφορά, τες, και περι τοτων
ώ
Σκρα-
ΣΩ: ί δέ; ο θεοί, ώ Εuθφρον, οuκ επερ τ δαφέροντα, δ ταύτα δαφέροντ' ν; ΕΥΘ: Ποη νάγκ Ε
ΣΩ: Και τwν θεν ρα, ώ γενναε Εθφρον, ο λα δίκαα και δκα γούντα κατ τν σν όγον, και κα και ασχρ και γαθ και κακά· ov γρ ν ν που στασζον ήος,
UTHYHRN
halde bir şeyin büyüklüğü ya da kü çüklüğü konusunda alaşamasaydık, ölçmeye başlar başlamaz alaşmazlığımız deral son bulurdu, öyle değil mi? SKS: O
:
Evet öyle.
Herhalde bir şeyi tartar tartmaz da onun ağırlığı ve afliği konusunda bir karara varırdık, öyle değil mi? SKAS
Elbette
Peki hagi konuda alaşamıyor, hangi konuda bir karara varamıyoruz da birbirimize böyle öeleniyor, hatta düşman kesiliyoruz? Belki bu soruSKAS:
D
kolayca yanıtlayamayabilirsin Ama bunların doğru ve yanlışla, güzel ve çirkile, iy ve kötüyle ilgisi olup olmadığını ben konuşurken sen de bir gözden geçir bakalı Yoksa üzernde anlaşaayp uygun bir kara ra varamadığımız için seni, beni, atta diğer bütün in saları her fırsatta birbirine düşma eden şeyler bun lar değil mi? y
:
Anlaşmazlık tam da bu konularda,
Sokrates Peki Eutyphron, tanrılar da anlaşamı yorsa bu koular zünden anlaşamıyor, değil mi? SKAS:
: E
Kesinlikle öyle
Öyleyse soylu Eutyphron, senin sözüe göre tanrıların bir kısmı bazı şeylerin doğru, güzel ve iyi olduğuu, bir kısmı ise yanlış, çirki ve kötü oldu SKAS
ΕΥΘΥΦΡΩΝ
εi μη περ τούτων διεφέροντο· ή γάρ; ΕΥΘ: Ορθώς λέγεις. λ έγεις. ΣΩ: κοϋν
aπερ κα γοϋντι κστοι κΙ
γθα κΙ δίκι, τϋτ κΙ φιοϋσιν, τα δ νντί τούτων μισοϋσιν; ΕΥΘ: Πάνυ γε. ΣΩ:
Ττα δέ γε, ς σu φ�ς, ο μν δίκι
γοϋντι, ο δ δικ· ερ α κΙ μφισβτοϋν8Α
τες στσιάξουσί τε κΙ ποεμοϋσιν λοι λοι ρ ox οτω; ΕΥΘ:τω. ΣΩ:
Ττ' ρ, ς οικεν, μισετι π τών
θεών κΙ Φετι, κΙ θεομισf τε κΙ θεοφ ττ' ν εϊ. ΕΥΘ: Έοικεν. ΣΩ: ώ
ΚΙ σι ρ κΙ νόσι τα τα ν εϊ,
Εθύφρον, τούτ4 τ< όγ ΕΥΘ: Κινδυνεύει. ΣΩ:
κ ρ
8
ρόμν πεκρίνω,
σιε. o γαρ τοϋτό γε ρτων,
8
ττν ν σιόν τε κΙ νόσιον·
ώ
θυμά
τυγχάνει 8
δ' ν
θεοφις 1, κΙ θεοισές στιν, ς οικεν. στε, Β
ώ
Εθφρον,
8 σ
νϋν ποιες τν πτέρ
κοάζων, οδν θυμστόν, i τουτο δρών τ< μν Δι προσφις πιεις, τ< δ Κρό-
EHYHRON
düşmeselerdi, birbirleriyle de kavga etmezlerdi, öyle değil mi? UT
Doğru söylüyorsun
Öyleyse her iki taraftaki tanrılar da gü zel, iyi ve doğru saydıkları şeyleri sever, bunların kar şıtlarından da nefret ederler, değil mi? KT:
UT
Elbette.
Senin söylediğine göre aynı şeyler bazı tanrılar için doğru, doğru , bazı tanrılar içinse yanlştır yanlştır Işte KT
SA
bu tür konularda anlaşamadıklrı için kavga ediyorlar, hatta birbirleriyle savaşa tutuşuyorlar Sen böyle söyle medin mi? UT
Evet böyle söyledim
Öyleyse tanrılar aynı şeylerden nefret eder ve aynı şeyleri severler Bu durumda tanrıların nefret ettiği şeylerle sevdği şeyer olal KT
UT
Öyle görünüyor
O zamn b ifadeye göre aynı şeyler hem dine ygun hem de dine aykır olmalı KT
UT
Olablir
Iyi de dostum, sorduğum şeyi yanıtlamış olmyorsn ki Çünkü dine gn olanla dine aykrı olanın ayı şey olup olmadığın sormaım san Görü nüşe bakılırsa tanrılarn sevdiği şey, aynı zamanda tan rıların nefret ettiği şeydir de Peki Euthyphron, senin KT
B
şimdi bbanı cezalandırmk için yptığın şeye baka lım; bunu yapman Zeus'n hoşuna gidiyor, ama Kro-
ΕΥΘΥΦΡΩΝ
νc και τ4 Οuραν4 εχθρόν, και τ4 μέν Ήφαίστc φον, δέ 'ρ εχθρόν· και τς ος των θών τρος τρc δαφρτα πρι αuτού, και εκίνος κατ τ αuτά. ΕΥΘ:
Α'
ομα, ώ Σκρατς, πρί γ τοτου
των θών οuδνα τρον τρc δρσθα, ς ou δi δίκην δδόνα εκνον, ς ν aδίς τν aποτίν. ΣΩ ί δ; aνθρπν, c
ώ
Εuθφρον, fδη τνς
fκουσας μφσβητοντος, ς τν aδίκς aποκτίναντα λο aδίκς ποοντα τον ou δi δίην δδόνα; ΕΥΘ: Οuδέν μέν ον παοντα τύτα μφσβητούντς αι οθ οθ και εν τος δκαστηρίος.
aδκούντς
γρ
πμπο,
πάντ ποούσ αι γουσ φγοντς τν δην Ω:
Ή
κι μοογον,
Εθρον,
aδκiν, αι μοογούντς μς ou δiν φα φς δδόνα δην; ΕΘ Οuδμώς τούτό γ. Ω: Οu ρα πν γ ποοσ αι γουσ. ο
τούτο γρ, ομ, ou τομώσ γν οuδ μ σβητiν, ς οχ, πρ aδούσί γ, δτν δίκην· a, ομ, ο φασν aδiν. ή γάρ;
EHYHRON
nos ve Ouranos'un nefretini çekiyorsa, Hephastos'ta dostluk, era'da ise düşmanlık duygusu uyandırıyor sa, hatta diğer tanrılar da bu konuda birbiriyle anlaşa ıyr ve bu durum onlarda da dostluk ve düşmanlık duygulaı uyandırıyorsa, u hç de şaşırtıcı olmaz. U:
Bana kalırsa Sokrates, hiçi ta
başka tanıyla bu konuda anlaşmazlığa düşmez ya da haksız yere adam öldüren brne ceza veilmemes gerektğin kabul etmez SKTS
Peki Euthyphron, nsanların hasız yere
adam öldüren ya da başka br suç işleyen kişye ceza C
verilmemesi gerektiği konusunda tartıştıklarını duy dun mu hiç? U
Elbette, mahkemelerde olsu başka
yerlerde olsun bu konularda sürekli tartışıyorlar Çün kü şledikle onca suça rağen nsanların cezadan kaçmak çin söylemeyecekleri, yapmayacakları şey yoktur SKTS
Euthyphron, ular hem suç işlediklei
n kabul edyorlar, hem de bunu kabul etmeleine rağ men kendilerne ceza verilmemes gerektğin mi söy lüyorlar? UT: SKTS
Asla, unu söylemyorla
Demek ki söylemedkler, yapmadıklar
br şey var Çünkü bana sorarsan, gerçekten suç işleD
iş olsalar, bırak ceza verlmemesi gerektin söyle eyi, bunu tartışmaya ble cesaret edemezler. Ama
ΥΘΦΡΩΝ
ΕΥΘ: Αληθή λγεις. ΣΩ: Οuκ aρα έκεiνό γε μφισβητοσιν, ώς ou τν δικοντα δεi διδόναι δίκην· λλ' έκεiνο tσως μφισβητοσι, τ τίς έστιν ό δικν καΙ τί δρν καΙ πότε ΕΥΘ: Αληθή λγις. ΣΩ: Οuκον αuτ γε τατα κα ο θεο πεπόνθασιν, εtπρ στασιζουσι πρ τν δκαίων καΙ δίκω, ώς ό σς λόγος, κα ο μ φασιν λλλους δικεiν, ο δ ov φασιν; έπε έκνό γε δπου, ώ θαυμσ, οuδς οτε θε Ε
οτε νθρπων τολμ� λγειν, ώς ou τ4 γε δικοντι δοον δίκην ΕΥΘ: Ναί, τοτο μν μν ληθς λγεις, Σκρας, τ κφλαον
ώ
ΣΩ: Α' κασό γε ομαι, ώ Εuθύφρον, τ πραχθνων μφισβητοσι ο μφισβηοτες, καΙ νθρωποι καΙ θοί, εrπερ μφισβοσ θοί· πρξς τινος πρι διαφεόμνοι ο μ δικαίως φασν αuτν πεπράχθαι, ο δ δίκω ρ' oux οτω; ΕΥΘ: Πνυ γ 9Α
ΣΩ: Ίθι , ώ φ Εuθύφρο, δίδαξο κα έμ, α σοφρος γνωμαι, ί σοι κμριό έστιν, ώς πνς ο γοαι έκο δίκως θναι, ς θηύω νδροφόος γό μνος, ξυνδθς ύπο ο δσπόου ο
THYHRON:
Doğru söylüyorsun.
Öyeyse suç işeyene ceza verimemesi gerektiğini tartışmıyorar; aksine suç işeyenin kim o duğunu, ne yaptığıı ve ne zaman yaptığını tartışıyor lar UTHYHRON Doğru söyüyorsun SOKRATS
Madem tanrılar da doğru ve yanlış ou sunda anlaşamıyor, o zaman onar da aynı drumda değil midir? He senn ifadene göre bazı tanrıar diğer bazı tanrıarın su işlediğini söylüyor, bazıarı işlemeSOKRATS
E
diğini ieri sürüyor ya. Ama dostum, sonuçta tanrı o sun insan osun hiç imse suç işeyen kişiye ceza eri memesi gerektiğini söylemeye cesaret edemez UTHYHRON
Evet, asında doğr söyüyorsn Sok
rates Bana aırsa Euthyphron, tartışanar, ya ni hem tanrılar hem de insanlar, tek te eyemeri tar tışıyor, tabii tanrıar tartışıyorsa eğer Anaşazığa düştüleri zaman da bir kısmı yapıan eyemin doğru oldğunu, bir ısmı da yanış oduğunu ieri sürüyor Öye deği mi? SOKRATS
Ebette öye. SOKRATS Pei segili Euthyphron, adamımız ırgat olarak çaıştığı sırada bir cinayet işemiş sonra da ö dürdüğü adamın efendisi tarafından bağanmış, ama endisi bağaya efendis ona ne apması geretiğn din danışmanarından sorup öğreceye deği bağa UTHYHRON
9A
ΕΎΡΩΝ
Β
c
άποθανόντος, φeσ τελευτήσας δι τ δεσμ, πρν τν ξυνδήσαντα παρ των [ξηγητών περ αuτοϋ πυθέσθαι, τί χρ ποιεν, κα ύπfρ τοϋ τοιοτου δ ρθώς χει πεξιένα κα σκήπτεσθαι φόνου τν υν τ< πατρί· ϊθ, τοτν ερώ τί μο σαφς νδείξασθαι, ς παντς μον πντες θεο γοϋνται ρθώς χειν τατην τν ρξιν· κaν μοι κανώς νδείξl, γκμζν σε σοφίq οuδέοτε ασομαι. ΕΥΘ: Αλλ' ϊσς OUK λίγον ργν στίν, ώ Σκρατε πε νυ γε σαφως χοιμ ν πιδεξαί σοι ΣΩ: Μανθν· τι σοι δοκώ τών δικαστών δυσμαθέστερος εναι· πε κείνοις γε νδείξε δλον τ, ς aδκ τέ στιν κα ο θεο παντες τ τοϋτα μισοϋσιν ΕΥΘ: Πν γε σαφως, ώ Σκρατες, ν περ άκοσί γέ μο λέγοντος. ΣΩ: Α' άκοσονται, ν περ ε δοκ�ς λέγεν τόδε δέ σου νενόησα μα λέγοντος, λέγο ντος, κα ρς ματν σκοώ· εi τ μλιστ με Εuθφρν διδξειεν, ς ο θεο αντες τν τοοϋτον θνατον γοϋνται aδικον εναι, μον w μεμθηκα παρ' Εuθφρονος, τί μον τί οτ' στν τ σόν τε κα τ άνόσιον; θεομσfς μν γρ τοϋτο τ ρον, ς οικεν, εη aν· λ γρ ou τοτ4 φνη aρτ ρισμένα τ σιον κα μή· τ
ElHYHRON ElHYHRON
B
C
bu adamn haksız yere öldürüldüğünü bütün tanra rın kabul ettiğine dair kanıtının ne olduğunu öğret ba na; hata böyle bir oay yüzünden bir oğulun babasına dava açmasının ve onu cinayetle suçlamasının doğru olduğuna dair kanıtının da ne oduğunu öğret ki böy lece daha bilgili bir insan olayım ben de. Haydi, bütü tanrıların böyle ir eyemi kesinkes doğru bulduğunu bana açıkça göstermeye çalış. Eğer bunu adaakıı gösterirsen bana, senin bilgeliğini öekten asa geri durmayacağım. : Bu öyle kolay bir iş deği Sorates, ama yine de bütün açıkığıya gösterebiliri sana. SKATS: Biiyoru; yargıçardan daa a afa oduğumu düşünüyorsun da odan. Çünü b r e lemerin yanış oduğnu ve bütün tanrıarın da bun lardan nefret ettiğini onara göstereceğin çok aç. U Büün açıklığıya gösterebiliri So rates, konuşmaı dineerse tabii. SKATS: Eğer yargıçlar ağznın i af yapığını görürerse31 dinerer seni. Bu arada sen konuşuren ak lma bir şe gedi ve endi kendie şöye düşn: "Euthyphron btün tanrıarn öesi bir öü a sız saydğ bana anattı diyei, ne de indar e dinsizi konusuda Eutpron'dan ne öğreiş ouyorum? Sonuçta tanrıarın nefret ettiği bir ee oa bu öye görnüor. Ama daa demin dinarı ğın ve dinsizliğin şeide taıanadğın n
ΥΘΥΦΡΩΝ
γaρ θεομισς όν κα θεοφς φάνη· ωστε τούτου φίημί σε, ο
ώ
Εuθύφρον εi βούλει, πάν-
τες αuτ ήγείσθν θεο δικον κα πάντες μισοντν. λλ' ρα τοο νν πανορθώμεθα ν τ< λγ(, ς
μν ν πάντες ο θεο
δ
μισσιν, νσιν στιν, δ
δ
δ' ν Φιλσιν, σιον
δ' ν ο μν Φλσιν, ο δ μισσιν, οuδέτερα
μφτερα; ρ' οϋτ βούλει ήμν ρίσθαι νν περ το σίο κα το νοσο; ΕΥΘ: ί γaρ κλει, ΣΩ: Οuδν μέ γε,
ώ
ώ
Σώκρατες;
Εuθφρον, λλa
σ
δ
σν σκπει, εi τοτο ποθέμενος οϋτ �στά με διδάξεις δ πέσχο. Ε
ΕΥΘ: Α' γγε φαίην ν τοτο εναι τ σιον,
δ
ν πάντες ο θεο φσιν, κα τ
ναντον, δ ν πάντες θεο μισσιν, νσιον. ΣΩ: Οuκον πικοπμν α τοτο,
ώ
Εuθύφρον, εi καλς λέγεται, μεν κα οϋτ ήμν τε αuτν ποδεχώμεθα κα τν ν, ν, ν μνον φ τίς τι χειν οϋτ, ξγχροντες χειν; σεπτέον, ί λέγει λέγν; ΕΥΘ: Σκεπτέον ομαι μέντοι γγε τοτ νν καλς λέγεσθαι ΣΩ:
Τάχ',
γαθέ,
βέλτιον
εiσμεθα,
UTHYHRN
D
E
sevdiği şey olduğunu gördük" Dolaysıyla seni bu işten azat ediyorum Euthyphron. İstersen bütün tanrılar bu eylemi haksız sayıyor, hepsi bunan nefret eiyor iyelim O zaman yaptığımız tanımı şimdi şu şekilde üzeltmeliyiz: bütün tanrıların nefret ettiği şey ine aykırıdır aykırıdır sevdiği şeyse dine dine uygn uygn Bazı tanrıların tanrıların sevseviği bazı tanrıların nefret ettiği şeyse ne dine ygunur ne de ine aykırı ya da hem dine uygun hem de ine aykırı öyle değil mi? Peki şimdi dinarığı ve insizliği böyle tanımlayaım ister misin Buna ne engel olabilir Sokrates? SKAS: Bence de hiçbir şey engel olamaz thyphron; ama bir üşün bakalım bnu böyle varsayarak söz erdiğin şeyi öyle kolayca öğretebilecek misin bana? O hale bütün tanrıların seviği şey ine ygunr buna arşın bütün tanrıların nefret ettiği şeyse ine aykırıır iyorm SKAS
Peki Ethyphron bnn oğr ol o-
maığını tekrar gözen geçirelim mi yoksa b işten vazgeçelim ve sözgelimi birisi çıkı a bu böyleir ediğine on uygun blp kendi söyleiklerimizi ya a başkalarının söylediklerini oluğu gibi kabul mü eeim? Demem o ki söyleyenin ne söylediğini gözen geçirmeli miiz? Gözden geçirmeliyz tabii Ama emin söylenen şeyn oğru oluğunu düşünüorum ben
ΕΥΘΥΦΡΩΝ
lOA
έννόησον γαρ τ τοιόνδε. άρ τ σιο, τι σιό έστιν, Φλείτι ύπ τών θεών, τι φιλείτι, σιόν έστιν; ΕΥΘ: ΟUκ οδ' τι λγεις, ώ Σκρτες. ΣΩ: Α' εγω πειρσομι σφστερο φρσι. λγομ τι φερόμεον κi φρον, κi aγόμεο κi γο, κ ρμεον ρών· κi πντ τα τοιτ μθνεις τι τερ λλήλων έστ 1 τερ; ΕΥΘ: Έγωγ μοι δοκώ μθνει. ΣΩ: ΟUκον φλομεόν τ έστι κi το του τερο τ φιλον; ΕΥΘ: Πώς γαρ ou;
Β
ΣΩ: Λγε δή μοι, πότερον τ φερόμεον, διότι φρετι, φερόμεό έστιν, δι' λλο τι; ΕΥΘ: Οκ, α α δια τοτο. ΣΩ: Κ τ aγόμενον δή, διότι γετι, κ τ ρμενο, διότι ρτι; ΕΥΘ: Πνυ γε. ΣΩ: Οuκ ρ διότι ρμενό γ έστι, δια τοτο ρτι, λλα τ ντον διότι ρτι, δια τοτο ρμενον οuδ διότι aγόμεόν έστιν, δια τοτο γετι, λλα διότι γετι, δ τοτο aγόμεο οuδε διότι φερόμενον, φρετι, διότι φρετι, φερόμενον. άρ τ-
c
δηλο,
ώ
Εuθφρον, δ βολομι λγει;
EUTHYHRN lA
dostum. Şimdi şöyle düşün: dine ugun ola dine ugun olduğu için mi tanrılar tarafından sevilir, oksa tanrılar tarafıdan sevildiği için mi dine ugundur? :
Anlamıoum Sokrates, ne deek is-
tiorsun? zaman aha ak anlataa çalışa Hani taşınan ve taşıandan, güdülen ve güdenden, görülen ve görenden söz ederiz a Bütün bunlarn birbirinden farklı olduğunu ve aralarında ne gibi aklılık lar bulunduğunu biliorsun değil mi? SKS O
: SKS
Sanırım biliorum
Ölese sevilen şe de sevenden farklı
değil midir? B
Neden olmasın?
Şimdi söle bana, taşınan şe taşındığı için mi taşınandır, osa başka bir nedenden dolaı mı? SKS
Haır, taşındığı için.
Güdülen şe güdüldüğü için güdülendir, görülen şe de görüldüğü için görülendir, öle değil mi? SKS:
:
Elbette
Demek ki br şe görülen olduğu için görülmez, aksine görülüğü için görülendir; bir şe güdülen olduğu için güdülmez, aksine güdüldüğü içn güdülendir; bir şe taşınan olduğu için taşınmaz, aksine taşındığı için taşınandır. Söleme istediğim şe SKS
ΕΥΘΦΡΩΝ
βούλομαι δε τόδ, τι, τι γίγνται η τι πάσχι, οχ τι γιγνόμνόν στι, γίγνται,
ά
'
τι
γνται, γιγνόμόν στιν· οuδ' οu δ' τι πάσχον στί, πάσχι,
ά
'
τι πάσχι, πάσχον στίν·
ou ξυγχωρiς οϋτω; ΕΎΘ: Έγωγ. ΣΩ:
Οuκον κα τ Φιλομνον γιγνόμνόν
τί στιν πάσχον ι πό του; ΕΥΘ: Πάνυ γ. ΣΩ:
Κα τοτο ρα οϋτως έχι, ώσρ τ
ρότρα οuχ τι φούμνόν στιν, φiτα π ν iται, ά ι φιλiται, Φιλομνον; '
ΕΥΘ: Ανάγκ ΣΩ: D
ί δ ον λγομν πρ το σίου,
w
Εuθύφρον; ο ο τ φiτα θν άντων ς σς λόγος; ΕΥΘ: Ναί. ΣΩ
Άρα δι οο, τ σν στν δι'
τι; ΕΥΘ: Οuκ, aλ δ τοτο. Διότ ρα ιόν στν, φiται, a' οu τι φiται, δι τοτο σιόν στιν; ΣΩ:
ΕΥΘ: οικν. ΣΩ:
Αλλ μεν δ διότι γ φιλϊτ π θν
φούμνόν στι κα θοφες τ θοφς
EUTHYHRON
bir şey varolursa ya da bir şeyden etkilenirse o şey va rolan olduğu için varolmaz aksine varoluğu için va rolandır; etkienen olduğu için etkilenmez, aksine et kilendiği için etkilenenir. Yoksa buna katılnıyor mu sun? : Katyou SKAS: Öyleyse seven şey ya varolan bir şeydir ya a bir şeyden etkilenen değil mi? Elbette SKAS: Bu da tpkı öncekier gibidir yani bir şey sevilen olduğu için sevenler tarafından sevilmez aksi ne seviliği için sevlendir eğil mi? : Kesinlike SKAS: Peki dine uygun olan hakkında ne diye:
D
biliriz Euthyphron? Senin ifadene göre bütün tanrlar aandan sevilen şeydir değil mi? : Evet Bu yüzden yani dine uygun olduğu için mi dine uygundur yoksa başka bir nedenden olayı mı? SKAS:
:
Hayır dine uygun olduğu için
Öyleyse dine uygun olan dine uygun ol uğu için seviir aksine sevdiği için ine uygun ol maz değil mi? : Öyle görünüyor SKAS:
Öte yandan tanrıların seviği şey tanrıar tarafından sevildiği için tanrıların seviği şeydir ve se SKAS:
ΕΎΙΦΡΩΝ
ΕΥΘ: Πώς γαρ οϋ;
Ε
ΣΩ: Οuκ aρ τ θεοφιλς δσιόν στιν, Εuθύφρον οu τ δσιον θεοφιλές, ς
ώ σ
λέγεις, τερον τοτο τούτου. ΕΥΘ: Πώς ή, ώ κρτες; ΣΩ: 'Ότι μολογομεν τ μν δσιον ι τοτο φλεiσθι, δτι δσιόν στιν,
ιλ
ou ιότι
Φιλεiτι, δσιον είνι· γάρ; ΕΥΘ:Ν ΣΩ: Τ έ γε θεοφλς δτι φεiτι π θεών, uτ4 τούτ4 τ4 φιλεiσθι θεοφς είνι, λλ oux δτι θεοφιλές, ι τοτο φιλεiσθι. ΕΥΘ: Αληθ λέγεις ΣΩ: Α' εt γε τuτν ν, llA
ώ
φλε Εuθύφρον,
τ θεοφιλς κ τ δσιον, ε μν ια τ σιον είνι φλεiτο τ δσιον, κ ι τ θεοφλς είνι φεiτο ν τ θεοφές, ε ι τ φεiσθι π θεών τ θεοφς θεοφς ν, κ τ σιον ν ια τ φιλεσθι σιον ν· νν ρ�ς δτι νντως χετον, ς πντάπσιν τέρω ντε λλήλων τ μν γάρ, τι φεiτι, στν οον φεiσθι· τ τι στν οον Φιλεiσθι, ι τοτο Φεiτι κ κινυνεύεις, ώ
Εuθύφρον, ρωτενος τ δσιον, δ τι ποτ
στιν, τν μν οuσν οι uτο ou βούλεσθι
E
IlA
Elbette. SOKRATES Demek ki Euthyhron, tanrıların sevdiği şey dine uygun değildir, dine uygun oan da tanrıların sevdiği şey değildir; senin de söylediğin gibi, birbirin den farkıdır bunlar. EUTHYHRON Aa bu nası our Sokrates? SOKRATES Çünkü dine uygun olanın dine uygun ol duğu için sevildiğii kabul ediyoruz, tersine sevildiği için dine uygun olduğunu değil, öyle mi EUTHYHRON Evet. SOKRATES Ayrıca tanrıların sevdiği şeyin, tanrılar arafıdan sevildiği için, tam da bu sevilmeden dolayı, tanrıları sevdiği şey olduğunu kabul ediyoruz tanrı ların sevdiği şey oduğu için sevildiğini değil EUTHYHRON Doğru söyüyorsun SKRATES Iyi de sevgili Euthyphron, eğer tanrıların sevdiği şeyle dine uygun olan aynı şey olsaydı, yai dine uygun olan dine uygun olduğu için sevilseydi, o za man tanrıların sevdiği şey de tanrıların sevdiği şey ol duğu için sevilirdi; sonra tanrıların sevdiği şey tanrılar tarafından sevildiği için tanrıların sevdiği olsaydı, o za an dine uygun oan da tanrıar tarafından sevildiği için dine uygun olurdu Ama şimdi bunarın birbirin den tümüyle farklı iki zıt şey olduğunu görüyorsun. Çünkü biri32 sevildiği için sevilen oluyor, ama diğeri33 sevilen olduğu için sevliyr Görünen o ki, dindarlık nedir diye sorulduğunda onun özüü bana açıklamak UHYHRON:
ΕΥΘΥΦΡΩΝ
Β
c
D
δηλώσαι, πάθος δέ τι περl αuτού λέγειν, τ πέπονθε τούτο τ σιον, φεiσθαι π πάν των θεών· τι δ όν, οπω είπες. ε ον σο φον, μή με aποκρψ, πάλιν επ ξ aρχς, τ ποτε ν τ σιον εtτε φεiτα π θεών ετε τδ πάσχε· ou γρ περl τοτου διοισμεθα· aλλ' επ προθμως, τ στν τ τε σιον κα τ aνσιον; ΕΥΘ: Α', ώ Σρατες, οuκ χω γωγε, πως σοι επω δ νοώ περιέρχετα γάρ πως μiν ε δ ν προθμεθα, κα OVK θέλε μένεν που ν δρυσμεθα αuτ. ΣΩ: Τού μετέρου προγνο, ώ Εuθφρον, οικεν είνα Δαδάλου τ π σού λεγμενα κα ε μν αuτ γ λεγον κα τιθέν, σως ν με πέσκωπτες, ς ρα κα μοl κατ τν κενου ξυγγένειαν τ ν τοiς γος ργα aποδδράσει κα OVK θέλε μένεν που ν τις αuτ θ} νύν δ-σα γρ α ποθέσεις εσν· λλου δή τνος δεi σκμματος ou γρ θέλουσι σο μένεν, ς κα αuτ σοι δοκεi ΕΥΘ: Έμοl δ δοκεi σεδν τ τού αuτού σκματος, ώ Σκρατες, δεiσθα τ λεγμενα τ γρ περιιένα τοτος τούτο κ μ ένεν ν τ αuτ OUK γ ε ντιθες, a σ μο δοκεiς, Δαδαλο πε! ο γε νεκα μενεν ν ταύτα οτως ΣΩ: Κνδυνεω ρα, ώ ταiρε, κενου τού
EUTHYHRON
B
C
D
özellikten, yani onun bütün tanrılar tarafından sevilen bir şey olduğundan söz edip duruyorsun. Ama onun gerçekte ne olduğunu henüz söylemedin N'olur, saklama bunu benden, indarlığın ne olduğunu yeni baş tan anlat bana, tanrır taraından seviliyormuş ya da sahip olduğu başka ir özellik varmış, ne önei var ki bunun. Sonuçt tartıştığımız şey bu değil ki. Asıl din darlık nedi, dinsizlik nedir, nu anlat ban dürüstçe. : Iyi de klımdakini sna nasıl anlatı bilemiyorum Sokrates. Çünkü ne tür bir anım ileri sürersek süelim, öyle ya da böyle bizim tanımı mız ortalıka dolanıp duruyor ve nereye yerleştirmeye kalkarsak kalkalım yeinde durak biliyor SKAS: Sözlerin atamız Daidalosun34 eserlerine benziyor Euthyphron. Eğer bunları ben söyleiş, ben ileri sürmüş olsaydım, sözlerle yaratığım eserler kaçıp gidiyor ve konuldukları yerde durmak istemiyorlar di ye, Daidalosla akrbalığım yüzünden herhalde dalga geçerdin benime. Şimdi bu varsayımlar senin varsa yımların; onun için başka bir eğlence lazım bunlar Sen de görüyorsun zaten, yerinde durmak istemiyor sözlerin. : Bence de Sokraes, söylenenlre böy esi bir eğence lazım Sonuçta ortalıkta dlanayı ve yerinde durmamyı bu sözlerin iine yerleştiren be değilim, bna kalırs sıl Didaos sensin Çünkü söz lerim yerli yerinde duruyoru bna sorarsn
ΥΘΥΦΡΩΝ
Ε
1Α
Β
aνδρος δεινότερς γεγνέναι την τέχνν τσύτ, σ4 ό μν τ ατ μόνα πίει ov μέννα, γw δ προς τϊς μαυ, ώς ικε, κα τ λλότρια. κα δήτα ττό μι τής τέχνς στ κμψότατν, τι κων iμ σφός. βυ λόμν γρ ν μι τuς λόγυς μένειν κα κινως δρθαι άλλν πος τl Δαιδλυ σφί τ Ταντλυ χρματα γενέσθαι κα τύτων μν δν· πειδη πει δη δέ μι δκεϊς σ τρυφν, ατός ατό ς σι ξυμπρθυμσμαι, πως ν με διδξς περ τ σιυ κα μη ραπκμς. δ γρ, ε κ aναγκαϊόν σι δκεϊ ίκαιν εναι πν το σιν. ΕΎΘ: 'Έμιγε. ΣΩ: Ά ν κα πν ο δίκαιν ν, ο μν σιν πν δίαιν, το δ δίκαιν o πν σιν, λ ο μν ατ σιν, το δέ ι κα ; ΕΎΘ: Οχ πμα ώ Σκρατες, τ λεγ μένις. ΣΩ: Κα μην νεερός γέ μυ ε vκ λνι σ σφε , , δ λέγω, ρυφ�ς ο πλύτυ ής σφίας λλ, ώ μακιε, ξύνιν σαυόν κα γ o χαλπον καανήσαι δ λέγω. έγω γ ο νανν ό πις πίν ό πισας Zivα δέ τον θ' [ρξαvτα, και ς τάδε πάvτ' φύτεσεv, Οκ θλε θλες ς εlπε εlπεϊvϊv- vα yap yap δος δος,, ν νθα θα και και αlδώς.
E
12A
daha becerikliym bu sanatta. Öyle ya Daidalos yalnız ca kendi eserlerini hareket ettirebiliyordu, oysa ben yalnızca kendiminkileri değil, başkalarınınkileri de hareket ettiriyorum anlaşılan Bu sanatın benim için en hoş yanıysa hiç istemeden usta35 olmamdır Çünkü Daidalos'un ustalığından ya da Tantalosun36 sevetin den daha çok isterdim sözlerimin yerinde durmasını hatta sabit kamasını. Neyse bu kadarı yeter Biraz üşengeç davranıyorsun bana kalırsa, o yüzde seni gayrete getireyim de dindarlığın ne olduğunu öğret bana Sakın ha kaytarayı deme! Bak bakalım, sence dine uygun olan her şeyin adil oması gerekir mi? EUTHYHRON: Bece öyle SOKRATES Peki adi oan her şey dine uygun mu dur? Yoksa dine uygun oan her şey adidi, ama adil olan he şey dine uygun değildir de bir kısmı dine uy gun, diğer kısmı başka bir şey midir? EUHYHRON Sözlerini takip edemiyorum Sokrates SOKRATES Sen gençsin benden, bir o kadar da bil gesin. Ama dediğim gibi, o engin bilgeliğin yüzünden üşengeç davranıyorsun Zorla kendini biraz, dostum Söylediğim şey, anlaması zor bir şey değil ki Sonuçta şairin yazıının tam tersini söylüyorum, şöyle yazış şair: bütün her şeyi yapan ve yaratan Zeus'un adını
B
almayacaksın ağzına; çünkü nerede korku varsa saygı da vardır orada. 37
ΕΎΘΎΦΡΩΝ
δπη; ΕΥΘ ΣΩ:
Πάνυ γε.
ο κεϊ μι είναι, να ές, νθα κα
αiώ πλλ γάρ μι κύσι κα νόσυς κα πενς κα λα πλa τιαύτα ειότες ειέναι μέν, αiεϊσθαι μν ταύτα
α
εα-
σιν κα σ κεϊ; ΕΥΘ
Πάνυ γε
ΣΩ: Α
να γε αiώς, νθα κα ές εναι·
πε στιν δστις αiμενός τι πργμα κα c
αiσχυνόμενς πεφόβτα τε κα έικεν μα όξαν πνρας; ΕΥΘ ΣΩ:
Δέικε μν ν
οκ ρ' ρθwς χει λέγειν· να γaρ ές,
νθα κα αiώ
λ'
να μν αiώς, νθα κα
ές, μέντι να γε ές, πανταχύ αiώς π πλέν γaρ, ίμαι, ές αiύ μόριν γaρ αiως έυς, σπερ ριθμύ περιττόν, στε χ να περ ριθμός, νθα κα περιττόν, να περιττόν, νθα κα ριθμός. πει γάρ πυ νύν γε; ΕΥΘ
Πάνυ γε
ΣΩ:
Τ τιύτν τνυν κα εϊ λέγ
ρώτν α ν αιν, να α σιν, να D
μν σιν, σιν, νθα κα καιν, Lνα καιν,
EYHRON
söyleyeyim mi? Söyle bakalım. SKTS: Korkunun olduğu yerde saygının da oması38 bana doğru elmiyor. Çükü hastalıkarda, yoksulluktan ve bunun gibi başka bir sürü şeyden korkan çoğu kişi, bana kaırsa, alnzca korkar, ama korktuğu bu şeyere saygı duyaz. Sence de öye deği mi? UT: Kesinlikle öyle. SKATS: Ama öte yandan saygının olduğu yerde korku da vardır. Çünkü bir davranışa sayg duyan v ondan utana kişi a zamanda adının kötüye çıkma sından da çkinmez v korkmaz mı? UT: Korkar tabii SKATS: Öyeyse erede korku varsa orada say da vardr mek doğru değildir. Tam tersine nerede saygı varsa orada korku da vardır, ama korkunun ouğu her yerde saygı yoktur. Çünkü korku saygıdan daha kapsayıcdr bece. Ne de olsa sayg korkunun bir parçasıdr, tıpkı tek sayının, sann parçası olması gibi; öyle ya sayınn olduğu her yerde tek sanın da olması gerekmez ama tek saın oduğu her yerde sa varı Şidi ai edebiiyor s be? UT Kesinikle takip edebiiyorum. SKAT: !şte biraz öc adaeti oduğ yede mi indarık vardır oksa diarlğın ouğ yer mi adalet vardr diye sorduğuda da bunu kastdyorUT:
C
D
Υ Θ Υ Φ ΦΡ ΡΩΝ
πανταχού δσιον· μόριον γρ τού ικαίου τ δσιον. οϋτω φμεν η aως σοι οκεϊ; ΕΎΘ: Οuκ, ' οϋτω. φαίνει γάρ γά ρ μοι ρθώς έγειν. ΣΩ: Όρα τ μετ τούτο. εi γρ μέρος τ δσιον τού ικαίου, εϊ ήμς ς οικεν ξευρεϊν τ ποϊον μέρος ν εt τού ικαίου τ δσιον. εi μν ον σ μ ρτας τι τν νύν οον ποϊον μέρος στν ριθμού τ aρτιον κα τίς ν τυγχάνει οτος ό ριθμός, επν ν, δτι ς ν μ σκανς , ' iσοσκε η ο οκεϊ σοι; ΕΎΘ: Έμοιγε. Ε
ΣΩ: Πειρώ κα σ μ οϋτω ιάξαι, τ ποϊον μέρος τού ικαίου δσιόν στιν, να κ Μετ4 έγωμεν μκέθ' ήμς ικεϊν μ σεβείας γράφεσθαι ς κανώς f παρ σού μεμαθκότας τά τε εσεβ κα δσια κα τ . ΕΎΘ: Τούτο τοίνυν μοιγε οκεϊ, ώ Σκρατες τ μέρος τού ικαίου εναι εσεβές τε κα δσιον, τ περ τν τών θεών θεραπείαν· τ περ τν τν νθρπων τ οιπν εναι τού ικαίου μέρος.
13Α
ΣΩ: Κα καώς γέ μοι, ώ Εθφρον φαίνει έγειν· σμικρού τινος τι νες εμι. τν γρ θεραπείαν οuπω ξυνίμι ντινα νομάζεις. γάρ που έγεις γε, οαί περ κα α περ τ λα θεραπεϊαί εiσιν τοιατν κα περ
E
13A
göre adaletin olduu her yerde dindark yoktur Böye mi diyelim, yoksa senin başka bir krn var mı? EUHYHRON: Hayır, böye diyeim. Bana da du geiyor bu fade SOKRATES Şimd de bir sonraki adımı ze Ddaık adaetin parçasıysa, o zaman didarı aaet nasıl bir parçası oduunu bulma da açıkçası biz ü şyor Şimd sen baa daha dei söz ettm şyr den birini, örnen çift sayınn, saynı ası bir parça sı oduuu, hatta e tü bir sayı oduunu srsaydın, onun kiye böemyen dei, tam tersne iky bölü nebien39 bir sayı duuu söyerdim Sece de böye dei mi? EUTHYHRON Ebette SOKRATES Şimdi e se bana dnarıı adaeti nas bir parçası oduunu öretmeye çalış Böyece sende dida ve dne uygun olan ile olmayan şeyeri adamakıı örep40 Meets'a anataym da bir daha bana haksızık yapması, dinsizike suçaması bei EUTHYHRON Baa srarsan Sokrates, dndaık ve dne uygunuk, adaetn taara özen41 göstermeyle igil parçasıdır Aaetin dier parçası se isaara özen göstermeye igiidir SOKRATES: Gayet gzel konuşuyorsun Euthyphro Ama beni bigiendiei isteim küçük br okta daha var Çük öze y aadırdıın şeyi heüz kavramış eiim Kaımca tanara göstere özene
ΕΥ Θ Υ ΦΡ ΦΡΩΝ
θεούς. λέγομεν γάρ που-οίον φαμέν, ππους ο πς πσταται θεραπεύειν, a ό ππικ ήγάρ; ΕΥΘ: Πάνυ γε. ΣΩ: Ή γάρ
που που ππκη ππκη ππων θεραπεα
ΕΥΘ:Να. ΣΩ
Οδέ γε κύνας πς πσταται θερα
πεύειν, Cλ ό κυνγετικς ΕΥΘ:Οuτως. ΣΩ Ή γάρ που κυνγετικ Β
κυνών θεραπεα
ΕΥΘ Να. ΣΩ Ή
δf βολατκη βοών.
ΕΥΘ: Πάνυ γε. ΣΩ Ή
δf δ όσιτς τε καi εσέβεια θεών
ώ
Εθύφρον; οuτω λέγεις; ΕΥΘ:Έγωγε ΣΩ
Οκον θεραπεα γε πσα τατν
διαπρά διαπράττε ττεται ται;; οίον τοινδ τοινδε ε π' π' aγαθ� τιν στι στι κα φελq το θεραπευομένου wσπερ όρς δ τι ο πποι π τς ππικς θεραπευμενοι φελονται κα βελτους γγνονται· ο δοκοσ σοι; ΕΥΘ:Έμοιγε. ΣΩ
Καi
ο
κύνες
γέ
που
π
τς
EUTHYHRON
Hani şöyle deriz ya: Herkes atlara özen göstere bilmez, yalnzca usta binici bilir, öyle değil mi? : SKAS
lbette.
Çünkü inicilik atlara özen gös sa
atıdır.
Eve
Herkes öpeklee özn öser l mez, yalnızc avcı bilr SKAS
SKAS
Öyle.
Çünkü avcılık köpeklere özen göserme
sanatıdır. B
SKS
Evet
Çoalı da sığırlra öze göserme s
natıdır
Kesilkle.
Öyleyse dindarlık ve dine uygnluk da anla öze gösre sana mıdır, uthyphron? Böyle mi diyorsn? SKAS
lbee
halde ütün bu özen göstermeler yı mac önelik değil mdir? Şu demek isiyorum Özen gösme, öze gösl eyi iliğini v yar ını maçlr Sen de göüğü gib, inicilik sanaı nı göstriği özenle alr daha yarlı v dh y olur. Yos öyle düşünmüyor musn sn? SKAS
Böle Böle düşünüoru abi
ΕΥΘΥΦΡΩΝ
c
κυνηγετικής, καΙ οί βόες ύπ τής βοηλατικής, καΙ τλλα πάντα ώσατω f πΙ βλάβ οΈι το θεραπευομένου τν θεραπεν εναι; ΕΥΘ: Ma Δ' οuκ γωγε. ΣΩ: Αλλ' π' wφελε; ΕΥΘ: Πς δ' ο; ΣΩ:
Ή
ον καΙ σιότης θεραπεα οσα
θεν φελε τέ στι θεν α βελτους τος θεος ποιεϊ; κα
σ
τοτο ξγχρσαις , ώς
πειδ τι σιον ποι(ς, βελτ τινa τν θεν περγάζει; ΕΥΘ: Ma Δ' οu γγε ΣΩ: Ouδ γaρ γ,
ώ
Εuθφρο, ομα σε
τοτο λέγειν· πολλο α δέ· a a τοτου δ D
εκα κα νρόμην, τνα ποτ[ λέγοις τν θεραπεαν τν θεν, oux γομεός σε τοιατην λέγειν. ΕΥΘ: Κα ρθ γε,
ώ
Σκρατε ou γaρ
τοιατν λέγω. ΣΩ: Εεν· λλa τς δ θε θεραπεα εη ν σιότης; ΕΥΘ: Ήιπερ,
ώ
Σκρατες, οί δολοι το
δεσπότας θεραπεουσιν. ΣΩ: Μανθάνω ύπηρετικ τις , ώς οιεν, εη θεοiς. ΕΥΘ: Πάνυ μν ον.
EHYHRN C
çobanık sanatı sayesinde daha yararl olur; diğer bütün şeyler için de aynı durum geçerldir Yoksa özen gösterme zen gösterlen şeyin zaraına mıdır diyo sn? Zeus aşkına, hayı. Öyleyse yaraına md?
UT: SKATS:
UT:
Ebete yaarınaır
zaman dndalık a anlaa öze gös teme saat oğa göe taa yaaa a a anrıla daha iyi yapa öyle m? Peki sen die y gn bir eyemde blnğna aadan iini a ha iyi bir ale geidiğini mi iddia eyorsn? SKATS O
UT:
Zes aşkıa hayı
Öye söyeyeceğini be de düşünmüyo m Etyphon haa ihimal ie vemiyoum bna. SKATS:
D
Işe senin öyle b şey söyleyeceğini düşünmediğim için e tanlara öze gösermek derken neyi kastett ğni so. UT:
Haklısın Sokrates böyle i şey söyle
mem ben Peki, tanlaa gösterilen hangi öze din arlık oailir SKATS
Kölelerin efendilerne gösterdiği ürde bir zen olabilir, Sokrates UT:
Anlıyorum. Öyleyse bir tür tanlaa z met etme sanatı olmalı b SKATS:
ΎΘΦΡΩΝ
ΣΩ 'Έχεις ούν εiπείν, ή iατροίς πηρετικ εiς τνος έργου aπεργασαν τυγχάνει ούσα πηρεικ; οuκ εiς γιεας οtει; ΕΥΘ:γωγε. ΣΩ: δ; ή ναυπηγοίς πηρετκ εiς τνος Ε
έργου aπεργασαν πηρετκ στν; ΕΥΘ: Δλον τι, ώ Σώκρατες, εiς πλοου. Ω: Κα ή οiκοδόμοις γ πο εiς οiκας; ΕΥΘ:Να. ΣΩ: Εiπ δ,
ώ
ριστ ή δ θεοίς πηρετικ
εiς τνος έργο περγασαν ηρετικ ν εtη; δλον γρ τι
σ
οσθα, πειδερ τά γε θε
κάλιστά γε φς εiδναι aνθρώπων. ΕΥΘ: Κα ηθ γε λγω,
ώ
ώκρατες.
ΣΩ: Εiπ δ πρς Δός, τ ποτ στ κενο τ πάγκαλον έργον,
δ
ο θεο περγάζοντα ήμν
ηραις χρώμενο; ΕΥΘ: Πο κα καά, 14Α
ώ
Σώκρατες.
ΣΩ: Κα γρ ο στρατηγο,
ώ
φ
α
'
μως
τ κεφάαον αuτν δως ν εος, τ κην ν τc πολ( περγάζοντα· o; ΕΥΘ: Πς δ o; ΣΩ: Πο δ γ, ομαι, κα καλ κα ο γεωρ γο·
α
'
μως τ κεφάαιον αuτν στιν τς
aπεργασας ή κ τς γς τροφ.
l
Şimdi söyleyebilr misn, hekmlere z met eden sanat hangi işin gerçekleşesine hzmet eder? Sağlığın, değil mi? EUTHYHRN Bence öyle. SKRATES: Peki, gem yapıclarına hizme een saat hangi ş gerçekleşmese hizme eder? EUTYHRN Elbette gemi yapımına Soraes SKRATES Mmarlara zmet ede sana da ev ap a hizmet eder, değil m? EHYHRN Evet SKRATES O zama şunu söyle bana, sevgl dos tum: Tanlara hizmet ede sana hag şi gerçeleş mesine hzmet eder? Elbette buu da bilirsin sen e de olsa tarısal kouları sırada bir nsandan çok da ha yi bildğii sölüyorsu EYHRN Doru da söylüorum Sokrates. SKRATES Öyleyse Zeus aşkına söyle bana, tarıla rın bizi hzmetç42 dye kullanarak gerçekleşirdiğ o mükemmel iş nedir? EUHYHRN Tanrlar pek çok güzel ş yaparlar Sokraes. SKRATES Souçta komutalar da pek çok güzel ş yapar dostum, ama bu işlern başında saaşta zafer ka zanmak gelr diyebilirsin rahatlkla; öyle değil mi? EUTHYHRN Elbette SKRATES Bece çtçler de pek çok güzel ş yapar, aa yaptıkları b işlerin başında topraktan besin elde SKRATES
E
14A
ΕΥΘΥΦΡΩΝ
Β
c
D
ΕΎ Πάνυ γε ΣΩ: δ δ; τών πολλών κα καλών, α οί θεο περγάζονται, τ τ κεφάλαιόν στι της ργασας; ΕΥΘ: Κα λγον σοι πρότερον επν, ώ Σκρατες, τι πλεονς έργου στν κριβώς πάντα ταύτα ς έχει μαθεϊν· τόδε μντοι σοι πλώς λγω, τι Μν μν κεχαρισμνα τις πστται τος θεος λγειν τε κα πράττειν εuχόμενός τε κα θω, ταύτ' έστ τ σ, κα σcζε τ τοι αύτα τς τε iδους tκους κα τ κοι κοιν τών πό λεων· λε ων· τ δ' ναντα τών κεχαρισμνων aσεβή, α δ κα νατρπει παντα κα aπόλλυσιν. ΣΩ: Ή πολ μοι δ βραχτερων, ώ Εuθφρον, εi βολου, επες ν τ κεφάλαιον ν ρτων aλλ γρ ou πρόθυμός με ε δι δάξαι· ήλος . κα γρ νν πειδ π' αuτ< σθα, aπετράπου· δ εi aπεκρνω, ίκανώς ν fδ παρ σού τν σιόττα μεμαθκ νν δaνάγκ γρ τν ρώντα τ< ρωμν aκολουθεν, π ν κενος πάγ· τ δ α λγεις τ σιον εναι κα τν σιόττα; oux πιστμν τν τού θειν τε κα εχεσθαι; ΕΥΘ: Έγωγε ΣΩ: Οuκον τ θειν δωρεσθα στι τοις θεος, τ δ' εχεσθαι αiτεν τος θεος; ΕΥΘ: Κα μάλα, ώ Σκρατες ΣΩ: πιστμ ρα αiτσεως κα δόσεως
EUTHYHRON
Tabii ki. SKS: lyi de tanrıarın gerekeştrdğ pe ço güze iş vardır diyorsun, peki bu işerin başında e ge r? : Daha önce de43 söyedm saa Sokrates, bütün bunarı ta oarak öğrenebme zo iştr. Yine de kabaca anatayım sana lnan dua edere e kurban keserek tanrıarın hoşua gde şee öye eyi ve yaayı byorsa, bu ddarıtır; bu şey er aeerin ve kentern seametn sağar Tanrıarın oşuna giden şeyer tam tersi ie dinsiziktir bunar da her şey atüst eder, her şe mahveder SKAS Eğer stesedin Euthyphron, ası sordu ğumu ok daha kısa bir şekide yanıtayabrdin Ama anaşıan bana öğretmeye yanaşmıyorsun Çünk tam bunu apacake başa öne aptın Eğer bunu yanıt Iasaydın senden dndarığ adamakıı öğrenmş our du Bu duruda seven, nereye gderse gitsin sevd ğin zeme zemeii 44 Şdi Şdi dine uygun oan nedr ya da da dn daı edr, yende öer m? Kurban kesenin, dua etme bigsdir dyorsun, değ i? : Evet SKAS: Peki kurban kesek tanara sunu sunaktır, dua etmekse tanrıardan istekte buunmakır, deği i? : Aen öye Skrates SKAS: Bu fadeye göre dindarık, tanara sunuar :
B
C
D
ΥΘΥΦΡΩΝ
Ε
ΕΥΘ: Πάνυ καλώς, ώ Σκρατες, ξυνήκας δ είπον. ΣΩ: Έπιθυμητς γάρ εμι, ώ φε, τής σής σοφς κα προσέχω τν νούν αuτq, στε ou χαμα πεσεiται τι ν εrπt ε rπtς. ς. ά μοι λέξον, τς ϋτη πηρεσα στ τοiς θεοiς; ατεiν τε φς αuτος κα διδναι κενοις; κενοις; ΕΥΘ:γωγε. ΣΩ: Άρ' ον ou τ όρθώς ατεiν ν εη, ν δεμεθα παρ' κενων, ταύτα αuτος ατεiν; ΕΥΘ: Αλλa τ; ΣΩ: Κα α τ διδναι όρθώς, ν κεiνοι τυγχάνουσιν δεμενοι πρ' μών, ταύτα κενοις α ντιδωρεiσθαι; ou γάρ που τεχνικν γ' ν εη δωροφορεiν διδντα τ< ταύτα ν οuδν δεiται. ΕΥΘ: Αληθή λέγεις, ώ Σκρατες. ΣΩ: Έμπορικ ρα τις ν εη, ώ Εuθφρον, τέχνη σιτης θεοiς κα νθρποις παρ' λλλων ΕΥΘ: Εμπορικ, ε οϋτς fδιν σοι όνοάζειν ΣΩ: Α οuδν fδιον μοιγε, ε μ τυγχάνει ληθς ν. φράσον δέ μοι, τς φελε τς θεοiς τυγχάνει οσα π τών δρων ν παρ' ών λαμβάνουσιν; α μν γaρ διδασι, παντ δήλον· οuδν γaρ μiν στιν γαθν, τι ν κεϊνοι δώσιν· α δ παρ' μών λαμβάνουσιν, τ '
15Α
EHYHRON
U
Söyledigim şeyi ayet iy kavramışsın
Sokrates. Dostum, senin bileligine hayraı b ve hiçbir söyledigin ziyan olmasın diye dikkat ks bekliyorum. Şimdi söyle ana tanrılar içi yapı bu hizmet nasıl bir hizmetti? Yani bu hizmet taaa istekte bulunmak ve onlara suular suakta batir mi diyorsun? U Evet K Bize vermeleini bekledigimiz şeyleri tan rlardan isteek dogru şekilde istemektir degil mi? UT Başka e olabilir ki? KT Peki tanrılarn bizden bekledigi şeyleri tekrar onlara sumak dogru şekilde sunmak mıdı? Çünkü ihtiyaç duymayan birine bunları vermek mari fet degildir UT Dogru söylüyorsun Sokrates KT Öyleyse dinarlık tanrılarla insanlar ara snda karşılıklı ir degi tokuş sanatı45 olmalı u thyhrn U Böyle adandırmak hoşuna idiyorsa evet degiş tokuş sana KT Ama dogru degilse böyle adlandırmak hiç de hoşuma itmez. Pki söyle bakalım bizden al dıkları armaganlaı talara e ibi bir yararı doku nur? Çünkü onların bagıladıkları şeyleri herkes bilir Sonuçta bize bagışlamadıkları hiçbir iylik yoktur. Öy KT:
lSA
ΕΥΘΥΦΡΩΝ
μεν κατa την μπορν, ωστε πάντα τγαθa παρ' αuτών λαμβάνομεν, κείνοι δf παρ' ήμών οuδέν; ΕΎΘ: Αλλ' οlει, ώ Σκρατες, τος θεος φε λεiσθα π τοτν, α παρ' ήμών λαμβά νουσιν ΣΩ: Αλλ τ δποτ' ν εl ταϋτα, φρον, τ παρ' ήμών δώρα τοiς θεοiς
ώ
Εuθύ
ΕΥΘ: Π δ' οlει λλο τιμ τε κα γέρα κα, περ γ ρτι λεγν, χάρις Β
ΣΩ: Κεχαρισμένον ρα στν, ώ Εuθύφρον, τ σιον, λλ' ouχ φέλιμον ouδf φλον τοiς θεοiς; ΕΥΘ: Ομαι γγε πάντν γε μάλιστα φον. ΣΩ: Τοϋτο ρ' στν α, wς οικε, τ σιον, τ τοiς θεοiς φον ΕΥΘ: Μάλιστά γε ΣΩ: Θαυμάσει ον ταϋτα λέγν, άν σο ο λόγοι φαννται μη μένοντες μένοντ ες λλa βαδζον βαδζο ν τες, κα μ ατιάσε τν Δαδαλον βαδζοντας αuτος ποιεiν, αuτς ν πολύ γε τεχνικτερος
c
τοϋ Δαιδάλου κα κύκλ περιιόντα ποιών οuκ ασθάνει, τι ό λόγος ήμiν περιελθν πάλιν ες ταuτν κει; μέμνσαι γάρ που, τι ν τc μπρόσθεν τό τε σιον κα τ θεοφfς ou ταuτν ήμiν φν, λ' τερα λλλν· ou μέμνσαι;
EHYHRON
Yoksa değiş tokuşta onlardan daha mı üstünüz de on ardan bütün iyilileri alıyoruz, ama onlar bizen hiç bir şey almıyor? Iy de Sokrates, bizden aldıklar şeyle rin tanlara bir yararı olduğunu mu sanıyorsn? UT:
Değse tanlara verdiğimiz bu ediyeler nedir Euthyphron? SKS
Onur, övgü ve demin de söylediğim gibi minnet değil de nedir sence? UT:
B
Öyleyse dindarlık tanrıların hoşandığı şeydir Ethyphron, onlar için yararlı ya da değerli olan şey eğil, öye mi? SKATS
UT
Sarı daha çok değerli olan şeydir
O zaman didarlık daha önce dediğimz gibi tanrılar için değerli olan şeydir SKATS
U
Kesinlikle.
Böyle söyüyorsun, ama sonra yine söze rinin yerinde durmayp orada burada dolaşıyor gö rünmesine şaşırıyorsun Hatta sen aidalos'tan çk daha usta, sözlerini bir çemerin etrafında döndürür gibi döndüren bir adam olmana rağmen, sözlerini ora da burada dolaştıran bir Daidalos olmakla suçluyorSKATS
C
sun beni, öye mi? Yoksa konuşmamızın dönüp dola şıp ayı yere gediğinin farkında değil misin? atırlar san, daha önce dindarlıkla tanrıların sevdiği şeyin ayı olmadığını, tersine bu ikisinin birbirinden farklı oldu ğunu görmüştü Hatırlamıyor musun yoksa?
ΥΘΥΦΡΩΝ
Νuν ούν OUK έννοεiς, δτι τ τοiς θεοiς φον φης δσιον είναι; τοτο ο τι ή θεοφς γγνεται ή o; ΕΥΘ: Πάνυ γε. ΣΩ: Οκοuν ή ρτι o κώς μοογοuμν ή ε τότε καώς νuν οκ ρθώς τιθμεθα. ΕΥΘ: 'Έοικεν. ΣΩ: ξ aρχς ρα μiν πάιν σκπτν τ έστι τ δσιον· ς έγ πρν ν μάθω, κν είναι OUK aποειάσω. μ με aτψάσς παντ τρόπ( προσχων τν νν δ τι μάιστα νuν επ τν θειαν. οίσθα γάρ tπερ τι ος aνθρπων κα OUK aφετς ε wσπερ ό Πρωτες πρν ν εtπς. ε γρ μ 1σθα σαφώς τό τε δσιον κα aνόσιον OUK στιν δπως ν ποτε πεχερσας πρ aνρς θτ νρα πεσβτν παα ιωκάθιν φόνου κα τος θεος ν ισας παρακινυνεειν μ OUK ρθώς ατ ποισοις κα τος aνθρπους qσχνθς. νuν εύ οία δτι σαφώς οtει εναι εναι ό τε δσιον κα μ· μ· επ ούν ώ βτιστε Εθφρον κα μ aποκρ δ τι ατ γεi. ΕΥΘ: Ες αύθις τονυν ώ Σκραε νν γρ σπεω ποι ποι κα μοι wρα aπιναι. ΣΩ: Οα ποιες ώ ταiρ aπ έπς με καταβαν μεγά aπρχει, ν είχον ς παρ σο μαθν ά τε δσι καΙ μ καΙ τς πρς Μτον γραφς aπλάξομαι, άξομαι, ένειξάμενς ΣΩ:
D
Ε
EHYHRN
Farkında mısın bimiyoum, şidi de tanıla içi değeri olan şey dine uygun oladır diyor sun? Peki bu tanrıların sevdiği şey değl mi? U: Kesinlikle. SKATS: O hade demin i anaşamad, şty sk d şidi b doğru düzgü ifde edeiyoruz UT Öye görünüyor SKAT O zama dindarğ e oduğuu şda itibare terar arştmamz gerek Çünü bunu öğrenmeden şurad şuraya adm atmam Sakn ha beni üçüsee, ümkü oduuca top bütü dikkatini ve doğruyu söye baa Biirsi, birisi ir şey biiyorsa, Proteus46 misai onuşturucaya kadr peşi i brakmals ou Çükü didrğ e disizi i gyet iyi biiyor oasayd, eş par etez bir adam içi yaş baba cinayette dava açy47 a mazdn Yosa doğru olayan bir davranışta uu du diye tararı gzabnda korar, isrd utnrdn Ama şidi emii i die uygu o maya gayet iy bildiğini düşüüyorsu O hde a da aat sevgii Euthyphro, düşüei ede ska : Başa za Skrtes Şidi cee ar, giteiyi art SAT Ne yapyorsu, dostu! Çeip gidiyor su e büyü bir hya rğy başbaşa bryor su bei Hi die uygu oa şeyere oaya şey SKATS:
D
ΕΥΘΥΦΡΩΝ
16Α
έκείνy δτι σοφός fη παρ' Εuθύφρονος τa θεiα γγονα κα δτι οuτι π' γνοίας αυτοσχειάζω ouN: καινοτομώ περ αuτά, κα κα τν ον ον βίον μεινον βιωσοίμην.
EUTHYHRON
16A
Euthyphron sayesinde bilgi sahibi olduğumu, artık cahilce ağzıma geleni söylemeyeceğimi, dinde yenilikler yapmayacağıı ve bundan böyle daa iyi bir yaşam süreceğimi Meletos'a açıklayarak benim için yaptğı bu suçlamadan yakaı kurtaracaktım!
NOTLAR Sokras n davacı n d davalı olarak daha önc hiç my çıkamışı Bkz. Sokraen Saunmaı 17: Iş d böy l şimdi ymiş yaşında bi adam olaak ilk dfa mah önün çıkıyorum" [y eg pro ep dkaro aabb ka e gego hebdomkoa] hebdomkoa] çvii için bkz. Plaon, Sokrae aun mı, çv Erman Görn Kabalcı Yayınvi Isanbul, 2) Lykion, Sorasin sıklıkla giii anınmış gymnaadan biriydi Buin ua, uak yi" oaak kaşılanası nrdii darb sözcüü vaki gçirm, oyalanma, lnm" aana glmkl bilik, burada Sokrasin fsfi konuşmı, a ışmaların ifad mk için kulanılmakadı Bu kon ilişkin ayıca bkz Sokraen Saunmaı, 29C sn d yanı yanı b araşırmalarınla flsf yaparak gçimycksin" he ke e au ze darbe mde phloophe vi vi için bkz. Plaon, Sokraen Saunmaı çv Eman Gön, Baleu sözcüü, dişik dilrd gnl olara kral ana gln sözcükl kaşıansa da bu karşlın am ourmnı düşünüyou Çünkü baleu Eski Yunanda bi krald gln yönicil viln isimdir Euhyphrn diyalog gçn baleu da Ainadaki dokz dan [yönici] iii, ni din işliyl ilgilnn v dinsl davalaa baan yöni ifad mkdir Badaki ou bale oa [baleuun ayı ifadsi d söz konusu yönicinin mahkm gödüü y mkdi Dk sözcüü başangıça gln görn, yo, yo gib anamlaa sahipi omosçu şiirld dk sözcüü ol, gö nk, gun bir şy, b ii pasada da yagı anamıı. siodos'a, Zs'n sa yanında ouan v yanlış ça arga vn soylulaın köülüklindn habda dn bi ça biçmind kişilşiiln so bi adal krini blirmk in kulla
nr" Gorg Thomson, Akylo ve An v. Mhm . n, Pl Ynr, Isnbu 199 s 185 Dk sözcüünün glişimi hkkn hkknd d bir bir bşk knk is omros omros dönminin dönminin r ck nlş i risokri nşn griliini iirdii dö nm rsndki rm or kor omrosun zmnndn iibrn, dk bi snrrn, osk d il d sn opum psnn d snrrn ihlini v bu ihll krşnd ödnck zmn bdini kndi irisind smsk bp bir mişi Arisori bir snf biincinin öküşü birik, dk opumun hr nn szp n, üm urşr n şid ugunbin v bizz Zus rfndn güvnc nn bir ş olr görüm bşlnd" Frncis E Prs, Ank Yunn Fele fe Termler Termle r Szlüğü v k ünr, Prdigm Ynck, Isnbu, 24 Mind gn rpen ii m ork zm, izmk, izik irmk, krmk" gibi nmr ship omk birik burd bir kişi hknd sulmd buunm" nmnddr. Yin bu i iişkii on zm, izm, iziirm" nmndki rp sözcüü d burd sum, ihm" nmrn gck şild v dv" nmndki dk sözcüünün rş or unmşr Burd üzrind durums grkn s no Srs'in ndisi hknd n dv özi bir dk dv] d i, rp sum, ih or drlndirmsidir. urnin bu onudi rumu is di drdir Burn gör dk burd özl, kişis bir dv, rp is kmu dvs ork nşmdr Bu onu iişin rc bkz Teo 210; Skr
en Svunmı 19B 28A Mos, Sorsin rgnr öüm mhkum disin n dn on sucrn bşnd gir. Mos' birli Sors'i suln dir iki kişi Anos v Lkon'dur Bkz. Teo 210
k" nmn gn do sözcüü rn zmnrd Ain ouşurn böglr vrin isimdir Burdki kunmnd is
3
daa çok maall bucak ya da kasaba" olarak düşünülblr Gorg Tomsona gör un lk bçmnd bll br klana ayrılmış oprak sı [pa]" olduğu görülmkdr Gorg Thomson Akhylo e Ana 1990, s 241) Callk" olarak çvirdğmz amaha sözcüğü kabalık apal lık" anlamlarına da glr Amaha Plaonun dyaloglarında g nld ophanın [blglk] karşıı olarak kullanılır Bu konya lşkn b Sympoum [Şlen 202 203; Pragora 38; Hp pa Mez Büyük Hppa Hppa 296; Theao 70; Nomo [Yaa lar 691; Euhydo 281; Sokraen Saunmaı 29; 2. Ancak Polea [Dele 428de e nn nn karşıı olarak da kul lanıldığını lanıldı ğını söylyblr söylyblrz z Çfçnn ürün yşrmsyl yn br kuşağın yşrlms vya ğlms arasındak bnzrlğ Plaonun başka dyaloglarında da raslanır Bkz Polea 89 Theao 167; Nomo 813. Yunanca mnd hea olarak gçn sözcüğü am kalbndn" şklnd çvrmy uygun bulduk Çünkü bu sözcük vn kn n yan dvln am mrkzn canvin fad mkdr. Ay ca sa Esk Ynanda ocak ançasıdır Yunanların dn gör rang br ş sanın adıyla başlanması o şn ayrl ra vsl olması çn şarır Bkz. Plaon raylo 40) Euhyprn bu fadyl Mlosun Sokras suçlayarak ap köülüğün dan yan kusal olandan başlayarak büün k köülük grcğn lr sürmkdr Tanrısal br kılavz" şklnd çvrdğz da sözcüğü da a çok kşyi korup gözn yapacağı yanlışlarda onu yaran anrısal vya doğaüsü br varlık olarak anlaşılmalıdır. Nk Sokras gör da çnd duyduğu kndsn yalarda bulunan anrısal br ssr. Bkz Sympoon 202, Theao Çıldırmak dlrmk" manoma fl kn blc" dmk olan man sözcüğünü akla gryor Nkm Euyprn da br k ndr
1
8
9
Homoe ena ifadesi yoluna devam etmek bildiğinden şaşma mak" anlamana gelmekedir Ancak Bure bu ifadeye göğüs göğüse dövüşmek mücadeleyi elden bırakmamak" gibi karşılık lar verilebileceğii söyler Bkz john Buet Plao1 Euhyphro Apolo of Socrae and Cro Oxford niversiy Press London 1970 s 19 Sokrates yargılanmasının asıl sebebini burada açıklıyor gibidir Nitekim aşağıda 3de Sokraes bildiklerini herkese öğretiğini ifade emekedir Phlarpo hem insansever" hem de cömert eli açık" anlamla rına gelmekedir Bu bağlamda Sokrates'in insanseveiği bir baş ka kaynaka şöyle geçer Oysa Sokrates halktan biri ve insanse ver phlarpo olarak görülürdü Bkz Ksenophon Apom moeumaa Skraou [Sokrae [Sokraeen en Haıralar Haıralar 260 Benzeri ifadelere Sokraen Saunmaı da raslıyoruz (33) Ben hiçbir zaman kimsenin öğretmeni olmadım Ancak birisi ben konuşurken ve böylece ödevimi yerie geirirken bana ku ak vermey arzu ettiğinde genç olsun ihtiyar olsun kimseyi asla ger çevrei" (çeviri için b Platon Sokraen Saunmaı çev Erma Gören 2006) Sokrates kendisini kimler dinlemek is ese seve seve onlarla konuşuyordu Plaon diyaloglarıda da görldüğü gibi Sokrates aslında konuşmayı başlatan ilk kişi de ğildir hep başkası ya da başkaları tarafından konuşmaya çağrılır ya da zorlaır Buradaki rguyla birlike diyalogu seyri değişiyor Buraya ka dar Sokratesin nasıl bir davası olduğu üzerinde durulurken bundan sonra Euthyphrn'un nasıl bir davası olduğu ve diyaloğun emel konusu olan dindarlığın ne olduğu üzerinde durulmaya başlanıyor Kaçmak" [pheugen ve kovalamak" [dke illeri aynı zaman da dava edilmek" ve dava etmek" anlamlarına gelmektedir Plaon bu çift anlamlılıktan yararlanıyor Biz de diyaloğun gelişi minin daha iy anlaşılması için bu illeri kaçmak" ve kovala
0
3
mak" olarak çevirmeyi uygun gördük Buradaki yine" fadesi Euhphrnun braz gerde (3) söyled ği şeye yaplan açk bir göndermedir: Mecliste dinle lgil bir şey söylesem ve onlara geleceken haber vermeye kalksam, deliy şm gibi alay ediyorlar benimle" Uçan brn m koalıyorun? [peoeo a dke: Boşu boşu na, yararsz bir girişim peşinde olma anlamnda bir deyiş Ars oeleste bu deyişe şu biçimiyle rastlyoruz (Meafzk 100937 39) Bu durumda doğruyu araştrmak uçanlar kovalamak ola bilr" Yine Platonda bu deyişe şu biçimde raslarz (Euhydo 291): Bütünüyle gülünç durumdaydk öyle k arlakuşlarn kvalayan çocuklar gibi, her zaman bilgilerin her brin hemen yakalayacağmz sanyorduk" Plaona göre suçlu en yaknmzdak olsa ble ona karş anklk emeken çekinilmeeli ve retorik sana da bu yönde hakszlk lardan kurtulmak için kullanmaldr Nekim Gorga diyalo ğunda (480) şöyle der: kendsin ve kendi ailesni lk önce kendsi suçlamal ve reorği onlarn hakszlklardan arnmas çin kullanmaldr k, kötülüklern en büyğü olan hakszlktan kurtulsunlar." Plaona göre suç şleyenlerle ayn ocağ paylaşmak insann ke disn de krletr Buna bezer fadeler Nomo 868de br kural olarak dle gerlmektedr Eğer baba ya da anne öfke ile oğlu nu ya d kzn döverken ya da başka ürlü şidde kullanrken öldürürse, öeki durumlarda olduğu gb arndrlsnlar ve sür güne gisinler, geri döndüklerinde kar koca brbrnden ayrl sn, bir daha orak çocuklar olmasn, bir çocuktan ya da kardeş ten yoksun braktklar kişlerle ayn sofraya ourmasnlar ve dinsel örenlerde bir araya gelmesnler bu kurallara uyayp dine karş saygszlk edene seyen saygszlk davas açsn" (e rsi çin bkz Plaon, Yalar, ev: Candan Şentuna, Saffe Ba bür, 2. bask, Kabalc Yaynevi, Isanbu, 1994). Knumuz bağlamnda dinszlk" olarak çevirdğimz aebea söz
5
26
2
8 9
3
3
3 33
cüü asnda tanlara ve büyüklere karş saygszlk" anamna gelmektedir Kronosun çocuklarn doar domaz yutmasn Hesiodos şöye anlatr (Theogona 49) Yutuyordu koca Kronos her birini kutsa anann karnndan dizerine indiinde" Kronosun babas Ouanosun hayalarn kesmesi Hesiodosta şöyle anatr (Theogona 180181): Yanda sada dev gibi bi ora ald uzun sivri çabucak kesti babasnn hayalan" laton tanrla hakknda kötü konuşumasn uygun bumad ndan öngördüü devlet modeinde tanlar kötü gösteren şa irere yazarara ye vermeiştir Tanrlar yanş tantaya ilgii olarak atonun başka diyalogarnda da benzer ifadele bulmak ümkündü B Pole 377, 379, 380. Buada dostuk adya anan tanr eustur Niteki eusun dostluk as oaak Megapoisde bir tapna vard. Tanrça Athenann onuruna düzenenen iki bayra vard Biri bu diyaloga sözü edilen da bi düzenlenen baa dieri ise dört ylda bir düzenlenen Büyük anathenaia bayrayd. Yunanca akon [tepe] pol [kent] sözcükerinden ouşa kopo l tepedeki kent" anadadr Akopol kent deveti anayşna uygun oarak kenti e korunak ve çevreye hakim yeide kuuan bir yapyd Akopol ayn zaanda dinse bi merkezdi Atinadaki akopol bunlarn bunlarn e e tannmd Atinaar iyi bir konuşmacy he şeyden çok beenire Ska n d (17) Sokates kendi konuşmas hakkndaki iddiaar şöyle anatr Diedidikeri onca yaa aasnda özeikle bir taesine şaşt kad üya ben o kadar tehlikeli konuşuyormuşu ki adatmaak için kendinize dikkat etmeiy işiniz" (çevri için bkz lato Sokaen Savunaı çev Erman ören 2006) Yani tanrarn sevdii heophle Yani dine uygun olan [hoo
3
35 3
3
38
Hykltıraş v mimar olan Daidalos'un hykllrinin özlliği ha rkt diyormuş gibi görünmlriymiş Platon da tartışılan konu hakkında söylnn sözlrin sabit durmamasını bir yr bağlan madığında harkt dn vya kaıp gidn Daidalos'un hykll rin bnztiyor (Menon 97) Daidalos'un hykllrin aklıı vrmmişsin onlar ğr bağlanazarsa kaarlar v gidrlr ğr bağlanırlarsa oldukları yrd kalırlar" Böyl bir konu hakkında söylnnlrin anak bir yr bağlandığında sanı ol maktan ıkarak bilgiy dönüşğini söylmk istmktdir Ay rıa tüm hkimlrin soylarını Asklpios'a dayandırmaları gibi bir hykltıaşın oğlu olan Sokrats d sonu Daidalos'a dayandı m (Platon Alkbade 121): Soylu dostum Alkibiads bizim soyumuz da Daidalos'a dayanır, Daidalos'unki is Zus'un oğlu Hphaistos'a dayanır" Bilg" anlamındaki opho sözüğü önlri hrhangi bir zanat ta brisi olan kişi yani usta" anlamına gliyordu Tantalo Zus il Pluto'nun oğlu ola Tantalos Sipylos (Mani sa) dağında krallık kurmuş, ok gülü v zngin bir adammış" (Azra Erhat, Moloj Szlüğü baskı, Rmzi Kitabvi, stanbul 1993) Sokrats d Tantalos gibi ok zngin olmaktansa sözli in tanımlarının dğişmz olmasını trih diyor. Stasinus ıbrı fr. 20. ıbrı Deanlrı olarak adladrıa l kiaptlık yapıtın Yunan yazar Stasinus'a vya Hgsias'a at ou ğu söylnir Dstan 'ta önki olaylar v Hln'nin ka lışını konu almaktadır" (Gülr lgin Ek Yunan Edeb Rmzi Kitabvi stanbul 1990, s 3) Bnzri bir ifady Sophokls't d rastlıyoruz (Aa 1074) kor kunun yrlşmdiği kntt dvltt yasalar doğru bimd u gulanamazlar ou gr po ou e pole oo kal phero a
eha kahek deo 39 Yunan aritmtiği büyük ölüd gomtriy dayandığından if
sayı" anlamındaki okel sözüğü aslında ikizknar" ya da ik şit baaklı" dmktir Ayrıa b Theao 147148
3
5
Görüldüğü üzere dindarlıın [o hoon] örenilebilir bir şey ol duundan söz ediliyor Özen" olarak karşıladıımız herapea sözcüü ayrıca hizmet ibadet reakat tedavi hayvanların bakımı bitkilerin yetiştiril mesi apınakların bakımı ve onarımı" gibi anlamlara da gelmek tedir Bu sözcüğün [hypre] asıl anlamı kürekçi"dir Burada insanla tanrı arasındaki ilişkide tanrılar kaptan insanlarsa tanrıya hiz met eden gemiciler veya kürekçiler olarak betimlenmektedir Sokrates babasına dava açmasının tanrılar açısından da doru olduunu göstermesini isteiinde Euthyphrön bunun kolay ol madıını iade etmişti (bkz 9) Buradaki daha önce" iadesi oraya bir gödermedir. Bu iade soran nereye giderse gitsin sorulanı izlemelidir" şek linde de alaşılabilir Benzer bir iade Polieada (394) karşımı za çıkar Çünkü henüz bilmiyorum akat her durumda söz bir rüzgar gibi bizi nereye taşırsa orada olmalı." Platon Sympoon 188: Üstelik bütün adaklar ve onlarla ya pıla ehaeler de dorusu anrılarla insanların karşılıklı sy leşisidir leşisidir bula bular r Aşkı Aşkı koruması ve iyleşti iyleştirilm rilmesin esinden den başka başka bir şeyle ilgili deildir" (çeviri için b Platon Sympoon çev. Eyüp Çoraklı Kabalcı Yayıne Istabul 2007) Proteus çeşitli şekilere girerek kendini yakalamak isteyenlerden kurtulmaktadır (bkz Homeros dyea V.382 ayrıca bkz. Platon n 41 Proteus gibi her şekle giriyorsun aşaı yukarı hareket ediyorsun") Tıpkı Proteus'un kılık deiştirmesi gibi so stlerin de aynı konuyla ilgili olarak hep arklı şeyler söylemele ri konusunda Martin Heideer şöyle bir anekdo aktarır Ka dm zamanlarda ders vermek için her yere seyahat eden ülü bir Grek bilgini vardı. Bu tür isalara sost deyordu Bir ke resinde Küçük Asyadaki bir ders gezisinden Atinaya döne bu ülü oist sokakta Sokrates'e rastladı. Sokaklarda avare avare dolaşmak ve insanlarla kouşmak sözgelimi bir ayakkabının ne
oduu hakkıda br ayakkabı tamrcsye kouşmak Ska tes aışkaııydı. Sokrates şeyer e oduuda baş hçbr kousu yoktu H orada mı duruyorsu? d sord Sokrates'e bu çok gezen sost küçümseyc br eda 've aynı şey hakkıda ayı şey m söyüyorsu? vap verd Sokrates, öye yapıyorum. akat se çok açkz a s hçbr zama ayı şey hakkıda ayı şe söeu tn Hedeer Die Frage nach dem Dn. Zu Kats Leh von e Tranzendenalen Grundzen, Ma Nemeye erag Tübge 1962 s. 7 (çevr çn bkz Mart Hedeer Moder Bm Metazk ve Matematk çev. Hakkı üer Bilim Üzeine Iki Der Paradgma Yayınarı stanbu 1998, s. 0). 47 Bkz yuk dpot 19
KAYNAKÇA
Burkert, Walter, Geek Reliio çev joh Raffan, avad Uiversity Press, 198 Buret, joh, Plao' Eypo Apolo of Socae a Cio Ofod Uiversity Press, 1970. Çegi, Güer Eki Ya Eebiyaı Remzi itabevi, Isabul, 1990 Diogenes Laertios, Ülü Filozoaı Yamlaı ve Öğeilei çev. Cada Şetua, YY yaynlar, Istabul, 003 Friede, Ego, Aik Yaı ülü Taii çev. Necai Aça, Dost itabev, Akara, 1999 Heideer, Martin, Die Fae ac em Di Z a ee vo e azeeale Gze Max Niemeyer Verlag, Tübige, 196 Heideer, Marin, Moder Biim, Meazik ve Maemaik," Bilim Üzeie Iki De çev akk Hüler, Paradigma Yaylar, Istabu 1998 Heideger, Marti, Heakli De Afa e abelaice Deke Sommeemee 1943 Geamaabe , 3 bask, Vittorio losterma Verag, Frakfurt am Mai, 1994 -
Heideger, Mari, Euge Fik, Heakli Semia Wieemee 1966/1967 Geamaabe 1, bask, Vittorio losterman Verlag, Frakfurt am Mai, 1996
Hoerber, Robert G, Platos Euthyphro," Poei 3 (198). Hor, Christoph, Chritof Rapp, Wöebc e Aike Piloopie Beck Verag, München, 00. seopho, Sokaee Sokaee Aıla çev Cada Şetua, bask, TT Yaynarı, Ankara 1997 Liddel H. George, Robert Scott, A Geek Eli exico 9. bask, Oxford Uvei Uvei P Oxford, 1996.
EHRON HRON
Nehamas Alexander Yaşama Saaı Felefe çev Cem Soydemir Ayrnt Yanlar Istanbul 2002. Nietzsche Friedrich De Gebu de Taöde Kritische Studienausgabe (KSA) yay haz Giorgio Colli Mazzino Montinari 3 bask de Gruyter Verlag Mnchen 1999 Nietzsche Friedrich Taedyaı Taedyaı Doğuşu D oğuşu çev Mustafa Tzel Ithaki yanlar Istanbul 200 Peters Francis E Ak Yua Felefe Temle Sözlüğü çev Hakk Hnler Paradigma Yanclk Istanbul 2004 Platon Sokae Savumaı çev Erman Gören Humanitas: Yunan ve tin Klasikleri Dizisi Kabalc Yanevi Istanbul 2006 Platon Sympoo çev Eyp Çorakl Humanitas: Yunan ve Latin Klasikleri Dizisi Kabalc Yanevi Istanbul 2007. Platon Sokae Savumaı çev Ahmet Cezci Sentez Yaynlar Istanbul 2008 Platon Yaala çev Candan Şentuna Saffet Babr 2 bask Kabalc Yanev Istanbul 1994 Plato Euhypho Apolo Co Phaedo Phaedu Loeb Classal Library Harvard University Press 1971 Platon Plao Euhypho Cambridge University Press London 1910. Platon The Euhypho of Plao Oxford University Press 1909 Platon Euhypho çev Pertev Naili Boratav MEB Yanlar Istanbul 1942 Platon (Eflatun) Oo yahu Takva çev Semiha Cemal (Eatun Yala-TakvaRuhlaı GüzellFazle) Devlet Matbaas Istanbul 1933 Platon Smlche Weke Bd Apoloe o Poao Hppa Chamde Lache o Euhypho Goa Befe çev Friedrich Schleiermacher Rowohlt Verlag Hamburg 1969. Platon Euhypho çev Klaus Reich Felix Mener Verlag Hamburg
YAKÇA
Pato Euhphro polo Cro Phaedo, Bnamn owtt Promthus Books Nw York 1988 Thomson org khlo e na, v Mt o Yaınarı Istanbul 1990 Urmson , The Greek Phloophal Vbula Duw London 1990 Vrsn szio okrae e Inan e Ahmt c ndan Yaınarı Ankara 1988
YER VE KİŞİ KİŞİ ADLARI ADLARI DiZİ DiZİN N idlos, 1, 3, 79
Nksos, 29
Euhyhron, 21, 25, 27, 29, 31, 33, 35, 37, 39, 41, 43, 45, 47, 49, 51, 53, 55, 57, 59, 1, 7, 9, 71, 75, 77, 79, 81, 83
Ournos, 47
phsos, 47 r, 47 Hrkls, 29 si m lbindn vurmk), 23 Kronos, 47 Lykion, 21 Mlos, 21, 23, 25, 31, 33, 7, 83
ihus, 21 rous, 81 Sokrs, 21, 23, 25, 27, 29, 31, 33 33,, 335, 5, 37, 39 39,, 41 41,, 43, 47, 49 49,, 51, 53, 55, 59, 59, 1, 1, 3, 7, 71, 73, 75, 77, 79, 81 Tnlos, 3 Zus, Z us, 29, 31, 33, 35, 45, 45, 3, 71, 73
YUACAKAVRAM VE SÖZCÜK DiZİİ nglos
4D
blst
3A
noi
16A
bous bous
13B 3C
Athnios
2A
ids
12B,12C 12B,12C
dimnon
3B
itsis
14D
dos d os
12B,12C
kroolis
6C
dsmos
4D 9A
lthi
lD
dso dsots
9A,l3D
mthi
2C
dmos d mos
2B
nnk
6B, m. 1c 14C
ditrib
2A
nr
2B, 3D, 4C, lD,
dihor
7B, 7C 7D
lD
dikstrion
3B, 3E, B, sc
nthros
A, E, 7A, 7D, B,
E, 12E,
13E,14E,lD 14E,lD
nosios
c
diksts diksts
9B
dik
2A, 3E, 4A, 4B,
4D, E, D, E,
4C, B 6A, B
6E, 7A, A, 9C,
C,D, C,D,E E
9D,9E, lB,lD
dosis
1D
nosiots
D
doulos
13D
rgsi
13D,13E, 13D,13E,14A 14A
dron
1E, A
rithmos
7B,12C, 7B,12C,12D 12D
rkh
3A,llB, 3A,llB, C
nklm
4A
sbi
C,12E C,12E
kklsi
3C
sbs
C,1B C,1B
lis
lE
oos
3B
mori
lA
ksgts
4C 4C 4D 4D 9A
bsilus
2A
istm
C, 0
bios
16A
rgsi
A
EUHRON EUHRON
rgon
9B,
9C,
IlC,
3, 3E, 4B
hyprsia
14
hypohsis
lC
udiabolos
3B
usbs
C,12E C,12E
iaros
30
usbia
3B
id
,6, ,6,6E 6E
hhr
6B, 7B
isosls
2
grs
IA
haris
IA
grgos
14A
hir
4C
grphus
6C
hrm
llE
grph
2A, 2B, 3B, A,
hronos
4,A
6A,IE
lop
so
krisis
7C, 7
yn
13A, 3B
hlikits
2C
hiros
C,60,!ID, 60,!ID,IE IE
hiron
6C
limos limos
4
hippos
3A,13B 3A,13B
loismos
7
hra
IE
ogos
C, 7E, A, ,
hosios
4E, , 6, 6E,
90 ,
7A, A, 9C, 9,
!ID,14,!B
, IlC,
9E, IA, 1, IE, IlA, !!B llE, 12A, 12, 2E, 4B, 4C, !B, !C, I, IE
hosios
3B, 3, 4C, 140,14E 140,14E
huios
4E,6A, 4E,6A,9A 9A
hygii
3
hyprs
3E
mhs mnis
A,C
makh
6B
mros
120, 2E
mr
2C,E
miasm
4C
mishos
3
mori mo rion on
2
3E
NANCA V V ÖZCÜK DiZİNİ
nupgos
13E
pouos
12A
nos
2B
poiis po
3B,6B,12A, 6B,12A,12B 12B
nik
14A
poikim po ikim
6C
nomos no mos
SE
poJmos
6B,14A 6B,14A
nosos
12B
pois
2C,3A,14B 2C,3A,14B
nous
3E
ponr
12C
pous
4C
prgm
2C, 3C, 3E, 4D,
oiks
4C
oiki
13E
oikos
14B
prksis
SD,E, SD,E,9B
ikodmos
13E
prsbys
4A,SA, 4A,SA,lSD lSD
org or g
7B
progonos
llB llB
phi
13B,13C 13B,13C
opos
4E
rigos
4D
ousi
llA
shros
sc
4E,12B
phos
llA
sknos
12D
Pnhni
6C
skmm
11c
prdigm
6E
sophi
3C, 3D, 4B 9B,
pr
4A, 4B, 4C, 4D,
llE,12A,1
4E, SB, SD, 6A,
sophos
2C B t 16A
6D,8B,9A,lSD 9A,lSD
so
2A
ps s
4C
srgos
14A
pni
12B
syng
ııc
ppos
6C
skho
6C
4A, 4B, 4D, 4E,
phros
4C
SD,6D,9A,lSD 9A,lSD
kmrion
,9A ,9A
phyon
2D
khn
llD, 14E
poion
13E
nos
9C
phinhrpi 3D phonos
EUTHHRON
hin
3B3C4E
hos
3B 6A 6B 6C
hrpi
12E 13A 13B 13C13D 13C13D
6E 7B 7D 7E
hs
lSD
A B D E
im
lSA
9A 9B 9C 9D
ropos
2ClSD 2ClSD
9E lA lD
roph
14A
lE llA llB llB
rh
llE
12E 13A 13B 13D 13E 14A 14B 14C 14D 14E lSA lSB 1sc. lSD