NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ
FEN- EDEBİYAT FAKÜLTESİ
SOSYOLOJİ BÖLÜMÜ
"SALKIM HANIM'IN TANELERİ'NE SOSYOLOJİK BİR İNCELEME: OLAĞANÜSTÜ DURUMLARDA TOPLUMDA TABAKALAR ARASINDAKİ RADİKAL DEĞİŞİM"
HAZIRLAYAN:
BAŞAK KAYA
1130108001
SUNULAN:
YRD. DOÇ. ENSAR YILMAZ
TEKİRDAĞ
ARALIK 2015
Oyuncular ve canlandırdıkları karakterler
Nora- Hülya AVŞAR
Halit Bey- Kamran USLUER
Durmuş- Zafer ALGÖZ
Nimet- Derya ALABORA
Levon- Uğur POLAT
Bekir- Güven KIRAÇ
Yönetmen: Tomris GİRİTLİOĞLU
Yapımcı: Cafer ÖZGÜL
Senarist: Tamer BARAN- Etyen MAHÇUPYAN
GİRİŞ
Yılmaz KARAKOYUNLU'nun aynı adlı eserinden beyaz perdeye uyarlanan Salkım Hanım'ın Taneleri, içinde barındırdığı olay örgüsüyle 1942 yılı ve o döneme dair yaşanan "sancılı" olarak tanımlayabileceğimiz süreci ele alan, 1999 yapımı bir filmdir
Niğde'de yaşan Durmuş ile Nimet'in İstanbul'a göç etmeleriyle başlayan hikaye, Durmuş'un yakını olan Bekir'in onlara kalacak yer sağlaması ve Durmuş'a iş bulmasıyla başlar. Bekir, zengin ve evli olan Halit Bey'in yanında çalışmaktadır. Halit Bey ise incelenmeye müsait zengin bir tipleme olarak karşımıza çıkmaktadır. Karısı Nora, yıllar önce doğum sırasında ölen bebeğinin yasını tutan, psikolojik rahatsızlıklar içinde yaşayan biridir. Öteki yandan metresi Nefise, şen şakrak, kumara düşkün ve istediğini elde eden bir karakterdir. Halit Bey'in içinden yaşadığı ikilemleri filmde de görürüz.
Filmin geri kalanında hırslı,paragöz ve şark kurnazı olarak tabir edilebilecek Durmuş'un, zenginliğe giden yolda ilerleyişi söz konusudur. Gayrimüslimlerin yarattıkları karaborsayı ortadan kaldırmak için dönemin devletinin çıkarttığı varlık vergisi nedeniyle, bu vergiyi ödeyebilmek için gayrimenkullerini satmaya başlayanların üzerinden komisyon kazanarak ilerler Durmuş. Nora'nın ağabeyi Levon ve Halit Bey de varlık vergisi borçlarını ödeyemeyenlerdendir. Bunun cezası ise Aşkale'ye sürgün edilip demiryollarında çalışmaktır. Nimet cephesinde işler yolunda gitmez, gözü açılan Durmuş gece hayatına alışır, ardından önceden göz diktiği Halit Bey'in metresi Nefise'ye yaklaşır. Halit Bey'in dedesinin "dönme" olduğunun ortaya çıkmasıyla, Halit Bey de Aşkale'ye, Levon'un yanına sürgüne gönderilir. Nora'nın özlemini ve yaptıklarının pişmanlıklarını çeken Halit Bey, bir gün Aşkale'den kaçar ve bunu fark eden Levon onun peşine düşer. Birlikte karlı havada çıktıkları yolculukta Halit Bey dayanamaz, ölür. Levon ise onu gömüp geri döner ve tutuklanır. Bu sırada Nora, intihar etmiştir. Ablasının ölüm haberini alan Levon yıkılır. İstanbul'da ise durumlar Durmuş'un lehinedir. Artık zengindir ve Nefise'ye ulaşmayı başarmıştır. Nimet tek başına yaşamakta, Durmuş ise Halit Bey'den satın aldığı konakta keyif sürmektedir.
Varlık vergisinin kaldırılmasıyla geri dönen Levon'u Nimet ve Bekir karşılar. Akşam bir araya gelir ve konuşurlar. Bekir, Durmuş'un birtakım işler karıştırdığını anlar ve konağa gider. Bekir ve Durmuş kavgaya tutuşurlar ve Durmuş Bekir'i öldürür. Bunlar yaşanırken, Nefise, etrafa saçılan Salkım Hanım'ın Taneleri'ni toplamaya çalışmaktadır.
Kavramsal Açıdan Tabakalaşma
Her toplumda, çeşitli yaklaşımlarla ele alınan sınıflar, tabakalar bulunur. Ünlü kuramcılardan hareket edersek, öne çıkan isimlerden Karl Marx, toplumdaki tabakaların yine toplum içinde yaşanan çatışmalardan meydana geldiğini savunur. Marx'a göre bu çatışmanın sebebi, üretim ilişkileri ve toplumda görülen ikili hizipleşmelerdir.Bu iki kesim, üretim araç ve gereçlerin sahipleri olan kapitalistler ve onlara emek güçlerini satan işçi sınıfı (proletarya)'dan oluşur.
Weber'e göre tabakalaşma, statü ve partilerden kaynaklanır. Marx'tan daha detaylı olarak konuyu inceleyen Weber, sınıf ayrımının sadece üretim araçları ve üretim ilişkilerinden değil, ekonomik temelli olduğunu ve statünün bu ayrımda etkin bir rol oynadığını savunur. Marx'a göre statü, sınıflardan doğar. Fakat Weber, statünün sınıflardan bağımsız olduğunu, buna örnek olarak da zengin birinin fakirleşmesi durumunda dahi saygınlığını koruyabilmesini gösterir.Makalenin ilerleyen sayfalarında bu konuya daha da eğileceğiz.
Toplumsal tabakalaşma; toplumdaki gruplar arasındaki, maddi ya da simgesel ödüllere erişebilmeleri açısından söz konusu olan eşitsizliklerin varlığı. Bütün toplumlarda, bir biçimde tabakalaşma olsa da, büyük güç ve servet farklılıklar, yalnızca devlet temelli sistemlerin geliştiği durumlarda ortaya çıkar. Çağcıl toplumlardaki tabakalaşmanın en ayırıcı biçimi, sınıf ayrılıklarıdır. (ARDA:2003)
Sosyolojide tabakalaşma terimi genellikle yapılaşmış *toplumsal eşitsizlik araştırmaları; yani, insan grupları arasında, toplumsal süreçlerle ilişkilerin maksat dışı sonuçlarından kaynaklanan sistematik eşitsizlikleri inceleyen araştırmalar için kullanılmaktadır. *Yoksulluğun nedenlerini, ABD'de siyahların ya da kadınların beyazlar ya da erkekler karşısında niçin dezavantajlı durumda bulunduklarını, *işçi sınıfından bir ailede doğan bir çocuğun *orta sınıfa ait konumlara gelme olanağının ölçüsünü sorduğumuzda, karşımıza çıkan sorunlar hep toplumsal tabakalaşmayla ilgilidir.
Demek ki toplumsal tabakalaşma, toplumsal istikrar ve *değişim süreçlerini anlama çabasıyla tüm toplumları karşılaştırmalı bir bakış açısıyla inceleyen *makro-sosyolojinin kalbini oluşturan bir alandır. Toplumsal tabakalaşma, Weber'in daha geleneksel *statüye dayalı toplumun (örneğin, *zümreler ve *kastlar gibi *atfedici kategorilere dayalı ya da eşitsizlikleri hukuksal düzlemde onaylayan *köleliğin yürürlükte olduğu toplumlar) sınırlayıcı örnekleri ve başarıya daha fazla önem verilen, ekonomik farklılıkların en önemlisi olduğu ve eşitsizlikte kişisel öğelerin daha geri planda kaldığı, kutuplaşmış ama daha akışkan *sınıfa dayalı toplumla (tipik modern Batı toplumu) başlar. (MARSHALL:1999)
Toplumsal Hareketlilik
Toplumsal hareketlilik, toplumda bireyin veya grupların fiziksel ya da toplumsal çevredeki hareketini ifade eden kavramdır. Fiziksel ve toplumsal hareketlilik olarak ikiye ayrılırlar. Fiziksel hareketlilik göçle eşleştirilebilir. Toplumsal hareketlilik ise bireylerin statülerinin değişimini aktarır.
Toplumsal hareketliliği detaylı inceleyecek olursak, bu hareket yatay ve dikey toplumsal hareketlilik olarak ayrılır. Yatay toplumsal hareketlilik, bireyin var olan sosyo- ekonomik statüsünden, benzer bir sosyo-ekonomik statüsüne geçişini ifade eder.Dikey toplumsal hareketlilik ise kendi içinde ikiye ayrılır. Yukarı dikey toplumsal hareketlilik; bireyin aldığı eğitimler sonucu üst statülere geçişini ifade eder. Aşağı dikey toplumsal hareketlilik; bireyin bulunduğu sosyal sınıftan daha aşağıda olan sosyal sınıfa düşmesidir.
Toplumsal Değişim Tipleri
Serbest değişmeler ve zorlayıcı etmenler olarak ikiye ayrılır.
Serbest Değişmeler: Toplumda gerçekleşen nüfus artışı, fikir akımları, buluş ve keşifler, kültür birikimi gibi iç etmenlerin ya da yabancı bir kültürle temas gibi dış çevreden gelen etmenler ortaya çıkan değişmelerdir.
Zorlayıcı Etmenler: Değişmenin ve değişmeye ilişkin etmenlerin zorla topluma kabul ettirilme süreci içinde yer alan etmenleri kapsar. Örneğin zorunlu ödemeler, hapis sürgün ya da ölüm cezası gibi yaptırımları olan değişme etmenleri bu grupta yer alır.
OLAĞANÜSTÜ DURUMLARDA TOPLUMDA TABAKALAR ARASINDAKİ RADİKAL DEĞİŞİM
Salkım Hanım'ın Taneleri'ni bu bağlamda incelemek gerekirse, Varlık Vergisi, toplumsal değişim tiplerinden zorlayıcı etmen olmasına sebep olmuştur. Halit Bey'in, Levon'un ve bir çok gayrimüslimin zorunlu vergiye tabii tutulması, toplumsal hareketi tetiklemiştir. Halit Bey, aşağı dikey toplumsal hareketliliğe maruz kalarak bulunduğu üst sınıftan çıkmıştır. Levon karakteri de Halit Bey gibi, bulunduğu orta sınıftan alt sınıfa geçmiştir. Durmuş ise alt sosyo- ekonomik durumunu karaborsacılık yaparak st seviyeye taşıyarak, üst sınıfa geçiş yapmıştır.
Marx'ın bu sınıflar arası geçişleri ekonomiyi temel alarak değerlendirdiğinden söz etmiştik. Weber'in ise Marx'tan farklı olarak, statünün sadece ekonomi temelli olmadığını ve sınıftan bağımsız olduğunu söylemesine değinmiştik.
Şimdi Halit Bey karakteri üstünden, Weber'in öne sunduğu düşüncenin bir doğrulamasını yapabiliriz. Halit Bey her ne kadar bulunduğu üst sosyo- ekonomik sınıftaki yerini kaybedip, alt sosyo-ekonomik sınıfa geçmiş olsa da, Levon ve Bekir gibi karakterleri incelediğimiz zaman, Halit Bey'e hala üst sınıftaki statüsündeymiş gibi saygı çerçevesinde yaklaştığını görürürüz. Yine benzer bir şekilde, Durmuş'u ele aldığımız zaman, alt sınıftan üst sınıfa geçiş yapmış olsa dahi, statüsü hala alt sınıftaki gibidir. Filmde viski kelimesini yanlış telaffuz etmesi, Nefise'nin onu alaya alması (ki bu Nefise'nin Halit Bey'e yapamadığı durumlardandır), tartışma sahnesinde Bekir'in onunla konuşma şekli, hepsi onun üst sınıfın statüsünü taşıyamamasından gelir.
Halit Bey'in ve Durmuş'un yaşadıkları toplumsal tabaka değişimleri yumuşak geçişler halinde yaşanmamıştır. Kısa dönemde gerçekleşen değişim radikal özelliğe sahiptir ve bu radikallik Varlık Vergisi kapsamındaki zorunlu etmene dayanır.
SONUÇ
Sosyolojik açıdan incelemeye müsait olan Salkım Hanım'ın Taneleri filmi, her ne kadar vergi kapsamında şekillenen hayatları gösterdiği düşünülse de, arka planda, vergiden bağımsız bir çok olayı gösterir. Ben olayı toplumsal boyut çerçevesinde incelemeye çalıştım fakat siyaset, ekonomi gibi boyutlarda da analiz ve kritikleri yapılabilir.
KAYNAKÇA
ARDA,E. Sosyal Bilimler El Sözlüğü. İstanbul: Alfa Kitabevi, 2003.
MARSHALL, G. Sosyoloji Sözlüğü. Çev. Osman Akınhay, Derya Kömürcü,Ankara: Bilim ve Sanat Yayınları,1999.
http://home.anadolu.edu.tr/~aboyaci/ders/sosyoloji/sosyoloji_notlari5.pdf
http://home.anadolu.edu.tr/~aboyaci/ders/sosyoloji/sosyoloji_notlari5.pdf