Edebiyat Kuramlan adrm taqryan bu gahgma iilkemizde bu alanda mevcut bogtulu doldurmak amactyla hazrrlanmrqtrr. Edebiyat kuramlan aiamnda kimi farkh...
,'#1 @ 5846 sayh Fikir ve sanat Eserleri Kanunu uyannca bu kitabrn her tii.rlii yayrn hakkr salkrmsd$iit Yayrnevi'ne aittir. Higbir gekil ve teknikle krsmen veya tamamen gotaltriamaz.
Ftrayatrmrn tanrkiarr
e$lm
ve Qocuklanma....
Dog. Dr. AIi ihsan Kolcu 1961 yrhnda Rize'de diinyaya geidi, ilk ve orta o$renimim iyidere. Rize ve Trabzorr'da tamamladr. 1983 yhnda Atatiirk Umversitesi Fen-Edebiyat Fakiiltesi Tiirk Dili ve Edebiyatr Boltimii'ne girdi. 1987 yrhnda buradan -"run oidr,. Nipde ve Sivas'ta iig yrl edebiyat ogretmenligi yaptr.
Ytksek iisansrnr 1992 yrirnda Cumhuriyet Universitesi
Sos-val Bilimler
Enstitiisii'nde tamamladr. 1993 yrlmda Atatilrk Universitesi Fen-Edebiyat Fakiiltesi Tiirk Dili ve Edebiyatr Bciiiimii'nde agrlan Araqrrrma Coreviiligi srnavrnr kazandr. Prof. Dr' M. Orhan Okav'tn asistanr oldu ve onun yonetiminde Atatiirk Universitesr
Sosyal Bilimler Enstitrisii'nde. Tanzimat
ve Servet-i Fiintn
Devirlerinde Batr
Edebiyatrndan Yaprlan giir Terciimeleri uzerinde Bir inceleme (1g59-i901) adh teziyle doktora
Haien aym b6ltmde 6sretim iiyesi oiarak gahgan Ali ihsan Kolcu'nun;
lhsan Kolcu, AJbatros'un Giilgesi (Bauderau'e'in Tirk $irirre Tesiri inceleme) kitabryia Tiirkiye yazarlar Brrhgi ?002 En lvi incelerne
Bir
uzerine --
uclulu'nu kazarxnl$ttr.
Felsefe
ilkin edebiyat bigimi iginde dogar I{arl Jaspers
Sciz ola kese saragr Sciz ola kestirc bagr
Stiz ola
aiulu
agr
I'ag ile tral ede bir siiz Yunus Emre
YANSITMA KURAMI
1
r. PLATONCU GORii$ Sanat Giiriingii Diinyasrm
Yansrtrr
----... 13
Arif Nihat Asya'mn San'at $iirini Mimetik Okuma Denemesi,...............'..'.'...... 20 lu.
a. Sanat Geneli ya da 6zii
ARisrocu coRii$
Yansrtrr.......
..............-....... 28
Bedri Rahmi Eyiibo$u'nun Giizel ile Faydah $iirini Okuma Denemesi ............33 ....--...' 35 b. Sanat ideal Olanr Yansrtrr........
Attila ilhan'm Pia $iirini Okuma
Denemesi.....
........'- 38
Bedri Rahmi'nin Kendimi Kendim Yaratsaydtm $iirini Okuma Denemesi..........40 Samiha
Ayverdi'nin Tilki Hamdi'nin Karnt Adh Oykiisiinii Okuma Denemesi.42 YANSITMAKURAMI
2
RONESANS'TA MiMESiS Rtinesanstta
Mimesis.......
......-....--.-........ 44
La Fontaine'in Arslan Postu Giyen ESek Fabl'ini Okuma Denemesi-....."'.""""' 46
YANSITMA KTJRAMI
3
MARKSiST MiMESiS
....""""""" Marks, Engels, Plehanov...... ""'" Toplumcu Ger9ek9ilik....:................... Ilasan Hiiseyin Korkmazgil'in Kavel $iirini Okuma Denemesi '........".""""i""" Mehmet Bagaran'rn imececi $iirini Okuma
l)enemesi
"""""""""'
57 73 AO
88
ANLATIMCI KURAM
1
Sanat Duygularrn Anlatrmrdrr............... Anlatrm Adlandrrma Delildir Anlatrmdan 6nce Duygu Yoktur.
ANLATIMCI KURAM
PSiKANALiTiK EDEBiYAT KURAMI ................,.......
9l
..................95 ...........g7
Esere Ytinelik Psikanalitik Kuram C. Yiicel'in Hayatta Ben En Qok Babamr Sevdim
II
Sanat Eserinde Anlam
Anlatrmcrhk Tolstoylda Aktarrm...... Mehmet A6fte Aktanm Aktarrm Olarak
Estetik
tl6
Yahya Kemal'in 1918 Adlt $iirini Fenomenolojik Okuma Denemesi................ 233
KURAMI
Ya9antr........
ONTOLOJiK EDEBiYAT KURAMI ............ l
l9
.... 11l
Cenab $ahabeddin' in Senin lgiz giirini Ontolojik Okuma Denemesi..... .......... 249 Z. Osman Saba'mn Sebil ve Giivercinler $iirini Ontolojik Okuma Denemesi... 251
ALIMLAMA KURAMI Wolfgang Iser.............. Ilans-Robert Jauss
Fish.............
VAROLU9CU EDEBiYAT KURAMT ......, 136 ............. l4l ............ 143
Ferit Edgii'niin.Ifi'r ve OPlu Oykiisiinii Okuma Denemesi..... .......27A Demir Ozlii'niin Bo{untulu Sokaklar Oykiisiinti Okuma Denemesi..... .............274 RUs
AVANGARD EDEBIYAT K{JRAMI Abdiilhak Himid,in NA-kAJi giirini Avangard Okuma Denemesi.._...........-...... E
..-...216
FENOMENOLOJIK EDEBiYAT KURAMI
..... 107
................-.......
ivor Armstrong Rrchards...................
Stanley
Sorunu.........
........21f
$iirini Okuma Denemesi...... 213
................. 104
OKUR MERKEZLi KURAMLAR DT.'YGUSAL ETKi
Sanatgrdan Esere (Sanatgrnrn Psikolojisi ve Kiqitig).......................................... 199 Eserden Sanatglya (Metinlere Yansrmrg Bigimiyle Sanatgrnrn Portresi)...........208 Ahmet Hagim'in BaSrm $iirini Psikanalitik Okuma Denemesi ..... 208
f 65
Kuramr....... Yazrnsalhk
Bigimci Yiintemin
$iir
ve Romanda
iNFUHLUN G (OZDE$LEYiM} KURAMI
...-.-.-....-.277 .-.......-.-..-.277
YAPISALCILIK
Yunus'un Bir $iirini Einfiihlung Okuma Denemesi..... .................. 17tr A. ilhan'rn Kimi sevsem sensin $iirini Einfiihlung okuma Denemesi.............. 173 Necip Fazrl'rn Takvimdeki Denlg $iirini Einfiihlung okuma Denemesi............. 175
Yaprsal
Dilbilim.......
Edebiyatta Yaprsalcrhk ve Uygulamalarr............... Cahit Kiileblnin Dostlara llrlci giirini Okuma Denemesi.....
BedriRahmi'ninParamparqa$iiriniOkumaDenemesi....-
SOYUTLAMA KURAMI Neqati'nin Bir Gazelini Okuma Denemesi..... Asaf Halet Qelebi'nin Ciinqtd $iirini Okuma Denemesi....
HERMENOTiK EDEBTYAT KURAMI Yunus'un Q*ttm Erik Dahna $iirini Hermeniitik Okuma Denemesi: ...............442 Dertli'uin $eytan Bunan Neresinde $iirini Hermeniitik Okuma Denemesi....... 453
AqIK YAPIT KUIi,AMI
Vapfi'r. .... 458 Cahit Srtkr'nrn Abbas $iirini Okuma Denemesi..... .... 463 KAYN-AKCA ......................469 DiziN .............48e Okur Merkezli l(uram Olarak Umberto Eco,nun Agtk
siiz
Edebiyat Kuramlan adrm taqryan bu gahgma iilkemizde bu alanda mevcut bogtulu doldurmak amactyla hazrrlanmrqtrr. Edebiyat kuramlan aiamnda kimi farkh gai4malar varsa da bunlann go[-u belli kuram]ar. etrafi.nda gekillenmig ve alanlanru srmrlamrg eserler durumundadu. Bunlar arasrnda Bema Moran'rn Edebiyat Kuramlan ve Eleqtiri adir eseri ornek ve gcindermelerini daha qok ingiliz ve 6teki Batr edebiyatlanndan yaprldr$rndan, bu edebiyata vakrf olmayan okurlar igin, ele ahnan kuramlar yabancl durmaktaydr. Bu alanda yazrlmrg kimi eserler de Gostergebilim, Hermdnitik, Psikanilizrn gibi sadece bir kuram iizerinde derinlegmekte, edebiyat kurarnlarrna merakh okurlan tatmin edememekte idi. Biz bu galtgmada, bugiin diinyada sanat ve edebiyat alantnda kuliarulan ve en yaygln 24 kuramr biraraya getirerek okudann bir baqvuru kayna$rna kavugmalan
Denemesi
Psikanaliz Aqrsrndan Feminist Edebiyat Kuramr....... Marksist / Sosyalist Agrdan Feminist Edebiyat Kuramr.......
6n
il
gay e
edindik.
Qalrgma tarum-tenkit-tahlil altbaqhsrm tagrmalladrr. Buna gore ele alnan her kuramrn cince tammr, temel
da Tiirk
edebiyatrndan kuramrn ozelliklerini yansltan uygun ornekler bulunarak tahlile tabi tutuimugtur. Boylece okuyucu kuram yabanct olsa da omefini kendi edebiyatrndan gcirerek hem kuramr daha iyi anlamrg olacak hem de kendi edebiyatlmrztn zenginli[ini bir kez daha fark edecektir. Elbette ki 24 farkh kurama Tiirk edebiyatrndan ornek bulmak kolay olmamrgtu. Bunun iqin iyi bir metin hafizasrna sahip olmak gerekir. Ardrndan bulunan metni kuramrn ilkeleriyle agrklamak, tahlile tabi tutmak gerekir. Bu gok yorucu ve dikkat isteyen bir siireg demektir. Esasen bu kitaba yansurug dikkatlerimiz onbeg yrlhk bir birikimin iiriiniidiir. T'.irk eciebiyatr kuram agrsrndan fakir, metin agrsrndan zengin bir edebiyattrr. Kuramsal ve dtigiinsei bir miras ve geiene$imrzin olmayrgr kendi metinlerimizi go$unun isim babasr Batrhlar olan kuramlarla agrklamak, lrorumlamak zorunda brraicrru gtr.
Yeni Tarihselcilik, Avangard Edebiyat Kuramt; Soyutlama gibi nazariyelerin Tiirkge'de ilk tamm, tenkit ve tahlilleri ilk kez bu kitapta ele ahnmrg ve bir Tiirk Avangard Edebiyat Kuramr, Soyutlama Kuramr gibi boliimi er teiif edilmiqtir. Bu eserin amacl sadece mevcut ve 9ok yaygm olarak biiinen edebiyatve sanat kuramlarrrun ozelliklerini ortaya lioyop onlara uygun Tiirkge metinleile uygulamasrnr gdstermek defii, aym zamanda bir Kurambilime Giriq oiabiiecek Ttirk edebiyatrrun kendine ozgiin kuramlannt ortaya koyacak
gal$malara kapr araramaktrr. Diinya edebiyat mirasrna bizim de hediye edebilece[imiz kuram]anmrz olmahcrrr. Ne yazrk ki ve sanat hayatrmtzrn bu yam ihmar edilmigtir. Bu "a"uiy",bir felsefe ihmalkarhgrn arkasrnda .ryteneg1ml1in
olmayrgrru gristerebiliriz. Fakat edebiyat
iglerinde birer felsefe banndrrabileceklerini unutmamak gerekir. "r"rr"rini'de Biz, Trirk $iirinde Yokluk Fikri ve Akif paqa'nm Adem Kasidesi Jar gutr'*urrrrzal uunun rtt< orneklerinden birini vermigtik. o gahgmada yokluk kawamrmn nasrl bir felsefi problem orarak ele arrrup ipi.niigni bir edebi ilil;;evesinde gostllmgve galgmrgtrk. Bu ve buna t"nz"iguhqmururru rtirr. zengiliEi bir felsefi ve kuram zelginligine dbniiqtiiriilmelidir. "a"dilatrn metin
Kuramlar ewensel, edebiyatlar ve metinler milli karakterlidir. Bu eseri okuyanlar Trirk edebiyatrmn ne kadar zengin
bir metin mi*rrrru .utip
oldu$unu anlayacaklardrr.
Bu eser tekrar tekrar iglenmek iizere kurgulanmrgtrr. Kitabrn sonraki baskrlan yeni metin tahrilleri ve geligtirmeyi afrunaugmri;yil'kuramsal konularla gittikge zenginlege"ek- vl nihayette uizi rtrt- edebiyatrmn kuramJ arr na gcitiirecek bl i kapi aral ayaca kt r Bu gahqmarun tashihini yapan doktora cisrencim Hatem Tiirk,e, metnin tamamrm okuyarak kimi dikkatlerini benimre paylagan r
etmeyi bir borg bilirim.
au utm vl
tegekrcir
Bnwk bir emek ve sab'n meyvesi oran bu kitabrn okuyuculara yararh olmasr dile$imi ifade etmek isterim.
Ali
ihsan KOLCU
Ekim 2007-Nisan 2008
YANSITMA KT]RAMI
1
I:PLATONCU G6RU$ Sanat Giiriingti Diinyasrm Yansrtrr
' ,
Batr'da sanat nedir? sorusuna verilen cevap ile Dofiu'da verilen cevap tam bir zrddiyet tegkil eder. Esasen her iki drinyay da biibirinden ayran ve farkh krlan da bu kargrthktr. Her iki ozgiin diigiince de iginde bulunduSumuz drinyayr, nesneleri ve olaylan anlamaya ve anlatmaya gahgrr. ',,, Antikitede sanat nedir? sorusunu cevaplamaya gahqan ilk filozof
Platon (Eflatun)'dur, Platon'un felsefesi onun "idea" dedifii disiplinin alr. "Ona gcire idea, britiin genel gegerlik tagiyan yasalann, kurallann varhk tiirlerini oluqturan ilkelerin de$igmez, ohimsliz ve hakiki kargrhgrdrr. Vari*, nesne ve bireylerin saylslnca iiil"u" vardrr. Yine ona gdre (id€a", "Bilgi", "iyi", "Giizel" ve "Do[ru" aynr geylerdir."l ',j:' Sanatrn iginde bulundu[umuz varhklar dtinyasrrun bir yansrmasr oldu[u dtigiincesinden hareket eden bu gcinige gcire, Tann'mn yarattr[r insan, bitki, hayvan gibi canhlar ile insanlar tarafindan yaptlan aletler, eqyalar, binalar, yollar, kcipriiler, bahgeler vb. tarafindan taklit edilerek vticut bulurlar. Bunlardan birinci krsma girenler dofrudan dogruya Tann tarafindan yaratrlan ve ideasr kendinden menkul nesnelerdir. Onlar birer '62-iirnek'rir. ikinciler ise Tanri'mn yaratmrg olduklarrndan ya da zihin yoluyla algrladrklarr ilk rjrnekten hareketle gergeklegtirdikleri, yaptrklan nesnelerdir. Bunlann drqrnda Platon'un eidola (goruntri, imaj) dedi[i yansrmalar da soz konusudur. Su ya da ayna yiizeyinde nesnelerin yansrmalarr gibi2 gegici gonintiilerdir bunlar. Bu bafilamda Yunan mitolojisindeki Narkisos mitosunu burada zikretmenin merkezinde yer
dogru olacafmr diigiimiyoruz.3 Platon Devlet adh kitabrnda Glaukon'la girigti[i bir clizi cliyaloguncla iki yerde bu meseleye agrkhk getirir. Birincisi Devlet'in yedinci kitabrnda dile getirdifi ma[ara istiaresi ya da ma{ara alegoris'idir.
Estetik l(urarnlan, Asa yay. 3. bs. Bursa, 2000, s. 89. B"*u Moran, Edetriyat Kuramlan ve EleEtiri, Cem. Yay. 8. bs. ist. 1991.s. 19. 3 Sanat ve Elitim kitabrnda Dog. Dr. inci San, Yansttma Kuramt'nt l.GorijLneni oldu[u gibi yansrtma,2. Genel'i, tiimel'i ya da ozri yansltma,3. ideal gergeldifii, diizeltilmiq gergekligi yansrtma geklinde iig baghk altrnda incelemektedir. Bu tasnif Ber:ra Moran'rn tasnifine uyguniuk gosterir. Bununia birlikte terminolojide birtakrm farkhhklar vardrr. Biz bu qalgmada daha yaygrn bir kr.rllamma ulagtr$r igin Bema Moran' rn terminoloi isini kullanaca[rz. I Ne.lat Bozkurt, Sanat ve
?
t. I
I I
I
I
14
EDEBTYAT KURA MLART I t-5
lALi iHsAN KoLcu
Piaton'a gore drg diinyamn gergeklili bir gcilgeden ibarettir. Gcilgeyi oluqturan nesneleri yansltan bir rgrk kayna$r olan Giineg'tir. Igrk (Giineg) oimazsa golge olugmaz. Platon bu hadiseyi ma[ara istiaresi ile agrklar. Buna gcire; srrtlan drg diinyaya yani rgr$a, ytizleri duvara dciniik olarak bir ma[arada birbirlerine zincirlenmig insanlar drg gergeklili malara duvanna vuran gcilgeler vasrtasryla algrlamaya, anlamaya gahgrrlar. Bu insanlar giineg rgrprrun nesneler irzerinde yaptr$r gegitli g6lge oyunianm, yaratttfr figtirleri gergek sanmalctadrrlar. Bu esirler buradan kurtulmadrkga gergekliSi sadece giineqin yarattrgl g6lgeler vasrtasryla srrurlayacaklardr. Fakat bunlardan birisi kurrulup giineqe yiiziinti d6ndii!-iinde ilk 6nce gozlei- kamagacak ve zamanla hakiki gergegi anlamaya baglayacaktr. Artrk g6lgelerin diinyasrna iltifat etmeyecektir. B6ylece gerge[in kaynalrmn Giineg oldu!'unu anlayacaktu. "igte o z.unan anlayabilir ki, mevsimleri, yrllan yapan guneStir. Biltun goriinen diinyayr gdne$ duzenler. Malarada oDun ve arkadaqlannrn gdrdukleri herqeyin asrl kaynagr $uns561'z
. Piaton, asrl gergeklilin ancak zihin yoluyia kawayabilecepimiz 'oldealar" diinyasrnda mevcut buiundu$unu beiirtir. Bu idealar belli bir dtizen ve sistem iginde aga$rdan yukanya doEru srralamr. Bunlar dtiqiince silsileleridir. En yukanda giineg alegorisiyle anlanlmak istenilen "iyi" ideasr yer alrr: 'Benim nereye varmak istediEirni merak ediyordun ya, igte bu benzetmeyie onu iyice anlamrg olursun. Dolru mu yanhg rm oraslna Tann bilir. Herhalde benim diiqunceme gdre kavranan dunyamn srnrrlannda "i5ri" ideast vardrr, lnsan onu kolay kolay g6remez. Gorebilmek igin de, diinyada iyi ve guzel ne varsa hepsinin ondan geldi$ini anlamrg olmasr gerekir.
Gcirtilen
dtinyada rgr$ yaratan ve da!"rtan odur. Kawanan dtinyada da do$ruluk ve kavrayrg ondan gelir. lnsan ancak onu gdrdtikten sonra ie ve drg hayatrnda bilgece dawanabilir."s Platon, Devlet'in Onuncu Kitabr'nda yine Glaukon'la yapfilr diyalogda idealar kuramrm estetik planda yerriden ele alu. Giineqle temsil edilen ve insanlann zihin ve dtiqtince yoluyla algdayabilecekleri idealar piramidinin zirvesinde "iyi" ideasr vardrr. Onun a;afrya do$u agrhmr asrl ve tek (Mutlak) gergeklikten uzaklagmak, bir bakrma gergeklifin kopyalanru ifade anlamrna gelir. Batr dtigtincesinde Mimesis, Piaton'dan bu yana taklit, yansttma, kopyo
'britun yaratrlmrq geyler, nesneler kendi ezeli aktetiplerinin ya da "form"lannrn taklitleridir. lmgeler de bu ezeli, dncesiz-sonrasrz arketiplerin ya da 'form"lann resimlerde, dramatik giirlerde ve garkrlarda yansrtrlmalanndan bagka bir qey defildir."o Platon Mimesis kawamrru agrklarken masa ve sedir orrre$ini verir. Buna gcire yansltma (mimesis) esasrna baSh resim, giir, heykel, tiyatro gibi sanatlar asrl idealann ikinci, iiqiincii hatta dordiincii dereceden taklitlerini verirler. Platon bunu sedir ome[i iie agrklar. Ona gclre marangozun yaptl$ sedir, ash formu idealar diinyasrnda yani sedir ideasrnda mahfuz bir formun ikinci el yansrmasrdrr. Marangoz sediri zihin yoluyla algrlar ve kullandrSt malzeme ile bir sedir yapar. Bu Platon'a g6re asri formun bir kopyasrdrr. Aym sedirin bir resmini yapan ressam da kopyanrn kopyasrm yapar. Ressamrn yaptl$ sedir tablosundan etkiienen gair bir sedir giiri yazar ve sedir ideasrru dcirdiincti kopyasrm ,bir bagka sanat dahnda devam ettirir. Bu sayr arttrkga sanatgl asrl gergeklilcen gittikge uzaklagmrg olur. Bu malaradaki. adamm duvara diiqen golgeler kargrsrndaki tavnn hatrrlatrr. Onlar gergek de$il gergepin birer kop-valandr. Tann idealann (form) tek 6rne$ini yapar. Aym formdan iki cimek yaptr& zamu. kendisi de yansfma yani ilk ornefi kopya etmig olur. "-Tann, ya canr 6yle istedi$ iein, ya da baqka turlu olamayaca$ igin bir tek sedir yapmr$, o da sedirin ash, dziidtir. Bu t0rlii iki sedir yapmamrs Tann, yapmayacak da hig bir za:m€Jl,
-Neden?'
-Qiinkfr iki tane yapsa, kendilifinden bir tigtincusii, ikisini birlegtiren bir iigiincisti grkacak ortaya; asrl sedir, 6z sedir bu olacak, 6teki ikisi de$l.-7 Platon bu gortiptiyle zihin yoluyla algrlayabildi[imiz ideaiann mutlak ve tek formlar oldulunu vurgular. Bu ornekten sonra Platon, sozii biitiin bir mimesis kawamrnt ozetleyen ayna alegorisine getirir.
'-lstersen bir ayna al eline, d6rt bir yana tut. Bir anda yaphn
gitti giine5t, yrldrzlan, diinyayr,
kendturi, evin btitun e5yasrnl, bitkileri, bttiim canh varhklan. -Evet, gdriinurde varhklar yaratmrq olurum, ama higbir gerqeklili oimaz bunlann. "e
etmek anlamrna gelir. Platon'a g6re;
o 5
Platon, Devlet, Qev. S. Eyiiboplu-A. Erhat, Remzi Kitabevi, ist. 8. bs. 1995, s. 201.
u
Sanat ve Estetik Kuramlarr, s. 93.
Devlet, s. 202.
7
Devlet, s. 283.
16
lALiiHsAN xoLcu
EDEBTYAT XURA MLART 117
Sanatrn goriingu (goriintii) diinyasrm yaratmasr fikrine agrk bir ornektir bu. Drg eergeklifin, nesnelerin yansttrlmasr bai
I)evlet.
ortaya kor.
$iir ortaya konurken u9 eweden gegti$ni goz dnunde tutuyorum. Birincisi giir oncesi duyarirg, ikincisi bu duyarhlrn yaratbts imge, uguncusu imgenin ozamn ussal ve eleqtirel gticuyie srmrlanrp qiirlegmesi. Bu ewelerin srnrrian kesin defildir. yer yer birbiri igine girrnis oiabilirier."to ismet Ozel de bu ba$lamda Platon'un Sair ve ozan diye ikiye ayrrdrgr gair profiline katkrda bulunmaktadrr. Buna gore giiri bir yarans olarak kabul edenler ve fmgenin peginde koganlar ,rair (sanatgr) diferi de hazrr ifade ve gcisterge kahplan olan simgeyi kullananlar yani ozan (zanaatk6r) oimaktadrr. Yunus Emre de; Ey sdzlerin ashn bilen Gei, de bu soz nerden gelir Soz ashnr anlamayan Sanrr bu soz benden gelir
diyerek sciyledi[i soziin bir Tann kelAmr oldugunu onun sadece bu sci,zleri nakletti[ini ifade eder. Bciylece gairin Tann'run scjzlerini nakieden birer sanatq, ozanlann da gairlerin scjzlerini taklit eden bter zanaatkar olduklarr savr giiglenir.
Nietzsche,
"Sanat do$anrn bir taklidi degiidir; tersine ona yaprlan bir ekUr, kendisini agmak uzere vanrna dikilen fizik dtesi bir ekidir dofanrn."
ismet Ozel bir sanat oiarak qiirin simgeye dayali bir taklit
lerimZin simgelerie sunuldu$u bir yazr p€rrgastnr mr, yoksa imgenin du$unsei bir temelle de[eriendili yazr pargasrnr mr Siir sayaca$z? Ben ikinci turden yaayl Qiir sayryorLlm. Qunku bence ozari var olan du$uncesini giirlegtlrrnez, ama yalnrzca $iirini
de
diyerek Piaton'un tam ztddt gciriigier ortaya koyar" O halde
sorul1
gegiqtiriiecek kadar onemsiz degildir. $imdi Piaton'un o kadar iizerinde durdugu ayna metaforuna donebiliriz.
Sanat eserini aynarun yaptlgl ige benzetmek hem Do$u hem de Bati defiqik ve farkh anlamlarda da oisa kullarulagelen bir metaforciur. Hatta islam sanatiaruun tasar.vuft.an gelen bir etkryie tecride dayanmasr, onun kargrsrnda Batr dirqiince ve sanatrnda ise tam aksine sanatln mimesise (yansrtma) dayanmasrru hatrriayabiiiriz. isiam sanatiannda tecrid, Batr sanatrnda ise taklit ve yensftnle vardrr. Bu mukayeseyi iki omekle dugii:ncesinde
agmaya gairgahm.
s. ?82.
" Edetril'ut l{uramlarr vc
lilcgtiri. s. 17
'o ismet Ozei,
"imge ve Dizin", $iir Okuma Krlavuzu. \'erytizu yay, ist. 1980. s. ?9
18 IALiiFtSAN KOLCU
EDEBiYAT XURA MLARI I19
Bilindigi gibi edebiyatta da gok iglenen bir Narkisos mitosu vardrr. Biz bilinen ciykiide qok yakrgrkir bir delikanir olan Narkisos kendisine dqrk olan kadrnlann hiqbirine de Nergis gigegi ve onun etrafinda anlatrian efsane olarak
yiiz vermemesiyle tarumr. Agklanna kargrhk bulamayan ve Narkisos,un ukala ve krncr yanmdan yakrnan kadrniar onu tarrn zeu{a gikAyet ederler. Birgrin avdan dcinen Narkisos gcil kenannda duru suda kendi goriintiisiinr.i goriir. Gordiilii giizeliik kargrsrnda $agran Narkisos kendisine agrk olur. Kendi giizeliigine kavugabilmek igin suya bulanr ve bciyrece eriyip gider. onun eridili yerden Nergis adh gok gtizel bir gigek peyda olur. Bu mitos tipik bir yansrma motifidir. Narkisos duru sucia kendr grizellipinin yanslmasrru fark etmigtir. ortaya grkan mar,zara bir madde ,' varhk diiqiincesini de ga$ngtrnr. Tasawufi lugatteki kargrirEr olarak bu hadisenin mesele Tann'run kiinatr Fratma esprisine kargrhk oiarak soyiedi$i bir hadis-i kudside ki.intii kenzen mahfiyen fi ahbabetiin an uraf (den bir hazine idim, bilinmeyi istedim, bilinmeyi sevdim) sciziinti hatrriatmaktadrr.
,{ym diigiinceyi mes ela; Kendi husnun hublar qeklinde peydA eyledin Qegrn-i dgrktan donup sonra temAqA eyledin beytinde de buiabiliriz. Boyleiikie kendi giizeliifine ya da onun yansrmasri]a Sqrk olma sanat ve sanatgl zemininde 'yaratma' edimi olarak nitelendirebilecegimiz o tannsal di.h-tiiniin bir gciriiniimi olabiiir Batr diigilncesinin aksine alma metaforu $ark-isiam diigi.ince ve edebiyatrnda tecride varan bir unsur olarak onun nesnesi nitelipine biiriuiir. Neqati'nin mesela agafrdaici beytinde bu tiirden bir solr.rtiamadan soz edilmektedir.
'Etdik o kadar ref-i taayyun ki NeqAti Aylne-l prir-tAb-i rrrucellAda nihAmz" (Negdti, biz goriinen varhgrmrzr oyiesine yok ettik ki
Ayinesi igtir kiginin iafa bakrlmaz $ahsm g0runur, rutbe-i akh eserinde. beyti de insan karakterini yaptrgr igle olgen bir yansttma hadisesidir' Bu kargrt tirnekler Batt sanatrmn dayandr$t temel kuram oian mimesis ile $ark-islam sanatrrun dayandr$r temel kuram olan tecridin daha iyi anlagridr grm diigiiniiyoruz. Ote yandan sanatm bir gegit yansttma oidugunu ve bunu ayna metaforu ile agrklayan kimi goriigleri de burada zikretmenin yararh olacafr kanaatini ta$lyoruz- Sokrates, "gairin yaptrgi igi bir gegit yansltma" olarak kabul eder.ir Fransrz reaiist yazarlanndan Stendhal, Krmlzl ve Siyah adh eserinde romani "yol boyunca gezdirilen bir ayna"ya benzetir.l2 Marksit kuramct Plehanov da "Sanat ve edebiyat hayatm aynandtr" der. Fransrz ressam Eugene Deiacroix da " Re sim 1t anktlardan ibarettir " diyeceltir. Bizim edebiyatrmrzda sanatrn bir ayna / yansrtma oldu[u goriigii r.rrrgulanagelmigtir. Mesela Recaizade Mahmud Ekrem, Araba Sevdast adlr romanlna yazdrpr onsozde bifik kiigiik hikdyeleri birer "ibret aynast" (nzi r' d t- i ib re t-nilmd ) oldugunu r.'urgular. "Hakikat veya imkan daresinde tasawur ve tasvir olunmakia megrut olan biiytik knqnk hikdyeler ise vekiyi u ahvAl-i begeriyetin birer mir'it-i ibret-numasrdrr"l3 Bu anlaytq Tiirk bastn tarihine de damgastm vurnug birgok gazete ve mecmua ayna anlammr ta$tyan "Mk'at" kelimesi iie adiandrnlmrqtrr. Buniardan birkagrru hatrlamak yerinde olur: Mir'6t-r Zaman, Mir'At-i UiOm. Mir'dt-r Aiem, Mir'6t-i MaArii Mir'6t-r Sanayi-i islAmiyye vs. her sanatsal -va da toplumsal olgu kendisini yansrtacak bir arag veya arg$man buftnak1a gecikmez.
Necip Fazi da Poetika'smda qiiri cemiyetin bireyin art* iizerinde toz
"$iir, butun gatrsi mahremiyetleri ve nefsi aidiyetieriyle yuzde yiiz fert perdesi uzerinde cemiyetteki tefekkur ve tahassiis haletinin en nidir ve mtikemmel aksidir."l4
ve pas buiunmayan pariak aynada bile goriinmiiyoruz)
Va da
Akif
Pa$a'run Adem Kasidesi'nde yer aian;
Bi-vucOdum o kadar ben ki aransak ikimiz Ben bulunmam bulunur belki musemmA-yr .adem (Ben varhlrmdan dylesine srynlmrgrm ki, yoklukla birlikte ikimizi arasalar, ben bulunmarr ama belki yoklu[un adr buiunur)
.:
' beyti lsiam diigi.incesinin tecride
perciesinde
yansryan aksi olarak gciriir.
ir Edebiyat Kuramlarr ve Elegtiri. s. 16. r?
Age, s, 16. Recaizade Mahmud Ekrem, Biitiin Eserleri, 1, (Haz. i. Parlatrr-N. Qetin-tl.: Sazyek), M.E.B. yay. ist. 1997, s.2A'7. ra Necip Fazri Krsaldirek, Qite, Biiyilk Dolu yay. 18. bs. ist. 1992. ($iir ve Cemiyet 13
aClr 9.
boliim)
-
20 IALiiHSAN KoLcu
EDEBiYAT KURA MLART 121,
O halde mimesis kurarruna gcire sanatgrmn yaptr[r qey sadece idea'nn bir kopyasrdrr; bir yaratma de$il 'yapma' ve 'yansrtma'drr. Sanatgrmn taklit edecefi ornek alacafr nesneler ve cjteki unsurlar bu diinyada var olmayabiiir. Sanatgr onlan zihin yoluyla idealar dlemindeki ilk-orneklerini hatrlayarak eserini viicuda getirir. $airin ilhamr belki bu tiirden bir hatrrla(t)madr. Zira
$iiri olugturan duygu ve diigtince ancak dile gewildigi zaman somutlaqmaktadrr.
Bu konuda edebiyattmrzdan giizel bir cime[i burada tah]il etmenin yerinde olacafrm dtigiiniiyoruz. Arif Nihat Asya'mn Sanat Siti hem Platon hem de bundan sonra gcirecefimiz Aristo mimesisine omek tegkil edecek niteliktedir.
Arif Nihat Asya'mn San'at $iirini Mimetik Okuma
Denemesi
SAN'AT Sen, mermeri yarahrsm;
Ben, ondan saray yaparrm! Suya ektifin kamrgr Keser, biger, ney yapanm! Yuvada Hawa'yr gelin Adem'i grivey yapanm!
$u manasz mesafeyi En yapanm, bo;r yapanm! )
ki sen ver... ben ondan, Mutlaka, bir qey yapanmt
Yeter
Sen, orda Cennet kurarken Ben, dunyada koy yapanm!
Bir yalmcrk gonderirsin: Tarar, susler; bey yaparrm!
has bir kudret olarak kabul edilir. Bu yamyla hem Klasik islAm tasavr,uf diigiincesine hem de dolayh da olsa Platon'un idealar kuramrnda ziweyi temsil eden "iyi" ideasrna gondermede bulunulur. Tann mermei yarabr, insan (sanatgr) ondan bir saray yapar. Saray ideasrm da zihin ve duyular yoluyla ana-ornelfen alarak gergekleqtirir. Bu bir bakrma sediri yapan diilgerin eylemine eqde[er bir durumdur. A$acr, ahqabr yaratan Tann, ondan bir sedir yapan ise marangozdur. Sedir ilk ve mutlak dmesi ya da ozi, cevheri, ideasrnm idealar dleminde mevcut olmasr gibi sarayln ideasr da orada mevcuttur.
$airin; Sen, orda Cennet kurarken Ben, drinyada kriy yapanm! Dizelei insanoflurmn bu diinyayr cennete doniigtiirmeyi tasavr.rrr eden ebedi ve ezeli d{ifiineesiain bir yansrmasrm dile getirir. Evlerimizi, bahgelerimizi kimi zaman orneSini Tann'mn yarattrfr tabiattan alsak da bu konuda ilk orne[imiz, ideamtz zihin yoluyla algrladr$rmrz idealardan geger. ihsano$lu diinyada bir cennet yapamayacaktr fakat onun bir kopyasrm yapmayl deneyecektir. Bu goriige gore ilk-ornelg ana-ornek her zaman Tann'run bir daha doniip diizeltme ve yeniden yapma gere$ini duyrnayacafr tasamrfu olarak kalacaktrr. Sanatgr ise higbir.zaman tannsal anlamda yaratamayacak ama devamh olarak'yapacak'trr. Suya ekti[-in kamrqr Keser, biger, ney yapanm! dizeleri de britiiniiyle Mimesis kavramrru kargrlayacak niteliktedir. Sanatguun yaptrfr, karm; yaratmak deSil Tann'mn yaratttsr kamrgtan bir mi.izik dleti yapmaldrr: O ilk cirne[ini idealar dtinyasrndan alrr. Yani ilk ve tek ney orne[ini Tann yapmrgtrr. Hatta Tann'run ilk ve tek ney ornesini somut olarak yaprru$ olmasr da gerekmez. Onun diiqiiacesini yaratmr$ olmasr -yeterlidir. Sanatgrrun yaphgl ona oykiinmektir ashnda. Tann'run SAni srfalrrun insana diigen krsmryla yaprlan geydir bu. Sanatgr bu ideayazihia yoluyla ulagu. G*ip Mukaddimesi'nde Orhan Veli, gairi miikemmel bk taklitgi olarak gordiipiinii ifade eder. 'Sanatk6.r usta bir taklitqidir. Usta sanatkAr, taklitqi defilrniq
gibi gdrunur. Qriril
Gokteki oksuz dilirni Bayra$ma ay yapanrn. Sqnat lorrannJmesi Platon'un mimesis kuramrru anlatan yerli cirneklerin
asrrda
ya$amrs realist mutrarririn anlattr[a tabiat orijinal deSildir, zekA tara,findan taklit edilmiptir. Onun' igin eser kopyenin
kopyeslolr.
belki de en onde gelenidir. Buna gore Tanrt'run yaratttklarr ile
rc
insan(sanatgt)'run yapfiklaru soz konusudur. Yaratma eylemi sadece Tanrt'ya
Sanatgr tannsal yani yoktan var etme anlamrnda bir kudret ve yetenepe sahip olmadr$r siirece, yaptl$ her qey kopya ve taklit olarak kalacaktrr.
Ozgiin bir yaratma kudreti ve yetene[i olmayan sanatg.rxn ozgiin bir bilgiye sahip olmasr da di.iqiiniilemez. Bilginin de bir kopye / taklit oldugunu diiqriniirsek ashnda sanat adamlarmm da yaptrpr gey sanatlanm icra ederken yaptrfrndan farkh defildir. tsir gartla ki zanaatkdrbk birtakrm dogrulan deneyip kullamma sundugu igin biraz mutlak ve dogru bilgiye yaklagrr. Platon sanatm ve sanatglrun. bize gergek bilgiyi veremeyeceSi goriigiinden hareketle gairi tasavr.'ur ettifi Devlet wzamt iginde gcirmez. Bir bakrma gair Platon'un Devlet'inden kor,ulmug bir sanatgrdrr. Platon bunun sebebini 1. Bilgi agrsrndan, 2. AHak agrsrndan olmak iizere gegitli saloncalarr srralayarak agrklar.
1. Bilgi agrsrndan: Mutlak bilgiye susamrg ahlcr bir filozof olan Platon Devlet idaresinde, qair gibi gegitli newozlan olan, giimi giiniine uyrnayan, srirekli defigen ve tutarsrz bir ruh hali sergileyen bir frgiirii safhkh bulmaz. Zira qair akhn yoningesinden grkrrug, duygrriariyla hareket eden, kendine gdre bir gergeklik kurmug grivensiz biridir. Platon'a grire; 1 . $air bizi asri gergekli[i olugturan ideaiardan uzaklagtinr. 2. $airin yetkinlikJe konuqacagr bir bilgi alaru yoktur.
$airin bizi asrl ve mutlak gergeklikten ulagtrrdrfr savl ne yazrk ki yonti/e gairleri ideal Der'let'inden kovmakla hakhdr. $airin gergeLle okuyucul,u gergekli$i olugturan idealardan uzaKaqtvr. Zira onun sanatrmn islevi. sanatsal yalan iizerinedir. Tanprnar giirle medeniyet kurulamayaca[rru sciylerken bu durumu ima etmek istemiqti. Medeniyetler dizyazt yani kesin ve mutlak bilgilerin, sarsrlmaz ve de[iqmez kanunlann rqrfrnda kurulur ve ya$ar. Dolagrmda oIan, hafrzalarda yer eden kanun vb teamiiller boyle bir devamhhk ve kararkh[m iiriiniidiir. An be an defiqen bir ruh halini sergileyen, bir $in ak dedifine ertesi gifur kara diyen bir sanatgrmn bize yetkinlikle soz edetilecegi bir bilgi'alaru yoktur. $air, Platon'a gore ttpke di.ilgerin, ressamtn yaptrpr gibi bizi asri gergeklikten uzaklaqtrnr; idealar dlemindeki mutlak formlarrn bir taktidini kopyasrm yapar. Grirtingiiler diinyasrna yanstyan (ins31n, tabiat, e$ya ve olaylan)'ian taklid etmektir onun yaptl$. Bu bakmdan her giir bizi mutlak gergeklikten biraz daha uzakLagtrnr. Konuyu daM iyi anlamak igin Cahit Srtkr'run bir qiirine gciz atahm: do$rudur ve Platon bu
DAI.GIN OLU
Dun giizel bir kadrn gegti
Gecerni altust eden' SoYiesern
illarmazslnz'
KafklP verecek oldum
.
Diiqrirunce mendilini; Oldu.Eumti unutmuEurn
sonra mezaniln Dok*z dizelik bu manzumede qairin oldiikten getirilmigtir. $iirin k"try:: dile g*q;", Ui, f.uar"u [*qt hissettikieri
V"f,r"*OA
imdi bu manzumemn 'olmiiq oldufiurru unutmJ Lsp'isi tizerln" kuruimuqtur etmektedir? $air ne ttir bir gergeklilden-sclz -J" -a""yaya gergeklikle bir iligkisi var mriut bir tiirlii oliimii veya doyamamit Gozii arkada kalmrq V" . iislubunun
bir o,"J"i"
kabullenmeyen
insanlann ya$amaya ;;; karqtyayrc. $airuu,tol*ui
;*"lerini Ui' yatll
krskanrnasr
unuttuEunu baqvurarak ^otdiist{ril. edilmig bir icat s-anatgr tarafindan soylernektedir. Bu Aii"- a,m* geigeginnr bu evlgrn Fakat siislemektir' kopya metnini verir' il; t"t"gi Jnu.yatanla oliim ideasrndan ivice
Vani bu diiqirnceyl tOfti"tti *"tiut Eoq"kli{en olilm qekli ve sonrasl mevcut bir iigi*a" quiin;J"d€t zrru uzaklaqtrr. gergekligi oluqturan dlirm
16*
asrl ve mutiak gerqekliSi benimsetmeye gairgrr' kwculadlgl ideasrndan,rr*ttuqtoo''fenai blle-sebat ve lsrar etmemesidir' Bir Fakat trajik otur, guiJo U" g"'q"ftiifa" de anlamsrz kiat' $airin oliimii' onun bagka giir ya ,ia Aur"'n i" f"tg"ldigi oliim ideasmr ilrl"r#" bir iislup kullanmasr trajik ve korkung ;*J Hie kimse iagrmaz' bilgi qlu*"1da ve unutturmadr$ gibi t;;;"";G" gerqeklifi mutlak ideasr oiikn kindfarnJ. kendisini bu gegitten bi, OiiiCtl if"
deSildir. Bu bakrmdan E"it
iginde ortadaclrr'
alamna sahip olmadrsr igin Platon gairi yetkiyle konuqacak bir biigi hitap eden bir grbi.9y.Vryl*? qii; ideal devletinden kovmu$tu' tsu bir bakrma gibi ciddi bir kurumun idare sanat(gr)in aegiltenligl'ffia"o de,vlet qiirin liilnevtet adarnlfr ile_gairli[in,,kanunla4a edilemeyeceBine prsnsierin' 'ure; padilahlann' krallarrn'
uplg'*J
sair
PylU: pitf*-'V"tt"ekie1ru. gormezden geliyor de[iliz' Sadece biqiminin olamayacafirm, devlet refera*slanru qiira.n vJi"itJ"" "r"tt bir idare ve sorumluluk buiunduran. yonetimi gibi kitleie;'r.uJ"ri"** elinde "]19 oznelere terk tu]arsq de$iqer1 isteyen bir iqin i"vg"f"t J"*"a* gt' uE iun baktldr$rnda Platon yerden edilerneyeceg-i if"d"i;-iutil'vo*''
bapdaqamayu"ug,
gehzadelerin
gofe kadar hakhdrr'
EDEBivnr xuRA MLARI 125
24lALi iHsAN KoLcu Ayru problem Miisliiman
diiLr:ryasrnda da
giindeme gelmiqtir. Kur'6n'rn,
islAmiyetin qiire bakrgr ile Platon'un diigiinceleri arasmda $a$rrtrcl berzerlikler vardrr.
Kur'An'rn indipi devirde Arabistan yanmadasrnda gok giighi bir qiir gelene[inin olduiu sciylenegelmigtir. Panayrrlarda gelenek halini almrq giir yanqmalan, Kdbelnin duvarrna asrlan Yedi Ash (muallakatiisseba) giirleri vb. faaliyetler giiri eski cahiliye dewi Arap toplumlanrun merkezine oiurtmugtu. Hatta Arap kabilelerinin reislerinin bir savaggr olmaktansa gair olmalanru yelledikleri de rivayet edilir. Kur'dn bir dinsel metin olarak cince bu gnglii giir gelenefi ile yiizlegir. $iiphesiz Kur'An bir giir de[ildi; nesirle yazrlmrgtr. Fakat ondaki ritm ve ses krymeti, giirsel ogeler giiri andracak kadar giiglii ve derindir. Yaradan kendi
sozlerinin insanlarur viicuda getirdikleri Sifu metinleriyle mukayese edilmesinden hognut olmamrg ve gerek $uAra suresininl6 kimi ayetlerinde gerekse Y6sin sffresinin 69. AyetinderT Kur'6n'm giir, Hz. Muhammed'in de $afu olmadr$rm vurgulamrgtrr. Almca $iiri bir 'yalafl: sanatr olarak
vasfetmigtir. $iirin igerifine bakrldrSrnda gairin sanatsal yalan sciyledipi zaten bilinmektedir. Divan edebiyatrnda da giirin bir 'yalan' sanatr ya da sanatsal yalan oldu$-u defiqik gairler tarafindan vurgulanmrgtr. Bu konuda Fuzuli'nin; Aldanrna ki S6.dr sozii elbet yalandrr dizesini hatulamak yeterlidir sarurun.
Yaradan birgokJanrun yanllg anladr[r gibi giir'i bir sanat olarak bir qiir olmadr$rru ve giirin sahip oldu!'u vaslflan tagrmadrfuu ayngtrrmak isternigtir. Nitekim Peygamber gairi olarak bilinen Hasan bin Sabit, islaAmiyeti ve Hz. Peygamber'i,ovdiigii igin iki cihan serveri tarafindan bir aba ile d,dtillendirilmigtir. Onun bu hareketi hem edebiyat tarihi hem de din tarihi igin dnemli bir olay olarak hatrlanagelmiq, adeta giir ve gairlerin beraatine karphk gelmiqtir. aga$rlamamr$, sadece Kur'An'rn
16
gua.a Suresi 221. "geytanlann kime indilini size haber vereyim mi? de" 222. anlar giindhkdr ifthacrlann hepsine iner. 223. Bunlar $e1'tanlara kulak verirler, goSu yal"ancrdrrlar. 224. garlere ancak azgmlar tyar. 225-226. Onlann her vadide gagkrn gagkm dolagtrklann ve yapmadrklanm yaptrk dediklerini'gormez misin? 227. ancak inanan, yararh ip igleyenler, Allah'r gok ananlar ve haksrzhsa upratrldrklannda haklanfi alanlar bunun drgrndadu. Haksrzhk eden kimseler nasd bir y*rhgla yrkrlacaklanm anlayacaklardr." I(ur'in-r Kerim ve Tiirkge Anlamr, Diyanet igleri Bagkanlrsr yay. Ank. 1988, s. 375. t7 Yasin suresi 69. ?ryet; "Btz Muhammed'e giir 6lretnnedik zdten ona gerekmezdi. Bu bir cigrit. apagrk Kur'An'dr." Kur'6n-r Kerim, s. 443.
Genel olarak baktldr[rnda hem Platon'un Devlet'inden hem de Kur'An'dan qiirin drglanmasl hedeflenen amaglar do$rultusunda yerindedir. Qiinkii qairin yetkiyle konuqacaEr bir bilgi alaru yoklur. Bir gairin anlattrlr kalp ile bir kardiyologun anlattr[r kalp aym gey de[ildir. Sanatsal bilgiye sahip olmasr qairi asrl gergeklipin oldu[-u idealar diinyasrna yaklagtrrmaz . Zka bilgi ortak kabuli.in meyvesidir ve ancak kendi kanunlan ile snandrktan sonra,tedaviile grJ
$iidn ve gairin gergekle iliqkisi sanatsal
yalanTa
iligkisi kadardr'
26 lAr-i insnN KoLcu
1. Uut
EDEBiYIT xuRA MLARI 127
Ahlek agrsrndan
uir*l*di
de platon,un Ahlak agrsrndan pairler hakkrndaki endigelerine
temelinde daha sonratra'Marksist kuramrn rnerkezine oturacak olan iq, emek {g1rm-esprisinden hareketle sosyar fayda prensibi yer almakruyar. z",rt ,u" gtzellik duygusunun bir de$er olaiak insan ve toplum hayatrndaki yeri daha hent"iz kakn gizgileriyle belirmemigti. su"ut ve edebiyatr ancak topluma ve bireylere yararll olmak kaydryla kabul eAe6leeegini sriyleyen platon,la, ondan asrrlar soffa yagayan Toistoy'un gonigieri bu"noktada oiri"go. Tolstoy "Hr;i;;u|i,;;;;Jt"'1a",, da Platon'un gciniqlerine vg
ffi:gfrf
yalan y",ri ahtdki balcrmda' viiksek tulrun-
*"iitrr*i-g"ts-k
air,r"l
edebiyat
Platon sanatrn zararrr tesirreiinden sciz ederek bir bajcrma katrkirz bir
ahJdkgr ordugunu rurgurar.
cnun Devreii"a"
,"r'"i- irvJ;**;"
yeni bir nizam iqinde olmasr gereicenlerle orrrramas, gerekenlerin tartrgmasrdrr bir bakrmr" o halde tragecyalarda, destanX-Jrda genglerin ahl'laru bozacak parEalara rastlanal,ilir. tr{dtiihik, ilranei, Lu11, azyk, yalancrlk gibi kimi istenmeyen dawar'qrann kimi zaman doriitenairi*nereri, iyilerin devamlr olarak acr qelcr:neleri katriierin ancak Ja ,ad"c" bir lasmrmn_ eserlerin -o sonunda cezarand'riq-naran rrb. hususrar g"rgl; trt" ;#; ciyrcinme bigiminde yorulJanabilir. Atag'r dinleyelim: . "Aldatrnayalrrn kendi kendimizi. .Gidelim kisri'i igtrciye srirukleyeces gibi Baudelaire,in Gdksu,ya,, qarhsr afyon' *r vriq' voven r vrt qiiri
srar de -- - --afton yr:tmayr Szendirebilir. ":s Fakat bunun tam tersi de orab'ir. Tragedya ve destanlarda terrsil edilen olaylann iyi kahranianJan pekdld gensier;
idoilen olabilir. Bu bal.mdan Platon'un bu toptancl anlapgrm gerekir, Sophbkles,in Kral "f*iti.*.f. Oidupus mitosuncia bilmeyerlk annesil,le .rt"rr"r, Oiclipus?un trajedisinden, odyseus destanrnda kocasr ocyseus'u iuu*'rr. iffetle bekleyen penolepe,ye kadar hatta kendi edebiyatrmrzdan d*;k verecek olursak Dede Korkut 't Nu.,rllah Atag, I(araldma Defteri, Ararkerl
yKy. ist.
2002,
s.
144
destanlannda yer alan Deli Dumrul'dan Tiirk hakarun ve devietinin iffetini temsil eden Bur{a Hatun'a kadar her kahramarun bir karakteri temsil etti$i figiirlere rastlanz. Bu bakrmdan sanat eserlerinin Platon'un gormek istedi$i gilbi sadece iginde kotii pargalar banndran eserler olmadrfr goriilecektir.
Sanat ve edebiyatrn dizginlememiz geteken duygusal tarafimtzr cogturdufiu savr dofipr olmakla birlikte ileride ele alaca$rm,rz Aristocu yansrtma kurarnuun temel ilkelerinden biri olan Katharsis'i de tetikledi$ini inkAr etmemek gerekir. Dini ve milli konulardaki kimi hassasiyetlerin co$lnasl ve kuweden hile gegrriesi igin bu ,tiir cogkunluklara ihtiyag oldueu muhakkaktrr. Hitabet sanatrndan, giire ve marqlara kadar bir yr[m argiiman bir geqit cogku uyandrrmak igin kullarulrr. Platon'un burada soziinii ettipi husus giidiiler iehvet ve ifitiras. gibi kontrol altma ahnmasr gereken kimi yasaklamp irukl.'trdud,1. nu yolda mesela Baudelaire'in bir zamanlar sansiirlenmig ve qairine mahk6miyet getirmig kirni giirlerini, mazohist Sade'rn, D. H. Lawrence'rn erotik romanlanmo lezbiyenlikten erkek agkrmn srrurlanru zorlayan eserleriyle Sappho'nun qiirlerini, Attila ilhan'Ln zanlan zamatt erotizmin srmrlanru- ugtp po-ograhye kaqan manzumelerini, ya da mesela ayak fetigizmini igleyen Necip Fazrl'tn Kadm Bacaklan qitrirtr Platon'un anladrfr bigimde estetik yaqantr uyandrrarak efiiten bir metin olarak nasrl okuyabiliriz?
mesele Platon'dan beri halledilmemiq bir problem oiarak kargrmrzdadu. Ancak insamn estetik efitimi ve donammryta goziilebilecek fakat bu haliyle Platon'un Devlet'ine giremeyecek bir hadisedir bu. Antik yunan'rn ya ia belki de diinyarun en eski lezbiyen qairi Sappho'nun giirleri egcinsel ejilimleri, Marki de Sade'rn sadist ve mazohist metinleri, bizde erotik ,r" po*o*grafik metinler olan Bahnamelerin bir e[itim nesnesi olarak kullaruimalan miirnlciin de[ildir. Kiasik ayrn zamanda class'ta yani srmfta okunabilir eser demektir. Bu bakrmdan yukanda adr gegen metinlerin bir efitim aracr olarak srrufta okunmalafl miimkiin gcirilnmemektedir.
Bu
Toparlarsak, Platon sanatQmrn ahlaki sorumluiuSuna diklcati gelcrrig ve kimi sanat eserlerinin ahtfiki bakrmdan zatarlt glacaprru vurgulayarak sanatrn sadece olumsuz tarafiru gormeyi yefilemiptir. ogrencisi Aristo ise I(atharsis
ise onun aksine sanatt bigimi olarak gorecekair.
bir geqit "annma' ve kotii
diigiincelerden kurtulma
EDEBiYAT KURA MLART 129 bk qizgi ve kol ve bacaklan temsilen iki gatal gizgl ile bir 'genel' insan karikatiirii ya da temsili gizilir. Biz bu gekle baktr[rmrzda insarun genel goriintimiiniln bir karikatiiriinii goriirtiz.'Ve onu benimseriz. Bu insamn frziksel bakemdan genelinin, ozirniln bir gdriintristidiir. Qocuklann resim defterlerine gizdikleri acemice ev, bahge, kug ve tabiat resimleri de bu baflamda diiqiiniilebilir. Fakat Aristo mimesisinin gergevesi bu kadar basit bir diizlemde kalmaz. Aristo'ya gcire sanat, iizelde tilmeli belirtmeli'2odir. Bu konuyu Poetika'dan aldifrmrz aqa[rdaki pasajla biraz baga bafih olarak govdeyi temsil eden
ll.
ARisrocu c6Ru$
a. Sanat Geneli ya da
6zii Yansrtrr
sanatrn bir mimesis (yansrtma / taklit) oldugu gciriigiin dillendiren filozoflardan biri de Aristo'dur. Hocasr Platon'un idealist sanat felsefesine
kargn o rasyonalist bir sanat felsefesini benimser. Aym mimesis sistemine ba[l: ]salmak kaydryla Aristo, Platon mimesisini sistematize etmigtir denebilir. Aristo Poetika adh eserinde mimesise dayah sanat kuramrrun esaslarrm ortaya koymugtur. sanatr tarifle ige baglayan Aristo hig gtiphe gcistermeksizin ' sanattn bir mimesis / taklit oldu$unu vurgular. "O halde epos, tragedya, komedya, dithrarnbos giiri ile flut, kitara sanaflanmn briyrik bir krsmr, buttin bunlar genel olarak taklittir. Ancak adr gegen bu sanflar gu rig balomdan birbirlerindbn aynlrrlar. Taklit .etmede kullarrlan arag bal'mmdan, iattit edenler (nesneler) bakrmndan, taklit tarzr bakrmrndan. ister bir sdnatgr yetisi, isterse ahgkanhfia dayanan bir ustahkla olsun, bazr sanatlar renkrer, figurler aracrrr[ryla taklit eder. Bazr sanatlar ise ses aracrhf-ryla taklit eder; buna gore de butun adr gegen sanaflarda genel olarak taklit, ya rihn ya s6V ya da harmoni aracrh[ryla gergekle$tirilir. Oyle ki bu tigri ya ayn ayn ya da birlikte kullanrlrr."tg
Aristo hocasr Platon gibi sanatgryr 'sanat yetisi olanlar' ve .ahgkanJr$a dayandn ustalik' sahipleri olarak ikiye ayrnr. Bunun her iki filozofun literatiiriimiizdeki karqilrgl sanatgr / zanaatkdr' dr. platon'un kesi:r gizgilerle
ayrrdrfir Eair/ozan farkhhfirdlr.
Birgok bakrmdan Platon'un mimesis kuramrna balh kalan Aristo,
ondan gu konularda aynhk gosterir.
Aristo'ya gdre sanat bir gegit zaflaattlr. Sanatgrrun yaptl$ daha 6nce tarafindan yaprlmrg / yaratrlmrq olan ilk-formlan- taktit yoluyla fu* _ kopyalamak, yansrtmaktr. Resim, miizilg heykel edebiyat esgrleri birer ilktirnek oykiinmeleridir. Bu bakrmdan sanatguun yaptr$ ig bir sanatsal yaratmadan gok zanaattrr. sanatgr bunu yaparken iik-omegin ciziine ya da genel niteliSine bagh kalr. Bunu bir ornekle agahm: hepimiz cin Ali diye de bilinen ve insamn grplak bir karikatiiLr-ii olan gekli biliriz. Bir yuvarlak bag, bu
agahm:
.
"1. $imdiye dek soylenenlerden qu sonuq gil
gibi, daha ustun olarak da deperlendirilebilir. Qnnkti qiir, daha gok genel olanr, tarihse tek olam anlatrr. Genel olan deyince de, olasrhh ya da zorunluluk yasalarrna gdre, belli dzellikteki bir kiEi-
nin b6yle 1'a da qdyle konuqmasrm, b6yle ya da goyle eylemde
bulunmasrnr anhyoruz. Ozan, kiqilerine ad verirken daima bunu gdz onunde bulundurarak adlan seger. Tek olan deyince de, bir Alkibiades qunu yaptr ya da baqma qu geldi, bunu anhyoruz."zt Tarihgi ile gairin yaptr$r igi kargrlagtrarak sanatur neyi ne kadar yansltmasl gerekti[i sorusunu cevaplamaya gahgan Aristo, genel insan tabiatrm yansrtmayr daha gerekli goriir. $airin gorevi olam defil olabilir olaru yansrtmaktrr. Aristo bu konuda ilginq bir ornek verir; -Argos'da Mytis'in heykeli, Mybis'in olumunden suglu olan adam ona bakarken ustune ytkrhp dldurur. Bdyle bir olay, hig de raslantryrmq gibi bir izlenim uyandrrmaz. Bunun igin bu gekilde kurulmuE oykuler, sanat y6nunden datra de$erlidirlir. "zz
'o ihsun Turgut, Sanat Felsefesi, Universite Kitabevi, izmir, 1993, s. 15 Poetika, s. 30-31.
2r le
Aristoteles, Poetika, IIaz. ismail runah, Remzi Kitabevi, 7. bs. ist. 199g, s. t
sanatglya bir kurgu hakkr da tarumr$ goriinmektedir. Tarihginin ise boyle
bir
liiksii yoktur. Sanatgrdan beklenen genel-dz' den sapmamaktrr. Olam oldu[u gibi yansrtmak tarihgilerin, belgeselle u[raganlarrn igidir. Bu foto[rafgr ile ressamrn yaptr$r iq arasrndaki farkhhfia benzer. Fotofrafgr elindeki objektifle nesneleri, dr$ diinyayr de[igtirmeden olduS'u gibi yansrtacak pozlar Eeker. Onun sanatgl olarak tasarnrfta bulunaca$t perspektif, mesafe ayan, rgr[rn durumu vb. gibi birkag hamlesinden bagka birgeyi yoklur. Ressam ise ilk modelini idealar diinyasrndan almakla birlikte yapmq siirecinde ba$rmsrzdrr. Bu bakrmdan Aristo'da mimesis hem yansrtma hem de yaratmadrr. Foto$rafgrmn yaptr$r ip biraz tarihginin yaptr[rna benzer. Orhan Veli qiiri sanatsal bir u[raqr, tiyatro, ciykii, roman gibi tiirleri ise edebiyattan sayar. Bir baqka deyiqle ona gore edebiyat tiirleri arasmda tek gergek sanat giirdir. Oteki tiirler bir bakrma zanaattr gaire gore.
idealanl birer kopyasuu yapar. Sanatgr Aristo mirnesisinin da ozij yansrtrrken mesela bir adamm gtindelik birinci hayatrmn biitrin aynntrlarrm defil onun gibi di[er insanlann genel yalantlsrrun bir ozetini sunar. Bu hususu edebiyatrmrzdan verece$imiz bir ornekle pekigtirelim. Istikial Savagr'ru anlatan bir tarihgi ile aym olaylan anlatmayr deneyen bir romancrmn tarih ve olaylar kargrsrndaki tutumu nasrldrr? Mesela Tank Bu$ra'run Kiigrik A[a romarum ele alahm. Yazar romarunda AkEehir baSlamrnda Milli Mrlcadele'nin nasrl zorluklarla ytiriiti.ildiigiinti anlatmak igin hepimizin kitaplardan okuyarak ya da kulafrmrza kadar gelen hikdyelerden oprendiklerimizi bir terkip halinde rnrr*uyu gahgu. O dewin genel insan karakterini vermek igin bir talcrm roman kigileri yarabr. istanbullu Hoca, Qolak Salih, Ali Emmi, Qalcrsarayk, Niko gibi roman kiqileri ashnda dewin Milli Miicadele foto$rafiru iyi aksettiren kahramanlardr. Yazar bize Algehir eksenli bir Milli Miicadele Tarihi yazmaz. Fakat yarattrsl kahramanlarla o devirde ya$amlg ve kimi tasamrflarda bulunmug insanlan kategorize ederek genel insan tabiatrru / karakterini Sanatgr ise
a$amas1 olan geneli ya
yansrtmaya gahqr. Buna gcire istanbullu Hoca Padiqah'a ve Saray'a ba$hir$r ile one grkmrq, aydrn, derin bilgiye sahip fakat memleketin iginde bulundugu manzarayl iyi okuyamayan iyi niyetli insammrzr temsil eder. Qolak Salih realitenin terbiye ettifi bir tiptir. Qakrrsarayh dcinemin egkrya foto$rafrdrr. Ali Ernmi ise bagir baqrna bii milli hafrzayt, milli duruqu temsil eder. Imdi yazann niyeti yarattrsr bu karakterlerin g0ndelik, ijzel ve ayrrntriar iginde bolulmuq
hayatmdan kesitier vermek de$il bu kairramanlar lasttasryla memleketin clurumu haicianda, ya da genel insan manzaralan hususunda bir tablo gizmektir. Zira memleket onlarca Qalarsarayh ya da Qoiak Salih'le doludur.
Bu
hadiseyi
bir tarihgi anlatmrq olsaydr biitiin
aynntrlanyla
ve
belgeleriyle konugurdu. O halde Aristo'ya gtlre sanatqtrun, gairin yaptrgr igle tarihginin yaptrSr iq aym de[ildir. SanatEi genelde tikeVtek olam anlatrr. Platon, gairin kendine ozgi ve sahip oldugu bir bilgi alam olmadrsrm yurgulamrgtr. Tek ve mutlak olaru yansrtan olarak sanatgl, okura gerqeklik konusunda bir bilgi verecek dururnda de$ildir. Aristo ise hocasrmn aksi istikamette goriigler cine stirer. Ona gore sanatgr Platon'da oldu$u gibi bizi mutlak gergeklikten (idealar) uzaklaqtran, bize bir yt$rn yalan sdyleyen ve sahte bilgiler sunan bir varhk defildir. Aksine bize yansrttrfr geyle bir annma saflayan, sanatr gtizel ve yararh yagantrlar igin kullanan bir eylemci olarak gciriir. Sanat eserini sadece bir gergektri[in yansrmasr olarak defil aym zamanda ruhun annmasr vazifesini gdien bir yapr olarak algrlar. "Tragedyamn ddevi, u3rsuldrrdl$ acrma ve korku duygulanyia
ruhu tutkulardan temizlemektir."2s Bu gdriige gdre sanat bir Ee;it annma (katharsis) sagiayan bir yansrtmadrr. Aristo, katharsisi, "Katharsis tcn pathe ma ton" (rvhtxr tutkulardan annmasi) olarak tamrnlar. Tragedyalar ihanet, agk, merhamet, kahramanhk, iktidar lursr gibi genel insan tabiatmrn de$igmez temalartnt igledifinden sahnede yansrtrlan bir oyunun iginde kimi diyalog ve olaylarla seyircinin potansiyel olarak sahip .oldufu bu duygulardan annrnasr sa[iamr. ihanete u$rayan bir erke$in intikamrru almast gibi ya da siipheyle i
kahrarnamn
bir terapiden geger. Onun sahip oldu!'u bu duygulann korelmesi delildir amaglanan. Aksine onlan hissetmesi, fakat anflna yoluyla kontrotr edebilmesidir arzulanan. Katharsis'in hayat ve sanafie bagka goriiniirnlerine Kimi dini ve milli metinler,btr zaman iilkemizi saran isiamcr hidayet romanlan, kahramanhk duygusunu kamgrlayan tarihsel romanlann triketilmesi de bir gegit Katharsis saglar. iyilerin odiillendrildifii kotiilerin de de$inebiliriz.
cezalandmldrfir
kimi metinler, hatta kurban ibadetinde sakh bir
geqit
Katharsis'ten de soz edebiliriz. Kurbanhk hayvamn dinsel bir toren egliSinde boSazrmn kesilmesi, akan kanlar, hayvamn bogiirtiileri ve bir cana kr,r,.tnarun verdiSi huzursuziuk insanda hemcinslerini oldiirme ya da quur altrnda sakh giddet dul,gusunu kcjreltebilir lannmasrm sa$layabili.r. Bu manzara kargtsrnda igimizdelc potansiyel giddet duygusu korelir. zayrfTar fakat biitrintiyle ortadan kalkmaz.
Bu bahse edebiyatimrzdan bir ornekle devam edeiim:
Bilindigi gibi Ahmet Midhat Efendi'nin Hasan Mellah isimti romaru baqlangrgta iki cilt olarak yazrlmrg ve o gekilde -vayrmlanmrgtt. Romamn
elbette 23
Foetika, \449b, s.22.
32
lALi
iHSAN KoLCU
somrnda Dominiko Badya gibi kotti karakterler yaptrklanyla kalmrgfl.
K6tiiler iyiler mtik6fatlandnlmamtgtr. Bu hem adalet kavramrna hem de geleneksel tahkiye anlayrgrna aykrn bir durumdu. Okuyucular bu cezalandlnlmamrq,
belirsiz sondan gikdyetgi olwlar. Bu konuda yazafl eleqtirirler. Ahmet Midhat Efendi de bu durum iizerine romamna bir zeyl yazmak zorunda kalmrqtrr. Bu son ciltte baqta Dominiko Badya olmak iizere biitiin kcitiiler cezalandrnlmrg Hasan Mellah gibi iyiler de miikdfatlandrnlmrg, bu qekilde hem romanda hem de okuyucunun vicdamnda bir tiir Katharsis sa[lanmtgtr. Demek oluyor ki Katharsis sadece sahip oldufumuz kdtii duygulan t6rpiilemek de$il ayru
iyi duygulan da agrSa grkarma eylemidir. Sophokles'in Kral Oidipus tragedyasr, bilmeden babasuu oldtiriip annesiyle evlenen ve ondan gocuklan olan bir krahn trajedisini yansrtu. Bu Tregedyada anne ile evlenmenin yasak olmasr, bunun biiyiik bir lanete sebebiyet vereceSi temasr iqlenmiqtir. Seyirci bu o1runu seyrederek bu tiir yasak gtdiilerinden annabilir. Fakat bu tragedyamn bir bagka temasr daha vardr. Kral Oidipus lanetin kendi vukuatrna ba$h olarak ortaya gtktr$rru anlayrnca bir erdemlilik omepi gosterir ve kral olmasrna kargrhk tahtrru tacrru brakrr, kansrmn yiin elerdifi caglarla gozlerini kcir ederek Theba gehrini terk eder. Bu tragedya hem laneti hem de erdemi birlikte banndrrmasr bakmrndan dnemli bir metindir. Toplum iginde onurunu kaybeden Japonlarrn harakiri yapmalan de bir gegit Ernnma olarak gonilebilir. Bu bakrmdan Aristo hayatrn gergekli[ine daha gok inanmrg bir filozoftur. "Tregedya bir eylemin taklididir'z4 diyen Aristo'ya gcire brittin giizel sanatlar mimesise dayarur. $airin de bir ressam gibi tasvirle u$aqtr[rndan sciz eder. Taklit, riykiinme insano$lunda yaradrhqrndan gelen bir ozelliktir. insan hayatta birgok geyi gocuklup-undan baglayarak taklit ve oykiinme yoluyla ci$renir. Bu bahmdan insan ya da sanatgr igin oylainme, yansltma doSal bir yoldur. Aristo'da sanat edimi mimesisle baglar bir gegit annma anlamrna gelen K4tharsis'le son bulur. Yani bir bakrma yansrtma igine yagantrnrn da katrldr[r bir siireci izler. Bu yaru ile Platon'un mimesis kawamrndan aynlrr. Platon'da mimesisin zararh yanlan vardr. Platon sanatta oyktinme ve takiidin kiqiofilunda birtakrm olurnsuz ve dizginlememiz gereken duygulanmrzr, iggiidilerimizi krgkirtabilece$ini ifade etmiqti. Aristo ise tam aksine Katharsis yoluyla sanatm bir annma ve kotii duygulardan kurtulma aracr olabilecepini ileri sirer. Platon'un idealar diinyasr i1k ve tek mutlak formlan tanndrrdr[r igin gergek bir diinya idi. Halbuki Aristo'nun di.inyasr tamamen bir yanslmaya, oykrinmeye dayah bir drinyadr. Bu haliyle Aristo mimesisi ikinci derecede bir mimesistii. zamanda igimi2de mevcut
2a
Poetika, 1450a, s. 23.
EDEBiYAT KURA MLART 133 Hocasr Platon'un aksine Aristo Tregedyalr bir bakrma sanatr, seyircide sayar. Aristo'ya gcire Bize hayatrn bilgisini sunan hem de seyircide psikolojik bir etki brrakan sanat yararhdr.
bir annma yarathfi igin yararh
Hem Platon hem de Aristo'nun mimesis anlayrqrna gcire sanat bir yansrtma ciykiinmedir. Platon mutlak gergegin / formun (idea) gergeklifinin yansrtrlmasrm savunurken Aristo iginde insanrn da bulundu genel tabiatm gergekli$inin yansrtrlmasr taraftarrdr. Genel insan tabiatrmn sundufu gergekler her co$a$,ada ayrudr. Bu balomdan Raskolnikofa XlX. yiiz yrln vicdam olarak bakabiliriz. Omrn kigilifinde yansrtrlan $ey Qarhk Rusya'srmn birey plamnda ag1u$t grkmazlar, yarutllgr labirentlerdir Neo;klasikler de de$iqmez insan tabiatrmn ciziinii yansrtmak igin epey gayret gdsterdiler. Molidre'in tiyatrolanndaki tipleri, Lafontaine'in halwan masallanndaki mesajlarr genel insan tabiatrru yansrtan dmeklerle doludur. Bizde $eyhi'nin H6rndmesi'ni bu yolda yazrlmrg eserlerden sayabiliriz. Bu bakrmdan Neo-klasikler mahalli olana itibar etmezler. Yerel olan Nasrettin Hoca gibi eler ewensel bir mesaj taqrrsa genel insan tabiatru yansrtmrg olw. Giingcir Dilmen'in Midas'rn Kulaklan tiyatrosu insarun bir srm uzun zaman kendinde saklayamayaca$r temi rizerine kurgulanmrgtrr. Midas'm egek kulaklanru goren berber bu srrn ancak bir kuyuya -o da gizlice- haykrrarak drqavurmuqtur. Bu bi genel insan dawamgrdr. Yani insan srr tutamayan bir varhktr. iqte bu genel insan tabiatmr, dolalrsryla sanatln geneli ya da ciz'ii yansrtmasma bir omektir. $imdi de Bedri Rahmi'nin sanat geneli ya da dai yansrtrr diisturu
gergevesinde bir giirini okuyahm;
Bedri Rahmi Eyiiboflu'nun Giizel ile Faydah $iirini Okuma Denemesi c,0zEL ilB Fayoanr Ben anya an demem
Arrnrn bah olmah Ben guzele guzel demem Guzel faydah olmah Guzel dedifin iqe yaramah Kadrn mr? Hamur yoiurmah Qocuk doSurmalr Agag m-r? Meyve vermeli Qigek mi? Kokmah Ba1'rarndan bal.rama neyleyim guzeli Guzel dedigin her Allahrn gunu Yam baqrmrzda olmah Ya$mur misali hem gdzifunize, hem gcinltimuze
llI
ir
34
EDEBIYAT KURA MLARI I35
lALi insnN KoLcu
ll
Hem toPrafrmrza Ya['malt .Guzel dedifin ya$rnur rnisali hepimDin olmah'
Giizel ite Fayddlt giiri nesnelere yiikledifimiz iglevleriyle de[il kendi dogal iqlevleriyle kabul edilmeyi iddia eden bir metindir. Burada nesnesel anlamda bir idealleqtirme yoktur. $airin 6ne grkardr$l an-bal, gigek-kok6,
iglevleriyle alakahdrr ve onlara bu iqlevlerin drgrnda ideallegtirilmig gtirevler ).tiklenmez. Bu bakrmdan onlat birer idea'drr. E[er onlardan kendi yaratrhg nedeiderine aykrn bir geyler bekleseydik o zalrlan o nesneleri idealize etmig yani bir balama kendimize gcire yorumlamrq, tilkiileqtirmi; olwduk' O zaman da saiiat ideal olaru yansrtr ilkesine teslim olurduk. $air meyve idea'srndan kendi iqlevini bekler. Buna gcire kadrn da hamur yo$urmair, gocuk do$urmahdrr, IIer nesne kendi yaratrhgrna uygun hareket ederek mutiakcirnelten aynlmamrg olur.
, Platontun nazariyesine gore her idea bir iglev dof-rultusunda var edilmigtir. Ana-cimeklerin iglevsel bir yaru vardrr. $emsiye gtinegten ve )a[-murdair korunmak igindir. $emsiye idea'suun cizii budur. Fakat insan qemsiyeyi baston olarak da kullanabilir' Bu durumda o (insan) gemsiyenin idea'srru desigtirmig yani onu idealize ederek iglevini dontqttirmiigtrir. Bu durumda qemsiye sanat ideal olaru yansrtr kategorisine girer. igte iik-mutiak cimek olarak kabul edilen Platonun idea'lan varhk amacryla arulan ve zihin yoluyla hatulanan nesnelerdir. $air bu gizginin dtgrna grkmadan dokiimtimi yaptr$ nesneleri idealar do$rultusunda tammlar. An yaratrkg esprisinin drgrnd4 de[ildir. A[ag, gigek, kadrn vd. 6yledir. Bu baflamda sanatgl mutlak tirne[in digrna grkrlmasma pek srcak bakmaz. idealize edikniq ya da idea'srndan uzaklagtrnlmrg nesneler yeni bir aura yaratsa da bu ilk ornekten ttzaklaqmak anlamrna gelecektir. Kimbilir belki de aradan zaman gegtikge mutlak idea'srndan tamamen uzaklagarak -bir piyanonun yemek masaslna dtintigmesi gibi- bambagka bir gergekli[in nesnesi haline gelecek ve tizgiinliiSiinti yitirecektir. $air sralayageldipi nesnelerin idea'lanm bir baqka ilk-drnek metaforuyla agrklamaya gahgrr. Biitiin bunlar yani an, a$ag, gigek, kadrn vd. yagmur misali olmaltdr. O herkesin iistiine ya$"mahdrr. Bdylelikle sanatgr Tann tarafrndan bir igleve binaen yaratrlmrq her nesnenin bu amag do$ultusunda yani geneli ya da 6zii yansttarak faaliyet gcistermesini bekler.
b. Sanat ideal Olam Yansrtrr yaklagtt[t Aristo'nun, hocasr Platon'un idealar kuramma et fazla yansltmasl olaru sanatln ideal neredeyse onunla ortiiqtiigr.i mimesis 1d?Vllt bigimde mutlak ve tek form, bir yalnrzburaaJplaton'un anladr[t ir.air"Jiait. o ideayi da ga[nqtran belki de$il iff.-Or""t anlamrna gelen bir idea'dan soz edilecektir' idealden yorumlanmrq ya da Jiireiif*iq, eksikleri giderilmiq alarudr' yatatma bir yansrtrldr$ yiteneklerlnin .unutqi* biitirn
S;
dedi[imiz hayat sanatrn ideal olam yansltmasrru hem biiyirk tabiat karakterleri insan ideallegtirilmiq uru*rriJ^-rr"*'-a" urrrari bakrmdan vardrr' zorunlulu$u bakrmrndan birarada diigiinmek SanatgtbazenTann'runyarattrklanrukendigiizellikanlayrgrnahatta O (sanatgt) kendi yetenekleri ile srnrrh objesini istedifi-"gibi kesip bigebilir' Krsaca onu iurit*u gti&itmii"yaparien sanatgimn Platon'un 6ne siirdiigii m.{lak 6me!e diizeltebilt. Bunu idealar ya ."J"t"r soz konusu aeglair. Fakai bu geqit bir tasamrf da bir baqka da idealler diinyasl yuiut*urmr? Bir tabiat unsurunu' 9ir.9V$.\fuamailru' de idealleEtirdipi fr"rir-rUi Uit oUl"yi;iilg" gibi olmasr gerekti[i gibi depil olacaktrr' Bu uvpyn gor.e anlayrga uiii*o! yup*ui i yuiut,,iuui yansrtmaklu frziksel O$uz'un Destanr'ncia Kafan idealize etmek demektir. OE*' sahip yapisina viicut bir ediimiq iaeitize t<*aOar ne irzeliikleri verilirken onun
ahlAk anlaylfma uygun bulmaz'
oldufiunu
ariartz'
'Ay Kafan'rn 1'aza gok' afzr ateq' gtbzreri ela. saglan ve kaglan kara per-ilerd.rt ith^ luzel bir oflu oldu' Bu gocuk annesihden garap istedi' ilk sritti emdikten sonia konuqtu ve eifi et' gorba ve beli kurt aya[r' dkuz Krrk gun sonra buyudu ve yrrrudu' Ayaklan Viicudu gibiydi. g6[sr1 gofsu ayl omzu, beli' omuzlarr *-',,,, tuYliYdu"' aqa$ baEtan
herbiribir'giic'iive'yet"n"k'itemsiiedencigevebenzetmelerleinga lit kahramandr' Olan ya da olmasr gereken de[il etmiqtir. Bu idealize "Olf*li idealize edilen resrnedilmi gtir' ResimsanatnrnimknrrlarrdahilindekonugursakTann,nrnyaratrrug
gore yetersiz ya da gok tannsal oldu$u so$rit afiacrm kendi sanat anlaytgma ruvaline tapyabilirbulan bir ressam ,""-iri"aig bigirnde kesip bigerek oluqturmaktf' diinyasrm idealar v"pirgi s"v ideadan ""utru;aiut kendi ozel yapat' ilk formlar
Bir bakrma topyu"* topvuut^ iakat diizeltilmig kopyasmt daima idealar diinyasmda mahfuz kalacaklu' *Tabiattaki nesnelerin taklitlerini veriyor diye sanatlan hor kopye etrnez gormemeliyiz; unutmamalpz ki giirfrnen nesneleri (idealara) uzailr formlara ettifi iopy" kendisinin sanat tabiatrn
i
i
36 lALi, iHsAN KoLcu dogrudan doiruya... Tabiatrn eksi]diklerini giderir. Fidias, Zeus'un heykelini yaparken duyu dtinyasrndan bir rnodel kullanmadr fakat Zeus gorumir olmak isteseydi nasrl bir form alrdr diye diiqiindri ve bunu karradr."zs Sanatm goriingtiler drinyasun yani ana formlann taklitlerini yansttmasr sanatglrun yaptrSr iqi bir bakrma iigiincii srruf bir taklitgi durumuna drigtirdiigli soylenebilir. zira tabiat asrl formlan, sanatgl da tabiatrn sundufiu taklit formlan yansltrr. Bu bakrmdan sanatgmn yaptrg i9 taklidin taklidi olmaktaydr. Fakat sanat ideal olam yansrtu goriiqiiniin sundugu iddia sanatgmm tabiatrn eksiklerini gidermesi, onu bir bakrma 'diizeltmesi' hadisesine dayamr. Bu yiizden tabiatm afacr ile ressanun afacr bagka bagka olacalftrr. Ressam tabiattan modelini aldr[r agacrn kendince eksik yanlanm diizeltecek ona bir bagka gekil verecek, bir bal
Plotinios, Ennead:lar, V. Vlll.l.'dan akt. Moran, s. 31. 26 Sinasi Regit Paga igin yazdrgr bir kasiddde;
gibi ctlcil olan kan ddkerek giln mi) siirer Vech-i nanusuna ol kan ile dilzgiln mii siirer
Sen
Beytinde 'diizgiin' kelimesini ilk anlamrnda yari malqaj manasrnda kullanmrgtr. 2t Sit Philip Sydney, Apologie for Poetryed. J. Churton Collins (Oxford), s. 9,den ahntrlayan Berna Moran, bk. Edebiyat Kurarnlan ve Eleqtiri, s. 30.
EDEBiYAT KURA MLART 137 Orne[ini hayattan alan bu yazarlff kahramanlanru kesip bigerek istedikleri ya
da idealize ettikleri bigime sokarak okuyrcuya takdim ederler. Toplumsal bilingaltr idealize ettiSi gergek kahramanlar da yaratrr. Haldun Taner'in Keganh Ali Destam'm buna ornek verebiliriz. Aiisto'nun sanat ideali yansrtr prensibi ileride cizellikle Marksistler tarafindan biiyiik bir beceri ile kullarulacak biitiin diinyada gtidiirnlii (angaje) edebiyatrn en gstzel eserleri ortaya konacaktrr. Ote yandan bizim Divan edebiyatrmrz da biifriniiyle idealize edilmig bir zevki yansltmasl bakrmrndan tipik bir rirnektir. Divan giirinde britiin kahramanlar, konu ve temalar bir trir idealiZmin tezgdhrndan gegmig gibidir. ideal aqk, ideal maquk, ideal benzetmeler ve gcindermeler diinyasr olmasr gerektifi gibi dogal de[il de ideallegtirilmil qekliyle mevcuttur. Bu bakemdan Dogu hikAyelerinde -gergek hikAyesi drgrnda vuslat yani sevgililerin kavugmasr hadisesi yoktur. Peki gergek hayatta sevgililer bu kadar rstuap Eekmekte, Agrk bu haliyle mi yagamaktadrrlar? Bu soruya evet demek miimLtin degildir. Divan gairi kendisine takdim edilen bir idealize edilmig agk anlay4rm sistematik olarak terenniim etme firsatrm bulmugtur. Bu balemdan bu giirde insan yoktur. Onun idealize edilmig karikattirii vardrr.
bir ciykii oldufu igin- Agrk Garip
imai Can Yiicel, Attila ilhan, Harputlu Hayri ve Bedri Rahmi Eyiibo[lu'nda4 aldrfrmrz birer giir i,izerinde sanatrn ideal oiaru yansltmasl problemini tahlile gahqahm.
Divacr da dAvah da zenginSe divada 6zrir diler gekilir aradan kadr Divacr da dAvah da yoksulsa, bak Sade o zanrl'ar' iqte yerin bulur hak
Yukandaki manzumede hem sanat geneli ya da dzii yansltrr hem de sanat ideal olam yansrtrr ilkesinin izdiigiimleri vardr. $iirde adalet sistemi zenginlik ve yoksulluk ba$lamrnda irdelenmiqtir. Platon'un idealar dtinyasrndaki ana-model'e, mutlak forma bakarak adaletin herkes igin ayru gekilde iqlemesi bize ana omek olarak gciriinir. Gergeklifi olan tek ve mutlak yansltma budur. Fakat manzumenin ilk iig beyti bu mutlak gerqek (idea)
EDEBiYAT KURA MLARI 139
38 lALiiHsAN KoLCU
yerine olam, goriineni, mevoudu ifade etmektedir. Bu ydniiyle mutlak gergeklikten, ana-cirnekten uzaklaqmrg durumdadr. Yani iFe insan eli kanpmrg, adalet ideasr temel gerqeSinden uzaklagtrnlmrqtu. $airin yansrttr$r
mutlak gergekli[in bir kopyasr deSil bozulrnug gergeklifiin yani 'olan'rn kopyasrdrr. Yani sanat geneli ya da ozti yansttrr ilkesi ortaya qrkar. Zira adalet kavramr miitemadiyen bu dykiilerle arulrr. Bir tiir genel-gegerliktir bu. Son beyit sanatrn ideal olaru yansltmaslnm ornefii olarak durmaktadrr. Artrk sanatEr ige karrgmrgtrr. Adalet ancak iki tarafin denk olmastyla miimkrin
olabilecektir. Bu qairin idealize ettigi bir durum olmasa da adaletin yerine gelmesindeki qartlan gcistermesi bakrmrndan eksiltili bir ideali yansltlr. $imdi de Attila ilhan'n Pia giirine bakalrrn
Attila ilhan'tn Pia $iirini Okuma Dcnernesi PiA ne olur kim oldu$unu bilsem pia'nn ellerini bir tutsam 6lsem boyle uzak uzak seslenmese ben bir qehre geldiiim vakit o bagka bir gehre gilmese otelleri bombog bulmasam iqienip buzlu bir kadeh gltii buiulanrp bu Sularnp durmasam ne olur sabaha kargr nhtrmda qocuklar pia'yr gdrseler bana haber salsalar bilsem igimi busbntun 5,rldrz basar bir hanger gibi eilnp giderdim ben bir gehre geidi[im vakit o baqka
bir
Eehre gitrnese
singapur yoiunda demeseler bana bunu yapmasalar yorgunum trstelik parasrzrm pasaportsuzum ne olur sabaha karEr nhtrmda seslendi$ini duysan pia'nrn srrtrnda yoksul bir yaimurluk qocuk grizleri briyiik buyuk u$umuS urperrniq soluk
Pla qiirinde $air gegmiqte olanla olmasrru istediSi yani idealize etti$ bir durumu harmanlamrgtr. $iire egelnen olan duygu bir 'istek' kipiyle dillendiriimiqtir. 6tu olmasa br)yle olsa sdylemidir bu. Bir bakrma dilzeltihnig tabiatrn yanslmast diyebilece$imiz bir durum sciz konusudur. $air daha ilk dizeden baqlayarak bir 'istekler' manzumesi srralar. Her istek bizi idealize edilmig bir Pia frgiiriine gdttiriir. $air Pia'mn kim oldufunu bilmek istemesinden onun yapacapr kimi yolculuklara ve karqrlagacafr durumlara kargr bir yol haritast tasawur etnriqtir. Bir bakrma bu durumu idealize etmig kargrsrna grkabilecek fena gartlan kesip bigmek suretiyle bertaraf etmeyi pianlamaktadrr. Bir gelece$i inga etmek adrna tasawur halini yansrtmadtr giirde verilmek istenen. $airin ideali manzume boyunca dizelerde yansltllrru$tlr. Her dize omrn Pia adrm verdi$i sevgilisi ile bir ideal durumu betimlemeictedir. 'Olan'la 'olacak' arasrnda srktgmrg gairin kurguladr$r bir
ideal diinyadr bu. Pia gairin idealize etti$i dtinyamn ba$ aktoriidiir. Bunun reei biri olmasr da gerekmez. Sanatgr kendi idealini yansttmakladrr. Bir seriiven duygusunun kamgriadr$r ve uzak do[unun gizemii atmosferinden imgeier ta;lyan bu idealleqtirme duygusu metnin tamamlna ydn verir. tsu gergek:te olan de$il olmasl istenendir. Bir balema dtizeltilmi$ tabiat, olay, nesne, durum orne[idir. Fakat bu ideallegtirmenin gergekliide bir ahq-veriqi de yok defiidir. Sanatgr idealize ettifi olay, durum ve nesnelerin kopyalanm tabiattan ya da hayattan allf. Kalem ve fu.ga darbeleriyle onu kendi istedi$i 5ek1e sokarak, kendince idealize ederek yani olabilir olant insa ederek eserine son gekli verir. O halde bu kurama gdre sanatqr dr; gergekli$e sanatryla katkeda bulunan insandr. Pia bizim kabul edeceSimiz bir figtirdiir. Ztra omeSi hayatta, drf gergeklikte vardrr. Sanatgr kendi figiiriinii oldu$u gibi aksettirrnez; onlul rizerinde -tabir yerindeyse- oynar. Biz olabilir, kaqrlagrlabilir bir Pia ve ona ait dykiiyii bu yiizden rahatEa kabul edebiliriz. pia ve dykiisti gairin cimesini dri gergeklikten ahp siisledili, kendi diig at
ilk rqft kug olur 6ter pencerede dilince (Oktay Rifat) Dizesi olam, olmasr gerekeni
doluguyla birlikte ilk
rgrSrn
de[il ideal olaru anlatrr / yansrtl. $air giinegin bir kup gibi pencerede citmesini yani yeni giinii
40
lALi issaN KoLcu
EDEBiYAT KURA MLART 141
bir idealizasyondgr bu. Bciylelikle gair hem 'gorsel' hem de 'sessel' olaru bideqtirme arzusunu giider. Giiniin baqladr[rru haber verecek gtizel bir imgedir bu' Bu bafilamda Harputlu Hayri'nin bir nefesinin bir bdliimiinri buraya
Ve kendi elce$zimle bir karanfil gibi kopanp canlrm, Pencerenin demirlerine bagllardrm.
Pazarhk etmeden aflardrm Hig bir qey beklemeden Ne serin bir kose cehenneminden Ne bir mahur beste cennetinden!
$u ga-rip g6nliim iqin kanun icAd olaydr ZiiTfiin.gdrenlerin hep bahtr siyatr olurmuq Tek zillftinu gorseydim bahhm siyah olaydr N'olaydr yALr olaydr yar bide dolduraydl $u garip g6nlum igin kanun icdd olaydr Yukarrya bir lasmrru aldr$mrz bu manzumede de idealize edilmig bir durumdan sdz edilnektedir. Mevcut durumdan qikAyet eden qair idealize ettigi bir durumu tasar,'vur ederek dile getirmiqtir. olaru de$il olmasr gerekeni arzulamaktadrr. Do[al olarak bu qairin kendi ideasrm oluqturmasrna f6sat verecekti.r.
Bedri Rahmi'nin Kendimi Kendim Yaratsaydtm $iirini Okuma Denemesi
KENDIMI KENDiM YARATSAYDIM Kendi qamuruma kendimi katsaYdrm Kendirni kendim YaratsaYdrm! EwelA eldiven gibi gevirip tersine iqimi'
gunahlanmr ayldardm.
Ainlanrnr yakalaYrP bellerinden, $uphelerimi tutup ellerinden denize atardrm' Bir beygir olur insan oflunun asfalhna iqer' Sevgilirni gordu[um Yerde kigner, Sevrnediklerime de basardrm gifteyi.
Bu manzumede gair tanfl'run yaratdl$ paradigmaslru ters-yiiz edecek
bir idealden sciz etmektedir. Varolug-dihrya-oliim iiggeninde ve
kader sarmalmdaki insan bu labirentten kurrulmayr kendi kendisini yaratma fikrinde bulur. Buna gore qair Tann'run yaratrhq esprisine, onun icbar krldlSr zaman anlayl;ma ve bir bakrma diinya hayatrrun hasadl olan cennet ve cehennem
fikrine de kargr grkar; daha do!'rusu onu 'diizelterek' kendi yaratrhg teldif eder. Bu tekliflere gdre i.nsan zamans;rzltpa ka'"u;ur.
paradigmasrru
Apnlan, qiipheleri silinir. Cennet ve cehennem bir azap ve odiil kavramlan olmayacaklrr. insan hiir ve istedi[i davraruqt sergilemelden gekinmeyeceklir. Bur tiir kuralsuhi
Bu bahsi kapatrrken son olarak Palatoncu mimesis ile Aristocu mimesisin farkrm belirten bir anekdotu tekrar edelim: Parma$r ile gdkleri gdsteren yagh Eflatun yarunda Aristo parmafr ile reel diinyayr, eqya ve tabiatr gci,sterir.28
Kendirni kendim yaratsaYdrm, Ugan bulutlan durdururdum Onlarla iqimin en guzel Yerinde
28
Suut Kemal Yetkin, Estetik Doktrinler, Bilgi yay. Ank. 1972, s. 19'
42lALi iHSAN KoLCU $imdi de zengin edebiyatrmrzdan bir cimekle Samiha Ayverdi'nin Zrlki Hantdi'nin Kanst oykiistinii sanat ideal olaru yansttr ilkesi gergevesinde okumaya gahgalm.
Samiha Alwerdi'nin Tilki Hamdi'min Kanst Adh Oykiisiinii Okuma Denemesi
Tilki Hamdi'nin Kansr bir otay dykilsridir. 6ykri girkinlik-giizellik, fazilet-dtgkiinliik baglamrnda kurguianmrqtrr. Bu hayata egemen iki paradigmamn gatrgmasrdrr. Giizellik ve girkinlik hem ruh hem de beden ba[lamrnda deferlendirilmi gtir.
6ykii Titki lakabryla tailran Hamdi ile onun yumuqak huylu, g0zel kansr arasrnda bir erdemlilik savagr iizerinde geligir. Tilki Hamdi vricudunun bigimsizligi yiiziinden bu ldkapla arulmaktadrr. Tilkiye has k:urnazhk, iiqkApltglhk gibi yetenekleri yoktur. Qevresinde kanst dahil kendisini seven hemen hig kirnse yoktur. Tann Tilki Hamdi'ye namuslu, hAlim selim ve gi.izel bir kadm nasip etmiqtir. Kadrn egini sevmemekle birlikte onu giicendirecek, 6fkelendirecek bir darramgta bulunmaktan gekinir. Kocasrnda kendisini heyecanlandrracak bir taraf bulamayan kadrn igin evlilik yllan azapla gegmektedir. Birgiin teyzesinin goftir olan oflu Salirn evlerine grkagelir. Geng adanln geimesiyle kadrnda basirnlmrg kimi duygular uyanmaya baglar. Kocasmda bulamadr$r heyecaru teyze o$lunda bulacaSrm hayal eder. Genq adam bekArdrr, o da kadrn igin ayru geyleri hissetmektedir. Ondan kocasrru terk edip kendisiyle evlenmesini ister. Kadm kendisini yeni ve heyecanh bir hayata tagryacak bu teklifi kabul eder. Kagma grinii bile kararlagtrnlu. Kadrn kocasrna bir mektup yazacak ve Salim'in kamyonuna atlayrp bagka bir qehre $decek ve orada evleneceklerdir. 6ykri bu minval tizere giderken vak'a 6ykiilerinin genel karakterinde oldugu izere yazar okuluculu Fa$rrtr. Kadrn mektubu kocasrna de$il de Salimle yazar. Kendisini gok sevdifiini ve evlenmeyi gok arzuladtfr halde bunu yapamayacagrm ifade eder. Kendisine higbir k
EDEBiyAT KURA MLART 143 aglrgrnrn y6netti$ ruh birden yazartn kalemiyle silkinir ve kendine dtiner. Erdem, ahlAk ve sadakat duygusu, agk, sevgi ve $ehvet duygusunu bastinr. Zira yazar kendi ideal diinyasmrn ahlak anlayrquu metne yansttr. Sanatgr bu mantrla gdre drg gergekli$e teslim olmak zorunda de$ildir. btiyle zorlayrcr determinist bir siireE sdz konusu de$ildir. Sanatqr hayatrn binlerce dmekle megrulaqtrdr$r bir anlayrgma teslim olmadan kendi ideal tavnru oykiisiine yans1tlr. Boylelikle Platon'dan beri bize gosterilen idea'lann Aristo mimesisine gdre sanatgl eliyle 'di,izeltilerek' ya da 'de$iqtirilerek' yansrttlmast iglerlik kazamr. Sanat ideal olaru yansttrr. Bu ciykiide mevcut ideal iki yanlrdt. Birincisi kadrn-erkek iligkilerinde Platon'un igaret etti$i mutlak davrants ideasr difieri de Aristo'nun dilzeltilmis ideasrdrr. Metni her iki bafilamda okumak mtimkiindiir. Buna gcire agka ve cinsellife susamrg genq kadrrun gofor Salim'le kagmasr Platon'un nazaiyastna aykrrr diigmeyecek aksine kadrmn kendi mutlak gerge$ine kogmasr anlamrna gelecektir. Fakat 6te yandan erdem ve sadakat ideasr da giindeme gelecek ve kadrrun bir bagka erke$e kaEmasr ilk-omefie uygun diigmeyecekti. Sanat ideal olaru yansttr ya da Aristocu gdniq ilkesinden bakrlacak olursa yazar kahramaruru kendi ideal ve diinya goriigiiniin gergevesine oturtarak okuyucuya sunmu$iur. Bu dururnda geng kadmrn ba;ka bir erke[e kagmasr ideal bir davramq olarak kabul gcirmez.
EDEBiYAT KURA MLARI 145 cezalarrdrrabilir.Edebiyatefitimyonundenfelsefedendetaritrden de daha
YANSITMA KURAMI
2
Riinesans'ta Mimesis Sanatrn
bir
yansrtma
oldu[u goriigii XIV-XVI. Ytizyrllar
arasrnda
Rcinesans'tan baglayrp onu takip eden Aydrnlanma gaft ve Neo-Klasik dcinemde de devam etrnigtir. Daha gok Aristo mimesisinin etkisinde geligen bu anlayrg sanatm e$itici ve e$endirici ydnii iizerinde afirhkh olarak durur.
Bu devirde mimesis kuramr Palaton'un ileri siirdiifiii bigimde degil Aristo'nun anladr[r bigimde devam etmigtir.2e Tabiat yine iki aniamryla hem insan dofasr hem de harici Alem olarak algrlanmrg ve de$erlendirilmigtir. Rdnesans ve Neo-Klasik sanatgrlar plastik diinyalanru inga ederken yine Aristo'nun diizeltilmiq tabiat ilkesinden hareket
ettiler. Leonardo Da Vinci'nin resimde (Mona Lisa) yaptr$ ile
Michelangelo'nun heykelde yaptrgr dengeli simetrik giizellik anlayrgr30 bu dewin uyumlu ve dengeli sanat aniayrgrru ortaya koymuqtu. SanatEr oiabildi[ince kendi idealini sanattna yansltmayr tercih etmigtir. Boylelikle Platon'dan Aristo'ya kadar sanat bahsinde insan (sanatgr) olmadrpr kadar iqe karrgmrg, bir bakrma ana formlar ile onlann do$adaki (insan ve tabiat) gciriingrilerine mridahale etrnigtir. Resimde, miizikte, heykelde, edebiyatta, mimaride hayai edilmiq bir do[amn yansrtrlmasrrun imkAnlan aranml$tr. Edebiyat alamnda Rcinesans mimesisi resim, heykel ve titeki plastik ve gdrsel sanatiardan farkh degildir. Aristo, gairin gcirevini "gerqekfe olan geyi degil de olabilir oiaru yansrtmak" olarak nitelemigti. Boylece sanat objesinin igine insaru da katmtqtr. Bir Rcjnesans gairi ve eleqtirmeni olan Sir Philip Sidney bu konuda edebiyatrn iglevinin citeki sanat daliarrndan daha dnde ve onemli olduSuna vurgu yapar: "Sanat yansrtmadrr, amacr eflendirerek e$tmedir. Bilgilerin en onemlilerinden felsefe kurarnsaldrr, sojrut kurallar koyar,
kuruluiu dolayrsryla etkili olamaz. Bir difer bilgi dah da ta:rihtir, bu gerqi somuttur ama alalr dardrr, olmuE olam anlatrr; olmasr gerekeni, insanrn yaprnasr gerekeni veremez, kotri ornekleri de aktanr. Felsefe ve tarihin eksik yanlanrr kendinde tamarnlayan
ise edebiyattrr. Yaztrt insanlara ornek olabilecek, ders verebilecek olay ve durumlan ya-ratabilir, hem olaylan somutlastrrrr, hem de
olmasr gerekeni verebilir,
2e
30
Sanat Felsefesi, s. 23. Age, s.22.
D'ry'r dduilendifip
kotliyu
etkilidir. " (Sir Philip Sidney,
1554-1586)"31
yerlerini Sanatgr nasil i$leyece$i temarun kendince gerekli g6rdtiqr eksik felsefenin ve diizelterek eserine bigim vJriyorsa edebiyat da tarih yaru insan eksik tarihin ile yanlarrru diizelterek, tamamlayarak igler. Felsefe kalmalarrdrr. dilzleminde bilgi ve teori .,rrrrr.orrn gozetmeksizin bir baktma ancak Onlann ifide alanlarrmn atolyesi edebiyattrr. Tarihsel trajik bir olay Hakle ismail gelirni Scjz anlatrlabilir. etkili iaha iginde imkdnlarr tragedyarun Uringargrl'run lV. Murat'n hayat ve aksiyonunu anlatmasryla Turan Oflazo[lu'nun lV. Murat piyesinde bu sra drgr padiqalul draryl anlatmasr defiildir. itn"a" insan lV. Murat'tan eser yoktur. Diferinde ise "*-i", gibi insan ve padiqah lV. Murat biitiin zaaflan, tutkula'' hnrs g"."ili$ oi-u' ve aksifonu
ilI
biraradadrr. Tarih olaru, edebiyat olmast gerekeni ya da ideal
olaru yani diizeltilmig olam yansrtu. Bu halleriyle edebiyat eserleri do[al olurak mutlak gergekiikten uzaklaqr. Edebiyatrn eSitici ve o$retici hatta ahldkiat ozetli$ bir kez daha one grkar'
bu genel-geqer, defi;mez dawaruglar merkezine ortaya grkarrnak ,r" "r"rl".iti donemin yeni bir yommudur bu' Bu anlaygt klasik Bir bakrma oturtmaktr. samnanlara (Neo-klasikler) gcire insan her yerde ayrudu' Ayru durumiarda alm tept ileri verir. insanlar yagadrklan cofrafya, soluduklafl iklim ve sahip farkl oidrrgu., yerel ve milli kiilttiriere gore kimi olay ve d'rumlar karqrsrnda de[igmez gu tabiatrndaki genel insan faiklirk davraruglar sergileyebilir. zuliim, ihsaslarr etkilemez. Acrma duygusu, korku, agk, vatan sevgisi, ihanet, ewensei mevcut olarak cinsellik, yiikselme hrrsr gibi her insanda potansiyel davramg kodlan insan[nn ortak yanlanm lurgular' Bu bakrmdan bir fabl'r ile Sadi ya da Mevlana'run bir krssasr bu konuda a;'t1r
Lafontaine'in intihan igievi gciriirler. Madam Bovary nasrl igiedifi giinahn a-ltrnda ezilip igledikleri de Bihter segtiyse, Aruta Karenina ya da Aqk-r Memnt'daki segimlerin sonuqlanna katlanarak intihar t""Ul- ya da yaptrklan yanlg (Madam Bovary) bir Rus (Anna Karenina) lderler. Bu batrrmdan bir Fiansrz tabiatrna uygun davranmalan insan (Bihter) ortak ya da bir Tirk'iin yadrrganmaz.
bakrma dumura daha da zenginlegen ulusal kiilttirlerin daha one grlcnasryla bir davraruSlan u$rayacak g-"rrel it sun tabiatrrun yerini milli rentri ve karakterlerin hayatlann milli kez bu gorecek uiu"uktr.. fa'srtma kuramr brrrada da igleviru yansrtrldr[r eserler yaratrlacaktrr.
rr inci San, Sanat ve
Efitim, Ank. Unv. DTCF yay' Ank' 1985' s' 34'
t" 46
lAti issnN KoLcu
EDEBiYAT KURA MLART 147
Neo-klasikler bireysel olarun defiil genel olamn avcrh[mdadrr. Yaptrklan benzetmeler, one grkardrklan tip ve karakterler asrhnda birer rafine figiirlerdir. Shakespeare Kral Lear'de krzlanna tutkuyla ba[h bir krahn diiqtiipri dramatik durumu iqlemigti. Krz gocuklarrna diiqkiinliik hemen daima her babada gdrrilen bir tutkudur. Bunun hastahk derecesi de vardrr. Kontrol edilebilen bir tutku marazi durumlar yaratmaz. Fakat Kral Lear gibi bu tutkuya kaprlmrg figiirler igin ortaya grkan marazara hig de hog olmasa gerekir. Aynr konudan hareketle Balzac, Goriot Baba romamru yazmr$tlr. Aym konuyn XlX. ytizyrhn diinyasrna taqryarak insamn zamana ve coira$raya gore
de[igmez genel tabiatrndan bir drnek sunmuqtu. Aym konu bizim edebiyatrmrzda Reqat Nuri tarafindan da ele ahnmrg Yaprak Dolaimii roman / piyesi ile bir bakrma Tiirk hayatrna uyarlanmrgtr. Bu temayr igleyen biitiin bu yazarlarrn yaphklan $ey genel insan taliatrnda mevcut babarun kv gocuklanna diigkiinliilti hususunu eserlerinde iglemektir. Neo-klasiklerin siirdiire geldikleri hususlardan biri de klasik ddnemin eserlerinde yer alan karakter ve tipleri olduklan gibi devam ettirmeleridir. Eserlerin figiiratif yaprsr defigmemig, ortaga$a ait bir galus kadrosunu kullanmalan olmugtur.
$imdi Neo-klasiklerin genel tabiat ve insan doSasrru
yansitan
eserlerinden rimekler iizerinde durahm.
La Fontaine'in Arslan Postw Giyen l?qeft Fabl'ini Okuma Denemesi ARSLAN POSTU GIYBN E$EK32
Arslan postu giyen eEek
korku saldr ddrt bir yana. Yigitlik qok uzaksa da ona dtinyayr titretiyordu mtibarek. Faliat aksilile bak, ucundan gdrrinliveren bir kulak belli etti palawa;n. Hemen giriqti fasla de$irmenci dayt. igin ashrr. bilmeyenler baktr Sagarak. Oyle ya, dayr arslanr katmrq da 6nune suriiyordu de$rmene. Fransa bdyle palavracilann yeridir.
Qolunu burdaki 32
s.
eqefie
benzetirim ben.
NAzrm'Hikmet, La Fontaine'den Masallar, $iirler 9, Adam yay. 3. bs. ist.
l1l.
Onlara heybet veren: srrmah kordonlu maiyetleridir
Yukandaki hayvan dykiisiiniin verdigi ders herqeyin ashna dcinece[i, kilik kryafet, makam, mevki sahibi olunarak gtig ve riitbe elde edilemeyeceli savrdr. Yukarrdaki egek bir zarnan aslan hyafetinde dolagmrg ve onun iktidanndan yaradaruru$trr. Fakat uzun kulaklarrndan biri kendisini ele verince foyasr ortaya grkmrgtr. Bizde Ziya Paga aym mesajr; . Bed-asla necdbet mi ver-ir hiq uniforma Zerduz palan '"rrrsan e$ek yine eqektir. beytiyle veciz bir qekilde dile getirmigti.
Bdyleliide ortaya konan gey genel insan dolasrmn, karakterinin asla de$igmeyecegi savrdrr. Insan tabiatrnda bu gibi hasletler mevcuttur'. Neokiasikler, klasiklerin srkga igledikleri bu asli temalan tekrar yorumlayarak yer, zarnan ve rrka gcire de$igmeyen genel insan tabiattru yansrtmayt denediler. Avrupa'da Racine, Molidre, Boileau, La Fontaine, La Rochefoucauld, La Bruydre ve filozof Decartes, Alfieri gibi isimler Aristo mimesisine bagh kalmakla birlikte sanat eserinin e[itici ve eslendirici yarufl terenniim etmekte rsrar ettiler. Bizde Batr'da oldugu gibi kendi iginde krrrlarak, kargrtrm yaratrp bir gelenek oluqturamadrSr iqin Klasik dcinem yanhg bir tarumlamayla Divan edebiyatr ve ona ait eserlerle giindeme getiriidi. Bizim Neo-klasik d
Hurr olmak ister isen olma cihanrn Zevkrnde safAsrnda gamrnda kederinde Yrldz arayup gdkde nice turfa muneccim Gaflet ile gdmez kuyu)'u reh-guzerinde insana sadakat ya,krSur gdrse de ikrAh Yardrmcrsrdrr doirulann Hazret-i Allah
48 lALi iHSAN KoLcu
-
Kadr ola da'vacr vri muhzr dahi qahid Ol mahkemenin hukmine derler mi adalet
l,a'net ola ol m6le ki tahsiiine arrn Ya din ola ya rz Ll ya namus oia 6let Ummid-i vefA eyleme her Eahs-r dagalde Qok hacrlann grkdr haqr zir-i bagalde Bir abd-i Habeq dehre olur baht ile sultan Dahhak'in eder mulkrinu bir Gdve peri$arr iktraiine idbd.rine bel baflama dehrin Bir dairede dewedemez qenber-i delrAn
EDEBiyAT KURA MLART 149 dtinya edebiyatma ba[rgladrfr vak'a tipi riykiiler de esas itibariyle mimesisten yararlanan eserlerdi. onlar da topluma tutulan birer aynarun iiriinleriydi. XLX. yrizyrl Batr'da btiyiik dewimlerin yagandrgr bir dcinemdir. Burjuva
slrufifln oluqmasryla aristokratlann toplum iizerindeki a$rrh[r hafiflemiq Marksist anlamda olmasa bile bir igEi srmfi olugmaya bagiamrgtr. suuflar arasmdaki gelir ve hayat standardr ugurumu, yazarlan yeni oluqmaya baglayan
toplum yaplsma bakrnaya itmiqti. Zola, Meyhane romarunda
paris
varoqlarrnda gama$rrcl kadmlarla viicudunu satan fahigelerin karanhk buSuntulu hayatql resmetti. Yine Zola, Germinal'de maden iggilerinin hayatrna e$ildi. Stendhal, Krrmrzr ve Siyah romarunda insan dofiasrrun gergekliEine ihtiras ve tutkuyu iqledi. Maupassant'rn riykiilerinde insan doSasrrun sundulu gergeklikler dite getirildi. Artrk segkin bir srrufin deEir srradan insanlann gergekligi edebiyat eserlerinde yansrtrlmalda idi. Bu da
Platon'un sanat eserinin fayda getirmesi prensibine uygundu.
Bizde de'Ahmet Midhat Efendi edebiyat eserinin yarar getirmesine
Zalim yine bir zulme giriftar oiur Ahir Elbette olur ev yrkanrn hAnesi viral Rcinesans ve Neo-klasik sonrasr Batr sanatr yansltma kuramrldan yaraianmaya devam etrnigtir. XlX. ve XX. Yiizyillarda yeni kimlikler altrnda mimesis kuramr varhglru siirdrirmiigtrir. 1830'da baglayan Romantizm akrmr
sonuna kadar iman etmb bfu sanatgrdrr. omrn bir lailliyat hacmindeki eserleri kendisine takrlan Hace-i ewel lakabrn hak edecek derecede egitici ve dfretici karakteri haizdiu.. Milsahedat romarunda genel anlamda roman sanatrmn iqlevi ve vazifesi konusunda bir sciylev gekmeyi ihmal etmez:
sanayileqmenin dofurdu!'u dofal bir sonugtu bu. Daha gok bilime yaslanan ve
uyarukh[rrun, yol ve yordam biliginin altrnda gok roman okumasrm ve hayatt romanlardan cilrenmesine baflar. "Roman okumuqtu demedik mi ya? Hem de pek eok roman
bir siire 6miir srirdtiklen sonra 1850'den itibaren yerini kendisine bir tepki olarak dogan Realizm (Gergekgilik) akrmrna braktr. Romantizm biitliniiyle etkisini yitirmediyse de artrk sanat arenasmda realizmin sesi yrikselmektedir. Bk bal
"insan hallerinin iyisini de k6tusunri de romanlar aqrklariar. Romanlan okuyanlar pek gok felAkeiler iEitmiq, herbirinden bir ibret almrq olurlar."S3 Yine ayru romanda yazar, kiigiik yagta yetim kahp bir manastrda
krsa
sanayi iiri.inii tiiketen halk, biiimsel gergeklik olmasa bile hayatrn gergeiini kawamrq ve o ilmihalle ya$antlsux siirdiirmeye ahgmrgtr.
Hrristiyan geleneklerine gcire yetigtirilen kadrn karakter Agavrri,nin,
okumugtu. Okuduklannt
Hem resim, hem heykel ve edebiyat alarunda realizm bir yandan
Resimde mesela; Carus, C. D. Friedrich, H. Thoma, W, Leibl ortaya koydukla' kimi cimeklerle bu sanat dahnda gergekgiligin bayragrru
yrikselttiler.
Edebiyat alamnda gergekgilik Stendhal (1183-tS4Z), Balzac (t7gg_ 1850)' charles Dickens (1812-1870), Gustave Fiaubert (1g21-1g80), Emile zola (1840-1902) ve Guy de Maupassant (1E50-r893) glbi yazarlann eiinde en parlak donemini yaqadr.
Platoncu mimesis bahsinde Stendhal,in romaru, ,.yol boyrnca gezdirilen bir ayra"ya benzettigini zikretmigtik. zoja, bu ayn-a metaforunu daha da ileriye gcitiirerek natiiralist eserler vricuda getirdi. Maupassant'rn
da ozel bir ilgiyle
okumuqtu.
Herbirinden kendi felsefesince, birer ibretli sonuq qrkararak
esaslanru koyarken diSer yandan somut eserlerle varhSrn_r gittikge hissettirir.
okumuqtu. Artrk bdyle bir krzrn kolay kolay kamp, baEkalanna grivenmesi mumkrin mu?-34
Gortildr.igti gibi bu devirde sanat eserinden beklenen fayda agrsrndan Batr ile osmanh yazarlan arasrnda fazla bir aynhk yoktur. Artrk sanat eseri estetik hazztn yarunda bilginin, ahldlcn da tagryrcrsr durumundadrr. Her ne kadar karakterler hAlA siyah-beyaz ise de sanattan beklenen iqlev degiqmez. Namrk Kemal tiyatroyu "eplendirirken e{iten" bir sanat olarak g6riir.
33
Miigahedet, (Haz. Necmenin Tiirinay), Bilge yay. ist. 1979, s. 308.
'14.
Age. s.
I)).
50
lALi iHSAN KOLCU
EDEBiYAT KURA MLART 151
Batr'da kesintisiz bir gelene[in mirasr olarak ortaya grkan gergekgilik
aklmr bir arag olarak kullandrgr yansltma kurarmmn olgiilerini gu gekilde belirlemigtir: 1. Yansrtrlacak olay ve durumlar hiEbir sansrire tabi tutulmayacaktrr. Toplumda cereyan eden ne varsa aylp, mtistehcen ve ipreng sahneler de esere
gireceltir. (Zola'wn Germinal ve Meyhane romanlannda ve Baudelaire'in kimi giirlerinde oldugu gibi) 2. R"omantiklerin bireysel ve iilkiilegtirilmig konulan yerine gi.indelik hayatrn gergekleri eserlere aksettiritrecektir. Sanatgrmn duygulanndan gok gcizlemleri cinb grkacaktrr. (Kamelyah Kadrn, Giizel Dost gibi ronaanlann yerine Goriot Baba, Eug6ne Grandet gibi rornanlar yazrlacaktrr) 3. Sebep-sonug iligkisi gdzetilecek saratta bir tiir determinizm esas tutulacallr. (Madam Bovary, bizde Aqk-r Memnu romanmda Bihter'in ailesi Melih Bey Takrmr diye bilinen zarnar\\na gdre oldukga serbest bii hayat siirdilren ailenin krzrdrr. Amesi rahat tutumlanyla tamnan Firdevs Hamm'dr. Romamn bir yerinde Bihter annesinin yiiziine bir tiir determinizmi hatrrlatarak Firdevs Hamm' rn krzr oidufunu. hayloracaktrr.) 4. SanatErrun tarafsrzhgr gcizetilecek. O da bir biXim adamr gibi kendi diigiinsei laboratuarrnda gergeklerin cjziinii de[igtirmeden yansttrnayl deneyecektir. (Zo1a vd.)
XlX. yiizyildaki gergekgilik aiamrnin etkisi bizde Beqir Fuad'in yaztlarrrda bir infildk etkisi yapar. Onun tegvik liatta tehditieriyie bizde gergekEi edebiyatrn yolu agrlr. Onurila ayru yolda giden Namrk Kernal "Hayat ve hakikate uyan bir edebiyat"rn peginde giderken Recaizade lvlahmud Ekrem Araba Sevda.sr romamyla hem kendi gengligini hicvetmiq hem de gergek akrmrn yolunu geniqletmigtir. Nabizade Nazm Zehra ve Karabibik adh eserleriyle bu akimrn gergek temsilcisi olmugtur. Midhat Efendi ise MiiSahedat romarunda hem bu ttiriin kuramrru hem de cirne$ini vererek en cinernli adrmr atmrgtrr. Edebiyatrmrzr bir siire meqgul eden "t'Iayaliy,tlnHakikiryfin" tartrqmalanmn merkezinde dolayh da olsa mimesis akrrmrun
Atrlgan'rn Anayurt Oteli romarn da psikolojik gerqekgilik yontemi ile yazrlmrg ve romarun baqkarakteri Zebercel'in ig diinyasr biitiin gizemleri ile ortaya konmuqtur. AzerbaycanTt yazar ElEin'in Oliim Hilkmil romaru da boyle bir psikolojik gergekgilik ycintemi ile kahramarun ig diinyasrna apa tutularak yazrlmrgtrr.
Qarhk donemi Rus edebiyatr daha sonradan toplumcu gergekgili$ benimseyecek ve Marksist lcrrama kendilerini kaptrracak gergekgi yazarlar yetigtirmigtir. Fakat baqlangrgta Vladimir Dostoyevski, (1821-1E81), ivan Turgenyev (1818-1883), Anton Qehov (1860-1904), Lev Tolstoy (1828-1910) Qarhk devri Rus edebiyatrmn gergeklifini temsil ettiler. Qarhk doneminde yetigip daha sonra Marksizmin sanat anlaytqr olan toplumcu gerqekqili$i benimseyen Maksim Gorki (1868-1936), Mihail $olohov (1905-1984) gibi yazatlartn yarunda Marksist estetik ve kuramcllardan iinlti Nasil Yapmah?
kitabrmn yazarr Nikolay Qerniqevsky (1828 -i889), Vissarion Belinsky (1811-1884), Nikolay Dobrolyubov (1836 -1861) ve Georgy Plehanov (1856 -1918) Sovyet tipi topiumcu gergekgiii[in kLrallanru ortaya koyarak sanatrn proleter srrufin hayatmr yansltmast prensibini egemen krlmtqlardr. Bu kuramcrlardan Qernigevsky'ye g6re sanat ve edebiyat Platoncu ve Aristocu mimesise kdrii kdriine bagh kalmamak kaydryla bir 'lansttma'dr. Gergekligin yansrtrlmastdr sanattan beklenen. Aristocu mimesisin kendine uygun yaruru alan QerniqevsLly,
"Bizirn tanrmrmz eski Yunan'daki Aristoteies ve ozellikle Demokritos'da rastladrftmrz tanrma yakmdrr. "3s der. Fakat QernigevskT Aristocu mimesisi kesip bigerek almayr tercih eder. "Zira.yazar goruneni olduiu gibi yansltmamah, oze ait olalla olmayam ayrrtdetmelidir. "36 Baglangrgta Fichte ve Schelling'in idealist felsefesine bafh kalan BelinsLy, daha sonralan esteti$ini gergekgilik iizerine kurgular.
"Belinsky'nin dunya goruqn (Schellin'ten ahnma) felsefi romantizrn ile e[itim gucune duyulan rasyonalist inancrn tipik
yarattr$r soru(n)lar clmugtur.
bir kanqrmrYdr."sz
Gergekgiiik akrmrrun bir yansrrnasr olarak bizde psikolojik gergeklik yonteminin iqlendifi ilk eserler olarak Namrk Kemal"in intibah'rru ve onun menfi kahramam Mehpeyker'i, Nabizade Nazrm'rn Zehra romanrnda Zeltra' ve Srmcemal'in, Halit Ziyalnsn A;kt Memnu romarunda Bihter'in dui-umunu gcisterebiliriz. Demek oiuyor ki gergekgiiik sadece toplumun hayatrna tutulan
bir ayna delil ayru zarrnnda insamn igine de tutulan bir
alrna
gdriiniimtindedir. Bir farkla ki psikolojik gergekgilik romantizmin yol agtrgr
marazilige saplanmadan bireyin iq diinyasrru oldufu gibi yani idealle$tirmeden yansrtrr. Daha yakrn donemlerden soz edersek Yusuf
o,
35
"Art and Aesthetics" Documents of Modern l-iteraty Realism, ed. G' J. Becker (Princaton University Presse) , s. 67'den akt. Moran, s. 37. 3d
Edebiyat Kuramlarr ve Elegtiri, s. 37. Vissarion Grigoryeviq Belinski, Edebiyat, Sanat, Kiiltiir, Tarih, Felsefe tizerine Yzz:Jrar, Qev. Mazlurn Beyhan, Yon yay. ist. 1989, s. 214. 3?
52 I ALi iHsAN KoLcu
EDEBiYAT KURA MLARI 153
"Bir sanat yaprtlnm baqhca gabasr yasarrlln gerqege uygun sunumunu vermek olmahdrr; boylece bir edebiyat yaprtrnrn baqansrnr, 6nemini delerlendirmernizi saSlayacak 6lqnhi belirlemig oluyoruz. "38 diyerek, hem sanatrn gdrevinin hayatr yansrtrnak olduS'unu hem de sanat r.L.il1i1l deferini olgecek krstaslara ulagabilecepimizi iddia etmektedir. Fakat bu goriigiin elegtirilecek yanlan vafdrr. Sanat salt hayatrn takipgisi ve vaf olaru oldupu gibi veya diizelterek yallsltma eylemi olacaksa o ru*urr ondan beklenen devrimci ve gelecegi kurma niteli$inden bahsedilebilir mi? Eper sanat ya$aruru$ ve yaganmakta olarun yanslmasl olacaksa sanatln fiitiirisi endi$esi, mutlu bir gelecek kurma kaygrsrndaki iglevinden nasrl s6z edilecektir? Bu bakrmdan Belinsky daha sonra Marksist kuramcrlann yiiksek sesle ifade edecekleri ve bir Pafti-Devlet politikasr haline getirecekleri 'giidiinrlii' edebiyat anlayrqrna uzak durmaktadf. Hayatm gerisinde kalmrq bir sinat anlayrgr ile geleceli programlanmrg bir sanat anlayr$mm dewimcilifiinden elbette sozedilemez. Bu bakrmdan her iki durumda sanatm ozgiinliigiile dofasr itibariyle eksik tuturnlar olarak kalacaktrr.
Belinsky 1834'de yazdtst Edebi Hayaller'de "Yazarlann "iginde dofduklan ve yetiqtikJeri halkm ruhunu eksiksiz dile getirebilecek' insanlar olduklanm yazar
Bir
bagka
"'3e iinlti yazrsrnda (Edebiyata Bakrqlar (1846),
"sanat giergeklipin yeniden yaratrhqrdrr; dyleyse onun rolu' ya da giizelleqtirrnekle srnrlandrnlamaz'
bir g6rtilebilecek hale qeyi herkesqe gordufu deyimle, tek baqrna sokar. Gerqefi grizelleqtirmez; insanlan olmalan gerekti$ gibi deEil, olduklan gibi anlahr.
tt
qiiridir' hayatrrr Siiridir' $iir' imge haline 3. Yeni qiir gerqefin "imgeyle beliriilen fikir somut olmayrp da gelrniq duquncedir. imge bundan zarar gdrur ve zarnar\, aldatrcr ve eksik olduiu salatsalhimr Yitirir. flkrin bigimle ve 4. Sanat eserinin en 6nemli $artlanndan biri biqirnin fikirle olan ahenkli uyarhfrdrr.'aI
tasnife gcire GdriildiiEii sibi Belinsky, Plehanov'un yaptrfir kargrsrnda mimesisinin io"uilJ,itiiJ!"*ou?o" aynlr' ei. u"l"ma Atistocu
gerektirdi[i gibi depil de y*;#.-dl;"; ;;;gi ve insanlan olnralan mimesise vaklagrr' Fakat bu ofO"f.fl" gfri;;;;J b"akrmrndan Platoncu t"."itr e"i;;k";"i uurlristt"r" de yaklagtrmaz' Bigim-fikir uyumu ise Belinsky' nin sanut
gosterir.''a2 der' onu eleqtirel gerqekgilik qalrmn baglatrcrsr olarak
yormuq Belinskv sibi sanat kuramr ve esteti[i rizerine- kafa Iliqkileri Estetik sanattn. Gereekle kut"-;ti;;;; bfi ;; C"*it""ttv' dir. o, (ls;j);i';;;;;;;"d" 1.*u"t toplumsal- fayda olan gereekei bir estetifin ii";lot" ."""t asia hayatla baflanru koparmamahdrr"/3
'-*"ii"rlJ"t*.
6ne srirdilfii idealist
Hegel ile Fischer'in Bu goriigleriyle Qemigevsky, -i;g"t'ky;y" g6re "Giizel' hayattr"' Boylelikle estetik sdriisiinden ";il iir esietigi-afuenairir. sanatrn havatla iligkisi ona B"ilr6"sr;lrr"r"r"'u"gh ile nesnesi bir Edre 'giizel' olamn g";;;kl; iiiskit; gibidir' Sanattn ciznesi
b"h#;;; a"llrril-l c'zellik sanatrn ve sanargmrn yarattrsr.desil insanrrr h"h'k;; i;il;';; u"raug" gltzelti6v.aa Bovlelikle Qerni-qevskv sanat eylemi siirecinde sanat;; ig"ii"i bir bakrma 'bulma" 'keqfetme' ya da .i;k ";;;-;;;;; indirgemektedir. Bir yaratma desil onunkisi. Pil"';'l;ut#-iJJri aii"yurridu asrllan var dedi$i gdriingiileri veniden bir kayarun de[il bulma'drr sanatglnm yaptl}r' Heykeltrragrn r9rndeki kadrn freiiriint i*V" grkarmasr da bu anlamda tagta gizil olaru buili.iar;.;' illd;;"yat' sanatgr icin sonsuz bir atcilye bir plato durumundudr. Yapm4, yansltma
ot
oo
q
s. 125.
etiginin merkezine oturur'
e"tit rty;
.a{. Dubrolyrbov: Rug Elegtiricisi ve Gazetecisi", Felsefe Dergisi, sayr 8, Jdano,r, s.l8-19 (Qev: A. Timugin-M. Sert)'den akt. Ahmet oktay, Toplumsal Gergekgilisin I(aynaklarr, Tiimzamanlar yay. ist. 200, s. 63. 3e Mehmet H. Do[an, Estetik, Dokuz Eyliil yay. izmir, 1998, s' 125'
Ertetik,
est
izlem yay' J"uo Freville, Sosyalist Giizle Toplum ve Sanat, (Qev. Asrm Bezkci), Ist. 1963,s.9_lo. a2 Estetik, s. 125. ot So.yulist (liizle Toplum ve Sanat, s. 10' Age. s. lo.
54
lALi insnN KoLcu
EDEBiYAT KURA MLART 155
Sanat sadece estetik bir eser vermek igin girigilecek bir ugraqr alaru de$ildir. Qernigevsky'ye gcire sanat yararh olmaldtr. Bu gdrilS bir zamanlar Alman esteti{ine istikamet veren sanat sanat igindir goriigiine bir kargrtlik oldufu glbi sanat toplum igindir gibi salt bir slogana da indirgenemez.
Toplum igin sanatn gartr faydah olmasrnda aranmahdrr.
insanr
bilinglendirmeli, e$itmelidir.
Qernigevsky'nin talebesi
olan N. A. Dobroll'ubov
(1836-1861)
"Dolayrsryle" diye adlandrnlan elegtirinin kurucusudur. Bu kurarna gcire edebi eser gegitli sorunlara yaklagmak iEin bir vesile olarak ele alrrur.as Ona gcire edebi eser toplumsal de$iqimin yansrdrgr bir ayna olmairdu. Bu bakrmdan Dobrolyrbov Qarkk Rusya'srmn cinemli bir tipi olan Gongarov'un Oblomov tipi ile yakrndan ilgilenir. Diinyaya aldrrmayan bu taErah kiiqiik burjuva tipini, ga[rn Rus nihilizmini oldu[-u gibi yansrtan bir kahraman olarak gcinir.a6 Oblomov nlkiilegtiriLmiq bir tip degildir. Belki de bir roman kahramaru olarakaylakJrfrn diinyadaki ilk temsilcisidir. Lermontov'un Zamantmtnn Bir Kahramaru da bu soydan bir karakter olarak amlabilir. Krigrik burjuva diinyasrndan one grkan hanr yiyici ve gayesiz insanlardr bunlar. Baglangrqta bir tilkiiLleri olsa da gartlar tasawur ettiklerini gergeklegtimreye izin vernez. Dobrolyubov, "sancttemtn kisisel de{erine verdi{i bilytik r)nemle Betinslqt ve Qernisevslq,' den
ayrtlr.'
a7
"Sanatqr, ancak iqinde yaEanrlan anr yansrtan bir fotoiraf camr de$ldir: oyle olsaydr, salat eserierinde ne yaqam ne- de allam olurdu.. Gergek sanatgt eserini yaratmaya giriEtiginde, onu, baqlanglcr ve sonu ile, mantrki driqunceyle yakalanamayan, fakat sanatqrnrn esinli bakrgrnda ortaya qrkan deferli etkinlifi ve gizli sonuqlanyla tamamen ruhunda bulur.'ae
Gdniidrigii gibi Dobrolyubov toplumsal sahnelerin yansrtrlmasrnda sanatgrnm iglevinin
Estetik, s. 126. ou tipi
Oblomou
bizim edebiyatrmrzda Refik Halit Karay'rn $eftali
Bahgeleri
ciykiisiindeki AgAh karakteri ile ortaya grkar. a7 uB
Estetik. s. 128. H. Arvon, L'Iistetiques Marxiste, PIJF, 1970'den ald. Mehmet H. Dogan, s. 128-
129.
gidersek Ahmet Midhat Efendi'nin Felatun Bey'le Rakrm Efendi romanirutl kahramaru Felatun Bey edebiyatrmlzrn ilk Dandy tipi olarak kargrrmza qrkar. Bu, Eahgmadan yaFayan, sr-ise, giyim-kugama, e$lenceye merakh kahraman gaprn scrsyal hayatrrun yarctttgt bir tipti. Onun sonraki tiirdegleritr 6mer Seyfettin'in Ef!"uz Bey'i ile Hiise),in Rahmi'nin $rk romarunda grirmekteyiz. Bu bakrn-ldan Dobrolyrbov toplumu yansrtmakta sanatEltxn roliinii yadsrmaz. Yukarida da ifade ettigimiz gibi Gongarov'un Oblornov tipiyle nasrl Rus iopl'-rmunun igten ige kolergmaya bagladrfrru tespit ettiyse Refrk Halit Karay de geftali Bahgeleri ilykiisiinde Agdh Bey karakteriyle Osmanh btirokrasisinin k^oiargnruslu$una parmak basrnak istemigtir. Bciylece sanatgr aynnltda gizh kirnl nirengi unsurlart ortaya grkaran trir duyarh goz konumuna gelmektedir; Aynt sosyal ve siyasal siiregten geqen her iki toplumda aym karakter ve tiplerin ortaye Erkr,lasr elbetteki dofal oiacaktu.
Goriiidrigu gibi Marks ve Piehanov
im
ker
r
di
i
l
sini yaratmakta gecik mez.
Bizde Narruk Kerial'in, Azerbaycan'da Sabir'in "hayat ve hakikate uyan bir edebiyat" is'remelerinin ardrnda igte bu sosyal fayda meselesi vardrr.
Yrizyriiar $6yr-rnca Tr.irk toplumunu acieta ulutan, onun higbir meselesird diiienriirmeyen. yagaCrgr ikiim ve cografyayr bile,gdrmeyen bir edebiyatm pengesine silil+tlnlmrg Tiirk halki da bir yandan Sabir'in diger yandan Namrk
Kemal'in gay"reiiyle iglevini yitirmiq bir edebiyatl ve onun dayandrft
paradigrnayr terkeeierek yeni bir edebiyaim temellerini atmrqlardt. iiginq olan diinyadaici trs harekeiin eq zamanlihk gcisteirnesidir. Namrk Kemal (i840), Sabii" (1852), tseiinslq, (1811), Qemiqevsky (1818), Dobrolyubov (1836) dopurnlr;rclur rie hepsi de rinemli eserlerini on dokuzuncu yiizyrhn iicinci yansrnda o.'erdiier. Rus topiumu ile Osmanh toplumunun ayru'uoplumsal ve siyasal siiieEten gegtikJeri dipiinriiiirse orlaya konan kuramlarrn benzerligini de yerinde karqllarnak gerekir.
56
lALi iHsnN KoLcu
Belinsky, Dubrolyubov ve Qerniqevsky sanatrn topluma ayna tutmasl ve topiumcu gergekgi fftirlerinden dolayt bundan soffa gcirecefiimiz Marksist yansltma kuramrrun fikir babalan Marks, Engels, Karl Radek ve Plehanov gibi diigtniirleri etkilemiqlerdir.
Marks ve Engels ve Plehanov toplumcu gergekgi diye adlandrnlan fikir babalandr" Ancak Marks ve Engels kendi felsefe birikimlerinden grkacak olan toplumcu gergeklik ya da estetik tizerine rizel bir eser verrnemiqlerdir. Onlar Marksist kuram igin sanatrn iglevini ekonomik alt yapr ile ideolojik iist yaprmn dopal bir iligkisi olarak, oraya ba[layarak bu yansrtma kuramrmn
kuramrn gergevesini gizmiglerdi. Marks ve Engels'in gciriiqlerinden Marksist
ya da daha sonra Toplumcu Gergekgilik adrm alacak olan sanat kuramrni geligtirmek Plehanov' a drigecektir. Alt yapr bir toplumun ekonomik yaprslru, iggi, memur. giftgi gibi iiretici gr.iglerin belirli bir geligme a$amasma kargrhk veren iiretim iligkilerinin biitiinirnii igine alr. Bir bakrma iiretim alamdrr. Ust yapt ise toplumdaki hukuksal, siyasal, felsefi, sanatsal, ahlAksal ve bilimsel anlayrg ve gciriiqlerle bunlann kargrhfr olan kurumlann (parti, iiniversite, ordu, parlamento, sendika vb. ) biltiiniinii kugatrr. Plehanov, Marksist kuramr materyaiist estetik i.izerine oturtur. Buna
gore tarih srruf gatrgmasr tizerine hareket eden bir siiregtir. Kigilerin ve smrflann estetik bepeni ve tercihlerini ekonomik alt yapr belirler. Ekonomik alt yapr defigtikge ya da geligtikge bireylerin ve srruflann zevk ve estetik
anlayrglan da defigir, idealleri farkhlagr-
"siyasi, hukuki, felsefi, edebi dini, vb. geliqmeler ekonomik geliEmeye dayanrlar. Fakat britun bu geliqmeler ekonomik temel
uzerinde olduiu gibi birbirleri tizerinde de karqdrldr etkilerde bulunurlar"ag Siyaset, hulark, felsefe, din, sanat ve edebiyat gibi ekonomik alt yaprya balh unsurlar kendi aralannda da etkilegimde bulunurlar. Plehanov, "Edebiyat ve ssnat toplumsal yaqamtn aynandr." der. Bu da farkh bir yansrtma kuramr tarifidir.
Uretim iligkilerinin geligmesi, srmfsai gatrqmalann baglamasr ya da artmasr sariatr dofrudan dogruya etkiler. Bizzat roman tiininiin ortaya grklgrndaki temel kaynaklardan birinin Ar.mrpah gemici / korsan / tiiccarlann sdmiirge talaru ile ulaqtrklan biiytik servetin bir toplumsal srruflaqmaya yansryan etkilerinden biri oldugu hatulamrsa, mesele daha aeEngels,EtudesPhilosophiques,
iyi
anlagllacaktr.
Paris, 1947,p.132'denakt. JeanFreville,s. 10.
EDEBTYAT KURA MLART 159
58 [ALiii-rSAN KOLCTi IJizde divan edebiyatrmn ytizyrllar boyunca beili
bir
zr-irnrenirr edebiyatr
olarak miirlenmesinde bu ekonomik alt yaplrun aslrlar boyunca degiqmezliginin rol oynadrgr diiqtlniilebiiir. tr{alk gairlerinin daha goir bey
konaklannda ya da toprak a$alanmn hirnayesinde kaknalanna kargridl Divan gairierinin bnfik bir goSu-niugu Osmarrh burjuvazisini temsil eden biiLrokratlar sirufina dahil oimasr, yani dognrdan ya da dolayh olarak Saray'dan nemaianmasr da alt yapr-iist yapr iie iligkitidir.
Toplumcu- gergekgilerin ekonomik aLt yaprya bu kadar dnem vemrelerinin sebebi kendi ideclojiierinin dayanaca$r iemei olarak proleter srrufi gdmleierindendir. Sugkov;
'-Xopiumcu gerqehqilik somurulmekten kuriulmug kurtulma-tr
ya
tia
bilinqli tarihsel etkirrlilt duzeyine yuksehnig
ki.tielerin sa,natrdrr. "50 der. Flehanor"un tarihsei maddecilik olarak f'ormiiie etti$i Marksist kuram ekononrik temele oturtuhnug tjir tarih felsefesidir. i-nsan topiunr-larrrun tarih bofunca geEirdi$i siireE bir takem deterrninist kanunlara gore cere5ran etmigtir.
ilkel toplumlar, ardinclan kdlelik ciiizeni iizerine lc.rrutrmuq tcplumlar, son::a toprak, e,sker ve giice dayair feo
rnadclecili $in son agarnasl olan komiinizm gergeklegecektir.
Tarihsei matrdeciUk bir toplurnrla iiretim gtigleri arasrndaiii iligkiyle alt yaprmn iirtjnii olacakirr. Sanatgr bir t,illln:a ke nd-,sir.i iiietir,ri ilebesleyen gahqan smifin hayatlru anlatacaktr. Proleter cdebi;'afl :iedifirr:iz bir cidnem Solyet edebiyatrna gekil vennig emek r' igEi / kolhcz eieb:yatr uletici srmfin hik6yesidir. Alt yapl iist yaprnm L,elirleyicisi dur..mrundildr. Bu iiretici alt y3p1 fr-rplumun din, felsefe, tirf ve ddetinden hukr:k, sa11at ve eciei:iyalrn:r kaciar herseyi beljrler. Yabuz burada dogal trir belirleyiciiikten soz etnrek in:l6nsizdtr. Ust yapr ali yaprmn do$r' iiir u5,g,glaylclsl olmasl gerekirlten r:yguLarnada (SSCB ornegi) boyle olmarr bir stire sotua iist yapi alt yapirun nasrl yaqsrnasr, qa-1lqmasr, ha-vatt ;ekillendirme;i konusunda belirleyici, kairun koyucu olmuq hatta dogmar dai,,ant:rifrina gore !?nat ve ecietriyatta cia
ilkelerie kargrnuza grl-:mgtrr" AJi -vapl iist yapryr belirlernesi gerekirden eiurui tersine cidnmrig ust yapr altyaprlr Lrelirier duruma gekmgtir' Edyleiikie henl Marksist ieisefeden hem de sanat alarunda bu kuramrian bir sapina olmuqtur. Bu k*rama gdre -sanat iist yaprrun 'nir pargasrdr ve ait oldu$u ideolojini.n ciiinya gcirtigiinti yansrtacakttr. Trpkl burjuya ve aristokrat
50
Boris Suqkov, Ger gekgiti[in Tarihi, Cev Aziz Qahqlar, Adam yay. ist. 1982, , s.
199.
toplumlarda oldu$u gibi egemen srrufin ya da ekonomik alt yaplyl, iiretirn giiciinii eiinde bulunduran srrufin ideolojisini yansrtacak, onun menfaatine gahgacaktrr. Insan/birey/sanatgl ve toplum iligkileri agrsmdan zaten bunua devam edegelen bir siireg oldu$u sciylenebilir ve bu dunrmun yadrrganmasma itiraz edilebilir. Fakat bu durumun bir Parti politikasr haline getirilerek bir bakrma sanata ve sanatgrya miidahale edilerek onun giidiimhi (angaje) bir sanat yapmasrna zorlanmasrru kabul etmek mi.imkiin degiidir. SSCE'de devletin resmi sanat goriiqii olarak ongonilen Toplumcu Gergekgilik 1930'lu yrllarda ortaya grlarug ve 7934'de toplanan Soqret Yazarlar BirliSi'nin Birinci Kongresi'nde karara baflanmrqtr. Bu tarihten sonra artrk yiizbinlerce kolhoz piiri, ciykti ve romaru yaa.br. Planlanan iiretim hedehni tutturan her igletmenin baqarrsr artrk bir roman konusudur.
Bizim edebiyattmtzda sanatrn ait yapr ve iist yapr iiigkisini irdele'yecek olursak ilging bir rrlanzata ile kargriaqrnz. Kavrni dewin edebi tiirleri destan, masal, efsane ve 6teki mistik, epik metinler bir bakrrna topiumun )/a$adlgl hayatrn bir yansrmasr idi. Tabiatla, drigmanla, dofaiistii giiqlerle, kaderie miicadele bu eserlerin nitelikierini belirlemekie idi. Bir zatnan sonra desian dewinden epik halk hikAyelerine dofiru gekilen ve kiigtilen gelenek aym zdmanda $aman dedigimiz o birgok cizelligi biinyesinde banndtan figiinin de pargalanmaslna ve de[iqik frgrirlerin ortaya glkmasrna sebebiyet rrer-rnigtir. Fakat yine de bu edebiyat ve sanat iiriinled toplumun hayatiurri a)nasl durumundaydr. Kullarulan arag gereglerden yagama iislubuna kadar eski meiinler bu mimesis disiplinine ba[h idi. Fakat srirekii yerlegik hayat geEince edebiyatrrruz da bundan eikilendi. Bir yanda Divan edebiyatr diSer yanda halk edebiyatr dte yanda dini-tasawufi edebiyat zuhur etti. Marksist terminoloji iie defierlendirildifiinde Divan edebiyatrrun sadece ideolojik rist yaprdan miitegekkil bir eciebiyat oldugunti ve altyaprsmrn bulunmadr$rru sciyieyebiliiz. Ona ait yaprhk edecek kitle ancak r:
seviyeyi tutturabiimig nadir okur-yazar kitlesiydi. Onlarin cia sayrlan malumdu. Halk edebiyatr ise hem ideolojik iist yapr hern de iiretici ait yaprsr olan bir edebiyattr. Neredeyse btitiin bk mrstik ha.yatr idare eden ciergili, hankdh, tekke ve cem evlerini diiqiiniirsek dini-tasar''r.ufi edebiyatrn hem alt yaplya hem de iistyaprya sahip oldu$unu gciniriiz. Tanzimat'tan soirra ise gazete ve ti1'atro sayesinde olugan altyapr aydintrat'in legkil etti$i List yapr ile mvazzalrrr bir uyrm iginde olmugtur. Sadece Namik Kemal'in bu srlreqte
olnadr[r rolii hatrlamak meselenin anlagrhnast igin ycterlidir. Cum.truriyei ciewinde mesela Garip hareketi ideolojik tist yaprsl ile ekonomik aTtyaptsr oian bir atrlrrndr. Onu takip eden li. Yeni hareketi ise jakoben bir sanat anlayrprru tercih ederek sadece ideolojik rist yaprda kaldr ve halkla biitiinleqemedi.
EDEBiynr xuRA MLART
60lALi iHsAN KoLcu
"-Evet hie Ariphe yok, hayat romanlalr de$l romanlar hayatr yapryor!"s3 diyen Halit Ziya'ntn tesbitine katrlrr. Fakat roman"lan rnikrop sagan metinler olarak grirmekle birlikte hayat rizerindeki etkisini kabul eds1. Ona gore sanat, .genel hayal stisleyen ve kuwetlendiren' bir iqleve sahip olmahdrr: "san'at gatrsi oramaz; kendi qahsr igin d.s6r-r san'at vr-icfrda getkenler bulunsa bile san'atkArlar yalmz kendi qahrslan igin
Sanatrn toplumsal hayatla iligkisi iizerine diiqiinen kuramcrlardan biri de Plehanov'dur. Fakat ona gelinceye kadar Rus edebiyattrun dncii elegtirmen
ve
kuramcrlanndan Qerniqevsky
ve onun ri$rencisi
Dobrollubov'un
gciruqlerine temas etmek yerinde olur.
Qerniqevsky hemen
her edebiyatm toplumsal defi9im ve
geligim
siirecinde kargrlagtr[r temel bir sorunu sorgulamakla ige baqlar.
tevlid-i Asdr edenler degildir. O halde san,atkAnn
"Sanat sanat iqindir" duguncesi, gunumrizde' "servet servet iqindir", "bilim bilim igindir", vs. dtiquncesi kadar acayip bir duquncedir. Beqeri faaliyetlerin tumu insana hizmet etmekle yukimlndr-irler, yoksa krsrr ve gereksiz uf-raEmalar olarak kahrlar: servet insan tara-findan kullamlmak, bilim insana yol gdstermek iqin vardr, sanat da esash bir iyiligi gdz 6nunde
estetik yagantl uyandlracak nitelikte midir? Bu edebiyatla u$aqanlar agrsmdan estetik yaqantmm hasrl olmasr durumu kabul edilebilir. Fakat bu haliyie bile bu edebiyat "Sanat sanat igindir" diisturu igin yaprlmrq gibidir. Qarttk dcinemi
Rus edebiyatrm sosyal fayda ve epitim agrsrndan bir tasnife tabi tutan Tolstoy'un pek az esere gegerli not verdi$i bilinmektedir. Bu bakrmdan Plehanor"la daha sistematik bir dile doniiqecek olan toplumcu gerqekqi sanatm iqlevi konusu, baglangrgta kimi gocukluk hastahklanyla doludur. Qerniqevsky sanatln insana ve topluma yarar getirmesi drgrnda onu
versin onlar kendilerine griyle bir teselli buluyorlar. Diyorlar ki: Biz sanat-rmrzln sartimiyetiyle mriftehiriz; kimseyi aldatmryoruz.
Hayatta ne varsa bizde de o var... Hem bizim romanlLmrz olmasa hayatta iyilik, fenAlk olmayacak mr?"s4 Sanatrn toplumsal hayatra iligkisini ahlak zemininde yoklayan Tevfik
hem hocasrrun hem de Belinsky'nin gdriiglerini tekrar eder. ona gcire sanat ve edebiyatm baqrrca cinemi "hayatr.- kopye etmesinde, onun tezahiirleri rraucrnaa hriLkiim
vermesindedir."55
XlX. yiizyrhn edebiyat diinyasrnda egemen karu, sanatrn insaniann ahlaki egitimine hizmet etmesi gerektigi geklinde cizetlenebilir. Rusya'da 1814 yrhnda, F. F. Narejnd,rin Rusyalt Gil Bles ya da prens
Gabriel simonoviq Qistiakov'un Macerarart adh iomammn ilk ilg u,;rri-ii yayrnlanmasr iizerine roman Maarif Nazrn Kont Razumovski iarafindan
yasaklarur. Razumovski, bu yasaklama vesilesiyle, edebiyatla hayat arasmdaki i1i9kihakkrndakidii9iince1eriniaqa$rdakiscizlei1ea9rklar.
"Romal yazarlan, goiu defa, kdtuhiklerle savasmaya ga_ hqrrken bunlan 6yle renklerle Qiziyor ya da dylesine aynntilr tlr qekilde tasvir ediyorlar ki, bdylece,' genglign dikkatini akla getirilmemesi yef olan bazr kdtulukler rizerine gekmig oluyorlar. Edebi deferi ne olursa olsun. bir romar ancak hakikaten ahlaki bir ariraq taqrdr[r takdirde yayrnlanmahdr". s6
agtklamasrru da ister:
"sanat hayatr kopya etmekle kalmayrp, onu agrklar da: sanat eserleri goiu defa "hayatrn tezatrurleri hakknda [verilrniq bir] hukum deferi tagrlil'."s2 Bizde Tevfik Fikret, Romanlartn Tesiri adh yazrsrnda sanatrn toplumsal
hayatla iliqkisi iizerine benzer hususlara temas eder. Romanlann ahlAki tesirinden sozeder.
t3
T"ofk Fikret, Dil ve Edebiyat yaziarr,
1987, s. 130.
it q.*ig",r.ki, Toplu Eserleri, c. l, Hayat, s. 15. 52
Sanat ve Toplumsal Haya! s. 15.
s.
33.34'ten akt. Plehanov, Sanat ve Toplumsal
havdt_r
umrlmil4reden a1,'nlmamasr, bildkis onu te4rin ve takrriye etmesi lezrm gelir. Hususiyle HaJI. Ziya Bey'in dedig gibi ,frr;LgarAapan romanlar'ise rornalsdann vazifesi bir az daha agrlaqlr. g.."t"t
tutmah, lusrr bir zevk olmamahdrr."sr
Goriiiiiyor ki daha Marksist bir terbiyeye girmeden sanat ve edebiyatta toplumcu gergekgiligin kalmafrna daha eski]ere gcitiirebilmekteyiz. Qernigevskry her qeyde oldu$u gibi sanat ve edebiyatrn da insana, dolayrsryla topluma hizmet etmesinden yanadr. Bu diigiince sanatr kendili$inden sosyal fayda beklenen bir u$ragr kimlifine sokar. Fakat bu iyimser arzularm her zaman uygulanabilirli$i var mrdrr? Bizim edebiyatrmrzdan tirnek verecek olursak Divan edebiyatrmn sosyal fayda ya da toplumsal yarar aqrsrndan bir getirisi var mrdr? Hem kigi de hem de toplumda bir arrnma, yarar, bilgi veya
161
DiI ve Edebiyat yazrlarr, s. 130. Sanat ve Toplumsal Hayat, s. 16. 56 Sanat ve Toplumsal Hayat, s. 33. 'o
ss
(Haz. Ismail Parlatr), TDK yay. 41p.
62
lALi insnN KoLcu Bu resmi goriigii eleqtiren Plehanov ise sanatrn iktidar ve
EDEBTYAT KURA MLAHT 163 ahlAkr
sahiplenen giigler tarafindan her zaman lcrllaruldrfirndan yakmr. "Gdrdrisunr-iz gibi, Razumovski sanatrn kendi kendisi igin bir amag olamryaca$ kanrsrndaydr. I inci Nikola'mn i:esmi durumlan
dolayrsryle sanat karqrsrnda bir tanr takrnmak zorunda kalan hizmetlileri de" boyle dtigunuyorlardr"'sz Sanatrn hayatla olan iliqkisini fayda zemininde goren yazarlardan biri de Alexandre Dumas-fils'tir. Fransrz romanct; 'sanat sanat igindir' gonigiinri biraraya getirilmis anlamstz ilq kelime diye niteler. Bir bagka Fransrz sanatgl Lamarline de 1857 yrhnda dlen Alfred de Musset'yi ne dinsel ne ulusal ne toplumsal ne de siyasal higbir endige giitmeden sadece sanatryla ufragtr$r igin elegtirir. Bciyielikle sanat ister toplumsal gondermeleri olsun isterse estetik zerninde kurgulansrn mutlaka sosyal 'yarar'la bir iligkisi vardrr / oknahdrr. Ustelik bunun rejim ya da degiqik siyasal yaprlanmalarla da bir iliqkisi yoktur.
Plehanov'a gdre 'faydau sanat, devrimci zihniyetle oldu{u kadar muhafazakdt" zihniyetle de ba{dasmaktadtr.'tr8 cliye yerinde bir tespitte bulunur. Sovyeiler Billigi cimeSinde oldufu gibi Nazi Almanyasr, Mussolini italyasr, Franco ispanyasrnda da sanat partinin giidiimtine girmigtir. Bu bakrmdan kitlelerin nitelifi onemli depildir. Bizde hem kriy romanlarrru hem de islAmcr hidayet romanlanru da iglev agrsrndan bu sirufa sokabiliriz. Fakat bir romarun bir sanat eserinin de$erini okur ya da hitap etti[i icitle belirlemez. Bu konuda farkh olEritler sciz konusudur. Plehanov, "Eir sanat eserinin meziyetini nihai ve kesin olarak belirleyen $ey; onun igeri!,inin clefieridir.'rederken bu tiir angaje tuzaklardan kagrmlmast gereLtiSini igaret etmeyi arzulamrgtr. Halbuki bu fikrin tam kargrsrnda olanlar da vardrr. Fransrz yazar Gautier, bir sanat eserinin oteki sosyal ya da kigisel fayda nesneleri ile bir tutulamayacafrru ate9li bir sdylemle dile getirir: "lla1nr, sizi gidi sersemler, ha5nr, sizi gidi ahmaklar ve koca gerdanhiar sizi, bir kitaptan paga gorbasr oknaz, bir roman bir qift dikiSsiz gizme depildir... Gegmiq gelecek britun papalann igkembesi aqkrna ha1rr, ikiynz bin kere ha1nr... Ben gereksiz olam en gerekli sayanlardamm ve esya)n da, insanlan da bana grirdnkleri hizmetie ters orantrh olarak severim."eo der. Bu belki de sanatln orta mah fNecip Faztl'rn tabiriyle igporta mah) olrnasr ve bu sebeple delerini yitirmesi endiqesinin do[urdufu bir hezeyandrr.
s7
.Age, s. 33.
58
Age, s. 3?. Age. s. 39-
5e 60
A.ge. s. 24
Boyle bir tehlikenin yani sanarrr avamiiegerek, herkesin kuliarumrna
indirgenerek bir haz nesnesi haline gewilmesi 'yiiksek sanat, anlayrgrm hem tiiketme hem de yaratma srirecini etkiieyecektir. A,rt* bol bol angaj! resimler, tablolar yaprlacak, romanlar qiirier yazrlacaklrr. sinema geni$ kitlelerin seviyesi iizerinden bir dil kullanacaktrr. Sanatrn kitleleri yiiksek- bir estetik ya$antlya davet edeir krqkirtrcrirSina gem rnrrulrnug olacaktrr. Bu yiizden Gautier elegtirilerinin doz-onu daha da yiikseitir. "Raphaello'nun hakiki bir tablosu;.ru ya da guzel bir grplak hadmr sewetrnevc lia"rqrirl:i, Fra_'srzhl< ve y-urttaqhk hakla'rndan
buyiik
Lrir mernnunnukXa va-zgee;er:dirn.
"'6 r
, Eu, yaza'n zihnindeki "giizellik fikd" ile "politik ve sosyai fikirierin nasri bir gatrlma halinde oldufuni: bize gdsterir. o halde sanatln sosyal yarar aglslirdan srrurlan ve niteiikleri iyi belirlenmetidir. Onceiikii oiarak sanatgr ile iEhde yagadrgr gewenin iyi iligkiler kurmasr gerekir. sosyal ve bireysel iletigimsizlik sanatr da sanatElyl da jakoben ya da ciekacluo bi, tur,r, almaya
itecektir. Flehanov;
.sarratErlarda. artistik yaratrhrsla yak.indan iigilenen himselerde 'sanat sanat iqindir' goru$uni benirnserne e$.iineinin doiup giglenmesine yol agan ,5ey, bu kirnselerle onlan saran
itharti ecienler Fil."ret'in lrikandaki yazls!ru okurnahcrrlar. Gereekte o zurni-elrn boyie blr bevannarnesi ya da talebi olmamrgtrr. Kirru eserlennin hayattan i
dge. s.24. _i l.
^ A.ge. s.
64
lALiiHSnN
KOLCU
EDEBiYAT KURA MLARI 155
yayrmlanmrgtrr. Kimisi bir ya da birkag sayt grkan bu gazete ve dergilerin o devrin insanlanrun otuz yrldan fazla siiren istibdat ydnetimi siiresince bastrrdr.klan diigiincelerini bir anda yayma firsatr buldular. Sakh ve sindirilmig bir ofkenin drqar.urumu olarak bu yayrnlar bir toplumun i9 diinyasrru giizel bir gekilde yansrtan belgeler konumundadrr.
Plehanov, Platon ve Aristo glbi sanat nedir? sorusunu de!11, sanatm krikeni nedir? sualini sorar. O sanatrn kokenini 'o;,'un'a ba[layan Kantgr ve Schillerci63 goriiq ile 'iq'e ba[layan Qernigivsky'nin gdriiginii uzlagtrnr. Buna
gdre sanat oyundan grkmrqtrr fakat bu o)'un insan faaliyetleri agrsrndan 'yararh' bir eylemdir. Dans, giir, miizik, folklor, resim, stisleme ilkel toplumlann beslenme ve barrnma ihtiyaglanm temin igin yaptrklan gegitli eylemlerin doniiqtiiriilmiig qekilleridir.
6ze1likle imece
usulid.
ya da kolektif faaliyetlerde birlikte
soylenen
garkrlar, grkarrlan cesaretlendjrici sesler, atrlan naralar, tutulan ritmler iqin bir uyum dahilinde yaprlmasrru sagladrlr gibi bunun sonradan mizansen edilmesi de 'o1nrn'u do$urmuqtur. ilkel denizcilerin lairek gekmeleri, avlanma, savag ve oteki kolektif eylemler yaprlan iqi zaman-la bir oyuna d6niigtiirmeldedir. Folklor oyunlanrun kokeninden hep bir hikdye ve mizansenin olmasr bu savr do$rulamaktadrr. Bugiin bile kayrkgrlann kiirek gekerken "siya!", "siya!" diye ortak nara atmalan gok eskiden kalma bir ortak eylemin goriiniimtd,iir. Bugrin de bir tiirkiimiizde yagayan;
Alabanda viya viya!
toplumlann folkloru ile toplumsal tarihleri arasmda birebir iligkinin varlSr ilk bakrgta hissedilir. Bir av sahnesini anlatan ya da avlanacak hayvanlann cizelliklerini resmeden ma$ara resimlerinin baglangrgta fayda igin olsa da zamanJ.a bir estetifie biinindrigii de gergektir. Giyim kugamda da durum farktr de$ildir. once soiulctan ve srcaktan konrnmak igin 6rtii iriyetine kullamlan hayvan derilerinden zamanfa'giyinmek' rizere ilkel de olsa elbiseler yaprldrsr da bilinmektedir. ilk gaglardan bugr.ine kiirklerin estetik geliqimini-tespit
etmek Plehanov'un sav1ru griglendirecektir.
*I-arihi
' bakrmdan ele alrrsak nesnerere bilingri olarak faydacr agrdan bakmak, estetik aqrdan bakrmdar dnce gelir',65 Fakat zarnan igerisinde sanatla'n geligimi ve dallanmav foyda ne esteti{i bir bakrma birlegtirme zorunlulu[unu getirmigtir. Kaldr ki a" ".t"iigiohaz bir gegit 'fayda' oldu$unu hatrrdan uzakta tutmamak gerekir. Estetik dedigimiz gey de insanda estetik bir yagantr uyandrrmaz mr? Bu agrdan haz da
bir yarar degil midir? Piehanov;
"sosyal bakrmdan yararh olan
vardr.
dizeleri de bu kolektif gahgmarun oyun/eflence-ig- ve iiretim dizgesindeki
Bizim de kalbimizi krmrldahr yerinden
drgalurumudur.
TopraSa diz urruqu daf gibi bir zeybefin.
Plehanov, oyun "ilkel topluluklarda gengleri gelecek iidevlere Plehanov sanatm krjkeninde once 'iq'i g6riir; zamanla igin oyun'a doniiqmesi iqin de$igik bir igleve biiriirrmesi anlamrna da gelir. B
demek
Sen raksma dalarken igin titrer derinden Qigekli bir sahnede bir beyaz kelebef.in,
Alustune siya siya!
haztrlar. "tuder.
her qey guzeldir
istemiyor; demek istiyor ki guzel geyler sosyal yaran olan qeyler arasrnda bir alt srnrf oluEturur. O zannan grizelli$ araqtrran estetik sosyolojinin bir pargasr olur."oo der. Bu basiamda Faruk Nafiz'in Sanat giirini tekrar hatulamakta varar
Sadece bireysel olanrn
olabilece[ini gosteren bu dizeler
delil kolektif olarun bagh bagrna
Ayrrca bugiin hala kimi Afrika
da aym zamanda estetik
bir kuram gibi durmaktadrr. kabilelerinin bu tip rittielleri
sergilemeleri Plehanov'un kolektif bir gabamn tirtinii olarak gcirmek istedifi sanatrn kcikeni konusundaki iddiasrru giiglendirir. ""Faydacr faaliyet, baqka bir deyimle, bireylerin ve toplurnun ya$a1n5mt surdrirmek iqin zorunlu olan faaliyet olrrndan once geldifi iqin onun igerifrni de belirler. Oy,un, zaman bakrmrndan , ister istemez kendisilden once gelen- ,iq in gocufudgl."ez .
65
Edebiyat Kuramlan ve Elegtiri,
66
Age. s. 46.
ut
s. 46.
G. V. Plehanov, Sanat ve Sosyalizm, (Qev. Selim Mimo[lu), Sosyal yay. ist. 1962,
s. 52.
56
IALiiHSAN
KOLcU
EDEBiynr XURn
Sanati Marksist firetim iliqkilerinin bir parqasr olarak gcirme egilimi Plehanov'da cine Erkan temel fikirdir. Marksist ya da tarihsel maddecilik
agrsrndan bakrldrfrnda bunun gegerli yanlan vardr. Fakat bu durumda Aristokratik ve burjuva sanatl nereye konacaklr? Sanatm kokeninde ig olabilir, fakat amacrru da aym duyarli$a ballamak ue derece do$rudur? Plehanov bu soruya "aylak toplumsal srmflar" kavramryla cevap verir. "Olnrn, gahgmadan ya$ayan ve dolayrsryla kendi etkinlikleri iginde dahi aylak olan toplumsai srmf ve tabakalarda bayagr bir eglenceden citeye geEmez.dyleyken bu dururnda bile o, "igin gayri meqru gocufu' olmakian kurtulamaz.
'Aylak srmflar sanat eserlerinde kendi yagamlanmn tro
glu$"unu yansrttrlal'"68
Zenginlerin kimi sanat dallanyla ugraqrlan bu ttirden bir gayreti simgeler. Plehanov b
miinasebetiyle iligkilidir. Materyaiist estetik,
tarih ve srmf
gatrqmasr
temelinden hareket eder. Egemen srmf kendi grkarlan do!rultusunda bir hukuk, felsefe, edebi,vat hatta sanat ve miiz.ik anlayrgrm idame etmeye gahgg. Qar l. Nikola'run Pugkin'i kendi rejirninin qairi yapmaya galiqmasr gibi deSiqik rejimlerde egemen srruflar kendi sanat anlayrqlanru terenniim edecek sanatgrlan angaje etmeye galigmrglardrr. Hemen her egemen srruf aym yolu denediSi igin bu durumun ayplanacak bir yaru yoktur. Atatiirk devri Sairlerinden Kemalettin Kamu bir giirinde; Ne driimcek ne yosun Ne mucize ne fdsun KAbe Arabrn olsun Qankaya bize yeter
diyecek kadar zamarun rejimine angaje olan dizeier yazacaklr. Osman! Sarayt'mn qairleri oldugu gibi Cumhuriyet'in Qankaya'srmn da gairleri olacaktr ve bu da hig gecikmedi. Plehanov sanattaki geligmeleri ya da sanatgr ile sanat eserlerinin ortaya Erkrgrm salt ekonomik alt yapr ile ideolojik iist yapryr bir baqka deyigle iiretim giigleriyle sanat arasrndaki iliqkinin-bir iiLriinti olarak kabul edilmesine de kargrdr. Bu anlayrqa gdre diinya sanat mirasrm oluqturan eserlerin ve onlan viicuda getiren sanatgrlann kendi devirlerinin ekonomik gartlanmn bir iirtinii 68
;
i! irli
Toplum, Sanat, Elegtiri,
s. 30,
TULARI 167
oldulunu kabul etmemjz gerekecektir. Ozelde bu skalaya uymayan ornekler goktur. Bizim edebiyatrmrzdan sdz edersek; aym yiizyrlda ya$anu$ Fuz0li ile Bdki'nin sanatta uiagtr$r zirveyi iilkeye egemen giiciin yani Saray'rn ekonomisi ile agrklamak gerekecektir. Halbuki biri yoksulluk di$eri varhk iginde bir hayat siirmiigtiir. Plehanov ve cjteki Marksist kuramcrlarrn iddiasr sanatla iiretim iligkilerinin arasmdaki bafirn en iist seviyede oldu$unu wrgulamaktrr. Sanayi dewirni ile ortaya gftan Burjuva srmfi nasrl kendi sanat anlayrgrru zaman igerisinde idame ettirdiyse onun yrktrgr aristokrasi de kaba leoda izmin ytkt cr sr ol arak ortaya qrkni-r gtr. I
Plehanov, "Tarihin madcleci kavrayryma gdre tarihteki betirteyici d{e, son Qdzi)mde, maddi yasamm iiretimi ve bu iiretimin yenilenmesidir." der. Buna gdre ister Marksist olsun ister kapitalist maddi yatafirn i,uetimi ve iiretimin yenilenmesi altyapryr yeniden taruim eder. Bir cirnek verecek olursak
Marks'rn dngciriilerinin aksine Batr Avrupa'da fabrika iggileri iiretimpaylagrm iligkileri iginde giderek bir sosyalizme dogru kayacaklanna, silemin birer pargasr olarak yani tiretimden hak ettikleri payr alarak diizenin bir pargasl haline gelmiglerdir. Artrk emefii ile geginen bir proietaryadan degil emefinin kargilrfirm ve sosyal haklanru kazanmrg yan kapitaiist ve tam bu4'uva ahlakrna sahip bir smrftan sciz edebilmelteyiz. Bu bakrmdan Marks'rn komiinizmin yegerecefii iilke olarak igaret ettigi ihgiltere artrk bur;'uvalagmrg iggilerin sahiplendi[i bir iiretim giiciimi temsil etmektedir. Bu yilzden XlX. yiizyrldan sonra bu iilkenin edebiyatrnda srmf g4trqmasr ya da proieier
iiriinlere
srJ
rastla nmaz.
Kendi edebiyatrmrza dcinersek; halk gairlerinin daha gok bey konaklannda divan gairlerinin ise Saray ve onun uzantlsl ikbal gevrelerinde nemalandrklan, himaye gdrdiikleri bilinmektedir. Gerek halk qairi gerekse divan gairi al,m feodal ve aristokratik ycinetimin yani krsaca almt iiretim
iligkilerinin iiriinti olan bir sistem iginde kendilerine bir hayat alam bulabilmektefdiler. Sanat anlayrqlan, ifade ve imge diinyalan farkh olsa da her iki ziimrenin nemalandrgr iiretim-scimiirii iligkisi aym idi, Devletin birer
memuru olan Tanzimat aydrnlanmn durumu da bundan farkh depildi. Namrk Kemal, ZivaPaSa, $inasi, Hamid, Ekrem, NAci riitbe, makam ve mevkileri ne olursa olsun devletin birer memuru idiler. Geng Osmanlilann Mustafa Fazrl Paqa'mn daveti ile Awupa'ya kagmalarr bu alt yapr iist yapr iligkisini bertaraf etmemigti. Saray'tn yerini. bu kez bir bagka A:'istokrat almrgtr. Bu tablodan uzakta kalmaya gahqan esas itibariyle bir esnaf ruhuna sahip Ahmet Midhat Efendi bile ideolojik iist yaprmn belirledipi paradigma drgrna grkamaml$trr. Namrk Kemal'in ' Qekildik tzzet i ikbal ile bAb-r hriktimetten
I i
68
EDEBiYAT KURA MLART 169
lALi iHSAN KoLCU
dizesi ideolojik tist yaprya bir manifesto niteligindedir. HAmid ideolojik iist yapr tarafindan susturulmug, Ekrem bu paradigmaya teslim oimugtu. Bu yiizden belki de edebiyatrmrzda sonradan Ece Ayhan'rn peqinden gok kogtu$u
bir 'sivil giii' hig yazrlamadr. Tiirk edebiyatr elbetteki son yiizyrla gelinceye kadar bugtinlni anlamryla Marksist bir estetikten beslenmemigtir. Bu onda Marksist motiflerin ya da unsurlann bulunrhadr$r anlamrna gelmez. Ancak 1920'lerden sonra Marksizm iyice tarunmaya bagladrktan sonradu ki takip eden on yrllarda baqta kciy romaru olmak tizere hatur sayrlu Marksist bir literattir olugfuruldu. Fakat ideolojik iist yapr ile ekonomik alt yapr arasrndaki iliqki hemen her iilkenin edebiyatrnda gciriilecek dopal bir geliqmedir. Bugiin kartel medyasrnda yer edinmig birgok kalem bu iiretim iligkisinin tipik birer figiirleri durumundadrr. Felsefe, edebiyat, hukuk, miizi! ahlAk, din, resim, vb. de[igik ideolojik iist yaprlar miigterek bir ekonomjk kaynaga dayandrklan igini ister istemez
Bu yiizden SSCB'de kolektiflegtirme ytllarca siirmiigtiir. Tiirkiye'de kimi devrimlerin algrlanmasr da boyle bir siireci gerektirmiqtir. Eski Adetlerin, ya9ama bigimlerinin, hayata dair kimi
plarunda daha yavaq olur.
tasamrflann devam etmesinin nedenini burada aramak gerekir. Sanat ve edebiyatta da durum farkh defildir. Toplumsal doniiqiim biittin
mitlerini bir anda ve birarada ymatamaz. Bu bakrmdan gegmigin mirasrndan siiziip getirdigi mitik mirasr devam ettirir. Leyla ile Mecnun sadece divan edebiyatrrun dgrk ve maguk figiirleri olmaktan grkar, -genetik bakrmdan hig ulrrqmadrklan halde- gaSdag insamn ortak aqk frgrirleri haline gelirler. Bu
figiirleri silme ve yerine yeni agft figr.irleri koyma gabasr siirse de cincekileril tiimiinii bir grprda yok etmek miimkiin olmaz. igte Plehanov Marksist iiretim iliqkilerinin dinamosu olan proleterya (iqgi srrufi)'run cinceki milliyetqi-burjuva ve feodal dcinemin sanat ve edebiyatrm silecek, yeni bir ideolojik iist yapryr yani sanat ve edebiyatr yerleqtirmek igin onlara yol gcistermekle ige baglayacaktr.
hangi iiretim iliqkisine yani alt yaplya dayamyor idiyse Galata bankerlerinden
alrrran borg panyla yaprlan Dolmabahge Sarayr da aym iiretim iligkisine dayaruyordu. gairi (Nedim); Bu qehr-i Sitanbul ki bi-mislu behAdrr . Yek sengine yekpare acem mfilkfr fedAdr diye sciyleten ihligam ve gumr tablosu hangi ekonomik alt yapr ile ideolojik tist yaprmn iiriinii ise; yine bagka bir gairin (Ziya Paga); Diyar-r kufiri gezdim beldeler kiq6neler g6rdrim Dolagtrm mtilk-i islarru butun virAneler gdrdrim dizeleri de almr altyapr iist yapt iligkisinin iiriinii olmuqtur. ideolojik iist yaprda temsil edilmeyen sanat do$al olarak giidrik kalacaktr. Bu balorndan Faruk Nafiz'in Sanat adh giiri sana! ideolojik bir iist yapmm dayatmasr olarak gciren anlayrga kargr bir manifestodur. Aym gekilde alt yapr tarafindan benimsenmeyen sanat da kendisini layrkryla temsil imkdru bulamayacaktr. Tiirk toplumunun opera ve bale ile bir tiirlti bangamamasmrn nedeni de bu iligkide aranmahdr. 6te yandan iiretim giiglerinin (iggi, k
1
885'teki bir sciylevinde;
"Sizin de qarlclanmz, giirleriniz olmah. Onlarda dileklerinizi, umutlannzr, acrlanmzr dile getinnelisiniz. Durumunuzun bilincine daha gok vardrlrmz olgude, Simdiki dtnyazu:rz sizde daha gok 6fke uyandrrdrfr dlgude bu duygular daha direnqle belirtilecek ve Siiriniz daha zengin olacaktrr. Bu qiirde yalnrz acr, yalnrz urhutsuzluk mu bulunacak, yakrrz iqqinin nasrl oldu$u mu
anlatrlacak? Hayrr! Onda, iqginin yapabilecefi ve yapmasr gereken qeyler de gtisterilecek. gimdiye kargr duyduiunuz hoqnutsuzluk, butun uygar ulkelerin emekgileri dnunde agrlan geniq ve 6zgur bir gelecefe olan inancrnrzr buyutecek. Ve bu
inane, sizin qiirlerinizde yansqracak. Bu inang Earkrlannrzr -igten kardeqlik, gerqek egitlik ve ewrensel dzgrirlulun gur haykrnqr gibi- guqlu, yurekli ve qanh krlacak."ogder.
Uretim ilipkilerinin aktdrleri olan iggiler igte ideolojik iist yaprmn kuramcrlan tarafindan kendilerine gcisterilen.yol, verilen ci[titler buntardr. Bir bakrma yeni sanat anlayqrmn manifestosudur bu. Parti giidiimiindeki Soryet edebiyatrrun bu yolda geliqtilini tahmin etmeye gerek bile yoktur. Artrk
elinde giil taglyan 69rk figrininiin yerini elinde orak, qekig, trrpan, ihgiliz anahtan ta$ryan iggi figiidi almrgtr. .Emek hergeyin iistiindedir. Bu motif klasik agk ciykiilerinin bile ciniine geger. Mesela Cengiz A1'tmatov'tm herkesge biiinen Selvi Boylum Al Yazmahm dykiisiinde sevgi bir emek tiriinii otarak lanse edilir. Bapemir bir sevgi emekgisidir. Asya'run hoyrat ve tqtarss 6e
Plehanov,
L'Ileritage Litteraire (Edebiyat Kaln), s. 28; Sosyalist Agrdan
Toplum, Sanat, Elegtiri, s. 64.
70 lALi iuSnN KoLCU
EDEBiYAT KURA MLART 171
bir kipilik sergileyen kocasr ilyas'm karqrsrnda sabrrla bekler. Asya kalbinin sesini degil emefin kutsiyetini tercih eder. Bdylece en begeri duygularda bile ideoloji cine grkar. Zirayazanntezi'sevgi emektir' sriziine dayanmaktadrr.
Herhangi kindigindedir.
bir
srrufin giidrimiine giindg sanat artrk siyisal
bir
gelmigtir. Yagar Kemal sanatsal tiikenmigli$ini yaptr$r etnik
ve
siyasal
giktqlarla perdelemeye kalkrgmrgtr. Bu bakrmdan Plehanov okurda estetik bir yaqar.:rtr uyandlrrnayan sosyal faydamn karqrsrndadu.
"Bir edip imgeier yerine
sanat
rnantrl
Su veya bu konr:yu ispatlamasrna yararsa, o artrk sanatgr olmaktan qricp bir makale yazart olur."72 det.
yarattl$ imgeler onun
Plehanov,
"Bir srnrf, iktisadi rskalada kendisinden aqa[-r olan bir baEka srmfi somrirerek yagryorsa ve bu srnf toplum igin de mutlak qekiide egemen bir duruma erigmiqse, artrk onun iQin ileriye gitmek demek aqa$rya inmek demektir."zo sciziiyle bu duruma igaret eder. ister Marksist, burjuva, fagist, ister dinsei, mistik vb. olsun sanat kendi ozgrirliigiimi kesitlayan unsuriarla ipbirligine girdi[i an aftrk giiciiimlii bir sanattr. Sanat eserlerinin niteii$i nicelifi tartrgrlsa da sonugta ofiaya konmu$ bir sanat rnirasr vardrr. islamcr gevrelerde bir zaman-lar gok tutuian hidayet romanlan nitelik bakemdan sorgulansa da iglev agrsrndan bir srmfin terciimaru olma cizelligini korumuqlardu. A1'ru gekilde Trirk kciyliisriniin gerqek Cramrru gcir',nezden gelerek Marksist diigiincenin prcpagandasrm yapmaictan bagka ige yaramamlg koy romaniarlrrlz da nitelik agrsrndan sorgulansa da bir ideolojiyi dciniiqtiirme ve aidanna konusunda baganh olmug eserlerdir. ' Piehanov Gorki'nin Dti\manlar adli eserini zikrederek $6i,ie di)'or:
i'Toplumbilimcilerin en bilgilisinin daJri, sanatgr Gorki'cien ofrenece$ gok qef'var. Bu eser onun iqin bir uyzirma olacaktrr. Gorkinin iqqileri ne gLrzel bir dilie konuEuyorlar! Her qe-v i.r'! bu o}'unda; qunku iqinde uydurma hiqbir qey yok, hergel' do$ru r-e
SerEek"'zr
Buna gcire bir eser angaje oldugu srrufin duygu ve drigrinceierini dile getirebilmiqse bir bagka deyigie oniann ta$lvlcrsr olabilmiqse baganiidrr. Bu gonigiin eiegtirilecek gok yaru vardrr. En bagta sanat eserlerine siyasal e$iiimler penceresinden bakma hastah$r ortaya grkar. Hem olcur hem elegtirmenler sanatr deSil yansrttr$r ideolojinin tutarhhlrn-r tarttgmaya aEarlar.
Yukanda zikredilen hidayet romanlan ile Marksist metinler bu soydan eserler srruflna girer. Qo$u zaman da bir sanatglrun ya$antlsl, yagarken grkardr$r grirtilhiler, qohreti eserinin riniine geEer. Eser objektif degerlendirilmelerin drqrnda tutulur. Nazrm }likmet bu soydan bir qairdir. Orhan Pamuk eserlerinden gok Trirk milleiinin hassasiyetine yaptl$ saldrniarla grindeme
70
Sanat ve Toplumsal l{ayat, s. 59.
?r
Sosyalist Aqrdan Toplum, Sanat, Elegtiri. s. 65.
'
Plehanov'un bu gdrtigri kendisinden sonra gelecek olan SSCB'de Komiinist Parti'nin sanat kuramcrianmn iieri siirece$i toplumcu gerEekgi gizgiden a)/nhr. Plehanov sanatl Marksizmirt salt propaganda vasltasl oiaiak gdrrnez. Sanatrn kendine has ve bapimsrz bir eweni oidu$unu kabul eder. Bu
bilegimin ortasinda devletin de sanatgryr ytinlendirmesi gerekti$i hkrini
mthafaza eder. Bu gonigleriyle kendinden sonra gelen Marksist kuramcriardan elegtiri aldr. Plehanov esas itibariyle diyalektik materyalizrni izleyerek sanatln artlk yeni srrufsal oiugumun yani proletaryarun hayatrm aksettirmesi gerekti$i fikrine inandr. Fransrz edebiyatina hayranl$r onu slf ve mutlak gudiimlii bir sanat arilaylFma kapllmaLlan kurtardr. Onun ardilldan gelenler ozellikle kendilerin: propagandist edebiyat anlaylsma kaptlranlar sanatta daha militarist ve giid'-imlii bir yolu tercih ettiier. Buna da topiumcu gergekgiiik ya da sos'val gergekEilik adrru verdiler. Bizde de Orhan Veii ve arkadaqlan yayrmladrklan Garip Mukadriimesi'nde sanatm uzun yrllar feodal srruf ile burjuvaziye hizmet ettipini, artrk bundan sonra qahgan srmfin hizmetine girmesi gereiiti$ini
wrguladilar. "Bugune kadar buduvazinin mah olmaktan, yuksek salavi derrinin baqlamasrndan errvel de dinin ve feodal zurnrenrn koleligni 3rapmaktan bagka hiqbir iqe yaramamrq olan qiirde, bu deflqmeyen taraf, miireffeh smrflann zevkine hitap etrniq olmak sehiinde tecelli ediyor. Mureffeh srnrflan yaqamak iqin qa-hEma1.a ihtiyacr otrrnayan insallar teqkiJ ederler. O insanlar geqmis de'r.irlerin hdkimidirler. O srrrfr temsil etmiE olan Siir, lAvrk oldugundan daha buyui< bir mrlkemmeliyete eriEmistir. Ama -veni giirin istinat edece$ zer.'k, ar:hk ekalliyeti teqkil eden o srnrfin zevki de$l. Bugrinkr-i dunyalr dolduran insanlar, yagamak hakkrm mutemadi bir didigmenin sonunda buiuyorlar. Her ge-v* gibi Eiir de onlann haklsdrr, onlann zevkine hitap edecehtir."z:
72
Sanat ve Sosyalizm, s. 52.
7'Orhan
Veli, Biitiin
$iirleri
(Haz. Asim Bezirci), Can yay. 19. bs. ist. 1983, s. 185.
l
I I i
72lALi iHsAN KoLCU Bu mukaddime ile sanat ve edebiyatrn bilhassa giirin hizmet ve yarar rotasr gahgan kitienin yonii.r:re gevrilmigtir, denebilir. Bunun uygulamalan daha genig bir ifade ile kuvveden frile gegirilip gegirilmemesi meselesi ise bagka bir incelemenin konusudur. Orhan Veli ve arkadaglanmn qiiri 'yaqamak haklam miitemadi bir didigmenin somrnda bulan' gahgan srmfin mr yoksa kiiqiik bu{uva srmfmrn mr zevkine hitap etmigtir? iqte aragtrnlmasr gereken
konu burasrdr.
i
EDEBiYAT KURA MLART 173
Toplumcu Gergekgilik Belinsky, Qernigevsky, Dobrolyubov ve nihayet Plehanov' la tekemmril etmiq Marksist kuramcrlann birinci donemi daha gok eski sanat anlayrgr ile yeni ideolojik tist yapryr uzlaqtrrma gabasr igine girmiglerdi. Alt yapryr olugturan iiretim iliqkileri de[iqmedigi igin ancak .ideolojik tist yaprda bir
de[iqikli$e gidilebilirdi. Bu bakrmdan Gogol'iin Olii Cadar ya da Kont
Tolstoy'un romanlarrndaki kolelerle Komiinist rejimin birer proleter yaptrfir iggi ve
kdyitler arasrnda bir fark yokfur. Sovyetier BirliSi'nin ihdasrndan sonra cjzellikle 1930.'lu yrllardan sonra
devletin resmi sanat politikasrmn belirlenmesi igin birtakrm giri;imlerde bulunulmugtur. Bolqevik Dewimi'nden sonra Parti'nin belirleyici ve
bir sanat politikasr olmamrg ga[rn kimi sanat akrmlanna hoggorii ile bakrlmrgtr. Ulkedeki herqeyi yeniden tanztn eden Parti sanata da bir geki diizen vermeyi ongormiiq ve devietin resmi sanat politikasr olarak toplumcu gergekgilik benimsenmigtk. 1932 yrhnda emekgi srrufin hayatrru yansltmayl segen ve Komiinist Parti'ye yakrn yazarlardan meydana gelen RAPP bagta olmak iizere biitiin edebiyat kuruluglan daSrtrldr. Yerine Solyet Yazarlar Biriifi kuruldu. Kolektifleqtirmede ulaqrlan sonuglara sanat ve edebiyat miidahaleci
alamnda da ulagilmaya gahgddr.
1934'de toplanan Sovyet Yazarlar Birli$i'nin
Birinci Kongresi'nde
bagta Stalin'in adamr Andrey Jdanov olmak iizere Karl Radek, N. L Buharin ve Maksim Gorki gibi yazar ve diiqiiniiLrler yeni sanat anlayrgrmn gergevesini gizmiglerdir. Baglangrgta kimi hususlar muplak kalsa da zarraan igerisinde
tipi toplumcu gergekgilik akrmr sanat anlayrqrmn merkezine oturmu$tur. Dofal olarak sanat ve edebiyata boyle bir miidahale akla angaje bir sanat anlayrgrru getirecektir. Bu ideolojik iist yaprnrn bir tiir dayatmasrdrr. Bu sanat anla4gt ile ideolojik dzellikle bu yolda eser ve eleqtirilerin gogalmasryla Sovyet
tist yapr hig olmadrfr kadar riretim giiEleriyle bir uyuma girmigtir. Zira altyapryr temsil eden iiretim griglerinin akrorleri iggiler yani proletarya ideolojik rist yapmrn dngciriisri iie sanat ve edebiyatrn tek ve biricik gahgma alaru olarak ongciriilmekteydi. Bir baqka deyigle yeni sanat ve edebiyat iiretim
iliqkilerinin aktcirleri olan proleter srrufin hayatrru aksettirecekti. iqgiler, ktiyli.iler, askeder ve dteki iiretici giigler ilk kez sanat ve edebiyatta bu denli geniq ve onc.elikli bir konumda ele alrrup iglenecekti. Artrk yeni sanat ve edebiyat anlayrgrmn kahramanlarr destan kahramanlarr, dgrk-maquk frgrirleri defil eli orakl, gekiqli, trpanlr iqgiler olacaktrr.
tI
74lALi issnN
KOLCU
Radek, Buharin
ya da
EDEBTYAT KURA MLART 175 Jdanov'un katkrlan
bir yana
Sovyetlerde
toplumcu gergekgi sanatrn mimarr'Maksim Gorki'dir. Gerek verdi[i edebi eserlerle gerekse kurarnsal yazrlannda bu anlayrqrn gerEevesini o gizmigtir. $oyle diyor Gorki: "Yazar insam geni$letme, riretme hakkrna sahiptir, dahasr bu
tipler diye geliqtirecegi pratik figiirler de yeni mitik alarun aktrirleri olacaklu. gdyle diyor Gorki: "Gergekqilik bireyi iyice ihtiyarlamrq olan dar gdruEhiluk ve
bireycilikten sosyalizme vara' yorda, geligmesinin srireci igincle ele alrrken onu y2lnrz bugunku haliyle defil, yann olmasr gerekti$ ve olacafr bigineiyle de ele a]rrsa gorevi yerine
onun gdrevidir. Yazar bireyi betimlerken o bireyin srnrfsal tizelliklerini r1n ve kdtu yanlanyla hamuruna katrnaln dBrenmelidir.
$etirebilf."zo
"T4
o
halde birey mensub' oidugu ideolojinin aygrtlanyla donanmrg olacaktrr. Namrk Kemal bunu bizim edebiyatrmrzda Hiirriyet Kasidesi'ndeki
yeni insan projesiyle oftaya koymugtu. Gorki ve citeki Marksist kuramcrlar ise devrimci romantik ve olumlu tip'lerle bagarmayr teklif edeceklerdir. Toplumcu gergekEilik de sanail bir yansitma eylemi olarak kabul eder. Bu yciniiyle Platon ya da Aristo mimesisinden aynlmaz. Fakat yansrtacafr aian, lcille, lnsur, obje ve srruflar aEisrndan onlardan aynlrr. Bu Stendhal'in anladr$r bigimde bir yansrtrna da deliidir. onun yansrtaca$r gergeklifin srrurlan vardrr. Yeni toplumcu gergekgi anlayrg bakrqlanru galiqan siruflann, ilretim griglerinin rizerine gevirecektir. Kolhozlarda, fabrikalarda, tarlalarda ve oteki ii:retim aianlanndaki hayat sanat eserlerine aksettiriiecektir. Ideallegtirilmiq bir hayat degii gahgan srmfin gundelik hayatrdrr yansrtrlacak
Gorki'nin yukarrciaki gcinigleriyie Jdanov'un pafti tiiziigtine de girmig di.i;;iinceleri bu balamdan bir aynilik gcisterir.
veriirnesini ister."zz "Herqeyden 6nce sanat eserinde hayatr gerqefe uygun triqimde yansttabiirnek, dura$an, cansrz bii: biqimde ya da 1ra16s.a .nesnel gerpeklik' biqiminde degii de devrimci geliqmesi ieinde Yansltabilmek. "T8 Her hairikarda toplumcu gergekgilerin arzuladrfir iki husustan sciz etnek
yerinde olur. Birincisi dewimi engelieyebilecek gerici giiglerle mricadeie, ikincisi yeni bir gelecek kurmayr programlayacak, koiaylaqtrracak ve uygulayacalc devrimci rornantizmi geliptirmek ve olumiu kahramaniar
olan. Bu ongdni ashnda Maiksistlerin yol haritasr olan diyalektik
yaratmalctrr. Bunda krsrnen bagan kazamldrErm
gcire toplunrlar tarihsel determinizm iliqkisi iginde belli agamalardan geEmiqtir. Baqlangrqta krilelik ga$indan feodal dcineme oradan kapitalizme ve kapitalizmden de sosyalizme do[ru bir geligme ve deEigme sciz konusudur. Bu
tipkr Rus edebiy'atrnda oidugu gibi Soq,s1 edebiyatr da gahqan, ezilen srmf,rn hayatrm aksettirmede, onlann sorunlanm edebiyata yansitrnada cjzrirhi bir karakter sergiler. Yeni bir edebiyat ve sanat anlayrqrru harekete geEirecek sanatEl ve yazarlartn eskinin airgkanlikianndan kolayca kurtulabiidiklerini soylemek imkansrzdrr. ,{hmet oktay da Toplumcu Gergekgiiigin Kaynaklan
materyalizmin bir sonucu ya da geidigi nokta ile agftlanabilir. Marksistlere
geligim yine neden-sonug iligkisi iginde komrinizinle son buiacak olan bir tarihsel dciniigiimfl igaret etmektedir. Marksistlere gdre qimdilik sosyalizm ga$nda oldu[-umuza gcire sanat ve edebiyatrn gahgan smrfin hayatrru )iansltmasl kadar do$al bir gey olamazdr. Ar-trk yaprlacak gey, iqlenecek temalar, yaratrlacak tip ve karakterler gerici unsurlarla miicadele. toplumu komiinizme gcitrirecek diyalektik geligmelere kapr aralamaktrr. Bunun igin geEmis sanatrn mitlerinden kurtulmak yeni mitik dagarcrk olugtui-ulmahdrr. Halkrn kahramanlan feodal dcinemin aktorleri degitT5 gelecek diinyarun ideolojik figr.irleri olacaktrr. Bu balomdan toprumcu gerget
75
Sorlret dcjnerninde Dede Korkut, Manas gibi riirk destan ve hikaveierinin uzun bir miiddet yasaklanmasr, tahrif edilmesi, gagdrgr sayrlmasr gibi propajandist eylemlerin altrnda yeni bir mitik alan yaratma gayretleri vardr.
itiraf etmek geiekir. Ama
adh kitabrnda bu konuya temas eder:
"Tuhaftrr: Rus romamnrl da Sov-vet romalrrrrn da bilyuk yapltlan, igqi srnrfinrn ve proleteriegme olgusunun sorunlanndan qok kol.lLilerin le halli tabakalannrn sorunlannr yansltrriar. Gergek bjr kenl romancrst sa,vrimasr gereken Dostoyevski. bir
aniamda lumpenlerin arasula da girmeyi baqaratrilen bir romancrdrr ama proietaqra onun yaprflannda da yeterince
gdzlemlenemez. Ote yandan dern:imin romanclsl olal $olohov da isgi srnrfinrn de$l lur-sal kesirnin romanclsr olarak belirir. Durgun Akardr Don, Uyandrnimrq Toprak ve Don Krlnsmda Hasat gibi
76
Edebiyat Yagamrm, s. 162. Azizq,alrylar, Kiiltiir Sdzliigi, AltrnKitaplar, ist. 19g3, s. 170" 78 Jdunov, age, s. 18. 77
E$er yeni sanat ve edebiyat anlayt$l devrimin hkirlerin ta$lylclsl oiacaksa bu durum daha da tehlikeli bir hal arzeirnektedir. Bir kere sanatqrrun bu igte 'gcinrillii' olmasr gerekir. zorlama, rsmarlama80 ya da giidiimiii sanatm
zirvelerj asla diinyamn zirve eserleri arasrnda sayrlmaz. parti'nin onca
zorlamasrna kargrn, ihdas edilen onca nigan, madalya, berat ve yiireklendirici, tegvik edici gabalara ra$men sovyet edebiyatr daha gok muhalif seslerin
Ehrenburg'dan Soljenitsin'e kadar birgok sanatEmrn eserlerinde bu durum gcizlemlenebi lir.
$imdi Gorki'nin o kadar iizerinde durdu$u ve neredeyse biitiin Sovyet edebiyatrmn muharrik giicii olan dewimci romantik ve olumlu kahraman tipine gelelim Devrimci romantik tip rejimin prensiplerini dziimsemiq, onlan hayata gegirmek igin neredeyse programlanmrq idealist bir tiptir. Kendi grkanru, nefsini, makam ve mevkiini asla diigiinmez. Grirev igin bulundugu fabrika, kolhoz, tarla, da! bagr her neresi olursa olsun rejimin ongtirdriSii prensipleri kayrtsrz gartsrz yerine getirmekle gdniillii ve yrikiimlii kahramanlardrr bunlar. onlann goniillerinde parti ve rejimin agh vardrr. Daha sonralan bizler rizellikle cengiz Aytmatov'un eserlerinde bu dewimci romantik tiplerin canavarlagmrg ttirleri olan Mankurtlan, x fertleri, homo sovieticuslart gcirecegiz.
Dewimci romantik ve olumlu kahraman tipine uygun olarak okurlann
kolay ulagabilecepi metinleri dikkate alarak Cengiz Aytmatov'un Elveda Gillsan romarurun kahramaru Tanabay'r, ilk Ogretmen dykiisriniin kahramaru Duyrgen'i, yine aym yazann Beyaz Ya$mur dykiisti'niin kahramanlan Saadet ve Kasrmcan'r gosterebiliriz.
Elveda Gtlsan romarun baqkarakteri Tanabay, arkadaqr eoro ile birlikte Bolqevik Dewimi'ni biiyiik bir heyecanla kaqrlar. Dewim soffas1 kolektifleqmeye katrlr. Bulundugu koyde arkadagr Qora ile birlikte kciy
EDEBiYAT KURA MLARI 177 kolhozunu kurar. Programa gcire-sadece kulaglaln8l mallanna el konulacak el emegi ile lcierik sapta. mal edinmiq toyrfrr"ie d;k";;;;cltrr. Fakat Tanabay arkadaqr eora'nun .itttanna.ufrr", a$rnya gid";;i-;;"y
kardeqi Kuhbay'm biitiin mailanna ei koyar. yEtmezmig gibi biitiin feodar srrufi' oldugu.gibi Kuhbay'rn da sibirya;ya srrruimesrne sebebiyet verir. Dewimin romantizmi iqinde adeta bilincini iaybetmig bir kolhoz'y,;rr"r"irryt" t u.g, kargryayrz. Tanabay sanki bu hareketinin ranetine ulramrq gibi krsa zamanda tasfiye olmaktan kurrulamaz. Artrk dewime oran ;*"r'fuil;mrgtrr. euna rasmen yrlkr gobanirsl, korun tresiciligi gibi gegitri iqr"ta"'iuiri#ya devam
minsubundanitf*.in" kadar yararranrr. " ilk dgretmen dykiisiinde de bag karakter nuyug"rr, prirr'u f. Savagr,na kahlmrg savap bitince de kOye cigretm"r, otu.ut *urrlrqur. f*ut _dg$du[u kciyde ne okul ne de bu egitim g"abas'' allt"uey"o"t bir zihniyetin varrrgr sdz konusudur. Duyugen eski bir ahrn okula g"rri._"yi Uau.r,r.-gr, u,uAu gocuklanm okula gcindenneyen gerici zihniyetle gatrq'. Birtakm baskrlar sonucunda bir srmf dorusu.dgrenci toplamayr-baganr. v*re' J"Jer okuma yazmaya bagh olarak rejiminlfretileridir. rirryug"rr'in daha ilk derste tahtaya Lenin adrru yazmasl ve bunu dliencilerine cigretmesi egitim hakrenda bir.fikir verir' Duyugen citeki devrimci romantikrer grli orurntu bir kahramandrr. Kendi eder' Rejim bu romantik
nefsini, rahatrm, grkanna asla drigtinmer. fuqm*g, ,;;;;;;;;acak bir bapka olur. Kciyiin postacrtigi giirwini iistrent. bu anrayrqta ,geyle r".$g"l esas olan emek,tir. Bu aqrdan Duy,ugen ,"il_i-o yurut_ufu qulrgfr, a"u.i*"' romantik tipine trpatrp uymaktadu.
Bir bagka devrimci romantik ya da olumlu kahramaru bir gift harinde 'Beyaz_Yafimur dykdsrinde-gcirmekteyiz. Bir geng ktz oran saadet eski oba topraklanru stirmek rizere bir iq gruLuna katrrrr. Burada Kasrmcan adh bir gengle taru$''. Krsa zamand.a arara'ndan bir a$k oogar --ratat bu kahramanla'n kendi nefisrerini diigiinecek ',rutitt".i yoktur. Zamarunda eski oba topraklan siiriilmeli, tabiat yeniimelidir. saadet ve Kasrmcan birbirrerini o kadar sevrnelerine kargrhk topllmsal ideali gergeklegtirmek ,ir"." t uyuttu.rertelerler' Bu toplum adrna yaprlan bir feiatartrktrr. Aqk d; bi, emegin miikafatr' olarak de$er kazanmaktadrr. Bu anlayrga
g,t." k;*
7e
Toplumcu Gergekgili$in Kaynaklan, s. 46-47. Ahmet Oktay, bu konuda Yakup Kadri'den bir anekdot nakleder, ..yakup Kadri anlatryor; Lenin'in begendi-gi bir gair olan Demian Biednyi goyle diyor bir ara: "Parti'den telefon edip flalan tarzda bir giir istiyoruz derler, ben de yazanm" (..) Ama giir grizel olmaymca siparigin de arkasr kesilir." Bk. Toplurncu Gerqekgilifin Kaynaklart, s. l2l. 8o
esti oba topraklanru giirecek iggi grubuna katrrmasrru istemeyen Saadet'in annesi, artrk eski havatrn k6bne bir frgrininden baeka bir u"v ilgid;. or;;; ##;rr"" da dewimci romantikler bizim edebiya tmiai "" da
izellikle
toir"-""i#"i, "i",]"'iir, l_"*
kargrmrza qrkar. Doktor, ci[retmen, hemqire yu au ,oUr"rr*ir,
*rJ"u /hlag / gulag, sscB'den 6nce feodar srrufin temsilcileri olarak kabul edilen ll toprak va da siirii zenpinreri. Kolekriflegtirme baprayrnca kuruglurr; ;;;lu.,r,u
gibi diizenin egemen gr.iglerine kargr bir miicadelenin igine girer. QoSu kez baqarrsrz olurlar zira oriarrn devrimci yoniinii anlayacak iiretim giiglerine sahip degillerdir. i99i, koylii, rrgat gibi riretici alt yaptyr ternsil eden frgrirlerin devrimci fikirlerden ve diyalektik materyalizmden haberleri yoktur. iV{arksist bir dewimi benimsetecek bir alt yaprya sahip oiunmadrg iqin Malksizm Tiirkiye'de ne sosyal hayatta ne de edebiyatta kargrh$rru, yanktsrm buiamamrg bir ses olarak kaldr. Zira Marksist diiqiincenin Tiirkiye'deki cinderlerinden Kerim Sadi'nin de belirttigi gibi, Tiirk koyliisri iki qeyinden asla vazgegmez. Biri dini digeri de toprafimdu. Bu iki kavram bir arada diigiiniildii[rinde Trirkiye'deki X4arksistlerin iginin ne kadar zor olacaSr ortaya grkar. '"Toplumcu gergekgi sanatrn olumlu ka.hramanr. daha iyi bir,ya$ama yonelik gabalarrnda, yalntzca buna uygun kendi istek ve tasanmlanla deiii, yagamrn ternelden donuqumrinun nesnel tarihsel zorunlulu$una ve olanakhhfrna dayamr. Bu kahraman,
sebebiyet vermiqtir' Baglangrgta bciyle bir tasamrf gerekriydi. Dewim . kendisini yaratan kitreye otir'uor".-,, bir qek'de
odemeriydi. Ay'ca art yaptyt temsii eden iiretim griElerinin sanat ve edebiyatta temsili de gerekiyordu. Fakat toplumcu- gergekgilik kavramrru estetifine hapseden.anJayrErn dogru oimad,g,-uir^r.ii sadece bu srrufln r.*, Daha gok ulusalcr bir.kaialcterlJ ortayu qrLun ",J",ril;ii Belinsky, eernigevsky ve Dobrolyubov'un dne siirdrigii t"pt,rro".,i.ri. bu tii"de;;g-ve* sirurh bir gergekligi kapsamaktaydr. Her rr" kud* pl"huno"n bu srruiia' Liraz d,aha genigletmiqse de artik_rejim ihrag eden ssce'nin rurt rrflJproi"t"r rr*fu hapsedilmiq sanat anlalnpryla yetinemeyece$i de agrklr. ozellikje refah bakrmrndan daha eeligm;l O"^e" a"*pu ,itt bigimleri ve farkrr sosyal-srrufl-a. *"rr",lti.r. "lerinde sosyalizmi' degigik Bunlarin gogu zevk ve esietik bakrmrndan kapitalist-buq'uva sanatma u"gi;ar. rgte biraz bu nedenre biraz da SSCB'de artrk sanatrn gairgan sr'rfin ruit-"torro*it b"$r;;;;;rine inqa edilen bii'ngolann g.stergesi olmaya uuqlu*u' gibi sebeplerden toplumcu
toplumun topiumcu ddnugumunun nesnel zorunlulu$unu kendisi oznei olararak kavradi[r igindir ki, bu zorunluiuiu somut olarak gerqeklegtirme yolunda da butun gucuyle gaba harcar. Gortinurde higbir grkrq yolu yokmuq gibi olan durumlarda biie bu ka-hrama:r, yeni yagamrn kurulmast amacryla eiinden geieni yapar'" 83
gergekgiliSin yeniden yorumlanmas, glinAe;e gelmi qtir. Bu konuda en genig agrlum Macar Marksist kuramcr Gyorgy Lukacs yaprru$rr. Lukacs da sanatr mimesis / yansrtma orarak kabul eder.. Fakat
o -bir kendinden cincekiterin.i*gi*i kuramr e".i:\?'* ;d;i;l;liy" *iy" gcire gergekgilik topiumcu g"ergettigi "" yu"rrouiiir;- algri"rrrr. ir" yansltamaz. Bu yrizden Emile Zola Oogatcrtigrru "DoSaJcrLk da Gergekgitik gibi "t"9ti.migtir. toplumsal gergekiigi . yansrtmava sairSrr. Ancal< Dofatcrlilr. gerqekrigin
avru' ona
Dewimci rornantik ya da olumlu kahramanlan her rejimin elinde bulundurmalctanhaz duyacaSr bir ideaiist hareket olarak gormek miimkiindrir. Ulkemizde kurulan Koy Enstitiileri ve buradan yetigen Sgretmenier rejimin prensiplerini, anlaytgmr iicla kdylere tagtyacak haik rinderieri olarak tasarlanmrgtr. Fakat agrn politize olmalan bu onemli gorevin aksamasrna sebebiyet vermigtir. Herbiri bii Dultgen olacak kciy enstittilii cifiretmenler martlngozluktan, giftgilige, duvar iggilifinden felsefeye kadar iyi donarumh birer idealist cilretmen olarak programlanmrqtr. Tiirkiye'nin ihtiyacr olan bu hareket krsrr ideolojik kavgalara kurban olmaktan kendini kurtaramadr. Sor.yetlerde toplurncu gergekgilifiin trkandrgr noktalardan biri de
sadece proleter-emekgi srmfin anlayabilecefi nitelikte basit bir edebiyat yaratma faaliyeti olmuqtur. Bu da birbirinin aym yiizlerce eserin yaztlmasma sebebiyet vermigtir. Dramatik olan, trajik oian ihmal edilmig; meselA bir
Dogalcrhgr gergekligi _yansrtmakta yetersiz bulan Lukacs gergekgi sanatgrlar arasrnda, Barzac, shakespeare, rtiuru"rt, Stendhal,
;;fit*i
Ibsen, Goethe ve Tolstoy gibi yau:u:{ui .uyu.. eu yuruilur* ortut yu* ddnemlerini temsil eden tiplaratruq ol_ulu.rdo. B" yiirJ; ;; iutu"r,au rinernli bir sorundur' ona g-dre yur* yugudrgt yu ou anlattrlr
panoramaslru verecek tipler yaratmahdrr.
"yazann gdrevi toplumun belli bir ddnemindeki geliEim doirultusunu belirleyen tarihsel grigleri, yani t"p-f"*L
iqyaprsrm ve dinamilini kawamaktrr.,,ai oyleyse Lukacs'rn tip kavramryla kastettisi gey dcinemini tek temsil eden figr.ir demektir.
anlagrlmasrna
Gennadiy,Pospelov, Edebiyat Bilimi (Qev..Yrlmaz Onay),2. bs. Ewensel Basrm Yayn, ist. 2005, s.496.
dcinemin tarihsel
83 8a
Sanat ve Estetik Kuramlarr, s. 254.
Edebiyat Kuramlan ve Elegtiri, s. 50.
bagrna
80
EDEBTYAT KURA MLART 181
lALi iusaN KoLcu "Ona gtire' toplumdalci degisik duzeyler ve yaprlar birer ayna
gibibirbirlerinive..ddnernintoplumsalozunu''yansrttrklaniqin' rrfir yapmasr gereken gey de, butun bu yansrmalan yeniden
ya
kendisinde yansrtabilecek'tip'i bulmaktrr'"es Lukacs,m tip kawamrna bu kadar
g"rq"kl"g-"ien'diiglerin, Anna Karenina ve Bihter yanlq paradigmada i""i"ti *uyigrn .tip'leri olarak ortaya grkacaktu. Kiigiik A[a'daki Qolak Salih, istantulu Hoca, Aii Emmi hatta Niko Tiirk toplumunun bir donemini i"t uugt*-a temsil edecek tipler olarak tebariiz edecektir. Naim Efendi
(Kirahk Konak) eski hayatrn artrk unutulmug bir hayaleti olarak boq odalarda dolagacaktrr. Baudelaire Fransrl toplumunun bir donemine rqrk tutacak olan
landy tipini, Alexandre Dumas-fils Kamelyah Kadrn Marguerite'i edebiyat alemi ile tamgtrracaktf. Araba Sevdast'mn Bihruz. Bey'i, Ahmet Midhat Efendi'nin nairm Efendi'si hatta Yagar Kemal'in ince Memed'i yagadr$r ddnemin toplumunun nesnel gtigleri tarafindan yaratrlmrqtrr'
"Tipik olanr kawayabilen yazar, kendi ideolojisi ne olursa olsun (Scott ve Pia)zac $ericiydiler) gerqekqi dernektir' gunku defiqmenin dinamifiini sailayan tarihsel guQleri sezmiq ve anlamrqbr.''ao
Lukacs
..Sanat onemli olanr tutmak, onemsizi grkarmakttr" der. Bunun
bizim ktiltiirtimiizdeki karqrh[r "efradrm cdmi, a[yanm m6ni" soziidiir. Lukacs tipik olam yansrtmah sdziiyle bir ddnemin tiimel karalderini ele
verecek, onu genel hatlanyla yansltacak somut kopyalardan soz etmektedir. Bu kopyalar jansrtrlan donemin biitiin aynntrlanru igermese de genel olaru yansrtrr. Bu ashnda Aristo mimesisinin biraz de$i$mig qegidinden baqka bir sanat geneli ya da ozii iey defildir. Aristo mimesisinin maddelerinden biri de yansrtiasr idi. Lukacs da tipik olanda geneli gormek ve gcistermek ister. b*"k verecek olursak; Kiiqiik Apa bir tarihsel romandu. Bu eserde Akgehir zemininde milli mticadelenin biitiin tip ve karakterlerini gciriiriiz' Hatta savagm seyrini bile takip ederiz. Burada anlatrlan aynntrya takrlp kalmak degii geneli ve dcinemi somut bfu gekilde yaratrlmrq tipier vasttasryla anflutr-ran. Biitiin olumsuz gartlara ra$men Sultan ve Halifeshe bnyiik bir imanla ba[h istanbul]u Hoca, vatanm kurtuluqunu milletin bafflndan grkmrq 8s
Sanat ve Estetik Kuramlarl s. 254.
86
Edebiyat Kuramlarr ve Elettiri s. 51.
hareket olan Kuwa-yr Milliye'de gdren Ali Emmi, devletin zayrf diiqmesini firsat bilerek kolelikten efendilige grkmaya gahgan Rum Niko, kolunu Yemen'de brrakarak yoksul, golak ve ruhsal bakrmdan yrkrlmrg olarak evine d
bir
kesesini doldurmaya gahgan egkrya Qakrrsarayh dcinemin realitesinin dogurdugu tiplerdir. Artrk biz Qolak Salih tipiyle Yaban romarundaki golak subay Ahmet Celdl'i pekdld aym karede diigiinebiliriz. Lukacs'rn tip kavramr iizerinde bu kadar tsrarla durmasrmn sebebi burada yatmaktadrr. Elgin'in Ottim Uiltmti romamnda anne ve babasrnr partiye ihbar eden Arzu, SSCB'de komsomol tegkjlatrmn yarattr$r rejime g6re 'olumlu' fakat hiimanist agrdan hain bir tiptir. Keza almr romanda Abdiilgafarzade, Adil Yakubo[lu'nun Adalet Mertzili romamnda kolhoz bagkaru Frgr Mansur SSCB'nin ekonornik altyaprsrmn temeli olan kolhozlann bagrndaki sahtekar, diizenbaz ve lursrz
ydnetieilerinin
tipik
dmekleridir. Halimat Bayramuk'un
2
Kasrm
1943
romarunda Doktor Yiizbagt Gokka rejime ve onun liderine kdrii konine baplrlr$r temsil eder. Cengiz Aytmatov'un Giin Olur Asra Bedel romamnda Tansrkbayev, Sabitcan Mankurt tipine birer rimektir. O halde Lukacs'rn toplumcu gergekgiliSi bir yandan Aristo mimesisine dayanmaktadrr. Eserde yansrtrlan gergeklik tipik olanda temsil edilecek demektir. Bu bir bakrma sanatgl karakterleri temsil eden 6zel isimlerle de$il tipleri temsil eden cins isimlerle yoluna devam edecek demelrir.
Lukacs'a grire Do[alcrLk Batr'daki Naturalizm karqrh$r olan tipik olarun yerine suadan olamn almasr hadisesidir. Burada 'do[al' olan naturel olan de$il sradan olandrr. Bir dgrencinin giinliik hayatmr yansrtan ev-okul-ki.itiiphane-ev drizene[ini kavramdan farkhdr. Lukacs dofalcrir$r
diigtinelim. Burada sosyal ve siyasal gartlann yarattr$r somut ve nesnel tipik bir o$renciden de[il 'suadan' bir dgenciden sdz edilmektedir. Onun giinliik ya;antlsmm biitiin ayrrntrlan verilmez fakat onun ci$renci kimlifi zaten yaiann yansrtma srrasrnda brrakacaSr birtakrm bogluklan kendililinden doldurur. Bir subay, o$etmen, sporcu iEin de durum farkh de$ildir. Bu bakrmdan mesela Qah Kugu romamndaki Feride ile Yegil Gece romarundaki Muallim $ahin Bey'in esere yanslma bigimi tipik olamaz. Lukacs Marksist olmasrna rafimen 1934'Ien sonra, yani sanatrn parti giidtmiine girdiSi tarihten itibaren edebiyat alamnda ortaya konan eserleri be[enmez. Ona gcire Gorki ve oteki kuramcrlann ortaya koyduiu bakrg dqrsr yanhgtr. Parti ve rejimin kural ve prensipleri rine grkarken 'insan' unsuru ihmal edilmiqti. Tipik olarun temsil edilecegi plato insandr. Bu ddnemde elegtirel gergeklik bir yana buakrldrfir igin eserler bir kalernden grlcrrug gibi giidiind ii olmaklaydr.
eoreiYAT 82
lALi iHsAN KoLcu
biri de .olumlu I-ukacs,rn kargr grktrsr ya da elegtirdisi hususlardan iejimin 6$reti ve .idealleri ile kahramanlar, tiplemesi'ydi."Hlr bakrmdan yerde rejimin birer 6nciisi' sdzciisii donatrlmrq bu kahraman-l* Ut't"tta'*tan durum biiytik olqiide eserler-e yansrtlldr' ve nihayet jandarmasr oiu"ulf*at' Bu
de almr tezgnhtan grkmrq gibiydi bunlart. Soylwleri ya Ekonomi Kapitali Marksrn de[ii.-va. aymydr' fo""l* insa'n ;;"y* kargaqa iginde okuru esere i;.fftig;, Cirii Va da Parti, kongre tiiztkleriydi' Bu bir
Fakat birbirioin
U"*".i,
viizvtl f.ur,tuttiuttfut ihmai edilmigtir' Halbuki tek baglanna temsil edebilecek devirlerini i.""ai kahram"J"ri tipik oncesinin gibi Qarhk gizitrmiqti. BuFtu B"li"rky, Dobrolyubov ve eernigevsky
'tipik'
;"k6,;;"d nitelikte
olurrlu kahramanlar doneminin kuramcilal- a"virt"ilrri temsil edecek rsrar etmiqlerdir. Feodalizrnden l(omiinizme iizerinde gerekliligi ;;;;; eserlerine akseden doSal gegecek olan XlX. yd; R"t i"9f"y"9" edebiyat igaret ettipi en Dobrolyubov'wr Voi"de olacaktf. Rus tiplerinden soz yansltan "#"t felsefesini ya bunun da obles+ov geqen ;;;"tli tip yrkarda adr Obiomovluk'tur.
bir giftlik sahibinin o[ludur' Gongarov'un almt adh romanm kahramam onemli Petersburg'un yerine -semtlerinden Babasr
iyi
bir
idealisttir' Xr^sa -zamanda qekmek yeniden hatatrl igine onemtri bir servete t""rq; Stoltz arkadagini tarugtil1r' ktzla bir adh iii" i"f. ugraqrr. Ilatta onu Olga Sergeyevna
evlenir. Miskin hayatrna devaq eder ve o aViak' miskin Oblomov Rus toplumunun ortaya grkardr$ bir mirasye$' idealist Baglangrgta tipr"*"riair. Ahlak-1;k;dan kusurlu sayrlmaz. Artik.hiq birqey torpiilenir. iginde
;i;;;
rapmen
u' tu.urr
iri#"
la3 O
baqaramaz' olmasrna raSmen bu hayat hamlesini seklidir. Fakat o imkhru Adam'drr' gibi'Liizumsuz anlattr[r art& Sait Faik,in A" uyri, uJf, frif.ao"ri"de
Biitiinmiskinli[inerasmenoblomovfelsefesiolanadamdrr.Gogol6lii kolelerinin durumu ile devletin nasrl Canlar'da yansltmaya'n"ftuitit *"s aqrklar: ;;ta"g- m"s"l"rirr" put*ut*bututak sanatsal goriigiinti aldatrlmrq bir "-Hayrr, hig de de$il! Hlrsrzr' duqmu; kadrm unutmayrn' Sizin iqin budalayl antatrn, arltaltrn ama insant da isuyorsunuz' kafamzlayazrnak Yalmz yok mu? qey insan cliye bir samyorsunuz' Hayrr gerekir olmak talpsiz igin Dugunmek el uzatrn' mahvoian duqunmeyi U""t"y"" l"t'gidir' ouqen adama onunla alay etmeyin'^-S"tit onu! Onda bir ad:rmrn i,'ftt "A"Vti' gibi kendinizi gor[n ve ona kendinizmig
ba1
Oblomov yalruz
etmede XlX. Yiizyrl Rus toplumunun yaplsull temsil tiplemesi daha sonra adam defildir. Bu gereksiz iftrtit-t"' ya ia^ruteliksiz yazduacaktrr' Puqkin'in Adam'r Arusturya'da Robert M;;ii'; de Niteliksiz kendifcahramaru igin 'gereksiz aciam' Eugene onegin rn";;;;;*ndu Zamarumrnn Bir Kahramant nitelemesini kullanri i"'-o"to"'tttt Rylilt'i Oblomov'un proto-tipleridir' romarundaki p"qorin, f"tg";;J* Dobroll'ubov' "Oblomovluk Nedir?" Qarhk devri edebiyat tto*tii"tiu*aan de dikkate alarak geniq bir makalesinde oblomovffi^J"*i" "i"itirilerini tat tite tabi tutmuqtur.88 olan Tiirk geligmeleri -iziemig' Rus topiumu ile aym sosyo-siyasal adrru Yukarrda zor defildir' da oblomiv;;*ui*ui.o kaJar
toplumunda
ovl(usti Cumhuriyet derrinin bir zikrettifimiz Sait paitlin-iiou^'u' Ac]am oi'a"n yulr"*u'i Refik Halit Kerlay':r" $eftali omefi idi. Asri bu iipio-Ovfc*ti" [4tr1m1t AgAh Bey' istanbul' dan giiney B ahE e I e r i adh dyktistJir' Miidiirii olarak atamr. Baglangrgta rslahatgr kasabalanmrzdan uiriiJr;#t yerde esash bir imar faaliyetine ve dewimci dti+iio"efJ vardrr' Gidecegi uiittutuuu varatacaktrr' Fakat kasaba baslayacak ve krsa ;;;#;;*;t tanzim etti[i bir hayat tarzlna teslim iklimin -gilttekle' -i9" -g"f atalann bildigi ,rr,,fa"--"" hava rsilrnca merkeplere binip olmu$tur. 'Memurlar yolunu tutmaktadr' Akgam da baqka serinlemek tizere geftali Uittq"tJ'i*" AgAh Bey bu krsrr dtingiiyii eglenceler iqinde bir I"V"t l"tJ"ruf*;'nedir' ve bu hayatrn paradignasrna krniu direnci "rr*r-L*"n* krrmaya qahqrrsa d" ktt;;;;;da inga olgnmuq biirokrat ideallerle ve teslim olur. gu$hrrg-iqii
zaman
Uit tiptii' Bu tabialiyle toplum iiretrneyen, yaratmayln,- qubufu*yu" -"f1"1 oblomov uit tip algikfi,, fukut g'os:Fo:*R"s toplumunun iginde bu tip beslenen ile eme[i bi"l"r;:--;t;k ""ra'1,'rovliilerin J,u, Oblomov'un yold::' i"'.,f"- igin bir 'asalak'trr' Bir gey yapma iradesi yagadr[r hayatrn daha geiismiq bir hayaliru kurdugu hayat ashnda babalarimn
ffi;al *i"r*
KURA MLARI
8?ivanGonEarov,ohlomov,Qev.S.Eyuboglu-E.Giiney,TirrkiyeiqBankasryay'ist. 2000, s. 41.
Mazlum Dobrollubov' oblomovluk Nedir? Qev' 'u Bk. Nikolay Aieksandrovig 1992's' 13-70' e"yhun, Yon yay. 2, bs' ist'
34
lALiiHsAN KoLcu
e
izlenimi veren Agdh Bey kasabarun oturmu$ drizeni igin 'liizumsuz bir adam'dr. Ne zaman}i orarun drizenine ayak uydurur bu kez toplum igin 'liizumsuz' bir adama dciniigtir. Bu balemdan oblomov ile Agdh Bey arasnda
toplumsal griglerin yarathgl tipler balomrndan akrabalik vardrr.
'
Lukacs igte dncelikli olarak bu olumlu kahraman ve devrimci romantizm kavramlanna kargr grkmrqtrr. Jdanov'un, oblomov gibi miskin ve topluma higbir yaran olmayan tiplerin hem toplum hayatrndan hem de eserlerden uzakta tutulmasrrun gerekliligi konusundaki gciriiglerini, sanat ve
edebiyatrn olumlu kahramanlarla donatrlmasr hususu takip etti- Buna geire topluma hiqbir olumlu mesaj venneyen oblomov'lann yerini almr zamanda
yeni bir gelecegi de inga edecek olan olumlu kahramanlar, dewimci romantikler alacaklrr. I..ukacs'rn kargr grkhlr bu konuda a'nya kagrlmasr ve gergeklikten uzaklagrlmasr meselesi olmugtur. cengiz Aytmatov'un sultanmurat ya da Erken Gelen Turnalar ciyktisrinde ll. Diinya Savagr srrasrnda baq gosteren k1thF dnlemek igin uzaktaki Aksay ovaslnln
topraklanru siirmek rizere heniiz okula giden 13-15 yaq arasmdaki gocuklar grirevlendirilir. Eli ayagr saglam hemen herkes cephede oldu!.u igin bu gcirev gocuklara kahmgtr. Yazar her ne kadar bu loigiik gocuklan motive etmek igin Manas'a dair benzetmeler yaparsa da baSh bulundugu ideoloji onlann birer
olumlu kahraman drneSi olmalarrm engellemez. eocuklar kticiik
ve
tecriibesiz, yaprlacak i9 gr.iEtiir. Ustelik log tamamen bitmedigi iiin tu.t saldrnlan, asker kagaklanrun, egkryalann tehdidi de gdrevi iyice zorlagtrnr. Qocuklar bu getin qartlar altrnda gcirevlerini baqaramaz. Bu bir yenilgidir fakat kahramanlar kendilerini tehlikeye atmaktan gekinmemiqtii. eir bagta omek
yukanda da zikredildigi gibi ayr yazartn Beyaz yagmur <;ylaistidiir. oyktiniin kahramanlan Saadet ve Kasrm tarihin iendileriie verdigi gcirevi tamamlayarak obalanna ddnerler. Biitiin bu tipler kitabi ve rejimin ilmihaline uydurulmug figtirlerdir. Burada 'insani' durumlar atlanmakta kahraman ya da tip sadece bir ideolojinin aktcirii olarak cine grkanlmaktadrr. "Lukacs'a gdre'derrimci romantizm', toplumcu gerqekgiliiin fena uygulamasrndan dofan, gergekligin zenginligni, glizelliEini . verebilmekten yoksun do$alcr edebiyatrn yavanh[rndan kurtulmak iqin bagvurulan bir Qaredir."se
Bizim edebiyatrmrzda mesela, cevat Fehmi Baqkut'un Buzlar Qdziilmeden piyesi idealize edilen olum,tu kahramanlann icraatlanyla cine grktrgr bir eser olarak kendisini gcistermektedir. iki akrl hastasrmn'vollan kardan kapanan bir kasabada toplumsal gartlan iyilegtirme adrna girlitikleri eylemler bir baicrma ancak 'deiilerin' cesaret edebileiekjeri eyleJer olarak ima edilir. Edebiyat Kuramlan ve Elegtiri, s. 57.
KURA MLART lBs
Lukacs'rn geldifii noktaya kadar toplumcu gergekgi siireci hatrlamakta A"*5 drineminin kuramcrlan Belinsky, Dobrolyubov, hatta Plehanov yansrtma kuramrna bagh idiler. l9l7 Ekim eernigevsky Devrimi'nden hemen once 1917 Eyliil'iinde Rusya'da baglayan proletkult (i99i srmfr H]r"rql akrmr gegmigin ktiltrir mirasrna srrrrru gevirmig yeni bir kiiltriLr devrimini hazrrlayan hareketti. gair Kalof bir piirinde; Y akaca{n yann ugruna Rafael;in eserlerini
.
yaftr. ydo:
Muzeyi yrkp qigneyeceiiz salat gieeklerinieo Bir geqit vandalizmi arzuTayan bu tahribatrn amacr eskisinden bafirmsrz
bir i99i srrufi kiiltrir yaratabilmektir. Ekim Dewimi bu hareketi birdlnbire bir krhfa sokmakta gecikmedi. 1934'deki yazarlar kongresi bu konud.a
bagka
baglayrcr kararlar aldr. igte toplumcu gergekgilik bu deneyirileri yagadrktan i9 meselelerine ve estetiSine ddnmrig ota". L-ukacs bu deneyimlerin sonucudur. onda ne proletkultlerin geqmigi yok sayan tavn ne de partiye korii koriine ba$h bir toplumcu gerqekgilifiin rsran vardr. onun eleqtirel yiinteminin dogru yanlarmdan ve itirazlanndan biri Solyetler Birligi cirneSinde ortaya konan edebiyatrn agrn gtidiimhi ve sadece proleter srmfur hayatrna odaklanan bir bakrq agrslrun sergilenmesine neden olmugfur. Ayrrca toplumcu gergekgilifin bir bakrma stalin'in zorlamasryla sadece SSCB'nin tekelinde bir akrmmrq gibi gdsteriLmesi de Lukacs'r rahatsrz etmigtir. stalin trpkr rejim orneEinde oldu[u gibi sanat ve edebiyatta da SSCB,nin bir ihrag merkezi oldufiuna inanmrgtr. Bu konuda hassasiyeti bilinen Stalin'in farkli diigtinenleri srk srk azarladtpt bilinmektedir. Lev Trogki'ye gcire proleterya bir srruf kiiltriLrii yaratamazi "Proleterya hangi duzeyde olursa olsun tamamlanmrs bir surrf krilturu yaratarnaz. sadece sosyarist bir kurturiin unsurlannr ha-zrrlayabilir. Proletarya'm gdrevi qundan ibarettir: srnrfsrz bir
sonra kendi
toplum temetinde proleter deiil. sosyalist olan
.
bir
kultur
YaraLmak."el
ote yandan Lukacs'rn neredeyse sadece roman cirneklerinde kalmasr, . kuramrmn resim ve giire uygulanamamasl yiiainden eleptiri topladr$r da biiinmeLtedir.
Bir
roman toplumcu gergekgilili. u^rn pasajtar altrnda
tafsilatryla anlatma imkamna sahipti. Fakat resim ve qiir iEin aynr imkdnlan dtiqiinmek miirnkiin goriinmemektedir.
no
ArtrT Bezirci, Halk ve sosyalizm igin
Yayrn, ist. 1979, s.92. 8e
oreiyAr
er
Kiiltiir ve Edebiya{
Ewensel Basrm
Lev Troqki, Sanat ve Edebiyat, (Qev: Aslrhan Aydrn), yazn yay. ist. 200{, s. 77.
86
lALiiHsAN KoLcu
EDEBIYAT KURA MLARI I87
Lukacs, kapitalizmin etkisiyle bir qey'e (nesne), mala dciniigen insarun
mi.imkiin olan bir sosyalist dewimle tizneye ddniigebilecefine inarur.e2 Kapitalizmin, mal ve pararun krilelegtirdili insaru, ideolojinin kcilelegtirdigi insana ddnriqtriren komiirrizm tecrtbesini gdrmezden gelir. Ancak onun eleqtirel gergekgilik iizerindeki rsran bu yanhqrm krsmen giderir.
-Lukacs'da sanatrn kendine rizgii estetik afrrh[r bir yana brrakrlmrq, sanat yaprtlan felsefi duguncelerin yansrbldr$ bir drnek durumuna getirilrni$tir."gs Bu da sanat eserini bir felsefe ya da ideolojik metin gergevesinde kalmasr sonucunu doSurmugtur. Bu haliyle sanat eseri do$asrna aykrn bir kullaruma u$ramrgtrr. gimdi Hasan Htiseyin'in, Kavel kablo fabrikasrndaki emekgi direniqini anlatan Kavel qiirini okuyahm: Hasan tliiseyin Korkmazgil'in Kavel
$iirini Okuma Denemesi
KAVEL iqime kanm dedim, kanma Kavel diyece$im. Ve solu$um tiikenmedikqe bu dolrrmsuz dunyada,
Gineqe kangmadrkga etim Kavel Grevcilerinin trirkristlnu sdyleyecefim. Ve izin verirlerse Kavel Grevcileri, izin verirlerse istinyeli emekgi kardeqlerim, izin verirlerse Kavel Grevcileri. Ve ben kendimi tutabilirsem efer sesimi tutabilirsem O qoban ateqinin yandrlr yerde Kavel'de, O erkekqe direnilen yerde. Kavel'de Karrn altrnda niganlarrp dostianmm arasmda Opece$m niqanirm: Kavel kaprsrnda Ve izin verirlerse istinyeli emekgi kardeglerim izin verirlerse Kavel Grevcileri ilk qocuiumun adrm Kavel koyacafrm
nt
Bk. Gyorgy Lukacs, Tarih ve Srnrf Bilinci, "$eylegme Fenomeni", Belge yay. ist.
1998, s- 15'7-192. e3
Sanat ve Estetik Kuramlarr, s. 252.
Kavel giiri 28 Ocak 1963'te istinye'de buhuran Kavel Kablo Fabrikasr'nda baglatrlan grerr iizerine grkan olaylarda olerr igqilerin aruslna kaleme ahnmrqtrr.
O ylllarda
rilkemizde esen
sol egilimli diiqiinceler
meseleyi
emekqilerin trak arama noktasmdan qrkarmrg giddetle beslenen bir gerilime sririiklemiqti. Birtakim sosyal haklan kazanmak ve gahgma gartlannda igveren tarafrndan yaprlniasr drigiiniilen kimi tasamrflara karpr iqgilerin birleqip grev baglatmalan ve br-l olaym basrnda akisleri pairi durumdan vazife grkarmaya itmigtir. Dcinemin gartlan iginde yasal zerninj olmayan bu grev polis tarafindan giddet riygulamaya kadar varan bir gerilirne sebebiyet verir. Polis ile iggiler arasrnda arbede oiur. Dokuz iggi yaralarur, dnce iki daha sonra da yedi iggi -gruplan
tutuklarur. iqgiierin gocuklan, ugl"ri
.r" yakrnlan ile
bagka igEi
direnige katrhr.
Bu grev donemin Qahgma Bakaru Brilent Ecevit'in de katrhuyla iggilerin lehine olacak gekilde sona erdirilmigtir. Kanl biten bu olaym onemi riikemizde ilk kez topiu srizlegme ve grev hakkrrun hayata gegirilmig olmasrdu"
Sanatriu Marksist gizgide siirdiiren
ve bu yiizden
ciSretmeniik
mesiefinden airlan Hasan Hriseyin Korkroazgii, Tiirk proleier direnig tarihi aqrslndan cinemli gcirdrigii bu greve destek vermek amacryla yukandaki manzurneyi kaielne alu.
$iir bu iEgi hareketine destek veren gairin diliyle yazrlmrEtrr; yani qiirin oznesi,bizzat $airdir. Kavel direnigini gergeklegtiren igqilere kargr briyiik bir saygr besleyen qair, kuilandrEr romantik dille de onlann direniqini bir 'ekmek kavgasr' bir 'namus rneselesi' zernininde ele ahp iglemeyi dener. igirne kanm dedim, kanma Kavel diyece$im, dizesj br, duyalirhpi gosierir. Aynr duyarhhk, Karrn altrnda niganlanrp dosflanm:n arasrnda Opece$m niqanlimr ifuvel kaprsrnda l
ve
izin verirlerse Kavel Grevcileri ilk qocugumun adrnr trhvel koyaca[rm dizelerinde devam eder. Grevci iggilerin davasrru kendi kavgasr olarak kabul eden bir yakla$lm1 sergiier. $airin kullandr$r kodlar TtiLrk erkek egemen lciltiidiniin unsurlandrr. Bir grev namus meselesi mesabesins grkanlrr. ig, gairin kansr, kansr da Kavel'dir artrk. Bu dizelerde merkezi gahgan srruflar
olan bir gerilimin nabzr du1'ulur. Kavel artrk bu i99i direnigi igin bir semboldiir. $air bu sembolden bir 'kavga' giiri grkanr. Kavel kabio fabrikasr art* bir proletaryarun sava9rm ve hak araylguun alamdrr,
88
lALiiHsnN KoLcu
$airin kann altrnda Kavel fabrikasrnrn avlusunda niganlamp, dostianmn arasrnda niganlsrru opecegini bildirmesi 6rne[ine, ancak SSCB'de bir dcinem dewimci romantizmin etkisinde kalan yazarlann eserlerinde gcirebilecefimiz
bir cogkunun dcintigtiinilmesi hadisesine eq defier olabilir. Daha gok teoride kaLmrq Marksist-proleter miicadele kendisine Kavel grevi gibi, istelik Emekgilerin zaferiyle sonuglanmrg bir
ilk gocuiumun adrm Kavel koyacafrm dizesi proleter bir gelece$i inga etme gabasr olarak goriilmeiidir. Artrk Kavel fabrikasrrun bahqesinde niganlanan insadar, Kavel adtru ta$ryan gocuklar ve adr Kavel olan bir dizi etkiniik bu olayr mitik bir olgu haline getirecektir. Hafizasr bu gibi efsaneler bakrmrndan hayli fakir olan Ttirk proletaryasr aradrfr frsatr bulmug ve benzer olaylarda kendisine giig verecek bir dmege sahip olacaktu.
$imdi de bir bagka proleter metne bakahm: Mehmet Bagaran'rn lrn ececi $iirini Okuma Denemesi
iMEcEci Guqsuzden yana1nm kavgada Buyuk ofkelerle bilenm.iE sesim Hey diyomm bir daf sabahrndan Yeni piramitlere taq taqryanlar
Ellerim acrdr be Hey giicunden habersiz orrnan
Biliyorum Kdroflu olunmaz bu pa$da Ama yedi rengin imecesi aydmhk Taqlar bil
Dokunsak y'rkrlrr korkunun duvarlan Qil
EDEBTYAT KURA MLART 189 Bir gdk bdgurtleni benim sundu$um Ewenin u]rumu tadrnda Kalsrn bencil mutluluk kokmug odada Hadi topragrn suyun bocegin gitti$ne imece en yoiun sevi imececi giirinde gair, Tiirk milletinin yiizyrllardan beri sriregelen bir kolektif gahgma ve paylagma gelene[inden hareket ederek toplumcu gerqekgi bir bagkaldrn manifestosu yaratmayl denemiqtir. Lukacs'a kadar sriregelen
Marksist toplumcu gergekgi anlayrg sanat ve edebiyatr yalruzca gahgan srmfin bir ufragr olarak grirmeye yatkrndr. Lukacs bu gelenefi eleqtirdi. ona gdre rizellikle Marksist yaprlanmayr ve sosyalizmi tamamlayamaml; ve iginde h01 burjuva srruflanru barrnduan DoSu Avnrpa toplumlanrun biitiimiyle Marksist efiitimli bir toplumcu gergekgiliSi yansrtamazlardr. zira Lukacs, bu haliyle toplumcu gergekgiligin toplumun biitrin srruflanru, katmanlanru sanat ve edebiyatta yansrtrlmasrnrn gere$ine fnanmaktaydr. Marksist-sosyalist yaprlanmasmr tamamlamrg ve srrufsrz bir toplumu losmen de olsa yaratmayr bagarmrg Sovyetler Birligi modelinden hareket edilemeyece$ini ileri stiren Lukacs, bu gciriigieriyle Moskova'yr hayli tr.iketmesi gereken
luzdrrmrEtrr.
imece qiirinde igte bciyle bir durumla karqr kargryayv. Bir kere Tiirk milletinin kolektif ruhunu aksettiren imece tarih boyunca higbir zaman bir srrufin dayanl$masuun aktdrii oimamtg, btitiin srruflann zamafi zaman
bir ig ve gah9ma, dayarugma ycintemi olmugtur. Fakat qair bu imece gelenefini ideolojiye doniiqtiirerek onu toplumcu gergekgiliSimizin her zaman kullarulabilir bir argtimaru haline getirmeye gahgmaktadr.
bagr,urduklan
imece, bilindigi gibi herkesin igini srayia birlikte yapmak ve zorluklan birlikte agmak driqiincesine dayanan gok eski bir Tiirk gelenefidir. Topraklar imece usulii siiriiliir, keza harman yine herkesin katrhmryla birlikte kaldrnlu, ardmdan da gtilenler ve diiliinler yaprlrr. Birgok yciremizde bu usul hal6 devam etmektedir. Bu do$aya kargl orlak miicadele etmenjn adrdrr.
imece giiri belli
bir srrufin -burada
modern primitlere tag taglyan
emekgiler- dteki iistiin strufa kargr verdifii Szgiirliik miicadelesinin sesirri tagr. $air bir isyaru, baqkaldrnyr hazr.lanta agamasrndadir. $air bir hatip edasrnda ga$rn kcilelerine seslenmektedir. Yeni piramitlere tag taqryanlar bu gafrn
iqgileridir. Onlar ytizyrllar 6nce Mrsrh yoldaglanmn yaptrfrmn a)mtsrru yapmaltadr. O halde yrizyillardan beri yeryiizrinde higbir qey desigmemiptir. Her gag kendi efendisini, kendi kdlesini yaratmaktadu. Bu yiizden cizne, 'Buyuk dfkelerie bilenrniq sesim" diyerek dtfurya kurulandan beri devam edegelen bu scimi.irii diizenine kargr grkmanrn birikmiq dfkesini dillendirmektedir. gair
gOIALiiHSANKOLc "Hey gucunden habersiz orman"
dizesiyle bu insan kaiabairgina hitap etmektedir. Bekledigi bu potansiyel giiciin harekete gegmesidir. C)rmaru rneydana getiren tek tek a$aElardr. Ancak kolektif bir ruh bu tek afaglan bir arman yani gilq olma bilincine ulagtrrabilir. Marksist literariirde bu ve buna benzer binlerce kavga ve dava giirleri vardrr. $air gaSrn miicadele gartlanrun bir biling igi oldugumrn farkndadr. O yiizden "Biliyorum Kdro{lu olunmaz bu ga{da" diyerek mricadele ,iislubunun de[iqmesine igaret eder. Kdro$lu'nu yaratan Osmanhdaki $lruf Eatt$ilasr degil bozulan hukuk sistemiydi. Kargr grkrlan sistem de[il sistemin verdi$i yetkiyi kdhiye kullanan feodal-br.irokrat ortak giiciiniin yarattl$r haksrzlikti. Oznenin zalnarun firar,unlanyla Koro$iu iislubuyla savagriarnayacafiru bildi[inden yeni bir strateji geligtirmesi, dnennesi gerekmektedir. O halde gagrn firavunlanyla nasrl mticadele edilecektir? 6zne bunun yolunu gristerir. Bu miicadele ruhu imeceden yani kolektif dayarugmadair, krsaca 'birlik' olrnaktan geger. Ayru arnag iEin biraraya gelmig emekq:iierin yapaca$r tek gey or-tak hareket etrnek bir rmieadele dili geligtirrrei
Bir dewine garlcrsr ctabilecek bu dizeler manzumenin ruhunu d.a 6zetler. imece traqkaldrn kamnin :ririnden diferine (dolagrm) gegmesiyle baglar. Bu ortak duy-r6 r,e n-ricaclele kararlihgldu. Bu miicadele bir kutsiyet de atf'ecien ozne briyieiikle igin duygusai ydminii halietmig olur. Artrk kur.veden fiile, diiqi.inceden eylerne gegmenin zamatu gelurip gibi gdrtnmektedir. Baqa dcinersek, gair lVfarksist toplumcu gergekgi gelenege uyarak toplumun sadece bir srmf,rrun, kendince daha ehernrniyetli grirCrigti litlenin
sdzcrihiglinii tercih etmiptir. Irgatlar, giftqiler. rnemurlar hatta Eeqitli
mesieklere sahip esnaftan ses seda yoklur. Marksist geienek srruf deyince sadece ei erne$i iie fabrikalarda, tarlalarda gahgan insanlan anlariraktadrr. Onlara gt:ire bu iireti:nn alanlan ileride birer kolhoza driniigtiiri.ilecek yerlerdir. Garip olan gu ki bu koihozlarcla da -hem de daha aSrr gartlarda- Eailgacak olar, yine bu isqilerdir.
ANLATIMCI KURAM
1
Sanat Duygulann Anlatrmrdrr
Bundan 6nce gcirdii!'iimriz yansltma kuramr platon'dan baplayarak
Aristo ve Marksistlere kadar sanat, drg diinyarun, toplumun, idealann ve insarun bir ayna gibi yansrtrlmasr tizerine inqa edilmigti. sanatqr arka pianda sadece ? yt tutan bir figiir olarak varhgrru hissettirmekte idi. bsas oian drg diinya idi. Drg gergekli$i yansrtmaya gahgan yani aynayr tutan sanatqrmn ig dtinyasr, nitelifi, duygularr ve sanata dair tercihleri iizerinde durujmuvordu. Bir bakrma bireyin oimadtfir bir siirecin goriintrisliydii tm. ifadeler topiu,msai ve genel kurallan, anlayrqlan yansltan birer haz*-kahp btg,i**t gciriiniimiindeydi. sanatgr da bir geqit zanaatkar olarak kabul girdiifiinden onun yaratrcr kigiliEi sadece taklit ve kopya becerisi slruriannda kalmakta idi. edebiyatrmrzda kimi Divan gairlerini birer zanaatkdr saymak hig de yanhg olmaz. Awupa'da Rcinesansla birlille bireyin kigitit<
Bu baglamda bizim kazanmasr
ve
sanatgm-ln
bir birey olarak cine grkrnasr
sanata egernen
anlayrglann da deSigmesine sebebiyet vermiqtir. oncelikli olarak romanrizm akrrnryla ortaya grkrruq olan sanat eserleri yazarrn, sanatErrun duygulrLnru* goriintiisri olarak kabul edilmeye baglanmrgtrr. Bciylelikle neo-klasiklerie beraber tekrar canlanmaya baglayan insarun defigmei, tek ve genel karakter ve davramglanm ifade eden klige anlatrm-lann yerim durmadai ciegigen, bir bakrma tutarslz fakat rizgrir hireyin dawarug ve anlavrgr almrgtrr. pliton'un o kadar iizerinde durdufu, kargr grktr$r ve Devlet'inden kovdugu sanatgr kigiligi ile kargr karglyayrz artrk. Buna gcire sanat cinceden bellrlenen kligelerin ifadesi de$ii sanatgrrun kendi cizel duygularrrun ifadesidir. Her ne kaclai sanatgr kimi eserlerinde bagkalanmn da duygulanna terci.iman olsa da yaptr$r ig tamarnen -kaigrsrnda bireysel ve duygusaldrr. Bu bakrmdan mesera agk duygusu klasik
ve neo-klasiklerin aksine her sanatgirun ayr ve farkh bir gdriigii iconusudur.
soz
I 8 20' lerde AJmanya' da Goethe, Schiiler gibi .gairlerin eserl eriyle ortalz grkan romantizm akrmr krsa cimriine ra!'men kendinden onceki katr ve sanata
:gemen kurallan yrkmig sanatgmrn dzgiirlegrnesini saslamrgtrr. llem klasizmin v.e neo-klasizmin qaqmaz kurananna hem pozitivizmin insan yaratrcrhprru ai
92
lALi issnN KoLcu
EDEBiYAT KURA MLART 193
grkrnakta 'sanatgrrun ig diinyasrna, ruhuna agrlan bir pencere'ea olmaktadr. Bu anlayrga gcire drg gergeklik sanatgrrun duygularr ile de[i9iklifie u$rayan gergeklik olmaktadrr. igin igine sanatgrrun ruh hali, duygulan, o an hissettikleri ya da bakrq agrsr girmektedir. Bu do[al olarak defiigken bir ruh
halinin yanslmasl olacaktr. Platon'un kargr grktr$r gey de burada anlam kazanmaktadrr. Sanatgr bu durumda soziine giivenilir bir varhk olmaktan grkar, kendisini ruh halinin akrgrna terk etmig bir maceracr gdriiniimii gizer. Divan qiirinde Fuz0li'nin, B0kl'nin, Nefli'nin qiirlerinde anlattrlr duygular herkesin hemfikir oldu$u, duyabilece$i duygulardr. Hatta rsmarlama ve hazrr duygu kahplarrdrr bunlar. Sevgiliye nasrl hitab edilecek, onun kargrsmda tutunulacak tavu, agkrn motifleri, ifade kahplart hemen hepsi dnceden bilinmektedir. Sanatgrya diigen gey bu kligeleri bozmadan, olgiitleri sarsmadan ve desiqtirmeden herkesten farkh ve btaz daha sanatkirane bir rislupla konuyu iqlemek olmahdr. Bu bakrmdan yukandaki iddiamrzr bir kez daha tekrarlamak istiyoruz. Divan qairinin goklukla yaptrlr gey bu ttirden bir zanaatkArhktrr. Halbuki kendi benini kegfeden romantik qairin duygulan an be
an degiqmekte, bu baglamda bir tutarsrzhk sergilemektedir. Anlatrmcrhla gdre sanat drq gergeklifii yansrtan bir ayna de[il duygulann dilidii. Bunu yansrtan sanatqr da zanaatkdrhktan kurtulmug, usta, i.istat, filozof, dAhi mertebesine yiikselmigtir. Zira bu anlayrq iginde sanatgrrun Tann tarafindan cizel bir donarumla yaratrldr$rna inamlr. Necip Fazrl Poetika'srnda gairi, cemad, nebat, haywan, insan mertebelerinden soffa Tann'ya en yakrn bir basamafia yerleqtirir. Ona neredeyse tannsal bir bir mevki verir.
bir yaratma ihtiyacr iginde olmasr ve duygrlarrm bir sansiirre tabi tutmadan olduSu gibi agr$a vr;rrna cesaretini gcisterebilmesidir. Birgok insan, gairleri kendi duygulanna terctiman oldulu iqin sever, begenir. Sanatgr sahip oldufu duygulan drga vurmak anlatmak igin giddetli bir ihtiyag duyar. Sait Faik'in yazmazsam dlecektin dedigi tiirden bir istektir bu. Sanatgrmn yaph[r bir bagka dnemli gey de -ileride i,izerinde Sanatgrmn sradan insanlardan farkr
duracafirmrz- duygu>m dile gevirme problemi /yetenefiidir.
Bdylelikle dile getirilen geyden gok dile getirenin
cine
Anlatrmcr,k sanatrn klasik bafilarrndan kurtulup cizgiirlegmesi ve kendisini yaratan aktciriin (sanatgrmn) duygura'run aru"" ati"is-"lidir. Drg {rinya, dosa ve gevre tabiahyla sanatgrya etki eder. onun' *i, t utirrr' biqimJenmesine katkrda bulunur. yukarrda da dedi[imiz gibi d; ;ergeldik sanatgmrn duygula' ile desigime ugrayarak veritii. gu -bahmdan Aristo mimesisinin diizeltilmig tabiat anlaygrna yakrag*. Fakat burada idealize edilen diizeltilmig bir mutlak tabiat inrayigrndan degil qarrrn rutr halinin degigtrrip yeni bir qekre soktugu fakat bunda ou rJuut'"tr*r*'uo *t,
halinden sriz etmekteyiz. Romantikier mutlak bir etkilegimde rsrar ve sebat etmezrer. Bu konuda
Fikret'in srs piirini hat'latmak yerinde orur. Berki d" ;J"bi; rmtzd,a dtgalurumcuiu$un en dnemli metinlerinden biridir bu. Fikret Saray,rn takibinden bunaidr[r ve- istanbu|un sisler iginde boluldugu ui. gi;a" firrl,i giirini yazmrgtrr. $iire damgasrru ,ru.* .unutgrmn karamsar ve rimitsiz ruh hglidir Ertesi giin sis dagilu, qairin ruh hali drizelir ve bir si.ire sonra giirini yazar. Mekan alnu insan (sanatgr) aymd'. Fakat sanatgrrr--.or,Rtcu iruti
drizelmigtir. Her iki melin- d9 sanatgrmn duygula'run dile driniiqttinildiilii drga wruldu!'u birer mh hali belgesidir. Her iki metinde de farkh .,r" ruh halleri iginde sanatgrrun iginde birihnig duyguran agrga"u-uJ*ou vurulmugtur.
Burada duygularda tutarhhfir aramak bogunadrr. o k]asik ve-neo-klasiklerde aranacak bir ozelliktir. Romantik sanatgr yarataca$r gey konusunda da ve bi Eiminde de cizgiirdrir.
olsun drqavurumcu kuramrn sanatqlya her zaman 'r.istr,in'
ot-uru'uit"-'r*ur'
kigilik kazand'drgr ve bunun da toplum tarafindan benimsenip 9il kabullenildi$ini hatudan uzak tutmamak gerekir.
Goethe, Schiller, Victor Hugo, Lamartine, Musset gibi miizmin romantiklerin eserleri bir yana, romantizmin sanat anlayrgr*" g"og",r"ri* itt kez Fransrz kuramcr Eug6ne Vdron gizmigtir. Ona gcire;
grktrprru gdriiriiz.
ki, Schiller'e gdre, Lamartine'in dedifrine gr)re, Ustat Yahya Kemal'in bir Siirinde ifade etti{i glbi tiiriinden ifadelere rastlanz. Esere hayranirk sanatglya olan hayranh[a ddniigiir. Bu 'lirik ben'in ortaya gikrgr Goethe der
mesElesidir. Artrk eserlerde durmadan de$ipen bfu ruh halinin yansrmalann-r gormeye baglanz.es no M. H. Abrams, The Mirror and Lamp'dan akt. Edebiyat Kuramlan ve Elegtiri, s.91. e5 Seyid Kutub, Kur'6n'rn Saire ve qiire bakrqr konusunda gunlan soyler: "$airler degiqip duran tepki ve duygulann esiridir. Duygulan onlara egemendir. Ve ne ol'ursa
olsun onlan .lile getirmeye iter. B.ir an igerisinde birgeyi kapkara gciriirken bir bagka an igerisinde beyaz gcirebiliyorlar. Bir bakarsrmz hoSnut olmuqlar bir sriz sciylerler, krzar, cifl
i
i
lALiiUSnN
94
;
EDEBtyAT KURA ruLA[?t ;95
KOLCU
"Eserin degeri sanatgmrn deierinden do$ar. Sanatgrnrn sahip
olduiu ozelliklerin ve melekelerin izlerini taqldtfr igindir ki
eser
bizi geker ve bri;riiler."sa
Vdron'a gore okudu[umuz eser kargrsrnda elde etti[imiz coqku ve estetik yagantr eserden deiii sanatglya karqi olan hayranh$rmrzdan kaynaklanrr. Bu da korii k
ile sanatqmn estetik ya$antlsmrn
gerEekli$i
zarltan birbiriyle uyugmayabiiir. Bu bakrmdan Vdron'un ifadesi baglangigta yerinde fakat sonradan iqlenmeye ve agrmlanmaya muhtag bir
Gezdirsin boqluiu ense krjkunde!', dizelerinin gairinden iz yoktur. Eug6ne vdron'u'zamandrgr kahmg gdniqlerinin yerini qa$rrmzda bagta . itaiyan estetikqi Benedetto croce, (18d6-i952) it* R"uitt Georgeicoliingwood (1889-1943) r'e c. J. Ducasse (1881-1969) akla gelmektedir. Bu kulamcrlar da sanatrn bir duygulan anlatma igi olduS.rnu kabul ederler.
Bu kuramcrla'n duygula'n anlairmclan kastettikleri gey sanatglnm duygu diye tarumladiklari geyln gerEekte var oiup olmadrfr mesllesi rizerine odaldamr. Bu rneseleyi Eerna a,{oran iki ana baqhk altrnda inceler: Anlatrm adlandtrnta defiildir" ve an]atrrrdan once duygu yoktur..eT ,A.ialafi
m A.dlandrrrna Defiildir
her
iddiadr. Bu edebiyatta 'iistadizm' hastahfirru do$urur' Ziya Paga'mn meqhur: Krl san'at-r ristadr tahayyurle temiqd Dem urma ger drif isen gun u gerddan almr zarnanda bu anlayrgrn ileride bir hastah$a ddniigece$ine igaret eder. beyti
Bunun do$uracagr tehlikeierden bid sanatglmn bu hayran kitlesinin sarhoqlu$u lEinde tedrici oiarak sanatEiliktan (yaratrcrhldan) zanaatErh$a (taklit ve kopyalamaya) kayrna ihtirnalidir. Yazdtp't' her qiirin be[enildigini
gdren 5air, yaptr$r her tablonun 5vg[iyle karqrlandrsrm g6zlemleyen ressamln sanatinda giderayak bir dura$anlaqma olacaktr. O giderek bir piyasa sanatq1sl
olmaya kayacaktrr. Hayran kitlesinin istedi[i tarzda eserler tireterek kendisini
koreltecek, hep aym tema ve konular etrafmda doniip duracaktrr. Necip Fazd'rn bir dcinemde yazdtgt hidayet qiirlerini bu hususta cirnek gosterebiliriz' , Aflah dostu odur ki nefsine tek pay bigmez I&rk yrl bir ekgi ayral 6zler de onu igmez
$iirde bir duyguyu adlandirmakla anlatmak .lyfl ayn qeylerdir. Genellikle qiire yeni baglayanlar bir duygunun adrru vererek duyguyu diie gevirdikleririi zannederier. Adlandrrma seviyesinde kain'uq metinlei eciebiyat drgrnda kalmrglardu. Meseleyi bimz agnaktayarar ver:
Bir duygunun anlatrlru yani diie qevrilmesi bagka. adlandrrirnrasr ise tarnanren bagka bir qeydir. Bugiin kame alacuptm gok heyecanrrytm diyert cjrenci duygusunii anlatmrq olmaz; onu adlantirvrzrp olur. Ar:-latrna, a4cak bir ctalramg ve eyleme d
Dunnadan citeye beriye gidip gelrnesi, eilerinil teriernesi, yiizunri ateg basmasr, ne yapaca$rru l:ilmeden garip tavrriar sergilemesi vb. hareketier omrn duygulanmn viicut diline gevrildi[ini gristerir. Bum.rn edebi dils
qevrilmesi ise bambagka bir yetenek ve ustahk ister. Bir bahar ak;amr rastla'llrn size Ser.ingli bir telAg igindeydiniz diyen gair ya da giirin 6znesi, sevgilisiyle kargrlagma arunda onun heyecarurr nasrl vficut diline geviretrigini gozlernlemigtir. Peki o zaman 'sevingli bir teldg' duygusunu edebi dille nasri izah edebiliriz. Kend.isini isterneye gelen erkek tarafina kahve gotiiLnlek zorunda olarr gelinlik klzrn tela5i bu tiirden bir telagtrr. Mer,ui;'etini tahrnin etmekie bi:'liLte trunun belgesini panoda gciren o$rencinin telagl cia bu triLrden bir telaqtrr. o halde duygulann anlaiuru duygulann adlandurlmasr de$rldir:" Sen gul dahnda gonca
ya da
!{er a[rzda her telde fanilik drnittsr Sonunda tek bir sarkr tabutun grcfhsr gibi beyitlerde Sokaktayrm kimsesiz bir sokak ortasrnda
Ytiniyorurn arkama bakmadan yuruyorum ya da
Gaibierden bir ses geldi: "Bu adam
Ben riai yoiundJyonca nu
L'E*thdtiqtoe {1876), s. 109'dan
93.
atr1.
Moran, Edebiyat Kuramlan ve Elegtiri,
s. e7
Hdebiyat Kuremlan ve Eleptiri, s. 94.
96
EDEBTYAT KURA MLART 197
lALiiHsnN KoLcu duygunun
Sen agrlrr gulersin Ben saranp solunca
diyen gairin duygularr da bir anlatrm de[il adlandrrmadrr. zira gair burada duygulan genel gegitten bir tercitrle adlandrrmaya gitmigtir. Bunda 6zel ve yeni bir durum yoktur. Neredeyse biitiin Divan giirinde bu tiirden yiizlerce
Aynr srkrntr Orhan Veli'ni n Anlatamtyorunt glirinde karqrmrza grkar. Bilmezdim
garkrlann bu kadar grizel Kelimelerinse kifayetsiz oldu$unu Bu derde driqmeden once.
9dy1e diYor:
"iqini biliq derecesine gore bir $air elinden geidifince duygulanm genel geEitten drnekler olarak adlandrmaktan kagrnrr, kendi duyduklannr benzeri duygulardar a)4np
(...)
Bir yer var, biliyomm;
somutlagtrracak deyimleri bulup dile getirmek u$runa bliytik
Herqeyi soylemek mirmkun iyice ya-klaqmtqrm, d uyuyorum
zorluklara katlanrr"'e8
Her giir metni bir aktarlm degildir. $airin kafasrnda
kalanlarla
biitiinlegen bir aklanm sdz konusu olamaz. "Dedz €rrgin bir sudur, tuzlu, yeqil, da'lgah Susler krylannr bazen beyaz bir yah Edip Ayel
diyen gair bir duyguyu aklarmaz bizlere, sadece onu adlandmr. Bu da bir anlatlm de[ildir. "$iirde duyguyrr dile Qevirme problemi ozellikle qiire yeni baqlayal ya da amator gairlerin karqrlaqtrklan en buyuk gliqllik olarak kendisini $osterir. Zira onla:. mahiyetini tam olarak bilmedikleri birtakrm duygulan adlandrrma yoluyla ifade ettiklerini duquntirler. Bu bakrmdan goiu adlandrrrna olan Siirler
kalenie alrlar. Ote yandan usta Eairler de bazen iglerindeki
duyguyu dile gevirmede birtakrm gtiqhiklerle karqtlaqrrlar. Onlann duyguyu dile gevirmedeki sil
dile qevirirken segtigi kelimelerin dilde farkh anlarnlannm ya da yansrmalannrn olabilece$ tehlikesi; ikincisi de duygunun dile ddnugurken kendi asli kimligini kaybetmesi tehlikesidir"'ee Duyguyu dile gevirme problemini dillendiren qiirlerden biri de Mehmet Akife aittir. Safahat'm bagrna konan giirden ahnan aga[rdaki dizeler
nt
R. G. Collingwood, The Principles of Arts, s. 112-l 13'den akl. Moran, Edebiyat
Kuramlarr ee
ve
Ele;tiri,
Anlatamtyorum. $airin anlatamadtfr qey dil e Eevir emediEidir.
Anlahmdan 6nce Duygu Yoktur. Duygunun dile gewilmesi almr zamanda rjnceden duygu adr altrnda tam olarak ne oldugunu bilmedifiimiz geyin de ortaya grkmasr demehir. Duygular igimizde rafine halde dile gevriimeyi bekleyen durum,lar degildir. Nasrr ki 6srk olma durumu bir nesnede yani kargr cinsle cincelikli olarak gcirsel temasla baglayan bir silreg ise anlatrmdan once de hazu durumda bekleyen bir agk duygusu yoktur. Nasrl ki o gilne kadar farkrnda olmadrprmrz estetik cirqiitlere sahip bir kargr cins igimizdeki agk duygusunu orlaya grkarrsa herhangi bir duygu da kendisini ortaya Erkaracak eylem olmadrkga s6z ya da davrarug olarak ifadesini bulamadrkgd anlatilmrg olamayacaktr.
ki anlahlmrq duygu tamamlanmrq bir duygudur. qekilde sdylersek duygu anlatrlana kadar gergek anlamryla duy'ulmuE defiildir, ancak anlatrma ka'"rrgtuiu an artilr saptanmrE, belirli bir duygu olmuEtur."loo Bir bakrma dile dciniigmiig duygu resmiyet kazanmrg duygudur. Kimi gairlerin eski giirlerini yrllar sonra yeniden ele ahp defigtirmeieri, bazr kelime ve dize tasamrflan yapmalan dogru degildir. o metinler yazrldlklarr amn duygusunu ifade eden metinlerdir. Burada $u sonr sorulabilir: ya qair- almr duyg,ryu yeninden dile gevirmek isterse ne olacaldrr? O zaman ortal'a yeni fakat baqka bir metin grkacaktr. Tabiatiyle duygu da farkh bir duygu "Demek
Baqka
bir
s. 94.
Ali ihsan Kolcu, "$iirde Duyguyu Dile Qevirme Problemi", Alcpurar, sayr, 2, Mart-
Nisan 2006,
siirecinde gegirmesi gereken eweleri de igaret
ASlanm, a$atamarn; hissederim, sdyliyemem; Dili yok ka_lbimin, ondar ne kadar biz6nml
cirnek 96rebiliriz.
Collingwood
dil olarak ifadesi
eder.
r00
Edebiyat Kuramlan ve Elegtiri,
s. 95.
98
lALi
iHSAN KOLCU
olacaktrr. Bizler Necip Fazrl'rn Kaldrtmlar qiirindc kimi tasamrf'lar yaptrsrnr bilmekteyiz. giirinin bir yerinde; Yolumun karanirfa kanqan noktasnda dizesi gairin kendi tasamrfuyla sonraki baskrlarda Yolumun karaniria saplanan noktasrnda
gekline driniigtiiriilmrigtiir. $iir gairin mah oldu$una gore istedigi tasanufu yapabilir diye diiqiinenler olabilir. Bir qiir yayrmlandrltan soffa artrk ait oldu!'u dilin mabdr. Dilin bdyle bir tasamrfli ve rniilkiyet hakkr vardrr. Zira bu metinler yayrmlandrklan ilk gekilleriyle tagryrcrlarr olan dudaklara ve hafvaTara nakqedilmektedir. Bu bakrmdan pairlerin yayrmlandrktan sonra artrk
ne giirlerini inkdr etme, reddetme ne de de[igtirme hakkr olmahdr. $iiri ilk haliyle ezberleyen ve ona kendi duygularrm katan okuyucunun durumu ne olacaktrr? Bu goriiglerin rqr$rnda yukandaki dizelerde bulunan kanEan scizciigii
Bir okur olarak benim bu qiirden Erkardrfrm anlam qiirin
dznesinin, gece yarrsr bir soka.kta yolunun karanh$a karrgan noktasmda bir rirperti, korku atmosferi iginde tedirgin adrmlarla yririimesidir. Kansmak eylemi dizedeki mriphemiyeti arttrrmakta biiylece giirin anlamr belirsiz bir havaya biiriinmektedir. $airin baglangrgta dile gevudigi duygu budur. Degiptirilmig Sekline bakarsak; giirin ciznesinin bu kez yolunun karanirfa saplanar, noktasmda yukarrda izah edilen
Bu kez igin igine miiphemiyet degil saplanmak
eyleminden doEan act girmigtir. Bir brgagrn-bir bedene saplanmasr gibi yol karanhfia saplanmrgtrr. Bii okur olarak ben bu dizenin ilk gekiinden yarlayrn Zira giirin geneline vd organik yaplsma bakrldr[rnda bedensel bir acrdan zilade ruhsal I manevi 6i11sfrrabrn, bir gilenin gekildiSi ve bunun dile getirildigi gdnilecektir. Bu bakemdan qairin burada yapmak istedi$i ve yaptrfr defigiklik zar:rflrmca giire zarar vermigtir. Aynca qiirin ilk yaztldr$r suadaki duygu hali ile soruadan de$igtirildi[i duygu hali konusunda okrr olarak higbir bilgimiz yoktur. gair boyle yapaca$ma Yahya Kemal gibi bir qiirin tamamlanmasr igin yrllarca beklemeyi tercih etseydi daha dogru bir ig yapmrg olurdu. igte bu esnada duygunun anlatrmrnda ige kanqan kimi unsurlardan sriz etmek yerinde olacaktu. Bir giirin anlamr o metnin organik yaprsmda mevcut ya da bir baqka deyigte o metni bir araya getiren biitiin unsurlann uyumunu belirler. Bu aqamada Yahya Kemal'in;
Oliim asude bahar rilkesidir bir rinde; Gonl0 her yerde buhurdan gibi yrllarca tuter Ve serin serviler altrnda kalan kabrinde Her seher bir gul aear; her gece bir bulbul dter
EDEBTYAT KURA MLART | 99
gair daha iince siyah olarak diigtindiigii kelimenin giirin anlamrru bozdup-unu diigiinerek yrllarca uygun kelimeyi arar. Kelimelerin istifi, imgeleri, yapacaklan gaSnqrmlar, vezin ve ses unsurlarr gibi ince dlgiitler ve genig hesaplamalar neticesinde gair istedi$i anlam ve galrrgrm zenginlilini
yakaladrSrn diiqiinerek qiirini tamamlar. Mallarm6'den gelen bu mrsracr anlayrg onda bir ustahk olarak belirir. $iir Hdfiz'rn kabrinden yani sonsuzluk uykusunu uyryacasr mekdndan sciz etmektedir. oltime bir uyku ve huzur anlamr vermeyi tercih eden gairin de segecesi kelirneler bu an_lama uygun olmalrydr. siyah kelimesi kasveii, karanhfir ve belki de korku ve azabt ga$rrgtracalrndan onu kullanmak istemedi. onun yerine dinginlik ve huzuru igaret eden serin kelimesini kullandr. Bu laigiik tasamrf qiirin rengini ve anlamrru birden desigtiriverdi. Zba yukandan beri tasvir edilmeye gahqrlan kabrin bir bahqe oldufu diiqtincesi bu kerimeyle dtfiimlenerek anlam tamamlanmrgtrr.
$iir gevirileri ya da tahlilleri her bakrmda bir adlandrrma ve tefsir konumundadrr- Haqim'in o kadar gikayet ettigi edebiyat hocasrrun yaphfr i9
kadavraya ne$ter \.'uran cerralun yaptl$ iqle
ayudr.
Divan ve halk gairierinin duygula'ru dile Eevirmede ellerinde rhazrr kalrplan vardr. Hele Divan gairieri bu konuda daha zauraatgl idiler. Birer kafiye defterlerinin yaru slra kendilerinden cince yazrlan g;irt"r" nazire, tahmis, taqtir vb. yazarak zaten bk tiir kopya ve taklit siirecinden gegerek giraklrk derrreierini tamamlamrqlardr. Artrk sira ayu tarzda metinl er yazmaya gelmiqtir.
Halk gairleri ise parmak hesabr, ayak, kafiye ve benzetme diinyala' iginde bir geleneSin temsilcileri olarak kendilerinden rincekilerden kalan mirasr devam ettirmiglerdir. Fakat biitiin bu hazrr imge drinyasrndan ve
kahplardan mahrum olarak iqe baglamak zorunda kalan 9a!da9 gairlerin iqi daha da zord,r. o kendisine kalan sciz mirasrru hem ayrklamak hem de yeniden adlandrrmak zorundadr. Anlatrmcrhk kuramrnda esas olan sanatguun duygulanrun anlatrmrdrr. Bu konuda biraz da sanatgryr sorgulamamn dolru olacagr kanaatini ta$lyoruz. sanatgr gergekten de eserlerinin tamamrnda yaqadr$1 hissettigi duygulan mr dile Eevirmigtir? Bir bagka deyigle bir yazar, gairin ortaya koyJuSu eJerlerdeki duygulan, olaylan, durumlan gergekten yagaml$ mtdrr? Buna evet demek miim dn degildir. zira sanaty iginde pargalanmrg bir qahsiyet ta5ryan bir canfidrr. onun metin kigilerinin goklugu anlatmada sonsuz firsatlar tanrr. sanatr klasik kurallann hegemonyasrndan kurtaran romintik anlayrg onu sanatgrmn kafa ve kalbine hapsetmekle btisbiittin tehlikelerdBn kurtarrmg degrldir. Bir bakrma biitiintiyle cizgtr kalan sanatgmn bagkalan igrn yazma hastahgrna kaprlmasr igten bile degildir.
1oO I
ALi iHsAN KoLcu Sanatgr duygulanm
bir
ideolojiye, diinya gdriigiine ya d.a piyasa . belirledigi.ticari iliqkilerin cazip tekiiflel"" *g":,1 la{lanrun Anlatrmcr'k kendisini bu tip iliqkilerden soyurramrq sanad;; "tmemelidir. Jrygutu.rrru itibar eder. urkede gu kadar ve taksiti var deyip b;;irkr-"rrrityazan ya da taksiciierin hayatrru anraran bir qarla y"p;;;;t"ci romaru ke'di
duygulanru degil hitap- ettisi kitienin duygulan*tru.rorq'ot*.-iri"tik b.rr,, -giui bireysel olarak degil oidufu toptu btiEgril" y"ni generi .krasikrerde yansrtarak yapar. Be'i rir yaq gurubu igin cinset igerikli ile belli bir ideolojik kitlenin duygulanna tercriman oran "rJi;;";r, sanatgr sanatqmrn
cizde
aymd'. Bir drinem rilkemizedebiyatrru etkisi'artrna
aran
yaptrgr ig .hidayet
irr"*",
ro1r11l-1n'_da bu baglamda zikredilebiiir. Her zamanbir grinahkd'n hidayere erdirildi[i bir sonra biten bu romanlar kelimenin tu- u*J,,ryru iqidir' Fakat bu konuda sanargmrn duvguran id".rojid; uii". ru.ruutg, g6niqriniin izlerini taqamayacak anlamrna ia germemedair. ;"k ;;, dr.inya vi"toi
Hugo,nun
Sefrller romaru ideolojik yapr igertnez. Fakat iqledigi **rt"*"t lemasryla belki papazlann verecefii lir binler"" rym temah vaazdan Jaha etkili olabilmiqtir. Raskolnikov XIX' yiizyrr Rus toplumunun sosyal vicdamru t".*it iqr' bu kadar zamana direnebilmistir. Yazann "ttigiFakat ;;;ffi ;;aiirr. "ru"tt"ir, bu eserde elma ya da kegibolrnuzundaki geker miktan taaui otu"u:J,,.
Kalabahkla'n zevk ve anlayrgrna hitap eden eser veren sanatgrlar avangard olamazlar. Burda genig kitlerer kiiErimsenmemekte aksine dofasrndaki srrur tarumazhk ve c;igtirrtik duygusu hat'latrlmaktuarr. - - sanatln
Fakat burada sanatrn iglevi meselesini atramamak gerekir. Lasik anlayrq kelimenin kendisinde mahruz, crass yani srmf igin'sanai iiretmek da tagrmakta ve sanatrn egitici, ci$retici y*u .,.orgo F'ry* yapmakta idi. Sanat ile onu tiiketen arasmda isterlstemez-bir iliqki ,nurar. sZoutil toptrr-rut
iglevi_sanatgryr da yaptrsr eylemin igine katmakla,
tir
Yazdrldan bagkalan tarafindan rriketiliylrsa
zaman bagka. Fakat
gegit ,uou*Jur,
tutmalla idi' Fakat romantik d6nern, sanatgryr bu bakrmdan ,o*rrrr,, ba$rmsrz brrakmrqt*' Anlatrmcr kuramda esas olan sanatgmm kendi duygula' ordu$u ]9in -lanatcr bagkalanrun zevk ve estetigini diigrinerek eser vermemeridir. hangi sanatgl kendisini trimiiyle toplumsal dokunun .o drgrnda *l"urir'.. Ba"ury"rrruzln en romantik qairlerinden biri olan Recaizade Mahmut Ekr; gitryug, oor" onca..s,iir]erye ragmen Araba Sevdasr gibi hem kendisini hicveden kendi
genglifini alaya alan hem de bir topl'Lsal karikatiir
or* gihro"- Bey,in maceralanru yazabilmigiir. Kendisini i4usset romantizmine kaptrran bu grizLi yaqh qair yazdrgr
tek.".-?{3 kendi kugagrmn sosyal y"rgi.il-y;puUilmiqtir. Ote yandan hem eanakkale,de bulunmasira hem d" Miffi"irAti""aj"fr" o_i. olmasrna kargrn onca kiilliyatr iginde iilkeyi bir yang:n yerine gevire";;il; bir dize ile olsun sriz etmeyen Ahmet riaqi*'L nJ aemetiz 'er, ioprrr'',r, acrlan iqin hir dize blle yazmayan Haqim, iirkem benim ti, a"sit"'ai,,"""u
EDEBiYAT KURA MLART |
t;:r:;tffi\#
1O1
benim bir atesti divecekkadar isinde vasadrgr topluma duyarsrz
ote ya'dan bir.romantik gair olan Namrk Kemal cie .hayat ve hakikatin, peginde oran bir edebiyatrn t"*"'".i* elegtiriye kadar briyrik bir gabamn "t.*k igin romandan, iiyatroya, giirden lqi"d"
;-l_"qru.. Adatrmcr kurama gcire sanatgr sanatlru okuluculr hesaba katmamarrdrr ' oJ** icra ederken seyirci ya da beleni diizeyleri, estetik olgun'luklan sanatQlyl srnrrlandrrmamatrarr. Markiist hr;;rtiirl; stiylersek sanatgr ideolojik rist y?pry: populizf -;a".fo:l Au vu adna harcamamarrd'' Amacr .ficaret t"vii"-ia" uirtakrm duygurar uyandrrmak :64, ve bu yolla ideolojik ya da "*rrut dinser i*,rr"*ir sanartr' Edebivatrmrzda srkga gririilen ,ryundr.maf otun " angaje rry.::kr" uit"rr"ni. romanrar, marglar hatta ilkeleri rinceden u"riri"n-iiu-i cidrilter bile bu srmfa dahildir. Yunus Emre'in ilah'eri belli bir srmf drigiini.ir"r"t vurrrrr,ls metinrer degildir' yazrrdrkran sonra belli bir srrui tarafindan benimsenmig merinrerdir. 3r1rrn{an degil britrin toprum oil1 yiizyrllardu rdyr"n" gelmekte mistik dtinyamrzr zenginleqtirm"k;o. ;; ^jo"tigi -"r"t" "rr"u-, i"r."*rn orraya bir 6l9rit gibi kovdugu ya da samimiyeti hususunu ilgiiendirir' Samimi bir i*"rnt*r sanatgr kenaisinin ba3grk- olmadrgr . bir dtinya goniprinii yansltsa bile igten u"'.u*i-i _ Jr*ry ,-sir bir gergekrige ulapmrg yahva demektir. Kema'' in A ti k- r.t a ;a r"ii n s o ka ha adh qiirinde r amazanl
orugsuz geqiren fakat mensubu " " " oldugu toplumun uhrevi hassasiyetini ouqo r/ v r biitr.in ne ka dar du van bir irin t rii * i:t{iin""sa " TenhA sokakta kaldrm oruQsuz ve ne$,esiz. yurdun bu iftarrndan uzak kalmanm ganu Hadsiz ya$attr rghuma bir gurbet akga,rru. Bir tek drigrince oldu teselli bu derdime; Az cok ferahladrm ve dedim kendi kendime: "Onlardan a1,nhq bala her an rizrinttidrir; Mademki bdyle duygulanm kaldr, gok qiiktir.,, Anratlmcl fuurr ha'etmesi gereken problemlerinden biri de sanatrn
h ti c re I eri
;;;;;u
r
bilgi ile oran iriskisinin aur.tl!""r"riair. Klasik biri
dcinemde sanarrn de egitmekri. B" ;;t";;;srendirerek efitmek kryafetine biiriindri' Sanatr birevs6l bir eylem or"."tl;Ln ve onu sanatgrrun bedenine hapseden anratrmcrri.r; ;;. ;r'r;#;r;? ?t:J konusunda bir teklifi olma,rdu' Anratrmcrrar.eserde ot,'urr go?"n-d.ig,irr""n,n 'iekisi sanalqrda ya$antrya iglevlerinden
dtinriptip dile qewirmesinden
v"r;;t;.
erir ve varlrlrru hissettirmez. yuht;
;#nm:f:
oo
il;;;il" ffii';;
va$antrya a,ir,,ie.ip
yolradrr ki flftir,
.r.ii' i9i'0.
Aq& Deniz giiri iqinde fikrin
".4*
a,r"-'i"-,iu*iit"iil
"ro*
LO2lALi iHsAN KoLcu Balkan gehirlerinde geqerken gocukluSum; Her ldhza bir alev gibi hasretti duyduium. Kalbimde vardr "B5rron"u bedbaht eden me16l! Gezdim o yaqta daflan, hulyArn iginde 16l,
Aldrm Rakofqa krrlannm hur havAsrnt, Duydum akrncr cedlerirnin ihtirAsrnr, 1crer yaz, qimile do$ru astrlarca bir kogu... Bainmda bir akis gibi kalmrq uiultttlu... Maflnpken ordu, yash dunrrken butun va!an,. , Yukanya bir bcjliimrinri aldrfirmrz bu manzumeCe gair kafasrndaki dtgiinceyi kendi macerasryla bfulegtirerek dile gevirnrigtir. $imdi tek tek bu
unsurlara bakahm. Oncelikli olarak piirin barrndrrdrfr fikir Osmanh topraklanmn kaybedilmesi ve bundan duyulan iiziintiidiir. Bu her Tiirk evladrru ilgilefidiren bir iinintiidrir. Yahya l(emal bu iiziintiiyti o topraklarda yagayan bir aileden gelmesi miinasebeti-vle igselieqtirmiqtir. Artrk bu sadece Osmanlrrun baqrndan gegen bir olay de$il ayru zamanda Yahya Kemal ve ailesinin de yagadrlr eiim bir hadisedir. Fakat bu a1.ru zamanda Yahya Kemal'de temsil edilen Trirk milletinin hassasiyetinin de o.vlaisiidtir. Biz de Yahya Kemal'le birlikte Rakofga iariarrmn hi.ir havasrru teneffiis ederiz. Byron'u bedbaht eden meldli biz de anlanz. Akrncr cedlerimizin ihtirasrm biz de duyarr2.
O halde qair bu manzumede hern {ikrini hem de duygulanru bir arada ig
ige birlikte verme baqansrru gcisterrnigtir. iqte anlatrmcr kuramrn bilgi ya da ,-rkir ile olan iligkisi burada agrkh[a kar,ugmaktadr. Anlatrmcr k:uramda sanatguun o bilinen karmagrk kigili$inin sonucu ,rlarak bir esere hangi duygudan hareketle yazdr[rm tespit etmek oldukga grigtiir. Bir eseri diigiincenin rahrnine diigiiren sebep Eogu zar:;ran meghul kalabilir. Ya da okulucu bu konuda gabuk aldanabilir. Attila iihan Pia giirine ad olan kelimenin Pakistan ihternationale Airlines yani Pakistan Uluslararasr Havayollan kelimesinin krsaltrlmrg gekli oldup-unu yazat. Ama aym zamanda Pia Batr'da bir kadrn adrdrr ve giirin kendisi de bciyle bir kadrna duyulan agkr anlatmaktadrr. $air kirnbiiir hangi duygular iginde boyle bir giire baglamrqtrr. Her metni do$uran nedenin farkh oldugunu yukarrda belirttik. Fakat anlatrmcr kuramda sanatglrun bu kadar iiiksti olmah mrdrr? O zaman sanatglrun o iistrin yaratrna kabiliyetinden, dehasrndan, riteki insanlara gcire iisttin zekdsrndan nasrl sciz edebiliriz? Sanatgrmn parEaianmrq gahsiyeti ona bu ltiksii tarur. Sanatgr kendi benini atomlara bdltip tekrar onlarr biraya getirme yetenepine sahiptir. Bir romandaki biitiin kigiler sanatgrrun pargalanmrq gahsiyetinin aktorleiidir. Flauberl'e "Madam Bovary kimdit'? " diye sorulunca "Benim!" ,lemiqtir.
EDEBiyAT KURA MLART |
1O3
Bizim edebiyatrmrzda otuzdan fazla roman yaznu$ Ahmet Midhat Efendi'nin ya da Peyami Safa'run roman kigilerini bir kiime halinde tasnif etsek ortaya kag gegit karakter ve tip glkar. Britiin bu lcarakter ve tiplerin bir
bu yazarlar tarafindan yagamlmrg zamanlann figiirieri oldu$unu ki hayrr. Burada yazrtn muhayyilesi devreye girmektedir. Yazat tnyal giiciinr.i kullanarak istediEi kadar hgrir yaratabilir. Onlann temsil ettigi kigiliSi de yaqamasr gerekmez. Bunu bilgi yoluyla elde eder. ustelik hayat bu roman kiqileriyie doludur. Gozlem gricii bir sanatgrmn zamaniar
kabul edebilk miyiz? Tabii
en cinemli yeteneklerinden biridir.
iglenen konulara gelince; burada da sanatgmrn sonsuz bir segme irnkAmna sahip oldu$unu diigiiniiyoruz. Turan Oflazo$lu'nun lV. Murat tiyatrosu tarihsel bir frgtir olan Suitan lV. Murat'rn saitanatrnd ve dramrna
dairdir. Haldun Taner'in Keqanh
Ali
Destam varoglarda srradan bir
delikanhmn zoraki bir kahramana dciniigmesini anlatr. Giingdr Dilmen'in Deli Dumrul tiyatrosu Dede Korkut HikAyelerine dayarur. Krigrii< Aga Milli Miicadele'yi anlatrr. Anayurt Oteli bir otelde srkrgrp kalmrg bireyin trajik hayat hikAyesini verir. Boylelikle sanatql kendisine sonsuz tercih hakkr tarxnan bir ayncahgr ya;ar. Eserlerinde anlattrklan mutlaka kendi yagadr$r,
duydufiu qeyler olmaz. Bu bakrmdan sanatgl ne eserinde anlattr$r yaqantrlann tLimiinii yagamak zorundadrr ne de kendisinin duydugu her duyguyu dile gevirmek zorunlulu$unu tagrr. Yukanda da sciylendi[i gibi aranan olgtit sanatErrun sanrimiyetidir. Flaubert samimi bir Madam Bovary yaratabilmisse baEanhdrr. Srk srk kendi yaraftrgr kahramarunr (intibah'daki Mehpeyker\ azarlayan Namrk Kemal biie samimiyelini diie getirerek bagarrya ulaprr. Bu kuramrn tenkide dilemesi gereken yanlanndan biri de sanatr irrilr bir yaratma olarak algrlamasrdrr. Diinya edebiyatrnda dyle gairler r,.ardrr ki iliramrn ya da daha giiElii bir duygunun gelmesini beklemeden her gr.in mutad bir qekilde giir galigrrlar. onlar dilin srlanru ve zenginlikierini kegfetrnig artik sanatlannda ustahfa eriqmig sanatgrlardr. Bizde Fazrl Htsnii Da$larca boyledir. 115 giir kitabr ve 15 bin giirle bir rekoru eiinde bulundurmaldadrr. Bu giirlerin hepsinin kalitesi tartrgma gottriir, fakat gairin qiir yazmasr iEin romantik bir aura'run olugmasrm beklemenin gereksizlifiini de igaret eder.
I f I I I
EDEBTYAT KURA MLARI |
I I
1O5
t
anlayabilecegi, katrlabilece$i
i
bir
krvamda fakat estetik de[erinden ddilri
vermeden aktarabilme sorunudur.
ANLATIMCI KURAM
II
Tolstoy;
"Bir duyguyrr uyandrrmak iqin, o duygu once ya$anrr
Aktanm Olarak Anlatrmcrhk Bir onceki akanm kuramr sanatquun tiuygrrlanmn ifadesi ve aktanmrna dayaruyordu. Sanatgr duydugu qeyleri dile gevirmek suretiyle aktarrmrm tamamlamrg sayrhyordu. Bu Croce ve Collingwood'un benimsedifii gtiriiqtii. Sanatn merkezinde sanatgl oldu$u igin bu tiir bir aldarrm yeterli gcirtiliiyordu. Bu gdriigiin muhakkak
ki
saloncah yanlan vardr.
duydugu geyi dile gevirmesiyle ancak tek
Sanatqt, Tolstoy'un deyigiyle 'bir zamanlar duymuq oldu$-u bir duyguyu' aktanrken mensubu oldu[u sanatln malzemelerini kullamr. $airse sozciikler, ressamsa boya, tuval ve fugalar, heykeltrragsa mefiner, taq, gekiE vb. malzemeleri kullarurlar ve onlara bu eylem srraslnda yardrmct olur. $airin malzemesi ise dildir. O kendinde mevcut dnyguyu dile gevirirken ciylesine titiz dawanmahdr ki hitap ettigi kitle bu aktarrmr do$ru algrlayabilsin. Tanzknat devri sanatgtlan bunun farkrnda idiler ve oncelikli olarak sanat ve iletigim diiini halkrn anlayabilece[i bir seviyeye gekmeye gahqtrlar. Gazete ve tiyatro bu konuda bnyiik hizmetler gordii. $inasi'nin hizmetleridir ki Namrk Kemal ve arkadaglanrun yolunu agmrg, iqlerini kolaylaqtrmrgtrr. Fakat bu
Bir kere sanatgmrn
yanl bir altanm meydana
geliyordu. Sanat eserinden beklenen estetik yaqantrrun uyandrnlmasr sadece
bu estetik alabiliyordu. Fildigi kulesine gekilmi; sanatglrun bu. Bizde Ahm; Hagim'in ve kimi 11. Yeni qairlerinin yaptrklan
ianatgrda gergeklegiyordu. Okur, seyirci, anlayabildifi kadar
yagantrdan nasibini durumuydu
da bu tiirden bir akanmdt. Kendi qik dilini, gondermeler diinyasrm, imge dafarrru kuran qair hem genig kitlelerin begenisini gormezden gelmekte hem de kendisini anlagrlrr krlmamn yollanru kapatmalda idi. Sanatrn okur ve seyircide estetik bir yagantl uyandrrmast igil aklanmrn okur ya da seyircide
hayrrh hamle Servet-i Fiintn tecriibesiyle tekrar dekadan bir anlaytga teslim oldu. Tanzimat hamlesi bu krsa kesintiden sonra tekrar fakat bu kez daha gtiglii bir bigimde Yeni Lisan hareketiyle TiiLrkge kendi dolal mecraslna gekildi. Artrk sanatgrlann elinde duygularrrun aklanmr igin kitlelerin diline yaklaqmrg bir 'dil' vardr. Faruk Nahz'in Beg Hececiler ve ntektepten memlekete hareketinin poetikasr sayrlabilecek Sanal qiirinde yer alan agaSrdaki drzeler bu aktanm-rn nasri yaprlmasr gereklifiini bizlere ihtar eder: Sen raksrna dalarken igin titrer derinden Qiqekli bir sahnede bir beyaz kelebeSin;, B?im de kalbimizi krmrldatrr yerinden Toprafa diz vurugu daf gibi bir zeybeSin. ister ressam, heykeltrag, gair olsun aktarrmrmn yaprlaca$ dil / araq gok
de olmasr gerekir. Tiirkiye'de opera ve balenin bfu tiiflii tutmamasrrun sebebi burada yatmaktadrr. Bir avug sanatgl aLlanmr kendi aralannda yapmaktadrr.
Genig kitleler, icra edilen sanattn 'dil'ine yabancr olmadrklan igin bu sanata yabancr durmaLladrriar. Fakat aym sahnede modern figiirlerle bezenmig bir qiftetelli oynandr[r zaman seyiiciler bu estetik ya$antlya biitiin ruhlanyla igtirak edebilmekedirler. Bu okur ya da seyirci igin yazan I yaratan sanatqr anlam:na gelmemelidir. Sanatgr aktalmda kullanacapr iislubu ve dili ciylesine ustairkla segmeii ki okur ya da seyircide estetik bir yaqantuul uyanmasma vesile olabilsin. Yunus Emre'nin sanatgr olarak baqansl sadece iqledi$i temadan depil alm zamanda aktanm igin kullandrpr dilden de ileri geiir. Bu balomdan aktanmr dilin yabancr ve srfi sulannda yapan divan gairlerinin geniq kitleler tarafindan benimsenmemesinin sebebini burada aramak gerekir' Aktarrm olarak anlatrmcrlk, sanatrn okwla 'Sanatgl arasrnda karqrhk
onemlidir. Yagadr$r devirde Sair-i azdm unvaruru alan ve edebi gewelerce gok grmartrlan Abdiilhak Hamid'den bugiin bir tek dizenin bile hafizalarda yer bulamamasrrun sebebini ortaya koyduiu eserlerin edebi krymetinde, niteli[inde degil duygusunu dile gevirmek ve aktartm igin kullandr$r 'dil'de aramak gerekir. Ondan yiizyrllar cince yaqayan Yunus'un ilahilerinin dillerde
aldanmrna dayanu. Sanatqr sadece duygulanm aktarmak ya da dile gevirmekle igini tamamlamrq saytlmaz. Okurda estetik bir yaqantr
uyandrrmayr baqaramayan aktarrm eksiktir. Sanatgrda uyanan estetik yagantt oldufu gibi okura, seyirciye akiarrlmahdr. Okurda yankrsrru bulmayan bir aktanm baganh sayrlmaz. Burada okurun diinya goriigiinii, ideolojisini estetik seviyesini dikkate alarak eser veren sanatgr tipinden soz etmiyoruz...Onlarm ashnda angaje eserler meydana getirdiklerinden yukarrda soz ettik. Uzerinde
durdu!'umuz konu
tut'utq'*tt duygul'u dile gevirirken onu
ve
sonrasrnda hareketler, qizgiler, renkler, sesler ya da kelimelerle ifade edilen bigirnlerle yeniden callandrrrlrr ve almr duygu baqkalanmn da yaEamast igin aktanlr. Sanat etkinliEi budur."ror demektedir.
tot Tol.toy, Sanat Nedir? s. 162. Sanat Nedir"T K?'brl Demirkan tarafindan dilimize akanlmrgtf. Bk. $ule yay. ist. 2004. ftu bahiste yapaca[rmrz ahntrlar bu geviriden
okurlann I
I I t ! I
I ,,L-
olacaktr.)
r"' I
106 | ALi iHSAN KoLcu pelesenk olmastmn sebeplerinden
EDEBTYAT KURA MLART | 1O7
biri de yine aktanm igin kullandrpr dilde
olabilir. Haqim'in Bir Gilniln Sonunda Arzu Siki bu tiirden bir alcanm
yatmaktadrr.
problemi yaSamrg giirlerden biridir.
Vakliyle yazd.tlt eserlerin zamandLSt kalmasrndan endige eden Hali{. Ziya'nn kimi eserlerinin dilini defiigtirdigi bilinmektedir. Burada duyulan endige al'tanmrn tek yanh bir estetik yagantr avcrhpr de$il aksine olaifla sanatglyl eser etrafinda birleqtiren belki de aynilegtiren bir estetik ya$antmm
Aktanmcrlara gcire sanatrn amacl sadece an_lattmda defiil ayru zamand,a aktarrmdadr. Fakat burada bir hedef kitle gdzetilmez. Sanatrn roltiinrin citeden beri eSitici ve eplendirici hatta annma (katharsis) oldugu sciylene gelmigtir. Aktanmcrlar da sanatm insan yaqantrsrru estetik baicrmdan zenginlegtirmek ve onda yiiksek bir estetik haz uyandrmak pegindedir. $arkr dinleme istefii, film izleme arzusu, giir ohrma ihtiyacr, tiyatroya gitmek diiqrincesi gibi begeri faaliyetler insarun duirduiu sanal aghglnrn degiqik ifadeleridir. Zira insan bagkalanrun diigiinsel ve duygusal deneyimlerinden, eserlerinden yararlanma ihtiyacr duyar. Qtinki kendisi srmrh yagantrst ve yetenekleriyle biifiin bu faaliyet alanlanyia meggul olamaz. Bu durumda sanatgrlarrn kendisine sundu$u estetik ya$ant1 firsatlanru de$erlendilir. Hatta onlann sundufu diinyalan taklit eder. Fakat hig kimse bir sanatgrda mevcut farkhhga taklit yoluyla eriqemez. O yagantrnrn karmagasmr anlayamaz bile.
paylaqrlmasr meselesidir. Eserinde yrlandan korktu$unu ifade eden yazar aynl korku duygusunu okurda uyandrrmadrkga aktanm yapmi$ sayilmaz. Fakat burada sanatgl ile okuru aym estetik ya$antlya sahip, aym bilgisel
zenginli[e kavugmuq ya da aym dikkat ve inceli$in insanlan olarak kabul etmek de yanhgtrr. Elbetteki sanatgl Tann'nrn kendisine verdifi sanat yetenekleri ile okurdan, seyirciden, dinleyiciden daha iistiindiir. Freud'un ner,nozlu diye tammladr[r sanatgr hergeyden once karmaqrk bir diinyasr ve zengin bir muhayyilesi olan insandr. Onun yaratma siireg ve seriiveni de bagh bagrna ele ahnmasr ve gdziilmesi gereken bir sorundur. Okurun dniine hazrr bir metin olarak gelen bir qiirin hangi qetin aqamalardan, labirentlerden, yaratma srkrntrlanndan, hayal krnkhgr ve umutsuzluklardan sonra meydana geldi$ini ancak bu sanatla ufraganlar bilirler. Bu balamdan ne eieqtirmenler, ne akademisyenler ne de dikkatli, yetkin ya da suadan okurlar bir rnetin kargrsrnda qairin duyaca$ estetik yaFantlrun sevil,esine asla ulaqamayacaktrr. Zira sanatgr kendi eserini yeniden krraat ederken onu yarattrfr ana tekrar geri driner. Hissettikleri o anda duyduklanyia birebir oimasa da okurdan gok farkh geylerdir. Bu bakrmdan bir okurun sanatgmln estetik ya$antlslnr oldugu gibi hisseder ve anlar demek tamamen yanhgtrr. O ancak sanatErrun dile gevirdipi d.,yguyn aktanmda bagarrh oldufu kadarryla estetik haz du,vabilir; esere niifuz edebilir. Yahya Kemaf in Sesslz Gemi Sliinde uzun yrllar yolcuiu$a grkan nesnenin tabut ya da
"Sen Tann'dan sonra inan tapilacak kadmsm" diyen sanatgtrun kastettifi kadrmn, sevgiiisi degil de aruresi oldugunu sonradan ci$renen dinleyici igin de estetik hazzrn qekli degigir. Ayru gekilde; "Brahp beni burada gitme giizeller gilzeli " diyen bestecinin de sevgilisini de$ii de hasta yata$rnda oliimle penEeiegen qocuiu oldu$unu oirenen dinleyici de bu ttirden bir gagkrnh[a u[rayabilir.
Bu bakrmdan sanatqlrun duygulanyla cizdeqlegen mutlak bir altanmdan sdz etmek miimki.in degildir. Hatta kimi durumlarda sanatglrun eserinde diie gevirdigi duygu okurun anladrgmdan biisbiitiin farkh ya da tam zrddr da
Aktanmda ortaya grkan temel meseleierden biri de aklanlacak duygularrn niteligine dairdir. Her ne kadar anlatrmcrhsr sal'unan kuramcrlar bu konuda fazla bir gey sciylememi5lerse de meseleyi bu yaruyla irdelemenin yerinde oiaca[rm dtigiinmekteyiz. Aktarrlacak duygulann de$eri sorunu hailedilmeden aktanmrn genel gergevesi Eiziiemez. Musset veya Recaizade
Mahmud Ekrem gibi agr romantizmin etkisinde bi yazarm aktardrft ciuygulan mr yoksa \4arki de Sade'in ahiAk ve sanatln srrurlanm zorlayan metinlerini mi esas alacaf:tz. Mellnet Akif gibi sanatuu din.in emrine vermig ve sarnimiyetie dogruluktan baqka bir qey drigiinmeyen muzdarip bir gairin bizi gekmeye Eahgtrgr vicdan yolculu$una mr itibar edecegiz; yoksa bizi iqki, af,ron, esrar ve fuhgun cirdiigii bir koza iqinde ruhun karanhk dehlizlerine yolculu[a davet eden Baudeiaire'e mi refakat edece$iz? iqte bu kuramrn gozmek zorunda oldugu temel meselelerden biri de budur. Berna Moran bu konuda Tolstoy cirneSi tizerinde durur. Biz de qimdilik orneklerimizi'kendi edebiyatrmrzdan vermeyi saktrr tutarak Tolstoy'da aktanmrn nasrl bir sansrirden gegirildiSini gdrmeye gahgahm.
Tolstoy'da Aktarrrn
Daha gok romancl olarak .tarlrnan Rus edebiyatrmn
cinernii
yazarlarrndan Tolstoy Sanat Nedir? adb. kitabinda sanat haki
1O8 |
ALi iHSAN KOLcU
EDEBTYAT KURA MLART | 109
Bilindigi gibi Tolstoy uzun yrllar ateist olarak ya$aml$trr. O bu eserini kiigiik krzrrun dliimii iiLzerine girdigi murakabe sonucunda, koyu bir Hrristiyan olduklan sonra yani bir bakema Tann'run ma$firetine sr$rridrktan sonra yazrnTll:r. Bu bakrmdan onun sanat anlayrgrnda bu dciniigrimiin biiyiik ve derin izleri vardrr.
On boliimliik bu kitapta ilging bahisler vardu. Ancak bizi daha gok yedinci brjliimde ele ahnan Sanat Nedir? bahsi ilgilendirmektedir. Tolstoy sanat hakkrndaki goriiglerini kendi devrine kadar olan siiregte dzetleyerek agrklamaya baglar. Temelde hareket ettiSi nokta sanatrn iglevi meselesidir. Gegmiqte sanat nedir sorusunu soran filozof, estetikEi ve kuramcrlardan Baumgarten (1 7 | 4 -1 7 62), Shaft esbury Q 67 0 -1 7 I 3), Immanuel Kant (1724-1804), Fichte (1762-1814), Friedrich Hegel (1770-1831), Adam Miiller (1779-1829), Schelling (1775-1845), Weisse (1801-1867), Vischer
bir izleyici ya da dinleyici grubu rizerinde hoE bir intiba brra-
kacak bigimde aktaran l,nsa stireli bir eylemdir."roz Tolstoy'a gdre bundan ewel yaprlan tariflerin geqerlili[i yoktur. Zira o sanatln ne olduSu konusundaki fikrini sanatrn ne ige yaradrEl sorusunu sorarak cevap afamaya gahgu. ona gdre sanat mutlaka birgeye bir amaca hizmet etmelidir. Bir iglevi, faydasr olmahdrr. Jakoben sanat hitap ettiSi srrufin zevklerini yansrtmakta ve ontrala haz vermekteydi. Srmrh bir kitieye hitap ettigi igin bu sanat faaliyeti yetersiz ve anlamsrzdr. Tolstoy sanatglrun duygularrrun anlatrlmasr gerekti$ fikrine katrlmakla birlikte aktanmrn tek yanl olmamasr gerekti$ini drigiintir. sanatgr sadece kendisinin duydugu
duygularr aktanr ve onlann okr-rr ya da seyircide yankrsrru gcisteremezse baganh bir aldanm yapmr; sayrlmaz. Boylelikle Tolstoy iqe sanatta aklanmrn nasrl yaprlmasr gerekti$i iizerinde diigilncelerini yoiunlaqtrnr. "Bir duyguyu uyandrrmak igin. o duygu once yaEanrr ve sonrasrnda hareketler, qizgiler, renkler, sesler ya da kelimeierle ifade edilen bigimlerle yeniden canlandrnlrr ve a1mt duygu bagkalannrn da yaqamasr igin aktanhr. Sanat etkinliEi budur."ros
kuramcrlann gciriiglerine yer verir. Bunlann biiyrik bir i
Goriildrigii gibi rolstoy sanat eyleminin' baganya ulagabiimesi iEin aktarmaarn yaprlmasrru gart kogar. Ardrndan sanatgmm duyduEu estetik hazzrn okurda da gergeklegtirilmesinin
gula-n Ya$€u-."I04
ne oldu$u konusunda mutlak bir tarife vanlamaz.
"sanatrn giizellik kavramrnr drqalda brrakan en son ve en anlagrlabilir tantmlan 6unlardrr: [1) Sanat, halwanlar a]eminde ortaya qrkmrg, cinsel arzudan ve ojrun ojmamaya olan dofal efiilimden ka1'naklanan bir aktivitedir. (Schiller, Darwin, Spencer), b) Sinir sistemine haz veren heyecamn sonucu olarak ortaya qrkan bir aktivitedir (Grant
Tolstoy'un al'lanmrn baganh bir gekilde yapllmasrru
(3) En son yaprlan tanrma gore fSully) sanat; kalcr bir Eeyi ortaya koyma ya da bir igi onu ortaya qrkaran kiqiye etkin bir zevk verecek biEimde ve herhangi bir kigisel tayda gutmeksizin,
cinemsemesi
boguna degildir. Sanattan fayda bekleyen Tolstoy bu yora insanlann kimi aclmasrz duygularrndan anrumF olaca[rm diigiiniir. Bu tavnyla sanattan bir yarar uman Platon'un gdriiglerine yaklagtrgr gibi Aristo katharsisine de yaken durur.
"insanlar sanattar etkilenme yetisinden yoksun olsalardr, birbirlerine karqr daha acrnasz, hergeyin ritesinde birbirlerinden daha kopuk ve birbirlerine daha duqman 6|3fuilirlgpfli."ros O halde aktanm nasrl yaprlacaktr? Tolstoy buna bir rirnekle cevap
Ailen). Bu, psikolojik-evrimsel tantmdrr.
(2) insanm hissettig duygulann qizgiler, renkler, harekefler, sesler ya da kelimeler yoiuyla drEa r,rrrumudur [V6ron). Bu, deneysel tanrmdrr.
gerekliliiini I,urgular:
"Sanat, quna dayatr bir insan etkinli$dir. Bir insan, bilinqli olarak belirli drqsal iEaretler aracrh[ryla yaqamakta oldugu hisieri baEkalanna aktanr. Baqkalan bu duygulardan etkilenir ve o duy-
vermektedir:
ro2
Sanat Neatjr.z s. 159.
to3
Age. s, 162.
'oo ro5
Ag.. s. 162. Age, s. 163.
11O I
ALi iHSAN KoLcu
ED€BiYAT KURA MLART l 1L1
"Sanat, baqkasr ya da baqkalanyla bir ve aJmr duyguda birleq-
mek amacrndaki bir insanm, belirli drEsal igaretlerle
o
duygusunu ifade etti$ zarnan baElar. En basit 6rnekleri verecek bir kurtla karqrlaqmrq olma korkusunu yaEam:q bir gocuk. o karErlaqma5n anlatmaktadlr. Bagkalannda. yagadrlr o duygu5.'u uyandrrmak igin, ilkin kurtla kargriaqmadan dnceki
olursak;
durumu, etrai, orman ve kaygrsz halini anlatrr; daha sonra kurdun gdrunu$u, hareketieri, kurtla arasrndaki uzaldfttan, vs.
bahseder. Butr-in bunlar. srrf o[lanrn hikAyeyi anlatrken rinceden yaqadr$ duygulan tekrar yaqamasr. dinleyenleri etkilemesi ve
onlan da kendi yagadrklannr hissetmeye zorlarrrasr iqindir.
Ve
iqte blitrin bunlar sanattrr. Oflan, kurttan korkmakla birlikte onu g6rmemi$ olsa ve otekilerde de yagadr$ korkuyu uyandrrmak istese, kafasmdan kurtia bir karqrlaqma uydursa, kurttan nasrl korktu$r-rnu dinleyicilerle paylaqrnak igin bunu anlatsa bile bu, sanat olacaktrr. Yine acr qekmenin korkusunu ya da zevkjn qekiciliiini ya$amr$ bir adam (ister gergekte, ister hayali olsun) bu duygulanm, baqkalanm etkilemek icin yaflrboya bir tabloda va da bir heykelde ifade ettifinde, ciurum agrr olacakfur. Hatta bir adam kefi, mernnuniveti, aclvr. umitsizli$. cesareti, karamsarhfr, bu duygulann bir kiqiden diferine geemesini hisseder, hayal eder ve dinleyicileri bunlarla etkilemek, bir bestecinin yaqadrldanm dinley'iiilere de yaEatmak iqin nota-lar yoluyla bu dulgularr ifade ederse, fi1 fl2 sa1affi1."to6 Gdrtitdiign gibi Tolstoy sanatta aktanmrn yaprlabilmesi igin her iki tarafin (sanatgr-okur-dinleyici-seyirci) aJmr duyguda birleqmesini $art kogmaktadrr. Yukandaki 6rnekte gocuk kurt kargrsrnda duydugu korkulu ebeveynlerine a).nen allannadrkga sanat yapmtq sayrlmazdr. Kaldr ki gocu$un ya da genel anlamda sanatguun bu korkuyu bizzat kendisinin _vaqamrg olmasl da gerekmez; onu tasawur edip ve ayru heyecanla yansrtabilseydi, aklarabilseydi yine sanat yapmt$ olurdu. O halde aldanm sanatgrunJagadr$r duygunun eser yoluyia 'citeki'ne (ok-uyucu, seyirci ya da dinleyici) bulagtrnlmasr hadisesidir. Eserle okur arasmda bir 'ruh birlikteli[i'nin saglanmastdu. Bu esas itibariyle sanatglyia okurun biifiinle$mesi meselesidir. "Gergek bir sanatsal etkiyi algllayan kimse, sanatqryla o kadar
butrinlegir
ki,
eseri kendisininmiq, baEka birinin defilmiq gibi
hisseder. Eserin ifade etti$ qey uzun zamandtr tam da onun anlatmap istedili Seydir sarki."roT Bu konuya kendi edebiyattmTzdan bir rimekle agrkhk getirebiliriz. BilindiEi gibi Namrk Kemaf in vatan Yahut silistre piyesi I Nisan lg73'te Gedik Paga tiyatrosunda sahneienir. Silistre Miidafaasrm anlatan piyeste lirik ve dramatik sahneler vardrr. Eserin bu cizelliginden etkilenen seyirciler piyesin sonunda sokaklara driki.iliir, niimayig yapar. Eserin arzu ettipi, hedefledifi etki gerqekleqmiqtir. Her ne kadar yazarrru siirgrine gcindermekten kurtaramasa da bu piyes edebiyatimrzda duygusal aktanmr topluca gerEekleqtirmig ilk eser olarak gcinilebiiir. Sanatgrrun (Namrk Kemal)
duydufiu drivsular tiyatro diline Eewilmiq oradan da seyirciye aktanm
yaprlmrgtt. igle Tolstoy'un arzu etti$i aklarrm bu trir.den bir aictanmdrr. Tolstoy sanat Nedir? adh eserinde sadece aktanmrn niteligi konusunda konugmaz. Eserin beiki de en garprci yonlerinden bki yazarn diinya sanat mirasr hakkrnda girigtigi aclmasrz tasnif l:rsrmlandr. oncelilli olarak kendi yaqadr$r drineme kadar gelen filozoflarrn ve sanat kuramcilanrun sanatl tariflerine ve sanattan ne anladrklanna yer vererek onlar-l i
elegtirmiqtir. Neredeyse higbir sanat estetisyeni onun eleqtirisinden
kurtuiamamrgtrr. Tolstoy bu kez de aym tasnifi sanatgrlar igin yapar. onlan kdtil ve iyi sanatq eserlerini de kritii ve ryi eser olarak tasnif eder. Krjtiiler arasrnda edebiyat sahasrnda; Sophokles, Aiskhilos, Euripides, Aristophanes, Boccacio, Dante, Tasso, Shakespeare, Milton, Goethe, ibsen, Zola, Baudelaire, Mallarme, Flaubert ve krsmen Fugkin,i, sayar. Ressamlara geiince; Raphael, Michelangelo, Monet, Manet, Renoir, pisarro da Toistoy,un aclmaslz tasnifinden paylanna diigeni alrrlar. Mrizik alarunda ise Tolstoy ayryr ayrklayrcr tasnifini srirdijnir. Bach'rn birkag aryasr, Chopin'in aqri duygusal
iik eserleri, Ilaydn, Mozart ve Schubert'in eserierini iyi eser srmfina dahil eder. Lizst, Berlioz, Brahms, Richard strauss ve cizeliikle wagner'in eserleri srmfi gegemez. Bu cins bir Molja Kasrm'lltan kendine diigen payl da ayrran Tolstoy Tann Hakikati Gcirilr ve KaJkas Esiri adh hikAyeleri drgrndaki eserlerini sahte sanat eseri sayar. Savdg ve Bang, Aana Karenina, Sergey Dayr, Diriliq, GeEiik, Hacr Murat, Kazaklar gibi eserlerini toptan gdpe atar. birkag pargasr, Beethowen'in
Peki Tolstoy'un sahici sanat eseri saydrlr KaJkas Esiri ii1'ffistindle anlatrlmaktadt, gimdi de ona bakahm:
Kalkas Esiri
bk
r.
povest (uzun hikAye)'tir. Oykrimin kahramaru
Kafkasya'yr iggal eden Rus ordusunda subay olan Jilin'dir. Oiaylar XlX. yiizyrhn ikinci yansmda Kafl
Age. s. 162.
ro7
Age. s. 284.
lT2lALi iHSAN
KOLCU
EDEBiYAT KURA MLART I 113
bir mektup alr; kadm dliimiiniin yaklagtrfrm ve o[lunu son bir kez gcirmek istedifini onun igin segtifii krzr begenirse evlendirmek arzusun{a oldugunu yazmaktadrr. Jilin birli$inden izin alarak memleketine gitmeye karar verir. Yol giizergAlunda bulunan Tatarlar yurtlanru iggal eden Ruslara griz agtrrmamaktadrr. Jilin ve arkadaql Kastilin Tatarlar'a esir dri6er. Tatarlar'rn niyeti bu iki subayr
3. Sanatgrnrn igtenli$ine ba!lamrgtr.
one
gitmigtir' Eger Rus edebiyaturda bizde oldugu gibi Divan edebiyatr olsaydr Tolstoy onu da gdpe atmaktan gekinmezdi. Zira Torstoy'un yaptlg;tasnifi bize uygularsak kimi dini ve hikemiyatla ilgili merinlei argirriu "bu tasniften kendisini kurtaracak eser ve yazar karm:azdr. B,na giire yunus Emre, Hacr Bektag-r veli'nin giirleri_ ve kayrasr Kur'an'da bulunan yusuf u Zileyha mesnevileri drgrnda Fuzuli'den $eyh Galib'e B6ki,den Nedim,e kadar biitiin
bir
sanatgr ordusu Torstoy'un gcip kutusunda yerini alma kaderinden kurtulamayacaktr. zira.bu gaiderin Toistoy'un 6ne srirdiigii otftt otan bireysellik, igtenlik ve agtkhk nrteli]rJerini tutturamadrklan g6nil'ecektir.
Dina'mn hayatrn acrlan ile kirlenmemig muhayyilesi sayesinde bu Rus subayr
Baglangrgta duygu.aktarrmmr sanat igin yeterri gciren Tolstoy gririigrimi
daha da geligtirerek. aktanracak duygunun nitelGine naaai "rgi ileri gritiirmekedir. ona g6re bu nitelikten bigka aktanmri yaprldrgr insanra'n sayrsr da yeni bir cilgrit oiarak beiirmekledir. yunus Emre'niir hem halk tabakasr hem de iist srruf tarafindan anragrhp algrlanmasr ornegi Toistoy,un varimak istedisi sanat anlayrgrn-r cizetler samrrm. onun rilgrit otar"at<
uldrg;h;;
kdyliilerinin durumu XlX. yiizyrl Rusya,srnda tam bir felaket ve cehalet igindedir. Ru Tolstoy igin onemli degildir zira o Rus kdyriisiiniin ruhu ile almilegecek bir sanat eserinin peqindedir. Bunun da yolu aunu got dinsel ve ahldksal metinlerden gegmet
ahlAlendan s6z etmemesi de bunun karutianndan biridk.
Tolstoy'u boyle acrmasrz ve tenkide uSrayaca$rm bildigi tasnife gcitiiren gey nedir? Bunun iizerinde durmarun yararh olacaftru drigtinmekteyiz. Tolstoy Sanat Nedir? kitabrnda bir sanat eserinin etkileyicilik oigritrinii tig
ve igtenlik olarak sanat eserinin etkileyicilik
kogula ba[lamrgtr. Bunlan bireysellik, aEtkhk
da paganist olmuq ve riyle cilmiiqtii. Torstoy da asirnda
feoial srmfin emrinde birer kcile olan Rus kriyltilerinin Tann'yr qur,,. tannsr olarak gcirmeleri ve
agrla grkmamrq bir ateist oldukla'ru bildiiinde bu toplumu kufia;cak yegane geyin hpkr kendisini bir inang bunahmrndan kurtaran giiglii bir Hrristiyanlk
igte Tolstoy'un be$endifii iki 6yktisiinden biri olan Kafkas Esiri'nin konusu boyledir. Yazar olaylara merhamet aErsmdan bakrmgtrr. Kiigtk
o
ya da az
siirdiigri- part-la' banndrrmadrsr grinilecektir. rmi yiiksek srrufin sesi olan eserler kimilerinin de rsmarlama ve hissedilmeden yazrlan eserler olduEu gciriilecektir. Bu durumda aktarmamn eksik olacaSrru ve onlardan bir ahl6k dersi ve sosyal yarar gcizetilemeyecegini dr.iqiin* Tolrtoy bciyle bir tur,'ir"
siirede igkence gorrnez, a$aEllanmaz hatta zaman zaman Tatarlara kafa tuttugu da goriiliir. Jilin kendisini tutsak eden Tatar efendisinin kiigiik krzr Dina ile oyuncak hediyesiyle baqlayan bir yakrnhk kurar. Kiigiik krz babasrndan habersiz Jilin'e siit, ekmek hatta et getirir. Jilin bir firsatrru bulup kagar fakat ksa zamanda yakalarur. Bu kez ahra de$il de bir Eukura hapsedilir. Ktigiik Dina'run yardmryla buradan kurtulur ve kagmayr baqanr.
ozetleyebiliriz. Onun crimleleriyle sciylersek
yar.ri sanatgnrn aktardrfr duyguyu
kendisinde hissetme gucunun qok
l . Aktanlal duygunun gok ya da az bireysel olmasr
Tlo:t y"
2. Aktanlan dtrygunun gok ya da az agtk olmasr
imaru oldufunu bilmeldeydi. Dinsel yuprUlrrrru*r,
for-""
,uyrf
oldugu bu cogra$rada tam da bu s'ada sanat deweye girecek ve bir balama papazlarrn, rahiplerin, kilisenin iElevini yiiklenecektir. Tolstoy'un umdu$u
ro8
I I
L
Age. s. 284.
EDEBIYAT KURA MLART I 115
LL4lALi iHsAN KoLcu
ikinci tiire ait eserler arasrnda Toistoy, Moli6re'nin piyeslerini, Pugkin'in hikAyelerini, Cervantes'in Don Kiqot'unu, Charles Dickens'rn Davici Copperfield'i ve Pickwick Papers'r, Mauppassant'rn ve Gogol'rin
Din kardegligi, merhamet duygusu, toplumsai ahlAlcn giicii igte Tolstoy'un buldu[u regetenin unsurlan. Tolstoy objektif bir diiqiintir olarak salt Hrristiyanh$t, Yahudilik ya da Mrisliimanhgrn kendisini takdim ederken dteki diniere karqi bir ay-ncahfr, iistiinliigii iddia edecefinin de farkrndadr. Bu durumda sanat bir cemiyette ya$ayan bagka dinlere hatta aym dinin baqka mezheplerine mensup insanlann
budur.
6ykiilerini drnek gdsterir.
Tolstoy ikinci tiirdeki eserler arasmda nihayet ortak bir metin bulabiliyor. Bizim edebiyatrntzda da gok iqlenmig olan ve Kur'anda "Ahsenel-kasas" ktssalann en gilzeli diye nitelendirilen Yusuf u Z.Jleyha krssasrru 6mek gcisterir. Bu dykiide hem krskanghk, hem merhamet, hem sabr, hem nefsine sahip oirna, hem Allah korkusu hem de bagrqlama temalan bir arada iglenmiqtir. Bu haliyie klasik bir eserde tek baqrna iqlenebilecek temalar birarada bir biihin iginde veriimiqtir. Briyiece Tolstoy bilmeden klasik dcinemdeki insarun temel temalanna geri driniiyor. Onun ahldk bakrmrndan egitilmesi meselesi bir kez daha giindeme geliyor. Tolstoy'un sanat gririiglerinin bir yiiz ytl geqirmeden eskidiSini itiraf etmek zorundayv. O daha qok devrindeki Rus halkrnrn durumuna bakarak bir sanat kuramr gelistirmiqti. Ona gcire yoksul koylii, saf ve temizdir. Sanatsal olaru, ahldksal olaru, dinsel ve e$itici olam hak etmektedir. Buraya kadar dolru ama koyiri de nihayetinde insandr. Onlann kendilerini lcgkertacak, siyasai, dinsel, cinsel ve smrfsal kazammlanm gormeden de$iqrneyeceklerini sanmak safdilliiik olur. Kciyden kente grigen insanlann kentin firsatlarr iEinde nasrl canavarlagtrklanna kag kez gahit olduk. Dindar diye bilinen koylti kitlesinin buaz paraya ve mala kavuqtuktan sonra kesaca statii de$iqtirdikten ve srruf atiadrLtan sonra nasrl yeni konumunun ahlAlsru benimsediklerini bilmekteyiz. Bu bakrmdan Tolstoy krgkrrtrlmaya hazrr genel insan karakterini hesaba katmadan koyliiler lehine bir genelleme yapmaktadrr. Kaldr kr son iki Eafda siiregelen bag drindiinicu deSiqme ve geliqmeler sanattan beklenen yaran dumura u$ratmrgtr. Sanat bir bakrma i:rsaniann hayatrndan iiiinci.plAna driqmiiq oncelifini bagka unsurlara kaptrrmrgtrr. Sanatrn halk yr[rnlarura hitab etmesi konusunda kendisinden sonra gelen Marksistlerle birle;mesi beklenen Toistoy'un amag noktasrnda onlardan ayn drigmesini de do$al kargrlamak gerekir. Zira Marksistler dfretilerini iggilerin airlAkt iizerine degii emegi ve iiretimi tizerine kurgulamrqlardr. Bu bir bakrma Qarhk drinemi kdleiik devrinin gekil degigtinniq bigimiydi. Bu yiizden Lenin, Tolstoy'un arzuladr[r
natgmrn aktardrfr duygunun, a]n etkiyi alan bagkala;rmn ruhuyla birleqmesini sa$lar. Fakat Hristiyanirk drqr sanat, bazr
insanlan birleqtirirken bu birieqmeyi, bir araya gelen insanlarla diferleri arasrnda trir ayrrima nedeni k1ar. Qunku bu tur bir birlik, yalnrzca bir bolunme nedeni delil, 312n63. baqkaianna kargr bir husumet nedenidir. Vatalsever sanat; mar$lan, qiirtreri ve atrideleriyle boyledir. Kilise sanatr, yani belirii rnezheplerin
sanatr; resimleri, heykelleri, toren alaylan ve diier yerel ayinleriyle bdyledir. Bu tflr sanat, vakti gegmiQ Hiristiyanlik drqr bir sanattrr .re o, bir mezhebin liyelerini yalnizca baska mezheplerin uyelerinden kesin bir sekilde alrirmak, iratta aralannda driqmanca iliqkiler yaratmak igin onlan birlestirir.'"10e
tsu durumda Toistoy biitiin insanlaflfi Tanfi'run eviatlari oirirr$unu ifade ederek deiha ilk adrruda. Hristiyani literatiirii kulianarak diigtilcelerini Hrristiyan bir diinya iqin iiretiigini ortaya koyar. islArn inancrna gdre insanlar Tanrr-run er4atlan defiil kullandr. Bu ayrrma bile dikk'at etnieyeil Tolstoy'un sanat haklondaki aynntrh goriigieri mahalli ve dar Qerqevede kaimaklan lorrtulamaz. Buna ralmen sanat eserlerini Hristiyan o$etilerinin;ransrdt$t ve biittin insaniann pa,vlagabilecesi olmak tizere iki ana kategoride e1e alu.
Birincisine bakahm:
Toistoy eserlerinde dinsel duyguiari al'taruta bakrmrndan befencliSi sanatgllar araslnda tarudrk isimlere rastlamak mrimkiindtir. Victor Hugo Sefiller'i, Charles Dickens iki $ehrin Hikayesi ve lroel ilahisi. Dostoyevski'nin kimi eserleri ve George Eliot'un Adam Bede adir eserleri bu srrufa dahil eder. Bu eseriere bakildrfmda incil dgretilerinin gdyle ya da boyie yansrtrldr[r rnetinler oldugu g6riilecektir. Mesela bunlar arasrnda citeki diniere dair dinsel igerikli eaebi melinlere tesadtif edilmez. C halde gtmu rahathkla sriyleyebiliriz ki Tolstoy sanat hakkrndaki kuramrm tamamen kolu bir Hrristiyan kimtigi ile kurgulamtg ve tirneklerini ona gtire tasnif eimigtu"
'on
dindar toplum yerine dinsizbir devlet ve toplum yaratmayl amagladr. Bu bahsi kapatrken Tolstoy'un arzuladr$r sanat eserinin e$itici olmasr ahldk dersi vermesi, sanatgmln duygulannrn aktanmr sayesinde ekurda bir estetik yagantr uyandrrmast meselesi genel sanat sorunlan arasnda yerini alrr. Bu ashnda Aristo'nun ortaya attrgr katharsis kavramryla da iligkilidir. Ahmet Midhat Efendi, Milsahedat romarunda eserin kadrn kahramarum kotiiliiklerden korumak igin ona bol bol roman okuttuSundan sciz eder. Onu bu sayede drg
drinyamn muhtemel kotiiliiklerinden korudugunu
Ag.. s.295-296. i
I
ifade eder. Bilgisel
116lALi iHsAN KoLcu bakrmdan bu
EDEBtyAT KURA MLART | 117
bir tiir katharsistir. Goethe de arulannda Werther adh romamm
sorulnsuz edebiyatr karm tok milletlerin uSragr olarak gciriir. Kendisine iistad
bunalrmdan kurtulmak izere ya-zdr[rru ve Werther intihar etmese kendisinin intihar edecefini yaznuqtr. Ote yandan ayrn zamanda bir romancr olan Mehmet CelAl de romanlann zararlanndan sciz ederek tipik bir sanatgr
bir
olarak hikmet sciyleyen qairleri Attar, Sadi, Mevlana vd. seEer.
Mehmet AUf, giirin hakikati sciyleyen bir sanat olmasrndan yanadr. Kiirsrisiinden Fatih $iirinde Hayrr, haydl ile yoktur benim alq verigim...
dijalitesini ofl aya koyar
ister dinsel, ister nostaijik, ister cinsel, ister marazi ya da bir saadeti imliyor olsun, sanat eseri okurun yapayamadr$r, dile geviremedigi kimi duygulan, yaqantrlarr ifade eder. Onun gtirevi bu yaqantrlar vitrinini
inan ki: Her ne demiqsem goriip de soylemi$im. $udur cihdnda benim en be$endi$m meslek: Scizum odun gibi olsun; ha}jkat olsun tek!
zenginleqtirmektir. Okur istedifiini kesip bigerek okumakta serbesttir. $imdi kendi edebiyatrmrzdan bir gairde, Mehmet Akift" aktarrm sonrnu iizerinde durahm.
Bu dizelerde gairin bir imge avcilrgrndan delil hakikat avcrhgrndhn hazzetti$iru grkanyoruz. Bu, esasen gairin yagadr$r devir diigiimiliirse toplumun sanatkdrdan bekledifii bir tasamrftu ve yankrsrru sadece Mehmet Akifte degil, Mehmet Fmin Yurdakul, Ziya Gdkalp, 6mer Seyfettin gibi milli romantizmin oldufiu kadar milli realizmin de bayraktarhprm yapmrg gairlerde kendisini gcisteren bir haldi. Mehmet Akir giti qairliSi gok tartrqrlan
Mehmet Amfte Aktanm
Mehmet
Akif, Tolstoy gibi bir
inang
krizi
Mehmet Emin FrdakuHa; Unutma ki qairleri haylurmayan bir millet Sevenieri toprak olmuq oksuz qocuk gibidir
yagamamrgtrr. Onun
doniigiimii sanatsal planda gergekleqmigtir. $iire Muallim NAci ve Servet-i Fiinirn zevk ve estetiSine bafh kalarak baglar. Yakrn arkadagr Egref Edib'in naklettigine gOre Akif gengiifinde birgok gazel yazmrg, defterler dolusu giir viicuda getirmigtir. Eqref Edip, AUf in daha sonra sanatrru "hayati ve igtimai mevz0lara tahsis edince" bu defterleri imha etti$ini bizzx Akt?ten iqitmig oldufiunu kaydeder."l
I
dememiq miydi?
Arurin; S6zrim odun gibi olsun; hakikat olsun tekt
dizesi onun poetikasrm dzerrer gibidir. Bu duruma gcire qair hakikatleri okura aktaran' bir ayna vazifesi grirecektir. $iirin yrkrcr ve aldatrcr etkileri anndudmrg, sadece hakikat ve hikmetin dillardirildi[i bir bigime sor,,-urdugu gcinilecektir. Bu giirde tasannu (sanath soyleyig) olmayacak, bir bagka deyigle fikir ve mesaj sanata kurban edilmeyecektir. samimiyet ve hakikat bu giirin $agmaz iki umdesi olacaktr. Zira giirin bir 'yalan' sanatr olduiunu kabul eden bir geieneLlen geliyoruz. Ustelik bunun gairin yagadrfir gagda Servet-i Ftinon gibi bfu tecriibesi ortada iken Akifin, faraza Cenai $ahabeddin,in yaruna konulmasr edebiyata ne kazandracaktr? Kendi sanatsal tercihini milletine hizmet ve hakikatreri scivlemek adrna ddniiqtiiren Akiflte akanm sosyal boyuta gekilmiq bi, ;;"t i;;it;; olarak kendisini gosterir. $airi bdyle bir segim yapmaya iten sebepler vardrr. Beriin Hatralan'nda; Ne kaldr, bir edebiydtrm:z mr? Va esefd! Brrak ki ettifii yoktur bir ihtiydca vefA Ya ruh-r milleti afsunluyor, uyuqturuyor Ya sinelerdeki hislerle qarpl$rp duruyor! dizelerini sriyler. Bu dizelerin hedefinde tabiatiyle Servet-i Ftin0n edebiyatr ve onun edebiyatrmrza getirdifii bir hastahk olan santimantalizm vardrr. Mehmet Akif sanattan sosyal yarar bekleyen bir qairdir. Sanatr sadece proleteryamn
o
Baglangrgta $eydA-y'i gamrm, puEte-i zincir-i heviyrm UEsAka qu h6lim ile ben grbta-fezAyrm
(Dest0r-Terkib-i Bend)
bir de$igim bir giirin peginde olmugtw. RiiegArrm
cinsinden giirler kaleme alan sanatq; zamanla sanatrnda biiynk yagamrg ve sosyal vicdamn sesi olacak
Namrk Kemal'in "hayat ve hakikate uyan
bir edebiyat"
sdziinden alan bu
bir karakteri haizdir. Dewinin rinemli bir sanatgr simasr olacakken bambaqka bir yol izleyerek sanatrm toplumun hizmetine veren Mehmet Akifin bu tar,rr sonradan, edebiyata sadece zevk ve estetik nokta-i nazatdan bakan ve onun sosyal fayda ve sorumluluk yaruru gcirmezden gelen ziimrelerce gair olmamakla itham edilmigtir. Hakikatte o Ziya Gokalp'in dedigi gibi ,rilr dewinde degtl suur dewinde oldu$unun bilincindeydi. Bu ytizden fikirsiz ve sanat anlayrgr tek kelimeyle toplumsal
t10
orhan okay, "Mehmet,Akil', Biiyiik
Tiirk Klasikleri, otiiken yay. ist.
1992, c.
70, s.342.
l t
I ,L-":,.
i'$iffil:lr I I
118 |
ALi iHsAN KoLcu
hizmetinde gciren Marksist ve topiumcu gergekqi edebiyattan aytlrr. O, ayrrm yapmaksrzrn toplumun biiti.in sahnelerini, srmf ve katmanlanm giirine tagr. Bu bakrmdan asrl sosyal gergekEi edebiyat Akif gibi toplumla biitiinciit bakabilen qairler tarafindan hayata gegirilir. Anf nm zaman bu gcirevi yerine getiremediSi duygusuna da kaprlrr. Safahat'rn bagrnda okurlara hitaben yazdtsr giirde hem onun sanat anlayrprru hem de sanatkdr olarak yetersizliginin itirafim buluruz. $iiphesiz bu mritevazr bir sriyleyigtir. Bana sbr sevgili kaari', sarra ben soyliyeyim, Ne hriviyyette qu karqrnda dural eq'anm: Bir yr$rn s
O
KUR MERI{EZLI T
DI|I-G USAI- ETKf I(LTR.AMI Duygusal etki kuran' sanat eserirLi agrkJamak igin okurun ya$antrsrna onu irdeleyen bir kuramdlr. sanat eserinin okur iizerindeki etkisi bu lonelep ki1a4da. cine geEer. Bu clurumda okurun b'gisi, ;ri;;;i ,""ir"il',*-*t i':lirtiirii hatta zevr'l dne qricabilir'. Bu da riznelci bir bakrq "" agis,, ,do$urur. sa'at.eserini a*lamak adrna 'terrrikeri; uir n"ti""ye vanlrr. Duygusal etki iruramr bu acrdan okuru bagrbog brakan, izlenimler-ini esas kabur eden bir anrayqr kabul etmez. -ir.. -slvf,.n onun or"" esretik ya;antr deciigimiz yazann eserirri yaratrrken
orugturdr*
,l#r"
,lrJ otmasr'beklenir okurdan. tsu baremdan uu **u.au #;tk;;L;itgurr, eot cinemlidir' Eski gaslardan.beri sanatrn iglevi bir tartrgma konusu orniug, kimi
grkarmrqlardrr. Zevk aimayr bir hayai r"i..i"ri u"i_. sanar eseri'in gricii okurda zevkyi dahazuyundr.*n durumda akur riencii satup,orri*gu dlinya gtnigri,
fu"it/";grt;dir. Eu d,,zeyi, ideoiojik tritumu penceresindetr u.-"r" uut u"Jtto. "; "r,Jik^ Bu durumda zevk ve fayda kawamlan birbirine kanqacaLlu. Zevk arrnak igin okunan t;;;; ideorojik yairr ile okurda bil zeJk
n.o1itr5.. y.l$anlrnm uyanmasrna sebebiyet verecek-tir. Atalarrrun.gegmigte yapirgr bripit igleri Uir'ron a' ur_o.i"rirri"-iri"y,* of.u, alru eserde anratrian tui.icrllu bir agk dykiisrinii de beraber okuvacak ve nihayetinde hem diiriya gdrbqi faycta'uq*r"o; h"", ;"";;; ,"iliur, ,n"o agrsrndan tatmin oiacaictir. danatrn ;giu"; i.*uu"nda bu karmaqa Duygusar Etki Kuramr''da 'estetik yaganrr' a"aigimr:froblemin qiizr'mesiyie
aErkirga
karugur.
Estetik Yaqantr
sanatin yarairrr,-rasr ve. tiiketilmesi agamasrnda bir estetik yasantirun ve yerii britiin estetikgiler hemfikirdirrer. Zira sanatci dc^iler: varhr: cizer yagantrran', ruh halrerini" ortaya' griitrgr ko'usuncia eski
bir denge ve hiyerargik,bir_d{izen vardrr. $air. bir tecrubeyi yaqarken nrr*t.cor;Ueye;;; ;C;; iqin, ruhunda murnkun oldu$u karlar qok salaQa jrirt iy."t.t*i., sagla.yacak ve milmkrin .ridrriu kadar
az sapda durtliyli tatminden ma_trrum krl_acak bti hiyera:-o"ik dr-izen gegirir. iite hayatta tecnibeden edinilen aegerterin gekillendiSi, gairi iq
L2OlALi iHSAN KoLcu
EDEBiYAT KURA MLART I 121
drinyasrnda ve drq dunyada mutlu krlan bu anlar, qiirde ifade bulan de$erlerin kaynafrdrr."rr I Sanatgr bdyle bir donaruma sahip olmakla kalmaz. O durmadan degiqen ve geligen drg diinyaya da ayak uydurmak, onu yommlamak, igsellegtirmek ve bir duyarhhga dciniigtiirmek zorundadrr.
"gair, hiq durmaksrzm def1qen sosyal Earilara u]"urn sailama
esnekli$ne sahip, depigen drq qartlara en uygun iQ uyumu sa$ayan, ruhundaki durtuler anasrnda yeni hiyerarqik duzen-
lemeler oluqturabilen kiqidir. Esasen drQ drinyanrn hiq durmaksrzrn de[1qen qartlanm butun benlifiyle kucaklayabilen, bu gartlara veya yeni durumlar aqrk ve geqitli bakrE aqrsmdan yaldaEabilen, bu baluq aglannrn kesiqti!-i odagr yakalayabilen $air, yaeadrft tecnibeyi buttin boyutlanyla ve en objektif bir
ivor Armstrong Rrchards ( I 893-l 97 9)' a gdre,'. giir hayatm d egerte n ct i ritdigi bir T"Lff.d:Buna fa de ortamtdtr.""' gcire giirin anlattr$r ya da yiiklendigi anlam Ja herhangi bir nesnenin hayat iqinde yriklendifi anlamdan farur aeliiair. okur metne bir anlamr yriklerken baglangrgta hayata egenen anlamr; dizgesini kullarur. ZamanTa, ya da o mgtin tizerinde yogunlagtrkga yeni arnlam dizgeleri kullanmaya baglar. Bir baroma esere kendi bulundugu yerden ya oa satrrp oldulu yagantrdan bakar. Eser bu durumda okurun irr,u u kabiliyetine, donammrna teslim ediknig gibidii. Nasrettin Hoca''rn ziyaret ettili krzlanndan birinin toprak kap yaparak digerinin tarlasrru siirerek bulday 19li9t"irmekte oldugunu ve ayru anda birinin yaSmurun yaSmamasr igin digerinin de yagmasr igin dua ettigi frkrayr herkes bilir. vagm'r"urrisi igin bol
bigimde verebilen kiSidir."r12 $air / sanatgr boyle bir ameliye ve duyarhhfia sahip olduluna gcire verecegi eser de bu yagantrdan izler tasryacaklr. onun igin bir baqlangrg ve son,yokfur. Geliqme ve deSiqme, oigunlaqma ve ustala$ma sciz konusudur. Tevfik Fikret'in ferdiyetgi bir yagantrdan.sosyal sorumlulupunu hissederek toplumcu bir sanatgrya dciniigmesinin arkasrnda bu sahip olunan estetik
nitelikler hep psikolojik Seylerdir. "tta
Mehmet
yaqantrda,
ya;antlrun etkisi vardr. Genqiik dewine ait bir kitap dolusu gazelini yakan Akif de, edebiyatrn bt hayat ve hakikat.sanatr oldu!-unu kegfeden Namrk Kemal de, sanatr 'qiir devri ve ;uur devri' diye lkiye ayran Ziya Giikalp de ulaqtrklan estetik ya$antrrun diirtrisiiyle eser vermiqler ve bunlann da okurlar tarafindan yuzde ynz almrsr olmasa bile yakrn bir estetik yagantr ile triketilmesini amaglamrglardt. zfua estetik ya$antl ile sanat eseri arasmda bu
bir iligki vardr. okurun eserdeki estetik ya$antlyr algrlayabilmesi iqin onun yaratrlma kodlanru, ig ve drg yaplsrnl, imge ve gondermeler diinyasrm, ima ve derin anlammr iyi gciztimlemesi gerekir. Bu da yazarra denk ya da ona yakrn bir estetik yagantrya sahip ok'ur sayesinde olur. Bu konuda bir bakrmdan
I-n
gi
liz estetikgi Richards' r n tespitl erini aktarmak yerinde olacalctu.
kazatq ve bereket anlamrna gelirken digeri igin felaket anrimrna gelmektedir.
Bu ciznelci bakrg agrsr.zevk ve fayda esasrna gcire de$igebilmefiedir. sanat eserini bu tutumla anlamaya ve anramrandtt^uyu garrgan okur igin miiqlail bir durum var demektir. Richards'a Fi)re "gilzeittk, esietrk crefier, hosa giden
bir
Richards bir eserin estetik degerini eserin kendisinde de$il uyandrrdr[r bir bakrma etkide bulunJ,rgurr' iddia eder. Haytanlikla seyredilen
tablonun giizelligi kendinde mivcut uyumdan aegrt onu seyreden i1sanl1y ruhla'nda vaphfr etkide aramr. Bu konuda biiftk oru-*r" Aiit Veysel'in;
"Gr-izelliiin o par'etmez Bu bendeki aqk olmasa" dizeleri bu meseleyi btifiin agrkhgryla gcizler ciniine serer. Buna grire grizellik nesnede de$il' ona bakanrn duygusal ya da estetik yagantrsmdi mevcuttur. Nesne sadece bu duyguyu bir yaqantrya geviren a1,na vazifesi gciriir. Buradan
yansltma kuramrna gegmig de$iliz. Nesneler ancak onu bakanlann, okuyanla'n, anlamaya gahganla'n bakrgryla arllam bulur. Bu duygusal etki kuramrna gcire okur en az sanatgr kadar estltik donaruma sarrip otmai, gerekir.
Burada "zevkler ve renkler tartrgrrmaz" kolaycrh[rna diigmemelid t. Viia au ttiketilmeye her hazrr slogana teslim olmak demektir. Biiaz drigiiniildriSiinde zevklerin de renklerinde pek6l6 tartrgrrabilecegini anla'2. Hig kimse tekemmtl etmig bir zevk sahibi de[ildir. Bu esbs itibariyle insarun iogasrna aykrndrr. Durmadan desiqen ve geligen insamn da zevkleri ve renkleri, estetik
cilgrit ve tercihleri de[igecektir.
ilk
gengligimizde okudu[umuz eserlerle,
rrr Prof. Dr. Sevim Kantarcrofilu, Edebiyat Akrmlarr ve Temer Metinler, Arkara, 1993, s. 506.
rrr
Edebiyat Akrmlarr ve Temel Metinler, s. 506.
I13
rla
Age. s. 505 Edebiyat Kuramlan ve Elegtiri, s. 215.
L22|Al-i iHSAN KOLct,'
EDEBiYAT KURA MLART 1.123
giyimde renk ve bigim seqimimiz ileriki yaglarda da ayni rru kalmaktadrr? E$itirn ve estetik yaqantr renkleri de deSigtirir zevkleri de. Burada denilebilir ki herkes bulundu$u seviyeden eseri anlamiandrrmaya gahgabilir. Ne kadar farkir gori.ig varsa eserin aniamr da o kadar zenginlegir. Zaterr sanat eseri okundukga zenginlegen ve anlamlandrnlan bir yapr desii nidir? Bu gciriiglerin sahipleri bunun eseri anlamlandrnnada bir kolaycrirktan degil aksine daha rist seviyede eserin gizemli ve ayrrntrda kalmrg noktaiar:m agr$a grkarmak yolunda bir kegif ve okuma ameliyesi olmasr gerekigini algllayacaklardrr. Ust seviyede okurna yapabilen elegtirrnen-lerin bile ortak bii
Sandrm ki uzaklaEtr yagan kar ve kararrhk, Uykumda britrin bir gece kdrfezdeyim arhk! Yiiklendi$i anlamr gdztimleme aqrsrndan manzumeyi iki bcilim halinde drieiinebiliriz.
Birinci p-gtiit
anlamda birleqemedigi clururnlarda sanat eseri srradan okurun bilgi ve iJgisine nasrl terk edileceictir. I{agirn'in o kadar giiriiltii kopanlan Bir Giinin Scnunda Arzu q;iri boyle bir okuma ameiiyesinin ornegi de[il miydi?
gecesirrde iginrJe bul"'ndufu ruh halini dizetrere driker:
qairde bir estetik ya$anttya dcintigmrigtiir Vufryu Kemal,in Duydumsa da zevk almadrm islav kederinc_len,
dizesi kendisinin bir dinleyici orarak israv kederini argriayacak bir vagantr.r.a sahip olmadrfr anramrnd3 d:c' aksine duvdus-r, r,trJ*iig;-?irailu
nuro* bovle bir kederden zevk almadigrru ifade etrcinir eksik defiil aksine arzu ediien bir bigimde anragrrdrfurr frk;;''?;; este,jk tercihr' iirtrigmedi$i igin bir.yaganhya joniiqemedigini belirtelim. Zira ..Estetik dedigimiz yagantr da biitiin yuqunt,i* gur urr-ut*r* emptilsierin i.rargrirkri etkiJegimidir."rrs
"d"ffiir. ;;ffiGil;i
.
;;;il;.";r9;i'irlfl.u,or*r*
"kusursuz
. bir ruh dengesini dil or[amrnda somutlaqtrran bir sanattrr. Uaya'trn imUyaz-h anlanndan grkar:Jan de$erlerin ifade ortamr"6s.,,, ru
KAR A4CSiKiLERI
Bciyle bir platoda viieut bulan giiri q.zecek kodlala sahip olmak o kadar.
kolay de[ildir' Bu bakrmdan
gegmesini bekler:
ni"ru.i, tkulo"u*ur., oi, a],rl! srircqrcn
"Bir yaqama"ritmini dil ortamrna ta$lyan giiri anlarn:rl igin. , oku.yucunun da ayrrr ritmi kendi ruirunda 1_akalarnasr. qiir-in yaratrldrlr anda qairin ruhunda olusan oengeye b""r"i.;-;;; dengeyi kendi ruhunda kurmasr gerekmekrJ,.. ilry.t S"rr, de$iqen qarilarrna esnek bir getdlae uyum saplayan ve bu"
Bir ergamun 6hcngi yayrlmahta derinderr... Du3.dtrmsa da zevk almadrm islAv kedcrinden Zihnim bu qehirden. bu dcvirden qok uzakta. Tanbfrri Cemil Bey gahyor eski plAkta. BirCenbire mes'rldum'igitmek hevesiyle, )rlnlum dolu istanbul'un en dzlu sesiyle"
hususlardan biri de esterik yaranrmrn okurda meselesidir. Richards'a gcire giir;
Bin yrldan uzun bir gecenin bestesidir bu; tsin 1ni siirecek zannedilen kar sesidir bu. Eir ku$11 manasbrda du6,lar gibi ga,rnh, Yr,lz\erce agzdan koro h6linde devarnh,
#;;;;;iil;:H;
gdtiirmii$tiir; artrk gcinir.i istanbul'un en tjzhi liqt* sesiyle cemil Bey'in kim bilir hangi taksiminin uyandrrirgr aol"**. -liLiTanburi d*yg.rsar u,r.uau
O halde bu etki lcuamrna gdre giizellik sanat eserjnin kendisinde defil
okur*n esietik yagantrsrnda mevcut gdrme / bakma / anlann yetene$inde saklidrr. Fakat Richards giizelligi, estetik defieri ve hoqa giden ni{eiikleri hep psikolojik gey diye tammlar ve bunlann drg diinyacla ohnadrklan:iu so;vier. Nesneler okurda bi-r yagantr uyandrrmak igin 'uyaricr' rolii ristleriir. Yahya Kemal'in Ir.{ohag Ttirl
ri9 bevite viklen""
.rtt muhtemelen Slav rniiziSinin Ornettlrini ainlemekte fakat bu siru'i6 slav.kederini duydugu harde bundan zevk almadrgrru "ri"r" ifade eder. ikinci btilrim son iig beyitte sakrr anramr igerir. $air bu kez eski bir pldkta Ta*buri cenrir Bey'i dinlernektedir. Fakat pairin rurr hali birdenbire a"giri. i;rrr-iigr rniizitr onda Duygusal Etki Kuramr'na en iyi cimek oiacak biqiilie g"iiiirll-"a;r. o kasvetli qair gitmig yerine btttin..aura,sryla kendi estetjk uyaracak bir tesire bogulmuq gair.gelmiqtir. Bu eski p16k onilvagantlsmt fO.f.J" (Bogaz)
rr5 l16
Age, s.216. Edebi;,at Akrmlarr ve Temel Metinler. s. 506
-
L24lALi iHsAN
KOLcU
EDEBiYAT KuRA MLART | 125
uyumu saflamak iQin ruhunda her defasrnda yepyeni kusursuz dengeler kuran kiqi olduiuna g6re, qiir, bu dengelerin mallsulti olan yeni delerlerle okulrucunun bilinq seviyesini ve ufkunu geniqleten bir sanat dairdrr. Okuyucudan beklenen tek $ey, $iiri oluqturan unsurlarrn temsil ettikleri ruhi duzen veya deferler hiyerarqisine benzeyen bir ruh dtizenini kendi iginde
yaratabilmesidir. O haide orgalik
L^leli semti ile ilgisi olmadrg g
artematif anlam olarak gigegi gerir akla. Bu-sdzctikrei fu."k"tl" a_tr"1""r- anlarru aragtrnlrr. gairLdre iki kelime tizerinde t.rlll,l dyy: ei" 6"pi"-aigeri tarat.gapka piirde gok iglenen verli bir motif de[ird11 Trilk topiu;;.;;a geg taru$tlsr igin ]renr,iz rrim -Bugagngrmlanyra giir diline bakrmdan qimoitit yabancr -gir"*"-i9ti.. bir motiftir' Aym qekirde k*ar-da giri;. ;tir-g; liitr,iru-,irae roprumsal ve tarihser gtindermeleri olan bir..scjzc* aegitJii. fti kelime manzumenin cizne ve motifl er aqrsmdan verri o.lrnadrltrii o hatde s".irffi;;"rrrri..r,"r" ed"*ir. merakrr bir krrar imgesi iir.
Bu gdriigiin cizeti qudur: okur da giiri anlamlandrrma siirecinde en az gair kadar bir donaruma sahip olmahdrr. Bu yaprlmadrlr takdirde sanat segkinlerin zevk ve estetik hazlanna hitap eden br gizgiye gekilir. okurun nitelifinin artmadrfr durumlarda sanat belli bir zevk estetik gergeveye hapsolur. Bizim edebiyatrmrzda Divan giiri bunun en g0zel cimeklerinden biridfu. Sadece elit tabakarun trikettiEi bir meta olarak Divan giiri genig halk kitlelerinin sanatr olma ;ansrru yakalayamamr$tr. onun son hayat hamlesi
"yasantrmdan g:lgigi
.
Metinler, s. 506.
orarak
;i,r##;lu" e'.i' sOyhiy;;,--*',r.
sciylenebilecek, yaqadrgm
'
sonlrg.-rr8
birkaq
okurra qairin eserin anramrandrnlmasr ba$lamrnda a1.r, yagantrda birlegmesi estetikte cizdegreyim (Et"firhi6;orisini dogurmuprur. Fakat bu qok rist sevivede bir 6zdeglevi"rt;-il;;'iii;ards ise bu konuda daha cilgri'i dawanrr' o bir eseri untumr*at*uy;;rl;; "biltiin okurrarrn ya;antrsrnt geqerli saytlmastndan kurtulmak
ll8 ve Temel
br".
yazdrklanma benim diyebilmek, ona
Heceleme soidan saEa do!ru
' :'--t Akrmlarr
ilk
iiiir.ylioii"nai.iyor.
kimliEimi ve yaqantrirl koymatla gozrime ulagtrysa, nu mrnfigin ve yaqaltrnrn ne oldugu, qiire nasrl a" .fU"ilrirra"me gelecekti. konuda yaptrfrm {T"r-{rs, kriguk bir arasU-rrna ve vardtSlm iste bu
bana mrsrn demiyor gunde yirmi 6[rin asrlsa
giirin adr Ldleli'dir. gair bu adr degigik bir harf drizenepi ile yazar. defil de hem sordan sa[a hem de lukandan aqaSiya dogru yaprlrr. $iirin yiizeydeki anlamrna barordrgrnda istanbul'daki
uovr" ui.
i'-,iv"" "u, ;#;J;#Tgal
semtin al&gm Ur. a"yrr" (tutsaklann boyunlannda birer demir 1:na lAle tagrmalanl fr"rri- gag.rgrmJara ydnlendiriyor: gapka ,z *."t.,s"II" 'iapka,zasrlmak, /aldrnqszlk, asrlmak ,r -rrq"H boyun, U-^ ldle (demir 7 yetigtirmek. Bir de, ga*nsrmlann | .,. "1":rrT" "rralarrgr'aEamasmda benim duygu duzlemiyle srnrrir kalsa da tavrr U"trSrm giriyor i$in ieine. Britun bunlamr gettp "trqr_, yogruimasgrla ortaya grkan giir, lir laVa benim igin ashnda U"ii, tus_" f,t, yrsuotr. kadar, sonucuyla da. Oiuqturd,_rg,_r-g,,j*rrafiyle,Ugraqryla oldugu taqrdrEr taurla r" sevinc ya$arr1,or, hem ;; ;;y,r_" ulastrnyor grinkri fffi.
lAleli olmasr.
arkasr
boyunlannrz igin dikkat olanlardan biri de krral IAJe yetigtirmeye meraklr
.ri""rl q"-
vanrrq anram vereceldir.
qapkalardan bir Eapka
deiil krral qapkasr
ErqJ;;;
yaprsr ve derin (gergek) anJamr aegit ae ,rr.rru"i, i"vunia'na
olan Enciimen-i $uara olgusuna bu gcizle bakmak yerinde olur. Divan giirine son darbeyi vuracak olan Namrk Kemal'in bu encrimenin en geng iiyesi oldu$unu hatrrlatmak yeterlidir samnm. Bu konuyla ilgili Kemal ozer'in bir giirini irdelemek yerinde olacaktrr.
denize
ol_maz,
i;;r'-;;;;r*
saytlamayacak
Kemal 6zer, ikinci yeniden Tnnr,rmn. c::- Demet Toplumcu $iire'
Kitapla', ist.
1999,
.. u3-uf:"iot"
bir
Yayncrlk,
c;lqilt
Yordam
ALi iHsAN KoLcu
126 |
EDEBIYAT KUR,4 MLARI I127
koyuyor; Siir bir yasanltlar dbegidir, ama Sairininkine en yaktn olan
Mesutmll$, kocasrnr seviyonnuq, Kendilerininmls evleri... Bir sugiu gibi ezik,
yasanhlardtr siiz konusu olan. "t|e
Elbette bur durum Ahmet Haqim'in o kadar karqr grktrfir edebiyat rifretmeninin yaphg iqi megrulagttrmaktan bagka bir qey degiidir. Bu yaklagrm, "bu ddrthikte gair vatan sevgisinden sdz etmektedir" cinsinden toptancl de$erlendirmelere kapt aqar. O halde nerede durrhak gerekir? trlichards'a gcire okur, bir qiirden anladrgr geyin, gairin anlatmak istediginin ancak kiigiik bir bdliimii oldu$unu unuttuiu igin giirin biitiiniinii kendi anladr$r anlam olarak kabul edebilir.t'o Bu durumda "okuyucunun bilincinde olmasr gereken olgu giirde ifade edilen tecriibe ve duygulann sadece kiigiik
bir lasmr oldufiudur. Yani, o qiirin sadece kiigrik bir boiiimiinii, kendi dar bakrg agrsmdan gordiigii boliimii anlamakta, giirin ifade etti$i tecriibeyi gdzden kagrrmaktadrr."l2I .
Fakat bunu hemen her giir igin soyleyebilir miyiz? Bu anlayrga g
giir nice gizli aniamlarr iginde banndrran ve beili bir donarumr olmayan kimselerin asla mifuz edemeyece$i bir organik yaprdr. Divan giiri belki boyledir. Onun mazmunlar, gondermeler ve imge diinyasrna girmeden, kelime ili$kilerini, edebi sanatlanm biimeden bir belti qcizmek zordur. Bu bilgilerin rqr[rnda Behqet Necatigif in Gizli Sevda giirine bakahm:
Sa,na
Bu bir anlam 1''ma$r var mrdrr? B,u;' evet dernek qok zor gcininmektedir. Anlatrlan bfi grzh serla olmaktan gok dostlarrn cla tamk oldugu bildik bir sevdadrr. Biz iqin o yaruyla ilgilennriyonrz. Anlam aqisrndan oklr bu rnauzumede cirganda neleri brrakabilir'l $irndi denilebilir ki i:xr manzlrrnede bir .hik6ye' anlatilmaktadrr ve bu biz ok-urlann Eok bildrfi, yagadrgr ve nihayette estetik yaFantl olarak iEseilegtirdigi bir drrum sclz in-onu..iuclur. Eu manzumeyi anlainiancfim:rak igin rizel bir donamma ihtiyag yox
SIS\?HE
GiZLi SEVDA .'' varol llanr Drr sevgllql Yedi sekiz sene once Dun yolda rasladrm Sevindi beni gorunce
Seni o3rlesine duqundurrr !d, Oyiesine, vagarna'dan riuce. Senden bagka trir gey yok sanki. Arna nasrl da varsrn der.lm sama,
Sol(aKta ayaK ustu
Du-sunceler-imce.
Konugtuk ordan buradan EvlenmiE, pocuklan olmuE
Bii
Seni o_r.!esine. buldutr
1t2
Ectrebivat l(uramlarr ve Elegtiri, s. 216. Edcbiyat Akrmian ve Temel Metinler,
r:r A,ge. s. 507.
Yunan rnitoiojisilde siizii edilen Sisypos efsanesinin hikdyesi gciyledir: ,,sis1pos
tan'iara karEr suE iglemig kiqidir, onlarla boy ciir;rigmeye girigtigi igin de oriiler iilkesilde irorkunq bir cezaya gariltrnirr. ilkin adma Cldysseia'da rastlamr. Flades'te gdrdii$i sislr:os'u qriyle tarumlar odysssli., sisypos'u gordrirn korkunE igkenceler gekerken / Yakalarnrg iicr a'cuyla kocaman bir kayayr / rre koilarryla, tacaklarryla daya'rmgn kayaya / habire iiiyordu onu bir tepeye cio$ru I irte kava tepeye vardr
Anhyordu.
r:0
h-i,
krz bir oflan
Seni sordu Hig defipmedi, dedim, Bildigin gibi..,
rre
selim soyledi.
giir-de orlalarna okurun gdzeineyece$i
s. 506.
varacak, igte tamarn / ama tepeye varmasrna tam bir pa-rmak kaia / Lir giig itiyordu onu iepeden gerisin geri I aga$rya kadar ltvarlanryordu ye'iden Lra$ beldsikaya / o da yeniden itiy616.t kayayr tekmil kaslannr gere gere / kopan tcz roprak habire a;arken bapmrn iislinden i o da habire itiyorclu kayayr, kan ter iginde.', Azra Erhat, h{itota.ii SiizlriIr.i, Rcnrzi Kirabr:'yi, lsr. i9?1. s. J49.
inan Artrk nereye bakhfrm belli depil, Ne yaptr[rm belli degl, Vardr$rm sonrasrzhkta
Bu, mitolojide oldulu gibi hergiin kendi kayasrru da[rn zirvesine tagrmak zorunda olan insarun biteviye yalantrmn izdtigiimridiir. ozdemir Asaf
bu motifi a$k temasma dcimigfiirerek iqlemigtir. Artrk sevgili hergiin bir saadete grkaca$rna inandrgr zirvelere ta$man bir frgrirdiir. Fakat her defasrnda yenilgi ve ba$a dcinme durumu vardrr. Srir-git bir igkencedir bu. $air bir
mitosu ddniigtrirerek kuilanmrg dolayrsryla qiirin kodlanru herkese kapamrqtrr. Bu bakemdan ancak bu kodlan E6zmeye muktedir okuyucular bu giirin anlam ewerdne girebileceltir. Ama ayu motifi iqleyen sabahattin Kudret Aksal,rn giirinde bu kodlar okulucu igin o kadar kapah degildir. SiSHiPE Ne ki yaqam, srirgit yanhq
D6nemeclerde, raslantr Soiuk g6ku krqrn katr Yamaqlardan dorufia grloq Erir elinizde kaya, ince elek bir avuE un Koqtunuz boguna yorgun Durur bakarsrnrz aya.
Richards'rn iteri siirdrigii diiqiincelerden biri de okurun edebi eseri anlamada gairle ayru referans zenginlifine sahip olamayaca$r meselesidir. Bunlann bagrnda dil gehr. Richards iglevi konusunda dili iki kategoriye
ayrrrr. Birincisi bilgi vermek izere grindergesel (referantial) ikincisi ise
$airin dili, kelimeleri kullarug biqimiyle okurun algrJayg bigimi kirni zaman firtrnalar koparan farkhhklar gonili.ir. Xvt. yLiz yrtaa Divan giirinde kullaiulan 'yosma' kelimesi gok grizel kadrn, ruVgifi anlamrndadrr. zxhan igerisinde hayattaki kimi gdriintiilerin de etkisiylelu kelime sevgili anlamrru yitirdi ve daha gok hafifmeqrep kadrn anlamrnda kullarulmaya baglandr. Bu geligmeden haberi olmayan okur eski bir metni srrasmda
hafifmegrep kadma agft olan bir delikanlrrun acrkh durumu olarak okuyabilir ve bunun da ciyle olduEuna inanabilir. Mehmet Akif eanakkale $ehitleri giirinde yedi diivele karqr savagan Tiirk askerinin yiicelifini, kahramanjr$rru ifade etmek igin; Bedr'in aslanlan.ancak bu kadar sanh idi diye bir dize yazar. Bir mukayese ve benzetme amacrndan baqka bir art niyet ta$rmayan bu dize kjmi dinci qevrelerce gokga elegtirilmig ve elegtirilmeye devam etmektedir. Burada okurun algr fukarahgr devreye girmektedir. Bu dizbdeki 'ancak' kelimesi Bedir savagmda mrigriklere , kargr savagan Miisliimanlarla Qanakkale'de }lristiyan diinyaya kargi savaqan Tiiik askerleri yaptrklan miicadelenin niteligi ve hedefleri bakrmrndan eqitlenmigtir. Hz. Peygamber dewinde Bedir Savagr'run Mtisliimanlarca 6neni neys.d gegen yiizyrlrn bagrnda ayru saldrrya ulrayan lvtiisltiman diirryasr iginde eanakkale Savagr da ayru onemi haizdir. igte esere duygularlrun . ve drinya goriigii
penceresinden bakanlann diipecekleri yarulgrlara omekl Okur' giirin btittiniinde anlatrlmak jstenen anlamr gcirmezden gelip bir kelimeye takrhp kalabilmektedir. Bu durumda gciyJe diyor Richards: "Krsacast okuyucunun -oto,
Sahsi tecrilbes^i, Siirin bagrmsu vermektedir.
organik biiti)ntilfii)ni zarar
"r23
Buna kargrhk Richards okurun kendi deneyimlerine, duygu ve ga$ngrmlara 'sahip olmasuu yadrgamaz. Onu daha gok gahsi tecrtbelerin ewensel olmaytgr ilgilendiri.r.l2o Okuf giiri anlamlandrrmada yukanda Gizli Sevda omeginde olduiu gibi kendi deneyimlerinden yararlanabilir. fuchards'a g6re; "Okuyucuda her zaman aynt tepkiyi uyandrran giir briyiik qiir de$ildir." Buna gcire Gizli Sevda, Han Duvarlan, Bingcil eobanlarr slnavl gegemez. Hangi metinlerin btiyrik qiir oldugu konusunda Richards gu ifadelere veriyor: "Btiyuk .qiir, sadece de$gken bir dunyanin esnek tepkilerie degerlendirilmesinin bir ifadesi degildir. O. aynr zamanda, farklr r2l r2a
Edebiyat Akrmlarr ve Temel Metinler, s. 507. Age. s. 507.
r
frj$r'c
I i
i
13O I
I
ALi iHsAN KoLcu
i i
.
kuqaklar tarafindan okundukga, bu kuqaklann ruhlamda yeni tepkilere, yeni deferlendirmelere yol apan bir qiirdir. Buyuk Eiir, farkh zamanlarda okunduSu zaman da, oku5,r-rcunun ruhunda yeni hiyerargik duzenlemelerin olu$masrna, yeni
de[erlerin yaratrlmasrna sebep olur..rzs mukayese eden Richards onun da trpkr yorurnlara agrk oldu$unu belirtir.
Biiytk giiri dinle
I
ALIMLAMA KURAMI A'mlama kuramr ya da estetili (Rezeptionsiisthetik) olarak tammlanan
din gibi
kavram geEen yiizyrlm ikinci yansrndan itibaren giindeme gelmig bir okuma, anlama yorumlama biqimidir. Bu kuram dogrudan dogrufa okrru-merkeze
"Bir din de biiyiik S,iirdir. Her an yoruma aqtkfir; geSitli kuSaklara , hitap gtntezse, iililr grder."t:6 Bu srizi.i biz Ahmet Hagim'in poetikasrnda yer aian qiirin "resullerin scizii gibi, muhtetif tefsirata mi)sait bir viis,at ve siimulii haiz olmah 'l ciimlesiyle birlikte diiqiinmek istiyoruz. Duygusal Etki Kuramr sahat eserinin anlamlandrnlmasrnda gciziimii okurda aravan bir kuramdrr. okuru nicelik agrsmdan gok nitelik agrsrndan bir deperlendirmeye tabi tutar. Estetik ya$antlya ve belli bir sanat donarumrna sahip okurdan yanadr. Bu daha sonraki boliimlerde grirecelimiz okuru sanat eserinin yaratrlma eylemine katmak hususu iie almr qey degildir. Her qiir yeni bir_ biling seviyesini gcisterir. Basmakahp d,lqiitlere iatrip o-tur her qiiie sahip oldu[u cilgiitlerle bakacak iistelik bunu bir airqkanhk haline getireclktir. ea! agan ga$ kapatan kimi metinlerin kendi devirlerinde anlagrlamamasrrun nedenlerinden biri de bu basmakahp bakrq agrsrdr. Bu durumdan kurtulmak ve gergek anlamda duygulann yonlendirmesine ve aldatmasrna kaprlmadan
al.'' okurun bilgisi, birikimi ve
donarumr eserin algrranmasrnda,
anlamlandrnlmasmda 'birincil rol oynar. \azann bilerek veyl bilmeyerek brrakhgr anlam boplukranm okuy'rcu tamamlar. Bciylelikre -"ioir igine dahil olur. Bu haliyle politik, psikanalitik, sosyal vb. gibi gegitli okuma -edilm]t bi ginilerini deneyebilir.
Almlama kuramr okuru merkeze aimakla b'ndan cinceki bdliimde inceledisimiz Duygusal Etki Kuramr'yla bidegmez. Aksine o kuramda okurun' yazarda mevcut estetik yaqantrya uragmasr igin duygusal annma, eserden zevk alma gibi kendi insiyak ve diirtriieriyi" ulfrou' tavsiye edilmekteydi. Eser bir bakrma okurda olaru ortaya"r"r" grt*u, UJ uyancl
konumunda idi. A}mlama kuramrnda ise okur eserin yaratrhg siirecine katrlmakta kendi esietik yagantrsrm metne transfer edebilmektedir. Burada okurun metinde buldu$u ya da yazann kasten veya bilmeyerek brraklr$r bogluk-larr doidurrna eylemi cine grkrnakta, cinem kazanmaktadrr. Bu boqlukJar ^-ii" okur.rn duygusal
objelxif ciigiitlere ulaqmak igin gair gibi gergeklere gegitli bakrq agrlan14a yaklaqmak, kendini donatmak, denenmesi gereken gegiili hususlan tecitibe etmek ve nihayette stirekli defigim ve geligmecien kendi hissemize diigen
bidkimi ile degii bilimsel ve drigiinsel uirrt
-i doldurulur. Bu bakrmdan Ahmrama kuramr sadece eserin anram sorunu ite ilgilenir.
payrn avclsr olmayr bilmelidir. zira sanat insanian .ahqrk olduklan
Bilindifli gibi sanat eserleri birden fazla anJam igerirler. Birbiri tistiine konuglanmrg anlam katmanra' birkag bakrg agrsryla irdelenmedikge anlagrlamazlar. Yazan, metni degil de, sanat eserinin triketicisi olan okulr-rcu1u cine grkaran*Ahmlami kuramr gagrmrzrn itibar ettigi okuma tarzlannnbagrnda gelir. Roland Barthes bu edimi, ,,Okurun dogu;u, yctzafln 61ilmil pahasma gergekrersmeridir"r2T der. Bagrangrgta bu kative Lesin bir hlikdm gibi gciriinmektedir. Fakat modern gagin' runu, urrtuyrgr-iittur" airndr[rnda metin iizerind e yazatln goigesinin her zaman var oldugu durumlan hatrrlamak ve eserin degeriniri sanatgrmn de$erinden -"r, geldisini -urrrrou., kabul eden elegtiri anlayrqr dikkate ahndrfrnda, bu huLrriin
tepkilerden okuru kurtaran bir zenginliktir.
deserlendirilmesigerekti$idii5iincesiortayagikar.
M-etnin dolru ve iyi anlagrrmasr igin yazan cildibmenin gereklilisine inananlardan biri de umberto Eco'd'r. ona glr"; "yazar yazmalt
bitircrihen
r25 126
Age. s. 507. Age. s. 508.
It tt{u.i" Pauline Rosenau,
Sanat yay. i I
I ! I t
,L
Ank. 1998, s. 55.
post-modernizm ve Toprum Bilimleri Ark-Bilim ve
L32lALi iHsAN KoLcu
EDEBiYAT KURA MLART 133 |
sonra, metnin yolunu hkamamak iqin (ilmetidir.""t Bu fiziksel bir dliimd'en gok'ortalarda gciriinmemek' geklinde algrlanabilir. git bul-u-rJourgr-r,
$EM'i'NiN NAZiRESi
gdhret ve gcilgesinin metnin iistrine diiqmesini engellemek ameliyesidir bu.
R6zryem her ne ederse bana serv-i semenim Tig:r ile ,sad-pAre
Sanatsal dikkatini yetenekli yazardan yetenekli okura ydnelten Milorad Pavig'e gdre ise; "Hep yetenekli yazariardan bahsediyorL,. arttk yetenekli okurlardan bahsedelim."'2eder. okuru yetigtirenler yalarlatdr.. Bu bir balama yazann yetenefinin okurun ne oldupunu bilmedigi yetene[inin ortaya grkanlmasmda cincii gcirevi gcirmesidir. Divan edebifatrnda. naztre geleneSi bu baflamda yani gairi de bir okur olarak diigiindrigiimtizde bir gairin bir bagka gairin gazeline yaptrgr nazirenin asrl metindln d,aln gpzel olmasr bu duruma rirnektir. ikinci gair sadece bii qair olarak de[il uv ok-,r "iii"aubi, olarak da iik metni aigrlamrp ve.fa$ iyisini.yazacagiioaiasryta yeni bir metin ortaya koymuftur. ilging olan ikinci yaru iazire metinlerin ana metinlerden genellikle daha gltzel olmasr hadisesidir. Bu bakrmdan.Ahmlama kuramrrun ilk 6rneklerini kendi edebiyatimrzda bulabilmekteyiz.
EDEBTYAT KURA MLART 135 | Kimi cellAt olmug kimi kapucu Ezel giTunez iken mesi pabucu
Qar-mih-r sitem-i kayd-r anAsrr bu aceb Qarh-r garumde Mesihd gibi kadr_i sihanim
"Verdirdin ganfa mes kara bahtrm,,
geb-i hicrdrr ne bela kevkebim eyler pinhen Dide-i bahtr remend-dide eder pirehenim Nazlrrn;z qarha geqer derse eSer
A[rr meclislerde srkrlmaz iken Mengeneye versen btiktilmez iken SeyrSni aslana yrkrlmaz iken
mrirgid_i Rfim
"Dedirdin tilkiye pes kara bahtrm,,
Sen benimsin benim ey Galib_i bi_qare benim
. Bu durum Halk qiirinde de gdriiriir. Kimi zaman tanzir edilen kogmaiar asrllanndan daha gr.izel olur. Aga[rda Dertli'nin bir koqmasrna Sey.ani ve Tokatlr Nuri'nin yazdtpr nazireleri okul4acaksrmz.
TOKATLI NURI'NiN NAZiRESi Yine delterlerden silmiqler beni Du1'unca bir qirkin ses kara bahtrm Sandrlar gemirrrin yoktur yelkeni inadrna goEkun es kara bahtrm
DERTLI'NiN KO$MASI Gird-Ab-r mihnette kapandrr kaldm Vermedin bir yanda,n ses kara bdhtrm Anladrm gafilsin uykuya daldrn Deli polraz gibi es kara bahtrm
Alem vrkrcr .olmuq yok yapucu Kimi ceilAt olmuq kimi kapucu Ezel giyrnez idik mesi pabucu Verdirdi ganfa mes kara bahhm
Alemde bir candan korkulmaz iken Pcnqenden kimseier kurtulnaz iken
Her vech ile baga qrlnlmaz iken Cendereyel,,Lrrup stk_rlmaz iken
Aslana kaplana yrrtrimaz iken Dedirdin tilkiye pes kara bahtrm
Bu Nuri aslana yrk{maz iken Dedirdi, tilkiye pes kara bahtrm Qa$rmrzm edebiyah. okuru edilgen durumdan grkannayr amaqlar. Bu
DeruiyS. qlkar mr bu iEin ucu $imdi fark eden yok altrnr tuncu
eylemin estetik
Ewel be[enmezdim mesi pabucu Verdirdin qanfa mes kara ba_htrm
ve eleqtirel oldugu kadar rizerinie qmdiye kaiar
deginilmeyen ticari boyutu da vardrr. Kendisini eserlerin rgine Jana katabilrnenin yolunu o$renen ve bundan haz duyan okur daha got
hiE got<
tirup
gkuyacak dolayrsryla satm alacaktrr. postmodern eserlerin yerden mantar gibi bitmelerinin arcrnda bu ekonomik iligkirerin payrrun oa oldug,, D-- Jt;;;,^;";
SEI1RANi'NiN NAZiRESi
Nice defterlerden isim sildirdin Gelmedi hig senden ses kara bahtrm BaJ:trn gemisinde yelken yok bildin Durma lodos gibi es kara. bahtrm
bir
gergekir. Bir sanat eserinin biri iiretim diferi triketim olmak
---
r.izere
iki
siireci
vardir. Ahmlama kuramma gcire triketim srireci eserin iiretim stireci olmaktadrr. Yazann yerine okuyucu almaktadrr. Rorand Barthes bir metnin iiretimini qrktr$r noldada (yazar) degil, vardrgr noklada (okur) oldugunu sciyler. Yazarrn bilerek brraktr$r ya di olaryucu-nun buldu$u bogiukrar hatta yarattrsr bogluklar doldurulmak suretiyle okur daha fazla rietne tatrl*; onun bir pargasr olur. Burada okurun birikimi, aorrr-rr, o*;;k";#;"'_ Ahmet Hagim de poetikasrnda nitelikii okur ve okuyucunun muhayilesinin yardrmr ile metnin bog b*akrlmrq gibi goriin"" ilr',ol;;; tamamlanaca$rru teklif eder.
Ahd ettim bir gonca bulmamasrna Bulmadrm qa-.esin solmamasrna Bu derdinden iflah oimamasrna Kat'iyen rimidin kes kara bahtrm Alem pkrcidrr yoktur yapucu
I
,.1,
lllli
r'
i
!
I
136 | ALi iHSAN KOLCU
EDEBiYAT KURA lvtLARt 1137
I
giirde bazr aksamm gtiphe ve miiphemiyette kalmasr bir hata ve bir kusur tegkil etmek qdyle dursun, bildkis Siirjn bediiyatr nokta-i nazanndan elzemdir. Ushipta korletici bir sarahat, ingiliz bediiyatqrsr Ruskin'in dedi[i gibi, muhaylrileye yapacak higbir qey brrakmaz; o zarflan san'atkAr en krl.rnetli muttefiki olan kariin ruhundan gelecek yardrmi kaybetmig oiur. Eser-i san'atin en . bnynk hedefi muhayyileyi kendine rAmetmektir. Buna muvaffak " olmryan eserin difer butun meziyet ve fa2iletleri, onu bir eser-i san'at olmamaktan kurtar arnaz." Her ne kadzr Ahmet Haqim bu ameliyeyi mana ara$tmak ya da metnin 'anlamrrun ortaya glkmasl igin bir yol olarak tasvip etmese de onun arzu ettiSi $ey, okuyucunun muhayyilesinin eserin okuma siirecine katrlmasrdrr. Boylece okuyucunun ruhundan gelecek yardrru almrg olur.
Ahmlama kuramr Almanya'da ortaya glkar. Wolfgang Iser ve HansR-obert Jauss'un bagrru gektigi bu . kuram Konstanz Universitesi,nde yogunla;trgi igin Konstanz Grubu adryla aruldr. Wolfgang Iser
Ok-uru eserin merkezine aiarak degigik okuma bigirnlerini kurgulayanlann ba;rnda lser gelir. Wollgang lier, metindeki "boEluklann dolduruhnas,r"ndan. Roman Ingarden ise "belirsiz alanlann belirli hale getirilmesi"nden sciz eder. Bu anlayrga gcire rnetni anlamlandrran okurdw. Fakat anlam bii metnin iginde rafirne bir bigimde bulunmaz. Okur okuma edimi sraslnda yavag yava$ bu anlam iskeletini kunnaya qahqrr. Artrk ne biyografrk ve psikanalitik kuramda yazann zengin yagantlsrndan ve kigiliginden sciz etmek sciz konusudur ne de Yeni Elegtiri kuramrnda oldugu gibi sadece metne mutlak teslimiyeti iingciren ve anlamr metinden balrmsrz bir dnrumda g
"sanatqmm
dile getirdig gergeklik ile toplumun -",""|r-rd" belledig gergeklik farkhdrr. atlSrmrSl' reddediliqi ya da inkAn denen bu sunu$, okuru, gerqek-li$ kaldrnlmrq normlar ve dawa'rEiar karqrsrnda yeni gozumJer burmaya u" ."" r,,. "o.i*doldurmaya varsalnmdan bir varsa5nma iterek boEluklan
Ydneltir."r3r igte bu esnada okur bir yaratlcr giig orarak esere dahil olur. Arrmlama kuramr yazarffi eserinde d
;k";;i;
ayru zamanda makasr degigtirip farkir sonugl uri ,ur uyi i"aen"V"" Ui, okuma edimini gerekri krlar. Bu konuya iengiz avt,nuto" iiirr-r" sultanmurat ya da Erken Gelen Tumaiar adh iiuy".i"n n"ai "n-sarrnesini hatrrlatarak agrkhk getirmek dogru olacaktrr. Of.uyu"fu._ iifdEt gibi o ciykide ll. Diinya savagr. srrasrndi krthgrn bag gcistermeri it" *d Tiio,rayr r:T.:ry gcinderilen b*kaE erkek goougun y-agadrgr traleai anlallmrgt*. -k";;;" Oyktinrin sonunda gurubun reisi olan Sutturrrn.rrui saldmsrna uffar ve atr dltir. A9 kurtlardan biri Surtanmurat,a "dl, 9";k vutlugr.. Qocupun elinde atrn iizengisi vardrr. Kurt ve gocuk ui*iir".i". ,uidr.,,'uyu hazrr durumdadrr. civarda yardrma gelecek hiq kimse yor,r*: -rrn ," Suitanmurat birbirierinin gcizrerinin i91ne bakarlar. iurui ii*iu oylaiyu bitirir. Artrk topu taca desil okura atmrgtrr. Her okur kendi birikimi, dikkuti ,r" -U,, ile bu oykiiye son hazTrlayacaktr. igi"ae" _d9naru9rr ;;k#;; -bir bitirmek gerekiyorsa ciyle bitirecektir. Fakat burada Duygusal ptki:ruramrnoa oldugu gibi duygular degil, akrt, mantrk, biiimset grkac.aL:tu. Yazar bciyle bir son haz'lamakra "";-tii;;f;r*fr, "". tq,oJ katmrg
Sanatgr yaratma siirecinde anlatma ve ifade tasamrflbn dosrultusunda kullandrgr tiirtin cinsine gcire_ birtalom bogiukrar brrakrr. or.u. uu" uoqrnr,.r*, aynr kiiltiirden gelmenin verdili rahathkla doldurarak r.."airi": katar' Bunun yarunda yazartn dikkat etmedi$i ya da fari
ok-ur.bulur.grkanr. Bir bakrma ilu""l;; yA;.'iutut U, Tj1*qtsurecr oKuma rginde okurun gahsr tasam.rfu "r"r""y-oi olarak karrr ve metne somul olarak
ekleqrlenmez. Zira bir metin yayunlandrktan sonra artrk tr*""il"r;;;; britiin olarak kabul edilir. okrrun b'radaki iglevi soyutu ,o-rrttuyuiut-okuma
ve anlamlandrrma ameliyesidir.
$imdi bu kuram gergevesinden Ahmet Kutsi recer,tn Besbelli adlr
giirine bakalm:
edilmiq ikj kutuptur. Yaratma ve ti.iketme si.irecinde eserin
anlamlandrnlmasrnda bag'"urulan birikim ve
"k"* ";i;-
olmaktadrr.
BESBELLI Besbelli dhimrim sabahlevindir
bilgi ortaktu. Iakat bu kurama
ilk
gdre; r3r
rgrk korkuyla girerken-camdan
Fdebiyat Kuramlarr ve Elegtiri,
s. 223.
138 |
Ari iHSAN KoLcu EoesiyAT KURA MLART | 139
Uzan, bagucumda perdeyi indir Mum olduiu gibi kalsrn akqamdan.
Keyifli keyifli akryordun Hepimiz tutup cigaralanmrzr
Sen koq terlikle haber vermeye, ',Kiraclm brr sabah can verdi,,
Turkti Bu
manzumeyi okuyan duyarrr okulucr.r gairin bog brraktrlr '#;- bir J,iJr_au hemen farkedecektir., aranian -kendince .p-kuma doldurarak metne dahil otu"utro.^fut"t'?"Ta" bu bo5luklan h". ayru aotgu malzemesini kullanmasr.so, t orrr* "fi;; rlir*rrrgrrr" otuilaz. okurun dfi;;i gcire bu okumarun niterigi a"gii"""k-;"iffuo"urrr"d"
6; g""";;'il"Iu?, * qekmigtir, yoksa dosrranna mektup riru vazdrrmrstrr, dua"rru .i#t,ir, r<*dn. rru diniemiqrir. ya daha uyanmamak r-izere bit to'nryu roi':'#rrr ipre qairin b,r"k1,;; da bir bu boq alan okw rarafindan olarak meghultimiizdrir.
aorur*lu"uL;. 6;#r, bu
gergeklikten yararlanacak yu au attortairu olan yararrcr muhayviresini,S{.*""il
3v.ienu yupurt
ya
drq
"i- uiqir"orgr-ui,
"rt"tigiri" ". edirrieven ve bu .'rinl'tuau, dikkar
metne yakrgrr bir duyar'kli b'ahhi logtugu dorduracaktri. Tercih okurundur' onun estetii y"q*rtrr*tl'l""ri"tt$ eserin bu boq brrakrlan alaruna hayat vereceklir. Aynr dogrultuda ilhan Berk,in Ktziltrmak giiinebakahm: KIZILIRMAI{ 7 Ehim I951
3ir soiuk, bir karanhk, bir rssrz geceydi Otuz kiqiydik, apztmtzt brgat agmryorau Seni gdrdrik kamyonun penceresinden
bo9 brrakrlan aranlar ;;;;; ;13 vaprrdrsrna a*arr. _Dogu,dan cografuasrru bi len okur Trirkiye il:\,*"r*i'loru"u dikkire alarak T,:, Batr ve kuzev
oiarak'k bakrsta uu
Manzumede qiirin ciznesi kendi ciliimtinii aniatmakta daha dogrusu tasawur ermekledir' Bu tlp yalruz ciliim -oa"iini rriaiiiv"dan yani gergekJegmi5 cinceki cirnek,erden ur-.gir..' eu.rv" "^" k;;rlui,?g'ulu"ut ur. husus yokrur ve Arrmlama giirin irk drirtr'fti ciznenin F,T"";;';;ndur. jri9.iru#rl]i",Tfj*. kendi cilrimtinri daha o-"I *""" bo1'unca acr gekecek' can gekigecekti.. gr,'roudu yarundaki
ffifjil:tf$f;ililtTJ11il:i; 'ut;l""
yaktrk
sci,yledik.
votcitugu"n
bativa dogru oldug*'tiuir.ruyacaktu.
Aym gekilde bir kamyonun ya da kamyo"a* uorfru *Jit'o" seyahat eden oiuz kiginin kinrligi haktanda bos trraklan iliil",j;turrriul,a"atr,..-;;;;;
I
imgesiyle bir iliskisi ormadrgrna ^gTrJ'u,i'"tz Simurg dgretmen, asker, htiklirn.i va da -qurbetci .kiginin fi"i"crl o".malaadrr. Fakat bu insanrann ortak yanrnrn 'aErzlarrm, "*,uil; brgak olmasrdr. Bu inJanlar_.yltJ.i' "il;;;;t; yani bir silrentimn sahipleri
*j*.
*0r"", r.yin.r,ir;i, rl,u,rn cigaralarrru yakrnrSlar y.".-lrirkii ..;yr.-.y"' baglamrgrardrr. o' insanlarin Krzrlrrmak'la ;rgifi ratae uu geiecei;';;t;, hesapla', beklenrileri Acaba senc I 95I vrlr Jauiun, vardrr. ;;r;;""'insanlar eEloya korkusu mu , gekivorlardr? iqre bu bogruruli or .riu-"u"lold*u.ukrrr. Eunu arrErragermig anlam kairprari5'ia deiii.a" rir-ru"ui"'Jt#_gagrtrcr'grm itunai yarafiq bir biqimde uu:t-l1t: etmeden baglamrnda qok arzu-etiigi "r*"ri art"ri^#* kuram*un okuru kutmu uir,u*.*i o"tu";il;
belli bir dcine-mde egiemen olan onu kopya ederek !...r_"r, ^* drinya griniqrinri ele *r.* oo*, :J:lJff ':,-H:-l?;
5:T:::H"#*1 *,xH
"."il'
l; ;n##"trffi,Tffi.*Xrt.':ry.*1;:, asar' sistemi daha dengeli du.,rria g"ora"".
gabala'.-r32
okur' vazann
brraror$r bogruklarr
doldurmada br-itrinr,iyle ozgrrr brrakrlmrg depildir' a yazann eserine koydu$u. temel anlamou, oraegin kan davasm:n bl;..*rri# tr.t r*unao-orrru;;;ii,-upu-ur. insanla'run kavmakamrn "rrr"tratgt vermig birdenbire her peyi unu{arak saffnat dolag olrnala'ru -u,. beklemek a"C* ;hr"r. Drg gerqekJile ancak mesela bciyle bir Okur ,";d" i;;;;; tm hiiJ
iuG"dl]il;
baeka
'3: Edebiyat
hir ,,^-r^ :^r.r u" r".a"l'r#:ilil:il
Kuramlar:r ve IlleEtiri s.222_223
.li#rT,"i::
"ilftil"ffit;
r''
€f'i:]|'
I t I
f
L40l^r-iinsnN KoLcu
I
EDEBiYAT KURA MLART 141 |
i
rinrine geqebirir. Bu bakrmdan okur esere katkrda bulunurken ana temadan ve hayata egemen gergeklerden uzaklagmamahdr.
l
Dos'rudan dofruya AJrmlama kuramrna uyrnasa.bile hem okur hem de vlzarn e.serrn yazrrmasrnda "do$rudan, taraf ve mridahil oldugu uir <;rn"tten sdz etmek verinde oracakr'. Ahmet Midhat Efendi'nin
Eans-Robert Jauss Alman Konstanz ekorrinden okura dciniik bir okuma yciniemi geligtiren
Mitfi;%;;;h romaru Ahmei Midhbt Efendi'den 'baglayarak io.,,u*r, citeki kahramanlar Refet, Siranuq, ,A.gavni, Mehmet Numan Efendi srk srk.btr;."y ;;; roman
Hans-Robert Jauss, daha Eok tarihsel ele.qtiri yontemine yaklag'. ona gcire bir edebi eser yanrdrsr dcinemdeki tarihsei kogurlar iEinde okurra.- ryi yu au kdtii tepkileri hesaba katilarak deferrendirilmeridir. Edebiyat tarihi okurla'n verecepi tepkiye g6re,yaztrmar:di. Zaman ya da ak:ry giden krbnoloji bir eser iqin olumru va da orumsuz etki etmemeriiir. eir;"il;;;*;ri"" isratistik
iizerinde gahgmaranyla vricut bulmugtur. Bunlar arasrnda tek gergek kigi yazar o da hem yazar. orarak hem de roman -tu kahramaru olarak eserin igindedir. Roman ortak dikkatin iirii'ii olarak olgunlagrr ve yayrmlamr. Bu durumda roman kahramanran hem roman kahramaru, hemyazar hem de okur durumu"Auarr.
Ahmet Midhat Efendi'dir. Fakat
nesnesi olarak kuranan
aUqrlo.r.
Jauss;
"tarih bo1,,unca edebiyat zevkinde meydan gelen de!_iglmleri de k, yenilih g"ui.r, U"id""uf"€- uy_fn bir eser o drinemin okurlanna y"ii Ui. ufuk agar ve esietik rilgri'erin de$Smesine neden olur. Ne ki zamanla bu bekrentiler de kanrksa''r, a$rnrr ve o zaman n"" tiqi;"iririrr; il;;';;", alrgkanh[r kracak yeni fo5mlar. yeni :bir Eiir dili, yenl stra-ffir. bu yolla agrkJryor. griytg
aram"airdrr. Dinledikge
iit"
G;-*;'rrrurt#rru
birer. belge
u.rtJrrgu uqt, yenilmiqlik, tutunamamrqlft sylaileri d"gii-idilil Esere baktrkqa derinlegtikEe kendisini gcirecegine gcire okurun ve esere katacak 9ok geyi.var demelcir. Kemalettin *"::"! Kamu,nun Bjngil Qobanlan qiiri ya da cahif Krilebi'nin Hikiye adrr manzumesi bu trir$e1 vani baktrkga kendimizi gcirecefiimiz tetirrtei aegil ;Jir? Lauesk
atiabar* yok mudirz
gciriigrin Arrmrama
Sanat eserlerini degiqen estetik degerlerin takibi igin k_ullarulabilecek gibi gciren Jauss, ok-urlani farihser dcinemrerde verecekreri . tepkilere grire bir de[erlendirmeye gitmenin dogru olacagr*
Iser edebiyat sanatrru a>/naya benzetir. :.Buktrkgu gtirtr okui. .Figiirlerre cizdegieqii. Kumraca olaylan aryaya kendisini kendi-'ge;eklerini kargrlaqtnr."l33 urkemizde bir iior"- 3"",,rri bir mtizik harekeri olarak giindemi iggal eden Arabesk.deniren qu.r.,tunr, ;-*iil"r."ir,"J fir,r,ou,, o kadar zayf olmalanna kargrn bu kadar'tutulmalanrro'iu.r.,rr.au anlatrlan duygularrn kdyden kente g69me siirecl* "rk*;;;; yagayan rr"-* frJ, uir"ya" -klndisini aynen yagarmuq olmasrnda
garkrlarla bu metinrer arasrnda bir ' kuramr b
bu
zorladrgru kabul etmek gerekir.
.
"r.sr1s..-rsa
dgJ.
..tuss'un ortaya attrsr gciniglerin uyguranabilirligi tartrgmarrdrr. Bir kere bu goriig vazrh edebivati ve. uetger..i; ;;;i; gerenegi ormayan, roplumsal hafizasr griqsiiz ktiltrirler igin sciz kinusu orimraz.Bii okur kitresimn varhgr ve tepkileri ancak bu yolla ortaya konabilir. BekJ^, zeti,Fuzuli,
err.,rru*u
Badath nrhi giui u.1xut.si1llerin yetigtili XVi. luzyrl osmanl qiirinde hangi-ok.r-i.ili".irra", sdz edebiliriz. Bu kitlenin var oldusunu drigrintirset begenilerini ya-da
tepkilerini orraya koyacak. bergeler ti"r"a"ai.i gegigtirilen degerlendirmerer du konuda
i"rr"t.r"r,:"";;; satrrlabir rilgrit olabilir mi? Bizim e_debiyatrmrz igin daha yakrn dcineme gerirsek a"-rii"a""rjJtui-, 'aiu* olu' Hamid'i kag kiqi okumugtur?. Hagim;in dedigi gibi ;;;;;;;; kigidir? Bir an igin ";;; tepkisi"i" aog* bir rilgiit oldugunu diigrinelim. Ar'ru H6mid,.okuyucunul Nazrm Hikmei"" uJuaurtl tararrnaan ne"simti ay dergisinde baglatrlan putlT yricryoruz kampanyasiyla tarihe gcimr'mek
okurda yiiksek bir biriki; .," donarum konudur' Tanzimar ddneminde D*""
Grundkurs, Rowohrts
th";;'tlU"i,
Modernizm ve ALmIama EstetiSi, "kLs. 29. eirir'Vu1.fo"yu, 2005,
n"rr_
I3a I I
I
i i
t.
Edebiyat KuramJarr ve Elcptiri, s. 226
;i;i""-k-g,
yup,run hiicumlar "_ okurlar
i
t42lALi iHSAN KoLCU EDEBtyAT KURA MLART | 143
delil
qairler eliyle olmugtur. Neredeyse okursuz bir edebiyat olan Divan giirinin yeni sanatsal stratejiler bulamamasrrun bir bakrma kendini yenileyememesinin vebali okurlarda m,rdrr? Jauss, edebiyat formlanrun geligmesini ekonomik ve toplumsal kogullara degil agrnan edebiyat ciEelerinin yeniienmesinin gerekliliEine baShyor. Taruimat doneminde gaielinlgeri[ini tarafindan
defiigtiren Namrk Kemal ve Klnmlr gair Gazi Giray'rn qibul*, eski bir airgkanhfia kcini konine bagh kalan Recaizade Mahmud Ekrem tarafindan Tegaziilden Gegemem giiriyle bu eski zevke olan diigktinltig.unii dile getirmiqtir. Yahya Kemal E,ski giirin Rilzgdrryla adh giir tcitaurnai yer alan tarz-r kadim qiirlerini kimi Batrir motiflerle siislemekten geri durmamrgtrr. Attiia iihan serbest gazellerle Jauss'un o kadar iistiinde Jurdugu edebiyat formlanru desigtinne gabasr iginde oluyordu. Turgut uyar d,a- otvan adt altrnda topladr$r piirlerinde eski giirirnizia formlan iizerinde yeni bigim arayrglanna gidiyordu. GdnildiiEli gibi biitiin bu geligrneierde okurun hemen hemen higbir rolii yoktur. Bu degigirn bizde sanatgrlar eliyle olmugtur. Jauss okurun rohi rizerinde duruken bunun gegerli ve uygulanabilir bir ycintem ohnadr$rru atiamrp g
konugmaiar yapabilmiqlerdir. Yine bunca zaman iginde bu eserlerde formun geligmesi agrsrndan u| aail atrlmamrg olmasr da diigrindiiriiciidiir. Aym tezgdlttan grkmrg testiler gibi yan yana dizilmig yrizlerce romanl bir tek rornarurug gibi okuyabiliriz. Jauss, eserle okurun beklenti
gcirmektedir.
ufku arasrndaki iligliyi bir iilqrit oiarak
"E!er bir eser yazrldrlr drinemden daha .nceki bir d'nemin beklentilerine yakrnsa o modasr gegmi$ bir eserdir. yok eger, yazrdtgt drinemin beklentilerini karSrlamakia yetiniyorsa zama',t',a ya da 'modaya uygun' demektir. Arna daha ileriki bir donemin beklentilerinin habercisi olacarr kadar dtineminden uzaksa ve iieri ise, o eser zamamnda aniagrlmamrq ve
'zamamndan dnce gelmiE' bir eserdir.-rss Birinci gruba Muallim NAci'nin Mes'ud-i Harabati mahlasryla yazdt$t gazelleri rimek gcisterebiliriz. Devrinde yapay bir yrinelimle edebiyairmrzda
birdenbire bir gazel furyasr baglamrgtr. yazrlan yiizlerce guriI, orrluri nazireler $inasi ve Namrk Kemdl'in gayretleri ve dewimci harnJeleriyle yeni bir yoia girmig mevcut edebiyah kirletmekten bagka bir 9"1, yup*u-rgl, 135
Age. s. 226.
ikinci
srur
c:!dp;-,"'N;;,q;iff MahmIt Karakurt'un,
*fflSft lf ;il,?'J; yil;?"irrlift ffi'#,l,'#il"I"ffi il metinterini gcisrerebiliriz. Artrk
ittifak etmig bir kitie olarak driprinmesi yeterli degitdir. Bugiin rirkemizde okur nerkezri bir istatistik vaprrsa sivasar p.fi,i;;l; benzer bir rablo orlaya grkacakl*' Edebivarm- estetik ";li,lrtrrtgtn. deferlerini creliqtirebilecek nitelikli bir okur
kitlesi her toplumun suhip otmuy,
i.rr"#."$
bir zenginliktir.
Stanley Fish
Almatt
Konstanz. ekohinrin drgrnda Amerikah kuramcr ve elegrirmen Stanley Fish sanat eserini anlamlandrrmada okura aktif rol vermeyi daha da
ileri gcitrinir. Bu kuramrn turu"utarroj* amun Woifgang iser,e gore okur yazann brraktrlr ve kendisinin o"ra"g" u"ir"uan drigrinsel ve bilgisei yoldan tamarn-layarak eseri' srirecine karkrda butunmayr hedeflivordu' Stantev 3n]aryna ";;;;;" eirr rr.'l"i* i*iJ'ot. okumaya ihriyacr ormadrliru an.lamtn okuma eaimi iginae-;o,ffi ;il;" yapantrlar oidugunu r.r-rrgutar. Metinde gegen bir imgerun ui, ,,;r"ugIi1,|u,rarra,g, gagngrmlar okurda bir Bu durumda au ofi;y,r", aktif hale geser. Okuma zevkli, K€yrrtl ve heyecanlr bir siirece ddntigLir. 2ira i.t". ufu' okurda bir vagantrrun orraya "seinsunaiagr srkma.r";;;i;#;;r. orarak Dogar bu durum her okurun kendi estetik F$antlsma bakarak bir anlamlandrmaya gitmesi doguracaktr. i:Ti:::_ da ele$tirmeneBurada Richards,rn kuramrna yaklagabiliriz. Fakat de tam bafrmsrz vorum hakkr tantmaz. Onlar ,,tek ;,:"jj--"-*'t
il::il:tf f:::tu';
de{itttir."136 bkuru ve elegtirmeni baska okur ve :f:::',:::,^t-1st1kra vru)r'r'eruenn olusturdu$u bir skara iqinde gciren Fish. daha gok eserin bagka ".bir' ;"t":ld;^"i.,i1,"r", kr),rner verir. yani bir ;f,:lllleserde :"ngii.esen
saklt anlamrn genel gergevesi drgrna qrlcnayr hog gcirmez. iil"'o edebil'attmtzda rtzrm oi"u" qiL t"ra a yaprran okumarar orarak ""i"u,ru,,n ednilebilir. gimdi denilebitir'ki i"rri"i u" ;;i;'; hazrc utlam kahplan, lTi]"l mazmunlan "" t"tr-.itietiit-J ;;;. Bir etestirrnenin ya da okurun neredeyr" i.nran, yok gibidir. su Kasidesi,ni l,#:t:J::11lfrlu. Nr')ern ederse etsin"$*asrrun kiigrik an.lam rr" yo*- farkrirrkranndan bagka tiirhi bir okuma ya da gerh yapamaz. Metin Akar,rn su Kasidesi gerhi ile Har0k 136
Age. s. 227.
ruffi$ft];lrl
ffitl*r' , itr: il:: '; . l:
::
I
'l
.:
l,44
f
lALiiHsAw xor-cu
ipekten'in $erhi arasmda xe fark vard*, diye sorulabilir. Bu durumda sciyleyecek fazlab'gey yokfur. zirabu edebiyat i"gu ,lten anlam -u"*J""-r";;; diinyas'u da agr[a vurmu$tu. Fish'in s
girmektedir. S6mi'nin daha cince zikr ettipimiz;
Hanr ol bezm_i mtikAfAta
gurur Rahne-i seng_i siyeh penbe_i minada-Jdr Beyti her- geyin'bu kadar aqrk o.idu[u bir edebiyatta nigin tam bir anlama \1r'u{urutaluyor? Bunun nedeni uasittir. zira her mriqerrih bir cincekinin dcigedigi raytardan yiinimeyi tercih etmektedi.. K""di' ;;;";;;;'hesaba k3tmad11 rsmarlanmrg bir- yagantr q"tE"";ri"a"o metne bakmaktadrr. Fish elbette ki b6vle bu agmrrErn aegitair, e*"r Jry"ir*'jJ' aa"* .nerrnde Kasidesi'nin'yenilifi ve eskiligi iizerindeki tJrtfmru., ,rurrt yo*n tuyu"ugr"z Neredeyse iki kuqak arasrnda cereyan o;;k;]]r,o*;Trruur*r", eyA mest_i
"d;
sonuglan vardrr.lsT
Fish her okurun kendiae gcire dogru kabur edecegi bir okuma bigimini bir denetime tabi tutarak ortayi grtault"e"et<- tuhaf okumala'n cinrinii almak ister' Kemal 6zer'in ireriki bdiriml..a" ur,i;;-il;;#;iir#""1i'iu,,,"0. ikinci eleqtirmen Srireyya Ewen iik"ru yurui
tutltti
frA"irrr"i-'I
incelemesindenfazra rupmudatr tenai farkri gdriiglerini dile getirmiqti. i$tr b., durum Fish'in "arzu
eftifii okuma bigimidir.
I t
AVANGARD EDEBiYAT I(URAMI
Yenilik getiren, yeni moda yaratan anlamrna geren avangard: bir kavram olarak kullarulmrqtrr. ord""";;;;ti terimi birligi, cincii kolu anlamlanru yiikienmigtir. Daha sonra siyaset ve sanatta kcikiri baglangrgta askeri
artisrcs (Sanatrn Gcirevi ve Sanargrmn Roiii) adla "Sanat, toplumun ifadesi, kendisinin
y;t;;,;;
,art
rores des
"r;;i", en ytiksek -i"i*"]''". mevkisinde, en ileri toplumsar eglirhteri agrkga belirtir.
ifqacrdrr. O nerienle hem sanatrn f,rqk.tr", ""''", olarak dzel ve baqlatrcr
misyonunu munasip
bir qekilde'V"*" getirmesini
hem de sanatgmrn gerpekten avantgardhEa sahip olduiunu bilmek igin insal'irn nereye gitti*ini, insan rrkrnrn taifriiir, ,.;;;g;" bilmek gerekir,"
d":: By sanatsal eylemle birlikte yiinitiilmesi anlamrna "yl"Tl- siyasal geliyordu' 1945 Dewimi'run yenilgiye u!-rahlmasrndan sonra charres Baudelaire, chareaubriand'rn kullanEr!, #o";ilT;ilio;i irtifud" ederek yeni bir avangartqr (oncri) eierikren ;; .r_il.-'ilo,,",,rrr* emperyalizm safhasrna girmesiyle bu5'uva toplumunun'q"iiskidi .ortaya srkmava basrar. igte bu agamada'Avangu.agit*
;;*il sanat;ry,$,';;;illu',J"i
biri;i,,.*ar" gahgtrlar. "ideolojiden soy-rlmug *oa"itrit t uvramryla bir arada ortaya grkan sanat igin sanar anJayr5r, akademik bir oldugu kadar gergekgi sanat gelene$ine a. f.u.f, bi, ,uu,, almrgtr.,,r38 Avangard hareket Rusya'da birkag yapriarcr ve Fiitriisit-uru*"rrri. g]n*iyr" 6ncii sanatra
bir
olmaya ve gelenelin eskimiq J""rrr""r yrJcmaya H**. bagladrfr s'ada l9l7 Ekim Dewinrl. gergekiegir. eu f;r buro-u yeni, fakar vqr'l. daha 5L gtigrii bir avangard harekeni. Uslelik sivasar desregi de [ad ,;ilJ;;.' 19. yij,zyiln son geyregi boyunca Avantgarde
ve kawamr, hem. kiltiirel hem de poritik raglamaiaa, tontet ilera" terimi gori',t.i. ai#gu.a",r, kuirtirel-sanatsal anramr git gra" r"ry;;.iliik;nramrmn yerini aldr, uzun bir zyytanlt, avantgarde s.alat ve eaebiyatq gc;nderm_
1,ap;; .tr"j#bir hal aldr. Giinrimrizde biz verlaine, Rimbaud .i-uuttu.-g gibi semborirt avante-gard'rn ilk temsircile,ri olarak duEtinm.y.:airir.ri:"r-iitta",r*-arr,r. Aym qekilde sagma (absurd) tiyatronun oyun yazarranru
'38 Ansiklopedik Kiiltiir -siizrii[ii, eeviren ve Diizenreye Kitaplar yay. ist. t 983, s. 23.
n
Aziz ear4rar, AJrrn
E:;iij'
t
.
I
t46 lALiinsnN KoLcu
eoreiyAT
Grillet, Michel Butor ve Natharie sarraut gibi rornancrlan da avantgard olarak
drigrinmekteyiz.l3e
Bugrin de bu anlamr ile yaqamaldacirr. Bakunin'in rgTg'cre is'iqre,cle grkardr$r politik ajitasyon crergisine L'avant-garde adrm verdigirri
de
hatrrlatahm.
Luc Ferry'e gcire.avangard terimi sosyar birirnler terimi orarak iik kez
Saint-Simon tarafindan ku I laruJmrqtrr.'ou
Sa
int_Simon. a gcire,
, "sanatqrlar 'kamusal refah sisteminin tesisi,ni .aya_n_garde, hedefleyen'buygk hizrnet etmelidirler.,,
giri$im, igerisinde la
"f"r*L
1
saint-Simon'un gciriiqlerinin. temelinde belri bir ekononfk ve politik yapr olmaksrzrn (avangardrn) orlaya Erkamayaca$,"'r fit i--:rarr.' o truld*
sanatsal avangardizmin arkasmda bripk bir .dofum'a hazirrana* topluinun sancrla' vardlr. Bu yiizden avangardizmin qegitli alanlardaki iik iinciiieri Fransa'da ortaya grkmrgtrr. Descartls fersefi avangardizmin, R.ousseau politik
avangardiznin, saint-Simon ekononrik ve sanatsai avangardizmin,-no,r},ou* Dubos estetik avangardizmin ilk temsilcileri olrnuql-ard'. Br-r'cotayrmda 'e 1789 Fransrz Devrimi de itk politik avangardist irareket otuout g.iiiii"L.it;r. Avangard Kuraqn"rilerine oturdu$u temel ilkeler gelenekqi anJayrga kargr olmak, yenilige, ak-rl drgilrga ve oz[rinirife a"va"g;ifgi, tii.vr"f .;rt yiikseltme egilirni ve yaratlcr benciiligi cinenseme gekii'de cizetlenebirir. Avangard kuramrn oziinde sanatrn hayai ile zorta koparrlr,rq"iugrir'y.nia"n kurmak ve onu gelecek toplurnun hi'zmetine sunmak:trr. c"i"rr{in sanatrna kargr yiiriitrilen bu miicadele bir bat
karuksanmre ve heyecamru vitirmiq en rinimtisi ha-yatta bir sistemie miicadele ederek kendi sistemini topruma
;;;;k;panmrg
ve "i"" ilgili gJu,..r"r"
r.urr,_,r
ettirir. Fakat bir siire sonra o da 'geienek'in mah olur. Zira o da bir s0re geEtikten soffa yaratrcr heyecarum ka.ybeder ve kendisini bir bagl..a a.,angu.o harekete teslim eder. Gergi bu siiregte gelenek grigrenir u" .ru.rigr* ,rirdi-"r fakat avangard sanat krsa siirede tiiletilmis olmaru' srkrntrsrru yagar. l.ramik Kemal ve arkadaglanrun artrk hayatla ba$lanru kopaimrq Uirrur, ,ii,-;r*" t3e
J. A. cuddon, Dictio'ary of Literary Terms 1999. London. England, s.6g-69.
&Literary Theory,
saldrrmalan
ve
edebiyatrmrzrn
ilk ciddi avangard
ra2
hareketini
gergeklegtirmelerini yadrrgamamak gerekir. Fakat o hareket layrkryla iumamlar,a-udrgr iqin ya da bir bagka deyiqle b-u hareket tir gelenege d6niigmeden Ara Nesii, Senzet-i Fiinun, Fecr-i Ati gibi soluksuz fakat auangard olmayan ekoller pasta iistiindeki krema gibi sadece bir fon olarak kaidrlar. ortada millet 1,ekftsn milliyet diyen, dzgrirliik yokken hiirriyet diyen ve yeni bir insan projesini hayata gegiren drigiinceleri yayan iglevleriyle Namrk Kemal ve arkadaglanrun avangard hareketinin somut sonucu Tiirkiye Cumhuriyeti' dir, denebilir.
Avangard krramrnda "sanat dilsiinsel r)zerklesmesine kosut olarak, toplumsal isbdliimii iqindeki suurlanm yeniden tarumlar. Aristokrasiden kalma iliskilerdenve klasist zana.at gelenefrinden artntr."to3Batlda l64g'den sonra kiiisenin ve monarqinin sanat rizerindeki hiikiimranhsrru siirdiiren
akademi 19. ynzy:]da giicrinii yitirir. Bizde de aym y|rzytlda saray giiri olarak kabul edilen Divan qiiri etkisini kaybeder. onun yerine Enciimen-i $uar6 ya
da Paga'la'n konaklannda silregelen mutad sohbet gelenefii giri nut, gelenefinde Salon'lara tekabril eden sanat akademileri alrr. Her ne kadar iglevleri onial gibi umuma agrk oimasa da gairler ve citeki sanatgrlar aralannda miizik adamlan, hattat ve biirokratlann da bulundufu bir avangard oiuqum kendisini gosterir. son ytiz,vilda osmanh'da sanat ve edeblyatrn hatta siyasetin konuguldu$u rrahflller saray ve ona baSh hiyerargik mekdnlar deSil
gezetelerin yazr igleri odalan. qair ve yazarlartn konak ve kdgkleridir. Yenilegmeyi geligmeyi hep devietin hamleleriyle gdrrniiq ve yaqam:g olan
haik, sivil 'e bir avangard olugumla kargr karqrya ordufunu
sonradan
anlayacaLrrr.
Batr'da,avangard hareketler "1848 cincesinde romantizmin isyam ile peydahlarur."roa ilging oian osma'ir'da da ilk avangaril hareketleri ba5lataniarm {Namrk Kemal, Ziya paqa, A. Hamid, R. Ekrem) romantik oiugiandrr. Fakat osmanhdaki avangard hareket Batr'dakinde oidugu gibi bir kogutluk gcistermez. zira avangard hareketin paralel yiididtigii riod"rnizm osmanh'da daha geE dcinemde hatta osmanrr sonrasrnda ge-ikmeli olarak yaqanacai
Kemal'in, Nazrm Hikmet'in oriran veli'nin oncii anlayrgr ayru diizremde ele ahnamaz.
Avangardlann karakleristik eylernlerinden biri de birer manifesto ya yaymlamalandr. Bu kimi zaman diizenli ve gahgrlmrg bir metin olabildi[i gibi kimi zaman da mukaddime, makale, cinsoz, takriz ya da bir kalem miinakagasmrn gere[i olarak ortaya grJcan metinler de olabilmektedir. Garip Mukaddimesi bu agrdan diiqiiniilmrig, gahgrlmrg 'ortak' bir metindir. Naruk Kemal'in sanat ve edebiyat hakkrndaki mukaddimeleri bu tarzda disiplinli olmayan fakat dolu ve nitelikli beyannamelerdir. Politik agrdan Fransrz Devrimi sonrasrnda yayrmlanan Yurttaghk Haklan Bildirisi boyle bir manifesto / belge nitelifindedir. Batr'da avangard,'modemizmin seriiveni ile birlikte yiinir. Bu yiizden her ikisi de topluma yabancrlagma hastah[rm igerir. Edebiyatta, sanatta, topiuma, kendi kendine yabancrlagma bir modemizm ogesidir. Hayat egemen burjuva erki, onun tarihe gomdiipii kilise ve krallar bireyde ve toplumda bir yabancrlagmayr beraberinde getirmigtir. Fransa'da vatandag kimli$ini elde eden bireyin ilk aqamada bu kavrama sahip olmaltan dolayr bir bocalama gegirdifini hatulatmak gerekir. Bizde de Osmanh vatandaglanmn Tarzimat Fermaru'yla (1839) kendilerini verilen gazete grkarmak haklanm fark etmeieri yirmi yrl almrgtrr. AgAh Efendi'nin $inasi ile birlikte Terciiman-r Ahvaf i grkarmaya baqladrklannda tarih 1860/1 'dfu. Demek ki Fransa'da kolelikten vatandaqhla gegiq bireyde nasil bir qok etkisi yapmrqsa Osmanh'da da a).ru etkiyi yapmrgtr. Halbuki bir ingiliz vatandagt olan William Chuchill diplomatik bir kurnazhkla elde ettifi gazete imtiyazrm geciktirmeden hayata gegirmig ve Ceride-i Havadis'in.ilk sayrsrru 1842'de negretmiqtir. da ona benzer metinler
Avangard, Raymond Williams'a gdre; "egemenlik peginde yeni. kimlikler arayan bireyin en aylon temsillerinden olugur. Bu nedenle de ugtaki siyasetlere itibar
eder: iki futuristten Marinetti, italyan faqizmini desteklerken. Mayalovski, poptiler Bolqevik kii ltiirunden yanadrr. "
der.''5 Gergekiisriictlerden Eluard ve Aragon Stalinci, Breton Trogkisl gizgiye 6te yandan drgalurumcu sanatgrlardan Brecht sosyalist, Gottfi:iend
Cumhuriyetgileri desteklerken, Eliot Ingrlizmonargisini destekler. Ezra Pound ise Mussolini'nin fagizminin yarunda yer alr. Bizde de durum farkl de[iidir. ilk avangardlanmtzolan $inasi, Nam:k Kemal, Ziya PaSa, Abdiilhak Hamid hayata egemen siyasal diizenin aktcirleri ile yani Saray'la dugiinsel zeminde gatl$ma halinde olan aydurlardr. Kendi
ro5 Ralnnond Williams, The Politics of Modernism, Against the New Conformists, der. T. Pinkney (Londra, Verso, 1994), s. 31-35'ten akt. Ali Arhrn, Avangard Kuramr sunug yazrst, s. 16.
devirlerine gcire 'ug'ta olan kalemlerdi. Her iigii de Armrpa (ingiltere) tipi bir rnonargiden yanaydr. Recaizade Ekrem. ise Saray'la iliqkilerini koruyarak rjnciiliik yapmayt bagarmrg, bir bakrma tathsu avangardizminin babasr cLmugtur. Yaptrgr yenilikler toplumsal ya da siyasal karakterli defil sanatsal niteliklidir. Hayatr boyunca devletin biitgesinden nemalanan Yahya Kemal'in, onun rejimine kargr olan Nazrm Hikmet'in hatta orta srruf bir memur olan Orhan Veli'nin Cumhuriyet'in siyasal erki ile bangil< oldu$u sciylenemezdi" Kaldr ki bir avangardrn ug noktalarda diizenle sistematik bir gatrgma iginde olmasrna gerek yoktur; diiqiinsel planda egemen rejimle gatl$ma iginde olmasr dayeter de artar bile, Batr'daki avangard stireg belli bir gelene[in kahplagmrq
kurallarliginde srireklililini kaybetmig topiuma kargr yabancrlagmayl 6nemsediSinden onun etki alarundan uzaklagtr. Kargrth$rnl ilan eder.
Avangardrn yabancrlagmasr yeni bir hareketin
darbelerinin arkasnda onun biitiin avangardlann hedeh olan "hayata ve bir giirf in peginde olmasr vardrr. Bu da avangard kuramrn temel ilkesi olan sanattn hayatla olan bularuk iliskisini yeniden kurmak ilkesiyle birebir drtiiqmektedir. Zira avangard kuramr sanat adrna toplumun almasr gereken yolu, izlemesi gereken rotayr ima eder, gcisterir. Naruk Kemal'in, o giirin (Divan) qah formu oian gazelin muhtevasrm deligtirnlesi ve Ziya Paga'run da krsmen bu harekete igtirak etmesinin arkasrnda bu iggi.idii vardu. Hiirriyet Kasidesi edebiyatrmrzrn ilk avangard metni olarak okunabilir. Orada yeni hayat tarzrnm yeni insarun modeli vardtr. Bu model daha sonra bir baqka avangard Ziya Gdkalp tarafindan daha genig bir perspeltiften ele ahmp
hakikate uyan
sistematize edilecektir.
Avangard kuramr konusunda yetkin bir gahqmamn sahibi olan Petel
Biirger'e gori; "Avangard,, sanatm kutumsallaEmaya karst bir saldrtstdv."ta' Bir sanat anlayrqr en baqta ne kadar ilerici ve dewimci olursa olsun bir siirt sonra kendi kendisini tekrar etmekten ahkoyamaz. Bu da onun bir gegr kurumsallagtr$r anlamrna gelir. Divan giiri baglangrgta avangard bir hareke olarak kabul edilebilir, fakat bir siire sonra kendisini tekrar etrnt geli5emerne gibi aksakhkJar yiiziinden- dgfaggi
-yglfl!f"-gg9-@alggli!"t bir hale gelk. Ztra qmrn avagardhsrru siirekli krlacak bir 'taqryrct'sl yoktu Tanzimat Dewi aVangardlan-mn hemen tamamrmn gaze).gci :olduflun,
ve sanat kendi avangardrm kendisi yaratrr, fakat buradan her gazete sahibi
olan kitlenin avangard olaca$r sonucu grkanlmamahdrr. Servet-i Frinuncular'rn da elinde bir hatta iki mecmualan vardr; fakat avangard
olamadrlar. onlar sanatrn hayatla olan bulamk iiigicisini yeniden kurrnayr beceremediler. zka bu iliqkiyi gok iyi kuran Tanzimat edebiyatr hentiz gelene{in mah olmamrg yani eskimemig, bir bagka deyigle hayatla baElarrru koparmamrgtr. servet-i Fiinfin toplulupundaki ilk ciddi gatlagrn Namrk
Kemal'in o$lu Ali Ekrem Bolayrr'la yaganmasl acaba sadece bir tesadiif miidiir? Namrk Kemal ve arkadaqlanrun hayata ve hakikate uyan bir edebiyatrn peginde olmalanmn arkasrnda divan qiirinin artrk btiyiik bir hizia defi$en hayat hakkrnda tek bir dize iiretememesi olmugtur. Baqlangrgta srrurlr da olsa hayatla iligkisini dengelemeye gahgan bu edebiyat zaman gegtikge ve hayatrn defigim ve geliqim hrzr arnrkga bu ihtiyaca cevap veremez olmuqtur. Namrk Kemal'in giirlerini sosyal ve siyasal muhteva bakrmrndan incelenmesi bize o metinlerin ne kadar biiyiik bir bogluSu doldurdu$unu gostereceklir. 'Avangardrn hedefi bizzat iginde var olduiu sanatr kurumunu yok etmektir. Qunkri sanatr hayah yasaklayan !i1 fts11s1dg1."raz Bu, tam da bizim iqin boyle olmugtur. Namrk Kemal'in bir avangard olmadan dnce bir divan sahibi bulunduSunu Enciimen-i $u6r6 denilen gairler meclisinin en geng iiyesi oldugunu ve kendisinin bir devrim yapacalr sanat kurumunun bir riyesi bulundu$unu hatrrlatmak yararh olur. Divan sahibi genq Narn* Kemal'in, hayatr yasaklayan bir giirle sonsuza kadar ilgilenmesi beklenemezdi. Hayatr -$ir devirden soua- adeta yasaklayan divan giirinin artrk kurumsallaqmrg varh$rm ortadan kaldrrmamn zamant gelmigti. Her ne kadar $eyh Galip;
Tarz-r selefe tekaddum ettim Bir bagka lugat tekellum ettim diye kendisinden cjncekilerin dilinden, sanatrndan aynldr$rm, onlan agtrfrrru ifade etse de bu onun eski retorifie baph o.lmaktan, yani kurumsalragmrg bir giirin son rinemli temsiicisi oldugu yaftasrndan kurtaramamrgtrr. Hayata egemen sanat artrk kurumsallagtr$ma ve onun da devletin citeki kurumlarr ile bir eggiidiim iginde Eal4trEma hatta mensuplanrun bir bakrma saray'dan nemalamp oraya baEh bir hayatr tercih ettikierine gdre, avangard sanatm hergeydeq rince kendisini bu ba$lardan kurtarmasr gerekir. Hem onun
bir iiyesi olmak hem de onun karqrtr olmak dengesizliSi iginde avangard olunamaz. Bu bakrmdan Namrk Kemal'in: Gortip ankrem-r asn miinharif srdk u seldmetten Qekildik izzet u ikbal ile bAb-r hukumetten
o7
Ali Arnrn, Avangard Kuramr,
sunuq yazrsr, s. 21.
erk tarafindan srirgiinri bile onun denebilir. Bu durumda avangard kuramrna gdre krgkrrtnuqtrr aVangardh$rru gair / avangarel kendi dewimini i yenilifini siyasetin yedeginde de$il ona rafmen ya i1a kendini siyasallasttraraktog gergekleptirmeye gahgacaktu' Bu bakrmdan Namrk Kernal'in giirleri pekdlA birer siyasal metin olarak da okunabilir. Fakat avangard hareket trpk'r yrktrfii onceki sanat anlaygr gibi kurulrsallagtrsrnda kendi avangardlnt yaratlr. Bunu sanat akrmlanrun kargrt ve 'dteld'ni yaratarak srirekli bir devinim lqirde geleneft dedigimiz biiyiik akqt demesi anlamhdrr. Hatta siyasai
yarattr$l bigirninde aigriamamak gerekir. Modern sanat alomlanrun nasrl kendi karqltlarlni yaratarai< si-irekli kalabildiklerini bir balama karqrfi iEinde bile yaqamaya devam etti$ini bilmekteyiz. Fransa'da ondokr.izuncu yiizyrhn ikinci vansr iie yiirninci yiiz;rrlm iik geyreSi arasrnda yirmiye yakrn sanat ekolii ortaya Elknuqtrr. $inasi'nin avangard hareketi giiqlii bir sanat kumagryla kuqatrirnadrlr igin bir bakrma kadilk kakn ;;ti. A1'rn diigiinceleri Naruk Kemal yLiksek sanai grlctiyle sanatma siyasetin kuma;lru giydinnig ve bu konuda yepyeni bir 'ses' getirmigti, fakat bu siyasal ve yiiksek ses tilmizlerini yaraiarnadrlr igin onun avangard hareketi yavagiadr. Bu konuda biiyiik rimitler beslecligi Abciiilhak Hamid eski dtizenin erki ile anlaqrp kendisili diplomat
olarzk Londra'ya attrktan sonra Naiurk Kemal'in siyasal ve sanatsal rincriliisriniin agtr$r hareket temsilcisiz kaldt. Tanzimat'rn ikinci nesli Namrk Kenai gibi milietin derdine a$layan 'nieydan adamr' de[il kendi dertleri iginde a$iayip sizlayan 'salon' (Recaizade Mahmut Ekrem, Sam'ipaqazade Sezai Bey. ALrdiilhak Hamid Tarhan) adamlarrydr. Dolayrsryla Nam* Kemaf in bu dlente Davud glSl saldrgi ses iki k:r:gak sonra Ziya Gcikalp'in siyaset ve toplumsai hayatrmrz igin cinemji oldu$u kadar ayru zamanda sanat ve edebiyatrmrz igin de cinemli olan 'Yeni Hayat' projesiyle yankrsmt bulacaktrr. Kaldr ki Batr'da avangard hareketier burjuva toplumuna ve onun sanaila hayatrn bafilanm koparmasma kargr geligtirilmig oncii eylemler oldugu
kabul edikniqtir, Bu drizenek igincie sanatgilar / avangardlar bir stire sonra kargrtr oldukian liuijuva diizeninin egemen erkine yenilerek onunla banqft d+:ruma geEerler. tsizde de bir zamanlarrn ategii topiuincu gergekqi sanatgriannln bir zatnau sonra burjuva diizeninin egemen erkine yenilip onun lrir parqasr rrinraliinni gonnemiz bizi gagrflrnamalidrr. -rivaiigard hareketlerin Bati'daki seyri ile bizdeki geligimi aym de$ildir.
iki savag (1. ve 11. Drinya Savaqr) srkrltrlr. Batr'daki siyasal ve topiumsal de$igmeler aqrsrndan
Peter Burger Batr'daki avangard s'iireci
arasina
bakrkirglnda avaugard akcirlerin (Baudelaire, Walter Benjamin, Adorno vd.) geligtirdikleri kuramiann uygulanmasr igin pek qansian olmaz. Zira kargrtr oidul,:lan sistenrlere kargr yenilirler. Ne gariptir ki bizde de avangardlann ra8
Age. s. 22
r.f:
LS2lALi iHSAN KOLCU
EDEBiyAT KURA MLART |
durumu pek farkh degildir. Namrk Kemal, Ziya PaSa memuriyet krlrfiyla srirgrine gdnderilerek by pass edilmigler ve oralarda 6lmiiglerdir. $inasi bir Eeqit inziva iginde kimsesiz ve sessiz hayata veda etmiqtir. Ziya Gokalp,rn erken cihimii onun baqlattr$r hareketin kesintiye u$ramasrna neden olmugtur. AtatiiLrk'rin.o kadar ilham aldrgr bu dtiSiiniinimtizrin dtigiinceleri adeta kasten hayahn drgrna atrldr. Omrn ciliimiinden sonra geng Cumhuriyet yanlg bir Batrcrhk krskacrmn altrna girmekten kendisini kurtaramadr. yahya Kemal diplomatik gcirevierle adeta tilkeden uzaklaqtrnldr. Tiirk kadm avangardrmn en briyrik ternsilcisi Halide Edip Adrvar solufiu Amerika ve ingiltere'de aldr. Tarihi Tiirk gtnanna Marksisf bir ap yaprp toplumu dontigtiinneyi amaElayan Nazrm Hit nibt kargrt oldugu sistem tarafindan drglandr, hapse atrldr ve nihayet tilkeden kagmak zorunda brrakrldr. Urettikleri karqrthfir si.irdiiremeyenler maglup oldular ve kargrtr diizenin kendilerini benimsemesinden gok kendileri onlan benirnseyelek diizenle bir entegrasyona girmek zorunda kaldrlar. Bunlara 'tathsu avangardlarr' da diyebiliriz. Bunda elbette iki diinya savagr arasrnda SSCB, Tiirkiye, italya, Almanya gibi dnemli siyasal akrdrlerin parti devletleri'olarak ycinetilmesinde ve mutlak otoriteyi sarsacak hareketlere asla gdz yummama politikalanm gtitmelerinin de etkisi vardr. Bizde Orhan Veli ve arkadagianmn CHP'nin resmi sanat politikasrmn cinemli temsilciierinden Nurullah Atag tarafindan lanse edildiklerini unutmamak gerekir. Daha gok parti gizgisinde bir 'tathsu sosyalizmi'ni dillendiren bu siyasal ycinelim sanatr da onun poetikalanm da bir bakrma etkilemiqtir;
Rus
edebiyahnda
Gogol ve Pugkin'in, Franstz
edebiyahnda
Baudelaire'in, bizim edebiyatrmrzda da yrkanda adrru saydrprmrz gair ve yazarlann.sanat ve edebiyatta yaptrklan gey konjonltiire ve hapta egemen, sisteme teslim olmug bir sanatrn zinciilerini krrmak ve artrk karuksanmrE olan tekdiize sanat anlayrqrm hayatrn dinamizmine eg bir devinime kavugturmaktr.
Rusya'da Pugkin gergekli[i hatta Gonqarov'un Oblomov,u ashnda Rus toplumunun birer elegtirel okumasrdr. Baudelaire'in savagr Fransa'ya egemen olmug burjuva sanatr ile mricadele etmek ohnugtur. Hatta bu toplumun tannsr ve kutsal delerleri ile de savaqr Baudelaire. Onun avangardhgi modernizmin ilk yagandr[r yer olmasr hasebiyle qansh bir avangardliktu. Ziia toplumsal yabancrlagma bir modernizm hastah[rdu. Fransrz toplumunun gegirdigi siireg Baudelaire yardrm etmi$th denebi lir.
Bu
1S3
r)znel-ifadecilift (expressidnism)ran tlggen metaforuyla ozetler.Bu iig unsu-dan olugan iiggen ya da piramitin en tepesinde sanatgr bulunur. "bir yanda en tepede durup, 'Altrn Dana'yr krrmak igin 'dagdan inen Musa'150 gibi geleneklere meydan okumayr gcsze alan ve bu yiizden yalruzhpa terk edil.en iisfiin insanlar' deha sahibi avan-garde sanatgrlar yer aiu."lsl Kandiski'ye gdre; "iiggenin alt krsrmlannda bulunan olgunlagmamrq kitlelerin [grirevi] 'srJoqrp \?^l*q yiik arabasrmn ileriye do$ru hareket etmesine yardrm etmek'tir.l52
Avangardrn segkincilifi onun cesaret ve dehasryla mayalanan cincii tavnnda yatar. Bu yiizden avangard sanatgr, Kandiski'nin riggeninin altrnda ya$ayan ve hayatlarrru gelenefin gtiven dolu siirekliliginde srirdiirmeye ;ahqan geni6 kitle ile biitrinleqme ya da bir bagka deyiqle sanatrn hayatla bularuk ilipkisini yeniden kurma gabasr srrasrnda olmadrk suglamalarla kargrlaqabilii. Onerdigi geylerin gelene[in giivenli ve denenmiq sistemati[i iginde yagayan kitlelerce yadrrganmasr, tuhaf, garip ve sagma bulunmasr avangard sanatgryl deli, hmarhanelik, kaEk gibi suglamalarla kargr kargrya getirir. Bumrn sonucu olarak avangard -bir entelektiielin olmasr gerekligi gibibir yalruzlrpa, toplumun drgrna itilebilir.
Kandiski'nin piramit metaforunun ikinci ayaSr rarihsicilik (historicism)'dir. Avangard sanatgrnrn cinerdi[i yeni anlayrg kendi zamarunda kabul gcirmeyebilir, anlagrimayafilir ya da farkh algrlanabilir. Bu onun ozgiiniri[tine bir halel getirmese de zamansal agrdan dtelenmesi teh]ikesini do[urur. "Avangard sanatqr iqin bugrinun deha rirunu kaqrnilmaz bir Eekilde yannln befeni nesnesi haline gelecektir."rs3 Fransa'da Baudelaire'in sanatrrun ancak ciliimiinden onlarca yrl sonra anlaqrlmasrrun arkasrnda onun avangardhfirn hazmedecek bir toplum yaprsrrun heni.iz hazrr olmadr$r qeklinde hiiianedilebilir. Sanat aqrsmdan tarihsicilik sabrla kargrlanabilir. Fakat siyaset ve toptrumsal driniigiimler agrsmdan a1.ru sabrr gcistermek dilgiiniilmez bile. Bu bakrmdan bizim edebiyatrmrzda sanatsal anlamda avangardlanmrzdan ilki olan $inasi'nin, siyasal anlamdb avangardlanmrzdan biri ve Tanzimat Fermaru'run en cinemli
aktoni olan Mustafa Regit Paga igin yazdr$r bir kasidede yer alan agagdaki
gegirmek isabetli olacaklrr. Biitiin yeniliklere imza atan sorumluluk ve risk alan, kendisini bir savagrn orlasrna atan sanatglrun birey olarak durumu nedir?
Avangard sanatgmm hem
bir
entelektiiel hem yenilikgi hem
de
k-urirmsallaqmrg bir beleniye, gelenele kargl savagan avangardr ressam, estetikgi vasili Kandinsky segh\ncillfr (elitisizrn), tarihisicilik (historicism) ve
ireyit, avangard hareketierin her zaman kadife bir zemin 'lizerinde hayata gegirilemeyecegi fikrini gr.iglendirir. Andrnrsrn o tabibi ki ne dem vese ilAg Izdrabrndan anr hastasr eyler iz'Aq b LLn
(Sen, iyile gmesi igin aerdili ilacm alt LIan bir doktorn benziyorsun)
acth{utdan h.nstast taraitndnn
Bdylelilde 'lanzimat Fermam'mn iigili inaddeleri rqr$rnda Osmanh toplumunun zorla da olsa de$igmesi gerekti[i \4trgularur. Biz aynt tutumu Cunrhuriyet soruasurda halka ra$men gergeldegtirilen kimi devrirnleicle Ce goriir-iiz. Netice itibariyie poliiik avangard hareketler kitleler ,lizerinde ikticlar g,iiciinii elde tutal{ar iEin daha kolay gergeldeqmektedir. Bu aErdan qok partili doncrni ve Demokrat Parti'nin T'iirki,ve'de yaptr$i de$igir.ni sivil bir avangard hareketi olarak- grirebi liriz. Avangard sanatglrun zama.nla iligkisi iru agtdan problemlidir. O zarnarun ilerisinde olan bir aktcirdiir. Kandiski:
"Bugunrin resim ve rnuzik sainatrnriaki ahenlisiziik (dissonance), yarrnrn ahenginden fscrnsonalce] baqka bir qey de$ldir."rs4 der. Toparlarsak bugiiniin avengard sanatmr anlama.;an genig kitleler ileride onu yaratma.k igin yang igine gireceklerdir. Bu baicrmdan avangard sallat her geyden cince hayata ege.men gelenekqi sana'Lia bafiru kooamlair, ona karqr m'-icade'e etrnelidir. Zaten {rnun, zamanln ilerisinde olt:-lasl durumlr da bunu gerel-lti:-i;. "Trsriltin ,'e{e:ne; ek andL{r insunlay lter ztrman drinilyn noiitalGNiftda buiwi;ni.ardtr. Onim bir ye teneEi ytktp yeni bir ge!ette!.i kurarlar. "''tt divett Orhan Veli vc ori<;'..1a"tis11 a\ni zamanda avangar:d sanaiqlrun zamanla olan iliqkisine turgu ylllm-isiardn". Bri ytizden Divan qairi zamania yuzlegm.:di$i, kuralct oldufru ve geient:kq:i clntadtfir. igin avang;ard olamailrEtrr. Zira gelenek hayata egemen kurailmr biif iik bir sziciakatle siirdiirmel< degii, kendi igir:de eleqtirisini, kargrt ve tjtekini yaratarak 'kol krrrlrr yen igiude' misnli yenilikte bir siireLlilik gdstennek eylemi
'iq liayatrn saf ifadesi' yani oznel olamn drga r.'ur"rirnasi hadisesidir. Bu bakrmdan avangarcl sanatgl bir"eysel oln.mk zorundadr. "Ha{iki bireysellik }
r5a
r5t
Luc Feuy'den nakl. Hakl,a Hrinler, Estetik'in Krsa Tarihi, s. 321 . Orhan Veli, Biitiin giirieri, (Haz. Asrrn Bezirci). Can yay. i9. bs. ist. 1983, s. 82.
yalrtabilen, drnefin resimde 'figurasyon'u ve muzikte ,tonalite'yi terk etmeyi grize alabilen dehalara aittir.-156
I lr
Bu bir
balama avangard sa'atqlrun seEkincilik
ve
tarihsicilik
ozelliklerinden sonra tagrmak zorunda oldu$u bir vasrftrr. Briylece avangard sanatgl durmadan $a$lrtan, dehasrru kusan cizelligi iie genig kitleleri ruihoq edecek, kendisine hay.an brrakacaktrr. Kandiski avangarcr sanatglrun bireyselli$ine cjmek olarak Picasso'yu giisterir. "Hep keridini drga r,unna zorunlulugunun gcisterdi$i yoldan giden ve srk slk firtinaiara kaprlan picasso bir drqsal aragtan ritekine athyor. Bu araglar arasmda l:ir uqunrm varsa delidolu bir srgrama yaplyor; ardrndan gelen, tam ona ulagtr[rru sanan kalabahk sriril dehgetten dehgete diigedursun, kargr yakaya athyor. yeniden baghyor o yorucu inigier grkrgiar."ttT Bdylelikle tarihsei ar;iian zamanrn ilerisinde, toplumsal aErdan kitlelerin ri:stiinde olan avangard sanatgi bir-errsei drga rrunrm balamrndan da citeki bireylerden farkhh$im bir ei,lsrn bigirujue
dciniigtiirrnekle avangard figiirasyonunu tarnamlamailadu. $iiphesiz Kandiski'nin verdifii yerinde fakat az bulunur sua drgr bir drnektir. Genelde avangard sanatqrlar sanat adlna yaptr-ldan ve kitleler tarafindan gat"ip ve nthaf bulunan eylemleriyle bilinirler. zira avangard sanatgr gelenekten koprrrak vt:
guElii bir bireyseliige dayanmak zorundadrr.
Bizim toplumumuz Batr'daki streci idrak etrnedifinden trizim a'angard hareketledmiz ay:ru zamanda siyasal ve toplunsal defiiqim haieketlerine ya cia ddnemeglerine tesadrif eder. Birinjn citekini -ya da tam tersili- r.io$uiniasi olasrdrr. Tanzimat devri yazarlanfln sanatr hayata sindirmek gabalan:la karqr
Servet-i Fiinuncuiar estetik haz nesneieri yaratmayr tercih ederier. ,Bu bakrmdan ikinciler avangard olamamrgtrr. Kencliieriirden onceki l:ugagrn sanatrru agma yolunda Tevhk Fikret -o da birkag sosyel muhter.ah gii]inindrgrnda bir gaba iginde grinlimemiqtir. Halbuki bunun igin sosyal ve siyasa,l zemin haz:rdr. istibdat idaresi bu'tip bir avangardhga uygun oldugu halde
sanatErlar bu cesareti gdsteremedi. ilk avangardiarlmlz olair ]riailrk liemal ve arkadaglanmn da ayru Padigah tarafindan siirgune gonderildi$ini unutmainak gerekir.
Fakat edebiyatta bizde
ilk
avangard $inasi'ciir. Sinrrir veieneEirre iik tiyatro eserini
ya!'men edebiyatrmrza $air Evlenmesi gibi Batih anlamda
kazandrrmrq, Batr edebiyatindan iik terciimeleri yapmrF, iik gazeteyi grkarmakla kalmamrq bu konuda srireklilik gostermiq. Nlakale, soih,ik ve noktalama igaretieri kullanma gibi devrinde devrim sa,r,rlabilecek hianetlere imza atmrqtr. onun avangardh$rrun en belirgin gizgisi f i.irdier'in artik 156