2012
OYUNUN OYUNU “ NOISES OFF”
YAZAN : MICHAEL FRAYN ÇEVİREN
: LALE EREN DALSAR
01.01.2012
OYUNUN OYUNU FARS -
KİŞİLER
ÜÇ PERDE
:
LLOYD DALLAS : OYUN İÇİNDEKİ OYUNUN - YÖNETMENİ DOTTY
: BAYAN CLACKETT’İ OYNAYAN AKTRİST
GARRY
: ROGER’I OYNAYAN AKTÖR
BROOKE
: VICKI’Yİ OYNAYAN AKTRİST
BELINDA
: FLAVIA’YI OYNAYAN AKTRİST
FREDERICK
: PHILIP’İ OYNAYAN AKTÖR
SELSDON
: HIRSIZ’I OYNAYAN AKTÖR
TIM
: SAHNE AMİRİ
POPPY
: SAHNE AMİRİ YARDIMCISI
BİRİNCİ PERDE; Brent’lerin kır evinin oturma odası. Çarşamba öğleden sonra. ( Grand Tiyatrosu, Weston-super-Mare. 14 Ocak Pazartesi )
BİRİNCİ PERDE; Brent’lerin kır evinin oturma odası. Çarşamba öğleden sonra. ( Royal Tiyatrosu, Ashton-under-Lyne. 13 Şubat Çarşamba-matine )
BİRİNCİ PERDE; Brent’lerin kır evinin oturma odası. Çarşamba öğleden sonra. ( Şehir Tiyatrosu, Stacton-on-Tees. 6 Nisan Cumartesi )
BİRİNCİ PERDE ile BİRİNCİ PERDE arasında bir ara vardır. BİRİNCİ PERDE ile BİRİNCİ PERDE arasında ara yoktur.
“OYUNUN OYUNU” oyuncuları, bir başka oyunu, oyun içindeki oyun : “ÇIRILÇIPLAK” ı sergilemektedirler. “ÇIRILÇIPLAK” adlı oyunun rol dağılımı şöyledir :
BAYAN CLACKETT
:
Dotty Otley
ROGER TRAMPLEMAIN
:
Garry Lejeune
VICKY
:
Brooke Ashton
PHILIP BRENT
:
Frederick Fellowes
FLAVIA BRENT
:
Belinda Blair
BURGLAR
:
Selsdon Mowbray
SHEIKH
:
Frederick Fellowes
Yönetmen
:
Lloyd Dallas
Sahne Amiri
:
Tim Allgood
Sahne Amiri Yardımcısı
:
Poppy Norton-Taylor
Olay, bir Çarşamba günü öğleden sonra, Brent’lerin kır evinin oturma odasında geçmektedir.
1 OYUNUN OYUNU BİRİNCİ PERDE
Brent’lerin kır evinin oturma odası. Çarşamba öğleden sonra. ( Grand Tiyatrosu , Weston-super-Mare, 14 Ocak Pazartesi) Evi kiraya veren emlakçı evi şöyle tanımlamaktadır. Londra’nın 25 mil dışında, şirin bir 16. yüzyıl değirmen evi. Evin eski atmosferi, devrine ait birçok özellikler ve detay korunarak, özenle elden geçirilip, modernize edilmiş. Şimdi yurt dışında bulunan sahibi tarafından tepeden tırnağa modern yaşamın gerektirdiği her türlü araç gereçle donatılarak güzelce döşenmiş. Sükunet arayanlar için gürültüden uzak, sakin, tipik bir İngiliz evi. “En Az Üç Ay Kiralık” Basvuru için adres : Squire, Squire, Hackham ve Dudley EVİN ÖZELLİKLERİ : Giriş katında üst galeriyle merdiven bağlantılı açık bir oturma alanı. ( Dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta : giriş çıkışlar için yeterli genişliğin sağlanması) Giriş katındaki ön kapıdan, bakımlı bir bahçe ve güzel bir köy manzarası görünüyor. Başka bir kapı, lambrili, şık bir çalışma odasına açılıyor. Lüks banyo dairesine açılan bir başka kapı ve güneye bakan , alabildiğine geniş manzaralı büyük bir pencere var. Üst katta yatak odası kapısı ve büyük bir gömme dolap kapısı. Üst kattaki diğer odalara uzanan bir koridor. İki kat arasındaki merdiven bağlantısına açılan güzel donatılmış bir başka banyo
Tümüyle, nefis bir geleneksel İngiliz iç-mimari tarzı örneği-bilinçli tiyatro seyircisinin ilk andan kendini evindeymiş gibi hissedebileceği bir yer. Giriş müziği – Perde açılırken oyun içindeki oyunun ünlü telefonu çalmaktadır. Servis bölümünden Bayan CLACKETT, evin kahyası-kendine özgü bir tipgirer. Elinde tepeleme sardalya konulmuş bir tabak vardır. BAYAN CLACKETT –İstediğin kadar çal. Aynı anda hem sardayaları açıp Hem de sana cevap veremem ya. İki ayağım var alt tarafı.
2 ( Sardalyaları kanepenin yanındaki telefon sehpasına koyar, telefonu açmak için ahizeyi kaldırır.) ….Alo....Evet, ama burada kimse yok şekerim…Hayır, Bay Brent burada değil , ….Evet, burada oturuyor, ama şimdi burada değil, çünkü İspanya’da….Tamam Bay Philip Brent….Hah işte o, oyunlar yazan, ama şimdi oyunlarını İspanya’da yazıyor….Hayır, karısı da İspanya’da , herkes İspanya’da, burada hiç kimse yok …..Ben de İspanya’da mıyım ? Hayır canım ben İspanya’da değilim. Evlerine bakıyorum ben; yalnız Çarşambaları , saat birde kendi evime giderim. Şimdi anladın mı ? …..Ha, evet bugün gitmedim, çünkü ayağımı uzatıp yemek üzere bir tabak dolusu sardalyam var, kraliyet ailesi televizyona çıkacak canım. Dur bakayım o gazete neredeydi….? ( Kanepenin üstündeki gazeteyi alır ve sayfalarını karıştırır. ) …..Ha, eğer evi kiralamak içinse, emlakçıyı araman gerek. Çünkü bu işe onlar bakıyor…..Squire,Squire, Hackham ve öbürü neydi.. .?...Hayır onlar İspanya’da değil, çalışma odasındaki telefonun yanında, Squire, Squire, Hackham ve dur bir dakika, bakıp geleyim. ( Ahizeyi yerine koyar ) ( Ya da, Robin Housemongers’ın oyunu “Çırılçıplak” da öyle tarif edilmiştir. Ama o ahizeyi telefonun yanına koyar. ) BN. CLACKETT…..Hep böyle olur zaten. Ayaklarının yükünü hafiflettiğin anda, aynı yük başına sıçrayıverir. ( BN. CLACKETT, gazete hala elinde olduğu halde çalışma odasına girerek sahneden çıkar. ) ( Ya da, metindeki sahne trafiğine göre öyle yapması gerekmektedir. Ama o, gezete yerine sardalya tabağını alıp çıkar ve “Bayan Clackett” rolünü oynamakta olan aktrist “Dotty Otley”, canlandırdığı karakterin dışına çıkarak mizansen üstünde fikir yürütür. ) Dotty
-
Ve sardalyaları alıyorum. Hayır, sardalyaları bırakıyorum. Yok hayır, alıyorum.
3 ( Karanlık seyirci salonunun belirsiz bir yerinden “Çırılçıplak”ın yönetmeni “Lloyd Dallas”ın adeta bedeninden ayrılmış sesi yükselir. ) Lloyd
-
Sardalyaları bırakıyorsun ve ahizeyi yerine koyuyorsun.
Dotty
-
Doğru, ahizeyi yerine koyuyorum. ( Dotty ahizeyi yerine koyar ve sardalyalarla birlikte çıkmaya kalkışır.
Lloyd
-
Sardalyaları da bırakıyorsun.
Dotty
-
Sardalyaları da mı bırakıyorum ?
Lloyd
-
Sardalyaları da bırakıyorsun.
Dotty
-
Ahizeyi yerine koyuyorum ve sardalyaları bırakıyorum.
Lloyd
-
Doğru.
Dotty
-
Bunu değiştirmemiş miydik, şekerim ?
Lloyd
-
Hayır, şekerim.
Dotty
-
Yani ben hep böylemi yapıyordum ?
Lloyd
-
Öyle olduğunu pek söyleyemeyeceğim sevgili Dotty.
Dotty
-
Ezberim nasıl hayatım ? Bazı kısımlar yerleşmiş değil mi ?
Lloyd
-
Bazı kısılar metindekileri andırıyor.
Dotty
-
Ağzımın içi bayram yeri gibi.
Lloyd
-
Farkındayım Dotty.
Dotty
-
Ağzımı açtığım anda , elma derken armut çıkıyor…
Lloyd
-
Neyse canım, daha gece yarısı bile olmadı. Oyun da yarından önce başlamıyor . Demek ki, ahizeyi tutuyorsun……………
4 Dotty
-
Ahizeyi tutuyorum.
Lloyd
-
“Squire, Squire, Hackham ve…..dur bir dakika……….”
Dotty, ( Bn. Clackett rölünü sürdürür ) BN. CLACKETT - Squire, Squire, Hackham ve….dur bir dakika, kapatma sakın, yerine koyuyorum. ( Ahizeyi yerine koyar ) …..Hep böyle olur zaten. İki dakika dinleneyim desem birde bakıyorum ki, o uzattığım ayaklar , peşime düşmüş, beni kovalıyorlar. ( BN. CLACKETT, elinde gazeteyle çalışma odasından çıkış yapar. ) ( Ancak ne var ki, o, gazeteyi almamıştır. ) ( Kilitten bir anahtar sesi gelir. ) Lloyd
-
Durun
( Ön kapı açılır ve elinde bir mukavva kutuyla “Roger” belirir. otuz yaşlarındadır ve üst düzey insanların emlak işlerini yapmaya alışmış bir adam havalarındadır. ) Roger
-
…..Evet bir kahyam var, ama bugün öğleden sonra izinli.
Lloyd
-
Garry , dur. Dotty !! ( Ön kapıdan “Vicki” girer. Yirmi yaşlarında, güzel vücutlu, bakımlı ve çekici bir kadındır. )
Roger
-
Yani, şimdi burası, yalnız bize ait.
Lloyd
-
.
Brooke dur. Dotty ! ( Dotty , çalışma odasından sahneye girer. )
5 Dotty
-
Bir daha mı geleyim ?
Lloyd
-
Evet, gazeteyi al ve çık.
Dotty
-
Gazeteyi mi ? Aa, evet, gazete.
Lloyd
-
Ahizeyi yerine koyuyorsun, sardalyaları bırakıyorsun ve gazeteyi alıp, çıkıyorsun.
Garry
-
Hepsi bu işte, sevgilim.
Dotty
-
Bağışla, sevgilim.
Garry
-
( Dotty’ye sarılarak ) üzülme şekerim. Giriş, çıkışlar için teknik bir prova bu zaten.
Lloyd
-
Kostümlü canım, kostümlü ve son prova.
Garry
-
Teknik ne zamandı pekiyi ?
Lloyd
-
Kostümlü ne zaman olacak pekiyi ? Oyun yarın başlıyor.
Garry
-
Pekala, bize hep teknik yapıyormuşuz gibi geliyor. ( Dotty’ye ) Değil mi , hayatım ?
Dotty
-
Ah, hep bu ezberden oluyor sevgilim.
Garry
-
Dotty, yavrucuğum, ezber için hiç canını sıkma…..
Dotty
-
Elma yerine armut çıkıyor.
Garry
-
Bak Dotty, ezberin iyi ; ezberin şeyinden çok daha iyi, yani…, bilmem anlatabildim mi ? ( Brooke’a ) Öyle değil mi ?
Brooke -
( Aklı başka yerdedir ) Efendim ?
Garry
( Dotty’ye ) Yani, pekala.., ( Lloyd için )…o, şey olabilir. Tamam. Ama, Dotty, sevgilim. Bunun gibi daha ne roller oynadın
-
sen…Yani… ne demek istediğimi biliyorsun işte. 6 Lloyd
-
Tamam mı ? Demek ki, Garry ve Brooke dışarıdalar; Dotty telefon elinde…..
Garry
-
Hayır ama işte hepimiz buradayız ve hepimiz düşünüyoruz, Tanrım, yarın oyun başlıyor, prova yapmak için sadece iki haftamız vardı, nerede olduğumuzu bile bilmiyoruz, Tanrım, ama hepimiz buradayız işte !.....
Dotty
-
Haklısın şekerim. Öyle değil mi, Lloyd ?
Lloyd
-
Çok güzel ifade ettin, Garry.
Garry
-
Hayır ama demek istiyorum ki, bu hafta boyunca Weston-superMare’de, sonra Yeovil’de, daha sonra kimbilir nerede, ve daha da sonra kimbilir nerede ve Tanrı bilir ne kadar zaman bu oyunu oynamak zorundayız , ve bu da hepimizi oldukça şey hissettiriyor ….bilmem anlatabildim mi ? ( Brooke’a ) Mesela sen , öyle değil mi ?
Brooke
-
Efendim ?
Lloyd
-
Her ne ise, siz dışarıdasınız, Dotty’nin ahize elinde………
Garry
-
Özür dilerim, Lloyd. Ama bazen insan içini dökmek istiyor. Anlarsın ya ?
Lloyd
-
Anlıyorum.
Garry
-
Teşekkür ederim Lloyd.
Lloyd
-
Pekala, Garry. Demek ki siz dışarıdasınız…….
Garry
-
Lloyd, izninle bir şey daha söylemek istiyorum. Nasıl olsa ara verdik. Ben bir çok yönetmenle çalıştım Lloyd. Bazıları dahiydi, bazıları alçaktı. Ama hiç bu kadar, böyle tümüyle …………….. bilmiyorum işte………
Lloyd
-
Teşekkür ederim Garry. Çok etkilendim. Şimdi şu lanet olası
sahneden defolup gider misin ? ( Garry ön kapıdan çıkar ) 7 Lloyd
-
Brooke…..?
Brooke
-
Evet ?
Lloyd
-
İçeride misin ?
Brooke
-
İçeride miyim ?
Lloyd
-
Orada mısın yani ?
Brooke
-
Ne ?
Lloyd
-
Sen şimdi çık. Sıran gelince yine girersin. Evet, devam ediyoruz. ( Brooke ön kapıdan sahneden çıkar )
Lloyd
-
Bn. Clackett Lloyd
-
Demek k, ahize elinde duruyorsun….. -
Hep böyle olur zaten…….
Ve gazeteyi alıyorsun. ( Dotty, geri gelip gazeteyi ve ahizeyi alır )
Dotty
-
Bn. Clackett
Sardalyaları bırakıyorum ve gazeteyi alıyorum. -
Hep böyle oluyor zaten. Kafan boşalırken, miden de hafifliyor.
Dotty
-
Ve nihayet çıkıyorum.
Lloyd
-
Ahizeyi bırakarak. ( Dotty, ahizeyi yerine bırakarak, çalışma odasından sahneden çıkar. Daha önceki gibi, Roger, mukavva kutuyla birlikte ön kapıdan sahneye girer. )
Roger
-
……evet, bir kahyam var, ama bugün izinli. ( Daha önceki gibi Vicky girer. )
8 Roger
-
Yani, şimdi burası yalnız bize ait. ( Roger çıkıp elinde bir uçuş çantasıyla birlikte geri gelir ve ön kapıyı kapatır. )
Roger
-
Şöyle bir etrafa bakayım. ( Roger, servis bölümüne giden kapıyı açar, Vicki bakınır )
Roger
-
Hey, kimse var mı ? ( Roger kapıyı kapatır )
Roger
-
Hayır, hiç kimse yok. Evet, nasıl buldun ?
Vicki
-
Harika, bunların hepsi senin mi ?
Roger
-
Ormanda küçük bir kulubecik canım. Eve dönüştürülmüş , 16. yüzyıldan kalma bir değirmen.
Vicki
-
Dünyanın parasına patlamıştır.
Roger
-
Eeh…insanın iş arkadaşlarını ağırlayabileceği bir yere sahip olması , bir zorunluluktur. Örneğin, bugün saat dörtte birisi gelecek. Bir arap Şeyhi, petrol işi….,anlarsın ya ?
Vicki
-
İyi. Zaten benim de saat dörde kadar şu dosyaları Basingstoke’ taki Vergi Dairesine götürmem gerek.
Roger
-
Evet, biz de işimizi hallettik mi tamam…Yani…şey için gelmiştik, ya, hani ?... onu demek istiyorum.
Vicki
-
Tamam, öyleyse. ( Roger, mukavva kutuyu yere bırakıp, uçuş çantasını açar )
Roger
-
Şampanyayı soğutmamıza da gerek yok.
Vicki
-
Amma da çok kapı var.
Roger
-
Yok canım, öyle birkaç kapı var işte.
9 ( Göstermek için ardı ardına bir kaç kapıyı açar ) Roger
-
Çalışma odası, mutfak ve kahya için müstakil bir daire.
Vicki
-
Müthiş. Peki şeyin kapısı hangisi ?
Roger
-
Neyin ?
Vicki
-
Şey işte….!
Roger
-
Haa, o mu ? Şurası. ( Roger, Vicki’ye alt kat banyosunun kapısını açar. )
Vicki
-
Rüya gibi. ( Vicki, banyo kapısından sahneden çıkar ) ( Bn. Clackett, elinde gazeteyle çalışma odasından sahneye girer )
Bn. Clackett
-
Şimdi de sardalyaları kaybettim…..
( İkisi de şaşırırlar. Roger banyo kapısını kapatır ve şampanyayı hemen çantaya sokar ) Roger
-
Bn. Clackett
Roger
-
Bn. Clackett Roger
-
Özür dilerim. Evde kimse yok sanmıştım. -
Ben evde değilim zaten. İzinliyim. Keyfime bakıyorum şimdi. Hem sonra kraliyet ailesi televizyona çıkacak. Hani tepelerinde meyveler olan şapkalar filan takarlar ya...Sen kimsin pekiyi ?
Acentadan geliyorum. -
Acentadan mı ?
Squire, Squire, Hackham ve Dudley.
Bn. Clackett
-
Haa…pekiyi sen hangisisin ? Squire, Squire, Hackham mı, yoksa Dudley mi ?
10 Roger
-
Bn. Clackett Roger
-
Adım Roger Tramplemain. -
Kendi evinmiş gibi elini kolunu sallaya sallaya içeri daldın ha ? Hırsız girdi sandım.
Hayır ben…, geçerken şöyle bir…………. ( Banyo kapısı açılır, Roger kapıyı kapatır )
Roger
-
……..uğrayıverdim…..eee, alınacak ölçüler filan gibi….. ( Banyo kapısı açılır, Roger kapıyı kapatır )
Roger
-
…………bir iki ufak tefek iş vardı da ………. ( Banyo kapısı açılır, Roger kapıyı kapatır )
Roger
-
Haa, bir de müşteri var. Ona evi gezdiriyorum. ( Banyo kapısı açılır )
Vicki
-
Nesi var bu kapının ? ( Roger kapıyı kapatır )
Roger
-
Burayı kiralamak istiyor. Çok istekli. ( Vicki banyo kapısından sahneye girer )
Vicki
-
Burası yatak odası değil.
Roger
-
Yatak odası mı ? Hayır, bu alt kısmın banyosu ve tuvaleti. Ve evin kahyası : Bayan Crockett . ( Bayan KROKET)
Bn. Clackett Vicki
-
-
Clackett, canım Clackett. (KLEKIT)
Selam.
Roger
-
Aslında burada sayılmaz.
11 Bn. Clackett Roger
-
Bn. Klackett Roger
-
Bn. Clackett
-
Televizyon seyretmek için kaldım. Şapkalarıyla, mapkalarıyla Kraliyet Ailesi çıkacak da…
( Bn. Clackett’e ) Bizi yok farzedin. -
( Sardalyaları alarak ) Sesi fazla açmam.
Biz şöyle bir eve bakacağız. -
Bak, şimdi de gazeteyi kaybettim.
( Bn. Clackett, sardalyalarla birlikte çalışma odası kapısından sahneden çıkar. ) ( Ne var ki sardalyaları bırakarak çıkmıştır. ) Lloyd
-
Sardalyalar !!!
Roger
-
Bu küçük pürüz için özür dilerim.
Vicki
-
Önemli değil. Nasıl olsa televizyonla işimiz yok değil mi ?
Lloyd
-
Sardalyalar!!!! ( Dotty, çalışma odasından girer )
Dotty
-
Sardalyaları unutmuşum.
Garry
-
Lloyd, bu sardalyalar yüzünden aklımızı kaçıracağız!!
Lloyd
-
Sardalyalarla ilgili bir sorun mu var ? Poppy ?
Garry
-
Sadece birinci perdede gidip gelen dört tabak sardayla var ! Bir oraya gidiyorlar, bir buraya. Bir O ( Dotty’yi kastederek ) alıyor, bir ben alıyorum. ( Brooke’a ) Yani sen de öyle hissediyorsun, öyle değil mi ?
Brooke -
( O gene başka bir yerdedir ) Efendim ?
Garry
Sardalyalar !
-
12 Brooke
-
Hangi sardalyalar ? ( Sahne Amiri Yardımcısı POPPY kulisten sahneye girer )
Poppy
-
Sardalyalar değişiyor mu ?
Lloyd
-
Onların yerine dört tabak kalkan ızgara getir. Kılçıksız olsun. ( Ayıklanmış olsun )
Garry
-
( Lloyd’a ) Pekala. Senin için hava hoş. Orada oturduğun yerde keyfin gıcır. Ama biz buradayız. Bu işi yapmak zorundayız. Üstelik bizim çantalarımız var, kutularımız var. Ayrıca kapılar var. Ayrıca ezberimiz var. Bilmem anlatabildim mi ?
Dotty
-
Poppy, şekerim, sen üstüne alınma. Aslında biz sardalyaları çok sevimli buluyoruz.
Garry
-
Ben sadece şey yapmaya çalışıyorum, işte anlarsın ya.
Lloyd
-
Pekala, o halde neyi değiştirmek istiyorsun, Garry ? Çantaları mı ? Kutuları mı ? Kapıları mı ?
Dotty
-
Bu saatten sonra değişiklik yapamayız şekerim !
Garry
-
Ben, diyeceğimi dedim. Ezber, Kapılar. Çantalar. Kutular. Sardalyalar. Bizler. Tamam mı ? Yeterince açık oldu mu ? ( Bilmem anlatabildim mi ? )
Lloyd
-
Çok iyi anlattın, Garry. Anladın mı Poppy ?
Poppy
-
Ee….Evet.
Lloyd
-
Pekala, devam ediyoruz. Dotty’nin çıkışından. Haa…Poppy…
Poppy
-
Evet ?
Lloyd
-
Sakın bir daha böyle bir şey olmasın.
Poppy 13
-
Olur. ( Poppy, kulise girerek sahneden çıkar )
Garry
-
Kusura bakma Lloyd. Bu konuyu mutlaka halletmemiz gerek diye düşünmüştüm de .
Lloyd
-
Tabii, tabii..
Garry
-
Yani her şey konuşulsun dedim.
Lloyd
-
Gayet tabii. Dotty kaygılanmasın da gerisi önemli değil.
Dotty
-
Ben hiç ama hiç kaygılanmıyorum Lloyd’cuğum. ( Dotty çalışma odası kapısına gider )
Lloyd
-
Öyleyse, benim için bir şey yapar mısın Dotty’ciğim ?
Dotty
-
Tabii şekerim, ne istersen.
Lloyd
-
Çıkarken saldalyaları da al. ( Bn. Clackett, sardalyalarla birlikte çalışma odası kapısından çıkarak sahneyi terk eder. )
Roger
-
Bu küçük pürüz için özür dilerim.
Vicki
-
Önemli değil, nasıl olsa televizyonla işimiz yok, değil mi ?
Roger
-
Yıllardır aramızda, artık aileden biri gibi oldu.
Vicki
-
Harika. Haydi gel. ( Üst kata yönelir) Saat dörtte Vergi Dairesinde olmak zorundayım.
Roger
-
Belki de birer kadeh şampanya içmemiz daha yerinde olur.
Vicki
-
Onu da yukarıya alırız.
Roger
-
Evet…yani…….
Vicki 14
-
Dosyalarımı da göz önünden kaldırma.
Roger Vicki
-
Tabii……yalnız…. Ne ?
Roger
-
Yani…..
Vicki
-
( Bn. Clackett’i kastederek ) O mu ?
Roger - Aileden biri sayılır ne de olsa. ________________________________________________________________ ( Bn. Clackett, elinde gazeteyle çalışma odasından sahneye girer. Ama bu kez sardalyalar yoktur. ) Bn. Clackett
Vicki
-
Bn. Clackett Roger
-
Bn. Clackett
-
Sardalyalar…..Sardalyalar…..Tabii bana söz düşmez şekerim. Yalnız şunu söyleyeceğim : Fazla düşünüp taşınma..gözünü kapat, atla. Burada her şeyin zevki bir başka çıkar göreceksin.
Oh, harika. -
( Roger’a ) Öyle değil mi, şekerim ?
Evet,, tabii, öyle. -
( Vicki’ye ) Burada olman bize de zevk verecek. ( Roger’a ) Öyle değil mi, şekerim ?
Roger
-
Aa, tabii.
Vicki
-
Harika.
Bn. Clackett
-
Sardalyalar…Sardalyalar….Boş mideyle de hiçbir şeyin tadı çıkmaz ki, canım.
( Bn. Clackett servis kapısından sahneden çıkar ) Vicki
-
Gördün mü ? Harikulade olacağını söylüyor. Bizim için
sardalya bile hazırlayacak. Roger 15
-
eee, aslında…..
Vicki
-
Bence müthiş bir kadın.
Roger
-
Müthiş ya.
Vicki
-
Evet, ne taraftan ?
Roger
-
( Kapar gibi çantaları alır ) Pekala, sardalyaları alıp gelmeden çıkalım bari.
Vicki
-
Yukarıya mı ?
Roger
-
Evet, evet.
Vicki
-
Buraya mı ?
Roger
-
Evet, evet, evet.
( Roger ve Vicki asma kattaki banyodan sahneden çıkarlar )
Vicki
-
Bu da başka bir banyo.
( Banyo kapısından tekrar sahneye girerler )
Roger
-
Hayır, hayır, hayır.
Vicki
-
Durmadan banyolara sokuyorsun beni.
Roger
-
Buraya demek istemiştim.
( Roger, başıyla üst galerideki ilk kapıyı işaret eder. Vicki
önden yürür. Roger onu izler. ) Vicki 16
-
Oh, siyah çarşaflar. ( Birini alıp dolaptan çıkarır )
Roger
-
Gömme dolap bu. ( Çarşafı dolabın içine atar ) Şurası, şurası.
( Çantayla kutuyu atıp, sinir içinde üst galerideki ikinci kapı yatak odası kapısıyla güreşmeye başlar. )
Vicki
-
Ooo, senin durumun bayağı ciddi. Kapıyı bile açamıyorsun.
( Roger ve Vicki yatak odasına girerek, sahneden çıkarlar ) ( Ne var ki, yatak odasına giremezler, çünkü kapısı açılmaz ) ( Kapıdan bir anahtar sesi duyulur ve ön kapı açılır. Elinde bir mukavva kutuyla Philip belirir.. Philip, kırk yaşlarında, koyu güneş yanığı ve çarpıcı oyunlar yazan bir yazardır. )
Philip
-
…..Hayır, bugün Bn. Clackett’in izin günü, unuttun mu ?
Lloyd
-
Durun !
Lloyd
( Elinde, Garry’ninkini andıran bir uçuş çantasıyla Flavia girer. Otuz yaşlarındadır ve tam Philip’e uygun bir eş görünümündedir. ) Durun.
Philip
-
Ev yalnız bize ait. ( Philip kapıyı kapatır ) ( Ne var ki, kapı kapanmaz. Yukarıda Garry , kapıyı açmak için, aşağıda Frederick kapatmak için uğraşırlarken bir sessizlik olur )
Lloyd
-
Ve Tanrı buyurdu; Durun. Durdular. Ve Tanrı faciayı gördü.
Garry
-
( Philip ve Flavia’yı oynayan aktör ve aktrist Frederick ve Belinda’ya ) Kusura bakmayın şekerim. Bu kapı açılmıyor.
Belinda
-
Afedersin canım, bu da kapanmıyor.
Lloyd
-
Ve Tanrı buyurdu ; “Poppy !”
17
Frederick -
Hepinizden özür dilerim. Gene ters bir şey yaptım herhalde. Malum kapılarla aram iyi değildir.
Belinda
Freddie, senin hiç suçun yok hayatım.
-
Frederick -
Hayır, kapıyı ben bozmuş olmayayım da. ( Kulisten Poppy girer )
Lloyd
-
Ve bir Poppy vardı. Tanrı buyurdu ; Verimli ve üretken ol. Kapıları onarması için Tim’i bulup, getir. ( Poppy kulisten çıkar )
Belinda -
Ah, bu teknik provalara bayılırım.
Garry
-
Evet, bayılır. ( Hoşnut, Belinda’yı kastederek ) Tanrım, öyle şey kız ki, teknik provalara bayılır. Dotty nerede ?
Belinda
-
Herkes birbirine öyle nazik davranır ki.
Garry
-
Çok şeydir… yani, gerçekten öyle,,değil mi ? ( Servis bölümünden Dotty sahneye girer )
Garry
-
( Dotty’ye ) Hep böyledir işte Belinda’ cık.
Belinda
-
Ama Freddie’ciğim, böyle bütün gece devam eden teknik provaları sen de sevmez misin ?
Frederick -
Tekniklerin sevdiğim bir tek yanı var; insan koltuğa oturma şansına sahip olabiliyor.
( Frederick oturur )
18 Belinda
-
Oh, Freddie’ciğim,seni böyle neşeli, espriler yaparken görmek öyle hoşuma gidiyor ki.. ( Belinda, Frederick’in yanına oturup ona sarılır )
Frederick -
Espri mi yaptım şimdi ben ?
Belinda
-
Bu ekiple çalışmak öyle zevkli ki, herkes çok neşeli.
Dotty
-
Stockton-on-Tees’e gidinceye kadar oniki hafta bekle de gör sen neşeyi.
Belinda
-
( Oturur ) Lloyd, sen iyi misin bir tanem ?
Lloyd
-
Orada, karanlıklar içinde oturup, dünyayı yaratırken, Tanrı’nın neler hissettiğini anlamaya başladım. ( Bir hap yutar )
Belinda
-
Neler hissetmiş hayatım ?
Lloyd
-
Sinir hapını almış olmaktan büyük mutluluk duymuş.
Belinda
-
Tabii onun altı günü varmış. Bizim sadece altı saatimiz var.
Lloyd
-
Ve Tanrı buyurdu : Hangi cehennemde kaldı bu Tim ? ( Kulisten topluluğun sahne amiri, Tim girer. Sersemlemiş bir hali vardır )
Lloyd
-
Ve Tanrı buyurdu; açılınca açılan, kapatılınca kapanan kapılar olsun.
Tim
-
Yapılacak bir şey mi var ?
Lloyd
-
Kapılar.
Tim
-
Fuayeyi temizliyordum .
Lloyd
-
Kapılar !
Tim
-
Kapılar ?
19 Lloyd
-
Tim, sen uyumadığından emin misin ? ( Tim, ayakta uyuyorsun sen. )
Belinda
-
Lloyd, hafta sonu boyunca dekor kurmakla uğraştı.
Lloyd
-
Kendini fazla zorlamıyorsun ya, Tim ?
Belinda
-
Tim, hayatım bu kapı kapanmıyor.
Garry
-
Yatak odası kapısı da…malum.
Tim
-
Aa, tabii…..( Tim kapıları onarmaya koyulur )
Belinda
-
( Lloyd’a ) Kırksekiz saattir yatağa bile girmedi.
Lloyd
-
Üzülme Tim, yirmidört saat daha sık dişini, gün bitmiş olacak. ( Lloyd, seyirci salonundan sahneye çıkar )
Belinda
-
Oooo, bakın, dünyaya inip aramıza katıldı.
Lloyd
-
Dinleyin., Nasıl olsa ara verdik. Evet dekorun kurulması iki gün aldı ve kostümlü prova için zamanımız olmayacak. Boş verin. İlk geceyi kostümlü prova gibi düşünün. Bu gece, kapılar ve sardalyalar için baştan sona bir alabilsek, bu provanın amacı bu zaten., kapılar ve sardalyalar. Giriş, çıkış. Sardalyaların girişi, sardalyaların çıkışı. Fars budur. Tiyatro budur. Yaşam budur.
Belinda
-
Ah, Tanrım, Lloyd. Çok dokunaklı konuşuyorsun.
Lloyd
-
O halde devam ediyoruz. Tak, tak, tak,. Tak-sahnesindesiniz. Tak-sözünüzü söylediniz, Tak-çıktınız---Her şey kusursuz olacak. Selsdon nerede ?
Belinda
-
Olamaz !
Garry
-
Şimdiden başladı mı ?
Belinda 20
-
Selsdon !
Garry
-
Selsdon !
Lloyd
-
Poppy !
Dotty
-
( Lloyd’a ) Seninle aşağıda değil miydi ?
Lloyd
-
Sizinle arkada değil miydi ? ( Kulisten Poppy girer )
Lloyd
-
Bay Mowbray soyunma odasında mı ? ( Poppy kulisten çıkar )
Frederick -
Hiç tahmin etmezdim böyle yapacağını..Hem de teknik provada. ( Brooke’a ) Yapar mı, dersin ?
Brooke
-
Kim yapar ki ?
Garry
-
Selsdon. Onu bulamıyoruz.
Frederick -
Yok canım, yapmaz. Hem de teknik provada.
Dotty
-
Yüzde elli ihtimalle de olsa, yapar.
Brooke
-
Ne yapar ?
( Garry, Dotty ve Lloyd o’na mimiklerle oynarlar-camı tıklatma, elini yukarı doğru kaldırıp , burun bükme gibi hareketlerle Selsdon’un gene içip, hırsız rolünde daha sonraki sahnelerde izleyeceğimiz antresini kaçırabileceğini anlatmak isterler. ) Belinda
- ( Diğerlerine ) Haydi şekerim, haksızlık etmeyelim. Bilmiyoruz ki.
Frederick Lloyd
-
Bilmeden fikir yürütmeyelim. Şimdilik dublörü hazırlansın da. Tim !
Tim
-
Evet ?
Lloyd
-
Şu kapıları çabuk bitir. Selsdon’un yerine çıkacaksın.
21 Tim
-
Tamam.
Dotty
-
Gözden uzaklaştırılmamalıydı. Hep demiştim zaten, gözümüzün önünden ayırmayalım, diye.
Belinda -
Şimdiye kadar bütün provalarda çakı gibiydi.
Garry
-
Evet, çünkü prova odasında hep., nasıl diyeyim bilmem ki..yani, hepimiz oradayken …bilmem anlatabildim mi ?
Lloyd
-
Orada dekor yoktu ki. Herkes ortadaydı.
Garry
-
Yani, buraya çıkınca hep böyle….malum, işte.
Lloyd
-
İkiye ayrılmış gibi-bir önde, bir arkada., ve bir anda onu kaybettik. ( Kulisten Poppy girer )
Poppy
- Soyunma odalarında yok.
Dotty
-
Tuvaletlere baktın mı ?
Poppy
-
Evet.
Dotty
-
Ya dekor ambarına, aksesuar odasına, boyahaneye ?
Poppy
-
Evet.
Frederick -
( Dotty’ye ) Tabi, sen onunla daha önce de çalışmıştın.
Lloyd
( Poppy’ye ) Polisi ara !
-
( Poppy kulisten çıkar ) Lloyd
-
( Tim’e ) Kapıları bitirdin mi ? Hemen ‘hırsız’ kostümünü giy.
( Tim kulisten çıkar. Seyirci salonunun arkalarından Selsdon Mowbray
gelir. Yetmiş yaşlarındadır. Ve hırsız kostümü giymiştir. Aşağıdaki konuşmalar devam ederken , birinci sıradaki koltukların önüne gelir ve durup sahnedekileri izler. ) 22 Lloyd
-
Dotty, üzgünüm hayatım.
Dotty
-
Hayır, Lloyd’cuğum benim hatam oldu.
Lloyd
-
Ama, ona rol veren benim.
Dotty
-
‘O’na bir şans daha tanıyalım’ dedim. Başka ne yapabilirdim ki ? Peebles’ta (Piibıls’da) haftanın her günü beraberdik. Aynı oyundaydık.
Garry
-
Benim hatam oldu, bir tanem. Sana izin vermemeliydim. Bu turne onun için sadece bir, anlıyorsunuz değil mi ? Bu onun bir yaşam boyu biriktirdiği para !
Lloyd
-
Garry, bunu biliyoruz canım. ( Belinda, elini Dotty’nin koluna koyar. )
Dotty
-
Servet yapma çabasında değilim.
Frederick - Tabii ki değilsin Dotty. Dotty
-
Belinda Garry
Sadece, bir kenara azıcık bir şey koymak istemiştim. Hepimiz bitiyoruz bunu, hayatım.
- Yani, başını sokabileceği şöyle küçük bir ev alıp,…Tanrım bu kadarı da fazla değil herhalde ? ( Brooke bir elini gözüne götürür )
Belinda -
( Brooke’a ) Ağlama tatlım. Bu senin suçun değil ki !
Brooke
Hayır, ağlamıyorum. Lensimin altında bir şey var.
-
Frederick -
Evet. Brooke’un herkese göz kulak olacak hali yok ya.
Dotty
( Selsdon’u görmediği halde onu göstererek ) Ama, biz başla-
-
madan önce, tam şurada, koltukların önünde duruyordu ! Onu gördüm ! 23 Brooke
-
Kimden bahsediyoruz biz şimdi ?
Belinda
-
Tamam şekerim. Hiçbir şey görmediğini biliyoruz.
Brooke
-
Selsdon’dan mı bahsediyorsunuz ? Kör değilim. Selsdon’u görebiliyorum.
( Hepsi dönüp arkalarına bakarlar ve Selsdon’ görürler ) Belinda
-
Selsdon !
Garry
-
Aman Tanrım, deminden beri buradaymış.
Lloyd
-
Hamlet’in babası gibi duruyor orada.
Frederick -
E pes yani Selsdon. Hepimizin aklını başından aldın. Biz seni….biz seni…..orada değilsin zannediyorduk.
Dotty
-
Sen neredeydin Selsdon ?
Belinda
-
İyi misin Selsdon ?
Lloyd
-
Bir şey söyle yahu !
Selsdon
-
Parti mi var ?
Belinda
-
“Parti ?” !
Selsdon
-
Sahi mi ? Ne güzel. Benim de prova yapacağız diye kalmış aklımda. ( Selsdon seyirci salonundan sahneye çıkar )
Selsdon
-
Arka sıradaki koltukta, şöyle hafif bir şekerleme yapıyordum Provaya hazırlık olsun diye.
Belinda
-
Ne şeker adam değil mi ?
Lloyd
-
Böyle, şimdiki gibi gözümüzün önündeyken daha şeker oluyor.
Selsdon -
Neyi kutluyoruz pekiyi ?
24 Belinda
-
“Neyi mi kutluyoruz “ ! ( Tim kulisten sahneye girer )
Tim
-
Soyunma odasında ve gardrobunda bakmadığım yer kalmadı. Bulamıyorum giysileri. ( Lloyd Selsdon’u işaret eder )
Tim
-
Aaa !
Selsdon
-
Viski mi ? Gardrobda mı ?
Lloyd
-
Hayır, Selsdon. Tim, senin biraz dinlenmen gerek. Neden yukarda sessiz sedasız oturup, şöyle hepimizin yerine vergi kağıtlarını doldurmuyorsun ?
Tim
-
Vergi kağıtları-Doğru.
Lloyd
-
( Tedbirli olmak adına ) Haa, Tim – her ihtimale karşı bir gece, üstünde kostümlerle sırra kadem basacak olursa diye, sen kendine bir yedek hırsız kostümü sipariş et.
Tim
-
Yedek hırsız kostümü.
Lloyd
-
İki yedek hırsız kostümü . Biri senin, biri Poppy için. Ne olur, ne olmaz. Ne kadar çok yedek hırsızımız olursa o kadar iyi.
Tim
-
İki yedek Hırsız… ( Tim kulisten çıkar )
Belinda
-
Kırksekiz saattir ayakta, Lloyd.
Lloyd
-
( Arkasından seslenir ) Sakın düşeyim deme Tim ! Sigortamız yok.
Selsdon
-
Pekala, şimdi ne yapıyoruz ?
Lloyd
-
Ee, sanırım, biraz da prova yapabiliriz Selsdon.
Selsdon
-
A, ben yapmasam da olur, sağol.
Lloyd
-
Yapmasan da mı ?
Selsdon
-
Siz devam edin, ben oturup sizi seyredeceğim. Gardrobda viski vardı, değil mi ?
Belinda
-
Hayır, tatlım, prova yapmamızı istiyor.
Selsdon
-
Evet ama zaten prova yapmak zorundayız, değil mi ?
Lloyd
-
Prova ya. Aferin Selsdon. Birşeyler düşüneceğini biliyordum. Evet, Belinda ve Freddie’nin girişinden…………..
25
( Poppy , alarm halinde kulisten girer ) Poppy
-
Lloyd….
Lloyd
-
Ne var ? Gene ne oldu ?
Poppy
-
Polis !
Lloyd
-
Polis mi ?
Poppy
-
Yaşlı bir adam bulmuşlar. Caddenin karşı tarafında, bir kapı önünde, kendinden geçmiş bir halde yatıyormuş.
Lloyd
-
Ha, evet, teşekkür ederim.
Poppy
-
Çok pismiş, çok da kötü kokuyormuş. Bence, şeydir herhalde,..çünkü….
Lloyd
-
Teşekkür ederim Poppy,
Poppy
-
Çünkü Selsdon’a biraz yaklaştın mı…………
Belinda
-
Poppy !!
-
Hayır, yani, Selsdon’un biraz yakınına gidince., öyle bariz bir şekilde……
26 Poppy
( Susar ve koklanır ) Selsdon
-
( ona sarılarak ) Sana bir şey söyleyeyim mi , Poppy ; burnun bir kez bu kokuyu aldı mı, bir daha asla unutamazsın. Altmış yıl bu, dile kolay. Ben hala her solukta tiyatronun bu kendine has kokusunu hissederim.
( Selsdon çalışma odası kapısından sahneden çıkar ) Belinda
-
Ne hoş adam !
Lloyd
-
Söyle bana sevgili Poppy., böyle beceri ve anlayış gerektiren bir işi nasıl elde edebildin ? Sakın birisinin sevgilisi filan olmayasın ha ? ( Poppy irkilerek bakar ona )
Belinda
-
Poppy, aldırma şekerim. Gerçekten duymadı ne dediğini. ( Selsdon çalışma odası kapısından sahneye girer )
Selsdon
-
Burada beklemeyeyim mi ?
Lloyd
-
Evet, evet, orada bekle !
Belinda
-
Otur tatlım.
Dotty
-
Sen uyumaya devam et.
Lloyd
-
Sana daha yirmi sayfa var.
( Selsdon çalışma odasından, Poppy kulisten sahneden çıkarlar ) Lloyd
-
Devam ediyoruz.
( Seyirci Salonuna iner ) 27 ……Dotty, mutfakta çılgın gibi sardalya hazırlıyor, Freddie ve Belinda sabırsızlıkla ön kapının dışında bekliyorlar. Garry ve Brooke , ürkekçe yatak odasına girip, kayboluyorlar. Zaman değiştirilemez bir biçimde geçmişe doğru akıyor. ( Dotty, servis kapısından, Garry ve Brooke üst kattaki yatak odası kapısından sahneden çıkarlar. Frederick ise ön kapıdan çıkar. ) Belinda
-
( Lloyd’a sesini alçaltarak ) Ne tatlılar, değil mi ?
Lloyd
-
Ne ?
Belinda
-
( Dekordaki yatak odası ve servis kapılarını işaret ederek ) Garry’le Dotty.
Lloyd
-
Garry’le Dotty mi ?
Belinda
-
şşşşşşşş…………
Lloyd
-
( Sesini alçaltarak ) Ne ? Yani onlar….? O ikisi ? Tramplemain ve Bayan Clackett ?
Belinda
-
Bu bir sır.
Lloyd
-
Ama ( Dotty’yi kastederek ) neredeyse şeyi olacak yaşta..?
Belinda
-
şşşşşşş…..Bilmiyor muydun ?
Lloyd
-
Belinda, ben sadece Tanrı’yım şekerim. İngiliz olanı yani, ve hiç bir şey bilmiyorum. ( Garry, yatak odası kapısından sahneye girer. )
Garry
-
Ne oluyor ?
Lloyd
-
Ben de onu anlamaya çalışıyorum, sevgili Garry.
( Belinda ön kapıdan sahneden çıkar ) Garry 28
-
Hayır, neyi bekliyoruz yani ?
( Araştıran bakışlarla servis bölümünden Dotty sahneye girer ) Lloyd
-
Neyi beklediğinizi ben de bilmiyorum Garry. Kızın 16. cı yaş gününü mü bekliyorsunuz ?
Garry
-
Neyi ?
Lloyd
-
Belki de sadece replik bekliyorsunuz ? Brooke ?
( Dotty servis kapısından sahneden çıkar. Brooke yatak odasından sahneye girer. ) Lloyd
-
“Senin durumun bayağı ciddi.”
Vicki
-
Senin durumun bayağı ciddi ! Kapıyı bile açamıyorsun.
Lloyd
-
Kapı kapalı, canım. ( Garry kapıyı kapatır )
Vicki
-
Kapıyı bile açamıyorsun.
( Roger ve Vicki yatak odası kapısından sahneden çıkarlar ) ( Philip ön kapıdan sahneye girer ) Philip
-
Hayır, bugün Bayan Clackett’in izin günü, unuttun mu ?
( Flavia, elinde Garry’ninkini andıran bir uçuş çantasıyla girer ) Philip
-
Ev yalnız bize ait. ( Philip kapıyı kapatır )
Flavia
-
Evimiz !!
Philip
-
Güzel yuvamız !
Flavia
-
Bizim sevgili güzel evimiz !
Philip
-
Bizim ona geri dönmemizi bekliyor !
Flavia
- Evlenme yıl dönümümüzü kutlamak için böyle gizlice eve girmemiz de aslında bayağı komik !
Philip
-
Bu işin şakası yok. Maliyeciler, yurt içinde olduğumuzu bir öğrenseler, dışarıda oturma iznimiz, bu yılki gelirin büyük bir kısmı bir anda hop diye uçup gider. Kendimi kanun kaçağı bir göçmen gibi hissediyorum.
Flavia
-
Ben, sana neler hissettiğimi anlatayım mı ?
Philip
-
Şampanya ? ( Kutudan bir şişe çıkarır )
Flavia
-
Acaba Bayan Clackett yatakları havalandırdı mı dersin ?
Philip
-
Sevgilim !
Flavia
-
Neden olmasın ? Çocuklar yok. Gelecek didecek yok. Başbaşayız.
Philip
-
Doğru. ( Philip, çantayı ve kutuyu alıp merdivene, Flavia’ya gider) Vergi kaçakları için söylenen bir söz vardır.
Flavia
-
Şunları bıraksana !
29
( Philip, çantayı ve kutuyu bırakır ve Flavia’yı öper. Flavia gülerek üst kata kaçar. Philip onu takibeder. ) Philip
-
şşşşşş……
Flavia
-
Ne var ?
Philip
-
( Şakacı bir tavırla ) Maliyeciler bizi duyabilirler !
( Yatak odası kapısına doğru süzülürler ) ( Servis kapısından yeni bir tabak sardalyayla Bn. Clackett sahneye girer ) 30 Bn. Clackett
-
( Kendikendine ) O ilk bir tabak sardalyayı ne yaptığımı hiç anlamayacağım herhalde.
( Sadalyaları telefon sehpasının üstüne koyup, kanepeye oturur ) Philip ve Flavia - ( Üst galeriden aşağı bakarak ) Bayan Clackett ! ( Bn. Clackett yerinden sıçrar ) Bn. Clackett
-
Aaa…Aklımı başımdan aldınız. Yüreğim ağzıma geldi.
Philip
-
Benim ki de !
Flavia
-
Gittiniz sanmıştık !
Bn. Clackett
- İspanya’dasınız sanıyordum !
Philip
-
Öyleyiz, öyleyiz !
Flavia
-
Bizi hiç görmediniz !
Philip
-
Burada değiliz !
Bn.Clackett -
Demek öyle…..Maliyeciler peşinizde mi gene ?
Flavia
Olacaklardı, eğer burada olduğumuzu bilselerdi.
-
Bn.Clackett -
Pekala şekerim, burada değilsiniz. Sizi görmedim; soran olursa da ben bir şey bilmiyorum. Siz şimdi doğru yatağa, öyle mi ?
Philip
-
Aaa…
Flavia
-
Ee, yani…
Bn.Clackett -
Doğru. Böyle bir şey insanın üstüne üstüne geldi mi, yataktan ala yer yoktur. Alacaksanız, eşyalarınız şurada. ( Çantayla
kutuyu işaret eder ) Philip 31
-
Aa, evet, sağolun.
( Aşağı kata iner, çantayla kutuyu alır ) Bn.Clackett -
( Flavia’ya ) Haa, o yataklar havalandırılmadı şekerim.
Flavia
Ben bir sıcak termofor alayım.
-
( Flavia, asma kattaki banyoya girer ) Bn.Clackett
-
( Philip’e ) Bütün mektuplarını çalışma odasına koydum şekerim.
Philip
-
Mektupları mı ? Hangi mektuplar ? Postadan ne çıktıysa yollamamış mıydınız ?
Bn.Clackett
-
Vergi dairesinden gelenler dışında hepsini yolladım şekerim. Tatilinizi bozmak istemedim.
Philip
-
Aman Tanrım. Nerede bu mektuplar ?
Bn.Clackett
-
Gözünde.
Philip
-
Gözümde mi ?
Bn.Clackett
-
Çalışma masandaki küçük gözde şekerim.
( Bn. Clackett ve Philip çalışma odası kapısından sahneden çıkarlar. Kutu ve çanta hala Philip’in elindedir ) -------------------( Ne var ki, Philip ( Frederick ) olduğu yerde kalır, Dotty de onu kapı ağzında bekler )------------------------( Roger, hala giyinik olduğu halde, gravatını bağlayarak yatak odasından sahneye girer ) Roger
-
Evet ama kulağıma bazı sesler geldi.
( Vicki, iç çamaşırlarıyla yatak odası kapısından sahneye girer )
Vicki 32
-
Sesler mi ? Nasıl sesler ?
Lloyd
-
Durun. Ne oldu Freddie ?
Frederick
-
Lloyd, benim mizansen konusunda ne kadar geri olduğumu bilirsin. Afedersin Garry, pardon Brooke------benim her zamanki kafasızlığım. ( Lloyd’a ) Ama, yani, ben niçin bu öte beriyi çalışma odasına götürüyorum ? Oldukları yerde bıraksam daha doğru olmaz mı ?
Lloyd
-
Hayır.
Frederick -
Bana sanki daha mantıki olur gibi geldi de.
Lloyd
Hayır.
-
Frederick -
Lloyd, biliyorum bu saatten sonra bunlara girmek için biraz geç.
Lloyd
Hayır Freddie., başlamamıza ‘birkaç dakika’ daha var.
-
( Asma kattaki banyodan Belinda sahneye girer ve sabırla beklemeye koyulur ) Frederick -
Sağol Lloyd, fazla sıkışık değilsek mesele yok. Yani, bu adam mektuplara bakmak üzere seyehat çantasıyla bir kutu dolusu sebze ve meyvayı niçin çalışma odasına taşır, bir türlü anlayamıyorum.
Garry
Çünkü, bundan sonraki sahnem için ortadan kalkmış olmaları gerekiyor.
-
Frederick -
Haa, anlıyorum.
Belinda
Ve Freddie’ciğim, Selsdon’un sahnesi için çalışma odasında olmaları gerekiyor.
-
Frederick -
Bunu anlıyorum da……….
Lloyd
-
( Sahneye çıkarak ) Selsdon….nerede o ? Orada mı ?
Belinda
-
( Telaşla ) Selsdon !
Dotty
-
( Aynı şekilde ) Selsdon !
-
( Aynı şekilde ) Selsdon !
33 Garry
( Küçük küçük çerçeveli pencereden bir cam şangırtısı duyulur. Bir kol içeri uzanır, pencere mandalını çevirip açar. Pencereden içeriye yaşlı bir hırsız girer. Büyük bir tip ama biraz bakım görmesi ve zamana ayak uydurması gerek. ) Hırsız
-
Demir parmaklık yok. Hırsız alarmı yok. Hırsızı teşvik ve tahrikten ……….
( Diğerlerinin farkına varır ) ……..olmadı mı ? Lloyd
-
Olmadı. Daha değil. Teşekkürler, Selsdon.
Selsdon
-
Adımı duyar gibi odum da.
Lloyd
-
Hayır, hayır, hayır. Sen uyumana devam et, Selsdon. Bir on sayfa daha var.
Selsdon
-
Çok özür dilerim.
Lloyd
-
Önemli değil. Seni gördüğüme sevindim. Poppy, pencerenin camını tak. ( Poppy girer. Camı yerine takar )
Lloyd
-
Haa, Selsdon…….
Selsdon
-
Evet ?
Lloyd
-
Çok iyiydin.
Selsdon
-
Oh, çok iyisin. Ama rolü tam anlamıyla çıkardığım kanısında değilim. ( Selsdon pencereden çıkar )
Lloyd 34
-
Sözlerini bile hatırladı.
Frederick -
Pekala, bütün dediklerini anlıyorum da……
Lloyd
( Bayılacak gibi ) Olamaz !
-
Frederick -
……ama bunları niçin aldığımı anlayamıyorum.
Lloyd
-
Freddie,bak canım : Herkes niçin bir sürü şey yapar ? Niçin, o öbür geri zekalı, elinde iki tabak sardalyayla ön kapıdan çıkıp gidiyor ? ( Garry’ye ) Yani, tabii, sen üstüne alma canım.
Garry
-
Tabii canım, tabii. ( Frederick’e ) Tabii, yani ben niçin böyle yapıyorum ? ( Lloyd’a) Hayır, şimdi böyle düşününce, sahi, neden öyle yapıyorum ben ?
Lloyd
-
Kim bilir ? İnsan davranışının kaynağı derin ve bulutludur. ( Frederick’e ) Belki de küçücük bir çocukken , sebzeleri, meyvaları elinden bıraktığın zaman ürkmene neden olan bir şey olmuştur.
Belinda
-
Ya da kalıtımsal bir şeydir.
Garry
-
Tabii, öyle de olabilir yani………
Lloyd
-
Pekala olabilir.
Frederick -
Tabii, sağolun. Bütün bunları anlıyorum da…..
Lloyd
Freddie, bak canım anlatayım : Bilmiyorum, yazarın da bildiğini sanmıyorum. Her şeyden önce yazar niçin bu işi seçmiş., bilmiyorum. Bizler niçin bu işe girmişiz—onu da bilmiyorum.
-
Frederick -
Orası önemli değil. Yeter ki sen bana aklımda kalabilecek bir neden göster de…..
Lloyd
Pekala, sana bir neden göstereyim: Freddie , öte beriyi çalışma odasına taşıyorsun, çünkü gece yarısını geçtik ve yarın geceki açılıştan önce bu provayı bitiremiyeceğiz. Düzeltme yapıyorum : bu geceki açılıştan önce.
-
35 ( Frederick, başıyla anladığını işaret eder ve çalışma odası kapısından sahneden çıkar. Dotty onu sessizce izler. Garry ve Brooke sessizce yatak odasına dönerler. Lloyd , sessizce seyirci salonuna geri döner ) Lloyd
-
Evet, devam ediyoruz. Freddie’nin sebzelerle çıkışından.
Belinda
-
( Sesini alçaltarak ) Lloyd, hayatım, bu sabah karısı onu terk etti.
Lloyd
-
Oh !! ( Bir an durur ) Freddie !
( Frederick gene buruk bir halde çalışma odasından sahneye girer ) Lloyd
-
Frederick -
Şöyle bir açıklama yapabiliriz. Dotty, gelir vergisinden bahsedince çok korkuyorsun; kendini tehlikede, orta yerde kalmış gibi hissediyorsun ve tanıdık bir şeye tutunmak istiyorsun. ( Minnetle ) Sağol Lloyd. ( Sebze ve meyvaları sarmalayıp göğsüne bastırır) Bana çok yardımcı oldun. ( Frederick çalışma odasına girerek sahneden çıkar )
Belinda
-
( Lloyd’a ) Tanrı senden razı olsun şekerim.
Lloyd
-
Ve mutlu bir şekilde devam ediyoruz.
( Belinda, asma kattaki banyoya girerek sahneden çıkar ) Lloyd
-
“Evet ama kulağıma bazı sesler geldi.”
( Roger, yatak odası kapısından sahneye girer-hala giyiniktir ve gravatını bağlamaktadır ) Roger
-
Evet, ama kulağıma bazı sesler geldi !
( İç çamaşırlarıyla Vicki yatak odası kapısından sahneye girer )
36 Vicki
-
Sesler mi ? Nasıl sesler ?
Roger
-
İnsan sesleri.
Vicki
-
Ama burada kimse yok.
Roger
-
Sevgilim, kapı kolunun oynadığını gördüm. Ofisten denetlemek için biri gelmiş olabilir.
Vicki
-
Gene de gravatını neden bağladığını anlamıyorum.
Roger
-
Bayan Clackett.
Vicki - Bayan Clackett mi ? _____________________________________________________________ Roger - Yanımızda çalışanlara iyi örnek olmak gerek. Vicki
-
( Vicki, merdivenden sarkarak aşağıya bakar ) Aaa bak bizim için sardalya hazırlamış. _____________________________________________________________ ( Vicki aşağı inmeye davranır. Roger onu yakalar ) ______________________________________________________________ Roger - Dur! Vicki
-
Ne oldu ?
Roger
-
Ben getiririm onları. Bu kılıkta aşağı inemezsin.
Vicki
-
Niçin ?
Roger
-
Bayan Clackett.
Vicki
-
Bayan Clackett mi ?
Roger - Bazı kurallara uymamız gerek. ____________________________________________________________ ( Bayan Clackett çalışma odasından sahneye girer. İlk hazırldığı sardalya tabağı elindedir )
37 Bn.Clackett - Orda sardalyalar, burada sardalyalar. Gören de evin her yerinde piknik yapıyorum sanır. ----------------------------------------------------------------------------------------------( Roger , Vicki’yi en yakın kapıdan içeri sokar—Dolap kapısıdır bu ) ----------------------------------------------------------------------------------------------Bn.Clackett - Aa, sen hala ortalarda dolanıyor musun ? ______________________________________________________________ Roger - Evet, hala dolanıyorum.., yani hala ortalardayım. Bn.Clackett - Yani gömme dolapta, öyle mi ? Roger - Hayır, hayır. ---------------------------------------------------------------------------------------------( Gömme dolabın kapağı aralanmaya başlar. Roger bir şamar atıp kapağı kapatır ) ---------------------------------------------------------------------------------------------Roger - Yani, sadece, çarşaflara, yastık kılıflarına bakıyordum. Demirbaşları gözden geçirmek için. ---------------------------------------------------------------------------------------------( Aşağı kata yönelir ) ---------------------------------------------------------------------------------------------Roger - Bayan BLACKETT ( BLEKIT) Bn.Clackett - Clackett, canım Clackett (KLEKIT) ---------------------------------------------------------------------------------------------( Bn. Clackett , sardalyaları diğer sardalyaların yanına bırakır ) ----------------------------------------------------------------------------------------------Roger - Bn. Clackett. Evde başka birileri mi var Bayan Clackett ? Bn.Clackett -
Ben hiç kimseyi görmedim şekerim.
Roger
Bazı sesler duyar gibi oldum da.
-
Bn.Clackett -
Sesler mi ? Hayır şekerim. Burda ses de yok.
Roger
Hayal görmüş olmalıyım.
-
Philip (Dışardan) Aman Tanrım ! ---------------------------------------------------------------------------------------------( Roger, arkası Bn.Clackett’e dönük olarak iki tabak sardalyayı alır )
38 Roger
-
Bir şey mi dediniz ?
Bn.Clackett - Aman Tanrım ! Çalışma odasının kapısı açık kalmış. -----------------------------------------------------------------------------------------------( Bn. Clackett gidip kapıyı kapatır. Roger pencereden dışarı bakar ) -----------------------------------------------------------------------------------------------Roger - Dışarda bir araba daha var. Bu Bay Hackham’ın arabası değil, değil mi ? Ya da Bay Dudley’in ? ( HEKIM ) -- ( DADLİY ) -----------------------------------------------------------------------------------------------( Roger, elinde sardalya tabaklarıyla ön kapıdan çıkar. Asma kattaki banyodan elinde sıcak termoforla Flavia sahneye girer. Tam önünden geçerken dolap kapağı açılır, kapıyı itip kapatır ve anahtarla kitler ) ------------------------------------------------------------------------------------------------Flavia - Bu evdeki kapılar da hiç kapalı durmaz. ------------------------------------------------------------------------------------------------( Flavia yatak odası kapısından sahneden çıkar ) ------------------------------------------------------------------------------------------------( Philip, elinde vergi çağrı mektubu ve zarfıyla çalışma odasından Sahneye girer ) ------------------------------------------------------------------------------------------------Philip - ‘……son ihtar…gerekli işlemler yapılacaktır…..haciz……. mahkemede hukuki gelişmelere göre……… Bn.Clackett
- Haa., bak bu bana eve bakmak için gelen bir adamı hatırlattı.
Philip
- Bana hiçbirşey söylemeyin. Ben burada yokum.
Bn.Clackett - Çok istekli bir hanım olduğunu söylüyor. Philip
- Bu işi Squire, Squire Hackham ve Dudley’e bırakın.
Bn.Clackett - Pekala şekerim, bırakayım da, eve baksınlar mı ? Philip
- Bırakın istediklerini yapsınlar. Burda olduğumuzu kimseye Söylemeyin de.
Bn.Clackett - O halde ben oturup şeyi açacağım….sardalyalar-sardalyaları unuttum…Her halde yazıp boynuma asmazsam, günümü de
şaşıracağım ben. 39 ( Bn. Clackett servis kapısından sahneden çıkar ) ---------------------------------------------------------------------------------------------Philip - Bunu almadım ben. Burda değilim. İspanya’dayım. Ama almamış olsaydım , zarfı da açmamış olurdum. -----------------------------------------------------------------------------------------------( Flavia, Vicki’nin elbisesiyle yatak odası kapısından sahneye girer ) -----------------------------------------------------------------------------------------------Flavia - Sevgilim, benim böyle bir elbisem yoktu, değil mi ? Philip
- ( Farkında olmadan ) Yok muydu ?
Flavia
- Bu kadar hoppa zıpa bir şey almazdım herhalde…Ama sen bana böyle bir şey hediye etmemiştin, değil mi ?
Philip
- Elimi bile sürmemeliydim.
Flavia - Yoo, tatlı bir şey. -----------------------------------------------------------------------------------------------Philip - Fırlat at, Kaldır. Hiç görmemiş ol. -----------------------------------------------------------------------------------------------( Philip, çalışma odasına girerek sehneden çıkar ) -----------------------------------------------------------------------------------------------Flavia - O halde, onu tavan arasına , bana verdiğin giymeye kıyamadığım diğer şeylerin yanına kaldırırım. ------------------------------------------------------------------------------------------------( Flavia üst kat koridoru boyunca yürüyüp sahneden çıkar ) ------------------------------------------------------------------------------------------------( Roger iki tabak sardalyayla birlikte ön kapıdan girer ) ------------------------------------------------------------------------------------------------Roger - Pekala, Pekala….çalışma odasının kapısı gene açık. Neler oluyor ? ------------------------------------------------------------------------------------------------( Sardalyaları bırakır, tabağın birini eski yerine , telefon sehpasının üstüne, diğerini ön kapıya yakın bir yere bırakıp, çalışma odasına doğru ilerler; ancak üst kattan gelen kapı vurulması sesiyle durur ) ------------------------------------------------------------------------------------------------Roger - Kapı vuruluyor ( kapıvurulur ) üst katta ! ( Roger üst kata koşar. Kapı vurulması devam etmektedir ) ------------------------------------------------------------------------------------------------Roger - Aman Tanrım. Dolapta bir şey var !
40 ( Kilitli kapağı açar ve dolaptan Vicki çıkar ) --------------------------------------------------------------------------------------------Roger - aaa…senmişsin. ---------------------------------------------------------------------------------------------Vicki - Tabii benim. Beni bu karanlık yere sen soktun. Bu kapkara çarşafların arasına. Roger
- Ama hayatım, kapıyı neden kilitledin ?
Vicki
- Kapıyı neden mi kilitledim ? Asıl kapıyı sen neden kilitledin ?
Roger - Ben kilitlemedim. -----------------------------------------------------------------------------------------------Vicki - Birisi kilitledi ! Roger
- Her neyse, bu vaziyette burada duramayız.
Vicki
- Hangi vaziyette ?
Roger
- Üstünde iç çamaşırların var.
Vicki
- Pekala, soyunuyorum.
Roger
- Şuraya gir, şuraya gir ! ( Roger onu yatak odasına iter ) ( Ne var ki, Vicki endişeyle gözlerini kırpıştırarak, dört ayak vaziyetinde yerleri yoklamaya başlar. Garry, yatak odası kapısını açmış, onu beklemektedir.--- )
( Vergi kağıdı, zarf ve bir tüp zamkla Philip çalışma odasından girer ) -----------------------------------------------------------------------------------------------Philip - Sevgilim, bu zamk o çabuk kuruyan özel türden değil galiba, ha ?.....Hani şu yapıştımı bırakmayandan…..? Lloyd
- Durun.
Philip
- Aaa…Bayan Clackett bize sardalyalar hazırlamış.
41 Lloyd
- Durun. Bir sorun var.
Frederick - ( Brooke’a ) Ne aksilik ! Bu kez hangisi ? Brooke
- Sol.
Garry
- ( sahne dışındakilere seslenir ) Hey Millet, sol taraftaki !
Herkes
- ( Kulisten ) Sol taraftaki ! ( Dotty, Belinda ve Poppy sahneye girerler )
Frederick - Her yerde olabilir. Garry
- ( Galerinin uç kısımlarına bakar ) Belki, şuraya çarpıp aşağı yuvarlanmıştır., sonra da tekrar başka bir yere sıkışmış olabilir. ( Brooke aşağıya iner. Hepsi ümitsizce ararlar )
Poppy
- En son nerede görmüştün ?
Belinda
- Göremedi ki zavallıcık. Gözündeydi.
Garry
- (Aşağı iner ) Büyük bir olasılıkla “Kapıyı neden mi kilitledim” derken oldu. Çünkü bunu söylerken gözlerini öyle bir açıyor ki – Değil mi şekerim ? Ben de, hep böyle daha ileri, daha ileri gitmek için……. ( Ellerini öne doğru uzatarak ileriye doğru atılır )
Dotty
- Bastığın yere dikkat et hayatım.
Frederick - Evet, herkes ayağının altına baksın. Garry
- Hiç kimse ayağını kıpırdatmasın.
Belinda
- Herkes ayağını eskiden neredeyse tam oraya koysun.
Frederick - Ayaklarınızı teker teker kaldırın.
42 ( Hepsi teker teker ayaklarının altına bakarak sekmeye başlarlar, Brooke hariç. O, iyi durumdaki gözüyle yere bakmaktadır. Lloyd sahneye çıkar ) Lloyd
- Brooke, temsil esnasında da olacak mı bu hayatım ? Seyircilerin son tren, ya da otobüslerini kaçırmalarını istemeyiz.
Belinda
- O zaman kesmeden devam edecek, değil mi canım ?
Frederick - Ama hiç onlarsız görebilir mi ? Lloyd
- Ve hiç onlarsız duyabilir mi ?
Brooke
- ( Birden kendisinden bahsedildiğini anlayarak ) Efendim ? ( Brooke sert bir hareketle başını kaldırmıştır ve Poppy’nin yüzüne çarpmıştır )
Poppy
- Ahh..
Brooke
- Ah, pardon. ( Brooke, Poppy’ye verdiği zararı anlamak için davranır ve geriye adım atınca Garry’nin eline basar )
Garry
- Aaahh.
Brooke
- Bir şey mi oldu ? ( Dotty, Garry’nin yardımına koşar )
Dotty
- Ooo, benim zavallı sevgilim. ( Brooke’a ) Eline bastın.
Frederick- Aman Tanrım ! ( Frederick telaşla burnuna bir mendil tutar ) Belinda
- Aa, Freddie’ye bakın. Ah canım !
Lloyd
- Ona ne oldu ?
Belinda
- Hafif bir burun kanaması geçiriyor, hayatım.
43 Lloyd
- Burun kanaması mı ? Kimse ona elini bile sürmedi.
Belinda
- Evet ama vahşete karşı allerjisi var. Bu gibi durumlarda burnu kanıyor. Elinde değil.
Frederick - ( Hala mendilini burnuna tutmaktadır, mendilin altından ) Çok özür dilerim. Lloyd
- Brooke, hayatım…….
Brooke
- Bana bir şey mi dedin ?
Lloyd
- Evet. ( Lloyd bir vazo alıp Brooke’a verir ) Bunu al da, git, gişe memurunun kafasına indir. Weston-super-Mare ( VESTIN SÜPERMEYR ) Tiyatrosu diye bir şey kalmaz o zaman.
Brooke
- Neyse buldum.
Belinda
- Bulmuş.
Dotty
- Neredeymiş hayatım ?
Brooke
- Gözümde.
Garry
- Gözündeymiş !
Belinda
- ( Brooke’un sırtını sıvazlar ) Aferin sana hayatım.
Lloyd
- Sol gözünde değil herhalde ?
Brooke
- Yana kaymış.
Belinda
- Uzakta olmadığını biliyordum. Poppy, iyi misin tatlım ?
Poppy
- Sanırım.
Belinda
- Freddie ?
Frederick- İyiyim, iyiyim. ( Ayağa kalkar, mendiline bakar ve gene oturmak zorunda kalır ) Çok özür dilerim.
44 Lloyd
- Gene ne oldu ? - veya - ( Ne oldu gene ? )
Belinda
- Hafif bir baygınlık hissi, canım. Şeye karşı alerjisi var ya…... ( İşaretle anlatmaya çalışır )
Lloyd
- Neye karşı ?
Belinda
- O kelimeyi söyleme de… ( Frederick ayağa kalkar )
Lloyd
- Kan mı ?
Frederick - Tanrım. ( Gene oturmak zorunda kalır ) Belinda
- ( Frederick’e ) Hepimiz seni anlıyoruz, şekerim.
Lloyd
- Pekala, sahneyi boşaltın. Yürüyebilen yaralılar, yürüyemeyenleri taşısın. ( Lloyd salona iner, Dotty servis kapısına, Poppy kulise yönelirler. Garry ve Brooke üst kata çıkarlar. Belinda , Frederick’e ayağa kalkması için yardımcı olur. )
Lloyd
- Pekala, kanlı bir şekilde devam ediyoruz. ( Frederick gene bir iskemleye oturmaya davranır )
Lloyd
- Oh, afedersin Freddie. Başka bir deyişle kör topal devam ediyoruz. Afedersin Brooke, lafımı geri alıyorum. ( Belinda üst kat koridoru boyunca yürüyüp çıkar, Frederick, çalışma odasına girerek sahneden çıkar )
Lloyd
- Her neyse,,,,,,,,çıkışınızdan. “Pekala, soyunuyorum.” “Şuraya, şuraya gir.” Selsdon nerede ?
Garry
- Selsdon !
Lloyd
- Selsdon !
45 ( Selsdon ön kapıdan sahneye girer ) Selsdon
- Buralarda bir yere düşürmüş olabileceğini düşündüm.
Lloyd
- Çok iyi. Aramaya devam et. Sadece beş sayfa kaldı Selsdon. ( Selsdon ön kapıdan çıkar )
Lloyd
- “Her neyse böyle duramayız burada”. “Hangi vaziyette ?” “Üstünde çamaşırların var”. “Pekala, soyunuyorum.”
Roger
- Şuraya, şuraya gir !
( Roger, Vicki’yi yatak odasına iteler ) ---------------------------------------------------------------------------------------------( Philip, elinde vergi kağıdı, zarf ve bir tüp zamkla çalışma odasından sahneye girer ) ---------------------------------------------------------------------------------------------Philip - Sevgilim, bu zamk – o çabuk kuruyan özel tipten değil galiba ha ? ……hani şu -, yapıştı mı bırakmayandan ? Aaa, Bayan Clackett bize sardalyalar hazırlamış. ----------------------------------------------------------------------------------------------( Philip, vergi kağıdı, zarf, zamk ve telefon sehpasının üstündeki sardalya tabağı ile çalışma odasına girerek sahneden çıkar. ) -----------------------------------------------------------------------------------------------( Roger, elinde termoforla yatak odasından sahneye girer. Üst kata ve alt kata göz atar ) -----------------------------------------------------------------------------------------------( Vicki yatak odasından sahneye girer ) -----------------------------------------------------------------------------------------------Vicki - Gene ne oldu ? Roger
- Bir termofor. Onu oraya ben koymadım !
Vicki
- Ben de koymadım.
Roger - Banyoda, termoforlara sıcak su dolduran biri var. -----------------------------------------------------------------------------------------------( Roger , asma kattaki banyoya girerek sahneden çıkar )
46 Vicki
- ( Merakla ) Görünmeyen bir yaratık olduğunu düşünmüyorsun herhalde.
Flavia
( Vicki, asma kattaki banyoya girerek sahneden çıkar ) --------------------------------------------------------------------------( Flavia girer ve üst kat koridoru boyunca yürür ) ------------------------------------------------------------------------- Sevgilim, yatağa gelecek misin, gelmeyecek misin ?
Roger
( Flavia yatak odasına girerek sahneden çıkar ) --------------------------------------------------------------( Roger ve Vicki asma kattaki banyodan sahneye girerler ) ------------------------------------------------------------------------------ Ne dedin ?
Vicki
- Ben bir şey demedim.
Roger
- Yani, önce kapı kolu, şimdi de termofor……
Vicki
- Sanki her yerden birşeyler çıkıyor.
Roger
- Evet, haydi çabuk, üstüne bir şeyler al.
Vicki
- Çarşafları başımıza örtelim.
Roger
( Roger, tam yatak odası kapısını açmak üzeredir ) --------------------------------------------------------------------- Bir dakika., O sardalyaları ne yaptım ben ?
Roger
( Roger alt kata iner, Vicki de gelmeye kalkışır ) ---------------------------------------------------------------------- Sen - burada bekle.
Vicki
- ( Çaresiz ) Bu eski evler hakkında anlatılan tuhaf şeyler duydun mu hiç ?
Roger
- Evet ama bu ev tepeden tırnağa yenilendi. Aklım almıyor, böyle fuel-oil’li , merkezi ısıtma sistemli bir yerde nasıl yaşayabiliyor böyle garip şeyler, hem……..
Vicki
- Ne var ? Ne oldu ?
47 ( Roger sessizce telefon sehpasına bakar ) --------------------------------------------------------------( Yatak odası kapısı açılır ve Flavia, Roger’in uçuş çantasını, dışarıya hiç bakmadan kapının dışındaki küçük masanın üstüne koyar. Kapı tekrar kapanır ) ------------------------------------------------------------------------------------Vicki - Ne oluyor ? Roger
- Sardalyalar. Gitmişler.
Vicki
- Belki de garip şeyler oluyor. Ben yatağa girip, başımı yastığın altına……
Roger
( Uçuş çantasını görünce donup, kalır ) -------------------------------------------------------- Ben onları oraya koymuştum. Yoksa, şurada mıydı ?
Vicki
- Çanta……
( Vicki, aşağıya, tam galerinin altında duran Roger’ın yanına koşar ) -------------------------------------------------------------------------------------------Roger - Sanırım, Bayan Sprockett ( SİPRIKIT ) onları alıp gene…….. Ne var, ne oldu ? Vicki
- Çanta !
Roger
- Çanta mı ?
Vicki
- Çanta ! Çanta !
( Vicki, sessizce Roger’ı merdivenlere doğru çeker ) ------------------------------------------------------------------------( Flavia, bir dosya kutusuyla yatak odasından sahneye girer. Uçuş çantasını da alarak üst kat koridoru boyunca ilerler ) -----------------------------------------------------------------------------------------Roger - Ne diye çanta, çanta deyip duruyorsun ? Vicki
- Çanta ! Çanta ! Çanta !
Roger
- Ne çantası ?
48 ( Vicki, yatak odası kapısı yanındaki boş masayı görür ) ----------------------------------------------------------------------------Vicki - Çanta yok ! Roger - Çanta yok mu ? ______________________________________________________________ Vicki - Senin çantan ! Ansızın ! Buradaydı ! Şimdi – Gitmiş ! Roger
- Yatak odasında. Yatak odasına koymuştum.
Vicki
( Roger yatak odasına girerek sahneden çıkar ) ----------------------------------------------------------------- Girme oraya !
Roger
( Roger yatak odasından sahneye girer ) -------------------------------------------------------- Kutu !
Vicki
-
Ne kutusu ?
Roger
-
İkisi de yoklar !
Vicki
-
Eyvah ! Dosyalarım !
Roger
-
Neler oluyor Tanrı aşkına ? Bayan Spratchett nerede ? ( SIPRIÇIT )
Roger
( Roger alt kata yönelir. Vicki onu izler ) -------------------------------------------------------- Sen yatak odasında bekle.
Vicki
- Yoo ! Yoo ! Yoo !
Roger
-
( Vicki alt kata koşar ) ----------------------------------Pekala, giyin öyleyse !
Vicki
-
Oraya girecek değilim !
Roger
-
Ben getiririm onları, ben getiririm elbiselerini !
49
Vicki
( Roger yatak odasına girerek sahneden çıkar ) --------------------------------------------------------------- Çabuk ol – hemen buradan gidelim !
( Roger yatak odasından sahneye girer ) ------------------------------------------------------Roger - Elbisen gitmiş. ______________________________________________________________ Vicki - Bir daha asla Basingstoke’u göremeyeceğim ! ______________________________________________________________ ( Roger alt kata iner ) -------------------------------Roger - Telaşlanma! Telaşlanma ! Elbette bütün bunların akla uygun bir açıklaması vardır. Bayan Splotchett’i ( SIPLIÇIT’ ı ) getireceğim ve o bize neler olduğunu anlatacak. Sen burada bekle…..Bu kılıkta burada duramazsın…..çalışma odası., çalışma odasına, çalışma odasına ! ( Roger servis kapısından sahneden çıkar ) ----------------------------------------------------------( Vicki çalışma odasının kapısını açar. Odadan Philip’in öfkeli kükremesi duyulur. Vicki gerisin geriye dönerek kaçar ) --------------------------------------------------------------------------------------Vicki - Roger, içerde garip bir şey var. Neredesin ? ( İçerden Philip’in yeni bir çığlığı duyulur ) -------------------------------------------------------------( Vicki nereye gittiğine bile bakmadan ön kapıdan çıkar ) -------------------------------------------------------------------------------( Philip, çalışma odasından sahneye girer. Sağ elinde vergi kağıdı, sol elinde bir tabak sardalya vardır ) -------------------------------------------------------------------------------------------Philip - Sevgilim, biliyorum biraz aptalca ama….. ( Parmaklarına yapışmış olan vergi kağıdından kurtulmaya çalışır - - Bir yandan da sardalya tabağı kurtulmasına engel olmaktadır. Flavia üst kat koridorundan sahneye girer, koridor boyunca bir takım ıvır zıvır taşıyarak ilerler ) ----------------------------------------------------------------------------------------Flavia - Sevgilim, eğer yatmayacaksak tavan arasını temizleyeceğim.
50 Philip
- Yatağa gelemem ki, Bir vergi kağıdına yapıştım.
Flavia
- Sevgilim, neden elinden o sardalyaları bırakmıyorsun ?
( Philip, sardalya tabağını masaya bırakmak ister, fakat eli tabağa yapışmıştır ) ---------------------------------------------------------------------------------------------Philip - Sevgilim, sardalyalara da yapıştım. ______________________________________________________________ Flavia - Budala taklidi yapma sevgilim. Alt kat tuvaletinde, üstünde “Zehir” yazan şişeyi al. O zamkı eritir. ( Flavia üst kat koridoru boyunca yürüyüp sahneden çıkar ) ----------------------------------------------------------------------------------Philip - (Eline yapışık vergi kağıdını sallayarak) Bela bir kere yapıştı mı, kolay bırakmaz derler, ama bu kadarı da fazla. ------------------------------------------------------------------( Philip alt kat tuvaletine girerek sahneden çıkar ) ( Bir sessizlik olur ) Lloyd
-
Selsdon…? Sıran geldi Selsdon. Senin girişindeyiz. Vakit geldi.
Belinda
-
( Dışardan ) Tamam şekerim. Geliyor. Geliyor.
Lloyd
- Ama daha Freddie çıkmadan pencereden kolunu uzatmış olmalıydı.
( Küçük küçük çerçeveli pencereden bir cam şangırtısı duyulur. Bir kol içeri uzanır, pencere mandalını çevirip açar ) Lloyd
- Ah, işte geldi nihayet.
( Pencere açılır ve yaşlı bir hırsız belirir. – Büyük bir tip ama biraz bakım görmesi ve zamana ayak uydurması gerekli ) Hırsız Lloyd
-
Demir parmaklık yok. Hırsız alarmı yok. Hırsızı teşvik ve tahrikten mahkum edilmeli bunlar. ( Tırmanıp içeri girer ) - Tamam Selsdon, dur. Bir daha alalım.
51 Hırsız
-
Hayır ama, bazen içimden oturup ağlamak geliyor. Banka soyardım ben ! Altın, gümüş kasalarını açardım !
Lloyd
-
Dur Selsdon. Dur !
Hırsız
- Ya şimdi ne yapıyorum ?
Lloyd
-
Dur ! ( Kulisten Poppy girer )
Hırsız
-
Karton kutuları açıyorum !
Poppy
- Lloyd kesmeni istiyor. ( Belinda sahneye girer )
Hırsız
-
Eveet, neler sunuyorlar bakalım…. ?
Belinda
-
Selsdon, dur şekerim ! Bekle hayatım !
( En sonunda Selsdon, Belinda’nın eli kolunda olduğu halde zaptedilerek durdurulur ) Lloyd
-
Hava saldırısına rağmen Myra Hess’in ( MAYRA HES ) piyano çalmaya devam etmesi gibi bir şey bu.
Selsdon
-
Durayım mı ?
Poppy
- Dur !
Belinda
-
Lloyd
- Teşekkür ederim Belinda. Sağol Poppy.
Dur.
( Belinda ve Poppy sahneden çıkarlar ) Lloyd
-
Selsdon….
Selsdon
-
Myra Hess’le bir kez karşılaşmıştım.
52 Lloyd
-
Bunun kulakları benimkinden iyi işitiyor.
Selsdon
-
Pardon - anlayamadım ?
Lloyd
-
Girişinden, lütfen Selsdon.
Selsdon
-
Evet, savaş yıllarında, Sunderland’de ( SANDIRLEND’DE ) yarara verilen bir temsildeydi…..
Lloyd
- Teşekkür ederim Poppy, şekerim !
Selsdon
- Yoo, ben şeker almayayım. Uykum iyice açılır sonra. ( Poppy kulisten sahneye girer )
Lloyd
-
Camı yerine tekrar takar mısın ?
Selsdon
-
Dıştan mı alayım ?
Lloyd
-
Evet Selsdon, yalnız…..
Selsdon
-
Evet ?
Lloyd
-
Biraz daha erken Selsdon. Biraz daha erken. Dünkü gibi. Freddie ! ( Frederick sahneye girer )
Lloyd
-
( Selsdon’a ) Frederick kapıyı açar açmaz başla. ( Frederick’e ) Replik neydi ?
Frederick -
“Bela yapıştı mı brakmaz derler ama bu kadarı da fazla.”
Lloyd
( Selsdon’a ) Repliği duyar duymaz başla. “ Bela yapıştı mı bırakmaz derler..”
-
Frederick - Yapıştı mı bırakmaz ? Lloyd
-
“…bırakmaz derler ama bu kadarı da fazla.” derken, kolun pencereden görünsün, tamam mı ?
53 Selsdon
- Anladım. Yalnız bir şey önerebilir miyim ? Acaba biraz daha Erken girsem mi ?
Lloyd
-
Selsdon……
Selsdon
-
Freddie’nin çıkışıyla, benim girişim arasında bir boşluk kalıyor sanki.
Lloyd
-
Hayır, Selsdon. Bak…..Neyse, boşver. Ben anladım.
Selsdon
-
Evet ?
Lloyd
-
Biraz daha erken girmeye ne dersin ?
Selsdon
-
Gördün mü ? Bak, sen de farketmişsin. ( Selsdon pencereden sahneden çıkar )
Lloyd
-
Philip
-
Ben mi onu taklit ediyorum, yoksa o mu beni taklit ediyor ? Evet Freddie, senin çıkışından…
( Eline yapışık vergi kağıdını sallayarak ) Bela yapıştımı bırakmaz derler ama bu kadarı da fazla. ------------------------------------------------------------------------------------( Philip alt kat banyosundan sahneden çıkar. Daha önceki gibi hırsız girer ama bu sefer zamanında girmiştir. ) ------------------------------------------------------------------------------------Hırsız - Demir parmaklık yok, hırsız alarmı yok. Hırsızı teşvik ve Tahrikten mahkum edilmeli bunlar.
Hırsız
Hırsız
( Tırmanıp içeri girer ) ------------------------------------- Hayır ama, bazen içimden oturup ağlamak geliyor. Banka soyardım ben ; altın, gümüş kasalarını açardım. Ya şimdi ne yapıyorum ? Karton kutuları açıyorum ! Evet, neler sunuyorlar bakalım ? ( Televizyonu süzer ) - Bir mikrodalga fırın. ------------------------------------------------------------------------( Televizyonu fişten çekip kanepenin üstüne koyar )
54 Hırsız
-
Ne ? Elli Sterlin mi? Yerinden kaldırmaya bile değmez ya, neyse.
( Etraftaki tabloları, süs eşyalarını incelemeye başlar ) ---------------------------------------------------------------------------Hırsız - Bir alay pılı pırtı…ama madem ısrar ediyorsunuz…. ( Bazı ufak tefek eşyaları cebine atar ) ----------------------------------------------------------- Çalışma masası nerede ? Hepsi de ayni teraneyi tutturmuşlar.. Aynı teraneyi tutturmuşlar…….
Hırsız Selsdon
-
Evet ? Replik ?
Poppy
- ( Kulisten ) “ Emekliliğe alışmak zordur.”
Selsdon
-
Ne ?
Lloyd
-
( Bezgin ) “Emekliliğe alışmak zordur.”
Selsdon
-
Ne zordur ?
Diğerleri -
( Kimi sahneden, kimi dışarıdan ) “Emekliliğe alışmak…”
Selsdon
Böyle hep bir ağızdan konuşulunca işitmek de zor oluyor.
-
( Hırsız çalışma odasına girerek sahneden çıkar ) -------------------------------------------------------------------( Servis bölümünden Roger sahneye girer. Elinde yeni hazırlanan sardalya tabağıyla Bayan Clackett onu izlemektedir. ) -----------------------------------------------------------------------------------------Roger - ….ve doğal olarak müşteri evin geçmişinde olağan üstü olaylarla ilgili öyküler olup olmadığını bilmek istiyor. Bn.Clackett - Aa, evet canım. Çok güzeldir. Olağanüstü ! Roger
-
Yani hiç böyle canlanan, ya da uçan şeyler filan……? ( Kanepenin üstündeki televizyonu görür )….olmuş muydu ? ------------------------------------------------------------------------------------------------( Bn. Clackett sardalyaları telefon sehpasının üstüne koyup, televizyonu yerine taşır, ön kapıyı kapatır. )
55 Bn. Clackett -
Uçan şeyler mi ? Hayır, her evde olduğu gibi, burada da her şey iki ayağı üstünde hareket ediyor,
. Roger
- Müşteriyi uyarsam iyi olur. Çalışma odasını inceliyor. -----------------------------------------------------------------------------------( Çalışma odasının kapısını açmasıyla kapaması bir olur ) -----------------------------------------------------------------------------------Roger - İçerde bir adam var ! _____________________________________ Bn.Clackett - Yok, yok. Evde hiç kimse yok şekerim. Roger
-
( Çalışma odasının kapısını açar ) Bakın, bakın…Orada… bir şeyler arıyor.
Bn.Clackett - ( Şöyle bir göz atar ) Ben hiç kimseyi göremiyorum. Roger
-
Onu göremiyor musunuz ? Fakat bu olacak şey değil ! Pekiyi, benim müşterim nerede ? Burada bırakmıştım onu ! Gitmiş ! Müşterim yok olmuş ! -----------------------------------------------------------------------------------------------( Çalışma odasının kapısını kapatır ve oturma odasına bakınır , telefon sehpasının üzerindeki sardalyaları görür ) -----------------------------------------------------------------------------------------------Roger - Aman Tanrım. __________________________ Bn.Clackett - Gene ne oldu ? Roger
-
Bn.Clackett Roger
-
Bn.Clackett Roger
-
Orada ! Nerede ? Sardalyalar ! Haa, sardalyalar. Sardalyaları görebiliyorsunuz, değil mi ?
Bn.Clackett - Sardalyaları görebiliyorum. ----------------------------------------------------------------------------------------------( Roger korka korka sardalyalara dokunur, sonra tabağı alır )
56 Bn.Clackett - Nasıl yürüdüklerini de görebiliyorum. Roger
-
Bu kez sardalyaları elimden kaçırmayacağım. Peki ama müşterim nerede ? -----------------------------------------------------------------------------------------------( Roger sardalyaları da alarak üst kata çıkar ) -----------------------------------------------------------------------------------------------Bn.Clackett - Anlaşılan ben bütün gece sardalya açacağım – bir orada, bir burada – guguklu saatin kuşu gibi. -----------------------------------------------------------------------------------------------( Bn.Clackett servis kapısından sahneden çıkar ) -----------------------------------------------------------------------------------------------Roger - Vicki ! Vicki ! -----------------------------------------------------------------------------------------------( Roger asma kattaki banyoya girerek sahneden çıkar ) -----------------------------------------------------------------------------------------------( Hırsız, eli kolu gümüş kaplar v.s. ile dolu olarak çalışma odasından sahneye girer ) -----------------------------------------------------------------------------------------------Hırsız - Hayır, ben şiddeti özledim. Çevremdeki insanları korkutmayı özledim. -----------------------------------------------------------------------------------------------( Kapkacağı kanepenin üstüne bırakıp, çalışma odasına girerek sahneden çıkar ) -----------------------------------------------------------------------------------------------( Roger, asma kattaki banyodan sahneye girer ) -----------------------------------------------------------------------------------------------Roger - Nereye gitmiş olabilir ? Vicki ? -----------------------------------------------------------------------------------------------( Roger çamaşır dolabına girerek sahneden çıkar ) -----------------------------------------------------------------------------------------------( Hırsız, Phillip’in kutusunu ve çantasını taşıyarak çalışma odasından sahneye girer. Kutunun içindekileri kanepenin arkasına boşaltır ve gümüşleri kutunun içine doldurur ) ------------------------------------------------------------------------------------------------Hırsız - Etrafta biraz bağrışmalar, çığlıklar duymak hoş bir şey. Bu kadar sessizlik insanın tadını kaçırıyor. ------------------------------------------------------------------------------------------------( Roger, sardalya tabağı hala elinde, çarşaf dolabından sahneye girer ) ------------------------------------------------------------------------------------------------Roger - ( Seslenir ) Vicki ! Vicki !
57 ( Roger yatak odasına girer ) ---------------------------------------Hırsız - Bu gidişle sonunda kendi kendime konuşmaya başlayacağım…. ------------------------------------------------------------------------------------------------( Hırsız, Roger’ın hiç farkında olmadan çalışma odasına girerek sahneden çıkar ) ------------------------------------------------------------------------------------------------( Phillip alt kattaki banyodan sahneye girer. Sağ elinde hala vergi kağıdı yapışık , sol elinde de sardalya tabağı yapışıktır ) ----------------------------------------------------------------Phillip - Sevgilim, şu her şeyi eriten nesne var ya…Pantolon da eritiyor ! ( Pantolunun önündeki delikleri inceler ) -------------------------------------------------------Phillip - Sevgilim, eğer bu pantolunu eritiyorsa, acaba eritmeye devam edip te,…….dinle sevgilim, diyorum ki, bu pantolonu çıkartsam daha iyi olacak galiba. ------------------------------------------------------------------------------------------------( ve dediğini yapmaya başlar – becerebildiği kadar pantolonunu çıkartmaya çalışır ) ----------------------------------Phillip - Sevgilim çabuk ! Acil durumdayım ! Yani, bu her şeyi tamamiyle eritiyorsa ,…,…Sevgilim, galiba hissediyorum onu ! Korkarım her şeyi…….eritip bitiriyor ! -----------------------------------------------------------------------------------------------( Roger, elinde sardalya tabağıyla yatak odasından sahneye girer ) ----------------------------------------------------------------------------------------Roger - Bu evde bir illet var. ----------------------------------------------------------------------------------------------( Phillip pantolonunu yukarı çeker ) ---------------------------------------------------Phillip - ( Apar ) Vergi memuru ! Roger
-
( Philip’i ürkmüş görerek ) Gene gelmiş !
Philip
-
Hayır !
Roger
-
Hayır mı ?
Philip
-
Burada değilim !
58 Roger
-
Burada değilmiş !
Philip
-
Yurt dışındayım.
Roger
-
Yurt dışında geziniyor.
Philip
-
Gitmem gerek.
Roger
-
Dur !
Philip
-
Kalamam, teşekkür ederim.
Roger
-
Konuş !
Philip
-
Avukatım olmadan asla.
Roger
-
Avukatın olmadan …..? Dur bir dakika. Sen öbür dünyalardan biri değilsin !
Philip
-
Öyleyim, öyleyim. Marbella’danım ! ( MARBEYYA’ danım )
Roger
-
Sen bir davetsiz misafirsin !
Philip - Tanıştığımıza memnun oldum. ------------------------------------------------------------------------------------------( “Hoşça kal” anlamında sağ elini sallar ancak vergi kağıdının elinde yapışık olduğunu görünce elini hemen arkasına saklar ) --------------------------------------------------------------------------Philip - Yani diyorum ki, bir sardalya alsaydınız. ________________________________________________________________ ( Sol elindeki sardalyaları ikram eder. Bağlı olmadığı için pantolonu düşer ) ------------------------------------------------------------------------------------------------Roger - Hayır, o da değil. Sen bir tür seks manyağısın ! Vicki’ye de bir şey yaptın sen ! Şimdi doğru aşağı geliyorum….! __________________________________________________ ( Roger aşağı iner ve 999 ( Polisin numarasını ) çevirir ) ---------------------------------------------------------------------------Philip - Haa, demek sardalyanız var. Eğer size ikram edebileceğim bir şey yoksa….. Roger
-
Bu kesinlikle polislik bir durum ! ( Telefon’a ) Polis mi ?
59 Philip - …….kaçmak durumundayım. ------------------------------------------------------------------------------------------------( Philip, pantolonu ayak bileklerine dolanarak koşar ve ön kapıdan çıkar ) ------------------------------------------------------------------------------------------------Roger - Geri dön….! ( Telefon’a ) Alo…Polis mi ? Evime zorla birisi girdi ! Ya da birisi zorla birisinin evine girdi…Hayır, ama o bir seks manyağı ! Burada genç bir kadın bıraktım ve kimse ona ne olduğunu bilmiyor ! --------------------------------------------------( Vicki pencereden sahneye girer ) -------------------------------------------------Vicki - Ağaçların oradaki çalılıkta bir adam var ! Roger
-
( Telefon’a ) Afedersiniz…..genç kadın ortaya çıktı.. ( Telefonu mikrofonunu eliyle örterek ) İyi misin ?
Vicki
-
Hayır. Beni gördü !
Roger
-
( Telefon’a ) Onu böyle görmüş….Hayır, aynı zamanda da hırsız ! Eşyalarımızı da aldı !
Vicki - ( Philip’in çantasını ve kutuyu bulur ) Eşyalar burada. ----------------------------------------------------------------------------------------------Roger - ( Telefon’a ) Eşyalar geri geldi. Şu halde, sadece bir tabak sardalyamız kayıp. ( Vicki, ön kapının yakınına bırakılmış bir tabak sardalya bulur ) Vicki
-
Sardalyalar da burada.
Roger
-
( Telefon’a ) Sardalyaları da bulduk.
Vicki
-
Polis mi bu ? Polis mi gelsin istiyorsun ?....hem de böyle iç çamaşırlarımla ?
Roger
-
( Telefon’a ) O halde ne mi diyorum ? Diyorum ki – en iyisi bu konuyu kapatalım. ( Telefonu kapatır ) Başına feci bir şey geldi sandım !
60 Vicki
-
Geldi zaten ! Onu tanıyorum !
Roger
-
Onu tanıyor musun ?
Vicki
-
Bizim büroyla ilgisi var !
Roger
-
Adi bir seks manyağı o.
Vicki
-
Evet, ama beni bu halde görmemesi gerekir ! Eğer vergi işiyle uğraşıyorsan, bazı prensiplere uyman gerek !
Roger
-
O halde üstüne bir şeyler giy !
Vicki
-
Hiç bir şeyim yok ki !
Roger
- Banyoda bir şeyler vardır ! ------------------------------------------------------------------------( Roger, çanta ve kutuyu alıp, Vicki’nin önüne düşer ) ------------------------------------------------------------------------Roger - Sardalyaları getir ! ( Vicki sardalyaları alır. Roger ve Vicki alt kat banyosuna girerek sahneden çıkarlar ) -------------------------------------------------------------------------------( Hırsız, elinde başka bir takım eşyalarla çalışma odasından sahneye girer, eşyaları bırakır ) --------------------------------------------Hırsız - Eveet, alt katı biraz toparladık. ( Üst kata yönelir ) Üst katı da çabucak gözden geçirmeli. ----------------------------------------------------------------------( Hırsız, asma kat banyosuna girerek sahneden çıkar ) -------------------------------------------------------------------------------------------( Vicki, elinde beyaz bir banyo paspası ve sardalyalarla, Roger kutu ve çantayla alt kat banyosundan sahneye girerler ) ----------------------------------------------------------------------Vicki - Bir banyo paspası ? Roger
-
Hiç yoktan iyidir !
61 Vicki
-
Vergi mükelleflerinin karşısında bu banyo paspasıyla gezinemem herhalde !
Roger
-
Vicki
-
O halde, yatak odasına ! Yatak odasında bir şeyler vardır ! ------------------------------------------------------------( Roger öne düşer, yukarı hareketlenirler ) --------------------------------------------------------Hayır, hayır, hayır, hayır ! Ben bir daha o yatak odasına girmem !
Roger - Ben yatak odasına bakarım. Sen de öbür banyoya göz at. ---------------------------------------------------------------------------------------( Roger, yatak odasına, Vicki asma kat banyosuna girip sahneden çıkarlar ) ---------------( Philip ön kapıdan sahneye girer ) --------------------------------------------------Philip - Sevgilim ! Yardım et ! Neredesin ? ---------------------------------------------------------------( Vicki, asma kat banyosundan sahneye girer ) ----------------------------------------------------------------Vicki - Roger ! Roger ! ----------------------------------------------------------------------------------------------( Philip, Vicki tarafından görülmeksizin ve telaşla alt kattaki banyoya girip, sahneden çıkar ) -------------------------------------------Vicki - Şimdi de banyoda biri var ! _______________________________________________________________ ( Vicki yatak odalarına doğru koşar, sonra durur ) ----------------------------------------------------------------------Flavia - ( dışarıdan ) Ah, sevgilim , öyle şirin şeyler buluyorum ki…! _______________________________________________________________ ( Vicki, döner ve alt kata doğru koşar, bu sırada Flavia üst kat koridoru boyunca yürüyerek girer, elindeki poselen çay takımına konsantre olmuş bir şekilde ilerler ) _______________________________________________________________ ( Vicki telaşla alt kattaki banyoya girerek sahneden çıkar ) ------------------------------------------------------------------------------Flavia - Bu çay takımını hatırlıyor musun ?
62 ( Dışardan Vicki’nin çığlığı duyulur ) ---------------------------------------------------Flavia - ….bunu bana ilk evlenme yıldönümümüzde……? _______________________________________________________________ ( Vicki, alt kattaki banyodan sahneye girer. Flavia!yı görünce durup, kalakalır ) -------------------------Flavia - Siz kimsiniz ? Vicki - Olamaz – demek karısı da var ! ________________________________________________________________ ( Vicki elleriyle yüzünü örter ) ----------------------------------------------( Alt kattaki banyodan hala elleri serbest olmayan Philip, bu kez elinde bir banyo paspasıyla, pantolununu dirsekleriyle kıstırıp yukarda tutmaya çalışarak sahneye girer ) ------------------------------------------------------------------------------------------------Philip - Afedersiniz, sanırım elbisenizi düşürdünüz ! ________________________________________________________________ ( Flavia yutkunur, bir an nefessiz kalır, Philip üst galeriye bakar, onu görür) ------------------------------------------------------------------------------------------------Philip - ( Flavia’ya ) Neredeydin ? Deli olacaktım ! Şu halime bak ! _______________________________________________________________ ( Flavia’ya halini göstermek için ellerini yukarı kaldırır – pantolonu yere düşer . Dehşete düşen Flavia’nın elinden çay takımı kayar ve gürültüyle aşağıya, oturma odasına düşer. Philip telaşla merdivene doğru koşar, pantolonu ayak bileklerine dolanır, tutunmak için ellerini ileriye doğru uzatır. -----------------------------------------------------------------------------------------------Philip - Sevgilim, gerçekten ! ________________________________________________________________ ( Vicki onun önünden koşar, Flavia ile yüz yüze kalır, koşarak çamaşır dolabına sığınır ) -----------------------Philip - Odaya dalıverdi ve elbisesi üstünden düştü ! ________________________________________________________________ ( Flavia acı dolu bir çığlıkla üst kat koridorundan sahneden çıkar ) ----------------------------------------------------------------------------------------( Roger, yatak odasından çıkıp tam Philip’in önüne fırlar. Philip banyo paspasını yüzüne tutmaktadır. Ancak, beyaz bir yatak çarşafını önünde tutan olan Roger onu görmez )
63 Roger
-
Ben tavan arasından uygun bir şey bulmaya çalışırken, şimdilik bu çarşafı üstüne geçiriver. _______________________________________________________________ ( Roger, Philip’i çarşafla bırakarak üst kat koridoru boyunca ilerleyip çıkar ) -----------------( Philip, tekrar aşağı inmek üzere döner ) -----------------------------------------------------------( Hırsız, elinde bir çift altın kaplama musluklarla asma kat banyosundan çıkarak, sahneye girer ) _______________________________________________________________ Hırsız - Bir çift altın musluk…..
Hırsız
-
( Philip’i görünce durur ) -----------------------------------Aman Tanrım !
Philip
-
Kimsin sen ?
Hırsız
-
Ben mi ? Muslukları tamir ediyorum.
Philip
-
Pekiyi ya vergi ? – Gelir vergisi ?
Hırsız - Doğru Patron. Yeni musluklar gelir,…. eski musluklar gider. _______________________________________________________________ ( Hırsız, asma kat banyosuna girip, sahneden çıkar ) -----------------------------------------------------------------------Philip - Vergi müfettişleri (Maliyeciler) her yeri sarmışlar ! Roger
-
( Dışardan ) Demek buradasın !
Philip - Bu da öbürü ! ________________________________________________________________ ( Philip, banyo paspasını yüzüne tutarak yatak odasından sahneden çıkar ) ( Roger, elinde Vicki’nin elbisesi ile üst kat koridorundan sahneye girer ) ------------------------------------------------------------------------------------------------Roger - Elbiseni buldum ! Tavan arasından uçup bana geldi ! ________________________________________________________________ ( Roger, asma kat banyosuna girip, sahneden çıkar )
64 ( Philip, başına dolanan banyo paspasından kurtulmaya çalışarak yatak odasından sahneye girer ) -------------------------------------Philip - Sevgilim, şimdi de elbisesi kafama yapıştı ! ________________________________________________________________ ( Roger, asma kat banyosundan sahneye girer ) ( Philip, yatak odasına girerek sahneden çıkar ) --------------------------------------------------------------Roger - Bu da başka bir davetsiz misafir ! ________________________________________________________________ ( Hırsız, asma kat banyosundan sahneye girer ) ----------------------------------------------------------------Hırsız - Benim işim sadece musluklarla, Patron. Roger
-
Hırsız
-
Pekiyi ya tecavüz ? Kadınlara saldırmaya ne dersin ?
Sen istediğini yap Patron, ama ben önce banyodaki muslukları yapacağım. ________________________________________________________________ ( Hırsız, asma kat banyosuna girip, sahneden çıkar ) ------------------------------------------------------------------------Roger - Her tarafta seks manyakları ! Vicki nerede ? Vicki…..? ________________________________________________________________ ( Roger, alt kattaki banyoya girerek sahneden çıkar ) ( Asma kat banyosundan çıkan hırsız, ön kapıya doğru gider ) -------------------------------------------------------------------------------------Hırsız - Her tarafta birileri var ! Ben sıvışıyorum. Kadın için de vergi haa ? Anlamıyorum ki, bugünlerde neye vergi koyacaklarını şaşırdılar. ________________________________________________________________ ( Alt kattaki banyodan Roger sahneye girer. Hırsız durur ) -------------------------------------------------------------------------------Roger - Hele bir onu bulamayayım, bak bakalım başın nasıl derde girecek. Hırsız - Bakıyorum, banyoya bakıyorum. ________________________________________________________________ ( Hırsız tekrar asma kat banyosuna girerek sahneden çıkar )
65 Roger - Vicki…..? ________________________________________________________________ ( Roger ön kapıdan dışarı çıkar ) ----------------------------------------------( Philip yatak odasından sahneye girer. Banyo paspası hala başındadır ama türban gibi sarılmış olarak – kendisi de beyaz bir çarşafa sarınmıştır. ) ------------------------------------------------------------------------------------------------( Vicki, tepeden tırnağa siyah bir çarşafa sarınmış olarak dolaptan çıkar. Her ikisi de sessizce arkalarından kapıları kapatırlar ) ________________________________________________________________ Vicki - Roger ! ( Birlikte ) --------------Philip - Sevgilim ! ________________________________________________________________ ( Birbirlerini görüp gerilemeye başlarlar ) --------------------------------------------------------( Roger, ön kapıdan sahneye girer ) ________________________________________________________________ Roger - Şeyh ! Ben dörtte geleceksiniz diye biliyordum. Zarif eşiniz de yanınızda, öyle mi ? Demek evi gezip görmek istiyorsunuz sayın Şeyh ? Tamam, evet. Zaten üst katta olduğunuza göre.. ________________________________________________________________ ( Roger üst kata çıkar ) --------------------------------( Flavia, elinde bir vazo olduğu halde üst kat koridoru boyunca ilerler ) ________________________________________________________________ Flavia - Onun ve aşnafişnasının kafalarında parçalayacağım bu vazoyu! Roger
-
…….hadi aşağı inelim.
Flavia
( Roger, Philip ve Vicki aşağıya inerler ) --------------------------------------------------------- Siz kimsiniz ? Bu yaratıklar da kim ?
Roger
-
( Philip ve Vicki’ye ) Bu durum için özür dilerim. ( Flavia’yı kastederek ) Kim olduğunu bilmiyorum , ama sizi temin ederim ki, evle hiçbir ilgisi yoktur.
66 ( Elinde başka bir tabak sardalyayla Bn Clackett servis bölümünden sahneye girer. Roger onu takdim etmek üzere öne geçer ) ------------------------------------------------------------------------------------------------Roger - İşte bu sardalyalı tatlı hanım, bizim elimiz, kolumuz…… Bn.Clackett - Sağol, hiç el kol istemez, sardalyamdan uzak dursunlar. Çünkü bu defa onları yemeye kararlıyım. Roger
-
…..gördüğünüz gibi yalnız sardalyalarıyla meşgul, bu nedenle, belki de, banyodaki aygıtlar size daha ilginç gelecektir. ________________________________________________________________ ( Roger, Vicki ve Philip’i Bn.Clackett’ten uzaklaştırarak asma kattaki banyoya iteler ) ----------------------------------------Flavia - Bunlar ( bu insanlar ) nereden çıktı Bayan Clackett ? Bn.Clackett - Aaa, onlar hep vardı şekerim. Arap çarşafları işte. Roger
-
Bu durum için özür dilerim. ( Asma kat banyo kapısını açar ) …..ama burada…..
Flavia - Arap çarşafları mı ? ________________________________________________________________ ( Flavia yatak odasına girerek sahneden çıkar ) -----------------------------------------------------------------Roger - Burada, şey var….. ________________________________________________________________ ( Hırsız, asma kat banyosundan sahneye girer ) ---------------------------------------------------------------Hırsız - Şamandralar Patron. Sizin şamandralar eskimiş. Roger - ( Hırsızı kastederek ) Aa, O var. ________________________________________________________________ ( Flavia yatak odasından sahneye girer ) ------------------------------------------------------Flavia - İrlanda çarşafları bunlar ! - Yatağımdan alınmış İrlanda çarşafları ! Bn.Clackett - Ah hırsız şeytanlar !
67 Roger
- Ayrıca, çalışma odasında……
Bn.Clackett - O çarşafı bana verceksin iblis ! ________________________________________________________________ ( Bn.Clackett en yakınındaki çarşafı çeker – çarşaf elinde kalır – Vicki ortaya çıkar ) ---------------------------Bn.Clackett - Oh, işte hanımefendi ! İç çamaşırlarıyla duruyor, bütün dünya seyretsin diye ! Roger
-
Sen !
Flavia - O ! ________________________________________________________________ ( Flavia tehdit dolu, alt kata iner. Philip ihtiyatlı, çalışma odasına doğru süzülürek çıkar ) -------------------------------Hırsız - Benim minik kızım bu ! Vicki - Baba ! ________________________________________________________________ ( Flavia durur. Philip, hayretler içinde çalışma odasından sahneye girer. Şimdi Philip’in yerine dublörü Tim çıkmıştır ) ----------------------------------------------------------------------------------Hırsız - Evden kaçan minik Vicki’miz bu, Onu bir daha hiç göremeyeceğim sanmıştım. Bn.Clackett - Yaa, kimin aklına gelirdi ? Vicki
-
( Hırsız’a ) Ne yapıyorsun burada bu halde ?
Hırsız
-
Pekiyi, sen ne yapıyorsun burada böyle ?
Vicki
-
Ben mi ? Kaçırılan vergiler dosyasını “Basingstoke’taki vergi dairesine götürüyorum.
Philip/Tim - Agh ! ________________________________________________________________ ( Philip, diğerleri görmeden, bir eliyle kalbini sıvazlayarak kanepenin arkasına yığılır )
68 Flavia - ( Tehditkar ) Pekiyi benim öbür çarşafım nerede ? ________________________________________________________________ ( Ön kapıdan, bu günlerde piyasadaki her malın arkasında olan bir kişi – bir Şeyh girer. Arap giysileri içindedir. Bu rol de Frederick tarafından oynandığı için, Philip’e son derece benzemektedir ) ---------------------------------------------------------------------------------Şeyh - Oh ! İlahi huzur dolu bir ev ! Kiralıyorum ! Roger
-
Durun, durun…! Ben bu yüzü tanıyorum ! ( Şeyh’in cüppesini çekerek yüzünün ortaya çıkmasına neden olur )
Roger
-
O bir Şeyh değil ! O bir seks manyağı !
Flavia
- Ya - o benim kocam !
Şeyh - Ne ? ________________________________________________________________ ( Hepsi onun üstüne çullanırlar ) ________________________________________________________________ ( Frederick’in ayak bileklerindeki pantolonlu hali gözler önüne serilir ) Lloyd
-
Pantolon !
Bn.Clackett - Bütün temiz çarşafları almışsın ! ( Üstündeki giysiyi çekip çıkartmaya çalışır ) Şeyh
- Ne ? Ne ?
Lloyd
-
Pantolon ! Pantolon !
Vicki
-
Banyo paspasımı aldın ! ( Üstündeki giysiyi çekip çıkartmaya çalışır )
Şeyh
- Ne ? Ne ?
Flavia
- Kırık bir poselen biblo gibi attın bir kenara beni ! ( Şeyh’e vurur )
Ne ?
69 Lloyd
-
Pantolonun görünüyor !
( Sonunda Selsdon dışında diğerleri oyunu keser ) Hırsız
-
Küçük kızımla Basingstoke’da ne işin olduğunu………
( Selsdon da oyuna devam edilmediğini fark eder ) Selsdon
-
Durayım mı ?
Belinda
-
Dur, dur. ( Lloyd sahneye çıkar )
Lloyd
-
Frederick Lloyd
Doğruluğundan emin olmadığımız bir konu var, Freddie. Arap şeyhleri giysilerinin altına pantolon giyerler mi ? Bilmiyorum. Ama öyle bile olsa pantolonları herhalde bileklerine dolanmış durumda dolaşmıyorlardır, Freddie ! Üzgünüm ama, giydirici olmadan bu kadar çabuk değişmeme imkan yok.
- Tim sana yardım etsin. Tim ! Tim nerede ? Çabuk çık ortaya, Tim ! Tim !
( Philip’in dublörü olarak giydiği çarşafla, kamaşan gözlerini kırpıştırarak Tim kanepenin arkasından ayağa kalkmış, Lloyd’a bakar ) Tim
-
Efendim ?
Lloyd
- Aa, evet. Sen sahnedesin.
Tim
-
Uyuya kalmış olmalıyım.
Lloyd
-
Pekala Tim, kalsın.
Tim
-
Bir şey mi yapayım ?
70 Lloyd
-
Hayır, önemli değil. Hepimiz kendi kendimize savaşacağız. Hepimiz pantolonumuz bileklerimize dolanarak koştururken, Tim, kanepenin arkasında kestirecek. Tamam mı Freddie ? Elinden geleni yapacaksın artık. Pekala, devam ediyoruz…… ( Frederick duraklar )
Lloyd
-
Başka bir sorun mu Freddie ?
Frederick -
Eee, nasıl olsa kestik.
Lloyd
Neden sordum ki ?
-
Frederick - Yani, kurgu konusunda ne kadar budala olduğumu bilirsin. Lloyd
-
Frederick Lloyd
Biliyorum Freddie. Başka bir budalaca soru daha sorabilir miyim ?
- Tiyatro konusunda yapmış olduğum bütün çalışmalarım, bilgilerim emrine amadedir.
Frederick -
Şeyh, neden Philip’in dublorü oluyor, bir türlü anlayamadım.
Garry
Çünkü içeri giriyor ve hepimiz sanıyoruz ki, o……işte yani ve hepimiz……yani işin esprisi burada.
-
Frederick - Anlıyorum. Belinda
-
Hayatım, kurgunun devamı buna dayanıyor.
Frederick - Anlıyorum. Ama bu daha ziyade bir rastlantı değil mi ? Lloyd
-
Frederick -
Evet Freddie, Oyunun şimdi ne yazık ki kaybetmiş olduğumuz, ancak bir zamanlar var olan bir taslağı olduğunu belirttiğin sürece, biraz rastlantı olduğu doğru. Ve bu taslakta yazar, Philip’in babasının geçliğinde Orta Doğu’da bir hayli seyahat etmiş olduğunu vurguluyor. Anlıyorum…
71 Lloyd
- Anlıyor musun ?
Frederick -
Bu çok ilginç.
Lloyd
Bunu seveceğini tahmin etmiştim.
-
Frederick Lloyd
Pekiyi seyirci anlayacak mı ?
- Bunu onlara sen alatmalısın Freddie. Bakışlarınla. Mimiklerinle. Zaten oyunculuk budur değil mi ?
Frederick -
Evet, sağol Lloyd. Sağol.
Lloyd
Hatta bütün bunları pantolonsuz yapman daha da etkileyici olacak.
-
Frederick -
Elbette. ( Pantolonunu çıkartır )
Lloyd
Pekala, perdeyi bitirebilir miyiz ? Belinda’nın o güzelim repliğinden, “Kırık bir poselen biblo gibi bir kenara attın beni !”
-
( Lloyd seyirci salonundaki yerine döner ) Lloyd
-
Burada ben bayağı akıllı kalıyorum. Ben, “Üçüncü Richard” için Londra’ya dönüp de tek başımıza kalınca bu oyundan geriye ne kalacak acaba ? Pekala, “Kırık bir porselen biblo gibi bir kenara attın beni !”
Flavia
- Kırık bir porselen biblo gibi bir kenara attın beni ! (Ona vurur)
Şeyh
-
Ne ? Ne ? Ne ?
Hırsız
-
‘Ee, minik kızımla Basingstoke’ta ne işiniz vardı’ diye Sormayacağım. Ama sana bir tek söyleyeceğim, Vicki. ( Bie sessizlik olur )
Lloyd
-
Brooke !
Brooke
-
Pardon…..
72 Lloyd
-
Senin repliğin. Haydi hayatım, perdenin inmesine iki satır kaldı.
Brooke
- Anlamıyorum.
Lloyd
-
Poppy
- ( Kulisten ) Nedir , Baba ?
Brooke
-
Evet ama anlamıyorum.
Belinda
-
“Nedir, Baba ?” diyeceksin.
Selsdon
-
Evet, ben sana “Sana bir şey söyleyeceğim Vicki” diyorum. ve sen de bana : “Nedir, Baba ?” diyorsun.
Brooke
-
Şeyh neden Philip’e benziyor, anlamıyorum.
Ona replik ver !
( Sessizlik....Herkes fırtınayı bekler. Lloyd yavaş yavaş gelir sahneye çıkar ) Lloyd
-
Poppy ! Teksti getir ! ( Poppy elinde tekstle kulisten sahneye girer )
Lloyd
-
( Sabırlı ) Replik bu mu, Poppy ? “Şeyh neden Philip’e benziyor, anlamıyorum.” Yazarın metnine başvurup, kesinlikle emin olabilir miyiz ?
Poppy
- Eee, sanırım…..
Lloyd
-
( Aşırı bir nezaketle ) “Nedir, Baba ?” Tamam mı ? Repliğin bu, sevgili Brooke. Londra’nın en klas tiyatrolarında çalıştığını ve oralarda oyunu istediğin gibi alıp götürmene izin verdiklerini biliyoruz. Ama burada yazar bize anlaşılır, pırıl pırıl bir sözünü sunmuşken, hele sabahın birinde, birinci perdenin bitmesine iki satır kala, hepimiz yorgunluktan düşüp ölmeden önce bir çay arası verecekken – böyle şeyler istemiyoruz. Sadece repliğini duymak istiyoruz. ( Ansızın ağzını Vicki’nin kulağına yaklaştırıp, bağırır ) “ Nedir, Baba ? “ ( Tekrar büyük bir sabır ve nezaketle )
73 Lloyd
-
İşte hepsi bu. Başka bir şey değil. Mantıksızlık etmiyorum, değil mi ?
( Brooke, aniden dönüp üst kata koşar ve asma kattaki banyodan sahneyi terk eder ) Lloyd
-
Çıkar mı ? Tekstte “Vicky çıkar” diye yazılı mı ?
( Dışardan Brooke’un ağlama sesi ve aşağı koştuğu duyulur ) Lloyd
-
Ulu Tanrım, şimdi de lenslerini yıkayacak. ( Lloyd ön kapıdan sahneden çıkar )
Frederick
-
( Önceden dersini almış olduğu için ) Hey Tanrım.
Selsdon
-
( Aynı tavırla ) Bence bu defa fazla kaçırdı.
Garry
-
Ben de sonunda ( Lloyd’u kastederek ), Poppy’ye….yani işte her zamanki gibi……
Dotty
- Zaten hep Poppy’dir., Değil mi şekerim ? ( Poppy , hafifçe ( solgunca ) tebessüm eder )
Frederick -
Benim yüzümden oldu galiba.
Garry
- Ama niye onu seçti yani ? ( Brooke’u kastederek )
Dotty
- Evet, yani, Brooke’dan ne istedi ?
Belinda
-
Garry
- Tatlı mı ?
Belinda
-
Dotty
- Aralarında bir şey mi, Lloyd’la Brooke mu ?
Belinda
-
Gene de çok tatlıydı ama.
Sanki aralarında bir şey yokmuş gibi davranmaları yani.
Bilmiyor muydun ?
74 Selsdon
-
Brooke’la Lloyd ?
Belinda
-
Bütün bir hafta sonu neredeydiler sanıyorsunuz ?
Frederick
-
Ulu Tanrım. Yani bu yüzden mi, zavallı Tim’in…….
( Tim’in kanepenin arkasında olduğunu anımsayıp, duraklar ) Dotty
- …..dekoru yanlış kurduğunu anlayamadı.
Belinda
-
Şşş ! Geliyorlar !
( Lloyd’un kolu Brooke’un omuzunda girerler ) Lloyd
- Tamam. Hepsi unutuldu. Çok kabalık ettim.
Poppy
- Kendimi iyi hissetmiyorum. ( Poppy kulisten sahneden çıkar )
Dotty
- Oh, hayır !
Lloyd
-
Oh ! Tanrı aşkına ! ( Lloyd, Poppy’nin arkasından sahneden çıkar )
Garry
- Yani… ?
Selsdon
-
( Poppy’yi kastederek ) Onu da mı ?
Frederick -
Ulu Tanrım !
Belinda
-
Bak bunu bilmiyordum işte.
Brooke
-
Ben bayılıyorum galiba.
Dotty
- Evet, sen otur hayatım. ( Brooke’u oturturlar )
75 Belinda
-
Hadi, başını dizlerinin arasına koy canım.
Selsdon
-
( Belinda’yı kastederek ) Evet, işte bunu bilmiyordu.
Belinda
- Yavaş hayatım.
Dotty
- Olup olacağı iki hafta prova yaptık.
Frederick -
Bakalım şimdi sıra neye geldi ?
Selsdon
-
En heyecanlısına !
Belinda
-
( Brooke’u işaret eder )
Selsdon
- Ah, evet. Şşşşş !
Dotty
- İşte geliyor.
Şşşşşş !
( Lloyd kulisten sahneye girer, yumuşamıştır ) Dotty
- ( Poppy’yi kastederek ) Nasıl ? Şimdi iyi mi hayatım ?
Lloyd
-
Bir dakikaya kadar turp gibi olacak. Yediği bir şeyden herhalde.
Garry
-
( Brooke’u işaret eder ) Evet, buradaki de biraz şey gibi…... demek istiyorum yani.
Lloyd
-
Ben de kendimi biraz tuhaf hissediyorum. Galiba benim……
Belinda
-
Hangisi ?
Garry
-
( Sandalye getirir ) Bayılacak mısın ?
Belinda
-
( Vazoyu uzatır ) Yoksa kusacak mısın ?
Lloyd
-
( sandalyeye çöker ) O çay molasına ihticaım var.
Dotty
-
Artık gücünün sonuna geldiğinden eminim hayatım.
Lloyd
-
O halde, perdenin en son sözünü alabilir miyim ?
76 Selsdon
-
Ben mi ? Son söz..? Tamam.
Hırsız
-
“Ama sana bir tek şey söyleyeceğim Vicki”
Vicki
-
( Lloyd’a onu öldürecekmiş gibi bir bakış atar ) “Nedir , Baba ! ?
Hırsız
-
İşler iyice karışmaya başlayınca ….şey gibi…..
Selsdon
-
…..neydi ?
Poppy
-
( Kulisten – kendini paralayarak ) Oh !....’hayatta en güzel şey bir tabak dolusu sardalya’.
Selsdon
-
Ne dedi ?
Belinda
-
‘Hayatta en güzel şey bir tabak dolusu sardalya !’…. ( Bayan Clackett’in tabağını ona verir )
Hırsız
-
Hayatta en güzel şey bir tabak dolusu……
Selsdon
-
….neydi ?
( Poppy elinde tekstle koşturur, Lloyd ayağa fırlar, Tim kanepenin arkasından fırlayıp kalkar ) SELSDON’un dışında HERKES
-
SARDALYA !
( Sardalyaları yukarı kaldırıp bir tablodaymış gibi poz verirler ve bu tablo donup kalarak devam eder ) Lloyd
-
Ve perde !
Poppy
-
( farkına varıp, irkilir ) Oh ! ( Telaşla kulise koşar ) P
E
R D E
77 P E
R D E
2
Brent’lerin şehir dışındaki kır evinin oturma odası. Çarşamba öğleden sonra ( Ashton-under-Lyne, Royal Tiyatro.
13 Şubat Çarşamba matine /
Provasını izlediğimiz oyunun birinci perdesini bu kez seyirciye temsil edilirken kulisten izleyeceğiz. ) ( Dekor 180 derece döndürülmüştür. Bütün kapılar görülebilmektedir. Kapılar hiçbir şekilde marke edilmemelidir. Üst kattaki kapılara ulaşabilmek için yukardaki Platforma uzanan iki merdiven vardır. Tavandan yere kadar olan pencereden dekordaki oturma odasının bir kısmı görünür. Ayrıca tiyatronun arkadaki kısımlarına açılan iki kapı vardır : Biri soyunma odalarına gider - diğerinden de seyirci salonuna geçilir. Suflör köşesi, aksesuar masası, oyuncular için saldalyeler, yangın söndürme köşesi, yangın kovaları, balta gibi her kuliste görülebilecek eşyalar vardır. Tim, smokin ceketiyle huzursuz bir halde bir aşağı bir yukarı dolaşmaktadır. Poppy, suflör yerinden mikrofana konuşmaktadır. ) Poppy
- ( Mikrofona ) Lütfen dikkat ! Birinci perdede rolü olanlar : Bayan Otley, Bayan Ashton, Bay Lejeune, Bay Fellowes, Bayan Blair…..Birinci perdede rolü olanlar lütfen hazır olsunlar.
Tim
-
Poppy
- ( Tim’e ) Ohh, şimdi anonsu duyduktan sonra eminim kendini toparlar. Artık beş dakika sonra sahnede olması gerektiğini biliyor, değil mi ?
Belki de bütün duyacağımız bu “Birinci Perdede rolü olanlar lütfen hazır olsunlar.” Ne dersin ?
78 Tim
- Toparlar mı dersin ?
Poppy
- Dotty’yi bilirsin canım.
Tim
-
Poppy
- ( Dotty’yi kastederek ) Bir konuşsaydı !
Tim
-
Poppy
- Çıkmazsa mı ?
Tim
-
Poppy
- Çıkacak.
Tim
-
Poppy
- Çıkmayacak mı ?
Tim
-
Poppy
- Çıkmalı.
Tim
-
Poppy
- Bilseydim hazırlanmak için beş dakikam olurdu. Dört dakika kaldı.
Tim
-
Şunun şurasında yola çıkalı bir ay oldu. Daha sadece Ashton-under-Lane’e geldik ! Stocton-on-Tees’e gidinceye Kadar daha neler olacak acaba ?
Giyinme odasının kapısını bir açsa. Bak, eğer Dotty çıkmazsa….
Diyelim ki çıkmadı….
Canım, tabii çıkacak.
Çıkacağından eminim de, ya……
Çıkacak, çıkacak. Ama ya şey yapmadıysa…….
Hiç olmazsa bir şey söyleseydi.
( Seyirci salonuna geçiş kapısı ihtiyatla açılır ve aradan Lloyd başını uzatır. Poppy’yi görünce kapıyı kapatır. ) Poppy
- Bir daha deneyeceğim. Her neyse, insan kendi sorunlarından uzaklaşıyor hiç olmazsa. ( Poppy soyunma odalarına açılan kapıdan çıkar )
79 ( Öbür kapıdan Lloyd tekrar başını uzatır ) Lloyd
-
Gitti mi ?
Tim
-
Lloyd ! Bugün geleceğini bilmiyordum ! ( Lloyd, elinde bir viski şişesiyle girer )
Lloyd
-
Gelmeyecektim. Gelmedim de.
Tim
-
Neyse, Tanrı’ya şükür buradasın !
Lloyd
-
Değilim. Ben Aberystwyth ‘teyim. ( EYBIRİSVİT’teyim) “Üçüncü Richard” ‘ın provasındayım.
Tim
-
Dotty ve Garry……
Lloyd
-
Burada olduğumu kimsenin bilmesini istemiyorum.
Tim
-
Evet ama, Garry’yle Dotty…..
Lloyd
-
Ben sadece iki temsil arasında hiç rahatsız edilmeden Brooke’un odasında baş başa kalabileceğimiz şöyle bir-iki saat istiyorum. Sonra 7.25 treniyle Galler’e döneceğim. ( Viskiyi Tim’e verir ) Bu, Brooke için. Güvenli bir yere koy. Sakın Selsdon’un eline geçmesin.
Tim
-
Olur. Biraz atışmışlar galiba.
Lloyd
-
İyi, iyi. ( Cüzdanından para çıkarıp, Tim’e verir ) Arka kapıdan çıkınca yolun karşısında bir çiçekci var. Şöyle çok gösterişli – kocaman bir çiçek almanı istiyorum.
Tim
-
Olur. Dotty giyinme odasında, kapısı kilitli.
Lloyd
- Yalnız Poppy görmesin. Onlar Dotty için değil.
Tim
-
Olur. Zaten kimseyle konuşmuyor.
Lloyd
-
Birinci Temsil beşi biraz geçince bitiyor, tamam mı ? İkinci de yedi otuzda başlamıyor mu ?
80 Tim
-
Lloyd, - işte sana anlatmaya çalıştığım da bu – Bu oyun kalabilir !
Lloyd
-
Daha hiç dışarı çıkmadı mı ?
Tim
-
Ne yaptığını kimse bilmiyor ! Soyunma odasına kapandı ! Kimseyle de konuşmuyor !
Lloyd
- Tabii başlama anonsunu verdiniz ?
Tim
-
Evet.
Lloyd
-
Beş dakikaya inandırıcı bir aşk sahnesi sığdıramam ki. Dramatik açıdan imkansız.
Tim
- Tabii, Garry’yle aralarında daha önce de böyle fasıllar olmuş.
Lloyd
-
Brooke’la Garry’nin aralarında böyle fasıllar mı olmuş ?
Tim
-
Brooke mu ? Brooke değil canım – Dotty !
Lloyd
-
Haa, Dotty.
Tim
-
En esaslısı da evvelki hafta, “Worksop”’ u oynarken oldu.
Lloyd
- Tamam, tamam. Bunları telefonda söylemiştin.
Tim
-
O gazeteci herifle çıkmıştı…..
Lloyd
-
Gazeteci ? Ha evet, evet…
Tim
- Ama, Garry’nin adamı ölümle tehdit ettiğini biliyor muydun ?
Lloyd
- Adamı öldürdü, evet, biliyorum. Bak, Dotty için hiç endişenme. Bu oyuna para yatırdı o.
Tim
-
Evet ama iş gene alevlendi. Sabahın ikisinde gümbür gümbür bir kapı sesiyle uyandırıldım ; Garry’ymiş. Dotty’nin nerede olduğunu biliyor muymuşum ? Eve gelmemişmiş.
81 Lloyd
- Tim, bak sana kendi yaşantımdan küçük bir bölüm anlatayım. Şimdi “Üçüncü Richard” ‘ ı sahneye koyuyorum ya ; her gece provadan sonra, tam bir saat Buckingham (BAKİNGIM) Dük’ü bana telefonda, Gloucester ( GLOVKİSTIR) Dük’ünün konuşması boyunca tatlıların suyunu emdiğini anlatıp dert yanıyor. Clarence (KLERINS) Dük’ü, Madeira Şarabı reklamına için bütün hafta boyunca ortada yoktu. Ya Richardinanır mısın ? - Üçüncü Richard sırt ağrısından yatağa düştü. Derken dün gece Brooke beni arıyor ve burada çok mutsuz olduğunu, elinde ruhi bunalım geçirdiğini kanıtlayan doktor raporu olduğunu söylüyor. İşi bırakmak istiyor. Başka bir Vicki bulacak ve prova yaptıracak vaktim yok. Richard’ın çelik korsesini prova etmesi ve Brooke’un bunalımını tedavi edebilmek için topu topu bir öğleden sonram var. – Hem de hiç bir tıbbi yardım görmeksizin – Bir parçacık viskinin yardımı dışında. - Viski sende. Çiçek de alacaksın. - Çiçek parası da.. ..Ha, muhabbete uygun bir ışık düzeni ayarlamayı unutma. - Senin anlayacağın, tiyatroya başkalarının problemlerini dinlemeye gelmedim. Kendi kendimdem uzaklaşmak, hatta, bir daha hiç kendime gelmemek için geldim.
Tim
-
Evet, ama Lloyd….
Lloyd
-
Oh, seyirci anonsunu verdin mi ?
Tim
- Aaa, seyirci anonsu !! ( Tim telaşla, viski ve çiçek parası hala elinde olduğu halde mikrofona gider )
Lloyd
-
Çiçekleri sakın Poppy’ye gösterme ! ( Lloyd seyirci salonu kapısından çıkar )
Tim
-
( Mikrofona ) Bayanlar, Baylar - Lütfen yerlerinize geçiniz. Oyunun başlamasına üç dakika var. ( Giyinme odasından Poppy gelir )
Poppy
- Çok gecikeceğiz.
82 Tim
-
Hiç ümit yok mu ?
Poppy
- Belinda konuşuyor. Daha seyirci anonsunu bile vermedim. …..Para ? Ne için bu para ?
Tim
-
Poppy
- Viski !!
Tim
-
Poppy
- Nerede buldun bunu ?
Tim
- Aslında……
Poppy
- Yukarda mı ? Yani, Selsdon artık sahneye de mi bunlardan saklamaya başladı ? ( Viskiyi alır )
Tim
-
Poppy
- Bunu kadınlar tuvaletine koyacağım. En azından oraya giremez
Hiçbirşey, hiçbirşey ! ( Parayı arkasına saklar ve otomatik Olarak öbür eliyle viskiyi ona uzatır )
Oh…..Öyle mi ?
Şey….
( Giyinme odalarından Belinda gelir ) Poppy
- ( Belinda’ya )
Gelmiyor mu ?
Belinda
-
Poppy
- Artık sahneye de bunlardan saklıyor.
Böyle zamanlarda Dotty’nin nasıl olduğunu bilirsin. Şimdi de Freddie deniyor…( Viskiyi görür ) Oh, olamaz !!
( Soyunma odalarından Frederick gelir ) Poppy
- Gelmiyor mu ?
Frederick Belinda
Gelmiyor.
- Yeterince uğraşmadın ki hayatım !
Frederick -
Evet, ama….( Viskiyi görür ) Olamaz !!
83 Belinda
- Artık sahneye de bunlardan saklıyor. ( Poppy viskiyle soyunma odalarından çıkar )
Frederick -
Belinda
Hayır, Garry öyle berbat bir halde soyunma odasından fırladı ki, ne söylediğini pek anlayamadım. Zaten Garry’yi dinlerken hep söylediklerinin bir kısmını kaçırıyormuşum gibi gelir. Bilirsin, bu konularda pek parlak değilimdir. Ama sanırım beni öldürmek istediğini söylüyordu.
- Ay, canım benim !
Frederick -
Kendi haline bıraksam daha iyi olur diye düşündüm. İşleri daha da karışık hale getirmek istemem. ( Garry’yi kastederek ) İyi o değil mi ? Bir şeyi yok ?
Belinda
Kimin ? Garry’nin mi ? Yoruma göre değişir !
-
Frederick - Yani oyuna devam ediyor, değil mi ? Tim
-
Garry ? Garry oyuna devam ediyor mu ? Tabii ki devam ediyor. Garry’nin oyuna devam edip etmemesi de nereden çıktı ?
Belinda
-
Evet, çünkü sen Garry’nin yerine çıkmak zorunda kalırsan, Poppy , Dotty’ nin yerine çıkamaz ; çünkü eğer , Poppy Dotty’nin yerine çıkarsa suflör yerine senin geçmen gerekecek
Tim
- Artık bu işin cıvığı çıktı.
Belinda
-
Para !!
Tim
-
Para mı ?
Belinda
-
Bizim için mi bu ?
Tim
-
Hayır bu şey için….Eee….!
( Tim telaşla askıdan yağmurluğunu alıp soyunma odalarından çıkar )
84 Frederick - Tuhaf kadın, biliyor musun ? - Dotty canım ; öyle değişken ki. Dün gece gayet iyiydi. Belinda
-
Dün gece mi ?
Frederick -
Evet, oyundan sonra bir kadeh bir klübe götürdü beni.
Belinda
Seninle miydi ? Yani sen onunla mıydın ?
-
bir şey içmek için bildiği
Frederick -
Sorunlarımla öyle ilgilendi ki.
Belinda
Sana dişlerini geçiremeyecek. Buna izin vermeyeceğim.
-
Frederick - Yok, yok, - bundan daha anlayışlı olamazdı. Sonra da bir fincan çay içmek için benim pansiyona geldi ve sorunlarından bahsetti. Sabahın üçüne kadar oturdu. Ev sahibem kim bilir neler düşünmüştür ? ( Poppy gelir ) Poppy
- Başka bir şey mi çıktı ?
Belinda
-
Poppy
- Selsdon nerede ?
Belinda
- Anlaşılan Freddie neden olmuş bütün bu……Selsdon ?
Poppy
- Soyunma odasında yok.
Belinda
-
Poppy
- Aman Tanrım, seyirci anonsu !
Belinda
-
Başka bir şey yok tatlım !
Bu aklıma hiç gelmemişti !
Sen anonsu ver. Ben Selsdon’a bakarım.
Frederick -
Ben ne yapayım ?
Belinda
( Kesin ) Hiç bir şey !
-
85 Frederick -
Pekiyi.
Belinda
Sen zaten yapacağını yapmışsın yavrucuğum.
-
( Belinda soyunma odalarına giden kapıdan çıkar ) Poppy
- ( Mikrofona ) bayanlar, bayanlar lütfen yerlerine geçiniz. Oyunun başlamasına üç dakika var. ( Tim, üstünde yağmurluğu olduğu halde elinde kocaman bir demet çiçekle soyunma odalarından gelir )
Tim
-
Poppy
- Selsdon mu birisini öldürmek istiyor ?
Tim
-
Poppy
- Kayboldu.
Tim
-
Gene mi ?
Poppy
-
Çiçekler !
Tim
-
( Sıkılarak ) Oh….Aslında….Onlar sadece…İşte yani….
Poppy
- ( Çiçekleri alarak ) Oh, Tim, ne kadar zarifsin !
Tim
- Yani…..Aslında……
Poppy
- ( Frederick’e ) ( Tim’i kastederek ) Çok şeker değil mi ?
Frederick -
Birisini öldürmek istiyor ( Yağmurluğunu çıkartır )
Garry, Garry…..Selsdon ?
Çok hoş bir hareket. ( Poppy Tim’i öper )
Poppy
- Ben o bar’a bakacağım. ( Çiçekleri Frederick’e verir ) Bunları tutar mısın ? ( Poppy soyunma odalarına açılan kapıdan çıkar )
86 Tim
-
Ben alayım onları. ( Çiçekleri alır ) Ayy, seyirci anonsu !! Tut şunları. ( Çiçekleri tekrar Frederick’e verir )
Frederick - A, galiba Poppy anonsu verdi. Tim
-
İki dakika diye verdi değil mi ? Ben bir dakika kaldı diyeceğim. ( Mikrofona ) Bayanlar, baylar lütfen yerlerinize geçiniz, oyunun başlamasına bir dakika vardır. ( Çiçekleri Frederick’ten geri alır )
Frederick -
Hay Allah. Üç dakika demişti galiba.
Tim
Üç dakika mı ? Ben de üç dakika demiştim. O da mı üç dakika dedi ?
-
Frederick Tim
Öyle sanıyorum.
- Tut şunu. ( Tekrar çiçekleri Frederick’e verir - Mikrofona ) Bayanlar, Baylar, - Lütfen yerlerinize geçiniz. Oyunun başlamasına iki dakika vardır. ( Elinde viski şişesiyle Belinda soyunma odalarından gelir )
Frederick Belinda
Ümit var mı ?
- Yok ama bak ne buldum.
Frederick - Aman Tanrım. Tim
- Oh….
Belinda
- Kadınlar tuvaletine gizlenmiş, inanabiliyor musun ?
Frederick -
Ulu Tanrım !
Tim
( Şişeyi alır ) Oxfam ! Onu Oxfam’a vereceğim !
-
( Poppy soyunma odalarından gelir ) Poppy
- Bar’da yok….
87 Belinda
-
( Viskiyi kastederek ) Ama kadınlar tuvaletine uğramış.
Tim
-
Ben şu yedek kostümü alsam iyi olacak.
( Tim elinde viskiyle soyunma odalarına giden kapıdan çıkar ) Poppy
- ( Mikrofona ) Bayanlar, baylar - Lürfen yerlerinize geçiniz. Oyunun başlamasına iki dakika vardır.
Frederick - Aman Tanrım. Tim daha demin iki dakika demişti. Poppy
- İki dakika mı demişti ? ( Mikrofona ) Bayanlar, baylar lütfen yerlerinize geçiniz. Oyunun başlamasına bir dakika vardır. ( Seyirci salonu kapısından Lloyd girer )
Lloyd
-
Siz burada ne bok yediğinizi sanıyorsunuz ?
Belinda
-
Lloyd !
Frederick -
Ulu Tanrım !
Poppy
- Burada olduğunu bilmiyordum !
Lloyd
-
Burada değilim ! Aberystwyth Festivalindeyim ! Ama orada oturup da iki dakika - üç dakika - bir dakika - iki dakika demenizi de dinleyemezdim ya !
Belinda
-
Şekerim, burada soyunma odalarında hayatımızın tiyatrosunu oynuyoruz !
Lloyd
-
Biz de dışarıda bir başka tiyatro oynuyoruz. ( Poppy’ye ) Bak canım , matine bu ! Yaşlı başlı seyirciler var dışarıda. “Oyunun başlamasına üç dakika var” - Hepimiz tuvalete yöneliyoruz. “Oyunun başlamasına bir dakika var” - Hepimiz apar topar dışarı fırlıyoruz. Ne tarafa gideceğimizi şaşırdık !
Poppy
- Lloyd, seninle bir şey konuşmam gerek.
Lloyd
- ( Onu öperek ) Elbette, tatlım elbette. Sabırsızlıkla bekliyorum.
88 Poppy
-
Mesajımı aldın mı ?
Lloyd
- Tabii, tabii, mesajdan geçilmiyor.
Poppy
- Niye cevap vermedin ?
Lloyd
- Verdim ! Verdim ! İşte buradayım !
Poppy
- Lloyd, sana söylemem gereken bir şey var.
Lloyd
-
Poppy
- Ben…( Duraksar, diğerleri de duyabilecekleri için sıkılmaktadır, sesini alçaltmaya çalışaraktan ) Ben bugün doktora gittim…..
Haydi, söylesene .
( Elinde viskiyle, Brooke soyunma odalarından gelir ) Belinda
-
Brooke ! ( Lloyd aceleyle Poppy’den uzaklaşır )
Lloyd
-
( Poppy’ye ) Daha sonra, daha sonra. Tamam mı ? ( Brooke şişeyi yukarı kaldırır )
Belinda
-
Olamaz ! Bu da başka mı ?
Brooke
-
Giyinme odamdaydı !
Belinda
-
( Viskiyi alır ) Giyinme odan da mı ? ( Lloyd’a ) Giderek iyice kontroldan çıkıyor.
Frederick
-
( Viskiyi alır ) Bunu Oxfam!a ben vereyim öbürüyle beraber.
Lloyd
-
( Viskiyi almak için elini uzatır ) Ben hallederim. Teşekkür Ederim.
Brooke
-
( Onu görür ) Lloyd ! ( Gözlerini kırpıştırır ) Lloyd !
89 Lloyd
-
Bir taşla iki kuş. ( Onu öper )
Brooke
-
Mesajımı aldın mı ?
Lloyd
- Ve koşa koşa geldim, tatlım koşa koşa geldim.
Brooke
-
Lloyd, konuşmamız gerek.
Lloyd
-
Konuşacağız, güzelim.
Brooke
-
Ne zaman ?
Lloyd
-
Sonra, olur mu ? Sonra.
( Visikiyi almak üzere Frederick’e gider, ama gözü Frederick’in elindeki çiçeklere takılır ) Lloyd
-
Çiçekler ?
Frederick - Aa, evet, pardon. ( Çiçekleri Poppy’ye verir ) Poppy
- Tim almış bana onları. ( Çiçekleri suflör köşesindeki masasının üstüne koyar )
Lloyd
-
Poppy
- beni neşelendirmek için. ( Endişeli ) Lloyd…..
Lloyd
-
Tim mi ? Senin için mi almış onları ?
Bu günlük bu kadar yeter. Teşekkür ederim. ( Frederick’e ) Tim’i görünce, onu benim için boğuver, olur mu ?
Frederick -
Olur. ( Lloyd, seyirci salonu kapısına doğru ilerler )
Belinda
-
Pekiyi ya Dotty ne olacak ?
Lloyd
-
Dotty hakkında hiç bir şey duymak istemiyorum.
Frederick - Ya Garry ?
90 Lloyd
-
Garry hakkında da duymak istemiyorum.
Belinda
-
Selsdon ne olacak ?
Lloyd
-
Bakın. Bence bu oyun yönetmenin kapasitesini çoktan aştı. Siz oyunu oynayın. Ben, bir paket şekerleme alıp, orada, karanlıkta oturup, oyunu seyredip, keyfime bakacağım. Tamam mı ? Son anons “bir dakikaydı” - eğer belleğiniz o kadar geriye uzanabiliyorsa , tabii.
Brooke
-
Lloyd !
Poppy
- Bekle !
( Lloyd seyirci salonu kapısından çıkar, Poppy ve Brooke arkasından gitmeye davranırlarken birbirlerine girerler ) Brooke
-
( Poppy’ye ) İzninle !
Poppy
- Onunla konuşmam gerek !
Frederick
-
( Onları ayırarak ) Kızlar, kızlar !
Brooke
-
( Giyinme odasını işaret ederek ) Şeytan diyor ki, şimdi ceketini giy ve derhal şu kapıdan çık git.
Frederick
-
Bak, havanda değilsen kendini zorlamana gerek yok. Poppy seve seve yerine geçer.
Brooke
-
Efendim ?
Poppy
- Ne demezsin ?
Belinda
-
( Kararlı ) Brooke, sen otur da meditasyon yap, canım. Poppy, sen de gidip Dotty ile Garry’nin ne alemde olduklarına bak.
( Brooke isteksiz isteksiz yere oturur. Poppy giyinme odalarına yönelir ) Belinda
-
Freddie, tatlım…..
91 Frederick -
Ne oldu, yanlış bir şey mi söyledim ?
( Selsdon telaşla seyirci salonu kapısından girer ) Selsdon
- Tim nerede ?
Belinda
-
Frederick -
Selsdon ! hayatım ! Nerelerdeydin ? İyi misin ?
( Sevecenlikle ona dokunmak üzere elini uzatır - sonra elinde viski olduğunu idrak eder ) Frederick -
Eyvah !!
( Telaşla viskiyi göz önünden kaldırmak üzere arkasına saklar ) Belinda
-
Her yerde seni arıyorduk !
Selsdon
- Aa, evet, her yerde. Ön tarafta., müdürün odasında., barda. Bulabilene aşk olsun.
Belinda
-
Giyinme odalarında seni arıyor.
Selsdon
-
Doğru ! Orda cümbüş var. Tim’in bunu mutlaka bilmesi gerek diye düşündüm.
Belinda
-
Sanırım, duydu hayatım.
Selsdon
-
Neler oldu neler ! Bayağı üstüne yürüdü ! “Birisine göz koyduğunu derhal anlarım !” dedi.
Frederick -
Ulu Tanrım, Dotty birine göz koymuş, öyle mi ?
Selsdon
“O yarım akıllıyla kuytu köşelerde kırıştırırken gördüm seni” dedi.
-
Frederick -
Hangi yarım akıllı ?
Belinda
Sen aldırma şekerim.
-
92 Frederick - Tim olmasın ? Belinda
-
Hayır, hayır, hayır.
Frederick - Ama başka kim var orada ? Benim dışımda ? ( Poppy soyunma odalarından gelir ) Poppy
- Galiba geliyorlar.
Belinda
-
Geliyorlar !
Frederick -
Geliyorlar !
Selsdon
- Yapmayacaklarını biliyordum !
Poppy
- Geldin demek. Sıranı kaçıracaksın diye korktuk !
Selsdon
- Yoo, tek kelimesini bile kaçırmadım !
Poppy
- İyi. ( Mikrofona ) Bayanlar, baylar, lütfen yerlerinize geçiniz. Oyun başlamak üzeredir.
( Giyinme odalarından Tim gelir, hırsız kostümünü giymiştir ) Tim
- Geliyorlar.
Belinda
- Selsdon’u da bulduk.
Tim
- ( Selsdon’a ) Buraya nasıl geldin ?
Selsdon
- Nasıl mı ? Duvardan geçtim !
Tim
- ( Mikrofona ) Bayanlar, baylar, - Lütfen yerlerinize geçiniz.
Poppy
- Ben anonsu vermiştim !
Tim
-
Poppy
- Ben vermiştim, ben vermiştim !
( Mikrofona ) Oyun başlamak…….
93 Tim
-
( Poppy’ye ) Verdin mi ? “Başlamak üzere” mi dedin ?
Poppy
- Evet ! ‘Başlamak üzere, başlamak üzere’ dedim !
Tim
-
( Mikrofona )……üzere…..başlamak üzere, her an.
Belinda
-
Zavallı Lloyd ! Şekerlemeleri boğazında kalacak.
Selsdon
-
Evet, malum, duvarlar çok ince. “Artık canıma yetti” diye bas bas bağırıyor, kadıncağız…. ( Tim’in kostümünü fark eder ) Ben ne giysem moda oluyor galiba ?
Tim
-
( Durumun farkına varır ) Oh….
Belinda
-
( çabucak Tim’in başındaki Hırsız başlığını kapıp alıverir ) Dublör provası yapıyordu da, hayatım.
Selsdon
-
Ha, Garry için mi, doğru, ne olur ne olmaz. “Bir zavallıya çelme atmaya kalkışıyorsun” dedi. ( Garry giyinme odalarından gelir )
Belinda
-
Garry, hayatım !
Selsdon
-
“Bacağını kırmaya” da demiş olabilir…..Aa, geldi işte.
Frederick -
( Garry’ye ) İyi misin ?
( Frederick aksesuar masasından uçuş çantasıyla, kutuyu alıp, tebessüm ederek Garry’ye uzatır. Garry de onları öfkeyle kapar alır ) Selsdon
-
Ne diyor ?
Belinda
-
Hiçbir şey demiyor, sevgili Selsdon.
Selsdon
-
İsabet. Yoksa iş iyice çığrından çıkacak. Zaten, ‘ona gülücükler atarken gördüm seni !’ diye bağırıp duruyordu. ( Giyinme odalarından Dotty gelir )
94 Belinda
-
Dotty, hayatım !
Selsdon
-
Nihayet ortaya çıktı ha ? Haydi bakalım, koca kız ! İyisin, iyisin !
Frederick -
İyi misin ?
Selsdon
İyi miymiş ?
-
( Dotty sadece iç geçirir, gülümser ve Belinda’nın kolunu hafifçe sıkar. Servis kapısında girişi için yerini alır. Garry kasıtlı olarak uzaklaşır ) Belinda
-
( Selsdon’a - Dotty’yi kastederek ) İyi, iyi.
Tim
-
herkes hazır mı ?
Selsdon
-
Belki de “öpücükler” dedi
Belinda
- Yavaş ol hayatım.
Poppy
- Herkes hazır olsun !
( Herkes tedirgin, bir Dotty’ye - Bir Garry’ye sonra yine Dotty’ye bakar. Dotty ve Garry bu bakışlara aldırmazlar. Birbirlerinden uzak dururlar sonra ikisi de dekorun arka kısmına raptedilmiş küçük aynalardan birbirlerini kontrol etmek için aynı anda dönerler. ) Frederick
-
Dotty, Garry., bakın : Öyle uzun bir konuşma yapacak değilim ama, hepimiz oraya çıkıp oyunu götürmek zorundayız ve, yani……
Belinda
-
Bu işi susarak yapamayız hayatım. ( Her ikisine de ) Birbirimizle konuşmak zorundayız !
( Sessizlik…….Dotty de Garry de duymamış gibi görünürler ) Dotty
- ( Birdenbire, cesurane Tim’e ) Salon nasıl ?
Belinda
-
Havaya girdi !
95 Frederick -
Bravo Dotty !
Tim
-
( Dotty’ye ) Oldukça iyi sayılır. Yani, bir matine için.
Poppy
- Arkadaki ucuz sıralarda bayağı seyirci var.
Selsdon
-
Poppy
- Evet, Sessiz olalım artık lütfen….
( Poppy’ye ) Haydi kızım, aç şu perdeyi ! Dışardakilerin sabrı iyice tükenmiştir artık.
Frederick -
İzninizle tek bir şey söyleyeceğim…bir dakika bekle Poppy...
Selsdon
-
Ben tek bir şey diyeceğim. Sardalyalar !
Belinda
-
Sardalyalar !!
Frederick -
Sardalyalar !!
( Belinda atılıp aksesuar masasından Dotty’nin ilk girişinde, elinde tutacağı Sardalya tabağını kapar ve Dotty’ye verir ) Poppy
- ( Kulis Mikrofonundan ) Lütfen hazır olun. Müzik giriyor…... ( Seyirci salonu kapısından Lloyd girer )
Lloyd
-
Gene ne oldu ?
Tim
-
Başlamak üzereyiz.
Lloyd
-
Bir saattir orada oturup duruyoruz. Sesleri solukları kesildi. Birinin öldüğünü sanacaklar !
Frederick - Afedersin Lloyd. Benim hatam . Arkadaşlara bir-iki şey söylüyordum. Lloyd
-
Frederick -
Freddie, sen hiç beyin nakli yaptırmayı düşündün mü ? Pardon, pardon. Yanlış zaman seçtim, anlıyorum.
96 Lloyd
-
Birbirine başka söyleyeceği lafı olan varmı içinizde ?
Poppy
- Eee, tabi şimdi sırası değil ama……
Lloyd
-
Poppy
- Demek istiyorum ki, hani daha sonra….
Lloyd
-
( Brooke’un meditasyon yapmayı bırakıp izlemeye başladığını fark ederek, - yavaşça - Tim’e ) Bu çiçekleri Poppy’ye aldın, öyle mi ?
Tim
-
Hayır…..( Poppy’nin izlediğini fark ederek ) Aslında….Evet….
Lloyd
- Yani benim namıma çiçek alınmadı, öyle mi ?
Tim
-
Lloyd
- Tim, sen hiç kıskançlık krizi diye bir şey duydun mu ?
Tim
-
Evet…..aslında……evet……
Lloyd
-
Öyle ise Tim, kendi cebinden on Sterlin harcayarak, hemen çiçekciye git ve benim çiçeklerimi al !
Tim
- Lloyd, ama başlamak üzereyiz ! Oyunu başlatmak zorundayım!
Lloyd
-
Ne ?
Hayır……aslında…….hayır……
Oyunu boşver. Sen çiçekler konusunda yoğunlaş. Poppy’ye almışmış ! Siz ikiniz Freddie’nin çıkarılacak eski beynini yarım, yarım paylaşabilirsiniz. ( Lloyd seyirci salonu kapısından çıkarken, Poppy içini çekerek hıçkırır )
Frederick -
Hey Tanrım.
Belinda
-
Poppy, ağlama canım.
Selsdon
-
Haydi, takayı yola çıkaralım artık.
97 Poppy
- ( Kulis mikrofonundan, ağlayarak ) Hazır olun lütfen. Işık hazır olsun.
Garry
-
Poppy
- Sahne gerisindekiler, sessiz olalım !
( Kendi kendine ) Tanrım ! ( Dekorun sahne arkasına bakan duvarını simgeleyen panoyu yumruklamaya başlar )
( Garry’nin yatışmasını bekler, sonra elinde olmaksızın gürültülü bir şekilde hıçkırır ) Belinda
- Yavaş ol hayatım ,,.
Poppy
- ( Kulis mikrofonundan, ağlayarak ) Müzik giriyor, hazır….. Başla.
( Oyun içindeki Oyun, “ÇIRILÇIPLAK” ‘ın giriş müziği başlar )
( Perde Açılıyor……….. )
---- NOT : BU PERDENİN BUNDAN SONRAKİ KISMI, PROVA EDİLİRKEN İZLEDİĞİMİZ OYUN İÇİNDEKİ OYUNUN İLK PERDESİNİN BİR ŞEKİLDE SIKIŞTIRILIP UFALTILMIŞ BİR VERSİYONUDUR. ----
98
Perde açılırken, telefon çalmaktadır Dotty, sahneye girişini yapar
Seyirci salonundan tek tük alkış sesleri duyulur.
Hafif gülüşmeler duyulur. Selsdon, Belinda ve Frederick sessizce nihayet oyunun başlamasından duydukları rahatlamayı ifade ederler. Artık sorunları kalmamıştır. Yığılırcasına kulis iskemlelerine otururlar. Tim, yağmurluğunu giyer, cüzdanını çıkarıp parasını kontrol eder ve giyinme odalarından sahneden çıkar. Belinda diğerlerine ; kafasını devamlı olarak yavas, yavaş dekora vurmakta olan Garry’yi işaret eder. Frederick de, elindeki viskisini sandalyesine bırakır ve Garry’nin yanına gider. Belinda, Frederick’in Garry’nin kolunu hafifçe ve dostça tutuşunu duygulanarak izler ve tebessüm ederek parmaklarını dudaklarına götürüp, sessiz olmalarını hatırlatır. Garry, öfkeyle silkinip, ondan kurtulmak ister. 99
------Servis Bölümünden elinde bir tabak Sardalya ile Bn.Clackett girer. Bn.CLACKETT - İstediğin kadar çal…… _____________________________ Alkışın durmasını beklemek üzere çok kısa bir es verir. --------------------------------------------Hem sardalyaları açıp hemde telefona aynı anda cevap veremem ki. İki elim var alt tarafı. ______________________________ ----Sardalyaları, kanepenin yanındaki telefon sehpasının üstüne koyar ve telefonun ahizesini kaldırır… ---------------------------------------------Alo, ,,,Evet, ama burada kımse yok şekerim…Hayır, Bay Brent burada değil….Evet, burada oturuyorlar ama şimdi burada değil, çünkü İspanya’da.. …doğru, Bay Philip Brent…..Hah işte o, oyunlar yazan , ama şimdi oyunlarını İspanya’da yazıyor….Hayır karısı da İspanya’da, hepsi İspanya’da, burada hiç kimse yok…Ben de mi İspanya’da mıyım ? Hayır canım ben İspanya’da filan değilim. Evlerine bakıyorum ben. Fakat Çarşamba’ları saat birde kendi evime giderim. Ancak bugün gitmedim, çünkü ayaklarımı uzatıp yemek üzere bir tabak dolusu sardalyam var, ayrıca buradaki televizyon renkli, bildiğiniz gibi Kraliyet ailesi de tv’ye çıkacaklar….Nerdeydi o gazete……
Belinda, Frederick’i oradan uzaklaştırmak üzere atılır. Frederick, böyle bir muameleye neden uğradığını anlayamaz. Garry’nin kolunu tekrar dostça tutup sıkarak, ne yapmaya çalıştığını bilmek ister. Garry, elindeki aksesuarları bırakıp, Frederick’e vurmaya yeltenir.
Gazetenin sayfalarını karıştırır. BN.CLACKETT ……Haa, eğer evi kiralamak içinse, komisyoncuyu aramak gerek, çünkü o işe onlar bakıyor….Squire, Squire, Hackham, hımm.. öbürü….. kimdi ? Hayır, onlar İspanya’da değil. Çalışma odasındaki telefonun yanında. Squire, Squire, Hackham,..bir dakika bakıp geleyim.
Frederick, antresini yapmak üzere yerini almış, beklemekte olan Brooke’un arkasına saklanıp, korunmaya çalışır. Garry, kızın etrafında fır dönerek onu kovalamaya başlar.
Ahizeyi yerine bırakır.
Frederick, telaş içinde mendiliyle burnunu kapatır.
Bn.Clackett elinde gazeteyle çalışma odasına girerek sahneden çıkar.
BN.CLACKETT Hep böyledir olur zaten. Ayaklarının yükünü hafiflettiğin anda, aynı yük başına sıçrayıverir.
Kapı kilidinden bir anahtar sesi gelir. Belinda, antresini yapması için Garry’i telaşla ön kapıya iteler--------------------
-----Ön kapı açılır ve elinde mukavva bir kutuyla Roger belirir. ROGER - …..evet bir kahyamız var ama öğleden sonra izinli.
Brooke sahneye girişini yapar----------
----Vicki, ön kapıdan sahneye girer.
Frederick, mendiline bakar ve baygınlık geçirir.Dotty ona sarılıp, iskemleye götürerek oturtmaya çalışır.
ROGER - Yani evimizin heryeri bize, tamamen bize ait.
Garry, uçuş çantasını almak üzere geri Roger çıkıp elinde bir uçuş çantasıyla döndüğünde bu sahne gözüne çarpar.— geri gelir ve ön kapıyı kapatır. 100
ROGER – Şöyle bir etrafa bakayım. ( Garry servis kapısını açınca tekrar bir göz atar )------------------------------------ ------Roger, servis bölümüne giden kapıyı açar. Vicki etrafa bakınır ) ROGER – Hey kimseler var mı ? Frederick’in ayağına basar ve tekrar sahneye döner------------------------------ -----Roger, kapıyı kapatır. ROGER – Hayır burada kimse yok. Evet, nasıl buldun ? Frederick, yaralı ayağı ve kanayan burnuyla uğraşmaktadır. Dotty, onun yaralı ayağına bakmak üzere dizlerinin üstüne çöker. Garry, muhtelif kapıları açıp Dotty ve Frederick’in ne yaptıklarını görmeye çalışır.--------------------------------------
Belinda, Dotty’nin duruşunu, daha masum bir görünüme sokmaya çalışırsa da, işleri iyice berbat eder.
VICKI – Amma da çok kapı var ! ROGER – Yok canım, işte birkaç tane. ----Evi göstermek için kapıları bir bir açar. ROGER – Çalışma odası… Mutfak..ve kahya için bağımsız bir daire. VICKI – Müthiş. Şey’in kapısı…. hangisi ? ROGER – Neyin ? VICKI - Şey işte….. ROGER - Haa, o mu ? Şurası .
Garry, sahneden çıkar------------------ve Dotty ile Frederick’e saldırır. Belinda onu tekrar sahneye iteler.
------Roger, Vicki’ye alt kat banyosunun kapısını açar. VICKI - Rüya gibi. Vicki banyoya girip, sahneden çıkar.
101
Belinda, Dotty’yi tam zamanında antresine yetiştirir.----------------------
---Bn.Clackett, gazeteyi bırakmış olarak çalışma odasından gelir. BN.CLACKETT - Şimdi de sardalyaları kaybettim…..
Belinda, Frederick’e, Dotty’nin ona kur yapmakta olduğunu anlatmaya çalışır. Frederick söylenenlerin tek kelimesini bile anlamaz.
İkisi de şaşırırlar. Roger banyo kapısını kapatır ve şampanyayı kutuya geri sokar. ROGER - Özür dilerim. Evde kimse yok sanıyordum.
Belinda bu sohbeti kesmek zorunda kalır, çünkü Brooke’a….
BN.CLACKETT - Ben evde değilim zaten. İzinliyim..Keyfime bakıyorum şimdi. Kraliyet Ailesi televizyona çıkacak da. Bilirsin ya, hani böyle şapkalar takarlar - tepelerinde meyvalar falan olur.. Kimsin sen ? ROGER - Acentadan geliyorum. Ben ….geçerken şöyle bir uğrayıverdim…. Bazı şeyleri gözden geçirmek için…
….banyo kapısını açmasını hatırlatmalıdır.----------------------------
-----Banyo kapısı açılır. ROGER - yani bazı ölçüler almak için, filan… Roger, kapıyı kapatır.
Ve tekrar------------------------------
---Banyo kapısı açılır. ROGER - ufak tefek bilgiler için….. Roger, kapıyı kapatır.
102
Birden bire Belinda, Selsdon’ın, Frederick’in iskemlesinin üstünde bıraktığı viskiyi görüp diğerlerine işaret eder. Selsdon, şişeyi açar, koklar, tekrar kapatır ve şişeyle birlikte giyinme odalarına yönelir.
ROGER - Haa, bir de müşteri var. Ona evi gezdiriyorum. Banyo kapısı açılır. VICKI - Nesi var bu kapının ? Roger kapıyı kapatır.
Frederick, Selsdon’ın arkasından koşmaya yeltenir. Belinda, sessizce onu durdurup kendisi Selsdon’ın peşinden ROGER - Burayı kiralamak istiyor. giderken, hiçbir şey yapmadan oturup Çok istekli. beklemesini söyler. Vicki , banyodan girer. VICKI - Burası yatak odası değil. Belinda giyinme odalarına yönelip Selsdon’ın peşinden çıkar.
ROGER - Yatak odası mı ? Hayır burası alt katın banyosu ve tuvaleti. Bu da evin kahyası, Bn.Crockett. BN.CLACKETT - Clackett ! Canım. Clackett ! Bak işte, şimdi de gazeteyi kaybettim.
Dotty kulis’e girer----------------------Sardalyaları bırakır, perişan halde başını iki yana sallar ve ağlamaya başlar.
---Bn.Clackett, elinde sardalyalarla, çalışma odasından çıkar. ROGER - Bu küçük pürüz için özür dilerim. VICKI - Ziyanı yok. Nasıl olsa televizyonla işimiz yok, değil mi ?
103
Bu sahne, Frederick’i çok duygulandırır. Dotty’den sardalyaları alır ve onu avutmak üzere hafifçe omuzuna vurur. Ona bir mendil vermek ister ancak mendilin verilebilecek gibi olmadığını görür ve derhal mendili geri çeker, sardalyaları tekrar eline tutuşturup antresi için kapıya götürür.
ROGER - Yıllardır beraberiz, artık aileden biri gibi oldu.
VICKI - Harika. Haydi gel. ( Üst kata yönelir ) Saat dörtte Basingstoke’da olmak zorundayım. ROGER - Belki de birer kadeh şampanya içmemiz daha yerinde olur. VICKI - Onu da yukarıya alırız. ROGER - Evet, yani… VICKI - Dosyalarımı da göz önünden kaldırma.
Son anda Dotty, gazeteyi almamış olduğunu fark eder.
ROGER - Tabii. Yalnız…. VICKI - Yalnız ne ? ROGER - Yani… VICKI - (Bn.Clackett’i kastederek) O mu ?
Frederick aksesuar masasına koşup ona gazeteyi getirir. Dotty sardalyaların hala elinde olduğunu fark eder ve son ROGER - Yıllardır, aileden biri gibi anda sardalyaları Frederick’in eline sayılır ne de olsa. tutuşturup…….. ……tam zamanında girişini yapar------
104
-----Bn.Clackett, çalışma odasından elinde gazeteyle gelir. Ama bu kez de sardalyalar yoktur. BN.CLACKETT - Sardalyalar…… Sardalyalar….Tabii bana söz düşmez şekerim, yalnız şunu söyleyeyim : Fazla düşünüp taşınma, gözünü kapat
Şaşkın vaziyetteki Selsdon’ı önüne katmış ve viski şişesini bıraktırmış olarak Belinda giyinme odalarından gelir.
atla! Burada her şeyin zevki bir başka çıkar, - göreceksin. VICKI - Oh, harika.
BN.CLACKETT - (Vicki’ye) Burada sizinle olmaktan memnun olacağız. Frederic Belinda’ya Dotty’nin ne kadar (Roger’a) Öyle değil mi şekerim ? perişan bir halde olduğunu anlatır. ROGER - Evet, tabii, öyle. VICKI - Müthiş. BN.CLACKETT - Sardalyalar, sardalyalar…Boş mideyle de hiçbir şeyin tadı çıkmaz ki.. Dotty, kulise girerken Belinda’yla Frederick endişeyle dönüp onu izlerler.
---Bn.Clackett servis kapısından çıkar. VICKI - Gördün mü ? Harikulade olacağını söylüyor. Bize sardalya bile hazırlayacak !
Selsdon, tekrar giyinme odalarına doğru sıvışma olanağı bulur.
ROGER - Ee, aslında…… VICKI - Bence müthiş bir kadın.
Belinda onun arkasından koşar, Frederick, Belinda’ya eşlik etmek üzere biraz yürür, sonra vazgeçip, Dotty’yi avutmak üzere endişeli bir şekilde geri döner.
ROGER - Müthiş yaa.
VICKI - Evet, ne taraftan ? ROGER - (Çantaları alır) Hadi, o sardalyalarla gelmeden….çıkalım.
Ama şimdi Dotty cesurane tebessüm etmekte, Frederick’e artık kendisini toparladığını göstermektedir, ona teşekkür eder. 105
VICKI - Yukarıya mı ? ROGER - Evet, Evet.
VICKI - Burası mı ? Dotty minnettarlığını göstermek üzere Frederick’i öper. Garry, asma kattaki banyoya girdiği sırada bu öpücük gözüne çarpar.------
ROGER - Evet, evet, evet. -----Roger ve Vicki asma kattaki banyoya girerler.. VICKI - (Dışardan) Bu da başka bir banyo. ( Tekrar belirirler. )
Frederick antresi için mukavva kutuyu alır, uçuş çantasını vermek için geri döner Belinda’ya bakınır ama Belinda ortada yoktur. Dotty’ye aceleyle çantayı gösterip durumu anlatmaya çalışır.
ROGER - Hayır, hayır, hayır. VICKI - Devamlı beni banyolara sokmaya çalışıyorsun. ROGER - Buraya demek istemiştim. Başıyla, üst galerideki birinci kapıyı işaret eder. Vicki önder yürür,
Garry gömme dolabın eşiğinde belirir--------------------------------------Frederick’le, Dotty’ye zehir gibi bir bakış atar. Garry çarşafı Vicki’nin elinden çekip alır-------------------------------------
-------Roger onu izler VICKI - Oo, bunlar siyah çarşaflar !
-----Vicki, bir çarşaf alır. ROGER - Bu bir gömme dolap.
Garry, çarşafı Frederick ve Dotty’nin üstlerine fırlatır----------------------Tekrar sahneye döner.
----ROGER - Şurası., şurası,. Şurası. Roger kutuyla çantayı atar ve sinir içinde, üst galeride ikinci kapıyı (Yatak odası kapısı) açabilmek için mücadele içindedir.
106
Dotty, Belinda’yı getirmek üzere davranır, ancak Frederick’e de yardım etmek zorundadır.
VICKI - Ooo, senin durumun bayağı ciddi ! Sen daha kapıyı bile açamıyorsun. Roger ve Vicki yatak odasından çıkar
Belinda elinde viski şişesiyle koşarak giyinme odalarından gelir.
Kapıdan anahtar sesi duyulur ve ön kapı açılır. Elinde mukavva bir kutuyla Philip belirir.
Belinda, uçuş çantasını kapar, viskiyi Dotty’ye verir ve ……..
PHILIP - Evet, bugün Bn.Clackett’in izin günü olduğuna göre….
….ve ucu ucuna antresine yetişir-------
----Flavia tıpkı Garry’ninki gibi bir uçuş çantasıyla girer. FLAVIA - Ah, Evimiz !
Selsdon, giyinme odalarından gelir. Dotty’den viskiyi ister.
PHILIP - Evim, evim güzel evim ! FLAVIA - Sevgili emektar ev !
Ama Dotty, kendisine artık Frederick’le gizli gizli buluşmalarına müsamaha etmeyeceğini sessizce fakat sertce bildirmekte olan Garry’yi dinlemek durumundadır.
Garry ve Dotty tartışa dursunlar, Selsdon bir an önce viskiyi kapıp gitme telaşındadır.
PHILIP - Sanki bizim ona dönmemizi bekliyor ! FLAVIA - Böyle gizlice eve girmemiz de bayağı komik aslında, hem de evlenme yıldönümümüzde ! Philip, çantayı ve kutuyu alıp, Flavia’yı merdivene goğru yönlendirir
PHILIP - Vergi kaçakları için Garry ve Dotty, öfkeyle ona dönerler. söylenen bir söz vardır. Garry, Doptty’ye yalvarır, diz çöküp ağlar, Dotty’nin elindeki sardalya tabağına asılır. 107
FLAVIA - Şunları bıraksana !
Philip çantayı ve kutuyu elinden bırakıp Flavia’yı öper. Flavia gülerek üst kata kaçar, Philip onu izler. PHILIP - Şşşşş ! FLAVIA - Ne var ? Dotty, Garry’den kurtulur ve antresini yapmak üzere yerini alır. Selsdon , elinde hala viskinin olduğunu belirtir.
PHILIP - Maliyeciler bizi duyabilirler! Yatak odasına süzülürler.
Tam Dotty sahneye çıkarken Garry viskiyi ondan alır.------------------------
----Servis kapısından bir tabak taze (yeni) sardalyalarla Bn.Clackett girer. BN.CLACKETT - (Kendi kendine) O bir tabak dolusu sardalyaları ne yaptığımı hiç hatırlayamayacğım herhalde.
Selsdon viskiyi Garry’den almaya çalışır, ancak Garry kendi antresi için üst galeriye çıkmak üzere döner.
Sardalyaları telefon sehpasının üstüne koyup , kanepeye oturur. PHILIP ve FLAVIA - ( üst galeriden aşağıya bakarak) Bayan Clackett !
Garry viskiyi ne yaoacağını bilemez, etrafına bakınır ve şişeyi Brooke’a verir.
Bn.Clackett yerinden sıçrar.
Brooke ne yapacağını anlamadan boş boş şişeye bakar.
BN.CLACKETT - Aaa, aklımı çıkardınız ! Yüreğim kanepeye geldi ! PHILIP - Benimki de !
Antresini yapmak için soyunmak üzere şişeyi basamaklara, tam Selsdon’ın önüne koyar. Brooke arkasını dönünce Selsdon şişeyi kapar ve saklar. 108
FLAVIA - Gittiğinizi sanmıştık ! BN.CLACKETT - İspanya’daydınız sanıyordum.
PHILIP - Öyleyiz ! Öyleyiz ! FLAVIA - Bizi hiç görmediniz ! PHILIP - Yani burada değiliz. Selsdon, Brooke’a sifon zincirini çekme işareti yapar. Brooke hiçbir şey anlamadan boş boş bakar.
BN.CLACKETT - Alacaksanız eğer, eşyalarınız şurada. ( Çantayla kutuyu işaret eder ) PHILIP - Aa, evet, sağolun. Alt kata iner, çantayla kutuyu alır .
Selsdon viskiyle birlikte giyinme odalarına yönelir, çıkar.
BN.CLACKETT - (Flavia’ya) Haa, o yatak havalandırılmadı şekerim. FLAVIA - Ben sıcak bir termofor alayım.
Belinda kulise girer----------------------
-----Flavia asma kattaki banyoya girer. BN.CLACKETT - Bütün mektuplarını çalışma odana koydum şekerim.
Belinda, derhal gözleriyle Selsdon’ı aranır, sonra kafa çekme işaretleri yaparak soran gözlerle Brooke’a bakar. Brooke, giyinme odalarını işaret eder, Selsdon’ın sifon çekme hareketini tekrarlamaktadır. Belinda giyinme odalarına yönelerek çıkar.
PHILIP - Aman Tanrım. Nerede bu mektuplar ? BN.CLACKETT - Küçük gözde hepsi PHILIP - Küçük göz mü ? BN.CLACKETT - Çalışma masasının küçük gözünde şekerim.
Garry, hala üst platformdadır , Dotty ve Frederick’in ne yaptıklarını görmeye çalışmaktadır ki bu sırada Brooke antreleri için onu çeker…… 109
Bn.Clackett ve Philip çalışma odasından çıkarlar. Çanta ve kutu hala Philip’in elindedir….antresi için--------
------ Roger, hala giyinik halde, garavatını balayarak, yatak odasından girişini yapar ROGER - Evet ama, kulağıma bazı sesler geldi.
Belinda telaş içinde gelir ve işaretlerle Selsdon’ın tuvalette kafa çektiğini anlatır.
Vicki, üstünde iç çamaşırlarıyla yatak odasından çıkar VICKI - Sesler mi ? Nasıl sesler ?
Frederick bu konuyla ilgilenmek üzere giyinme odalarına yönelirse de Belinda ROGER - İnsan sesleri. tarafından alıkonularak oturmaya mecbur edilir. VICKI - (Korkuluktan aşağı bakarak ) Aaa, bak sardalyalarımızı hazırlamış. Vicki aşağı inmeye davranır. Roger onu yakalar. ROGER - Dur, gel buraya ! Onun yerine Dotty ve Belinda giyinme odalarına koşmaya yeltenirler, ancak Dotty antresi için derhal çalışma odası kapısına gitmek zorunda kalır. Belinda sardalyalar için aksesuar masasına koşar ve onları Dotty’ye vererek son anda onu……..
VICKI - N’oldu ? ROGER - Ben getiririm onları, bu kılıkta aşağı inemezsin ! VICKI - Niçin ? ROGER - Bayan Clackett. VICKI - Bayan Clackett mi ? ROGER - Herkesin yapmak zorunda olduğu şeyler vardır.
…..antresine yetiştirir--------------------- ----Bn.Clackett ilk hazırladığı sardalya tabağı elinde çalışma odasından girer. 110
BN.CLACKETT - (Kendi kendine ) Orada sardalyalar, burada sardalyalar. Gören de evin her yerinde piknik yapıyorum sanır. Brooke sahneden çıkıp kulise girer-----
Belinda, Brooke’a işaretlerle Selsdon’ı aramaya gideceğini anlatır, sonra geri dönüp koşarak gelir ve ona………
-----Roger Vicki’yi en yakındaki ilk kapıdan içeri sokar. Bu aslında bir Gömme Dolabın kapısıdır. BN.CLACKETT - Aa, sen hala ortalarda dolanıyor musun ? ROGER - Evet hala dolanıyorum…. Yani, hala ortalardayım. BN.CLACKETT - Gömme dolapta öyle mi ? ROGER - Hayır, yok canım !
……gömme dolap kapısını açmasını hatırlatır.-----------------------------------
------( Gömme dolabın kapağı aralanmaya başlar, Roger sert bir tokat atıp kapatır ) ROGER - Yani, sadece çarşaf lara, yastık kılıflarına bakıyordum. Demirbaş envanteri için gerekli de….
Tim, elinde ilkinden daha küçük olan bir demet çiçekle giyinme odalarından gelir. Yağmurluğunu çıkartır.
Roger aşağı kata yönelir. ROGER - Bayan Blackett ..(Blekıt)
Belinda telaş içinde Selsdon’ın durumunu Tim’e anlatır ve giyinme odalarına gider.
BN.CLACKETT - Clackett, canım. Clackett ! (Sardalyaları diğer sardalya tabağının yanına bırakır)
111
Tim Frederick’e Belinda’nın nereye gittiğini sorar.
ROGER - Bn.Clackett. Bu evde başka birileri daha varmı Bayan Clackett ?
Frederick kafa çekme işareti yapar. BN.CLACKETT - Ben kimse görmedim şekerim. Belinda giyinme odalarından gelir. İşaretlerle Selsdon’ın kendini bir yere kilitlediğini anlatmaya çalışır.
ROGER - Bazı sesler duyar gibi oldum da. BN.CLACKETT - Sesler mi ? Hayır şekerim. Burada ses, mes, yok. ROGER - Hayal görmüş olmalıyım.
Philip, repliğini söylemek için onlardan ayrılır---------------------------------------- ---PHILIP - (Dışardan) Aman Tanrım. Tim çiçekleri Belinda’nın eline tutuşrurur ve giyinme odalarına koşar.
Roger, arkası Bn.Clackett’e dönük olarak her iki tabak sardalyayı da alır. ROGER - Pardon, bir şey mi dediniz?
Belinda çiçekleri Frederick’e verir.Yangın malzeme köşesinden baltayı alıp getirir, kapının nasıl kırılabileceği hareketlerini yapar. Belinda balta yine elinde giyinme odalarına koşacakken, Poppy ona yaklaşan antresini hatırlatır. Belinda üst platforma koşar, baltanın elinde olduğunu farkedince onu Brooke’a verir.
BN.CLACKETT - Aman Tanrım. Çalışma odasının kapısı açık kalmış. Gidip kapıyı kapatır. Roger da pencereden dışarı bakar. ROGER - Dışarda başka bir araba daha var. Bu Bay Hackham’ın arabası değil, di mi ? Ya da Bay Dudley’nin ? Roger elinde sardalya tabaklarıyla ön kapıdan çıkar.
Ancak, baltayı ne yapacağını açıklayamadan antresi gelir-------------112
-----Asma kattaki banyodan elinde termoforla Flavia girer. Tam önünden geçerken Gömme Dolap kapağının
açıldığını görür, kapağı kapatıp üstündeki anahtarıyla kilitler. Garry tehdit dolu bakışlarla Frederick’in üstüne yürümekte ve şüpheyle elindeki çiçeklere bakmaktadır. FLAVIA - Bu evdeki kapılar da hiç doğru kapanmaz ki.. Flavia yatak odasından çıkar Frederick, antresi geldiğinden çiçekleri Garry’ye vermek zorunda kalır---------- -----Philip çalışma odasından, elinde vergi kağıdı ve zarfı ile giriş yapar. Brooke, platformdan inip, Garry’ye baltayla ne yapması gerektiğini sorar. PHILIP - ‘…son ihtar…gerekli işlemGarry gayet düşünceli, baltayı ondan ler yapılacaktır…haciz…mahkeme….’ alıp, çiçekleri eline tutuşturur. Belinda , Selsdon’ın peşine düşmek üzere BN.CLACKETT - Ha, bak, bu bana platformdan iner. Elinde baltayla duran eve bakmak için gelen bir adamı Garry’yi görür. Garry’nin gözü hatırlattı. Frederick’in çıkacağı kapıdadır. Belinda da onun gibi kapıya bakar. PHILIP - Bana hiçbirşey demeyin. Garry bu kez baltaya bakar, Belinda da Ben burada değilim. baltaya bakar. Garry şeytani bir ifadeyle gülümser. Belinda dehşet BN.CLACKETT - O halde ben de içinde çiçekleri hemen Brooke’dan alır oturup, şeyi açacağım…sardalyalarve Selsdon’ı getirmesi için Brooke’u sardalyaları unuttum ! Eğer, yazıp gönderir; baltayı Garry’den almaya boynuma asmazsam, günümü de şaşıçalışır. Garry baltayı arkasına saklar. racağım ben. Belinda elinde çiçekle baltaya ulaşmak için Garry’ye sarılır. Tam bu sırada Dotty kulise girer ve Belinda’yı Garry’ye sarılmış halde görür.-------------------------------------
113
----Bn.Clackett servis kapısından çıkar
PHILIP - Bunu almadım ben ! Burada değilim. İspanya’dayım. Ama almamış olsaydım zarfını da açmamış olurdum. Poppy, Belinda’yı antresi için üst kata çıkmaya zorlar.Belinda, apar topar uçar ----Flavia yatak odasından girer gibi üst kata yetişip, ve antresini yapmak için kapıyı açar------------------Kuliste , kancada asılı duran elbiseyi almak için çaresizce çabalar, ancak başaramayınca vazgeçip, elbise yerine elindeki çiçeklerle antresini yapar------- ----Vicki’nin elbisesi yerine elinde çiçeklerle sahneye girmiştir. FLAVIA - Sevgilim, benim böyle bir elbisem….. Belinda, sahnede sözlerini değiştirmek zorunda kalır------------------------------- --- ya da çiçek demetim yoktu, değil mi ? PHILIP - (Afallar) Yok muydu ? Dotty, Garry’nin üstüne atlar.Garry durumunu açıklamak için baltayı ortaya çıkarır. Dotty baltayı kapıp, Garry’ye vurmak üzere kaldırır.
FLAVIA - Ben bu kadar hoppa zıpa bir şey almış olamam herhalde….. Senin de bana hediye aldığın bir şey olamaz bu değil mi ? PHILIP - Elimi bile sürmemeliydim. FLAVIA - Yok canım, tatlı bir şey. PHILIP - Fırlat at. Kaldır. Hiç görmemiş ol !
114
Frederick tam zamanında yetişir-------baltayı Dotty’nin elinden alır. Gayet masumane baltayı Garry’ye verir. Garry’nin baltayı tam Frederick’e indireceği anda, Dotty havada baltayı kapar ve Garry’ye vurmak için havaya kaldırır.
-----Philip çalışma odasından çıkar. FLAVIA - O halde onu tavan arasına, bana verdiğin giymeye kıyamadığım kıymetli şeylerin yanına kaldırırım.
Belinda kulise girer------------------------ -------Flavia, üst kat koridoru boyunca Dotty’nin elinden baltayı kaparken… yürüyüp çıkar. …...Garry sahneye girer------------------
Tim, giyinme odalarından gelir. Belinda’nın elinden baltayı kapıp giyinme odalarına geri döner. Belinda onun arkasından gidecekken …….
----- Roger, ellerinde hala iki tabak sardalyalarla , ön kapıdan girer
ROGER - Pekala, pekala… Çalışma odası kapısı gene açık ! Neler oluyor ? Sardalya tabaklarından birini telefon sehpasına, eski yerine, öbürünü de ön kapıya yakın bir yere bırakır – ve çalışma odasına doğru ilerler. Ancak üst kattan gelen kapı vurulma sesiyle durur.
…..kapı vurulma sesi olmadığını----çünkü Brooke’un hala meydanda olmadığını fark eder.
--------ROGER - Kapı vuruluyor !
Garry sahnede repliği tekrar eder------
----Kapı vuruluyor..! Kapı vuruluyor. ! Yukarda ! Üst kata koşar
Belinda problemin ne olduğunu anlar ve bir aksesuarla dekora vurur---------
-----kapıya vurma devam eder ROGER - Aman Tanrım. Dolapta bir şey var. Kilidi açıp, kapıyı aralar
115
Brooke antresini kaçırmıştır-----------Çünkü giyinme odalarından hala dönmemiştir. Garry, Brooke’a bakmak için gömme dolapm kapı aralığından başını içeri sokar.
-----Vicki’yi aranır
ROGER - Aaa, senmişsin.
Garry doğaçlama yapmaya başlar------- ----ROGER - Sen misin ? Yani demek istiyorum ki, buradaki o çarşafların ve Belinda, Poppy’ye Brooke’un sözlerini havluların altında….Burada böyle tekstten okumasını söyler. dikilip duramam ki, yani ne yapacağımı……. Sonra, Belinda çiçekleri Frederick’e verip, balta hala elinde olduğu halde giyinme odalarına koşar.
Poppy tekstten okumaya başlar. “Tabii benim ! Beni bu karanlık yere sen soktun ! Bütün bu kara çarşafların, diğer şeylerin arasına !” ------------------
----ROGER - Ama hayatım, kapıyı niye kilitledin ?
VICKI (Poppy) - Kapıyı neden mi kilitledim ? SEN kapıyı neden kilitledin ? !--------------------------------- -----Seyirci salonu kapısından fırtına gibi Lloyd girer. Ses çıkarmadan, neler döndüğünü sorar. Frederick ona durumu açıklamaya çalışırken, Poppy ve Garry sahnelerini oynamayı sürdürürler. ROGER - Ben kilitlemedim ki, Vicki! Birisi kilitlemiş !-------------------------
116
--------ROGER - Her neyse , bu vaziyette burada duramayız.
Frederick antresi yaklaştığından çiçekleri Lloyd’a verir. VICKI - Hangi vaziyette ?--------------- -----ROGER - İç çamaşırlarınlasın. VICKI - Pekala, soyunuyorum---------
-----ROGER - Şuraya, şuraya gir !
Lloyd çiçeklerden kurtulmak için onları Dotty’nin eline tutuşturur ; ve dehşet içindeki Poppy’nin Brooke’un yerine devam etmesi gerektiğini işaret eder.
Roger yatak odasına girer Vergi kağıdını, zarfını ve bir zamk tüpünü tutarak Philip, çalışma odasından girer.
Belinda, Brooke’la birlikte giyinme odalarından gelirler. Brooke tam o anda Lloyd’un Poppy’nin eteğini çıkartmaya PHILIP - Sevgilim, bu yapıştırıcı o çalıştığını görür. çabuk kuruyan ve hiç bırakmayan tipten mi…? …Aaa Bn.Clackett bize sardalya hazırlamış. Philip, vergi kağıdı, zarf ,zamk ve telefon sehpası üstünde duran sardalya tabağı ile çalışma odasından çıkar. Garry kısmen sahnede, kısmen kuliste, Brooke’un gelmesini bekler.------------Brooke’u gördüğü anda Poppy’yi bırakır, Brooke’u hemen üst kata, bir sonraki sahneyi oynaması için yönlendirir. Brooke zaten gecikmiştir.
-----Roger, elinde termoforla yatak odasından girer.Üst kata ve alt kata bir göz atar. ROGER - Bu sıcak termoforu, bunu oraya ben koymadım ki !
Garry doğaçlar----------------------------Brooke, gömme dolaba girerek antresini yapar…… 117
-----ROGER - Bu sıcak termoforu ben koymadım, yani, demek istiyorum ki, ben burada elimde bu termoforla duruyorum…….
….ve kaçırmış olduğu bir önceki sahnesini oynamaya başlar-------------Lloyd, Brooke’un bu denli bön olmasına inanamaz.
-----VICKI - Tabii ki benim ! Beni bu karanlık yere sen soktun ! Bu kapkara çarşaflar ve diğer şeylerin arasına !
Dotty, Lloyd’a çiçeklerin gerçekten kendisi için olup olmadığını sorar.Lloyd farkında olmadan dikkati sahnedeki Brooke’da, çiçekleri Dotty’ye iter. Dotty çok duygulanır.Dotty minnettarlığından Lloyd’u öperken ……..
ROGER - Banyoda termoforlara sıcak su dolduran biri……Ne ?
…..kulise giren Garry bu sahneyi görür----------------------------------------
----Roger asma kattaki banyodan çıkar VICKI - Ama sevgilim asıl sen neden kapıyı kilitledin ?!
Garry iyi görebilmek için daha yaklaşır ve metinden üç sayfa atlar---------------- ----ROGER - (sahne dışından) Telaşlanma ! Telaşlanma ! Garry bir an paniğe kapılıp nerede ve ne yaptığını şaşırır; sonra yatak odası yerine gömme dolap kapısından sahneye girer.
Kulisteki herkes paniğe kapılır. Herkes birbirine “Neredeyiz ?” diye sormaktadır. Herkes omuzunun üstünden bakarken, Poppy çaresizlik içinde sayfaları çevirip, nerede olduklarını bulmaya çalışır. 118
Roger girer ve alt kata iner ROGER - Elbet bütün bunların akla uygun bir açıklaması vardır. Bayan Splochett!ı ( Sıplıçıt ) getireceğim ve o bize neler olduğunu anlatacak. Sen burada bekle..Bu kılıkta duramazsın ki burada…Çalışma odasında bekle…Çalışma odasına, çalışma odası..çalışma odası ! Roger servis kapısından çıkar Vicki çalışma odasının kapısını açar
Giyinme odalarından pantolunu düşmesin diye, tuta tuta yürüyen Selsdon’ı önüne katmış olarak Tim gelir. Viski, Tim’in elindedir, balta erkekler tuvaleti kapısına saplanmıştır. Tim viskiyi Frederick’e verir. Frederick kükrer--------------------------Ve antresini yapmak üzere sahneye yönelirse de aksesuarları yerine hala viskiyi tutmakta olduğunu fark eder.
-----Philip’in sahne dışından gelen öfkeli kükremesi duyulur. Vicki döner ve kaçar. VICKI - Roger ! İçerde tuhaf bir şey var ! Neredesin ? !
Frederick panikle kükrer ve eliyle ağzını kapatırsa da zaten kükremesi gerektiğini hatırlar. Viskiyi sandalyenin altına saklar, aksesuarlarını toparlar ve…..
Dışardan Philip’in bir çığlığı daha gelir
….antresini yapar-----------------------
----Philip çalışma odasından girer.Ssğ elinde vergi kağıdı sol elinde de bir tabak sardalyalar vardır.
Tim, baltayı Lloyd’a verir ve çiçekleri Dotty’den alır. Dotty atılıp çiçekleri geri alır. Tim’in elinde tek bir çiçek kalır. Tim bu çiçeği Lloyd’a verir.Lloyd da onu Brooke’a verir. Çiçek, adeta boynunu bükerken Brooke çiçeğe bakakalır, sonra onu yere fırlatıp giyinme odalarına doğru koşar.
Vicki nereye gitiğine bakmadan ön kapıdan çıkar
PHILIP - Sevgilim, biliyorum biraz aptalca ama…. Parmaklarına yapışmış olan vergi kağıdından kurtulmaya çalışır-sardalya tabağı da kurtulmasına engel olur.. Flavia üst kat koridorundan girer. Bir sürü ıvır zıvır taşımaktadır. FLAVIA - Sevgilim, eğer yatmayacak isek tavan arasını temizleyeceğim.
119
Lloyd, Tim’e bir miktar daha para verir. Tim, yağmurluğunu giyer ve bezgin bir halde giyinme odalarından çıkar.
PHILIP - Yatağa gelemem ki sevgilim, Bir vergi kağıdına yapıştım. FLAVIA - Neden o sardalyaları elinden bırakmıyorsun sevgilim ? Philip sardalya tabağını masanın üstüne koymak ister ama elini çekerken sardalyalar da gelir
Selsdon herkese tüm masumluğuyla nerede olduğunu açıklamaktadır. -Sifon çekme işareti yaparak- Bu gösteri pantolonunun aşağı düşmesine neden olur. Selsdon pantolonunu çekmek için eğilince, Frederick’in iskemlesinin altına gizlediği viskiyi görür ve alır. Ancak Lloyd viskiyi elinden çeker alır.
PHILIP - Sevgilim, sardalyalara yapıştım ! FLAVIA - Sevgilim, budala taklidi yapma. Alt kat tuvaletindeki, üstünde ‘zehir’ yazan şişeyi al. O her şeyi eritir. Flavia, üst kat koridoru boyunca yürüyüp çıkar
PHILIP - (Vergi kağıdını sallayarak) Bela yapıştı mı bırakmaz derler ama bu kadarı da fazla. Frederick kulise girer--------------------ve Selsdon’ın meşgul olduğunu görür.
-----Philip alt kat tuvaletinden çıkar
Frederick işaretini tekrar eder---------ve kapıyı şiddetle çarpıp tekrar kapatır.
-----PHILIP - Ama bu kadarı da fazla. Philip alt kat tuvaletinden çıkar
Birdenbire herkes Selsdon’ın sırasının geldiğini fark eder. Selsdon acele pencereye itelenir. Selsdon pencereyi açmak için kolunu kaldırır ve pantolonu düşer. 120
Ellerinden geldiği kadar Selsdon’ı toparlarlar---------------------------------Hepsi onu izlerler. Sonra Garry çiçekleri Dotty’nin elinden kapıp alır ve yere fırlatır. Frederick onları yerden alır ve Dotty’ye geri verir. Garry, baltayı Lloyd’tan kapar ve Frederick’e doğru ilerler. Dotty, çiçekleri Belinda’ya verir ki, kollarıyla Frederick’i koruyabilecektir. Belinda çiçekleri Poppy’nin masasına koyar, böylece Frederick’i Dotty’den uzaklaştırabilecektir. Dotty Frederick’i tekrar çekip alır. Bir süre onu, iki köpek arasındaki bir kemikmiş gibi aralarında çekiştirirler. Sonra onu bir kenara itip,yüz yüze birbirlerinin karşısına dikilirler. Dotty, Belinda’ya karşı kullanmak üzere baltayı Garry’den kapıp alır. Ancak dikkatleri dağılır, çünkü…………..
-----Pencere açılır ve yaşlı bir Hırsız belirir. HIRSIZ - Demir parmaklıklar yok. Hırsız alarmı yok. Hırsız’ı teşvik ve tahrikten mahkum edilmeli bunlar. Tırmanıp içeri girer. HIRSIZ - Hayır ama, bazen içimden oturup ağlamak geliyor. Bankalar soyardım ben !..Altın, gümüş dolu kasaları açardım ben !..Ya şimdi şu halime bak ! Ne yapıyorum ki ? Karton kutuları karıştırıyorum.. ! Bakalım neler sunmuşlar bana ? (Televizyona gözü takılır) , bir mikrodalga fırın. (televizyonu fişten çekip alır, divanın üstüne bırakır) HIRSIZ - Elli papel ancak eder ! Aslında taşımaya bile değmez ama… (Tabloları ve süs eşyalarını kontrol eder) HIRSIZ - Çöp…Çöp…ama madem ısrar ediyorsunuz… (Bazı ufak tefek şeyleri ceplerine atar) HIRSIZ - Çalışma masası nerede ? Hani hep derler ya…..
Selsdon ön kapıda belirir.--------------SELSDON - Evet ? Evet ? Hep aynı şeyi söylerler…? 121
----Sufle almak için ön kapıyı açar.
POPPY - ‘Emekliliğe alışmak zordur.’ SELSDON - Ne zordur ? HERKES - (Bağırarak) ‘Emekliliğe alışmak !’ Selsdon tekrar sahnesine döner---------- ---HIRSIZ – Emekleyerek bakışmak zordur… Selsdon çıkar------------------------------- ----(Hırsız çalışma odasına girer.) Dotty, Belinda’ya saldırmaya devam etmek üzeredir ki, Garry’nin antresini yapmak üzere olduğunu fark eder------- ----(Servis bölümünden Roger girer..) ROGER - …..evet doğal olarak bir müşteri evin geçmişinde olağanüstü olaylarla ilgili öyküler olup olmadığını bilmek istiyor. Dotty panik içinde baltayı Belinda’nın eline tutuşturur ve antresini yapar------- ----(Bn.Clackett, bir başka tabak sardalyalarla girer.) BN.CLACKETT - Aa evet canım, çok güzeldir – olağanüstü . Brooke, leopar trençkotuyla giyinme odalarından gelir. Elindeki torbaya bazı şeyler tıkıştırmaktadır.Yerdeki bir tanecik çiçeğini alır onu Lloyd’un ayaklarının dibine tekrar fırlatıp atar ve hışımla giyinme odalarına yönelir.
ROGER - Yani, hiç böyle canlanan, ya da…. (Kanepenin üstündeki televizyonu görür) ROGER - …uçan bir şeyler olmuş muydu ?
122
Lloyd, umutsuzluk içinde bir sandalyeye çöker. Frederick işaretlerle Brooke’un arkasından gideceğini anlatır. Belinda bunu kendisinin yapacağı konusunda ısrar eder. Belinda baltayla birlikte giyinme odalarına koşar. Lloyd’un çaresizce viskiden bir yudun aldığını görür ve ondan şişeyi almak üzere koşarak geriye döner.
(Bn.Clackett sardalya tabağını telefon sehpasına bırakır, televizyonu yerine götürüp fişini takar ve ön kapıyı kapatır )
Frederick saçlarını düzeltir, ceketini ilikler ve kararlılık içinde giyinme odalarına yönelir.
ROGER - Müşteriye söyleyeyim. Çalışma odasını inceliyor.
Belinda, Lloyd’un ne kadar içtiğini anlamak üzere şişeye bakar, gözden uzak biryere koyup, koşarak giyinme odalarına doğru gider; ancak Selsdon’ın şişeyi aldığını fark edince, koşarak geri gelir.
( Çalışma odasının kapısını açmasıyla kapatması bir olur )
Tim, bu kez elinde daha küçük bir demet olan üçüncü çiçek buketiyle giyinme odalarından gelir. Buketi Lloyd’a verir ama Belinda, Lloyd’a viski şişesini saklamaya çalışan Selsdon’ı gösterir ve Lloyd bu konuyla ilgilenmek üzere ona yönelirken elindeki çiçekleri Belinda’ya vermek için geri döner. Selsdon da bu arada viski şişesini yangın kovasına saklar.
BN.CLACKETT - Yok, yok, evde hiç kimse yok şekerim.
ROGER - (Çalışma odasının kapısını açarak) Bakın ! Bakın ! ( Lloyd Selsdon’ın üstünü aramaktadır---------Selsdon ellerinin boş olduğunu gösterir. 123
BN.CLACKETT - Uçuşan şeyler mi ? Hayır, her evde olduğu gibi, burada da her şey iki ayağı üstünde hareket ediyor.
-----ROGER - …bakın…O..bir şey arıyor. BN.CLACKETT - (Göz ucuyla şöyle bir bakar) Ben hiç kimseyi göremiyorum.
Belinda baltayı Tim’e verir ve çiçekler için minnettarlığını belirtmek üzere Lloyd’u öper.
ROGER - Onu göremiyor musun ? Ama bu olacak şey değil ! Pekiyi benim müşterim nerede ? Buraya bırakmıştım onu ! Gitmiş ! Müşterim yok olmuş !
Frederic zafer havası içinde giyinme odalarından gelir; trençkotu üstünde, isteksiz, bıkkın Brooke’u beraberinde getirmiştir. Brooke’un elinde bir elbise torbası vardır.
(Çalışma odasının kapısını kapatır, oturma odasına bakınır. Telefon sehpası üstündeki sardalyaları görür) ROGER - Aman Tanrım.
İsteksizce trençkotunu çıkaran Brooke, Lloyd’u öpmekte olan Belinda’yı BN.CLACKETT - Gene ne oldu ? görür. ROGER - Orada ! Tim bu durumu görünce çıkartmakta olan yağmurluğunu tekrar giyer baltayı BN.CLACKETT - Nerede ? Lloyd’a verir, bezgin bir halde elini para vermesi için ona uzatır. ROGER - Sardalyalar ! Lloyd bezgin bir halde baltayı Frederick’e verir ve Tim’e cebinde kalan son bozuk paraları verir.
BN.CLACKETT - Haa, sardalyalar. ROGER - Sardalyaları görüyor musunuz ?
Tim giyinme odalarından çıkar. Ansızın çiçeklerinin kıskançlığa neden BN.CLACKETT - Evet, sardalyaları olduğunu fark eden Belinda, onları görebiliyorum. Poppy’nin masasına bırakır. (Roger korka korka sardalyalara Çiçeklerin aslında Poppy’ye ait dokunur, sonra tabağı alır) olduğunu düşünen Brooke şaşırır ve daha da bozum olmuş bir halde BN.CLACKETT - Nasıl trençkotunu giyip tekrar giyinme yürüdüklerini de görebiliyorum. odalarına yönelir. ROGER - Bu kez sardalyaları elimden kaçırmayacağım. İyi ama müşterim Lloyd onu durdurur ve ona olan nerede ? duygularının göstergesi olabilecek çiçek yerine başka bir şey bulup ona (Roger, sardalyalarla üst kata çıkar) verebilmek için etrafa bakınır. 124
FREDERICK - (itinayla baltayı yangın söndürme aletinin yanına koyarken yangın kovasındaki viskiyi bulur.Kaldırıp bakar) - Başka bir şişe daha ha ? Selsdon şişeyi Frederick’ten alır, fakat Lloyd tam zamanında Selsdon’ın elinden kapar, alır………….
BN.CLACKETT - Anlaşılan ben bütün gece sardalya açacağım. – Bir orada bir burada – guguklu saatin kuşu gibi. (Bn.Clackett servis kapısından çıkar) ROGER - Vicki ! Vicki ! (Roger asma kattaki banyodan çıkar)
….Selsdon da antresine yetişir---------- ----Hırsız eli kolu gümüş objelerle v.s. dolu olarak çalışma odasından girer) Lloyd viskiyi Brooke’a verir, onu trençkotunu çıkarmaya ikna etmeye çalışır; Brooke, boş boş şişeye bakmaktadır.
HIRSIZ - Hey gidi hey, o eski patırtıları , etrafımda korkutacağım insanların olmasını özledim.
Frederick viski şişesini Brooke’dan alır.
(Gümüşleri v.s.’yi kanepenin üstüne bırakıp, çalışma odasından çıkar)
Lloyd şişeyi geri alır ve gene Brooke’a uzatır. Frederick, Dotty’ye göstermek için şişeyi tekrar alır, Dotty’yi tutup döndürüp şişenin yangın kovasına konulmuş olduğunu anlatırken……
(Roger asma kattaki banyodan girer)
….Garry kulise girer ve Dotty’ye sarılmış Frederick’i görür----------------
Garry, platformdan aşağı doğru sarkıp elindeki tabaktaki sardalyaları Dotty’nin başından aşağı boca eder. Herkes, hatta trençkotunu kısmen giymiş Brooke bile şaşkınlık içinde, kollarını açmış bu sahneyi izler. 125
ROGER - Nereye gitmiş olabilir ? Vicki ? ---(Roger Gömme, çarşaf dolabına girerek çıkar) (Hırsız, Philip’in çantasını ve kutuyu taşıyarak çalışma odasından girer. Kutunun içindekileri kanepenin arkasına boşaltır ve kanepedeki gümüşleri kutuya doldurur.
HIRSIZ - Etrafta biraz bağırış çağırış olması da hoş bir şey. Sessizlik insanın içini karartıyor. Garry sahneye girer----------------------Dotty, başına dökülen sardalyalardan temizlenmek için viski şişesini basamaklara koyar.
----(Roger sardalya tabağı hala elinde Gömme Dolap’tan girer) ROGER – (seslenir) Vicki ! Vicki !
Garry, kulise girer------------------------ve viskiyi alıp, kendinden çok hoşnut bir ifadeyle, bir yudum alır.
-----(Roger yatak odasından çıkar) HIRSIZ - Bu gidişle kendim söyleyip, kendim dinleyeceğim……
Garry başını arkaya eğmiş, üst platformda dururken, Dotty bir iskemlenin üstüne çıkarak onun ayakkabı bağlarını birbirine bağlar.
(Hırsız, Roger’in hiç farkına varmadan çalışma odasından çıkar)
Herkes, hatta Brooke bile dehşet içinde izlemektedir.
(Philip alt kat banyosundan girer. Sağ eli hala vergi kağıdına, sol eli de sardalya tabağına yapışıktır ) PHILIP - Sevgilim, hani şu her şeyi eriten nesne zamkı eritmiyor…sadece pantolon eritiyor.
Lloyd, Garry’yi uyarmaya çalışır. Garry antresi yaklaştığından onu dinlemezlikten gelir.
Garry viskiyi bırakır ve…….
126
(Philip pantolonunun önündeki yanmış delikleri inceler) PHILIP - Sevgili eğer bu pantolonu eritiyorsa, acaba eritmeye devam edip de….Dinle sevgilim, diyorum ki, bu pantolonu hemen çıkartmam daha iyi olacak galiba. (becerebildiği kadar pantolonunu çıkartmaya başlar. Sevgilim, galiba hissediyorum onu ! Korkarım herşeyi eritip bitirecek !
….sahneye girer-----------------------Ve anında tepetaklak düşer.
---(Roger sardalya tabağı hala elinde yatak odasından girer) ROGER - Bu evde bir illet var. (Philip pantolonunu yukarı çeker)
Dotty, Belinda ve Lloyd’a biraz kendinden hoşnut, biraz şokta, yaptıklarını işaret ve hareketlerle anlatır.
PHILIP - (Apar) Vergi memuru ! ROGER - (Philip’i görür,ürkmüş) Geri dönmüş !
Herkes, biraz eğlenerek biraz şokta, sahnede neler olup bittiğini görmeye çalışmaktadır.
PHILIP - Gitmem gerek. ROGER - Dur ! PHILIP - Ben almayayım, teşekkürler.
SELSDON-(platformdaki şişeyi bulur) - Demek bir şişe daha varmış !
ROGER - Konuş ! PHILIP - Avukatım olmadan asla.
Lloyd gayet mekanik bir şekilde şişeyi ondan alır. Lloyd, Dotty ve Belinda, ne yaptıklarının farkında olmaksızın, bir yandan sahnede olanları izlerken şişeden birer yudum içerler.
ROGER - Avukatın olmadan mı ?... Dur bir dakika, O zaman sen bu dünyadan birisin ! PHILIP - Evet, evet – Barcelona’dan ! ROGER - Sen basit, adi bir serserisin!
Dotty sahnedeki olup bitene dikkati çekmek üzere ellerini yukarı kaldırır. İşaretlerle, Garry’nin merdivenden aşağı koşması gerektiğini anlatır. Hep birlikte kopacak gürültüyü beklerler. 127
PHILIP - Hm, Tanıştığımıza memnun oldum. “Hoşça kal” anlamına sağ elini sallar, ancak eline yapışık vergi kağıdını görünce, elini hemen arkasına saklar.
PHILIP - Yani diyorum ki, bir sardalya alsaydınız. (Sol elindeki sardalyalardan ikram eder, bağlı olmayan pantolonu düşer) ROGER - Hayır o da değil ! Sen bir tür seks manyağısın ! Vicki’ye de bir şey yaptın sen ! Şimdi aşağı inip…. Garry’nin merdivenden aşağı------------ ----(Roger merdivenden aşağı düşer) düşüşü duyulur, Selsdon bile duyar. Sahneden hiç ses gelmez. Hepsi dinlerken, salondan gelen gülmelerin kesilmesini beklerler. Frederick sahnede doğaçlama yapar----
---FREDERICK - İyi misin ?
Cevap yoktur. Belinda dehşet içinde Dotty’ye döner ve “O’nu öldürdün !” der gibi bakar. Belinda, Garry’nin yanına gitmek için çalışma odasının kapısını açar. Lloyd onu geri çeker. Garry’nin sesi duyulunca----------------- ----ROGER (Baygın bir sesle) - Tam hepsi rahatlarlar. polislik bir durum bu. (Telefona) POLİS ! Lloyd viskiden bir yudum daha alır. PHILIP - Sanırım kaçmak zorundayım. Frederick kulise girer--------------------Pantolonu ayak bileklerine dolanmaktadır ve burnuna bir mendil bastırmaktadır. Mendiline bakar ve bayılacak gibi olur. Belinda ve Dotty onu tutarlar. 128
------(Philip pantolonu ayak bileklerine dolanarak koşar ve ön kapıdan çıkar) ROGER - Gel buraya…! (Telefona) Alo, Polis mi ? Evime zorla biri girdi ! Daha doğrusu, biri zorla, birinin evine girdi...Hayır, ama O bir seks manyağı !
Lloyd, Brooke’un antresinin yaklaştığını hatırlar. Trençkotunu çıkarmaya yeltenir.
Buraya genç bir bayan bırakmıştım, kimbilir başına neler geldi ?
Bundan kaçmak isteyen Brooke, geri geri giderken önce Dotty ile sonra da Frederick’le çarpışır ve lenslerini düşürür. Belinda ve Dotty, Frederick’i bırakıp bu yeni soruna odaklanırlar. Garry repliğini tekrarlar----------------Garry belirir, hala topallamaktadır; çalışma odası kapısı ağzında durur ve öfke içinde repliği tekrar eder----------
----ROGER - Ve kimbilir başına neler geldi ! ?
----ROGER - Kimbilir !
Belinda, Dotty ve Lloyd, gözleri bulanık ve kafası karışmış Brooke’u trençkotu hala üstünde olarak, antresini yapmak üzere pencereye yöneltirlerken kafasının da dekora çarpmasına sebeb olurlar -------------------------------------- ----( Vicki pencereden girer ) VİCKİ - Çalıların arasında sinsi sinsi dolaşan bir adam var ! Brooke’un sahnenin ön tarafındaki kanepenin üzerine tepetaklak yuvarlanışını izlerler.
ROGER -(Telefona) Afedersiniz …… genç hanım ortaya çıktı. (Telefonu eliyle kapatıp) İyi misin ? VICKI- Hayır, beni böyle gördü ! ROGER(Telefona) - Onu böyle görmüş….evet, aynı zamanda da hırsız ! Eşyalarımızı da çaldı !
129 Selsdon Dotty’ye lenslerin onun giysileri arasında olabileceğini söyler.
Selsdon, Dotty’nin üstünü arar. Dotty onun ne yapmaya çalıştığını anlayamaz.
VICKI (Philip’in çantasını ve kutuyu bulur) - Eşyalar burada. ROGER (Telefona) O halde ne mi diyorum ? Diyorum ki, - en iyisi bu konuyu kapatalım. (Telefonu kapatır) Hadi, üstüne bir şeyler giy. VICKI - Hiçbirşeyim yok ki ! ROGER- Banyoda bir şeyler vardır ! ( Roger çanta ve kutuyu alıp, öne geçer ) ROGER- Sardalyaları da getir. (Vicki sardalyaları alır)
Garry, ayakkabıları hala birbirine------bağlı, öfkesinden köpürerek kulise girer; hayretler içinde, Selson’la Dotty’nin yarattığı sahneyi izler.
-------(Roger ve Vicki alt kat banyosundan çıkarlar )
Garry repliği tekrar eder------------------ --------Sardalyaları da getir ! Lloyd, Selsdon’ı antresi için sahneye iteklerken Frederick de bir yandan Selsdon’ın aksesuarlarını tamamlamaktadır.-----------------------Garry, gözünün görebildiği herkese şiddet uygulamak için atılırsa da ayakkabılarının durumu nedeniyle iki adım bile atamadan antresi için……
-------Hırsız, başka çalıntı mallarla birlikte çalışma odasından girer. HIRSIZ- Eh, aşağı katı oldukça derleyip topladım. (Üst Kata Yönelir) Üst katı da çabucak gözden geçirelim bakalım.. Hırsız asma kattaki banyodan çıkar.
130 …dönmek zorunda halır----------------
----(Vicki, elinde sardalyalar ve beyaz bir banyo yer paspasıyla, Roger da kutu ve çantayla alt kat banyosundan girerler ) VICKI- Bir banyo paspası ?
Dotty’nin giysilerinde lens arama işini Frederick devralır.
ROGER- Hiç yoktan iyidir ! VICKI- Bir banyo paspasıyla vergi mükelleflerimizin karşısında dolaşamam herhalde. (Roger önden gider) ROGER- Ben yatak odasına bakacağım, sen de diğer banyoya bak.
Garry kulise girer-------------------------- ----(Roger yatak odasından, Vicki de Bu kez Frederick’e sarılmakta olan asma kattaki banyodan çıkarlar) Dotty’yi görünce gözlerine inanamaz. Garry, Frederick’e saldırmak üzere alt kata yönelir. Ancak ayakkabı bağları hala birbirine bağlıdır, ayrıca…… Frederick antresini yapmak durumundadır------------------------------
-----(Philip ön kapıdan girer) PHILIP- Sevgilim ! Yardım et ! Neredesin ?
Brooke doğru göremeyen gözleriyle antresiyle yapar-------------------------Lloyd, Dotty’nin giysilerini arama işini devralır. Garry gözlerine inanamayarak, dehşetle bakar.
----(Vicki asma kat banyosundan girer) VICKI- Roger ! Roger ! (Philip, Vicki tarafından görülmeksizin, telaşla alt kat banyosundan çıkar)
131 Tim, giyinme odalarından gelir ve Lloyd’a bir kaktüs verir.
VICKI- Şimdi de banyoda biri var ! (Vicki, yatak odalarına doğru koşar, sonra durur)
Flavia endişeyle izlemektedir--------Lloyd, aramayı sürdürürken, ne olduğuna bile bakmaksızın kaktüsü Dotty’ye verir. Garry, hoplayarak alt kata iner, afallamış durumdaki Dotty’den kaktüsü alır ve Lloyd’un poposuna gömer. Kaktüsle birlikte tekrar hoplayarak üst kata çıkar.
----FLAVIA (Dışardan ) Ah Sevgilim, öyle şirin şeyler buluyorum ki !
(Vicki döner ve bu kez alt kata koşar ; Bu sırada elinde porselen bir çay takımıyla giren Flavia üst kat koridoru boyunca ilerler) (Vicki telaş içinde alt kat banyosundan çıkar )
Lloyd onu izlemeye çalışır……
FLAVIA- Bu porselen çay takımını hatırlıyor musun ?
…ama acı bir çığlıkla kalakalır--------
VICKI (sahne dışından) bir çığlık atar FLAVIA-..Bunu bana ilk evlenme yıldönümümüzde….. ? (Vicki alt kat banyosundan girer . Flavia’yı görünce durur )
Garry, kaktüsü üst platformda yere bırakır. Brooke’la Frederick’i beklerken yatak odası kapısı dışına taşan siyah ve beyaz çarşafları uçlarından birbirine bağlar.
FLAVIA- Siz kimsiniz ? VICKI- Aman Tanrım, karısı da var demek !! ( Vicki elleriyle yüzünü kapatır ) ( Alt kattaki banyodan, elleri hala serbest olmaksızın Philip girer. Bu kez elinde bir de banyo paspası vardır
132
ve düşmemesi için pantolonunu dirsekleriyle beline sıkıştırarak tutmaya çalışmaktadır. PHILIP- Afedersiniz, galiba elbisenizi düşürdünüz. ( Flavia, yutkunur. Philip üst galeriye bakar ve onu görür ) PHILIP (Flavia’ya)- Neredeydin ? Deliye döndüm ! Şu halime baksana ! Flavia’ya halini göstermek için ellerini yukarıya kaldırır ve pantolonu yere düşer.Dehşete düşen Flavia’nın ellerinden porselen çay servisi kayar alt kattaki salona yağmur gibi yağarken büyük şangırtılar olur. Philip, telaşla yukarı çıkmak için merdivene doğru koşar, korkuluğa tutunmak için ellerini kullanmak isteyince, pantolonu düşer, ayak bileklerine dolanır. PHILIP- Sevgilim, gerçekten ! Brooke kulise girer---------------------
-----( Vicki onun önünden koşarak kaçarken Flavia ile yüz yüze gelir ve aniden Gömme Dolab’a atar kendini )
Brooke trençkotunu çıkartmaya başlar. PHILIP- Birden odaya dalıverdi ve Garry kaktüsü alır ama gene Brooke’a elbisesi yere düştü ! vermesi gerekir. Brooke kaktüse boş boş bakarken…… ( Flavia acılı bir çığlıkla üst kat koridorundan çıkar ) …Garry antresini yapar---------------
-----( Roger yatak odasından tam Philip’in önüne fırlar)
133 Brooke, trençkotu tam giyilmemiş olarak, elinde kaktüsle üst platformdan iner. Ama şaşkınlık içinde kalakalır. Çünkü Lloyd pantolonunu indirmiştir, Dotty onun poposuna batan kaktüs dikenlerini ayıklamaktadır.
Garry kulise girer-----------------------Aşağıdaki sahneyi dehşetle izler. Belinda da hayretle izlemektedir.
(Philip banyo paspasını yüzüne tutar, ancak beyaz bir çarşafı önünde tutan Roger zaten onu göremez. ROGER- Al şunu, şimdilik üzerine sarıver, ben tavanarasından üstüne bir şeyler bulurum. ----( Roger çarşafı Philip’e verir ve üst koridoru boyunca yürür, çıkar ) ( Philip alt kata inmek için geri döner ) ( Elinde bir çift altın kaplama banyo musluğu ile, Hırsız, asma kat banyosundan girer ) HIRSIZ- Bir çift altın kaplama musluk
Garry hoplayarak alt kata iner ve gene Lloyd’a karşı kullanmak üzere kaktüsü Brooke’dan alır.
( Philip’i görünce durur ) HIRSIZ- Aman Tanrım !! PHILIP- Kimsin sen ?
Tim, Lloyd’u Garry konusunda uyarır.
HIRSIZ- Ben mi ? Muslukları tamir ediyorum. PHILIP- Pekala ya vergi ? Gelir vergisi ?
Lloyd aceleyle pantolonunu yukarı çeker.
HIRSIZ- Doğru Patron. Yeni musluklar gelir…eskileri gider. ( Hırsız asma kat banyosundan çıkar )
134
Tim, kaktüsü Garry’den alır. Garry PHILIP- Vergi müfettişleri her yeri kaktüsü kapıp geri alır, ancak sarmış ! Vicki’nin kancada asılı duran elbisesini alabilmek için tekrardan Tim’ e ROGER( Dışardan )- İşte buldum ! vermek zorundadır ve……. PHILIP- Bu da öbürü ! ( Philip banyo paspasını yüzüne tutarak yatak odasından çıkar ) ….antresini yapar----------------------Dotty’nin operasyona devam edebilmesi için Lloyd, pantolonunu tekrar indirir. Garry, kulise girer--------------------ve Lloyd artık daha fazla dikkat çekmemeye ani bir karar verir.
----( Roger üst kat koridorundan girer, elinde Vicki’nin elbisesini tutmaktadır. ROGER- Elbiseni buldum ! Tavan arasından kanatlanıp geldi bana ! ---(Roger asma kat banyosundan çıkar) ( Başına dolanan banyo paspasından kurtulmaya çalışarak, Philip yatak odasından girer ) PHILIP- Sevgilim ! Şimdi de onun elbisesi kafama yapıştı ! (Roger, asma kat banyosundan girer)
Frederick kulise girer-----------------ve Brooke’la birlikte sarınmaları için orada kendilerini bekleyen çarşafları alır, antresini hatırlatmak üzere Brooke’a doğru sallar. Lloyd, Brooke’a sallanan çarşafları işaret eder, ancak Brooke gene trençkotunu giyerek fırlayıp gitmeye bakar. Lloyd onu orada tutabilmek için çaresizce Tim’den kaktüsü alır ve sevgisinin işareti olarak Brooke’a verir. Kız kaktüse boş boş bakarken Lloyd bu hediyenin garipliğinin ilk kez farkına varır. Acılar içinde Tim’e döner, 135
-------( Philip yatak odasından çıkar ) ROGER- Başka bir mütecaviz.(işgalci) ( Hırsız asma kat banyosundan girer ) HIRSIZ- Muslukları onarıyorum, patron. ROGER- Ya tecavüzler ? Kadınlara saldırmalara ne dersin ? HIRSIZ- Sen istediğini yap, Patron, ama ben önce muslukları yapacağım.
Tim ise işaretlerle çiçekçide sadece bunun kalmış olduğunu anlatır.- Diğer çiçeklerin hepsi şimdi Poppy’nin masasındadır.Lloyd kaktüsü geri alır ve her riski göze alıp, onu tekrar Brooke’a sunmak üzere öper. Frederick umutsuzluk içinde çarşafları sallar.
( Hırsız asma kat banyosundan çıkar ) ROGER- Her tarafı seks manyakları sarmış! Vicki nerede ? Vicki….? ( Roger alt kattaki banyodan çıkar ) (Hırsız, asma kat banyosundan girer, ön kapıya doğru yönelir. )
Brooke duraklar. Nihayet trençkotunu çıkarır kaktüsle birlikte üst kata koşar.
HIRSIZ- Her tarafta birileri var. Ben sıvışıyorum. Kadın için de vergi, ha ? Bugünlerde neye vergi koyacaklarını şaşırdılar, anlamak mümkün değil. ( Alt kattaki banyodan Roger girer, Hırsız duraklar ) ROGER- Hele bir onu bulamayayım, bak bakalım başın nasıl derde girecek ! HIRSIZ- Bakıyorum, Tuvalete bakıyorum, onaracağım.
Selsdon kulise girer-------------------Brooke, onun yanından geçerken kaktüsü onun eline tutuşturur.
-------( Hırsız tekrar asma kat banyosundan çıkar ) ROGER- Vicki….?
Frederic, Brooke’u zamanında antresine yetiştirebilmek üzere bir sürü ( Roger ön kapıdan çıkar ) birbirine dolaşmış çarşaflarla uğraşmaktadır. Frederick ve Brooke ayrı kapılardan antrelerini yapmak isteseler de-------Çarşafların birbirine bağlanmış olduğundan yapamazlar.
136
-----( Philip yatak odasından sahneye girmeye çalışır )
Belinda, antresi için üst kattadır, onları ayırmak için yanlarına gider. Selsdon da yanlarına gelir, ama hem o hem de kaktüs işlerin iyice karışmasına sebeb olur. Frederick ve Brooke, yarıları kuliste, yarıları da sahnede ---------------------Garry, keyifle bu sahneyi izlerken Lloyd deliye dönmüş bir halde onu…
---( Vicki, Gömme dolaptan sahneye girmeye çalışır )
… sahneye itip, durumu kurtarmaya çalışır--------------------------------------
---( Roger ön kapıdan girer )
----ROGER- Şeyh daha ortalarda yok. Dörtte gelecek sanıyordum. Yani, saat neredeyse dört oldu ..Eh, üçü geçtiğine Tim, yağmurluğunu çıkartır ve göre …çünkü, ben epeydir buradayım. Frederick’in dublörü olarak sahneye çıkmak üzere yedek çarşafı giyinmeye Sonsuza kadar kalacakmışım gibi geldi…saat kaç oldu. Epey de vakit koyulur….Lloyd çarşafı Tim’in geçti canım….Artık beşe geliyordur üzerinden çekip alır ve bunun Frederick’in acıklı durumu için gerekli herhalde. olduğunu anlatmaya çalışır. Çarşafı Frederick’e verirler, ancak o hiçbirşey yapamayacak kadar çarşafına dolanmıştır. Garry doğaçlama yapar----------------
Belinda çaresizlik içinde Lloyd’a esas Şeyh kostümünü hatırlatmaya çalışır. Lloyd onları Belinda’ya, o da Frederick’e verir… …ki Frederick, Brooke tarafından gömme dolab’a çekilmiştir.----------Brooke’un elinde yine de ikinci bir çarşaf ve asıl Şeyh kostümleri vardır. Flavia kaktüsü Selsdon’dan alır ve alelacele Lloyd’a verir ki, böylece….
137
----ROGER- Ooo, demek geldiniz de, şeyde saklanıyorsunuz, herneyse… Zarif eşiniz de yanınızda öyle mi ? Demek evi gezip görmek istiyorsunuz sayın Şeyh. Pekala, tamam, zaten üst katta olduğunuza göre…( Roger üst kata çıkar )
….antresini yapabilir-------------------
----( Flavia, elinde bir vazo olduğu halde üst kat koridoru boyunca ilerler)
Lloyd kaktüsü alt kattaki iskemlelerin üstüne, güvenli bir yere koyar.
FLAVIA- Onun ve aşnafişnasının kafalarında parçalayacağım bu vazoyu ! ( Roger, Philip ve Vicki aşağı inerler )
Tim, Philip’in dublörü olarak sahneye çıkmak üzere banyo paspasını kefiye gibi başına sarar, ama Lloyd’a işaretlerle giyebileceği bir çarşaf olmadığını anlatır; çünkü çarşaf Frederick’le sahnede yok olmuştur. Lloyd’la Tim çaresizlik içinde bakışırlar. Lloyd, umutsuzca viskiyi kafasına diker.
ROGER (Philip ve Vicki’ye) - Bu durum için özür dilerim.(Flavia’yı kastederek) Kim olduğunu bilmiyorum. Ama sizi temin ederim ki, bu evle alakalı biri değil. ( Elinde başka bir sardalya tabağıyla, Bn.Clackett servis kapısından girer. Roger onu takdim etmek için ilerler ) BN.CLACKETT- Sağol, hiç el, kol istemez, sardalyalarımdan uzak dursunlar. Artık bu sefer onları yemeğe kararlıyım. ( Roger, Philip ve Vicki’yi Bn.Clackett’dan uzaklaştırarak asma kattaki banyoya iteler ) (Asma kat banyosunun kapısını açar) ROGER- Ama burada…. FLAVIA- Arap çarşafları mı ?
Belinda kulise girer---------------------Lloyd ve Tim ona, kaybolan çarşaf problemini bildirirler. 138
----( Flavia yatak odasından çıkar ) ROGER- Burada şey var…. ( Hırsız, asma kat banyosundan girer )
Belinda aniden Tim’in yağmurluğunu işaret eder. Lloyd yağmurluğu arkası öne gelecek şekilde Tim’e giydirir.
HIRSIZ- Şamandralar, Patron. Şamandraların hepsi bozuk. ROGER (Hırsızı kastederek)- Yani O var burada. ( Flavia yatak odasından girer )
İkisi de karamsarlık içinde durumu gözden geçirirler.
BN.CLACKETT- O çarşafı bana vereceksin iblis ! (Bn.Clackett Vicki’yi ortaya çıkarmak için en yakındaki çarşafa asılır, çarşaf elinde kalır) ( Flavia tehditkar şekilde , aşağı iner )
Frederick kulise girer-------------------hala birbirlerine bağlı olduklarından Brooke’u da arka arka beraberinde sürüklemiştir.
----( Philip ihtiyatla çalışma odasına süzülür )
Selsdon doğaçlar------------------------
----HIRSIZ- Benim minik kızım bu ! Yani, gitmeden önce onu hatırlayabildiğim kadarıyla o, olsa gerek.
Brooke sahneye dönebilmek için----Elinden geleni yapar.
----VICKI-
Baba !
( Flavia durur ) Tim, önü arkaya giyilmiş yağmurluğu ile antresini yapar-----------------------Frederick gerçek kefiyeyi bulur. Ancak çaresizlik içinde kıyafetin geri kalanının hala sahnede bir yerlerde olduğunu tahmin eder.Lloyd’un “Şeyh Kostümü” yerine tek görebildiği şey, Brooke’un Leopar desenli trençkotudur, arkası öne gelecek şekilde giydirmek üzere Frederick’i döndürür. 139
----( Philip hayretler içinde çalışma odasından girer ) ( Onun rolünü şimdi dublörü Tim oynamaktadır ) HIRSIZ- Evden kaçan minik Vicki’miz bu. Onu bir daha hiç göremeyeceğim sanıyordum !
Aynı Tim’in yağmurluğu gibi. Sonra kefiyeyi Frederick’in başına sararken Frederick devamlı döndüğü için boynu FLAVIA (Tehditkar)- Pekiyi, benim yerine suratına dolanır, türban gibi öbür çarşafım nerede ? olur. Lloyd Şeyh’in siyah gözlüğünü de, türbanın üstüne takar….. …ve Frederick önünü göremez bir halde kendini tekrar sahnede bulur---Lloyd viski şişesini alır ve bezmiş bir halde bir yudum içer ve tam kaktüsün üstüne oturmak üzereyken, suçluluk duygusuyla yerinden sıçrar, çünkü sıkıntılı bir halde Poppy karşısına dikilmiştir. Poppy, viskiyi alıp bir kenara bırakır çaresizce onun dikkatini tümüyle kendine çekmeye çalışmaktadır. Aciliyet içinde Lloyd’a bir şeyler fısıldar. Lloyd anlayamaz. Kız bir daha fısıldar, giderek daha endişeli ve sıkıntılı bir hal almıştır.Lloyd elini kulağına götürerek duyamadığını anlatmaya çalışır.
----( Ön kapıdan, Frederick tarafından Oynanan, bir ‘Şeyh’ girer.) ŞEYH- Oh ! İlahi huzur dolu bir ev ! Kiralıyorum ! ROGER- Durun, durun…Ben bu yüzü tanıyorum ! ( Yüzünü ortaya çıkarmak için Şeyh’in türbanını çekip, çıkartır. ) O , bir şeyh değil ! Seks manyağı ! ( Hepsi onun üstüne çullanırlar ve Şeyh’in pantolonunun ayak bileklerindeki hali ortaya çıkar ) HIRSIZ- Ee, minik kızımla vergi dairesinde ne işiniz vardı, sormayacğım, ama sana bir tek şey söyleyeceğim Vicki ! VICKI- Nedir o , Baba ? HIRSIZ- İşler iyice karışmaya başlayınca , …bir tabak….
POPPY ( Çaresizlik içinde avaz avaz Lloyd’a haykırır ) – Benim bir…… ( Selsdon ön kapıyı açar ) SELSDON-Bir tabak ne gibisi yoktur? 140
( Selsdon repliğini unutur )
POPPY- ….bebeğim olacak !! ( Sahnede herkesin nutku tutulur. Önce dönüp kulise, sonra tekrar önlerine bakarlar ) ( Selsdon sahneye geri döner )------
---------------------SELSDON- Bir tabak sardalya gibisi yoktur !
( Poppy, dehşet içinde eliyle ağzını kapatır ) LLOYD ( Fısıltıyla )- Ve Perde ? POPPY- Oh…! Poppy perdeyi kapatmak üzere köşesine koşar-----------------------Herkes, ne olduğunu tam anlayabilmek için kapı ve pencerelere üşüşür. Lloyd, yenilmiş bir halde olduğu yere kaktüsün üstüne - çöker ve acılar içinde yerinden sıçrar. PERDE
141
-------------------- P E R D E-------------
3.
P E R D E
Perde açıldığında Stockton-on-Tees’ deki Şehir Tiyatrosunun sahne perdesi gözler önüne serilir. Yerde bir kenarda yarısı boşalmış bir viski şişesi vardır. “ÇIRILÇIPLAK” oyunun giriş müziği duyulur. Müzik biterken sahne perdesi yükselmeye başlar. Sahne zemininden birkaç karış yükseldikten sonra bir an durur gibi olan perde, tekrar zemine inerek kapanır. Duraklama Giriş müziği tekrar duyulur sonra , yavaş, yavas hafifler ve kesilir. Kulisten üstünde smokin ceketiyle Tim gelir ; ancak ceketin altından ‘Hırsız’ kostümünü de giymiş olduğu görülmektedir, ayrıca hırsızın başlığı da başındadır. TİM-
İyi akşamlar, Bayanlar ve Baylar. ( Hırsız başlığını çıkartır ) Lowestoft, Eski Balık Pazarı Tiyatro’suna, ya da Stockton-on-Tees’deki Şehir Tiyatro’suna bu akşamki “Çırılçıplak” gösterisine hoş geldiniz. Bu akşamki küçük gecikmeden dolayı bağışlamanızı diliyoruz; elimizde olmayan bazı nedenlerden dolayı…….
BELINDA-
( sahne dışından, avaz avaz ama seçilebilebilir şekilde ) Çek ellerini Freddie’den ! Anlaşıldı mı ?
DOTTY-
( dışarıdan, avaz avaz ama seçilebilebilir şekilde ) Freddie’den bir türlü elini çekmeyen biri varsa o da sensin !
TIMDOTTYTIM142
…..elimizde olmayan….. ( dışarıda avaz avaz ama seçilebilebilir şekilde ) O, senin malın değil, anladın mı ? …..nedenlerden dolayı……
( Sahne dışından bir tokat sesi ve acı içinde çığlık atan Dotty’nin sesi duyulur ) TİM-
…..biz onunla ilgileninceye kadar bir dakika beklemenizi rica ediyoruz. Onlarla. Şartlarla. Şunu söylemeliyim ki, bu geceki temsil ile, çok başarılı ve uzun bir turne dönemine……
POPPY-
( mikrofona ) Bayanlar ve Baylar. Bu akşamki gecikmeden dolayı özür dileriz, ancak elimizde olmayan nedenlerden…..
BELİNDA-
( mikrofona ) Sakın ha ! Sakın ha !
POPPY-
( mikrofona ) …artık kontrol altına alınmıştır.
TİM-
….çok başarılı ve uzun bir turne dönemine son noktayı koymak üzereyiz. En son noktayı. Çok teşekkür ederiz…
POPPY -
Çok teşekkür ederiz….
TİM ve POPPY TİM -
( birlikte ) ….işbirliğiniz ve anlayışınız için.
İçtenlikle inanıyorum ki ,….. ( Konuşmasının tekrar kesilip kesilmeyeceğini anlamak için Bir an duraklar )
TİM -
İçtenlikle inanıyorum ki, bundan başka…… ( viski şişesinin farkına varır )
TİM -
….hiçbir sorun ya da sorun falan olmayacak. Evet Bayanlar ve Baylar şimdi lütfen arkanıza yaslanın ve bu geceden geriye kalacakların tadını çıkarmaya bakın. ( Tim çıkar, kısa bir sessizlik olur, sonra Tim’in perdenin altından uzanan kolu ve perdenin önündeki şişeyi alışı görülür ) ( “Çırılçıplak” oyununun giriş müziği duyulur, ve bu kez sahne perdesi gerçekten açılır. Oyunun daha önce izlediğimiz perdesi gene seyirciye karşı oynanır ; Weston-super-Mare ‘deki prova sırasında tam tamına ilk kez izlediğimiz şekliyle oynanır. )
143
( Bn.Clackett, yavaş yavaş, acılar içinde topallayarak ama vakur bir ifadeyle servis bölümünden girer. Sol elinde bir tabak , sağ elinde ise bir avuç dolusu sardalya vardır. ) BN.CLACKETT - ( cesurane ) İstediğin kadar çal… ( Durur ve döner telefona bakar. Telefon hemen çalmaya başlar ) BN.CLACKETT - Aynı anda hem yerdeki sardalyaları toplayıp, hem de telefona cevap veremem ya. ( Elindeki sardalyaları tabağa boca eder ) BN.CLACKETT - Tek bir bacağım var alt tarafı. ( Tabağı sağ eline geçirir ve sol eliyle telefonu kaldırır ) BN.CLACKETT - ( telefona, cesurane ) Alo…Evet, ama burada kimse yok… Hayır, Bay Brent burada değiller… ( Sardalya tabağını kanepenin üstündeki gazetenin yanına koyar ve telefonla konuşurken gazeteyi eline alır. Gazeteyi sallayarak kapak sayfasını diğerlerinden ayırır ve elini bu sayfaya sürerek mümkün olabildiğince elinin yağlarını temizlemeye çalışır. Gazetenin geriye kalan yaprakları aşağı, sardalya tabağının üstüne düşerler. ) BN.CLACKETT - Evet, burada oturuyor, ama şimdi burada değil, çünkü İspanya’da. Evet, Bay Philip Brent, doğru….Hah işte, o; oyunlar yazan, tabii, hangi akla hizmet bu tiyatro işine bulaştığını da Tanrı bilir. Hayvanat bahçesindekiki aslan kafesinde bile daha güvende olur insan…Hayır, karısı da İspanya’da, herkes İspanya’da, burada hiç kimse yok…. Ben de İspanya’da mıyım …? ( Sardalyalar yerine gazeteyi tutmakta olduğunu fark eder. Konuşurken, sardalyalar için arkaya dönünce telefon kordonuna takılır ) BN.CLACKETT - Hayır canım, ben İspanya’da değilim. Evlerine bakıyorum ben, sadece Çarşamba günleri öğlen birde kendi evime giderim ben. Şimdi ayağımı uzatıp yemek üzere bir tabak dolusu sardalyam var….. 144
( Kendinden pek de emin olmayarak gazete yapraklarının altındaki sardalya kümesinin üstüne oturur ) BN.CLACKETT - …ve ayrıca Kraliyet Ailesi televizyona çıkacak da – Kraliyet Ailesi, yani… ( Sardalyaların üstüne oturmuş olduğunu fark eder, konuşmaya devam ederken elinden geldiğince, usulca tabağı altından çeker ) BN.CLACKETT- …haa, eğer evi kiralamak içinse, komisyoncuyu aramalısın, çünkü bu işe onlar bakıyorlar…Squire, Squire, Hackham ve öbürü de neydi …? ( Tabaktaki yam yassı olan sardalyaları inceler ) BN.CLACKETT - Hayır onlar İspanya’da değiller, sadece biraz yassılaştılar. Squire, Squire, Hackham, ve dur bir dakika….. ( Gitmek üzere ayağa kalkar ; tedirdin olarak tabağı, gazeteyi ve telefonu dengelemeye çalışmaktadır ) BN.CLACKETT - ….şimdi gene yanlış bir iş yapıyorum galiba. ( Gitmeye davranır, yerde dağınık vaziyette duran gazete sayfalarını fark eder ve onları toplamak üzere eğilir. Sardalyalar tabaktan yere kayarlar. ) BN.CLACKETT- Hep böyle olur zaten, öyle değil mi ? ( Tekrar gitmeye davranır ) BN.CLACKETT- Bir dakika evvel tabağını tepeleme dolduruyorsun….. ( Tabağın tamamen boşaldığını fark eder, arkasına bakınca sardalyaları görür ) BN.CLACKETT- ….bir de bakıyorsun hepsi alıp başlarını gitmiş.
145
( tedirgin olarak, sardalyaların üzerlerine birkaç gazete sayfası bırakır, elinde boş tabak ve telefon ahizesini tutarak çalışma odasına girerken, telefonun ana gövdesi sehpadan yere düşer onunla beraber yerde sürüklenerek odaya doğru gider ) ( Kilitte dönen bir anahtar sesi duyulur. Ön kapı açılır. Elinde mukavva bir kutuyla Roger kapıda belirir ) ROGER -
…evet bir kahyamız var, ama bugün onun izinli günü. ( Vicki girer )
( yerdeki telefon yavaş yavaş tekrar odaya doğru sürüklenmeye başlar ) ROGER - Yani şimdi burası tamamen bize ait. ( Roger, çıkıp bir uçuş çantasıyla geri gelir ve ön kapıyı kapatır ) ROGER -
Şöyle bir etrafa bakayım.
( Roger, ayağıyla tesadüfen telefonun sürüklenmesini durdurur: Vicki etrafa bakınır ) ROGER- Hey, kimse var mı ? Yoo, kimse yok burada. ( Telefon kaidesini yerden alıp, sehpanın üstüne koyar ) ROGER -
Evet,..nasıl buldun ?
( Roger elini çeker çekmez telefon yine fırlayıp yere düşer ) VİCKİ -
Harika. Bunların hepsi senin mi ?
( Telefon tekrar sürüklenerek ilerlemeye devam eder. Roger rastgele, doğal bir refleksle telefonu yerden alır konuşmaya devam ederekten onu büfenin üstüne loyar ) ROGER 146
Ormanda küçük bir kulübecik canım…eve dönüştürülen, 16. yüzyıl kalma bir değirmen.
VİCKİ -
Dünyanın parasına patlamıştır herhalde.
( Kablosunun ani çekilişiyle, telefon odanın ta öbür ucuna fırlar gider. Vicki hiç istifini bozmaz ) ROGER -
Eee, insanın iş arkadaşlarını ağırlayabileceği bir yere sahip olması bir zorunluluktur. Görünüşe bakılırsa telefonda biri var anlaşılan.
( Roger telefonu yerden kaldırır ve tekrar büfenin üstüne koyar ) ROGER-
Şey olsa gerek, hani şu saat dörtte gelmek isteyen Arab var ya, yani,.. onunla bir iki kelime….
( Ahizeyi almak ister ama ahizenin yerinde olmadığını görür. Bir yandan Vicki ile konuşmaya devam eder bir yandan da ahizenin kablosunu eliyle takibederek ahizeye ulaşmaya çalışır ) VİCKİ -
İyi, zaten benim de şu dosyaları saat dörde kadar Basingstoke ofisimize götürmem gerekiyor.
ROGER-
Evet, biz de şu işi hallettik mi, tamam. Yani, bunu bir yere koysaydık diyorum.
VİCKİ -
Tamam öyleyse.
ROGER -
Şampanyayı da açmamıza gerek yok. ( yavaş ve nazikçe telefonun kablosunu çeker )
VİCKİ -
Amma da çok kapı var !
ROGER -
Yok canım, öyle birkaç kapı var işte. Çalışma odası…. Mutfak….ve kahya için bağımsız bir servis bölümü…
( Kabloya bu kez kuvvetlice asılınca kablo ucunda, ahizesiz, elinde kalır. ) ROGER -
…..ahize için.
VİCKİ -
Müthiş. Peki şeyin kapısı hangisi…..?
147
ROGER -
Neyin ?
VİCKİ -
Şey , işte …..
ROGER -
Ha, o mu ? Şurası.
( Roger, telefon kablosunu sarar ve Vicki’ye alt kat banyo kapısını açar ) VİCKİ -
Rüya gibi.
( Vicki banyodan çıkar. Roger, doğal bir hareket yapıyormuş gibi telefonu Vicki’nin arkasından ayağıyla iter. Bn.Clackett hala topallayarak, kablosuz ahizeyle çalışa odasından girer ) BN.CLACKETT - Sardalyaları gene kaybettim….. ( Şaşkınlık içinde, birbirlerine bakakalırlar bir an için. Roger banyonun kapısını kapatır ) ROGER -
Afedersiniz. Evde kimse yok sanıyordum.
BN.CLACKETT - Ben evde değilim zaten. ( Ahizeyi yerine koymak için etrafına bakınır , telefonu arar ) Nerede olduğumu da bilmiyorum. ROGER -
Acentadan geliyorum.
BN.CLACKETT - Şimdi de telefonu kaybettim. ROGER -
Squire, Squire, Hackham ve Dudley.
BN.CLACKETT- Şimdiye kadar hiç telefon kaybetmemiştim. ROGER -
Adım Tramplemain.
BN.CLACKETT - Bunu şuraya koyuyorum, eğer birine lazım olursa haberin olsun. ( Ahizeyi televizyonun üzerine koyar ) 148
ROGER -
A, tabii sağolun. Hayır, ben geçerken şöyle bir uğrayıverdim….. Ee, ufak tefek işler için filan …
( Banyo kapısı açılır. Roger kapıyı kapatır. Bn.Clackett diz çöker yerdeki gazetelerin altına bakar. ) ROGER -
…yani bazı ölçüler almak, kontrol etmek gibi…. ( Banyo kapısı yine açılır, Roger kapıyı kapatır )
BN.CLACKETT - Şimdi de tabak yok oldu. ROGER -
Ha, bir de müşteri var. Ona evi gezdiriyorum. ( Banyo kapısı açılır )
VİCKİ -
Nesi var bu kapının ? ( Roger kapıyı kapatır )
ROGER -
Burayı kiralamak istiyor. Çok da istekli gözüküyor. ( Vicki banyodan girer )
VİCKİ -
Burası yatak odası değil ki.
ROGER -
Yatak odası mı ? hayır burası alt katın banyo ve tuvalet süiti. Ve bu da….. ( BnClackett’ı tanıştırmak isteyen Roger öne bir adım atar gazetelere basınca ayağı kayar, düşecek gibi olur )
BN.CLACKETT- Sardalyalarım, güzelim sardalyalarım. VİCKİ -
Selam.
ROGER -
Aslında burada sayılmaz.
BN.CLACKETT - ( Gazetelerin altına bakar ) Ah, basmamalıydın bunlara. ROGER – ( Bn.Clackett’a ) Bizi yok farzedin. 149
BN.CLACKETT - Şimdi hepsi bunların üstüne basacaklar. ROGER -
Biz eve şöyle bir bakacağız.
BN.CLACKETT - Ben en iyisi yeri temizliyeyim. ( Bn.Clackett sardalyaları gazetenin altında bırakarak çalışma odasından çıkar ) ROGER-
Bu küçük pürüz için özür dilerim.
VİCKİ -
Ziyanı yok. Nasıl olsa televizyonla işimiz yok, değil mi ?
ROGER -
Televizyon mu ? Doğru, televizyon, Kraliyet Ailesini seyretmekten bahsetmedi., yani, çünkü, belli ki şu yerdeki ( Sardalyaları kastederek ) ..demek istiyorum ki, yani şu halimizi bir gören olsa ‘Ulu Tanrım !’
VİCKİ -
Harika. Haydi gel. ( Üst kata yönelir ) Saat dörtte vergi dairesinde olmak zorundayım.
ROGER -
Afedersin sevgilim ; ama bence, bu konuyu halletmemiz gerek.
VİCKİ -
Onu da yukarıya alırız.
ROGER -
Biz neredeyiz ?
VİCKİ -
Aman dosyalarımı da göz önünden kaldırma.
ROGER -
Dur., biz şeyin dışına…
VİCKİ -
Ne ?
ROGER -
Ne ?
VİCKİ -
( Bn.Clackett’ı kastederek ) O mu ?
ROGER -
O mu ? Evet…’O’. Doğru, çünkü çok uzun zamandan beri ailenin içindedir.
150
( Bn.Clackett, elinde bir yangın kovası ve saplı mop’la çalışma odasından girer ) BN.CLACKETT - Sardalyalar…Sardalyalar…Tabii bana söz düşmez şekerim; yalnız şunu söyleyeyim : Fazla düşünüp taşınma, gözünü kapat atla !.. ( Bn.Clackett paspası (mop) yangın kovasına daldırır ) BN.CLACKETT - Burada her şey bir başka keyiflidir, göreceksin…. ( Bn.Clackett kovanın içinde mop’un girmesine engel olan bir şey olduğunu fark eder ) VİCKİ -
Oh, harika. ( Bn.Clackett, kovadaki engeli çıkartır - Bir şişe viski )
BN.CLACKETT - Bakın, bunu şuraya koyuyorum. Ama ararsa nerede nerede olduğunu bilemeyecek ki…. ( Bn.Clackett viski şişesini büfenin üstündeki diğer içki şişelerinin yanına koyar ) VİCKİ -
Harika.
BN.CLACKETT - Sardalyalar, sardalyalar. ( Bn.Clackett, mop’u Roger’a verir ) BN.CLACKETT - Sardalyaları da sizin hazırlamanız gerek, çünkü ben mutfağa gidip biraz daha sardalya hazırlamak zorundayım. ( Bn.Clackett servis bölümünden çıkar ) VİCKİ -
Gördün mü ? Harikulade olacağını söylüyor. Bizim için Sardalya bile hazırlayacak !
ROGER -
( Pek farkında bile olmadan, kovadaki mop’ı süzer ) Pekala…..
VİCKİ 151
Bence müthiş bir kadın.
ROGER -
Müthiş.
VİCKİ -
O halde ne taraftan ?
ROGER -
Bilmem ki, yani, şeyin içine sokup paketlesek mi ..? ( Gazetenin birkaç sayfasını kıza uzatır ) Ve ben de…. ( Mop’u göstererir )
VİCKİ -
( Basamaklara yönelir ) Yukarıya mı ?
ROGER -
Buraya !
VİCKİ -
Buraya mı ?
ROGER -
Pekala, ben şey yapayım…sen de şeyi… ( Vicki asma kattaki banyodan çıkar. Roger elinden geldiğince sardalyaları gazete kağıtlarına sarar )
VİCKİ -
Bu da başka bir banyo. ( Vicki tekrar belirir )
( Roger, sardalyaları sarmaladığı gazeteyi telefon sehpasına bırakır, ve alelacele yeri paspaslar ) ROGER -
Kutuyu yukarı çıkar, o halde ! Çantayı da al !
VİCKİ -
Hep banyolara sokmaya çalışıyorsun beni.
ROGER -
Çanta ! Kutu ! ( Vicki, Gömme dolabın önündedir )
VİCKİ -
Oh, bunlar siyah çarşaflar !
ROGER – ( Kova ve mop’la birlikte merdivene koşar ve elindekileri Vicki’ye uzatır ) Pekala , al şunları,…al şunları….al şunları….!! VİCKİ 152
Oooo, senin durumun bayağı ciddi !
ROGER – ( Çaresizlik içinde ) Oh….! ( Roger, kovayla mop’u bırakır, çantayla kutuyu almak için koşarak geri gelir ) VİCKİ -
Sen daha kapıyı bile açamıyorsun. ( Vicki yatak odasından çıkar
)
( Roger, kovayla mopu almak üzere tekrar koşarak gelir ki, tam o sırada ön kapı açılır ve elinde bir mukavva kutuyla Philip belirir ) PHİLİP -
Evet, bugün Bn.Clackett’ın izin günü olduğuna göre, evimiz…..
( Philip, Roger’in kutu ve çantayla üst kata kaçışını görür ve donakalır, göz ucuyla Roger’in ne yapacaklarını izlemeye başlar ) ( Flavia, tıpkı Garry’nin ki gibi bir uçuş çantasıyla girer ) ( Yatak odası kapısı Roger’ın suratına kapanır. Kapıyı tekrar açar ve kutu ve çantayla odaya girerek çıkar ) PHİLİP -
…..yalnız bize ait.
FLAVIA -
Ah, evimiz.
PHİLİP -
Yuvamız, tatlı yuvamız.
FLAVIA-
Sevgili güzel yuvamız.
PHİLİP -
O’na geri dönmemizi beklemiş !
FLAVİA -
( telefonun gövdesini uzatır ) Ama telefonu bahçede bulmak da çok garip değil mi ?
PHİLİP -
Ben şimdi yerine takarım onu.
( Flavia, perişan durumdaki telefonu ona verir, Philip onu telefon sehpasının üstüne yerleştirmeyi dener, ancak kablosu banyo kapısından dolaşıp ön kapıdan içeri uzanmış haldedir ve evvelce koptuğu için de kısalmıştır ) FLAVİA 153
İçeri getirsem daha iyi olur diye düşündüm.
PHİLİP -
Çok yerinde bir düşünce. ( Philip kabloyu ihtiyatla çeker )
FLAVİA -
Birine gerekebilir.
PHİLİP -
Hey Tanrım ( Kabloya Asılır)
FLAVİA -
Neden onu sehpanın üstüne koymuyorsun ?
PHİLİP -
Kablosu bir yere takılmış galiba.
FLAVİA -
Aaa, bak., alt kat banyosuna takılmış.
PHİLİP -
Gerçekten de öyle.
( Flavia döner ve kordonu şiddetle çekip ana bağlantı kutusundan ayırır. Bu arada Philip, telefonu ön kapıdan çıkartıp, dışarıdan dolaştırır ve tekrar telefonla birlikte alt kat banyosundan girer ) FLAVİA -
Sanırım, çözüp kurtardım.
PHİLİP -
Banyo penceresinden tırmanıp….of….of ….
( Philip gazeteye sarılı sardalya paketini telefon sehpasının üstünden alıp telefonu yerine koyar ) FLAVİA -
Evlenme yıldönümümüzde eve böyle gizlice girmemiz de aslında bayağı komik !
PHİLİP -
Bu işin şakası yok ! Maliyeciler bir öğrenseler ki bizim….
( Philip, gazeteyi düzgünce katlamaya çalışırken gözü eline sıvaşan içindekilere kayar , sesi kısılmaya başlar ve kesilir ) FLAVİA PHİLİP -
….bir geceliğine bile yurt içinde olduğumuzu….. Efendim ? ( Philip sardalya paketini kanepenin üstüne koyar )
154
PHİLİP -
Evet, maliyeciler bir anlasalar bizim burda…..
( Philip, şampanya almak üzere büfeye yönelir ve yerdeki yağlı kalıntıya basınca tıpkı Roger gibi ayağı kayar. Olduğu yerde kalakalır ve şaşkınlık içinde dönüp yere bakar ) FLAVİA -
….yurtiçinde…..
PHİLİP -
( Afallamış ) …yurtiçi…..
FLAVİA -
…bir geceliğine bile yurtiçinde olduğumuzu….
PHİLİP -
…yurtiçinde olduğumuzu….
( Philip temkinli bir şekilde yerdeki yağlanmış kısımdan uzaklaşır ) FLAVİA -
….hop diye uçup gider….. ( Philip, kovadaki mopa yüzünü çarpar )
FLAVİA -
…..yurtdışında oturma iznimiz…..
( Philip ceplerinde mendilini arar ve bulup, burnuna kapatır ) PHİLİP -
Yurtdışında oturma izni. Kesinlikle. ( Mendiline bakar )
FLAVİA -
Bu yılki gelirin büyük bir kısmı hop diye uçup gider.
PHİLİP -
Bu yılki gelirin büyük bir kısmı…..( Mendilini ortadan kaldırır ) Yani, evet, uzun lafın kısası…( Çantayla kutuyu alır ve onlara sımsıkı sarılır ) …en iyisi ben gidip biraz uzanayım. ( Merdivene yönelir )
FLAVİA -
( Şaşırmıştır ama oyunu kurtarma çabasını sürdürür ) Uzanmak mı, evet, tabii, neden olmasın ? Çocuklar yok ! Gelecek gidecek kimse de yok …..
( Flavia bir yandan konuşurken, yerdeki yağlı kısmı kapatmak üzere kanepeyi bu kısmı örtecek şekilde kaydırır ) 155
FLAVİA -
Sadece biz varız….Şunları bıraksana !
PHİLİP -
Oh, evet.
( Philip, çanta ve kutuyu bırakır ama çoktan üst kata çıkmıştır ) FLAVİA -
Aşağıya ‘ Yukarıya değil !
PHİLİP -
Özür dilerim, Ben…. ( Tekrar mendiline bakar )
PHİLİP -
Oh Tanrım…. ( Philip aceleyle yatak odasından çıkar )
FLAVİA -
( Yangın kovasıyla mopu alır ) Vergi kaçakları için söylenen Bir söz vardır….
( Flavia, yangın kovası ve mopla birlikte gülerek üst kata çıkar ) FLAVİA -
Şşşşş….! Ne ? Maliyeciler bizi duyabilir !
( Bn.Clackett yeni hazırlanmış bir tabak sardalyalarla servis kapısından girer ) BN.CLACKETT - ( kendine ) O, ilk getirdiğim bir tabak dolusu sardalyaya ne olduğunu hiç öğrenemeyeceğim. ( Bn.Clackett sardalya tabağını bırakır, gidip kanepeye – Philip’in bırakmış olduğu sardalya paketinin üstüne oturmak üzeredir ) FLAVİA -
( telaşla, üst galeriden alt kata bakarak kova ve mop hala ellerinde olarak ) Bayan Gazete ! ( Bn.Clackett oturmak üzereyken tam zamanında sıçrayıp, doğrulur )
BN.CLACKETT - Aaaa. Aklımı başımdan aldınız ! Yüreğim kanepeye geldi ! FLAVİA 156
Benim ki de ! Gitmiş olduğunu zannediyorduk !
BN.CLACKETT- ( Sardalya paketini görür ve inceler ) Sizi Sardalya’dasınız diye biliyordum ! FLAVİA -
Öyleyiz ! Öyleyiz ! Bizi hiç görmediniz ! Burada değiliz !
BN.CLACKETT- Bunları buraya koyanın kim olduğunu tahmin edebiliyorum. FLAVİA -
Evet, ama asıl mesele şu ki, maliyeciler peşimizde.
BN.CLACKETT- Bu güzelim sardalyaları yeme de üstlerine otur. FLAVİA -
Yani, eğer bizi arayan, soran olursa, hiçbirşey bilmiyorsunuz. Herneyse. Ben gidip…ben gidip…sıcak bir termofor alayım. ( Flavia, asma kat banyosuna gider )
BN.CLACKETT- Kocasına hiç mektup gelmiş mi, gelmemiş mi sormadan çekip gidiyor. FLAVİA -
( Durur, aklına gelmiştir ) Onun mektupları ? ( Philip, sersemlemiş olarak yatak odasından girer )
PHİLİP -
Mektuplar ? Hangi mektuplar ? Gelenlerin hepsini yollamamış mıydınız ?
BN.CLACKETT- Sardalya’dan bana hediye yok mu, şekerim ? PHİLİP -
Özür dilerim. ( Philip yatak odasından çıkar )
BN.CLACKETT- Sardalya hediyelerini nereye koyduğumu göstereceğim size. ( Üst kata çıkıp, elinde mop ve kovayla, ne tarafa gideceğini bilemeyerek hala asma kat banyosu önünde durmakta olan Flavia’ya doğru ilerler ) BN.CLACKETT- Sardalya hediyelerini küçük göze koydum. FLAVİA -
Küçük göze mi ?
157 BN.CLACKETT- Aşağıdaki küçük göze, şekerim. ( Bn.Clackett, sardalya paketindekileri Flavia’nın elbisesinin önüne boca eder. Flavia, elbisesine bakar, sonra elindeki yangın kovasıyla mop’a bakar. Bn.Clackett hemen alt kata kaçar ve peşinde Flavia olduğu halde çalışma odasından çıkar ) ( Roger, hala giyinik ama gravatsız olarak yatak odasından girer ) ROGER -
Evet, ama kulağıma bazı sesler geldi ! ( Roger, Philip’in çantasıyla kutusunun üstüne kapaklanır
Vicki, üstünde sadece iç çamaşırlarıyla yatak odasından girer ) VİCKİ -
Sesler mi ? Nasıl sesler ?
ROGER -
Kutu sesleri. Yani, insanların kutuları.
VİCKİ -
Ama burada kimse yok ki.
ROGER -
Sevgilim, kapı kolunun oynadığını gördüm ! Sonra bu çantalar… Burada olduklarını hiç, yani, bizi içeri girerken – ne demek istediğimi anlıyorsun, değil mi ?
VİCKİ -
Gene de gravatını neden bağladığını anlamıyorum.
ROGER - ( Çantayı ve kutuyu alır ) Çünkü, eğer birisi bunları yatak odası kapısının önünde, yani, anlasana canım, belli bir şey ki., bunlar aşağıda gerekli onlara., şeyde yani. VİCKİ -
Bayan Clockett mi ? ( isim değişikliği Klekit değil Klakıt)
ROGER -
Olabilir. Şeye gitmek için yukarı çıkarken, yani bir takım şeyleri taşıyarak, kimbilir canım ?
VİCKİ -
( Korkuluktan aşağı bakarak ) Aa, bak, bizim sardalyalarımızı hazırlamış.
158
( Vicki, aşağı gitmeye yeltenir. Roger, kutu ve çantayı Gömme dolabın önüne bırakır ve onu yakalar ) ROGER -
Gel buraya !
VİCKİ -
Ne oldu ?
ROGER -
Ben alırım onları ! Bu kılıkta aşağı gidemezsin.
VİCKİ -
Neden ?
ROGER -
Bayan Crackett.
VİCKİ -
Bayan Crackett mı ? ( KREKIT MI )
ROGER-
Kişilerin belirli zorunlulukları vardır. ( Bn.Clackett çalışma odasından girer, elbisesinin içinden sardalyalar çıkartmaktadır
BN.CLACKETT- ( kendine ) Orada sardalyalar..burada sardalyalar. İçerde adeta Waterloo savaşı yaşanıyor. ( Roger, Vicki’yi saklamak için Gömme Dolabın kapısını açmak ister, ancak önündeki kutu ve çanta kapının açılmasını engeller ) BN.CLACKETT- Aa.. sen hala buralarda mı dolanıyorsun ? ROGER -
Evet, hala dolanıyorum, yani şey, asılıyorum.
( Roger, öünündeki engelleri fark etmeyerek tekrar kapıya asılır. Kapı açılır ancak kapı kolu da yerinden çıkıp elinde kalakalır ) BN.CLACKETT- Bravo ! Bu bacağımla tam da göremiyorum ama… ( Roger, kutuyu ve çantayı çeker, Vicki’yi Gömme Çarşaf dolabına iteler, kapı kolunu da yerine oturtturur ) ROGER 159
Sadece, yani, kapıları kontrol edip eee, yani - kapı kollarını da deniyorum.
( Roger, Philip’in çanta ve kutusunu alıp alt kata yönelir ) ROGER -
Bayan Blackett… ( BİLEKIT)
BN.CLACKETT- Clackett , canım, Cleckett. ROGER -
Bayan Clackett. Evde başka birileri var mı Bayan Clackett ?
BN.CLACKETT- Ben hiç kimseyi görmedim şekerim. ROGER -
Bir kutu sesi duyar gibi oldum da. Yani bu sesleri buldum.
BN.CLACKETT- Sesler mi ? Burada ses de yok şekerim. ROGER -
Hayal etmiş olmalıyım.
PHİLİP -
(Dışardan) Aman Tanrım !
( Dışardan müthiş bir gürültüyle Philip’in aşağıya düşme sesi ardından kendisinin ağlamaklı iniltisi duyulur. Philip düşerken üst platformun epey bir kısmını da parçalamıştır ) ROGER -
Anlamadım, ne demiştiniz ?
BN.CLACKETT- ( Philip’i taklit ederek ) Aman Tanrım ! ( Sahne dışından gelen büyük gürültüyü taklit etmek üzere büfenin üzerindekileri kullanır ve gösterisini ağlamaklı iniltilerle bitirir ) ROGER -
Neden ? Ne oldu ?
BN.CLACKETT- Çalışma odasının kapısı açık kalış. ( Bn.Clackett gider ve kapıyı kapatır ) ROGER -
Bunlar gerekecek içerdeki….( Çalışma odasını işaret eder ) Onun için ben bunları şeyin dışına ….(Ön kapıyı işaret eder) …ki, onlar da yapabilsinler, bilmem anlatabidim mi ?
( Roger, kutu ve çantayı da tasıyarak ön kapıdan çıkar ) 160
( Elinde, bir ilk yardım kutusuyla Flavia, asma kat banyosundan girer. Gömme dolabın önünden geçerken dolap kapağı açılmaya başlar. Kapıyı itip kapatır, kapı kendiliğinden kilitlenir ama kapı kolu da Flavia’nın elinde kalır ) FLAVİA -
Bu evde kapı kolları da, kapılar gibi yerinde durmaz !
( Flavia, elinde kapı kolu ve ilk yardım kutusuyla yatak odasından çıkar. Philip, elinde bir vergi ihbarnamesi ve zarfıyla çalışma odasından girer. Şimdi Philip’in rolünü Frederick’in yerine Tim oynamaktadır ) PHİLİP/TİM ; …son ihtar…gerekli işlemler yapılacaktır….haciz…. …hukuki gelişmelere göre….. BN.CLACKETT- Aman Tanrım, sen de kimsin ? PHİLİP/TİM -
Ben Philip’im.
BN.CLACKETT- Sen Philip misin ? Ne oldu sana ? PHİLİP/TİM -
Ee, dışarıdaki basamaklar biraz kayganlaşmış.
BN.CLACKETT- Bir yerinize bir şey olmadı ya ? PHİLİP/TİM -
Hayır, biraz sarsıldım o kadar. Bir iki dakikaya kadar düzelirim. ( Bn.Clackett çalışma odasından çıkar )
PHİLİP/TİM -
Eve bakmaya gelen bir beyden bahsetmeyecek miydiniz bana ?
BN.CLACKETT- (Dışardan) Ne ? PHİLİP/TİM -
Eve bakmaya gelen beyden, neden bana bahsetmediniz ? ( Bn.Clackett çalışma odasından girer )
BN.CLACKETT- Doğru. Bir bey eve bakmaya geldi. PHİLİP/TİM 161
Bana hiçbirşey söylemeyin. Ben burada değilim.
BN.CLACKETT- Haa, bak kutunu da senin için buraya bıraktı. PHİLİP/TİM -
Bırakın istediklerini yapsınlar. Burada olduğumuzu kimseye söylemeyin de.
BN.CLACKETT- O halde, ben de oturup, şeyi açacağım…sardalyalar, sardalyaları unuttum ! ( Sehpanın üzerinde tam da bıraktığı yerde ikinci sardalya tabağını bulur ) Aaa, yok canım unutmadım - Sardalyaları hatırladım ! Bu ne sürpriz ! Bunu kutlamak için mutfağa gidip, bir tabak sardalya daha hazırlamalıyım. ( Bn.Clackett servis kapısından çıkar ) PHİLİP/TİM - Bunu almadım ben ! Burada değilim. İspanya’dayım. Ama almamış olsaydım, açmamış da olurdum. ( Flavia, yatak odasından girer. Elinde Vicki’nin geldiğinde üstünde olan elbisesi, Gömme dolabın kapı kolu vardır ) FLAVİA -
Sevgilim…( Bir süre hayretle Philip/Tim’e bakar, sonra toparlanır elbiseye bakmaya başlar ) Benim hiç böyle bir kapı kolum yoktu, değil mi ?
PHİLİP/TİM -
( Farkında olmadan ) Yok muydu ?
FLAVİA -
Bu kadar hoppa, zıppa bir şey almış olamam ben…
( Flavia, elbiseyi yere düşürür ve arkasına sakladığı dolabın kapı kolunu, ne yaptığın göstermemeye çalışarak yerine takmaya çalışır ) FLAVİA -
Aa, sen de bana böyle bir şey hediye etmemişsindir, değil mi ?
PHİLİP/TİM - Elimi bile sürmemeliydim. FLAVİA
- Yok canım, tatlı bir şey.
PHİLİP/TİM-
Fırlat at. Kaldır. Hiç görmemiş ol. ( Philip/Tim çalışma odasından çıkar )
162
FLAVİA
- O halde onu tavan arasına bırakayım. İsteyen olursa dener. ( Flavia, üst kattaki koridor boyunca yürüyüp çıkar. Kapı kolu elindedir ancak elbise yerde kalmıştır ) ( Roger ön kapıdan, elinde çanta ve kutu olmadan girer )
ROGER -
Pekala, pekala…Çalışma odasının kapısı gene açık. Neler oluyor ?
( Roger, çalışma odasına gider, kapıyı açar, kapar. O anda üst kattan gelen acil kapı vurulma sesleriyle , irkilir ) ROGER -
Kapı vuruluyur. ( Kapı vurulma sesleri )
ROGER -
Yukardan geliyor ! ( Üst kata koşar, kapı vurulmaları )
ROGER -
Aman Tanrım, şeyde Şey var….( Kapı kolunun yerinde olmadığını fark eder. ) Aman Tanrım ! ( Kapı içerden vurulmaya devam eder ) Dinle ! Yapamıyorum, çünkü kapı kolu, galiba şey olmuş. Senin şey yapman ……
( Kapıyı nasıl iteceğini tarife çalışır. Vurulmalar devam eder ) ROGER -
Hadi ! Hadi ! ( vurulma devam eder )
ROGER -
Demek istiyorum ki, içerideki her ne isen., Beni işitiyor musun ? Sevgilim ? ( vurulmalar devam eder )
ROGER -
Bak, böyle kapıya vurup durma ! Benim yapabileceğim bir şey, yani, olmaz, şey hiçbir yerde yok…
( Vurulmalar devam ederken Roger yatak odası kapısını açar ) 163
ROGER -
Dinle, şeyden tırman…( yatak odasını gösterir ) kendini şeyin arasından sığdırıp - yani, şeyden aşağıya emekle, mutlaka bir yolu vardır, canım ! ( kapıya vurulmalar devam eder )
ROGER -
Off, Tanrı aşkına yeter ! ( Roger yatak odasından çıkar )
( Philip elinde vergi ihbar kağıdı ve bir zarfla, çalışma odasından girer. Philip rolü şimdi alnında yara bandı yapışık, Frederick tarafından oynanmaktadır ) PHİLİP -
…. son ihtar….gerekli işlemler yapılacaktır…haciz… …mahkemedeki hukuki işlemlere göre….
( Roger, arkasından Vicki’yi sürükleyerek, yatak odasından girer, Philip şaşkın şaşkın onlara bakakalır ) ROGER -
Aaa, senmişsin.
VİCKİ
Tabii benim ya ! Beni o karanlık yere sen soktun ! O karanlık yere , bütün o kara çarşafların arasına .
-
ROGER -
Seni oraya ben soktum, ama sen de o şeyin arasından süzülüp te ….şey yapabilirdin yani.
VİCKİ -
Burayı neden mi kilitledim ? Asıl sen kapıyı neden kilitledin ?
ROGER -
Ben kilitleyemem ki, yani bak-bir bak , - yerinde yok ki !
VİCKİ -
O halde birisi kilitledi !
PHİLİP -
Pardon. ( Philip özür diler gibi çalışma odasından çıkar )
ROGER -
Her neyse, bu vaziyette burada duramayız.
VİCKİ 164
Hangi vaziyette ?
ROGER -
Yani., böyle insanlar bir içeri, bir dışarı gidip gelirken…
VİCKİ -
Pekala soyunuyorum.
ROGER -
Gir içeri, gir içeri ! ( Roger, onu yatak odasına iteler ) ( Philip, tedbirli, çekine çeline çalışma odasından girer vergi kağıdı ve zarf elindenir )
PHİLİP -
‘…son ihtar….gerekli işlemler yapılacaktır….haciz…. …mahkemedeki hukuki gelişmelere göre…’
( Roger , yatak odasından girer, elinde ilk yardım kutusu vardır, üst kata, alt kata bakınır, Vicki, yatak odasından girer Philip, onlara bakakalır ) VİCKİ -
Gene ne oldu ?
ROGER -
Bir sıcak termofor ! Onu oraya ben koymadım !
VİCKİ -
Ben de koymadım.
PHİLİP -
Pardon. ( Philip, çalışma odasından çıkar )
ROGER -
Banyoda ilk yardım şişelerini dolduran biri var. ( Roger, asma kat banyosundan çıkar )
VİCKİ -
( endişeli ) Görünmeyen bir yaratık olduğunu düşünmüyorsun, herhalde. ( Vicki, asma kat banyosundan çıkar ) ( Flavia, girer ve üst kat koridoru boyunca ilerler )
165
FLAVİA -
Sevgilim….sevgilim ? ( Philip, çekine çekine çalışma odasından girer konuşmaya Başlamak üzere verg i kağıdını kaldırır )
FLAVİA -
Sevgilim, yatağa gelecek misin, gelmeyecek misin ? ( Flavia, yatak odasından çıkar Philip, konuşmaya başlamak üzere vergi kağıdını kaldırır Roger ve Vicki asma kat banyosundan girerler )
ROGER -
Ne dedin ?
VİCKİ -
Ben bir şey demedim. ( Philip çalışma odasından çıkar )
ROGER -
Yani, önce kapı kolu. Şimdi de ilk su kutusu.
VİCKİ -
Sanki her yerden bir şeyler fışkırıyor.
ROGER -
Evet, haydi, çabuk, üstüne bir şey al.
VİCKİ -
Çarşafları başımıza örtelim. ( Roger, tam yatak odası kapısını açmak üzeredir )
ROGER -
Bir dakika. O sardalyaları ne yaptım ben ? ( Roger, alt kata iner. Vicki onu izleyecek olur )
ROGER -
Sen - burada bekle.
VİCKİ -
Bu eski evler için anlatılan, tuhaf şeyler duymuş muydun hiç ?
ROGER -
Evet ama bu ev tepeden tırnağa yenilendi. Aklım almıyor. Böyle modern , merkezi ısıtma sistemi bile olan ve …bir yerde
VİCKİ 166
Peki ne ? Ne oldu ?
( Roger etrafa bakınmaktadır ) VİCKİ -
Ne oluyor ?
ROGER -
Sardalyalar. Gitmişler. ( Tekrar bakınır ) Yoo, gitmemişler. Buradalar. Eee, pekala. Tanrım…yani….Hey tanrım ! ( Roger döner ve üst kata yönelir. )
( Flavia emekleyerek ön kapıdan girer ve sardalyaları alıp ön kapıya götürür ) ROGER -
İki dakika önce şuraya bir tabak sardalya bırakıyorsun ve tabii bir daha bulmayı en beklemediğin şey o, çünkü, yani,….bu günlerde, geri geldiğinde bulmayı en beklemediğin şey bir tabak……yani şimdi bu gerçekten en büyük şans !
VİCKİ -
Belki de garip bir şeyler oluyor. Ben yatağa girip başımı şeyin altına sokacağım…..
( Vicki, yatak odası kapısı önündeki boş masayı görünce donup kalır ) ROGER -
Çünkü, yani, onlar oradalar ! Tam onları bıraktığım yerde…… ( Roger, sardalyaların artık orada olmadığını fark eder )
VİCKİ -
Çanta…..
( Roger araştırmak için alt kata iner. Vicki onun arkasından koşar Garry tarafından görülmeyen Flavia, duraklar, çantadan söz edildiğini duyunca yukarıya bakar. Roger’in sardalyaları şimdi sehpanın üstünde bulmayı beklediğini anlar ve tekrar sehpaya bakar ) ROGER -
Hayır değiller. Bayan Sprockett ( SİPRIKIT ) mutlaka, yani, neler oluyor ?
( Roger, Vicki’ye bakar. Flavia, alelacele sardalyaları sehpanın üstüne koyar. ) VİCKİ 167
Çanta !
( Flavia çabucak ön kapıdan çıkar ) ROGER -
Çanta mı ?
VİCKİ -
Çanta ! Çanta ! ( Vicki, Roger’ı çekerek üst kata götürmeye çalışır )
ROGER -
Ne diye çanta, çanta deyip duruyorsun ? ( Roger, korkuluktan aşağı bakınca, sardalyaları görür )
ROGER -
Sardalyalar !
VİCKİ -
Çanta ! Çanta ! Çanta !
ROGER -
Sardalyalar ! Sardalyalar !
VİCKİ -
Çanta ! Çanta ! Çanta !
ROGER -
Sardalyalar ! Sardalyalar !
VİCKİ -
Çanta ! Çanta ! Çanta !
( Roger, aşağıdaki sardalyalara , Vicki de ona bakarken yatak odası kapısı açılır ve Flavia, uçuş çantasını yatak odası kapısı önündeki masanın üstüne koyar ) ROGER -
( Bakışlarını, güçlükle sardalyalardan koparıp ) Çanta mı ? Ne çantası ?
VİCKİ -
( Çantaya bakakalmıştır ) Olmayan çanta !
ROGER -
Olmayan çanta mı ?
VİCKİ -
Senin çantan ! Ansızın ! Buradaydı ! Şimdi - gitmiş !
ROGER -
Yatak odasında. ( Çantayı görür ) Yatak odasındaydı. Onu yatak odasına koymuştum. Gene oraya koyacağım.
168
( Roger yatak odası kapısını açmaya giderken kapı açılır ve Flavia, kutuyu taşıyarak çıkmaya başlar ) VİCKİ -
Girme oraya ! ( Yatak odası kapısı suratına kapanırken, Roger kendini kutuyu tutar vaziyette bulur )
ROGER -
Kutu !
VİCKİ -
Kutu mu ?
ROGER -
İkisi de gitmemişler !
VİCKİ -
Aaaa, Dosyalarım !
ROGER -
Tanrım neler oluyor ? Bayan Sprocett (SIPRIÇİT) nerelerde ?
( Roger, kutu ve çantayla alt kata yönelir, Vicki de onu takibeder ) ROGER -
Sen yatak odasında bekle .
VİCKİ -
Yoo ! Yoo ! Yoo ! ( Vicki, alt kata koşar )
ROGER -
En azından üstüne bir şey giy !
VİCKİ -
Ben oraya girmiyorum !
ROGER -
Ben getiririm, elbiseni ben getiririm !
( Roger kutu ve çantayı merdivenin başına bırakır. Yatak odasına gitmek üzere döndüğünde - yerdeki elbiseyi görür ) ( Roger, yatak odasından çıkar ) VİCKİ -
Hadi, çabuk - hemen buradan gidelim ! ( Roger, yatak odasından Girer )
169
ROGER -
Elbisen yok ! ( Roger bir yandan konuşurken, elbiseyi ayağı ile, galeriden aşağı, arka tarafa atmak ister, elbise aşağıdaki Vicki’nin başına düşer. Vicki de bundan kurtulmak için başını sallayınca, tekrar lenslerini düşürür . Artık düzgün göremez )
VİCKİ -
Vergi Dairesini bir daha hiç göremeyeceğim !
ROGER -
Telaşlanma ! Telaş yapma ! Elbet bütün bunların akla uygun bir açıklaması vardır.
( Roger, alt kata yönelirken dikkati, gözleri alt kattaki Vicki’de olduğundan, merdivenin başındaki kutu ve çantaya takılıp, tepe üstü düşer ) ( Vicki, gözleri görmez bir halde kanepenin arkasında lenslerini arayıp, bulmaya çalışır ) ( Çalışma odasından Philip girer. Elinde Vergi kağıdını ve zarfı tutmaktadır ) PHİLİP -
…..son ihtar….gerekli işlemler yapılacak….haciz…..
( Merdivenin dibinde yatmakta olan Roger!ı görür ve sesi yavaşlar ) ( Flavia, üst kat koridorundan girer ve koridor boyunca bir takım ıvır-zıvırlar taşıyarak, ilerler ) FLAVİA - Sevgilim, eğer yatmayacaksak tavan-arasını temizleyeceğim…. PHİLİP -
( Roger’a ) Ah zavallı. ( Mendilini onun burnuna tutar )
FLAVİA - Aman Tanrım ! ( Flavia alt kata koşar ) ( Bn.Clackett, elinde başka bir tabak sardalyalarla servis bölümünden girer ) BN.CLACKETT- Sardalyalarıma artık kimsenin eli uzanmasın…. ( Roger!ı görür )….kız şimdi de onu öldürmüş ! 170
FLAVİA -
Biraz sersemledi, hepsi o kadar. Devam edelim.
ROGER -
( Başını kaldırarak ) Panik yok ! Panik yok !
FLAVİA -
Kendine geldi ! Haydi, devam edelim !
ROGER -
Elbet bütün bunların akla uygun bir açıklaması vardır.
BN.CLACKETT - Biz neredeyiz ? ROGER -
Bayan Splochett’ i (SIPLIÇİT’ i ) getireceğim , o da bize neler olduğunu anlatacak…
BN.CLACKETT - İşte getirdin onu. Buradayım. ROGER -
Bayan Splochett’i getirdim, şimdi o bize olanları anlatacak.
BN.CLACKETT - Anlatmayacağını bilmelisin. FLAVİA -
Ben anlatayım neler olduğunu.
ROGER -
İçerde bir adam var ! Değil mi ?
FLAVİA -
İçerde değil tatlım, burada., bak ben de buradayım.
BN.CLACKETT - Hayır, hayır, evde hiç kimse yok, şekerim. Tamam mı ? FLAVİA -
Hayır, biliyorum, bu herkes için büyük bir sürpriz oldu. Yani, hepimiz için oldukça şaşırtıcı bir şey, merdivenin dibinde, boylu boyunca boyunca yatan bir adam bulmak. ( Philip’e ) Öyle değil mi sevgilim ?
PHİLİP -
Ulu Tanrım. ( Mendiline bakar ) Ulu Tanrım, Ulu Tanrım. ( Alelacele oturur )
FLAVİA-
Ama madem ki karşılaştık, o halde….o halde birbirimizle tanışmamız gerekiyor. Değil mi, sevgilim ?
PHİLİP -
Tanışalım. ( Ayağa kalkmaya çalışırsa da, tekrar çökmek zorunda kalır ) Çok özür diliyorum.
171
FLAVİA -
Bu benim kocam. Korkarım ki, sürprizler burnuna iyi gelmiyor !
( Repliğini duyunca, VİCKİ, görmeyen gözlerle kanepenin arkasından doğrulur, kalkar ) VİCKİ -
Bahçede, çalılıklarda gizlenen bir adam var !
FLAVİA - Aman ne hoş - bu da bir başka beklenmedik misafir. ( Vicki’ye ) O halde, sen neden….sen neden…..gidip bakmıyorsun bahçede neler oluyor ? ( Flavia, Vicki’yi ön kapıdan dışarıya iteler , ve ayağa kalkabilmesi için Philip’e yardım eder ) FLAVİA -
( Philip’e ) Sen de sevgilim, alt kat banyosuna gidip te, şu üstünde “Zehir” yazan şişeyi alsana. Hani şu her şeyi eriten.
PHİLİP -
( Mendilinin arkasından ) Her şeyi eriteni. Tamam, sağol. Teşekkürler. Bela yapıştı mı , bırakmaz derler ama bu kadarı da fazla artık.
( Philip, çıkıp gitmek üzere, alt kat banyosunun kapısını açar. Küçük küçük karelere bölünmüş çerçeveli pencereden bir cam şangırtısı duyulur ve bir kol içeri uzanır, pencere kolunu çevirip, açar ) ( Açılan pencerede bir Hırsız belirir. Hırsız rolü Tim tarafından oynanmaktadır ) HIRSIZ/TİM - Demir parmaklıklar yok, Hırsız alarmı yapılmamış. Hırsızı teşvik ve tahrikten mahkum edilmeli bunlar. ( Hırsız, tırmanıp içeri girdiğinde, odanın insanlarla dolu olduğunu görür şaşırır ) BN.CLACKETT - Hadi içeri gel, sen de partiye katıl, şekerim. FLAVİA -
Bir hırsız ! İşte bu çok heyecan verici !
PHİLİP -
Çok üzgünüm. Çünkü ben şey deyip ; “ Bela yapıştı mı bırakmaz derler, ama bu kadarı da fazla” deyip kapıyı açınca…..
172
( Philip, alt kat banyo kapısını tekrar açar. Küçük çerçeveli pencereden bir cam daha kırılır, içeri bir kol uzanır ) ( Bu kez pencereden içeri, Selsdon tarafından canlandırılan hırsız girer ) HIRSIZ/SELSDON - Demir parmaklıklar yok. Hırsız alarmı yok. Hırsızı, teşvik ve tahrikten mahkum edilmeli bunlar. ( Tırmanıp girerken, çaresizlik içinde içerdekileri fark eder ) HIRSIZ/TİM -
Olamaz ! Ama bazen içimden oturup ağlamak geliyor.
BN.CLACKETT - Biliyorum, şekerim, buranın cenaze töreninden farkı kalmadı. HIRSIZ/SELSDON - Bankalar soyardım ben ! FLAVİA -
Haydi, devam et.
HIRSIZ/SELSDON ve HIRSIZ/TİM -
FLAVİA -
( Birlikte ) Altınlar, gümüşler dolu kasaları açardım ben. Ya şimdi ne yapıyorum ? Karton kutuları karıştırıyorum ….. Devam edin.
HIRSIZ/SELSDON - Durayım mı ? FLAVİA -
Hayır, hayır !
HIRSIZ/SELSDON - Burası temizlendi sandım. Onun banyodan çıktığını gördüm de. FLAVİA -
( Alt kat banyosunun kapısını kapatır ) Ziyanı yok, boşver . Bir şeyler düşüneceğiz.
HIRSIZ/SELSDON -
Aa, yok. Çok dikkatli dinliyordum. Ne diyordu ?
PHİLİP
“ Bela yapıştı mı, bırakmaz derler ama bu kadarı da fazla.”
173
-
HIRSIZ/SELSDON - Ve kapıyı açtı… ( Hırsız/Selsdon, göstermek üzere alt kat banyo kapısını açar ) ( Küçük çerçeveli pencerenin bir camı daha kırılır, içeri bir kol uzanır. Pencerede , bu kez Lloyd tarafından oynanan Hırsız görülür ) HIRSIZ/LLOYD - Demir parmaklıklar yok. Hırsız alarmı yok. Hırsızı teşvik ve tahrikten mahkum edilmeli bunlar. ( Hırsız/Lloyd, tırmanıp içeri girer, ne olacağından hiç emin değildir Diğerlerinin varlığına reaksiyon göstersin mi , göstermesin mi blemez ) BN.CLACKETT - Geldi mi hepsi birden gelir zaten, öyle değil mi ? 3 HIRSIZ BİRDEN - Banka soyduğum günleri düşünüyorum … Altın, gümüş dolu kasaları hatırlıyorum da….. FLAVİA -
Durun bir dakika ! Biz bu adamı biliyoruz ! Hırsız değil O ! ( Flavia, Lloyd’un hırsız başlığını çekip, çıkarır )
FLAVİA -
O, bizim sosyal işler uzmanımız !
ROGER -
Neyimiz ?
FLAVİA -
Hep gelip, ne yapacağımızı anlatan iyi bir insan !
LLOYD -
( Sersemlemiş, bayılır gibi ) Ne yapacağınızı mı ?
HERKES -
( Kararlı ) Ne yapacağımızı !
( Lloyd, sahne korkusu yüzünden adeta felç olmuş gibidir. Çaresizlik içinde etrafa bakınır ve anlamsız boş hareketler yapar ) SELSDON -
Ne diyor ?
FLAVİA -
Diyor ki, diyor ki - sadece kapılara ve sardalyalara odaklanın. Tamam mı ? Herşey bundan ibaret ! Kapılar ve sardalyalar ! (Lloyd’a ) Değil mi ?
174
LLOYD -
( Çaresizlik içinde ) Kapılar ve sardalyalar !
HEPSİ -
Kapılar ve sardalyalar !
( Hepsi bunu uygulama çabası içindedir. Philip, sardalyaları alır ve onlarla bir şeyler yapmaya çalışır. Diğerleri bir takım kapıları , başka sardalya tabakları getirirler ve çaresizce, ellerinde bu tabaklarla ortalıkta koşuşurlar. Lloyd ise yaratmış olduğu karmaşa halini izlemektedir ) FLAVİA -
Diyor ki, diyor ki… ‘ Telefonlar ve Polis ‘ !
LLOYD -
Telefonlar ve polis….
PHİLİP -
Telefon ! ( Philip ve Roger’a telefonun kalan parçaları verilir )
ROGER -
Polis !
( Roger, ahizeyi kulağına götürür. Philip numarayı çevirir ) FLAVİA -
‘Çantalar ve kutular’ diyor !
HEPSİ -
‘Çantalar ve kutular’
( Ellerinde o iki kutu ve iki çanta olduğu halde her biri çaresizce çarpışarak , ya da eşyalara çarparak koşuşurlar ) FLAVİA -
( kararlı ) Çarşaflar, çarşaflar ! ‘Çarşaflar’ diyor !
LLOYD -
Çarşaflar…..
HEPSİ -
( Çaresizlik içinde ) Çarşaflar !
( Roger çalışma odasından koşarak çıkar, Tim de koşarak ön kapıdan çıkar ) FLAVİA -
175
Diyor ki, ‘ Şimdi bizim için gerekli olan tek şey, güzel bir mutlu son !’
( Roger, geri gelir ve çaresizlik içindeki Vicki’yi beyaz çarşaflara sarar. Tim, Poppy ile aynı zamanda geri gelir, bir yandan da ona Şeyh kostümünü giydirmektedir ) DOTTY -
( Poppy’ye bakarak ) İşte geldi ! Hem de gelinliğiyle !
FLAVİA -
( Vicki’ye bakarak ) Evet, evet - bugün onların düğün günü !
BN.CLACKETT - ( Hala Poppy’ye bakarak ) Bugün onların düğün günü ! HEPSİ -
Oh !
FLAVİA -
Ne mutlu son ama ! ( Bn.Clackett, Poppy’yi Lloyd’un yanına iteler. Flavia da Vicki’yi öbür tarafa iteler )
BN.CLACKETT - Bu çarşafı, yasalara göre nikahlı karın olarak kabul ediyor musun ? Eğer etmiyorsan şimdi söyle, ya da sonsuza dek sessiz kal. ( Lloyd, Çaresizlik içinde başıyla onaylar ) SELSDON -
Ne diyor, ne diyor ?
FLAVİA -
Diyor ki,…diyor ki…..’Son Söz !’
SELSDON -
Son söz ? Ben mi ?
HEPSİ
SON SÖZ, SON SÖZ !
-
SELSDON -
İşler iyice karışmaya başlayınca, hayatta en güzel şey bir tabak dolusu eski –usulde hazırlanmış….. (
HEPSİ -
Repliğini unutur
)
( Sardalya tabaklarını yukarı kaldırarak, yalvarır gibi ) Perde !
( Hep birlikte bir tablo oluştururlar. Sonra Tim telaş içinde koşarak çıkar ) 176
P E R D E
----- NE VAR Kİ, PERDE BAŞ HİZASININ AZ ÜSTÜNDE TAKILIP KALIR. SANKİ HEPSİ BERABER, TEK BİR KİŞİYMİŞ GİBİ, PERDEYİ ÇEKİP İNDİRİRLER. BİR YIRTILMA SESİ DUYULUR. PERDE, HALKALARINDAN AYRILIP HEPSİNİN TEPELERİNE DÜŞERKEN SAHNEDE DEBELENEN OYUN KAHRAMANLARINI GÖZLER ÖNÜNE SERER ------