KPDS VE ÜDS İÇİN PHRASAL VERB LİSTESİ 1. 2.
add up back away
3.
back down
4.
back out
5.
back up
6.
blow up
7.
blow out
8.
break away
9.
break out
10. break through 11. break in 12. break up 13. break down 14. break into 15. break off 16. bring about 17. bring forward 18. bring out 19. 20. 21. 22. 23. 24.
bring up call back call off call at call on/upon call for
25. call in
1) bir şeyin miktarına ekleme yapmak 1) bir fikri artık desteklemediğini göstermek 1) hatalı olduğunu kabul etmek 2) bir şeyi yapmayı kabul etmemek 1) önceden planlanan bir şeyi yapmaktan vazgeçmek 1) desteklemek 1) patla(t)mak 2) bir şeyi hava veya gaz ile doldurmak 3) aniden sinirlenmek 1) ateşin sönmesi 2) patlatmak 1)kaçıp kurtulmak 2) bir gruba üyeliği bırakmak 1) kaçmak 2) birdenbire başlamak 1) yeni bir keşif yapmak 1) bir yere zor kullanarak girmek 2) konuşan birisine müdahale etmek 1) parçalara ayrılmak 2) bir ilişkiyi bitirmek 1) arızalanmak 2) kontrolü kaybedip birdenbire ağlamaya başlamak 3) travma geçirmek 1) bir eve yada odaya güç kullanarak girmek 1) tahmin edilen zamandan önce durmak ve yok olmak 2) daha büyük bir parçadan kopup ayrılmak 1) başlatmak 2) bir şeyin olmasına neden olmak 1) sunmak 2) sonraki sayfaya aktarmak 1) yol açmak, neden olmak 2) üretmek 1) ortaya bir konu atmak 2) kusmak 3) çocuk yetiştirmek 1) birini görmek yada bir şeyi almak için bir yere geri dönmek 1) iptal 1) uğramak, kısa bir ziyarette bulunmak 1) uğramak 2) resmi olarak talepte bulunmak 1) talep etmek 1) yardım istemek 2) bir yeri aramak 3) bir yeri veya kişiyi kısa süreliğine ziyaret etmek 1
www.dilSEM.com
www.SeyfiHoca.com
1) birinden gelmesini istemek 2) bağırmak 1) heyecandan kontrolü kaybedip ne yapacağını ve ne 27. be carried away söyleyeceğini bilememek 1) devam etmek 28. carry on 1) bir işi başarmak, uygulamaya koymak 29. carry out 1) senden önde giden birisini yakalamak 30. catch up (with) 2) aynı seviyeye gelmek 1) bir şeyi anlamak 31. catch on 2) popüler olmak 1) otelden ayrılmak 32. check out 2) muayene/kontrol etmek 1) bir otele giriş yapmak 33. check in 1) teselli etmek ve moral vermek 34. cheer up 1) düzenlemek, toparlamak 2) netliğe kavuşturmak 3) ilerlemek, 35. clear up durumun iyiye gitmesi ( sağlık / hava bakımından) 2) karşılaşmak 36. come across 1) ayrılmak 37. come away 1) olmak, vukuu bulmak 38. come about 1) başka bir kişi yada şeyden daha önemli olmak, öncelikli gelmek 39. come before 2) önce gelmek 1) bir yere ulaşmak 2) eşlik etmek 40. come along 3) ilerlemek,gelişmek 1) bir yere veya karara varmak 41. come around/round 2) bilincin yerine gelmesi 1) tehditkar bir şekilde üstüne gitmek, saldırmak 42. come at 2) ulaşmak ve keşfetmek 1) mirasa konmak 43. come into 1) meydana gelmek 2) yerinden çıkartılabilir hale gelmek 3) bir 44. come off şeyden bağın kopması yada çözülmesi, düşmek 1) yayınlanmak 2) ortaya çıkmak 3) tanınmak 45. come out 4) yerinden sökülüp çıkartılmak 1) bilincinin yerine gelemsi 46. come to 2) belli bir duruma veya hale ulaşmak 1) ortaya bir fikir atmak 47. come up with 1) karşılaşmak veya şans eseri bulmak 48. come upon 1) elde etmek 49. come by 1) hastalanmak 50. come down with 1) güvenmek 51. count on 2) bağlı olmak 26. call out
2 www.dilSEM.com
www.SeyfiHoca.com
52. cross out 53. cut down (on) 54. do away with 55. draw up 56. draw back 57. drop in 58. drop out 59. drop off 60. fall apart 61. fall back upon/on 62. fall for 63. fall off 64. fall behind (with) 65. fall out 66. fall through 67. fall to 68. fall upon/on 69. figure out 70. find out 71. get across 72. get along
73. get on 74. get at 75. get away with 76. get behind (with) 77. get by
1) üzerini çizmek 2) söküp atmak 1) azaltmak 1) istenmeyen bir şey, durum yada kişiden kurtulmak 2) ortadan kaldırmak, yasaklamak 1) bir belge hazırlamak 2) sandalyeyi birinsin yanına çekmek 1) bir kişi yada şeyden uzaklaşmak 2) bir şeyi yapmamaya karar vermek 1) habersiz kısa bir ziyarette bulunmak 1) okulu bırakmak 1) uykuya dalmak 2) azal(t)mak 3) bir kişi yada şeyi bir yerde bırakmak 1) parçalara ayrılmak 1) elde seçenek kalmamasından bir şeyden zorunlu olarak yardım beklemek yada onu kullanmak 1) aşık olmak 2) bir şeyden hoşlanmak 1) küçülmek yada azalmak 2) kopup yere düşmek 1) geride kalmak 2) başvuru yada ödemenin son gününü geçirmek 1) tartışmak, arkadaşlığı bitirmek 1) bir şeyin gerçekleşememesi 1) bir kişinin sorumluluğu yada işi haline gelmek 2) bir şeyi enerjik bir şekilde yapmaya başlamak 1) çok iştahlı biçimde yemek yemeye başlamak 2) aniden birine saldırmak 1) bir şeyi anlayabilmek, çözümlemek 1) bir şeyi öğrenmek 1) fikrini açıklamak 1) birisiyle geçinmek, anlaşabilmek 2) bir olayın üstesinden başarılı bir şekilde gelmek 1) ilerleme göstermek 2) beraber mutlu bir şekilde yaşamak 3) bir araca binmek 1) yakalamayı başarmak 2) rahatsız etmek 3) eleştirmek 1) işlediğin bir suçtan ceza almadan kurtulmak 1) bir şeyi vaktinde hazırlamayı,tamamlamayı başaramamak 1) çok para ve diğer destekler olamadan yaşamayı, ayakta durmayı başarabilmek 3
www.dilSEM.com
www.SeyfiHoca.com
78. get down 79. get down to 80. get off 81. get out 82. get over 83. get up 84. get to
85. get through
86. get in
87. give out
88. give up
89. give away 90. give in 91. give off 92. go for 93. go against 94. go ahead 95. go down with 96. go by 97. go after
1) yazarak kaydetmek 2) birisini üzmek 1) bir şeyi yapmaya başlamak 1) bir araçtan inmek 1) dışarı çıkmak 2) kaçmak 3) tanınmak 1) bir hastalığı veya yaşanan kötü bir olayı atlatmak 1) kalkmak 1) ulaşmak 2) bir şeyi yapmaya başlamak 3) duygusal olarak etkilemek 1) telefona bağlanmak 2) kendini anlatabilmek 3) bir sınavda yada yarışta başarılı olmak 1) varmak 2) kabul edilmek 3) kapalı bir yere yada araca girmek 4) bir şeyi temin etmek 1) yorulmak ve bozulmak 2) dağıtmak 3) duyurmak, ilan etmek 1) kötü bir alışkanlığı bırakmak 2) bir ilişkiyi bitirmek 3) teslim olmak 1) ele vermek, bir sırrı açıklamak 2) bağış yapmak 1) teslim olmak 2) teslim etmek 1) serbest bırakmak 2) ortaya gaz yada koku yaymak 1) birinse saldırmak 2) bir şeyi elde etmeye yada başarmaya çalışmak 3) seçmek 4) hoşlanmak yada hayranlık duymak 1) karşı çıkmak 1) devam etmek 2) bir şeyi kararlaştırıldığı gibi yapmak 1) hastalanmak 1) bir yerden geçmek yada zamanın geçmesi 1) yakalamak için peşinden gitmek 2) bir şeyi elde etmeye çalışmak
4 www.dilSEM.com
www.SeyfiHoca.com
98. go off
99. go through 100. go up 101. go on (with) 102. go over 103. hand down 104. hand over 105. hand out 106. hand in 107. hang up 108. hear about 109. hear from 110. hear of 111. hold off 112. hold on 113. hold up 114. keep up 115. keep up with 116. keep away 117. keep on 118. keep off 119. keep out 120. lay off 121. let down 122. let off 123. live on 124. look to
1) patlamak, havaya uçmak 2) zil yada alarmın ötmeye başlaması 3) yiyecek veya içeceğin çürümesi 1) zor ve hoş olmayan bir şeyi yaşamak 2) araştırmak,incelemek , muayene etmek 1) artmak 1) devam etmek 2) olmak, meydana gelmek 1) bir şeyi detaylı bir şekilde incelemek 1) geleneklerin kuşaktan kuşağa geçmesi 1) bir şeyi yada bir şeyin sorumluğunu, kontrolünü başka birine teslim etmek 1) dağıtmak ( not, belge, kağıt, gazete v.s. ) 1) bir ödev veya raporu teslim etmek, sunmak 1) bir telefon konuşmasını sonlandırmak 2) ertelemek 1) bir şeyi öğrenmek, tanımak yada onun hakkında bilgilendirilmek 1) bir kişiden bir haber yada bilgi almak 1) bir kişi yada şeyin varlığından haberdar olmak 1) bir şeyi hemen yapmamak, ertelemek 2) kaçınmak 1) beklemek, ara vermek 2) zorluklara rağmen devam etmek 1) şiddet kullanarak birinden bir şey çalmak 2) ertelemek 3) yukarı doğru hareket et(tir)mek 1) iyi durumda kalmak, bu durumu muhafaza etmek 2) devam etmek 1) bir kişi yada şeyle aynı seviyede yada hızda hareket etmek 1) bir şeyden veya yerden uzak durmak 1) bir şeyi yapmaya devam etmek 1) belli bir mesafede kalmak 2) bir şeyi yapmaktan kaçınmak 1) bir yere girmeyi engellemek 1) işten çıkarmak 1) hayal kırıklığına uğratmak 1) cezadan veya bir vazifeden muaf tutulmak 2) patlamaya neden olmak 1) ihtiyacın olan şeyleri satın almak 2) belli bir tür yiyecekle beslenmek 1) birinden bir şey ummak 2) bağlı olmak 5
www.dilSEM.com
www.SeyfiHoca.com
1) bir sözlük yada kitaba belli bir bilgiyi bulmak için bakmak 1) birinse bakmak, ilgilenmek 1) geçmişi hatırlamak 1) birisini küçük görmek aşağılamak 1) bir şeyi yada birisini dört gözle beklemek 1) bir kişiye hayranlık ve saygı duymak 1) aramak 131. look for 2) araştırmak 1) kısa bir ziyarette bulunmak 132. look in (on) 1) bir şeyi meydana gelmesini izlemek ama müdahale etmemek 133. look on 1) dikkat etmek 134. look out (for) 1) incelemek 135. look over 1) araştırmak, soruşturmak 136. look into 137. look round /around 1) etrafa bakınmak, aramak 1) bir şeyi hızlı bir şekilde okumak 138. look through 1) bir şeyi anlamak 2) ayırt etmek 139. make out 3) resmi bir belgeye gerekli her şeyi yazmak 1) bir bahane, açıklama ortaya koymak 140. make up 2) bir hikaye uydurmak 3) makyaj yapmak 4) barışmak 5) oluşturmak, parçası olmak 1) telafi etmek 141. make up for 1) bir yere yönelmek, ona doğru gitmek 2) mümkün kılmak 142. make for 3) sonuçlanmak 143. pass as/for sby/sth 1) bir kişi yada nesnenin başka bir kişi yada nesne gibi görünmesi 1) bir öğretiyi başka kuşaklara aktarmak 144. pass down 2) miras bırakmak 1) bilincini kaybetmek 145. pass out 2) bir grup içerisindeki herkese bir şey dağıtmak 1) ölmek 146. pass away 1) borcunun tamamını ödemek 147. pay off 1) toplamak, yerden eğilip almak 2) birsiyle buluşmaya gelmek yada ona eşlik etmek 3) çaba göstermeden kendiliğinden 148. pick up öğrenmek 1) belirtmek, açıklamak 149. point out 1) bir binayı yıkmak 150. pull down 2) birisini üzmek yada zayıf düşürmek 1) ciddi bir hastalıktan kurtulmak 2) hayatında sor bir dönemi atlatmak 151. pull through 1) çekip çıkartmak 152. pull out 1) ertelemek 153. put off 1) para biriktirmek 2) tasarruf etmek 3) saygısızlık etmek, değer 154. put aside vermemek 125. 126. 127. 128. 129. 130.
look up look after look back on look down on look forward to look up to
6 www.dilSEM.com
www.SeyfiHoca.com
155. put down 156. put across 157. put forward 158. put out 159. put through
160. put on 161. put up with 162. run down 163. run after 164. run away 165. run across 166. run into 167. run out (of) 168. run over 169. see off / out 170. see to 171. send for 172. send out 173. set up 174. set off 175. set out 176. show off 177. show up 178. stand by
1) bir şeyi yere koymak 2) not almaya başlamak 3) sonlandırmak 4) birine kötü davranmak 1) bir şeyi açık ve net bir şekilde açıklamak 1) bir fikir ortaya koymak 1) söndürmek 2) ilan etmek, duyurmak 1) arama yapmak , telefona bağlamak 2) başarıyla tamamlamak 1) giyinmek 2) bir aleti çalıştırmak 3) eklemek 4) bir şeyi ircaa etmek, gerçekleştirmek 1) tahammül etmek 1) araba ile birine çarpmak 2) gücünü kaybetmek 1) kovalamak 2) yakalamaya çalışmak 1) kaçmak 2) zor bir durum ile uğraşmaktan kaçınmak 1) rastlamak 2) beklenmedik bir zamanda sorunla karşılaşmak 1) rastlamak 2) güçlü bir şekilde vurmak 1) tüketmek 1) taşmak 2) kazara araba ile çarpmak 1) yolcu etmek, kapıya kadar geçirmek 1) halletmek, uğraşmak 2) ilgilenmek 1) birisini mesaj yoluyla görüşmeye çağırmak 2) posta ile sipariş talep etmek 1) bir şeyin başka insanlara ulaşmasını sağlamak 2) üretmek 1) bir şeyi kurmak veya başlatmak 1) yolculuğa başlamak 1) yolculuğa başlamak 2) bir şeye niyetlenerek işe koyulmak 1) hava atmak 1) varmak 2) görünmek, ortaya çıkmak 1) zor durumdaki birisinin yanında olmak, desteklemek
7 www.dilSEM.com
www.SeyfiHoca.com
179. stand for 180. stand out 181. take back 182. take for 183. take apart 184. take down
185. take in 186. take over 187. take after 188. take away 189. take on
190. take off
191. take out 192. take up 193. tell off 194. tell apart 195. throw up 196. try on 197. try out 198. turn down 199. turn away 200. turn back 201. turn into 202. turn off
1) temsil etmek, bir kelimenin veya kelime grubunun kısaltması olmak 2) dayanmak, tahammül etmek 3) aday olmak 1) kolayca görülebilmek 1) alınan malı iade etmek 2) bir eşyaya tekrar sahip olmak 3) yanlışını kabul etmek 4) geçmişte bir dönemi hatırlamak 1) bir şeyle karıştırmak 2) bir şeyi,kişiyi veya konuyu bir şekilde algılamak 1) parçalara ayrılmak 1) parçalara ayrılmak 2) yazmak 1) aldatmak, kandırmak 2) anlamak 3) elbise daraltmak 1) bir şeyin kontrolünü veya sorumluluğunu almak 1) benzemek 1) yerinden çıkartmak 2) çıkartmak 1) bir işi veya sorumluluğu kabul etmek 2) işe almak 1) kıyafetini çıkartmak 2) uçağın yerden havalanması 3) taklit etmek 1) bir şeyi bir yerden çıkartmak 2) bir yere biriyle gitmek 1) bir etkinliğe başlamak 2) belli bir miktar zaman kullanmak veya çaba harcamak 3) kıyafetin bir parçasını kısaltmak 1) azarlamak 1) kişi yada nesneler arasındaki farkı söylemek 1) kusmak 2) terk etmek, reddetmek 3) üretmek 1) elbise denemek 1) denemek 1) reddetmek 2) bir aletin sesini kısmak 1) kabul etmemek 2) birinin içeri girmesine izin vermemek 1) ters yöne gitmek 2) geri dönmek 1) başka bir şeye dönüşmek 1) bir aletin çalışmasını durdurmak 8
www.dilSEM.com
www.SeyfiHoca.com
203. turn on 204. turn over 205. turn to 206. turn up 207. turn out 208. wash away 209. watch out (for) 210. wear out 211. wear off
212. wind up 213. wipe out 214. work out
1) bir aletin düğmesine basarak çalıştırmak 1) kontrolü birisine vermek 2) polise teslim etmek 1) yardım için birisine başvurmak 1) bir şeyin hızını, sesini, gücünü arttırmak 2) varmak 1) olayların yada kişilerin beklenmedik bir hal alması 2) bir aleti kapamak 1) suyun hareketi ile bir şeyi yok etmek 1) dikkat etmek 1) bir şeyi tükenene kadar kullanmak 2) birisini çok yormak 1) solmak 2) zaman içerisinde yada kullanmaktan yavaşça yok olmak, gücünü kaybetmek 1) bitirmek 2) rahatsız etmek 3) sarmak 1) tamamen ortadan kaldırmak 1) çözümlemek, bir soruna cevap bulmak 2) sağlıklı olmak için spor yapmak
9 www.dilSEM.com
www.SeyfiHoca.com