Yayınları - İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnfo yınları -İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnform ları -İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnformal -İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnformal Yayı -İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnformal Yayı - İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnformal Yayı -İnformal Yayınları -İnformal Yayınları - İnformal Yayınları - İnformal Yayınları - İnformal Yayınları - İnformal Ya Sevgl Adaylar ve Değerl Öğretmenler; Son KPSS’de 120 sorunun 81 tanesn Kara Kutu Ktapları olarak yakalamış olmanın sevncyle merhaba dyoruz. Dğer sınavlarda da bu başarıyı tekrarlayacağımızdan nşallah emnz. Bldğnz gb ülkemzde çeştl al anlarda sınavlar yapılmakta bu sınavların sonuçları da çoğu zaman geleceğmz şekllendrmektedr. İşte bu hazırlık sürecnde cdd hazırlanmış dokümanlara htyaç duyulmaktadır.
Özellkle son 4 yıldır sınavlarda gelen sorulara baktığımızda gelen sorular çoğunlukla parçada anlam konusu üzernde yoğunlaşıyor bu da öğrencler paragraf sorusu çözmeye yönlendryor. Bu durumda öğrenc arkadaşlarımız önüne gelen bütün kaynakları kalte gözetmeden çözmeye çalışsa da elde ettğ başarı sınırlı oluyor çünkü her soruyu hazırlayan ekbn hazırladığı sorular bell br kalıbın dışına çıkamıyor. İşte bz bu durumu yakından görünce adayların boş sorularla vakt kaybetmes yerne yılların vermş olduğu ÖSYM paragraf sorularının br kmn sznle paylaşmaya karar verdk. Elnzdek kaynak 1966’dan 2015 dahl olmak üzere ÖSYM’nn yaptığı son 50 yılın bütün sınavların paragraf sorularını sorularını çeryor. çeryor. Ktabı hazırlarken soruları alt başlıklara ayırmadan özellkle kaçındık çünkü öğrenc br soru şeklne yoğunlaşınca yoğunlaşınca dğerler knc plana tleblyor bu da NETLERİNİZİ azaltablyor. Bundan dolayı bzde her test mn br deneme gb hazırladık. Anlam blgsyle lgl 2014 YGS’de 29 soru 2015 YGS’de 32 soru geld. Bz de testler ortalama 16 soruluk testler olarak ayarladık. Yan sz değerl YGS adayımız günlük 2 test çözersenz günlük 1 Paragraf denemes yapmış olacaksınız. KPSS adaylarımız da günlük sadece 1 test çözerlerse günlük 1 paragraf denemes çözmüş olacaklar. ALES adaylarımız da günlük 3 test çözerlerse günlük 1 paragraf denemes çözmüş olacaklar. DGS adaylarımız da günlük 3 test çözerlerse günlük 1 paragraf denemes çözmüş olacaklar. LYS adaylarımız da günlük 2 test çözerlerse günlük 1 paragraf denemes çözmüş olacaklar. E-KPSS adaylarımız da günlük sadece 1 test çözerlerse günlük 1 paragraf denemes çözmüş olacaklar. Brçok kaynak arasında elnzde k bu kaynak sz değerl öğrenclermzn kısa sürede anlam blgs konusunu gerçek sınav sorula rıyla pekştrmes amacıyla derlenmş ve sze gerçek br tekrar yaptırarak başarıya ulaşmanızı hedeemştr. Elnzdek soruları sağlıklı br bçmde çözdüğünüz takdrde ÖSYM’nn paragraf mantığını en y şeklde kavramış ve soruları çok ser br şeklde çözüyor olacaksınız. Hazırlamış olduğumuz olduğumuz bu kaynak kaynak son 50 yılda (1966-2016) ÖSYM tarafından tarafından sorulmuş sorulmuş 33 Farklı Farklı kurumun kurumun tüm sınavlarında çıkmış (KPSS, ÖSS, YGS, LYS, ÜSS, ÖYS, PMYO, E-KPSS (EMSS-ÖMSS) Adl Yargı, İdar Yargı, ALS, Hâkmlk, Kaymakamlık, İcra Sınavları, İç Denetçlğ, JANA, JANU, Kamu Yönetm, KBYS(Karyer Belrleme ve Yükseltme Sınavı), KİK, MB UZMAN YARD. YARD. MHUY (Mal Hzmetler Uzman Yardımcılığı), Yardımcılığı), Müfettşlk, Sayıştay, Sayıştay, TODAİE, TC Zraat Bankası (TCZB), ÜGYS, YÇS,YÖS gb) sorulardan oluşmaktadır. oluşmaktadır. Bu ktabımızda nformal (kend kendne öğrenme) eğtm sstem gözetlerek sorular düzenlenmştr.
1- Konu özetn hücreleme sstemne göre yaptık. 2- Konu anlatımını hazırlarken gereksz ayrıntıdan ve blg krllğnden kaçındık 3- Güncellğn ytrmş, müfredattan çıkartılmış konu ve sorulara yer vermedk. 4- ÖSYM’nn mantığı kavratmaya çalıştık. 5- Tüm sınavlar çnden ÖSYM’nn güncel soru mantığına uygun sorulara yer verdk. 6- Soruları hazırlarken kolaydan zora doğru sıralamaya çalıştık. 7- Soruların hang sınavlarda çıktığı altlarına yazdık. 8- Soruların hang yıllarda çıktığı belrttk. 9- Testler oluştururken mn denemeler şeklnde düzenledk. Böylece öğrenclermzn konuyu sıkılmadan, zevkl br şeklde öğrenmesne gayret ettk.
Türkçenn Kara Kutusundan çalışan öğrencler, gerçek sınav sorularıyla konuyu en y şeklde öğrendklern, ÖSYM’NİN MANTIĞINI KAVRADIKLARINI, soruları çözdükçe yapablmenn heyecanı ve sevncyle türkçeye daha fazla çalıştıklarını ve başarılarının farkına vardıklarının belrtmşlerdr. Bu ktabımızda nformal (kend kendne öğrenme) eğtm sstem gözetlerek sorular düzenlenmştr. düzenlenmştr. Bu ktap, yorucu, cdd, yoğun ve uzun br çalışmanın ürünüdür. ürünüdür. Sonuçta şöyle br şeyle karşılaştık. ÖSYM aynı soruyu brkaç defa farklı sınavlarda sormuş. Bundan da anlaşılıyor k önümüzdek szn greceğnz sınavda da çıkma htmal vardır. Bu kaynağımız KPSS (Lsans, Ön lsans, Ortaöğretm-Lse), YGS, LYS, PMYO (Pols Meslek Yüksek Okulu), EKPSS (ÖMSS-EMSS) Engell Memur Seçme Sınavı), ALS (Asker Lse Sınavları), JATEK (Jandarma (Jandarma Temel Eğtm Kurumları Sınavı), İcra Müd. Kaymakamlık, Hâkmlk ve ve dğer kurum sınavları çn %100 uyumlu br kaynaktır. Kaynağımızın tüm aday ve öğretmenlermze hayırlı olması, mutlu ve başarılı br hayata adım atmanızda yardımcı olması temennsyle, fotokopye yönelmeyerek kul hakkına grmeden emeğe saygı gösteren öğrenclere ve öğretmen adaylarına başarılar dlerz.
Yayınları - İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnfo ayınları -İnformal Yayınları -İnformal Yayınları Yayınları Kara Kutu Kitapları K-İnformal itapları size yeter!-İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnform nları -İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnformal -İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnformal Yayı 1 -İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnformal Yayınları -İnformal Yayı
Yayına Hazırlayan: Osman Dündar ve İnformal Yayınları Yayın Ekibi Genel Yayın Yönetmeni İsmail KAYNARCA İmtiyaz Sahibi İmran KAYNARCA Grak ve Kapak Tasarım Murat EREN ve İnformal Yayınları Yayın Ekibi Dizgi ve Mizanpaj Murat EREN Zahide BAL ve İnformal Yayınları Yayın Ekibi 5.Baskı Basım Tarihi: 2016
Basım Yeri Ankara Basımevi: Ayrıntı Basımevi ISBN 978-605-65653-0-4 İnformal Yayınları İletişim www.informalyayinlari.com
[email protected] @informalyayin twitter İnformal Yayınları facebook hesap ve sayfası (0505) 502 02 06 Ana Dağıtım www.kpsskarakutusu.com www.kitappatik.com (0551) 440 99 99 (0546) 440 05 26 (0535) 103 89 50 (0222) 220 36 87 Bu kitabın her türlü yayım hakkı İnformal Yayınları’na İmran KAYNARCA’ya aittir. Bu kitabın baskısından 5846, 2936 Fikir ve Sanat Eserleri Yasası Hükümleri gereğince ve 6279 sayılı Çoğaltılmış Fikir ve Sanat Eserlerini Derleme Kanunu ve 2919 sayılı TBMM Genel Sekreterliği Teşkilat Kanunu gereğince kaynak gösterilerek bile olsa alıntı yapılamaz, herhangi bir şekilde çoğaltılamaz, genel ağ ve diğer elektronik ortamlarda yayımlanamaz.
BU KİTAP T.C. KÜLTÜR BAKANLIĞI BANDROLÜYLE SATILMAKTADIR.
1. BÖLÜM Paragraf Akıllı Sözlük
4
2. BÖLÜM PARAGRAF ÇÖZME TEKNİKLERİ A) PARAGRAFIN ANLAM YÖNÜ
6
1) PARAGRAFIN KONUSU
6
2) PARAGRAFIN BAŞLIĞI
6
3) PARAGRAFIN ANA DÜŞÜNCESİ
6
4) PARAGRAFIN YARDIMCI DÜŞÜNCELERİ
6
B) PARAGRAFIN YAPISI
6
1) GİRİŞ (Bölümü) CÜMLESİ
6
Giriş Cümlesinin Özellikleri
6
2) GELİŞME BÖLÜMÜ Gelişme Cümlelerinin Özellikleri 3) SONUÇ (Bölümü) CÜMLESİ
6 6 7
DÜŞÜNCENİN AKIŞINI BOZAN CÜMLELER:
7
PARÇAYI BÖLÜMLERE AYIRMA
7
PARAGRAFA CÜMLE EKLEME
7
BİR SORUNUN CEVABI OLAN PARAGRAFLAR
7
DUYULARLA İLGİLİ SORULAR
7
PARAGRAFTAN YARGI ÇIKARMA
7
PARAGRAF SORULARINDA ŞUNLARA DİKKAT EDELİM!
7
OKUMA HIZINIZI ARTIRIN!!!
7
PARAGRAF SORULARINI ÇÖZERKEN NELERE DİKKAT ETMELİYİZ?
8
Paragraf Sorularının İstediği İnsan Tipinin Özellikleri
8
3. BÖLÜM ÇIKMIŞ SORULAR
9
1. BÖLÜM PARAGRAF AKILLI SÖZLÜK Adaptasyon: Uyarlama
Dinleti: Bir topluluğa bir şeyler anlatmak, konser
Adapte: Uyarlanmış
Diyalog: Karşılıklı konuşma
Ağdalı: Anlaşılması güç, karmaşık
Doğaçlama: İrticalen, metne bağlı kalmadan içinden geldiği gibi konuşma
Ahenk: Uyum, düzen
Doğallık : Yapmacıksız, gösterişsiz
Akıcılık: Sürükleyici olma, okuyanı sıkmama
Dramatik: Acıklı
Aktüel: Güncel ,edimsel Alafranga: Batı tarzında, Türk geleneklerine uygun olmayan
Duruluk: Gereksiz sözcüklere yer vermeme. En kısa yoldan aktarma.
Alaturka: Türk geleneklerine uygun
Duyuş: Seziş. Sezme işi.
Anaç: Yemiş verecek durumdaki ağaç. Yavru yetiştirecek duruma gelmiş olan hayvan.
Düş: Gerçekleşmesi istenen şey, umut. Gerçek olmayan şey, imge, hayal.
Anlatı: Hikâye etme
Düşsel: Düş ile ilgili, hayalî.
Arı dil: Sade, Öz Türkçe. Bağdaşmak: Uyuşmak
Düşünsel: Düşünce ile ilgili, düşünce sonucu ortaya çıkan, düşünceye dayanan, fikrî.
Banal: Bayağı, sıradan
Düzyazı: Şiir olmayan söz ve yazı, nesir, mensur, inşa.
Basmakalıp: Özgünlüğü olmayan, değişiklik göstermeyen, bilineni tekrarlayan, harcıâlem, klişe.
Ebru: Kâğıt süslemeciliğinde kitre, kola vb. yapıştırıcılarla yoğunlaştırılmış su üzerine, neft yağı ile sulandırılmış yağlı boya damlatılarak yapılan ve kâğıda geçirilen süs.
Betik: Yazılı olan şey, kitap, mektup, tezkere, pusula
ı r a Edimsel: Hareketli, fiili l Betimleme: Tasarlama, bir şeyi sözle veya yazıyla anlatma, n ı y Ego: Ben göz önünde canlandırma, tasvir. a Y Eğreti: Geçici, sınırlı Bezgin: Yaşama veya iş görme isteğini yitirmiş. l a m Burjuva: İmtiyazlı, seçkin, soylu r Eleştiri: Bir edebiyat veya sanat eserini her yönüyle anlaşıl o masını sağlamak ve değerlendirmek amacıyla yazılan yazı f n türü, tenkit, kritik. Biçem: Üslup, tarz, anlatım biçimi İ
Biçim: Şiirlerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü, şekil.
© Eleştirmen: Eleştiri yazıları yazan kimse, eleştirmeci, tenkit-
çi, münekkit.
Bilinç: İnsanın kendisini ve çevresini tanıma yeteneği, şuur.
Empoze: Zorla kabul ettirme
Bilinç Akışı: Kahramanın düşüncelerinin art arda ve düzensiz bir biçimde verildiği teknik.
Erek: Amaç, maksat Estetik: Sanatta ortaya konulan güzellik.
Biyografi: Bir kimsenin hayatını konu alan yazılardır.
Etik: Ahlaki, ahlakla ilgili
Bulgu: Araştırma verilerinin çözümlenmesinden çıkarılan bilimsel sonuç, netice.
Evrensel: Bütün insanlığı ilgilendiren, âlemşümul, cihanşümul, üniversal.
Çağdaş: Aynı çağda yaşayan, uygar
Fantastik: Gerçekte var olmayan, gerçek olmayan, hayalî.
Çeşni: Çeşit, tat, hoşa giden özellikler
Fantezi: Sonsuz hayal
Çevirmen: Bir yazıyı veya konuşmayı bir dilden başka bir dile çeviren kimse, çevirici, dilmaç, tercüman, mütercim.
Fenomen: Olay, olgu
Dağarcık: Bellek. Yaşananları, öğrenilen konuları, bunların geçmişle ilişkisini bilinçli olarak zihinde saklama gücü. Bilgi.
Fonetik: Ses bilgisi Gerçeküstü: Gerçeği aşan, ge rçeğin üstündeki gerçek, sürrealite.
Dejenere: Yozlaşmış, aslını koruyamamış
Görece: Kişiden kişiye değişebilme durumu
Deneme: Herhangi bir konuda yeni ve kişisel görüşlerle bezenmiş bir anlatım içinde sunulan düz yazı türü.
İçerik: Bir şeyin içerisinde bulunanların tümü, muhteva
Devinim : Hareket, eylem
İçtenlik: Yapmacıksız, içten geldiği gibi anlatma.
Didaktik: Öğretici.
İkilem : Çatışma, iki durumdan birini seçme
Diksiyon: Duru, kurallara uygun güzel konuşma
İlinti: İlgi, ilişki
İçgüdü: Doğuştan gelen.
Dikte etmek: Bir düşünceyi zorla kabul ettirmek
İma : Dolaylı, üstü kapalı anlatma
Dingin : Durgun, hareketsiz, sakin
İmbik: Damıtmaya yarayan, damıtma işinde kullanılan araç, damıtıcı. 4
PARAGRAF AKILLI SÖZLÜK İmge: Zihinde tasarlanan ve gerçekleşmesi özlenen şey, düş, hayal, imaj, hülya.
Salt: İçine, kendisine yabancı hiçbir şey karışmamış, arı. Yalnızca. Duru. Sadece.
İnan: İnanma işi
Salık vermek : Öğüt vermek, tavsiye etmek
İrdelemek: Detaylı olarak incelemek
Saptamak: Bir şeyi belirgin kılmak, tespit etmek.
İroni: Söylenen sözün tersini kastederek kişiyle veya olayla alay etme. Gülmece.
Sav: İddia, tez Simge: Sembol
İndirgeme: Bir işi daha kolay kısa ve yalın hale getirme
Söz Dağarcığı: Bir dilde kullanılan veya bir kimsenin bildiği, kullandığı sözlerin bütünü, söz varlığı, vokabüler, kelime hazinesi.
İvedi: Acele Jest: El, kol veya baş ile yapılan uyumlu hareket
Süreğen: Sürüp giden
Kanı: İnanç, düşünce, kanaat.
Süreç: Devam eden zaman. Birbirini takip eden olaylar dizisi.
Kanıksamak: Alışma
Şematik: Bir edebiyat eserinin, bir tasarının planı, biçimi.
Karakter: Bir eserde duygu, tutku ve düşünce yönlerinden ele alınan kimse.
Tasarı: Proje, plan
Kitle: İnsan topluluğu
Tekdüzelik: Tekdüze olma durumu, yeknesaklık, biteviyelik, monotonluk.
Kriter: Ölçüt, kıstas
Tem: Tema
Kuram: Kanıtlanmamış, teori, soyut bilgi Kurgu: Uygulamaya geçmeyen yalnız bilmek ve açıklamak amacını güden düşünce.
Tema: Öğretici veya edebî bir eserde işlenen konu, düşünce, görüş. ı r
a l Terim: Bir bilim, sanat, meslek dalıyla veya bir konu ile ilgili Kültür: Bir topluma özgü düşünce ve sanat eserlerinin tümü. n ı y özel ve belirli bir kavramı karşılayan kelime. a Kültürel: Kültüre ilişkin, kültürle ilgili. Y Tip: Hikâye, roman, tiyatro gibi uzun anlatıma dayalı edebî l a eserlerde kişi kadrosu içinde yer alan ve belli bir düşüncenin, Lirik: Çok etkili, coşkun, genellikle kişisel duyguları dile m r topluluğun zihniyetini ve ideolojinin temsilciliğini yüklenen getiren. o f n kişi. İ Metinler Arasılık: Bir yazarın, başka bir yazarın metnin-
den aldığı parçaları kendi metninin içinde eriterek yeniden yazması.
Tinsel: Ruhi, manevi
©
Tümce : Cümle
Mistik: Açıklanamayan, akıl dışı.
Yadsımak : İnkâr etmek,
Nesnel: Objektif, yorumsuz, herkesçe aynı kabul edilen.
Üslup: Sanatçının görüş, duyuş, anlayış ve anlatıştaki özelliği veya bir türün, bir çağın kendine özgü anlatış biçimi, biçem, tarz, stil.
Nicelik : Sayılabilen ölçülebilen, azlık, çokluk Nitelik: Bir şeyin nasıl olduğunu belirten, onu başka şeyler den ayıran özellik, vasıf, keyfiyet
Varsayım: Bir an için var olduğunu düşünme. Virtüöz: Herhangi bir müzik aracını büyük ustalıkla çalabilen sanatçı.
Nükte : Düşündürücü ve şakalı söz, Ödün: Taviz
Yalınlık: Açık, süsten ve zorlamadan uzak, kolayca anlaşılabilen anlatım, sadelik.
Öz eleştiri: Bir kişinin kendi davranışları üzerine yönelttiği eleştiri, otokritik.
Yapıt: Bir emek sonucunda ortaya konulan ürün, eser.
Özgü: Birine veya bir şeye ait olan.
Yazın: Edebiyat
Özgün: Yalnız kendine has bir nitelik taşıyan farklı
Yazınsal: Edebi
Özlülük: Az sözle çok anlam ifade etme
Yetkin: Olgun, mükemmel
Özümsemek: Herhangi bir şeyi öz malı durumuna getirmek, benliğine yerleştirmek.
Yetke: Otorite
Özveri: Bir amaç uğruna veya gerçekleştirilmesi istenen her hangi bir şey için kendi çıkarlarından vazgeçme, fedakârlık
Yeğlemek: Diğerlerinden daha üstün görüp bir şeye yönelmek, yeğ tutmak, tercih etmek.
Payanda : Dayanak
Yeti: Bir işi yapabilme gücü.
Polemik: Ağız kavgası, sert tartışma
Zanaat: El ustalığı isteyen işler.
Realite : Gerçeklik Sağduyu: Doğru, akla uygun yargılar verme yeteneği, aklıselim, hissiselim.
5
2. BÖLÜM M Ü L Ö B . 1
PARAGRAF ÇÖZME TEKNİKLERİ A) PARAGRAFIN ANLAM YÖNÜ
B) PARAGRAFIN YAPISI
1) PARAGRAFIN KONUSU:
Her cümlenin paragraf içinde özel bir yeri vardır. Nasıl ki her metnin bir girişi, bir gelişmesi, bir sonucu varsa paragraf da böyle bölümlere ayrılır. Her cümle kendinden önceki ve sonraki cümleyle hem anlam hem de yapı bakımından ilişki içindedir.
Her paragrafta yazar bir şeylerden söz ederek okura mesaj ulaştırmak ister. Paragrafta üzerinde durulan, hakkında söz söylenen düşünce, olay ya da duruma “konu” denir. Bir paragrafı Çözümlerken yapılacak ilk iş konuyu doğru olarak saptamaktır. Konusu bilinmeyen paragrafın anlaşılması güçtür. Konuyu bulmak için “Parçada neden söz ediliyor?” , “Üzerinde durulan nedir?” , “Hakkında söz söylenen nedir?” sorularını paragrafa yöneltiriz, aldığımız cevap bize paragrafın konusunu verir. NOT: Konunun belirlenmesi ana düşüncenin belirlenmesi için ilk aşamadır. Konu, genellikle paragrafın ilk cümlesinde yer alır. Kimi zaman da ikinci cümlede yer alır.
2) PARAGRAFIN BAŞLIĞI: Bir paragrafın başlığı konu ve ana düşünceyle doğrudan ilgilidir. Başlık, konu ve ana düşüncenin bir çeşit özetidir. Başlık paragrafın tamamını kapsar. Paragrafın başlığını bulurken paragraf okunduktan sonra ilk ve son cümle tekrar okunmalıdır. Bu cümleler genellikle konuyu ve ana düşünceyi verir. Başlık ana düşünceyle özellikle de konuyla ilgilidir.
3) PARAGRAFIN ANA DÜŞÜNCESİ: Yazarken veya konuşurken karşımızdakine bir şeyler aktarmak isteriz. İster bir olay aktaralım, isterse bir konudaki düşüncemizi aktaralım, bunların hepsini bir amaç için ortaya koyarız. Bu amaca, aktarmak istenilen bu mesaja “ana düşünce” denir. “Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?” sorularına cevap verir. Ana düşünce paragrafın başında, ortasında, sonunda olabileceği gibi paragrafın geneline sindirilmiş de olabilir.
4) PARAGRAFIN YARDIMCI DÜŞÜNCELERİ:
1) GİRİŞ (Bölümü) CÜMLESİ: Giriş cümlesi paragrafın ilk cümlesidir. Bu bölümde paragraf ta ele alınacak konu belirtilir. Kendisinden sonraki her cümle, dil ve düşünce yönünden giriş cümlesine bağlıdır.
Giriş Cümlesinin Özellikleri - Konunun ortaya konulduğu cümledir. - Paragraf genelden özele dayalı bir düşünce zincirine dayalı ise giriş cümlesi konuyla birlikte ana düşünceyi de yansıtır. Bu durumda genel bir yargı niteliği taşır. - Paragraf özelden genele dayalı bir düşünce zincirine göre kurulmuşsa, giriş cümlesi sadece konuyu verir. - Dil ve düşünce yönünden, kendinden sonra gelen cümlelerle bağlantılıdır. - “Böylece, üstelik bununla beraber, nitekim...” gibi bağlantı öğeleriyle başlayamaz. ı r Bir yazının ilk cümlesi olamayacak cümleler: a Eleştirmenin bu görüşüne güvenmeyen sanatçı başarılı ola l n ı maz. y a Türk şiirinde kullanılmış bunun gibi daha b irçok ölçü vardır. Y Özetle, her eser yazarından okuyucuya bir mektuptur. l a Bundan dolayı, okumayan insanlar ile hiçbir iş başarılamaya m r cağını savunuyorum. o *Dikkat edilirse bu cümleler daha önceki cümleye bağlanıyor. f n İ Demek ki bu cümlelerden önce başka cümleler var. Öyleyse © bunlar bir yazının ilk cümlesi olmaya uygun değildir. * Aşağıdaki cümlelerde bağlayıcı öğelerin olmadığına ve bu cümlelerin bir yazının ilk cümlesi olmaya uygunluğuna dikkat ediniz. Sanatçılar, dış dünyadan algıladıklarını iç dünyalarıyla birleştirerek bunları eserlerine yansıtırlar. Sözcükleri kişilerin özelliklerine göre ve titizlikle seçmeleri, ustaca kullanmaları sanatçıların üslûplarına ayrı bir özellik kazandırır. Öykülerde konu olarak genelde insan ve deniz işlenir. 2) GELİŞME BÖLÜMÜ
Ana düşünceyi inandırıcı bir duruma getirmek, desteklemek amacıyla çeşitli düşüncelere, görüşlere de yer verilir, bunlara “yardımcı düşünce” denir. Bir paragrafta ana düşünce bir tane iken yardımcı düşünce sayısı birden fazla olabilir. Yardımcı düşünceyle ilgili sorular çoğu zaman “olumsuz” biçimdedir. “..... hangisine değinilmemiştir?” “..... hangisi çıkarılamaz?” “..... hangisi söylenemez?” “...... hangisine yer verilmez?” “...... hangisi yoktur?” “...... hangisine ulaşılamaz?” biçimdeki olumsuz sorular yar dımcı düşünceleri sorar. Seçeneklerin dördünde söz edilenler parçada bulunmalıdır. Bu yüzden bu tip olumsuz sorular da paragraflar dikkatlice okunmalı, yardımcı düşünceler iyi belirlenmelidir.
Bu bölümde girişte ele alınan konu açıklanmış, tartışılmış, betimlenmiş ve öykülenmiştir. Bundan dolayı ayrıntılara girilmiş, düşüncelerle desteklenmiş, bütünleşme sağlanmış bölüme “gelişme bölümü” denir. Gelişmeyi oluşturan cümle ler, dil ve düşünce yönünden kendisinden önceki ve sonraki cümleye bağlıdır. Bu cümleler konunun geliştirilip açıklandığı cümledir. Gelişme cümleleri ana düşüncenin be lirginleşmesini sağlayan yardımcı düşünceleri içerir. NOT: “.... hangisi söylenemez, hangisine değinilmemiştir, hangisine ulaşılamaz?” biçiminde düzenlenmiş, olumsuz sorularda “söylenen, değinilen, ulaşılan” sonuçların çoğu gelişme bölümünde bulunur. Gelişme Cümlelerinin Özellikleri: - Gelişme bölümündeki cümleler, giriş cümlesinde belirtilen konuyu açıklığa kavuşturur; ana düşüncenin belirginleşmesine yardımcı olur. - Her biri dil ve düşünce yönünden diğer cümlelere bağlıdır.
6
Kara Kutu Kitapları
Paragraf Çözme Teknikleri
DUYULARLA İLGİLİ SORULAR:
- Tümevarım (özelden genele) yöntemiyle oluşturulan paragraflarda gelişme cümlelerinden biri ana düşünceyi verebilir. - Karşılaştırma, örnekleme, tanık gösterme, benzetme... gibi yöntemlere en çok gelişme cümlelerinde rastlanır.
Duyu insan ve hayvanlarda dışarısının etkisini bir organizma yardımıyla duyma yeteneğidir. Duyular görme, işitme, koklama, tatma ve dokunma organları ile algılanır.
3) SONUÇ (Bölümü) CÜMLESİ: PARAGRAFTAN YARGI ÇIKARMA:
Yazar giriş bölümünde bir fikir öne sürmüştü. Gelişme bölümünde bu fikri, düşünceyi geliştirme yollarıyla desteklemiş ve inanılır hale getirmişti. Son bölüm olan sonuç bölümünde ise yazar, fikrini derleyip toparlar ve bir sonuca bağlar. Bu bölüm genellikle tek cümledir. Her Paragraf İdeal Olarak Bölümlenmez Giriş, gelişme ve sonuç bölümü olan paragraflar ideal pa ragraflardır. Şunu çok iyi bilmeliyiz ki bütün paragraflar ideal değildir. Yani her paragrafın giriş, gelişme, sonuç bölümlerinin olması gerekmez. Bazıları giriş ve gelişme, bazıları gelişme ve sonuç, bazıları da sadece gelişme bölümünden oluşmaktadır. Sonuç Cümlesinin Özellikleri - Dil ve düşünce yönünden kendinden önceki cümleye bağlıdır. - Özele ilişkin bir yargıyla başlayan paragraflarda ana düşünceyi verebilir. - Genelde kendisinden önceki düşünceleri bir sonuca bağlayan, özetleyen bir cümle niteliği taşır. Bu yüzden, özet anlamlı bağlaçlarla başlayan cümleler sonuç cümlesi olmaya daha elverişlidir
Paragraftan hareketle paragraftaki düşünceyle ilgili bazı kanılara varmaktır. Paragraftaki düşünceyi yorumlamayla yar gılara ulaşılır. Anlatılanların, neyi düşündürmek istediğine ve hangi amaca yönelik olduğuna göre yorumlanması olumlu veya olumsuz yargıları saptar.
PARAGRAF SORULARINDA ŞUNLARA DİKKAT EDELİM! *Paragraf sorularında önce soru cümlesi okunur. Daha sonra parça okunur. Çünkü parçayı hangi amaçla okuyacağımızı bilirsek amacımıza uygun olarak paragraftaki düşüncelere daha kolay ulaşırız. Bu yaklaşım zamanda kazanç sağlar, dikkatimizin dağılmasını önler. *Paragraf sorularının tamamına yakınını doğru yanıtlayabilmek için, “Paragraflar uzun olduğu için zordur.” önyargısını terk edelim; bir parça ne kadar uzun olursa, yanıtı bulmak o kadar kolaylaşır. Çünkü sorunun yanıtı parçada yer alır. Bu nedenle en kolay sorular, paragraf sorularıdır *Sorulanı göz önünde tutarak metni okuyunuz. Önemli gördüğünüz anahtar sözcüklerin altını çiziniz.
DÜŞÜNCENİN AKIŞINI BOZAN CÜMLELER:
ı *Paragraflar bir çırpıda, geri dönüş yapmadan mümkün r a olduğu kadar hızlı okunmalıdır. Paragrafları dudağımızla de l Her cümle kendinden önceki ve sonraki cümleyle hem an n ı ğil, gözlerimizle okumalıyız. Yapılan araştırmalar gözün okulamlı hem de yapı bakımından ilişki içerisindedir. Bu yüzden y a ma hızının, zihnin düşünme ve anlama hızına dudağınkinden bir paragrafta dil ve düşünce bağlantısı iyi kurulmamışsa, Y daha yakın olduğunu ortaya çıkarmıştır. l anlatımın akışı bozulur. Paragrafın içerisinde belirtilen dü a şünceden farklı bir düşünceye değinen cümleler düşüncenin m *Paragrafta anlatılanlar karşısında nesnel olmalıyız. Bu r akışını bozar. o tür sorularda paragraftaki düşünceye katılıp katılmadığımız f n ya da o konuda ne düşündüğümüz sorulmaz. Paragraf yaza İ
PARÇAYI BÖLÜMLERE AYIRMA:
©
Bir paragraf ancak bir düşünceyi anlatır. Parça iki paragrafa bölünmek istenirse, parçada iki ayrı düşünce var demektir. Öyleyse parça içinde her düşünce ayrı bir paragrafta yer almalıdır. Bu konuyla ilgili sorularda iki ayrı düşüncenin işlendiği bir parça verilir. Ve bu parçanın iki parçaya bölünmesi istenir.
rının söylediklerini anlamamız yeter.
*Özel uyarılara dikkat etmeliyiz. Soru cümlesinde altı çizilen ya da tırnak içine alınan “-me, -ma, değildir, yoktur” gibi ek ve sözcüklere özellikle dikkat gösterilmelidir. *Paragraf sorularında başarılı olmanız için geçmiş yılların sınav sorularını titizlikle, sabırla, dikkatle çözmenizi tavsiye ederiz. Düzenli olarak yapacağınız günlük paragraf çözme egzersizleri anlama, yorumlama ve karşılaştırma yeteneğinizi geliştirecek ve tüm sözel (Tarih, Coğrafya, Felsefe) sorularında fayda sağlayacaktır.
PARAGRAFA CÜMLE EKLEME: OKUMA HIZINIZI ARTIRIN!!!
Bir paragrafın başına, ortasına ve sonuna getirilecek cümle, kendisinden önceki veya sonraki cümleyle dil ve düşünce yönünden bağlantılı olmalıdır. Bazı sorularda paragrafın başına, ortasına bazılarında ise sonuna cümle ekleme sorulabilir. Bu durumda parçanın anlam bütünlüğü ve yapısal bağlılığı dikkate alınmalıdır.
Okuma hızınızı artırmak için yapacağımız işlem çok basittir. Elinize alacağınız bir kalemi mümkün olduğu kadar hızlı hareket ettirerek satırlar üzerinde yürütün ve gözünüzün her defasında birden çok kelime üzerinde sabitleşmesine imkân verir. Kalemi satır üzerinde yürüterek okumak size başlangıçta anlamsız ve çocukça gelebilir. Sonuç olarak yavaş okuduğunuzda ağır ve sıçramalı okuyuşunuzdan ötürü çabuk sıkılır ve dikkatiniz dağılır. Bu sebeple zihniniz okuduğunuz konudan uzaklaşır. Fakat hızlı okuduğunuz zaman elde edeceğiniz ritim ve akış okuduğunuzun anlamına daha kolay ulaşmanızı sağlar.
BİR SORUNUN CEVABI OLAN PARAGRAFLAR Bir paragrafın ilk cümlesi sorudan sonra okunduğunda soru ve ilk cümle arasında bir uyum olması gerekir. Bu bakımdan genellikle konuyla ilgili bu tür sorular sorulduğu paragraftaki ilk cümleden anlaşılır. Bir de paragrafın ana düşüncesinin sorulan soruyla uyum içinde olması, parçanın sorunun cevabı niteliğinde olması gerekir.
*Okurken mırıldanmayın *Zihnin hayal dünyasına gitmesini ara ara derin nefes alarak engelleyin.
7
M Ü L Ö B . 1
Kara Kutu Kitapları
Paragraf Çözme Teknikleri
PARAGRAF SORULARINI ÇÖZERKEN NELERE DİKKAT ETMELİYİZ?
PARAGRAF SORULARININ İSTEDİĞİ İNSAN TİPİNİN ÖZELLİKLERİ: 1) Hızlı sanayileşme sonucu doğanın tahrip edilmesini onaylamaz.
* Paragraf sorularının çözümüne mutlaka soruyu okuyarak başlayın. İşe doğrudan paragraf okunarak başlanırsa paragrafta ne arandığı, paragrafın niçin okunduğu bilinmediğinden, paragraf, boş yere okunmuş olur. Bu durumda paragrafı iki defa okumak zorunda kalırız ki bu da bizim için büyük zaman kaybı olur.
2) Doğayı fazlasıyla sever. Yeşile ve yeşilliğe tutkundur. Beton yığınları arasında yaşamaktan sıkılır. Doğaya yönelmek, doğayla iç içe olmak onu rahatlatır. 3) Saygılı, hoşgörülü ve sevecendir. İnsanları düşüncelerinden dolayı kınamaz.
* Paragraf sorularında “soru kökü” çok dikkatli okunmalıdır. Değinilmemiştir, vurgulanmamaktadır, çıkarılamaz tarzındaki soruları” değinilmiştir, vurgulanmaktadır, çıkarılır” diye okursak soruları yanlış cevaplarız.
4) Düşünce özgürlüğünden yanadır. Herkesin düşüncelerini açıkça ve rahatça söyleyebilmesi tarafındır. 5) Akla ve bilime çok önem verir. Bâtıl düşüncelere, hurafelere ve geçerliliği kanıtlanmamış (ispatlanmamış) düşüncelere karşıdır.
* Paragrafta anlatılan şeyler mutlaka paragrafın bütünlüğü içinde değerlendirilmelidir. Paragrafta inanmadığımız ve bize göre doğru olmayan şeyler anlatılsa bile bunlar doğrudur. Çünkü sorular mutlaka “parçaya göre” cevaplandırılmak zorundadır. Bu yüzden paragraf sorularında kesinlikle paragrafın dışına çıkılmamalı. * Paragraf soruları uzun göründüğü için birçok öğrenci zaman kaybetmemek için paragraf sorularını çözmeden geçer. Oysa bizim Sınav’da her bir soruya çok fazla ihtiyacımız vardır. Paragraf dışındaki kısa sorulardan zaman tasarrufu yaparak, paragraf sorularında ise sorudan başlayarak paragraf sorularını yeterli zamanda rahatlıkla çözebiliriz. Zaten paragraf sorularının büyük çoğunluğunun uzun metinler olmasına rağmen çok basit sorular olduğunu göreceksiniz. * Paragraf sorularındaki metinlerde anlamını bilmediğimiz, daha önce duymadığımız ya da duyup, okuyup sık kullanmadığımız bazı özel kelime ve kavramlar karşımıza çıkabilir. Bu kelime ve kavramların bilinmesi metni daha iyi anlamamızı sağlar.
6) Yenilikçidir. Yeniliklere açıktır. Sürekli yenilenmeyi ve değişimi savunur. Kendini yenilemeye, değişimlere karşı duran insanları onaylamaz. 7) Sanata tutkundur. Sanatın her dalını sever. Sanata ve sanatçıya büyük önem verir. Sanatın insanı yücelttiğine inanır. 8) Eğitimi her şeyin üstünde görür. Eğitimin olmadığı yerde hiçbir gelişmenin olmayacağına inanır. 9) Okuma tutkunudur. Okumanın insan düşüncesini ve evrenini genişlettiğine inanır. En büyük ıstırabı insanların ı okumamaları, okumaya gayret etmemeleridir. r
a l n ı 10) Sanat ve edebiyatta ulusallığı (millî olmayı) savunur. Sa y natçılar ve edebiyatçıların önce yerli olanı iyice tanıyıp a Y incelemeden evrensel olanı yakalayamayacaklarına ina l nır. a m r 11) Sanatın ve müziğin evrensel olduğuna inanır. Bir insanın * Paragraf sorularında genel bir insan tipinden söz edilir. o f Bu insan tipi sınav sorularını hazırlayan kişilerin yetiştirmek Yunus Emre’yi sevdiği gibi Hugo’yu da sevebileceğini sa n istedikleri (ya da üniversitede okumasını istedikleri)insan ti- İ
pidir. Bu insan tipinin özelliklerinin bilinmesi paragrafların çözümünü çok kolaylaştıracaktır.
vunur.
©
12) Dürüst, yardımsever ye nazik bir insandır. 13) İnsana çok fazla önem verir. Evrendeki her şeyin temelinde insan vardır. İnsanın olmadığı yerde hiçbir şeyden söz edilemez. 14) Çocukluğuna ve çocukluk günlerine büyük bir özlem duyar. Sık sık çocukluğuna, anılarına döner. 15) Aydınların ve sanatçıların görevlerinin toplumun sorunlarına sahip çıkmak ve toplumu yüceltmek olduğunu düşünür. 16) İyimser ve mutludur. En küçük olaylardan ve durumlar dan bile kendisine mutluluk adına bir pay çıkarır. 17) Dilini ve edebiyatını çok sever. O dili konuşan herkesin(dilci olsun olmasın)konuştuğu dili çok iyi bilmesini ve konuşmasını ister.
8
Kara Kutu Kitapları
Paragraf
TEST-123
3. - 4. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ.
TEST 123 1. - 2. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ.
Bütün kuşlara “kuş”, bütün balıklara “balık”, bütün ağaçla ra “ağaç” diyen insanlarız artık. Daha da kötüsü, o adlarla birlikte renkleri ve tatları da yitiriyoruz. Daha az sözcük, daha az çeşit ve daha az tat… Bilinçsiz kentleşmenin kaçınılmaz sonucu bu olsa gerek. Öyle ya, kentlerde kuşlar, balıklar, ağaçlar gittikçe azalıyor. Olanlar da ha yatın dışında kalıyorlar. Soframıza geldiklerinde görüyo ruz onları. Hangi meyve hangi ağaçta yetişir, hangi balık hangi denizlerden gelir, hangi kuş hangi mevsimlerde uçar, bunları bilmiyoruz. Burada Sait Faik’in bir cümlesini söylemeden geçmek olmaz. Usta öykücü işini beğenme diği birinden söz ederken şöyle diyordu: “Öyle öykücü mü olur, daha balık adlarını bile bilmiyor!”
(I) İlk kez otuz iki yaşındayken izlediğim Nostalgia adlı filmi şimdi altmışıma geldiğimde yeniden izledim. (II) Nostalgia’nın otuz iki yaşındaki izleyicisi ile altmışındaki izleyicisi arasındaki farkı yalnızca, yıllar içinde oluşmuş birikime, görgüye, artan deneyimlere bağlamamak gerek. (III) Bu fark, aynı zamanda kişide ortaya çıkan değişiklik ler, gelişmeler ve ölçülerinde, ölçülendirişinde kullandığı merceklerin farklılığı nedeniyle ortaya çıkmaktadır. (IV) Bir eserin daha önce sizi sarsmış bazı özelliklerini artık fazla bulabilirsiniz. (V) Buna karşılık bir eserde daha önce ilginizi hiç çekmeyen bir boyutun bugün farkına varmanız da mümkündür. (VI) Öte yandan insanı anlatan bir film, değerini her zaman korur.
3. 1.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi, kendisinden önceki cümlede belirtilenlerle ilgili bir ı r açıklama içermektedir? a A) II.
B) III.
C) IV.
D) V.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Alıntıdan yararlanılmıştır.
l n ı y E) VI. a (2013-ALES) Y l a m r o f n İ
B) Öznellik ağır basmaktadır. C) Farklı cümle türleri kullanılmıştır. D) Tahmin söz konusudur. E) Farklı düşünceler karşılaştırılmıştır. (2013-ALES)
©
2.
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
4.
A) Bir eserle ilgili beğenme düzeyi, izleyenin o andaki ruhsal durumuyla ilişkilidir.
Bu parçada aşağıdaki düşüncelerden hangisi vurgulanmaktadır? A) Çevre bilincinin oluşmaması, bazı toplumlarda, yaşa mı tekdüze hâle getirir.
B) Bir film, yaşanılan döneme değil de ileride yaşana caklara ışık tuttuğu için başarılı bulunabilir.
B) Dile önem verilmemesi, onun yanlış kullanılmasına yol açar.
C) Bir eseri değerlendirmede zaman içinde başkalarınca belirlenen yeni ölçütler, kişilerin düşüncelerini etkiler.
C) Dış dünyadaki ayrıntıları önemsememek, insanın dü şünce evrenini ve yaşamı yoksullaştırır.
D) Eski bir film, ilk izlendiği zamandaki duyguları yeni den yaşatır.
D) Doğada görülen değişiklikler, kentte yaşayan insanla rı etkilemektedir.
E) İnsanların bir sanat eseriyle ilgili düşünceleri zaman içinde değişebilir
E) Söz dağarcığını geliştirmek için ayrıntılara inmek ge rekir.
(2013-ALES)
(2013-ALES)
479
Türkçeni̇n Kara Kutusu (Paragraf)
Kara Kutu Kitapları
5.
Paragraf
TEST-123
5. - 6. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ.
7. - 8. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ.
Ne zaman duygularımı inciten bir haber okusam veya izlesem bunun içime ağdığını, yayıldığını hissediyorum. Unutamıyorum, aklıma geliyor durup dururken. Unutamı yorum, bir yargıevine dönüşüyor yüreğim. Başlıyorum, haberde anlatılan olayın öznelerini sorgulayıp yargılama ya. Bunları uykularıma, düşlerime taşıdığım da oluyor.
Koca bir imparatorluğun, Osmanlı’nın XIX. yüzyılda ya pılmış saraylarından sadece biridir Dolmabahçe. Sultan Abdülmecit’in mimarlarından Karabet Balyan’ın eseri ola rak bilinen bu muhteşem yapı, Osmanlı sarayları içinde en büyüğü ve en güzelidir. Boğaz’ın kıyısında, büyük bir bahçenin çevrelediği bu sahil sarayı; mimari görünümü, iç ve dış dekorasyon zenginliği ile de göz kamaştırır. Dolma bahçe Sarayı’nın bulunduğu alan, bundan dört yüzyıl ön cesine kadar Osmanlı kaptanıderyasının gemileri demir lediği büyük bir koydu. Geleneksel denizcilik törenlerinin yapıldığı bu koy, zamanla bir bataklık hâline gelmiş; XVII. yüzyılda doldurularak padişahların dinlenme ve eğlence lerinin düzenlendiği has bahçe olarak kullanılmıştır. Farklı dönemlerde bu bahçeye inşa edilen köşkler ve kasırlar topluluğu, uzunca bir süre Beşiktaş Sahilsarayı adıyla anıldı. Sultan Abdülmecit, burada bir süre oturduktan son ra, o ana kadar tercih edilen klasik saray yapısı yerine; ikamet, sayfiye, misafir kabul ve ağırlama, devlet işlerini yürütme amacıyla Avrupai plan ve üslupta bir sarayın in şasına karar vermiş ve Dolmabahçe Sarayı’nı yaptırmıştı.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Şart cümlesi kullanılmıştır. B) Birleşik kelime kullanılmıştır. C) Devrik cümlelere başvurulmuştur. D) Kanıtlayıcı verilere yer verilmiştir. E) Yinelemeye yer verilmiştir. (2013-ALES)
6.
I. Duyarlı II. Alıngan III. Hayalperest IV. Kötümser
ı r a l n ı y a Y l a 7. m r o f n İ ©
Bu parçadan Dolmabahçe Sarayı’yla ilgili olarak yu karıda verilenlerin hangilerine ulaşılamaz?
Bu parçaya dayanarak, kendisinden böyle söz eden bir kişiyle ilgili olarak yukarıda verilenlerden hangileri söylenebilir? A) Yalnız I
I. Konumunun özelliklerine II. Mimarının sanat anlayışındaki değişime III. Bulunduğu bölgenin çok önceleri ne durumda olduğuna IV. Alışılmış Osmanlı mimarisinden farklı özellik taşıdığına
B) Yalnız II D) II ve IV
A) Yalnız I
B) Yalnız II D) II ve III
C) I ve II E) III ve IV (2013-ALES)
C) I ve III E) III ve IV (2013-ALES)
8.
I. Öteki saraylardan üstünlüklerine II. Günümüzde hangi işlevde kullanıldığına III. Kaç padişaha ev sahipliği yaptığına
Bu parçada Dolmabahçe Sarayı’yla ilgili olarak yukarıda verilenlerden hangilerine değinilmiştir? A) Yalnız I
B) Yalnız II D) I ve II
C) Yalnız III E) II ve III (2013-ALES)
1-B Türkçeni̇n Kara Kutusu (Paragraf)
2-E
3-E
4-C
5-D
480
6-A
7-B
8-A
Kara Kutu Kitapları
Paragraf
4.
TEST 124 1.
Her sanatçı, sanat eserine kendi soluğunu katar.
Bu cümledeki altı çizili sözle sanat eserinin hangi özelliği dile getirilmiştir? A) Öğreticilik D) Öznellik
B) Sadelik
TEST-124
Hava (I) karardığında (karardığı zaman) arkadaşlarım yere serilen battaniyelere (II) sarılıp (sarılarak)uyudu. İlk geceydi; arkadaşlarıma aykırı düşmeyeyim, (III) de dim (diye düşünmek) ama aşırı sıcaklık değişiminden uyuyamadım. Bunun üzerine, kahramanlığı (IV) bırakıp (vazgeçmek) küçük çadırımı kurmaya (V) karar verdim (amaçlamak).
Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisinin ay raç içinde verilen açıklaması yanlıştır?
C) Akıcılık E) Açıklık (2013 - ALS)
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V. (2013 - ALS)
2.
5.
Gelelim bu konuda benim hariçten okuyacağım gazele: Bir sanat eserinde içerik yoksa o bir sanat eseri değil, sa dece bir biçimdir.
A) Kötü insan mutlaka cezasını bulur. B) Çevrendekilere kötülük yapmazsan kötülükle karşı laşmazsın.
Bu cümledeki altı çizili deyimin anlamı aşağıdakiler den hangisidir? A) B) C) D)
“Çivi çıkar ama yeri kalır.” atasözünün anlamı aşağıdakilerden hangisidir?
ı r a l İsteklerinin gerçekleşmesi için her yolu denemek n ı y Bir konuda yeterli bilgiye sahip olmadan düşünce ileri a Y l sürmek a m İstemeyerek bir işin içine girmek r o f Karşıdakini gerektiği gibi dinlemeden yargılamak n İ
C) Bir kötülüğü gidersen de onun etkisini yok edemez sin. D) Yaşanan olumsuzluklarla mücadele edebilmek için kötümser olmamak gerekir. E) İnsanların kötülük yapmasını engellemek istesen de bunu başaramazsın. (2013 - ALS)
E) Bir kimseyi oyalamak amacıyla boş ve gereksiz şey - © ler söylemek (2013 - ALS)
3.
6.
“Ekmek” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde “Rüzgâr eken, fırtına biçer.” sözündeki anlamıyla kullanılmıştır?
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, bir şeyin hem olumlu hem olumsuz yanı dile getirilmiştir? A) Bu antoloji hem bir döneme ışık tutuyor hem de birta kım eksikleri tamamlıyor.
A) Ektiği kötülüğün meyvesini toplar bir gün.
B) Bizim kuşağın tanıdığı bu dergi; pek çok yazar, çizer yetiştirdi.
B) Çorbaya biraz da biber ekelim. C) Beni ektikleri için çok içerledim.
C) Ankara’daki evimizin, geniş ve aydınlık bir mutfağı vardı.
D) Bu tarlanın birkaç dönümünü ekebiliriz. E) Ektiğim tohumlar yeşermeye başladı.
D) Babam, Ayvalık’ta küçük ama çok kullanışlı bir yazlık almıştı.
(2013 - ALS)
E) Sırtımda eski mi eski, cepleri delik bir palto vardı. (2013 - ALS)
481
Türkçeni̇n Kara Kutusu (Paragraf)
Kara Kutu Kitapları
7.
Paragraf
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “da, de”nin kullanımı, cümleye “eşitlik, benzerlik” anlamı katmıştır?
TEST-124
10. (I) Edebiyat öğretmenim, yazdıklarımı genellikle beğen mezdi. (II) Ama her görüşmemizde ne yazdığımı sorar, görmek isterdi. (III) Bir gün en kısa şiirimi alıp yanına git tim. (IV) Bu şiir üzerinde uzun uzun düşündü. (V) Sonra başını kaldırıp “Galiba olacak!” dedi. (VI) Doğrusu böyle bir övgüyü hiç beklemiyordum.
A) Gün gelir sen de gidersin buralardan. B) Kal da bir bak nasıl olurmuş misafir ağırlamak. C) Bahçe de bahçeymiş, hayran kaldık hepimiz. D) Bana bir demet de gül getir gelirken.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde karşılaştırma söz konusudur?
E) Sordu da cevap mı vermedim sanki. (2013 - ALS)
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V. (2013 - ALS)
8.
11. (I) Bir ortamda üzüntülü biri varsa onun bu hâli herkesi etkiler; çünkü üzüntü, bulaşıcıdır. (II) Genellikle, insanın, yaşadığı olayı sorgulayıp çözüm üreterek üzüntüsünden kurtulması beklenir. (III) Üzüntü hâli üç günden fazla sü rerse bu durum depresyon başlangıcı olarak değerlendi rilir. (IV) Depresyonun eşiğinde olan birisine “Omuzlarını dik tut, başını kaldır, gülümse.” dediğinizde bunları yerine getirirse o kişinin beyni de bu doğrultuda mesajlar verme ye başlar. (V) Kişi, olayları çözmeye hazır ve istekliyse beyni de yeni bağlantılar, seçenekler oluşturarak sorunun çözülmesine yardım eder. (VI) Ama kendini bırakırsa kişi, beyni de yeni arayışlara giremez ve üzüntü kronikleşerek hastalık hâline gelir.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir öneri vardır? A) Spor ayakkabılarında hava yastıkları ilk kez 1979’da kullanılmaya başlandı. B) Çok uzun mesafeli yürüyüşlerde spor ayakkabılarını zı giymek, daha rahat hareket etmenizi sağlar. C) Günümüzde üreticiler, spor ayakkabılarının sıçrama niteliğini artıracak pek çok özel malzeme kullanıyor. D) Ayakkabıdaki astar, iç tabanı ve yüzeyi örterek dikiş ve bağlantı yerlerinin ayağı acıtmasını önler. E) Eski Yunan’da spor ayakkabıları olmayan atletler, çıplak ayakla koşarlardı.
ı r (2013 - ALS) l a
9.
n ı y a Y l a m r o f n (I) Dünyanın en kalabalık ikinci, alan olarak ise en büyük İ yedinci ülkesi Hindistan. (II) Asya’nın güneyindeki bu ya ©
rımadada farklı dinler, diller, gelenekler bir arada yaşıyor. (III) Dünyaya felsefe, bilim ve sanat alanında güzel eser ler armağan eden ülkede yaklaşık 1 milyar 200 milyon insan var. (IV) Bu ülke 28 eyaletten oluşuyor. (V) Hint Okyanusu’nda kıyısı olan ülkenin kuzeydeki Ladakh böl gesinin dağlarında Budist sarayları bulunuyor. (VI) Hindistan; tarihî kentleri, kaleleri, sarayları, renkli festivalleri ve gelenekleriyle gezmekle bitmeyecek bir seyahat coğ rafyası.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde kişisel görüşe yer verilmiştir? A) I. ve III.
B) II. ve IV. D) III. ve V.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde şart söz konusu değildir? A) II.
12.
B) III.
C) IV.
D) V.
E) VI.
(I) Doğu Anadolu, dünyanın en işlek göç yolları üzerinde bulunuyor. (II) Bölgedeki sulak alanlarda birçok kuş türü yaşıyor, besleniyor, çoğalıyor. (III) Burada kurulan araş tırma merkezi, bölgedeki kuş varlığı konusunda bilimsel çalışmalar yürütüyor. (IV) Merkezde yapılan önemli ça lışmalardan biri de “halkalama”. (V) Bu çalışma, kuşlara bir tür kimlik vererek onları birey olarak izleme amacına yönelik. (VI) Halkalama çalışmalarıyla kuşların sayısın daki artış ve azalmalar da anlaşılmış oluyor; böylece küresel ısınma, çevre kirliliği, doğal yaşam alanlarındaki değişmeler gibi önemli sorunlar da izlenebiliyor. (VII) Aras Nehri kıyısındaki merkezde yürütülen çalışmaların, doğa turizminin gelişmesi ve çevre köylere katkıda bulunması açısından örnek oluşturduğu belirtiliyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
C) II. ve VI. E) III. ve VI.
A) I. cümlede, bir saptama yapılıyor.
(2013 - ALS)
B) III. cümlede, araştırmaların içeriğine yönelik bilgi veri liyor. C) V. cümlede, önceki cümlede anlatılana yönelik bir açıklama yapılıyor. D) VI. cümlede, neden-sonuç ilişkisi belirtiliyor. E) VII. cümlede, belirlenen amaca ulaşmanın kolaylığı dile getiriliyor. (2013 - ALS)
Türkçeni̇n Kara Kutusu (Paragraf)
482
Kara Kutu Kitapları
Paragraf
TEST-124
15. Aşağıdaki soruda numaralanmış cümlelerden hangisi nin, parçanın anlam bütünlüğünü bozduğunu bulunuz.
13. Platon’un sanata ve özel olarak “güzel”e ilişkin görüşleri, varlığı; gerçekliği değerlendirdiği idealist felsefesiyle bağ lantılıdır. Platon’a göre güzellik ideadır, mutlaktır. Doğada söz konusu olan güzellikler, gerçek olan güzel ideasından pay aldıkları ölçüde bize güzel görünürler. Gördüğümüz gü zellik, asıl güzelliğin kendisi olmayıp bir kopyasıdır. Sanatçı da duyular dünyasından objeleri yansıttığından izleyiciye ve okura gerçeklik hakkında bilgi veremez hatta gerçeklikten uzaklaştırır. Çünkü gerçeklik idealardır; ideaların bilgisidir.
Bu parçada Platon’la ilgili olarak aşağıdakilerden han gisine değinilmemiştir? A) Sanat görüşlerinin felsefi düşüncesiyle paralellik göster diğine B) Güzelliklerin arka planında asıl başka güzelliklerin oldu ğunu düşündüğüne
(I) Antibakteriyel sabunlar, antibakteriyel kişisel temizlik ürünleri, antibakteriyel tekstil ürünleri, antibakteriyel mut fak malzemeleri… (II) Önceleri hastanelerde kullanımları yaygın olan bu tür antibakteriyel ürünler artık evimizde. (III) Antibakteriyel olmaları avantaj gibi görünse de pek çok bilim insanı ve araştırma kurumu bu özelliği sorguluyor ve bu konuda araştırmalarına devam ediyor. (IV) Anlaşılan o ki “Antibakteriyel ürünler sadece zararlı bakterileri mi öldü rüyor?” veya “Antibakteriyel ürünlerin insan sağlığına zararı var mı?” gibi sorular henüz net olarak cevaplanmamış. (V) Antibakteriyel ürünlerin içine konan bazı kimyasal madde ler, çocuklarda alerji gelişimi riskini artırıyor. A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
(2014 - DGS)
C) Gerçeklik ve güzellik kavramlarıyla ilgili düşünceler ileri sürdüğüne D) Sanatçının, varlığın ancak iz düşümünü yansıtabilece ğine inandığına E) Günümüz felsefe ve sanat anlayışları üzerinde önemli etkisi olduğuna (2014 - ALES) ı r a l n ı y a Y l a m r o f n İ ©
14. Aşağıdaki soruda, cümle ya da parçadaki boşluğu anlam bakımından en uygun biçimde tamamlayan seçeneği bulunuz. Gıda endüstrisinde “koruyucu kültür” olarak kullanılan mik roorganizmalar, hastalık yapıcı ve bozucu mikroorganizma ların gelişimini ---- ürünün ---- dayanmasını ----.
16. I.
Onları kendi istediğim yere koyarsam isyan ederler.
II. Yerini beğenmeyen sözcükler, bazen cümlelerimin an lamını değiştirir, okuyucumla aramı açarlar. III. Bazen de cümlemin anlamını bozarak beni cezalandı rırlar. IV. Ben ise onları cümlede, nereye isterlerse oraya koya rım.
A) kolaylaştırarak – her ortamda – engeller B) baskılayarak – uzun süre – sağlar
V. Bazı yazarlar, sözcükleri cümlede kendi uygun gördük leri yerlere koyarlar.
C) sağlayarak – olumsuz koşullara – hızlandırır D) yavaşlatarak – yıllarca – tehlikeye sokar E) durdurarak – fazla sıcağa – gerektirir
(2014 - DGS)
Yukarıdaki cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında, hangisi baştan dördüncü olur? A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
(2014 - DGS)
483
Türkçeni̇n Kara Kutusu (Paragraf)
Kara Kutu Kitapları
Paragraf
17. Nasrettin Hoca; fıkralarının, dolayısıyla düşünce tarzının temel özellikleriyle sadece bir Anadolu bilgesi olarak kal maz; insanlığın ortak damarlarını çok iyi bildiği için hangi coğrafyadan, hangi milletten, hangi inanıştan olursa olsun, herkese seslenen bir dünya bilgesi olma niteliği taşır. Bu gün geniş bir coğrafyada tanınması ve benimsenmesi bu yüzdendir.
TEST-124
19. Nasıl değiştiririm emektar bilgisayarımı? İyi günde kötü günde birlikteydik. Havaalanlarında, tren ve metro istasyon larında, otobüslerde, yollarda benimleydi; gölgemden de sadık. Kendi bile hatırlamıyor yaşını artık. Klavyesini temiz lemeye yollasam altından neler çıkacak kim bilir? Çubuk krakerlerden düşmüş tuz parçaları, peynirli tost kırıntıları, kahve lekeleri, çay damlaları… Hani, İstanbul’un altında nasıl tarihî yer altı şehri varsa benim klavyemin altında da öyle tortu tortu birikmiş kazı alanları var. Beli bükük, ağzın da dişi kalmamış bilgisayarımın; hafızası da tekliyor ama olsun onu böyle de seviyorum.
Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Dünya çapında meşhur olma
Bu parçada renklerle ilgili olarak aşağıdakilerden han gisine değinilmektedir?
B) Çeşitli kültürlerden etkilenme C) Herkes tarafından beğenilme D) Bilgi ve anlayışta evrensel olma
A) Sayısal verilerden yararlanılmıştır.
E) Güldürürken düşündürme
B) Karşıt anlamlı sözcükler kullanılmıştır.
(2014 - DGS)
C) Kişileştirmeye başvurulmuştur. D) Örneklemelere yer verilmiştir. E) Farklı cümle türleriyle oluşturulmuştur. (2013 - ALS)
ı r a l n ı y a Y l a m r o f n İ
18. Refik Halit Karay’ı bugünkü Türk okuyucusuna tanıtan eserlerin başında, doksan yıl önce kitaplaşan Memleket Hikâyeleri gelir. Diğer bir deyişle Memleket Hikâyeleri Türk yazarlarına yönelik ilk okumalarımızda karşımıza çıkan önemli, temel eserlerden biridir. Edebiyatımızda öyle eser ler vardır ki yazarından fazla ünlenmiş, şöhreti sahibinin önüne geçmiştir. Refik Halit Karay, “Memleket Hikâyeleri Yazarı” diye anılır neredeyse.
©
20. Demokrasi, birlikte yaşadığımız insanların görüşlerine ve haklarına saygı duymayı gerektirir. Herkes yalnızca kendi ni haklı görür, her durumda haklı çıkmaya çalışırsa yasalar yetersiz kalır. Her durum için ayrı bir yasa çıkarmak zorun da kalırsınız: Konuşma yasası, sokakta yürüme yasası, balkonda oturma yasası, tartışma yasası… Oysa birtakım sorunlar, insanların birbirine karşı anlayışlı olması ile yasa ya gerek kalmadan çözülebilir.
Bu parçada sözü edilen kitabın en belirgin özelliği aşağıdakilerden hangisidir?
Bu parçadan, demokrasiyle ilgili olarak aşağıdaki yar gılardan hangisine ulaşılabilir?
A) Temel eser kimliği taşıması
A) Kendine göre kuralları vardır.
B) Sanatçının ilk eseri olması
B) Her toplumun demokrasi anlayışı farklıdır.
C) Yazıldığı döneme ışık tutması
C) O olmadan toplumsal barış olmaz.
D) Sanatçının adıyla özdeşleşmesi
D) En önemli dayanağı hoşgörüdür.
E) Çok ilgi gören bir ürün olması
E) Kendini yasalarla korur. (2013 - ALS)
(2014 - DGS)
1-D
2-B
3-A
4-E 5-C
Türkçeni̇n Kara Kutusu (Paragraf)
6-D
7-A
8-B
9-E
10-C
11-A
484
12-E
13-E
14-B
15-E
16-B 17-D
18-D
19-A
20-D
Kara Kutu Kitapları
Paragraf
4.
Spor yapıyordum. Futbol ve basketbol oynuyordum. Asıl amacım spor akademisine girmekti. Sonra oyunculuğa başladım ve “Evet, ben bu işi yapmak istiyorum.” dedim.
Hiçbir uğraşta özgürlüğe sanat kadar ihtiyaç duyulmaz. Çünkü gerçek sanat eserinin estetik zorluklar dışında boyun eğebileceği hiçbir güçten söz edilemez. Sanatçı eserini oluşturma sürecinde hiçbir engelle karşılaşma malı, hiçbir dayatmaya boyun eğmemelidir. Sanatçı bunu başaramadığı için nice eser, başkalarına benzemekten kurtulamamıştır.
Bu sözler, aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiş olabilir?
Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağı dakilerden hangisidir?
A) Oyuncu olmaktan vazgeçememenizin nedeni nedir?
A) Sanat eserleri, uzun ve yorucu çalışmaların ürünüdür.
B) Tiyatro dışındaki bir alanda çalışmayı hiç düşündü nüz mü?
B) Özgün sanat eserleri, baskıdan uzak bir ortamda olu şur.
C) Tiyatroya yönelmenizde kimlerin, nelerin etkisi var? D) Spor yapmaya ne zaman başladınız?
C) Gerçek sanatçı, kendisine baskı yapılmasından hoş lanmaz.
E) En çok hangi alanda yetenekli olduğunuzu söylüyor lar?
D) Bir eserin özgün olması için estetik değer taşıması gerekir.
TEST 125
1.
TEST-125
E) Estetik kaygılar, bir sanat eserinin değerini artırır.
(2013 - ALS)
(2013 - ALS) 2.
Yanımda çalışan personelden herhangi birini seçip ona bir görev verdiğim olmamıştır. Çünkü iş hayatında kimse kimseyi tercih etmez. Sen kendin hak eder, kendin alırsın.
Bu sözleri söyleyen yöneticinin öğütlemek istediği aşağıdakilerden hangisidir? A) Hep göz önünde bulunacaksın. B) Yalnızca kendi çıkarlarını düşüneceksin. C) Yaptığın işin ehli olacaksın. D) Herkesle iyi geçineceksin. E) Başarılarının unutulmasına izin vermeyeceksin.
ı r a l n ı y a Y l a m r o f n İ © 5.
(2013 - ALS)
3.
Şehir hayatı demek, tanımadığımız binlerce, milyonlarca insanın arasında yaşamak demektir. Her gün otobüste, vapurda, sokakta pek çok insan görürüz. Kılık kıyafetle rinden, yüzlerinden onların nasıl bir hayat yaşadıklarını tahmin etmeye çalışırız. Kafamızdan onlara birer öykü yakıştırırız. İşte benim için büyük şehir hayatı demek, mil yonlarca hikâyenin içinde yaşamak demektir.
Yaptığı işin bilincinde olan bir eleştirmen, yazarı değil, eserini ele alır. Çünkü bir eser okuyucuyla buluştuktan sonra yazarıyla organik bağını koparmış olur. Nasıl ki yazarın onu açıklamaya veya savunmaya çalışması an lamsız bir çaba ise eleştirmenin de yazar üzerinde yo ğunlaşması öyle gereksiz ve anlamsız bir çabadır. Eleştir men, yazarla uğraşmak yerine güzel eserlerle okuyucuyu buluşturmaya, eserle okuyucu arasında köprü olmaya çalışmalıdır.
Bu parçaya göre, bir eleştirmenin aşağıdakilerden hangisini yapmaktan kaçınması gerekir?
Bu parçada yazar, şehir hayatının hangi özelliğini vur gulamak istemiştir?
A) İncelediği eser hakkındaki görüşlerini okuyucuyla paylaşmaktan
A) Farklı yaşamları olan pek çok insanın bulunduğunu
B) Bir sanat eserini onu oluşturan sanatçıyla birlikte de ğerlendirmekten
B) Kalabalığının yorucu olduğunu
C) Ele aldığı bir eserin zayıf ve güçlü yönlerini belirle mekten
C) İnsanların fazlaca iç içe yaşadığını D) Çalışma hayatının insan ilişkilerini etkilediğini
D) Okuyucuyla eser arasında bağlantı kurmaktan
E) Değerlerin korunup sürdürülmesine olanak tanımadı ğını
E) Sanat değeri taşıyan eserleri tanıtmaktan
(2013 - ALS)
(2013 - ALS)
485
Türkçeni̇n Kara Kutusu (Paragraf)
Kara Kutu Kitapları
6.
Paragraf
8.
Deve dikenleri, uzayan boylarının tepesinde pespembe açan yumru çiçeklerine elde sopa hücum ettiğim için beni affetsin. Nedense yalnız onlara karşı hoyrat davranır dım çocukluğumda. Onlardan başka tüm çiçekleri, börtü böceği severdim. Şimdi, ne zamandır kapanıp kaldığım çalışma odamda elimin altında kitaplarla, yazıp okumaya çalışarak kendimi aldatıyorum. Aslında düşünmemi ko laylaştıran, bana bu yazıları yazdıran ne varsa odamda değil, o dağların yamaçlarında…
Bu parçanın yazarı için aşağıdakilerden hangisi söy lenemez?
TEST-125
“Komşu anne” sözünü duydunuz mu siz hiç? Biz kom şu çocukları, birbirimizin annesine “komşu anne” derdik. Anneler, kendi çocuklarına neler almışlarsa birer tane de komşu çocukları için alırlardı. Kardeş gibi büyürdük bitişik evlerde. Oralarda yer içer, yatıya kalırdık. Çocukluğumuz yarı yarıya komşu evlerinde geçerdi bizim. “Kardeş yarısı” komşu çocuklarıyla oyunlar oynar, kavga eder, barışırdık. Eğlencelerimizi, düğünlerimizi birlikte yapardık; birbirimi zin açlığına da tokluğuna da şahit olurduk. Üzüntülere bir likte ağlar, misafirlerimizi birlikte ağırlardık. Dost, sırdaş ve komşuyduk.
A) Küçükken yaptığı bir yanlıştan pişmanlık duymaktadır.
Bu parçada anlatılanlarla aşağıdaki atasözlerinin hangisi arasında ilişki kurulamaz?
B) Bugün içinde bulunduğu durumla ilgili görüş bildir mektedir.
A) Komşu komşunun külüne muhtaçtır.
C) Birikim edinmesini sağlayan etkenlerin kaynağını be lirtmektedir.
B) Komşuda pişer, bize de düşer.
D) Doğayla iç içe bir çocukluk geçirdiğini dile getirmektedir.
D) Komşu ekmeği, komşuya borçtur.
E) Çalışmalarını doğayla bütünleşen bir yerde sürdür meyi planlamaktadır.
E) Komşunun tavuğu, komşuya kaz görünür.
C) Ev alma, komşu al.
(2013 - ALS)
(2013 - ALS)
ı r a l n ı y a Y l a m r o f n İ ©
7.
9.
Son dönemlerde aynı konularda onlarca roman yazılmaya başlandı ve bunlar, çok satanlar listesinde. Özellikle 2000 sonrası edebiyatımız Mevlâna, Şems ve Mesnevi’nin et kisinde; hepsi de tek bir elden çıkmış gibi. Bu eserlerin edebî değerinin olup olmadığının ayrıca incelenmesi ge rekir. Ama iyimser bir bakışla romanımız kendi değerlerini fark etmeye başlamış görünüyor. Peki ya geleneğimizde ki öteki şaheserler?
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi söylene mez? A) Popüler eserlerin birbirine çok benzediği B) Kimi yazarların geleneksel ürünlerden yararlanmayı yeğlediği
“Hatıra” sözcüğü hep onun tek yumurta ikizi olan “hüzün”le gelir insanın aklına. Öyle ki, ne kadar hoş, ne kadar eğ lenceli anılarınızı aklınıza getirirseniz getirin, attığınız en şiddetli kahkahaların ardından çöküverir o hüzün üzeri nize. Bir daha o günlere dönemeyecek olmanın hüznü. Bu eser de bu hisleri bir arada verebilen bir şaheser. Her bölümde İstanbul’a ait bir hatıra dilleniyor, binlerce yıl öncesinden gelse de, siz o anları yaşamamış olsanız da, İstanbul’la birlikte hüzünleniyorsunuz siz de. İnsanlar için yapılmış ama ötesi düşünülmeden insanlarca harabe hâline getirilmiş onlarca yapı. Sadece tarih kitaplarının sararmış sayfalarında yaşamaya çalışan güzellikler gibi.
Bu parçada sözü edilen eserle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
C) Kimi eski eserlerin yeniden basılmasıyla piyasanın canlandığı
A) Karşıt duygular uyandırdığına
D) Çok satanların sanatsal yönünün tartışmaya açık ola bileceği
B) Okurunu etkileyen bir güce sahip olduğuna C) Anlatılanların okurda üzüntü de oluşturduğuna
E) Birçok önemli eserin geri planda kaldığı
D) Yazılırken tarihsel belgelerden yararlanıldığına
(2013 - ALS)
E) Anlatılanların nereyle ilgili olduğuna (2013 - ALS)
1-B Türkçeni̇n Kara Kutusu (Paragraf)
2-C
3-A
4-B
5-B
486
6-E
7-C
8-E
9-D
Kara Kutu Kitapları
Paragraf
4.
TEST 126
1. - 4. sorularda, cümledeki veya par çadaki boşluğu anlam bakımından en uygun biçimde tamamlayan seçeneği bulunuz. 1.
Houston’da bir Çin mahallesi olduğu ----. ---- Los Angeles’tan sonra Asyalı nüfusun en çok bulunduğu yer, burasıdır.
TEST-126
“İlginç bir çağda yaşıyoruz.” diye başlıyor konuşmasına yazar. Devam ediyor: “İlginç dediysem bunu her günkü alışılmış anlamıyla söylemedim. İlginç kelime sinin benim dilimde buruk, kekre bir anlamı var. Bu kelimeyi tıpkı çok eski zamanların Çinlileri gibi kulla nıyorum: Eski Çin’de bir bilge kişi düşmanına ağzının payını vermek üzere bir bedduada bulunmak isterse şöyle dermiş: ‘İlginç bir çağda yaşayasın!’ Çünkü Çinliler ahlaki çalkantıların ve siyasi depremlerin hü küm sürdüğü ‘ilginç’ çağlarda hayatın ----.” A) İyi ve güzel yanlarının azalacağına, bunlarla karşılaş ma olanağının bulunamayacağına inanırlarmış
A) Söylenir – Ne var ki
B) Sunduğu olanaklardan fazlasını elde etmek için çaba lamak gerektiğini düşünürlermiş
B) Bilinmez – Hâlbuki
C) Bir köşeye çekilerek yalnız başına yaşanması gerekti ğine inanırlarmış
C) Zannedilir – Oysa D) Bilinir – Bu yüzden
D) Yaşam deneyimi olmayanlar için zorlaşacağını bilirler miş
E) Düşünülmez – Sanki
(2013 – DGS)
E) Koşullarını değiştirme gereği duyulmayacağını düşü nürlermiş
(2013 – DGS) 2.
Beşparmaklar’ın zirvesi olan Tekerlek Dağı’nda şimdiye dek 172 kaya resmi ----. Resimler binlerce yıl önce yapı - ı r a lan düğün törenlerini ve ilkbahar şenliklerini ----. Ama bu l n ı hazineler yöredeki madencilik faaliyetlerinin ---- altında; y a kullanılan dinamitler eserleri ve doğal yapıyı tahrip ediyor. Y
l a m r o f n İ
A) Keşfedildi – anlatıyor – baskısı B) Bulundu – irdeliyor – güdümü C) Oluşturuldu – canlandırıyor – tehlikesi
©
D) Tespit edildi – betimliyor – etkisi
5. - 9. sorularda, numaralanmış cümlelerden hangisinin parçanın anlam bütünlüğünü bozduğunu bulunuz.
E) Çıkarıldı – resmediyor – denetimi
(2013 – DGS)
5. 3.
----. Ben de gençlik yıllarımda onu aradım. Önemli olan, arayanın yepyeni bir ses bulması ve bu sesin, onun kendi sesi olmasıdır. Bu sesi bulduktan sonra yenilik için yenilik peşinde koşmaz. Olsa olsa tıkandığı yerde bir çıkış arar. Bu da kimi zaman yeniden daha eski olabilir. A) Her yazar, kişiliğini ortaya koymak için yeninin peşin dedir B) Arayışlar, insanın eskiden kurtulabilmesinin ve yeni lenmesinin öncüsüdür C) Tüm yazarlar, ilk eserlerinde sonuca ulaşmak ister
(I) MS 161-180 yıllarında, Roma İmparatorluğu’nun gör kemli kenti Sagalassos’ta inşa edildi Antoninler Çeşmesi. (II) Yüzyıllar sonra büyük bir depremle yıkıldı ve efsane ler arasındaki yerini aldı. (III) Neredeyse 1800 yıl sonra, 1994’te Sagalassos Antik Kenti’nde yapılan kazılarda bu muhteşem çeşmenin parçaları yeniden gün ışığına ka vuştu. (IV) Anadolu’nun bu gizli hazinesinin üzerindeki çini ve minyatür örnekleri, çeşmenin yapımında Türklerin de çalıştığının bir kanıtıydı. (V) 3.500 parça bir araya ge tirildi ve depreme karşı güçlendirme çalışmaları sonrasın da Sagalassos Antik Kenti’nin anıtsal miraslarından olan Antoninler Çeşmesi yeniden suyla buluştu. A) I.
D) Başlangıçta bir duyguya kulak verme ön plandadır E) Herkesin, yazmaya ilk başladığında anlam veremedi ği bir heyecanı vardır
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
(2013 – DGS)
(2013 – DGS)
487
Türkçeni̇n Kara Kutusu (Paragraf)
Kara Kutu Kitapları
6.
Paragraf
(I) Yaşanmış anların yeniden keşfedilmesi! (II) Belleğin bunu başarabilmesi için zamanın büyüsünü çözmesi ge rekir. (III) Çoğumuz, bırakın geçmişi hatırlamayı, günü müzün bile farkında değiliz aslında. (IV) Oysa bu büyü hiç beklenmedik bir anda, bir şarkının ezgileriyle çözülüverir. (V) Geçmişin o toz gibi altın zerrecikleri, o yaşanmış an, yaz güneşleri, sonbahar tenhalığı veya bir yaz ürpertisiy le, bilemediniz, bir kış çocukluğunun kızarmış kestanele riyle gelir bulur sizi, “bugün”le buluşur. A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
9.
E) V.
(2013– DGS)
TEST-126
(I) Çok uzaktaki nesnelere daha yakından bakmak için bir çift merceğin kullanılabileceğini ilk keşfedenin kim olduğu bilinmiyor. (II) Bir rivayete göre, ilk adımın tesa düfen, 1608 yılında Hollandalı bir gözlük imalatçısı olan Hans Lippershey veya onun asistanı tarafından atıldığı söyleniyor. (III) Ancak, içlerinde Zacharias Janssen’in de bulunduğu en azından iki kişi daha bu buluş üzerinde hak talep etmiştir. (IV) Lippershey sonradan “teleskop” adıy la bilinen bu buluşun değerini kısa sürede anlamıştır. (V) Birkaç ay içinde de bütün Avrupa’da teleskoplar üretilip satılmaya başlanmıştır. (VI) Lippershey, buluşunu baş ka birinin satması veya yapmasını engellemek amacıyla Hollanda Hükûmetine patent almak için başvurmuş fakat bu isteği reddedilmiştir. A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. (2014 –ALES)
7.
(I) Küresel iklim değişikliği doğrudan veya dolaylı so nuçlarıyla doğal ekosistemleri her geçen gün daha fazla etkiliyor. (II) Bu da insanların sayısız etkinliğinden dolayı zaten hassas olan pek çok canlı türünün ve ekosistemin sürdürülebilirliğini tehlikeye sokuyor. (III) Küresel iklim değişikliği, su döngülerinde de önemli değişimlere sebep oluyor. (IV) Ekosistemlerin tehlikede olması, aynı zaman da insanların ekosistemlerin sağladığı hizmetlere sıkı sı kıya bağlı olan, hayati ve ekonomik her türlü etkinliğin ve varlığın sürdürülebilirliğini de ilgilendiren bir sorun. (V) Bu yüzden de küresel iklim değişikliği, başta iklim bilimi ve koruma biyolojisi olmak üzere pek çok alandan araştır macının ve strateji uzmanının gündemindeki en önemli konular arasında. A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
(2013 – DGS)
8.
ı r a l n ı y a Y l a m r o f n İ ©
10. Ekim 1982’de arka arkaya vizyona giren iki savaş karşıtı film olan Eve Dönüş ve Gelibolu’nun hemen ardından Kasım ayında savaş karşıtı bir başka klasik daha gösterime girdi: Bırak Güneş İçeri Girsin.
(I) Genel olarak baharat, yemeklere lezzet ve tat vermek için kullanılan bitki veya bitki parçalarına verilen isimdir. (II) Güzel kokulu çiçek veya çölde yağmurdan sonra açan bitkilerin ortak adı olarak ilk defa Avesta dilinde baharat karşılığında “vanhar” sözcüğü kullanılmıştır. (III) Buradan Arapçaya “buhar-bahar” şeklinde geçen sözcük de güzel kokulu bitki anlamına gelir. (IV) Günümüzde kullandığı mız “bahar-at” kelimesi de “at” çoğul ekiyle güzel kokulu bitkiler anlamına gelmektedir. (V) Bu bitkilerin ne zaman kullanılmaya başlandığı tam olarak bilinememekle birlikte insanlık tarihi kadar eski olduğu tahmin edilir.
A) 1980’li yılların başlarında savaş karşıtı filmlere daha çok rağbet gösterilmiştir. B) Eve Dönüş ve Gelibolu filmleri yılın en çok izlenen yapımları olmuştur. C) 1982 yılından sonra film sektöründe ciddi ilerlemeler görülmüştür. D) Aynı yıl vizyona giren filmlerin hepsi savaş karşıtı filmlerdir.
Aşağıdakilerden hangisi, söz konusu sanatçının fotoğraflarının bir özelliği değildir? A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) Sözü edilen üç film de aynı yıl vizyona girmiştir.
(2013 – DGS)
E) V.
(2013 – DGS)
Türkçeni̇n Kara Kutusu (Paragraf)
10. - 13. sorularda, başta verilen cümle den kesin olarak çıkarılabilecek yargıyı bulunuz.
488
Kara Kutu Kitapları
Paragraf
11. Fransızca konuşulan ülkelerde oldukça popüler olan Marsupilami adlı çizgi romandan uyarlanan ve ab sürt bir mizah anlayışının hâkim olduğu Uzun Kuyruk Fransa’da hafife alınmayacak bir gişe başarısı kazan mıştır. A) Uzun Kuyruk, Fransız sinemalarında pek çok kişi tara fından seyredilmiştir. B) Filmin kahramanı Uzun Kuyruk, Fransızca konuşmak tadır.
TEST-126
14. - 18. sorularda, numaralanmış söz ve cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturması için hangilerinin yer değiştirmesi gerektiğini bulunuz.
14. I. Nikola Tesla önemli başarılarına rağmen
II. Elektromanyetizma kuramları olmak üzere pek çok alana III. Önemli katkılarda bulunan IV. Yaptığı çalışmalarla başta elektriğin ticari olarak yaygın laşması ve
C) Marsupilami, Türkiye’de de kendine iyi bir izleyici kitlesi bulmuştur.
V. Az tanınan bir mucit ve bilim insanı
D) Uzun Kuyruk filmi sadece Fransızca konuşulan ülkeler de ilgi görmüştür.
A) I. ve IV.
B) I. ve V. D) II. ve V.
C) II. ve IV. E) III. ve V.
E) Uzun Kuyruk olarak Türkçeye çevrilen filmin asıl adı Marsupilami ’dir.
(2013 – DGS)
(2013 – DGS) 15. I. Dil ve düşünceyle ilgili kavramlarda ortaya çıkan terim kargaşası tek başına bir dil olayı hâlinde kalmış olsaydı bel ki üzerinde durulmaya değmez, denebilirdi. II. Gerçekten de Batı Avrupa’da feodalite, burjuva, sanayi dönemi ve sonrası gibi birbirini izleyen bir sürecin bizim tari himiz için de geçerli olduğuna inananlar, tarihimize yaklaşır ken sadece yakıştırmadan ibaret yorum geliştirebilmektedir. Batılı ve Doğulu sanatçılara ait müzik eserlerinin hepsi ı r a l III. Batılı kavramlara göre düşünen veya düşündüğünü sa başarılı çalışmalardır. n ı y nanlar, kendi tarihimizi yorumlamaya giriştiklerinde ancak Müziğin hemen her çeşidi insan üzerinde mutlaka bir a Y birtakım yakıştırmalarla yetinmek zorunda kalmaktadır. l etki bırakır. a IV. Kargaşanın boyutları derinlere uzanmakta, bugün aydın m Sanat eserleri içinde en etkileyici olan müziktir. r denilen kesimin kafası bu kavram kargaşasının meydana o f Evrensel dokuyu yakaladığı müddetçe bütün müzik İ n getirdiği bulanıklık içinde yüzmektedir. eserleri herkesçe kabul görür. V. Türkiye gibi terimler kargaşasının yaşandığı bir ülkede, © konuların müzakeresinde karşılaşılan ilk güçlük bu noktada Evrensel konuları ele alan eserler, toplumun her kesimi ortaya çıkmaktadır. ni büyüleyip etkisi altına alır.
12. Biri Batılı, biri Doğulu iki müzisyenin eserlerini de aynı oranda sevmeniz gösteriyor ki musikinin evrensel bir doğası var; hangi medeniyetin, hangi kültürün ürünü olursa olsun bu evrensel doğaya uygun bütün musiki tınıları güzel, büyüleyici ve etkileyici… A) B) C) D) E)
(2013 – DGS)
A) I. ile III.
B) II. ile IV.
D) III. ile V.
13. Depresyon dünyada 121 milyon kişiyi etkiliyor ve en yaygın görülen hastalıklar arasında 4. sırada yer alıyor; Dünya Sağlık Örgütünün tahminlerine göre de gelecek 10 yıl içinde en çok görülen ikinci hastalık olacak. A) Depresyonla ilgili araştırmalar Dünya Sağlık Örgütünce yürütülmektedir. B) Depresyon sadece yetişkinlerde değil çocuklarda da görülebilmektedir. C) Depresyona yakalanan kişi sayısı her geçen yıl artmak tadır. D) Dünya Sağlık Örgütünün yaptığı araştırmalarda dep resyonun en tehlikeli hastalık olduğuyla ilgili kesin bul gulara ulaşılmıştır. E) Dünyada karşılaşılan en yaygın hastalık depresyondur.
E) IV. ile V.
(2013 – DGS) 16. I. Meksika’daki Chincua Tepesi’ndeki kelebekler, sıcak yaz ayları boyunca Kuzey Amerika’da kanat çırparken kış yak laşınca Meksika’nın küçük bir bölgesinde toplanırlar. II. Varış noktalarına ulaşan kelebekler ve onların kış ayların da dünyaya gelen bebekleri, neredeyse kıpırtısız bir hâlde baharın gelmesini beklerler. III. Böylece eylül ayında kış bastırmadan güneye doğru bir kaç ay sürecek toplu göç başlar. IV. Bu göç, aslında, yalnızca gidişi veya yalnızca dönüşü olan bir yolculuktur. V. Çünkü birkaç aylık ömürleri yollarda veya sığındıkları or manlarda sona erer. A) I. ile II.
(2013 – DGS)
C) III. ile IV.
B) II. ile III. D) III. ile IV.
C) II. ile IV. E) IV. ile V.
(2013 – DGS)
489
Türkçeni̇n Kara Kutusu (Paragraf)
Kara Kutu Kitapları
Paragraf
17. I. Bir yönetmen olan Haneke de Avrupa orta sınıf ruhunun baca temizleyicisi. II. Freud, psikanaliz için “baca temizliği”, psikanalist içinse “baca temizleyicisi” benzetmesini kullanır. III. Her filminde önce bu ruhun görünür yaldızlarını kazıyor, ardından da içindeki isi, kurumu bize doğru boşaltıyor. IV. Her filmi, aslında insanın kötülükle ne kadar kötürüm edilmiş hâlde olduğunu gösteriyor. V. Bu yanıyla eleştirisi, ahlak gibi görünenin ahlaksızlığını ortaya döken bir ahlakçılıkta takılıp kalıyor. A) I. ile II.
B) II. ile IV. D) III. ile IV.
TEST-126
20. I. Yol; gidilmesi istenen yere ulaşılmasını sağlayan en uy gun, en kestirme gidiş geliş şerididir. II. Ondan olacak ki, insanoğlu becerilmesi zor ve uzun za man alacak işlerini anlatırken hep “dağ”a benzeterek anlat mıştır. III. Dağ ise yeryüzünün; deniz suyu seviyesinden çok daha yüksekte kalan, eğimli, genellikle çok büyük taşlarla kaplı, çıkılması ve inilmesi zor yerlerine verilen addır. IV. Bu amaçla sözlüklere bakıldığında dağla ilgili pek çok atasözü, deyim vb. birleşik sözcük görülecektir. V. Eğer uygun bir yol yoksa buralarda yürüyerek ve buralar dan geçerek bir yerlere ulaşmak çok zordur.
C) II. ile V. E) III. ile V.
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında, hangisi baştan üçüncü olur?
(2013 – DGS)
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V. (2013 – DGS)
18. I. Bölgedeki en görkemli volkanlardan biri de çift zirveli Hasandağ’dır. II. İnsanoğlu’nun 9 bin yıl önce bu gezegen üzerinde ilk kez yerleşik hayata geçtiği yerlerden biri sayılan Çatalhöyük, bu dağın eteğinde yer alır. III. Resim; volkanın yaklaşık 8 bin yıl önce yörede yaşayan ı ların korku, şaşkınlık ve saygı dolu bakışları altında püskü - r a l n rüşünü belgeliyor. ı y IV. Atalarımız dehşetli bir doğa olayıyla ilgili gözlemlerini, a Y yaratıcı güçlerini kullanarak bu sanat harikasıyla tarihe ka - l a zımışlar. m r o V. Burada, Hasandağ’ın püskürmesini gösteren çok iyi ko - f n İ runmuş bir duvar resmi bulunmuştur. 21. I. Bu da, anlatılanlar arasındaki güçlü bağlantılar aracılığıyla © sonuca ulaşmış olmak anlamına gelir. A) II. ile III. B) II. ile V. C) III. ile IV. II. Bu yürüyüşteki en yüksek dağ, kuşkusuz, kitabın sonu D) III. ile V. E) IV. ile V. dur. (2013 – DGS) III. Çünkü her şeyin bir araya geldiği en güzel manzara bu radan görünmelidir. IV. Kitap yazmak, vadilerden geçip dağları aştığın çok uzun bir yürüyüşe çıkmak gibidir. V. Ama o noktaya gelene kadar çok uzun ve yorucu bir sü reçten geçersin. 19. I. Pirî Reis’in, 1513’te Gelibolu’da çizdiği II. dünya kültür mirasında saygıdeğer bir yer kazanmış III. en doğru Dünya haritası olarak tarihe geçmiş ve IV. 1470’te Gelibolu’da doğduğu tahmin edilen V. ilk Dünya haritası, insanlığın elindeki en eski
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında, hangisi baştan ikinci olur? A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
(2013 – DGS)
Türkçeni̇n Kara Kutusu (Paragraf)
C) III.
D) IV.
E) V. (2013 – DGS)
Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir cümle oluştura cak biçimde sıralandığında, hangisi baştan dördüncü olur? A) I.
B) II.
490
Kara Kutu Kitapları
Paragraf
22. I. Hatta uyarlamaların yaygınlaşmasıyla birlikte izleyici lerin seyrettikleri dizi ve filmlerden etkilenerek kitaplarını okuduklarını ve bunun da okuma oranını artırdığını düşü nenler bile oldukça çok. II. Okurlar arasında, özellikle televizyon uyarlamalarının -popüler kültüre hizmet ettiği için kitabın ruhuna zarar ver diği kanısı yaygın. III. Televizyon kanallarında pek çok roman uyarlamasıyla karşılaşmak, her hafta gösterime giren filmlerden en az birinin roman uyarlaması olduğunu fark etmek neredeyse alıştığımız bir durum hâline geldi. IV. Ama uyarlamaların, heyecan verici olduğunu düşü nenler de var. V. Uyarlamaların, çoğu zaman hayal kırıklığı oluşturduğu ve senaristlerin kolaya kaçtıkları da yaygın görüşler ara sında.
TEST-126
24. - 25. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ.
(I) Satranç şampiyonu Garry Kasparov 1996 yılında “De rin Mavi” adlı bilgisayarla satranç maçı yapmıştı. (II) O sırada ben, “Gün gelecek insanoğlu karmaşık prob lemleri insandan çok daha kısa sürede çözen bilgisayarı satrançta yenemeyecek.” demiştim. (III) Bir arkadaşım ise, “Bilgisayar insan yapımı olduğu için insanoğlu dai ma bilgisayara galip gelecektir.” Görüşünü savunmuştu. (IV) Sosyoloji eğitimi almış olmama karşın ben makineyi üstün bulurken matematik eğitimi almış olan arkadaşım sa insanı üstün bulmuştu. (V) Konuştuklarımızı duyan bir akademisyen bu konunun araştırılmaya değer olduğunu söylemişti.
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında, hangisi baştan üçüncü olur? A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V. (2013 – DGS)
ı r 24. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde a l karşılaştırma yapılmamıştır? n ı y a Y l A) I. ve III. B) I. ve V. C) II. ve V. a D) III. ve IV. E) IV. ve V. m r o f (2010-ALES) n İ ©
23. I. Yapacağınız birkaç ufak uygulama ile teneke kutuyu ta nıyamayacaksınız. II. Tenekeyi dip kısmından matkapla delerek duvara sabit leyebileceğiniz gibi, saksı veya oyuncak kutusu olarak da kullanabilirsiniz. III. Tenekeyi üst kenarından teneke makası ile kesin ve koli bandı kullanarak keskin kenarları koruma altına alın. IV. Bu esnada yüzey ile folyo arasında hava boşluğu kal mamasına özen gösterin. V. Elinizde büyükçe bir teneke varsa sakın atmayın. VI. Daha sonra kutunun tüm yüzeylerini yapışkanlı folyo kullanarak kaplayın.
25. Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabi lir? A) Sosyoloji ve matematik, farklı temeller üzerine kurul muş disiplinlerdir. B) Sosyoloji eğitimi almış kişilerin aynı zamanda iyi bir matematikçi olmaları beklenemez. C) Temeli matematiğe dayanan bilgisayarlar, insanın ya pamayacağı her şeyi yapabilme özelliğine sahiptir.
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında, hangisi baştan beşinci olur? A) II.
B) III.
C) IV.
D) V.
D) Teknolojinin gelişmesi, insana olan gereksinimi gide rek azaltacaktır.
E) VI.
E) Kişiler, yüksek öğrenimde edindikleri bilgilerini günlük yaşamda uygularlar.
(2013 – DGS)
(2010-ALES)
1-B 2-D 3-A 4-A 5-D 6-C 7-C 8-E 9-D 10-E 11-A 12-D 13-C 14-C 15-B 16-B 17-A 18-D 19-C 20-E 21-B 22-E 23-C 24-B 25-A
491
Türkçeni̇n Kara Kutusu (Paragraf)
Kara Kutu Kitapları
Paragraf
3.
TEST 127
1.
Ne zaman çocukluk çağımın o sisli yıllarını aralasam I
II
Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağı dakilerden hangisidir? A) Sanattaki amacını gerçekleştirmek için gerekli ön ha zırlıkları yapmak
Bu cümledeki altı çizili sözcüklerin hangilerinde me cazlı söyleyişe yer verilmiştir? B) I. ve III. D) II. ve V.
Yazar, kendi tiyatro anlayışına dayalı bir tragedya oluş turuyor eserlerinde. Çünkü o; görselleştirdiğini kavram sallaştırmak, kavramsallaştırdığını görselleştirmek için çabalıyor. Bu yolda ilerleyip buna ulaşmanın taşlarını dö şüyor sürekli.
III
hep o kenarı tırtıklı, sararmış fotoğraf gözümün önüne IV V gelir.
A) I. ve II.
TEST-127
B) Bir eseri ilginç kılacak farklılıklar oluşturmaya çalış mak
C) II. ve III.
C) Karşıtlıklardan yola çıkarak doğallığı sağlamaya ça lışmak
E) III. ve IV.
D) Anlatılmak isteneni görünür kılarak onların etki gücü nü artırmayı amaçlamak
(2013 – DGS)
E) Anlam birimleri üzerinde yoğunlaşarak eseri düşünce açısından güçlendirmek
(2013 – DGS)
4. ı r a l n ı y a Y l a m r o f n İ
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde olumsuz bir eleştiri vardır?
©
2.
I. Söz gönülden çıkmalıdır. İnanmadan ileri sürdüğünüz bir düşünceye başkalarını inandırmanız çok zordur. Bunu sağlamak için rol yapmak ve doğallıktan uzaklaşmak ge rekir ki bunlar, doğru ve etkili anlatımın düşmanlarıdır. II. Böyle bir anlatım, anlatılanın kolay anlaşılmasını sağ lar. Anlatıcının sözlerinin kuşkuya yer bırakmayacak bi çimde kavranması söz konusudur. Anlatıcının karşısında ki kişi, bulmaca çözmek zorunda kalmaz. III. Duygudan ve düşünceden başka, anlatımda başkala rına benzememeye çalışmak gerekir. Önemli olan; farklı bir görüş, duyuş ve düşünüş tarzına sahip olunması ve bunların değişik bir tarzda ifade edilmesidir.
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
(2013 – DGS)
5.
Yukarıda verilen ifadelerde, sırasıyla anlatımın hangi özellikleri üzerinde durulmuştur? A) İçtenlik, Duruluk, Özgünlük
I. Bir toplumu incelemek isteyen toplum bilimciler, o top lumun geride bıraktığı sanat eserlerine bakma gereği du yarlar. II. Gerçek sanatçı; sorumluluğunun bilincindedir, yaptığı her işten ve yazdıklarından kendini toplumuna karşı so rumlu tutar. III. Edebiyat eserleri toplum hayatının tutanağı gibidir, sa natçı bu tutanakta kendisiyle birlikte toplumunu da anla tır. IV. Her sanatçının toplumla ilişkisi aynı olamaz; bazı sanatçılar toplumun önünden gider, kimileri de toplumun gerisinden gelir.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca birbirine en yakındır?
B) İçtenlik, Duygusallık, Özgünlük C) Duygusallık, Açıklık, Duruluk
A) I. ve II.
D) Açıklık, Akıcılık, Duygusallık
B) I. ve III. D) II. ve V.
E) Coşkululuk, Duruluk, Açıklık
C) II. ve III. E) III. ve IV.
(2013 – DGS)
(2013 – DGS)
Türkçeni̇n Kara Kutusu (Paragraf)
(I) Ritim, şiirsellik, dil yetkinliği ve çağrışım zenginliği ile bir öykü evreni kurmaya çalışıyorum. (II) Bu ögelerin, modern öykünün oldukça önemli özellikleri olduğunu sa nıyorum. (III) Geleneksel anlatılarımızdaki ruhu, modern anlatıların biçimiyle örtüştürerek yeni bir yapı inşası pe şindeyim. (IV) Bu çağın atmosferine denk düşen bir biçim kaygısıyla parçalanmış, ayrı düşmüş çağdaşlarımla aynı yerde buluşmak istiyorum. (V) Öyküde arayışım sürüyor.
492
Kara Kutu Kitapları
6.
Paragraf
9.
(I) Güzel bir film doğrusu. (II) Hani herhangi bir gazetenin televizyon sayfasını hazırlıyorsanız o gün seyredilecek filmler listesine “ailece seyredebileceğiniz, hoş, keyif li, duygulu ve düşündürücü bir eser” gibisinden bir notu kolayca düşebileceğiniz bir film. (III) Kanada’da bir yavru ayı, avcıların yakaladığı annesinden ayrı ve ormanda ya payalnız hâlde yiyecek ararken ormanın kenarına yapıl mış bir evin bahçesine kadar gelir; o evde ilk karşılaştığı kişi de ailenin küçük kızıdır. (IV) Küçük kız, yavru ayının karnını doyurmakla kalmaz, bir de onu eve almaya kal kışır. (V) Bu arada durum; annesi tarafından, sonra da bir gazetede yayın yönetmeni olan babası tarafından fark edilir ve işler iyice karışır.
B) II.
C) III.
D) IV.
A) I. cümlede, gelişen şartlar neticesinde varılan kişisel bir düşünce dile getirilmiştir.
E) V.
(2013 – DGS)
7.
(I) Son yıllarda hızla yayılan İnternet haberciliğinin bir parçası olarak, İnternet üzerinden yapılan söyleşilerin sayısı da artıyor. (II) Bu tür söyleşilerde gazeteci, soru ları önceden hazırlar ve kaynak kişi de cevaplarını yazılı olarak gönderir. (III) Karşılıklı etkileşim, verilen cevapları takip eden sorular sorma veya gözlem bu tür söyleşiler de söz konusu değildir. (IV) Bu tür söyleşilerin bir başka dezavantajı, okurun, cevap verenin bizzat söyleşide sözü edilen kişi olup olmadığına dair bazen şüphe duyması dır. (V) Öte yandan İnternet söyleşileri zamandan tasarruf etme ve uzak yerlerde bulunan kişilere ulaşma açısından avantajlar sağlar.
(I) Bir öğrencinin üniversiteden beklentisinin; akademik bir eğitim alanının dışında, sosyal ve kültürel alanlarda da kendini geliştirmek olduğunu söylersek abartmış olmayız herhâlde. (II) Artık gençler hem geleceğe hazırlanmak hem de kendilerine uygun bir çevre edinmek istiyorlar. (III) Gençlerin sosyal hayatta başarılı ve etkin bireyler olmala rını sağlayacak üniversitede, bu amaç doğrultusunda ata cakları ilk adım önemli. (IV) Bu becerileri kazanmalarını sağlayacak ortamı hazırlamak da en başta üniversitelere düşüyor. (V) Bu, her ne kadar doğru olsa da öğrencilerin bütün etkinliklere katılabilmesi ve eğitimlerini besleyecek ek çalışmalar yapmaları kendilerinin de görevleri.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden itibaren filmin konusu anlatılmaya başlanmıştır? A) I.
TEST-127
B) II. cümlede, yeni bir anlayıştan söz edilmiştir. C) III. cümlede, toplumsal hayata katılım noktasında gençlerin yükseköğretimde yapacakları çalışmalara vurguda bulunulmuştur. D) IV. cümlede, gençlerin uygun şartları nasıl hazırlaya cakları anlatılmıştır. E) V. cümlede, öğrencilerin amaçları doğrultusunda yap ı r maları gerekenler belirtilmiştir. a l n ı (2013 – DGS) y a Y l a m r o f n İ 10. (I) Bakırcılık, 16. yüzyıldan beri kentteki en önemli zanaat ©
İnternet söyleşilerinin anlatıldığı bu parçadaki numa ralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede, bir tespit yapılmıştır. B) II. cümlede, uygulanma biçimi açıklanmıştır. C) III. cümlede, öncelikli yönleri belirtilmiştir. D) IV. cümlede, olumsuz yönü ortaya konmuştur.
dallarından biriymiş. (II) Geçen yüzyılda önemini yitirme ye başlamış. (III) Bakırcıların, 19. yüzyıldan kalma tek katlı dükkânları zamanla yıpranıp bakımsızlaşmış. (IV) Belediye, buraları koruma projelerine ekleyince çarşı eski güzel günlerine dönmüş. (V) Tüm ahşap doğramalar, camekânlar aslına uygun olarak yenilenmiş. (VI) Çarşıda ki babadan oğula geçen ustalık sistemi, günümüzde de sürdürülüyormuş.
Bakırcılığın ve bakırcılar çarşısının anlatıldığı bu par çadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
E) V. cümlede, faydalarından söz edilmiştir.
(2013 – DGS)
A) I. cümlede, tarihiyle ilgili bir açıklama yapılmıştır. 8.
B) II. cümlede, zaman içinde ortaya çıkan değişikliğe de ğinilmiştir.
Edip Cansever bir şiirinde “Gökyüzü gibi bir şey bu çocuk luk, hiçbir yere gitmiyor.” der.
C) III. cümlede, yapıların eski durumuyla ilgili bilgi veril miştir.
Şairin çocukluk ile ilgili düşüncesi, aşağıdaki kavramlardan hangisiyle ilişkilendirilemez? A) Kuşatıcılık
B) Etkileyicilik
D) Yalnızlık
D) IV. cümlede, alınan bir kararla denetimlerinin sıklaştı rıldığına değinilmiştir.
C) Süreklilik
E) V. cümlede, geleceğe taşıma adına yapılanlar dile ge tirilmiştir.
E) Doğallık
(2013 – DGS)
(2013 – DGS)
493
Türkçeni̇n Kara Kutusu (Paragraf)
Kara Kutu Kitapları
Paragraf
11. (I) Kömür ve petrol gibi enerji kaynakları giderek azalmak tadır. (II) Modern hayatın bir sonucu olan ve giderek artan enerji talebi, çevreye daha az zarar veren, yenilenebilir ucuz enerji kaynakları üzerinde çalışılmasını gerektir mektedir. (III) Bu gereklilik, günümüzde insanoğlunun yeşil ve sürdürülebilir kaynak arayışını belirginleştirmiştir. (IV) Geleceğin enerji ihtiyacını karşılama kapasitesine sa hip bu enerji türü hava dengesinin sağlanması, bulutların taşınması, daha az yakıtla daha kısa sürede seyahat gibi yararlar sağlıyor. (V) Bu dev kütleli rüzgârlar, sıcak böl gelerden soğuk kutuplara doğru eserek enerji akışında önemli rol oynuyor.
14. Her düşünce sistemi, birtakım imkânları dışlamak zo rundadır ve bu yüzden ister istemez eksik ve yetersizdir. Yazar genellikle bu boşluğa parmak basar. Belli bir dö nemde egemen olan dünya görüşünü kopya ederek sun maz; onun eksik bıraktığı, görmezden geldiği, inkâr ettiği yönleri su yüzüne çıkarır.
Bu parçaya göre, yazarın bir düşünce sistemiyle ilgili tutumu aşağıdakilerden hangisiyle adlandırılabilir? A) Gerçekçi
B) II.
C) III.
D) IV.
C) Eleştirel
E) Yenilikçi
(2013 – DGS)
E) V.
(2013 – DGS) 12. “Booooozaaaa, booz..!” Doğduğum kent Eskişehir’in so ğuk kış gecelerinin kimsesiz sokaklarında, uzaktan uzağa yankılandığında kışın hüznünü taşırdı bu ses. Sırtında güğümüyle sokakları arşınlayan bozacı, kendi imalatı olan bozayı mı satardı, şehir merkezindeki tek bozacının bozasını mı bilmem. Yalnız aklımda kalan ekşimsi tadı, yoğun kıvamıyla bozanın, soğuk içilen bir içecek olması na rağmen o soğuk kış günlerinde içimizi ısıtması, evde bir eğlence ortamı oluşturmasıydı.
ı r a l n ı y a Y l a m r Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden f o n hangisi söylenemez? İ ©
A) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
B) Yansıtmacı
D) Kuralcı
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra düşüncenin akışına göre “Bu noktada jet rüzgâr enerjisi; alternatif ve temiz bir enerji kaynağı olarak önü müzde durmaktadır.” cümlesi getirilmelidir? A) I.
TEST-127
15. Robinson, adanın tamamını görebilmek için tepeye çık mıştı. Ama o tepe de adanın bir bölümüydü; ada olma saydı tepe de olmayacaktı. Bu nedenle Robinson tepeye çıkınca adayla olan bağını koparmış olmadı. Aksine adayı daha iyi görme ve tanıma imkânı buldu. Bu çabalar, son radan bu adaya gelecek olanlar için değer biçilmez bir çalışmaydı. Adayı yıllar boyu tanımaya çalışmak, adaya katkıda bulunmak ve zamanı gelince de hiçbir duygusallı ğa kapılmadan adayı terk edebilmek... İşte gerçek sanat çının asıl görevi budur.
Bu parçada “Robinson”, “ada” ve “adaya sonradan ge lecek olanlar” sözleriyle aşağıdakilerden hangileri an latılmak istenmiştir? A) Genç sanatçılar – yayınevleri – okuyucular B) Şairler – edebiyat dünyası – öykücüler C) Eleştirmenler – dergiler – okuyucular D) Öğretmenler – okul – öğrenciler
B) Niteleyici sözcükler kullanılmıştır.
E) Usta sanatçılar – toplum – genç sanatçılar
C) Öznellik ağır basmaktadır.
(2013 – DGS)
D) Farklı cümle türlerine yer verilmiştir. E) Şart öne sürülmüştür.
16. Çocuklar, çocukluktan bu kadar mahrum ve çocukluğa bu kadar muhtaçken ne yapılabilir? Onlardan küçük ye tişkinler oluşturma sevdamızı bir kenara bırakıp yaşlarına uygun giysiler içinde çocuk şarkıları söylemelerini, oyun lar oynamalarını, reklam dili dışında diller ve asıl ihtiyaç duyduğu besinlerle tanışmalarını istemek için çok mu geç? Bizleri çocuklaştırırken onları vakitsiz olgunlaştıran bu süreç kaçınılmaz mı?
(2013 – DGS) 13. İster şehir manzarası olsun ister yüksekçe bir tepeden gözlenmiş bir kır manzarası… Hepimiz aslında sürekli bir manzaranın içinde yaşıyoruz. Onu; manzara, doğa par çası veya şehir parçasından başka bir şey olarak görebil memiz mümkündür. Bunun için önce ona dikkat etmemiz, her şeyin nerede olduğunu ayrıntılarıyla belirlememiz ge rekiyor.
Bu parçada çocuklarla ilgili olarak asıl yakınılan du rum aşağıdakilerden hangisidir?
Bu parçaya göre, bir kişinin herhangi bir manzarayı farklı görmesini sağlayan etken aşağıdakilerden han gisidir?
A) Yeterli imkânların sağlanmaması B) Yetişkinler tarafından sınırlandırılmaları C) Erişkinler gibi yetiştirilmeye çalışılmaları
A) Beklenti
B) Bakış açısı
D) Aitlik duygusu
C) Estetik değer
D) Aile içi eğitimlerine gerekli özenin gösterilmemesi
E) Etkilenme
E) Yanlış yönlendirilmeleri
(2013 – DGS) 1-C
2-A
3-A
4-D
Türkçeni̇n Kara Kutusu (Paragraf)
5-B
6-C
7-C
8-D
(2013 – DGS) 9-D
494
10-D
11-C
12-E
13-B
14-C
15-E
16-C
Kara Kutu Kitapları
Paragraf
3.
TEST 128 1.
TEST-128
Günümüz bilişimcileri tarafından geliştirilen yazılımlar ve donanımlar; kâğıt, dosya, klasör, arşiv gibi somut ele manlardan oluşan donanımları ortadan kaldıracak dü zeye gelmiş bulunmaktadır. Bu kapsamda ülkemizdeki bazı kurumlar Elektronik Doküman Yönetim Sistemi’ni kullanmaya başlamış ve ıslak imza yerine elektronik imza için altyapıları oluşturmuşlardır. Son zamanlarda sıkça duymaya başladığımız e-devlet, e-Türkiye gibi kavramlar, bilişim alanındaki bu gelişmelerin sonucudur. E-devlet ya pısının temelini elektronik bilgi sistemleri oluşturmaktadır. Elektronik Doküman Yönetim Sistemi ise, bu altyapıyı kullanarak kanunla belirlenmiş görevlerin hızlı ve güvenli biçimde yerine getirilmesine imkân sağlamaktadır.
Osmanlı döneminde kurulan vakıfların önemli bir kısmı, devletten kaynak aktarılarak oluşturulurdu. Vakıf kurmak isteyen veya kurduğu vakıflara kaynak arayan devlet adamları ve memurlar, padişahtan vakıfları için gelir tale binde bulunurlar ve padişahlar da bu vakıflara bazı önem li gelir kaynaklarını ayırırdı. Devlet adamlarının kurduğu kamuya yönelik bu vakıfların çoğu bu tür gelir kaynakla rıyla desteklenmekteydi. Tanzimat’a kadar sürekli sayıları artan bu vakıflar, sonradan eski özelliklerini kaybetti.
Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisinin vakıfla rın kurulması ve yaygınlaşmasında rolü vardır? A) Devletin halktan ulaşamadığı insanlara bu yolla ulaş ma düşüncesi B) Tanzimat öncesi kimi hizmetlerin ağırlıklı olarak vakıf lar aracılığıyla yürütülüyor olması
Bu parçaya göre “Elektronik Doküman Yönetim Sistemi”nin asıl amacı aşağıdakilerden hangisidir?
C) Vakıfların kimileri için iş imkânı sağlaması D) Vakıf kuran devlet adamlarının toplumda saygı gör mesi
A) Resmî işlemlerin güvenli ve süratli yapılmasını sağla mak
E) Üst düzey devlet adamlarının vakıf kurarak maddi bi rikimlerini koruma düşüncesi
B) İmza gerektiren işlemlerde güvenliği sağlamak C) Yasa kapsamındaki harcamaları en aza indirmek
(2013 – DGS)
D) Devlete bağlı kurumlar arasındaki etkileşimi güçlen ı dirmek r
a l
E) Personel ve araç kullanımı konusunda tasarruf etmek n ı y
a (2013 – DGS) Y
2.
l a m Üniversitede arkeoloji okurken, sınıf arkadaşlarımla bir r o f n ilkokulda, öğrencilerde arkeolojiye ilgi uyandırmak için et - İ kinlik düzenlemiştik. Hazırladığımız haritalarla, bahçede ©
ki ağaçların altına gömdüğümüz kap kacağı bulacaklardı. Ellerinde küçük mala ve küreklerle gruplara ayrılarak ha ritada Keops, Kefren ve Mikerinos gibi Mısır piramitlerin den alınmış isimlerle belirtilmiş ağaçların altına koştular. Bizim için çok güzel bir gündü fakat oğlu o okulda öğrenci olan bir veliden şu sözleri duyana kadar: “Etkinliğe ba yılmış, o kadar ki akşam eve, ‘Anne büyüyünce define avcısı olacağım.’ diye geldi.”
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine varılabi lir?
4.
1830’lu yıllardan itibaren pedallı bisikletler sahneye çıktı. Bu bisikletlerde pedallar, günümüzün bazı büyük bisiklet lerinde olduğu gibi ön tekerleğin üzerinde bulunuyordu ve bu yüzden de ön tekerlek çapı, üzerine binen sürücüyü korkutacak kadar büyüktü. Normal bir insanın dakikada 50-60 kez pedal çevirebildiğini düşünürsek bu bisikletlerin kabul edilebilir bir hızda sürülebilmeleri için en az 2 metre çapında tekerleklere ihtiyaç vardı. Çözüm fazla gecikme di. Bir vites sistemi sayesinde pedallar ortaya taşınarak sürücünün daha dengeli bir konumda oturması sağlandı. Vites sistemi sayesinde de pedala verilen hareket, kayıp sız şekilde arka tekerleklere taşınmış oldu.
Bu parçada pedallı bisikletlerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Yararlı olma amacıyla girişilen işte bazen istenmeyen bir sonuç elde edilebilir.
A) İlk modellerinin nasıl bir görünüşü olduğuna
B) Çocuklara ilişkin eğitsel çalışmaların, konular çerçe vesinde yapılması gerekir.
B) Ne zaman kullanılmaya başlandığına
C) İnsanları belli bir düşünceye yönlendirmede, onların konuya ilgi duyup duymadıkları önem taşır.
D) Zamanla ne tür değişikliklere uğradığına
C) İnsan hayatındaki yerine E) Vites sisteminin geliştiğine
D) Kişilerin ilgi duyduğu konular, yaş gruplarına göre de ğişiklik gösterebilir.
(2013 – DGS)
E) Herkesten, geçmişe ilgi duymasını beklemek yanlış olur.
(2013 – DGS)
495
Türkçeni̇n Kara Kutusu (Paragraf)
Kara Kutu Kitapları
5.
Paragraf
7.
Bugüne kadar yapılan pek çok çalışma, bebeklik döne minde mikroorganizmalara maruz kalmanın, yetişkinlik döneminde bahar nezlesi, astım ve iltihabi bağırsak has talığı gibi alerjik ve otoimmün hastalıklara karşı direnci ar tırdığını ortaya koyuyor. Hijyen hipotezine göre de haya tın erken dönemlerinde mikroorganizmalarla tanışmanın, bağışıklık sisteminin gelişmesine katkısı oluyor. Bu ko nuda uzman tıp doktorları da hijyen hipotezinin, özellikle alerjik ve otoimmün hastalıkların neden arttığı konusuna açıklık getirdiği görüşünde.
TEST-128
Çağrı merkezleri, yaklaşık on beş yıllık geçmişiyle Türkiye’nin en genç ve gün geçtikçe büyüyen sektörlerin den biridir. Ülkemizde yaklaşık bin adet çağrı merkezinin faaliyet gösterdiği tahmin edilmektedir. Özellikle işsizlik oranının yüksek olduğu ülkemizde gençlerin istihdamı için iyi bir çözüm sunan çağrı merkezleri, Türkiye’nin önemli sektörlerinden biri durumuna gelmiştir. Bulundukları iller de taşıma, beslenme, ofis hizmetleri ve eğitim gibi yan sektörlere pazar oluşturmanın yanı sıra engelli vatandaş larımızın ülke ekonomisine kazandırılması konusunda da önemli görevler yerine getirmektedir.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz? Bu parçada çağrı merkezleriyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Bebeklik döneminde mikroorganizmalarla tanışmak, yetişkin çağlarda alerjik hastalıklara yakalanma riski ni azaltmaktadır.
A) Ülke genelinde önemli bir iş sahası oluşturduğuna
B) Erken yaşlarda mikroorganizmalarla karşılaşmak, ço cuklarda bağışıklık sistemini geliştirir.
B) Yakın çevrelerine ekonomik canlılık getirdiğine
C) Çocukluğunda aşırı hijyenik ortamlarda büyüyenlerin, ileride hastalığa yakalanmaları daha kolaydır.
D) Yeni gelişmekte olan bir sektör olduğuna
C) Bazı sektörlerin kalitesini yükselttiğine E) Sayısının kesin olarak bilinmediğine
D) Bahar nezlesi, astım, iltihabi bağırsak hastalıkları aynı hastalık grubunda yer almaktadır. E) Alerjik ve otoimmün hastalıkların çok görülmesinin nedenlerinden biri de mikroorganizmaların sağlıklı olmayan ortamlarda üremesidir.
(2013 – DGS)
6.
Tiyatrodan ayrı, bağımsız bir tür radyo oyunu. Seyirlik bir oyun değil, bir işitme oyunu. Tiyatroda sahne var; dekor, kostüm, ışık, aksesuar, mimik ve jest var. Radyo oyunu ise mikrofona yakın konuşma ve sesler toplamı sadece. Doğa, eşya ve hayvan sesleri, bir de müziktir bu oyunun yardımcıları. Öfkeler, nefretler, sevinçler… Kısaca duygu lar ve ruh hâlleri ne mimik ne jestle ancak değişen ses tonları ve ünlemlerle ifade edilir. Radyo oyununda birbi rine uzak yer ve zaman kesimleri arasında gidiş geliş ve aktarma kolaylıkları var yalnız. Çünkü göz ve görüntü, işlevini kulağa ve hayale bırakmıştır.
(2013 – DGS)
ı r a l n ı y a Y l a m r o f n İ © 8.
Kutnu bezi, Türkiye’de yalnızca Gaziantep’te üretilen bir dokuma türüdür. Kutnu bezinin ham maddesi suni ipek ve pamuk ipliğidir. Tamamen el tezgâhlarında dokunan kut nu kumaşının değişik türleri vardır. Geçmişi çok eskilere dayanan ve kendisine özgü renk ve motiflere sahip olan kutnu kumaşı, çeşitli boyalara defalarca batırılarak yapıl maktadır. Gaziantep’le özdeşleşmiş olan bu dokuma, yö resel kıyafetlerin yanı sıra çanta, terlik, perde, aksesuar gibi birçok üründe de kullanılmaktadır.
Bu parçada kutnu beziyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
Bu parçaya göre “radyo oyunu” ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Nerede ve hangi tür malzemeden yapıldığına B) Güneydoğu’da yaygın olarak kullanıldığına
A) Farklı duyguların ifade imkânı bulduğu
C) Çeşitli modellerinin bulunduğuna
B) Tiyatroya göre daha az unsura ihtiyaç duyduğu
D) Üretim tekniğinin nasıl olduğuna
C) Mekân açısından tiyatroya göre avantajlar taşıdığı
E) Belli başlı kullanım alanlarının neler olduğuna
D) Seslendiği dinleyici kitlesinin sınırlı olduğu
(2013 – DGS)
E) Çeşitli canlılara ait seslendirmeler barındırdığı
(2013 – DGS)
Türkçeni̇n Kara Kutusu (Paragraf)
496
Kara Kutu Kitapları
9.
Paragraf
TEST-128
11. Bu parçada söz konusu mektupla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?
Günümüzde çocuklar giderek daha fazla teknoloji bom bardımanıyla karşı karşıya kalıyorlar. Bu da onların ev içinde zaman geçirmelerine ve eğlenmelerine yol açıyor. Böyle çocuklar, arkadaşlarıyla buluşup oyunlar oynamak yerine onlarla sanal ortamlarda iletişim kuruyorlar ve fi ziksel etkinlikten uzak kalıyorlar. Bu da obeziteye neden oluyor. Genellikle bir şeyler atıştırdıktan sonra televizyon veya bilgisayar karşısına oturuyorlar. Oysa açık havada bol oksijen almaları, güneş ışınlarından yararlanmaları gerekiyor.
A) Mektubun içeriğine B) Zamana karşı direndiğine C) Yazıldığı kâğıdın özelliğine D) Yazısının niteliğine E) Yazıldığı zamana
(2013 – DGS)
Bu parçada, teknolojinin çocuklar üzerindeki olum suz etkileri arasında aşağıdakilerden hangisine yer verilmemiştir?
12. - 13. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ.
A) Yaşıtlarıyla bir araya gelmelerine engel olma B) Hareketsiz bir yaşama yöneltme
Bir kozmetik firması tarafından İngiltere’de ve ABD’de yüzlerce kadının katılımıyla yapılan çalışma, her on ka dından birinin çarşamba gününü haftanın en stresli günü olarak gördüğünü ortaya koydu. Çalışmaya göre çarşam ba günü öğleden sonra enerji düzeylerinin dibe vurması, iş stresinin tavan yapması ve ev işlerinin biriktiği hafta sonundan kalan yorgunluğun tüm etkisini göstermesi so nucu kadınlar kendilerini yaşlı hissediyorlar. Çalışmaya katılan kadınların % 60’ının düşüncesine göre, kadınların kendilerini en mutlu hissettikleri gün ise cuma.
C) Şişmanlık sorunuyla yüz yüze gelme D) Doğadan ve çevresel etkileşimden uzak kalma E) Teknolojik aletler konusunda kendilerini geliştirme
(2013 – DGS) 10. - 11. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ.
ı r a l Sahaftan aldığınız kitabın içinden zarfsız bir mektup çıksa n ı y ne yapardınız? “Dokunmazdım, bana gelmeyen mektubu a Y asla okumam.” demeyin sakın. Ben de herkesin yapaca - l a ğını yaptım. Açtım, okudum. Önce kitaptan söz edeyim. m r o 1974 yılında basılmış, yeşil ciltli bir kitap: Meşhedi ile f n Devriâlem. Yazarı Ercüment Talu. Mektuba gelirsek… İ
Mumlu gibi kalın bir kâğıda yazılmış, tek sayfalık. Üst © tarafındaki tırtıklardan kâğıdın mektupluk bir bloknottan koparıldığı anlaşılıyor. Dört de zımba deliği var üzerinde. Demek en az iki kez dosyalanmış. Çok değer verilmiş, özenle saklanmış, belli. Özenin, ilginin bir başka göster gesi kat yerlerine arkadan ince şeritler hâlinde kâğıtlar ya pıştırılarak oralardan kopup ayrılmasının önlenmiş olma sı. Mektubun üzerindeki tarih 16.06.1946. Kitabın 1974’te basıldığını hatırlarsak mektup kitabın içine girene kadar neredeyse otuz yıl beklemiş. Öyle de güzel bir yazıyla ya zılmış ki! Resim gibi…
12. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Neden-sonuç ilişkisi kurma B) Sayısal veriler kullanma C) Karşıtlıktan yararlanma D) Çıkarımda bulunma E) Karşılaştırmaya başvurma
(2013 – DGS)
13. Bu parçadan, kadınlarla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? A) Hafta sonu yorgunluğunun, onları haftanın başında psikolojik olarak etkilediği B) İşlerinde daha verimli ve başarılı olabilmelerinin tek yolunun hafta sonu dinlenmek olduğu
10. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
C) Haftaya nasıl başlarlarsa devamında da kendilerini öyle hissettikleri
A) Öznellik söz konusudur.
D) İş hayatı ile ev hayatı arasında bir tercih yapmalarının zorunlu olduğu
B) Tahmin yürütülmüştür. C) Anlamca kesinlik bildiren cümleler kullanılmıştır.
E) Hafta ortasında kendilerini kötü hissetmelerinin, iş ve ev hayatının getirdiği sıkıntılardan kaynaklandığı
D) Konuşma havası taşımaktadır. E) Tanık göstermeden yararlanılmıştır.
(2013 – DGS)
(2013 – DGS) 1-A
2-A
3-B
4-C
5-E
6-D
7-C
497
8-B
9-E
10-E
11-A
12-D
13-E
Türkçeni̇n Kara Kutusu (Paragraf)
Kara Kutu Kitapları
Paragraf
3. - 4. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ.
TEST 129 1. - 2. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ.
1960’tan önce aynalar daha ender bulunan eşyalardı. Paris’te 1581-1622 yılları arasında 248 evde yapılan mal sayımında sadece otuz yedi ayna tespit edilmiştir. Bunla rın yedisi Venedik camındandır; geri kalanı da tunç, bakır, çelik, lacivert taşı karışımıdır. Bunların dağılımı ise şu şe kildedir: İki ayna soylu sınıfta, on beş ayna yüksek devlet görevlileri ve kral danışmanlarında, iki ayna adalet görev lilerinde ve hekimlerde, on ayna Paris burjuvalarında, bir ayna da işçi kalfalarında. Bu bağlamda dağılım ise şöyle dir: Yirmi evde ayna salonda, beş evde de oturma odasın dadır. Bu 248 evden sadece beşinde iki ayna vardır. Bu ortalamanın yanında bazı özel durumlar da dikkat çeker. Örneğin bir parlamento çalışanının evinde üç ayna bulu nur. Bir kraliyet öğretmeni, çok değerli abanoz çerçeveli altı büyük Venedik aynasına sahiptir. Aynanın bulunma dığı evlerin sakinleri ise mutlaka yoksul veya dekorasyon zevkinden habersiz insanlar değildir. Ayna bulunmayan bu evlerin % 60’ı çok sayıda paha biçilmez tabloya ve ev eşyalarına sahiptir. Dolayısıyla bir evde ayna bulunması, gelir düzeyinden çok, anlayış ve hayat tarzıyla ilgilidir.
(I) Yazılım endüstrisi, dünyanın en büyük endüstrilerinden biri hâline gelmiştir. (II) Bu endüstrinin ürettiği programlar; cep telefonlarından bilgisayarlara, vatandaşlık işlemle rinden sağlık sektörüne, ticaretten enerjiye kadar birçok tüketim alanında karşımıza çıkmaktadır. (III) Günümüz de her alanda yer alması, bu endüstrinin önemini bir kat daha artırmaktadır. (IV) Bu durum, aynı zamanda güven lik ve güvenirlik endişelerini de beraberinde getirmektedir. (V) Bilginin düzenli olarak saklanması ve iletişim ortam larında güvenle kullanılabilmesi, sektörün geleceğini ya kından ilgilendirmektedir. (VI) Hem üretici firmaların hem de tüketici durumundaki kurum ve kuruluşların beklediği standardın bir an önce oluşturulması gerekir.
1.
TEST-129
ı r a l n ı Bu parçanın ilk cümlesinde belirtilen düşünce, numa- y a 3. Y ralanmış cümlelerin hangisinden başlanarak farklı bir l a yönüyle ele alınmıştır? m r o f n A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI. İ
(2013 – DGS)
Bu parçadan aşağıdaki genellemelerin hangisine ulaşılabilir? A) Zengin ve soylular; toplumda önde gelen, topluma model oluşturan insanlardır. B) 17. yüzyıl modernleşme sürecinin başladığı ilk dö nemdir.
©
C) Aynalar, insanlığın ilk dönemlerinden itibaren ihtiyaç olarak görülen eşyaların başında gelir. D) Dünya tarihinin her döneminde ev eşyaları, ekonomik durumun en belirgin göstergesi olmuştur. E) Kişinin düşünceleri ve hayat tarzı yaşamındaki ayrın tılarda gizlidir.
(2013 – DGS)
2.
4.
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi, program üreten firmaların önemini artıran özelliklerden biri dir? A) Ortaya koyduğu ürünlerin yaygın olarak kullanılması
A) Sayısal verilere
B) Öznel düşüncelere
C) İkilemelere
D) Farklı cümle türlerine E) Karşılaştırmaya
B) Ürettiği programların geleceğe dönük olması
(2013 – DGS)
C) Bilgi paylaşımında ve iletişimde güvenli bir ortam oluşturması D) Teknolojiye ulaşmayı ve teknolojiyi kullanmayı kolay laştırması E) Kurum ve kuruluşlara düşük maliyetle hizmet sunması
(2013 – DGS)
Türkçeni̇n Kara Kutusu (Paragraf)
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine yer verilmemiştir?
498
Kara Kutu Kitapları
Paragraf
TEST-129
5. - 6. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ.
7. - 8. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ.
(I) İnsanlık tarihinde varlığını ölümünden sonra da devam ettirmiş, hayatıyla ve eserleriyle arkasında güzel izler bı rakmış pek çok büyük insan vardır. (II) Kimi kahramanlığı, kimi adaleti, kimi hakka hizmeti, kimi engin düşünce dün yası ile birer yıldız gibi parlamış olan bu kişiler, insanlığın gelişiminde birer rehber ve kilometre taşı olmuşlardır. (III) Mimar Sinan da insanda derin saygı uyandıran Osmanlı saltanatının en büyük şahsiyetlerinden biridir. (IV) Onun eserlerinin en belirgin özelliği taşıdığı mükemmellik dışın da eserin yapıldığı çevrenin de güzelliğiydi. (V) Sinan; kü çük çaplı, zarif ve sanat yönü ağır basan eserlerinin çev resine büyük ağaçlar diktirerek eseri esrarlı bir güzellikle kaplarken büyük hacimli eserlerinin çevresine çiçekler ve küçük boylu ağaçlar diktirerek eserinin görüş ufkunu ge nişletti ve onlarda mekâna hükmeden bir etki meydana getirdi.
5.
(I) Işık, bir ortamdan diğerine geçerken bükülür diğer bir deyişle kırılır. (II) Işığın kırılımını, bir bardak suyun içine bir cisim koyarak da gözlemleyebilirsiniz: Işık sudan hava ya geçerken bükülecek ve cismin su içinde görünen şekli değişecektir. (III) Çok eski zamanlardan beri bilinen bu olayın fiziksel bir etki olduğunun farkına varan bilim insan ları, olayın matematiksel ifadesini bulmaya çalıştılar. (IV) İlk “kırılım yasası”nı da Mısırlı bilim insanı Batlamyus’un bulduğu düşünülüyor ancak Batlamyus’un kuramı çok gü venilir sonuçlar vermemişti. (V) Daha sonraları Arap bilim insanı İbnü’l-Heysem bu konuda araştırma yapmış fakat ışığın kırılım açısını hesaplayamamıştı. (VI) Problem, 1621 yılında Willebrord Snell tarafından, “Snell Yasası” olarak bildiğimiz, kırılım yasasıyla çözüme kavuştu.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak ı r aşağıdakilerden hangisi söylenemez? a l
7.
n ı y a Y l a m r o f n İ
A) I. cümlede, öznel bir anlatım vardır. B) II. cümlede, benzetme söz konusudur. C) III. cümlede, karşılaştırma yapılmıştır. D) IV. cümlede, örnekleme yapılmıştır. E) V. cümlede, betimleme söz konusudur.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisinde tahmin söz konusudur? A) II.
B) III.
C) IV.
D) V.
E) VI.
(2013 – DGS)
©
(2013 – DGS)
6.
I. Eserlerinde yaşadığı dönemin sanat anlayışını yansıt mıştır. II. Eserlerini doğayla bütünleştirmiştir. III. Kendinden sonrakilere öncülük etmiştir.
8.
A) Işığın hangi şartlarda kırıldığına B) Kırılım yasasının bulunma sürecine
Bu parçaya dayanarak Mimar Sinan’la ilgili olarak yu karıdaki yargılardan hangilerine varılamaz? A) Yalnız I
B) Yalnız II
D) I ve III
Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?
C) Işık kırılmasının kolayca test edilebileceğine D) Kırılım yasasının henüz tam olarak anlaşılamadığına
C) I ve II
E) Kırılım yasasıyla ilgili pek çok çalışma yapıldığına
E) II ve III
(2013 – DGS) (2013 – DGS)
499
Türkçeni̇n Kara Kutusu (Paragraf)
Kara Kutu Kitapları
9.
Paragraf
TEST-129
9. - 10. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ.
11. - 12. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ.
İlkin bir film atölyesinde çalışıyordum. Ekipçe bir kısa film, sonra da belgesel çektik. O sırada iktisat okuyordum. “Sinemayla uğraşabilir miyim, bunu İzmir’de yapabilir miyim?” gibi korkularım vardı. Herkes “Film çekmek mi, yapamazsın.” gibi şeyler söylüyordu. “Film çekmek özel insanların işi, onun için özel doğmak gerek.” gibi şeyler. “Neden?” diye soruyordum ben de. Sonra yaptığımız bel gesel ödül alınca o tutum birazcık değişti neyse ki. Esas o sıralar başladı benim de sinemayla ilişkim. O ara rad yoculuk da yapıyordum. Bu ikisi belki de benim medya uyanışımı sağladılar. Bir de iktisadın o sıkıcı, maddeci yaklaşımı beni artık boğmuştu. Sinema bir kaçıştı biraz da. Sonra Prag’da bir çalışmaya katıldım. Sonrasında ise bavulu toplayıp İstanbul’a geldim. Filmlerde, reklamlarda yönetmen yardımcılığı yaptım. Şu anki yapım şirketimle tanıştım o arada. Onlarla da televizyon programları, rek lamlar çektik. Sonra senaryomu sundum onlara ve bura lara kadar geldik
Beyazıt’ta Gedikpaşa Camisi’nin karşısında yer alan çeş me, bir rivayete göre, III. Murat devri harem kethüdası Canfeda Hanım tarafından yaptırılmış. Bu yüzden onun adıyla anılıyor. Kitabedeki bilgilerden, haremden Hazine dar Şevkinihal Usta tarafından 1780’de tamir ettirildiğini öğreniyoruz. Kadın eli değdiğinden olsa gerek, çeşmenin mermer cephesindeki süslemeler hemen dikkati çekiyor. Gözden kaçmayan ancak zarafeti de elden bırakmayan işçilik, ışık gibi ruha sızıyor. Saçak altında, güneş motifli bir rozet içinde Abdülmecit’in tuğrası var. Hemen altına ise yedi satırlık kitabe kondurulmuş. Dört köşesindeki ay yıldız, yazılanların semavi bir güçle muhafaza edildiğini fısıldıyor sanki. Ayna taşına iliştirilen hayat ağacı formu ise hayatın sudan oluştuğunu hatırlatıyor bize.
Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur?
ı r 11. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden a l hangisi yanlıştır? n ı y a A) Ayrıntılara yer verilmiştir. Y l a B) Betimleyici ögeler kullanılmıştır. m r o C) Öyküleyici anlatımla yazılmıştır. f n İ
A) Yeni film projeleriniz var mı? B) Farklı bir alana yönelmek kolay oldu mu? C) Neden iktisat okumaktan vazgeçtiniz? D) Uğraştığınız işlerin sağladığı yararlar nelerdir?
D) Kişisel değerlendirmeler yer almıştır.
©
E) Sinemada ne tür çalışmalar yaptınız?
E) Açıklamaya başvurulmuştur.
(2013 – DGS)
(2013 – DGS)
10. Bu parçada sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
12. I. Kullanılan motiflerin neleri düşündürdüğüne II. Onarım gördüğüne III. Kim tarafından yapıldığına IV. Yapımında kullanılan malzemelere
A) Birden çok uğraşı edinmiştir. B) Etrafındakilerin desteğiyle belli bir noktaya gelmiştir.
Bu parçada yukarıda verilenlerden hangilerine deği nilmemiştir?
C) Yurt dışında da çalışmalar yapmıştır. D) Sorgulayarak çeşitli girişimlerde bulunmuştur.
A) Yalnız III
E) Sinemaya çeşitli kaygılarla başlamıştır.
B) Yalnız IV D) II ve IV
(2013 – DGS)
C) I ve III
E) III ve IV
(2013 – DGS)
Türkçeni̇n Kara Kutusu (Paragraf)
500
Kara Kutu Kitapları
Paragraf
TEST-129
15. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? 13. - 15. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ.
A) Bir şairden, şiirlerini her zaman için nesnel değerlen dirmesi beklenmemelidir. B) Bazı şiirler şairin duygu dünyasına ışık tutan, âdeta onu özetleyen niteliktedir.
Bir şairin hayatının çeşitli dönemlerinde sevdiği şiirleri üzerinde durmak, onun davranış ve eğilimlerini anlamak tan yana vazgeçilmeyecek ipuçları verir. Şairin beğendi ği şiir, onun o güne kadar yazdığı şiirlerin en güzeli, en başarılısı olmasa bile, bazen kendisinin de açıklayama yacağı şekilde kendisini yansıtan, kısacası tüm hayatının bilançosu olan bir şiirdir. Şair, tarafsız bir gözle bakamaz o şiire; kusurları varsa göremez. Yalnız, o şiirin herkes ten çok kendisine bir şeyler söylediğini, onun bir zaman parçasını yok olmaktan kurtarmış bir fotoğraf, bir ayna ol duğunu bilir. Şair, ileride yazacağı bir şiiri şairlik imzasını taşıyabilecek daha kıymetli bir eser olarak görebilir. Şa irin bu değişimi bizim açımızdan olumludur. Çünkü şairi meşgul eden meselelere, onun sanatını damgalayan özel durumlara biraz daha yaklaşmış oluruz.
C) Şairin şiirleriyle ilgili değişik değerlendirmeleri, onun tutarsızlığını gösterir. D) Şairin zaman içindeki değişimi, sanatını daha iyi anla mamıza yardımcı olabilir. E) Şiirde şairin de yorumlamakta zorlandığı, iç dünyası nın yansımaları bulunabilir.
(2013 – DGS) 16. Yayıncılık dünyasında, edebiyat denince yalnızca “roman”ın kastedildiği düşünülüyor ve çok az öykü kitabı yayımlanıyor. Aynı nedenle çeviri öykü sayısı da az. Buna karşın fazla sayıda şiir kitabı yayımlanıyor ama bunların çok azı kitapçılara ulaşıyor, ilgi görmediği için yalnızca bir bölümü satılabiliyor ve ancak nitelikli birkaç tanesi okurun beğenisini kazanıyor. Bu yıllardır değişmedi.
13. Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisi olamaz? A) Hayatın belli bir anını somutlaştırmak B) Yaşanılanı olduğu gibi yansıtmak C) Geçmişi bir düş perdesinde göstermek D) Saklı hayatları gün yüzüne çıkarmak E) Gelecekle ilgili hayalleri işlemek
(2013 – DGS)
Bu parçada şiir kitaplarıyla ilgili olarak belirtilenler aşağıdakilerin hangisinden kaynaklanmış olamaz?
ı r a l n ı y a Y l a m r o f n İ
A) Sevilmemesinden B) Okurunun seçici olmasından C) Yayınevleriyle kitabevleri arasındaki iletişim kopuklu ğundan D) Kimi yazınsal türlere göre önemli sayılmamasından
©
E) Şairlerin, okurlarına uzak durmasından
(2012-DGS) 17. 1920’de Nobel Edebiyat Ödülü kazanan Açlık, Kunt Hamsun’un yayımlanan ilk yapıtı. Bu ilk romanın çoğun lukla öz yaşam öykü niteliğinde olduğunun söylenmesi boşuna değil. Zira Hamsun, Açlık’ı maddi sıkıntı çektiği bir dönemde kaleme almıştır. Açlığın kendisini nasıl çö kerttiğini, bu konuda yazanların pek çoğundan daha can lı, daha vurucu bir biçimde anlatmıştır.
14. Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Şiir zaman içinde değişik yorumlara açık anlam kat manlarına sahiptir. B) Her şair, yaşadığı çağın ölçütleri ile değerlendirilmeli dir.
Bu parçada anlatılan yapıtın özellikleri arasında aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?
C) Şairleri anlamak için o dönemin koşullarını da bilmek gerekir. D) Şairin farklı dönemlerine ait şiirler, onun hayata karşı aldığı tavrı anlamak açısından önemlidir.
A) Etkileyici bir anlatımı olduğuna B) Yazarının, yaşadıklarından yola çıktığına
E) Dünün şairinin, bugünün şiirine sunacağı önemli bir birikimi vardır.
C) Benzerlerinden daha başarılı olduğuna D) Duygusallığa gereğinden fazla yer verildiğine
(2013 – DGS)
E) Gerçekçi niteliklerin ağır bastığına
(2012-DGS)
1-C
2-A
3-E
4-C
5-D
6-A
7-C
8-D
9-A
10-B
501
11-C
12-A
13-E
14-D
15-C
16-E
17-D
Türkçeni̇n Kara Kutusu (Paragraf)
Kara Kutu Kitapları
Paragraf
4.
TEST 130 1.
Mavi yolculuk demek, bol balık demektir ve (I) her yolcu lukta bu hayal yenilenir. Ne yazık ki bol balıklı yolculuklar azdır ve (II) rastlantılara bağlıdır. Gün boyunca teknenin ardında salınan oltaya ve (III) geceleri çevreye konan se petlere balık ve (IV) ıstakoz gelmesi ve (V) bir iki ahtapo tun yakalanması her zaman mümkün olmaz.
TEST-130
1993 yılında Eğirdir Belediyesi tarafından restore edilen Eğirdir Evi, günlük hayat, gelenekler ve sivil mimariden izler taşıyor. Tek katlı, avlulu, kâgir ve ahşap karışımı ev, Eğirdir’in geçmişine bir kapı aralıyor. Yeşilada’da bulunan Ayastefanos Kilisesi de Eğirdir’de görülecek tarihî eserler arasında bulunuyor.
Bu parçada geçen “geçmişine bir kapı aralama” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
Bu parçadaki numaralandırılmış “ve” sözcüklerinden hangisinin yerine “ya da” sözcüğünün kullanılması anlamda bir değişikliğe yol açar?
A) Eski evlerin bulundukları mekânın yaşam ve gelenek lerini anlatması
A) I.
C) Eski dönemlerle ilgili bilgi verme
B) II.
C) III.
D) IV.
B) Eski binaları restore ederek tarihi koruma
E) V. (2013-JANA
D) Tarihî eserleri koruyarak geçmişe saygı duyma E) Geçmişteki hayata özlem duyma (2013-JANA)
2.
I. Buraya ne zaman gelsem bir tanıdıkla karşılaşıyorum. II. Her karşılaştığımızda bana seni soruyor. III. Çocuklarla hangi gün okul alışverişine çıkacağımızı biliyor musun? IV. Herkes sorunu çözmek için uğraşıyor. V. Bütün işlerini bir yana bırakıp yardımımıza koşmadı mı?
5.
ı r a l n ı y Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde altı a Y l çizili sözler aynı anlamda kullanılmıştır? a m r o A) I. ve II. B) I. ve III. C) II. ve III. f n İ
D) II. ve IV.
3.
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V. (2013-JANA)
©
6.
Avrupa uygarlığı düzeyine yükselmek için o toplumların düşünce yapısını değil, yalnızca teknik gelişmelerini ör nek almakla yetinen uluslar, ancak yüzeysel olarak onlara yaklaşabilirler. Avrupa’nın gerçek değerini oluşturan dü şüncenin temel alındığı bir uygarlığa bu yolla ulaşılabile ceğini sanmıyorum.
Edebiyat, denizin öte yakasındaki kara parçasını gös termek yerine, okuru, orayı hayal etmeye yönlendirerek onun iç dünyasını zenginleştirir.
Bu cümleye göre, edebiyatın okura yönelik işlevleri arasında aşağıdakilerden hangisi vardır? A) Başkalarını anlamayı sağlama
Bu parçada geçen “yüzeysel olarak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
B) Düş gücünü geliştirme C) Okuma isteği uyandırma
A) Beklentilerle çatışma
D) Yeni yerler tanıtma
B) Yalnızca modernizme hizmet etme
E) Yaşam koşullarını değiştirme
C) Gelişmelere karşı çıkma
(2013-JANA)
D) Yaşamın her alanında etkili olamama E) Teknik açıdan taklitle yetinme (2013-JANA)
Türkçeni̇n Kara Kutusu (Paragraf)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi, şai rin şiirlerinin içeriğiyle ilgilidir?
E) II. ve V.
(2013-JANA)
(I) Nâzım Hikmet yeni bir şairdir, çünkü Cumhuriyet gibi tam anlamıyla bir kopuşu temsil etmektedir. (II) Cumhu riyetin şairidir, onun ürünüdür. (III) Nâzım Hikmet, Divan ve Halk şiirlerinin çizgisinden ayrılmış, çağdaş evrensel şiire açılmıştır. (IV) Bu açılma Tanzimat şairlerindeki ar tık eskimiş olan açılıma benzemez. (V) Şair, alabildiğine geniş insani ve toplumsal sorunlara değinmiş ve geçmişe bugünden bakabilmiştir.
502
Kara Kutu Kitapları
7.
TEST-130
(I) Güneşin gökyüzüne gülümsediği bir bahar sabahı, Ovacık’tan Ölüdeniz’e inen yolun üzerindeyiz. (II) Bizi tarihle buluşturacak olan kırmızı-beyaz işaretlerin peşine düşüyoruz. (III) Yüzyıllardır dağ köylülerinin Fethiye’ye inmek için kullandıkları taş döşeli daracık yolda ilerliyo ruz. (IV) Ölüdeniz’in kartpostallara yansıyan güzelliğiyle Gemiler Adası ve bir gölü andıran Fethiye Körfezi… (V) Havada süzülen yamaç paraşütçülerine bakarak yolu muza devam ediyoruz. (VI) Arkadaşlarımızdan biri ağa ca tırmanıp bize muşmula ziyafeti çekerken önümüzdeki uçurumun kenarında vahşi doğasıyla Kelebekler Vadisi beliriyor.
10. (I) Gönen’in, kendisi küçük ama kaplıcalar konusunda şöhreti büyük. (II) Yer altından 73 C sıcaklıkta fışkırıyor su. (III) Havuzlara alınarak ılıtıldıktan sonra kaplıcalarda kullanıma sunuluyor. (IV) Aralarında romatizma, kalp ve dolaşım sorunlarının da bulunduğu birçok sağlık proble mine iyi geldiği söyleniyor. (V) Gönen’deki üç büyük kap lıca oteli, merkezdeki parkın çevresinde toplanmış.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde kişileştirme söz konusudur?
B) II. cümlede, benzerlerinden ayrılan yönü belirtilmiştir.
A) I.
8.
Paragraf
B) II.
C) III.
D) IV.
Gönen ve kaplıcaların anlatıldığı bu parçadaki numa ralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede, hangi konuda öne çıktığı dile getirilmiştir. C) III. cümlede, suyunun nasıl bir işlemden geçirildiği açıklanmıştır.
E) V. (2013-JANA)
D) IV. cümlede, hangi hastalıkların tedavisinde yararla nıldığı anlatılmıştır.
Bir ağaçta gül de biter diken de. Aşağıdaki atasözlerinden hangisi bu atasözüne an lamca en yakındır?
E) V. cümlede, kalınacak yerlerin bulunduğu bölgeyle ilgili bilgi verilmiştir. (2013-JANA)
A) Bir baş soğan bir kazanı kokutur. B) Bir çiçekle yaz olmaz. ı r a l n D) Beş parmağın beşi bir olmaz. ı y a E) Baş olan boş olmaz. Y l (2013-JANA) a m r o f n (I) Halk buraya “Eflâtun Pınarı” da diyor. (II) Ama ünlü filo - İ
C) Boş başak dik durur.
9.
zof Eflâtun’la bir ilgisi yok. (III) Çünkü tarihi, ondan yakla - © şık bin yıl önceye yani MÖ 1300’lü yıllara dayanıyor. (IV) Nedense halk bu adı vermiş. (V) Geç Hitit Dönemi’nden kalma höyüğün içinde, bir anıt bulunuyor. (VI) Pınara doğ ru bakan görkemli anıt, 7 m eni ve 4 m boyuyla bile, gö renleri büyülemeye yetiyor. (VII) Anadolu’da saklı kalmış pek çok hazine gibi derinlemesine araştırılacağı günleri sabırla bekliyor.
11. Müzik; yaşamımızın önemli bir parçası, ruhumuzun gıdası hatta kendimizi ifade etmenin bir yoludur. Peki ya matema tik? Çoğumuz için bir muamma. Müzik ne kadar duygusal ve sıcaksa matematik bir o kadar mantıksal ve soğuktur. Oysa araştırmalar müziğin ve matematiğin yakından iliş kili olduğunu gösteriyor. Öyle ki beynimiz, müziğin içerdiği karmaşık duygusal mesajlardan başka içindeki matema tiği algılayacak şekilde gelişmiş. Hatta müzikle uğraşma nın matematiksel algılamayı geliştirdiği öne sürülüyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi müzik ve matematik arasındaki ilişkiyi açıklar?
A) II. cümlede, ilk cümleyle ilgili bir açıklama yapılmıştır.
A) Beynin müziği algılayışının matematiksel esaslara dayanması
B) III. cümlede, önceki cümlede belirtilenin nedeni açık lanmıştır.
B) Matematikçilerin çoğunun aynı zamanda müzikle de ilgilenmesi
C) IV. cümlede, ilk cümledeki özel adın niçin konduğu nun bilinmediği dile getirilmiştir.
C) Matematiğin doğada dahi gözlemlenen bir yanı bu lunması
D) VI. cümlede, betimlenen anıtın etki gücü üzerinde du rulmuştur.
D) Duygusal insanların matematik alanında daha başa rılı olması
E) VII. cümlede, kimi eserlerin bakımsızlıktan yıprandığı belirtilmiştir.
E) Sesin kaynağı olan titreşimin matematikle ifade edil mesi
(2013-JANA)
(2014-ALES)
503
Türkçeni̇n Kara Kutusu (Paragraf)
Kara Kutu Kitapları
Paragraf
12. (I) Sapanca Gölü ve çevresi; küçük kent merkezi, bu mev simde iyice tenhalaşmış görünüşüyle çok çekici. (II) Çev rede yapılacak çok şey var. (III) Uzunluğu 16 km olan Sa panca Gölü’nün en geniş yeri 5,5 km, yüz ölçümü ise 55 km2 yani gözümüzde canlandırmaya çalışınca oldukça büyük bir alanı kaplıyor. (IV) Sonbahar, su seviyesinin en düşük olduğu dönem. (V) Burada bir şeyi daha belirtmek istiyorum: Sapanca’ya her gidişimde göle ulaşamamak gibi bir sıkıntı yaşıyorum; merkez, gölden ayrı bir yerde; nedense göl, hayata katılamamış. (VI) Çevre çiçeklendi rilse, banklar konulsa, yöre halkının yardımıyla temizlen se İtalya’nın ünlü göllerinden bile daha çekici olur.
TEST-130
14. (I) Kentin doğusunda yer alan küçük balıkçı teknelerinin barınağı durumundaki Fosa Körfezi’nin sonunda yer alan Kara Kapısı’nın üstündeki aslan heykeli, Venedik sembol lerinin en iyi örneklerinden. (II) Kentin ortası sayılabilecek geniş alanda Roma döneminden kalma forum alanı, üze rindeki eski eserlerle, âdeta açık hava müzesi. (III) Kentin en eski parkı da Beş Kuyular Meydanı denilen bu alanda bulunuyor. (IV) Yüksek doğu duvarlarının ardından başla yan kent, batıya doğru uzanan sokaklar ve meydanlarla bezenmiş. (V) Kapıdan kente girildiğinde sağda kalan meydanda büyükçe beş kuyu yer alıyor.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangileri yer değiştirirse paragrafın anlam bütünlüğü sağlanmış olur?
Sapanca Gölü ve çevresinin anlatıldığı bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilen lerden hangisi yanlıştır?
A) I. ve V. A) I. cümlede, zamana bağlı olarak görülen değişiklik dile getirilmiştir.
B) II. ve III.
C) II. ve V.
D) III. ve IV.
E) III. ve V. (2013-JANA)
B) II. cümlede, doğal güzellikler yönünden zengin oldu ğu anlatılmıştır. C) III. cümlede, sayısal veriyle belirtilen özellikle ilgili öz nel görüş dile getirilmiştir. D) V. cümlede, bir soruna ilişkin açıklamaya yer verilmiş tir.
ı r a l n (2013-JANA) ı y a Y l a m r o f n İ
E) VI. cümlede, bir öneri, sonuçlarıyla birlikte belirtilmiştir.
©
13. (I) Dünya nüfusunun artış hızı ve yaşanan ekonomik ge lişmeler dikkate alındığında toplumların sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenme ihtiyaçları her geçen gün daha büyük anlam kazanıyor. (II) Ülkeler ileriye dönük stratejilerini, güçlü ve sağlıklı bir toplum üzerine kuruyor. (III) Bu du rumda, ülke olarak bizim de gıda üretim potansiyelimizi bilim ve teknoloji yardımıyla iyi kullanmamız gerekiyor. (IV) Bu kapsamda, üstün beslenme özelliklerine sahip süt ve süt ürünleri, ülkemiz gibi genç ve hareketli nüfusun fazla olduğu toplumlarda hayli önemli bir yer tutuyor. (V) Doğada yalnızca sütte bulunan laktoz, beslenme fizyolo jisi açısından da hayli önemlidir ve mutlaka düzenli olarak alınması gerekir.
15. (I) Ünlü bir kişiyle kısa ya da uzun süren bir arkadaşlığı nız olduğunu düşünelim. (II) Size uzun mektuplar yazdı, birlikte fotoğraflar çektirdiniz; bu ne anlama gelir? (III) Siz şimdi o kişinin iç evrenini gereği gibi anlayıp onu her yö nüyle tanıdınız mı? (IV) Sanatçılar; bir günü bir gününe benzemeyen, duygulu, tutkulu, coşkulu insanlardır. (V) An gelir öfkelenir, en sevdikleri insanı yerin dibine batırır; birkaç gün geçmeden aynı kişiyi göklere yükseltirler! (VI) Ayrıca sanatçı, sözler uçar gider ama mektuplar kalır el lerde ve bir gün bu mektubu yayımlarlar diye düşünmez. (VII) Bu yüzden ben de sanatçıların, ölümünden sonra mektupları yayımlanarak, eski defterleri karıştırılarak özel yaşamının irdelenmesinden hiç hoşlanmam.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi, dü şüncenin akışını bozmaktadır?
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag raf hangi cümleyle başlar?
A) I.
A) II.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
B) III.
C) IV.
D) V.
(2013-JANA)
(2013-JANA)
1-A
2-A
3-D
4-C
Türkçeni̇n Kara Kutusu (Paragraf)
5-E
6-B
7-A
E) VI.
8-D
504
9-E
10-B
11-A
12-B
13-E
14-C
15-C