Üç Ayda Bir Çıkar / Published Quarterly KURUCUSU (Founder) Prof. Dr. Sadık TURAL Başbakanlık (Atatürk Yüksek Kurumu Başkanı) Cilt: 11,2004 / Nevruz (Bahar) 40 Volume:ll, 2004 / Nawruz (Spring) 40 BAŞBAKANLIK ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ BAŞKANLIĞI Adına Sahibi (Owner on behalf of Atatürk Culture Center) Prof. Dr. Taciser ONUK
Kapak Tasarımı / Cover Designer :
GENEL YAYIN YÖNETMENİ ve YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ (General Coordinator and Editör) İ m r a n BABA
Burak TARLAKAZAN
Yönetim Yeri / Managing Office Gazi Mustafa Kemal Bulvarı, 133 06570 Maltepe/ANKARA
Telefonlar / Telephones S a n t r a l : (0.312) 232 22 57-231 23 48 Yazı İşleri/Editoriat: (0.312) 232 43 21 Abone İşleri/ Subscription: Vedat DEMİRBAŞ (0.312) 232 39 13 Belgegeçer (Faks) : (0.312) 232 43 21 Fiyatı / Price 4.000.000. TL. Dış Ülkeler İçin Yıllığı / Payment: 20 $ (Gönderme Gideri Hariç) Posta Çek Numarası : 212938
ISSN 1300 - 283X BİLGE DERGİSİ Akademik ve Hakemli Bir Dergidir.
YAYIN KURULU (Editorial Board) Prof. Dr. Hakkı ACUN (Gazi Üniversitesi) Prof. Dr. Ayşe AYATA (O.D.T. Üniversitesi) Prof. Dr. Önder GÖÇGÜN (Pamukkale Üniversitesi) Prof. Dr. Nevzat GÖZAYDIN (A.Ü.D.T.C.Fakültesi) Prof. Dr. Nilüfer TUNCER (Hacettepe Üniversitesi) Prof. Dr. Ali UÇAN (Gazi Üniversitesi) Nail TAN EDİTÖRLER (Editors) Dr. Müjgan CUNBUR Uzm. Şebnem ERCEBECÎ BU SAYININ HAKEM KURULU (This Issue's Editorial Board) Prof. Dr. Halit ÇAL, Prof. Dr. Önder GÖÇGÜN, Prof. Dr. Nevzat GÖZAYDIN, Prof. Dr. Nilüfer TUNCER, Doç. Dr. Özkul ÇOBANOĞLU, Doç. Dr. H. Gazi TOPDEMİR, D oç. Dr. Naciye YILDIZ, Dr. Müjgan CUNBUR, Nail TAN YURTDIŞI TEMSİLCİLİĞİ (Representative Abroad) A.B.D. : Doç. Dr. Mustafa ÖZCAN Azerbaycan : Prof. Dr. Kâmil VELİYEV Danimarka : Zeynel KOZANOĞLU Kazakistan : Prof. Dr. Şâkir İBRAYEV Kırgızistan : Prof. Dr. Abdıldacan AKMATALİYEV K.K.T.C.: Harid FEDAİ Macaristan : Prof. Dr. G. HAZAİ Özbekistan : Prof. Dr. Begali KASTMOV Tataristan : Prof. Dr. Hatip MİNÎGULÎ Türkmenistan : Prof. Dr. Annagurban AŞIROV Afganistan : Dr. Hammad Muhammed Alem Dizgi - Tasarım - Ofset Baskı/Design-Press Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Basımevi Bişkek Cad (8.Cad) 81. Sokak No:2 Emek/ANKARA Tel : 212 64 95 / 108 -109
İÇİNDEKİLER
Taciser ONUK
:
40. Sayıdan Merhaba
4
MAKALELER Nail TAN
:
Atatürk ve Nevruz
8
Mehmet Serhat YILMAZ
Kastamonu'da Ergenekon BavramıNevruz 1914-1915
_
13
Siraceddin HACI
Milli Düşüncemizin Kaynaklarından - Nevruz Bavramı
25
Ali ŞAMİL
Karabaşlar'dan (Sümer) Karapapaklar'a Kadar (Türk) Yılbaşı Bayramı
29
Arivka GELAYEVATürk Soylu Halkların Ortak Olarak Önemsediği Manevi Değerlerinin
Svetlana BAŞİYEVA
Karaçay- Malkar Atasözleri ve Devimlerinde Yansıması Nurettin ÖZTÜRK
:
38
Organizmacı Görüş Açısından: Namık Kemal'in Hasta Adam Makalesi ve Tanzimat
Sevda ŞENER
42
Tiyatro ve Etik
_
50
YAYIN TANITIMLARI Mustafa DENKTAŞ
:
"Osmanlı Beyliği Mimarisinde Taş Süsleme"
54
Ayşe YILMAZ
:
"Cengiz Aytmatov Hayatı ve Eserleri Üzerine incelemeler"
59
Nevin BALTA
:
"Türk Gölge Oyunu Karagöz"
61
Fahri TEMİZYÜREK
:
"Salih Zeki Aktay Hayatı-Eserleri-Edebî Kişiliği"
63
Sinan GÖNEN
:
"101 Türk Efsanesi"
65
Reşide GÜRSES
:
Uluslararası Türk-Ermeni Tarih ve Kültür Sempozyumu Bildirileri (27-28 Kasım 200l/Ankara) Adlı Eserin Birinci Cildi Çıktı
66
HABERLER Afet BAL
Başbakanlık Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı 2004 Yılı Nevruz Etkinlikleri (16-21 Mart 2004)
68
Afet BAL
:
Bakü'de "Türkiye Araşırmaları Merkezi" Kuruldu
83
Afet BAL
:
Atatürk Kültür Başkanlığının Yeni Yayınları
85
Reşide GÜRSES
:
Türkçe Günleri Toplantısı Yapıldı
87
:
Nevruz Konulu Şiir ve Kompozisyon Yarışmasının Birincileri
89
Mustafa GÜNDÜZ
:
"Büyük Ortadoğu Projesi"
90
Afet BAL
:
Mustafa Paşa (Sinasos) 3. Kültür ve Sanat Festivali {21-22 Ma\ıs 2004)
93
Bilge (Yayın, Tanıtım, Tahlil Eleştiri Dergisi) Yayın ilkeleri
94
Derya ŞİT-Çisem Çağla KAPLAN
Bilge 2
2004
Nevruz (Bahar)
40
of the Ottoman historiographs are regarded as the
Organizmacı Görüş Açısından: Namık Kemal'in Hasta Adam Makalesi ve Tanzimat
followers of İbn Haldun. notion
of pessimistic
optimistle
one.
maintained
the
Hint, Çin, Grek ve Roma felsefelerinde, Orta Çağ ve organizmacı
gö
Organizmacı görüş XIX. yüzyılda
daha da yaygınlaşmıştır. Farabî, İbn Sina ve Gazali İslâm
dünyasında
en büyük sözcüsü İbn Haldun 'dur. rinin çoğu İbn Haldunisttir.
organizmacılığın Osmanlı tarihçile
Nâmık Kemâl de
"Hasta
Adam " makalesinde karamsar organizmacılığı eleşti rir.
İyimser
organizmacılığı
Jön-Türklerde mâl'in
de
anılan
sürer.
savunur.
Bu
makalesi
Bu
makalede
düşünce
Nâmık
organizmacılık
Ke
açısından
Nâmık
the
organicism,
Namık Kemal.
2
Yunan ve
tarihçisi
Aristoteles,
1
Thukydides , devleti
ve
filozof toplumu
organizmaya benzetirler. Hint kast düzeni bütünüyle sosyal mobiliteye kapalı,
katı bir organizmacılık
üzerine kurulmuştur. Çin ve Roma felsefelerinde de organizmacı düşünürlerinin organizmaya
görüşlere de
pek
benzeterek
rastlanır. çoğu
doğu
anlatırlar.
Orta
Çağ
toplumlarını İki
büyük
Hıristiyan düşünüründen biri olan Saint Augustinus (diğeri Saint Thomas); evrenin genesis/yaratılıştan eskaton/kıyamete kadar sürecek tarihini bir yandan İbranî geleneğindeki peygamberlere göre dönemlere ayırırken bir yandan da bu dönemleri; l.infantia (Adem'den Nuh'a dek süren çocukluk:0-6 yaş),
çözümlenmektedir. Anahtar
study
oldukça eskidir.
"Organizmacılık" çok eski bir sosyal görüştür.
organizmacıdır.
this
the also
genel deyişle bir organizmaya benzetiliş düşüncesi
Özet
rüşlere rastlanır.
In
have
Toplumun veya siyasî bir varlığın, insana ya da
Platon
de
and defends Tıırks
approach.
Keywords: Society,
Eski
düşünürlerinde
same
Young
be examinedfrom an Organicism perspeetive
Pamukkale Üniversitesi, Yeni Türk Edebiyatı, Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Bölümü.
çağı
Organicism
The
aforementioned article of Namık Kemal is going to
Yard. Doç. Dr. Nurettin ÖZTÜRK
Rönesans
Namık Kemal in his article
entitled "Hasta Adam " [The Sick Man] criticizes the
Kelimeler:
Toplum,
organizmacılık,
Kemâl.
2.puertia(Nuh'tan İbrahim'e dek süren ergenlik öncesi: 7-13 yaş), 3 .adolescentia (İbrahim'den Davud'a dek süren ergenlik: 14-17 yaş),
Abstract "Organicism " is a very old social thought. We encounter this thought in various civilizations such as Indian,
Chinese,
Greek and Roman civilizations,
and in some remarkable er as like the Middle Ages and Renaissance. largely in world,
The idea of Organicism spreads
the nineteenth
philosophers such
(Avicenna) Organicists;
century.
and Al-Ghazali however,
the
in the Islamic
as Al-Farabi, can
be
İbn
Sina
regarded
most prominent
representative of this movement is İbn Haldun.
A.juventus (Davud'dan Bâbil sürgününe dek sü ren gençlik: 17-24 yaş), S.aetas senior (Bâbil sürgününden İsa'nın doğu şuna dek süren olgunluk25-34 yaş), 6.senectııs (İsa'nın doğuşundan kıyamete dek sürecek olan ihtiyarlık:35 ve sonrası) biçiminde insan hayatının biyo-psiko-fızyo-organik
as
evrelerine benzeterek sıralar. 1 Bu düşünüş Niccolo
lslamic
Macciavelli, Tommaso Campanella gibi Rönesans
Most
çağı düşünürlerince de benimsenerek sürdürülmüştür.
2004 /Nevruz (Bahar)
40
Her türlü politik birime beden metaforu aracılığıyla yaklaşan
ve toplum kurumları
arasındaki
bağları
Tunuslu
Prof.
Muhammed
(ol.29.12.1974)
bunlardandır.
b.
Tâvit
21
et-Tancî
Fakat
şu
da
canlılardaki duruma benzeten iki ayrı kolu bulunan
söylenmelidir ki İbn Haldun teorik soyutlamalarını
organizmacı görüşün, XIX. yüzyılda daha geniş bir
(abstraction) oluştururken Yıldırım ve Timur dönemi
kabul gördüğü söylenebilir. J. D. Bluntschli, Bonald,
Anadolusu ve Türkler üzerinde yaptığı gözlemlerden
de Maistre, Burke, Adam Müller, Herder, Lessing,
de
yararlanmıştı.
Dolayısıyla
Türk
tarihçi
ve
Fichte, Kant, Schelling, Hegel, Krause, Saint-Simon,
düşünürleri İbn Haldun'un söylediklerine pratik ola
Comte,
rak
Durkheim,
Schâffle,
Rene
Espinas,
Worms,
Spencer,
Noviçov,
Lilienfeld,
Bogardus
ve
Parsons gibi adlar, XIX. yüzyıldan bu güne toplumu biyo-organik bir bünye gibi görüp değerlendirenlerin başında gelmektedir.
4
yabancı
Onlar
Mukaddime
zaten
bulmaktaydılar. Toplum ve devleti bir organizmaya benzetmekle birlikte,
Türk ve İslâm düşüncesinde de toplumu bedene
değildiler.
yazarının anlattığı fikrî çerçeveyi hayatlarının içinde
Osmanlı-Türk
toplumun/içtimaî
tarihçi
ve
uzviyetin/sosyal
düşünürleri organizmanın
benzeten görüşlere daha ilk dönemlerden itibaren
ölümü konusunda karamsar değildiler. Avrupa'da
rastlanmaktadır. Bu kültür dairesinde Farabî, sosyo-
Rönesans döneminde yeniden canlanan "Altın çağın
politik
yeniden geleceği inancı" gibi, Türk siyâsetnâme ve
düşüncelerini
"Fusûlü'l-Medenî"
yoğun
ve
olarak
sergilediği
"Medînetü'l-Fâzıla"
adlı
tarih yazarlarında da eski üstün günlerin yeniden
eserlerinde kenti/devleti vücuda ve kalbi de devlet
diriltilebileceği inancı vardı. Bu, kaderci (fatalist-
başkanına benzetir ve bu görüşüyle kronolojik açıdan
finalist) organizmacılıktan iradeci (volontariste) or-
organizmacılığın
ganizmacılığa
önemli
temsilcilerinin
başında
5
gelir. İbn Sina, "Ruh ve Nefs Arasındaki Fark" baş
yandan da onlardan daha ayrıntılı çözümlemeler yapar. 6 "Kimyâ-yı Saadet" inde Farabî'den hareketle kalbi padişaha, aklı da vezire benzeten Gazalî de organizmacıdır. 7
Bununla
birlikte,
Türk
ve
İslâm
bakımından
Türk
düşünce
tarihinde önemli bir ilerlemedir.
lıklı risalesinde organizmacılık açısından bir yandan Platon, Aristo ve Farabî'nin izinden giderken bir
geçiş
"Yeni
Osmanlılar
ile
Bab-ı
Alî"
adlı
makalesinde geçen; "Devlet bir vücûd farzolımdukta, erkân-ı
âzâsındanız.
Hey'et-i
biz dahî anın
vücûda
arız
olan 22
fenalıktan hissemizce biz dahî müteessir oluruz. "
dünyasında organizmacılığın en büyük temsilcisi,
şeklindeki
toplumların
tarihçisi ve düşünürü olarak organizmacı geleneğin
da
insanlar
gibi
doğup
yaşayarak
öldüklerini söyleyen tavırlar nazariyesi sahibi İbn
sözleriyle,
önemli
bir
Osmanlı-Türk
içinde olduğu görülen Nâmık Kemâl 2 j de
"Hasta
Haldun'dur. Hippocrates'in mizaçlar sınıflamasından
Adam " makalesinde karamsar organizmacılığı eleş
ve İbn Haldun'un görüşlerinden yararlanan Kâtip
tirir; toplumun tabiî ve mukadder ölümü görüşüne
8
Düstûr'unda,
Çelebi,
kurumlarındaki çözümler.
9
Osmanlı
bozulmayı
Devleti'nin
organizmacı
yöntemle
Zaten Osmanlı tarihçilerinin çoğu İbn
Haldunisttir.
10
İsâmeddin
Ahmed 1 2 ,
Gelibolulu
Âli",
Taşköprîzâde
Naîmâ 1 ',
Müneccimbaşı
14
karşı çıkar. Hürriyet'te (Nu:24, 23 Şaban 1285/7 Kanûn-ı
evvel-7
yayınlanan
Aralık
makalesine
1868
Pazartesi
klasik
günü)
organizmacılığı
yansıtan şu sözlerle başlar: "Hasta adam ta 'bîri Fransızlar beyninde öyle
Ahmed Dede bin Lütfullah , Mansûrîzâde Mustafa
bir vücûd-ı ma'nevîye 'alem olmuştur ki başı Avrupa
Nûrî Paşa 1 5 , Hayrullah Efendi 1 6 , Pîrîzâde Mehmed
dediğimiz
Sâhib
17
Efendi ,
Abdüllâtif Subhî
18
Paşa ,
Ahmed
devlethâne-i
medeniyetin
en
güzel
bir
noktasına yaslanmış ve kendi üç kıt 'anın en mühim
Cevdet Paşa 1 9 ve hatta eğitimci Satı Bey 2 0 ile yine
mevkilerine uzanmış genç,
İbn
dukça yaşamaya miista 'idd bir koçak yiğit iken can
Haldun
döneminde
gibi
Tunuslu
Türkiye'ye
gelerek
olup
Cumhuriyet
İstanbul
Yüksek
İslâm Enstitüsünde Mezhepler Tarihi dersleri veren
2004 / Nevruz (Bahar)
40
çekişip
yatıyor24
dinç,
Bî-çârenin
güzel dünya dur
nâmı
ise
Devlet-i
'âliyedir.
Bilge 45
Ağlamaz
mı
bakıp
Osmanlı
ahvâl-iperişanımıza
İmparatorluğuna \ en ten Hasta Adam"
unvanı şâirce de benimsenmiştir.
Dil ii can ile seven devletini, milletini.
Bilindiği gibi bu unvanı Çar Nikola bulmuştu.
Nice zâr olmayalım saltanatın hâline kim 1853
2S
Ne zamandır çekiyor, sadr u fu 'âd illetini. "
yılında.
sarayında
Ya biz bu müzmin 'illetleri düşünelim de hastamızın
Grandüşes H e k n a Petersburg'daki
bir
gece
düzenler.
Geceye
bürokrat,
aristokrat ve diplomatlarla birlikte Çar Nikola da
hayâtından kat'-ı ümîd mi edelim? Hayır, devlet bir şahıs
çağırılır.
tır, ama şahs-ı ma'nevidir. İbn. Haldun'un dediği gibi özyle
Hamilton Seymour'a Türkiye'yi paylaşmak planını
'ömr-i tabi'îsi filanı yoktur. Hatta sadr u fu'âd dediği
açıklarken şöyle der:
Davette
miz'illetler de hakikat değil, bir kuru 'ünvâv ve nâmdan 'ibarettir.. ..Hastalığının hakikati kıllet-i rical, kıllet-i mâl, kıllet-i 'askerî kıllet-i esbâb, ve'l-hâsıl kıllet, kıllet, kıllet,
Şâir
makalesinin
bu
sözlerden
Fransız Devrimi sırasında Jakobenlerce benimsenen "Vatan
tehlikede!"
(La
Patrie
est
en
danger!)
kuramını andırır bir tutumla devletin şifa bulması için
İngiliz
elçisi
Sir
çok
ağır hasta bir adam var " Bundan
sonraki
ara
"Bakınız .' KoOanmmzm arasında hasta,
herşeyde kıllet. Onun menşe'i ise istibdâd-ı hükümettir.
bölümünde Rusya gibi komşuları yılana benzetir, ve
Çar bir
leti'nden
sonra
söz
Avrupalılar
ederken,
bep
bu
Osmanlı "Hasta
DevAdam"
benzetmesini kullanatar.'* Ne var ki, yabancıların Hasta Adam'dan umutsa/ I ı h ı ıl MU I I karşılık, Nâmık Kemâl umutlu ve iyimserdir atlatılabilir. bünye eski Hastalığın
alınması gereken önlemlere geçer. Yazarın bir İslam
ffg)
aüanknası
Ona göre hastalık kavuşabilir.
için.
diğer
Tanzimat
Tarihi ve bir de Askerî Tarih'ten genişlettiği Osmanlı
dönemi
devlet adamları ve aydınları gibi Nâmık
tarihi kaleme aldığı, Evrak-ı Perişan'ı ve Cezmî,
Kemâl
de
Celâl gibi tarihî-edebî eserleri hatırlanacak olursa,
düşüncesini öneriyor ve savunuyordu. Bu konuda
Osmanlı
(Pan
Osmanizm)
onda tarihîlik bilincinin kapsamı daha berrak gö
iyimserdi.
rünür. Nâmık Kemâl, işte bu tarihîlik bilinci ile
durumunda iyileşme sağlanacaktı. Bunun için şöyle
yurtseverce duygularını birleştirerek, baskıya karşı
yazıyordu:
hukukun üstünlüğünü çıkarır ve ilerleyen satırlarda Molla Güranî ile Fatih arasında geçen kazâ gücünün
"(Pan-Osmanizm ihtilâfımız
büyüklüğü
görülen
göre
işte
bu
şeriat/hukuk
üs
tünlüğüdür. Eski büyüklüğe ulaşmanın yolu da halka özgürlüğünün
geri
verilmesi
üstünlüğünün
yeniden
ve
sağlanmasıdır.
yasal
egemen ahali/halk olmalıdır. Görüldüğü gibi Nâmık Kemâl tıpkı Renan ve Şinasi gibi yeni düşüncelerini eski kalıplar içinde dile getirmeye özel önem ver mektedir. Bu onun anlam sorunundan önce dil ve anlatım sorununa önem verilmesi gerektiğine ilişkin tutumu ile de örtüşmektedir. Üslup ve düşüncedeki pervasızlığının
nedeni,
yerli
söylemin
içinden
konuşmasındandır.
millet ve bunlar,
saltanatın
epeyden
çekmektedir.
Bilge 44
perişanlığına
beri
göğüs
Anlaşılacağı
ve
gibi,
ağlıyor;
Osmanlı
Devleti,
bir
çalgı
ihtilâflar gibi
hûmmınm dâamâ
bir
mukaddemâtında hüsn-i
âhenge
Bu sözlerde geçen çalgı takanı ve hüsn-i ahenk tamamlamaları, oreanizmacıbğm daha da
gelişmiş
bir biçimi olan Geştalt gnnjfinfi hatırlatmaktadır. Bu görüşe göre vardır. taşırlar.
"bütün' ün özel ve derin bir anlamı
Parçalar ancak
"bütün" ün içinde kıymet
Anlam bütünlükledir. 3 Nâmık
düşüncesinde
parçamı
Osmanlı
Kemâl'in
kavimleridir
ve
yukarıdaki benzetmede, tek tek çalgılara karşılık gelmektedirler. Geştalt
Yurtsever şair yukarıya alınan beyitlerde devlet,
sayesinde)
korunması
hizmet edecektir- ~~
hukukun Tek
bütünlüğünün
her uzviyete nâtıkıyet gdmâf bir vücuda benzeyecek;
icraya üstünlüğüne ilişkin öyküyü aktarır. Devletin ona
Osmanlı
birliği
Hüsn-i ahenk,
görüşündeki
"bütün"
Pan-Osmanizme ve e
karşılık
olarak
kullanılmıştır.
çünkü
Tanzimat'ın üç büyük paşası Mustafa Reşid, Âli
kalp
hastalığı
ve Fuad Paşalar. Osmanlı birlik ve bütünlüğünün
XIX.
yüzyılda
korunmasıyla zorlukların geçeceğini, siyasî hastalığın
Sİhİİl
2004/Nevruz
40
iyileşeceğini düşünüyorlardı. Bu konuda, muhalifleri
zamanda telmih de yaptığını görürüz. Çünkü Fuad
olan Yeni Osmanlılar ile hem-fıkirdiler ve onlar gibi
Paşa yukarıda da belirttiğimiz gibi kalp hastasıydı ve
iyimserdiler. Diğerlerinden biraz daha iyimser olan
hiçbir işinde tedirgin ve kaygılı davranmaz; devlet
Fuad
işinde de heyecandan kaçınırdı. Zaten Fuad Paşa
Paşa,
Çar
Nikola'nın
"Hasta
Adam"
Tıphane'nin ilk mezunlarındandı ve mezuniyetinin
nitelemesine karşı şunları söylüyordu: "Ben
Türkiye'yi
tanırım.
Her
tarafını
muayene
ettim,
şu
Çar Hazretlerinden
daha
vurdum,
içli
hakikate
naturası gayet sağlam
dinledim, vardım
olduktan
hastalıkla da ma'lûl değildir. yakalanmıştır.
ki,
maâdâ,
iyi dışlı
Türklerin uzvî hiçbir
Türkiye cildhastalığına
Fakat çabuk iyileşmesi
için
vücûduna
29
süreceği kükürdü yoktur.
"
Bazı kaynaklar, Fuad Paşa'nın iyimserliğinin, kaygısızlık, vurdumduymazlık ve aldırmazlığa kadar vardığını
söylerler.
30
Cevdet Paşa'nın belirttiğine
göre bu aldırmazlık o derecedeydi ki eşinin ırz ve namus yönünden laubali davranışını bildiği halde buna
aldırmazdı.
Çünkü
yine
Cevdet
Paşa'nın
anlattığına göre eşinin babası Ahmed Efendi Nusayri olup,
"bunlarda ırz ve hamiyet kaygısı yoktur". Eşine
bu davranış babasından kalmıştı. Eşinin kardeşi de öyleydi. Fuad Paşa iç güveyisi girdiği için, ailenin yapısına uymak zorunda kalmıştı. Ne var ki asıl
ardından
Tophane
diploma
almış
Cevdet
olduğundan,
kendinden
kalp
hiçbir iş için telaş etmemek, kaygıdan uzak yaşamak olduğunu bilirdi.
36
Fuad Paşa yalnız iyimser bir
organizmacı değil, aynı zamanda kendini
"içtimaî
tabib " sayan bir elitisttir. Tıphane mezunu bir devlet adamının böyle düşünmesi de olağandır. Sonradan bu tavır Jön-Türklerde de sürer. Osmanlı gazetesinde 1 Şubat
1898'de
yayınlanan
"Kıyam"
adlı
bir
makalede, adını vermeyen bir yazar, toplumun kişi vücûdunun
aynı
olduğunu
anlatıyor
ve
"heyet-i
içtimaiye de tabiblere ihtiyaç duyar" görüşünü ileri sürüyordu. 3 7 Doktor Abdullah Cevdet, 1 Ocak 1905 tarihli İçtihad'da, Gustave Le Bon'un Les Lois Psychologiques de L'Evolution des Peuples adlı eserini niçin Türkçe'ye çevirdiğini şöyle açıklar:
Fuad Paşa kalp hastası idi. 1868'de kalp tedavisi için
kavimlerin
Kalp
5
hastalığının bulunduğunu ve bu illetin baş ilacının da
"Bir
gittiği Fransa'nın Nice kentinde ölmüştü.
olmuştu/
Paşa'nın işaret ettiği gibi, Fuad Paşa Tıphane'den
sebep bu değildi. Cevdet Paşa'nın da bildirdiği gibi, 31
doktoru
kavmin
içtimaî
organlarının
tabibi
teşrih
olmak
isteyenlere
ve fizyolojisini gös
termek için, bu kitabı çevirdim. "38
hastalığı babasından kalmaydı. Hasta oğulları Nâzım
Tevfik
Fikret'e
göre
de
ve Kâzım da, babalan Fuad Paşa'nın sağlığında aşırı
(Promete
kilo ve kalpten ölmüşlerdi. 3 2
Vedâı'nda): tabip ise gençliktir.
şiirinde),
Nâmık
Nâmık Kemâl'in başta andığımız beyitlerdeki
"hasta
Kemâl,
nine"
önemini
dir
(Halûk'un
hiç
yitirmeyecek
Adam"
makalesinin
görüşler
gelmektedir.
sonunda "içtimaî tabib" konumundaki Fuad Paşa'ya
olmak",
"illet"
sözleri
"ahvâl-i perişan", ile
"sadr"
ve
"zâr "fu'âd"
ve diğerlerine şu ezelî soruyu sorarak sözünü bağlar:
kelimeleri arasında tenâsüb vardır. Öte yandan şairin "Hatta
sadr
değil,
bir
u fu'âd kuru
sözlerinden "fu'âd"ın
dediğimiz'illetler
'ünvân
hareketle, da
Fuad
ve
nâmdan
"sadr "m Paşa
de
hakikat 'ibarettir"
bakanlık
demek
"Ey
devlet!
rın
muavenetine
Şu
vatan
ki
umûmun
Elinizde zâr zâr inliyor.
müracaat
etmeden
hiçbir
Anâsı hastanın
ve
sıhhati kabil olmayacağını da bilirsiniz. Nice bir bu
olabileceği
dâiye-i menfaat, nice bir bu arzû-yı istiklâl! Tababet makamına
Gerçekten Fuad Paşa,
Hastalığında
ve
etıbba-yı
müşterek vâlidesidir.
düşünülürse, bu iki kelimede tevriye olduğu anlaşılır. 1861-1863
"Hasta
hastalıklıdır
"sadr" ve 'fu'âd" sözleri, göğüs ve kalp anlamlarına "Ağlamak",
bulunan
vatan
1863-1866
gelmişken ayak
siz terinden
ayn-ı
illet
müstefîd
oldunuz?9
olmağa
göz
arasında iki defa sadrazam olmuş 3 3 , 18 52, 18 5 5-
dikmek ve öldükten sonra eşyasını çalıp satmak için
1856, 1858-1860, 1867-1869 arasında da dört defa
validesinin
Dışişleri Bakanlığı yapmıştı. 3 4 Tevriye sanatını kabul
Lanet o ahlâk-ı habîseye ki üç günlük safâ için altı
ettiğimizde, Nâmık Kemâl'in
2004 / Nevruz (Bahar)
40
itlafına
çalışmak
hangi
insana yakışır?
"fu'âd" sözüyle aynı
Bilge 45
yüz yıllık
bir devletin
ebed âlemin
harabına
mahkeme-i
sebeb
vicdanında
olarak
mazhar-ı
ile'lnefrîn
0
ede.'"
Cevdet Paşa, Tezakir, (baz. C. Boysun). Ank. TTK Yayınları, 1986,C.I-rV Mustafa .Varı Paşa we EserT, Makaleler
Çağatay Neşet,
Türk
edebiyat
ve
düşüncesinde
orga-
nizmacılığın daha geniş bir biçimde araştırılması,
ve İncelemeler içinde. Konya. Selçuk Cniv. Yayınları, 1983, s.405-423 (TTK Belletea. S.16Tden» Ham.
ismail
İzaha
Osmanlı
Türk düşünce ve edebiyat dünyasında yeni ufuklar
Danişmend
açabilir. Bu mütevazi çalışmada kısaca da olsa ilk
Kronolojisi, İst. Türkiye YayaKvi. 1971, C. IV
Tarihi
kez edebî bir metnin organizmacı görüş açısından
Donbay Ali. Namık kemal'•• Hirrr>et Gazetesindeki
yorumu yapılmaya çalışıldı. Başka metin ve yazarlar
Makaleleri. Konya. Seiçak Can. SBE Basılmamış Yük.
üzerinde
Lis.Tezi,1992
yapılacak
tamamlayabileceği
gibi,
incelemeler
birbirini
düşünce
edebiyat
ve
Ebüzziya
Tevfik.
M
M
E4ebf>at-ı
H
Osmaniye,
Matbaa-i Ebüzziya. ıTensü-ı Sâdesi. kostanünıye, 1329
ortamını da zenginleştirebilir.
Elibol Sadenin. İı ı lah^aı Tarihi Üzerine. İst. Akçağ Yayınlan, 1989
KAYNAKÇA Abdurrahman
Şeref,
Tarih
Söyleşileri
(Müsahabe-i
Erdem Selman. PıatalajL İSL Fİ Yaymevî, 1986 Mehmet,
Banerca
lakaapçı
Tarihiye), (sad. Mübeccel Nami Duru), İst. Sucuoğlu
Erdül
Matb. 1980
Toplumsal Dönüşü» Yayadan. 2 M 0
Ali
Suavi,
İst.
Abdurrahman Şeref, T a r i h Musahabeleri, (haz. E. Koray),
Fârâbi. El \led3aertJ-Fizaa. içe». A. Arslan), Ank. KTB
Ank. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, 1985
Yayınlan, 1990
Akarsu Bedia, Ahlâk Öğretileri, İst. Remzi Kitabevi, 1982
Fındıkoğlu Zıyacddaı Fahri, lirine de İbn-i Haldımizm ",
Arslantürk
Zeki,
Naîma'ya
Göre
Osmanlı
Toplum
Yapısı, İst. Ayışığı Kitapları, 1997 Ateş Toktamış, Siyasal T a r i h , İst. İ.Ü. İkt. Fak. Yayını, 1982, Cilt I Baykal Bekir Sıtkı, "Namık Kemal 'e Göre Avrupa ve Biz", N a m ı k K e m a l H a k k ı n d a içinde, İst. DTCF Türk Dili ve
Köprü»
Bayraklı Bayraktar, F â r â b î ' d e Devlet Felsefesi, İst. Doğuş
Fındıkoğlu
İst.
Osman
Yalçın
Znactüa
Fahri.
İrtaaaiyat
İkinci
Cilt:
Metodoloji Nazariyeleri, fat İÛÎF Yayınlan. 1961 Fleischer Corael H_ Tarihçi Masrafa Âli. İst. Tarih Vakfı Yurt Yayınlan. 1 9 %
Bakanlığı Yayaaan. 19*7 Göçgûa Ö a a e c
Yayınları, 1983, Bitlisli İdris, Ank.
Arangaaı i â a d e
Matbaasu 1953
Göçgün Önder. Vaaak KeaaB, Ank. Kültür ve Turizm
Ed. Enst. Neşriyatı :2, Vakit Matbaası, 1942
Bayrakdar Mehmet,
Fuad
KB Yayınları,
1991
YaaaaV
liaa~a
Şairliği
ve
Bütün
Şiirleri A a k AKM V ı j a a a ı . 1999 Gökyay Orhan Şaft. k â n a Ceiehî. Ank. Kültür ve Turizm
Berkes Niyazi, T ü r k i y e ' d e Çağdaşlaşma, İst. Doğu-Batı Yayınları, 1978 Cemâledin, Osmanlı T a r i h ve Müverrihleri, Dersasadet. İkdam Matbaası, 1314 Cevdet Paşa, Cevdet Paşa T a r i h i ' n d e n Seçmeler, (haz. S.
Güngör V v n . Zrıaeaaaı Fahri F anlık oğlu. Ank. Kültür Bakaaağı Yayaaao. 1991 K a n i Emer Zıya. O t a ı ı a a Tarihi. .Ank TTK Yayınları, 1983. ÇATI
Irmak, B. K. Çağlar), İst. Başbakanlık Kültür Müsteşarlığı
Kiz? Cî.trr-. DfariV«T-\awl.
Kültür Yayınları, Milli Eğitim Basımevi, 1973, C.I-11
ve Tarizaı Bakaahfı Yayaaan. 19*2
Cevdet Paşa, M a ' r û z â t , (haz. Y. Halaçoğlu), İst. Çağrı
•-
z—n
J:c-.~^ı.
haz
A.: Car... Ank. Kültür
[hri.^-.c
Kuramları
ve
Yayınları, 1980 Cevdet Paşa, Tarih-i Cevdet, Üçdal Neşriyat, İst. Üçdal
Kâseaaaai haaeaaı Sari. S a n l a p Tarihi. İst. Remzi
Neşriyat, 1983, C.I-VI
Kâaacri. I9S2
Bilge 46
2004 / Se\-ruz (Bahar)
40
Kuran
Ercüment,."Bir
Osmanlı
Aydını,
Sâlı
El-Hıısri
Ülken
Hilmi
Ziya,
"Kâtip
Çelebi
ve Fikir Hayatımız",
Kâtip Çelebi, Hayatı ve Eserleri H a k k ı n d a İncelemeler
(1880-1868)", Türkiye Günlüğü, Yaz 1991, S: 15
içinde, Ank. TTK Yayınları, 1985
Kurtkan Amiran, Sosyoloji, İst. Devlet Kitapları, 1980 Mardin Şerif, Jön T ü r k l e r i n Siyasi Fikirleri, İst. İletişim Yayılan, 1983 Mc Neill William, Dünya Tarihi, (çev. A. Şenel), İst.
Ünal Tahsin, T ü r k Siyasî Tarihi, İst. Emel Yayınları, 1978 Yurdaydın Hüseyin Gazi, İslâm Tarihi Dersleri, İst. 1971 Ergün
Kaynak Yayınları, 1985 Mehmet İzzet, Makaleler, (haz.C. Değirmencioğlu), Ank.
II.
Mustafa,
Meşrutiyet
Devrinde
Eğitim
Hareketleri, Ank. Ocak Yayınları, 1996
Kültür Bakanlığı Yayınları, 1989
NOTLAR
Nâmık Kemâl, "Hasta Adam" Hürriyet, nu.24, 23 Şaban 1285/7 Kanûn-ı evvel 1868 Nâmık Kemâl, "Sa'y", Mecmûa-i Ebüzziya, 15 Muharrem 1298, C.I, S:9, s.267-272 Nâmık Kemâl, Makalât-ı Siyâsiye ve Edebiye (Külliyât-ı
1
Mc Neill, 1985, s. 125;
2
Akarsu, 1982, s.92-93
3
Kemâl, 1. tertib: 3. kitap), İst. Selanik Matb., 1327
Schilling, 1971, s. 148; Schilling 2. dönemi anmaz. Diğerlerini beş dönem olarak verir. Augustinus'un
Olguner Fahrettin, F a r a b i , Ank. KTB Yayınları, 1987
Türk
Sarıca Murat, Siyasal T a r i h , İst. Ar Yayın-Dağıtım, 1983
sorulduğunda, şu açıklama bir ipucu olabilir:
düşüncesine
Beyazıt'ın
Satı el-Husri, İbn-i Haldun Üzerine A r a ş t ı r m a l a r , (çev.
emriyle
sekiz padişahtan
Süleyman Uludağ) Dergah Yayınları, İst., 2001
olan
Heşt
etkisinin Bitlisli
İdris
bahsettiği
Bihişt
için
adını
olmadığı
tarafından Sekiz
taşıyan
Cennet
Osmanlı
"//.
yazılıp demek
tarihinde
Schilling Kurt, Toplumsal Düşünce Tarihi, (çev. N.
Augustinus 'un
Önol), İst. Varlık Yayınlan, 1971
işlenir. " Şükrü Akkaya, Tarihin T a r i h i n e Kuşbakış, Ank.
Seraslan Halim, H a m d u l l a h Subhi Tanrıöver, Ankara,
1989, s.15;
s.41-47
1983, C. II
4
Sözen Kemal, Ahmet Cevdet P a ş a ' n ı n Felsefi Düşüncesi,
5
İst. MÜ İlh. Fak. Yayınları, 1998
Türk Eğitim
Kösemihal, 1982, s.54-57; Bayraklı, 1983, s.37-44 Bayraklı,
1983,
s.37-44;
Olguner,
1987,
s.61;
"Filozofun siyaset görüşü her şeyden önce Eflatun 'un
"Mustafa Sâtı Bey (Sâtı-El-Husri) ve
Elibol,
üzerine daha geniş bilgi, şuradadır: Bayrakdar, 1991,
ve M o d e r n Türkiye, (çev. M. Harmancı), İst. e Yayınevi,
Hayatı
s.l8'den aktaran:
teşkil eden ve onlara büyük etkisi olan bu Farsça eser
Shavv Stanford-Ezel Kural Shaw, Osmanlı İ m p a r a t o r l u ğ u
1968),
ve Şeytan Devleti motifleri aynen
Kendisinden sonraki Osmanlı tarihçileri için kaynak
TKAE yayınları, 1995
Sanal Mustafa,
1938,
Tanrı
olup
Tarihi İçerisindeki
Devlet diyaloguna dayanıyor.
(1880-
bariz
Yeri",
vasıflarını
Ülken,
Milli Eğitim Dergisi, Kış-Bahar 2002, S: 153-154
mükemmel
Tansel Fevziye Abdullah (haz.), Nâmık Kemâl'in Husûsî
arıyor.
1983,
s.65;
şehir
Onun gibi ideal sitenin
Onu Kendi
bütün
uzviyete
benzetiyor."
sözleriyle: "Erdemli,
organları
canlı
varlığın
hayatını tam kılmak ve onu bu durumda tutmak için
M e k t u p l a r ı : İstanbul ve Midilli Mektupları-I, Ank. TTK
birbiriyle yardımlaşan
Yayınları, Ank. 1969, C.II
tam
ve
sağlıklı
bir
bedene
benzer. " bkz. Fârâbî, 1990, s.70
Togan Zeki Velidi, T a r i h t e Usûl, İst. Enderun Kitabevi, 1981 Tütengil Cavit O., "Yeni O s m a n l ı l a r " dan Bu Yana
6
Bayraklı, 1983, s.41
7
Bayraklı, 1983, s.43
8
İngiltere'de T ü r k Gazeteciliği (1867-1967), İst. Belge
Yurdaydın, 1971, s. 132; Organizmacı toplum teorisi Mukaddime'nin
Yayınları, 1985
organizmacılık
Ülken Hilmi Ziya, İslâm Felsefesi, Ülken Yayınları, İst. 1983
ikinci için:
bölümündedir.
Kongar,
1981,
Genel
s.61-84
ve
Kurtkan, 1980, s.25 9
Kâtip Çelebi, 1982, s. 16-17,22; Gökyay, 1986, s.55; Ülken, 1985, s. 181
2004 / Nevruz (Bahar)
40
Bilge 47
10
Fındıkoğlu, 1953, s.153-163; Fındıkoğlu, 1961, s. 104-
makale adı doğru olmakla birlikte, dipnotta verdiği
105, ve Köprülü Armağanı'ndaki yazının tıpkıbasımı:
"Namık
s.116-131
biçimindeki
Kemal.
Hürriyet
Mahkemeleri,
referans yanlıştır.
s. 20"
"Makaleleri" kelimesi
"Mahkemeleri ' diye okunmuş, yazılmış veya dizilmiş
"
Fleischer, 1996, s.316
12
Oğlu Kemâleddin Mehmed tarafından Mevzûâtü'l-
bir eseri veya makalesi yoktur. Bkz. Karal, 1983,
Ulûm adıyla ve eklerle Türkçeye çevrilen Miftâhü's-
C.VII, s.310
olabilir. Her iki durumda da Nâmık Kemâl'in böyle
S a ' â d e ve Misbâhü's-Siyâde ve ilk on Osmanlı hakanı döneminde yaşamış 521 bilgini ve sanatkârı anlatan
Şakâ'iku'n-Nu'mâniye
fî
Ulemâi'd-
Devleti'l-Osmâniye adlı iki büyük ve ünlü Arapça
Nâmık
Kemâl'in
organizmacı
lık
doğrultusundaki
görüşlerine değişik eserlerinde rastlamak mümkündür. Örneğin Vaveyla şiirinin i. .YevAa'sında temsilî istiare
eserin yazarı (1495-1561) dır.
sanatı sayesinde vatanı insan bedenine benzetirken,
13
Arslantürk, 1997, s.36-47, 67-71
getirmektedir.
Bu
14
Müneccimbaşı (1631-1702): Müneccimbaşı Tarihi,
karşılaştırmalı
çözümlenirse
15
16
aynı
organizmacı
görüşünü
şiir Hasta
Adam
daha
de
dile
makalesi
iyi
ile
anlaşılabilir.
(çev. ismail Erünsal), İst. Tercüman 1001 Temel Eser:
Vaveyla şiiri için bkz. Göç gün. 1987, s.90 ve Göçgün,
37; C.I-II
1999, s.401-403
Netâyicü'l-Vukûât
yazan
(1824-1890),
bkz.
Ali Suavi de Namık Kemal gibi
Cemâleddin, 1314, s. 143-144; Eser Neşet Çağatay
ve
Tarafından
Avrupa'ya
sadeleştirilip
notlar
ve
eklerle
can
çekişmektedir... girdiğinden
yayınlanmıştır: Ank. TTK Yayınları, 1987, C.I-II ve
memleketle,
C.III-IV, bkz. s.xvı; ayrıca bkz. Çağatay, 1983, s.405-
gençlik
423
Köprülüzade
Tarihçi (?-1866), Re'îsü'l-Ulemâ Abdülhak Molla'nın oğlu, Şâir Abdülhak Hâmid (Tahran)'in babasıdır, bkz. Cemâledin, 1314, s. 125-126
17
zamanda
fikrinde
Doğup
düşmeyen
gençtir
Paşa'dır
1792'de
etmiştir.
beri. fikri
hala
bî-kes
Tanzimat
düşürdüğü
Sizam-ı
karşı
bu
doğmuştur...
bizce ki
Sizam-ı da
kocamıştır fikri
buna
olanların
Fazıl
esaslarını
karnına
Şeyhülislam (1674-1748), bitmemiş bir M u k a d d i m e
Türkiye
"Türkiye kocamıştır
Türkiye
...
en
tanınmışı
Gül
Cedid
hane
namı
bir
ehliyetli
ise
Fazıl
Ceditten
Bu Hattı
ile
ilan
dâye
eline
Paşa'nın
ana
ibarettir. "
der.
Bkz. Atay, 1997, s.5-6
çevirisi vardır. Cevdet Paşa çeviriyi tamamlamıştır. 18
Sâmî Paşa'nın oğlu, Sâmîpaşazâde Sezai'nin kardeşi, Hamdullah Subhî (Tanrıöver)'nin babası (1818-1886),
Ünal, 1978, s.252; Sanca. 1983, s.135; Ateş, 1982,
Mukaddimenin
Cilt I, s.358; ErdüL 2000, s.107
bir
bölümünü
Miftâhü'l-'İber
adıyla 1859'da Türkçeye çevirmiştir. Bkz. Seraslan, 1994, s.7-11 19
20
"Devlet
dahi
cism-i
insanî mesabesindedir."
yazıda
organızmacılık
ile
Geştalt
görüşü
arasındaki ilişki, benzerlik ve ayrılıkları geniş bir
Tarih-i Cevdet, C.I, s.432'den aktaran: Sözen, 1998,
biçimde
s. 102
structuralisme,
bkz. Kuran, 1991, s.170-172; Ergün, 1996, s.124-136;
bulunan Geştalt görüşü üzerinde özellikle şu doyurucu
Fındıkoğlu, 1961, s.104-105; Togan, 1981, s.158-159; Ülken, İst. 1993 s.262-273; Ülken, İst. 1995 s.253-259
22
Baykal, 1942, s. 197 Bu
bir
Satı, 2001; Sanal, 2002, Sayı 153-154 21
Makale metni Donbay, 1992, S-206-210'da bulunur.
"Politikaca
iki
Osmanlılar
ile
muarız" Bâb-ı
olarak Ali
tanıtılan
arasındaki
Yeni "ihtilaf"
H ü r r i y e t ' i n 13 Temmuz 1868 tarihli 3. sayısında "Yeni
Osmanlılar
ile
Bâb-ı Âli"
başlığıyla,
"sualli-
bilgi
anlatmak
veren
Ülkemizde
imkânı
yoktur.
Bu
konu
ve
fonctıonalisme gibi akımlarla ilgisi
kaynaklara Geştalt
Mehmet Izzet'ün
bakmak
görüşünü
yararlı
ilk
olacaktır:
tanıtan
bilgin,
"Geştalt Nazariyesi ve İçtimaiyat",
Hayat Mecmuası. Eylül 1927, C.IL S:43, s.6; bu yazı şurada
da
"Geştalt
yayınlanmış
ve
Nazariyesi"
açıklamalar
adıyla
yeniden
eklenmiştir:
Mehmet
İzzet, 1989, s.158-163; Mümtaz Turhan'ın konuyla ilgili
iki
makalesi
vardır
"Geştalt
Nazariyesi
/",
cevaplı" bir "muhavere " de ortaya konmuştur. Metin,
Çığır Mecmuası. Mayıs 1938, C.VL S:65, s.73 ve
Tütengil
aynı yazı: K ü l t ü r Haftası Dergisi. 1936, C.I, S:2,
tarafından yeni
yayınlanmıştır:
Tütengil,
harflerle 1985,
şurada yeniden
s.62-65;
Yukarıya
alınan cümleleri aktaran Karal'ın metinde verdiği
Bilge 48
s.29-30;
"Geştalt
Nazariyesi
W.
Çığır
Mecmuası,
Mayıs 1938, C.VI, S:66. s-84 ve aynı yazı: K ü l t ü r
2004
Nevruz (Bahar)
40
Haftası Dergisi, 1936, C.I, S:8, s. 150-151; Orhan
Yeni
Sadettin, Mustafa Sekip Tunç ve Ziyaettin Fahri
katkıları ile hazırlanmıştır. Ancak yazıya dökülürken
Fındıkolu
tartışma
ve
genellikle Nâmık Kemâl'in kalemiyle görüşler belirli bir üslûba bürünür. Bazen de bu işi Ziya Paşa yapar.
ilgili düşünce ve çalışmaları için bkz. Güngör, 1991,
Nispeten
s.32-45;
havasını andıran cümleler, uzun Arapça, Farsça veya
Amiran
Ayrıca bkz.
Kurtkan
Kurtkan,
Bilgiseven
1980,
s.40-41
ve
ağırbaşlı
ve
istihzadan
uzak
medreseli
karışık tamlamalar, Arapçadan çok Farsçaya ünsiyet, Anadolu köy hayatı, "tuz inhisarı", çocukluk dönemi
Karal, 1983, C.VII, s.129
j0
Abdurrahman Şeref, 1980, s.93; Abdurrahman Şeref,
ve
çocuğun
eğitimle
ilgisi,
aile-köy-şehir-devlet-
hükümet ve bunların tarihî gelişimi ile ilgili bilgiler,
1985, s.94; Cevdet Paşa, 1980, s.2
genel ve soyut kavramlaştırmalardan çok indî ve şer'î
Cevdet Paşa, 1980, s. 2; Şeref, 1980, s.84; Şeref,
perspektife yakın yorumlar, Ziya Paşa'nın düşünce
1985, s.84, Danişmend, 1971, C.IV, s.84; Karal, 1983,
dünyasının ve yazılarının öz nitelikleri (karakteristiği)
C. VII, s.128
dir. Bunların var olması durumunda bile Mehmet, Reşat, Nuri ve özellikle Kemâl beyin katkıları yazıya
Cevdet Paşa, 1980, s.2; Şeref, 1980, s.93; Şeref, 1985
serpiştirilmiştir. Sonuçta, çoğu imzasız yazılarla çıkan
s.95; Fuad Paşa'nın babası, Mihnet-Keşan yazarı
Hürriyet, hiç olmazsa 64. sayıya değin, kişilerin değil
Keçecizade tzzet Molla idi. İzzet Molla'da da kalp rahatsızlığı
vardı
ve
o
da
organizmacı
idi.
Cemiyet'in kamuoyuna açıkladığı bir bildiriler dergisi
II.
olarak kabul edilmelidir. Hürriyet'teki makalelerin
Mahmud'a sunduğu bir lâyihada şöyle demişti: "Cem-
aidiyeti
i nizâmât-ı düvel birbirine bağlıdır, sıhhat 'ül-beden ve tenâsüb-i
ten
cümle
âzânın
selâmetiyle
olur,
uzuvdaki araz cemi uzva sirayet eder." Ünal,
konusunda
Sungu,
Kaplan,
Tütengil'in çabaları ne yazık ki
bir
ulaştırıcı
1978,
olamamıştır.
"Devlet-
s.231 33
üyelerinin
gibi
ve
Erdem, 1986, s. 14-15
32
Cemiyeti
felsefeci, psikolog ve sosyologların Geştalt görüşü ile
29
31
Osmanlılar
Aliye'yi
Bu çetin
Bulunduğu
Halâsın Esbabı" adlı yazıda
Şeref, 1985, s.215; Shavv, 1983, C. II. s.95
da'vâ-yı
34
Shaw, 1 9 8 3 , 0 1 , s. 95
uhde
35
Berkes, 1978, s. 230
36
Cevdet Paşa, 1980, s. 2
37
Mardin, 1983, s. 123
hazakatle
edenler
Devlet-i
gerek
ye's
Akün
ve
kesin sonuçlara sorun
Hâl-i
bir yana, Hatarnâkten
"Bir müddetlerden berü Aliye'nin
tedavisini
ü füturlarından
ve
dergerek
cehalet ü noksan-ı himmet ve hıfz-ı menfaat ve adem-i kabiliyet gibi evveliye hastaya
bazı
üzre
sebeplerden
müdâvâtla
ber'ü's-sâ'
diyerek
katil oldu." dendikten sonra,
dolayı
daima
meşgul verdikleri
sûret-i
olduklarından ilaçlar
zehr-i
yukarıda anılan Arap
38
Mardin, 1983, s. 176
39
Nâmık Kemâl, 1298, C.I, S:9, s.267-272; Nâmık
"Dârû
Kemâl, 1327, s.27-33; Ebüzziya Tevfık, 1329, s.329-
"nedense,
336 ) makalesinin sonunda şu Arap atasözünü anar:
ilerisinde "Hasta Adam " makalesini hazırlayan sözler
atasözüne benzeyen bir Farsça dize geçmektedir:
"Tabibim yüdâvi vet-tabîbü marîzün. " Yani:
sebeb-i
görülüyor:
"Tedavi
derd-şod
inrâ
çi
ilâcest"
yani
ilacın kendisi hastalığa yol açtı. " Yazının "Ey hastanın sıhhatini der-uhde eden ve
eden tabibin kendisi hasta. " Bu söz şâirin Abdülhak
onun sâye-i lîıtfundan
Hâmid'e Midilli'den yazdığı bir mektupta da "ve"
içün ayak teri menfaatini muvakkaten olsun bir tarafa
den
önce
herkesi
anlamında
"en-nâse"
birakıp
eklenerek
hastanın
mutena 'im bulunduğu
olan hâl-i
tekrar edilir. Bkz. Tansel (haz.), 1969, C.II, s.449;
düşününüz...
"Hasta Adam"
muvakkat ilaçlar ile döşekten kalkar mı? "
makalesinin
sonunda
yer
alan
ve
etibbâl Allah hatarnâki
ve Allah için söyleyiniz ki bu hasta öyle
yukarıya iktibas edilen cümle, bu atasözünün anlamca çevirisidir.
Hürriyet
1285/24
Ağustos
Aliye 'yi
Bulunduğu
Esbabı"
başlıklı
yazılmıştır.
(nu.9,
1868)'te Hâl-i
makale
Bu yönüyle
de
6
Cemâziye'l-evvel
40
bkz. Nâmık Kemâl,
"Hasta Adam " Hürriyet, nu.24,
yayınlanan
"Devlet-
23 Şaban 1285/7 Kanûn-ı evvel 1868; Nâmık Kemâl,
Hatarnâkten
Halâsın
1327, s.97-101
organizmacı
görüşle
"Hasta Adam" makalesine
benzeyen, fakat ondan önce yazılmış bulunan bu makalenin, Ziya Paşa'nın kaleminden çıkmış olması kuvvetle muhtemeldir. Hürriyet'teki yazıların çoğu
2004 / Nevruz (Bahar)
40
Bilge 49