SU YAYINLARI Behçet Cantürk'ün Anýlarý BECO Soner YALÇIN ISBN 975 - 6709 -11 -1 Yedinci Baský: Kasým 2000 Kapak Tasarýmý : Hayalgücü Tasarýmevi Baský ve Cilt: M 212) 212 03 39 Pbx Bu kitabýn yayýn haklarý Su Yayýnlarý'na aittir. Su Yayýnlarý Daðýtým Ankara Büro : Caðaloðlu Yokuþu Evren Han No: 29 / 53 Caðaloðlu - Ýstanbul Telefax: (0212)5121668 : Saðlýk l Sokak No: 10/9 Sýhhiye - Ankara Tel-.(0312)4306017 Fax:(0312)4306018 e-mail :
[email protected] Soner YALÇIN BECO Behçet Cantürk'ün Anýlarý ÖNSÖZ Yýl 1990. 2000'e Doðru Genel Yayýn Yönetmeni Doðu Perinçek, çantasýndan çýkardýðý mektubu, "Soner, yerek uzattý. Mektup Kayseri'de askerliðini yapan Nafiz Obay isimli birisinden geliyordu. Obay mek tubunda, Almanya'da uyuþturucu mafyasýnýn içinde yer aldýðýný; eroin sattýðýný belirtiyordu alarda bulunmak istediðini yazýyordu. Telefonla Obay a ulaþtým. Randevulaþtýk. Kayseri'de bir parkla buluþtuk. 40 yaþýnda, uzun candan bir adam. 18 yýl kaldýðý Almanya'da, 8 yýlýný cezaevinde geçirmiþ ve ardýndan sýnýr Türkiye ile Avrupa arasýndaki eroin trafiðini saatlerce konuþtuk... Uyuþturucu ticaretinin merkezinde bulunmuþ bir canlý tanýkla ilk kez görüþüyordum. Ve yer böyle girdim!.. Anlattýklarýna þaþmamak elde deðildi. Ýþ ve siyaset dünyasýnýn, spor çevrelerinin pek çok ticaretinin içinde ve hattâ baþýndaydý. Nafiz Obay önemli bilgiler vermiþti. Ancak bunlarýn araþtýrýlmasý ve belgelendirilmesi ge du. Bu iþ tam iki yýl sürdü. 9 Aðustos 1992 tarihli 2000' e Doðruda haberi kapaktan verdik: "Mafyanýn merkezindeki ad am anlatýyor!" Kapak büyük yanký yarattý. Çeþitli gazete ve dergiler haberden alýntý yaptý. Bu arada, ya zý kiþiler tarafýndan dava edildim. Belgeleri mahkemeye sundum. Beraat ettim. Yeraltý dünyasýný takip etmeyi býrakmadým. Bu camianýn önde gelen bazý isimleriyle tanýþm lar geçtikçe konuyla ilgili geniþ bir arþive sahip oldum. Arþivin neredeyse yarýsý bir kiþiye iliþkindi: Behçet Cantürk! Nihayetinde, bilgilerin belli bir olgunlaþma noktasýnda, Behçet Cantürk'ün yaþamýnýn baþl ba konu olabileceðine karar verdim. Çalýþmalarýmý bu hedefe yönelttim. Ancak bu kitap salt bir "Baba" nýn biyografisi olarak yazýlmadý. Kanýmca, Lice'den yola ç ya çapýnda bir isim haline gelen Behçet Cantürk'ün serüveni, ayný zamanda Türkiye'nin son 5 oplumsal tarihi ile örtüþüyor. Toplumsal iliþkilerin, siyasal ve ahlâki deðerlerin yakýn ta izdeki dönüþümünü Cantürk ekseninde anlatmaya çalýþtým. Bazý çevreler Behçet Cantürk'ü sadece yeraltý dünyasýnýn bir patronu olarak tanýr. Ama pe ntürk, âdeta siyasal bir kiþilik ve neredeyse bir "Kürt Robin Hood'u" dur! O da herkes gibi farklý kimliklerin bir bileþimiydi: Uyuþturucu kaçakçýsý, baþarýlý iþada at, Ermeni kökenli, Kürt milliyetçisi, "Aile" reisi, Türkiyeli... Bu çalýþmada bütünün fotoðrafýný sunmak istedim... "BECO/Behçet Cantürk'ün Anýlarý" ülkemizin, ekonomik ve sosyal yapýsýný anlamaya yönelik tký amacýyla kaleme alýnmýþtýr. Kitabýn hazýrlanmasýnda emeði geçen herkese teþekkür ede rim...
Soner Yalçýn Haziran 1996 Ankara BABA REÞÝT CANTÜRK Hava zifiri karanlýktý. Mekkareci Reþit Cantürk korkuyordu. Karanlýktan deðildi korkusu, ilk kez gittiði bu yol ürkütüyordu. Oysa kaç kez gitmiþti Suriye'ye. O yollarý ezbere biliy u... Soðuktu ama terlediðini hissetti. Mendilini çýkarmayý düþündü, alnýný silmek için. Vazgeç andarmalar görebilirdi. Caný sýkýldý, heyecanýna engel olamýyordu. Fakat yüreðinin neden hý yordu: Hem yola, hem de ilk kez taþýdýðý bu mala yabancýydý. Yeni malýn riski fazlaydý. Ancak parasý çok iyiydi. Belki kazandýðý bu para ile doktora g sýk tutulduðu öksürük nöbetlerinden kurtulabilirdi... Ýlçesi Lice'de dikilecek, ekilecek topraðý yoktu.Taþýmacýlýk-la geçiniyordu. Ýlk baþlarda irt, Solhan, Kar-kova'ya mal getirip götürüyordu. Ancak mekkarecilikte fazla para yokt u. Yiyecek ekmek bile bulamadýðý zamanlar oluyordu. Mekkareci Reþit Cantürk oy vermemiþti ama, iktidara gelen Demokrat Parti Türkiye'nin komþ rý ile iliþkilerini düzeltmiþti: Sýnýrlar eskisi gibi sýký korunmuyordu. Bu nedenle sýnýr t la geliþiyordu. Mekkareci Reþit'in Suriye'ye mal taþýmasý böyle baþlamýþtý. Kiraladýðý katýrlarla defalar , yað gibi yiyecek maddeleri götürmüþ; gelirken ev aletleri, sigara kâðýdý, halý ve elbisel eler getirmiþti. Suriyeliler özellikle yaðlarý yüksek bir para karþýlýðýnda alýyorlardý. Ýþ areci Reþit, baþkalarýnýn mallarýný taþýdýðý için iyi para ka-zanamýyordu. Ancak bu yeni güzergâh ve yeni mal, ona oldukça iyi bir kazanç kapýsý açacaktý. Hemþehris ahri(1) sayesinde cebi para görecekti. 13 Liceli Bahri, yoksul ilçenin kaderini deðiþtirecek iliþkiyi, tesadüf sonucu kurmuþtu. Bir Diyarbakýr'da içki içerken, müþteri kalabalýðý yüzünden ayný masayý paylaþmak zorunda kaldý tanýþtý. Kýsa zamanda dost oldular. Liceli Bahri ile Malatyalý Vahdet birkaç akþam daha beraber oldular. Bahri yeni arkadaþýn e'ye davet etti. Oðlu Nizamet-tin'i sünnet ettirecekti, kirvesi olmasýný istedi. Vahdet þaþ "Seve seve yaparým ama bilmende yarar var, ben Aleviyim" dedi. O yýllarda Aleviler hâlâ Osmanlý korkusunu üzerlerinden atamadýklarýndan kimliklerini saklýyorlardý. Bahri sevinmiþt "Ne fark eder, ben de Zaza'yým!" Aleviler ile Zazalar birbirlerine çok yakýndý. Özellikle Tunceli bölgesindeki Zazalarýn b Aleviydi. Zaza Bahri ile Alevi Vahdet raký kadehlerini Kürtler ve Türkler için kaldýrdýlar. . Vahdet, Lice'ye gidip arkadaþýnýn yoksulluðunu görünce ona ortaklýk teklif etti. Kuþkusuz lýk teklifinin, zamanla Liceli'yi dünyaya tanýtacaðýný bilmiyordu! Malatyalýlar, Ýran'a kaçak yollardan afyon ve hint keneviri götürüyorlardý. Malatyalý Vah daþý Bahri'ye mallarýn nakliyesinde taþýyýcýlara ihtiyaçlarý olduðunu söyledi. Ýþ oldukça k i düþünmeden kabul etti. ÝRAN'DA ÝLGÝNÇ GELÝÞME Tahran hükümeti, 1955 yýlýnda Ýran topraklarý üzerinde haþhaþ ekimini yasaklamýþtý. Büyük ayný zamanda bu uyuþturucu maddenin büyük miktarda tüketildiði bir ülkeydi! Ýranlý afyonke 2 ton afyon tüketiyordu. O yýllarda Türkiye'de uyuþturucu alýþkanlýðý hiç yoktu. Bu nedenle komþu Ýran'ýn durumu o 14 Bu durumun iki nedeni vardý: Ýran, 19'uncu yüzyýlda Avrupa'dan mal ithal etmek amacýyla, e olan ihtiyacýný gidermek için afyon satmaya baþlamýþtý. En iyi alýcýsý ise Hindistan'dý. para etmesi üzerine, Ýran'da haþhaþ yetiþtirenlerin sayýsýnda patlama oldu. Afyonla "yakýn tanýþanlar, bitkiyi kullanmayý da alýþkanlýk haline getirdiler. Ýkinci bir neden ise; Ýran'da hemen hemen hiç doktor yoktu. Bu ülkede ilk týp olculu 1850 a açýldý. Afyon, her türdeki hastalýða karþý ilaç olarak kullanýlýyordu. Ýranlýlar, ilaç ol uyuþturucunun ileride alýþkanlýk yaratacaðýný bilmiyorlardý. Her iki nedenle, Ýran halkýnýn büyük bir bölümü afyonkeþ olmuþtu. Öyle ki, Ýran hükümeti leri" kurdu; salgýn ülkeyi sarmýþtý. Küçük köylerde bile en az 10'u aþkýn afyon çekme evi v an hükümetini kaygýlandýrýyordu. Sonunda afyonun ekimini ve içimini yasakladýlar. Afyonkeþl
tiyaç duyduklarý malý karaborsadan ve kaçakçýlardan saðlamaya baþladýlar. Türkiye, Pakistan istan'daki kaçakçýlar hiç vakit geçirmeden Ýran'a afyon ve hint keneviri "ihraç etmeye" baþ ... LÝCELÝLERÝN EKMEK KAPISI Hava aðarmaya baþladý. Ne Mekkareci Reþit Cantürk, ne de katýrlarý dinlenmiþ; bütün geceyi yürüyerek geçirmiþler "Hay aksi" deyip bir küfür savurdu. Bir aðacýn altýnda mola verdi. Birden aklýna Bahri geld . Ayný ilçeden olmanýn ötesinde, birbirlerine çok yakýndýlar. Bu iþi ona Bahri teklif etmiþ ne, Suriye'ye götürdüðü mallarýn deðerinden bile daha fazla para geçecekti. "Ben de kýsa za ahri kadar kazanabilir miyim acaba?" diye düþündü. 15 Yýllar geçip Bahri'nin oðullarý ile kendi çocuklarýnýn bu "iþ" yüzünden rekabet edecekler getirmemiþti... Lice küçük yerdi. Herkes Bahri'nin birden bire çok para kazanmasýna anlam verememiþti. Ba ir ara kayboluyor, sonra ceplerini altýnla doldurup geliyordu. Liceliler birbirler ine soruyorlardý: Bahri nereden alýyor bu altýnlarý?.. Kalktý yola koyuldu. Mekkareci Reþit Cantürk, ilk malý teslim ettiðinde anladý, Bahri'nin altýnlarý nereden bu anlýlar, ödemeyi altýnla yapýyorlardý.. CANTURKLER Mustafa ile Havva Cantürk'ün beþ çocuðu vardý. Dört erkek, bir kýz: Hüseyin, Hacý Mehmet, e Amine. Reþit Cantürk 1923 Lice doðumluydu. Ailesi çok yoksuldu. Katýr sýrtýnda mal taþýyorlardý. il ve ilçelerle baþlayan taþýma iþi, daha sonra Suriye ve Ýran'a kaçak mal taþýmaya kadar 17 yaþýnda, Ahmet- Ayþe Karakoç kýzý Hayriye ile 1940 yýlýnda resmi nikâhla evlendi. Bir erkek çocuktan oldu. Adýný Abdülbaki koydular. Üç yýl sonra kýzlarý Ýkram doðdu. Yýl 1946. Mekkareci Reþit gönlünü bir Ermeni kýzýna kaptýrdý.. Ayakkabý tamircisi Bagos Demirciyan, akrabalarýnýn isteði üzerine Bingöl'den Lice'ye göçm fsana, Fikriye, Þato, Süslü ve Hatun. Reþit Cantürk'ün gönlünü çalan güzel kýzýn adý Harun'du. Bir gece sevdiði kýzý zorla kaçýrýp Kelvan mahallesindeki evine getirdi. Eþi Hayriye, üze getirilmesine fazla ses çýkarmadý. Genç Türkiye Cumhuriyeti yasalarý, o yýllarda henüz çok töresini yýkamamýþtý. 16 Kýzýn babasý Bagos Demirciyan da evladýnýn zorla kaçýrýlmasýna tepki göstermedi. Çok kýzý a Ermenilere hep kötü gözle bakýlýyor, hakaret ediliyordu. Bu nedenle çoðu akrabasý, binler yurtlarýndan göçüp gitmiþlerdi. Hatun'a tek üzülen, annesi Ýncik'di. Güzel kýzýnýn evli ve i olmayan) bir adamýn karýsý olmasýna çok kederlenmiþti. Günlerce aðladý. Elinden birþey ge Ne yapabilirdi Ýd? Cantürkler ilçenin belalý ailelerinden biriydi. Daha geçen yýl Saðýr ai ile silahlý çatýþmaya girip, iki kiþiyi öldürmüþlerdi... Reþit Cantürk, ikinci karýsý Hatun'u Müslüman yaptý. Ýmam nikâhý kýydý. Genç karýsý ile ç almaya çalýþýyordu. Ýlk karýsý Hayriye, bu güzel Ermeni kýzýný kýskanmaya baþladý. Onu hep u. Hayriye þanslýydý. Yine hamile kalmýþtý. Üçüncü çocuðu Azet 1948 yýlýnda doðdu. Hatun bir aberi veremiyordu. Ancak Azet'in doðumundan bir yýl sonra, kocasýna müjdeyi verdi: Hamil eydi. 1949 yýlýnda Hatun'un ilk çocuðu gözlerini dünyaya açtý: Nizamettin. Tesadüf, Hayriye de, Hatun da 1950 yýlýnda yine hamile kaldýlar. Ve 1950 yýlýnda Cantürk e iki erkek çocuk daha katýldý. Hayriye'nin çocuðunun adýný Sabit koydular. Hatun'un oðluna ise Behçet ismini verdiler. Ancak ona hep Beco dediler... Yýl 1951. Nizamettin ve Behçet öksüz kaldýlar. Anneleri Hatun, merdivenlerden düþerek genç yaþta ve (2) Annelerinden çocuklarýna bir tek "miras" kaldý: Nizamettin ve Behçet küçüklüklerinden baþlayarak, yaþamlarýnýn her aþamasýnda "Ermeni dön z kaldýlar. Bu iki minik çocuk, annelerinin Ermeni olmasý nedeniyle Cantürk ailesinde hep "ikinci sýn
insan" muamelesi gördüler. Nizamettin ve Behçet zamanla annelerinden utanýr hale geldile r... 17 GAZI ÝLKOKULU Tarih: 21 Þubat 1925. Ayaklanma bütün hýzýyla sürüyordu. Lice ele geçiriliyordu. Beyaz bir at üzerinde dimdik duruyordu Þeyh Sait. Atýn baþýný Lice Müftüsü Abdulhamid'in a çekiyordu. Atýn solunda Þeyh Sait'in sekreteri, Liceli Fehmi Bilal vardý. Ýlçeye giriþte tokol sýrasýnda yer alan, Liceli Molla Mustafa, Lice beylerinden Hakký ve Hüseyin at üstünd hemþehrilerine gülüm-süyorlardý. Liceliler salavat çekiyorlar, Þeyh Sait'e tezahürat yapýy e atýný öpmek için birbirleriyle yanþýyorlardý... Kýsa bir süre sonra Þeyh Sait isyaný bastýrýldý. Þark Ýstiklal Mahkemesi, isyana katýlanl verdi. Kimi asýldý, kimi cezaevine, kimi sürgüne gönderildi. 1937 yýlýnda Dersim hareketinin de yerle bir edilerek bastýrýlmasý, bölgede olduðu gibi, de korkunun hakim olmasýna neden oldu. Bölgedeki herkes, baþkent Ankara'ya baðlýlýk yarýþý i. Güvenilir olmanýn en önemli göstergelerinden biri, çocuklarýn devlet okullarýna gönderil di... Mekkareci Reþit Cantürk için, çocuklarýný okula göndermenin bir baþka nedeni daha vardý: 1957 yýlýnda doðan Tarýk'la birlikte, evdeki çocuk sayýsý yediye yükselmiþti. Çocuklarýna devlet okullarýnýn açacaðýný düþünüyordu. Sýrasýyla hepsini okula gönderdi... Behçet, aðabeylerinin ve ablasýnýn okuduðu Gazi ilkokuluna 1959 yýlýnda dokuz yaþýnda baþ sonra okumayý ve saymayý öðrendi. Okulu sevdi. Sevmediði, arkadaþlarýnýn ona sýk sýk "dönme di. Yýlmadý. 1964/65 öðrenim yýlýnda ilkokulu bitirdi. Okuyacaktý. Lice'de okula giden öðrenci sayýsý oldukça fazlaydý. Üstelik aileler çocuklarýnýn okumasý nedenle devlet ilçeye bir de ortaokul binasý yapmýþtý. 18 Reþit Cantürk, oðlu Behçet'i ortaokula kaydettirdi. Behçet'ten umutluydu. Diðer çocuklarý a yazdýrmamýþtý. Çünkü hiç baþarýlý deðillerdi. Ergenlik çaðýna gelen Behçet, okuldan soðumaya baþlamýþtý. Bir tek tutkusu vardý: Silah. "Dönme" olarak tanýnmaktan nefret ediyordu... Behçet, korkulan ve saygý duyulan biri olmak istiyordu. Onun doðduðu toplum, zayýflýðý ve lýðý baðýþlamýyordu!.. Bireysel þiddet yoluyla "onur" kazanmak, bölgedeki kültürün bir parç Ýlk "fýrsatý" 15 yaþýnda yakaladý. Kendinden beþ yaþ büyük Nevzat Hocaoðlu'nu, henüz ortao-kul birinci sýnýf öðrencisi iken, vurarak öldürdü. 1965 yýlýnda gerçekleþen bu olayýn gerçek nedeni bilinemedi. Arkadaþý Nevzat'ý, kendisine için mi öldürmüþtü? Mahkemede, "kazara vurdum" diye ifade verdi. Þanslýydý... 1966 yýlýnda çýkarýlan af ile özgürlüðüne kavuþÖldürdüðü kiþinin yakýnlarý, Behçet'ten intikam alabilirdi. "Güvenlik nedeniyle" akrabala akýr'a gönderildi. Öðrenimine, Diyarbakýr Baðlar Ortaokulu'nun ikinci sýnýfýndan devam etti , Diyarbakýr'da fazla kalmadý. Ders yýlýnýn ikinci yarýsýnda naklini tekrar Lice'ye yaptýrd Tavýrlarý deðiþmiþti. Arkadaþlarý konuþmalarýna dikkat etmeliydi. Artýk bir cinayeti vard Behçet, her türlü hakaretin öcünü alabilecek kuvvette biri oluðunu, 15 yaþýnda ispatlamýþt YILMAZ GÜNEY HAYRANLIÐI Yýlmaz Güney'e hayrandý. Kamalý Zeybek, Daðlarýn Kurdu Koçero, On Korkusuz Adam ve Kara Þ lerinin etkisinden günlerce kurtulamamýþtý. Yýlmaz Güney gibi yürüyor, onun gibi bakýyordu. Ortaokulu, hiç sýnýfta kalmadan 1968 yýlýnda bitirdi. Okumak istemiyordu. Babasý Resife y ordu, liseye göndermesin diye. Babasý onu dinlemiyordu, çocuklarý içinde en zeki olaný Behç ti. O, okuyup büyük adam olacaktý. Zaten baþlarýnda yeni bir bela vardý. Körtük aþireti ile k kötüydü. Liceliler, her an silahlarýn patlamasýndan endiþe ediyorlardý. Lice'de lise yoktu. Behçet'i yine Diyarbakýr'daki akrabalarýn yanma göndermeyi düþündüler olmaz" diye vazgeçtiler. "Bingöl'deki akrabalarýn yanýnda emniyette olur" diye düþündüler. 1969 yýlýnda Bingöl Lisesi'ne kaydedildi... Sonuçta korkulan oluyor: Silahlar patlýyor. Yýllarca sürecek bu kan davasýnýn baþlama nedeni siyasiydi. 1969 genel seçimleri öncesi D 'da liste belirlemesi yüzünden tartýþmalar çýkmýþtý. CHP'nin, Halit Mýsýrlýoðlu'nu kontenja rtiyi Diyarbakýr'da ikiye bölmüþtü. Diyarbakýrlý bazý CHP'liler partiye oy vermeyeceklerini
lardý. Kýzgýn CHP'liler arasýnda Cantürkler de vardý. Fýrsattan yararlanan AP'li Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakaný Refet Sezgin, 100 kiþilik pa rtili grubuyla Cantürkler ziyaret etmek için Lice'ye gelmiþti. Halit Mýsýrlýoðlu taraftan K r, Cantürkler'in AP'lileri evlerinde kabul edip, onlarla sohbet etmelerine çok bozul muþlardý. Gerginlik týrmanmýþ ve tetiklere basýlmýþtý. Körtükler'den Halim Aydýn vurularak öldürülmüþtü. Ramazan ve Mehmet Han Gelirakan ise yar umhuriyet Savcýlýðý, Cantürkler'den- 47 kiþi hakkýnda tutuklama kararý 20 çýkardý. Tutuklanacak kiþiler arasýnda, lise öðrencisi Behçet Cantürk de vardý. Dokuz kiþi teslim olmadý. Behçet Cantürk firar edip, daða kaçan dokuz kiþiden biriydi. Ca "güvenlikleri için", aileden bu dokuz kiþinin teslim olmasýna razý olmamýþlardý. Güçsüz du ye Körtükler saldýrabilirlerdi. Daða çýkan; Behçet Cantürk, Abdülbaki Cantürk, Gýyasettin Deniz, Sýddýk Deniz, Nadir Harm lkan, Hanifi Vuran, Abdullah Cantürk ve Halim Karagöz'e, tutuklama karan olmadýðý halde, N adir Vuran, Gýyasettin Fidan, Mehmet Özsucu, Mehmet Taþkaya, Ramazan Alacabayýr, Halim A lacabayýr, Cindi Hanezay, Osman Hanezay ve Mehmet Fidan da katýlmýþlardý. Küçük bir çete kurmuþlardý! Kan davasýnýn sadece Behçet'e bir yaran olmuþtu. 19 yaþýnda okulu býrakýp, daðlara çýkmýþ Cantürkler de, daðdakiler de yaþamlarýndan memnundular, Ýlk günlerde Cantürkler'in evleri baskýn yapan jandarmalar da artýk gelmemeye baþlamýþtý. Daðda bulunan firariler boþ durmuyorlardý. Ýran'a, Suriye'ye afyon götürüyorlardý. Güzel anýyorlardý. Üstelik olay unutulmuþ görünüyordu. Artýk ilçeye ziyarete bile gelmeye baþlamý Hayat, 21 Þubat 1971 gününe kadar sakin sürdü. ÇETE BÖLÜNÜYOR Daðdaki grup arasýnda ikilik çýkmýþtý. Amca çocuklarý Gýyasettin Deniz ile Sýddýk Deniz afyon paralan yüzünden, Abdülbaki Cantür antürk'e sitem etmeye baþladýlar. Cantürkler paralarýný vermiyorlardý. Suç ortaklarý arasýndaki gerilim fazla uzun sürmedi. 21 Þubat günü Lice'nin kenar mahalle n birinde, Cantürkler ile 21 Denizler silahlý çatýþmaya girdiler. Silah seslerini duyan aileler olay yerine koþtular. C antürklerin tabancalarýndan çýkan mermilerin ilk hedefi Gýyasettin Deniz oldu. Olayýn daha a büyümemesi için jandarmalar havaya ateþ açtýlar. Bu arada, jandarmalarýn dur ihtarýna uymayan Cantürkler'in en küçüðü 13 yaþýndaki Tank Ca du. Ýki kiþinin ölümüyle sonuçlanan bu olayla ilgili olarak, Diyarbakýr ikinci Aðýr Ceza Mahk k ve Deniz ailesinden toplam 10 kiþi hakkýnda tutuklama karan verdi. Bu 10 kiþiden bir i yine Behçet Cantürk'tü. Grup arasýnda ihtilaf çýkýp, silahlar konuþunca daðdaki ekibin bir bölümü teslim oldu. An ntürk'ün pes etmeye niyeti yoktu. 1971 yýlý Cantürkler için hiç de iyi geçmiyordu. Þubat ayýnda kardeþleri Tarýk'ý kaybetmiþlerdi. Mayýs'ta babalarý Reþit Cantürk'ü yitirdiler. Sýk sýk öksürük nöbetlerine tutulan Mekkare enik düþmüþtü. 13 Eylül 1971. Ýzmir Narlýdere'de askerliðini yapan Sabit Cantürk izine gelmiþti. 21 Þubat'taki olay ned e cezaevinde bulunan aðabeyi Azet Cantürk'ü ziyaret etmek istiyordu. Sabit Cantürk'ün Lice 'ye geldiði, Deniz ailesi tarafýndan öðrenilmiþti. Cantürkler, güvenlik için Sabit'in yanýn i verdiler. Aile büyüklerinin tahminleri doðru çýktý. Gýyasettin Deniz'in, "kanýný yerde bý temeyen" Deniz ailesi, Sabit ve Behçet kardeþlere pusu kurdular. Çatýþma çýktý. 7.65 mm çap tabanca ile Fahrettin Bakýr'ý öldüren Sabit Cantürk de, kardeþi Behçet'le birlikte daðlarýn tuttu. Bu olay nedeniyle de, Behçet Cantürk hakkýnda üçüncü kez yakalama emri çýkarýldý. Aksilikler Behçet Cantürk'ün yakasýný bir türlü býrakmýyordu. Sarýlýk hastalýðýna yakalan yanaydý. Hastalýðý kolay atlattý. 22
HAÞHAÞ EKÝMÝ YASAKLANIYOR Behçet Cantürk'ün tabancasýndan çýkan mermiler kaç kiþinin yaþamýna son vermiþti? Bu cina iþti? Bu sorularýn önemi yoktu! Doðu toplumlarýnýn geleneði deðil miydi: Çatýþmalarýn gerçe nde durulmaksýzýn, galip çýkanýn yanýnda olmak. Halk, çatýþmalardan zaferle çýkanýn yanýnda aman güçlüydü ve korkusuzdu... Teslim olan Cantürkler yargýlamalar sonucu beraat etmeye baþladýlar. Behçet Cantürk umutl ezaevlerinden çýkan yakýnlarý, ailelerinin can güvenliklerini saðlayabilirlerdi. Ayrýca, 12 rt askeri darbesi nedeniyle sýkýyönetim ilan edilmiþti. Jandarmalar daðlarda kendilerine r ahat vermiyorlardý. Sürekli saklanmak ve kaçmak zorunda kalmýþlardý. Üstelik "iþler" de karýþmýþtý... Ýran, 1969 yýlýnda topraklarýnda haþhaþ tarýmýnýn tekrar yapýlmasýna izin vermiþti. Ýlginçtir, bu kez Türkiye haþhaþ ekimini yasaklýyordu. Türkiye önemli bir döviz kapýsýný kapatýyordu. Afyon üretiminde dünya üçüncüsüydü. Milyon dý. 90 bin aile haþhaþ ekimi ile geçiniyordu. Bu aileler, Toprak Mahsûlleri Ofisi'ne; 1967 'de 119 ton, 1968'de 125 ton, 1969'da 128, 1970'de 63 ve 1971 yýlýnda da 149 ton afy on satmýþlardý. Anadolu'da üretilen afyon, hem dünya ilaç pazarýnda, hem de uyuþturucu piyasasýnda çok iy ediyor; kapýþ kapýþ gidiyordu. Türk afyonu çok kaliteliydi. Diðer ülkeler 100 kilo afyondan kilo eroin saðlarken; Türk afyonundan, 13- 15 kilo "ürün" elde ediliyordu. "Esmer altýn" afyon için, tehlike sinyalleri Anadolu'ya çok uzak bir yerden, Amerika Bir eþik Devletleri'nden gelmiþti. Amerikan Narkotik Büro þefi M. John Cuzacks, þöyle diyordu: 23 "Amerika'da tüketilen eroinin yüzde 80'i ülkemize Fransa'dan sokulmaktadýr. Bu eroinler ise Türkiye'deki haþhaþ tarlalarýndan elde edilen afyondan yapýlmaktadýr." Yani, Türkiye'de aþ ekimi yasaklanmalýydý! Amerika kamuoyunda Türkiye aleyhtarý bir hava oluþturuldu. Amerika, Vietnam Savaþý'ndan skerlerinin ve hayata yabancýlaþan gençliðinin neden uyuþturucu kullandýðýyla deðil, kendis lsuz baðlý müttefiki" ile uðraþýyordu... Türkiye'ye karþý yýpratma savaþý baþlatýldý. Amerika'nýn gücü, ne "eroinin baþkenti" Mars oratuvarlarýnýn yok edilmesine, ne de afyon kaçakçýlarýnýn merkezi, Altýn Hilal (Ýran, Paki fganistan) ve Altýn Üçgen'e (Laos, Tayland, Burma) yetiyordu. Türkiye, Amerika'nýn isteðine karþý koyamýyordu. Önce afyon ekilen illerin sayýsý azaltýl m yapýlan il sayýsý 35 iken, 1970'de bu sayý 7 ile sýnýrlandýrýldý. Baþbakan Süleyman Demir skýlar vardý. Demirel, "iki arada bir derede kalmýþtý." Baþbakan Demirel Ispartalý, Maliye Bakaný Mesut Erez Kü-tahyalý'ydý. En çok haþhaþ üretil ya, Afyon, Denizli, Uþak ve Burdur illeri, ayný zamanda AP'nin oy depo-suydu. Baþbakan Demirel, yasaklamaya karþý direniyordu. Öte yandan, Amerika'da seçimler yaklaþýyordu. Baþkan Ni-xon'ýn tek umudu, "Amerikan gençl urucudan koruma" propagandasýydý. Ve 12 Mart askeri darbesinin Baþbakaný Nihat Erim, Anadolu'nun binlerce yýllýk geleneksel bitkisi afyonun ekimini yasaklayan karan ilan etti... Kuþkusuz, Türkiye'de afyon üretiminin yasaklanmasý, dünyada gitgide yayýlan eroin tutkusu altmadý. Ancak bunun ne önemi vardý. Önemli olan Nixon'a seçim kazandýracak bir þovdu!... 24 TESLÝM OLUYOR Cantürk aile meclisi toplandý. Behçet Cantürk, kardeþi Sabit ile birlikte teslim olacaktý n yapýldý. Önce durum Lice Ýlçe Jandarma Komutaný Cafer Bay'a anlatýldý. Tek istekleri vard ler'in: Çocuklarýnýn teslim olduðunu kimse duymayacaktý. Sadece yakalandýklarý duyulacaktý. 29 Aralýk 1971 gecesi, jandarmalar sessizce Cantürkler'in evine geldiler. Evde bulunan Behçet ve Sabit'i kelepçeleyip götürdüler. Sorgulamasý bitip mahkemeye çýkarýlan Behçet ve Sabit Cantürk, 15 Ocak 1972 tarihinde cez e gönderildi. Diyarbakýr Ýkinci Aðýr Ceza Mahkemesi, 9 ay 10 gün sonra karara vardý. Ali oð hrettin Bakýr'ýn ölümü ile sonuçlanan olayda Behçet Cantürk'ün suçlu olduðunu gösteren bir Sabit Cantürk'se, 6 yýl 8 aya mahkûm oldu. Halim Aydýn ile Gýyasettin Deniz'in ölümleri ile sonuçlanan olaylarýn davalarý ise sürüyo Olaylar Behçet'in peþini býrakmýyor, onu cezaevinde de buluyordu. 1972 yazýnýn sýcaðý her uruyordu. Ancak Diyarbakýr Cezaevi'ndeki havanýn sýcaklýðý mevsimden kaynaklanmýyordu. Yaþl ahkûmun ölümü isyana dönüþmüþtü. Kan dökülmesi an meselesiydi. Cezaevinin müdürü olaylarýn
ten yardým istedi. Çünkü cezaevinde bulunan tutuklu ve mahkûmlarýn büyük bir bölümü Lice'li antürk, hoparlörden herkesi sakin olmaya çaðýrdý. Beco'nun sesini duyan Liceliler, cezaevin e duruma el koydular. Ýsyan bastýrýldý. 1.80 boyundaki, buðday tenli, siyah gözlü genç adam cezaevinin önemli konuklarýndan biri . Çevresinde Liceliler pervane oluyordu. Cezaevi onun için iyi bir okul oldu. Baþta Di yarbakýr olmak üzere bölgenin önde gelen "tüccarlarýyla" tanýþma fýrsatýný buldu. 25 Þansý hep yanýndaydý... 16 Ekim 1973 tarihinde nakti kefaletle serbest býrakýldý. Arkasýndan, 26 Nisan'da "1974 a fý" çýktý, dosyalarý düþtü. 1973 yýlýnda iki mutluluðu bir arada yaþadý. Cezaevinden çýkar çýkmaz görücü usulüyle, re Cantürk ailesi ona uygun bir kýz bulmuþtu: Amcasý Hüseyin'in oðlu Zeynel Cantürk'ün kýzý Cantürk'ün diðer kýzý Süreyya'yý ise aðabeyi Nizamettin'e münasip görmüþlerdi. 9 ay 10 gün sonra Behçet- Erdem çiftinin bir oðullarý oldu. Adýný Mehmet koydular... MEKKARECÝLÝK TARÝHE KARIÞIYOR Behçet 'Cantürk, Diyarbakýr Cezaevi'ndeki "koðuþ aðalýðý" nýn sonucunu kýsa zamanda gördü den çýktýðýnda, Akan Otobüs Ýþletmesi sahipleri Ýhsan Güzel ve Yýlmaz Turgut Uður, daha "iç ehçet Cantürk'ten, firmalarýna hem ortak olmasýný, hem de bozulan iþlerini sevk ve idare et esini istediler. Behçet Cantürk teklifi kabul etti; Akan Otobüs Ýþletmesi'nin üçüncü ortaðý O yýllarda "mekkarecilik" artýk tarihe karýþýyordu... Katýrlar yerlerini motorlu taþýtlara býrakýyordu... Sadece Cantürkler deðildi otobüs iþine girenler. Liceli bazý aileler arka arkaya otobüs a tlere ortak oluyorlardý. Ekmekçi ailesi, Laçin ailesi ile birlikte Hazar Turizm Seyaha t Acentasý'ný kurdular. Canpolat ailesi ve Erþenel ailesi, Özdiyar-bakýr firmasýna otobüs v rek ortak oldular. Delidere ailesi, otobüs alýp Kamil Koç firmasý ile birlikte çalýþmaya ba . Lice'de "nakliyatçýlýk" o kadar yaygýnlaþmýþtý ki, PTT müdürü bile bu iþlere girmiþti. Av linde, "posta posta" mal gidiyordu!.. 26 23 yaþýndaki Behçet Cantürk otobüs iþini çok sevdi. Hemen kollarý sývadý. Otobüs þirketl Diyarbakýr-Erzurum arasý yolcu taþýyorlardý. Giriþimciydi. Birgün atlayýp Erzurum'a gitti. Dadaþ Tu-rizm'in sahibi Bünyamin Bey'le anl iyarbakýr'a, Dadaþ Turizm'in þubesini açtý. Bu nedenle kendi otobüslerini Erzurum'dan kesip Malatya güzergâhýna gönderdi. Çalýþkandý. Elazýð'da yeni kurulan Murat Turizm Otobüs firmasýnýn yetkilileri ile anlaþtý iyarbakýr þubesini aldý. Kayseri üzerinden Ankara- Ýstanbul'a yolcu taþýmaya baþladý. Hýrslýydý. Adana'ya gidip Gazanfer Bilge'yi buldu. Ýkna etti. Gaziantep, Þanlýurfa ve Ada seferler düzenlemeye baþladý. Ancak Gazanfer Bilge ile hep ihtilafa düþtü. Ayrýldýlar. 1975 yýlýnda bir ayrýlýðý da ortaklarýyla oldu. En acý ayrýlýðý ise, ayný yýlýn 6 Eylül'ünde yaþadý... Karýsýný, oðlu Mehmet'i, aðabeyi Abdülbaki'yi ve 15 yakýn akrabasýný Lice depreminde kayb LÝCE YÜRÜYÜÞÜ 8 þiddetindeki depremde, 2 bin 385 kiþi yaþamýný yitirmiþti. 8 bin 159 konut ve bina yýký ki evler, dað yamacýnda kurulu olduðu için daha önce, kaya parçalarýnýn düþmesi ile sýk sýk bu kez evleri dað yutmuþtu! Deprem Lice'yi yok etmiþti. Türkiye yasa bürünmüþtü. Dünyanýn her tarafýndan gelen yardým iyordu. Ýlk günlerde yoðun bir biçimde gelen yardýmlarýn arkasý kýsa zamanda kesildi. Kýþ y Lice'nin bir kýsmý çadýrda, bir kýsmý battaniyelerle kýþý karþýlamaya hazýrlanýyordu. 27 Liceli acýsýný unutmuþ, kýþý düþünmeye baþlamýþtý. Evlerinin yeniden inþasý için Baþkent' ki hükümet, Liceli'nin çýðlýðýný duymuyordu. O günlerde bir dedikodu kulaktan kulaða yayýlýyordu: "Lice halký solcuydu. Bu nedenle APP ve MHP'den oluþan 1. MC hükümeti, Licelilere yardým göndermeyerek, cezalandýrýyordu!" Lice'de býçak kemiðe dayanmýþtý. Deprem yardýmlarýnýn yetersizliðini protesto etmek için Lice'den Diyarbakýr'a yürüme fikr atýldý. Protesto yürüyüþünü dört örgüt organize ediyordu :
* Ýlerici Gençler Derneði (ÝGD), * Kürdistan Ulusal Kurtuluþçularý (KUK), * Özgürlük Yolu (Türkiye Kürdistaný Sosyalist Partisi), * Kürdistan Kurtuluþ Partisi (Rýzgari). Behçet Cantürk, 35 kiþilik yürüyüþ komitesine, ÝGD'yi tem-silen girdi. Komite görev bölüm olmasý için öðretmenleri; Mekin Balaban ve Abdulbaki Kaymak, iþçileri; Nazif Sanman, Aziz kþahin, Tahsin Erdoðan, gençliði; Aydýn Ergün, Resul Gelirakar, Osman Aðýn örgütleyecekti. k'e, köylüleri organize etme görevi verildi. 20 Kasým 1975 günü yürüyüþ yapýldý. Geniþ bir katýlým oldu. Yürüyüþ kortejinin önünde büy lerin katilleri iktidardýr." Katýlýmcýlar sýk sýk "Kahrolsun Ýktidar" diye slogan atýyorlar Lice- Diyarbakýr yürüyüþünü organize edenler hakkýnda, "hükümetin manevi þahsiyetini alen zyif etmekten dava açýldý. Dava açýlanlar arasýnda Behçet Cantürk yoktu. Mahkeme, rekor bir , on yýl sonra 17 Ocak 1985 tarihinde kararýný verdi: Beraat. Behçet Cantürk'ün, ilk örgütsel faaliyetlerde bulunmasýnýn nedeni; "devletin Lice depremi ursamaz tutumu" olarak açýklanabilir mi? Kuþkusuz hayýr... 28 Behçet Cantürk'ün yürüyüþ tertip komitesinde yer almasýnýn, "siyasallaþmasýnýn" nedenini ta-rihdeki siyasi geliþmelere bakmak gerekiyor : * 14 Mayýs 1950: Demokrat Parti, Kürtlerin de büyük deste ðini alarak seçimleri kazandý. * 22 Eylül 1959: Aralarýnda Ziya Þerefhanoðlu, Naci Kutlay, Sait Elçi, Yaþar Kaya, Musa Anter, Canip Yýldýrým, Emin Kotan, Medet Serhat, Nurettin Yýlmaz ve Cezmi Balkaþ'ýn da içinde bulunduðu "49'lar" olarak bilinen Kürt aydýnlarý yargý landý. * 27 Mayýs 1960: Silahlý kuvvetler yönetime el koydu. * l Haziran 1960: 485 Kürt gözaltýna alýnarak Sivas'ta bir kampa getirildi. * 19 Ekim 1960: Sürgün Yasasý çýkartýlarak; 485 kiþiden, 55 aða ve aþiret ileri geleni, Batý Anadolu'ya iki yýllýk sürgüne gönderildi. *13 Þubat 1961: Türkiye Ýþçi Partisi kuruldu. Geleneksel yapýnýn çatýrdamaya baþladýðý Kürt toplumunda, TÝP'in "ýrgat lar ve marabalar"ýn partisi olduðunu açýklamasý, Kürtlerden bü yük destek gördü. TÝP, Kürt aydýnlarýnýn da partisi olmuþtu. Ýsyanlarýn bastýrýlmasýndan sonra, "güvenilir " okullara gönderilen Kürt çocuklarýnýn bir bölümü "asimile olmamýþ," aksine kendi ulusal k ni gizlemeksizin Kürt sorununu dile getirmeye baþlamýþlardý. Sorunu ifade edebilecekleri t ek platform olarak Türkiye Ýþçi Partisi'ni görüyorlardý. Kürtler, yýllar sonra yeniden topl adele sahnesine çýkýyorlardý. *24 Ocak 1965: Mustafa Barzani ve Celal Talabani; Ýran, Irak, Suriye ve Türkiye topraklarýnda faaliyet gösterecek, mer kezi bir Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) kurulmasý çalýþma larýný baþlattý. Irak'ta kurulacak KDP, sekreterya görevini yürü29 tecekti. Aralarýnda Faik Bucak, Sait Elçi, Ömer Turan, Sait Kýr-mýzýtoprak'ýn bulunduðu Kür kiye- KDP'yi illegal olarak kurdular. * 1967- 69: TÝP iki yýl boyunca "Doðu mitingleri" düzenle di. TÝP'in miting yaptýðý 12 miting merkezinden biri Lice'ydi (24 Aðustos 1969). Liceli Tarýk Ziya Ekinci, TÝP"in genel sek reterliðine kadar yükselmiþti. * 14 Mayýs 1969: Çoðunluðunu üniversiteli Kürt öðrencile rinin oluþturduðu Devrimci Doðu Kültür Ocaklarý (DDKO) ku ruldu. * 12 Mart 1971: Askerler yönetime el koydu. * 20 Temmuz 1971: TÝP 4'üncü kongresinde, "Türkiye'nin Doðu'sunda Kürt halký yaþamaktadýr. Kürt halký üzerinde baþ tan beri, hakim sýnýflarýn, faþist iktidarlarýn, zaman zaman kanlý
zulüm hareketleri niteliðine bürünen, baský, terör ve asimilas yon politikasý uygulanmýþtýr" diye karar almasý, partinin asker ler tarafýndan kapatýlmasýna neden oldu. * Nisan 1973: Ankara'da Abdullah Öcalan ve arkadaþlarý, Kürt sosyalistlerinin ayrý örgütlenmesini savunan ayrý bir grup oluþturmaya baþladýlar. * 28 Kasým 1974: Kürt öðrencileri, kapatýlan DDKO yerine, Devrimci Demokratik Kültür Dernekleri'ni (DDKD) kurdular. DDKO tutuklamalarý sýrasýnda yurtdýþýna kaçan Kemal Bur-kay, "74 affý" ile tekrar Türkiye e Kürdistaný Sosyalist Partisi'ni kurdu. 1975 Haziran ayýnda Özgürlük Yolu adlý dergiyi çýk Týpký Türkiye sosyalistleri gibi, Kürtler de, 70'li yýllarda hýzlý bir bölünme sürecine in örgütleri þunlardý: Rýzgari, Kawa, KÝP (daha sonra adýný PPKK olarak deðiþtirdi), KUK, D , Tekoþin, Ala Rýzgari, UKO (sonra PKK ismini aldý), KUK- SE, Kürdistan Halk Partisi, Pe kanin... 30 AÐALIK BEHÇET'TE Babalarý Reþit ölünce, Cantürkler'in baþýna Abdülbaki geçmiþti. Cantürkler, Lice depremin aybedince, ailenin baþýna hiç tartýþmasýz Behçet Cantürk'ü getirdiler. Doðu toplumlarýnda, aile içinde hiyerarþi nasýl kurulmuþ olursa olsun, en güçlü olanýn üs yordu. En güçlü olan; en yaþlý aile bireyi olduðu gibi, en saldýrgan ve istekli kiþi de ola ordu. "Aðalýk" için, yalnýzca düþmanlarým ortadan kaldýran, güçlü ve yetenekli biri olmak yetmi anda herkesin babasý, aðabeyi, koruyucusu, danýþmaný olabilmek ve bir otorite simgesi de o lmak gerekiyordu. Alçakgönüllü bir tavýrla konuþan ve dinleyen, kudretini gizleyen biri olm lýydý. Yönetme sanatýný bilmeliydi. Ailesine kol kanat germeliydi... Behçet Cantürk'te bu özellikler vardý... .Önce evlendi. Lice depreminde eþi ve oðlunu kaybedince, "bir daha evlenmeyeceðim" diye yemin etmiþti. 5 ay sonra evlendi. Aziz- Dilber kýzý, 15 Nisan 1956 doðumlu Hidayet Kaþan hemþehrisiydi. Okuma- yazmasý yokt Behçet Cantürk ikinci eþiyle görücü usulüyle evlendi. Resmi nikâh yapmadý. Hasýmlarýndan ailesini korumak ve onlarýn geçimlerini saðlamak için askerlik iþini hallet a karþýlýðý Konya Askeri Hastanesi'nden çürük raporu aldý! Askerlik sorunu ortadan kalkýnca, bütün gücüyle tekrar ticarete atýldý. Otobüs firmasý or de, kendine yeni bir iþ alaný daha bulmuþtu: Lice çevresindeki tütün ürününü köylüden peþin el'e satýyordu. Ancak dikili alanlar da depremden nasiplerini almýþlardý. Tütün ticaretini aktý. 31 Yýlmadý. Deprem konutlarýnýn yapýmý iþine girdi. Kardeþleri Nizamettin, Sabit ve Azet'i d dý. Önce taþeronluk yaptýlar. Müteahhit Maksut Yýldýz'dan 250 konutluk bir iþ aldýlar. Ayný y . Behçet Cantürk, tek baþýna müteahhitlik yapabilecek karneye sahip oldu. 1976 yýlýnda, Li nasýnýn yapýmýný teklif usulü ile aldý. Ayný yýl, ilçesine yapýlacak 1600 konutun altyapý i ini kazandý. Hepsini bir yýlda bitirdi. Lice depremi, Cantürkler için çok trajik olmuþtu. Yakýnlarým, evlerim ve iþyerleri kaybetmiþlerdi. Fakat bir yýl sonra "deprem nedeniyle" p kazanmaya baþlamýþlardý! Behçet Cantürk, 1976 yýlýnda, Lice'ye baðlý, Oyuklu Köyü' nün 110, Kabakaya Köyü'nün 200 lesini aldý. Bir yýl içinde 310 prefabrik ev yapýp teslim etti. Ankaralý Murtaza Dinçer'le, Lice'nin kanalizasyonu, Laz Osman'la (Osman Kýlýç), Lice'nin adliye binasý inþaatlarýný yap TEYZELERÝYLE TANIÞIYOR! 1976 yýlý, Behçet Cantürk için oldukça hareketli geçiyordu. Diyarbakýr Emniyet Müdürlüðü'nden 2 yýl süreli turist pasaportu aldý. Bir yýl sonra Diyar aþar Benice ve Diyarbakýr Afet Ýþleri Bölge Müdürü Göksel Öztürk ile birlikte, Yaþar Benice otomobiliyle Suriye'ye gitti. Nusaybin Hudut Kapýsý'ndan çýkarak Suriye'nin Kamýþlý ilçesi aþtý. Ýki teyzesi Suriye'ye göçmüþtü. Anneannesi Ýncik Demirciyan'dan teyzesi Süslü Nalbant-çý'nýn telefonunu almýþtý. Kaldýðý
aradý. Süs-lü'nün kocasý Samo (Samuel Nalbantçý) gelip Behçet Cantürk'ü evine götürdü. 32 Burada Behçet Cantürk'ü bir sürpriz bekliyordu. Evde, yine Kamýþlý'da oturan bir diðer te Palancýyan vardý. Odada duygusal bir hava oluþtu. Çünkü Behçet Cantürk, teyzesi Sato'yu ilk kez görüyordu. ka kimse konuþmadý. Söze, Sato'nun taksi þoförlüðü yapan kocasý Garo Palancýyan baþladý. De arýnda çok üzüldüklerini söyleyip. geçmiþ olsun dileðinde bulundu. Sonra Behçet Cantürk'e y nýþtýrdý. Kamýþlý'da ilk gecelerini, arkadaþlarý otelde, kendisi teyzesinin evinde geçirdi. Ertesi ayolu ile Halep'e hareket ettiler. Ekibe teyzesinin eþi Samo da katýlmýþtý. Ancak Samo'nun Halep'te özel iþleri vardý. Halep'te iki gün kalýp Þam'a gittiler. Hediyeler aldýlar. Behç ntürk, sedef bir tavla aldý. Burada iki gün kalýp, Ürdün'ün baþkenti Amman'a geçtiler. Döne a uðrayýp, teyzelerinde yemek yeyip Türkiye'ye döndüler. ÝÞLER BÜYÜYOR Van depremi de, Cantürkler'e yeni iþ alanlarý yarattý. Teklif usulü ile iþ aldýlar. Vanzluca köyler grubundan 210 konut ve Van- Muradiye- Çaldýran grubundan 450 konutluk inþaa t ihalesi aldý. Behçet Cantürk, kazandýðý paralarla, 1975 yýlýnda Lice Seyran Tepe'de 400 metrekarelik ar 1976 yýlýnda Diyarbakýr merkezde ortaklarýyla birlikte bir iþhaný satýn aldý. Daha sonra o arý; Kazým Kalkan, Kamil Dakman, akrabasý Mehmet Han Kozat, kardeþleri Nizamettin, Sabit ve Azet'in ortaklýk paylarýný da satýn alarak, iþhanýnýn tek baþýna sahibi oldu. Adýný "Ca . Ýnþaatlarda kullanmak üzere, 3 adet BMC marka damperli kamyon, l adet Ford marka kamyon, 2 adet Fergison marka traktör ve 2 adet Mercedes otomobil satýn aldý. 33 Yatýrým yapmaktan hiç çekinmiyordu. Ortak inþaat yaptýklarý Trabzonlu müteahhit Mustafa Ç rlikte istihkaklarýný almak için Ankara'ya gittiler. Ankara Gençlik Parký karþýsýndaki Ýlle 'ni bir yýllýðýna kiraladýlar. Topraðý seviyordu. 1977 yýlýnda yine Ankara'da Sincan bölgesinde, yaklaþýk 14 dönüm (1375 e 1978'de Diyarbakýr merkez Kaynarca Köyü'nden 44 dönümlük toprak aldý. 1978 yýlýnda kardeþleri Nizamettin ve Azet'le birlikte Diyarbakýr Demir Oteli'ni Mehmet D mir'den satýn aldý. Burada ilginç bir rastlantýdan bahsetmek gerekiyor. Ýtalya'da, hükümet kuruluþu olan "Ant fya Komisyonu" nun yaptýðý bir araþtýrmaya göre, Ýtalyan mafyasý sermaye birikimini inþaat saðlamýþtý!.. SÝLAH KAÇAKÇILIÐI Anadolu, 1972'den sonra, haþhaþ üretiminde önceleri sahip olduðu merkezi önemi zamanla yi . Dünyadaki büyük artýþa raðmen, Türkiye'de yasadýþý üretim ve pazarlamada büyük düþüþ yaþa olarak þekil deðiþtirdi. Uyuþturucunun yerini silah aldý! Kaçakçýlýðýn güzergâhý da deðiþti. Eskiden Doðu'dan Batý'ya gidiyordu. Bu kez Batý'dan Doðu'ya mal sevkýyatý yapýlmaya baþla ikle Bulgaristan'dan Karadeniz kýyýlarýna getirilen silahlar, Türkiye üzerinden Irak, Ýran e Suriye'ye gönderiliyordu. Silahlarýn bir bölümü de Türkiye " iç pazarýnda" alýcý buluyord asýl büyük piyasa, Ýran ve Irak'tý. Ýran'da Þah aleyhtarý gösteriler zamanla yerini silahlý kmýþtý. Ýran halký silahlanýyordu. Irak'ta silahlarýn alýcýsý Kürt gruplardý. Suriye'de ise radikal Ýslamcýlara, bir diðer bölümü de Filis34 tinlilere gidiyordu. Ortadoðu kaynýyordu. Ve silahlar "peynir ekmek gibi gidiyordu!" "Nakliyecilik" olur da, Liceliler olmaz mý? Silah kaçakçýlýðýný önceleri "parasý az" diye küçümsemiþler-di. Ancak Ortadoðu'daki geliþ artýp, sevkýyat fazlalaþýnca bu iþe de girdiler. Önce küçük çapta iþ yaptýlar. Lice depremi sonrasýnda, inþaat yapmaya gelen Karadenizli müteahhitlerin yardýmýyla, "Kar niz Mafyasý" ile tanýþtýlar. Büyük sevkýyatlara girdiler. Behçet Cantürk, kardeþleriyle birlikte bir yandan müteahhitlik yaparken, diðer yandan sil kaçakçýlýðý iþlerine "hisseli" olarak girmeye baþladý. Yani doðrudan iþin içine girmiyor, b da para veriyordu. Sonuçta hissesine düþen kân alýyordu. Malýn yakalanma riski vardý. Bu ne le kaçakçýlar, "hisseye yazýlan" adamlarýn güvenilir olmasýna dikkat ediyorlardý.
Mal yakalanýnca "hisse sahibinin" de parasý gidiyordu. Örneðin, 5 Mayýs 1977 tarihinde Di bakýr- Silvan yolu üzerinde Süleyman Kökarar yönetimindeki Fiat marka bir kamyonda patates ve ev eþyalarý arasýnda (300 bin adet 7.65 Geco marka mermi, 9 bin adet 38 kalibre Sm ith Wesson mermi, 190 adet 7.65 Lama marka tabanca, 70 adet Belçika 14'lü tabanca, 5 0 adet Arjantin 14'lü tabanca ve 18 adet Ünik Fransýz onlusu) ele geçirildi. Silah iþinde Behçet Cantürk'ün de hissesi vardý. 5 milyon TL kaybetti. (1977 yýlýnda, l dolar 19 TL idi. Ancak bir sonraki, 7 bin adet Lama marka tabanca sevkýyatýnda 10 milyon TL kazandý. Zara rýný çýkarýp kâra bile geçmiþti! Cantürkler iyi para kazanmaya baþlamýþlardý. Ancak Behçet Cantürk dýþýndaki kardeþler huz n lideri, kazanýlan parayý adil bölüþtürmüyordu. Yüzde 80'ini kendine lýyor; kalan yüzde 20 e pay ediyordu. Behçet Cantürk, "egoist" olmakla suçlanýyordu. Daha fazla tatsýzlýk Çýkmama rtaklýðý daðýttýlar. 35 Azet Cantürk'e, Diyarbakýr'da beyaz eþya satan bir maðaza açtýlar. Sonny, Philips, Grundig' n bölge bayiliðini aldýlar. Sabit Cantürk'e, Demir Oteli'nin iþletilmesi görevini verdiler. Ancak Nizamettin Cantürk, öz kardeþini yalnýz býrakmadý... DDKD'YE GÝRÝÞ Behçet Cantürk, hemþehrisi Zerruh Vakýfahmetoðlu'nun teklifi ile Devrimci Demokratik Kül nekleri'ne üye oldu. Liceli, bir tapu müdürünün oðlu olan Zerruh Vakýfahmetoð-lu, Behçet Cantürk'ün bilinçlenm rol oynadý. Zerruh, DDKD Ýstanbul þubesinin yönetimindeydi. Baþýnda bulunduðu Yönetim Yayý n çýkan kitap ve broþürleri Behçet Cantürk'e gönderiyordu. Behçet Cantürk, ekonomik durumu iyi olduðu için, üyesi bulunduðu DDKD'ye para yardýmýnda du. DDKD, Eylül 1977 tarihinde Diyarbakýr'da þube açmýþtý. Behçet Cantürk bir yýl sonra demeð Behçet Cantürk, CHP'li olarak biliniyordu. Neden, illegal Türkiye Kürdistan Demokrat Parti'nin yasal organý sayýlan DDKD'ye girmiþti 1978 yýlýnda Lice'de yerel seçim vardý. Behçet Cantürk, aðabeyi Nizamettin'in CHP'den Bel aþkanlýðý'na aday olmasýný istiyordu. Nizamettin Cantürk çekiniyordu. Çünkü hasýmlarý aþire karþý birleþmiþ; DDKD'nin baðýmsýz adayýný destekleme kararý almýþlardý. Kürt örgütlerine karþý çýkmak cesaret ve güç istiyordu. Benzer bir olay Siverek'te de olm gütleri Bucak aþiretini darmadaðýn etmiþlerdi. Behçet Cantürk diretti. 36 Nizamettin Cantürk CHP'den aday oldu. Seçimi DDKD adayý Orman Mühendisi Halit Nazmi Balka azandý. Seçimlerde herhangi bir olay olmadý. Çünkü, Behçet Cantürk, DDKD'ye üye olmuþtu.. Öte yandan Kürt toplumunun geleneksel yapýsý da çatýrdý-yordu. Aþiretlerin, Kürt örgütler güç kaybettiðini gören Behçet Cantürk, bu nedenle DDKD'ye üye oluvermiþti! Behçet Cantürk, yaþamým etkileyecek bir baþka Kürt örgütünün yaný baþýna kadar geldiðinde "Apocular" olarak bilinen, Ulusal Kurtuluþ Ordusu, 27 Kasým 1978 tarihinde, Lice'nin F is Köyü'nde birinci kongresini yaparak partileþme kararý alýyordu. Partinin adý, Partiya Ka keran Kurdistan (PKK), Genel Sekreteri ise Abdullah Öcalan'dý. "Kuzey Kürdistan (Doðu ve Güneydoðu Anadolu) Türkiye'nin sö-mürgesidir. Kürt sosyalistleri, Türk sosyalistleri ile b ikte deðil, ayrý örgütlenmelidir. Kürt halkýnýn kurtuluþu otonomi ya da özerklik deðil, bað aktýr. Hedef, baðýmsýz, birleþik ve sosyalist bir Kürdistan "dýr" görüþünü savunuyorlardý.. ÝSTANBUL'LA TANIÞIYOR Yýl 1979. Behçet Cantürk müteahhitliðe devam ediyordu. Artýk, 600 milyon liralýk iþ yapabilecek "B eahhitlik karnesi" vardý. Lice ilçesinin Yaprak Köyü, Kulp Narin Köyü, Hani merkez konut inþaatlarýnýn ihalesini te le aldý. Yer teslimini "üe almasýna raðmen, AP azýnlýk hükümeti, inþaatlarýn yapýmý-ný ipta ahhitliðe ara verdi. 37 Ne iþ yapacaðýna karar veremiyordu. Esnaf ve Sanatkârlar Birliði'ne baðlý, Diyarbakýr Þof obilciler Derne-ði'ne, 6276 sýra numarasýyla üye oldu. Bu arada, boynunun sol tarafýnda siyah benler çýkmaya baþlamýþtý. Arkadaþlarý, bu benleri lirtisi olabileceðini söylediler. Telaþlandý. Doktora gitti. Korktuðu olmadý. Kanser deðild
Fiziki görünümüne çok önem veriyordu. Boynundaki benleri aldýrdý. Ancak doktor operasyonu mamýþtý. Benlerin izini, ölünceye kadar hep boynunda taþýdý... '79 yýlýnýn bir sonbahar günü, Þoförler ve Otomobilciler Derneði lokalinde, Diyarbakýrlý lioðlu ile karþýlaþtý. Cizrelioðlu Ýstanbul'a taþýnmýþ, Sarýyer'de Altýnkum Tesisleri'ni sa Þahin Cizrelioðlu, Behçet Cantürk'ü lokalde görünce hemen yanýna oturdu. Ýþyerinde çalýþt baþladý. Liceli iþçilerle arasýnda ihtilaf çýkmýþtý. Behçet Can-türk'ten aracý olmasýný is Behçet Cantürk yardýmcý olmayý kabul edince, uçaða atlayýp Ýstanbul'a gittiler. Ýlk kez Ý Behçet Cantürk için, Cidde Oteli'nden yer ayrýlmýþtý. Ertesi gün Liceliler, Behçet Cantürk'ün "huzuruna" getirildiler... Herkesi tek tek dinled . Depremden sonra, ekmek parasý kazanmak için Ýstanbul'a gelmiþlerdi. Ancak Lice'ye geri dönmek istiyorlardý. Hepsini, deprem konutlarýna yerleþtirme sözü verdi. Sorun çözüldü... Behçet Cantürk Ýstanbul'da bazý arkadaþlarýný ziyaret etti. Bu görüþmelerin birinde, yaþa r teklifle karþýlaþtý... Hemþehrisi, Behçet Cantürk'e yakýnýyordu: "Bizim Lice'de, maddi olarak en büyük sensin. F z bu gurbet ellerinde iþ38 siz dolaþýyoruz. Elimizden hiçbir iþ gelmiyor. Senin nakilin çok fazla. Ben sana adam ve k anal bulurum. Eðer kabul edersen, yapacaðýmýz iþten sana da iyi hisse düþer." Hemþehrisinin, "bu iþ" dediði; uyuþturucu kaçakçýlýðýydý! Behçet Cantürk teklifi kabul etti. Ýþ bölümü yapýldý: Bazmorfini Behçet Cantürk temin edecekti. Ayrýca mallarýn Ýstanbul'a k den de sorumlu olacaktý. Ýstanbul'dan mallarý alacak kiþi ise "Sarý Avni" ydi... Behçet Cantürk, "Sarý Avni" adýný ilk kez duyuyordu... AVNÝ KARADURMUÞ Avni Karadurmuþ, Rize'nin Çayeli Ýlçesi'ne baðlý Yenihisar Köyü'nde, l Ocak 1942'de doðmu lerinde eksper olarak çalýþýyordu. Nurten- Avni Karadurmuþ çiftinin; 5 kýz l erkek, 6 çocuðu vardý: Miyaser, Ayþe, Yaþar, H a ve Ebru. Aile nüfusunun fazlalýðý nedeniyle, geçim zorluðu çeken Avni Karadurmuþ Ýstanbul eykoz'daki Gümüþsüyü Sultaniye Üstü 115 no'lu evde yaþamaya baþladýlar. Hemþehrileri sayesi nda iþ alanýný belirledi: Kaçakçýlýk. Silah kaçakçýlýðý yapýyordu. Bir gemi satýn alacak kadar para kazanmýþtý. 1973- 79 yýllar lerce mermi ve silah sokmuþtu. Silah ve mermilerin ederini dövizle ödüyordu. 1978 yýlýnda ekonomik olarak çok sýkýþmýþtý. Döviz bulamýyordu. Fakat çýkýþ yolunu buldu. orfin veya eroinle yapacaktý. Zaten piyasada asýl parayý bu iþ yapýyordu. Yurtdýþýnda taleb ktu. Ancak bu iþ için de nakit para ve çevre gerekiyordu. 39 Uyuþturucu konusunda Liceliler'in ününü duymuþtu. Aklýna, Adýyamanlý Ýbrahim'in kahvesind lý Musa'nýn tanýþtýrdýðý Liceli Mehmet Deniz geldi. Bir silah iþinde birlikte çalýþmýþlardý araya geldiler. Yapmak istediði iþi anlattý. Liceli Mehmet Deniz'in, Behçet Cantürk'e ortaklýk önerisinin nedeni, Sarý Avni'nin bu iþ fiydi... ÝLK SEVKIYAT '79 Kasým ayýnýn yazdan kalan bir günü: Liceli Mehmet, Behçet Cantürk ile Sarý Avni'yi ya tirdi. Sarý Avni hemen söze girdi: "Mehmet'le bazý iþler yaptýk. O beni sana anlatsýn. Biz e yalan, hile yok. Bilirsin, sözümüz senettir. Benim bir gemim var. Ýtalyanlar ve Amerik alýlar bazmorfin istiyor. Açýk konuþuyorum, benim bazmorfin iþine girecek ne nakit param, ne de çevrem var. Seni bana Mehmet önerdi. Biz senin hem parandan, hem de çevrenden ya rarlanmak istiyoruz. Evet dersen, sen de, biz de çok para kazaným." Behçet Cantürk düþündü: Sarý Avni'yi tanýmýyordu. Ancak hemþehrisi Mehmet Deniz ile arala an davasý vardý. Ancak ikisi de bunu unutmuþtu.. Teklifi kabul ettiðini söyledi. Sarý Avni'yle tokalaþtýlar... Mehmet Deniz'le uçakla Diyarbakýr'a gittiler. Mehmet'in kardeþi Terzi Cemal'in dükkânýnda lefonla Van'daki Bayram Oteli'ni aradýlar. Resepsiyon görevlisinden, "Ýranlý Ertoþlu Feto'yu baðlamasýný" istedi. Ýki dakika sonra t Feto'dan, hemen Diyarbakýr'a gelmesini istedi... 40 Ýranlý Ertoþlu Feto'nun gerçek adýný kimse bilmiyordu.
Behçet Cantürk, Van depremi sonrasýnda inþaat yapmak üzere gittiði bu þehirde hep Bayram de kalmýþtý. Bayram Oteli'nin sahibi Mehmet Sýddýk Bayram'dý.(3) Van'da, Bayram-1 ve Bayram 2 olmak üzere iki otel vardý. Vanlýlar bu iki otele, Afyon- l ve Afyon- 2 adýný vermiþti!. . Behçet Cantürk, Van'da inþaat yaparken çevresini de oldukça geliþtirmiþti. Ýran'dan Türki , eroin getiren Ertoþlu Feto bunlardan biriydi. Sarý Avni'nin istediði 40 kilo baz-mor fini, kurduðu bu iliþkiler sayesinde temin edeceðini düþünüyordu... Aradan iki gün geçti. Ertoþlu Feto Diyarbakýr'a geldi. Malkoç Oteli'nde buluþtular. Behçet Cantürk, 40 kilo baz-morfine ihtiyaçlarý olduðunu söy osuna 175 bin lira (3 bin 723 dolar) verecekti.(4) Malýn toplam deðeri 160 bin dolar-ý! Kaparo olarak ödediði pa ra miktarý ise 3.5 milyon lira (74 bin 468 dolar) idi. Senet filan istemedi. Çabuk k avramýþtý: "Bu piyasada" söz, senet yerine geçiyordu. Nakliye parasý satýcýlara ait olacakt , "Ayrýntýlarý patronlarýmla konuþmam lazým" dedi ve gitti. Feto, Hacý Reþit Zigari'nin adamýydý. Ýranlý olan Hacý Reþit Zigari, ayný zamanda Kurttu. Uyuþturucu dünyasý, siyasal ve ekonomik bakýmdan bir tarafa itilmiþ etnik azýnlýklardan o . Bu iþi meslek edinenler, Pakistan'da Peþtular, Afganistan'da Tacikler, Ýran'da Beluciler, Türkiye'de ise Kürtler'di. Ýran ile Türkiye arasýndaki uyuþturucu trafiði ve kaçakçýlýðý, iki ülkede de bulunan Kürt u. Hacý Reþit Zigari ile Behçet Cantürk'ü biraraya getiren, ortak etnik köken-leriydi... 41 PLAN YAPILIYOR Bundan sonraki geliþmeleri Behçet Cantürk þöyle anlatý yor:(5) "Bu iþlerde güvenilir insanlara ihtiyaç vardýr. Benim gibi eþini depremde kaybetmiþ, Lice rabam Mehmet Han Ko-zat'ýn bu konularda tecrübesi vardý. Kendisini Malkoç Oteli'ne çaðýrdým umu tek tek anlattým. Birlikte çalýþmak istediðimi söyledim. Kabul etti. Plan yaptýk. 40 ki bazmorfin, Van'dan Lice'ye Ertoþlu Feto tarafýndan getirilecekti. Burada malý Mehmet H an Kozat ile aðabeyim Nizamettin Cantürk teslim alacaktý. Bu iþten henüz Nizamettin'in hab eri yoktu, Lice'ye gidip anlatacaktým. "Ben Lice'de iken mala ortak olduðum Mehmet Deniz ile akrabam Mehmet Han Kozat, Van' a gitmiþler. Benden habersiz Feto ile buluþup, 'Mal 75 kilo olacak' demiþler. "Bu olaydan iki gün sonra, Diyarbakýr'da Mehmet Deniz ile buluþtuk. Malýn hazýr olduðunu . Bunun üzerine Ýstanbul'a gidip, Sheraton Oteli'ne yerleþtim. Birkaç gün sonra Ýstanbul'a eldiðimi duyan Avni Karadurmuþ yanýma geldi. Sohbet ettik. "Üç- dört gün sonra Mehmet Deniz telefon etti, þifreli olarak malzemelerin hazýr olduðunu da Ýstanbul'da olacaðýný söyledi. Bu konuþmamýzýn arkasýndan uçaða atlayýp yanýma geldi. Od t Han Kozat ile aðabeyim Nizamettin'in teslim aldýklarýný söyledi. Þoför olarak, kamyonu ol Liceli Halil Hocaoðlu'yla anlaþmýþlardý. Bu arada canýmý sýkan, 35 kilo bazmorfin fazlalýðý ik bu 35 kilo bazmorfýne birkaç kiþi de hisse vererek ortak olmuþlardý. Çok kýzdým. Kaldýðý ini, mal geldiðinde Sarý Avni'ye teslim ettikten sonra yanýma uðramasýný söyledim. 42 "Bu konuþmamýzdan 2 gün sonra Mehmet Deniz yanýma geldi. 40 kilo bazmorfini Dragos semtin e Sarý Avni'ye teslim ettiklerini söyledi. Aradan 15 gün geçti. Sarý Avni'nin damadý Korkma Göldaðý'nýn Kapalýçarþý'da maðazasý vardý. Damadýn yanýna gittim. Sarý Avni, sattýðý bazmo Aldýðý dolarlarý damadý Korkmaz'a veriyordu. O da dolarlarý Kapalýçarþý'da Türk lirasýna ç Sarý Avni'ye veriyordu. "Sarý Avni ile kilo baþýna 300 bin liraya (6 bin 382 dolar) anlaþmýþtýk. 12 milyon lirayý 319 dolar) Korkmaz Göl-daðý'ndan aldým.. Paralarý diðer ortaklara pay ettim. Bu iþten beni azancým 3 milyon lira (63 bin 829 dolar) olmuþtu. Kârýn en önemli parçasýný, 5 milyon liray im Mehmet Deniz almýþtý. Mehmet Deniz paranýn bir bölümünü DDKD'ye verecekti. Þoföre 300 bi rilmiþti. Kalanýný Mehmet Han Kozat ile Nizamettin paylaþmýþtý. "Aradan birkaç ay geçti; Sarý Avni cebinden kese kâðýdýna sarýlý 18 milyon lira (382 bin rýp, Sheraton Ote-li'nde yataðýmýn üzerine koydu. 'Behçet, sana itimadým sonsuz. Paranýn bi n veriyorum, bana 100 kilo bazmor-fin bul' dedi. Kabul ettim." PROFESÖR Behçet Cantürk'ten habersiz alýnan 35 kilo bazmorfin, Lice'de eroine dönüþtürülecekti. Me Kozat, piyasada "dönüþtürme" iþini en iyi yapan "Profesör" lakaplý Ýzzet Gündüz Sarýyar ile
Ýzzet Gündüz Sarýyar, 1931 Amasya/Merzifon'da doðmuþtu. Bakkaldý. 4 Mart 1957 tarihinde A Konya yolunda 8 bin 880 mavzer mermisi ve 9 kilo 625 gram afyonla yakalandý. Yattý, çýktý. 43 Uslanmadý. 10 Ekim 1974 tarihinde, baþkent Ankara'da, eroin imal eden Avusturyalý Rudolf Jonas suçüstü yakalandý. Jonas, iþ arkadaþýnýn adýný polise verdi: Ýzzet Gündüz Sarýyar. A i yetmezmiþ gibi, Pakistanlý Seyd Münir Alam, Almanya'nýn Münih kentinde l kilo 700 gram e roinle yakalanmýþtý. O da "malý" Ýzzet Gündüz Sarýyar'dan aldýðýný söyledi. Adý, Ýnterpol d Ünlenmiþti. Zamanla polis, yakaladýðý eroinin kalitesinden, malý Ýzzet Gündüz Sarýyar'ýn lmiþti. Avrupalý öncelikle, "Profesör'ün laboratuvarýndan" çýkan eroinleri tercih ediyordu. fesör," Türkiye'nin "medarý iftarý" olmuþtu! Bazmorfini eroine dönüþtüren, "hayat mektebinden" yetiþen "kimyagerler," yüksek ücret kar Piyasanýn en iyi "kimyagerleri," bazen bir gruptan diðerine, yüksek paralar karþýlýðýnda tr r oluyorlardý!.. Liceli Mehmet Han Kozat'ýn, Merzifonlu Ýzzet Gündüz Sarýyar'la anlaþtýðý ücret, piyasanýn "Profesör" her parti için 60 bin lira (Bin 276 dolar) alacaktý. Ekibin anlaþtýðý bir diðer isim Abdulcebbar Doðru, 1948 Lice doðumluydu. "Piyasa"nýn taný 15 Haziran 1976 tarihinde l kilo 800 gram bazmorfýni yakalatýnca Diyarbakýr Emniyet Müdürlü e fiþlenmiþti (1976/69). Bir ara Almanya'ya gitti. 18 Kasým 1977'de, Almanya'da "imala t" sýrasýnda suç ortaklýðýndan yakalandý, sýnýr dýþý edildi. Kod ismi Ýzzet Altýnmeþe'ydi. Yurdu futbol takýmýnýn teknik direktörüydü!.. Laboratuvarýn yeri de belli olmuþtu. Lice'nin Nergizi Mezrasý. Ýzzet Gündüz Sarýyar dýþýnda hepsi titriyordu. Tek, "Profesör" sakindi; kollarýný sývadý, Çoban Mehmet gözcülük yapýyordu. 44 Gerekli olan malzemeleri hazýrladýlar: Bir çinko tencere, büyük bir süzgeç, filitre kâðýdý, bir keten bez. Bir kilo bazmorfinin, 750 gram eroine dönüþmesi için, iki kilo asetikanhidrit, bir kilo s dyum karbonat ve 15 litre suya ihtiyaç vardý. Açýk havada ateþ yakýp üzerine çinko kabý koydular. Ateþ üzerindeki çinko kabýn içine l kilo bazmorfin, 2 kilo asetikanhidrit, l kilo sodyum bonat ve 15 litre su koyup çinkonun kapaðýný sýkýca kapattýlar. Kapaðý sýkýca kapatmalarýný uharlarýn ateþ almasý sonucu patlama meydana gelmesiydi. Ateþi de ayarlý yakmak gerekiyord u. Fazla ateþ de patlama nedeniydi. Abdulcebbar, "Profesör"ün asistanlýðýný yapýyordu. 1977 yýlýnda tanýþmýþlardý. Bu iþi ken bar Doðru'ya, "Doktor" diye hitap ediyorlardý. "Profesör", bir saat kaynayan çinko kabý, üç kez karýþtýrýp ateþten indirdi. Çinkoda oluþ kâðýdý konulmuþ süzgeçten geçirdi. Filitrenin üzerinde kalan bazmorfinin pisliðini attý. Suyu eroinden ayýrmak için, filitreden geçirilmiþ sývýya, çorba kaþýðý ile tekrar sodyum . Yayýk yapýlmýþ koyu süt þeklindeki sývýyý, eroin dibe çoksun diye 15 dakika bekletti. Dib in üstünde kalan sývýyý dikkatli bir þekilde döktü. Çinkonun dibinde kalan maddeden karbona sý için üzerine sýcak su dökerek, keten bezden süzdü. Keten bez üzerinde kalan maddeleri al siler üzerine koyarak kurumaya býraktý. Ýçlerinde en heyecanlý olaný Abdulcebbar'dý. Çünkü kullanýcýydý. Eroini hemen tatmak ist Dört saat sonra tepsiler üzerindeki eroin kurudu. "Profesör" eroinin kalitesini ölçmek için kontrol yaptý: Limon asidi ve su karýþýmý ile eld n sývýya bir parça 45 eroin atýp karýþtýrdý. Eroinin yüksek deðerde olmasý için, sývýnýn sarýya ya da kýrmýzýya ç erekiyordu. Üstelik bu mavi, þeffaf olmalýydý. Rengi tam tutturamamýþlardý. Eroini tepsilerden toplayýp, tarttýlar. Nizamettin Cantürk'ü ya'nýn diktiði, birer ve yarýmþar kiloluk bezden yapýlmýþ torbalara koyarak, iple baðladýla Ýlk iþlerinde, rengi tam tutturamamalarýna raðmen, baþarýlý olmuþlardý. "Profesör" mahare 35 kilo bazmor-finden, 30 kilo eroin elde etmiþlerdi! Eroin paylaþtýrýldý; 7.5 kilo Abdul cebbar'a, 9 kilo Mehmet Deniz'e, 13.5 kilo Cantürk-ler'e ... 13.5 kilo eroini Mehmet Han Kozat, Ýstanbul'a götürüp Aksaray'daki Laleli Oteli'nde satmý
hçet Cantürk'ün hissesine 4 milyon lira (85 bin 106 dolar) düþmüþtü. ÝKÝNCÝ PARTÝ Sarý Avni'nin istediði 100 kilo bazmorfin için, Behçet Can-türk ve Mehmet Deniz yine Diya kýr'a gittiler. Malkoç Oteli'nden telefon ederek Ýranlý Feto'yu Diyarbakýr'a çaðýrdýlar. Fe nce ilk partiden kalan 3.5 milyon lirayý (574 bin 468 dolar) nakit olarak verdiler . Feto, 35 kilo bazmorfin daha verdiðini hatýrlattý. Behçet Cantürk, "Bir daha benden haber böyle ek iþler olmasýn" diye sitem etmeyi düþündü. "Herhalde bir daha olmaz" diye vazgeçti ilyon 125 bin lirayý (130 bin 319 dolar) çýkarýp Fe-to'ya verdi. 100 kilo bazmorfin için pazarlýða baþladýlar. Kilo baþýna 200 bin liraya (4 bin 255 dolar r. Behçet, kaparo olarak 11 milyon 500 bin lira (244 bin 680 dolar) verdi. 46 "Yeni parti" için anlaþma yapan Behçet Cantürk Lice'ye, eþi Hidayet'in yanýna gitti. Bu a kýzdýðý olay tekerrür etti. Mehmet Han Kozat ile Mehmet Deniz yine Behçet Cantürk'ten haber , Feto'dan 100 kilo bazmorfine ek olarak, 50 kilo baz-morfin daha istediler. Lice'de üç gün kalan Behçet Cantürk, Ýstanbul'a gidip She-raton Oteli'ne yerleþti. Telefo Avni'yi arayýp, malýn birkaç gün sonra eline ulaþacaðýný söyledi. ANTALYA KAÇAMAÐI Sarý Avni birgün Behçet Cantürk'ü telefonla arayarak, Antalya'da Talya Oteli'nde olduðunu disinin de gelmesini rica etti. Kýsa bir tatilin iyi olacaðýný düþünen Behçet Cantürk, kahv Mercedesine atlayýp Antalya'ya gitti. Antalya gezisine, Sarý Avni ve Behçet Cantürk'le birlikte, iki Ermeni arkadaþlarý daha ka anbul'da gazino ve balýk lokantasý sahibi Uðurcan Elmas ile Bedri Ýstanbullu. Sarý Avni, Behçet Cantürk'e bir sürpriz yapmýþtý. Kaldýklarý Talya Oteli'nde, magazin dünyasýnýn renkli isimleri, Ahu Tuðba, Oya Aydoðan, B aysal vardý. Tanýþtýrýldý. Birlikte yat gezisine çýktýlar. Deniz çok dalgalý olduðu için ge un sürmedi. Döndüler. Akþam, "Baba'nýn Yeri" olarak bilinen ünlü balýkçý lokantasýnda buluþmaya karar verip, od ler... Balýkçý lokantasýnda sabaha kadar içki içip eðlenen grup, Ýstanbul'da görüþmek üzere ayrý Sanatçýlardan sonra birkaç gün daha Antalya'da kalan Sarý Avni ve Behçet Cantürk, ikinci apmak için Ýstanbul'a döndüler. 47 Mallarýn teslimi, ilk sevkýyatta olduðu gibi gerçekleþti. Mehmet Deniz malý Sarý Avni'ye ettikten sonra, Sheraton Oteli'ne Behçet Cantürk'ün yanýna geldi. Müjdeyi verdi: Ýþ tamamdý Mehmet Deniz'in aklýna birþey takýlmýþtý. Sevkýyat yapýlan yerin az ilerisinde, askeri b nlarý izlemiþti! Sarý Avni otele gelince, durumu ona da anlattýlar. Sarý Avni tebessüm ederek, "Merak etme in, o benim akrabam, kýz kardeþimin kocasý Albay Ali Ýhsan Cesur'dur" dedi... Sarý Avni ile kilosunu 350 bin liraya (7 bin 446 dolar) anlaþmýþlardý. Paranýn ilk taksid eþin almýþtý. Ýkinci taksidin miktarý olan 17 milyon lirayý (361 bin 702 dolar), Kapalýçarþ arkta bir çanta içinde Korkmaz Göldaðý'ndan aldý. Sarý Avni'den alýnan, toplam 35 milyon liradan (744 bin 680 dolar), paylarýna 15 milyon lira (319 bin 148 dolar) düþmüþtü. Bunun 5 milyon lirasýný (106 bin 382 dolar) Mehmet Deniz 5 milyon lirasýný da DDKD örgütüne vermiþti.(6) Kendisine de 5 milyon lira kalmýþtý. Paralarýný almak için, Ýranlý Hacý Reþit Zigari ve Feto da Ýstanbul'a gelip Çýnar Oteli'n Buluþtular. Verdikleri malýn 100 kilo deðil, 150 kilo olduðunu söyleyerek, 18 milyon 500 bin lira (393 bin 617 dolar) daha istediler. Behçet Can-türk, 11 milyon 500 bin lira yý kaparo olarak vermiþti. Ýranlý-lar'ýn istedikleri toplam para 30 milyon liraydý (638 bin 297 dolar). Bu önemli iþ ortaklarýný kaybetmek istemiyordu. Ýstedikleri 18.5 milyonu çýkarý di... Sarý Avni, Behçet Cantürk'ten, 200 kilo bazmorfin daha sipariþ etti... 48 ORTAÐINI KOVUYOR "Hadi bir kere yaptýn, affettim. Ama artýk bardaðý taþýrdýn. Git kendine baþka finansör b inle iþ yapmayacaðým. Yüzünü görmek istemiyorum."
Behçet Cantürk, Mehmet Deniz'e böyle baðýrýyordu. Mehmet Deniz, hemþehrisinin kendisini a i için yalvarýyordu: "Hata ettim, bir daha yapmayacaðým. Bize hisse çok az düþüyordu. Senin inden yararlanmak için bunu yaptýk. Gölgende üç- beþ kuruþ kazanýyorduk." Liceli Mehmet Deniz, bir daha yapmayacaðýna dair söz veriyordu. Ancak Behçet Cantürk sözü lmadý. Ortaklýðý bitirdi. Hacý Reþit Zigari'yi Sheraton Oteli'ne çaðýrdý. Feto'nun, kendi direktifleri dýþýnda, ort ptýðýný söyleyerek, Zigari'den yardýmcýsýný devre dýþý býrakmasýný istedi. Ýsteði kabul edi an, Mehmet Deniz ve Ertoþlu Fe-to'dan kurtulmuþtu. Behçet Cantürk rahatlamýþtý. Ýranlý Zigari ile kilosu 225 bin liraya (4 bin 787 dolar), 2 bazmorfin anlaþmasýný yaptýðýnda, 1980 yýlýnýn soðuk Ocak ayý geride kalmýþtý... 5 Þubat 1980 gününün Behçet Cantürk için bir baþka önemi vardý. Ýstanbul'dan kalkan ilk u oradan Lice'ye gitti. Eþi Hidayet doðum yapmýþtý. Kýzý olmuþtu. Aklýna Lice depreminde kaybettiði oðlu Mehmet geldi. Gözleri doldu. Kimse anlamasýn diye, nyoya gidip yüzünü yýkadý. Töre gereði kýzýný kucaðýna alamadý. Karýsýna altýn takarken, "K di. Bu arada, Behçet Cantürk'ten habersiz alýnan 50 kilo baz-morfin yine ayný ekip tarafýndan oine dönüþtürülmüþtü. Ýlk iþ-de elde ettikleri baþarýyý gösterememiþler, 39 kilo eroin elde 49 mislerdi. Malý riske atýp, yakalatmak istemiyorlardý. Behçet Cantürk'ten yardým istediler. Behçet Cantürk, Lice'den, Sarý Avni'yi telefonla arayarak, elinde eroin olduðunu, alýp al yacaðýný sordu. Sarý Avni ilgileneceðini söyledi. Ýstanbul teslimi, kilosu l milyon ikaya ( bin 276 dolar) anlaþtýlar. Mal sorunsuz bir þekilde Sarý Avni'ye ulaþtýrýldý ve parasý alýn KARADURMUÞ OLDU MUSULLULU! Behçet Cantürk, 1980 yýlýnýn Nisan ayýnda Ýstanbul'a gittiðinde kaldýðý oteli deðiþtirdi. n ayrýlýp Hil-ton'a geçti. Sýk sýk ortaðý Sarý Avni ile buluþup, Ýstanbul gecelerinin tadýn Sarý Avni, Behçet Cantürk'e çok güveniyordu. Ýþ sýrrýný açmakta bir sakýnca görmedi. Behç Cebelitarýk Boðazý'ný geçtikten sonra Sicilyalýlara verdiðini söyledi. Avrupa'da Sicilyalýl rliði yapmadan kimse at oynatamazdý. Sicilyalýlar ise bazmorfini genellikle ABD'ye gönde riyorlardý. Amerikalýlar, bazmorfini, gemilerde kurduklarý laboratuvarlarda eroine dönüþtür ardý! Gece alemlerinin birinde, Sarý Avni, ceketinin iç cebindeki nüfus cüzdanýný çýkarýp ortað göstererek, soyadýný deðiþtirdiðini söyledi. Geçen yýl, Ýstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne soyadýný deðiþtirmek için dava açmýþtý. 1980 günü, Avni Karadurmuþ adýnýn, Yaþar Avni Musullulu olarak deðiþtirilmesine karar vermi sas no: 980/212, Karar no: 980/831) Sarý Avni'de "kimlik" çoktu: Bir de kod ismi Atilla Öksüz adýna düzenlenmiþ pasaportu var Sürpriz sýrasý Behçet Cantürk'teydi. Cebinden evlenme cüzdanýný çýkarýp, Sarý Avni'ye uza dý. 50 Anormal bir durum yoktu. 20 Ocak 1979 tarihinde, Lice Evlendirme Memurluðu'ndan alýnan , 1979/2 numara ile nüfus sicil defterine kayýtlý gözüken cüzdanda, Behçet Cantürk ile Hida aþan evli gözüküyordu. Sarý Avni, birþeyler bulmak için yapraklý evlilik cüzdanýný dikkatli arýþtýrmaya baþladý. Sayfalarýn birinde, Behçet Cantürk'ün, 20 Mart 1979 tarihinde nüfus mü duðuna dair evrak aldýðýný okudu. Meraklanmýþtý. Laz þivesiyle, "Bu gariplik yok da" dedi. Behçet Cantürk, hafif sarkýk býyýklarýnýn altýndan tebessüm ederek, "sahtedir" deyip ekle ahkeme karan filan gerekmez!" Þaþýrma sýrasý Sarý Avni'deydi. Ortaðý umduðundan daha uyanýk Sarý Avni þen þakrak biriydi. Yaptýðý esprilerle, asýk suratlý Behçet Cantürk'e sýk sýk k . O gece, avukatýnýn soyadýný espri konusu yapmýþtý. Gerçekten de avukatýnýn soyadý, Sarý A Cantürk'ün iþ ortaklýðýna uygundu: Nihat AFYONOÐLU!.. ÝLK AÞK Ve Behçet Cantürk, arkadaþý aracýðýyla tanýþtýðý yirmi yaþýndaki, sarýþýn kadýna aþýk old luydu. Genç yaþta, 1978 yýlýnda evlenmiþ, kocasý Akdoðan Büyükateþ ile birlikte Ýsveç'e git , "kocasýnýn akli dengesinin yerinde olmadýðý gerekçesiyle" boþanmýþtý. Ýsveç'te 1.5 yýl moda ve kadýn giyimi üzerine dersler almýþtý. Türkiye'ye dönünce, Osmanb oket maðazasýnda Çalýþmaya baþlamýþtý. SSK'dan emekli babasý vefat etmiþti. Annesiyle yaþýy Behçet Cantürk'le ayný evi paylaþmadan önce bir süre flört ettiler. Birlikte Sarý Avni'ni
rine katýlýyorlardý. Evlerine misafirliðe gidiyorlardý. 51 Aþktan baþýnýn döndüðü o günlerde, Ýranlý Hacý Reþit Ziga-ri'den telefon aldý. Mallar haz de, kime teslim edileceðini soruyordu. Behçet, "Telefonda olmaz, yanýna geleyim" dedi. Çýnar Oteli'ne gitti. Zigari'nin yanýnda bir baþka Ýranlý daha vardý. Zigari, "Behçet Bey, artýk Feto'nun iþler kadaþ yapacak. Adý Seli" deyip, yeni yardýmcýsýný tanýþtýrdý. Üç gün sonra sevkýyat yapýlacaktý. Sarý Avni'nin iþlerini artýk adamý Aða Koç yapacaktý. gün önce, Behçet Cantürk, Hilton Oteli'nde, Hacý Reþit Zigari'nin adamý Seli ile Sarý Avni adamý Aða Koç'u tanýþtýrdý. Üçüncü sevkýyatta problemler çýkmýþtý. Daha önceki sevkýyatlar, Marmara sahillerinde oluy lik çýkmýþ, malý Sarý Avni'nin gemisine yükleyememiþlerdi. Ancak vazgeçmemiþler, sevkýyatý um arasýndaki açýk denizde yapmýþlardý. Mallar açýk denizdeki gemiye, küçük motorla götürül olmuþtu... Sarý Avni, damadý Korkmaz Göldaðý aracýlýðýyla, Behçet Cantürk'e 45 milyon lira (957 bin Ýstanbul teslimi, bazmorfinin kilosunu 400 bin liraya (8 bin 510 dolar) anlaþmýþlardý. Sa rý Avni daha önce de 35 milyon lira kaparo vermiþti. Böylece Behçet Cantürk'ün eline geçen m para, 80 milyon liraydý, (l milyon 702 bin 127 dolar). Behçet Cantürk, 80 milyonun, 45'ini malýn sahibi Ýranlý Zigari'ye, 10 milyonunu da DDKD ö erdi... Net kârý, 25 milyon liraydý. (531 bin 914 dolar). 52 PAUL EDUARD WARÝDEL Sarý Avni, kaçakçýlýk dünyasýnda çok popüler olmuþtu. Hakkýnda polise ihbarlar gidiyordu. aðýný anladý. Bir diðer iddiaya göre ise, "birþeyler" olacaðýný, yani ordunun yönetime el k n üst kademesinde bulunan "orgeneral" arkadaþý, Sarý Avni'nin kulaðýna fýsýldamýþtý! Sarý Avni Ýsviçre'ye yerleþti. Türkçe'den baþka dil bilmeyen Sarý Avni'ye; Ýspanyolca, Ru a, Ýtalyanca, Ýngilizce ve Türkçe bilen arkadaþý Paul yardýmcý oluyordu. 6 dil bilen Paul Eduard Waridel kimdi? 7 Þubat 1941 yýlýnda Ýstanbul'da doðmuþtu. Babasý, köylüden topladýðý sebze ve meyveyi Avrupa'ya satýyordu. Annesi ev haný mýydý. Waridel ailesi, 1963 yýlýnda Türkiye'den ayrýlmýþlardý. Babasýndan miras mýdýr bilinmez; Paul, tarihi eserlere meraklýydý, alýp satýyordu. 1969 y adýþý yollardan sanat yapýtlarýný ve arkeolojik eserleri Yunanistan dýþýna çýkarmaktan 13 a kûm olmuþtu. Sarý Avni, Paul'ü 1972 yýlýnda Ýzmir'de bir arkadaþý aracýlýðýyla tanýdý. Sarý Avni, o yý kaçakçýydý. Kýrýk dökük heykellerin, kiremitten testilerin kaç para ettiðini henüz bilmiyor Sarý Avni, Paul'den, tarihi eser kaçakçýlýðýný öðrenmedi. Ancak Paul'e, sahte para basýp , silah kaçakçýlýðýnýn ve uyuþturucu ticaretinin yollarýný anlattý. Paul Waridel, Ýtalya'da 3 kilo eroinle yakalandý. Aðustos 1977 ile Aðustos 1979 yýllarýný inde geçirdi. Burada, Vincenzo- Rosario Spatola kardeþler, Nunzio La Mattina, Cic-ci o La Nigro gibi, Sicilya mafyasýnýn önde gelen isimlerini tanýdý. Cezaevinden çýktýktan son bunlarla dostluklarýný sürdürdü. 53 Sarý Avni'nin "bazmorfin ticareti" nedeniyle, Nunzio La Mattina'dan, 11 milyon dolar alacaðý vardý! Paul Waridel, kan dökülmemesi için iki dostu arasýnda arabuluculuk yaptý. L tina borcunu ödemeyi kabul etti. Ancak biraz zaman istedi. Bu olay nedeniyle, Sarý A vni ile Paul Waridel'in dostluklarý, perçinlendi... BEHÇET CANTÜRK ÝSVÝÇRE'DE Sarý Avni Ýsviçre'ye gidince, Türkiye'deki iþ ortaðým unutmadý. Telefonla Behçet Cantürk' i'nde buldu. Israrla Ýsviçre'ye gelmesini rica etti. Behçet Cantürk, hiç Avrupa'ya gitmemiþ i. Dil bilmiyordu, bu nedenle çekiniyordu. Sarý Avni, "Biz seni havaalanýnda karþýlarýz" de ince, teklifi kabul etti. Behçet Cantürk, Ýsviçre günlerini þöyle anlatýyor: "Zürih'te beni, Sarý Avni'nin adamlarý of adlý bir otele yerleþtirdiler. Avni de benimle ayný otelde kalýyordu. Henüz yeni aldýðý sýna (Alto Lanostrasse No: 140 8700 Kusnacht Zürih) taþýnmamýþtý. Beni hergün deðiþik eðlen e götürdü. Bu gittiðimiz yerler genelde dansözlü gazinolardý. Çünkü Avni dansözlü eðlencele
"Birgün beni Zürih'teki yazýhanesine götürdü. Yazýhanesi, eskiden kalma taþ bir binanýn i rtmanýn ikinci katýna çýktýk, burada yanyana iki daire vardý. Kendisi ile sekreterinin bulu duðu daireye ayrý kapýdan giriliyordu. Avni'nin bulunduðu odada özel bir kapý vardý. Bu kap yan daireye geçiliyordu. Odasýna geçip oturduk. Çok lüks döþenmiþti. Duvarlar bej renkli, tüylü kâðýtlarla kaplýydý." Behçet Cantürk, Ýsviçre'de "görgüsünü" artýrdý. 54 Artýk öðrenmiþti: Geleneksel "Baba" kültürü sona eriyordu. Kaslarýn ve silahlarýn geçerli erilerde kalmýþtý. Zaman, beynini ve zekâsýný kullananlarýn lehine iþliyordu. Saygýn biri o llarý; lüks otellerde kalmak, en pahalý lokantalara gitmek, gösteriþli arabalara binmek ve moda merkezlerinden giyinmekti. Devir imaj devriydi... Behçet Cantürk de yeni yaþam tarzýna ayak uydurmaya, ayaðýndan baþladý: O yýllarda, Ýtaly erine mutlaka bir altýn koydurmasý nedeniyle, adý "Altýn Halkalý Adam"a çýktý!.. ASKERLER ÜLKE YÖNETÝMÝNDE 1980 yýlýnýn 12 Eylül'ünde askeri darbe gerçekleþti. Behçet Cantürk, darbenin ikinci haftasýnda Hilton Ote-li'nden ayrýldý. Sevgilisi Akile Di Alev ile birlikte oturmak için Suadiye'de bir daire kiraladý. Artýk iki eþi vardý; Biri L ice'de, diðeri Ýstanbul'da. Cantürkler, Ýstanbullu sarýþýn kadýný önce pek kabullenmediler. aileden biri deðildi. Ýçlerine ilk kez bir yabancý kadýn giriyordu... Behçet Cantürk, yarým milyon insanýn gözaltýna alýndýðý o günlerde, fazla dikkat çekmemek nden ayrýlýp, ikinci eþi ile birlikte yaþamaya baþladý. Legal bir iþ de bulmuþtu: Oto alým rdu! Bir süre bekleyip, geliþmeleri izlemeyi tercih etti. Beklemesi fazla uzun sürmedi. Yeni gelen yýlla, eski iþlerine geri döndü. Ocak ayý sonlarýnda Sarý Avni'den telefon gel t Cantürk'ü Zürih'e çaðýrýyordu. Ýsviçre'yi tanýmýþtý. Ýlk gittiði dönemdeki çekingenliði y ze iþlemleri ve havaalanýndaki kontroller sýkýyordu. 55 Zürih'te, Sarý Avni'nin yazýhanesinde buluþtular. Çaylar içilip, hal- hatýr sorulduktan s konuþmaya baþladýlar. 100 kilo bazmorfine ihtiyaç vardý. Behçet Cantürk, Sarý Avni'ye, "Ask in bizim iþe bir zararlarý yok. Bu nedenle, o iþ kolay. Bir çaresine bakarýz. Asýl benim se den bir ricam olacak; Ýsviçre'ye gelirken havaalanýnda çok zorluk çýkarýyorlar. Þunun bir ç ok mu?" diye sordu. Sarý Avni de, "Seni Zürih'te iþ yapan bir iþadamý olarak gösterecek bel eleri en kýsa sürede hazýrlarýz" sözünü verdi. Behçet Cantürk'ün Ýsviçre'ye rahat girmesi için yapýlacak ilk iþ, "Behçet Cantürk" adýna ap açtýrmaktý. Behçet Cantürk, Ýngilizce bildiði için Sarý Avni'nin, döviz iþlerine bakan o le birlikte Zürih Ýsviçre Bank'a (Zürih SBS) gidip, bir milyon dolar yatýrarak, PQ 88533 n olu hesabý açtýrdý. Gerisi kolay oldu. Behçet Cantürk, Ýsviçre'de ithalat- ihracat iþleriyl bir Türk iþadamýydý artýk! Hesabýn açýlmasýnýn tek nedeni, Behçet Cantürk'ün Ýsviçre'ye rahat gelmesi deðildi. Sarý Avni, mal karþýlýðý Sicilyalýlar'dan dolar alýyordu. Bunu Türk ikasýna çevirip Behçe k zahmetli ve riskliydi. Tüm kaçakçýlar gibi onlar da, iþin pratik yönünü bulmuþlardý: Behçet Cantürk malý göndere dolar olarak yatýrýlacaktý! Behçet Cantürk, ikinci Ýsviçre seyahatinde, Sarý Avni'nin çevresini yakýndan tanýma olana yi Türkçe konuþan, uzun boylu, sarýþýn adam; Sarý Avni ile Sicilyalýlarýn iliþkisinde kilit ordu. Ýsviçre vatandaþý olan bu kiþinin adýnýn Paul Waridel olduðunu, sonradan öðrendi. Behçet Cantürk, Paul'ü; Sarý Avni'nin, yeni aldýðý gemiyi göstermek için kendilerini dave akýndan tanýdý. Sarý Avni, bu dördüncü gemisini eski turizm bakanlarýndan Erol Yýlmaz Akçal'dan(7) almýþ 56 Sunny Beach, Norsum, Dask ve Bamburi adlý gemiler Panama bandýralýydý. Dört geminin baðlý den Shiping A.G. þirketi de Sarý Avni'nindi! Çayelili, tütün eksperi Sarý Avni'nin Ýsviçre' i þirketi daha vardý: Orexim ve Viaggi Sultan. Gemideki güzel kýzlarla birlikte üç gün Akdeniz'in güzel koylarýný gezdiler. Dönüþte Behç aul Wa-ridel özel otosuyla getirdi. Bol bol sohbet ettiler... Behçet Cantürk kaldýðý Schweizerhof Oteli'ne döndüðünde, lobide bir tanýdýðý ile karþýlaþ TOPKAPI OTELÝ
"Döviz kaçakçýsý olarak tanýdýðým, Gaziantepli Emin Görpe' ye, Ýsviçre'de ne yaptýðýný so fýndan arandýðýný, Ýsviçre'ye kaçak olarak geldiðini, halen firari olduðunu söyledi. Parasa sýkýntýda bulunduðunu anladým. Ýstanbul, Aksaray'da Topkapý Oteli'nin ortaklarýndandý. Ban ileceðini söyledi. Yakýnda Türkiye'ye döneceðimi, eðer beðenirsem oteli satýn alabileceðimi k sevindi. Türkiye'ye döndüm. Emin Görpe'nin adamý olduðunu söyleyen Abdulaziz Haluk Dericioðlu isim birlikte Topkapý Oteli'ne gittik. Oteli gezdim, beðendim. Satýn almaya karar verdim. Ýs viçre'ye Emin Görpe'ye telefon açarak, oteli beðendiðimi, satýn almak istediðimi söyledim. sine, 100 milyon lira (1981 yýlýnda l dolar 98 TL olmuþtu. SY) verdim. Peþinat olarak 60 milyon verebileceðimi, geriye kalan 40 milyonu da otelin tapu ve devir teslim iþlem leri bittikten sonra ödeyeceðimi söyledim. Uygun gördü. Adamý Abdullah'a 60 milyon tutarýnd iz verdim." Behçet Cantürk, ucuza bir otel aldýðýný düþünürken, geliþmeler moralini bozdu. Oteli satý akrabalarý, satýþý askýya alýp, devir iþlemlerini durdurmuþlardý... Topkapý Oteli caným sýkmýþtý... 57 SEVKIYATTA SORUN ÇIKIYOR Sarý Avni'nin istediði mallarý nasýl bulup, göndereceðini düþünmeye baþladý. 100 kilo baz için Ýstanbul'a çaðýrdýðý Hacý Reþit Zigari ile Hilton Oteli'nde buluþtular. Bazmorfinin k bin ikadan (3 bin 61 dolar) anlaþtýlar. Birkaç gün sonra Sarý Avni'nin adamý Aða Koç ziyaretine geldi. Geliþmeler hakkýnda bilgi mak istiyordu. Behçet Cantürk, mallarý yakýnda teslim edeceðini söyledi. Kilosunu 600 bin l raya anlaþtý. Bir hafta sonra 100 kilo bazmorfin Aða Koç'a teslim edildi. Ancak mallarýn sevkýyatýnda s n çýkmýþtý. "Sarý Avni Ýsviçre'den telefonla beni arayarak, Ýstanbul Bü-yükada açýklarýnda malýn yükl eþtirilemediði-ni söyledi. Sevkýyat Ýzmir'de yapýlacaktý. Benden yardým istiyordu. Anlaþmam usus olmamasýna raðmen, malýn yakalanmasý sonucu adýmýn ortaya çýkacaðýný düþünerek, yardým m. "Nizamettin'i, amcamýn çocuðu Halis Cantürk'ü ve hem akrabamýz hem de ortaðýmýz Mehmet Ha rý Avni'nin adamlarýyla buluþmalarý için Ýzmir'e gönderdim. O gün akþam eve gittiðimde, eþi ir'e gitmem gerektiðini, isterse kendisini de götüreceðimi söyledim. Birlikte, sabah 08.00 'de yeni aldýðým Mercedes'le yola çýktýk. Geliþmeleri izlemek için Bursa'da bir gece kaldýk i gün Ýzmir'e gidip, Etap Oteli'ne yerleþtik. Mehmet Han Kozat ile Halis Cantürk, otele gelerek beni buldular. Henüz Sarý Avni'nin gemisi gelmemiþti. Bekleyecektik. "Akþam yemeði için Sarý Avni'nin adamý Tahsin Bekir Saçaklý beni ve Dilek'i yemeðe davet don üzerindeki Mangal lokantasýna gittik. Tahsin ve babasý önceden gelmiþlerdi. Yemeðimizi edik, ancak eþim ve Tahsin'in babasý masada 58 olduðu için iþ konuþmadýk. Daha sonra ben eþimi otele býrakýnca, Mehmet Han Kozat, Halis Ca e Tahsin Bekir Saçaklý, dördümüz bir araya gelip sevkýyat hakkýnda detaylý konuþtuk. Tahsin ferihisar açýklarýnda gemiye vereceklerini, bu nedenle Aða Koç'un baþýnda olduðu bir ekibin amettin'le birlikte fýrsat beklediklerini söyledi. "Birgün sonra eþimi otelde býrakarak, Efes Oteli'nde kalan Mehmet, Halis ve Tahsin ile b irlikte Aða Koç i}e Nizamettin'in yanýna gittik. Durumu tartýþtýk. Ne þekilde yükleme yapýl m alýnacaðýný planladýk. Gece geç saatlerde eþimin yanýna, otele döndüm. "Beklememiz sürüyordu. Yine buluþup Seferihisar'a gittik. Gemi gelmiþti, açýkta bekliyord vkýyatý akþam, Sarý Av-ni'nin yatýndan, gemisine yapacaktýk. Yatta yedik içtik, zaman doldu k. Gece 21.00- 22.00 sularýnda, yatla gemiye yaklaþtýk. 100 kilo bazmorfini bizzat ell erimizle gemiye yükledik." Behçet Cantürk'ün bu sevkýyattan alacaðý para, Ýsviçre'deki bankasýna yattý!.. ÝRAN'DAN HEDÝYE: EROÝN 14 Ocak 1979 tarihinde, Þah Rýza Pehlevi Ýran'ý terk ederken, kimse yönetimin tamamen mol arýn eline geçeceðini tahmin etmiyordu. Ancak Humeyni yönetimi, solcularýn "stratejik" hat alarýndan yararlanýp iktidara el koyuyordu. Þah döneminde uyuþturucu ticareti yasaktý. Mollalar, Þah'ýn bu uygulamasýný devam ettirdi k cezalarý çok daha aðýr-laþtýrdýlar. Uyuþturucu kullanmanýn, satmanýn, taþýmanýn cezasý id Ýran'da bulunan Tebriz, Rýzaiye, Hoy, Sasur gibi dünyaca ünlü "eroin laboratuvarlarý" tek
kapandý. 59 Ýran'ýn "eroin laboratuvarlarý" Türkiye'ye taþýndý. Nakliyatçýlýkta ustalaþan Liceliler, leri "transfer" edip, mesleði öðrendiler. Kýsa zamanda eroin imalatýnda da söz sahibi oldul r. Üstelik eroin daha fazla para kazandýrýyordu. Ýran'daki geliþmelerden sonra, Lice'de arka arkaya laboraru-varlar kurulmaya baþlandý. Öz arýn Kocmar mezrasýnda, Zengolarýn Engül mezrasýnda, Ayteklerin Þemo mezrasýnda, Seviþlerin rbakýr Merkez Köy'de, Cantürklerin Nergiz mezrasý ve Hani ilçesinin Feritbey Köyü'nde labor varlarý vardý! Ýran'daki geliþmeler ve Türkiye'deki askeri yönetimin, silah kaçakçýlýðýný önlemeye yönel sý, yeraltý ticaretinin en önemli gelir kapýsýnýn tekrar uyuþturucu olmasýna neden oldu. Tü '80'li yýllarda uyuþturucu trafiðinde patlama yaþadý... KIBRIS VE SURÝYE Ne Sarý Avni sadece Behçet Cantürk'le çalýþýyordu. Ne de Behçet Cantürk, bir tek Sarý Avn u. Örneðin, Liceli Bahri'nin oðlu, Cantürklere rakip olup, daha düþük fiyata Sarý Avni'ye b fin satýyordu. Behçet Cantürk de Ýranlý Zigari'den, sadece Sarý Avni'ye gönderilmek üzere bazmorfin almý 1981 yýlýnýn Mayýs ayýnda, Zigari'den alýnan 50 kilo baz-morfini, "hocasý" Ýzzet Gündüz S myagerliði" öðrenen Abdülcebbar Doðru, eroine dönüþtürdü. Baþarýsýz sayýlmazdý; 42 kilo ero Licelilerin bir bölümü Kýbrýs piyasasýný öðrenmiþlerdi. Kýbrýs'ta devletin ileri gelenler Licelilerden aldýðý eroinleri Ýngiltere'ye gönderiyordu. "Taþ" gibi saðlam olan bu genç ad yuþturucu ticaretini devlet politikasý gereði mi, yoksa ailesini zengin etmek için mi ya pýyordu? Bilinmiyor. Bilinen çok para kazandýðý... 60 Behçet Cantürk, Kýbrýs'a ilk partiyi, eroinin imalatýndan bir ay sonra gönderdi: "Kýbrýs imi Liceli Özyýldýz-lar'di. Hemþehrimiz Mehmet Gözen, okur yazar olmamasýna raðmen, Kýbrýs' bir çevre yapmýþtý. Kilosunu 500 bin liraya mal ettiðimiz eroinleri 2 milyon ikadan Mehmet Gözen'e veriyorduk. Mehmet Gözen, 5 kiloluk ilk partiyi, Alman malý Ford Taunus marka otomobiliyle Mersin'e götürdü. Mersin'de malý, yatak- yorgan içine, portakal kutularýna ve a hediyelik eþyalar arasýna koyup feribotla Kýbrýs'a gönderdi. Kendisinin Kýbrýs'a giriþi, milyonluk bir kaçakçýlýk olayýna karýþtýðý için yasaklanmýþtý. Bu nedenle gönderdiði eroin Hüsnü Güler gidip alýyordu. "Kýbrýs'a, her biri 5 kilo olmak üzere, toplam 15 kilodan oluþan üç sevkýyat yaptýk. Anca Gözen, diðer Licelilerle de iþbirliði yaptýðý için kendisini devreden çýkardýk. Ayrýca kend di. Saðda solda yaptýðýmýz iþleri anlatýyordu. Tedirgin olduk, çalýþmamaya karar verdik. Að mettin'i iliþkiler kurmasý için Kýbrýs'a gönderdik. Ancak bir iliþki kuramamýþtýk." Behçet Cantürk, Kýbrýs'a ilk parti eroini 1981 yýlý Haziran ayýnda göndermiþti. Ayný günlerde, 4 Haziran 1981 tarihinde Ýçiþleri Bakanlýðý Emniyet Genel Müdürlüðü, 09068 ile 6 ilin valiliðine, "Behçet Cantürk ve akrabalarýnýn uyuþturucu kaçakçýlýðý yaptýðý konu ldiriyordu... SURÝYE PAZARI Cantürkler bu telsiz bilgisinden habersiz bir baþka pazar kapýsýný açmak için çaba sarfed Suriye. Suriye'de uyuþturucu piyasasý Ermenilerden soruluyordu. Kuþkusuz Suriye istihbarat örgütü Muhaberat'ýn bu ticaretten haberi vardý. Ýddiaya göre, içinde Behçet Can61 türk'ün Ermeni akrabalarý da vardý. Onlar, yeðenlerinin Suriye piyasasýna girmesinde aracý uþlardý. Bir diðer iddiaya göre ise; Behçet Cantürk'ün akrabalarýnýn, Ermeni örgütü ASALA i ardý. Behçet Cantürk, bu örgüt sayesinde Suriye kapýsýný açabilmiþti. Suriye'ye ilk gönderilen eroin 20 kiloydu. Ancak Kýbrýs'a gönderilenden ucuzdu: Kilosu 1. milyondu. Eroin, Lice'den karayolu ile Nusaybin'e getiriliyordu. Hava karardýktan sonra katýr sýrtýnda sýnýr geçiliyordu. Mal, Kamýþlý'da teslim ediliyor ve parasý alýnýyor luk bu partiden, Behçet Cantürk'ün net kazancý 20 milyondu! Behçet Cantürk'ün, 1981 yýlýndaki en büyük bir baþka kazancý, kýzý Neval oldu. Ýstanbullu , Cantürklere bir kýz evlat vermiþti. Behçet Cantürk, Lice'deki kýzý Hazal'la kafiyeli olsu iye, yeni doðan kýzýna Neval ismini koydu.
Neval Cantürk'ün doðumu, Lice ile Ýstanbul arasýndaki buzlan eritti... DOLARLARIN OLUÞTURDUÐU KÜMELER Behçet Cantürk 1982 yýlýnýn Mart ayýnda yine Ýsviçre'ye gitti. "Ýthalat ve ihracat iþleriyle meþgul, milyarder iþadamý" Behçet Cantürk, havaalanýnda hiç a karþýlaþmadý. Bankalarý ile ünlü Ýsviçre, mesleði ne olursa olsun, ne iþ yaparsa yapsýn; bankalarýna pa r kiþiye, ülkesinin kapýlarýný sonuna kadar açýyordu. Behçet Cantürk de iyi müþteri sayýlýrdý. Zürih Ýsviçre Bank (Zürih SBS) P.Q. 88533 nolu h etliydi: * 8 Eylül 1981'de 200 bin dolar çekmiþ, * 8 Eylül 1981 'de, yani ayný gün bu kez 750 bin dolar çekmiþ, * 10 Eylül 198l'de 889 bin 119 dolar yatýrmýþ, 62 * 14 Eylül 1981'de 250 bin dolar yatýrmýþ, * 25 Eylül 1981'de 150 bin dolar çekmiþ, * 6 Ekim 1981 'de 35 bin dolar çekmiþti... (1981 yýlýnda l dolar 132 TL) Böyle bir müþteriye Ýsviçre'de kapý açýlýrdý!.. Behçet Cantürk'ün Zürih ziyaretinin iki önemli amacý vardý. Önce Sarý Avni'ye uðramasý ge kentim tanýmýþtý. Sarý Avni'yi bürosunda oldukça keyifli buldu. Sarý Avni'nin yanýnda, bir sevkýyat sýrasýn içinde görülen, Albay Ali Ýhsan Cesur da vardý. Albay Ali Ýhsan Cesur ile Sarý Avni'nin bir teliði, akraba yakýnlýðýndan çýkýp iþ iliþkisine dönmüþtü. Albay'ýn oðlu Meriç Cesur, Sarý Sarý Avni'nin neþesi, Albay'ýn, kendisine misafirliðe gelmesinden dolayý deðildi. Sicilya io La Mattina, 11 milyon dolarlýk borcunun taksitlerini ödemeye baþlamýþtý. Aðzýnýn sýkýlýðý ile bilinen Sarý Avni çok güvendiði ortaðý Behçet Cantürk'e, sevinç sarh e dizdik. Ýnanýr mýsýn, paralarýn boyu þu duvarýn yansýna kadar geliyordu." La Mattina, borcunun ilk taksidi olan 5 milyon dolarý, 5- 10-20- 100'lük dolardan dest eler yapýp, bavullara doldurmuþ ve, adamý Carlo (Antonino) Rotolo ile Sarý Avni'ye gönderm iþti. Parayý Sarý Avni'nin adamý Paul Waridel, Roberto Vito Palaz-zolo adlý bir Sicilyalý'n bürosunda teslim almýþtý. Sarý Avni ve adamlarý yazýhanede, paralarý saymak için bavullardan çýkarýp, duvarýn kenar miþlerdi. Safi Avni, Behçet Cantürk'e, paralardan oluþan bu yýðýn karþýsýndaki þaþkýnlýðýný Behçet Cantürk'ün, Ýsviçre'de bulunduðu 15 günlük dönemde La Mattina, Sarý Avni'ye ayný þ olar daha 63 gönderdi. Bu parayý da Hotel Alexander'ýn park yerinde Carlo Rotolo'dan, yine Paul War idel teslim aldý. Anlaþmalarýna göre, kalan taksitlerden 2 milyon dolar iki ay sonra ver ilecekti. Geriye kalan para ise çek ile ödenecekti. Sarý Avni'nin iþleri iyiydi! Behçet Cantürk'ten, "400- 500, kaç kilo bulabilirse o kadar morfin göndermesini" istiyordu. "Dönünce kolayýna bakarýz" diyen Behçet Cantürk, ortaðýna v p ayrýldý. Behçet Cantürk'ün Ýsviçre'de yapacaðý bir tek iþi kalmýþtý... Topkapý Oteli'nin sahiplerinden Emin Görpe'yi Zürih'te buldu. Verdiði 60 milyonu faizi il birlikte geri istedi. Emin Görpe, oteli akrabalarýnýn sattýrmadýðýný, kendisinin bir suçu rtti. Behçet Cantürk'ün verdiði 60 milyon lira ile "hah ihraç" etmiþlerdi. Ýyi de para kaza dý. Türkiye'de bulunan ortaðý AP eski milletvekili Ýsmet Hilmi Balcý ile görüþürse, parasýn irlikte alacaðýný söyledi. Behçet Cantürk, Türkiye'ye dönünce ilk iþi, eski milletvekili Ýsmet Hilmi Balcý'yý bulmak on Oteli'nde buluþtular. Emin Görpe ile konuþtuklarýný anlatarak, faizi ile birlikte 100 m ilyon lirasýný istedi. Eski milletvekili Balcý, "halý ihracaatý" iþinde çok para olduðunu, olmasý halinde çok para kazanacaðým söyledi. Eski milletvekilinin aðzý iyi laf yapýyordu. Ne yaptýklarýný anlattý: Ankara'da iki þirketleri vardý: RAM Dýþ Ticaret A.Þ. ve RE-MAN A.Þ.(8) Ýsviçre'de de iki vardý. Zürih'te bulunan bu iki þirket, sanki yabancý bir þirketmiþ gibi, Ankara'daki iki þi tten halý alýyordu. RAM ve REMAN ihracaatçý iki firma olduðu için, devletten vergi iadesi a ordu! Behçet Cantürk iþi anladý. Yapýlan iþ; hayali ihracattý. Ortak oldu. Bir yýllýk ortaklýðý
ntürk toplam 170 milyon lira (1983'te l dolar 272 liraydý. 625 bin dolar) kazandý. 64 YÜZLERCE KÝLO BAZMORFÝN "Sarý Avni'nin istediði mallarý bulabilmek için Ýranlý Hacý Reþit Zigari'yi her zaman kal en aradým. Yoktu. Van'ý arayýp Mehmet Sýddýk Bayram'a sordum. O da kendisini arayacaðýný, b zaman beni telefonla arattýracaðýný söyledi. Aradan bir hafta geçti. Ýranlý Zigari, telefon ayarak, Çýnar Oteli'nde olduðunu belirtti. Gittim. Yanýnda yardýmcýsý Ýranlý Seli de vardý. asýnda, ellerinde ne kadar bazmorfin varsa alabileceðimi söyledim. 300 kilo anlamýna gel en, "300 tane" bazmorfinleri olduðunu söylediler. Ýstanbul teslimi, kilosuna 400 bin l ira istiyorlardý. Çok istekli oluþum, fiyat artýrmalarýna neden olmuþtu. Kararýmý sonra bil eðimi belirtip Çýnar Oteli'nden ayrýldým(9) "Sarý Avni'nin Ýstanbul'daki adamý Aða Koç'un, ölmeden(10) önce tanýþtýrdýðý, Elazýðlý Me ne çaðýrdým. 300 kilo bazmorfin temin ettiðimi, kilosunu 900 bin ikadan verebileceðimi söyl m. Anlaþtýk. Hemen Ýranlý Zigari'yi aradým. Tekliflerini kabul ettiðimi bildirdim. "Aradan 10 gün geçti. Zigari telefonla beni arayarak, malý teslim alacak kiþi ile adamýný buluþacaðýný sordu. Elazýðlý Mehmet Süleyman'ý, Ýranlý Seli ile Hilton Oteli'nde buluþturd ya binip, malýn teslim edileceði yeri görmeye gittiler. "Sonradan öðrendiðime göre, teslimat Dragos'ta olmuþtu. Sarý Avni'nin adamlarý aldýklarý zmorfini Ýstanbul'un Adalar mevkiinde bekleyen gemiye küçük bir motorla götürüp yüklemiþler "1982 yýlýnýn Temmuz ayýydý. Hilton'dan telefonla, Ýranlý Zigari ile görüþmek için Çýnar rtýk Türkiye'den fazla ayrýlmýyorlardý. Zigari'ye, yanýna gelip bir kahve içmek istediðimi m. Gittim, sohbet ettik. Sohbet sýrasýnda, daha önce istemiþ olduðum 400 kilo baz morfini yakýnda 65 teslim edebileceðini söyledi. Ýstanbul teslimi, kilosuna 500 bin lira istiyordu. Bu ke z, Sarý Avni'nin yanýtýný beklemeden hemen anlaþtým. Çünkü Avni, Ýsviçre'de bana, iki sefer halinde bazmorfin iþi yaptýktan sonra, bu iþi býrakacaðýný söylemiþti. Para konusunda soru oktu. Bu nedenle Ýranlý Zi-gari'nin istediði kilo baþýna 500 bin lirayý kabul ettim. "Durumu Sarý Avni'ye ilettim. Kilosunu yine 900 bin liradan anlaþtýk. Týpký diðer partile lduðu gibi mal yine Dra-gos'ta teslim edildi. Oradan Avni'nin gemisine yüklendi. Aldýðým t oplam 360 milyon Uranýn 210 milyonunu Ýranlý Zigari'ye verdim." (1982'de dolar 185 lir a.) Ýranlý Hacý Reþit Zigari'ye para hemen teslim edilmiyordu. Sarý Avni bazmorfinleri Sicily r'a sattýktan sonra aldýðý paradan Behçet Cantürk'ün hissesine düþeni Yaþar Kýsacýk aracýlý abýna yatýrýyordu. Behçet Cantürk, paranýn yattýðýný öðrendikten sonra Ýranlý Zigari'ye öde Behçet Cantürk, 1982 yýlýnýn son sevkýyatýný da þöyle anlatýyor: "Kasým ayýydý. Sarý Avni telefonla beni arayarak, yanýma Laz Ahmet adýnda bir arkadaþýný ledi. Aradan birkaç gün geçti. Daha önceden tanýdýðým Sarý Avni'nin adamý Elazýðlý Mehmet S hmet yanýma geldiler. Laz Ahmet, Sarý Avni ile çok dost olduklarýný vs. anlatmaya baþladý. onunda benden 250 kilo bazmorfin rica etti. Bir hafta müsaade istedim. Ýranlý Zigari i le konuþtum. Ellerinde hazýr mal yoktu. Birkaç hafta beklememiz gerekiyordu. Bu arada Laz Ahmet sýk sýk yanýma gelip, malý ne zaman teslim edeceðimizi soruyordu. Bu iþlerin eski i gibi kolay olmadýðýný, biraz beklemesi gerektiðini belirttim. Sonunda Zigari'den yanýt ge di. Mallar hazýrdý. Ýranlýlar kilosuna 500 bin, ben de bir milyon istedim. Laz Ahmet kab ul etti. 66 "Benim gözüm Laz Ahmet'i tutmamýþtý. Sevkýyat olacaðý gün, bu nedenle akrabam Asiye ile e Tekel'de memurluk yapan Burhan Beskisiz'i, malýn saðlam teslim edilmesi için görevlendi rdim. Korktuðum olmadý. Sevkýyat yapýldý. Biz de paramýzý aldýk." Bu arada, Behçet Cantürk 1982 yýlý içerisinde Suriye'ye de dört sevkýyatta toplam 45 kilo göndermiþti... ALTIN TOTO Bedros Demirciyan, Behçet Cantürk'ün annesinin amca çocuðuydu. Behçet Cantürk, kendisine ye hitap ediyordu. Diyarbakýr buðday pazarýnda terzilik yaparken, 1965 yýlýnda Ýstanbul'a g miþti. Kapalýçarþý giriþinde Sibel Spor Maðazasý ve Beyazýt Çarþý giriþinde Sibel Büfesi'ni rine de kýzý Sibel'in adýný koymuþtu. Behçet Cantürk, dayýsý Bedros'u, 1979 yýlýnda Ýstanbul'a geldiðinde tanýdý. Adresini, ann
emirciyan'dan almýþtý. Bedros Demirciyan Kürtleri sevmiyordu. Kürtlerin Ermeni-ler'e, Türkler'den daha çok zulme tiðine ve katlettiðine inanýyordu. Ancak Behçet Cantürk'ü sevmiþti. Yeðenini, Ýstanbul'da b eni ile tanýþtýrdý. Bunlar arasýnda Behçet Cantürk'ün hemþehrileri de vardý. Liceli Ermenil palýçarþý'da kuyumculuk yapýyordu. Hepsinin, Behçet Cantürk ile dostluðu vardý. Ancak Kapalýçarþý, 1980 yýlýnda Behçet Cantürk'ü "toy sanýp" dolandýrmaya kalkmýþtý. Liceli Bülent Caner, Ýstanbul'da kuyumculuk yapýyordu. Bu arada yurtdýþýndan da kaçak kül rip satýyordu. Beh67 cet Cantürk, kaçak altýn iþine de hisseli olarak girmek istedi. Hemþehrisi Bülent Caner kab l etti. Behçet Cantürk, 10 milyon lira verdi. Ýsviçre'den kaçak altýnlar getirilip, satýldý r geçti. Behçet Cantürk'ün parasý ve kârý ödenmedi. Birkaç kez istedi. Sonuç alamayýnca Bül cuðunu kaçýrmaya teþebbüs etti. Araya, Arat Kundura'nýn sahibi Ermeni Yaþar Arat girdi. Beh antürk, kân ile birlikte 15 milyon lira aldý. Kapalýçarþý onu tanýmýþtý. Dayýsý Bedros Demirciyan'ýn, Kapalýçarþý'yý tanýmasý ve altýn piyasasýndan haberdar olmas n, altýn fiyatlarý düþtüðü zaman altýn alýp, yükseldiði zaman satýyorlardý. Behçet Cantürk, eriyordu. Behçet Cantürk, Kapalýçarþý'daki hemþehrileri ile iliþkisini hep iyi tutuyordu. Çünkü Ýsv zleri burada bozduruyordu... Kapalýçarþý esnafý ile sadece döviz iliþkisi yoktu. 1980 yýlýnda tanýþtýðý Mardinli Sait nta iþine hisse verip, kârdan yüzde 15- 20 pay alýyordu... Behçet Cantürk, dayýsýna çok güveniyordu. Bu nedenle Bedros Demirciyan'ýn yeðeni, Ermeni el'i yanýna þoför olarak aldý. Bir süre Hollanda'da çalýþan, daha sonra Ýstanbul'a gelerek lüðü yapan Liceli Yaþar Demirel, kýsa zamanda Behçet'in güvenini kazandý. Yaþar Demirel, sa deðil, her türlü gizli bilgiyi, belgeyi taþýyan, gerektiði zaman Behçet Cantürk'ün fedailið biriydi. Amcasýnýn çocuklarý Halis ve Fettah Cantürk de, Behçet'in korumasýný üstlenmiþlerdi. Anca antürk korumasý olmadan dýþarýya adým atmýyor" anlamýna gelmiyordu. Örneðin, 1982 yýlýnýn y ayet ile Dilek'i, çocuklarý; Hazal ve Neval'i, kendi kullandýðý kýrmýzý spor Mercedesi ile e götürmüþtü. 68 Keyifli geçen tatilden sonra, hamile olan Dilek doðum yaptý. Behçet Cantürk'ün bir kýzý daha olmuþtu. Üçüncü çocuðuna, ismi ablalarýyla uyumlu olsun d di. Behçet Cantürk'ün sevinci uzun sürmedi... Amcasýnýn çocuðu Abdullah Cantürk, 5 Haziran 1982 tarihinde, Avusturya'nýn Grossav- Lover de Urallar þirketine ait 34 RH 502 plakalý kamyonda yakalanan 13.5 kilo eroin nedeni yle, uluslararasý polis örgütü Ýnterpol tarafýndan aranmaya baþlandý. Abdullah Cantürk'ün polisle baþýnýn derde girmesi ilk deðildi. Suç dosyasý kabarýktý: 25 14 Nisan 1981 tarihlerinde, eroin kullandýðý iddiasýyla gözaltýna alýnmýþtý. Ýkinci kez yakalandýðýnda, asker kaçaðý olduðu ortaya çýktý. Jandarma eþliðinde askere gö i. 17 Hazi-ran'da yakalandý. Yine firar etti. 28 Aralýk'ta yine yakalandý. Askerliðini b itirdi. Bu kez baþý Ýnterpol'le belaya girmiþti. Aranmasýndan yaklaþýk 7 ay sonra, 21 Aralý 2 tarihinde yakayý Diyarbakýr'da ele verdi. Bu arada Behçet Cantürk de, amcaoðlu nedeniyle ifade vermesi için Ýstanbul Narkotik Þube' tirildi. Sorgusu yapýlan Behçet Cantürk salýverildi. Nezarethaneden çýkarken, gözaltýnda bu lara cebindeki tüm paralarý verdi. Yeðenini kurtarmak için de 150 bin lira kefalet ödedi.. . 1982 yýlý, Cantürk ailesi için hiç de iyi geçmiyordu... Ferzande Cantürk, eroin kaçakçýlýðý iddiasýyla Almanya'da tutuklandý. Yine ayný yýl, dama eroin kaçakçýlýðýndan hüküm giydi. Dayýlarýnýn damadý Ali Seviþ, adam öldürmek iddiasýyla sevindirici haber Diyarbakýr Cezaevi'nden geldi. Adam yaralamaktan hüküm giyen Yusuf C antürk tahliye edilmiþti... 69 TEFECÝLÝK Toplum hýzla dönüþüyor, en temel kolektif deðerlerden bile uzaklaþýlýyordu. Artýk bireyin t nedeni, ekonomik baþarýydý! Saygýn bir konum edinmenin tek yolu, servet ve þöhret sahibi
lmaktan geçiyordu... Behçet Cantürk'ün, 15 yaþýnda tetiðe basmasýnýn, 30 yaþýnda servet sahibi olmasýnýn bir t azanmak! Kýsa zamanda büyük bir servet sahibi olmuþtu: * Diyarbakýr Demir Otel, * Diyarbakýr Cantürk Otel, * Diyarbakýr Cantürk Ýþhaný, * Demir Oteli karþýsýnda bulunan bir han, * Diyarbakýr'da iki katlý bina, * Diyarbakýr'da 45 dönümlük arsa, * Diyarbakýr'da iki daire, * Diyarbakýr'da üç dükkân, * Ankara Sincan'da 14 dönüm arsa, * Ankara Karmen Otel inþaatý, * Ýstanbul Bakýrköy'de daire, * Ýstanbul Erenköy'de daire, * Lice Kumluca Köyü'nde bað arazisi, * Diyarbakýr Kavasýnar Köyü'nde bað arazisi, * Diyarbakýr Nasnavar Köyü'nde tarla, * Mercedes 350 spor araba, * Deniz motoru, * Yerli ve yabancý bankalarda para... Bitmedi Behçet Cantürk, zor duruma düþenlere, el altýndan yüksek faizle ödünç para veriyordu. Yan yapýyordu! 70 Herko Ýplik Fabrikasý ile Maltepe Ýplik Fabrikasý'nýn sahibi ve þarkýcý Semiha Yanký'nýn ehçet Can-türk'den 170 milyon lira borç aldý. Karþýlýðýnda 225 milyon liralýk senet verdi. n tamamý Behçet Cantürk adýna yapýlmýyordu. Behçet Cantürk, þoförü Yaþar Demirel, büroda çaycý olarak çalýþan 17 yaþýndaki Ýlameddin kadar Lice Nüfus Müdürlüðü'nde çalýþýrken, tayini Ergani'ye çýkýnca memurluðu býrakan Abdul senet düzenliyordu. Ömer Haþhaþ borçlarýný zamanýnda ödeyemedi. 100 milyon lira nakit verip zaman istedi. Beh abul etti, yeniden senet düzenlediler. Haþhaþ'ýn borcu 400 milyon liraya çýktý... Keçeli ailesi de zor duruma düþmüþtü. Hikmet Keçeli'nin, Behçet Cantürk'ten istediði para en anlaþtýlar; 20 milyona, 10 milyon faiz verecekti. Behçet Cantürk, Hikmet Keçeli'nin sen etlerini Ýstanbul Yapý ve Kredi Bankasý Mecidi-yeköy þubesindeki gizli kasasýna koydu. Diyarbakýrlý iþadamý Doðan Cizrelioðlu'na verilen 60 milyon karþýlýðýnda alýnan senetler sim þubesine konuldu. Yamsan Besicilik Ýç- Dýþ Ticaret ve Sanayi A.Þ. bir aile þirketiydi. Ortaklarý Sedat- Sem rt, Yusuf- Sefa Yaman ve Nusret Gerden'in acilen paraya ihtiyaçlarý vardý. Yusuf Yaman, Gümrük ve Tekel eski Bakaný Tuncay Mata-racý'nýn "iþ ortaðý" olduðu için 18 miþti. Cezasýný çekip, çýkmýþtý. Ancak þirketinin acilen paraya ihtiyacý vardý. Cezaevi'nde 'tan yardým istedi. Beh-çet Cantürk'le tanýþtýrýldý. Biri 55 milyon, diðeri 45 milyon olmak i çek aldý. Borçlarýný ödeyemediler. Behçet Cantürk'e, þirketi satýn almasýný teklif ettiler. Behçet araþtýrma yapayým" dedi. 71 Yamsan A.Þ.'nin sadece adý vardý. Yaptýðý hiçbir iþ yoktu. Sadece kredi için devlete baþv muþtu. Yalnýz, Yamsan A.Þ'nin de ortaklarý arasýnda bulunduðu bir baþka þirket daha vardý: oru ve Profil Anonim Þirketi. Ýlginçtir, Yamsan ailesi bu þirketi yeraltý dünyasýnýn ünlü ismi Abuzer Uðurlu'dan satýn sýl sevindiren ise þirketin Orhangazi'de, 540 dönümlük bir yerinin olmasýydý. Behçet Cantür klarýna karþýlýk, önce Yaman-lar'ýn 34 L 7666 plakalý 280 S Mercedesi'ni, daha sonra da Bur Boru ve Profil Sanayi A.Þ'yi servetine kattý... 20 Nisan 1983 tarihinde þirketin hisseleri paylaþtýrýldý. Behçet Cantürk, Yamsan A.Þ'nin in 440 hissesini 7 mil-yon 200 bin liraya, Yusuf Yaman'ýn Bursa Boru ve Profil San ayi A.Þ'deki A grubu bin 680 hissesini de, 8 milyon 400 bin liraya satýn aldý.
Bursa Boru ve Profil A.Þ'nin diðer hisselerini ise ailenin diðer fertleri almýþtý: Sefa Yaman'ýn A grubu 720 hissesini, 3 milyon 600 bin liraya Nizamettin Cantürk, . Sefa Yaman'ýn B grubu 240 hissesini, bir milyon 200 bin liraya Mehmet Han Kozat, Sedat Cömert'in B grubu 240 hissesini, bir milyon 200 bin liraya Hidayet Kaþan, Semahat Cömert'in B grubu 240 hissesini, bir milyon 200 bin liraya yine Hidayet Kaþan, Nusret Gerdan'ýn B grubu 240 hissesini, bir milyon 200 bin liraya Akile Dilek Alev s atýn alýyordu. Behçet Cantürk, aðabeyini, iki karýsýný ve kendine en yakýn bulduðu akrabasýný þirkete or Bursa Boru ve Profil Sanayi A.Þ. Yönetim Kurulu 10 Mayýs 1983 tarihinde; Behçet Cantürk, met Han Kozat ve Akile Dilek Alev'in katýlýmýyla toplandý. Seçim yapýldý. Ýdari Meclis Baþk Cantürk, vekilliðine Mehmet Han Kozat 72 ve üyeliðe Akile Dilek Alev getirildi. Ýmza yetkisi sadece Behçet Cantürk'deydi. Behçet Cantürk ayný günlerde bir þirket daha satýn aldý: Çamsan Kimya ve Tekstil Ürünleri Behçet Cantürk bu þirketine de, kardeþleri; Nizamettin, Azet ve Sabit Cantürk ile eþleri; yet Kaþan ve Akile Dilek Alev'i ortak etmiþti. Cansan þirketinin ilk yaptýðý iþ baþarýsýzlýkla sonuçlandý. Ýstanbul'da sabun ve zeytinya Ali Alkan ve kardeþleri, Ýtalya'dan 3 bin 500 ton Sutkostik maddesi için izin almýþlardý. B hçet Cantürk, bu iþin nakliyesini Cansan adýna aldý. Mallarýn taþýnmasý için, Betaþ Gemicil ahibi, ayný zamanda Sarýyer Kulübü'nün Baþkaný Erdal Aksoy ile anlaþtýlar. Ýtalya'dan mallar geldi. Depo bulunamadýðý için, sutkostik-ler bir süre Erdal Aksoy'un ge de kaldý. Aksoy, 8 tonluk büyük gemisine ihtiyacý olduðunu, mallarý buradan alýp küçük gemi eceðini söyledi. Ancak küçük gemi daha önce mazot taþýdýðý için, malýn deðeri oldukça düþmüþtü. Ali Alkan, Fakat Behçet Cantürk, "zararý karþýlarým" sözünü verince mallarý aldý. Bu arada, taþýma þi rdal Aksoy ile Behçet Cantürk mahkemelik oldular. Ýkisi de, þirketlerinin zarar ettiði idd iasýnda bulunuyordu. Behçet Cantürk'ün avukatlýðýný, amcazadesi CHP Diyarbakýr milletvekili Halil Akgül aracýl et Serhat yapýyordu. Cansan'ýn her iþi bu kadar problem yaratmýyordu. Ýstanbul Üðütücüler A.Þ'den 30 milyon li ya hammaddesini, yine Ýstanbul'daki Marshal Boya A.Þ'ye 45 milyona sattýlar. Bu iþten Ca nsan'ýn net kârý 15 milyon lira (55 bin 147 dolar) oldu. 73 BANKALARDAKÝ MÝLYONLAR Behçet Cantürk'ün elinde çok fazla nakit parasý vardý. Bunlarýn hepsini kendi adýna banka ordu. Yanýnda çalýþtýrdýðý; Yaþar Demirel, Abdülkadir Takan, Ýlameddin Dakman ve Halis Cant nkalara hesap açtýrmýþtý. Sadece kendi hesabýndaki paralarýn öðrenilmesi bile dikkatlerin üzerine çevrilmesi için y di. Behçet Cantürk'ün çeþitli bankalarda yer alan sýrdaþ hesaplarý vardý: * 25 Temmuz 1981, Türk Ticaret Bankasý Ýstanbul/ Altýnbakkal 50 milyon TL. (510 bin 204 dolar) * 27 Mayýs 1982, Osmanlý Bankasý Ankara/ Merkez 75 mil yon TL. (500 bin dolar) * 18 Haziran 1982, Vakýflar Bankasý Ýstanbul/Aksaray 71 milyon TL. (473 bin 333 dolar) * 2 Temmuz 1982, Vakýflar Bankasý Ýstanbul/Aksaray 62 milyon 500 bin TL (416 bin 666 dolar) * 4 Ekim 1982, Yapý Kredi Bankasý Ýstanbul/Beyazýt 235 milyon 50 bin TL (l milyon 567 bin dolar) * 27 Ekim 1982, Yapý Kredi Bankasý Ýstanbul /Beyazýt 125 milyon 400 bin TL (836 bin dolar) * 16 Aralýk 1982, Yapý Kredi Bankasý Ýstanbul/Beyazýt 63 milyon 500 bin TL (423 bin 333 dolar) * 30 Aralýk 1982, Yapý kredi Bankasý Ýstanbul/Beyazýt 80 milyon TL (533 bin 333 dolar) * 4 Ocak 1983, Vakýflar Bankasý Ýstanbul/Aksaray 80 mil yon TL (533 bin 333 dolar)
* l Eylül 1983, Türk Ticaret Bankasý Ýstanbul/Altýnbakkal 100 milyon TL (666-bin 666 dolar)... Behçet Cantürk, 1982- 83 yýllarýndaki vergi beyannamesinde 5 milyon lira kazandýðýný beli 74 SEVKIYATA DEVAM "1983 Mayýs ayý baþýnda Laz Ahmet'le Hilton Oteli'nde buluþtuk. Sarý Avni'nin 500 kilo ba in istediðini söyledi. Ben de þu anda mal olmadýðýný, araþtýrýp kendisine bildireceðimi bel 'daki Bayram Oteli'ni arayarak, Zigari ya da Se-li'nin benimle temasa geçmesini is tedim. Bir hafta sonra, Ýranlýlar Ýstanbul'a gelerek beni buldular. 500 kilo mala ihti yacým olduðunu söyledim. Bu arada þunu da hatýrlatmam gerekiyor. Ýranlýlar bu mallarý ne ya sunda bana hiç soru sormazlardý. Ben de onlarýn, malý nereden bulduklarýný merak etmezdim!. "Ellerinde 250 kilo mal olduðunu, istersem hemen verebileceklerini söylediler. Ýstanbul teslimi, kilosu 600 bin liraya (1983 yýlýnda dolar 272 TL oldu. 2 bin 205 dolar) anl aþtýk. "Laz Ahmet'le tekrar buluþtuk. 500 kilo mal bulamadýðýmý, ama isterse hemen 250 kilo bazm ini verebileceðimi söyledim. Sevindi. Kilosu l milyon 200 bin liradan (4 bin 411 dol ar) anlaþtýk. "Mayýs ayý içinde Zigari, malý Ýstanbul'a getirdi. Yanýnda Seli yoktu. Ýstediðim diðer 25 alý bulmak için sanýyorum Ýran'a gitmiþti. Zigari'nin getirdiði mallarý, Elazýðlý Mehmet Sü im adamým Burhan Beskisiz teslim alýp, þevkettiler. "Haziran ayýnda Ýranlý Seli Ýstanbul'a gelerek, 300 kilo malýn hazýr olduðunu söyledi. Ön a Seli'yle de, Laz Ahmet'le de anlaþtým. Sevkýyatý ayný kiþiler yaptý. Kazandýðým 360 milyo l milyon 323 bin 529 dolar), 180 milyon lirasýný Ýranlý Seli'ye verdim." 1983 yýlýnda Behçet Cantürk, biri Þubat ayýnda, diðeri Nisan ayýnda olmak üzere toplam 20 i de, Suriye'ye þevketti. 75 Eroinleri, "Profesör" Ýzzet Gündüz Sarýyar'ýn asistanlýðýný yapan, "Doktor" lakaplý Abdül u. Ancak "Doktor" Doðru, ürettiði malýn kalitesini ölçe ölçe eroinman olmuþtu! Üstelik çok Behçet Cantürk, sekizinci partiden sonra, "Doktor" un kovulmasýný emretti. Daha sonra "kimyagerliði" kim yapmýþtý? Kimse öðrenemedi. Ancak Nizamettin Cantürk, 1983 yýlýnda Ýstanbul Ömür Hastanesi'nde gözl i ettirince, "kimyagerin," O olduðu þeklinde dedikodular çýktý. Çünkü eroin imalatý gözleri yordu. Aðabeyinden sonra Behçet Cantürk de hastanelik oldu! Ekim ayýnda, 34 S 2666 plakalý mercedes otosuyla kaza yaptý. Bebek Belediye Park Gazinos u'nda arkadaþlarýyla eðlenip sarhoþ olmuþtu. Sarhoþ araba kullanmanýn cezasýný kaza yaparak emen hastaneye kaldýrýlan Behçet Cantürk'ün, direksiyona sýkýþan sað kolu kýrýlmýþtý. Tedav oktorlar üzücü haberi verdiler: Yaþamý boyunca sað kolunu çok fazla kullanamayacaktý. Yaþamý boyunca acýlar yanýndan hiç eksik olmadý!.. Her sarhoþ olduðunda annesini hatýrlardý. "Zavallý anneme çok eziyet etmiþler" deyip, içi Duygusal bir yapýsý vardý. Yardýmseverdi. Ýstanbul'daki yoksul Ermenilere, üniversitede okuyan Kürt öðrencilerine el dan maddi yardýmda bulunuyordu. Tatile gitmeyi seviyordu. Eþi Dilek'i yanýna alýp Antalya'ya gitti. Talya Oteli'ne yerleþtiler. Aðabeyi Nizamettin eþi Süreyya'yý da davet ettiler. Ancak iþler onu Antalya'da da rahat býrakmadý. Müdürü Sam emen Ýstanbul'a gelmesini istiyordu. Okumuþ Holding, Haþhaþlar'in iplik fabrikasýna talip olmuþtu. Behçet Cantürk ile 76 borçlarý konuþmak istiyorlardý. Çünkü Behçet Cantürk fabrikaya haciz koydurmuþtu. Toplantýy tatilini yarýda kesip Ýstanbul'a döndü. Anlaþamadýlar. Bir anlaþmazlýðý da eski milletvekili Ýsmet Hilmi Balcý'nýn oðlu Murat ile oldu. Murat Ba da inþaatý devam eden otelini, Behçet Cantürk'e satmak istiyordu. Oteli görmek için, avukat evdet Yardým'la Alanya'ya gittiler. Otelin yeri, Alanya Kalesi'ne çýkýþ yolu üzerindeydi. " enize uzak" diye almaktan vazgeçti. O yýllarda daha yeni baþlamýþtý; kara paranýn turizme yönelmesi! VE SON SEVKIYAT
"Sarý Avni, beni 1416536 numaralý telefonumla arayýp, þifreli konuþarak, 130 kilo bazmorf 30 kilo da eroine ihtiyacý olduðunu söyledi. Eðer bulabilirsem birinci sevkýyattan hemen sonra, 150 kilo daha eroin göndermemi istedi. Bazmorfinin kilosunu l milyon 300 bi n liradan, eroinin kilosunu ise 3 milyon liradan anlaþtýk. "130 kilo bazmorfin için, kendi ekibimle hemen temasa geçtim. Ýranlý Zigari ile Ýstanbul limi, kilosu 800 bin liraya anlaþtýk. Eroin iþine direk girmek istemiyordum. Çünkü dedikodu u çoktu. Bu iþlerle uðraþan Yugoslavya göçmeni Ýbrahim Çalýþkan ve Urfalý Reþit Alpan'ý bul e acilen 30 kilo eroine ihtiyacým olduðunu, arkasýndan da 150 kilo daha eroin talep ed eceðimi söyledim. Bu arada eroinlerin benim adýma yapýldýðýnýn da kesinlikle söylenmemesini m. Eroinin Ýstanbul teslimine 2 milyon lira vereceðimi belirttim. Anlaþtýk. Ancak bazmor fin satýn alabilmek için, benden 50 milyon lira kaparo istediler. Verdim. "20 Ekim'de sevkýyatý yapacaktýk. Ýranlý Zigari malý Ýstanbul'a zamanýnda getirdi. 130 ki fin, Sarý Avni'nin ge77 misine Büyükada yakýnlarýnda yüklendi. Eroinleri bekliyorlardý. Sabýrsýzlanmaya baþladým. L lefon ettim. "Birgün önce jandarmalar tarafýndan, Anhazap mezrasýnda 217 kilo eroin ele geçirilmiþti. r yakalanmýþtý. Sakin olmam gerekiyordu. Büyükada açýklarýnda bekleyen, Sarý Av-ni'nin gemi emen hareket etmesi gerektiðini bildirdim. Ýþler karýþýyordu." Behçet Cantürk, zengin ve ünlü olmuþtu. Bazý hemþehrileri kendisini kýskanýyordu. 217 kil alanmasýnýn nedeni de jandarmalara yapýlan ihbardý. Mehmet Han Özer, Rýza Zin-gil, Halil Ar oðan, Ýzzettin Zingil, Tekin Kaymaz iþ üzerinde yakalanmýþlardý. Behçet Cantürk, ihbarýn kimler tarafýndan yapýldýðým hiç öðrenemedi. Çünkü öðrenecek zama 25 Ekim'de de, Diyarbakýr'da Abdurrahman Erhan'ýn evinde l kilo eroin yakalanýyordu. Erh an, uyuþturucuyu Liceli, "Doktor" lakaplý Abdülcebbar Doðru'dan aldýðýný itiraf etmiþti. Po ktor" un evine baskýn yapýp, evde, 300 gram eroin bulmuþtu. "Doktor" gözaltýna alýnmýþtý. Çember daralýyordu. SÜRPRÝZ GÖZALTI Beklenen gerçekleþiyor... 10 Kasým günü, Behçet Cantürk'ün, Cumhuriyet Caddesi Merkez Han 163/8 Elmadað adresindeki sine polisler baskýn yaptýlar. Ecza dolabýnýn arkasýna, duvar kazýlarak yapýlmýþ gizli bölm h Wesson bir tabanca ile 9 adet mermi buldular. Büroda bulunan, Yamsan þirketinin müdürü Sami Akdað, muhasebeci Ülkü Varol, sekreter Betü aþar De-mirel gözaltýna alýndý. Minibüse doldurulanlar, Ýstanbul Emniyet Müdürlüðü'ne gö78 türüldüklerinde çok þaþýrdýlar. Çünkü kendilerini, Kaçakçýlýk'a, Narkotik'e deðil, Mali Þub Olay anlaþýldý. Herko Ýplik Fabrikasý ile Maltepe Ýplik Fabrikasý sahibi Ömer Haþhaþ 400 milyon tutarýnda u ödeyemeyince, Yaþar Demirel, Abdülkadir Takan, Fettah Cantürk tarafýndan tehdit edilmiþti Konu önce basýna, sonra da Mali Þube'ye yansýmýþtý. Emniyetteki dostlarýndan, "Önemli bir mesele deðil, hallederiz" güvencesini alan Behçet C k, yardýmcýlarý Abdülkadir Takan ve Fettah Cantürk ile birlikte, 21 Kasým'da teslim oldu. Behçet Cantürk polise, silahýn dedesine ait olduðunu, Lice depremi sonrasýnda enkaz altýn dýklarýný anlattý. Arkasýndan 306545 nolu silahýn ruhsatýný gösterdi. Tehdit olayýnýn ise a Haþhaþ'tan 400 milyon lira alacaklarýný istemeye gittiklerini söyledi. Behçet Cantürk gözaltýndan hemen çýkacaðýný düþünüyordu. Yanýldý. Silah ruhsatý sahte çýkmýþtý. Üstelik, 8 Eylül günü Ýstanbul Emniyet Müdürlüðü Narkotik þubesince düzenlenen bir operas ren Ýstasyonu'nun tam karþýsýnda bulunan Yalý Restaurant'ta, Fuat Buluttekin adýndaki þahýs lo esrarla yakalanmýþ ve uyuþturucuyu Behçet Cantürk, Yaþar Demirel, Bedros Demirciyan, Fet ah Cantürk, Halim Civelek, Abdülkadir Takan'dan aldýðýný söylemiþti. Polis, Behçet Cantürk'ün adamý Halim Civelek ve Bedros Demirciyan'ýn evlerine operasyon d edi. Halim Civelek'in evinde de bir tabanca bulundu. Ýkisi de gözaltýna alýndý. Olayýn ucu Emin Görpe'ye verdiði 100 milyon TL tutarýndaki marklara kadar ulaþmýþtý. O gü iþlemleri çok sýký kontrol ediliyordu! 79
Korktu. Avukat Saffan Mindivanlý aracýlýðýyla, Ýstanbul Üniversitesi Diþ Fakültesi Dekaný 'e, Ýsviçre'de göz ameliyatý olmasý için 5 milyon TL karþýlýðýnda 50 bin frank vermiþti. Bu , baþý yine 1567 sayýlý kanunla (döviz suçu) derde girecekti. Ýstanbul Emniyet Müdürlüðü'ne kocasýný ziyaret için gelen, Halim Civelek'in eþi Yasemin i avukat Mindivanlý'ya not gönderdi: "Hocanýn (Prof. Gürbüz Öztürk) döviz iþleriyle ilgili ol lis, benim bir ilgim olup olmadýðýmý sorarsa, kesinlikle yok deyin." Ýþ büyüyordu. Behçet Cantürk'e yöneltilen sorularýn niteliði de deðiþmiþti: Sarý Avni'yi, DDKD'yi soruyorlardý! Þaþýrmýþtý. Þakin olmaya çalýþýyordu. Sarý Avni ile sadece arkadaþlýk iliþkisi, örgütlerl Sorgusu tam 46 gün sürdü. 5 Ocak 1984 tarihinde mahkeme önüne çýktý. Ödünç para verme kanununa muhalefet, evrakta s , silah bulundurma kanuna muhalefet, Türk parasýnýn kýymetini koruma kanuna muhalefet ve en önemlisi uyuþturucu madde kaçakçýlýðýyla suçlanýyordu. Behçet Cantürk, Fettah Cantürk v 'in avukatlýðýný Medet Serhat yapýyordu. Avukatlarýnýn iyi savunmasýna raðmen tutuklanmakta lamamýþlardý. Ankara Sýkýyönetim Komutanlýðý, 30 Aralýk 1983 gün ve AD. MÜÞ. 1983/KAÇ- 355 sayýlý soruþ davasýna, "Devletin Siyasi veya Mali veya Ýktisadi veya Askeri veya Ýdari güvenliðini boz acak nitelikte" suçlar iþlediklerini ileri sürerek, davaya Ankara Sýkýyönetim Komutanlýðý 4 skeri Mahkemesi'nin bakmasý gerektiðini belirtti. Behçet Cantürk, Fettah Cantürk ve Halim Civelek, Ankara Mamak Askeri Cezaevi'ne gönderild ler. 80 Borç olayýnýn boyutlarý kýsa bir sürede çok büyümüþtü. Birkaç saat içinde serbest býrakýl a saçlarý kesilmiþ, tek tip cezaevi kýyafetiyle Mamak Askeri Cezaevi'nin yolunu tutmuþtu.. . Yaþamýnda üçüncü kez, üzerine demir parmaklýklar kapatýlýyordu. Ancak, Mamak Askeri Cezaevi'nde fazla kalmadý. Ankara Sýkýyönetim Komutanlýðý Askeri Savcýlýðý, 13 Ocak 1984 tarihinde görevsizlik karar avcýlýk, uyuþturucu madde kaçakçýlýðýnýn nasýl ve ne surette yapýldýðýnýn bilgisi ve delili sýný Ýstanbul Beyoðlu Cumhuriyet Savcýlýðý'na gönderiyordu. Fettah Cantürk, tabancanýn kendisine ait olduðunu söyleyince, Behçet Cantürk 17 Þubat 198 inde tahliye edildi. Fettah Cantürk, Behçet Cantürk'e karþý kendini hep borçlu hissediyordu. Onun sayesinde 19 a, 3. Kolordu Ýstihkam Þube Müdürlüðü'nde, Albay Ali Ýhsan Cesur'un komutasýnda rahat bir a yapmýþtý. Askerliði bitince de hemen yanýna alarak, "Baba" lýðýný göstermiþti. Cezaevinden bine 50 bin lira koymuþtu. Basýn, ASALA'nýn terör eylemleri nedeniyle, Türkiye Cumhuriyeti vatandaþý Ermenilere sald Ýki bin beþ yüz yýllýk Anadolulu Ermeni, "medya terörüne" maruz kalýyordu. Bir kýsým basýn 'deki bütün Ermeniler ASALA militanýydý! Bagos ve Ýncik'in torunu, Hatun'un oðlu, Behçet Cantürk de bu "medya teröründen" nasibini du. Narkotik Þube Müdürü Uður Gür'ün (Daha sonra Bolu Emniyet Müdürü), Behçet Cantürk'le çeki er alýyordu. Ýstanbul Emniyet Müdürü Þükrü Balâ'yla birlikte Çekilmiþ fotoðraflarýnýn, Ýsta verildiði dedikodularý kulaktan kulaða yayýlýyordu. 81 Neler yazýlýyordu neler: Behçet Cantürk, poliste bulunan raporlarýnýn her sayfasýna milyo riyordu! Gözaltýna alýndýðýnda, serbest býrakýlmasý için MÝT'e l milyon lira, hakimlere ise lira rüþvet vermiþti! Adýnýn geçtiði her haberde, Ermeni olduðu mutlaka belirtiliyordu. Avukatý Medet Serhat aracýlýðýyla Güneþ Gazetesi'ne tekzip gönderdi. Güneþ, tekzibi yayým i satýn almaya kalkýþtý!.. Tedirgindi. Diyarbakýr'dan aldýðý bir haber canýný iyice sýktý. Kardeþi Sabit Cantürk, Di avyon'da tartýþtýðý garsonu, 7.65 mm çaplý Astra marka tabancasýyla öldürmüþtü! Öfkelenmiþti. Yazýhanesine gitti. Þoförü Yaþar Demirel'e, "Sen Ermenisin, senin yüzünden de Ermeni sanýyor. Ben Türk'üm Türk" diye baðýrýp, kýzgýn bir halde müdürüne dönerek, "Sam sabýný kesin" dedi. Bürodaki herkes þaþýrmýþtý. Ancak kimse aðýzýný açýp birþey demedi. Birkaç gün sonra Yaþar'ý telefonla arayýp, "Nasýldý numaram, beðendin mi" deyip gönlünü a
SELAHATTÝN TESLÝM OLUYOR Osman Nuri Mutlu, 1935 Kastamonu Tosya doðumlu. Terziydi, Ýstanbul'a taþýndý. 1975 yýlýnd nahmet'deki evinde çýkan yangýnda eþini ve 16 yaþýndaki tazýný kaybetti. Acýsýný unutmak için çevre deðiþtirdi. Laleli'ye taþýndý. "Profesör" Ýzzet Gündüz Sarýyar leri, turistlere satmaya baþladý. Hocasýndan ders aldý: "Kimyagerliði" öðrendi. 11 Þubat 1984 tarihinde yakalandý. Baþýndan geçen herþeyi en ince ayrýntýlarýna kadar anl antürk, Türkiye'nin en büyük sevkýyatýný yapar. Mallarý Ýranlýlar'dan alýr, Ri' 82 zeli Sarý Avni'ye gönderir. Önceden eroinlerini ben ve Ýzzet Gündüz Sarýyar yapýyorduk. Son mþehrileri Abdülcebbar Doðru ile çalýþmaya baþladýlar..." Diyarbakýr Cezaevi'nde bulunan Abdülcebbar Doðru, Ankara'ya getirilerek, Emniyet Genel Mü lüðü Kaçakçýlýk Ýstihbarat Harekât Daire Baþkanlýðý ekiplerince sorgulandý. Abdülcebbar Doðru, Cantürklere, 1979 yýlýndan 1981 yýlýna kadar, toplam 8 parti iþ yaptýð Behçet Cantürk'ün bu sorgulamalardan haberi yoktu. Bu nedenle yaptýðý hareketin ne kadar olduðunu bilmiyordu: Hemþehrisi Selahattin Delidere'den teslim olmasýný istiyordu. Kaçakçýlýk Ýstihbarat Harekât Daire Baþkaný Atilla Aytek'ten iþkence yapýlmayacaðý güvenc ttin Delidere 20 Þubat 1984 günü teslim oldu. Ve teslim olur olmaz iþkenceye alýndý. Günler süren bu iþkenceler sonucu, ayrýntýlý bir ifade verdi: "1943 yýlýnda Lice'de doðdum. 40 günlük iken annem Emine vefat etmiþ. Babam bir yýl sonra e Yeltekin ile evlendi. Arazimiz vardý, babam tarýmla uðraþýrdý. Geçinemedi, Diyarbakýr'a g yýlýndan 1961'e kadar Diyarbakýr'ýn deðiþik semtlerindeki fýrýnlarda çalýþtým. 1964 yýlýnda in ile evlendim. Diyarbakýr pazarýnda kaçak elbise, incik, boncuk satýyordum. 1964 yýlýnda onya'dan askerliðe elveriþli deðildir raporu aldým. Ondan sonra Mardinli kaçakçýlardan aldý ve ev eþyalarýný satmaya baþladým. "Ýlk silah kaçakçýlýðýmý 1972 yýlýnda, uzaktan akrabam Hacý Fikri Canpolat'la yaptým. Hac nkara'da tanýþtýrdýðý Samsunlu Fahri Bank aracýlýðýyla, Samsunlu Ali Açmak ve Trabzonlu Ziy anýþtým. Bulgaristan'dan gelen, denizyolu ile Samsun kýyýlarýna çýkartýlan 150 adet 7.65 mm Lama marka tabancalarý, 600 bin lira karþýlýðýnda satýn aldýk. Bu iþe birçok kiþi hisse ve larý Nusaybin'de Hacý Ahmet Kop'a sattýk. O da silahlarý Irak- Ýran ve Suriye'ye götürüyord 83 I Selahattin Delidere sayfalar tutan ifadesinde, 1973 yýlýnda 250 bin tabanca mermisi, b in Lama marka tabanca; 1974 yýlýnda, 285 bin tabanca mermisi, bin Çek ve Lama marka ta bancayý ayný þekilde alýp sattýðýný söylüyordu. 1976 yýlýnda uyuþturucu kaçakçýlýðýna baþla Ýfadesine göre; 5 Mayýs 1977 tarihinde binlerce mermi ve tabancalarla yakalanan, Behçet C ntürk'ün hisse verdiði kaçakçýlýk olayýnýn baþ mimarý Selahattin Delidere'ydi. Polisler, Behçet Cantürk adýný duyunca, sorgu yön deðiþtirdi. Selahattin Delidere'ye Cant sormaya baþladýlar. "1979 yýlýnda Cantürkler orta halli kiþilerdi. Müteahhitlik yapýyorlardý. Maddi durumlarý dü. Liceliler'de çe-kememezlik vardýr. Bazý aileler kaçakçýlýktan zengin olunca herkes yapm aþladý. Behçet Cantürk kaçakçýlýk iþlerine 1979 yýlýnda girdi. Ben silah iþlerine baktýðým r yakýnlýðým yoktu. "Firarda olduðum 1982 yýlýnda Ýstanbul'da Mehmet Han Kozat ile karþýlaþtým. Kendisi Behçe uþturucu madde kaçakçýlýðý olaylarýnda yanýnda ve adamý pozisyonunda çalýþmaktadýr. Zaten b 'deki Divan Oteli'nde Behçet Cantürk ile Mehmet buluþturdu." SUBAY GÝYÝMLÝ BÝRÝ "Behçet Cantürk'e, silah ve mermi kaçakçýlýðýndan arandýðýmý, maddi olarak kötü bir durum hrisi olmam ve daha önce birlikte birkaç kez silah kaçakçýlýðý yapmamýz nedeniyle, bana güv zdu. Beni yanýna aldý. Aradan kýsa bir zaman geçti. Behçet Cantürk, 'Küçükköy semtine kamyo l gelecek. Mehmet'le birlikte indirin' dedi. "Mehmet Han Kozat ile ticari bir taksiye binerek eroin bulunan kamyonun yanýna Küçükköy'e ttik. Tahmini saat 21.00 84 idi. Ford marka kýrmýzý kamyonun þoförlüðünü, memleketten tanýdýðým Halil Hocaoðlu yapýyord bizden ayrýlýp Karaburun tarafýna gitti. 10 dakika sonra döndü. 'Mallarý çýkaralým' dedi. u karoserin altýndaki zulalý çekmeceyi çekti. O sýrada yanýmýza askeri cemse yaklaþtý. Cems mahallinde asker giyimli iki kiþi vardý. Çok korktum, dondum kaldým. Ancak hemþehrilerim s
akindi. 5 kiloluk ilk torbanýn askeri branda ile kapalý cemsenin arka kasasýna konmasýyl a, iþi anladým. 20 adet eroin paketini cemseye yükledik. "Sevkýyat esnasýnda Behçet Cantürk kül rengi Mercedesi ile bulunduðumuz yerden yavaþ bir 4 kez geçti. Yanýnda subay giyimli biri vardý! "Yükleme iþi biter bitmez, askeri cemse Karaburun istikametine doðru hareket etti. Biz d e yine Mehmet Han Kozat ile birlikte taksi tutup Topkapý semtine geldik. Ben taksi den indim, Mehmet devam etti. Bir ay sonra Behçet Cantürk ile Divan Ote-li'nde buluþtu k. Bana 5 milyon TL verdi. "Askeri cemsenin ne olduðunu Mehmet Han Kozat'a sordum. Bana sert bir þekilde, 'Böyle so ularýn ne kadar gereksiz . olduðunu hâlâ öðrenemedin mi" dedi. Behçet Cantürk'e cesaret edi oramazdým, çünkü ajanlýk yaptýðýmý sanabilirdi. "Behçet Cantürk ile 1982 yýlýnda son bir iþ daha yaptýk. Bu kez ben 2 milyon da hisse ver Van'dan alýnýp, Sarý Avni aracýlýðýyla Sicilyalýlar'a satýlan 100 kilo maldan benim payýma lira düþtü. "1983 yýlýnýn onuncu ayýnda, daha önceden uyuþturucu madde kaçakçýlýðý ile uðraþan, 'Göçm m Çalýþkan ve Urfalý Reþit Alpan beni bularak, 30 kilo eroine ihtiyaçlarý olduðunu söyledil abileceðimi söyledim. "Ýstanbul'dan Diyarbakýr'a, Mehmet Emin Baybaþin'e telefon ettim. Hemen Ýstanbul'a gelmes ni söyledim. O da birgün 85 sonra uçakla Ýstanbul'a geldi. Topkapý'da, Özdiyarbakýr Seya-hat'ta buluþtuk. Beraber Fýndý 'deki Karagül Ýþhaný'ndaki kahvede Ýbrahim Çalýþkan ve Reþit Alpan'ý, Baybaþin ile tanýþtýr "M. Emin Baybaþin teklifi kabul etti. Kilo baþýna Mehmet Emin 200 bin, ben ise 100 bin k azanacaktým. 5 milyon lira da kaparo verdim. Uçaða binip Diyarbakýr'a gitti. Aradan bir hafta geçti. Baybaþin geliþmeler hakkýnda bilgi verecekti. Ancak Diyarbakýr'dan bir türlü t fon gelmedi. Ayný gün Urfa'ya avukatým Lami'ye telefon ettim. Mahkemelerim hakkýnda bilg i vermek için beni Ankara'ya çaðýrdý. Atlayýp gittim. "Ankara'da Özdiyarbakýr firmasýna uðradýðýmda Hacý Kasým Cantürk ile karþýlaþtým. Hacý Ka in yakalandýðýný radyodan dinlediðini, heyecanlý heyecanlý anlattý. Hemen Diyarbakýr'daki Ö Seyahati arayarak bilgi aldým. Liceli Abdulvahap Çarýk ve Rýza Zingil, bazmorfini Ýran'da n almýþlar. Asitanhidrit maddesini Þehmuz Büzük Gaziantep'ten alýp Lice'ye getirmiþ. Eroini mal doktorlarý Rýza Zingil ile Mehmet Han Özer'mis. "Ankara'da bulunan Mehmet Emin Baybaþin'in yanýna gittim. Yakalanan mallar içinde, bizim 30 kilo eroinin de olduðunu söyledi. Yakalanan mallarýn büyük bölümünün Behçet Cantürk'e a Mehmet Emin Baybaþin'den öðrendim. "Silah kaçakçýlýðýnda beraber çalýþtýðým Ali Açmak ve grubu yakalanýnca hakkýmda ifade ve 17 Temmuz 1981 tarihinde Diyarbakýr Emniyet Müdürlüðü'ne giderek teslim oldum. Ankara'dan s lah kaçakçýlýðý ile ilgili dosyam istendi. Suçumun aðýr olduðunu söyleyen bazý Emniyet yetk enim kaçmam gerektiðine karar verdik. l Aðustos günü, Ankara'dan gelen soruþturma dosyamý a k bahanesiyle, Diyarbakýr Postanesi'ne bir bekçi ile gittik. Daha sonra planladýðýmýz gibi ekçinin yanýndan ayrýlýp, firar ettim. 86 "3 yýl sonra artýk kaçmaktan býkmýþtým. Teslim olmaya karar verdim. Zaten çevremde herkes lmamý istiyordu. 18 þubat 1984 günü Ankara'ya geldim. Kent Oteli'nde Behçet Can-türk ve avu at Tahsin Ekinci ile yemek yedik. Avukat Ekinci, sýkýyönetim ve kaçakçýlýk dairesi yetkilil ile temas kurduðunu, teslim olmam gerektiðini söyledi. Behçet Cantürk de teslim olmamýn iy olacaðýný belirtti. Daha sonra akrabam Nizamettin Laçin, hemþehrim müteahhit Vekin Aktan i e Maltepe'de bir lokantada buluþtuk. Onlar da emniyette tanýdýklarý olduðunu, bana yardým e eceklerini söylediler. Kaçakçýlýk dairesine teslim olacaktým, oradan hemen savcýlýða gönder . Ben de 20 Þubat günü saat 09.30'ta teslim oldum" Selahattin Delidere'nin sorgusu 25 gün sonra, 17 Mart 1984 tarihinde bitti. Polis if adesinin altýna parmak bastý. Ýþkencelerden kurtulmuþtu, "Allah'ým sana þükürler olsun" ded oradan cezaevine gönderilirken, hiç düþünmemiþti; 2 ay sonra cezaevinden alýnýp tekrar iþk bir sorgulamadan geçirileceðini... ANKARA HAREKETLÝ Behçet Cantürk Ankara'daki geliþmelerden habersizdi.
6 Ocak 1983 tarihinde Milli Ýstihbarat Teþkilatý (MÝT) bünyesinde "Kaçakçýlýk Ýstihbarat lmuþtu. Ýlk baþlarda pasif kalan daire, Mehmet Eymür'ün birimin baþýna gelmesiyle, kendini atlamaya kalkýþacaktý... Kimdi Mehmet Eymür? Babasý Mazhar, muhabere subayýydý. 1938'te Dersim isyanýnýn bastýrýlmasýnda aktif bir gör yýlýnda, dönemin istihbarat teþkilatý Milli Emniyet Hizmeti'ne girdi. Mehmet Eymür, 1943 yýlýnda Ýstanbul'da doðdu. Ankara Maarif Koleji'ni ve Ýktisadi ve Tica ler Yüksekokulunu bitirdi. 23 yaþýnda MÝT'e girdi. Ýlk görevi takip ve gözetlemeydi. 87 l 12 Mart 1971'den sonra "dostum, aðabeyim, amirim" dediði Hiram Abas'la birlikte, Ýstanbu l Sýkýyönetim Komutaný Faik Türün'ün emrinde çalýþtýlar. Ziverbey Köþk'ündeki iþkenceli sor akçý'nýn öldürüldüðü Fýndýkzade ve Mahir Cayan ile arkadaþlarýnýn katledildiði Kýzýldere op 1975 yýlýnda, Ankara'da MÝT Bölge Daire Baþkanlýðý Takip Þube Müdürü oldu. 1980 yýlýnda B . Bu arada, 1982'de Kenan Evren, damadý MÝT görevlisi Erkan Gürvit aracýlýðýyla Hiram Abas' iler üst üste Türkiye'nin dýþ temsilciliklerinde görevli memurlarý öldürüyorlardý. Karþýlýð Abas "kan davasý" için görevlendirildi. Devlet, MHP'lileri bu kez Ermenilere karþý tetikçi olarak kullanmaya baþladý... Mehmet Eymür, Bulgaristan'da Türk kaçakçýlarýn içine sýzdý. Ancak "Türk casusu" olduðu or nsý yardým etti; kendisine çok benzeyen bir Bulgar yüzbaþýsý öldürüldü! Apar topar Türkiye' de MÝT Bölge Müdürlüðü görevine getirildi. Ancak bu görevinde fazla kalmadý. Ankara'da Kontrespiyonaj Dairesi bünyesinde kurulan, "Kaçakçýlýk Ýstihbarat Þube Müdürlüð Kýsa bir süre sonra terfi etti; Baþkan Yardýmcýsý oldu. Daire Baþkanlýðý'nýn henüz baþkaný n Yardýmcýlýðý makamý vardý. Bu nedenle Eymür, birimin baþýna geçti. Mehmet Eymür, Türkiye Cumhuriyeti'nin 45'inci hükümetini kuran Baþbakan Turgut Özal'a ken göstermek istiyordu... MÝT ile polis teþkilatý iliþkisi hiç bir dönemde iyi olmamýþtý. Birbirlerini hiç sevmiyor son yýllarda Hiram Abas- Mehmet Eymür ekibi, Ýstanbul polisinin baþýnda bulunan Þükrü Balcý kan, Mehmet Aðar, Tayyar Seven, Cevdet Saral, Orhan Uzeller ile amansýz bir çekiþme hali ndeydi. Üstelik Ankara polisi de, Ýstanbul'a karþý MÝT ile ittifak halindeydi. 88 Mehmet Eymür beklediði fýrsatý buldu. Dündar Kýlýç'ýn yýllar önce aldýðý bir mahkûmiyet kararý vardý. Ancak saðlýk raporu alýp evine girmekten kurtuluyordu. Cumhurbaþkanlýðý; Ýstanbul Sýkýyönetim Komutanlýðý ve Ýstanbu l emir vererek, Dündar Kýlýç'ýn infaz iþleminin yapýlmasýný emrediyordu. Emir bir türlü yer emiyordu. Mehmet Eymür, "harekete geçmek için en uygun zaman" diye düþünüp, Genelkurmay Baþkanlýðý' ar Kýlýç, Behçet Cantürk ve Abuzer Uðurlu'nun MÝT tarafýndan sorgulanmasý için izin istedi. 9 Þubat 1984 tarih ve 01.10- 11.02- 254/214177- 152711 sayýlý yazýsý.) MÝT'in isteði Genelkurmay Baþkanlýðýnca uygun bulundu. (20 Þubat 1984 tarih ve Ýsth. 7130 SYNT. Koor. Svl. Ýþl. sayýlý yazýsý.) Abuzer Uðurlu Mamak Askeri Cezaevi'ndeydi. Bulunmasý kolay oldu! Dündar Kýlýç ve Behçet C akalanmasý için Ýstanbul polisine haber bile verilmedi. Ankara'dan özel bir ekip Ýstanbul' a gitti. Önce Dündar Kýlýç'ý gözaltýna alýp Ankara'ya getirdiler. Arkasýndan Behçet Cantürk'ü... BÜRODA ÝNTÝHAR Tarih 30 Nisan 1984. Hilton Oteli'ndeydi. Telefonla büroyu aradý. Sekreter Betül Ayyüce'nin sesi titriyordu. " rayan var mý?"diye sordu. Yoktu. Fazla birþey söylemedi, telefonu kapadý. Þoförü Yaþar Demirel, birkaç saat önce Diyarbakýr'dan, "kumasý" Dilek'e misafirliðe gelen havaalanýndan alýp eve götürmüþtü. Haber gönderdi: "Yaþar yanýma gelsin" diye. Yaklaþýk ik Yaþar Demirel Hilton Oteli'ne geldi. 89 Sekreteri Betül'ün sesi tuhafýna gitmiþti. "Yaþar, büroda garip þeyler oluyor. Birlikte unduðu sokaða gideceðiz. Sen yazýhaneye gireceksin, eðer içeride polisler varsa, camýn kena
gelip, elini baþýnýn üzerine koyacaksýn." Büronun bulunduðu Elmadað'a geldiler. Yaþar Demirel arabadan indi. Aradan yarým saat geçt ak Yaþar Demirel pencereden gözükmedi. Birþey anlamadý. Otele döndü. Avukatý Medet Serhat'ý anahmet'teki bürosunun numarasýný çevirdi. Kýsa konuþtu, "Medet, büroda tuhaf bir durum var oyu ara, oteldeyim, bana hemen haber ver." Medet Serhat, Elmadað'daki büronun 141 65 36 numarasý meþgul çýkýnca, diðerini, 141 07 92 irdi. Þirketin Müdürü Sami Akdað telefona çýktý. Medet Serhat'a büroda merak edecek birþey akin olduðunu söyledi. Medet Serhat, Behçet Cantürk'e, Sami Akdað ile konuþtuklarýný aktardý. Behçet Cantürk avu u üzerine rahatladý. Eve gitti. Hidayet'e "hoþ geldin" deyip, kýzý Hazal'ý kucaðýna aldý. Çocuklarla oynamaya baþladý. Dilek ve Hidayet mutfakta akþam yemeðini hazýrlýyorlardý. Telefon çaldý. Hýzla fýrlayýp telefonu açtý. Avustralya'ya yerleþen teyzesi Ofsana'nýn ký eve gelip kendisiyle görüþmek istediðini söyledi. Gelmesini istemiyordu. Ama Suzi çok ýsra diyordu. "Peki gel" dedi. Ýki saat sonra kapý çalýndý. Gelen Suzi Saraçyan'dý. Teyze kýzýný salona aldý. Suzi hemen Eþi, oto tamirciliði yapýyordu. Borçlanarak araba parçalarý almýþtý. Ancak aldýklarý paraný mýþtý, ödeyemiyorlardý. Behçet Cantürk'ün kendilerine maddi olarak yardým etmesini istiyord Suzi'nin sözünü kapý zili kesti. Dilek kapýyý açtý. Þaþýrdý. Karþýsýnda hiç tanýmadýðý 10 ip, polis olduklarýný belirterek, "Behçet Bey evde mi" diye sordu. Sormasýyla birlikte h epsi içeri doluþtu. 90 Salona girip, "Behçet Bey, bir konuyla ilgili olarak bizimle geleceksiniz" dediler. Bu arada evi aramaya baþladýlar. Mutfakta, termos içinde 12 adet Lupidon GSC yazýlý ampuller ile bir adet, üzerinde Chemit nk yazýlý içinde sývý bulunan þiþe çok dikkatlerini çekti. Uyuþturucu bulduklarýný düþünere koydular. Behçet'ten anahtarý isteyip 34 L 7666 plakalý Mercedesi de aradýlar. Dinledikleri kasetle den birinin sözlerini anlamamýþlardý. Kasetleri de gözaltýna aldýlar. Hidayet Kaþan'ý da emniyete gelmesi için davet ettiler. Akile Dilek Alev'i evde býraktýla Tabii tek baþýna deðil. Yanýna beþ polis býrakarak; eve "karakol" kurulmuþtu. Evde arama bitmiþti. "Buyrun gidelim Behçet Bey" dediler. Behçet Cantürk ceketini ve pard iydi. Hidayet Haným, kýzý Hazal'ý eve býrakýp, kocasýnýn yanýnda Emniyet'e gitmek için hazý apýdan çýkarlarken, evde "karakol" kurulacaðýnýn daha farkýna varmayan Akile Dilek Alev pol ere, "Ne zaman dönerler" diye sordu. Üzerinde deri mont olan sivil polis, "Merak etm eyin hanýmefendi birkaç saate kadar dönerler" dedi. Behçet Cantürk ve eþini aþaðýya indirdiler. Siyah renkli Renault marka otomobile bindiril , Behçet Cantürk'ün gözleri arabanýn plakasýný takýldý. Tam okuyamadý. Ancak ilk iki rakamý kmiþti: 06. Otomobil Ankara plakalýydý! Elmadað'daki büroya gittiler. Büroda, müdür Sami Akdað ile sekreter Betül Ayyüce de vardý Behçet Cantürk'ten izin isteyip büroda arama yaptýlar. Arama tutanaðýna aldýklarýný kaydet * Bir adet Türk Ticaret Bankasý Fethiye Þubesine ait 57 bin 300 lira deðerinde 828541 num ralý hamiline çek; (1984'de l dolar ortalama 350 TL idi.) 91 Diyarbakýr Töbank Þubesine ait 2 milyon deðerinde 093078 numaralý Behçet Cantürk adýna çek. Borçlu Zeynel Dündar tarafýndan Behçet Cantürk adýna verilen, 5 Nisan 1985 tarihli 2 milyon 100 bin lira deðerinde bono. Ýstanbul ili Yapý Kredi bankasý Þubesine ait 5 milyon lira deðerinde 394532 numaralý hamiline çek. 284 bin lira nakit para.(11) Polisler bürodan sadece çekleri almadýlar. Behçet Cantürk'ün sekreteri Betül Ayyüce de Emniyet'e davet edildi. Müdür Sami Akdað, altý polisle birlikte büroda býrakýldý. Ýþyerine de "karakol" kurulmuþtu. Behçet Cantürk, eþi ve sekreteri, Emniyet Genel Müdürlüðü Kaçakçýlýk Ýstihbarat Hareket Daire Baþkanlýðý Mali Þube Müdürü Faruk Metin, Baþkomiser Ahmet Geçer ve 11 polis eþliðinde, Ýstanbul Emniyet Müdürlüðü 1. Þubeye götürüldü. Polisler
çok kibar davranýyorlardý. Zaten þubedeki polislerin çoðunu tanýyordu. Ancak kendisini gözaltýna alan bu polisleri daha önce hiç görmemiþti. Kravatýný, kemerini, ayakkabý baðýný aldýlar. Üzerinden çýkanlarý zimmete kaydettiler. Saatler 23.00'ü gösterirken, Behçet Cantürk, tek kiþilik bir hücreye hapsedildi. Hidayet Kaþan ve Betül Ayyüce de ayrý ayrý hücrelere kondular. Yaþadýklarý Behçet Cantürk'ü hiç þaþýrtmadý. 2 Nisan 1984 tarihinden beri aranýyordu. Ancak Ýstanbul'da rahattý. Fakat Ankara'dan gelecek bir ekibin kendisini gözaltýna alacaðýný hiç hesaba katmamýþtý. Behçet, Hidayet, Betül; apar topar Ankara'ya götürüldü. Baþkent'e giderken Behçet Cantürk'ün yüzü çok asýktý. Üzgündü. Kendini düþünmüyordu. Arkadaþý Burhan Beskisiz, büroda "karakol" kurmuþ polisleri görünce, 8'inci kattan atlayarak intihar etmiþti!.. BELGELER YAKILIYOR 36 yaþýndaki Abdulbaki Maltaþ Silvanlý'ydý. Haydarpaþa Numune Hastanesi'nde diþ protez te i olarak çalýþýyordu. 6 kardeþtiler. Ablasý Asiye, Burhan Beskisiz ile evliydi. 1.5 yýl önceydi. Behçet Cantürk, akrabasý olan Abdulbaki Maltaþ'ý yanýna çaðýrdý Abdulbaki Maltaþ'a, kâðýd paket verdi "Burada benim için çok önemli evraklar var. Bunu sakla ve kimseye de bu k onuda birþey söyleme" diye tembihledi.. Abdulbaki Maltaþ eve döndü. Karýsýnýn ve çocuklarýnýn göremeyeceði bir yere, kütüphanesin ydu. Birkaç gün geçti. Meraklanmýþtý: Pakette ne vardý? Evde eþinin ve çocuklarýnýn olmadýðý birgün paketi açtý. Uçuk pembe renkli, birinci hamur lizce yazýlar bulunan, 60 adet kâðýt vardý. Üzerlerinde Ýngilizce yazýlý deðerli kâðýtlarda iði, "Behçet Cantürk" yazýsýydý. Birþey anlamadý. Evraklarý paketleyip, yine ayný yerine ko 7 Mayýs 1984. Eniþtesi Burhan Beskisiz'in intihar ettiðini öðrenen Abdulbaki Maltaþ, endiþeye kapýldý. n evine gelip evraklarý bulacaðýndan korktu. Telaþla evine gidip paketi aldý. Koþa koþa akr sý Mehmet Tahir Canpolat'ýn Tuzla'daki konfeksiyon maðazasýna gitti. Paketi vererek, "bu nu iyi sakla, senden daha sonra alacaðým" dedi. Birgün sonra, Abdulbaki Maltaþ ile Mehmet Tahir Canpolat, Burhan Beskisiz'in cenazesin de bir araya geldiler. Maltaþ; "Paketi iyi bir yere saklandýn mý" diye sordu. Aldýðý yanýt a dondu kaldý. Mehmet Tahir Canpolat, merak etmiþ paketi açmýþ, "Behçet Cantürk" adýný görünce korkuya k anyo kazanýnda yakmýþtý!.. 93 "ANKARA POLÝSÝNÝN ÝÞÝ" Nizamettin Cantürk telefonda heyecanlý heyecanlý soruyordu: "Medet Bey, ne oldu, Beco'yu kim gözaltýna aldý? Beni de soruyorlarmýþ. Neler oluyor Medet Bey?" Avukat Medet Serhat, arka arkaya sýralanan bu sorulan so-ðukkanlýkla yanýtladý: "Nizamett Bey, Ýstanbul Emniyet Müdür Muavini Tayyar Sever'in yanýna gittim. Ayný sorularý ben de sor um. Onlarýn da fazla bilgisi yok. Bana söylediði, polislerin Ankara'dan geldiði. Ýstanbul polisine de birþey söylemeden, gidip Behçet Beyi gözaltýna almýþlar. Valla onlar da merak e or. Oturup beklemekten baþka yapacaðýmýz birþey yok." Nizamettin Cantürk, Mehmet Han Kozat ve Kamil Dakman ile birlikte Mehmet Tabir Canpo lat'ýn evinde saklanýyordu. Ev sahibi Canpolatlar da korku içindeydiler. Gerçi evraklarý y akmýþlardý ama þimdi evlerinde, evraklardan daha tehlikeli kiþiler vardý. Konuklarý üç gün a misafirleri kayýplara karýþtý.. Bu arada Behçet Cantürk'ün Elmadað'daki bürosundaki "karakol" her geleni gözaltýna alýyor Kirpi bunlardan sadece biriydi. Zeki Kirpi, Ýstanbul Paþakapý Cezaevi'nde gardiyandý. Behçet Cantürk'ün yanýnda çalýþan H Elmadað'daki büroda verilmek üzere cezaevi arkadaþý Fuat Þaþmaz'dan mektup getirmiþti. Bür unan sivil polisler tarafýndan gözaltýna alýndý. Zeki Kirpi masum olduðunu ancak üç ayda an ildi!
ALTINLAR, MÜCEVHERLER... Polisler, Behçet Cantürk'ün Baðdat Caddesi Erenköy Zincirli Köþk Sokak 310/13 adresindeki 4 Mayýs 1984 tarihinde birkez daha geldiler. 94 Akile Dilek Alev'in, ayný binanýn alt katýnda bulunan Ziraat Bankasý'nda 2591 sayýlý þahs vardý. Polislerin elinde; kasanýn açýlmasýný, içindekilere el konularak, banka nezaretinde baþka kasaya konulmasýný isteyen savcýlýk belgesi vardý. Aþaðýya inildi. Banka yetkilileri kasayý açýp içinde bulunanlarý beyaz bir çanta ile geti bite geçildi: * Türk Ticaret Bankasý Altýnbakkal Þubesine ait 111149 sa yýlý 50 milyon liralýk, 6 Haziran 1984 tarihine kadar 3 ay vadeli tasarruf cüzdaný; * l adet pýrlanta ve beyaz altýnla iþlenmiþ gerdanlýk, l adet ayný özellikte yüzük ve l adet ayný özellikte bilezik; * 22 ayar beþ bilezikten oluþan Adana yapýsý burma bilezik; * Zelal isimli 14 ayarlý altýn çocuk künyesi; * Neval isimli ayan belli olmayan altýn çocuk künyesi; * 22 ayar, bir parmak kalýnlýðýnda birbirine geçmiþ iki þerit halinde bilezik; * 30 adet 18 ayar tel bilezik; * Top þeklinde altýndan bir çift küpe; * 2 adet 22 ayar çocuk bileziði; * 5 adet çeyrek altýn, l adet yarým altýn, l adet çeyrek yansý altýn; * Bir çift beyaz altýn üzerine, pýrlanta ve siyah taþlý küpe; * l adet tura kolye; *2 metre 18 ayar bakla zincir... Bitmedi. Kasada çekler, senetler, hesap cüzdanlarý da vardý: * Þekerbank Beþiktaþ Þubesine ait, 20659 hesaptan 426110 sayýlý 40 milyon liralýk 11 Þubat 1983 tarihli çek; * Þekerbank Beþiktaþ Þubesine ait, 20659 hesaptan 426111 sayýlý 47 milyon liralýk 15 Þubat 1983 tarihli çek; * Uluslararasý Endüstri ve Ticaret Bankasý Karaköy Þubesi95 ne ait, seri A/1 No: 2590'dan 2600'e kadar 11 yapraklý 108326 hesaba ait çek karnesi ; * Osmanlý Bankasý Ankara Þubesinin 640- 569/4 no'lu hesa býna ait, 360028'den 360050'ye kadar 23 yapraklý çek karnesi; * Türk Ticaret Bankasý Altýnbakkal Þubesine ait 111/5591- 3 Abdülkadir Takan'a ait, 12 milyon 750 bin liralýk hesap cüzda ný; * Yapý Kredi Bankasý Beyazýt Þubesine ait, 2550 nolu Beh çet Cantürk'e ait 236 milyon 47 bin 500 lira bakiyeli hesap cüz daný; * Osmanlý Bankasý Ankara Þubesine ait, 640/569- 4 sayýlý Behçet Cantürk'e ait, 75 milyon liralýk hesap cüzdaný; * Ziraat Bankasý Harbiye Þubesine ait, 630/15779 sayýlý Behçet Cantürk'e ait, 120 milyon 200 bin liralýk hesap cüzdaný; * Türk Ticaret Bankasý Altýnbakkal Þubesine ait, 42.003- 2 mevduat 817- 7 hesaba ait, 086845 numaradan 086850 numara ya kadar 6 yapraklý çek karnesi; * Töbank Diyarbakýr þubesine ait, 11115/7 hesaptan K 017457 numaradan K 017475 numaraya kadar 19 adet çek kar nesi; * Türk Ticaret Bankasý Altýnbakkal Þubesine ait, 42.007- l mevduat 5593- 9 sayýlý hesaba ait, 085151 numaradan 085175
numaraya kadar 25 yapraklý çek karnesi; * Akbank Ýstanbul Þubesine ait, 8960 Geliþim kimyevi mad deler kaþeli 193199 çeke ait, 5 milyon 300 bin liralýk 10 Mayýs 1984 vadeli çek yapraðý; * Garanti Bankasý Ýzmir Þubesine ait, 1602/15- 3731 hesaptan 688855çek nolu 8 milyon liralýk, 15 Kasým 1983 tarihli çek yap raðý; *Garanti Bankasý Ýzmir Þubesine ait, 3732/1602- 15 nolu 688856sayýlý 3 milyon 500 bin liralýk, 15 Aralýk 1984 tarihli çek yapraðý; 96 * Yapý Kredi Bankasý Beþiktaþ Þubesine ait, 1632- 9 hesap 688663 nolu 2 milyon liralýk çek yapraðý; * Türkiye Emlak Kredi Bankasý Malatya Þubesine ait, 5697/8 nolu hesaptan, 085204 tarihsiz ve miktarsýz çek yapraðý; * Anadolu Bankasý Çapa Þubesine ait, 1547/9 sayýlý hesap tan Seri A 026303 nolu 7 milyon 500 bin liralýk, 26 Haziran 1983 tarihli çek yapraðý; * Ýmar Bankasý Bakýrköy Þubesine ait, 10422 hesaptan 140270 nolu 6 milyon liralýk, 26 Mayýs 1983 tarihli çek yapra ðý; * Yamsan Besicilik ödemeli, 2 Nisan 1984 tarihli vadeli Abdülkadir Takan emrine tanzim edilen 20 milyon liralýk protestolu senet; * Yamsan Besicilik ödemeli, 28 Mart 1984 vadeli Abdülkadir Takan emrine tanzim edilen 20 milyon liralýk protestolu se net; * Yamsan Besicilik ödemeli bila tarihli, Yusuf Yaman cirolu 60'þar milyonluk üç adet senet; * Mustafa Elik ödemeli, bila tarihli cirosuz 9 milyonluk se net; * Yüksel Baðdaþ ödemeli, Behçet Cantürk emrine tanzim edilen 20 Ocak 1984 tarihli vadeli 3 milyon liralýk senet; * M. Þirin Cantürk Diyarbakýr ödemeli, Behçet Cantürk adý na tanzim edilen 15 þubat 1984 tarihli 500 bin liralýk senet; *Yamsan Besicilik ödemeli, Behçet Cantürk alacaklý 85 milyon liralýk ayrý ayrý dört adet lgesi; *Yüksel Baðdaþ ödemeli, Behçet Cantürk alacaklý 3 Kasým 1984 tarihli 7 milyon 135 bin liralýk senet... 97 AYLA HANIMIN EVÝ Polisler, Akile Dilek Alev'e banka dýþýnda, baþka bir yerde ziynet eþyasý olup olmadýðýný ir miktar da annemde var" deyince, hep birlikte annesinin oturduðu, Akatlar Cebeci Sokak Mutlu Apartmaný 5/1 adresine gittiler. Ayla Alev, kýzýnýn isteði üzerine "Madler" yazýlý bir torba içinde, ziynet eþyalarým geti re verdi. Behçet Can-türk, aranmaya baþladýðýnda, ziynet eþyalarýnýn bir bölümünü "kayýnval Bunlar da kaydedildi: * Üzerinde Behçet Cantürk yazýlý 14 ayar altýn anahtarlýk; * Üzerinde pýrlanta iþlemeli, büyük harflerle "BC" yazýlý 34 S 2666 oto plakasý, üzerinde yine altýn ve pýrlanta iþlemeli "BC" yazýlý Mercedes forslu anahtarlýk; * 3 adet pýrlantalý (bir adeti Zafir pýrlantalý altýn karýþýmý, bir adeti Zümrüt pýrlantalý altýn karýþýmý ve bir adeti Yakut pýrlanta lý altýn karýþýmý) köþeli bilezik; * l adet altýn erkek kol saati ve altýn kordonu; * l adet altýn bayan kol saati ve altýn kordonu; * l adet siyah taþlý altýn erkek yüzüðü; * l adet üzerinde "BC" yazýlý altýn pýrlanta iþlemeli kravat
iðnesi; * 2 adet üzerinde "BC" yazýlý altýn kol düðmesi; * l adet pýrlanta gerdanlýk ve ayný gerdanlýða ait pýrlanta 2 adet küpe. Mücevherlere, evraklara ve paralara ihtiyati tedbir konuldu. Evraklarý ve mücevherleri teslim eden Akile Dilek Alev'in evindeki "karakol," 5 Mayýs gün alktý. Dilek Haným, polislerle birlikte Ýstanbul Emniyet Müdürlüðü'nün yolunu tuttu. Gidiþ yaret deðildi. Gözaltýna alýnmýþtý!... 98 DÝYARBAKIR'DAKÝ EVLER DE ARANIYOR Polisler, Behçet Cantürk'e ait Ýstanbul'daki yerlerin aramalarýný bitkince, Diyarbakýr'da lerinde de araþtýrma yapmak için, Diyarbakýr Sýkýyönetim Komutanlýðý 2 No'lu Askeri Mahkeme izin aldýlar. Behçet ve Nizamettin Cantürk, Ofis semtinin Kooperatifler mahallesindeki Avukatlar apa rtmanýnda oturuyorlardý. Daire numaralarý, Behçet'in 18, Nizamettin'in ise 19'du.. Polisler, 7 Mayýs 1984 günü, Demir Oteli'nin müdürü Osman Tan, mahalle muhtarý Hüsnü Ýpek iz Iþýk ile birlikte, önce Behçet Cantürk'ün kapýsýný çaldýlar. Yanýt gelmemesine þaþýrmadý madýðýný tahmin etmiþlerdi. Çilingir Aziz Iþýk'a, kapýyý açmasýný söylediler. Birkaç dakika sonra çilingir kapýyý açt valet ve l banyodan oluþan dairede yapýlan aramada, "suç teþkil edecek bir alete ve kýymet li eþyaya rastlanmadýðý" tutanaða geçirildi. Sonra Nizamettin Cantürk'ün evine geçtiler. Kapý ziline bastýlar. Ses yoktu. Zaten, Nizam in Cantürk ve eþi Süreyya firar etmiþlerdi. Nizamettin Cantürk'ün konutu, kardeþinin evi gibi "masum" deðildi! Evde, "suç teþkil eden bazý tehlikeli mallara" el konuldu: * 7 þiþe viski; * 3 þiþe cin; * 2 þiþe kanyak; * l þiþe Arap rakýsý; * l þiþe martini. Diyarbakýr'daki "ev operasyonlarý" hemen bitmedi... 99 ABLANIN EVÝNE BASKIN Polis ihbar aldý. 16 Mayýs 1984 günü Behçet Cantürk'ün ablasý Ýkram Fida-nay'ýn evine baskýn yaptý. Evde Ýk . Kayýplara karýþmýþtý! Evde Behçet'in eniþtesi Ýbrahim Fidanay ve oðlu Turgut vardý. Turgu Lice depreminde ölen Abdulbaki Cantürk'ün kýzý Mukaddes ile evliydi. Turgut Fidanay babasý ile ayný evde oturuyordu. Turgut-Mukaddes çiftinin, yatak odasýndak elbise dolabýnýn üzerindeki kýrmýzý çanta polislerin dikkatini çekti. Kýrmýzý çanta açýldý metli evraklar vardý. Behçet Cantürk yakalanýnca, Nizamettin'in eþi Süreyya, çantayý en güvenilir kiþi olarak b blasýna getirip teslim etmiþti. Ýçindekiler Hidayet Kaþan'a aitti. Kýrmýzý çanta içinde bulunanlar, bir banka þubesinde emanete alýnacaktý. Mücevheratlarýn * Bir çift safir küpe; * l adet safir yüzük; * l adet safir taþlý gerdanlýk; * l adet safir bilezik; * 21 adet, 22 ayar altýn bilezik; * 2 metre 22 ayar altýn zincir kordon; * l adet kiþniþli 14 ayar kolye; * 22 ayar diþ kaplama altýný; * 3 çift inciden kolye; * l adet üzerinde çeyrek ve yarým altýn olan 18 ayar paralý bi lezik; * 2 adet yarým reþat altýn; * l adet çeyrek reþat altýn; * 14 ayar, bir adet kravat iðnesi;
100 * l adet altýn kaplama sigara aðýzlýðý; * l adet 18 ayar altýndan bayan kol saati; * Bir çift pýrlanta küpe; * Pýrlantalý iki sýra taþlý, ortasý safir l adet yüzük; * l adet altýn kaplama çakmak; * l adet incili pýrlantalý altýn anahtarlýk; * l adet siyah beyaz incili pýrlantalý altýn bilezik; * 7 adet büyüklü küçüklü kadife kaplý çeþitli mücevher kutu su; * l adet altýn zincir ve üzerine Arapça yazýlý altýndan künye; * 50 cm. uzunluðunda burma tipi altýn zincir. (Behçet Cantürk'e ait bu altýn zincir, yazýhanedeki biblo köpeðin boynuna takýlýyordu!..) Behçet Cantürk'ün eþi Hidayet'in çantasýnda deðerli "kâðýtlar" da vardý: *4 adet Diyarbakýr Ýli Töbank Þubesine ait, Behçet Cantürk adýna düzenlenmiþ çekler: 10 Haziran 1984 tarih 093076 numaralý 2 milyon deðerinde çek; 10 Temmuz 1984 gün 093079 seri numaralý 2 milyon lira deðerinde çek; 10 Aðustos 1984 gün 093080 seri numaralý 2 milyon deðerinde çek; 9 Ekim 1984 gün ve 093081 seri numaralý l milyon 900 bin deðerinde çek; * Türk Ticaret Bankasý Altýnbakkal Þubesi, 111/5593- 9 he sap numaralý 10 milyon deðerinde Behçet Cantürk adýna düzen lenmiþ hesap cüzdaný; * Hidayet Kaþan adýna düzenlenmiþ, Diyarbakýr Yeniþehir semtinde 106 kütük no, 25 pafta, 128 ada, parsel no 3 olan 962 m2 olan arsa tapusu; 101 * Behçet Cantürk adýna düzenlenmiþ Lice Cumhuriyet Savcýlýðý'nca onaylý, Diyarbakýr 1. Noterden tasdikli, 26 Mayýs 1983 tarihli, 17389 numaralý sabýkasýzlýk belgesi; * Ziraat Bankasý Adapazarý Þubesince Behçet Cantürk adýna verilen, hesap numarasý 641- 1050, çek numarasý 278456'dan baþlayýp 278475'e kadar devam eden kullanýlmamýþ çek defteri... Polisler, Ýbrahim Fidanay ve oðlunu gözaltýna aldýlar. Karakoldaki tutanaða, Cantürkler'i ram Fidanay için "Firar" notu düþüldü... Nizamettin- Süreyya Cantürk çiftinin yakalanmasý için, Emniyet Genel Müdürlüðü Kaçakçýlýk Baþkaný Atilla Aytek imzasýyla tüm illere, yýldýrým telgraf çekildi... GÖLBAÞI Gözleri baðlanmýþtý. "Adem ol" dediler. Anlamadý... Güldüler. "Yani çýrýlçýplak soyun!" Mahcup bir ifadeyle gülümsedi... Arkasýndan, þiddetli bir tokat hissetti yüzünde. Sendeledi. Acý duymadý. Hissettiði; yaný tokat atan kiþinin içki kokuþuydu. Birkaç saniye önceki hava deðiþmiþti. Tekme ve tokatlarla üzerine çullandýlar. Döverken k "Ermeni dönmesi, piç..." Hiç sesini çýkarmadý. "Yapmayýn, vurmayýn" bile demedi... Kaba dayaða son verdiler. Soyunmasýný istediler. Soyundu, tek külotu ile kaldý. Onu da çý mrettiler. Çýkardý. Üþüyordu. Aniden tüm vücuduna gelen tazyikli su ile irkildi Yere yatýrdýlar. Suyu cinsel organýna sýkmaya baþladýlar. Ýlk kez baðýrdý. "Yapmayýn, ne rim!.." 102 Artýk sesini duymuyorlardý... Behçet Cantürk'e, Ankara Gölbaþý'ndaki polis eðitim merkezinde bir ay iþkence yaptýlar. Ý dukça dayanýklýydý. Dayanaklý olmasýna polisler bile þaþýrmýþtý. Gözaltýndaki süresi uzatýl
Birgün hiç beklemediði bir olay baþýna geldi: "Karýlarýný buraya getirip çýrýlçýplak soyarýz" tehdidini duyunca, önce umursamadý. Fakat ek'i, karþýsýna getirip soymaya baþladýklarýnda, þoke oldu. "Sizi öldürmeden karýmýn koynun m" diye baðýrdý. "Tamam, herþeyi anlatacaðým" diyerek konuþmaya baþladý... 30 Mayýs 1984 günü, 60 sayfalýk ifadesinin altýna imzasýný attý... Biyografisini, kardeþlerini, akrabalarýný bir bir anlattý... Yakýn arkadaþlarýný sordular. Söyledi: * Vekin Aktan: 50 yaþlarýndadýr. Müteahhitlik yapar. Ýstan bul'da oturur. Ankara'da da yazýhanesi vardýr. Diyarbakýrlýdýr. * Doðan Cizrelioðlu: 45 yaþlarýndadýr. Müteahhitlik yapar. Ankara Maltepe'de iþyeri vardýr. Diyarbakýrlýdýr. * Akif Yýlmaz: 45 yaþlarýndadýr. Müteahhitlik ve otelcilik yapar. Ankara'da Anýt Oteli'ni çalýþtýrýr. Diyarbakýrlýdýr. * Mehmet Cizrelioðlu: 35 yaþlarýnda Ankara'da müteahhit lik yapar. Köþk Gazinosu'nun üzerinde yazýhanesini vardýr. Di yarbakýrlýdýr. * Mehmet Akça: 50 yaþlarýndadýr. Ankara'da oturur, müte ahhitlik yapar. Diyarbakýrlýdýr. * Aða Ceylan: 55 yaþlarýndadýr. Müteahhitlik yapar. Diyar bakýrlýdýr. * Hikmet Çetin: 45- 50 yaþlarýndadýr. Ýktisatçýdýr. Ankara'da Özcan Ýthalat- Ýhracat firmasýnýn Genel Müdürlüðünü yapar. Eski Devlet Bakanýdýr. Licelidir. 103 * Þehmuz Tatlýcý: 55- 60 yaþlarýndadýr. Ýstanbul'da ihracaatithalat iþleriyle uðraþýr. Müteahhitlik de yapar. Diyarbakýrlýdýr. * Recep Tacer: 50 yaþlarýndadýr, müteahhitlik yapar. Diyar bakýrlýdýr, Ankara'da oturur. * Yasin Barut: 50 yaþlarýndadýr. Müteahhittir. Yazýhanesi Çankaya'dadýr. Bitlislidir. * Murtaza Dinçer: 55- 60 yaþlarýndadýr. Daha çok devletten ihale alarak müteahhitlik yapar. Gözaltýna alýndýðýmda kendisi ne pusula göndermiþ, MiT'ten birisini bularak, bana yardýmcý olmasýný istemiþtim. Pusula eline ulaþtý mý bilmiyorum? Erzin canlýdýr. * Mehmet Ýçkale: 40 yaþlarýnda. Ankara'da müteahhitlik ya par Çankaya'da oturur, evli, bir çocuðu vardýr. Diyarbakýrlýdýr. * Mahmut Uyanýk: Eski CHP milletvekilidir. Avukatlýk ya par. Anadolu Kulübü'nde görüþürüz. * Recai Ýskenderoðlu: Eski Bayýndýr ve Ýskan Bakaný. Anka ra'da Ýzmir Caddesi'nde avukatlýk bürosu var. * Ýskender Çolak: Kulüpçüdür. Fýrat reklamýn sahibidir. Çankaya son durakta süpermarketi var. Alevidir. * Ali Özcan: 40 yaþlarýndadýr, müteahhitlik yapar. Ýstanbul Mecidiyeköy'de yazýhanesi vardýr. Bebek'te oturur. * Medet Serhat: 50 yaþlarýndadýr. Benim avukatýmdýr. Karslýdýr. * Avni Karadurmuþ (Musullulu): 45 yaþlarýnda, Sarý Avni la kabý ile bilinir. Uyuþturucu madde kaçakçýlýðý iþlerinin satýþ ve sevkýyatýný yaptýðýmýzdan dolayý tanýrým. Gemicilik ve kaçakçý lýk iþleri ile uðraþýr. Kendisini uyuþturucu kaçakçýsý hemþehrim Mehmet Deniz vasýtasýyla tanýdým. Ýsviçre'nin Zürih kentinde yaþýyor. Evlidir. Çocuklarý vardýr. Ayþe ve Müesser adlý kýzlarý ný biliyorum. Beykoz'daki evlerine bir kez gitmiþtim. Kendisi ile görüþür, sýk sýk telefonlaþýrýz. Beni Atilla Öksüz kod adýyla 104 arar. Rizelidir. Kýzý Ayþe, Korkmaz Göldaðý adlý biriyle, Mües-ser ise Beykozsporlu biriyle dir.
* Mehmet Deniz: 45- 50 yaþlarýnda Diyarbakýr'da Uçak Pa las adýnda oteli vardýr. Mülkiyeti kendisine aittir. Diyarbakýr'da oturur. Evlidir, kaç çocuðu olduðunu bilmiyorum. Kendisi ile Lice'den tanýþýrýz. Birlikte eroin, bazmorfin kaçakçýlýðý yaptýk. Daha önce Sarý Avni ile birlikte silah kaçakçýlýðý yapmýþ olduk larýný biliyorum. * Halim Civelek: 35 yaþlarýnda boþta gezer. Mehmet Deniz vasýtasýyla tanýdým. Suadiye'de oturur. Ayþe isminde karýsý var dýr. Erzurumludur. * Bedros Demirciyan: 40- 45 yaþlarýnda. Spor ayakkabýsý sa tar. Ýstanbul Çarþýkapý'da Beyazýt'ta yerleri vardýr. Evlidir. Da yým olur. Baðlarbaþý'nda ikamet eder. Ermenidir. Yazýhaneme sýk sýk gelir. Liceli'dir. Annemin amcaoðludur. * Yaþar Demirel: 45 yaþlarýnda þoförlük yapar. Bir yýl benim þoförlüðümü yaptý. Kadýköy Baðlarbaþý'nda oturur. Evli, çocuk ludur. Ermenidir. * Hüseyin Macit: 40 yaþlarýnda, Ýstanbul'da sanatçý organi zatörüdür. Gece kulübü çalýþtýrýr. Diyarbakýrlýdýr. Yazýhaneme gelir giderdi. * Hasan Bora: 35- 40 yaþlarýndadýr. Ýstanbul'da sanatçý orga nizatörlüðü yapar. Samimiyizdir. Adanalýdýr. * Ýbrahim Tatlýses: 35 yaþlarýnda ses sanatçýsýdýr. Gazinolar da çalýþýr. Ýstanbul'da oturur, evli, çocukludur. Kendisiyle samimiyizdir. Urfalýdýr. * Mehmet Macit: 45- 50 yaþlarýnda Diyarbakýr'da ikamet eder. Tüccardýr. Eski Diyarbakýrspor Baþkanýdýr. Ýstanbul'da ve Diyarbakýr'da devamlý görüþürüz. * Ýzzet Altýnmeþe: 37 yaþýndadýr. Diyarbakýrlýdýr. Ýstanbul'da ikamet eder. 105 * Bedri Ayseli: 35 yaþlarýnda Ýstanbul'da ikamet eder. Ses sanatçýsýdýr. Ermenidir. Sýk sýk görüþürüz. Diyarbakýrlýdýr. * Mehmet Süleyman: 40 yaþlarýndadýr. Kaçakçýlýk yapar. Birlikte iþ yaptýk. Ýstanbul Dragos'ta oturur. Evli, çocukludur. Elazýðlýdýr. * Mehmet Emin Ekinci: 45 yaþlarýnda. Diyarbakýr'da köy sahibidir. Lice'den tanýþýrýz. Pek samimi deðilim. * Aða Koç: 45- 50 yaþlarýndadýr. Vefat etti. Müþterek kaçak çýlýðýmýzdan tanýrým. Ýstanbul'da oturur, evlidir, çocukludur. * Mehmet Sýddýk Bayram: 60 yaþlarýnda Van'da otelcilik ya par. Uyuþturucu madde kaçakçýlýðý yapar. Mal temin eder, ara cýlýk yapar. Beni, Ýranlý Hacý Reþit Zigari, Seli (Salih) ve Ertuþlu Feto gibi uyuþturucu madde kaçakçýlarý ile tanýþtýrdý. Evli, çocukludur. Kendisiyle samimiyiz. Vanlýdýr. * Hacý Reþit Zigari: 40 yaþlarýnda, uyuþturucu madde kaçak çýlýðý yapar. Ýran uyrukludur. Misafir olarak Türkiye'ye gelir, gider. Geliþlerinde Mehmet Sýddýk Bayram'ýn Van'daki otelin de kalýr. Sarý Avni'ye sattýðým uyuþturucu maddeyi temin eder di. Koyun ticareti ve TIR taþýmacýlýðý da yapar. * Seli (Salih): 45- 50 yaþlarýndadýr. Uyuþturucu kaçakçýlýðý yapar. Ýran uyrukludur. Hacý Reþit Zigari ile birlikte çalýþýrlar. Türkiye'ye geldiðinde Mehmet Sýddýk Bayram'ýn otelinde kalýr. Bana uyuþturucu madde temin ederdi. * Ertuþlu Feto: 40 yaþlarýndadýr. Hacý Reþit Zigari ve Seli'nin yakýn adamýdýr. Uyuþturucu taþýr. Ýranlý mý, Vanlý mý bil miyorum. * Uðurcan Elmas: 50 yaþlarýnda. Ýstanbul'da lokantacýlýk,
gazinoculuk yapar. Kendisi ile fazla samimi deðilimdir. Ýstan bulludur. * Ali Ýhsan Cesur: 50 yaþlarýnda. Albay rütbesinden emekli dir. Ýstanbul'da oturur. Evli ve çocukludur. Rizeli, Çayelilidir. 106 * Hüseyin Cevahiroðlu: 50 yaþlarýndadýr. Kulüpçülük yapar. Ýstanbul'da oturur, Trabzonlud attýklarýný, genelevi çalýþtýrdýklarýný, kaçakçýlýk yaptýklarýný duymuþtum. Fazla samimi de Gözaltýna alýndýðýnda Behçet Cantürk'ün ceketinin iç cebinde telefon fihristi çýkmýþtý. S telefon numarasýný tek tek sordu. Ýlginç isimler vardý: Hikmet Çetin, Nurettin Yýlmaz, Arap Nasri, Hacý Þakir, Kalkavanlar, ik'ten Uður Gür, Necdet Ulucan, Recai Ýskenderoðlu, Mahmut Uyanýk, Þehmuz Tatlýcý, Abdullah iner, Ýsmet Hilmi Balcý, Kemal Kumkumoðlu... YARDIMA GÖZALTI Avukat Saffan Mindivanlý, Behçet Cantürk'e gözaltýna alýndýðýnda gönderdiði bir not neden da kaldý. Avukat Mindivanlý, Behçet Cantürk'ün fedailiðini yapan Halim Civelek'in eþine, "Behçet Be kolda görürsen söyle. Ankara'da ve Ýstanbul'da çok yüksek rütbeli, nüfuzlu general arkadaþl Ýstediði takdirde, kendisini yaðdan kýl çeker gibi polisten kurtarabiliriz. Þayet bu tekli imi kabul ederse, bürosundan bir yetkili benimle muhatap olsun. O kiþiyi, karþý tarafla yanyana getiririm. Anlaþýrlarsa, istenen paketi gelip bana emanete býrakýr. Behçet'in iþi h lledilirse paketi karþý tarafa veririm. Eðer Behçet'in iþi olmazsa, ben de paketi yine büro an gelecek þahsa iade ederim." Avukat Saffan Mindivanlý 12 Mayýs'ta, Yasemin Ayþe Civelek ise 19 Mayýs'ta gözaltýna alýn Gözaltýna alýnan bir diðer avukat ise Medet Serhat'tý... Cantürkler'in bir bölümü gözaltýna alýnýp, diðerleri de firar edince, Behçet Cantürk'ün k in anne107 si, Ayla Haným bakmaya baþladý. Ancak tüm paralara, mücevherlere el konulduðu için dul kadý arasý kalmamýþtý. Üstelik Behçet Cantürk'e, altýn kaplama banyo takýmýný satan maðaza sahip evi arýyorlardý. Durumu öðrenen avukat Medet Serhat, eþi Yurdanur hanýmla birlikte 100 bin ira gönderdi. Sonuçta Medet Serhat yardýmýnýn karþýlýðýný gördü: 40 gün gözaltý! Polisler, Medet Serhat'a, gönderdiði 100 bin lira ilgili tek soru sormadýlar. Onlarýn mer ký, avukatý ile Behçet Cantürk'ün iliþkisiydi. Ayrýca Medet Serhat'in telefon fihristindeki imler de dikkatlerini çekmiþti: Tahsin Þahinkaya, Mehmet Aðar, Ahmet Türk, Canan Barlas, Ýb ahim Cevahir, Ergun Gürsoy, Ýdris Özbir, Mehmet Moðultay, Yaþar Keçeli, Orhan Keçeli, Ahu T Hacý Ali Demirel, Ali Fethi Esener, Kemal Kayacan, Süleyman Takkeci, Sadettin Tanta n... Telefon fihristinde, bir ismin karþýsýnda birçok rakam vardý. Ýsim ve telefon numarasý ay lde yazýlýydý: Attila: 994112114472994119100359????? SORUÞTURMANIN BAÞI Atilla Aytek, 1944 yýlýnda Ýstanbul'da doðdu. Babasý tapu kadastro memuruydu. Üç kardeþti uðu Ýstanbul ve Eskiþehir'de geçti. 1960 yýlýnda Ankara Polis Koleji'ne girdi. Kolejden sonra, Polis Enstitüsü'nü bitirdi. Komiser Muavini olarak, mesleðe ilk adýmýný a otik alanýnda göreve baþladý. Birçok operasyona katýldý. Biri kolunda, diðeri ayaðýnda olma mermiyi hâlâ vücudunda taþýyor. Behçet Cantürk ile Atilla Aytek, 1977 yýlýnda tanýþtýlar. Aytek, sadece Behçet Cantürk il Diyarbakýrlý ile samimiydi. Çünkü bir süre Diyarbakýr'da narkotik þubenin baþýnda bulunmuþ 108 1980 yýlýnda Kaçakçýlýk Ýstihbarat Harekât Daire Baþkanlýðý kuruldu, bir yýl sonra da ba etirilmesinde, Amerikalýlarýn çok ýsrarlý olduðu iddia edildi. Atilla Aytek, uyuþturucu konusunda ABD'de eðitim gören ilk Türk polisiydi. Bir süre, döne aþbakaný Süleyman De-mirel'in korumasý oldu. O günlerde Atilla Aytek'in adý, "Yeðen Yahya D rel Olayý"nda da geçmiþti. Ýddiaya göre, Yahya De-mirel'e, "akýl hocalýðý" yapýyordu. Ancak ispatlanamadý ve dedikodu olarak kaldý. Atilla Aytek, Kaçakçýlýk Ýstihbarat Harekât Daire Baþkanlýðý bünyesinde iyi bir ekip kurm aruk Metin'i; Narkotik Þubeye Sami Soydan'ý; Silah Kaçakçýlýðý Þubesine Fahrettin Metin'i;
týn baþýna ise Halil Sultar'ý getirmiþti. Ayrýca MiT'in Kaçakçýlýk Ýstihbarat Þubesi'nin ba met Eymür'le de diyaloglarý çok iyiydi. Behçet Cantürk, ifadesini alan Halil Sultar'ý da, Diyarbakýr'dan tanýyordu. Ancak birbirl ni hiç sevmiyorlardý. Behçet Cantürk bu þanssýzlýðýn acýsýný çok çekti... SAYI ARTIYOR Selahattin Delidere'nin ifadesi nedeniyle, Behçet Cantürk'ün gözaltýna alýndýðýný duyanla mekân aramaya baþladýlar: Nizamettin Cantürk, Süreyya Cantürk, Halis Cantürk, Abdullah Can Azet Cantürk, Ýkram (Cantürk) Fida-nay, Mehmet Han Kozat, Abdulkadir Takan ve eþi Muhli se Takan, Kamil Dakman, Halim Civelek, Yaþar Demirel, Uðurcan Elmas, Bedros Demirciy an, Hacý Reþit Zigari, Mehmet Sýddýk Bayram, Seli, Ertoþlu Feto, Ýzzet Gündüz Sarýyar, Kork Nergizi Mezrasýnda çobanlýk yapan Mehmet ve "zamanýnda" yurtdýþýna kaçan Avni Yaþar Musullu 109 Þoför Halil Hocaoðlu 4 Mayýs'ta, Behçet Cantürk'ü Sarý Av-ni ile tanýþtýran Mehmet Deniz ndý. Yazýhanede çaycýlýk yapan Ýlameddin Dakman 5 Mayýs'ta, Ýbrahim- Turgut Fidanay 16 Mayýs't Oteli'nin sorumlusu Felemez Cantürk ise 17 Mayýs'ta Diyarbakýr'da yakalanarak gözaltýna alý dýlar. 18 Mayýs'ta, babalarý bulunamayýnca Mehmet S iddik Bay-ram'ýn iki oðlu Sinan ve Fikret; 1 ayýs'ta, Mustafa Deniz, Bedri Ýstanbullu ele geçirildi. Sabit Cantürk, pavyonda garson vurduðu için Diyarbakýr cezaevindeydi. Ýfadesinin alýnmasý ara'ya getirilmesi istendi. Sabit Cantürk de "Baþkent'e gidiyorum" diye hazýrlýk yaptý! Al týn zincirli kolyesini, beyaz taþlý altýn yüzüðünü, altýn kaplama saatini taktý. Cebine de a koydu. 25 Mayýs günü Gölbaþý'nda "hoþgeldin seansýna" alýndý!.. Abdulcebbar Doðru ve Fettah Cantürk de cezaevinden Göl-baþý'na getirilenlerdendi. Abdulbaki Maltaç ile Mehmet Tahir Canpolat "Kýymetli Kâðýtlar"ý yakmýþlardý ama yine de g an kurtulamadýlar. Eniþteleri yüzünden gözaltýna alýnanlar da vardý. Zeki Suna ve Erol Suna kardeþler, ablal edros Demirciyan yakalanamadýðý için Gölbaþý'na getirilmiþlerdi! Mehmet Demirel ise, kardeþ emirel yüzünden gözaltýna alýnmýþtý! Suna Kardeþler ve Mehmet Demirel'in gözaltýna alýnmala eni daha vardý: Ermeniydiler! ASALA üyesi olabilirlerdi!.. Emekli Albay Ali Ýhsan Cesur da gözaltýna alýndý. Gölbaþý'na götürülmesine; ne evinin duv i-rel ile birlikte çektirdiði fotoðraf,(12) ne de telefon fihristinde çýkan; Hüsamettin Cin oruk, Ali Fethi Esener, General Vehbi Parlar, General Kemal Kayacan, Emniyet Müdürü Lütf i Tom-buþ, ünlü polis þefleri Mehmet Aðar, Sadettin Tantan, Askeri 110 Hakim Süleyman Takkeci, "iþadamlarý" Yafes Öztürk, Osman Ayanoðlu ve sanat güneþi Zeki Müre engel olabildi! Gölbaþý'na gelen direkt, iþkenceye alýnýyordu... Sorgulamalarda durumu aðýrlaþan Fettah Cantürk, Sabit Cantürk, Erol Suna Gazi Üniversites akültesi Hastanesi'ne; Mustafa Deniz Trafik Hastanesi'ne; Saffan Mindivanlý Ankara Üni versitesi Týp Fakültesi Hastanesi'ne kaldýrýlýyordu. 30 Mayýs günü Ankara'dan bir ekip, yine Diyarbakýr'a gitti. Hidayet Kaþan (Cantürk) sorgu aðzýndan önemli bir bilgi kaçýrmýþtý... Daha önce gelinen Behçet Cantürk'ün evinde, bir kez daha arama yapýldý. Hidayet'in aðzýnd leri bulundu: Bir adet Tüpgaz ve iki adet baklava tepsisi! Öyle ya, bunlarla eroin y apýlmýþ olabilirdi! Polis, Behçet Cantürk ile ilgili hemen her eve ve iþyerine operasyon düzenliyordu. Cansan Tekstil ve Kimyasal Ürünler Sanayi Ticaret Anonim Þirketi'nin, Behçet Cantürk'e ait olduðun öðrenince, þirkete baskýn yaptýlar. Aramalarda suç unsuru bulunamadý. Ancak bu baskýn sonunda þirkete ait; bir renkli televizyon, bir radyo ve bir adet tuþlu el telefonu kaybolmuþtu!. Polisler aramalardan elleri boþ dönmüyordu. Ýbrahim Fidanay, sorgusunda; Nizamettin Cantürk'ün eþi Süreyya'nýn kendilerine sadece çan adýðýný, saklamalarý için bir de tabanca verdiðini söyledi. Ýbrahim Fidanay, Diyarbakýr'a g ibi dükkânýnda bir tabanca bulundu. Tabancanýn kabzasý altýndý. Ve üzerinde büyük harflerle dý. "Altýn kabzalý tabanca" bilgisi basýna sýzdýrýldý. Gazeteler artýk, Behçet Cantürk'ten "A
am" diye bahsetmeye baþladýlar... Behçet Cantürk sorgularda söylememiþti ama altýn kabzalý tabancayý Sarý Avni hediye etmiþ 111 KÝLÝT ISIM Soruþturmanýn kilit ismi Sarý Avni, Ýsviçre'de yaþýyordu. Ancak Ýstanbul Beykoz'daki, Çen aþý Duraðý, Denizhamamý Sokaðý, Arzu Apartmaný No: 1/5 adresindeki dairesini boþaltmamýþtý. Polisler 8 Haziran günü eve baskýn yaptýlar. Kötü tesadüf, Sarý Avni'nin kýzý Miyaser Sak u Muammer Sak, kontrol için eve bakmaya gelmiþlerdi. Polisler evde arama yaptýlar. Bro wning marka 20 çaplý 83756 numaralý av tüfeði ile 24 adet dolu av fiþeðinden baþka delil sa ecek birþey bulamadýlar. Sarý Avni'nin kýzý ve damadýný gözaltýna aldýlar. Polisler, Sarý Avni'nin Kabataþ Setüstü'nde bulunan yazýhanesinde de arama yaptýlar. "Del lunabilir" diye telefon fihristini aldýlar. Telefon fihristindeki isimler, Sarý Avni'nin uluslararasý çapta "iþ" yaptýðýný gösteriyor * Thomassricker; Zurih 211 08 44 * Aldo Cam Paner: 441608 * Çadmoz Zuadeç Poogeç: Las Palmas 268400 * G.P. Gran C.HAROV: Varna 2. 1602/456578 * Aleksandr TOTEV: Sofya 833227/84- 41 * Anny Apostoloff: Sofya 882436 * J.E.J. Devon Shire: 01. 4810505 Londra * C.H. Anan Shezýfý: Haifa Ýsrael 04.530041- 2 * Agha Ali Ýmam: 433174 * John L. Bonsor: 01. 4810505 Londra * Silvaga Meranda: 422733 Ravenna * Samir G. Richa: 512888 Malta * Frans Van't Hooft: 484714 112 * Peter H.A. Porson: 471188 Cenevre * Behgt W. Claessom: 875786 Lagos * Giyam Franco Salvadori: 0586/27363- 32005 Livorno/Ýtalya * I. Berger: 010.366833 Roterdam/Hollanda * Mauruzio Tricoli: 23816/88074 Crotono * Tirsode Molina: 2752007 Madrid * G.A. Didonakis: 4173993 Pire/Yunanistan * Hoffman Yoram: 659446 Tel- Aviv/Ýsrail * Nick Paterimos: 4175/962 Pire/Yunanistan * Frits E. Frank: 03/2387970 Antwerpen/Hollanda * Mattýni: 099/93856 Taranto * Carlos Merzlanovits: 04101- 73022 Kummerfeld * Neilimosal Dabell: John Laing (Management) Ltd. 50543 Bermuda. Liste uzayýp gidiyordu... Sarý Avni'nin, "1983- 84 Uyuþturucu Sezonu" hiç iyi gitmiyordu! Behçet Cantürk, sorgulanýyordu... 55 milyon dolar karþýlýðýnda, iki ton bazmorfin sattýðý Sicilyalý Nunzio La Mattina öldür Paraya ihtiyacý vardý. Dusk adlý gemisini, Sicilyalý Cavad-duzzu (Giuseppe Ferrera) adýnd "piyasanýn" tanýnmýþ isimlerinden birine sattý. Kaparo olarak 466 bin dolar aldý. Ancak bir aç ay geçti, ne gemiyi ne de aldýðý kaparoyu bir türlü geri vermedi. Bu arada, gemiyi en ký manda teslim edeceðini söyleyip, Sicilyalýlar'dan 400 bin dolar daha aldý. Yine sözünde dur adý. Sonuçta Sicilyalýlar'dan dayak yedi... Sarý Avni ikinci bir dayaðý da Paul Waridel'den yedi. Yollarý ayrýldý... 113 ÞÖHRETLER GÖZALTINDA Yollarý Ankara'da kesiþenler de vardý... Türk Hava Yollarý'nýn 18 Haziran 1984 tarihli, "TK 158" sefer sayýlý uçaðý, Ýstanbul Yeþi an kalkýp Ankara Esenboða Havaalanýna indiðinde, saatler 18.35'i gösteriyordu.
Ýç hatlar terminalinde bekleyen gazeteciler, terminalin çýkýþýna doðru koþmaya baþladýlar hareket eden 4 otomobil de uçaða yanaþtý. Otomobillerden ikisi, dönemin Baþbakaný Turgut Öz Semra Özal ve eþyalarý için gelmiþti. Öteki iki otomobil, uçaðýn arka kýsmýna yaklaþtý. Uçaktan inen, iki çekici kadýn ve kadýn ikkati çeken bir erkek, otomobillerden birine binip hýzla pistten uzaklaþtýlar. Gazeteci ler donakaldýlar. Tek bir kare fotoðraf bile çekememiþlerdi... Ahu Tuðba, Oya Aydoðan ve Þakir Þener sorgulanmak üzere, kaçakçýlýk Ýstihbarat Harekât Da a Karanfil Sokak'taki merkezine getirildiler. Ýlk önce Ahu Tuðba'nýn sorgusu yapýldý... Adýnýz soyadýnýz: Canan Tuðba Çetin. Boyun: 1.72. Kilon: 59. Ten rengin: Kumral. Saç rengin: Sarý. Göz rengin: Yeþil. Alametlerin: Sað kolda kesik izler... Hayat Hikâyen: "13 Aðustos 1959 yýlýnda Ýstanbul Yeþilköy'de dünyaya geldim. 6 yaþýma kad rduk. Babam ile annem ayrýldý. Bu nedenle birkaç kez intihara kalkýþtým. Maçka Ýlkokulu'nu, k Kýz Ortaokulu'nu bitirdim, Amerikan Kýz Koleji'ni terk ettim. Ýlk artistliðe heves etm em, 16 yaþýnda baþladý. Beyoðlu'nda gezerken, yönetmen Metin Erksan beni görmüþ ve beðenmiþ e teklifi yaptý. Ýlk filmimin adý Seylan'dý. Ýkinci filmim Anter'i çevirirken, Süzer Otobüs asýnýn sahibinin oðlu Hüseyin Süzer ile niþanlandým. Bu arada çocukluk arkadaþým Ulusoy Fir nin oðlu Mustafa Ulusoy ile yakýnlaþtýk. Niþan yüzüðünü atarak onunla evlendim. 114 "Mustafa Ulusoy'la hep gece kulüplerine giderdik. Burada homoseksüel Þakir Þener ile taný endisi Mine Mutlu'nun menajeriydi. Yani onu erkeklere satýyordu. Ulusoy Ailesi'nin beni istememesi yüzünden iki yýl sonra eþimle ayrýldýk. Zaten ayrýlmam için Dündar Kýlýç'ý ep tehdit ediyorlardý. "Mustafa Ulusoy'dan ayrýldýktan sonra Þakir Þener beni Nafiz Kavi ile tanýþtýrdý. Ýki yýl kte olduk. Sonra gazinocu Osman Kavran'ýn oðlu Mahmut Kavran ile flört ettim. Þakir beni , Mehmet Aþýcýoðlu ile tanýþtýrdý. Beraber olduk. Deli dolu biri olduðu için Mehmet'ten ayr as ile birlikte oldum. Maksim Gazinosu'nda çalýþmaya baþladým. Bir ara ABD'de doktorluk ya pan aðabeyim Yekdað Ergun'un yanýna gittim. Döndüðümde Ankara Baþkent Gazinosu'nda çalýþmay atör Osman Ayanoðlu polislerin beni aradýðýný söyleyince, önemsemedim, Fransa'ya gittim. Dö yet Genel Müdürlüðü Kaçakçýlýk Ýstihbarat Harekât Daire Baþkanlýðýna baðlý Narkotik Þube el alýnýp buraya getirildim. "Burada öðrendiðime göre, uluslararasý uyuþturucu madde ve silah kaçakçýsý olan Behçet Ca ullulu ile yaptýðýmýz Antalya gezisini anlatmam isteniyordu. "Olay þöyle oldu: O zaman birlikte olduðum Nafiz Kavi ile Antalya'ya gitmeyi istedik. An cak Nafiz'in iþi çýkýnca, ben de menajerim Þakir Þener ile gittim. Talya Oteli'ne yerleþtik avuz baþýnda otururken Ermeni uyruklu olduðunu bildiðim, Sarýyer'de balýk lokantasý ve gazi u olan Uðurcan Elmas'ý gördüm. Arkadaþlarýyla yat gezisine çýkacaklarýný söyleyip bizim de i. Kabul ettik. Daha önce gelip Talya Oteli'ne yerleþen Beyhan Baysal da bizimle ber aberdi. Onu da çaðýrdýk. Yata bindiðimizde Behçet Cantürk, Avni Musullulu ve Bedri Ýstanbul e tanýþtýrýldýk. 2- 3 saat dolaþtýk. Bizi akþam yemeðine davet ettiler. Bu arada, benim Ant olduðumu 115 öðrenen Oya Aydoðan Talya Oteli'ne geldi. Buluþtuk. Onu da akþam yemeðine götürdüm. Oya Ayd han Baysal, Þa-kir Þener, ben ve isminin Serpil olduðunu bildiðim bir bayanla lokantaya gittik. Behçet Cantürk ve Avni Musullulu bana yatta ve lokantada hep kur yaptýlar. Avn i, 30 gemisinin olduðunu, Behçet Cantürk ise aþiret reisi olduðunu, müteahhitlik yaptýðýný ni, eðer kabul edersem yatý bana vereceðini söylüyordu. Þakir Þener de kabul etmem için ýsr ordu. "Bana söylemiþ olduðunuz gibi, bu þahýslarýn uyuþturucu madde kaçakçýlarý olduklarýný bil göstermelik olarak alýp, yattan bir baþka gemiye uyuþturucu yüklediklerini görmedim. "Antalya'dan ayrýldýktan sonra Behçet Cantürk, solist olarak çýktýðým gazinolara geliyor, apýyordu. Hattâ Þakir Þener'e, onunla olmam için büyük vaadlerde bulundu. Hep red cevabý ve dum. Çünkü tipim deðildi. "Avni Musullulu ile, konser vermek için gittiðimiz Zürih'te bir akþam yemeði yedik. Bana e kur yaptý. Ancak teklifini kabul etmedim. "Behçet Cantürk ve Avni Musullulu'nun, uyuþturucu kaçakçýsý olduklarýný gözaltýna alýndýð Bu tür insanlar Ýstanbul gece hayatýnda kendilerini, müteahhit, armatör, ihracatçý, ithalat
ir tüccarý olarak tanýtýrlar. Ben de Behçet Cantürk'ü, toprak aðasý ve müteahhit olarak duy Oya Aydoðan ve Þakir Þener de, Ahu Tuðba'nýn benzeri ifadeyi verdiler. Ancak 19 Haziran g 'de yakalanan Beyhan Baysal'ýn ifadesi biraz farklýydý: "(...) Gülüzar Gazinosu'nda sahneye çýkýyordum. Birgün Þakir Þener, Antalya'da birlikte y yaptýðýmýz Behçet Can-türk'ün, benimle olmak istediðini söyledi. Kabul ettim. Þakir, Behçe ben Astorya Kulübü'ne gittik. Eðlendik. Bir116 likte Hilton Oteli'nde ayýrtmýþ olduðu odaya çýktýk. Odada içki içtik, beraber olduk. Öðley beni almaya odaya geldi. Behçet Cantürk, çantama 100 bin lira koyup gitmiþti. Þa-kir'e de 30 bin lira vermiþti. Bir kez de benim gala geceme çiçek göndermiþti. Ondan sonra kendisin i hiç görmedim." Polis, Nil Burak, Güngör Bayrak gibi sanatçýlarýn da ifadesini alacaktý! Ancak savcýlýk, Oya Aydoðan, Beyhan Baysal ve Þakir Þener hakkýnda takipsizlik karan verince vazgeçti... Þöhretli isimlerin Ankara'ya getirilerek sorgulanmasý, Behçet Cantürk'ü Türkiye'nin bir n dem maddesi yaptý! Gazeteler manþetlerini, dergiler kapak haberlerini, Behçet Can-türk'e ayýrmýþlardý. Ondan abancalý Adam" diye bahsediyorlardý. Polisin sýzdýrdýðý yalan yanlýþ bilgiler, okuyuculara iye sunuluyordu: Artistleri kullanarak eroin kaçýrmýþlardý!.. Maddi hatalar da yapýlýyordu: Amcaoðlu Abdullah Cantürk, Behçet Cantürk'ün aðabeyi; erkek t Cantürk, Ermeni anne yapýlývermiþti! Akile Dilek Alev ise, Sarý Avni'nin kýzý ve Behçet C dördüncü karýsýydý! "BU ZULMÜ UNUTMAZDIN" "Kardeþim, aziz biraderim, bize yapýlanlarý görmeyenler bile hissederdi. Farzet ki, sen d Kürtsün, bu yapýlanlarý hiçbir zaman unutmazdýn. 1922- 23- 24'lerde yapýlan zulmü unutmadý mayacaðýz. Garpda þarkta böyle bir zulüm olmamýþtýr. Ýnsanlarýn hakký hukuku vardýr, bunu b Vicdanýn için söyle; böyle günlerce aç susuz, çoluk çocuk periþanlýðýmýzý anlat. Allahsýzl klarýmýzý bile kesip et diye kasaplara sattýlar. Biz çocuklarýmýzý, düþmanlarýn elinde ezil tiþtirmedik. Biz öyle bir milletiz ki aslýmýz belli, tarihimiz belli. 117 "Ey akýlsýz sen kendi baþýna geleceði biliyor musun? Ben, Þeyh Sait babasý Ali Rýza için teþle, su ile yoðrul-dum. Kürdistan'ýn Hamido Köyü'nde kendi makamýmýzda, kendi mahkememizd ah'a ne cevap vereceðiz. Doðmuþ doðacak çocuklarýn haklarýný nasýl anlatacaðýz..." Polis, Behçet Cantürk'ün otomobilinde bulduðu Kürtçe ka-sedi 21 Mayýs'ta tercüme ettirdi. söylenenlerin Türkçe-sini öðrenince, kaseti doldurduðu iddia edilen, Abdulkadir Takan ve in ihar eden Burhan Beskisiz'in oðlu Faruk Beskisiz'i aramaya baþladý. 20 yaþýndaki Faruk, Ýst nbul Üniversitesi Basýn Yayýn Yüksek Okulu 2. sýnýf öðrencisiydi. Okulda yakalanýp, Ankara' O günler, Kürtçeye acýmasýzca karþý çýkýlan 12 Eylül'ün dönemiydi. Behçet Cantürk gibi dikkatli, titiz ve "illegaliteyi", gizli örgüt mensuplarýndan daha iy ilen ve yaþayan biri, böyle bir kaseti arabasýnda nasýl bulundurmuþtu? Üstelik her an polis n nefesi ensesindeydi. Ýþin aslý, kasetten Behçet Cantürk'ün haberi yoktu. Polisin gözüne çarpmasýn diye, otomob anmýyordu. Kasedi arabaya koyanlar büyük ihtimalle yeðenleriydi. Ýkinci bir olasýlýk, Behçe türk içkili bir dost sofrasýnda dinlediði kaseti beðenip arabasýna almýþtý. Ancak, kaseti d ra arabada unutmuþtu!.. Polis, Mercedes'ten öylesine aldýðý kasetten ummadýðý bir delil yakalamýþtý. Bir diðer delilden ise daha umutluydu: Kaçakçýlýk Ýstihbarat Harekât Daire Baþkanlýðý'na baðlý Narkotik Þube Müdürlüðü, 26 Mayýs os içinde ele geçirdiði maddeleri, Merkez Polis Laboratuvarý'na gönderdi. Yanýt 10 gün sonra geldi. 118 "Lupidon GSC ampulü içindeki sývý maddenin uyuþturucu madde ihtiva etmediði belirlenmiþti madde enjeksiyon süspansiyonu olarak Herpes Simplex virüsü ihtiva etmektedir. Týpta kull anma alaný Herpes denilen deri hastalýklarýnda, deri altýna enjeksiyon yapmak sureti ile kullanýlýr. "500 ml.lik renksiz þiþe üzerinde Chemitank yazýlý etikette belirtildiði gibi, içindeki 4 sývý maddenin Sodyum Hidroksit (NaOH) olduðu, uyuþturucu madde ihtiva etmediði tesbit edil miþtir."
Narkotik Þube, çok önem verdiði delilden umduðunu bulamamýþtý. Sadece emniyet teþkilatý deðildi Behçet Cantürk aleyhine delil arayan... MÝT CANTÜRK'Ü ÝSTÝYOR Milli Ýstihbarat Teþkilatý, 22 Mayýs 1984 tarihinde "Çok Gizli" ibareli (Sayý: 01.10- 11. 54/214860- 157602) yazýsýyla; Baþbakanlýða, Genelkurmay Baþkanlýðý'na, Ýçiþleri Ba-kanlýðý' tanlýðý'na, Vinci Kolordu Komutanlýðý'na ve Genelkurmay Adli Müþavirliði'ne þu bilgiyi veri "Halen silah kaçakçýsý Selahattin Delidere'nin ifadesine istinaden gözaltýna alýnan ve An sorgusu devam eden Behçet Cantürk'ün, alýnan ilk ifadelerinden; adý geçenin Suriye Ka-mýþl uriye Ýstihbaratýndan (Muhaberat) görevli Ermeni kökenli yakýn akrabalarýnýn bulunduðu, adý yakýnlarýnýn DDKD, KUK, PKK ve HÝZBUL TAHRÝRÝ ÝSLAM, PÝK (Kürt Ýslam Partisi) gibi Kürtçü melen Ermeni terör örgütleri ile iliþkisi bulunduðu anlaþýlmaktadýr. "Diyarbakýr Sýkýyönetim Komutanlýðý'nca gözaltýna alýnan ve yurdumuza 8 kez, Rafeh Ben Ha i ismi ve sahte Tunus pasaportu ile giren Irak Ordusu'ndan firari Yüzbaþý ve Hizbul Ta hrir Ýslami partisi Halep Askeri Sorumlusu Sýtký Yusuf'un da, tarafýmýzdan yapýlan sorgulam sýnda Cantürkler'le ilgili yukarýdaki bilgileri teyid eden bilgiler alýnmýþtýr. Sýtký Yusuf 'ye aralýklarla her geliþinde Diyarbakýr'da Cantürk-ler'e ait otelde kalmýþ, adý geçenlerle sta bulunmuþ, ayrýca Hakkari ilimize giderek burada, Türkiye'ye Ýran'dan illegal yollarl a giren ve kaçakçýlýk suçu ile yargýlanan ve bilahare 3'ü Irak'a teslim edilen 14 kiþi ile "Yukarýda arzedilen durum muvacehesinde, Behçet Can-türk'ün planlý ve sistemli bir þekild gulanmasý gerektiði düþünülmektedir. Ancak, adý geçenin 30 günlük gözaltý süresi içinde sil dde kaçakçýlýðý ile ilgili faaliyetlerinin ortaya çýkarýlarak delillendirilmesi ve ayný zam derece þümullü olduðu zannedilen yurtdýþý baðlantýlý yýkýcý faaliyetlerinin yeterli seviyed kün görülmemektedir. "Bu bakýmdan Behçet Cantürk'ün, öncelikle silah ve uyuþturucu madde kaçakçýlýðý ile ilgil arak tevkif edilmesinin saðlanmasýndan sonra, yurtdýþý baðlantýlý diðer faaliyetleri ile al týmýzca sorgulanmasý ve kendisinin ile yakýnlarýnýn 1402 sayýlý kanunun ek 4'üncü maddesind len nitelikte de olabileceði düþünülen faaliyetlerinin geniþ kapsamlý olarak meydana çýkarý mütalaa edilmektedir." Özetle MÝT diyor ki, "Behçet Cantürk'ün polis sorgusu bittikten sonra, tutuklanmasý saðla eþkilatýmýza verilsin!" Bakalým hukuki süreç, MÝT in isteði gibi iþleyecek mi?.. 120 POLÝS FEZLEKESÝ Gölbaþý'ndaki sorgulamalar bittikten sonra yüzleþtirmeler baþladý. 2 Haziran günü, saatler 24.00'e yaklaþýrken Behçet Cantürk, Mehmet Deniz, Selahattin Deli Abdulcebbar Doðru, Halil Hocaoðlu, Fettah Cantürk yüzleþtirildi. Hepsi, ifadelerinin doðru olduðunu söyleyip tutanaðý imzaladýlar. Dört gün sonra, 6 Haziran günü saat 17.30'da bu kez þu isimler yüzleþtirildi: Behçet Cant tanbullu, Erol Suna, Zeki Suna, Aydýn Demirel, Artin Hacýköylü, Ýbrahim Fida-nay, Turgut F idanay, Ýlameddin Dakman, Felemez Cantürk, Sabit Cantürk, Kasým Faruk Beskisiz, Abdulbak i Maltaþ, Mehmet Tahir Canpolat, Saffan Mindivanlý, Medet Serhat, Ali Ýhsan Cesur, Miy aser Sak, Yasemin Ayþe Civelek. Sanýklar, polis sorgusunda söylediklerinin doðru olduðunu belirttiler. 8 Haziran günü sorgular bitti. "Gözaltý sanýk çýkýþ doktor ra-poru"nda, hepsinin saðlam o " tarafýndan tespit edildi! Polis 11 Haziran günü, yaptýðý tüm soruþturmalarý özetleyerek, 39 sayfalýk bir fezleke ha "Suçun Nevi: Teþekkül vücuda getirerek, aile þirketi halinde uluslararasý uyuþturucu madd rfin ve eroin imal etmek, 690 sayýlý kanuna muhalefet, silah kanununa muhalefet, kaçakçýlýð n ve takibine dair kanuna muhalefet, altýn, pýrlanta ve döviz kaçakçýlýðý yapmak, sahte evr im etmek, Ermeni örgütleri ile DDKD- KUK örgütleri ve yurtdýþý örgütleri ile iþbirliði yapm enfaat temin etmek, saðlamak... "Suçun Tarihi: 1979 ve sonraki yýllar. "Suçun Subut Delili: 6.7.1982 tarihinde Avusturya'nýn Gros-sau- Lower þehrinde Urallar þi ketine ait kamyon içerisinde ele geçirilen 13 kilo 700 gram eroin maddesi olayý, 19.10 .1983 tari121 hinde Diyarbakýr ili Lice ilçesi Ankazap mezrasýnda ele geçirilen 217 kilo eroin maddesi
olayý, Diyarbakýr ili Lice ilçesi Ner-gizi Gömünde yapýlan eroin maddesi ile ilgili Behçet n-türk'ün evinde bulunan ve eroin imalinde kullanýlan malzemeler (l adet tüp, 2 adet tep si), altýn tabanca kabzalarý, sahte tanzim edilen evlenme cüzdaný ve nüfus cüzdaný, evrak v okümanlar, altýn ve mücevherler ile sanýklarýn samimi itiraflarý. "Sanýklar: Behçet Cantürk, Mehmet Deniz, Selahattin Deli-dere, Fettah Cantürk, Abdulcebba Doðru, Sabit Cantürk, Ýla-meddin Dakman, Abdulbaki Maltaþ, Mehmet Tahir Canpolat, Halil Hocaoðlu, Kasým Faruk Beskisiz, Ali Ýhsan Cesur, Turgut Fidanay, Ýbrahim Fidanay, Medet Serhat, Saffan Mindivanlý, Bedri Ýstanbullu, Zeki Suna, Nedim Baybaþin, Erol Suna, Ay dýn Demirel, Artin Hacýköylü, Felemez Cantürk, Zeynel Cantürk, Zeynel Ekmekçi, Zeki Kirpi, z Cantürk, Fettah Halitoðlu, Fikret Bayram, Sinan Bayram, Abdurrahman Saðýr, Remzi Saðýr, M hmet Han Saðýr, Mehmet Ali Altýnbaþ, Mustafa Deniz, Hidayet Kaþan, Akile Dilek Alev, Miyas er Sak, Yasemin Ayþe Civelek, Betül Ayyüce. "Firarda bulunan sanýklar: Nizamettin Cantürk, Süreyya Cantürk, Yaþar Avni Musullulu, Hal Cantürk, Abdullah Cantürk, Azet Cantürk, Ýkram Fidanay, Mehmet Han Kozat, Abdulkadir Tak an, Muhlise Takan, Kamil Dakman, Halim Civelek, Yaþar Demirel, Uðurcan Elmas, Mustaf a Çapan, Mehmet Süleyman, Aða Koç (ölü), Ertoþlu Feto, Seli (Salih), Hacý Reþit Zigari, Meh , Mehmet (Çoban Mehmet), Abdulvahap Çarýk, Ýzzet Gündüz Sarýyar, Ahmet Arýkboða, Korkmaz Gö 66 kiþi hakkýnda soruþturma baþlatýlmýþtý. Ancak sadece 40 þahsýn ifadesi alýnabilmiþti. iþti. Ýfadelerden birkaç pasaj sunalým: "Sanýk Behçet Cantürk, 30 Mayýs 1984 tarihinde 60 sayfalýk ifadesinde, teþekkül vücuda ge ile þirketi halinde uluslararasý uyuþtum madde, bazmorfin- eroin ticaretini, Avni Musu l122 lulu ile birlikte yaptýklarý, ayrýca eroin imal etmek, altýn ve döviz kaçakçýlýðý yapmak, s tanzim etmek, Ermeni örgütleri ile DDKD- KUK ve yurtdýþý örgütleri ile iþbirliði yapmak ve manevi menfaat saðlamak, bugüne kadar yurtdýþýna 1.5 tona yakýn bazmorfin maddesini Ýran, T e, Ýtalya ve Ýsviçre ülkelerine, ayný zamanda Ýtalya'dan Cebelitarýk Boðazý üzerinden Ameri rdiði, ayrýca Ýran'dan getirtmiþ olduðu bazmorfin maddesini Diyarbakýr ili Lice ilçesi Neri mezrasýnda 385 kilo bazmorfin maddesini 255 kilo Ýran iþi eroin maddesine dönüþtürmek sur yle bir kýsmýný Avrupa ülkelerine, bir kýsmýný da Türkiye'de sattýklarý, bu iþleri Cantürka yapýp elde edilen kân eþit miktarda ailece paylaþtýklarý, Ermeni kökenli olduðu, akrabala iye Ýstihbarat Teþkilatýnda Avrupa'nýn birçok yerlerine daðýlmýþ vaziyette görev yaptýklarý kökenli bazý akrabalarýnýn da Ýstanbul ilinde yerleþtikleri, kendisinin defalarca Ýsviçre' derek uluslararasý kaçakçý gýyabi tevkif müzekkeresi bulunan Avni Karadurmuþ (Musullulu) il akýn iliþkiye girdiði, bu görüþmeler esnasýnda Albay Ali Ýhsan Cesur'un da Ýsviçre'de hazýr rmeni olan ve ASALA ile yakýn iliþkiler içerisinde bulunan yakýn akrabasý Bedros Demirciya n'ýn da Ermeni kökenli þahýslarla ilgilendiði, kendisinin gayri meþru yaþadýðý her iki haný evlenme cüzdaný tanzim ettirdiði, yakalanan her iki silaha da para mukabilinde suçunu üst lenen kiralýk adam bulduðunu beyan etmiþtir. "Sanýk Hidayet Kaþan ifadesinde; Behçet Cantürk'ün .gayri meþru karýsý olduðunu, Nizamett ehçet, Süreyya ve Abdulcabbar Doðru, bir araya gelerek bazen Nizamettin'in evinde, baz en de kendi evlerinde uyuþturucu madde yani eroin imali iþini Lice'ye yakýn daðlýk bir bölg de yaptýklarýný bildiðini, bu yere at ile gittiklerini, Süreyya Cantürk'ün beyaz patiska be n uyuþturucu madde için bir hayli torba diktiðini, Abdul-kadir Takan'ýn karýsý Muhlise Taka 'ýn da yardým ettiðini, Süreyya'nýn devamlý çantasýnda silah taþýdýðýný, Sarý Avni'nin is123 mini duyduðunu, uyuþturucu maddeyi bu þahsa gönderdiklerini bildiðini, kocasýnýn Fettan ve is'e çok güvendiðini, uyuþturucu madde iþinde çalýþtýklarýný, Felemez Cantürk'ün ise örgüt aevinden çýktýktan sonra bir tomar evraký yaktýðým, Cantürk ailesinde cezaevine girmeyen ka kardeþin de birer adet kalaþnikof silahlarýnýn bulunduðunu, bir tencere dolusu mermilerini n ve kýrmýzý renkli el bombalarýnýn, bir adet kýlýf içerisinde uzun bir kamalarýnýn olduðun nereye sakladýklarýný bilmediðini, Behçet'in zaman zaman eve yabancý para getirdiðini beya tmiþtir. "Sanýk Akile Dilek Alev ifadesinde; Behçet Cantürk'ün gayrý meþru karýsý olduðunu, birlik teli'nde yemeðe gittiklerinde Sarý Avni'yi orada tanýdýðýný, Uðurcan Elmas'ýn Behçet'e, yak de herþeyi konuþacaðýný, bazý þeylere dayanamam dediðini duyduðunu, Behçet'in Uðurcan Elmas iþler yaptýðýný, birlikte Sarý Avni'den bahsettiklerini, evliliðinin ikinci ayýnda Ýzmir'e
teli'ne gittiklerini, orada Halis Cantürk, Mehmet Han Kozat ile karþýlaþtýðým, orada çirkin esmer, Tahsin isminde bir þahýsla yemek yediklerini bilâhare Tahsin'in babasýný kendisine Ýsveçli olarak tanýttýklarýný, bilâhare Nizamettin Cantürk'ün de orada olduðunu, konuþmala li bir olay yaþadýklarýný, Behçet, Nizamettin, Mehmet Han Kozat, Sarý Avni ile birlikte Ahu Tuðba, Beyhan Baysal ve soy ismini bilmediði Oya ile birlikte Antalya'da uzun bir müdd et kaldýklarýný, gezi görünümü vererek açýk denizlerde uyuþturucu maddeleri gemilere aktard in Ýsviçre'ye gittiðini, Sarý Avni ile telefonda konuþtuklarýný, 12 Eylül harekâtýndan sonr fer mal gönderdiðini, kendisinin Halep'te bir kampta eðitildiðini tahmin ettiðini, Arap ülk lerine giriþ ve çýkýþ yaptýðýný pasaportunda gördüðünü, Sü-rayya'nýn eroin torbalarýný dikt silah taþýdýðýný, Behçet'in kendisine vermiþ olduðu iki adet el telsizini bankadaki kasasýn ilahare Nizamettin Cantürk'ün istemesi ile telsizleri verdiðini, en son Behçet'in Ameri124 kadan getirtmiþ olduðu iki adet çelik yeleðinin olduðunu, bunlarý bir subay arkadaþý marife getirttiðini, Behçet'in konuþmalarý arasýnda üst düzeyde Askeri kanatta adamlarýnýn olduðu ivil giyinmiþ bir paþa ile yemek yerken çektirdiði bir fotoðrafýnýn olduðunu, Cumhurbaþkaný vren'i sevmediðini, Anayasa oylamasýnda da hayýr oyu kullandýðýný bildiðini, Nizamettin Can roin imalinden gözlerinin bozulduðunu, kendilerinin devamlý Kürtçe konuþtuklarýný, Ýran'da iþ bir fotoðrafý göstererek, fotoðrafdaki þahsýn uyuþturucu madde kaçakçýlýðýndan yakalandý rek intihar ettiðini, Behçet'in bu olaya çok üzüldüðünü, Behçet Cantürk'e ait Abdulcabbar D t Taþkaya adýna düzenlenmiþ, Behçet'in fotoðraflarý yapýþtýrýlmýþ sahte nüfus cüzdanlarýnýn afýnda 1982 yýlýnda birkaç kez eroin sevk ettiklerini bildiðini, Ýstanbul Kapalý-çarþý'ya A uplarý tarafýndan bomba atýldýðýný, Behçet'in 'biz bu iþi önceden biliyoruz' dediðini, Ýsta islerin onun adamlarý olduðunu, televizyonda Ýstiklal Marþý çalarken televizyonu kapattýrdý in, zaman zaman Kür-distan Devleti'ni kuracaklarýný, Ermenilerle iþbirliði içinde olduklarý endisinin Türk Devleti'nin temeline dinamit koyacak kadar Türk düþmaný olduðunu, beyan etmi r. "Sanýk Miyaser Sak ifadesinde; Yaþar Avni Karadurmuþ'un kýzý olduðunu, Muammer Sak ile ik evliliðini yaptýðýný, babasýnýn Kabataþ Setüstünde Deniz Nakliyat Þirketi'nin bulunduðunu v n olarak kullandýðýný, Azade isimli gayri meþru yaþadýðý bir hanýmýnýn olduðunu, Behçet Can rine misafir olarak geldiðini, zaman zaman eve telefon açarak babasýný sorduðunu, birlikte uluslararasý uyuþturucu madde, silah, altýn ve döviz transfer iþleriyle ilgilerinin olduðu u, Ýnce Mehmet (Candaþ) namý ile tanýnan þahýsla birlikte babasýnýn Ýspanya'dan satýn aldýð rým, eniþtesi Kormaz Göldaðý ile yakýn akrabasý Hayrettin Yaðcý'nýn silah ve uyuþturucu mad arýný ve 125 babasý ile baðlantýlý olduklarýný, Ýnce Mehmet namý ile tanýnan Mehmet Candaþ ve aðabeyi, ' ile tanýnan Nurettin Candaþ ve babasý ile yurtdýþýnda baðlantý kurduklarýný, Nizam Doðan'ýn la aradýðýný, babasýnýn altýn kabzalý bir tabanca ile ruhsatlý bir tabancasýnýn olduðunu, h ay Ali Ýhsan Cesur'u tanýdýðýný, Behçet Cantürk'ün en son yakalandýðýnda babasýnýn Ýsviçre' hçet'in yakalandýðýný bildirdiðini beyan etmiþtir. "Sanýk Ali Ýhsan Cesur alýnan ifadesinde; 1949 yýlýnda Ankara Kara Harp Okulu'ndan mezun uðunu, 1983 yýlýnýn Aðustos ayýna kadar Ýstanbul'da çalýþtýðýný, Albay rütbesi ile emekli o urmasý ye Beykozlu olmasý nedeni ile Avni Karadurmuþ (Musullulu) ile tanýþdýðýný ve olaylar e girmiþ bulunduðunu, bu tanýþmadan sonra Sarý Avni ile birçok kereler buluþup yemek ve içk lerini, kendisinin Edirne'den tanýmýþ olduðu Azade Özaksoy ile birlikte yemek yiyip içki iç lerini, bu kadýnla Sarý Avni'nin tanýþýp gay-rimeþru hayat yaþadýklarýný, bundan bir oðlunu vni ile arkadaþlýðýnýn uyuþturucu madde ve silah kaçakçýlýðýndan yurtdýþýna kaçýþýna kadar 'de iken Behçet'le birlikte yemek yediklerini, Sarý Avni'nin yurtdýþýna kaçmasýndan sonra Ý Zürih þehrinden devamlý olarak kendisini aradýðýný, bilâhare kendisini Ýsviçre'ye davet et e emekli olmadan Bakanlýktan izin almak kaydýyla Ýsviçre'ye gittiðini, evinde misafir olar ak kaldýðýný, Ýsviçre'de lüks bir lokantada Sarý Avni ve Behçet Cantürk ile yemek yediðini, ni, Behçet'in otelde kendisinin ise Sarý Avni'nin evinde misafir olarak kaldýðýný, ikinci k z yine Sarý Avni'nin misafiri olarak Ýsviçre'ye gittiðini, yol masraflarýnýn, yemesinin içm nin Sarý Avni tarafýndan karþýlandýðýný, Uðurcan Elmas, Bedri Ýstanbullu ile iliþkiler içer , garsoniyer olarak kullandýklarý evde, kadýnlý içkili alemler tertiplediklerini, 1979 sen esinde Behçet Cantürk ile tekrar Hilton Oteli'nde karþýlaþtýklarýný, Avni Karadurmuþ'un ken telefon ederek 126
Behçet Cantürk'ün amcasýnýn oðlu Fettan Cantürk'ün taburun Ayazaða'da inþaat yapan bölümünd kendi yanýna alýp þoför olarak vazife yapmasýný istediðini, ayný doðrultuda Avni'nin yanýn l müdürü tarafýndan bu isteðin tekrar iletildiðini, Fettan Cantürk'ü yanýna alarak bir müdd hçývaný olarak çalýþtýrdýðýný, Behçet Cantürk ile Avni Karadurmuþ'un uyuþturucu madde, sila arýný bildiðini, Avni Karadurmuþ'un döviz transferini kuyumcu olan Korkmaz Göldaðý'nýn yapt e'ye ayda bir sefer gidip geldiðini, Hayrettin Yaðcý ve Behçet Cantürk'ün birbirlerinden ay mayan þahýslar olduðunu, gizli yollardan Türkiye'de kurmuþ olduðu Belkam Deniz Nakliyat Þir i'ni damadý olan Muammer Sak'ýn yaptýðýný; bilâhare bilmediði sebeplerden dolayý mesul müdü nun Sarý Avni'nin gemilerinde bir yýl tayfalýk yaptýðýný beyan etmiþtir." Sanýklarýn hepsi polise verdikleri ifadelerinde suçlu olduklarýný kabul ettiler. Söyledik etle bir cümleydi: "Behçet Cantürk'ün yurtdýþýna uyuþturucu kaçýrmasýna yardým ve yataklýk MAHKEME BAÞLIYOR Sýkýyönetim Komutanlýðý'nýn 11 Haziran 1984 gün ve 1984/KAÇ.-98 ile 12 Haziran 1984 gün v sayýlý yazýlarý, Sýkýyönetim Askeri Savcýlýðý'nýn 19 Haziran 1984 gün ve 1984/356 kararý i 43 arkadaþýnýn yargýlanmasýna, 22 Haziran günü saat 10.00'da Sýkýyönetim Komutanlýðý Ankara i Mahkemesi'nde duruþ-masýz olarak baþlandý. Diyarbakýr Cezaevi'nde olduklarý için Abdulcebbar ve Sabit Cantürk dýþýndaki 41 sanýk mah nuna alýndý. 127 Hakim Binbaþý Basri Özgenç, önce kimlik tesbiti yaptý. Ardýndan sorguya geçildi. Albay Ali Ýhsan Cesur ve Akile Dilek Alev dýþýnda, sanýklarýn hepsi "Emniyette iþkence al de verdik. Polise verdiðim ifadem doðru deðildir" dediler. En uzun konuþmayý Behçet Cantürk yaptý: "Þahsýma isnat edilen uyuþturucu madde kaçakçýlýð rak tanzimi, yasadýþý örgütlere maddi yardýmda bulunmak suçlarýný iþlemedim. Beni gözaltýna liler, 'Ya öleceksin, ya da ifade vereceksin' dediler. Ben de iþkenceden kurtulmak içi n, 60 sayfadan ibaret ifademde bazmorfýn, eroin ile ilgili olaylarý, kafamdan uydurd um. Hazýrladýðým senaryoyu polislere anlattým. Polisler Bayram Oteli'nin sahibi Mehmet Sýdd Bayram'ýn adýný vermemi istediler. Bu nedenle onun ismini söyledim. Polisler bazmorfini kime verdiðimi sorup, sýkýþtýrýnca, daha önceden tanýdýðým Avni Karadur-muþ'a verdiðimi söy dým. Polis ifadeyi kendi hazýrlayýp zorla bana imza ettirdi. Bu, bana hazýrlanmýþ bir kompl dur." Behçet Cantürk, eþi Akile Dilek Alev'in mahkemede söylediklerini þaþkýnlýkla dinledi. Eþi desini aynen tekrarlýyordu: "Emniyette verdiðim 3.5.1984 ve 5.5.1984 ile 17.5.1984 tarihli ifadelerimi aynen kab ul ediyorum. Huzurunuzda da tekrarlýyorum; Behçet Cantürk, DDKD ve ASALA örgütleri ile iliþ ilidir. ASALA örgütüne 10 milyon lira verdi. Bu örgüt ile iliþkisini dayýsý Bedros Demirciy acýlýðýyla kuruyordu. "Bankalara kendi adýna para yatýrmazdý. Benim adýma da bankalara para yatýrdý. Ancak elin kaleti olduðu için istediði zaman çekiyordu. Otomobili bile, akrabasý Halis Cantürk adýna k . Ahu Tuðba, Beyhan Baysal gibi kadýnlarla Antalya'ya gidip yattan açýk denizde bekleyen gemiye uyuþturucu 128 [yüklediklerini bana kendisi söylemiþti. Uçak hosteslerinin uyuþturucu iþinde kullanýldýðýn Yaklaþýk 500 metreden konuþulabilen iki telsizi vardý. Yakalandýðýmýzda emniyette beklerken islerin yanýnda biz kadýnlara 'sakýn birþey söylemeyin, savcýya çýktýðýnýzda herþeyi inkâr ence yaptýlar deyin' diye öðüt verdi. Bu sözlerini polisler duydu ama birþey yapmadýlar. Si söylediðim gibi emniyette ve savcýlýkta söylediklerimi mahkemeniz huzurunda da tekrarlýyoru ." Akile Dilek Alev, polis korkusunu daha üzerinden atamamýþtý! Mahkeme; uyuþturucu madde kaçakçýlýðý, eroin imali, silah bulundurma kanununa muhalefet, hte evrak tanzimi, yasadýþý örgütlere yardým etmek uçlarýndan sanýklar; Miyaser Sak, Ali Ýhsan Cesur, Yasemin Ayþe Civelek, Betül Ayyüce, Hidayet Kaþan, Akile Di Alev, Ýlameddin Dakman, Turgut Fidanay, Ýbrahim Fidanay, Erol Suna, Medet Serhat, R emzi Saðýr, Mehmet Han Saðýr, Sinan Bayram, Abdurrahman Saðýr, Saffan Mindivanlý, Zeki Suna ydýn Demirel, Artin Ha-cýköylü, Felemez Cantürk, Zeki Kirpi, Fikret Bayram, Zeynel Ekmekçi, Nedim Baybaþin, Mustafa Deniz, Fettah Halitoðlu ve Zeynel Cantürk hakkýnda beraat kararý v
erdi. Mahkeme; Kasým Faruk Beskisiz, Mehmet Tahir Canpolat, Abdulbaki Maltaþ, Abdulvahap Çarýk, Mehmet Deniz, Enver Erþener, Bedri Ýstanbullu, Mehmet Alptekin, Halil Hocaoðlu, Aziz C antürk, Fettah Cantürk, Selahattin Delidere ve Behçet Cantürk'ün vicahen tutuklanmasýna, Ab ulcebbar Doðru ile Sabit Cantürk'ün de gýyaben tutuklanmasýna karar verdi. Behçet Cantürk tek tip elbise giydirilerek birkaç ay önce Çýktýðý Mamak Askeri Cezaevi'ne a kondu. Kâbustan kurtulanlar çok sevinçliydi. Üzülenler ve sevinen-kr dýþýnda bir de belirsiz dur lar vardý: Firariler!.. 129 t» 'YURTDIÞINA KAÇIN! "Size benim söyleyeceðim birtek þey var: Yurtdýþýna kaçýn!" 40 gün süren iþkenceli sorgulamadan sonra serbest býrakýlan avukat Medet Serhat, ürkek ba kendisini de tedirgin eden konuklarýna, yurtdýþýna çýkýþ önerisinde bulunuyordu. Nizamettin Cantürk, dayýsý Bedros Demirciyan ve son anda korkup büronun kapýsýndan geri d Yaþar Demirel, avukat Medet Serhat'a "akýl danýþýyorlardý." Avukat Medet Serhat geçirdiði günlerin izlerini daha üzerinden atamamýþtý. "Size bütün sa söylüyorum. Ýnsan olan biri düþmanýnýn bile oralara gitmesini ve aþaðýlýk hareketlere maru emez. Kaçýn, nereye gidecekseniz gidin. Barýþ Demeði yüzünden benim yine gözaltýna alýnacað Fýrsatýný bulursam hemen yurtdýþýna gideceðim. Siz de gidin." Firariler, avukat Medet Serha teþekkür edip, geldikleri gibi tekrar kalabalýklara karýþtýlar... Avukatýna "akýl danýþan" bir diðer kiþi ise Behçet Can-türk'tü. Avukat M. Cevdet Yardým, 26 Haziran 1984 günü müvekkili Behçet Cantürk ile Mamak Askeri C i'nde görüþtü. 54 günlük gözaltý Behçet Cantürk'ü çok yýpratmýþtý. Maruz kaldýðý iþkenceleri avukatýna b geliyorsa yapýn. Ýþkenceleri yanlarýna býrakmayýn" dedi. Koðuþuna dönerken hâlâ ayaðý seki Avukat M. Cevdet Yardým, görüþmeden bir gün sonra Sýkýyönetim Savcýlýðý'na bir dilekçe ya .. Mamak'ta kaçakçýlýk sanýklarý için yeni bir koðuþ açýlmýþtý. Behçet Cantürk iþkenceli sor yordu. Koðuþ kendisine evi gibi gelmiþti! Yaralarýný tedavi etmeye çalýþýyordu. 130 MÝT'in, kendisini sorgulamak için istediðinden haberi yoktu. 4'üncü Kolordu ve Ankara Sýkýyönetim Komutaný Korgeneral Sabri Yirmibeþoðlu, 6 Temmuz 198 yazýsýnda, MÝT'in 22 Mayýs 1984 tarihli isteðine yanýt verdi. Behçet Cantürk, 30 günlük bir süre için MÝT'e teslim edilecekti! 6 Temmuz 1984 günü asker- gardiyanlarýn koðuþa gelip, "hazýrlan" dediklerinde, sevinsin m mü anlayamadý. Sadece þaþýrdý. "Nereye, ne oldu?" sorularýna yanýt alamadý. Jandarmalar eþliðinde askeri cemseye bindirildi. Mamak Askeri Cezaevi nizamiyesinden S amsun asfaltýna çýkýnca, meraký bir kat daha arttý. Yarým saat sonra askeri cemse, etrafý d a çevrili, kulelerde askerlerin nöbet tuttuðu, büyük bir dýþ kapýsý olan, ürkütücü yere hýz Dýþ kapý kapandý. "BÝZ POLÝSE BENZEMEYÝZ!" "Burada herkese 'komutaným' diye hitap edeceksin. Biz polise benzemeyiz. Her sorduðumu za doðru bir þekilde, net yanýt vereceksin. Senin hakkýnda bütün bilgiler, bu kara kaplý ki ta yazýlý. Eðer yalan söylersen, ne olacaðýný az çok tahmin edersin. Anladýn mý?" Gözleri yine baðlýydý. "Evet" dedi. "Ulan sinirlendirme adamý, ne 'evet'i, 'emret komutaným' diyeceksin!" Önce klasik sorulan yönelttiler: Adýn, soyadýn, adresin, fiziki tarifin, eþin, annen, bab kardeþlerin, yakýn akrabalarýn, arkadaþlarýn... 131 "Bizi tek ilgilendiren, örgütlerle olan iliþkindir. Bu konuda yardým edersen, seni Mamak' an' tereyaðýndan kýl çeker gibi' kurtarýrýz. Eðer, kara kaplý defterin aksine þeyler söyler mun Gölbaþý'ndan beter olur!" Örgütsel faaliyetlerini anlatmasýný istiyorlardý...
"Elinde kara kaplý defter olan" Mehmet Eymür'dü.(13) Mehmet Eymür sordu, Behçet Cantürk yanýtladý... Bu arada MÝT elemanlarý da, gizli video çekimi yaptýlar... -1975 yýlýnda, ÝGD'nin tertiplediði Diyarbakýr Lice protesto yürüyüþünde senin rolün neydi? - Üye oldum, komitedeydim, para yardýmýnda bulundum... -Ne kadar? - 70 bin lira sanýyorum. - Bir de köylü kesimini organize etmiþsin. - Evet. - Bu mitingin amacý neydi? - Depreme yardýmdý, ama amacýnýn dýþýna çýkýldý. - Hangi örgütler katýlmýþtý? - Aslýnda ÝGD, Özgürlük Yolu, Rýzgari. - Organize edenlerin isimlerini hatýrlýyor musun? -Mekin Balaban, Baki Kaynak, Fahri Karakoç, Sezai Eþel, Hafýz Uzun, Molla Mehmet Emin Baybaþin, Abdurrahman Ayaz.. - Silahlarýn temininde herhangi birþey var mýydý? - Herhangi bir olay çýkmadý. Her örgütün silahlý adamlarý vardý. - Kimlerin silahý vardý? - Öðretmen Nazif Saruhan, Dibek Köyü'nden çiftçi Deli Ali, öðretmen Mehmet Han Gelirakan, iþçi Tahsin Erdoðan, öðret men Seyithan Çetin... (...) - Bu DDKD nedir? - Kürdistan Demokratik Partisi. 132 - Kimlerle iþbirliði vardý bu DDKD'nin? - Benim bildiðim Apocularla iþbirliði vardýr... - Baþka Kürtçü, mesela Barzani ile Talabani ile iliþkisi var mýdýr? -Vardý... - Ýran Kürt Demokrasi Partisi ile... - Tanýmýyorum... - En çok yardým nereden geliyor; silah, mühimmat, para? - Suriye'den. - Kimden? - Celal Talabani'den. - Amacý nedir bu DDKD'nin? - Baðýmsýz bir Kürt devleti. - Nerde kurulacak bu? - Doðu'da. - Nereleri kapsýyor? - Antep, Kahramanmaraþ, Adana, Malatya, Sivas'a kadar geliyor. Tunceli, Erzurum, Kars, Diyarbakýr, Mardin, Urfa... - Bu vilayetler dahil olmak üzere Doðu bölgesi... - Doðu bölgesi. - Peki DDKD'ye girmeden önce ve sonra yardýmda bulunu yor muydun? - Girdikten sonra. - Ne zaman üye oldun? - 1978 yýlý sonu. - Kim soktu? - Amcamýn oðlu Abdullah Cantürk ile Liceli Zerruh Vakýfahmetoðlu. - Girdikten sonra ne kadar yardýmda bulundun? - 50 bin- 100 bin lira. Bu paralarý Zerruh Vakýfahmetoðlu'na
verirdim. (...) 133 - Uyuþturucu kaçakçýlýðýna ne zaman baþladýn? - 1979'da. Ýstanbul'a geldiðimde baþladým. - Daha önce? - Daha önce kaçak iþlere hisseli giriyordum... - Peki nasýl oldu, bu uyuþturucu madde kaçakçýlýðý? - Ýstanbul'a gelmiþtim. Zerruh Vakýfahmetoðlu beni buldu. Apocularýn, Rýzgaricilerin silah yönünden, para yönünden çok iyi olduklarýný söyledi. Maddi yönden ihtiyaçlarý olduðunu, si lah almak istediklerini söyledi. - Nerede söyledi? - Ýstanbul'da bir otelde söyledi. Mehmet Emin, Mehmet Deniz'le birlikte iþ yapmaya karar verdik. (...) - O tarihlerde Avni Karadurmuþ'u tanýyor muydun? - Hayýr tanýmýyordum. Adýný bile duymamýþtým. - Kim tanýþtýrdý? - Liceli Mehmet Deniz. - Tanýþtýktan sonra mý birlikte iþ yaptýnýz? -Evet. (...) - Bu Avrupa kanalýnda kimlerle müþtereken yapýyordunuz bu iþi? - Avni'nin yurtdýþýnda iþ ortaklarý vardý. - Sen Ýranlýlar'dan Ýstanbul teslimi alýyordun. - Evet. Sonra Ýtalya'ya gönderiyorduk. - Cebelitarýk Boðazý'ndan Amerika'ya sevk ediliyor eroinler deðil mi? - Evet, Amerikalýlar giderken gemilerde eroin imal ediyorlar... - Bu esasen iyi bir usul... - Ýyi bir usul. -Yakalanmalarý mümkün deðil, havadan paraþütle atlayacaksýn, ancak öyle yakalarsýn. 134 - Bunlar büyük Amerikan gemileri, içinde herþey var. - Bunlar Amerika kýtasýndaki baþka ülkelerin gemileri mi, yoksa ABD'lilerin mi? - ABD'nin gemileri. - Peki bu gemilere nasýl sevk ediliyor? - Limanda deðil, açýk denizde kotralarla yanaþýlýp yükleniyor. (...) - Peki Türkiye'de bu iþi yapan senin adamlarýn kimler. - Ýranlýlar'dan alýyorum. - Mehmet Sýddýk Bayram'ýn ne rolü oluyor? - Doðrusu hiç bir rolü yoktur, yukarýda Allah var, sadece adamlarý bulmak için arardýk... - Herhangi birþey veriyor muydunuz? - Hiç birþey vermiyorduk. (...) - Peki Hollanda'ya satmýyor musunuz? -Yok. - Niye, sizin sahanýza girmiyor mu? -Yok. - Mesela Dündar Kýlýç Hollanda üzerinden çalýþýyor. - Ufak çapta çalýþýyor.
- Ufak çapta çalýþýyor öyle mi? - Evet. - Yani siz onlarýn sahasýna giremezsiniz öyle mi? - Girebiliriz de doyurucu deðil, ufak iþler. (...) - Peki siz Ýran'dan yüksek fiyatla aldýnýz, Ýstanbul teslimi ne kadar? - Bir milyon lira. - Bir milyona bazmorfin alýndý. Ýtalya'da ne kadar ediyor? - l0 bin dolar. 135 - Peki bu bazmorfin, Malta ve Sicilya yakýnlarýnda eroine çevrildi, fiyatý ne oluyor? - Satýþýna göre deðiþir. - Toptan diyelim. - 35- 40 bin dolar arasýnda deðiþir. - Peki bazmorfinin Amerika'ya teslimi. - 30 bin dolar. - Amerika'da eroine çevrilirse? -50 ile 75 bin dolar arasýnda. (...) - Hikmet Sevcan vasýtasýyla 1979 ve 1980 yýllarýnda Bulga ristan'dan silah aldýnýz... - Bin adet. - Evet, kaça aldýnýz? - Ýki sefer aldýk. 500- 500 iki parti aldýk. 10 bin lira verdik tanesine. - Bu Kintexs denen firmanýn rolü nedir?(14) - Silahlar bu þirket üzerinden geliyor. . - Neylen geldi bu silahlar? - TIR'la. - Ýstanbul'a mý? - Hayýr Batman'a teslim edildi. - Kim getirdi? - Hikmet Sevcan'ýn, Suriyeli kaçakçýlar Þaban ve Gazi Vezir kardeþler vasýtasýyla geldi. - Kim teslim aldý? - DDKD'liler teslim aldý; Zerruh Vakýfahmetoðlu, Sait Aydoðmuþ, Ömer Çetin. Silahlarý alýnca bayaðý rahatladýklarýný bana aktarmýþlardý - Diðer 500'lük partiyi kime verdiniz? - Hacý Salih ile baðlantýlýydý. 136 - Nerede oturuyor bu? - Kilis yakýnlarýnda galiba. - Ne yaptý aldýðý silahlarý? - Türkiye içpazarýna perakende olarak sattý. (...) - Sen bir de Kýbrýs'a eroin gönderiyormuþsun? - Evet orda Mehmet Gözen var, bu iþle görevlendirilmiþtir. - Nerede bu Mehmet Gözen þimdi? - Þu anda nerede olduðunu bilmiyorum. Rauf Denktaþ'ýn oð lu ile birlikte iþ yapýyorlardý. -Raif? - Evet Raif Denktaþ, Ýngiltere'ye sevk ediyormuþ... - Mehmet Gözen tutuklandý.
- Tutuklandý mý, benim ifademden sonra mý tutuklandý? -Hayýr senin ifadenle ilgili deðil. (...) "ASALA'YI ANLAT" MÝT, kaçakçýlarla siyasi örgütlerin içli dýþlý olduðuna inanýyordu. Sorularýný hep bu ama MÝT'e göre Behçet Cantürk, Ermeni örgütleri ile Kürt örgütlerinin iliþkisini saðlayan, on yan biriydi! Behçet Cantürk'e, ASALA'yý anlatmasý için baský yapýlmaya baþlandý. Ýliþkisinin bulunmadý Ermeni olmasý nedeniyle, ASALA militaný olarak gösterilmek istendiðini söyledi. Ýnanmadýlar Amaç bilgi almak deðil, spekülasyon yaratmaktý. O da, "doðru- yanlýþ" aklýna ne geldiyse baþladý: "1981 yýlýnýn ilkbahar ayýnda Diyarbakýr'da Demir Ote-li'nde iken Zerruh Vakýfahmetoðlu S en bana geldi. Ken137 disi 2- 3 aydýr Suriye'de idi. Suriye'ye kaçak yollardan gittiðini biliyorum. Zerruh, daha önce Suriye'ye gidip Filistin kamplarýnda kalmýþtýr. Bana, Abdullah Cantürk ile birlik e Kamýþlý'da bulunan teyzemin oðlu Ohannes Palancýyan ve diðer ilgililerle görüþtüðünü, DDK sýnda iþbirliði tesis ettiklerini, Türkiye'de aranan militanlarýn Suriye'de barýnmalarýna v erleþmelerine yardýmcý olma konusunda anlaþtýklarýný, ayrýca Avrupa'da eylem birliði yapaca cak ASALA'nýn maddi yönden desteðe gereksinimi olduðunu, ayrýca eroin konusunda bana ihtiy açlarý bulunduðunu söyledi. "Zerruh, bu amaçla benim de, Suriye'ye kendileriyle gidip bu konuda ASALA yetkililer iyle konuþmamý, bu þahýslarýn Avrupa ve Amerika'da birçok adamý bulunduðunu, benim sevk ede roin maddesini, Avrupa ve Amerika'nýn birçok ülkesine rahatlýkla sokabilecek organizasyo n içinde bulunduklarým söyleyerek, 'Oraya gidelim, kendileriyle konuþ, eroin vereceðini söy e yeter, biz de onlardan faydalanýp, böylece iþbirliðimizi geliþtiririz' dedi. "Amcamýn oðlu Abdullah Cantürk, zaten kendilerine bu konuda ufak çapta yardýmcý oluyormuþ anladýðým kadarýyla bu, ASALA için yeterli deðildi. Görüþmemizden birkaç gün sonra, Kamýþl em ve teyzemin oðlu Ohannes Palancýyan ile görüþtüm. "Ohannes Palancýyan, Zerruh'un ifadesine göre, Rýfat Esad'a baðlý olarak Suriye istihbara çalýþan ASALA'nýn Kamýþlý temsilcisi imiþ ve Türkiye ile ilgili faaliyetleri yürütü-yormuþ istihbaratý ile münasebeti olduðunu daha önceden duymuþtum. Kamýþlý'da, Nusaybin kapýsýnda o ile sýk sýk görülen bir kimsedir. "Telefonda Ohannes Palancýyan'a, Zerruh ile birlikte geleceðimizi söyledik. Bana cevaben , 'Zerruh'a söyle, Türkiye'ye giriþ yaptýðý yoldan Kamýþlý'ya gelin. Ben orada karþýlarým' i kararlaþtýrdýk. Neticede ben Ýstanbul'da bulunan Bed138 ros Demirciyan'ý arayarak kendisini çaðýrdým. Bedros da çoktan beri akrabalarýný görmemiþti uçakla Diyarbakýr'a geldi. Kararlaþtýrdýðýmýz gün ben, Zerruh, Abdullah Cantürk, Bedros Dem e Derikli Þer lakaplý Mahmut Pamuk-çu'nun akrabasý yine Derikli Ali, muhtemelen soyadý Pam ukçu olan kiþinin kullandýðý Diyarbakýr plakalý, örgüte ait TS tipi yeþil renkli bir Renaul a doðru Nusaybin'e doðru hareket ettik. Yatsý namazýna doðru Nusaybin'e vakýf olduk. "DDKD'nin rehberliðini yapan soyadýný hatýrlamadýðým Ha-mit isimli, aslen Nusaybin'li 34rýnda sarýþýn, iri yarý, saçlarý önden dökük þahsýn, Nusaybin'in doðusunda kenarda kalan ma lý evine gittik. Hamit ile þoför Ali samimi arkadaþtýrlar. Arabayý orada býrakýp yaya olara n doðusuna doðru, tahminen 2- 3 km. yürüdükten sonra sýnýrdan geçtik. Geçiþ yaptýðýmýz yerd eyahut kesiktiler. Geçtiðimiz saattin nöbetçilerin deðiþtiði bir saat olmasý lazým. Hiç ask . Anlaþmalý geçtiðimizi sanýyorum. Geçtiðimiz yolda herhalde mayýn yoktu veya temizlenmiþti "BÝZÝ KARÞILADILAR" "Karþýya geçiþte Ohannes Palancýyan, yanýnda iki kiþi olduðu halde bizi bekliyordu. Yanla rikan Dodge bir pikap vardý. Pikabýn önüne 4 kiþi, diðerleri de arkasýna bindi. Biz þehirde ilerinden ayrýlarak, ben, Abdullah, Zerruh ve Bedros teyzemlerin evine gittik. Diðer leri otele gittiler. Evde teyzemin kocasý Garo ile konuþtuk, hal hatýr sorduk, birþeyler yedik. Kendilerine giderken hediyelik olarak kumaþ almýþtým. Onlarý verdim. Evleri Kamýþlý kýn olup, þehrin doðusuna düþmektedir. 139 "Ohannes, Halep'teki arkadaþlarýný buraya çaðýrmaya vakit bulamadýðýný, Türkiye'den Suriy
diðini, bu bakýmdan Kamýþlý'da istenmeyen kiþilerle karþýlaþmanýn mümkün olduðunu söyledi. k istemediðimi söyledim. Ertesi günü Kamýþlý'da geçirip bilâhare Halep'e gitmeyi planladýk. bu arada Abdullah'a, onun yaptýðý kaçakçýlýðýn hem çok uðraþtýrýcý hem de az kârlý olduðunu adýðýný söyledi. "Ohannes Palancýyan'ýn babasý Garo, yani teyzemin kocasý Garo Palancýyan, Kemal Güzel ism de tanýnýr. Kendisi Suriye istihbaratý yani muhaberat tabir edilen yerle iliþkilidir. Ýyi Türkçe bilirler. Bu Türkçe bilgileriyle de Suriye istihbaratýna yardýmcý olurlar. "Akþam birlikte konuþmamýz sýrasýnda Ohannes Palancýyan, militan, silah eðitim kampý gibi larýnýn olduðunu, fakat para yönünden zayýf olduklarýný, kendilerinin esasýnda eroin temin iklerini, ancak bunun gerek kalite bakýmýndan düþük olmasý gerekse herkesle bu iþi yapmak i medikleri cihetle, benimle bu iþe girmek arzusunda olduklarýný, benim kendilerine deva mlý eroin temin edip sevketmem halinde, hem benim kazanabileceðimi hem de kendilerin in de maddi bakýmdan ayný zamanda güçleneceklerini, DDKD'nin buradaki ve Avrupa'daki ada mlarýna daha etkili bir þekilde yardýmcý olabileceklerini söyledi. "Ertesi gün hep birlikte bazý görüþmeler yapmak için Halep'e gittik.. Ohannes, beni teyze e býraktýktan sonra, otele Abdullah ve Zerruh'un yanýna döndü. Biz teyzem ve kocasý Sa-muel Nalbantçý (kendisine Sami ve Samo da denilir) ile oturup sohbet ettik ve yemek yedik . Kendileri bizim ne sebeple geldiðimizi bilmiyorlardý. Ýþlerin ne þekilde geliþtiðini sord r. Ben uyuþturucu iþine Ermeniler'le gireceðimi, zaten buraya bu iþ için geldiðimi, ayrýca dilerinin de hatýrý olduðunu belirttim. 140 Fazla kâr da istemeyeceðimi söyledim. Eniþtem burada her vilayetteki Ermeniler'in birleþtið ni, herkesin kendi adamlarýna yardým ettiðini, kendileri dýþýndaki Ermeniler'in daha öncede elip buralara yerleþtiðini ve þu anda hepsinin de zengin kiþiler olduðunu, Setro Sarnisliy an ile Aram Basmacýyan'ýn da uyuþturucu iþiyle meþgul olan ASALA'ya mensup kiþiler olduklar Setro Samisliyan'ýn oðlunun ASALA'nýn baþlarýndan bir kimse olduðunu, babasýnýn bütün serve e harcadýðýný, kendisinin Amerika'da tahsil görüp, mühendis olarak mezun olduðunu, ismi Mis misliyan olan bu gencin ayný zamanda babasýyla birlikte kuyumculuk da yaptýðýný, diðer tara n Kamýþ-lý'daki teyzem Sato'nun kýzýyla da evli olduðunu söyledi. Konuþma sýrasýnda eniþtem geniþ bir casusluk teþkilatý kurduðunu, insanýn bazen kendi öz karýsýndan dahi þüphe ettið erine karþý olanlarý derhal ortadan kaldýrdýklarýný ifade etti. Samuel Nalbantçý, ayrýca Ha kardeþinin en güvendiði adamlarýný Ermeniler'den oluþturduðu, Ermeniler'in yüzde 90'ýnýn i iþlerinde kullanýldýðým, kendisinin de istihbarat iþleriyle meþgul olduðunu, Rýfat Esad'a k çalýþtýklarým belirtti. "Eniþtemin bahsettiði Setro Samisliyan ve Aram Basmacý-yan aslen Lice'li Ermeniler'dendi r. Her ikisi de Suriye'de bulunan Diyarbakýrlý Ermenilerin Büyüðü sayýlýrlar. Setro Sarnisl kuyumculuk yapar. 50- 60 yaþlarýnda olup, ASALA'nýn finansmanýný üstlenmiþ zenginlerden bir r. Oðlu ise konuþmalarýyla ve Ermeniler'den gördüðü saygýnlýktan anlýyorum ki, ASALA'nýn üs etkilisiydi. Aslen Liceli olan diðer kiþi yani Aram Basmacýyan da Ermeniler arasýnda say gý gören kiþilerden biridir. Ayný zamanda uyuþturucu trafiðini de idare eder. "O akþamý yemek ve sohbetle geçirdikten sonra sabah kalktýk. Kahvaltýlarýmýzý yaptýk. Bil e Bedros ile birlikte diðerlerinin bulunduðu otele gittik. Onlarda bizi bekliyor141 lardý. Daha sonra Ohannes Palancýyan yanýmýzdan ayrýlarak Setro Sarnisliyan'a gitti. Ve bi r müddet sonra birlikte geri döndüler. Kendisiyle tanýþtým. Beni ilk kez görüyordu. Bedros' uzun süreden beri gitmemesine raðmen tanýdý. Görüþmemiz sýrasýnda oðlunun para yönünden ço yle-rini örgütsel faaliyete yatýrdýðýný ifade ederek, 'bu masraflara çeþme olsa dayanamaz' aha sonra Þam'a Aram Basma-cýyan'a telefon ederek onu Halep'e çaðýrdý. Çay içmemizden sonra birlikte kendi yazýhanesine gittik. "Yazýhane takriben otelden l km. uzaklýkta ve otelin önünden geçen ana cadde üzerinde idi ) Yazýhanesi binanýn birinci katýnda idi ve katýn tamamý kendisine aitti. Kuyumcu dükkânýnd la oturmadýðýný, daha çok burada ithalat- ihracaat iþleri yaptýðýný söyledi. Vaktini bu yaz ni ve gelen gideni misafir ettiðini belirtti. "BÝZ SENÝNLE AKRABAYIZ" "Konuþmalar devam ederken, oðlu Misag Sarnisliyan da büroya geldi. Onun gelmesi ile birl ikte orada bulunan Ermeni-ler'in hepsi, yani babasý, teyzemin kocasý Samuel, Ohannes Palancýyan kendilerine çeki düzen vererek toparlandýlar. Bizi tanýþtýrdýlar. Konuþmalarýmý im DDKD ile iþbirliði içinde olup olmadýðýmý sordu. DDKD'yi para yönünden desteklediðimi sö
disi bana bu hususa sevindiðini, benim büyük çapta eroin iþi yaptýðýmý duyduðunu, hattâ Avr hakkýmýzda bahsedildiðini söyledi. 'Biz senin ile zaten akrabayýz, ayrýca senin arkadaþlar mensup olduðun örgütle de beraberiz. Bizim sana ihtiyacýmýz var. Senin yardýmýn halinde se arkadaþlarýn nerede kalmak isterlerse onlara bakarýz; bizim Þam, Halep, Beyrut, Kamýþlý, K e Yunanistan'da yerlerimiz var. Nerede isterlerse orada kalabilirler. Avrupa'da bir142 çok adamýmýz mevcut. Onlara da bu suretle hem iþ yaptýrýr, hem de geçimlerini temin ederiz" di. Ýþ yaptýrmaktan kastý kaçakçýlýk yaptýrmaktý. "Daha sonra Þam'dan Aram Basmacýyan'ý da çaðýrdýklarýný, kendisinin de yarýn Halep'e gele nularý ertesi günü hep birlikte konuþmanýn yararlý olduðunu söylediler. Eniþtem Samuel, evd hazýrladýklarým belirterek bizi hep birlikte yemeðe davet etti. Ýki araba halinde teyzeml ere gittik. Ýlk arabayý Ohannes, diðerini yani kahverengi 280 model Suriye plakalý Merce des'i Misag Sarnisliyan kullanýyordu. Ben Mi-sag'ýn arabasýyla gittim. Öðle yemeðini yedikt n sonra kahvelerimizi içtik. Akþam yemeði için Setro Sarnisliyan bizi yemeðe davet etti. E niþtem ise, 'senin zaten misafirin geliyor, bugün benim misafirlerime karýþma, yarýn senin misafirin olurlar' dedi. Kabul etti ve oðlu ile birlikte evden ayrýldýlar. Daha sonra Ohannes, Abdullah ve Zerruh otele gideceklerini söyleyerek ayrýldýlar. Biz ise teyzem lerde bir müddet kaldýktan sonra, onlarý da alarak teyzemin küçük kýzýnýn evine misafirliðe (...) "Akþam üstü kalkýp Bedros ve eniþtem ile birlikte otele gittik. Zerruh ve Abdullah'ý alma yetimiz vardý. Ancak dýþarýda olduklarýný öðrendik ve bir süre kendilerini bekledik. Uzun b eyiþten sonra geldiler. Halep'i zaten bildikleri için gezmeye çýkmýþlardý. Onlarý da alarak ikte teyzemlere gittik. Akþam yemeðimizi yedik, içtik. Daha sonra teyzemin kocasý, Abdul lah ve Zerruh'u otellerine götürüp býraktý. O akþam Ohannes, Misag Sarnisliyanlar'a yani ký rdeþinin evine gitti. O geceyi evde geçirdikten sonra sabahleyin yine otele arkadaþlarýn yanýna gittik. Misag da gelmiþti. Hep birlikte babasýnýn yazýhanesine gittik. Burada konuþ alar yine siyasete döndü. Misag burada kendilerinin öldürüldüklerini, memleketlerinden sürü ini, büyük bir haksýzlýða maruz kaldýklarýný söyledi. Ayrýca mücadelelerine devam edeceðini ir zaman huzur olmayacaðýný, kendilerini bazý yandaþ ülkelerin de desteklediðini söyledi. ( 143 "Gündüz içki içmeyeceðimize göre, öðle yemeðimizi dýþarýda deðil yazýhanede yiyelim diye yemeðimiz yazýhaneye geldi ve hep beraber yedik. Daha sonra bir müddet daha oturup nasýl olsa akþam yemeðinde beraber olacaðýmýzdan, dinlenmek için izin istedik. Ve yürüyerek otel tik. Otelde bir müddet dinledikten sonra akþama doðru lobide toplandýk. Misag da bizi al maya gelmiþti. Hep beraber Setro Sar-nisliyan'ýn evine gittik. Aram Samancýyan da orad a idi. Kendisi 50 yaþlarýnda, uzun yüzlü, esmer tenli, belden kambur yani eðik, saçlarý dök damdý. Yemeklerimizi yedik, ondan sonra hem içkimizi içip, hem de iþ konuþtuk. "Bana eroin yollamamýn karþýlýðýnda, kendilerinin de paramý göndereceklerini söylediler. n istedikleri hem kaliteli eroin, hem de bunun normal bir fiyatla kendilerine de vredil-mesiydi. Bana, 'senin de bize bu katkýn olsun' dediler. 'Biz Diyarbakýr'dan k im geliyorsa meþgul oluyor, ilgileniyoruz. Gençlerimize de, ASALA'ya da yardým ediyoru z' dediler. Tekliflerini kabul ettiðimi belirterek, isteyecekleri miktarda eroini Ka-mýþlý'da kendilerine teslim edeceðimi belirttim. Ancak, eroini en kýsa zamanda paraya çe irmelerini istedim. Kendileriyle irtibatý Abdullah Cantürk'ün saðlayacaðýný söyledim. Uyuþt Kamýþlý'ya teslime kadar sorumluluk üstlendiðimi de belirttim. Bu arada Zerruh, 'bu ticar etten DDKD'lilere birþey verilecek midir?' diye sordu. Misag, 'tabiatýyla verilecekt ir' dedi. Bu anlaþmaya göre benim görevim eroini temin edip, adamlarým vasýtasýyla Kamýþlý' r teslim etmek ve orada parayý almaktý. (...) "Halep'ten gelirken yolda Zerruh'a, 'Þam'a gittiðimizde beni Celal Talabani ile tanýþtýr, ek istiyorum' demiþtim. Öðleye doðru uykudan uyandým. Lobiye indiðimde Zerruh, sabahleyin e ken kalktýðýný, Talabani'yi sorduðunu ve Þam'da olmadýðýný söyledi. Bu nedenle kendisini ta halde bu imkâna sahip olmadým. 144 "Zerruh'la, Aram'a ait çok lüks yazýhanesine gittik. Binanýn giriþ katý yazýhane haline g iþti. Dýþtan farkedilmemekle birlikte, içinin çok lüks olmasý insaný þaþýrtýyordu. Bütün ma e Fransýz malýydý. Biz yazýhaneye gittiðimizde birkaç genç oturuyordu. Bunlardan biri Aram'
rdeþinin oðluydu. 25 yaþlarýnda, uzun boylu, sarýþýn, saçlarýný arkaya doðru taramýþ, gür b Basmacýyan olduðunu söyledi. Bizim geliþimizden haberi vardý. Anladýðým kadarýyla Halep'te uþmalarý da biliyordu. Zer-ruh'u göstererek, 'kendisi ile artýk çok birlikte olacaðýz' dedi ira Zerruh Suriye'de kalacaðýný kendilerine belirtmiþti. "Aram Basmacýyan esasýnda döviz kaçakçýsýdýr. Çok fazla miktarda gayrimenkul sahibidir. K n ile ilgili olarak bana 10 milyon lira vereceðini, kalan diðer kýsmýný ise sonra ödeyeceði söyledi. Ancak parayý Þam'da vermeyeceðini, Ka-mýþlý'da Garo Palancýyan'a havale çýkaracaðý nu Türk parasýna çevirip bize vereceðini söyledi. Konuþmalar sýrasýnda yeðeni Haya, Kürtler avrandýklarýný, hazýr lokma bekleyen tipler olduklarýný söyledi. 'Bir millet, kendisini ölü lýdýr ki, sesini duyursun' þeklinde konuþtu.(...)" Behçet Cantürk ara vermeden hergün konuþtu. Anlattý, anlattý, anlattý. Bütün akrabalarýný kocalarý Garo Palan-cýyan, Samuel Nalbantçý, teyzesinin çocuðu Ohannes Palancý-yan, kuzenle in kocalarý Misag Sarnisliyan ve soyadýný bilmediði Agop, annesinin amcaoðlu Bedros Demirc iyan'ý ASALA militaný yaptý!... MÝT, çok memnundu; 30 günlük süreye ek 15 gün daha istediler. 145 BABALAR TOPLANTISI Behçet Cantürk'ten bu kez, ASALA'nýn Kapalýçarþý eylemini nasýl gerçekleþtirdiðini anlatm adý anlatmaya: "12 Eylül harekâtýndan üç- dört ay sonra Bulgaristan'ýn baþkenti Sofya'da Vitoþa Oteli'nd toplantýsý" yapýldý. 1981 yýlýnda Ýsviçre'ye yapmýþ olduðum gezi sýrasýnda, toplantýya katý akerim ile Doðan Çelik bu toplantýyý bana anlattýlar. Ayrýca amcaoðlu Abdullah Cantürk, top davetli olmadýðý halde, Enis Karaduman'ýn misafiri olarak Sofya'ya gitti. Onun bana anl attýðýna göre, toplantýya katýlanlarýn çoðunluðu Karadenizli olmak üzere, hepsi Türk'müþ! Z türk'ü toplantýya çaðýrmamýþlar. "Toplantýda, Türklerden baþka, Suriye, Arnavutluk, Ýtalyan uyruklu kaçakçýlar da varmýþ. istan'da kaçakçýlýk yapan bazý þirket yöneticileri de toplantýda hazýr bulunmuþlar. Toplant abýyla tanýnan Ýsmail Hacýsüleymanoðlu yönetmiþ. Oflu Ýsmail'in eroin satýþ bölgesi Holland landa'ya giden uyuþturucu trafiðini idare eder. Daha önce silah kaçakçýlýðý yapardý. En son göre pýrlanta iþine girmiþ. "Toplantýya þu þahýslar katýlmýþ; * Hasan Conkara: Topal Hasan diye bilinir. Silah kaçakçýsý dýr. Oflu Ýsmail'in yakýn adamýdýr. * Enis Karaduman: Eroin iþine bakar. Amcaoðlu Abdullah Cantürk ile birlikte çalýþýrlar. Türkiye'de adam vurmaktan aran maktadýr. * Hikmet Uzun: Osman Cevahiroðlu'nun kaçakçýlýk ortaðý dýr. Karadenizli, uyuþturucu madde kaçakçýsýdýr. * Hikmet Sevcan: Silah ve eroin iþine bakar. Ýstanbul Londra asfaltýnda Sevcan tesislerinin sahibidir. 146 * Doðan Çelik: Karadenizlidir. Silah kaçakçýsýdýr. Kardeþi Ýsmail Çelik ile birlikte çalýþýr. * Fikri Kocakerirn: Uðurlu ailesinin adamýdýr. * Ahmet Uðurlu: Toplantýya Uðurlu ailesi adýna katýlmýþ. * Suphi Aþçýoðlu: Döviz ve kimyevi madde kaçakçýsýdýr. * Ali Açmak: Silah kaçakçýsýdýr. Karadeniz bölgesi sorumlu sudur. Trafiði o yönetir. * Bekir Çelenk: Tanýnmýþ kaçakçýdýr. * Ýlhan Saðlamer: Samsunludur. Silah kaçakçýsýdýr. * Þaban Vezir: Suriyeli büyük kaçakçýdýr. Bulgaristan'da ikamet eder. * Avni Karadurmuþ, toplantýya çaðrýlmýþ ama gitmemiþtir. * Ayrýca Antepli Sayar ve Çil ailesinden de bir temsilci top lantýya katýlmýþtýr. "Aslýnda toplantý Bulgaristan hükümetinin isteði üzerine olmuþ. Ön plana Oflu Ýsmail'i çý lu Ýsmail toplantýda Bulgaristan hükümetinin temsilcisi gibi konuþmuþ. Tüm kaçakçýlarýn Bul yerleþmelerini, paralarýný Bulgar bankalarýna yatýrmalarýný, tüm iþleri tek merkezden, kole
arak yönetmeyi önermiþ. Ayrýca Türkiye'den kaçýp Avrupa ülkelerinde periþan olan, birçok ka u; bunlara destek olunmasýný, birlikte hareket etmek gerektiðini söylemiþ. Sarý Avni'yi örn göstermiþ; 'Kendisini çaðýrdýk, ancak davete uymadý. Rahat para kazandýðý için kimseyi düþü tek baþýna kalýr' demiþ. "Toplantý 2- 3 gün sürmüþ.Türkiye'de askeri harekât olduðu için dikkatli olunmasý gerekti de kaçakçýlýðýna dönülmesi teklif edilmiþ. Ayrýca Ýran, Irak ve diðer Ortadoðu ülkelerinde usu ele alýnmýþ. "Toplantýda babalar hemfikir görünmüþler, ancak toplantý bittikten sonra, orada kalmak i er bile, Bulgaristan'ý terletmiþler. Çünkü herkes, Oflu Ýsmail'in Bulgaristan'ýn bir aske147 ri gibi hareket ettiðini anlamýþ. Esas gayenin, Bulgarlar'ýn bütün kaçakçýlarý bünyesinde t dünya çapýnda bir kaçakçýlýk organizasyonu kurmak olduðunu anlamýþlar. "Bu toplantýdan bir müddet sonra, Oflu Ýsmail'in adamlarý Zürih'te Sarý Avni'nin yemek ye kantaya giderek kasýtlý olay çýkarýyorlar. Avni'nin aðzýna silah namlusu sokuyorlar. Bu ola panlar Enis Karaduman ile Ýstanbul'da Klüp 33 cinayetinin faili olarak aranan Erzuru mlu Oktay Yýldýrýmer. 1981 yýlý Zürih seyahatim sýrasýnda Sarý Avni bu olayý bana anlattý. iþlerimizden hisse almak olduðunu söyledi. Türkiye'ye dönüþümde bu þahýslarý bir gece kulü endilerine hakarette bulunarak, Sarý Avni'ye yaptýklarýnýn aynýsýný kendilerine yaptým. Bilâhare Oflu Ýsmail, telefonla Sarý Avni'yi arayarak, olayýn yanlýþlýkla meydana geldiðini yanlýþ anlaþýlma olduðunu söylemiþ, kendisinden ve benden özür dilemiþ. "1982 ve 83 yýlýnda Bulgaristan'da yine Babalar toplantýsý olmuþ. Bu kez toplantýya az ki Oflu Ýsmail (Hacýsü-leymanoðlu), Dündar Kýlýç, Malatyalý Hüseyin Gencer, Malte-peli Doðan; onludur. Kartal/Maltepe'de oturur. Dündar Kýlýç'ýn adamlarýndan dýr. Kaçak sigarayý deniz y getirir. Ýstanbul piyasasýný elinde tutar. Erdoðan Aslan; kendisine Kasýmpaþalý Erdoðan den dar Kýlýç'ýn ortaðýdýr. Türkiye'ye gelen sigaralarýn baþ bayisidir. Sigaralar Bulgaristan'd ail tarafýndan yollanýr. Oflu Ýsmail biliyorsunuzdur, Dündar Kýlýç'ýn kýzkardeþi ile evlidi Araya girip bir anýmsatma yapmakta yarar var. Behçet Can-türk'ü sorgulayan MÝT görevlisi t Eymür, 1980- 82 yýllarý arasýnda Bulgaristan'da görev yaptý. Kaçakçýlarýn içine kadar sýz Anlatýlanlar; Behçet Cantürk'ün kendi bilgileri mi, yoksa sorguda öðrendikleri miydi? Neyse, biz Behçet Cantürk'ün "anlatýmlarýna" dönelim: 148 KAPALIÇARÞI ESNAFINA TEHDÝT "Son toplantýda, Türkiye'deki sigara iþinin tekellerine alýnmasý, sigara kaçakçýlýðýnýn b masý halinde o kiþilere gereken kötülüklerin yapýlmasý karan alýnmýþ. "Ayrýca Kapalýçarþý'ya el atýlmasý, Kapalýçarþý'da pýrlanta, altýn iþinin Yahudiler'den, sliler'den alýnmasý konuþulmuþ. "Türkiye'ye dönüþlerinde, Maltepeli Doðan ve Kasýmpaþalý Erdoðan Aslan sigara iþine el at len sigaralarý idare ettiler. Dündar Kýlýç ve Hüseyin Gencer ise Kapalýçarþý'da faaliyet gö azý kiþileri tehdit etmeye baþladýlar. Hüseyin Gencer oðluna kuyumcu dükkâný açtýrmýþtý. Ka nden pýrlanta almaya mecbur býrakmýþlar. "Kapalýçarþý'da pýrlanta ve altýn kaçakçýlýðýný üç grup elinde tutmaktadýr: Kilisliler, M Diyarbakýrlý Ermeniler ve Yahudiler. Süryaniler ile Ermeniler ortak iþ yaparlar. Diyarb akýr ve Mardin grubunun Kapalýçarþý'daki en büyük kaçakçýsý ve temsilcisi Sait Koç'tur. "Sait Koç'u 1980 yýlýndan beri tanýrým. Ancak 1981 yýlýnda kendisiyle samimiyetimiz olmuþ Diyarbakýrlý Ali Kahraman saðladý. Daha sonra, Diyarbakýrlý Þehmuz Tatlýcý vasýtasýyla sami endisinin altýn ve pýrlanta kaçakçýlýðý yaptýðýný duymuþtum. Ayrýca Þehmuz Tatlýcý da bu ko týklarýný söylemiþti. 1981 yýlýnda Sait Koç ile görüþüp, kendisine ortak olmak istediðimi s i kabul etti. Bu tarihten sonra Sait Koç'un yaptýðý iþlere Para vermek suretiyle hisseli g irdim. "Sait Koç'a, Kapalýçarþý'da bulunan Mardin/Midyat ve Diyarbakýrlý kuyumcular, kendi güçle vermek suretiyle altýn ve pýrlanta kaçakçýlýðýna katýlýrlar. Kendi ihtiyaçlarý altýn 149 ve pýrlantayý maliyetine alýrlar. Sait Koç hisseleri daðýttýktan sonra, kalan kýsmýn bir bö sürer, diðer taþlarý, iþleyip kendi dükkânýnda satar. "Sait Koç Avrupa ülkeleri ile çalýþýr. Taþlarý Belçika'dan alýr. Yine Belçika, Ýsviçre ve min eder. Bunlar Türkiye'ye zulalý otobüslerle sokulur. Avrupa'ya çalýþan otobüs firmalarý Kapalýçarþý esnafýnýn otobüsleri de vardýr.
"Dündar Kýlýç, Sait Koç'a adamlarýný göndererek, bundan böyle Kapalýçarþý'ya pýrlanta ve fýndan verileceðini söylemiþ, Sait Koç, bu durumu tanýdýðým bazý arkadaþlara anlatmýþ. Duru etti. Ben Kapalýçarþý'daki esnafý koruyan ve onlarý himaye eden bir kiþiyim. Bu sebeble Sai oç'a yapýlmýþ bir tehdit bana yapýlmýþ demektir. "Toplantýya benim çaðýrdýðým DDKD'li Faruk Vakýfahme-toðlu ve Sait Koç ile birlikte Kalyo ttik. Burada Sait Koç, Dündar Kýlýç'ýn yaptýðý tüm baskýlarý anlattý. Dündar Ký-lýç'ýn, bun siz, hiçbir gayrimüslimin Kapalýçarþý'ya iðne dahi sokamayacaðýný, sokaný duyduklarý takdir i söylediðini aktardý. Dündar Kýlýç'ýn bu tehdidini duyan, Faruk Vakýfahmetoðlu lafa girdi. le DDKD, Türkiye'de ortak bir eylem yapacaktý. Bu eylemi Kapa-lýçarþý'da yaptýralým' dedi. e Sait Koç bunu uygun gördük. Eylemden önce, 'DDKD ve ASALA, Kapalýçarþý'daki gayrimüslimle mak için bir eylem yapacak' bilgisinin, Dündar Kýlýç'ýn kulaðýna gitmesinin de yararlý olac "Kalyon Oteli'ndeki bu görüþme, Kapalýçarþý eyleminden tam bir ay önceydi. Ertesi günü yi , öðleyin Kalyon Oteli'nde buluþtuk. Faruk, gerekli kiþilerle görüþtüðünü, eylemin Kapalýça lerini söyle150 "Eylemden bir hafta kadar önce Bedros Demirciyan yazýha-neme geldi. Kendisini yurtdýþýnda erruh'un aradýðýný, yakýnda bir misafiri Türkiye'ye göndereceðini söylediðini ve misafirin a Faruk ile buluþturulacaðým belirtti.(...) Kapalý-çarþý eyleminden 3 gün kadar önce, Zerru erdiði misafir, Bedros'un dükkânýna gelerek Bedros'u bulmuþ. Bedros da beni arayarak, misa firin geldiðim ve bana getireceðini söyledi. O anda Faruk da yazýhanemde bulunuyordu. Büro nun kalabalýk oluþu nedeniyle aþaðý kapýya inerek, caddede, Bedros ve misafiri beklemeye ba dýk. Zaman öðle saatiydi. Bir süre sonra Bedros ve misafir taksiyle geldiler. Gelen misa fir esmer, uzun boylu, kývýrcýk saçlý, ince býyýklý, tahminen 25 yaþlarýnda, atletik yapýlý mli bir gençti. Türkiye'ye ne zaman geldiðini bilmiyorum. Düzgün Türkçe konuþuyordu. Tanýþm ubar Sivasyan olduðunu söyledi. Hep birlikte yazýhanemin karþýsýndaki ve Divan Oteli'nin ya daki Suvis Pub'a "Yemekten sonra Bedros, Faruk ve misafir birlikte Kapalý-çarþý'ya gittiler. Ben gitmedim, yazýhaneye döndüm. Faruk'un, Nubar Sivasyan'ý nereye götürdüðünü bilmiyorum. Örgüt evine gö . O tarihlerde, Þiþli Osmanbey'de Nar Pastanesi ile Çarþaf Ýþ Maðazasý arasýnda bir apartma inci katýný bu iþler için kullanýyorlardý.(...) "Olay sabahý Faruk, Bedros'a uðramýþ ve 'Bugün Kapalýçar-þý' ya gitme. Behçet'e söyle, o miþ. Bedros gelip bana durumu anlattý. Sait Koç, olayýn kendi dükkânlarýnýn aþaðýsýnda olmasýný istemiþ. O gün(15) olay meydana geldi. "Ben eylem yapacaklarýndan kasýt olarak, soygunvari ufak tefek bir faaliyet yapýlacak za nnetmiþtim. Böyle bir eylem olacaðýný aklýma bile getirmemiþtim. Nubar Sivasyan, yakalanaca yýnca el bombasýnýn pimini çekip intihar etmiþ. Eðer kaçmasý mümkün olsaydý, Beyazýt'ýn Sultanahmet'e giden kapýsýndan çarþýyý terk edip, Gedikp doðru kaçacaktý. Eylemden bir gün sonra ise, Mardin Nakliyat'tan kiralanan, ev eþyasý yüklü kamyonla Mardin'e gönderilecekti. Bilâhare buradan Suriye'ye kaçýrýlacaktý." Behçet Cantürk'ün, MiT'te söylediklerinin ne kadarý doðruydu? Bunu, daha sonra yargýlanac ler ortaya çýkaracaktý. Ancak Behçet Cantürk'ün ifadelerinden sonra Faruk Vakýfahmetoðlu da a alýndý. ÝFADELER BENZÝYOR! Faruk Vakýfahmetoðlu iþkence altýnda þu ifadeyi verdi: "Behçet Cantürk birgün bana telefon Yazýhanesine çaðýrdý. Ben de atladým, yanýna gittim. Zerruh Vakýfahmetoðlu'nün kardeþi olm nin üst düzey yöneticisi olmam nedeniyle beni tercih etti sanýyorum. Bana Kapalýçarþý'da bu Sait Koç'tan ve ona yapýlan baskýlardan bahsetti. Eðer Kapalýçarþý'daki kuyumculara gözdað , çarþýnýn tek patronunun kendisi olacaðýný, bu sayede örgütün de maddi olarak her imkâna s edi. Bu arada benim de büyük miktarda para kazanabileceðimi, Kapalýçarþý'da bana kuyumcu dü e açacaðýný belirtti. (...) Daha sonra Sait Koç ile dükkânýnda buluþtuk. Behçet gelince hep Kalyon Oteli'ne gittik. "Benden düþüncemi sordular. Ýstanbul'u iyi bilmediðimi, ama iyi bilen bir arkadaþýmýn old m. Bu tanýdýðým kiþi avukat Mehmet Celal Baykara idi. Bürosuna gittik. Sait Koç yolda araba indi. Otomobili Behçet Cantürk'ün þoförü kullanýyordu. Behçet Cantürk, yazýhanede Mehmet B e uzun uzun konuþtu. Mehmet Baykara olaya sadece babalar davasý nedeniyle yardým edeme yeceðini söyledi. Aslýnda ben ola152
ya menfaat açýsýndan bakmýþtým. Behçet Cantürk'ün davasý ise, Ýstanbul'da bir numaralý baba Kýlýç'ýn etkisini silmekti. Mehmet Baykara'nýn düþüncesi ise, olaya siyasi bir anlam vermek asi bir kazanç saðlamaktý. DDKD/KÝP örgütünün varlýðýný sürdürdüðünü kamuoyuna duyurmaktý.( Kapalýçarþý'da, Hülya isimli kuyumcu dükkânýnýn sahibi Diyarbakýrlý Sait Koç, Kapýkule'de iyle daha önce gözaltýnda alýnmýþtý. Bu kez, Kapalýçarþý eylemini anlatmasý istendi. Anlatt "Bana birgün halamýn oðlu Yýlmaz Özboyacý gelerek, Dündar Kýlýç'ýn pýrlanta kaçakçýlýðý k týda; küçücük bir paketin 5- 10 milyon lira ettiðini, kendilerinin kabadayý olmalarýna raðm iþleri çevireme-diklerini ve benim (Sait Koç'un) nasýl böyle bir iþ yapabildiðimi toplantýd miþ. 'Çarþýya girip, bu iþe hakim olacaðýz ve çarþýdan payýmýza düþeni alacaðýz' þeklinde k Yýlmaz'ýn arkadaþý, astsubaylýktan ayrýlma Ýbrahim isimli bir þahýs da katýlmýþ. Yýlmaz'ýn mesi üzerine, telefonla Ýbrahim'i aradým, dükkânýma çaðýrdým. Ýþin aslýný sordum. 'Böyle bi ok' dedi. "Aradan birkaç gün geçti. Halaoðlu Yýlmaz, Ýbrahim'in de içkide bulunduðu Dündar Kýlýç'ýn Harami-dere'ye götürülmüþ. Orada kendisini tehdit edip yüzüne tükür-müþler. Hattâ bir de t az benim yanýma gelerek, 'Niye sana anlattýklarýmý, Ýbrahim'e söyledin' deyip baþýndan geçe nlattý. "Ben bu geliþmelerden rahatsýz oldum. Þehmuz Tatlýcý'ya, Vekin Aktan'a ve Bozo Ýsmail'e k açtým. Sonra olaydan Behçet Cantürk'ün de haberi olmuþ. Telefonla beni aradý, 'Merak etme konuyla ilgileneceðiz' dedi. "Faruk o gün benim dükkânýma geldi. Sanýyorum Behçet Cantürk göndermiþti. Kendisini daha dum ama fazla bir münasebetimiz yoktu. Sonra Behçet geldi. Hep birlikte 153 Kalyon Oteli'ne gittik. Hem yemek yiyip hem konuþtuk. Ben Faruk'un önemli biri olduðun u tahmin etmeyip, konuyu hep Behçet'e anlattým. Yani Faruk'u ciddiye almadým. Kendisin in örgütsel bir yönü olduðunu bilmiyordum. Faruk, benim olayý anlatmam üzerine, 'Gerekirse alýçarþý'da eylem yaparýz' dedi. ASALA veya DDKD gibi bir örgütten bahsedildiðini ben duyma anda böyle bir olayýn yapýlacaðýný ciddiye almadým. 'Beni teselli etmek ve kendilerini büyü ek için böyle konuþuyorlar' diye düþündüm. Ertesi gün Kalyon Ote-li'nde yine buluþtuk. Cidd . Ben kendi kendime, 'Herhalde, Dündar Kýlýç Kapalýçarþý'ya girerse, Behçet'in adamlarý ona yaparlar. Ya kavga ederler veya birkaç el silah atarlar' sandým. Meðer çok büyük bir eylem . (...) 19 Aðustos 1984 günü Behçet Cantürk ile Sait Koç; 13 Ekim 1984 tarihinde ise Behçet Cantü Koç, Faruk Vaký-fahmetoðlu, Yaþar Demirel ve Mehmet Celal Baykara MiT'te yüzleþtirildiler. lediklerinin doðru olduðunu belirttiler... Günlerce süren ýzdýraplý günlerin sonuna gelinmiþti... MÝT aldýðý ifadeleri toparlayarak bir fezleke hazýrladý... MÝT FEZLEKESÝ Mehmet Eymür imzasýyla hazýrlanan fezleke, MiT'in, Behçet Cantürk'e (yýllar geçse de hiç bakýþýný ortaya koyuyordu: ( Sayý: 01.10.11.02- 254/215313- 160839) "Behçet Cantürk ve diðer sanýklar, yurdumuzun güvenliðini tehlikeye atacak nitelikte ill aliyetler içine girmiþlerdir. Behçet Cantürk ve yandaþlarýnýn faaliyeti, yalýn bir kaçakçýl olup, Türkiye'yi parçalamayý amaçlayan, ideolojik yaný aðýr basan organize bir harekettir. Mehmet Eymür hazýrladýðý fezlekede, bundan sonra ne gibi geliþmeler olacaðýný sanki bilme 154 "Sanýk Behçet Cantürk ve suç ortaklarý adli safhada bazý hukuki imkânlarý ve geniþ maddi nacaklardýr. Ancak soruþturmayý yapanlarýn kesin kanaati; Behçet Cantürk ve diðerlerinin su lduðudur." MÝT, Behçet Cantürk'ü 47 gün sorguluyor. Ortaya suçlu olduðuna dair iþkencede alýnan ifad tek kanýt çýkaramýyor. Mahkemeye sunduðu tek delil; "MÝT elemanlarýnýn düþüncesi!" Deliller arasýnda, Behçet Cantürk'ün 17 Temmuz 1984 tarihinde kendi el yazýsý ile kaleme isim listesi ve yaptýklarý iþlerin anlatýldýðý ifade vardý. Behçet Cantürk, yine kendi el yazýsý ile, 22 Temmuz 1984 tarihindeki Suriye gezisini, ASA A baðlantýsýný; 24 Tem-muz'da ise Lice'deki eroin faaliyetlerini yazmýþtý! MiT'in bir baþka delili ise, çeþitli zamanlarda gizli olarak çektiði Behçet Cantürk fotoð Temmuz 1980 tarihinde çekilmiþ bir fotoðrafta; Sarý Avni, Behçet Cantürk ve Albay Ali Ýhsa esur birlikte görülüyordu... DELÝL ARANIYOR MÝT Müsteþarý Korgeneral Burhanettin Bigalý, 13 Aðustos 1984 tarihli (01.10.11.02- 254/21
160563 sayýlý) yazýsý ile Ankara Sýkýyönetim Komutanlýðý'ndan yardým istiyordu: "Behçet Cantürk'ün ifadesinde belirttiði hususlarla ilgili olarak; Ýstanbul, Ankara ve Di bakýr Bölge Daire Baþkanlýklarýmýza, mahalli güvenlik kuvvetleri ile koordineli olarak oper yonel çalýþmalara baþlanmasý hususunda gerekli talimat verilmiþtir. "Mahalli güvenlik kuvvetlerimizin, Bölge Daire Baþkanlýklarýmýzla koordineli bir þekilde onel çalýþmalara geçe155 bilmesi için gerekli emirlerin verilmesini takdirlerinize arz ederim." Komiser Yardýmcýsý A. Kemal Bozlar amirliðinde bir ekip, Ankara'dan, Diyarbakýr ili Lice i ve çevresinde arama yapmasý için bölgeye gönderildi. Behçet Cantürk, "güvenlik açýsýndan yöreye götürülmemiþ"ti. 06 A 1343 plakalý Wolkswagen minibüs ile Diyarbakýr çevresinde araþtýrma yapan ekip, topl leri, 20 Aðustos 1984 tarihli rapor ile Emniyet Genel Müdürlüðü Kaçakçýlýk Ýstihbarat Daire lýðý'na baðlý Narkotik Þube Mü-dürlüðü'ne verdi. "Uyuþturucu madde kaçakçýlýðýndan yakalanan ve halen Ankara Mamak Askeri Cezaevi'nde tutu unan Behçet Can-türk'ün, kendisine ait silahlarýn Kamil Dakman isimli þahýs tarafýndan sakl lirttiði, Lice ilçesi Tepe Köyü'nün Dak-manlara ait mezrasýnda (...) þüphe edilen yerler ve anýn 500 metrelik civarýnda, metal arama dedektörü ile ayrýca kazmak suretiyle iyi bir þeki de arama yapýldý. Suç teþkil edecek herhangi bir eþyaya rastlanýlmadý. "Behçet Cantürk'ün kendisine ait elde kalan bazmorfin ve eroinin Lice ilçesi Nergizi mezr sýnda Mehmet Ölmez'e (Özsu-cu) ait gömde sakladýðý ve basit kroki ile belirtildiði yerde, M Özsucu'nun oðlu M. Þirin Özsucu ile tarlada çalýþtýrdýðý Aziz Bozkuþ ve Mehmet Çelik isiml ade edilerek, kazma, metal arama dedektörü ile iþaretlenen yerler ile 2 bin metrekare kadar arazi üzerinde yapýlan aramada; suç teþkil edecek herhangi bir eþyaya veya maddeye r astlanýlmamýþtýr. (...) "Operasyon Büro Amiri Baþkomiser Ahmet Geçer'in, 14 Aðustos 1984 günü saat 10.00 sýralarý telefon notu ve talimatlarý gereðince, Nizamettin ve Azet Cantürk isimli þahýslarýn saklan larý yer, 16 Aðustos 1984 günü tespit edilerek, 156 Mýsýrlý Mahallesi Köprülü Sokak 4 sayýlý Apt. olduðu ve bu Apt.nýn tüm katlarýnda, ayný gün onra yapýlan soruþturma ve aramada; Daire 3'te Diyarbakýr ili Lice ilçesi nüfusuna kayýtlý ir ve Nable'den 1947'de olma Kamil Mazýcý-yan; Daire 7'de Diyarbakýr Lice, Sermez Köyü nüfu una kayýtlý Sardun oðlu 1937 yýlýnda Asiye'den olma Nuri Mazýcýyan; Daire 8'de Diyarbakýr L ermez Köyü nüfusuna kayýtlý Tahir oðlu 1943 yýlýnda Maile'den olma Hamit Mazýcýyan isimli T meni þahýslarýn oturduklarý tespit edilmiþ, aramalar sonucu aranan kiþilere ve suç teþkil e herhangi bir eþyaya rastlanýlmamýþtýr." Polis, Cantürklerin peþini býrakmýyordu. Sonunda Nizamet-tin Cantürk'ü de ele geçirdi. AÐABEY YAKALANIYOR Tarih 30 Eylül 1984. Behçet Cantürk gözaltýna almalý tam beþ ay oldu. Diyarbakýr Emniyet Müdürlüðü'ne baðlý polisler, saat 22.30'da Turistik Caddesi üzerindeki manýna baskýn düzenlediler. Hedefleri, Nizamettin Cantürk'ün kayýnpederi Zeynel Cantürk'ün siydi. Ýhbar almýþlardý; Nizamettin Cantürk bu evde saklanýyordu. Arama yaptýlar. Yoktu. 'Yine asýlsýz ihbar" deyip giderlerken, polislerden biri þüphelenip karþýdaki 7 nolu dair ziline bastý. Yanýt alamadýlar. "Galiba evde kimse yok" diye düþündüler. Ancak tam o sýrada en bir gürültü geldi. Þüphelendiler. Zile bir daha bastýlar. Kapý açýlmayýnca, kýrýp içeri Ev sahibi gýda toptancýsý Mehmet Sýddýk Dere ve "misafiri" ellerini kaldýrarak teslim old .. 157 "Misafir" Nizamettin Cantürk, kaçýþ öyküsünü þöyle anlattý: "Behçet'i güvenlik güçleri yakaladýðýnda, ben Adana'da Sürmeli Oteli'nde idim. Mersin'e, li'nin sahibinin yanýna gidiyordum. Bir süre Türkmen Oteli'nde kaldým. Sonra Ýstanbul'a gi ttim. O günlerde gözaltýna alýnan bazý kiþiler serbest býrakýlmýþtý. Behçet'in eþi Akile Di aleyhimize ifade vermiþti. Telefon açýp tehdit ettim. Cantürkler'e layýk bir þekilde yaþam embih ettim. Biraz da para gönderdim. "Avukatýmýz Medet Serhat'in yanýnda çalýþan Fazýl Çetin'in, Bahçelievler'deki dairesinde azýl ile birlikte hemen hergün yazýhaneye gidiyorduk. Birgün büroya benim gibi firari olan
dayým Bedros Demirciyan da gelmiþti. Aslýnda Bed-ros Demirciyan'ý hiç sevmem. Biz Ýstanbul a geldiðimizde bizimle hiç ilgilenmedi, konuþmadý bile. Ýþimiz iyi olunca bizimle ilgilenip konuþmaya baþladý. Ancak Behçet silah yakalatýp gözaltýna alýndýðýnda, Bedros Demirciyan d da gözaltýna almýþlar. Orada çok kötü bir tavýr alýp Behçet'e, 'Sizin yüzünüzden içeri alýn ardýnýz' demiþ. Fakat þimdi ikimiz de kaçaktýk. Küskünlüðü unuttum. Buluþup, onun koyu kahv otomobili ile gezerdik. Ýçki içerdik. Yurtdýþýna gitmeyi planlýyorduk. "Hergün ayrý bir akrabamýn evinde saklanmaya baþlamýþtým. Ýstanbul'da çok kalmýþtým. Aile m Süreyya da benim gibi firari idi. Ancak ben onun Diyarbakýr'da olduðunu biliyordum. Topkapý'dan otobüse bindim. Ergani'de indim. Orada bir ticari taksi tutup kayýnpederim , ayný zamanda amcaoðlu Zeynel Cantürk'ün evine gittim. "Bir akþam balkonda otururken, polislerin apartmana girdiðini gördüm. Önce balkondan aþað ak istedim. Çok yüksekti. Karþý dairede oturan Mehmet Sýddýk Dere'nin ziline bastým. Kapýyý Sýddýk Dere açtý. Beni görünce tanýdý ve içeri aldý. Aradan kýsa bir zaman geçti. Kapý çal lunanlara seslerini çýkarmamalarýný istedim. Ancak 158 polisler zili çalmakta ýsrar ediyorlardý. Sonunda kapýyý kýrýp içeri girdiler..." Nizamettin Cantürk hemen Ankara'ya, Gölbaþý'na götürüldü. "Adem Ol"mayý öðrendi!.. 16 gün iþkence gördü... Ýfadesi 28 sayfa tuttu... Söyledikleri kardeþi Behçet Cantürk'ten farklý deðildi... Bu arada, günlerce süren sorgular Behçet Cantürk'ün ruhsal yapýsýný çok bozmuþtu. Yine iþ korkuyordu. Koðuþ arkadaþlarýna, "eðer bir daha iþkenceye götürülür-sem, kesin intihar ede rdu. Korktuðu gerçekleþti. 16 Ekim 1984 günü gelip koðuþundan aldýlar. Sivil polisleri karþýsý . Otomobile bindirdiler. Sivil plakalý Renault, "Samsun asfaltýna" çýktý. "Mamak'ýn þirin g kondu evlerini" arkada býrakýp, 10 dakikada Emniyet Genel Müdürlüðü'ne geldi. Behçet Cantürk, yeni bir "iþkence seansýna" kendini hazýrlarken, götürüldüðü odada aðabey k'ü görünce çok þaþýrdý. Birden 100 gündür çektiði acýlar aklýna geldi. Duygulandý, aðlamam tu... Ýki kardeþ yüzleþtirildi. Ýkisi de polis ifadelerinin doðru olduðu söyledi... Nizamettin Cantürk, 22 Ekim'de savcý, dört gün sonra 26 Ekim 1984 günü hakim karþýsýna çý nce altýnda sorgulandýðýný, ifadesini kabul etmediðini söyledi. Tutuklandý. Þoför Yaþar Demirel 10 Ekim 1984 günü yakalanmýþtý. O da ayný günkü duruþmasýz mahkemede Dere ve Zeynel Cantürk salýverildi... Bu arada, iþkence yapýlarak alýnan ifadeler sonucunda, birçok kiþi ASALA, DDKD üyesi olma iasýyla gözaltýna alýnýyordu. Ancak bunlarýn hemen hepsi, ilk mahkeme serbest býrakýlýyordu Fakat özgürlüðe kavuþanlar, tek kiþilik hücrelerden, yaþamla-rýnýn sonuna kadar unutamaya la" çýkýyorlardý... TRAJÝK BÝR OLAY Ýþkence, bazen kiþilerin yaþamýnda çok trajik olaylara neden oluyordu... Ýbrahim Nurdoðan, Emniyet Genel Müdürlüðü Kaçakçýlýk Ýstihbarat Harekât Daire Baþkanlýðý, Komiserdi. 1984 yýlýnda Behçet Cantürk'ün de içinde yer aldýðý kaçakçýlarla ilgili olaylarý görev yaptý. Birçok ünlü silah kaçakçýsýnýn ifadesini aldý. Enver Sahan, Gaziantepli'ydi. Silah kaçakçýlýðý yaptýðý iddiasýyla sorgulanmak için Gölba dý, vücudu iþkence tezgâhýnda kaldý. Komiser Ýbrahim Nurdoðan, Gaziantepli Enver Þahan'ý iþkence sonucu öldürdüðü iddiasýyla y sürerken, komiser Nurdoðan, Ýsviçre'ye, koruma görevlisi olarak gönderildi. Ýki yýl sonra b etti. Türkiye'ye döndü. Adýyaman Emniyet Müdürlüðü'nde Narkotik Þube Müdürü oldu. Birgün bir operasyon için alýcý kýlýðýnda, kaçakçýlarla iliþki kurdu. Eroini Gaziantep'te a malý alýrken suçüstü yapacaktý. Giydiði köylü kýyafeti ile Gaziantep'e gitti. Eroini alacaðý kiþiler, "Mal mezarlýkta tes cek" dediler. Mezarlýða gitti. Bir süre sonra eroini getirecek üç kiþi de mezarlýða geldi. er Nurdoðan'a yaklaþýp,"bizi takip et" dediler. Mezarlýðýn içine doðru yürümeye baþladýlar. a durdular. "Oku" deyip, elleriyle mezarý gösterdiler. Komiser Ýbrahim Nurdoðan'ýn okuduðu ezar taþýnda, "Enver Sahan" yazýlýydý. Ayný anda kesik namlulu çifteler ateþlendi. Komiser
Nurdoðan, Enver Þahan'ýn mezarýnýn üzerine yýðýldý kaldý... Ýbrahim Nurdoðan'ýn öldürülmesi ile meslektaþlarý çok fazla ilgilenmedi. Polisler o dönem lisi- Ýstanbul polisi diye ikiye ayrýlmýþlardý. Birbirlerini "yemekle" meþguldüler! Behçet Cantürk, l Aðustos 1984 tarihinde, MÝT'e verdiði ifadesinde bazý emniyet görevlile iliþkisinden bahsetmiþti. 10 Aðustos 1984 tarihinde, bu kez "muhbir sýfatýyla" ifadesine baþvuruldu. Behçet Cantürk'ün "yeni sorgucularý", Mülkiye Müfettiþleri Erol Arýkan ve Neþet Kanyýlmaz kâtip Habip Çol-pan'dý. Mülkiye Müfettiþleri, Behçet Cantürk'ün polislerle nasýl bir iliþki rak ediyorlardý. Müfettiþler sordu, Behçet Cantürk yanýtladý: "Ýstanbul Emniyet Müdürlüðü Mali Þube Müdür Muavini Orhan Özerler'i, 1983 yýlýnda gözaltý para vermedim. Kendisiyle özel hiçbir görüþme yapmadým... "Gösterdiðiniz resimle, soyadýnýn Þen olduðunu öðrendiðim Baþkomiser veya komiser olup ol bilmediðim Mehmet Ali Þen'i de, yine gözaltýna alýndýðým 1983 yýlýnda tanýdým. Mali Þube'd ktan sonra Mamak Askeri Cezaevi'ne sevkedilirken, Mehmet Ali Þen'in sorumluluðunda b ir ekiple Ankara'ya götürüldük. Yolculuðu uçakla yapmýþtýk. Ankara'ya indiðimizde kamýmýz a gitmeden önce yemek yiyelim teklifinde bulunmuþtum. Hep birlikte Çubuk Barajý'ndaki bir lokantaya gittik. Yemek yerken, kardeþim Nizamettin Cantürk ve amcazademiz CHP Diya rbakýr eski milletvekili Halit Akgül geldiler. Hep beraber oturup sohbet ettik. Herh angi bir þekilde Mehmet Ali Þen'e para vermedik... "Narkotik Þube Müdürü Uður Gür ile 1981 yýlýnda, müþterek terzimiz, sosyete terzisi, Niþa nan soyadýný hatýrlamadýðým, Ermeni asýllý Erhan'ýn dükkânýnda tanýþtýk. Tarihini tam hatýrlamý , Selim Azizoðlu, ses sanatçýlarý Ýzzet Altýnmeþe, Bedri Ayseli ve isimlerini hatýrlamadýðý daþ ile Semiramis Gazinosu'na gidecektik. Uður Gür'ü de davet ettik. Böyle tanýþtýk. Benim raðmen gazinoda fotoðrafýmýzý çektiler. Kendisine, amcaoðlu Abdullah Cantürk'ün gözaltýnda için kesinlikle para vermedim... "Bana gösterdiðiniz fotoðraftan, soyadýnýn Türkmen olduðunu öðrendiðim Ýstanbul Narkotik i Ýsmet Türkmen ile 1983 yýlýnda gözaltýna alýndýðýmda tanýþtým. Benim Ýsmet Türkmen'e, ben yon lira teklif etmem konusunda aramýzda herhangi bir konuþma geçmedi. Ýsmet Türkmen hiçbir zaman beni Hilton Oteli'nde ziyaret etmedi... "Ben, eski Ýstanbul Emniyet Müdürü Þükrü Balcý'yý tanýmam ve hiçbir þekilde de görüþmemiz t Türkmen Hilton Oteli'ne gelip, benden Þükrü Balcý için para istemedi... "Polis memuru Nurettin Günay'ý 1975 yýlýnda Diyarbakýr'da tanýdým. Ýstanbul'da da görüþtü atýrlayamadýðým bir gün, Sarýyer'de Altýnkum Plajlarý'ndaki lokantada yemek yedik. Bana Uðu mas ile Bedri Ýstanbullu'nun Narkotik Þube tarafýndan gözaltýna alýnacaðýný söyledi. Kendis kilde para vermedim. Baþkalarýnýn da verdiðine tanýk olmadým... "Baþkomiser Akýn Küçükbarak ile Diyarbakýr'da görev yaptýðý dönemde tanýþtýk. Kendisine m 1984 Þubat ayýnda Mamak Askeri Cezaevi'nden tahliye olduðumda beni karþýlamaya gelmiþti. Ke disi beni karþýlamaya hangi araba ile geldi bilmiyorum... "Necmettin Dede'yle hiç tanýþmadýk... "Emniyet Amiri Muhsin Çelik'e, Avni Karadurmuþ'un para verip vermediðini bilmiyorum... "Baþkomiser Kemal Ýsmailoðlu'yla herhangi bir iliþkim olmamýþtýr. Hiçbir surette kendisin rmedim... "Komiser Savaþ Sümer'e hiçbir surette para vermedim... "Eminönü Ekipler Amiri olarak kendisini tanýtan Asým Peh-livanlý'ya hiçbir þekilde para v ... "Baþkomiser Recai Köse'yi Lice Emniyet Amirliði'nden tanýrým. Kardeþim Sabit Cantürk tara ine hediyeler alýndýðýný ve harçlýk verildiðini duymadým... "Kemal Hasman ile 1982 yýlýnda Ýstanbul Narkotik Þube-si'ne, tanýk olarak gittiðim gün ta sinin ve misafirlerinin Diyarbakýr'daki otellerimizde para vermeden kaldýðýný duymadým... "Nejat Güngör, Diyarbakýr Ýkinci Þube Müdürü olduðu dönemde, ben Mamak Askeri Cezaevi'nde Ote-li'nin Nejat Güngör tarafýndan kasten kapatýldýðý bilgisi gelmiþti. Tahliye olduðumda D 'a gittiðimde Nejat Güngör geçmiþ olsuna geldi. Ben cezaevinde iken hakkýnda bir cinayet so uþturmasý yapýlan kardeþim Sabit Cantürk'ün soruþturmasý ile ilgili bilgiler verdi. Kardeþi sýzlýða uðradýðýný, suçsuz olduðu halde suçlu gösterildiðini söyledi. Bunu da Diyarbakýr Na ltar'ýn yaptýðýný belirtti. Bunun dýþýnda görüþmedik. Bana tayininin baþka bir yere yapýlma
edi. Kendisine herhangi bir yardýmým olmadý... "Polis memuru Kemal Kara'yý Ýstanbul Mali Þube Müdürlüðü'nde gözaltýnda bulunduðum sýrada selamýný getirdi ve Dündar Kýlýç'ýn herhangi bir þekilde yardým yapýlýp yapýlmayacaðýný sor kendisiyle Dündar Kýlýç'a teþekkür ettiðim mesajýný gönderdim. Bunun dýþýnda kendisiyle bir a vermedim... "Komiser Ahmet Akkurt'u 1976- 77 yýllarýnda Ankara'da tanýdým. Kendisine hiçbir þekilde p ermedim. Para vermem gereken bir durum olmadý... 163 "Salih Zeki Yiðit'i Diyarbakýr 1. Þube Müdürü olduðu 1980-82 yýllarý arasýnda tanýdým. Ot Hesabý kendisi ödedi. Biz Diyarbakýr'da oteller aldýðýmýzda emniyet görevlileri sýk sýk ge Ancak ben, 'polislerden hesap almayýn veya az alýn' diye, çalýþanlara birþey söylemedim... "Mehmet Ahmet Yemenicioðlu'nu Diyarbakýr'da 2. Þube Müdürlüðü yaptýðýnda tanýmýþtým. Kend a öderdi... "1977- 78 yýllarýnda ruhsatlý tabancamýn dosyasýnýn Emniyet Genel Müdürlüðü'nce istendiði ine Emniyet Genel Müdürlügü'ne giderek, Genel Müdür Yardýmcýsý Mustafa Yiðit ile görüþtüm. onra Diyarbakýr'dan tanýdýðým Atilla Aytek'i ziyarete gittim. Atilla Aytek, beni Ýstanbul E niyet Müdür Yardýmcýsý Tayyar Seven ile tanýþtýrdý. Daha sonra Tayyar Bey ile Ýstanbul'un ç ve eðlence kulüplerinde karþýlaþtýk. Karþýlýklý ikramlarda bulunduk. 1984 yýlýnýn Þubat ay n sonra Tayyar Bey ile, arkadaþým Refik Bulutçu'nun sahip olduðu Ro-jin adlý gece kulübünde rþýlaþtýk. Bana uzaktan geçmiþ olsun dedi. Ben de kendisine bir viski gönderdim. Sonra masa giderek, yarýn misafirimiz olmasýný rica ettim. Kabul etmedi. Kendisi beni ve Refik'i, Levent'te üyesi olduðu bir lokantaya davet etti. Ertesi gün lokantaya gittiðimizde bizi bekliyordu. Oturduk, bana, 'Sen genç adamsýn, hakkýnda çeþitli dedikodular çýkýyor, eðer b yapýyorsan senin kulaðýný çekeriz' dedi. Ben de hepsinin uydurma olduðunu söyledim. O da ba 'Ýnþallah senin dediðin gibidir. Ben ve Atilla (Aytek) seni severiz. Ancak sakýn yanlýþ ya ma' diye öðüt verdi..." Behçet Cantürk'ün emniyet görevlileri hakkýnda Mülkiye Müfettiþlerine anlatýklarý, MÝT'te tam tersiydi... Fakat Behçet Cantürk'ün MÝT'te söyledikleri, yazýlan bir raporla, 4 yýl sonra Türkiye'nin bomba gibi düþecekti..164 AVUKATIN ÇEVRESÝNDEN YARARLANILIR! Gangster görünümü topluma itici geliyordu. Tanýklarý sindirerek dava kazanma dönemi bitmiþti. Üstelik tanýðý olmayan, yeni "suç çeþi icaret hukukundan anlamýyorlardý. Tecrübe sahibi olduklarý, ceza davalarýný ise kavramak gi erek zorlaþýyordu. Yeni çaða ayak uydurmak zorunda kaldýlar: "Ýþadamý" oldular! Bu yeni "iþadamlarý"; bazý kapýlarý açacak avukatlara ihtiyaç duydular. Bilgisinden çok, çevresinden yararlanmak istedikleri avukatlara, yüksek meblaðlar ödedile Behçet Cantürk, 1983 yýlýnda anlamadýðý ticaret hukuku nedeniyle cezaevine girmiþti. Karþ tehlikeler büyüdükçe, yasalara karþý kendini koruyacak, iki "zýrh" buldu: Avukat Medet Ser ve Avukat M. Cevdet Yardým. Son gözaltý ve tutuklanmadan sonra, "zýrh" sayýsýný artýrdý, i at daha tuttu: Ýhsan Öcal ve Selahattin Deniz. Cezaevlerine yabancý biri deðildi. Daha birkaç ay önce yine ayný koðuþlarda kalmýþtý. Anc um deðiþikti. Ruh saðlýðý bozulmuþtu. Rüyalarýnda kabus görüyor, baðýrarak uyanýyordu. Toplam 101 gün gözaltýnda bulundu. Çeþitli iþkencelere maruz kaldý. Tedirgindi. Gelip ken tekrar sorgulayacaklarýndan korkuyordu. Avukatýyla, ilk kez 26 Haziran 1984 günü görüþmüþtü. Sonra MÝT'e alýnýp günlerce sorgulan Ýki ay bir hafta sonra, 28 Aðustos 1984 tarihinde avukatý ile ikinci kez bir araya geldi . Avukat M. Cevdet Yardým'a, gördüðü çok aðýr ve insanlýk dýþý iþkenceleri anlattý. Hayatýn kabul ettiðini söyledi. Avukatý müvekkilinin iþkence gördüðünü Sýkýyönetim Komutanlýðý'na b 165 Bu olaydan sonra, Behçet Cantürk'ün avukatlarý ile görüþmesi biraz sorunlu oldu. Sýkýyöne eri Mahkemesi, Behçet Cantürk'ü ihtilattan men etti. Artýk vekilleriyle Askeri Savcý huzur unda sadece 15 dakika görüþecekti. Bu görüþmelerin nasýl gerçekleþtiðine en güzel örnek, 31 Ekim 1984 tarihli Askeri Savcýlý
"Sanýk vekillerinden Avukat Selahattin Deniz, Askeri Savcýlýðýmýza müracaatla müvekkili i ediðini beyan etmesi üzerine, 31 Ekim 1984 günü saat 16.15'te savcý huzurunda, cezaevi göre lilerinin de hazýr bulunduðu odada, hukuki yardým konusunda görüþebilecekleri bildirilerek, görüþmeye baþlanýlmýþtýr. Avukat Selahattin Deniz sanýða, 'Ayaðýnda yara izi var mý, yok mu baþlayýnca, kendisine sadece hukuki yardým konusunda görüþme yapabileceði, bu tür iþlemleri in burasý olmadýðý ihtar edilmiþtir. (Bunun üzerine) Behçet Cantürk avukata ayaklarýndaki y kâyette bulunmamýþ, avukat da sanýða bu konuda soru yöneltmemiþtir. Ýkazýmýz üzerine bu tür memiþtir." HESAP UZMANLARI "SORGULUYOR" Avukatlarýyla yarým saat bile görüþemeyen Behçet Cantürk'ü, Maliye ve Gümrük Bakanlýðý'nd nlarý saatlerce "sorguladýlar." Lice Vergi Dairesi'nin Ga 266 Hesap nolu gelir vergisi mükellefi Behçet Cantürk'e, Sýkýyö Askeri Savcýlýðý adýna, Hesap Uzmaný Mehmet Arýoðlu ve Hesap Uzmaný Tarýk Boy-nueðri sorul "Sorgu" tutanaða geçirildi: "(...) Soru: 1980- 81-82- 83 yýllarýnda gayrimenkulleriniz artarken, çok sayýda adýnýza ya da ya adýna kayýtlý banka hesaplarýnýz oluþmuþ. Bu hesaplarda, büyük meblaðlarý olan ha166 reketler, giriþler- çýkýþlar görülmektedir. Bunlarý nasýl açýklýyorsunuz? Cevap: Gayrimenkulleri kendi paramla, kendi adýma satýn aldým. Herhangi bir kimse adýna g yrimenkul almadým, baðýþlamadým. Bankadaki paralar, ticari faaliyetlerimle kazandýðým paral Hesap hareketlerine gelince, bunlar faizler ve þu anda isimlerini hatýrlayamadýðým kiþilerd n almýþ olduðum borç paralar ve kendi paralarýmdan oluþmaktadýr. Soru: Banka Þubelerine yazdýðýmýz yazýlarda, sizin adýnýza çok sayýda banka hesabý olduðu le Dilek Alev, Abdulkadir Takan, Ýlameddin Dakman, Yaþar Demirel ad-larýna da, büyük tutar larý itibariyle hesaplara rastlanmýþtýr, Bu hesaplardan hemen hepsinden sizin çekme hakkýný lduðu ka-yýtlýdýr. Bunu nasýl açýklýyorsunuz? Cevap: Akile Dilek Alev 4 yýllýk imam nikâhlý eþimdir. Benim adýma kayýtlý olan elli mily endi parasýdýr Kendisi bana 1981 yýlýnda umumi vekaletname vermiþtir. Evlendiðimiz de kendi i bana yirmi milyon lira vermiþti. Ben bunu ticaret ve banka faizleriyle elli mily ona yükselttim, kendisine verdim. Ýlameddin Dakman ile hemþeriyiz, onun adýna kayýtlý paran elli milyon lirasý babasý Salih Dakman, elli milyonu ise amcasý Kamil Dakman'a aittir ve elli milyonu da benimdir. Ýlameddin Dakman parayý bankaya götürdüðü zaman, banka müdürü fonla aradý ve "bu parayý senin ticari hesaba vadeli yatýra-lým, daha yüksek faiz elde ede rsiniz" dedi. Bu nedenle Ýlameddin Dakman adýna vadeli olarak yatýrdým. Abdulkadir Takan adýna kayýtlý hesaplara gelince; bu para benimdir. Ancak servet affýndan önce olduðu için, ndi adýma yatýrmýyordum. Yaþar Demirel benim þoförümdü. Adýna hesap açtýrmamýn nedeni, ilgi yazýhaneme yakýndý. Alacaklarýmý çok kiþi üzerinde gösterip, çok kanaldan, çok banka þubes lduðum firmalarýn üzerine gidebilmek ve o firmanýn iflasý sýra sýnda, çok sayýda alacak ismiyle iflas masasýnda hak sahibi olmaktýr. Soru: Elliþer milyonlarý olduðunu söylediðiniz Akile Dilek Alev ve Ýlameddin Dakman ne iþ ar? Kendilerine kimlerden servet intikal etmiþtir. Cevap: Daha öncede belirttiðim gibi Akile Dilek Alev'in parasý elli milyon deðil, yirmi yon liradýr. Kendisi ev hanýmýdýr. Yirmi milyon kendisine nerden kaldý bilmem. Ýlameddin Da man 17- 18 yaþlarýnda bir gençtir. Yakýn akrabamdýr. Para, , köy sahibi olan babasý ve amca Bu elli milyonu da direkt bana vermiþlerdir. Ýlameddin Dakman söz konusu paraya el sürm emiþtir. Soru: Alacaklý olduðunuzu söylediðiniz firma ya da kiþiler kimlerdir? Alacak iliþkiniz ne n ve nasýl doðdu? Verdiðiniz paraya karþýlýk ne aldýnýz? Cevap: Alacaklý olduðum söz konusu firma ve kiþiler Herko Ýplik Fabrikasý ile Maltepe Ýpl ikasý'nýn sahipleri olan Ali Hassas ve Ömer Haþþaþ'týr. Ben bunlara elyaf hammaddesi ithal eleri için, 1982 yýlý içinde toplam olarak 175 milyon lira vermiþtim. Fabrikanýn çalýþmasý oluþacak kârdan, yüzde 50'sini bana vereceklerdi. Bu nedenle kendilerinden ilk baþta 12 5 milyon liralýk borç senedi almýþtým. Ayrýca 1982 yýlý içinde 100 milyon lira alacaðýmý da l ettim. Ancak 100 milyon lira tahsil etmeme raðmen senetlerini iade etmedim. Kend ilerinden ayrýca, bakiye alacaðým için yeni senetler aldým. Yeni aldýðým 1982 sonu veya 198 ki senetlerle, elimdeki senetlerin tutan 400 milyona ulaþtý. Bu senetleri tahsil ede mediðimiz için iflas masasýna kayýt ettirdim. Þu anda mahkemededir. Asliye Ticaret Mahkeme
si'nde dava devam etmektedir. (...) Soru: 'Akrabalarýmdan aldým' dediðiniz paralarýn toplamý ne kadardýr? Size para veren akr rýnýz ne iþ yapýyorlar? Kazançlarý nedir? Neden size para verdiler? 168 Cevap: Kardeþim Sabit Cantürk'den 20- 25 milyon, Salih Takman'dan 35 milyon olmak üzere kile Dilek Alev ve diðer yakýnlarýmdan toplam 100 milyon lira kadar para almýþtým. Bu paral rý 1981 ve 1982 yýllarý içinde almýþtým. 1982 yýlý içinde 150 milyon lira olarak kendilerin im. Kardeþim Sabit Cantürk eski iþ ortaðýmdýr. Kendisi halen Cantürk Otelinin yüzde 50 payl idir. (...) Soru: Büyük çaplý ticari faaliyetiniz ve mevduat faizi geliriniz olduðu halde, 1982 ve 1 akvim yýllarý geliri olarak, 5 milyon lira dolayýnda bir tutarý beyan etmiþsiniz? Beyan dýþ týðýnýz gelir için ayrýca ek bir beyanda bulundunuz mu? Cevap: 1982 yýlý geliri, karapara diye tanýmlanan, servet ve faaliyet unsurlarýndan elde dilen parayý ortaya çýkaramamam nedeniyle eksik beyan edilmiþtir. Daha sonra 1983 servet affý ile servetim için ek beyanda bulundum. (...) Soru: Otelcilik faaliyetinize iliþkin olarak Diyarbakýr'da bulunan Demir Oteli'nin hesa plarý tarafýmýzdan incelenmiþtir. 22.6.1984 günü düzenlenen tutanaða göre, kayýt edilen has rçekleþen müþteri kapasitesi hasýlatý, farklý olmuþtur. Diðer bir deyiþle otelcilik hasýlat edildiði anlaþýlmýþtýr. Bu konuda ne diyorsunuz? Cevap: Konuyu muhasebecim daha iyi bilir. Bana göre eksik kayýt edilmemiþ olmasý gerekir Soru: Ýstanbul'da bulunan Sheraton ve Hilton otellerinde uzun süreli kalýþlarýnýz ve büyü rda hesap ödemeleriniz tespit edilmiþtir. Sözkonusu pahalý otellerde çeþitli tarihlerde kal anýzýn nedeni nedir? Cevap: Ýstanbul'da evim var. Haným (eþim) Diyarbakýr'a gittiði zaman, bizzat kendim kald elen yakýnlarýmýzda 169 benim adýma kalmýþlardýr. Çünkü otelin devamlý ve tanýnan müþterisi olduðum için, ben yer a de ödüyor-dum. Sheraton Oteli'nde 1980 yýllarýndan sonra hiç kalmadým. Bu otellerde kalmamý ir baþka nedeni güvenliðim açýsýndan elveriþli oluþlarýdýr." Behçet Cantürk hesap uzmanlarýnýn sorularýný yanýtlarken, Sarý Avni'nin damadý Korkmaz Gö up, ifade verdiðinden habersizdi. DAMAT TESLÝM OLUYOR Adý Korkmaz Göldaðý. Aslen Gaziantep Kilisli. Daha sonra nüfus kütüklerini Ýslahiye'ye gö ce berberlik, daha sonra lokantacýlýk yaptý. 5 kardeþtiler. Korkmaz Göldaðý 1953 yýlýnda doðdu. Ýlkokulu bitirdiði yýl Ýstanbul'a göçtüler. Korkmaz'ý yumculuk yapan Yusuf Þerefoðlu'nun yanýna çýrak olarak verdiler. Gözü açýk, giriþken biriyd Kapalýçarþý, dönemin "döviz borsasýydý!" Çarþýnýn "inceliklerini" öðrendi. Döviz karabors sik getirdi" diye ilk iþinden kovuldu. Kendisi gibi, Kapalýçarþý'da "çekirdekten" yetiþen M et Yýldýz ile birlikte ortak iþ yapmaya baþladýlar. Askere gitti. Ailesi, mektup içinde evleneceði kýzýn fotoðrafýný gönderdi. Asker dönüþü e imam nikâhý kýyarak evlendiði eþi, Sarý Avni'nin 18 yaþýndaki kýzý Ayþe idi. Ayþe Karadurmuþ, ilkokulu dýþarýdan bitirmiþti. Ev kýzýydý. Babasýnýn iþ ortaðý Hayrettin Yaðcý(16) aracýlýðýyla Göldaðý ailesi ile tanýþmýþtý. Hayrett il ile evliydi. 170 O günlerde milyonlarca liraya hükmeden, dünyanýn sayýlý kaçakçýlarýndan biri olan Sarý Av a deðil, imam nikahýyla evlendiriyordu! Damat Korkmaz Göldaðý, evlendikten sonra da Kapalýçar-þý'da döviz iþleriyle ilgilenmeye b ri kendine döviz gönderiyor, o da Kapalýçarþý'da Türk lirasýna çeviriyordu. Ancak istediði a kazanamýyordu. Zengin olmak istiyordu. Kayýnpederinin uyuþturucu kaçakçýsý olduðunu öðrenince, Ýsviçre gidip "ben de bu iþi yapm i. Sarý Avni, "Bu iþler göründüðü gibi kolay deðildir. Sen baz-morfin bulabilir misin" diye "Bulurum" dedi.
"Türkiye'ye döndüm. Döviz kaçakçýlýðý yapan Kilisli Nihat Sünlüoðlu'nu buldum. Durumu anl izamettin Bayramoðlu(17) ile tanýþtýrdý. Konuþtuk, prensip olarak anlaþtýk. Böylece 1981 yýlýnda e girmiþ oldum. "200 kilo bazmorfini, kilosu 400 bin liradan anlaþtýk. Ancak ben, güvenilir olmasý için N mettin'in de, ortak olmasý þartý ile anlaþmaya varacaðýmý söyledim. Kabul etti. Kayýnpederi 'e telefon açarak durumu anlattým. Mal sahibi Nizamettin yüzde 15, Nihat Sünlüoðlu yüzde 10 en ve ortaðým Mehmet Yýldýz yüzde 15'þer alacaktýk. Kayýnpederim bin dolar gemi için, bin d aracý için kesileceðini söyledi. "Nizamettin ile malýn yansý peþin diye anlaþmýþtýk. Kayýnpederime para göndermesini söyle k istemedi, sonra kabul etti. Kapalýçarþý'da adamý Ýrfan Parlak vardý. Ondan 25 milyon lira ihat'tan 10 milyon alarak Nizamettin'e 35 milyon lira verdim. (Dolar 98 lira.) "Kayýnpederime, teslim yerini sordum. O da bana, 'Tahsin Saçaklý'yý çaðýr, o anlatýr' ded Saçaklý'yý Karaköy'deki yazýhaneden çaðýrdým. Fýndýkzade'deki garajýn üzerindeki büroda oturup konuþtuk. Büroda, Ni amoðlu, Tahsin, ben ve ortaðým Mehmet Yýldýz vardý. Tahsin, 'yarýn burada buluþalým, ben si atýn olacaðý yere götüreceðim' dedi. "Ertesi gün, Tahsin, Nizamettin, ben ve Mehmet, Murat otomobilimizle Yalova üzerinden Ça nakkale'nin Ezine ilçesine gittik. Oradan sahil tarafýna doðru ilerlemeye baþladýk. Odun d eposunu geçip sola döndük. Orada harabeler ve kaplýca gibi bir yer vardý, saða döndük. Yol sahile çýkarýyordu. Tahsin, 'bu yolun sonunda sevkýyat yapýlacaktýr' dedi. Üçümüz de yeri b hsin, 'Siz malý hazýrlayýn. Ben size, bir iki güne kadar iþin ne zaman yapýlacaðýný söyleri tanbul'a döndük. "Ýki gün sonra Tahsin Saçaklý ile buluþtuk. Üç gün sonra, malý sevkýyat yerine getirmemiz amettin hemen uçakla Diyarbakýr'a gitti. Malý iki kamyona yüklemiþler. Uçakla geri döndü, ' azýrýz' dedi. Kamyonlar ancak iki gün sonra Çanakkale'de olacaktý. Bu nedenle, hemen yola ç alarým kararlaþtýrdýk. "Gemi Kýbrýs'tan gelecekti. Sevkýyattan önce Nizamettin Bayramoðlu, Mehmet Yýldýz ve ben, e Bakýr Oteli'ne yerleþtik. Tahsin bizden ayrý, Ezine'de bir otelde kalýyordu. Yanýnda iki kiþi daha vardý. "Yarýn akþam hava karardýktan sonra, gösterdiði yere mallarla birlikte gelmemizi istedi. am dedik. Yolu unutmayalým diye ayný yere bir daha gittik. "Nizamettin Bayramoðlu malý getirecek þoförlere, ortaðým Mehmet'in adým ve kaldýðýmýz ote iþti. Bu nedenle otelden fazla ayrýlmýyorduk. Nizamettin kamyonlarýn þehrin giriþinde durup bizi bekleyeceklerini söylemiþti. Ara sýra gidip, kamyonlarýn gelip gelmediklerini kont rol ediyorduk. "Otel odasýnda otururken, oda görevlisi, Mehmet'e telefon olduðunu söyledi. Þoförler arýy celeyle Murat otomobile 172 binip þehrin giriþine gittik. Ford marka iki kamyon orada idi. Þoförlere talimat verdik. 'Ezine giriþinde buluþalým' diye. Hemen yola çýktýk. Aksilik, yolda otomobilin lastiði pat Tamir edip yola devam ettik. Ezine giriþinde kamyonlarý beklemeye baþladýk. Bir türlü gözü ler. Geriye dönüþ yaptýk. Bir benzinciye girip, otomobili yýkattýk. Aðýr aðýr Ezine'ye tekr e baþladýk. O sýrada kamyonlar gözüktüler. "Ezine'nin giriþinden saða saptýk ve sahile doðru ilerlemeye baþladýk. Ezine'yi çýktýktan ide yol ikiye ayrýlýyordu. Bizim gideceðimiz yer saðda idi, biz sola saptýk ve az ileride durduk. Mehmet ve Nizamettin, otomobilden inip kamyonlara doðru gittiler. Ben de o tomobilden çýkýp etrafa bakmaya baþladým. Mehmet, Nizamettin ve þoförler, malý kamyonlarýn an çýkarýp, sayarak çuvallara koyuyorlardý. Dikkat çekmemek için kamyonlar kafa kafaya verm di. Kamyonlarýn þoför mahallini ön tarafa doðru indirmiþlerdi. Bazmorfini oradan boþaltýyor "O sýrada, bir çoban koyunlarý ile kamyonlara doðru gidiyordu. Arabayý hareket ettirip ön tomobilin arkasýný açýp patlak lastiði önüne attým. Yanýma geldi. 'Bu lastiði nerede yaptýr iye sordum. Ýlgisini kamyonlardan uzaklaþtýrmak istiyordum. Kaplýca olup olmadýðýný vb. sor rka arkaya sýraladým. Çobanýn gözü kamyonlardaydý. 'Bu kamyonlarýn yanýndaki adamlar ne yap e sordu. Bilmediðimi söyledim. Bu sýrada kamyonlar hareket ettiler. Otomobile atlayýp, N izamettin ile Mehmet'in yanýna gittim. Hâlâ malý saymaya çalýþýyorlardý. Saymayý býrakmalar ni söyledim. Bagajdaki lastiði çýkarýp mallarý koymaya baþladýk. Bagaj hepsini almadý. Kala a koltuða koyduk.
"Sahile doðru gitmeye baþladýk. Odun deposunun yanýndan sola dönüp harabelerin içine gird az bekledikten sonra mallarý otomobilden indirdik. Saymaya baþladýk. Bir kiloluk 173 paketler halindeki mallarý saydýðýmýzda, 184 tane olduðunu gördük. Nizamettin '185 olmasý l Herhalde bir paket kamyonda kalmýþtý. "Havanýn kararmasýný bekliyorduk. Bir saat sonra karardý. Otomobile binerek, farlarý yakm n sahile doðru gitmeye baþladýk. Otomobili ben kullanýyordum. Farlarý yakmadan gitmek çok g u nedenle tekrar farlarý yaktým. Hamamý geçtik, denize doðru gitmeye baþladýk. Sola dönen y elince farlarý söndürdüm. Sahile yaklaþýnca arabayý durdurduk. Otomobilden inip sahilde dol a baþladýk. Bir karartý gördük. Tahsin' diye baðýrdýk. Onlardý. Yanýmýza geldiler. "184 kilo mal getirdiðimizi söyledim. Neden 200 kilo olmadýðýný belirtti. 'Bu kadar temin ildik' dedim. Hep birlikte çuvallarý ufak motorlu bir sandala koyduk. Tahsin ve yanýnd aki iki kiþi, tekneye binip gittiler. Bizim bulunduðumuz yerden geminin ýþýklarý görülüyord Korkmaz Göldaðý, kayýnpederi Sarý Avni'ye 4 sevkýyat sonunda toplam 988 kilo, yani yaklaþ n bazmorfin göndermiþti! Ancak kayýnpederi para konusunda fazla güvenilir biri deðildi. Öde eleri zamanýnda yapmýyordu. Bazen eksik para gönderiyordu. Bu durum Göldaðý ailesinde de hu ursuzluða neden oluyordu. Aileler arasýndaki kavga her geçen gün büyüdü. Sonunda Sarý Avni' Ayþe Göldaðý, 13 Aralýk 1983 tarihinde boþanma davasý açtý. Korkmaz Göldaðý açýlan boþanma davasýný fazla umursamadý. Çünkü çok kýsa bir zamanda, ist u: Ýstanbul/Taksim'deki Kennedy Oteli ile Gümüþsuyu'ndaki Star Oteli'nin yarýsýna, biri Tak diðeri Karaköy'de iki iþ-hanýna, Avþa'da bir arsaya, Kilyos'ta 36 dönüm tarlaya, 280 S Mer es'e, biri Yeniköy'de, ikisi Mersin'de üç daireye ve Cihangir'de bir apartmana sahip o lmuþtu... 174 ÝLGÝNÇ MEKTUP Korkmaz Göldaðý, 26 Eylül 1984 tarihinde, "iþkence görmemek için polise deðil, Ankara Sýk nlýðý Askeri Savcýlýðý'na teslim oldu. Duruþmasýz mahkemeye çýkarýldý. Ýddialarý reddetti. ulamadý. Mamak Askeri Cezaevi'ne gönderildi. Korkmaz Göldaðý, Mamak Askeri Cezaevi'ne konulduktan sonra, Emniyet Genel Müdürlüðü Kaçak rekât Daire Baþkanlýðý ile Sýkýyönetim Komutanlýðý'na "Artin Güçlü" imzalý, 9 Ekim 1984 tar di.. Mektup ilginçti. Behçet Cantürk'ün polise nasýl ifade verdiðini biliyordu! Kenan Evren'in damadý MÝT görevlisi Erkan Gürvit'in sorgulamalarda bizzat bulunduðunu da iyordu. Çünkü mektup Erkan Gürvit ile Atilla Aytek'e hitaben yazýlmýþtý. Daktilo ile yazýlan mektup bir sayfaydý(18) "Bundan bir müddet önce Atilla Aytek Bey'e bir mektup göndermiþtim. Bir eroin kaçakçýsý ö telefonlarýný yazmýþtým. Size yazdýðým mektubun neticesi, aradan bir müddet geçtikten sonr Narkotik Þubesi'nde basit bir sorgulama ile geçiþtirildi. Bu kiþiler, sizlerin sorgulama sýndan geçse idi, birçok gerçek gözler önüne serilecekti. Bu kiþilerin eroin iþinde en büyü görürdünüz. "Bu örgüt, Avni Karadurmuþ yönetimindeki kiþilerden oluþmaktadýr. Bu örgüte eroini temin mli kiþiden biri Behçet Cantürk'tür. O hapiste olduðu için þimdi eroini Niza-mettin Bayramo emin eder. Nizamettin Bayramoðlu bu iþi, Avni Karadurmuþ'un damadý olan Korkmaz Göldaðý ile raber yönetir. Korkmaz Göldaðý sýk sýk Avrupa'ya giderek kayýnpe175 deri olan Avni Karadurmuþ ile iþ baðlantýsý gerçekleþtirir. Korkmaz Göldaðý'nýn pasaportu i gittiði ülkeler aydýnlanýr. Behçet Cantürk sorgusunda, Korkmaz Göldaðý'nýn bu iþlerdeki öne kara Sýkýyönetim Savcýlýðý'nca tevkif karan alýnmýþtý. Bu durum Ýstanbul emniyetine bildiri fark eden Korkmaz Göldaðý, Ýstanbul ve Ankara emniyetini uygun bulmayarak, Askeri savcýlýð eslim olmuþtur. "Savcýlýk soruþturmasýnda, ne söyledi bilmiyorum. Bu nedenle size bilgi veremiyorum. Herh e Kormaz Göldaðý, savcýlýðý yumuþak bulduðu için oraya teslim oldu. Eðer sizlerin sorgulama i, bu eroin iþlerini nasýl ve kimlerle yaptýðý, beþ bin kilo eroinin, kaçar kilolar halinde angi gemilerle gittiði, gün ýþýðýna çýkardý. Bu çetenin önemli kiþileri; kara nakli ve malý in Bayramoðlu ve Mehmet Yýldýz, gemi nakli Tahsin Saçaklý'dýr. Takdir ve bilgilerinize..."
Bu ihbar mektubundan sonra Emniyet Genel Müdürlüðü, Ankara Sýkýyönetim Komutanlýðý'ndan K lamak için izin istedi. 19 Kasým 1984 günü Korkmaz Göldaðý, polise "emanet" edildi! Korkmaz Göldaðý, 20 gün sorgulandý. 55 sayfalýk ifade verdi. Mektupta yazýlanlarý doðruladý. Bu arada Nizamettin Bayramoðlu da, 17 Aralýk 1984 tarihinde sorgulanmak üzere Gölbaþý'na Baþkent Ankara'da sorgular bütün hýzýyla sürerken, Ýsviçre'nin Zürih kentinde de hareketl 176 TELEKS YAZIÞMALARI Kaçakçýlýk Ýstihbarat Harekât Daire Baþkaný Atilla Aytek imzalý, Behçet Cantürk hakkýnda 773 sayýlý, 20 Aðustos 1984 tarihli "gizli" bilgilerin yer aldýðý teleksin içeriði þöyleydi "30.4.1984 tarihinde uyuþturucu madde kaçakçýlýðý yaptýðý tesbit edilerek yakalanan Behçe sorgulama neticesinde; Behçet Cantürk'ün 1979- 1982 seneleri arasýnda, Ýran Türk sýnýrý yak an Ýranlý Hacý Reþit Zigari'den ve Selo ile Ertoþlu Feto'dan temin ettiði bazmorfini, Van'd oturan Bayram Oteli sahibi Sýddýk Bayramla ortak olarak, halen Zü-rih'te oturan Sulta n Turizm sahibi Avni Karadurmuþ'un (Avni Musullulu) gemileri ile Ýtalya'ya ve Amerik a'ya sevk ettikleri, Zürih'te oturan Avni Musullulu'nun yazýhanesinde çalýþan, iyi Türkçe k n bir Ýsviçreli'nin pazarlama yaptýðý, adýnýn Paul olduðu, Ýsviçreli Paul ile Avni Karadurm tlardan yüzde 25 hisse aldýklarý, (...) Ýsviçre'nin Zürih kentinde sinemacýlýk da yapan Pau mral, kahverengi gözlü, 1.75- 1.80 boylarýnda, atletik yapýlý ve çok zengin biri olduðu ort çýkarýlmýþtýr. "Ermeni asýllý Behçet Cantürk'ün, beynelmilel bir terör þebekesinin elemanlarýndan olduðu asýnda kendi ifadesinden anlaþýlmýþtýr. Halen sorgulanmasý devam etmektir." Bu bilgiler, Atilla Aytek imzasýyla Ýnterpol'e gönderilen ilk teleks notu deðildi. Daha ö iki kez teleksle yazýþma olmuþtu; Teleks no: 3328, Tarih 5 Temmuz 1984. Teleks no: 3651, Tarih 24 Temmuz 1984. 23 Aðustos 1984 tarihinde gönderilen son tele ksten (no: 4094) sonra, Ýsviçre'den yanýt geldi. Uyuþturucu Madde Suçlarý 2. Özel Dairesi'nde görevli uz177 man dedektif Weber Urs, 29 Aðustos 1984 tarihinde hazýrladýðý raporu, Türkiye'ye gönderdi: "Ýsviçre'de ikamet eden ve þüpheli görülen þahýslar hakkýnda yapýlan ön tahkikatlar; "Karadurmuþ Avni: 3 Ocak 1980 tarihli dilekçesiyle, doðum tarihi 1942. Doðum yeri Rize/Ça i/Türkiye, Ali ve Hatice (kýzlýk soyadý Þimþek) oðlu, Nurten (kýzlýk soyadý Kurtuluþ) ile e ametgâh adresi; Nollenstrasse 17, 9050 Appen-zell (bildirimde bulunmuþtur) ve Alte L andstr. 140, 8700 Küs-nacht. "8001 Zürih, Bahnhofplatz 4 adresinde bulunan Oden Ship-ping AG firmasýnýn sahibi ve 800 4 Zürih, Manesse str. 10 adresinde bulunan Sultan Reisen (Sultan Seyahat) AG firma sýnýn hissedarýdýr. Oden Shipping AG, 1983 yýlýnda kendi gemilerini tescil ettirmemiþ, faka amburi, Dusk, Norsun ve Sunny Be-ach gemilerinin yönetimini elinde bulunduruyordu. "Paul: Kestane/kahverengi gözlü, kahverengi saçlý, sportif yapýlý. Paul adlý bu þahýs büy ki þahýsla ayný kiþidir; "Waridel Paul, Prahina/VD vatandaþý, tüccar, doðum tarihi 7 Aralýk 1941, bildirimde bulun an Bernhof str. 5, 8134 Adlis-wil adresinde karýsýnýn yanýnda ikamet ediyor. "Ýliþkiler/Bilgiler: Yapýlan tahkikatlar sonucunda Musullu-lu'nun þahsen ve firmalarla bi likte, zamanýn etkin þebeke üyeleriyle ve ayrýca yukarýda bahsettiðimiz kiþilerle, telefonl eya þahsen baðlantý kurduðu tespit edilmiþtir. Bu þahýslar; * Cantaþ Mehmet, doðum tarihi 16.2.1936 Kabataþ/Türkiye, * Parlak Mustafa Ýrfan, doðum tarihi 23.6.1946 Türkiye, * Saçaklý Tahsin Bekir, doðum tarihi 29.4.1954 Türkiye, * Waridel Paul, doðum tarihi 7.12.1941 Prahina/VD, * Göldaðý Korkmaz, doðum tarihi 10.2. 1953 Türkiye, * Priolo Salvatore, doðum tarihi 12.10. 1956 Ýtalya. 178 "Ayný zamanda Waridel Paul ile diðer þahýslar arasýnda, yukarýda adý geçen kiþiler aracýl lmuþtur. Bu baðlantýlarýn hangi nedenlerle kurulduðu bugüne kadar açýklanamamýþtýr. Fakat u yuþturucu ticaretinin finansmaný ve organizasyonuyla hiç de çeliþkili deðildir.
"Waridel Paul, 1977 yýlýnda Roma'da 2700 gram eroine el konmasý olayýyla ilgili olarak tu uklanmýþtýr. Adý geçen þahsýn sabit bir ikamet yeri yoktur. Bilindiði kadarýyla bu þahýs, b stan'da, bazen Ýsviçre'de ikamet etmekte ve sýk sýk da Türkiye ile Ýtalya'da kalmaktadýr. G lir bir kaynaktan edinilen bilgiye göre, Musullulu yýllardan beri kendi gemilerini b azmorfin nakliyatý için kullanmakta ve Waridel de Sicilya/Ýtalya'da fazla tanýdýðý olmasý n yle, bu malýn Ýtalya'ya nakli görevini üstlenmektedir. Bu tür uyuþturucu sevkýyatlarýnýn yý eri yapýldýðý düþünülmektedir. Tarih, tedarik yeri, teslim yeri ve gemi isimleri gibi somut ileri, ne yazýk ki öðrenememiþ bulunuyoruz. "Yýllardan beri Zürih'te Musullulu ve Waridel hakkýnda kuvvetli þüphe mevcut olmasýna rað nuni açýdan geçerli deliller elde edilemediði için, adý geçen iki þahýs hakkýnda ceza davas . "5 Temmuz 1984 tarih ve 3328 nolu teleksinizde adý geçen Göldaðý Korkmaz'ýn, daha önce be n þahýslarla olan baðlantýsý ispat edilebilir. Göldaðý'nýn, Musullulu/Oden Shipping firmasý ve diðerleriyle birlikte uyuþturucu iþlerini yürüttüðü konusunda çok kuvvetli þüphe mevcut yýl yaklaþýk iki ay Zürih otellerinde kalmaktadýr. Onun burada bulunduðu sýralarda tahkikat daha da yoðunlaþtýrýlmaktadýr. Bu þahýs hakkýnda bugüne kadar kanuni açýdan geçerli sayýla edilememiþtir. Fakat bu þahsýn, Zürih'teki çeþitli otellerde kaldýðý süreler içerisinde, te numaralar tes179 pit edilmiþtir ve bu numaralarla ilgili tahkikatlar sürmektedir. "Cantürk Behçet, doðum tarihi l Þubat 1950, tüccar, ikametgâh adresi, Ýstanbul/Türkiye. A Þubat 1982 tarihinde Zürih'teki Schweizerhof adlý otelde kaldýðýný göstermiþtir. Adý geçen an tahkikatlar sürmektedir. Bugüne kadar yapýlan tahkikatlar sonucunda Cantürk'ün, 24 Þubat tan 24 Mart 1982 tarihine kadar Schweizerhof Oteli'nde kaldýðýný anlýyoruz. Otel masrafý 5 in 774 Frank'týr. Adý geçen, sayýsýz telefon görüþmesi yapmýþtýr. Bu telefon görüþmeleri, b otel idaresince geçerliliðini kaybettiðinden, kayýtlarý silinmiþtir. Bu nedenle telefon num ralarý ile ilgili tahkikat yapýlamamýþtýr. Ayný þekilde Cantürk'ün baðlantý kurduðu þahýsla yaret edenlerle ilgili tahkikatlar da bu nedenle yapýlamamýþtýr. "Musullulu, Waridel ve Göldaðý, ayrýca Ýsviçre'de ikamet eden diðer þahýslar hakkýnda, Fe u Maddeler Kanunu'na aykýrý hareket etmekten dolayý ceza davasý açabilmemiz ve bunu baþarýy sonuçlandýrabilmemiz için, sizinle birlikte yürüteceðimiz iþbirliðine ihtiyacýmýz vardýr. B lmesi için ayrýntýlý ve kurumsal açýdan inandýrýcý, soruþturma yargýcý tarafýndan yapýlmýþ nim duyulmaktadýr." Yazýþmalar sürdü gitti... Bu arada Türkiye, Sarý Avni'yi Ýsviçre'den resmen istedi. Ýsviçre, iadeyi yavaþtan alýnca, Sarý Avni Bulgaristan'a gitti! O günlerde, "kaçakçýlar," sacayaðý gibi genellikle üç ülkede ikamet ediyorlardý: Türkiye, içre... PAUL WARÝDEL AJAN MI? 27 Nisan 1985. Paul Eduard Waridel, Ýsviçre'nin Kloten kentinde yakalanýyor! 29 Nisan 1985. Saat 16.00. Ticino Kantonu Cumhuriyet Savcýsý Paolo Berlasconi, Paul Waridel'in ifadesini alýyor. "Hakkýmda bir ceza kovuþturmasý açýldýðým, bu kovuþturmada uluslararasý uyuþturucu madde anmakta olduðumu ve bu nedenle tutuklanmýþ bulunduðumu sayýn Savcý bana açýkladýlar.(...) "Hikâyemi, 1977 yýlýnda Roma'da uyuþturucu iþi nedeniyle tutuklandýðým günden baþlatabili cezaevinde kaldým. Birçok önemli kiþi ile tanýþtým. Bunlardan Nunzio La Mattina, bana Musu lu ile birlikte uyuþturucu madde ticareti yaptýðým söyledi. Ben Musullulu'yu yýllar önce Tü 'den tanýyorum. La Mattina, Musullulu ile bazý kapanmamýþ hesaplarýnýn olduðunu, sorun çýkt h'teki adresini verdi, çýkýnca Musullulu ile temasa geçmemi istedi. Ben de cezaevinden çýký Musullulu ile Zürih'te iliþkiye geçtim. Zer-ringerstrasse 12, adresinde bir yazýhanesi vardý. Yazýhaneyi önce Bahnhofstrasse'ye, daha sonra Bahnhofplatz'a taþýdý. Baþýndan beri b ane, armatörlük þirketi adýna kayýtlýydý. (...) "La Mattina'nýn arkasýnda, sanýyorum, Sicilyalý Greco ailesi vardý. La Mattina'nýn adamý Antonino Rotolo) ile Mu-sullulu'nun anlaþmaya vardýðý görüþmenin tercümanlýðýný ben yaptým. aklaþýk 11 milyon dolarlýk borçlarýný ödeyeceklerdi. Musullulu ise kilosu 13 bin dolardan, kilo bazmorfin saðlayacaktý. Bu mal birkaç ay sonra Sicilya'da teslim edildi. Ben De Lugano'ya giderek, La Mattina'nýn adamý Carlo'dan 5 milyon 200 bin dolarý nakit olarak
aldým. Musullu181 lu, paralarýný Shakarchi Trading SA'ya yatýrýyordu. Bu firma, sanýyorum paralarý Musullulu' un istediði yere aktarýyordu. Ama nereye, nasýl bilmiyorum." Shakarchi Trading SA þirketinin sahibi Irak/Musul doðumlu Muhammed Þekerci'ydi. 1939 doðu lu Muhammed Þekerci, uzun yýllar Beyrut'ta yaþadýktan sonra Lübnan'da içsavaþ çýkýnca Ýsviç . Dünyanýn en büyük kara para, aklayýcýlarýndan biri olarak tanýnýyordu. Þekerci'nin, Ýstan snafý" ile çok yakýn iliþkisi vardý... Avni Musullulu, Muhammed Þekerci'nin dostu olmakla her zaman övünüyordu. Ýsviçre'de kalma kilde ona borçluydu. Nasýl mý? Elisabeth Kopp, Ýsviçre'nin Adalet Bakaný'ydý. Kocasý Hans W. Kopp ise, çok iyi bir maaþ archi Trading SA'nýn Baþkan yardýmcýlýðý görevini yürütüyordu. Kopp Ailesi'nin ayný zamanda bir hukuk bürosu vardý. En iyi müþterisi ise Avni Musullulu' . Sarý Avni'ye Ýsviçre'de ikamet etmesini Kopp'larýn hukuk bürosu saðlamýþtý. Adalet Bakaný Bayan Kopp'un emrindeki Konfederasyon savcýsý, Türkiye'nin Sarý Avni'nin ia ini resmen istediði evrakýn üzerine, "tutuklanmayacak" notu düþüyordu. Ýþ büyüyüp, Amerika Avni Musullulu'nun tutuklanmasýný isteyince, Kopp'larýn hukuk bürosu Sarý Avni'ye, Bulgari stan'a gitmesinin zamaný geldiðini söylediler. Giyom Tell'in ülkesi Ýsviçre'de ne karýþýk iþler oluyordu... Aslýnda Ýsviçre'yi Nazým Hikmet'ten daha güzel anlatan yoktu: "Ýsviçre'ye bilirsin gülüm/dilsiz kasasý derler, /bir yerlerden, bir þeylerden kaçýrýlan .) "Ve rahat karlý gecelerinde Ýsviçre'nin/yýldýzlarý biraz da/gözyaþlarýmýzla yýkanýp yanmý 182 AMERÝKA KOKAÝN ÝSTÝYOR 1980'li yýllarýn baþýndan itibaren Amerika'da eroin talebi azaldý. Amerikalý eroini býrak kullanmaya baþlamýþtý. Sarý Avni gibi bazmorfin ticareti yapanlarýn eski havasý kalmamýþtý arý Avni de, Behçet Cantürk gibi yakýn arkadaþlarýna "bazmorfin iþini býrakacaðýný" söylemi Paul Waridel Ýsviçre'deki ifadesinde Sarý Avni'nin son günlerini þöyle anlatýyor: "Musullulu ile Sicilyalýlar arasýndaki bazmorfin ticareti 1983 yýlýnda sona erdi. Musullu u'nun, kendisine uyuþturucu saðlayan kiþilere azami borç takarak, uyuþturucu kaçakçýlýðýna planlamýþ olduðunu anladým. Hattâ Carlo'ya, iki milyon dolar kadar borcu vardý. Çünkü Carl edelim peþin öderdi. Musullulu, son kez aldýðý paranýn karþýlýðýnda, bazmorfin vermemiþti. a Musullulu, büyük bir telaþ içindeydi. "Musullulu'ya, Sicilyalýlara sattýðý bazmorfini saðlayan iki kiþinin Zürih'e gelmiþ olduð m. Gelen kiþilerden birinin adý Cantürk'tü. Kendisi Kürt'tü, Cantürk adlý bu kiþi ha len Tü Musullulu'nun kýzýnýn kocasý Korkmaz adlý kiþiyle birlikte tutukludur. Musullulu kendisine uyuþturucu saðlayan, diðer Türkler gibi bu ikisine de borç takýnca, hepsi onun peþine düþtü ne gürültü koparýldý ki. Türk polisi de durumdan haberdar oldu. (...) "Ben 1982/83 yýllarýnda Musullulu ile Carlo arasýnda iliþki kurma görevini yürüttüm. (... lu'nun, La Mattina'ya yaklaþýk 40 milyon dolarlýk bazmorfin saðlamýþ olduðunu duydum. "Þunu söylemek isterim ki, Ýsviçre'de yapmýþ olduðum þeylerin hiçbirini saklamaya çalýþma ya da kesin belirtmediklerim varsa, iyi niyet göstermediðim için de183 ðil, sadece hafýzamýn kusurundandýr. Bana belirli ve kesin sorular soracak olursanýz, beli rli ve kesin yanýtlar verebilirim. Bu" ilk sorgulamada yaptýðým açýklamalarla, iþbirliði is lduðunu tahmin ederim. Zürih polisinden, Pakistan ile yapýlan büyük bir uyuþturucu madde ka usunda, kendileriyle yapmýþ olduðum iþbirliðinin sorulmasýný isterim." Paul Waridel, son cümlesi ile "ajan" olduðunu ima ediyordu. Waridel, sorgularýnda çok ilg nç olaylarý aydýnlýða çýkaracaktý... ESRARENGÝZ OLAYLAR Paul Waridel'in Ticino Kantonu Cumhuriyet Savcýlýðý'ndaki sorgulamasý ertesi gün saat 14. yeniden baþladý: "1977 yýlýnda yaz tatilimi Roma yakýnlarýndaki Fregene'de, ailemle geçiriyordum. Antika t reti yapan Yunanlý Blioumis Konstantino adlý arkadaþým beni, Atina'da çalýþtýðýný söylediði yuþturucu ile Mücadele Örgütü) ajaný ile tanýþtýrdý. Bu ajanýn þimdi adýný hatýrlamýyorum a e girmek isteyen biriydi. Bana nereden uyuþturucu bulunabileceðini sordu. Türkiye'de b
ulunan, o zaman adý Kara-durmuþ olan Musullulu'ya telefon ettim. Musullulu isteðimi ka bul etti ve bana, içinde 3 kilo eroin bulunan bir otomobil gönderdi. Uyuþturucu madde, Yunanlý Konstantino'ya ait bir gezinti gemisiyle Fiumicino limanýna getirildi. Bu a rada benim haberim olmadan 3 kilo eroin, evimin bahçesine gömülmüþ. Ýtalyan polisi baskýn y uyuþturucuyu buldu ve beni tutukladý." Musullulu'nun gönderdiði, DEA ajanýna verilecek 3 kilo eroini Ýtalyan polisi yakalýyor! K n eli kimin cebinde belli deðil... Paul Waridel'in anlattýklarý uyuþturucu trafiðinin Avrupa boyutunu gözler önüne getiriyor 184 "Carlo'nun adamlarý, Musullulu'nun Panama bandýralý gemileriyle telsiz ile temas kuruyor ardý. Sonra açýk denizde gemiye yaklaþýp bazmorfini alýyorlardý. Musullulu'nun sattýðý bazm tarý o kadar büyüktü ki ancak gemilerle taþýnabiliyordu. (...) "Bildiðim kadarý ile Musullulu'nun Ýsviçre'de gerek kendi adýna, gerekse þirket adýna sa ev, arazi ve apartman yoktu. Öðrendiðime göre Eylül 1984'te, yani Musullulu Zü-rih'ten git eden önce, Mercedesini de satmýþ. (...) "1981 yýlýndan 1983 yýlýna kadar, Cantürk'ü iki kez, Kork-maz'ý üç kez Zürih'te gördüm. lulu'ya bazmorfin saðladýklarýný anlamýþtým. Musullulu Zürih'ten gittikten sonra bu ikisini daha görmedim. Daha sonra Türk gazetelerinden öðrendiðime göre, ikisi de tutuklanmýþtý. Can eni terör örgütü ASALA'ya yardým eden bir Kürt aþiretinin baþýymýþ. Benim bildiðim kadarýyl li bir kiþiydi. "Türk gazetelerinde, Musullulu'nun tabanca ve tüfek gibi ateþli silahlarýn kaçakçýlýðýný kudum. Musullulu, bunun eski bir hikâye olduðunu söylemiþti. Ben Musullulu'nun silah kaçakç týðýný ne gördüm ne de biliyorum. (...) Musullulu, Ýsviçre'de Atilla Öksüz adýný kullanýyor a Atilla diyordu. Atilla Öksüz adýna pasaportu vardý. Türkler arasýnda benim adým ise Pol i " ÝTALYANLAR WARIDEL'ÝN ÝFADESÝNÝ ALIYOR 17 Mayýs 1985 tarihinde Ýtalya'dan gelen Palermo Sorgu Yargýcý Dr. Giovanni Falcone de, l Waridel'i sorguladý. Ýtalya'da Paul Waridel hakkýnda; uyuþturucu madde kaçakçýlýðýna suç ortaklýðý ve uyuþtur girmek iddiasýyla dava açýlmýþtý. 185 Palermo sorgu yargýcý Dr. Falcone, Paul Wariderden, Mu-sullulu ile Ýtalya'nýn ünlü mafya arýndan Pipo Ferrera'nýn iliþkisini öðrenmek istiyordu. "Ferrera çok saygý gören biridir. Çünkü önemli bir mafya kuruluþunun baþýdýr. Osman adlý lulu ile tanýþtýðýný, Musullulu'nun Dusk adlý gemisini satýn almak istediðini ve önpara ola 6 bin dolar verdiklerini biliyorum. Para doðrudan doðruya Musullulu'nun hesabýna deðil, benim hesabýma gönderildi. Çünkü anlaþma yapýldýðýnda hep birlikte bir lokantada idik. Musu ka hesap numarasýný ha-týrlayamadý, bu nedenle benim hesabýma yatýrýldý. Musullulu parayý a raðmen, bilmediðim nedenlerden ötürü gemiyi teslim etmeyi geciktiriyordu. Sonunda Ferrera bu iþten sýkýlýp, büyük para ödemesine raðmen iþin peþini býraktý. (...) "Behçet Cantürk adlý Türk'ü tanýrým. Bu kiþinin Türkiye'de tutuklanmýþ olduðunu, hattâ iþ im. Bu adamýn ne yolda ifade vermiþ olduðunu ve ifadesinin beni ne derece ilgilendirdiði ni bilmiyorum." Sorgu Yargýcý Dr. Falcone, Behçet Cantürk'ün Türkiye'de verdiði ifadenin, Paul Waridel il i bölümünü okudu. Wari-del sinirlendi: "Söylediklerinin hepsi uydurmadýr. Kendisi, uyuþturucu madde iþinde Musullulu ile birlikt olabilir ama ben bunu bilmiyorum. Bunun dýþýnda söylediklerinin tümü yalandýr. Kendisini Z te Musullulu'nun yanýnda iki kez gördüm. Birlikte Musullulu'nun aldýðý gemiyi görmeye gitti Bir gece gemide kalýp eðlendik." Palermo Ceza Mahkemesi 11 Haziran 1985 gün ve 179/85 sayýlý yazýsýyla, Türkiye'de tutuklu nan Behçet Cantürk ve Korkmaz Göldaðý hakkýnda, Ýtalya'ya 5 ton bazmorfýn gönderdikleri içi müzekkeresi çýkardý. Olayýn boyutlarý, Türkiye, Ýsviçre ve Ýtalya'dan sonra Amerika Birleþik Devletleri'ni de cak kadar büyüyordu... 186 AMERÝKALILAR DA SORGULUYOR 14 Haziran 1985. Saat 14.00.
Paul Waridel'in yeni "konuklarý" ABD'den gelmiþlerdi! Amerika Birleþik Devletleri, New York Güney Bölge Hakimi Edmund L. Palmer, ayný mahkemeni Savcýsý Rudolph W. Giulani, Savcý Yardýmcýlarý Louis Freeh, Robert Bucknam ve ABD Adalet B kanlýðý temsilcileri Robert Stewart, Robert Boylan ve John Arterberry'den oluþan, kalaba lýk "ABD heyeti" Ýsviçre Ticino Kantonu Mahkemesi'nde Paul Waridel'in ifadesini almak için hazýrdýlar. "Yemin etmeyeceðini" belirterek konuþmasýna baþlayan Paul Waridel, 149 sayfa tutan ifades nde, yeraltý dünyasý ile istihbarat örgütlerinin ne kadar içli dýþlý olduðunu anlatýyordu: -Bay Waridel son bir yýl içinde DEA ajaný gibi, hiçbir Amerikan istihbarat elemanýyla konuþtunuz mu? - Evet. - Ajanýn ismini hatýrlýyor musunuz? - Ýlk ismini anýmsýyorum. - Adýnýn Greg Passic olduðunu söylersem, hatýralarýnýzý ta zeler mi? - Bay Passic'i tanýyordum. - Bay Passic veya bir baþka Amerikan ajaný, buradaki açýkla malarýnýz hakkýnda, 'ABD'de yargýlanmayacaksýnýz' gibi bir söz verdi mi? - Hayýr. - Size söylemek zorundayýz; buradaki ifadelerinizden dolayý ABD'de yargýlanabilirsiniz. - Uyarýnýz için teþekkür ederim. Ýsviçre'de yargýlanýyorum. Sanýyorum hiçbir kanun, ayný suçtan dolayý beni, her iki ülkede 187 ayrý ayrý yargýlamayacaktýr. Ýki kere cezalandýrýlacaðýmý sanmýyorum. -Yanýlýyor veya haklý olabilirsiniz. (...) - Bay Waridel Yaþar Musullulu adlý þahsý tanýyor musunuz? - Evet, tanýyorum. - Bay Musullulu'yu baþka bir isim ile tanýyor musunuz? - Tanýþdýðým zaman adý Avni Karadurmuþ'tu. Baþka bir ismi daha vardý: Atilla Öksüz. - Bay Musullulu ile Batý Almanya'da bir iþ yaptýnýz mý? - Kendisini Münih'te, arada sýrada görürdüm. Çünkü ben de, o da Türk lokantalarýnda yemek yiyorduk. Bulgaristan gümrü ðüne uyuþturucu maddelerinin takýldýðýný söylemiþti. 1976 yý lýndan beri biliyorum ki, Musullulu'nun Bulgaristan'la büyük temasý vardý. Orada birçok arkadaþý vardý. Bulgaristan'daki þir ketlerin yöneticileri ile çok samimi idi. Bulgaristan'la sýk sýk te lefon konuþmasý yapardý." YUNAN GÝZLÝ SERVÝSÝ Paul Waridel, Ýsviçre ve Ýtalyan savcýlarýna söylediklerini, Amerikalýlar'a da uzun uzun Ancak ilk kez istihbarat örgütleri ile iliþkilerinden ayrýntýlý bir biçimde bahsediyordu: (...) - Bay Waridel, DEA ajaný Passic ile Ocak 1985 yýlýnda yap týðýnýz görüþme talebi kimden geldi? - Ýsviçre polisinden tanýdýðým bir arkadaþýma, yurtdýþýnda büyük bir uyuþturucu madde ticaretinin organize edildiðini söy ledim. Kendisi de bu gerçekleri, uluslararasý alanda müdahale edebilecek bir Amerikan ajanýna söylemem gerektiðini belirtti, - Bay Waridel, gerek Ýsviçre'de, gerekse bir baþka ülkede, bize anlattýklarýnýz dýþýnda, hiçbir istihbarat elemaný ile konuþ tunuz mu? 188 - Kesin cevap vermem zor. Zira çok genel bir soru. Eþim, çok eski gelenekleri olan, yüksek seviyeli memurlarýn olduðu bir Yunan ailesinden gelir. Yunanistan'da, Yunan polisine veya
Yunan Gizli Servisi'nden pek çok memura, 'günaydýn' veya 'iyi akþamlar' demem gerekiyordu. - Bay Waridel ne demek isteðimizi biliyorsunuz. Örneðin, Bay Musullulu'nun bürosunda yaptýðýnýz tercümelerden hiçbir istihbarat görevlisine veya polise bahsediyor muydunuz? - Evet. Bir Yunanlý arkadaþýma söyledim. - Arkadaþýnýz Yunan hükümetinin memuru muydu? - Evet. - Bu bilgileri arkadaþýnýza, yüksek miktarda bazmorfin kaçý ran kiþilerin yakalanmasý için mi söylediniz? - Evet. - Bu Yunanlý arkadaþýnýz bir polis memuru muydu? - Yunan Gizli Servisi, KYP'dendi. Yüksek seviyede biriydi. - Kendisine bilgi verdikten sonra, ne yapacaðýný sordunuz mu? - Yunan Gizli Servisi ile olan iliþkilerimi, temaslarýmý Ýsviç re makamlarýna anlatacaðým. Bu konuyla ilgili olarak sizin so rularýnýzý yanýtlamayacaðým. -Bay Waridel, biliyorsunuz bu sorgu celsesi bittiði zaman size baþka soru sorma þansýmýz olmayacak." Araya Ýsviçreli hakim Giordano Zeli giriyor. Amerikalý savcýlara, "Bunun doðru olmadýðýný gerekiyor. Bir soruþturma talebinde daha bulunabilirsiniz. Ayrýca Bay Waridel, isted iði soruya cevap vermeyi reddedebilir" diyor. Ýsviçreli halcimin uyarýsýndan sonra, Waride l þöyle konuþuyor: -Yunan memuru ve onu takip eden diðer temaslarým hakkýn da, burada konuþmak istemiyorum. Benim Yunanlýlar'la ve Ýs viçre makamlarýyla olan baðlantým, açýklýða kavuþturulduðu za man kendilerine yanýt vereceðim. Þimdilik bu konuda konuþ mayacaðým. 189 - Peki baþka sorulara geçelim. Bay Musullulu'ya karþý hiç polis harekâtý yapýldý mý? - Musullulu, polis harekâtlarý konusunda, her zaman Türkiye polisinden bilgi alýyordu. Türk polisinden, kendisine yapýlacak her operasyonu anýnda öðreniyordu. Kendisi, olaylarý daima ön ceden biliyordu. - Siz La Mattina'dan aldýðýnýz 5 milyon dolarý Bay Musullu lu'ya verirken, polisin bilgisi vardý. Neden baskýn yapmadý? - Bu tip meselelerde, polis operasyonlarýnýn sizin dediðiniz gibi, 'git parayý al, bir çuval paraya el koy' þeklinde yürüdüðü nü tahmin etmiyorum. Genel usulün öyle olduðunu sanmýyo rum. - Peki beyefendi, o paranýn herhangi bir kýsmýna herhangi bir hükümet ajaný tarafýndan el konulduðunu biliyor musunuz? - Hayýr. - Parayý almaya gidip geldiðinizde, sizi izleyen herhangi bir gizli ajan var mýydý? - Bilemem. - Bay Waridel sandýðým kadarýyla siz, 1984 Haziran veya Temmuz ayýnda Bay Musullulu ile tartýþmýþsýnýz. - Evet. Benim ona söylediklerim ve onun bana 'hamamböce ði' demesinin ne manasý var, anlamýyorum. - Söz münakaþasýndan baþka, mücadele de olmuþ, örneðin Bay Musullulu'nun üzerine benzin attýnýz mý? - Kendisine bir tokat attým ancak alev alýp almadýðýný bilmi yorum! - ABD hükümetinden herhangi bir kiþiye, Bay Musullulu hakkýnda sohbet ederken, üzerine benzin döküp yaktýðýnýzý söy
lediniz mi? - Bana ne sormak istediðinizi anladým. Ajan Passic sanýrým yanlýþ anlamýþ. Onun Almancasý, benim de Ýngilizcem çok kö tüydü. 190 - Bay Passic'in, sizin Bay Musullulu'yu yakma giriþiminiz den bahseden bir teleksi ABD'ye gönderdiðini biliyor muydu nuz? - Ýlk kez sizden duyuyorum. Ancak Bay Passic'in duydukla rým ülkesine rapor ettiðini tahmin edebilirim. - Bay Passic dýþýnda Amerikalý baþka bir yetkili ile konuþtunuz mu? - ABD Hükümetinin Ýsviçre'de temsilcisi olarak sadece Bay Passic'i biliyorum. Baþka Amerikalýlar'la da konuþtum. Ancak onlarýn ABD Hükümetinin temsilcisi olup olmadýklarýný bilmi yorum. - Bu kiþiler, polis tipi faaliyetlerde bulunan kiþiler miydi? - Evet. - Hep Amerikalýlarca mý konuþtunuz? - Hayýr Fransýzlar'la da, Ýspanyollar'la da konuþtum. - Fransýzlar ve Ýspanyollar ile buluþma teklifi kimden geldi? - Bütün bu toplantýlarý, Ýsviçre/Zürih'teki polis arkadaþým organize ediyordu. - Her iki ülkenin ajanlarý ile burada konuþtuklarýmýz üzerine mi görüþtünüz? - Hayýr, bir baþka uyuþturucu grubu vardý. Onlar hakkýnda sohbet ettik. Bu konularda Ýsviçre polisinin kesin raporlarý var dýr. Herþey günü gününe zapta geçirilmiþtir. - Peki diðer uyuþturucu grubunun içine ne zaman girdiniz? - 1984. - Bay Musullulu ile ayrýldýktan sonra mý? - Evet. (...)" Paul Waridel'in kimliði ve ne iþ yaptýðý konusunda, Amerikalýlar'ýn kafasý karýþmýþtý. Wa leriyle iliþkisi konusunda bundan sonraki sorulara yanýt vermedi. Ýsviçreli hakim de dur uþmayý bir sonraki güne býraktý. Paul Waridel ertesi gün sadece Sicilyalýlar'la ilgili soru yanýtladý. 191 18 Haziran 1985 tarihinde, Ýtalya/Palermo Mahkemesi Sorgu Yargýcý Dr. Giovanni Falcone, Roma Mahkemesi Sorgu Yargýcý Dr. De Cesare, Palermo Emniyet Müdürlüðü'nden Komiser yardýmcý o Cassara, Roma Gümrük Polisi'nden Yüzbaþý Gaetano Casagrande, Waridel'i yeniden sorgulama k istediler. Paul Waridel, Ýtalyanlar'a, "Ailemin ve benim can güvenliðim saðlanmadan artýk konuþmayac i. Bu arada bir isteðini de iletti: "Roma'daki DEA ajaný Franciosa Jerry ile konuþmak istiyorum. Mutlaka buraya gelsin, benimle konuþsun." 15 Aðustos 1984 tarihinde Behçet Cantürk'ün, Ýsviçre- Ýtalya ve ABD ile baðlantýlý, kaçak e ilgili ifadesi tekrar alýndý. Behçet Cantürk daha önceki ifadelerinden farklý birþey söyl rdu: "Avni Karadurmuþ, Ýsviçreli Paul'ün aracýlýðýyla Amerika'ya bazmorfin gönderiyordu. Bu benim hissem yüzde 25'tir. Bizim gönderdiðimiz uyuþturucularý alan Amerikalýlarýn baþýnda minde, New York'ta oturan yaþlý birinin olduðunu duymuþtum. Ona malý veren kiþi ise Ýtalyan toni adýnda biriydi. Ayrýca Alberto adýnda bir Ýtalyan daha vardý. Soyadlarýný bilmiyorum. görsem tanýrým. (...)" Behçet Cantürk ile baþlayan, Paul Waridel ile süren sorgulamalar sonucunda Ýtalya'da 706 tutuklandý. Cezaevine konanlar arasýnda Giovanni Abbate gibi ünlü mafya babalarý da vardý Cantürk ve Waridel'in açýklamalarý ABD'de 138 sayfalýk bir iddianamenin hazýrlanmasýna ne uþtu. Amerikalýlar'a göre, bu, tarihlerinin en büyük uyuþturucu davasýydý. Amerika Birleþik Devletleri'nde, çoðunluðu Sicilyalý 336 kiþi yakalanýp, cezaevine konmuþ 192
PIZZA OPERASYONU ABD, Türkiye'de haþhaþ ekiminin yasaklanmasý için, siyasi ve ekonomik tüm gücünü kullandý nde uyuþturucu kullananlarýn sayýsý 500 bin kiþiydi. Bugün bu rakam 20 katýný aþtý.. ABD'de on kiþi sürekli uyuþturucu kullanýyor. Bu ülkede "uyuþturucunun ticari hacmi" 50 milyar dolarý geçti. Mafyanýn kazancý; ITT, Gen Motors, General Electric, Ford Motor, IBM, Chrysler, RCA gibi dev þirketlerden dah a fazlaydý! Dünyadaki yasadýþý uyuþturucu ticaretinin deðeri ise yýlda 500 milyar dolar! Bu rakam, ul asý petrol sanayiinin tüm kârýndan fazlaydý. Kârlýlýkta, silah ticaretinden sonra ikinci sý rucu alýyordu... Doðaya, insana ve mesleðine yabancýlaþan, umutsuz, yýlgýn Amerikalýlar, mutluluðu uyuþtur u. ABD sistemi, insaný yýkýma uðratan uyuþturucu karþýsýnda çaresiz kalýyordu. Uyuþturucu mafyasý ABD'yi "bir örümcek aðý" gibi sarmýþtý. Ýtalyan göçmeni Salvatore Catalano'nun, New York'ta þirin görünüþlü küçük bir pizza dükkâ Salvatore Catalano pizza dükkânýndan kazandýklarýný Ýsviçre ve Ýtalyan bankalarýna yatýrý zaman da çekiyordu. Yatýrýlan ve çekilen para öyle "üç- beþ kuruþ" deðildi. Ýnanýlmayacak b para deðiþimi yapýlýyordu. ABD'nin Federal Soruþturma Bürosu (FBI), bu küçük pizza dükkâný kýl erdirememiþti. Sonunda paralarýn nereden geldiði anlaþýldý. ABD'yi bir baþ-tan diðer baþa kuþatan pizza uþturucu satýlýyordu. 193 Fikrin yaratýcýsý, Palermo Mafyasýnýn önemli "Babalarýndan" Tommaso Buscetta'ydý. "Baba" Brezilya'da yakalandý. Ülkesi Ýtalya'ya iade edildi. Cezaevinden kaçtý. Brezilya'ya yerleþt . Estetik ameliyat yaptýrdý. Ýþleri yoluna koydu, Brezilya'dan ABD'ye uyuþturucu göndermeye baþladý. Okyanus ötesinde iþler iyiydi ama Sicilya'da karýþýktý. Buscetta'ya uyuþturucu, Si rinden geliyordu. Ancak Sicilya mafyasýnýn önde gelen isimlerinden, Luciano Ligio'nun ünü ve etkisi adada giderek artýyordu. Brezilya'ya yapýlan sevkýyatlara zorluk çýkarýyordu. Tommaso Buscetta gizlice Ýtalya'ya geldi. Mafya arasýnda kanlý çatýþmalar baþladý. Buscet unu, kardeþini, yeðenini ve üç yakýn adamýný kaybetti. Yenilmiþti. Tekrar Brezilya'ya döndü nýnda yakalandý. Cezaevine kondu. Hücresinde intihara teþebbüs ederken ölümden kýl payý kur 1984 yýlýnýn Haziran ayýnda Brezilya'ya gelen Palermo Savcý Yardýmcýsý Vincenzo Geraci'ye erinin hepsini anlattý. Dattilo Sebastiano, 1923 Mýsýr/Ýskenderiye doðumluydu. Yýllarca Sicilyalýlarýn uyuþturucu rinde kaptanlýk yapmýþtý. Ayný zamanda dünyaca ünlü bir "kimyagerdi." O da, 1984 yýlýnda Ýt alanýp cezaevine konanlar arasýndaydý. Tutuklu bulunduðu Ýtalya/Palliano Cezaevi'nde bildi klerini anlattý. Avni Musullulu'yu, Paul Waridel'i tanýyordu. "Musullu-lu'nun Dusk a dlý gemisinden, Yunanlý armatör Franco Pal-mos'un gemisi Alexandros'a nasýl bazmorfýn akta rdýklarý"ný anlattý. Türk- Yunan- Sicilya mafyasýnýn nasýl iþbirliði yaptýðý konusunda deta i... Brezilya'da Tommaso Buscetta, Ýsviçre'de Paul Waridel, Ýtalya'da Dattilo Sebastiano ve Tü kiye'de Behçet Cantürk'ün ifadeleri, ABD'nin "Pizza Operasyonu'na baþlamasý için yeterliydi .. Pizza Operasyonu sonucunda Amerikalýlar ilginç bilgilere ulaþtýlar: "Dünyanýn önde gelen ekesi 'Pizza Connecti-on'a en fazla bazmorfini Türk Yaþar Avni Musullulu ve örgütü 194 saðlýyor; Musullulu, genellikle 500'er kiloluk balyalarla yollanan bazmorfini, Sicil ya'dan 70 mil uzaklýktaki bölgelere kadar teslim etme garantisi ile gönderiyordu." ABD Narkotik Bürosu tarafýndan hazýrlanan rapora göre; Sarý Avni, Ýsviçre'den götürdüðü 6 it para ile Bulgaristan'a gitmiþti. Türkiye'ye girebilmek için bir MÝT görevlisine 750 bin dolar rüþvet teklif etmiþti. Sarý Avni'nin kime rüþvet teklif ettiði açýklanmadý. Bu arada Türkiye, "Pizza Operasyonu" asýnda en büyük katkýyý kendisinin yaptýðýný düþünüyordu. Emniyet Genel Müdür Yardýmcýsý Üm iþmelerden, Sýkýyönetim 4 nolu Askeri Mahkemesi'ni bilgilendiriyordu: "Teþekkül vücuda getirerek milletlerarasý uyuþturucu madde kaçakçýlýðý yapmak suçundan sa rkadaþlarýnýn diðer ülkelerdeki suç ortaklarýnýn yakalanmasý için 20.8.1984 tarihinde ilgil ere bilgi verilmesi üzerine, Ýsviçre ve ABD'de PÝZZA OPERASYONU diye adlandýrýlan bir seri perasyonlara baþlandýðý, Behçet Cantürk ve arkadaþlarýnýn kurmuþ olduklarý þebekenin diðer
andýðý bildirilmiþtir..." Pizza Operasyonunun "kahramanlarý" Mamak Askeri Ceza-evi'nde boþ durmuyorlardý... SUÝKAST ÝHBARI Ankara Sýkýyönetim Komutanlýðý 4 numaralý Askeri Mahkemesi, 21 Eylül 1984 tarihinde saat yine duruþmasýz olarak toplandý. Mahkeme Behçet Cantürk, Fettah Cantürk, Mehmet Tahir Canpo at, Abdulbaki Maltaþ, Bedri Ýstanbullu, Aziz Cantürk ve Faruk Beskisiz'in tutukluluk h alinin kaldýrýlmasý hususunda avukatlarýnýn taleplerini karara baðladý. Mah-keme, sanýklarý irecek bir karar almadý. 195 Mahkeme, dört gün sonra ise, Behçet Cantürk, Hidayet Kaþan, Akile Dilek Alev, Mehmet Han at, Nizamettin Cantürk ve Abdulkadir Takan'ýn emniyetçe geçici olarak zapt altýna alýnan me kul ve gayrimenkulleri hakkýnda þu görüþünü bildirdi: Savcýlýk mütalaasýnda hangi eþyalarýn lduðu ve hangi sebeplerden dolayý zaptýnýn istendiði hususu belirtilmediðinden, þimdilik bu nuda herhangi bir karara varmamýþtýr. Bütün paralarýna ve gayrimenkullerine geçici olarak elko-nulduðu için Cantürkler geçim sý Mahkeme, 26.10.1984 günü Nizamettin Cantürk için toplandý. Bir ay önce gýyabi tutuklama k ilen Nizamettin Can-türk'ün tutuklama kararý bu kez vicahiye çevrildi. Cantürkler, vekilleri aracýlýðýyla, ceza almamak için sürekli dilekçe veriyorlardý. Ancak ahkeme," idam cezasýný çoktan vermiþti. Basýn, Cantürkler'in "iplerini" çoktan çekmiþti: Hürriyet gazetesi, 7 Kasým 1984 tarihinde "Ýhanet Dosyasý" adlý bir dizi yayýna baþladý. k'ün polis ve MÝT ifadelerinin yer aldýðý bu diziye ilk tepki, avukat M. Cevdet Yardým'dan eldi. Avukat Yardým, Ankara Sýkýyönetim Komutanlýðý Askeri Savcýlýðý'na suç duyurusunda bulunuy savunma görevlisi olarak, yasal nedenlerle dosyayý tetkik imkanýna sahip bulunmadýðýmýz hal kim tarafýndan ve ne maksat ve hakla, ilgili gazeteye soruþturmayý etkileyecek, karar organlarýný þüpheye düþürecek ve halkýn husumetini tevhit edecek þekilde bir yayým baþlatm n soruþturmanýn özel maksatla yapýldýðýnýn kanýtýdýr." Behçet Cantürk'ün vekili, daha Askeri Savcýlýða dilekçesini vermeden, Savcýlýk, Sýkýyönet urdurulmasýný isteyen yazýsýný göndermiþti bile. Ancak savcýlýðýn yayýnýn durdurulmasýný is i vardý: "(...) Bu soruþturmalarýn devamý olan operasyonlar yürütülmektedir. Soruþturmanýn, oruþturmasýnýn gizliliði esaslarý içinde yürütülmesi gerektiðinden baþka, bu soruþturmaya h 196 karartýlmasýný önlemek, soruþturmanýn saptýrýlmasýný engellemek ve soruþturmayý yapacak kiþ kileme çabasýný önlemek bakýmýndan, soruþturma konularýnýn tümünü kapsayacak þekilde yayýn gazetede baþlatýlan ve devam edeceði anlaþýlan yayýmýn derhal durdurulmasýný emirlerinize a im." 4'üncü Kolordu ve Ankara Sýkýyönetim Komutaný Korgeneral Ýbrahim Türkgenci'nin emri ile y uldu. Korgeneral Türkgenci, gazetelere "unuttuklarý" 5680 sayýlý Basýn Kanu-nu'nun 30'uncu maddesinin birinci fýkrasýný hatýrlatýyordu: "Ceza kovuþturmalarýna ait talep ve iddianame le kararlarýn ve diðer her türlü vesika ve evrakýn, aleni duruþmada okunmasýndan, hazýrlýk soruþturmalarda takipsizlik veya yargýlamanýn men'i, tatili veya düþmesi kararý verilmesind n önce yayýmlanmasý yasaktýr." Basýn, özellikle askeri darbeler döneminde bu kanunu hep gör-memezlikten geliyordu. Medya a, yasayý askerler anýmsatýyordu! Behçet Cantürk'ün ifadesini Hürriyet gazetesine MÝT 'in sýzdýrdýðý iddia ediliyordu. O günlerde, Cantürkler ile ilgili haberler, sadece Türkiye basýnýnda yer almýyordu. Alman lü Quick dergisinin kapak fotoðrafý ilginçti: 06 RT 999 plakalý lacivert Mercedesin ön tamp nuna ayaðýný dayamýþ, gri takým elbiseli, beyaz dik çizgileri bulunan siyah gömleðinin üç d çoraplý, siyah ayakkabýlý, elinde Malboro sigarasý bulunan genç adamýn adý Nizamettin Cant Quick dergisi, Türkiye'den Almanya'ya gelen uyuþturucu konusunda bir araþtýrma yapmýþtý. Kaçakçýlýk Savcýsý Hans Heliman, dergiye þu açýklamayý yapýyordu: "Türkler bizim için 1977 oldu. Gün geçtikçe sayýlarý artýyor. Son günlerde yakalananlarýn hepsinin Lice'den geldiði dý. Bu yüzden yakalanmalarý da kolay olmaya baþladý. Bizce Lice, mükemmel eroin laboratuvar arý olan bir yer." 197 Sýkýyönetim Komutanlýðý yurtdýþýndaki yayýnlarý engelleyemedi. Ancak bir baþka önemli ola "Mamak Özel Askeri Ceza ve Tutukevinden çýkarýlarak, ortaya çýkan yeni bir suçu nedeniyle
Müdürlüðünüz mensuplarýna teslim edilen Korkmaz Göldaðý ile Behçet Cantürk'ün yüzleþtirilme n, 2 gün süreli teslimi, ilgili yazý ile talep edilmekte ise de; alýnan istihbari bilgi ve dokümanlardan, adý geçenin, kaçma, kaçýrýlma ve bilhassa yaþamýna son verilebileceði kon yumlar alýndýðýndan; yüzleþtirme iþleminin Mamak Özel Askeri Ceza ve Tutukevi Müdürlüðü içe bilgi edinilmesini rica ederim." Ankara Sýkýyönetim Komutanlýðý 4 Aralýk 1984 yazýsý ile Emniyet Genel Müdürlüðü'nü, Behçe kast için uyarýyordu. ÝDAMI ÝSTENÝYOR 52 sanýklý davanýn iddianamesi, 7 Þubat 1985 tarihinde Sýkýyönetim Askeri Savcý Yardýmcý fýndan hazýrlandý. (Evrak no: 1984/356 Esas no: 1984/356 Ýdd. no: 1985/38) Behçet Cantürk'ün bir numaralý sanýk olduðu davanýn iddianamesi 13 sayfa tutmuþtu. Uyuþtu lah kaçakçýlarýnýn davasý birleþtirilmiþti. "Salt ticari kazanç amacýyla uyuþturucu madde kaçakçýlýðýný meslek haline getirmiþ olan b açakçýlýðýn icrasýný kolaylaþtýrmak, yüksek kazanç saðlayan bu faaliyeti tekelleþtirmek mak larý arasýnda Türkiye'de faaliyet gösteren terör odaklarý ile de sýký bir iþbirliði içerisi ir. "Uyuþturucu madde kaçakçýlýðý yolu ile saðlanan gelirler, baþka yasadýþý faaliyetlere kay yüksek ka198 zanç getiren diðer yollara, bu kazancýn büyük bir kýsmý, örneðin silah, altýn, döviz kaçakç eslenerek ülkenin siyasi, ekonomik çýkarlarýna uyuþturucu kaçakçýlarýnýn þahsi ticari menfa ih edilmiþtir. Bu ticari kazançlar yasal ticari þirket faaliyetleri gibi gösterilmeye çalýþ de, aile þirketi olarak kurulan bu kuruluþlarýn ticari faaliyetlerinin murakabelerind e, sanýklarda tesbit edilen mal varlýklarý ve yüksek servetleri yaratacak nitelikte olma dýðý görülmüþtür. "Örnek olarak Behçet Cantürk ve akrabalarýna ait Bursa Boru ve Profil Sanayi Anonim Þirke nin sadece kuruluþu bulunup, bu þahýslara geçtikten sonra herhangi bir ticari faaliyetin in olmadýðý, keza ayný þahýslara ait CAN- SAN Kimya ve Sanayi Ürünleri A.Þ.'nin de sadece, afýndan ithal edilen kos-tik maddesinin satýþýný saðlamak suretiyle iþ yaptýðý, komisyon ni iþlerinden baþka, herhangi bir ticari faaliyetinin olmadýðý saptanmýþtýr.Oysa sermayedarla bit edilen þahsi servetlerinin bu yolla kazanýlmasýnýn mümkün olmayacaðý gibi, yasal bir ka aðlý olduðu da ispat edilememiþtir. "Hiçbir yasal kaynaðý bulunmayan, uyuþturucu madde ticaretinden elde edilen bu gelirler; izlenmesi amacýyla baþka ticari iþletmelere ya borç verilmiþ, ya da baþka þahýslar adýna ba yatýrýlmýþtýr. Yine örnek vermek gerekirse, sanýk Behçet Can-türk'ün yanýnda çalýþan çaycý 00 milyon Türk lirasý para yatýrýldýðý, banka hesaplarý ile tesbit edilmiþtir. Yine tesbitl Herko Yün Fabrikasýna yaklaþýk 500 milyon civarýnda, YANÞAN þirketine 300 milyon civarýnda lerle yüksek meblaðlarda para borç olarak verilmiþtir..." Askeri Savcýlýk iddianamede, "Behçet Cantürk ve arkadaþlarýnýn gerçekleþtirmiþ olduklarý nden" bahsederek kararýný açýklýyordu: Ýfadesi alýnan 52 sanýktan 19'unun ceza istemiyle yargýlanmasý isteniyordu. 33 sanýk hakk e kovuþturmaya yer olmadýðýna karar verilmiþti. 199 Behçet Cantürk, Selahattin Delidere, Abdülcebbar Doðru, Sabit Cantürk, Mehmet Deniz, Niza tin Cantürk, Nizamettin Bayramoðlu, Korkmaz Göldaðý, Fettah Cantürk, Halil Hocaoð-lu, Enver ner (Baybaþin grubundan. SY), Yusuf Delidere, Mehmet Gözen'in TCK 403/1, 2, 6'ýncý madde leri gereðince ölümle cezalandýrýlmalarý talep ediliyordu. Diðer sanýklar; Bedri Ýstanbullu, Abdülbaki Maltaþ, Mehmet Tahir Canpolat, Mehmet Sýddýk Zeynel Cantürk'ün 2 ile 16 yýl arasýnda deðiþen hapis cezalarýyla yargýlanmasý isteniyordu Haklarýnda takipsizlik kararý verilen 33 kiþi ise þu isimlerden oluþuyordu: Ali Ýhsan Ces iyaser Sak, Zeki Kirpi, Remzi Saðýr, Mehmet Ali Altýnbaþ, Sinan Bayram, Fikret Bayram, M edet Serhat, Nedim Baybaþin, Abdurrahman Saðýr, Mehmet Han Saðýr, Mustafa Deniz, Artin Hacý lü, Fettah Halitoðlu, Saffan Mindivanlý, Turgut Fidanay, Ýbrahim Fidanay, Ýlameddin Dakman , Felemez Cantürk, Yasemin Ayþe Civelek, Akile Dilek Alev, Hidayet Kaþan, Betül Ayyüce, Ze ynel Ekmekçi, Mehmet Cantürk, Yusuf Yaman. Aralarýnda Dündar Kýlýç'ýn da bulunduðu 6 kiþi; Ýlhami Sað-lamer, Ali Açmak, Mehmet Açmak doðan Aslan hakkýnda da "kovuþturmaya yer olmadýðý karan" veriliyordu. Ancak bu sanýklar ba avalardan da yargýlandýklarý için tahliye edilmiyorlardý.
Askeri Savcýlýk, haklarýnda gýyabi tutuklama kararý bulunan bazý sanýklarýn derhal yakala ordu: Yaþar Avni Mu-sullulu, Halis Cantürk, Abdullah Cantürk, Azet Cantürk, Halim Civele k, Uðurcan Elmas, Mustafa Çapan, Hüsrev Akýn. Bir de kimlikleri açýkça tespit edilememiþ ve haklarýnda gýyabi tutuklama kararý çýkarýla lanmasý istenen kiþiler vardý: Reþit Alpan, Ýbrahim Çalýþkan, Bedros Demirci-yan, Süreyya C am Fidanay, Mehmet Han Kozat, Ab-dülkadir Takan, Muhlise Takan, Kamil Dakman, Mehm et Sü200 leyman, Ertoþlu Feto, Seli, Hacý Reþit Zigari, Mehmet Ölmez Mehmet Vural ve Ýzzet Gündüz Sa . Askeri Savcýlýk, "sanýk Behçet Cantürk'ün gayri resmi eþleri olan Akile Dilek Alev ve Hid n'da ele geçirilen para ve ziynet eþyalarýnýn, Behçet Cantürk'e ait olduðu anlaþýldýðýndan arar verilmesini istiyordu. 1985 yýlý da Cantürklere þans getirmemiþti!.. "HALÝL SULTAR'IN SENARYOSU" 10 Nisan 1985. Behçet Cantürk ve arkadaþlarýnýn duruþmasý, Ankara Sýkýyönetim 4 nolu Askeri Mahkemesi'nd Tek tip giydirilmiþ, saçlarý "üç numaraya vurulmuþ" sanýklar yerlerini aldýlar. Behçet Ca Nizamettin Cantürk ve yeðeni Fettah Cantürk ile birlikte ön sýrada oturuyordu. Basýn mensup arý duruþmaya yoðun ilgi göstermiþlerdi. Foto muhabirleri mahkeme baþlamadan önce, bir kare ha fazla fotoðraf çekebilmek için birbirleriyle yarýþýyorlardý... Savcý ve hakimlerin gelip yerlerini almalarýyla dava baþladý. Sanýklarýn kimlik tesbiti y onra, Askeri Savcý iddianamesini okudu. Ýddianamenin okunmasýndan sonra ilk sözü Behçet Cantürk aldý. "Artýk ben yaþasam da, yaþamasam da bunun bir önemi yok. Bugünü bekliyordum" diyerek konu aþlayan Behçet Cantürk sözlerini þöyle sürdürdü: "Bu iddianame, hayali bir mafya çetesinin sý için polisin yazdýðý bir senaryodur. Ekonomik ve siyasi yönden güçlenmemi istemeyen kan ve egemen güçler, bu oyunun tezgâhlanmasýnda baþrolü oynadýlar..." 201 Askeri hakim araya girerek, "egemen güçlerden ne kastediyorsunuz" diye sordu. Behçet Can türk, "bazý politikacýlarý ve Diyarbakýr'ýn önde gelen bazý ailelerini" diye yanýtladý. Savunmasýna, yaþam hikâyesi ve iþ hayatýný anlatarak devam eden Behçet Cantürk, "hedef ad sinin nedenini; genç yaþta büyük baþarýlar saðlamasýna ve annesi ile teyzelerinin Ermeni ol baðlýyordu. Behçet Cantürk, "kendisini idam sehpasýna götürecek senaryolarýn kimler tarafýndan hazýrl er vererek açýklýyordu: "Bana bu oyunu oynayanlar Diyarbakýr Narkotik Þube Müdürü Halil Sultar ile Herko Ýplik Fa sý'nýn baþýnda bulunan emekli general Ragýp Cengiz'dir. Ragýp Cengiz, borç verdiðim paralar e yatmak istiyor. Halil Sultar ise kirli çamaþýrlarýný ortaya dökeceðimden korkuyor. "Halil Sultar, bizden rüþvet istemiþtir. Vermediðimiz için bizim aileye düþman olmuþtur. da bir gazinoda iþlenen cinayetten sonra kardeþim gözaltýna alýndý. Cinayet masasý olayýn t atýný yaparken, bu olay, Cinayet Þubesi'nden alýnýp Narkotik Þube'ye, Halil Sultar'ýn isteð veriliyor. Amaç bizi mahkûm ettirmek. Halil Sultar, daha önce bizim akrabalarýmýza da iþke ce yapmýþtý. Ben de kendisini Ýçiþleri Bakanlýðý'na þikâyet etmiþtim. Ergani'de iki polisi in ilinde iki kiþinin iþkence ile öldürülmesinde de yine Halil Sultar'ýn adý geçmiþti. Kend Yeniþehir'de bulunan bir eðlence yerinde, garsonlarla irtibat kurarak rüþvet aldýðým tespit tirdim. Benim kendisini araþtýrdýðýmý bildiði için, bana iþkence ile yazdýðý senaryolarý ka nun hesabýný Halil Sultar'dan bizzat soracaðým. Kendisinden davacýyým..." Duruþma salonunda "hukuk trajedisi" sahneleniyordu: Ýþkence tezgâhlarýnda alýnan ifadelerin dýþýnda, hakkýnda hiçbir delil bulunamamýþ bir sa nda elinde tek kanýt olmadan bir emniyet görevlisini suçluyordu... Kýsasa kýsas! 202 "SODEP'LÝ OLDUÐUM ÝÇÝN..." Behçet Cantürk tahliyesini istediði duruþmada sözlerini þöyle bitirdi: "Annem Ermeniydi. açýrdý, Müslüman ve Türk yaptý. Ýftihar edilecek bir olay. Herkes benim babam gibi yapsaydý i sorunu kalmazdý. "Annem Ermeni olduðu için ASALA köpekleriyle bur tutuluyorum. ASALA köpekleriyle hiçbir z
n iþbirliði yapmadým. Bu polisin bir senaryosudur. Günlerce iþkence yaptýlar. Erkeklik uzvu da sigara söndürdüler. Çýrýlçýplak askýya astýlar. Ailemi karþýma getirdiler; 'Konuþmazsan er. Ýki eþimin yanýnda bana iþkence yaptýlar. "Benim CHP'li olmam ve CHP Ýlçe Baþkanlýðý yapmýþ olmam nedeniyle, polis bana daha da faz yaptý. SO-DEP'e yardým ettiðim yolundaki iddialarý kabul ettirmek istediler. SODEP'e 1015 milyon lira verdiðimi, Diyarbakýr örgütünün benim yardýmlarýmla kurulduðunu kabul ettir . Benim politik geleceðimi yok etmek istediler.." Behçet Cantürk'ün savunmasý uzun sürünce, mahkeme, sorgulara devam etmek üzere davayý 12 a gününe erteledi. 12 Nisan günü Ankara Sýkýyönetim Komutanlýðý 4 nolu Askeri Mahkemesi'nde yapýlan duruþmad emniyetteki ifadesi okundu. Behçet Cantürk, okunan ifadeyi kendisinin vermediðini, yüzleþtirilmelerin gözü kapalý yap anaklarýn altýndaki imzalarýn kendisine ait olduðunu belirten Behçet Cantürk, "Polisler ban boþ kâðýt imzalattýrmýþlardý" dedi. Bu kez MiT'te verdiði ifadeler okundu. Behçet Cantürk, sorgulamanýn iþkence altýnda yapýl , bu ifadeyi de kabul etmedi. Tek kabul ettiði, Mülkiye Müfettiþlerine verdiði ifadeydi. 203 Ýki numaralý sanýk Nizamettin Cantürk, kardeþinin söylediklerini tekrarlayarak, "poliste yapýlarak ifadesinin alýndýðýný" belirtti. Ýlk gözaltýna alýnan ve ifadesi sonucu birçok kiþiyi yakalatan Selahattin Delidere de, Ha ultar'ý suçluyordu: "Ben silah kaçakçýlýðý yapmadým. Sahte nüfus kâðýdý tanzim etmedim. Can ve otobüs iþletmeciliði yaptým. Pasaportum vardý, Suriye'nin Kamýþlý ilçesine gidip geldim. n mutfak eþyalarý getirip sattým. Halil Sultar bana iþkence yaparak bazý kiþilerin kaçakçýl la kabul ettirdi. "En son Diyarbakýr Lice Mezrasý'nda 217 kilo eroinin yakalandýðýný ve buna adýmýn karýþtý beni aradýðýný duyunca Diyarbakýr'da teslim olmak istedim. Arkadaþým Nizamettin Laçin'e du bildirdim. O da gidip Halil Sul-tar'a söylemiþ. Halil Sultar, 'gelsin teslim olsun, dövmeyeceðim' demiþ. 'Yalnýz, kimlere rüþvet verdiðini söyleyecek' demesinden ötürü Diyarba olmadým. "Ankara'da Atilla Aytek'e haber gönderdik. 'Þimdi Ýtalya'ya gidiyorum. Dönüþte beni arayý si üzerine dönüþünü bekledik. Atilla Aytek gelince teslim oldum. Mamak Askeri Cezae-vi'nde 0 gün kaldým. Sonra polisler gelip beni Diyarbakýr'a götürdüler. Halil Sultar, benim kendis ne teslim olmadýðýma çok kýzmýþtý. Küfür ederek, iþkenceye baþladý. Benden, Behçet Cantürk' mý istiyordu. Ayrýca Emniyet Müdürü Yahya Soy ile Mali Þube Müdürü Ýrfan Çe-tin'e rüþvet ve stedi..." Ýfadeler uzayýnca mahkeme davayý 22 Nisan gününe býraktý. Ankara Sýkýyönetim Mahkemesi'ndeki davalar sürerken, Diyarbakýr 2. Aðýr Ceza Mahkemesi'ni isan 1984 tarihinde aldýðý bir karar, Mamak Askeri Cezaevi'nde bulunan Cantürkle-rin dir enme güçlerini azalttý. 204 Behçet Cantürk'ün kardeþi Sabit Cantürk, adam öldürme ve silah bulundurma suçlarýndan top ay aðýr hapis cezasýna mahkûm olmuþtu... Sabit Cantürk, Ankara Sýkýyönetim Komutanlýðý 4 nolu Askeri Mahkemesi'nde de yargýlanýyor 22 Nisan 1984 tarihinde tekrar toplanan, 4 nolu Sýkýyönetim Askeri Mahkemesi, dört gün bo ca ifadeleri almaya devam etti. Sanýklarýn tümü, sorgularýnýn iþkence altýnda yapýldýðýný b olduklarýný iddia ettiler. Cantürkler'in eroinlerini Kýbrýs'a götürdüðü iddia edilen Mehmet Gözen de bir baþka emniy suçluyordu: "Komiser Duran Aygün, kendisi ile deðil de, dönemin Narkotik Þube Müdürü Orhan r ile çalýþýp, bazý kiþileri yakalattýrmamý içine sindiremediði için, benden kiþisel intika a senaryolar uydurup iþkence ile imzalattý." Ýfadelerin alýnmasý bitti... 26 Nisan günü yapýlan mahkemede, sanýklardan Bedri Ýstanbullu, Abdulbaki Maltaþ ve Mehmet r Canpolat tahliye edildiler. Diðer sanýklarýn tutukluluk halleri ise devam edecekti. Duruþma Hakimi, Behçet Cantürk ve avukatlarýnýn isteðini uygun bularak, askeri savcýlýkta gördüðünü iddia eden Behçet Cantürk'ün, sevk edildiði heyet kurulundan alýnan raporlarýn m nulmasýný" talep etti. Behçet Cantürk; 11 Haziran 1984/14 Haziran 1984/23 Aðustos 1984/10 Eylül 1984/11 Ekim 198 ve 12 Kasým 1984 tarihlerinde, askeri doktorlara muayeneye götürülmüþtü. Yapýlan muayenele
ucunda, birkaç küçük sýyrýk dýþýnda vücutta darp izi görülmemiþti! Behçet Cantürk ve avukatlarýnýn, doktorlarýn her muayeneden sonra "saðlamdýr" raporu düze inden haberleri yoktu! 205 KOMÜNÝZM PROPAGANDASI Behçet Cantürk bir tek, "teþekkül vücuda getirerek uluslararasý uyuþturucu madde kaçakçýl imal etmek" suçundan yargýlanmýyordu... Behçet Cantürk, 38 arkadaþýyla birlikte, Ankara Sýkýyönetim Komutanlýðý l nolu Askeri Mah ir baþka davadan daha yargýlanýyordu. Askeri Savcý Yardýmcýsý Serdar Özgüldür tarafýndan, 6 tarihinde hazýrlanan iddianamede, sanýklarýn þu suçlarý iþledikleri öne sürülüyordu: ''Yasadýþý bölücü Kürdistan Ýþçi Partisi (KÝP) ve Kürdistan Öncü Ýþçi Partisi örgütü men bulunmak, örgüt üyelerine yardýmcý olmak, silah bulundurma yasasýna muhalefet ve pasaport k nununa muhalefet etmek, komünizm propagandasý yapmak ve sahte kimlik düzenle-mek."(Evr ak no: 1984/ 602 Esas no: 1984/ 602 Ýdd. no: 1985/ 80) Savcýlýðýn, soruþturma sonunda Behçet Cantürk aleyhinde elde ettiði kanýtlar þunlardý: "S 1978 yýlýndan itibaren Kürdistan Ýþçi Partisi'ne yakýnlýk duyduðu, örgütün ileri gelenleri halen Ýsveç tarafýndan iltica istemi kabul edilmiþ ve yurtdýþýnda oturmakta olan Zerruh Vak metoðlu ile yakýn iliþki kurduðu, baþlangýçta zaman zaman yüzbin ile beþyüz bin lira arasýn mek üzere kendisine maddi yardýmda bulunduðu, Zerruh'un, örgüte daha fazla maddi kaynak sað anmasý için birlikte uyuþturucu kaçakçýlýðý yapma yolundaki teklifini kabul ettiði, bu doðr elif defalar uyuþturucuyu halen yurtdýþýnda bulanan Avni Musullu-lu- Karadurmuþ (Sarý Avni) vasýtasýyla ihraç ettiði; "Sanýðýn yine Zerruh'un istek ve talebi üzerine, 1979 sonlarýnda DDKD yasal kisvesi altýn güte Bulgaristan'dan TIR ile getirdiði 500 adet Kalaþnikof otomatik tüfeði Batman yakýnlarý teslim ettiði; 206 "Yaptýðý uyuþturucu iþinden, örgüt adýna sanýðýn Zerruh Vakýfahmetoðlu'na her iþ sonunda 978 yýlý baþlarýndan 1983 yýlýna kadar örgüte pay olarak 100 milyon Türk ikasý civarýnda pa u ödemelerden 25 milyon lirasýný Zerruh'un kardeþi Mehmet Sait (Faruk) Vakýfahmetoðlu' na, 983 yýlý Þubat- Mart ve Haziran aylarýnda yaptýðý, böylelikle örgütün en büyük finansörü ol ganda, örgütlenme ve eylem çalýþmalarýnda fiilen rol almadýðý (...) anlaþýlmýþtýr." Askeri Savcýlýk, 54 sayfalýk iddianamesinde; Behçet Can-türk, Nizamettin Cantürk, Mehmet Vakýfahmetoðlu (Faruk Vakýfahmetoðlu), Mehmet Celal Baykara, Ömer Çetin, Ýzzet Oðuz Kandemi t Ýlhan, Nihat Nadir Kelekçi, Hüseyin Udum, Mehmet Þahin, Aslan Kut, Cuma Ali Gökalp, Ekre m Karahan, Nurettin Kýzýlkan, Abdulgani Sungur, Osman Tokiloz, Mustafa Mencütek, Mehme t Sözer, Ubeydullah Kaplan, Mehmet Þakir Ebem, Turan Seyfioðlu, Mehmet Þerif Müþtak, Hayret in Atabay, Yaþar Gültekin, Kamil Taylan, Hüseyin Geçit, Ahmet Erincik, Fahri Pamukçu, Hüsey n Kiy hakkýnda 8 ile 15 yýl arasýnda deðiþen aðýr hapis cezalarý istiyordu. Diðer sanýklar; Hatip Dicle, Aysel Cingöz, Kasým Faruk Beskisiz, Mehmet Vural, Abdullah P rtev Iþýk, Kenan Alhas, Ali Çetin, Hüseyin Tayfun, Ali Ekrem Atalay ve Ýsmet Elçi hakkýnda uþturmaya yer olmadýðýna karar veriliyordu. PIRLANTA VE DÖVÝZ KAÇAKÇILIÐI Askeri Savcý Yardýmcýsý Arif Gündoðdu Gürses'in, 9 Mayýs 1985 tarihinde hazýrladýðý iddia Teþekkül meydana getirerek düzenli ve periyodik bir þekilde pýrlanta kaçakçýlýðý fiilini ge ak"tý. (Evrak no: 1985/180 Esas no: 1985/180 Ýdd. no: 1985/141) 207 Bu kez davanýn sanýk sayýsý fazla deðildi: Behçet Cantürk, Sait Koç ve Yaþar Demirel yarg Ýddianamede Behçet Cantürk'ün iþlediði suçlar þöyle sýralanýyordu: "Sanýðýn Sait Koç'la 1 leþtirdiði kaçakçýlýk fiilleri hakkýnda bilgi sahibi olduðu, 1981 yýlýnda Sait Koç'la anlaþ ek suretiyle kaçakçýlýktan elde edilecek kâra ortak olduðu, ASALA ve Kürdistan Ýþçi Partisi adýþý örgütlerle de irtibatý olan sanýðýn, bu örgütleri arkasýna almak suretiyle, Sait Koç' açakçýlýk eylemleri ile Sait Koç'un koruyuculuðunu yaptýðý; "Sait Koç'un bu iþleri gerçekleþtirmesi için, sanýðýn Sait Koç'a 1981 yýlýnda 50 milyon, lyon ve 1983 yýlýnda 50 milyon lira vererek kaçakçýlýktan elde edilen kârdan yüzde 15 ile y arasýnda deðiþen miktarda kâr aldýðý ve bu suretle müsnet suçu iþlediði anlaþýlmýþtýr." Askeri Savcý Yardýmcýsý Arif Gündoðdu Gürses, yine ayný gün; 9 Mayýs 1985 tarihinde, bu k ladýðý iddianameyi mahkemeye sundu. (Evrak no: 1984/494 Esas no: 1984/494 Ýdd. no: 1985/
140) 6 sanýk yargýlanýyordu: Behçet Cantürk, Sait Koç, Yaþar De-mirel, Korkmaz Göldaðý, Mehmet aman. ASALA ÜYELÝÐÝ Behçet Cantürk'ün yargýlandýðý davalar saymakla bitmiyor! 17 Mayýs 1985 tarihinde Askeri Savcý Yardýmcýsý Arif Gündoðdu Gürses'in, Behçet Cantürk i idamdý. Ankara Sýkýyönetim Komutanlýðý l nolu Sýkýyönetim Askeri Mahkemesi'ne sunularý iddianamed 'ün iþlediði suç þöyle tanýmlanýyordu: TC Devleti hakimiyeti altýnda bulunan topraklarýn bi et idaresinden ayýrmak amacý 208 ile düzenlenen eylemlere iþtirak; bu fiili iþlemek için kurulmuþ silahlý çeteye barýnacak y ermek, yardým etmek ve hareketlerini kolaylaþtýrmak. (Evrak no: 1984/517 Esas no: 1984 /517 Ýdd.no: 1985/151) Özetle; ASALA'ya üye olmak ve örgüt militanlarýna yardým etmek... Bu davanýn 10 sanýðý vardý: Behçet Cantürk, Mehmet Sait Vakýfahmetoðlu, Mehmet Celal Bayk Güzel (Garabet Ohannes Arakel), Yaþar Demirel, Sait Koç, Bedri Ýstanbullu, Zeki Suna, A ydýn Demirel, Hayýk Atamýyan Ataman. Askeri Savcý Yardýmcýsý Arif Gündoðdu Gürses, sadece Behçet Cantürk için deðil, Mehmet Sa Mehmet Celal Baykara ve Yaþar Demirel için idam, diðer sanýklar için ise 3 ile 5 yýl arasýn deðiþen cezalar talep etmekteydi. Duruþmalarda sadece "hukuk trajedisi" deðil, ayný zamanda "hukuk skandallarý" yaþanýyordu Askeri Savcý, hazýrladýðý iddianamede çok aðýr ithamlarda bulunup, sanýklarýn idamlarýný ncak, sanýklarýn hangi örgütün üyesi olduðunu bilmiyordu. Çünkü örgütleri birbirine karýþtý Savcý, birbirlerine karþý bazen þiddete varacak kadar sert muhalefet yapan iki Kürt örgüt ivermiþti! Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi çizgisini savunan (Þývancýlar) ile, Baþkanlýð alan'ýn yaptýðý Kürdistan Ýþçi Parti-si'ni (PKK) birbirine karýþtýrýyordu. Sýradan bir kiþinin, iki örgütü isim benzerliði nedeniyle birbirlerine karýþtýrmasý doðal a bir savcýnýn, idam istediði bir davada, iki örgütü birbirine karýþtýrmasý, doðrusu affedi ldi... Behçet Cantürk davasý, hukuk fakültelerinde "örnek dava" olarak öðrencilere anlatýlmalýdý Behçet Cantürk'ün polis sorgusu ise, "devleti koruyan kiþilerin bilgisizliðini ortaya çýk acilen "yakýlmalýdýr'!.. 209 Emniyet görevlisi Behçet Cantürk'e soruyor: "Uyuþturucu, Hazar Denizi'ndeki gemilerle Mil no'ya mý götürülüyor?" Hadi, soruyu yönelten emniyet görevlisi, Hazar Denizi'nin dünyanýn en büyük gölü olduðunu n ise kýyýdan 500 km içeride olduðunu bilmiyordu. Peki bu sorunun, ifade tutanaðýna geçiril ine ne denmeliydi? Liceli Aziz Cantürk, o kadar reddetmesine raðmen, sonunda iþkenceye dayanamayýp, "tamam, abul ediyorum" dedi. Aziz Cantürk'e, Behçet Cantürk'ün akrabasý olduðu iþkence zoru ile kab ettiriliyordu. Hem Liceli olacaksýn, hem de soyadýn Cantürk olacak ve sen çýkýp, Behçet Cantürk'ün akrab eksin! Polis yanýlýr mý? Ama yanýlýyordu, akrabasý deðildi! MÝT sorgulanmasýndan da bir örnek vermek gerekiyor: Dündar Kýlýç, l- 25 Mart 1984 tarihleri arasýnda MiT'te, 25 teyp kaseti tutan ifade verdi elemanlarý, bu sorgulamalarda genellikle Dündar Kýlýç'a, tanýnmýþ iþadamý ve sanatçýlarýn ilgili sorular yönelttiler : - Abdi Ýpekçi'nin, Emel Sayýn'la, Semiramis Pekkan ile iliþ kisi vardý. Sonra Hümeyra ile aþk yaþamaya baþladý. Bunlardan haberin var mý? - Valla hiç duymadým. - Hümeyra'nýn kocasý Fikret Hakan bu iliþkiyi öðrenmiþ. Sa na gelerek, Abdi Ýpekçi'nin öldürülmesini istemiþ. Sen de emir verip öldürtmüþsün! -Aman efendim, öyle þey olur mu? Kim çýkarýyor bunlarý? Aslýnda tüm bu "trajikomik" olaylarýn bir açýklamasý vardý:
Polis; "delilden zanlýya gitme yerine, zanlýdan delile gitme yi" tercih ediyordu. Çekiyor zanlýyý iþkence tezgâhýna, veriyor elektriði, alýyor bilgiyi! Genellikle elinde, alýnmýþ ifade dýþýnda hiçbir delil olmuyordu! Savcý da, bu polis tutanaklarýný okuyarak id azýrlýyordu! 210 AÇIK GÖRÜÞ Behçet Cantürk hakkýnda beþ ayrý iddianame vardý. Bunlarýn üçüne, kaçakçýlýk davalarýnýn görüldüðü Ankara Sýkýyönetim Komutanlýðý'nýn 4 nol *Esas no: 1984/356 Ýdd no: 1985/38 Uyuþturucu ve silah kaçakçýlýðý. *Esas no: 1984/180 Ýdd. no: 1985/141 Altýn ve Pýrlanta ka çakçýlýðý. *Esas no: 1984/494 Ýdd. no: 1985/140 Döviz kaçakçýlýðý. Ankara Sýkýyönetim Komutanlýðý'nýn l nolu Askeri Mahkemesi'nde ise siyasi davalar görülüyordu: *Esas no: 1984/602 Ýdd. no: 1985/80 Kürdistan Ýþçi Partisi üyeliði, vs. *Esas no: 1984/517 Ýdd. no: 1985/151 ASALA örgütüne yardým, vs. Ankara Sýkýyönetim Komutanlýðý'nýn, gerek l nolu Sýkýyönetim Askeri Mahkemesi'nin, gerek Askeri Mahkemesi'nin her duruþmasýnda ayný olaylar tekrarlanýyordu: Mahkeme heyeti saat 09.30'da yerini alýyor. Askeri savcý ve avukatlar karþýlýklý olarak o orlar. Celse açýlýyor. Yoklama yapýlýyor. Sanýklarýn ifadesine geçiliyordu. Tek tip giysili, saçlarý "üç numaraya vurulmuþ" sanýklar, poliste ve MiT'te iþkence gördü yerek iddialarý reddediyorlardý... Avukatlar, müvekkillerinin tahliye edilmelerini talep ediyorlardý... Bu arada salonun bir köþesine oturmuþ sivil polisler, Ýstihbarat Þube Müdürlüðü'ne verilm mede kimin ne 211 söylediðini, ne yaptýðýný "Duruþma Tutanaðý"na geçiriyordu: "8.11.1985 günü saat 09.30 da S keri Mahkemesine gidildi. Silah ve uyuþturucu madde kaçakçýlýðýndan yargýlanan Behçet Cantü i iki (52) arkadaþýnýn davasýnýn baþladýðý görüldü. Tutuldu sanýklar ifadelerinin iþkence s r. Özellikle sanýklardan Behçet Cantürk verdiði yazýlý uzun savunmasýnda, polisi ve MÝT Müs e yalancýlýkla suçladý. Kendisini Diyarbakýr'da yakalayýp sorgulayan ve o zamanýn Diyarbaký kotik Þb. Müdürü Halil Sultar müdürümüzü suçlayýcý cümleler kullandý. Sanýklardan Mehmet Gö e hakaret etmeye baþlar baþlamaz, Mahkeme Baþkaný hemen onu susturdu. "Mahkeme Baþkanýnýn ve sanýklarýn konuþmalarýnýn iyi duyulmamasý üzerine istediðimiz gibi alamadýk. Duruþma sonunda Behçet Cantürk'ün yazýlý savunmasýný Mahkeme Baþkanýndan istedik. aný önce 'evet' dedi. Daha sonra bize, 'Yerin kulaðý vardýr, almayýn' dedi. Biz cevaben, 'E endim biz görevliyiz, bu evrakýn gizliliðine dikkat ediyoruz. Bu konuda endiþeniz olmasýn' dedik. Fakat herþeye raðmen verilmemesinde ýsrar etti. "Behçet Cantürk ifadesinde, dairemizde çalýþan arkadaþýmýz Duran Aygün'ü de suçladý. Bütü istemlerine raðmen mahkeme tahliyeleri reddetti. Duruþmanýn 6 Aralýk 1985 günü saat 09.30'a ertelenmesine karar verdi. Bilgilerinize arz ederim." Sivil polisler hiçbir davayý kaçýrmadan, bu tutanaklarý yazmaya devam ettiler... Gazeteciler, polisler kadar meraklý deðildi. Davaya, ilk günlerdeki gibi ilgi göstermiyor ardý. Duruþmayý bir veya iki gazeteci izliyordu. Mahkeme Baþkaný Hakim, sanýklarý dinledikten sonra, davayý ileri bir tarihe erteliyordu. 212 Sanýklar cezaevi arabalarýna doldurulup Mamak'a götürülü-yorlardý. Mamak'ta, bir sonraki dava büyük umutla beklenmeye baþlanýyordu. Umutla beklenen bir baþka özlem daha vardý: Açýk görüþ! Behçet Cantürk'ün moral kaynaðý kýzlarýydý. Görüþme süresi bitene kadar, çocuklarýný kuca Yaþadýðý bir olay, o günlerde cezaevlerinde yatan birçok Kürt'ün baþýna gelenden farklý d Üvey anneleri Hayriye Cantürk, çocuklarý Behçet ve Niza-mettin'i görmek için, yaþýna ve h
an, 22 saat süren bir yolculuktan sonra Diyarbakýr'dan Ankara'ya gelmiþti. Tan yeri aðar maya baþladýðýnda varmýþtý, Mamak Askeri Cezaevi'nin nizamiye kapýsýna. Sabahýn erken saatinde Mamak'ýn nizamiye kapýsýna gelen, tek kendisi, gelini ve torunlarý ldi. Diðer tutuklu yakýnlarýyla birlikte, kimlik kontrolü yapýldýktan sonra otobüslere bind ldiler... Heyecanlanmýþtý. "Aðlayarak morallerini bozmayacaðým" diye kendine söz vermiþti. Ama Behç ettin'i karþýsýnda görünce dayanamadý, sarýldý ve aðladý... Sohbete baþlamalarýyla birlikte askerler müdahele etti: "Türkçe konuþun!.. Hayriye Haným Türkçe bilmiyordu. Behçet ve Nizamettin, "komutanlarýna" yaþlý kadýnýn sade ildiðini söylediler. Yanýt kýsaydý: "Yasak!" Ve Hayriye Cantürk, çocuklarý ile tek kelime konuþamadan, nasýl olduklarýný bile soramada bakýr'a geri döndü... 213 VÝDEOLU DURUÞMA 1985 yýlýnýn son ayýna girildiðinde, "Behçet Cantürk Davasý" gazete ve dergilerde artýk h u. Ne Nizamettin Bayramoðlu'nun mahkemeye piþmanlýk yasasýndan yararlanmak için verdiði dile de ünlü avukat Uður Alacakaptan'ýn Behçet Cantürk'ün vekili olmasý basýný ilgilendiriyordu Dingin hava 6 Aralýk 1985 tarihinde deðiþti. Behçet Cantürk her duruþmada, polis ve MiT'teki ifadesini iþkence altýnda verdiðini söylü Milli Ýstihbarat Teþkilatý, iþkence yapýlmadýðýný ispat etmek için, videoya aldýðý Behçet tlarýný mahkemeye verdi. Duruþmada izlenen videoda Behçet Cantürk, "Ermeniler ve ASALA ile iliþkisini, Suriye gezi ini, Kapalýçarþý eylemini ve Kýbrýs'a gönderdiði eroinleri" anlatýyordu. Behçet Cantürk, MiT'teki video çekiminin de iþkence yapýlarak gerçekleþtiðini söyledi. Ertesi gün, baþta Hürriyet ve Günaydýn gazetesi olmak üzere, basýnýn gündeminde yine "Beh asý" vardý. Gazeteler ASALA- DDKD iliþkisi, Kapalýçarþý eylemi vb. yaza yaza býkmýþlardý. O rtýk "prim" yapmýyordu. Manþetlerini, Kuzey Kýbrýs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaþkaný Rauf Denktaþ'ýn oðlu Raif Denkt Behçet Cantürk videoda þunlarý söylüyordu: "Kýbrýs'a Mehmet Gözen denilen kiþiyle eroin s hmet Gö-zen'in, Rauf Denktaþ'ýn oðlu Raif Denktaþ'la iliþkisi vardý. Bunlarla birçok iþ yap Denktaþ da Ýngiltere'ye eroin sev-kediyormuþ. Biz Kýbrýs'a üç seferde 15 kilo þevkettik. Hi 36 milyon düþtü..." 214 Gazeteciler, duruþma salonunda videodan duyduklarýný haber yapýnca, KKTC ile Türkiye aras ilk kez bir diplomatik kriz yaþanacaktý. Cumhurbaþkanlýðý Siyasi Ýþler Özel Danýþmaný Raif Denk-taþ, mahkemeye ve gazetelere þu aç "(...) Türkiye'nin bir askeri mahkemesi, ne idüðü belirsiz bir kaçakçýnýn, bir Ermeni'nin ihbarlarýný dinliyor. Bu video nerede çekilmiþtir, anlayamadým. Bu söylenenlere inananlar; neden KKTC Ankara Temsilciliði'ne veya TC Lefkoþe Bü-yükelçiliði'ne veya KKTC Baþsavcýlýðýn C polisine, güvenlik güçlerine baþvuruda bulunup, hakkýmda araþtýrma istememiþtir? Neden bu da kimse bana birþey sormamýþtýr? "Neden askeri bir mahkeme; yarýn Rum- Yunan propaganda mekanizmasý tarafýndan, KKTC aley hine kullanabilecek bir konuyu, mesnet arayýp bulmadan, basýna kaseti izlettirmekte bir sakýnca görmemiþtir? "Ýfadeleri alanlarýn, basýna aktaranlarýn kimler olduðu, TC ilgili makamlarý tarafýndan i celenmeli ve milli kuruluþlara sýzma olup olmadýðýna bakýlmalý, Yunan Gizli Servislerinin b layda ne gibi bir rolü olduðu araþtýrýlmalýdýr. Büyük bir oyun oynandýðým hissediyorum..." Bir sonraki duruþmanýn tarihi, 18 Aralýk 1985 'ti. Basýnýn ilgisi oldukça fazlaydý. "Yine video benzeri birþey-ler çýkar" diye düþünmüþlerdi Ancak mahkeme tekrar eski rutinine dönmüþtü: Sanýklar ifadelerinin iþkence ile alýndýðýný söylüyorlar. Avukatlar müvekkillerinin tahli yorlar. Mahkeme Baþkaný da davayý bir baþka tarihe býrakýyordu... Behçet Cantürk, Mamak Askeri Cezaevi'nde, gelecek duruþmayla ilgili hazýrlýklar yapýyordu arada Mamak'ta bulunan bazý "Babalar" gibi, cezaevinin ihtiyaçlarýný karþýlýyordu. Ona, bir oðuþun tamiratý düþmüþtü... 215
KONUK ÝTALYANLAR Behçet Cantürk, l Ekim 1985 tarihinde sonuçlanan bir mahkemenin kararýný 1986 baþýnda öðr Paul Waridel 13 yýl aðýr hapis ve 150 bin frank para cezasýna çaptýrýlmýþtý! Ýsviçre, Tür kemeyi hemen bitirmiþti... Ýtalya'da da uyuþturucu kaçakçýlýðý ile ilgili mahkemeler hâlâ sürüyordu. 25 Þubat 1986 tarihindeki duruþmanýn yabancý konuklarý vardý. Palermo Mahkemesi'nden Yarg ovanni Falcone ve Savcý Fusto Sciachittano, Ýtalya'dan gelmiþlerdi. Gelmelerinin nedeni Behçet Cantürk'ün ifadesini almaktý. Çünkü, 11 Haziran 1985 tarihinde usullulu, Korkmaz Göldaðý ve Behçet Cantürk hakkýnda, "uyuþturucu madde kaçakçýlýðý yapmak ak ve büyük miktarda uyuþturucu madde kaçakçýlýðý yapmak nedeni" ile tutuklama müzekkeresi Behçet Cantürk duruþmalarda söylediklerini Ýtalyan hukuk heyetine de tekrarlýyordu: Duyma iþ ve tanýmamýþtý: "Paul Waridel'i tanýmam. Cosa Nostra(20) isimli mafya teþkilatýndan haberim yoktur. Nunz io La Mattina, La Nigro Frances-co, Priolo Salvatore, Antonino Rotolo (Carlo) is imlerini hiç duymadým. Avni Karadurmuþ'a Türkiye'den bazmorfin göndermedim. Avni Karadurmuþ un adamlarý Aða Koç, Mehmet Süleyman, Tahsin Bekir Saçaklý, Laz Ahmet'i tanýmam. Damadý Kor Göldaðý'yý mahkemelerde yargýlanýrken tanýdým. Benim tüm ifademi, polis kendisine gelen ihb uplarýndan derlemiþ ve bana zorla imzalattýrmýþtýr." Behçet Cantürk bilinen ifadelerini tekrarlayýnca, Ýtalyan Yargýç Dr. Falcone araya girip : "Paul Waridel, Ýsviçre'de hiçbir baský ve þiddete tabi olmadan hakim huzurunda, sizinle ilgili biraz önce okumuþ olduðumuz ifadeyi verdi. Eðer sizin Avni 216 Karadurmuþ ile uyuþturucu iliþkiniz yoksa, Waridel serbest iradesiyle böyle bir þeyi niçin lesin?" Behçet Cantürk'ün, Ýnterpol'ün Emniyet Genel Müdürlü-ðü'ne gönderdiði "gizli" yazýþmalard lyan yargýca þu yanýtý verdi: "Paul Waridel Yunan Gizli Servisi'nin elemanýdýr. Ýfadesini siyasi bir amaç için vermiþti erika Birleþik Devletleri'ne giden uyuþturucunun Türkiye'den gönderildiðini söyleyerek, ABD nin ülkemize yolladýðý yardýmlarýn kesilmesini istemiþtir! Benim davam yurtiçinde olduðu ka rtdýþýndaki gazetelerde de çýktý. Adýmý gazetelerden öðrenmiþ olabilir." Ýtalyan yargýç Dr. Falcone ile Behçet Cantürk, tercüman aracýlýðýyla karþýlýklý tartýþýyo - Sayýn Waridel'i tanýmadýðýnýzý söylüyorsunuz ama polis ifadenizde söylediðiniz tarif tam Paul Waridel'e uyuyor. Bunu nasýl açýklýyorsunuz? - Benim tarif ettiðim Paul ile gazetede gördüðüm Paul Waridel birbirlerine hiç benzemiyor. Ben boyunun 1.75- 1.80 oldu ðunu söyledim. Halbuki gazetedeki fotoðrafta boyu 1.90'a yak laþýyor. Ben kumral dedim, gazetedeki fotoðrafta sarýþýndý. An layacaðýnýz, Paul Waridel poliste kafamdan uydurduðum tipe bile benzemiyor. - Sayýn Cantürk, býrakýn tahmin yapmayý, sizin emniyette söyledikleriniz boy, kilo, renk aynen sayýn Waridel'e benziyor. - Ben Paul diye birini de tanýmýyorum. Benzese bile zaten onu bana zorla polis yazdýrmýþtý. - Sayýn Cantürk, biraz önce Paul Waridel'in kendinizin ifadesindeki Paul'e benzemediðini söylüyorsunuz. Sonra Paul is mini polisin yazdýrdýðýný söylüyorsunuz. Hangisi doðru, siz hiç Paul diye birini tanýmadýnýz mý? - Tanýmadým. Polis bana zorla yazdýrdý. 217 - Biraz önce Yunan komplosundan bahsettiniz. Sayýn Waridel ifadelerinde birçok Ýtalya'nýn da ismini veriyor. Acaba sayýn Waridel, ABD'nin Ýtalya'ya da ambargo koymasýný mý istiyor? - Ben Türkiye üzerine konuþuyorum. Paul Waridel'in Ýtal ya'yý, Sicilya'yý suçlamak için bir komplo düzenlediðini bile mem." Behçet Cantürk, Ýtalyan hukuk heyetinin her sorusuna benzer yanýtlar verdi. Hiç bir iddia bul etmiyordu. Suçsuz olduðunu tekrarlýyordu.
Behçet Cantürk, sadece duruþmalarda deðil, cezaevinde yazdýðý dilekçelerle de suçsuz oldu meye çalýþýyordu. 5 Mayýs 1985 tarihinde 4 nolu Askeri Mahkeme Baþkanlý-ðý'na, el yazýsý ile yazýp verdiði ilekçesinde ilginç bir konuya deðiniyordu: "(...) Diyarbakýr doðumlu Suriye'de oturan Yaþar Vikan Ayana adlý Ermeni bir þahýs yakala 30 Kasým 1983 tarihinde Milli Ýstihbarat Teþkilatý'na 7 sayfalýk bir ifade veriyor. Ýfadesi de Suriye'nin Kamýþlý ilçesi gümrük kapýsýnda taksicilik yapan Garo isimli þahsýn adýný ver n ASALA ile iþbirliði yaptýðýný belirtiyor. Ayrýca ASALA'nýn eroin kaçakçýlýðý yaptýðýný, k rýþtýðýný söylüyor. "Garo adlý þahýsýn benim teyzemin kocasý Kemal Güzel olduðu öðrenilince, ASALA ile iliþki arla uyuþturucu iþi yaptýðým iddia ediliyor. Bu arada Yaþar Vikan Ayana, MÝT görevlileri ta n serbest býrakýlýyor. ASALA ile birlikte uyuþturucu kaçakçýlýðý yaptýðýný söyleyen bir Erm akýlýyor?" Behçet Cantürk, 2 Eylül 1985/17 Ocak 1986/5 Mayýs 1986/10 Kasým 1986 tarihinde verdiði di rde hep ayný soruyu tekrarlýyordu: "Neden tahliye edilmiyorum?" 218 DÖRT DAVADAN BERAAT Behçet Cantürk 1987 yýlýný da, Mamak Askeri Cezaevi'nde karþýladý... Ankara Sýkýyönetim Komutanlýðý'nýn l nolu Askeri Mahke-mesi'nde yargýlandýðý, ASALA ve Kü )/DDKD ile ilgili davalardan beraat etmiþti. Behçet Cantürk'ün þansý hep yanýndaydý. Ýki suçundan da Baþbakan Turgut Özal kurtarmýþtý: asý ile yargýlandýðý davalardan, yasada yapýlan deðiþiklik sonucu beraat etmiþti... Ancak uyuþturucu ve silah kaçakçýlýðý duruþmalarý uzadýkça uzuyordu.. Günler geçiyor, silah ve uyuþturucu kaçakçýlýðý davasýnýn duruþmalarý birbirini izliyor. eklediði tahliyeye bir türlü kavuþamýyordu. Ýddianameleri okuya okuya, duruþmalara gire- çý uk bilgisini epey artýrmýþtý. Artýk "ifademi iþkence altýnda verdim" cümlelerini de unutmay mýþtý. Behçet Cantürk, 22 Ocak 1987 tarihli duruþmada, emniyet görevlilerini bu kez, bir baþka n nle Mahkeme Heyetine þikâyet ediyordu: "Polis ifademi aldýktan sonra bunlarý Ýnterpol aracýlýðýyla Avrupa ülkelerine gönderdi. D böylece töhmet altýna soktu. Polis bu ifadeleri göndererek, Türkiye'yi suçlu göstermiþtir. a devletleri artýk Türkiye'yi, Bulgaristan gibi kaçakçýlarý himaye eden bir ülke gibi görme r. 3 bin ton uyuþturucu gönderdiðimi söylüyorlar. Bu kadar uyuþturucu ancak devlet himayesi de olur. 1979- 83 yýllarý arasýnda CHP- AP ve Bülent Ulusu hükümetleri geldi geçti. Þimdi b larla iþbirliði mi yaptým? Polis ülkemizin itibarýný çok kötü etkilemiþtir. 219 Bunu niye yapmýþtýr, anlayamýyorum. Mantýðým bunu kabul etmiyor." Rahatlamýþtý; idam edileceði korkusunu üzerinden atmýþtý. Sevindirici geliþmeler de oluyo yet Kaþan'ýn ziynet eþyalarý 30 Mart 1987 tarihinde geri verilmiþti... 7 Nisan 1987 tarihinde yapýlan duruþma, sevincini aldý götürdü. Duruþmanýn yeni konuklarý yine Ýtalyanlar'dý. Bu kez Palermo'dan deðil Torino'dan bir huk yeti gelmiþti: Torino Mahkemesi Ceza Tahkikat Hakimliði'nden Marse Vanudano, Dr. Mar ilinda Mineccia ve Dr. Vittorio Russo. Ýtalyanlar Behçet Cantürk'ün Ýsviçre bankalarýndaki hesaplarý ile ilgiliydiler. Ancak ist yanýtlarý alamýyorlardý. "Avni Musullulu ve þebekesi ile herhangi bir iliþkim yoktur. Zürih'te bir bankada hesap açtýrmamým nedeni bu ülkeye rahat girip çýkmaktýr. Ayrýca ithalat- ihracat ile uðraþan bir hesabýn Ýtalya'daki alýþveriþlerle filan iliþkisi yoktur. Polisin bana iþkence yaparak ald ler sonucu, Ýtalyanlar gelip bana sorular yöneltiyorlar. Tekrar ediyorum, bunlarý ben iþkencede ölmemek için uydurdum. Polisin bana dikte ettirdiklerini söyledim. "1981 yýlýnda Ýsviçre'de Emin Görpe ve eski milletvekillerinden Ýsmet Hilmi Balcý ile bir thalat- ihracat iþi yapýyorduk. Bu ithalat- ihracat iþleri nedeniyle Ýsviçre'ye döviz trans er etmek gerekiyordu. Zürih'te bulunduðumda, Türkiye'ye telefon ettim, 400- 500 bin do lar geldi. Avni Musullulu'nun bürosunda çalýþan Yaþar Kýsacýk Ýngilizce biliyordu. Onunla g hesap açtýrdým. Yaþar Kýsacýk'la baþka bir iliþkim de yoktur." Ýtalyanlar, Ýsviçre'deki bankalarda 400- 500 bin dolar deðil, l milyon dolar olduðunu söy er. Bu paranýn kaynaðýný merak ediyorlardý. 220
"Yýllarca müteahhitlik, oto alým satýmý, emlakçilik, ithalat-ihracat yaptým. Ýki otelim, ullerim, devlet tahvillerim var. Ýstediðim 400- 500 bin dolar para için, bacanaðým olan Hüs yin Azizoðlu'na telefon ettim, evdeki tahvilleri paraya çevirdi. Türk ikasý olarak 45- 5 0 milyonu bulan parayý Fikri Koca-kerim'e verdi. O da bana, Ýsviçre'de 400- 500 bin do lar olarak geri verdi. Yanýlýyorsunuz, benim Ýsviçre'de l milyon dolarlýk hesabým yoktur." Ýtalyanlar bu kez, "Bizim Ýsviçre'de edindiðimiz bilgilere göre, sizin hesabýnýza 8 Aðust arihi itibariyle, binlerce dolarlýk giriþ ve çýkýþ olmuþ. Bunlar sizin ifadenizle çeliþiyor açýklar mýsýnýz" sorusunu yönelttiler. "Böyle bir durumdan benim haberim yok. Belki bankada bir miktar para býrakmýþ olabilirim. Banka, bir nevi altýn piyangosu gibi birþey düzenliyordu. Belki bana para isabet etmiþ o labilir." Behçet Cantürk þaka yapmýyordu. Bunlarý ciddi ciddi anlatýyordu. Aslýnda böyle ifade verm i nedeni vardý. Ýsviçre bankalarýnýn, açtýðý gizli hesabý, adli mercilere vermeyeceðini san i, Ýtalyanlar'ýn bizim emniyet görevlileri gibi, bankalarýn hesaplarýyla filan fazla ilgil enmeyeceðini düþünüyordu. Ýtalyanlar, PQ 88533 nolu hesabýn tüm cetvellerini mahkemenin huzuruna getirince Behçet C ntürk çok þaþýrdý... Ýtalyanlar, Behçet Cantürk'ün, Yaþar Kýsacýk'a verdiði, PQ 88533 nolu hesaba "para yatýrm tkisini" gösteren, 31 Aðustos 1981 tarihli belgeyi bile bulmuþlardý. Behçet Cantürk, "Yaþar Kýsacýk'a, Ýsviçre bankasýndaki hesabýmla ilgili tüm yetkileri dev herhangi bir yetki vermedim ve bir belgeye de imza atmadým" dedi. Ýtalyanlar, banka dekontlarýný, hesap çizelgelerini mahkemeye sunarak ülkelerine döndüler 221 Behçet Cantürk'ün avukatý Uður Alacakaptan, Ýtalyan adli makamlarýný, "Mahkemenizce, iste geleri göndermedikleri halde, gelip kendileri Türkiye'den delil toplayabiliyorlar" d iyerek Mahkeme Baþkanýna þikâyet ediyordu. Avukat Uður Alacakaptan þikâyet etmekte haklý deðildi. Ýtalyanlar, ellerinden geldiði kad iye'ye bilgi ve belge gönderiyordu. Örneðin, 4 Nisan 1986 tarihinde, Behçet Can-türk, Kork maz Göldaðý ve Sarý Avni'nin gemisinde kaptanlýk yapan Engin Mehmet ile ilgili belgeleri, Ý alya'daki Türkiye Büyükelçisi aracýlýðýyla (Yazý no: 000926), mahkemeye göndermiþlerdi. Cantürk'ün diðer avukatý M. Cevdet Yardým, "Ýsviçre bankalarýnda hesap açýlabilmesi için, tme þartýnýn bulunmasý gerekli olabilir. Belki müvekkilim mahkemenizde ifade verirken bu h ususu zuhulen unutmuþ olabilir. Bu hususun resmen araþtýrýlmasýný istiyoruz" dedi. Behçet Cantürk'e bir yardým da koðuþ arkadaþý Korkmaz Göldaðý'ndan geldi: "Ben de Ýsviçre abancý dil bilmesi nedeniyle Yaþar Kýsacýk, bana da yardýmcý olmuþtu. Ýki yýl hesaba para y . Ýki yýl sonra Ýsviçre'ye git-tiðimde, Yaþar Kýsacýk'ýn, ben farkýnda olmadan bana bankada týrma ve çekme yetkisine dair bir belge imzalattýrdýðýný öðrendim. Bu belgeyi hemen iptal e !" Ýtalyanlar'ýn. Türkiye'ye gelmelerinin birincil nedeni,Yaþar Kýsacýk'ýn nerede olduðunu ö lara göre, Yaþar Kýsacýk, Sicilya Mafyasý'na eroin tedarik eden en önemli isimlerden biriyd . Paul Waridel'in itiraflarýndan sonra, Yaþar Kýsacýk Ýsviçre'de gözaltýna alýnmýþtý. Ýtaly stemiþti. Ýsviçre Federal Mahkemesi iade edip etmemeyi tartýþýrken, Yaþar Kýsacýk ortadan k ermiþti! 222 YARGIÇ FALCONE ÖLDÜRÜLÜYOR Ýtalyanlar pes etmiyor... 2 Aralýk 1986. Milano Hukuk ve Aðýr Ceza Mahkemesi Tahkikat Hakimli-ði'nden; Dr. Vito Piglionica, Gabri ella Apitanio ve Mali Polis Binbaþý Matteo Rabiti, Behçet Cantürk'e bazý sorular yöneltmek n gelmiþlerdi. Ýtalyan adli heyetinin, tercüman Buruna Pari aracýlýðýyla, ilk sorusu, "8 Mayýs 1985 tari ilano kentinde yakalanan, 10 kilo. 232 gram eroin ile 17 gram esrar ve 2 gram ko kainle bir ilginiz var mý?" oldu. Behçet Cantürk, soruya çok sinirlendi: "Milano'daki olayla ilgili olarak neden ifadem alý or, anlamýþ deðilim." Ýtalyanlar birçok isim sýralýyor ancak, Behçet Cantürk hiç birini tanýmadýðýný söylüyordu ar ancak Behçet Cantürk'ten yine olumlu yanýt alamýyorlardý.
Ýtalyanlar, "Uyuþturucu ticareti yapan Sicilyalýlar'dan, tanýdýðý isimleri söylemesini" i . Behçet Cantürk, sesini yükselterek, sertçe yanýt veriyor: "Bunlarý bana niçin soruyorsunu orularý neden bana yönelttiklerini öðrenmek istiyorum. Ben uyuþturucu kaçakçýsý mýyým, nede yorsunuz?" Sinirlenme sýrasý Ýtalyanlara gelmiþti, "kendisi, Ýtalya'da uyuþturucu madde kaçakçýlýðý a Ýtalya'da çýkarýlmýþ bir tutuklama müzekkeresi vardýr..." Behçet Cantürk araya girerek, "Siz bunlarý benim iþkence zoruyla emniyetteki ifadelerime ayanarak yaptýnýz. Tutuklanma müzekkeresinin nedeni bu ifadelerdir. Size açýk ve net söylüy m; ben Ýtalya'da kimseyi tanýmýyorum." "Peki Ýsviçre'de herhangi bir bankada hesabýnýz var mý? Hiç banka müdürü tanýdýnýz mý?" s nýtlýyordu: 223 "Ýsviçre'de bir hesabým olup olmadýðý Ýtalyanlarý ilgilendirmez. Bunu bana ancak Türk mali rý sorabilir. Ben sorularýnýza yanýt vermiyorum." Ýtalyan hukuk heyetlerinin, Türkiye'ye gelip araþtýrmalar yapmasý, mahkemelere girip saný sorular yöneltmesi, Behçet Cantürk'ü ve avukatlarýný rahatsýz ediyordu. Ýtalyan hukuk adamlarýndan rahatsýz olan baþkalarý da vardý: Ýtalyan hakim ve savcýlarý bugüne kadar "çizme"nin tanýk olmadýðý bir mücadeleyle, mafyay aþý baþlatmýþlardý. Öyle ki, Türkiye'ye gelip Behçet Cantürk'ün ifadesini alan Palermo Yargýcý Dr. Giovanni F karýsý ve üç korumasýyla birlikte mafya tarafýndan, yola döþenen bir ton dinamitin patla-t , 23 Mayýs 1992 yýlýnda öldürülecekti... Ýsviçre'deki soruþturmanýn daha ileri gitmemesi için, Federal Hükümetin kendisine yaptýðý to eden Savcý Dick Marty ise, çok sevdiði mesleðini býrakýyordu... Birkaç istisna dýþýnda Türkiye'de, ne Dr. Giovanni Falcone gibi yeraltý dünyasý ile mücad adýný simgeleþtirmiþ yargýç, ne de Dick Marty gibi mesleðinin onuru için istifa eden savcý Bizde, "belden aþaðý vuran" raporlar vardý!.. MÝT RAPORU 1987 yýlýnýn bir sonbahar günü, MÝT Müsteþarý Korgeneral Hayri Ündül, Mehmet Eymür'ü odas rtalýk toz- duman. MÝT ve polis birbirinin altýný oyuyor. Teþkilatlar gruplara ayrýlmýþ. Ki bu ekipler? Tahterevallinin bir ucunda Hiram, diðer ucunda Nuri Gündeþ; bir o çýkýyor, bir iðeri. Þimdi ben yurtdýþýna gidiyorum, dönünce kapanalým bir odaya, bana akþama kadar neler anlat." 224 Mehmet Eymür, 1984 yýlýnda, baþta Behçet Cantürk ve Dündar Kýlýç olmak üzere; MÝT'Ý, emni yasýný yakýndan tanýyan sanýklarýn sorgusunda bulunmuþtu. Topladýðý bilgileri, Müsteþarý Ün 0 Kasým 1987 tarihinde bir rapor haline getirdi. "Gruplar üstü" Mehmet Eymür, "Tahterevallinin bir ucuna çýkan Hiram Abas"a, götürüp dosya iram Abas raporu okudu, "eline saðlýk, iyi olmuþ" deyip, küçük bir- iki deðiþiklik yapýp, d ri verdi. Mehmet Eymür hazýrladýðý dosyayý çok beðenmiþ olmalý ki, bir nüshasýný da Kenan Evren'in, inde görevli damadý, MÝT görevlisi Erkan Gürvit'e verdi. O günlerde altýn kaçakçýlýðý ile ilgili bir haber hazýrlayan Hürriyet gazetesi muhabiri Ý hmet Eymür'den kendisine yardýmcý olmasýný istedi. Eymür, "Altýn kaçakçýlýðýný býrak, þuna yayý gösterdi. Gazeteci Taþtemur okuduklarýna inanamamýþtý... Hürriyet Gazetesi, raporu haber yapmaya çekindi. Gazeteci Taþtemur haberi Milliyet'e götü Onlar da yayýmlayamaya-caklarýný söylediler. Gazeteci Taþtemur, çok iyi bir haber yakaladýðýnýn farkýndaydý. Atlatma bir haber yakalay mamak, yayýmlata-mamak bir gazeteci için "yüktü." Gazetecinin, yakaladýðý haberden "kurtula ece, bir baþka olayýn peþinde koþmasý çok zordu. Bu, mesleki bir hastalýktý. Ýrfan Taþtemur bu "hastalýða" yakalanmýþtý. Nokta dergisine gitti. Ayný yanýtý aldý. "Haberde sýnýrýn ötesi" ilkesiyle yayýn hayatýna giren 2000'e Doðru dergisi, 7 Þubat 1988 e "MÝT Raporu" nü haber yaptý. Ortalýk karýþtý. 225
Önce yalanlandý. Sonra geri adým atýlýp, kabullenildi. Peki, Mehmet Eymür ne yazmýþtý ki, kamuoyu günlerce bu raporu konuþmuþtu. Mehmet Eymür, Banker Bako olayý; polis içindeki çekiþme; yeraltý, polis ve kamu görevlile liþkileri baþlýklarý altýnda kaleme aldýðý 23 sayfalýk raporda, inanýlmasý zor iddialara ye * Dönemin MÝT Ýstanbul Daire Baþkaný olan Nuri Gündeþ'in, Hüsamettin Cindoruk ve Dündar Kýlýç'la yakýn irtibatý bulunmaktadýr. Nuri Gündeþ, zaman zaman MiT'in imkânlarýy la, Hüsamettin Cindoruk'un özel korumasýný yaptýrtmýþtýr. * Nuri Gündeþ MiT'ten emekli olduktan sonra, Emin Can kurtaran'in yanýnda çalýþmaya baþlamýþtýr. Nuri Gündeþ ile bir likte, Dündar Kýlýç ve Yaþar Yamak'la (Topal Yaþar) iliþkilerin den dolayý MiT'ten ayrýlmaya mecbur edilen ve MÝT'te iken kaçakçýlýk konularýna bakan Cengiz Abanoðlu da çalýþmaktadýr. Cengiz Abanoðlu ayný zamanda, Þehmuz Tatlýcý'nýn Kadý köy'deki ÞETAT isimli bir kuruluþunda da görevlidir. * Ünal Erkan baþkanlýðýndaki Ýstanbul Emniyet Müdürlüðü üst düzey kadrosu, Ýstanbul'daki yeraltý dünyasý ile yakýn iliþki içindedir. Bu iliþkinin en büyük koordinatörü, emekli Cinayet Masasý Þefi Ahmet Ateþli ve Müdür Yardýmcýsý Mehmet Aðar'dýr. Ahmet Ateþli l Kasým seçimlerinde DYP'den aday olmuþ, Mehmet Aðar da DYP'den milletvekili olmayý düþünür ken, bilâhare bundan vazgeçmiþtir. * Yeraltý dünyasýndan DYP'ye sýzma ve destek, o parti yö neticileriyle (mafya) iliþkilerinin fazlalýðý nedeniyle daha çok olmuþtur. Buna misal; partiye Fatih'ten kaydolan Emekli Ýstan bul Mali Þube Müdürü Cevdet Saral'ýn yaný sýra Emekli Ýstih kam Albay Ali Ýhsan Cesur gösterilebilir. * 1984 yýlýnda yakalanan, Ermeni asýllý anneden doðma, Li celi uyuþturucu ve silah kaçakçýsý Behçet Cantürk'ün ifadeleri226 ne istinaden, gözaltýna alýnan ve ifadelerden, Behçet Can-türk'iin uyuþturucu kaçakçýlýðýna nlarla destek saðladýðý anlaþýlan Emekli Albay Ali Ýhsan Cesur, bütün dünyaca aranan Sarý A aradurmuþ) ile dünürdür. * Kaçakçý armatör Ziya ve Halis Kalkavan'larýn, altýn kaçakçýsý Nasrullah Ayan'ýn, uyuþtu ehçet Cantürk ile yakýn irtibatlarý vardýr. Hikmet Keçeli, eski tarihlerde Behçet Cantürk't 0 milyon TL. borç almýþ, bu borcun senedi Yapý Kredi Bankasý- Mecidiyeköy Þubesinde muhafaz dilmiþtir. TAHSÝN ÞAHÝNKAYA, CANTÜRK ÝLÝÞKÝSÝ * Tahsin Þahinkaya; Sarý Avni (Avni Musullulu- Karadur muþ), Behçet Cantürk, Dündar Kýlýç ve Fahrettin Aslan mafya sýyla iliþkilidir. Þahinkaya'nýn bu alandaki iliþkilerine ait Anka ra Sýkýyönetim 4 nolu Askeri Mahkeme Baþkanlýðýnda ifadeler, teyp tapeleri ve teyp bantlarý bulunmaktadýr. Selahattin Delidere isimli bir silah ve uyuþturucu madde kaçakçýsýnýn konuþtuðu (Diyarbakýr'da) bu teyp bandýnda, Sarý Avni'nin, Tahsin Þahin kaya'ya yurtdýþýnda bir villa aldýðýndan bahsedilmektedir. Tah sin Þahinkaya'nýn istanbul Emniyet Müdür Muavini Mehmet Aðar ile yakýn irtibatý olup, Mehmet Aðar adý geçenin terzi, el bise temizliði dahil her nevii özel iþleriyle uðraþmaktadýr. Ayrý ca Dündar Kýlýç'ýn avukatlýðým yapmýþ olan Mümin Kavalalý'nýn, Tahsin Þahinkaya'nýn akrabasý olduðu söylenmektedir. * Genelkurmay eski baþkaný Necdet Üruð, yolsuzluktan ka muoyuna aksetmiþ olan Þükrü Balcý'yý ve eski Ýstanbul MÝT Blg. D. Bþk. Nuri Gündeþ'i devamlý himaye etmiþ ve Þükrü Balcý'yý âdeta kahraman gibi empoze ederek, Sayýn Cumhur baþkanýmýz tarafýndan mükâfatlandýrýlmasýný saðlamýþtýr. Þükrü 227 Balcý ile ilgili yolsuzluk soruþturmalarýnýn da kapatýlmasýný saðlayan N. Üruð' dur.
* Polislikten gelme Nevzat Ayaz, Baþkomiser olduðu tarihte Ýstanbul Emniyet tescil amirliðine bakmýþ; bu sebeple gazino, kahvehane ve benzeri yerlerin ruhsatlarýnýn verilmesinde Fah rettin Aslan ve diðer yeraltý adamlarýyla iliþkiler kurmuþtur. Birçok olayýn arkasýnda olan Vali Ayaz, Þükrü Balcý ile sýnýf ar kadaþý ve yakýn dosttur. Fahrettin Aslan'la ilgili uyuþturucu madde kaçakçýlýðý soruþturmasýnýn sürdüðü tarihte, Fahrettin Aslan'a plaket vermek ve bunu basýn aracýlýðý ile yansýtarak, F. Aslan'ý onurlandýrmak suretiyle himaye eden de yine Vali Ayaz'dýr. Þükrü Balcý, eski Genelkurmay Baþkaný Üruð'un, Sa yýn Cumhurbaþkanýmýza müspet empozeleri ile bugüne kadar yerini muhafaza etmiþtir. * Þükrü Balâ'nýn gayrimüslimlerden baský suretiyle para top lama iþinde de adý geçen Vali Ayaz'ýn, kendisini bu görevden al mak istediðini bildiði Turgut Özal Hükümeti'ne sempatisi yoktur. * Emniyet Müdür Yardýmcýsý Mehmet Aðar, Süleymancý Kemal Kaçar'ýn koordinatörlük yaptýðý þirketin sahipleri Ýbra him Arslan ve Mahmut Þahin ile yakýn temas halinde olup, bu þahýslara gizli kalmasý icab eden soruþturma ve tahkikatlarla il gili bilgi vermektedir. Ýbrahim Aslan'a ait Aslan Nakliyat, TIR taþýmacýlýðý yapmaktadýr, 150 TIR'a sahip bulunmaktadýr. Ýbra him Arslan, Malatya Valisinin makam þoförlüðü sýrasýnda uyuþ turucu ve silah ticareti yapmýþtýr. Mahmut Þahin'e ait Þahlan Nakliyat, Deniz Ticareti ile iþtigal etmektedir. Hira I- II- III adlý gemileri olduðu bilinmektedir. Þahlan ve Aslan Nakliyat firma larýnýn genel koordinatörü Süleymancý lider Kemal Kaçar'dýr. * Mehmet Aðar, Fýndýk Kralý diye bilinen Lokman Kundakçý'yý bir yeraltý grubuna dövdürmek ve sonra himayesine almak suretiyle Lokman'la yakýnlýk kurmuþ, keza hayali ihracatýn bü yük isimlerinden Turan Çevik'e de baský kurdurarak ayný yakýn lýðý saðlamýþtýr. 228 * Yeraltý dünyasýný, Ankara'daki üst düzey bürokratlara da Mehmet Aðar empoze etmekte ve Turan Çevik, Fevzi Öz, Nec det Ulucan gibi ünlü isimleri üst düzey bürokratlarla ve hattâ Bakanlarla tanýþtýrarak, baðlantýlarýný saðlamlaþtýrmakta, faali yetini legalize etmektedir. * Mehmet Aðar, Nihat Camadan, Ýsmail Taþkafa, Ziver Öktem ve Necati Altuntaþ'ýn gayrimeþru paralarý Mehmet Aðar'ýn dayýsý Yýlmaz Akçadað ve ortaðý Ekrem Gocay'a verilmekte, bu þahýslar da paralarý büyük iþadamlarýna verererek faiz al maktadýrlar. Perþembe Pazarý'nda otomobil yýkayýcýlýðý yapar ken, kýsa zamanda demir ticareti ve faizcilikle milyarder olan Ekrem Gocay ve ortaðý Yýlmaz Akçadað'ýn Kabataþ Setüstü'nde yazýhaneleri vardýr. * Mehmet Aðar'a ait 18 adet ev ve arsa tapusu, dayýsý Yýl maz Akçadað'ýn boþanmýþ olan eþi Þükran Akçadað'ýn üzerin dedir. Dayýsýnýn eski eþi, bu tapularýn üzerinde gözükmesinden rahatsýzdýr. * Ünal Erkan ve Mehmet Aðar'ýn gizli ve önemli buluþma larýný yaptýklarý, Etiler Ulus Mahallesi'nde ve Kadýköy- Bostan cý'da iki ev vardýr. Ulus mahallesindeki ev Diyarbakýrlý Vekin Aktan'ýn üzerine olup, parasý Behçet Cantürk tarafýndan öden mektedir. * Mehmet Aðar'ýn yurtdýþý bazý baðlantýlarýný, özellikle, Arap ülkelerinde dansözlük yapan dostu Yonca Yücel yürüt mektedir. Yonca Yücel'in Ýstanbul adresi: Teþvikiye Caddesi 66/8 Celal Apt. olup, Telefonu 141 70 08'dir. * Mehmet Aðar Ankara'ya geldiðinde Yonca Yücel ile 127 58
82 telefonlu konsomatris Nur'un evinde buluþmakta ve kalmak tadýr. *Turan Çevik 3 yýl kadar önce Mehmet Aðar'a 5 milyon deðerinde bir saat, Lunaparkçý Oman Kavran '86 Yýlbaþýnda 5 229 adet beþibiryerde ve Aþýcýoðlu Grubunun adamý, kaçakçý ve kuyumcu Cavit de, Mehmet Aðar'ýn NO- 5 almýþtýr. * Mehmet Aðar Ýstanbul'da 131 19 10 nolu telefonda bulu nan Pýnar isimli bir kadýný, Emniyet Genel Müdürlüðü'nde üst rütbede bir kiþiye sürmüþ ve bu þahsýn Pýnar ile olan iliþkileri ve fotoðraflarý Ýstanbul Emniyeti'nce þantaj olarak kullanýlmýþ týr. * Mehmet Aðar'ýn, Turan Çevik, Burak Saðman ve bazý bü rokratlarla ortak hayali ihracat iþleri vardýr, Mehmet Aðar'ýn bu iþlerini, Ankara'ya sýk sýk gelip giden þoförü polis memuru Necdet takip etmektedir. Necdet'in, hakkýndaki söylentilerin açýða çýkmasý karþýsýnda, yakýn tarihte polislikten ayrýldýðý ve Ayvalýk'ta Belediyeye ait 160 yataklý oteli kiraladýðý belirtil mektedir. * 5 Aðustos 1985 tarihinde Milano'da, Bülent Gökben, Mehmet Serdar Alpan, Fikri Parparoðlu, Fahrettin Özdemir isimli þahýslar, 10 kilo 230 gram eroinle yakalanmýþlardýr. Ýtalya Polisi, yakalananlarýn üzerinde bulunan telefon numaralan be yanýnda Ýstanbul 528 28 14 ve 172 08 08 telefonlarýný vermiþ lerdir. Kaçakçýlýk Daire Baþkanlýðý, bu telefonlarýn nerelere ait olduðunu Ýstanbul Emniyet Müdürlüðü'nden sormuþ, Ýstanbul Emniyet Müdürlüðü ise genel bir cevap ile olayý geçiþtirmiþtir. Esasýnda her iki telefon da Ýstanbul Emniyet Müdür Yardýmcýsý Mehmet Aðar'ýn makam telefonlarýdýr. (Sirkeci ve Gayrette pe'deki.) * Mehmet Aðar'ý bu telefonlardan arayanlardan bir diðer þa hýs ise, Londra 360 44 84 no.lu telefonda bulunan Halil Peril'dir. Kulüpçülük ve uyuþturucu kaçakçýlýðý yapan Halil Peril, Kýbrýs'ta Con Aziz adýyla bilinen yeraltý dünyasýna mensup Aziz Mehmet Kent'in adamýdýr ve Oflu Osman (Osman Cevahiroðlu) ile irtibatlýdýr. 230 "BEHÇET CANTÜRK'ÜN RÜÞVET VERDÝÐÝ..." * Kamu kesiminde birçok kiþinin tanýdýðý Terzi Mualla, 3 yýldan beri Dündar Kýlýç'ýn dostu (gayrimeþru karýsý) ile birlikte ortak konfeksiyon iþi yapmaktadýr. Terzi Mualla'nýn, aktör Ka dir Ýnanýr'la uzun zamandan beri birlikte yaþayan kýzý Canan Özbek'in, Dündar Kýlýç'ýn kýzý ve damadý Uður (her ikisi de Uður) ile yakýn iliþkileri mevcuttur. Terzi Mualla ve Canan'la, Þarkýcý Hülya Süer, Emniyet Müdür Muavini Mehmet Aðar ve Gazeteci Rauf Tamer de yakýn iliþki içindedirler. * Yeni Mali Þube Müdürü Orhan Uzeler, daha önce Behçet Cantürk'ten rüþvet almaktan soruþturma geçirmiþtir. Elazýðlý olan Orhan Uzeler'in hemþehrisi Mehmet Aðar ve Emniyet Müdürü Ünal Erkan müfettiþlere karþý himaye etmiþler ve ak lanmasýný saðlamýþlardýr. Orhan Uzeler, Þükrü Balcý yargýlandý ðýnda lehinde de tanýklýk yapmýþtýr. Orhan Uzeler'in Mali Þube sindeki odasýnda, Orhan Uzeler, Þükrü Balcý, Tayyar Seven, Cevdet Saral, gazeteci Ýrfan Ülkü ve Kasým Gence toplanarak, Atilla Aytek ve MÝT'e karþý yapýlacak yayýmlarý planlamakta dýrlar. (Böyle bir toplantý 3 Kasým 1987 günü akþamüstü meþ kûr yerde yapýlmýþtýr.) * Güvenlik kuvvetlerinin, kanuni görevlerinin ifasý sýrasýnda
zaman zaman çeþitli teknik dinleme yoluna baþvurduðu bilin mektedir. Emniyet Genel Müdürlüðü ilgili birimlerinin ve Ýstan bul Emniyet Müdürlüðü'nün telefon dinleme çalýþmalarý yaptý ðý, bu amaçla belirli bir organizasyonda bulunduðu bilinen hu suslardandýr. Ancak özellikle Ýstanbul Emniyet Müdürlüðü'ndeki dinlemelere iliþkin uygulamalarýn görevin ifasýndan çok, ki þisel amaçlarla kullanýldýðýna iliþkin duyumlar intikal etmekte dir. Bu durumun çeþitli açýlardan komplikasyonlara yol açacaðý izahtan varestedir..." Mehmet Eymür'ün yazdýklarý doðru muydu? 231 Doðru olduðunu iddia ediyordu. MÝT içinde baþýný, Hiram Abas, Mehmet Eymür ve emekli Yarbay Korkut Eken'in çektiði ekip, urgut Özal'a çok baðlýydý. Zaten rapor, Ozal'ýn rakibi DYP'yi, "emanetçi" Cindoruk'u ve "Bi ilen" Demirel'i yýpratmak için yazýlmýþtý. Baþbakan Özal, gelen tepkilere fazla karþý koyamadý. Abas, Eymür ve Eken pasif görevlere, Planlama Kurumu (APK) uzmanlýðýna atandýlar. Üçü de istifa etti... Mehmet Eymür öyle kolay pes etmek istemiyordu... 8 Mart 1988 tarihinde, "MÝT Raporu þeklinde adlandýrýlan etüdün hazýrlanmasý, sýzmasý ve " baþlýðýyla 19 sayfalýk bir rapor daha yazdý. BAKAN KARAEVLÝ'NÝN BASKISI Mehmet Eymür yeni iddialar ortaya atýyordu: "Banker Bako olayý, basýnda bir hayli güncel v aziyetteydi. Teþkilat dýþýndaki bazý elemanlardan bu konuda bilgiler intikal etmiþti. Keza u olayla ilgili olarak Urfa Emniyet Müdür Yardýmcýlýðýna tayin edilen Ýstanbul Çevik Kuvvet cati Altuntaþ da, muhtelif görüþmelerimizde olaylarýn perde arkasý ile ilgili bilgiler verm i. Necati Altuntaþ, bir oyuna getirildiðini, harcatýldýðýný düþünüyor ve haksýz yere cezala yordu. Ricalarýný kýrmayarak bu konuda görüþmek üzere Sayýn Emniyet Genel Müdürü Saffet Arý ttim. Kendisine Necati Altuntaþ'ýn anlattýklarýný ilettim. Bu görüþme sýrasýnda Saffet Arýk t Öztürkmen ve Bakan Ahmet Karaevli'nin hayali ihracatçýlarla iliþkilerinden bahsetti. Bir gün Baþkent Gazinosu'nda eðlenirlerken, Antalya'da yakalanan bir gemi olayýnýn kapatýlmasý Bakan Karaevli'nin kendisine baský yaptýðýný söyledi. 232 "Etüdün dayandýðý kaynaklarýn bilinmesi için eski tarihlere dönüp bazý olaylarý anlatmak "1973 yýlýnda görevli iken, o tarihteki Ýstanbul Sýkýyönetim Komutaný Faik Türün'ün planl ine, teþkilatýmdan birkaç MÝT mensubu arkadaþýmla birlikte 'Babalar Operasyonu' denilen, ye altý dünyasýnýn ünlülerinin toplanmasý, sorgulanmasý, mahkemeye verilmesi iþlerinde görevle . Uðurlu, Bezal, Mirza ailelerinin fertlerini, Zihni Ýpek'i ve diðer birçok uyuþturucu ile silah kaçakçýsýný topladým. O tarihlerde bu þahýslarýn ev ve iþ yerlerinde yapýlan aramala düzeydeki bürokrat ve subayýn gece kulüplerinde, Babalarla birlikte çekilmiþ fotoðraflarýn uplarýný, kartvizitlerini buldum. "Yine o tarihlerde tespit edip ifade ve fezlekeye geçirdiðimiz bir husus, henüz Ýstanbul mniyet Müdür Muavinliðine getirilmiþ olan Þükrü Balcý'nýn 1. Þube Müdürlüðü yaptýðý tarihte ah kaçakçýlýðý yapan Uðurlu ailesi reisi Hüseyin Uðurlu'dan rüþvet aldýðý konusuydu. "KOMUTANLARA KADIN SUNULUYORDU" "Zamanýn Sýkýyönetim Komutaný Faik Türün, birgün soruþturmayý yürüten kiþilerin baþýndaki girerken, 'Gazinocular Kralý' Fahrettin Aslan, yanýndaki güzel bir hanýmla Faik Türün'ün y an çýkýyordu. O tarihlerde Fahrettin Aslan'ýn yeraltý dünyasý ile üst düzey yöneticiler ara at görevi yaptýðýný; güzel kadýnlarý peþkeþ çektiðini; düðün, toplantý ve yemek gibi iþleri uretiyle yöneticilerle yeraltý dünyasýnýn iliþkisini sýcak tuttuðunu öðrendim. Polislerce i diðine göre adý geçenin hem kadýn satýþýndan, hem de homoseksüellikten fiþi vardý. 233 "Faik Türün Paþa, bizi ilgi ile karþýladý ve geliþmeleri sordu. Þükrü Balcý ile ilgili ge Bunun üzerine Þükrü Balcý'nýn, sola ve teröre karþý mücadelesi ile tanýnmýþ milliyetçi bir e bir konunun mahkemeye intikali halinde, aþýrý solun yýpratýcý propagandasýna maruz kalýna hususu ifade ve fezlekelerden çýkarmamýzý rica etti. Kendisinin gerekli idari soruþturmayý apýp cezasýný vereceðini söyledi.
"Ben teröre karþý mücadele ile þöhret yapmýþ bir Emniyet Müdürünün, Bulgaristan'dan getir erörün týrmanmasýný saðlayan kaçakçýlardan rüþvet almasýnýn, nasýl bir milliyetçilik duygus Balcý o tarihten sonrada suistimal ve rüþvet olaylarýna karýþmasýna raðmen, devlet memurluð rfi etmek suretiyle muhafaza etti. "Fahrettin Aslan'ý, o tarihlerde bir konu için gittiðimiz Ýstanbul Merkez Komutanlýðý'nda yanýnda güzel bir kadýnla Merkez Komutanýnýn makamýndan çýkarken de görmüþtüm. Kendi kendim r türlü ahlâksýzlýktan fiþi bulunan bu þahsýn, Sýkýyönetim ve Merkez Komutanlarý ile ne ili eceðini sordum. "Aradan yýllar geçti. 1984 yýlýnda Dündar Kýlýç ilk sorguya alýndýðýnda kendinden çok emi ra serbest kalacaðýna inanmýþ bir haldeydi. Sorguyu yapanlara karþý, küstah ve tehditkâr bi a ile konuþuyordu. Bana, 'en üst kademelerden, Paþalardan size bir talimat verilmedi m i' diye soruyordu. (MÝT) Müsteþar Yardýmcýsý Sedat Semerci'nin adýný vererek, 'Beni iyi tan . Allah, Allah demek talimat vermedi' diyerek, hayretini belirtti. Sedat Semerci Paþaya, Dündar Kýlýç'ýn söylediklerini ilettim. Tepki gösterdi ve Dündar Kýlýç'a küfür ett "Dündar Kýlýç, Þükrü Balcý'nýn tüm faaliyetlerini, Ýstanbul Sýkýyönetim Komutaný, Ýstanbu Baþkaný ve Merkez Komutaný'nýn bilgisi dahilinde yaptýðýný be234 lirtiyor, Ýstanbul'da bu güçlerin birbirinden habersiz adým atamayacaklarýný iddia ediyordu Anlattýklarý arasýnda; Konsey Üyesi Tahsin Þahinkaya'nýn, Beþiktaþ'daki sarýþýn sevgilisin kýzý ile Fahrettin Aslan'ýn yeðeninin evlendirildiði ve böylece yakýnlýk kurulduðu gibi hu da vardý. "Ýstanbul Daire Baþkaný Nuri Gündeþ, Ýstanbul teþkilatýnda çalýþan memurlardan Cengiz Aba , Mustafa Ercan ve Ankara Daire Baþkanlýðý memurlarýndan Nuri Gündeþ'in akrabasý Hacý Ah Ar dar Kýlýç'la, teþkilatýn bilgisi haricinde menfaat iliþkileri içinde bulunduðunu öðrendik. "Bu hususlarýn ortaya çýkmasýyla birlikte teþkilatýn en üst kademelerinde, bana karþý men m hissetmeye baþladým. Bana, Nuri Gündeþ konusunda Dündar Kýlýç'tan bir þey sorulmamasý hus (MÝT) Müsteþar Burhanettin Bigalý Paþa'nýn emirleri iletildi. Üstelik bu olaydan sonra Nuri eþ terfi alarak Ankara'ya Dýþ Ýstihbarat Baþkanlýðýna getirildi. KAÇAKÇILIK ÜNÝTELERÝ KAPATILIYOR "Dündar Kýlýç'tan sonra, Kürtçülük faaliyetlerinin içinde olan, uyuþturucu ve silah kaçak ya aldýk. Behçet Cantürk Ermeni bir annedendi. ABD'de yapýlan son yýllarýn en büyük mafya t atý ile Ýsviçre ve Ýtalya'da yapýlan önemli mafya tevkifatlarýnýn ilk çýkýþ noktalarý, Behç nda alýnan bilgilerdi. Keza ayný þahsýn verdiði bilgilerden Kürtçülük ve Ermeni faaliyeti i li birçok operasyonlar yapýldý. Bu operasyonlarý çok daha geniþ tutmak mümkün iken, maalese teþkilatýmýzdaki ilgililer olmak üzere, bir çok kiþi olayý bir kaçakçýlýk faaliyeti þeklin eolojik yönüne gerekli aðýrlýðý vermedi. 235 "Behçet Cantürk'ün sorgusunda da, birçok kamu görevlisi ile ilgili bilgiler alýndý. Bu ko en önemli bilgilerden biri de Tahsin Þahinkaya ile ilgiliydi. Þahinkaya Paþa'nýn bazý mü-te tler ile yakýn iliþkisinden bahsediliyordu. Bu ihalelerden komisyon aldýðý iddia ediliyord u. "Behçet Cantürk'ün ortaklýk yaptýðý Selahattin Delidere isimli diðer bir silah ve uyuþtur a ettiði hususlar ise daha ilginçti. Selahattin Delidere'nin Diyarbakýr'da gözaltýnda olduð sýrada, banta da alýnan sorgusunda; eski Emniyet Genel Müdürü Fahri Görgülü ve Tahsin Þahi Avrupa'da yaþayan günümüzün en büyük uyuþturucu ve silah kaçakçýlarýndan Sarý Avni (Avni Mu aradurmuþ) ve ortaðý Behçet Cantürk'ün en yakýn adamlarýydý. Selahattin Delidere, Sarý Av-n sin Þahinkaya'ya yurtdýþýnda villa aldýðýný, Sarý Avni ile Behçet'in, Tahsin Þahinkaya'yla da konuþtuklarýný ve Behçet Cantürk'ün çantayla Tahsin Þahinkaya'ya para götürdüðünü ifade kýr'daki görevliler çekinmiþ ve bu hususlarý ifadeye sokmamýþlardý. Ben bu bantýn bir kopya ilgisi dahilinde, resmi bir yazýyla mahkemenin yapýldýðý Ankara Sýkýyönetim Komutanlýðýna y "Baþýnda bulunduðum, Kaçakçýlýk ve Ýstihbarat Ünitele-ri'nin devletin yararýna faaliyet g dilen neticelerden belli idi. Buna raðmen 1985 ortalarýnda yurtiçindeki üniteler, bilâhare 1988 baþýnda Ankara'daki Merkez Ünite kapatýldý. Yurtiçi ünitelerinin kapatýlmasýndan bir a benim Adana'ya tayinim çýktý. Ben gerek kaçakçýlýk ünitelerinin kapatýlacaðýný, gerekse b n çýkacaðýný, aylarca önce kaçakçý çevrelerinden gelen haberlerden duymuþtum. Bir ceza gibi tayinime tepki gösterdim. Dilekçeyle ve sözlü olarak müracaat ederek, Müsteþar Burhanettin alý'dan tayin gerekçemi sordum. Erkan Gürvit de tayinimin durdurulmasý için Bigalý Paþa'yla nuþtu. Neticede ailevi durumum gözönüne alýnarak karargâhdaki MÝT okuluna tayin ettiler."
236 DÝYARBAKIR CEZAEVÝ Ankara Sýkýyönetim Komutanlýðý 4 nolu Askeri Mahkemesi laðvedildi. Behçet Cantürk ve arka Diyarbakýr 7'inci Kolordu Komutanlýðý Askeri Mahkemesi'ne gönderildi... 70'li- 80'li yýllarda "Karadeniz mafyasý" ile "Kürt mafyasý" biribirine düþmandý. Her iki da önplana çýkan iki isim vardý: Dündar Kýlýç ve Behçet Cantürk. Eylemleriyle hemen hergün de yer alan bu iki "Medyatik Baba," Mamak Askeri Cezaevi'nden sonra, Diyarbakýr As keri Cezaevi'nde de ayný koðuþu paylaþtýlar. Cezaevi'ndeki iþkenceleri protesto etmek için; 18 Mayýs 1982 tarihinde kendilerini yakar ak, insanlýk tarihine, direniþin sembolleri olarak adlarýný yazdýran; Ferhat Kuntay, Mahmu t Zengin, Eþref Anyýk ve Necmi Öner bu eylemlerini Diyarbakýr Cezaevi'nin E Blok 33'üncü ko da gerçekleþtirmiþlerdi... Bu koðuþta þimdi 40 tane"Baba" kalýyordu... Koðuþ kýdemlisi Behçet Cantürk'tü. Dündar Kýlýç'la düþmanlýðý unutmuþlardý. Ýkisi de günl birlerinden kitap deðiþtokuþu yapýyorlardý. Dündar Kýlýç'ý ziyaret etmek için Diyarbakýr'a gelenler, Cantürkler'in Demir Oteli'nde ka ehçet Cantürk otel yönetimine, "kesinlikle para almayacaksýnýz" direktifini vermiþti... Yeraltý dünyasýnýn iki önemli ismi cezaevinde sýký dost olmuþlardý. Genelkurmay Baþkanlýð len gazetecilere birlikte demeç veriyorlardý. Dündar Kýlýç, Kaçakçýlýk Ýstihbarat Harekât Daire Baþkaný Atilla Aytek'i suçluyordu: "Bur u söylüyorlar. Buradaki 40 kiþiden 35'inin ceket alacak parasý yok. 237 Bunlar mý Baba? Atilla Aytek, Babalarý bilmiyor muydu? Hileye dayalý ihbar mektuplarý il e, yok ona suikast yapýlacaktý, yok buna suikast yapýlacaktý, yok ASALA üyesi diye, halkýn evdiði insanlarý topladýlar. Sizin gibi gazetecileri, bizi suçlamak için kullandýlar. Benim yazýhaneme gittiniz mi? Atatürk'ün, Ev-ren'in ve Fatih Sultan Mehmet'in ikiþer metre boy undaki resimleri vardýr. Onlarý çektiniz mi? Dediniz mi, bu adam vatan haini, devlet düþma ný olamaz diye." Behçet Cantürk ise Ýtalyanlara kýzýyordu: "Polisi suçlamýyorum. Bizim Lice'de kaçakçýlýk olaylarý olmuþtur, yapanlar da cezalarýný iye genelinde Liceli çok zengin var, holding sahipleri var. Polis, Liceli zenginle rin hepsine kaçakçýlýk yoluyla servet edinmiþ gözüyle bakýyor. "Biz kendi mýntýkamýzda sevilen sayýlan kiþiyiz. Bunun için bize siyasi suç yüklediler. H zla tepkisini, nefretini çeken ASALA ile iliþkisi var dediler, örgütlerle iliþkim olduðunu ddia ettiler. Tümünden beraat ettim. Ýtalyanlarýn oyununa geliniyor. Avrupa'ya, Amerika' ya eroin sevkýyatýný Ýtalyan-lar'ýn yaptýðý belirlendi. Amaçlarý bu suçlarý Türkiye'ye yükl Behçet Cantürk duruþmalarýnýn gereksiz þekilde uzatýldýðýndan yakýnýyordu. Yýllardýr süren duruþmalar sonunda, yargýlananlarýn sayýsý oldukça azalmýþtý. 1987 yýlýný met-tin Bayramoðlu ve Mehmet Yýldýz tahliye edilmiþlerdi. 1987 yýlý da geride kalýrken, "Behçet Cantürk Davasý" sanýklarýndan, Diyarbakýr Askeri Ce adece 12 kiþi kalmýþtý: Behçet Cantürk, Nizamettin Cantürk, Mehmet Han Özer, Mehmet Gözen, tin Delidere, Korkmaz Göldaðý, Tekin Kaymaz, Rýza Tekin, Ahmet Arýkboðan, Rýza Zingil, Ýzze Zingil ve Abdülcebbar Doðru. 238 Ancak bu sayý kýsa bir süre sonra 13'e çýkacaktý. Yýllardýr aranan Behçet Cantürk'ün aðab Diyarbakýr'da yakalanmýþ ve kardeþlerinin yanýna gönderilmiþti. Behçet Cantürk, 1988 yýlýna umutlu girdi... Ýnfaz Yasasý sonucu, baþta Abuzer Uðurlu ve Hüseyin Çil olmak üzere yeraltý dünyasýnýn ün tahliye ediliyordu. Azet Cantürk de tahliye edilenler arasýndaydý. 9 Mayýs 1988. Diyarbakýr Askeri Mahkemesi kararýný açýkladý: Behçet Cantürk, Nizamettin Cantürk, Mehmet Han Özer, Mehmet Gözen, Tekin Kaymaz, Ahmet Ar , Selahattin Delidere, Abdülcebbar Doðru, Korkmaz Göldaðý, Rýza Tekin, Ýzzettin Zingil, Tek Kaymaz tahliye edildiler.
Ayný iddialar ile mahkeme karþýsýna çýkan Paul Waridel'e iþkence yapýlmamýþtý. Ýsviçre Hü k fazla gidilmemesi için polis ve savcýlarý uyarmasýna raðmen, Ýsviçre Mahkemesi Paul Warid i 13 yýl hapse mahkûm etmiþti. Peki, Behçet Cantürk, nasýl tahliye oluyordu? Bunun birinci nedeni, Türkiye'de polis ve savcýlýk sorgusunun çok ilkel olmasýdýr. Tek de iþkencelerde alýnan sanýk ifadeleridir. Sanýk, mahkemede bu ifadeleri reddedince, ortada kanýt adýna hiç bir þey kalmýyordu... Behçet Cantürk davasýnda mahkemeye sunulan deliller yetersizdi. Behçet Cantürk'ün tahliye edilmesinin ikinci bir nedenini de, Jean- Jacques Rousseau'nun þu sözü açýklýyor: Zengin, yasayý para kesesinde taþýr!.. 239 MÝT RAPORU'NA YANIT Behçet Cantürk, mahkemenin kararýndan sonra hemen tahliye edilmedi. Dosyasýnda eksik bulu an evrakýn, Ankara'dan gelmesi için tam 11 gün beklemesi gerekti. Nihayet 4 yýl 20 gün sonra, 21 Mayýs 1988 tarihinde, yakýnlarýnýn sevinç gösterileri aras akýr Cezaevi'nden, özgürlüðe ilk adýmý attý. 23 Aðustos 1988 tarihinde "eksik soruþturma" nedeniyle beraat etti. Birkaç gün, geçmiþ olsun dileklerini kabul etti. Bu arada eþi Hidayet ile hasret giderdi. Sevincin ürünü bir yýl sonra ortaya çýkacak ve B türk dördüncü kýzýna Heval adýný koyacaktý!.. Diyarbakýr'da fazla kalmadý. Ýstanbul'a gitti. Eþi Akile Dilek Alev ile iliþkileri düzelmiþti. Ýlk duruþmasýnda sürpriz ifadeler veren Akile Dilek Alev daha sonraki duruþmalarda, "Çok uþtum, o nedenle polislerin bana söylediklerini mahkemede tekrarladým" diyerek, Behçet C antürk'ün kalbini yeniden kazanmýþtý. Sevinci kýsa sürdü: 17 Aðustos 1988 tarihinde aldýðý bir haber, Behçet Cantürk'ü çok endi u Abdullah Cantürk, iki gün önce Amsterdam Schipol Havaalaný'nda, Hollanda'ya sahte pasa port ile girerken yakalanmýþtý. Abdullah Cantürk'ün, Türkiye'ye iade edilmesini önlemek için, Kürdistan Ýþçi Partisi, DDK u belirtip Hollanda'dan sýðýnma hakký istemesi, Behçet Cantürk'ü rahatlattý. Öte yandan Behçet Cantürk basýndan sürekli kaçýyordu. Ancak fazla karþý koyamadý. Ýlk dem 8 tarihinde Nokta dergisine verdi: 240 - Sayýn Behçet Cantürk, MÝT Raporu'nda sizin de adýnýz ge çiyor. Birçok suçla suçlanýyorsunuz... - MÝT Raporu açýklandýðý günden beri kamuoyunun günde minde kalmýþtýr. Kamuoyu bu konuda aydýnlatýlmalýdýr. Bu bence demokrasinin de bir gereðidir. Hakkýmda raporda veya rapor dýþýnda ileri sürülen suçlamalar doðru deðildir. Bunlar ba na zorla kabul ettirilmek istenmiþtir. Ýddialarýn devletin güven lik birimleri arasýndaki sürtüþmeden kaynaklandýðý düþüncesin deyim. Dikkat ederseniz, iddia sahibi de devletin bir birimidir, suçlananlar da devletin bir birimidir. O halde sorun onlarýn ara sýndadýr ve bizler bu hesaplaþmada kullanýlmak istenmiþizdir. Þayet bu soruþturma sýrasýnda ifademe baþvururlarsa söyleye ceklerim bunlar olacaktýr. - Raporda sizin Tahsin Þahinkaya ile yakýn iliþkiler içinde olduðunuz ileri sürülüyor. - Sayýn Þahinkaya'yý sokaktaki insan nasýl tanýyorsa ben de öyle tanýyorum. Kendisi ile iliþkim de, tanýþýklýðým da yoktur. Bu konudaki iddia, benim tarafýmdan deðil, düþmaným olan ve de bana suç yüklemesi için özellikle seçilip kullanýlmýþ bir baþka kiþi tarafýndan ortaya atýlmýþtýr. -Ayný þekilde þimdi Edirne Valisi olan Ýstanbul eski Emni yet Müdürü Ünal Erkan'a ev aldýðýnýz da raporda yer alýyordu. -Raporda buna benzer 50 tane þey vardýr. Ünal Erkan'ý Ýstanbullu bir vatandaþ nasýl tanýyorsa, ben de öyle tanýyorum. Kendisine ev almam tamamen yalandýr. Ýfadelerimde de öyle birþey yoktur. Mesele, daha önce de söylediðim gibi birimler arasýndaki çeliþkidendir. Özellikle þunu belirtmek istiyorum;
bul'da sorgulandýðým zaman Ankara'yý suçlamamý, Ankara'da sorgulandýðýmda Ýstanbul'u suçlam gulandýðým zaman polisi, hattâ daha da ileri giderek ayný birimin bir I alt görevlisi, baðl uðu, emir aldýðý birimin baþýndaki kiþiyi uçlamamý istemiþtir. Bu duruma þaþmamak elde deðil. Mesele u kadar basittir. - Uzun zaman içeride kaldýnýz ve birçok þeyle suçlandýnýz. Þimdi ise bu davalardan beraat etmiþ biri olarak yaþamýnýzý sürdürüyorsunuz, tüm olanlarý nasýl deðerlendiriyorsunuz? - Ben þu anda tüm bunlarý unutmuþ, uðradýðý iftiralardan kurtulmuþ, hakkýnda açýlan 4 idam davasýndan beraat etmiþ biriyim. Kendimi hayata yeni atýlmýþ, 20 yaþýnda genç bir iþadamý gibi hissediyorum. DEÐÝÞÝM YILLARI Dört yýlda Türkiye'de çok þey deðiþmiþti... Siyah ceketinin içinde beyaz ipek gömleði, siyah ayakkabýsý, omuzlarýnda asýlý duran palt yüzüðü ve elindeki teþbihi ile salýna salýna yürüyen ancak hiç yalnýz dolaþmayan, çift sila rda eðlenen, assolistlerle flört eden, kahvesi veya kumarhanesi olan, sert bakýþlý, cahil ama terbiyeli kabadayýlar artýk tarihe karýþmýþtý... Meydan; Turan Çevik, Mehmet Saruhan, Nurettin Güven, Hasbi Menteþoðlu, Mustafa Süzer, Kem Horzum, Ertan Sert gibi hayali ihracatçýlarla; Alaattin Çakýcý, Nihat Akgün, Ali Yasak, Fer dun Öncel, Kürþat Yýlmaz gibi Ülkücü Mafyaya kalmýþtý.. Özal dönemi, kendi yeraltý dünyasýný yaratmýþtý!.. Turan Çevik, Nurettin Güven gibi "Doðulular" kendilerini Behçet Cantürk'e yakýn hissediyo Ýstanbul'a geldiðini öðrenince hemen yanýna gidip geçmiþ olsun dileklerini bildirdiler. Ye "mafya babalarýndan" Elazýðlý Necdet Ulucan da Behçet Cantürk'e dostluðunu bildirenler aras dý. 242 , Behçet Cantürk, Dündar Kýlýç, Ýdris Özbir kuþaðý," Ülkücü Mafya"dan hiç hoþlanmýyorlardý. K siz köy bulmuþ dolaþýp duruyor" diye tepkisini gösteriyordu.(21) Aslýnda "Ülkücü Mafya" 80'li yýllarýn ikinci yansýndan sonra, Dündar Kýlýç, Behçet Cantür yeraltý dünyasýnýn önde gelen isimlerinin cezaevine girmesiyle, "boþluðu doldurmasý" için desteðiyle ortaya çýkartýlmýþtý. Cezaevine girmeden önce, Ýstanbul'da "Doðulular"ýn lideri olarak tanýnan Behçet Cantürk, sessiz kalmayý düþündü. Zaten eski iþ baðlantýlarý darmadaðýn olmuþtu. Bilinen iþ iliþkiler arar verdi. Üstelik takip ediliyordu. Kendisine bulaþýlmadýðý sürece kimseyle ilgilenmeyece . Türk siyasi yaþamýna yeni politikacýlar katýlmýþtý. Onlarla iliþkileri geliþtirmek için k Turizm Bakanlýðý'ndan, Demir Oteli için önce 3 milyar lira, arkasýndan 2 milyar 200 milyo alýk kredi aldý. Oteli, üç yýldýzdan beþ yýldýza çýkarttý. Bu konuda en büyük desteði yine aldý: Turizm Bakam Ýlhan Aküzüm. Alacaklarýna karþýlýk, Ýbrahim Tatlýses'in menajeri Hasan Bora'nýn Bodrum Belek'teki otel koydu. Belek'teki otelin adýný da, "Demir Otel- 2" koydu. Tatillerini ailesi ile bir likte Bodrum'daki bu otelinde geçirmeye baþladý. Diyarbakýr milletvekilleri Abdulkadir Aksu ve Nurettin Dilek ile yakýn iliþkiler kurdu. CHP'li Mahmut Uyanýk gibi arkadaþlarýnýn yeniden seçilebilmeleri için elinden gelen maddi v manevi yardýmý yaptý. Dönemin Ýçiþleri Bakaný Abdulkadir Aksu ile Diyarbakýrlýlar gecesinde karþýlaþýp toka yap etelerde, 'Babalarla sarmaþ dolaþ bir bakan" haberine neden oldu.(22) Polis ve basýn eski defterleri açmaktan usanmýyordu. 243 Nokta dergisi, 4 Ekim 1992 tarihli sayýsýnda "PKK Babalar-la ortak" haberinde yine Be hçet Cantürk'ün "eski dosyasýný" yazmýþtý. Ýddia aynýydý. Sadece örgüt ismi deðiþmiþti. KÝK mýþtý! Anladý, ne yapsa haber olacaktý. Gazetecilerden kaçarak bu-nun önüne geçemeyecekti. Basýn n arkadaþ edinmeye çalýþtý. Ýþin püf noktasýný anlamýþtý. Gazetecilerle iyi geçinmek gereki ptý. Arkadaþ olduðu gazetecileri gösteriþli lokantalarda aðýrladý...
Samimi olduðu gazeteciler de onu, ev yemeðine davet ettiler. Behçet Cantürk'ü evine yemeðe davet eden bir gazeteci o akþamý þöyle anlatýyordu:(23) "Sohbetin biraz özel olmasý dileðindeyiz. Uygun mekân olarak ev yemeðine karar veriyoruz. ntürk'le ilk akþam yemeðimiz beþ kiþilik. "Yemek, kendi hayatýmýzdan tanýk olmadýðýmýz bir serüvenle baþlýyor. Önce Cantürk'ün adam ar. Cantürk daha sonra geliyor, dönemin en pahalý Mercedesi ile. Eve girdikten sonra d a köþe baþlarýnda bekleyen adamlarýna, balkondan her þeyin yolunda olduðu sinyali veriliyor emeðe oturuyoruz. "Karþýmýzda kendi deyimi ile bir kabadayý yok. Çok zeki bir Kürt var. Sohbetin koyulaþtýð Kürt kimliði radikal bir milliyetçiliðe doðru kayýyor. Cantürk, bizi hayretlere düþüren çok i anlatýyor. O günlerde adý hayli öne çýkmýþ bir iþadamýndan söz ediyor. Önemli ortaklýklar lle birlikte aldýklarý villadan bahsediyor. Basýnda yazýlmýþ, çizilmiþ ama kendi aðzýndan i yuyoruz. Heyecanlanýyoruz. "Sohbet gecenin üçünü buluyor. Diðer konuklar ikinci kadehi almayýnca, o da derhal ayný t iyor. Babalar dünya244 sýný konuþuyoruz. Kabadayýlýkla gerçek babalýk arasýndaki farký anlatýyor. Ona göre basýnýn rin çoðu, "Baba" deðil, kabadayý. Polisi baðlamýþ gibi imaj sunanlarýn hepsi, aslýnda kendi lise baðlý ve bu baðlýlýðýn sürmesi için enteresan tavizlerle ayakta duruyorlar. "Gazetecilerle hiçbir þekilde konuþmuyor. Hiçbir demeci çýkmýyor. Ama hergün birkaç gazet röportaj yapmak için randevu istiyor. Nefret ediyor, basýnda çýkan Mamak Cezaevi fotoðrafla dan. Estetiðe müthiþ düþkün. Fotoðraflardaki cezaevi ifadelerini beðenmiyor. O artýk yeni b kurmak istiyor." Bu kez Behçet Cantürk'ün bürosundalar: "Basýnda çýkan bazý haberlerle ilgili sorularýmýz olacaktý. Biliyorum yanýtlamayacak. Anc bir geleneðe uygun bir biçimde çayýmýzý, kahvemizi ikram ediyor. Bu arada bir valiz geliyo odasýna. Biz heyecanla, valizde ne kadar uyuþturucu olduðunu anlamaya çalýþýrken, valizi a den yirminin üstünde süet mont çýkýyor. Hepsi Pierre Cardin imzalý. Bize soruyor: 'Hangi mo i alayým?' Giyip giyip çýkarýyor. Sade bir model öneriyoruz. Beþ rengini birden alýyor. Giy her þey, ayakkabýdan kravatýna kadar Fransýz malý. Sigarasý Davidoff, purosu Davidoff, parf avidoff. Davidoff takýntýsý var... "Magazin dünyasýna düþkün olduðu yazýlýyor. Tersine, magazin dünyasý ona düþkün. Nazan Þo rýldýktan sonra, Behçet Cantürk'ten koruma anlamýnda destek istiyor. Bülent Ersoy can yolda Türkiye'deki basýnla iliþkileri düzeltti, bir süre adýný unutturdu. Ancak "Behçet Cantürk" adýný dünya basýný hiç unutmuyordu... Ýspanyol gazeteciler Jordi Borgas ve Eduardo Martin'in yazdýðý 600 sayfalýk, "Ýspanya'da 'nýn On Yýlý- Cosa Nos-tra" adlý kitabýn 15 bölümü Türk mafyasýna ayrýlmýþtý. Kitapta, Sarý niþ bir yer ayrýlmýþtý. 245 Sarý Avni'nin iliþkilerini anlatan bir kitap da Ýsviçre'de ya-zýldý. Jean Ziegler adlý yaz viçre Daha Beyaz Yýkar" adlý kitabýnda, Türk mafyasýnýn Ýsviçre günlerini anlatýyordu. Fransýz "L'Express" dergisi gibi Avrupa'nýn birçok yayýn or-ganýnda Sarý Avni- Behçet Cant isi konu ediliyordu (24) Ýtalyan Maliye Bakanlýðý, hazýrladýðý üç bin sayfalýk raporla, ülkelerine giren uyuþturucu larak Avni Musullulu ve Behçet Cantürk'ü gösteriyordu(25) Behçet Cantürk ise artýk Sarý Avni'yi unutmak istiyordu. Sa-rý Avni'nin estetik ameliyat týrýp, MÝT adýna ajanlýk yaptýðý-ný söylüyordu. Ýtalya polis teþkilatý, 31 Aralýk 1991 tarihli raporunda, bu kez Cantürk ailesinin PKK ad yuþturucu madde kaçakçýlýðý yaptýðýný açýklýyordu... YAHYA DEMÝREL Adý Yahya Demirel. Herkes onu, dönemin Baþbakaný Süleyman Demirel'in kardeþi Hacý Ali Dem oðlu olduðu için "yeðen" olarak tanýyor... Tarih 12 Nisan 1973. Ferit Melen Hükümeti 78/6270 sayýlý bir kararname çýkarýyor: "Her tü ihracatý için yüzde 25 oranýnda vergi iadesi verilecektir." 1974 yýlýnýn Þubat ayýnda, Zonguldak'ýn Ereðli limanýna Uður adlý bir gemi yanaþýyor. Gem k odasý takýmý yükleniyor. Daha sonra Mayýs, Temmuz ve Kasým aylarýnda da limana gelen gemi yine mobilya takýmý yükleniyor. 25 yaþýndaki genç ihracaatçý Yahya Demirel'e, 20.5 milyon lira vergi iadesi verildi. Anca
küçük bir kusur" vardý: Beyannamelerde "ceviz kaplama" olarak belirtilen mobilyalar, sun taydý! 246 Hayali ihracaat davasý, 1976 yýlýnýn Þubat ayýnda, Karadeniz Ereðli Sulh Ceza Mahkemesi'n hkeme tutuklama karan çýkardý. Yahya Demirel Ýsviçre'ye kaçtý. Adý Enis Karaduman. Vatan Konserveleri'nin sahibi Mahmut Karaduman'ýn oðlu. Ýlk dosyasý 2 stos 1974 yýlýnda, 24 yaþýndayken ruhsatsýz silah taþýmak ve adam yaralamaktan açýldý. 11 k alýndý. Abdullah Cantürk'ün gönderdiði uyuþturucuyu Avrupa'da pazarladý. Behçet Cantürk- Av lulu ekibi gibi, Abdullah Cantürk- Enis Karaduman ikilisi de bir grup oluþturmuþlardý. B u tür takýmlarýn buluþtuklarý yer Ýsviçre'ydi. Yahya Demirel, yeraltý dünyasýnýn ünlü isimlerini Ýsviçre günlerinde tanýdý. Birlikte çok iþler de yaptýlar. Ancak Yahya Demirel, aldýðý 720 bin dolarý geri veremeyince Enis Karadu an tarafýndan kaçýrýldý. Ýddiaya göre, Enis Karaduman, "Yeðen Yahya" nýn uygunsuz fotoðraflarýný çekip Hacý Ali De rmiþ ve tehdit etmiþti: "Ya paramý gönderirsiniz, ya da fotoðraflarý basýna veririm." Araya Behçet Cantürk gibi sayýlan isimler girince iþ tatlýya baðlanmýþtý. Ne öldürme- yar e "tuhaf fotoðraflar" basýna yansýmýþtý. Bu arada Enis Karaduman, Ýsviçre Cenevre'de "adam alýkoymak" iddiasýyla gözaltýna alýndý. aduman'ýn Türkiye'deki eþi Nevval Karaduman; Þehmuz Tatlýcý, Þeref Has, Yavuz Demir, Mete H ve Selahattin Tanrýverdi'den, kocasýnýn kefalet ücreti olan 300 bin franký toplayýp, Ýsviçr gönderdi. Enis Karaduman serbest býrakýldý. Yahya Demirel- Behçet Cantürk dostluðu Ýsviçre'de baþlamýþtý. Ancak araya dört yýllýk cez ce görüþeme-miþlerdi. Behçet Cantürk'ün özgürlüðe kavuþmasý ile iki eski dost yeniden birar 247 Hasan Bora, Bodrum Demir Oteli- 2 iliþkilerinden dolayý Behçet Cantürk'ün kendisine küstüð du. Gönlünü al-mak için Kýbrýs'ta "kelepir" fiyata bir banka bulduðunu, ortak ol-mak istedi söyledi. Behçet Cantürk, banka iþlerinden anlamý-yordu. Yakýn arkadaþý Yahya Demirel'e fiki ahya Demi-rel, Behçet Cantürk ve Hasan Bora ortak olmaya karar verdiler. Yahya Demirel'in annesi, Þefika Demirel adýna KKTC'de, 10 milyar sermayeli, "Cyprus U nited Trade and Investment Bank. Ltd." bankasýný kurdular. Sadece banka kurmakla kal ma-dýlar. Bir de kumarhane açtýlar. Cyprus United Trade and Investment Bank. Ltd aracýlýðýyla, Kýbrýs'ta, Kemal ve Cem Uzan da Bank- Rumeli Bankasý þubesini açmýþlardý. Uzanlar, Yahya Demirel ve Behçet Cantürk iyi bir ekip oluþ-turmuþlardý! Behçet Cantürk, DE letvekili Sedat Yurtdaþ'a; Ahmet Sarý aracýlýðýyla, Türkiye'ye getirilen dünyaca ünlü pop y Jackson'ýn sponsorluðunu, Uzanlarla birlikte üstlendiðini" söylüyordu. 1990'lý yýllarda KKTC'de, "yerden mantar çýkar" gibi arka arkaya bankalar kuruluyordu: Atilla Uras (Middle East Union Bank), Mustafa Süzer (Atlas Bank), Edip Özaltýn (Özbank), uzaffer Atýlgan (Eurobank), Abdullah Okumuþ (Everest Bank), Ahmet Özal (Lapis þirketi ar acýlýðýyla TYT Bank), Ýsmet Alver (The Euro- Textile Bank), Bülent Þemiler (Akdeniz Garanti nkasý). Peki bu bankalar, küçük KKTC için çok fazla deðil miydi? Niçin kuruluyordu? Tüm bu sorula e'nin ünlü Baybaþin ailesinden, uyuþturucu piyasasýnýn önemli isimlerinden Hüseyin Baybaþin ) "Behçet Cantürk ne iþ yapýyor ise Yahya Demirel ile ortaktý. Yahya Demirel, yeraltý dünya iþkilerini sürdürebilmek için Behçet Cantürk'ü kullanýyordu. Yani Cantürk'ün saygýnlýðýndan anýyordu. 248 "Yahya Demirel haftanýn belli günlerini Behçet Cantürk'ün Mecidiyeköy'deki yazýhanesinde du. Behçet Cantürk'ün yaptýðý tüm gayrimeþru iþlerden Demireller'in haberi vardýr. Behçet C nin en büyük kredi kullanma imkânýna sahipti. "Yahya Demirel'in Kýbrýs'taki bankasýnda hesap açtýrayým diye Behçet Cantürk'ü aracý yapt a ýsrar ettiler, muhatap olmadým. Oradaki hesaplar, uyuþturucu trafiðinden elde edilmiþtir . O bankadaki hesaplar, kara paralarý aklama hesabýdýr. "Ýsviçre'de iken, herþeyi kendine doðru çekmeye çalýþtýðýndan, Enis Karaduman kendisine z arda senet imzalattý ve parayý aldý. Benzer birçok olaya maruz kalýnca, Behçet Cantürk ile lýk kurdu. Behçet Cantürk'e politikacýlar güvenirdi. Çok politikacý dostu vardý."
5.5 TON MAL Behçet Cantürk, 1989 yýlýndan itibaren eski iliþkilerini yeniden kurmaya baþladý. Ünlü ik evlisinin elbise giderlerini karþýlýyordu. Üst düzeyde bir emniyet görevlisinin çocuðuna öz asýný tahsis ediyordu. Bazý emniyet mensubu çocuklarýnýn okul taksitlerini ödüyordu. Kendisine yeni bir de sevgili bulmuþtu: Bir dönem Yeþil-çam'ýn "vamp kadýný" Suzan Avcý'n Avcý... Artýk Ýstanbullu olmuþlardý: Baþta Behçet Cantürk'ün eþi Hidayet Kaþan ve ablasý Ýkram Fidanay olmak üzere birçok Cant Hepsi de en zengin semtlere, en gösteriþli evlere taþýndýlar. Behçet Cantürk, eþleri Hidayet Kaþan ile Akile Dilek Alev'e karþýlýklý iki daire aldý. 249 Behçet Cantürk, aðabeyi Nizamettin Cantürk'ün Ýstanbul'a mesine hep karþý çýktý. Nizamettin bul'a gel-mek istediðini her söylediðinde, aralarýnda sert tartýþmalar çýktý. Behçet Cantürk 1990'ýn baþýnda "start" verdi. Yeðeninin kocasý aracýlýðýyla 5.5 ton "ham malý" Ýstanbul'a getirdi... Hepsini "iç pazara" sattý... Baðdat Caddesi üzerindeki "Yýldýrým Mobil Petrol"ü Diyar-bakýrlý Kemal Yýldýrým'dan kirala milyon dolar olarak ölçülen benzin istasyonu çok komplikeydi: Süper-marketten, otoparka ka dar birçok ünite vardý. Behçet Cantürk'ün ikinci bürosu, benzin istasyonunun ikinci katýndaydý. Günlerinin büyük geçiriyordu. Mehmet Han Kozat'ýn ani ölümü Behçet Cantürk'ü çok sarsmýþtý. "Kardeþimden bile daha yaký Kozat'ýn vefatýna günlerce üzülmüþtü. Oðlu gibi sevdiði Kozat'ýn oðluna, benzin istasyonund orumluluðunu verdi. Doðrusu Behçet Cantürk herkese iyilik yapan biri deðildi. "Piyasaya yeni düþen biri" Behç k'ün adýný bilip, Ýran'dan getirdiði "ham malý" ona veriyordu. Söylenenlere göre, "piyasaný ne" kazýk atýyordu! Yýllar önce inþaat yaparken kardeþleri tarafýndan "bencillikle" suçlandýðý gibi yine ayný arþýlaþýyordu. Neden bu tür ithamlara maruz kaldýðýný Behçet Cantürk'e, yakýn dostu bir fýk "Birgün Diyarbakýr'da Zeynel Aða ile Kalaycý Mehmet, kahvede çay içip sohbet ediyorlarmýþ. larken, Zeynel Aða, Kalaycý Mehmet'e çaktýrmadan, cebinden bir Gaziantep fýstýðý çýkarýp, k dýktan sonra, fýstýðý aðzýna, kabuklarýný da yine büyük bir gizlilik içinde öteki cebine ko on dakika sürmüþ; Zeynel Aða bir cebinden fýstýðý çýkarýyor, ayýklýyor, fýstýðýn içini 250 aðzýna, kabuklarýný da öteki cebine 'çaktýrmadan' atýyormuþ. Kalaycý Mehmet dayanamamýþ; 'Z bine doldurduðun fýstýktan üç tane de bana ver; sen de rahat et, ben de' demiþ!" Fýkra bitince, mesajý anlayan Behçet Cantürk, kahkahayý basýyordu. Yine iyi para kazanmaya baþlamýþtý. Paralar, eskisi gibi yakýnlarýnýn adýna hesap açtýrýlarak, bankalara yatýrýlmýyordu. Artý pa'dan banka satýn alýnýyor veya Kýbrýs gibi küçük ülkelerde "kýyý bankacýlýðý" kuruluyordu açýlýyor ya da borsada oynu-yorlardý!»?) Behçet Cantürk, piyasanýn yeni koþullarýna tam ayak uyduramamýþtý. O yine, kendi bildiði iþine devam ediyordu... Ancak borç verilen paranýn geri dönmeme riski fazlaydý. Zaten bunu bilen bazý çevreler "Ü et Mafyasý" aracýlýðýyla paralarýný geri alabiliyorlardý. Behçet Cantürk'ün "yeni yetme" bu düþünülemezdi. Birbirlerine düþmandýlar. Üstelik ufak bir kývýlcým aralarýnda büyük bir çat . Yeraltý dünyasýnda güçlü gözükmek en önemli silahtý. Behçet Cantürk eski "havasýný" bulmuþtu. Maksim Gazino-su'nda "Ülkücü Baba" Alaattin Çaký Yeðeni Abdullah Cantürk'ün ayaðýna silah sýktýran, Diyarbakýr Kervan-saray'ýn sahibi Mehmet intikamýný bir akrabasýný vurdurarak alýyordu. Behçet Cantürk týpký 70'li yýllarda olduðu gibi, 90'lý yýllarda da, "arkamda örgüt var" m yaymaya baþladý. Yine mensubu bulunduðu dünyanýn "bir numarasý" olmayý hedefliyordu... 251 Çok ince politikalar yürütecek bir zekâya sahipti... Behçet Cantürk, yayýn hayatýna baþladýðý günden itibaren "PKK'nin yayýn organý" ithamlarýy gazetesini çýkaran Ülkem Basýn ve Yayýncýlýk Sanayi Ticaret Ltd. þirketinin beþ ortaðýndan SEKA'dan kâðýt alýna-bilmesi için yazlýðýný ipotek ettirdi.
30 Mayýs 1992 tarihinde, Özgür Gündem'in Pera Palas'taki kuruluþ kokteylinde, ev sahibi ol rak gelen misafirleri aðýrladý...(28) TÜRK MAFYASI ÖNE ÇIKARILIYOR 1992 sonu ve 1993 baþýnda yapýlan operasyonlar yeraltý dün-ýsýný çok þaþýrttý: Önce, 15 Aralýk 1992 tarihinde; Derya Ayanoðlu'na ait Onur Turizm Denizcilik þirketine bað Kýsmetim l gemisi, Güney Kýbrýs'ýn 55 mil açýklarýnda battý. Mürettebat kurtarýldý. Ancak 3 fin Akdeniz'in dibini boyladý. Sonra, 30 Aralýk 1992 tarihinde; 34 T 0264 ve 34 FN 042 plakalý TIR'lar, Kazakistan'a , Gaziantep'den makarna götürüp dönüþte Afganistan'dan aldýklarý, l ton 387 kilo bazmorfinl p Sýnýr Kapýsý'ndan Türkiye'ye giriþ yaparken yakalandý. Yusuf Demirelli ve Mehmet Þahin ad þu güzergâhý kullanmýþlardý: Giderken; Gürcistan- Azerbaycan- Türkmenis-tan- Özbekistan- K - Afganistan. Dönüþte; Afganistan- Türkmenistan- Azerbaycan- Gürcis-tan. Bu arada, Azerbaycan- Türkmenis yolu Hazar Denizi üzerinden feribotla geçilmiþti. Bu iki TIR'da sadece 1.3 ton uyuþturucu ele geçirilmiyordu. Yeni uyuþturucu güzergâhý da a çýkarýlýyordu: Türki Cum-huriyetler! 252 11 Ocak 1993 tarihinde ise, Þevket Çubuk'a ait Panama bandýralý, Lucky S adlý gemi, demir dýðý Pakistan'ýn Karaçi limanýndan itibaren uydu kanalý ile takip edilip, Akdeniz'de yakala ve Marmaris'te Deniz Kuvvetleri Komutanlýðý'na ait Ak-saz limanýna çekiliyordu. Burada ya pýlan aramada, geminin zu-lalarýna saklanmýþ 15 ton bazmorfin bulunuyordu... Katýrlarla, sonra küçük motorlu araçlarla, daha sonra ise kamyonlarla taþýnan uyuþturucu arla, gemilerle sev-kediliyordu... Ýki gemi de bazmorfinleri, Pakistan'ýn Karaçi Limaný'ndan almýþtý. Hint Okyanusu, Süveyþ kip ederek Akdeniz'e girmiþti. Biri Akdeniz'de battý, diðeri Akdeniz'de yakalandý. Peki gemiler nereye gidiyordu? Neden mal boþaltýlýrken operasyon yapýlmamýþtý? Bu sorular yanýt adý. Ancak bir konu daha aydýnlýða kavuþmuþtu: Türkiye mafyasý, Ýranlý aracýlarý ortadan çýkar diðer iki ülkesi, Afganistan ve Pakistan'la da "alýþveriþe" baþlamýþtý. TIR'lardaki ve gemilerdeki mallar kime aitti? Dönemin Baþbakaný Süleyman Demire þu açýklamayý yapýyordu: "Yakalanan uyuþturucularýn, Tü de irtibatý vardýr. Gemi sadece Türkiye'ye geliyor deðil, Türkiye'deki terörün finansmaný i tibatý vardýr. Bunlar önümüzdeki günlerde açýklýða kavuþacaktýr." 2000'e Doðru dergisi ise 17 Ocak 1993 tarihinde, "Demirel, MÝT Raporu'nun intikamýný aldý aþlýðý ile verdiði haberde; operasyonun Baþbakan Süleyman Demirel, Devlet Bakaný Ca-vit Çað ul Valisi Hayri Kozakçýoðlu ve Ýstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir'in bilgisi dahilinde y dia ediyordu: "Kýsmetim l gemisinin sahibi Derya Ayanoðlu'nun, bir süre önce öldürülen babasý Osman Aya 'Mehmet Eymür ve Hiram Abas'ýn adamý' olduðu belirtiliyor. 'Sýk sýk biraraya gelirlerdi' di en eski bir MÝT görevlisi, 'Osman Ayanoðlu'nu 253 öldüren ülkücü baba Kürþat Yýlmaz'a, öldürdüðün adam Meh-met Eymür'ün adamý, sen boþ adam d 'de dansöz elbisesi giydirip oynattýlar. Kürþat Yýlmaz, arma-tör Kayhan Güvelioðlu'nu da ay kçe ile öldürdü' diyor." Behçet Cantürk, adýnýn yazýlmamasý koþuluyla, konuyla ilgi-li olarak 2000'e Doðru'ya þu aç u: "Operasyonun baþýndan sonuna kadar MÝT iþin içindeydi. Geminin (Kýsmetim 1) telsizcisi MÝ an Ayanoðlu da MÝT'çi. Öldüðünde üzerinde bulunan tabanca MÝT tarafýndan verilmiþti. Ruhsat almýþtý. Yine öldürülen Þehmuz Daþ da MÝT'in adamýydý. Yeþil pasaportu vardý. Gerek Daþ, ge si taþýyýcýdýr. Malýn sa-hibi bunlar deðildir. Eðer mal bir tonu aþýyorsa kesinlikte çok or dar büyük finansa, kimse tek baþýna girmez. Ancak istihbarat birimleriyle iliþkili ise gir er. Kýsmetim l gemisi mürettebat tarafýndan deðil, topla batýrýldý. Bize gelen bilgilere gö eminin içindeki mal alýndýktan sonra muhripler tarafýndan batýrýldýðý þeklinde." Behçet Cantürk açýklamalarýný þöyle sürdürüyor: "Dikkat edin, basýnda suçlu gösterilenler rý hedef almýyor. Yakýnda metropollerde de büyük operasyonlar olacak. Biz hem kaba güç, hem sermaye olarak onlarla boy ölçüþecek durumdayýz. Bizi normal yoldan deðil, karanlýk dünyan olarak suçlayarak zayýflatmaya çalýþýyorlar. Bu zayýflatma operasyonunu Cavit Çaðlar yürütü
n aslýnda Turgut Özal'ý hedef alýyor. Eskiden malýn içeride yakalanmasýnýn cezasý 12 yýl, d zasý ise idamdý. Özal malý dýþarýya çýkarmayý teþvik etti. Ýçeride yakalatmaya 24 yýl, dýþa asý hükmünü getirdi." Behçet Cantürk, "Kilis Mafyasý"nýn tekrar önünün açýlmak istendiðine dikkat çekiyordu. Ga Öztürk, sahibi bulunduðu Ýstanbul Mavi Marmara Et Lokantasý'nda Ýçiþleri Bakaný Ýsmet Sezg zý "Babalarý" yanyana getirmiþti. 254 Sezgin, burada çoðunluðunu Gaziantepliler'in oluþturduðu "Babalara" hitaben yaptýðý konuþma K'ye deðil devlete yardým edin" demiþti. Toplantý basma yansýyýnca, aslen Rizeli, ANAP Ýstanbul milletvekili Halit Dumankaya, Baþb n Süleyman Demirel'in yanýtlamasý için meclise yazýlý soru önergesi veriyordu: "Ýçiþleri Ba zgin'in Ýstanbul'da Mavi Marmara Et Lokanta-sý'nda bulunan özel köþkte, adli sicili bozuk bazý þahýslarla yemek yediði iddia edilmektedir. Sayýn Sezgin bu lokantada kimlerle buluþmu e yemek yemiþtir? Bu gibi kiþilerle yemek yiyen bir DYP mensubunun, Ýçiþleri Bakaný olmasýn bulu-yormusunuz? Sayýn Sezgin'in Ýçiþleri Bakaný olmasýný size kim tavsiye etti?" Baþbakan Demirel bu sorularý yanýtlamadý. Çünkü TBMM Kanunlar Müdürlüðü, Baþbakan'a bu tü aðýna karar vermiþti. Emniyet Müdürlerinin, Valilerin ve Ýçiþleri Bakanlarýnýn "hangi etnik" yapýdan", hangi yö emliydi. Behçet Cantürk, Kürt Abdulkadir Aksu ile rahatlýkla tokalaþabili-yordu. Ancak Ýsme Sezgin'le samimi olamýyordu. "Babalar" kendilerine yakýn devlet görevlilerinin, önemli makamlara gelmeleri için kýyasýya mücadele veriyorlardý... MGK KARARI "Kürt Mafyasý" Turgut Özal döneminde çok büyümüþtü. Kürt iþadamlarý çok zengin olmuþlardý 100 iþadamýnýn yarýsý Kürttü.(29) Devletin önemli köþebaþla-rýnda Kürtler bulunuyordu. Mecl illetvekili vardý. PKK de giderek büyüyordu. Ýstanbul'da her ay milyarlarca lira baðýþ topl rdu. 255 1993 yýlýnda Milli Güvenlik Kurulu'nda, "PKK'ye karþý top-yekun ve kesintisiz savaþ" kara Karara göre, güvenlik güçlerinin silahlý mücadelesi kesintisiz olarak sürecek ve ayný zama PKK'nin maddi gelir kapýsýnýn" kapatýlmasý için 'Devletin tüm imkânlarý seferber edilecek"t MGK Genel Sekreterliði'ne sunulan, 5 Temmuz 1993 tarihli bir rapor, devletin bu kara rý neden aldýðýný aydýnlatýyor: "PKK'nin Türkiye'de silahlý eylemlerini yoðunlaþtýrmasýyla n kadrolarýnýn silah ve diðer lojistik ihtiyaçlarýný temin için uluslararasý uyuþturucu þeb le temasa geçerek Ortadoðu- Türkiye- Avrupa hattýnda bir uyuþturucu ticaretine yöneldiði gö ektedir. "PKK bir yandan Lübnan- Bekaa'da kamp yerleri üzerindeki tarlalarda haþhaþ ekimi yaparak lde ettiði (Baalbek ve Her-men) uyuþturucu maddeleri Tripoli, Beyrut, Sayda gibi lim anlardan deniz yoluyla Avrupa ülkelerine sevkederken, diðer yandan Afganistan sýnýrýndaki bölgede yerleþik olan Beludicilerden elde ettiði uyuþturucularý Türkiye üzerinden Avrupa'ya ermektedir. (...) "PKK'nin uyuþturucu ticaretinden yýlda yaklaþýk 2.5 trilyon TL. gelir saðladýðý, elde ett larla örgütün silah ihtiyacýný karþýlamaya çalýþtýðý anlaþýlmaktadýr. "Suriye devleti ile sürdürülen güvenlik iþbirliði çerçevesinde, Lübnan- Bekaa'daki PKK'ni inde, baský uygulanmasý nedeniyle örgüte mali açýdan önemli kayýplar verdirilmiþtir. (...) "1990 yýlýnda Ýstanbul'da 231 kilo bazmorfin ile yakalanan Ýran uyruklu V.Ç- N.D. ve Þ.T. lar ifadelerinde, bazmorfin satýþýndan elde edilecek paranýn büyük bir bölümünün PKK'ya ver elirtmiþlerdir. "Van ilinde bir aþiret reisinin, Ýran'da PKK tarafýndan imal edilen eroini, Ýstanbul baðl olarak Avrupa'ya sevkettiði bilinmektedir. 256 "Son yýllarda Avrupa ülkelerinde uluslararasý uyuþturucu kaçakçýsý olarak bilinen, Avrupa e de aranan ve 1988'de Ýstanbul'da yakalanan N.A adlý þahsýn PKK ile irtibatlý olduðu, örgü li miktarda yardým yaptýðý bilinmektedir. (...) "PKK'ya uyuþturucu ticareti faaliyetlerinde en önemli desteði saðlayanlar arasýnda Ermeni lý Varujan Kumdagezer ile yine Ermeni asýllý Behçet Cantürk'ün yer aldýðý dikkatleri çekmek lindiði gibi 1980'li yýllarda Doðu Anadolu'da bir eroin imalathanesine yapýlan baskýnda, O rtadoðu'nun en büyük imalathanelerinden biri ortaya çýkarýlmýþtýr. Bu imalathanelerin sahib
k Behçet Cantürk bilinmektedir. "1989 yýlýnda Almanya'da bir TIR aracýnda ele geçirilen 70 kilo eroin olayýnýn sanýðý Avu klu Helmut F.S. bu eroin gelirinin Hollanda'daki Kürt örgütüne verileceðini söylemiþtir. "1990 yýlýnda Antalya ili Gazipaþa civarýnda Lübnan bandýralý bir gemide 5 tonun üzerinde ddesi ele geçirilmiþtir. Bu uyuþturucunun Lübnan Minya Limaný'ndan yüklendiði ve PKK ile ba olduðu ortaya çýkarýlmýþtýr. "1991 yýlýnda Hollanda Arnhem þehrinde ele geçen 48 kilo eroin davasý sanýklarýndan Tunce u K.G'nin PKK örgütü üyesi olduðu, kardeþi C.G'nin ise bir jandarma üsteðmen ve iki erimizi edilmesi olayýndan dolayý tutuklandýðý tespit edilmiþtir. (...) "1992 yýlýnda Ýtalyan Polis Teþkilatý tarafýndan hazýrlanan bir raporda, PKK örgütünün Tü upa'ya uyuþturucu madde kaçýrdýðý ve Behçet Cantürk'ün de PKK adýna uyuþturucu kaçakçýlýðý .) "Avrupa'da ortaya çýkarýlan ve ülkemiz yoluyla gerçekleþen büyük uyuþturucu madde olaylar erinin bu aile gruplarýna ait olduðu ve PKK terör örgütü ile iþbirliði içerisinde faaliyet leri anlaþýlmýþtýr. Baybaþin, Polat, Aksoy, Koylan, Yýldýrým, Kocakaya ve Cantürk aileleri birkaçýdýr." 257 ÝSÝM LÝSTELERÝ Milli Güvenlik Kurulu toplantýsýndan bir süre sonra devlet kadrolarý arasýnda "PKK'li mem erasyonu" baþlatýlýyordu. Hazýrlanan 940 memuru kapsayan liste, "çiçeði burnunda" Baþbakan Çiller'e veriliyordu. Bu arada bir liste daha hazýrlanmýþtý: "PKK'ye yardým eden Kürt iþadamlarý." Listede 67 Kürt iþadamýnýn olduðu iddia ediliyordu. Baþbakan Çiller, 4 Kasým 1993 tarihinde, Ýstanbul'daki Ho-liday Inn Oteli'nde þu açýklama u: "Türkiye, milis hareketi niteliðine dönüþmüþ ve yaygýnlaþmýþ bir terör hareketiyle karþý aldýðý iþadamlarý ve sanatçýlarýn isimlerini biliyoruz, hesap soracaðýz." 1993 yýlýnda ilginç geliþmeler oluyordu: Ýstifa ettikten sonra Antalya'ya gidip buz fabrikasý sahibi olan Mehmet Eymür, Baþbakan T nsu Çiller'in eþi Özer Çil-ler'le kurduðu samimi iliþki sonrasýnda, tekrar MÝT'e dönüyordu. Turgut Özal'ýn kadrolarýna sahip çýkýyorlardý. Mehmet Eymür'ün yakýn adamý emekli Yarbay K de, danýþmanlýk kadrosu ile Emniyet Genel Müdürlüðü'nde çalýþmaya baþlýyordu. Mehmet Eymür, MÝT bünyesinde operasyon yapma yetkisine de sahip, özel timlerin baðlý bulu Kontr- terör" biriminin baþýna getirildi... Yarbay Korkut Eken ise Emniyet Genel Müdürlüðü'ne baðlý özel timlerin eðitimi ile ilgilen Raporda itham ettikleri isimler; Süleyman Demirel Cumhurbaþkaný, Hüsamettin Cindoruk TBMM Baþkam, Nevzat Ayaz Milli Eðitim Bakaný, Mehmet Aðar Emniyet Genel Müdürü, Ünal Erkan Olaða ge Valisi olmuþtu. "Tahtereval258 linin bir ucunda oturan" Hiram Abas, bir suikast sonucu 26 Eylül 1990 tarihinde öldürüle cekti. "Tahterevallinin diðer ucunda oturan" Nuri Gündeþ'i ise, Baþbakanlýðý döneminde Süle mirel, özel güvenlik danýþmaný olarak yanýna almýþtý. Mehmet Eymür'ün MÝT'e tekrar dönmesi üzerine bazý DYP'liler Hüsamettin Cindoruk'a giderek . Eymür köþesine çekilsin" diye tepki gösterdiler. Cindoruk gelenlere, "Devletin bekasý içi ir tuðlaya ihtiyaç varsa; o tuðlanýn konmasýna ben de yardýmcý olurum, tuðlayý kýrmam" yaný ehmet Eymür'e destek çýkýyordu... SAKAL BIRAKIP SAKLANIYOR 21 Ekim 1993 tarihinde Lice'de yaþananlar bir mesaj mýydý? Güvenlik güçleri Lice'de üç gün süren bir operasyon gerçekleþtirmiþlerdi. Ýlçeye giriþ çý aþkaný Deniz Baykal bile ilçeye sokulmamýþtý. Behçet Cantürk 25 Ekim 1993'te Özgür Gündem gazetesine þu demeci veriyordu: "Evimiz özel hedef alýnýp ateþ edilmiþ. Akrabam 5 kiþi, eve sýðýnan 2 kiþi açýlan ateþ sonucu ölmüþlerdi Lice, operasyon sonucu harabeye dönmüþtü. Behçet Cantürk, gazetecilerin ilçeye gidip olup görmesi için araç tahsis ediyordu. Bu arada evleri yakýlýp yýkýlanlara el altýndan maddi y bulunuyordu... Liceli Mehmet Ýçkale, Behçet Cantürk'ün en yakýn arkadaþýydý. Ankara'da Ýçkale Oteli'nin met Ýçkale 29 Temmuz 1992 tarihinde geçirdiði trafik kazasýnda vefat edince, arkadaþýnýn iþ bir süre Behçet Cantürk ilgilendi. Ancak arkadaþýnýn eþi Nadire Ýçkale, kýsa zamanda topar erin baþýna geçti.
259 1993 yýlýnýn bir sonbahar günü Nadire Ýçkale, Behçet Can-türk'ü uyarýyordu: "Behçet, dikkat elinde bir liste varmýþ, en baþýnda sen bulunuyormuþsun!" Behçet Cantürk ayný uyarýyý Yahy 'den de alýyor-du "Dikkat et, içeriden senin kelleni istiyorlar!" Behçet Cantürk eþini ve ç cuklarýný yanýna alarak Çýraðan Oteli'ne yerleþti. Bir süredir sakal býrakýp Ege'de dolaþýy ntürk'ün ortalýkta görünmekten çekindiði 1993'ün son günlerinde, televizyon ekranlarýna çýk kusuzca açýklamalarda bulunuyordu. Bu kiþi, PKK'nýn Diyarbakýr Cezaevi sorumlusu Abdülha-kim Güven'di. Ýtirafçý olmayý seçen litaný Abdül-hakim Güven'in açýklamalarý, TRT l, TRT 2 ve HBB televizyo-nunda birkaç gün ar kaya yayýnlanýyordu... Ýtirafçý Güven, direkt Behçet Cantürk'ü hedef alan þu açýkla-mayý yapýyordu: "Behçet Cantü vetinden pay vermiyor ama örgütün mutemetliðini üstleniyor. PKK adýna para iþletiyor, diðer damlarýndan para alýnmasýný orga-nize ediyor." Bir itirafçý da Ýstanbul'dan çýkýyordu: Týpký Ertoþlu Feto ve Selo gibi; onlara da kýsaca L mko diyorlardý. Onlar da Ýranlý'ydý. Ayný zamanda Kürt'tüler. Ancak bunlarýn kimlikleri bil rdu: Lazo'nun gerçek adý; Lazem Nazým Ýsmaili, Simko'nun ise Asker Simko'ydu. Lazo ve Simko, Ýran'dan getirdikleri bazmorfinleri Ýstan-bul'da satýyorlardý. Son parti o arak 9 ton getirip satmýþlardý. Ýstanbul piyasasýnda oldukça popüler olmaya baþlamýþlardý. Yeraltý dünyasý acýmasýzdý. Oyunun en birinci kuralý, "sýrtým güçlü bir yere dayayacaksýn el konuluyordu. Lazo ve Simko'nun, sýrtýný devlete dayadýðý iddia ediliyordu. 260 PKK Marmara Sorumlusu Osman Tim, Mahsun Korkmaz Akademisi'ne yardým için, Lazo ve Simk o'dan baðýþ almaya gittiðinde, Ýranlýlarýn ihbarý sonucu yakalandý. Gözaltýna alýnan Osman Tim, PKK'nýn Ýstanbul kadrolarýný ele veriyor, kimlerden baðýþ to itiraf ediyordu... Osman Tim'in ifadesinde Behçet Cantürk'ün adý var mýydý? Vardý.(30) Aydýnlýk Gazetesi, 30 Aralýk 1993 tarihinde manþetten bir haberi duyuruyordu: "Ülkücülerd atronlara saldýrý hazýrlýðý." BÝR SAATLÝK GÖZALTI Sýkýlmýþtý. "Güvenilir kaynaklardan" teminat almýþtý. Sakalýný kesti. Ýstanbul'a döndü. T aþladý. 3 Ocak 1994 günü "pýrlanta gibi gençler" dediði, Yüksekovalý Savaþ Buldan ve hemþehrisi L Yýldýrým'ý, Mecidi-yeköy' deki camlarý kurþun geçirmez yazýhanesine davet etti. Onlara, Nadire Ýçkale ile Yahya Demirel'in kendisine söylediklerini aktardý. Behçet Cantü onlarý uyardý. Ancak gençlerin olup bitenden haberleri vardý. Son geliþmeleri tahlil etme ye çalýþtýlar. Behçet Cantürk, "Beni Ýstanbul ve Ankara emniyetinden kimsenin öldürmeyeceði " diyordu. Sohbet sýrasýnda, büroya polislerin geleceði haberini aldýlar. Behçet Cantürk, misafirler isler gelmeden yanaklarýndan öpüp uðurladý. Polisler, "ihbar var" deyip büroya öylesine bir attý. Ancak, Behçet Cantürk ve adamlarýný Kadýköy Emniyet Amirliði'ne götürdü. Behçet Cantü ruhsatsýz silah çýkmýþtý. Onlarýn ifadesi alýndý. Behçet Cantürk'e tek soru sorulmuyordu. Ý bekletilen Behçet Cantürk serbest býrakýldý. Ne olduðunu soranlara, "Birþey anlamadým, 261 soru bile sormadýlar. Sadece 150 milyonumu aldýlar" diyordu. Adamlarýný kurtarmak için 150 milyon rüþvet vermiþti... Aradan 10 gün geçti... 14Ocak 1994. Saat 18.20. Baðdat Caddesi'nde bulunan benzin Ýstasyo-nu'ndaki yazýhanesinden evi aradý. uma günü trafiðin çok karýþýk olduðunu, bu nedenle eve erken geleceðini söyledi. Eþi Hidaye vdiði yemek kaburga dolmasý hazýrladýðýný öðrenince, bir an önce eve gitmek için þoförü Rec ayý hazýr etmesini söyledi. Þoför Recep Kuzucu, Ford Taunus 20 GTS model, çelik zýrhlý, kurþun geçirmez, siyah renkli lýþtýrdý. Behçet Cantürk binince hareket edip, Baðdat Caddesi'ne çýktýlar... Yazýhane ile ev arasý, otomobille 10 dakika... Aradan saatler geçti... Behçet Cantürk'ün içinde bulunduðu, Recep Kuzucu'nun kullandýðý 34 HLP 08 plakalý otomobi alýnamýyordu. Ne otomobilin mobil telefonu, ne de Behçet Cantürk'ün kýsa mesafeli el telefo
u cevap veriyordu. Cantürkler telaþlandý. Sabaha kadar uyuyamadýlar. Gidebileceði her yeri aradýlar, haber g ler. Tanýdýk emniyet görevlilerini devreye soktular. Kimse Behçet Cantürk'ün nerede olduðun ilmiyordu... Dýþiþleri Bakaný, hemþehrileri Hikmet Çetin'e ulaþmaya çalýþtýlar. Sabaha kadar uyumayýp, Behçet Cantürk'ü aradýlar... 15Ocak 1994. Saat 11.30. Sakarya'nýn Sapanca ilçesi Kýrkpýnar kasabasý yakýnlarýnda, Ulusoy þirketine lmiþ, ancak henüz inþaat onarým çalýþmalarýna baþlanmamýþ, dinlenme tesislerinin yakýnýnda i bulundu... 262 Olay yerine gelen polisler, özellikle cesetlerden birinin sýradan bir kiþi olmadýðýný hem mýþlardý. Þakaðýna sýkýlan tek kurþunla öldürülen, 40- 45 yaþlarýndaki maktulün üzerinde, ç vardý. Kolundaki bir milyar liralýk Pierre Cardine marka altýn saat ve cebindeki purol ardan, zengin biri olduðu anlaþýlýyordu. Ceset üzerinde yaptýklarý aramada cüzdan, kimlik v a bulamamýþlardý, hepsi alýnmýþtý... Ceketinin iç cebinde bulduklarý kartvizitler, cesetin kimliði konusunda bilgi veriyordu. Kartvizitlerin üzerinde bir tek isim yazýlýydý: Behçet Cantürk... Ýkinci cesedin çevresinde; 9'u MKE, 4'ü Luger yapýmý, 13 adet 9 milimetrelik boþ kovan ve et 9 milimetrelik mermi çekirdeði vardý. Kovanlarýn ikisi park yolunun ortasýnda, ikisi yo lun kenarýnda, diðerleri ise cesedin bulunduðu su tahliye kanalýnýn içindeydi. Anlaþýlan þo Kuzucu kaçmaya çalýþmýþ, ancak kurþunlara yakalanmýþtý. Kafasýndan 2, göðsünden 5 kurþun a Behçet Cantürk ve Recep Kuzucu'nun cesetlerine ilk müdahaleyi Sapanca Saðlýk Ocaðý'ndan p n bir doktor yaptý. Saat 15.00 sýralarýnda yaptýðý otopside, vücudun katýlýðýna göre, cinay at önce iþlenmiþ olabileceðini belirtti. Cesetlere baþkaca ayrýntýlý bir otopsi yapýlmadý... Behçet Cantürk ve Recep Kuzucu, Sakarya Devlet Hastanesi morguna kaldýrýldý. Ýstanbul'dak türkler'e haber verildi... 50 araçlýk konvoyla, Sakarya'ya geldiler. Emniyet güçleri Sakarya'da, Ýstanbul'da ve Diya kýr'da geniþ güvenlik önlemleri almýþtý. Nizamettin Cantürk'ün kýzý Hatun ile evli, Azet Cantürk'ün oðlu Aða Cantürk, amcasýný teþ Sakarya Devlet Hastanesi morgundan alýnýp ambulansa konan cesetler, saat 02.00'de Kara caahmet Mezarlýðý'nýn gasilha-nesine getirildi. 263 Diyarbakýr'da oturan Nizamettin Cantürk, haberi alýr almaz uçakla Ýstanbul'a geldi. Cantürk er cenazenin nerede defnedileceði konusunda anlaþtýlar. Diyarbakýr'a götürülmeyecekti. Kadýköy'deki Marmara Üniversitesi Ýlahiyat Fakültesi'nde kýlýnacak ikindi namazýndan sonra, Karacaahmet Mezarlýðý'nda topraða verilecekti... 16 Ocak 1994. Tabut, Kürtlerin geleneksel renkleri; sarý- kýrmýzý ve yeþil renklerden oluþan simli altýn e sarýlmýþtý. Üzerinde, sa-rý kýrmýzý ve yeþil çiçekler vardý. Recep Kuzucu'nun tabutu ise müþtü. Karacaahmet Mezarlýðý morgundan alýnan naaþ cenaze arabasýna konularak Ýlahiyat Fakültesi c ne getirildi. Cami av-lusu oldukça kalabalýktý. Aralarýnda ünlü isimler göze çarpýyor-du: Ý tlýses, Ahmet Kaya, Ferhat Tunç, Rahmi Saltuk, Sadýk Gürbüz, Tarýk Ziya Ekinci, Mehmet Ali ren, Yaþar Ka-ya, Orhan Doðan, Vekin Aktan, Medet Serhat, Savaþ Buldan, Adnan Yýldýrým, Kem l Parlak, Nurettin Güven, Ýdris Özbir, Necdet Ulucan... Ýkindi namazýndan sonra kýlýnacaðý açýklanan cenaze namazý erkene alýnarak öðle namazýnýn hemen ardýndan kýlýndý. Na-mazdan sonra, eller üzerine al cenaze arabasýna kondu. Behçet Cantürk'ün kýzlarý cenaze arabasýna çýkarak, babalarýnýn ta "Bizi býrakma" diye aðlýyorlardý. Bu arada camide bulunan kalabalýk, "Þehitler Ölmez", "Behçetler Ölmez" diye slogan atmaya aþladý. Cenaze arabasý hareket etti. 3 bin kiþilik kalabalýk, polisin uyarýsýna raðmen, cen rabasýnýn arkasýndan mezarlýða doðru sessizce yürümeye baþladý. Yol trafiðe kapanmýþtý. Kortejde bulunanlarla polis-ler arasýnda yer yer tartý ndý. Karacaahmet Mezarlý-ðý'na gelindiðinde gerginlik yerini sessizliðe býrakmýþtý...
Behçet Cantürk alkýþlarla defnedildi... KÝM OLDURDU? 8 kiþiydiler... Baðdat Caddesi'ne iki araba ile gelmiþlerdi. Behçet Can-türk'ün içinde olduðu 34 HLP 08 p abanýn geldiðini görünce, biri hariç, hepsi otomobillerden indiler. Üzerlerinde "Polis" yaz n yelekleri, ellerinde otomatik kýsa namlulu makinalý silahlarý ve telsizleri vardý. "Ar ama yapýyoruz" bahanesiyle, birkaç araçla birlikte, onlarý da durdurdular. Behçet Cantürk't n otomobilden inmesini rica ettiler. Ve Behçet Cantürk, yaþamýnýn en büyük hatasýný yaptý: Kurþun geçirmez, dýþarýdan kesinlik ndi... Üzerini aradýlar, silah buldular. Behçet Cantürk, silahýn ruhsatlý olduðunu, hemen gösterebileceðini söyledi. Dinlemediler, davet ettiler. Bu arada, aniden koluna girerek kendi otomobillerine götürdüler. Ayný an da diðer üç kiþi Behçet Cantürk'ün aracýna bindiler. Önde Behçet Cantürk'le birlikte beþ kiþi, arkada Recep Ku-zucu"yla birlikte dört kiþi, ik la çýktýlar. Arabadan hiç inmeyen 8'inci kiþi, Behçet Cantürk'ün "gözaltýna alýndýðýný" görünce, olay Kaçýrýlanlar tedirgin, kaçýranlar ise sinirliydi. Behçet Cantürk neler olacaðýný, ellerin epçeleyip, kafasýný sertçe öne doðru eðdiklerinde anladý... Otomobiller, TEM otoyolunu takip ederek Ankara istikametine doðru gidiyordu. Ýki saat sonra, daha önce planladýklarý yere, Sapanca/ Kýrkpýnar kasabasýna yakýn, henüz hizmete açý me tesislerine geldiler. Behçet Cantürk'ü sorgulayýp, "ifadesini" aldýlar... Sonra, Behçet Cantürk'ün þakaðýna tek kurþun sýktýlar... 265 Patronunun öldürüldüðünü gören þoför Recep Kuzucu, can havliyle ellerinden kurtulup kaçmay a silah-lar patladý. Recep Kuzucu ancak 20 metre uzaða gidebildi!.. Behçet Cantürk ve Recep Kuzucu'nun kimliklerini ve para-larýný aldýlar. Geldikleri gibi, B hçet Cantürk'ün otomobilini de alarak tekrar otobana çýktýlar. Gebze- Bayramoðlu turnikeler den Ankara yönüne doðru ilk giriþteki TIR parkýnda, kendileri-ni otomobil içinde bekleyen a kadaþlarý ile buluþtular. Behçet Cantürk'ün arabasýný TIR parkýna býrakýp, karanlýða karýþt 8 KÝÞÝLÝK EKÝP 28 Mart 1994. Ýstanbul/Aksaray'da oto galerisi sahibi Liceli, 42 yaþýndaki Fevzi Aslan ve 32 yaþýndaki i Salih Aslan, yazýhanede konuklarýyla sohbet ediyorlardý. Birden içeriye, "Polis" yazan yelekleri, otomatik silahlarý ve telsizleriyle 8 kiþi girdi. "Arama var" deyip herkesin ayaða kalkmasýný istiyorlar. Kimlik kontrolü ve arama bittikte sonra Fevzi Aslan ve Salih Aslan'a, "bizimle emniyete geleceksiniz" diyorlar. U yuþturucu kaçakçýsý olduðu iddialarýyla birkaç kez gözaltýna alýnýp yargýlanan, Fevzi Aslan kola" gitmekte bir sakýnca görmüyorlar. Fevzi ve Salih Aslan, yazýhanedeki konuklarýn gözlerinin önünde alýnýp götürüldü. Ertesi gün, Kýnalý- Sakarya TEM otoyolunda, Hendek giþelerine bir kilometre kala, þakaðýn ek kurþunla öldürülen Fevzi Aslan ile, kalbine üç kurþun sýkýlmýþ, gözleri baðlý Salih Asla ... Ýstanbul Emniyet Müdürlüðü balistik muayene sonucunda, Behçet Cantürk ile Fevzi Aslan'ý ö ný olduðunu açýkladý... 266 3 Haziran 1994. Adý: Savaþ Buldan. 32 yaþýnda. Yüksekovalý. Emniyet Genel Müdürlüðü Kaçakçýlýk Ýstihbarat Harekât Daire Baþkanlýðý Narkotik Þube Müdü porunda adý geçiyor: "1992 tarihinde Savaþ Buldan'ýn ikametinde ve iþ yerinde yapýlan arama arda yasadýþý örgütsel dokümanlar ve 2 adet silah ele geçirildiði, Ýtalya'da uyuþturucu mad etlerinde bulunduðu tespit edilen bir organizasyonun yurtdýþý baðlantýlarýndan sorumlu elem arý tarafýndan ülkemizdeki telefonunun defalarca arandýðý, sözkonusu telefonun Savaþ Buldan kayýtlý olduðu tespit edilmiþtir. "8 Kasým 1993 ve 18 Kasým 1993 tarihinde yapýlan operasyonlar sonucu, Ýtalya ve Ýngiltere ele geçirilen 279 kilo eroinin sanýklarý Paquale Marando, Michele Franco'nun, PKK adýna
uyuþturucu madde kaçakçýlýðý yapan Þehmus Daþ ile Savaþ Buldan'ý telefonla aradýklarý tesp Anlaþýlan, emniyet görevlileri Savaþ Buldan'ý yakýn takibe almýþlardý... Adý: Adnan Yýldýrým. 36 yaþýnda. Liceli. Mayýs ayý baþýnda Ýstanbul Yeþilköy'de arabasý þüphe üzerine durduruldu. Mercedes'te 3 ru marka tüfek bulundu. Diþ dolgusunda kullanýlan maddelerin kokain sanýlmasý (!) üzerine, ar adaþý Kasým Çakým ile gözaltýna alýndý. Birkaç saat sonra serbest býrakýldý. Gözaltýna alýn .. Hacý Karay: 36 yaþýnda. Yüksekovalý. Savaþ Buldan'la birlikte Oramar aþiretine mensup. Savaþ Buldan, hemþehrisi Hacý Karay ve yakýn arkadaþý Adnan Yýldýrým'ýn 3 Haziran gecesin erini, görgü tanýklarýnýn anlatýmýyla aktaralým: 267 Sebahattin Uz: Çýnar Oteli'nde dormen olarak çalýþýyorum. Haziran 1994 günü saat 23.00'ten, ziran 1994 günü saat 07.00'ye kadar otelin kapýsýnda dormen olarak görev yaptým. Otelin müþ i olan ve ismen bildiðim Adnan, Hacý ve Savaþ adlý þahýslarýn saat 24.00 sýralarýnda otelde asino kýsmýna geçtiklerini gördüm. Saat 04.30 ile 05.00 sýrasýnda Casi-nodan çýktýlar. Otel oðru geldikleri bir sýrada, nere-den geldiklerini görmediðim 6- 7 kiþi iki ayrý otodan indi er, Adnan Yýldýrým, Hacý Karay ve Savaþ Buldan'ý otelin duvarýna dayayýp aradýklarýný gördü rý bir sýrada içle-rinden bir þahsýn, 'Biz polisiz' dediðini duydum. Hemen aka-binde Adnan e Savaþ isimli þahýslarý hýzlý bir þekilde, hatýrla-yabildiðim kadarýyla 34 CK 420 plakalý Mercedese zorla bindirdiler. Üçüncü þahsýn otoya bindirildiðini görmedim. Bu arada Mercede apýsýný kapatan þahsýn, 'ifadenizi alýp bý-rakacaðýz' dediðini duydum. Mercedes hýzla olay aklaþtý. Mercedesin kapýsýný kapatan þahýs spor bir arabaya binip Mercedesi takip etti..." Hüseyin Kýlýç: "Çýnar Oteli'nde güvenlik görevlisi olarak çalýþýrým. Olay günü saat 04.30 ir sýrada, Casinodan müþteriler daðýlmak üzereydi. Bu sýrada devamlý müþterilerimiz olan Sa Hacý Karay ve Adnan Yýldýrým ve yanlarýnda bulunan bir þahýs, Casinodan çýktýlar. Tahminen gittiler. Bu sýrada tahminen 7- 8 kiþi tarafýndan duvara dayatýlarak üzerlerinin arandýðýn u üzerlerini arayan kiþilerin hepsi tek tip yelek giymiþlerdi. Hepsinin elinde silah b ulunuyordu. Üst aramasý yapan kiþiler, yukarýda isimlerini verdiðim þahýslarý kendi otolarý irdiler ve hareket ettiler." Serdar Özdemir: "Çýnar Oteli taksi duraðýnda çalýþýyorum. Ticari taksimle müþteri bekledi sinodan çýkýp, otele geldiði bir sýrada, yine otelin park yerinde bulunan 268 iki otodan çýkan tahminen 7- 8 kiþi, bu þahýslarýn üzerlerine yürüdü. Bu þahýslarý duvara d radýlar. Ardýndan hemen otoya bindirdiler. Daha sonra hareket ettiler. Aramýzdaki mesa fe 10 metre kadardý. Ancak sýrtlarý bana dönük olduðu için yüzlerini göremedim. Bu otolar, enkli 300 Sel marka Mercedes ile viþne çürüðü Hundayi markaydý. Plakalarýný göremedim. Ayrý tonun dýþýnda bir spor araba daha vardý. O da iki otoyu takip etti. Ben bu þahýslarý ilk ön lis sandým. Üzerlerinde hepsinin yelek vardý. Kendilerinin polis olduðunu belli etmek için giymiþlerdi." Üzerlerinde yelekleri, ellerinde otomatik silahlarý ve telsizleri bulunan kiþiler yine Ýs anbul- Ankara Tem otoyoluna çýktýlar... Güzergâhlarý ve amaçlarý aynýydý... Ayþe Uzun: "Bolu ili, Yýðýlca ilçesi Hoþafoðlu Köyü'nde oturuyorum. Evimin balkonundan ok kýzýmýn arkasýndan bakarken, saat 07.30 sýralarýnda önde kýrmýzý renkli Mazda, arkasýnda a le arkasýnda da bej renginde tahminen Mazda olan araçlarýn ilçe içerisinden, Hacýlar Köyü T n istikametinde gittiðini gördüm. Hattâ üç aracýn arka arkaya gitmesinden þüphelendim ancak alamadým. Ben, 'Köylerin birinde cenaze vardýr, ona gidiyorlardýr' diye kendi kendime söyl endim." Ýsmail Taþcan: "Bolu ili, Yýðýlca ilçesi, Hacýlar Köyü'nde oturuyorum. Köyde arýcýlýk yap fýnda, köye tahminen l km. kadar mesafededir. Sabah saat 08.30 sýralarýnda her zaman old uðu gibi arýlarýma bakým yapýyordum. Melen Deresi istikametinden yankýlý birtakým sesler ge Ben, dere boyunda aðaç yýkýyorlar sandým. Ancak bunlarýn silah sesi olabileceðini de düþünd Ayþe Araç: "Bolu ili, Yýðýlca ilçesi, Hacýlar Köyü'nde oturmaktayým. Evimden saat 08.30köyümüzün 269 Doðu tarafýna düþen Hatip deðirmeni mevkiinde bulunan bah-çemdeki biberleri sulamak üzere t baþýma bahçeye gittim. köyümüzün Taþlýk Melen mevkiinden iki el silah sesi duydum. nýmda ki
, silah sesini duyunca korktum. Köye dön-düm." Þevket Öztürk: "Bolu ili, Yýðýlca ilçesi, Yaylatepe Köyü'nde oturuyorum. Köyümüzün Yedigöll aki Ka-zým Özcan'ýn evinin önünde oturuyordum. Bu sýrada yanýmda ayný köyden Muzaffer Yýldý karþýsýnda kardeþim Yu-nus Öztürk bulunuyordu. Saat tahminen 09.30 sýralarýnda Yýðýlca isti iki adet taksi(otomobil) köye girdi. Benim bulunduðum yere gelince yavaþladý. Sonra Yedi göller istikame-tine hýzla uzaklaþtýlar. Araçlardan önde olaný koyu kýrmýzý, bor-doya benzi rkasýný kesin bilmemekle birlikte Merce-dese benziyordu. Ýçinde iki þahýs vardý. Þahýslarda för, diðeri þoför mahallinde oturuyordu. Þahýslarýn yüzünü tam ola-rak hatýrlamýyorum. Arac lý ve renkli idi. Bu aracýn hemen arkasýnda bulunan araç krem, toprak rengindeydi. Bu ar acýn da camlarý kapalý ve renkli idi. Ancak araçta kaç kiþi olduklarý görülebiliyordu. Ýkin nde üç kiþi vardý. Þa-hýslardan biri arkaya, diðer ikisi öne oturmuþtu. Her iki aracýn plak le baþlýyordu. Bu iki araç bizi geçtikten birkaç dakika sonra, üçüncü bir taksi (otomobil) i. Bu aracýn rengi açýk mavi, gök maviþiydi. Aracýn içinde üç kiþi vardý. Ýki-si önde, biri rdu. Bu araç bizi görünce hafif ya-vaþladý. Aracý kullanan camý yarým þekilde açarak bana, r bu tarafta mý?' diye sordu. Ben de evet dedim. Bu araç da Yedigöller istikametine gi tti. Üçüncü þahýsýn kullandýðý aracýn plakasý 06 ile baþlýyordu. Bana Yedigölleri soran þah kalsýz, ince býyýklýydý. Yüzü hafif uzundu. Konuþmasý efendi, modern idi." Ýrfan Kurþuncu: "Bolu ili, Yýðýlca ilçesi, Hacýlar Köyü'nde oturuyorum. Ayný köyde oturduð Taþcan'ýn 270 yanýna, balýk tutmak için motorumla gittim. Saat 19.45 sýralarýnda amcam Ýsmail ile birlikt aðlarýmýzý alarak devamlý balýk tuttuðumuz Melen Deresi'nin Taþlýk Melen mevkiine gittik. ardýðýmýzda saat 20.15 filandý. Motoru stop edeceðim sýrada, hemen arkamda oturan amcam, 'B rada çukurda adam yatýyor, sarhoþ olabilir' dedi. Motordan inip çukurdaki þahsa baktýðýnda, lar ölü, burada birkaç kiþi daha yatýyor, burdan gidelim' dedi. Bunun üzerine motoru çalýþt jandarmasýna haber verdik." Savaþ Buldan'ýn vücuduna iki, baþýna bir; Adnan Yýldý-rým'ýn baþýna bir; Hacý Karay'ýn vü rþun sýkýlmýþtý... Ayrýca üçüne de iþkence yapýlmýþtý. Adnan Yýldýrým'ýn kolunda bulunan altýn saat alýnmamýþtý. Yüzüklere de dokunulmamýþtý. Sa lmuþtu! 9 mm Parabellum tipi, dört adet SB Luger marka, bir adet WCC marka; beþ adet boþ kovan, ü yrý tabancadan atýlmýþtý. Balistik inceleme sonucuna göre, olayda kullanýlan tabancalar dah e meydana gelen faili meçhul olaylarda kullanýlmamýþtý... Adapazarý, Hendek, Sapanca "Ölüm Üçgeni"nden baþka, diðer bölgelerde de infazlar yapýlýyo * 30 Eylül 1993: Ankara Altýndað Nüfus Müdürü, Yükseko valý Mecit Baskýn kaçýrýlýp öldürüldü. * 25 Ocak 1994: Liceli Sefa Erciyes Ankara'da kaçýrýlýp öl dürüldü. * 25 Þubat 1994: Liceli avukat Yusuf Ekinci Ankara'da ka çýrýlarak öldürüldü. * 10 Mayýs 1994: Saðlýk Bakanlýðý Teftiþ Kurulu Baþkan Yardýmcýsý Hakkarili Namýk Erdoðan Ankara'da kaçýrýlýp öldü rüldü. 271 * 6 Temmuz 1994: Savaþ Buldan'ýn Oramar aþiretinden Recep Yaþar ve Behçet Yaþar kaçýrýlýp Þemdinli'de öldürüldü. * 11 Kasým 1994: Behçet Cantürk'ün avukatý Medet Serhat ve þoförü Ýsmail Karaalioðlu, otomobile açýlan çapraz ateþ sonucu öldürüldü. * 14 Aralýk 1994: Avukat Faik Candan Ankara'da kaçýrýlýp öldürüldü. * 29 Ocak 1995: Ýranlý Lazo (Lazem Nazým Ýsmaili) ve Simko (Asker Simko) Ýstanbul'da kaçýrýlarak, Tekirdað'ýn Çerkezköy ilçesi yakýnlarýndaki ormanlýk arazide öldürüldü.(31) Bu kiþilerin kaçýrýlmasýný ve öldürülmesini gören hiçbir ta-nýk yoktu... TÜRKÝYE: FAÝLÝ MEÇHULLER MEZARLIÐI Türkiye'de iþlenen faili meçhul cinayetler konusunda bilerek veya bilmeyerek kafa karýþtýr
Behçet Cantürk ve benzer cinayetleri kimin iþlediðini anla-yabilmek için, daha önce gerçek len faili meçhul cinayetle-rin bir "sýnýflandýrmasýný" yapmak gerekiyor: Mafya Cinayetleri: 1990 itibariyle öldürülen yeraltý dünyasýna mensup kiþiler þunlardý: * 29 Haziran1990: Cemal Sincar. * 29 Ekim1990: Abdülrezzak Bulut. * 4 Haziran 1991: Kenan Anca. * 19 Þubat1992: Ýzzet Avni Öztürk. * 6 Mayýs1992: Ümit Ölmez. * 7 Temmuz 1992: Celal Aydýn. *24 Temmuz 1992: Ahmet Parlak. 72 * 26 Aralýk1992: Þehmuz Daþ. * 31 Aralýk1992: Osman Ayanoðlu. * 14 Þubat1993: Cihat Kaplan- Eshabil Karataþ. * 31 Mart1993: Tahir Deniz Düzenci. *l Nisan1993: Ramazan Aydýn- Metin AydýnBülent Çetinkaya- Ahmet Çakýr. * 27 Temmuz 1993: Mahmut Sulban- Halil Akçan. * 27 Aðustos 1993: Celal Duman- Mustafa Taner. * 6 Ekim1993: Erol Öztürk. * 5 Aralýk1993: Mehmet Nabi Ýnciler (Ýnci baba). * 6Ocak1994: Hüseyin Temurtaþ-Çetin Temurtaþ. * 19 Ocak1994: Hikmet Tanýk. *24 Ocak1994: Enis Karaduman. * 19 Ocak1995: Uður Kýlýç. Emniyet görevlileri, bütün bu cinayetlerin faillerini yakaladý. Polis son yýllarda elinde teknolojik araçlarla küçücük bir delili bile deðerlendirip katili yakalýyor. Çözülemez dene faillerini bile en fazla bir hafta sonra ortaya çýkarýyor. O halde, Behçet Cantürk, Fevzi Aslan, Salih Aslan, Savaþ Buldan, Adnan Yýldýrým ve Hacý Karay cinayetlerinde niçin hiçbir erleme kaydedemiyordu?.. Örneðin, maktullerin ailelerine neden bir tek soru sorulmamýþtý? Destabilizasyon Cinayetleri: Destebilizasyon yani, istikrarsýzlaþtýrma. Bu cinayetler özellikle bir ülkenin, diðer bir n içiþlerini (siyasal, ekonomik, kültürel) karýþtýrmak, ülkeyi güçsüz duruma düþürmek vb. a t örgütü aracýlýðýyla gerçekleþtirdiði cinayetlerdir. Ýþlenen cinayetlerin amacý, suikast d dur. Bu tür cinayetleri, sadece bir baþka dýþ ülkenin organize ettiðini söylemek tam doðru deð etin içinde bulunan gizli 273 örgütler de; sistem, hükümet vb. deðiþiklikleri için böyle cina-yetler gerçekleþtirebilir. n býkan kitlelerin, "yeni yönetime" destek vermelerini saðlamaktýr. 12 Eylül 1980 öncesi iþ en cinayetler buna örnek gösterilebilir. 1990 yýlýndan sonra baþlayan bu tür cinayetler þun dý: *31 Ocak 1990: Prof. Muammer Aksoy. *6 Ekim 1990: Prof. Bahriye Üçok. *24 Ocak 1993: Uður Mumcu. *12 Mart 1995: Ýstanbul Gaziosmanpaþa'daki 30 vatandaþýn katledilmesine neden olan, kahve ane ve pastanenin silahlarla taranmasý olayý da buraya eklenebilir. *9 Ocak 1996: Özdemir Sabancý. Bu cinayetlerin de hepsi faili meçhul olarak kalmýþtýr... Servis Cinayetleri: Yabancý ülke istihbarat elemanlarýnca, Türkiye'de iþlenen veya tetikçi bulunarak iþlettir nayetlerdir: * ... 1983: Ýranlý muhalif Azerbaycanlý lider Hacý Muhammed Yalfani.
* 24 Temmuz 1985: Ürdün Büyükelçiliði Birinci Katibi Ziad Sati. * ... 1985: Ýranlý muhalif Albay Hadi Aziz Muradi. * 6 Eylül 1986: Ýstanbul/Neve Þalom Sinagogu'na yapýlan silahlý saldýn sonucu, 23 Yahudi vatandaþýn öldürülmesi. * 25 Ekim 1988: Suudi Arabistan Büyükelçiliði Ýkinci Sek reteri Abdülgani Bedevi. * 16 Ekim 1989: Suudi Arabistan Büyükelçiliði Muhasebe Müdürü Abdurrahman Ahmet El- Þiravi. * 26 Mart 1990: Irak Büyükelçiliði Ticari Ataþesi Ali Faysal Hüseyin. * 28 Þubat 1991: ABD'li Yarbay Alin Macke. 274 * 9 Mart 1991: Ýsrail Büyükelçiliði Güvenlik Amiri Ehud Sadan. * 21 Mart 1991: ABD'li Yarbay John Gandy. * 4 Haziran 1992: Ýranlý muhalif Ali Ekber Gorbani. * 28 Aðustos 1993 Ýranlý muhalif (ÝKDP üyesi) Behram Azadfer. Ýslami Terör: *3 Mayýs 1987: Van 100. Yýl Üniversitesi öðrencisi Þirin Tekin oruç tutmadýðý için öldürüldü. * 14 Mart 1989: Kocamustafapaþa Seyitömer Cami imamý Kazým Üstün, laiklik yanlýsý vaazlar verdiði için öldürüldü. * 6 Haziran 1989: Ali Gül adlý vatandaþ baðlý bulunduðu ta rikatça, islami kurallara uygun yaþamadýðý için öldürüldü. * 7 Mart 1990: Çetin Emeç. * 4 Eylül 1990: Turan Dursun. * 3 Aralýk 1991: Ýdil'de öldürülen Mikail Bayro, Güneydoðu'da bulunan Hizbullah (Ýlimciler) örgütünün iþlediði ilk cina yetti. Bölgedeki güvenlik güçlerinden yardým görmeleri nede niyle bu örgüte, "Hizbul- Kontra" deniliyordu. Sadece 1992 yý lýnda 267 vatandaþý öldürdüler.(32) * 2 Temmuz 1993: Sivas Madýmak Oteli vahþeti. * 31 Aralýk 1994: Onat Kutlar- Yasemin Cebenoyan.. * 25 Temmuzl995: Gümüþhane Barosu Baþkaný Ali Günday. Kontgerilla Cinayetleri: Kontgerilla çeþitli þekillerde cinayet iþliyor. Kullandýðý taktiklerden biri de 'Polisiz' öldürecekleri kiþiyi (kiþileri) kaçýrmak: *18 Haziran 1991: Sosyalist Parti Sýmak Ýl yöneticisi, Ýbra him Sanca iþyerine giderken, "polisiz" diyen kiþilerce yakala275 nýp sivil plakalý minibüse bindirilerek kaçýrýldý. Ýki kurþun sýkýlmýþ cesedi evinin yakýný * 5 Temmuz 1991: HEP Diyarbakýr Ýl baþkam Vedat Aydýn, "polisiz" diyen kiþilerce evinden alýnýp götürüldü. Sonra ceseti bulundu. * 16 Ocak 1992: HEP Siirt Ýl Baþkaný Mehmet Demir kaçýrý lýp öldürüldü. * 25 Ocak 1993: ÖZDEP Erzincan Ýl Baþkaný Cemal Akar, kaçýrýlýp öldürüldü. * 21 Þubat 1993: Avukat Metin Can, Doktor Hasan Kaya kaçýrýlarak öldürüldü. * 5 Haziran 1993: ANAP Varto Ýlçe Baþkaný Kerim Geldi, 'polis' olduklarýný söyleyen kiþilerce kaçýrýlýp öldürüldü. *28 Temmuz 1993: Özgür Gündem Bitlis muhabiri Ferhat Tepe kaçýrýlýp, iþkence edilerek öld *l Kasým 1994: Emekli Binbaþý Ahmet Cem Ersever ve ar kadaþlarý Mustafa Deniz ve Neval Boz kaçýrýlýp öldürüldü...
Bu tür cinayetler, önce Kürt sorununa duyarlý yerel politikacýlarýn, gazetecilerin, aydýn si ile baþladý. Sonra sýra, "Kürt iþadamlarýna" geldi... Kontgerilla insanlarý kaçýrýp öldürüyor... Peki tetiði kim çekiyor? Tetiði, PKK itirafçýlarýna çektiriyorlar! Emekli Binbaþý Ahmet Cem Ersever, tetiði çeken PKK itirafçýlarýnýn isimlerini açýkladýðý dan öldürüldü... Bizim için tetiði çekenlerin hiçbir önemi yok. Merak edenler, "Binbaþý Ersever'in Ýtirafl kuyabilir... Asýl soru: Tetiði çektiren kim? Ýþte bu kitabýn yazýlma amaçlarýndan biri de, bu soruya yanýt vermekti!.. 276 NOTLAR: 1) Liceli Bahri'nin gerçek kimliðini, haber kaynaðýma söz verdiðim için yazamýyorum. 2) Hatun Cantürk, bir diðer iddiaya göre veremden öldü. Ayrýca gazetelerde, "eroin tadarken öldü" gibi, bayaðý haberler de çýktý. 3) Mehmet Sýddýk Bayram, 24 Aralýk 1995 seçimlerinde ANAP listesinden Van Milletvekili olarak Meclis'e giren, daha sonra Refah Partisi'ne transfer olan Mustafa Bayram'ýn yakýn akrabasýdýr. Mustafa Bayram, uyuþturucu kaçakçýsý olarak birkaç kez mahkeme önüne çý kartýlmýþtýr. 4) Okuyucunun bugün ile karþýlaþtýrma yapabilmesi için, Türk lirasý, Dolar'a çevrilmiþtir. 1979 yýlýnda bir dolar ortalama 47 Türk li rasýydý. 5) Behçet Cantürk'ün anlatýmlarý; Emniyet Genel Müdürlüðü Kaçakçýlýk Ýstihbarat Harekât Daire Baþkanlýðý ve Milli Ýstihbarat Teþkilatý'ndaki ifadelerinden, Ankara Sýkýyönetim Komutanlýðý 4 nolu Askeri Mahkemesi ve Ankara Sýkýyönetim Komutanlýðý l nolu Askeri Mahkemesi'nin duruþma tutanaklarý ile haber kaynaklarýnýn anlatým larýndan derlenmiþtir. 6) Behçet Cantürk "ün DDKD'ye para (baðýþ) verdiðine iliþkin iki farklý bilgi var. Görüþtüðüm bazý DDKD'liler, Behçet Cantürk'ten kesinlikle para almadýklarýný söylediler. Sadece bir DDKD'li, ekono mik durumu iyi olan birçok kiþiden yardým alýndýðýný, Behçet Can türk'ten de "aidat" alýnmýþ olabileceðini söyledi. Yeraltý dünyasý, siyasi örgüt militanlarýný ilk kez, 12 Mart 1971 darbesinden sonra ceza tanýdý. 70'li yýllarýn sonlarýna doðru ise, yeraltý dünyasý "sað- sol" olarak ikiye ayrýlm rýlýk ideolojik nedenlerden dolayý deðildi. "Piyasada" güçlü olmak isteyen her "Baba" sýrtý dayama ihtiyacýný hissetti. Ayrýca bazý örgütlerle, "silah kaçakçýlýðý" gibi "ticari" iþle orlardý. Abuzer Uðurlu polis ifadesinde, ülkücü gençlerle nasýl iþ yaptýðýný ayrýntýlý bir Dündar Kýlýç'ýn evine, "Alpaslan Tür-keþ ile görüþtü" diye "solcular" tarafýndan bomba atýl 277 Belki bir gün, bir gazeteci arkadaþ da yeraltý dünyasý ile siyasi par-ýlerin ve örgütlerin ni kaleme alýr. 7) ANAP Genel Baþkaný Mesut Yýlmaz'ýn amca çocuðu. Rizeli. 8) RAM þirketi 1982 yýlýnda 366 milyon 6 bin 300 liralýk, REMAN þirketi ise ayný yýl 405 milyon 522 bin 202 liralýk haksýz teþvik aldýlar. Baþbakan Turgut Özal, 1985 yýlýnda Ýsviçre'ye gittiðinde, Emin Görpe, Yaþar Aktürk, Suphi Aþýcýoðlu gibi, cezaevine girmemek için Türkiye'den kaçýp Zürih'te yaþayan iþadamlarý ile toplantý yaptý. 9) Ýslam Devriminin sýcak günleri geride kalýnca, Ýran'ýn yeni yönetimi uyuþturucu ihraç edip, silah almaya baþladý! 10) Aða Koç, 31 Temmuz 1982 tarihinde, "Dur" ihtarýna uyma dýðý için güvenlik güçlerince vurularak öldürüldü. 11) Dönemin gazete ve dergileri Behçet Cantürk'ün kasasýndan 2 milyar nakit para çýktýðýný yazýyorlar...
12) Albay Ali Ýhsan Cesur'un, Süleyman Demirel ile birlikte çektirdikleri fotoðraf, MÝT Raporu'nun "görsel malzemesi" olarak ra pora eklenmiþti. 13) Dündar Kýlýç'ýn sorgusunda da bulunan Mehmet Eymür, yýl lar sonra; "MiT'te sorgulanan Behçet Cantürk'ün, Dündar Kýlýç'a ký yasla, çok daha akýllý, aðýrbaþlý, mert ve cesur biri olduðunu söyleye bilirim" diyordu. (Engin Bilginer, Babalar Senfonisi, Cep Kitaplarý, Sayfa 196) 14) Bulgaristan'dan gelen silahlar ve Kintex þirketiyle ilgili daha geniþ bilgi sahibi olmak isteyenler. Uður Mumcu'nun "Silah Kaçakçý lýðý ve Terör" kitabýna bakabilirler. (Tekin Yayýnevi.) 15) Kapalýçarþý eylemi 15 Haziran 1983 tarihinde gerçekleþtiril di. Adýnýn Mýgýrdýç Madaryan olduðu açýklanan ASALA mensubu militan, MP- 5 tipi otomatik silahla çarþýda bulunanlarýn üzerine rastgele ateþ açtý. 45 yaþýndaki Yusuf Alper ve 13 yaþýndaki Murat Alpte kin öldü, 21 kiþi yaralandý. Yakalanacaðýný anlayan Mýgýrdýç Madar yan, üzerindeki el bombasýný patlatarak intihar etti. 16) Kural mýdýr bilinmez; yeraltý dünyasýnýn bazý isimleri gibi, Sarý Avni'nin "iþ ortaðý" Hayri Yaðcý da, soyadýný deðiþtirip, Mimaroðlu yaptý. 278 17) Nizamettin Bayramoðlu soyadýný deðiþtirenlerden. Ýlk soyadý Yaþlý idi. 18) Çok bozuk bir Türkçe ile yazýlan mektup, aslýna sadýk kalý narak düzeltilmiþtir. 19) Nazým Hikmet, "Ýsviçre'den Geçerken" Yeni Þiirler kitabýn dan. (Adam Yayýnlarý) 20) Cosa Mostra: Mensuplarýnýn birbirlerine karþýlýklý sadakat ve yardýmlaþma üzerine kutsal yeminlerle baðlý olduktan, gizli, hiyerarþik bir mafya örgütü. 21) 9 Temmuz 1988, Tempo Dergisi. 22) 27 Temmuz 1990, Güneþ Gazetesi. 23) 23 Ocak 1994, Nokta Dergisi. Görüþmeyi yapan Ayþe Önal. 24) 30 Kasým 1992, L'Express Dergisi. 25) 23 Aralýk 1989, Milliyet Gazetesi.. 26) 14 Temmuz 1994, Aktüel Dergisi. 27) Kýyý Bankacýlýðý: Bir ülkede bankacýlýk sektörü için düzen lenmiþ yasa ve yönetmeliklerin kapsamý dýþýnda kalan serbest banka cýlýk olarak tanýmlanabilir. Kýyý Bankacýlýðýnýn en önemli özellikleri; gizlilik esastýr, döviz hesaplarýnda herhangi bir sýnýrlama yoktur, vergi alýnmaz! 28) Türkiye'nin acý gerçeðidir; o kokteyle katýlan isimlerden, Musa Anter, DEP Milletvekili Mehmet Sincar, Behçet Cantürk, Savaþ Buldan, Gazeteci Hafýz Akdemir gibi bir çok isim daha sonraki tarih lerde öldürüldü!.. 29) Kürt iþadamlarýna birkaç örnek vermek gerekiyorsa; Selahattin Beyazýt, Halis Toprak, Þehmus Tatlýcý, Yalým Erez.. 30) Osman Tim, itiraflarýndan sonra cezaevinde þiþlenerek öldü rüldü. 31) PKK, Lazo ve Simko'yu kendisinin öldürdüðünü açýkladý. Bir baþka iddiaya göre, Lazo ve Simko "çok þey bildikleri" için devlet içindeki güçler tarafýndan öldürüldü. 32) 1993 'den sonra bölgede kimin kimi öldürdüðü tam tespit edi lemediði için, "Hizbul- Kontra" nýn kaç yurttaþý öldürdüðü tespit edi lememiþtir. 279 YARARLANILAN KAYNAKLAR - Öðretim Görevlisi Melih Aktaþ'ýn Özel Arþivi.
- Gazeteci Ünal Ýnanç'ýn Özel Arþivi. - Uður Mumcu, Silah Kaçakçýlýðý ve Terör, Tekin Yayýnevi, 986 - Pino Arlacchi, Mafya Ahlaký, Ýletiþim Yayýnlarý, 1991. - Rafet Ballý, Kürt Dosyasý, Cem Yayýnevi, 1991 - Engin Bilginer, Babalar Senfonisi, Cep Kitaplarý, 1990 - Jean Ziegler, Ýsviçre Daha Beyaz Yýkar, Afa Yayýnlarý, 990 - Fenton Breþler, Ýnterpol, Milliyet Yayýnlarý, 1993 - Tuncay Özkan, Kýyamet Mahkemesi, Ümit Yayýncýýk,1993 - Halil Nebiler, Mafyanýn Ekonomi Politiði, Sarmal Yayýnevi, .995 - Mehmet Eymür, Analiz, Milliyet Yayýnlarý, 1991 - Erbil Tuþalp, Ben Tarihim Bay Baþkan, Bilgi Yayýnevi, ý989 - Bilal Çetin, Soygun, Bilgi Yayýnevi, 1988 - Murat Çulcu, Mafia, Kastaþ Yayýnlarý, 3 Cilt, 1992 -Catherine Lamour- Michel Lamberti, Eroin Dosyasý, Milliyet Yayýnlarý, 1973 -Ansiklopedik Siyasi Terimler ve Örgütler Sözcüðü, Gü venlik ve Yargý Muhabirleri Derneði Yayýnlarý, 1993 SU YAYINLARI KÝTAPLARI Bakýr Çaðlar/ Bir Anayasacýnýn Seyir Defteri Cüneyt Özdemir/ Reytingsiz Sohbetler Faik Bulut/ Ebu Müslim Horasani Faik Bulut/ Din, Milliyetçilik ve Kadýn Tartýþmalarý-1 Faik Bulut/ Din, Milliyetçilik ve Kadýn Tartýþmalarý-2 Faik Bulut/ Ýslam Ekonomisinin Eleþtirisi (Tarikat Sermayesi-1) Faik Bulut/ Yeþil Sermaye Nereye? (Tarikat Sermayesi-2) Ýsmet Berkan/ "Birden Farkettim Benim Bir de Hayatým Vardý." Melih Pekdemir/ Anne Bak Kral Çýplak! Melih Pekdemir/ Meðer Melih Pekdemir/ Sýradan ve Sahici Melih Pekdemir/ Kemalistler Ülkesinde Cumh. ve Diktatörlük-1 Melih Pekdemir/ Kemalistler Ülkesinde Cumh. ve Diktatörlük-2 Melih Pekdemir/ Öçalan Devlet mi? Metin Yeðin/ Marcos'la On Gün (Adlarý ve Yüzleri Olmayanlar) Nuray Pekdemir/ Gen-etik Devri'm Soner Yalçýn/ Beco (Behçet Cantürk'ün Anýlarý) Soner Yalçýn/ Hangi Erbakan? Soner Yalçýn-Doðan Yurdakul/ Reis (Gladio'nun Türk Tetikçisi) Taner Akçam/ Ermeni Tabusu Aranýrken Turhan Feyizoðlu/ Mahir Turhan Feyizoðlu/ Deniz Enyibo