Or rather (Daha Doğrusu) Due to (..den dolayı, nedeniyle) ( due to this strong resemblance= Bu güçlü benzerlikten dolayı) Referred to (…anılır) ( Hüseyin is sometimes referred to simply as handsome= Hüseyin bazen sadece yakışıklı olarak anılır) also known as (…olarak da bilinir) Hello! (Merhaba) Hi! (Selam) Hey! (Hey!) Hi there! (Merhaba) Hello there! (Merhaba) Good morning! (Günaydın) Good afternoon! (Tünaydın) Good evening! (İyi akşamlar) Good night! (İyi geceler) How are you? (Nasılsın?) How are you doing? (Nasılsın?) How is it going? (Nasıl gidiyor?) How are things? (Durumlar nasıl?) What's new? (Ne haber?) What's up? (Ne var ne yok?) What's going on? (Neler yapıyorsun?) Where have you been? (Nerelerdesin?) Where have you been hiding yourself? (Nerelerde gizleniyordun?) Are you doing OK? (İyi misin?) How are you feeling? (Kendini nasıl hissediyorsun?) How's the world treating you? (Hayatla aran nasıl?) How's business? (İşler nasıl?) What's happening? (Hayatında ne olup bitiyor?) How's everything (Vaziyet nasıl?)
Thanks, I am fine (Sağol, iyiyim) Fine (İyiyim) Great! (Harika) All right (Fena değil) I am OK (İyiyim) Cool! (Bomba gibiyim) I am cool! (Harikayım) Could be better (Daha iyi olabilirdi) Not bad (Fena değil) So so (Eh, şöyle böyle) Not so great (O kadar da iyi değil) Not so hot (Pek iyi sayılmaz) I've been better (Daha iyiydim)
I've running around (Koşturup duruyoruz) Keeping busy (Uğraşıp duruyoruz) No complaints (Bir şikayetim yok Allaha şükür) Same as usual (Her zamanki gibi) I've seen better days (Daha iyi günlerimiz de oldu) I'm snowed under (Çok yoğunum) Not a moment to spare (Boşa harcayacak bir dakikam yok) No time to breathe (Nefes almaya vaktim yok) There aren't enough hours in a day (Yirmidört saat yetmiyor) Good day (İyi günler) Good evening (İyi akşamlar) Good night (İyi geceler) Good-bye until later (Bir dahaki sefere kadar hoşçakal) See you (Görüşürüz) See you soon (Yakında görüşürüz) See you later (Sonra görüşürüz)
Sayın Başkan,
Dear Mr. President,
Sayın yetkili,
Dear Sir,
Sayın yetkili,
Dear Madam,
Sayın yetkili,
Dear Sir / Madam,
Sayın yetkililer,
Dear Sirs,
İlgili makama,
To whom it may concern,
Sayın Ahmet Bey,
Dear Mr. Smith,
Sayın Arzu Hanım,
Dear Mrs. Smith,
Sayın Ayşe Hanım,
Dear Miss Smith,
Sayın Fulya Hanım,
Dear Ms. Smith,
Sayın Ahmet Türkal,
Dear John Smith,
Son derece resmi, alıcının ismi yerine kullanılabilecek bir ünvanı var ise Resmi, erkek alıcı, bilinmeyen isim Resmi, bayan alıcı, bilinmeyen isim Resmi, alıcı ismi ve cinsiyeti bilinmiyor ise Resmi, birden çok insana veya bir departmana hitap ederken Resmi, alıcıların isimleri ve cinsiyetleri bilinmiyor ise Resmi, erkek alıcı, bilinen isim Resmi, bayan alıcı, evli, bilinen isim Resmi, bayan alıcı, bekar, bilinen isim Resmi, bayan alıcı, bilinen isim, bilinmeyen medeni hal Daha az resmi, alıcı ile daha önce iş yapıldıysa
Sevgili Can, ... konuda size yazıyoruz. ... ile bağlantılı olarak size yazıyoruz. ...'e istinaden
...'e atfen
... hakkında bilgi edinmek için yazıyorum. ... adına size yazıyorum. Şirketiniz ... tarafından sıkça tavsiye edildi.
Resmi olmayan, alıcı ile Dear John, arkadaşlık bağı var ise, çok sık olmayan durum We are writing to you Resmi, tüm şirket adına regarding… yazışma başlatırken We are writing in connection Resmi, tüm şirket adına with ... yazışma başlatırken Resmi, daha önce gördüğünüz bir özelliği Further to… hakkında bir şirketle yazışma başlatırken Resmi, daha önce gördüğünüz bir özelliği With reference to… hakkında bir şirketle yazışma başlatırken Daha az resmi, şirketin I am writing to enquire about… için kendi adına yazışma başlatırken I am writing to you on behalf Resmi, başka biri için of... yazarken Your company was highly Resmi, kibar bir giriş recommended by… yolu
E-Posta : Gelişme Rica etsem acaba ... Would you mind if… Rica etsem ...'ı yapar mıydınız? Would you be so kind as to… Çok minnettar kalırdım eğer ... I would be most obliged if… ... hakkında daha detaylı bilgi We would appreciate it if you gönderebilirseniz çok minnettar could send us more detailed kalacağız. information about… Çok minnettar kalırdım eğer ... I would be grateful if you yapabilseydiniz. could... Rica etsem ...'i bana gönderebilir Would you please send me… misiniz? ...'ı elde etmek ile/ almakla We are interested in ilgileniyoruz. obtaining/receiving… ... olup olmayacağını size sormak I must ask you whether... zorundayım. ...'ı tavsiye eder miydiniz? Could you recommend… Lütfen bana ...'ı gönderebilir Would you please send me… misiniz?
Resmi rica, çekingen Resmi rica, çekingen Resmi rica, çekingen
Acilen ... yapmanız rica olunur.
You are urgently requested to…
Çok memnun olurduk eğer ...
We would be grateful if…
Resmi rica, oldukça direkt Resmi rica, kibar, şirket adına
Resmi rica, oldukça kibar Resmi rica, oldukça kibar Resmi rica, kibar Resmi rica, kibar Resmi rica, kibar Resmi rica, direkt Resmi rica, direkt
... için şu anki liste fiyatınız nedir? ... ile ilgileniyoruz ve ... ilgili şunları bilmek isterdik. Reklamınızdan anladığımız kadarıyla ... üretiyorsunuz.
What is your current list price for… We are interested in ... and we would like to know ... We understand from your advertisment that you produce…
Niyetimiz şu ki ...
It is our intention to…
Teklifinizi dikkatlice inceledik ve ...
We carefully considered your proposal and…
Üzgünüz ancak ...
We are sorry to inform you that…
Ekler ... formatındadır.
The attachment is in...
Bu sabah gönderdiğiniz epostadaki eki açamadım. Antivirüs programım ekte virüs belirledi. Mesajımı hemen iletemediğim için özür dilerim, ancak yaptığım yazım hatası sebebiyle e-posta "bilinmeyen kullanıcı" hatası vererek geri döndü. Daha fazla bilgi için websitemize ...'da danışın.
Resmi ve belli bir konuya özel rica, direkt Resmi sorgulama, direkt Resmi sorgulama, direkt Resmi niyet beyanı, direkt Resmi, bir iş anlaşmasına binayen karar aşaması Resmi, bir iş anlaşmasının reddi veya bir teklife ilgisiz kalma Resmi, alıcıya gönderilen eklerin hangi tür programla açılacağını belirten detaylar
I could not open your attachment Resmi, direkt, ek ile ilgili this morning. My virus-checker bir problemi program detected a virus. detaylandıran I apologise for not forwarding the message sooner, but due to a typing error your mail was Resmi, kibar returned marked "user unknown". For further information please Resmi, websitenizin consult our website at… reklamını yaparken
E-Posta : Kapanış Daha fazla yardıma ihtiyaç duyarsanız, lütfen benimle iletişime geçin. Eğer daha fazla yardımcı olabileceğimizi düşünüyorsanız, lütfen bize bildirin. Size şimdiden teşekkür ederek ... Eğer daha fazla bilgiye ihtiyacınız olursa, lütfen çekinmeden benimle iletişime geçin. Bu konuyla olabildiğince çabuk ilgilenirseniz, çok minnettar kalacağım size. Lütfen olabildiğince çabuk cevap veriniz çünkü ...
If you need any additional assistance, please contact me.
Resmi, oldukça kibar
If we can be of any further assistance, please let us know.
Resmi, oldukça kibar
Thanking you in advance…
Resmi, oldukça kibar
Should you need any further information, please do not hesitate to contact me.
Resmi, oldukça kibar
I would be most grateful if you would look into this matter as Resmi, oldukça kibar soon as possible. Please reply as soon as possible Resmi, kibar because…
Daha fazla bilgiye ihtiyacınız olursa rahatça bana danışabilirsiniz. Sizinle beraber çalışmayı dört gözle bekliyorum. Bu konudaki yardımınız için çok teşekkür ederim. Bu konuyu sizinle tartışmak için sabırsızlanıyorum.
If you require any further information, feel free to contact me. I look forward to the possibility of working together. Thank you for your help in this matter. I look forward to discussing this with you. If you require more information Daha bilgi isterseniz ... ... Yaptığınız işi takdir ediyoruz. We appreciate your business. Lütfen benimle iletişime geçin - Please contact me - my direct direkt telefon numaram ... telephone number is… En yakın zamanda sizden haber I look forward to hearing from almayı bekliyorum. you soon. Saygılarımla,
Yours faithfully,
Saygılarımızla,
Yours sincerely,
Saygılarımla,
Respectfully yours,
En iyi / kibar dileklerimle,
Kind/Best regards,
Saygılar,
Regards,
-I'm sure: Eminim.
-I'm sure of it: Ondan eminim.
-More or less: Aşağı yukarı.
-So much the better!: Daha iyi ya! İsabet!
-You seem to be out of sorts: Keyifsiz görünüyorsunuz.
Resmi, kibar Resmi, kibar Resmi, kibar Resmi, direkt Resmi, direkt Resmi, direkt Resmi, oldukça direkt Daha az resmi, kibar Resmi, bilinmeyen alıcı ismi Resmi, geniş kullanım alanı, bilinen alıcı Resmi, çok yaygın değil, ismi bilinen alıcı Resmi olmayan, birbirlerine isimleriyle hitap eden iş arkadaşları arasında Resmi olmayan, sık sık birlikte çalışan iş arkadaşları arasında
-Take it easy: 1-Kolay gelsin. 2-Aldırma! Boş ver!
-It is not a question of that: Mesele o değil.
-Mind your own business: Siz kendi işinize bakın.
-It's none of your business: Sizin üstünüze vazife değil, sizi alakadar etmez.
-What is the matter?: Ne var? Ne oldu?
-What is the matter with you?: Neyiniz var?
-More than one: Birden fazla
-I'll miss you very much: Sizi çok özleyeceğim.
-I missed the 9.30 bus: 9.30 otobüsünü kaçırdım.
-so so: Şöyle böyle.
-Off and on: Bazan, arasıra
-It is on the tip of my tongue: Dilimin ucunda
-He feels quite down in his mouth: O çok üzgün, çok kederli.
-Come along. : Haydi, çabuk!
-That's all for now: Şimdilik bu kadar.
-Break: Mola, teneffüs.
-To be over: to finish; bitmek, sona ermek.
-The break is over: Teneffüs, mola sona erdi.
-Tea break: Çay molası.
-Coffee break: Kahve molası.
-Let's have a tea break: Haydi bir çay molası verelim.
-This has nothing to do with me: Bunun benimle bir alakası yok.
-So much the worse for him!: Yazıklar olsun ona!
-It doesn't make any difference: Hiç fark etmez.
-It doesn't matter: Zararı yok, fark etmez.
-It's of no consequences: Önemi yok.
-Get on with it!: Başla! Devam et!
-It's for the best: Böylesi en hayırlıdır.
-That's the worst of it!: Bu olabileceğin en kötüsüdür.
-So it seems: Öyle görünüyor.
-It can't be helped: Elden birşey gelmez.
-It was to be expected: Beklenirdi.
-You will be 'for it: Azar işiteceksin!
-In this case: Bu durumda
-So called: Güya,
-As far as I know: Bildiğime göre,bildiğim kadarıyla
-As for me: Bence, bana göre
-Any time: Ne zaman olursa, ne zaman isterseniz
-Time after time: Zaman zaman
-Now and then: Ara sıra
-Occasionally: Fırsat buldukça
-Frequently: İkide bir,sık sık
-Very seldom: Çok nadir
DERS 4 :
Preposition Kavramı İsimler yer veya zaman anlamı kazandıklarında önlerine bazı ekler alırlar. Bu ekler onlara bir yön kazandırır ve cümle içinde anlam süslemesi yaparlar. Türkçede yüklem sonda bulunduğundan cümle kuruluşu sona doğrudur ve bu ekler kelimelerin sonlarında bulunurlar oysa İngilizcede yüklem baştadır ve cümle kuruluşu başa doğru gider. Sonuç olarak preposition ( edat ) olarak adlandırdığımız bu ekler de kelimelerin başlarına gelir. Yarın babasını hastaneye götürecek. He götürecek his baba ye hastane yarın He götürecek his baba to hastane yarın. İngilizcede
Türkçede okulda bahçede yıllardır masada üç saat içinde kitap hakkında Tom ile ağacın altında Ankara’dan okula
da okul de bahçe dır yıllar da masa içinde üç saat hakkında kitap ile Tom altında ağaç dan Ankara a okul
Aşağıda karşımıza çıkabilecek en temel kelimeler verilmiştir. in
içinde
at
de-da
on
üzerinde
with
ile
under
altında
about
hakkında
for
için, dır-dir
from
den-dan
to between
ye-ya arasında
Aşağıdaki örnekleri dikkatlice inceleyiniz . in bahçe
bahçede
in okul okulda in İstanbul
İstanbul’da
in üç saat
üç saat sonra
in 1945 1945’te in Haziran at 5
Haziran
saat 5 ‘de
at tahta at ev
tahtada
evde
on masa
masada
on cadde
caddede
on Pazartesi
Pazartesi
on duvar
duvarda
with Linda
Linda ile
with me
benimle
for Peter
Peter için
for us bizim için for günler
günlerdir
for yıllar
yıllardır
to İzmir
İzmir’e
to okul okula to iş
işe
to bahçe
bahçeye
from Manisa
Manisa’dan
from you
senden
between them onların arasında about mektup mektup hakkında under masa
masanın altında
Yukarıda açıklamaya çalıştığımız preposition’ların tamamının İngilizce Gramerinde orijinal anlamları olduğu gibi bazen cümle içlerinde kelimelerle yan yana gelerek kendi anlamları dışında farklı anlamlar ortaya çıkarabilirler. Bu anlam ve kullanım özellikleri her ne kadar ilerideki konularda ayrıntılı incelenecekse de bu aşamada preposition’lar hakkında genel bir bilgi vermenin faydalı olacağı inancındayım. Aşağıda bundan sonra karşımıza çıkabilecek tüm preposition’lar kullanım sahalarına göre ele alınmıştır.
1. Kendi Anlamlarında Kullanımları: Daha evvel de değindiğimiz gibi tüm preposition’ların kendi orijinal anlamları vardır ve bunlar cümle içinde isimlerin önlerine gelerek onları “yer-zaman-özellik" olarak konumlandırırlar.
across
karşısında
at the beginnig of
başlangıcında
against
karşısında
at the end of
sonunda
opposite
karşısında
through
içine doğru
behind
arkasında
into
içine doğru
at the back of
arkasında
onto
üzerine doğru
in front of
önünde
on the corner of
köşesinde
at the bottom of
en altında
on the left of
solunda
in the middle of
ortasında
at the top of
en üstünde
on
üzerinde
at
de-da
over
üzerinde
around
etrafında,cıvarında in
içinde
beside
yanında
until
….kadar
yanında
by
kıyısında, en geç
beyond
ötesinde,ardında
to
ye,ya
near
yakınında
under
altında
from
den-dan
with
ile
among
arasında
between
arasında
next to
on the right of
without for
sağında
siz-sız için
, dir-dır
Yukarıda en genel hatları ile en çok kullanılan preposition’lar verilmiştir. Bunlar isimlerin önlerine gelerek onlara anlam derinliği katarlar. Aşağıda ise yine orijinal anlamlı preposition’ların tarihlerle kullanımları verilmiştir. Dikkatle inceleyerek aralarındaki kullanım farklarını ayırt etmeye çalışın.
Günlerde “ on “ kullanılır. on Monday
Pazartesi günü
on Saturday
Cumartesi günü
on Friday
Cuma günü
Aylarda “ in “ kullanılır. in June
Haziranda
in July
Temmuzda
in April
Nisanda
Saatlerde
at 5 o’clock at 8 o’clock at 7.15 at half past 10
“ at “ kullanılır.
saat 5’de saat 8’de 7.15’de on buçukta
Zaman dilimi içinde “ in “ kullanılır. ( sonra anlamı verir.) in two hours in five minutes in ten seconds in 15 years
iki saat sonra beş dakika sonra on saniye sonra 15 yıl sonra
Sürüklemelerde “ for “ kullanılır. for years for 25 days for 2 weeks for a long time
yıllardır 25 gündür 2 haftadır uzun zamandır
Sürüklemelerde “ since “ kullanılır. since 1946 since December since last night since Monday since 2 o’clock
1946’dan beri Aralıktan beri dün akşamdan beri Pazartesinden beri saat 2’den beri
Sürüklemelerde “ until “ kullanılır. until morning
sabaha kadar
until last year
geçen yıla kadar
until 6 o’clock
saat 6’ya kadar
until now
şimdiye kadar
Sürüklemelerde “ by “ kullanılır. by Christmas
en geç Noel’e kadar
by the 1st of June
en geç 1 Haziran’a kadar
by this time next year by tomorrow
en geç gelecek yıl bu zamana kadar en geç yarına kadar
Sayısal tarihlerde “ in “ kullanılır. in 1978
1978 yılında
in 1954
1954 yılında
Özel durumlarda “ at “ kullanımı at Christmas
Noel’de
at dawn
şafakta
at last
sonunda
at long last
en sonunda
at first
ilk önce
at midday
öğleyin
at midnight
gece yarısı
at night
geceleyin
at noon
öğleyin
at once
derhal
at sunset
günün batışında
at the beginning
başlangıçta
at home
evde
2. Ek Halinde Anlamsız Olarak Kullanımları: Dikkat edilirse 1.maddede preposition’ların orijinal anlamları üzerinde duruldu. Fakat her zaman preposition’lar kendi orijinal anlamlarını vermezler. Bazı isim, sıfat veya fiillerin sonlarına eklenerek birleşik yazılıp söylenir ve onların kuyruğu görevi üstlenirler. Bu tip kullanımlarda kesinlikle özel bir anlam üstlenmeyip ek durumundadırlar ve öylece kelimelerde birlikte bilinmeleri gerekir. Unutmayın ki tüm bunlar zaman içinde kullanıla kullanıla öğrenilecek şeylerdir. Aşağıda yer alan örneklerdeki eklerin hiç bir anlamlarının olmadığına dikkat edin. listen to
dinlemek
look forward to
ısrar etmek
insist on
dört gözle beklemek
have difficulty in
interested in
zorlanmak
ilgilenmek
afraif of korkmak
angry with
kızgın olmak
look at bakmak
happy with
mutlu olmak
point at
doğrultmak
3. Ek Halinde Anlam Değiştiren Özellikte Kullanımları: Bu kategoride ise preposition’lar kelimelerin sonlarına gelerek kelimelerin orijinal anlamlarını kaybettirip onlara yeni anlamlar verirler. Artık kelime ve preposition’lar kendi anlamlarını yitirmiş üçüncü bir anlam ortaya çıkarmışlardır. Bu tip kelimelerin özel bir yapılış kuralı yoktur ve ayrı ayrı bilinmeleri gerekir. Bu kelimelere “deyimsel fiiller" denir. Aşağıda bir kaç örnek verilmiştir. yukarısı
give
vermek up
carry
taşımak on
üzerinde
go
gitmek on
üzerinde go on
find
bulmak out
dışarısı
give up
carry on
terk etmek, bırakmak
devam etmek
devam etmek
find out
öğrenmek
PREPOSITION KULLANIMLARI Anlamları Olan on masa .... masada
Ek Halinde Anlam Değiştirmeyen insist on .... ısrar etmek
Ek Halinde Anlam Değiştiren go on .... devam etmek
Yukarıdaki bütün bilgiler kitabın ilerideki konularında ayrıntılı olarak incelenecek ve kelimeler kullanıldıkça, karşımıza çıktıkça özümsenecektir. Bu yüzden şu aşamada ek halindeki preposition’ların varlığı sadece felsefi olarak bilinmeli gün geçtikçe artan deneyimlerle bu bilgiler yerlerine oturtulmalıdır. Aşağıdaki boşluklara gelebilecek en uygun preposition’ları bulunuz. Bahçede
…… in ……...
Aylardır ……………….. Türkiye hakkında Ağacın altında Geceleyin
……………….. ………………..
………………..
Parasız ……………….. Çantasında
………………..
Kasada ……………….. Duvarda
………………..
5 senedir
………………..
1575’den bu yana
………………..
Ellerinle
………………..
Dün akşam
………………..
İşe
………………..
Uzun zamandır ……………….. Babasından
from his father
Caddede
………………..
Bensiz ……………….. Tom ile ……………….. Caddenin sonunda Antalya’dan
………………..
………………..
Nehir kıyısında ……………….. Kumdalda
………………..
Arabamın önünde
………………..
Üç saat içinde ……………….. Evimize yakın ……………….. Yerde …… on …….. Günün başlangıcında
………………..
Paris’e ……………….. Caddenin karşısında
………………..
Masaların arasında
………………..
Gençliğimden bu yana ……………….. Bizim için
………………..
Dağın ardında ……………….. Evde
………………..
Senin için
………………..
Mektupla ilgili
………………..
Dakikalardır
…… for ……..
Ocakta ………………..
Tom’un arkasında
………………..
Geçen haftadan beri
………………..
Bu güne kadar ……………….. İstanbul’da
………………..
En geç pazara kadar İstanbul’a
………………..
………………..
Sabaha kadar ……………….. İstanbul’dan
………………..
Filmin sonunda ……………….. İstanbul’a kadar ……………….. Hafta sonunda ……………….. Salı günü
.. on Tuesday …
Kısa zamanda ……………….. Benimle Yarın
………………..
11.30’da Dün
……………….. ………………..
………………..
Sabahları
………………..
Bu günlerde
………………..
En geç yarına kadar Yüz yıldır
………………..
………………..
Saat 4’e kadar ……………….. Masanın altında ……………….. Bu bölüm " İNGİLİZCEYE GİRİŞ " adlı kitabın " Preposition " konusunun özetlenmiş bir bölümünü içermektedir. Konuyu tam olarak anlayıp alıştırmaları yapmadan bir sonraki derse geçmeyiniz.
1 ) SEBEP – SONUÇ İLİŞKİSİ * As (olarak / -dikçe / dolayı / gibi) Örnek: We are using these papers as handkerchief. (Bu kağıtları mendil olarak kullanıyoruz.) He found nothing as time passed. (Zaman ilerledikçe hiçbirşey bulamadı.) As the condition is too complicated, there is nothing to do. (Durum karışık olduğu için, yapacak hiçbir şey yok.) As you know, I need money. (Bildiğin gibi (üzere), paraya ihtiyacım var.) * Because (çünkü / için) Örnek: You feel terrible because you didn’t take your pills. (Kötü hissediyorsun çünkü ilaçlarını almadın). Because it is dark, we can’t find him. (Karanlık olduğu için, onu bulamayız.)
* Since (için / dolayı / -den beri) Örnek:We were not surprised since we knew the party. (Partiyi bildiğimiz için / bildiğimizden dolayı, şaşırmadık.) He has been unhappy since his girlfriend left him. (Kız arkadaşı terk ettiğinden beri mutsuz.) * As a result of (nedeniyle / sayesinde / bundan dolayı) Örnek: As a result of wars in the world, nations hate each other more. (Dünyadaki savaşlar nedeniyle uluslar, birbirlerinden daha fazla nefret ediyorlar.) * For (için / çünkü / dolayı) Örnek: The match was cancelled for it was rained. (Yağmur yağdığı için maç iptal edildi / Maç iptal edildi çünkü yağmur yağdı.) * Because of / Due to ( dolayı / sebebiyle) Örnek: Because of / Due to the development of technology, we don’t need to turn off TV manually anymore. (Teknolojinin gelişmesi nedeniyle, artık TV’yi elimizle kapatmamıza gerek yok.) * So (Böylece / bu nedenle / bu yüzden) Örnek:Bring me milk and sugar, so I can make a cake. (Bana süt ve şeker getir, böylece kek yapabileyim.) Her parents died in a car accident, so she was sent to Tranzon to live with her grandmother. (Ailesi bir araba kazasında öldü, bu nedenle büyükannesiyle yaşaması için Trabzon’a gönderildi.) * Consequently / Hence / Thus (Bu nedenle / bundan dolayı) Örnek:Internet has some disturbing contents. Consequently / Hence / Thus, parents should be careful when their children use internet. (İnternette bazı zararlı içerikler mevcut. Bundan dolayı, çocukları internetteyken aileler dikkatli olmalılardır.) She bought a new car. Consequently / Hence / Thus, she started to work in hospital again to pay her expenses. (Yeni bir araba satın aldı. Bundan dolayı, masraflarını ödemek için tekrar hastanede çalışmaya başladı.) * Therefore (Bu yüzden / bundan dolayı) Örnek:We planned to take a Europe trip. Therefore, I can’t work next week. (Bir Avrupa gezisine çıkmayı planladık. Bu nedenle, önümüzdeki hafta çalışamam.) 2) KOŞUL – DURUM İLİŞKİSİ * If (eğer / şayet)
Örnek: If you pas your exam, I’ll buy you a bicycle. (Eğer sınavını geçersen, sana bisiklet alacağım.) * Only if (şartıyla / koşuluyla) Örnek: Every participant will get a copy of tender, providing that they pay participation fee. (Katılım ücretini ödemek koşuluyla her katılımcı, ihale teklifinin bir kopyasını alacaktır.) * Unless ( – medikçe) Örnek: Unless I need, I don’t carry much money. (İhtiyacım olmadıkça, fazla para taşımam.) * In the event of / in the event that (durumunda) Örnek: In the event that I can’t finish my works this week, I will have to work at weekend. (İşlerimi bu hafta bitirememem durumunda, haftasonu çalışmak zorunda kalacağım.) 3) BEKLENMEDİK KOŞULLAR VE ÇELİŞEN DURUMLAR * In spite of / Though / Even though / Despite / Although (- e rağmen) Örnek: Although the product had a defect, the firm refused to replace with a new one. (Ürün hatalı çıkmasına rağmen firma, yenisiyle değiştirmeyi reddetti.) * Even if (-se bile) Örnek: Even if I had money, I wouldn’t buy a new car. (Param olsaydı bile, yeni bir araba almayacaktım.) * While / Whereas (-iken) Örnek: While / Whereas people are so greedy, it is hard to stop wars in the world. (İnsanlar bu kadar hırslıyken, dünyadaki savaşları sonlandırmak çok zor.) * When (-de, -da) Örnek: I will marry when I find my love. (Aşkımı bulduğumda evleneceğim.) * But / Yet (fakat / ama) Örnek: Scientists declared in the conference that global warming should be minimized. But / Yet, authorities didn’t do anything. (Bilimadamları konferansta, küresel ısınmanın en aza indirgenmesi gerektiğini bildirdiler. Fakat yetkililer hiçbir şey yapmadılar.) * However / Nevertheless / Still (bununla birlikte) Örnek: Pamukkale travertines are unique in the world with their white appearance. However / Nevertheless / Still, less tourists come to see these unique travertines. (Pamukkale travertenleri, beyaz görünümleriyle dünyada eşsizdir. Bununla birlikte, bu eşsiz travertenleri görmek için çok az turist gelmektedir.)
* On the other hand (diğer yandan) Örnek: Governments collect taxes from their citizens every year. On the other hand, they spend this collected money on services for their citizens. (Hükümetler her yıl, vatandaşlarından vergi toplarlar. Diğer yandan, toplanan bu paraları, vatandaşa verilecek hizmetlere harcarlar.) * On the contrary / As opposed to / In contrast / Contrary to (tam tersine / aksine) Örnek: I thought that I would have a comfortable life if I got married with a working woman. On the contrary, I’m being too tired due to helping house works. (Çalışan bir kadınla evlendiğimde daha rahat bir yaşamım olacağını düşünmüştüm. Aksine, ev işlerine yardım ettiğim için daha fazla yoruluyorum.) 4) BENZERLİK VE PARALELLİK DURUMLARI * In addition / Moreover / Besides / Furthermore / Also (ayrıca / üstelik / ilaveten) Örnek: The school management will meet all school expenses of students. Moreover, the management will give 500 YTL to students every year. (Okul yönetimi, öğrencilerin tüm masraflarını karşılayacak. Ayrıca yönetim, öğrencilere her yıl 500 YTL verecek.)