Gurdjieff ve Dördüncü Yol 03 KASIM 2008 Sevgili Dostlarým, Gurdjieff in k istedim;
4.cü yol isimli öðretisinden seçtiðim bazý pasajlarý sizler
Ýnsanlar uyumaktadýrlar ve bunu kabul etmezler. Bütün insanlar sadece makinedirler, bütün faaliyetleri mekaniktir. Psikoloji insanlarla ilgilidir, makinalarýn incelenmesi için psikoloji deðil mekanik b ilimi gerekir. Bir makine kendini tanýyamaz, tanýdýðýnda makina olmaktan çýkar. Ýnsan hareketlerinden soruml r, makina deðildir. Ýnsanýn baþlýca yanýlgýsý, yapmaya muktedir olduðuna dair inancýdýr. Ancak bunu insanlara söylediðinizde inanmayacaklardýr ve onlara düþmanca ve nahoþ gelecektir . Özellikle de gerçek olduðu için düþmanca gelir. Herkes hiç bir þeyin yapýlmasý gerektiði gibi yapýlmadýðýný iddia eder. Aslýnda her þey yapý kilde yapýlmaktadýr, eðer tek bir þey deðiþtirilebilseydi her þey buna baðlý olarak farklý ol i. Her þey baþka þeylerle baðlantýlýdýr. Ýnsan bir çok BEN sahibidir. Her insanýn içinde 5-6 bazen daha çok ama sýnýrlý sayýda BEN vardýr. Bunlardan her biri yönet le aldýðýnda kendinin asýl BEN olduðunu yani EFENDÝ olduðunu sanýr ve diðer benlere ait en uf lgisi olmaz. Ýnsanda bu BEN deðiþimlerini kontrol edecek hiç bir þey yoktur. Ýnsan&makina bu durumu fark etmemekte, bilmemektedir. Benler, rastlantýlarýn gücü ile veya mekanik olan dýþ dürtüler tarafýndan yaratýlmýþlardýr. Eðitim, taklit, okuma, dinin uyuþturuculuðu, sýnýflar, gelenekler, yeni sloganlarýn cazibesi dýþ tesirlerdendir. Ýnsanýn bireyselliði yoktur, bir tek büyük BEN sahibi deðildir, birçok kendini ben sanan benl re bölünmüþtür. Her bir küçük ben kendini BÜTÜN adýna çaðýrmaya yetkilidir; anlaþmaya, anlaþmamaya, söz verme r almaya muktedir ki, sonradan bütün diðer benler bunlarýn sonuçlarýyla uðraþmak zorunda kala aklardýr. Her küçük ben in imzaladýðý çeklerin ve akitlerin sorumluluðunu yüklenecek olmasý, insanýn ya sidir. Çoðu zaman insanýn ömrü küçük tesadüfi benlerin imzaladýðý akitlerin gereðini yerine getirmek Her insanýn sýnýrlý rol repertuarý vardýr ve bunun dýþýnda bir role zorlandýðýnda kendini k ve rahatsýz hisseder ve kendi repertuarýndaki herhangi bir role dönmek için büyük çaba harca . Döndüðünde gerilim biter ve rahatlýk (uyuma hali) baþlar. Ýnsan repertuarý dýþýndayken üþür, utanýr ve herkesten kaçmak ister. Burada SEÇÝM zorunluluðu gelir! Ýnsan rahatý mý seçecektir yoksa kendi üzerinde çalýþýp huzu Ýnsan hapishanededir ancak bunun farkýnda deðildir. Farkýna varan her aklý baþýnda kiþi hapis den kaçmak ister, kaçmak için tünel kazmak lazýmdýr. Bunun dört gerekli þartý vardýr; a) Özgür olmadýðýný, hapishanede olduðunu kabul etmek. b) Evvelce hapisaneden kaçabilmiþ kimselerden yardým almak. c) Kaçýþ organizasyonu asla tek kiþi olarak gerçekleþtirilemez. Bir grup çalýþmasý elzem d) Büyük bir çalýþma ve çaba gereklidir : belirli bir amaca yönelik þuurlu çabalar 22.Ýnsan yeterince yöntemli ve kararlý ise bir alýþkanlýðýný deðiþtirebilir. Ancak ; e kendi üzerinde çalýþýyorsa o kimse mümkün olabilecek ek deðiþiklikleri hesaba katmalý ve eden düþünmelidir. (Kendi üzerinizde deðiþikliðe muvaffak olduðunuz her husus, deðiþmesini be arzu etmediðiniz alýþkanlýk ya da karakter özelliklerinizi etkiler ve siz farkýna varmadan d evreden çýkar ya da beklemedikleriniz devreye girer.) 23.Ya da ! Deðiþmek isteyen fazlalýklarýný terk etmelidir. 24.Ýnsanlarýn feda etmeleri gereken en önemli þey ýstýraplarýdýr . Ýnsan öyle yapýlmýþtýr ki asla baþka þeye o kadar çok baðýmlý deðildir. Zevklerden daha kolay feragat edilir. 25. Istýrap olmadan birþey kazanýlmaz ama ayni zamanda insan ýstýrabýný feda ederek iþe baþla 26.Kaynaþma ve içsel birlik (vahdet); sürtüþme ile evet ve hayýr arasýndaki mücadele ile . (evet ya da hayýr seçeneklerinden biri doðru cevap deðildir, mücadele doðru yolda oluþun iþ tidir.) 27. Ancak bu mücadele yanlýþ bir taban üzerinde cereyan edebilir ve bu yanlýþ ve natamam bir kristalizasyondur. Bu insan daha fazla geliþme imkanýna sahip olamýyacaktýr.
28. Geliþme imkanýný yeniden saðlamak için o insan tekrar eritilmelidir; bu ise sadece kor kunç ýstýrap ile mümkündür. 29. Evet ve hayýr arasýndaki mücadele hemen deðerli bir þeyi feda etmekle baþlatýlabilir. B a beraber sonsuza kadar deðil! Kristalizasyon elde edildikten sonra feragatler, mah rumiyetler ve feda etmeler artýk gerekmez. Bundan sonra insan neyi isterse ona sahi p olabilir. Artýk onun için yasalar yoktur, o kendi baþýna bir yasadýr. 30. Yollar (tekamüle giden), gündelik hayatýn karþýsýnda olup baþka ilkelere ve yasalara daya maktadýr. 31. Dördüncü yolda imana gerek yoktur, aksine her çeþit iman dördüncü yolun karþýsýndadýr. 32. Yolu arayan insan, yolu bilen ilk insana rastladýðý ana ilk eþik ya da ilk adým denir. eþikten itibaren merdiven baþlar. Merdiven süresince kiþi her þeyden; yoldan, rehberden ve kendinden þüphelidir, hiç bir þey sabit deðildir. Bazen aþaðýlara düþer ve yeniden baþlamasý . 33. Fakat son basamaðý geçtiði anda yola girdiðinde rehbere karþý þüpheleri ortadan kalkar am da ona ihtiyacý eskisinden çok azalýr. Bir çok bakýmdan baðýmsýz olur ve nereye gittiðini bil r. Çalýþmasýnýn sonuçlarýný artýk kolaylýkla kaybedemez. Yolu terk etse bile baþladýðý yere d 34. Dördüncü yolda merdiveni çýkmak için koþul; Ýnsanýn kendi yerine bir baþkasýný yerleþtir asamaða geçemiyeceðidir. Böylece insan yükseldikçe kendini izleyenlere daha da baðýmlý olur. durursa O da durur. 35. Öðrenci ne derece yüksekse, öðretmen de o derece yüksek olabilir. Aslýnda öðrenci öðretme esini hiç göremez ve ne derece aþaðýda iseler o derece yüksek bir öðretmen isterler. (Genelli insanýn kendisi beþ para etmediði halde Ýsa nýn öðretmenliðinden baþkasýný istemez.) daha aþ 36. Öðretmen ve öðrenci birbirine muhtaçtýr. Ýnsan aldýðýný derhal vermelidir, ancak bu þekil lasýný alabilir. Aksi halde kendisine verilmiþ olanda ondan alýnacaktýr. 37. Subjektif yol, okul yolundan geçer. 38. Objektif yol, sade vatandaþýn yoludur. Onlarda tekamül eder, ne var ki onlarýn yolu ço k gereksiz tekrarla dolu olarak çok uzun olabilir. 39. Kendi kendini inceleme, kendini bilmeye götüren çalýþma veya yoldur. 40. Bilgi herkesin yolu olamaz ve çoðunluða mal edilemez. Kanun böyledir. Bilgi de madde dir ve daima sýnýrlýdýr. Eðer bilgi madde ise; Belli bir yerde ve belli bir zamanda belirli miktarda mevcut demektir. Belli bir devre süresince örneðin 100 yýl boyunca insanlýðýn tasa rufunda belirli miktarda bilgi vardýr. 41. Bilgi ve varlýk seviyeleri dengeli olmalýdýr; insanýn geliþmesinin üzerinde cereyan ettið iki çizgi vardýr: bilgi ve varlýk çizgileri. Doðru tekamülde her iki çizgi birbirlerine larak, birbirlerine yardýmcý olarak geliþirler. Bunlardan biri daha uzun olursa insanýn geliþmesi yanlýþ olur; er ya da geç geliþme durur. 42. Eðer bilgi varlýðý aþarsa, o insan bilir ama yapma gücüne sahip deðildir. Bu yararsýz bil . Varlýk bilgiyi aþarsa, o insanýn yapma gücü vardýr ama neyi yapacaðýný bilemez. Kazandýðý v hale gelir ve onu kazanmak için gösterdiði çabalarýn yararsýz olduðu görülür. 43. Bilgi baþka þeydir anlama baþka þeydir. Anlama bilginin varlýk ile iliþkisine baðýmlýdýr. , bilgi ve varlýðýn bileþkesidir. 44. Ýnsan sadece kendini incelemenin ve müþahadenin deðil fakat kendisini deðiþtirmek amacýyl kendi üzerinde çalýþmanýn gerekli olduðunu anlamalý her þeyi bir bütün halinde BAÞKALARININ sini bütünüyle görmelidir. 45. Bu amaçla insan, hayatýnýn farklý anlarýna, farklý duygusal durumlarýna ait kendisinin m al fotoðraflarýný çekmeyi öðrenmelidir. 46. Eðer bir insan bir þeyi hatýrlarsa onun için hatýrlanmasý daha önemli olan diðer on þeyi r. Ve özellikle kendisi ile ilgili olan þeyleri, belki evvelce çektiði o mantal fotoðraflarý olaylýkla unutur. 47. Dünyada cereyan eden büyük çaplý her olay dýþardan yönetilir; Ya tesirlerin raslantý ese an bileþimleri veya genel kozmik kanunlar tarafýndan yönetilir. 48. Ýnsanlarýn her þeyden çok sessizlikten korktuklarý, konuþma eðilimimizin kendini savunmad n kaynaklandýðýný ve daima bir þeyleri görmekten, kendine bir þeyleri itiraf etmekten kaçýnma line dayandýðý açýkça görülmelidir. 49. Gerçek sanatta raslantý eseri olan hiç birþey yoktur. Gerçek sanat matematiktir. Ondak i herþey hesaplýdýr ve önceden bilinebilir. Sanatkar, vermek istediðini bilir ve anlar; Es eri, ayni seviyedeki insanlar üzerinde daima ve matematiksel bir kesinlikle bir ve ayný izlenimi doðuracaktýr. 50. Ýnsanlara yardýmcý olmak için, kiþi önce kendine yardýmcý olmayý öðrenmelidir. Pek çok in yardým etme düþünce ve duygularýna, sadece tembellikten dolayý kapýlmaktadýr. Onlar kendiler
rinde çalýþamýyacak kadar tembeldirler ve ayni zamanda baþkalarýna yardým etmeye muktedir olm k onlara büyük zevk vermektedir. kendi kendine samimiyetsizlik 51. Ýnsan hak etmeden haz elde ederse, insanýn bunu muhafaza edememesi ve bu hazzýn ýstýra ba dönüþmesi sebebiyle gereklidir. Ama bütün mesele, hazzý elde edebilmek ve onu muhafaza ed ebilmektir. Bunu yapabilen bir kimse için öðrenecek hiç bir þey yoktur. Ancak bu yol ýstýrapt n geçer. Hazdan istifade edeceðini sanan kimse çok yanýlýr ve eðer kendisine karþý samimi ola irse, bunu göreceði an gelecektir. 52. Duygular alanýndaki vicdan kavramý, düþünce alanýndaki þuur kavramýnýn muadilidir. 53. Alemin ve insanýn böyle paralel biçimde incelenmeleri, öðrenciye, her þeyin temeldeki bi rliðini gösterecek ve onun farklý düzenlerin fenomenlerinde analojiler bulmasýna yardým edec ektir. 54. Gerek alemde, gerekse insandaki bütün süreçleri yöneten temel kanunlarýn sayýsý çok azdýr yýdaki basit kuvvetlerin farklý sayýsal bileþimleri, olaylarýn görünen çeþitliliðini yaratmak 55. Evrenin mekaniðini anlamak için, karmaþýk fenomenleri, bu basit kuvvetlerle çözümlemek ge ekmektedir. 56. Subjektif insan için kötülüðün hiç mevcut olmadýðý, sadece farklý iyilik kavramlarýnýn va ilir. Hiç kimse herhangi bir þeyi kasýtlý olarak kötülük için, kötülük olsun diye yapmaz. H uðruna, onu anlayýþýna göre hareket eder. Fakat iyiliði farklý þekillerde anlar. 57. Uyanma, insanýn hiç bir yere varamýyacaðýný ve nereye gideceðini bilmediðini idrak etmesi baþlar. 58. Birliðin çokluða dönüþüm kanunlarýný incelemeden önce, bütün evrenlerin tüm çeþitlilikle i içerisinde bütün olaylarý yaratan temel kanunu incelemeliyiz. 59. Bu, Üç prensip ya da Üç kuvvet kanunudur. Bu kanun, hangi mikyasta olursa olsun, hang lemde cereyan ederse etsin, molekül seviyesindeki olaylardan kozmik olaylara kadar , farklý ve birbirlerine karþý Üç kuvvetin bileþimi ve karþýlaþmasýdýr. 60. Ýlk kuvvete aktif veya müsbet Ýkinciye pasif ya da negatif Üçüncüye ise etkisiz kýlan kuv lebilir. 61. Ýlk iki kuvvet çaðdaþ düþüncenin bildiði kanunlardýr. Fakat genelde üçüncü kuvvet müþahad için kolayca ulaþýlabilir deðildir. Bunun nedeni, insanýn mutad psikolojik faaliyetinin f onksiyonel sýnýrlanmasýnda ve olaylar dünyasýna ait algýmýzýn temel kategorilerinde, yani me ygumuzda ve söz konusu sýnýrlamalar sonucunda doðan zaman duygumuzda aranmalýdýr. 62. Üçüncü kuvvet, gerçek alemin malýdýr. Müþahademize giren subjektif alem veya olaylar alem dece nispi olarak gerçektir, her halde tamam deðildir. 63. Evrenin bundan sonraki temel kanunu yedi kanunu veya oktavlar kanunudur. Bu kanunun anlamýný kavramak için, evreni titreþimlerden meydana gelmiþ olarak kabul etmek ge rekir. Bu titreþimler, evreni oluþturan maddenin, en incesinden en kabasýna kadar, bütün çeþi , safha ve yoðunluklarýnda faaliyet göstermektedir. Çeþitli kaynaklardan çýkmakta ve birbirle iyle kesiþerek, çarpýþarak, güçlendirip, zayýflatarak, durdurarak çeþitli yönlerde ilerlemekt . (Hoca burada sanýrým Kuantum fiziði yani dalga/parçacýk fonksiyonunu tarif etmektedir.) 64. Fiziðin temel görüþlerinden birisi Titreþimlerin sürekliliðidir . Bu konuda kadim bilgin klýdýr; Zira kadim bilgi, titreþimler anlayýþýnýn temeline Titreþimlerin süreksizliði ilkes miþtir. Alem
Kuvvet
Oktav
MUTLAK
1
DO BÜTÜN ALEMLER
3
SÝ
BÜTÜN GÜNEÞLER 6
LA
GÜNEÞ
12
SOL BÜTÜN GEZEGENLER
24
FA
ARZ AY
48
MÝ 96
RE MUTLAK
hiç bir þey
DO
Burada Sonsuz döngüyü oktavlarla izah eden önemli bir þekil var ancak buraya çizemedim. 65.Eðer oktavlar kanunun bütün anlamýný kavrayabilirsek, bu, bize bütün hayatýn, tarafýmýzdan dilen evrenin tüm planlarýndaki fenomenlerin yeni bir açýklamasýný verir. Bu kanun, doðada ni doðru çizgiler bulunmadýðýný, niçin düþünemediðimizi ya da yapmaya muktedir olamadýðýmýzý, n düþünüldüðünü, niçin bizimle ilgili her þeyin varit olduðunu ve niçin genellikle istediðimiz ize zýt bir yönde cereyan ettiðini açýklar. Bütün bunlar, entervallerin açýk ve dolaysýz s titreþimlerin geliþmesindeki gecikmelerdir. 66.Titreþimlerin gecikmeleri anýnda kesinlikle olan nedir? Asýl istikametten bir sapma meydana gelir. Oktav önce doðru istikamette ilerlemeye baþlar; DO RE MÝ Fakat mi ile fa arasýnda bir sapma oluþur(artýþ gecikmesi). FA ya geçerken yön sapar; FA SOL LA SÝ Si ve Do arasýnda ikinci enterval yer alýr, doðru yeniden yön deðiþtirir; DO tamamýný þöyle göstermeye çalýþacaðým; DO RE MÝ FA SOL LA SÝ DO RE MÝ FA SOL LA SÝ Tablonun bir süre sonra daireyi tamamlayacaðý görülüyor, baþladýðýmýz yere geri dönüyoruz.
67. Oktavlar Kanununun yardýmý ile, þeylerin ilerlemelerini, yön deðiþtirmelerini her þeyde m de edebiliz. Belli bir enerjik faaliyet veya güçlü duygu ya da doðru anlayýþ devresinden son ra, bir tepki oluþur, çalýþma sýkýcý ve yorucu hale gelir. Duyguda yorgunluk ve ilgisizlik an arý belirir, doðru düþünme yerine, uzlaþma yoluna gitme çabalarý, baský ve güç sorunlardan ka çizgi þimdi ayni istikamette deðil ama geliþmeye devam etmektedir. Çalýþma mekanikleþmekte, gu gittikçe zayýflamakta, günün genel olaylarý seviyesine inmektedir. Sonra tekrar duruþ ve
farklý ilerleme, kýrgýnlýk, nefret, kaale almama gibi ayni düþünce ve duygular arasýnda dönüp Ve bulunmuþ olan çýkýþ yolu giderek daha ve daha kaybolur.(bilim,sanat,felsefe,din ve fer tlerin günlük faaliyetlerinde ayni þeyleri kolayca görmek mümkündür) 68.Þayet oktav arasý titreþimlerin azaldýðý anlarda ilave þoklar yaratýlabilirse doðru, yön d n devam edebilir. Herhangi bir yerden kendiliklerinden gerekli anlarda gelen tes adüfi þoklar ümitleri ile avunmak, doðaldýr ki mümkün deðildir. Böyle bir durumda,insana iç inançlarýna ve eðilimlerine ters düþse bile yel nereden eserse oraya gitme, nehrin akýþý a da baþarýsýzlýðý ile kendini uzlaþtýrarak yeniden yapmaya baþlama seçeneði kalmaktadýr. 69.Veya faaliyetinin bütün çizgilerinde entervallerin zamanýný tanýmayý ve ilave þoklarý bir ifade ile kozmik kuvvetlerin gerekli anlarda, ilave þoklarý yaratmada faydalandýklarý yöntemi kendi faaliyetlerine uygulamayý öðrenebilir. ÝNSANIN GERÇEÐÝ KENDÝNÝ BÝLMEK Ouspensky Kitabýndan Özetleyen: Sibel Atasoy