1997, Türkçe yayın hakları ilhan Yayınevi'ne aittir.
İÇİNİZDEKİ GÖKYÜZÜ Herkes İçin Dinamik Yeni Astroloji STEVEN FORREST Türkçesi: Banş ilhan
f
iLHAN
Dünya bir, insanlar bir - eğer bunu hissedebiljyorsanız, bu kitap size ithaf edHmiştir.
İnsanın deliliği veya anormalliği, özü ile kişiliği
arasındaki uzaklıktan doğmakcadır. Bir insan kendisinin ne olduğunu daha fazla bildikçe, akıllılığa daha fazla yakla�ır. Kendisi hakkındaki hayali, gerçekte ne olduğundan uzaklaştıkça, daha fazla delirir. Rodney Collin
YAZAR HAKKINDA
STEVEN FORREST 2.0cak.1949'da sabah saat 3:301da Mo urıt Vernon, New York ' c a dünyaya gelmiştir. Önceleri astroloji de ğil, astronomi esas tutkusuydu. Sonra New York'un kuzeyindeki dağlarda karşılaştığı Avrupalı bir el falcısı (palmist) herşeyi değiş tirdi. Ev yapımı teleskopuyla geceleri gökyüzünü izlemeye devam etmesine rağmen, içine 11okülc bilimlere" merak tohumu atılmıştı. Onsekiz yaşında el falının (palmistry) sembolizminden öğrendikle rini, teleskop sayesinde geliştirdiği merak duygusuyla birleştirme ye başladı. 1971 'de North Carolina Üniversitesinin Din bölümün d e mezun oldu ve o günden bu yana profesyonel astrolog olarak ça l ışm.akcad ı r. Günümüzde, e§i ve ortağı olan Jodie Forcest ile North Carolina, Chapel Hill'de yaşamakta ve Alpha Lyra Ascrological Ser vices isimli bir merkezi işletmektedir. Astroloji dışında tutkulu bir yelkencidir.
Adresi:
Alpha Lyra Astrological Services Post Office Box 2345 Chapel Hill, NC 2751 S U.S.A.
İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ .....................................;................................
13
1: KAPSAM...............................................................
17
BÖLÜM BİR NİÇİN SIKINTIYA GİRELİM?..................................
19
Peki, Ya Metafizik?.................................................. Yedi İlke ......................................... ......... ... ....... ... ...
22
BÖLÜM İKİ
SEMBOLİK DİL ......... ... ... .... .... .... ......... ..................... Sembol Okuma ......... ............... .... :..........................
25
27 30
BÖLÜM ÜÇ 35
DoGUMHARİTASI TAMOLARAK NEDİR? ........ Niçin Doğu Sol Tatııfca? .... ..... ........ .... ............ ... ... ..
40
Planet Hareketleri .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
42
.
9
2: SÖZCÜKLER ...... ............................................... ... .
45
BÖLÜM DÖRT TEMEL SEMBOL.................................................. ,..... Bir Yılın Döngüsü ............................................... Yıldızlar Değil, Mevsimler ................................. :.
.
.
47 49 51
Elemanların Dansı .................................................
52
Nirelikler ............................................................. .
54
Oniki Burç ............................................................
55
BÖLÜM BEŞ BURÇLAR..................................................................
59
BÖLÜM ALTI PLANETIER ..............................................................
131
İki Güneş Sistemi ............... .... .... ................. ..........
134
Geri Gitme (Recrogradation)..................................
136
Oyuncuların Tanıtımı ............................................
138
Geri Gitmenin (Retrogradation) Anlamı ...............
144
Görülmeyen Planetler............................................
163
Pluto Ötesi ............................................................ 178 BÖLÜM YEDİ EVLER
....... ............... ....... ....... ...................................
179
Günlük Devir·······'················································ 180 Ufuk ...................................................... ..............
181
Meridyen....................................................... ;........
184
Büyük Kesişme......................................................
186
Evler ve Burçlar.....................................................
187
.
10
3: CÜMLELER
. ... . . ... .
..
.
..
.
..
...
.......................
. ... ... .. ..
.
.
.
223
BÖLÜM SEKİZ YORUM!: PLANEUER BURÇLARDA VE EVLERDE .......... .. 225 Pla�etler Burçlarda . .. . ....... . .............. ..... ... . 226 Peki, Ya Evler? . . . . .. .. . . . ... . . . .. ....... .... .. 228 .
.
...
... . .. ... . .
.
...
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
Taktikler ................................................................ 232 Beş .Adım............................................................... 233
BÖLÜM DOKUZ YORUM il: AÇILAR, YÖNETİCİLER VE AY DÜGÜMLERİ ...... A ç ı lar Tali (Minor) Açılar . ......... ...... ...... . .. .. .. . Orb (Etki Alanı) .. . . . ...... ... . . ... . . . ...... .. .. Açıları Nasıl Tanıyabiliriz?..................................... Planetlerin Yöneticiliği . .. ................... ... .... .... . . .... Ay Düğümleri . . . . .... .. ... ... . . . . .. ........ ................... ................. ........................
.
.
...... .
.
.. . ..
.
.
.
.
.
...
.....
....
.
.
..
..
.
..
.
.
.
.
..
.
.
...
.
..
.
.
.
.
.
.
...
.
.
.
....
....
235 237 247 248 250 254 259
BÖLÜM ON YORUMIII: HEPSİNİ BİR.ARAYA TOPLAMAK .......... ........ .... Yararlı Bir Hile .. ..... . . . .. ...... .... ..... .......... Y ükselen'in Yöneticisi .... . . . .. . .. . .. .............. Planetler Kendi Burçlarında ................ ... ... ... ... .
.
.
...
..... ...
...
..
..
.
.
.
..
.
.
..
.
.
.
.
.
.
.
...
Güneş'le Kavuşum Yapan Planetler .. . . . . .. ... .... Kümeleşme (Stellium) ... . ..... .. . . ...... .. .... . .. . . Köşesel (Angular) Planeder . ................. ... ......... Singleron (Tek Planet) .... ...................... .... .... ...... .. Durağan (Stationary) Planetler .... ........... . ... Güçlü .Açılar ... ... .. . .. . . ........... . .. .... .. .. .
. .
.
.
..
..
.
.
.
.
.
.
.
..
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
..
..
.
. ...
.
... ...
.
.....
.
.
.
.
265 270 277 279 280
281 282 283
283 284
il
Fokalizörlerde Perspektifi Korumanın Yolları .... 284 Ay Düğümleti . . . .. .. . . .. . . . .. ....... .. . . . .... .. .. .. .. .. . . . . .... .. .. 286 .....
.
BÖLÜMONBİR BİZİM İNGİLİZ .
.....
.
.....
.
......
.
.
. .. .. .
.
.......
.
.... . . . .
........
.......
..
.
....
295
BÖLÜMONİKİ EVRENİ DÜŞLEMEK
..................
..
.. . .. 323
. . . . . . .....
. .
EK 1- DoGUM HARİTASI NASIL ÇIKARILIR? . . . 331 .
.
EK 2- OOGUM HARİTASINI HESAPLAMAKTAN NASIL KURTULABİLİRSİNİZ? .. ... . .. . ... 345 .
..
.
.
...
..
EK 3- ÖNERİ KİTAPLAR......................................... 347
SÖZLÜK
12
....................................................................
351
ÖNSÖZ 1950'lerde� küçük bir çocukken, üstünde ne ol duğunu bilmedi·
ğim bazı şekiller çizili olan bir para makin esi ne çeyrek dolar attım. Sonuçta , O ğlak burcunun (benim burcum) özelliklerini anlatan bir
deste kağıda sahip oldum. Özünde, ana mesaj utangaç, çekingen ve endiıeli olduğum, bu nedenle kimsenin beni çekici bulup, benim· le ilgilenmeyeceğiydi. Yine de kendi mi pratik, çalışkan ve gayret· li oluıum ve belki de zengin olacağım bi lg i siyle avutabileceğim söyleniyordu ... Geriye dönüp düşündüğümde, psikolojik gelişimimin bu bilgi· ler nedeniyle yaklaşık altı ay kadar ertelendiğini sanıyorum.
Çekingenlik ve endişe. Bunlar tartışma götürmez. Makine tam hedeften vurmuştu. Çekingenlik günlük gerçeğimin acı d ol u ve kaçınılamaz bir bölümüydü. Fakat bu mekanik astrolog daha da Heri gitmişti. Ocak ayınm 6'sında do ğduğu ma göre, utangaçlık ve endişeli liği n haya tımın geri kalanında da kötü kaderim olduğunu söylüyordu. Kötü kader kelimesi kullanılmıyordu, ama satırlar arasında ben onu okuyordum. Kaç kişi aynı şekilde yanlış yönlendirilmiştir? Sanıyorum astro· 13
loji bir yerlerde, doğru yoldan çıkmış. Doğru kullanıldı!ında in sarılığın en değerli yollarından biri, psikoterapinin en eski biçimi. Ama, yavaş yavaş, insanlara yardım amacı yerini insanları şaşırtma, onları etkileme arzusuna. bırakmış. Ve astroloji bunu yapabilir. Bir insanın doğum yeri, günü ve sa ati verildiğinde, bir miktar bu konuda çalışmış birisi o insanın ge nel yapısını kesine yakın tanımlayabilir. Bazı hatalar olabilit. An cak sadece kapalı fikirli bir insan bu portrenin geçerliliğini tartışa bilir. Bu şekilde bir tanımlamadan kim faydalanır? Elbette, söz konu su olan insan değil. Muhtemelen, o, bu anlarılan yönlerini zaten bi liyordur. En iyi ihtimalle böyle bir seansta müşteri eğlenecek, ast rolog egosunu besleyecektir. En kötü ihtimalle ise müşterinin hoşa girmeyen ve kendi aleyhine kullandığı özellikleri güçlenecektir. 11Tabii, ben kararsızım
--
Ben Terazi'yim."
Oysa astroloji bundan fazlasını yapabilir. Dotum haritası zengin, yaşayan bir bildirgedir. Bilgilerle, uya rılarla, yol göstermelerle doludur. Statik, hiç değişmez bir kaderi tanımlamaz. Akıp giden, dalgalanan, seçenekler ve risklerle dolu bir yaşam sürecini anlatır. İşini doğru ve verimli yapan bir astro logla karşılaşmak insanı sadece eğlendirmez. Böyle bir astrolog, ha yatını belirli bir amaca doğru, daha dolu dolu ve güvenli bir şekil de yaşamak konusunda insanı yüreklendirir. Hepimizin çok sevdi ği, o rahadatıcı yalanlara karşı tetikte olunmasını sağlar. Makineye çeyrek doları atıp Oğlak burcu hakkında herşeyi öğ renmemin üzerinden uzun zaman geçti. Bu zamanın büyük bir kıs mında astroloji çalışcım, onun beni eğitmesine izin verdim. Önce leri rehberim kitaplardı. Ancak insanları daha çok incelemeye baş lad.ığımda, kitapların insanlardan daha karı olduğunu gördüm. Ben değişiyordum, ama Oğlak değişmiyordu. Bir şeyler yanlıştı. Böylece okumayı bıraktım, gözlemlemeye başladım.
Yavaş yavaş farkına vardım ki asrrolojik güçler bize cevapları
14
değil soruları sunuyor. B unla ra verdiAimiz cevaplar sadece bize air.
Yüzyıllardır doğ um haritamızdan bizim
yapımızı kesin bir şekilde
tanımlamaya çalışan baıı asrotologlar yanlı� ağ acın kabuğunu soy
makla meşguller. Astroloji bize belirli bir alanı anlam. Bu alanı
na·
sıl kullandığımız bizim kendi işimizdir. Hemen her gün bir yabancının karşısına oturup doğwn harita sın ı yorumluyorum. Bu yabancı ve haritasından yeni bir şey öğren
memem ender bir durumdur. Bazıları terapist, bazıları maden işçi si. Bit kaç tanesi fahişeydi .
Astroloji
sayesinde, koşulların maskesi
altındaki insan lığın ortak paydasını görmeyi öğrendim. Bu ortak paydanın en evrensel olanının "benim hayatım d eğişik" deme arzu su
olduğunu öğrendim .
Ve insanlara büyümeleri, gelişmeleri,
kendi sorularını en mutlu olacakları şekilde cevaplayabilmeleri için
yardımcı olmayı öğrendim. Büyümek, gelişmek.
Anahtar
burada. Gerçek
astrolojiyi falcı
lıktan ayıran nokta bu. Bir Terazi karar vermeyi öğ'renebilir. Bir
Oğlak gevşemeyi, esnemeyi öğrenebilir. Bu tür değişimler gerçek
bir astrolo�un hedefleridir. Bir fakı içinse bunlar sıkıntı ve utanç kaynaklarıdır. Kendi sistemindeki çatlakların beklenmeyen delille ridir.
Yeni bir amoloji? Belki . Hepimiz bizden öncekilerin omuzlar ı
üzerinde ayakta duruyoruz. Şimdi içinde pratiğini yaptığımız gele neğin yaratılmasında katkısı olan kadın ve erkekleri saygı ile se lamlıyorum. Ancak bu gelenek
kendi yolları içinde tıkandı. Şim
di bi raz daha ileri gitmeye, sembolleri daha net görmeye ve onları yeniden, insanın yaşam pratiğine uyumlu bir biçi md e tanımlama ya hazırız. Bu kitabı okuyan herkes astrolojiyi kullanmayı öA renebilir. Bu sanatı yüzyıllardır çevreleyen "okült güç" aurası bir sis pe rde s idir. Esas hüner
pratikle
sağlanır. Astroloji bi r tekniktir. Yaşamın
tek
no lojisidir. Bir kaç dakika öncesine kadar 110ğlak111 duymamış biri
si dahi bu sembollerle yıllardan beri uğraşıyor olabi li r. Bunlar in-
15
san ruhunun bölümleridir. Bütün
yaptığımız yeni
bir dil öğrenmektir. Kelimeler tanıdık
gelmeyebilir. Ancak bunlarm atkasındaki anlamlar nefes almak ka .
dar evrenseldir.
Öyleyse niçin kendimizi bununla sık ı ntıya so�lım? Çünkti aSt rolojik bilgi hassas bir doğum haritasıyla birleştiğinde duyarlıhğı mızı en üst noktaya çıkarır. Şifreyi çözer. Yaşamımızdaki acı, kaos
ve yaşamımızın rastlantısallı!l;ı gözümüzün önünde düzenli bir sis
t emle birleşir. Bir kere bu sistemi yakalayınca, dalgaya doğru yüz. mekle daha az zaman kaybederiz.
Amolojiyi kendiniz için öğrenin. Böylece daha iyi kararlar ve
rebilirsiniz. Onu, va'zetmeden , öği.lc vermeden, in cel ik le paylaşın.
Böylece daha iyi bir arkadaş olursunuz. İster kendinize saklayın , is ter paylafın , size ilgi çekici bir serüven vadediyorum. Bu yolculuk lo� bir sınır bölgesine doğru. Bu yer kozmosla bilincin birbirine değdiği yer; insan ruhu. --Steven Forrest Chapel Hill, North Carolina
16
1
KAPSAM
BÖLÜM BİR NİÇİN SIKINTIYA GİRELİM? İnsanlar değişir. Buna rağmen bi r varsayım virüs gibi çoğu astroloji kitabında d olaşıp durmaktadır: i n s anl a r değişmez. "Ak reple r seksidir, ama güvenilmezler; Oğlaklar çalışkandır; Balıklar kozmiktir, ama çek defterlerini dengeleyemezler. 11 En ileri düzeydekj kitaplarda bile benzer iddialar bulabiliriz: 1'gerilimli açılar altındaki Venüs rasge le ilişki k urm ay ı gösterir. 11 Değişmez, . katı ifadeler. Ptolemy1den Linda Go odman 1a kadar astrol oj ik semboller psikolojik bir maki nenin parçaları gibi yorumlandılar. Doğumda bunlatla kutsandık veya lanetlendik ve ölüme kadar buna hapsolduk. Bu bir yalandır. Yaşamda önceden tahmin edilemez, belirsiz bir unsur vardır. Bu yabani kart falcılar için bir taç olabilir ama astrolojiye positif ve ev rimsel yaklaşım için bir kilic t aşıdır. Astroloji o kadar yanlış anlaşıldı, o kadar yanlış yorumlandı ki kelimenin gerçek anlamı hemen hemen kayboldu. Bunun için ma19
lum kötü adamları suçlayabiliriz, ama suçun büyük bir kısmı astro
Sembollerin geleneksel yorumlanışı ve geleceği tahmin etme saplantısıyla modern astrolojinin büyük bö lümü bir parodiy e dönü�cü. Ço ğ u zaman gerçekten gülünçtü. En tellektüel bir çevrede, astrolog o lduğ unu itiraf etmek, Brezilya di
logların kendilerine aittir.
zilerini seyrettiğini itiraf etmeye benzedi. Bu sanatı uygulayan biz
ler şikayet ve protesto edebiliriz, ancak en az bu durum kadar utanç verici bir gerçeği kabullenmeliyiz: biz bunu hak ettik. Astroloji gerçeği işaret eden bir parmaktır. Herhangi başka bir dil gibi, algıladıklarımızı düzene sokma yollarını sağ lar. En iyi ko şulda kendimizi daha dürüstçe görmemize yardımcıdır. En kötü koşu lda bizimle deneyimimizin hamlığı arasına bir duvar örer De .
ğe rli olabilmesi için yaşamın gerçeklerini yansu::manın yanısıra. ge
lİiİmimizin, büyümemizin keskin ucunu bilemesi gere kir. Eğ-er
astroloji akla bir lazer
keskinliği veremiyo rsa, kalpte bir
damarı demekcir. Böyle bir drama nasıl oluşturulabilir? Göksel görünutlerle bağ lantılı özellikleri sıralamakla olmadığı kesin. Bizler robot değilit'. Bizler kadı n ve erkeğiz. Bi zler doğumda bir daha değişmeyecek şekilde programlanmadık. Pilimiz bitene
açıkta bı rakamıyorsa, başarısız oldu
kadar önceden yazılı bir süreci ya�amayacağıı. Böyle bir seçenek
elimizdedir: mekanik ve sıkıcı olabfüriz. M onoton, önceden tah min edilebilen bir davranış biçi mi sergileyebiHri.z. Ama bundan
fazlasım da yapabili riz İnsan olmak .
değişken olmaktır.
kapasitesine sahip olmaktır. Büyümesini bilmektir.
Deği�im
İçimizde hareketsiz, eylemsiz bir Everest duruyor olabilir ama astroloji değişkenliğin yegane acom una hitap etmelidir. İçimizdeki durağana değil, ya§ayana ulaşmalıdır .
sembol bir olasılıklar spektruınunu temsil her doğum haritası onbin farklı kişiliğin köklerini içe
Her astrolojik eder,
rir. Sistemin anahtarı budur. Bir insan
20
doğ um haritasına dar bir hayal gücüyle, yaratma cesa-
reci olmadan yaklaşabilir veya coşkulu, yaratıcı b ir şekilde cepki ve rebilir. Tepkisi daha önceden, hiç bir şekilde bilinemez. İyi veya kötü doğum haritası diye bir şey yoktur. Gelişmiş hariralar, geliş memiş haritalar, akıllı haritalar veya şizofrenik haritalar yoktur. Ne tür bir ölçütle ilgileniyorsak, bunu bulmak için başka bir yere bak malıy ız . A st roloji bize üç şekil de yardımcı olabilir. Açık bir iekilde, ya şayabileceğimiz en mutlu hayatm portesini çizer. Bu iş için elimiz deki araçları ve bu araçları nasıl kullanabileceğimizi anlatır. Ve eğer kendimize bunun dışında bir yol çizersek hayatım ızı n nasıl bir şeye benzeyeceği hakkında bizi uyarır. Bu bakış açısıyla, bütün se çeneklerin bizim elimizde olduğunu, bir planet veya burcun belli bir kaderi ifade etmediğini kabul etmeliyiz. Bunları bildikten sonra doğum haritamızın mesajlarını dinleye biliriz veya onu yok sayabiliriz. Bu bizim kendi işimizdir. Ve onu yok saymayı seçsek bile, yaşamın kendisinin, er veya geç, aynı me sajı bize ileteceğini bilmeliyiz Peki, öyleyse astrolojiye niye ihtiyacımız var? Bir sebebi yok. Bir çok insan o olmadan da gayet iyi yaşıyor. Doğum haritasında başka bir yerden öğrenemiyeceğimiz hiç bir ıey yok. Terapiye gi� din, bir Tıbet manastırında meditasyon yapın, aşık olun, kayıp bir şehri keşfedin tüm bunlar da aynı işi yapabilir. Astroloji kişinin kendini tanıma yollarından sadece biridir. Ve diğer bütün yollar gi bi onun da avantajları ve dezavantajları vardır. Astrolojinin temel avantajı hızıdır. O olm adan yıllarca sendele yerek, düşerek, kalkarak kim olduğumuz bilgisini sahte gerçekler ve boş hayaller içinde arayabiliriz. Terapi bu süreci hızlandırabilir. Aynı şekilde dinamik bir evlilik de. Aynı şek i lde bütün dayanma limitlerimizi zorlayan, karakterimizin özü dışında herşeyi alıp gö .
-
türen bir macera da.
Ancak tüm bu süreçler zaman alır. Ve hepsinin kendine göre tu zakları vardır. Diğer yandan bir astroloji seansı veya bu kitabı oku�
21
mak insanın bir öğleden sonrasını alır. İki veya üç saat içinde, baş ka koşullarda bir kaç yıl içinde farkına varılabilecek bilgiler insa nın bilinç düzeyini yükseltebilir. Astrolojinin dezavantajları? Bütün bu değerli bilgiler insanın bir kulağından girip diğerinden çıkabilir. Astroloji insanı terapi den daha fazla değiştiremez. İnsanlar kendileri değişirler. Peki,
Ya Metafizik?
On dakika süresince bir astrol9ji tartışmasına kanlın. Ölçüle mez, tartılamaz bazı şeylerle karşılaşırsınız. 11Astroloğum diyor ki bütün bunlarla yüzleşmem gerekliymiş. Niye? Eğer bunu istemi yorsam ne olacak?" Böyle sorular hemen bazı temel konuların tartışılmasına neden olur. Yaşamın anlamı nedir? Niye buradayım? Kim (eğer Birisi var sa) beni bu dünyaya yerleştirdi? Mecafızik ve astroloji aynı sorulara yanıt arar. Ancak arada bir fark var. Metafiziğin aksine astrolojide ağırlık arayan üzerindedir, onun ne aradığında değil. Astroloji ranrıbilimle ilgili değildir; di rekttir, gerçektir, deneyseldir, gözleme dayanır. Sadece bizim k işi liğimizi kendi içinde tutarlı hale getirmemize yardımcı olmaya ça lıiır. Bizi daha mutlu kılmaya. Daha net, anlaşılır olmamıza çalışır. Bu sürecin arkasına biz istediğimiz metafizik veya felsefi perdeyi asabiliriz. Bunlardan birkaç tanesine bakalım ve birşeylerin değişip değiş mediğini görelim. Perde 1: Biz protoplazma değiliz. Biz ruhuz. Saf bir bilinciz. Ölümsüz varlığız. Tekrar tekrar, farklı fiziksel formlarda dünyaya gelerek, büyük yaratıcıyla birleşmek üzere yavaş yavaş gelişiyoruz. Mevcut dı§sal koşullarımız bizim içsel durumumuzu yansıtıyor. Doğumdan önce onları bilinçli bir şekilde belirliyoruz. Gelişimi miz için gerekli çalışmalara en uygun ascrolojik yapıyı seçiyoruz. 22
Hayatımızda herşeyden hoşnuc olmayabiliriz ancak bunlar rastlan tısal değildir. Herşeyden faydalanabiliriz. İşimiz, ilişkilerimiz, psi kolojik problemlerimiz, kısaca bütün tablo bilinçli ve amaçlı bir seçimdir.
Perde 2: Evren bürilnüyle �sdancısaldır. 15 milyar yıl önce,
hidrojen bulutları yıldızları oluşturdu ve yıldızlar ısınarak daha ağır elemanları oluşturdu. Karbon kümeleri oluştu ve kümeler kendilerini üretmeyi öğrendiler, zamanla çevreleriyle uzmanlaşmış ilişkiler geliştirdiler. Bilinç dediğimiz şey beynin fizyolojisine bü
tünüyle bağımlı, elektrokimyasal bir fenomendir. Beyin ölünce, bi linç de ölür. Bu arada, bunun tadını çıkarabiliriz. Ancak bu kolay değildir. Bilinç verimsizdir. Bir çok starik üretir; nevroz, suçluluk duygusu, denetlenemez dürtüler. Bilincimizden en büyük faydayı elde etmek istiyorsak bu enerji sızıntıları ortadan kaldırılmalıdır. Belirgin bir fark görebildiniz mi?
Bu iki model felsefi açıdan birbirlerinden ışık-yılı uzaklıkta, ama pratikte çok benzer. Eğer kozmik bir şaka varsa, bu o olsa ge rek; evreni aklımızla nasıl algılarsak algılayalım, içinde yaşadığı mız evren değişmez. Morarana kadar aklımızdaki kavramsal mobil yaların yerini değiştirir dururuz ve yine aynı psikolojik bilmeceler le yüz yüze geliriz - felsefemiz ne olursa olsun, psikolojik problem ler psikolojik problemlerdir. Bu iki görüşten birini seçelim. Önümüzdeki iş değişmez. Biz ruh muyuz, beden miyiz? Ascrolojik açıdan cevap - kim al dırıyor ki? Eğer depresyondaysak veya kıskançsak veya yalnızlık hissediyorsak, ister nükleer fizikçi olalım, ister Hindu din bilgini, önümüzdeki iş bu rahatsızlık verici durumu değiştirmektir. Meta fizik bir perspektif bize yardımcı olabilir. Öyleyse, güzel. Ama ast rolojinin görevi bu perspektifi sağlamak değildir. Bu bizim bilece
ğimiz bir şeydir.
Astrolojid� tek önemli konu, insanın kendinin farkına var ması üzerinde yoğunlaşmaktır. Bu yoğunlaşma sırasında, do23
ğum haritasının yorumunu yapan kişi ulaşabildiği her bilincin ba ğımsızlığına ve hür iradesine kesinlikle saygı duymalıdır. Bir gu tu, peygamber gibi davranmamalıdır. Bir astrolog ile danışanı ara sındaki ilişki eşitlik ilkesine dayanmalıdır. Hepimiz benzer labi rentlerle karşı karşıyayız ve hiçbirimizde bunun bir planı yok Astroloji bizi, bu labirenderin - kişilik - içine dikkatlice baka bilmek için gereken merceğin plan taslağı ile donatır. Astrolojik açıdan, her kişiliğin ideal bir yapısı, formu vardır. Bu form doğum anında planetlerin konumu ile belirlenmektedir. Biz bu formu düzenlemek için içinde bulunduğumuz kültürel yapı ve deneyimlerimizle uğraşırken, bu formun eti ve kemiği başka bir yerden ortaya çıkabilir. Bunlar bizim içimizde, çok derinlerde gö mülüdürler. Davranış biçimimiz ve stilimizin gösterdiğinden daha derin bir bilinç düzeyindedirler. Bunları binlerce yıldır yaşayan, tekrar tekrar dünyaya gelerek deneyimleriyle biçimlenen bir ruh olarak isimlendirebiliriz. Veya jenerik bir ruletin rastlantısal birse çimi olarak görebiliriz. Hiç biqey farketmez. Kökler oradadır. Sos yal kişiliğin akıl sağlığı ve kendiyle barışıklığı yansıtabilmesi için gerekli ihtiyaçları ve yetenekleri temsil ederler. Ve hedef huzurdur. Ancak barış otomatik olarak orraya çıkmaz. Onun için uğraşmalıyız. İçimizdeki özle dışta görünen kişiliğimi zi birbirine yaklaştırmalıyız. Bize rahatsızlık veren sosyal senaryo ları bir kenara bırakmalıyız. Büyümeliyiz, gelişmeliyiz. .Asrroloji hedonistikcir. Keyif arayıcılıktır. Bu acildir ve ahlakla bağlantısızdır. Önemli olan mutluluktur. Hayatı yansıtan bir ayna, gözlemler ama yorumlamaz. Gerçek: Biz incitiriz, zarar veririz. Gerçek: Biz daha iyi hissetmek isteriz. .Astroloji bunu yapmamıza yardımcıdır. Nasıl? Bize kim olduğumuzu hatırlatarak. Televizyonu açmayı öğrendiğimizden bu yana kuşatılmış durumdayız. Toplum bizim bazı değer yargılarına, kahramanlara ve mitolojilere saplanıp kal mamızı istiyor. Onları eleştirmeye gerek yok. Onların bize doğal 24
gelmediğini bilmemiz yeterli. Duyarlı ve yetenekli bir astrolog yo rumladığında, doğum haritamız sayesinde kendimizi bu tuzaklar dan uzaklaşmış bulabiliriz. Bu rol dağıtımındaki karakterlerden birisi olmaktan kurtulabiliriz. Kısa sürede yaratıcı gerilimler, kör noktalar
ve isteklerden oluşan
kişiliğimizin özü ortaya çıkar. Ve o
doğal olmayan değerler, kahramanlar
ve
mitolojilerden ne kadar
farklı olduğu görülür. Ne kazanırız? Kendi özümüze bir göz atma bizi canlılıkla doldurur. Daha iyi tercihler yapmamıza yardım eder. Kendimizle daha etkin bir biçimde ilgilenebiliriz. Gerçekten re is tediğimizle, istediğimizi sandığımız şeyleri ayırmayı öğrenebiliriz. En önemlisi, bizi neyin mutlu ettiğini anlayabiliriz. Aydınlanma ve kendini gerçekleştirmeden söz etmeye gerek yok. Mutluluk yeterli. Öyleyse, bu, astrolojinin gerçek hedefi: ge lişmekte olan benliğimize bir ayna tutarak, zaten en derinlerde bil diklerimizi bize anlatmak. Astroloji sayesinde hayatımızı oluşturan detaylardan uzağa uçabiliriz. Kişiliğimizin dışında bir yerlerden bireyliğimizin ana çekirdeğini kısa bir süre de olsa görebiliriz. Kendimize şahit oluruz.
Yedi İlke Gelişime yönelmiş bir bakış açısına sahip astrolojinin iskeletini
yedi temel düşünce oluşturmaktadır. Bunlardan ayrı düşen bir in
san veya bir metin astrolojinin geleceğinin bir parçası olmak yeri ne astrolojinin körü "karma"sının parçası olacaktır.
1. Astrolojik semboller nötr, yani tarafsızdır. İyi semboller ve kötü semboller yoktur.
2. Kişiler doğum haritalarını ifade etm eleri nden kendileri so
rumludurlar.
3. Hiç bir astrolog sadece doğum haritasına bakarak bic insanın
bu haritaya vereceği tepkiyi tahmin edemez.
4. Doğum haritası bir insanın gelişime doğru izleyebileceği e!' 25
mutlu, en doyumlu ve ruhsal olarak en yaratıcı yolun bir plan tas lağıdır.
5. Doğum haritas 1 tarafından sembolize edilen ideal büyüme modelinden her türlü sapma değişken, düzensiı bir durumdur. Ve genellikle boşluk, endişe, kuruntu ve gayesizlik duygusu içerir. 6.
Astroloji
için kesin olan iki şey vardır: yaşamın azımsanamaz
gizemi ve her insanın bu gizeme bakış açısının kendine özgülüğü.
7. Astrol oj i herhangi bir felsefi veya din i görüşle birleştirildiği
zaman zarar görür. Bu sistemde k İiİ ni n kendinin farkına varm asına yoğunl�ılması dışında hiçbir şeyin önemi yoktur.
Bu yedi ilkeden her biri temel ·ilkedir. Birisinin çıkarılması ve ya uygulanmaması durumunda bütün sistem falcılık fe laketine
rar.
uğ
Bizler özgürüz. Göksel güçler ve insan iradesi açık ve görevdeş
bir biçimde birarada çalışırlar. Bu be raberliğin ürünleri önceden
görülemez. Aynı bir çocuğun doğasını n ebeveynleri hakkında bil giye sahip olmakla görülemeyeceği gibi. Sonuçta şu noktaya geliyoruz: astrolojik semboller, isim değil, ·
fiildirler. Ben bir "Oğlak" değilim.
Oğlaklıyorum. Büyüme. Deği
şim. Gelişim. İşte bu astrolojinin kalbidir. Kaderciliği ve katılığı falcılara bırakalım. Bizim işimiz başka.
26
BÖLÜM İKİ SEMBOLİK DİL Burçlar, evler ve planetler. Sembollerin üç ayrı sistemi. Üç ayrı sözcük dağarcığı. Birlikte astrolojinin kutsal üçlemesini olu�curu yorlar. Her biri ayrı bir amaca hizmet ediyor. Her biri ayrı soruları cevaplıyor. Bu üçü olmadan, astroloji varolamaz. Birisi eksilse yük seklik ve genişlik olur, derinlik olamaz. Elinizde tuttuğunuz kağu kadar ince olur. Burçlar ve evler birlikte çalışır. Öncelikle bunları anlayalım, sonra planetleri ekleriz.
Genel anlamıyla, burçlar kimliktir, evler ise bu kimliklerin iş
gördüğü arenadır. Burçlar evlere hücum erdğimiz psikolojik yapı
yı, ihtiyaçlarımızı ve korkularımızı, tavırlarımızı ve önyargılarımı zı gösterirler. Evler problemleri ve sorunları belirtirler. Yüzle�mek zorunda olduğumuz işleri temsil ederler. Burçlar aklın içindeki süreçleri sembolize ederler. Bu süreçle rin her biri insanın yoğun olarak özdeşleştiği bir büyüme modeli dir: daha cesur olmayı öğrenmek, başka insanların ihtiyaçlarının ve
27
endişelerinin farkına varmayı öğrenmek, ruhsal duyarlılık ve medi
tasyon yetenekleri geliştirmek, bağımlılığın yık ıcı etkilerinden
arınmak gibi.
Evler ise daha somuttur. Aklın algıladıklarını temsil ederler. Birçoğu açık seçik, dışa dönük akcivitenin oynandığı ciyacrodur.
Birisi sosyal ve kültürel çevremizi sembolize eder. Buradıı. oynadı ğımız rolün ne olduğu sorusunu doğurur. Bir diğeri özel, kişisel ilişkiler alanını sembolize eder. Bir üçüncüsü maddi ve ekonomik koşulları gösterir. Bazı evler daha az dışa dönüktür. Fakat her zaman kişiliğin
dı
şındaki şeyleri, farkına varmamız gereken şeyleri temsil ederler. Örneğin, bir ev bilinçdışı aklın varlığını gösterir.
Planetler astrolojik sembolizmin üçüncü boyutudur. Aklın
gerçek yapısını temsil ederler. Her biri belirli bir psikolojik fonksiyonu gösterir: algılama, duygular, kendini tanımlama, ya kınlaşma dürtüsü gibi. Bütün planederi bir araya koyun ve insan ruhunun haritasına
sahip olun. Bu tarih boyunca var olan diğer haritalara benzer. Ör neğin, Sigmund Freud, kişiliği ego, id ve süperegoya bölmüştü. Astrologlar Merkür, Venüs ve diğerlerini aynı şekilde kullanırlar.
Freud'un üçlü modeli gibi planec haritası da bo�tur.
Ruhun de
partmanlarını gösterir, ama bu departmanlarda ne olduğunu söyle
mez. Herkesin bir egosu vardır. Ama herkesin egosu aynı yapıda ve güçte değildir. Benzer şekilde, Merkür (sözel yetenek) bir insanda
güçlü iken bir diğerinde zayıf olabilir. Her ikisi de aynı ussal fonk siyona sahiptir. Ancak bu fonksiyon her insanda farklıdır.
Bir planetin nasıl çalışcığını anlamak için onu bir burç ve ev
kapsamında görmemiz gerekir. Agresif bir planet cesareti temsil
eden bir burçta yer alabilir. Bu güçlü bir birleşimdir ve hemen fark
edilen, iddiacı bir kişiliği tarifler. Ancak bu iddiacılık kendini na
sıl gösterir? Hangi alanda bunu görebiliriz? Bunu cevaplayabilmek için eve bakarız. Ev planet-burç dinamiğinin açığa çıktığı alandır.
28
Belki bu iddiacılık kendini en açık bir biçi mde kariyer a lanında
gösterecektir. Belki de bunu evlilik ve arkadaşlık ilişkilerinde gö
rebiliriz. Veya bu iddiacılık dı ş arıya gösterilmiyor olabilir. Haya
tın gizli departmanları ndan birinde saklanıyordur. Burçlar, plan et
ler ve evler- bu üç sembolün birbiri arasındaki ilişkiyi çözerek, do ğum haritasının sırlarını açığa çıkartman ın anahtarına sahip olu ruz.
Kısaca toparlıyacak olursak, bu üç adet sembol sistemi ne, na cevaplarlar. Her zaman ilk önce
sıl ve niçin ve nerede sorularını
planete bakılır. Planet ne'dir. Aklın hang i bölümüyle ilgilendiği mizi gösterir. Sonra bu planetin tam olarak ne isted i ğini (niçin) ve
isceje ulaşmak için hangi metodları kullanacağını (nasıl) sapta mak için burçtan faydala nılır . Son olarak, eve bakılır. Bu n ered e ' yi c�aplaı. Hayatın hangi depanmanında s avaşın sürdüğünü. Örnek olarak, Venils'iln Başak burcunda, altıncı evde olduğu bir doğum haritasını analiz ettiğimizi düşünün. Nasıl bir yol iz le bu
riz? 8. Bölümde bu kombinasyonu daha detaylı inceleyeceğ'iz, an cak şi mdi tüm bu soyut anlatıları somut bir örnekte görebilmek
için kısaca göz atalım. Venüs bir planet, ve ne'si herzaman kişisel ili ş ki oluJturma ye teneği. Bu durumda Venüs Başak burcunun niçin ve nasıl'ına gö re davranıyor. Bu ne demek ? 5. Bölü mde öğr�neceğimiz gibi Ba §8k1ın niçin'i mükemmele ulaşma çabası ve nasıl'ı sonsuz ana lizi içeriyor. D erhal, ilişkilerde idea list olan bir insanla kar�ı karşı ya olduğumuzu anlıyoruz. Ancak bu
idealizmini aşırı eleşriri ve ta
lep etme eğilimine ka[Şı dengelemesi gerekiyor. Aşkta ve arkadaş lıklarda
sorumluluk duygusu bu insan için doğal, ama tolerans ve hofg�rüyü bilinç li bir şeki lde geliştirmesi gerekir. Bu drama nere de oynanacaktır? Altıncı evde-hayatın i� olarak adlandırdığımız alanı. Bu durumda iş ilişkileri, ortaklıkları Venüs'ü Başak'ta olanların iniş çıkışlarına kar�ı hassas olan iliikilerdir. Ve bu alanda, insan, kalıcı duygusal bağlar kurma yolunda karşılaşacağı, gel işimi 29
için gerekli önemli problemlerle yüzyüze gelecektir. Bir başka de
yişle, insan kayda değer dostlarını ve bayat arkadaşını (Venüs) iş
hayatında (altıncı ev) arayacaktır ve bu ilişkileri Başak burcu tara fından sembolize edilen dürtü ve gereksinimlerle başlatacaktır. Eğer bu analiz şimdi aklınızı karışcırsa bile aldırmayın. Bunu takip eden bölümleri okudukça ve burçların, planetlerin, evlerin anlamlarını hazmettikçe bunlar akla uygun gelecektir. Bu noktada şunları hatırlamak yeterlidir; planetler bize aklın hangi bölümüne
baktığımızı gösterir (ne), burçlar planeti dürten gereksinimleri ve stratejileri gösterir (niçin ve nasıl) ve evler planet-burç kombinas
yonunun hayatın hangi arenasında gelişmekte olduğunu gösterir
(nerede).
Sembol Okuma Doğum haritası mükemmel bir alettir. Ancak bu aleti kullana bilmek için unutulmuş bir sanatı öğrenmeniz gerekir - sembol okuma.
Yorum. İşte astrolojinin kalbi. Burçların, planetlerin ve evlerin
mesajlarını birarada dokuma, birbirlerine nasıl tat kattıklarını gör me, birini ön plana alma, birinin değerini indirgeme - bunlar bir asrrologun ustalık alanıdır. Ve, bu bir sanattır. Yorumlama bilimsel bir süreç değildir, ez berlenebilecek bir şey değildir. Mekanik değildir. Birinin karbüra törü tamir ermek veya diferansiyal denklemleri çözmek için gerek sindiği gibi bir hüner değildir. Yaratıcılık, sezgi ve ilham bu siste min çekirdeğidir. Bu olmadan doğum harirasından bir anlanı çı karmak mümkün olamaz. Akıl,
vücut
gibi, yaşayan bir varlıktır.
Bütün organları birbirini eckiler. Eğer başımız a�rıyorsa hu mide mizi de etkileyebilir. Ve eğer birisi ensemize ve omuzlarımıza ma saj yaparsa her ikisinden de kurtulabiliriz. Bu durum astrolojide de aynıdır. Eğer Merkür bizi incitirse, bu dengesizlik burçlarımızdan
30
Doğum haritasını bir bütün olarak kavramayı öğrenmeliyiz. Aynı bir doktorun vücudu
ve evlerimizden biri nde de kendini gösterir.
birbirini etki leyen bir sistem olarak gördüğü gibi. Yorumun birinci kuralı budur: bütünsellik. Asla bir sembolü tek başına
okumamalıyız.
Ancak bütünsellik,
k lım ı z gibi, karm aşı k
a
ve
çap raşık rır. Bir
doğum haritası çok boyutlu sembollerin karışık b i r şekilde düzen lenmesidir. Hiçbiri bir diğerine benzemez. Mars'ı Kova'da.veya Ve nüs'ü dördüncü evde olan çok geldiğinde ruhu oluşturan
sayıda insan va rdır.
" kü çük
Bunlar bi raraya
parçalar" veya "ifade"lerdir. Bu
ifadeler sınırlıdır, ancak bunların kombi nasyonu hemen hemen sı
nırsızdır. İşte bu sonsuz değişkenli soru yağmuru ascrolojinin ya�a dığı yetdir. Bir akl ı n düşünebileceği tüm kombinasyonları kapsayan bir astroloji kitabı yazılabilmesi olanaksızdır. Bir hari tayı yorumlaya bilmek için probleme farklı bir açıdan yaklaşmalıyız. Gerekli dili öğrenmeliyiz. Temel sözcük bilgis iyle - burçlar, planetler, evler
-
tanı§malıyız. · Ancak ondan sonra bunların birbirini etki lemesini anlayabiliriz. Doğum haritası yorum lamay ı öğrenmek, Fransızca öğrenmeye
benzer. Eğer Pa ri s ' te bir hafta kalacaksak, temel bazı deyimleri ez berlememiz yeterlidir. Tuvalec le r i n yeri ni, lokantaları bulabiliriz.
Ama eğer bu dilde iletişim kurmak konusunda c iddiy sek , farklı bir strateji i zleriz. Sözlüğü ezberleriz. Gramer kurallarını öğreniriz.
Kendi kendimize cümle kurmaya başlarız. Birçok astroloj i kitabı deyim kirabı
gib id ir.
Her de yi m le ilgili
standart bazı yorumlar içerirler. Satürn Başak burcundaysa 39. say faya bak . Neptün dördüncü evdeyse 1 2 21ye bak. Hepsi tek bapna
yeterliymiş gibi bazı tanımlar. Tüm bunları biraraya koyarsak kar makarışık, anlamsı z birşeye sahip oluruz. Deyi m leri ezberleyip Fransa'ya girmiş birisinin bilmediği şırdığı gibi şaşırırız. Kekeleriz.
bir deyimle karşılaştığında şa
31
Biraz sonra Güneş'i Terazi burcunda ve altıncı evde olan bir İn giliz'in doğum haritası üzerinde çalışmaya başlayacağız. Gelenek sel bir deyim kitabı böyle bir kombinasyonun kararsız. boyun eğen ve hizmete önem veren bit insanı tanımladığını söylerdi . Devam edince, bu İngiliz'in Ay'ının isyankar Kova burcunda olduğunu ve birinci evinde de patlayıcı Uranüs'ün yet aldığını görüyoruz. De yim kitabında ilgili bölümleri okursak bu insanın inatçı, dik kafa-' lı, kibirli ve özgür ruhlu olduğunu öğreniriz. Tuhaf bir birleşim, değil mi? Böyle bir deyim kitabı tarzı yaklapmda, astroloji sonuca çabuk varır. Yeni bir düşünce sistemi geliştirmemiz gerekmez. Bütün yapmamız gereken ilgili bölümleri okumaktır. Bir bilgisayar gibi çalışmayı öğreniriz, paragraflar arasında gider geliriz. Ama ulaştı ğ ımız sonuç kötüdür. İçinde hayat yoktur. Biz büyümeyiz ve değiş meyiz. Ve bunlar birbirleriyle çelişirler. Böyle bir astroloji yapma ya çalışmak parçalara ayrılmış bir vücuttan yeni bir insan oluştur maya çalışmaya benzer. Şurada bir kol. Burada bir burun, bir göz ve bir diş. Bütün parçaları birbirine dikebiliriz. Ama kim seyi kan dıramayız. Bütün sahip olduğumuz et ve kemiktir. Bir bilgisayar doğum haritasını oluşturabilir ama hiçbir zaman :ınlamlı bir bi çimde yorumlayamaz. Yorum için, haritaya bir insana yaklaştığı mız gibi yaklaşmalıyız. Aklımızla, duygularımızla, fiziğimizle, se.zgilerimizle. Bütünselliğe karşılık vermeliyiz. Kelimeleri öğre nip, cümle kurmalıyız. Deyimleri ezberlemek bize yardımcı ola maz. Bu dili öğrenmek aslında hiç zor değildir. Hepimiz birer astro loguz. Sadece henüz kelimeleri bilmiyoruz. Deyim kitabıyla Fran sa'yı zjyarer ermekte olan insan yeterli, tutarlı bir yetişkindir. Oto büsün ne olduğunu bilir. Enginarı, Politikayı, bulvarı ve karanlık, dar sokakları bilir. Sadece onlara ne diyeceğini bilmiyordur. Dili öğrendikçe, bu doğal bilgilerini ifade etmeye başlar. Bu yoku gibi, hepimiz astrolojik bilgiye sahibiz. Hepimizde 32
bir Merkür fonksiyonu ve Balık süreci var. Mevcut etiketler farklı
olabilir, ama onlar sadece sözcüklerdir. Kişiliğimizin bu yönlerini nasıl isimlendirirsek isimlendirelim, doğduğumuz günden beri,
yı llardır onlarla birlikte yaşıyoruz. Bütün ihtiyacımız yeni bir söz. lüğü okumak. Diğer diUere göre astroloji kolay bir di ldir On planet, onik.i .
burç ve oniki ev var. Sadece otuz dört kelime. Bunları kavrayın ve Fransız okulundan mezun birisi gibi olun. Kimse sizi gerçek bir Frans ızla karıştırmaz ama Fransa'da mükemmel yaşarsınız. Elinizde tuttuğunuz. kitap bir dey im kitabı değildir. Bir dil ki· tabıdır. ilk birkaç bölüm sözlük bölümüdür. Burçlarla, evlerle ve planetlerle tanıfacağız. Daha sonra cümle kurmaya ba�layacağız. Kitab ın sonuna doğm, eğer dikkadiyseniz, bir takım tarifleri yan· yana koymaktan fazlasını yapabileceksiniz. Yeni bir dili konuşabi· leceksiniz. Gllzel, anlamı. ve eski zamwılardan kalma bir dil. Ku· sursuz bir dil. Hayalgücünüzü zorlayan ve duyarlılığmm arttıran bir dil. Bir hançer gibi delen ve güne�e tutulan kristal berraklığın·
da bir dil.
33
BÖLÜM ÜÇ OOGUM HARİTASI TAM OLARAK NEDİR? Doğum haritası astrolojinin temel elemanlarının - burçlar, evler planetler - düzenlenmesidir. Astroloji sözlüğünde yaklaşık sade � üç düzine sözcük olmasına rağmen, gramer ve dilbilgisi kuralla nı da buna eklediğimizde sözcüklerin kombinasyonu hemen he ıen sonsuzdur. Bir doğum haritası kişiyi temsil eden belirli bir ()mbinasyondur. Fiziksel anlamıyla, doğum haritası sadece bir haritadır. Bir in Lnın doğduğu anda Güneş, Ay ve planederin gökyüzünde bulun Lıkları yerleri gösterir. Şimdi, daha sonra detaylı olarak inceleyece imiz, bir doğum haritasında rehberli bir tura çıkacağız. Arka say da gördüAünüz şekil 9 Ekim 1940 tarihinde, kuzeybatı lngilre �·de öğleden sonra saat altı buçukta doğm uş birisinin haritasıdır. Harita içinde serpiştirilmiş hiyeroglifler Güneş, Ay ve planede remsil ediyorlar. Bu semboJler glif olarak isimlendiriliyorlar. Bi , steno gibi, uzun uzun yazmaktan kurtarıyorlar. �
35
Bunlar: Güneş: 0
Jüpiter: 1'
Merkür: f
Uranüs: ııı
Ay:
�
Venüs:
'l ti
Mars:
Satürn:
1ı
Neptün: 'f'
Pluco:
e
Örnek haritamızın ram ortasından geçen yatay çizgi yerel ufuk tur. Onun üzerinde kalan herşey bu insan doğduğunda. göğün gö rünen yarısındaydı. Çizginin altında yer alan herşey ise dünyanın altında., görünmez durumdaydı . Biraz sonra anlatılacak nedenler
den dolayı, bu çizginin sol ucu doğuyu temsil etmektedir. Bu du
rum diğer haritaların tam tersinedir.
36
M
(
İNGİUZ 9.Ekim.1940 6:30 PM BST
Manchester, İ ngiltere
5 3N30
2Wl 5
İngiltere sonbaharında, saat alcı otuz güneş battıktan hemen sonradır. Eğer bu doğum haritası doğruysa, Güneş'i batı ufkunun hemen altında görmemiz gerekir. Biz de zaten öyle görüyoruz: gü-
37
neşin glifi - ortasında nokta olan bir daire - haritanın sağında, Orta yani onu bulmamız gereken yerdedir.
çizginin tam al tı nda
Sembolü
,
bildiğimiz hiW şeklinde olan Ay ise dairenin sol
üst
çeyreğinde yer almaktadır: Ay gökyüzünün doğusunda ortalarda bir yerde akşamın alaca karanlığında parlamaktadır.
Bunun dışmda görülür durumda faıla birşey yoktur. Sadece par lak olmayan Merkür gökyüzünün görülebilen kısmındadır. Ancak
bacmm alt kısımlannda, muhtemelen yeryüzünün pusunda kaybol muştur.
Haritada beli rgi n bir �ekilde fackedilebilen oni ki dilim evlerdir. (İçteki halkada her eve karşılık gelen numaraları görebilirsiniz.) Bi zim örneğimizde, Güneş altıncı evde yer almaktadır. Bu, Günef ba cı
ufkunun hemen altında demenin alışılanın dışında, farklı bir ifa
desidir. Bir planet dokuzuncu veya onuncu evde demek, o gökyü
zünde yüksekte demekcir. Üçüncü veya dördüncü evde ise, utkun
çok altındadır.
Planetler ve evler dışında haritada gördüğünüz herşey burçlarla
ilgilid ir. Haritanın dış kenarındaki semboller ve sayılar bizim İn giliz1 in ilk nefesini
aldığı anda burçların nerede olduğunun işareti
dir. Planetler gibi burçların da glifleri vardır:
'r ti İkizler: B
Terazi: A
Koç:
Akrep: ili.
Boja:
Yay: � Oğlak: 'VS
Yengeç: & Aslan: 4 Başak: it
Kova: • Balık: 3€
Haritanın solu na en uç noktaya bakın, Koç burcunun glifi ta ,
rafından takip edilen 2 1 sayısını göreceksiniz.
38
Bu bize, İngiliz
doğduğunda, doğu ufkunda Koç burcunun yükselmekte olduğunu
belirtmektedir. Tam olarak Koç4un 2 1 . derecesinin yükseldiğini her burç otuz der ece genişliğindedir - göstermektedir.
Bu doğwn haritasının dış kenar ı ndaki diğer sayı lar İse doğum
anında bu rçla rı n evlere göre nerede yer aldığının göstergesidir. Bu ne demek? Son ca bunu
detaylı
bir şekilde inceleyeceğiz.
Şimdi lik ,
burçları gözünüzün önünde uzayda yıldızlarla i şaretlenm iş bölge ler olarak düşünün. Dünya döndükçe onlar doğuyor ve batıyor gibi götünürler. Bir an Koç yükseliyor olabilir. Oniki saat sonra, Koç
batarken, onun karşıtı Terazi yükselir. Bu dakika dakika değişmek
le birlikte, her zaman her evin başlangıcında bir burcun belirli bir
derecesi bulunur. Başka bir deyişle,
dir.
her burç mutlaka bir yerde
Bu ufkun üstünde veya al tı nda olabilir. Haritan ın kenarında
ki sayı ve glifler her burcun tek cek nerede olduğunu gös teri rler.
Bütün burçlar aynı genişliktedir - bu genişlik 30 derece, yani 360 derece lik dairenin 1 21de 1 'idir. Evler farklıdır. Onların geniş likleri değişebi l ir. 30 dereceden fazla veya az olabilir. Zaman zaman 30 dereceden geniş bir ev, bi r burcu tamamen içine alabilir. Yani o burç o evin her iki sı nırında da (başlangıç ve b it iş) yet almaz. bü tün üyle evin içinde kalır. Bizim örneğimizde dört burç bu şekilde evlerin içindedir. Buna kıstırılma (interception) denir. Örnek ola rak 1 2 . eve bakın. Kova4nm 2 3 . derecesinden başlamakta, Balık1ı bütünüyle yutmakta ve Koç1un 2 1 . derecesine kadar devam etmek tedir. Koç1un 2 l . derecesi 1 . evin başlangıç sınırıdır. Her planet hem bir burcun, hem de bir evin içinde yer alır. Ev konumu n u 1 2 dilimden hangisinde olduğuna bakarak saptarız. Burç konumu için planetin hemen yanındaki glif ve sayılara bak
mak gereki r. Örnek hari tada Venüs 6. evde 3 Dt (Başak)1ın yanında görülmektedir. Bu, Venüs gökyüzünün Başak olarak isimlendirilen bölgesinde - tam olarak, o bölgenin 3. derecesinde demektir. Do ğum anında, 6. evde olduğunu bi ld iğim i ze göre, Başak1ın Venüs4le birlikte batı ufkunun altı na doğru hareket ettiğini söyleyebiliriz.
39
Bazı k işi le r başlangıçta evleri ve burçları birbirine karıştırırlar.
Bunu ay ı rmanın en iyi yolu evlerin yerel ufukla, burçları n ise uzay la ilinti li olduğunu akılda tutmaktır. Dünya uzayda dönerken,
burçlar dünyanı n etrafı nda döner gibi görünürler. Ve planet ler de
u zayda oldukları için, onlar da, doğudan yükselip, bacıdan batarak, burçlarla birlikte dönüyor gibi görünüder. Bu dojuş ve batışların kayıtları burçların ve planer lerin ev konumlarının değişimi için kullamlır. Bu faktör yeryüzünde sadece biz.im bakış açımız.la - yani yerel ufukla - sınırlıdır. Doğum haritasındaki evler boş birer aralık tır - her planet ve burç 24 saatte dünyanın etrafında döndükçe bu boşluklardan geçer.
Niçin Doğu Sol Tarafta? Güneş'in het zaman gökyüzünün güneyinde olduğunu hiç fac kectiniz mi? Onun doğudan doğup, batıdan battığını düşünürüz,
ama o her zaman, b iz ekvatora doğru inmedikçe, bu ç i zgini n gü neyindedir. Çünkü biz burada, kuzey yarı.mkürede, dünyanın "üstünde 11yiz - ve güneıi görmek için 11aşağıyaıı, güneye bakmamız gereki r.
Avusrralya1lı arkadaşlarımızsa, tam aksine, yukarıya, yani kuzeye bakmalılar. Güney yarımkürede bir evi n cephesinin 11güneye bak
masının11 hiçbir anlamı yok tur. Bu, evin güneş görmediğini, An carktika'ya dönük olduğunu anlatı r.
Bizim yarımküremizde, Güneş günlük rotasının en yüksek nok
tasındayken, az veya çok, güneydedir. Bu nedenle doğum haritası nm en üstteki nokrası kuzey değil, güney noktasıdır. Güney yarım
küre haritaları da aynı görünür, ama burada kullanılan m atematik
biraz değişiktir. Yine de Avustralya'lı okurlar bu kitabı okuyabilir ler.
40
MIDHE!ı.VEN (GÜNEY) ,,.,,,
--
/// Plaımlorin nı
ytıluek ı>olı:tıuı
I
YÜKSELEN
Plıuıedci buradan berat
I
ALÇALAN
(DOÖU)
(BATI)
Planodet bundıuı yulcselir
!ı.STROLOJİK N!t.DIR.
_,üney yukarıda olduğuna göre, doğum haritası 11baş aşağı11 oluşturulmaktadır. Bu düşünce ilk anda uygunsuz gelebilir, ancak bunun tek alternatifi gerçekte ufkun üstünde yer alan planetleri ha ritanın al tı nda göstermektir
-
ki bu daha
da kötüdür. B u
nedenle
birazcık baş aşağı düştinmeye alışmaktan başka çaremiz yoktur.
Doğwn harhasının tersine çevri lme si doğuyu sola, batıyı da sa
la yerleştirir. Bu nedenle planeder haritanın solundan yükselirler.
noktanın
Bu
ismi
yükselen (ascendant) dir. Tam karıısındaki
nokta, yani yatay çizginin sağ ucu, planetlerin battığı yerdir. Buna
da alçalan (descendant) elenir.
Gökyüzünün ortası (midheaven)
sına
-
yere
-
haritanın en yüksek nokta
öğlen vakti Güneş1in bulunduğu yere - verilen isimdir. Ve
bunun cam karşısındaki noktaya
-
geceyarısı Güoeş'in
astrolojik ayakucu (astrological nadir) denir.
bulunduğu 41
Planet Hareketleri
Bir gün boyunca, Güneş, Ay ve planetler bir kere doğar ve ba tarlar. Bll§ka bir deyişle, oniki evi dolaşıtlar. Bunun nedeni dünya nın kendi etrafında dönmesidir Planederin kend.i hareketlerinin bununla hiçbir i lgi si yokrur. Ancak planetler kendileri de hareket ederler Güneş'in etrafında .
.
dönerler. Her gece, onların konumlarını yakınlarındaki diğer yıl dızlara göre takip edersek, bazı küçük değişiklikler görürüz. Kol ların ızı ileri uzatın, başpannaklarınızı birleştirerek ellerinizi açın: Ay1ın 24 saat içinde diler yıldızlara karşı kattettiği yol bundan biraz daha kısadır. Diğerleri çok daha yavaf hareket ederler, ama mutlaka hareket ederler. Birkaç yıl boyunca planet huekederini gözlersek izledikleri yolda değişiklik olmadığının farkına varırız. Planetler Koç'tan, Bo
dolaşı rlar. Asla Venüs1ü Cassiopeia'da veya Mats'ı Orion'da bulamayız. Bu imkan sızdıc. Yoldan çıkmaları gerekir. ğa1ya, sonra İkizler'e ve takip eden diğer burçlara
Planetlerin hiç değişmeden izledikleri bu yol ekliptik'dir ve oniki eşit dilime bölünür. Bu dilimler burçlardır. Burçlar isimleri
ni rakım yıldızlardan alırlar
ama gerçekce onlara eşit değ i ldirler karı§ık bir konudur ve şimdi bununla. ilgilenmemiz gerekmi yor, Şu an için planetlerin yıldızlara bağlantılı bir ıeki lde hareket ettiklerini ve bu hareketi n burç değiştirmeyle ölçüldüğünü bilme· .
Bu
miz yeterlidir.
Birçok planet hareketi değişkendir. Merkilr her burcu yaklaşık bir ayda kateder, ancak bunda belirgin değişiklikler'olabilir. Aynı sürede Ay onilci burcu dolaşır. Pluto ise hemen hemen hiç kıpırda maz denecek kadar az hareket eder. Örnek haritamızdaki İngiliz doğduğunda, Ekim'in doku2uncu günü nde saat öğleden sonra altı buçuk.muş. O zaman Güneş Terazi burcundaymış - bunu bilmemiz için sadece doğum rarihi yeterli .
42
Güneş hemen hemen 2 1 Ekim1e kadar
Terazi burcunda kalır. Gü neş'in burç konumu saatten etkilenmez, ama saatin onsekiz otuz ol ması bize önemli bir şey anlam: Terazi burcundaki Güneş henüz batmışı:ır, Güneş altıncı evdedir. İngiliz eğer birkaç saat sonra doğsaydı, Güneı daha da aşağllar da olacaktı. Güneş hala Terazi burcunda. Ama birkaç saat sonra al tıncı ev yerine dördüncü evde olacak. Bu klsa sürede, Güneş1in burçlardaki hareketi önemsizdir. Ancak evlerdeki hareketi do ğum haritasının yapısını tamamiyle değiştirebilecek niteliktedir. İşte bu nedenle dolum saati astrolojide önemli bir faktördür. Planetlerin burçlarla ilifki.sini saptamak için sadece doğum tarihi yeterlidir. Ama bu yapıya evleri eklemek için doğum saatinin bi linmesi gereklidir.
9.Ekim. 1940
;j\-f6:30 PM
Bu fe""' IWınnıonommn dojduJ•
DllWIJ l(lsl"
7:30 PM 11,. ....,. •Be• ı 1111 IQllnı d....rdı dcıl•m lıori...,nın .,..., deSiı«rlini ,ııtıeriym.
43
- Burçları n
birbirleriyle sabit bir ilişkileri vardır. Boğa her zaman
Koç'u takip eder. İklı:ler daima Boğa'dan sonra gelir. Birisi hareket ed:nce, rı
diğerleri de hareket eder. Tıpkı
bir at arabasının, çubukla
numaralanmış, tekecleği gibi. Eğer yedi numaralı çubuğ un nere
de olduğunu biliyorsak, sekiz ve dokuzu kolaylıkla bulabiliriz. O Ekim akşamı gü neş battığında Terazi de batıyormuş. Yılın o döneminde Güneş ve 1'erazi bir paket halinde ele alınır. Birini bul duğumuz yerde, diğerini de buluruz. Ancak biz bundan fa2lasını biliyoruz. Batıda Terazi batarkeo, tanı karşısında, doğuda Koç - karşıt burç - yUkselnıelidir. Ve Balık - Koç1tan önceki burç - yükselmesini yeni tamamlamış olmalıdır. Ve Boğa - Koç'u takip eden burç - doğu utkunun altında yükselme ye hazırlanmalıdır.
arabası tekerleği gibi çalışmaktadır. temel aracındaki reh berli turumll2. sona ermiş bulunuyor. Eğer son bir kaç sayfayı haz mettiyseniz, örnek haritamızda artık hiçbir �y s iz i n için bir sır ola Bu
sistem tıpkı at
Ve bu doğum harita.sıdır. Astrolojinin en
maz. Bu gökyüzü haritası basit olduğu kadar, şimdiye kadar akıl için casarlanmış en sofistike modeldir. Planetlerin, burçların ve evlerin anlamlarını biramda dokudukça, bütün istekleri, özlemleri ve ka ranlık yönleri, bildin neşeyi, insan hayannın bütün dehşetini kap sayan bir kumaş oluşur. Ve sembollerin her kombinasyonu, her do ğum haritası eşsi zdir. Asuoloji, hiçbir inancın, hiçbi r psikoloji sis teminin yapamadığı kadar, bir insanın ponresini çizer. Yine de doğum haritası sadece gökyüıUnün haritasıdır. Bu ka dar basit bir şey. Onun semboliımi herhangi bir kadın veya erke ğin gözde teorileri sonucu oluşmamı şt ır. Kiş isel ön yargıların veya tüm kültürlerin mitolojilerinin çok ötesindedir. Onun temelleri daha da derindedir ve çok esasladır. Astroloji doğaya, t ıpkı bizim gibi kök salmıştır.
44
2
SÖZCÜKLER Bir dilin tüm gramer kurallarını öirenebilirsiniz. Yine de iyi
bir sözlük olmadan dilinizi yucmuş gibi sessiz kalırsınız. Bu, ascro loji dili için de geçerlidir. Bazı pratik deyim leri ezberleyebiliriz ve bu yolla bir kaç basit düşünceyi ifade edebiliriz. Ama, eler akıcılık
sözlük satın almalıyız. okuyacağınız 4 bölümün amacı bu. Bu bölUmlerde astrolo
istiyorsak, ille olarak deyim kitabı yerine Sözlük:
ji sözlüğünün otuzdört kelimesi anlatılıyor. Daha sonra buna gra mer ve dilbigisi kuralları ilave edilecek. Ve ister Kova olun , ister Aslan, eğer bu dili konuşmak istiyorsanız, bu bilgilere gereksini miniz var.
45
BÖLÜM DÖRT TEMEL SEMBOL Gökyüzü. Astrolojinin temel sembolü. Doğum haritasının özenli dili gökyüzünden doğmuştur.
Gökyüzü ne anlama geliyor? Bir astronom için bu soru hiçbir şey
ifade etmez. O. gökyüzünün ne olduAunu söyleyebilir. Fakat onun
anlamı
-
bu, astronomJarıo değjl, şair ve filozofların üzerinde dü
şündüğü yönüdür. İsimleri bir kenara bırakın, astrologlarla astro nomlar arasındaki en önemli fark bu noktada doğar: astronomlar
gökyüzünün yapısını öğrenmek isterken, astrologlar onun anlamı nın pefindedir. Astroloji astronominin §İİridir. Bir yapıyı incelemez.
Gökyüzünün ne olduğu ile ilgilenmez. Bize ne söylediği ile uğraşır. O, cam olarak ne söylemektedir? Bunu yanıtlamak için Aristo
veya William Butler Yeats olmamız gerekmez. Bütün yapmamJz gereken bakmak ve düşünmektir. Kim Ay'sız bir yaz akşamında Samanyolu' na, hayranlık duymadan, bakabilir? Veya Vega ve Alta
ir'i sıyırıp geçen meteorlara? Televizyonun çürüttüğü bu çağda alaycılar ne derse desin, duyarlılığı bu kadar azalmış kalpler henüz az sayıdadır.
47
Antik çağda gökyüzü
kutsaldı:
insanlar Tanrı1nın orada yaşadı
ğ ından emindi. Gökyüzünün kutsallığı d uyg usu başlangıçtaki din
lerde evrenseldi . Metafiz ik olg unlaşm ış olabilir, ama kalpleri miz
çok az değiş t i . Gökler hala bizi korku ve hayranlık karışımı bir say gı duygusu ile doldurmaktadır.
Astroloji ni n temel sembolü, uzayın bizi çevreleyen alanı, bu
hayranlık ve saygının sembolüdür. SOnsuzluğu, mükemmeli, ev renselliği ve sınırsızlığı remsi ! eder. Amerikalılar, Ruslar, Avrupa
lılar, Afrikalılar - hepimiz aynı gökyüzünün altında duruyoruz.
Nefes almak gibi, seks g ibi , ölüm gibi bizi birbirimize bağ lıyor.
Bize bi zi m
deri nlerde
ortak insanlığ ım ız ı
hatırlatıyor. Gökyüzü içimizde, en
bir yerde kayns ı z bir şekilde oturup, kendi hayatımızı
tarafsızca gözlediğimiz noktayı sembolize ediyor. Gözlerinizi kapatın. Zihninizi boşalt ın . Tanıdı k düşüncele ri n ,
önyargı ların ötesine gid i n. İster Bamu kabilesinden birisi olun , is ter bir astronot, özünde insan olduğunuzu beli rleyen o tan ım lana
maz ve engin bilinçlil iği hissedin. Şimd i temel sembolü deneyim liyorsunuı: çok kı rılgan ve öznel bir yapının - kişiliğin - belirdiği bi lincin ayırtedilemez arka pla nını . Buna ruh diyebiliriz. Ama astroloji ruhla uğraşan bir çalı şma
alanı de#ildir. Ki şi likle u�raşır. Astroloji dilinin gücü eksiksizli
Ainden kaynaklanır. Her insanın ki�ise l gerçekliAinin efsizliğine
yaklaşımı ndan. Bu. metafizikten farklı olarak, her zaman göz
önünde bulundumlmalıdır. Yine de, sistemin içine nüfuz ettikçe
insanın algılayabildiklerinden en önem lisjnin kokusunu hissederiz:
son suzluk ve mükemme ll iğin varlığı ve kendini aşmanın olas ılığı .
Ne kadar heyecan verici!
Temel sembolü günlük hayatımızda geçerli kılmak içi n voltajı
m biraz dütürmeliyiz. Günlük deneyimlerimizin dar kapsamına sığdırmak için onu parçalara bölmeliyiz. gereken
Bunun için ilk yapmamız
hayalimizde onu üç boyuttan i ki boyuta indirmektir.
Uzayda bir küreden bir daireye indirmek.
48
Bir Yılın Döngüsü Astrolojik sembolizmin köklerinde, her ikisi de dairesel, iki fi ziksel hareket yatmaktadır. Birisi dünyanın kendi ekseni etrafında dönmesi, ikincisi de Güneş' in etrafında dönmesidir. Birinci hareket
evleri oluşturur, bunu daha sonra tartışacağız. İkinci daire burçla rın sembolizmini doğurur. Ve temel sembol burçlar kanalıyla yer yüzüne iner.
Eğ-er hergün şafaktan önce uyanıp, gökyüzünü incelersek, bura
da yinelenen bir düzen olduğu nu farkederiz. Güneş her sabah yıl
dızlardan oluşan bir bölüme doğmaktadır. Haftalar geçtik çe Gü neş'in hep doğudan doğduğunu, ama onun ışınlarının yaladığı yıl
dızların kademe kademe değiştiğini görürüz. Bir sabah bir yıldız
kümesine doğar. Bir ay sonra bir başka yıldız kümesine, sonra bir başkasma. Bir yıl geçer ve başladığı noktaya geri döner. Somut gerçek çok farklıdır, ama bu düzen algılamamızın gerçe
ğidir. Gördüğümüz budur. Gerçekte dünya Güneş etrafında dön mektedir. Dairesel yörüngenin bir noktasında Güneş'e baktığımız da onu bir takım yıldızların alanında görürüz. Bir süre sonra yörün genin başka bir noktas ında başka bir rakım yıldızların alanında.
Güneş sisteminin ölçeği şaşkınlık yaratacak kadar büyüktür, ak lımızı kanşcırabilir. Bunu daha bildik bir şekilde gözümüzde can
landırmaya çalışalım. Bir arkadaşımızın fotoğrafını çektiğimizi dü
şünelim. Onu bir odanın onasına yerleştirip görüntülemeye çalışı yoruz. Bulunduğumuz yerden onu bir kütüphanenin
önünde görü
yoruz. Arkadaşımızı odakladığımızda arkadaki kitaplar bulanıkla şıyor, bir renk cümbüşü olarak görllnüyor. Yer değiştiriyoruz. Bu noktadan arkadaş ı mıı bo� bir duvarın önünde duruyor. Bu daha iyi bir bakış açısı, fotoğrafı çekiyoruz. Güneş sisteminde de durum aynıdır. Güneş, amacımız için, sa bit kabul edilir. Daha iyi bir açı için onun etrafında dolaşırız. An
cak biz sabit duruyoruz da o dolaşıyor gibi algılarız. Niç in ? Çünkü
49
Güneş'in arka planındaki yıldızlar biz yörüngemizde dolaştıkça de ğişir. Arkadaşımızı önce bir kütüphanenin önünde, sonra boş bir duvarın önünde gördük. Oysa o hiç yer değiştirmedi.
Dünyanın uygun açıyı arayışı sabittir, yörüngemiz hiç değiş mez. Bu yüzden Güneş'in "yörüngesi11de hiç değişmez. Bir takım yıldızdan öbürüne, sonst,ız ve düzenli bir şekilde ilerler durur. Ta kip ettiği bu yol, antik çağlardan bu yana, kaydedilmiştir. Modem çağda bu yola ekliptik diyoruz, ama onun antik bir ismi de var: zodyak. Zodyak gökyüzünün, astrolojinin temel semboliinün iki boyut
lu halidir. Gökyüzü gibi, daire de sonsuzluğun, sınırsızlığın meca forudur. Küreden daha basit ama pratik bir değeri olamayacak ka dar geniş kapsamlı. Şimdi klasik bir problemle karşı karşıyayız: Daire nereden başlar? Onu nasıl delebiliriz? Çözüm astrolojide her zaman olması gereken yerdedir: gözlerimizle, kalbimizle ve sağ du yumuzla. Dünyanın yörüngesini Güneş'in geri plandaki yıldızlarla ilişki si kanalıyla izleyebiliriz. Ancak bu oldukça belirsizdir. Astronom din adamları bunu farkedebilirler. Denizciler de. Fakat hepimizin bu ince detaylan fa.rketmemiz gere kme z Bir yıl içerisinde, o, ken .
disini görmezden gelemeyeceğimiz şekilde hissettirir. Hava bizi donduracak kadar soğur. Sonra bayıltacak kadar ısınır. Mevsimler değişir. Ve bu değişimler Güneş'in etrafmdaki yörüngemizle para lel yürür. Astronomik açıdan 11kririk" bir dönem bir mevsimin başlangı cını belirler. Ve bu dön "kritik" dönem bizi temel sembolün ötesi ne taşır. Sonsuzluğu delmeye başlar, onu ulaşılabilir, içine g i ri lebi lir yapar. Bunlar sayesinde daireyi bölebiliriz. Kış yeryüzüne yakın bir Güneş, kısa günler ve uıun geceler ge tirir. Yaz, bunun tam tersidir. Eğer bir yıl içinde gün ışığındaki de ğişimleri gözlersek, belirgin bir motif görürüz. Bir noktada gün düzle gecenin uzunlukları eşitlenir. Sonra gündüz uza.maya başlar.
50
Tam üç ay son ra kritik noktaya ulaşırız. Gündüz en güçlü konu mundadır, gece ise en güçsüz . Ama karanlık toparlanmaya başlar ve yavaş yavaş aydınlığı aşındırır. Kademe kademe eşitlik kazanılır.
Bu dengeleme üç ay sürer. Bu süre sonu nda gece ve gündUz gene
eşittir. Takip eden üç ay boyunca, karanlık aydınlı!ı basrmr. Sonra bir
başka kridk döneme
ulaşılır;
gündüz savaşmaya başlar. Önceleri
dermansııdır, ama güç yer deği�tirmiştir. Üç ay içinde ıı ık karan lığa eıidenir ve
başladığımız yere döneriz.
Işığın bu yavaş nefesi, amolojinin basit ritmidir. O olmadan te mel sembolünün soyutluğunun öresine geçemeyiz.
Yıldı:ı:lar Değil, Mevsimler Astrolojinin bizzat ytldızlarla hiçbir işi yokl'ur. O, gün ışığın daki
bu değişimlerle, daha basit bir dille, mevsimlerle ilgilidir.
Pe
ki o ıarnan Koç, Boğa ve Oğ lak ne oluyor? Bunlar yıldız kümele
ri. Yıldızlar. Eğer asuoloji yıldızlarla ilgilenmiyorsa, niçin onlar dan bahsediyoruz? Binlerce yıl önce, astronom-din adamları nihayet gün ışığının karanlıklardan süzülüp geldiğinin göründüğü günün sabahında, Güneş'in Oğlak takım yıldızının içinden doğduğunu saptamışlar. Bu yıldız kümesi Günefin ekliptik üzerindeki konumımu i1aretle mek için elverişli bi r görsel işaret olarak hizmet etmiş. Böyle bir
bilgi pratik açıdan , örneğin ekim dönem ini belirlemede, atalarımı zın işine yaramı§. Bu kolaylık sınırlı bir zaman için geçerli olmuş. Dünyanın eksenindeki küçük bir oynama nedeniyle, Güneş'in
kışın ilk gün ündek i konumu Oğlak'tan geriye, Yay takım yıldızı
na do!ru kaymış. Ancak gelenekler yavaş ölüyor. Din adamları
dünya kışa girdiğ inde , Güneş'in de Oğlak'a gi rdiğin i söylemeye alı�ık oldukları için bunu söylemeye devam e tmi şler.
Bu yanılgı, dil sürçmesi astroloji için önemli bir problem do.
51
ğurmadı
ama
halkla ilişkiler konusunda karmaşa yaram. Astro
nomlar "Astroloji diye birşey olsa bile, bütün Koç burcundakiler aslında Kova'da doğmuştur, bu nedenle yanlış burcu okuyorsunuz. 11 demeyi çok severler. Buradaki sorun iletişim sorunudur Bir .
astro
nom ''Koç" derken, belirli bir yıldız kümesinden söz etmektedir.
Bir astrolog içinse Koç'un tamamiyle farklı bir anlamı vardı r. Koç,
dünyanın güne� etrafındaki yörüngesinin bir evresidir, çe, bir mevsimdir.
veya basit
Bu nedenle sembolizmin kalbinde yıldızlar değil, mevsimsel değişiklikler yatmaktadır. Gecenin uzunluğundaki değişimler sa yesinde, daireyi bölmek fu:ere' dört kritik nokta işaredeyebiliyoruz. Sınırsızlık, her biri belirli bir karaktere sahip, dört sınırlı evreye
bölünüyor.
Bu dört evreye
elemanlar diyo ruz
.
Elemanların Dansı Ateş, toprak, hava ve su. Elemanlar. Antik çağdan imgeler. Varolmanın dört temel biçimi. Evrenin dön yüzü. Bunlar içimizde bilinç düzeyleri olarak varlar. Dışımızda ise tüm fiziksel ve metafi ziksel süreçler için ölçüt olarak kullarulmışlar. Elemanların mev simlerle nasıl bir bağlantıları olabilir?
Birinci eleman lfık ve karanlığın dengesinde ortaya çıkar, an cak ışığın güçlü olduğu, yükseldiğ-i zamanda. Astronomik açıdan bu zaman ilkbahar ekinoks'udur (gece ve gündüzün eşit olduğu
gün), çoğumuz onu baharın ilk günü. olarak biliriz. Astrologlar için bu ekinoks ateş elemanının doğuşunun sembolu.dür. Hareket ilke sidir. Bahar gibi, onun ruhu da dıp dönilk enerjidir, evrene saldı
rır, yolunda duran her§eyi parçalar.
Hedefinden taviz vermez, ye·
nilmeı bu ateştir. Yakında Koç, Aslan ve Yay burçları nı nasıl sar· dığını göreceğiz •
.
Geleneksel sıralamada ateşi toprak izlemekte, gecenin kalbin-
52
den çakıp gelmektedir. Kış soltist'i ile bağlantılıdır Bir yılın da .
iresinde karanlığm
en büyük
güce ulaştığı noktadır. Kış mevsimi.
Doğada boyun eğmez, dayanıklı bir kararlıhğm ruhu gezi nmekte
dir. Toprak kalıcılığı ve sürekliliği temsil eder. Katı ve boyun eğ mez bir dünyayla banş yapmayı vurgular. Elverişlilik ve becerikli lik buradan yükselir. Toprak form verir, formu sürdürür ve onu ta fıt. Boğa'da, Başak'ta ve Oğlak'ta durmadan inşa eder. kristalleşti
rir ve mUkemmelleştirir.
Topraktan sonra hava gelir. Hava, aydınlık ve karanlığın, ilk.in den farklı. bir denge noktasında belirir. Bu defa gece yükselmek
te, gilndüzü yenmeye hazıdanmakradır. Bu noktaya sonbahar eki noks'u denir. Güzün başlangıcmı işaretler. Kışı beklerken, sonba har atmosferinde bir önsezi duygusu hakimdir. Bütün varlıklar ka ranlığın gelmekte olduğunu sezerler. Ölümü hissederler ve onun
hayaleti varlıkları tetikte tutar. Havada, zihinsel fonksiyonları - al gılamayı, kavramayı, muhakemeyi, bağlantı kurmayı buluruz
.
Onun tarzı sonsuz merak, tarafsızhk ve net algılamadır. Hava diğer e lemanlardan daha fazla kendisinin ötesinde bilinmezin varlığı nın farkındadır. Havanın araştı ran ruhu İlcizler'e, 'rerazi'ye ve Ko va1ya can verir.
Su elemanların sonuncusudur. Işığın maksimum güç kazandığı anda, yazan ilk günü belirir. Astronomlar bu zamana yaz soltist1i derler. Yaz mevsiminde yeryüzü yaşamı destekler görünmektedir.
Doğa koruyucu bir döl yatağ ına dönü�ür. Yaşam süresi en kısa can
lılar bile rahatsız edilmeden birkaç dakika geçirme pnsına sahip
tir. Su koruma, besleme ve bakım öğesidir. Dışadönük karakte
ri sıcaklık, içtenliktir. İçedönüklüğü ise hayalgücü ve sezinlemedir.
niteliği ile suyun temel fonksiyonu du yumsamak, hissetmektir. Yengeç, Akrep ve Balık suyun etkisi al
Nüfuz edeo ve duyarlı tmda kalan burçlardır.
Hepimiz içimizde temel sembolün bu dört yüzünü barındırırız.
Orada birbirlerini etkileyecek, bireysel ki�iliklerimizi tanımlarlar.
53
İnsan karakteri tiplerinin kaleidoskopu bu elemanlar arasındaki ilişkinin sonsuz çeşitliliğini yansıtır. Bir erkek veya kadın ateş burçlarının baskın etkisi altında doğ muşsa, isteğini, iradesini, katar verebilme ve buna uygun dav ranabilme gücünü geliştirmektedir. Cesaret ve irade gücü gerçek te, ateş ilkesinin psikoloji diline tercümesidir. Benzer şekilde, toprak etkisinde doğanlar sabrı ve kendilerini disipline etmeyi öğrenmek üzere buradadırlar; havayla biçimle nenlet, algılamayı netleştirmek ve tetikliAi geliştirmek; sudan etkilenenler, aşırı
kırdganlığa,
incinirliAe rağmen koşulsuz
sevmeyi öğrenmek üzere.
Hiç kimse sadece bir elemandan oluşma%. Hiç kimse tüm ders lerini yalnızca bir alanda bulamaz. Suyun duygusal iniş çıkışları ve keskin virajlarına bağlı olduğumuzda havanın bağımsızlık ihtiya cinı veya toprağın kıpırdamaz yapısında ateşin değişiklik ve hare ket arzusunu hissederiz. O zaman insan deneyimlerinin yakıcılığı nın sembolizme .Yansınıasını görmeye başlarız. Ateş, toprak, hava ve su soyur nitelikler. Temel sembolün ulaşı lamaz mükemmelliğinden elemanlann düzeyine inmek büyük bit sıçrama, ancak yine de günlük hayatın kapsamının oldukça dışın dayız. Onları günlük gerçeğe yaklaştırmak için astroloji diline bir başka heceler grubu eklemeliyiz. Ondan sonra bu heceleri sözcüğe dönüştürmeye başlayabiliriz. Nitelikler Doğan herşey bir gün ölmelidir. Hayatta bundan başka temel ve
deği�ririlemez bir yasa yoktur. Bir kararsız atom, parçacık akselera töründe oluşturulur. Bir mi lisao.iyede parçalanır. Varlığı o kadar kı
sadır ki ancak varsayımsal bir �kilde bilinmektedir. Bir çocuk do ğar. Yermiş yıl geçer. Yaşlı bir adamın vücudu toprağa gömülür. Yıllar önce piramitler yükseldi: Nil vadisinde bir uygarlık doğdu.
54
Üç bin yıldır yaşıyor ve meyvalarını veriyor. Yavaş yavaş yıkılıyor. Atomlar, insanlar, kültürler - fark nerede? Sadece zamanda.
Herhangi bir yaşam devrinin temel hatları benzerdir. Bir şey doğar.
Bir şey belirgin bir formda, ölçülebilen bir zaman süresince varo
lw. Ve bir şey ölür. Yaşam devrinin
bu üç evresi astrolojik sembo
lizmde bir başka bileşeni oluşturur: nitelikler. İlk niteliğe
öncü denir.
Doğuma, bir devrin başlangıcına gön
dermede bulunur. Öncülük insiyatif ilkesidir. Hiçliğin içinden bir şey yükselir. Kapalı ve durağan bir evrende yeni bir yaşamın belir mesini yaratıcı dürtü sağlar. Varoluşa eriştikten sonra, yaşam devri ikinci bir evreye ilerler.
Astrologlar buna sabit nitelik derler. Sabitlikte devamlılık ve pe kişme ruhu vardır. Bir varlık bu nitelikteyken en net şekilde görü lebilir. Olgundur. Ancak sabitlik aynı zamanda inatçılık ve duyar sızlık demektir. Değişimin antitezi
ve
sağlamlığın en mükemmel
örneğidir. Böyle bir sabitlik kısa bir süre veya ölçülemeyecek kadar uzun bir dönem dayanabilir, ancak sonsuz değ:ildir. Yaşam aşındırıcıdır. Beden ölür. Meral paslanır. Medeniyetler yozlaşır. . Astrologların değişken olarak isimlendirdiği son nitelik yaşam devrinin sonun da hüküm sürer. Değişim, uyum sağlama ve tam çözülme onun ru hudur. Değişkenliğin bir üstün erdemi vardır; adaptasyon. Deği�n çevreye kendi yapısını değiştirerek yanıt verir. Bu kapasite için ödediği bedel, kendi tanımını yitirme, biçimsiz kalmadır. Ölebilir.
Oniki Burç Elemanlar ve nitelikler. Öz ve değişim. Birbirlerini nasıl etkili yorlar? Ateş, toprak, hava ve su - bunlar bizim takvimlerimizin ötesin dcler. Normal bilinç yapısı içinde bir şeyi kavrayana kadar ışık yıl ları geçiyor. Biz zaman içinde varız, onlar dışındalar. Sonsuza ka-
55
dar aramızda uyuşmazlık duvarı olacak. Değişimin boyutunu işin içine niteliklerle katıyoruz. Nitelikler elemanlarla etkileşince, remel sembol ulaşılabilir bir seviyeye ini yor. Bizim ritmimizle senkronize oluyor. Nicelikler dört elemanı yaşamın değişen, yalpalayan yörüngesine doğru zorluyor. Bu bera berlikten oniki çocuk do�uyor. Ve bu çocuklar pratik astrolojinin yaşam gücü oluyorlar. Bunlar burçlardır. Burçlar nasıl oluşur? Her eleman kendisini üç nicelikten birisi kanalıyla ifade eder. Örneğin su, varolabilir. Kolayca görülen, deği şime direnen durağan bir yapıya bürünebilir. Ve yok olabilir. Aynı şeyi ateş de yapabilir. Toprak ve hava da. Dört eleman. Üç nitelik. Bir arada dokuyun, oniki burç oluşur. Bunlar sayesinde, nihayet te mel sembol, kendisini Koç, Yengeç, Terazi olarak ifade ederek, günlük bayatta çalışmaya başlar. Ancak bu iki yönlü bir yoldur. Burçlar ifadenin bulvarları oldu ğu kadar, kaynağa geri giden yollardır. Temel sembole geri dö nen yollar. Kişiliği etkin bir şekilde tanımlamayı sağlarlar. İnsan karakter tiplerinin işe yarar bir kataloğunu oluştururlar. Aynı za manda büyümenin yolları, evrimsel metodlarıdırlar. Burçları bir tipoloji olarak okursak, birinci kareye döneriz. Ha la falcılık yaparız. '' Koç burcundansın. Yani cesur ve maceracısın." Eğer büyüme metodları olarak okursak, herşey değişir. Daha büyük bir yazgının olasılığının tadını ekleyebiliriz. "Koç burcusun. Daha cesur olmalısın. Bu dünyada iradeni geliştirmek için bulunuyor sun. Doğduğundan bu yana, ölene kadar devam edecek, kamçılayı cı ve ürkütücü deneyimlerle karşı karşıyasın. Yazgın bunları cesa retle karşılamak. Ayağa kalk ve yüzleş. Düşersen sadece yılgıyla, korkuyla kalırsın. " Gelişim. Risk. Hala çözümlenememiş bir mücadelenin belirsiz liği. İşte bu gelişim astrolojisi. Hiç kimse sadece Koç değildir. Bu bir söylencedir. Burçlar hepimizde var olan psikolojik süreçlerdir. Her birimiz, tek tek bu oniki burcu kapsıyoruz. Yalnızca onların 56
vurgulanma derecesi değişiyor. Yineliyorum, temel sembol bir da iredir. Her doğum haritası bir dairedir - aynı daire. Bir biçimde her burç her birimizin içinde aktive olmaktadır. Sadece bir burcu tam anlamıyla kavramaya çalışmak zihnimizi sonuna kadar zorlamaktadır. Buna rağmen, burçlar insanlarla kar şılaştırıldığında, çizgi roman kahramanları gibi tek boyutludur.
Her bfrimiz oniki burcun senteı:iyiz. Bir insarn Koç enerjisi olma
dan hayal etmek, duyguları olmayan birini düşünmeye benzer. Bu olanaksızdır. İnsanlar elleri, kolları olmadan doğabilirler. Bu du rumda sorgulanamayacak şekilde insandırlar. Ancak Boğa veya Te razi özellikleri
olmadan doğmak
- bu bizi uçan bir cabaktan çıkan
hayalet gibi bir yaratığa dönüştürür. Aslan burcu süreci bir i nsanın
kişiliğinde egemen olabilir .Ancak diğer özellikler de oradadır. .
Yengeç hiç görülemeyecek şekilde karanlıklarda pusuya yatmıştır. Balık - parasal konularda bir pürüzle karşılaşıncaya kadar veya kişi apk oluncaya kadar - noksan görülebilir. Her burç, her zaman mev cuttur ve uygun uyarıcıyı beklemektedir.
Belirli bir karakterin ana temalarını bir kenara koyarak düşün
mek yaradı sezinlemelere neden olabilir. Ama "Ben Boğa'yım" de
yince, kişiliğimizi tüm diğer özelliklerimizi dışlayarak tanımlamış oluruz. Kendimizi kağıt bebeklere indirgemiş, temel sembolü unutmll§ oluruz.
Öyleyse, burçların çekiciliği nereden geliyor? Ni
çin o kadar çok "Ben Balık'ım, sen Akrep'sio" sözlerini duyuyoruz? Tutucuların
protestolarına
rağmen, eğer bu sistem bir noktaya
kadar işlemeseydi, şimdiye kadar ölür giderdi. Gene de, herhangi
basit bir tipoloji gibi, Güneş burçları da genel bir kategoridir. Bir
insana "Aslan" demek, ona "dı�adönük" demek kadar değerlidir. Bir şeyler öğrenmiş oluruz; ancak henüz öğrenmediğimiz çok şey vardır.
Kendimizi bu şekilde indirgeme, basitleştirme eğilimi çok bü yüktür. Ancak buna kapılıp gitmenin bedeli çok yüksektir. Bir çe
şit netlik
kazanırken, astrolojinin
gerçek hazinesinden fedakarlık
yaparız. Bu hazine - zihnin tiyatrosunu, çelişkiler içindeki karak-
57
terleriyle birl ikte canlandı rma kapasitesine sahip sembollerdir. Devam eden bölümde yaı:ılanlar belirli bir insanı tariflemek amacıyla yazılmamıştır. (Şimdiye kadar Yay burcu bölümünü çok
tan okumuş olan Yay'laca rağmen). Her burç bir " k işilik " olarak ya zılmıştır, ama bu kişilik 1930'ların westem kahramanlarından da
ha fazla inandırıcı değildir: sadece bir tip, evrensel temanın bir temsilcisidir. Daha sonra burçların, benzersiz insan portreleri oluş
turmak üzere, evlerle ve planetlerle birarada nasıl dokunduğunu
göreceğiz. Ancak şimdiHk ruhtan daha sade bir şey - semboller üzerinde yoğunlaşacağız. Dili öğrenmeye başlamalıyız.
58
-
BÖLÜM BEŞ BURÇLAR KOÇ (ARIES) Eleman:
Ateş
Arketipler:
Savaşçı
Nitelik:
Öncü Öncü
Gözüpek Paçayı kurtaran, hayatca kalan Glif:
T
Tanrıyı sev ve ne istiyorsan onu yap. --- St Augustine
Sembol Koç. Boynuzları indirmiş, saldırıyor. Öfkeli. Dik başlı. Kafuta59
sını çatlatır mı? Umurunda değil. Hiçbir şey onu yıldıramaz. Hiç bir şey onu amacından caymaya zorlayamaz. z.afer - veya zafere ulaşma çabasında kendini yok ediş. Birinden birini hak edecek. Koç yaşam gücüdür, var olma arzusudur. Önceleri hiçbir şey yok. Sonra bir şey var. Yaşam hiçbir yerden çıkar, boşlukta yer edi nir. Bu süreç parlayıcı, şiddetli ve sakınmasızdır. Akkor halindeki yıldızlar volkanından fırlayan parçalanmış bulursu yıldızlar tablo sunu oluşturur. Kudurmuş bir köpek, ağzı köpük köpük, keskin dişlerini gös tererek sizi bir uçurumun kenarına sürüklemiş. Elinizde bir av bı çağ1 var. Gözleri alev alev, hırlayarak size yaklaşıyor. Dikleşiyorsıı nuz. Artık nezaket ve eğirme çabası yok. Artık iletişim yok. Yaşa mak için havyansı bir öfkeden başka şey kalmamış. Haykırarak, bo ğazına saldırıyorsunuz. İşte Koç'u buldunuz. Son Nokta Koç cesaret öğretir. Her türlü yıldırmaya, pürüze ve şüpheye rağmen istek ve iradenin üstün gelebilmesi yeteneğini temsil eder. Koç ne yapmak istiyorsa onu aynen yapan yönümüzdür. Seçer ve hareket eder. Başka şeyin önemi yoktur. Gözleri bağlı şekilde tim sahlarla güreşmek? Evet - eğer isteğimiz buysa. Ama böyle bir ak tivite konumuz dışıdır. Koç, davranışın akıllıca olup olmadığına bakmadan, gözüpekliğin, saf maceraperestliğin burcudur. Ancak gerçek anlamı daha derindir. Varoluşa ait cesaretten söz eder. Bu nedir? Bu bir bakıma bencilliktir. İnce bir sanat. Duyarsız lık değil. Dar kapsamlılık değil. Manipülasyon değil. Ancak şunu söyleyebilme yeteneği: "Bu benim hayatım. Hangi deneyimlere gereksinimim varsa onları arama hakkına sahibim. Ben ile gelişi mim arasına hiçbir şey giremez. Ne başka bir insan. Ne başka bir koşul. Ne de benim korkularım." 60
Koç'un son noktası isteklerimiz ile davranıılarımızın mükem
mel uyumunu oluıturmaktır. Bu özgürlüktür. Duygularda kaybo lup gitmek değildir. Kararlarımızı psikolojik açıklamalarla destek
lemek değ i ldi r. Koç'un dikkati, yaşamını biçim lendirme isteğinin
gücüyle bağlıdır
Strateji Bir i nsanda cesaret ancak korkuyla geliıir. Başka bir yolla kaza nılması olası değildir. Gerilim ve cesaret aynlmaz bir ikilidir. Ür kütücü durumlar her zaman bizi yüreklendirmez, ama onlar olma dan yürekli olamayız. Koç cesaret arar. Bu nedenle, gerilim için bir mıknatıstır. Koç't.İn bu stresi nasıl karşılayacağını önceden bilemeyiz. Buna ya ratıcı ve kararı. bir yann verebilir. Veya buldozerin önünde bir tav ıan gibi kaçabilir. Önceden bütün bilebileceğimiz gerilimin orada olacağıdır.
Krizler, buhranlar Koç'u bir gölge gibi takip eder. İnsanın tam olarak istediklerini yapabilme gözüpekliği zor elde edi lir. Ve bu nun yarattığı buhranlar zorludur. Arkadaşlar uzaJd9.1cırılır. Otorite
konumundaki insanlar sertleşebilir. Önceleri daha güvenli , daha az
korkutucu alanlarda, var ol ma cesaretine yaklaşmak zorunda kalı rız. Maceralardan söz ediyoruz.
Dimdik granit bir yüzeye tırmanırken, ortalarda bir yerde, bir
halata asılı kaldığımızı dti§ünüıı. Eğer halat sağlamsa, iyi bağlan mışsa ve biz b ir hata yapmazsak, akpma canlı olarak girme olasılı ğımız yüksektir. Böyle bir durumda, eğer korkmuyorsak, aptalız demektir. Birçok dağcının benimle aynı fikirde olduğunu sanıyo
rum. Yine de bir dağcı korkusunu kontrol etmeyi, yaptı�• sporun neden olduğu ruh haline rağmen hünerli bir şekilde çalışmayı öğ renmiftir. Bir ba�ka deyişle, cesareti geliştirmiştir.
Bir zirveye u laşmak sinir ister. Bunda hiç şüphe yok . Ancak bu
61
statik bir ifade. Sürecin gelişimsel dinamiklerini içermiyor. Bir ast rolog bunu daha değişik ifade
eder. O,
dağa tırmanmanın cesareti
uyandırdığını söyler. Denetlenemez duygular yenilir; bilinç yapısı değiştirilir. Ve bu, Koç1un klasik gelişimsel stratej isi - krizin bi linçli seçimi - kanalıyla yapılır. Ne yolla elde edilirse edilsin, bu deği�imler büyümenin özüdür.
Dağcılık bit örnek, ancak hepimiz kendi dağımızı seçiyoruz. Biri si için bu yüzmeyi öğrenmek olabilir. Bir diğeri için hükmeden bir patronla yüzleşmek . Bir üçüncüsü için, sigarayı bırakmak proble midir. Koç düelloya ever demeye niyetli olsun veya olmasın, hayat dağın varlığını net bir şekilde önüne koyar. Artık tırmanmaya baş lamak ona kalmıştır. Koç bir şey istet: deneyim
-
genellikle risk dolu deneyim.
Uzun, soğuk bir geceden sonra güneşin doğuşu gibi, onu arar, ken dine çeker. Bu istek, ne olursa olsun, gizlidir. Korkulardan yapıl mış bir örtüyle sarılmıştır. Koç'un stratejisi, ne kadar korkutucu olduğuna bakmadan, bu örtüyü açmaktır. Ve sonra açığa çıkan is teği, bedeline aldırmadan, yerine getirmektir. Korkularla yaşamak, ancak kuşkusuz ve kararlı bir biçimde hareket etmek -- işte bu Koç1un sanatıdır. Kaynaklar Doğa Koç1u dağlara hazırlar. Koç dünyaya savaşcılık,
canlılık ve
hayatta kalma güdüsü ile silahlanmış olarak gelir. Ruhu güçlü ve dolaysızdır. Dürüstlük, didişmecilik, heveslilik, bağımsızlık, dış tan gelen otoriteden hoşlanmama
-
bunlar Koç1un kaynaklarıdır.
Hassas bir inceleme sonucu, doğum haritasında Koç'un dokun duğu alanda hırçın, canlı bir kişilik belirecektir. Bu hırçınlık daA cının dağla savaşı gibi fiziksel bir yapıda olabiHr, ama genellikle daha belirsiz bir durumdadır. Onu tanı�macılıkca bulabiliriz. Do ğal hayatı koruma veya kadın haklarını savunma alanlarında göre-
62
biliriz. Belki içsel bir canavarla - alkolizm. Vietnam gazisinin ka
busları - savaş ı yordur. Harita Koç'un ateşinin hedefini gösterir. Er
veya geç, bir ateş ve bir hedef olacaktır.
Bu burcun en ı lımlı çocukları bile, bir krizle karşılaşınca serin
kan l ı ve bilinçli bir şekilde uğraşırlar. Gerilim anında dizleri kana yabilir, sonradan bayılabilirler. Ancak Koç'un gerçek yapısı
baskı
altında parlar. Koç'un kaynağı ? Dışına nas ı l bir cüppe giye rse giy
sin, altta bir savaşçının kalbi atmaktadır. Bu kalp belki, ancak bir krizle ortaya çı kacaktı r. Ama her zaman oradadır.
Karanlıklar Karanlık bir gece. Loş bir geçi t . iri cüsseli birisi karanlıklar içi nden bize doğru yürüyor. Böyle bir durumda, yan ımızda Koç burcundan bir arkadaşımızın veya, daha iyisi , kendi içimizde ruhu muzu tutuşturan Koç burcunda yer alan bir Güneş veya Ayım ol ması için dua ederiz. Peki bu savaşçı barış zamanı ne yapar? Dış dünyadan benliğini tehdit eden bfr baskı olmadan kendisini devam ettiremez. Askerin düımana gereksinimi vardır. Ordular savaşacaktır. Eğer gerçek bir düıman bulamazlarsa, hayal ürünü düşman ararlar, hatta belki de korumakla yük ümlü oldukları ülkeyle savaşıdar. Aynı fenomeni Koç'ta da bulabiliriz. Savaşacaktır. Bu kesin. Ancak savaşı n ı n ev rimsel bir değİJİme mi hizmet edeceğ in i, yoksa sadece anlamsız bir karşıtlığa mı dönüşeceğini kimse söyleyemez. Neyse ki, gerçek düşman lar bol miktarda bulunmaktad ı r. Koç ilrkiltücü bariyerlerle tekrar tekrar karşılaşır. Bunlar Koç'un özgür lüğünü elinden almak isceyen güçlü kişiler olabilirler. Ters koşul ların biraraya gelmes i bir engel oluşturabilir. Bazen bu nlar i çse l za yıflıklardır. Genellikle bu bariyerler diğer insanlarla anlaşmazlıklar biçimini alırlar. Ne de olsa Koç'un yoğun yapısı onları ke nd ilerini savunmak zorunda bırakabilir. Bu engeller ne olursa olsun, yüzle-
63
şilmesi gerekir. Eğer Koç için başlıca bir günah varsa, o da korkup
geri çekilmektir.
Bu mücadelelerin çok belirgin olmayan yararları vardır. Bunla
rın büyümemize yardımcı olduğunu bilebiliriz. Ancak belki de kendimizi yorgun hissediyoruzdur. Eğer Koç mücadele etmemeyi
seçiyorsa, bunu yapmakta özgürdür. Savaşa katılmak gönüllülük gerektirir.
Ancak her koşulda, Koç gerilim için mıknatıs o lmaya devam eder. Seçim, gerilimin ne biçimde geleceğinin seçimidir. Bu, dağ
ları fethetmenin, zorluklarla yüzleşmenin, kişisel büyümenin geri limi olabilir. Veya Koç'un bezginliğinden, alınganlığından ve d�
kırıklıklarından kaynaklanan boş, amaçsız, faydasız d idi �meler tö renine dönüşebilir. Bu nokradan ilerisi Koç'un karanlık yönleridir. Savaşçı baroda ve ateşle yüklüdür. Bunlara yaşamdaki amacını
gerçekleştirmek için ihtiyacı vardır. Ancak gelişimine yardımcı bir krizden kaçarsa, ateş yine de yanındadır. Bu bastırılamaz. Her za
man, esas amacına doğru uygun bir şekilde kullanabileceği hırsını ilgisiz bir hedefe yöneltip saldırır.
Esas anla�mazlığın içeriği ile ilgisi olmayan, duygusal conun
ağır bastığı tarrışınalara girebilir. "Niçin o lanet olası sarı bluzu nu giymekte ısrar ediyorsun?"
Bu durumda Koç'un iradesi, cesareti ve yakJCJ d uyguları amaç sızdır. Arkada�lar itilir. Evlilikler çöker. İşler ufak sorunlar nede niyle bırakılır. Kimse kazanamaz. Geli§imin yakıc roketi, 4 Tem muz havai fi�ekleri gibi cehennem ateşleri ile dolu ve anlamdan yoksun, uçar gider. Koç'un bu karanlık yolunu seçen yaralı, arzularına aç ve hayal leri kırılmış bir şekilde kalır. Kendini haklı görebilir. Kendine acı yabilir. Ama sorusu hep aynı kalıt: "Niçin benimle olan herkes sa vunmada?" Ve cevap? Basir. Savaşçı yanlış yerde savaşıyor.
64
BOGA (TAURUS) Eleman:
Toprak
Nitelik: Arketipler:
Sabit Toprak Ana Müzisyen Sessiz İnsan
Glif:
H
Sadelik için çabala ama ona güvenmemeyi öğren. -- Alfred Norch Whitehead Sembol Bilinç, Koç'un kızgın fırınının bitkinliğinden sonra, durgun su .vuzlarının, yeşil yapraklar arasından gelen kuş seslerinin peşine dü r. Huzur arar. Nutukları senfoniyle, cuckuyu sessizlikle
takas eder.
ıh, savaş ateşiyle yanmayı bırakır, eklem leri şişmiş ellerle toprağa anır. Tohumları, çamuru, yeryüzünün etini, kanını hisseder. . Sembolü Boğa'dır. Matadorun kırm ızı bayrağı ön ünde öfkeden •püren canavar değil. Bir meşenin alt ı nda sakin sakin güneşin ta nı çıkaran, çimleri yiyen boğa. Besi hayvanı ve toprak . Onu hiç r şey korkutmaz. Ürkütücü görünümlü Koç gitmiş, yerine kendi inyasmın kontrolünü elinde tutan, korkudan çok uzak, bu neden
korkusuzluğu anlamsız bulan Boğa gelmiştir. Koç'un savaşı ka
nılrnıştır. Boğa huzur içindedir.
Son Nokta Mayıs ayının başlarında bir tepenin üzeri. Ilık bir rüzgar tem i bulutları yalıyor. Kızılcıklar çiçekleniyor. Atmacalar sıcak hava
65
akımında süzülüyor. Tek başına oturup, altınızda güneşten ısınmış kayayı hissediyorsunuz. Güneş banyosu yapıp, baharın tadını çıkacıyorsunuz. Önünüzde verimli, çiçeklerle dolu vadi uzanıyor. Çift çiler tarlalarında çalışıyor. Hayvanlar otluyor. Baharın yeşil canları tarlalardaki saban izlerinden ormanın derinliklerine doğru kendine yol açarak ilerliyor. Aynı noktada oturuyorsunuz. Bir saat. İki saat. Üç saat. Düşün meden. Sadece hissediyorsunuz. Büyük sorular aklınıza gelmiyor. Yaşamın doğası ilginizi çekmiyor. O anda, o kayanın üzerinde, o bu ludarın altında, yalın biçimde varsınız. Söze gerek yok. O engin likte, ne hissediyorsunuz? Ürerken toprak size ne öğretiyor? Zama na bağlı olmamayı. Dinginliği. Huzuru. Sınusız bir şekilde karma şık, ancak yine de sade olmayı. Kavranamayacak kadar derinli!e sa hip olmayı, ancak bunun üzerinde konuşmaya ihtiyaç duymamayı. ݧte, bu noktada Boğa'nın son noktasını görürüz. Boğa'nın hü neri: dinginliği bulmak ve onu korumak.
Strateji Tüın Boğa'lar doğayı sevmez. Ancak o tepede oturmak temel
bir gelişim stratejisidir. Toprak Ana Boğa'nın ilk öğretmenidir. O ruhu yatıştırır, sadeliği ve dinginliği öğretir. Ormanda kısa bir yü rüyüş, çağlayanın yanında sakin bir saat :. bunlar Boğa'ya "konuş ma teıapisi"nden daha fazla huzur getirir.Kaderin Boğa'yı kente sü rüklemesi psikolojik bir yıkımın göstergesi değildir. Sade Boğa her zaman sessiz ve kolay bir yaşam, yeşillik bir ortam seçer. Yi ne de, hiçbir insan sadece bir burcu taşıyamaz. Farklı fakrörler güçlü Bo ğa özellikleri olan birisini metropole çekebilir. Bu durumda huzu ru bulmak zorlaşır. Kentsel Boğa'nın belirli aralıklarla kenti terk etmesi, haftasonu veya bir kaç gün için kırlara gitmesi bir zorunlu lukrur. Ve çiçeklerle dolu bir evde ya�aması ona yardımcı olabilir. Bir kedi veya köpek de toprakla bağlarını güçlendirebilir.
66
.
Toprak Ana'nın karanlık yönleri ağır basan bir kız kardeşi
var
dır. Birini bulduğumuz yerde di ğeri de fazla uıakta olamaz. Bu,
Boğa'nın i kinci önemli öğretmenidir. Adı Sessi zliktir. Boğa burç ların en konuşkan olmayanıdır. Onun enerjisine sahip insanlar ko
nuşmayı kendilerini engelleyen bir şey olarak kabul ederler.
sözcüklere karşıttır, dile tercüme edi lemez . Sessizlik
Özleri
sadel iği ,
sade
lik huzuru doğurur. Boğa bunu bilir ve sezgisel olarak konuşmaya
karşıdır. Dışsal sessizliği sağlamak zordur. Boğa'nın gerçek hedefi olan içsel sessizlik ise daha da zor. İşte bu noktada da bir öğretmen or taya çıkar ve bir stratej i önerir. Paradoksal olarak, o müziktir. Ken
dini dinlemeye kaprı rmış, ritme karşı notaların oyunuy la hip not i
ze b i r durumda, ne olur? Zihinde dilin bitmek bilmez uğultusu bir kaç saniye için susar. Huzurun Beethoven veya Led Zeppelin dinle yerek g elmesi önemsizdir: her iki halde de zihin kendisiyle konuş mayı bırakmıştır. Ve Boğa için bu herşeydir. Müzik onu dinlediğimiz zaman bizi sessizleştirir. Ama eğer müziği üretirsek daha büyük anlam kazanır. Boğa için , duşta şarkı
söylemek veya armon ika çalmak kadar etkili bi r evrimsel strateji
olamaz. Koca evin içinde Chopin çalmak da aynı etkiyi göst eri r. Ancak kendimizi b ir topluluk önünde çalarken hissedeceğimiz gu� rur ve huzursuzluk duygusu na kaptırmamız ıarttı r. .
T üm burçlar içinde, Boğa e n fiziksel olanıdır. Zihnin imgesel
tansiyonundan maddesel dünya yoluy la kaçmaya çalıiır. Etini, ka· nını hissederek. Elleriyle toprağa uzanarak. Parmaklarını eski , gü
zel bir kemanın ab§abında gezindirerek. Çamurla, boyayla oyna· mak. hatta evi temiılemek, sebzeleri doğramak bile Boğa'yı iyi his settirecek uğraşı lardı r. Yolu bedenden geçer. Tenin ötesine atlamaz. Onun içinde yer, içer, eğlenir. Onun içinde kızarır. yüzünü ate§ ba sar. Onu kutlar ve över. Boğa dokunmalıdır. En temel şey budur. Dünyayı duyularıyla.
derisiyle, parmaklarının ucuyla hissetmelidir. Sadece aklın ı kulla-
67
narak dünyayı bulamaz. Toprağı ayaklarımızın altında hissederiz. Müziğ i kulaklarımızla duyarız. Sevgilimizin vücudunun sıcaklığı nı bizimkine değdiğinde duyumsarız. Yaşam ın doğası? Kim bile bilir? Kim i n umurunda? Kim düşünür doğasının
kendisidir.
dü şü rm eye ya rar.
ki ? O kusu rsuz
an yaşamı n
Onun hakkı nda konuşmak sadece perdeyi
Kaynaklar
Çapraşık olaylardan, koşullardan hoşlanmama. Karmaşıkcan kuşku duyma. Bunlar Boğa'nın kaynaklarıdır. İçgüdüsel bir şekil de, kendi sessizliği ve sadeliğini bulabileceği ortamları arar. Sabit bir iş. Güven duygusu veren ilişkiler ağı. Sabırla, sonsuz bir pratik likle kozasını örer. Kozanın içinde, bir sarkıtın oluşumuna benzer şekilde, metodik ve durmaksızın çalı�ır durur. Janie1nin neo-Freudcu, reenkarnasyonal vitamin terapisi uygu layan, yeni bir psikoloğu var. Karanlık dehlizlerde yıllarca dolanıp durduktan sonra nihayet cevabını bulduğu için huzur içinde. Sam şimdi Allah1ı buldu. Ann orgazmı, Joe ise ke ndin i buldu. Boğa için bunlar çı lg ı nlıktır. Omuzlar ı n ı silker. O yaşamakta dır. Ya�amı rahat bırak ı r Deri kokuğuna rahatça yerleşir. Ağzında elmadan ısırdığı parçanın cadını hisseder. Çocuklarına bakar. Yuva smın sağlamlığını, Vticudunuıı veriml i liğ ini duyumsar. Ve içinde, çok derinlerde, sessiz bir yerde, başka burçla rı n hissedemediğini .
hisseder. Saygı
ile karışık sevgiyi hisseder.
Karanlıklar
Dağlar, büyük me§eler gibi dayanıklı, a,ğır v1.: s�ığlam objeler Boğa1nın aradığı huzurun benzetmesidir. Onhr Bo,Ç:.ı'ya yol göste rir. Ancak, o, hede.fi gözden kaybederek, maddesel g üvencenin pe68
şine düşebilir. Bu, onun karanlık noktasıd ı r. Gerçekce içsel güven ceden doğan huzuru aramasına rağmen, bunun dış dünyadaki yan sı mas ı olan para, arazi , varl ıklar ve emeklilik planları ile kendini
kandırabilir. Güvencenin körü bi r şey olduğunu söy le m e k istem iyorum . An cak bu Boğa'nın aptalca çekici b uld uğu bir akına dönüşebilir. Eğer güvence1nin çekiciliğine kapılırsa, burcun tüm sonsuz dinginliği çarçur edilebilir. Ve onun yerine uy uşuk, ruhu öldürücü bir dura ğanlık doğabilir. Boğa kendini sıkarak, bıktırarak öldürebilir. Boğa'nm er veya geç karşılaşmak zorunda olduğu , bir dönüm noktası vardır. Bi r yanda, maddesel güvenceye, durağa nlığa ve tah min edilebi lirliğe giden bir yol durur. Bu yol, büyük olasılıkla ken disinden başkasına zararı dokunmayacak, dürüst ve ahlaki bir yol dur. Diğer yanda ise, onu heyecanlandıran, ona büyüme ve değişim sunan bir yol görülmektedir. Belirsiz, güvensiz, buna rağmen baş tan çıkarıcı olan bu yol Boğa1ya temel bir seçe nek sunar: Yaşamak saldırıya yönelik bir eylem midir, yoksa savunmaya mı yöneliktir? Ben büyümek için mi buradayım, yoksa güvende olmak için mi ? Güvence zihinsel düzeyde de bir hareketsizliğe dönüşebilir. Bu rada Boğa'nın di llere destan inatçılığı ile kaqı l aşmz . Tüm sabi t burçlar gibi, Boğa, hemen algılanamasa bile, kararlıdır. Çoğunluk la, yüzeyde sakin ve suya sabuna dokunmaz gibi görü lmesi ne rağ men bunu asla kararsı zlık ve güçsüzlükle karıştırmayın. Bu sakin liğin altında demir gibi bir irade gücü vardır. Bu güç ona, kalkış tığı her iş i yapabilme yeteneğini verir. Ama aynı zamanda esnek olamamayı doğurur. İnacçılık, deneyimlere dar kalıplar içinde, hayal gücünden yok sun tepkiler vermekle ve dolu bir yaşamın cemet unsuru olan var oluşsal sıçramalarda kısa kalm akla sonuçlanabilir. Biz büyüyoruz ve değifiyoruz. Bu esnada kendimizi tanımlamamız, davranışlarımız ve görüşlerimiz de değişmelidir. Boğa bunu yapamayabilir. Kendi sine yol gösteren tepeler gibi "Ben dün böyleyd im , bugün böyle-
69
yim, yarın da böyle olacağım11 diyebilir. Ve o zaman her şey yitmiştir.
İKİZLER (GEMiNi) Eleman: Nitelik: Arketipler:
Glif:
Hava Değiıken Şahit Öğretmen Hikayeci Gazeteci D
Söı. anlaması için söze muhtac olan kişiye söylenir. Söz söylemeden de anlayan kişiye söz söylemenin ne lüzumu var? Gökler. yerler, anlayan kişiye hep sözdür. --- Mevlana Celaleddin Rumi Sembol İkizler. Onlar kim? Kardeş çiftler. Ruhsal olarak birbirini ta mamlayanlar. Sevgili ler. Birbirine hayran, geriye dönülmez bir şe
kilde bağlanmış iki varlık. Diğerinin gizemini çözmeye azimli, an cak görülmez bi r anlaşmazlık duvanyla ayrılmıı iki varlık.
Ne yaparlar? Konu�urlar. Dinlerler. Bir ipucu, an lam l ı bir hare üstü kapalı bir söz bulmak için birbirlerini incelerler. Hiçbir
ket,
detay gözlerinden kaçmaz.
Bulmaca imalathanesine bir bomba düşer. Binlerce bulmaca kü
çücük parçalara ayrdarak dağılır. Milyonlarca parça konfeti Bibi.
İki deli dahi probleme el koyar. Her iki�i de güneş batana kadar
beşyüz bulmacayı tamamlayacağına söz verir. 70
İşte bu İkizler. Son
Nokta
Herhangi bir burçlar ki tabının İkizler bölümünü okuyun. İ lk
paragrafta, bir yerlerde iletiıim sözüne rastlarsınız. Konuşmak ve dinlemek İkizler için remel unsurlardır, ancak onları anlamak için daha ileri gitmemiz gerekir. İkizler'in temsil erı:iği ruhsal süreç
bundan faılasını içerir. Esas konu algılamadır. Dünyanı n bizimle iletişim kurma biçimi. Bizi sarmalayan düısel görüntüler geçidini görme, hissetme, duyma ve koklama biçimimiz. Bu boyutsuz do kumada sözcükleri dinleme sadece bir iplik parçasıdır. İkizler, algılamak ve kendisini gözlemle tıka basa doldurmak için doğmuştur. Boğa' nın durağan karakteristiği İkizler'e taban ta bana zıttır. Bu burç her zaman hareket hal inde bulunmalıdır. Gö rülecek , öğrenileçek çok şey var, harcanacak bir dakika yoktur. On dakikada oyunçak mağazasını dağıtan bir çocuk gibi, İ kizler de de neyimden deneyime. bazen çılgınca, genellikle plansızca, ama her zaman büyük bir doyumla, koşturur durur. Uyanık bir akı l İkizler' in temelidir. Ancak akıla konsan tre ol mak ana noktayı anlayabilmemizi gölgeleyebi lir. Düşünmek İkiz ler için bir yan unsurdur. Burcun susuzluğu yüksek yargı ve man tık gücüne sahip olmaya yöne li k değildir. Ham algılamaya yöne liktir. Düşünmek değil, görmek önemlidir. İkizler, bir köşe yazarı gazeteci gibi felsefi değildir. Onun besin i anlamlar değil, algılanan hazmedilmemi� gerçeklerdir. O sadece dünyaya görmek, ona şahit olmak istemektedir. Bu süreçten fikirler ve an lay ı� doğabilir, ancak ana nokta bu değildir.
Dünyanın sularını açığa çıkarmak. Bütün ipuçlarını toplamak. Her§ey i görmek . İkizler'in son noktası bunlardır.
71
Strateji Herşeyi g ö rme k! Bu olanaksız bir iştir. Bir insana
yaşaması
için
bi r milyon yıl veri n. X-ışını gibi görüş ve biyonik bir kulak ve ri n .
Bilgisayar gib i bir akı l ve dört yaşında birinin hiperkinetik enerji
sini
eri n . Ne görebilir? Hayatın ne kadarını algılayabi lir? Bu bir
v
okyan usu boşal rmak için yüksüğü daldırıp çıkarmaya benzer. Yine
de İkiz le r' İn işi budur.
İkizler nasıl yol alu? Bir anahtar strateji , yaşamı olabildiğince
deği�ken ve yoğun sürdürmektir: Aynı anda üç veya dört hayatı ya
�amak. Tahmin edilebilirliği ve can s ı k ı ntıs ı n ı affedilemez günah
lar olarak görmek. Aklın büyümesini hiç durdurmamak. Ne kadar
g üç!
Hepimiz kafamızın içinde, giuiğimiz her yere taş ıdı ğ ımız . ev
rene ait kend i yaratcığımız resimlerle dolaşırız. Ve bu çerçeveye uy
mayan deneyimlerle karşılaşmaktan hoş lan m ayız. Bir doktor inan
ca bağlı bir yöntem uygulayan tedavicinin o lumlu sonuçlarını gör mekte n rahatsız olur. Beyaz bir ırkçı çok ze k i siyah bir fizikçiyi ve
ri mli bir alanda kullanamaz. Bir çerçeve yarat ırı z . Ve sonra bu çer
çeveyi destekleyecek delilleri aramaya çıkarız. İkizler bu iç güdüye aldırış etmemek, kavranması ne kadar ıor olursa olsun, heqeyi net bir şekilde görmek zorundadır. İkizler evrene akla uygun olma ma hakkını tanımalıdır. Aklı karıştığı zaman hedefe yönelmiştir. Bu, topladığı
bi lgi n in onun anlayabilme yeteneklerinin ötesinde
oJduğu anJamma gelir. Yen i fikirlere açık olma kapısının aralık bı
rakı lmas ı bu burcun temel evrimsel stratejisidir. Yineliyorum: Dü şünmek değil, görmek.
Yaşamak deneyimlere sahip olman ı n bir yoludur. Ama başka bir
yol daha var. Dünya deneyimcilerle kaynıyor. İnsanlarla dolu. Her birinin sezişleri, görüşleri farklı farklı. Her biri bunları hazmedip,
kaba gözlemden daha ra fi ne bir forma - düşünceye - dönüştürüyor. Anca�. biz onlara nasıl ulaşabiliriz ki ? Bun lar kemik ve beyinden
72
oluşan bir duvarın içine hapsedilmişler. İkizler cevabı bilir. Çevremizdeki insanların akıllarmda gizli bu hazinelere ulaşmak için tüm yapmamız gereken sormaktır. Araştır malı, soruşturmalıyız. Konuşma sanatını kullanmalıyız. İkizler
için
bu kririk bir evrimsel stratejidir. İkizler konuşmak için doğmuştur.
Aynı zamanda dinlemek için doğmuştur. Ancak bu konuşmak kadar otomatik değildir. Çabucak anlama, hatra etkili konuşma,
İkizler'e
dikkatle dinlemekten daha kolay gelir. Bu konuda geri
limli etkileri bulunan bir doğum
haritasına sahip olanlar başkala
rının sözlerini kesip, onların cümlelerini kendileri tamamlayabilir ler. Daha duyarlı ve hassas bir harirası olanlarda bu davranış daha az belirgindir. Kacşımızda sakin dururlar, harta fikirlerimizi çok parlak bulduklarını zannedebiliriz. Ama akılları hızla yol almışrır. Göz temasına ve kafalarını sallamalarına rağmen, söylediklerimize karşı ilgisizdirler. Gerçekte, ne söyleyeceğimizi bildiklerinden
emindirler. Dikkatleri çoktan burnumuza kaymıştır. Belki de bu burnun lisedeki bir arkadaşlarının burnuna ne kadar benzediğini düşünmekredi der. İletişim iki yönlü bir yoldur. İkizler bunu unutmamak zorun dadır. Ne biliyorsak onu anlatmz, ama bazen bilmediğimiz şeyleri duyarız. Dinlemek. Dünyayı yutmak. İşte bu İkizler'in stratejisi dir. Konuşmak, ancak bu süreci hızlandırıyorsa onlara faydalıdır. Kaynaklar
Merak. İkizler1in başlıca kaynağı. Dünya'nm güzelliği karşısın da ıaşkmlık duygusu. Her çiy damlası, her gözyaşı, her kar tanesi
karşısında çocuksu bir takdir ve değerlendirme. Bu olmadan, İkiz ler "gevezelik"ten başka bir şey olamaz. Canlılık, İkizler'in ikinci kaynağı. Merak onu sürekli hareket halinde tutar. Görülecek o kadar çok şey var ki.
Çok az
burç,
bu
Hele öğrenilecek.
kadar az uykuyla durabilir, yorulmadan yaşayabi-
Lir. Aynı anda üç hayatı yaşamak tembel liğe zaman buakmaz. Bir kere heveslendimi, bir
meteor gibi
hayatın iç ine dalar
.
Fiziksel canlılık akı lda da sürer ve İkizler1e üçüncü kaynağı sağ
lar: öğrenme, anlama yeteneği. İkizler, tüm b� merakı ve enerj iyi
.
ham bilg i den derlenen kocaman bir kütüphane oluşturmak için
kullanır. Ve kütüphanenin içinde, bu bilgiler arasında bağlantılar
kurmak, parallellikler sağlamak ve çelişkileri saptamak üzere ış.ık Hiç bir burç daha hızlı bir zihinsel faaliyete
hızıyla dolaşır durur.
sahip değildir.
Son olarak, İkizler, konuşur. Diğer in sanların zi hi olerine sondaj .
yapar, yalanı, masalı eleyerek ayırır, deneyim kristallerini ve iç gö
rü maden lerini umutla arar. İkizler için evrenin maddesi molekül ler veya atomlar değil, bilgidir. Hiçbir burç bilgiye bu kadar aç ola maz. Böyle bilgi toplayamaı:, bilgilerarası bağlann kuramaz ve bil giyi yayamaz. Ve bu, İkizler'in en değerli kaynağıdır.
Karanlıklar En yalın biçimiyle İkizler kişisel yargıların ötesindedir. Bir ay
na gibi, yargılamadan gözler. Büyük sistemlerden, değiımez doğ
rulardan kuşku duyarak, prematüre sonuç lar çıkarmaktan çekine
rek, ipuçlarındalı bir ağ örer. Sezgisel olarak, herfeyin gerçeklerle ispadanabilece�ini hisseder.
Zodyakm bu döneminin karakteristiği olan, koşu llara kendini
.
uydurabilme
yeteneği bu sayede ortaya çıkar. Ne yazık ki, eğer bu
yetenek bir takım bayağı nedenlerle birleıirse bir kabusa dönüşcbi
Hr. Tatsız gerçeklerle yüzyüze gelmeye zorlanırsa, esnek İkizler bil
giyi yeniden yapılandırabiHr. Bu süreçte yalanın oranı azdır. Daha ziyade vurgu noktası kaydırılmakta, stratejik suskunluklar yaşan makta ve sözcükler yağmur gibi pefpeıe sıralanmaktadır. Genellik
le fikirlerin yeni montajı bi r anlam içermektedir. Ne kadar sahte
olursa olsun, bu
74
monraj
ikna edici, veya en azı ndan in sanı yolun
-
dan çıkaracak kadar inandırıcı olabilmektedir. İkizler savunmaya geçtiğinde, ancak çok kurna.ı ve kafayı takmış birisi onun oluştur duğu labirentte yol alabilir.
İkizler için fiziksel tehlikeler de bulunmaktadır. Ruhundaki bitmek bilmez uğultu sinir sistemine sürekli basınç yapmaktadır.
Zihindeki tansiyonun birikimi sinirlilik ve gerginlik üretir. Gevşe yememek uykusuzlukla sonuçlanabilir. Ve sinir sisteqıinin bozul ması eğilimini şiddetlendirebilir. Eğer içteki uğultu durdurula mazsa, aynı motif dıştaki koşullarda da görülmeye
başlar: işin ba
tından aşkın olması, aşırı yoğunluk ve nihayet duygusal açıdan tü
kenme.
İkizler' in geliştirebileceği gerilimin boşaltılması gerekir. Zeki, anlayışlı ve sakin insanlarla sözsüz konuşma bu sürece çok yardım cıdır. Encellektüellerle akıl savaşının burada yeri yoktur. Sadece, kimsenin not almadığı ve fikrini kabul ettirmeye çalışmadığı, kalpten kalbe iletişim gerekir. Spor da İkiıler'in gerilimini boşaltmasına yardımcı yollardan birisidir. Yürüyüş, koşu, dostça bir voleybol maçı, tüm bunlar yar dımcıdır. Ancak mekik çekmemesi gerekir. Unutmayın İkizler sı kıntıyı sevmez. İkizler deneyim toplamak ve yaşamın mucizesinin kalbinde at masını sağlamak için dünyaya gelmiştir. İçinde kayıtsızlığa, onu kaostan ve gizemden alıkoyan dogmatik görüşlere yer yoktur. Bit
mek bilmez merakıyla, rüm bir yaşamı denqimle doldurabilir. An
cak bindiği at vahşidir. Onu başka bir ufka taşıyabilir veya hiçbir
yere gitmeden, aynı noktada, sürekli hareket halinde, dans eder gi
bi dönüp durabilir. Birçok İkizler'in mezar taşında "Hep raktik, sı fır strareW• yumak:radır. Sonuç: Atın iyi bir sürücüye ihtiyacı var.
75
YENGEÇ (CANCER) Eleman:
Su
Nitelik:
Öncü
Arketipler:
Anne Tedavici Görülmez İnsan
Glif:
9
Görülmezliği var olmamak sayanlar yaş amıyordur; onların aradıkları varoluş biçimi, aradıkları ölümsüzlük hayaletlere özgüdür; görülmek hayaletlerin tutkusudur, unutulmamak ise ölülerin. ---Norman O. Brown Sembol
Yengeç. Savunmasız bir yaratık. Lezzetli bir et parçası. Mamla
rın yiyeceği. Nasıl hayatta kalabilir? Onun için ümit var mı? O yal nızca yutulm ayı bekleyen küçücük bir lokma.
Yengeç yaşamak için bir kabuk geliştirmelidir. Kendisi ile do
ğa arasına bir duvar örmelidir. Bunun dışında kendisini koruyabil mekten acizdir. Bu zırh, onun dayanmasını sağlar. Çevresiyle barış içindedir.
Ancak bu süreç tehlike dolu bir değişimin rohumlarını içerir. Yen geç yer. Olgunlaşır. Ve kısa sürede kabuğuna sığamaz olur. Kabu ğu değiştirmesi gerekir. Eğer kurnaz ve şanslıysa yeni bir kabuk
geliştirene kadar hayatta kalmayı başarır. Daha büyük ve yeni bo yurlarına uygm:: bir kabuk. Ama, ancak kurnaz ve şanslıysa.
76
Son Nokta Bilinç İk i z le r ' i n atlıkarıncasından başı dönmüş, yaşamı n orta sında kaostan aklı karışmış bir şekilde, köklerine, içe doğru döner.
İkizler için doğru "dışarıda" bir yerlerdedir. Ruhu uyanıklık ve me rakla doldurarak, dünyayı araştırır. Yine de bu araştırma hiçbir şe yi açığa çıkaramaz. Hayat daha fazla gizemle, eksi k noktalarla ve hazmedilmemiş detaylarla dolar. Yengeç yeni bit yön seçer. Evreni n içinde hızla dönenip durmak yerine içindeki bilincin dallarına tutunmaya, deneyimin temel taş· )arı nı sondajlamaya, kalbe baskı yapmaya başlar. Yengeç için dünyanın hammaddesi duygulardır. Zodyakın bu etabına, dev gibi bir sübjektivite hayat verir. İkizler'in gözlemci, araştırmacı bilinci kenara çekilerek, duygulara, izlenimlere ve kişi sel tepkilere yol verir. Artık objektif bir evren yoktur. Reaksiyon lardan oluşan bir doku kalmıştır. Yengeç burcunda doğanlar, bundan önceki burçlar için ulaşıla· maz olan, içsel dünyanın boyutlarına nüfuz etmek arzusundadırlar. Duyguların dil ine hakimdirler. Aklın sübjektif ve tepkisel yanla rıyla büyülenmişlerdir. Kendisinin yönettiği , sürekli bir psikanaliz süreci Yengeç'in yaşam kaynağıdır. Bilinci hissetmek. Yaşamın her ayrıntısını hissetmek. Bu vah
şi dünyanın m e zb ahas ı na karşı bizi koruyan duyarsızlık kabuğun
dan kurtulmak. Tüm bunlar Yengeç1in işidir. Yengeç'in son noktası ? Hayatın cehennemi uyumsuzluğunu görmek. Kazanı içeriden tanımak. Ve tüm garipliğine karşı n , rüm sağduyuya rağmen, yaşamın sunduğu her şeyi sevmek, kabullen mek ve ona güvenmek. Strateji
Oromarik bir batiskaf (denizaln aracı). Amacı ? Okyanusun yü77
zeyinden dört mil aşağıda deniz tabanının haritasını çıkarmak. Tor
tudan örnekler toplamak. Ve hasar görmeden ana gemiye dönmek. Bir strateji diğerlerinden önde gelir: Batiskaf hayatta kalmalı
dır. Deniz ona baskı yapar, bir açık veya zayıf nokta bu lmak için duvarlarını yoklar. Bu düşmanca ortamda, savunma çok önemlidir.
. Zırh olm�an, batiskafm içindeki haSsas ölçüm aletleri saniyenin onda birinde parçalanabilir. Yine de savunmada boşluklar olması zorunludur. Altmış santim kalınlığında, yekpare, çelik bir duvar batiskafı mükemmel koruya bilir. Ama zırhında kesintiler olmayan bir batiskaf çevreyi araştır mak için hareket edemez. Kameralar için pencereler olmalıdır. İçe rideki beyinden. dıştaki gözler ve kulaklara kablolar çekilmelidir. Dışarıdan toplanan materyal için içeride depolama bölümleri yapılmalıdır. Batiskafı tasarlayanlar zor bir problemle karşı karşıyadır: eğer .
cihazı çok korunaklı yaparlarsa, fonksiyonunu yerine getiremez olur. Ve eğer onu iyi koruyamazlarsa, içinde çalıştığı ortam tarafın dan imha edilebilir. Yengeç de aynı problemle yüz yüzedir. Yengeç1in 11ölçü.m aletleri" zoclyakcaki en hassas aletlerdir. Hiç bir burç bu kadar yoğun hissedemez.. Ve hissetmek hayatın ama
cıdır. Aneak bu duygusal devreler aşm yüklenip, yanabilir. Hayat
yavaş yavaş, kontrollu bir §ekilde içeri almmalıdır. Bütün savunma ları kaldırmak intihar demektir. Yengeç'in hedefi ince ayar yapılmış duygusal hassasiyetini ko rurken, aynı zamanda dünyayla etkileJİminin yoğunluğunu en yüksek doza çıkarmaktır. Bu duyarlılıkları korumak için çelikle kaplamak kırılgan mekanizmamn dayamklılığını sağlayacaktır.
Ancak yaşamın anlamı dayanıklılıktan daha deri ndi r Yengeç'in .
stratejisi hayatta kalmak ile bajdaşık minimal savunmaları ya racmakc:ı.r. Ürkeklik bu· savunmalardan birisidir. Özellikle çocuklukta, ha,
78
yal kurma ve suskunluk Yengeç' in paravanıdır. İnsan dünya ile çok
zorunlugu olduğ'u, kaçınamadığı bir etkiletirn içindedir. Anonim lik ve yanlış .bilgilendirme maskesi takınır. Çö ldeki bir Kızılderili gibi, bu insana bakarız ve sadece bir maske görürüz. Yaş ilerledikçe savunmalar daha karmqık ve entellektüel bir hal alabilir. Yengeç yanıltıcı söz söylemekte usta bir kişiliği, sosyal are naya, üç boyutlu hologram olarak projekte etmeyi öğrenir. Bu bel ki de arkadaş sever bir hologramdır.' Kılık değiştirmiş bir halde, çevresindeki kişilerin ruhlan arasında, X-ııını fotoğraflar çekerek, bir casus g ibi dolaşır durur. Yengeç'in seçeneği azdır: bir maske takınmak veya çıplak, ken dini açığa çıkarmış bir şekilde durmak. İçsel süreçleri o kadar has sas, hayat o kadar sallantılıdır ki, iyi bir yalıtı m olmadan Yengeç' in sinir sistemi tahrip olabilir. Diğer yandan güvenlik için öyle savun malar geliştirebilir ki, bunlar herşeyin, hatta geliiimin bile önün de durabilir. Evrim için Yengeç kabuğundan kurtulmalı, ancak bunu iyice hesaplayarak yapmalıdır. Yoğun trafikte, meydandaki kürsüde psi kolojik pantolonunu aşağı indirmesi gerekmez. Seyirci özenle seçil meli, zamanlama kusursuz olmalıdır. Aşırı kırılgan Yengeç kabu ğundan sıyrılırken onurunu, hayacını ortaya koymaktadır. Ancak bunu yapması şarttır. Açılması, güvenmesi gerekir. Sevgi her zaman bir kumardır, ve Yengeç bu riske atılmayı öğrenmelidir.
Kaynaklar Yengeç'i Tierra Del Fuego'ya giden yavaş bir otobüse yerleıti
ri n Bu, çoğumuz için derinin pul pul döküldüğü, sinirlerin yavaş .
yavaş harap olduğu cüzıam hastalığı ile eşdeğer bir yolculuktur. Ama Yengeç farklı bir tepki verir. Rahatça yerine yerleşir. Gözleri ni kapar. Ve on saniye i çinde dünyada yürüy�e çıkar. Yengeç1e hayallerinden ol�a n bir dünya, dış dünyadan daha çe79
kici gelir. Ve iç dünyasının zenginliği onun temel kaynağıdır. Di
ğer burç lardan farkh olarak, Yengeç _iki kulağımız arasında taşıdı ğımız periler ülkesinde, kendisini evi nde hissetmektedir. Hayalgücil, sübjekcivite, duygular
--
Yengeç' in hammaddeleri.
Bunlar tüm duyguların temeli olan 11sevgi 11de odaklanırlar. Bir baş
ka insana bak. Sevecenlik hisset. Ona yardımcı ol ma, onu tedavi et me ve onu besleme arzusunu hisset. Rekabet duygusu, korku olma
sın . Sadece desteklemek olsun. İşte şimdi Yengeç devreleriniz çalış maya başlamıştır. Şefkat ve ilgi Yengeç'in önceden tasarlanmamış reaksiyonlan
dır. Bunlar, bu b u rcun kendini koruma
g üd üsünden
daha güçlü
olan özelliklerdir. Dünyanın en yumuşak huylu insanı birkaç şişe b i ra içip, külhanbeyi kesilse, Yengeç•e ulaşabilmek için çok uğraş
ması gerekebilir. Bu bir bakıma e l inde kilise anahtarıyla kale ka
pısını �maya çabalamaya benzer. Ama Cengiz Han ka len i n ön ün de kalbi kı rık bir şekilde dursa, kapılar anında açılır.
Böyle bir sevgi Yengeç'e çok doğal gelir. Bu özellik, burc un son
noktası değil, kaynağıdır. Destekleyici olmak. Yardımcı olmak.
Koruyucu �lmak. Övgüye değer özellikler, aina kabuktan sıyrıl
maktan , çı plak kalmaktan farklılar. Bunlar, sevg i nin özel bir çeşi didirler. Güvenli bir çeşidi.
Anaçlık - Yengeç' i n otomatik olarak ortaya ç ı kan bir başka kay
nağı . Gerçekten sevmek anaçlıktan daha :zor ve daha tehlikeli gelir. Ve asla, bi r çaba harcamadan mümkün olamaz.
Karanlıklar Anaçlık Yengeç'in en yüksek ifade biçimi - aynı zamanda po
tansiye l düşüş nedenidir. Bu onda dokuz insan sevgisinin yumuşak
bir ifadesidir. Geri kalan zamanda ise, bir başka kaçış noktası, bir
başka kabuktur.
İnsanlar, özell ikle acı çekenler, Yengeç'in rahmine doğru çeki-
80
lirler. O, i lişkide olduğu insanlardaki h assasi yet i ve kederi kendine
doğru çekerek, on l arın gülebilecek ve ağlayabilecek kadar güvende
hissetmelerini sağlar. Yengeç üstünde Anne yazısı bulunan asrral bir tişört giyer gibidir. Herkes bu mesaj ı okuyabilir.
Ti erra del Fu
ego1ya giden o otobüse Yengeç'i bı rakın, on dakika sonra, yanında, bütün kalbini ona açan birisi oturuyor olacaktır. Hiçbir burç annelik
maskesini
Yengeç kadar inandırıcı c akı na
mai. Biz anlayış ve şefkate ulaşım�. O emniyet ve görülmez li ğe ula
şır. Böylece hiç kimse bir yere ulaşamaz, özellikle kişisel, özel iliş kilerde. Annelik otobüste tanımadığımız kimselerde iyi iş görebi
l ir. Ancak bir evlil iğ in veya dostluğun egemen teması olamaz. Eğer olursa, böyle bir bağın doğal e�idik ilkesi bozulur. Her iki insanın
ela insanlıkları ellerinden alınmış olur.
Yengeç annelik rolünün ayartıcı tehlikelerine karşı tetikte ol malıdır. Bu rol sonucunda kendisini akıllılık, affedicilik ve anlayış lılık perdesi ile örterek,
kendi gereksinimlerinin ve fırtınalı iç dün
yasının görülmezliğine neden olabilir. Bu davranış, güvence ve sü reklilik sağlamakla birlikre, bir başka kabuk oyunudur. Ve bu oyunda en düşük bahis yalnızlıktır.
Duygusal arenada çıplaklık Yengeç için korkutucudur. Aynı şe kilde ürkütücü olan bir başka şey ise dıf dünyada güvencesizlik ve değişkenliktir: değişim, macera ve deneyimdir. Yengeç için, küçücük bir deneyim katedilen büyük bir yol de mektir. Koç ve İkizler için varolma biçimi olan havai fişekler Yen
geç•e korku filmi gibi gelmektedir. Ama Yengeç• in bile bir parça değişiklik ve farklılığa ihtiyacı vardır. Ne yazık ki, tedbirli ve do ğal iç güdüleri buna engel olabilir. Boğa gi bi , sıkıcı ve her zaman
öngörülebilen bir yapıda, ruhunu suscurabilir. Kendini geliştirme
yolunda görevini tamamlamış işlerde mekanik olarak çalışabilir.
Değişiklik korkusuyla ilişkilerini kalıplaşmış bir şekilde sürdüre rek öldürebilir. Kabuğunda güven duygusuyla, romanrik ve yaratı cı yönünü yıllarca kış uykusuna yatırabilir.
81
ASLAN (LEO)
Ateş Sabit
Eleman: Nitelik: Arketipler:
Kral (Kraliçe)
Oyuncu Çocuk Soytarı �
GJif:
Biz, ne imiş gibi davranıyorsak, "o"yuzdur. --Kurt Vonnegut, Jr. Sembol Bir aslan de�il
,
ama
Sioux City, Iowa'dan bir. rock grubu. Dene
yim leri eksik, ama enerjileri çok, altı genç. Şans aniden yüzlerin
güler. Bir plak anlaşması imzalarlar. İki ay içinde albümleri liste !erde hızla yükselir. Madison Square
Garden'da bir konser ayarlarlar. Her taraf hm
ca hmç doludur. Binlerce göz sahneye çevirilidir. Soyunma odasın da grup dehşete kapılmıştır. Midelerine kramplar girmektedit Sahne korkusu ile kalabalığın, ışıkların önüne dizleri titreye titre ye çıkarlar. Gözler üstlerine perçinlenmiştir. Enstrümanlarım kont
rol ederler. Ses ve ışık kontrolleri yapılır. Seyirci ayakta ba#mp al
kışlamaktadır. Gözler tabak gibi açılını�, rock grubu mesajı almıştır: herke onları sevmektedir. Daha sıkı çalarlar. Seyirci çılgma döner. Gruı atmosferdeki akımı alır, geri veri r Kısa bir süre sonra hiç ki mse Si oux City, Iowa'yı düşünmemektedir. .
82
Son Nokta Bundan önceki burç olan Yengeç'te perde z i hn i n
ışıltılı, değiş için kenara çekilmiştir. Bilinç büyülenmiştir. Buna yüz: çeviremez. İçsel gözün gördükleri bilinci hayran bırakır ve kendine doğru, içe çeker. İlgi dıştaki akciviteden uzaklaşı r. Pasifleşir. Gözleyip, hissettiklerinin çok aıını yansıtır. Aslan Yengeç' in bu içselliğine karşı bir tepkidir. Hayat şimdi, bilincin kökleriyle ilişkiden zenginleşmiş, aşılanmış bir şekilde da ha somut bir ifadenin yolları nı aramaktadır. .Alev alev yanan mag ma Yengeç'in kabuğunun altından sızmaya başlamıştır. .Ama As lan ' da bir volkan gibi dışarı doğru kükrer. Ve bazen bu nu kurnn lıkla yapar. İfade - .Aslan'ı anlamanın anahtarı budur. Zihnin içeriği görü lebi lir kılınır. Hiçbir şey hayalgücünün mahzenlerinde zincirli ka lamaz. Her şeye bir form verilir. Her şey if�e edilir. Aslan dün yaya içsel süreçlerinin elle tutulur ipuçlarım vermelidir. Yen geç'in sırlara ihtiyacı vardır. Aslan için sır tiksinti kaynağıdır. Kişiliği ifade etmek. İçsel durumumuzun dışsal sembolleri ni yaratmak. Transparan bir ipucu dokuyarak, herkesin bu dokuyu sö kerken en kişisel sırlara doğru yol alması n ı sağlamak - işte Aslan'ın işi. Aslan'ın dokuması gereken ipucu ne olabilir? Bu, Aslan'ın son noktasıdır: spontan, çekinı:esiı, cömert bir stil geliştirmek. Yüzey de, balerinin giydiği mayo gibi, kişi liği n içsel yapısıyla tam uyum lu, bir davranış tarzı oluıturmak. Aslan'ın son noktası? Kişili,ti geliştirmektir. ken derinliklerini açığa çıkarmak
·
Strateji
.Aslan hayata ever demeyi öğrenmelidir. Yolu olumlu ve güven li olmaktır. .Aklından dar kafalılığı, küçük hesapları ve seçiciliği 83
uzakla.şnrmalıdır. Sözlüğünde korku ve şüpheye yer yoktur. Kendi ni ifade etmesini engelleyen hiçbir şey hoş görülemez.
Eğer insanlar gülerse? Hiç fark etmez. Aslan buna rağmen kim olduğunu vurgulamalıdır. "Hayat, seni seviyorum! Seni kutluyo rum! Senden korkmuyorum!" demelidir. Egonun ötesine geçmek deyince ilk aklımıza gelen ruhsal ol gunluktur. Çoğu zaman "gelişmiş vadıkla.rı" mideleri fasulye sür günleri dolu, hiçbir şeyden korkmayan, hiçbir şey umut ermeyen, hiçbir fikri savunmayan, bağdaş kurup oturan, benzi solmuş kişiler
olarak gözümüzde canlandırırız. ·Bu modele takılıp kalan herkes Aslan'a şüpheyle bakar. Aslan egoyu aşmaya değil, egoyu geliştirmeye yönelmiştir. Ve
amaç bu olunca, bağdaş kurup oturmak hiçbir işe yaramaz. Aslan egonun anlamsızlığını, saçmalığını kabullenmeli, onun tadını çı karmalı ve bilinçiz bir şekilde dünyada dalgalanmasına izin verme lidir. Pembe bir pantalonun üstüne ekose bir gömlek giymeli ve yolda ıslık çalacak "Yıldız gibi Parlayan Bayrak" şarkısını söyleme lidir. Yoldan geçenler ona bakarsa, ıslığını yükseltmelidir. Dünya için performans sergilemek ona güvenmektir. Aslan'ın kutsal hede
fi hayaca hiç sorgulamadan güvenmektir. Bürün yaratıcılık, bütün
sıcaklık, bütün oyunculuk ve drama bu hedefe ulaşmanın yolları
dır. İçerideki herşey dışarıda görülmelidir. Ve eğer Aslan bu amaca ulaştıysa, eleştiriler umurunda değildir. Şiir, resim, dekorasyon - bütün geleneksel yaratıcılık alanları
Aslan için değerli araçlardır. Bu alanlara karşı bir eğilim mutlaka desceklenmelidir. Bu tür yetenekler içsel dünyayı dışarı çıkarma kanallarıdır ve bu şekilde bir kendini namitidir.
ifade Aslan'ın gelişiminin di
Aslan daha dolaysız bir yaratıcı kulvar seçciği zaman daha iyi parlar. Dans, şarkı söyleme, hikaye anlatma ve hepsinin ötesinde ti yatro Aslan1ın doğal alanlarıdır. Bu alanlarda seyirci ile oyuncu ara sındaki mesafe çok kısadır. Anında tepki alınabilir. Enerji açığa çı84
kar ve derhal hedefini bulur. Ve Aslan için, bu, cennettir. Hayalgücilnün açıkça görülebildiği tek alan sanat değildir. Herhangi bir organizasyonun yapısında veya bir olayda veya bir in san üzerinde et ki li olabilmek de bir kend i n i ifade biçimidir. Ken di düşüncelerimize veya değerlerimize ait bir damga bırakabildiği miz anda yaratıcı dürtülerimizi ifade etmiş oluruz. Aslan'ın kıvılcımı daha spontan yollarla da parlamalıdır. Sadece şakacılık, oyunculuk bile bu burç için gelişimsel bir stratejidir. Önceden tasarlanmadan, hayalgücü "olgunluğun" bağlarından kur tulur ve yaşam tiyatrosuna kaı:ılır. Eski astrologlar için Aslan kralların sembolüydü. Karizması ve tavırları bu ismi haklı çıkarmaktadır. Ancak Aslan'ı çocuğu temsil eden burç olarak düşündüğümüzde daha derin bir gerçek iletil mektedir. Çocukların evrensel özellikleri olan şimdiki zamanda ya şama ve kendini ciyacrolaşnrma Aslan'ın özüdür. Strateji ? Kişiliğini kutlamak. Yaratmak. Öz�l bir sırrı barındır mamak. Çocuklara özgü saflığı, sponranlığı ve tazeliği muhafaza etmek. Kaynaklar Aslan içgüdüsel olarak kükrer.
Doğu m haritasında Aslan özellikleri ağır basan herhangi bir in
san bir oyuncunun ruhuna sahiptir: B i raz yüreklendirin ve iyi huy lu bir kendini ifade seliyle kendinizi eğlendirin. Şakalar bir eğlen ce yolu olabilir. Veya bir piyano resitali. Gerçek bir hikaye. Nasıl bir biçim alırsa alsın, Aslan'ın her turnesi en az bir rol içerir. Elle rinizi çırpın ve perde açılsın. Aslan kendine uygun yeri, ham insan enerjilerini yaratıcı bir şe kilde yönlendirdiğinde bulabilir. Iiık saçan, ısı yayan, yüce gönül lü kişiliği ona doğal bir liderlik yeteneği verir. Düzeni alt üst ol muş insan topluluklarındaki kaocik karmaşıklıklara netlik kazan85
dırabilir. Aslan'ın bu özelliğine tarihte en iyi örnek Napolyon'dur, ama buna herhangi bir pazarlama firmasında veya beyzbol rakımın da da rastlayabilirsiniz. Yaratıcılık ve karizma Aslan'ın kaynaklarıdır. Ancak daha önemli bir kaynağı daha vardır: Aslan nasıl mutlu
olacağım
bilir.
Dikkati bugün üzerinde yoğunlaşmıştır ve bu anda o kraldır. Dün fiyaskolar ve yenilgilerden örülrnüf bir ağ olabilir. Yarın policika cılar savaş filzelerini. gerçekten yollayabilirler. Ama
bugün
,
vücu
dum sağlam, moralim düzgün ve cebimde bir milyonum var. Hadi dansa gidelim. Aslan'ın kaynağı: diğer burçlardan farklı olarak, Aslan şu an ya şadığının farkındadır. Geçmiş ge!ide kalmıştır. Yarın hiç gelmeye bilir. Bu değişken
zamanı yakalaması ve içindeki tüm neşe atomla bilmektedir.
rını çıkarana kadar sıkması gerektiğini
Karanlıklar Madison Square Garden geride kalmıştır, Sioux City'li altı genç
amfilerini toplar ve Kennedy Uluslararası Havaalanına doğru limu zinleriyle yola koyulurlar. İkinci durak: Pekin. Bugüne kadar batı müziğinin hiç duyulmadığl yerle�imlerde konser vermek üzere Çin'de iyi niyet turuna çıkmışlardır. Vokalist
mikrofonda caka satmakta, gitarist sahnenin solunda dizlerinin
üzerinde kayarak solo çekmektedir. Onbin seyircinin üzerine pem
kıvrılarak inmektedir. Çinliler afallamış bir şekilde, el kucaklarında kavuşturmuş, kendilerine şu soruyu sormakta
be duman lerini
dırlar: Amerika'dan gelmiş bu deliler de kim? Niye bu kadar heye canlılar? Ortamın gerçeği rock grubunu da sarmalar. Burası Madison Square Garden değildir. Burası Çin'dir. New York seyircisinin elektriği burada oluşmayacaktır. Ve aniden kendilerini evlerinden uzakta, Iowa'lı alcı genç olarak hissederler.
86
Oynamak, yaratmak, ifade etmek - enerji Aslan'ın bu stratejile dolanır. Ancak hepsi bu olsaydı Aslan kwur giderdi. Bununla bağlantılı bir canlılık akımının oluşması gerekir. Bu akım bir insanın 11Seni seviyorum. İyi ki seni tapıdım.11 demesi olabilece ği gibi, elleriyle tempo tutan onbin Çinli seyirci de olabilir. Ne bi çim alırsa alsın, Aslan alkış ister. O olmadan sararır, kurur. Bütün sıcaklığı ve varlığıyla, Aslan kesinlikle övgüyü hak eder. Ama, Sioux City'li rock yıldızlarımız gibi, bir gurw ve aşırı güven imajı yansıtabilir. Böylece farkında olmadan kendi üstünlüğünü vurgulamaktadır. Ve bu, alkışa kavuŞmak için iyi bir formül değil dir. İnsanlar Aslan'ın açıkça gözlenebilen bu debdebeli imajı na ters tepki verebilirler. Onu görmezden gelebilir veya fıyakasmı bozabi lirler. Ve bu davranış Aslan'ı çılgınca bir gösteri sunmak üzere kamçılar. O "Lütfen beni sev!" derken, onlar "En büyük benim"i duymaktadır. Aslan'ın kısır döngüsü bu yanlış algı lamadan kaynaklanmakta dır. Onun sevgiye ihtiyacı vardır, ama o insanları etkileyerek bu sevgiyi garantilemeye çalışırken, insanları uzaklaştırmaktadır. Aşı rı durumlarda, As lan popüler astroloji kitaplatında hep suçlandı ğı, davranışları sergilemeye başlayabilir: kibir, kendini beğenmiş lik, "küçük Napolyon" sendromu. Aslan'ın karanlığı? Gururu. Gurur onu basit bir �kilde sevgiyi istemekten alıkoyabilir. Çok yakından bildiği .incinebilirliği pay laşmayı, destek istemeyi öğrenmelidir. Bunu başaramazsa buz gibi suratları güldürmeye çalışan bir komedyene veya Çinlilerin önün deki rock grubuna benzer. Acınacak haldedir. ri arasında
,
87
BAŞAK (VIRGO) Eleman: Nitelik: Arketipler:
Gli f:
Toprak Değişken Hizmetkar Kurban Mükemmeliyetçi Analist •
İnsan kendini vermeden - yani kendisini tehlikeye atmadan - bir şey veremez. Eğer kendisini tehlikeye atamıyorsa, verme yeteneğinden, doğal olarak, yoksundur. --James Baldwin Sembol Bakire. Bütün semboller içinde anlaşılması en zor olanı. Baki reliği deneyimden yoksunluk olarak düşünürüz. Ama o deneyim sizliğin sembolü değildir. Namusluluğun veya cinsel dürcüden kaçmanın sembolü de değildir.
Bakire saflığın imgesidir. Onu hiçbir şey sahiplenememişcir.
Hiçbir ieye bağlı değildir. Bir şey istemez. Bir şeyden korkmaz. Onu tutan bir şey yoktur. Dünyasal herhangi bir şeyle bağı olma dan, özgürdür. Yine de burada, yeryüzündedir. Dünya miikemmellikcen başka bir şey istemeyene ne sunabi lir? Bakire ne yapabilir? Soğuk, mesa feli Meryem: Ana gibi bekler. Kendisi üzerinde çalışır ve zaman ge çirmek için, yardım edebileceği yerde yardım eder.
88
Son Nokta Kükreme modası g eçm i ştir. Bilinç, Aslan 1ın tören borusundan
b ı k mış , daha derin bir anlama, bir amaç duygusuna ulaşmaya çalış
maktadır. Aslan olduğundan büyük görülmektedir. B izi dikkati çek ec ek ş eyle rle şok etmektedir. Ama yavaş yavaş dikkat noktam ı z genişlemektedir. Kudretli Aslan yeni bir perspektifle açığa çık
maktadır: galaksilerle, çağlarla, doğumla ve ölümle karşılaştırıldı ğı nda onun gururu ve kendini beğenmişliği saç malaşmaktad ı r. Kükremesi hiçbir şey ifade etmemeye başlamıştır. Aslan'da kişilik zirveye ula�mıştır. Daha ileri götürülemez. Bir sonraki adımımız yeni bir deneyime sıçramaktan başka bir şey ola m az. Bu ihtiyaçtan, bu umutsuzluktan Başak doğar. Bilinç yeni bir duyguya hazırlanır: kişisel transformasyona duyulan açlık. Hoşnut suzluğun tohumları filizlenmiştir; Başak büyümelidir. Fakat büyüme yönü ne olmalıdır? Saflık. Mükemmell i k. Do yum. Anlam içerme. Zor işler ve ulaşılması olanaksız hedefler. Başak' ı n son n okt ası ? Mükemmeliyet. Fakat bu yolda ilk adımı biraz ac ı lı . Önce alçak gön üllüğ ü öğrenmek zorunda.
Strateji Başak ' ı , bu yolunda, iki görüş yönetmektedir. Birisi önünde onu çağırmakta, d iğ eri ise arkasından kamçılamaktadır. İkisi bira rada ona rahat vermezler. Birincisi, ne olabileceğine dair bir ideal duygusudur. Başak1a
mükemmeliyetçiliği, etik ve prensiplerini vermektedir. İkincisi ise
şu anda olmakta olana dair kılı kırk yarma ve yalnızca doğru olan
şeyleri özenle yapma duygusudur. Bu noktada Başak pratik ve dü olına özelliklerine ulaşır. Savurganlıktan ve verimsizlikten hoşnutsuzluğa ulaşu. Geleneksel astroloji burcun bu özelliklerini statik bir şekilde
zenli
89
tanımlar: "Başaklar sorumludur. Analitik bir akılları vardır. Detay
gösterirler." Bu yaklaşım Başak' ın dina etmekte, geli şi msel bir i nsanı n patla yıcı bir evrimsel strateji gördüğü yerde, katı ve değişmez gerçekler lar
üzerinde aşırı titizlik
mizmini tamamiyle göz ardı
görmektedir.
yolundaki iki görüşün amacı ideale doğru ilerlemek için bir gereksinim ve açıklık yaratmaktır. Başak ne olabileceğini görmektedir. Potansiyellerini, ve eğer içsel zincirlerini kırabilirse neye benzeyebileceğini algılamaktadı r. Gerçekte ne olduğunun, gayet net bir şekilde, dürüstçe bil inc i ndedi r. Başka hiçbir burç kendisini serinkanlılıkla parçalara ayı rarak böy le i nceleyemez. . Popüler astrologlar Başak'ı tatsız. övgülerle lanetlerler: "Başak lar çok iyi kütüphaneci ve muhasebeci olurlar. Usandırıcı işlerin üstesinden gelirler." Zavallı Başak acaip merakları ve önemsiz özel likleri ile sıkıcı bir burç olarak algılanmakcadu. Gerçekte, ondan daha heyecanlı bir burç yoktur. Niçin? Çünkü gelişmeye ondan daha fazla iştahlı olan hiçbir burç yoktur. Mü kemmeliyetçHiği onu değişime zorlamaktadır. Ve pragmatik ger çekçiliği, ona, bunu yapma yollarını sunmaktadır. Eğer tüm stratej i leri bunun ibaret olsaydı, Başak e n bencil burç olacaktı. Herşey onun, onun ge li şimi ni n ve onun so runlarınm etra fında dönecekti. Egoizmin kibir içermesi gerekmez. Kişiliğini analiz. dürtüsü in· sani, peygamberlik kompleksi gjbi, evrenin ortasına, çarpmlmış bir merkezi konuma oturtabilir. Başak bu tuzağa yakalanmıız. Onun ki şiliğ inde , sadece ve sade ce kendisine dikkat gerektiren yönünü dengeleyen , ikinci bir boyut vardır: Bafak: hizmetkarın burcudur. Eski astrologlar Başak' ın hizmet ruhunu hizmecçilikle bir tut muşlardır. Bu çok yanıltıcıdır. Başak başka insanlara servis verme kapasitemizin sembolüdür. Ve bu servis kendini küçültme formun da deği l, kendjni bulma furmundadır. Önemli nokta sadece hizmet Başak' ın
90
etmek değil, servis kanalıyla kendini ifade etmektir. Başak varoluşunun bi r yönünü seçmel i , onu parlatıp, eğitme li , diploma almasını sağlamalı ve sonra dünyanın hizmetine sunmalıdır. Bu istek iyi kalpliliğinden mi doğuyor? Genellikle öyle görün mesine rağmen, hayır. Dünyaya bu hedi yeni n sunulması Başak'ın stratejisinin bir yönüdür. Kendisini mükemmelleştirme çabasının bir yönüdür.
Başak için servis ilkesine hizmet etmek, diğer insanların hiz metinde olmaktan daha önemlidir. Böyle davranarak kendi dönü şümünü sağlar. Kendisinin en mükemmelleşcirilebilir yönünü alır ve onunla kesin biçimde bücünleşir. Kendisi işi olur. Eğer bir danışmansa, sonsuz sevgi ve anlayış olmaya çalışmalı dır. Eğer bir sanatçıysa, kusursuz güzelliğin kay nağ ı olmalıdıt. Eğer çöpçüyse, insan değerinin ölmez l iği nin sembolü olmalıdır. Bunun dışında herşey, kendi bilincinin sımrlı olan her yönü sönüp gi tmel idir. Başak sunduğu servis biçimine girmelidi r. Ve servis ku sursuzlaştıkça, o da kusursuzlaşmalıdır. Başak'ın stratejisi: acımasız bi r idealizmle ve alçak gönüllülük le kend ini kusursuzlaştırma ve dünyaya bir hediye sunma arzusu. Kaynaklar
Başak ruhu · yüksek asalı bir film gibidir. Hayatın her ayrıntısı suyun üstündeki parıltı gibi net ve açık seçik ortada görülür. Hiç bir romantik cila görüşünü bulanıklaştıramaz. Gerçekten orada ne varsa onu görür ve onu her detay ı yla algı lar. Bu X-ışını akıl insa nın kendisine. dönerse, oluşturduğu imgeler daha da hassaslaşır ve yan lışs ızlaşır. Başak kendisini ac ımasız bir netlikle gözler. Kendini gerçekte olduğundan daha önemli zannetmeye karşı sigortalanmış gibidir. Eğer kendi nde bir çarpıklık saptarsa, huzur bulamaz. Onun ke silip atılması gerekir. Başak asla halinden memnun ve kayıtsız de91
ğildir Repertuarında tembellik yer almaz. Kişisel önemini abart .
maya karşı yapt ırdığı sigorta poliçesi onu ileri doğru dürten bir mahmuz görevi görmektedir. Hangi doruğa ulaşırsa ulaşsın hedefi daha da yukarıdadır. Başak'ın tembellik yapamayacağını söylemek gerçeğin yarısını açıklamakcır. Diğet yarıs ı nı bulmak için kelimelerle biraz oynama m ı z gerekir: onu carmin ermek güçtür. Onun harcanacak zamanı yokrur. Gözlerini bir yıldıza dikmiştir ve o yıldız çok çok uzaklar
dadır. Bu altıncı burç için bir anlam ve gayeye doğru çalışmak çok ha yati bir konudur. Başak'ın teyzesi ölür ve ona bir percol kuyusu bı rakırsa, hemen Riviera'da tatlı bayat yaşamaya başlayabilir. Ama al
tı ay sonra ziyarete gittiğinizde onu eskisinden daha fazla çalışırken bulursunuz. Belki artık bir lokantada ahçılık yapmıyordur, ama çok meşguldur. O milyonları Aslan'a miras bırakın, Başak bu dün yada dinlenmek ve eğlenmek için bulunmuyor.
Özen, dikkat ve sabır gerektiren işlerde ustalık Başak'a çok do
ğal gelir. Aynı �ekilde sorumluluk duygusu da. Tipik olarak bu
özellikle r kendilerini meslek hayatında gösterirler. An cak onun yard ı m eli bu sınırları aşar. Çılgınca çalışmayla geçmiş bir haftadan sonra uzak bir arkadaşın buzdolabını ta�ımak için yardun istediği ni düşünün. Başak yarım saat sonra oradadır. Eğer arkadaş kas gü cü yerine öğür istiyorsa, bu süre on dakikaya iner. Başak'ın öğüdü de iyi olacaktır. Ancak buzdolabının Batı dünyasındaki tarihçesini
de içerecektir. Başak'ın dikkadi ve tedbirli akli, yanlış yorumlama yı engellemek için. her hangi bir detayı atlamaktan nefret eder.
Karanlıklar _ Burçlar mandalasında ilk defa özveri kapasitesiyle karşılaşıyo ruz. Buradan öteye, bizi bilincin yeni açılımları bekliyo r. .Ama ay nı zamanda kurnaz eşkiyalar da pusuda yatıyor.
92
Başak gereğinden daha özverili davranabilir. Dürüstlüğünün sığ kayalıklarında kendisini parçalayabilir:"Şöyle olmam lazım .... ben aslında buyum ... Of Allahım ... " Kusursuzluk gaddar ve ödünsüz bir öğrecmendir, ve bir çok Ba şak bunu kanıtlayacak yara izlerini taşımaktadır. Başak kuşkuya kapılabilir, emin olamayabilir. Olumsuz, kendini indirgeye n imaj lar onu sürekli rahatsız eder, doğal canlılığını zayıflatır. Kendini kısıtlayabilir. Talihsiz bir evlilikte bir aptalın yanında ikinci dere cede rol alabilir. Sıkıcı, sıradan bir işte sıkışıp kalabilir. Aşırı du rumlarda, Başak kendini yok edebilir.
Saflık, kusursuzluk - soyut kavramlar. Başak için bun lar, sonsu za kadar göksel kalacak, hedefler yerine geçerler. Gözden kaçırdı ğında, herşey yiter. Hayatı anlamsız, ufak tefek didişmeler içinde dağılıp gider. Karikatür kitaplarının vıdı malzemesi haline gelir.
ıd ıcı , kuru g ürültücü
v
Başak kusursuzluğa doğru adım atabilmek için, kullanmakta olduğu aracın tehlikelerine karşı savunmalar geliştirmek zo runda dır. Başak'ın kendini yargdama kap asitesini kendini olduğu
gibi kabullenerek törpülemesi gerekir. Kendini koşulsuz bir şe kilde sevmeyi öğrenmelidir. Ve bunu düşünebileceğimiz en zorlu yolla yapacaktır: dürüst bir akılla, kendine yalan söylemeyerek. Bir kere daha, saflık için mücadele etmesi gerekir. Ancak süreç
çok hassastır; saf olmadığı için kendisinden nefret etme duygusuna boyun eğmemelidir. Kendini olabileceği şeyler için değ il, olduğu gibi sevmelidir. Ancak o zaman, içsel bir eksikliğini özverili
davranarak saklama duygus unun tuzağından kurtulabilir. Başak'ın bilincinin çok yakın ve net bir �ekilde odaklan ması, onu daha geniş bir perspektifte körleştirebilir. Detaylar içinde bo ğulabilir. Yaşamındaki stres kaynaklarının listesini hazırlamakcan, hayatta olmanın mutluluğunun tadını çıkarmaya vakic bulamaz.
Kendi kendini yeme, yakınma, kusur bulma, hakkından vazgeçme - perspektifi kaybetmenin ve kendini kabullenmemenin tehlikeleri.
93
Başak bir kere bu karanlığa girerse, ikincisi fazla uzakta olamaz. Çakalın aslanın peşine düşmesi gibi, başka insanlara saldmyı da ki şinin kendisine saldırması takip eder. Eğer aynada gördüğüne surat asarsa, dünyada gördüğüne de surat asmaya başlar. Kusursuzluğun rehberliğinde, Başak bir filze gibi yükselebilir veya bir cam parçası gibi tuzla buz olabilir. Anahtar kendini beğen mektir. Ne olursa olsun, kendini sevmesi gerekir.
Ne başardığına
göre kendini yargılamaktan vazgeçmelidir. Paranın öbür yüzü
önündeki yoldadır ve Başak'tan başka kimse bu yolun nerelere ka
dar uzandığının farkında değildir. Hesaplama ve planlama eğilimi ne rağmen, şimdiki ıamanda yaşamayı öğrenmeli ve orada sevgi
dolu yaşamal ı dır Eğer kendini yargılaması gerekiyorsa, bunu bu .
günü tüm yoğunluğuyla, sonsuz gibi, yaşayarak yapmalıdır. Bun
dan başka bir şeyin önemi yoktu r Ve başka hiçbir şey mükemme .
le doğru bu kadar hızlı
ve
verimli ula�amaz.
TERAZİ (LIBRA)
Eleman: Nitelik: Arketipler:
Glif:
Hava Öncü Sevgili Sanatçı Arabulucu a
Sadece sessizlikte sözcük, sadece karanlıkta ışık, sadece ölümde yaşam: şahinin boş semada uçuşunu aydınlanr. -�Ursula K. LeGuin
94
Sembol Terazi . Modern olanları değil. Yay yok. Digital gösterge yok Sadece basit bir tahterevalli, hani şu Babi l ve eski Mı sı r çarşı ların da gördüklerimizden. Bir plarforma bir gram kurşun koyun. Diğe rine altın tozu dökün. İkisi dengelendiğinde bir gram altınınız ol sun.
Terazi uyumu sembolize eder. Denge. Karşıtları uzlaştırmak.
Kurfun altınla karşılaşır. Doğum ölümle. Sevgi korkuyla Ipk ol .
madan gölge olmaz, gölge olmadan ışık.
Son Nokta Terazi huzuru, dinginliği
öğretir.
Aklın sinir sistemi üzerinde
bilinçli bir koncrol geli�tirme kapasitesini temsil eder. Te razi hiç bi r şeyin �ok edemediği, rahatsızlık veremediği, canını sıkamadığı
yönümüzün semboliidür. Kaosla sonsuza dek sürecek b ir barış laşması imzalamıştır. Georgia'da
bir otobüs
yandığı için terk etmişiz.
durağı . Arabamızı üç mil ötede
an
motoru
Solumuzdaki televizyon bizi daha fazla
deodoran kullanmaya zorluyor. Sağımızda, bir çalgıcı üç yıl öncesi
nin disko ritirnlerini çalıyor. Ses düzeninden bi r anons otobüsümü
zün iki saat daha rötar yapacağım söylüyor. Umurumuzda mı ? Ha yır: hayat bu. Üzülmek gereksiz. Terazi 'nin hedefi, bütün burçlar için olduğu gibi, bilinci dönüş türmektir. O, bunu sarsılmaz bir içsel uyum sağlayarak yapmaya çalıfır. Şu andan itibaren, dengeyi hiçbir şey bozamaz. Acılar gelir. Acılar gider Neşe ve keder geceyle gündüz gibi döner. Ve Terazi, .
atlıkarıncanın ortasında, bili nç li ama hareketsiz, ducmakı:adu. Terazi'nin son noktası? Söylemesi çok kolay, yapması çok zor: sakinlefmek.
95
Strateji Diğer bu rç ları n içinde bir çe şit denge bulunmaktad ır. Hayat
ahenksizleşse bile, dikkatlerini eldeki uğraşılarına odaklayabili rler.
Sakinleşmeyle bir ilgileri yoktur. İ lgi başka yerde yoğun laşmıştır.
Eğer kolaylı k la dengelerini kaybet sele rdi , hayat onlar için daha da zorlaşacaktı .
Terazi için durum farklıdır. Saki nliğe ulaşmak bu burcun esas işi dir. Ve bu sakinlik, iradenin bilinç yapısı üıerindeki etkisi yo luyla elde edilmelidir. Duyarsızlık ve ilgilenmeme işe yaramaz. Te razi'nin dengesi için doğal savunmalan yoktur. Huzur bitmek bil mez bir çabayla elde edilmelidir. Asla ocomadk olarak sağlanamaz. Bu paradoksal bir durumdur: sakinliğin sembolü Terazi, sinir leri kemanın tel ler i gibi gerer. Tamamen savunmasız olmak. Acı ması zca duyarlı olmak . Gene de ne olursa ol sun sakin durmak. iş te hüner bu.
Nasıl? Terazi duygusal dengesizliğin uyarı s emptomlar ı nı tanı mayı öğrenmelidir. Bir toplancıya on dak ika gecikmişsi niz. Telefon sürekli çalıyor. Ve camdan, kolejden oda arkadaş ı n ı z Madam Dep resso'nun sürpriz bir ziyaret i çi n gelmekte olduğunu görüyorsunuz.
Derin bir nefes alma zamanı. Beş dakika meditasyon yapma zama n ı . Terazi st ratej i s i n i n özü: geri l i m i n zincirleme bir reaksiyon ba�· lat mas ıoa izin vermeme. Onu başlamadan durdurma.
BaJka yollar da var. Ama bu çok önemli bir nokta. Popüler astroloji kitaplarından birisini okursanı z, kısa bir süre
sonra Terazi'nin sanatçıların burcu olduğu düşüncesine rastlarsınız. Geçerliliği olan bir saptama, ama daha Heri gitmemiz gerekir. Bu
burç genellikle estetik duyarlılığı yücel ti r. Az anlaşılan nokta ise güzelliği yaratmanın ve takdir etmenin Terazi1nin evrimsel amacı na hizmet ettiğidir. Her ikisi de saki nleşmeye önayak olur. Bir dağ yolunda köşeyi dönün. Koyu ye�il bir çam ormanından, millerce uzaktaki mavi-yeşil sırtları gören bir çayıra adım arın.
96
Günbacımının sonsuz pembelerini , kırmızılarını ve mavilerini sey· redi n . Şaşkınlığı hissedin. 2'.evk i hissedin.
Ne olur? Farkında olma·
dan ağzımız açılır. Kaslarımız gev§er. İç çekeriz. Aynı zihinsel ve fi. ziksel reaksiyonlar sahnede bir baleri ni seyrederken de oluşur. Veya
güzel bir cablo gördüğümüzde. Veya yatak odamızı nihayet copla· yıp, temizlediğimizde.
Dış dünyadaki uyumun algılanması iç dünyamızda sakinli k ve scrarejisinin remel taşlarından
dinginliğe çev iri li r. Ve bu Terazi'nın
birisidir: sürekli çevresini güzelle�tirmesi gerekir. Bu, resim yapa·
rak olabilir. Veya dağlar, sanac gal eri leri gibi görsel anlamda dra
matik yerlere
giderek. Veya yatağını düzelterek yapılabilir. kanallardan da girebilir. Örne!in du ygu lar yoluyla. Ve duygularımız d iğer insan· larla ilişkilerimizin kalitesine çok bağımlıdır. Başka hiçbir burç için dostluklar ve ev li l i k bu kadar önem taşımaz. Terazi bir şeyin yarısıdır. Ve aradığı huzura öbür yarıyı bir yere yerleştirdiği zaman Bu uyum, b i lin ce, be� duyunun öresindeki bazı
ulaşabi lir.
Popüler kicaplar Te raz i ' n i n aşkta şanslı olduğunu yazarlar. Ge
nellikle bunun
tersi doğrudur. İ lişkiler bu burcun kendisini geliş demektir.
tirdiği alandı r. Bu da i lişkilerde karmaşa ve uğraşı
Terazi'nin amacı uyumlu ve derin bağlar olu�curmaktır. Strate
ji kendi özünden ödün vermeden kişisel özelliklerinden ödün vermesini öğrenmektir. Buradaki tehlike
ğu bir il işkide uyumu görüntüde
maktır.
bütün huzurun bozuldu·
sağlamaya ve korumaya çalış
Kaynaklar Terazilnin kaynağı
uyum duygusudur. Ancak bu uyum, renkle
rin, biçimlerin ve kişiliklerin ötesinde, tüm bütünle rin birbirini ta·
mamlayan yarımlardan o lu§tuğu nun bilincinde olmaktır. Aydınlık kanı.nl ığ t tamamlar. Körü iyiyi yaram. İyi kötüye anlam kazandı-
97
rır. Terazi'ye katı, dogmatik bir görüş sunarsanız, hemen karşıt bir görüş geliştirir. Politik solun bütün cevapları bildiğini söyleyin. Si ze sağın aklını yüceltsin. Muhafazakarların ülkeyi kurtaracağını söyleyin. liberalizmin erdemlerini sıralasın. Gerçek, bu burç için her zaman dengeleyici bir davranıştır. Sezgisel olarak, alcının kur şunu dengelemesi gerektiğini, her doğrunun aynı ağırlıkta, ama karşıt bir doğruyla dengelendiğini bilir. Bu Ternzi'nin hazinesidir. Sadece sanatsal duyarlılık değil. Sade ce arkadaşlık sevgisi değil. Sadece sosyal incelik değil. Daha derin, bu sayılanları ve bunlar gibi bir düzine erdemi daha içeren bir ha zine. Diğer burçlardan farklı olarak, Terazi paradoksu hoş görür. Dünyanın anlam kazanması gerekmez. Karşıt felsefeler, karşıt in sanlar, karşıt seçenekler - Terazi hepsini kabul eder. Mary Jack' in bencil olduğunu düşünmektedir. Jack ise Mary'nin manipülatif olduğunu. Kimi arkadaşları Mary'yi haklı bulur, kimileri Jack'i. Birisinin haklı olması lazım. Ama hangisi ? Sadece Terazi anlar. İkisi de haklıdır. Gerçek ikisinin dengelenme sinde sakhdır. Terazi için, her gerçek iki yarım gerçekten oluş maktadır. Karanlıklar
Gerçek her zaman belirsizdir. EAer bunu kabullenebilirsek, al gılamamızdaki bulanıklıklar azalır. Ancak bu bilgi müthiş ağır bir sorumlulukcur. Yol ayrımlarına geliriz. Karar vermemiz gerekir. Her karar kesin bir adımdır. Geçtiğimiz köprüler arkamızdan yıkı lır.
T1p fakültesine mi gitmek istiyorsun? Bu demektir ki, sahil ka sabasına yerle�ip şiir yazamazsın. Evlenmek mi istiyorsun ? Bu de mektir ki, bekarlık sona erecektir. Akıl uçsuz bucaksızdır, iki ola sılı�ı da barındırabilir. Ancak hayat daha dar kapsamlıdır. Seçim 98
yapmaktan kaçamayız. Aklın hüküm sürdüğü alanda, paradoksun hoş görülmesi bilge liktir. Ama gün lük hayacta, bu genelli k le kararsızlıktan başka bir
iey deği ldi r. Terazi yol ayrımında, hiç bir yolun kesin doğruya
gitmedigini farketmenin ruhsal çöküntüsüyle durabil i r. Yukarda ki yolu seçerse aşağıdaki yolun hayaleci onu rahats ı z edecektir. Aşa ğ ı daki yoldan gide rse yukar ı d aki yolun hayaleti y le karşılaşacaktır. Terazi1nin bütün yapabileceği yazı cura atıp, so n ra da başka se
çeneği olmadığına yürekten inanıyormuş
gibi davranmaJmr.
Bir taahhüt olmadan, ya�am uzun bir bekleyişten başka bir şey de
ğildir. Bütün seçeneklerimizi sonsuza kadar aç ı k curamayız. Ama Te
razi bunu yapmaya çalışabilir ve bu çaba içinde karanlıklara ulaşır. Terazi bir kere yakalandı
mı,
uygun zamanı kollamaya başlar.
Akıncıya kapılır. Rüzgarla sürüklenir. Tadı cadı gülümser. Hiç ta raf tutmadığı için düşmanı yoktur. Ama dıştaki uyumlu görüntüye rağmen içeride gerilim büyümektedir. Bir şey temelinden yan l ı ş .
Ama ne? Uyarı yok. Baskı yok. Problem yok. Hiçbir �ey olmuyor.
Ancak bir yerlerde a n ti k saat dk-tak çal ı şmakta , kararlarla veya kararlar o lmadan , bayat devam etmektedir. AKREP (SCORPIO)
Eleman:
Su
Nitelik:
Sabit
Arketipler:
Dedektif Büyücü Hipnozcu
Glif:
ııı..
Kazanmamız gereken müttefik düşmanımızın gerçeği bilen kesimidir. --Mohandas K. Gandhi
99
Sembol Katı bir ceset gibi, uyku tulumunda yatıyorsunuz. Çöl güneşi, dişinizdeki dolguyu erimi1 altına dönüştürme tehdidiyle, yükseli yor.
Kımıldadığınız an öleceksiniz: karnınızın üstünde bir akrep kı
pırdamadan duruyor. Evliliğinizdeki gerilim. İşinizdeki kricik kulis faaliyetleri. Dün
aklımz bu sorunlarla doluydu. Bunlar dünyanızın merkeziydi. Bu gün, karmnızdaki akreple, galaksinin derinliklerindeki loş kırmızı bir yıldız gibi ne kadar da uzak görünüyorlar. Şu anda, karnınıza yerleşmiş akrep gerçeği ile, sadece şimdiki zamanın korku dolu yoğunluğuna yer var. Bunun dışında herşey -
bütün ihtiraslar, bütün gurur, bütün kandırmaca - silinip gitmiş. Yalnızca zorunlu şeyler kalmış. Ve akıl, çıplak ve uyanık, keskin bir �kilde odaklanmış, ölmeye veya yaşamaya hazır bekliyor. Bu davranış, bilincin bu düzeyi, Akrep'cir.
Son Nokta Oturmuş bir astroloji kitabı okuyorsunuz. Aklınızı oraya ver mişsiniz. Tahminen huzur dolu ve ı:ahatsınız. Doğumunuzu unut muşsunuz. Ölümünüz çok uzaklarda. İkisinin arasında bir yerlerde, kaynayıp gidiyorsunuz. Ne gelirse onu alıp, cadım çıkarmaya çalı şıyorsunuz.
.Ama düşünün: dev gibi bir nükleer bombanın çevresinde hızla
hareket eden bir gezegenin üzerinde yaşıyorsunuz. Milyon-ton ka ya parçaları, saniyede yüz mil hızla errafınızda gelişigüzel parçala
nıp, havaya uçuyor. Sizi sadece ince bir gaz tabakası koruyor. Bu ha va kalkanının alcında, yıkıma ve yok edi�e kendini adamış deli adamlarla birlikte ya�ıyorsunuz. Bazılarının 38'liği var, bazılarının
nötron bombaları. Ve onlardan kaçabilseniz bile farketmez. Çünkü 100
Buffalo arazisindeki bir orkide g i b i narin ve kaçınılmaz sonlu bir ,
fü.iksel gövdeye sahipsiniz. Bu gerçek bizi hemen deh§ete düşürür. En iyisi görmezden gel mektir. Böylece planlarımızı yapar, hayat sigortalarımızı imzalar ve kabul edilemezi düşünmekten kaçınırız. Ama, eğer düşünmeye cü
ret edersek ne olur? Eğer ölümü sarmalayan tabuyu çözme cesare timiz varsa? O zaman ne olur?
Uyku tulumunu akreple paylaşan insan gibi önceliklerimiz net leşir. Gelecek kaybolur. Geçmiş uçar gider. Keskin bir şekilde için de bulunduğumuz ana odaklanırız. Başka hiçbir şeyin önemi kal
maz. Ve şu anda bütün poz acmalarımız, kibarlığımız, sahte ve ra
hat cevaplarımız üzerimizden soyulup gider. Sadece gerçek kalır. Daha zi
önce hiç olmadığı kadar, kim olduğumuzu ve ne istediğimi
biliriz.
Eğer o akrep uyku tulu mdan aşağı inip, çö le doğru yürüyüp gi derse, kabus bir nimete dönüşebilir. O dürüstlüğün, yoğunluğun ve netliğin bir kısmını hayatımıza taşıyabHiriz. Belki değiştirile mez, düzeltilemez bir geçmişe ve olanaksız bir geleceğe bağımlılı ğımızın oranını azaltabiliriz.
Akrep'in son noktası budur. Bu yoğunlukta ya�amak. Bütün sahıecilisi yok etmek. Korkunun duvarları arkasında saklananları açığa çıkarmak. Bilinçsizi bilinçli hale getirmek. Bir bakıma, Akrep'in amacı
her dakikayı
son
dakikaymış gi
bi yaşamaktır. Strateji Doktorunuzun size altı aylık ömrünüz kaldığını söylediğini dü
şünelim. Ne yapardınız? Bunu daha ilgi çe kici hale getirmek için, size bu haberle birlikte bir milyon dolar verildiğini varsayalım. Şimdi her istediğinizi yapma özgürlüğüne sahipsiniz, ama elinizi
çabuk tutsanız iyi olur.
101
Bazılarımız dehşet içinde, derhal gemi ile bir dünya turu orga
nize ermeye başlar. Diğerleri, aynı dehşetle, geçmişte yaptıkları ha raları celafı etmeye girişirler. Ama, bu gerçeğe başarıyla adapte ola
bilenler ortak bir tavır sergilerler: hepsi sessizce oturup duruma konsance olurlar ve ne yapmak istediklerini hissetmeye çalışırlar. O esnada düşünmüyorlardır. İçgüdüsel bir şekilde mantık, rasyona lice ve genel ilkelerden sonuç çıkarmanın yapılması gereken şey için yanlış araç olduğunun farkındadırlar. Bunlar başka alanlarda işe yarayabilirler ama içinde bulunulan koşulda uygunsuzdurlar. Bu insanlar Akrep'in remel sc�tejisinin takipçileridir: davranış ları mancıkcan daha çok duygulara dayandırma. Niçin? Çünkü mantık çok genel ve kişisellikten çok uzakcır. Yaşamın dönüm noktalarında bir çok belirgin mannksal seçenekler bulunur. Örneğin bir çoğumuz akla yatkın ݧler seçeriz. Mantıksal evlilikler yaparız. Mantık sadece bir amaca hizmet eder: imkansız ve saçma olanı ayıklamaya. Bundan sonra Akrep yaşamdaki yolu nu hissetmelidir.
Mutluluk, büyük oranda, istediğimizi elde ettiğimiz zaman ge lir. Ve ne istediğimizi mantıksal çıkarsamalarla bulamayız, onu hissederiz. Akrep bunun farkındadır. Bu her zaman böyledir; ölüm sadece bunun daha belirgin hale gelmesini sağlar. Eğer Akrep, her dakikayı son dakika gibi yaşaya caksa, kendi duyguları ve davranışları arasında mükemmel bir uyum oluşturması gerekir. Bunu yapabilmek için de duyguların bilince ulaşmasını engelleyen duvarların yıktlması zorunludur. Duygular ne kadar korkutucu olursa olsun veya sonuçlan hayatı ne kadar etkilerse etkilesin, bir şey hissetme cesareti geliştirilmelidir. Ölümü düşünmek, anlatılan düzeye ulaşmakta Akrep'e yardım cıdır. Şok edici niteliği duygusal netliğe neden olur. Strateji, insa nın kendi kaçınılmaz sonunun gerç ekliğini bilinçli bir şekil
Ölümün danışman rolünü üstlenmesine izin vermektir. Korkuyu hissetmek, duyguları ayaklandırmak ve ondan
de kabullenmesidir.
1 02
sonra ölüme kritik soruyu sormak: "Burada zamanım kısıtlı oldu
ğuna göre , bundan sonra ne yapmalıyım ? Benim için gerçekten
önemli
olan ne var? Hangi bağlant ı larım ve davranış biçimlerim
olduğum varsayımına dayanıyor?" 11Ak.repler seksidir" bütün popüler astroloj i kitaplarında rastla
fiziksel anlamda ölümsüz
nan ortak bir cüm ledir. Bunda doğruluk payı bulunmakla bi rli k te,
genellikle üstünkörü yanlı� yorumlarunakradır. Burada anlaşılması
gereken nokta uçs uz
bucaksız duygusal
enerj i deposunun cinselli
ğimizle sıkı sıkı ya bağlantılı olduğudur
-
ve burada cinselliği, fi
ziksel bit aktivite olarak değil, duygusal ve kişisel bir bakış açısıy la tanımlamamız gerek i r. Orgazm gereksiniminden daha çok, yo ğun duygus.al temas gereksinimidir.
Eğer cinselliğimizin bu gereksinimlerini karşılayamazsak, her
dakikayı son dakika gibi yaşamak ve bu yoğunluğu şimdiki zama na taşımak olanaksızlaşır. Duygusal ihtiyaçlarımızın bir çoAu ve
psiko lojik gerçekliğimizin büyük bir kısmı bastırılmış gereksi nimlerden olu�an bir duvarın arkasında kaybo lur gider. Ve, Ak
kacşıt olarak, bastırma duygular ve davranışlar arasında bir uyumsuzluk yaratır.
rep'in hedefine
İnsanın ke ndi cinseHiğini kabullenmesi, duygularını bu kap
samda hissetmesi, Akrep' in önemli bir stratejisidir. "Yap" diyen fıs
tık gibi kızlara ve Marlboro erkeklere aldırış etmemek. "Yapma"
diyen namus taslayıcılarını ve vaaz verenleri susturmak. Çok duyar
lı ve özenli bir şekilde cinselliğinin olduğu gibi gelişmesine fır sat tanımak - işte Akrep' in yöntemi budur. Asıl konu seks değildir. Asıl konu duygulardır. Genellikle katı ahlakçı veya aşırı cinsellik yilklü eğitimin çarpıttığı, incittiği duy
gular: Herkesin ölümlü olduğu bu dünyada kararlı ve mutlu bir hayac sürdürebilmemiz için örrüsünü kaldırmak zoru nda olduğu mu:ı duygular.
103
Kaynaklar Bilinç!J liği bilinçsizl ikten ayıran sınırda bir bekçi beklemekte. Görevi bizi altüst edebi lecek ve kendi gözümüzde değerimizi dü şürebilecek bir farkına varma süreci ni bilincimizden uzak tutmak. Bekçi tutucu, yargılayıcı ve tedbirli. Ps iko loji dilinde bu bekçiye
bastırıcı mekanizmalar deni yo r
.
Akrep'te bastırıcı mekanizma kusurludur. Çalışır. Ama iy i ça
lışmaz Ezici duygular yıkıcı düşünce ler koşul ların yanlış ve üzü .
,
,
cü yorumu beynin içinde volkan-gibi paclamaktadır. Böyle olmasına rağmen, şaşı rtı cı
bir
şekilde, bu kusurlu bastı
rıcı mekanizma Akrep'in ana kaynağıdı1".
O olmadan, Akrep'in
yapacakları için çok gerekli olan, acımasız bic kendini gözden ge çfrme süreci olanaksızdır. Yıkıcı, bazen hayan bütünüyle ak üst
edici duyguların bilincine varma gerçekleşemez. Bastırıcı mekanizmanın başarısızlığı beyn i duygularla doldurur
ve onu içe doğru döndürür. Bilinç ke nd i si ne katil dürüstleşir. Son
suz bir şe k ilde kendi içsel alanını dolaşır, farkındalığın kayıp ayrın tılarını bulmaya ça l ışır düşünülme:zi arkasına saklad ığımız perde ,
yi açma yollarını arar. Başka hiçbir burç bu kadar acıması zca iç gözlemsel değildir. Bu içsel yoğunluğun ayn ı zamanda dışsal etki leri de olacaktır.
Akrep kendi içine yönelttiği delici bal<ışları d ış dünyaya da aynı
yoğunlukta çevirir. İ çgüdüsel kuşkuculuğu, çevresindeki i nsanları n
karanlıkta kalmış sı rlarını en derinlerdeki güdülerini öğrenebil ,
mek ve anlayabilmek için on lar ın zihinlerini araıtırmasına neden olur. Ve bek le ndi� i biçimde, b un ları bulmayı
da başarır.
Akrep'in kaynağı ? Rahatlatıcı her yalanı yatıştırıcı her yarı ,
doğruyu, her sahte pembe tabloyu bozmaya kararlı, sivri bir kama
gibi keskin ve ses si z bir akıl Kendini tanımaya kes in bir §ekilde .
kararlı bir akıl.
104
Karanlıklar Akrep iki ka ranl ık arasında kıstırılmış durumdadır: kendini
çok fazla ve çok az tanımak. Her ikisinin de tuzakları var. Her iki
si de ölümcül. Akrep i k i sinden birine yakalandığında, burcun bü tün yoğunluğu, bilgel iği ve ilhamı bir zehire dönüşebilir. Kendini çok fazla tanımak? Akrep için bu kabullenmesi zor bir
kavramdır. O, otomatik olarak, bazen körlemesine, en temel gerçe
ği
veya hayatını dönüştürecek son kavrayışı aramak üzere bilinci
nin derinliklerine dalmaktadır.
Bazen Akrep'in buldukları yüzleşebileceğinden çok daha fazla olur. İnsanlarda basrırıcı mekanizmanın bulunmasının bir anlamı
vardır. Bu mekanizma kusurlu olduğunda, bilinç büyük bir tehli
keyle karşı karşıyadır: hipnotize olabilir, çözümlemesi çok karma şık duygular tarafından esir alınabilir.
Eğer bu olursa, Akrep karmaşık, saati saatine uymaz bir ruhsal durumda çökebilir. Bilinç kendisini derinliklerinden kur taramaz. Kederli bir biçimde düşünür nemez
koşulları teybe alır
-
durur.
Olanaksız, çözümle
ve tekrar tekrar çalar durur, ta ki far
kındalık güçsüzleşip, bitkin düşüp, umursuzluğa dönüş ene kadar.
Kendini çok fazla tanıma, eğer perspektifi kaybedeceğimiz ka
dar hızlı gelirse, tehlikelidir. Ancak, kendini az tanıma da bir o ka dar olumsuzdur. Özel li kle bu eksiklik, tatsız veya korkutucu bir şe
yi kasıtlı olarak bilincimizden uzak tutmaya çalışmamızdan kay naklanı yocsa.
Örneğin, Akrep ölümü düşünmemeye çal ışıyorsa, kendinin
ölümlü olduğunun sezgisel bilgisi arcadan kaybolmaz. Aksine, bi linç dı�m da çalışmaya zorlanmış olur. Duygular hala oradadır . Ak rep'in davranışlarını ve cavıdarını zorlamaya devam eder. Ama ar
tık o bu basıncın kaynağını anlamaktan çok uzaktır. Ne olur? Zihin "kötü bir şeylerin olacağın dan " emin, bunal maktadır. Özgürce dolaşıp duran kaygılar bilinci sürekli rahatsız
105
eder ve uygun bir hedef buldu�unda ona kilitlenir: arabam bela çı karmak üzere, patronum beni işten kovacak, herhalde beynimde tümör var. Bastırılmış cinsellik de aynı şekilde çalışır: duygular değişme miştir, sadece onların kaynağının izi kaybedilmiştir. Akrep, bu tu
zağa yakalanarak, kendini aç ve doyumsuz hissetmektedir. Ama akıl ne istediğinin bilincinde değildir. Açlığın nedenini anlayamaz. Ve, bir kere daha, uygun bir hedef belirlenir: para, güç, bir toz ta neciği barındırmayan ev. Akrep, sonunda kendini doyumsuz bul mak üzere, saplantılı dürtülerle bu amaçların peşine takılır. Karanlık, boğucu, bazen haince, bu yolu seçen Akrep üzgün,
kendi gölgesinde pusuya yatar. Ölüm umutsuzluğunun ve kendi içine gömülüşünün üstüne perdeyi öcrene kadar, göremediği iblis ler ruhunu kemirir durur.
YAY (SAGI'ITARIUS) Eleman: Nitelik: Arketipler:
Ateş Değişken Gezgin Öğrenci Filozof
Glif:
�
Benim aradığım eğlence değil. Bilgi. Bilgi, bilgi ve daha fazla bilgi. Kendimi onunla dolduraca.Aım, her gözeneğin içine onu çekeceğim, her açıklığı onunla tıkayacağım. Birgün bana geri ödeyecek. Herşey yerli yerine oturacak ve ben, nihayet, anlayacağım. --Laurel Coldman
106
Sembol Okçu değil ok. Parmaklar gerilimle titriyor, nişancı gergin ki rişi bırakıyor. Yayın kavisi, oku hedefine doğru boşluğu bırakarak, eski haline dönüyor.
Ok. Görüşten daha hızlı, havaya fırlıyor, bulutlara doğru hız ka
zanarak uçuyor. Eğer gözleri olsaydı okçunun geride giderek küçül düğünü, peyzajın içinde küçücük bir lekeye dönüştüğünü görebi
lirdi. Aynı zamanda o peyzajın bir harita gibi basit ve şematik bir şekilde yayıldığını da görebilirdi. Eğer oka aniden akıl verilebilseydi. hangi dü�üncelerle dolardı?
Bir dağın zirvesinde duran adam gibi, coşku ile, deneyim ve pers pektifle ilgili fikirleri aklından geçirebilirdi. Kim beni lŞlidayan gökyüzüne yolladı ve hangi amaçla yolladı? Burada yerim ne? Ne reye doğru yol alıyorum? Varlığımın nedeni ne?
Son Nokta Orcaçağ astrologları için Yay'm üç yazgısı vardı. Gezginin sem bolüydü. Öğrencinin sembolüydü. Ve filozofun sembolüydü. Bu üçü iyi - daha iyi en iyi hiyerar�isinde sıralanmaktaydı. Filozof en üstteydi. Yay'a özgü enerjilerin diğerlerinden daha iyi olduğu ifadesini bir kenara bıraktığımızda bile, yukarıdaki sıralamanın burcun içe -
riğini ve amacını açıklamaya yeterli olduğunu görürüz.
Gezgin. Öğrenci. Filozof. Ortak paydaları ne? Eğer üçü de Yay' ı belirtiyorsa, ortak paydalarının Yay'ın özü olması gerekir. Her birinde, akıl, ok gibi, dışarıda, yeni ufuklara doğru yönel mişcir. Her birinde, alı�ık ol unmayan deneyimlerin toplanması
yoluyla farkındalığ:ı geliştirecek davranışları gözleyebiliriz. Bu geli�im Yay'ın ya�am gücüdür. Gezginde bu gelişme fiziksel faaliyet sonucu oluşur
-
coğrafi ha107
reketliliğe sahi ptir, yeni ve değişik çevrelere girer. Öğrenci zihinsel faaliyetle gelişir, yeni bilgiler ve farklı bakış açıları ile karşılaşır. Ve filozof bunu sezgisel olarak yapar, bilinci gelişrirmeye, evrenin te mel kurallarının farkına varmaya çalışır. Okçu1nun son noktası? Yaşamın nihai anlamını kavramak. Koz
mik şemada kendi yazgısını bulmak 11Gerçeğe11 ulaşmak. Bunlar okun hedefleri. Yüce hedefler ve pratikte bunlara ulaşmak bayrak
suz
bir süreç vardır. Hareket halinde, a1::ışkan bir varoluş biçimi.
Yaşam sonu gelmez bir araştırma görünümündedir. İnsanın temel hünerinin anlamı aramak olduğunun kavranmasıdır. Ve geçiciliğin hakim olduğu bu dünyada, birmeyen arayı� ile insan arasına girdi ği sürece he�şeyin anlamsız olduğunun kavranmasıdır. Strateji Gezgin. Öğrenci. Filozof. Ortaçağ astrolojisi evrimsel Yay'ı bir kodlama sistemine oturtuyor. Yay'ı belirten bu
üç
arketip, burcun
doğasının katı tanımlamaları değildir. Bunlar evrimsel stratejiler dir. Birinci adım, gezgin olmaktır. Bir insanı belirli bir kültürün değerlerine, gelenek ve göreneklerine bağlayan ipleri çözmek. Se
yahar ihtiyacından daha çok değişik düşünce biçimlerine açık kalına ihtiyacı. Yolculuk bu açıklığı uygulayabilmek için seçilebi lecek yöntemlerden biridir. Hindistan'da bir ay eğlenceden daha fazla anlam içermektedir. Bizimkine kökten yabancı bir kültürle karşı karşıya geliriz. Eğer yetiştiriimemizdeki yargı ve tavırları bir kenara bırakabilirsek, yol culuk bize hayata değişik bir açıdan bakabilmeyi öğretir. Ve Yay için bu, evrimsel havai fişeğin fitilinin yakılması gibidir.
108
Doğu'ya yolculuk pahalı ve uyg ulan mas ı zor. Fark ermez. Bir gezginin izlediği yol seyahat acentalarının broşürleri nden daha ge niştir. Bu
ül kede
yaşayan Hindilerle arkadiljlık er mek de aynı işi
görür. Eğer zenginsen fakir bir i nsanla yakınliljmak veya beyazsan
. siyahla iliıki kurmak da.
Gezgi ni n stratejisi pasaportundaki damgalarm sayısını çoğalt mak değildir. Yolculuk şehrin bir tarafından öbür tarafına sürse bi
le, kendininkinin dışında kalan kültürlerle gönüllü,
açıkkalpli iliş
kiler geliştirmektir. Öğrenci nin izlediği yolu da yüzeysel an lamıyla d üşünmek ya nıltıcı olur. Resmi eğitimin bilinci geliştireceğine kuşku yok. Yay
kurslarla, derslerle besleni r. Ancak kiraplac, resmi bir eğitim kuru munun dışında okunduklarında da, aynı hizmeti görürler. Benzer şekilde hayata yeni bir bakış açısıyla bakmamızı sağlayan deneyim
ler de. Yüksek bir kum tepeciğinin üstünde hassas bir dengede, sırtı
nıza bir planör bağlanmış, bo�luğa adamaya hazırlanıyorsunuz. Bu
da öğrencinin yollarından biridir. Akıl yeni bir deneyime, yeni bir öğren im fı rsatına hazırlanmıştır.
Gezginin öğrendye dönü§ümü gibi , öğrenci de filozofa belirsiz bi r şekilde dönüşür. Odak noktası kaymaktad ı r. Dikkatimiz gözler ve kulaklardan uzaklaşmı� ve sezgi ye, insanın en derin algılama fonksiyonuna yönelmiştir. Sezgisel olarak,
yaşamın bütünselliği
ni kavramaya ve onun içinde kendi yerimizi bulmaya çalışmz. Filozofun yolu gezgin ve öğrencinin top ladığ ı kavrayışlara ba�
ğımlıdır. Bunlar olmadan, o, kafası duygusuz hipotezlerle dolu, ku ru bir ukaladan başka bir şey değild i r.
Filozofun sezgisel sıçrayışı
deneyimle körüldenmelidir. Aksi takdirde, gerçekle bağı olamaz. Hıristiyanlık, Budizm, varoluşçuluk - filozofun s c ratej i si bunla rın hepsini hazmetmek, ama asla her hangi bir sistemin onun yeri ne düşünmesine izin vermemektir. Sürekli daha fazla deneyim top
lamalı, daima değişiklik, tadilat yapmalı ve hayat gör�ünü derin-
109
!eştirmelidir. Yay'ın stratejisi, bir anlamda, hayatı bir serüven gibi yaşamak tır Güvence düşüncesinden vazgeçmesi gerekir. Arkasına saklan mQkca olduğunu farkectiği her fikir veya görüşü gönüllü olarak bir kenara bırakmak zorundadır. Tereddi.it etmeden ilerlemeli, mucize ler umut ermelidir. Ve her zaman o klasik Yay ustalığını - inanç sıçramasını - sergilemeye hazır olmalıdır. Kaynaklar Yay' ın stratejileri için kişisel özgürlük zorunludur. O olmadan gezgin kurur gider. Öğrenci aklı körelten bir s1Cadanlığa hapsolur. Filozof daha geniş bir perspektif kazanamaz ve onu değişen koşul ların gerçeğinde tetkik edemez. Buna uygun olarak, vurgulanmış bir özgürlük sevgisi Yay'ın kay nağ ıdı r. Kısıdanmakcan bu kadar korkan başka bir burç y okt u r. Coşku, macetacılık, ne�eli bir ruh - bunlar da Yay' ın kaynakla rıdır. Hayat Okçu'ya ne yollarsa, o hazırdır. Adapte olabilir, esnek tir, sıkıntılardan kolayca kurtulabilir. Bir insanda, güçlü Yay unsurları, zırvaya, boş lafa karşı hazırlan mış si gorta poliçeleri gib id i r. Üzümü, depresyon olasıdır. Ama Ok çu'da bunlar geçi ci durumlardır, bir serüvenin ucu görü n d üğünde veya yeni bir olasılıkta hemen yok olmaya hazırdırlar. Yay hayatın anlamıyla ilgili hazır bir duyguyla doğmayabilir. Ama hayatın bir anlamı olduğundan emindir. Okçu için b u, sorgu lanamaz bir düşüncedir. Sanki kafasında boş bir alta.da dünyaya gelmiş gibidir - içgüdüsel bir �ekilde, ona bir ikon bulmaya girişir. Bu, edebiyat olabilir. Veya dünya devrimi. Kendi özgür ruhuyla, kendi tanrısını, üzerindeki baskılara aldırmadan, seçer. Yay1ın kaynağı? Kendi ideallerine inanç. Bu inanç binlerce biçimde olabilir, ama ne biçim alırsa alsın, Okçu onunla yaşar. Di ğer burçlar sorgulamadan, uygulanabilirliğine bakmadan, neye mal
1 10
olduğuna aldırmadan, bu kadar prensip düzeyinde i� göremezler. doludur ve herkes buna katılmayabilir. Ama bir kere Yay ' ı n tanrısını öğrenince, onun dav ranışlarını, bir planetin güneş etrafındaki hareketinde olduğu gibi, tahmin ecmek mUmkündüt.
Yay doğruyu yapar. Bu ''doğruluk" özveri
Karanlıklar Tedbirliliğin kurtuluşumuz olduğu zamanlar olabilir. Hayat bazen karanlık, umulmadık güçlerle ve masumiyet maskesi takmış tuzaklarla doludur. Tereddüt ve kuşku bizi kurcarabilir. Ama bun lar Yay'a, mayonun bir Eski moya yabancı olduğu kadar, yabancı duygulardır. Yay pembe gözlükleri, hevesleri ve inancıyla bir çok bataklığa doğru körlemesine yürüyebilir. Aşırı iyimserlik, boyunu aşma ve yanlış değerlendirme Yay'ın gölgeleridir. Çevre yolunda, diğer ara baların oyun arkadaşları olduğu düşüncesiyle, sırf eğlence için, al tın re n k li bir tır şekline bürünmüş bir av köpeği gibi, hayatın te kerlekleri altında ezilip gidebilir. Bu sarsak adımların gücüne gereğinden fazla inanabilir. Çıkmaz bir dönemeçe atlayabilir. Kendine bir guru saptayarak, onunla top1u mezarlara doğru yürüyebilir - ve hepsini inanç adına yapar. Yay'ın korku verici gölgesi en bar iz şekilde özel insan ilişkile rinde açığa çıkar. Özgürlüğün evrimsel süreci için zorunlu olduğu nu bilmesine rağmen, sonsuz aşk beklencisiyle onu bir kenara ata bi li r. Aşırı iyimser, saf ve kendini iyice düşü nmeden kaptıran yapı gene devreye girerek oku yolun yarısında cuzağa düşürür. "Koştur maca içinde evlendi, boş zam anı nda pişman oldu" sözü birçok mut suz Yay'ın mezar taşında yazılı bir hicabedir. Güçlü inanç, mizah yeteneği, ya herru ya merru deyip bir işe gi rişme arzusu - hayatı dolu dolu yaşamamıza yardımcı özellikler. Yay hepsine sahip. Ancak yaşamın ne kadar geçici ve dayanıksız ol-
111
duğu duygusunu dengelemeden ve kıvılcımın çok kolay yok oldu ğunun farkına varmadan, pembe gözlüklü Yay dönüşebilir.
trajedinin
burcuna ·
OGLAK (CAPRICORN) Eleman:
Toprak
Nitelik:
Öncü
Arketipler:
Münzevi
Baba Başbakan Glif:
�
Bir erkek çocuk olarak, büyücüyü.,
herşeyi yapabilecek birisi olarak düşündün. Bir zamanlar ben de öyle düşünmüştüm. Hepimiz öyle zannettik. Oysa doğru şu ki, bir insanın gerçek gücü büyüdükçe ve bilgisi genişledikçe, izleyebileceği yol · ta ki en sonunda hiçbir şeyi seçmeyeceği, sadece ve tamamen yapması gerekeni yapacağı kadar -
daralıyor. --Ursula K. LeGuin Sem bol
Deniz keçisi. Balığ-ın kuyruğuna sahip bir dağ keçisi; olası ol mayan bir yaratık. Denizde yüze n , karada ördek gibi yürüyen bir
hayvan. Semboller dünyasında fark lı. Orada, deniz keçisi
bütün
hantallığını ve savunmasızlığını kaybediyor. Mutlak ve en büyük gücün sembolü oluyor. iki dünyanın da - deniz ve yüksek kayalıklar - hakimi oluyor.
1 12
Deniz keçisi en korkutucu zirvelere tırmanır, yoğunluğu azalmış
havayı teneffüs eder. Engin okyanuslarda yüzer. Onu hiçbir şey dur
duramaz. Güçlü iradesi bir hedefe kiliclendi mi, mağlup edilemez. Sadece seçmesi gerekir. Önünde durabilecek bir şey yoktur. Son Nokta Hırslı, maddeci, güce aç
-
popüler edebiyatın gri, anlamsız ama
çekici sözleriyle tanımlanan , kimliği belirsiz Oğlak1 1 hilekar bir ıeytandır. Hesapçı, manipülacif, en küçük zaafı hemen sömüren.
ğ
Sinsi ve kaygan bir fırsacçıl� a örnek olarak sunulmaktadır. Bu tür tanımlamalar Oğlak'ın gölgelerini açıklamak için kulla nılabilirler.
Ama onun son noktası ile ilgileri
yok tur.
Maddesel dünyada gücü temsil ettiği doğrudur. Ancak bu para demek değildir. Foroğrafının Newsweek'in kapağ ında çıkması de
ğildir. Birçok güç lü adam hayatı nı, toplumsal rolünün eleştirileri
ile bağlanmış, bir rehine gibi sürdürmektedir. Rollerinin dünyasal gücü vardır; ama kendilerinin yoktur. Ve bu Oğlak'ın yolu değil
dir. Oğlak için dünyasal gücün tanımı farklıdı r. Bu güç şan, şöhre
ti ifade ecmez. Özgürlüğü ifade eder. Dünya arenasında, Oğlak kend i öz karakterinin buyruklarına uymak zorundad ır. Bir insanın
doğası ile toplumsal kimliğinin evliliği
-
Oğlak! m son noktası .
Toplumsal forumda ispatlanan ve ifade edHen, iç ve dışın birliği. B ir anlamda, Oğlak bütünlüğün sembolüdür. Burcun en geliş miş ifadesinde yalan ve yapmacık yer almaz. Sadece, görülmez ki·
şisel öz ile gözle görülür toplumsal tavrın bi rle�mesi bulunur. İnsa nın işi ile hayatı birbirinden ayrılamaz. ikisi birdir.
Bunu başarabilmek için Oğlak'ın alkışlara karşı tamamen sağır
olması gerekir. İşi, halka açık, kalabalığın gözü önünde olmasına rağmen, hiçbir zaman kalabalığa oynamamalıdır. EAer toplumsal
onay cuzal;ına düşerse, her �eyi kaybeder. Yine de bundan kaçması
zordur. Onunla flört eden, onu ayarcan alkışlar her zaman oradadı r.
1 13
Gücün baştan çıkarıcılığını engelemek için, Oğlak1 ın yalnızlı ğın, inzivanın efendisi olması gerekir. Önem l i oları yalnız başına zaman geçirmesi, iyi bir stratej i olmasına rağmen, değildir. Can
alıcı nokta onayı kendi içinde arama sıdır. Başarmak için başarı ve
başarısızlığa, övgü ve yergi ye karşı kayıtsız olmalıdır. Yalnız başı na durmalıdır.
Oğlak1ın son noktası? Bütünlük ve yalnızlık. Her ikisine de ula�malıdır. Birisini başaramazsa, diğeri de çöker.
Strateji Özellikle gelişimin erken dönem leri nde , yal nı z başına zaman geçi rmek iyi bir st rate ji d i r. Oğlak kimsenin onayına i htiyac ı olma
dığını öğrenmelidir. Hiç kimse onu takdir etmese veya övmese bi
le, kendi projeleri ve düşünceleri, ne olursa olsun, ona hoşnutluk
sağlayacaktır.
Bu ifadeyle Oğlak'ın soğuk ve sevg i si z bir burç olduğu kaste
dilmiyor. O da seveb i lir ve sevilebilir. Bu sevgi onun stratejisini
bozmaz. Sadece başka bir i nsana gereksinim duymaktan kaçınma sı gerekir. Oğlak' ı n stratejisi kendine yeterliliği içi n pratik destekler bu labilmesine bağımlıdır. Yalnız yürüyüşler. Özel bayal ler. Tek baş ı na kayağa gitme, yelken açma: yalnız yapılabilen her şey ona yar dımcıdır - kitap okuma, meditasyon, yalnızlığı sıkıcılıktan bir ola nağa dönüştüren, hevesle giri�ilen her uğraş veya alı şkan lık . Ancak bu yalnı:z.lık içsel olarak sağlandığı zaman Oğlak'ın dik kati d ışarıya yönelmelidir. Bunu olg un l atmadan yaparsa, göz leri, güneşe bakmış gibi, cazibe ve parıltı ile körleş i r. Oğlak bir rırmanıcıdır. Parıkılı dünya ona, Everest'in bir dağ cıya geldiği kadar, çeki ci ve kamçılayıcı gelir. Zirvelere t ırmanm a sı gerektiğini bilir. Kabusu, yanlış yolu seçebileceğidir. Bu Oğlak'ın yolu nda kritik bir ayrımdır. Dünya önünde bütün 1 14
parıltısı ve rengiyle açıldığında, o yalnızlığına geri dönmelidir. Ge riye bakma gücünü bulmalı, gözlerini başkanlık sarayından ayırıp, köklerine doğru döndürebi lmelidir. Bu geriye dönüş geçici bir durumdur: Oğlak tırmanacaktır. Dünyayla yüzle�mesi gerekir. Ayamcı lığma d i ren me yolu olarak saklanmayı seçtiğinde hiçbir şey b�aramaz. Geriye bakma süre si ise başkalarının onayına ihtiyacı olmad ığı nı hatırlayacak kadardır. Kendisine saygısı zaten vardır. Kim olduğunu zaten bilmektedir. Oğlak güven i tazelenmiş bir şekilde, şan ve şöhret dünyasına soğuk bir göz atar. Ve bu dünyaya girer, ama aklı bir hedefe kilic lenmişcir: kendisine doğal geleni yapmaya. Oğlak kişisel değerleri ni, ilgi alanları nı ve isteklerini ifade edebileceği bir toplumsal rol seçmek zorundadır. Bu rol belki işidir. Belki de gönüllü katıldığı bir uğraşı . Veya bir toplumsal hizmet. Belki de - bir orkestrada klarnet çalmak gibi - kişisel bir tutkudur. Ne olursa olsun, insan lar ona saygı duyabilir, onu yüreklendirebilir ve usta olarak kab ul edebilirler. Veya bir fiyasko olarak nitelendirebilirler. Hiç fark et mez. Her koşulda da, Oğlak bir galaksi gibi kay ıts ız kalmak duru mundad ı r. Önemli konu kendisi o lup olmadığıdır. Kaynaklar
Başarı makinesine bağlanmak o kadar da. zor sayı l maz . Bazı hü nerleri öğrenmek, doğru insanlara gülümsemek ve bu tavrı bir kaç yıl sürdürmek yeterlidir. Bunda utanılacak bir şey yok , ama Oğ lak1 ın rotası bu değildir. Toplum içindeki yerini, Oğlak gibi, oluşturabilmek daha mey dan okuyucudur. Yenilgiler, belirsizlikler, küçücük kazançlarla ge çen uzun zamanlar - bütün bu engeller insanın başına bela olur. Ama Oğlak hazırlıklıdır. Acımasız baskılara dayanabilmek için iki kaynağa sahiptir: sabır ve öz disiplin. Diğer burçların aksine, Oğlak bekleyebilir. Ancak bu bekleyi' 115
kararsızlık değildir. Bocalama değildir. Üç metre ötede kendisini farkecmemiş fareye konsantre olup, donmuş gibi duran bir kedinin yoğunluğu ve sess i zliğidi r. Oğlak'ın öz disiplini de eşsizdir. Kararını verdikten sonra, bas
kılara aldırmadan, rotasını izler. Korku, direnç, hayal kırıklığı -
hiçbir şey onu etkileyemez. Bu güçleri hissedebilir, ama Oğlak'ın gerçek tavırları duygularını değil, amaçlarını yansıtır. Oğlak'ın bir başka kaynağı daha vardır:
içgüdüsel pratiklik.
İkiyle ikiyi topladığı zaman, beş olmasını ne kadar arzu ederse et sin, hep dörc elde eder. Hayallerin hayatındaki yeri o hayallerin
gerçekleşebilmesi olasılığına bağhdır. Eğer bu olasılık varsa, haya li gerçek yapana kadar, kararlı ve verimli bir şekilde çalışır durur. Eğer olasılık yoksa hayali geçmiş tarihli bir gazete gibi buruşturur atar. Oğlak'ın kaynakları? Kısaca, demir gibi bir iradedir. Yalnızlığı, kararlılığı, sabrı, şaşmaz mantığı - hayallerini asla unutmadan,
günlük hayatın umutsuzluklarını ve fırtınalarını savuş curmasına yardımcıdır. Yavaş olabilir. İzlediği patikada ölmüş kalmış gibi gö rülebilir. Ama en sonunda, mutlaka istediğini elde eder. Karanlıklar Oğlak'ın yolu aş ırı ölçüde soğukkanlılık gerektirir. Bu doğru
şekilde uygulanırsa, her zirveye tırmanmayı sağlar. Oğlak seçer ve
hareket eder. Eğer başarısızlıkla karşılaşırsa, direnir. Ama soğuk
kanlılığını yanlış kullanırsa, felaketle yüzyüze gelir. Oğlak'm soğukkanlılığı herzaman objektif dünyaya uygulan malıdır. Davranışlarmm doğasında yansımalıdır. Eğer Oğlak sinir bozukluğu yaşarsa, kararlıhğ ı duraksarsa, soğukkanlı! ığı çarpıtılır.
Artık kendisini davranışlarda gösteremez. Sübjektif bir biçimde,
hayann geli �meleri ne ve olaylara duygusal tepkilerin bascırılması olarak gözlenir.
1 16
Oğlak bir kayaya dönüşür.
Başka hiçbir burç bu kadar buz gibi duygusuz görünemez. Ha
yatı kontrol dışı sarsılırken, o bir obsidyen (camsı kaya) bloğu gibi soğuk durabilir. Bu gidi�atın ilerisinde, Oğlak gölgesiyle karşılaşır. Gö lges i doğal yalnızlığının yozla�masıdır. Yan i kimsesizlik.
Kimsesiz, ifadesiz Oğlak hala heybetli bir yaratıktır, ama artık
kötü duyguları ve istekleri vardır. Kendi yolunu kaybettiği için, et rafındaki insanlarm yolunu saptamaya çalışır. Zorba bir diktatör gibi davranır. Hayatını eşit olarak sürdürmesi gereken insanlara karşı patronca bir tavır takınır. Aç bir kumın leş araması gibi dünyada güç peşine düşer. Gitti
�i her ye rde otoritesinin alanını genişletmeye bakar.
İçinde bulması gereken onayı dışarıda bulmaya çalışır. Ve bunu
başarır. Azgın bir g e l inci k gibi kararlı ve i natç ı tepeye giden ,
yolu
pençeleriyle tırmanır. Ama oraya ulaştığında, gene de hoşnut değil
:lir. Daba
fazla zorlamaya başlar. İşkolik olur. Bedeninin ihtiyaçla
rını göz ardı eder, kalbinin ac1S1na kulağını tıkar. Ve rolünün, so
rumlul ukları nı n kurbanı olarak ölür. Belki öldüğünde zengindir
ıma yıldızlar arasındaki boşlukta hareketsiz sürüklenen bir kum ta
rıeciği gibi yalnızdır.
1 17
KOVA CAQUARIUS) Eleman:
Hava
Nitelik:
Sabit
Arketipler:
Dahi Devrimci Doğrucu Bilim adamı Sürgün
•
Glif:
Eğer yolda Buda'yla karşılaşırsan, öldür. --Zen Budist sözü Sembol
Kova'nm glifi bir çift, paralel dalga biçiminde çizgi - genel likle su zannedilir. Oysa bu çizgiler, bilginin sembolü, yılandır. Cennette, yılan Havva'yı bilgi ağacının meyvasını yemesi için baştan çıkarmıştır. Havva yiyince, Tanrı onu ve Adem'i bahçeden atmış ve dünya tarihini başlatmıştır. Ancak Havva bu bilgiyi kazanırken önemli bir ıeye daha. neden olmuştur. Bu tek Kova'sal hareketle, güvenlikten ve hatta akıldan daha değerli, bir niceliğe hayat vermiştir. -
İnsan özgürlüğünü doğurmu§tur. Son Nokta
Özgürlük - Kova'nın son noktası. Ne demek? Bireysellik. Ken di yolunu seçme yeteneği. Ne istiyorsak onu yapabilme. İster anne, baba, ister başkan veya başka bir otorite figürü olsun, kimseden
118
emir almama. Söylemesi yapmasından kolay. Bireyselliğimizin kaqısı nda muazzam güçler durmaktadır.
Eğer izin verirsek bu güçlerin akıntısıyla sürüklenip durabili r ve sonunda, dans eden maymunlara dönüşebiliriz: . Arkadaj baskısı.
Yerleşik kalıplara uyma. Sosyalleşme . Kabul edilme arzusu. Bunla
rı bir kenara bırakın. Temelde iki efendiye hizmet ediyoruz: kendi do#al yapımız ve çevremizdekilerin istekleri, kaprisleri. Özgürlü iümüz derhal raviz veriyor.
Kova için bu taviz lanetlidir. Kova'nın en
ölümcül
düşmanı
kabile içgüdüsüdür. Eğer buna kapılırsa heqeyi kaybeder. Günde lik varoluş komedisinin sıradan karakterlerinden birisine dönü�ür. Kova ve taviz: barış ve nükleer savaş başlıklarının birarada bu lunması gibi. Kova, kabile iç güdüsüyle baş edebilmek için gerçeje mutlak bir baj-Iılık gel iştirmek zorundadır. Sonucu ne olursa olsun, gör düğünü söylemelidir. Özgürlüğüne, doğrudan bir zorlama veya sinsi bir ikna yoluyla, meydan okunduğunda direnmelidir. Bir sür gün gibi, kaderini
-
kendi topluluğunun değerleri ve motivasyon
larıyla sonsuza dek uyumsuzluk - gönüllü olarak kabullenmelidi r.
Kova'nın son noktası ? Taviz vermeden kendini ifade. Kwursuz lajtırılmış bi reysellik.
Strateji Kova ' yı Milattan Önceki zamanlarda duvarlarla çevrili bir yer leşim olarak düşünün. Vahşet kol geziyor. Her yerleşim farklı bir
kü ltür ve komşu yerleşimlerle aradaki geril i m b itmek bilmi yor.
Eğer Kova'nın duvarları bir ku�atmanın baskısı na dayanamayıp
yıkılırsa, kültürü de yok olacak. Galip ordular Kova'nın kralını öl
dü rüp , tapmaktaki tanrılarını kai deleri nden söküp atacaklar, yeri ne kendi tanrılarını dikecekler.
1 19
Teslim olmak söz konusu bile değil. Düşman bir kere kapıdan girerse, ardından katliam ve tarihe gömülme gelir. Kova için bir
rek strateji vardır: ne pahasına olursa olsun savunmak. Anlaşma yok. Taviz yok. Sadece taş ve havan topunun kesin gerçekliği var. Duvarla çevrili yerleşim benzecmesi çok uygun, ama şimdi tari hi bir toplumun kültürel bütünlüğünden söz etmiyoruz. Bir insa nın özgürlüğü ve bireyselliğinden söz ediyoruz. Düşman duvarların dışında sıralanmış. Kapıların önünde top lanmış, kırmak için demir uçlu kalın kütüğü, �ahmerdanı hazırlı yorlar.
Kova için, bu kürük bir çok biçim alabilir, ama özünde, içinde
yaşadığımız kültürün yerleşik davranış düzenine uymamız için bize uyguladığı baskıdır. İçsel olarak, hepimiz kendimize özgü eğilimlere ve değerlere sa hibiz. Ama genellikle toplumun bizim için farklı planlan vardır. Konuşmaya başladığımızdan beri, başarı, terbiye ve akıllılığın ne olduğunu anlatan tanımlamalarla programlanıyoruz. Bir çoğumuz için bu düzene uymak doğal, hatta yararlıdır. Ama, Kova için bu bir ölüm cezası demektir. Kova şahmerdana direnmek zorundadır. Kültürünün zorla malarına karşı
savaşması şarttır. Stratejisi, bireyliğinin buyruk
lannı dinlemek, çevresindekilerin öfkesine, şüphesine ve yuhala masına rağmen, kendi seçimlerini yapmaktır. Parolası "herkes deli olduğumu düşünse bile, ben akıllı olaca ğım"dır. Eğer bu parolayı uygularsa, toplum özgürlüğünü zorla - hapis veya tımarhane - elinden almaya kalkışabilir. Bunlar gerçek şah merdanlardır. Genellikle kültürel baskılar çok belirgin değildir:
"Bu şekilde davranmaya devam edersen bir işte barınman çok zor. Seni aç ve güvencesiz bırakırız, rahatsız ederiz.
"
Veya: "Sen devam
et, seninle alay edeceğiz. Deli diye damgalayacağız. Hiçbir üreti mini ciddiye almayacağız."
120
rcf i
Bu şahmerdanlar yecmezmiş gibi, Kova1nın düşmanlarının ikin-
bir numarası daha vardı r. Şehri n duvarları içine ajanlar yerleşt ir
miılerdir. Görevleri kale kapı ların ı i çeriden açmak olan casuslar.
Kova!da bu ajanlar onu seven insanlar biçimini almışlardır. Ve
ıerçekten de onu severler. Ancak bu, onu anladıkları an lamına
gel-
• mez. Kova1nın savunma mekanizmalarını çoktan bozmu�lar �-� dır.Ajanlar Duvarları çoktan aşmışlardır. Bunlar eşler olabilirler. Bunlar ar
� kıadaşlar olabilirler. Bunlar genellikle ebeveynlerd i r. Ve Kova seçim � lerini
yapt ıkça, müthiş bir baskı oluşcururlar. Tekrar düşünmeye
ı zorlarlar. Kendi beklentilerine uymaya zorlarlar. 1
Nasıl? Kalpleri belki doğru yerdedir, ama, farkında olsalar da ol .: masalar da, yöntemleri çok tehlikelidir, haincedir. Bunlar Kova'n ı n
. sorumluluklan nedeniyle kendisine ihanet etmesi gerektiğine
· inanmasını sağlarlar. Eğer Kova onları gerçekten seviyorsa, yuvarlak deliklerle dolu bir toplumda kare bir pim olduğu için yaşadığı fır .
tınayı
izlemelerine fırsat vermemesi, yuvarlak deliklere uymak için
yuvarlanması gerekir. Bu casuslara karşı koymak, şahmerdana direnmekten daha zorlu bir s ı n avd ı r. Kendi
özgürlüğünü
savunurken, acı dolu ve ürpertici
bu meydan okuma karşısında, çelik gibi olması gerekir. Kend isini seven insanların kalplerini kırmak zorundadır. Her ne kada r, bu in sanların hayal kırı klıkları ve acıları, kendi lerinin Kova1yı hamur
gi
bi yoğurup, istemediği b i r kalıba sokmak arzularından kay naklan sa bile hissedilen acı gerçekti r. Kova bir tek tavizle bu acıyı dindirebi lir. Ama yapamaz. Olduğundan daha farklıymıf gibi davranamaz.
Kova katı yürekli m i d i r ? Hayır, ama genellikle öyle görünür.
Yolu, onu gerçek bireyliğin berrak ve ince stratosferine götüren, çe tin bi r yoldur. Ve eğer onun bu yükselişi aşağıda kalanları hayal kı rıklığına uAratıyorsa, bazen kırık kalplerin özgürlüğünün bedeli ol duğu bi lgisiyle yanına alabildiği kadarını alması ve bu acıyla yaşa ması gerekir.
121
Kaynaklar "Her yıl mısır ekmeden önce bir bakireyi yağmur ranrısına kur
ban ederiz. O da her yıl bize karşılığını verir, yağmuru yollar. Bu na rağmen, sen şimdi kimseyi kurban etmemiz gerekmediğini, yağmurun yine de yağacağını söylüyorsun" Onbin yıl önce bazı Kova'lar bu sözleri duyup, silahlarına sıkı sıkı sarıldılar. Bu inançları nedeniyle öldürülmeyenler, insan tari hindeki gidişatın değişmesini sağladılar. Niçin? Çünkü doğruyu gördüler ve kimse onları aksine inan dıramadı. Gün gibi ortada olana baktılar - ve kimsenin göremedi ğini gördüler. ... Aklın radikal bağımsızlığı için bir kelime vardır. Bu kelime Kova1nın en önemli kaynağını anlaur. Bu kelime dahidir.
Dahi
-
bize aşırı zeki olarak öğrecilmişrir, ancak bu yanıkıcıdır.
Zeka dahi için bir araçtır. Deha yeniyi düşünebilme, eski problem
leri yeni yöntemlerle gözden geçirme yeteneğidir. Deha bize öğ retilmeyen yollarla düşünebilme yeteneğidir. Ve Kova bu yete nekle donatılmıştır. Bu yıl bir bakireyi kurban etmeyelim: bu isyankar düşünceyi üreten insan, anında büyük bir dirençle karşılaşmıştı. Köyde belki bin kişi yaşıyordu. Eğer öyleyse, bunun dokuz yüz doksan dokuzu bu önerinin delilik olduğunu düşünmüştü. Ama
bizim Kova kah
ramanımız bunun gerçek olduğunu biliyordu
-
ve bu kuşku
suzluk onu kurtardı. Ve bugün bile kurtarmaya devanı ediyor. Ko va, hiç kimse onunla aynı fikirde olmasa bile, seçimlerinin doğru olduğundan emindir. Kova'nın ikinci bir kaynağı vardır. O olmadan dehası fazla işe yarayamaz. Salt bilgi, insanı kendisine doğru uzanmı� suçlayıcı parmaklara direnmeye hazırlayamaz. İkinci kaynağı azaltılamaz, boyun eğmez inatçılığıdır. Ayaklarını yere sıkıca bastımı, Alpler deki Matterhom tepesi bile sabah rüzgarında uçuşan bir toz tanesi
1 22
gibi görünür. Hiçbir şey Kova'yı kıpırdatamaz.
Karanlıklar Bu inatçılık Kova'nın stratejisine hizmet eder. Kabile iç güdü sünün ağırlığına direnebilmek için, yılmaz bir emin olma duyg u
suna ihtiyacı vardır. Ruhunun derinliklerinde bir yerlerde, sarsıl maz bir güvenle, algılama gücünün sağlamlığına, başkaları aksini savunsa bile, inanmaktadır. Ancak aynı inatçılık onu mahvedebilir.
Kova bireyliğini yapay bir şekilde ifade yolu geliştirip, bunu bütün inatçılığı ile savunabilir. Blue jeanden başka bir şey giyme
yi reddedebilir. Genel müdürün yanında argo konuşma konusunda direnebilir. Klasik müzikten başka bir şey dinlememekte inat ede bi lir. Bu ti.it egzamriklikler genellikle önemsiz ve zararsızdırlar.
Ancak en büyük tehlikeleri Kova' y ı gerçek yolundan, bireyleşmek ten, saptırmalarıdır. Bu tuhaf inatçılıklar Kova'nın gölgesidir. Kendi hayarını bi çimlendirmek konusunda direneceğine, toplumun baskılarına gö nülsüzce razı olur. Temel olarak geleneksel bir yolu izler, doğru ge lişimsel uğraşılardan yan çizer. Ve mevcut özgürlük, isyankarlık
duygularını daha güvenli görünen arenalarda sergiler.
Dahi yok olur. Karşı çıkış kalmaz, devrimci düşünceler kalmaz. Sadece, kalabalığın içinde dolaşan, öngörülebilen bir hayat sürdü ren ve bu hayatı temelde zararsız, ama insanı çileden çıkaran tuhaf
lıklarla renklendiren isimsiz bir yüz kalır. Kova'nın gölgesi daha da karanlık olabilir.
Gelenekçilik bir kusur sayılmaz. Çoğumu:ı: doğuştan geleneksel
insanlarız. Topluma uyduğumuzda. kendimize de uyarız. Kova'da ise durum farklıdır. Onun için gelenekçilik bir maskedir. Bu mas
keyi takmayı tercih edebilir, ama eğer takarsa ödeyeceği bedel çok yüksektir: artık sürdürdüğü hayat kendisine ait değildir. 123
Kova'nm bu karanlık yoldaki yolculuğu dışarıdan başarılı görü lebilir. Dengeli, ağır baş lı ve nazik olabilir. Servet sahibi ve nükte dan olabilir. Ancak kendisini bir yabancı gibi hissetmektedir. Bir başka ülkede sahte hüviyede dola�an ajan gibidir.
Kova yabancılaşmıştır. Bu durumda en yakmındakiler bile onun kim olduğunu bile mez. İlişki seyrini sürdürür, ama aradaki uzaklık hep hissedilir.
Mesafelidir, hacta belki soğuk veya duygusuz. Güzel konuşur. So rumluluklarını yerine getirir. Doğru şakalara güler. Şaka yapar. Ama kimseyi kandıramaz. Herkes çok önemli bir noktanın açığa ·
çıkamadığını bilmektedir.
Buz gibi gözlerin arkasında boşluk ve kayıp bir insan bulun maktadır. BALIK (PISCES) Eleman:
Su
Nitelik:
Değişken
Arketipler:
Mistik Hayalci Şair Pandomimci *
Glif:
... bizler ışık veren varlıklarız. Algılayıcıyız. Bilinciz; cisim değiliz; kacı bir madde değiliz. Bizler sımrsızız. --don Juan Matus Carlos Castaneda'dan alına
1 24
Sembol Okyanus . Balık deği l, ama balığın evi: Ana. Okyanus, denizaltı
dünyası nın ,
ışıltılJ bitkiler ve hayvanlar topluluğunun, kayı p şehir anlajılama:z:ın, nüfuz edile meıin, hissedilir ama bilinmezin endişeli sembolü. Okyanus: kıtalarm kıyılarını y ı kayan , millederarası sanat ve lerin krall ığ ı . Okyanus: y�amın anası,
külcür taşıyan, savaş taşıyan, hastalık raşıyan, şarap ve yiyecek, şa ir ve müzisyen tıqıyan, sonsuza kadar dünya kültürlerini harmanla yan, kaynıqcıran. Balık' ı n okyanusu: bizi birbirimize bağlayan gizemin sıvı sem· bolü. Yaşamın
sembolü.
Son Nokta
Tibet tepelerinde
Budist hocalar öğrencilerine dünyayı bir ha
yal olarak düşünmelerini öğütlerler. İnsanlar, olaylar, i li�ki ler, ta dağlar
•
bir
hat
serap gibi , aklımızın içi ndeki hayali imgelerin bir
oyunu gibi algılanmalıdır. Bu Budist düşünce bacıda yanlış yorurnlanır. Dünyanın gerçek olmadığını, atomlarının v� moleküllerinin hayale dayalı olduğunu anlattı,ğmı dü�ünürüz.
Budist hocalar için dünyanın gerçek olması vaya olmam.ası
tlneınli değildir. Buradaki nokta daha derindir: önemli olan dünya
yı dolaysız olarak deneyimlemediğimizin, bilgi ve anlay ı � (farkın dalık) kanalıyla deneyimlediğimizin farkına varmaktır. Fadcındalık: beyinsel, kafa.mızın içinde bir şey. Dünyayı algıla ma, beynimizin kıvrımları, büklümleri arasında oluşan elekcro Sadece bir hayal. .
kirnyasal bir fenomendir. İ mge lerin oyunu.
Çoğumuz için böyle bir bilg i ni n uygulamaya dön ük bir faydası ister bir köpek ısırsın, ister bir köpeğin hayali, sonuç
yoktur. Bi z i
1 25
aynıqır: canımız yanar. Balık içinse, bu bilgi herşeydir. Niçin? Çünkü Balık bilincin sembolüdür. Geleneksel olarak mistisizmle bağlantılandırılan Ba lık'ın evrimsel yolu aklın çalışma biçim inde köklü bir değişimi temsil eder. Dişliler yerinden oynar. Balık dü nyayı gözlemlemek yerine, dünyayı gözlemlemekte olan aklı gözlemler. Objekcif evren buharlaşır. Geriye sübj ektif reaksiyonlardan oluşan uçsuz bu caksız bir sistem kalır. Geriye kalan hayaldir. Balık'ın son noktası? Kavrayış. Aklın yönelmesinin çok belirgin olmadan değişimi. Hiçbir şeyi değiştirmeyen, yine de her şeyi de ği�tiren bir yönelme. Nereye gidersek gidelim, ne yaparsak yapa lım, ne görürsek görelim, kaçınılmaz tek bir gerçekle - kendi bi lincimizle - karşılaşacağımızın bilgisi. Strateji
Yaşamımızdaki olaylar bizi, acımasızca, dünyanın oralarda bir olduğuna, aklımızdan bağımsız objektif bir gerçekliğin bu lunduğuna inanmaya zorlarlar. Buz gibi rüzgar paltomuzdan içeri sızarak kemiklerimizi sızlatır. Kızgın yağ ravada sıçrayarak elimizi yakar. Sevgilimiz ortadan kaybolur ve birkaç ay midemiz ağrır. yerde
Etki ve tepki.
Balık1m her stratejisi
yoğunlaşmıştır. Balık
objektif evrene inancı yıkmak üzerinde bu kesinlikten kurtulmalıdır. Dünyayı bı
rakmalıdır. Nasıl? Bir strateji , hergün birkaç dakika akı l üzerine odaklan maktır. Gözleri kapatmak, nefesi yavaşlatmak, düşünceleri durdur mak, ve sadece bilinci yaşamak. Bil inc i n kapsamını değil - nor malde aklı dolduran encfüeleri, teori l eri ve gürültüyü değil - ama bilincin kendisini. Boş. Şekilsiz, düzensiz. Huzur dolu. Bu süreç için bir isim meditasyondur. Ancak bu sözcüğe çok an1 26
lam yüklenmiştir. Esrarengiz gülümsemeli, uzun beyaz sakallı bir ve kendini zora sokmayı çağrı�tırmak cadır. Bun ların hiç biri gerekmez. Balık için', medi tasyon doğal, or ganik b i r fonksiyondur. Hiçbir teolojiyi ve metafiziği ima etmez. Hintliyi, tütsü y ü, yalınhğı
Buna k ısaca ırkafayı bulma, uçup gitme11 diyebiliriz.
Ne i s i m veri lirse veri lsin, meditasyon Balık için zorunlu bir ev r imse l stratej idir. Bu ka nal la akıl kendisinin farkına varır. Beş du yu saye si n de dolan bilgi baraj ın a cakılıp kalmaktan kurtulur. Yaratıcılık da ay n ı �ekilde çalışır. B al ı k yararıcJ gücünü ortaya salıverince, d ış d ünya sah neden çek ili r. Şiirin bir sonraki satırı, so narın bir sonraki notası, tablonun bir sonraki imgesi - hepsi, objek tif dün yada değil, zihinde g e liş i r. Dikkat fiziksel gerçeklikten uzaklaşır, farkındalığa yönelir. Evrimsel strateji? B al ık yaratıcı i lhamı n ı , gizli hayallerin saf fantezi s i veya bir sanat biçimi olarak, ortaya çıkarmalıdır. Niçin? Çünkü hayalgücünü can1andmrken, iç dünyamızı somut ve
gerçek olarak deneyimleriz. Olaylar ve koşullar dünyasıyla bağ
daşc ı rdığımız gerçekliğin, geçici de olsa, sübjektif hayatımıza g i r
mesine izin veririz. Ve Bal ık için bu, bir köre görme olanağı tanı
mak gibidir. Gerçekte,
hayaller dünyasına sürekli yerleşemeyiz. İlişki lerimiz
ve sorumlu{u k larım1z var. Beslememiz ve iyi bakmamız g e reken
bi r bedenimiz var. Balık da hepimiz gibi bu dünyada yaşamak zo ru ndad ı r. Ama dü n yada yaşamak, yapacağı i�i yavaşalatmasını ge rektirmez. Dünyada renkli ve canlı bir hayat sürdürmek, iyi bir Ba· lık stratejisi olabilir. Bir Tibet manastırına çekilmeye ihriyacı yok tur. Sadece dünyaya bakış açısını değiştirmesi yeterlidir. Başka hiçbir �eyin deği�mesi gerekmez. Nefsini terbiye, perhiz? Balı k ' ı n bunlara ihtiyacı yok t u r. Bun lar daha ziyade dışsal davranışlardır. Eğer Balık bu davranışların öneml i olduğuna inanırsa, bir fayda elde edebilmesi olası deği ldi r. Sadece olayların ve objelerin zihinden bağımsız şeyler olduğu
127
düşüncesinden kaçınması gerekir. Rekabetten uzak durmak, yardı
ma hazır olmak, şefkat, merhamet - eğer Balık bu davranışları ge
liştirebilirse, dünyasal varlıklarının iniş, çıkışlarını, kayıplarını ol gunlukla, ağırb�lılıkla izleyebilirse, çok canlı ve uyarıcı bir hayat onun evrimsel stratejisini destekler. Balık'ın stratejisi? Dünyayı bırakmak. Bilincin ulaşabileceği miz tek gerçek olduğunun ve bir tek bu gerçeği değiştirebileceği mizin farkına varmak. Kaynaklar
Eğer bırakırsak nereye ulaşırız? Tek başına bu soru bile içinde bulunduğumuz koşullara ve masallarımıza sıkı sıkıya sarılmamız için yeterlidir. Öfkeyle olanaksız olanı sağlamaya - varoluşun bugi bugisi içinde kendimiz için güvenli bir köşe yaratmaya - uğraşırız. Ama Balık uğraşmaz. O, içgüdüsel bir şekilde, kişiliğin engin bir denizde - bilincin denizinde - yüzen bir mantar olduğunun far
kındadır. Dürtüyü hissedince derin bir nefes alarak, zihnin derin liklerine dalar. Balık için, zihnin kendisi temel bir kaynaktır. Burcun sığı nağıdır, yaşamın baskılarından ve hakaretlerinden kaçış yoludur.
Periler ülkesi. Huzur ve mucize dünyası. Büyüleyici bir dünya. Her zaman ulaşılabilir bir dünya. Ve bu dünya Balık'ı çağırmaktadır. İmgeler, bilinci fantezi ve yaratıcılıkla doldurarak, spontan bir şekilde derinliklerden yükselir. Balık, başka hiçbir burcun yapama yacağı kadar,
hayal kurar.
Bu hayallerin sanata mı yoksa tadı ha
yallere mi yöneldiği farkecmez: her ikisinde de, dikkat, dış dünya daki ko�ullarla aşırı uğraşıdan uzaklaşıp, içeri yönelmektedir. Empaci, duygudaşlık ve şefkat Balık'm kaynaklarıdır. Balık'ta kişilik esnektir. Deği�ken koşullara göre eğilir, bükülür ve akar. Başka insanları anlama, onlara şetkar duyma ona doğal gelir. Balık
128
basit bi r şekilde kendi s in i
diğer
insanın konumunda hayal eder.
Fazla çaba harcamadan, bu yabancı sübjektiviteyi kendi akıcı far kı ndalığı na yerleştirir. Sanki Balık'ın bilinci, aytıı anda, bütün in
sanların olası bakış açılarını kapsıyormuş gibidir.
Son ola�k, Bahk içgüdüsel bir şekilde bilincin daha yüksek
düzeylerinin de farkındadır. Çocukluktan it ibaren , akıl bölgesi
nin ha.dtasını ç ıkarmakla, ruhun öncü saflarına u ıanmakla meşgül
dür. Bazı Balı k ' lar dindar olur. Bazıları psikolojiyle uğratır. Bir ço
ğu da doğa üstü güçler ve gai pten gelen haberlerle ilgilenir.
Bu k e§if, ne isim alllSa alsın, Balık1ın bir başka kaynağını anlat
kendini aşabilmenin mümkün olduğu duygusu. Ba ama dünyaya üç te anlayı ş la gelmiştir: hayat gizemlidir, koşullar bu gi zem in ör
maktadır:
lık kendisini sayılamaz yollarla ifade edebilir,
mel
tüsüdür ve bilinç bu örtüyü açmanın tek anahtarıdır. Bu üç kaynak ona verilmişcir. Bunlarla ne yapacağı onun bile ceği iştir. Bundan sonra yalnızdır. Karanld
Balık kendi bilinciyle büyülenmek zorundadı r. Bu büyülenme
olmadan, tüm evrimsel süre'ç durur. Ancak bu yeterli değildir. Bü yü lenmenin yönlendirilmesi,
disiplin altına alınması gerekir.
da baıarısızhk felakete neden olur. Balık ruhsal çöl<:ünt�ye
Bun
uğrayabilir.
Zihni hayaller ve etkilenmeler seliyle dolat taşar. Ürkütücü
duygu dalgaları, korku
ve
boş hayal dalgaları bilinci 31ıp, kişiliğe
hakim olur. Ve Balık, zihnin mahzenleri patlayıp, bireyliğini par çalarken , gözleri faltaşı gibi, öylece oturur durur. Eğer benli!in derinliklerinden gelen bu parlamalar yaratıcılığa
ve meditasyona yönlendirilmezse, giyotinden daha öldürücü,
yavaşlığı
nedeniy le daha da vahşidir.
ama
Önceleri Balık sadece sürüklenir. Normal bir kiş iliği koruyabil-
1 29
mek için gücünün çoğunu harcar. Stratej ileri ve bağlantıları için
çok az gücü kalır. Bir i� kabul edilmiştir. İ li§kile r kurulmuştur. Ve
bu noktadan son ra Balık en ,
az dire nçli yolu izler.
Kısa süre sonra, hayat kendi mantığını kurar. Balık azgın bir
aygırın üzerinde, düşmemek için çaba harcıyordur. Giderek kendi si ni üçüncü bir şahsın gözi.iyle
sanki anlaşılması güç bir filmin
-
karakterlerinden birisiymiş gibi
-
görmeye başlar.
Bu bo�luk, Balık'm duyarlılığıyla birleşince, tehlikeli bir tuza ğa dönüşür
-
Baltk objektif dünyadan sübjektif dünyaya kaç
maya çalışır. Bu kaçış
bir ilham içermez.
Yaşamın rüya gibi nite
liklerini içermez. Sadece uyuşma ve hissizleşme içerir.
Balık i çmeye başlayabilir. Uyuşturuculara bağımlılık geliştire bilir. Balık'in bu karanlık yönlerine popüler astroloji kitaplarında sık sık rastlarız.
Ama, daha az anlaşılan, karanlık yönler de vardır.
Balık kendisini kitaplarla, tel evizyonla veya müzikle doldurabi lir. Yemeye ve sekse takıntılı hale gelebilir. Günde on saat uyuya bilir. Bu aktivitelerfo hiç biri yanlış değil .
Noktamız bu değil.
Önemli olan'bunların sübjektiviteyi aşırı uyarıp, objektiviteyi , ge çici de olsa, orcadıın kaldırabilecekleridir. Burada algılamanın veya kavrama süreçlerinin dönüşümü yaşanamaz. Sadece bu evrimsel ko nular arka plana atılır, yerine anlamsız yedekleri yerleştirilmiş olur. Balık'ın gölgesi? Gerçeklerden kaçış. Akıl, bütün hayalgücü ve yaratıcılı!ıyla, dünyadan saklanır, kendi zamanının geleceği ni
umar, her zorlukta geri döner ve kaderin en kötü eHyle bahse gire
ceği günü bekler.
130
BÖLÜM ALTI PLANETLER Koç. Başak. Kova. Hepsini biraraya yerleştirirsek, yine temel
sembole döneriz: kusursuz daire. Ve bu daire pasiftir. Gökyüzü gi bi, öylece, sonsuz durur.
Burçların bize dokunabilmesi için, aktif bir güçle tanışmamız
gerekir. Bazı aracıların gökyüzü ile dünya arasında durup, göksel lisanı insanların anlayabileceği bir di le tercüme etmeleri gerekir. Planetler bunu yaparlar
.
Sistemi ateşlerler. O nlar olmadan
astroloji olamaz, sadece soyutlama ve cansızlık olur. Bize dokunan burçlar değil planetlerdir. Planetler ıodyakın ener;isini bize taşır
lar, hücrelerimizin ve dokularımızın i çi ne yerleştirirler, yaşamımı zı biçimlendirirler. İyi ama nasıl? Göründüğü kadarıyla, bu düşünce çılgıncadır. Muazzam Jüpiter yarım milyar mil uzaklıktadır. Bir bebek doğdu ğunda, doktorun Çekim gücü bile daha kuvvedidir. Nasıl olur da bir planet bizi etkileyebilir? Bir planet her hangi bir şeyi nasıl sembolize edebilir?
131
Astroloji nasıl çalışır? Güç bir soru. Dolunay ile ş iddet dolu suçlar arasında saptanmış ilişkiden söz edebilirim. Meslek seçimle ri ile yükselen veya alçalan bazı planetler arasındaki bağlant ı yı araş
tıran çok etkileyici istatistiki araştırmalardan söz edebilirim. Eğer
ilgileniyorsanız, kitabın sonunda yer alan referans bölümündeki ki
taplara göz atabilirsiniz. Ama ben bu kirabı astrolojinin geçerlili ğini ispatlamak için yazmıyorum. Umuyorum ki siz, bu kicabı okuduktan sonra, geçerli olup olmadığını kendiniz bir miktaı: sına yabilirsiniz.
Yine de, insanlar bana planederin bizi etki leyemeyeceğini söy
leyince rahatsız oluyorum. Bilim bir yana, en azmdan bir açıdan,
bir planetin bize dokunması gerçek ve inkar edilemezd i r Açık bir .
gecede dışarı çıkın. Gökyüzünde Venüs'ü veya Satürn'ü bulun. Ona bir bakın. Gerçekte ne
olmaktadır?
Elekcromanyetik titreşimler
milyonlarca mil öteden, boşluğun içinden, saniyede 186.000 mil hızla
tinamıza
re
çarparak, gözümüzde ve beynim izde biokimyasal
değişimlere neden olmaktadır. En azından görme duyumuz kana lıyla, planetler bize her gün dokunmaktadır. Bu sürecin mucizevi büyüsü alı şkanlık nedeniyle değerlendirilememektedir.
Işık enerjinin planecsel kaynaklardan yeryüzüne ulaşmasının tek biçimi değildir. Radyo dalgaları, mikrodalgalar, X-ışını, infra red
dyasyon ve benzeti biçimlerde olabilir. Herhangi bir biçim
ra
zihni yapılandıran ascrolojik güçlerin taşıyıcısı olabilir. Veya belki bu güçler bize tamamen yabancı bir doğaya sahip. Bilmiyoruz. Ta rihin bu noktasında, göksel güçlerle ilgili tutarlı bir teoriye ulaşa mamış bulunuyoruz. .Ancak bundan ötürü bireylerin büyük bir kaybı yok
.
Bu sistemin mekaniğini anlamadan da, duyarlı bir
rolojik yorum insanın yaşamındaki değiıikliklerle yüzleşmesi
asc
sürecine, pratik açıdan çok değedi katkılarda bulunabilir.
Tam olarak ne olduğunu anlamamam ıza aldıran kim? Bu kadar
belirsizlik bilim için kabul edilebilir bir düzeydir. Örneğin, fizik
çiler henüz yerçeki m i n i n nasıl olduğuna dair, hiç açığı olmayan,
132
bir
reoriye sahip değiller. Bugilne kadar tüın yapılabilen fenomeni tam olarak tanımlamayı öğrenmektir. Astroloji de aynı aşamadadır. Pla nederin nasıl çalıştığını bilmiyoruz, ama onların etkilerini tahmin
etmeyi ve tarif etmeyi öğrenmiş bulunuyoruz.
Ve bu etkiler tamamen gerçektir. Planetler bizi henüz anlaya madığımız kuvvetlere bağlayan güç hatlarıdır. Herbiri ışığı ileten, ama aynı zamanda ona renk katan, bir filtre gibidir. Mars bir ton ilave eder, Merkür başka bir ton. Bir planet bir burçtan geçerken yeryüzüne bir şey i let i r. Ancak bu esnada o şeyin yapısı çarpıtılır. Planet bunda etkendir. Hiçbir planet bir burcu dolaysız olarak al gılamamıza izin vermez. Aracılık çarpıtmadır. Sanki burçlara renk li bir gözlüğün arkasından bakıyoruz gib i olur. Bu sistem nasıl çalışıyor? Yine, bilmiyoruz. Ama burada, büyük olasılıkla, gerçekten fazla uzak olmayan bir rablo var. Bir düşünce
nin çıplak bir iskeleti. Belki biz fazla yaşlanmadan, bilim iskeletin
üsrüne gözlem ve olgulardan oluşan dokuyu giydirebilir. Zodyak ışıktan yapılmış bilyük bir dairedir. Oniki renk bölge sinden oluşan prizmacik bir spektrum, dünyayı bir hale gibi çeviri yor. Bu halenin altında planetler hareket ediyorlar. Herbiri farklı renklere sahip lensler gibi iş görüyorlar. Her biri burçlardan farklı bir hızla geçiyorlar. Bazen duruyor, bazen ge ri gidiyorlar. Her zaman zodyak ışığını takip ediyor ve onu odaklıyarak yer yüzüne indiri
yorlar. Aynı bir çocuğun yerdeki yaprakları büyüteçle yakması gibi.
Ancak ışık bu ı:ransmisyon esnasında bozuluyor; planetler onu çarpıtıyorlar. Şimdi durum Koç'un ve Boğa'nm kırmızıları ve yeşillerinden
daha karma�ık bir hale geliyor. Satii rn kırmızıya bir miktar gri ek liyor, Jüpiter yeşile bir tutam pembe karıyor. Bu ışık kanallarının sayısı çok. Biz on tanesini biliyoruz - Gü ne�, Ay ve sekiz planeti. Daha da fazla olabilir. Bir sahnenin farklı renklere sahip spotlarla aydınlatılması durumunda sahnede bir tek rengin hakim olduğunun sanılması gibi, bütün bu ışık kanallarını
1 33
yeryüzüne bir etkisi var. Ve planetler hiç dinlenmezler; ışık kanalları sürekli değişir. Her zaman zodyakra hareket ederler ve değişik tonları iletirler. Planet ışınlarının, her dakika değişen, gökkuşağı dünyaya ula şır. Ve bir biçimde, bu sonsuz değişkenli, sürekli yenilenen renk to nu, doğduğımız anda bizim içimizde kristalleşir. Eşsizdir, yegane dir. Bir an gibi, tekrar edilemez ve kısadır, geçicidir. Ve bu kişili ğimizdir, yaşam hedefimizdir. Bir ömür boyu bu krisrali çözmeye uğraşırız.
İki Güneş Sistemi Buraya kadar anlatılanlarm hiçbiri bir astronomun güneş siste mini tanımlamak için yaptıklarıyla ilintili değildir. Sanki birisi astronomlar için, diğeri de astrologlar için olmak üzere, iki tane sistem vardır. Her ikisi de aynı elemanlardan oluşur: Merkür, Mars, Jüpiter ve diğerleri. Ama bakış açısındaki fa.rklılıkla.r bu ikisinin oldukça farklı görülmesine neden olur. Astronomun bakış açısı dünya değildir. Onun noktası sanki Güneş'in milyar mil üzerinde bir uzay gemisinin gözlem kulesin dedir. Bu kuleden güneş sistemi lise kitaplarındaki bir diyagram gibi görülmektedir. Bir başka deyişle, bir astronom ona objektif olarak bakmaktadır. Ve onun gördüğü düzenli bir sistemdir. Bütün planeder aynı; yönde hareket ederler. Her birinin aşağı yukarı belli bir rotası, Güneş1ten belli bir uzaklığı vardır. Her biri oldukça sa bit bir hızda hareket etmektedir. Sistemin ortalarına yakın, dört adet "karasal11 dünya vardır - bu güneşe yakın, küçük, kayalık pla ne�ler, kendi yörüngelerinde hızla dönerler. Sonra geniş bir aralık taşlardan oluşan bir sisle - astroid kuşağı - doludur. Astroidlerin ötesinde astronom yine bir dörtlü görür. Bunlar "dev gaz" kütlele ridir. Karasal planetlerden daha büyük olan bu devler metan ve amonyaktan oluşur. İçerdeki dörtlüye göre daha geniş bir alana ya134
yıtmışlardır ve hızları daha
çılgıncadır. Son olarak sistemin sağ
a:ı
kenarında (bilebildiğimiz kadarıyla) Pluto yer almaktadı r. Planet se! oyun destesinin jokeri; düzensiz bir yörünge izleyen, devler ül·
kesi nin cücesi. Bir astrolog bu sistemi farklı algılar. Plane cleri oldukları gibi görmez, zaten görmek de istemez. Onları göründükleri gibi görür.
Ast ro loğun bakış noktası Orion'a giden yolun ortalarında asılı
kalmış bir uzay gemisi deği ld ir.
Tam
bumsıdu, yani dünyad ı r. O,
bir ba�ka doğruyu aramaktadır. Astronomun genel 'doğrusunu de
ğil,. deneyimlenebilir, yaşanabilir bir doğruy u aramaktadır. Nesne lerin nasıl olduğunu değil, nasıl göründüğünü aramaktadır. Bir astrolog ne görmektedir? Kaos. Bazı planetler zodyaktan hızla geçmektedir. Ay, şimdiye kadar bilinen en hızlı planet, bir burcu iki-üç günde katetmektedir. Bir çok planet için ekli ptiğ in
bit turu onlarca yıl
tamamlamakı:adır.
almaktadır. Örneğin Pluto
bu turu 248 y ılda
Yörünge hızındaki bu farklılıklar güneş sisteminin sürekli de
ğiştiğini göstermektedir.
Bir an Satürn'ü Başak'ta ve Pluco'yu Yay'da bulabiliriz. Yirmi
dokuz yıl sonra Satürn turunu tamamlar ve Başak1a döner. Ama Pluto ancak Kova'ya kadar ilerlemi§ t i r. Sacütn' ün Başak'ta olması nın başlı başına bir anlamı varken, Pluto'nun şu anda bir başka
burca geçmesi durumu yirmi dokuz yıl öncesine göre oldukça de ği şdrmişt ir. Eğer ilci buçuk asır beklersek, Phito ve Satüm'ü gene başladığımız noktada bu luruz - ancak bu sefer Uranüs ve Neptün
farklı yerlerde olurlar ve gen.e farklı ve benzersiz bir durumla karşı karşıyayızdır.
Tüm planetlerin zamanın bir kesitindeki yerlerine tekrar ve ay
nen dönebilmeleri için sayılamayacak kadar binlerce yıl geçmesi gerekir. O zaman bile planet yörüngelerinde, çekim kuvvetleri ne deniyle, oluşan ufak varyasyonlar derecesel farklılıklara neden olur lar. Özet olarak, belirlenen bir anda, güneş sisteminde yeralan ast-
i35
rolojik unsurların diziliminin yepyeni, emsali olmayan ve tekrarla namaz bir du ru m olduğunu söyleyebi liriz. Yeryüzündeki bakış . noktamız tabloyu daha da fazla karıştır maktadır. Dünya Güneş ' te n sonra üçüncü planettir. Aradaki iki planet s istem i n merkezine daha yakındır: geri kalanlar ise uzayın derinliklerindedider. Dünya bunların arasında saniyede yaklaşık altmışbeşbin mil hızla hareket etmektedir. Ve kendi ekseninde bir topaç gi bi dönmektedir. Böyle bir platformdan planecleri izlemek bir lunaparkta keskin virajları, iniş, çıkışları olan bi r trenden bale izlemeye benzer. Astronomun güneş sisteminin düzenliliği kaybo lur. Yeri ne karmaşa, anlamsızlık ve mantıksızlık gelir.
Geri Gitme (Retrogradation) Bizim hareket halindeki platformumuz daha da garip yanılsa malara neden olur: planetler durur, yön değiştirir ve geri giderler. Bir planetin geri gidiyor gibi görünmesine recrograde deriz. Bu niçin olur? Bir planetin geri gidiyor gibi görünmesini ne sağlar? Arabamızı sü rdüğüm üzü düşünelim. Biraz ileride, yol kenarın da koşan bir at var. Henüz onun arkasındayken, gözlerimiz olan ı görmektedi r: yani at ileri doğru g i tmektedir. Oysa ona yeti§tiğimiz an , herşey değişi r. Birkaç saniye, manzaranın önünde, atı ged gidi yor gibi gözleriz. Bu, gözlerimizin bize oynadığı bir oyundur. Ama gördüğümüz de budur. Aynı yanılsama güneş sisteminde de oluıur. Ancak, at olayının aksine, beynimiz bunu o kadar çabuk algılayamaz. Hızlı arabamız dünyadır. Sadece iki planet, Merkür ve Venüs, daha hızlı hareket eder. Diğerleri yavaş atlardır. Yörüngemizde onları geçerken, onlar durup, bir süre için geri gidiyor gibi görülürler. İki yarış atı, Merkür ve Venüs, bile geri gitmeyi sergilerler, ama farklı nedenlerle. Bizim gibi onlar da Güneş1in errafında dönerler, 1 36
sadece ona daha yakındırlar. Ama gözlerimiz yörüngeleri algılaya maz. Bütün gördüğümüz gökyüzünde hareket eden ışıklardır. Bu iki planet Güneş'in etrafında dönerken, biz onları bir köşeden öte ki köşeye salınıyor gibi algılarız. Sanki atlıkarıncaya binmiş bir ço cuğu izliyor gibi oluruz. Çocuğu takip ederken, b�ımızı önce sa ğa, sonra sola çeviririz. Merkür ve Venüs1te de durum aynıdır. Gü neş'in önünden geçerken, bir yöne doğru hareket eder görünürler. Güneş'in arkasından geçerken yön tersine döner. Böylece, nedenle ri farklı olmakla birlikte, Merkür ve Venüs de aynı diğer planetler gibi geri giderler. Sadece Güneş ve Ay bundan bağışıktır. Güneşin geri girmeme nedeni gayet basit, çünkü Güneş siste min merkezidir. Biz hep aynı yörüngede gideriz. Ve bu, Güneş'in hep aynı yörüngede gittiği yanılsamasına neden olur. Ay güneş sisteminde dünyanın eccafında dönen en önemli ci simdir. Uzaydaki yolu hiç değişmez ve biz onu sabit bir platform dan gözleriz. Bu nedenle geri gitme hareketi olamaz. Geri gitme harekecinin anlamı nedir? Bunu bu bölümün ilerle yen sayfalarında göreceğiz. Şu anda. önemli olan, astrolog için gü neş sisteminin tahmin edilemez ve düzensiz bir yer olmasıdır. Ay nalarla dolu bir atış poligonunu düşünün. Planetler hiçbir ikazda bulunmadan hızlanıp yavaşlıyorlar. Bize yaklaşıp, gözalıcı bir şe kilde parlaklaşıyorlar, sonra uzaklaşıp sönüyorlar. Aniden duruyor lar. İleri geri hareket ediyorlar. Bir arada toplanıp sonra uzayda da ğılıyorlar. Bizim gördüğümüz bu uzay, bir astronomun gördüğü düzenli, değişmez kanunları olan uzaydan çok farklıdır. Astroloji ve astronomi . Bunlar doğuştan düşman m1? Genellik le öyle görülüyor. Tanınmış astronomlar televizyona çıkıp, gazete lerde yer alan, aptalca laflarla dolu astroloji bölümlerini okuyup, astrolojinin yanlışlığını ispat etmiş oluyorlar. Astrologlar misille me olarak astronominin "soğukluğunu" küçümseyip, onun, kalple rinin yerinde mikroişlemcilerin bulunduğu insanların eline düştü137
ğünü vurguluyorlar. Bu bir utanç nedenidir, çünkü astrolog ve astronom rakip gibi
gösterilmesine rağmen, aynı kan bağına sahiptirler. İşlerinin ham
maddesi - uzay ve insan aklı - aynıdır. .Aralarındaki gerçek fuklı lık, ast ro loğun uzayın, özellikle oradaki planetlerin, insanların
dünyadaki deneyimlerinde etkili olduğuna inanmasıdır. Astroloji
astronominin ters yüz edilmişidfr. Aklın evreni anlaınası yerine,
amolojide evren aklı anlamak için kullanılmaktadır. Ve göründü ğü kadar ilginç olarak, bu sistem çalışır. Niçin? Bir kere daha, bil
miyoruz . .Ama onu jspllt edebiliriz; Siz de ispat edebilirsiniz. Sade
ce di l i öğrenmeniz gerekir. Önce · güvenin. Sözcükleri hazmedin.
Cümleleri kurun. Sonra, kendiniz, bir karara varın. Oyuncuların Tanıtımı
Her planetin kendi ne özgü bir kişiliği vardır. Her biri insan bi lincinde belirli bi r kompa.rtmanı sembolize eder. Entellekt. IG�isel güç. Duygusal bağ. Kendini aşma duygusu. Bu kompanmanlardan hiç biri bir insanda eksik değildir: her
doğum haritasında bu on planet bulunur. Bütün fark hangi kom
�
partmanların vurgulandığından ve b nu nasıl ifade etmeyi tercih
ettiğimizden doğar. Eğer açık ve gönüllü bir şekilde planetlerin temsil ettikleri olaylarla yüzleşebilirsek bize rehberlik edebilirler.
Kendimiı:i nasil daha mudu edebileceğimizi öğrecebilider. Ama
eğer öğrenmemekte direnirsek, çıplak bedenimize rli2garla yağan
sulu kar kadar gaddar olabil i rler. Hepsi biı:e kalmış. İçimizde bir
yol vardır: eğer bu dili öğrenirsek, o yolun planına okuyabHiriz. Plan doğum haritasıdır.
Günümüze kadar güneş sisteminde sadece on tane planet bili
yoruz. Yeni �eleskopların geliştirilmesiyle daha fazla planede tanış ma olanağımız artıyor. Ancak şimdilik, on bile yetedi bir sayı. Sı
ra
onlarla tanışmaya geldi.
138
Güneş
Planet:
Glif: Fonsiyon:
0 Tutarlı ve geçerli bir kendini tanımla
ma geliştirmek. Pozitif eylem için irade
gücünü ve kapasiteyi odaklamak. Egoyu yaratmak.
Yanlış Fonksiyon : Bencillik, duyarsızlık, batkalarının ya şamında zorbalık, kibirlilik, tantana, gurur, esnek olmamak, hükmetmek. Sorular:
Ben kimim? Ne tür deneyimler kendi
mi tanımamı güçlendirme ve netleştir mede yardımcıdır? Kiıisel gücümü ne rede bulabilir ve geliıtirebilirim? Dün yaya bakışımı hangi bilinçsiz önyargılar yönlendiriyor?
Iltk bir rüzgar. Bir saatlik sörften sonra sırtımız kumda. Güneş .
mı pekmez gibi akıyor, bedenimizdeki her hücreyi dinlendiriyor.
rüne�'in anlamı
ne? Bu soruyu cevaplamak için Tibet'e gitmeniz kitabı okumak bile lüzumsuz. Tüm yapılma-
�rekmiyor. Hatta bu
gereken bir Ağustos günü plajda, kumda yatmaktır.
GUneş1in anlamı ? Basit: bayat. Bunu içgüdüsel bir şekilde bili-
z. Bilimsel tamşmalara gerek yok. O kadar açık seçik bir gerçek
r ki bunu hissedebiliriz. Hayat veren Güneş, güneş sisteminin ıerkezidir.
Herşey onun etrafında döner. Muazzam kütlesinin yay
·�ı yerçekimi bütün planetleri yörüngelerinde tutar.
Astrolojik açıdan Gtine§'in fonksiyonu da aynıdır: O insan kişi
ğinin yerçekimsel merkezidir İçim i zde var olan değişik fonksi mlarm odak noktasıdır. Kimıilc duygumuz. Y�ı oluşturma, .
issetme ve algılama yollarımızla farklı bir insan olma duygumuz. Güneş olmasaydı, bir insan, çelişkili istekleriyle paralize olmlJt, >zmosa bomboş gözlerle bakar bir şekilde, kaybolurdu.
1 39
Odaklama. Organizasyon. Bunlar Güneş'in hünerleri. Ama Gü neş diğer dokuz planetin fonksiyonlamıı nasıl organize ediyor? Ha yal etme ihtiyacımız ve egemen alına ihtiyacımız gibi birbirine ha
sım özelliklerin aynı kişilikte başarıyla birarad.a bulunmasını nasıl sağlıyor? Güneş sisteminde nasıl başarıyorsa burada da öyle başarı
yor: çekim gücüyle. Ancak burada çekim gücü psikoloj ik bir form
alıyor. Bu hepim izin nüvesinde bulunan büyüleyici, karşı koyula mayacak kadar çekici bir güç: egodur. Güneş nasıl güneş sistemi
nin odak noktasıysa, ego da zihnin odak noktasıdır. Mekaniz
ma tamamiyle paraleldir. Güne� bilincin açığa vurulmamış boyutlarına bir takım varsa
yımlar - yaşamın amacı hakkında varsayımlar, hiç itiraf etmediği miz ama aldığımız her nefesin alt ı nda olan varsayımlar
-
sokuştu
k egoyu yaratır.
rara
Hepimiz aynı, boş yaz boz tahtasıyla karşı karşıyayız: doğum ve
ölüm , arada da sadece soru işarederi. Bir insan bu tahtayı işiyle, ka
riyeriyle doldurur. Bir başkası yelkenlisiyle dünya turuna çıkar. Bir üçüncüsü eroin bağımlısı olur. Dördüncü, manastıra kapanır. Niçin? Herbiri bilinçaltındaki varsayımları yaşamı na yansıtır. Bu varsayımlar ona her zaman doğal ve aşikar görülür. Hepsi ego sunun formunu yansmr. Hepsi Güneş'i yansıtır.
Egoyu biçi m lendiren bu Güneş'e ait varsayımlar daima kişisel görüşe bağlıd ı r. Çarpıcı bir şekilde insandan insana değişirler. Ama kişisel olduklarına inanılmaz. Bize her zaman doğal bir düzen gibi görülürler. İşadamı eroinmanın dürtüsünü pek kavrayamaz; mace raperest den izc i bir manastır hücresinde otuz yı l geçirme düşünce sine ka.rşı kafasını kaşır. Bizim kendi varsayımlarımız -
-
bizim için
daima çok anlamlıdır. Ba�kalarının bu anlamı görememesini bir
türlü anlayamayız. Güneş, egoyu yaratırken, aynı zamanda körlüğü ve duyarsızlığı da yaratır.
Kendi benliğimizin tuzağına yakalanırız, yaşamın suı:ıduğu kar-
140
şı konulamaz seçenekler sergisinden izole ediliriz. Ama Güneş ha reket etmemize olanak sağlar. O olmasaydı, jöleye benzerdik. Bilinç tek başına dünyayla ilişkiye giremez; onun fonksiyonu göı lemlemek ve sübjektif olarak reaksiyon göscermektir. Asla belirli bir deneyimin peşine düşemez veya kendini böyle bir deneyimden
koruyamaz. Bu, egonun erki alanıdır. Bu, ruhun seçimleri yapan bölümüdür. Ve seçim olmadan, hiçbir şey olmaz..
Ama seçim için, önce ego birleşmelidir. Bir kişilik, bütün arzu ları, bütün görüşleri ile birlikte bir biçim almalıdır. Bir mit yaratıl malıdır, ve o bizim için çok inandırıcı olmalıdır. Bu Güneş' in işidir. Kozmik bir bakış açısıyla, Güneş kimliğimiz bir hiçlik, anlam sız bir poz olabilir. Bir mit olabilir. Ama bütünüyle temelsiz değil dir. Bu mit içimizin derinliklerinden yükselir. Kökleri vardır.
Doğum haritamızda Güneş'in konumu bu kökleri görmemize yardımcıdır, ama onları bir kere bile görsek beslememiz gerekir. Yüzeysel kabadayılığına rağmen, ego ürkektir, biçim almaya tered düt eder. Güneş dikkatlice beslenmeli ve kendisini güvende hisset mesi sağlanmalıdır. Bu süre içinde, kararsızlıklarını, şüphelerini büyüklük, güçlülük yanılsaması arkasına saklamasına izin verme meye dikkat etmeliyiı. Süreç hassastır; eğer hata yaparsak, Güneşi şımartma yönünde hata yapmalıyız. Hayat yavaş yavaş bu harayı
düzelrir. .Ama eğer ego güvenli ve güçlü bir şekilde ortaya çıkamaz sa, herşey kaybolur. Bütünlükten, iradeden veya amaçtan yoksun, psikolojik parçaların karmaşıklığından başka birşey olamayız. Bir uzay salağı.
Güneş'i nasıl besleriz? Daha sonra detaya gireceğiz. Şimdilik şu
küçük örneğe bir bakalım. Diyelim ki Güneş Yay burcunda. Son bölümde gördüğümüz gibi, bu burç rutini kırma, alışkın olduğu muı çevre dışında deneyim toplama yeteneğimizi temsil ediyor. Yay'da kökleri bulunan
bir
Güneş miti ile, böyle bir insan derin
mutluluk duygularını ve psikolojik bütünlemeyi Yay tarzı dene yimleri arama sonucu bulacaktır; serüvenler, yolculuklar, inanç sıç-
141
ramaları ve benzerleri. Haritanın geri kalanı daha farklı özellikler gc·sterse bile bu değişmez.
Diğer onbir burç da aynı biçimde faaliyette bulunur. Herbiri ru hu canlandırmak için gerekli belirli bir deneyim, 11vitamin11ini salık verir. Vitamini yut ve Güneş daha iyi parlasın. Sürekli zırva, cafcaf lı sözler eden birisini tanıyor musunuz? Durmadan televizyon sey reden birisini? Davranışları oromatik bir yükleme boşakına maki nesi gibi kalıplaşmış ve sıkıcı birisini? Öyleyse açlıktan ölen bir Güneş1in acısı içindeki bfr insanı tanıyorsunuz. Semptomlar bunlar: Güoeş'i beslemeyi başaramazsak, ruh ölür. Planet: Glif:
Ay �
Fonksiyon:
Hissetme ve duygusal olarak yanıtlama yeteneğini geliştirmek. Sübjektiviteyi. et kilenirliği ve duyarlılığı geliştirmek. Ruh diyebileceğimiz bölümü gel iştirmek. Yanlış Fonksiyon: Duygusal rahatlığa ve zevke düşkünlük, ürkeklik, tembellik, amaçsızlık, aşırı ha
Sorular:
reketli hayalgücü, kararsızlık, kaprislilik.
Mutluluğum için gerekli deneyimler ne lerdir? Saati saatine uymaz bir ruh hali ve mantıksızlık beni sardığında bunu nasıl ifade ediyorum? Bilinçaltında han· gi duygusal gereksinimler davranışları mı motive ediyor?
Yarısı boşalmış Bordeaux şişesi atef ııığında parlıyor Şöminenin karşısında, kanepede, yeni gözdeni:z.le oturuyorsunuz. Konuşma ke silmiş. Beceriksizlikle, umuda gözler karşılaşıyor, yana çevriliyor, sonra geri dönüyor. O anda, Ay bulutların arasından sıyrılarak, pen cereden içeri süzülüyor. Her ikinizi de aydınlauyor, gözlerinizi ışık.
142
la dolduruyor. Birbirinize doğru uzanıyorsunuz. Aşık degilsiniz. Ama bir beş saniye daha bunun önemi yok. Ay. Gizemler Kraliçesi. Romantik açıdan ne anlama geldiğini
hepimiz biliyoruz. Astroloj ik açıdan da özelliği hemen hemen ay nı. Ay duyguları sembolize eder. Ay'ı anlamaya gözlerimi zden baş lamalıyız. Ondan sonra ikiyle ikiyi biraraya getiririz. Evrensel şiiri
yorumlarız, aynı ilk astrologların yaptığı gibi. Bütün ipuçları ora
dadır. Yapmamız gereken onları bulmak ve biraraya getirmektir. Aç ık seçik ışığının yanısıra, Ay1ın verdiği en önemli ipucu de ğişkenliğidir. Her zaman değişir, her zaman farklı evrelerden geçer.
Güneşin aksine, ne zaman ne biçim alacağını bilemeyiz. Nerede ve ne zaman görebileceğimizi de. Ay bizi şaşırtır. Yukarı bakarız ve oradadır, bir hayalet gibi mavi gökyüzünde soluk bir halde asılıdır. Veya sabahın beşinde çamların arasından ortaya çıkar. Veya saklan maktadır, hiçbir saatte, hiçbir yerde göremeyiz. Daima kendi dışın da bir şeye göre tavır alıyor, bu tepk i leri görüntüsüyle yansıtıyor
g ibidir. Güneş çevresine egemendir. Ay'ın tavrı ise farklıdır; o ken dini ayarlar, tepki verir, hep alır ve verir. Ay bi lincin yanıtlayan, tepki veren yönünü sembolize eder. Bu
yön çevresindekilere karşı duyarlıdır, onları biçimlendirmek veya
onlara direnmek yerine, onlarla kayn�ır. Hayat hakkında nasıl his sedildiğin i, ruhun haleti ruhi yesin i temsil eder. Etki lenebilirliği, aklın mantıksız ve duygusal niteli!in i temsil eder. Kalp: Ay'ın
anahtar kelimesi. Saf duygu. 11Kafa11nm mantıksallığını başka pla net fonksiyonlarına bırakır. Güneş'ten daha akıcı Ay hayalgücünü besler, bilinci imgelerle, fantezilerle doldurur. Güneş1in, daha görünür dinamik fonksiyonu
nu yerine getirmek i çi n, çok sayıda bilinçalrı malzemesini engelle
mesi gerekir. Egoyu savunmal ıd ır. Ay için durum farklıd ı r. O bi linçaltından püskürür, ruhun zenginliklerini yanında taşır, hiçbir
şeyi sans ürlemez. Ve bazen onun yaramğı duyguların yoğunluğu bize fazl a gelebi l ir. Bunalırız. Keyifsizleşiriz. Depresyona gireriz.
143
Acı, çizgisel, Pazartesi sabahı gerçeği Ay'a hiç çekici gelmez. Onun fonksiyonu hissermektir, hareket etmek ve kararlar vermek değil. Bu nedenle, bir taş kadar tembel görünebilir. Ay, yalnız bı rakılırsa, rüyadan başka bir şey üretemez. Kararlar vermek arka mızda.ki köprüleri yıkmaktır. Ay rüm seçeneklerin devamlı olası turulabileceği hayal dünyasında yaşamayı tercih eder. Hiçbirini .
seçmek zorunda değildir. ·
Yine de, Ay yaşamın ruhudur. O olmadan tüm deneyim meka
nikleşir, amaçsız bir dişliye dönüşür. Mutluluk ve doyum veren
Ay' dır. Umutsuzluk ve bezginlik de onun hediyeleridir. Aynı para nın öbür yüzü. Ay sevgidir; Ay korkudur; insan sıcaklığı_ ve insan fesadığıdır.
Mutlu olmak için, Ay'ımızı canlandırmalıyız. Güneş gibi, onun da beslenmesi gerekir. Ve doğum haritamız fotmülü verir. Yorum lama daha sonraki bölümlerde anlatılacak, ama şimdi şu örneğe ba
kalım. Ay'ın Aslan'da olduğunu düşünelim. Daha önce gördüğü müz gibi kendini ifade ve yaratıcılık burcu. Ay bu burçta yer alın ,
ca, gösteri ve sonucunda alkış gereksinimi vardır. Böyle bir oluşum eğlendiren, cazibeli bir oyunculuğu tanımlar. Ama bu geri tetJebi
lir. Gösterinin fazlalığı ve gereksizliği insanları uzaklaştırır. Bu du rumda, .alkış olmadan, ürkeklik ortaya çıkar. Sevilmeme, takdir edilmeme duygusu, asılsız bile olsa, insanı incitir, yaralar. Yaşamı, görünüşte ne kadar dolu görünse bile, boş ve anlamsız hissederiz. Ay manrıksızdır. Olmaya da çalışmaz. Sadece bir duygudur, sev me ve sevilme ihtiyacıdır. Ve Ay başarısızlığa uğrarsa, yaşamın kal bi karanlığın kalbine dönüşür. Evrende kalbi kırık bir çark dişi oluruz. Ay varlıkların en hassası ve en geçicisidir. Neşemizdir.
Geri Gitmenin (Retrogradation) Anlamı .Ay ve Güneş asla geri gitmez. Bu kavram onları algılayışımızda geçersizdir. .Ama bu noktadan sonra gökyüzündeki yolunda durak-
144
layan ve geri gidiyor gibi görünen planetleri inceleyeceAiz. Dahıt' fazla ilerlemeden bu astronomik fenomenin ast rolo j i k anlamını kavramamız gerekiyor. Planetler burçların ifade kanallarıdır. Bu anlamda hepsi dışa dönüktür. Ama bir planec geri gittiği zaman, olağan eğiliminin ters ine dö�et. Kutupları ters yüz olur. Normal koşullarda dışarı
doğru akması gereki rken , canlılığının bir bölümü zihnin derinlik lerine yönelir, dünyadan uzaklaşır.
Geleneksel astrologlar, sık sık, bir planetin geri gitmesinin "kö tü11 olduğunu, kendini ifade etmekte zorlandığını söylerler. Astro
loji de kötü kelimesini
duyduğ umuz an kUJkulanmamrz gerekme
sine rağmen, bu söylemde kısmen doğruluk payı vardır. Geri giden
bir p lanet ki�iliğin o bölümünün çeki ngenlik veya güvensizlik ola rak görüldüğünün belirtisidir. .Ama bu hikayenin yarısıdır. Böyle bir planet fonksiyonu olağandışı bir de rinliğ in ve duyarlılığın gös
tergesid i r.
Geri g itme, herşeyden önce, bağ'ımsızlığa yol açar. Planetsel güç dünyadan uzağa yöneldiğinde, buharlaşmaz. Her
zamanki gücüne sahiptir. Tilin değişen arenadır. Diğer ı:ılaneder • dış dünyada toplumsal program lanmayla biçimlenirken, geri giden planet zihnin derinliklerinde güvenle saklanmakta ve vahşi bir ço
cuk gibi büyümektedir. Tamamiyle, ve belki de tehlikeli bir özerk
liğe sahiptir. Problem , çocuğu di l dökerek ormandan çıkmaya ikna etmek tir. Uygarlıktan kuşku duymakta, orada kendini rahat hisse dememektedir. Eğer ormandan hediyeleriyle bi rlikte çıkarsa, bu kendisi buna karar verdiği için olacalmr. Geri giden planet bir insanın karakterinde güvensizlik duydu
ğu bölümü ternsil eder. Kendini beceriksiz ve savunmasız - değer siz - hissetmektedir. Ancak bu yönünün üzerine savunma me kan i z maları ve kabadayılık peleri ni giyiyor olabilir. Geri giden bir Merkür veya Neptün veya diğer planederden bi
risini görürseniz., ona bir yabancıya davrandığınız. gibi davranın.
1 45
Unutmayın ki o
kendi s i ni evinden uzakca, yanlış bir şey yapmanın
korkusu içinde hissetmektedir. O planet taz:e fikirlerin nidir, ama maden çok
altın made derinde gömülüdür. Dışarı çıkarmak sabır ve
diplomasi gerektirir.
Esas nokta geri gitme hareketine
gereğinden fazla önem yükle remel ni teliği Jüpiter geri gi ttiği için Satüm'e
mekten kaçınmaktır. Elbette önemlidir, ama etkinin aynıdır. Merkür hala Merkür'dür.
dCinüşmez. Sadece biraz susturulmuştur.
Bu konuyla i lgili bir önemli nokta daha: bir planet geri gitmek veya normal seyrine dönmek üzereyken biraz duraksar. Bu na dura
ğan (stationary) adi verilir. Durağanlık, bir planetin temel anlamı nı, aynı geri gitmede olduğu gibi,. deği�tjrmez. Sadece biraz daha gtiçlendirfr. İnsan zihninin o kompartmanına ekstra yüksek voltaj verilmiştir. Karakterinde çok egemen bir özellik olur. Ayn ı zaman-
da çok da inatçı. Hadi,
biraz daha planet tanıyalım.
Planet:
Merkür
Fonksiyon:
Akıl
Glif:
v
Bilginin aktanlması: konuşma, yazma, öğretme. Bilginin algılanması; dinle me, öğren me, okuma, gözlem. Yanlış Fonksiyon: Sinirlilik. rasyonalizasyon. endişe, en tellektüellik, gevezelik. havailik. hipe raktivite, tutarsızlık. Benim düşünmede ve iletişimde güçlü Sorular: olduAum yönler nelerdir? Benim · dü şünmede ve iletişimde zayıf olduğum yönler nelerdir? Zihinsel faaliyet içe yönelir. Bağımsız, Geri Giderken: özgün, yaratıcı düşünme özgürlüğü
146
sağlanır. Kendini ifade zorlaşabilir; sözcükler oluşamaz. Şans yüzünüze güldü: televizyonda bir bilgi yarıımasına katıl ma isteğiniz kabul edildi. Eğer şansınız devam ederse, kapıdan ye
ni bir a.caba ve Hawaii'de bit hafta tatil kazanmış olarak c;ıkacaksı
nız. Devam etmezse, on milyon kişinin önü nde aptalm biri duru muna düşeceksiniz. Sıkı hazırlandınız. Eksikleri gözden geçirdiniz.
Stüdyoda spotların altına yürüdünüz. Amerika güzeli gibi gülüyor
sunuz. Rokeı:i henüz ateşlenmiş bir astronot gibi gerginsiniz.
Sunucu şakacı sözler söylüyor, sizi tanıtıyor. Kimsiniz? Ne iş ya Şimd i başlıyor. The Big Sle ep filminde Bogarr'la oynayan kadın oyuncunun adı? Tık tık tık... parsınız ? Rakibinizi selamlıyorsunuz.
çabuk düşün .. Zil sesi! Eğer çabuk davranmazsanız arabayı rakibi .
niz götürecek. Tasmanya nerede? Quahog ne demek? Bikini adı
nereden geliyor? Peş peşe sorular. Ter boncuk boncuk. Düşün, dü şün, düşün. Ay'a ilk ayak basan kişi kimdi t? Neydi onun adı? Saat .
·
t1k cık ... İşte buldum! Zile bas!
Hawaii için bavul hazırlayabilirsiniz. Merkür s i zin le birliktey-
di. Merkür aklımızdaki kütüphaneden soruml u planetcir. Fonkiyo
nu düşünmek. Bilmek. Anlamak. Muhakeme etmek O sahnedey .
ken; aklımız nec ve çabuktur. Zekamı z limitlerinde çalışır. Ve ak ciğer kanseri hakkında
bir
program izleyen
hırçın, sinirli. tedirgin oluruz.
sigara tiryakisi kadar
Planetler Güneş1e yaklaştıkça. yörüngeleri kısalır. Daha hızlı
hareket ederler. En uzak ve yavaş Pluto bile, saniyede üç mil kate der. Dünya, Pluto1yla mukayese edilirse, san iyede onsekiz milden
biraz fula hareket eder
-
Pluto'nun hız.anın altı misli. .Ama Plu
to'nun yörüngesinin uzunluğu kı rk misli fazladır.
Merkür Güneş'e en yakın ve çevik planettir. Saniyede
30 mil
hızla çığlı k atarak uzayda hareket eder. Yörüngesini 88 günde ta mamlar. Pluto ise 248 yılda. Yani bin mislinden fazla hızlı.
147
Eğer ba1uuz dönmeye başladıysa, iyi. Merkür1ün dalga boyuna yaklapyomınuz demekti r. Bu aklın, lineer, mantıksal fonks i yon la· rın planetidir. Diğer planetlerden
saniye ateşlenmesi
�
h ızlı hareket ettiği gibi, bilinci ·
düşünceler, zihin sel devrelerin san iye tutan bölümüyle ilintilidir.
mizin ruhsal hız kayıtlarını
•
tanrıların habercisidir. Geleneksel olarak, ileti şimle bağlantılıdır. Bu i lişkiler geçerl i, ama Merkür enerjisi daha esaslıdır. O, zihinde organize olmamış imge· leri o, özgür çağrışım oyunudur. Duyuların uyarısma bilinci n gös· terdiği tepkidir. Sözcükler sonra gelir. Onlar kültürel ürünlerdir, algıladıklarımızın karmaşık lığı nı düzene koyma yollarıdır. Dil sadece Merkür'ün oyun alanıdır. Yine de, güçlü bir Merkür etkisi genellikle bir konuşkanın göstergesidir. Ve daima, bir düşü· nürün göstergesidir. Bu ·düşünceler çok yüce ve soyut olabilirler. Veya aklın ezberlennıiş �ikayet listeleri olabi li rler. Her iki halde de, zihnin içinde hızla dökülmektedirler. San iyede otuz mil hızla. Ama genellikle daireler halinde. Merkür etkisi güçlü bir insana baktığımızda, biz dakikada 33 devir yaparken, o 78 devit yapıyor gibi hissederiz. Bu hız Merkür'ün hem gücü hem de yükümlülüğüdür. O izle· nimleri ve etki leri diğer planetlerden daha hı z l ı kavrar. Dünyanın düıünceleri, sesleri ve nesneleriyle deri nden büyülenir. Ve bu i zle n imleri bir ayna gibi yargısız ve net i�lemden geçirebi lir. Ancak bu iılenimler hazmedilmeden de zihnin içinde ilerleye bi li r. Okuma yazma bil meyen bir onaçağ baronunun kitap kollek siyonu gibi , zihnin raflarında renkli ama anlamsız objeler olarak yı ğı labilirler. Hiç Beethoven1ın her bir senfonisini hangi yılda yazdığını bi len, ama onları di n le rken gülümsemeyen veya cempo tutmayan bir tanıdığınız var mı? İşte o insanın denetimden çıkmış bir Merkür1ü vardır. Bu planet kırmızı çizgi vuruşu için hızla fırlayabilir ama gerçek te gösterebileceği bir şeyi yoktur. Sadece bir sürü laf. Merkür Mitolojide Merkür
konuşma ve y azı l ı
148
bir insanı kıvır zıvır bağımlısına dönüştürebilir. Bir başka Merkür riski de düiünme ve alg ı lama fonksiyonları
mızın egomuzun parçaları olan korkularımız ve önyargılarımız ile bozulmasıdır. Astronomi bizi Merkür'ün bu tehlikesine karşı uyarmaktadır.
Nasıl? Görsel olarak, Merkü r Güne�'e bağlıdır. Bu ikisi gökyüzün de hiçbir zaman ayn olamazlar. Astronomlar bunu binlerce yıldır biliyorlardı, ama nedenini ancak onaltıncı yüzyılda anladılar: Mer kür'ün küçük yörüngesi Güneş'e, Dünya'ya nazaran, o kadar yakın
dır ki, 28 dereceden fazla ayrı lamazlar. Biz onlardan çok uzak oldu ğumuz için on ları hep yan yana görürüz . Akıl egoya, Merkür1ün Güneş'e olduğu kadar yakındır.
Özen, sorumluluk ve alçak gönüllülük olmadan, sadece görmek istediklerimizi görürüz. İzlenimlerimizi seçici bir şekilde toplarız.
Hep egomuzun kendini rahat hissedeceği bir gerçek modelini des
tekleme çabası içinde oluruz. Bu �eki lde bir rasyonalizasyon ve savunmacılık Me rkü r' ün bir başka tuzağıdır. Bu planet herşeyi olgularla ispatlayabilir, ve ispe.t
layamasa bile o kadar ateşli ve hızlı konuşabilir ki savlarınm boş luklarını gizleyebilir. Bu durumda Merkür ' ün kesinliğinin, emin
ol masını n aksini ispatlayabilecek tek şey sinirliliğidi�. ,B.aıka hiçbir planet bu kadar seğ iremez, bu kadar tik sahibi olamaz. Vücudun yiyeceğe gereksinimi olduğu gibi, akl ı n da izlenimle re gereksinimi vardır. Doğum hari tasında Merkür'ün konumu bun ları nasıl bileyeceğimizi ve arıtacağımızı gösterir. Ama aynı zaman da önyargılarımız ve bir türlü kavrayamadığımız konular hakkında
bizi uyarır. Merkür için yapılması gereken, onu Güneş'in dalkavuk· luğundan, Güneş1in ba�bakanlığma dönüştürmektir. Merkür1ün yaşamın anlamım bilmesi gerekmez. Onun ilgi alanı daha ivedidir.
O ham bilgiyi toplay ıp Güneş1e iletmelidir. Gözlem . Bilgi transfe ri . Merkür1ün fonksiyonları bunlar. Fulası gerekmez.
149
Venüs
Planet: Glif:
9
Dağınık haldeki duyarhhğın bir denge
Fonksiyon:
ye kavuşmasını saııamak. Destekleyici duygusal bağlar ağını kalıcı bale getir mek. G1:izelduyulu tepkilerde bulunma kapasitesini geliştirmek. Yanlış Fonksiyon: Üşengeçlik, manipülasyon, kibirlilik, iradesizlik, nefse ve zevke düşkünlüğü. kronikleştirmek.
Nasıl sakinleşebilirim? Bir ortaklıkta
Sorular:
gereksinimlerim nelerdir? Bir ilişkiye
Geri Giderken:
katabilece!im neler var?
Çekingenlik ve sosyal gerilemeye ne den olabilir.
Karşı cinsin yanında ken
dini "aptal" hissetmek. Bir ortak olarak
kendi değeri hakkında kuşkular ve gü Yaratıcı akd özgür ve bu# luşçu. vensizlikler.
Karlı bir alanda güneş batıyor. Havadaki tüm nem donmuş, . gökyüzü bir
cam
gibi berrak. Uzaktaki çalılar ve dallar telkari gi#
bi duruyor. Şimdi gözlerimiz dinlenebilir. Kemik beyazı karda göz
kamaştıran güneş ışığı azalıyor. Gölgeler oluşuyor. Keskin çizgiler ve köşeler oluşuyor. Griler ve siyahlar panoramaya egemen oluyor.
Gökyüzünün parlak mavi ışığı koyulaşıyor. Kobalt gök mavisine, gök mavisi yeni başlayan gecenin çivit ve menekşe renklerine d� nüşüyor. Aniden onu görüyoruz. Dünyaya veda eden güneşin mavi fec
rinde bir pırlanta parlıyor. Işıl ışıl. Muhteşem. Biraz sonra soluk gölgeleri uz.atacak kadar parlak olacak. Binlerce yıldır
banyıldızı. Ve hala nefes kesiyor. 150
tapılan Ço
Eğer Güneş kral ve Ay kraliçeyse. göklerin prensesi mutlaka Ve nüs olacaktır. Onlarla karşılaştırıldığında ışığı sönüktür, ama gökyü zünde kendisi dıımdaki heqeyi bastırır. Bir incinin akkor olana ka dar ısıtıldığını düşünün: İşte bu Venüs'tür. Bir yıldırım kadar beyaz
dır, ama içinde bir miktar, daha yumuşatıcı bir � bulunur: .Altın.
Gökyüzünün kuyumcusunun en değerli, en seçkin mücevheridir. Eğer bu sö.ılerin şiirselliği ile etkilendiyseniz. asrrologların Ve nüs olarak isimlendirdikleri yönünüze dokunuyorsunuz demektir. O, güzellik tanrıçasıdır. Denge, uyum, eşitlik - Venüs titreşiminin anahtarları. Sesler, biçimler ve renkler arasında ahenk oluşturmaya ve mevcut bir uyumu yanıtlamaya yol açar. Venüs güzelduyulu tep kileri doğurur. Karlar arasında güneşin batışını izlerken gözümüze
bir kaç damla gözyaşı yerleştiren Vcnüs'tür. Doğum haritasında güçlü bir Venüs, kişinin bir Michelangelo veya Claude Monet olaı:ağınm göstergesi değildir. Ama mutlaka o insanın salonunda tablolar asılıdır veya ilginç bir müzik kolleksi yonu vardır. Kendi yararıcılıkları hakkında soru sorduğunuz zaman kulaklarının iyi olmadığını veya parmaklarının iyi çalı�madığını söyleyebilirler - ama ravaııarasında bir yerlerde ya �iir kolleksiyon ları ya da eski bir gitar bulunur. O gitarı çalmaya ikrıa edebilirse niz, bir şoka hazırlanın: bu kişiyle ilk defa karşılaştığınız duygusu na kapılabilirsini z . Venüs'ön sanatsal eğilimlere neden olduğunu söylemek yeterli değildir. Bu bir &lcı söylemidir. Venüs etkisi yoğun olanların yara tıcı yeteneklerini geliştirmek için uğraşmaları gerektiğini söyle mek daha yararlı bir ifadedir. Kendilerini bir "sanatçı" olarak ka bu llendikleri zaman, kendileriyle ve dünyayla daha uyum içinde yaşamaları söz konusudur. Onlar bize haz veren şairler, aktörler, müzisyenler ve ressamlardır. Eğer bunu inkar ederlerse, iç benlik lerinin arzularından koparak, akıntıyla sürüklenirler. Venüs komıik bir sanatçıdan daha fulasıdır. O, aynı zamanda, insan ruhunda birbiriyle savaş halinde olan hizipler arasında da
15 1
uyum sağlar. İç huzuru onun hediyesidir. Geleneksel olarak barış tanrısıdır millederarası barışın olduğu kadar insanın kendisiyle barışının da tanrısıdır. Doğum haritasındaki konumu bi zi huzura -
kavu�turacak deneyimleri
de gösterir. Venüs Valium1un göklerdeki
karş1lıj1dır. Daha
ileri gidebilmek için astronomiye dönmemiz gerekiyor
.
Venüs dünyaya en yakın planetrir. İkinci komşumuz Mars dünyaya
en fazla Venüs'ün iki katı kadar yaklaşabilir. Diğerleri daha da uzaktır. Veni.is'iln dünyaya yakınlığı başka anlamlarda da geçerli
dir: küdesi ve çapıyla diinyamızrn ikizidir. .Eğer atmosferinde sül
firik asit ve 465
derece sıcaklığı olmasaydı
,
t ropikal anlamda da
dünyamızın eşi olabilirdi.
Bunun anlamı nedir? İpuçlarını gözden geçirelim: Venüs fizik
sel olarak bize yakın. Bizimle "duygu paylaşımı (empati)11 içinde ol
duğu görüntüsünü
veriyor. Bt-lki de gökyüzündeki en sevimli pla
net. İlişki kurma yeteneğimizden başka bir şey in sembolü olabilir
Sevgi tanrıçasından başka bir şey olabilir mi? İlişkiler: hepimiz sanki bir bütünün yarısı olduğu.muz
mi?
suyla doğ.ırız. Yaşamın çoğu diğer yarıyı
duygu·
aramakla ve onu bulunca
da baıarıyla birleşmeye çalışmakla geçer. Hemen hemen hepimiz
için, ilişkiler birinci derecede önemli ve yaşamsal bir konudur. Pla nerlerin en parlağı olduğu gibi, sunduğu sorular da belki de karşı laştığımız
en zorlayıcı sorulardır. En kafa karıştırıcı sorular.
Dışarıdan bir girdi olmadan, kendi başımıza, sevgi hakkında
pek bir �ey öğrenemeyiz. Onaklara, eşlere gereksinimimiz vardır.
Venüs bunu bilir ve reklamımızı yapar. Genellikle bize fiziksel gü
zellik verir, ilişki kura.bileceğimiz gerçeğini gözler önüne serer. Eğer film
yıldızı güzelliği vermezse, karşı koyulamaz, hayvansı bir
çekidJik verir. .Aynı tamanda kişiliğimize de cazibe, albeni ekler.
Denge. Kibarlık. Konuşma ve cavırda zemfet. Venüs asla zorlayıcı olmaı. Onun yeri ne bir dalga gibi bizi yalar, yıkar. Farkma varama dan kendimizi etkisi alcında buluruı.
1 52
Sevdiğ imiz insanlarla erkileşimimi2 önemli bir kendimizi geliş
tirme konusu
olduğuna göre,
Venüs'ün doğum haritamızdaki ko
numu bize ktitik ipuçları verecektir. İçinde bulunduğu burç insa nm nelere gereksinimi olduğunu, neleri çekici bulduğunu gösterir.
Eğer İkizler'deyse, ortağının onu
zihinsel açıdan uyarması gerekir -
yatakta yat ıp Kierkegaard'ı tanışmaktan söz etmiyorum , ama yeni
konular, canlı sohbetler ve yeni deneyimlere açık olma arzusu gere ki r. Ortaklıklarda değişiklik ihtiyacı da va rd ı r - eğer sevgililer de ğişmiyorsa, arkadaşlar değişir. Yengeç'teki Venüs'ün durumu ise
mrklıdır. Burada gereksinimler daha sakindir, daha duygusaldır. Tekeşlilik daha kolay gelir, daha çabuk kabullenilir.
Merkü r gi bi Venüs de içsel bir planeccir, güneş sisteminin mer kezine dünyadan daha yakmdır. Bu da demektir ki bizim nokta
mızdan bakıldığında Güne§'cen uzakta görülemez. En fazla 48 de
rece uzakla�abilir. Ve gene, Merkür gibi, bu onu egoya bağlar. Ki bire, sahiplenmeye doğ ru yönelebilir, insan sevgisini Brezilya di2i sine benzetebilir. Zerafeti yüzeyselli�e, çekiciliği manipülasyona
doğru çürüyebilir. Kafa derisi koll.eksiyonu yapan bir playboy veya meşum bir kadın olabilir. Zevk ve sefahacle duyularını tatmine ça· lışabilir. ·
En kötü halinde, onu divana uzanmış, etrafında artık sararmış
gazete küpücleri dolu, şişman ve çikolata atıştıran, yı ldızı çoktan sönmüş bir film artisti olarak hayal edebiliriz.
Hepimiz aç doğarı2. Bulmayı bir kenara bırakın, bizi doyuracak
tedavi henüz bi li nmi yor bile. Geçici de olsa bu iştahı doyurmak
Venüs'ün sanatıd ır. Yöntemleri türlü türlü olabilir, ama hedefi hep aynıdır: bir dakikalık huzur bulmamıza yardım eı:mek. Bu huzur sevgilimizin kolları nda. gelebilir veya bi r yayla enstrümanlar toplu luğunun adacyosunda veya bir dağın zirvesinde. Nerede olursa ol sun, eğer dinlersek Venüs biıi oraya götürür. Onun öğüdünü
önemseriz veya ihmal ederiz. Seçim, her zaman olduAu gibi, bize
kalmıştır.
153
Planet: Glif: Fonksiyon:
Mars
d
İrade nin, istencin gelittirilmesi. Cesa
retin genişletilmesi. 11Fazla iddialılığın terbiye edilmesi ".
Yanlış Fonksiyon: A lınganlı k, öfke, bencillik, duyarsızlık,
zalimlik, sadistlik, abartmacıbk, sinir lilik, "öfkesi burnunun ucunda olmak."
Sorular:
Hangi savaşları cesaretle karşılamalı yım? Anlamsız sürrüşmeJer ve didiş melerden yıpranmamak için kendimi n•"!relerde ortaya koymalıyım? İrademi nasıl keskinleştirebilirim? Girişkenliği
Geri Giderken:
mi nasıl ifade edebilirim? Çok büyük dayanma gücü. Kendini or
taya koyma ve talep etmede tereddüc:. Pasif tavır. Öfke kontrol altında ama içe yönelmiş.
Eli nizde bu kitap, halinizden hoşnut, oturuyorsunuz. Amma da yolunacak kazmışsınız! Parayı verip kitabı aldığınıza göre, artık si ze bunu söyleyebilirim. Siz okurken editörüm ve ben havyar yiyip, Saint Emi lion içiyor olacağız, teşekkürler. Bir aptal ve parasının yolları hemen ayrıldı.. .. Biraz öfke duydunuz mu? Şat11dınız mı? Alı,manız gereken ye ni ve incitici bir gerçek mi ? Umarım öyledir, çünkü e.§er öyleyse
Mars'ı anlamaya giden yol üzerindesiniz.
Bir kere daha, aslında hiç de yabancısı olmadığımız bir sembol
ile karşı karşıyayız. Sadece isim yabancı. İlişkin olduğu duygu ve bilincin ilgili bölüm ü - saldırganlık, girişkenlik - aslında yerçeki
mi kadar tanıdık. Mars dünyanın yörüngesinden sonraki ilk planettir. Me rkür ve 1S4
Venüs merkeze daha yakındıc. Bir bakıma onların etrafında döne
riz. Görsel olarak bu onları Güneş'e bağlar. Fazla uzak olamazlar.
Kırmızı planette durum değişiktir. Başka bir etkiden bağımsız is ,
tediği yere gidebilir. Basit bir astronomik gözlem bize Mars hakkında çok şey anla tır. Bu, öıgürlüğüo planetidir. Bağımsızlığın.
Kendi geleceğine
kendi katar vermenin. Gece gökyüzünde kan kırmızısı bir göz, es ki ler anlamını hemen kavramışlar. Onlar Mars'ı savaş tanrısı olarak
tanımış ve ondan korkmuşlar. Gururlu ve alıngan o hareket edin ,
ce, onlar titremişler. Aradan geçen çağlar bize yeni gerçek modellerini öğretti. Biz artık Mars'ı tozlu bir atmosferle korunan, küçük, üçüncü sımf bir dünya, soğuk bir çöl planeti olarak biliyoruz. Korkacak hiçbir şey yok. Bu görüşün kanıtları ilgi çekici. Uzay
çları oraya indi. Fo
ara
toğraflar dünyaya gönderildi. Mars'ın savaş tanrısının evi olduğu düşüncesini destekleyecek hiçbir ipucu bulunamadı. Orada şişkin pazularıyla herküle benzer askerler yoktu. Amazon kadınlar yoktu.
Kanallardan restosteron akmıyordu. Aslında, kanallar da yoktu. Yine de astrologlar için, Mars hala saldırganlığin ve kendini or taya koymanın sembolüdür. ''Savaş tanrısı." Niçin? Çünkü onun bu etkisi gözlemlenmiştir. Sıradan bir kaç doğum haritasına �yle bir
baksak, Mars'ın önemli bir rol oynadığı haritalarda, kişiliğin didiş meci ve direkt olduğunu görürüz.
Geleneksel astrqlogların Mars hakkı ndaki görüşleri Kaldeliler
de din adamlarının kırmızı planet hareket ettiğinde bir koyunu kwban etmeleri gerektiğini söyledikleri günlere kadar gitmekte dir. Onlara göre kesinlikle "kötü" bir erki söz konusuydu ve onu bir tatsızlıkla bağlantılı kabul ediyorlardı. Çatışma. Anlaşmazlık. Düşmanlık. Terör. Bunlar, hiç �üphesiz, Mars'tır. Ama bunları ön sıraya yerleştirmek yanlıştır. Hepsinin üstünde, Mars insan istenci nin gücünü temsil eder. Bize ne istiyorsak onu yapmamız için is tim verir. Kendi hayatımızı biçimlendirmek için. Ve yolumuzda
155
duran herşeyi yıkmak için.
Bu e nerjiyle oynamak çok risklidir. Mars kötüleşirse, ondan da
ha korkuncu yoktur. Konuşulamayacak
kadar zalim , affedilemeye
cek kadar bencil, akıl almayacak kadar duyarsız olabi lir. Eğer bir
11katil içgüdüsü" varsa, sembolü Mars1cır. Niçin bu kitap ta 11Mars1a Nükleer Saldırıda Bulunalım" düğme si yok? Çünkü Mars olmadan ölürüz. Eğe r Mars imha edilseydi, he pimiz uyur kalırdık. Mars hevesin planetidir. O, esk i erkeklerin gö züne parıltıyı, eski kadmların ruhuna çeşniyi koyan planettic. Bir maratoncunun son yarım kilometreyi koşmasın ı sağlayan Mars'tır. Paganini'nin yıld ırım hızındaki pasajlarmı çalarken kemancıyı in
filak ettiren o'dur. Mars Dachau'da, Kalküta sokaklarmda insan ira
desini yüreklendirmiştir.
Öldürme içgüdüsü? Bazen. Kurtuluş içgüdüsü? Yaşamak iste
ğ i ? Kuşkusuz her zaman.
Mars bir korkağa tahammül edemez.. Bu planeti huysmlaşm manın en kesin yolu, kararlarımızı bizim yerim ize korkunun ver mesini sağlamakt ır Mars' ın serüvene gereksinimi vardır. Ona stres gerekir. Li mitlerini zorlaması lazımdır. Azgın, vahşi bir savaşçı. Bir
.
eşk iya ıssız sokakta bizi durdurup para istediği zam an yanımızda bulunmasında fayda olan bir savaşçı . Ama kütüphaneye birlikte
gitm ezsek iyi olur
-
kan deveranını sağlamak İçin, kaJın Webscers
cildine atış talimleri yapabifü. Mars'ın bir katil yerine hayatta kalan olmasını nasıl sağ ları z ? İs
tedikleriyle onu besleyerek. Ve tarifler doğum haric:anuzda okuma mız için bizi beklerler.
Bir kadının Mars'mın Oğlak'r:a olduğunu düşünelim Oğlak, hırsın ve öz disiplinin burcu. Kadı nın gizli bir hayali var: Labra .
dor'u köpeklerin çektiği bir kızakla yaln ı z. başma geçmek ve serü venleri üzerine bir kitap yazmak istiyor. Bu renkli, ürkütücü ve bü
yük irade gücü gerektiren bir deneyim olduğu içi n Mars'a uygun dur. Aynı zamanda Oğlak1a da uygun, çünkü organize ve yaJnız ol-
156
mak söz konusu, ve ayrıca işin içinde kariyer de var. Kitap yazacak. Peki. işini bırakıp, köpek aramaya mı girişmeli? Hiçbir astro log bunu söyleyemez. Ama biz onun kaderinin Mars-Oğlak'ta bir deneyim yaşamak olduğunu biliyoruz. Bu Labrador olmayabilir. Veya olabilir. Eğer o Labrador'a girmesi gerektiğini kemiklerinde hissediyor ve bu duyguyla harekete geçmiyorsa, Mars sağlıklı bir çıkış yolu bulamıyor demektir. Köşeye kıstırılmıştır. Ve artık kati li görebiliriz. Giderek arcan bir şekilde sinirlenir. Alınganlaşır. Tar tışır. Ivır zıvır konularda rekabet eder. Ve elbette çevresindeki in sanlar buna fazla dayanamazlar. Onlar da öfkelenirler. Kadın kendi yaydığı enerjiyi aynen geri alır. Bir başka deyişle, ihtiyacı olan sere si alır, ama bu istediği ve gereksindiği biçimde olmaz. Kutup ayı larıyla karşılaşsaydı daha iyi olurdu.
Ayılarla yüz yüze gelmek: Mars hakkında bilinmesi gereken tek ve her şey budur.
Planet: Glif: Fonksiyon:
Jüpiter İnancı korumak. Güveni ve canlılığı geliştirmek. Morali yükseltmek. Yanlış Fonksiyon: Aşırı iyimserlik, aşırı genişleme, açıl ma, tantana, gösteriş, büyüklük tasla mak, olumsuz gerçekleri. inkar etmek. Sorulat: Ne tür deneyimler kendime ve hayata inancımı arttırmaya yardımcıdır? Nele ri, nerede garantiye alıyor olabilirim? Kökleri çok derinde bir kendine inanç. Geri giderken: Ciddi dış görünüş. Duygusal açıklığın kısıtlanması. Yağmur. Soğuk, puslu, kuzey rüzgarıyla fırtınalı bir yağmur. On gündür yağıyor. Her taraf çamur. Soğuk yünlü çoraplardan ve
157
kazaklardan, sanki onlar
balık ağıymış gibi, girip, içimize işliyor.
Kırmızı bir burun, bizi sinirlendirecek kadar kötü, ama yatıracak, evde kalmamızı
sağlayacak
kadar köt ü
değil.
Her sabah bulutlu
perdelere gözümüzü açıyoruz. Her sabah aynı can sıkıcı gri, aynı
loşluk. Üç gün, beş g ün , sekiz gün. Artık kimse konuşmuyor. Gü len yok. Şakalar yok. Sadece bitmeyen bir bekleyi ş ·var.
Sonra aniden oluyor işte. Güneş mükemmel mavi bir gökyü zünde yükseliyor. Güney rüzgarı yatak odasının
penceresinden ıhk
bir hava yolluyor. Kuşlar ötüyor. Çocuklar oynuyor. Ağaçlac, yap
raklar zümrüt gibi parlıyor. Ve bugü n Cumartesi! Ne hissediyoruz? Bahtiyarlık. Şükran.
Özgürlük. Mutluluk. Zafer. Tüm bu duyum
ların astrolojik ismi jüpiter'dir.
Jüpiter - tanrıların kralı. Güneş sistemindeki en iri planet. Gü
neş dışında, diğer bütün planedcri, bütün ayları, meteorları, ko
mederi, astroidleri bir araya getirip, bir top gibi yuvadasak, yine
de bu tek planetin ağırlığını elde edemeyiz.
Astrofiziıc.;iler bir planec oluşurken, bir yıldız olabilmesi için
tilin gerekenin daha fazla ağırlık olduğunu söylerler. Eğer kütle ye� teri kadar ağırla.şırsa, nükleer süreç başlar ve bir g üneş doğar. Ne redeyse Jüpirer'e olan da budur. Güneş sistemimfa iki güneşli ol-
maya çok yaklll§mıştıt.
·
Uzay araçları bu tabloyu daha da doldurmuştur. Voyager Jüpi ter'in yanından uçarken dünyaya gönderdiği verilerle bilim adamla
rının kafalarını kaşunalarma neden olmuştur. Planet herkesin bekle
diğinden daha fazla enerji yaymaktadır. Sanki Jüpiter yıldız olma id
diasında yenilgiyi kabullenmiyor gibidir - milyarlarca yıl sonra, bu
gün bile, hala kendi ışınanı kullanarak parlamaya çalıJmaktachr. Yıldız iddiasında bir planec: Jüpiter. Sürgün bir kral gibi,
ger·
çek güç merkez inden güvenli bi r uzaklıkta küçük bir krall ı k kur
mu�. Burada güneş sisteminin dışsal sını rı na egemen ve büyük bir
ay - dört canesi MerkUr büyüklüğünde -heyetine hükmediyor. .Ama Jüpice� zorba bir hükümdar
158
değildir. Daha ziyade göksel, iyi kral
Wenceslaus'a benzer. Büyük, cömert, neşeli. Geleneksel astrologlar tarafından en uğurlu planet olarak kabul edilmiştir.
Bir sözcük J üpiter' in bütün anlamı nı özetler: inanç. Hepsinin
ötesinde, o, inanc ın planecidi r. Bu inanç QBaba'ya, Oğlu'na ve Kut sal Ruh'a inanıyorum" anlamında değildir. Bu kadar formel değil
dir. Daha temel, esaslı bir inançtır. Yaşama inanç. Sarsılmaz bir şe kilde hayacm yaşamaya değer olduğundan emin olmak. On gün
yağmur, sonra Güneş belirir - Jüpiter devrelerimiz ses çıkarmaya
başlar. Bir i nsanın ruhsal yapısında Jüpiter önemli bir rol oynuyor sa, can lı ve neşeli bir insan görürüz. Kişi gerçek bir arisrokrarın do
ğal zerafetiyle dolaşır. Bir genişl ik , yüce gönüllülük söz konusudur.
Ve küçük çaplı şeylerden, dar kafalılıktan, müşkülpesentlikten hoşlanmaz. J üpi ter insanında her zaman tanımlanamayacak bir yön vardır. Yafamdan daha Ne yazık ki,
o
büyük bir şey. Bir yıldızm huzurundayızdır.
insan bunwı farkında ola.bilir.
planetidir. Kendi ihtişamının ha bir kabuktan başka bir şey olmayabilir.
Jüpiter gösteriş ve iddianın yalleriyle şişmiş kocaman
Talep eden ve otokrar, azledilmiş bir çar gibi hayaletlerden oluşan maiyetine hükmeder. Ve hayaletler bu oyuna katılmazsa hakarete
uğramış bir çocuk gib i somurtur. Ama uzun süre somurtmayacak·
tır.
Jüpiter çabuk toparlanır..
Her ıaman iyileşir. Kozmik s oytar ı ,
yaşama inancı bitmez, tükenmez. Onu hiç bir şey kıramaz. Sözlü· ğünde yenilgi yok rur.
Ancak yaşamın sözlüğünde yenilgi sözcüğü yer almaktadır. He bir dağ, kahredici bir hasra
pimiz için eninde sonunda çok yüksek
lık, olanaksız bir ilişki olacaktır. Bunlar Jüpiter'in kendisini savu namayacağı şeytanlardır. Kibarca geri çekilemez. Bu, intihar eği
limli bir gösterişten kaynaklanmaz. Böyle bir düşünce daha ziyade Mars1a yakındır. Jüpiter
kaybetmeyi hayal edemediğ i için geri çe
kilmez.
Gözleri bağlı
bir aptal uçuruma doğru bir adım atıyor - bu kla· doğum haritasında nerede yer alı-
sik bir Jüpiter imgesidir. Jüpiter
159
yorsa, yaşamın o alanmda su götürmez bir biçimde şanslıyızdır - ve o alanda şansımızı garantiye alma konusunda dikkatli olmamız gere
kir. Aşırı iyimserlik, aşırı genişleme ve gerçekçi olmayan beklentiler her kralın tuzaklarıdır. Ve Jüpiter bu tuzaklara balıklama dalabilir. Geleneksel astrologlar Jüpiter'in en büyük faydayı sağlayan - En Büyük İyi -planet olduğunu söylerler. Onu severler. Ama onu net gö remezler. Jüpiter'in bizi iyi hissettirdiği doğrudur. Aynı zamanda
onun bizi yolumuzdan çıkarabileceğini de görmek gerek. Krallar ve aptallar - bu ikisini incecik bir çizgi aymr. Ve Jüpiter ikisinin arasın
da dönüp duran bir bozuk para gibi - dengede durmaya çalışır. -
Planet:
Satürn
Fonksiyon:
Öz disiplinin geliştirilmesi. Kendine
Glif:
it
saygının gelişticilmesi. Kendi yazgma inancın geliştirilmesi. Yalnızlıkla barış yapmak. Yanlış Fonksiyon: Depresyon, melankoli, olumsuzluk, so ğukluk, duyarsızlık, çıkarctlık, ağır ve sıkm işlerde çalışmak, hayalgücü yok sunluğu, duyguların bast1rılması, mad decilik. Sorular:
Yaşamın hangi alanında yalnız hareket etmeyi öğrenmeliyim? Öz disiplin ek sikliği en çabuk nerede acıya neden olur? Hayal etme ve inanma yeteneğim
Geri Giderken:
ciddi olarak nerede sınavdan geçer? Kökleri derinde bir kendine yeterlilik. "Kimsesizlik, yalruzJık". Çok büyük bir içsel güç deposu. Duygusal öz disiplin. "Hayır" demekte zorlanma.
1 60
Genç bir kadın düşünün. Bir hayalci .
İngiliz di l i ve edebiyatında
yüksek lisans yapmış, ama bunu pek kullanamamış. Son beş yıldır
masada oturarak bekliyor. Her hangi bir şeyi bekliyor. Tutkusu yazar olmak, ama şimdiye kadar bu sadece bir rüya. Hiçbir şey yazmamış. Bir gün bu durum değişiyor. Am k yaşlan ıyor, b i raz korkuyor. Farkına varıyor ki. ya şimdi ya hiç. Bir romana başlıyor. Kitap onu n
doğasını yansıtıyor. Hayalperest ve romancik. Bir gotik. Kırda Tut ku. Ve yıldırım çarpıyor. Müsveddeyi satıyor ve kitap tüm kitapçı ların raflarına, dörder kopya, yerleıiyor.
Oruz yıl geçiyor. Otuz yıl ve Kırda T11ık111nu n onbeş yorumu.
başl ığı farklı. Kadın zengin ve meşhur. People dergisinde fotoğrafları çıkıyor. Yıllar onu değiştirmiş. Artık aklı havada, kü H epsi n i n
çük saf kız gitmiş. yerine vizyon ve güven sahibi olgun bir kadın gelmiş. Ama kiraplan bunu yansıtmıyor. O da bunun bilincinde. Şimdi yeni bir kitap için ilham gelmiş. çok farklı bir kitap. Da ha derin . Daha ciddi. Gurur duyabileceği bir çalışma. Yayıncısı
korkuyor, ama o kararlı. Kitabı yarılamışken bir dokı:ora gidiyor. Kanser. Üç ayı kalmış. Kitabı bitirmek içi n bunun iki karı lazım.
İmkansız. Ağlıyor. Vasiyetini yazıyor. Dünya seyahatini planl ıyor.
Bir hafta hemen geçiyor. Kendisiyle uzun bir yi.İrüyüşe çıkıyor, omuz silkiyor ve daktilosunun
baş ına oturuyor. Bir yazar olarak ya
şadı . Bir yaz.ar olarak ölecek. Başyapıtını hiç biti remiyecek. Kimin umurunda? Zaten önemli olan o değil ki. Önemli olan süreçti . ·
O dakikada, kadın tüm planet sınavları arasında en zorlu olan ı
nı başarıyla ve riyor. Sacürn'e egemen oluyor.
Satürn - eski astrologlar ona bazen Şeytan derler. En
Büyük Kö bugün bile, sık sık kozmik Franke�tayn olarak
tü. Halkal ı planet, görülür. Depresyonla, melankoliyle, yenilgiyle, yalnız l ık ve düş kı rıklığıyla bağlantılıdır. Bu nların hepsi doğru. Eğer onu mutlu ede mezsek, kendisini böyle gösterir. Ama asıl aınacı bu değildir. Hiç bir planet biz i incitmek için orada değildir.
Satürn herşeyin ötesinde bize bir erdemi öğretir: öz disiplin.
161
Sembolü anlamanın anahtarı budur. Bir diğer 11körü11 Mars gibi, Sa türn de iradeyi odaklamak ister. Bize sanatların en zorunu öğret
mek ister: ne istiyorsak onu tam olarak nasll yapacağımızı. Amaç larımızın korkularımıza, tembelliğimize ve duygularımıza nasıl egemen olabileceğini . J üpiter inancın planecidir. Ama bir anlamda,
aslında bu ünvanı hakeden Satürn'dür. Jüpiter bize inanç duygusu nu verir, ama bunu bizi binlerce koltuk değneğiyle destekleyerek
yapar. " Evet, inancım var. Yaiam müthiş. Banka cüzdanıma, seksi sevgilime, yeni Mersedes'ime bak.... "
Satürn'ün inanca yaklapmı bÖyle değildir. O koltuk değnekle rini bizden uzakla§tltır. Bize karanlığı, olanaksızlığı, kesin yenilgi yi gösterir. Sonra
sorar:
"Hala inancın
var
mı?" Gene, bu inancın
din ile ilgisi yoktur. Bu, yaşama, kendimize, hayallerimize, idealle
rimize inançtır. Bir yazgımız olduğu fikrine inançur. Ve sadece bunlar, hiç desteksiz bir şekilde tüm olanaksızlıklara rağmen ayak
ta durabiliyorlarsa gerçekten inançlıyız demektir. O zamana kadar bisikleti yandaki eğitim tekerleklerinin yardımıyla kullanabiliriz.
Öykümüzdeki kadm yazar olduğunu bil i yordu. Bu onun yazgısıy
dı. Bundan kaçış, kendisinden kaçıştı. Kitabını bitirmesi mümkün
değildi, ama önemli de değildi. Önemli olan yazma eylemi ydi. Ba şarı veya başarısızlık değil. Satürn
sık sık münzevi
ile seınbolize edilir. Bu
ona
çok uygun
bir imgedir. O, yalnızlığın planetidir. Doğum haritasında ne rede
yer alıyorsa, o alanda tek başına hareket etmemiz gerekir. Kendine
yeterliliğin herşey olduğu alan. Kendimizden başka kimseye yasla namayacağımız alan. Ödüllerimizi bile kendimiz vermeliyiz.
Ölüm bir yazarı kicabı için bir övgü veya para almaktan alıko
yabilir. Kimse kitabı görmeyebilir. Dünyadan bakınca, sanki bir
kelime bile yazmamış gibidir. Ama o, sadece kendisi olabileceği bir
işi gerçekleşcirme duygusunun ratmini için yazdı. Ve yine, Satürn'e
egemen oldu. Yalnızlığı kusursuzdu. Şimdiden sonra yalnız bir
Jinl�yiciye gösteri yapacak: kendisine. Sevebilir. Ama bundan sonlfl2
ra
asla bir başka insan ı n onayına ihciyacı olmayacak .
Eğer Satürn'ün doğum haritamıza işlediği de rsten kalırsak, sü
rüklenmeye
� !ar ı z . Yolumuzu kaybederiz.
Hayat boş ve anlamsız
olur. Karamsarlığa, um utsuz luğa kapılırız. Dersi hazmedersek, yi
ne de sokak l arda dans edemeyiz. Satürn'ün tarzı bu değildir. Ama
çok büyük bir doyum hissederiz. Bu doyum ancak halkal ı planetin
sağlayabileceği, kendin i bilmenin ve kendine saygı duymanın do
yumudur. Bun lar olmadan da neşe olabilir. Ama neşe rüzgarda uçan kağ ı t lar gibidir. Kökleri yok tu r.
Görülmeyen Planeder İkiyüzyıl önce b ir felaket astrolojiyi sarstı . Yeni bir planet keş
fedildi. İkiyüzyıl sonra , sistem hala şokun ardından titriyor. Ancak ş imdi iyileşmeye başlıyor, kendine yeni bir yön veriyor. İngirere. Kışın sonları, 178 1 . Sir William Herschel teleskopun
dan bakarak, bilinen yıld1Zları tar.arken, ondan önce kimsenin ya pamadığı bir şey yapt ı : yeni bir dünya buldu. İyi politika ve körü
iairlikle, ışığın solgun noktasını kralın adına Georgium Sidus veya
George's Star olarak vaftiz ett i . Neyse ki, bu tutmadı. İ ng i l i zler ha la bazen ona Herschel der. Ama sonuçta i nsanlar değ il, tanrı lar ka
zandı . Bu ye n i planeti çoğumu?. - gökle rin Yunan tanrısı adına Uranüs olarak biliyoruz.
Uranüs' ün keşfi niçin bir şoka neden oldu?
Binlerce yıl ast roloj i kapalı bir sistemdi. Güneş ve Ay1ı da sa
yarsak yedi tane planet vardı. Yedi her 2aman sihirli bir sayı kabul edilmişti. Gökkuşağı yedi renkten. oktav yedi notadan , hafta yedi günden oluşmaktaydı. Yedi ayrı ca mistik geleneklerde de görül mekteydi: yedi şakra veya vücudun enerji merkezleri, Vahiy kita
bındaki yedi kilise gibi. Gökyüzünde yedi planet olması doğruydu ve rahatlatıcıydı. Bu basit gözlem binlerce yıl astrolojinin geçerli
l iği nin kısa bir " ispat ıydı ".
163
Bu düzenli ve sıkı siscem Herschel'in bu luşunu ilan ettiği an
ökeli. B irdenbi re sekiz planet oldu. Ve eğer sekizse, niç in daha faz :ı
olmasındı ? Toz toprak yarışınca, amoloji ölm üş gibi görüldü.
�ilim Çağı başladı .
Astrologlar prestij kaybett i , ama eşsiz bir olanak yakaladılar:
•eni bir sembolü çözme olanağ ı. Uranüs, inkar edilemez bir biçim le oradaydı. Bunun bir anlamı olması lazımdı ? Ama ne? Alcmı� yıl ;onra, Neptün ilk görüne ne kadar, yanıt hala yakalanamamıştı. Pluco'nun bulunduğu 1 930 yılı sonlarında ise hala bulan ı kt ı . Bu
feni planetlerin an lam ı ne olabi lirdi ? Yedi katmanlı sistem i nsa n ıdşiliği için kusursuz bir modeldi. Orada herşey vardı : benlik, duy
gular, mantık, sevgi, korku. Dışarıda bir şey kalmamışt ı . Canlılı ğı n planeci Güneş'le başlayıp, ölüm ve sonu n planeci Satürn'le bi ci yordu . Satürn doğal b i r b i tişt i . Halkalı planede yaşamın döngü sü kapanıyordu. Başka olasılıklar yoktu. Yine de uzayın derinliklerinde, ikinci bir şans umudu gibi , ma vi-yeşil bir dünya küresi duruyordu.
Astrologların Uranüs'e doğru bir açıdan yaklaşmaları w:un sürE
aldı . Başardıkları zaman, astroloj i teorisi büyük bir gelişme göster· d i . Satürn'ün temsil et tiği fonksiyonun ötesinde
ne yacmaktaydı ·
Bir başka deyişle, kişiliğin kesin, kendini gerçekleştirmiş yapısı nın ötesinde
ne yatıyordu? Veya daha basi t bir dille, ölümün öte
sinde ne yatıyordu? Kişiliğin içerisindeki yapılar görünen planetlerin etkinlik ala
nıydı . Bu alanın ·haritasını kusursuz çi:ziyorlardı. Yeni planetler)
doğanın, egon un ve normalin sınırların ı aşıyoruz. Kişiliğin ötes:
ne seyahat ediyoruz. Anlamları? Elimizde bir ipucu var? Onları gc remiyoruz. Ancak teleskoplar yapay bir biçimde duyularımızı ar
urdığı
zaman onları görebfüyoruz. Ve bu gözlem sembolik. AnaJ
tar burada.
�
Uranüs, Neptün ve Phıto sadece olasılıkları tem il ederler. İı sanın kendi Üzerinde bilinçli bir şekil de çalışmasıyla ulaşabilece
1 64
olağan sınırların ötesine geçebileceğj, doğal olmayan nitelikleri ifa de ederler. Klasik planederin aksine, fonksiyonlarının olumlu be lirtileri oromarik olarak harekete geçmez. Biz amaçlı bir şekilde kendimizi değiştirmeye karar vermedikçe, bu planetlerin sadece gölgelerini görürüz. Bir çaba olmadan, bu gizemli semboller ruhu muz için, aynı gözümüz için old u k ları gibi, görünmezdirler. Bu kozmik muhafızların birincisini daha yakı ndan tanımaya çalışalım. Planet: Glif: Fonksiyon:
Uranüs
'
Bireyliğin geliştirilmesi. Otoriteyi sorgulama
kapasitesinin gelİfc:irilmesi.
Kültürel ve sosyal koşullandırmanın aşılması. Yanlış fonksiyon:
Aksilik, iruuçılı.k, esnek olmamak, alın ganlık, tuhaflık, güvenilmezlik, sorum suzluk, bencillik., başkalarının duyguları na duyarsızhk, başkalarından öğreneme mek, sırf öyle olmak
Sorular:
için egzantriklik.
Yaşamın hangi departmanında sosyal onay olmadan hareket etmeye gönilllü olmalıyım? Kuralları yıkıp, kendi yolu mu takip etmeyi nerede yapmalıyım? Hangi otoritelere meydan okuyup, sal dırmak yazg1S1na sahibim?
Geri Giderken:
Dışsal tavır sakin, güvenli ve çatışma sız görülürken, bireylik bir fanrezi dünyasında dağılıp gidebilir. Dahiyi sembolize edebilir. ama yüksek zeka
dan daha ziyade, aklın kültür tarafın
dan dikte edilen "bariz gerçek"cen öz gürleşmesini.
165
Gugukkuıu'nun Yuvasının Ustiinden Birisi Ufttı' da Patrick
McMurphy ve onun canayakın şizofren çetesi akıl hastanesinden
kaçı p, bir balıkçı teknesine el koyduğ unda hepimiz onaylayıp des tekledik. Herk es ezileni, özellikle o
dan okud uğ unda sever. Dava ne
baştaki köpeğin i steğine mey kadar kayıp olursa olsun, 11artık bu
na daha fazla katlanmayacağım" herkeste sempatik duygular uyan d ıran bir çı ğlı ktı r.
Hiyerarşiler, ot0rİl'eler, kurallar ve yön etmelik ler - bunlar her medeniyetin temel esaslarıdır. Onlar olmadan hala bi rbiri ne taş
atan bir grup Neanderrhal olurduk. .Ama hepimizin içinde bir şey bu kısıdayıcılardan nefret eder. İçimizdeki şey ne yapacağ ını n söy lenmesine dayanamaz. O şey kanun kaçağıyla, isyanla, kuralları çiğneyenle özdeşleşir. Bu evcilleştirilemez. niteliğ i n asuolojik ismi Uranüs'tür. Ura nüs bireyl iğin, özgürlüğün planetid ir. Onun için en büyük mutlu
luk ba§kaldırı olasılığıdır. Bağımsızdır, isyankardır, dik kafalıdır, ilginçtir. Eğer fizikçilerin belirsizlik ilkesi için ascrolojik bir sem bol varsa, o Uranüs'tür. Hiçbi r planet bu kadar ne yapacağı bilin mez değildi r. Astronomik gözlemler Uranüs1ün anlamını doğrulamaktadır.
Çoğu planetin ekvatoru hemen hemen güneş sistemini n düzlemi içindedir. Bir başka deyişle , d ünya için kuzey neyse, Jüpiter içi n de kuzey odur. Uranüs ise farklıdır. Ekseni etrafında
dönmez. Yuvar plane
lan ı r. Kuzeyi bizim kuzeyimize neredeyse dikt ir. Bireyliğin
ti uzayda bile kendi ritminde dans eder. . Bireylik nedir? Dll, felsefe , ruh hali , stil - bu özellikler bireylik deği ldir. Bunlar kültü r ve deneyimden doğan maskelerdir. Ameri ka'da doğarız. Bir kaç Clint Eastwood filmi seyrederiz, Barbie be bekleri giydiririz, biraz .Agatha Chri sti e, azıcık popüler psikoloji okuruz ve - karşınızda - oluşmuş bir kişilik. Bu bir eklentilerde ge lişme süred, kazayla doğumun b iraz ötesidir. Bireylik daha derin, daha vahşi ve spon tan , ki�ilik yapısında do166
ğuştan var olan bir şeydir. Brooklyn'de de doğsak, Bacsuananda'da da doğsak aynı kalacak, değişmeyecek yönümüzdür İçinde doğdu .
ğumuz kabilenin efsanelerini kabullenmeyen yönümüz. Bu kural
uymayan
lara
yönü m üz Ocoriceye saygı göstermez. Atalara, di n .
adamlarına, başkanlara reverans yapmaz Yapmacıklığı onurlandır .
maz.
Bireyliğimizi ortaya koyup, onu geliştirdiğ-imizde, eğlence li ce
hennemi yakalarız. N iç in ? Çünkü toplumsal kültür ve bireylik, topl um ve Uranüs, Tanrı kuasarları yaktığından beri ölümcül
düşmanlardu.-.
Bu savaşta kahraman lar, kötü adamlar yoktur. Söylenebilecek en iyi şey iki t arafı n da diğ eri n i n aşırılıklarını düzelrtiğidir. Eğer kül tür kazanırsa, hepimiz sonsuza kadar aynı iki, üç hikayeyi yaiayan
robotlara döneriz. Eğer Uranüs kazanırsa, barbarlığa indirgeniriz. Uranüs özgürleşmemiz için bize meyc:Lı.n okur. Doğum harita
mızdaki konumu isyan noktatmzdır. İçinde bulunduğumuz kültü
rün
yaptığı alandır. çiğnememiz gerekir. Ve on
empoze ettiği s ını r lamalarla özümüzün savaş
Kendimize dürüst olmak için kuralları
ları çiğnediğimiz zaman başımız belaya girer. tirrnek ve savunmak zorunda kalırız.
Bireyli(timizi geliş·
Daha sonra doğwn haritam1zdaki ipuçlarını çözmey i öğrenece
ğiz.
Ora.da
bir savaş })lanı
-
ve eğer savaşmamayı seçersek
korkunç
teslim olma tarifler i yer alıyor. Ama �imdi sadece i l key i kavrama
mız gerekiyor: Uranüs Yapmacık Tavır Güzelinin akıntısıyla sü
rüklenmeyi reddeden yönümüzdür.
"Görülmeyen planet" olarak Uranüs fazla gürültü, pamtı yapı
yor. İsyanın üstünlüğü nereden geliyor?
Satürn1ün sınırlarının ötesindeki ilk adım kelimenin normal an
lamıyla "ruhsal" değildir. Boyun eğmenin, kişisel olmamanın, bi
linçdışı harekecin ötesine doğru bir adamdır. Kişilik: kendi
sınırla
rını aşmadan önce kusursuzlaştmlmalıdır. Alkışlara ve yergilere al ..
dırmadan, içsel olarak
ne
isek dışta da bunu onaya koymalıyız.
• r'"'
Devrimcinin veya dehan ı n yalmz kalma zorunluluğunu kabullen meliyiz. Kabileyi lerk etmeliyiz . Bazı olasılıklar daha dehşeclidir. İşimizden, evliliğimizden, sı
kıcı hayatımızdan yakınabiliriz, ama korku veren, zalim dünyanın önünde bu desteklerden yoksun, çırılçıplak durm ak ve yine de bi
linçli ve tucach yaşamsal kararlar almak cesaretin en üst düzeyi
dir. Uranüs sıçrayışının özü ruhsal dönüşümdür. Eğer bunu yapmak istemezsek
ne
olur? Bu bizim seçimimizdir.
Bütün görülmeyenlerde olduğu gibi, bu planet biz çaba harcama dan karakterimize olum lu bir katkıda bulunmaz. Ama buharlaşı p,
uçup
girmez de.Uranüs'e sağlıksız bir tepki belirgin
olarak
boş,
sembolik savaşlar içerir. Doğum haritasında kariye r alanında Ura
nüs bulunan bir adam düşünün. Kalben bir istiridye arayıcısı ol mak istiyor. Ama o bir avukat, bütün aile büyükleri avukat,
zına kadar
bota
"tepeye kadar pençelerinle tırman" mitolojisiyle dolu.
Uranüs'ün çağrısma yanıt vermek, hukuk d i plomasını pencereden atıp, istiridye tırmığı aJmak en büyük arzusu, ama o oranda gerek li cesareti toplayamıyor.
Ne oluyor? U ranüs ' ün patlayıcılığı güvenli tuhaflıklara kanal i ze oluyor. Ofiste blue jean giymek konusunda ısrar ed i yor. Kravat takmayı kes i nlikle reddediyor. Ve bu anlamsız egzanrriklikleri bü
tün tutkusuyla savunuyor. Oysa bu tutkuyu kendi hayatını yaşama hakkmı savunmak için kullanabilseydi daha kazançlı olabilirdi.
Uranüs'ün bizi harekete geçirmek için kullandığı kamçı budur: eğer onun smavlarından geçemezsek, kendimizi başkasının fi.imin
de tali bir rol oynarken bulabiliriz. Bu rol geneHikle zararsız
ama
gülünç ve saçma bir kukla rolüdür Uranüs ve diğer görölmeyen planetlerle ilgili küçük bir dipnot: bu planetlerin astronomik olarak keşfedildikleri zaman psikoloj i k olarak keşfedildikleri zamanla aynıdır. Uranüs
178 1 'de, bilinçlili
ğin global olarak yükseldiği bir dönemde bulunmuştur. Amerikan
devrimini n henüz gerçekleştiği ve Fransız devriminin ise ufukta
1 68
yükselmeye ba�ladığı dönemde . Aym zamanda bilim çağı, "Aydın
lanma Çağı" b�lamaktadır. Dünya üzerinde her yerde bireyin de
ğeri ve otoriteyi sorgulama hakkı k�Uektif bilinçte hücuma geç ıni�tir.
Bu bir rastlantı mı? Belki. Ama bir de şöyle düşünün: Uranus
çok soluk ışıklı bir planet olmasına rağmen belirli zamanlarda çıp
lak gözle görülebilmektedir. Ben North Carolina'nın nemli ve pus
lu atmosferinde y�ıyorum ve gözlerim normalden fazla keskin de
ğil. Buna rağmen ben Uranüs'ü gördüm. Bir mil ötedeki bir kedi
nin gözleri gibi bulanıktı, ama gördüm. Öyleyse, acaba niçin Kai deliler, Mısırlılar ve Çinliler onu gözden kaçırdılar? Elektrik ve kirlilik atmosferi puslandırmadan önce binlerce yıl özenli gözlem
lerle gökyüzü taranıyor ve Uranüs'le ilgili hiç bir kayıt yok. Acaba bu henüz onu görmeye hazır olmadığımızdan kaynaklanabilir mi ? Planet: Glif:
Neptün �
Fonksiyon:
Öz betimlemede egonun desaruralizas yonu. Ego dışında bir yerde kişisel göz lem için bir nokta yaratılması. Ego ile ruhu, bilinç ile bilinçdışını ayıran bari
Tanrı diyebile farkındalığın geliştirilmesi.
yerin güçsüzleştirilmesi. ceğimiz bir
Yanlış fonksiyon: Karışıklık, tembellik., hayallere dalmak,
havalarda gezinmek, gerçeklerden kaç mak,
akıntıya kapılmak, uyuşturucu ve
alkol bağımlılığı, romantik yanılgılar, büyük hayaller. Sorular:
Nerede mantığı devre dışı bırakarak sezgisel davranmayı öğrenebilirim? Dar kalıplar içinde sadece kendimle ilgili ol
mak en çok hangi alanlarda bana zarar
169
verir? Yanlış hayaller ve gerçeklerden korkuya karşı en fazla hangi alanlarda savunmasızım? Geri Giderken:
Ruhsal duyarlılık dışsal gerçeklerden uzaklaşıp, sübjektif faktörlerle çarpıtı labilinir. Ama mantıksal fonksiyonların müdahalesinden de özgürleşebilir.
Bir adam Napoleon Bonapatte olduğuna inanıyor. Yaşadığı akıl hastanesinin Sainr Helena adası ol�uğunu hayal ediyor. Napolyon gibi giyiniyor. Onun gibi yiyip, onun gibi konuşuyor. Josephine'i arzuluyor. Watetloo için üzülüyor. Hayalin de hiçbir açık yok. Ku sursuz bir şekilde inanıyor, hatasız bir şekilde oynuyor. Bir başka adam Birleşik Devletler Başkam olduğuna inanıyor. Her gün danışmanlarıyla toplanıyor. Her gün önemli kararlar alı yor. Her gittiği yerde korumalarıyla çevrili. Onun hayalinde de hiçbir açık yok. Aslında o kadar mükemmel ki onun kadar bizde inanıyoruz. O gerçekten Amerika Başkanı.
Delilikle akıllık arasındaki çizgi bir saç teli kadar i nce. Bu çiz
gi vardır. Gerçektir. Ama her iki durumun çakıştığı, örtüştüğü bö
lümler bizim anlayabildiğimizden daha fuladır. "Napoleon" kim olduğuna dair zihinsel bir tablo yaratıp, buna inanıp, kararlarını
bu
inanca göre almaktadır. Aynı şeyi Başkan da
yapmaktadır. Her iki örnekte de, çok derin, düşünülemeyecek ka dar karmaşık bir zihin, benliği oluştururken, kendisini bi r tür ka
ğıt bebekle özdeş tutmaktadır. Kimlik çok boyutlu varlıkların giy
di!i üç boyutlu bir maskedir. Deli adamın taktığı maske akı l l ı ada
mın taktığı maske kadar iyi işlemez. Onu çevreleyen aktüel olanak larla uyum içinde değildir. Ama her iki örnekte de parallelikler ya nılgıya yer vermeyecek �ekilde açıktır. İkisinde de zihin kendisini bir söylence etrafında organize ermektedir. İkisinde de bilinç dün ya tiyatrosuna girmektedir. Giriş ücreti ise radikal bir şekilde ba170
sittir. Bu tiyatroda bir rol üst lenmek yeterlidir.
Hepi mi zin içinde bir şey
bunu gayet
iyi anlamaktachr. O şey
kendini söy lenceye kaptırıp, dü nyanı n bir tiyatro olduğ unu unut
O şey 11kimlik"le özdeşleşme2. Ayrı durur. Sadece izler. Ast rologlar zihnin bu bölümüne Neptün derler. Bu planet bilincin, şuurun planetidir. Bili ncin içindekiler de maz.
ğil. Kimlik değil, Felsefe değil. Akıl değ il. Kulaklarımızın arasın da, her gittiğimiz yere t�ıdığımız bu mobilyaların, mefruşatın hiç
biri değil. Sadece yalm hal iyle bi li nç.
Geleneksel astrologlar bu planetin yorumunda i ki kampa ayrı lırlar. Bazıları onu sever. Bazıları sevmez. Kendilerini "esoterik ast
rolog11 olacak i.lan edenler Neptün 1ü şefkat ve önsezi dolu, m istik
bir etki olarak algılarlar. Olumsuz düşünenle r ise, onu al kolizme ve
yamlgılara. yönelik zayıflatıcı bir güç olarak kabul e
Her iki kampın da haklı olduğu yönler vardı r. İkisi de bilincin
egonun zırhından kurtulduğu zamanda ki davranışları anlatmakta dır. Duyarl alık yükselmiştir. Dünyayla bütünlük duygusu uyan mıştır. Statü ve kimlik masalları kavranmışttr. Bahanelerimiz ve
endişelerimiz., hırslarımız ve korkularımız, tarzımız, kendini be ğenmişliğimiz, hepsi amk gülünçtür.
Bu farkındahk durumuyla ne yapabiliriz? Bazılarımız pasifli#e
neden olan bir ruhsal çöküntüyle, sadece otu ruruz. Hayal kurarız.
Bütün irade, hedef duygusu erir gider. Boş luğa bakarak, dalar gi
deriz.. Kendimizi ci ddiye alma kapasitemiz i kaybederiz. Ego kay naşmayı reddeder. Böylece hiçbir ıey yapmayız. Ve er veya geç, kend imi zi uyuşturma yolları aramaya
başlarız.
Diğerleri daha yaratıcı tepkiler verirler. Bu yeni alam keşfe çı
karlar, kimliğinin olağan
sınırları ötesine
saldm düzenlerler. Geri
döndüklerinde yaşa.mm bütünlüğünü, tekliğini kavramış olurlar.
Bireyli k ve farklılık maskeleri ne şüpheyle bakarlar. Ve hepsinin mesajı aynıdır: bütün kimlikler yanılgı içi ndedi r.
Bazıları Neptün'e özgü bu keşif gezilecine meditasyon ismini
171
verirler. Diğerleri dua veya tefekkür derler. Dinsel söylem Nep tün'e yabancı değildir, ama gerekli de değildir. Bir psikiatrist bi lincin bu bölümüne ulaştığında, bu süreci kişisel hipnoz olarak yo rumlar. Bir kovboy için meditasyon kamp ateşine bakmaktır. Süreç
evrensel ve organiktir. Doğum haricasmda Neptün neredeyse, ora
da açıkta kalm ış bir sinir, olağandışı duyarlı ve savunmasız bir yer vardır. Zihnin bu bölümü "gerçek yaşamın" sınırlarım kabullenme yi reddeder. Burası ilham ve hayal dolu bir yerdir. Bu yerde i nsan karma� ıklığa, gerçeklerden kaçmaya, yanl ı � inançlara ve beklenti lere karşı recikte olmak zorundadır.
Konu her zaman aynıdır: Neptün, bir kişilik olarak işlev gör
me kapasitemizden ödün vermeden, ego, kişisel açlık ve saldırı evreninin ötesine geçmemizi ister. Bu cümlenin ikinci bölümü gö receli olarak kolaydır. Birinci bölümü ise ayrı bir hikayedir. Rüya
lar, seraplar, illüzyonlar
bunlar Neprün'ün alanmdadır ve plane tin bilimsel tarihinde de yansmlırlar. Neptün l 79'5 tarihinde La -
lande adında birisi tarafından bulunmuştur. .Ama o bir yıldıza bak
tığını sanarak, bu buluşunu es geçmiştir. Neptün onu adararak, ölümsüzleşmesini engellemiştir. Daha sonralan, astronomlar yeni bulunan U ranüs'ün tuhaf davrandığını farketmişlerdir. Bir şey
onun yörüngesinin düzenini bozar gibidir. Daha uzak bir planetin
çekimsel eckisinden şüphelenirler. Paris'te Leverrier adında bir ma
tematikçi bu etkinin olası konumunu hesaplar ve sonunda, Neptün l846'da Gaile adında bir .Alman tarafından bulunur. Neptün'ün Uranüs'ün düzenini boz.an etkisi sayesinde bulun
ması gibi, Ne p tün'ün temsil ettiği deneyimler de egodaki ve onun zırhındaki açık noktalar sayesinde dikkatimizi çekerler. Zihinsel karış ıklıklar kanalıyla bize ulaşırlar. Hayal kuram. Beş duyuyu aşan deneyimler yaşarız. Sanatsal ilhamla dolarız. Şizofre
n i k kuruntularla kuşatılırız. Bu tür Nepcün'e özgü zihinsel olaylar
,
dolaylı olarak daha geniş kapsamh bir b i l inç sisteminin varlığına
işaret ederler. .Aynı, Uranüs'ün yörüngesindeki düzensizliklerin
172
dolaylı olarak Neptün'ün varlığını işaret
ettiği gibi.
bucaksız bi r boyutunu, farkmdalığm bir mantar gibi
ğü boyutunu gösterirler.
Zihnin uçsuz
içinde yi.i zdil
Nepcün'ün keşfini i:ıleyen yıllarda, Nept ün 1e özgü değerler ve düşünceler tilin insanların yaşamında fırt ına gibi esti. Sanatt a ro
mantik akım. Spiritüalizmin
-
hipnorizma ve ruh çağırma seansla
rının - yükselişi. Teosofi Topluluğu gibi mistik organizasyonların başlaması. Britanya İmparatorluğunun Hindistan1ı Avrupa'ya bağ laması sayesinde ilk Hindu ve Budist hocaların Batıya gelmesi. Kı zıJhaç ve Kurtuluş Ordusunun kurulması. Yoksulluk,
kadın hakla
rı, çocuk i�çilec ve kölelik konularındaki sosyal bilinçlenmede radi
kal artış. Daha önce hiç olmadığı gibi, misrik Neptün felsefeleri ve merhamet dolu ideafü.m
popüler aklı yakaladı.
Neprürı'ün keşfine hnırdı.
İnsan topluluğu
Bir kece daha. bir planetin keşfinin bilimsel merak konusundan
daha fazla anlam içermesine şahidik ediyoruz. Bu, derin bir sembo lik olaydır. Bir astroloğun evreninde, aynı Neptün1ün evreninde ol duğu gibi, hiç bir algılama onu deneyimleyen bilincin derinindeki
olaylardan bağımsız değildir. Plane t:
Glif: Fon ksiyon:
Pluto
e
İnsanın kaderinin farkına varması. Bü tün dar görüşlü ujraşaların anlamsızlı ğı görmek. Doğruyu ayırt etme kapasi· tesini geliştirmek. Yanlış fonksiyon: Megalomani, kendini üstün görmek, şiddet, nutuk atmak, dogmacılık, dik tatörlük, katılık, güç isteği, anlamsızlık ve saçmalık duygusu, sonuç-yöntemi mazur-gösterir düşüncesi. Hayaamın gerçek anlamını nerede buSorular: 1 73
lahilirim?
Hangi alanlarda dogmatik,
vicdansız ve zalimce davranmaya karşı
terikte olmalıyım? Hangi alanlarda� çevremdeki dünyanın benim bilgeliği
Geri Giderken:
me gereksinimi var? Kişisel "güçsüzlükten" korkma duygu suna neden olabilir. Gördüğü dojrula
rı söylemekten çekinme duygusu verir.
Büyük bir gücü deneyimlerken alçak gönüllüje yol açar. Adolph Hitler ve Mohandas Gandhi. Abideler. İyinin ve kötü nün sembolleri. Bu jkjsj kollekrif akılda dev g ibi belirip, çoğumu
z.un kararsız duygularla dolu yaşamları ü.ıerine gölgelerini se rerler.
Baal, Ra, Apollo - bunların mabetleri yıkıldı. Koyunlar ve serçeler amk onlara kurban edilmiyor, onlar için yanıp, kan dökmüyorlar. Biz şimdi kadınlara ve erkeklere tapıyoruz. Haberlerde, makaleler de onlara saygılarımızı sunuyoruz.
Gandhi
ve
Hitler. Orrak neleri var? Gözleri ? Kulakları ? Baş ağ
rı Ları ? Her ne kadar görmekten kaçı nsak da, bu ikisi en derin anla mıyla kardeştirler. İkisi de tarihi oluşturdu. İki s i de ayrı ayrı bir neslin bilincine dokundu ve bu bi lince kendi hayalleri ni, kend i viz yonunu dokudu. İ kisi de kişisel gücün sembol ü. Ve ikisi de bu gü cü dünyaya bir daha unutulmayacak bir biçimde gösterdi. Hepimiz hayal
kurarız. Bir i nsanm hayalini alıp, onu tarihi sa ne olabilir? Bir insanı güvenceden ve anonim
racak kadar büyüten
likten kopararak dünyayı biçimlendiren birisi yapan ned i r? Cevap,
gü neş sisteminin buzlu sınırında dönen, bir virüs gibi küçücük ve uğursuz Pluto'da gizlidir. Göksel ileri karakolunun donuk metan
gazı
ovasında durur.
Güneş o kadar uzaktır ki sadece çok parlak bir yıldızın ışığı ile par lar. Bu gözlem semboliktir: Pluco'dan bakınca Güneş' in önemli ol-
174
madığı duygusunu deneyimleriz. Dü nya bir coz zerresi di r ve biz de
bir san iyede yok olan mikroplarız. B un u nasıl kabullenebiliriz? Bu
anlayış bizi yok etmeden nasıl hazmedilebilir? Bu sadece bir varlı ğın kökten dönüşümü sayesinde yapılabi li r. Bunu başaramazsak, Pluco bizi varoluşumuzun anlamsızlığına bakmaya zorlar. H içbir
şeyi n önemi kalm az . Nasıl kalabilir ki? Bizler sadece kayıtsız bir evrende imha edilmeyi bekleyen parazideriz . Pluro1yla yüzleşmek yaşamm beyhudeliği ile yüzleşmektir. Pla
net 1 930'da bulunmuştur. Aynı dönemlerde varoluşçuluğu keşfe diyor olmamız bir rastlantı değildir. Pluto bizi anlarnsıdığın, saç malığın tiyatrosuna sokar. Bizi galaksi lerle, süper novalarla, ölçüle meyecek kadar uzun sürelerle kaqllaştmr. Ve gözümü zün içine ters ters bakarak, "Sen bir hiçsin. Yaşamın bir şaka. 11 der.
Bu acımasız doğruyla yaşayabilmek için kişiliğin me lodtamla
rının ötes i ne sıçramamız gerekir. Daha büyük ve daha süresiz bir şeyle
özdeşleşmemiz gerekir. Anlamsızlıktan başlayan bu tehlikeli
uçuşra bi r tek kaçış noktası vardır: Sonsuzluğa damgamızı vurmak.
Dünyayı değiştirmemiz şarttır.
Pluto sonsuz hayallerin, vizyon larm, fetihlerin ve dönüşümün
planeddir. Boşluk duygusuyla güdülenerek, anonimlik yakası nı bı
rakmadan, güven l i rutinlerimizi parçalayarak bilincimize bi r ka
der ve misyon duygusunu yerleşt irir. Sadece hayatta kalmak
yeter
sizdir. Sadece yaşamak hiçbir şeydir. Öl ürüz ve sayı labilecek bir sü
rede unutuluruz. Gandhi ve Hitler gibi ismi m i zin baş harflerin i ta rih ağacına kazımamız gerekir.
Hindistan'ın batımsı zlığı ve pasif diren iş sadece Gandhi'ye ait
fikirler değ ildi. Naziliği Hider keşfetmedi. Eğer bu inançların kökleri daha derinlerde olmasaydı bu iki adam ik i teorisyen ve za rarsız akademisyen olarak kalı rlardı. Ve bir teorisyen konuştuğun da dünya sallanmaz. Pluto bu iki adama tannlacın gücünü nasıl verd i ? İnsanlarının
ruhunda zacen v
Pluro bir ulusun kalbine nüfuz eden bir ana köktür. Bireysel ru
ha tüm insanlığın gücünü iletir. Bütün hayalleri. Bütün kabusları. Bir ırkın tüm melek ve şeytanlarını.
Ama Pluto aklımızı düşsel görüntüler geçidiyle doldurmaktan
fazlasını yapar. .Aktif bir planectir. Neptün'ün aksine, · hareket ve deği§İm için yanar tutuşur. Onun kanaltyla insanlığın vizyonunu
ve terörünü ifade ederiz. Onları temsil ederiz. Toplumsal geresi
nimlerin ve korkuların yaşayan bit sembolü oluruz. Ve.böyle dav
randıkça, toplum bize güç verir. Yaşamımıza kişiselliği aşan bir anlam katılır. Bireyselliğimizi kaybetmeyiz, ama ikinci bir kimlik üstleniriz: bir kişilik olarak değil, bir gemi provasındaki sembol
gibi olarak.
Dünyayı şekillendirenlerin sırrı buradadır. Kullandıkları otori
te kendilerine ait değildir. Bize aittir. Onlar içerdeki teli oynatır lar. Ama sesin yankılandığı ve çınladığı katedral biziz. Güçleri ki
şisel değildir; kollektifdir. Hider ve Gandhi katalizörler, hepsi bu.
Onların gücü bize geri yansıyan bizim gücümüzdür.
Tarihte birçok Hitler ve Gandhi'ye yer olmadığma göre Pluco
bizimkine yakın yaşamlarda kendisini nasıl gösterir? Daha farklı
def:ildir. Hala bize bir misyon sunmaktadır. Hala bizi dünyayı de ğiştirmemiz için zorlarnakta.dıt. Hala kendimizi aşırı önemseme
mizle insanları güldürürüz, gücümüzle başkalarını taciz etmeye ça
lışırız. İster Newsw«k'e kapak olalım, ister lise yıllığında çıkalım,
temel noktalar değişmez.
Pluto hepimizde özel bir bilgeliği temsil eder. Saklandığı yer
den güzel sözlerle çıkartılıp beslenmesi gereken değerli bit arma
ğan. Kendimizi, bizde mevcut olduğunu daha önce bilmediğimiz bazı kavrayı�ları ifade ederken bulabiliriz. Bunlar ölümle bağlantı lı olabilirler. Belki de bir evliliğin nasıl sürdüğü ile ilgili olabilir ler. Veya kendini kaybolmuş ve hedefsiz hisseden bir arkadaşı yü reklendirebilirler. Bu bilgeliğin cinsi Pluco'nun doğum haritasın
daki konumuyla bulunabilir. Ama formu ne ohırsa,, olsun, Pluco bi176
lincini seslendirdiğimiz zaman, insanlar yanan bir çalının sesini
d inliyor gibi dinlerler. Kalabal ığı susturmak insana iyi gelir. Bunun d ışınd a çok az sa yıda deneyim aynı işlevi görebilir. Bu, Pluto'nun tehlikeli yönüdür.
Hipnodk gücü yozlaşarak, daha düşük seviyede bir efendinin - ki
birin - hizmetine girebilir. Samimiyetsiz,
abartılı
ve diktatörvari
olabiliriz. Sanki dünyaya iletilecek kutsal mesajlarla donatılmış gi
bi vaaz vermeye başlayabiliriz. Ama mesajı n hiç bir kutsallığı yok tur. O sadece, kişisel tarihimizin ve güvensizliklerimizin iskeletine
d ayanan, bizim görüşümüzdür. Korkulacak nokta, Pluro ' nu n tar
zıyla güçlenip, hız kazanınca, yine de İnsanları sürükleyebileceği dir. Adolph Hider bu yolun aziz velinimetidir.
Ve Gandhi diğer yolu yönetir. Onun yön temi Pluto'ya daha te miz ve saf bir tepkiyi temsil eder. O "iyi ", Hider "kötü" olduğu için değil. Bu kavramlar buı.lu planet için anlamsızdırlar. Gand hi ba şardığı için onun yolu daha iyi. O gerçekten kendisi n i aştı. Hindis tan'ın kurtuluşu onun için sadece bir araçtı. Kendi gururundan, ki şisel hayallerinden geri ye bir §ey kal madı. Geride anlamsızlaşacak bir Şey yoktu. Kendi misyonundan ibaret olarak Pluto1ya gerek
O artık bir hedef değildi. Bo§luğun soğuk lordu, acımasız düzenbaz Pluto Mohandas
li olan maskaralığa yer bırakmadı .
Gandhi ' ye boş ve kayıtsız gözlerle baktı. Ve Gandhi galaksiler gi
bi, milyar yıllık atomlar gibi Pluto'ya baktı. Soğuk ve kavranamaz
bir yolla o ve Pluto bi rbirlerin i gayet iyi anladılar. Ve Pluto, kibi
ri, gösterişi söndürmek için aranan gözlerini Adolph Hitler'e çevir diğ i n de, orada altı milyonu göremedi, müthiş Wehrmachc'ı göre
medi. Sadece saçma bir gururu, cafcaflı sözleri, caka sacmayt ve kendi önemsizliğini örtmek için çırpınan ama başaramayan küçük
kuklayı gördü. Ve Plurn'nun kahkahası çağlar boyunca oluşan labi� rentin içinde yankılandı. Pluto için Hider modern Lucifer değildi.
Şeytan değildi. Bu kadar görkemli hiçbir şey değild i.
1 77
Pluto için o bir aptaldı.
Pluto Ötesi Pluto'nun yörüngesinin ötesinde yeni bir planeti n bulunma şansı oldukça yüksek. Belki bu kitap fazla yaşlanmadan, bir tane bulunur. Astronomlar ve astrologlar arasmda bu konuda bir anlaş mazlık
yok. Bazı astrologlar bu konuda fazla aceleci davrandılar.
Trans Pluto planetlerin varlığından o kadar eminler ki onlara isim -
verip, dof;um haritasına konumlarıı:aı işleyebilmek için ephemeris ler yayınladılar. Beklenir biçimde bu bilginin kaynağı 11bu dünya ya ait değil". ,
Ki şisel olarak ben, e�er bu listeler doğrulanırsa hayretler i ç inde kalacağım. Uranüs, Neptün ve Pluto global bi li nç onları kavraya
bilecek düzeye gelince bulunmuşlardı. Onların keşifleri sembolik olaylardı. Gelecekteki keşiflerde de böyle olmaması için hiç bir ne den yok. Pluto ötesindeki planetler? Onları hazır olunca bulacağız. Ve o güne kadar onları zaten anlayamayız.
178
BÖLÜM YEDİ EVLER Günler ve yıllar: bunlar yaşamımızın boş sayfalandır. Planeti
miz ezelden beri kendi ekseni ve Güneş etrafında dönüyor. Dünya
nın bu iki ritmi amipleri ve bitkileri oluşturdu. Ve hepimizin için de düzenli olarak atmaya devam ediyor. Biz bir şehirdeki bitmek bilmez trafik ugultwu gibi, onlan garantiye alırız. Sadece geri planda bazı seslerden ibarettirler. Ama yaşantımızın sınırların ı be lirleyerek, her zaman oradadırlar. Bu iki ricim astroloj inin kilit taş larıdır. Yılı daha önce gördük. Güneş etrafındaki yörünge, mev simlerle noktalanarak, oniki burcun kaynağını oluşturmaktaydı. Şimdi ikinci büyük planetse! kalp atışını - günü - i ncelemeye
hazırız. Böylece ascrolojik sembol i zmin üçüncü ve son bölümünü
göreceğiz. Planetler ve burçlar yanı ndaki yerini alan evlerle karşı
laşacağız. Bu çalışma bazı ince ayarlar dışında, sistemi tamamlaya ,
cak.
Evler. Burçlar gibi onlar da bir başka oni k i sembol halkası. Oni
ki tane daha temel insani süreç .Ama .
ha ivedi. Daha açık seçik.
şimdi odak noktası farklı. Da
Daha somut.
179
Fiziksel olarak, evler uzayın yerel ufkun üstünde ve altında ola
cak şekilde bölünmesidir. İkinci bölümde öğrendiğimiz gibi, pla
net ler dakika dakika kaydedilirler. Burçların büyük galaktik arka planlarını unurun. Şimdi bir planetin nerede
göründüğü ile
ilgi
leniyoruz. Yukanda m ı ? Batıda, aşağıya doğru mu gidiyor? Bunlar
evlerin cevapladığı sorulardır. Sembolik olarak, evler belirli aktivite alanlarını temsil ederler.
Kimliğin eylem saye sinde görünür kılındığl somut tiyatrolardır. Birisi kariyeri be Bunlar yaşamın evreleri ve arenalarıdırlar.
lirtir, diğeri sözel yetenekleri, üçüncüsü evlilikleri ve dostlukları.
Evler olmadan da, burçlar ve planetler sayesinde ki�illğin iyi bir
haritası çıkarılabilir. Ama o harita müzelik bir parçadır. Hareket siz, atıl. Soyut. Günlük yaşam gerçeğinden kopuk. Evler deney im
boyutunu eklerler. Haritanın yorumu evleri de içerdiğinde, ascro loj i aklın modelinden daha ileride, yaşamın modeli olur. .
Günlük Devir Dünyanın silik bir yıldızı turlayan, ince bir gaz tabakasıyla çev rili, mutlak sıfırın birkaç derece üstünde gidip gelen, kendi ekseni etrafında dönen nemli bir taş top olduğunu bil i yoruz Ama bize öy le görünmüyor. Bizim bakış açımızdan, dünya uçsuz bucaks ı z düz .
bir ova ve parlak bir mavi çanak onun üzerine ters çevrilmiş du
rumda. Her gün, y ı ldızlar ve planetler ovanın doğu sınırından yük
seliyor, yukarıda dönüyor ve dünyanın batı sınırında kayboluyorlar. Bize göre, biz sabiciz ve onlar hareket ediyorlar. Bu, elbeue, doğru değil. Bütün bu izlenim dünyanın kendi etrafında dönmesi gerçe
ğinden kaynaklanıyor. Ama b i zi m gördüğüm üz de bu. Ve
gördüğümüz şey sonsuza dek astrolojinin
kalb idi r. Akıl
gerçeği değil göz-gerçeği. Ama ya bilim? Objektif gerçek nerede?
Son beş asırdır astronominin kaydettiği ileclemenin önemi yok mu? Dönen planetler değil dünyadır.
180
Mutlaka. Astroloji astronomiy le çelişmez.
Sa.dece sordukları so
rular farklıdır. Astronomi sadece gerçe kleri inceler. Astroloji fark l ıdır. Astroloji gerçekler ile
onları gözleyen arasındaki alanı
in
celer. Reaksiyonları . Duyguları . Görünüşü.
Astroloj ide heı:şey görecelidir. Herşey b i reyseldir.
Gerçek değil.
Onun yerine, milyarlarca ölümlü varlığın ya�amla barış yapmak
için kullandığı milyarlarca küçük gerçek. İşre bu neden le astroloji nin dünya merkezli kalması gerekir. Biz gökyüzünün "gerçekte"
nasıl olduğu ile değil, nasıl göründüğü ile ilgileniyoruz. Astroloj i yi astronomi gibi objehifleştirmek onu rnudaklaştırrnakcır. İnsan
ca özelliklerden sıyırmaktır. Biz astrologlar doğrudan güneş siste mi ile ilgilenmiyoruz. sa:dece onun bizimle ilişkisini anlamaya ça lışıyoruz. Ve bu ilişki bizim gördüğümüz bir şeydir. Soyut spekü lasyonlara gerek yoktur.
Gördüğümüz bu ilişki evler kanalıyla netleşir. Evler, gökyüzü nün durduğumuz nokt an ın altında ve üstünde kalan kısımlarının
bölünmesinden oluşudar. Bir planetin birinci evde olması demek, bizim doğu ufkumuzun hemen altında demektir. Altıncı evde ol masi demek, batı ufkunun altında demektir. Bu gö:zlemler tama men bizim bakış noktamı za bağlıdırlar. Birkaç mil ilerleyi n
planetin ev konumu hemen değişi r. Merkür olabi l i r. Yeni De l
Ameri ka1da yukarıdayken, Londra1da batıyor
hi1de ise ufkun çok altındadır. İçinde yer aldığı burç değişmez.
Ama ev değişir. Yen i bir bakış noktası, yeni bir ev. Ve yeni bir ev,
yeni deneyimler demekcir. Yani. yeni bir doğum haritası. Ufuk
Oniki ev. Bitacaya gelince dünyanın errafında, aym burçların yaptığı gibi, bir halka oluşruruyorlar. Ve bir kez daha astro lojinin temeline geri dönüyoruz. Temel sembole bütünlüğü n ,
•
daireye
•
sonsu:zluğun,
sınırsızlığın sembolüne dön üyoruz. Ama şimdi remel 181
sembolü yeni bir açıdan görmekteyiz. Şimdi bir yılm mevsimlere
dayalı düzenine göre böl ünm üyor. Bölünümü daha ivedi: üzerine
bastığımız toprak tarafından ikiye ayrılmış. Sonsuzluk ikiye bölün
mü�. Gökyüzünün yarısı görünür. Diğer yarısı görülemez . Yukarıda: altı ev başkalarıyla paylaşılan, herkesin gördüğü açık seçik gerçeği temsil eder. Aşağıda: altı ev anlam çıkarma yoluyla bulunan gerçe ği sembolize eder. Hayal gücüyle rastlanan gerçeği.
Sübjektivite, kişisel duygu ve düşüncelere dayanma: ufkun al
tında saklı evlerin teması budur. Onlar duyguları sırları, içsel ya ,
şamı temsil ederler: Reaksiyonlar burada oluşur. Ama her zaman karanlıkca, gözlerden uzakta.
Planetlerin çoğunun ufkun altında yer alması durumunda, mut laka içe dönük bir karakter göremeyebiliriz. Ay'ı Kova'da ve Jüpi
ter'i güçlü olan bir Yay burcu insanı bütün planederi aşağıda bu
lunsa bile çekingen yapıda olamaz.
Bizim görebildiğimiz daha belirsizdir. O insanın algılamasını
duygular ve sezgiler cadandırmaktadır. Sohbet esnasında sadece
gerçeklerden söz etmek yerine bu gerçekler hakkındaki duyguları nı vurgulamakradu. Yaşamı
ipel varoluş biçimini araşurma se
rüvenid i r ve dış dünyadaki IC:oşullarda dalgalanmalar yaratmadan
büyük evrim sel adımlar atabilir.
Ufkun altındaki çalışmanın başyapm doyurulan ihtiraslar ve
gerçekleştirilen rüyalar değildir. Bu kadar somut bir şey değildi r. B�yapıt kavrama, farkına varmadır Ve kavrayı� gerçekleşirken gö .
rülemez.
Planetlerin çoğunun üst yarımküred.e yer almasının anlamı bu
nun tam tersidir. Ufkun üzerindeki evlerde somut, besbelli dene
yimler vurgulanır. Başımızın üstündeki gökyüzü herkes tarafından
görülür ve paylaşılır. Hiç bir sırrı gizlemez. Objektif yapılar, top
lumsal bilinç ortaya çıkar ve alt yarı mkürenin mistisizmini, man
uk dı�ıhğını ve mahremiyetini dengeler.
182
MIDHEAVEN
.ALÇALAN CBATJ)
NADIR Birçok planeti yukarıda olan insan her zaman dıplönük değil
dir. Yine, konu daha belirsizdir. Karakterinin özelliğini evler değil, haritasında güçlü burçlar ve planetler belirler. Ama ister kitap kur du olsun, ister egzotik dansçı, hayatı dolu bir hayattır. Yolunda ilerlerken, her gelişim nokusında, görülebilir bir olay bulunur.
Olay bir başka şeh!e taşınmak olabilir. Bir evlilik olabilir. Doğu'ya yolculuk olabilir. Ne olacağını söylemek zor, ama mutlaka bir şey
adımının sinya lini veren gö:ıle görülür bir yaşam ritüeli vardır. Kayda değer
olacaktır. Böyle bir insanın her önemli evrimsel
bir değişiklik, gökyüzü gibi görülür, bir geçit töreni eşliğinde ger çekleşir. Kavrayış yetersizdir. İnsanın değişen kişiliğini yansıtacak ve kriscalize edecek bit olay yaratması gerekir.
·
Göksel küreyi böl meni n birinci yöntemi aşikar bir yöntemdir.
1 83
Dünyanı n kendisi bölücü çizgi olarak kullanılmakta ve uzayı - ob
jektif ve sübjektif dünya olarak
-
iki paralel evrene ayırmakcadn
.
Bölmenin i kinci yönreminin anlaşılması ise daha güçtür.
Meridyen Güneşin doğuşu ve batışı. Bunlar kolay görülür işaredeyiciler dir. Bu nun dışında g üneşi n her g ü n bir kez geçtiği bir i�arer taşı
daha vardır: öğlen vakti, günlük turunun en üst noktasına ulaşır. Burada güneşin yükselmesi birer -;ve batı ufkuna doğru alçalmaya başlar. Eğer dikkatlice düşünürsek, güneşi n geçtiği bir işaret taşını daha farkedebiliriz: ufku n altında bir yerlerde alçal mayı bitirip yükselmeye başlaması gerekir. Bu noktaya gece yarısı diyoruz. Ufuk fiziksel bir ç izgid i r Öğlen ile geceyarısını birleştiren çiz gi ise hayalid ir Ama etkileri gerçekt i r Bu dikey sınır, yani merid yen, doğum haritasını doğu ve batı bölümleri olmak üzere ik i ye böler. Her yarının yarısı görünür, diğer yarısı görünmez gökyüzün den oluşur. Ve her birinin önemli bir özelliği vardır. Altı ev meri d yenin doğusunda kalır. Ve doğunun kalbinde, hepsi n in anlamını .
.
.
açı ğa çıkaran sembolik bir olay bulunur. Bu olay güneşin doğuşu dur. Şafaktır.
insan akşamdan kalma, uykusuz ve kahvesiz bile olsa, şafağa olasılı k ve umut duygusunu hissetmeden bakabilir mi ? Umut; bu sözcük gün do,tumunun ve doğu evlerinin ruhu nu yakalar. Yeni gün boş ve tem iz bit sayfadır. Henüz üzerine hiçbir şey yazılma mıştır. Onu kirletebiliriz, tembellik, korku ve nevrozla doldurabi liriz. Ama henüz bunları yapmadık. Belki de hiç yapmayacağız. · Elbette aynı şeyleri başka zamanlarda da yapabiliriz. Yaşamda del;i�iklikleri gün ağarı rken gerçekleştirmek zorunda değiliz. Her zaman olabilir. Ama saat, elektrik ve vard iya keşfedilmeden önce şafak gün lük aktivicelerin ba�langıcını belirliyordu. Yeni seçenek leri , yeni bölümleri belirliyordu. Ascrolojide, şafak bu özelliğini 184
hala korumaktadır. Umut etme, olasllık, yeni bir şans
-
bunlarm ottak paydalan ne
dir? Belki özgürlüktür. Bir bölümü mutlaka budur. Ama özgürlü
ğün kendisini göstermesini sağlayan nedir? Aktif b i leşe n nedir?
Cevabı, evrendek i en güvenilmez, en kmlgan güçtür. Bu gücün ge li ş i m i astrolojik sembolizmin yapıcı bit �kilde kuUandmasınm
kalbinde yatmaktadır. Bu güç ruh gibi ince, narin, değ i şken karar ,
sız
ve uzun bir uykuya yatırılabilinen insan iradesidir.
Şafak iradeyi sembolize eder. Seçme, karar verme yeteneğimi zi. Bilinçli bir şekilde, belirli bazı deneyimlerin peşinden koşmayı. Gökyüzünün onun egemen olduğu yarısında özgürlüğümüzü bulu ruz. Bu alcı evde yaşamımızı şekillendiren kararları veririz. Çoğu planet doğum haritasının doğusunda yer
ığında
ald
self
determinasyon, kendi geleceğine karar verme hakkı her şeydir. Böyle bir insan kendisini zorla ortaya koyan birisi olmayabilir.
.Ama yaşamının tonunu oluştururken kişisel davranma veya
dav ranmama çok önemlidir. Dış koşullarda küçücük bir uygunluk bir
rüzgara veya önemli bir fırsata dönüıebilir. Bu insanın sözlüğünde
iyi şans, kötü şans sözcükleri yer almaz. Herşey onun aldığı karar lar errafinda döner. Tamamen
kendi
iradesinin gücüne dayanmak,
kendi kaderini yarat mak zorundadır. Hayatı , iyi veya köcü, kendi ellerindedir.
Peki ya gökyüzünün diğer yaCJSı? ı\kşaının alacaka.ranlığı? Eğer
bir fotoğrafa bakıyor olsak güneşin doğuşunu batışından ayırama
ruhları tarnamiyle farklıdır. Şimdi gün bitmek tedir. Atalarımız için hareket dönemi kapanmaktadır. Artık uyku, yız .Ama ikisini.o .
bekleme ve sessizlik 2:amamdır. Bugün bile gün batımında bir son duygusu hissederiz. TamamJama duygusu. Ne yaptıysak yaptık. Yaptıklarımız sonsuza kada.r sabidendi. Yaşam bize yeni bir özgür
lük kartı vermi şti Ama şimdi onu kullanmış durumdayız. Yarın .
belki yeni bir
kan verir.
Doğu evlerine göre
batı evlerinin daha kısıtlayıcı bir durumu
1 85
vardı r. Bunlar du rmuş oturmuş, sabic güçleri , üstesinden 8elinmiş olayları te ms i l
ederler. Bu güçlerle pazarlık edebi liriz, ama asla gör
mezden gelemey i z
.
Batıda özgürlük kendisiyle eşit kuvvette bir şeyle kaqılaşır. Sı
nırlarını görür. Kader. Karma. Şans. Tan rının lütfu, cezası . Ne der sek diyelim, onlar oradadır ve onlarla yaşamayı öğrenmemiz gere kir. Haritasında batı yarımkütesi vurgulanmış birisi karar veri rken cesaretini kaybetmemeyi öğrenmek zorund ad ı r Ama eğer o insanın biyografisine bakarsak kritik dönemlerde genellikle tesadüflerin olduğunu görürüz. Miraslar. Güçlü · insanlarla rascJaşmalar. Alkolik ebeveynler. Kaderin cilveleri. Bu çerçevede yaşayan birisi esneklik ve uyanıklık geli şti rmeli dir. İşarederi okumayı öğrenmeli, koşullardan ve rüyalardan kade rinin iplerini yakalarnalıdu. Doğu yamının aksine, yaşammı daha büyük bir düzen içinde an layabili r Yolu "Akıntıya doğru git" sö züyle özetlenebilir. Tembellik değil. Sürüklenme değil. Ama kendi iradesi ve onu çevreleyen koşullar arasındaki kooperatif ve uysal i lişki .
.
.
Büyük Kesişme Ufuk ve meridyen. İki doğal sınır, ikisi de cemel sem bolü bölü yor. İkisi de gökyüı:ünü yarımkürelere ayı rıyor. İkisi de anlaşılamaz bir birliği alıyor ve anlaşılabilir ikiliğe ayırıyor. Ufuk bize sübjek t.İviteyi ve objektiviteyi, içerdeki ve dııardaki dünyayı anlatıyor. Meridyen bize özgürlüğü ve kaderi iradenin mu dak gücünU ve diğer güçlerle kaçınılmaz çatışmasını - anlat ıyor Ufuk ve meridyen bir arada bir çapraz oluşcuruyorlar. Yaşamın kesişmesi. Esoterikler bunu ruhun çarmıha gerildiği haç olarak ad landmyorlar. Benzetme melodramacik ama uygun. Özgürlüğe kar şı sevgi, hayale karşı gerçek eğlenceye karşı sorumluluk ve benzer -
.
,
leri.
186
Bu haç üzerinde oniki ev asılı durur. Hepsi ayrı bir savaş alanı.
Hepsinde bireyli k saklandığı yerden çıkıp, ye r in i alıyor. Her biri n
de günlük ya�mın kabusu ve mucizesi burçlar ve p lanet ler tarafın
d an
sem bolize edilen ham psikolojik mekani zmalar i le etkileşim
içindedir. Bu mekanizmalar evlerle karşılaşmadan önce terbiye
edilmemiş, dene nmem iş bir duru mda kafatasının içi nde saklıdırlar.
Sadece hayal malzemesidirler. Karşıl3imadan sonra bunlar dönü � ürl er Deneyimden korkarak, cesaret ve sevgiyi öğrenerek, um u t .
,
dayanıklılık ve şefkade eğitilerek, sonunda teori rah minden dışarı çıkarla r Kimliğin yaşayan sembolleri o lurlar İnsanların sembolü, .
.
insan olurlar.
Evler ve Burçlar Oniki ev, oniki burç. iki sembol sistemi paraleld i r. Koç birinci
burçtur. Onun draınası birinci evin de dramasıdır. A.ynı durum Bo
�a ve ikinci ev için geçerlidir. Sonra ikizler ve üçüncü ev için. Bu ben zerlik Balık burcu ve onikinci eve kadar sürer gider. Bir sistemi öğrenince ikinci sistemi de kolaylıkla kavrayabilirsiniz. İkisi de
oniki dilimlik semboller dairesidir, ve birisinin bir dilimi diğerinin bir di limine karşılıktır.
Burçlar ve ev ler arasındaki fark ilgi alanlarıdır. Burçlar psikolo
jik süreçlerdir. Kafanızın içindeki olayları yan s ı t ırlar. Evler ise
de neyimseldirler. Kafanızın içindekilerini yaşam arenasına çıkardı !ınız zaman ne olduğunu anlatırlar. Bizler burçla.nz ve evleri ya parız.
Örneğin Kova bir insana isyankar bir tav. r verebilir. Bunu iş
evine koyunca isyankarlık kendi işini kurma biçiminde kristalize olabilir. İnsamn bir patrona tahammülü yoktur. İli�kiler evine yer
leştirilince Kova özellikleri iş alanından çek i lir Artık akı:ivitenin .
merkezi egemen bir eş tarafından yutulma korkusudur.
Bir insanla karşıl3iınca onun hakkında bi r duygu edinirsiniz.
1 87
İçedönük. Dışadönük. Abarrıh. Vurdumduymaz. rokü. İşte, onun burç yapısı nı araşcmyorsunuz.
Metodik. Kom
Bir insanın davramşlarını inceleyince hang i konuların onu ra
hatsız
ettiğini görürsünüz. İlişkileri
gerilimli mi? Parayı çok
mu
önemsiyor? Karakterine aldı rma yı n. Sadece davranışlarına odakla
nın. Yaşamın hangi alanı onun sürekli ilgisini istiyor? İş? Yaratıcı lık? Ev? Avrupa seyahati? Hayatı nerede yaşanıyor? İşte, şimdi ev yapısını inceliyorsunuz.
BİRİNCİ EV (YÜKSELEN) Geleneksel Burcu:
ismi:
Kişilik Evi Koç
Planeti:
Mars
Kapsamı:
Kişisel kimliği oluşturmak
Başarılı Uygulama:
Davranışlarda netlik ve kararlılık. Yaşam yolunda kontrol duygusu. Yoğun bir kimlik duygusu.
Başarısız Uygulama: Korku ve kendini ortaya koyma ek sikliği sonucu ortaya çıkan başkaları nın
iradesine karşı kat1lık ve zorba
lık veya özgüven eksikliği. Amaçsız lık. Yenilgi beklenc:isi.
Her birimiz çeli�ik duygular ağı oluşturuyonu. Anılar ve önseziler yakamızı bmıkmıyor. Hayallerle umudamyoruz. Seviyoruz. Korkuyo
ruz. Yaratıyoruz. Hayatın trajedisini biliyoruz. Ama doksanla gitmemiz gereken yerde yüzoruz yapıyoruz di ye trafik polisi bizi durdurduğunda
1 88
tüm bu n ları ona açıklama olanağımız yok. Dünyada verimli olabil mek için
kendimizi
sadeleştirmemiz gerekiyor. Ruhumuzun tüm
zengi nl iği ni aerodinamik bir forma dönüştürmemiz gerekiyor. Bu
dönüşüm gerçekte ne olduğumuzun soluk bir yansıması olabilir.
Ama başka seçeneğimiz yok. Gerçek benliğimizle karşılaştırıldı
ğında bu iki boyutluluk çok yavan görünse bile, yaşam bir kişiliği miz olması konusunda ısrarlıdır. Ve kişilik her zaman oynadığımız
bir roldür, her zaman asıl bizden daha azdır. Kişilik her zaman bir
maskedir. Birinci ev içsel ihtiyaçlarımıza en iyi hizmeti veren dışsal ifademizi, en uygun maskemizi sembolize eder. Onu duyarlı bir �ek.ilde yanıtladıkça, kendimizi daha güçlü ve yoğ un hissederiz.
Özerklik, kendimizi tanıma ve kendi yaşamımız üzerinde otori te olduAumuz duygusunu hissederiz. Yükselen burç dışsal kişiliği oluşturmaz. Onu yamc:mak için bir
araya g elen güçler daha karmaşıktır. Daha ziyade, derindeki mater
yali çeşnilendirerek ve i&deleodirerek doğum haritasının
bütün
lüğünü hareket dün.yasma kanalize eder. Örneğin çeki ngen ,
içedönük bi r haritaya sahip - Satürn1ü güç lü , Yengeç burcu - bir kadın Yükselen1 i Yay diye partinin en neşeli insanına dönüşmez.
Ancak ilk karşılaşmada swkunluğunun derinliği aşikar deği ldir. Birinci evi, haritasının geri kalan bölümlerinin özellikleriyle çeşni lendi rilm iş bir şekilde, neşeli ama mesafeli bir tavır yaratır. Eğer
Yay Yükselen'i aşm güçlü bir Adan bur� kişiliğe yerleştirirsek ce nazede fıkra aolacan bir insanla kaqılaşırız. Eğer akıllılığı mantıklı
ve
amaç lı davranış biçim leri
olarak tanımlarsak, yükselen
burç
sergi lemek
deliliğin panzehiridir. Ona
güçsüz bir yanıt insanın deli ve bağlantısız gibi h issetmesine neden
olur. İnsan aynı anda farklı insanlar olmaya çalı şı rken çel işkili rol ler içinde kaybola.bilir. Kuşku, kararsızlık ve suçluluk duygusu böyle bir insanı sürekli rahatsız eder. Hiçbir şey biraraya gelerek,
yerli yerine oturmaz. Rolünü unutmuş bir ak.tör gibi şaşkınlık ve
189
beceriksizlik içinde kalakalır. Niçin? Çünkü maskesi yoktur Ve dünya sahnesinde maskesi olmayan birisi dilsiz, yabancı ve görülmezdir. Eğer verimli ve etki li bir birinci ev maskesi yaratmayı başaramazsak, kim olduğumuz konusunda nediğimizi kaybederiz, hayatımız rayından çıkmış gibi olur. Ve yaşamımız üzerindeki kontrolümüzü hissedemezsek kor karız. Birinci eve özgü problemlerini çözümleyememiş - kimliği ve hedefleri bulanık birisi genellikle korkusunu diğer insanlara zor balık yaparak ifade eder. Ben merkezcidir. Kendi yaşamını kontrol edemediği için geri kalan herşeyi kontrol etmeye çalışır. Birinci evin başarısız uygulanması bir zorba m ı doğurur, yoksa yüreksiz bir hayalperest mi ? Bunu cevaplayabilmek için kişinin ha ritasını bir bürün olarak ele almamız gerekir. Ve henüz bunu yap maya hazır değiliz Şimdilik hepimizin maske takcığını hacırlama mız yeterli. Hepimizin sosyal kimlikleri, "kişilikleri" var. Ve buna ihtiyacımız var. O olmadan gözlerimiz açık, boşluğa bakakalırız. Maskeler, hangi biçimde olursa olsun yükselen burçta yaratı lırlar Ve dünyayla barış içinde, güven yansıtan, yanlış başlangıçlar ve ge reksiz hareketler yapmayan birisini gördüğümüzde Yükselen' in us talığına şahit olucuz. .
-
.
,
.
İKİNC İ EV Geleneksel İsmi:
Para Evi
Burcu:
Boğa
Planeti:
Venüs
Kapsamı:
Kişinin kendi değerinin sınanması
Başarılı Uygulama:
Kendini düzeltme ve geliştirmeye
Para ve sahip olunanlar dayanan güven ve kendini beğen me. Kaynakların endişeden uzak ve verimli kullanılması. 190
Başarısız Uygulama:
Maddecilik ve kişinin kendi değeri ni sahip olduğu şeylere eş tutması. Özsaygı eksikliği. Risk korkusu. İrade gücünün yitirilerek dünyada başarısızhğa neden olması. Yaşamı kısıtlayacak kadar maddesel güven ce peşinde koşmak.
Bir genç yanları alev alev tu
runcuya boyanmış eski bir arabay
la yoldan aşağı gürültüyle i niyor.
Yargılayıcı büı:ün reaksiyonları bir kenara bırakırsak, basit ve hüzün lü mesaj ını alg ılayabi liriz. O, var
lığının farkına varmamız için bi ze
yalvacmaktadır. İçinde b ir duygu
m evcud iyet i n i
bize
i spat la ması
için onu dürtmektedir. Ve herhan
gi bi r reaksiyon beklemektedir.
Nefret, kıskançhk, öfke, korku, sadece ona tepki vermemiz onu
hoşnut edecekrir. Onun gürlemesini kenarda oturarak izleyen, bir
miktar psikolojiden anlayan birisi bu gençteki kendini beğenme duygus u n un eksikliğini
hemen
farkedebilir. Ve bu gözlemin doğ
ru çıkma olasılığı oldukça yüksektir. Bu kadar gürültülü ve gerek
siz bir davranışın köklerinde kendinden kuşku duyma yatmaktadır.
Pe ki , bizim gürültücü yart§çı öz güven eks ikliğini nasıl çözüm
lemeye kalkı imışnr? Kendisini etkileyici bir nesneye eşitleye
rek güvensizliğini silmeye çalışmıştır. ''Ben bu süslü püslü araba
yım. Beni farkecmekten başka şansınız yok." Bu eski bir oyundur.
Yüksek gel irini her koşulda söylemeyi beceren işadamı bu oyunu sürekli oyn ar. İpek bluz kolleksiyonu yapan ev nu oynamaktadır.
kadını da aynt
oyu
19 1
ikjnci ev etkileri özsaygı krizleri yaratırlar. Olaya katılan burç lar ve planetlere göre, kendimizi aptal, beceriksiz veya cazibesiz hissedebiliriz. Ve bu duyguları çözmek için seçtiğimiz yol yaşamı mızın a�a teması haline gelir. Eğer olumsui yaklaşırsak, dürtücü bir maddecilik bilincimizi kaplar. Kuşkularımız üzerinde doğru dan uğraşıp çfümek yerine fiziksel koşulları manipule etmeye çalı şırız. Bazen para gereksindiğimiz güvenin sembolü olur. Acımasız ca onun peşinden koşarız. Ne kadar para topladığımızın reklamını yaparız. Ama acımız sürmekredfr. İkinci ev konularının banka hesapları veya onun satın alabildi ği arabalar ve giyecekler etrafında dolanması gerekmez. .Aynı şekil de prestijli arkadaşlar, dekoratif sevgililer kolleksiyonu da yapabi liriz. Vücudumuzu bile bir nesneye dönüştürebiliriz. Saplantılı bir şekilde güneş yanığı tene sahip olma, vücut geliştirme çabalan ve ya sürekli aynaya bakma haritamn bu bölümünün gerilimlerini yansıtırlar. İkinci ev kapsamının başarıyla uygulanması herzaman kişinin kendisini kendisine ispatlamasını içerir. İçsel kuşkularımızı di siplinli bir çabayla ve somur becerilerle dengeleriz. Kişisel güven sizlikler doğru yönlendirildiklerinde kişiyi büyümenin limitlerine ulaştırabilirler. Dolu bir ikinci ev en zayıf veya en güçlü astrolojik yapıyı gös terebilir. Her şey bireyin oradan üreyen baskılarla nasıl baş ettiği ne bağlıdır.
İkinci ev konularına güçlü bir tepki, her :z:anıan, kiJisel özel liklerden sıkıntı yaratanları bilinçli bir şekilde değiştirmeyi
gerektirir. Zayıf bit tepkide ise bu özellik par� cazibe ve güven ce arkasına saklanır. Kendi değerimizi nasıl takdir edeceğimiz önemli bir konudur. Para sadece bir saptırmadıt'.
192
ÜÇÜNCÜ EV
İletişim Evi
Geleneksel İsmi: Burcu: Planeti:
İkizler
Başacıh Uygulama:
Harasız, yalın, önyargısız kavrayış.
Kapsamı:
Merkür
Bilgi toplama. Bilgi paylaşma.
Algılamada belirsizliğe ve değiş
kenliğe hoşgörü. Daha fazla bilgi
için sözel veya entellektüel kanal
larla dünyayı araştırma kapasitesi. Başarısız Uygulama:
Savunmacılığa, aşırı akılcılığa ve aşırı konUJmaya neden olan, belirli
bir dünya görüşünü koruma dürtü
sü. Zaman harcamaya ve karma
şıklığa
neden
olan, dağmık,
odak
lanmamış merak.
Konuşma, öğretme,
yazma
-
bunlar geleneksel olarak üçüncü evle bağlantılı konulardır. Doğru ancak yetersiz bi r kapsam. Bir gö rüşü
veya
bir duyguyu, bit başka
insanın anlayabileceği bi r şekilde,
her ifade edi�imizde üçüncü evin devrelerini çalışrırmış oluruz. Jest ler,anlamlı bakışlar,
vücut dili - bu
ifade biçimleri de en az sözcükler kadar bu evin alanıııa girerler. Ve
bu bile ev kapsamının ancak yarısını tanımlamaktadır.
.
İletişim iki yönlü bir yoldur. Üçüncü ev dinlemeyi de kapsar. Ve okumayı ve öğrenmeyi de. Ancak sözcükler burada da her za�
1 93
man gerekli değildir. Göky üzü bize mavi l iğini iletir. Gece karanlı ğını i leti r. Dünya duygularımızı bir bilgi seliyle doldurur. Ve b iz tilin bunları " d in leriz" . İletişim Evi? Evet , am a b u başlı k bizi yanıltabi lir. Kapsamı çok dar.
En iyisi bu eve algılamanı n
iki yönlü olduğunu : dünyadan bil
gi toplayıp aynı bi lgiyi geri yansıttığımızı unutmadan, Algılama Evi demek. İki süreç: algılayoruz, ve algıladıklanmızı başkaları
tarafından algılanabilir yapıyoruz. İkisi de ev sembolizminin üçüncü aşaması için gerekli. Eğer başarı yla uyg u lamak isti yorsak ikisini de geHştirmemiz lazım.
Bir insan her yerde çel iıki görür. Sözleri abartılı ve ka rş ılık ve
ric idi r. Karşısında onu onaylamayan birisi olmasa bile tartışmac ı olu r. Niç in ? Belki üçüncü evinde Mars vardır. Veya belki orada Koç
burcunda birkaç planet vardır.
Bir başka insan bir eJek arısı kadar
ötkeli o labi lir, ama eğer haritasında üçüncü evde Venüs varsa, bu padayıcı e ne rj iler bile yumuşayabilir. Kibar sözcükler seçilir. Den geleyici sözcükler. Belki manipülacif, yağcılık yapan sözcükler. Sevgi ve desteği ifade etmek kolaylaşır. Kritik dönemlerde, şikayec
çi olduğu konulan daha dolaysJZ anlatmayı
öğrenmesi gerekebi lir. Aynı şekilde, her planet ve her burç bizimle dünya arasında gi
dip gelen bilgi dalgaları nı renklendirebilir. Yay genݧletici ve felse
fi bir nitelik kazandırı r. Satürn d isi pli n , yapı ve pratiklik geti rir. Kova orijinalliği vurgular. Ve her biri , bizi çevremizden kısmen uzaklaştıran, bir önyargı veya bir kör nokta yaram. Anlamak. Şaş
maz bir netlikte görebilmek. Üçüncü evin temel hedefi budu r. Çevremizde fiziksel bir dünya var.
Ve beynin
içinde bu modelde n
harekede ikinci bir dünya yaratıflZ. Bu ikinci dünya bizim gerçek ten içinde yaşadığımız dünyadır.
Pürüzsüz algılayabilmek için bu iki dünyanın aynı çizgiye gel mesi gerekir. Çarpıklıklardan nas ıl kurtulabiliriz? Sadece diğ-er
algılayıcılarm notlarıyla bizimkileri karşılaştırarak. Di ğer in
sanlar. On ların da bizim gibi kendi dünyalarında çarpıklıldarı ola194
bilir, ama onlarm çarpıklıkları farklıdır. Biz kendimizi yapabildi
ğimiz kadar net bi r şeki lde ifade etmeliyiz. İçimizde taşıdığımız
tüm çılgın fikirleri ve hoş görülemez önyargılan onlarla payla�ma lıyız. Ve sonra onların söyledikleri ni , bizim kend i dünyamıza ne kadar saldırgan, korkutucu ve an�ılmaz gelirse gelsin, net bir şe kilde anlamaya çalışmalıyız.
Bu hassas sanatı uygulamayı başaranlar üçüncü evin ustası olur lar. Hepimizden daha fazla doğruyu görebilirler. Gerçek doğruyu. Asla i çi m i zde olmayan. ama her zaman etrafımızda olan doğruyu. Üçüncü evden geçişleri esnasında başarmz olanlar, her an ordan oraya değişen hayaller, kabuslar ve gerçeklerden oluşan bir evrende yaşamak zorundadırlar. Kararları gerçeklere daya nabil ir. Veya kor
kularına. Veya propagandalara. Asla hangisi hangisi b ilemezler. Ve yapmları bu belirsizliği yansıtır. Gevezelik ederler. Bir uğraşıdan öbürüne, bir gör�ten diğerine, bir gerçekten anlamsız, hedefsiz, bağlantısız bir gerçeğe dolamr dururlar. Ve sonunda gözleri bağlı, bir k ıs ı r döngüde koşturarak yol kacedemezler.
DÖRDÜNCÜ EV (ASTROLOJİK NADİR) Geleneksel ismi:
Burcu: Planeti: Kapsamı:
Yuva Evi
Yengeç Ay
Kişiliğin bilinçabındaki duygusal.
sezgisel temeli.
11Kahtaman11 ve
11Gölge11• Ev yaşamı; yuva. Bqarılı Uygulama:
Kişinin korkularım, gereksinimle
rini ve güdülerini bütünüyle anla ması. Aile ve yuva anlamında kök salması. Ve içsel benliği ayarlaması.
Başarısız Uygulama:
Nevrotik, doyumsuz ve saplantılı davramşlara neden olan psikolojik
195
anlamda kendini ramma eksikliği. Çekingenlik. Dünyadan çekilme noktasında kendini analiz etme ve kendiyle uğraşma. Amoloji k Nad i r
.
Asırolojik
Ayakucu. Gökyüzünün Dibi. B i r
planetin inebileceği en alçak nok ta. Güneş oradayken saatler gece
yarısını vurur. Karanlığın zamam. Gizemin zamanı. Belki korkunun zamanı. Siyahlığın içinden acayip
�ekiller belirir. Onları yok etmeye çalışmz. Dost mu? Düşman mı?
Yoksa yalnızca mobilya mı? Gözle rimiz işe yaramaz . Kulaklarımızla,
uzanmış parmaklarımızla, sezgilerimizle 11görmeye11 çalışırız - yok
sa bunlar hayal ürünü mü? Geceyarm aradaki farkı saptamak zor laşır: üm i tleri mi z ve korkulaom ız fiziksel objeleri n netl iğ i ne kavu
şur.
Dördüncü ev oniki evin en sübjektif olanıdır. Tem si l ettiAi are
na
gizlidir.
Bizim dışımızda kimse onu göremez. Ve onun gizemli,
belirsiz alanına girdi!imizde, gözden kayboluruz. Bütün dikkati miz, enerjimiz dünyadan çekifir,
içe döner.
Duyguların evi? Evet,
ama bu sözcük çok yüzeysel. Bilinçaltının evi ? Gene evet. Ama
eğer eksiksiz ve bütüncül hissetmek ist iyorsak burada kilidi mater yalj bilinç düzeyine çıkarmamız gerekir.
Ascrolojik Nadir'in önemini kavrayabilmek için, bi r noktay ı ay rıntılı bir şeki lde hazmecmeliyi.z: dördüncü evin içerili dış dün yadan bütünüyle izole edilmiştir. Sadece zihinde bulunur. Nor
malde kullandığımız anlamıyla 11gerçek" onun için geçersizdir. Kendine has bir mantık çerçevesinde büyür ve gelişir. Gizli bir fan-
1 96
teziniz mi var? Ofiste hayal kurarken, bir yıldız gemisi mi düşünü
yorsunuz?
Açları mı doyuruyorsunuz? Las Vegas'ta bir açılışta mı
sınız? Nadir'in iki kutbundan birisiyle, Kah.raman'la ka rşı karp yasınız. Kahraman. Dördüncü evde bulunan burç ve planetlerle biçim
bir dizi heybetli, hayali kişisel imgeler. Her zaman sıkıntı verecek kadar gerçek dışı olmalarına rağmen, bu imgelerin zihnin ekolojisinde çok gerçek bir fonksiyonları vardır. Bize ilham verir lenmiş
ler. Gerçekten ne istediğimizi anlamamıza yardım ederler. las Ve
gas'ta ne açmak i st i yorsu nuz? Belki dördüncü eviniz evde biraz da ha fazla alkış istediğinizi söylüyor. Veya belki de eski gitarın tozu nu alma zamanı geldi. Her zaman,
Kahraman
bize - tekrarlayan
fantezilerimiz kanalıyla dünyaya takındığımız maske ile asıl doğamız arasında denge yaratabilmek için neyi gereksindiğimi -
zi anlatır. Kahramanı dengelerken
,
dördüncü evin karşıt kutbunu: Göl
ge'yi buluruz. Burada kendimizle ilgili tüm korkunç, berbat ve ye rici imgelerimiz depolanmıştır. Kabuslarda Gölge'yle karşıla§ırıZ. Aynı şeki lde, kronik mantıksız endişeler, takıntılı kanser, ruh has tası katil ve del ilik korkuları da Gölge'dir. Kahraman gibi Gölge de bize bir mesaj i letmeye çalışıyordur. Ama şifresini çözmemiz daha zordu r. Şu ruh hastası katillerden hep k orkuyor musunuz? Belki öfkenizi bastırıyorsunuz. Belki o nu açı ğa çıkarmaktan ürküyorsunuz. Gölge bize korktuğumuz şeyi anla
Ama daha fazlasını da yapar: Gölge hissetmekten çekindiği miz korkunun resmini çizer. Şifreyi çözerlı, yüzleşiriz ve bir ke re daha içimizdeki benlik ile çevremizdekilere sunduğumuz ki şi lik tır.
arasında denge oluştururuz. Kahraman ve
Gölgeyi hazmetmek zaman alır. Aynı zamanda ve huzur gerektirir. Temel özelliği duygusallık ve sezgisellik olmasına rağmen, eski astrologlar dör dışsal etkilerden özgürleşme
düncü evin içine kapanık özeliklerini vurgulayarak, onu Yuva Evi
197
ola rak isimlendirmişlerdir. Ve kendi çerçevelerinde haklıdırlar. Dördüncü ev gerçekten de dünyanın gürültüsünden kaçmak için
yarattığımız sığınağa tarifler. Eğer Nadir'e ulaşmak istiyorsak bu sığınağı yaratmamız şarrcır. Ama yuva yapmak amaç değil araçtır. Yuvayı saklanma yeri ola rak kullanmak Kahraman ve Gölgeyi yüzeysel anlamlarıyla uygu lamak, mesajlarını deşifre ermemek kadar başarısızdır. Her iki �e kilde de iç dünyamız ile dı� dünyamız birbirinden kopar. Ve o za man ikisinin de dört ya�mdaki bi r çocuğun yalanları kadar cılız ve yapmacık olduğu hissedilir.
BEŞİNCİ EV Geleneksel İsmi:
Burcu:
Çocuk Evi Aslan
Planeti:
Güneş
Kapsamı:
Keyif, zevk
Yaratıcı kendini ifade Aşık olmak
Başarılı Uygulama:
Oyunculuk Her yeni günü neşeyle bekleme. İn
sanın içsel süreçlerinin ifade edildi
ğinin somut delili olabilecek yaratı
cı çıkış noktalarının geliştirilmesi. İlgi çekici yabancılatla ilk anda uyumlu ilişkileı: oluşturma kapasi tesi.
Başarısız Uygulama:
198
Belirli zevk araçlarıyla kontrol edi lemez, uciz edici ve kendini yok eden bağlantılar. Yaratıcılığı bloke etme. Gevşeme ve eğlenme yete neksizliii.
Neşe ona ne kadar derinden ihtiyacımız vad Onun yokluğu on yıl oruç tutmak veya oksijensiz ge çen bir ay kadar ölümcül. Bu pa rıltı olmadan, solarız. Yaşama ilgimizi yitiririz. Ölü bir yıldızın çevresinde dönen ha vasız bir dünya gibi soğuk ve me kanik oluruz. Peki, neşeyi nasıl geliştirebili riz? Nasıl muhafaza edebiliriz? Çoğu zaman yaşamın fazla yardımı olamaz. Vücudumuz ağrır. Ödenecek faturalar yığılır. .Aptalca dra malar ilişkilerimizi bo:za.r. Ve devletimizin başındaki, kudrete aç kişiler çevremizi sararak, sanki yeni bir video oyunundan söz edi yormuş gibi nükleer savaş planları yaparlar. Bütün bu cehennemi şeyler karşısında, biz ile umutsuzluk ara sında sadece bir güç bulunur. Bu güç keyiftir, zevktir. İnkar edile mez bir düzeyde, bizi dünyada tutan şey keyifi:ir. Ve keyif �şinci evin. konusudur. Bu evin geleneksel açıklamaları bir zevk düşkününün alışveriş listesi gibidir: partiler, sefuhat, gönül maceraları, at yarışları, ku mar, lükse düşkünlük. Bunlar elbette keyif vericidir. Ve belirli bir incelikle uyguladığımızda, bizi neşelendirirler. Ama bir de Miche langelo'nun Siscina Şapeli'ni bitirip, onu seyrederken kendini ne kadar iyi hissettiğini düşünün. Veya Buda'nın Bo ağacı altında otururken nihayet zihnini susturduğu anda duyduğu hazzı düşü nün. Bunlar da keyiftir, ama kolay anlaşılmazlar. Bir insanın zih ninden, bireyliğinden yükselirler. Beşinci ev hazzın evidir. Ama onu doğru uygulayabilmek için, bütün zevklerin bedensel isteklere hizmet etmediğini unutmama mız gerekir. Yaratıcılık haz verir. Meditasyon neşelendirir. Doksan yaşında kır saçlı bir kaptana "aşık olmak" mutluluk kaynağıdır. -
199
Bütlin bu akriviteler sanaı: üretmek, huzur dolu ocurmak, yeni bi r -
insan ili şkisi kurmak - beşinci ev kapsamının bir kısmıdır.
Beşinci evden başarısız bir geçiş şaşmaz bir şekilde sadece bir tek zevke takılıp kalmayı, diğer hazJacı unutmayı içerir. Yılba� ı gecesi hatırlayamayacağınız kadar sarhoş olursanız hayatı n ız bundan zarar
görmez. Hacca doğru yol üzerindeyseniz, daha da zenginleşebilir.
Ama her gece
sarhoş olursanız durum
değişir. Hayatınız gözlerini
zin önünde çökmektedir. Ve ufacık bir zevk bile alamazsınız.
Beşinci evimizde etkin olan burçlar ve planetler neieyi koruma
formüllerini
sağlarlar. Bazısı
bedensel, bazısı akla dayanan, bazısı
bütünüyle ruhsal, belirli bir zevk kapsamını sembolize ede rler
.
Hepsinin tadını çıkarmayı öğrenin. Bunların gerekti rdiği beceriyi ve alışkanlıkları geliştirin. Bir tanesinden çok faı.la istemeye karp
tetikte olun. Tümünü yaparsanız öldüğünüz anda bile yüzünüzde ki gü l üm semey i hiçbir �ey silemez. Bu küçücük neşe çizgileri bur nunuz ve gözleriniz kadar y üzünüzü n bir parçası olurlar. Başarısız olursanız yaşamınıza gelen güzel �yler bile işe yara
maz. Anlamadan bakar, yakalamayı beklersiniz. Veya onların üstü
ne adar ve olduklarından daha fazla yapma çabası içinde onları
ezersiniz. Her iki yolla da elinizde acıdan başka bir şey kalmaz. Ne şe parmaklarınızın arasından bir balık gibi kayar gider.
ALTINCI EV Geleneksel İsmi:
Burcu:
Planeti: Kapsamı:
Hizmetkarlar Evi Başak
Meckür Sorumluluklac
Ustalık ve beceriklilik
Özveri ve kendini adama Başarılı Uygulama:
Kişirun. başkalarına faydası olan, kendisi için anlamlı bir hüner geliş-
200
Başarısız Uygulama:
tirme yoluyla doyum sağlaması. Kişiye özgü bir anlamı olmayan uğ raşılarla sürekli meşguliyet: tekdü ze iş, bordro mahkumu. Önemli ilişkilerde küçük düşürücü, ikincil roller üstlenmek.
Bir arkadaşımız çıldırmış bir halde telefon ediyor.
200 mil
uzaklıkta, bir iş görüşmesine ran
devusu var. Yarım saat içinde yola çıkması gerekiyor. Ve arabası çalış mıyor. Hemen oraya gidip motora bir
Akünün kutup baş paslanmış. İzci bıçağını ve
göz atıyoruz.
ları
penseyi çıkarıp kabloları, kump başlarını temizliyoruz. Üç dakika içinde motor çalışıyor. Nasıl hissederiz? Mutlu. Gururlu. Gülümsememizi durdurama yız. Kendimiz için bir kazancımız oldu mu? Hayır. En azından be lirgin bir şekilde değil. Bencilce bir bakış açısıyla, alt tarafı zama nımızdan yarım saat harcadık. Ama gerçekte deneyimlediğimiz bu değildir. Elde ettiğimiz şey alnncı evi başarıyla uygulamaktır. Ki
şisel bir hünerimizi bir başka insana faydalı olacak şekilde sergiledik. Ve bunu her yapışımızda karakteristik bir doyum his sederiz. Ottaçağ astrolojisinde altıncı ev Hizmetkarların Eviydi. Seyis lerle, mutfak görevlileriyle yaşayabileceğiniz tüm problemleri öğ renmek için altıncı eve bakıp , cevabı bulurdunuz. Yirminci yüZyd bu evin kapsamı hakkında köklü değişiklikler yapmamızı gerektir di. Hizmetkarlar Evi attık bizim hizmetçilerimizi anlatmıyor. Şim di hizmetçi biziz. Ancak uşaklık anlamında değil. Bu evde temel
201
bir insani ihtiyacı görürüz: bir beceriyi uygulamak ve bundan
dolayı takdir edilmek. Bir arabayı tamir etmek. Keman çalmak.
Faydalı bir astrolojik yorum yapmak. Becerinin alabileceği biçi m farklı olabilir.
Ama içimiıdeki biıe özgü hüneri keşfetmeyi ve onu
limitlerine kadar geliştirmeyi başaramazsak,. Y31amımızcla bir boş
luk hissederiz. Temel bir şey eksiktir
.
Bu hüneri nasıl bulabiliriz? Cevap altıncı evde saklıdır. Burada aktif olan burçlar ve planetler kişHiğimizin hangi yönüyle onu bu labileceğimizi belinirler. Aym zamanda bu hüneri bulup, parlatıp, eğittiğimiz ve dünyamn hizmetine sunduğumuz zaman neye ben zeyeceAini de gösterirler.
altıncı evi gerçekleştirmemiz başarısız olursa, anlamlı so rumluluklara ihtiyaç durur. Ancak şimdi verecek bit şeyimiz yok tur. Hüner, ustalık yoktur. Bizim için münasebetsiz işlerde köle gibi, sadece ça lışma adına çalışmaya başlarız. Hafta sonu iç i n dua eden bir bordro mahkumu oluruz. Kısa zamanda kendimizi patronlarla dolu bir dünyada buluruz. İ şlerimizde içsel hedefi kaybederiz. Dışsal komut lar boşluğu he men doldurur. Ve karar alma yeteneğimize güvenimiz yıkılır. Eğer
Gerçekte profesyonel yaşamı mızdan daha fazlası yozlaşmakta
dır. Kendi becerimize sayg ı mı z azaldıkça, arkadaşlıklarımız, sevgi li ve ai le ilişkilerimiz, hepsi kokuşur. Kendimize i nancımızı yitiri rirı. Her gittiğimiz yerde, sanki bize bir görev verilmesi için yal
varır gibi olwuz. Ve yaşam ımı zın
Ve görevler verilir. Ve biz onları yerine getiririz. indirgendi�i önemsiz didişmeler düzeyinde küs
künleiCrek köpürür dururuz.
YEDİNCİ EV (ALÇALAN) Geleneksel İsmi:
Evlilik Evi
Burcu:
Terazi
Planeti:
Venüs
202
Kapsamı: Başarılı Uygulama:
Kişisel, özel ilişkiler. Başkalarıyla özdeşleşme. Aşağıdaki özelliklerle nitelenen ilişkiler: l . Ortaklar arasında eşitlik 2. Sınırlandırılmamışhk; ilişkinin değişen koşullara rağmen sürmesi nin beklenmesi 3. Olağandışılık; eşsiz uyum; "büyü
lülük.11 Başarts1z Uygulama: . Özel ilişkilerde kronik uysallık ve ya talimat verme düzeni. Kalıcı bir
duygusal bağ oluşturma yetenek sizliği. Yakınlaşmadan korku. Aşırı bağımlıltk veya bağımlılıkıan aşırı korku.
Film başlayalı yirmi dakika ol
muş. Şimdiden bilete ödediğiniz paraya acıyorsunuz. Karakterler yüzeysel. İnandırıcı değil. Dejer leri, dürtüleri, hatta kişilikleri on dördüncü yaşgilnünüzde bıraktığı
nız dramalara benziyor.
Bir saat sonra hala sinema salo
nundasımz.
Film hiç gelişmemiş.
Aniden gözünüzde bir damla yaşın
oluştuğunu farkediyorsunuz. Ne oluyor? Bir düzeyde, ucanç
diyorsunuz.
Bu kadar saçma bir filmin �izi
hisse ağlattığını duysalar ne
kadar bön görüneceğinizi düşünüyorsunuz. Bir rüm olan, sizin yedinci
ev
başka düzeyde
ise,
kapsamına girmenizdir. Bütün yargıları
nızı, katılığınızı, gururunuzu bir kenara bıraktınız. Bu blokları ge-
203
çerek film karakterlerinin acı ve üzüntülerini gerçekten hissetti niz. Tüm direncinize rağmen, o insanlarla özdeşleştiniz. Ve özdeş
leşme bizim yedinci evi başarıyla uygulamamızı sağlar.
Özdeıleşm e Kendini başkasının yerine koyma Bütün dramatik .
.
sanatların - filmlerin, oyunların, romanların, hatta şarkıların
-
kilit
ta�ı. Ve aynı zamanda bütün özel ilişk ilerin esası. Eğer akıl bu te
mel ben-eşic-sen denklemini k urmayı başaramazsa, h içbi r h ikaye
bizi duygulandıramaz, hiçbir insan bize dokunamaz.
Ancak bu denklemi yaratmak torlu olabil ir Diğer i nsanlar biz .
değiller. Farklılar. Filmdeki karakterler gibi onları n değerleri ve
dürtüleri bizimkilerle çelişebilicler. Onlarla özde�leşebilmek - bir başka deyi�le onları sevebilmek - içi n kendi görüş açımızı geçici olarak kenara koymamız gereki r. Kişiliğimizi kaldırmamız gere kir. Hayaca onların gözüyle bakmamız gerekir. Bu riskli bir süreç tir. Eğer başaramazsak, kalıcı kişisel ilişkiler ku ramayız. Evlenebi
liriz. Çok sayıda arkadaşı mız olabilir. Ama yalnızlığımız kusursuz
dur. Ve doğruluk anında, bunu kabulleni riz: evrenimiz sadece ya bancılarla doludur.
Eğer kişiliğimizin kısıdayıcılarını bir kenara bırakmayı başara
bilirsek, bir başka tehlike b iz i beklemektedir: onu geri alamayabi:. liriz. İlişki i�inde
kaybolabiliriz. Diğer insanın dünya
görüşünün
gücüyle öyle sürükleniriz ki kendi benliğimizin izini kaybedebili
riz. Bir başkası tarafından gölgelenen bic oy uncu oluruz. Ve umut suz ve kızgın bir şekilde, sanki benliğimiz ona bağımlıymış gibi ili�kiye as ı lı r kalırız. Yed i nc i evde n başarılı bi r geçiş her şeyden önemli bir özellik
gerektirir: ortağınızla eşitlik duygusu hissetme yeteneği. Hiç kim se daima sürücü koltuğunda oturamaz. Kimse patron değildir. Ba
ğımlılık vardır, ama bu iki yönlüdür. Eşitlik birbirine bağımlılık, dayanışma dernektir. İlişkide, aynı zamanda, sınırlandırılmamış
lık duygusu bulunur. Eski moda evlilik törenlerindeki "ölüm bizi ayırana kadar" sözü bu dü�ünceyi gösterir. Biz yedinci evi başarılı
204
uygulamak için bu kadar uzağa gitmiyoruz. Ama diğer insana kar şı sorumluluk geliştirmemiz, taahhüt altına girmemiz gerekir. İliş ki elveri�lilik, kolaylık üzerine temellendirilemez. Koşulların radi
kal bir biçimde değişmesi durumunda bile, aradaki bağın bundan
etkilenmeyeceği duygusunun olması şarmr. Niçin? Çünkü ilişki
koşullara göre kurulmaz. Her insanın doğasının özüyle kök salar. Son olarak, ortaklar arasında özel bir ahenk duygusunun olma sı çok önemlidir. Büyülülük gerekir. İsterseni z buna psikolojik si'.' metri diyebilirsiniz. Veya karma, kader, Allah'm isteği diyebilirsi
niz. Kelimeler farkermez. Ama bu gizemli patlayıcılar olmadan ego
ve korkunun duvarlannı yıkarak, koridorlarında gezinmeyi bir ke-
. nara bırakın, Evlilik Evinin içine girmek bile mümkün olamaz.
Bu üç koşul yerine getirildiğinde bile, başarıya ulaşmak riskli
dir. Ama yedinci evdeki planetler ve burçlar bize rehberlik ederler. Onlar bize yaşamımızın bu alanında başarıya ulaşabileceğimiz in
sanın tipini anlatırlar. Ve bu insanla karşılaştıktan sonra onunla ne yapacağımızı öğrenmek istiyorsak, kendi karakterimizde hangi
noktaları gözden geçirmemiz gerektiğini gösterirler. SEKİZİNCİ EV Geleneksel İsmi:
Ölüm Evi
Burcu:
Akrep
Planeti:
Mars , Pluto
Kapsamı:
İnsan bilincinde evrensel olarak var olan içgüdüsel davranış belirle yicileri:
1. Cinsel bir yaşam bağı oluşturmak için içgüdüsel arzu; çiftleşme, üre me içgüdüsü.
2. İnsanın kendi fiziksel ölümlüğü nün içgüdüsel farkındalığı; ölümle
205
başa çıkma yolumuz.
3. Gerçeğin görülemez, anlaşılamaz
boyuaınu sezme; ölümden sonra hayat, "okült". Başarılı Uygulama:
Sağlıklı, spontan, akıcı cinsellik. Ölümü kabullenmek ve bu gerçeği günlük yaşamla kaynaştırmak. Bi lincin ölümsüzlüğünü sezmek.
Başarısız Uygulama:
Cinselliğin bloke edilmesi veya cin selliğe saplantı. Ölçüsüz bir ölüm
korkusu; ölümü inkar etmek. "Di ni", "okült" ve "mistik• duygulan katı bir şekilde reddetmek.
Seks, ölüm ve okülr. İlginç bir karışım. Niçin birbiriyle alakasız görünen bu üç kavram bir evde birleşmişler? Aralarındaki ortak payda nedir? Her birinde insan yaşamının te mel verileri nden biriyle karşılaşı yoruz. Evrensel olarak hissedilen ve yoğun, yıkıcı duygusal enerjileri bilince salıveren ihtiyaçlar ve ko nular kümesiyle karşılaşıyoruz. Her birinde içgüdüyle karşılaşıyo ruz. En yakın arkadışımız Patagonya•ya çalışmaya gideceğini söylü yor. Ne hissederiz? Elbette üzülürüz. .Ama destekleriz ve ilişkinin değerli olduğunu hissederiz. .Aynı sözleri sevgilimiz veya eşimiz söylese nasıl hissederiz? Çok etkileniriz. Dağılırız. Öfkeleniriz. Reddedilmiş hissederiz. İki durum arasındaki fark yedinci ev ile sekizinci ev arasındaki 206
farkt_tr. Yedinci ev ilişkilerdeki ihtiyaçlarımızı anlamak için önem
li olmakla birlikte, sekizinci ev cinsel bir bağa özgü eşsi z güdüsel duygularla karşılaşt1ğımız yerdir. Ve bu duygular karakterimizin normal dengesini yıkarak, üzerimizden sel gibi akarlar. Bir kere uyarılınca durdurulamazlar. Egoyla içgüdüyü ayıran barajın kapakları açılmış olur .Aynı şeyleri ölümle karşılaşmamız konusunda da söyleyebiliriz. Ego bir kere daha kontrol edilemez ve anlaşılamaz duygularla karş"ılaşır. Bir kere daha ezilir. Kardeşim iz beklenmedik bir şekilde ölür. Doktorwnuz tedavi edilemez bir hastalığa yakalandığımızı söyler. Çocuğumuz sarhoş bir sürücü tarafı ndan öldürülür. Bu du rumda kişilik dağ:ılır. İçgüdüsel bir tepki içinde kaybolur. Ölüm konusunu. akademik olmayan bir ortamda açarsanız, kısa süre içinde bir başka içgüd üyle karşılaşusınız. Kendinizi ölümden sonra yaşamı tanışırken bulursunuz. Bir çok araştırmaya göre, ço ğumuz bilinçliliğin mezardan sonra bir biçimde devam ettiğine inamyoruz. Buz Çağı Neandenhalları ölülerini bir sonraki dünya ya götürmeleri için, yiyecek ve silahlarla gömüyorlardı. Ve o gün den bu yana her kültür, her ri t üel ve her din sadece bedenimizin öl düğü inancı ecrafında dönmektedir. Bu inancm geçerliliğini taruşmak bu kicabm kapsamı dışında kalıyor. Önemli olan ölümden sonra yaşam inancının insan zih ninin evrensel bir içeriği olduğunu bi lmekt ir. Ne zaman, nerede ne yöne baksak onu buluruz. Bu herkesin bu düşünceyi kabullen diği veya yaşamı sürdürmeyi seçtiği anlamma ge lmiyor ama yine de hayatta kalma içgüdüsünden güvenle söz edebiliriz .Aynı şek i l de ölümden sonra yaşam ve çoğu diğer "okülr" konularda ela durum benzerdir. Onlara inanç, insan zihninde spontan ve organik bir biçimde beli ri r. Bir hayalet görün. Önceki yaşamdan bir kesiti hatırlayın . .Arka daşınızın kalbi durmadan bir dakika önce yüzünden geçen huzur dalgasını gözleyin. Rüzgarlı bi t gecede yalmz başmıza mezarlığın .
,
,
.
207
yanından geçin. Bu deneyimlerin hepsi zihni duyguyla doldurur.
Her biri kişiliğin olağan sınırları dışında bi rşeyi temsil eder. Her
biri içgüdUyle bir karşd�madır.
İnsanın yakasını bırakmayan, patlayıcı bir alan. Buradan nasıl başarıyla geçebiliriz? Sekizinci evden başarılı bit geçiş kişiliğin ötesinde beliren
duyguların gerçekliğini kahullenebilmekten geçer. Buna man
cıkdışı duyguları kabullenmek de diyebiliriz. Dünyayı alıştığımız biçimde algılamamızı bozan duygular. Kendimizi tanımlamamızı indirgeyen ve bizi koncrolu kaybetme duygusuyla ürküten duy gular. Tüm bunlar sadece bu duygulara göre davranacağımız anla
mına gelmiyor. Ancak bunları tanımamız ve deneyimlememiz ge rekiyor. Bu içgüdüsel duyguları tanıma yoluyla sadece akıl sa
yesinde algılayamayacağımız bilgilere sahip olabiliriz. Zihnin yapısında gizli olan "okült güce" kendimizi bırakmasını öğrenebi liriz.
Dördüncü ev gibi, sekizinci ev de egonun daha geniş bir çerçe vedeki bilince bakabileceği penceredir. Ancak ikisi arasında farklar vardır. Dördüncü ev çok kişiseldir. Sekizinci evde, biz daha açık, . cesur ve güven doluyuzdur. Kişisel dünyamızın öresine girme ola nağımız vard ır. Evrensel birşeyi içimize alma şansımız vardır.
Nasıl? Kendinizi cinsel güce bırakın. Her düzeyde - fiziksel, duygusal, kişisel,
ruhsal
-
birleşme sürecinin büyüsünü hissedin.
Ölümü kabullenin. Onunla kaynaşın. Onu hazmedin. Ondan sak lanacağıoıza, ondan öğrenin. Ölüm size ne öğretir? İşinize, ilişkile ·rinize, değerlerinize bakın. 1 10 yaşınıza geldiğinizde onları nasıl göreceksiniz? İçinizde ölümsüz bir şeyi bulmaya çalışın. "Ruhunu zu" hissetmeye çalışın. Mantıktan kurtulun. Görüşlerinizin doğru olduğundan emin bir şekilde yargılamaktan vazgeçin. İçinizde çok eski, bastırılamaz, söndürülemez bir şey var mı ? Tüm bunları yapın ve sekizinci evden başarıyla geçin. Oradaki burçlar ve planetler size yol gösterirler ve sizi uyarırlar. .Ama geçi-
208
şi yapacak olan sizsiniz. Başarısız olursanız, aynı içgüdü ler sizi yakalarlar. Sizi kırıcı, öf keli ve huysuz yaparlar. Mükemmel bi r eşi niz veya m ilyonlarca sev
.
giliniz olabi lir. Ama yine de doyumsuzsunuzdur. Güçlü, sağlıklı
bir bedeniniz o labi lir Yi ne de ona korkunç bi rşeyler olacağından .
eminsinizdir. Çok yaratıcı ve çahşkan olabilirsiniz. Ve yine de ölü
mün kaçınılmazlığı ile boş, amaçsız ve önemsiz bir hayat sürdürü yorsunuzdur.
DOKUZUNCU EV Geleneksel İsmi: Burcu: Planeti: Kapsamı:
Başarılı uygulama:
Başarısız Uygulama:
Uzun Deniz Yolculukları Evi Yay
Jüpiter Yaşamın mekanik ve rutin olma eğilimiyle yüzleşmek. Kişiye özgü bir ahlaki ve felsefi sistem oluştur mak; kişisel dünya görüşünü bul mak. Egzotik, yabancı ve öngörüle mezle karşılaşmalar. Rutini kırma ve yeni davranış bi çimleri geliştirme yeteneği. Yaşa mın gelişen bir anlamı ve am acı ol duğu duygusunu açık bir şekilde hissetmek. Şaşırtıcı ve beklenme yen algılamaları kavrama yeteneği. Deneyimin sıradanlaşması ve sıkın tı. Dogmacılık; düşüncede katılık. Fırsatçı. dar görüşlü ve prensipsiz. davranışlar; nihilizm .
Annenizin karnından çıknğınız zaman kılıç dişli kaplanların
209
dünyasına doğan Cro-Magnon ço çuklarından biraz farklıydınız. Kültürel olarak bof bir sayfaydı nız. Ama bu uzun sürmedi. Birkaç yaş büyüdüğünüzde uçakları ga rantiye ahyordunuz, selişmiş elektronik aletleri kullanıyordu nuz ve ileride ne olacaJınm merak ediyordunuz. Bir başka deyişle, sanayileşmiş bir yirminci yüzyıl ülkesinin üyesiydiniz. Size bir dünyaya bakış tarzı öğretilmişti. Bir dizi değerler ve dünyada bir yer verilmişti. Yaşamınızın devam eden günlerinde felsefelerinizi, fantazilerinizi ve seçimlerinizi renklendirecek bir evren modeli verilmişti. Bu modeli tamamiyle hazmertikren sonra Barış Gönüllülerine katıldığınızı dü�üoün. Amazon havzasındasınız. Çoğumuzun he men ilkel diye nitelendireceği yediler arasında yaşıyorsunuz. İlk olarak onların yaşam tarzı sizi şok ediyor. Temizlik yok. Cinsel rol ler çok katı. Kahvaltıda böcek y iyorlar Kötü ruhlar ortalıkta. Her §ey sersemletici biç imde yabancı. Plastik bir masa örtüsünün üs tündeki sosisli sandviç kadar Amerikan hissediyorsunuz. Yavaş ya vaş bu değişiyor. Bu insanları tanımaya başlıyorsunuz. A rkadaş olu yorsunuz. Gözlerinin içine bakıp zekayı, duyarlılığı, fCfkari görü yorsunuz. İnsanlığı görüyorsunuz. Onların davranışlarını, kültü rle rini kavramaya başlıyorsunuz. Zamanla onların evren modelini kavrıyorsunuz. Bu gerçekleştiği anda sonsuza kadar değ işmiş oluyorsunuz. İçi nizde bir �ey tık ediyor. Aniden dünyaya iki bakış açısıyla bakma� ya ba�lıyorsunuz. Stereo bil inç Artık aynı anda hem bir Amerika lı gibi, hem de bir Amazonlu gibi düşünüyorsunuz. Her ikisi de geçerli . Bir gerçek. İki model Ya�, kültür ve algılamanın doğa.
.
.
210
sı hakkında çok önemli bir �yi kavramış durumdasınız. Ve doku zuncu evin anahtarını bulmuş durumdasınız: gerçek hakkmdaki tüm görüşlerimiz açığa vurulmamış bir dünya modeli ile ko şullandırılmıştır - ve bu model her zaman kısıdayıcı ve öznel dir.
Dokuzuncu evin başarısız uygulanması şaşmaz bir şekilde ger çeğin modelinin gerçek adına yanlış yorumlanmasını içerir. Belki onsekiz yaşındayız. Yaşam hakkında bir tablo oluşturmuşuz. Otuz
yaşına gelince daha akışkan, daha olgun, daha karmaşık bir tablo ya hazır olacağız. Ama belki de aklımız değişmek istemiyecek, ka
tılaşacak. Eski tabloda direneceğiz. Onun yalnızca zihnimizde taşı dığımız bir tablo olduğunu unutacağız. Bu nokta.dan icibaren,eğer adapte olamazsak bize küçük gelen bir dünyada - onsekiz yaşında yarattığımız zihin dünyasında - ya şarız. Ve bu dünya bizim için çok küçüktür. Eski model artık zih
nimizi meşgul edemez, ona meydan okuyamaz. Bir zaman lar
yaratıcı bir modelken şimdi mekanik bir rutine dönüşür. Ama yi ne de ona asılırız, işe yarayan bir robot olarak, yıllar önce keşfetti ğimiz hikayeler ve öğütlerle, yavaş yavaş kendimizi ölümüne sık
maya başlarız. Dokuzuncu evin başarılı uygulanması? Bu sürekli yenilenmesi
gereken bir sanamr. Daha basit an latımıyla fırsatları kullanmayı ,
öğrenmemiz gerekir. İnançla sıçtamamız gerekir. Aklımızla, duy
gularımızla, fiziğimizle sıçramamız. Bilinçli bir şekilde davranış ve düşünce alışkanlıklarımızı yıkmaya çalışmamız zorunlu
dur. Yaşamımızda anlaşılamaza, açıkla.namaza ve mucizeye yer aç
mamız zorunludur. Dokuzuncu evimizi etkileyen planetler ve burçlar bu hüneri gerçekleştirebilmemiz için gerekli formülü biıe gösterirler. Belki seyahat ermemiz gerekir. Veya alışkanlıklarımız bizden zorla alınır.
Uçmayı öğreniriz. Sarp bir kayalığa rırmanmz. İşimizi bırakıp, bir rarikaca katılırız. Ne biçimde olursa olsun� dokuzuncu ev deneyimi 211
insanın varlığının dokusunu esnecir. Eğer onu başarıyla uygularsa
nız büyümenin, gelişmenin en üst noktasına ulaşırsınız. Eğer başa rısız olursanız "Susam Sokağı"ndaki fizikçi gibi kıscırılmış, sıkıl mış ve yorulmuş hissedersiniz.
ONUNCU EV ( MIDHEAVEN) Geleneksel İsmi:
Kariyer Evi
Burcu:
Oğlak
Planeti:
Satürn
Kapsamı:
Kariyer, meslek Toplum içindeki yer; ün Kader
Başarılı Uygulama:
Toplum içinde kendini ifade etme yi ve kişisel doyumu sağlayan bir statü. Kişinin kaderini gerçekleş tirdiği duygusu.
Başarısız Uygulama:
Anlamsız ve yabancılaştırıcı bir sosyal role kısılıp kalmak. Güç, sta tü ve görünüş saplantısı.
Midheaven. Gökyüıünün orta sı.
Daha
önce gördüğümüz gibi,
bu bir planetin gökyüzünde ulaşa bileceği en yüksek noktadır. Bura
ya ulaştıktan sonra gidebileceği yalnızca bir yol vardır: o da aşağı dır. Midheaven'daki bir planec en açık seçik görülebileceği yerdedir. Ağaçlar, binalar - eğer bu engelle
ri aşıp, görülebileceği bir zaman varsa,
212
o
�imdidir.
Sembolik olarak , gökyüzünün ortası bizim hakkımızda en
aş ikar olan şeyi temsil eder. Bu, sanki bizi uzaktan bi ri nin gözle mesi g i b idir. O birisi ne gö rür ? Boyumuzu. Saçımı zı n rengini. Ka dı n veya erkek olduğumuzu. Midheaven da buna çok benzer. Tek fark b urada mesafenin fiziksel değil, sosyal olmasıdır. O, sosyal bir
mesafeden nası l göründüğümüzü temsil eder. Daha basit bir anla tımla, midheaven bizi tanımayan insanların bizi nasıl gördüğü nü gösterir. O insanlar ne görürler? Biz on lara neyi simgeliyorsak onu gö
rürler. Bizi bir insan olarak değil , toplum içindeki farklı fonksiyon ların bir temsilcisi olarak görürler. Kişisellikten uzaklaşmış. İki bo yut lu. Bir sı nıfı n cemsilcisi. Onlar statümüzü görürler. "0, CIA ajanı." 110 bir antropolog." Doktor, avukat, kmlderili reisi . Kariyer Evi
- ev
sembolizminde b u evin geleneksel ismi. Ancak
bu isim onu kısıtlıyor. Mesleğ imi z statümüzü beli rleyen etkenler
den sadece birisi. Başkaları da var. "0 bir feminist" - bu ifade de onuncu evi anlatıyor. Aynı şekilde "0 bir cumhuriyetçi" veya
"Nükleer silah karşu:ı" da. Bu tanımlamalar insana beş kuruş ka zandırmazlar. Ama toplumsal arenada kimliğimizi oluşturur lar. Onuncu evi n kapsam ı da bunu anlatır.
. Bu tanımlar bi ze zorla kabul ettirilirler. Beğenelim veya beğen m eyeli m , bunlarla başa çıkmamız gerekir. Hepimiz sosyal varlıkla
rız. Çoğumuz "Eğer toplum içinde bir fonksiyon üstlenmezsek,
dünyaya ki.camızı nasıl ödeyeceğiz?n noktasına geliriz. Ve bunu gerçekleştirdiğimiz anda, hayatımızım akışını etkileyen söylenceler ve baskılardan oluşan bir ata takılırız.
Onuncu evi başarıyla uygulamak içi n, kaderimizi bulmam ız gerekir. Bir başka deyişle, iç dünyam ızla uyum içinde olan bir top lumsal rol bulmalıyız. Kendimiz olduğumuz için bi ze para ödene
cek bir yol ç i zmeli yi z .
Çok zor bir iş. Ama oriuncu evdeki planetler ve burçlar bize yol
gösterirler. İki amaca hizmet ederler: bir düzeyde kaderimizi for-
213
müle ederler.
Bir başka düzeyde ,
kaderimizi bulmadan önce
geliştirmemiz gereken kişilik özelliklerimizi
tanımlarlar. Hede
fi işaret ederler. Ve hedefe giden yolu gösterirler.
Tipik olarak, Filizlenebilmesi için, önce kendimizi çok iyi tanı mamız gerekir. Kendi kaderimizi, büyürken programlanan, "doktor, avukat, kızılderili reisi" şarc lan malarından kurtarmamız gerekir. Eğer başarırsak, dünyada kendi mizi evimizde hissederiz. İşimiz, statümüz, toplumsal kimliğimi z - hepsi içimizi dı�arıya yansmr. Benl iğ i mizin bütün gücünü top lumsal rolümüze taşıyabiliriz. Ve bu bize orada güç, yaratı cı l ık ve özgürlük verir. Bize doğal otorite verir. İçinde yaşadığımız kültü rün kaderi ni ve söylenceletini şekillendiren insanlardan biri oluruz. Eğer onuncu evde ba.�arısız olursak, bu, paçavralar giyip, sulu çorba lar içeceğimiz anlamına mı ge liyor ? Hayır. Hiç de değil. Zen gi n olabiliriz. Ünlü olabiliriz. Etk i sahibi bir insan olabiliriz. Ama bun lar bizim kim olduğumuzu yansıtmaz. Sadece oynamamız için bi ze verilen rolü gösterirler. Ve bu rolü oynadığımız sürece kendi mizi saçma, sahte ve güvensiz hissederiz. Bir sahtekar gibi hisse deriz. Ve bir bakıma, saluekarızdır. Güvensizl i k duygusu gücümü ze ve pozisyonumuza sıkı sıkıya, umutsuzca sarılmamıza neden olur. Bu· tutunmamızın gerçekte ne kadar anlamsız olduğun u sezer ve daha fazla kemikleşiriz. Her yerde çekişme görürüz. Düşmanlar. Rekabet. Dolandırıcılar. Sanki o anda kaybolsak, yerimizi doldura cak yü.:derce kişi varmış gibi hissederiz. Ve bu doğrudur. Bu rolü biz yaratmadık. Bu rolün oyuncusuyuz. Eğer onuncu evde başarılıysak bu asla olamaz. Bizim rolümüzü Midheaven' ı gerçekle�tirmek
asla kolay
değildir.
bu gelişti rmemi z gereken evlerin sonuncusudur.
kimse oynayamaz. Bu rol, ne olursa olsun, bizim bireyliğimi zde kök
lenmi �tir.
Kim
olduğumuzun ifadesidir.
Bize
özgü içsel süreçleri
mizden ayrılamaz. Bunun bilincinde olatak toplumsal
kimliğimizde
kend imizi güvende hissederiz. Onu bizden kimse çalamaz, çünkü onu kimse
214
yapamaz. O bizimdir. Biz ölünce . o da bizimle ölür.
ONBİRİNCl EV
Arkadaşlar Evi Kova Uranüs, Satürn Gelecek; planlar, amaçlar, yaşam te maları. Gruplarla, organizasyonlar la. toplumsal hareketlerle, birlik lerle özdeşleşmek. Başarılı Uygulama: Somut, belirli ve özel bir yön ve he def duygusu. Kendini tanımaktan kaynaklanan gerçekçi ancak ilham veren amaçlar. Kişisel hedefleri destekleyen ilişkiler ağı. Başarısız Uygulama: Sürüklenme; hedefsizlik. Herhangi bir düzeyde sorumluluk yüklenme ve bağlanma zorluğu. Gerçekçi ol mayan, Don Kişotvari, gelip geçici hedefler. Kişinin karmaşıklığını, yanılgılarını ve sürüklenmesini art tıran arkadaşlar. Geleneksel İsmi: Burcu: Planeti: Kapsamı:
Hedef. Bu onbirinci ev kapsa mının özüdür. Ne yöne doğru gi diyorsunuz? Ne olacaksınız? Gün
lük hayatınıza anlam veren ilham
kaynakları, hayaller ve umutlar ne lerdir? Bu arena alışılmadıknr; oraya giremeyiz. Yakalayabilece ği miz ve kavıayabileceğimizin öte sinde durut. O belirsiz ve değişken
gelecektir.
Bizi çağırır, bizi yön-
lendirir. Ama biz ona yaklaştıkça, o ürkmüş bir geyik yavrusu gibi kaçar gider. Biz şimdide, şu anda yaşarız. Bunu unutan kimse, bir çok yan lıŞ kararlar alır. Ve onbirinci evden başarılı bir geçiş yapmak iste yen kişi bunu hatırlamak zorundadır. Onbirinci evde geleceğe giremeyiz. Bu olanaksızdır. Şimdiye
kök salmış bir şekilde dururuz. Onun yerine, bugüne dayanan ge leceğin farkındalığını deneyimleriz. Kimse kaderini bilemez, kimse yarını göremez. Bu evin gaipten haberler vermekle alakası yoktur. Orada zaman içindeki gelişimimizin farkına varırız. Ve planlara ve kararlara ihtiyacımızın bilincine varırız. Kritik nokta budur: gelecek sadece bir fantezidir. Yalnız başına, bizim için bir anlamı yoktur. Ama şimdiki zamanda, hepimiz ge leceğin bilincindeyiz. Ve bireyliğimizin gelişimi için bu farkında lıkla başarılı bir şekilde uğraşmak zorundayız. İster beğenelim, is ter beğenmeyelim, bir yöne doğru yönelmişiz. Onbirinci evde ba
şarılı olmak için, geleceği bilinçli ve kasıtlı bir şekilde seçmemiz gerekir. Belirli bir insan olma, belirli deneyimleri yaşama ve belir li amaçlara ulaşma sorumluluğunu üstlenmemiz gerekir. Bir yaşam
stratejisi geliştirmemiz gerekir. Ve şimdiki zamanda bulunduğu muz yerde geçerli olduğunu hissettiğimiz sürece ona sadık kalma mız gerekir.
Eğer başarısız olursak, sürükleniriz. Ve eğer sürüklenirsek, umutsuzlaşırız. Şimdiki zamanda bile engelleniriz. Amaçlar olma dan, anlamlı hareketler olamaz. Ama yaşam harekettir. Bu nedenle hareket ederiz ve hareketlerimiz duraksamalı, düzensiz ve şüpheli
olur. Yanlış başlangıçlarla ve amaçsız el kol işaretleriyle dolu olur. Kısa sürede boşluğu doldurmak için amaçlar icac ederiz. Ama bu amaçların kökleri yoktur. Gelip geçicidirler. Gerçekçi değildirler. Don Kişocvaridirler. Ve bu nedenle, deneyimlemekte olduğumuı şimdiki zamanla uygunlukları yoktur. Bize yardımcı olamazlar. Ama biz onları besleriz. Şişiririz. Daha görkemli hale getiririz. Kı216
sa sürede, hiç ulaşamayacağımız bir yarına rak ıntıl ı , o yarınla özdeş bir ieki lde ,
gelecekte yaşamaya başlarız.
Ve onbirinci evde başa
rısız oluruz. Niçin onbi ri nc i ev Arkadaşlar Evi olarak bilinir? Arkada�ları
mızın bizim kişisel hedeflerimizle ne alakas ı var ?
Önce sözcüğü tan ı m lamamız lazım. Bu evde
arkadaş
sözcüğü
gerçek bir yakınlaşma, dostluk anlamında değildir. Böyle bir anlam
için yed inc i eve bakmamız gerekir. Onbicinci evde görd üğümüz
daha yüzeyseldir. Tanıdık yüzlerden olupn bir okyanus görürüz.
Cemiyetimiz. Akranlarımız. Bizim toplumsal g rubum uz. Bu in
onlar bizim hedefleri mizi yansıtırlar. Eğer bir sanatçı olmayı arzu ediyorsak, sanatçı la
sanları nasıl seçeriz? Onları seçeriz çünkü
rın a rkadaşlığ ı n ı isteriz. Eğer yazmak istiyorsak, yazarlara doğru gideriz. Eğer daha cesur olmak i st iyorsak , maceraperescleri ararız.
Yaşamın anlamını bulmak için, mistiklerle, yog i lerle ve felsefe öğ
renci leri y le birleşiriz. Kendimiz için istediğ imiz ge leceği n temsil
cisi o larak bu i nsan lar, kendi amaçları m ız ı sağlarnlaşnrmamıza yar
dımcı olurlar. Bizim için onlar geleceğimizi simgelerler. Ve on lada ilişki i ç i nde olunca, amacımız bizim için daha ge rçe k olur. Önce amacımız geli r. Sonra arkadaşlarımız. Eğer onbirinci evde
başarı lı olm ak söz konusuysa işin doğal sı ralamas ı böyledir. Ama belki de başarısız o l uruz . O zaman, bel i rli bir amaçtan yoksun, ar
kadaşlarımızı rasdantısal seçeriz. Arkadailar 11tesadüfen ortaya çı karlarn . Kendimizi yaşam stratejjmize hiçbir katkısı olmayan ili� kiler ağı içinde buluruz. Yalnızca zamanımızı harcarız.
Onbirinci evdeki planetl er ve burç lar nereye gittiğimizi ve ora ya ula�mak için bize kimin yardım edebjJeceğini söylerler. Ama
ast roloj ide
başka hiç bir yerde sembollerjn esnek oldu�un u hatırla
mamız bu kadar önem li değildir. Onbirinci ev geleceğimizi bizim için yaratmaz; sadece seçenekleri anlatır. Biz yaratıcı ve olumlu tep kiler verebiliriz. Veya tembel ve hayalgücünden yoksun davranabi
liriz. Doğum haritasının bu bölümünde bulunan ene rj i le r, yaşamı -
2 17
mızın sonuna doğru karakterimize, iyi veya kötüye doğru. egemen olacak özellikleri gösterirler. Bu enerjileri terbiye ermek ve onları en yüce amaçlarımıza hizmet edecek
duruma getirmek kolay değil
dir. Ve bunu yalnız başına gerçekleştirmeye çalışmak daha da zor dur. Ama çok azımız yalnız olmak zorundadır. Destek her zaman mevcuttur. Arkadaşlar Evindeki burçlar ve planetler nereye bakma
mız gerektiğini söylerler. Ne tür insanların ve grupların bize fay
bizim enerjimi nerede ihtiyaç olduğunu ve bunun nerede makbule geçece ğini anlatırlar. "Arkadaşlarımızdan" sadece alamayıı. Veririz de. dalı olabileceğini işarec ederler. Ve aynı zamanda ze
Amaçlarınızı belirleyin. Bunları destekleyen insanları bulun.
Sonra şimdiki zamanda yaşayın. Onbirinci evin başarısının sırrı bu dur. ONİKİNCİ
EV
Geleneksel İsmi: Burcu: Planeti: Kapsamı:
Başarılı Uygulama:
Başarısız Uygulama:
218
Sıkınn, Sorun Evi Balık Neptün, Jüpiter Yapılanmamış, düzenlenmemiş, odaklanmamış bilinç; bilincin ken disi. Kişilik ile özdeşleşmemizi bo zan olaylar ve deneyimler. Egonun ölmesi. Kendini aşma; yaşamm iniş ve çı kışları karşısında duyulan endişe lerden kurtulma. Spiritüel ve ruh sal deneyimler; meditasyon. 11Al lah'ın varlığınnı veya yüksek düzey deki bilinci hissecmek. Kişinin kendisini tanmılamasında karmaşa, şüphe, bulanıklı�. Ger-
çeklerden kaçma; alkol, yiyecek, uyku, seks, televizyon ve diğer "uyuşturucu"larla kendini yok edici ilişkiler. Aşın duyarlılık, zihinsel dengesizlik, şizofreni. Kronik "kö tü talih". Hakimin karşısında duruyorsu İflasmızı onaylıyor. İşiniz mahvolmuş. Yıllarca çalışmanız bo nuz.
şa gitmiş. Ve sonca boşanma kararı nızı okuyor. Evliliğiniz de ölmüş.
Bitmişsiniz. Geride hiçbir şey kal mamış. Mahkeme salonundan dışa rı yürüyüp, öğleden
sonra güneşine
çıkıyorsunuz. Bütün görüntünüzle
yıkı l mış bir insansınız. Dünyada yeri olmayan bir fiyaskosunuz.
me
Ağlıyor musunuz?
En yakın bara mı yöneldiniz? Öfke, nefret, -
acı,
kendini yok et
tüm bu reaksiyonları gösterebilirsiniz. Ama bir de farklı bir
tepkiyi seçtiğinizi düşünelim. Mahkeme salonundan bir
yaz
öğle
den sonrasında, bit bulut kadar hafiflemiş bir şekilde ıshk çalarak çıktığınızı düşünelim.
Bu delilik midir? İnkar veya bastırma mıdır? Belki evet. Ama belki de hayır. Bir yıl önce,·yaşayan bir cehennemdiniz.
Şimdi her
şey geçti. Şimdi özg-ürsilnfu:. Lanet olası bir işi kurtarmak için bey
hude savaşlar bitti. Aslında yıllar önce kaybettiğiniz eşinizle sonu gelmez tartışmalar ve
pazarlıklar
sona erdi. Hayatınızın bu tatsız
sayfası artık kapandı. Şimdi "hiçbir şeyinizin" ğiniz "bir şeyden" daha
iyi.
olmaması, kaybetti
Ve bu nedenle kendinizi özgilr hissedi
yorsunuz.
Parkta
bir bank buluyorsunuz. Oturup güneşte ısınmaya başlı-
2 19
yorsunuz. Gözlerinizi kapayıp, her şeyi e ri meye bırakıyorsunuz. Endişeleriniz, içinde bulunduğunuz koşullar, harca benliğiniz u zaklai ıyor. Bi rkaç sani ye, edketler ve sorum luluklardan uzakta,
sadece bilincinizi deneyimliyorsunuz. Zihniniz boş. Benliğini zin çekirdeğinde, derin ve mancı kdış ı bi r ye rlerde, huzuru hissedi yorsunuz. Belki bir saat sonra Mafioso Kardeşler iş aj ansı n ın bekle me odasında terleyeceksiniz. Ama şu anda , onikinci evin alanına girdiniz ve uygulamanız kusursuz. Onikinci ev. Ortaçağ ascrologları için Sıkınn, Sorun Evi.
sızlık, hastalık, yoksulluk ve mahkumiyetin
Şans
sembolü olarak düşti
nülmüş. Uygulamamız başarılı olsa bile, dış dünyada bu rür sıkın
rılar yaratıyor. Ama bizim sıkmtıya kendimize acıyarak yanıt
vermemiz gerekmiyor. Biz onu kullanabiliriz. İçe döndürebiliriz. Onu bı rakabiliriz. Bir sorunla karşılaştığımızda, hepimizin içinde
bir kaçış
yolu
bulunur. Dünyada olduğ umuz ve kendi sorumluluğumuzu yüklen
memiz gerektiği doğrudur. Ama istediğimiz anda onu bir süre
için
bırakabi li riz. Dikkatimizi kişiliğ i n dramalarından uzaklaitırabili riz. Onu içimizde
derinlerde bir yerde haıır bekleyen, huzur dolu
bi r noktaya odaklayabi liriz. Her başarıl ı onikinci ev uygulaması bu
z ihi nse l devreleri harekete geçirir. Bu kaçış yoluna meditasyon di
yebiliriz. Veya dua diyebi l i ri z. Eğer dinsel söylem bizi rahatsız edi
yorsa kendi kendine hipnoz d iyeb i l iriz . Ve bulduğumuz
huzura Al
lah veya '�özümüz11 veya sadece gevşeme diyebiliriz. Sözcüklerin faz
la önemli olmadığı başka bit ev yoktur. Kaçmak bu evin
başarısız
kullanılmasının da temalarından bi
risidir. Ama şimdi kaçmak değişik bir biçim alır. Huzur aramak
yerine, uyuşmanın peşine dü�eriz. Kişiliğin dışına açılan pencere den atlamak yerine, orada kalır ve problemlerimizi çözmek için
hiçbir şey yapmadan, katı bir şekilde, onlarla özdeşleşiriz. Geçici olarak kendi derinliklerimize çekilmek yerine, bilincimizi ta mamen yok etmeye çalışırız. Onu kapatırız. Geleneksel kicaplar
220
onikind evi içkinin tehlikeleriyle birleştirirler. Modern kitaplar Ve kesinlikle haklıdırlar. Al
bUna uyuşturucuları da ilave ederler.
kolikler ve uyuş curucu bağımlı ları onikinci evi baıarıs ı z kullanan lard ı r. İkisi de bi linci siler. Ama bilince kimyasal müdahale ler bu bulanık evin
rinden sadece birisidir.
tehlikele
Her gece, saatlerce relevizyona boş boş ba
kan i nsan da kend isi ni uyuşturmaktadır. Aynı şek ilde sürekli y i ye n
insan veya 11seksten başka bi rşey düşünemeyen" i nsan da. He.rhan gi bi.r yoğun, tek.rarlayan, dünü sonucu yapılan davranış on.İ kinci evden başarısız geçişi desteklemektedir. Ve bu aşırı sap lan c ı l ı l ı k
.
tetiği çeki lmiş bir soruna il k etapta olumlu tepki verme
yi engel ler Kıpırdayamayacak kadar uyuşmuşuzdur. Deli g ibi his sederiz. Bağlantılarımız kopar. İ lgi siz kalırız. Aşırı durumlarda, bi ze şizofreni teşhisi konabilir. Ve her zaman ''kötü talihimizden" şi .
kayet ederiz Onikinci evdeki burç lar ve planeder zaman ayarlı bombalar gi.
. bidir. Fünye leri uzun olabilir. Kısa olabili r. Ama bunları durdur mak mümkün değildir. Er veya geç, onikinci evin konuları bizi ya
Bizi tökezletirler. Bizim imkansız bir durumla karşı laşmamızı sağlarlar. Bu durum gerçekleşince ya bara gidip, bir duble ısmarlarız. Ya da kendi derinliklerimize çekilip, i çi m izdek i hayat, yaratıcılık ve esneklik kay nağ ına ulaşırız. Ve bunu hissedin ce, asil bir tavırla, ölm ek re olan koşulların gi tmesi ne izin veririz. kalarlar.
Biliriz ki ortalık yacışınca tekrar başlayabiliriz. ,
Bırakmak kolay deği ldi r. Bu ölmekte olan koşullar bizim için değerlidir. Onlarla bağımız güçlüdür. Onlar dünyadaki benliğim i zin temelleridir. .Ama dünyadaki benliği mi z geçici bir fenomendir. Sadece bilinç ölümsüzdür. Başka bir ıeyin önemi yokt ur Bunu .
kavrayınca, Sıkıntı Evinin sıkıntıları yok olur. O aslında Bilge lik
Evidir. Ve buradan geçiş sarsılmaz bir içsel uyuma geçiftir.
221
3
CÜMLELER 11İngilizce biliyor musunuz?11 Eğer bu soru Peru'lu bir yerliden geldiyse, cevap hemen bir evertir. Eğer aynı soruyu William Sha kespeare sorduysa, cevap vermeden önce duraksayabilirsiniz.
Bir
dilde akıcılık derece derece elde edilir, ve bir insanın akıcılığı di ğerinin kekelemesidir. Aynı durum astroloji djlinde de geçerlidir. Temel bir sözlüğü hemen öğrenebilirsiniz - şu anda bunu hemen hemen yapmış durumdasınız
-
ve sonra yaşamınızın geri kalanında
güzel konuşmayı yavaş yavaş geliştirirsiniz. Bundan sonraki bölümlerde amacımız güzel konuima. Sözcük leri biliyoruz.
Şimdi artık, ana dilimizde kendimizi bücünüyle ifa
de edebilme süreci gibi bu sürecin de sürekli olduğunu unutma dan,
cümle kurmamız gerekiyor. Her zaman gelişme, ustalık ve
çağrışımlı ifade için yer ayırmalıyız.
Sözcüklere sahipsiniz. Bunları alıştı rma ve ezberle öğrenebiliriz.
Şimdi zihinsel dişlilerimizi değiştirip, sözcükleri hareketli ve an lamlı bir şekilde bir araya getirme zamanıdır. Bir sonraki bölüm-
223
de cümle kurmaya başlayacağız.
Sözdizimi
ve gramer kurallarını
görüp, sözlüğümüze biraz daha reknik deyimler ekleyeceğiz. Sonra paragraflar oluşcuracağız. Bunları kavradığınız zaman astroloji di
liniz "Pecu'lu yerli'' düzeyini aş mış olacak. Ve belki birgün, eğer çok çalı�ır, pratik yapar ve cesaretinizi kırmazsamz, Shakespeare gi bi konuşabilirsiniz.
224
BÖLÜM SEKİZ YORUM I:
PLANETIER BURÇLARDA VE EVLERDE
Herkesin bir Venüs1ü vacdır. Başak herkesi etkiler. Hepimiz al tmcı evin dramalarıyla uğraşırız. Bu özelljkler insan olduğumuzun
göscergesidir. Ancak bizi tek tek birey olarak tanımlamazlar. Bunu yapabilmek için astrolojide bir adım ileri gitmemiz gerekir.
Venüs. Başak. Altıncı ev. Bunlar nedir? Soyutlamalar, hepsi bu.
Ama hepsini örnek hariran:uzdaki gibi biraraya getirince ne olur?
Venüs Başak'ta ne demek ? Ya bu birleşim altıncı evde olunca ne olur? İşre burası büyünün ba§lad.ığı yerdir. Burçlar, planetler ve evler antik psikolojik teorinin temel bi
rimleridir. Hala hepimize uygulayabileceğ-imiz teorinin. Ama be lirli bir planeti belirli bir burç ve evle birleştirince bir teoriden söz etmeyi bırakıp bir insandan söz etmeye başlarız. Bir insanın Ve nüs'ü olduğunu söylemek, onun bir gözü olduğunu söylemek gibi
dir. Kimin umurunda? Ama Venüs'ünün Başak'ta olduğunu söyle
mek, gözünün bir buz kazması gibi soğuk ve delici olduğunu söy-
225
lemektir. Ve bunun altıncı evde yer alması, o gözün elinde bir ca bancayla tam size bakmasıdır. Bu planet-burç-ev birleşimi bir insana uyarlanabilecek en te mel astrolojik ifadedir. İnsan ruhunda en basit parçayı oluşturur. Kesin. Belirli. Eşsiz. Ve sonra böyle on adet parça, am yükselen ve bağlayıcı dokular, bize doğu m haritasını verirler: o kadar eklemli ve ihtisaslaşmış ki bir daha asla tekrar edilemez bir ifade. Planetler Burçlarda Planetler ve burçlar arasındaki ilişkiyi anlamanın anahtarı ara larındaki farkları hatırlamaktadır. Her birinin belirli bir amacı var dır. Bunu gözden kaçırmak, yorumun, kedi yavrularıyla dolu bir kutuya düşen yün yumağı gibi, karışmasına neden olur. Bir planet ne sorusunu sorar. Bir burç bu ne'yi alır ve onu na sıl ve niçin'le geliştirir. Venüs nedir? Bütün planetler gibi psikolojik bir fonksiyondur. Venüs'te dikkatimiz ilişki kurmaya yönel i r Venüs hakkında söy lediğimiz herşeyde, bu konu ana plandadır. O ne'dir. Venüs'ün kişiliği kendi başına çok azdır. Bir insan yalnız olabi lir. Bir diğeri partinin merkezidir. Her iki durumda da, fonksiyon ilişki kurmadır ve odak noktası Veniis'tür. Karakter yapısında Ve nüs'ün işleyiş biçimi nasıl ve niçin'i planeti n kendisiyle değil, planetin içinde bulunduğu burçla görülür. Venüs Ba.şak'ta olunca, Başak'a özgü ihtiyaçlar ve açlıklar özel ilişkilerin tarzınin altını çizer. Başak nedir? Mükemmeliyetçi. Hizmetçi. Kurban. .Analizci. Venüs Başak'la koşullandırılınca, söz konusu insanımız, en azından gönül ilişkilerinde, bir idealisttir. Başak bunu garanti eder. O insanın zihninde kusursuz bir evlilik ve dostluk imgesi vardır. Buna doğru yorulmadan uğraşır, bunu gerçekleştirmek için ken dinden büyük özverilerde bulunur. .Ancak eşi bu heykelin kaidesin.
-
226
-
den aşağı süzülerek bira içmeye giderse, döndüğünde bunu cehen
nem azabıyla ödemek zorunda kalır. Başak kusursuzluk ister. Kü çük bir hata kişiliğine edilmiş bir hakaret gibidir. İhanettir. Başak'ra Venüs'ün
n
içi n'i ni söylemek kolay, yapmak zordur: ni
çin'i mükemmel bir ilişki yaratma hedefidir. Bu ilişki bir takım
ideallerle - bu birleşime sahip insan tarafından sezgisel olarak his
sedilen ideallerle - tamamen uyum içindedir. Nasıl'ı Başak okçusunun kılıfındaki bütün oklan içerir. İlişki nin bütün detaylarına kı lı kırk yaran bir dikkat söz konusudur. Bu detaylar değerlendirilirken vicdanlı ve titiz bir dürüstlük. Sorum lu davranışa azimli bir bağlılık. Alçakgönüllülük. Gelişim hakkın da konuşma ve gerçek değişim arasındaki farkı hissetme söz konu sudur. Başak'ta Venüs'ü n nasıl'ının tatsız bir yönü de vardır. Süreç kı sa devre yapabi l i r. İdeal bir i l i şki ancak iki kusursuz insan arasında gelişebilir. Bütün problemleri üzerinde çalışmış iki kişi. Bir çift Buda. Venüs-Başak birleşimine sahip bir insan mantıksızca talep
eden, asla tatmin olmayan, hep eleştiren birisi olabilir. Hayal ürü nü bir kişiye aşık olup - etten kemikten oluşan potansiyel sevgili leri kendisinden uzaklaştırabilir. Eşinin doğal özelliklerini bula nıklaştırarak onu mitolojik bir kahramana dönüştürebilir. Ve sonra bu özelliklerin gerçeği bir gün kaçınılmaz olarak ortaya çıkar ve Başak Venüs ihanete uğradığı için ağlar. Kendisin i o kadar değer siz hisseder ki bürün ilişkilerinde muazzam bit güvensizlik görü lür. Mantıklı taleplerde bulunamaz. Takıntılı bir şekilde, sürekli sı
radan işler yaparak "eşinin kalbini kazanmaya" çalışır. Kendi zara rına olan veya kendi değerini azaltan ilişkilere girebilir. Bürün bu olumsuz özelliklerin, çoğu kicapca böyle yazmasına rağmen, Venüs'ün Başak'ta olması temeline dayanarak, bir insanda görüleceğinden emin olunamaz. Bu falcılıktır. Eğer okurken bir gözünüzü gerçek üzerinden ayırmazsanız, bu tür dar kalıplı yorum ların genellikle yanlış olduğunu görürsünüz.
227
Bu olumsuz özellikler sadece tehlikelerdir. İşin rizikolarıdır. Te
mel olarak ideal bi r ili�ki düzenini oluşturmak demek olan, Venüs
Baş:ak1ca fonksiyonunun çarpıklıklarıdır. İyi bir asrrolojik yorum bu tuzaklardan söz eder. Ama sadece bir uyarı olarak. Bu birleşime
sahip biris inin alkolik bir maymunu bir Mesih gi b i görerek, onun la birlikte yaşadığını bilsek bile, bu kofulları asla onun 11kaderi11
olarak tanımlamamahyız. O bu koşula kısılıp kalmak zorunda de ğildir. İstediği anda, yaşama bundan daha duyarlı ve mutlu bir ya
nıt verebilir. Hepim i z gibi, o da büyüyebili r Her zaman bir plane .
te bakarken ne, niçin ve nasıl diye düıünün. Eğe:: buna sadık ka ,
lırsamz, asla falcılık cuzağına dü§mezsiniz.
Peki, Ya Evler? Planetler ne'dir. Burç lar niçin ve nasıl1dır. Evler, bu sistemi bir soru daha sorarak belki de en pratik soruyu sorarak tamamlarlar: nerede? -
-
Her sav� bir sav� alanına ihtiyaç duyar. Ve orduların yapıların dan bağımsız olarak, bu sav31 alanı çatışmanın niceliği ne damgası nı vurur. Ordular balta girmemi§ bir ormanda mı çarpıpyor? Yok
sa karlı dağlarda mı? Çölde mi? Bunu bilmeden savaşın neye ben zediğini bilemeyiz.
Aynı durum plıınetler ve burçlar için de geçerlidir. Mars Balık'a
girdiği zaman kmkımlar uçuşabilir. Ama bu kıvılcımlar iş alanın
da farklı, evde farklı görünür. Her ev bir başka savaş alanıdır. Her biri, içinde bir insanın se çimler yaprı�ı bir yaşam departmanını temsil eder. Ama, aynı za manda her biri belirli bir takım verilerle sabitlenmiş bir gerçeği, özel bir kapsamı gösterir. Dağlara tırmanabiliriz.
Veya vadilerden
gitmekte ısrar edebiliriz . Ama bizim arzulamamız bu alanı düz bir
ovaya dönüştürmeye yetmez.
Nerede? Bu soru göründüğünden daha güçcür Hepimiz iki ev.
228
rende yaşıyoruz. Birisi objektif dünyadır. Buna kozmoz diyebiliriz.
Maddi dünya da diyebiliriz. Veya gerçek diye bi li ri z. Yaşamın bu
boyutuna ne dersek diyelim, o verilerle ve kısıtlamalarla doludur.
Ve burast evlerin etk inl i k alamd1r. Evli lik . Kariyer. Dilin gücü ve limitleri. Para. Ama evlerin ikinci bir etkinlik alam daha vardır. Burası ya�a
mın sübjektif yönüdür. Bilinçaltı deyi n. Yıldızlarla ilgili deyin. Allah deyin. Hayalgücü deyin.
Hangi ismi kullanırsak kullanalım,
yaşamın bu - dördüncü, sekizinci ve onikinci evlerle temsil edilen -
boyutuna girebiliriz ve onu inceleyerek keşfedebiliriz. Bu da ne e' dir. Ev sembolizmidir.
red
Fakılar genellikle bu noktayı adarlar. Onların içe dönük evler le ilgili yorumları yüzeyseldir. İçsel gerçekleri dışsal ifadelerle an latmaya çalışırlar ve anlamsız söylemlerle süslerler.
Hiç u nu tmayın ki, bir ev bizim bilidmizin girebileceği ve
vrada kendisfoi ifade edebileceği bir alandır. Bu alanların bazı
ları gözle görülürler. Bazıları ise görülemezler. Yine de nerede so rusunu yanıtlarlar. ·
Örnek hariramızdaki İngiliz'in Venüs'ünün Başak'ra olmasının
anlamını şimdiye kadar gördük. Peki, bu kombinasyonun altıncı evde olması ne demek?
Altıncı ev dışa dönük, somur evlerden biri sid i r. Venüs orada yer
aldığı zaman, i fade tiyatrosu halka açıktır. Hepimiz ön sualarda oturabiliriz.
Altıncı ev. Hizmetkarlar Evi. Ev semboliıminin bu bölümünde
sorumluluklar ve görevlerle karşılaşırıı. Çal ışma evi. Hüner ve tek nik evi. Yeterlilik evi. Çevremizdeki insanlara sunduğumuı deste
ğin evi.
B�rısız uygu.lamada, altıncı ev alanı sı kıcı, tekdüze işlerle do
luyor. Görevler, sorumluluklar altında eziliyoruz. Başka bir insanın istekleri doğrultusunda kendi miz i kapana kıstırıp, köleleşiyoruz.
Parçaları tamamlamak
için, altıncı ev Venüs'ün Ba�ak'la ili�ki229
sine nerede boyucunu ekliyor. Burç ile planet arasındaki diyaloğun oynandığı arenayı tanımlıyor. Yorum açısından,
burada bir avantaja sahibiz. Akıncı ev ile Ba
şak arasında bir çok paral.lellikler vardır. Burçlar ve evler on iki di limden oluşan sembolik d ai relerdi r ve birinin
ğerin in bir burcun - Başak altıncı burçcur - konuları
belirli bir dili mi di
dilimiyle bağlantılıdır. A l tınc ı evin konuları alt ın c ı
Burçlar
ve
ile paraleldir.
evle r aynı mıdır? Hayır. Burç zihinsel malzemeyi -
güdü, isrek, tarz, düşünce -
sağlar, ev ise bu zihinsel malzemenin
ürettiği olayla r için nereye bakmamız gerektiğini söyler. Örneğin
Başak kişinin kendisini belirli bir yetenek ve hüner kanalıyla ifade ihtiyacını temsil ederken, ah:ıncı ev somut bir iş ve sorumluluk alanım tarif eder. İkisi çakıştığı için, altıncı evdeki ve Başak'taki Venüs'ü yorumlarken işimiz kolaylaşıyor. Oynayacağımız topların sayısı azalıyor.
. Hangi ev ve burçta bulunduğuna aldırmadan, Venüs bizi, her
zaman, özel insan ilişkileri konusuyla karşı karşıya getirir. Bu onun ne'sidir. Ama Venüs'ün değindiği i lişkiler sadece romantik ilişkiler değild i r. Venüs dostlukların ve ortakl ı k ları n da sembölüdür. Aynı zamanda renkler, biçimler ve sesler arasındaki i l işki leri n de sembo lüdür. Sevgi ve anlayış bağları oluşturma kapasitemizi gösterdiği kadar estetik reaksiyonlarınuzı da
gösterir.
Venüs'ü altıncı evde olduğuna göre, yaşamının şifresini çözpıe ye başlamakta olduğumuz İngiliz, iş hayatında muhtemelen ortak
lıklar içinde çalışmaktadır. Onun ilişki kuran ne'si kendisini gün
lük yaşam ını n nerede'sinde ifade etmektedir. Yaşamı boyunca ken
di s i ni seçmiş olduğu iş alarunın gerçekleriyle başarılı bir şekil de başa çıkabilmek için uyumlu kişisel ilişkilerle desteklen
mek ihtiyacıyla karşı karşıya bulacakm.
O bundan ho�nut mu? Başarılı mı? Belki evet. Belki hayır. Ev ler koşuHarı göscerfr, onlar hakkında nasıl hissettiğimizi değil. Ya
radılış itibariyle, kişimiz yalnız birisi olabilir. Bu farketm�z . .Alrın230
cı evini Venüs biçimlendirdiğine göre, günlük
iş yaşamı ndaki iler
lemesi , bir başka i nsanı kendi e�ki olarak kabullenmesindeki iler
lemesiyle bağlantılıdır. Burada ne gibi tehlikelerle yüzleşmesi gerekir? Şimdiye kadar Başak bir kısmını bizim için
cevapladı: müşkülpesentlik, denetim
den çıkmış mükemmelliyetçilik, a§ıtı idealizm , gerçekçi olmayan
talepler ve beklentiler. Altıncı ev bu yap-boz bulmacaya bir parça -jaha ilave eder: eğer bu zararla Başak Venüs özelliklerini o kişide, bir şekilde gözlersek, bu özelliklerin o kişinin duygusal ilişkilerini
bozduğu kadar iş ottaklıklarını etkilediğini de görürüz.
İş alanı dışındaki basit arkadaşl ıklarda bu tür Başak problem le
ri daha az gözlenir
-
zaten bu basit arkadaşlıkları n kişimizin gelişi
minde dikkat çekici bit rolleri yoktur. Fazla önemli değillerdir, o kadar. Yaşamım biçimlendiren bağları çoğunlukla altmcı ev arena sında yer al ırlar İ� arkadaşları onun ruh ortaklarıdırlar: bunlar .
onun yaşamındaki sabit niteliklerdir. Altıncı evle tariflenen, yaşam alanının bir bölümüdür. Buna yaratıcı bir yanıt verebilir veya ona
öfkelenebilir Ama onu asla değiştiremez İşini paylaşmadığı sUrek li bir sevgi olamaz, dostlarının ve sevgi lilerini n desteklemediği sü rekli bir iş olamaz: bizi� İngifrı'in Venüs1üiıün mesajı budur. İngiliı 1i n yaşamında bu kadar önemli rol oynayan bu in sanlar .
.
kimlerdir? Bir kere daha, cevabı Venüs verir: onun partnerleri Ve
nüs özelliklerine sahip kişilerdir. Sanatçılar. Danışmanlar. Nazik, duyarlı insanlar. Çekici insanlar. Ve o, bu tür insanlarla, ne tür iş ler yapar? Yine, Venüs cevaplar Venüs1e özgü fonksiyonlarını ifade .
edebileceği ve geliştirebileceği
ilişkilerde çalıııyordur
.
bir İf bulması gerekir.
Belki halkla
Belki psikologdur. Belki de bir sanatçıdır -
şair, müzisyen, kuaför veya dekoratördür. Biz onun yazgısını söyle yemeyiz; bu ona kalmı ş Venüs birçok seçenek sunar. Ama astrolo .
ji bu seçeneklerin kapsamını daraltır. Profesyonell.ik anlamında, bu
insanın yazgısı Venüs1te gizlidir. İt dünyasında, bu psikoloj ik fonk siyon onu· yönlendiren yıldızdır. Eğer bunu ihmal ederse, amaçsiz-
23 1
lıkla ve kapal ı kapılarla karşılaşacaktır. Bu, bir bü rü nü n sadece bjr "parça11sıdır. İngi l i z1 i n kişiliğine
öz
gü bir parça. Her doğum haritası nda bu parçalardan on adet bulu nur. Hepsini çöz:üp, rekrar bir arada dokuduğumuz zaman yoru mun büyücülüğüne egemen ol uruz. Her çözümlemede kuJlanabile ceğimiz gen el bir yömemi kavrayabilmek için buraya kadar yaptık
larımızı analiz etmemiz gerekiyor. Bir çok 11parça11 vardır, ama hep
si aynı şekilde çalışır. Eğer ne'lerimize, niçin'lerimize ve nere de ' leri m ize sadık kalırsak, sembollerin kom binasyonları aklımızı uzun süre karıştıramaz. Taktikler .Bir burçta ve evde yer alan bir planede karşı karşıyasınız. Şi m di, bunun anlamı ne? Bu durumda nasıl yol alabilirsiniz? Çoğumuz
ilk anda bomboş, anlamsız bakakalırız.
Popüler astrologların yemek kitabı gibi yazılmış ki taplarına ba kabilirsiniz. Aklınız mı karıştı? Önemli değil. İite şurada Venüs Başa.k'cayı anlatan bir paragraf var. Ama Venüs aynı zamanda altın cı evde? Yıne önemli değil. Venüs Altıncı Evde'yi oku . Ohlı, biraz
rahatladık. Şimdi bun ları biraraya getirmeye çalışıyoruz. Ama ça lıştı kça birbiriyle çelişen tanı m lar ortaya ç ı k ı yor. Sorun aslı nda çok basit. Bir insan için geçerli en küçük astrolojik birim planecM burçMev kombinasyonudur. Yaşam üç boyutludur. Kimlik. Amaç.
Koıullar. Eğer birisini dışarıda bırakırsak, yorumumuz ikinci sınıf korku filmlerindeki canavarlar gibi sahte görünür: sadece arka planda asılı kalan karton canavar gibi ki mseyi kandıramaz. Öyleyse, niçin kimse planet-burçMev kombinasyonlarmı anlatan bir ki tap yazmıyor? Yanıtı basit. Çünkü bunların sayısı çok. Kesin olmak gerekirse, bu kombinasyonlardan cam 1440 tane var. Ve bunlar birbirlerini eckileder. İki kadının onuncu evinde Koç'ta yer alan Mars'latı olabilir. Ama kadınlardan b i risi Oğlak burcuyken,
232
diğeri İkizler'dir ve Ma.rs'ların etkileri başka başkadır. Tüm bu fak törleri dikkate alan bir kitap buradan Ay1a kadar
uzanabilir.
Bu nedenle olaya daha farklı yaklaşmamız gerekir. Sezgi yar
dımcı olab i lir. Yaratıcılık şarttı r. Ama iyi bir astrolog olmak için
olağandı�ı algılama yeteneğinin gerekli liğini söyleyen birisi sadece
suyu bulanıklaştırıyordur. Herşeyden daha fazla gerekli olan, dü
zenli çalışabilen bit zihindir. Bir doğum haritasındaki sembolizm
le oynayabilmek o kadar karmaşık bir iştir ki, sistematik bir yalda
şım önkoşuldur. Aksi takdirde zihin bu karmaşıklığın altın da ezi lebilir. Detaylar onu boğar. Bütünü kavrayamaz. Bu sistematik yaklaşımı geliştirip, biraz pratik yaptığınızda, büyülü birşey olur.
Semboller dü,üncelerinizi yeni bir yolla organize ederler. Burçlar, pla netler ve evler arasında yaratıcı bağlar kurmaya başlarsınız
bağla r hiçbir kitapta yer almazlar.
-
bu
Beş Adım Sistematik yaklaşım . En küçük astroloj i k birimi yorumlayabil
mek için
aşağıdaki beş adımı öğrenin.
Ve zi hni nize bu yeni hüneri
öğretirken bunlara kesinlikle sadık kalın . Bir süre sonra - aklınız karışmadıkça
-
bu kadar kuralcı davranmanıza gerek kalmaz.
1 . ADIM Planete bakın. İncelediğimiz psikolojik fonksiyon ne'dir? Zih nin hangi bölümünden söz ediyoruz? Güneş' le özdeşlik oluşturmak
mı? Satüm'le disiplin geliştirmek mi? 2. ADIM Burca bakın. Bu, planeti motive edendir. Bu planet fonksiyonu ne arıyor? Onun akriviresinin altını çizen niçin nedir? Gizli gün
demi nedir? Bunu bize sadece burç söyleyebilir. Burada bir amaç duygusunu elde ederiz. Evrimsel yöne ulaşırız. Eger yorumumuz
233
karışı r ve anlamsızlaşırsa 2. adımı başaramadık demektir. 3. ADIM
Düşünün: Bu planet-burç birleşimi amacına nasd ulaşabilir? Burcun buna katkısı nedir? Ya planetin katkısı? Burçlar bölümün deki kaynakları ve planetler bölümündeki fonksiyonları tekrar okuyabilirsiniz. Eğer söz konusu insan
siz olsaydınız, bu özellikler
le mutluluğa nasıl ulaşırdınız? 4. ADIM Düşünün: Bu planet-burç birleşimi nasd çarpıtılabilir? Bu bir leşimin anlamını gösteren, ama onun evrimsel stratejiyle ilgisi ol mayan davranışlar nelerdir? Burçlar bölümündeki kacanlıkları ve planetler bölümündeki yanlış fonksiyonları tekrar okuyun. Unutmayın: bu çarpıklıklar mutlaka gerçekleşecek şeyler olacak değil uyarılar olacak sunulmalıdır.
5. ADIM
Eve bakın. Planet-burç konuları nerede gelişiyor? Ne tür dav ranış biçimleri yaratıyor? Bu burç ve planete güçlü bir yanıt yaşa mın hangi alanında kendisini koşullarda olumlu gelişmeler olarak gösteriyor? Zayıf bir yanu nerede endişe ve hayalkmklıklanna ne den oluyor? Evler tüm bunları yanıtlıyorlar. Bu beş adıma güvenin. Bunlar iyi işlerler. Bunlar altıncı evde, Başak'ta Venüs'le ilgili her şeyi söylerler. Geriye kalan 1439 tanım da aynı bunlar gibi çalışır. Onların size yol göstermesine izin verin.
Ş
Yorumlarmız anlamlı ve doğru olacaktır. Ki i5el ve yaratıcı olacak tır. Ve en önemlisi, herkesi aynı kefeye koymayacaktır. Böylece fal cı değil, evrime yardımcı bir astrolog olursunuz.
234
BÖLÜM DOKUZ YORUM il: AÇILAR, YÖNETİCiLER VE AY DÜGÜMLERİ Bir kadının işindeki günü korkunç geçiyor. Sabah onda dördün
cü kahvesiyle bir avuç aspirin yutuyor. Saat ikide o aspiri nlerin öğ len yemeği yerine geçtiğini fark ediyor. Saat beşte erken emekİilik ve patlama arasında seçim yapmaya çalışıyor. Sonra evine dönüyor. Kocası kapıda onu gülerek karşılıyor. Yarım saat sonra ise, y irmi
dakikadır bir hiç uğruna tattıit ır durumdalar. Niçin? Çünkü kadı nın buharını dışarı çıkarmaya ihtiyacı var ve işine özgü sorunlarını
özel hayauna taşımak onun evlilik düzeninin bir parçası. Bit başka kadın, işinde benzer bir gün geçiriyor. Ayna aspiri n.
Aynı kafein mikcan. Aynı adam öldürme fantezileri. Sonra o da evi ne dönüyor. Onu da eşi karşılıyor. Ama kocasını parçalamak yeri ne, kollarına atılıp, eşinin onu rahatlatmasına izin veriyor. Yarım
saat sonra Çin yemeği ile İtalyan yemeği arasında seçim yapmaya
çalışıyorlar ve iş problemleri geride kalıyor. Niçin? B u kadın diğe-
235
cinden daha iyi olduğu için değil. Sadece bu kadmm iş devreleri ile özel hayat devrelerinin birbirlerine bağlanması farklı. Bir devrede ki gerilim diğerinde otomatik olarak gerilim yaratmıyor. Yaşamın bu iki yönü diğer kadın gibi birbirine bağlı değil. İki kadının yaşamları hakkında daha fazla bilgiye sahip olunca. birinci kadının kocasının kadının iş hayatını gayet iyi bildiğini gö rüyoruz. O eşinin kötü günlerini paylaştığı kadar iyi günlerini de payla�ıyor. Hep bilgi alıyor. Akıl veriyor. Onun tarafını ruruyor, ve çoğunlukla kadın bunun kıymetini biliyor. İ kinci evlilikte, işin evin dışında tutulması gerektiğine dair söz edilmeyen bir anlaşma var.
Ne kocanın, ne de kadının diğerinin iş hayan hakkında fazla
bilgisi yok. Zaten ilgilenmiyor da. Ve ikisi de bu anlaşmaya bağlı kalıyor. Bir evlilikteki olaylar. nerede ile ilgilendiğimize göre, ascrolo jik odak noktası hemen yedinci ev oluyor. İşteki olaylar: şimdi al tıncı eve veya belki de onuncu eve bakıyoruz. Ancak bu iki kadın arasındaki farkı en azından iki evi göz önünde bulundurmadıkça
anlayamayız. Kariyer ve evlilik arasındaki bağlantı sadece bir ast
rolojik "birim''i incelemekle kavranamaz. Her kolay tanımda ancak bir ev vardır. Her "canım" bir nerede'yi anlatır.
Ancak hayat, örneğimizde de gördüğümüz gibi, böyle çalışmaz. İş hayatımızdaki sorunlar genellikle evliliğimizi de etkilerler. Ken dimizi aşırı önemsememiz yaşam felsefemizi biçimlendirir. Kendi
mizi ifade yeteneğimiz dnselliğimizde gözlenir. Zihinde hiçbir şey bir vakum içinde gerçekleşmez. Bütün parçalar birbiriyle ilintili dir. Ve birbirleriyle ilişki içindedir. Bunu astrolojik olarak ifade edebilmek için şöyle diyebiliriz; bir doğum haritası, içindeki bü tün tanımların toplamından daha büyük ve kapsamlıdır. Bir haritayı yorumlamak için on adet burç-planet-ev kombinas
yonunu anla.maktan daha fazlasını yapmamız gerekir. Bunların bir
birlerini nasıl etkilediğini kavramamız gerekir. Bir tanımın diğeri ni nasıl kısıtladığını veya desteklediğini görmemiz gerekir. Harita-
236
yı okurken onu bir bütün olarak düşünmemiz gerekir. Parça parça, 11tanım-tanım11 yorum lar bizi bi r yere ulaştıramaz. Bunu nasıl yapabi li riz? 11Birim11lerin ötesi ne n�ıl geçebiliriz?
Bu beceri nin bir kısmı yalnızca sağduyu gerektfriyor. Örnek hari tam ızdaki İngiliz'in Güneş1i Terazi burcunda, altıncı evde yer alı yor. Kendisi olabi lme yeteneğinin (Güneş = ne) büyük bir bö l ümü iş hayatında (altıncı ev
=
nerede) uyumlu kişisel ilişkiler geliştire
bilmesinde (Terazi nasıl, niçin) yoğunlaşıyor. İ ng i liz1 i n haritasına daha dikkatlice baktığımızda, Terazi bur =
cundaki Güneş'in karşıtı olan, bağımsızlık gerektiren çeşidi fak�
cörlerle karşılaşıyoruz. Örneğin Yükselen Koç onun dıştan atılgan, küstah görünmesine neden oluyor. Bunu nereden mi biliyoruz? Yükselen burç bizi yakından tanımayan insanlara d ıştan nasıl gö ründüğümüzü gösteri r ve burada Koç'un yer alması doğrudanlığı,
keskinliği, yoğunluğu ve belki de tehditkar bir ifadeyi vurgular.
Altıncı evdeki TetaZi Güneş1e karşıt bir başka faktör de Kova bur cundaki Ay'dır. İngiliz' in duyguları (Ay
=
ne) bağımsızlık, ekzant
riklik ve norm dışı, farklı bir insan olarak tanı nma arzusu ile (Ko va
nasıl, niçin) güdüleniyor. Bu faktörleri göz önünde bulundurduğumuzda, yalın sağduyu
=
bize İngiliz'in G üneş 1 in i n , en azından bazı zam.anlarda, Ay 'ı ve
Yükselen1i aleyhine davranacağını söylemektedir. İşbi rliği yapma
ya ihtiyacı olmasına rağmen uzla�madan, tavizden hoşlanmamakta dır. İşte gerilim. Büyümek için gerekli olan malzeme.
Benzeri uyumsuzluklara karşı tetikte olmak yararlı bir astrolo jinin özüdür. Gelecek bölümde bu teknik üzerine detay l ı bir şekil
de eğ i leceğiz . Şimdilik daha basit bir yöntem i , tanımları b i rbi rle riyle hatasız ve doğru olarak birleştirmeyi, öğrenelim.
Açdar
Eğer burçlar, planetler ve evler astroloji dilinin temel sözcükle237
riyse, açılar da bu sözcükleri nası l birleştireceğimizi gösteren gra
mer kurallarıdır. Açılar tutarlı bir astrolojik cümle kurmanın bi ri lci somut adımını tems il ederler. Açılar nedir? Fiziksel anlamda, planetler arasındaki geometrik
açılardır. Her doğum haritası bir dairedir. Her dairede 360 derece vardır. Bu daire üzeri nde, örneğin Mars ve Venüs b i rb i rlerinden 90 derece uzakta olabilirler. Bu bir açıdır. Yüzyıllar boyunca astrologlar plane tler arasındaki bazı açıların hiçbir özelliği yokken, bazılarının güçlü etkileşimlere neden oldu ğunu keşfetmişlerdir. Örnek olarak Mars ile Venüs arasındaki 90 derecelik uzaklığı alalım. (Yan sayfadaki şekil) Bu, kririk açılardan birisidir. İlci pla neti ayıran bu sayıdaki bir dereceden söz ederken, bir planeti anla madan diğerini an layamay ız İkisi birbirine bağlıdır. Bu birleşime .
sahip bir i nsanda Mars'a özgü bir sorun, aynı zamanda Venüs'e öz gü bir sorundur ve Venüs' ü güçlendirmek Mars' ı daha uyumlu ça -
lışır bir duruma getirmenin bir yolu olabilir.
Geleneksel astrologlar açıları iki kategoriye aymrlar: iyi ve kö
tü. Bütün açılar işlevseldir; hepsinin hizmet ettiği bir gaye vard ı r
.
Bazıları daha iyi hissedilirler, ama tali bir konudur. Genellikle en iyi hissedilenler, bizi en karmaşık durumlara sokanlardır. Aklınız dan iyi ve kötüyü silin, en azından astrolojik düşünceden çıkarın. Şimdi bu açıların her birine kolay ve zor hissedilişlerine göre değil, fonksiyonları açısı ndan bir bakalım.
O Derece: Kavuşum Açıların en basi ti kavuşumdur. Bu açı iki planet cam birbirle rinin üzerindeyken gerçekleşir. İ kisinin fonksiyonu birarada kayna şır. Birisi diğerini eckiler ve bunların birleşiminden bir çe�it 11mak ro-birim11 oluşur, bu cek bir burç-planer-ev kombinasyonundan da ha karmaşıkcır.
238
MARS VE VENÜS ARASINDAKi 90° AÇI
Füzyon, kaynaşma - kavuşumun özü budur. İki 0birim11 bir olur. Diyelim ki Macs ve Merkür kavuşumda. Normal şartlarda agre siflik (Mars) ve entellekt (Merkür) z i hi nde ayrı ayrı alan la ra sahip tir. Bir devre diğeri ni uyarmadan hareke te geçebilir. Ama iki pla net bir arada o l u nca durum değişir. Birisi ateşlen ince ikincisi de ateşlenir. Sonuç açık, dolaysız ve keskin bir akıldır. Güçlü, etki li bir akıl. Bu akıl heqeyi olumlu-olumsuz, kazananlar-kaybedenler bak ımı ndan düşünür. Merkür'ün tüm fonksiyonu Mars'm rekabet çiliği ile erkilenmişrir. Mars nasıl etkilenir? Dotal agresiflik, atılganlık akıla yönelir. Böyle bir insan kavganın, dövüşün ön saflarında yer almayabilir, ama politika veya din tartışuken bir katilin dürtülerine sahip ola bi l ir. Akıl ve dil yumrukların yerini doldurur. Bu kavuşu mun hangi burç ve evde yer aldığı ve doğum harita sındaki diğer planetlere ne tür açılar yaptığı çok öneml idir, ama bun ları n hiçbirisi temel nok tayı değiştiremez: kavuş um açısında, normalde ayrı ve farklı olan iki fonksiyon bir araya gelerek 239
kaynaşır. Birisi hareket ettiği ıaman diğerinin durması asla müm· kün olamaz.
180 Derece: Karşıt Eski zaman astrolojisinde karş ıt "kötü11 açılardan birisidir. Bu
açının büyük bir tansiyon ürettiği doğrudur. Ancak bu tansiyon doğum haritasına derinlik ve esneklik ekleyeb i lir. Bu konuda asıl etken karşıt açının temsi l ettiği konulara kişinin verdiği tepkidir.
Tansiyon, gerilim - karşıt açıyı anlamanın anahtarı budur. İki
planet uzlaşmaz bir şekilde zıt kutuplara ayrılmıştır. Birisi sola dö nünce öteki otomatik olarak sağa döner - ve aksiliğ in , tersliğin bu nunla bir ilgisi yoktur. Kendi içsel mantıklarına göre doğal olarak hareket ederken birbirlerinin yolunu keserler. Bir planetin Boğa'da olduğunu düşünün. Ak rep' te onun karşıtı
olan planet bulunacaktır. Boğa' daki planetin niçin' i sakinlik ve ba sitlik arayışı olacaktır. Oysa Akrep'tekininki bunun tamamen aksi
dir: yoğunluğa, derinliğe ve dönüşüme açlıktı r.
Birarada iyi geçinemezler. Geleneksel astrologlar işte bu yüzden
kaqıta "köcü" derle r. Ama bizim bu yüzeysel düşünceye bağlı kal mamız gerekmez. Boğa ve Akrep'teki planetler arasındaki gerilim paha biçilemeyecek kadar değerli olabilir. Her biri d iğeri n i n Bjm
lıklarını ve aksaklıklarını düzeltebilir. İkisi de bundan hoşlanmaya bil i r. Ama sonuç olumludur. Boğa'daki planet hafta sonlarını evde geçirmenin en iyi şey ol
duğunu düşünebi li r. Sakin, huzurlu, güvenli. Niçin şimdi bunu ze deleyelim ki? Oysa Akrep Farklı düşünmektedir: "hadi şu yeni psi koloji kitabının yazarının imza gü nüne gidelim" demektedir.
Eğer doğum haritasında bu karşı t lığı bu lunduran kişi bilinçli bir şekilde, gerekli zamanlarda bu kuıuplan kullanmasım,
ik isi arasındaki uzlaşmayı başarırsa yaşamı zenginleşir. Sık sık din lenir ve aynı zamanda ilginç psikiairisderle tanı şabilir. Karşıtlığın
240
özü budur - bir konunun iki yönünü de görebilecek kadar bi l i nci genişletmektir. Eğer bunu becerebilirsek, esneklik, çeşitlilik ve de ğişkenlik kazanmz. Ama eğer bunu beceremezsek? O zaman ne olur? Karşıtta başa rmzlığın korkunç sonuçları olabilir. Akıl kutuplaşmanın ik i yarı sı arasında gider gelir. Birisi egemen iken, diğeri bilinç dışına iti lir. Sadeliğe ulaşabiliriz, ama daha değerli bir şeyi, aklımızı, yitire biliriz. En kötü durumda. karşıtlık bir insanın karakterinde Jekyll ve Hyde'a neden olur. Kutuplaşmanın bir yarısı tüm dikkatimizi talep eder. Seçimlerimizi ve taahhütlerimizi onun ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak yaparız. Arkamızda kalan köprüleri yıkarız. Sonra diğer yarı ortaya çıkar ve birinci 11parça"yı geri plana iter. Es kisiyle çelişen yeni ihtiyaçlar ve dürtüler bizi yönlendirir ve birin ciye göre yapılan seçimlerin önünü keser. Ve bu ıekilde, belki de yıllarca, en kötü düşmanımız kendimiz olarak, çok az yol katede rek, bir ileri bir geri gider geliriz. 90 Derece: Kare Karşıt açı gibi, kare de 11kötü11 bir açı olarak kabul edilir. Ve, yi ne karşıt gibi, karede de bu "kötülük11, eğer açının temsil ettiği ge lişimsel boyutu kavrayamaz ve ona olumlu bir yanıt veremezsek, ortaya çıkar. Karşıtın gerilim üretmesi gibi, kare açı da sürtü,me üretir. İki si arasında kaqıc daha uyumludur. Karşıt burçların her zaman or tak birşeyleri vardır. Akrep ve Boğa örneğinde bu birşey içten ve derinden hissediştir. İkizler ve Yay'da meraktır. Aslan ve Kova1da kişiliğin aşırı gelişmesidir. Karşıt burçlar, iıer zaman, bir �ekilde birbirlerine bağlıdırlar. Onlar, her zaman aynı paranın farklı yüzle ridirler. Radikal olarak farklı yüzler, ama en azından ayna para. Ka rede durum değişiktir. 90 derece açının sürtüşme karaklerisciği eksiksiz, yerleşik bir
24 1
aykırılıktan doğar. Karede iki tanımın karşılıkh anlayış için Ortak bir dil, ortak bir zemin yoktur. Sadece çok yüksek bir anlaşmazlık duvarı vardır. Koç'taki bir planet ile Yengeç'teki bir planetin kare açı yaptığı nı düşünelim. Koç'taki planetin niçin'i cesareti geliştirmektir. Na sıl'ı da her zaman bilinçli bir �kilde gerilim peşi nde koşmaktır ve bu tanımda yer alan planet ve ev bu gerilimi tam olarak tanım layabilir. Yengeç'teki planetin gizli gündemi ise farklıdır. Niçin'i süb jektif yaşamı derinleştirmektir. Na5ıl'ı ise insanın dış dünya ile ilişkisini sakinleştirmesine ve dengeli kılmasına bağımlıdır - ki bu dtinya tam da Koç'un saldırdığı dünyadır. Yengeç için Koç'a özgü davranışların hiçbir mantığı yoktur. Yengeç'in davranışları da aynı şekilde Koç'a anlaşılmaz gelir. Daha da kötüsü, birisinin başardığı yerde diğeri yenilecektir. Hedefleri ayrı ayrıdır. Kare açıyla birbirine bağlı planetler kişiliği kontrol al tına almak için birbirleriyle yarışırlar. Birisi için zafer, diğeri için yıkım demektir. Eğer karşıt rakiplerin açısıysa, kare doğal düşmanların açısı bazları yoktur.
dır.
Güçlü sözcükler. İnsan kulaklarının arasında bu sözcüklerle do laşırken nasıl başarı sağlayabilir? Eğer izin verirsek, başarı çok büyüktür. Doğa doğal düşmanl�r la doludur. Aslanlar ve antiloplar. Baykuşlar ve fareler. Tilkiler ve tavşanlar. Onların draması çok vahşi olmasına rağmen vazgeçile mez ve zorunlu bir amaca hizmet eder: zayıflık imha edilir. Yavaş ve hasra olan yakalanır. Çevik ve uyanık olan kaçar. Kare açı da aynı hizmeti görür: Karede üretilen sünüşme her iki planete de büyümeleri ve gelişmeleri için acımasız bir bas
Hayatta kalabilmek için evrim geçirmeleri gerekir. Bir yanlış adımda, bir tembellikte ezilirler. Kareyi "çözmenin" yolları nı aramayın. Bulamazsınız. Kareler çözümsüzdür. En iyi durumda kı uygular.
242
,
bile, karakterde bi tmek bilmez bir huzursuzluk kaynağıdırlar. Ve idealde, huzursuzluk iyileştirici bir güçtür. Sonuçta barışa, huzura ulaşılamaz, ama büyüme ve başarı elde edilir. Karenin korkunçluğu çözümlenemez ikilemler, kısır döngüler yaratma kapasitesinden gelmez. Bu sadece kare açıyla birlikce olu şan bir alandır. Bu alandan geçmek asla kolay değildir, ama her za man bizi güçlendirir ve her iki planetin zayıflıklarından kurtulma mızı
sağlar. Asıl iirkütücü durum iki planetten birisinin diğerini
yendiği zamandır. Kazanırken diğerini yok edebilir, pasifleşcirir, fonksiyonsuz hale geririr. O zaman felce uğrarız. İnsanlığımızı ohqturan on temel "ruhsal devremizden" birisi bozulur. Hayati bir şey bizden uzaklaşır. Ve yaşamımızın o bölümü, her neresi ise, yan lış başlangıçlar, yıkımlar, sürekli tekrarlayan yenilgilerle dolar.
120
Derece: Üçgen
11İyi" bir açı - ama bu görüşe biraz daha yakından bakalım. Açı lar evliliklere benzer. Bazılarının temelinde tutku vardır. Bazıları arkadaşlığa dayanır. Ve her kategoride, gelişen, başarılı insanların yanısıra, rahatsızlık çekenler de bulunur. Açılarla ilgili sorulacak soru, hangi evliliğin "daha iyi" olduğu değildir. Yaşam bu dar kap samda düşünülemeyecek kadar karmaşıktıc. Soru daha anlamlı ve maksatlıdır: Tutkulu bir evlilikteki patlayıcı karakteristiği nasıl yumuşatabiliriz? Ve, fazla çaba harcanmayan, rehavete kapılmış gi
den bir arkadaşlığı nasıl canlandırabiliriz? Buraya kadar tutkulu açılarla - karşıt ve kare - karşılaştık. On ların tuzakları açık seçik; onlar bize, arkamızdaki megafonla dur mamızı söyleyen, mavi siren lambası yanıp sönen polis arabasının yaptığı gibi, adrenalin pompalarlar. Şimdi değişik bir evlilik biçi mine göz atalım. Dost üçgenle karşılaşalım ve onun bizi ömür bo yu uykuya yatırmasından nasıl kurtulacağımıza bir bakalım. Üçgen. Falcılar için üçgen, açıların Rolls-Royce'udur. Onu her
243
zaman olumlu şeylerle bağdaşcırırlar. Onu dokunduğu her planeti
güçlendiren ve derinleştiren bir kuvvet olarak düJünürler. Daha
fazla üçgen, daha
fazla şans
- işte
geleneksel
görüş. Buna i nanma
yın. Üçgenin otomatik olarak "iyi11 olduğuna inanmak, hiç tartışma
evliliğin mükemmel olduğuna inanmaya benzer. Üçgenler de aynı kareler ve kaqıclar gibi bir evliliğe zarar vere bili rler. Ve. yi ne aynı kareler ve kaqıdar gibi, üçgenler de bir pla netin kendisini en yüksek düzeyde ifade etmesine yardımcı olabi olmayan bir
lirler. Herşey bizim seçtiğimiz tepkiye bağlıdır. Üçgen uyum de
mektir. Birbirinden
1 20 derece uza�lıkta bulunan iki planet uyum
içindedir. Doğaları farklı olabilir.
Hedeflerinin birbirleriyle alakası
olmayabilir. Ama onlar doğal müttefiklerdir. Uzun uzun düşün
meden, çl\J:>a harcamadan, kolaylıkla güçlerini birleştirebilirler. Bu
müttefikliğin
bizi desteklemesi veya bize engel olması ayrı konu
dur. Ay'ımızın Yay burcunda olduğunu dütünelim .
Bu
durumda
Yay'a özgü deneyim lere - normal alışkan lıkları bozan ve bizi deği
şik, uyarıcı koşullara götü ren deneyimlere - duygusal bir açlık (Ay)
söz
konusudur. Ay'ın Koç burcundaki Mars'la üçgen yaptığı nı
dü�ünelim. Bü tün atı lgan ve d ü rtücü zihinsel devreler (Mars) Koç'un macera, za fer, zorlayıcı deneyimler arzusu ile yönet i liyor. Üçgen sayesinde Mars ve Ay karşılıklı destek düzeniyle birbiri
ne bağlanır. Burada hedefler çatışmaz. Uyum içindedirler. İkiside heyecan hevesindedirler ve biri sini hoşnut eden diğerini de hoşnut eder. Yay'daki Ay ' la üçgen yapan Mars ile Nepal'i boydan boya yü rüyebilir veya Kızıl Deniz'e dalabiliriz. Ama aynı zamanda Ocak ayı nda, ellerimiz. arkamızdan bağlı bir şekilde Süveyş Kanalında
yüzmeye de çalışabiliriz. İçsel uyum
-
bu, üçgenin hem en büyük
gücü, hem de ölümcül
zay ıflığıdı r. Bu açı ile birbirine bağlanan planetler hiçbir sürtü�me hissetmezler. Ama sürtüşme mutlaka kötü değildir.
244
Bazen dengeye
ve doğru değerlendirmeye neden olur. İki planeci bir ekip kurma ya sevkederek, tek başına yapabileceklerinden daha fazlasını sağla yan üçgen çok verimli bir psikolojik mekanizma olabilir. Mars'ın ve Ay' m ne ' leri belki farklıdır ama niçin ve nasıNarı uyum için dedir. Bu uy um "iyi" mi? Belki evet. Belki hayır. Bu içsel ahenk sa yesinde, iki b irim ortak ihtiyaçlar çerçevesinde b i rbirleri ni destek lerler, ama üçgen açı planetlere kendilerini inceleme, gözleme ola nağı vermez. İki alkoliğin bir sonrak i kadehi ısmarlamaya karar vermesi gibi birbirlerine hiçbi r faydaları yoktur. Tutkulu açılar - kare ve karşı t - tutkulu evlilikler gibi çal ışırlar. Buradaki planetler olanaksız taleplerde bul un up, anlaşılmaz du rumları savunurken bir cehennem azabı yaşanabilir. Ama bu geri lim büyümeyi , değişimi ve armmayı sağlar. Üçgen bu i şe yaramaz. Karşılıklılığın ve uzlaş man ın hüküm sürdüğü, gerilimin hemen hiç gözlenmediği evliliklere benzer. Taraflar mutlu olabilirler. Ama bu mutluluk gittiği kadardır. H içbi r şey öğrenmezler, yeni bir şey deneyimlemezler, kendilerinde bir değişiklik yapmazlar. Ve baskı altında olduğunda, bu "mutlu" evli lik sürtüşmeli evlilikten daha önce yıkılabilir. Üçgen in hüneri onu sınırsız büyüme potansiyeline sahip ya şam alanlarının [emsilcisi olarak algılamaktan geçer. Zihinde bir müt[efiklik oluşmuştur. İki planet her hangi bir sürtüşmede ener ji kaybı tehlikesi olmadan ortak bir hedefe doğru yönelmek için birle�miştir. Ama aynı sürcüşme eksikliği onların uykuya dalması na neden olabilir. Onları uyandırmamız gerek ir. Üçgende gizli güçleri görüp, bu güçleri kendi irademiz ve disiplinimizle uya rarak harekete geçirmemiz gerekir. Eğer üçgendeki hareket ve gelişimi uyandırmayı başarabil irsek , o bi z i bir kare veya karşJta gö re daha i leri ye taşıyabilir ve bu nu bizi yormadan yapar. Ama eğer başaramazsak, o yaşam enerjimizi kuşatı r. Mocivasyonsuı, tembel, hep kendi doyumu nu düşünen, her zaman kolay yolu arayan, yete neklerini harcayan ve kendi felaketini hazırlayan şımarık çocuklar 245
gibi davranmaya başlarız. 60 Derece: Altmışlık
Bir başka 11iyi11 açı , altmışlık genellikle üçgenin gücü azaltı lmış biçimi olarak düşünülür. Ge rçekte, hareketi oldukça bel i rg indi r. Diğer açılar gibi altmışlık da planetse! birimler arasındaki beli rl i bir evlilik formunu temsil eder. Bu evliliğin kendi özel mantığı ve kendine özgü cehlikeleri vardır. Üçgen gibi o da arkadaşlığa yönel miştir. Ama benzerlik bundan öteye gitmez. Altmışlığı üçgenle karşılaştırmak, valsi kov!>oy dansıyİa karşılaştırmaya benzer. İkisi de dansttr, ama benzeşme buraya kadardır. Alt mışlık coşku ve heyecan yaracır. Hassas, renkli ve dina mikt ir. İki planet de canh ve gayretlidir. Hayat iyet kazanmıştır. İki planet alcm ışlık açıyla biraraya gelince, sanki iki genç ilk defa aşık olm uş gibidir. Ortam büy ülüdür. Neşelidir. Enerji yüksektir. Ama huzur, sükunet ve süreklilik yoktur. Gençlerin ilk aşkı gibi, al tm ış lık da iki planetin olgunlaşmasına yardımcıdır. Aşk gibi, o da ge lişimi hızlandırır, insanın özünü aydın latı r. Ama ilaç sersemleci ci dir. Aynı zamanda baş döndürür ve gerçekdışılık yarat ı r. Heves birden parlar ve sonuçta biqey elde edi lemeden söner g ider. Aslan1da yer alan bi r planetle İkizler'deki bir planetin altmışlık açı yaptığını düşü nün . Birinci planetin niçin'i kendini ifadedi r. İkinci planetinki ise bilgi toplamaktır. Aslan'daki bir� i let i r. İkizler1deki alır ve daha fazlasını ister. Bu Aslan 'ı canlandırır ve da· ha başka şeyler iletir. Süreç hızlanır ve iki planet de harekete doğ ru uyarılır. Altmışlık açı budur. Bazen coşku daha belirsiz olur. Yengeç'te bir planet Boğa'daki bir planetle altmışhk açı oluşturur. Yengeç sübjektiviteyi ve hayal gücünü geliştirmek ister. Boğa sukuneti, huzuru kovalar. Bunlar onların niçin'leri ve oldukça farklılar. Ama nasıl'ları hemen hemen ayn ı ; ikisi de belirsizlikleri, tedirgin l ikleri eleyerek, dışa dönük ya246
şamlarını sadeleştirmek ve sabit hale getirmek istiyorlar. Bir kere daha üçgenin coşku karakterist iği He karşılaşıyoruz: Yengeç kabu ğunun içine çek i lerek Boğa1yı sevindi riyor. Bu arada, Boğa da dün
yada güven ve düzen oluşturmaya uğraşıyor. Ve bu da Yengeç'i ra hatlatıyor. Üçgenler gibi altmışhklar da ileriyi görememenin sıkıntılarım
çekebilirler. Yengeç ve Boğa birbirlerini ölümüne sıkabili rler. İkiz
ler Aslan'ın performansından yorulabilir sini ihanete uğramış
ve o zaman Aslan kendi hissedebilir. Üçgen ve altmışlık açılar planet
lere bir perspektif sağlamazlar. Dostça evlilikler gibi, bu açıların karakterindeki zayıf nokta da temelde yatan etkileşimli zayıflıkları
farkecmekteki yavaşlıknr. Ve bu farkındalık olmadan bir savunma mekanizması ve gelişme olasılığı olamaz. Altmışlıklar buna bir tehlike daha ilave ederler: heves, gençlik aşkı gibi, geçicidir. Kalı
cılık ve dayanı k lılık - bunlar onun aklına gelmeyen niteliklerdir.
Bu açı ile birleşen bi rim ler arasında büyük bir enerji alış veri fİ var
dır. Ama renkli, dramatik ve yararsız bu enerjiler belirli bir amaç ve hedeften yoksun parlayıp sönerler.
Talt (Minor) Açılar Kavuşum, kaqıt, kare, üçgen ve
altmışlık
-
bu beş açı temel
(major) açılardır. Planetlerin bi rbirlerini temelde hangi yollarla et kilediklerini gösterirler: kaynaşma, gerilim, sürtüşme, uyum ve he
ves . Bunları iyice kavradığınızda doğum haritası yorum unda bü yük bir adım atmı� olursunuz . Bazı haritalarda çok sayıda açı bulunur. Bazı hari talarda ise gö receli olarak azdır. Tipik
bir haritada,
belki yirmi
adet bu
tür i li ş
ki söz konusudur. Her biri önemlldir. Her biri haritayı bütünüyle kavramamıza yardımcıdır.
Yirmi açı bile hatırlayabilmemiz açısından büyük b i r rakamdır.
Hepsiyle aynı anda başa çıkmaya çalışmak boğucu bir çalışmadır.
247
Hepsi çok önemlid ir - ama beynimizin belirli bir süre içerisinde
bağlanu kurma kapasi tesi konusunda da gerçekç i olmamız gerek ir.
Gelecek bölümde bir doğum haritasını yorumlarke n en
belirleyici
açıları ayırdecmenin yol larını göreceğiz. Dikkatimizin gerçekten odaklanması gereken noktaları öğreneceğiz. Plane tler arası evlilik
lerin kritik ol anları n ı çözdükten sonra, dikkatimizi daha az ön em
li olanlara yöneltebiliriz.
Beş temel açıya tali açılardan oluşan bi r heyet eil i k eder. 5 1 °
(septiles) ve 1 02° (biseptiles)lik açı lar. 1 5 0° (quincunx)lik açı .
1 3 5 ° (sesquiquadrate)lik açı. 40° (novile)lik açı. Her biri 11birimler0
arasındaki farklı bir il i şk i biçimini tari fler. Eğer düşüncemize
bu nl arı da eklersek, birdenbire yirmi adet açıdan al tmı ş veya yet
miş açıya çıkarız. Bu şekilde ulaşnğımız noktada her planetin tek tek diğer planetlerle, aynı zamanda Yükselen11e ve Midheaven ile bağlantısı bulunur. Ve işre o anda kulaklarımızdan duman çık
başlar. Tali aç ı lar gerçektirler. İ şlerlikleri vardır. Önemlidirler. Ama
maya
onlara cali denmesinin de bir anlamı vardır. Tali açılar remel açılar kadar önemli değillerdir. Sadece temel açılara bağlı kalsak dahi eli mizde yeteri kadar veri bulunur. Ast roloji öğrenmekte olanlara be
nim öneri m , en azından birkaç yıl deneyimlenene kadar, cali açıla
rı unutmalarıdır. Onlarsız da verimli çalışabilirsiniz. Ve onlarla ak
lını zı kacıştmrsınız. Bu açılara incelemek istiyorsanız kitabın arka-
sındaki kaynakçalardan faydalanabilirsiniz.
·
Orb (Etki Alanı)
İki planet birbirinden 90 derece uzakta ise kare açı oluşur.
eğer uzaklık 91 derece ise? Bu hala bir kare midir?
Peki
Evet, karedir. Bütün açı larda bir miktar esneklik bulunur. Ha
vai fişeklerin atılması için planetler arasında kesin geometrik açıla rın oluşm ası gerekmez. Açının birkaç derece içerisinde olması ye-
248
tedidir. Bu toleransa açının orb•u denir. Orb'u kan ve kesin bi r şeki lde belirlemek mümkün değildir.
Onları bu şek i lde bağlamaya çalışmak, kuzunu n ram olacak hangi gün koyun olduğunu belirlemeye çalışmaya benzer. İşlemez.
Tam açılar en güçlü açı lardır. Ama 2 veya 3 derece uzaktaki açı
da aşırı
enerjiktir.
Beş derece: göz ardı edilemeyecek kadar önemli
dir. Altı veya 7, hala etkili, ama kesinlikle güçsüz. Sekiz veya 9: mevcut ama o kadar etkisiz ki dikkatimizi başka noktaya yönelte biliriz. Eğer açıyı yapanlardan birisi Güneş veya Ay1sa orb' u biraz daha genişletebiliriz. Bu ikisi kişiliğin temel ca�larıdır. Onları et kileyen
herşey özenle incelenmelidir. ORB
E,!!er Maıı 15" Akrop'reyse Kow.'nın 7° ve 23"leri otas1ndıı bl.ırı bir planet ona
bce O{• )'llpar.
249
Açtları Nasıl Tanıyabiliriz? Açıları hızlı bir şekilde
tanımanın yolu burçlar halkasına Çevresine burçları doğru sı raya göre işaretleyin. Bu kağ ıdı aynanıza asın. Bir ay, bilemedi n iz iki ay içinde, başka bir çabaya gerek kalmadan açı ustası olursunuz. Tüm yapmanız. gereken, hangi burcun dairenin neresinde yer ald ı qin a olmaktan geçer Bir daire çizin .
.
ğını öğrenmektir.
Bir başka deyişle, bir burcun tüm diğer burçlara yaptığı açı
ları öğrenmemiz gerekir. Bu noktadan planetlere ve derecelere da ha kolay ineriz. Farketmesi en kolay açı kavuşumduc. Koç Koç'a kavuşur. Boğa Boğa'ya kavuşur ve böylece gider. Burada bir problem yoktur. Kar§ıt açı da oldukça kolaydır. Hele bir de
burç halkanız
önü
nüzdeyse daha iyi. Koç'un Terazi'nin, Boğa'nın Akrep' in karşıtı
ol
duğunu görürsünüz.
Üçgenleri farkecmenin hilesi butcun eJemaıunı hacırJamakcır.
Bütün ateş grubu burçlar birbirlerine üçgen açı yaparlar. Aynı du rum bütün toprak grubu, bütün hava grubu ve su grubu bu rçlar
için de geçerlidir.
Karelerin temelinde nitelikler yatar Her hangi bir burcu seç in Üç tane burç daha aynı niteliğe sahipdr öncü, sabit veya değiş kendi r Bu üç burçtan birisi karşıt burçtur, geri kalan ikisi ise ka .
.
-
.
redir. Üçgenler gibi altmışlıklar da elemanlara bağlıdırlar ama onları
bulmak için biraz fazla düşünmek gerekir. Toprak grubu ile su gru bu birbirlerine al tmışlık açı yaparlar. Ateş ve hava da aynı yolla bağladırlar. Üçgenle bağlanan gruplarda bulunan üç b urçtan birisi karşıt burçtur Diğer ikisi gerçek üçgendir. .
Eğer elemanları ve nitelikleri hatırlamak sizi zorluyorsa. açıları
farketmeniz için manız yeterlidir.
250
daha da kolay bir yol w.rdır: sadece burçları say
Her hangi bir burç seçin. Ona bir numara verin. İster saat yö zaman ikinci burç bir açı yapmaz. Üçüncü burç altmışlık, dördüncü burç kare, beşinci burç üçgen ve altıncı burç karşıt açıdır. Burçların her biri 30 derece genişliğindedir. Ama orb1 lar 6 ve ya 8 derecedir. Bu nedenle , eğer planetler arası açıdan söz ecmek is tiyorsak, bir adım ileri girmemiz gerekir. Mars'm 1 5 derece Akrep'te yer aldığm ı düşünelim. Hangi açı ları yaptığmı görmek istiyoruz. Kavuşum açı sı Akrep1re olacaktır, ama Akrep'in her hangi bir yerinde değ i l. Söz konusu planete 8 de recelik mesafe içinde - bir başka deyişle 7 derece Akrep ile 23 de rece Akrep arasında - yer alacak.tir. Gökyüzünün bu bölümü içinde bulunan her hangi bir planet Mars'la kavuşum yapacaktır. Akrep1in ilk 7 derecesi ile son 7 derecesi içindeki bir planet Man'la kavuşum n üne, isterseniz bu yön ün aksine saydığınız
yapamaz.
Bu andan itibaren, 7 dereceden 23 dereceye bizim büyülü for
mülümüzdür.
Bu formülün diğer açılam nasıl uygulandığını görelim. Boğa Akrep' in karşıtıdır. 7 derece Boğa ile 2 3 derece Boğa ara sındaki her hangi bir planet Macs1a karşıt açı yapar. 2 derece Boğa
27 derece Boğa'daki yapamaz - orb fazla geniştir. Akrep1e açı yapan diğer burçlar da bu mantık çerçevesinde göz den geçirilir. Bu b i ttiği zaman. Mars1ın doğum haritasının geri ka
ve
lanına nasıl bağlandığını tam olarak bilebiliriz.
Durumu ka rmaşık hale getiren
bir faktör daha vardu. Bir pla
net bir burcun başlangıcına ve sonuna yakın olduğu zaman dikkat
li olmamı z gerekir. Açılar "yanlış" burçlar amsında olabilirler. Jüpiter' in 26 Koç1ca olduğunu düşünelim. Kavuşumun orb'u ne olacaktır? Geriye doğru, 18 Koç1a kadar uzan ır. Z.Odyakta ilerledik çe orb' u 34 derece Koç'a uzatmamız gerekir. Ama böyle bir derece yoktur. 301da Koç biter, Boğa başlar. 1134 Koç11 gerçekte 4 Boğa1dır - ve Boğa'nın başlangıcında bulunan bir planet Koç'un sonundaki 25 1
Jüpite r' le kavuşur.
Jüpiter'in diğer açılarını saptarken de benzer bir mantık kulla nılır. Planetler arasındaki açılar söz konusu olduğunda, bizzat bu açılar gözönünde bulundurulmalıdır. Burçlar açı ların sap· tanmasında sadece kolaylık sağlariar. Bir planet 11yanlış" burca geçtiği zaman, etkisi zayıflar. Kare yi ne de karedir, ama bir yönü elinden al ınmıştır. Bu durumda orb'u biraz daraltmak faydalıdır. Açılar saptandıktan sonra, haritanın üzerine kaydedilirler. Bu nun için farklı metodlar uygulanır. Baıı astrologlar haritadaki pla· netler arasında renkli çizgiler çizerler. Bazıları, yandaki sayfada bi zim İngiliz'in haritası�aki açıları gösterene benzer, bir açı matri si doldururlar. Açı matrisini okumak kolay bir iştir. Ama önce bazı glifleri öğ renmek gerekir: KAVUŞUM: (J ALTMIŞLIK: *
KARE:
O
ÜÇGEN: A KARŞIT: I
Merkür ( f ) ile Satürn ( \) arasında bir açı var mı? Merkür ko lonunu bulun. Onun Sarüm satırıyla kesişti!i noktaya gelin. Bu noktada kaqıt açının glifıni göreceksiniz. Bu işlem matriste bulu nan tüm planetler için tek tek yapı lır.
252
M
y
İNGİLİZ 9 Ekim 1940 6:30 PM BT
Manchester, England 53N30 2Wl 5
Çok sayıda açı yapan bir planet: oldukça önemlidir. Sanki hari tada diğer planederi etkileyen, stratejik bir konumu var gibidir. Ama bu konu gelecek bölümde ele alınacaktır. Şimdilik, bir plane253
tin önem kazanabilmesinin daha kolay bir yolunu göreceğiz.
Planetlerin Yöneticiliği Planetler ve burçlar değişik türde zihin mekanizmalarıdırlar.
Daha önce gördüğümüz gi bi , planetler zihnin bölü ndüğ ü on temel
fonksiyonu temsil ederler: egoyu oluşturma, duygular ve hayalgü
cü, atılganlık ve saldırganlık, v.s. Burçlar belirli hedefleri ve o he
deflere ulaşım yöntemleri olan psi kolojik süreçlerdir: örneğin alış kanlığı yıkma cesaretini veya yereıieğini geliştirmek.
Belirli bir hedefi ve metodolojisi olan her psikolo j ik süreç, on
fonksiyondan her hangi birisine, kendi amacı
özellik karabi l ir. Bir başka
deyişle her
ve
biç i m i ile, bir
hangi bir planet her hangi
bir burçta bulunabilir. Bazı burç-planet kombinasyonları diğerlerine göre daha uyum
ludur. Ateşli Mars savaşçı n ı n burcu olan Koç'ta yer almay ı sever. Ama zarif ve diplomatik Terazi'yle ilişki kurmakta zorlanır.
Her bu rç planet birleşiminin bir anlamı vardır. Her biri olum -
lu değerlere sahip davranış biç i mleri üretebilir. Ve her biri çökün
tüye uğrayabilir. Hiçbir birleşim en baştan iyi veya kötü değildir.
Bunun önemi yo krur. Esas gözlemlediğimiz önemli konu,
l:>azı planetlerin bazı burçların ifadesini diğerlerine göre kolaylaş tırdığıdır. Her planetin bir veya iki burçla özel bir ilişkisi vardır. Doğala rındaki benzerlikler nedeniyle, o planet o burçta yer aldığı zaman,
oluşan sürrüşmenin dozu çok azdır. Her ikisi de kendisini gayet ner ifade edebilir. Eski astrolojiden günümüze, bu özel bağ için güzel
bir isim miras ka.lmışut:
bir burçla özel bir
yakınlığı olan bir pla
nete o burcun yöneticisi denmektedir.
Yöneticilik. Talihsiz bir sözcük. Burada, gerçekte söz konusu
olan egemenlik, üstünlük veya teslimiyet değildir. Bu sadece orra çağa özgü bir düşüncedir. Planet ve burcun "birbirine benzediğini11
254
söylemek daha doğru olacaknr. Ama modern astroloji bu ortaçağ deyimini muhafaza etmektedir. Yöneticilikleri bütünlemek üzere, zorlu planet-burç ilişkilerini tanımlamak için bir başka kavram geliştirilmiştir. B ir planet nasıl
ve niçin1i kend i si ne yabancı olan bir burçca yer aldığı zaman dü
şüştedir. Bu durumda, planet ve burcun ortak ifadelerine ortak bir zemin oluşturmak için çok çaba harcamaları gerekir.
Planetse! yöneticilikler ve dü�üşler açılar içinde en gerilimli
olana, yani karşıt açıya, baj:lıdırlar.
Bir planetin düşüşte olduğu burcun karşısmda yöneticisi olduğu burç bulunur. Eğer birisi ni bilirsek, öbürünü de biliriz. Güneş Aslan'ın yönecicisidir. Ego oluşumu büyük ölçüde çevre mizdekilerin reaksiyonlarına bağımlıdır. Alkış veya ıslık - her iki si de, kayı ts ız lığa oranla, daha etkili bir şekilde kendimizi tanım
lamamıza yardımcıdır. Bu nedenle, Güneş, performansın ve başka larının önünde ifadenin buttu, Aslan1da güçl üdür. Karşıt burç olan Kova1da ise düşüştedir: Kova'nın geliş im hamlesi toplumsal onay
ihtiyacım aşmakta gizlidir, ve bu cilt bir kayıtsızlık Güneş' in doğa sına aykırıdır.
Ay Yengeç1i yönetir - duygular sübjektifliğin, hayal gücü n ün ve
iç gözlem in
bu rcunda derinlik kazanır. Ve öz denetimin, hedefe
ulaşmanın vurgulandığı, duygusal kendini ifadenin ikinci plana at ı ldığı Oğlak1ta düşüşe geçer. Merkür iki akıl burcunu yönetir: İkizler ve Başak. İkizler'in me
rakını ve zekasını sever, ve Başak'ın karmaşık ve kaotik çevrelere düzen getirme yeteneği yle benzerlikleri vardır. İkizler'in kar�ısın da, Merkür1ün düşüşte olduğu Yay'ı buluruz. Okçu'nun aydınlatı
cı, kesin sonuçlara gerçekleri gözardı ederek sıçrama eğilimi Mer kür1ü rahatsız eder. Merkür'ün işi Balık1ra da zordur: Balık basitçe mantık evreninde yaşamayı reddeder, ve bu reddediş mantık plane ti tarafından anlaşılamamasına neden olur.
Venüs Terazi ve Boğa'yı yönetir. İlişki kurma yeteneğimizin
255
sembolü olarak, sevgi ve ortaklıkların kricik bir rol üsd endikleri Terazi bu rcuna
doğru
yönelir.Ve sakinleşme yeteneğimizin sembo
Boğa ona çekici Beli r. tanrısı Mars barı§çı Venüs1il
lü olarak, soğukkanlı Geleneksel savaş
bizi şaşırtmayacak bir şekilde, Mars'ın yönet tiğ i
pek sevmez. Ve
iki
bu rç - zorlu
Akrep ve ymı cı Koç - Ven üs1 ün d ü şü�ce olduğu burçlardır. Benzer şekilde Mars Venüs'ün burç larında yer aldığ ı zaman, kendi ifadesi
kısıtlanır. Boğa ve Terazi Mars ' ın düşüş burçlarıdır.
Büyümeye neden olan Jüpiter Yay'ın taşkınllğını ve Balık'ın enginliğini, inancını sever. Bu burçlar onun yönetim alanlarıdırlar.
İkizler'in gazeteci, heqeyi çabucak farkeden niteliği dev gibi pla nete zor gelir. Onun tercihi önce sıçramak sonra bakmaktır. Ba
şak'ın dikkadiliği de aynı nedenle Jiipi rer' i rahatsız eder. Bunlar Jüpiter1in düşüşleridir. Sacüm Oğlak1 1 n yararnğı ağırbaşlı, disiplinli çevrede gelişip büylir,
ve
düşüşte olduğu Yengeç'in duygusal sularında acı çeker.
Kova ve Satürn de birarada iyi geçinirler; Satürn Kova1nın buz gi
bi zihinsel berrakl ığını ve kendine yeterliğin i takdir eder. Kova1nm karşıtı olan Aslan'ın lafazanlığı ve· ciddiyersizUğj halkalı plan eti
üzer - Aslan
Satürn'ün diğer düşüşüdür.
Buraya kadar oniki burcu açıkladık. Her biri n i n bir yönetid
plane ci olduğunu gördük. Her bi rinde bir planetin �üşilfünü öğ rendik. Onsekizinci yüzyıla kadar planetlerin yöneticiliğiyle ilgili
bilgiler bundan ibaretti. Ama ondan sonra yeni planet ler bulm aya
başladık ve herşey daha da karmaşıklaştı. Bu yeni keşifler astrolojiyi zorlu sorularla karşı karşıya bıraktı. Bu yeni planetler burçtan klasik planetler gibi yönetiyor mu? Eğer öyleyse, hangisi hangi burcu yönetiyor? Ve eski planederden han gisi dışarı atılıyor?
Yoksa bazı
burçların yöneticiliğini birden faz la
pla ne t mi payla§ıyor?
Bu sorulardan hiçbirisi tam olarak cevaplanmadı. Astrologlar görülmez planederi ele alma konusunda bölündüler. Bazıları bun-
256
ların burcun üzerindeki otoriteyi geleneksel planede paylaştığını düşündüler. Bazıları Uranüs, Neptün ve Pluto'nun keşfinin gele neksel yöneticilerden üçünün işini
bitirdiğine inandılar.
Buna iruı
nanların çoğu daha fazla planetin bulunacağını ve her burcun bir
planet tarafından yönetileceğini savunuyorlar. Kimbilir, belki de
haklıdırlar. Şahsen, ben yöneticiliğin paylaşılması fikrine eğilimliyim. Bu
fikirde açık seçik belirgin bir değer görüyorum. Eski yöneticilik te orileri bir
mantık içeriyor. Sistem işliyor. Bu nedenle onları dışla
maya gerek yok. Diğer yandan, görülmez planetlerin her birinin de belirli bir burçla açık seçik belirgin bir etmek de gereksiz.
bağlanusı var.
Bunu inkar
Uranüs bireyselleşmenin planetidir. İsyankardır, özgür ruhlu
dur, geleneksele karşı çıkar. Kova olarak isimlendirdiğimiz psiko
lojik süreç ile belirgin bir bağlantısı vardır
-
ve ba�kalarını hoşnut
eden Aslan'a karşı hoşnutsuzluğu da aynı belirginliktedir. Aslan
Kova'nın karşısındaki burçtur ve elbette Uranüs burada düşüştedir. Mistik Neptün ve mistik Balık birbirlerine benzeşirler. Bir yö
neticilik söz konusudur. Balık' ın karş ı s ında Başak bulunur - ve Ba şak' ın kılı kırk yaran, dikbaşlı gerçekçiliği Neptün'ün ruhsallığı ile
çatışır. Pluto'da daha büyük problemlerle karşılaşırız. Birçok astrolog onu Akrep'in yöneticisi olarak kabul edec. Bu burcun ürkütücü yo ğunluğu, kişisel çekiciliği ve demir gibi iradesi açıkça Pluto'ya öz güd ür. Benzer nedenlerle Koç ve hizmete konsantrasyonu nedeniy
le Başak da Pluco'nun yönettiği burçlar olarak düşünülürler. Ben, ihtiyath bir şeki lde Akrep'in yöneticisi olduğunu ve pratik, barış ,
çı Boğa'da düştüğünü düşünüyorum. İki planet tarafından paylaşılan yöneticilikler, bir sonraki bö .
lümde göreceğimiz gibi, karmaşaya neden olurlar. Ama bu yakla şım gerçeklerle uyum içinde görülmektedir. Eğer Jüpiter ve Nep
tün, her ikisi de Balık' ı "seviyorlarsa". bunu ya biri. ya diğeri duru257
muna sokmaya gerek yoktur. i kisi de
bu burçra güçlü olabilirler ve
süreç içinde birbirlerinden birşey alıp götürmezler. Ve asl ı nda yö
neticiliğin özü de budur - otorite değil, uyum. PLANETSEL YÖNET İCİLİ KLER
Planet yöneticilikleri yorum esnasında bize nasıl yardımcı ola bilirler? Temel olarak astrolojik birimlerin
güçlerini saptamamıza bile önemlidir. Onu anlamamız gerekir. Ama kendi burcunda bulunan bi r planet
yardım ederler. Bir planet düşüşte olduğu zaman
çok etkilidir. O zihinsel devre - o ne kişinin psikolojisinde mer kezi bir rol oynar. Örneğin İ kizler'deki Merkür hızlı bir sözel ifade -
258
1
gücünü gösterir. Terazi'deki Venüs kişiye kişi sel büyü ve çekicilik verir. Diğer planetse! fonksiyonlara göre güçlü konumları nedeniy
le, bu nitelikler bireyin kişiliğinde - iyiye ve kötüye doğru - ege men özellikler haline gelirler. Eğer İ kizler'deki Merkür ile Teraıi'deki Venüs doğum haritası nın geri kalanına çok sayıda açı yaparlarsa diğer planetleri atlaya rak, daha da önemli bir ko n uma yükselirler. Belki sadece Güneş ve Ay'ı geçemezler. Böyle bir bi lgi doğum haritasında perspektifimizi korumayı sağlar. Genellikle harirada çelişkili, hatta karşıt temalar bulun u r.
Hangi temanın daha etkili o lduğ u n u bilmek, içsel çacışmanın han
gi yönünün davranış o larak dışarıda görülebileceğini, hangi yönü
nün ise daha az belirgin olarak ifade edilecek şekilde baskı altında tutulabileceğini görmeye yarar.
Bunlar 10. bölümün konuları. Şimdilik, doğum hari tas ı üzerin
de perspektif oluşturmanın daha basit bir yö n tem i ne - tarihsel
perspektife - konsantre olalım. Haritayı doğ umdan önceki ve ·
ölümden sonraki zamanlara bağlayan bir çift sembolle karşılaşalım.
Ay Düğümleri Doğum haritası bir bebek gibidir. Önce hiçbir şey yokrur. Son
ra, aniden, b i r bebek doğar. Doğumun yaklaştığını bi l ebil i r i z. Ama bilgimiz ge nel ve soyuttur. Mevcu t gerçekle karşılaştığımız zaman
- bir erkek, üç kilo, kahverengi saç lı - anlatılamaz bi r �ka gireriz. Bir miktar astroloji b i l i yorsak, şok daha da der in leşir. Doğumun anonsuna bu bebeğin gerçekte nasıl birisi olduğu ve dünyaya ne de
neyimlemek için geldiği bilgisi eklenir - Kova burcu, Gü neş doku
zuncu evde, Yükselen yedi derece Yengeç ' te ve Ay'ı Oğlak'ra, ye
dinc i evde. Bir anda bir kadının karnında bir şişlik varken , bir son
raki anda cam bir insan serüveniyle katJılaşırız.
Bir doğum un hissettirdikleri bunlardır. Ani. Mucizevi. Aslında 259
gerçekleşen oldukça farklıdır. Hiç kimse dünyaya geçmişin damga sını
taşımadan gelemez. Yeni doğmuş bir bebeğin bile bir geç
mişi vard1r. Bir erkiler ve tepkiler zinciri hepimizi geriden rakip eder ve yaklaşık yirmi milyar yıl önceki Büyük Patlamaya kadar devam eder. Eğer bu zi nc i ri kavrayamazsak, çok eksik kalırız. Sade ce
bugünü konuşabileceğimize dair bir anlaşma imzaladığımız bir
ilişki kurmuş gibi oluruz. Yakınlaşma olasıdır, ama i l i şki de zengin
lik ve anlayı� olamaz.
Astroloji bu engeli nasıl aşabilir? Doğum haritası bir doğum
haritasıdır. Ancak bir canlı ilk nefesini aldığı zaman çizilebilir. So runun cevabı astrolojinin en gizemli ve karşıt iki sembolünde
-
ku
zey ve güney ay düğümlerinde - gizlidir. Fiziksel olarak ay düğüm
leri karmaşık şeylerdir, Ay'ın yörüngesinin göksel küre ile bağlan tılı olarak hareket eden noktalarıdır. Şimdiki amacımız için onları bilimsel anlamlarıyla kavramamız önemli değildir. Esas olarak
Ay düğümleri doğum haritasını tarihe bağlarlar. Güney ay düğümü geçmişi ve geçmi
sembolik anlamlarını öğrenmemiz gerekir.
�in bizdeki etkilerini sembolize eder. Kuzey ay düğümü ise bizi çe
ken geleceği sembolize eder. Bu i ki nokta her zaman karşıttır. Da
ha önce ne olduğumuz ile ne olmamız ge rekt iği arasında muazzam bir gerilim vardır.
AY
KUZEY
DÜGÜMLERİ GÜNEY
Güney ay düğümünün anlattığı geçmiş ne tür bir geçmiştir?
İki
modelden birini seçmemiz veya, kesin bir yargıdan uzak durarak, her iki perspektifi de göz önünde bulundurmamız gerekir.
260
Birinci model genetiktir. Kalıtım sayesinde, her birimiz geç
mi şt en bir miras ediniriz. Annemizin bumunu, babamızın hu yunu
alırız. Ve eğer büyük-büyük-büyük-büyükannemizi tanıyabilsey
dik onun bize benzerliği sayesinde �ka girebilirdik. Onun yaşa
mında süren geçmiş genler yoluyla bizim yaşamımızda da sürer. Bu
modelde, güney ay düğümü a taları m ızı n bizim üzeri m i zdek i etki
sini sembolize etmektedir. Doğumda kalıtımsal bir tema iç imi zde kriscalize olmuştur. Ve bu andan sonra, kromozomlarımız üzerine
kazınmı ş, zayıflıklarımız ve güçlerimizi gösteren kodlanmış bir
programı taşımaya baş lanz . H iç bir bilim adam ı bunları tartışmaz.
Belki tartışabileceği tek konu gü ney ay düğümünün genetik pren
sipleriyle ne ilgisi olduğudur. İkinci modeli doğ rulamak veya
inkar
et mek daha zordur. Bu
model ree nkarnasyo n düşüncesine dayanmaktadır. Her bi r im iz ha
yat üzerine hayat yaşayan, bilincin daha y üksek düzeylerine doğru derece derece yükselen ölümsüz bilinçler olarak kabul ediliriz. Her yaşamda yeni şeyler kavrarız
-
ama aynı zamanda olumsuz alışkan
lı k l ar ediniriz. Bu kavrayışlar ve alışkanlıklar, her doğumda yen i
den ortaya konan, geçmişin damg alarıdır. Birlikte, içi m i zde, yeni eğilimler oluştururlar ve bu eğilimler şimdiki zamanda verdiğimiz
kararların alcım çizerler. Hindiler bu eğilimlere karma derler. Bu
sözcük oldukça uygundur ve bu kitapta da kullanılacaktır.
Reenkarnasyon modelinde, güney ay düğümü karmamızı sembolize eder. Ve, gerçekte, işlevi genetik- modeldeki ay düğü mü ile aynıdır. Her koşulda "geçmiş yaşamları" temsil eder. Onse kizinci yüzyılda, Norveç'te yaşamış olan büyükannenizin büyükan
nesinin büyükannesinin yaşayan bir imajı olabilirsiniı. Veya siz on sekizinci yi.izyılda, Norveç'ce yaşamış olabilirsiniz. Farketmez.
Hangi modeli seçerseniz seçin o kadın, içinizde, sizinle birlikte ya
şamaya devam ediyordur.
Reenkarnasyon geçerliliği olan bir kavram mıdır? Bunu cevap
lamak astroloğun i�i değildir. Her
birey kendi inanç sisremini ken26 1
dis i gel i ştirmek zorundadır. Bel ki bir çok yaşamımız vardır. Belki de bir kere yaşarız. Her koşulda, geçmiş bugünü şekillend i rir ve
güney ay düğ ümünde geçmişin erkisini örten perdeyi aralayabi li riz.
Güney a y düğümü doğum haritasında bir burç ve evde yeraldı
ğı içi n onu inceleyebiliriz. Planetlerle açı yapar (sadece 3-4 derece lik bir orb kullanmamız gerekir). B i r başka deyişle, planete benzer bir işlevi vardır. Onu herhangi bir "birim11 gibi yorumlarız. Güney ay düğümü otomatik ve içgüdüsel bir davranış biçimini gösterir.
İçinde yer aldığı ev kişinin sorgusu.z sualsiz, doğal biçimde, çaba
harcamadan yaşamının aJup gitciği aktivi ce alanını cemsil eder.
Güney ay düğümünü n burcu buna nasılı ve niçini ekler; sponcan bir b i çimde gelişen ve eğer dokunulmazsa sonsuza kadar sürebile cek bir motivasyon sist:emini anlaf:lr. Bic insanın sadece "iyi" veya sadece 11kötü11 bir geçmişi olamaya cağı gibi, g üney ay düğümünde de bütünüyle "iyi" veya 11köt:ü" bir şey olamaz. Tüm diğer semboller gibi1 olağandışı yüce potansiyel
leri ve indirgenmiş çarpıklıkları birarada barındırır. Yorumda her iki kutuba da bakılması zorunludur. Unutulmaması gereken nokta
güney ay d üğ ümü nün geçmişi temsil ettiğidir. O bitmiştir. İnsa nın oradaki işi tamamlanmıştır. Temsil etti lti bilgi ve davran ış dü zeyi mükemmelden
çok u:ıak
bile olsa, birey ilerlemelidir. Yaşamı
nın o alanında yapabileceği her�yi yapmıştır. Gelecek başka bir yerde bulunmaktadır. Güney ay düğümünü bı rak ıp ilerlemek asla kolay değildir. Ge
nellikle onu net olarak göremeyiz bile. Bir adam yeni doktoruyla
görüşmek üzere i çeri alınıyor. Doktor bir kadın. Adamın ilk sözle ri 11Hemşire hanım, doktor nerede?" oluyor. Aslında kimseyi kır mak istemiyor, ama algılaması bilinçsiz bi r önyargı ile biçimleni yor. Sadece erkeklerin dokroduk yapabilecek niteliklere sahip oldu ğunu varsayıyor. Bu, güney ay düğümünün nasıl işled iğ ine bir ör
nektir - güney ay düğümü sübjektif bir takım "veriler" düzenini ça-
262
lışmmaya başlar. Bunlardan kun:ulmak iscek ve
irade gerektirir.
Ama sadece bunların bilincinde olmak bile ilk anda yeterlidir. Eğer
güney ay düğümü n ün işaret ettiği bilinçsiz önyargıları tanımakta yetersiz kal ı rsak,
bu eski davranış biçim lerini , hiçbir noktaya vara
madan, sürekli yineleriz. Dünyada başarıya ulaşabiliriz - güney ay
düğümü iyi becerebildiğimiz bir şeyi sembolize ettiğ ine göre, ge
nellikle bu olasıdır. Ama duygular hoşnutsuzdur. Bo�a k ürek çeki
yor gibi hissederiz. Hayat mekanik ve amaçsızdtc. İçimizde derin bir açlı k doyurulamamışnr. Temelde bıkkmlık duyarız.
Bunun antidot u ? Kuzey ay düğümüdür. Kuzey ay düğümü gelişimimizin en üsc düzeyini sembolize eder. Bir açıdan, do ğum haritasmdaki en önemli noktadır. Her zaman güney ay düğü münün 1 80 derece karşısında, geçmiş üzerine gücü azalmadan bas
kı yapan noktayı temsil eder. Eğer kendimize onu deneyimlemek için izin verirsek, tamamen yabancı ve egzotik bir gerçekliğe açılı rız. Kırılma nok tası na doğru esneriz. Zihi nsel devrelerimiz korku ve büyülen me arasında bölünüp bi tkin düşerler. Uyarılırlar, heves lenirler. Ama kı rm ı zı ampüller yanıp sönmektedir. İçimizde birşey deneyimi reddetmektedi r. İçimizde bir şey 11Başlama!" diye bağır mak.tadır.
Oğlak burcunda, onbiri nc i evde bir güney ay düğümünü ala
lım. İster karma olsun, isterse
kalıtım,
matik olarak "tuttuğunu koparan"dır.
bu insan içgüdüsel
ve
oto
Oğlak1ın etkili öz disiplini,
kendisini hedeflerin, planların evinde ifade etmektedir. Bu insan
dünyaya gelir ve kendine hemen bir yaşam srartej i si oluıturur. Bu
stratejinin önü nde duran herşey anında ya bastırılır, ya da imha
edil ir.
Bu güney ay düğümünün k arşıs ı nda insanın evrimsel
geleceği
durmaktadır. Kuzey ay düğümü Yengeç're ve be�inci evdedir. Bu rada o insanın yaşam hakkındaki tüm kabullerini tehdit eden deneyimleri görürüz. Bunlar ürkütücüdürler. Bunlarla yüzletince insan kendisini beceriksiz hisseder. Bunlar nelerdir? Yengeç kana-
263
lıyla zihnin kırılgan ve müşfik duygular seli altında kalması ve be şinci ev kanalıyla, yaratıcılık, sevgi, kendini ifade gibi aktiviteler de yoğunla�ılması görülür. Güney ay düğümünün aksine yaşam
bugünde sürmek tedir
.
Geçmi� ve geleceğin arasında boşlukta kalan insanın bir seçim
yapması gerek ir Büyümek için kuıey ay düğümüne i htiyacı vardır. .
Ama oraya ulaşabi lmek için gerilmek, esnemek, belki yardım iste
mek, ve mutlaka mahçup olmak
gerekir. Ve her zaman
diğer seçe
nek havada sallanmakra, ki,iyi kolay yolu seçmek için tahrik et mektedir. 11Bu güney ay düğümü dramalarını bir defa daha oyna.
Güvenli hissettiğin yerde kal.11 demektedir. Eğer insan buna kanar sa y�amının efendisi ölür.
264
gibi görünür,
ama bir aptal gibi hissederek
BÖLÜM ON YORUM ili:
HEPSİNİ BİRARAYA TOPLAMAK
On planet, her biri bir burç ve bir ev sayesinde bir "birim"e dö nüşüyor. Beş rane aç ı bu birimleri biraraya getirerek beş ayrı biçim de dokuyor. Buna yöneticilikleri, geri gitmeleri, ay düğümlerini ekliyoruz. Utkun üstünde veya doğ-uda yoğunlaşan planederi de katıyoruz.
Aklınız mı karışıyor? Bu hiç de şaprtıcı değil. Astroloji zaten akıl karıştırıcıdır. Bazen, doğum haritasına bakarken, havada bir sürü topu olan bir hokkabaz gibi hissetmeye başlayabilirsiniz. Ama rahadayın: izleyebileceğiniz prosedürler, doğum haritasının labi rentlerinden çıkmanızı sağlayacak krokiler vardır. Eğer bunlara tu
tunursanız, kaybolmazsınız.
Bir acemi doğum haritasını ilk gördüğü zaman, insanın bu kar
gacık burgacık çizgiler ve acayip hiyerogliflerden nasıl bir anlam
çıkarabildiğini merak eder. Semboller hiçbir şey ifade etmezler. Sonra aynı acemi, astroloji sözlüğündeki kelimelere dair bir miktar
265
bilgi ile silahlanmış olarak, tam tamına karşıt bir problemle yüz yüze gelir: doğum haritası onu bombardıman eder. Doğum harita sının bi zimle konuşmasını sağlamak asla zor değildi r Astrolojinin .
sem�lleri anlamlarla doludur ve tam karşımızda, ardına kadar açı k durmaktadır. Astrolojik yorumda temel problem doğum hari tasının çok fazla bilgi içermesidir. B ilgini n tümü geçerlidir.
Hepsi pot ans iye l olarak faydalıdıc. Ama bazen, kendimizi kırmızı bir burunun iyileşip iyileşemeyeceğini öğrenmek için tıp fakülte
sinde okumak zorunda kalmış gibi hissederiz.
Düzen. Netlik. Perspektif. Eğer amolo j i k yorumda ustalaşmak
istiyorsak bu üçünü sağlamamız ve muhafaza etmemiz gerekir. On
lar olmadan sadece
kaos olur.
Bu bölümde sunulan tüm yol göster
meler doğum haritasından akıp gelen bilgilerin kontrol altında tu tulmasına yardımcıdır. Her biri musluğun üstündeki el gibidir.
Bazen bu musluğu su damla damla akacak kadar kısmamız ge
rekir.
Aksi takdirde
harita bizi önemsiz bilgiler selinde
Önemli temaları ayıklayabilmek
-
boğabilir.
ba?rılı yorumun anahtarı bu
dur. Ancak bir doğum haritasının esas mesajını kavradıktan sonra
devam edip, hassas ayarlar yapabiliriz. İlk adım haritayı kemikleri ne kadar soymaktır. Haritayı konuşkan bir arkadaş gibi kabul edin. Ona sorular sorun. Ve o sizinle beraber yürümeye başlayınca, yo
rum hakkındaki endişelerinizi bir kenara bırakın. Onda tüm bilgi ler mevcurrut; kon crolu siz elde tutmalısınız. Bir doğum haritasındaki önemli temaları seçmek kolay bir iş değildir. Bazen bunlar oldukça belirsiz olabilirler. Ama asla yanıl
mayacak basit, pratik bir yol mevcuttur. Bu yol altı temel kuralı mızın birincisidir, ve eğer ona sadık kalırsak, bir çok asrroloğun Aspirin için koşturmasına veya haritası yorumlanan kişinin karm a
şa içinde kafasını kaşımasına neden olan bilgi selini engelleyebili rız.
266
KURAL BİR: Güneş, Ay ve Yükselen burcu bütünüyle kavrayana kadar diğer tüm bilgileri bir kenara bırakın.
Bu basit kural yorumu yeni öğrenmeye başlayanlara verilebile cek en faydalı ve değerli öğü ttü r. Bundan asla uzaklaşmamanızı şiddetle öneririm.
Güneş, Ay ve Yükselen diğer etkilerin üzerinde bir yer
işgal
ederler. Bun lar birincil üçlüdür. Hangi burç ve evde yer aldı k la rından ve hang i açıları yaptıklarından bağımsız bir şekilde, doğum
haritasının kilit noktalarıdıclar. Bu üçlü tarafından desteklenmeyen bir özellik, insanın kişi l iğ inde önemli bir vurguya sahip olamaz.
Birincil üçlüyü karakterin iskelecini oluş turan unsurlar olarak
düşünün. Venüs ve Jüpiter doku ve renk katabilirler. Ama asıl bo yutu ve hacm i belirleyenler Gü neş, Ay ve Yükselen 'd i r. Örneğin,
eğer bir insanın bi ri nci l üçlüsü tedbirlilik, ürkeklik gösteriyorsa,
çok güçlü bir konuma sahi p bir Mars bi le bu insanı bir kaplana dö nüştüremez. Veya tam aksine, eğer Güneş,
Ay ve Yükselen ateş
grubu burçlarda yer alıyorlarsa, altıncı evde ve Balı k burcunda bu lunan bir Mars bile insanı yum uşatamaz . Her iki örnek te de
Mars'm
bir an lam ı vard ır. Ama bu anlamı
ancak doğum haritasının bütünlüğü içinde kavrayabiliriz. Ve
bunu başarabilmek iç in , birincil üçlüyü tamamen hazmedene ka
dar, Mars• ı unutmamız gerekir.
Birincil üçlüdeki her eleman beli rli bir amaca hizmet eder. Şim
di bu bilgileri tuel iyelim.
Güneş kimliği oluşturur. Al t ı ncı bölümde gördüğümüz
gibi,
ben liği sembolize eder. Bize, belirli bazı doğal nitelikler ile değer
lerimizi, motivasyonlarımızı biçimlendiren bazı bilinçsiz önyargı
lara sah ip , farklı bir i nsan olduğumuz duygusunu verir. Kısaca, Güne� egoyu temsi l eder.
Ay1ın hareketi Güneş'in hareketinin temelini oluşturur. Ay süb
j ektif elemanları - duygularımızı, korkularımızı, d uygusal ihtiyaç267
larımızı ve hoşlandıklarımızı - temsil edec. Zihnin içgüdüsel bo yutunu sembolize eder. Ay psişenin haletiruhiyesidir. Bir yaşam boyu süren "ortalama" ruh halidir. Bu kadar derin ve mantıktan bu
kadar uzak olması nedeniyle Ay'ı ruh olarak isimlendirebiliriz.
Yükselen Ay ve Güneş'in birbirleriyle etkileşiminin üzerine
yerleştirilen ambalaj kağıdıdır. İki tane birbiriyle yakından ilişkili psikolojik ilkeyi sembolize eder: birincisi, hepimizin, günlük ya şamda bir araç olarak kullanmak üzere, kimliğimizin sadeleştiril miş bir uyarlamasını yaratmamız gerektiğidir. Ve ikincisi, bu ara cın,
tüm benliğimizi rahat bir biçimde, aerodinamik olarak ifade
edebilecek verimli ve etkili bir araç olmasını sağlamaktır. B i r ba� ka deyişle, biz Yükselen'in hem
arkasma saklanırız, hem de onun kanalıyla kendimizi ifade ederiz. Bu anlatılan nedenlede,
Yükselen'i bir maske olarak düşünmek faydalıdır.
Bu üçü insan zihninin yapısal bir modelini oluşmrurlar. Bu mo del yararlı olabilecek kadar geniş ve engin, çabuk ve kolay kavrana cak kadar basittir. Diğer planederi eklemek modeli daha kesin ha le getirir - ama, aynı zamanda aklımızı karıştırabilir. Yorumu öğ renmenin başlangıcında karışıklık ne pahasına olursa olsun önlen melidir. Bir elimizi musluğun üstünde tutmamız gerekir. Güneş, Ay ve Yükselen: kimlik, kimliğin arkasındaki ruh ve bunların dünyaya takındığı maske. Basit. Net. Faydalı. Astrolojiye ciddi yaklaşan insanlar birindi üçlüyü, kokteyl-par ti ascrologlarının burçları kullandıkları gibi kullanırlar. "Benim burcum Aslan" değil, ama, "Güneı'im Aslan'da, Ay'ım Oğlak' ta, ve Yükselen'im Yay". Aradaki fark "Ben New York'luyum" demekle "Ben Manhanan'ın kuzeyinde, Columbus Caddesinde yaşayan veje ceryan, Zen Budist bir İ rlandalıyım" demek arasındaki fark gibidir. Her iki cümle de bir şeyler anlatmaktadır. Ama ikincisi bizi daha fazla bilgiyle donatır.
Oniki adet burç var. Bu cür bir astroloji bütün dünyayı bir dü
zine "rip0e böler. Bu bölünme işlevsel ve bazen de faydalıdır
268
-
ikili
bir tipoloj i olan içedönüklük ile dışadönüklüğün bi le bir değeri vardır. Ama ufkumuzu Ay'ı ve Yükselen 1 i de içerecek kadar geniş letirsek, t ipoloj imiz daha f.ızla bireyselleşmiş olur. Bir düzine kate gori yeri ne l 728 kategori doğar - ve eğer buna Gü neı ve Ay' ın ev ve burç konumlarını da eklersek sayı daha da yükselir. Genelden özele doğru, belirsiılikten netliğe doğru ilerleriz. Bunu nasıl yaparız? İzlenecek prosedürler nelerdir? İlk hatırlan ması gereken nokta Güneş ve Ay'm burçları ve evlerinin de diğe r planetsel birimler gibi yorumlandığıdır. Onları incelerken Ve nüs ve Merkür'ü incelemek içi n yaptıklarımızı yaparız. Eğer bu yön t em leri hatırlamıyorsanız geri dön üp 8. bölümün sonlarını tekrar okuyun. Aşağıdaki beş aşama bunları hatırladığınızı varsayıyor.
BEŞ AŞAMA- BİRİNCİL ÜÇLÜNÜN ANALlZİ Aşama
Bir
Güneş'e bakın. O kimliğin oluşumudur. İçinde yer aldığ ı burcu
düJünün. Bu insan niçin yaşı yor? Evrimsel hedefi nedir? Buna en ve rimli �k ilde nasıl ulaJabil ir? Ne tür riskleri göze alması gerekir?
Şimdi Güneş'in evini buna ekleyi n. Bu in san güneff özgü ego
oluşcurucu konularla nerede bariz bir şekilde karşı karşıya gelecek
tir? Yaşamındaki temel savaş alanı nerededir? Aşama İki
Ay'a bakın. Onun ne'si kişi nin sübjektif, duygwal yapısının
olu�umudur. Hangi burç bunu biçimlendiriyor? Mutlu l uA u için ne
tür deneyimlere ihtiyacı var? Bunlara nasıl ulaıabilir? Mutsuzluğa mantıksızlığa kapıldığında bunları nasıl ifade eder?
ve
Şimdi Ay'ın evin i ekleyin. Yaşamının fınınalı duygusal prob
lemleri yle nerede yüzleşir? 11Transrasyonel11, rnam:ı!ı a,an , sezgisel
yol larla en doğru kararları vermesini nerede öğreneb i lir ? "Ruhuna" nerede güvenebilir? 269
Atama Üç
olmadığı için kurulacak cüm lec le biraz farklılık olacaktır, ama izlenecek prosedür aynıdır. Dün Yükselen'e bakın. Bu bir planet
ya bu insanı nasıl görmektedir? Maskesi nedir? Rahat ve günlük bir kimlik ol uş t urma k için en
yg un sosyal kişi l i k ned ir? Bu mas kenin Güneş ve Ay'da gördüğümüz özelliklerden farkı nedir? Ben u
zerlikleri nelerdir? Bun lar ne tür bir güce veya probleme neden ola bilir?
Aşama Dört Birincil üçlünün elemanları arasındaki açılara bakın. Güneş, Ay ve Yükselen1in bağlantıları nelerdir? Birçok açı bulabilirsiniz. Ve ya hiç açı yoktur. Eğer varsa, kişiliğin bu temel elemanlarının bir birlerini nasıl etkilediğini kavramaya çalışın. Bu açılar hangi güç lü noktaları gösteriyorlar? Riskleri nelerdir? Aşama Beş En zor ve en önemli aşama budur. Kişinin birincil üçlüsünü ''hissetmeye'' çalışın. Eğer bununla ilgili bir cümle kursaydınız, ne derdiniz? Bu insan kimdir? Su grubu bu rçlar ve içedönük evlerin sayısı fazla mı ? Üçlünün dokusu genel l ik le dı�adönük mü? Oyun cu mu? Ciddi mi? Gururlu m u ? Utangaç mı? Bunları kavrayın, ve astrolojik analizin geri kalanı için bir çerçeve olu§turun . Eğer başa ramazsanız yorumunuz birbirinden kopuk ve eksik olur.
Yararlı bir Hile Ascrolojik yorumda en kritik problem bilgi bombardımanı ne� deniyle dengemizi kaybetmektir. Güneş, Ay ve Yükselen'e bağlı kalmak konccolu elde tutmak için en güvenli yoldur. Birinci kura lın harita analizinde "temel direkti!'' olmasının ve beş aşamanın analizi işlevselleştirmekte temel bir rol oynamasının nedeni budur.
270
Birincil üçlü hakkında saptadıklatımızı basitleşcirmek ve kris
rnlize etmek için bize yardımcı olabilecek bir hile vardır. Bu hile her haritaya uygulanabilir ve, Güneş, Ay ve Yükselen'e dayalı ola rak, bir kişiliğin taslağını anında çizebilir.
Hile 5. bölümde burçları anlatırken verdiğimiz arketip örnek lerine dayanmaktadır. Bu arketipler - savaşçı, şair, palyaço - her burcun özelliğini kısmen anlatan temel insan imgeleridir. Her burç için bu tür imgeler sundum. Siz burçları cam olarak kavradığınız da kendi imgelerinizi listeye ekleyebilirsiniz.
ARKETİPLER TABLOSU BOGA
İ K İZLER
Savaşçı
Toprak Ana
Öncü Gözüpek
Müzisyen
Şahit Öğretmen
KOÇ
Sessiz İnsan
Hikayeci
Gazeteci
Paçayı kurtaran, hayatta kalan YENGEÇ
ASLAN
BAŞAK
Anne
Kral (Kraliçe)
Hizmetçi
Tedavici
Oyuncu
Kurban
Görülmez İnsan
Çocuk
Mükemmeliyetçi
Soytarı
Analizci
TERAZİ
AKREP
YAY
Sevgili
Detektif
Gezgin
Sanatçı
Büyücü
Öğrenci
Arabulucu
Hipnozcu
Filozof
27 1
OG LAK Baba
KOVA Dahi Devrimci
Başbakan
Doğrucu
Münzevi
Sürgün Bilim Adamı
BALIK Mistik Hayalci
Şair
Pandom i m ci
Arketipleri nasıl kullanacağız? Kişinin Güneş burcunu bulun. Bu burcun arketipleri bize onun kim olduğunu söyler. Sonra Ay'a bakın. Ay burcunun arkecipleri k işinin ruhunu tarifler. Ve son olarak, ·Yükselen'inin arketipleri ar kasına saklandığı ve kendisini dünyaya ifade ettiği maskeyi anla tır.
Örneğimiz olan doğum haritasındaki İng i liz'i n Güneş'i Tera zi1de, Ay11 Kova1da ve Yükselen1i Koç. Bir sonraki bölümde harita sının analizini detaylı olarak yapa.cağız. Şimdilik hilemizi onun bi rincil üçlüsüne uygulayalım. Onun savaşçı maskesi takınmış, b ir dahinin ru huna sahip, bir sanatçı olduğunu söyleyebiliriz. Veya gözüpek maskesi takınmış, bir sürgünün ruhuna sahip, bir sevgili olduğunu söyleyebiliriz. Arketipler arasındaki kombinasyonları arzuladığınız biçimde yapabilirsiniz. Her burcun birkaç arkecipi var. Her biri ki�inin bi rincil üçlüsünün bir yönünü vurgulayabilir. Bunu bir biçimde for müle etmek faydalı olacakt ır, ama sezg i leri n izi de kullanmanız ge reki r. Birkaç formül deneyin. Hangisini daha iyi "hissedebiliyorsu nuz"?
Formül Güneş, Ay ve Yükselen karışımı nı yol gösterici bir cümleye indirgemesi açısından çok değerlidir. Anımsatıcı bir cüm Je. B as it bir cümle. Bu cümle musluk üzerinde ikinci bir el gibi bilgi akışını makul bir düzeyde tutmaktadır. Bu cümleyi kavrayın. Analiz sürecinin ileri aşamalarında onu hatırlayın. Ve planecsel bir kombinasyonla ilgili bir şey söylemeden 272
önce şöyle düşünün: şu anda söylemek üzere olduğum cümlenin gözüpek maskesi takınmış, dahi ruhuna sahip bir sanatçı için bir anlamı var mı? İ kinci kuralımızın hizmet erriği amaç da birinci kuralın amacı na benzer: doğum haritasında perspektifimizi korumamıza yardım eder. Haritanın tali detayları arası nda kaybolmadan önce bazı genel sonuçlara ulaşmamızı sağlar. Aradaki fark, artık bürün planetlerin yoruma katılmasıdır. Yarımküre vurgusu: ikinci kuralımızın odak noktası. Planetle rin çoğ:u doğuda mı batıda mı? Ağrılıklı olarak ufkun üzerinde ,
mi, altında mı yer alıyorlar? Yoksa dairenin içinde eşic bir şekilde dağılmışlar mı?
KURAL İKİ: Geçici olarak planetlerin anlamlarını unu
dört "yarımküre"nin her toplanmadıklanna bakın.
tun. Sadece doğum haritasındaki
hangi birisinde
toplanıp
Eğer yarımkürelerin anlamları konusunda aklınız karışıksa, de
tay it bir çalışma için 7. bölüme geri dönebilirsiniz. Burada kısaca bilgilerimizi tazeliyelim.
Ufuk çizgisi haritayı ikiye böler. Yukarıda kalan yarımküre ob jektiviteyi temsil eder. Aşağıda kalan yarımküre sübjektiviteyi anlatır. Planetlerin çoğu yukarıda yer aldığında, kiş i n i n yaşamının odak noktası objektif dünyadır: kişi gelişen bireyselliğinin diğer
insanlann gözü önünde,
açık
seçik
ifade edildiği bir dizi olay
lar kanalıyla büyür. Yukarıdaki yarımkürenin vurgusu kişinin sos yal ve dışadönük bir kişiliğe sahip olduğunu göstermez
.
.Ama uzun
vadede, kişinin mudu bir şekilde dünyadan kaçmasının mümkün olmadığını kesinlikle gösterir. Onun arenası dı� dünyadır. Eğer oradan geri çekilirse, büyümesi olanaksızlaşır. Ve büyüme olma dan, mutluluk olamaz. Planederin çoğunun aşağı yarımkürede toplanmasının anlamı
yukarıdakinin tam aksidir: k iş inin yaşamının odak noktası sübjek
tif dünyadır. Sarhoş bir maymun kadar oyuncu veya Napoleon ka·
dar i h ti ras l ı olabilir. Ama büyüme kayn ağı çok derinlerde, düşün
celer ve reaksiyonlar dünyasında yatmaktadır. Yukarı yarımküre İn· sanını n olaylar yarat mas ı n ı n şart oluşu gibi , aşağı
yarım kü re insa·
n ın ı n da farkındalıklar peşine düşmesi gerekir. Mutluluğu orada bulacaktır. Doğwn haritasının d i key ekseni - meridyen
-
tarafından yara
nlan iki yarı mküte ise tamamen değişik bir polarite olUfturur. Do· ğu özgürlüğü ve bireysel seçimi, batt kaderi veya kısmeti sem bolize eder. (Unutmayın- doğu solda bau sağda!) ,
Bir kere daha, doğu veya barı yarımküre vurgusu bize bireyin
kişiliği hakkında fazla bir şey anlatmaz. Ateş l i istekli bir İnsanın ,
bütün planederi batıda yer alabilir. Veya tembel, kararsız bir insa nın planederi ni n çoğu doğuda olabilir.
Önem li nokta insanın kişi
liğ i deği ld ir: yarımküre vurgusu kiş i n i n doğasını oluşturan ku maşın rengini ve ipliğini değ i l kişinin yaşam biçimini tarifler. ,
Yarımküre vurgusunu p rat i kte nasıl uygulayabiliriz? Ben kendi
i�imde, haritasını yo rumlad ı ğ ı m insana bundan asla söz etmem.
Ama bu vurgu, d oğ um haritasını bir bütün olarak anlacırken keli
me seçimimde her zaman etkili olur. Doğu yarımküresi vurgulan mış insan bol bol kişisel sorumluluk hakkında sözler duyar. Ona s unu lan yaşam modeli istediği malzeme y le doldurmakta ö zg ü r ol duğu boş bir tabak gibidir. Akıntıya kapılmak ve amaçsızlık doğal
düzene karşı, riskli sonuçlarl a dolu, çi rkin ihlaller olarak kodlan
mı�tır.
Niçin? Çünkü
o
bireyin gerçekten içinde yaşadığı alan bu
dur. Kendi yapı s ı ndan bağımsız olarak, doğu yarımküre vurgusu bi
ze, bu insanın k işi sel özgürlüğünü bilinçli kullanmasının, doyum
düzeyini bel i rlemede yegane önemli eleman old uğun u göster ,
mektedir.
Planetlerinin çoğu batı yarımkürede yer alan
274
bir kadı n veya er-
kek başka bir hikaye dinler. Burada esnekliğin değeri ve bizim ya şam larımızı da kapsayan daha büyük bir düzeni anlama kapasitesi
vurgulanır. Böyle bir insan, kavrayabileceğinden daha g örkem li bir oyunda, bir piyondur. Bu yol kaderin yoludur. Ancak bu tembellik ve kararsızlık anlamına gelmemelidir. Yaşamın mesajlarına dikkat etmek gerekir.
Ufuk çizgisiyle yararılan yarımkürelerde ne yapılır? Yukarı yarımküre insanında kullanılacak dil başarının, macera nın ve meydan okumanın dilidir. Onun bu dü nyada bir şey, ondan sonra da yaşayacak bir iz bırakması gerekir. Aşağı yarımküre insa nına sunulan model daha sübjektiftir. Burada herşey bilincin etra fında dönmektedir. Bütün olaylar, bütün ilişkiler, bütün dışa dö nük başarılar ve yenilgiler zihnin yapısı üzerindeki etkilerine göre kodlanmışlardır. Olaylar, bazen gerekli, bazen gereksiz, sonuç elde erme araçları olarak kabul edilirler. Yarımkürelerle ilgili hatırlanması gereken en öneml i nokta on
ların yaşamın çatısını oluşturduklarıd1r. Oyunun kurallarını oluştururlar. Ve dünyanın kurallarının aksine, bu kum.Har çiğnene mezler. Güneş'i ve Ay'ı Koç burcunda bulunan bir insan her istedi ğini yapmakta özgür olduğunu duymaya bayılır -ama eğer Güneş ve Ay yedinci evdeyse ve diğer sekiz planet onlara çok yakınsa, bu
özgürlük hiçbir zaman söz konusu olamaz. Deneyiminin mevcut yapısı buna izin vermez. Sola doğru yüze bili r. Sağa doğru yüze
bilir. Ama beğense de, beğenmese de, onu sürükleyip götüren bir
nehir vardır. Ve bu nehirin fu.rkına vardıkça, var olıın özgürlüğü güçlenir. Yukarı yarımküre vurgusunun olabilmesi için bütün planetlerin orada yer alması
mı
gerekir? Klasik durum böyledir, ama ufuk çiz
gisinin alrında üç veya dört planet olması halinde de yukarı yarım
küre odaklanmasından söz edilebilir. Burada çok basit bir kural vardır. Güne� ve Ay'ı üç puanlık kabul edin. Diğer tüm planetler
bir puanlık olsun. Eğer dokuz veya daha fazla puan dört yarımkü275
reden birinde bulunuyorsa, yarımküre vurgulanmaktadır. Bir yarımküre vurgusu söz konusu deği lse, kişinin yaşam kural la rı daha karmaşıknr. Bu durumda izlenecek en iyi yol vurgu ko nusunu unutmak ve diğer yorumlama tekniklerine konsancre ol
makcu. Bu nokradan sonra doğum haritasındaki yolculuğumuz · daha alıyor. Artık planetlerin anlamlarını göz önünde bulundurmamız gereki yor. Bu da bizi astrolojik zihin haritasının
fımnalı bir hal
gücüyle karşı kaqıya geciriyor ve mus luğ u
açıyor. Boşalan bilginin bizi netleştirmesi veya aklımızı karıştırması buraya kadar nasıl ha zırlandığımıza bağlı. Eğer ilk iki kuralımıza sadık kaldıysak, bilgi seline uyumlu hareket etme olasılığımız old ukça yüksek. Her planet kendi özel konularını ve sorularını ortaya koyar. Bu da önce birincil üçlü ve sonra yarımküre vurgusuyla ortaya çıkan mekanizmalarda ince ayar yapabilmemizi sağlar. Ama bir doğum haritasındaki elim planetler aynı oranda güçlü değildir. Bütün pla netler önemlidir, ama baz ı ları ki şi n in yaşamında egemen iken, ba zıları geri planda saklanıp, onları harekete geçirecek uyg un uyarı cıyı beklerler. Bir sonraki adımım ı z bu egemen planet etkilerini ayıklamayı öğrenmek olacak. Bu planetlere fokalizör (focalizer) d i yoruz, çünkü bireyin karakterinde zi h i n se l enerjinin odaklandığı kilit noktaları temsil edi yo rlar. Onları ararken, hedefimiz, her za manki gibi, doğum haritası üzerinde perspektifimizi korumaya ça lışmak. Fakat görev i m i z şimdi daha da zor. Güneş, Ay ve Yükselen her zaman en önemli noktalar. Bu hiç değişmez. Ama her hangi bir planet fokalizör o lab i l i r. Birden fazla planet de fokalizör olabilir. Şimdi her bir dogum haritası için özel değerlendirmeler yapmaya bai lamamız gerekiyor. KURAL ÜÇ: Birincil üçlüyü ve yarımküre vurgusunu kav radıktan sonra, planetsel fokalizörleri
tanımlayın. Tanımla
dıktan sonra, doğum haritasında oynadıkları rolü saptayın.
276
Bir çok değişik faktör belirli bir planeti diğerlerinden ayırarak ön plana çıkarabilir. Çok sayıda değişik faktör de değerini azaltabi lir. Ortaçağ astrologları bu iki durumu güçlülük ve güçsüzlük ola rak tanımlamışlardır. Bu sözcükler, onları "iyi" ve "kötü"ye eşide mediğimiz sürece, hala geçerlidirler. ''Oldukça güçlü" olan bir planet fokalizördür, ama onu nasıl saptayabiliriz? Fokalizörleri
saptamak her zaman kolay bir işlem
değildir. Gerçekte çok güçlü bir fokalizörün bile bir güçsüzlüğü olabilir. Bu durumda değişik faktörleri dengelememiz ve kendi de ğerlendirmelerimizi yapmamız gerekir.
İlk adımımızda bir planecin doğum haritası içinde kendisini
farkedilecek bir güç olarak nasıl ortaya koyduğunu inceleyeceğiz. Bir planet bir fokalizör olma niteliğini nasıl kazanır?
Yükselen'in Yöneticisi Her doğum haritasında en az bir fokalizör vardır ve onu ayırt et mek kolaydır. O, Yükselen'in yöneticisidir ve diğer fakcörler onun gücünü ne kadar zayıflatırsa zayıflatsın o yine de gücünü mu hafaza eder. Yükselenin yöneticisi. Eğer ikizler yükseliyorsa, yöne tici Merkür'dür. Terazi yükseliyorsa, yönetici Venüs'tür. Yay? O za man Jüpiter'dir. Eğer gereksinim hissediyorsanız bir önceki bölü me dönüp yöneticilikler hakkındaki bilgilerinizi tazeleyebilirsiniz. Kolaylık sağlaması açısından, burada yöneticilikler tablosu tekrar verilmektedir. Üç burcun iki yöneticisi vardır. Bu durum bir miktar belirsiz1 ik yaratır. Bu konuda astrologlar farklı görü�lere sahipcirler. Be nim önerim her iki planetin de fokalizör olarak kabul edilmesidir. Örneğin eğer Balık yükseliyorsa, Jüpiter ve Neptün yönetici ol dukları için, her ikisi de güçlüdürler.
277
PLANETSEL YÖNETİCİLİKLER
Bir planetin fokalizör olduğunu bilmek bize çok az şey anlatır. Daha ileri gitmemiz ve bu güçlülüğün doğum haritasında nasıl bir fonksiyonu olduğunu anlamamız gerekir. Yükselen'in yöneticisi ram olarak ne yapar? Bu soruyu cevapla yabilmek için Yükselen'in neyi temsil ettiğini hatırlamalıyız. Yük selen maskedir, arkas ına saklandığımız ve kendimizi onun kanalıy la ifade ettiğimiz sosyal kişiliktir. Evrimsel bir bakı� açısına göre, Yükselen bize kendimiz için en iyi sosyal kişiliği nasal organize edeceğimizi, onu nasıl iyi çalışrırabileceğimizi, kendimize nasıl bi r çekicilik ve güven duygusu, "hakimiyet" duygusu verebileceği-
278
mizi gösterir. Yükselen' in yöneticisi bütün özelliklerimizi bir mer kezde toplayıp dışa sunma sürecini bir adım ileri göci.irür. Onu do ğum haritasının bir başka bölümüne gönderilen, ama aynı hizmeti gören bir elçi olarak düşün ün Nerede olursa olsun, onun aktivite sinin bireyin kişisel ki mliğ i ve farklılığı duygusunun oluşturulma .
sında
hayati bir işlevi vıudır. Bireye kendi ni tammlamasında yar
dımcı olur.
Yükselen'in yöne ticisini
analiz etmek genellikle basit bir prose yaklaşarak başlarız Onun ev ve burç konumlarını inceleriz. Diğer planetlerle, özel likle birin cil üçl üy le yaptığı açılara bakarız. Daha sonra yorumu bir adım ile dürdür. Ona her hangi bir "birim" gibi
.
ri götürürüz: yukarıdaki süreçte tanımlanan fonksiyonların ki şinin kendisi hakkındaki imajını oluşturmasıyla sıkı sıkıya
ilişkili olduğunu vurgularız. Bu fonksiyonlara güçlü bir tepk i ki
şinin kendisi hakkmda olumlu düşünceler taşıdığını ve günlük ya
şama kolay adapte olduğun u gösterir. Zayıf bir tepki ise tam aksi ni: kişinin rolü hakkında çelişkilerle dolu olduğunu, kendin i bece riksiz, anlamsız hissettiğini, ve tipik olıuak, sosyal çekingenl iğini
gösterir.
Eğer Yükselen1in iki yönet ici si varsa, aynı prosedürü izleyin
Her "birim"i katkıları açısından ayrı
.
ayrı değerlendirin. Ancak iki
si arasında kıue veya karşıt açı mevcutsa, ikisini çatışan rakipler olarak düşünün
.
Planerler Kendi Burçlarında
Merkür İkizler'de yer almaya bayılır. Satürn Oğlak'tan geçerken eğlenir. Neptün Balık'caki yolculuğunda parlar. Hangi burç yükse lirse yüksels in bir planet hang i evde olursa olsun, eğer kendi bur cundaysa güçlüdür. Fokalizördür. Güçlülüğü farketmek birinci adımdır. Perspektif sağlar. O pla nete özel bir i lgi göstermemiz gerektiğini biliriz. Her yapcığı ,
279
önemli olacaktır. İkinci adımımız, o planecin anlamını tanım la
makrır. Ve bunu y aparken her hangi bi r 11birim11e yaklaş tığ ı m ız gi
bi yakla.Jırız. Yen i bir hile veya teknik gerekmez ; yönet i ci li k duru
mu bir fokalizörle karşı kar�ıya olduğumuzu anlamamıza yeterlidir.
Di4üşte olan planetler (9. bölümde anlatıldı) güçsüzdürler. Yi ne de bir fokalizör - örneğin Yükselen1in yöneticisi - olabilirler. Ama ha
reket kapasiteleri, içinde bulundukları zıt burcun özellikleriyle, kı sıtlanmıştır. Yaklaşımımız değişmez: güçsüzlüklerini not eder, 11bi
rim11in yorumunu yaparız. Güçlü veya güçsüz, planetin bir anlamı
vardır ve bizim işimiz bu anlamı kavramaktır. Sadece çok güçsüz
olan bir planetinin etkisini abart ma hatasından kaçınmamız gerekir.
Planetler bazı burç ları cercih etlikleri gibi, bazı evleri de tercih ederler. Merkür üçüncü burç olan İkizler'i sever. Aynı nedenlerle üçüncü evi de sever. Bu mannk diğer planetler için de geçerlidir. Her pl anet yöneti ci s i olduğu burca karşılık gelen evin de yönetici sidir. Bir planetin kendi doğal evinde yer alması gücünü armrır ve
bir fokalizör olmasını
Güneş1le
sağlar.
Kavuş um
Yapan Planetler
Güneş'le kavu�um açısında bulunan her hangi
bir
planet foka
lizördür. Güneş-burcu astrologları bir çok hata yaparlar, ama tem el bir ascroloj ik gerçeğ in hakkını da verirler: Güneş bir kişiliğin çe
kirdeğidir. O, özü müz ü, yaşamımızı biçimlendiren önyargıların ve temaların nüvesini sembolize eder. Kavuşum açm söz konusu olun�
ca, bir planetin yapısı kendisinden çok daha güçlü olan Güneş et kisinin üzerine aşılanır. Bu nedenle onu çok dikkatli incelememiz gerekir.
Eğer Güneş1le kavuşum yapan Satürn ise dayamklılık ve kendi ni kontrol kapasitesi kişinin karakcerine nüfuz eder. Kişinin yaşa
mında d isip linli çabalar ve inziva önem li
bir
rol oynar. Ama k işi ,
aynı zamanda, hal kalı planeti n kusurlarıyla yüzleşmek zorundadır.
280
Melankolik dönemler, kiş ise l duyguları ifade edememe ve başkala
rını kontrol akında m c maya çalışma nedenleriyle yaln ızlık o ldukça olasıdır.
Haritanın geri kalanında daha hafif ve aydınlık etkiler olsa bile
kavuşumun yoğunluğu m u t laka hissedilecektir. Bu konumdaki
planet birincil üçlünün onur üyesi olacak ve aynı özenle analiz edi lecektir. Onun
etkisini aza indirgemek büyük bir hatadır.
Kümeleşme (Stellium) Üç veya daha fazla planet aynı burç veya evde toplandığında bir
kümeleşme (srellium) oluşur. Sadece on adet plan et ve bunların da
ğılabilece�i oniki adet ev olduğu düşünürsek, kümeleşmenin kesin bir zihinsel enerj i yoğunlaşması sağladığını anlamak kolaylaşır.
Planetler güçsüz olsalar bile, kümeleşme i çinde yer aldıklarında
doğum haritasında etkin bir rol oynarlar. Kümeleşmenin kendi
si bir fokalizör olur ve o burcu n gereksinimleri ile o evin olayla
rı b i reyi n deneyiminde ege m en nicelikler haline gelirler.
· Genellikle Güneş Venüs ve Merkür ile kümeleşme oluşturur. Çünkü bu iki planet hareketleri esnasında G ün eş ' c en fazla uzakla
şamazlar (bunun nedenlerini 6. bö l ümde gözden geçirebilirsiniz).
Bu astronomik ge rçek Güneş etrafında k üm e leşm e olası lığını arttı
rır. Ama başka kümeleşmeler de olabilir. Bir sonraki bölümd e Jü piter, Satürn ve Umnüs'ün Terazi burcunda, biri nci evde kümeleş mesi ni inceleyeceğiz.
Hangi planetleri içerirse içersin, bir kümelefmenin analizi
tu
zaklarla dolu, zor bir iştir. Planerlerin ne1leri birbiriyle çelişebilir.
Yöntemimiz her "birim"i ayrı ayrı incelemek, sonra uzlaşma ile on ları birbirine dokumak olacaktır. Bu arada, kümele�menin yer ald ı
ğı burç ve evin önde ge len etkisini de göz önünde bulundurmamız gerek i r. Bu �ekilde incelenen kümele şmenin gölgesi haritanın bü tünü üzerinde gezinecektir.
281
Köşesel (Angular) Planetler Doğum ha ritasını n dört köşesi
-
yükselen (ascendenc), alçalan
(descendant), gökyüzünün ortası (midheaven) ve astrolojik ayakucu (nadi r) - güç odaklarıdır.
ş uran her hangi bir planet çok önemli bir konuma yükselir. Olağan üs tü güce sahip bir Bu noktalardan biriyle kavuşum açısı
olu t
fokalizör olur ve etkisinin gücüyle Güneş. Ay ve Yükselen'le reka bet edebilir. Köşesel (angular) bir planet i n gücünü küçümsemek yorumda perspektifi kay betmen in en kesin yoludur. Bir köşe noktasıyla kavuşum yapmak en güçlü konumdur, ama
bu nok taları takip eden bi r evde yer almak da güçlendirici bi r
et
kid i r. Birinci ev, dördüncü ev, yedinc i ev ve onuncu ev: bunlar köşesel (angulac) evlerdir ve bu evlerde bulunan bi r planetin
statüsü yükselir. Planet bir fokalizör olur.
Dört köşenin en önemlisi Yükselen'dir. Onunla kavuşum yapan
veya birinci evde bulunan bir planet le özel l i kle i lgilenmek gerekir.
Ona Yükselen'in yöneticisi gözüyle bakabilirsiniz. Mantık aynıdır,
tek fark yeni bir boyutun eklenmes idir: O planet aruk k i ş inin mas kesinin önemli bir elemanı olmuştur. Yükselen burcun mesajını
değiştirir ve derinleştirir. Yükselen'in yaptığı gibi, kişinin görünüşünü ve stilini şekillendirir. Aşırı güçlerine rağmen, köşesel planetler y i ne de bir "birim"in
elemanlarıdırlar. Onlara aynı kurallarh y«.!.;b�ırız. Ehemmiyetleri köşesel evlerin yaşamı biçimlendirmede oynadıkları kritik rolden kaynaklanmaktadır: benlik, ki �i n i n derinlikleri, en özel i l i şki ler
,
yazgı. Bu hassas noktaları biçimlendirme sürecinde yer alan her hangi bir planet anında merkezi bir konuma yerleşir. Onu hemen bir fokalizör olarak tan ı mlarız
282
.
Singleton (Tek Planet) Bir
singleton doğum haritasının dört yarımküresinden
her
hangi b i rinde tek başına bulunan bi r planettir. Ay düği.imlednden
birisi aynı yanmkürede olabilir, ama başka hiçbi r planet orada değildir.
Bu poz isyon planete büyük bir yük yükler. O yarımkilrenin odak noktası - objektivite, sübjektivite, özgürlük veya kader planete kayar. Ve ak ıl bu dengesizliği 11birim'1in etkisini yüksel cerek telafi eder. P laneti n özellikleri sadece burcu, evi ve açılarına dayanan bir yorumdan
daha fazla ön plana geçer.
Örneğin s i ng leton bir Venüs, ha ri tanın geri kalanında vur
gulanmıyor olsa bi le, sanata dü�kün ve zarif, sosyal bir kişilik
yaratır. Benzer şekilde singleton bir
Jüpiter canlılık, neşe; sing
leto n bir Satürn öz disiplin ve ciddiyet yaratır.
Singlerona
sık sık rastlanmaz. Ama rastlandığı zaman önemli
bir fokalizördür.
Onu görmezden gelmek perspektifi
kaybecmenin
bir başka yoludur.
Durağan (Stadonary) Planetler Planetler gökyüzünde, ileri veya geri girmeden önce, sabit dur
dukları zaman
durağandırlar
(bu konunun astronomik bilgisini
tazelemek için 7. bölü me geri dönebilirsiniz). Bu durumdaki bir
planetin doğum haritasında otoritesi artar. Daha önce anlattık larımız kadar güçlü olmamasına rağmen, o da bir fokalizör görevi
görür. Durağan planeti inceleyin, eğer
başka
nedenlerle de güçlü
konumdaysa, onu önem li bir fokalizör olacak kabul edebilirsiniz.
E!er sadece durağansa, gücünü abartmak yorumda sapmalara yol
açacaktır.
283
Güçlü Açılar Çok sayıda açı yapan bir planet fokalizördür. Niçin? Çünkü her
kesin pas tası nda bir parmağı bulunmaktadır. Nereye gidersek
gidelim, diğer "birim"leri analiz ederken bu planete geri dön
memiz gerekir. Mars'la kare, Güneş'le üçgen, Uranüs'le karşıt,
Jüpiter'le o
kadar
üçgen açılar yapmaktadır. Doğum harita.sının kumaşına dokunm uşt u r ki, bireyin yaptığı hemen her harekette
sıkı
onun etkilerini gözleyebiliriz. Çok sayıda açısı olan planetin güçlü
ve zayıf özelliklerini bütünüyle, net bir şekilde kavramadan, kişiyi . anlamak olanaksızdır.
Güneş, A.y ve Yükselen'le yapılan açılar özellikle önemlidir.
Güneş'e ve Ay'a her hangi bir açı yapan bir planet fokalizördür. Bu
açı tali bir etki gibi görülmesine rağmen, aldanmamak lazımdır.
Kesinlikle ciddiye alınması gereken, güçlü bir eckidir. Bir planetin güçlü açıları olduğunu nasıl söyleyebiliriz? Burada kesin k ural lar yoktur. İşin içine bir çok değiş ken karışır. Bir fokalizöre yapılan bir açi, güçsüz bir planete yapılan açının üç, dört katı önem l id i r. Bir kesin açı (ayn ı derecelerdeki açı) orb ' u 6 veya 8 derece olan açıdan daha etki lid i r. Az sayıda açı bulunan bi r doğum haritasında, birkaç açı yapan bir planet çok stratejik bir konum dadır. Aynı planet eğer çok açıya sahip bir doğum haritasında bulunuyorsa o kadar önemli olmaz. Burada geçerli olabilecek bir tek kural vardır: her planeti aynı doğum haritasındaki diğer planetlerle karşılaştırın. Hangi planet görmezden gelinemeyecek kadar ön plana çıkıyor? İşte o, kesinlikle bir fokalizördür.
Fokalizörlerde Perspektifi Korumanın Yollan Singleton (tek planet) . Kümeleşme (Stellium}. (Stationary). Yoğun ve güçlü açılar. Üçüncü kuralın
Durağanlık alanına
gir
diğimizde, ellerimiz doludur. Musluk ardına kadar açıktır ve
284
boğulmadan su üstünde kalmak kolay bir iş değildir.
Düzeni muhafaza etmek çok önem l idi r. Güvenli bir alan olan
strateji gelişt ir meden, hangi "birim"lerin güçlü olduğunu anlamadan, gerekli ol sa da olmasa da görülen herşeyi yorumlama konusunda dayanılmaz bir iscek belirir. Bu yol bizi yıkıma götürür. Rahatlayın. Acele ermeyin. Doğum haritasının karşısında bir süre oturun. Hangi planet Yükselen'i yöneciyor? Bu bir fokalizör dür. Hiç singlecon var mı? Büyük olasılıkla yokcur. Peki, kümeleş birincil üçlüyü geçtikren sonra, her hangi bir
me var mı ? En azından, bunu görmek çok kolaydır. Kö�sel (an
gular) bir planer
var
mı? Bunu da saptamak çok kolaydır; sadece
bakmak yeterlidir. Çok sayıda açı yapan planetten ne haber? Bunu
anlamak için açı macrisine bakılır. Bir planet dikkati çekiyor mu? Onun Güneş, Ay ve Yükselen'le bağlantısı var mı? Listenizi gözden geçirin. Bazen neredeyse
hemen
her planet
doğum haritasmın kontrolunu el i nde bulunduruyor gibi görünür.
Bazen de sanki hepsi belirsiz bazı köşelerde saklanıyor gibidir.
Genellikle, iki veya üç planet diğerlerinden daha fazla öne çıkar. Belki Akrep
Yükselen'i yöneten köşesel bir Mars'la karşılaşırsınız.
Belki Ay'la üçgen, Güneş'le kare, astrolojik ayakucuyla (nadir)
kavuşum yapan bir Uranüs görürsünüz. Belki de Neptün Balık
burcunda gökyüzünün ortasıyla (midheaven) kavuşumdadır.
Biraz pratik yapın. Zamanla hissermeye başlarsınız. Eski zaman astrologları bazen güçlülük ve güçsüzlükleri sap
tamak için puanlama sistemi kullanırlardı. Üç puan Yükselen'i
yönetmeye, eksi iki puan düşüşte olmaya, bir puan durağanlığa ve
bu böyle giderdi. Sonunda Jüpiter'in ondokuz puanına karşılık
Mars'ın yirmiiki puanı olabilirdi. Böylece Mars doğum haritasının krah konumundayken, zavallı Jüpiter'in payına kahveleri hazır lamak düşerdi.
Böyle bir yaklaşım gerçeği yansıtamaz. Fokalizöderdeki önemli nokra hangi planetin diğerlerini ezip
285
geçtiğini saptamak değildir. Zihin böyle çalı ş maz . Her p la ne ti n
kendine ait bir alanı vard ır. Bu alanda o planet egemen d ir ve kim
Diğer bir deyişle, insan z i hni nde on planetin fonksiyonları içi n ayrı ay rı yerler bulunur. Fokali zörlerin bize sağladığı kolaylık planetlere yak se ona meydan okuyamaz.
laşımımızı organize etmektir. Onlar bize hangi 11birimırin kişinin
karakterinde canlı ve güçlü olduğunu, hangisinin ikinci planda
kaldığını anlatı rlar.
Fok al izörleri saprarken aradığımız şey,
ön
celikler duygusudur. Bu sekiz "birim"den hangisi köşetaşıdır?
Birey en fazla hangisiyle özdeşleşir? H angis i en önemli gelişimsel baskıyı temsil eder? Fokalizörlerin en iyi cevapladığı soru çok basitti r: İlk önce han gi planederden söz etmem iz gerekir? Öncelikler, hepsi bu. Ay Düğümleri Ay düğümleri yukarıda anlatılan anlamda bir foka li zör olamaz lar. Onlar planet değillerdir: onların kapsamları farklıd ır. Tamamen kendilerine özgü bir alanları vardır. Eğer bu konudak i bilgilerinizi tazelemek istiyorsanız bi r önceki bölümün sonları na bakın. Kısaca, güney ay düğümü doğumdan önceki zaman ı n ve onun kişinin gelişimi üzerindeki etkisinin sem bolüdür. Karman ı n - bireyin bundan önceki fiziksel enkarnasyon larından arca ka lan kişi liği ni n - veya kalıtımsal veya genetik geç mişimizin bizim üzerimizdeki geliştirici, öğretici baskılarının
sembolüdür. Her iki durumda da güney ay düğümü "geçmiş
yaşamları" anlat1r. Kuzey ay düğ-ümü her zaman evrimsel geleceğim izi cemsil eder. İster reenkarnasyon, istersek kalıtım açısından yaklaşalım, nereye doğru gitmekte olduğumuzu anlatır. Kuzey ay düğümü, bakir, bize tamamen yabancı bir alanda, kaçınılmaz bir şekilde karşı kar şıya kalacağımız meydan okumaların sembolüdü r. Eğer onlarla 286
yüzleşirsek büyük bir ge ri l i m - ve doyum hissederiz. Eğer on l ardan kaçmaya çaltşırsak, anlamslzlık ve tekdüzelik yaşamımıza hakim olur. Kendimizi kral dairesinde kapalı kalan on yaşındaki bir çocuk gibi hissederiz.
Ay düğümlerini bu kadar önemli kılan şey nedir? Her zamanki
gibi, perspektiftir. Ay düğümleri diğer astrolojik faktörlerin nite liklerinden hangilerinin geçmiş deneyimlere dayandığını - ve han gilerinin gelişim için bilinçli bir çabayla kullanılmak asılı beklediğini gösterirler.
üzere havada
Bu bilgi dördüncü kuralımızın temelini oluşrnnır. KURAL
DÖRT:
Kuzey
ve güney ay düğümlerinin doğum hadtasının diğer elemanlarım nasıl etkilediklerini saptayın. Her zaman ilk önce güney ay düğümüne bakın. Bir burç ve ev
de yer almaktadır. Belki bazı aç ı lar yapmakradır. (Orb'laca dikkat
edin, 2-3 dereceyi geçmesin.) Onun ne'sinin geçmişte yaşanmış olaylardan kaynaklanan etkiler olduğunu uı:mcmadan, anlamını,
diğer "birim"lerde izlediğiniz yöntemlerle, açığa çıkarın. Şimdi g üney ay düğümünün mesajını haritanın bütünü hakkın
daki izleniminizle karşılaştırın. Daha önce birincil üçlüyü in
celediniz. Yarımküre vurgusunu nor ettiniz. Bazı önemli fokalizör leri saptadınız. Bunların genel birleşimi ne anlatıyor? Bu birleşim güney ay düğümü hakkında öğrendiklerinizle uyum içinde mi? Bu çalışma sonucunda: güney ay düğümünü haritanın bütünüyle karşılaştırdığımızda. kişinin "daha önce yaptık larıyla", şimdiki haritasıyla başarmaya çalıştığı şeyler arasın daki gerilimleri ve sorunları belirleriz. Bu bi lginin hayati bir önemi vardır. Bize hangi planetse! konu
ların kör noktalar - bireyin "aç ı k seçik orrada duran"ı görebilmek
için başını duvarlara vuracağı konular - olacağını gösterir. Ama işin
bir de parlak tarafı vardır: güney
ay düğümü hızlı bir gelişi m
için
287
kullanılabilecek planecsel fonksiyon ları n altını çizer. Niçin? Çün kü, bu bilgi kişide zaten mevcuttur. Kişi bu bilgiyle
doğmu ş tu r.
Şöyle düşünün; banço çalan birisi muz kabuğu na basıp kayar,
düşer
ve hafızasını
yitirir.
Altı ay sonra,
i ki b i n kilometre
ötede,
eli ne bir banço al ı r. Birkaç hafta sonra, sank i daha a n nes inin kar
nındayken birisi ona banço çalmasını öğretm iş gibi, mükemmel bir şek i lde banço çalmaktadır. Ama onu bilgisayarın başına oturtur
sanız veya araba montaj fabrikasına yerleştirirseniz iş değ işir.
Bütün beceriksizliği ortaya çıkar. Güney ay düğümünün çalışma biçimi böyled ir: bazı girişimlerimiz, unut ul m uş olan, geçmiş deneyimlerimiz tarafınd an desteklenmektedir. Diğer girişimler,
belki de bizim için daha önem l i olanlar, aynı destekten yoksundur.
Kuzey ay düğümünün etkisi daha belirsizdir. Geçmiş değ i şm ez
dir. Ay nen yaşandığı g ib id i r. Güney ay düğümü bunu ya ns ı t ır: bizi
tahmin edilebilecek yollarla etkileyen, sabit bir şeydir. Kuzey ay
düğ üm ünde ise herşey değişkendi r.
Eğer güney ay düğü mü eskiden ne olduğumuzu anlatıyorsa,
kuzey ay düğümü de gelecekte ne olmamız gerektiğini anlatır.
Ne olacağımızı değ i l . Kaderi değ il. Kısmeti değil . Sadece
yönümüzü anlatır. Bu sadece bir öne ridir, heps i bu
kadar. Kuzey ay
düğümü nde top bizdedir. Onu ileri atabiliriz veya yere bıcakabili
riı. Doğum haritasında kuzey ay düğümünün mesajları çok güçlü meydan okumaları temsil ederler. Bir bak ıma, kum üzerine inşa
edHmiş kalelere benze rler. Geçmi§ten bize miras
kalmıı, karmi k
veya genetik, h içbi r şey onları kavramamıza yardım edemez. Buna
rağmen bizi büyülerler. İçten gelen dayanılmaz bir merak duygusu bu egzotik alanlan keşfetmemi z için bizi uyarı r.
Bunu yaparken
b i zi utandıran, gülünç duruma düşüren olaylar yaşayabHiriz, ama aynı zamanda bir değişim ve büyüme duygusuyla dolarız. Yaşa.mı
sü rekl i tadı çıkarılması, hazmedilmesi gereken muhteşem bir mucize gib i hi sset meye başlam. Broadway1de bir kadın oyuncusunuz. Yağ m url u bir Salı gecesi.
288
Başınız ağrıyor. Perde 1 1 2. oyun içi n açılıyor. Sürekl i tekrar
sayesinde edini lmiş bir hünecle, ro l ün üzü hatasız oynuyorsunuz. Alkı�lardan sonra eve gidip yatıyorsunuz. Güney ay düğ ümü nde
yaşam böyledir: rutin, kesi n ve genellikle etkileyici.
İlk bisikletini a lmış bir çocuksunuz. Düşüyorsunuz. Tırmanıp
y i ne biniyorsunuz. Ve yine düşüyorsunuz. İki, üç saat sonra kendi
başınıza bisikleti sürmeyi öğreniyorsunuz. Gözleriniz falraşı gibi açık, ailenizin önünden bisikletinizin üstünde geçiyorsunuz. Ken dinizi dünyanın başladığı gün Allah'ın hissettiği gibi hissediyor sunuz. Kuzey ay düğümündeki duygu da böyledir: tehlikeli, yep ye n i , değişik ve zafer dolu. Falcı astrologlar kuzey ay düğümüne fazla özen göstermezler. O nlar ki � i n i n sahip olduğu "özellikleri" bilmek isterler ve kuzey ay düğümü bu konuda çok az bilgi sağ lar. Evrimsel astrologlar ona farklı bir gözle bakarlar. Felsefelerinin yaşam kaynakları değişim ve büyümedi r. Onlar için, potansiyelleri ve olasılıkları vurgulayan kuzey ay düğümü, doğum haricasmdaki en önemli semboldür. Bunun dışında her şey - burçlar, planetler, evler - araçlardır. Kuzey ay düğümü ise amaçtır. KURAL BEŞ: Doğum haritasındaki temaları ve motifleri ayrıştırın.
Planetler arası
ittifakları tanımlayın. Anlam
kümelerini inceleyin. Temasal gerilimleri belirleyin.
İnsanlar yıllarca ve yıllarca astroloji çalışırlar. Gayretlidirler. Sözcükleri ve cümleleri öğrenirler. Sistemin gücünü hissederler, güzelliği ni takdir ederler. Ama bir doğum haritasını yorumlamala· rı istendiğinde donup kalırlar. Bütün sözcükleri unuturlar. Bir tür· lü cümle kuramazlar. Niçin? Çünkü genellikle organize olamazlar. Bir ellerini musluğun üstünde rurmasını öJrenmemiıt�rdir. BJtr buraya kadar anlatılan dört kurala sadık kalırsanıı, hu ıorunu Y.• nebilirsiniz. Bu kurallar size verimli bir yurum için 11r.rtkll ttlın
düzen ve perspektifi sağlarlar
.
Ama eğer bu rarihi dilin ustası olmak istiyorsanız, bir adım da
ha ilerlemeniz gerekir Doğum haritasım bir bütün olarak kavra .
maya başlamalısınız. Onu bir düzine fikir olarak düşünmemeli bir i n san ı hisseuiğiniz gibi kalbiniz, sezgileriniz ve aklınızla hisset ,
melisiniz. Beşinc i kural bize bunu öğretir. Şimdiye kadar karşılaştığımız kurallar içinde, o en vazgeçilemez olanıdır. Ama onun beşinci ol masının bir nedeni vardır: ilk dört kural olmadan, o Antarktika'da bir mayo kadar lüzumsuz olur. Motifler. Temalar. Anlamlar. Yükselen1i ve on planeti hiç değ il
se biraz anlamadan, bunları tanıyabilmek mümkün değildir. Bu,
Swahili'de hiçbir kelime bilmeden silahsızlanma görüşmelerine oturmaya benzer. Yani gerçekleşemez. Doğum haritasına yaklaşımda, ilk adımlarımız genellikle akıl kullanılarak atılır. Prosedürleri izleriz. Sembolle ri n anlamlarını
beynimizdeki
bellek bankasına yollarız - veya hatırlamak için ki
taplara bakarız. Analiz ederiz. Çelişkili durumları dengeleriz. İnsan aklının bir şeki lde çalışmasına neden olan dişlileri, kasnakları, di namolan sistemli bir şekilde parçalara ayırıp anlarız.
Sonra, eğer, izin verirsek, büyülü bi r şey olur. Doğum haritası can lan ı r. Bizimle konuşmaya başlar. Ne söyler? Herşeyi. İ nsanlık tarihinde yaklaşık seksen milyar insan dünyadan geçti. Hepsinin bir doğum haritası vardı ve her harita diğerlerinden değişikti. Bir ,
doğu m haritasmın dilinin sınırları, bir insanın hayalgücünün sınır
larıdır. Bu sınırları esnetebildiğiniz ölçüde, yorumlama sanatında ustalaşı rsın ız. Bir doğum haritasına ilk dön kuralı uyg ularke n belki, bağım sızlık sözcüğünü çok sık kulland ığınızı fatk edersiniz. Güneş Koç'ta. Ay Yay'da. Oğlak yükseliyor. Yükselen 'in yöneticisinin de içinde bulunduğu Kova burcunda bit kümeleşme var. Uranüs ast rolojik ayakucunda (nadir'de) Mars'la kavuşum açısı yapı yor. ,
290
Bücün bu parçaların ayrı ayrı anlamları var. Ama hepsindeki
ortak payda
bağımsızlıktır.
Bir çok değişik faktörde bir
benzer
lik keşfedersi niz. Ve amolojik yorumun tuzaklarla dolu alanında
bir madene rascgelirsiniz: bir cem a bulursunuz.
Arada sırada bu kadar basit bir doğ um haritasıyla karşı laşabilir si niz. Sadece bi r tema, net bir şekilde görülüyor ve d iğer "birim"le
rin anlamları bunun euafmda toplanıyor. Böyle bir birlik oldukça olağandışıdır. Zihin nadiren bu kadar homojendir. Belki de Neprün ağrı yan bir başparmak gi bi ortaya çıkıyordur:
Yengeç burcunda, ufkun tam üstünde, yedinci evdedir. KöJeseldir.
Güneş'e kare yapıyordur. Ke si nl i k le bir fokalizördür. Ama bize ne
an latır? Doğum haritasının sahibinin hayalc i , romantik, sevg i ile
d olu olduğunu, ama belki de aşırı bağ ı m lı lık ve sahip olmacılıkla uğraşması gerektiğini anlatır.
Bir dakika. Daha birkaç satır önce o, bir gezgin in ruhuna sa hip ,
yalnız ka lm ayı seven bir münzevinin maskes i ni takan birisiydi. Şimdi, anid en sımsıkı sarı lan bir sarmaşığa mı dönüştü?
Hayır. Birincil üçlü ve diğer fokalizörler kanalı yla ulaştığımız tema daha egemendir. Ama şimdi ahenksiz bi r notayla karpla�mış
oluyoruz. Onu gereği nden fazla abart ı rsak perspektifimizi kay
bederiz. Eğer haritanın geri ka lanı Neprün'ün temasını destek liyorsa - ör ne! i n çok sayıda Terazi ve Balık vurgusu varsa - bu nok tayı ci ddiye almalıyız. Aksi rakdirde çok temki n li olmamız gerekir.
Neptün diğer güçlü etk i ler carafından ortadan kaldırılamaz.
Astrolojik hiç b i r şey "ortadan yok olamaz". Ama bazen kendisini
düşmanca bir ortamda bulabilir.
O
zaman nasıl ilerleyebiliriz? Bu noktada bize yol gösterecek
yeni haritalar yoktur. Kendi başımıza kala kalırız. Ama hepimizin iki as vardır: bir dereceye kadar sağ duyu ve en azından
el i nde
yoğun bir şekilde i çli d ışlı olduğumuz bir insan zihni - kendi zih nimiz. Bir doğum haritasında temalar arası çelişkiyle karşılaş
tığımız 7.aman, bu asları oynama sırası geli r.
29 1
Hayalgücünüzü kullanın. O insanla özdeşleşin. Kendinizi onun yerine koyun . O nasıl hisseder? Eğer onun yerinde siz olsaydınız nası l davranırdınız? Belki Neptün'ü gömmek için eli nden geleni yapıyordur. Belki de onu kendine y eterl i kendinden emin gösterişinin ·arkasına sak lam ı şt ı r Eğer bu tavrı nı sürdürürse ondan kaçabilir de. Bi ri ncil üç lüsü ona bu g ücü veriyor. Ama bu yolu seçerse, Neptün'ün zaman zaman duvarı yıkarak ortaya çıkacağından emin olabiliriz. Muh temelen kendisine birkaç kere aşık olma izni vermiştir - ve bu deneyimlerin ona getirdiği aşıcı bağlanma ve hayalkırıklığı duy gularıyla derinden sarsılmıştır. Falcıların çıkmaza girdiği nokta burasıdır. Bu tür senaryoları oluşturmak için enerji harcarlar. Ve bunları kişinin geçmişine ve daha da kötüsü geleceğine - yönelik sezgilere dönüştürürler. Bun lar kişinin kam donduracak kadar doğru ela olabilirler. Ama hiçbir faydaları yoktur Evrimsel astrolog ise, bu türden temalar arası gerilimlere, tama men değişik bir açıdan yaklaşır. Neptün'e özgü tavrın zararlı yön lerini anlatır ve onu seçi lecek yollardan bi ris i olarak sunar. Net bir 'ekilde bu yolu n mucluluğa gi tmed iği ni ortaya koyar. Bu insan hangi seçeneklere sahiptir? Burada sağ duyunu.ıu kul lanın. Astrolojiyi unutun. Doğum haritasını unutun. Semboller görevlerini tamamladılar. Size belirli bir insanın dramasını, et kilenmelerini sundular. Bunları hazmedin. Aklınızı o insana açın. Kalbinizi de açm. Eğer o insan sizin arkadaşın ız olsaydı ve bu tür sorunları yüzünden size gelip ağlasaydı, kızsaydı, ona nasıl öğüt verirdiniz? Bu öğüdü asrrolojik bir öğüt değil, insancıl bir öğüt ,
.
-
.
yapın.
Belki ona bir münzevinin maskesiyle insanlara karşı mesafeli davrandığını söylerdiniz. Belki bir gezginin ruhuyla ve sava§çı tavırlarla insanları korkuttuğunu söylerdiniz. Belki gerçekten güç lü, sen ve kendine yeterli olduğunu, ama yumuşak bir yönünün de 292
yönünün onu çok korkut eğer durup onunla yüzleş mezse ömrünün sonuna kadar da kaçmak zorunda olduğunu an latırdınız. Ve kendisini bu kadar korkutan , canını yakan ve ona yaklaşanları da yaralayan k ırı lgan tarafının zaman zaman onu tökezleteceğini söylerdiniz. Belki de bu düzeni değiştirebilecek yegane kişinin kendisi olduğunu ve seçimin kendisine kaldığını söylerdiniz. O büyüyebilir - veya morarana kadar aynı tavrı, peş peşe çalınan bir teyp gibi, sürdürür durur. bulunduğunu anlatırdınız. Belki hassas
tuğunu, yıllardır bundan kaçtığını, ve
Söylemesi zor, ama yararlı sözcükler. Bunlar, kalkanlar indirilip,
karar verme zamanı geldiğinde, arkadaşların birbirine söylediği
türden sözcükler. Ve bunlar evrimsel astrolojinin kullandığı söz cükler. Evrimsel ast roloj i n in dilinde temalar arası çelişkiler hayatın bir parçası, ama değiştirilebilecek bir parçası olarak kabul edilir ler. Biz değişebiliriz. Kendi sürecimizi daha bilinçli yaşayabiliriz. Bu süreci daha iyiye dönüştürebiliriz. Bir başka deyi ş le, falcımız ,
biziz.
KURAL ALTI: İlk beş kuralda anlatılan her şeyi yaptıktan sonca, onları bir kenara bırakın. Astrolojinin görevini tamam ladığının farkına varın. O size yaşam konularının özünü kav ramanız için yardımcı oldu. Şimdi
bunları
çözmek için ak
lınızı ve kalbinizi kullanın. Bütün ku ral ları mız
perspektifi korumamıza yardımcı olmak konulmuş kucallardır. Son kural en önemli ve anlaşılması en zor olanıdır. Başlangıçta ascrolojik semboller o kadar yabancı gelir ki, ilk içgüdümüz vazgeçmek olur. Bu uzun sürmez. Dili öğrenip, cümleler k urmaya başlayınca, bir başkalaşım yaşanır. Sembolizm bizi baştan çıkarır, dikkatimizi kendi üzerinde roplar. Cümlelerin karmaşıklığı içinde kayboluruz. Onların bi linci mi zi açan gücü kar şısında hipnotize oluruz. için
293
Bu
astrolojinin
mesleki tehlikesidir. Karıpklığın tatsız göster
gelerinden birisi konuşmayı 11Merkür1e özgü sorunlar" veya 11Siz ve Aslan1da yer alan Ay1mız'' gibi referanslarla doldurmaktır. Bu üslup karşımızdaki insanı sinirlendirebilir ve aklını karıştırır.
İkinci ve daha zararlı tehlike ise astrolog olarak bizlerin hata
yapması, başarısız olmasıdır. Yorumlarımız mekanikleşir. Sanki bir uzay aracı inşa edip, gökyüzüne çıkmış gibi oluruz. Ve şimdi , o
yükseklikteyken, camdan dışarı bakmayı unuturuz.
294
BÖLÜM ONBİR BiZİM iNGILiz Örnek haritamızdaki kişi kim ? Bunu bir süre daha bir sır olarak
koruyalım. Halka malolmuş insanların hakkında ilginç hikayeler uydurulur. Bizim İ ngiliz de bir istisna değil. Belki haritasını, daha önceden bir fikrimiz olmadan, inceleyince, onu daha doğru bir
şekilde anlayabiliriz.
295
M
İNGİLİZ 9 Ekim 1940 6:30 PM BST Manchester, England 53N30 2W1 5 296
Burada, haritasının bütünü yer alıyor. Onu kitabın başlarmda gördünüz. Muhtemelen, haritadaki sayılar ve glifler, şimdi daha anlamlı gelmeye başladı. Eğer harita hala çok karmaşık geliyorsa, cesaretiniz hemen kırılması n. Bir önceki bölümde anlatılan kural ları kullanarak, onu yavaş yavaş parçalara ayırmaya başlayalım.
İlk adımımız Güneş, Ay ve Yükselen dışında herşeyi bir kenara
bırakmak. Bu işlem önemli bir çok bilgiyi dışlıyor, ama bilgi akışını kontrol altında cutmamızı sağlıyor.
Arkadaki çizim aym doğum haritasını gösteriyor, fakat ü zeri n
de sadece birincil üçlü var. Her seferinde bunları ayrı ayrı çizmeniz gerekmez
-
ama zihnin izde çizmelisiniz. Bu şek ilde bir sadeleştir
meyle iyi bir başlangıç yapabilirsiniz. Yoruma bir başka yöntemle baş l amaya çalışırsanız, yetişkin bir vücuda doğmuş gibi olursunuz. Kendinizi bir kaos içinde bulursunuz. Şimdi ne görüyorsunuz? Güneş Terazi burcunda, altıncı evde. Ay Kova'da, onbirinci evde. Yükselen Koç burcu. İki hava burcu,
bir ateş: akla, kavramlara önem veren bir insan, ama ateş sayesinde
hareketli
.
Önceki
bölümde
gördüğümüz
basit
formülümüzü
uy
bu insan kim? Güneş'i onun bir sanatçı (veya sevgili veya arabulucu) olduğunu söylüyor. Ay11 yeni gulayalım Birincil üçlüye göre, .
bir boyut ekliyor: o bir
dahi ni n
(veya sürgünün veya doğrucunun)
ruhuna sahip. Ve Yükselen' i kendis i ni dünyaya nasıl sunduğunu
anlatıyor: o bir savaşçının (veya öncünün veya gözüpekin) mas kesini takıyor.
297
BİRİNCİL ÜÇLÜ
Eğer bu andan itibaren, birincil üçlünün biı:de uyandırdığı et
kiyi bozacak bir şey söylersek, doğum haritasının hakimiyetini kaybetmekte olduğumuzu hemen anlayacağız.
Savaşçının maskesini takan, dahi ruhlu bir sanatçı. Bu ne de mek? Astroloji açısından düşünmeyin: Sadece düşünün. Ne tür bir insandan söz ediyoruz? Sanatçı: güzellik yaratan bir kişi. Renkler, şekiller ve sesler arasında uyumlu ilişkiler yaratmak
zorunda olan
bir kişi. Ve insanlar arasında da bu uyumu sağlamalı - unutmayın
ki Terazi'nin arketipleri atasında arabulucu ve sevgili de var. Bizim insanımızın bireyliği (Güne�) bu tür ilişki-yaratıcı (Terazi) aktivi telede güçleniyor. Onlar olmadan, sararıp soluyor. 298
Dahinin
ruhu: içgüdüs"el olarak, kendisini geleneksel, alışıl
mıı ve tahmin edilebilenden ay ı rmaya çalış ıyor. Tahmin edile mezi yapmak ve düşünülemezi d üşünmek için derin bir duygusal
(Ay) gereksinimle motive oluyor. Kısıtlamaları, özellikle otorite konumundaki ki şi lerden gelen leri , kabullenmesi mümkün değil.
Ne yapacağının söylenmesine dayanamaz.
Savaşçmm maskesi: yoğun, tutkulu, karşı çıkmaya hazır, belki rahatsız edici - bu onun 11stili11• Bu, bir kokteyl pani de, insanların onu gördüğü şekil. Yüzeyde, zorlayıcı ve iddi acı , bunlar, farklı bir kişilik olııştwmak için abantığı özellikler: unutmayın Yükselen
sadece bir maske değildir - aynı zamanda, kendimizi ifade ettiği miz bir araçtır. Eğer bunu sürdürmezsek, yürüyen bir kişilik buna lımına dönüşürüz. Sanatçı. Dahi. Savaşçı. Karışık bir durum. Daha �imdiden içsel gerilimler var. Terazi'nin barışçılığı Kova'daki Ay'ın asiliği ve Yükselen Koç'un zorlayıcılığı ile zedeleniyor. Ve evleri de işin içi
ne katınca, durum daha da karmaşıklaşıyor.
İngHiz'in Güneş'i altıncı evde. Geleneksel olarak bu Hizmet karların Evidir. Başka. insanlara da fiıydası dokunacak yeteneklerin
ve tek niklerin ustalığını geliştirme alanı. Aynı zamanda bu yete
nekleri paylaşmanın alanı . İngiliz,
eğer altıncı
evi uygulamayı ba
şaramazsa, körükörüne itaat edeceği sıkıcı iılerde çalışmak duru munda kalacaktır.
Bunu nasıl engelleyebilir? Başkalarına sunmaktan mutluluk
duyacağı, anlamlı hissedeceği hangi yetenek ve reknikleri geliştire
bilir? Cevap Te.raz:i'de saklıdır: bir sanarçının, bir arabulucunun, bir
ilişki.kurucunun yeteneklerini geliştirmelidir. Bunlar gelişimi nin içsel yollarıdır ve sonıa dış dünyada bir iş, beceri veya zanaat ola rak ifade edilirler. lngiliz'in Tera:ıi'ye özgü niceliklerini sergile·
yebilecefi bir işle i lg i lenmesi şarttır. Bu sayede G üneş ' inin burcu
ve evi nin bir sentezini yaratabilir.
299
Ay 11 onbirinci evde yer al ı yor. Arkadaşlıklar Evi. Böylece alan
daha geniş bir perspektife kayıyor. Plan lar. Hayaller. Yaşam strate
jileri ve bunl arı gerçekleştirmek için birleştiğim iz müttefikler. ar kadaşlar. Nasıl bir gelecek bizim kahramanımızı çekiyor ? Nereye doğru gidiyor? Ay'a doğru, Kova1ya doğru gidiyor - bunu net bir şekilde
görüyoruz. Yaşı ilerledikçe nyurnuşayacak11, daha evcilleşecek. Bir başka dey iş le, daha lunar (Ay ile ilgili) olacak. Ama diğer yandan Kova nitelikleri de anacak
-
yavaş yavaş daha toplumdı şı ve as i ol
maya başlayacak. Sücgün arketipine doğru hızla ilerleyecek.
Bu süreçte onu kimler deste kleyecek ? "Arkadaşları" kimler? Bir kere daha, Kova Ay bizimle konuşur : diğer toplumdışı olanlarla, asilerle, 11dahHede1' özdeşleşi r. Ama onlarm bizim kahramanımıza
çekici gelebilmeleri için savaşçıhklarının Ay ile yumuşatılması gerekir. Sürgün oldukları kadar, hayalci. özgün, yaratıcı ve sevgi dolu olmaları gerekir. Ancak o zaman onları bir müttefik olarak kabullenebilir. Şi mdi bi raz durup, buraya kadar öğrendiklerimizi roparlayal ım . Yoksa yorumun detayları arasmda kaybolabiliriz. Oysa bu çalış mada perspektif çok önemlidir.
Genel izlenimimiz İngiliz'in karmaşık ve çel işkilerle dolu bir
birey olduğu yolunda. Güneş' i özünde barışsever, sanata düş kün
(Terazi) ve hassas bir insan olduğunu , diğer insanlara yararlı ve des tekleyici şey ler sunmak istediğini (altıncı ev) söylüyor. Aynı
zamanda kararsızlık ve bağlanma korkusu (Terıui1nin karanlıkları ) gibi sorunları olabileceğini ve belki de bunları kendisi hakkındaki
imajının
zayıflığı (akıncı evin karanlıkları) ile destekleyebileceğini
anlatıyor.
Bunlar onun solar (Güneş'e özgü) nüveleri ve anlaması kolay şeyler. Güneş1in nasıl bir psikolojik topoğrafya üzerinde parladığım farkecmeye başladığımızda iş karmaşıklaşıyor. Yükselen Koç1un
mirasıyla, d iğer insanlara küstah ve güvenli görünüyor. Ve Yükse·
300
len, Kova'daki Ay'la - özgürlük ve isyan tutkusunu
aldığı yer Hepsini biraraya koyduğumuzda, klasik bir öfkesi bumunda, patlamaya hazır - içteki güvensizliği gizleyen sert bir kabuk ·-insanla karşılaşabiliriz. As trolo ji güvenilir bir fal yöntemi değildi r. Doğdukları andan uyum içinde.
itibaren, insantar özgürdür. Ama hiç de!ilse yaşamının ilk yı lların da, bu insanın birincil üçlüyle anlatılan gerilimleri taşkın, şamata cı ve cüretkar bir görünüm yaratarak dışarı vurduğunu söyleyebili riz. Hassas ,ve daha az güvenli yönünü ise kontrolun kendi elinde bulunduğu, çok az sayıdaki anlara saklayacaktır. Güneş'ini n hemen hemen açısız olması, Terazi burcunun özel liklerini, günlük yaşamında, otomatik olarak, açık seçik gösterme diği savını destekliyor. Bu problemlere karşı ilk tepkisi, muh temelen, onları hemen gömmek olacaktı r. Peki buna mahkum mu? Sadece kendisi tercih ederse. Eğer
bundan hoşnutsa, bu şekilde ölmek hakkı, özgürlüğ'ünün sınırları kapsamında. Ama bunu yapmak zorunda deği l . Değişeb ilir. Birin cil üçlüsünü daha uyumlu bir şeki lde birleştirebilir. Ve
bunu yap
mak için, onu yüreklendirmek evrimsel astrolojinin işidir.
Nasıl? Ortak nokta ! Cevap burada gizlidi r. Her üç faktörü de ifade edebileceği ortak bir alan bulmak zorundadır. Her üçün den de bi rşeyler katarak yapacağı bir şey Güneş, Ay ve Yükselen arasındaki uyumu destekleyecek ve kiıi nin değiıik 11ki1iliklere1' bölünmesi ni engelleyecektir. Böyle bir uğraşıyı nasıl saptayabiliriz? Mantık yürütürüz. Hayal ederiz. Kişinin özünü sembolize eden Güneş'in uğraşının kalbinde
bulu nması gerektiğ ini bili yoruz. Uğraşı sanacsal veya belki de in sanlar arası ilişkileri bağdaştıran, yatııtıran öğeler içeren bir şey
olacaktır. Altıncı evin katkısıyla sorumluluklardan oluşan
bir
düzen veya iş biçimini aJacaktır. Terazi burcu bu karı§ıma ayrıca en az bi r insanla ortaklık kurarak bu uğ raş ıyı sürdürme faktörünü ekleyecektir. Ortaklığın gerçek bir güven ve yak ı nlaşma duygusuy. 301
la oluşturulması gerekecektir.
Uğraşı, bir ke re saptandıktan sonra, Koç ve Kova'ya özgü yön
temlerle
-
canlılık ve güvenle, meydan okuma ve yüzsüzlük
havasıyla - topluma sunulacalmr. Uğrajının ken di s i Tetazi'ye özgü olm alı - uyumlu, barışçı, g üzell ik oluşturucu - ama sunuşu insan
ları
a ltüst
eden, kışkırtan, yeni şeyler düşünmelerini ve temel
değerlerini gözden geçirmelerini sağlayan bir biçim almalıdır. Bu
durumda, sanatçı düşmanlar kazanmalıdır. Fakat bu reaksiyon
lar onun anlamsız çı kışlan ve başkaldmları sonucunda değil, insan lar onun sanatını izlerken oluşmalıdır. Eğer
düşmanlıklara
birinci
koşul neden oluyorsa, onak zemin kaybolmuş, başa dönülmüş demektir.
Terazi sevilmek ister. Bunda bir sakınca yoktur. Ancak insan sevgi kazanmak için gerçekte olduğundan farklı bir insanmış gibi davranmaya başladığmda tehlikelidir. Tamamen
Terui
özellikleri
söz konusuysa, bu tehlike kendisini aşırı k ibarlık , incelik ve sürtüş
mele ri bastıran bir tavırla gösterir. Bizim İngiliz'imizde durum deği şiktir. Onun dış görünü�ü kabadır, bu nedenle, sevgi ihtiyacı
kolaylıkla, diğer insanın onu farkettiğini ifade eden her hangi bir reaksiyon ihtiyacına dönüşebilir.
Eğer İngi liz Güneş'i, Ay'ı ve Yükselen'i bağdaştıran özel u� raşmm bulmak istiyorsa bundan kaçınması gerekir. Skandallar,
zorbalık
ve terbiyesizlik yetersizdir. Bunlar, elinin altında her
zaman mevcut olan, ama onu hiçbir doyuma ulaştırmayan ucuz çözümlerdir. Gerçek sentez için. daha fazlasına - duyarlılığını, sanatını ve kırılganlığını ifade etmeye, Güneı'ine özgü nitelik
lerine - ihtiyacı vardır. Sert kabuğunu her türlü baskıya kar§ı daha da güçlendirmek yerine, ısısını bu niteliklerine kaoalize etmelidir. Bunu yapmak kolay deği ldir, ama elinde bir as bulunmaktadır. Haritasındaki yacımküre vurgwu bu yeteneği geliştirmesini des teklemektedir. Yandaki harita ikinci bakışta görmemiz gerekeni göstermek-
302
tedir. Birinci bakışta birincil vurguyu, geri kalan her şeyden soyut lanmı� bir şekilde, algıladık. İkinci bakış bu üçlüyü de içeriyor ve diğer planeder de siyah noktalar halinde yer alıyorlar. Hangi planet hangisi? Bu noktada bunu bilmiyoruz ve bilmek de istemiyoruz. Şimdilik bunların nerede yer aldıklarıyla il gileniyoruz. Belirli bir yarımküre vurgusu olup olmadıl;ını ö�ren mek istiyoruz. Derhal ufuk çizgisinin altında toplanmış planederi görüyoruz. Ama Ay ve Merkür çizginin üstünde. Gerçek bir aşağı yarımküre vurgusuna sahip saydır mıyız? Hemen kuralımızı uygulayalım. Güneş ve Ay üç puan, diğerleri bir puan değerindeydi. Eğer bir yanmkürede dokuz puan varsa,
YARIMKÜRE VURGUSU
303
yarımküre vurgusundan söz edilebilirdi.
Ufuk çizg isinin altmda yedi planetimiz var. Yedi nokta ve yedi
puan. Buna üç puan lık Güneş'i de ekleyince on puanımız oluyor.
Böylece İngiliz'in haritasındaki ap.jı yarımküre vurgusundan şüp hemiz kalmıyor.
Dünyası sübjektif bir dünya. Odak noktası olaylar ,değil, ken di bilinci. Bu onun çekingen olduğunu, yaşamınm olaysız ve rutin
geçtiğini göstermiyor. Sadece içe yönelmiş durumda. İmparator luklar inşa etmek yerine, kavrayışlarını, fatkındalıklannı geliş tirmek istiyor. Bunlar onun yaşam oyun un kuralları . Ve bu kurallar ona yar
dımcı. Yine de, bu dünyadaki işini yapması gerekiyor. H içbir ya, rım küre vurgusu onu altıncı evin sorumluluklarından kurtaramaz . Uğraşısı hakkında söylediğimiz herşey hala geçe rliliği ni ko ruyor. Ama onu en çok. bu deneyimlerin onun zihni üzerine yaptığı kalıcı etkiler ilgilendiriyoc. Hafıza, önsezi, viı.yon , belki bilgelik
- onun hedefi bunlar. Tanınma, farkedilme ikinci planda kalıyor. Bu nasıl bi r avantaj oluyor? Onu bağımsızlaftmyor. Eğer onun
Terazi enerjisinin sen kabuklu modeli toplumdan onay görürse, çok iyi. Eğer çürük domates yağ m uruna tutulursa, yi ne iyi . Aşağı yanmküreden bakınca, yaşam zaten genif kapsamlı bir video oyu
nundan başka bir şey değildir. Önemli olan bilinçlenmektir. Sava§çı maskesinin altında dahi ruhuna sahip sanatçı
-
yavaş ya
vaş bizim İngiliı.'in yaşam çi zgisin in modeli oluşuyor. Gücü, zayıf lıklart, yaşamın ona haz1dad1ğı tuzaklar onunla birleşecek müttefikler
-
ve
ödüller, yolu üı:eri nde
genel bir ·izlenim olarak beli riyor.
Doğum haritası bizimle konuımaya başlıyor. Buraya kadar, dili düzen li ve açı k seçikti. Dışsal faktörleri ele
yerek, haritanın lüzumsuz detaylar seliyle aklımızı karıştırmasın dan korunduk. Elimizi musluğun üzerinde tuttuk. Yine elimizi musluğun üzerinde tutmaya devam edeceğiı., ama
bu ndan 304
sonra akışı koncrol etmek daha da
güçleşecek. Bu noktaya
kadar dayanağımız, haritanın ilk keşfiyle ilgili basit bir kaç kural
dı. Şimd i
ayağımızı frenden çekip, daha az belirli bi r alana girece
ğiz.
Bu andan itibaren, hari ta kendi kurallarını geliştirecek. Eğer
onları iılersek, kaybolmayacağız. Ama bunun için siyah noktaları
planetlere dönüştürmemiz, astrolojik sembolizmin karmaşıklığına kendimizi açmamız, ancak
bu yükün altında kalmamamız'gereki
yor
.
Önce fokalizörleri saptamamız gerekiyor.
İl k adımımız planersel cümleleri taramak, diğerlerine göre ön planda duranları aramak olacalmr. İki kümeleşme - çok olağandışı bir durum - dikkatimizi hemen çekiyor. Üç planet birinci evde, Boğa b urcunda yer alıyor Ve eğer Güneş'i de sayarsak, dört planet altıncı evde, Terazi ve Başak burçlarında bulunuyor. İki kümeleşme de zihinsel enerjinin odaklanmasını temsil ediyor. İ ki kümeleşmenin dışında, sadece üç planet var. Birisi her za man öneml i bir unsur olan Ay. Ay'a, beşinci evde ve Aslan burcun da olan Pluto karşıt açı yapıyor. Tek başına bu açı bile Pluto1nun · ö nem kazanmasına yeterli. Geriye yalnız Merkür kalıyor - ki o da köşesel ve yedi nc i evde çok say ıda açıya sahip. Net bir şekilde, Mer .
kür de bir fokalizör.
İlk tarama çok verimli oldu. Herşeyin bir fokalizör olduğunu
baş lang ıç noktasına dönüyoruz. Henüz nereden başlaya cağımızı bilmiyoruz. görüyor ve
Şimdiye kadar birşey öğrendik mi? Evet - bUtün planetlerin bu kadar güçlü olması, kahramanımızın çok farklı, orij inal ve dikkat çeken b.lr insan olduğunu gösteriyor. Bir kere karşılaşmca, kolay
unutamayacağınız tiplerden. Kendi toplumu içi nde onun, şahsen
bir fokalizör olduğunu söyleyebiliriz. Bir kişilik bu derece parlak olunca, çevresindeki kişi li kleri de canlandırır, enerjilerini odaklar ve onlara yön verir.
Tarama esnasında bir şey daha öğrendik: iki küm eleıme harita-
305
da çok egemen ve kahramanımızın dikkatini, oniki alanın ikisinde
topluyor - iş ve sorumluluklar (altıncı ev). özg ür i rade ve bireysel leşmeni n geliştirilmesi (bi rinci ev). Bu iki alan arasındaki gidiş gelişler haritanın en öneml i temaları arasındadır. Ama hala bağlı durumdayız. Nereden başlayacagız? Bu soruya bir tek doğru yanıt yoktur. Bazı haritalar basit bir başlama noktası gösterirler. İ ngiliz'in haritası göstermiyor. Bu, bir yerden dalıp, geri kalan planederi alfabetik sırayla yorumlamaya başlayacagız an lamına gelmiyor. Olağandışı dikkatli olmamız, yolumuzu titizlik le seçmem iz ve her an tetikte olmamız gerekiyor. Bu tür bir harita uyanık olmayan bir yorumcu için tuzaklarla doludur. Şimdi bu tuzaklardan kaçınalım.
Bir kere daha, haritaya uzaktan bakın. Saki nleş in. Perspektif ka
zanmak için oyalanın. Musluğu kapat ın. Haritadan yalnızca
önemli ve
en açık seçik olanı iletmesini isteyin .
en
İki kümeleşme
gerçekten dikkat çekici. Buralarda yer alan planetler tek tek önem
siz o lsalar bile, içinde bulundukları evlerin konuları önemli aktivi
te alanlarını temsil ediyorlar. B üyük bi r ölçüde, kahramammmn yaşamının nerelerde sürmekte olduğunu gösteriyorlar. Bu alan lar hakkında daha fazla
bilgiye sahip olmadan, yorum yapmaya ça
lışırsak perspektifimizi tehlikeli bi r şekilde kaybedebiliriz. Hangi k ümeleşme daha önde geliyor? Yine zor bir soruyla kar tı karşıyayı z. Birinci ev en önemli köşesel ev. Burada bi r kümeleş me sonucu zihinsel eoer; in i n odaklanması, Güneş, Ay ve Yük selen'in gücüyle rekabet edebilecek kuvvetı:edir. .Ama altıncı evdeki kümele�me de bit odak noktasını temsil ediyor. Güneş'i içermesi hemen birinci lige yükselmesini sağhyor. Ayrıca Mars da orada - Yükselen Koç olduğu için, Mars yönetic i
durumunda. Bunlara Venüs ve Nepı:ün'ü ekleyince i k i ev için yazı
tura atmak gerekiyor. Özgürlüğün karşısında sorumluluklar, bencilliğin kar�ısında
sevgi ve vericilik, bağımsızlığın karşısında bağımlı ortaklıklar ve
306
diğer benzer bi ri nci
ev
-
altıncı
ev
bilmeceleri n in İngiliz'in
yaşamındaki kritik temalar olduğunu hemen görüyoruz. Hangi taraf daha üstün? Bunun net bir cevabı yoktur ve zaten
bu, bizzat bizim
cevabunıxdır: bi rinci ev ve altıncı ev, sürekli bir
dinamik gerilim halinde, dengelenmiştir. Hiçbiri diğeri tarafından
yutulma tehlikesi içinde değildir. Altıncı evden başlayalım. Güneş'i tanımlayarak bu alana zaten girmiş bulunuyoruz. Şimdi işimizi tamamlayıp, birinci eve yönele
lim.
İlk bakışta, Güneş'in evinde üç planetin daha bulunması bize ,
birincil üçlüyü tanımlarken gördüklerimizin dışında fazla bir şey
anlatmıyor. Al tıncı evin kapsamında olan iş, görev ve hizmet konu
ları çok önemli ve bunların gölgesi olan ağır ve can sıkıcı işlerde aşağılanarak çalışmak, yolunu kaybettiğinde İrıgiliz'i bekleyen teh
likeler atasında. İlerleyebilmek için planetlerin oluşrurduğu cüm_:
leleri ayrı ayrı incelememiz gerekiyor.
Mars, Yükselen'in yöneticisi olması sıfatıyla, iyi bir başlama
noktasıdır. Mars: savaş tanrısı. Saldırganlığın, irade gücünün ve cesaretin sembolü - ve eğer bu dersleri öğrenmeyi beceremezsek, çatışmanın ve anlamsız didişmenin sembolü. Bu onun
Nasıl ve niçin
ne'si.
bilgisini Terazi sunuyor. Mars nitelikleri savaş
tanrısının favori uğraşılarına değil, sanata ve ortaklıklara kanalize
oluyor. Burası Mars'ın düşüşte olduğu burçrur. Ne öğrendik? Sal
dırganlığını motive eden, coşturan temel dürrü, ilişkiler geliş tirme aczusudw-. Bu ilişki ler ki�isel olabilir. Toplumsal olabilir. Sesler, biçimler ve renkler arasında olabilir. Nasıl olursa olsun, bi zim İngiliz'in
ilişkiler için mücadele etmesi gerekir. Barış (Tera
zi) için savaşması (Mars) gerekir. Eğer kolay yolu seçerse, onu sürekli çatışmalarla dolu kişisel ilişkiler içinde, kendini kaybetmiş bir durumda bulabiliriz. Sür tüşme ve gerilim onaklıklarını veba gibi yok eder. Hatta Yükselen
307
Koç• La işin içine şiddet unsuru b i le girebilir. Özel ilişkilerinde dolaysız ve yüzleşmeye hazır bir dürüstlüğe sahip olmaması
neden iyle yaşadığı zorlukların, lanetlenmekten kaynaklandığını
düşünebilir. Ve bu özel arenada yüzleşebilme eksikliği , onu günlük
yaıamda daha fazla kavgacı olmaya itebilir. İşle bağlantılı
ortaklıkları, altıncı evin de katkısıyla, Terazi'deki
Mars'ın problemlerine daha açık alanlardır. Ve bunlar nerede'yi tariflerler.
Mars•ın Yükselen'in yöneticisi olarak fonksiyon görmesi nedeniyle, işe karşı olumlu
bir yaklaşım gelişti rebilmesi ve aptalca
melodramlardan uzak veri mli iş onaklıkları yaratabilmesi, kendisi
hakkındaki imaj ını net bir şekilde oluşturabilmesine sıka sıkıya
bağlıdır. Bunun yapılamaması altıncı ev ve Terazi'den fazlasını et
kileyecektir. Ayni zamanda Yükselen'i bozacak, günlük kişiliğinin verimliliğini düşürecektir.
Mars'm Ay'la üçgen açı yapması, bize özgür ruhlu, duyarsız duygusal yapısı ile Mars fonksiyonlarının uyumlu çalıştığını gös teriyor. Kova1daki Ay onun sevgi bağlarında ve iş ortaklıklarında netlik ve dolaysızlık arayışını destekliyor. Diğer yandan bu alanlar
daki ba§atılar, Ay'ın kendisini ifade edebileceği daha geni§ alanlara
yönelmesi ni sağlıyor. Ne yazık ki, bir başka seçenek daha var: Mars ve Ay bir ekip olu,turarak, içten ve yalın bir i let i şi m yerine, duy gulan sayg ı s ız ve alaycı bir mesafede tutabi lirler.
İleride Akrep'teki Merkür'ün bu tatsız olasılığı desceklediğini
göreceğiz.
Mars1a özgü bu temaları İngiliz'e aktaran
evrimsel bir astrolog
herşeyi anlatacak ama bunların seçenekler olduğunu kodlayacaktır.
İnsan birisini seçmekte özgürdür ve seçiminin sonuçlarına kat lanacalmr. Neptün Başak burcunun sonlarında yer almakta ve Terazi'deki Mars'la kavuşum yapmaktadır. Altıncı evdeki yolculuğumuzda ikinci durağımız burasıdır.
308
Neprün: ham , tan ı mlanmam ış ve odaklanmamış bilincin plan eti. Mistik. Dalgın "uzaylı". Onun ne'si kendini aşma veya, olum suz anlamında, kişil iği n çökmesidir. Başak'ın m ükemmellik, netlik ve dakiklik arzusuyla modve olunca, zavallı Neprün şaşırır. Bi r kere daha düşüşte olan bir ,
planetle ve kahramanımıza meydan okuyan bir akıncı ev prob lemiyle karşılaşırız. Karmaşık, cazibeli, sanki öbür dünyayla ilintili koşullar iş or tamını belirler. Mantığa aykırı olaylar olur. Bu alanda, kendi sez gilerine güvenmeyi öğrenmesi ve mantıklı bir insanın önceden kes tiremeyeceği kariyer gelişmelerini kabullenmeye hazırlıklı olması gerekir. Ve tüm bunların arasında, Başak niteliklerine, yani neyle uğraşırsa uğraşsın işini olabildiği kadar mükemmel yapma is teğine, bağlı kalması gerek ir. İşi ideallerini yansıtmalıdır. Mars'la Neptün kavuşum yaptığı için, bu üstün Başak'sal Nep tün standartına bağlı kalarak Mars'ını da harekete geçirmiş olur. İş teki idealizmi ve burada karşılaştığı genellikle karmaşık koş ullar Mars fonksiyonlarını incelerken anlattığımız kişisel ilişkilerdeki çatışmaların dozunu azaltmaya yardımcı olurlar. Kavuşumda bulundukları için Mars ve Neptün bir paker halinde incelen melidir. ,
Altıncı evdeki kümeleşmede bulunan son planet, Başak'ra yer alan, Venüs'tür. Bu birleşimi 8. bölümde detaylı bir şekilde in celedik, ama burada kısaca özetleyelim.
İngiliz'in i li şki kurma dürtüsü (Venüs'ün ne'si) Başak'la koşul landırılmış ve onu ortaklarında, özellikle hayat arkadaşında, üstün ve şaşmaz standartlar aramaya yöneltmiştir. Bu ilişkilere büyük bir sorumluluk duygusuyla girer. Ama kendisinden ve diğer insanlar dan mantıkdışı şeyler bekleyebilir ve beklentileri gerçekleşmeyin ce kend i s i n i yıkıcı bir şekilde eleştirebilir veya acımasızca sitem
edebilir. Hoşgörü ve bağışlama geliştirmesi gereken erdemlerdir. ,
Yoksa hoşlanabileceği tek ilişki kendisi ile hayalgücünde yaratıp,
309
muhafaza eniğ i kadın arasındaki ilişki olacaktır - ki bu da sevgi Terazi için korkunç bir kaderdir. Bir kere daha, İngiliz' in Venüs'ü bize bu iliiki dramalarını iş or· tamı nda yaşayacağını göstermektedir - Venüs1ün nerede'si akıncı evdir. Amk bu tekrarlayan bir tema oldu. Güneş temayı başlattı. Terazi'deki Mars buna kendi padayıcı unsurlarını ekledi. Ve şimdi, "iş evindeki" "sevg i tanrıçası" ile, iş ortaklıklarının duygusal yoğunluğunun radikalliğini gözledi k. Bizim İngiliz'i, kendi işinde önemli bir payı olmayan bir kadın la, mutlu bir evlilik sürdürürken hayal etmek oldukça güçleşt i . Genel olarak, işiy le bağlancısız arkadaşlıklar kurması bile oldukça zor. Bu kesinlikle "normal " bir insana özgü bir durum değil - ama bu doğum haritasında, iş ve ilişki göstergeleri sıkı bir biçimde kay naşmış bu l unuyor. Eğer haritasına olumlu bir tepki verirse, dolu
profesyonel yaşamında yaratıcı bir kişisel onaklığın bir üyesi
Bu bir evlilik olabilir. Sadece iş ortakhğı ola bi lir. İki koşulda da, bu ortaklık onun doyuma ulaşmasanın önem li bir basamağı olacaknr. Ve bu da gösteriyor ki "Terazi1liğini" sah te bir kabadayı lık ve kibirlilik maskesinin arkasında saklamaktan vazgeçmesi şarttır. insanlarla geçinmesi ni öğrenmek zoru ndadır. Her ıey buna bağl ıd ı r. Ortaklık olmadan, hiçbir şeyi olamaz. An
olarak tanınabilit.
lamlı bir İiİ bi le olamaz.
Birinci evdeki kUmele�me, altıncı evin konularıyla başetmesin de onu destekleyebilir veya köstekleyebilir. Büyük bir itade gücü sağlar, ama aynı zamanda bencillik ve zorbalığa yöneltir. Karar verip , insiyatif kullanaıak: harekete geçmenin evi olan birinci ev burada yer alan üç planete sonsuz bir ifade olanağı sağlar. İnsan ne yapmak i sriyoısa onu yapabilir. D iğer yandan, bu planetler daha ucuz bir amacın hizmetinde de olabilirler: kişinin etrafına ördüğü kibir duvarına bir kaç tuğla daha ilave edebilirler. Hangisini seçer se seçsin, kararı kesin olacaktır; kümeleşme "boğa gibi inatçı" sözün ü borçl u olduğumuz Boğa burcundadır. 3 10
Planetlerin özelliklerini bilmesek bile, Boğa burcu ve birinci ev temaları ön plana geçecektir. Bir kümeleşmeyi incelerken ilk adımımız burcu ve evi kavramaktır. Bu, genel bir kanıya sahip ol
mamızı sağlar. Alanı bu şeki lde tarifleriz. Ondan sonra, perspektifi
kaybetmeyeceğimizden emin, tek tek planetlere bakarız. Bir kere
daha musluğa hakimiyet sorusu ortaya çıkar. Temel yorum taktiği - önce damla damla, sonra sel gibi. Jüpiter ve Satürn, bi ri nci
dalar.
ev
alanına egemen, tam bir kavuşum
Daha ileride, bu evde, Neptün'le üçgen açı yapan, Uranüs
duruyor. Jüpiter, Satürn, Uranüs, üçü de geri gidiyor ve "savaşçının maskesine" çeşni katıyorlar. Birinci evde bulunarak, Yükselen'in mesajını yumuşatıyor, işliyor ve geliştiriyorlar. Jüpiter-Satürn kavuşumu çetin bir cevizdir. Anlamları karşıt iki
planet; ne'leri çelişkili. Yine de, bu doğum haritasında, evlenmek
zorunda kalmışlar.
Jüpiter: i yimserliğ in, neşenin, genişlemenin, yayılmanın sem
bolü. İnancın parlak sembolü. Satürn: gerçekçiliğin, uygulanabilir liğin, öz-denetimin sembolü. Yalnızlığın ümitsiz lordu. Nasıl birleşebilirler? Asansörde mahsur kalmışlar gibi. Birbirlerine ne söy leyeceklerini bilemiyorlar.
İlk adımımız onları ayrı ayrı anlamak. Daha sonra birleştirmeye
çalışacağız. Birinci evinde Jüpiter bulunan bir insanın yüzünde nasıl bir maske hayal ederiz? Bu insan ne tüt "titreşimler" yollar? Neşeli,
konuşkan, "tanrıların kralı" gi bi davranabilir. Şakacılık, açık kalp
lilik ve cömertlik - bunlar onun ayırtedici özellikleri olabilirler.
Peki, eğ-er Satürn birinci evde yalnız başına duruyorsa? O zaman
ne olur? Tam aksi. Çok c iddi belki .
de kara kara düşünen, birisiyle
karşıla§ırız. Sorumluluk, gerçekçilik, sözlerde ve hareketlerde tutumlu davranmak - bunlar da onun özellikleri. Çelişkili iki etkinin biraraya gelmesiyle, bizim İngiliz anlaşıl ması zor bir insan olacaktır.
311
.
Şimdi ki sorumuz şu: etkilerden birisi daha üstün mü? Birinci
evde bu lu nd ukları için ikisi de fokalizör, ama birisinin gücü fazla -mı? Eğer öyleyse, kişinin davranışlarında ilk önce onun özellik
lerini görürüz. Bu diğerinin yok olduğunu göstermez - sadece biraz
geri plana çekilir ve doğru bir şekilde uyarıldığında ortaya çıkmayı bekler.
Ne yazık ki bu yaklaşım bizim örneğimizde fazla
işe yaramıyor.
İki planet de haritanın geri kalanı tara6ndan eşit güçte destek leniyor. Satürn Boğa'nın nasd ve niçin'inin içe dönüklüğünü ve uygulanabilirliğini seviyor ve geri gitme hareketini rahatl ıkla kabulleniyor - halkalı planet dış dü nyadan uzaklaşmaktan hoş
lanır. Jüpiter
Yükselen Koç'un aktif, kendini ifade eden özellik
leriyle hemen kaynaşıyor ve Terazi'deki Güneş'in sevgisi yle uyum sağlıyor. Ne Jüpiter, ne de Satürn güçlerini yitirmiyorlar. Bir �ekil de ate�kes imzalamaları gerekiyor.
İng iliz' in karakterinde derin bir ikircikliğin bulunduğu kesi n . Sanki iki karşıc planet eckisiyle bir ileri bir geri g idiyor gibi. B i r an neşel i ve muzip. Sonra dertli ve ciddi. Bir an destekleyici, iyim
ser, övgü dolu. Sonra mesafeli, eleştiri dolu. B i r an bir çocuk gibi
mutlu görünüyor. Sonra Buz Çağını bile hatırlayan bir büyücüye benziyor. ikirciklik. Bu temayla ilk defa karşılaşmıyoruz. Başlangıçtan,
akı ncı ev ve Terazi burcundaki Günef aras ındak i gerilimden bu yana zaten
ile Ay-Yükselen irtifakı ikircikliği i nceliyoruz.
Jüpiter-Satürn kavuşumu da buraya kilitleniyor. Jüpiter yanıltıcı bir şekilde yaygarac t olan dıi
görünüşüne neşeyi ve şeytanhğı
ek
liyor. Ve Satürn her�eyi peı:-de arkası nda yapmak e�ilimiyle,
Güneş'inin hassas, kendinden emin olamayan niteliklerini daha fazla gizliyor. Bir kere daha, bu iki planetin i nişli çıkışlı yıkıcılığını orcadan kaldırmak için ortak bir zemin bu lunması gerekiyor. Kahramanı
mızın engin, yaşamdan daha büyük (Jüpiter) bir uğ raşı bulması ve 312
bunu geliştirmek için Satüm'ün çalışkanlığını, mükemmeliyetçili kullanması gerekiyor. Jüpiter oynamak ister. Sa türn çalışmak isrer. Tek çıkış yolu oyunbazlığın yüce bir amaç için kullanıldığı bit uğraşı bulmaktır. İşin fazla vurgulanmadı ğı bir doğum haritasında, ortak zemin başka bir yerde aranabilir. Ama Hizmetçiler Evindeki kümeleşme ile, çalışmaya eğilimli Bo ğa'nın niçin'ine ve nasıl'ına sahip Jüpiter-Satürn kaynaşması en iyi bu alanda başaraya ulaşacaktır. Birinci evdeki göstergelerin belirsizliğine rağmen, bir kere da ha, İngiliz'in kendisine yaratıcı bir iş bulduğu - oyun ile çahşma yı birleştirdiği -zaman mutlu olacağını görüyoruz. Bu adım doğum haritasındaki bir çok gerilimi çözen bir anahtar olarak ortaya çıkı yor. Birinci evdeki Uranüs, Jüpiter-Satürn kavuşumunun 1 2 derece uzağında bulunuyor. 1 2 derece kavuşum için gerekli orb'dan fazla bir uzaklık, bu nedenle planeti bağımsız bir şekilde inceleyeceğiz. Bağımsız bir şekilde incelenmek Uranüs'ün hoşuna g ider - o öz gürlüğün ve bireyselliğin planetidir. Kabilemizin sıradan bir üyesi olmanın kolaylığı ile birey olmak arasında duran planettir. İngi liz'in .Ay'ının yer aldığı Kova burcunun yöneticisidir. Bu özellik, birinci evde bulunmakla birleşince Uranüs'ü kesinlikle bir fokali zör yapar. Uranüs bize ne söyler?· Hikayesinin büyük bir kısmını zaten an lattık. Uranüs'ün bireyin dışa vurduğu kişiliği (birinci ev) biçim lendirmesi, Kova burcunun birincil üçlünün bir elemanım et kilemesine benzer. .Aynı tema onaya çıkar: otonomi, umulmayanı veya şok ermeyi sevmek, toplumsal ahlakçılardan ve sosyal liderler den hoşlanmamak. Eğer Ay başka bir burçta bulunsaydı, bu temaları geliştirmek için uğraşmamız gerekecekti. Ama �imdi, .Ay Kova burcunda yer almasına rağmen, Uranüs'ün önemi, birinci ev deki konumu nedeniyle, zaten vurgulanmış oluyor. Kova'nın özel likleri İngiliz'in günlük kişiliğinde hemen gözleniyor. Bu nicelikğini ve disiplinini
3 13
ler onun maskesinin bir bölümünü oluşturuyorlar. Bir sürgünün sadece sahip değ il, aynı zamanda bir sürgünün ruhu gibi
ruhuna
görünüyor ve davranıyor.
Ve bunlar onun kümeleşmeleri. İki tema. İki yoğun anlam oda ğı . . Bu kümeleşmeler ve birincil üçlü arasından iki planet sıyrılıp kaçabilmiş. Geriye bu iki planetin - Merkür ve Pluro1nun - sırları nı çözmek ve ay düğümlerinin etkilerini incelemek kalıyor. Bir son ra ki adım olarak Merkür1ü seçmek çok mantıklı. Hari tada Merkür klasik bir fokalizör. Çoğu doğum har itası nda, bu gü ce sahip bir planet hemen birincil üçlüden sonra incelenir. Ama İn giliz' in haritasındaki önemli kümeleşmeler nedeniyle bunu yapa madık. Yine de, sıra lamada altlarda yer alması, bizi yanıltmamalı: burada gerçek bir dinamo ile kaqı karşıyayız . Önemini küçümse mek büyük bir haca olur. Merkür'ü böyle bir otorite yapan ne? Herşeyden önce Merkür köşesel. Alçalan'la kavuşum yapmamasına rağmen, yedinci evde yer alıyor. Önemli bir k�esel ev olan Evlilikler Evinde bulunan bir planet şaşmaz bir şek i lde fokalizördür. Bu, tüm doğum haritaları için geçerlidir, ama İ ngiliz'in haritasında daha da önem kazanıyor. Güneş'i Terazi1de olduğu için ilişkilerin onun gelişim sürecinde özel bir yeri var. Amk iyice biliyoruz ki, Güneş bir insanın özünü sembolize eder. Ve özü Terazi ile koşullanmış bir insanın, herhangi bir planeti ilişkilerle ilgili bir şey söylediği zaman, kulakları diki li r. Merkür'ün gücü daha da ile ri gidiyor. Açı matrisine şöyle bir bakarsanız, ne kadar stratejik bir konumda olduğunu görürsünüz. Merkür sadece köşesel degil, aynı zamanda haritanın en fazla açı ya pan planetidir. Matriste alu açısal ilişkiye sahip olduğu görülüyor. Onu en yakından takip eden rakibi Mars' ın dört açısı var. Hem köşesel, hem de açısal kavşakta tilin geçiş ücret lerin i top l uyor en iyisi Merkür'ü esaslı bir şeki lde özümsemek. Aksi tak dirde İngiliz'in psikolojik zincirinde önemli bir halkayı atlamış •
3 14
oluruz.
Bu kadar bilgiye sahipken, analizde daha fazla detaya girmeden bile İ ngiliz'in sözel bir insan olduğunu söyleyebiliriz. Konuşma yı seviyor. Güneş'i ve Ay 'ı hava grubu burçlarda bulundukları için
zaten ussal ve kavramsal bir yön elim i olduğunu biliyoruz. Güçlü
bir Merk ür ile bu havasa! düşüncelerin bir çıkış noktas ı oluyor: ağ
zı. İ ng i liz kesinlikle bir h i kayec i ; belki de yazardır.
Aslında bundan daha fazla bilgiye sahibiz. Merkür' ün ne' si bilgi yi gönderiyor ve alıyor. Ama İngiliz'in Merkür'ü Akrep'in nasıl1ı ve
niçin'inin etkisi alt ında ve kendisini yedinci evin nerede'sinde ifade ediyor. Tilin bunlar planete bireysel bir anlam veren faktörler. Akrep: Dedektif, hipnozcu, büyücü. Sondajlamayı, insan dürtü
lerinin dibine inmeyi, iki yüz lü lü kleri parçalamayı sever. Başka h içbir burç onun kadar iyi sızamaz, ama onun zayıf noktası da gör düğü şey lerde perspektifi kaybetme eğilimidir. Bazen büyük bir iyi
y üre klilik küçücük bi r doğrunun sunağında kurban edilebili r.
Merkür'ündeki Akrep etkisiy le , kahramanımız yıkıcı bir keskin zekan ı n adamıdır. Koç Yükselen ve b iri nc i evdeki Uranüs ve Sa türn'ün katkılarıyla, unutulmaz bir sözel düşmandır.
İnsanların
en
kırılgan noktalarını top ateşine tutma uzmanıdır. " Kadınsı yönleri
nin üzerine asker postalı giymi�sin" diyebileceği yerde " B a:m rı lmış homoseksi.İelliğinle nasıl başa çıkıyorsun?" der. Keskin, delici, öl dürücüdür.
Ve Merkü r karakteristik ifadesini nerede bulu r ? Yedinci evde: sevgilileri ve ortakları arasında, hayatının en değerli insanları ara sında. Eğer Merkür'üne olumlu bir tepki verirse, İ ngi li z ' i tartışmasız doğruluğun hüküm sürdüğü ilişkiler içinde buluruz. Ne hisse
diy orsa. söyler. Ve bu ilişkiler sözel anlamda yoğundur. O ve ortak
ları düşüncelerini, fikirlerini, dünya görüşlerini pay l aş ırlar ve bir
Akrep keskinliğiyle birbirlerini yakı ndan inceley ip , tararlar. İngiliz'in ki şiler arası il i şki yeteneğini geliştirmesi yed i n ci evi
3 15
başarıyla uygulamasının parolasıdır. Ama her ilişkide en az iki kişi
vardır.
Merkür özelliklerini geliştirse bile, eğer budala birisiyle ev
lenirse bunlar işine yaramaz. İçgüdüsel olarak bunun farkındadır.
Bilinçli bir şekilde ne aradığım bilmeden önce de, kendisini Mer kür fonksiyonları gelişkin sevgililer ve onak.larla ilişki içinde bulut. Akıl ve sözler onu bir mıknatıs gibi çeker.
Eğer büyümemeyi seçerse ne olur? Eğer Merkür'ünü otomatik
pilota bağlı bir yatta gezinmesi için bırakıp, kendisi de dünyanın
.ona gümüş tepsi içinde ruh ortağını sunmasını beklerse ne olur?
Çok bekler.
Bu tembel yol acılı bir yol olacaktır. Güneş'i Terazi burcunda
olduğu için kişisel doyumu anlamlı insan ilişkileri kurabilmesine bağlıdır. Bunu beceremezse, karakterinin çekim merkezi yıkılır.
Yedinci evdeki Merkür'üne yanlış bir tepki bu yıkımı hızlandırır.
Keskin, yıkıcı sözler sezgi, anlayış ve yakınlaşmayla yer değiş
tirmek zorundadır. Bir insanın yakınlaşarak onun korkularını ve savunmalarını tehdit etmesi durumunda ilk vuruşu yapmaya hazır
lanır. Terazi'de ki Mars'ı, Yükselen maskesinin olumsuzlukları eş liğinde, çatıimacı yönlerini ortaya çıkarır. Diğer insanların zekaları
ona Çekici gelmeye devam eder, ama bu durumda ilişkileri söz
düellosuna dönüşür. Kalbine hiç dokunulmamış olur.
Her koşulda, Sarürn'ü ve Jüpicer'i Merkür'üne meydan
okumakta, onunla karşıt açı yapmaktadırlar. Eğer söz musluğu üzerinde kendi elinin bulunmasını istiyorsa çaba göstermek zorun
dadır. Çok konuşmakla (Jüpiter)
az
konuşmak (Satürn) arasında
gider gelir. Birinci evdeki bu kavuşum hakkında daha önce anlat tığımız heqey, konuşma stiliyle - olumlu ve olumsuz - bağlan
tılıdır.
Metkür'ün Venüs' le yaptığı ah:mıpık açı da önemlidir. İki plan
et - iyiye veya kötüye doğru - birbirlerini uyarmaktadırlar. "Sevgi
tanrıçası" Başak'ta bulunduğu için bu burcun mükemmeliyetçiliği
zaten kendisini ilişkiler departmanında ifade etmektedir. Yedinci
3 16
evdeki, Akrep Merkür'ün ortağının aklını durmadan sondajlama
özelliğinin, zorlayıcı Venüs' le nasıl bir ekip oluşturduğunu görmek çok kolaydır. Her ikisi de iki kalbin ve iki aklın derinliklerine doğ ru, mükemmel bir şekilde kaynaşmalarına doğru zorlamayı sürdür
mektedirler. İngiliz'in Ay'ı ve Metkür'ü arasında daha rahatsız bir açı vardır. Burada kare açıyla
-
ve "arkadaşlar" evi olan onbirinci ev ile daha
derin i l işk i leri n evi olan yedinci
ev
anısındaki farkı anlama olanağı
ile karşılaşmz. Onbirinci evde, Kova burcunda bulunan Ay kahramanımızı
. özünde yüzeysel ilişkiler copluluğuna doğru çekmektedir. Bu iliş kiler i ki yüzlü ve sömürücü değildir, ama derin de değildir. Daha
önce anlattığımız "Ay'a ve Kova'ya özgü özellikleri gösteren tipler le" birleştiği grup hareketleri ona çekici gelir. Orada, kendisi Kova ve Ay'ın rollerini üstlenir: gelişkin bir hayal gücüne ve sevgi dolu
bir kalbe sahip dahiyi sürgünü ve doğrucuyu oynar ,
.
Bu toplumsal kişiliği kendi özel kişiliği ile vahşi bir şekil de çarpışır. Gerçekten yakını olan kişiler onda çok farklı bir ka rakter görürler. Onların görd ükleri yedinci evdeki Akrep burcu Merkür'ün çizgisine daha yakındır: daha dar, daha yoğun, daha sert ve daha huysuzdur. Karakterinin Ay ve Merkür'e bağlı boyutları, birbirlerinin aşı
rılıklarını düzelterek, güreşirler. Sevgilisiyle hafif bir çekişmesinin ortasına tüm cephanelerini yığmaya hazırlanırken Kova'daki Ay'ı
ona daha idealist ve güzel yönlerini hatırlatır. Ve Mükemmel İlişki hakkında idealist, kavramasal teoriler üreten bir ukalaya dönüştü ğünde, Merkür'ü onu, aynı yarağı bir ömür paylaşmaya çalışan, iki
egonun kan ve etten oluşan gerçeği ile yüzyüze getirir. Her iki pla net de birbirini sevmez, ama aralarındaki savaş ikisinin de işine ya
rar. Pluto, planetse! cümlelerimizin sonuncusu, hem Ay'a hem de Merkür'e açıyla bağ lıd ı r. Aslan burcundaki konumuyla beşinci ev-
3 17
·
den Merkür'e kare ve Ay'a karşıt açı yapar. Pluco: planecsel fonksiyonların en soyutudur. Toplumun bey nindeki damara bir delik açarak girme kapasitemizdir. Dünyaya kendimize ait birşeyi sunma, tarihi biçimlendirme, kendimizi aş ma kapasitemizdir. Ve eğer içimizde çürürse, bozulursa, sadece, kendi görüşlerimizi başkalarına empoze ermeye çalışmamızı ve bilinçsiz bir şekilde Tanrı adına konuştuğumuz hayaline kapıl mamızı temsil eder. İngiliz'in Pluto'ya özgü misyonunu anlamak kolay: kendini ifade eden Aslan'daki ve yarancılığa, yapmaya ve göstermeye yöne lik beşi nci evdeki konumuyla Pluto, İngiliz'in tarihe geçecek bir iz bırakma kapasitesinin Terazi'ye özgü sanatına bağlı olduğunu an latıyor. İkisi birbirilerinden besleniyorlar. Terazi estetik duyarlılığı veriyor. Pluto ona yön ne'yi nasıl'ı ve niçin'i veriyor. Kendi zihinsel bütünlüğü için, İngiliz'in hem g üzelliğ i yaratması (Terazi'deki Güneş), hem de bu güzelliği toplum tarafından görülebilir hale getirmesi gerekiyor. Sanatı dünyayı değiştirmek zorunda. Burada ki korkunç nokca, tüm bunların sürekli dogmatik vaaz lar veren, sanatını ideolojilerin kölesi haline getiren bir yapıya dö nüşebilmesi olasılığıdır. Ve Kova'daki Ay'ı, Koç Yükselen' i , birin ci evdeki keskin uçlu kümeleşmesi ile İngiliz bir demagogu oyna yabilir. Rolünü, hassas ve kuşkulu yüreğini arkasına sakladığı kal kanı destekleyen, bir vaiz ve ahlakçı olarak kullanabilir. Ve eğer bu eğilimine yenilirse, toplumsal kozmik şaka içinde çok patlak bir rolü olur: İngi liz vaizler ve ahlakçılar aleyhine nutuklar atan bir vaiz ve ahlakçıyı oynar ve durumunun saçmalığını büyük olası lıkla asla göremez. Böyle bir hataya karmik geçmişinde - veya ona ailesinden geçen genetik geçmişinde - de düşmüş olabilir. Güney ay düğü mü yırtı cı Koç'ra ve riskli onikinci evde bulunuyor. Karma veya genetik? Dokuzuncu bölümde ay düğümlerini an-
318
,
-
latırken hangi modeli kullandığınızın fark etmedi,A'ini açıklamış tım. Birbirlerinin yerini alabilirler. Ben burada reenkamasyon mo
delini kullanacağım. Eğer kromozomlar açısı ndan düşünmeyi ter
cih ediyorsanız lütfen tercüme edin.
Koç1 ta ve onikinci evde güney ay düğü m ü . Bu ne demek?
Karmik geçm i ş i nde bu sembollerle ilintili dersler almı ş . İlgi çe kici bir karışım: Koç kanal ıy la cesaret ve irade gücü, onikinci ev
kanalıyla kendini aşma. Koç bize mesajını biz i geri l i m le yüz yüze
bırakarak iletir. Karş ı m ı zda bir dağ durur. Ya ona tı rma nırız ya da gölgesinde ömür boyu dereriz. ·
O nikinc i evde mesaj yen i lg iyle iletilir. Olanak.sızla yüz yüze ge
l i riz : hala dağa tırmanmam ız gerekir, ama şimdi yüzeyi buzlu gra
nittir ve ipimiz yoktur ve iki bacağ ım ız kırıktır. Hiç ümit yoktur; tek yolumuz rırmanma ihtiyacımızı bırakmaktır. Kayıpları soylu
ve zarif bir şekilde kabullenerek , kendimizi aşmamız gerekir. Ken
d im izi Tanrı'nın koli.arma bırakmamız gereki r. Bunu yaparız veya
balta herşeyi parçalayarak
i n ene kadar ç ı lgın ca tasarlarız, pazarlık
ederiz, uğraşmz.
Bu tür olanaksız durumlarla karşı laştığında kah rama n ı m ızı n
hangi seçeneğe yön e ldiğ in i bilmiyoruz.
Ama onlarla yüzleştiğini ve
bu deneyimlerin mirasının onun bugünkü kişiliğini oluşturduğu nu biliyoruz . Bir bakıma, İngiliz'in karmik benliği savaşı kaybetmi� bir sa vaşçının benliğidir. Bu sava�ın izleri
gömdüğü dersler
-
-
ve bu izlerin onun ruhuna
onu bu yaşam ında modve etmektedirler.
Geçmiş yaşam deney im leri nde önemli bir ruhsal sıçrama yap
mış olabilir. Belki de
başarı
ve yenilginin, bugün var olan yarı n
kaybolan, düşsel görüntüler oyunu olduğunu bütünüyle kavram ı ş tJC. Ama mutlaka, dünyanı n sunduğu şan, şöhret ve cazibeye gü
venmemeyi öğrenmiştir. Geçmişteki tarzı. hem Koç'un, hem de on ik in c i evin özellikle rinden o lan , bağımsızlık ve yalnızlıktır. Sadakati ve bağlılığı bilir,
319
ama özel yakınlaşmalar, derinden bağ lı l ı k karm i k eğ i lim lerine tamamen yabancıdır. Buna rağmen
o bir Terazi!
İngiliz1 i n Ay düğümlerinin yapısı çok zorlayıcı : geçmiş yaşam
deneyimlerinde, bu yaşamda akıl sağlığı nın ve kitiliğinin özünün
ihtiyaç duyduğu hiçbir şeyi n temelleri ve örnekleri bulunmuyor. Yalın bir kişiliği bir arada tutabilmek için kökleri havaya bırakmak gerekiyor. Ay düğümlerine bakmasak bHe, Güneş'inin gürültücü Yükse
len Koç'un perdesi arkası nda kaybolma eğilimini fark ediyoruz. Şu
ana kadar, bu özel li k doğum harirasınm kilit teması olmaya devam erci. Şimdi problem i n ne kadar derin olduğunu görüyoruz ve soru nun kaynağının net bir fi lmini alıyoruz. "Terazi" hakkında en ufak bir bilgiye sahip olmadan dünyaya gelm iş. Bugün bunu bütünüy le öğrenmesi gereki yor Ve şaşırtacı bir biçimde, kuzey ay düğümü büyümesinin uç noktası - Terazi burcunda, Güneş1inin sadece 6 derece uzağında bu .
-
lunuyor.
Terazi burc unda altıncı evde bir kuzey ay düğümü - bunu oku ,
mak bize yeni bir şey anlatmıyor, yalnızca bütünüyle kavradığımız
şeye yeni bir perspektif sunuyor. Buraya kadar psikolojik açıdan
noktayı, daha geniş bir kapsamda anlamamız ge rekiyor: İngiliz'in ruhu dünyaya Terazi1nin ve altıncı evin ders lerini almak için gelmiş. Günlük kişiliğinjn dengesini sağlamak yaklaştığımız bir
için aynı veriye ihtiyaç duyduğu gerçeği, bu daha derin anlam kar şısında biraz geri plana düşüyor.
Ama pratikte bunun fazla önemi yok. İster ölümsüz ruh hak kında konuşalım, istersek günlü k yaşam hakkında, konular değiş miyor. Ruh ve kişilik sabahley in aynı yataktan kalkıyorlar, ay nı
kahvaltıyı yapı yorlar aynı ayakkabıları giyiyorlar. Deneyi m leri ay ,
nı. Yalnızca bu deney i mleri n anlamları değişiyor. Her koşulda, bizim lngiliz'in mutluluğu sevgi dolu insan ili�-
320
kileri yaratmasına ve bu ilişkiler kanalıyla topluma kalıcı güzellik
Bunu başaımusa, zihni uyu�ur. Tehdit do görüntijUn arkasına çekilir. rVe ruhu kalbinde . kara bir sır gibi hapsolur, dünyadaki günlerinin ·ve gecelerinin boıluğu neler sunmasına dayanıyor.
lu sahte bir
deniyle büzu,ur kalır.
Bizim
·
İngiliz1imiz kim mi? john Lennon.
321
BÖLÜM ONİKİ EVRENİ DÜŞLEMEK Haritaları severim. Küçük bir çocukken onlara bakarak saader geçirirdim. Polonez adalarmm arasından kalyonlarla süzülüp, Sey lan 110, Burma'nın fethini planlardım. Ydl�r beni fazla değiştirmedi, sadece abartılarımı törpüledi. Haritaları yine seviyorum. Hala çıkamayacağım yolculukların gü zergahlarını planlıyorum. Ama şimdi gerçekten arada sırada kaybo luyorum. Ormana gidiyorum, Nonh Carolina koylarında yelken açıyorum. Kısa bir süre önce, aaulanm tekrar canlandı: çevredeki yürüyüş ve kano alanlarını gösteren bir harita satın aldım. Haritayı mutfak taki masanın üstüne açtım ve büyülendim. O patikalar ve nehirler kendimi bir İspanyol fatihi gibi hissetmeme neden oldu - sonra gördüğüm bir şey yelkenlerimdeki rüzgarı kesti. Haritadaki pusu la gülünün içine haritacı bir şeyler yazmıştı: Harita Bölgenin Kendisi Değildir. Düşüncelerim bir sabun köpüğü gibi söndü� Bu haritanın her santimetre karesini bir saatte inceleyebilirdim, ama 323
biitün o nehirlerden kanoyla geçmek, o patikalardan yürümek, kor kaklığımı yenmek ve ellerimin nasır tuttuğunu görmek için bir ömür harcayabilitdim. Astroloji de böyledir. O bir haritadır. İnsan zihninin kapsamını tarif eder. Ama harita kapsamın kendisi değildir. Astrolojik zihin haritasının temsil ettiklerini yaşamak için, bot larımızı ayağımıza geçirip keşfetmeye başlamamız gerekir. Doğum haritasını bir kenara bırakıp zihnin kendisiyle karşı karşıya kal mamız gerekir. Bunun başka yolu yoktur. Haritaya bakıp durmak bizi bir yere götürmez. Korkumıizu yutup, haritayı cebimize koyup, orİnana dalıp, oradaki gökkuşakları ve çıngıraklı yılanlar ile karşılaşmaya lw:ırlanmak tek yoldur. Hiçbir haritacı bizi buna hazırlayamaz. Tüın keşif gezileri gibi, astrolojik yolculuk da ileriyi görme ve planlama gerektirir. Bölgeye girmeden çok önce, haritalar hakkın da herşeyi öğrenmeliyiz. Sembollerle tanışmalıyız. Ancak ondan sonra kendi başımıza bakir alanlara girebiliriz. İşte bu kitap bunu anlatıyor. Astrolojik harita okuma sanatında bir başlangıç kitabı niteliğinde. Burçlar, evler ve planetler söz lügünü hazmederek, haritada birbiriyle çelişkili görünen paragraf ları deşifre etmeyi öğrenerek, son olarak da, tüm bunları John Len non'ın hayatında örnekleyerek, yeni bir dille tanıştık.
Ve bir dil bir haritadan başka nedir ki? Bilinmeyenin yerini alan
bir sembol seci daha.
..
Sonra ki adım sizin adımınız. Bu konuda başka kitaplar, ba�ka yaklaşımlar var. Yakında benim bir kitabım daha çıkacak - bu defa ileriyi tahmin teknikleri, yani bütün bir ömür yerine gelttek iki
yılı konuşmak üzerine. Ama kendinizi kandırmayın. Sabaha kadar
okuyabilirsiniz, yine de astrolojik yorumu öğrenemiyebilirsiniz. Bunu gerçekten yapabilmek için, yüreğinizi doğlım haritasına aç manız - sonrada ağzınızı açıp, gördüğünüz hakkında konuşmanız gerekir. Kendini adama. Risk alma. İnanç. Tek yol bu.
324
Korkutucu. llk defa bi r haritayı yorumlamak için arkadaşınızın karşısına
oturduğunuzda, büyük olasılıkla, beyin kabuğunuzda ö nemli bir güç kaybı hissedersiniz. Bu, kendi n i sembolizmi çözmeye adayan lara bi le , yani hemen herkese olur. Ama işte önünüzdedir: Babil'den kalmış hiyeroglifler topluluğu, bir tarih, bir şehir adı -
ve masanın öbür tamfmda, size güvenen ve sabırla bekleyen ar kadaşınızın gözleri. Bir kabusun malzemeleri. Ümitsizliğe kapılmayın. Ejer fimdi yenilirseniz, kitapları tek rar okumanız gerektiğini söyleyip özür dilersenil, bu duvarı bir daha asla yıkamıyabilirsiniz. Ömrünüzün geri kalanını haritayı in
celeyerek geçirebilirsiniz. Alanın kendisine bi r kere bile giremez siniz.
Acele etmeyin. Bir elinizi musluğun üstünde tutun. Açık
ladığımız prosedürleri izleyin. Onlar size ihanet ermezler.
Bu arkadaşı tanımanız ne kııdar zaınanımzı aldı? Bir hafta? Bir
yıl?
Peki bu haritanın
karşısında
ne zamandır oturuyorsunuz?
Sadece bir kaç dakikad ır. Ona biraz zaman tanıyın. Bu harita en az arkadaşınız kadar karmaşık, yaln1zca savunmaları daha aı. Eğer Hk beş dakikııda şok edici sezi�lere ulaşamadıysanız korkmayı n. Bir haritayı anlamak, aynı arkadaşın ızı anlamak gibi, zaman alır. Telaş· sız, organize bir yaklaşım ister. Haritaya sizinle konuşma şansı ranıyın.
Hepsinden önemlisi, sembollere güvenin. Yalan söylemez
ler. Siz onları yanlış okuyabilirsiniz, ama e!er dojwn verileri doğ ruysa. asla hatalı mesaj ilermeyeceklerine güvenebilirsiniz. Yorum
zincirindeki en ra.yıf nokta ascrolojik sembolizmin doğ'ruluğu değil, siz.in anlama düzeyinizdir. Harita sizofrenik bir sigorta avukatı gibi saçmalasa bi le ona
güvenin. Arkadaşınız yanlış yorumladığınıza dair cepkiler verse bile devam edin. Gördüğünüzü söyleyin. Bir kere daha, sembollere
325
güvenin. Sizi asla yanıltmazlar. Astroloji kusursuz mu? Kesinlikle hayır. Daha keşfedilmesi ge reken çok şey var. .Asıdarca süren uykudan sonra, eski sanat-bilim, astronomi ve psikolojideki buluşlarla alevlenerek yeniden uyanı yor. Şimdi astrolojik düşüncede bir rönesans yaşanmaya başlanıyor. Yüzyılın sonuna doğru astrologlar, bir asır önce elçilerin ciddiye alındığı kadar, ciddiye alınacaklar. Ama astroloj inin "saygın" olmasını beklemeye gerek yok. Onu şimdi de kullanabiliriz. Kusurlarına rağmen, sistem işliyor. .Astroloji bir gün kusursuz olabilir ama ancak biz bir insan zihnini kusursuz olarak anlayabildiğimi:z zaman. Ve bu, gelecekte ki olasılıklar dünyasında, 11aydınlanma" ve "bütün ev ödevlerini yapma" ile mümkün. Ümit edebiliriz, dua edebiliriz, ama nefesi mizi tutmasak iyi olur. Onu bugün kullanın. O, bugün de yardımcı. Yarın daha da yar ,
-
dımcı olacak. Her hangi bir astrolojik yorumda, belirsizlikler, yanlışlıklar ola bilir. Bazıları sistemin zayıflıklarından kaynaklanabilir, ama çoğu nun kaynağı daha basittir: bizim kendi önyargılarınıız, yansıtma.la tımız ve ötkelerimizdir. Sembolizme - kusurlarına rağmen - güve nimiz0 armkça. kendi kişiliğimizin katkısıyla oluşan çarpıtmalar
azalır.
Ve elbette, doğrudan bu kiıisel çarpıtmaları düzeltmek için uğ raşabiliriz. En ürkütücü astrolojik çalıfmayı yapabiliriz: kendj ha ritamızı deşifre etmeye girişebiliriz. Kendi hatitası: hemen -herkes için, başlangıç çizgisi budur. Bir ebııde kitap, diğer elinde kendi haritası - eğer "yeni başlayan astro fog1n heykeli casatlasaydım,.mocifi bu olurdu. İnsanın kendi haritasını çalışması yanlış değil. Hiç değil. , . - .,Kendi -doğum haritanız, sizin laboratuarınızdır. Özünüzü tan ı yıp; yönlinüzü tayin etmenizde yardımcı olma kapasitesi bir yana, si-ze. burçları, -planerleri ve evleri diğer haı:italara nazaran daha ça-
326
ı:ıuk öğreti r.
. Burada ki sorun, kendi haritanızın kavranması en zor harita ol
masındadır. Astcoloj i k sembolizmin. karmaşıklığı ile uğraşmak yet mezmit gibi, bir de kalbi niz i ve aklınızı, onların kendilerini koru
mak için geliştirdikleri savunma mekanizmalarına döndürmeniz gerekir. Ve bu, farede n peyniri korumasını istemeye benzer.
Kendi haritanızla başlayın. Arkada§mızın haritasıyla başlayın. Marie Antoinetce'in haritasıyla başlayın. Hiç farkennez. Hepsinin
avantajları ve zorlukları var. Hangi yolu seçerseniz seçin, tekrar
tekrar kendi haritanıza döneceksiniz, gi�rek her seferinde ona da
ha tarafsız bakabileceksiniz. Alçak gönüllüğünüz ve, katettiğiniz
aşamaları farkettikçe, gururunuz anacak. Ne yaparsanız yapın, şunu unutmayın: doğum haritası bir hari
tad,ır. Esas bölge kafanızdır. Er veya geç, aç.ı,ları çizmey i pı�Jp, si
zi felce uğratan çekingenlik veya 11Napoleon11 kompleksi ile u�raş manız gerekecektir. Astroloji size ormanın içindeki kestirme yolla
rı gösterebilir, ama gerçekten oradan geçmek için bir ayağınızı di
ğerinin önüne koymaya başlamanız şarttır.
Bu yorum için size gelen herkes için geçerlidir. Sizin için �. ge-
çerlidir.
. Doğum hariwı bir haritadır: şimd iye kadar bu sözü mecazi an
lamda kullandık . Ama daha önce öğrendiğim.iz gibi, bu söz .kel ime anlamıyla da doğrudur. Doğum haritası gerçekten haritadır. Gök yüzünün fotoğrafı gibidir. Basit, doğ ru ve dolaysız bir biçimde,
bize doğduğumuz anda planetler�n oerede olduğun� gösterir, daha
aıını veya faılasını değil.
Ve yine de bu sıradan gökyüzü haritala,rı . mutlulµğuınuzun
anahtadaıın� ,
hayatı�ızın _ taslaklarını ve lcaranlıklard�i . ;sır
larımızı huzursuz edecek. bilgileri ellerinde tutarlar..
Tüm bu bilgiler bir gökyüzü haritasından!
,
._ .
, Bu anti� dünya di linde alocdı.k kazao.dıkça. zaman _zaman dışarı çıkıp; o gökyQ:ıüne bakmayı unutmayın. Doğum haritalarının gök".'
327
lerin haritaları olduğunu unutmaym. Bu yanar döner mavi kubbe bütün sistemin annesidir. Gölün üıerinde batmakta olan Ay, size neşe veya hüzün verenle aynıdır. Doğudaki uçuk sarı yıldız, sizi bü yümenin sınırlarına doğru zorlayan Satürn1le aynıdır. Gökte ne görürseniı, onu zihninizde hissedersiniz. İki dil, bir . gerçek. Gökyüzüne bilinçli bir başvuruyu bir kenara bırakıp, kullanışlı
ascrolojik yorumlar yapabiliriz. Ama çok şey yitiririz. Bu "bina içi" perspektifle, astroloji psikolojinin ilg inç bir dalma dönüşür. Ezber
lenecek kuru bir teori olur.
Astrolojinin göksel bağlantılarmm farkında olursak, dotum ha
ritası biii çok daha derinlere taşıt.
Hepimiz büyü isteriz. Giıem ve güç duygusu isteriz: Kozmik düzeni içimizde hissetmek isteriz. Gökyüzü ve yeryüzünün çocuk
ları olarak eskinin mirasına dokunmak isteriz. .Astroloji bi2e bunu sağlar ve bunu verirken aklımızdan, mantığımızdan vazgeçmemizi istemez. Tüm yapmamız gereken bakınaktır.
Kapkaranlık, berrak bir yaı gecesini seçin. Yıldızlar elmas gibi
parlasın. Bazıları yakm olsun, hnılacı uıak. Gevşeyin. Tüm duyu
larınızı açın. Neredesiniz?
Bize evren dememizin öğretildiği, gölgelerin ve göz kamaştıran
ışıkların buJunduğu bir yerde, üç boyutlu bir boşlukta yüzüyor
sunuz. Kendinizi bir dolaba kilitleyin. Gözlerinizi kaslarınız acıyana kadar sıkıca kapatın. Nefes alın. Nefes verin. Ne olduğunu göz
leyin. Şimdi neredesiniz? Bize akıİ dememiıin öğretildiği, gölge leri n ve göz kamaştıran
ışıkların bulunduğu bir yerde, üç boyutlu bit boşlukta yüzüyor
sunuz. Bir kere daha, iki dil, bir gerçek. Üstümüzdeki evren. içimiz deki evren. İkisi de aynı, aynı kurallara göre yapılanmışlar ve duyu-
328
larımız tarafından bile aynı hissediliyorlar. Bu cemel algı astrolo
jinin temeli ve onun sınırsız büyüleyiciliğinin kaynağıdır. Akıl malzemesi. Gökyüzü malzemesi. Gözlediğimiz ve ölç tüğümüz evren. Düşlediğimiz evren. Hepsi aynı. Nereye bakarsak, aklı görürüz. Ne hayal edersek, kozmosu görürüz. Ve biz kimiz? Gözlemi kim yapıyor? En derin bulmaca ve onu cevaplamaya çalışmak, bizi insan
yapan, sınırsız ve olanaksız bir hüner. Astroloji bizim için bu bilinmezi çözemez. .Ama belki cevaba yakla�ttrabilir, bizi daha bilgeleştirebilir. Astrolojide, bizler sınırda yaşayanlarız. Bizler, bilinç dalgalarının fiziksel dünyanın kayalık
ları
ve kumulları üzerinde kırıldığı kıyı çizgisinde yaşıyoruz. Her
ikisinde de varoluyoruz ve ikisini de yansıtıyoruz. Astrolojide, biz düş göreniz ve evreni düşlüyoruz.
329
EK 1 DOGUM HARİTASI NASIL ÇIKARILIR? (Not: Eğer ari tmetik düşüncesi sinirlerinizi geriyorsa, bu sayfa ları yırtıp acın ve bir sonraki bölüme atlayın.)
Doğum haritası çıkarabilmek için aklın ı zın yanısıra, ne remel malzemeye ihtiyacınız olacalmr.
bir kaç ta
Örneğin, bir ephemeris1e (Gökgünlüğüne) ihtiyacınız var. Bu, planetlerin günün beHrli bir saatinde nerede old uğ unu gösteren bir kitaptır. Table of houses'a (evler tablosuna) ihtiyacınız var. Bu kitap yardımıyla Yükselen'i, Midheaven1ı ve astrolojik ev başlangıç nok talarını bulabilirsiniz.
Atlasa veya doğd uğun uz yerin enlem ve boylamını gösteren
başka bir kaynağa ihtiyacınız var.
Ayrıca doğduğunuz yerin zaman dilimini ve doğduğunuz za
manda yaz saati uygulaması olup olmadığ ı n ı gösteren bir kaynağa ihtiyacınız var.
33 1
Aynı zamanda boş bir doğum haritasına ihtiyacınız var. Son ola rak, yanınızda bir hesap makinesi bulundurmanız gerekir. Bu malzemeleri toparladıktan sonra, doğum haritasını hesapla
mayı öğrenmek biraz zaman alır,
ama zor
de,ğ i ldi r. Eğer ortaokulu
bitirdiyseniz, bir sorunla karşılaşmamanı:z gerekir. Biraz deneyim
sonucunda doğum haritasını hesaplamak ve çi zmek yarım saatinizi alır.
Hesap kısmı temel olarak üç bölümden oluşur. Önce evleri he saplarız. Bu, büt ün sürecin en kritik bölümüdür. Sonra, planetle
. ri burçlara ve evlere ye.tleştiririz.
Bu bölüm oldukça basittir, ama tekrar tekrar aynı işlemi yap
mak el oyalar. Son olarak, açdarı hesaplarız. Eğer açıların hesap lanmas ı konusundaki bilgilerinizi tazelemek istersen iz 9. bölüme dönebilirsiniz. Evleri Hesaplamak
Evleri hesaplarken yapılacak ilk şey doğumun yddız (sidereal) zamanım bulmaktır. Bu. astronomik aç ıdan bizim normal saat za manımıza göre daha kesin bir 11evrensel zaman11dır. Bulması kolay dır ama dikkatli olunması gerekir. Bu aşamada yapılacak bir hata haritanın yanlış çıkartılmasına neden olur. Yıldız (sidereal) zamanı nı hesaplarken bi r formül kullanırız.
Önce form ü l ü görelim, sonra formülün elemanlarım tek tek tanım
layal ım. Referans zamanındaki yıldız (sidereal) zamanı artı
referans zamanından sonra saat ve dakika olarak ifade ed ilen ye rel zaman artı hızlandırma (accelerarion) veya
332
� \
n ayarı
artı düzeltme (reccification)
doğumun yıldız (sidereal) zamanını sağlar. Hemen ümitsizliğe kapılmayın, göründüğünden daha kolaydır. Ephemeris (gökgünlüğü) planederin konumunu gün gün ve
her günün belirli bir zamanına gö re gösterir. Bu zaman referans
zamanıdır ve ephemerislerin baş ında belirtilir. Ge ne l olarak refe rans zamanı Greenwich'in geceyarısına (midnighr) veya öğlenine
(noon) göre verilmektedir. Günlük olar.ık sıralanan planet konum
larının yanında bir kolon da "sidereal time11 başlığı na ayrılmıştır. Bu kolon bize yıldız 7.amanına çevrilmiş olan referans zamanını (GMT, Greenwich Mean lime ::: Greenwich Ortalama '.Z.anıanı, öğ len veya geceyarısı) göstermektedir. Her gün bu yıldız zamanı biraz değişir. . Kişinin doğum günü ve yıhnın hizasındaki referans yıldız 7.a manma bakın ve onu yazın. Formülün ilk adımı budur. *EST'de (Easrem Standard Time Doğu Standart '.Z.anıanı, Amerika) öğleden sonra 6;301da doğmuş bfr kişinin haritasını he sapladığımızı düşünelim. Önce yaz saati uygulaması olup olmadı ğını kontrol etmemiz gerekir. Eğer varsa hemen doğum saatinden bir saat çıkarırız. Örnekteki yerel zamanımız 6:30 P.M. EST'dfr. Formül biu bunu referans zamanından sonra saat ve dakika olarak ifade etme mizi ve ephemeristen bulduğumuz yıldız (sidereal) zamanıyla top lamamızı söylüyor. Eğer bir ötlen (noon) ephemerisimiz varsa, 6:30 P.M. referans zamanından sonra altı saat ve otuz dakikadır. Bunu yıldız zamanı na ekleriz. Eğer bir geceyarısı (midnight) ephemerisimiz varsa, ge=
* Y azarm iisl11611.•11 111ki/etB811fı1i1S ifin Anısriu ömtılt.kri &Jm!fl k11lla111/111ıı. am:ö1k gerek.fi yerlerde Tiirkiybıirıfarlt/J/ılı belirtilmi/tİr. (Ç.N.)
333
ceyansının günün başlangıç nokcası olduğunu hanrlanz ve 6:30 P.M. 'e ulaşmak için onsekiz saat ve otuz dakikayı toplarız. (Gece yarısından öğlene oniki saat arcı altı saat ve otuz dakika= 6: 30 P.M.) Öğlen ephemerislerinde bazı özel noktaları göz önünde bulun
durmamız gerekir.
Diyelim
ki öğlen ephemerisiyle çalışıyoruz
ve
doğum saatimiz sabah 9, yani 9:00 A.M . . Formülün ikinci adımı
"referans zamanından sorua saat ve dakika olarak ifade edilen yerel
zamanı yıldız zamanına eklememizi söylüyor". Ama 9:00 A.M. bi
zim öğlen (noon) referans zamanımızdan üç saat öncedir. O za
man eksi üç saat ekleriz, yani daha basit olarak üç saat çıkarırız. Sonra hızlandırmayı (acceleration) ilave ederiz.
Hızlandırma bir günün as lında yirmidön saatten dört dakika
kısa olması nedeniyle oluşan
açığı kapatmak için yapılır. Referans
zamanından sonraki doğum saatinin her saati için on saniye
ilave edilir. Bir başka deyişle, furmülün ikinci adımındaki saatleri alırız, bu rakamları on saniye ile çarparız. Bu bizim hızlandırmamızdır. Ör neğimizde sonuç, al tı buçuk çarpı on saniye, yani altmışbeş saniye dir. Eğer öğlen (noon) ephemerisimiz vacsa ve doğum öğlenden ön ce olduysa, saat-başına-on-saniye oranındaki hızlandırmayı çıkartı nz. Bir başka deyişle, eğer yerel zamanı ekliyorsak, hızlandırmayı
da ekleriz. Eğer yerel zamanı çıkartı yorsak hızlandırmayı da çıkar ,
tırız. Hızlandırma (acceleration) her zaman tali bir faktördür. Asla
dört dakikadan fazla olamaz. Onu ihmal edemeyiz, ama esnek dav ranabiliriz. Yerel zamanı en yakın saate veya yatım saate yuvarla
yıp,
elde edilen rakamı on saniye ile çarpabilirsiniz. Olu�abilecek
hata doğum saatlerinin belirsizliğinden doğabilecek hatalardan da
ha önemsizdir.
Bundan sonra düzeltmeyi (tectification) ilave ederiz. Bu nok
tada bit atlasa gereksinim duyanz, çünkü düzeltme doğum yerinin
334
alır ve bu boylamı bulmamız gerekir. Bacıya doğru ilerledikçe, saatlerimizde okuduğumuz rakamlar geriler. Bu n edenle eğer Ameri ka 1 n m doğu yakasında yaşıyorsak Cumartesi sabahı saat dokuzda Califomia'da ya§ayan bir arkadaşı mm aradığımızda uykulu ve öfkeli bir sesle karştlaşırız. Orada sa at henüz altıdır. Kolay l ı k amacıyla, dünya zaman dilimlerine bö lünmü�cür. Belirli bir di li mdeki saader aynı zamanı gösterirler. Batıya doğ boylamını baz
ru bir son raki dilimdeki saatler bir saat erken olurlar.
Aslında saat zamanı, astronomik açıdan, o d ilimde yalnızca bir noktada kesin doğrudur. EST'dc (Doğu Srandart Zamanında) Grecnwich'in 7� derece batısında kesindir. PST'de (Pasifik TSİ'de (Türkiye Saati
ile)
)
120 30
" •
•
doAusunda
"
(Ç.N.)
Doğwn yerinin lxıylamı yukarıda belirtilen derecelerin doğ-usu
na veya bamma d üştüğünde zamam düzeltmeniz (rectification) ge
rekir. Eğer doğum yeri bu noktaom batısındaysa, batıya doğru her derece için dört dakika çıkarurız. Eğer doğum yeri bu nok tanın doğus undaysa, aynı oranda ilave ederiz. DiyeJim ki doğum yeri seksen derece barı boylamında. Bu EST
d i l imi nin beş derece batısında demekt ir.
Beş derece derece
başına
dört dakikadan hesaplandı�ında yirmi dakika eder. Ve düzeltme batıya doğru olduğu için bunu çıkattmz. (Unutmaym Kuzey Ame ri ka'da büyüyen boylam batıya doğru hareket dernek r ir. Avru pa' da boylam Grcenwich'in doğusuna doğru okunur ve büyüinek
dojuya doğru hareket demektir. Nerede olursak olalım doğuyu toplarız, batıyı çıkarırız.) Bu son adımımızdı. Çıkan sonuç doğumun yıldız (sidereaJ) za manıdır. Sonrası çok basit . Table of houses'a (evler tablosuna) bakartz.
335
Her sütunun başında bir yıldız (sidereal) zamanı yazar. Hesapladı ğımız zamana en yakı n olanı seçeriz. Sonra sütunu tarayarak do ğum yerfoin enlemini buluruz. Bu noktada Yükselen'in, Midhe aven'ın ve arada kalan evlerin başlama çizgilerinin dereceleri yazar. İstediğimiz zaman hesapladığımız rakamlardan yirmidört saati
çıkanabilir veya ekleyebiliriz. Bu hiçbir şeyi etkilemez, ama bazen düşünmemizi kolaylaştırabilir. Örneğin eğer Greenwich Yıldız Za manı (Greenwich Sidereal Time = S.T.) olarak dört saat otuz daki
ka sıfır saniyemiz (S.T. =04hr 30min OOsec) varsa ve bundan beş sa at çıkartmamız gerekiyorsa, buna yirmidön saat i lave ederiz. Böy
lece 28hr 30min OOsec Greenwich Ylldız Z.amanımız olur. Bundan beş saati çıkartıp, hesaba devam ederiz. Benzer �kilde eğer doğumun sonuçta ulaştığımız yıldız zama
nı yirmidörc saatten büyükse, bundan yinnidörc saati çı kartarak
son rakamı elde ederiz. Tüm bunların korkutucu biçimde karmaşık geldiğini biliyo
rum. Astroloji ile ilgilenmeye ilk başladığımda o kadar korktum ki, hesaplamayı öğrenmeye kalkışabilmem için iki yıl geçmesi ge rekti. Bunu bir kaç kere yaptıktan sonra aslında çok kolay olduğu nu göreceksiniz. Bu hesaplamalar sadece üç-dört dakikanızı alır.
Ama dikkatli olun. Küçücük bir hata haritayı tamamen çarpıtabi
lir.
Örnek: Doğum New York Cicy'de (boylam 74 W 00
,
enlem
40 N 45), 9.Ağuscos. l 969'da Doğu Yazsaati Z-amatıı (Eastern Day
light Time 7:00 A.M.) ile sabah saat 7:00'de, yani Doğu Standart Zamanı ile 6:00'da (EST 6:00 A.M.) gerçekleşmiş. Geceyarısı ephemerisimiz var.
Greenwich Yıldız Zamanı (Siderea!Time)
2 Ihr09minl5sec
alınan wnaıı) artı
336
(doArudan ephemeı:isten
Yerel Zaman
06hıOOminOOsec --------------·---
27hr09ınin l 5sec
artı Hızlandırma (accelen.rion)
OOhrOOınin<ıosec -----------------
-
27hı09min75sec
(doğum saati 6:00 A.M. EST, yani geceyarısı
referans zamanından
altı saat sonra, bu nedenle altı saat ekliyoruz)
(hızlandırma referans zamanından sonra saat başına on
saniye eklenmesi esasına dayanır, bu durumda ahı çarpı ondur) arcı Düzeltme (rectifıaıtion}
00hr04min00sec --------------------
27hd 3min75scc
(74 W'OO boylamı EST dilimi
çizgisinin bir derece doğusunda
veya 27hr I 4minl 5sec
4 dakika ekliyoruz)
({,() saniye= 1 dak.)
veya
Doğumun Yıldız Zamanı
0%rl 4minl 5sec
(Yıldız zamanı her zaman
yirmidört
saate göre ifade edilir. Fazlaysa 24 saat çıkarılır)
337
Şimdi tüın yapmamız gereken, evler tablosundan (table of houses) 3hr 14min 1 5sec1a en yakm zamanı bulmaktır. Sonra sütu nu tarayarak New York City'nin enleminin sırasını saptayarak, ev başlangıç çiıgilerini belirleriz.
Midheaven (gökyüzünün ortası) derecesi tablodaki yıldız zama nı rakamlarıyla birlikte verilir. Enlemdeki değişiklikler onu etkile mez. Astrolojik Nadir (astrolojik ayakucu) hiç verilmez, ama mid heaven'ı biliyorsak nadir'i de biliriz - her zaman bi rbirleri ne karşıt tırlar. Eğer midheaven Oğlak' ı n onalrıncı derecesindeyse, nadir de Oğlak'ın karşıt burcu olan Yengeç'in onalrıncı derecesindedir. Diğer evler de aynı şekilde verilir. Evler tablosu bize Yükse len' in derecesini söyler ve biz de, orada yazılı olmamasına rağmen, Alçalan'ın derecesi n i buluruz - Alçalan Yükselen'le aynı derecede ama onun tam karşıtındaki burçtadır. Benzer bir biçimde, çoğu tablolar ikinci, üçüncü, onbirinci ve onikinci evlerin başlangıç çiz
gilerindeki dereceleri verirler ve bunlar sayesinde sekizinci, doku zuncu, beşinci ve ah:mcı evlerin dereceleri hesaplanır. Bu nlar yine aynı derecede ama karşır burçta yer alırlar.
Türkiye için örnek: Doğum İscanbul'da (boy lam 28 E 58 , en lem 4 1 N 01), 3.Ağusros. 19561da Türkiye Saati İle sabah 7: 30'da gerçe kle�m iı. Yaz saati yok. Greenwich Yıldız Zamanı
20hr46minl lsec
Yerel :laman
07hr30min00sec
•
am
27hr76minl l sec anı
Hızlandırma
OOhrOOmin75sec 27hr76min86sec
338
0:30 çarpı 10 saniye)
eksi Düzeltme
00hr04min00sec
(İstanbul
27hr72min86sec
derece batısında.
veya
27hr7 3min26sec veya 28hr l 3min26sec veya Doğwnun Yıldız l.amanı
04hr13mio26sec
3O
:ıaman
dilimi �izgisinln bir •
4 dakika çıkarıyoruz} (60 saniye ı dfk.) ..
(60 dakika= 1 saat)
(Yıldız zamanı 24 saate göre ifade edilir)
Evler tablosunda en yakın Sidereal Time o4hr 1 2min 14sec. 4 1 1 inci enlemde Midheaven 5° İkizler, Yükselen 8° 44' Başak gö rülüyor. Diğer ev çizgileri de bu şekilde bulunuyor. (Çevirenin Türkiye örneği) Astrolojik evler konusunu bırakmadan önce sıkıntılı bir konu ya açıklık getirmemiz gerekiyor - evlerin başlangıç çizgilerini be lirlemek için farklı sistemler kullanılmaktadır. Mükemmel olmadı ğını bilmeme rağmen, benim favori sistemim Placidus Sistemidi r .
Bundan başka birçok sistem var ve hepsinin de savunucuları var.
Ancak bunlar arasmda Eşit Ev Sistemi konusunda sizi uyarmam ge rekiyor - bu sistemde Midheaven ile onuncu evin çizgisi farklı nok talarda bulunmaktadır. Hangi sistemi seçerseniz seçin buraya kadar kullanmanız gereken aritmetik değişmez. Sadece kullanılan evler tablosu deği�ir. Beninı size önerim Placidus Sistemi (The American Book of Tables) He işe başlamanız, yeterli deneyimi kazandıktan sonra d iAer sistemleri de incelemenizdir.
Kullandığımz sisteme göre,
boş doğum
haritasına evlerin ba�
langıç çizgilerini çizin ve doğum haritası çıkartmanın bir sonraki adı
mına - planetleri nerelere yerleştireceğinizi hesaplamaya
-
hazırlanın.
339
Planet Konumlarının Hesaplanması Ephemerisimiz bize planetlerin hergün, hangi burcun kaçı ncı derecesinde yer aldıklarını gösterir, ama bunu günün yalnızca
lirli bir zamanı i ç i n yapar. O gü nün
be o zamanı ile ertesi günün o za
manı arasında planeder hareket ederler. Eğer kesin bir doğum ha ritasına sahip olmak
mız gerekir.
istiyorsak ne kadar hareket eniklerini bulma
Buradaki mantık şöyledir: diyelim ki 300 mil l i k bir otomobil
planlıyoruz. Saatte 60 mil ilerliyoruz . Baılangıç ve bitiş Yolculuğun beş saat süreceğini bi liyoruz. So rumuz şu: yolculuğun ilk iki saati sonunda nerede oluruz? Cevabı hesaplamak basit - iki saatte yolculuğun 1 20 milini katederiz. yolculuğu
noktalarını b i l iyoruz .
Planetlerdeki mantık da aynıdır. Ephemeriste her yirmidört sa
at sonundaki konumlarını görürüz . Bu onların
11otomobil yolculu ğu11dur ve yolculuğun uzunluğunu nerede başlayıp, nerede bittiği ne göre hesaplayabiliriz. Oniki saat sonunda planetler bu mesafe nin yarısını katederler: onaltı saane üçte ikisini katederler, v.s. Bu şe ki lde bulunan küsuratı başlangıç noktası ndaki değere ekleyerek günün herhangi bir saatinde nerede
olduklarını bulabiliriz.
Buradaki kritik nokta ephemerisin söylediklerini tam olarak
anlayabilmektir. Ve bunu yapabilmek için zaman dilimleri ve refe
rans zamanı konularına geri dönmek gerek ir. Diyel im ki bir geceyarısı ephemerisimiz var. Burada, yıld ı z (si dereal) zamanı
ile her gün için verilen planet konumları Green
wich Ortalama Zamanının (GMT, Greenwich Mean Tıme) ge ceyarısına göre
gösterilmektedir. Eğer bir başka zaman dilimi nde kullanmamız gerekir.
ve bir başka saatte doğduysak biraz aritmetik
İlk adımımız ephemeris ile aynı dili konuştuğumuzdan emin
olmayı sağlamaktı r. Eğer ephemeris GMT'yi baz alırken biz Pasi fik Standart Zaman ı ndan söı edersek karmaşaya neden oluruz. Yerel saat zamanımızı GMT'ye çevirmemiz gerekir. Bu noktada 340
yaz saati uygulaması olup olmadığım kontrol ermemjz şamır. Eğer varsa hemen bir saat çıkartırız. Sonra eğer Kuzey Amerika'da doğ
duysak, doğum saat imizi ep hemeri s saatine uydurmak için birkaç saat ilave ederiz.
(Türkiye1de doğduysak 2 saat çıkartırız. Ç.N.)
Eğer doğum saati Doğu Standan Zamanındaysa (EST) beş saat ilave ederiz. •
Pasifik
•
Türkiye Saati ile'yse (TSİ) iki saat �ıkamrıı.
(PSn sekiz "
Bu saat çevrimi esnasında bir kişinin doğum
(Ç.N.)
tarihi bile değişe
bilir. Örneğin 19.0cak'ta, akşam saat 9:00'da EST1de doğmuş bir kişi Greenwich'e göre 20.0cak'ta sabah saat 2:00'de doğmuş olur.
Bu, beş saat sonradır. Böylece geceyansı çizgisini atlayap, yeni bir
güne gireriz. Bu noktadan sonra 19.0cak ve akşam saat 9:00'u unuturuz;. Ephemerisin dilini konuşmaya başları z (Greenwich sa ati ile sabah saat 2:00'de doğmuş bir kişi, TSİ sabah saat 4:00'te .
doğmuş olacalcttr. Ç.N.)
Ephemeriste Güneş'in konumu için 20.0cak tari hi ne bakarız. Geceyarısı ephemerisi olduğ u için Günei'İn geceyarısı derecesi ni
göstermektedir. Sonra 2 1 .0cak'taki (yirmidört saat sonraki) Güne�
konumuna bakarız. 20.0cak' ı 2 1 .0cak'tan çıkartarak Güneş'in yirmidört saatte katettiği toplam mesafeyi saptarız. Ortalama
ellidokuı dakikadır (bir dakika=bir derecenin altmışta biri). Bu 300 millik otomobil yolculuğumuz gibidir. Sonraki adım kişi doğana kadar, bu yolcu l ukta Günet'in katettiği mesafeyi bul
mesafe
maktır.
Doğum saati 2:00 A.M. GMT (Greenwich saatiyle sabah saat 2:00). yani geceyarısından iki saat sonradır. Bir
başka deyişle
neş yolculuğun yirmidörtte ikisini katetmiştir. Bu
Gü
kesirli sayıyı
Güneş1in günlük hareketiyle çarparız, çıkan sayıyı en
yakın da kikaya yuvarlarız ve Güneş'in yaklSiık beş dakika ilerlediğini bu luruz. Bunu geceyarısı değeri ne ilave ederiz ve doğum saatinde Gü-
341
neş1in konumunu hesaplamı� oluruz. Aynı işlemi
Ay'a,
diğer planedere ve ay düğümlerine uygula
dıktan sonra elde edi len dereceleri doğum hari tası na planetlerin
glifleriyle birlikte işaretleriz ve harita çizimi tamamlanır. Bu arada ephemerisi camdan dı§arı anp, kedinizi tekmelemiş olabili rsiniz. Çünkü iki bölü yirm idördü ellidokuzla bir kaç kere çarpmak İnsa nı çıldmmak için yeterlidir İşi basitleştirmenin bir yolu bazı kesirleri yuvarlamaktır. Örne ğin eğer bir kişi Gree nw ich saatiyle sabah 8:37'de (8:37 A.M., GMT) doğmuşsa sekiz saat ocuzyedi dakikanın y irmidört saatin kaçta kaçı olduğu nu bulmak için uğraşmanız gerekmez. Bunu se kiz saate yuvarlayabilirsiniz. O :ıaman yirmidöme sekiz veya üçte bir orana sahip olursunuz ve hayatınız kolaylaşır. Bu yöntem bazı haralara neden olabilir ama haran ın oranı çok küçüktür. Ay dışında diğer planetler bir gün içinde çok ağır hareket eder ler. Bu kadar ağır hareketler söz konusu olun ca ufak bacalar ı gör mezden ge lebiliri z. Bütün kitap boyunca planet konumları tam de receye göre veri ldi Doğum haritası çalışması için bu yeterlidir. Bi raz deneyim sonucunda sadece en yaklaşık oranı akl ı nı zda tutarak dereceleri hesap yapmadan bile ephemeristen bulabilirsiniz. Daha üst düzey bir çalışma için, daha kesin derecelere gereksi nim duyarız. Bu durumda en i y i si bir hesap makinesi kullanmak tır. Hesap mak i nes i yardımıyla akl ı mızı karıştırmadan kesin dere celere ulaşabiliriz. Önce planetin doğum saatini içeren yirmidört saat i çind e katettiği mesafeyi bu l uruz Diyelim ki doğum saati 8:37 A.M. hatırladınız mı? hani şu G reen w i ch saadyle 8:37 A.M. olan. Kişinin doğum kayıtlarında başka b ir saat yazabilir, örneğin 10:37 A.M. yazabilic, ama kişi TSİ doğduysa bunu Greenwich'e çe virince 8:37 olur. Ve biz artık 10:37'yi unuturuz. (Ç.N.) 8:37 A.M. geceyarısından sonra sekiz saat oruzyedi dakika de mektir. Bu da 5 17 daki kad ı r. Birgün 1440 dak ika uzunluğundadır. Oranımız 5 1 7 bölü 1440'dır bu oran kağıt üzerinde zor görül� .
.
.
-
-
342
mekle birlikte, hesap makines i yle kolaylaşır. Ondalık bir sayı elde ederiz - 0.3590277. Bunu bürün planetlerin günlük hareketiyle çarparız, elde edilen sonucu onların ephemeristeki başlangıç değer leri ne ilave ederiz, en yakın tam dakikaya yuvarlarız ve old ukça ke sin bir doğum lliı.ricasına kavuşuruz. Ay'ın hareketinde dikkatli olmamız gerekir. Hızlı hare ket eder. Bir günde 12° 17' 'lik bir mesafey i katedebilir. Hesap mak inesiyle 1 2° 1 7 ' 'yi 737 'ye çeviririz, bunu ondalık sayımızla çarparız, cek rar derecelere ve dakikalara çeviririz ve Ay'ın orijinal değeri ne ek leriz. Mantık aynıdır. Bir p l anet geri gidiyorsa (recrograde) bunu hemen anlarız. Ep he me ris onun y i rmidörc saat içinde gerilediğini gösteri r ; bir son raki değer bir ö nceki değerden düşük olur. Bu durumda, planetin günlük hareketini (mesafesini) aynı şekilde hesaplarız, ama elde edilen sonucu başlangıç değerine ilave edeceğimize, bu defa çıkar tırız. Eğer bir öğlen (noon) ephemerisiniz varsa, daha fazla çıkartma işlemi yapmanız gerekir. Greenwich saat iyle (GMT) öğlede n önce gerçekle�en doğumlarda planet konumları doğum tarihinden bir önce yer alırlar. Mantık yine ayn ıdı r, ama bu sefer doğumdan önce ki güne yani geriye doğru gidilir. Ephemeris.iniz ister öğlene (noon) ister geceyarısına (midnight) göre olsun her zaman doğum saatinin kullandığı n ı z iki değer arasında kaldığından emin olun. Geceyarısı ephemerisi ile bu kolaydır. Öğlen ephemerisi dikkat gerektirir. Öğlen ephemerisinde yanlış hiçbir şey olmamasına rağmen, ge ceyarısı ephemerisi (The American Ephemeris far the 20ıh Century Midnighı, 1900-2000) kullanmanızı öneririm. Ne yaparsanız ya pın, benim geçmi ş te yaptığımı yapmay ın - ikisini birden kullan mayın. Bu, yanlışlıkları garanrilemenin en kesin yoludur. Planecleri dereceleriyle birlikte evlere yerleştirdikten sonra, ge riye açıları çizmek kalır. Bunun nasıl yapılacağı 9. bölümde aıı la rılmıştı.
343
Haritayı oluşturduktan sonra bir göz acın. Unutmayın ki bu bir
gökyüzü haritasıdır. Eğer bir insan yerel saaatle öğlen civarında doğ.duysa, doğum haritasındaki Güneş1in Midheaven1a (gökyüzü nün ortasına) yakın durması gerekir. Doğum yerinin zaman dilimi çizgisi nden uzaklığına göre Midheaven 1dan önce veya sonra olabi lir. Ama mutlaka ona yakındır. Eğer Güneş ufka yakın yer alıyorsa, muhtemelen ev çizgilerini hesaplarken yanlışlık yapılmıştır, belki de sidereal (yıldız) ıamam hatalıdır. Benzer ıekilde eğer doğum ge ce gerçekleştiyse, yanlış bir harita Güneı'i Midheaven1da gösterir. Bu durumda sağ duyu sayesinde bir yanlışlık olduğunu anlarız. Bunu anlamak hayal kmcıdır ama gururla sunulan bir yorumun sonrasında bu yanlışlığı furketmekten daha iyidir.
İlhan Yayınevi'nin
Notu:
-İstanbul Kadıköy yakasında Gençlik Kitabevi'nden (Tel:
02 16 - 337 96 niz.
05) ephemeris ve evler tablosunu temin edebilirsi
-İstanbul Avrupa yakasında Pandora K.itabevi1nden (Tel : 02 1 2
- 243 35 0 3 ) The American Bııok ofTables ve The Amerifan Ephemeris
for the 20th Century (Midnight) 1900 to 2000 temi n edebilirsiniz. Diğ'er şehirlerde yaşayanlar da bu kicabevlerine sipariş verebili r ler.
344
EK 2 ooGUM HARİTASI HESAPLAMAKTAN NASIL KURTULABİLİRSİNİZ?
Kendi haritanızı hesaplamanın çeşidi avantajları vardır. Hiçbir bedel ödemeden sahip olursunuz. Sabaha kar�ı iki'de bile yarım sa at içinde hesaplayabilirsiniz. Bu zorlu süreçte gösterdiğiniz karar lılıktan ötürü büyük bir doyum hissedersiniz. Ama hesaplamanın dezavantajları da vardır.
Çoğumuz
için, sü
per-Başak'lar hariç, aritmetik çok sıkıcıdır. Daha verimli kullanıla bilecek bir zaman harcanır gider. Ve gerekli dökümanlar için para harcamanız gerekir. Eğer bazı haritalara bakmak istiyor ama bunları hesaplamak is temiyorsanız müjde: İlhan Yayınevi 'nin bir bilgisayarı var ve onla rı sizin için belirli bir bedel karşılığında hesaplayabilirler. Eğer do ğum tarihinizi ve saatinizi ram olarak biliyorsanız (212) 231 55 17 no.lu faxa veya P.K.27 1
Teşvikiye 80200 İSTANBUL adresine si
pariş koşullarını öğrenmek için yazabHirsiniz.
345
EK 3 ÖNERİ KİTAPLAR Temel Kitaplar
Ashman, Bernie. Astrological Games PetJple P'4y. ACS,
1987.
Arroyo, Stephen. Astrology, Psychology, and the Four Elements. CRCS Publications, 1975.
Cacter, Chatles E.O. The Asırological Aspeas. Fowler, 1 930. _.
The Principles of Aıtrology. Theosophical, 1 9 2 5 .
Davi son , Ronald. Asırology. Arco,
1963.
Devore, Nicholas. Enı:ydopedia of Astrology Crown, .
1967.
Freeman, Martin. How To lnıerpret a Birthchart .Aquarian, 198 1 . .
Goodavage, Joseph F. Wrile Your 0wn•Horoscope. World. 1 968.
Greene, Liz. Satll17J: A New Lbok at an Old Deuil. Weiser. 1 976.
Jones, Marc Edmund. How to Leam Astrology. Doubleday, 1969. Leo, Alan. The Arı of Synıhesis. Fowler, 1968 (tekrar baskı)
Meyec, Michael. Ha11dbook far the H11ma11isıic Asırologer. Anc hor/Doubleday, 1974. Penfield, Marc.
Att Astrologkal Who's Who
.
.A �cane, 1 972. (Tanın-
347
mış yüzlerce insanın doğum haritaları kolleksiyonu)
Radden, lois M. The American Book of Charıs. Astro Computing Svcs., 1980. __. Profiles o/ Womm. AFA. 1 979. Rudhyar, Dane. The Asırological Houses. Doubleday, 1972.
__. Astrological lnsight1 into ıhe Spiriıual Lifi. ASI, 1979. __. The Astrology of Perso114/ity. Doubleday, 1 936. __. The A.strological Study of Psychological Complexes and ETl'Wtional Prohlems. Servire/Wassenaar, 1966. __. An Astrologica/ Triptych. ASI, 1 968. __. The Planetary and Lunar Nodn. CSA Press, 197 l . __. The Prrxtice ofAstrology. Penguin, 1 968.
Schulman, Martin. The Moon's Nodes and Reincarnation. Weiser, 1975.
Toonder, Jan Gerhacd, and John Ant,hony West. The Case for Ast
rology. Penguin, 1 970.
Tyl, Noel. Special Horoscope Dimensiom: Success, Sex, ana IJ/ness.
Llewellyn. 1 975.
İleri Düzey Kitaplar
Addey, John. Hat'fllonics in Astrology.
Acroyo, Stephen. Asırology, Karma, and Tr1Z11JfM"l1latİ
1978. __. Relationships and Life Cycles. CRCS, 1979. Davison, Ron ald C. Synastry. ("Sinasrri" ilişkilerin astrolojik açıdan incelenmesidir.)
__. The Technique of Predirtion. London: Fowler, 1955.
Forresr, Steven and Jod.ie. Skymates. Bantam, 1989.
Forrest, Sreven. TIN Changing Sky. ACS, 1989.
Garrison, Omar V. Medical Astrology. University Books, 197 1. Gauquelin, Michel. Scimtific Basis of Astrology. Rudhyar, Dane. A n Asırological ManJala. Random House, 1973.
348
__.
The Lımation Cycle, Shambala,
197 1 .
Tyl, Noel. Analysis and Prediaion. Llewellyn, 1974. __ .
__.
The Expanded Presmt. Llewelynn, 1974.
lntegraıed Transitı.
llewelynn, 1 974.
Perspektif Kitapları
Brown, Norman O. Love1s Body. Random House, 1966.
Castaneda, Cados. TaltJ of Power. Pocket Books, 1 974. Collin, Rodney. The Teory
of Celesıial 111/luence. Weiser. The 011/y Dance There lı. Doubleday, 1974. Grisi for ıhe Mili. Bantam, 1 97 7 . Golas, Thaddeus. The Lazy Man's Guitk ıo Enlighıenment. Dass, Ram.
_.
Bantam,
197 1 .
Jung, Carl G. Man and his Symbols. Deli, 1 964. _.
Psyche aNdSymbol. Doubleday, 1 958. Thomas. There iı a River: The Story of Edgar Cayce. Holr,
Surgue,
Rineharc and Winston, 1942. Watson, Lyall. Super Doubleday, 1 973.
Naıure: A Natura/ Hisıory of ıhe Supernaıural.
349
SÖZLÜK
Açı (Aspect)
Planetler arasında veya planetler ile köşe noktalan arasında oluşan geometrik açılar
dır.
Batı ufku veya buradaki burç; yedinci evin
Alçalan (Descendanr)
tümü.
Altmışlık Açı (Sextile)
ması. Coşku ve heyecanı sembolize eder.
Arketip
İki planet arasında 60 derece uzaklık ol
İnsan bilincinde kollektif ve evrensel olarak bulunan temel imge; bireysel kimliğin sen tezini oluşturan efsanevi hammadde.
Astrolojik Birim
Burç, planet ve ev kombinasyonu.
351
Astrolojik Nadir Yerel ufkun en alt nokcası ; geceyarısı (Astrolojik Güneş'i n bulunduğu yer, dördüncü evin Ayakucu) başlangıç çizgisi, dördüncü evin tümü. Ateş (Fire) Ay Düğümleri (Moon's Nodes)
Dört elemandan biri; isceği, iradeyi , ın siyatifi ve egemenliğ i sembolize eder Kişinin evrimsel geçmiş ve geleceğini sem bolize eden iki kar�ıt nokta. Güney ay düğümü karmayı veya kalıtımı, kuzey ay düğümü hazmedilmesi gereken yeni mal zemeyi temsil eder.
Birincil Üçlü
Güneş, Ay ve Yükselen birarada bi reyliğin
(Primal Triad)
"iskeleti" olarak kabul ediliyorlar.
Burç (Sign)
Zodyakın oniki bölünümünden biri. Güneş ile Dünya'nın yörüngesel ilişkisinin
aşaması; tem e l bir psikolojik süreç.
bir
Değişken
Burçların üç niteliğinden biri. Değişken
(Mutable)
liği , alıcılığı, akıcılığı temsil eder. Değişke n burçlar İkizler, Başak, Yay ve Balık1ur.
Direkt
Bir planetin burçtan burca giderken ileri doğru hareketi.
Doğum Haritası Kişinin doğduğu gün ve saatte, doğduğu yerden görünen gökyüzünün haritası .
352
Durağanlık (Stationary) Düşüş (Fall)
Zodyakca bir planetin geri gitmeden veya direkt hareket
etmeden
önce sabit duruyor
gibi görünmesi .
Bir planetin kendi yönettiği burcun .karşıtı
olan burçta yer alması nedeniyle güçsüzleş mesi.
Eleman
Ekinoks (Equinox)
Ekliptik
Ateş,
dört
Bir yıl içinde gündüz ve gecenin eşit uzun lukta olduğu iki günden biri; baharın ilk günü veya sonbaharın ilk günü.
Güneş, Ay ve planetlerin dünyanm
etrafın
da hiç değişmeden izledikleri varsayılan yol. Bak.
Ephemeri.s
toprak, hava veya su. Bilincin
temel ruhsal sürecinden biri .
Zodyak
Planetlerin
gUn içindeki konumlarını gös
teren gökgünlüğü.
Ev (House)
Yerel ufkun üstünde ve altında kalan alan
ların on.ikiye bölü nmesi sonucu oluşan
dilimlerin her biri. Zihnin girdiği
ve
deneyimlediği temel yaşam alanları, "are naları".
Ev Çizgisi (Cusp)
Astrolojik evin başlangıç çizgisi.
353
Fokalizör
Doğum haritasında, gücü vurgulanmış ve stratejik olarak konumlanmış bir planet.
Geri Gitme
Bir planetin zodyakca geri gidiyor gibi
(Retrograde)
görünmesi.
Glif
Astrolojide, bir tür steno gibi, yazıda kul lanılan semboller.
Güçl ülük (Dignity) Güçsüzlük (Debility) Hava
Bir planetin çeşitli önemli astrolojik vur gular nedeniyle gücünün artması. Bir planetin çeşitli önem li astrolojik birim
ler nedeniyle gücünün aza.iması. Dört elemandan biri; hava uyanıklığı, al
(Air)
gılama nediğini ve akl ı temsil eder.
Kare Açı
İki planetin birbirinden 90 derece uzak.ta ol ması. Sürtüşmeyi sembolize eder. Bak. Orb.
Karma
Kişiliğin geçmiş ya§amlardari bu yaşama ak
tard1ğ 1 iyi ve kötü alıikanlıkları ifade eden Hindu kökenli kelime.
Karııt Açı (Opposition)
İki planet arasında 1 80 derece uazaklı k bulunması. Bak. Orb
Ka�um (Conjunction) 354
Karşıt lık ve germm
ifade eder.
Sıfır derece farkla iki planeti birlef ti ren açı. Kaynaşmayı sembolize eder. Bak. Orb
Köşe Noktası (Angle)
Birinci, dördüncü, yedinci veya onuncu evin bajlama çizgisi;
yenin iki ucu.
ufkun
veya merid
Kümeleşme (Stellium)
Üç veya daha fazla sayıda planetin bir burç
Meridyen
Doğum harirasuun dikey ekseni, m id
veya evde toplanması.
heaven ile nadir'i birleştiren çizgi. Midheaven (Gökyüzünün Ortası)
Ufuk çizgisinin üstünde, zodyakın en yük sek noktası; Güneş1in öğlen bulunduğu tah
mini nokra; onuncu evin başlangıç çizgisi
veya onuncu evin tamamı.
Nitelik (Mode) O.rb
Burç enerjisinin ifade biçimlerinden biri:
öncü, sabit, değişken. Bir açının etkili olabilme limitleri . Kişiye göre değişir, ama yedi derece olarak kabul edilebilir.
Öncü (Cardinal)
Burçların üç niteliğinden biri. Aktifliği, insiyatiflHiği ve kararlılığı temsil eder. Ön
cü burçlar Koç, Yengeç, Terazi ve Oğlak1tır.
Planet
z.odyakta öngörülebilen bir şekilde hareket eden gök cismi, gezegen. Astrolojide Güneş ve Ay da planet olarak kabul edilirler.
355
Sabit
Burçların
(Fixed)
üç
niteliğinden biri . Sütekliliği,
amaç sahibi olmayı, inatçılığı temsil eder.
Sabir burçlar Boğa, Kova'dır.
Aslan,
Akrep
ve
Zaman
Doğum haritası çakarmada kullanılan astro
(Yıldız Zamanı)
nomik açıdan kesinleşririlmiş yıldız zamanı.
Sidereal
Singleton (Tek
Bir yarımkUrede tek başma duran planet .
Planet)
Soltist (Solstice) Su (Water)
Bir yılda gecenin en uzun (kış soltisti) ve en
kısa (yaz solcisti) olduğu iki günden biri.
Dört elemandan bi ri ; su sübjektiviteyi, duygulan, derinliği ve sevme yeteneğini sembolize eder.
Table of House (Evler Tablosu)
Kompleks
t rigonometri k
hesaplara
dayanan, değ if i k sidereal (yıldız) zaman
larına ve enlemlere göre ev başlangıç nok
talarını gösteren kitap. Takım Yıldızlar
Bir burcun adını taııyan yıld ız topluluğu, ama burçla karııtmlmaması gerekir.
Tali Açılar (Minor Aspects) Temel Sembol
Kavuşum, altmıJbk, kare, üçgen ve karşıt aç a nı n dışında kalan açdar.
Bizi sarmalayan gök kubbe. Mükemmel liğin, bütünlüğün ve sonsuzluğun sembolü.
356
Tanrının veya bilincin sembolü.
Toprak
Dön elemandan biri; toprak sabrı, gerçek
(Earth)
çiliği, kalıcılığı ve uygulanabilirliği temsil eder.
Ufuk
(Horizon)
Doğum haritasında yükselen ile alçalanı birleştiren yatay çizgi.
Üçgen Açı
İki planedn birbirlerinden 120 derece uzak
(Trine)
ta olmaları. Uyumu sembolize eder. Bak.
Yanmküre (ffemisphere)
Orb. Bir doğum haritasında dört yarımküre vardır. Ufuk çizgisinin üstünde ve altında kalan alanlac, meridyenin doğusunda ve batısında kalan alanlar.
Yarımküre vurgusu
Doğum haritasının bir yanmküresinde planetlerin yoğun olarak toplanması.
Yöneticilik
Bir planet ile bir burç arası nda, ikisine de
(Rulership)
özelliklerjni kolay ifade imkanı sağlayan, güçlü benıeıme.
Yükselen
Doğu ufku veya �urada yükselen burç;
(Ascendent)
birinci evin ramamı.
Zodyak
Güneş, Ay ve planetlerin dünyanın çevresin· de izledikleri yol; oniki burç.
357