ĠÇĠNDEKĠLER GiriĢ Kavramlar Kadastro TaĢınmaz mal Mülkiyet (Ġyelik) Tapu Tapulama Tahrir Parsel Ada Kadastronun Amaçları ve Yararları Kadastro Tarihi ve iĢlevindeki değiĢmelere göre türleri Ġlkçağlarda Kadastro Avrupa Kadastro Ülkemizde Kadastro Osmanlı Ġmparatorluğu Döneminde Kadastro ÇalıĢmaları Cumhuriyet Döneminde Kadastro ÇalıĢmaları Kadastro iĢlevindeki DeğiĢmelere Göre Türleri Vergi Kadastrosu(Mali Kadastro) Mülkiyet (Ġyelik)Kadastro Ekonomik Kadastro Çok Amaçlı Kadastro Mulkiyet Mülkiyet Türleri Özel Mülkiyet Eski Yunan‘da Toprak Mülkiyeti Roma‘da Toprak Mülkiyeti Fransız Devriminde Toprak Mülkiyeti Özel Mülkiyet Üzerinde Bazı DüĢünürlerin GörünüĢleri Günümüzde Özel Mülkiyet AnlayıĢı Toplumsal Mülkiyet Özel mülkiyet GörünüĢünü EleĢtirenler Toplumcu Mülkiyet GörünüĢünü Benimseyenler Ġlkel,Komunal Toplumlarda Mülkiyet Köleci Toplumlarda Mülkiyet Feodal Toplumlarda Mülkiyet Kapitalist Toplumlarda Mülkiyet Sosyalist Toplumlarda Mülkiyet Din Kurallarında Toprak Mülkiyeti Hristiyanlıkta Mülkiyet Müslümanlıkta Mülkiyet Türklerde Toprak Mülkiyeti Has Topraklar Ġkta Topraklar Harici Topraklar Osmanlı Ġmparatorluğunda Toprak Mülkiyeti Miri Topraklar Mülk Topraklar Vakıf Topraklar 1
Araz-i Kanunname-i Humayunu Araz-i Miriye (Mülk Topraklar) Araz-i Mevkufe (Vakıf Topraklar) Araz-i Miriye (Kamusal Topraklar) Araz-i Miriye (Ölü Topraklar) Araz-i Miriye (Mülk Topraklar) T.C Anayasalarında Toprak Mülkiyeti Kadastro Mülkiyet ĠliĢkisi Tapu Sicili Ülkemizde Tapu Sicilinin GeliĢimi Tapu Sicili Tapu Kütüğü Kat Mülkiyeti Kütüğü Yevmiye Defteri Resmi Belgeler Yardımcı Siciller Mallar Sicili Aziller Sicili Düzeltme Sicili Kamu Orta Malları Sicili Tapu Sicilinin Ġlkeleri Tescil Ġlkesi Açıklık Ġlkesi Devletin Sorumluluğu Güven Ġlkesi Nedensellik Ġlkesi Kadastro Tapu Sicili ĠlĢkisi TKGM HızlandırılmıĢ Kadastro Projesi Tescile Yönelik Hizmetlerin Kapsamı ArĢiv Hizmetleri Diğer Kamu KuruluĢlarına Yönelik Hizmetler Türkiyedeki Tapu Hizmetleri Tapu Sicil Müdürlüklerinin Bölgelerine Göre Dağılımı ve Ġstatistik Bilgiler YurtdıĢındaki Tapu Hizmetleri Kadastro Hizmetlerinin Kapsamı Kadastro Hizmetlerinin Kapsamı Kadastro ile GerçekleĢtirilen Hizmetler Türkiye‘deki Kadastro Hizmetleri Türkiye‘deki Kadastro Ġstatistikleri Yurt DıĢında Kadastro Hizmetleri 3402 Sayılı Kadastro Kanununa Göre Türkiye‘de Kadastro ÇalıĢmaları Ġlk ĠĢlemler Teknik ĠĢler Ölçek ve Ölçüm Yönteminin Saptanması Pafta Bölünmesi Topoğrafik Haritaların Kadastral Alıma Hazırlanması Alan Hesapları Yasal ĠĢler (Tespit Sınırlandırma) Hazırlık ÇalıĢmaları Kadastro Ekiplerinin Kurulması Kadastro Komisyonlarının Kurulması 2
Kadastro ÇalıĢma Alanlarının Sınırlandırılması Tapu,Vergi Kaydı,Harita ve Diğer Belgelerin Çıkarılması Parselleri Sınırlandırılacak Mevkii ya da Ada Ġlanı Teknik ĠĢlemler(Parsel Sınırlandırma Krokisi) Yasal ĠĢler ÇekiĢmesiz (Davasız) Parsellerin sınırlandırılması ve Mülkiyet Tutanaklarının Hazırlanması Tapuya Kayıtlı TaĢınmaz Mallar Kamu Malları Devletin Hüküm ve Tasarrufu Altındaki Araziler Ġhya Edilen TaĢınmaz Mallar Toplu Yapılar ÇekiĢmeli (Davalı) Parsellerin Tespiti Kroki,Tutanak ve Ölçümlerin Kontrolü Kadastro Tespitine Ġtiraz Kadastro Harçlarının Belirlenmesi Kadastro Komisyonlarının Görevleri Askı Ġlanı Kadastro Mahkemesinin Görevleri ve Tutanakların KesinleĢmesi Son ĠĢlemler Tapuya Tescil Eski Tapu Kayıtlarının Kapatılması Çaplı Tasarruf Belgelerinin Ġlgililerine Dağıtımı Devir ve Teslim Kadastro Hataların Düzeltilmesi Kadastronun YaĢatılması Kadastronun GüncelleĢtirilmesi Geometrik ġekil DeğiĢikliği Kullanma Türü(cins) DeğiĢikliği Tasarruf DeğiĢikliği Kadastronun Yenilenmesi Teknik Altyapı Kadastrosu Afet Kadastrosu Kadastro Bilgi Sistemi Harita Tapu ve Kadastro Hizmetleri Sorunları Elli Soruda Kadastro Sorularla Kadastro Bilgisi Cumhuriyetten günümüze kadastro ile ilgili kanunlar Sözlük Kaynaklar
3
GĠRĠġ Toplumsal yaĢamın baĢından bu yana toprak, kiĢisel ve toplumsal zenginliğin baĢlıca kaynağı olmuĢtur. Toprak sorunu, insanın doğuĢu ile baĢlamıĢ ve insan nüfusunun artması ile büyümüĢtür.Üretilemeyen, miktan artırılamayan, hatta erozyon gibi doğal olaylarla azalabilen toprak üzeıinde en önemli baĢkı unsurunu nüfus artıĢı oluĢturmaktadır. Sanayi toplumu ile birlikte karĢılık olarak ta gösterilmeye baĢlanması, alanının sabit kalmasına karĢın üzerinde daha çok insanın yaĢama zorunluluğu toprağı pahalı, edinilmesi güç, baskı unsuru olarak kullanılan bir mal yapmıĢtır. Toplumsal geliĢmeye bağlı olarak oluĢan ihtiyaç ve amaçlar sonucu toprağın mülkiyeti ve sınırlarının belirlenmesi önem kazanmıĢtır. Bu da beraberinde kadastroyu doğurmuĢtur.
Kadastro Bilgisi; taĢınmaz mallar(gayrimekuller) ve bunlarla ilgili hakların tanınmasından,bunların hukuki niteliklerin belirlenerek jeodezik ve fotogrametrik yöntemlerle ölçülüp Tapu Kütüğü‘ne tescil edilmesi iĢlemleri ile tapu ve kadastro ile ilgili teĢkilatın ve görevlerinin tanıtılmasıdan,Tapu ve Kadastro iĢlemlerinin çıktılarından nerlerde ve nasıl yararlanıldığı konularından bahseder. Buna göre;kadastronun ve çeĢitleri,mülkiyetin tarihsel geliĢimi ve Türk devletlerinde taĢınmaz mal mülkiyeti,Tapu Sicili ve kadastro iliĢkileri,miras hukuku,kadastro teĢkilatları,mevzuat ve tekniğe göre uygulanan Ģekliyle Türkiye kadastrosu,kadastronun yenilenmesi,Kadastro çeĢitleri ve birden çok amaç için yapılan kadastro,koordinatlarla kadastro,otomasyon ve kadastroya uygulanması,kadastrodan yararlanma gibi konular KADASTRO BİLGİSİ‟nin ana kapsamını oluĢturur. Kadastro Bilgisi;ölçme bilgisi ve fotogrametri baĢta olmak üzere,hukuk bilgisi,kartografya,dengeleme ve otomasyon konularıyla girdi olarak;arazi toplulaĢtırması ve düzenlemesi,imar uygulamaı,mühendislik projelerinin hazırlanması gibi iĢlerle de çıktılarıyla iliĢki kurar.
4
KAVRAMLAR Kadastro Kadastro kelimesi Latince'de caput (bir arazi vergi birimi) caputetestio (nüfus başına düşen vergi), registrum (tescil, kayıt) kelimelerinin birleĢiminden oluĢan caputastrum kelimesinden türetilmiĢtir.Kadastro kelimesinin türetildiği kelimelerden de anlaĢılacağı gibi kadastronun temelinde vergi amaçlı kayıt söz konusu olmuĢtur. Türkçe sözlük kadastroyu "Bir ülkedeki her çeşit arazi ve mülklerin yerinin, alanının, sınırlarının ve değerlerinin devlet eliyle belirtenip plana bağlanması işi " olarak tammlamıĢtır. 23.11.1934 tarih, 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanununun 1.maddesinde kadastro "Taşınmazı malların hukuki ve geometrik durumlarını tespit eder ve gösterir. " Ģeklinde tanımlanmıĢtır. 1987 tarih, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 1. maddesi "Memleketin kadastral topoğrafık haritasına dayalı olarak taşınma: malların sınırtarıni arazi ve harita üzerinde . belirterek hukuki durıımlarını tespit etmek ve bu suretle Türk Medeni Karııırıunun öngördüğü tapu sicilini kurmak" kadastronun amacını hükme bağlamıĢtır. Hem Türkçe sözlük hem de 2613 ve 3402 sayılı Kanunlar incelendiğinde ülkemizde, taĢınmaz malların geometrik ve hukuki tespiti, elde edilen verilerin harita üzerinde gösterimi ile Türk Medeni Kanununun öngördüğü Ģekilde tapu siciline tescili Ģeklinde tespit, gösterim ve tescil üçgeninden oluĢan bir kadastro anlayıĢı ile karĢı karĢıya kalırız. Uluslararası Kadastrocular Birliği (OICRF) kadastroyu "Aynı türden nesnelerin siciller ya da grafikler biçiminde bir araya toplanmasrnın ifadesidir ki, genellikle taĢınmaz mal kadastrosu, vergi kadastrosıı gibi terim bağlantıları i1e kullanılır. " Ģeklinde tanımlamıĢtır.TaĢınnıaz mal kadastrosu da Uluslar arası Jeodeziciler Birliği (FIG) tarafından "kadastro teĢkilatı tarafından yürütülen kütüklerden ve büyük ölçekli haritalardan oluĢan,idari birimlere göre bölümlenmiĢ, olarak bütün taĢınmaz malları; hukukun, kamu yönetiminin, ekonominin ve istatistiğin ihtiyaç duyduğu biçimde gösteren ve tanımlayan bir kamu hizmetidir. " olarak belirlenmiĢtir. Kadastroya uluslararası yaklaĢım ülkemizdekinin aksine çok yönlüdür.Öncelikle OICRF'nin yaklaĢımında kadastro yalnızca taĢınmaz mallar kadastrosu olarak görülmemiĢtir. Bu tanıma göre gemi, uçak gibi aynı türden nesnelerin bir arâya gelmesi de bir kadastro oluĢturabilir. Örneğin gemi kadastrosu, uçak kadastrosu gibi.FIG ise taĢınmaz mallar kadastrosunu yürütülmesi açısından bir elde toplayıp hizmet alanını geniĢleterek ele almıĢtır. Tüm bu tanımlar göz önünde bulundurulup çağdaĢ boyutu ile düĢünüldüğünde kadastro, toprak-insan iliĢkilerini modellendiren, toprakla ilgili her türlü plan, proje ve hizmetlere altlık oluĢturan bir bilgi sistemidir Ģeklinde tanımlanabilir.
5
TaĢınmaz mal Türkçe sözlük taĢınmazı tanımlarken "Ev, tarla gibi taĢınamayan (mülk), gayrimenkul " ifadesini kullannııĢtır (TDK) Medeni Kanunun 632. maddesi taĢınmaz mal olarak 1. Arazi, 2. Tapu sicilinde müstakil ve daimi olmak üzere ayrıca kaydedilen haklar (Kaynak ve üst hakkı), 3. Madenler, 4. Kat Mülkiyeti Kaıiununa göre bir binanın bağımsız bölümü tanımlanmıĢtır. Konusunu bir taĢiıımaz malın (ev, tarla vb.) oluĢturduğu mülkiyet taĢınmaz mal mülkiyetidir. Medeni Kanunun 632. maddesinde "Taşınmaz ma1 mülkiyetinin konusu, yerinde sabit olan ve bir yerden bir yere taşınması mümkün olmayan şeylerdir. " hükmü ile taĢınmaz. mal mülkiyetinin konusu olabilecek Ģeylere açıklık getirilmiĢtir. Mülkiyet (Ġyelik) Mülkiyet (iyelik) kavramı, Arapça mülk sözcüğünden türemiĢtir.Mülk, bir hüküınle bir Ģeyin edinilmesi ve kullanılması olarak tanımlanmakta, büyüklük, göz alıcı olma hali, saltanat anlamları taĢımaktadır.Mülk, malik (iye) kavramları bu kökten gelmekte ve bu kökten türeyen bütün terimlerde güç,kuvvet, iktidar anlamlarının bulunduğu görülmektedir. Türkçe sözlük iyeliği, "Kendisinin olan bir Ģeyi yasa çerçevesi içirıde isiediği gibi kullanabilme hakkını taĢıma durumu, sahiplik, mülkiyet " olarak tanımlamaktadır. 20.10.1982 gün ve 2709 sayılı Anayasamızda (Madde 35) 9.7.1961 gün ve 334 sayılı Anayasamızdaki iyelik ile ilgili hüküm (Madde 36) aynen korunarak yer almıĢtır: "Herkes mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacı ile ve kanunla sıınrlanabilir. Mülkiyet hakkınn kullanılması toplum yararına aykırı olamaz. " Böylece Anayasamızda iyeliğin bir hak olduğu, buna ancak kamu yararı amacı ile sınırlama getirilebileceği ve toplum yaranna aykın kullanılamayacağı hükme bağlanmıĢtır. Tapu TaĢınmaz malın kime ya da kimlere ait olduğunu gösteren, Devlet tarafından verilen belgedir. TaĢınmaz mal mülkiyetinin kazanılabilmesi için tapuya tescil Ģarttır. Tapu, bir taĢınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının resmi belgesidir. Tapulama 3402 sayılı Kadastro Kanununa göre taĢınmazlar ve bunlarla ilgili hakları (ipotek, Ģufa, irtifak, vb) tapu kütüğüne geçirme iĢlemi olarak ifade edilebilen tapulama, 1950'li yıllardan 1987 yılına kadar köy ve bucakların kadastro iĢlemine verilen ad olarak kullanılıyordu.
Tahrir 6
TaĢınmaz malların köy ya da mahalle itibarı ile yetkili kurullar tarafından cinsi, sınırları, miktarı, edinme nedeni, sahip ya da sahipleri, vergi genel ve özel numaralan belirlenerek resmi bir deftere yazılmasıdır.2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri yasasına göre tahrir plansız,ölçüsüz bir kadastro niteliğindedir.
Parsel Kadastro da kayıt birimidir. Parsel,kendi içinde kapanan bir sınırla çevrili yeryüzü parçasıdır.Ancak,yeryüzü parçalarını doğal olarak ayıran bir sınır yoktur.Belirli bir yeryüzü parçasını(parseli)diğer parçalardan ayıran sınır,relatif(izafi,göreli)bir ölçü ya da bir tesistir. Ancak insan eli ile yapılacak iĢaret ya da tesisler ile birparsel diğer parsellerden ayırabilir.Sınırlar arazide çit,tahta perde,duvar,tel örgü,dikenli tel,demir parmaklık vb. tesislerle belirli hale getirilebileceği gibi,özellikle kırsal alanlarda,tonç,hendek,ark,çalı gibi zeminle aynı yapıdaki malzeme ya da bitkilerle de belirli bir hale getirilebilir. Sınırlandırma,arazide hiçbir tesis yapmadan,teknik bir yolla da gerçekleĢtirilebilir;yani plan ve haritalarla parseller sınırlandırılabilir.Kadastronun temel amacı da bu olmaktadır.Türk Medeni Kanunun temel amacı da bu olmaktadır.Türk Medeni kanunu‘nun(MK)645.maddesi de bu ilkeyi benimsemiĢ ve böylece kadastroya önemli bir görev yüklenmiĢtir. ― MK 645- TaĢınmaz malın sınırı,planla ve arazi üzerine konulan iĢaretlerle belirlenir.Plandaki sınırla arazi üzerindeki sınır birbirini tutmazsa asıl olan plandaki sınırdır.‖ Ġnsanlar tarafından tesis edilmiĢ sınırlar parsel sınırı yolu,demiryolu,akarsu,göl,deniz kenarı da parsel sınırı olabilir.
olabileceği
gibi
kara
Bir parsel,aynı hukuki statüye bağlı toprak parçasıdır.Bir parselin büyüklüğü ve biçimi konusunda herhangi bir sınırlama düĢünülemez.Bir parsel,10 metrekare büyüklüğünde olabileceği gibi 10 000 hektar büyüklüğünde de olabilir. Parsel maliki bir tek kiĢi olabileceği gibi,bir parsel birden çok kiĢinin ya da tüzel kiĢiliğin farklı paylar altında mülkiyetinde de bulunabilir.
Ada Ada (kadastro adası olarak da anılır.),çevresi dere,deniz göl,dağ vb. doğal sınırlarla ya da karayolu,demiryolu,cadde,meydan gibi yapay tesislerle çevrili parseller topluluğudur.Bu Ģartlar altında bazen bir tek parsel bir ada da olabilir. Türkiye‘de ada-parsel sistemi,sadece il ve ilçelerin belediye sınırları içide kadastro çalıĢmalarında uygulanmaktadır.
7
KADASTRONUN AMAÇ VE YARARLARI Kadastro, bugün çağdaĢ anlamı ile çok amaçlı olarak çeĢitli ihtiyaçları karĢılayan bir kamu hizmetidir. Günümüzde kadastro hizmeti; sınır belirlenmesi, hukuk , tarım , Ģehircilik, mühendislik, istatistik, ekonomi ve toprağı ilgilendiren her türlü etüt-tasarım iĢlemlerine yanıt veren bir altlık niteliğindedir (ġekil 1). ġekil 1'deki kadastrodan yararlanılan alanlar incelendiğinde çağdaĢ boyutu ile kadastronun yalnızca ➧ Kimin, ➧
Nerede,
➧
Ne kadar,
➧ Hangi nitelikte taĢınmaz malı olduğunu göstermekle kalmayıp bunun yanı sıra her türlü hizmete altlık teĢkil edecek verilere sahip olması gerektiğini de görebiliriz (Örneğin; toprak ve zemin özellikleri, bitki cinsleri; arâzi m² birim fıyatlan vb.). Kadastronun uygulama alanları incelendiğinde ➣
Ölçme,
➣
Hukuk,
➣
Ekonomi,
➣
Kırsal ve kentsel alan düzenlemeleri ve
➣ Ġstatistik konularını içeren özel hukuk ve kamu hukuku konularının büyük yer tuttuğu görülmektedir. Tüm bu konular; kamulaĢtırma, kırsal ve kentsel alan düzenlemeleri, taĢınmaz değerlemesi, yapı denetimi vb.den oluĢan toprak düzenlemesi ve yönetiminin (Kamu ölçmeleri) temelini oluĢturmaktadır. Bu nedenle kadastro, toprak düzenlemesi ve yönetiminin en önemli kollarından biridir. Tapulama-Kadastro arasındaki iliĢki 15.03.1950 gün ve 5602 sayılı Kanun ile Türkiye‘de kadastro çalıĢmaları,sadece Ģekil bakımından olmak üzere ikiye ayrılmıĢtır.Ġl ve ilçelerin belediye sınırları içindeki taĢınmazların hukuki ve geometrik durumlarının tesbit edilmesi ve gösterilmesi,Ģehir kadastrosu ya da sadece kadastro;köy ve bucak sınırları içindeki taĢınmazların hukuki ve geometrik durumlarının tesbit edilmesi ve gösterilmesi iĢleri de tapulama olarak adlandırılmıĢtır.
8
Kadastro ile tapulama arasında,temel hedefleri bakımından,hiçbir fark yoktur.Her iki çalıĢmada da taĢınmaz malların hukuki ve geometrik durumları tesbit edilmekte,elde edilen bilgiler plan ve kütüklerde gösterilmektedir. Tapulama,mülkiyet belirleme ve bu konudaki itirazları inceleme bakımından,daha süratli bir çalıĢma düzenine sahip olarak kurulmuĢtur.Harita üretiminde büyük ölçüde fotogrametri yöntemi kullanılmıĢtır.YerleĢme alanları dıĢında 1:5000 ya da 1:2500 ölçekleri kullanılmıĢtır.Kadastro çalıĢmaları ise,genellikle yerleĢilmiĢ alanlarda yürültüğünden,yersel alım yöntemleri kullanılmıĢ ve harita ölçeği olarak 1:250,1:500,1:1000 ve 1:2000 ölçekleri seçilmiĢtir.
KADASTRODAN YARARLANILAN ALANLAR •
•
•
• • •
TARIMSAL FAALĠYETLER – TTR – AT – ÜRETĠM PLANLAMASI – ARAZĠ DÜZENLEMESĠ – ÜRETĠM PLANLAMASI – REKOLTE TAHMĠNĠ ġEHĠRCĠLĠK – ĠMAR UYGULAMALARI – GECEKONDU ÖNLENMESĠ – BÖLGE PLANLAMASI – ALTYAPI TESĠSLERĠ YAPIMI HUKUK ĠġLERĠ – VERGĠLENDĠRME – SINIRDAġ ANLAġMAZLIKLARININ ÇÖZÜMÜ – ALIM-SATM VB. ĠġLEMLER ĠSTATĠSTĠK – TAġINMAZ MAL ĠSTATĠSTĠKLERĠ MÜHENDĠSLĠK – PROJELERĠN HAZIRLANMASI SINIRLARIN BELRLENMESĠ – ÖZEL MÜLKĠYET SINIRLARI – HAZĠNE ARAZĠSĠ SINIRLARI – VAKIF ARAZĠLERĠNĠN SINIRLARI – DEVLETE AĠT ORMANLARIN SINIRLARI – MERA, YAYLAK VE KIġLAK SINIRLARI – KÖY ORTA MALLARI, BELEDĠYE MALLARI SINIRLARI – AFET SONRASI SINIRLARI
9
KADASTRO TARĠHĠ VE ĠġLEVĠNDEKĠ DEĞĠġMELERE GÖRE TÜRLERĠ Kadastro Tarihi Kadastro, baĢlangıçta toplumların ortak giderlerini karĢılamak amacıyla zamanın önemli üretim kaynağı olan tarım topraklarından adil ve düzenli bir biçimde vergi alınabilmesi için düzenlenmiĢ bir kamu hizmetidir. Zamanla, taĢınmaz mallara iliĢkin mülkiyet ve sınır anlaĢmazlıklarının çözümünde de kullanılabilecek güvenilir bir araç olduğu tespit edilmiĢ ve bu özelliğinden yararlanılmıĢtır. Giderek kadastronun gücü ve yararı artmıĢ ve bugün artık, araziye yönelik her tür araĢtırma, planlama ve projelendirme çalıĢmalarında temel altlık ve hazırlanan. plan ve projelerin araziye uygulanmasında vazgeçilmez bir araç özelliği kazanmıĢtır ĠLKÇAĞLARDA KADASTRO Kadastro iĢlemlerinin yapıldığını gösteren en eski belge MÖ 5000 yılına ait olduğu tahmin edilen Mısırlıların kerpiç tabletler üzerine çizdikleri tabletlerdir. Eski Mısır'da toprakların yüzölçümüne ve net gelire dayalı toprak vergisinin de alındığı bilinmektedir.Önceleri vergi toplamak amacıyla yapılan kadastrodan daha sonraları Nil nehrinin taĢması sonucu ortaya çıkan sınır sorunlarının giderilmesinde de yararlanılmıĢtır. Tabletlere, Nil kıyısında bulunan tarım alanlarının parsel sınırları iĢaretlenmiĢ ve bunlardan taĢkın sonrasında sınırların tekrar eski sahiplerine gösterilmesi ve anlaĢmazlıkların giderilmesinde yararlanılmıĢtır. Arabistan çölünde bulunan ve MÖ 4000 yılına ait tuğladan bir planda yükseklikleri ve alanları ile belirli bir arazinin payları gösterilmiĢtir. Eski Yunanistan'da mal sahiplerinin bildirimine ve nüfus sayımına dayanan bir kadastro olduğu; Roma Ġmparatorluğıı zamanında haritacıların bütian Yunanistan arazisini ölçtükleri ve parselleri gösteren haritaların mermer ya da bronz tabletler üzerine çizildiği bazı tarihçiler tarafından belirtilmektedir.Romalılarda toprakların vergilendirilmesi amacıyla bütün toprak sahipleri, taĢınmaz malların duıumunu ve değerlerini bildirmekle yükümlü kılınmıĢtır. Bu bildirimlere dayanılarak toprakların yüzölçüınünü, cinsini ve gelirlerini ğösterir kütükler düzenlenmiĢtir. (TaĢınmaz mallar ilk olarak bir kadastro yoluyla Sümerler ‗de güvence alınmıĢtır.) AVRUPA'DA KADASTRO Kadastronun Avrupa'ya giriĢi, toprak kayıtlarının yazımı ile 1085 yılında Ġngiltere'de baĢlamıĢtır. 10 Aralık 1656'da Almanya'da Wilhelm von Hessen Prensliği'ne ait bir yönetmelikle ilk defa "kataster" terimi kullanılmıĢtır.1688 yılında ilk resmi ölçme iĢlemleri Dortmund Ģehri çevresinde baĢlamıĢtır.XVIII. yüzyılın baĢından itibaren ölçmeler geniĢ çevrede uygulanıp sonuçlar kütük ve plan Ģeklinde düzenlenmiĢtir. Bu çalıĢmalann amacı, olabildiğince, toprak vergi ve harçlannın adil ve düzenli dağılımını gerçekleĢtirmektir. Dortmund kentinde 1826-1833 yıllan arasında ülke nirengi ağına dayalı kadastro çalıĢmaları yapılmıĢ ve hazırlanan planlar arazi vergi haritalannın altlığını oluĢturmuĢtur. Almanya'da kadastro, 1872 yılında Prusya tapu sicil yönetmeliği ile vergi kadastrosundan mülkiyet kadastrosuna dönüĢmüĢ, ancak kadastro kuruluĢlan toprak vergi ve harçlannın adil ve düzenli dağılımını amaçlayan geniĢ kapsamlı vergilendirme ödevlerini de yerine getirmiĢlerdir. Ġsviçre'de ise, 1800 yıllarında ülke nirengi ağına dayalı, hukuki ağırlıklı ilk kadastro iĢlemleri 10
bitirilmiĢtir.Fransa'da Napolyon Kadastrosu adıyla anılan, ölçüye ve plana dayalı ilk kadastro çalıĢmaları 1808 yılında baĢlayıp 1850'de tamamlanmıĢtır. Toprağa verilen verim derecesi ve toprak sınıfının belirlenerek parsellerin her birinin sınıflandırılması, tarımın türüne göre bir hektarlık alana düĢen kira ve alım satım değerini gösteren listelerin hazırlanması ve bunlara bağlı olarak kira sözleĢmelerinin uygunluğunun kontrolü, her parselin yüzölçümüne göre kadastro gelirini belirlemek gibi tamamen mali amaçlı olan bu kadastro 1861'den soııra yerini tapu kütüğüne dayalı mülkiyet kadastrosuna bırakmıĢtır.1650'li yıllarda baĢlayan Avrupa kadastrosu değiĢik amaçlar için birkaç kez tamamen bitirilmiĢ ve bugün bilgi sistemlerine altlık eden çağdaĢ çok amaçlı kadastro Ģeklini almıĢtır.
ÜLKEMĠZDE KADASTRO Ülkemizde kadastro çalıĢmalarını, 1. Osmanlı Ġııiparatorluğu döneminde kadastro çalıĢmaları ve 2. Cumhuriyet döneminde kadastro çalıĢmaları olmak üzere iki bölümde inceleyebiliriz. 1.OSMANLI ĠMPARATORLUĞU DÖNEMĠNDE KADASTRO ÇALIġMALARI Osman Gazi zamanında ilk tapu kayıtları tutulduğu sanılmaktadır. Bu tapu kayıtları ile ilgili hiçbir belgeye rastlanamamıĢtır. "Defter-i Köhne" (Eskimiş Defter) adıyla kayıtlarda rastlanan atıfların bu belgeler için yapıldığı sanılmaktadır. 1535 yılından 1847'e kadar devam eden tapu tâhriri (yazımı) kayıtları tutulmuĢtur.Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü arĢivinde tamamı 2322 cilt halinde bulunan bu kayıtlar "Kuyûdu Kadîme" (Eski Kayıtlar) adıyla anılmaktadır. Köy sınırları ya da mera, yaylak ve kıĢlak yerlerinde oraya çıkan anlaĢmazlıklarda günümüzde de bu kayıtlardan yararlanılmaktadır. 1847 yılından sonra tapu belgeleri "Defterhane" (Tapu Ġdaresi) tarafından verilmeye baĢlanmıĢtır. 1871'de çıkarılan bir buyruk ile köylerde "Yoklama" adı altında tapu tahrirleri (yazımları) yapılmıĢ ve bu iĢlem 1909 yılına kadar devam etmiĢtir.Bu tarihten sonra tapu senetleri bölgelerinde düzenlenmiĢtir. 5 ġubat 1912'de ilk kadastro kanunu olarak kabul edilebilecek, ülkedeki tüm taĢınmazların yazımını öngören "Emval-i (Mallar) Gayrimenkulenin Tahdit (Sınırlama) ve Tahrirî Hakkında Kanun-u Muvakkat" çıkarıldı. Ancak Birinci Dünya SavaĢı nedeniyle ara verilen bu çalıĢmalar yalnız Konya'nın Çumra ilçesinde kısmen uygulanabilmiĢtir. 1915 yılında Ġstanbul'da; Galata, Karaköy ve Büyükada'da kadastro iĢlemlerine baĢlanmıĢ, Büyükada'da mevzii nirengi tesis edilmiĢtir. Bu çalıĢmalarda KurtuluĢ SavaĢı'ııın bitimine kadar durdurulmuĢtur. Yukarıdaki açıklamalar ıĢığında, Osmanlı Ġmparatorluğu döneminde, kadastro diye adlandırılabilecek çalıĢmalarda; ✍
Dönemin koĢullarına göre devletin ihtiyacı olan vergiyi alabilmek ve
✍
Devlet arazisine sahip çıkmak için arazi kayıtlarını tutmak
ilkelerinin esas alındığı görülmektedir. 2. CUMHURĠYET DÖNEMĠNDE KADASTRO ÇALIġMALARI
11
2 Mayıs 1925 yılında "Kadastro TeĢkilatı Tesisi Hakkında Kanun" kabul edilip kadastro resmen baĢlatılmıĢ oldu. Bu Kanun yerine 29.5.1936 tarihinde 2997 sayılı "Tapu ve Kadastro Umûm Müdürlüğü TeĢkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanun" yürürlüğe girmiĢtir. 10 Nisan 1924 tarih ve 474 sayılı "Artvin, Ardahan, Kars Vilayetleri ile Kulp, Iğdır Kazaları ve Hopa Kazasının KemalpaĢa Nahiyesi'ndeki Araziler Hakkında Tasarrufa Ait Kanun" uyarınca Cumhuriyet döneminde ilk kadastro çalıĢmaları Artvin, Ardahan ve Kars illerinde baĢlatılmıĢtır.O günün ihtiyaçlarına göre, taĢınmazların mülkiyetlerinia belirlenip gelir ve değerlerinin tahmin ve tayin edilip ölçülerek plana bağlandığı bu kadastro çalıĢmalarına ait belgelerin birer örneği TKGM arĢivine geçmediği için günümüzde kadastro yerine kullanılmamakta, sadece anlaĢmazlıkların çözümünde mahkemelere belge olarak sunulmaktadır. Tüm Türkiye sınırları içinde tam bir kadastro uygulaması gerçekleĢtirmek amacıyla 22.4.1925 tarih ve 658 sayılı Kadastro Kanunu çıkarılmıĢtır. Bu Kanunda çağdaĢ çok amaçlı kadastroya yönelik bir anlayıĢ görülmektedir. Kanunun gerekçesinde bu aĢağıdaki ifadelerden kolayca anlaĢılabilir: Kadastro, taĢınmazların yalnızca mali yönü ile vergi miktarını beIirleyen bir kamu hizmeti olarak görülmemelidir. · Kadastro; √
YerleĢme alanlarında ve tanmsal alanlarda yol, demiryolu, su kanalı, sanayi bölgelerinde ve belediye hizmetlerinde altlık olarak kullanılan,
√
Devretme, ayırma, birleĢtirme, rehin verme, miras yolu ile bırakma, teminat, haciz vb. yollarla taĢınmazlar üzerinde oluĢan değiĢiklik ve olayları izlemeyi amaç edinen,
Her tür taĢınmazın değerini belirlemeye altlık olan, Sosyal ve ekonomik her tür sorun ve yatırımlara altlık olan ve bu amaçla gereken bilgileri, mekanla iliĢkili biçimde verebilen bir kamu hizmetidir. 1926 yılında kabul edilen Türk Medeni Kanunu ile 1930 yılında yürürlüğe konulmuĢ olan Tapu Sicil Tüzüğü'ne uygun olarak 11.12.1934 tarih ve 2613 sayılı "Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu" yürürlüğe girmiĢtir. √
TaĢınmaz malların sınırlannın plan üzerinde gösterilmesi ve arazide iĢaretlenmesi,
√
Sınırlaması yapılan taĢınmazlann maliklerinin belirlennıesi
amacıyla çıkarılan bu Kanun uyannca yapılan çalıĢmalarla 1950 yılına kadar kentlerde ve köylerdeki birçok arazi tapuya kaydedilmiĢtir.Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu gerekçesinde,. taĢınmaz malların değerlerinin belirlenmesi iĢinin kanunlar gereğince Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğünün iĢi olduğu, bu nedenle kadastro ekiplerinin yeniden değer belirleme iĢinin hem emek hem de para kaybına neden olacağı belirtilerek kadastro ekiplerine değer belirlemeye iliĢkin bir görev verilmemiĢtir. Böylece, kadastronun hızlı ve 12
ekonomik üretimi amacıyla 658 sayılı Kadastro Kanununun çağdaĢ kadastroya yaklaĢımı kesintiye uğratıldı. Kadastro ve Tapu Tahriri Kanununun yürürlükte olduğu sürece uygulamaların kent topraklarına özgü kalması, çalıĢmaların yavaĢ yürümesi ve Ġk'ınci Dünya SavaĢı'ndaıi sonra özellikle tanmın önem kazanması üzerine kasaba, köy ve çiftliklerdeki arazilerin kadastrosunun yapılması için 15.3.1950 tarih ve 5602 sayılı Tapulama Kanunu yürürlüğe konulmuĢtur. 1964 yılında 509, 1966 yılında 766 sayılı Tapulama Kanunları ile devam eden bu çalıĢmalar kent kadastrosu ile tapulama çalıĢmalarını birleĢtiren 26 haziran 1987 gün ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu ile yüıürlükten kaldırılmıĢtır: Bu Kanun 9.10.1987 tarihinden beri yürürlüktedir.
KADASTRO ĠġLEVĠNDEKĠ DEĞĠġMELERE GÖRE TÜRLERĠ DoğııĢundan bu yana toprağa iliĢkin verileri saptama ve verme görevini üstlenmiĢ olan kadastronun iĢevi vergi amaçlı baĢlamıĢ, gereksinimlerin çeĢitlenmesi, teknolijinin ilerlemesi, sanayi toplumü ile birlikte geliĢen tüketim alıĢkanlıklarının artması ile birlikte`çok amaçlı hale gelmiĢtir . 1. VERGĠ KADASTROSU (MALĠ KADASTRO) Sadece taĢınmazların vergilendirmesine yönelik, tek boyutlu bir kadastro türüdür. En önemli üretim aracı olan tarım topraklarının vergilendirilmesi amacıyla bunların yüzölçümleri, parasal değerleri ve verimliliklerine iliĢkin verileri hazırlayan ve sınıflandırarak gösteren kadastro türüdür.Vergi kadastrosu gereğinden fazla duyarlı ölçmeleri gerektirmez.Vergi kadastrosunda siciller haritalardan daha önemli olduğundan çoğunlukla grafık kadastro amaç için yeterlidir. Ada paftalan daha uygun olup, kesin sınır iĢaretlenmesine gerek yoktur. Günümüzde çağdaĢ çok amaçlı kadastronun da: bir kolu olması gereken vergi kadastrosu aĢağıdaki koĢulları yerine getirmelidir: 1. Ġyelik, alan ve yapılanma biçimi, yapıların geliĢmelerini vb kapsayan bilgiler her parsel için saptanmalı ve yazımlanmalıdır. 2. Parsellerin numaralandırılması; tapu kayıtlarının, büyük ölçekli haritalar ve içerilen taĢınmaz yerleĢimi ile baĢvuru ve sorgulama yapmasına olanak vergilemelidir. 3. Toprağın gelir potansiyeli ve temel verimi için toprağın sınıflandırılması, üretkenliği, tanmsal bölgelerde ortalama verim gücü ve sulama olanaklan, yerleĢim alanlarında konum, toprak kullanımı ve yapısal özellikleri gibi ölçüler var olmalıdır. 2. MÜLKĠYET (ĠYELĠK) KADASTROSU Toplumların ekonomik yapılarında sanayi‘nin giderek önem kazanması, üretim ve iyelik iliĢkilerinin toplumsal yaĢamda etkili olması sonucunu doğmuĢtur.Bu iliĢkilerin yeni döneminde taĢınmaz iyeliği giderek daha çok önem kazanmıĢ ve bir güvence unsuruna dönmüĢtür.KiĢiler arası iliĢkileri düzenleyen kurallan kapsayan özel hukukun konusu olan taĢınmaz iyeliği toplumların tümünü ilgilendirmeye baĢlayınca bunun güvencelenmesi de gündeme gelmiĢtir.TaĢınmaz iyeliğinin güncel yapısını, toprak-insan iliĢkilerini belirleyerek somutlaĢtırmak, hukuksal temellere dayandırmak ve böylece hukuksal açıdan güvenceli duruma getirmek iyelik kadastrosunun temel özelliğidir.Tapu sicillerinin oluĢturulmasını amaçlayan iyelik kadastrosu, taĢınmaz mülkiyetinin güvence altına alınması ve taĢınmazlar üzerindeki her türlü hak ve yükümlülüklerin belirlenmesine yarar. Ġyelik kadastrosunda sınırlar vergi kadastrosuna göre daha incelikli olarak ölçülmeli ve haritalanmalıdır. TaĢınmaz mülkiyeti sınırları arazide uygun biçimde iĢaretlenerek nirengi, poligon gibi ölçü noktalarına bağlı biçimde ve yeteri incelikte ölçülmelidir.Ġyelik kadastrosu 13
ile birlikte haritalar sicillerden daha çok önem kazanmaya baĢlamıĢ, sicillerin oluĢumunun ön aĢâmasını oluĢturmuĢlardır. 3.EKONOMĠK KADASTRO XIX. yüzyılın ikinci yarısında sanayileĢmenin artmasına paralel olarak ticari iliĢkilerde geliĢmiĢ ve tarım toprakları ile kent toprakları karĢılık gösterilerek para dolaĢımı hız kazanmıĢtır.Böylece taĢınmazlar ekonomik yaĢamda diğer mallar gibi yer almaya baĢlamıĢtır. TaĢınmazlara bir ekonomik değiĢim değeri verilmesi sonucu kadastro bu iliĢkileri düzenleme görevini üstlenmiĢ ve ekonomik kadastro adını almıĢtır. Ekonomik kadastro, taĢınmazların hukuki ve geometrik duıumları yanında ekonomik değerlerini de (parasal karĢılıklarıni) gösteren ve taĢınmazlar üzerindeki her türlü ticari iliĢkilerin güven ve düzen içinde yürütülmesine olanak veren kadastrodur. 4.ÇOK AMAÇLI KADASTRO (ÇAK) Gerek toplumsal gereksinimlerin ortaya çıkardığı toprağa iliĢkin kapsamlı bilgi gereksinmesi, gerekse toplumsal olgulara yaklaĢımda artan önem kazanan bilimsel yaklaĢımlar sonucu kadastronun bütünsel olarak değerlendirilmesi çok amaçlı kadastro (ÇAK) olgusunun doğmasına neden olmuĢtur. ÇAK, toprak üzeıinde yapılacak her türlü düzenleme için kaynak veri hazırlayan, verilere mekan boyutunu kazandıran ve yeıyi.izünün topoğrafık yapısını gösteren, ekonomi, hukuk, istatistik, kamu yönetimi ve çeĢitli bilimsel araĢtırmaların ihtiyaçlarına yanıt verebilecek içerikteki kadastrodur.
Yalnız kiĢilerin değil, kamunun taĢınmazlarını da güvence ve denetim altına alan,
Kamu ve toplum yararına bir iyelik anlayıĢından kaynaklanan,
Ülkenin doğal kaynaklarının korunmasını ve uygun kullanımını amaçlayan,
Gerekli verileri ülke, bölge ve kent ölçeğinde planlı kalkınmaya, kullanıma ve iĢlemeye hazır bulunduran,
Merkezi ve yerel yönetimlerin gereksindikleri bilgileri kapsayan,
Teknolojik geliĢmeleri jeodezi uygulamalarına uyarlayan,
Ayrıntılı arazi bilgi sisteminin kuıulmasına temel olan verilerin sürekli akımını sağlayan devingen ve sistemli bir süreçtir.Sonuç olarak günümüz kadastrosunun özellikleri aĢağıdaki gibi sıralanabilir;
Kadastro kavramı, doğuĢundan beri sürekli yeni iĢlevler içererek "Kadastro Bilgi Sistemi" nitelemesine ulaĢmıĢtır.
Kadastronun doğduğu andan baĢlayarak oıtaya çıkan devinimlerde toplumsal geliĢme ve gereksinimler belirleyici etken olmuĢlardır.
Toplumsal yapılara bağlı olan toprağa bakıĢ açısı, kadastronun niteliğinde etkili olmuĢtur. Özellikle toplum yararına yönelik bir iyelik anlayıĢının giderek güç kazanması, kadastroda yeni yorumlara yol açmaktadır.
Planlama olgusunun çağımızda bir zorunluluk olarak toplumsal yaĢamda artan önemi ve gerekliliği toprağa da yansımıĢ ve bu da kadastrodaki nitelik değiĢimini doğuran birincil öğe durumuna gelmiĢtir.
Kadastroıiun tüm toplumların gereksinme duyduğu nesnel bir araç olması onun toplumların koĢullarına göre değiĢebilen bazı özellikler kazanmasına yolaçsa da, geliĢiminin temel doğrultusu doğal kaynakların ve toprağın kullanımında denetimin sağlanmasına yöneliktir. 14
Günümüzde kadastro yalnız özel iyeliğin değil, kamunun taĢınmazlannı da güvence altına alan bir araçtır.
Kadastro, günümüzde, doğal kaynakların daha özenli kullanımının kaçınılmaz olduğu bu koĢullarda, bunlann korunması ve uygun kullanımı görevlerini de yerine getirmek zorundadır.
Kadastro yalnızca ülke-bölge ve kent ölçeğinde planlama çalıĢmaları için gereksinilen bilgileri saptayan bir araç değil, hukuk, ekonomi, istatistik ve bilimsel araĢtırmaların çok yönlü gereksinmelerine yanıt veren bir altlıktır.
Kadastro nitelik değiĢimini belirleyen etkenlerin yanında bilimsel, teknolojik geliĢmelerin ortaya çıkardığı yeni olanaklar da kadastronun içeriğinde etkili olmaktadır. Çağın ortaya çıkardığı toplumsal, bilimsel ve teknolojik olanaklar, kadastronun ayrıntılı arazi bilgi sistemlerinin kuıulmasına temel olan bir sistem yapısına kavuĢmasını gerektirmektedir.
MÜLKĠYET Tanımı;Sahip olmak,sahip olunan bir malın istediği gibi kullanmak(Yasa çerçevesinde) Mülkiyet Türleri; Özel Mülkiyet Tarihçesi Eski Yunan;Kutsal ocak,Ticaret ve naden ile bu çağ bitti.Köleler ve efendiler arasında kavga,Eflatun;ortaklaĢa mülkiyet olmalı,Aristo;Ġtici güç Roma; 12 levha kuralları,10 yıl boyunca hukukçular kurallar geliĢtirmiĢ. Haklar;Kullanım hakkı,yararlanma hakkı,Kötüye kullanma hakkı Fransız Devrimi;KiĢisel mülkiyet,taĢınmaz mal ve taĢınır mal kavramı, Özel mülkiyetin yasalarla korunması Özel Mülkiyeti üzerine bazı düĢünürlerin görüĢleri:Eflatun;OrtaklaĢa mülkiyet olmalı Aristo;Ġnsanı itekleyen bir Ģeyler olmalı buda özel mülkiyettir.(Ġtici Güç) Günümüzde özel mülkiyet anlayıĢı;Eflatun ve Aristonun görüĢleri değiĢmiyor ama düĢünürlerin adları değiĢiyor.Ekonomik ve toplumsal ihtiyaçlara yanıt vermekle yükümlü bulunan bir kurumdur. Toplumsal Mülkiyet Özel mülkiyeti eleĢtirenler;Çözüm önerileri yoktur,yalnızca özel mülkiyet olmasın diyorlar Toplumsal mülkiyeti eleĢtirenler:Özel mülkiyete karĢı ve çözüm önerileri vardır. AĢamaları;Ġlkel ve kamusal toplum-köleci toplum-feodal toplum Kapitalist toplum-sosyalist toplum Din kurallarında mülkiyet Tevrat‟ta mülkiyet Hristiyanlarda mülkiyet Kainattaki her Ģeyin mülkiyeti Yaratan‘a aittir Müslümanlarda mülkiyet Tüm dinsel öğretilerde özel mülkiyet vardır. 15
Türklerde Mülkiyet Osmanlıda Mülkiyet T.C. Anayasasında Mülkiyet;Devlet mülkiyeti yasalarla koruma altına almıĢ,ancak bir kamu yararı varsa Bir kanuna dayandırıyorsa ve Bedelini peĢin ödediyse kamulaĢtırma yapabilir. Kadastroda mülkiyet anlayıĢı;Kadastrosuz mülkiyetten söz edilemez.(Kankadır)Mülkten ancak Kimin,Nerde,Ne kadar,Hangi nitelikte sorularına cevap verebiliyorsa söz edilebilir. Malların hukuki ve geometrik durumlarını tespit ve tescil ile yükümlüdür.
MÜLKlYET MÜLKĠYET TÜRLERĠ Mülkiyet ve özellikle toprak mülkiyeti iki ana grupta toplanır: 1. Özel mülkiyet, 2. Toplumsal mülkiyet.
l. ÖZEL MÜLKĠYET Özel mülkiyet Batı uygarlığının da temelini oluĢturmuĢ olan özel mülkiyet anlayıĢı eski Yunan ve Roma mülkiyet anlayıĢına dayanmaktadır. ESKĠ YUNAN'DA TOPRAK MÜLKĠYETĠ Yunanlıların ilk dönemlerinde, soyun ölüleri yaĢarnakta kabul edilir ve onların artık tanrısal varlıklar haline geldikleri düĢünülürdü. Bu tanrısal varlıklara bir kutsal ocak kurulur ve kurulduğu yer bir daha değiĢtirilmezdi.Kutsal ocak hangi toprakta kurulmuĢ ise o toprağın mülkiyeti ölenin ailesine aitti. Böylece, belli bir toprak parçası ile aile arasında sıkı bir bağ doğmuĢtur. Ailenin bütün üyeleri burada doğacak, burada ölecektir. Dolayısıyla ilgili toprak parçası ailenin hem geçmiĢine hem de geleceğine aittir. Bu bir aile mülkiyetidir. Mülkiyetin ve ailenin devamını sağlamak içinde ilgili toprak tümü ile ailenin erkek çocuğuna, birkaç erkek varsa en büyüğüne kalırdı. Zamanla, ticaretin geliĢmesi, değerli madenlere ve gümüĢe verilen önem, bu toprak mülkiyeti anlayıĢını sarsmaya baĢlamıĢ ve kiĢiye ait özel mülkiyet aile mülkiyeti aleyhine geliĢmiĢ, bu geliĢmeler sonucu insanlar da mülkiyet konusu olmaya baĢlamıĢ, toplumda köleler ve efendiler oluĢmuĢtur.Köleler ile efendiler arasında doğan çatıĢmalar, karıĢıklıklar, üzüntüler bazı düĢünürleri yeni devlet düzenleri ve mülkiyet sistemleri aramaya yöneltmiĢtir.Bu düĢünürlerin en önemlileri Eflatun ve Aristo'dur. Eflatun, kurtuluĢ için ortaklaĢa mülkiyeti önerirken, Aristo ise bu görüĢlere karĢı çıkınıĢ ve kiĢisel özel mülkiyeti,bir üstünlük, yaratıcılık için biricik itici güç ve mutluluk unsuru olarak değerlendirmiĢlerdir. ROMA'DA TOPRAK MÜLKĠYETĠ Eski Roma'da özel toprak mülkiyeti,On iki Levha Kanunları'nda sonra belirgin hale gelmiĢ ve daha sonraki 10 yıl boyunca hukukçular ve yöneticiler mülkiyetle ilgili kuralları geliĢtirmiĢlerdir.Roma hukukundaki mülkiyete iliĢkin kurallar Avrupa hukukuna geniĢ ölçüde etkilemiĢtir. Roma hukuku, mülkiyet hakkı içinde üç önemli niteliğin birleĢtiğini varsaymıĢtır: 16
l.Kullanma hakkı, 2.Yararlanma hakkı, 3.Tasamıf etme ve kötüye kullanabilme hakkı. Roma kukunda mülkiyet hakkı, mutlak bir hak niteliğinde kabul edilmiĢ ve malikin yetkileri hemen hemen sınırsız sayılmıĢtır. FRANSIZ DEVRĠMĠNDE TOPRAK MÜLKĠYETĠ Fransız Devriminin hedeflerinin oluĢmasında önemli katkıları bulunmuĢ düĢünürler, mülkiyeti doğal hukuk kuralı olarak görmüĢ ve bu mülkiyet türünün zorunlu olduğunu savunmuĢlardır. Bu düĢünürler mülkiyeti; l.Kişisel mülkiyet, 2.Taşınır mal mülkiyeti, 3.Taşınmaz mal mülkiyeti biçiminde üç tür mülkiyet olarak incelemiĢ ve toprak mülkiyetini bir taĢınmaz mal mülkiyeti olarak diğerlerinin doğal sonucu saymıĢlardır.Bu düĢünürler, mülkiyet hakkını, toplumsal yarar sağlayıcı kabul etmiĢlerdir.1789 Fransız Ġnsan ve VatandaĢ Hakları Bildirgesinde aĢağıdaki hüküm yer almıĢtır: "Mülkiyet hakki dokunulmaz ve kutsal bir hâk olacağından, hiç kimse malik oldüğu bir şeyden, kamu ihtiyacı açıkça gerektirmedikçe ve önceden adil bir tazminat ödenmedikçe, yoksun kılınamaz.‖ ÖZEL MÜLKĠYET UZERĠNE BAZI DÜġÜNÜRLERĠN GÖRÜġLERĠ DüĢünürlerin bir kısmı mülkiyet-emek iliĢkisini incelemiĢ ve mülkiyetin, emek sonucu olduğundan korunması gerektiğini, ancak, toplumsal bir olgu olduğuna göre de, toplumun yararı gerektiğinde sınırlanmasını savunmuĢlardır. Özel mülkiyetin toplum yararına uygun olduğunu öne sürmüĢlerdir.Bir kısım düĢünür ise, mülkiyeti, kiĢisel iradenin zorunlu sonucu saymıĢ ve kiĢisel özgürlüğün sağlanabilmesi için, mülkiyet hakkını tanımak gerektiğiııi savunmuĢlardır. Diğer bir kısım düĢünür de, özellikle üretim araçları dolayısıyla toprak üzerindeki ınülkiyeti, insanın kazanma ve biriktirme eğilimi için uygun bir araç olarak görmüĢ ve insanın doğal yapısına da uygun olduğunu öne sürmüĢlerdir. GÜNÜMÜZDE ÖZEL MÜLKĠYET ANLAYIġI Günümüzde bir çok düĢünür, özel mülkiyet kurumunun ekonomik ve toplumsal ihtiyaçlara yanıt vermekle yükümlü bulunan bir kurum olduğunda birleĢmektedirler.Mülkiyetin, diğer bütün hukuk kurumları gibi, ekonomik ihtiyaçlara yanıt vermek amacı taĢıdığı ve ekonomik ihtiyaçlann değiĢmesi ve geliĢmesi ile mülkiyetin içerik, kapsam ve ödevlerinin değiĢeceği düĢüncesi benimsenmektedir.Bu anlayıĢa uygun olarak mülkiyet, ekonoınik bir ödev yüklenmiĢ olmaktadır.Ġyenin ödevi, Mülkiyetini elinde bulundurduğu malı toplumsal gereklere, toplumun ihtiyaçlarına yararlı olacak biçimde kullanmaktır. Bu anlayıĢ bir çok ülke anayasasında yer almıĢtır
2.TOPLUMSAL MÜLKĠYET Bu tür mülkiyet görüĢünü, özel mülkiyet görüĢünü eleĢtiren ve reddedenler ile toplumcu mülkiyet göri.iĢünü benimseyenler biçiminde iki grupta toplamak gerekir. ÖZEL MÜLKĠYET GÖRÜġÜNÜ ELEġTĠRENLER Özel mülkiyeti reddeden ve eleĢtiren, ancak hiç bir mülkiyet biçimi önermeyen anarĢistlerdir.AnarĢizmde,kiĢisel iradenin özgürlüğünü gerçekleĢtirme hedefı içinde, özel mülkiyete karĢı çıkılmakta ve insanı bundan kurtarmak gerektiği öne sürülmektedir.AnarĢizmin öncüsü sayılabilecek bir düĢünür "Malların eşitsiz dağılımı, insanların düşünme gücünü yıkmakta, zenginleri ihtirasa itmekte, yoksuılları hileye başvurmaya ve suç işlemeye sevk etmektedir. " der.Bir baĢka düĢünür, mülkiyetin hukuk tarafından yaratıldığını öne sürer ve "Gerçek malik hukuktur. " der.Bir baĢka düĢünür; mülkiyetin, insanların çalıĢıp ezilen, ızdırap çeken ve çalıĢmadan, bolluk içinde yaĢayan iki sınıfa ayrılması sonucunu yarattığı görüĢünü savunur. 17
TOPLUMCU MÜLKĠYET GÖRÜġÜNÜ BENĠMSEYENLER Toplumların geliĢmesi, üretici güçlerin ve üretim iliĢkilerinin biçim değiĢtirmesi, toplumsal iĢ bölümünün farklı aĢamaları değiĢik mülkiyet biçimlerini ortaya çıkannıĢtır.TaĢınmaz mülkiyeti bu değiĢim amaçlarına uygun yeni özellikler kazanmıĢtır.Tarih boyunca aĢağıdaki toplumlarda beĢ üretim iliĢkisi tipinden söz edilir. a. b. c. d. e.
Ġlkel, komunal toplumlar. Köleci toplumlar. Feodal toplumlar. Kapitalist toplumlar. Sosyalist toplumlar.
A.LKEL, KOMUNAL TOPLUMLARDA MÜLKĠYET Ġlkel topluluk, insanın emeğiyle kendisini bütün canlı varlıklardan ayıran özellikleri kazanmasından sonra ortaya çıkan ilk sosyal biçimdir.Kendiliğinden bir evrimle doğan insan topluluğu, yani göçebe aile, kabile ve kabileler birliği, toprak mülkiyetinin en eski biçiminin yani toprağııi ortaklaĢa edinilmesi ve kullanılmasinın ön koĢuludur.Üretim araçlarının ilkelliği yüzünden, gerek geçim gerekse korunma amacı ile ortaklaĢa çalıĢmak zorunluluğu, üretim araçlarının ve üretim ürünlerinin ortaklaĢa olmasına yol açmıĢtır. Bu yüzden üretim araçları üzerinde özel mülkiyet yoktur.Toprak kabilelerinin ortak malıdır ve çok sayıda aile tarafından kullanılır. Bu nedenle bu topraklarda sömürü ve sınıfların varlığı söz konusu değildir. B.KÖLECĠ TOPLUMLARDA MÜLKĠYET Üretici güçlerin evrimi ve iĢ bölümü topluluk üyelerinin ayrı ayrı üretime ve pazarda değiĢime geçmelerine yol açmıĢ bu da özel mülkiyet olgusu oluĢturmuĢtur.Böylece özel mülkiyete dayalı toplum düzenine geçiĢ de gerçekleĢmiĢtir. Emeğin verimliliğinin de sürekli olarak artmasının etkisi ile, maddi servetlerin üreticisi olan insan üzerindeki mülkiyet baĢladı. Köleci toplum doğdu.Toplumda kendileri mülk olan köleler, üretim araçlanna ve kölelere sahip olanlar, mülkiyetlerindeki araçlarla kendileri üretim yapanlar olmak üzere 3 grup ortaya çıktı. C.FEODAL TOPLUMLARDA MÜLKĠYET Feodalite, bir kimsenin bazı askeri yükümlülükleri yerine getirmek koĢulu iIe kraldan aldığı toprak demektir.Bu sistemde toprak derebeyinindir. Derebeyleri (senyörler), toprağa bağlı olan ve ödenti (vergi) ödeinek zoıunda bulunan köylülerin emeği üzerinde hak sahibidirler.Köylü (serf) bir toprak parçasına sahiptir ve bu toprağın ürünleri, derebeyine ödentisi ödendikten sonra kendi tasarrufundadır.Bu tür toplumlarda köylülerin kendi iĢletmeleri vardır. Feodal toplumlarda egemen sınıf olan toprak sahipleri ile karĢılıksız olarak bunlar adına çalıĢmak gibi yükümlülükleri olan köylüler arasında çalıĢmaya dayanan bir sınıf aynmı doğmuĢtur.Bununla birlikte, mülkiyetin sahibi ile onu iĢleyen arasındaki iliĢki üretim güçlerinin geliĢmesi için elveriĢli bir ortam hazırlamıĢtır. Tarım geliĢmiĢ, zanaatlar ve buna bağlı olarak ticaret yaygınlaĢmıĢtır.Bu da Ģehirlerin geliĢmesine, yeni bir üretim biçiminin, kapitalizmin meydana gelmesine yardımcı olmuĢtur. D. KAPĠTALĠST TOPLUMLARDA MÜLKĠYET Kapitalist üretimin yaygınlaĢmaya baĢlaması ile toplumda üretim araçlarına sahip olanlarla (burjuvazi), iĢgücünü satanlar (proletarya) ortaya çıktı. Kapitalizm, mülkten yoksun ya da hemen hemen yoksul halk kitleleri ücretliler haline gelmekte iken üretim araçlarının az sayıda toprak ve sermaye sahibi elinde bulunduğu bir toplum düzenidir.SatıĢa yönelmiĢ ürünlerin (meta, mal) üretilmesi, bütün üretim araçlarının ve tüketim maddelerinin hemen hemen tümünün alım satım konusu olması kapitalizmin belirgin özelliğidir.Kapitalist toplum sanayide ve tanmda büyük çapta üretim yapar. Bilimin geliĢmesi, kentlerin ve fabrikaların büyümesi, ülkeler arasında bir dünya piyasası kurulması toplumların kapitalist döneminde gerçekleĢir. 18
E.SOSYALĠST TOPLUMLARDA MÜLKĠYET Sosyalist toplumları, ekonominin egemen yönünün sosyalizm olduğu bir toplum olmayıp devlet iktidarının kapitalizmden sosyalizme geçtiği bir toplumdur.Sosyalist toplumda bütün üretim araçlarının mülkiyeti devletin ve iĢçi sınıfını elindedir.
3.DĠN KURALLARINDA TOPRAK MÜLKĠYETĠ Dinlerin tarih içindeki doğuĢ sırasına göre mülkiyet sorununa yaklaĢımları aĢağıdaki gibidir. Tevrat'ta Mülkiyet Tevrat'ın mülkiyetle ilgili üç önemli ilkesi vardır. 1. Her Ģeyin mülkiyeti Tanrıya aittir.Tanrı insana toprağı, havayı; suyu, yarattığı diğer Ģeyleri serbestçe kuIlânma olanağı vermiĢtir. 2. Mülkiyet, Tanrının insana bir bağıĢı olduğu için iyi sayılması gerekir. 3. Mülkiyet bireye değil, aileye ya da topluluğa aittir. Mülkiyet bireye değil, aileye aittir diyerek baĢlangıçta mülkiyet ortaklığı sistemini savunan Yahudi toplumlarında zamanla özel mülkiyet yerleĢmiĢtir HIRĠSTĠYANLIKTA MÜLKĠYET Hıristiyanlık genel olarak mülkiyeti yeniden düzenlemeye yönelmiĢ değildir.Ancak, Hıristiyanlıkta da kuramsal olarak yeryüzündeki her Ģeyin mülkiyetinin Tanrıya ait olduğu anlayıĢı vardır. Bazı kilise önderleri Ġncil'e dayanarak görüĢler geliĢtirmeye çalıĢmıĢlardır.Bunlardan St Thomas'ın görüĢleri Ģöyle özetlenebilir: "İnsan sadece kendisine ait olanı üretme konusunda herkese ait olanı üretmeye oranla daha isteklidir.Her insana belli bir şey bırakılırsa hayat daha düzenli olur. Her insan kendine ait olandan hoşnutsa toplumda barışçı bir düzen kuıulabilir." MÜSLÜMANLIKTA MÜLKĠYET islam anlayıĢına göre kuramsal olarak yeryüzündeki her Ģey, temelde Tanrının mülkiyeti altındadır.Gerçek malik Allah'tır. Ġnsanlar dıĢ dünya da var olan Ģeylerden yararlanma hakkına sahiptirler.Bununla birlikte Kuran, özel mülkiyete karĢı değildir.Ġslam hukukçulan toprağı,ölü topraklar ve mülk topraklar olarak baĢlıca iki bölüme ayırmıĢlardır.Ancak,ölü toprak emek verilmesi, onun iĢlenir duruma getirilmesi, ağaçlandırılması, üzerine tesisler kurulması durumunda mülk haline gelebilir.Böylece toprağın ihyası mülkiyet edinme nedeni olabilmektedir.Ġslam toprak rejiminde iye, özel mülkü üzerinde kullanma, yararlanma ve tasarruf etme yönlerinden hemen hemen mutlak yetkilere sahiptir.Ancak, servetin gereksiz yere tahribi ya da israfı günahtır.
TÜRKLERDE TOPRAK MÜLKĠYETĠ Eski Türklerde Toprak Mülkiyeti Ġlk Türk toplumlarının yapısı kabile mülkiyeti olarak adlandırılabilecek göçebe model olarak ele alınabilir.Göçebe toplumlarda bireysel toprak mülkiyeti değil toplumsal (ortak) mülkiyet söz konusudur.Toplumsal mülkiyetin temeli, tanmın örgütlenmesi yoluyla üretimin arttırılması değil, beslenme sorununun geçici biçimde çözülmesi için savaĢ ve yağmaya dönük bir örgütlenme gereksinimidir.Coğrafı koĢullardan dolayi steplerin tarıma elveriĢli olmaması hayvancılığı ön plana çıkarmıĢ, ana geçim kaynağı olmuĢtur. Hayvancılık toplulukları yerleĢik bir yapı yerine sürekli yer değiĢtiren gezici bir yaĢama sürüklemiĢtir.Bu nedenle toprak üzerinde özel mülkiyet geliĢmemiĢ aksine toplumsal mülkiyet oluĢmuĢtur.Yani toprak ailenin . değil toplumun malıdır.Mülkiyet olayı genelde davar, hayvan süıüleri vb. taĢınan ınallar üzerinde vardır. OluĢmuĢ Türk' imparatorluklarının yapısı da bir göçebe kabileler birliği niteliğindedir.Varlığı yerleĢik toplumların artık ürünlerinin talanına bağlı olan göçebe imparatorluklan,bir liderin üstün otoritesi altında sürekli bir ordu Ģeklinde örgütleıımiĢtir. Eski göçebe geleneklerini sürdüren Moğollarda ise bütün toprak, imparator Han'ın yönetiminde Han soyuna aittir. Soyun üyeleri, özellikle erkek olanlan belirli büyüklükte olan bir toprak parçasını (tımar) belirli bir askeri görev karĢılığı alırdı. Tımar mirasla geçerdi.Selçuklu toprak mülkiyeti sistemi,Türklerin siyasal teĢkilatlanma düzeni ile Ġslam toprak mülkiyeti anlayıĢının bir sentezi olmuĢtur.SavaĢ ve fetihler bir ordu Ģeklinde örgütlenmeyi gerektirdiğinden,merkezi 19
otoritenin kontrolü altındaki üretim güçlerinden askeri hizmetler yerine getirmeleri istenmiĢtir.Böylece tımar (ikta) dağıtımı, askeri hizmetlere bağlanmıĢ ve ikta sahiplerinden, belli sayıda askerle savaĢa katılmaları koĢulu istenmiĢtir.Gerek Selçuklu Ġmparatorluğu gerekse Anadolu Selçuklularının yıkılmasına kadar uygulanan ve Osmanlı Ġmparatorluğu'nda da bazı değiĢikliklerle süregelen toprak düzeninin en belirgin Ģeklini aldığı dönem MelikĢah ve Nizam-ül Mülk dönemidir.Nizam-ül Mülk, Türk ordu örgütünün temellerini toprak sorunuyla birleĢtirerek ve ordu kuruluĢunu ön plana alarak askeri ikta sisteminin temellerini belirlemiĢtir. Bu sistem gereği bütünüyle sultanın malı sayılan imparatorluk topraklan; has, ikta ve harici topraklar olmak üzere üç ana grupta toplanır HAS TOPRAKLAR Sultanın kendisine ait olan topraklardır. Bir kısmı çiftçiler tarafından iĢlenir.Çiftçilerin iĢlediği parçalardan toplanan vergi hazineye aktanlır. ĠKTA TOPRAKLAR Ordu üyelerine ve taĢrada oturup seferlere asker götürerek katılanlara ülkenin çeĢitli yerlerinden verilen topraklardır. Mülkiyeti sultana ait olan bu topraklar babadan oğula geçmektedir.Ġkta sahibinin ölümünde ya da sultanın değiĢmesinde ikta beratları onaylanmak zorundadır.Ġkta sahipleri yasaya uygun olarak çiftçilerden (reaya) belirli miktarda vergi almaya, onlara iyi davranarak can ve mallannı korumaya yetkilidirler. HARĠCĠ TOPRAKLAR Fethedilen yerlerde,müslüman olmayan prenslerin elinde bırakılarak islami ilkelere göre yüksek oranlı vergi (ürünün 1/2'sine kadar varan oranlarda) Ģeklinde haraca bağlanan topraklardır.
OSMANLI ĠMPARATORLUĞU'NDA TOPRAK MÜLKĠYETĠ Osmanlı Devleti toprak hukuku alamnda da Ġslam Hukuku'ndan yararlanmıĢtır. Tanzimat'a kadar Osmanlı Devletinde modern anlamda, bütün ülke topraklannda geçerli olan bir arazi kanununa rastlanmaz.Arazi hakkında bağımsız bir sistem yoktur.Osmarılı Ġmparatorluğu, toprağın kuru mülkiyetini mirileĢtirerek (devlete mal ederek) belli bir sisteme bağlamıĢ, kullanılmasını tapu adı verilen bir bedel karĢılığında çiftçiye vermiĢtir (tevfız etmiĢtir). Toprağı kullanan da toprağın baĢında bir tür devlete bağlı memur haline getirmiĢtir.Bu sistem, Osmanlı Ġmparatorluğu'nun bir yandan güçlü bir orduya sahip olmasına yaramıĢ, diğer yandan toprak sahiplerinin, batıda olduğu gibi, feodal bey olarak geliĢmelerini,güçlenmelerini önlemiĢtir.Osmanlılarda geliĢtirilen bu toprak mülkiyeti sistemine dirlik sistemi denir,Bu sistemde,toprağın kuru mülkiyeti devlete aittir.Dirlik sahipleri, toprağı iĢleyen reaya adı verilen çiftçilerden belli oranlı vergi almak hakkına sahiptir. Buna karĢılık dirlik sahibi, savaĢ zamanında savaĢa geliri ile doğru orantılı miktarda atlı asker (cebel) götürmek zorundadır. Dirlik sisteminde baĢlıca üç toprak tüıü görülür: 1.MĠRĠ TOPRAKLAR: Mülkiyeti devlete ait olan toprakladır.Bu topraklar Osmanlı Ġmparatorluğu'nun asker yapısına uygun olarak has, zeamet ve tımar adını taĢıyan dirliklere ayrılmıĢ ve bunların geliri askeri görevler karĢılığında kiĢilere bırakılmıĢtır.Has topraklar, padiĢah, padiĢah yakınları, vezirler, beylerbeyi ve sancak beylerine verilen geliri yüz bin akçeden fazla olan topraklardır.Zeamet topraklar, alay beyleri ve birinci dereceden devlet memurlarına verilen geliri yirmi bin ile yüz bin akçe arasındaki topraklardır.Tımar topraklar, sipahilere verilen geliri üç bin ile yirmi bin akçe arasında ki topraklardır.Bunlardan baĢka geliri üç bin akçeden daha az olan yurtluk ve ocaklıklar da bulunmaktadır. Miri toprak sisteminde, Kanuni Sultan Süleyman'ın son yıllarında baĢlayan bozulma görülmektedir. Sahipsiz kalan dirlikler, açık artırma ile isteklilere dağıtılmaya baĢlanmıĢtır. Bu - yönteme iltizam adı verilmiĢtir. Ġltizam, toprakların istekli kiĢilere bir çok vergilerin yıllığının, daha sonraları da birkaç yıllığının peĢin para karĢılığında bırakılmasıdır. 20
2.MÜLK TOPRAKLAR: Mülk topraklar, öĢür ve haraç vergisine bağlanmıĢ topraklar olmak üzere ikiye ayrılan ve kiĢiye en geniĢ anlamı ile kullanma hakkı veren topraklardır.ÖĢür topraklar yalnızca müslüman halka verilirken haraç topraklar müslüman olmayanlara verilirdi. 3.VAKIF ARAZĠLER:Vakıflar, insancıl ve ruhsal amaçlı, kamu yararı için kurulmuĢ kuıumlardır. Vakıf kurmanın sağladığı birçok üstünlükten bazılan Ģunlardır. ◊ ◊ ◊ ◊ ◊
Dini amaçla bir tesis yapmak isteyen hiçbir kayda tabi değildir. Bu tür kurumlann ve vakıflann bir tüzel kiĢiliği vardır, dokunulmaz. Vakfa ait mallar satılamaz,değiĢtirilemez,haciz edilemez, zor alıma konu olamaz. Vakıflara vergi muafıyetleri tanınmıĢtır. Vakıf kuran, vakıf yönetiminin düzenlenmesinde tamamen serbesttir.
Sayılan bu üstünlükler, kiĢileri aslında sahibi olmadıkları töprakları ve gelirlerini, kendi ya da ailelerinin geleceklerini sağlama aImak için giriĢimlere yöneltmiĢtir. Dini, hayri, kamu yararına dönük gibi gösterilerek bir tür özel toprak mülkiyeti yaratılmıĢtır. Devletin gelir kaynaklanndan önemli bir kısmını tamamen kurutan vakıflar çok defada gerçekten dini, hayri ve kamu yararı aıiıacıyla kurulmakla birlikte,zamanla yozlaĢtınlmıĢ, amaçlanndan saptırılmıĢtır. Osmanlı Ġmparatorluğu'nda, 1839 Tanzimat Fermanı'na kadar çağdaĢ anlamda bir kanunlaĢtırma çabasına rastlanmaz. Tanzimat dönemi, toprakta mülkiyet sisteminin,batı hukuku çerçevesinde ve ülkenin bütününde uygulandığı bir dönemdir. Tanzimat'ın ilanından Arazi Kanunnamesi'nin çıkanldığı 1858 yılına kadar geçen sürede, miri toprak mülkiyeti kurallarının Batı'nın özel mülkiyet anlayıĢına göre değiĢtirilmesi yolunda hazırlıklar yapılmıĢtır.Yeni mülkiyet sisteınini düzenleyen "Arazi Kanunname-i Hümayunu" toprak hukuku ile ilgili ilk ayrıntılı kanundur.Bu Kanun toprakta mülkiyet Ģekillerini ayrıntılı olarak tespit ediyor ve her bir mülkiyet türünün kurallarını da gösteriyordu.Bu Kanuna göre Osmanlı Ġmparatorluğu'nda bulunan araziler beĢ gruba ayrılmıĢtır. 1. Arazi-i miriye (mülk topraklar) 2. Arazi-i mevkufe (vakıf topraklar) 3. Arazi-i metruka (kamusal topraklar) 4. Arazi-i mevat (ölü topraklar) 5. Arazi-i memluke (mülk topraklar) 1..ARAZĠ-Ġ MĠRĠYE (MÜLK TOPRAKLAR) Ülke topraklarının geniĢ bir kısmını içine alan ve çıplak mülkiyeti devlete ait olan topraklardır.Bu arazinin özellikleri: a.Çıplak mülkiyeti devlete aittir. b. Bu arazi ıĢletilmek üzere sınırsız olarak köylüye (reayaya) verilmektedir (tefviz). c. Tevfız devleti temsil eden memurlar tarafından yapılmaktadır. d. Miri araziler üzerinde miras hakkı vardır. e. Bu araziler; tarla, çayırlık, yaylak, kıĢlak, koıv ve benzeri topraklardır. Miri arazi düzeni yalnızca Osmanlılara özgü bir toprak rejimi değildir.Ġslam ve bir çok TürkĠslam devletlerinde var olduğu gibi Bizans ve Roma'da da vardır.Osmanlı miri arazi düzeni Osmanlı toplum yapısının doğurduğu bir toprak düzenidir.Her toplumsal kurumda olduğu gibi, miri arazi kurumu da evrimin zirvesine ulaĢtıktan sonra,Osmanlı toplumunun yeni yapısal özellikleriyle uyuĢamamıĢ, giderek özel mülkiyet geliĢmiĢ, miri arazi de mülk araziye dönüĢmüĢtür.Bu olgu Cumhuriyet döneminde devam etmiĢ ve tartıĢmalı bir biçimde tamamlanmıĢtır.Sonuçları bugün bile önemlidir.Günümüzde miri arazinin Türk Medeni Kanunu (TMK) ile kaldırılıp kaldırılmadığı tartıĢılmaktadır.Eğer miri arazi sistemi geçerli olursa bugün mülk sayılan birçok arazi devletin sayılacaktır.KamulaĢtırmalar bedelsiz yapılabilecek,kırsal ve kentsel alanlann düzenlemesinde kolaylıklar sağlanacaktır. 21
2.ARAZĠ-Ġ MEVKUFE (VAKIF TOPRAKLAR) Vakıf, sosyal yardım amacıyla bir malın bir hayır iĢine tahsisidir.Arazi Kanunnamesine göre vakıf arazi iki kısma ayrılmıĢtır. 1. SAHĠH VAKITLAR: Bu tür vakıflarda, mülk arazi, ona malik olan kiĢi tarafından zamanla sınırlı olmamak üzere bir hayır iĢi için ayrılır. 2. GAYRĠ SAHĠH VAKIFLAR: Bu vakıflarda, vakfın konusu olan arazi miri arazidir. Vakıf, miri araziyi tasamıf yetkisine sahip olan kiĢinin, araziyi bir hayır iĢine tahsis etmesi ile kunılur. 3.ARAZĠ-Ġ METRUKA (KAMUSAL TOPRAKLAR) Kamunun ya da belli bir kasaba veya köyün kullanımına ayrılan pazar, panayır, yol, köprü, vb. ile mera, yaylak ve kıĢlaklardır.Kamusal topraklar, bir mülkiyet ya da tasamıf hakkına konu olamaz, alınıp satılamaz,tahsis yönleri değiĢtirilemez,devlet tarafından herhangi bir cemaate ayrılamaz.Bu topraklarda zaman aĢımı yoktur.Devlet bu topraklardan yararlanma biçimini düzenleyebilir. 4.ARAZĠ-Ġ MEVAT (ÖLÜ TOPRAKLAR) Bir kimsenin tasarufunda bulunmayan,kamuya ayrılmayan, tarıma elveriĢli olmayan,köy ve kasabadan gür sesli bir adamın sesinin iĢitilemeyeceği uzaklıktaki arazilerdir.Arazi Kanunnamesine göre ölü .araziyi ihya eden kimse,toprağın ancak tasamıf hakkına sahip olur,çıplak mülkiyeti devlete geçer.Yani,ihya edilen ölü arazi miri arazi niteliği kazanır,ancak sultanın izni iIe bu topraklar mülk toprak haline gelir. 5.ARAZĠ-Ġ MEMLUKE (MÜLK TOPRAKLAR) Mülk arazi, ona malik olan kiĢiye,en geniĢ anlamı iIe kullanma hakkı veren ve mülkiyet hakkına iliĢkin tasarrııf yetkisi sağlayan bir arâzi mülkiyeti türüdür.Arazinin maliki,kanunun çizdiği sınırlar içinde olmak koĢuluyla, arazisini satmak, bağıĢlamak,vakıf ve vasiyet konusu yapmak gibi geniĢ tasamıf yetkisini kullanabilirdi. Malikin ölümü halinde,toprak mirasçılarına geçerdi.Arazi Kânunnamesine göre mülk arazi dört türe ayrılmıĢtır. 1.Köy ve kasabalar içindeki arazi: Köy ve kasabaların içindeki araziler ile köy ve kasabaların kenarlarında bulunan oturulan yelerle,bunların uzantısı sayılan 460 m² yüzölçümündeki arazilerdir. 2.Miri arazinin özel mülkiyet biçiminde tasarruf edilmek üzere, kamu yararı amacıyla padiĢahlar tarafından satılmıĢ kısmıdır. 3.ÖĢürlü arazi: SavaĢ sonucu kazaııılan ve komutanlara, askerlere ve Ġslamiyeti kabul edenlere dağıtılan arazilerdir. Bu tür arazilerin ürünlerinden 1/10 oranında öĢür adı verilen vergi alınırdı. 4.Haraçlı arazi: Bu tür mülk araziler savaĢ sonrası kazanılmıĢ ve müslüman olmayan kiĢilere belli bir harcın (vergi) karĢılığında bırakılmıĢ arazilerdir. Mülk arazi malikinin mirasçısının olmaması ve vasiyetname bırakmamıĢ olması durumunda arazi devlete kalır ve miri arazi niteliği kazanır. Arazi Kanunnamesinin Osmanlı toprak mülkiyetine getirdiği değiĢiklikler aĢağıdaki Ģekilde sıralanabilir: 1. Kanun biçim ve teknik bakımdan batı hukuku çerçevesinde ele almıĢ olup biçim ve teknik bakımdan moderndir 2. Miri arazinin verilmesinde devleti temsil eden devlet memurları yer aldı. 3. Dirlik sahiplerine verilmiĢ tasamıf senetlerinin yerini devletçe düzenlenmiĢ tuğralı tapu senetleri aldı. 4. Ana ve babaya evladının arazisinden intikal hakkı tanındı. Cumhuriyet Döneminde Toprak Mülkiyeti Osmanlı arazi sisteminin bozulması ve bu arazilerin mülk arazi haline dönüĢümü sonunda Anadolu'da özellikle nüfus yoğunluğunun az olduğu bazı yerlerde büyük toprak sahipleri türemiĢti. Türkiye Cumhuriyetinin kurulduğu sırada miri arazi fıilen mülk haline geçmiĢ olduğu halde,arazinin kuru mülkiyetinin devlette kalma koĢulu korunmuĢtu.Yani miri olan arazi fıilen mülk haline geçirilmiĢ ancak çıplak 22
mülkiyetin devlette kalma koĢuluna dokunulmamıĢtı.Bunun nedeni, Osmanlılardan devir alınan arazi kanununun Cümhuriyetin ilk yıllarında da sürmesiydi.Bu yıllarda miri arazi düzeninin bazı özellikleri tamamen ortadan kaldınlmamıĢ,iyileĢtirilmiĢtir.1922 yılında çıkarılan 522 sayılı yasayla öĢür kaldınlmıĢ vergiye dönüĢmüĢtür. Türkiye'de tek tip arazi olduğunu ve bu arazide mutlak mülkiyet kuralını getiren, Ġsviçre Medeni Kanunu esas alınmak suretiyle hazırlanan 743 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) 4 Ekim 1926'da yürürlüğe girmiĢtir. TMK'na göre, 19.4.1924 tarih ve 810 sayılı, Senetsiz Mülklerin Senede Bağlanması Ġle Ġlgili Kanun yürürlükten kalkmıĢ,eski tip arazi rejimi uygulamasına son verilmiĢ,tek tip ve kuru mülkiyet ile tasarruf hakkını aynı elde toplayan mutlak mülkiyet esası getirilmiĢtir. 864 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun Uygulama Kanunu gereğince de (madde 43) Arazi Kanunnamesi dolaylı olarak ortadan kalkmıĢtır.Uygulama Kanunu'nun 18. maddesi uyarınca TMK'nun yürürlüğe girdiği sırada var olan taĢınmazlarla ilgili hakların saklılığı, 36. maddesi uyarınca TMK'nun yürürlüğünden önce oluĢmuĢ zilyetliğin,yürürlükten sonra TMK'na bağlı olduğu, 37. maddesi uyarınca da eski yasa uyarınca tescil edilmiĢ hakların yeni tapu kütüklerine doğıudan doğruya ilgililerce geçirileceği kuralları getirilmiĢtir.Bu hükümler uyarınca, TMK'nun yüıürlüğe girmesinden önce fıilen malik durumunda olan kullanım hakkı sahipleri (tasarruf edenler) malik kabul edilmiĢtir.TMK'na ve tescil ilkesine uydurabilmek için Uygulama Kanunu'nun 20.maddesi ve TMK'nun "tapıısuz araziyi nizasız (çekişmesiz) fasılasız (aralıksız) 20 yı1 elinde bulunduran kimsenin bu araziye malik olacağı” hakkındaki 639.maddesi birlikte uygulanmıĢ,TMK'dan önce ve sonra geçen süreler birbirine eklenip araziyi tasarruff edenler zilyet sayılarak arazi adlarına tapuya tecil edilmiĢtir.
Uygulama Kanunu'nun 4.maddesine göre,kendisinden kazanılmıĢ bir hak doğmayan eski olaylarda 501 sayılı TBMM'nin Yorum Karan uygulanmıĢtır.Bu karara göre yapılan iĢlemlerde, araziyi tasarruf etmekte olanlara, yargı yoluna baĢvurmadan tapu dairelerince tapu senedi verilmesine iliĢkin hükümleri içeren TMK uyannca kaldırılmıĢ olan 810 sayılı, Senetsiz Mülklerin Senede Bağlanması Ġle Ġlgili Kanun hükmü uygulanmıĢtır. 2.6.1929 tarih ve 1515 sayilı Tapu Kayıtlarından Hukuki Kıymeti Kaybolanların Tasfıyesine Dair Kanun uyarınca, tapu defterlerinde kayıtlı olup ta baĢkasının mülkiyetine geçmiĢ olan arazinin 10 yıl, bağ, bahçe ve arsaların 15 yıl süre ile tasarruf edilmesi halinde zilyedi (elmeni) adına tapu dairesince tescil edilip tapu senedi verileceği hükme bağlanmıĢtır.Bu Kanunun nasıl uygulanacağına dair 9331 sayılı tüzüğe eklene bir madde ile tapuda kayıtlı olmayan taĢınmazların da aynı Ģekilde tescil edileceği kabul edilmiĢtir.1950 yılından sonra zilyetlikle edinme yasayla yargıç kararına bağlanmıĢtır.
TC ANAYASALARINDA TOPRAK MÜLKĠYETĠ Türkiye'nin 7.2.1921 gün ve 1 sayılı Anayasasında mülkiyete iliĢkin bir hüküm yer almamıĢtır.Cumhuriyet döneminin ilk anayasası olan 20.4.1924 gün ve 491 sayılı Anayasanın 74. maddesi mülkiyete iliĢkin aĢağıdaki hükmü getirmiĢtir. "Menfıi umumiye (kamu yararı) için Iüzumu usülen tahakkuk etmedikçe ve kanunu mahsus mucibinde (özel kanunu uyarınca) değer pahası (bedeli) peşin verilmedikçe hiçbir kimsenin malı istimval ve mülkü istimlak (malı kullanılamaz ve toprağı kamurlaştırılamaz)olunamaz‖.
23
9. 7. 1961 gün ve 334 sayılı (madde 36) ve 20.10.1982 gün ve 2709 sayılı (madde 35) TC Anayasalarında ise mülkiyete iliĢkin aĢağıdaki hükme yer verilmiĢtir. "Herkes mülkiyet ve miras hakkrna sahiptir.Bıı haklar, ancak kamu yararı amacı ile ve kanunla sınırlandırılabilir.Mülkiyet hakkıının kullanılması kamu yararrna aykırı olamaz. " 1961 ve 1982 Anayasalarında mülkiyet kapsamı günümüz özel mülkiyet anlayıĢına uygun olarak düzenlenmiĢtir.Mülkiyet hakkı toplumsal bir ödevle yükümlü kabul edilmiĢtir.Ġye,malını ve toprağını toplumsal ihtiyaçlara yararlı olacak ve toplumun yararı ile çekiĢmeyecek biçimde dilediği gibi kullanabilir.Mülkiyet hakkına bir sınırlama getirilmesi söz konusu olursa, bu sınırlama ancak, kamu yararının açıkça gerektiği durumlarda ve kanunla düzenlenebilir.
KADASTRO MÜLKĠYET ĠLĠġKĠSĠ Ġlk zamanlar kiĢiler arasındaki karĢılıklı söze ve güvene dayalı olan toprak-mülkiyet iliĢkisinin zamanla geliĢınesiyle birlikte bunun sorumlu güç olarak devletin güvencesi altında, yazılı biçimde ve resmi bir sicil olarak tutulması zorunlu hale gelmiĢtir. TaĢınmazlara iliĢkin verilerin derlenmesi ve oluĢacak bilgilerin taĢınınazın sınır ve mülkiyet güvenliğini sağlamada yararlanılabilecek plan ve sicillere aktanlması çalıĢmalarını kapsayan kadastro, mülkiyetin güvence altına alınmasındaki en önemli araçtır.Kadastroııun çalıĢma temelini oluĢturan taĢınmazların geometrik duruınlarının (konumlannın ve sınırlarının) belirlenerek hukuki olarak (mülkiyet iliĢkileri) güvence altına alınması gereklidir. Dar kapsamda kadastro, taĢınmaz malların hukuki ve geometrik durumlarını tespit ve tescil ile yükümlüdür.
TAPU SĠCĠLĠ TaĢınmaz mal ve üzerindeki haklann durumlarını gösternek üzere Devletin sorumluluğu altında tutulan tapu sicili ile ilgili ilk defa kayıtlara 12 yy.da Almanya'da rastlanmıĢtır. TaĢınmazların el değiĢtirme iĢlemlerini tarihh sırasına göre gösteren bu kayıtlar zamanla her mahalle için tutulmaya baĢlanmıĢ,sonunda,her taĢınmazın ayn bir sayfada gösterildiği kütükle, plan ve belgelerinden oluĢan bugünkü tapu sicili düzenine ulaĢmıĢtır.
ÜLKEMĠZDE TAPU SĠCĠLĠNĠN GELĠġĠMĠ Ülkemizde tapu sicilinin geliĢimini dört dönemde inceleyebiliriz. 1. 2. 3. 4.
Orhangazi zamanından 1534 yılına kadarki dönem. 2. 1534 ile 1847 yıllan arasındaki dönem. 1847 ile 1926 yılları arasındaki dönem. 1926'dan sonraki dönem.
l. Orhanğazi Zamanından 1534 Yılınâ Kâdarki Dönem 1534 yılına kadar kullanılan, arazinin tasarruf Ģekilleri ve gelirlerini gösteren kayıtlar (Defter-i köhne) düzenlenmiĢtir. 2. 1534 ile 1847 Yılları Arasındaki Dönem Nahiye esasına göre düzenlenmiĢ, halkın yararlaıımasına ayrılmıĢ olan mera, yaylak, kıĢlak ve su hakları anlaĢmazlıklarını çözen 24
kararların iĢlendiği defterlerin (Kuyudu kadime) tutulmasına Kanuni Sultan Süleyman döneminde baĢlanmıĢtır. 3. 1847 ile 1926 Yılları Arasındaki Dönem 1847 tarihli Tapu Nizamnamesi ile taĢınmazların tapu defterlerine kayıt edilip iyelerine tapu senedi verilmesi kabul edilmiĢtir.Tesis edilen ilk kayıtlar tamamen mülkiyete ve tapu iĢlemlerine yönelik olmuĢ,bu dönemlerde hiçbir harita çalıĢması, kadastro tesisi ve güncelleĢtirilmesi konusunda bir çalıĢma yapılmamıĢtır. 1872 yılından itibaren düzenlenen tapu yoklama kayıtlarından harç ve vergileri ödenerek tasarrufları onaylananlar zamanımızda da geçerli tapu kaydı niteliği taĢımaktadırlar. Tasarrufları onaylanmamıĢ olanlar ise tapu kaydı niteliği taĢımamaktadırlar. 1897 tarihinden baĢlayarak zabit defterleri (taĢınmazların yazıldığı defter) tutulmaya baĢlanmıĢtır. TaĢınmaz alım satım vb iĢlemler bu defterlere kayıt edilmiĢtir. 4. 1926'dan Sonraki Dönem TC'nin kurulmasından sonra taĢınmaz mal hukuku alanında yapılan değiĢikliklerin temeli TMK'na dayandınlmıĢtır. 1932 yılında Tapu Sicil Tüzüğü kabul edilerek bu tarihten sonra tutulan kütüklere tapu sicili denmeye baĢlanmıĢtır.Tapu sicili ülkemizde TMK'nun 910. maddesine uyannca tutulmakta ve baĢbakanlığa bağlı olarak yürütülmektedir.
TAPU SĠCĠLĠ 8.10.1930 tarih ve 10012 sayılı Tapu Sicil Nizamnamesi, md. 6'ya göre tapu sicili, ana ve yardımcı sicillerden oluĢur.
ANA SĠCĠLLER 1.Tapu Kütüğü 2.Kat Mülkiyeti Kütüğü 3.Yevmiye Defteri 4.Resmi Belgeler (Resmi Senet, plan, mahkeme kararı, vb.) 1.TAPU KÜTÜĞÜ TaĢınmazın hukuki durumunu açıklayan ana defterdir.Özel mülkiyet konusu olan taĢınmazlara iliĢkin, ➲
mülkiyet hakkı,
➲
yasa ve tüzük hükümlerine göre Ģerh ve tescil gereken bütün hak ve yükümlülükler
tapu kütüğünde,yer almak suretiyle tapu sicilinin sağladığı güvenceye kavuĢur.Ayni hakların doğması, değiĢtirilmesi,gerçekleĢtirilmesi bu kütüğe yapılan tescile bağlıdır.Her taĢınmaz ayrı bir sayfaya kayıt edilir.Tapu kütüğü üzerinde kazıntı, silinti, çıkıntı yapılamaz. 25
Tapu kütüğünde aĢağıdaki veriler bulunur: · Sayfa no (yeni, eski, matbuat, bağımsız bölüm sayfa no.ları) · Pafta, ada, parsel no · Semti, mahallesi, köyü, mevkii, sokağı · Yüzölçümü · TaĢınmazın niteliği, umum no, husus no, nevi · ġerhler (MK;.m. 919, 920, 921) · Malikin adı, soyadı ve. baba adı, mal sahipleri sıcil no · Mülkiyetin edinme sebebi, satıĢ bedeli ve kayıt tarihi ile yevmiye no · Ġrtifak hakları ve gayrimenkul mükellefıyetleri ve bunların kayıt tarihi, yevimiye no · Beyanlar · Gayrimenkul rehinleri ve bunların mahiyeti, tesis tarihinde alacaklıların adı, soyadı, baba adı, alacak miktarı, faiz, derece, müddet, kayıt tarihi,yevmiye no ile rehin hakkı için düĢünceler. 2.KAT MÜLKĠYETĠ KÜTÜĞÜ Kat mülkiyetinin tescil edildiği kütüktür. Kat mülkiyeti kütüğünde aĢağıdaki veriler bulunur. · Kat mülkiyeti sayfa no (eski, yeni, devam, ana taĢınmaz sayfa no) · Bağımsız bölümün onaylı bina planındaki kat no, müstakil bölüm no, proje no ve tarihi · Bağımsız bölümün vergi hesap no, arsa payı, niteliği · Bağımsız bölümün özel sigorta no ve tarihi, süresi, miktarı · Ana taĢınmazın mahallesi, sokağı, kapı no · Ana taĢınmazın pafta, ada, parsel no, yüzölçümü, niteliği · Ana taĢınmazın genel sigorta no ve tarihi, süresi, miktarı, · ġerhler (MK, m. 919, 920, 921) · Malikin adı, soyadı ve baba adı, mal sahipleri sicil no · Mülkiyetin edinme sebebi, satıĢ bedeli ve kayıt tarihi ile yevmiye no · Ġrtifak hakları ve gayrimenkul mükellefıyetleri ve bunlann kayıt tarihi, yevmiye no · Beyanlar · Gayrimenkul rehinleri ve bunların mahiyeti, tesis tarihinde alacaklıların adı, soyadı, baba adı, alacak ıniktarı, faiz, derece, müddet, kayıt tarihi, yevmiye no ile rehin hakkı için düĢünceler. 3.YEVMĠYE DEFTERĠ Tapu kütüğüne tescil edilen ayni hakların sırasını belirleme yönünden önemli defterdir. Mülkiyetin devri, ayni hakların kurulması, değiĢtirilmesi, terkini ile ilgili istemler baĢvuru tarih ve sırasına göre yevmiye defterine kayıt edilir. Yevmiye defterine her yıl baĢında 1'den baĢlayarak sıra no verilir. Yevmiye defterinde aĢağıdaki veriler bulunur. · Sıra no --· Alındığı saat, dakika --· Ġstem sahibinin adı, soyadı ve adresi, köy veya mahallesi --· Sayfa no --· Ġstemin konusu --· Eklenti sayısı --· DüĢünceler yapılan iĢlem 4.RESMĠ BELGELER Tapu kütüğündeki mevcut haklann ayrıntılarını,kayıtların hukuki dayanağını sağlarlar.Resmi senet, plan, mahkeme kararları ve diğer belgeler resmi belgeler olarak sayılabilir. ĠĢleme konu taĢınmaz mal ve tarafların isteğinin açıkça yazıldığı belgeler resmi senettir.Resmi senetlerde silinti, kazıntı,çıkıntı yapılamaz. Plan;ölçü tekniğine göre,belli ölçekte,taĢınmazların zemindeki sınır ve yüzölçümlerini gösteren belgedir. 26
Mahkeme kararı;bir hakkın tescil, kararlardır.
değiĢtirme,terkin ya da düzeltilmesini gerektiren
Vekaletnameler,mirasçılık belgeleri,vasiyetnameler,rüĢt kararları vb. diğer belgeler olarak sayılabilir.
YARDIMCI SĠCĠLLER 1. 2. 3. 4.
Mal Sahipleri Sicili, Aziller Sicili, Düzeltmeler Sicili Kamu Orta Malları Sicili (Mera, yaylak, kıĢlak kütüğü) 1.MAL SAHĠPLERĠ SĠCĠLĠ Mal sahipleri sicili soyadının baĢ harfıne göre her harf için ayrı olarak tutulan kütüklerden oluĢur.Malikin sahip olduğu taĢınmazlar bir sayfada gösterilir.Malikin mülkiyetinden çıkan taĢınmazın ada ve parsel no kırmızı mürekkeple çizilir.Ayırma, birleĢtirme iĢlemlerinde eski ada, parsel ve sayfa no.ları çizilip yeni no.lar yazılır.Ġkâmetgah değiĢikliklerinde de yeni ikametgah yazılır.Mal sahipleri sicili; · Mal sahibinin adı, soyadı, baba adı, tabiyeti · Ġkametgahı, mahalle ya da köyü · Sayfa no verilerinden oluĢur. 2.AZĠLLER SĠCĠLĠ Vekil aracılığıyla yapılan iĢlemlerde vekilin azledilmiĢ olup olmadığını kontrol olanağı sağlar.Vekalet verenlerin soyadının baĢ harfıne göre siczl tutulur.Azil geldiğinde tarih,saat, dakika hemen kaydedilir.Vekaletnameye dayalı iĢlem gediğinde kontrol edilir. 3.DÜZELTMELER SĠCĠLĠ Ġlgilisinin kusuru olmaksızın tapu kütüğüne yanlıĢ olarak yapılmıĢ tescillerin düzeltilmesine ve düzeltme nedeninin açıklanmasına yarayan defterdir.Düzeltmeler sicili; · Sıra no · Düzeltme tarihi · Düzeltmeiıin içeriği verilerinden oluĢur. 4. KAMU ORTA MALLARI SĠCĠLĠ Bölge itibarıyla tutulan, kamu orta mallarının. yazıldığı,bu malların hangi köy ya da belediyeye ait olduğunu gösteren sicildir.Tescil mahiyetinde olmayıp bilgi mahiyetindedir.
TAPU SĠCĠLĠNĠN ĠLKELERĠ Tapu sicil sistemi temeli TMK'na dayanan beĢ temel ilkeye sahiptir.Bu ilkeler kadastro için de geçerlidir. L. TESCĠL ĠLKESĠ TMK,madde 930 "Ayni haklar, tescil ile doğar ve sıra ve tarihlerini tescil kaydına göre alır. " Ģeklindedir.TaĢınmaz mal mülkiyetinin kazanılması ya da bir taĢınmaz mal üzerinde herhangi bir ayni hakkın kurulabilmesi için tapu siciline kayıt gereklidir.Bu kayıtlar tescil olarak adlandınlır.Bir ayni hak, tescil olmadıkça ayni hak niteliğini kazanamaz.Her taĢınmaz TMK, madde 914 gereğince bulunduğu bölgenin tapu siciline kaydedilir.TMK, madde 915 uyarınca birden fazla bölgeye gireli taĢınmazlar,diğer bölge sicillerinde kaydedildiği gösterilmek koĢuluyla her bölgede ayrı ayrı kaydedilir. 2.AÇIKLIK ĠLKESĠ TMK'nun 928. maddesi uyarınca tapu sicili, iliĢkisi olan herkese açıktır.TMK'nun 928. maddesi "Tapu kütüğü herkese açıktır.İlgisi olduğunu kanıtlayan herkes,kendisince önemli 27
olan başlıca sayfaları,belgeleriyle birlikte,bir tapu memuru önünde,kendisine gösterilmesini ya da bunların bir örneğinin verilmesini isteyebilir.Kimse,tapu kütüğündeki bir kaydın kendisince bilinmediği yolunda bir iddiada bulunamaz." uyarınca açıklık ilkesi gerçekleĢir. Bu ilke kadastro bilgi ve belgeleri için de geçerlidir. 3.DEVLETĠN SORUMIULUĞU ĠLKESĠ TMk‘nun 917. maddesi ―Hazine, tapu sicillerinin tutulmasından dolayı bütün zararlardan sorumludur." Ģeklindedir.Bu maddeye göre bu sorumluluk,yalnızca tapu siciline yapılan tescil iĢlemleri sınırlıdır.Tapu sicil memurlarının yaptıkları usulsüz iĢlemler sonucu meydana gelen zarardan devlet sorumludur.Zarar gören hak sahibi,devlet aleyhine,haksız uygıılamadan dolayı dava açarak zararın giderilmesini isteyebilir. 4. GÜVEN ĠLKESĠ TMK,931. maddesi uyarınca,tapu sicilindeki kayda dayanarak iyi niyetle mülkiyet ya da diğer bir ayni hak iddia edenin bu hakkı geçerli olur.Bu madde bağlamında,herkes,tapu sicilindeki kayıtların doğru ve tam olduğuna güvenebilir. 5.NEDENSELLĠK ĠLKESĠ Tapu siciline yapılan bir tescilin geçerliliği,tescile esas olan hukuki iĢlemin ğeçerliliğine bağlıdır.Geçerli bir hukuki iĢleme dayanmayan tescil,Ģekil olarak vardır,ancak hatalı bir tescildir.Bu dunım nedeniyle zarara uğrayanlar devletten bunun ortadan kaldırılmasını isteyebilir
KADASTRO TAPU SĠCĠLĠ ĠLĠġKĠSĠ Tapu hizmetleü bir bölgede kadastro yapılmadan öncede vardır. Ancak bu tapuların,hem araziye uygulanması zor hem de alanlarına iliĢkin değerlerin güvenilirliği kuĢku doludur. Çünkü bunlar ölçü ve plana bağlı değillerdir.Kadastrosu yapılan alanlarda ise tapu sicilleri düzenlenerek bütün iĢlemler bu siciller üzerinde yapılmaya devam eder.Kısaca taĢınmazın hem ölçü ve plana bağlı konumu hem de devlet güvencesi atına alınmıĢ belgesi vardır. Kadastro ve tapu sicili tüm anlatılanların bağlamında birbirini tamamlayan,biri olmazsa diğerinin iĢlevleri eksik kalan iki ayrı çalıĢmadır.TaĢııımaz mal mülkiyetin güvence altına alınması için ikisinin de eksiksiz ve doğru bir Ģekilde gerçekleĢtirilmesi gereklidir.
TKGM Tapu kadastro hizmetlerinin yönetim birimi ülkemizde TKGM‘dür. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün geçmiĢi 153 yıl öncesine dayanır.Ġlk tapu kurumu 21 Mayıs 1847 yılında “Defterhane-iĢ Amire Kalemi” adı altında ve taĢınmaz mallara ait iĢlemlerin yapılması amacıyla kurulmuĢtur.Bu kurum Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuruluncaya kadar “Defterhane-iĢ Hakani Emaneti”, “Defter Eminliği” ve “Defterhane-i Hakani Nezareti” gibi çeĢitli isimler altında varlığını sürdürmüĢtür. Cumhuriyetin kurulmasından sonra mülkiyet ve tapu iĢlemlerine ait çalıĢmalar daha fazla önem kazanmıĢ,1924 yılında Tapu Umum Müdürlüğü kurulmuĢ,daha sonra bünyesinde 1925 yılında 658 sayılı Kanunla kadastro birimi ilave edilmiĢtir.Genel Müdürlük bugünkü yapısı ve hedeflerine 1936 yılında 2997 sayılı Kanunla kavuĢmuĢ,önce Maliye Bakanlığına,daha sonra,7 Temmuz 1939 tarihinde Adalet Bakanlığına ve nihayet taĢıdığı önem ve bağımsızlığı 28
göz önüne alınarak 10 Ağustos 1951 tarihinde BaĢbakanlığa bağlanmıĢtır.Toplumun ve çağın ihtiyaçlarına uygun olarak 1984 yılında 3045 sayılı kanunla yeniden yapılandırılmıĢ ve bugünkü statüsüne kavuĢmuĢtur. Tapu e Kadastro Genel Müdürlüğünün ana görevleri aĢağıda sıralanabilir. Yasalarla belirlenmiĢ olan; taĢınmaz mallara iliĢkin her türlü devir, temlik ve tescil iĢlemlerinin yapılması, sicillerinin tutulması, korunması, bunlar üzerindeki değiĢikliklerin takibi, TaĢınmaz mallar üzerindeki hakların belirlenmesi, harita ve planlarının yapılarak tapu sicillerinin oluĢturulması ve bunlarla ilgili temel prensiplerin tespiti, Tesis kadastrosu yaparak taĢınmazların hukuki ve teknik durumlarını belirlemek, Memleketin topoğrafık kadastral haritalarını üretmek, denetlemek ve arĢivlemek, fotogrametrik harita yapımı için gerekli nirengi sıklaĢtırma, resim alımı, banyo ve baskı iĢleri, değerlendirme ve kartografık iĢlerin yapılması, Kadastro haritalarının yenileme ve güncelleĢtirilmesi, Hizmet öncesi ve hizmet içi eğitim. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü,taĢınmaz mallara iliĢkin;
―Kimin ve Nasıl?" soruları ile belirlenen hukuki vb. duıumlarını tapu,
“Nerede ve Ne Kadar?" sorulan ile belirlenen konum ve teknik duruma iliĢkin faaliyetlerini kadastro
çatısı altında birleĢtirerek görevini sürdürmektedir.TKGM'de temel olarak "Orta Avıupa Sistemi" benimsenmiĢtir. TKGM'nün bu yapısı, bilgi sistemi oluĢturma faaliyetlerine uygun bir organizasyonel yapıdır. Günümüzde Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünde hizmet alanına giren faaliyetlerin gerçekleĢtirilebilmesi amacıyla birtakım projeler ve çalıĢmalar yürütülmektedir. Kadastro Otomasyonu Projesi: Bu proje ile sayısal kadastro üretimi, kadastro sonrası kayıtların bilgisayar ortamınüa oluĢturulması, mevcut kadastro bilgi ve belgelerinin sayısallaĢtırılması ve kadastro müdürlüklerinin tam otomasyona geçirilmesi amaçlanmaktadır. HızlandırılmıĢ Kadastro Projesi: Kadastro hizmetleri yönüyle oldukça geride olduğu tespit edilen Erzurum, GümüĢhane, Sivas, Kastamonu ve Zonguldak illerinde kadastrosu yapılmayan yerleĢim birimlerinin tesis kadastrosunu bitirmek amacıyla yapılan projedir. Anılan bölgelerde geçici görevlendirmelerle 183 ekip oluĢturulmuĢ, bölgede bulunan 26 kadastro müdürlüğü modern donanımlarla desteklenmiĢtir. Yenileme ÇalıĢmaları: Evvelce tesis kadastrosu tamamlanmıĢ olup da teknik nedenlerle yetersiz kalan, eksikliği görülen, uygulama niteliğini kaybeden, zeminde sınırları gerçeğe uygun olarak gösterilmediği tespit edilen kadastro paftaları 2859 sayılı Kanuna göre yenilenmektedir. Yenilenen kadastro parseli sayısı 222.307 adettir. Ġmar Affı ÇalıĢmaları: Ġmar Affı Kanunu kapsamında yapılan çalıĢmalardır. Ġmar affı kapsamında tapuya tescil edilen toplam parsel 619.071 adettir. Afet Kadastrosu ÇalıĢmaları: Deprem, yangın, su basması, yer kayması, kaya düĢmesi, çığ vb. afetler sonucunda yapılan ve kamu tesisleri genel hayata etkili olacak Ģekilde zarar gören veya görmesi muhtemel olan yerlerdeki afetzedeler için seçilen yeni yerleĢim yerlerinden kadastrolanmamıĢ olanların kadastrolanmasıdır. 1999 yılı itibariyle toplam 13.124 adet parsel afet kadastrosu kapsamında kadastrolanmıĢtır.Aynca, 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 depremleri sonrasında deprem bölgelerinde ilgili kuruluĢlarca. belirlenen geçici yerleĢim yerlerinin belirlenmesi, geçici yerleĢim planlarının araziye uygulanması; daimi yerleĢim yerlerinde ise imar planlarına altlık olmak üzere seçilen yerleĢim alanlanndaki taĢınmaz malların mülkiyet durumlarının belirlenmesi çalıĢmaları tamamlanmıĢtır. Orman DıĢına Çıkan Alanların Tespit ve Tescili: 6831 sayılı Kanunun 2B maddesi uyarınca ORKÖY Genel Müdürlüğünün öncelikli talebi olan 328 yerleĢim biriminde toplam 29
13.708 hektar alanın kadastro çalıĢmaları baĢlatılmıĢ, ayrıca 832 hektar alanın orman kadastrosu çalıĢmalarının harita iĢleri özel sektöre ihale edilmiĢtir. Türkiye Ulusal Temel GPS Ağı Projesi (TUTGA): Kadastro ve her türlü büyük ölçekli harita çalıĢmasının dayandırılacağı mevcut ülke temel jeodezi ağının kadastrodan beklenen duyarlık isteklerine cevap vermekten uzak ve yetersiz olması nedeniyle, uydu jeodezisinin getirdiği imkanlardan yararlanarak yeni bir ülke jeodezi ağının oluĢturulması zorunlu görülmüĢtür.Hazırlanan proje Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün fınansman desteğiyle Harita Genel Komutanlığınca gerçekleĢtirilmiĢtir. Tapu Otomasyonu Projesi: Bu proje ile kütüklere ve gerekli belgelere hızlı ulaĢmak, iĢlemleri bilgisayar ortamında tutmak ve güncellemek, verim artıĢı sağlamak, sistem birliği ve standardı sağlamak, kullanıcıların ihtiyaç duyduğu bilgileri zamanında doğru ve güncel olarak bilgisayar ortamında sunmak hedeflenmiĢtir. Ülke genelinde 500 tapu sicil müdürlüğünde otomasyona geçilmiĢ, 33 milyon tapu kaydı bilgisayar ortamına aktarılmıĢtır. MERLIS Projesi: Dünya Bankası kredisi ile gerçekleĢtirilecek bu proje ile 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 depremlerinden etkilenen alanlarda tapu ve kadastro iĢlemlerinin iyileĢtirilmesi ve bir arazi bilgi sisteminin kurulması planlanmıĢtır. Proje Ocak-2000 tarihinde baĢlamıĢtır. Tapu Kadastro Gene1 Müdürlüğünde bölge müdürlüklerine bağlı olarak çalıĢan 1001 tapu sicil müdürlüğünde yapılan iĢlemler taĢınmaz mallara yönelik olmak üzere üç yönlüdür. Bunlar;
Akit düzenlenmesi; satıĢ, bağıĢ, ölünceye kadar bakma akdi, taksim, trampa, ipotek, intikal, kat mülkiyeti, kat irtifakı tesisi vb. Tescil iĢlemleri; cins tashihi, ifraz (ayırma), tevhit (birleĢtirme), imar tescilleri vb. Özellikle mahkeme ve icra daireleri baĢta olmak üzere diğer kamu kurum ve kuruluĢlarınca talep edilen tapu kayıt suretleri, yazıĢmalar vb. bilgi verici iĢlemler
Ģeklinde sıralanabilir.Tapu sicil müdürlüklerinde iĢlem yaptırmak isteyenler bizzat veya vekilleri (temsilcileri) varsa vasi, kayyum ve kanuni temsilcileri vasıtasıyla talepte bulunurlar. Mülkiyet ve mülkiyetten gayri ayni haklara müteallik resmi senetler, taĢınmaz mal iyesi veya bunların vekilleri huzurunda tapu sicil müdürlüğünce düzenlenmekte olup, akdi gerektirmeyen iĢlemlerde ise istem belgesi düzenlenmektedir.Ülke genelindeki kadastro müdürlüklerinde yürütülen kadastro hizmetlerinin kapsamı ise; * Tapulu taĢınmazların tapulannın yenilenmesi, * Tapusuz taĢınmazların tapuya bağlanması * Yapılan çalıĢmaların yaĢatılması,güncel tutulması, * Yenileme, * Tescile konu her tür harita ve planların kontrolü ve arĢivlenmesi, * Taleplerin karĢılanması Ģeklinde sıralanabilir.
TAPU HĠZMETLERĠNĠN TANIMI Tapu hizmetleri gayrimenkuller ile ilgili akitlerle her türlü tescil iĢlerinin yapılması, Devletin sorumluluğu altındaki tapu sicilinin düzenli bir Ģekilde tutulması, siciller üzerinde meydana gelen değiĢikliklerin izlenmesi, sicil ve belgelerin ilgili mevzuata uygun olarak korunması Ģeklinde tanımlanabilir.
TAPU HĠZMETLERĠNĠN KAPSAMI
30
BaĢlangıçta, avcılık ve madencilikle yaĢamlarını sürdüren insanların toprağı iĢlemeyi öğrenmeleri göçebe toplumdan yerleĢik hayata geçilmesi sonucunu doğurmuĢ ve insanların iĢledikleri topraklara sahip olma düĢüncelerini ortaya çıkarmıĢtır. Diğer bir ifadeyle, insan toprak iliĢkileri ve toprağa sahip olma istek ve ihtiyacı devlet hayatından önce baĢlamıĢtır. Devletlerin kuruluĢu ile birlikte insanların yaĢamında çok önemli bir yeri olan toprakla iliĢkileri, toplumsal barıĢ ve sosyal düzenin sağlanması amacıyla düzenlenerek, belirli yazılı kurallara bağlanmıĢtır. Esasen, insanların düĢünce ve çabaları sonucu elde ettikleri birikimleri güven altına alma ve geleceğe aktarma ihtiyacı mülk edinme isteğini ortaya çıkarmıĢ ve bu istek tarihi geliĢimin esas unsurlarından birini oluĢturmuĢtur. Tapu hizmetlerinin kapsamının belirlenmesi için bu hizmetleri akde yönelik hizmetler, tescile yönelik hizmetler, arĢive yönelik hizmetler ve diğer kamu kurum ve kuruluĢlarına yönelik hizmetler olarak dört ana baĢlık altında toplamak mümkündür. 1- AKDE YÖNELIK HIZMETLER Borçlar Kanununun 1 nci maddesi ile akit, tarafların karĢılıklı ve birbirine uygun rıza bildirimleri olarak tanımlanmıĢtır. Aynı kanunun 11'inci maddesinde ise, kanun ile belirli bir Ģekil Ģartına bağlı kılınan akitlerin, bu Ģekil Ģartına bağlı kalmaksızın düzenlenmesi halinde geçersiz olacağı belirtilmiĢtir. Medeni Kanunun 634 üncü, Tapu Kanununun 26 ncı ve Tapu Sicil Tüzüğünün 19 uncu maddeleri uyarınca, gayrimenkule iliĢkin tasarrufa yönelik iĢlemlerin tapu sicil müdürlüklerince resmi senet düzenlenmek suretiyle karĢılanması gerekmektedir. Ancak, 2644 sayılı Tapu Kanununun 26. maddesine 3000 sayılı Kanunla eklenen ek fıkra ile; konut yapanlara, ihracatçılara, turizm tesisi yapanlarla, iĢletmecilere, sanayicilere, esnaf ve sanatkarlara konuları ile ilgili olarak bankalarca veya kamu kurum ve kuruluĢlarınca (ordu yardımlaĢma kurumu dahil) açılacak kredilere karĢılık teminat gösterilen gayrimenkullerin ipotek iĢlemleri, alacaklı, borçlu ve varsa kefilleri arasında yapılan kredi ve borç sözleĢmelerine istinaden tapuya tescil edilmektedir. Ayrıca, tapu sicil müdürlüklerince akit düzenlenmeden önce, talepte bulunanın hak sahibi olup olmadığı, akit taraflarının medeni haklardan yararlanma ehliyetleri, yetkiye dayalı taleplerde vekilin yetki ve temsil hususu, yasa ve mevzuat ile sicillerde kayıtlı hak ve takyitlere göre talebin karĢılanmasında bir engel bulunup bulunmadığı titiz bir Ģekilde araĢtırılarak sonucuna göre iĢlemlere yön verilmektedir.
2- TESCILE YÖNELIK HIZMETLERIN KAPSAMI TaĢınmaz mal mülkiyetinin edinilmesi, tapu siciline tescil kuralına bağlıdır. Kanuni istisnaların dıĢında, tescil yapılmadan gayrimenkule iliĢkin mülkiyet hakkının edinilmesi mümkün değildir. Tescil iĢleminde amaç, bir hukuki iĢleme sıhhat kazandırmak, onun devamlı olmasını sağlamak ve bu iĢlemle ilgili kiĢileri böyle bir olayın varlığından haberdar etmektir. Tescil iĢleminin asıl fonksiyonu, belgelendirme, alenileĢtirme ve güven yaratmaktır.
31
Medeni Kanunun, mülkiyet hakkının edinilmesine iliĢkin maddelerinde (m.633-634), taĢınmaz mal mülkiyetinin iktisap için tapu sicilinde kaydın Ģart olduğu, ancak iĢgal, miras, kamulaĢtırma, cebri icra veya mahkeme ilamı ile bir taĢınmaz malı iktisap eden kimsenin tescilden öncede ona malik olacağı, fakat tescil iĢlemi tamamlanmadıkça bunlar üzerinde temliki tasarrufta bulunamıyacağı belirtilerek, mülkiyet hakkını nakleden akitlerin resmi Ģekilde yapılmadıkça geçerli olamıyacağı hükme bağlamıĢtır. Gayrimenkul mülkiyetinin edinilmesinde, tescilin lüzumu kuralından bazı hallerin istisna edilmesinde kanun koyucu yarar görmüĢ ve bunu malikin iradesi dıĢındaki yollarla mülkiyetin baĢkasına geçiĢini sağlayan belli bazı muameleler için kabul etmiĢtir ki, bu istisnai hallerde tescil, iktisabın oluĢturucu Ģartı değil, kazanılmıĢ bu hakkın açıklayıcı yönüdür. 3- ARġIV HIZMETLERI ArĢiv hizmetleri, herhangi bir konuyu aydınlatmaya, düzenlemeye ve tesbite yarayan tasnif edilmiĢ döküman olarak tanımlanmaktadır. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünde halen mevcut arĢivler, taĢınmaz mala iliĢkin mülkiyet ve diğer ayni hakların tesbit ve korunmasını sağlamakta, imar, kamulaĢtırma, toplulaĢtırma, vergi toplanması gibi toplumsal faaliyetlerin altlığını teĢkil etmekte, ekonomik, sosyal ve tarihi konularda bilimsel çalıĢmalara kaynak oluĢturmaktadır. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün görev ve faaliyetleri sonucu teĢekkül eden arĢivlerde güncelliğini kaybetmemiĢ olarak bulunan milletlerarası antlaĢmalar, tapu tahrir defterleri, tapu ve nüfus kayıtları, aynı özellikteki vakfiyeler, il, ilçe, köy ve belediyelere ait sınır kağıtları gibi belgeler bulunmaktadır. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünde, merkezde ve taĢrada olmak üzere ikili arĢivleme sistemi bulunmaktadır. Merkez ArĢivinde; 1- En eski belge olmak üzere Ġstanbul'un fethinden 7 sene sonra düzenlenmiĢ 1460 tarihli, ceylan derisi üzerine yazılmıĢ 65.30 metre uzunluğundaki " Ayasofya Camii Vakfiyesi" nin de aralarında bulunduğu 2322 cilt tahrir tefteri,(15 ila 19 uncu y.y.lara ait) 2- Mülkiyet hakkının tanınarak kayıt altına aldığı 1847 tarihinden 1933 tarihine kadar, milli sınırlar dahilindeki yerlere ait 14023 cilt Tapu-Zabıt Defterleri, 3- 1847 tarihinden 1914 tarihine kadar, milli sınırlar haricindeki yerlere ait 8.277 cilt TapuZabıt defteri, 4- 1934 tarihinden günümüze, kadar 232864 cilt ikinci nüsha Tapu Senedi, ipotek belgesi ve ipotek terkini cetveli, 5- 291697 cilt ikinci nüsha tapu kütüğü, 6- 1000 cilt tablo mahzen defteri, 7- 1925 - 1967 yılları arasındaki döneme ait köy sınır kayıtları ve Mer'a tahsis kararları, TaĢra teĢkilatında ise; 1- Parsel dosyasında, istem belgesi, tapu harç tahakkuk fiĢi, föy dosyası(iĢlem ile ilgili belgelerin yerleĢtirildiği dosya), harita, proje ve benzeri evrak, 2- Resmi senet, bulunmaktadır. 4- DIĞER KAMU KURULUġLARINA YÖNELIK HIZMETLER Tapu hizmetleri taĢınmaz mal mülkiyetinin korunması ve kullanılmasının yanısıra, sosyal ve ekonomik iliĢkilerde önemli bir yer oluĢturmakta, gayrimenkullere iliĢkin haklarla, iĢlemleri düzenleyici ve yönlendirici bir role sahip bulunmaktadır. Tapu hizmetleri, ülke kalkınmasında çok önemli rolleri bulunan, toprak düzenlemeleri ve toplulaĢtırma, kamulaĢtırma, yol-su-baraj ve elektrik hizmetleri, konut ve bankacılık, sanayi yatırımları, yargı hizmetleri, vergi düzenlemeleri ve benzeri özel ve kamusal faaliyetlerin temelini teĢkil etmektedir. 32
Esasen akit ve tescil iĢlemleri dıĢında, kamu kurum ve kuruluĢlarına yönelik diğer hizmetler, tapu hizmetleri içerisinde çok büyük bir yer teĢkil etmektedir. Bu hizmetleri aĢağıdaki Ģema ile genmel olarak tasnif etmek mümkündür. BELEDĠYELERE YÖNELĠK HĠZMETLER
MALĠYE BAKANLIĞINA YÖNELĠK HĠZMETLER
YARGIYA HĠZMETLER
ĠSTATĠSTĠK ENSTĠTÜSÜNE YÖNELĠK HĠZMETLER
YÖNELĠK
BAYINDIRLIK VE ĠSKAN BAKANLIĞINA YÖNELĠK HĠZMETLER
ENERJĠ VE KAYNAKLAR BAKANLIĞINA HĠZMETLER
TABĠĠ
TURĠZM BAKANLIĞINA YÖNELĠK HĠZMETLER
SANAYĠ VE BAKANLIĞINA HĠZMETLER
TĠCARET YÖNELĠK
ULAġTIRMA BAKANLIĞINA YÖNELĠK HĠZMETLER
BANKALARA HĠZMETLER
YÖNELĠK
YÖNELĠK
TAPU HĠZMETLERĠ TARIM VE KÖY ĠġLERĠ BAKANLIĞINA YÖNELĠK HĠZMETLER
ORMAN BAKANLIĞINA YÖNELĠK HĠZMETLER
MĠLLĠ BAKANLIĞINA HĠZMETLER
KÜLTÜR BAKANLIĞINA YÖNELĠK HĠZMETLER
SAVUNMA YÖNELĠK
KOOPERATĠFLERE YÖNELĠK HĠZMETLER
SENDĠKALARA HĠZMETLER
DERNEKLERE HĠZMETLER
YÖNELĠK
VAKIFLARA YÖNELĠK HĠZMETLER
ġĠRKETLERE HĠZMETLER
YÖNELĠK
DĠĞER TÜZEL KĠġĠLERE YÖNELĠK HĠZMETLER
YÖNELĠK
Bu hizmetler içinde yargıya yönelik hizmetler yoğunluk teĢkil etmektedir. Bunun yanısıra, yerel yönetimlerin teknik hizmetlerinden yeĢil kart uygulamasına kadar ilk bakıĢta göze çarpmayan bir çok hizmetin yerine getirilmesi tapu hizmetleri ile iliĢkilidir.
TÜRKĠYEDEKĠ TAPU HĠZMETLERĠ Osmanlı Devleti kurulduğu sırada henüz devlet iĢlerinde yeterli bir teĢkilat bulunmamaktadır. II. Osmanlı PadiĢahı Orhan Gazi' nin kardeĢi Alaattin PaĢanın vezirliği sırasında kanunlar çıkarılmıĢ, halk ve devlet iĢleri tanzim edilmeye, idare ve askerlik 33
iĢlerinin durumları düzeltilmeye baĢlanmıĢtır. Daha sonraki padiĢahlar döneminde ise bu geliĢmeler sürdürülmüĢtür. Osmanlı Devlet teĢkilatında eskiden beri mevcut olan kalemlerden baĢlıcaları, Defterhane-i Amire ve Hazine-i Amire ve Divanı Hümayun kalemleri idi. Defterhane-i Amire ünvanı, sonradan Kuyudu Hakanı, Cumhuriyetin ilanından sonrada Kuyudu Kadime adını almıĢ olup, halen kayıtları ile birlikte Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü arĢivinde bulunmaktadır. Ġkinci Mahmut zamanında Zilkade 1251 (1836) tarihli Hattı Hümayun ile merkezi hükümette yeni birtakım değiĢiklikler getirilerek taĢrada eyalet, liva ve kazalardan oluĢan yeni bir mülki teĢkilat oluĢturulmaya çalıĢılmıĢtır. Bu sırada arazi iĢlerinin idare ve tasarrufu da dikkate alınarak tımar ve zeamet usulü ihdas olunmuĢtur. Arazinin idare ve tasarruf iĢlerine bakma yetkisi aynı zamanda askeri bir teĢkilat olan tımar ve zeamet sahiplerine verilmiĢtir. Araziler, padiĢah tarafından zeamat, tımar veya has veyahut bazı hayrat kurumlarına vakfolmak üzere tahsis edilmiĢti. Bu Ģekilde arazi hasılatından alınan öĢür vergisini toplamaya hakkı olanlara "Sahibi Arz" denilmiĢtir. Ziraat hakkına sahip olan ahali arasında yapılan tarla satıĢları, bunlar huzurunda takrir vermek ve bunların iznini almak suretiyle mümkün olmuĢtur. Sahibi Arz sahipleri, dirliği dahilindeki ziraat yapılmayan boĢ araziyi değer bedeli üzerinden talep sahiplerine vermiĢtir, kendi üzerine alıp tasarruf edememiĢtir. Tımar ve zeamet sahiplerinin; arazi, tefviz ve ihalesi alım, satım ve intikal gibi iĢlemleri yapma yetkisi, 1255 ve kısmen 1263 yılına kadar devam etmiĢtir. Tımar ve zeamet usulünün kaldırılmasından sonra bunlara ait görevler, Mültezim ve Muhasıllara tevdi edilerek arazi alım, satım, tefviz ve ihalesi iĢleri bunlar vasıtasıyla yürütülmüĢtür. Bu suretle, bunlar sahibi arz sıfatını almıĢlardır. Bunların yetkileri de 7 Ramazan 1274 (1858) tarihinde yürürlüğe giren Arazi Kanununun çıkarılmasına kadar devam etmiĢtir. 7 Cemaziyel evvel 1263 (Nisan 1847) tarihinde çıkarılan Kanunla milli araziye iliĢkin tasarruf iĢleri için verilecek senetlerin Defterhaneyi Amire kaleminde kaydının tutulması, mühürlü tapu senetleri verilmesi esası getirilerek, 5 Cemaziyelahir 1263 (21 Mayıs 1847) tarihinde çıkarılan nizamname ile bugünkü tapu teĢkilatının kuruluĢunun esasını teĢkil eden sistem getirilmiĢtir. Yapılan bu düzenleme ile taĢradaki araziye iliĢkin tasarruf iĢlerinin kaydı, senetlerin yazılıp mahallerine gönderilmesi ödevi Defterhaneyi Amire kalemine verilmiĢtir. Bu teĢkilat taĢrada, vilayet, sancak ve kaza merkezlerinde zaman içerisinde kurulmuĢtur. 7 Ramazan 1274 tarihinde yürürlüğe giren arazi kanunu ile a) Arazii Memluke(Mülk topraklar) b) Arazii Miriye (Miri topraklar) c) Arazii Mevkufe(Vakıf toprakları) d) Arazii Metruke(Kamunun kullanımına bırakılmıĢ topraklar) e) Arazii Mevat (Ölü topraklar) olmak üzere araziler beĢ ayrı grupta toplanarak her birine değiĢik hükümler uygulanmasını benimsemiĢ, uygulama yetkisi de ayrı ayrı mercilere tanınmıĢtır. Bunlardan mülk arazinin kayıtları ġer'i Mahkemelerce tutulmuĢ, sahiplerine ġer'i Hüccet denilen belgeler verilmiĢtir. Askeri gayeye tahsisli miri araziye iliĢkin iĢlemler sahibi arz yetkisi ile, sipahi mültezim ve muhasıllarca yürütülmüĢ ve vakıf arazi içinde mütevellilerce Temessük Senetleri verilmiĢtir. 1872 yoklamasıyla gayrimenkullerin kayıtları yapılarak sahiplerine tapu senedi verilmiĢtir. 1874 yılından itibaren de her türlü araziye iliĢkin iĢlemlerin tapu dairelerince yürütülmesi ve tutulmuĢ olan bütün kayıtların bu dairelere devredilmesi öngörülmüĢtür. (1276) 1860 yılında çıkarılan bir tarifname ile, tasarruf belgelerinin kazalarda hakim, mal müdürü, sandık emini 34
ve katipten kurulu, sancakta ise; hakim, mal memuru, sandık emini ve katipten oluĢan komisyon tarafından mühürlenip sahiplerine verilmesi öngörülmüĢtür. DeğiĢik hükümler taĢıyan talimatname, nizamname ve tarifnamelerle görev ve yetkileri düzenlenmeye çalıĢılan tapu daireleri 17 Temmuz 1323 (1907) tarihli Nizamname ile sahip olması gereken hüviyet ve yetkilerine yaklaĢmıĢtır. Bu nizamname ile, taĢınmaz mal intikal ve ferağ muamemeleri Ġstanbul'da Senadat Ġdaresince, vilayetlerde Defteri Hakani idaresince yapılması, emredici bir kural olarak konulmuĢtur. Tapu idareleri dıĢında adi senetle alım satım yapılması yasaklanmıĢtır. 17 Mayıs 1332 (1916) tarihli bir Nizamname ile de takrir komisyonları kaldırılmıĢ olup, takrirlerin Defteri Hakani müdür ve memurları ile, tapu memuru ve iki Ģahit huzurunda olacağı hükmü getirilerek tapu daireleri görev ve yetki bakımından bağımsızlıklarına kavuĢturulmuĢtur. Zamanla artan iĢ ve önemi nedeniyle defter eminliği olan kuruluĢ; Defteri Hakani nezareti haline getirilmiĢ ise de 1913 yılında Defteri Hakani Nazırlığı, Defteri Hakani Eminliğine çevrilmiĢtir. Cumhuriyetin ilk yıllarında Yürürlüğe sokulan Türk Medeni Kanunu ile arazi rejiminde köklü değiĢikliklere yönelinmiĢ ve bugünkü tapu sicil sisteminin temelleri atılmıĢtır. Bu Kanunun 916. maddesiyle getirilen hükümle tapu hizmetlerinin taĢıdığı önem, ihtisas konusu olması ve gerektirdiği tarafsızlık özelliği dikkate alınarak, tapu idareleri teĢkilatının özel statü ve kurallara tabi olması karar altına alınmıĢtır. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün temelini oluĢturan Defteri Hakani Nezareti, 1913 yılında Defteri Hakani Eminliğine çevrilerek Maliye Nezaretinde, daha sonra Adalet Bakanlığı bünyesinde faaliyet sürdürmüĢ ve nihayet 10.8.1951 tarih, 5840 sayılı Kanunla BaĢbakanlığa bağlanmıĢtır. 25 Haziran 1932 tarih, 2015 sayılı ―Tapu Sicil Müdürlüğü ve Tapu Sicil Muhafızlığı TeĢkilatına Dair Kanun‖ ile 29.5.1936 tarih ve 2997 Sayılı ―Tapu ve Kadastro Umum Müdürlüğü TeĢkilat ve Vazifeleri Hakkındaki Kanun‖ hükümlerine göre, tapu hizmetlerini ülke düzeyinde karĢılamak üzere tapu dairelerinin kurulması kararlaĢtırılmıĢtır. Zamanla değiĢip geliĢen toplumun ve çağın ihtiyaçlarına uygun olarak Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün idari yapısı 23.06.1984 tarih, 3045 sayılı Kanunla yeniden düzenlenmiĢtir. Halen Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü 3045 sayılı Kanunda sayılan görevleri yürüten, BaĢbakanlığa bağlı genel bütçe içinde ayrı bütçeli bir kuruluĢtur. Tapu hizmetleri ülke düzeyinde 15 bölge müdürlüğüne bağlı olarak ilçe bazında kurulan 985 tapu sicil müdürlüğü tarafından yürütülmektedir.
Tapu Sicil Müdürlüklerinin Bölgelere göre dağılımı : BÖLGE MERKEZĠ BAĞLI ĠLLER ----------------------------------------------------------------------
MD. SAYISI ---------------35
1-ANKARA
2-ANTALYA 3-BURSA 4-DĠYARBAKIR 5-ERZURUM 6-HATAY 7-ĠSTANBUL 8-ĠZMĠR 9-KAYSERĠ 10-KONYA 11-SAMSUN 12-TRABZON 13-EDĠRNE 14-GAZĠANTEP 15-VAN
Ankara, EskiĢehir, Çankırı, Bolu, Kastamonu, Zonguldak, Kırıkkale, Bartın.............................................................................122 Antalya, Burdur, Isparta...................................................42 Bursa, Çanakkale, Balıkesir, Bilecik, Kütahya............................................................................72 Diyarbakır, Elazığ, Tunceli, Bingöl, MuĢ, Siirt, Batman, ġırnak, Mardin.................................79 Erzurum, Erzincan, Ağrı, Kars, Ardahan, Iğdır.................................................................................54 Hatay, Ġçel, Adana............................................................50 Ġstanbul, Kocaeli, Sakarya................................................76 Ġzmir, Manisa, Aydın, Muğla, Denizli, UĢak...............................................................................108 Kayseri, NevĢehir, KırĢehir, Yozgat, Malatya, Sivas..................................................................78 Konya, Afyon, Niğde, Karaman, Aksaray..........................70 Samsun, Sinop, Çorum, Amasya, Tokat, Ordu.................................................................................78 Trabzon,Rize,Giresun,Artvin,GümüĢhane, Bayburt....................................................................63 Edirne, Tekirdağ, Kırklareli..............................................26 Gaziantep, ġanlıurfa, Adıyaman, KahramanmaraĢ................................................................44 Van, Hakkari, Bitlis...........................................................23 TOPLAM : 985
Tapu sicil müdürlüklerinde çalıĢan personelin ünvan ve sayısı. TSM TSM SĠC. AġV. SĠC BÖLGESĠ : MÜD. MD.YRD. ġEF MEM. MEM. KAT. HĠZ. DĠĞER TOPLAM HATAY ANKARA ANTALYA BURSA D.BAKIR ERZURUM ĠSTANBUL ĠZMĠR KAYSERĠ KONYA SAMSUN TRABZON EDĠRNE G.ANTEP VAN GE.TOP.
40 88 31 63 30 32 67 88 44 35 53 41 20 28 7 667
52 95 24 40 17 5 86 l05 23 25 43 14 16 24 1 570
27 69 54 117 11 31 21 69 14 37 7 22 36 116 37 143 22 70 22 58 17 56 13 31 11 24 14 41 3 6 309 890
13 50 15 21 15 15 40 58 19 24 28 21 9 10 4 342
82 203 63 121 90 65 143 197 103 75 92 73 43 55 24 1429
37 124 31 59 64 45 61 92 67 46 59 42 26 27 20 803
4 13 3 5 3 0 11 1 0 1 0 0 1 0 0 42
324 744 209 399 275 191 560 721 348 286 348 235 150 199 65 5052
Ülkemizdeki ekonomik ve sosyal geliĢim; yeni ve farklı niteliklerde tapu hizmetlerini gerekli kılmakta, nicelik olarak da artıĢlara yol açmıĢtır. AĢağıdaki tablodan 6. BeĢ yıllık plan dönemi içerisinde tapu iĢlemlerinde meydana gelen artıĢın izlenmesi mümkündür. Tablo 1: Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tapu Sicil Müdürlüklerince gerçekleĢen Yevmiye ve ĠĢlem Sayısı (Bin adet) 36
Sıra No. 1990 1991 1992 1993 *1994 ----------------------------------------------------------------------------------------------------(1) (2) (3) (4) (5) ----------------------------------------------------------------------------------------------------1- Yevmiye 2.112 2.257 2.188 2.500 3.000 Sayısı 2- ĠĢlem 2.195 2.257 2.610 2.700 3.100 Sayısı ----------------------------------------------------------------------------------------------------Kaynak : Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü (*) 1994 yılına ait değer tahmindir. Tablo 2: Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tapu Sicil Müdürlükleri, Personel ve Müdürlük sayılarının karĢılaĢtırılması (Adet) Sıra No. 1990 1991 1992 1993 *1994 ----------------------------------------------------------------------------------------------------(1) (2) (3) (4) (5) ----------------------------------------------------------------------------------------------------1- Personel 4.954 5.004 5.052 5.242 5.300 Sayısı 2- Müdürlük 959 962 985 991 1.000 Sayısı ----------------------------------------------------------------------------------------------------Kaynak : Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü (*) 1994 yılına ait değer tahmindir. ĠĢ hacminde meydana gelen artıĢ ile birlikte yeni kurulan ilçelerde tapu sicil müdürlüğü açılması zorunluluğu, müdürlük sayısının 6. BeĢ yıllık plan döneminin ilk dört yılı içerisinde önemli ölçüde artıĢına yol açmıĢtır. Tablo 3: Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce tahsil edilen harç miktarı (Milyar) T.L. Sıra No: 1990 1991 1992 1993 *1994 ----------------------------------------------------------------------------------------------------(1) (2) (3) (4) (5) ----------------------------------------------------------------------------------------------------Harç 802 855 2.166 2.300 3.000 Miktarı ----------------------------------------------------------------------------------------------------Kaynak : Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü (*) 1994 yılına ait değer tahmindir. Tablo 4: Tapu ve Kadastro Genel MüdürlüğüneAyrılan Cari ödenek miktarıı (Milyon) T.L. Sıra No. 1990 1991 1992 1993 *1994 ----------------------------------------------------------------------------------------------------(1) (2) (3) (4) (5) ----------------------------------------------------------------------------------------------------Ödenek 3.850 7.720 11.671 18.300 43.000 Miktarı ----------------------------------------------------------------------------------------------------Kaynak : Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü (*) 1994 yılına ait değer tahmindir. Tablo 5: Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne ayrılan cari ödenek ve harç miktarı 37
karĢılaĢtırması. (Milyon) T.L. ----------------------------------------------------------------------------------------------------Sıra No: 1990 1991 1992 1993 *1994 ----------------------------------------------------------------------------------------------------(1) (2) (3) (4) (5) ----------------------------------------------------------------------------------------------------Ödenek 3.850 7.720 11.671 18.300 43.000 Miktarı Harç 802.000 855.000 2.166.000 2.350.000 3.000.000 Miktarı ----------------------------------------------------------------------------------------------------Kaynak : T.K.G.M. Tapu hizmetleri için ayrılan yatırım ödeneği yoktur. (*) 1994 yılına ait değer tahmindir. 6. BeĢ yıllık plan dönemi içerisinde Devlet tarafından tapu hizmetlerinden tahsil edilen harç miktarı, aynı dönem içerisinde Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne ayrılan ödeneğin yaklaĢık 70 katına karĢı gelmektedir.
YURTDISINDAKI TAPU HIZMETLERI Dünya ülkelerinde benimsenen siyasi rejimlere paralel olarak bazı değiĢik sistemler uygulanmaktadır. Son yıllarda grafik bilgilerle mülkiyet bilgilerinin beraber değerlendirildiği bilgi sistemlerine geçilmesine yönelik çalıĢmalar hız kazanmıĢtır. Bu ülkelerle karĢılaĢtıracak olursak ülkemizdeki yönetimsel yapının Tapu Kadastro Bilgi sistemi kurmak için çok uygun olduğu görülecektir. Çünkü bir çok ülkede tapu sistemi ve kadastro sistemleri ayrı organizasyonlar olarak ve farklı bakanlıklara (Adalet, Maliye vb.) bağlı olarak çalıĢtıkları görülmektedir. Bilgi sistemi için bu ülkelerin karĢılarına çıkan en büyük zorluk farklı organizasyonlar Ģeklinde teĢkilatlanmıĢ olan ―Tapu‖ ve ―Kadastro‖ sistemlerinin çok iyi bir Ģekilde koordinasyona sokulması ihtiyacıdır. Türkiyede ise bu iki sistemin aynı Ģemsiye altında ve BaĢbakanlığa bağlı bir Genel Müdürlük olarak bulunması, kurulacak olan bir bilgi sistemi için çok uygun bir organizasyon yapısı olarak oluĢmaktadır.
38
KADASTRO Tanımı; Belirlemek,YapılıĢ amacına göre çeĢitleri vardır Amaçları; Nerede,Ne kadar,Hangi Nitelikte,Kimin
Uygulama alanları; Ölçme-Hukuk-Ekonomi-Kırsal ve Kentsel Düzenleme-Ġstatistik
Tarihçesi; Ġlk çağlarda Kadastro; Mısır; Kerpiç tabletlere yazmıĢlar,Nil Nehrinin taĢmacı sonucunda ortaya çıkan sınır sorunu Arabistan;Alanlar ve yükseklikler tuğlada resmedilmiĢtir Eski Yunan;Nüfus sayımı ve kadastro çalıĢması yapıldığına dair eserler Roma;Mermer,bronz tabletlere tüm roma yolları ve haritası olduğuna dair kaynaklar Avrupa da Kadastro Napolyon Kadastrosu; Mali kadastrodur Durunga Yersel çalıĢmalardır Wenhelsen Yersel çalıĢmalardır Ülkemizde Kadastro; Osmanlıda Kadastro
Osman Gazi;defteri Köhne (Atıf yapılıyor Kendi yok) 1535-1847 T.K.G.M. arĢivinde Kuyudu Kadime 2322 cilt(Mera Yaylak V.B.) 1847-1871Defterhaneden tapu verilmiĢ 1871 Köylerde yoklama alınmıĢ 1912 Tüm gayrı menkullerin tespiti 1915 Büyükada da mevzii nirengi yapılmıĢ KurtuluĢ SavaĢı bitimine kadar çalıĢmalar durmuĢtur. Cumhuriyet Dönemi
Elviye-i Selasiye Kanunu (1924 Yılı) Kadastro Kanunu (1925 Yılı) Medeni Kanun (1926 yılı) Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu(1934 Yılı) Tapulama Kanunu (1950 Yılı) Tapulama Kanunu (1964 Yılı) 766 Tapulama Kanunu (1966 Yılı) 3402 Kadastro Kanunu (1987 Yılı) 474 658 743 2613 5602 509
Kadastro ĠĢlevindeki değiĢmelere göre türleri Vergi;Tarım topraklarının vergilendirilmesi-Yüzölçüm-Parasal Gelir Mülkiyet;Sanayinin önem kazanması Toprak-insan iliĢkilerini hukuki güvence altına alma amacı Nirengi-Poligon var Ekonomik;19.Y.Y. ikinci yarısında sanayinin artmasına paralel ticari iliĢkilerde tarım toprakları ile kent topraklarına karĢılık gösterilmesi-Hukuki geometri yanında ekonomik değerinin oluĢturulması Çok Amaçlı Kadastro(Ç.A.K.);Her türlü düzenleme altlık verileri toplayan ve bunları ekonomik- hukuk-istatistik-kamu yönetimi v.b. alanlarda altlık oluĢturulması
39
KADASTRO HIZMETLERININ TANIMI Topraktan düzenli bir Ģekilde yararlanılmasını sağlamak, toprağa ilĢkin yapılacak planlara altlık olmak, taĢınmaz mallardan vergi ve harçları alabilmek, mülkiyet ve sınır anlaĢmazlıklarını çözümleyebilmek ve taĢınmaz malları devlet güvencesi altına alarak mülk emniyetini sağlayabilmek gibi amaçlarla, devletçe yapılmakta olan kadastronun çeĢitli tanımları bulunmaktadır. 3402 Sayılı Kadastro Kanununda, kadastro " Memleketin kadastral topografik haritasına dayalı olarak taĢınmaz malların sınırlarının arazi ve harita üzerinde belirterek hukuki durumlarını ve bu suretle Türk Medeni Kanununun ön gördüğü tapu sicilini kurmaktır." Ģeklinde tanımlanmıĢtır. Günümüzde bilgisayar teknolojisinden yararlanan kadastro, yeryüzünde ve yeraltında yapılacak her türlü planlama ve düzenlemeler için kaynak veri hazırlayan, verilere mekan boyutu kazandıran ve topografik yapıyı gösteren, ekonominin, hukukun, istatistiğin, yönetimin, planlamanın ve çeĢitli bilimsel araĢtırmaların ihtiyaçlarına cevap verebilecek dinamik bir bilgi sistemi olarak tanımlanabilir.
KADASTRO HIZMETLERININ KAPSAMI Bilgi sistemlerinden bahsedilen günümüzde her türlü yatırım ve mühendislik projelerinin sağlıklı bir Ģekilde sonuçlandırılması ancak iyi bir kadastral çalıĢma ile mümkün olacaktır. Kadastronun önemi ve yapılmasını zorunlu kılan sebepler, ona ihtiyaç duyan hizmetlerin önemi ile iliĢkilidir. AĢağıda belirtilen hizmetlerin sağlıklı yürütülebilmesi için kadastroya ihtiyaç vardır. 1- Tarım reformu uygulamaları, 2- Arazi toplulaĢtırma çalıĢmaları, 3- Sulama ve su tesisleri inĢaatları, 4- Orman alanlarının belirlenmesi, 5- Hazine arazilerinin belirlenmesi, 6- Vakıf arazilerinin belirlenmesi, 7-Ġmar planı yapımı ve uygulamaları, 8- TaĢınmaz mallardaki sınır, mülkiyet ve diğer hukuki ihtilafların çözümlenmesi, 9- TaĢınmaz mallardan ve bunların tasarrufundan harç ve vergi alınması, 10- ġehirlerin su, kanalizasyon, elektrik, havagazı, telefon vb.teknik altyapı tesislerinin yapımı ve yaĢatılması, 11- Yolların ve her türlü binaların yapımı , 12- TaĢınmaz mal varlığı ve değerlerinin tesbiti, 13- KamulaĢtırma iĢleri, gibi hizmetler sayılabilir. Ülkemizde yürütülmekte olan kadastro çalıĢmaları ile, tapulu gayrimenkullerin tapuları yenilenmekte, tapusuz taĢınmaz mallar ise tapuya bağlanarak Türk Medeni Kanununun ön gördüğü anlamda tapu sicilleri oluĢturulmaktadır. Gayrimenkullerin geometrik ve hukuki yapısını belirleyen bu çalıĢmalar, halk arasında gayrimenkullerin mülkiyetinin devletçe güvence altına alınmasının bir belgesi olarak değerlendirilmektedir.
40
KADASTRO ĠLE GERÇEKLEġTIRILEN HIZMETLER - Tapulu gayrimenkullerin tapularının yenilenmesi Kadastro çalıĢmalarından önce mevcut olan tapuların büyük çoğunluğunun haritasının bulunmadığı veya haritaları olanların günün teknolojisine uygun olmayıp, zemin aplikasyonlarının yapılamadığı ve bunun yanında yüzölçümlerinin yeterli doğrulukta olmadığı ve diğer teknik bilgileri de taĢımadığı bilinmektedir. Kadastro hizmeti ile bu tapular yenilenmekte ve yeni kadastro haritaları üretilmektedir. - Tapusuz gayrimenkullerin tapuya bağlanması Herhangi bir tapu kaydı olmaksızın kullanılan taĢınmaz malların malikleri, sınırları ve taĢınmaz mala iliĢkin ayni hakları ile toprağın kimin tarafından kullanıldığı devlet tarafından bilinememekte , vatandaĢlar arasındaki sınır anlaĢmazlıklarına çözüm bulunamamakta, arazi planlaması, vergilendirme, kamulaĢtırma gibi hizmetlerde darboğaz oluĢturmaktadır. Tapuya bağlı olmayan gayrimenkulleri elinde bulunduranlar, bu durumdaki taĢınmaz mallar üzerindeki tasarruflarını, herhangi bir Ģekilde belgeye bağlamak ihtiyacı hissederler. Tapusuz gayrimenkullerin üzerinde yapılan iĢlemler, çoğunlukla devlet güvencesi dıĢında kalmakta ve devlet de harç ve vergilerini toplayamamaktadır. Tapusuz gayrimenkullerin sınırları, malikleri, cinsleri ve ayni hak sahiplerinin devlet güvencesi altındaki siciller üzerinde belirlenmesi ve bunlardaki değiĢikliklerin düzenli bir Ģekilde izlenmesi ile harç ve vergilerin tahsil edilebilmesi ancak kadastro hizmetinin yapılmasıyla mümkün olmaktadır. - YaĢatma, Güncel tutma Kadastro hizmetinin tamamlanmasından sonra, toprak üzerinde bir takım hak ve fiziksel değiĢiklikler meydana gelmektedir. Bu değiĢiklikler özetle, sınır değiĢiklikleri ve düzeltmeleri, imar parseli oluĢumları, cins değiĢikliği, tesis inĢaası gibi faaliyetler sayılabilir. Kadastro bilgilerini doğrudan ilgilendiren bu değiĢikliklerin, kadastro belgelerine yansıtılması gerekmektedir. Bu iĢlemler sürekli olarak takip ve güncel halde tutmakla sağlanabilmektedir. Bu çalıĢmaların tümü yaĢatma ve günceltutma olarak tanımlanmaktadır. - Yenileme Önceki yıllarda tesis kadastrosu yapılmıĢ olan bazı yerlerde gününün teknolojisinin yetersizliği, eleman ve bilgi eksikliği veya bazı hatalardan dolayı kadastro haritaları ile zemin arasında yeni bir çalıĢma yapmadan giderilmesi mümkün olmayan farklar görülmektedir. Bu gibi yerlerde 2859 sayılı Yenileme kanunu çerçevesinde bir çalıĢma yapılarak yeni kadastral haritaların oluĢturulmasıdır. - Tescile konu her türlü harita ve planların kontrolü ve arĢivlenmesi Harita üreten diğer kurumlar ve özel sektör tarafından yapılan her türlü tescile konu haritaların, tescil öncesi kontrol iĢlemlerinin ilgili kanunlarca kadastro müdürlükleri tarafından yapılması ve bu haritaların arĢivlenmesi yapılmaktadır. - Taleplerin karĢılanması - Mülkiyet sınırlarını gösteren harita taleplerinin karĢılanması, - Gayrimenkul sahiplerinin ihtiyaçlarına göre sahibi bulunduğu araziye ait haritaların verilmesi, - Yargı organlarınca taĢınmaz mal dava dosyaları ile ilgili harita ve örneklerinin verilmesi, - Arsa ve arazi planlama çalıĢmalarında altlık teĢkil edecek haritaların verilmesi, - Mülkiyet sınırlarının zemine aplikasyonu ve gösterilmesi, - Halihazır haritalar üzerine mülkiyet sınırlarının iĢlenmesi, - TaĢınmaz malların sınırlarında yada üzerindeki yapılarda meydana gelen değiĢikliklerin izlenmesi, - Yer kontrol noktalarının koordinat değerlerinin verilmesi, 41
- Ġmar ve ıslah planları ile tescile konu her türlü harita ve planların tescil öncesi kontrol ve kabulü, kadastro hizmetlerinin kapsamında bulunmaktadır. TÜRKĠYE‟DEKĠ KADASTRO HĠZMETLERĠ Osmanlı Devletinde arazi yazımı sonunda düzenlenen ve günümüze kadar ulaĢan ilk kayıtlar 1535 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından baĢlatılan ve yüz yıl süren çalıĢma sonucu düzenlenen 2320 cilt defterlerdir. 21 Mayıs 1847 tarihinde tapu teĢkilatı kurularak senetsiz ve kayıtsız tasarrufa son verilerek ve memleketin bütün taĢınmaz mallarının tapuya tescilinin yapılmasının temini amaçlanmıĢtır. 1871 yılında Defter-i Hakan-i Nazırı olan Kani PaĢa zamanında, 1872 yılında arazi yazımları yaptırılarak yoklama kayıtları tutulmuĢtur. Plana bağlı mülkiyet ve taĢınmaz malların gelir ve kıymetinin tesbitine esas olacak kadastro çalıĢmalarının yapılabilmesi için Defteri Hakan-i Nazırı Mahmut Esat Efendi zamanında 5 ġubat 1912 tarih ve 1384 sayılı " Emval-i Gayrimenkulenin Malların Tahdit ve Tahrir-i Hakkında Kanun-u Muvakkat" yürürlüğe konulmuĢtur. Bu kanuna istinaden Konya'nın Çumra ilçesinde kadastro çalıĢmalarına baĢlanmıĢ isede 1. Dünya SavaĢının baĢlamasıyla çalıĢmalara ara verilmiĢtir. Cumhuriyet döneminde ilk kadastral nitelikli çalıĢmalara 10/04/1924 tarih ve 474 sayılı Kanun ile baĢlanılmıĢtır. Bu kanun ile Artvin, Kars illeri ile Ardahan, Kulp ilçeleri ve Hopa'nın KemalpaĢa nahiyesinde bulunan taĢınmaz malların mülkiyetinin saptanması, gelir ve kıymetinin belirlenmesi ve geometrik durumunun ölçülmesi amaçlanmıĢtır. Buna dayanarak yapılan yazımlarda harita düzenlenmeyip, kroki Ģeklinde gösterilmiĢ olması nedeni ile kadastro niteliğinde kabul edilmemektedir. 1925 yılında çıkarılan 658 sayılı Kanun ile Tapu Genel Müdürlüğü bünyesinde bir kadastro teĢkilatı kurularak, taĢınmaz malların mülkiyet ve sınırların belirlenmesi konum ve ekonomik durumlarına göre sınıflarının tespit edilmesi amaçlanmıĢ ve kanuna göre bazı büyük illerde çalıĢmalar yapılmıĢtır. 1926 yılında yürürlüğe konulan Türk Medeni Kanunu'nun öngördüğü sicilleri oluĢturmak amacı ile 1934 yılında 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu ve 1935 yılında da bu kanunun nizamnamesi çıkarılmıĢtır. Bu kanun, Ģehirlere öncelik verilerek uygulanmaya devam ederken il ve ilçelerin belediye sınırları dıĢında kalan köylerde kadastroyu hızlandırma amacıyla 15.03.1950 tarih ve 5602 sayılı Tapulama Kanunu yürürlüğe konulmuĢtur. Arazi kadastrosu adı ile bilinen 5602 sayılı Kanun, sırasıyla 1964 yılında 509 sayılı Kanun ve 1966 yılındada 766 sayılı Tapulama Kanunu olarak değiĢikliğe uğramıĢtır. Kadastro çalıĢmalarına, Ģehirlerde ve köylerde farklı yasalarla devam edilmekte iken ortaya çıkan sakıncalı durumları gidermek ve kadastroya iliĢkin hükümleri tek yasada toplamak amacı ile, 10.10.1987 tarihinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu yürürlüğe konulmuĢtur. Ancak orman kadastrosu bu düzenlemeler dıĢında 6831 sayılı kanuna göre Orman Genel Müdürlüğünce yürütülmektedir. Dünyadaki geliĢmelere paralel olarak Türkiye'de hizmetin otomasyonu için ilk olarak 1965 yılında Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü bünyesinde bir Bilgi ĠĢlem Merkezi kurulmuĢtur. Ancak zaman içinde yeterince geliĢtirilememiĢtir. 1982 yılında alınan elektronik uzaklık ölçerler ilk olarak kadastral çalıĢmalarda kullanılmaya baĢlanmıĢ ve 1984 yılında alınan çizim sistemi ile sayısal çalıĢmalara baĢlangıç yapılmıĢtır. Bu arada alınan elektronik takeometreler ile sayısal çalıĢmalar hız kazanmıĢ ve 1989 yılında ikinci bir çizim sistemi alınmıĢtır. 1993 yılında ihalesi yapılan elektronik takeometerler ile birlikte tüm kadastro müdürlüklerine birer elektronik alet verilmesi imkanı sağlanmıĢ buna paralel olarak 100 kadastro Müdürlüğünede PC bilgisayar Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü merkezinde geliĢtirilen grafik program ile birlikte verilerek çalıĢmaların sayısal yapılmasına baĢlanmıĢtır. Tapu Kadastro Bilgi sisteminin kurulmasının gecikmesi ile gerek alım satım gerekse emlak vergisi toplamada gelir kaybına uğranılmaktadır ve hazineye ait taĢınmazların takibinde 42
sıkıntıya düĢmektedir. Böylece devlete ait taĢınmazların baĢkaları tarafından haksız bir Ģekilde kullanılması önlenememektedir. Aynı Ģekilde taĢınmazlardaki değiĢiklikler vatandaĢın talebine bağlı olarak izlenmekte, buda kadastronun güncel olmasını zorlaĢtırdığı gibi büyük ölçüde vergi kaybına sebebiyet vermektedir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu ile tesis kadastrosu teknik iĢlemlerinin özel sektör kanalı ile yapılmasına izin verilmesinden sonra 1987-1989 yılları arası 8 ilçede tesis kadastrosu teknik iĢi özel sektöre yaptırlmıĢ, ancak daha sonraki yıllarda kaynak yetersizliği nedeniyle bu hizmetler ihale edilmemiĢ, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından bizzat yürütülmeye devam edilmiĢtir. Türkiye'de Kadastro hizmetleri, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne bağlı olarak hizmet veren 15 Bölge Müdürlüğü ile 297 Kadastro Müdürlüğü ve 152 Kadastro ġefliği tarafından yürütülmektedir. Bölgeler itibarıyla bu örgütlerde çalıĢan toplam personel durumu kadrolarıyla birlikte (Tablo 6) da gösterilmiĢtir. Tablo 6: Kadastro Müdürlüklerinin ve personelin Bölgelere dağılımı B ÖA LD GI E
K AM DÜ S A D A SÜ Y TR I RL S OÜ I K
KM AÜ DD AÜ S R T R S OA Y I S I
M Ü Y D A Ü R R D I M C I S I
K OM N Ü TH R E ON LD Ġ S Ġ
M Ü H E N D I S
K Aġ D E S F TĠ R O
K AÜ DY AE S S T Ġ R O
K OM N E TM R U OR LU
K AT DE AK S N T Ġ R S OY E N
S Ġ K CA Ġ T L Ġ B Ġ
S O F Ö R
J A L O N C U
ġ E F L I K
H I Z M E T L Ġ
S A Y I S I
ANKARA
29
27
23
16
13
1
14
93
411
26
37
14
17
ANTALYA
11
11
8
8
4
1
5
37
180
12
24
2
9
6
BURSA
28
26
20
24
9
1
12
83
392
28
38
15
16
14
D.BAKIR
16
11
10
5
3
4
62
169
23
32
6
5
1
ERZURUM
13
8
10
3
8
2
38
101
18
29
6
10
6
HATAY
14
14
11
13
6
8
67
265
14
22
7
5
8
ĠSTANBUL
17
17
6
18
3
1
5
40
177
15
22
19
7
12
ĠZMĠR
41
38
29
30
13
4
22
120
511
45
59
25
18
27
KAYSERĠ
26
23
14
13
7
13
90
313
28
38
8
14
13
KONYA
24
22
13
17
8
10
82
398
27
37
14
13
10
SAMSUN
27
23
25
18
10
20
129
453
34
41
17
11
14
TRABZON
21
18
7
16
12
9
59
223
33
33
8
12
5
EDĠRNE
9
6
10
4
2
18
108
10
14
2
6
10
G.ANTEP
14
8
13
7
1
7
7
4
2
VAN TOPLAM
297
256
198
198
1
9
57
174
17
23
4
6
4
1
2
18
60
3
12
6
4
105
10
137
993
3935
333
461
153
153
19
152
Kaynak : TKGM. Türkiye genelinde 31/12/1993 tarihi itibariyle, Genel durumu durumu MEVCUT BĠTEN Toplam "il sayısı ..................................... 76 66 Toplam "ilçe sayısı................................... 907 666 Toplam "köy sayısı................................... 36 469 21549 Toplam "mahalle sayısı............................. 8 040 7263 Toplam "kadastrosu yapılacak alan (km2) : 417 000 43
bulunmaktadır.
GerçekleĢme Durumu; Tesis Kadastrosu tamamlanan il...............................: 66 " " devam eden "Ġl sayısı ...................: 10 " " tamamlanma yüzdesi.....................: %86.84 " " tamamlanan ilçe ...........................: 660 " " devam eden...................................: 201 " " yapımına baĢlanmayan ilçe ...........: 46 " " tamamlanma yüzdesi.....................: % 72.76 " " tamamlanan mahalle.....................: 6 948 " " kısmi tamamlanan mahalle ...........: 170 " " devam eden mahalle.......................: 312 " " yapımına baĢlanmayan mahalle......: 552 " " tamamlanma yüzdesi......................: % 87.05
dır.
Tesis Kadastrosu tamamlanan köy sayısı....................: 20 573 " " devam eden köy sayısı....................: 1 597 " " yapılmamıĢ köy sayısı......................: 14 134 " " ormanla iliĢkili köy sayısı................: 9 500 " " tamamlanma yüzdesi........................: % 56.67 Mahallelerde: Tesis Kadastrosu tamamlanan parsel adedi..................: 5 263 283 ― ― ― alan ( Dönüm)..................: 32 677 589 Köylerde: Tesis Kadastrosu tamamlanan parsel adedi.................: 23 139 937 ― ― ― alan ( Dönüm)................: 252 043 419 Köy ve mahalle toplam dikkate alınınca: Tesis Kadastrosu tamamlanan parsel adedi.................: 28 403 220 ― ― ― alan ( Dönüm)..............: 284 721 088 ― ― yapımına baĢlanmayan ( Dönüm)....: 135 533 088 ― ― yapımı tamamlanma oranı (alan or.): % 67.75 (Türkiye Geneli) Tablo : 7 VI. BeĢ yıllık dönemde kadastro üretimi: YILI 1990 1991 1992 1993 ÜRETĠ PARSE M L 719.647 499.932 695.085 776.873 DÖNÜ 14.233.10 M 7.163.021 7.835.249 10.381.83 6 5 EKĠP SAYISI 736 747 635 867 Kaynak : TKGM. (*) 1994 yılı tahmindir.
* 1994 -
950
2859 (YENĠLEME) SAYILI KANUN UYGULAMASI ÇALIġMALARI 1990 1991 1992 1993 * 1994 PARSE 9.620 9.554 3.023 6.870 7.550 L DÖNÜ 78.463 105.316 31.537 27.147 29.850 M Kaynak : TKGM. (*) 1994 yılı tahmindir. Tablo : 8 YILI ÖLÇÜLE N
44
DEĞĠġĠKLĠK HĠZMETLERĠ
Tablo : 9
YILI 1990 1991 1992 1993 * 1994 DEĞ. ĠġLEM 330.776 328.757 344.579 301.188 284.700 SAYISI Kaynak : TKGM. (*) 1994 yılı tahmindir. Tablo : 10 2981 SAYILI KANUN UYGULAMASI ÇALIġMALARI YILI ÖLÇÜLE N
PARSE L DÖNÜ M Kaynak : TKGM. Tablo : 11
1991 17.808
1992 9.707
1993 17.496
* 1994 19.250
11.447
19.635
11.606
5.616
6.170
(*) 1994 yılı tahmindir.
ARAZĠ TOPLULAġTIRMA ÇALIġMALARI
YILI 1990 PARSEL 2.216 DÖNÜM 8.631 Kaynak : TKGM. Tablo : 12
1990 29.490
1991 1.222 20.407
1992 512 1138
1993 -
* 1994 -
AFET KADASTROSU ÇALIġMALARI
YILI 1990 1991 1992 PARSEL 901 824 251 DÖNÜM 968 1245 289 Kaynak : TKGM. (*) 1994 yılı tahmindir.
1993 1515 1519
* 1994 1670 1670
YURTDIġINDAKĠ KADASTRO HĠZMETLERĠ GeliĢmiĢ ülkelerde tesis kadastrosunun tamamlanmıĢ olduğu bilinmektedir. Bu ülkelerdeki çalıĢmalarda; ileri teknelojiye dayalı, iyileĢtirme ve yenileĢtirmeye dönük; arazinin değeri, toprak sınıfı, bitki örtüsü, topoğrafik durum, teknik alt yapı, ülke ekonomisi üzerinde büyük önemi bulunan değerlendirme haritalarının çıkarılmasına yönelik olarak arazi bilgi sistemleri oluĢturulmaktadır. Batı Avrupa ülkelerinin hemen hepsinde, kadastro hizmetlerinin yerine getirilmesinde günün teknolojisinden en iyi Ģekilde yararlanılmakta ve arazi bilgi sistemlerinin oluĢturulmasında hayli üretken oldukları bilinmektedir. Bu sayede kadastsro verileri bilgisayar imkanları ile geliĢtirilmekte ve istenildiğinde grafik yada hukuksal bilgiler arzu edildiği Ģekilde görülebilmekte, kullanıcıların istifadesine sunulmaktadır. Bilgisayar ortamına aktarılan bilgiler kolay bir Ģekilde arĢivlenmekle (depolanmakta) birlikte istenilen Ģartlara uygun her türlü mühendislik plan ve projelerinin hazırlanması, verilen bilgilerin geliĢtirme ve dönüĢtürülmesi mümkün olmaktadır. OluĢturulan arazi bilgi sistemleri sayesinde tüm kadastral bilgiler bilgisayar ortamına aktarılmıĢtır. Belli merkezde toplanan bu bilgiler, isteyen kurumların kullanımına ücreti ödenmek koĢulu ile sunulmuĢtur. 45
Bu ülkelerdeki tüm kadastro faaliyetleri, kamu kanalı ile yapıldığı gibi aynı Ģartlar ile özel sektör tarafından da yapılabilmektedir. Örneğin; talebe bağlı bir iĢlem, ister kadastro müdürlüğü tarafından yapılsın ister özel sektör tarafından yapılsın vatandaĢa aynı paraya mal olmaktadır. Hatta bazı ülkelerde özel sektörün canlandırılması maksadı ile belirlenen oranda iĢin özel sektöre yapılması prensip haline getirilmiĢtir. Yine bu ülkelerde, özel sektör tarafından yapılan her türlü kadastro çalıĢmaları ile ilgili (kontrolden geçse dahi) ilerde doğabilecek hatalarda iĢi yapan mütaahhitin sorumluluğu devam etmektedir. Aynı zamanda taĢınmazlardaki değiĢikliklerin kadastral duruma geçirilmesi zorunluluğu getirilerek hem kadastronun güncelliği sağlanmıĢ hem de taĢınmaz vergisinin ödenmesinde denetim kolaylığı getirilmiĢtir
3402 SAYILI KADASTRO KANUNUNA GÖRE TÜRKĠYE'DE KADASTRO ÇALIġMALARI, Türkiye'de kadastro çalıĢmaları , 9.7.1987 tarih ve 3402'sayılı Kadastro Kanunu'na göre yürütülmektedir. Kanunun l. maddesi, 22/2/2005 tarih ve 5304 sayılı Kanun MADDE 1. - 21.6.1987 tarihli ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Madde 1. - Bu Kanunun amacı, ülke koordinat sistemine göre memleketin kadastral veya topoğrafik kadastral haritasına dayalı olarak taşınmaz malların sınırlarını arazi ve harita üzerinde belirterek hukukî durumlarını tespit etmek suretiyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun öngördüğü tapu sicilini kurmak, mekânsal bilgi sisteminin alt yapısını oluşturmaktır .
1. ĠLK ĠġLEMLER 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 2. maddesi uyarınca, kadastrosu yapılacak bölgeler ana plana uygun olarak TKGM'nün teklifı ve bağlı bulunduğu Bakanın onayı ile belirlenir. Böylece o bölgede kadastro yapılması kararlaĢtırılmıĢ olur. Bu sıra düzenin yanı sıra, ilgililerince ve istekte bulunan kamu kurum ve kuruluĢunca TKGM Döner Sermaye ĠĢletmesi hesabına giderlerinin tamamı yatırılması halinde, kadastroya baĢlanan bölgelerde henüz sırası gelmeyen çalıĢma alanları .içindeki yatınmlarla ilgili mevki ve adaların kadastroları öncelikle yapılır. Böylece, gerçekleĢtirilmesi, iyelik belirlemesine bağlı kalkınma projelerinin geciktirilmeden sonuçlandırılması sağlanabilir. Her ilin merkez ilçesi ile diğer ilçelerinin idari sınırları içinde kalan yerler kadastro bölgelerini oluĢturur. Kadastro yapılmasına karar verilen bu bölgeler en az bir ay önceden Resmi Gazete (RG), radyo veya televizyonda, bölge merkezi ve balı bulunduğu ilde, varsa yerel gazetede ilan olunur. Bunların yanı sıra alıĢılmıĢ yollarla da ilan yapılır. Kadastro yapılacak bölgede çalıĢmaları yürütecek kadastro müdürlüğü kurulur. Ancak, bölgede daha önceden kurulmuĢ mevcut kadastro müdürlüğü bulunuyorsa iĢlemleri bu müdürlük yürütür. Eğer bölgede daha önceden kurulmuĢ bir müdürlük bulunmuyor ise yeni bir kadastro müdürlüğü veya kadastro Ģefliği kurulur. Her ikisinin de kurulamaması durumunda en yakın ilçenin kadastro müdürlüğüne yetki verilir. Kadastro çalıĢmalarının bir çok anlaĢmazlığa sebep olacağı ve bunların genel mahkemelerde çözülmesi halinde bu mahkemelerdeki diğer davaların da gecikeceği düĢüncesiyle, KK'nun 24. maddesi uyarınca her kadastro bölgesinde tek hakimli ve asliye mahkemesi sıfatına haiz uygun sayıda kadastro mahkemesi kurulur. Kadastro mahkemesinin kurulması için TKGM'nce Adalet Bakanlığı'na baĢvurulur.
46
2.TEKNĠK ĠġLER Kadastro iĢlemleri sırasında yapılan teknik iĢlemler; 3402 sayılı Kadastro Kanunu,. Teknik iĢlemler TKGM ve KK, md. 39/3 uyarınca TKGM'nün, bağlı olduğu Bakanlığın onayını alması kaydıyla gerçek veya tüzel kiĢilere ihale yoluyla yaptırılabilir. Kadastro çalıĢmaları ile yürütülen projeler kapsamında ülke çapında uygulama birliğini sağlamak ve kaynak israfını önlemek amacıyla; Kontrol noktaları ve nivelman noktaları, bu noktalara ait yer seçimi ve kanavaları, bu noktalara ait röper krokisi düzenleme, tesis, ölçü, hesaplama iĢlemleriyle, parsel köĢe noktası ve diğer detay noktalarının ölçü ve hesap iĢlemleri, numaralama, veri yapısı ve standardı ile çizim iĢleri ve kontrol iĢlemlerinde B.Ö.H.H.B.Ü.Y hükümleri ile bu yönergede belirtilen kurallara uyulur. 2.1.ÖLÇEK VE ÖLÇÜM YÖNTEMĠNĠN SAPTANMASI Kadastro haritalarının ölçekleri kent ve kasabaların yerleĢim alanlarında 1/500, 1/1000; bunların yerleĢim bölgeleri dıĢında 1/2000; köy merkezlerinde 1/1000, tanm arazilerinde ise 1/5000 olarak alınır. 1/500, 1/1000 ve 1/2000 ölçekli haritalar yersel ya da fotogrametrik yöntemle, ülke nirengi ve nivelman ağına dayalı ve ülke pafta bölümleme sisteminde üretilir. 1/5000 ölçekli haritalar ise yalmz fotogrametrik yöntem kullanılarak üretilir. Teknik iĢlemler sırasında kullanılacak ölçek ve ölçü yöntemleri TKGM tarafından belirlenir. Ölçü ĠĢlemleri ve Ölçü Krokisi Düzenlenmesi Madde 69- TaĢınmaz mal sınırları ile bütün binaların tamamı, parsel dahilindeki yüzölçümü 5 m2 den büyük kalıcı müĢtemilatların tamamı, taĢınmaz sınırını oluĢturan sulama ve kurutma tesisleri, kanal, hendek, ark, duvar, tel ve tahta perdeler, tonç, yollar, demiryolu ve geçitleri, her türlü köprü ve menfezler, bentler, önemli çeĢmeler, enerji hat ve direkleri, tarihi harabeler, kuyular, su kaynakları ve tescile konu haklara iliĢkin detayların ölçülmesi esastır. Ölçü yöntemleri Madde 70- Tüm kadastral ölçüler hassas sonuç veren GPS veya elektronik takeometre kullanılarak, B.Ö.H.H.B.Ü.Y. esaslarına uygun olarak yapılacaktır. Zorunlu hallerde prizmatik yöntemle ölçü yapılabilir. 2. 2. PAFTA BÖLÜMLEMESĠ Ülkemizde; nirengi sisteminin koordinatları Gauss-Krüger projeksiyon sisteminde ve 3°'lik dilim esasına göre yapılır. Pafta bölümlemede temel olarak 1/250 000 ölçekli paftanın çizim alanı alınır. Buradan daha büyük ölçekli paftaların köĢe koordinatları hesaplanır. 2.3. TOPOĞRAFĠK HARĠTALARIN KADASTRAL ALIMA HAZIRLANMASI Fotogrametrik ölçüm yöntemiyle yapılmıĢ topoğrafık haritaların ve büyütülmüĢ hava resimlerinin kopyaları merkezden getirilir. Bunlarla arazide parsellerin sınırlandırılınası yapılır. Fotogrametrik alım ve değerlendirme için oluĢturulan sabit noktaların sıklaĢtırmasının parsel ölçümünde yetmemesi halinde arazide yeniden sabit noktalar tesis edilir. Böylece, fotogrametrik ya da klasik olarak yapılan haritalarda topoğrafik bakımdan paralellik sağlanarak bunlar parsel ölçümlerine hazır duruma getirilir. Parsel sınırlandırma krokisi ile birlikte hazırlanan parsel ölçüm krokisi ve ölçüm iĢleri değerlendirildikten (çizildikten) sonra topoğrafık kadastral harita büyük ölçüde tamamlanmıĢ olur. Bu iĢlemler sonunda alan hesabına geçilir. 47
2. 4. ALAN HESAPLARI Madde 102- Parsellerin yüzölçümleri köĢe noktalarının koordinat değerlerine göre desimetrekareye kadar hesaplanır. Bu hesaplamalarda, parsellerin sınırlandırma ve ölçü krokisindeki parsel köĢe noktalarının koordinat değerleri esas alınır. Bu kural parsellerin çiziminde de geçerlidir. Parselin sınırlandırma ve ölçüye göre yüzölçümünün doğru belirlenebilmesi için, çizimle oluĢan geometrinin sınırlandırma ve ölçü krokisine uygunluğunun kontrol edilmesi sonucunda bilgisayar ortamında parsellerin yüzölçümleri hesaplanır.
3. YASAL ĠġLER (TESPĠT VE SINIRLANDIRMA) 3. 1. HAZIRLIK ÇALIġMALARI Yasal iĢlerin hazırlık çalıĢmalan KK, md. 3'e göre kadastro ekipleri ile kadastro komisyonlarının kurulmasından oluĢur. 3. 1. L. KADASTRO EKĠPLERĠNĠN KURULMASI KK, md. 3'e göre kadastro çalıĢmalarında sınırlandırma ve tespit iĢlemlerini yapmak üzere kadastro ekipleri kurulur. Kadastro ekibi; en az iki kadastro teknisyeni, mahalle ya da köy muhtan ile üç bilirkiĢiden oluĢur. Muhtann diğer bir kadastro ekibi ile çalıĢması veya herhangi bir nedenle hazır bulunmaması durumunda, yerine kanuni vekili katılır. 22/2/2005 tarih ve 5304 sayılı Kanun MADDE 2. - 3402 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiş Kadastronun fennî işlerinin ihale yoluyla yaptırılması halinde, kadastro ekibinde iki kadastro teknisyeni, iki teknisyenin temin edilememesi durumunda yerine bir kadastro teknisyeni görevlendirilebilir. Ekipteki kadastro teknisyeni yerine kontrol memuru da görevlendirilebilir.
Belediyesi olan yerlerde belediye meclisi, köylerde ise köy derneği tarafından bir ekip için altı bilirkiĢinin adı en geç on beĢ gün içinde kadastro müdürlüğüne bildirilir. ÇalıĢma alanında birden çok ekibin görev yapması halinde her ekip için ayrıca üç bilirkiĢi seçilir. Seçiler bilirkiĢilerin 40 yaĢını bitirmiĢ olması ve kısıtlı veya yüz kızartıcı bir suçtan mahkumiyeti bulunmamıĢ olması gerekir. BilirkiĢilerin zamanında seçilememesi veya bilirkiĢiliklerine engel hallerinin bulunması duruınunda, bölgenin mülki amiri tarafından aynı sayıda bilirkiĢi belirlenir. TaĢınmazların sınırlan ve hak sahiplerini bilmesi ve yörede 10 yıldır oturmakta olması gereken bilirkiĢiler, kadastro ekibinin çalıĢması sırasında, herhangi bir çıkar ya da akrabalık iliĢkisi söz konusu olan taĢınmazlar konusunda dinlenmezler. BilirkiĢiliğe engel bu durumlar, kadastro teknisyeni, muhtar ve diğer görevliler hakkında da uygulanır. Kadastro ekibi çalıĢmalarının kapsamına göre birden fazla kurulabilir. Kadastro ekibinde, bilirkiĢilerin görev YAPAMAYACAĞI DURUMLAR a. b. c.
Kendisi ve 1.derece akrabalarına ait T.mal tespitinde görev yapamaz(KardeĢ,kardeĢ çocukları,yakın akrabalar) T.mal‘da hak iddia edenle arasında husumet bulunması durumunda T.mal‘da hak iddia edenle arasında hısımlık(akrabalık) bulunması durumunda 48
d. Belediye veya Köy tüzel kiĢiliği adına,3402 sayılı kanun 16.maddesinde göre sınırlandırma Belediye meclis encümeni Köy ihtiyar kurulu üyesi olması durumunda Bu ekipteki diğer kiĢiler içinde geçerli sayılır. 3. 1. 2. KADASTRO KOMĠSYONLARININ KURULMASI KK, md. 3'e göre kadastro komisyonu; kadastro müdürü veya yardımcısının baĢkanlığında, bir kadastro üyesi ve itirazın niteliğine göre kontrol mühendisi veya tasamıf kontrol memurundan oluĢur. Kontrol mühendisinin bulunmaması durumunda yerine fen kontrol memuru katılır. Kadastro komisyonu çalıĢmalannın kapsamına göre birden fazla kurulabilir. 3. 2. KADASTRO ÇALIġMA ALANININ SINIRLANDIRILMASI Ġlanı KK, md. 4'e göre, kadastro bölgesindeki her köy ile belediye sınırları içinde bulunan mahallelerin her biri, kadastro çalıĢma alanını oluĢturur: Kadastro müdürü, kadastrosuna baĢlanacak mahalleyi veya köyü, en az 15 gün önce bölge merkezi ile çalıĢma alanı ve komĢu mahalle ve belediyelerde alıĢılmıĢ araçlarla duyurur. Bu duyuruda çalıĢma sımrlarının tespitine hangi gün ve saatte baĢlanacağı belirtilir. Bunun yanı sıra çalıĢma alanı sınırında taĢınmaz malı bulunan kiĢi veya temsilciler aĢağıdaki konular hakkında bilgilendirilir: · Sınırları belli olmayan taĢınmaz malların köĢe noktalarına mahallin örf ve adetlerine uygun kalıcı iĢaretler koymaları, · Mülkiyet ve mülkiyetten gayri ayni ve Ģahsi haklarını kanıtlayıcı belgeleri ile birlikte, kadastro teknisyenliğince yapılacak ada veya mevkii ilanında belirtilen gün ve saatte taĢınmazlarının baĢında hazır bulunmaları, bulunmayanların yokluklarında iĢlem yapılacağı, · Kadastro harçlarının; emlak vergisi beyan değeri üzerinden, tapulu ve tapusuz yerler için farklı oranlarda ve taĢınmazlarının baĢında bulunanlardan bulunmayanlara göre daha düĢük oranda alınacağı, · Kadastro ekibinin çalıĢma alanındaki görevleri sona erene kadar sınırlandırma ve tespitlere yapılacak itirazları için belgelerle birlikte kadastro müdürlüğü veya kadastro teknisyenliğine baĢvurmaları, bu itirazların kadastro komisyonunda inceleneceğini, · Ġtiraz sonuçlarımn askı cetvellerinde gösterileceği, çalıĢma alanındaki görevin sona ermesi tarihinden soııraki itirazların ise kadastro sonuçlarının gösterildiği 30 günlük ilan süresi içinde kadastro mahkemesine dava açmak suretiyle yapılabileceği. 22/2/2005 tarih ve 5304 sayılı Kanun MADDE 3. - 3402 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Çalışma alanında orman bulunması ve 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosuna başlanılmamış olması halinde, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tespiti kadastro ekibi tarafından yapılır. Ancak, bu çalışmalarda kadastro ekibine, Orman Genel Müdürlüğü taşra teşkilâtınca görevlendirilecek en az bir orman yüksek mühendisi veya orman mühendisi ile tarım müdürlüklerince görevlendirilecek bir ziraat yüksek mühendisi veya ziraat mühendisinin 49
bildirimden itibaren yedi gün içerisinde iştirak ettirilmesi zorunludur. Bu çalışmalara muhtar ve bilirkişilerin katılmaması halinde çalışmalar re’sen devam ettirilir. Ormanla ilgili yapılan itirazların incelenmesinde kadastro komisyonuna da itiraza konu tespitlerde görev almayan Orman Genel Müdürlüğü taşra teşkilâtınca görevlendirilecek bir orman yüksek mühendisi veya orman mühendisi ile tarım müdürlüklerince görevlendirilecek bir ziraat yüksek mühendisi veya ziraat mühendisi iştirak ettirilmesi zorunludur. ÇalıĢma alanındaki ormanların bu ekipçe sınırlandırma ve tespitleri yapılarak otuz günlük kısmî ilâna alınır. Bu alanlarda orman kadastrosu yapılmıĢ sayılır. Orman kadastrosu kesinleşmiş yerlerde bu sınırlara aynen uyulur.
3. 3. KADASTRO ÇALIġMA ALANININ SINIRLANDIRILMASI Kadastro ekibi; kadastro çalıĢma alanı sınırının tespitinde il ve ilçelerin belediye sınırları ile köy sınırlarını dikkate alır. Bu sınırlar mahalle, belediye,köy idari sınırları sayılmaz. Sınır tespitlerinde komĢu mahalle veya köyün bilgi ve belgelerinden yararlanılır. Tespit edilen sınırlar harita veya ölçü krokisinde gösterilir. ÇalıĢma alanı krokisinin onaylı bir örneği ilgili kadastro mahkemesine gönderilir. ÇalıĢma alanı sınırının belirlenmesi sırasında hazır bulunmayan belediye baĢkanları ile mahalle ve köy muhtarlarına çalıĢma alanının sınır krokisinin bir örneği gönderilir.Hazır bulunanlara ise yerinde bir tutanakla tebliğ edilir. Ayrıca mahalle ya da köy muhtarlıklannda ilan edilir. Ġlan tarihinden itibaren 7 gün içinde ilgili belediye baĢkam, mahalle veya köy muhtarı ve orman idaresinin yerel kuruluĢu ile sınırdaki taĢınmaz mallara iliĢkin özel ve tüzel kiĢiler kadastro müdürlüğüne itiraz edebilirler. Bu itirazlar, gerekirse yerinde inceleme yapılarak 7 gün içinde karara bağlanır ve ilgililere tebliğ edilir. Bu karara karĢı 7 gün içinde kadastro mahkemesine itiraz edilebilir. Bu itiraz, duruĢmasız ve gerektiğinde mahallinde inceleme yapılarak, 15 gün içinde kesin karara bağlanır. Ancak; tespit edilen bu sımra karĢı kesinleĢmiĢ mahkeme kararı var ise aym konuda itirazda bulunulamaz. Böylece yersiz itirazlar önlenmiĢ olur. 3. 4. TAPU, VERGĠ KAYDI, HARĠTA VE DĠĞER BELGELERĠN ÇIKARILMASI
ÇalıĢma alanında iĢe baĢlamadan önce, kadastro müdürü tarafından görevlendirilen yeterli sayıda memur, kadastrosu yapılacak mahalle ya da köye ait tüm tapu ve vergi yazım kayıtlarını çıkartırlar.Bu kayıtları tarih sırasına göre çalıĢma alanı için düzenlenen tapu ve vergi kayıt defterine yazarlar.Tapu kayıtlarının harita veya krokisi varsa bunlar da tapu kayıt defterinde belirtilir.Çıkanlan kayıtların sağ üst kenarına, kırmızı kalemle "KADASTRO" yazılır.Belediye, özel idare, vergi dairesi ve köy muhtarlıkları vergi kayıtlarının çıkartılması esnasında gerekli tüm kolaylıklan göstermek zorundadır. Kadastro müdürü ayrıca, bütün resmi daireler, belediyeler, vakıflar, özel idareler ve iĢletmeler tarafından yapılmıĢ harita ve planlar ile bunlara ait belgelerden çalıĢma alanına ait olanlarının birer örneğini yazılı olarak ister ve tespit ve sınırlandırma çalıĢmalan sırasında bir temsilci eleman bulundurmalarını belirtir. Tüm bunların yanı sıra kadastro müdürü, mahalli hukuk mahkemesinden, bu çalıĢma alanında taĢınmaz mallar hakkında görülmekte olan kadastro ile ilgili davalarla, hükme bağlanmıĢ olupta henüz kesinleĢmeyen davaların listesini alır ve bunu diğer belgelerle birlikte kadastro teknisyenliğine verir. Listenin alınmasından sonra o çalıĢma alnında bulunan taĢınmaz mallar 50
hakkında mahalli hukuk mahkemelerine açılan davalar, derhal kadastro müdüıüne bildirilir. Kadastro müdürü, bu listelerdeki davalı taĢınmaz malların tespiti yapıldıktan soııra, bunlarla ilgili tutanakları bir hâfta içinde kadastro mahkemelerine gönderir ve bu durumdan listenin alındığı mahalli mahkemeyi bilgilendirir. 3. 5. PARSELLERĠ SINIRLANDIRILACAK MEVKÜ YA DA ADA ĠLANI Kadastro teknisyenleri, hangi mevkii veya adada kadastro çalıĢmasına baĢlayacaklarını en az 7 gün önceden alıĢılmıĢ araçlarla ilgili köy veya mahallede ilan ettirir ve ilanın yapıldığına dair bir tutanak düzenler. ÇalıĢmalara üç aydan fazla ara verilmesi halinde ilan yenilenir. Ada ya da mevkii ilanında ilgili mahalle ya da köyün hangi ada ya da mevkünde bulunan taĢınmaz mallarin kadastro iĢlemine hangi gün ve saatten itibaren baĢlanacağı ve bunun yanı sıra bu ada veya mevkide taĢınmaz malı buliınan kiĢiler ile hak iddiasında bulunanların veya temsilcilerinin: · Sınırları belli olmayan taĢınmaz malların köĢe noktalarına mahallin örf ve adetlerine uygun kalıcı iĢaretler koymaları, · ÇalıĢmalar sırasında, sınırları göstermek ve varsa mülkiyet ve mülkiyetten gayri ayni ve Ģahsi haklarını kanıtlayıcı tapu, senet, vergi kaydı, emlak vergisi beyannamesi ve sair ne gibi belgeleri varsa bunları ibraz etmek için taĢınmazlarının baĢında hazır bulunmaları, bulunmayanlara ait sınırlandırma ve tespit iĢlemlerinin yokluklarında yapılacağı, · Kadastro harçlarının; emlak vergisi beyan değeri üzerinden, tapulu ve tapusuz yerler için farklı oranlarda ve taĢınmazlarının baĢında bulunanlardan bulunmayanlara göre daha düĢük oranda alınacağı,
· Sınırlandırma ve tespitlere karĢı, kadastro ekibinin çalıĢma alanındaki görevleri sona erdiği tarihe kadar yapılacak itirazlar kadastro komisyonunda inceleneceğinden, itirazları olanların bu süre içinde belgeleri ile. birlikte kadastro teknisyenliğine veya kadastro müdürlüğüiıe baĢvurmaları, itiraz sonuçlarınııi taraflara tebliğ edilmeyip askı cetvellerinde gösterileceği, bu tarihten soııraki itirazların ise kadastro sonuçlarının gösterildiği 30 günlük ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açmak suretiyle yapılacağı duyurulur.
3. 6. PARSEL SINIRLANDIRMA KROKĠSĠ VMÜLKĠYET TUTANAĞININ HAZIRLANMASI Teknik ve yasal iĢlemlerden oluĢan parsel sınırlandırma krokileri ve mülkiyet tutanakının hazırlannıası, kadastro çalıĢmalarının en uzun ve kapsamlı bölümünü oluĢturur. Ġki bölümde açıklanacaktır. 3. 6. 1. TEKNĠK ĠġLEMLER (PARSEL SINIRLANDIRMA KROKĠSĠ) 3. 6. 2. YASAL ĠġLEMLER
3. 6. 1. TEKNĠK ĠġLEMLER (PARSEL SINIRLANDIRMA KROKĠSĠ) 51
Ada Bölüm ve Kroki Düzenlenmesi Madde 27- Kadastro adası; çevresi kamuya ait cadde, sokak, yol, kanal, ark, dere, göl, deniz gibi doğal ve yapay sınırlarla, kadastro çalıĢma alanı sınırları ile veya Devlet Demir Yolları arazisi ile çevrili parseller topluluğudur. Orman sınırlarının ada birleĢmelerine neden olması halinde, müstakil bir ada numarası verilerek tescili yapılır. Madde 28- Kadastro çalıĢma alanı içinde kalan alanın tümü kadastro adalarına bölünür ve 101 den baĢlayarak numarandırılır. İlçe, belediye sınırları içindeki tüm mahalleler ile köylerdeki sınırlandırma işlemleri tamamlanıncaya kadar adalara verilen numaralar aralıksız birbirlerini izler. Madde 29- Kadastro çalıĢması devam ederken iki veya daha fazla adanın birleĢmesi durumunda oluĢan yeni adaya, birleĢen eski adalardan ada numarası en küçük olan adanın numarası verilir. Diğer numaralar, daha sonra oluĢan ya da oluĢacak adalara verilmek üzere saklanır. Kadastro çalıĢması devam ederken bir adanın iki veya daha fazla adaya bölünmesi durumunda, eski ada numarası, adalardan uygun görülecek birinde bırakılarak, diğer adalara varsa eskiden iptal edilmiĢ ada numaralarından kalan numaralar, yoksa en son ada numarasını izleyen ada numaraları verilir. Müstakil ada izlemesi yapılan bir birimin (Belediye veya köy) iki veya daha fazla birime ayrılması halinde, ayrılan birimlerin sınırları içinde kalan ada numaraları aynen korunur. Ayrılan birimlerde daha sonra verilecek ada numaraları, ayrıldıktan sonra o birimde kalan ada numaralarını izleyerek devam eder. Müstakil ada izlemesi yapılan iki veya daha fazla birimin tek birim altında birleĢmesi halinde, birleĢmeye giren birimlerden ada numarası büyük olanın ada numaraları korunur, diğerlerinin ada numaralarına korunan birimin son ada numarasını izleyen numaralar verilir. Madde 30- Sınırlandırılması biten çalıĢma alanları için, pafta nitelikli altlıklara uygun ve yaklaĢık ölçekte olmak üzere ada bölümü krokisi düzenlenir. ÇalıĢma alanındaki tüm adaların bir altlığa sığmaması durumunda birden fazla ada bölümü krokisi düzenlenebilir. (Örnek-3) Ada bölüm krokileri düzenleyen ve kontrol edenler tarafından imzalanır. Madde 31- Ada numaralarında karıĢıklık ve tekrar olmaması için, hangi adanın hangi paftada/paftalarda bulunduğunu gösterir Ada Ġzleme Cetveli (Örnek-4) düzenlenir. Bu çizelgeler ada numarasına göre hazırlanır. Madde 32- Ada bölüm krokisi bir asıl üç kopya olarak düzenlenir. Asılları Merkeze/Bölgeye gönderilir. Örneklerinden bir takım Kadastro Müdürlüğünde bırakılır, bir takım ilgili Belediye BaĢkanlığına veya Köy Muhtarlığına, bir takım da Kadastro Mahkemesine teslim edilir. Klasik Yöntemle Kadastrosu Yapılan TaĢınmaz Malların Sınırlandırması; Madde 33- Sınırlandırma; kadastro ekiplerince, ölçü iĢlemlerinden önce veya ölçü iĢlemleri ile birlikte ―TaĢınmaz Malların Sınırlandırma, Tespit ve Kontrol ĠĢleri Hakkındaki Yönetmelik‖ hükümleri dikkate alınarak yapılır. Madde 34- TaĢınmazlara ait zemindeki mevcut sınırlar özel iĢaretleriyle krokisine aktarılır. Belirsiz sınırlar; (zeminde sınır noktası iĢaretli değilse) belirli hale getirilir. Zeminde iĢaretli olmayan belirsiz sınırlar ile herhangi bir resmi belgeye dayanan taĢınmazlara ait 52
sınırların ise B.Ö.H.H.B.Ü.Y. hükümlerine uygun olarak öncelikle zemin tesisleri yapılır, röperlenir ve sınırlandırma krokisine aktarılır. Madde 35- Sınırlandırma krokilerinde, taĢınmaz malların sınır ve cinsleri, sınır iĢaretleri, aidiyetleri ile birlikte doğal ve yapay tesisler ile taĢınmazlara ait irtifak hakları ile sınırlandırılan parsellerin içerisine maliklerinden birinin ismi veya malik ölü ise ölü malik adı ve mirascılarının ismi ile uygulanan vergi ve tapu kaydının tarih ve numarası yazılır. Uygulanan kaydın haritaya dayalı olması halinde krokide belirtilir. Krokiler siyah renkle mürekkeplenir. Sınırlandırma krokileri, kuzeye yönlendirilmiĢ olarak 297mm x 420 mm boyutlarında basılı kağıtlara çizilir. (Örnek-5, Örnek-6) Bu krokiler içerdikleri bilgiler bakımından açık, kesin ve tereddüte yer vermeyecek biçimde düzenlenir. Orman ile iliĢkisi olan yerlerde orman parselleri için düzenlenmiĢ matbu sınırlandırma krokileri kullanılır. (Örnek-7) Madde 36- Bir basılı kağıda sığmayan büyük adaların birden fazla kağıda çizilmesi zorunlu olduğunda, her parça kağıda (1) den baĢlayarak parantez içinde yazılı numara verilir. Her parça krokide diğer parçaların ilgili sınır çizgileri ve parsel numaraları gösterilir. Her kağıda, parçaların birleĢme durumunu gösterir bir indeks kroki çizilir. Bir parselin birkaç krokide gösterilmesi durumunda, parselin her parça krokideki birleĢme noktaları A, B, C, D gibi harflerle iĢaretlenir. Madde 37- Bir ada içindeki bütün parsellere (1) den baĢlayarak parsel numarası verilir. Parsel numaraları adanın kuzey batısından baĢlar ve saat ibresi yönünde devam eder. Madde 38- Sınır köĢe noktaları, noktada özel bir tesis varsa özel iĢaretiyle, yoksa bir nokta ile gösterilir. Belirli olmayan sınır kırık ve köĢe noktaları en az üç değiĢmez noktadan röperlenir. Sınırlandırma krokilerinde mecralar, açık ve kapalı geçitler, su boruları, kablo, elektrik ve telefon hatları, damlalık, tünel, aydınlık gibi her türlü irtifak hakları uzunluk ve geniĢlikleri ile gösterilir ve gerekirse röperlenir. Bu tesislerden irtifak hakkı kurulmuĢ olanlar paftasına aktarılır, irtifak hakkı kurulmamıĢ olanlar kesik çizgi ile kadastro paftalarında gösterilir. Madde 39- Demiryollarına, geçtikleri her köy ve mahallede ayrı ada ve parsel numarası verilir ve sınırlandırma krokileri ayrıca yapılır. Bir kadastro çalıĢma alanı içindeki demiryolunun iki ve daha fazla parçalara ayrılması durumunda, parçalardan her birine ayrı ada ve parsel numarası verilir. Ġki kadastro çalıĢma alanının ortak sınırına rastlayan ve çalıĢma alanı sınırı oluĢturan demiryolu, çalıĢma alanlarından birine katılır. Madde 40- Yapıların mülkiyet sınırlarındaki duvarlar aidiyeti ile gösterilir. Sokak kapıları kapının bulunduğu yerde sadece ince bir okla gösterilir ve kapı numaraları okun altına yazılır. Madde 41- Belli edilmemiĢ olan imar ada, parsel köĢeleri ve adalar içindeki bazı parsel sınırları, kesin olarak gösterilmemiĢ olan yangın yerleri ile tarla, bağ, bahçe iken adalar 53
teĢkili suretiyle parseller meydana getirilen ve poligon tesisleri olmayan yerlerde kadastro sınırlandırma ekibi tarafından bütün adaların köĢe noktalarına ve adalar içindeki gerekli görülen önemli kırık noktalara, mevcut planlar uygulanmak suretiyle ada ve parsel köĢe noktası belirtme tesisi konur. Madde 42- Mülkiyet sınırları belli edilemeyen ve harita ya da planı bulunmayan yangın ve afet yerleri tek parsel olarak sınırlandırılır. Madde 43-Tescil edilmiĢ tapu haritaları bulunan parsellerin sınırlandırılmasında 3402 sayılı Kanunun 20‘inci maddesi, ile sınırlandırma ve tespite dair yönetmelik hükümleri uygulanır. Bu haritaların zemine aplikasyonunda mevzuat hükümlerine uyulur. Zemine uygulanamayan tapu haritalarından Ģeklen yararlanılır ve durum tapu haritası üzerinde açıklanır. Tapu haritaları ilgili kadastro tutanağına eklenir. Tapu haritası olan parseller, sınırlandırma krokisinin uygun bir yerinde belirtilir. Madde 44- Orman haritalarının sınırlandırılması ve aplikasyonunda ilgili mevzuat hükümleri uygulanır. Orman kadastrosu devam eden yerlerde orman parseli birden fazla kadastro adasını kısmen kapsamında bulunduracak Ģekilde sınırlandırması yapılmıĢ ise ayrı bir ada parsel numarası verilmek suretiyle iĢlem yapılır. Madde 45-Sınırlandırma krokisi üzerinde, karĢı ada cepheleri çizilir ve ada numaraları yazılır. Sokak adları ya da numaraları, belediyeden alınarak uygun bir yerine blok harfleri ile yazılır. Sınırlandırma krokilerinde bütün yapılar yapı malzemesi türleri ve kat sayısı ile, deniz kenarları, nehirler, dereler, su kanalları, kuyular, havuzlar vb. yapay ve doğal bütün tesisler özel iĢaretleri ile gösterilir. Akarsuların akıĢ yönü bir okla iĢaretlenir. Madde 46- Diğer kuruluĢlarca düzenlenecek olan tescile konu harita ve planlara ait sınırlandırma krokileri bu yönerge esaslarına göre düzenlenir. Madde 47- Sınırlandırma krokilerinde, kat hakları bulunan parsellere ait kat hakkı krokileri, her parsel için ayrı basılı kağıtlara yapılır ve bu durum, parsellerin bulunduğu sınırlandırma krokisinde belirtilir. Kat haklarını gösterir tamamlayıcı krokilerde taĢınmaz mallara parsel numarası verilmez, sadece sınırlandırma krokilerinde olduğu gibi kapı numaraları gösterilir. Tamamlayıcı krokilerin uygun bir yerine ―.......... nolu taĢınmaz malın yararına ve krokideki röperlerine göre ......... parsellerin üzerinde ve ...... metre yüksekliğinde kat hakkı vardır‖ sözü yazılır. Ada sınırlandırma krokisinin uygun bir yerine, üzerinde kat hakkı bulunan parsellerin numaraları yazılarak karĢılarına ―bu parselin aleyhine ve kat hakkını gösteren krokideki röperlerine göre ........ metre yükseklikte .......... ve ....... kapı nolu taĢınmaz mallar vardır‖ sözcükleri yazılır. Kat sayısının fazla olması durumunda, leyh ve aleyhteki haklar belirtilerek krokileri düzenlenir. Madde 48- Üzerinde kat hakkı bulunan taĢınmaz malların sınırlandırma krokileri aĢağıdaki gibi yapılır: a) Zemin ve katlara ait sınırlandırma krokilerinde taĢınmaz malların sınırları, dıĢ ve iç beden duvarları, ara duvarlar hariç olmak üzere, içten içe ölçülür. Bu krokilerde duvarların kalınlıkları gösterilir. 54
b) Zemin sınırlandırma krokilerinde duvarlara, giriĢ ve avlu ile bağlantısı bulunması durumunda aynı parsel numarası; duvarların avlu ile ya da birbirleri ile bağlantısı olmaması durumunda, ayrı parsel numarası verilir. Parsel numarası alan bu duvarlar, kale duvarları gibi taranır, yapı cinsleri belirtilir. c) Katların sınırlandırma krokilerinde dıĢ ve iç beden duvarları, zemin sınırlandırma krokisinde olduğu gibi gösterilir ve taranır. Bunlara ayrıca parsel numarası verilmez. Madde 49- Kat mülkiyeti uygulanan alanlarda sınırlandırma krokileri aĢağıdaki gibi düzenlenir: a) Kat mülkiyeti durumu düĢünülmeden, normal bir parsel gibi taĢınmaz malın sınırlandırma krokisi ada içindeki diğer parseller ile birlikte yapılır. Bu sınırlandırma krokisinin uygun bir yerine ―............. numaralı parsellerde kat mülkiyeti kuruludur‖ sözleri yazılır. b) Tapuda kat mülkiyetinin kuruluĢuna esas olan kat planları projesi, bağımsız bölümlerin sınırlandırma krokisi yerine kullanılır. Katlar için ayrıca sınırlandırma krokileri yapılmaz. Bağımsız bölümlerin tespitinde bu planlar ile kat mülkiyetinin kuruluĢunda kullanılan ilgili diğer belgelerden ve zemin sınırlandırma krokilerinden yararlanılır. Madde 50- Sınırlandırma krokilerinde kazıntı ve silinti yapılamaz. Herhangi bir Ģekilde yapılmıĢ olan yanlıĢlıklar aĢağıdaki Ģekilde düzeltilir : a) YanlıĢ mürekkeplenen çizgiler (X) iĢareti ile iptal edilerek, doğrusu uygun biçimde çizilir. b) Rakam ve yazılardaki yanlıĢlıklar, okunurluğu kaybolmayacak Ģekilde, düz siyah bir çizgi ile iptal edilir ve doğrusu uygun biçimde yazılır. Aralarında anlaĢmazlık olan parsellerin sınırları, sınırlandırma krokilerinde kurĢun kalemle ve kesik çizgilerle gösterilir. AnlaĢmazlık giderildikten sonra kroki mürekkeplenir. Yapılan düzeltmeler, sınırlandırma krokilerinin uygun bir yerinde açıklanır ve açıklamanın altı kadastro ekibi elemanları tarafından imzalanır. Madde 51- Sınırlandırma krokileri için ek sınırlandırma krokisi yapılması gereken durumlarda, hangi parsel ya da parseller için ek krokiler yapılmıĢ ise, asıl sınırlandırma krokisinde o parsel numaralarını içine alacak Ģekilde bir daire çizilir. Asıl sınırlandırma krokisinin uygun bir yerine ―........... numaralı parsellerin ek sınırlandırma krokileri vardır‖ sözleri yazılır. Ek sınırlandırma krokileri de düzenleyenler tarafından imzalanır. Sınırlandırma krokileri ve ek sınırlandırma krokileri bir asıl iki suret olarak hazırlanır. Suretinden biri Kadastro Müdürlüğünde arĢivlenir. Asıl sınırlandırma krokisi Merkeze/Bölgeye , bir sureti de Tapu Sicil Müdürlüğüne verilir. Madde 52- Mülkiyete konu olacak haritaların yapılmasında, ölçüden önce yapı, duvar, telörgü, tahtaperde, parmaklık gibi sağlam, net ve düzgün tesislerle belirli olmayan yerler röperlenir. Parsel sınırlarının köĢe noktaları B.Ö.H.H.B.Ü.Y.'de gösterilen zemin tesisi ile iĢaretlenir. 55
Fotogrametrik yöntemle haritası yapılacak alanların sınırlandırma iĢlemi aynı esaslara göre yapılır ve belirsiz sınırlara B.Ö.H.H.B.Ü.Y.‘e göre hava iĢaretleri konulur. Madde 53- Sınırlandırma krokilerinin kontrolu; (Ek-7)'deki hususlar dikkate alınmak suretiyle yapılır ve kontrol edenlerce imzalanır.
3. 6. 2. YASAL ĠġLEMLER Parsel sınırlandırma krokisi ve mülkiyet tutanağının hazırlanması çalıĢmalarındaki; yasal iĢlemler çekiĢmesiz (davasız) ve çekiĢmeli (davalı) taĢınmazlar olarak ikiye aynlır. ÇekiĢmesiz (davasız) parsellerin sınırlandırılması Tapuya kayıtlı t.malların tespiti Tapuya kayıtlı olmayan t.malların tespiti Kamu malların tespiti Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin tespiti Ġhya edilen taĢınmaz malların tespiti Toplu yapıların tespiti ÇekiĢmeli (davalı) parsellerin sınırlandırılması
ÇEKĠġMESĠZ (DAVASIZ) SINIRLANDIRILMASI VE MÜLKĠYET 3.
6.
2.
1.
PARSELLERĠN TUTANAKLARININ
HAZIRLANMASI Kadastro teknisyenleri ilan edilen gün ve saatte muhtar ve bilirkiĢilerle beraber belirtilen ada ve ya mevkie giderler. KK, md. 7 uyarınca kadastro teknisyenleri, hazır bulundukları takdirde mal sahipleri ile ilgililerin huzurunda, varsa harita, tapu ve vergi kayıtları ile diğer belgeleri, en az üç bilirkiĢi ile mühtann bilgilerinden yararlanarak inceler ve mahallinde uygular. Teknisyenler, ilgilisine alındı belgesi vererek elde ettikleri belgeleri değerlendirerek taĢınmaz malın yasal durumunu tespit ederler. Kanaatlerini her taĢınmaz mal için düzenleyecekleri kadastro tutanağının edinme sebebi sütununda açıklarlar. Böylece KK hükümlerine göre taĢınmaz malı sınırlandırr ve hak sahiplerini tayin ederler. Sınırlandırma, kadastral harita, veya büyütülmüĢ fotoğraf veya röperli kroki üzerinde gösterilir;ihtilâflı sınırlar ayrıca belirtilir. Kadastro teknisyenleri, bilirkiĢilerin bilgi ve beyanları ile kanaate varamadıkları durumda, bunların beyanlarına bağlı olmaksızın, diğer kimselerin bilgi ve tanıklıklarına baĢvurabilirler. Ancak bu durumun kayıt ve belgelere dayandırılarak yapılması ve nedenlerinin kadastro tutanağında açıklanması zorunludur. Bu çalıĢmalara, hazine hukukunun koruııması amacıyla istedikleri takdirde Maliye Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğü'nün temsilcileri de gözlemci olarak katılabilirler. Eğer bu temsilciler gözlemci olarak hazır bulunmuĢlarsa, gerektiğinde bunlarında bilgilerine baĢvurulup tutanağın ilgililer sütununa imzaları alınır. Kadastro tutanağında aĢağıdaki bilgiler bulunur: 1. TaĢınmaz malın; -Ġli,-Ġlçesi, -Mahalle/Köyü, -Mevkii/Sokağı, -Kütük sayfa no,-Ada, -Parsel,-Pafta no, Harca esas değeri, -Yüzölçümü, -Kadastro harcı oran ve tutarı, 56
2. Tespit dayanağı belgeler; -Tapu kaydının zabıt defterindeki tarih, sıra, cilt, sayfa ve yüzölçümü, -Tapu kaydının çalıĢma defterindeki cilt no, sayfası, -Kanuna göre değerlendirilecek vergi kaydının mevki, no, yıl ve yüzölçümü, -Tutanağa eklenen belgelerin çeĢidi, tarihi, sayısı ve ek adedi, 3. Mülkiyette gayri ayni ve Ģahsi haklar, -ġerhler, -Ġrtifak hakları ve taĢınmaz mükellefıyet, -Beyanlar, 4. TaĢınmaz rehinlerinin harfı, rehinin mahiyeti (içyüzü), tesis tarihindeki alacaklının ad ve soyadı, borç miktarı, faizi, derecesi, süresi, kayıt tarih ve no, düĢünceler, 5. Edinme sebebi, 6. Yapılan inceleme sonucunda belirlenen hak sahiplerinin adı, soyadı, baba adı, hissesi, nüfus kaydı, adresi, 7. Görevlilerin ad, soyad ve imzası, 8. Beyanda bulunan ilgililerin ad, soyad ve imzası, 9. Tutanağı kontrol eden elemanın ad, soyad ve imzası, 10. Sınırlandırma ve tespite itiraz edenin adı, soyadı, baba adı ve itirazın nedeni, 11. Ġtiraz edilen belgenin niteliği ve tarihi, 12. Sınırlandırma ve tespitin sonucu, 13. Okuyan ve tescil edenlerin adı, soyadı, imzası, 14. Tescili kontrol edenlerin adı, soyadı, imzası. Kadastro teknisyenleri arasında görüĢ ayrılığı olduğu veya tarafların dayandıkları kayıt ve belgeler aynı kuvvet ve mahiyette görialdüğü takdirde taĢınmaza ait tutanak gerekçesi ile birlikte çözümlenmek üzere kadastro komisyonuna gönderilir. ÇalıĢma alanı sınırı içinde veya bitiĢiğindeki taĢınmaz mallar ile dıĢında toplu olarak bulunan taĢınmaz mallardan kadastro tutanağı düzenlenmeyen yerlerin kadastroya tabi olması yolunda iddia olursa, KK gereğince sımrlandırma ve tespit yapılarak tutanak düzenlenir ve iddia nedenleri açıklanarak kadastro komisyonuna verilir. Kadastro tutanağı düzenlenip ekipteki görevlilerce imzalandıktan sonra KK ve bu Kanun'a dayanılarak çıkarılan yönetmeliklerde belirlenen ayrıcalıklar dıĢında değiĢiklik ya da ek yapılmaz. Ancak, KK, md. 40 uyarınca, adına tespit edilen kimse tarafından yapılan devir ve temlikler dikkate alınır. Malik hanesi yeni duruma göre değiĢtirilir. Tutanağın edinme sebebinde ilgililerin haklarını etkilemeyen adi yazım hataları ile eksikliklerin sonradan farkına varılırsa, bunlar, kadastro teknisyenlerince durum açıklanmak ve tutanağı imzalamıĢ olan muhtar ve bilirkiĢilerin imzaları alınmak suretiyle düzeltilir. SınırIandırma ve mülkiyet tespiti işlemleri aşağıdaki taşınmaz mallar için gerçekleştirilir: Tapuda kayıtlı taĢınmaz mallar (KK, md. 13), Tapuda kayıtlı olmayan taĢınmaz mallar (KK, md. 14), Kamu malları (KK, md. 16 ve 18), Devletin hüküm ve tasamıfu altındaki araziler, Ġhya edilen taĢınmaz mallar (KK, md. 17), Toplu yapılar (KK, md. 44). TAPUDA KAYITLI TAġINMAZ MALLAR Tapuda kayıtlı taĢınmaz mal: A) Kayıt sahibi veya mirasçıları zilyet(I) bulunuyorsa; a) Kayıt sahibi adına, b) Kayıt sahibi ölmüĢ ise mirasçıları adına (Mirasçıların belirlenmesi; ibraz edilmesi halinde veraset belgesine göre, veraset belgesi yoksa muhtar ve bilirkiĢi beyanlarının 57
köy nüfus defteri ya da nüfus idarelerinden alınacak vukuatlı nüfus kayıt örneklerindeki bilgilerle karĢılaĢtırılıp uyum sağlandıktan sonra yapılır.), c) Mirasçılar tayin edilemezse, ölü olduğu yazılmak suretiyle kayıt sahibi adın, B)Kayıt sahibi veya mirasçılardan baĢkası zilyet bulunuyorsa; a) Kayıt sahibi veya mirasçılannın kadastro teknisyeni huzurunda onay vermeleri halinde zilyet adına, b) Zilyet, taĢınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dıĢı bir yolla iktisap ettiğini (kazandığını), onların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkiĢi veyahut tanık sözleriyle ispat ettiği ve ayrıca en az on yıl müddetle çekiĢmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunduğu takdirde, zilyet adına, c) Kayıt sahibi yirmi yıl önce ölmüĢ veya gaipliğine hüküm verilmiĢ veyahut tapu sicilinden malikin kim olduğu anlaĢılamamıĢ ise, çekiĢmesiz ve aralıksız yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyet bulunan kimse adına tespit olunur. (1) TMK, md 887 zilyetligi Ģu Ģekilde açıklar: "Bir Ģey üzerinde fiilen tasarruf sahibi olan kimse o Ģeyin zilyedidir.Ġrtifak hakkı ile taĢınmaz yükümlüğünden mütevellit haklarda zilyetlik, bu hakların bilfiil kullanılmasmdan ibarettir. Hak sahiplerine kolaylık sağlanması amacıyla, noter tarafından tespit ve tevsik edilen (belgelendirilen) onay beyanı veya düzenlenen satıĢ vaadi senedi teknisyen huzurunda yapılmıĢ kabut sayılır (KK; md.l3). ÇalıĢma alanı ilanının yapıldığı günden sonraki tarihli tapu dıĢı sözleĢmelerle yapılan devir ve temlikler kabul edilmez. SınırlandırılmamıĢ orman sınırları içinde kalan tapulu taĢınmaz malların, baĢka bir Ģart aranmaksızın, hak sahipleri adına sınırlandırma ve tespiti yapılır. Zilyet adına tespitlerde, mevcut ve her türlü kısıtlama ve sınırlı ayni haklar saklı tutulur. Bu tür haklar kadastro tutanağında belirtilerek yeni kütüklere aynen geçirilir: TaĢınmaz mal üzerinde iyeden baĢka birine ait bina, çit, duvar, kuyu vb. muhdesat var ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi, ve edinme sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilir. Taraiların onayı halinde kadastro teknisyenleri ya da kadastro komisyonları ikili kullanmayı, anlaĢmaları çerçevesinde, tek mülkiyete dönüĢtürebilir.
TAPUDA KAYITLI OLMAYAN TAġINMAZ MALLAR Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalıĢma alanı içinde bulunan ve toplam alanı sulu topraklarda 40, kuru topraklarda 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taĢınmaz mal, çekiĢmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkiĢi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. Sulu veya kuru toprak ayrımı, 3083 sayılı Sulama Alanlannda Arazi Düzenlemesine Dair Tanm Reformu Kanunu hükümlerine göre yapılır: TaĢınmaz malın, 40 ya da 100 dönüm kapsamı dıĢında kalan kısmının zilyedi adına tespit edilebilmesi için, delillendirme koşulları dışında aynca şu belgelerden birine dayandırılması gerekir: a. 3 1.12. 1981 tarihine veya daha önceki tarihlere ait vergi kayıtları, b. Onaylı iradeauretleri ile fermanlar, c. Geçerli mütevelli, sipahi, mültezim, temeĢsük veya senetleri, , 58
d. Kayıtları bulunmayan tapu ve kaldırılan hazine-i hassa senetleri veya geçici tasarruf ilmühaberleri, . e. Onaysız tapu yoklama kayıtları, f. Mülkname, muhasebatı atika kalemi kayıtlan, g. Mubayaa, istihkam ve ihbar hüccetleri, h. Evkaf idarelerinden tapuya devredilmemiĢ tasarruf kayıtlan. Tapuda kayıtlı olmayan taĢınmaz mallann devir ve temliki, kadastro tutaııağının düzenleme tarihine kadar kabul edilerek tespit, son zilyedi adına yapılır. KK, md. 15 uyarınca; tapuda kayıtlı taĢrnmaz malların malikleri veya bunlann mirasçılan arasında, tapuda kayıtlı olmayan taĢınmaz ma(ların ise KK uyarınca belirlenen zilyetleıi arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkiĢi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu durumda, bu mallar taksim gereğince zilyetler adına tespit olunur. Hissedarlar arasındaki taksimlerde, taksim sonucu her hissedara hangi taĢınmaz malın isabet ettiği, mirasçılar arasındaki taksimlerde ise her mirasçının miras payına karĢılık aldığı taĢınır ve taĢınmaz mallar, kadastro tutanağının edinme sebebi sütununda açıklanır. TaĢınmaz mal tapuda kayıtlı olsun olmasın, onun ayrılması mümkün bir kısmının veya belli bir payının, KK'da zilyet lehine kabul edilen nedenlere iktisabı uygundur. ĠĢtirak halinde mülkiyet hükümlerinin söz konusu olduğu hallerde, iĢtirakçilerden biri veya birkaçının belirli bir taĢınmaz maldaki hissesinin diğer iĢtirakçilere devir ve temliki; tapulu taĢınmaz mallarda yazılı, tapusuzlarda ise her türlü delille ispat edilebilir. Bu durum, kadastro tutanağının edinme sebebi sütununda açıklanır. Mülkiyet sütununda iĢtirak hali çözülmeden payını devreden mirasçının adı yerine devralan mirasçının adı yazılarak tespit yapılır. Ayırma iĢlemi gerektiren tapulu ve tapusuz taĢınmaz malların taksimlerinde ayırma tarihindeki imar mevzuatına göre iĢlem yapılır. KAMU MALLARI Kamunun ortak kullanmasına veya bir kamu hizmetinin görülmesine ayrılan yerlerle Devletin hüküm ve tasamıfu altında bulunan sahipsiz yerlerden: a. Kamu hizmetinde kullanılan, bütçelerinden ayrılan ödenek veya yardımlarla yapılan resmi bina ve tesisler (Hükümet, belediye, karakol, okul binaları, köy odası, hastane veya diğer sağlık tesisleri, kütüphane, kitaplık, namazgah, cami, genel mezarlık, çeĢme, kuyular, yunak ile kapanmıĢ olan yollar, meydanlar, Pazar yerleri, parklar ve bahçeler ve boĢluklar ve benzeri hizmet alanları) kayıt, belge veya özel kanunlarına göre Hazine, kamu kurum ve kuruluĢları, il, belediye, köy veya mahalli idare birlikleri tüzel kiĢiliği adlarına tespit olunur. b. Mera, yaylak, kıĢlak, otlak, harman ve panayır yerleri gibi paralı veya parasız kamunun yararlanmasına tahsis edildiği veya kamunun kadimden beri yararlandığı belgelerle veya bilirkiĢi veya tanık beyanı ile ispat edilen orta malı taĢınmaz mallar sınırlandırılır, parsel numarası verilerek yüzölçümü hesaplanır ve bu gibi taĢınmaz mallar özel siciline yazılır. Bu sınırlandırma, tescil mahiyetinde olmadiğı gibi bu suretle belirlenen taĢınmaz mallar, özel kanunlarında yazılı hükümler saklı kalmak kaydıyla özel mülkiyete konu teĢkil etmezler. Yol, meydan, köprü gibi orta malları ise haritasında gösterilmekle yetinilir.
59
c. Devletin hüküm ve tasamıfu altında bulunan kayalar, tepeler, dağlar (bunlardan çıkan kaynaklar) gibi, tanma elveriĢli olmayan sahipsiz yerler ile deniz, göl, nehir gibi genel sular tescil ve sınırlandırmaya tabi değildir; istisnalar saklıdır. d. Devletin hüküm ve tasamıfu altında bulunan ormanlar, bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde, özel kanunlan hükümlerine tabidir. DEVLETĠN HÜKÜM VE TASARRUFU ALTINDAKĠ ARAZĠLER Özel ve tüzel kiĢiler adına iktisap koĢulları gerçekleĢmeyen ve tescile tabi bulunan taĢınmaz mallar ile tanm alanına dönüĢtüıülmesi veya ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerlerin hazine adına tescil edileceği KK, md. 18 ile hükme bağlanmıĢtır. Özel kanunları hükümlerine tabi olan ormanlar Devletin hüküm ve tasamıfu altında bulunur. ÇalıĢma alanı sınırlan içinde kalan Devlet ormanlan sınırlandırılarak orman özelliği ile hazine adına tespit ve tescil edilir.SınırlandırılmıĢ ormanlar için tahdit haritasındaki sınırlar esas alınarak bulunduğu adanın son parsel numarası verilmek suretiyle tapu kütüğüne aynen aktarılır. Tarım alanına dönüĢtürülmesi ya da ekonomik yarar sağlanması mümkün olan hali arazi ya da ham toprak gibi nitelikli yerler hazine adına tespit edilir ve tutanakta bu husus ayrıntılı olarak açıklanır. SınırlandırılmıĢ Devlet örmanları içinde kalan ve sınırlandırma tutanaklarında da kabul edilmeyen özel mülkiyete konu taĢınmaz mallar, tapulu olsa dahi, kadastrolamaya tabi tutulmaz. Ayrıca Devletin hüküm ve tasarnıfu altında bulunan dağlar, tepeler, kayalar, bunlardan çıkan kaynaklar gibi tarıma uygun olmayan sahipsiz yerler ile deniz, göl, nehir gibi genel sular tescil ve sıınrlandırma dıĢında tutulur. Orta malları, hizmet malları, ormanlar ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup ta bir kamu hizmetine tahsis edilen yerler ile kanunları uyarınca Devlete kalan taĢınmaz mallar, tapuda kayıtlı olsun olmasın kazandırıcı zaman aĢımı yolu ile iktisap edilemez. ĠHYA EDĠLEN TAġINMAZ MALLAR Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elveriĢli hale getirilen taĢınmaz mallar, tapuda kayıtlı olmayan taĢınmaz malların tespiti ile ilgili koĢullar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir. Ġl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taĢınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.
TOPLU YAPILAR Kooperatif, Ģirket ya da tüzel kiĢiliğe sahip olmayan Ģahıs topluluklarının birden fazla yapı ve tesis yaparak sahip oldukları taĢınmaz malların, kendi imar ya da vaziyet planları dikkate alınarak ve gerektiğinde birleĢtirilerek ya da parçalara ayrılarak, Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerine göre kat mülkiyeti ya da kat irtifakı tesis edilip bağımsız bölümler Ģeklinde kadastro tespitleri yapılır.Bu Ģekilde tespitler için tüzel kiĢilerin genel kurullarının oy çokluğu ile geçen yönetim kurulu kararı, Ģahıs topluluklarında ise oy çokluğu ile alınan karar gerekir. Bağımsız bölüm olarak tespit yapılabilmesi için: 60
Tüzel kiĢiliğe sahip yapı kooperatifleri ve Ģirketlerin yönetim kurullarınca alınıp genel kurullannın oy çokluğu ile kabul edilen yönetim kurulu kararı bulunmalıdır. Tüzel kiĢiliğe sahip olmayan Ģahıs topluluklarının malik olduğu taĢınmaz mallarda ise, maliklerin adet ve pay olarak yarıdan bir fazlasının noterlerce düzenlenmiĢ yazılı onayları gerekir. ġahıs topluluklarına ait taĢınmaz mallarda, talepte bulunan paydaĢların, yönetim planını iınzalaması yeterlidir. Ayrıca, bağımsız bölümleri gösterir noterden onaylı listede aranmaz. Kayden malik olduklan paylar arsa payı olarak kabul edilir. Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 12. ve 14. maddelerinde sayılan belgeler mevcut olmalıdır. Daha önce kadastrosu yapılmıĢ bu gibi taĢınmaz malların, tüzel kiĢilerin ya da topluluk temsilcilerinin talebi üzerine TKGM'nün izni alınmak suretiyle ikinci defa kadastrosu yapılır. Kat mülkiyeti esasına göre yapılacak tespitlerde ana taĢınmaz mal ve her bağımsız bölüm için ayrı ayrı kadastro tutanağı düzenlenir ve bağımsız bölümlere ait tutanaklar ana taĢınmaz mal için düzenlenen tutanağa ekleııir. Ana taĢınmaz mal için düzenlenecek tutanağın edinme sebebinde, bağımsız bölümlerin kime ait olduğu, arsa payları ve edinme nedenleri etraflıca açılanır ve mülkiyet sütununda malikleri ve paylan gösterilir. Bağımsız bölümler için düzenlenecek tutanaklarda bağımsız bölüm numarası parsel numarası ile kesirli (1/1, 1/3 gibi) yazılır. Edinme sebebinde ise o bağımsız bölümün tespit Ģekli açıklanır. Askı cetvellerinde bağımsız bölümlerin tespit sonuçlan yazılıp tapu kütüğüne yazım iĢlemleri Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerine ğöre yapılır. Sınırlandırma ve mülkiyet tespiti iĢlemlerinde tapu kayıtları ve diğer belgelerin kapsadığı yerin tayininde (belirlenmesinde), KK, md. 20 uyarınca aĢağıdaki Ģekilde hareket edilir: Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması olanaklı ise, harita, plan ve krokideki sınırlara uyulur. Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar mahalline uygulanabiliyor ve bu sınırlar içinde kalan yer hak sahibi tarafından kullanılıyor ise, kayıt ve belgelerde gösterilen yer esas alınarak tespit yapılır. Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar, değiĢebilir ve geniĢletilmeye elveriĢli nitelikte ise, bunlarda gösterilen miktara itibar olunur. Ancak, değiĢebilir ve geniĢletilmeye elveriĢli sınırdaki taĢınmaz malların kayıtları, fıziki yapıları ve konumları itibariyle belli bir yeri kapsıyorsa, tespit o sınır esas alınarak yapılır. Hazinece, özel kanunları hükümlerine göre değiĢmez ve geniĢlemeye uygun olmayan sınırlarla miktar üzerinden satılan, tefviz veya tahsis veyâ parasız dağıtılan taĢınmaz mallarda çıkan fazlalık, taĢınmaz malla birlikte satıĢ; tevfız, tahsis ve dağıtım tarihinden itibaren on yıl geçmiĢ ise, miktarına bakılmaksızın kayıt sahibi adına tespit edilir. 10 yıllık süre dolmamıĢ ise miktar fazlası zilyedin göstereceği taraftan ( tespit sırasında zilyet hazır bulunmaz ise zilyedin yaranna uygun düĢen taraftan) bölünerek rnaliye hazinesi adına kayıt edilir. KK, md. 21'e göre kayıt ve belgelerde yazılı miktara uyulması gereken hallerde, kayıt ve belgeler değiĢebilen ve geniĢletilmeye elveriĢli sınır içeriyorsa miktar fazlası o taraftan ifraz edilir. DeğiĢmeyen ve geniĢletilmeye elveriĢli olinayan sınırlı kayıt ve belgelere dayanan tespitlerde, miktara itibar edilmesi gerektiği takdirde, miktar fazlası zilyedin göstereceği taraftan ifraz edilir. Zilyet, tespit sırasında hazır bulunmaz veya tercih hakkını kullanmaktan kaçınırsa ifraz, zilyedin yararına uygun düĢen taraftan yapılır. 3.6. 2. 2.
ÇEKĠġMELĠ (DAVALI) PARSELLERĠN TESPĠTĠ
TaĢınmaz mal mülkiyetine ve sınırlı ayni haklara, Tapuya tescil ya da Ģerh edilecek veyahut beyanlar hanesinde gösterilecek diğer haklara, Sınır ve ölçüm uyuĢmazlıklarına iliĢkin 61
kadastroyu ve tapu sicilini ilgilendiren benzeri davalara konu taĢınmazlar çekiĢmeli sayılır. ÇalıĢma alanında iĢe baĢlamadan önce KK,md.5 uyarınca kadatro müdürü tarafından,mahalli hukuk mahkemesinden,bu çalıĢma alanında taĢınmaz mallar hakkında görülmekte olan kadastro ile ilgili davalarla,hükme bağlanmıĢ olup ta henüz kesinleĢmeyen davaların listesi yazılı olarak istenir. Yerel hukuk mahkemelerince düzenlenecek listelerde;davanın esas numarası,davacı ve davalının adı,soyadı ve adresleri,davanın konusu,davalı taĢınmaz malın mevkii ve sınırları ile varsa davaya dayanak belgelerin cinsi,tarih ve numarası belirtilir.Dava listeleri müdür ya da müdür yardımcısı tarafından incelenir.Kadastro mahkemesi görevi içine giren ve çekiĢmeli parsellere konu olan davalar tespit edildikten sonra bu liste ve davalarla ilgili belgeler kadastro teknisyenlerine imza karĢılığı teslim edilir.Kadastro teknisyenlerine teslim edilen davalı taĢınmazların sınırlandırma ve tespiti dava konusuna göre aĢağıdaki Ģekilde yapılır. a.Dava mülkiyete yönelik ise;taĢınmaz mal teknisyenlerince ölçülür,tarafların iddiaları,varsa belgeleri muhtar ve bilirkiĢi beyanlarına göre değerlendirilir.Sonuçları ve varacakları kanaatleri tutanağın edinme sebebi sütununa etraflıca açıklanır.Davanın dosya numarası belirtilerek maliki tayin edilmeden(mülkiyet tablosu doldurulmadan)kadastro tutanağı düzenlenir. b.Dava sınıra ve yüzölçümüne yönelik ise;taĢınmaz mal teknisyenlerince ölçülür,tarafların iddiaları,varsa belgeleri muhtar ve bilirkiĢi beyanlarına göre değerlendilir.TaĢınmaz malın maliki tayin edilerek kadastro tutanağı düzenlenir.Davaya konu sınırlar paftasında mürekkeplenmeden kurĢun kalemle iĢaretlenir.Ancak yüzölçümüm hesaplanmaz .Tarafların iddia ettikleri sınırlar ile mevcut olan sınır ayrı bir kroki üzerinde gösterilir ve bu kroki kadastro tutanağına eklenir. c.Davanın mülkiyetle birlikte sınıra da yönelik olması halinde;a ve b‘de açıklandığı Ģekilde,taĢınmaz malın maliki tayin edilmeden davaya konu sınırlar paftasında kurĢun kalemle iĢaretlenir.Yüzölçümü hesaplanmaz. d.Davanın Sınırlı ayni haklara,tapuya tescil ya da Ģerh edilecek veyahut beyanlar hanesinde gösterilecek haklara yönelik olması halinde;teknisyenlerince,taĢınmaz malın sınıralrı belirlenir,maliki tayin edilir,davanın konusu ile dosya numarası kadastro tutanağının edinme sebebi sütununda ayrıntılı olarak açıklanır. Bu taĢınmaz mallara ait kadastro tutanakları,kadastro mahkemesine gönderilmek üzere pafta örnekleri ile birlikte en geç 7 gün içinde kadastro müdürüne teslim edilir.Davalı olan tutanakların sağ üst köĢesine kırmızı kalemle “DAVALI” yazıldıktan sonra tutanağın dava dosyası ile kolayca birleĢmesi sağlamak için mahkemenin adı ve esas numarası yazılır.Davalı taĢınmaza ait tutanak ve ekleri asılları kadastro müdürünce en geç 7 gün içinde kadastro mahkemesine gönderilir.Ayrıca,davanın görülmekte olduğu mahalli mahkemeye de bilgi verilir. Mahalli mahkemede görülmekte olan dava aynı çalıĢma alanında birden fazla taĢınmaz malı ilgilendiriyorsa her bir parselin kadastro tutanağı düzenlendikçe ayrı ayrı kadastro mahkemesine gönderilir. Davalı mallara ait kadastro tutanağı ile ekler çalıĢmaların tamamlanmasından sonra,diğer belgelerle birlikte tapu sicil müdürlüğüne devredilir.Bir örneği de aslına uygunluğu onaylanarak kadastro müdürlüğünde saklanır. Dava listesi kadastro müdürlüğüne verildikten sonra mahalli hukuk mahkemelerinde açılan davalara iliĢkin iĢlemler ise aĢağıdaki gibidir: a. Kadastro tutanağı düzenlenmeden dava açılmıĢ ise; o çalıĢma alanında bulunan taĢınmaz mallarla ilgili olarak yeni açılan davaların mahkemelerce kadastro müdürlüğüne bildirilmesi üzerine, kadastro müdürünce bu listeler derhal 62
kadastro teknisyenlerine verilir. Davanın mahiyetine göre, teknisyenlerce sınırlandırma ve tespit iĢlemleri tamamlanır ve davalı tutanaklar kadastro mahkemesine verilir. b. Kadastro tutanağının düzenlenmesinden önce dava açılmıĢ, ancak tutanak düzenlendikten sonra kadastro müdürlüğüne bildirilmiĢ ise; teknisyenlerce kadastro tutanağıınn malik sütunu kırmızı kalemle çizilerek mahkemenin adı ve esas numarası yazılır. Tutanağın uygun bir yerine kadastro ekibince Ģerh verilerek parsel davalı hale getirilir. Davalı tutanaklar kadastro mahkemesine devredilir. c. Kadastro tutanağının düzenlenmesinden sonra dava açılmıĢ ise; tutanak üzerinde herhangi bir iĢlem yapılmadan derhal mahalli mahkemeye açıklayıcı bir yazı ile kadastro tutanağının düzenlendiği bildirilir. d. 30 günlük askı ilanı süresi içinde taĢınmaz mallarla ilgili olarak kadastro mahkemesinde dava açılmıĢ ise; bu süre içinde mahalli hukuk mahkemesinde açılan davalar hakkında kadastro müdürlüklerince kadastro tutanağr üzerinde iĢlem, yapılmaz. Dava konusu taĢınmaz malın tespitinin yapılarak 30 günlük askı ilanına alındığı konusunda davaınn açıldığı mahkemeye aynntılı bilgi verilir. e. Davalı olduğu halde tutanaklar kesinleĢtirilmemiĢ ise; dava listesine dahil edilmeyen ya da davalı olduğu mahkemelerce bildirildiği halde bu husus göz önünde bulundurulmayarak tespitleri kesinleĢtirilen taĢınmaz mallar bulunabilir. Bunlar, devredilmiĢse tapu sicil müdürlüğünce, devredilmemiĢ ise kadastro müdürlüğünce ilgili parselin tapu kütüğü sayfasının beyanlar hanesine, tespitin davalı olması nedeniyle kesinleĢmediği yazılarak sınırlandırılır. Ayrıca, davalı tutanaklar kadastro mahkemesine devredilir. TaĢınmaz mal tapu kütüğüne tescil edildikten sonra el değiĢtirmiĢ ise hiçbir iĢlem yapılmadan ilgililerine mahkemeye baĢvurmaları gerektiği bildirilir. Kadastro mahkemesinde sınır uyuĢmazlığı nedeniyle açılmıĢ davalarda, ilgililerin talebi üzerine dava. konusu taĢınmaz malın anlaĢmazlık dıĢında kalan kısmı mahkemece ayrılabilir. Mahkeme, ayırma iĢlemini yapmak üzere kadastro müdürlüğüne talepte bulunur. Kadastro müdürlüğü bu ayırmanın imara uygunluğunu yetkili mercilerden sağladıktan sonra ayrımı yapar ve sonucunu mahkemeye iletir. Mahkemenin bildirisi üzerine ihtilafsız kısma son parsel numarası verilerek tescili yapılır.
3. 7. KROKĠ, TUTANAK VE ÖLÇÜMLERĠN KONTROLÜ Teknik, idari ve hukuksal konulan içeren kontrol iĢlemleri KK, md. 8 uyarınca gerçekleĢir: 22/2/2005 tarih ve 5304 sayılı Kanun MADDE 4. - 3402 sayılı Kanunun 8 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Madde 8. - Kadastro çalıĢmaları esnasında, kadastro müdürü veya görevlendireceği kontrol elemanları tarafından kadastro tutanağı ve bunları tamamlayan belgeler üzerinde ve gerektiğinde arazide inceleme yapılır. Ġnceleme sonucu tespit edilecek teknik, idarî ve hukukî noksan ve yanlıĢlıklar, kadastro ekibine tamamlattırılır veya düzelttirilir. Yapılan iĢlem ilgililerin haklarını etkilemekte veya kontrol elemanları ile kadastro teknisyenleri arasında görüĢ ayrılığı bulunmakta ise, kadastro tutanağı ekleriyle birlikte kadastro komisyonuna gönderilir. Kadastro müdürlüğünce, kadastro ekibinin çalışma alanındaki işinin bittiği tarihe kadar yaptırılacak inceleme ve denetimler sonucunda tespit edilecek noksan ve yanlışlıklar hakkında da birinci fıkraya göre işlem yapılır. Kontrol belirli periyotlarla yapılır. Teknik kontrol iĢlemleri harita mühendisleri, bunlar yoksa fen kontrol memurları ya da her ikisi tarafından; hukuki kontrol ise tasarruf kontrol memurlan 63
tarafından gerçekleĢtirilir. Eksiklikler ve yanlıĢlıklar kadastro ekibine tamamlattırılır ya da düzelttirilir. Kontrol sonuçları her çalıĢma alanı için tutulan onaylı kontrol defterine yazılır. Yapılacak düzeltme iĢlemi ilgililerin haklarını etkiliyor veya kontrol elemanları ile kadastro ekibi arasında görüĢ ayrılığı bulunuyorsa, kadastro tutanağı ekleri ile beraber konunun çözümlenmesi ve iĢlemlerin daha sağlıklı bir Ģekilde yürütülebilmesi için kadastro komisyonuna devredilir.
3. 8. KADASTRO TESPĠTĠNE ĠTĠRAZ KK, md. 9 uyarınca, kadastro tutanağı düzenlendikten sonra kadastro ekibi çalıĢma alanında iĢlerini bitirinceye kadar tespitlere itiraz edilebilir. Bu, kadastro çalıĢmalarının hızla sonuçlandırılması ve kadastro komisyonlarında iĢ birikimini önlemeyi amaçlamaktadır. Sınırlandırma ve tespite itiraz, kadastro teknisyenliğine veya kadastro müdürlüb ne yapılır. Ġtiraz üzerine kadastro tutanağı ve ekleri en geç on gün içinde kadastro komisyonuna intikal ettirilir. Ġtiraz sadece uygulanan belgelerin geçerliliği hakkında yapılabilir.GeliĢigüzel itirazların önlenmesi amacıyla, sadece belgeye dayalı itirazlar komisyonca incelenir. Ġtirazları yerinde görülmeyen kiĢilerin ilan süresi içinde de dava açma hakkı saklıdır.
3. 9. KADASTRO HARÇLARININ BELĠRLENMESĠ Kadastro çalıĢma alanlarındaki taĢınnıaz malların tespiti sırasında, ilgililerince belediyelere verilen; a. Emlak vergisi beyannamesi, b. Köy beyan defteri ya da c. Belediye ya da köy muhtarlıklarınca onaylı ilgililerince ibraz edilecek belgelerdeki yazılı emlak vergisi değer miktarları, kadastro harcı ve yargılama giderlerine matrah olmak üzere kadastro tutanağının ilgili sütununa teknisyenlerce iĢlenir.Ġlgililerince son beyan döneminde a. Vergi beyannamesi verilmeyen, b. Paylı olup ta bir kısım paydaĢlarca beyanda bulunulmayan ya da c. Beyan tarihinden sozıra özelliği değiĢen taĢınmaz mallar tespit edilmiĢ olabilir. Bunların her ada ya da mevkün bitiminde teknisyenlerce, ada ve parsel numarası, mevki ve sokak adı, alanı ve özellikleri yazılarak düzenlenecek bir listesi kadastro müdürüne teslim edilir. Kadastro müdürü de bunları en kısa sürede kadastro komisyonuna havale ederek, kadastro harcı ve yargılama giderlerine esas olmak üzere, emlak vergisi değerlerinin belirlenmesini ister. Kadastro komisyonunun saptadığı emlak vergisi değeri de dikkate alınarak her parsel için kadastro harcı tahakkuk ettirilir. Kadastro harçları Ģöyle saptanır: a. Tapuda kendisi ya da mirasçısı adına kayıtlı olup ta emlak vergisi beyannamesi verenlere ait taĢınmazların kadastrolanmasında emlak vergisi değerinin binde 3'ü, beyanname vermeyenler için binde 5'i, b. Tapuda kayıtlı olmayan taĢınmazların, zilyedi adına- kadastrolanmasında beyanname verenlerden emlak vergisi değerinin binde 4'ü, beyanname vermeyenler için binde 6'sı, kadastro harcı olarak tâ.tıakkuk edilir. 3. 10. KADASTRO KOMĠSYONUNUN GÖREVLERĠ KK, md. 3 uyarınca kurulan kadastro komisyonlarının görevleri ilgili kanun ve bu konuda hazırlanmıĢ yönetmelik hükümlerine göre Ģunlardır: a. Kadastro teknisyenleri arasında görüĢ ayrılığı olduğu veya tarafların dayandıkları kayıt ve belgeler aynı kuvvet ve mahiyette göıüldüğü takdirde, sorunu çözümlemek (KK; md. 7/3), b. ÇalıĢma alanı sınırları içinde veya bitiĢiğindeki taĢınmaz mallar ile dıĢında toplu olarak bulunan taĢınmaz mallardan kadastro tutanağı düzenlenmeyen yerlerin 64
kadastroya tabi olması yolunda iddia olursa düzenlenen tutanakların geometrik ve yasal konularının çözümlenmesi (KK, md. 7/4), c. Kontrol iĢlemleri sırasında, kontrol elemanları ile kadastro teknisyenleri arasında göıüĢ ayrılığı bulunduğunda bu ayrılığı gidermek (KK, md. 8), d. Kadastro tespitlerine yapılan itirazların çözümleıımesi (KK, md. 9/2), e. Kadastrosu yapılan yerlerde, son beyan dönemi emlak vergisi değeri belli olmayan taĢınmaz mallara, kadastro ve dava harcı ile yargılama giderlerine esas olmak üzere vergi kıymet takdir edilmesi için gönderilen iĢler. Kadastro komisyonu, kendisine intikal eden iĢleri itirazlı iĢlemler ve itiraz dıĢı iĢlemler olarak iki ayrı grupta inceler. Komisyon, kendisine intikal eden iĢlerle itirazlı tutanakları, intikal tarihinden itibaren bir ay içinde ya da gerekçe göstermek suretiyle, en geç çalıĢma alanında kadastro ekibinin faaliyeti sona erinceye kadar sonuçlandırılır. Kadastro tespitlerine yapılan itirazlar ancak iki halde incelenir: · Tespite esas alınan belgenin geçersiz olduğu ileri sürülebilir. · Tespit, bir belgeye ya da bilirkiĢi beyanlarına dayalı olarak yapılmakla beraber taĢınmaz mal üzerinde hak iddia eden kimse belgeye dayanabilir. Komisyonun buradaki incelemesi yalnızca, belgenin yasal durumu ve bu yere ait olup olmadığı hususu ile sınırlıdır. Komisyon, gönderilen tutanaktaki bilgilerden, gerektiğinde tutanakta beyanları alınan kimselerin de görüĢlerinden yararlanmak suretiyle hak sahibini belli eder. Aynı parsel için birden fazla itiraz yapılması halinde, itirazlar henüz sonuçlandırılmamıĢ ise, birlikte incelenerek soıun çözümlenir. Ġtirazların sonuca bağlanmasından soııra yapılacak itirazlar ise ayrıca incelenip yeniden komisyon tutanağı düzenlenir. Ancak, askı cetvellerinde bütün itirazlar incelenerek en son durum gösterilir. Ġtiraz dıĢı iĢlemlerde komisyon incelenme ve araĢtırma ile sınırlandırılmamıĢtır. Gerektiğinde yerinde uygulama, soruĢtunna ve inceleme yapıp bilirkiĢi, muhtar ve üçüncü kiĢileri dinleyerek gerçek hak sahibini belirler. Kadastro komisyonu tarafından sonuçlandırılan emlak vergisi değeri bulunmayan taĢınmaz malların kıymet takdiri iĢleri de itiraz dıĢı iĢlemlerdendir. Müdürlükçe kadastro komisyonuna intikal ettirilen listelerdeki taĢınmaz mallara kadastro ve mahkeme harcı ve yargılama giderlerine esas olacak matrah belirlenir. Matrah belirlenirken: *Vergi daireleri ya da belediyelerde bulunan emlak vergisi asgari m2 birim değerleri cetveli, ,-----Binalann m² inĢaat maliyet bedelleri -----Bina aĢınma payı oranlarını gösteren cetveller, -----TaĢınmaz malın yüzölçümü ve özellikleri, ----KomĢu parĢellerin beyan edilen değerleri * göz önünde tutulur.Gerektiğinde mahallinde araĢtırma yapılır ve bilirkiĢilerden de yararlanılır. Kadastro komisyonunca takdir edilen bu değerler teknisyenler tarafından kadastro tutanağına iĢlenir.Tutanaklar devredilmiĢ ise bu iĢi müdürlük yapar. Görülmekte olan davaların konusunu teĢkil eden taĢınmaz malların yargılama giderlerine esas olmak üzere kadastro mahkemelerince kıymetinin belirlenmesi istenmesi halinde, bu taĢınmaz mallara kıymet takdir edilir ve en geç bir ay içinde ilgili mahkemeye bildirilir. Kadastro komisyonlarınca takdir edilen bu değerlere maddi hesap hataları dıĢında itiraz edilemez.Matrahın tespitinde ya da harcın tahakkukunda meydana getirilen maddi hesap hataları nedeniyle 30 günlük askı ilanı sonuna kadar yapılacak itirazlar kadastro müdüıü tarafından incelenip düzeltilir. Ġtiraz eden kimse, itirazı için doğrudan baĢvurduğu zaman, kendisine tebligat yapılmayacağı, sonucun askı ilanında açıklanacağı belirtilir. Ġtiraz edenin, ayrıca 30 günlük askı ilanı süresince kadastro mahkemesine dava açma hakkı vardır. Kadastro tutanağına yapılan itirazların geri alınmasının istenilmesi halinde, komisyonca kimlik tespiti yapılır, itirazın geri alınma nedeni açıklanarak bir tutanak düzenlenir ve itirazını geri alanın imzası alınarak itiraz kaldırılır.Düzenlenen bu tutanak ta kadastro tutanağına eklenir. 65
Tutanağın ve itiraz kayıt defterinin ilgili sütununa itirazın kaldırıldığı iĢaret edilir. Ġtirazlı ve itiraz dıĢı iĢlemlerde hak sahibi belirlendikten sonra yeniden komisyon tutanağı düzenlenir. Ġlgililerince imzalanan bu tutanakta komisyon üyeleri arasında görüĢ ayrılığı olduğu takdirde, tam üye sayısı iIe toplanılır ve oy çokluğuna dayalı olarak tutanak düzenlenir. Komisyonca düzenlenen tutanakların sonucu askı ilanında belirtilir. Aynı kuvvet ve mahiyetteki belgelerin uygulanmasında sonuca varılamayan ya da çözümü yasalarla mahkemelerin takdirine bırakılan konularda kadastro komisyonu tarafından gerekçe gösterilmek suretiyle düzenlenecek komisyon tutanağı ekleri ile birlikte kadastro mahkemesine devredilir. 3.11 ASKI ĠLANI KK, md. 11 uyarınca kadastro müdüıü, sınırlandırma ve tespit sonucu düzenlenen kadastro tutanaklarına dayanarak, askı cetvellerini düzenler. Bu cetvelleri ve pafta örneklerini, müdüriyette ve ayrıca muhtarın çalıĢma yerinde 30 gün süre ile ilan ettirir. Ġtirazı olanların ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açabileceklerini belirtir. Bu ilanda kadastro harçlan da gösterilir. Kadastro müdürü bu iĢlemleri, kadastro ekibinin çalıĢma alanındaki iĢini bitirdiği tarihten itibaren en geç üç ay içinde yapmak zorundadır. Müdür, Genel Müdürlüğün iznini alarak kadastrosu henüz tamamlanamayan çalıĢma alanlarında mahalle, bucak merkezi ve köyde, bir ada veya mevkiden daha küçük olmamak üzere kadastro çalıĢmaları sonuçlanan taĢınmaz mallara ait kısmi ilanı aynı esaslara göre yapabilir. KK uyarınca yapılan ilanlar, ilgili gerçek kiĢilere, kamu ve özel hukuk tüzel kiĢilerine Ģahsen tebliğ edilmiĢ sayılır. 3. 12. KADASTRO MAHKEMESĠNĠN GÖREVLERĠ VE TUTANAKLARIN KESĠNLEġMESĠ
KK, md. 24 uyarınca kurulan kadastro mahkemesi aĢağıdaki davalara bakar ve sonuçlandınr: a. KK, md. -10/4 uyarınca, aynı kuwet ve mahiyetteki belgelerin uygulanmasında sonuca varılamayan veya çözümü kanunlarla mahkemelerin takdirine bırakılan konulara iliĢkin kadastro komisyonu tarafından gönderilen tutanaklara ait davalar. b. KK, md. 11'de belirtilen, 30 günlük askı ilanı süresi içinde kadastro mahkemesinde açılan davalar. c. KK, md. 27 uyarınca mahalli hukuk mahkemelerinden kadastro mahkemelerine devredilen dava ve dosyalar. d. Kadastro mahkemelerine dava açıldıktan sonra, tespitten önceki haklara dayanarak, aslî müdahil olarak katılanlann iddialarına dair uyuĢmazlıklar. Kadastro mahkemelerinin sonuçlandırdığı davalara ait kararlar kesindir. Yargıtay'da bunlara karĢı itiraz edilemez. Ġtiraz edilmeyen ve davalı olmayan kadastro tutanakları, sınırlandırmalar ve tespitler 30 günlük askı ilanı sonunda kesinlik kazanır. Kesinlik kazanan kadastro tutanaklan müdür tarafından onaylanır. Davalı taĢınmaz mallara ait tutanaklar, sınırlandırma ve tespitler ancak kadastro mahkemesinin kararı sonucunda kesinleĢir. ÇalıĢmaların bitiminden sonra, uygıılanamayan tapu kayıtlarının uygulanamama nedenleri açıklanmak suretiyle düzenlenen tutanak muhtar, bilirkiĢiler ve kadastro teknisyenlerince imzalanır. Zemine uygulanamayan tapu kayıtlarının zabıt defterlerindeki uygun bir yere kırmızı kalemle UYGULANAMADI diye iĢaret düĢülür. Aynca, çalıĢma alanında kadastrosu yapılmayan taĢınmaz kalmadığına, sınırlandırma ve tespit iĢlemlerinin tamamlandığına iliĢkin bir tutanak tutularak imzalanır. Tutulan bu zabıttaki bilgiler ve çalıĢma alanına ait tapu kayıt defterlerine göre 30 günlük askı ilanından soııra, tescil iĢleminden önce tapu sicil . müdürlüğündeki tapu kayıtlanna gerekli revizyonlar iĢlenir. Revizyon yapılan kayıtların uygun bir yeri ile kayıt defterleri iĢleyen kiĢilerce imzalanır.
4. SON ĠġLEMLER Kadastroda teknik ve yasal iĢlemlerin kesinleĢmesinden soııra gerçekleĢtirilen a. Tapu kütüğüne tescil, b. Eski tapu kayıtlarının kapatılması, 66
c. Çaplı tasanuf belgelerinin ilgililere dağıtılması ve d. Devir ve teslim çalıĢmaları son iĢlemleri oluĢturur. 4. 1. TAPU KÜTÜĞÜNE TESCĠL Tescil iĢlemleri kadastro mahkemesince kesinleĢen veya ilan süresince itiraz edilmeden kesinleĢen tutanak ve .eklerine dayanarak yapılır. Komisyon tarafından iki nüsha tescil dosyası hazırlanır. KesinleĢme tarihleri tescil tarihleri olarak gösterilmek suretiyle en geç 3 ay içinde ada ve parsel sırasına göre: tapu kütüklerine kaydedilir. Davalı olup kadastro mahkemesine intikal etmiĢ bulunan taĢınmaz malların kütük sayfalarının itirazla ilgili hanesi boĢ bırakılır. Ġlgili davanın esas numarası; kütük sayfasının beyanlar hanesinde kurĢun kalemle belirtilir. Kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleĢtiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten soııra, kadastrodan önceki yasal nedenlere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz. Devlete ait ormanlar harç ve resm alınmaksızın hazine adına tapuya tescil edilir. Orman tapuları birisi dosyasına konmak, diğeri ise aslı ile beraber Orman Genel Müdürlüğü'ne gönderilmek üzere iki nüsha hazırlanır. Kadastrosu yapılan ormanlarla ilgili olarak,Orman Genel Müdürlüğü'nde orman kadastrosu sicil defteri, ilçelerde ilçe orman kadastro dosyaları, ayrıca belde/köy orman kadastrosu dosyaları tanzim edilir. 4. 2. ESKĠ TAPU KAYITLARININ KAPATILMASI Kadastrosu tamamlanan çalıĢma alanı içinde kalan eski tapu kayıtları kapatılarak, iĢleme tabi kayıt niteliğini kaybederler. Bu kayıtlara dayanılarak iĢlem yapılamaz. 4. 3. ÇAPLI TASARRUF BELGELERĠNĠN ĠLGĠLĠLERĠNE DAĞITIMI TaĢınmaza ait konum, kütük, vergi, kıymet, iyelik bilgileri yanı sıra taĢınmazın komĢu parsel ve yollarla olan durumunu gösteren krokisinin de, bulunduğu çaplı tasarruf belgeleri tescil iĢlemleri tamamlandıktan soııra ilgililerine dağıtılır. 4. 4. DEVĠR VE TESLĠM Kadastrosu biten çalıĢma alanlarına ait bütün tutanak ve ekleri ile paftaları mahalle ya da köy itibariyle ve ada, parsel sırasınca ayrı klasörlerde toplanarak ve bir cetvele bağlı olarak tapu sicil müdürlüğüne devredilir. Devir teslim için üç nüsha tutanak düzenlenir. Bunlar kadastro ve tapu müdürleri tarafından imzalanır. Pafta ve fenni belgelerin asıllan kadastro müdürlüğünde saklanır. Kadastro paftalarının birer örnekleri ile hazırlanan tapu kütüklerinin birer kopyası TKGM'ne gönderilir. Bunların dıĢında nirengi röper krokileri, nirengi ve poligon kanavaları, nirengi ve poligon özet çizelgeleri, kadastro çalıĢma alanı sınır krokileri, ada bölümü krokileri, sınırlandırma krokileri, ölçü krokileri, sınır köĢe noktalarının koordinat özet çizelgeleri, yüzölçümü hesap çizelgeleri, mahalle yada köy klasörlerinin birer örnekleri de TKGM'ne gönderilir. Harç çizelgelerinin birer kopyası yerel vergi dairesine gönderilir. .
KADASTRO HATALARI VE DÜZELTĠLMESĠ Kadastro çalıĢmaları sırasında ölçü, çizim ve hesaplamadan doğan teknik hatalar meydana gelebilir. TaĢınmaz mal iyelerinin gereksiz yere mahkeıneye gitmelerini önlemek, bu gibi hataların idari yolla düzeltilmesi amacıyla KK'nun 41. maddesi bu hataların düzeltilmesini hükme bağlamıĢtır. 67
.Bu maddenin uygulanmasında,12. maddede belirtilen hak düşürücü süre aranmaz.” 22/2/2005 tarih ve 5304 sayılı Kanun MADDE 9. - 3402 sayılı Kanunun 41 inci maddesinin madde başlığı "Hataların düzeltilmesi:" olarak ve birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan iĢlemlerle geometrik durumları kesinleĢmiĢ olan taĢınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re‘sen düzeltilir. Düzeltme, taĢınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden baĢlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleĢir. Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle kesinleşmiş olan taşınmazlarda, değişiklik işlemleri sırasında ortaya çıkan yüzölçümü farklılıklarından, kadastronun dayandığı teknik kurallarda belirtilen hata sınırları içinde kalanların re’sen düzeltilmesine kadastro müdürlükleri yetkilidir. 41. maddede nitelik ve mülkiyet değiĢikliği doğuran hatalar düzeltme dıĢı tutulmuĢtur. ÇalıĢma alanı içinde, kadastro kesinleĢtikten sonra oıtaya çıkan hataların düzeltme iĢlemlerinde, KK, md. 12'de hükme bağlanmıĢ olan 10 yıllık hak düĢürücü süre dikkate alınmaz. Düzeltmeye konu olan kadastro hataları Ģunlardır a. b. c. d. e.
f.
g. h. i. j. k.
l. m. n. o. p.
Ġl, ilçe, mahalle adlarının yanlıĢ yazılması, Pafta, ada, parsel numaralarının yanlıĢ yazılması, Ölçeğin yanlıĢ yazılması, Kenar koordinatlarının yanlıĢ yazılması, Sınırlandırmanın yanlıĢ yapılması (parsel sınırlannın tam olarak saptanamaması ya da nereden geçtiklerinin ve birbirlerinden ne gibi tesislerle aynldıklarının veya sınırlardaki çit, duvar vb. tesislerin sınırlandınna krokisinde yanlıĢ belirtilmesinden doğan kazalar), Ġyelik bilgilerinin yanlıĢ belirtilmesi (beyannamelerde ilgili parsellerinin iyelerinin adları, soyadları, cinsiyeti, baba adları veya paylarının yanlıĢ yazılması ya da iki adından yalnız birinin kaydedilmesi, parsel değerinin doğru belirlenmemesi), Mal sahibinin adının hiç yazılmaması, Parsel niteliğinin yanlıĢ yazılması, BilirkiĢilerin, yemin ettirilmeden çalıĢtırılması, Ġlan süresinin kısa tutulması nedeniyle usul hatasının ortaya çıkması, Ölçümlerin yanlıĢ yapılması (prizmatik/kombine ya da kurulsal/takeometrik ölçümlerde yanlıĢ nokta ölçülmesi, nokta atlanması, nokta numaralarının yanlıĢ yazılması, mira, açı ya da uzunluk ölçülerinde hata yapılması vb.), Hesaplann yanlıĢ yapılması (poligon, küçük nokta, yüzölçümlerinin vb. hatalı hesaplanması), Ġyelik sınırının yanlıĢ geçirilmesi (kırık noktaların yanlıĢ birleĢtirilmesi vb.), Sınırların yanlıĢ mürekkeplenmesi, DeğiĢikliklere iliĢkin geometrik verilerin doğru iĢlenmemesi, TaĢınmazları devir ve temliki esnasında yanlıĢlıklar yapılması.
Teknik hatalar tarafların kusuru olmaksızın görevli memurların dikkatsizliğinden kaynaklanıyor ise büro ve zeminde gerekli incelemeler yapıldıktan ve bir tutanakla durum belirlendikten sonra gerekli düzeltmeler kadastro ve tapu sicil müdürlükleri tarafından yapılır. TaĢınmaz mal sahibinin .teknik hatayı fark ederek baĢvurması ya da röperli kroki veya çap istemi sırasında yanlıĢlığın anlaĢılması halinde de büro ve zeminde gerekli incelemeler yapılıp bir tutanakla durum belirlendikten sonra kadastro ve tapu sicil müdürlükleri tarafından gerekli düzeltmeler yapılır. Ayrıca, kadastro müdürlüğü tarafında durum taraflara tebliğ edilir. Taraflar, 30 gün içinde sulh hukuk mahkemesinde dava açarlarsa verilecek karar beklenir. Mahkemeye gidilmemesi halinde 30 gün sonra kesinleĢen düzeltme karan tescil için tapu sicil müdürlüğüne gönderilir. Kadastro hatalarının düzeltilmesi iĢlemleri yapılırken ilgili mal sahipleri yanlıĢlığın giderilmesi için yazılı onay verirlerse o zaman 30 gün beklemeden karar kesinleĢtirilir. Hatalar birden fazla parseli ilgilendirdiğinde taraflar adreslerinde bulunamıyor 68
ya da adresleri saptanamıyorsa gazete ilanı ile bildirim yapılarak hatalar düzeltilir. Kadastro müdürlüğü tarafından bizzat fark edilen hatalar için de aynı iĢlemler yapılır. Gerek kadastro gerekse tapu sicil müdürlüklerinin neden oldukları hataların düzeltilmesinden hiç harç alınınaz. Diğer idarelerin düzenledikleri belgelere dayalı olarak meydana gelen hatalar için düzeltme harcı alınır.
KADASTRONUN YAġATlLMASI Kadastro en son durumu gösterdiği takdirde, Devletin taĢınmaz mal mülkiyetini güvence altına alması ilkesi yerine getirilmiĢ olur. Ayrıca, toprakla ilgili her türlü plan ve projeye altlık teĢkil eder diye tanımladığımız ÇAK'nun görevini tam olarak yerine getirebilmesi için de en son kadastral durumlara ihtiyaç vardır. Çünkü, oldukça dinamik bir yapıya sahip olan taĢınmaz mallar üzerindeki değiĢiklikler düzenli olarak izlenip ilgili altlıklara iĢlenmezse belli bir süre sonra geçerliliğini kaybeder. Yapılan kadastro çalıĢmalarının geçerliliğini sürdürmesi için yapılacak iĢ kadastronun yaĢatılmasını sağlamaktır. Kadastronun yaĢatılması; a. Kadastronun güncelleĢtirilmesi ve b. c. Kadastronun yenilemesi ile gerçekleĢtirilir.
Kadastronun GüncelleĢtirilmesi Kadastro‟da DeğiĢikliklerin Ġzlenmesi Kadastronun yaĢatılması için meydana gelen. değiĢikliklerinin (geometrik, kullanım türü ve tasarruf) düzenli olarak mülkiyet haritalarına iĢlenmesi ve tapu kayıtlarının düzeltilmesi ile sağlanır. DeğiĢiklikler orijinal paftaya kurĢun kalemle, saydam paftalara mürekkeple çizilir. Mahalle ya da birlik klasörleri de yeni duruma göre düzeltilir. √ TAPU SĠCĠL MÜDÜRLÜKLERĠNDE DEĞĠġĠKLĠĞĠ ĠġARET EDER. √ DEĞĠġĠKLĠKLER ÜLKENĠN TEKNOLOJĠSĠNE BAĞLIDIR
YAPILAN
HER
ĠġLEM
EKONOMĠK,KÜLTÜREL
BĠR VE
DĠKKAT EDĠLECEK HUSUSLAR; a- ĠSTER HUKUKĠ,ĠSTER TEKNĠK OLSUN DEĞĠġĠKLĠKLERĠN TAMAMINA YAKINI TAPU KÜTÜĞÜNE ĠġLENMEK MECBURĠYETĠNDEDĠR. b- HUKUKĠ DEĞĠġĠKLĠKLERĠN,PLANLAR ÜZERĠNDE BĠR ETKĠSĠ OLMAZ. BU DEĞĠġĠKLĠKLER ; * * *
HUKUKĠ CĠNS ġEKĠL
* HUKUKĠ DEĞĠġĠKLĠKLER Tasarruf DeğiĢikliği Tasarruf değiĢiklikleri, yalnızca tapu sicili üzerinde değiĢiklik yapılmasını gerektiren, kadastral harita üzerinde herhangi bir değiĢiklik gerektirmeyen;ölçü yapılmasına ihtiyaç 69
duyulmayan değiĢikliklerdir. Alım-satım, trampa, hibe, rehin vb tasarruf tür değiĢikliklerine örnek olarak verilebilir.Gerektiğinde ilgili vergi dairesine de iĢleme ait bilgi verilir. KÜTÜKLER ÜZERĠNDE DEĞĠġĠKLĠKLER YAPILMASINI GEREKTĠREN DEĞĠġĠKLĠKLERDĠR.KADASTRAL HARĠTALAR ÜZERĠNDE DEĞĠġĠKLĠK GEREKTĠRMEZ.DOLAYISIYLA ÖLÇÜ YAPILMASINA ĠHTĠYAÇ YOKTUR. ALIM-SATIM,ĠPOTEK
* CĠNS DEĞĠġĠKLĠKLERĠ Kullanma Türü (Cins) DeğiĢikliği TaĢınmazların bağ, bahçe, tarla vb. iken arazi; arazi iken arsa; arsa iken yapılı arsa; yapılı iken yapısız arsa olması durumunda paftasında ve tapu sicilinde yapılan değiĢiklikler kullanma türü değiĢikliğini oluĢturur. Kullanım türü değiĢiklikleri bazı durumlarda ölçmeyi gerektirirken bazen de ölçmeyi gerektirmez. Ölçmeyi gerektirmeyen kullanma türü değiĢikliklerinde yalnızça tapu kütüğüne düzeltme yapılır ve ilgili vergi dairesine durıım bildirilir. Ölçmeyi gerektiren kullanma türü değiĢikliklerinde ise iĢlem sonucu kadastro ve tapu kütüğüne iĢlenir. Vergi dairesine de haber verilerek vergi türü yeni duruma göre düzeltilir. Eğer yapılan yapının komĢu parsele tecavüz ettiği anlaĢılırsa nitelik değiĢikliği tapu kütüğüne iĢlenmekle birlikte kütüğün beyanlar hanesine yapının tecavüz ettiği beliıtilir. TAġINMAZIN YAPILI ĠKEN YAPISIZ,BAĞ BAHÇE ĠKEN ARSAYA DÖNÜġMESĠ VB. DURUMLARDIR.(T.G) √
YAPILI ĠKEN,ÜZEĠNDEKĠ YAPI YIKILMIġ ĠSE ARAZĠYE GĠDĠLMEZ.
√
BĠRDEN FAZLA YAPI VAR ĠKEN BĠR KAÇI YIKILIRSA ARAZĠYE GĠDĠLĠR.
APLĠKASYON ĠġLEMĠ: A PARSELĠN ÖLÇÜSÜNDE KULLANILAN SABĠT NOKTALAR(NĠRENGĠ,POLĠGON)MEVCUT VE BUNLARA DAYATILARAK SINIR BULUNABĠLĠYORSA ZEMĠNE APLĠKE ETMEYE GEREK YOK. B DAYALI OLARAK YAPILAMIYORSA;ÖNCE SINIR APLĠKE EDĠLĠR.SINIRDAN YARARLANILARAK DEĞĠġĠKLĠKLER APLĠKE DĠLĠR. BĠR ARSA ÜZERĠNE BĠNA YAPILMASI ĠÇĠN ĠZLENECEK TEKNĠK YOL; √ KADASTRO MÜDÜRLÜĞÜNE GĠDĠLĠR. √ KADASTRO MÜDÜRLÜĞÜNCE TESCĠL ĠSTEM BELGESĠ DÜZENLENĠR.ĠLGĠLĠNĠN BEYANI. √ DÖNER SERMAYE ÜCRETĠ YATIRILIR. √ MAHALLĠNE GĠDĠLĠR YUKARIDAKĠ ĠġLEMLER YAPILIR. √ YENĠ BĠNA PAFTASINA TERSĠM EDĠLĠR.
70
√ ÖLÇÜ VE KONTROLLER TAMAMLANDIKTAN SONRA KADASTRO GÖRMEYEN YERDE:2,GÖREN YERDE:3 TESCĠL BĠLDĠRĠMĠ DÜZENLENĠR.TAPU SĠCĠL MÜDÜRLÜĞÜNE HAVALE EDĠLĠR.
YENĠ UYGULAMALAR;APLĠKASYON BELGESĠ,SUBASMAN ĠÇĠN BELGE DÜZENLENMESĠ GEREKMEKTEDĠR.BU BELGELER BELEDĠYELER TARAFINDAN
* ġEKĠL DEĞĠġĠKLĠKLERĠ TaĢınmazların sınırları, alanı veya boyutunda değiĢikliklere neden olan geometrik Ģekil değiĢikliği; · Mal sahibinin isteği ya da · Kamu yararı amacıyla zoıunlu olarak oluĢur. Geometrik Ģekil değiĢikliğine neden olan bazı iĢlemler Ģunlardır: · Ayırma ve birleĢtirme, · Arsa vc arazi düzcnlcmcleri, · Yola terk, · KamulaĢtırma, · Vb. Geometrik Ģekil değiĢikliklerinin bazıları ölçmeyi gerektirirken bazıları da ölçmeyi gerektirmez. Bir parselin geometrisinin (Ģekli) değiĢtiği ve yeni Ģeklin belirlenmesi için mutlaka ölçme iĢleminin gerektiği ölçmeyi gerektiren geometrik Ģekil değiĢikliklerine ayırma, arsa ve arazi düzenlemeleri, yola terk, kamulaĢtırma örnek verilebilir. BirleĢtirme ise ölçmeyi gerektirmeyen geometrik Ģekil değiĢikliğidir. TAġINMAZIN SINIRLARINDA,ALANINDA DEĞĠġMELERDĠR.
VEYA
BOYUTLARINDAKĠ
AYIRMA-BİRLEŞTİRME(İFRAZ-TEVHİD) BEDELSĠZ YOLA TERK YOLDAN ĠHDAS ĠRĠTĠFAK HAKKI PARSELASYON
ARSA VE ARAZİ DÜZENLMSi ARAZĠ TOPLULAġTIRMASI KAMULAġTIRMA KADASTRO TEKNĠK HAT. D. KADASTRO YENĠLENMESĠ
AYIRMA ( ĠFRAZ ) √ √
ĠLGĠLĠNĠN ĠSTEĞĠ YADA YARGI KARARI ĠLE OLUR. KÜÇÜLTME OLDUĞUNDAN BU KÜÇÜLTME MEVZUATIN ĠZĠN VERDĠĞĠ ORANDA OLUR. PARSELASYON NĠTELĠNDE OLAN AYIRMA: YOL, KAMU HĠZMET ALANLARI YER ALMASI DURUMU,BU OLUġUMDAN ORTAYA ÇIKMASI PARSELASYON NĠTELĠNDE OLMAYAN AYIRMA: KAMU‘YA YER OLUġMAMASI VE BĠR PARSELĠN BĠRDEN ÇOK PARÇAYA BÖLÜNMESĠ 71
ĠFRAZ ĠġLEMĠ YAPILACAĞI ZAMAN,ĠFRAZIN YAPILACAĞI
PARSELĠN KONUMU (1) BELEDĠYE VE MÜCAVĠR ALANLAR ĠÇERSĠNDE VEYA DIġINDA ĠMAR PLANI OLAN YERLERDE ĠFRAZ √ √
KAMUSAL ALANA DENK GELENĠN ĠFRAZINA ĠZĠN VERĠLMEZ. PLANA UYGUN ĠġLEM YAPILIR.PARSEL BOY VE CEPHE YÖNETMELĠKTE ĠSTENĠLEN GĠBĠ AYARLANIR.
(2) BELEDĠYE VE MÜCAVĠR ALANLAR İÇERSİNDE İMAR PLANI BULUNMAYAN YERLERDE ĠFRAZ √ √
KAMU‘YA AĠT YOLA BĠR CEPHESĠ YENĠ OLUġACAK PARSELLERDE OLMALIDIR.(ÇIKMAZ SOKAK SOKAK KABUL EDĠLEMEZ.) KAMUSAL ALANA AYRILAN YERLER %35‘Ġ GEÇMEMEK ġARTI ĠLE BELEDĠYE ADINA TERK EDĠLĠR.(BEDELSĠZ) (3) BELEDĠYE VE MÜCAVĠR ALAN SINIRLARI DIŞINDA İMAR PLANI BULUNMAYAN KÖY VE MEZRALARIN YERLEŞİK ALANLARINDA ĠFRAZ
√ √ √
PARSEL GENĠġLĠKLERĠ 10M,PARSEL DERĠNLĠKLERĠ 20M‘DEN AZ OLAMAZ. KAMUYA AĠT BĠR YOLA CEPHE ARANIR. KAMU ALANINA DENK GELEN YERLER %35‘DEN FAZLA OLMAMAK ġARTI ĠLE KÖY TÜZEL KĠġĠLĠĞĠNE TERK EDĠLĠR.(BEDELSĠZ) (4) BELEDĠYE VE MÜCAVĠR ALAN SINIRLARI İÇERİSİNDE VE DIŞINDAKİ YERLEŞME ALANI DIŞINDA KALAN (İSKAN DIŞI) ALANLARINDA ĠFRAZ
√ √
HER PARSEL 5.000 M2 ‗DEN KÜÇÜK OLAMAZ. TAPU KADASTRO VEYA TAPULAMA HARĠTALARINDAKĠ BĠR YOLA EN AZ 25M CEPHESĠ BULUNMALIDIR.
AġAMALARI MAL SAHĠBĠ HARĠTA MÜHENDĠSĠNE BAġVURUR BĠR SÖZLEġME YAPILIR. BU SÖZLEġME ĠLE HARĠTA MÜHENDĠSĠ ĠSE KADASTRO MÜDÜRLÜĞÜNE BAġVURUR. 2KADASTRO MÜD. ĠSTENEN BELGELERĠ HAZIRLAR VE BAġVURU FĠġĠ DÜZENLER. (PARSELĠ TERSĠMLĠ (ÇĠZĠMĠ) VERĠR.) (KROKĠ) 3PARSEL BELEDĠYE MÜCAVĠR ALANI SINIRLARI ĠÇERĠSĠNDE ,BELEDİYE ENCÜMENİ DIġINDA,İL İDARE KURULU 1-
ALINMASI ĠÇĠN MÜRACAT
BELEDĠYE BAġKANLIĞI VALĠLĠK(BAYINDIRLIK ĠSKAN MÜDÜRLÜĞÜ) 72
PARSELĠN KADASTRAL ÖLÇÜLERĠ ALINIR.ARAZĠDE KONTROL YAPILIR. PARSELĠN KÖġELERĠ ARAZĠDE ĠġARETLENĠR. GEREKLĠ ÖLÇÜLER,NĠRENGĠ AĞINA BAĞLI ÖLÇÜLÜR.PARSELĠN NĠRENGĠ NOKTALARINA UZAKLIĞINA VE BÜYÜKLÜĞÜNE GÖRE,YÖNERGE HÜKÜMLERĠNE GÖRE ġEBEKEYE BAĞLANIR.MEVZĠ NĠRENGĠ KURULUR VEYA KAPALI POLĠGON TESĠSĠ YAPILIR. RÖLEVE KROKĠSĠ HAZIRLANIR. AYRILAN PARSELLERĠN ALANLARI ORJĠNAL ÖLÇÜLERDEN ELDE EDĠLEN KOORDĠNATLARDAN FAYDALANARAK BULUNUR VE ESKĠ ALANLARLA KONTROL EDĠLĠR.(SON ANDA DA YAPILABĠLĠR.) HKMO‘A EVRAKLAR VĠZE ETTĠRĠLEREK KONTROL ĠÇĠN KADASTRO MÜD. VERĠLĠR. BÜRO VE ARAZĠ KONTROLLERĠ YAPILIR.BU BELGELER 3‘ER NÜSHA VE CĠLTLENMĠġ OLARAK KADASTRO MÜDÜRLÜĞÜNE TESLĠM EDĠLĠR.
45-
√ 6-
78-
√ √
10√
11√ √ 12-
BU BELGELER PARSELĠN DURUMA GÖRE KONTROL ĠÇĠN GÖNDERĠLĠR BELEDĠYE BAYINDIRLIK VE ĠSKAN KADASTRO GÖREN YERDE 3 NÜSHA HAZIRLANIR. GÖRMEYEN YERDE 4 1 NÜSHA ĠDARECE ELKONUR BELEDĠYE BAġKANLIĞI KONTROL EDĠLEN EVRAKBAYINDIRLIK-ĠSKAN MÜD. LAR KADASTRO MÜD. TEKRAR GÖNDERĠLĠR. PARSEL ĠÇĠNDE ESKĠ PARSELĠN NUMARASI ÜZERĠ ÇĠZĠLĠR.YENĠ NUMARALAR EN BÜYÜK PARSELDEN BAġLAYARAK NUMARA VERĠLĠR.(ADA SĠSTEMĠNE GÖRE NUMARALANDIRILMIġ YERDE DE, O KÖYDEKĠ EN BÜYÜK ADA NUMARASINDAN BAġLATILIR.) EVRAK TAPU SĠCĠL MÜDÜRLÜĞÜNE GÖNDERĠLĠR. ESKĠ PARSELĠN SAYFASI KAPATILIR.YENĠ OLUġUMLARA SAYFA AÇILIR. BELGELERĠN 1 NÜSHASI DĠĞER BELGELERLE 10 GÜN ĠÇĠNDE KADASTRO MÜDÜRLÜĞÜNE GÖNDERĠLĠR. BU DEĞĠġĠKLĠKLER PAFTALARA TERSĠM EDĠLĠR.YÜZÖLÇÜM KLASÖRÜ DÜZENLENĠR.
BU BELGELER;
ARġĠV (TKGM) KADASTRO BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNE GÖNDERĠLĠR.
YENĠ YOLUN AÇILMASI GĠBĠ BAZI HALLERDE ADA ĠKĠ AYRILIYORSA; a- BÖLÜNEN ADA NUMARASI,FAZLA OLAN ALANDA BIRAKILIR. b- DĠĞER PARÇAYA BELEDĠYE VEYA KÖYÜN EN SON ADA NUMARASINI ĠZLEYEN NUMARA VERĠLĠR. c- BÖLÜNEN ADADAKĠ PARSEL NUMARALARINDA BĠR DEĞĠġĠKLĠK YAPILMAYARAK OLDUĞU GĠBĠ BIRAKILIR.YENĠ OLUġAN PARSEL VAR ĠSE ADANIN EN SON NUMARASINI TAKĠP EDER.
KADASTRO MÜDÜRLÜĞÜ,BELEDĠYE VE KÖY BĠRĠMĠNDE OLMAK ÜZERE ADA ĠZLEME ÇĠZELGELERĠ VEYA ADA ĠZLEME DEFTERĠ TUTARAK ADA 73
NUMARALARINI ĠZLEMEKLE YÜKÜMLÜDÜRLER.BU SAYEDE YENĠ BĠR ADA OLUġUMUNDA SON ADA NUMARASI KOLAYLIKLA BULUNUR.
BU YÜZDEN YENĠ OLUġUMLAR (ADA BÖLÜMLEME VE BĠRLEġTĠRME)(ADA DEĞĠġĠMĠ)LĠSTELERĠ ĠLGĠLĠ TAPU SĠCĠLĠ MÜDÜRLÜĞÜNE HEMEN GÖNDERĠLĠR.
BĠR BĠRĠM ,BĠR VEYA DAHA FAZLA BĠRĠME AYRILIYORSA (BELEDĠYE,KÖY VB.) BU AYRILAN YERLERDEKĠ ADA NUMARALARI KALIR.YENĠ OLUġUMLAR DA BU NUMARALARI TAKĠBEN VERĠLĠR.
PARSELASYON ĠFRAZIN BĠRAZ DAHA GENĠġ KAPSAMLI OLAN PARSELASYON,BÜYÜK KADASTRO PARSELLERĠNĠN YOL,YEġĠL ALAN,ÇOCUK PARKI VE KAMU HĠZMETLERĠNE AYRILAN YERLERE RASTLAYAN KISIMLARININ BEDELSĠZ TERKĠNDEN SONRA,GERĠYE KALAN KISMININ ĠMAR MEVZUAT UYGUN PARSEL BOYUTLARINDA BÖLÜNMESĠ ĠġLEMĠDĠR. √ ĠKĠ VEYAHUT DAHA FAZLA PARSEL TEVHĠD EDĠLĠP,PARSELASYONUNDA YAPILABĠLĠR.BU DURUMDA ĠKĠ ĠġLEM BĠR ARADA YÜRÜTÜLÜR. PARSELASYON İŞLEMİNDE İZLENECEK YOL ŞÖYLEDİR; 1- PARSELASYONU YAPACAK H.MÜHENDĠSĠ KAMU KURUM VE KURULUġLAR RESMĠ YAZI ĠLE
KADASTRO MÜD. BAġVURU
2-PARSELASYON DEĞĠġĠKLĠK ĠSTEM KROKĠSĠ HAZIRLANARAK BAġVURU FĠġĠ ĠLE KADASTRO MÜD.MÜRACAAT EDĠLĠR. 3-KADASTRO BELGEYĠ ĠNCELER VE GÖNDERĠR. 4- BELEDĠYE ENCÜMENĠ ĠL ĠDARE KURULU
BELEDĠYE VE MÜC.SINIRI ĠÇĠ—Belediye ― ― DIġI--- Bayındır ve Ġskan
PARSELASYON YAPILIP,YAPILMAYACAĞINA KARAR VERĠR.(DEĞĠġĠKLĠKTE ĠMAR PLANINA UYMAK ZORUNLUDUR.)
5-SERBEST MÜHENDĠSLĠK BÜROSU TARAFINDAN; A-KAD.MÜD. ALINAN BĠLGĠLERLE PARSELASYONU YAPILACAK BĠLGĠLERLE PARSEL VE PARSELLERĠN DIġ SINIRLARI ARAZĠYE UYGULANIR.BÖYLECE KONTROL SAĞLANIR.(PAFTA ĠLE ZEMĠN UYUMLU OLMAMASI DURUMUNDA SEBEBĠ ARAġTIRILIR.) B-HAZIRLANAN ĠSTEMĠN ARAZĠYE APLĠKASYON ĠÇĠN HARĠTA ÜZERĠNDEN ALINACAK ÖLÇÜLERLE BĠR KROKĠ HAZIRLANIR.BUNA ÖLÇÜ KROKĠSĠ DENĠR.
74
C-ÖLÇÜ KROKĠSĠNDEN YARARLANILARAK ÖNCE ADA,SONRA PARSEL KÖġELERĠ ARAZĠYE APLĠKE EDĠLĠR.ARAZĠ ġARTLARINA GÖRE GENEL YAPIYI BOZMADAN(YOL GENĠġLĠĞĠ SABĠT KALMAK KOġULUYLA)ADALAR BĠR MĠKTAR KAYDIRILABĠLĠR. D-ARAZĠYE UYGULANAN SON DURUMA GÖRE,YENĠ BĠR ÖLÇÜ KROKĠSĠ HAZIRLANIR KĠ,BUNA RÖLEVE ÖLÇÜ KROKĠSĠ DENĠR. E-YENĠ PARSELLERĠN ALANLARI HESAPLANIR. 6-BÜRO TARAFINDAN HAZIRLANIR. A-KADASTRO DURUM B-DEĞĠġĠKLĠĞĠ ĠSTEM KROKĠSĠ C-ÖLÇÜ KROKĠSĠ D-RÖLEVE ÖLÇÜ KROKĠSĠ E-ALAN HESAPLARI F-RÖLEVE ÖLÇÜLERĠNE GÖRE ÇĠZĠLMĠġ PARSELASYON HARĠTASI(1/1000 ġEFFAF) G-ADA VE PARSEL KÖġE NOKTALARININ KOORDĠNATLARI √ HKMO‘YA VĠZE ETTĠRĠLDĠKTEN SONRA KADASTRO MÜDÜRLÜĞÜNE VERĠLĠR. √
AYRICA 15.MADDESĠNDE BELĠRTĠLEN BELGELERDE EKLENĠR.
√
DÖNER SERMAYE SAYMANLIĞI ÜCRETĠ YATIRILIR.
7-KADASTRO MÜD. ĠNCELER
BELEDĠYE BAYINDIRLIK VE ĠSKAN MÜD.
8-BELEDĠYE BAYINDIRLIK VE ĠSKAN MÜD.
ĠNCELER
Gereklilerden 1‘er Nüsha alır
Gönderir
Gönderir
9-GELEN EVRAKLAR SON KONTROLLERĠ YAPILIR VE GEREKLĠ ĠġLEM YAPILDIKTAN SONRA TESCĠL EDĠLMESĠ ĠÇĠN TAPU SĠCĠL MÜD.GÖNDERĠR.BU ARADA YENĠ OLUġAN ADA VE PARSELLERE NUMARA VERĠLĠR. 10-TAPU SĠCĠL MÜD.PARSELASYONU OLAN TAġINMAZIN SAYFASI KAPATILIR,YENĠ OLUġAN HER PARSEL ĠÇĠN YENĠ BĠR SAYFA AÇILIR. √ ONAYLANMIġ PARSELASYON PLANI ĠLE HUKUKĠ DURUMLA ĠLGĠLĠ EVRAKLARIN BĠRER NÜSHASI ALINIR VE DĠĞER EVRAKLAR KADASTRO MÜD. YOLLANIR. 11-KADASTRO MÜD.PAFTALARA DAHA ÖNCE KURġUN KALEMLE ĠġLENDĠĞĠ DEĞĠġĠKLĠĞĠ MÜREKKEPLEYEREK KESĠNLEġTĠRĠR. 12-DEĞĠġĠKLĠKLERĠN BĠRER NÜSHASI TKGM VEYA BÖLGE MÜD. GÖNDERĠLĠR. √ PARSELASYONU YAPILACAK YERĠN TESCĠL EDĠLMĠġ HARĠTASI YOKSA ÖNCE BU ALANIN KADASTROSU VE SINIRLANDIRMA HARĠTASI YAPILIR. √ TESCĠLDEN ÖNCE PARSELASYON HARĠTALARINDA YÜZÖLÇÜMÜ KONTROLLERĠ YAPILIR.TESCĠLLĠ YÜZÖLÇÜMLER KESĠNLEġMĠġ OLUR. 75
*** KOORDĠNATLARIYLA BĠLĠNEN KÖġE NOKTALARINA GÖRE ALAN HESAPLANDIĞINDA BULUNAN DEĞER TAPUDAKĠ DEĞERĠYLE FARKLI OLUR.BUNUN ĠÇĠN HESAPLANAN ALAN SABĠT BIRAKILMALI,GERĠYE KALAN MĠKTAR TERK OLARAK GÖSTERĠLMELĠDĠR.
BĠRLEġTĠRME ( TEVHĠD ) √ √ √ √ √
MĠNĠMUM BOYUTTAKĠ (ĠMAR PLANI ĠÇERĠSĠNDE) PARSELLERE ĠNġAAT ĠZNĠ VERĠLMEZ. GEREK MĠRAS GEREKSE ĠMAR PARSELĠ ĠÇERĠSĠNDE KALAN KISIM ĠMARA UYGUN PARSEL OLUġUMU SAĞLANAMAMASINDAN BĠRLEġTĠRME ( TEVHĠD ) YOLUNA GĠDĠLĠR. ĠMAR PARSELĠNĠN BĠRLEġTĠRME ĠġLEMĠNDE AYNI ġAHSA AĠT OLMA ZORUNLULUĞU YOKTUR. BĠRLEġTĠRMEDE ZORUNLU OLMADIKÇA ARAZĠYE GĠDĠLMEZ. YENĠ OLUġUM TOPLAMI ESKĠ OLUġUMLA FARKI TECVĠZ ĠÇĠNDE OLMALIDIR. BAġVURU BELEDĠYE BAYINDIR VE ĠSK MD.
TEVHĠD KARARI BELEDĠYE ENCÜMENĠ ĠL ĠDARE KURULU
√
MÜCAVĠR ALANDA DIġINDA
√
BU DÜZENLEME KADASTRO GÖRMEYEN BÖLGE ĠSE 2 NÜSHA TKGM ― ― GÖREN BÖLGE ĠSE 3 ― ―
√
ESKĠ PARSELLER ORTADAN KALKTIĞI ĠÇĠN SAYFALARI KAPATILIR.YENĠ OLUġUMLARA ADANIN SON NUMARASINDAN BAġLANARAK VERĠLĠR.
BEDELSĠZ YOLA TERK √
ĠMAR PLANI UYGULAMA YÖNTEMLERĠNDEN BĠRĠDĠR.KĠġĠ BĠNA YAPMAK ĠSTEĞĠYLE BELEDĠYEYE BAġVURDUĞUNDA PARSELĠ ĠMAR PLANI ĠLE KADASTRO PLANI ÇAKIġTIRILIR.
√
MÜSTAKĠL OLUP OLMADIĞI ĠNCELENĠR.EĞER UYGUNSA PARSELE RUHSAT VERĠLMESĠ ĠÇĠN PARSELĠ ĠMAR ADASI DIġINDA KALAN VE YOLA,YEġĠL ALANA,ÇOCUK BAHÇESĠ GĠBĠ YERLERE RASTLAYAN KISIMLARININ BEDELSĠZ OLARAK TERK EDĠLMESĠ ĠSTENĠR.KANUNDA TAM KARġILIĞI YOKTUR.
√
3194.S. ĠMAR KANUNUN 16.MAD FAYDALANILARAK UYGULANIR.BU MĠKTAR %35‘DEN FAZLA ĠSE SAHĠBĠ BU KISMI UHDESĠNDE KALACAK ġEKĠLDE BELĠRLEMEKTEDĠR.
UYGULAMA
76
1- ĠLGĠLĠ BELEDĠYEYE DĠLEKÇE ĠLE BAġVURUR.(ĠMAR DURUMU VE TAPUSU EKLER.) 2- ĠLGĠLĠ BĠRĠM HAZIRLIKLARI YAPIP,EVRAKLAR;BELEDĠYE ENCÜMENĠNE GĠDER. 3- BELEDĠYE ENCÜMENĠ UYGUN GÖRMESĠ HALĠNDE ;YOLA TERK KARARI ALINIR. 4- ENCÜMEN BĠR YAZI ĠLE KADASTRO MÜD. BĠLDĠRĠR. 5-YOLA TERK ĠSTEYEN KĠġĠ MÜHENDĠSLĠK BÜROSUNA BAġVURUR.VEKALET VERĠR. 6- MÜH. BÜROSU,KADASTRO MÜD. ĠLE TEMAS SAĞLAR. a- KADASTRO DURUMU b- DEĞĠġĠKLĠK TASARIMI c- ÖLÇÜ KROKĠSĠ d- ALAN HESABI e- PARSEL KÖġE KOOR. ÖZET ÇĠZELGESĠ VE TESĠS EDĠLEN POL,NĠR.BELGELERĠ HAZIRLANIR. 7- HAZIRLANAN SÖZLEġME HKMO‘YA VĠZE ETTĠRĠLĠR. 8- PROJE VE DÖNER SAYMANLIK MAKBUZU KADASTRO MÜD. TESLĠM EDĠLĠR.KONTROL ĠġLERĠ ĠÇĠN GÜN ALINIR. 9-KADASTRO MÜDÜRLÜĞÜ ARAZĠDE VE PAFTA‘DA KONTROLLERĠ YAPAR. 10-BELEDĠYE ĠMAR DURUMUNU KONTROL EDER.TESCĠL BĠLDĠRĠM BELGELERĠNDEN BĠRĠNĠ ALARAK DĠĞER EVRAKLARI DĠĞER EVRAKLARI KADASTRO MÜD.GÖNDERĠLĠR. 11-KADASTRO MÜD. SON KONTROLLERĠ YAPARAK TAPU SĠCĠL MÜD. GÖNDERĠLĠR. KÜTÜKLERDE DÜZELTMELER YAPILIR. TESCĠL BĠLDĠRĠMĠ,YOLA TERK HARĠTASI VE HUKUKĠ DURUMLA ĠLGĠLĠ EVRAKLAR BĠRER KOPYASI ALINIR.KDASTRO MÜD. GÖNDERĠLĠR. 12- KADASTRO MÜD.PAFTADAKĠ DEĞĠġĠKLĠĞĠ TAMAMLAR.MÜREKKEPLER 13- BELGELERĠN BĠR NÜSHASI TKGM‘YE GÖNDERĠLĠR. 14- YENĠ TAPU ĠLGĠLĠSĠNE VERĠLĠR.
YOLDAN ĠHDAS √ ĠMAR PLANI ĠLE KADASTRO HARĠTASI ÇAKIġTIĞINDA MEVCUT YOLLARIN ĠMAR ADASI ĠÇĠNE RASTLAYAN KISIMLARININ SAHĠBĠ O KENTĠN TÜZEL KĠġĠLĠĞĠDĠR.YANĠ BELEDĠYE VEYA KÖYDÜR. √ BU TÜZEL KĠġĠLK ADINA TESCĠLĠNE ―YOLDAN ĠHDAS‖ DENĠLĠR. √ UYGULAMA BAZI DURUMLARDA ĠMAR DURUMU ALABĠLMESĠ ĠÇĠN YOL OLAN FAZLALIĞI ALIP TEVHĠD(BĠRLEġTĠRME) YAPMASI GEREKMEKTEDĠR.BU ALMA VE TESCĠL ĠġLEMLERĠNDE YOLDAN ĠHDAS DENĠR. 3 AġAMADIR. 1-ĠMAR ADASI ĠÇĠNDE KALAN YOL FAZLASININ TÜZEL KĠġĠLĠK ADINA TAPUYA TESCĠLĠ ( BELEDĠYE YE TESCĠL ) 2-YENĠ PARSELĠN ĠLGĠLĠ PARSEL SAHĠBĠNE SATIġI(VATANDAġA SATIġ) 3-AYNI KĠġĠYE AĠT ĠKĠ KOMġU PARSELĠN TEVHĠDE(KENDĠ PARSELĠ+YENĠ ALDIĞI;BĠRLEġTĠR.) 77
* UYGULAMADA ĠKĠ DURUMLA KARġILAġABĠLĠNĠR *
1-YOL FAZLASI BELEDĠYE ADINA DAHA EVVEL TESCĠL EDĠLMĠġTĠR,GERĠYE SATIġ VE TEVHĠD ĠġLEMLERĠ KALDIRILMIġTIR. 2-BU YUKARIDAKĠ 3 AġAMADA AYNI ANDA GERÇEKLEġMEKTEDĠR.(ÇOK SIK KARġILAġILMAKTADIR.)
ĠHDAS AġAMALARI √ BELEDĠYEDEN ALDIĞI ĠMAR DURUMU VE TAPU SENEDĠ VE DĠLEKÇE ĠLE BELEDĠYEYE BAġVURUR.(YALNIZ ĠHDAS YAPILACAKSA;TÜZEL KĠġĠLĠK TAPU KANUNUN √ 21.MADDESĠ GEREĞĠNCE YAZILI TALEPTE BULUNUR. √ ĠLGĠLĠ BELEDĠYE SERVĠSĠ EVRAKLARI HAZIRLAR;ENCÜMENE SUNAR (BU ARADA KIYMET TAKDĠR KOMĠSYONU KURULARAK ĠHDAS‘IN RAYĠÇ BEDELĠ BELĠRLENĠR.) √ ĠSTEK SAHĠBĠ MÜHENDĠSLĠK BÜROSUNA BAġVURUR.SAHĠBĠ ADINA KADASTRO MÜD.BAġVURU YAPILIR.EVRAKLAR ĠSTENĠR. √ ĠHDAS KISMIYLA ĠLGĠLĠ KADASTRO DURUMU DEĞĠġĠKLĠĞĠ TASARIMI ÖLÇÜ KROKĠSĠ MÜH. BÜROSU TARAFINDAN HAZIRLANIR. ALAN HESABI YOLDAN ĠHDAS HARĠTASI √ HKMO‘YA VĠZE ETTĠRĠLĠR. √ KADASTRO MÜD. ARAZĠ VE EVRAK KONTRÖLÜ YAPARAK;BELEDĠYE‘YE YOLLAR. √ BELEDĠYE‘YE ĠMAR‘A UYGUNLUĞUNA BAKAR VE KADASTRO‘YA DOSYAYI YOLLAR. √ KADASTRO MÜD.SON DURUMLU BELGELERĠ TAPU SĠCĠL MÜD. GÖNDERĠR. √ ĠLGĠLĠ KĠġĠ KIYMET TAKDĠR BEDELĠNĠ ÖDER. √ TESCĠL,SATIġ VE TEVHĠD ĠġLEMLERĠ YAPILARAK ĠLGĠLĠSĠNE YENĠ PARSELĠN TAPUSU,TAPU SĠCĠL MÜDÜRLÜĞÜNCE VERĠLĠR.
ĠRTĠFAK HAKKI √ BĠR TAġINMAZ ÜZERĠNDE DĠĞER TAġINMAZIN LEHĠNE MEYDANA GETĠRĠLEN BĠR KÜLFETTĠR. √ ĠRTĠFAK HAKKININ TESĠSĠ ĠÇĠN TAPU SĠCĠLĠNE KAYIT GEREKĠR. √ BU HAKLAR MUTLAK BĠR GAYRĠMENKUL ALEYHĠNE TESĠS EDĠLĠR.TESĠS EDĠLEN BU HAKDAN BĠR KĠMSE ġAHSĠ VEYA MÜLKÜ DOLAYISIYLA ĠSTĠFADE EDER. √ ġAHSEN ĠSTĠFADE EDĠYORSA ĠRTĠFAK HAKKI ġAHSĠDĠR. √ MÜLKÜ DOLAYISIYLA ĠSTĠFADE EDĠYORSA ĠRTĠFAK HAKKI ARZĠDĠR. A.ġAHSĠ ĠRTĠFAK HAKLARI ĠNTĠFA HAKKI H:HAK M:MÜLKELLEFĠYET A. M:VELĠ DENĠZ LEHĠNE ĠRTĠFAK HAKKI B. M:VELĠ KAYA LEHĠNE HÜSEYĠN BELLĠ‘NĠN ½ HĠSSESĠNĠN ĠNTĠFA HK. 78
C. M:HASAN USLU LEHĠNE 3 SENE ĠNTĠFA HAKKI ĠNTĠFA HAKKI=FAYDALANMA,ĠSTĠFADE ETME ĠNġAAT HAKKI=ĠNġAAT YAPMA YETKĠSĠ SÜKNA HAKKI=OTURULAN,BARINILAN YER KAYNAK HAKKI DĠĞER HAKLAR VELĠ DUMAN LEHĠNE HARĠTASINDA GÖRÜLDÜĞÜ ÜZERE GEÇĠT HAKKI ......SAYFADAKĠ PARSEL LEHĠNE EKĠNSĠZ MEVSĠMDE GEÇME HAKKI ..... ― ― ALEYHĠNE GÜNDE 3 DEFA SU ALMA HAKKI ..... ― ― LEHĠNE TULUMBA ĠLE 30.000 TL KARġILIĞINDA SU VERME MÜKELLEFĠYETĠ.
ARSA VE ARAZĠ DÜZENLENMESĠ 6785(1956)
1605(1972)
3194 KANUN 18.MAD.(1985)
√
DOP EġĠT ALINMALI
√
MÜMKÜN OLDUĞU KADAR ESKĠ YERĠNDEN VE HĠSSESĠZ
√
ĠMARA UYGUN
KARARI; BELEDĠYE VE MÜCAVĠR ALANDA DIġINDA
BELEDĠYE ENCÜMENĠ ĠL ĠDARE KURULU
AġAMALARI 1-DÜZENLENME ALANININ TESBĠT EDĠLMESĠ(BELEDĠUE ENCÜMENĠ,ĠL ĠDARE KURULU) 2-KADASTRAL HARĠTALARIN VE TAPU KAYITLARININ TEMĠNĠ 3-DÜZENLENME HARĠTASININ TASDĠKĠ 4-DÜZENLEMEYE GĠREN PARSELLERĠN BELĠRLENMESĠ VE TAPU SĠCĠLĠNE ġERH VERĠLMESĠ 5-DÜZENLEMEYE GĠREN A-PARSELLERĠN ALANLARININ BULUNMASI,TAPUDAKĠ KAYITLI DEĞERLERLE KARġILAġTIRILMASI,HATA SINIRINI AġAN PARSELLERĠN ALANLARININ DÜZELTĠLMESĠ B-ĠMAR ADALARI ĠÇĠNDE KALAN TESCĠL DIġI YERLERĠN ÖLÇÜMÜ VE TESCĠLĠ C-TERK MĠKTARLARININ TEMĠNĠ 6-DÜZENLEME ORTAKLIK PAYININ HESABI(D.O.P) 7-ĠMAR PARSELLERĠNĠN TEġKĠLĠ VE DAĞITIMI 79
8-PARSELASYON PLANININ BELEDĠYE ENCÜMENĠNCE ONAYI 9-30 GÜNLÜK ASKI KESĠNLEġTĠRĠLMESĠ
ĠLANI,ĠTĠRAZLARIN
ĠNCELENMESĠ,PLANLARIN
10-KADASTRO MÜDÜRLÜĞÜNE BELEDĠYECE YAPILAN BAġVURUDA; A-PARSELASYON PLANININ ONAYLANDIĞI VE ĠLAN KESĠNLEġTĠĞĠNĠ BĠLDĠREN VE TAPUYA TESCĠLĠNĠ ĠSTEYEN YAZI.
EDĠLEREK
B-PARSELASYONUN DAYANDIĞI ĠLGĠLĠ ĠDARECE ONAYLI VE HALEN YÜRÜRLÜKTEKĠ ĠMAR PLANLARININ ONAY TARĠHĠ VE NUMARASI ĠLE PAFTA NUMARASI VEYA NUMARALARI C-PARSELASYON PLANININ ONAYLANDIĞINA DAĠR BELEDĠYE ENCÜMENĠ VEYA ĠL ĠDARE KURULU KARARI ÖRNEĞĠ D-1/1000 ÖLÇEKLĠ BOYUT DEĞĠġTĠRMEYEN ġEFFAF ALTLIKTA PARSELASYON PLANI ASLI VE KOPYASI E-DAĞITIM CETVELLERĠ – ÖZET CETVELLERĠ – PARSEL AYIRMA ÇAPI ÖRNEKLERĠ HAZIRLANIR F-NĠRENGĠ,POLĠGON KOORDĠNAT DEĞERLERĠ,RÖPER KROKĠLERĠ ,YÜZÖLÇÜMÜ HESAPLARI 11-PAFTADAKĠ ADALARA VE PARSELLERE KADASTRO MÜDÜRLÜĞÜNDEN ALDIĞI SON ADA NUMARASINA GÖRE VERĠLMĠġ ADA VE PARSEL NUMARALARI 12- KADASTRO MÜD. NÜSHA DÜZENLENĠR.
ÖNCE BÜRO,SONRA ARAZĠ KONTROLLERĠ YAPILIR.3
13-ARSA VE ARAZĠ DÜZENLENMESĠNDE TSCĠL BĠLDĠRĠMĠ DÜZENLEMEYE GEREK YOKTUR. 14-PLANIN BĠR KOPYASI ĠLE DĠĞER BELGELER TAPU SĠCĠL MÜD.GÖNDERĠLĠR. 15-TESCĠLDEN SONRA 10.MADDENĠN A,B,C,D,E BELGELERĠNĠN BĠRER NÜDHASI TAPU SĠCĠL MÜD.DĠĞERLERĠ KADASTRO MÜD. ĠADE EDĠLĠR. 16-KADASTRO MÜD. PAFTALAR MÜREKKEPLENĠR. 17- PARSELASYON PLANLARI ĠLE ĠLGĠLĠ BELGELERĠN BĠRER NÜSHASI KADASTRO MÜD.ĠNTĠKAL ETTĠĞĠ TARĠHĠ TAKĠP EDEN AYIN 10‘NUNA KADAR TAPU KADASTRO GENEL MÜD. VEYA BÖLGE MÜD.GÖNDERĠLĠR.
80
KAMULAġTIRMA ANAYASANIN 46.MADDESĠ; KAMULAġTIRMA DEVLET VEYA KAMU TÜZEL KĠġĠLERĠ TARAFINDAN KAMU YARARI ĠÇĠN GEREKLĠ ÖZEL KĠġĠLERE AĠT TAġINMAZ MALLARIN VE KAYNAKLARIN,KANUNLA GÖSTERĠLEN ESAS VE USULLERE GÖRE YETKĠLĠ ORGANLARCA VERĠLEN KARAR UYARINCA VE PARASI PEġĠN ÖDENEREK ZORLA MÜLKĠYETĠN ALINMASI VEYA ĠRTĠFAK HAKKI KURULMASIDIR. YASAL DAYANAKLARI √ 1983 YILI 2942 ―KAMULAġTIRMA KANUNU‖ ―KANUNUN VE YÖNETMELĠĞĠN YETERLĠ OLMADIĞI DURUMLARDA ĠLGĠLĠ KURUMLAR KENDĠ MEVZUATLARINA GÖRE‖ √ KAMULAġTIRMA KARARI VERECEK MERCĠLER;2942 SAYILI KANUNUN 5. VE 6.MADDESĠNDE BELĠRTĠLMĠġTĠR. √ KAMULAġTIRMA NEDENĠYLE YAPILACAK AYIRMA,BĠRLEġTĠRME ĠÇĠN ENCÜMEN ĠL ĠDARE KURULU KARARI ARANMAZ. √ KAMULAġTIRMA KARARI ALAN KURULUġ,KADASTRO GÖREN YERDE TAPU SĠCĠLĠNE ġERH KONULUR. AġAMALARI √ KAMULAġTIRMA PLANI KAMULAġTIRMA ÖLÇÜLERĠ H.MÜHENDĠSĠ SORUMLUĞUNDA MÜLKĠYET PLANLARI √ 3 TAKIM HALĠNDE AġAĞIDAKĠ BELGELER HAZIRLANIR A-KAMULAġTIRMA KARARI B-PARSELLERĠN KADASTRAL DURUMLARI ÜZERĠNE ĠġLENMĠġ KAMULAġTIRMA DURUMLARI C-PARSELLERĠN KAMULAġTIRILAN VE KAMULAġTIRILAN YÜZÖLÇÜM HESAP VE CETVELLERĠ D-KAMULAġTIRMA SINIRLARININ KOORDĠNATLARI E-NĠRENGĠ VE POLĠGONLARA AĠT ÖLÇÜ VE HESAP ÇĠZELGELERĠNĠN TÜMÜ F-TEKNĠK RAPOR √ KADASTRO MÜD. MÜRACAAT DÜZENLENĠR.(HARÇLAR YATIRILIR.)
ÜZERĠNE
ĠSTEM
BELGESĠ
√ KADASTRO ELEMANLARINA BÜRO VE ARAZĠ KONTROLLERĠ YAPILIR. A-KADASTRO GÖRMEYEN YERDE---2 NÜSHA (KAD.MÜD.—TAPU SĠCĠL ) B-KADASTRO GÖREN YERDE --- 3 NÜSHA (AYRICA TKGM) √ TESCĠLDEN SONRA 1 BELGE TAPU SĠCĠL MÜD. KALIR.10 GÜN ĠÇĠNDE K.MÜD GERĠ DÖNER.
81
ARAZĠ TOPLULAġTIRMASI TARIMSAL ĠġLETMELERE AĠT,KÜÇÜK PARÇALAR HALĠNDE DEĞĠġĠK YERLERE DAĞILMIġ OLAN ARAZĠLERĠN UYGUN OLANLARININ ÜRETĠM VE VERĠMLĠLĠĞĠ ARTIRACAK ġEKĠLDE BĠRLEġTĠRĠLMESĠNE ―ARAZĠ TOPLULAġTIRMASI‖ DENĠR. KÜLTÜR TEKNĠK TEDBĠRLERĠ DENĠLEN TARIMSAL YOLLAR,SULAMA VE DRANAJ ġEBEKELERĠ,TOPRAK MUHAFAZA TEDBĠRLERĠ,ARAZĠ ISLAHI VE TESVĠYESĠ,KIRSAL YERLEġĠM YERĠ PLANLAMASI VE TARIM SEKTÖRÜNDEKĠ TÜM ALTYAPI TESĠSLERĠ ĠLE ÜRETĠM ARTIRICI DĠĞER TEDBĠR VE PLANLAMALARIN HEPSĠ ARAZĠ TOPLULAġTIRMASI ÇALIġMALARI ĠÇERĠSĠNDE ELE ALINMAKTADIR.BU ġEKĠLDE YAPILAN ARAZĠ TOPLULAġTIRMASINA ―ÇOK YÖNLÜ(GENĠġ ANLAMDA)ARAZĠ TOPLULAġTIRMASI‖DENĠR. √ 7457 SAYILI KANUN 2.MADDESĠ J FIKRASI ĠLE MEDENĠ KANUNUN 678.MAD. DAYANILARAK 1961 YILINDA KONYA-ÇUMRA-KARKIN‘DA TÜZÜKSÜZ OLARAK KONULMUġTUR. √ 1966 YILINDA ―ARAZĠ TEVHĠD TÜZÜĞÜ‖ YÜRÜRLÜĞE KONULMUġTUR. √ 1973 YILINDA 1757 SAYILI ―TOPRAK VE TARIM REFORMU KANUNU‖AÇIK ESASLAR GETĠRĠLMĠġ,(1978‘DE ANAYASA USUL YÖNÜNDEN ĠPTAL EDĠLMĠġTĠR.) √ KASIM 1979‘DA 7457‘NĠN TOPLULAġTIRMA TÜZÜĞÜ‖
2.MADDESĠ
J
FIKRASINA
GÖRE
―ARAZĠ
√ KASIM 1980 KASIM ―ARAZĠ TOPLULAġTIRMA YÖNETMELĠĞĠ‖ ÇIKARILMIġTIR. √ 22.11.1984‘TE KABUL EDĠLEN 3083 SAYILI ―SULAMA ALANLARINDA ARAZĠ DÜZENLENMESĠNE DAĠR TARIM REFORMU KANUNU‖ BU KONUDAKĠ SON KANUNDUR. YAPILAN ÇALIġMALAR; A-TOPRAKSU GENEL MÜD. TARAFINDAN ARAZĠ TOPLULAġTIRMA TÜZÜĞÜNE GÖRE YAPILAN,ARAZĠ TOPLULAġTIRMASI B-TARIM REFORMU GENEL MÜD.TARAFINDAN 3083 S.KANUNA GÖRE YAPILAN ARAZĠ DÜZENLEME ÇALIġMALARI TEMEL ÇALIġMA ġEKLĠ,KADASTRO YÖNÜNDEN ARSA VE ARAZĠ DÜZENLEMESĠNE BENZER.BURADA EN BELLĠ BAġLI FARKLAR ġUNLARDIR; A-RES‘EN YAPILIR.DĠĞERĠ ARAZĠ SAHĠPLERĠNĠN ĠSTEĞĠ ĠLE YAPILIR. B-UYGULAMA ALANI,ĠLGĠLĠ BAKANLIĞIN TEKLĠFĠ VE BAKANLAR KURULUNUN KARARI ĠLE BELĠRLENĠR. C-ARAZĠLER DERECELENDĠRĠLĠR. D-UYGULAMA DOLAYI,KAMUYA AĠT YERLER ĠÇĠN KESĠNTĠ YAPILMAZ. BU ÇALIġMALARDA DA ARSA VE ARAZĠ DÜZENLEMESĠNDE ĠSTENEN BELGELERĠN HEMEN HEMEN AYNISI KAD. MÜD. TESLĠM EDĠLĠR. 82
KADASTRONUN YENĠLENMESĠ Meydana gelen değiĢikliklerin sürekli ve düzenli olarak iĢlenmediği, harita ve sicillerdeki durumun arazideki değiĢimin gerisinde kaldığı, yaĢatılması için gerekli önlemler alınmayan kadastro ölçü ve belgeleri bir süre sonra geçerliliklerini yitirerek toprakla ilgili plan ve projelerin ihtiyaçlarım karĢılayamaz duruma düĢerler. Bu durumda kadastronun yenilenmesi gerekir. 25.6.1983 gün ve 2859 sayılı Tapulama ve Kadastro Paftalarının Yenilenmesi Hakkında Kanunun l. maddesinde; a. Teknik nedenlerle yetersiz kalan, b. Uygulama niteliğini kaybeden veya eksikliği göıülen, c. En az bir mevki veya ada biriminde, zemindeki sınırları gerçeğe uygun Ģekilde göstermeyen tapulama ve kadastro haritaları yenilenir denerek yenilemenin amacı da belirlenmiĢtir. Ayrıca Kanunun 4.maddesinde yer alan, "Yenileme yalnız teknik çalıĢmaları kapsar. Tapu siciline geçmiĢ veya geçmemiĢ mülkiyet veya mülkiyete iliĢkin haklar inceleme konusu olamaz." hükmü ile yenileme çalıĢmalarının kapsamı belirlenmiĢtir. 2859 sayılı Kanun ve yenileme iĢlemlerinin esaslannı ve uygulanacak teknik yöntemleri göstermek üzere 16.12.1983 gün ve 18253 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe konan Tapulama ve Kadastro Paftalarının Yenileme Yönetmeliği sadece tapulama ve kadastro paftalarının yenilenmesini öngörmektedir. Yenileme iĢlemleri, tapu sicilindeki duıumun zemindeki durumla uyum sağlamasına yöneliktir.Buna dair, 2859 sayılı Kanunun 4. maddesinde; "Yenileme iĢlemi sırasında ilk kadastro veya tapulamanın tahdit ve tespit ettiği sınırlarına itibar olunması esas alınır.
parsel
Parselin zemindeki sınırları değiĢmemiĢ ise ölçümleme sonucunda bulunan değerler aynen kabul edilir. Parselin zemindeki sınırları değiĢmiĢ veya iĢaretsiz ise ilk kadastro veya tapulamanın pafta ve fenni belgelerinden yararlanarak sınırlar tespit edilir.‖ hükümleri yer almaktadır. Bu hükümlerden kadastronun yenilenmesinin yeniden kadastro anlamına gelmediği açık bir Ģekilde anlaĢılmaktadır. 3402 sayılı KK, md. 22/1'de, önceden kadastrosu ya da tapulaması yapılmıĢ bir yerde yeniden kadastro yapılamayacağı,yapılmıĢsa da bunun bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılacağı hükme bağlanmıĢtır. Evvelce kadastrosu yapılan yerler 22/2/2005 tarih ve 5304 sayılı Kanun MADDE 6 - 3402 sayılı Kanunun 22 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. 83
Madde 22. - Evvelce tespit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastro veya tapulaması yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosu yapılamaz. Bu gibi yerler ikinci defa kadastroya tâbi tutulmuşsa, ikinci kadastro bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılır ve Türk Medenî Kanununun 1026 ncı maddesine göre işlem yapılır. Süresinde dava açılmadığı takdirde, ikinci defa yapılan kadastro, tapu sicil müdürlüğünce re’sen iptal edilir. Ancak; a) Tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek üzere uygulama niteliğini kaybeden, teknik nedenlerle yetersiz kalan, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği tespit edilen kadastro haritalarının tekrar düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin sağlanması amacıyla tapulama ve kadastro görmüş yerlerde, b) Daha önce sadece tapu tahriri yapılan veya 2859 sayılı Tapulama ve Kadastro Paftalarının Yenilenmesi Hakkında Kanuna göre yenileme yapılacak yerler ile 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun hükümlerine tâbi yerlerde, Birinci fıkra hükmü uygulanmaz. İkinci fıkranın (a) bendinin uygulanacağı alanlar Tapu ve Kadastro Genel Müdürünün onayı ile belirlenir ve çalışmalara başlanmadan en az onbeş gün önce çalışma alanında, bölge merkezinde ve bölgenin bağlı olduğu il merkezinde alışılmış vasıtalarla duyurulur, ayrıca varsa yerel gazete ile ilân edilir. Yapılacak çalışmalarda 2, 4, 14, 17, 19 ve 21 inci maddeler ile 13 üncü maddenin (B) ve 20 nci maddenin (B), (C) ve (D) bentleri hükümleri uygulanmaz. Tapulama ve kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan kamu kurum ve kuruluşlarına ait yerlerin tescili yapılır. Tapuya tescil edilmiş ormanlardan, haritaları teknik mevzuata uygun olanlar aynen, diğerleri ise teknik mevzuata uygun hale getirildikten sonra tapu kütüğüne aktarılır. Kadastrodan beklenen amaç; taşınmazlar üzerindeki hakların gerçek durumunun gösterilmesi ile iyelik sınırlarının güvenliğini sağlayacak nitelikte doğru haritaların düzenlenmesidir. Ancak TMK’nin 719. maddesinde, plan ve zemin arasında fark olduğunda asıl olan plandır hükmü yer aldığından, mevcut kadastro haritalarının zemindeki ayrıntıları doğru biçimde göstermemesinden kaynaklanan sorunların yaşandığı bilinmektedir. TMK ve Tapu Sicil Tüzüğü hükümlerine göre, plan, tapu sicilinin ana siciller bölümünde yer almaktadır. Tapu kütüğünün hukuka ve evraklara uygun, hatasız tutulması zorunlu olup tapu sicilini oluşturan haritanın da aynı derecede doğru, hatasız ve teknik belgelerine uygun olma zorunluluğu vardır. Teknik belgelerine uymayan, gerçeği yansıtmayan, hatalı ve eksik olduğu anlaşılan kadastro haritasının, iyelik güvenliğini sağlaması olanaklı değildir. Bu nedenle, haritanın, sınırları aynen yansıtacak şekilde hatasız oluşturulması asıldır. Eğer harita hatalı ise, kadastronun amacına ulaşması olanaklı olmayıp tapu sicilinin asli unsurlarından birisi eksik kalmış sayılır. Bu nedenle; daha önce kadastro ya da tapulaması yapılan yerlerdeki haritaların, teknik nedenlerle yetersiz kalması, eksikliğinin görülmesi ya da zemindeki sınırları gerçeğe uygun şekilde göstermediğinin belirlenmesi durumunda, hataların giderilerek haritaların sağlıklı hale getirilmesi gerekmekte olup halen yürürlükte olan 2859 sayılı Yenileme Kanunu bu ihtiyacı karşılamaya yeterli olmadığından, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22. maddesinde yer alan “ikinci kez kadastro yapılamaz” hükmüne ayrıcalık getirilerek, gerekli hallerde ikinci kez kadastro yapılmasını sağlayacak yasal düzenlemeye ihtiyaç bulunmaktadır. 84
Ülkemizde kadastronun yenilenmesini gerektiren nedenleri aĢağıdaki Ģekilde sıralayabiliriz a. b. c. d. e. f. g. h. i. j. k. l. m.
Ġlk tesis kadastrosunda maksimum sınırın dıĢında ölçüm, çizim, hesap hatalarının bulunması,yapılan çalıĢmalarda istenilen hassasiyete ulaĢılmaması, Grafık paftaların sağlıksız ve yetersiz olması, Bölgesel (lokal) ve yeterli hassasiyette olmayan ağların, ülke nirengi ağına bâğlanmasında zorluklarla karĢılaĢılması, Kalitesiz pafta altlıklarının kullanılması, Sabit tesislerin ülke ölçüsünde büyük oranda (% 68) kaybolması, GüncelleĢtirme iĢlerinin yeterli Ģekilde yapılmaması, Tapulama ve eski kadastroların birleĢtirilmelerinde büyük hatalara rastlanması, Kadastro çalıĢmaları sırasında kullanılan küçük ölçeklerin günün ihtiyaçlarına cevap vermemesi, ġehirlerin geniĢlemesi, Toprak dağıtım, iskan, orman ve kamulaĢtırma haı-italarına dayanarak yapılan kadastro tespitlerinin hatalı olması, Kadastral ve topoğrafık haritalar arasında koordinat birliğinin bulunmaması, Orman ve tapulama haritaları arasında birlik kuıulamaması, TaĢınmaz mal sınırlarının iyeleri tarafından yeterli olarak iĢaretlenmemesi vb.
Yenileme iĢlemleri sıra düzeni aĢağıdaki Ģekilde sıralanabilir: 1. Yenileme isteğinin bildirilmesi, 2. Yenileme isteklerinin incelenmesi 3. Yenilemeye karar verilmesi, 4. Yenileme ilanı, 5. Kayıt ve belgelerin toplanması, 6. Tapuya Ģerh konulması, 7. Mahkemelerden dava listelerinin istenmesi, 8. Ülke nirengi ağına bağlama için ön hazırlık iĢlemleri, 9. Sınırların belirlenmesi, 10. Ölçü, hesap ve çizim iĢlemleri, 11. Parsellerin düzenlemesi, 12. Plan aplikasyonu, rölöve ölçüleri ve çizim, 13. Yenileme tutanağı ve rapor düzenlenmesi, 14. Davalı taĢınmazlar, 15. Yeni paftaların kontrolü, geçerlik kazanması ve ilanı 16. Eski paftaların geçersiz sayılması, 17. Yenilemeye itirazlar, 18. Davaların tapu kütüğünde belirtilmesi, 19. Tapu kütüğünde düzeltme, 20. Hak sahiplerine duyuru, 21. Merkeze gönderme
KADASTRONUN YENĠLENMESĠ.2 Ülkemizde kadastro çalıĢmalarına 1925 yılında baĢlanmıĢtır.500.000 harita üretilmiĢtir.1963 yılına kadar üretile kadastral haritaların %80‘i ,86 yılı görünümüyle 1/3‘ü teknik nedenlerle yetersiz olduğu,uygulama niteliğini kaybettiği ve yenilemesi gerektiği ortaya çıkmıĢtır. Kadastronun yenilenmesini gerektiren sebepler a-kadastro yapıldığı zaman,yeterli Ģekilde yapılmamıĢ olabilir. 85
b-kadastro,yapıldığı günden,günümüze kadar geçen zaman içinde çeĢitli değiĢikliklere uğramamıĢ,güncelliği kaybolmuĢtur. c-geleceğin isteklerine cevap verecek kalitede değildir. Kanunun 1.maddesine göre gerekçeler; paftaların; 1-teknik nedenlerle yetersiz kalması 2-uygulama niteliğini kaybetme veya eksikliğinin görülmesi 3-zemindeki sınırların gerçeğe uygunluk göstermemesidir. ülkemizdeki yenilemeyi gerektiren nedenler Ģunlardır; a-kadastro çalıĢmalarında kullanılan ölçeğin küçük oluĢu b-yapılan çalıĢmada istenen prezisyona ulaĢılamamıĢ olması c-belli bir dönemde kullanılan grafik yöntemin yetersizliği d-paftaların çizildiği altlıkların kalitesizliği e-bölgesel olarak meydana getirilen ve yeterli hassasiyetle olmayan ağların,memleket nirengi sistemine bağlanmasında bir takım zorluklarla karĢılaĢılması f-kadastro‘nun gereği olan,değiĢikliklerin izlenmesinin yeterince yapılamamasıdır. yasal dayanağı;25.06.1983 tarihli 2859 sayılı tapılama ve kadastro paftalarının yenilenmesi hakkında kanun. √ yenilemede temel esas;yenileme yalnız teknik çalıĢmaları kapsar.tapu siciline geçmiĢ veya geçmemiĢ mülkiyete iliĢkin haklar inceleme konusu olamaz. √ kadastro yenileme paftaların yenilemesidir.ikinci bir kadastro değildir.
TEKNĠK HATALARIN DÜZELTĠLMESĠ Kadastro çalıĢmaları sonrasında genellikle dikkatsizlikten doğan bir çok hatalar ortaya çıkar.Kadastro kesinleĢmeden kadastro hatalarının düzeltilmesinden söz edilemez. Kadastro Hataları Düzeltilmeye konu olan kadastro hataları genellikle Ģunlardır; a-Ġl,ilçe,mahalle sınırlarının yanlıĢ yazılması b-Pafta,ada,parsel numaralarının yanlıĢ yazılması c-Ölçeğin yanlıĢ yazılması d-Kenar koordinatlarının yanlıĢ yazılması e-Sınırlandırmanın yanlıĢ yapılması f-Mülkiyet bilgilerinin yanlıĢ belirtilmesi(malik adı,soyadı,cinsi,paylarının yanlıĢ yazılması ya da iki adının birisinin yazılması vb.) g-Mal sahibinin adının hiç yazılmaması, h-BilirkiĢilerin,yemin ettirilmeden çalıĢtırılması i-Ġlan süresinin kısa tutulması usul hatasının ortaya çıkması j-Parsel niteliğinin yanlıĢ yazılması k-Ölçümlerin yanlıĢ yapılması(yanlıĢ nokta ölçümü, yanlıĢ yazımı vb.) l-Hesapların yanlıĢ yazılması(poligon,alan hesabı vb.) m-Mülkiyet sınırının yanlıĢ geçirilmesi(kırık noktaların yanlıĢ birleĢmesi.) n-Sınırların yanlıĢ mürekkeplenmesi 86
o-DeğiĢikliklere iliĢkin geometrik verilerin doğru iĢlenmemesi, p-TaĢınmazların devir ve temliki esasında yanlıĢlıklar yapılması 3402 sayılı yasanın 41.maddesi teknik hataların düzeltilmesini sağlar. √ Kadastroları kesinleĢmiĢ taĢınmaz mallarda vasıf ve mülkiyet değişikliği dışında kalan ölçü ve hesaplamalardan doğan fenni hatalar,ilgilinin müraacatı veya kadastro müd. res‘en düzeltilir. √ Düzeltme taĢınmaz mal sahiplerine ve diğer hak sahiplerine tebliğ olur.Tebliğ tarihinden baĢlayan 30 gün içinde düzeltmenin kaldırılması yoluyla SULH MAHKEMESĠNE dava açılmadığı takdirde yapılan düzeltme kesinleĢir.(Hak düĢürücü süre çalıĢtırılmaz.)
ORMAN KADASTROSU Orman kadastro taĢınmaz mallar kadastrosunun önemli bir boyutudur. Ancak buna karĢın, ülkemizde orman kadastrosu iĢlemleri, TKGM tarafından değil, Oiman Genel Müdürlüğü'nün (OGM) görev ve yetkisinde yüıütülmektedir.ÇAK'nun amaçlarının aksine ülkemizde; iki boyutlu (X, Y) kadastral haritalara dayalı olarak taĢınmazların sınırlarının yalnızca haritada grafık olarak gösterilerek saptanması, ülke yüzey ağlarına dayalı olmayan ve standart birlik içinde üretilmemiĢ bilgilerle, yalnızca TMK'nun öngördüğü tüzel. (hukuki) amaçlı bir tapu sicilinin kurulmasına indirgenen Türkiye kadastrosunun amacında, ormanların sınırlandırılması yer almamaktadır Orman Nedir? Ormanlar, çeĢitli fayda ve fonksiyonları nedeniyle toplum açısından son derece önemli, yenilenebilir doğal kaynaklardandır. Biyolojik açıdan orman, geniĢ alanlarda kendine özgü bir iklim yaratabilen, belli yükseklik, yapı ve sıklıktaki ağaçların, ağaççık, çalı ve otsu bitkiler, yosun,eğrelti ve mantarlar, toprağın altında ve üstünce yaĢayan mikroorganizmalar ve çeĢitli böcek ve hayvanlarla, orman toprağının birlikte oluĢturduğu bir yaĢam birliği (Biösönöse) olarak tanımlanabilir. Hukuki açıdan ise ormanı tanımlamak oldukça zordur.Çünkü, ağaç bulunan her yere orman denemeyeceği gibi, ağaç bulunmayan bazı alanların da orman kapsamına sokulrnası gerekmektedir.Hukuki açıdan orman; asli unsurun arazi olduğu, ağaç ve ağaççık topluluklarının mütemmim cüz (tamamlayıcı parça) olarak yer aldığı bileĢik eĢya olarak nitelendirilir. Yürürlükteki 6831 sayılı Orman Kanunu'na göre; tabii olarak yetiĢen ya da emekle yetiĢtirilen ağaç ve ağaççık toplulukları yerleriyle birlikte orman sayılır. Ancak; a. Sazlıklar, b. Step nebatlarıyla örtülü yerler, c. Her çeĢit dikenler, d. Parklar, e. ġehir mezarlıklarıyla, kasaba ve köylerin hudutları içinde bulunan eski (kadim) mezarlıklardaki ağaç ve ağaççıklarla örtülü yerler, f. Sahipli arazide bulunan ve civardaki ormanlarda tabii olarak yetiĢmeyen ağaç ve ağaççık nevilerinin bulunduğu yerler, 87
g. Sahipli ziraat arazisi olarak kullanılan ve dağınık, yer yer küme ve sıra halinde bulunan her nevi ağaç ve ağaççıklarla örtülü yerler, h. Devlet ormanlarına bitiĢik olmayan ve yüzölçümü 3 hektardan yukarı bulunmayan sahipli arazideki her nevi ağaç ve ağaççıklar, i. Sahipli arazide ve çevrenin özelliklerine göre yetiĢmiĢ veya yetiĢtirilecek olan fıstık çamlan ve palamut meĢelikleri dahil olmak üzere her nevi meyveli ağaç ve ağaççıklar, j. Sahipli arazideki aĢılı ve aĢısız zeytiııliklerle, özel kanunu gereğince, devlet ormanlarından ayırt edilen ve edilecek olan imar, ıslah, temlik koĢulları yerine getirilmiĢ bulunan yabaııi zeytinlikler ve 6777 sayılı Kanunda belirtilen yabani veya aĢılanmıĢ fıstıklık, sakızlık ve harnupluklar, k. Funda veya inakilerle örtülü orman ve toprak muhafaza karakteri taĢımayan yerler Orman Kanunu'nun 1. maddesine göre orman sayılmaz. Sağladıkları toplumsal yararlar nedeniyle toplumun oıtak malı kabul edilen ve bu nedenle devletin gözetim ve denetimi altında bulunan ormanlık alanların, yurdumuzda kapladığı alan 20 199 296 hektardır (ülkemiz yüzölçümünün % 26'sı).Bu alanların tamamı verimli orman niteliğinde olmayıp ürün verebilen orman alanı 8.9 milyon hektardır. Geriye kalan 11.3 milyon hektar orman alanı ise verim gücü düĢük ormaıılardan ya da tamamen verimsiz, bozuk, makilik ve çalılıklardan oluĢmuĢtur. ORMAN KADASTROSU ÇALIġMALARINDA YASAL DAYANAKLAR Ülke genelinde, ormanların sınırlandırılması ve kadastro çalıĢmalarını düzenleyen ve etkileyen beĢ temel yasal dayanak vardır: 1. Anayasa, 2. TMK, 3. Orman Kanunları, 4. Orman Köylülerinin Kalkınmalarının desteklenmesi Hakkında Kanun, 5. Kadastro Kanunu (KK). ANAYASALARIMIZDA ORMAN KADASTROSU Ormanlarla ilgili ilk anayasal düzenleme 1961 Anayasası'nın 131. maddesiyle yapılmıĢtır. 131. madde; "Devlet, ormanlarının korunması ve ormanlık sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve önlemleri alır.Bütün ormanların gözetimi devlete aittir. Devlet ormanları Kanuna göre devletçe yönetilir ve işletilir. Devlet ormanlarının mülkiyeti, yönetimi ve işletilmesi özel kişilere devir olunamaz. Bu ormanlar zaman aşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz. Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez.Orman sııçları için genel af çıkarılirmaz, ormanlarrn tahribine yol açâcak hiçbir siyasi propaganda yapılamaz, ... " hükmü yer almıĢtır. Bu madde 17.04.1970 tarih, 1255 sayılı yasa ile değiĢikliğe uğramıĢtır. Buna yasaya göre; Anayasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiĢ olan tarla, bağ, meyvelik, zeytinlik gibi çeĢitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar bulunan topraklarla, Ģehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler dıĢında orman sınırlarında hiçbir daraltma yapılamaz. Bu değiĢiklik ile bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak yitiren, tarım ve hayvancılıkta kullanılmasında yarar görülen orrnan alanlarının orman rejimi dıĢına çıkarılması ilkesi getirilmiĢtir. 1982 Anayasasının 169 ve 170. maddelerinde ormanların korunması ve geliĢtirilmesi, ornıan köylüsünün korunması ile ilgili maddeler yer almıĢtır. 88
169. maddede orman ile ilgili genel hususlar belirtildikten sonra orman olarak korunmasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen, aksine tanm alanlarına dönüĢtürülmesinde kesin yarar olduğu tespit edilen yerler ile 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiĢ olan tarla, bağ, meyvelik, zeytinlik gibi çeĢitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler, Ģehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler dıĢında, tanm alanlarında daraltma yapılamayacağı belirtilmiĢtir. 170. maddede ise; "Ormanlar içinde veya bitiĢiğindeki köyler halkının kalkındırılması, ormanların ve bütünlüğünün korunmaları bakımlanndan, ormanın gözetilmesi ve iĢletilmesinde devletle bu halkın iĢbirliğini sağlayıcı önlemlerle, 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından onrıan niteliğini tam olarak kaybetmiĢ yerlerin değerlendirilmesi; bilim ve fen bakımından orman olarak koıunmasında yarar görülmeyen yerlerin tespiti ve orman sınırları dıĢına çıkartılması, orman içindeki köyler halkının kısmen veya tamamen bu yerlere yerleĢtirilmesi için devlet eliyle anılan yerlerin ihya edilerek bu halkın yararlanmasına tahsisi kanunla düzenlenir. Devlet bu halkın iĢletme araç ve gereçleriyle, diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaĢtırıcı önlemler alır. Orman içinden nakledilen köyler halkına ait araziler devlet onnanı olarak derhal ağaçlandınlır." denmektedir. Anayasanın 170. maddesinde çizilen çerçeve dahilinde 1983 yılında 2924 sayılı Kanun yürürlüğe girerek, orman rejimi dıĢına çıkarılan yerlerin değerlendirilmesi esaslarını getirmiĢtir. TMK'DA ORMAN KADASTROSU TMIC'nun; iyesi nesneler ve kamu malları (md. 641), dikilen bitkiler (md. 655), ağaç, dal ve köklerin komĢu toprağa geçmesi (md. 664), oı-man ve otlak (md. 675), toprağın iyileĢtirilmesi (md. 678), oı-manlar (md. 742) ve yazımlı olmayan taĢınmazlar (md. 912) baĢlıklı maddeleri orman kadastrosunu ilgilendirir. 641. madde "Sahipsiz Şeyler i1e kamuya ait olan mallar devletin hüküm ve tasarrufu altrndadır... " ; 912. madde ise "Kimsenin özel mülkiyetinde bulunmayan ve kamunun kullanımına tahsis edilen taşınmazlar, onlara ilişkin ve tescili gerekli olan ayni bir hak olmadıkça, tescile tabi değildir... " ormanların devletin hüküm ve tasaırufu altında olduğu ve tescile tabi olmadıklarını hükme bağlamıĢtır. KANUNLARIMIZDA ORMAN KADASTROSU 08.02.1937 TARĠH VE 3116 SAYILI ORMAN KANUNU Ülkemizde orman alanlarının sınırlandınlıp güvence altına alınması çalıĢmaları çağdaĢ ve teknik boyutta bu Kanun ile baĢlamıĢtır. Ormanların sınırlandırılması iĢlemlerine ilk kez bu yasada yer verilmiĢ ve bu iĢlemlerin 1937 tarihinden itibaren 10 yıl içinde bitirilmesi öngörülmüĢtür. Ormanın hukuki tanımı ilk kez bu Kanunla yapılmıĢtır. Bu Kanunda yer alan ormancılıkla ilgili esasların çoğu bugün yürürlükte olan 6831 sayılı Oı-man Kanununda yer almıĢtır. Bu Kanuna göre orman sınırlannın ölçülüp plana bağlanması iĢlemleri, orman sınırlannı birleĢtiren doğrultuların (hatların), manyetik kuzey ile yaptıkları açıların ve optik yoldan uzaklıkların ölçülmesi Ģeklinde tanımlanabilen puslalı kat'ı mesafe yönteminin uygulanmasıyla baĢlamıĢtır. Bu yöntem 1965 yılına kadar tek baĢına ve o tarihten sonra fotogrametrik yöntemle birlikte 1974 yılına kadar devam etmiĢtir. Bu Kanunda değiĢiklik yapan kanunlar Ģunlardır: 16.03.1938 tarih ve 3444 sayılı Kanun, 09.07.1945 tarih ve 4785 sayılı Kanun, 24.03.1950 tarih ve 5658 sayılı Kanun, 24.03.1950 tarih ve 5653 sayılı Kanun. 31.08.1956 TARĠH VE 6831 SAYILI ORMAN KANUNU Halen yürürlükte bulunan Kanundur. Bu Kanunda değiĢiklik yapan kanunlar tarih Ģunlardır: 89
19.07.1971 tarih ve 1444 sayılı Kanun, 20.06.1973 tarih ve 1744 sayılı Kanun, 05.06.1975 tarih ve 1906 sayılı Kanun, 14.04.1982 tarih ve 2655 sayılı Kanun, 23.09.1983 tarih ve 2896 sayılı Kanun, 05.06.1986 tarih ve 3302 sayılı Kanun, 22.05.1987 tarih ve 3373 sayılı Kanun, 03.11.1988 tarih ve 3493 sayılı Kanun. 17.10.1983 TARĠH VE 2924 SAYILI ORMAN KÖYLÜLERĠNĠN KALKINMALARININ DESTEKLENMESĠ HAKKINDA KANUN Bu Kanunla tanm alanlarına dönüĢmüĢ yerlerin değerlendirilmesinde; tarla, bağ, bahçe, meyvelik, zeytinlik, fındıklık, fıstıklık (antepfıstığı) gibi tarım alanları ve buralardaki yapı ve tesislerin yerleri, orman sınırları dıĢına çıkarıldıkları tarihteki fiili durumlarına göre ifraz edilerek, bu yerleri kullanan kiĢilere, rayiç bedelleri peĢin ya da on yıllık süre içinde ve eĢit taksitle alınmak üzere Orman Bakanlığı'nca satılır hükmü getirilmiĢtir. Bu Kanunda değiĢiklik yapan yasalar Ģunlardır:
28.08.1991 tarih ve 3763 sayılı Kanun, 04.11.1995 tarih ve 4127 sayılı Kanun.
21.06.1987 TARĠH VE 3402 SAYILI KADASTRO KANUNU Bu Kanunun 4. maddesiyle kadastro çalıĢma alanı sınırında onnan bulunduğu takdirde, bu yerlerin onnan sınırlaması ve orman sınırı çıkarma iĢlemlerinin 6831 sayılı Orman Kanunu hükümlerine göre, onnan kadastro komisyonlarınca tespit ve haritasına iĢlenerek, tutanaklar ile kadastro ekiplerine teslim edileceği, ancak 2 ay içinde orman kadastro komisyonlarınca orman sınırlarının belirlenememesi halinde kadastro ekiplerince belirleneceği ve kadastro ekiplerince bu Ģekilde tespit ve ilan edilen yerlerde orman kadastro iĢlemlerinin de ikmal edilmiĢ sayılacağı hükmü getirilmiĢtir. ORMANLARIN SINIRLANDIRILMASI VE KADASTROSU KAVRAMALARINA YAKLAġIMLAR
Türkiye kadastrosunun temelinde, ormanların sınırlandırması ve kadastrosu yer almamaktadır. Devlet ormanları ve devlet ormam sayılan yerlere iliĢkin her çeĢit iĢler (buna ormanların sınırlandınlması ve kadastrosu da dahildir) Orman Genel Müdürlüğü'nün (OGM) görevleri arasında bulunmaktadır. Bu görev, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 7. maddesi uyannca orman kadastro komisyonlarınca yerine getirilmektedir. Ülkemizdeki ormanların sınırlandırılması ve kadastrosu çalıĢmalan, FIG tarafindan yapılan kadastro tanımlamasının aksine, tek bir kadastro teĢkilatı (tek elden) tarafından değil, farklı kurumların görev, yetki ve sorumluluğu altında, farklı yasal altlıklara bağlı olarak yerine getirilmektedir. Genel kadastrodan ayrı, orman kadastrosu doğmuĢtur.Bunun temel nedeni olarak ülkemizde ÇAK'nun kurulamamıĢ olması gösterilebilir. Türkiye kadastrosuna yön veren 766 sayılı Tapulama Kanunu'na göre ormanlar,sahipsiz kayalar, tepeler, dağlar yazım dıĢı bırakmıĢtır.Mera, yaylak, kıĢlak, otlak, harman yeri, Pazar ve panayır yerleri gibi orta malları da tapuya tescil amacı taĢımayan sınırlandırma iĢlemine bağlı kılınmıĢtır.Kimsenin özel malı olmayan ve kamunun kullanımına ayrılan bu yerler, TMK, md. 912'ye göre "...onlara ilişkin ve tapuya tescili gerekli bir nesnel hak bulunmadıkça, tapuya tescile bağlı değildirler. " TMK, md. 641'e göre bu yerlerin benimseıımesi, iĢletilmesi ve kullanılması için özel kurallar konur. Tokmanoğlu'na göre, orman kadastrosu adıyla ayn bir kadastro yoktur ve bu çalıĢmalar genel kadastronun bir parçasını oluĢturduğundan her ikisinin de içiçe çalıĢması doğal kılınmalıdır. Dolayısıyla, orman kadastrosunda, ölçülüp haritaya iĢlenecek taĢınmaz orman alanı, adına iyelik belgesi düzenlenecek taraf ise devlettir.Edin'e göre, orman kadastrosu, genel 90
kadastronun yalın bır uygulaması biçiminde değerlendirilinelidir.Kızılay ise, orman kadastrosu adıyla sürdürülen çalıĢmaların temelini ormanın niteliğinin belirlenmesi olduğu, etkinliklerin bir harita çalıĢmasını gerektirmediği, yapılan haritalar üzerinde orman sınırlarının ve bu sınırlar içinde kalan alanlann iĢlenmesinden oluĢtuğu düĢüncesindedir. ORMANLARIN KADASTROSU VE 2B UYGULAMASI Orman kadastrosu ve Orman Kanununun 2B maddesi uygulaması yapılacak il ve ilçeler, mülkiyet ihtilaflarının yoğun olduğu yerler ile devlet yatırım alanlarına, tapulama ve kadastro çalıĢmalarının programa alındığı yerlere öncelik verilerek Orman Genel Müdürlüğü'nün teklifı, Orman Bakanlığı'nın onayı ile belirlenir. Orman kadastrosu ve Orman Kanununun 2B maddesi uygulamasının yapılacağı ilgili ilçelerde, çalıĢma baĢlamadan en az bir ay önce radyo ile, belediye yayın araçları ya da belediye ilan tahtasında askı suretiyle ilan olunur. Ġlan edilen ilçelerdeki çalıĢma yapılacak belde ve köylerde, çalıĢmanın baĢlamasından en az 15 gün önce bu belde ve köylerin uygun yerlerine asılacak ilan kağıdı ile duyuıulur.Ayrıca bu çalıĢmalar Orman ĠĢletme Müdürlüğü ile Maliye Bakanlığı'nın mahalli birimlerine çalıĢmaya baĢlaınadan 15 gün önce ilgili Orman Kadastro Komisyonu BaĢkanlığı'nca yazı ile bildirilir.Orman kadastro komisyonlan, sınırlandırma ve kadastro çalıĢmaları öncesi, çalıĢma alanı ile ilgili olarak 2B Yönetmeliği, md.l7, 18, 19 uyarınca; Devlet orman iĢletme müdürlüklerinden, Tapu sicil ve kadastro müdürlüklerinden, ĠI ve ilçelerden belge ve bilgileri isterler. ORMAN KADASTRO KOMĠSYONU VE GÖREVLERĠ Bölgelerindeki orman kadastro çalıĢmalarını yapan veya yapılmasına katkıda bulunan orman kadastro komisyonları 6831 sayılı kanunun 7. maddesi uyannca (Bu madde, 22.05.1987 tarih ve 3373 sayılı kanunun 4. maddesi ile değiĢikliğe uğramıĢtır.) bir baĢkan ve dört üyeden oluĢur: Bir orman yüksek mühendisi ya da orman mühendisi (baĢkan), Bir orman yüksek mühendisi ya da ornan mühendisi veya bunların bulunmaması halinde orman teknikeri, Bir ziraat yüksek mühendisi ya da ziraat mühendisi veya bunların bulunmaması halinde orman teknisyeni, Mahalli ziraat odalannca bildirilecek bir temsilci, Beldelerde belediye encümenince,köylerde köy muhtarlığınca bildirilecek bir temsilci. Bu komisyonda kadastro çalıĢmalarının hukuki ve teknik yönünü içeren bir eğitim almıĢ olan harita mühendisi bulunmamaktadır.Harita hizmetleri, "Orman kadastro komisyonlarının emrine ayrıca yeteri kadar teknik eleman ve memur verilir." hükmü uyarınca istihdam edilen harita teknisyenleri tarafından yerine getirilir.Mülkiyet kadastrosunda ise, faaliyetlerde kadastro mühendislerinin kontrol, denetim ve onayı esastır.Bir yerin orman olup olmadığının saptanması ve belirlenmesi ne kadar orman mühendislerinin uzmanlık alanına giriyorsa, sınırları kesinleĢmiĢ ormanların tahdit haritalarının ya da memleket haritalarının ya da hava fotoğraflarının araziye uygulanması da, o kadar harita mühendislerinin iĢi ve görevidir. Orman Kanununda yapılan her kanun değiĢikliği ile, daha önceleri yapılan orman sınırlandırma çalıĢmaları tartıĢmalı duruma getirilmektedir.Orman kadastro çalıĢmalarının kadastro tekniğine, yürürlükteki yönetmelik ve haritacılık standartlarına uygun yürütülmemesi de böylesi bir sonuç doğunnaktadır.ÇalıĢmalarda, harita mühendislerinin bilgi, deneyim ve potansiyellerinden gereği gibi yararlanılmadığı yargı kararlarına da girmiĢtir. Sorunun sağlıklı bir biçimde çözümü açısından,konuya taraf olan Orman Genel Müdürlüğü ve TKGM arasında kurumsal iĢbirliği ve eĢgüdüm düzeneğinin sağlıklı bir biçimde bir an önce kurulması zoıunludur. Kadastro komisyonlarının görevleri 6831 sayılı Kanunun 7: maddesi ve 2B yönetmeliğinin 8. maddesi uyannca aĢağıdaki Ģekilde belirlenmiĢtir: 91
· Ormanların içinde ve bitiĢiğinde bulunan her çeĢit taĢınmaz malların ormanlarla ortak sınırlarını saptamak ve belirlemek, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2B maddesi uyarınca,orman sayılan yerlerden orman sının dıĢına çıkanlması gereken yerleri belirlemek, Orman tahdit ya da kadastrosu daha önce yapılmıĢ yerlerde, orman sınır noktalarını aplike etmek, 6831 sayılı Orman Kanunu 2B maddesi uygulaması sonunda ortaya çıkan yeni oıman sınırlarını tespit etmek, Sınırlandırması ya da kadastrosu yapılan ölçü ve haritaları günün tekniğine uymayan, uygulamada güçlük çekilen orman sınır hattının haritalannı tekniğine uygun olarak yapmak. ORMAN SINIRLARININ ĠġARETLENMESĠ VE NĠTELĠK BELĠRLENMESĠ Mevcut belge ve bilgiler ıĢığında, orman olan yerler belirlenerek bunların dıĢ ve iç sınırları orman kadastro ekipleri tarafından arazide belirlenerek sınır noktalarına özel iĢaretler dikilir. Bu sırada bilirkiĢilerin de görüĢlerine baĢvurularak, 6831 sayılı Kanunun 1. maddesi ve ilgili yönetmeliğin 20. maddesi uyarınca orman tanımına giren yerlerin hangi nitelikte orınan alanı olduğu belirlenerek tutanaklara yazılır. Ayrıca, orman olup ta, 6831/2-B maddesi gereğince orman sınırları dıĢına çıkartılması gereken yerler de belirlenir. Orman içinde ve bitiĢiğindeki taĢınmazlarda nitelik belirlenirken, 3402 sayılı Kanun uygulamalarında dikkate alınan zilyetliği ispat belgeleri burada da dikkate alınır. ORMAN SINIRLARI DIġINA ÇIKARILACAK YERLERĠN BELĠRLENMESĠ 05.06.1986 tarih ve 3302 sayılı Kanunla değiĢik, 6831 sayılı Kanunun 2. maddesine göre
Öncelikle orman içindeki köyler halkının kısmen veya tamamen yerleĢtirilmesi maksadıyla, orman olarak korunmasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar göıülmeyen aksine tarım alanlarına dönüĢtürülmesinde yarar olduğu tespit edilen yerler ile halen orman rejimi içinde bulunan funda ve makilerle örtülü yerlerden tarım alanlarına dönüĢtürülmesinde yarar olduğu tespit edilen yerler,
31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiĢ yerlerden, tarla, bağ, bahçe, meyvelik, zeytinlik, fındıklık, fıstıklık (antepfıstığı, çam fıstığı) gibi çeĢitli. tarım alanları veya otlak, kıĢlak, yaylak gibi hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen arazilerle Ģehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerleĢim alanları
orman sınırları dıĢına çıkartılır.Bu yerler dıĢında orman sınırlarında hiçbir daraltma yapılamaz. Bu madde hükümleri, koruma ormanı, milli park orrrıanı olarak ayrılan, izin ve irtifak hakkı tesis edilen ormanlık alanlarda ve orman rejimi içine alınan yerlerde bu niteliklerin devamı süresince, yanan orman sahalarında ise hiçbir Ģekilde uygulanmaz. Orman sınırları dıĢına çıkartılan bu yerler, devlete ait ise hazine adına, amme müesseselerine ait ise bu müesseseler adına, özel orman ise iyeleri adına orman sınırları dıĢına çıkartılır. Orman tahdit ve kadastrosu ewelce yapılmıĢ yerlerde yapılan 2B uygulamasında da ilçe, belde ve köy bütünlüğü esastır. Orman kadastrosu ve 2B uygulaması tamamlanmıĢ ve kesinleĢmiĢ belde ve köylerde bu amaçla tekrar çalıĢma yapılamaz. Ancak kanunlarda değiĢiklik yapıldığı takdirde yeni kanun değiĢikliklerinin uygulaması yapılır.Evvelce sınırlaması yapılmıĢ, fakat orman tahdit veya kadastrosuna itiraz nedeni ile mahkemeye intikal etmiĢ olan 2B maddesini taĢıyan yerler, ileride mahkemelerce verilecek kararlar saklı kalmak koĢuluyla hazine adına orman sınırları dıĢına çıkarılır.
92
ORMAN KADASTROSU VE 2B MADDESĠ UYGULAMALARI ÇALIġMALARINDA TEKNĠK ESASLAR Orman kadastrosu ve 2B maddesi uygulamalarında yersel metot esastır. Ġlgili kuruluĢlarca 1/5000 ölçekli standart topoğrafık haritası yapılacağı bildirilen yerler orman alanlarına rastlıyor ve buralarda da orman kadastrosu ve 2B uygulaması yapılıyorsa orman sınır veya bağlantı noktalarına hava iĢareti tesis edilmek suretiyle fotogrametrik metotla da çalıĢma yapılabilir.Fotoğrafta çıkmayan sınır iıoktaları ile bağlantı noktaları arasındaki orman sınırları yersel olarak ölçülür.Ancak fotogrametrik yöntem saptanan kaba hataları nedeni ile 1983 yılında terkedilmiĢtir. Günümüzde öncelik arz eden bazı yerlerde istenilen hassasiyet sağlandığı takdirde doğıudan fotogrametrik yöntemden yararlanılabilmektedir. 1/5000 ölçekli standart topoğrafık harita veya daha büyük ölçekli haritalann mevcut olduğu yerlerde yapılacak çalıĢmalarda orman sınırları haritada belirgin ise bu sınırlara komisyonca aynen uyulduğu takdirde ayrıca ölçme yapılmaz. Orman sınırlarının kısa aralıklarla değiĢtiği yerlerde harita ve arazide mevcut belirgin noktalardan faydalanarak ta ölçme yapılabilir. Orman kadastrosu ve 2B maddesi uygulama haritalarının 1/5000 ölçekli olarak hazırlanması esastır. Ancak 1/5000 ölçekli haritalann bulunmadığı yerlerde 1/10000 ölçekli haritalar yapılır. Kıymetli arazilerde büyük ölçekli haritalar yapılabilir.
ORMAN KADASTROSU VE 2B MADDESĠ UYGULAMALARININ BĠTĠRĠLMESĠ Orman kadastro komisyonu sınırlama ve 2B maddesi uygulamalarının bitiminde durumu Orman Bölge Müdürlüğü'ne bildirir. Orman Bölge Müdürlüğü gerekli incelemeleri yaparak varsa Ģekli ve hukuki noksanlıklann düzeltilmesi için gerekçe ve belgelerini komisyona verir ve bu noksanlıkların düzeltilmesini komisyondan ister. Komisyon belge ve gerekçeleri inceler, değiĢtirilecek bir husus varsa evvelce almıĢ olduğu kararı iptal eder, gerekli düzeltmeleri yaparak karara bağlar. Orman kadastrosu ve 2B maddesi uygulama dosyasının bir nüshası onaylanmak üzere Orman Bölge Müdürlüğü'nce ilgili valiliğe gönderilir. Orman kadastrosu iĢlemleri valiliğin onayı ile yüıürlüğe girer, ilgili köy ve beldelerin uygun yerlerinde asılmak suretiyle ilan edilir. Bu tutanak ve kararlara karĢı askı tarihinden itibaren 6 ay içinde kadastro mahkemelerine, kadastro mahkemesi olmayan yerlerde kadastro davalarına bakmakla görevli mahkemeye müracaatla sınırlamaya ve 6831 sayılı Orman Kanununun 2. maddesine göre orman sınırları dıĢına çıkarma iĢlemlerine, Orman Bakanlığı ile hak sahibi gerçek ve tüzel kiĢiler itiraz edebilmektedir. 6 ay içinde itiraz davası açılmadığı takdir de komisyon kararları aynen kesinleĢecek olup bu süre hak düĢürücü süredir. Ancak tapulu taĢınmazlarda tapu sahipleri 10 yıllık süre içinde dava açabilirler. Sınırlamaya yapılan itiraz davalan her türlü harç ve resimlerden muaf olmasına rağmen, 2B maddesi uygulamalannda yapılan itiraz davaları harç ve resme tabidir. 8. 2. 7. 2B MADDESĠ UYGULAMALARININ DEĞERLENDĠRĠLMESĠ Bilim ve fen bakımından niteliğini kaybeden ormanların, orman sınırlan dıĢına çıkanlması 1961 Anayasasının 131. maddesinin 17.4.1970 tarihinde çıkanlan 1255 sayılı Kanunla değiĢtirilmesiyle benimsenip 4.7.1973 taızhinde yayımlanan 1744 sayılı yasanın 2 maddesinde yerini almıĢtır.Aynı konu, 7 Kasım 1982 tarihli Anayasaııın 169, 170. maddelerinde yer almıĢ ve baĢlıca 27.9.1983 tarih ve 2896 ile 19.6.1986 tarih ve 3302 sayılı Kanunlarla uygulaması sürdürülmüĢtür. 1961 Anayasasının 17.4.1970 tarih ve 1255 sayılı Kanun ile değiĢtirilen 131. maddesinde, Anayasanın yürürlük tarihinden önce (15.10.1961) nitelik kaybeden yerler denilmiĢ, 1982 93
Anayasasında ise 31.12.1981 tarihinden önce nitelik kaybeden yerler esas alınarak nitelik kabına devamlılık kazandırılmıĢtır. Orman Genel Müdürlüğü kayıtlarına göre 1988 yılı sonuna kadar fıili olarak 431 111 hektar alan orman niteliğini kaybettiği gerekçesi ile orman sınırları dıĢına çıkarılmıĢtır. Orman ile ilgili kanunlarda, gerek ormanın tanımı, gerekse 2B maddesi ile orman sayılan yerlerin orman rejiminden çıkarılma kriterleri özellikle seçim dönemlerinde yapılan yasal düzenleme ve değiĢikliklerle ve her değiĢiklik sonucu özellikle orman köylüsünün kalkındırılması adı altında Orman Kanununda yapılan 22 köklü değiĢiklik ile ormaıılarımızın sınırları sürekli geri çekilerek ormanlik alanlarda büyük kayıplar meydana getirilmiĢtir. Bu kayıplann 600 bin hektara ulaĢacağı Orman Genel Müdürlüğü yetkililerince tahmin edilmektedir ORMAN TAHDĠT (SINIRLANDIRMA) VE KADASTROSU ĠLE 2B MADDESĠ UYGULAMALARININ YILLARA GÖRE DAĞILIMI Orman tahdit (sınırlandırma) ve kadastrosu ile 2/B ınaddesi uygulamalarının yıllara göre dağılımı incelendiğinde aĢağıdaki sonuçlar elde edilmiĢtir. Yıllar
Kanun No
1937-1950 arası 1950-1957 arası 1957-1974 arası 1974-1984 arası 1984-1986 arası 1986 1987-1989 arası Toplam
3116 5653 6831 1744 2896 3302 3302 ve 3373
Yapılan Orman Kadastrosu(ha.)
3 582 386 255 316 2 569 449 2 831 358 312 574 136 938 5 349 008 15 037 029
TEKNĠK ALTYAPI KADASTROSU Hızlı kentleĢme,daha geniĢ kentsel alanlarda, daha çok nüfusa, yeni teknik altyapı olanaklarının sağlanmasını zorıınlu kılmıĢtır. Eksik verilerle kentlerin planlanması ve planlama sürecinde teknik altyapının göz önüne alınmaması, kentleri ,ve belediye yönetimlerini içinden çıkılmaz sorunlarla karĢı karĢıya getirmektedir.Büyük kentler içinde, konut bölgelerinde sürekli yoğunluk artıĢları sonucu, fıziksel çevre koĢulları giderek kötüleĢmekte, teknik ve sosyal altyapı yetersizliği kentsel yaĢamı zorlaĢtırmaktadır. Teknik altyapı donatılarının yerleĢtirilmesi için;
Trafık alanlarının altında bulunan yeraltı mekanının gittikçe daralması,
YerleĢtirilen donatıların niteliğinin ve niceliğinin yükselmesi,
Bireysel her kurumun değiĢmez, kesin iĢletme planlarına sahip olmaması
gibi nedenler, teknik altyapı donatıları için değiĢmez bir haritalama sistemine olan gereksinmeyi giderek arttırmaktadır. Toplumumuz için altyapı sistemi daha karmaĢık, daha pahalı ve daha gereli biçime geldikçe, bütüncül, doğıu ve günün koĢullarına uygun bir bilgi sistemine duyulan gereksinme gittikçe daha da hissedilmektedir. Bu gereksinme, altyapının tüm elemanlarıyla ilgili her türlü temel bilgiye ihtiyacı olan
Yerel planlamacı,
Proje yöneticisi ve
Karar organlarına 94
konu hakkında yeterince açık fikir verecek Ģekilde oluĢturulmalı, güncel olanla ileride değiĢme olasılığı olan elemanlar hakkında bilgi vermelidir. Kurulması kaçınılmaz teknik altyapı kadastrosu özet olarak;
Var olan yeraltı mekanın en uygun kullanılmasını,
Teknik altyapı tesislerinin değiĢtirilmesi, aranması, bakımı, onanmı sırasında güvenilirliğin yükselmesini,
Kurumlar ve yapılan iĢler arasında eĢgüdümü,
Zararın ve maliyetin azaltılmasını ,
ABS kurulmasında temel öğelerden biri olan teknik altyapıya iliĢkin verilerin elde edilmesini sağlar.
TEKNĠK ALTYAPI, TEKNĠK ALTYAPI KADASTROSU Teknik altyapı; temiz su, pis su, havagazı, doğalgaz, telefon, kablolu TV, merkezi ısıtma, vb. hatlar ile su kazanma, arıtma ve çöp yok etme tesislerine verilen genel isimdir Fischer ve Höflinger'e göre teknik altyapı kadastrosu; üç boyutlu teknik altyapı tesislerinin hem konumsal hem de yükseklikleri ile belirlendiği, geometrisinin birleĢik, grafik ve sayısal olarak gösterildiği, günlük kullanım için yeterli nitelik ve nicelikte bir gösterimle donatıldığı ÇAK'nun bir bölümüdür. ÜLKEMĠZDE TEKNĠK ALTYAPI KADASTROSUNA YAKLAġIM Teknik altyapı tesisleri, TMK'nun 632. maddesine göre belirlenen taĢınınaz mallar sınıfına girmemektedir. Bir kısım çevrelerde, Türkiye'de, kadastro paftalarina tersim edilmeyen, kütüğe geçmeyen ve mülkiyete konu olmayan taĢınmazlarla kadastronun uğraĢmadığı, bu nedenle teknik altyapı tesislerinin ölçülmesi ve haritalanmasının da bir kadastro faaliyeti olmadığı göıüĢü savunulmaktadır. Teknik altyapı tesislerinin kadastro ile ilgisi; tapulu arazilerden geçmeleri nedeniyledir. Bu durumda olanlar ya kamulaĢtınlır ya da irtifak hakkı tesis edilir. Teknik altyapı hatlannın tamamının kadastro ile ilgisi olmasa bile, bunların belirli bir kurum tarafından ölçülerek haritalarının ya da bilgi sistemlerinin oluĢturulması gerekir. 1/2500 ve Daha Büyük Ölçekli Harita ve Planların Yapılmasına Ait Teknik Yönetmeliğin 271. maddesinde, yeraltında bulunan kanalizasyon, su, elektrik, havagazı tesislerinin görünen kısımlarının prizmatik olarak ölçülmesi öngörülmüĢtür. 6 ġubat 1972'de 1097 sayılı Türk Standardı ile teknik altyapı tesislerinin.yolun neresine; birbirine göre hangi derinlik ve uzaklıkta yerleĢtirilmesi gerektiği bir standarda bağlanmıĢtır. 1984 yılında çıkarılan 3030 sayılı Kanun ile merkezi anlamda bir teknik altyapı kadastrosu kurulması öngöıülmüĢtür.Bu Kanunda, büyükĢehir ve ilçe belediyelerinin görevleri içinde büyükĢehir dahilinde su, kanalizasyon, her nevi gaz, merkezi ısıtma ve toplu taĢıma hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gerekli tesisleri kurmak,kurdurmak, iĢletmek veya iĢlettirmek sayılmıĢtır.Aynca, büyükĢehir dahilindeki altyapı ile kara ve deniz taĢımacılığı hizmetlerinin bir koordinasyon içinde yürütülebilmesi için Altyapı Koordinasyon Merkezi (AYKOME) ve UlaĢım Koordinasyon Merkezlerinin (UKOME) kuıulması hükme bağlanmıĢtır. 95
TEKNĠK ALTYAPI KADASTROSUNUN TEKNĠK ĠġLEMLERĠ Genelde kamusal alanlara yerleĢtirilen teknik altyapı donatılarının geçeceği alanların doğru yerleri; özel mülkiyete konu olan taĢınmazların sınırlarının belirlenmesi ile olanaklıdır. Plancıların; hem geliĢim yönünü izleyebilmek hem de planların gerçekçi olmasını sağlamak için teknik altyapı hatlarının planlanmasını yaparken mülkiyet sınırlarını göz önüne alınması gerekmektedir. Teknik altyapı tesislerinin ölçülmesi yatay ve düĢey konum belirleme Ģeklinde olmalıdır. Tüm teknik altyapı tesisleri ve yollardaki donatılar jeodezik ağa dayalı olarak ölçülmelidir. Teknik altyapı tesislerine ait aĢağıdaki veriler kırık, baĢlangıç, bitim noktaları, boyut değiĢtirdikleri yerlerin konum ve yükseklikleri ile belirlenmeli ve ölçülmelidir ◊ Bölgenin konumu, ◊ Soyut veriler: Sabit noktalar; trigonometrik kestirme ve poligon noktalan, yükseklik noktaları, bölge, kadastro ve taĢııımaz sınırlan vb., ◊ Arazideki nesneler: Binalar, yollar, kaldınmlar, demiryolu, tramvay yolu, köprüler, fabrikalar vb., ◊ Arazi altındaki nesneler: Metro, alt geçitler, kanallar, su, havagazı, petrol, ısıtma, iletiĢim, elektrik, trafik sinyalizasyon vb. hatları, bunların ev bağlantıları, ◊ Arazi üzerindeki nesneler: Kanal bacalan, ızgaralar, yangın musIukları, vanalar, elektrik direkleri, üst geçitler, ◊ Diğer veriler: Hatlarla ilgili haklar; irtifak hakları, yükümlülükler; malzeme cinsi, çap, gerilim, kablo sayısı vb. Teknik altyapı tesislerine ait konum bilgileri farklı renk ve kalınlıkta özel iĢaretleri ile yapı yoğunluğuna uygun olarak seçilen ölçekler kullanılarak harita da gösterilmelidir. YapılaĢmanın bulunduğu alanlarda yapı yoğunluğuna göre 1/200 ile 1/500 arasında, yapılaĢmamıĢ alanlarda ise 1/1000 ile 1/5000'e kadar ölçekler kullanılmalıdır. Güncel, doğru ve güvenilir veri ve bilgiye ulaĢım için teknik altyapı tesislerinde oluĢan değiĢiklikler, yanlıĢlıklar kısa zamanda etkileĢimli olarak düzeltilmeli ve sonuçlar veri tabanında saklanmalıdır.OluĢturulacak bir teknik altyapı veri tabanı veri türleri .AĢağıdaki Ģekilde gösterilmektedir.
TEKNĠK ALTYAPI VERĠ TÜRLERĠ Donatılara ĠliĢkin Özel Veriler
Topoğrafık Kadastral Veriler
Tüketicilere Özel Veriler
* Malzeme Cinsi * DöĢeme Tarihi * Yük Alabilirliği * Bakım Kayıtları * Boru Çapı
* Yapıların DıĢ Sınırları,Duvarlar,Çitler * Tüketicilerin adresleri * Arazi Kullanım Biçimi * Tüketim miktarları * Sokak Adları * Yapılar * Yaya ve Platform Sınırları * Ağaçlar * ÇeĢitli TA Hatlarının Yerüstündeki Ayrılmaz bölümlerinin(Direkler,Kapaklar, Bacalar vb.) Yerleri (X,Y,Z) * Hatların DeğiĢim Yerlerinin Koordinatları(X,Y,Z)
96
Teknik altyapı,veri türlerinden topoğrafık kadastral veriler kadastro sistemi içinde de yer almaktadır. Bunlar aynı jeodezik ağa dayalı, ortak ölçü yöntem ve teknikleri kullanılarak edinilmektedirler. Bu da teknik altyapı sistemine, ulusal kadastro sisteminin bir parçası olarak bakılmasını gerektirir. Kısaca oluĢturulacak bir teknik altyapı bilgi sistemi (TABS); kadastro bilgi isteminin (KBS) bir öğesi, KBS'de ABS'nin temelidir. Sonuçta ABS hem teknik altyapıya hem de kadastroya iliĢkin verileri içermektedir.
ABS KBS
TABS/KBS/ABS ĠliĢkisi
TABS
AFET KADASTROSU Deprem, yangın, su basması, yer kayması, kaya düĢmesi, çığ ve benzeri afetler sonucunda, yapılan ve kamu tesisleri genel hayata etkili olacak derecede zarar gören veya görmesi olası olan yerlerdeki afetzedeler için seçilen yeni yerleĢim yerlerinden kadastro görmemiĢ olanların; Bayındırlık ve Ġskan Bakanlığının talebi üzerine, 7269/1051 sayılı Kanunun 18. maddesi uyarınca kadastrolanrriasıdır (TKGM Web Sayfası). Bu iĢlerin doğru ve , hakça yapılabilmesi için afetten önce o bölgelerde kadastro çalıĢmalarının bitirilmiĢ öncelikli koĢullardan biridir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nda afet kadastrosu ile ilgili bir madde bulunmamaktadır. 7269 sayılı Afetler Kanunu'nun 17.7.1968 tarih, 1051 sayılı Kanunla değiĢik 18. maddesine göre, "Afet sebebiyle, İmar ve İskan Bakanlığr'nca lüzuin görülecek yerlerin kadastrosu, ilanların yapılmasrna, kadastro komisyoıılarının kurulmasıııa lüzum kalmaksızııı kadastro paftalarıııa, belediyece l köy ihtiyar heyetiııce iki bilirkişi verilmek ve tasarruf tetkikleri mahalli kadastro müdürü ve tapu memurıı tarafındaıı ifa olunmak suretiyle 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanırnır'na göre öncelikle TKGM'nce yapılır. " 2613 sayılı Kanun yürürlükte olmadığı için yerine 3402 sayilı Kanun uygulanır. Afet nedeniyle belirlenen yerlerin kadastrosunda iĢlemlerin hızlandırılması ve zaman kaybının önlenmesi amacıyla, 18. maddede hükme bağlanan ve 3402 sayılı KK'nun genel uygulamasından değiĢik olarak getirilen noktalar Ģunlardır (Altındal, 10): · Ġlanların yapılması, · Kadastro komisyonlarının kurulması, · Kadastro ekibine iki bilirkiĢi verilmesi, · Tasarruf kontrollerinin yapılması, · Tespitlerin 3402 sayılı KK hükümlerine göre yapılması, · AnlaĢmazlıkların kadastro mahkemesi yerine mahalli mahkemelerde çözümlenmesi. 97
7269 sayılı Afetler Kanunu'nun 17.7.1968 tarih, 1051 sayılı Kanunla değiĢik 2. maddesine göre, su baskınına uğramıĢ veya uğrayabilir yerler Bayındırlık ve Ġskan Bakanlığı'nın teklifı üzerine Devlet Su ĠĢlerinin bağlı bulunduğu bakanlıkça, diğer tabi afetler veya afet olabilecek yerler ise Bayındırlık ve Ġskan Bakanlığı'nın teklifı üzerine Bakanlar Kurulunca kararlaĢtırılır. Bu yerlerin sınırları imar planına, imar planı bulunmayan kasaba ve köylerde harita ve krokilere iĢlenerek Bayındırlık ve Ġskan Bakanlığının isteği üzerine ilgili Valilikçe ilan olunur. Afet bölgesi ilan edilen yerlerin halihazır harita ve imar planlarını yapmaya, değiĢtirmeye Bayındırlık ve Ġskan Bakanlığı yetkilidir. Yerel özelliklerinden dolayı yangın afetine uğraması olası alanlar Ģehir ve kasabalarda belediye meclisleri, köylerde ihtiyar heyetleri tarâfından tespit ve kaymakamlann düĢüncesini alındıktan sonra valilerin onayı üzerine ilgili bölgelerde ilan edilir. Afet bölgesi ilan edilen yerin bulunduğu ilçenin, KK, 2. maddesine göre bölge ilanı yapılmamıĢ ise bölge ilanı yapılmadan afet kadastrosuna baĢlanır. Afet kadastrosu iĢlemlerinde görüĢ ayrılıklarının giderilmesi ve tespite itiraz nedeniyle kadastro komisyonlannın kurulmasına gerek yoktur. Afet kadastrosu iĢlemleri için 2 kiĢilik kadastro ekibi yeterlidir. 3402 sayılı KK'nda kadastro ekibi; en az iki kadastro teknisyeni, mahalle veya köy muhtan ile üç bilirkiĢiden oluĢmaktadır. Afet kadastrosu iĢlemlerinde düzenlenen tutanakların tasarruf kontrolleri kadastro komisyonu yerine ilgili kadastro müdürü ve tapu memuru tarafından yapılır.Uygulamada TKGM‘nce ilgili kadastro müdürlüğü görevlendirilmekte,tapu memurlarına gerek görülmekmektedir. Afet kadastrosunda sınırlandırma ve tespitler KK‘nun ilgili maddeleri ile yönetmelikler dikkate alınır.Ġmar planı olan yerlerin tespitinde imar mevzuatı ve teknik yönetmelikler dikkate alınır.Afetler Kanunu‘nun 21.maddesi uyarınca afet bölgelerinde ilgili idareye kamulaĢtırma mevzuatı dahilinde kamulaĢtırma yetkisi verilmiĢtir.Afet kadastrosu öncesinde ilgili idarenin KamulaĢtırma Kanunu‘nun 9.maddesine göre kadastro görmemiĢ yerlerde kamulaĢtırma yapması durumunda,idareden kamulaĢtırma ile ilgili evrak,belge ve kayıtlar alınarak kadastroda uygulanmalıdır. Afet kadastrosu köy ve mahallerden afete maruz kalan evlerin yerleĢim sahaları ile sınırlı olduğu için mevzii bir kadastro uygulamasıdır.uyulama Bayındırlık ve Ġskan Bakanlığı ile TKGM‘nün bağlı bulunduğu bakanlık arasında ortaklaĢa tespit edilecek esaslar dahilinde yapılır.Afet protokolü gereğince bu uygulamalarda kadastro harcı alınmaz,masraflar Bayındırlık ve Ġskan Bakanlığı‘nca karĢılanır. Afet kadastrodan sonra olmuĢ ise önemli bir problem yoktur.Eski ölçülere göre sınırlar yeniden tesis edilebilirBölgenin önceden kadastrosu yapılmamıĢ ise tespitler,mahhali bilirkiĢiler yardımıyla ve mevcut bilgi ve belgelerden yaralanılarak yapılır. Afet kadastrosu bir kadastro yapımında çok bir çeĢit aplikasyon iĢlemidir.Kadastronun varlığına ve niteliğine göre yapılan aplikasyonun hassasiyeti ve doğruluğu değiĢir.Eğer kadastro çok önceden yapılmıĢ ,nirengi ,poligon gibi sabit tesislere dayandırılmamıĢ ve güncelleme iĢlemleri de gerçekleĢmemiĢ ise parsellerin aplikasyonu güç ve nispeten kaba olacaktır.Hisseli arsalar üzerinde yapılmıĢ ve paftasına iĢlenmemiĢ ve afet sonrası tamamen yıkılmıĢ binalar ile kadastro görmemiĢ alanlardaki binaların aplikasyonu çok daha kaba olacaktır.
98
KADASTRO BĠLGĠ SĠSTEMĠ Günümüzde bilginin önem kazanması ile birlikte bu bilgilere hızlı, kolay, doğru ve standart bir eriĢiminde önem kazanmıĢtır.Kadastro çalıĢmalannda da böyle bir eriĢimin sağlanabilmesi ve bilgi ve belgelerin analizi ile istenildiği Ģekilde sorgulanmasının gerekliliği olmazsa olmaz bir gerçektir.Bu gereksiniınleri karĢılayabilmek için mekana dayalı bilgi sistemlerinin temelini oluĢturan kadastro bilgi sisteminin kurulması kaçınılmaz bir gerekliliktir. GeliĢmiĢ ülkelerde, bilgisayar teknolojisine paralel geliĢen ve uygulama alanı bulan araziye iliĢkin bilgi sistemlerinin temelini, parsel bazında bir bilgi sistemi olarak tanımlanacak olan kadastro oluĢturmaktadır. BĠLGĠ VE BĠLGĠ SĠSTEMĠ Türkçe sözlük bilgiyi, "1. İnsan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütüııüııe verilen ad, malumat. 2. Öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile elde edilen gerçek, malumat,vukuf.." olarak tanımlamaktadır. Bilgiler; 1. Mevcut bilgiler: a. Sabit bilgiler (örneğin özel isinler gibi), b. DeğiĢken bilgiler (sıcaklık ve basınç bilgileri gibi) c. Birikimli bilgiler (TaĢınmaz mal sicilleri gibi). 2. Üretilen bilgiler (koordinat ve alan bilgileri, yenileme bilgileri), 3. Planlanan bilgiler (imar planlı gibi) olmak üzere üç grupta toplanır ve ortak özellikleri de hepsinin insan ihtiyaçlarını karĢılamaya yönelik olmasıdır. Bilgi sistemi, organizasyonların yönetimsel fonksiyonlarını desteklemek için bilgiyi toplayan, depolayan, üreten ve dağıtan bir mekanizma olarak tanımlanır.AlkıĢ ise bilgi sistemini kullanıcı, donanım ve yazılım bileĢenlerinden oluĢan kapalı bir sistem olarak tanımlamıĢtır. ġekil 3'de görüldüğü gibi bilgi sistemlerini temelde iki gruba ayırmak olasıdır. 1. Mekansal olmayan bilgi sistemleri 2. Mekansal bilgi sistemleri Mekansal olmayan bilgi sisteınleri yalnız yönetimsel fonksiyonları, mekansal bilgi sistemleri ise objelerin X, Y, Z koordinat verileri ile buııların tanımsal bilgilerini içerirler. Coğrafi bilgi sistemi (CBS) yeryüzü referanslı verileri idare etmek için girdi, veri yönetimi, iĢleme, analiz ve çıktı yeteneklerine sahip bilgisayar bazlı bir sistemdir.Coğrafi bilgi sistemi, konuma dayalı, gözlem ve ölçmeler sonucunda elde edilen, grafik ve grafık olmayan verileri bir bütün içinde iĢlemeye yarayan teknolojik bir araçtır. Arazi bilgi sistemi(ABS),coğrafi bilgi sisteminin özel bir Ģeklidir.Arazi bilgi sistemi veya arazi ile ilĢkili bilgi sistemi,CBS literatüründe mal sahipleribilgilerini de içeren bir sistem olarak tanımlanmaktadır.Bu anlamı ile ABS,detaylı mal sahipleri bilgileri de idare edecek Ģekilde tasarlanan,CBS‘nin özel bir Ģeklidir.ABS‘nin kapsayacağı bilgi kümeleri Ģunlardır. 1.Jeodezik Veriler * Geometrik veriler(konum,biçim) * ġematik veriler (gösterim,yüzölçümü,değer,kullanım biçimi) 2.Ġyelik Verileri * Ġyelik bilgileri * Ayni haklar * sıtlamalar 3.Doğal kaynaklarla ilgili veriler * olojik özellikler 99
* Zemin Özellikleri * Su durumu * Orman durumu * Ġklim 4.Teknik tesislere ait veriler * Yer altı ve yerüstü hatları * Enerji ve sanayi tesisleri * Konut alanları * Ticaret ve iĢyeri alanları * Trafik tesisleri 5.Çevreyi etkileyen faktörlere ait veriler * Su kalitesi * Hava kirliliği * Gürültü * Tarfik yoğunluğu 6.Ekonomik ve sosyo-politik veriler * Nüfus yoğunluğu * ĠĢ ve geçim kaynakları * Eğitim ve kültür tesisleri * Sağlık durumları ABS'nin harita, tapu, kadastro sektöründeki en önemli uygulama alanı, parsel bazında bir bilgi sistemi olarak tanımlanabilecek kadastro bilgi sistemidir (KBS). Kadastro bilgi sistemi, kadastral iĢlemleri esas alarak, parsel bazında parsel-malik arasındaki iliĢkileri düzenler.Her kadastro sisteminde üç temel bileĢen mevcuttur 1.Kadastral parsel, 2.Kadastral kayıt, 3.ArĢiv. ÜLKEMĠZDE KADASTRO BĠLGĠ SĠSTEMĠ ÇALIġMALARI Sektörümüzde mekansal bilgi sistemi oluĢturulmasına yönelik ilk çalıĢmalar TKGM tarafından 1986 yılında hazırlatılan HAKAR projesinde yerini almıĢtır. "Toprağa dayalı bütün yatırımlara altlık oluĢturan kadastro bilgilerine, hızlı, kolay, doğru ve standart bir Ģekilde eriĢim, analiz, sorgulama ve sunum günümüzün bir gereğidir." Olğıısu HAKAR projesi ile olgunlaĢmıĢ, 1990-1994 yıllarını kapsayan 6.BeĢ Yıllık Kalkınma Planı Özel Ġhtisas Komisyonu Raporu'nda kapsamlı bir Ģekilde yer almıĢtır. Kadastro üretiminin temel hedefı KBS'ni oluĢturmaktadır... Kadastrodan beklenen toprağa iliĢkin her türlü projelendirme çalıĢmalarının ihtiyaç duyduğu verilerin elde edilmesi ve kullanıcılara mekan boyutu ile sunulabilmesi, ancak kadastronun çok yönlü kadastroya ya da daha doğru deyimi ile KBS'ne kavuĢturulması ile olanaklıdır. Plan döneminde, KBS'ne toplannıası öngörülen bilgi ve belgeleriıi kesinleĢtirilmesi, standartların belirlenmesinin ardından, daha önce üretilmiĢ olan kadastro bilgi ve belgelerinde bulunmayan, baĢka kuruluĢlarca daha önce üretilmiĢ olan ya da yeniden toplanması gereken bilgilerin belirlenerek toplanılmasına geçilecektir... KBS'nin hem harita hem de tapu bilgilerini içerdiği dikkate alınarak öngörülen sistemin KBS biçiminde ve bu ad altında oluĢturulması ve bilgi sistemi hedefınin sürekli göz önünde tutulması gerekmektedir. Kadastro hizmetlerinde standardizasyon ve arĢiv birliğini sağlamak, mükerrer harita yapımını önlemek, talep edilecek harita, kadastro ve tapu bilgilerinin süratli, doğru ve eksiksiz olarak karĢılanmasını sağlamak amacıyla 6. BeĢ Yıllık Kalkınma Planı dönemi baĢlangıcında KBS Kanunu yürürlüğe konmalıdır... TKGM tarafından gittikçe artan sayısal bilgi ihtiyacı nedeniyle 1990 yılında Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi OluĢturma Projesi (TAKBĠS) hazırlanarak yatınm bütçesine girmiĢtir. TAKBĠS projesi, kurulacak olan tapu ve kadastro bilgi sistemini oluĢturma için çerçeve projedir. TAKBĠS ile, ilçe ve bölge tapu ve kadastro bilgi sistemlerinin birbirine bağlanması, 100
kadastro ve tapu verilerinin iliĢkilendirilerek, ilçe TAKBĠS'lerden gelen verilerin bölge TAKBĠS'lerinden kullanıcı çevresine sunulması, ulusal tapu ve kadastro bilgi sisteminin oluĢturulması amaçlanmaktadır. Bu bilgi sistemi diğer bilgi sistemlerine de bağlanarak ulusal bilgi sisteminin önemli bir parçası ve kent bilgi sisteminin altlığı olacaktır.TAKBĠS projesinde Ģimdiye kadar yapılan çalıĢmaların asıl hedefı kurulacak olan bilgi sisteminin ihtiyaç duyacağı altlık bilgileri veri tabanında güncel tutmak olmuĢtur. Bu sistem için TKGM tarafından çözümlenebilecek problemler olduğu gibi bütün meslek çevrelerinin ve diğer disiplinlerin ortak çözüm aramaları gereken vatandaĢlık numarası, harita bilgileri için standartlar oluĢturulması, bilgi ve veri değiĢim standartlarının belirlenmesi, teknik, hukuksal, kurumsal ve kurumlar arasi iĢbirliği vb. problemler bulunmaktadır. 1995-1999 yıllarını kapsayan 7. BeĢ Yıllık Kalkınma Planı Harita, Tapu ve Kadastro Özel Ġhtisas Komisyonu Raporu'nda ise konuya iliĢkin belirlemeler aĢağıdaki Ģekilde özetlenebilir: Ülkemizde bir taraftan hızlı ve hassas bir Ģekilde kadastro çalıĢmaları sürdürülürken diğer taraftan da geçmiĢ yıllarda yapılan çalıĢmalar günün teknolojisi ile uyumlandırılıp bilgi sistemleri kurma çabaları sürdürülmektedir. ÇeĢitli amaçlara yönelik bilgi sistemleri kurulmasıyla ilgili olarak vanlmak istenen hedefler, ihtiyaçlar, sistem gerçekleĢtirme aĢamalan ve ulusal standartlar belirlenerek uygun teknoloji seçimi yoluna gidilmelidir. Tapu ve kadastro bilgi sistemi kurulmadan önce gerek belediyeler gerekse diğer kurumların çalıĢmaları ile ilgili bilgi sistemine geçmeleri olanaklı olmadığından,TKGM tarafından hazırlanan TAKBĠS projesinin bir an önce gerçekleĢtirilmesi zorunluluk göstermektedir... ÇAK'ya paralel ülkemizde de kadastro sisteminin, günden güne değiĢen taleplere hızlı ve kapsamlı bir Ģekilde yanıt verebilmesi gerekmektedir.Vergi, yarğı, arazi ve arsa düzenlemeleri, belediye teknik hizmetleri, kamulaĢtırma, taĢınmaz değerlemesi, yatırım planlaması, vb. faaliyetlerin hazırlanması ve gerçekleĢtirilmesi, çizgisel olarak yürütülen kadastro hizmetlerinin sayısal hale getirilmesi, bir veri tabarıı yönetim sistemi içinde tutulması ve sorgulanabilmesi amacıyla TKGM bünyesinde, gerektiğinde birbirleri ile bağlantı kurabilecek iki adet uygulama çalıĢmasına baĢlanmıĢtır: 1. Kadastro otomasyon uygulamaları 2. Tapu sicil otomasyon uygulamaları
KADASTRODA OTOMASYON UYGULAMALARI Kadastroda otomasyon uygulamaları dört iĢlem adımından oluĢmaktadır. 1. BĠLGĠ TOPLAMA Araziden bilgi toplama Elektronik ölçü aletleri Fotogrametri GPS Mevcut belge ve bilgilerden sayısallaĢtırma 2. TOPLANAN BĠLGĠLERĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ:Veri kaydediciler ile toplanan arazi bilgileri aktarma programları yardımı ile bilgisayar ortamına aktarılmaktadır. 3. TOPLANAN BĠLGĠLERĠN KALĠTE KONTROLÜ VE DÜZENLEMELER Düzeltmeler Koordinat hesaplamaları DönüĢümler Dengelemeler Uygun çizimler oluĢtuıulması (TKGM'nce tescile konu haritalar için uyulması gereken asgari standartlar ve formatlar (diğer harita yapan kurum ve kuruluĢların 101
standartları ile uyuĢuyor mu?),harita yapımında izlenecek yöntemler ve kontrollerin nasıl yapılacağı belirlenmiĢtir.) Parsel alanlarının hesaplanması 4. BĠLGĠ SUNMA Kadastral bilgileri TKGM formatı olarak kabul edilen formatta ve manyetik ortamlarda kullanıma sunabilmektir. Kadastroda otomasyon çalıĢmalannda aĢağıdaki sonuçlar otaya çıkmıĢtır: Donanım seçme konusunda problem yaĢanmamaktadır.Donanımların,olanaklar ölçüsünde ileri teknoloji ürünü ve düĢük maliyetli olması tercih edilmektedir.
Kullanacağımız yazılımı kendimiz geliĢtirmemiz daha doğru bir yol gibi görünmekle birlikte zaman kaybı ve geliĢme döneminin oldukça uzun olması sonucuyla karĢılaĢılmaktadır. Yurt dıĢında üretilmiĢ genel amaçlı CAD programlarından bir paket program gibi yararlanmak ve paketi kullanabilmek için uygulama programları geliĢtirmek her zaman tam anlamı ile problemi çözememektedir. Yuıt içinde özel sektörce hazırlanmıĢ haritacılık programları yabancı menĢeli programlara göre daha sorunsuz çalıĢabilir durumdadır. Tüm kadastro birimlerinin tam otomasyonunun sağlanması 10 yıl olarak hesaplanmıĢtır (Burada olaya nesnel bir yaklaĢım söz konusu değildir. Yapılan kadastro çalıĢmalarının çoğu kullanılamaz durumda iken böyle bir süre gerçekçi olamaz.) Projenin donanım maliyeti yaklaĢık olarak 20 milyon $'dır. .
TAPU SĠCĠL OTOMASYON UYGULAMALARI Bir yıl içerisinde yaklaĢık 12 milyon kiĢiye hizmet verilmekte olup yapılan baĢvurular, mümkün olan en kısa sürede yerine getirilmektedir.Bu hizmetlerin daha süratli ve etkin bir Ģekilde yapılmasını sağlamak amacıyla, tapu sicil müdürlüklerinde otomasyon çalıĢmaları ise devam etmektedir.Bugün 250 tapu sicil müdürlüğünde (özellikle Ġstanbul, Ankara, Ġzmir gibi illerimizde) tüm kayıtlar bilgisayar ortamına girilmiĢ olup otomasyon çalıĢmaları hızla yaygınlaĢmaktadır.Otomasyon çalıĢmalarındaki amaç sadece sistem birliğini ve bilgi standardını sağlamak değil,belediyelere,Maliye Bakanlığına, mahkemelere ve diğer kullanıcılara, istedikleri bilgileri zamanında, tam, doğru ve güncel olarak istendiğinde manyetik ortamlara sunmaktır.Otomasyon çalıĢmalarının bir diğer amacıda, iĢ sahiplerine çağın gereklerine uygun hizmet sunmak ve müdürlüğün iĢleyiĢinde %50-60 oranında iĢ kolaylığı ve verim artıĢı sağlamaktır.Bilgi çalıĢmalarındaki temel hedef ise; çok yakın gelecekte kuıulması kaçınılmaz olan bilgi sisteminin ihtiyaç duyduğu altlık bilgileri oluĢturmaktır. Tapu sicil sisteminde otomasyonun amaçları aĢağıdaki Ģekilde sıralanabilir: Mevcut karteks sistemini ortadan kaldırarak, günlük iĢlemleri bilgisayar ortamında çok daha hızlı, güvenilir bir biçimde gerçekleĢtirerek çağı yakalamak, %30 %40 civarında iĢ kolaylığı ve verim artıĢı sağlamak , Bilgileri bilgisayar ortamında güncel tutmak, Kütüklere ve gerekli belgelere hızla ulaĢmak ve iĢlemi.bilgisayar ortamında sürdürmek, Uygulamada doğacak aksaklıkları belirlemek ve çözüm bulmak, Sistem birliği ve bilgi standardı sağlamak, Grafık bilgilerle uyum sağlayacak verileri toplamak, 102
Belediyelere; Maliye Bakanlığı'na, mahkemelere ve diğer kullanıcılara zamanında, tam, doğru ve güncel bilgileri sayısal formda sunmak. Bilgiler Maliye Bakanlığı, belediyeleri ve mahkemelere bilgiler, bilgi formlan yerine manyetik ortamda veya on-line hatlar ile iletilecektir.
Maliye Bakanlığı'na manyetik ortamda veya on-line hatlar ile iletilen bilgiler, etkin vergi denetimi amacıyla kullanılabilecektir. Bu çalıĢmalar paralelinde oluĢtunılan tapumatik ile iyeye aĢağıdaki kolaylıklar sağlanacaktır:
Tapu kaydını ekranda inceleyecek, Tapu kaydının dökümü alabilecek, BaĢvuruda bulunabilecek, Tapu senedi alabilecek. Tapu iĢlemleri hakkında bilgi edinebilecektir.
ÜLKEMĠZDEKĠ KADASTRO BĠLGĠ SĠSTEMĠ ÇALIġMALARININ DEĞERLENDĠRĠLMESĠ OluĢturulacak kadastro bilgi sisteminde (KBS) teknik açıdan en büyük problemi mevcut çoğu paftanın kullanılabilir dunımda olmaması oluĢturmaktadır. Kadastro paftalarının, yerine göre yersel, fotogrametrik, uydu bazlı sistemler kullanarak, gerektiğinde kartografık sayısallaĢtırma ile yenilenmesi gerekmektedir. Aynca, arazi ve arsa düzenlemeleri sonucunda oluĢan yeni durumlar da kadastronun yenilenmesinde önemli katkılar sağlamaktadır. Bunların yanı sıra teknik ve yasal boyutlan iyice değerlendirilip gerekli altlıkları hazırlandıktan sonra ikinci kadastro kavramı gündeme getirilmelidir. Ulusal ülke temel jeodezik ağı bırakın oluĢturulacak KBS, mevcut duruma bile beklenen duyarlılıktayanıt vermemektedir. Yeni bir ülke temel jeodezik ağı oluĢturularak tüm kadastro çalıĢmaları bu ağ dayandırılmalıdır. Tespit ve tescil verileri ile kısıtlı kadastro verilerinin kapsamı ÇAK'ya yanıt verebilecek Ģekilde geniĢletilmelidir. Bu bağlamda oluĢturulan kadastral haritalar da toprağa yatırım yapan kuruluĢların ihtiyaçlarını karĢılayacak Ģekilde çok amaçlı olarak üretilmelidir. Bilgi sistemlerinin en önemli özelliklerinden biri de güncel veriye sahip olmalarıdır. KBS'de düzenli bir güncelleme çalıĢması için yasal dayanaklar oluĢturulmalıdır. KBS'ne hazırlık amacı ile diğer veri üretici ve kullanıcı kurumlarla eĢgüdüm halinde aĢağıdaki standartlas oluĢturulmalıdır: Terminoloj i standardı, Veri modeli standarda Veri sınıflandırma standardı , Veri kalitesi standardı DeğiĢim formatı . Yukarıda sayılanların yanı sıra nitelikli ve yeter sayıda insan gücünü sağlayabilmek KBS için hem kurulması hem de yaĢatılması için oldukça önemlidir.
103
HARĠTA TAPU VE KADASTRO HĠZMETLERĠNĠN SORUNLARI 1.HARĠTA HĠZMETLERĠNDE GÖRÜLEN SORUNLAR 2.TAPU HĠZMETLERĠNDE GÖRÜLEN SORUNLAR 3.KADASTRO HĠZMETLERĠNDE GÖRÜLEN SORUNLAR
1.HARĠTA HĠZMETLERĠNĠN SORUNLARI ÖRGÜTLENME YÖNÜNDEN SORUNLAR; Haritalar, kapsamı ve kalitesi güvenilir coğrafi belgeler ile alt yapı, taĢınmaz mallar ve toprakla ilgili diğer ulusal ve yerel projelerin planlanmasında ve uygulanmasında çağdaĢ dünyanın vazgeçilmez araçları durumundadır. Kalkınmaya yönelik harita yapımı ve kullanımında ülke genelinde bir karmaĢa gözlenmektedir. Harita ve kadastro hizmetlerini üreten, kullanan ve yararlanan Devlet KuruluĢlarından önde gelenler aĢağıdaki Ģekilde belirlenebilir. a) Turizm Bakanlığı b) Kültür Bakanlığı c) Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü d) Harita Genel Komutanlığı e) Ġller Bankası Genel Müdürlüğü f) Orman Genel Müdürlüğü g) DSĠ Genel Müdürlüğü h) TCK Genel Müdürlüğü ı) Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü i) DDY Genel Müdürlüğü j) Maden Dairesi BaĢkanlığı k) Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü l) Tarım Reformu Genel Müdürlüğü m) MTA Genel Müdürlüğü n) TKĠ Genel Müdürlüğü o) Etibank Genel Müdürlüğü ö) Milli Emlak Genel Müdürlüğü p) Elektrik ĠĢleri Etüd Ġdari Genel Müdürlüğü r) DLH ĠĢletmesi Genel Müdürlüğü s) Belediyeler Harita faaliyetlerinde bugüne kadar önemli geliĢmeler sağlanmıĢ ise de genelde bu hizmetler, hukuki, kurumsal ve teknik anlamda bir dağınıklık içindedir. ÇeĢitli amaç ve ihtiyaçlar nedeniyle ve farklı standartlarda, ayrı ayrı kurumlar tarafından birbirinden bağımsız çalıĢmalar yapılmaktadır. Yukarıda adı geçen kuruluĢların mevcut durumunu gösterir çizelgeler tablolarda özetlenmiĢtir. Söz konusu kuruluĢlara ait ayrıntılı bilgiler ek olarak verilmiĢtir. Harita sektöründe ortaya çıkan karmaĢanın temel nedenini bugüne kadar ―amacı, içeriği ve standartları tam olarak belirlenmiĢ bir bilgi sisteminin‖ ortaya konmamıĢ olmasında ve ülkede 104
harita ve kadastro hizmetlerinden sorumlu kuruluĢlar arasındaki koordinasyon eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Diğer taraftan sektörde faaliyet gösteren çeĢitli kurum ve kuruluĢların kendi kuruluĢ kanunlarına istinaden, ihtiyaç duydukları harita ve harita bilgileri üretimini yapmakta kendilerini yetkili görmeleri de bu karmaĢanın diğer bir nedeni olarak gözlenmektedir. Oysa, en son olarak 1991 yılında güncelleĢtirilerek çıkarılan ―Bakanlıklararası Harita ĠĢlerini ve Planlama Kurulu Yönetmeliği‖ yukarıda sözü edilen karmaĢanın önüne geçilmek üzere yayımlanmıĢ ve ―Bakanlıklar Arası Koordinasyon ve Planlama Kurulu‖ adıyla teĢkilatlandırılmıĢtır. Ancak yukarıda da ifade edildiği üzere sektörde faaliyet gösteren kamu kurum ve kuruluĢlarının kendilerini kuruluĢ yasaları çerçevesinde yetkili görmeleri nedeniyle, yönetmelik hükümlerinin doğal olarak kendilerini bağlamadığı sonucunu çıkartmaktadırlar. Ġġ BÖLÜMÜ VE KOORDINASYON SORUNLARI: Örgütlenme konusundaki irdelemelerden de görüleceği gibi, harita üretimi konusunda, çeĢitli kurumlar tarafından, çeĢitli amaç ve gereksinmelerle, farklı standartlarda birbirleri ile koordinasyonu sağlanamamıĢ bağımsız çalıĢmalar yapılmaktadır. 1/5000 ölçekli standart topoğrafik harita üretimi konusunda bir standart belirlenmiĢ olup bu konuda toplanan bilgilerin belirli bir merkezde toplanmakta olmasına karĢın, üretilen haritaların kadastral hale getirilmesi de devam etmektedir. 1987 yılı sonuna kadar 370 000 km2‘lik alanın 1/5000 ölçekli haritası yapılmıĢ olmasına karĢılık kırsal alan kadastrosu 227.000 km2 kadardır. Bu miktarın büyük bir kısmı yersel yöntemle gerçekleĢtirilmiĢ olup, bir kısmı da kadastroya tabi olmayan yerleri de içine almaktadır. Dolayısıyla en az 60.000 km2‘lik alanın 1/5000 ölçekli haritası hazır olup bunların kadastral hale getirilmesi mümkün görülmektedir. 1/1000 Ölçekli harita bilgileri üretimi konusunda büyük bir karmaĢa gözlenmektedir. Çok daha güçlükle üretilen bu haritalar, çoğu zaman üretildiği amaç için bile tam olarak kullanılamamaktadır. Örneğin, imar planlama amacı ile hazırlanan ve çoğu zaman imar planı da düzenlenen haritalar, bu kez de kadastro haritası standartları ile çakıĢtırılmadığından ya da baĢka nedenlerle, zemine uygulamada güçlük çıkmaktadır. Bu çalıĢmalarla ilgili koordinasyon olmadığından dublikasyon ve kaynak israfı olmaktadır.
TEKNOLOJI KULLANIMINDA GÖRÜLEN SORUNLAR : Son yıllardaki yapay uyduların, bilgisayarların ve sayısal aletlerin (analitik kıymetlendirme aletleri, grafik çalıĢma istasyonları vb.) geliĢmesi harita kadastro mesleğine yeni boyutlar kazandırmıĢ, klasik haritacılıktan sayısal haritacılığa hızla geçilmektedir. Bugün ise yanlızca harita üretiminin ihtiyaca cevap veremeyeceği, üretilen sayısal haritanın bilgi sistemi düĢünceleri içerisinde yeralacak kapsam ve nitelikte olması gerekliliği düĢüncesi ağır basmaktadır. Diğer taraftan Cografi Bilgi Sistemi kapsamında, sayısal haritaların değiĢik ölçeklerde ve sadece istenilen bilgileri, istenildiği Ģekilde görüntülemesi mümkün olup ayrıca bu bilgilerin güncelleĢtirilmeleri de çok daha kolaylıkla yapılabilmektedir. Tüm dünyada yer kontrol noktalarının üretilmesinde ve fotogrametrik çalıĢmalarda yaygın bir biçimde kullanılan yapay uydular yardımıyla konum belirleme tekniklerinin ve özellikle Global Konumlama Sisteminin uygulanmasına 1989 yılında baĢlanılmıĢ olup, klasik yöntemlerden çok daha duyarlı, ekonomik ve süratli sonuçların alındığı bu uygulamaların yaygınlaĢtırılmasının faydalı olacağı değerlendirilmektedir. 105
Bugün ülkemizdeki yeni teknoloji uygulamalarına bakıldığında ise amacın belirlenmesi, ihtiyaçların saptanması, hizmetin planlanması, personel eğitimi ve teknoloji seçimi konularında baĢlangıçta yeterli inceleme ve değerlendirmelerin yapıldığını söylemek mümkün değildir. Genellikle izlenen yolun; önce teknolojiyi transfer etmek sonra diğer konuları düĢünmek biçiminde yüzeysel geliĢitiği gözlenmektedir.
GIZLILIK NEDENIYLE ORTAYA ÇIKAN SORUNLAR : GeliĢen teknik ve teknolojiler doğrultusunda; kalkınma amaçlarına yönelik olarak harita ve harita bilgilerinin kullanımı giderek yaygınlaĢmaya çeĢitlenmeye baĢlamıĢtır. Bu arada harita ve harita bilgilerinin üretiminde, uydu teknikleri ile konum belirleme, uydu görüntüleri ile harita üretimi gibi hususların tamamen ticari olarak dünya boyutunda kullanılmaya baĢlanması nedenleriyle, önceleri gizlilik derecesine sahip olan konum bilgileri ve bazı ölçekli haritaların gizlilik dereceleri anlamsız hale gelmiĢtir. Yukarıdakilerine paralel oarak, son on yılda iyice yaygınlaĢan "Bilgi Sistemleri Kavramı" klasik haritacılık anlayıĢ ve kullanımını değiĢtirmiĢ, önceleri genellikle mühendislik hizmet ve yatırımlarının altlığını teĢkil eden haritaların, sosyal ve ekonomik alanlarda da yoğun biçimde kullanımlarına imkan sağlamıĢtır. Teknolojik geliĢmelere karĢın bu konuda beklenen geliĢmelerin olmaması mevcut yönetmeliğin iyileĢtirme çalıĢmalarının sonuçlandırılmıĢ olmamasından ileri gelmektedir.
ÜLKE TEMEL JEODEZIK AĞININ GELIġTIRILMESINDE ORTAYA ÇIKAN SORUNLAR : Ülke Temel Jeodezik Ağları; bir ülkedeki haritacılık hizmetlerinin temelini oluĢturmaktadır. Bu açıdan, "Yatay Kontrol, DüĢey Kontrol, Gravite ve Manyetik" temel jeodezik ağlarından oluĢan ülke temel jeodezik ağlarının kurulması, yaĢatılması, geliĢen teknik ve teknolojiler doğrultusunda doğruluk ve duyarlılıklarının artırılması, çeĢitli ölçeklerde harita üretimine olanak verecek Ģekilde sıklaĢtırılması, gibi hususlar büyük önem arzetmektedir. Bu gün için; Türkiye Temel Jeodezik ağlarının kurulması tamamlanmıĢ, halen uydu teknikleri, elektronik uzaklık ölçerler, mutlak gravite ölçerler ve yeni hesaplama teknikleri kullanılarak doğruluk ve duyarlılıklarının arttırılması çalıĢmaları sürdürülmektedir. 1/25000 ölçekli topoğrafik haritalar ile 1/5000 ölçekli STH'lar ülke temel jeodezik ağlarına dayalı olarak üretilmiĢlerdir. Bu amaçla ülke temel jeodezik ağları (yatay ve düĢey kontrol noktaları) 1/5000 ölçekli fotoğrametrik yöntemle yapılacak alımlar ve bu ölçek için gerekli olan incelik sınırları dahilinde sıklaĢtırılmıĢtır. 3045 ve 3402 sayılı kanunlar uyarınca çıkarılmıĢ ve 31.1.1988 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanmıĢ olan "Büyük Ölçekli Haritaların Yapım Yönetmeliği"de ülke ağına dayalı 1/1000 ölçekli çizgisel harita yapımı için gerekli incelik sınırları içinde koordinat kadastrosu öngörmektedir. Büyük Ölçekli Haritaların Yapım Yönetmeliği, ayrıca ülke jeodezik ağının sıklaĢtırılması konusunu iki aĢamalı olarak ele almaktadır. 106
1- Üçüncü derece nokta sıklaĢtırılması, 2- Alım için nokta sıklaĢtırılması, Bu durumda, hem gerekli olan alanlar için 1/5000 ölçekli ST ya da STK haritalar, hem de 1/1000 ölçekli haritalar için yeterli olacak ülke ağının sıklaĢtırılması konusunu birbiriyle bütünleĢik biçimde ele almak gerekmektedir. Ayrıca, kadastrosu daha önce tamamlanmıĢ alanlarda yapılacak güncelleĢtirme çalıĢmalarında ve diğer çalıĢmalarda düzenlenecek yeni tescile konu haritaların yapımının ülke ağına bağlanması gerekmektedir, uygulama bu bakımdan koordine edilmelidir.
ÖZEL SEKTÖR TEKNIK HIZMETLERINDEN YARARLANMADA ORTAYA ÇIKAN SORUNLAR: Ġleri ülkelerde harita ve kadastro hizmetlerinin geliĢmesinde, hizmet üretiminde, çağdaĢ yöntem ve aletlerin uygulamaya sokulmasında özel sektörün önemli bir yeri vardır. Türkiye'de ise, özel sektör sadece büyük ölçekli yersel yöntemle harita üretme ve parselasyon yapma yetkisine sahiptir. BeĢinci BeĢ Yıllık Kalkınma Planı dönemi baĢına kadar, 203 Sayılı Kanun nedeniyle, özel sektörün fotogrametri yöntemi ile harita yapma yetkisi olmamıĢ ve bu yüzden alet ve araç sahibi olması da mümkün olamamıĢtır. Haritacılık hizmetleri pahalı yatırım gerektirmektedir. Ülkemizde kurum ve kuruluĢların hizmetleri ile ilgili harita yapma ve yaptırma yetkisi vardır. Bugün haritacılıkla ilgili teknoloji çok hızlı bir değiĢim göstermektedir. Her kuruluĢun buna uyum sağlaması ülkemiz koĢullarında hem olası değildir, hem de gereksiz ve mükerrer yatırım olmaktadır. BeĢ Yıllık hedeflerin doğru saptanabilmeleri için sayısal verilerin dikkate alınmasında yarar olacaktır. TMMOB Harita Kadastro Mühendisleri Odasından alınan verilere göre; Toplam Harita Büro/ġirket Sayısı 1569'dur ve bunun yaklaĢık 1460'ı aktif olarak hizmet üretmektedir. Bunların 950 adedi karne sahibidir ve yaklaĢık 800'ü aktifdir. Karne sahiplerinin 360'ı Ģirket, 590'ı Büro olarak faaliyet göstermektedir. Türkiye yüzeyine dağılımda hiç harita-kadastro mühendisinin bulunmadığı il merkezleri mevcuttur. Karne sahibi harita yüklenim bürolarının karne gruplarına göre dağılımı aĢağıdaki Tablo'da yer almaktadır. Tablo 18: Müteahhitlerin Karne Gruplarına Göre dağılımı (Harita yüklenimi) VerilmiĢ olan karne sayısı Geçerliliği olan karne sayısı Karne Özel Tüzel Topla Özel Tüzel Topl. Gr KiĢi KiĢi m KiĢi KiĢi A 49 52 101 9 42 51 B 152 105 257 34 62 96 C 174 74 248 57 55 112 D 106 27 133 37 25 62 E 480 55 535 116 37 153 Topla 961 313 1274 253 221 474 m Kaynak : B.Ġ.B. Teknik AraĢtırma Genel Müdürlüğü 107
Yüklenici Ģirketlerin sekiz adedi Anonim ġirket,üç adedi Kollektif ġirket ve 130 adedi de Limited ġirket biçimindedir. Harita Mühendislik ve MüĢavirlik Bürolarının teknik donanımları hakkında yeterli bilgi toplanamamıĢtır. Ancak bazı firmalarda fotogrametrik yöntemle sayısal harita üretimi yapan en yeni aletler bulunduğu bilinmektedir. Özel sektörün fotogrametrik yöntemle harita üretimi yetkisinin bulunmaması dolayısıyla fotogrametrik alet ve ekipmanı edinmesi yakın zamana kadar mümkün olamamıĢtır. Ancak, yersel yöntemle harita üretimi için gerekli olan alet ve cihazlarda en yeni donanımlarında kullanıldığı gözlenmektedir. Büroların çoğunun kayıt ortamlı elektronik uzaklık ölçerleri bulunmaktadır. Yukarıdaki veriler, harita özel sektöründe büyük bir kapasitenin bulunduğunu, ancak güçlü bir örgütlenme ve kurumsal bir çalıĢma düzenine kavuĢamadığını göstermektedir. Bu oluĢumun temel nedenlerinden biri, günümüze kadar harita ihalelerinin küçük boyutlu ve dağınık iĢler olmasıdır. Özellikle Ġller Bankası tarafından yapılan yada yaptırılan 1:1000 ölçekli haritaların hemen tümü özel sektör tarafından gerçekleĢtirilmektedir. Üretimin %95'i Belediye bazında yapılmakta imar planı, içme suyu, elektrik, kanalizasyon v.b. hizmetlerin tümüne cevap verecek pozisyondadır. Ġller Bankası aracılığı ile Belediyelere yapılan 1/1000 ölçekli halihazır haritaların ülke bazındaki üretiminde herhangi bir darboğaz söz konusu değildir. Yatırım ödeneklerinin elverdiği ölçüde Belediye teĢkilatı olan yerleĢim yerinin en az bir defa büyük ölçekli haritası yapılmıĢ, geliĢmekte olan kasabaların ise olabildiğince revizyon ölçüleri tamamlanmıĢtır. Bunlara ek olarak özellikle son yıllarda, TCK, Tarım, Orman ve KöyĠĢleri Bakanlığı, DSĠ gibi birçok devlet kuruluĢunun da bazı harita hizmetleri özel harita büroları tarafından gerçekleĢtirilmektedir. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü de 1:5000 ölçekli fotogrametrik harita üretimi için gerekli nirengi sıklaĢtırılması ile kadastrosunun mülkiyet belirleme ve sınırlandırma faaliyetleri dıĢındaki iĢleri özel sektör bürolarına yaptırmaya baĢlamıĢtır. 1987-1993 yılları arasında ihale edilen aĢağıdaki nirengi sıklaĢtırma ve kadastro haritalarının önemli bir bölümü tamamlanmıĢtır: Tablo 19: Özel Sektöre Yaptırılan Nirengi SıklaĢtırma ĠĢi (km2) Yıllar 1990 ĠĢ 1182 Miktarı Kaynak : TKGM
1991 -
1992 1608
1993 9930
1994 8646
Harita özel sektörünün yeniden yapılanma zorunluluğu kaçınılmazdır. Toplam harita mühendisinin 1/3 potansiyelini oluĢturan harita mühendislik sektörü gelecekte iĢ ve hizmet üretiminde büyük bir paya sahip olacaktır. Üldeki ekonomik yapıya bağlı olarak kamudaki personel politikası kötüye gittikçe daha da büyüyecektir. Özel kesimin varolması ve büyümesi isteniyorsa, sürekli ve yeterli iĢ olanaklarının yaratılması zorunludur. AlıĢılmıĢlığın dıĢında yeni alanların keĢfedilmesi, yanlız sektör içinde değil kamu sektörlerinde de büyümeyi onlarla bütünleĢmeyi sağlar. Bu noktada amaç devletin küçültülmesi, piyasa ekonomisine tam anlamıyla geçiĢin sağlanması, üretkenliğin global boyutlara ulaĢtırılması ise müteahhitlik sektöründe yepyeni bir yapıyla harita sektörünün konumunun belirlenmesi Ģarttır. 108
Tüm müteahhitlik sektöründe olduğu gibi harita müteahhitlik sektöründe de iĢ alabilme sıkıntısı, beraberinde bir takım problemleri getirmektedir. Bunlar; .Ġhale yasası ve kamu ile iliĢkiler, . Bireylerle iliĢkiler, bireysel yetkilerin kullanılması, . Bütün ihalelerde özellikle arazi toplulaĢtırma vb. düzenleme iĢlerinde harita müteahhitlerinin ikinci ve üçüncü el olması, . KarmaĢık ve ölçüsüz rekabet, . Karne ve yeterlilik kısıtlamaları, . Yeterli ve ehliyetli olmayan kuruluĢların o iĢlerin yapım sorumluluğunu almaları, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün ToplulaĢtırma Ġhalelerinde, özellikle kentsel bölge planları ihalelerinde, Karayolları Genel Müdürlüğünün yapmakta olduğu yol projesi ihalelerinde proje ve inĢaat iĢlerinin iç içe bir bütün olarak düĢünülmesi, harita çalıĢmalarını gerçekleĢtiren harita özel sektörünü taĢeron durumuna düĢürmektedir. Ayrıca buna benzer projelerde harita hizmetlerine gereken önemin verilmemesi projenin bitme aĢamasında çözümü mümkün olmayan sonuçları ortaya çıkarmaktadır. GAP Projesine ait Urfa Bölgesi kent düzenlemeleri sorun için en güzel örneklerden sadece birisidir. Bir adet 65.000 hektar, iki adet 40.000 hektar toplulaĢtırma projesi yapıldığı bu ihalenin yaklaĢık %40'ını harita ve kadastro hizmetleri oluĢturmasına rağmen bu hizmetlerin taĢeron olarak düĢünülmesi, hatta bu bölgelerde yapılan arazi düzenleme çalıĢmalarında projenin yaĢatılması amacıyla yapılması zorunlu olan kadastro bilgilerinin güncelleĢtirilmemesi yapılan projenin değer yitirmesine neden olacaktır. Harita özel sektörü yapısal olarak kendisini tam anlamıyla tanımlayamadığı ve örgütlenemediği için özel sektörden çok serbest çalıĢan büro görünümündedir. Sektörün güçlenmesi ülkenin ekonomik kalkınmasına direkt etkendir. Ekonomik yapıda; rekabet gücünü arttırmak, örgütlenmeyi ve yeniden yapılanmayı gerekli kılmaktadır. Özel sektörün organizasyonu (iĢ üretebilme düzeni), eleman durumu, alet donanımı, iĢ üretme standardı önemli olup böyle bir yapının sağlamlığı sermaye birikimi ile birlikte sektörün iĢ üretim döngüsünü oluĢturur. Her müteahhitlik sektöründe olduğu gibi harita müteahhitlik sektöründe de istenilen hedef büyümektedir. Büyüme, üretim arttırılması, daha fazla eleman istihdamı, geliĢen teknolojiler kullanılması demektir, ki bu da sermaye birikimi ile mümkün olur. Türkiye'de özel sektörü kısıtlayan yasaların eskiliği ve eksikliği aynı sektör için uygulama farklılıklarını doğurmaktadır. Sektörün iĢleyiĢini düzenleyen bu kurallar ülkedeki bu toplumsal- politik yapının etkilerini taĢımaktadır.
KENTLEġME SORUNLAR:
VE
KIYILARDAKI
ARAZI
KULLANIMINDA
GÖRÜLEN
Ülkemizde yaĢanan göç ile hızlı ve çarpık kentleĢme olguları dikkate alındığında, özellikle kentsel alanlar ve yakın çevrelerindeki harita üretimi ve mevcut haritaların güncelleĢtirilmesi çalıĢmaları önem arzetmektedir. 109
Ġmar Planlarının teml verileri olan harita bilgileri imar açısından sağlıklı bir mevcut durum tespiti için gerekli ilk aĢamadır. OluĢturulması önerileri bulunan "Ġmar Zabıtası" kurumunun da temel iĢlevlerini yürütebilmesinin yanısıra, imar planlama sürecinde planlama ve denetim aĢamalarıının etkinliği güncel ve sağlıklı harita bilgilerine sahip olmakla mümkündür. Kıyılarımızdaki arazi kullanımı ve diğer genel problemler de gözönünde bulundurulduğunda bu alanlardaki coğrafi bilgi temini de son derecede önem kazanmaktadır. Ayrıca, gerek kentsel ve gerekse kıyılardaki alanlarda yapılacak olan alt ve üst yapı planlama ve uygulamaları, güvenlik ve sağlık hizmetlerine yönelik uygulamalar, bu bölgelerde sürekli güncel tutulabilen harita ve harita bilgilerine, bir baĢka deyiĢle kent veya arazi bilgi sistemlerine ihtiyaç göstermektedir.
YERALTI TESISLERI YAPIMINDA GÖRÜLEN SORUNLAR: Ġnsan yaĢamına sağlık, kolaylık ve rahatlık kazandıran ve kentsel yaĢamın vazgeçilmez parçası durumuna gelen teknolojinin elektrik, telefon, içme ve kullanma suyu, havagazı ve doğalgaz, kanalizasyon vb. tesisler yeraltı tesisleri yada teknik altyapı olarak adlandırılır. Ülkenin kalkınmasına ve teknolojik geliĢmesine paralel olarak, bu tesislerin miktarları ve türleri sürekli artmaktadır. Türkiye'nin yakın gündeminde olarak, merkezi ısıtma sistemi kanalları, yeraltı ulaĢım tesisleri, metrolar, tüneller, radyo ve televizyon yeraltı kabloları, petrol boru hatları gibi yeni bazı tesislerin mevcut yeraltı tesislerine eklenmesi beklenmektedir. Yeraltı tesisleri; pahalı, bakım ve onarımları güç ve tehlikesi büyük yatırımlardır. Bu tesislerin jeodezik standartlara uygun biçimde ölçülmesi, hairatalarının düzenlenmesi ve güncelleĢtirilmesi çalıĢmaları genellikle yeraltı hatları kadastrosu olarak adlandırılır. Birçok batı ülkesinde bu çalıĢma ayrı bir kadastro türü biçiminde ele alınmıĢ ve adlandırılmıĢtır. Ancak, çok amaçlı bir kadastro düĢünüldüğünde, yeraltı hatları kadastrosu bilgileri genel kadastro sisteminde ele alınır. Türkiye'de kurulması öngörülen harita kadastro bilgi sistemleri içinde bir alt bilgi sistemi olarak ele alınması yararlı olacaktır. Türkiye'de bu tesislerin ölçülmesine ve haritalarının hazırlanmasına yönelik önemli bir çalıĢma yapılmamıĢtır. Yeraltı tesisleri haritaları olmadığından bir yerleĢim alanında, aynı cadde kısa aralıklarla tekrar tekrar kazılmakta, trafik engellenmekte, çevre rahatsız edilmekte ve çevre sağlığı bozulabilmektedir. Yeraltı tesislerinin yeterli incelikte ölçülmüĢ ve hazırlanmıĢ haritaları olmadıkça hem bakım ve onarımlarının pahalı, insan hayatı bakımından tehlikeli olmasının önüne geçilemez hemde kent yönetimi ekonomik ve rasyonel olamaz.
VERGI HARITALARI YAPIMINDA GÖRÜLEN SORUNLAR: 15 Mart 1972 gün ve 14260 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Emlak Vergisine Matrah Olacak Vergi Değerlerine ĠliĢkin Tüzük" Vergi Dairelerinin görev alanları içinde bulunan emlakın değerlendirilmesinde mahallin bayındırlık, tarım, imar ve iskan, orman, tapu ve kadastro, belediye ve özel idare gibi kuruluĢlardan da bilgi almak suretiyle vergi haritaları 110
düzenlemelerini öngörmüĢtür. Ancak, emlak vergilerinin belediyelere devredilmesi ile uygulamaya konulamamıĢtır. Emlak vergileri, yakın zamana kadar, kentsel alanlarda ve kırsal alanlarda (köylerde) bütün emlakı kapsayacak biçimde düzenlemekte ve Vergi Dairelerine vergi beyannameleri verilmekte idi. Günümüzde, emlak vergi beyannameleri, sadece kentsel alanlarda düzenlenmekte ve beyannameler mahalli belediyelere verilmektedir. Emlak vergileri mahalli örgütlere devredilmiĢtir. Bina ve arsalar ile ilgili vergi haritalarının düzenlenmesinde beldeler ve yapılaĢmıĢ alanlar, bina ve arsa değerleri esas alınarak bölgelere, bölgeler ise meydan, sahil, ana cadde, cadde ve sokak itibarı ile kısımlara ayrılmaktadır. Bu ayrımda taĢınmaz değerlerinin, özellikle arsaların değerlerinin belirlenmesinde vergi haritaları vazgeçilmez bir araç olacaktır. Yapılmasına karar verilmesi halinde arazi ile ilgili vergi haritalarının Ģehir, kasaba ve köyler itibariyle ve arazinin cinsi, sınıfı ve kullanma durumunu gösterecek Ģekilde düzenlenmesi öngörülmektedir. TOPRAK HARITALARI YAPIMINDA GÖRÜLEN SORUNLAR: Ülke topraklarının planlı ve rasyonel biçimde kullanılması ve özellikle tarımsal toprak düzenleme (arazi toplulaĢtırma, toprak ve tarım reformu, topraklandırma gibi) çalıĢmalarının düzenli biçimde yürütülebilmesi için toprakların fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerini yansıtan toprak analizlerine dayalı ―Toprak Haritaları‖ yapılmaktadır. Bu veriler, kadastro bilgi sistemi içinde de derlenmesi, üretilmesi gerekli verilerdir. Toprak haritalarının düzenlenmesinde temel verilerin üretilmesine yarayan toprak analizleri çok pahalı ve büyük emek sonucu üretilen bilgilerdir. Bu bilgilerin uzun süre kullanılabilmeleri için, Devlet güvencesi altında korunmakta olan kadastro plan belgelerine aktarılmaları gereklidir. Nitekim, Almanya‘da bütün ülke toprakları 50‘Ģer metre aralıklarla alınan toprakların analiz edilmesi suretiyle toprak dereceleri ve derece sınırları hassas biçimde oluĢturulmuĢ ve bu bilgiler 1936 yılında kadastro plan ve belgelerine aktarılmıĢlardır. Bu güne kadar da bu bilgiler, ihtiyaç duyuldukça arazi toplulaĢtırma gibi çalıĢmalarda kullanılmaktadır. Türkiye‘de arazi toplulaĢtırma çalıĢmaları dolayısıyla toprak analizleri yapılmakta ve toprakların dereceleri ve derece sınırları belirlenmektedir. Ancak, toplanan bu bilgiler kadastro verilerinden bağımsız oluĢturulmakta ve uzun süre yaĢatılacak biçimde, hassas mekan boyutlu olarak oluĢturulamamaktadır.
TEMATIK HARITALAR VE ATLASLARIN YAPIMINDA GÖRÜLEN SORUNLAR: Ülkemizde gerek çeĢitli ölçeklerdeki topoğrafik ve gerekse büyük ölçekli kadastro haritaların üretiminden yasal olarak sorumlu çeĢitli kamu kurum ve kuruluĢları bulunmasına karĢın; Tematik haritalar ve Atlaslar gibi; genellikle eğitim, siyasi, sosyal ve ekonomik içerikli propaganda amacıyla kullanılan dökümanlar için yasal olarak sorumlu kurumlar bulunmamaktadır. Türkiye‘de tematik harita ve atlas üretimleri, bugüne kadar az miktarda bazı özel basımevleri, MEB Ders Aletleri Yapım Merkezi ve çoğunlukla da yurt dıĢında yerleĢik basımevleri ile anlaĢmalar sonucu ithal edilmek suretiyle karĢılanmıĢtır. Ancak; komĢu ülkelerle aramızdaki 111
bazı siyasi ihtilaflar nedeniyle; yurtdıĢından ithal edilen tematik harita ve atlaslarda; ülke menfaatlerine aykırı olarak bazı hususların yer aldığı müĢahade edilmektedir. Bu konular; özetle, Ege Denizinde çözümlenmemiĢ olan kıt‘a sahanlığı problemine rağmen deniz ve yan hudutların gösterilmesi, Karaağaç/Edirne‘nin Bulgaristan topraklarında gösterilmesi, Hatay‘ın Suriye hudutlarında gösterilmesi, Güneydoğu ve Doğu Anadolu‘da bazı bölgelerin Kürdistan veya Ermenistan olarak gösterilmesi ile bu harita ve Atlaslarda Kürtçe, Rumca ve Ermenice isimlere yer verilmesi gibi hususlardır. 1991 veya 1993 yılları arasında Harita Genel Komutanlığınca tematik harita ve atlas üretimleri yapılmıĢ olup, yukarıda sözü edilen mahsurlar ortadan kaldırılmıĢ olmakla birlikte bu yönde daha detaylı ve etkin çalıĢmalar yapılmalıdır.
2.TAPU HIZMETLERINDE GÖRÜLEN SORUNLAR: MEVZUATA ĠLIġKIN SORUNLAR: Tapu hizmetleri çok geniĢ kapsamlı bir mevzuat temeline dayanmaktadır. Medeni Kanun, Tapu Kanunu, Borçlar Kanunu, KamulaĢtırma Kanunu, Ġmar Kanunu, Ticaret Kanunu gibi temel kanunlar yanısıra pek çok mevzuat tapu hizmetleri ile ilgilidir. Bu kanunlarda, bir çoğunun yürürlüğe giriĢ tarihi çok eski olup, geliĢen toplum ve çağın ihtiyaçlarına uygun kısmi düzenlemeler yapılmıĢ ise de, tam bir bütünlük sağlanamamıĢtır. Tapu iĢlemlerine dayanak teĢkil eden mevzuatın bir kısmı bugünkü hizmet taleplerine cevap veremediği gibi bazı hükümleri de uygulanamamaktadır. Kullanılan dil ve ifade tarzıyla da yeni bir düzenlemeyi gerektirmektedir. Ayrıca, diğer idarelerce yerine getirilmesi gereken belgelerde belirli standart bulunmayıĢı baĢka bir sorun olarak karĢımıza çıkmaktadır. PERSONELE ĠLIġKIN SORUNLAR : Ülkemiz sanayi ve ticaretinin geliĢimine bağlı olarak ortaya çıkan ĢehirleĢme, tapu hizmetlerinin nicelik ve nitelik olarak artıĢına yol açmaktadır. Aynı olgu, yani tarıma bağlı nüfusun azalarak ĢehirleĢmenin yoğunlaĢması, yeni il ve ilçelerin kurulmasını, buna bağlı olarakta yeni tapu sicil müdürlüklerinin teĢkilatlandırılmasını gerekli kılmaktadır. Hükümet politikaları olarak uygulanan tasarruf tedbirleri sonucu çok kısıtlı sayıda yeni personel alınabilmektedir. ĠĢ hacminde meydana gelen artıĢ ile yeni birimler açılması, emeklilik ve diğer sebeplerle ayrılmalar fazla sayıda yeni personelin alınmasını gerekli kıldığı halde, uygulanan tasarruf tedbirleri nedeniyle mümkün olamaması, tapu teĢkilatlarındaki sayısal personel ihtiyacını had safhaya çıkarmıĢtır. Diğer bir hususta, tapu hizmetlerini yürütecek personelin hukuki ve teknik konularda yetiĢmiĢ olma zorunluluğudur. Bu zorunluluk, hizmetin özellikli olmasından kaynaklanmaktadır. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün hizmet içi ve öncesi eğitime verdiği önem, tapu hizmetlerinin bugüne kadar sağlıklı bir Ģekilde yürütülmesini sağlamıĢtır. Ancak bugün, eğitime sağlanan kaynaklardaki yetersizlik ve eğitim politikaları ile istihdam iliĢkileri arasındaki uyumsuzluk, mesleğe nitelikli personel alımını ve bu suretle daha çağdaĢ hizmet sunulmasını zorlaĢtırmaktadır. Hizmetin yeterli olmayan personelle yürütülmesinin doğuracağı aksaklıklar, Devletin sorumluluğu altında tutulan tapu sicillerine güven duygusunu zedeleyeceği gibi, sosyal ve ekonomik sorunların ortaya çıkmasına yol açabilecektir. Diğer bir sorunda, devletin sorumluluğu altında yürütülen tapu hizmetlerinden doğan zararların ilgili görevliye yöneltilmesidir. TaĢınmaz mal değerlerinin günümüzde büyük rakamlar ifade ettiği gözönüne alındığında, tapu hizmetlerini yürüten personel, ağır sorumluluklarına karĢın düĢük ücret almaktadır. Bu husus, mesleğe vasıflı eleman kazandırılmasında da engel teĢkil etmektedir. 112
DONANIM VE YERLEġIM SORUNLARI : Tapu hizmetlerinin önemli bir bölümü, talepte bulunanın hak sahibi veya vekili olduğunun tesbitini ve sicillerin çıkarılarak talebin karĢılanmasında bir engel olup olmadığının incelenmesini gerektirmektedir. Bir bölümünde ise, diğer idarelerden belirli bir bilgi veya belge alındıktan sonra talepler karĢılanabilmektedir. Diğer bir bölümünü ise, kayıt örneği çıkarılması ve veri toplama faaliyetleri oluĢturmaktadır. Son yıllarda alınan tedbirler sonucu, diğer idarelerden herhangi bir bilgi veya belge istenmesi zorunlu olan iĢlemler dıĢındaki tapu hizmetleri süratle karĢılanmaktadır. Ancak, gerek akit ve tescile yönelik tapu hizmetlerinin, gerekse büyük emek ve zaman kaybına yol açan veri toplama faaliyetlerinin daha süratle karĢılanabilmesi için, kayıt ve bilgilere daha kısa sürede ulaĢılmasını sağlıyacak teknolojik donanımlara ihtiyaç bulunmaktadır. Sicillerin temiz, düzenli ve güven içerisinde korunabilmesi içinde yeni donanımlar gereklidir. Ayrıca, her yıl ülke nüfusunun asgari 1/5 inin belirli bir taleple baĢvurduğu tapu sicil müdürlüklerinin hak ettiği itibar ve saygınlığın mekan görüntüsü olarak kazandırılabilmesi için, büro donanımı olarak güçlendirilmelerinde yarar görülmektedir. Tapu hizmetleri, hükümet binaları, kiralık binalar ve kurumun kendi hizmet binalarında yürütülmektedir. Hizmetin sürekli ve kalıcı olması, arĢivlerin güven içinde ve düzenli bir Ģekilde korunabilmesi için, bu ihtiyaca cevap verecek biçimde, kurumun kendi hizmet binalarına kavuĢturulmasına ağırlık verilmelidir.
MALI SORUNLAR : Mülk edinme, mülkünden yasa ve mevzuat çerçevesinde dilediği gibi tasarruf edebilme, mülkiyet ve mülkiyet dıĢındaki diğer ayni hakların güven içinde kurulup korunması demokratik rejimin temelini teĢkil etmektedir. Bu nedenle, tapu hizmetleri devletin temel görevleri arasında yer almaktadır. Ancak, yıllardır genel bütçe ile tapu hizmetlerine ayrılan ödenek miktarı, hizmetin taĢıdığı önem ve ihtiyaçlara eĢdeğer nitelikte olmamıĢtır. Ayrıca, tapu hizmetleri devlete gelir getirici özelliğe sahip olup sağlanan gelir her yıl artmaktadır. Yıllardır yeterli ödenek ayrılmamasından kaynaklanan araç, gereç, büro donanımı eksikliği ve bilgilere daha kısa sürede ulaĢılması yoluyla hizmetin çağdaĢ ve süratli Ģekilde karĢılanmasını sağlayacak teknolojik donanım ihtiyacı gözönüne alınarak, genel bütçe ile ayrılan kaynak önemli ölçüde arttırılmalıdır. Diğer taraftan, döner sermaye uygulamasıyla kaynak konusunda bir iyileĢme sağlanmıĢtır. Ancak iyileĢmenin devamlı, ihtiyaca uygun ve sağlıklı Ģekilde sürdürülebilmesi için, döner sermaye ile sağlanan kaynakların hizmetin iyileĢtirilmesinde kullanılma imkanı sağlanmalıdır. ÖRGÜTLENMEYE ĠLIġKIN SORUNLAR : Bugün tapu ve kadastro hizmetleri tapu sicil müdürlükleri, kadastro müdürlükleri ve kadastro Ģefliklerince karĢılanmaktadır. Kadastro müdürlüklerinin yetki alanları mahallin Ģartlarına ve iĢ kapasitesine göre değiĢebilmesine karĢın, tapu sicil müdürlüklerinin yetki alanlarını her ilin merkez ilçesi ile diğer ilçeleri oluĢturmaktadır. Diğer bir ifade ile bugün her ilin merkez ilçesi ile diğer ilçelerinde bir tapu sicil müdürlüğü bulunmakta, iĢ hacmi yoğun olan bölgelerde müdürlük sayısı iĢlem adedine göre artmaktadır. Tapu sicil müdürlükleri ile kadastro müdürlükleri 15 adet bölge müdürlüğüne bağlı olarak faaliyetlerini sürdürmektedir. Yukarıda ana hatlarıyla açıklanan örgütlenme, il, ilçe esasına dayanan ülkemiz idare taksimatına uygun bulunmadığı gibi, tapu ve kadastro hizmetlerini birbirini tamamlayan bir bütün olarak üstlenen Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün merkez yapısına paralellik arzetmemektedir. Ayrıca, tapu ve kadastro hizmetleri gerek yapılan iĢlemler, gerekse sicil ve 113
belgeler itibarıyla birbirini tamamlayan mahiyette olduklarından, taĢra birimlerinin örgüt yapısı da bu duruma uygun olmalıdır. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün teĢkilat yapısı mevcut imkan ve kaynakların en verimli Ģekilde değerlendirilmesi yoluyla amacın gerçekleĢtirilmesine uygun olmalıdır. ġüphesiz mevcut imkanlar dahilinde hizmetin en uç noktalara kadar götürülmesi de çağdaĢ devletin amaçları arasında yer almaktadır. Ancak, iĢ hacmi çok sınırlı olan mülki birimlerde dahi tapu sicil müdürlüklerinin kurulması, kaynakların verimli bir Ģekilde değerlendirilmesine uygun bulunmamakta, hizmetin etkin bir Ģekilde yerine getirilmesine engel teĢkil etmektedir. Son yıllarda ülkemizde ve dünyada, daha süratli, koordine ve etkin hizmete ulaĢılabilmesi ve sorunların bulunduğu yerde çözümlenmesini sağlamak amacıyla yaygın ve yetersiz idari birimler yerine güçlü mahalli birimlerin oluĢturulması gerekli görülmektedir. Ayrıca, tapu ve kadastro müdürlüklerinin il ve ilçe idari yönetimlerinde temsiline, hizmeti daha etkin ve süratli kılabilmek amacıyla, merkez-bölge ve taĢra örgütleri ile personelin yetki dağılımlarının gözden geçirilerek yeniden koordinasyonuna ihtiyaç duyulmaktadır.
3.KADASTRO HIZMETLERINE ĠLIġKIN SORUNLAR : MEVZUATLA ĠLGILI SORUNLAR : - Türkiye‘de kadastro çalıĢmaları 3402 sayılı yasa çerçevesinde TKGM. lüğü tarafından, orman kadastrosu ise 6831 sayılı yasa hükümlerine uygun olarak Orman Genel Müdürlüğü tarafından yapılmaktadır. Orman sınırındaki yerleĢim alanlarında Kadastronun yapılabilmesi için öncelikle orman kadastro ekiplerince o bölgenin orman kadastrosunun yapılması gerekmektedir. Orman Kadastrosu çalıĢmalarında uygulamadaki harita kadastro standartlarına ve 3402 sayılı yasa hükümlerine uymadığından bugüne kadar yapılan çalıĢmaların büyük bir bölümünün tescili mümkün olmamıĢtır bu da uygulamada sıkıntılara neden olmakta ve kadastral hizmetin yapılmasında darboğaz teĢkil etmektedir. Diğer yönden kadastro hizmetlerinin tamamının tek bir kurumda bulunması gerekirken Orman Kadastrosunun Orman Genel Müdürlüğü‘nce, klasik kadastronun T.K.G.M.‘ce yürütülmesi aksaklıklara neden olmaktadır. - Dünyadaki teknolojik geliĢmelere bakıldığında artık bilgi sistemlerinden bahsedilmekte ve bir çok ülke ise bu alanda çalıĢmalarını tamamlama noktasına getirmiĢtir. Ülkemizde de artık kadastro bilgi sistemine geçiĢ konusunda hızlı adımlar atılmalıdır. Bu durumda önümüze çıkan en büyük engellerden birisi mevcut yasaların bu çalıĢmalar için yeterli olmadığı ve bir çok noktada engeller bulunduğu hususudur. - 3402 Sayılı Kadastro Kanunu‘nun 1. Maddesi ile Büyük Ölçekli Harita Yapım Yönetmeliği‘nin 2. Maddesi hükümlerine göre, kadastro haritalarının topoğrafik nitelikte düzenlenmesi gerekmektedir. Kanunun amir hükmüne rağmen, uygulamada kadastro haritaları kurumca iki boyutlu olarak düzenlenmektedir. Yalnızca kadastronun teknik iĢleri ihale yoluyla müteahhite yaptırılan yerlerin haritaları üç boyutlu, yani topoğrafik niteliği de taĢıyacak biçimde hazırlanmaktadır. - 3402 sayılı Kadastro Kanununa göre yapılan tahdit ve tesbit çalıĢmalarında, askı ilanı öncesinde ilgililerince ne Ģekilde öğrenileceğine dair mevcut herhangi bir hüküm olmadığından, tahdit ve tesbitlerin sağlıklı olarak yürütülmesi mümkün olmamaktadır. - Kadastro Kanunu‘nun 15. Maddesinde ―ayırmayı gerektiren taksimlerde, ayırma tarihindeki imar mevzuatı dikkate alınır‖ hükmü yer aldığından, kadastro sırasında zeminde fiilen oluĢmuĢ sınırlara itibar edilebilmesi için imar mevzuatının aradığı Ģekil Ģartının tamamlanması gerekmekte buda kadastronun yapılıĢını zorlaĢtırmaktadır. 114
ÖRGÜTLENME SORUNLARI : - Kadastro müdürlükleri bünyesinde, kadastro, değiĢiklik iĢlemleri, güncelleĢtirme ve yenileme hizmetleri bir arada yürütülmektedir. Yörenin durumuna göre kadastro müdürlüklerinin bazılarında bu hizmetlerin hepsi mevcut olabildiği gibi, bazı müdürlüklerde ise bu hizmetlerden sadece bir tanesi olabilmektedir. Bu durum, müdürlüklerin örgütlenmesinde standarda gidilmesini güçleĢtirmektedir. Aslında, kadastro yapım hizmeti ile değiĢikliklerin izlenmesi hizmeti birbirinden farklı yapı ve özellikler taĢımaktadır. Kadastronun önceden belirlenen plana göre yeterli eleman, araç ve gereçle, aralıksız bir Ģekilde yürütülmesi gerekmekte iken, değiĢiklik iĢlemleri isteğe bağlı olarak, bir programa bağlı olmaksızın yürütülmektedir. Her iki hizmetin, kapsamı ile, amaç ve hedefleri farklıdır. Bu hizmetlerin yürütülmesinde, kadastro ile yenileme ve güncelleĢtirme hizmetleri birinci önceliğe sahip iken, değiĢikliklerin takibi iĢleri, ikinci planda kalmaktadır. Düzenli ve sürekli yapılması gereken kadastro hizmetini yürüten müdürlükler bünyesinde, değiĢiklik hizmetleride yürütüldüğünden, gerek araç ve gereçlerin ve gerekse personelin programa ve plana bağlı olarak kadastro yapması mümkün olmamaktadır. Halbuki, kadastro hizmetinin düzenli bir Ģekilde yürütülebilmesi için, plan ve programın uygulanması gereklidir. Aksi takdirde, hizmette aksamalar ve kesintiler olması kaçınılmazdır. Bugünkü örgüt yapısı içerisinde bu sorunlar mevcuttur. - Kadastro müdürlüklerinde çalıĢan personel arasında uzmanlık alanları belirlenmeyip özellikle teknisyen olarak çalıĢanların hem teknik hem de hukuki konularda çalıĢmalar yapmak zorunda oldukları için hata oranı yükselmekte, kadastrodan sonraki yıllarda yenileme istekleri gündeme gelmektedir. - Dünyada ve ülkemizde hizmetlerin özel sektör kanalı ile yürütülmesi fikri hız kazandığı bir dönemde, Türkiye‘de gerek kadastro gerekse güncelleĢtirme çalıĢmalarında bu güne kadar özel sektör gücünden gerektiği Ģekilde yararlanılamamıĢtır. - Türkiye‘de tapu ve kadastro hizmetleri, TKGM‘ne bağlı olarak faaliyet gösteren bölge, kadastro ve kadastro Ģeflikleri ile tapu sicil müdürlükleri tarafından yürütülmektedir. Merkezi bir yönetim sisteminin hakim olduğu teĢkilatta bölge müdürlükleri gerek yasal yönden gerekse personel yetersizliğinden dolayı gerektiği Ģekilde iĢlevini yerine getirememektedir. Ayrıca Kadastro ve Tapu Sicil müdürlüklerinin çok sayıda olması kaynak israfına neden olmaktadır. Bu durum ise iĢleyiĢin ağırlaĢmasına, her türlü planlama ve koordinasyon çalıĢmalarında aksamalara neden olmaktadır. TEKNOLOJIK GELIġMELERDEN YARARLANMADAKI SORUNLAR : Dünyadaki bilgi sistemi örneklerine baktığımızda Tapu, Kadastro, harita, Teknik altyapı ve tüm bilgiler, bu bilgileri üreten kurumlara bağlı olarak merkezi bir yönetim tarafından iĢletilen ana bilgisayar sistemlerinde toplanmakta olduğunu görürüz. Her kurum bu sisteme direk bağlı olup kendi bilgilerine ulaĢmak ve değiĢiklikleri iĢlemek hakkına sahiptir. Hatta ücreti ödenmek koĢuluyla bu bilgiler baĢkasının da kullanımına verilebilmektedir. Bu geliĢmelere paralel olarak ülkemizde de bilgi sistemlerinden söz edilmektedir. TKGM de bu geliĢmeleri yakından izlemiĢ ve 1980 yılında TAKBĠS projesini geliĢtirerek bu yönde bir adım atmıĢtır. Aynı Ģekilde Ġstanbul, Ankara gibi büyükĢehir belediyeleri kentsel geliĢmeleri yakından izlemek ve her türlü planlamaları yapmak için Kent Bilgi Sistemleri kurma yönünde çalıĢmaları baĢlatmıĢlardır. Ġstanbul ve Ankara belediyeleri bu yönde hayli mesafe katetmiĢken; Ġzmir, Bursa gibi bazı kent belediyeleri de hazırlık aĢamasındadırlar. GeliĢmeler önümüzdeki yıllarda bilgi sistemleri konusunda bir çok çalıĢmaların olacağını göstermektedir. Tabii ki bu çalıĢmalarda, 115
kurumlar arası koordinasyon sağlanarak ülke yararına uygun bir Ģekilde yönlendirilmesi sorunu karĢımıza çıkmaktadır. Türkiye‘de kadastral çalıĢmalar 60 yıldan beri yapılagelmektedir. O günün imkanları ölçüsünde yürütülen hizmetler sonucu üretilen haritalar, gerek nitelik bakımından gerekse zamanın ölçü tekniklerinin yetersizliğinden dolayı duyarlıkları, bu günün ihtiyacına cevap verecek nitelikte değildirler. Günümüzdeki teknolojik geliĢmeler ve taĢınmazların değer kazanmasına paralel olarak bu haritalara, gereksinimlere cevap verecek nitelik kazandırılması önemli bir konu olarak karĢımıza çıkmaktadır. Ayrıca bilgi sistemlerinin gündemde olduğu günümüzde bu çalıĢmaların bilgisayar ortamına aktarılacak Ģekle getirilmesi gerekmektedir. KADASTRONUN YENILENMESINDEKI SORUNLAR : Türkiye‘de kadastral çalıĢmaların baĢladığı yıllarda eğitilmiĢ elemanın az olması, mevcut teknik donanım yetersizliği gibi nedenlerle yapılan çalıĢmalar sonucu çeĢitli sorunlar bulunmaktadır. Bu sorunlar; - Nirengi, Poligon gibi sabit tesisler kaybolmuĢtur. Yerlerine konulmaları mümkün değildir. DeğiĢmediği anlaĢılan sınırlara göre dahi uygulama kabiliyeti yoktur. - Kadastro sonrasında, planlar üzerindeki değiĢiklikler gereği gibi izlenememiĢtir. Pafta ile arazi birbirine uymamaktadır. - Kullanılan pafta altlıkları ya eskimiĢtir ya da kalitesizdir. Kullanılmasının devamı, yanılma sınırları dıĢında hatalara sebep olmaktadır. - Kadastronun ölçü ve tersimatında yanılma sınırı dıĢında hatalar vardır. - Plan ölçekleri ihtiyaçlara cevap verememektedir. Büyütülmeleri halinde yanılma sınırı dıĢında hatalar ortaya çıkmaktadır. - Bazı paftalar fotoplan olduğu için yetersizdir. - Grafik sistemde yapılan paftalar ihtiyaçlar karĢısında yetersiz kalmaktadır. - ġehirlerin geliĢmesi ve imar planı uygulamaları nedeniyle taĢınmazların değerleri arttığından, buna bağlı olarak plan hassasiyeti de artırılmalıdır. Bu sorunların giderilmesine çare olarak 2859 sayılı yenileme kanunu yürürlüğe girmiĢ ancak bu kanun, çerçevesinin çok dar olması nedeniyle sorunun çözümüne yeterli cevap getirememiĢtir.
ÇALIġMA KOġULLARI ILE ĠLGILI SORUNLAR : 3045 sayılı kanun ile kadastro müdürlükleri, hizmet verdikleri yörede geçici olmaktan çıkarılıp daimi hizmet birimleri haline getirilmiĢlerdir. Hizmetin hızlı ve sağlıklı bir Ģekilde 116
verilebilmesi için mekan sorununun giderilerek, sağlıklı çalıĢma ortamının sağlanması zorunludur. Çünkü Türkiye genelinde hizmet veren kadastro müdürlüklerinin hemen hepsine yakını kiralık ve hizmetin verilmesine elveriĢli olmayan hizmet binalarında barınmaktadırlar. Tapu Kadastro hizmetlerinde görevli personel zor Ģartlarda arazide hizmet görmekte, hizmetinin karĢılığı olan imkanlardan diğer kurumlarda olduğu gibi yararlanamamaktadır. Bu durum kadastro hizmetlerinde verimi etkilemektedir. Kadastro hizmetlerinin zor arazi Ģartları bulunan yörelere kaymıĢ olması nedeni ile, arazi Ģartlarına uygun yeterli araç gereç bulunmayıĢı hizmeti verimsiz yönde etkilemekte olup modern ölçme aletlerinin yeterli miktarda olmaması ise çalıĢmalarda verimi ve hassasiyeti düĢürmektedir. TaĢınmazların cins değiĢikliklerinin tapu kütüğünde ve haritasında iĢlenebilmesi için, mal sahibinin talebi gerekli olduğundan, bu talep yapılmadığı durumlarda kadastro paftası ve tapu kütüğü güncel hali yansıtmamaktadır. Bu durum ise her türlü mühendislik projelerini doğrudan etkilemektedir.
ARġIVLEME ILE ĠLGILI SORUNLAR : Mevcut uygulama ile değiĢik iĢlemleri kadastro müdürlükleri tarafından periyodik olarak merkeze gönderilmektedir. Ancak Türkiye‘nin her tarafından gelen bu iĢlemler merkezde günlük takip edilememekte ve dolayısı ile merkezdeki arĢiv güncelliğini yitirmiĢ bulunmaktadır. Bu da arĢivlemede beklenen amaca ters düĢmektedir. Ülkemizde kurumların kendi ihtiyaçları için ürettikleri yer kontrol noktaları ve haritalar arĢivlerini oluĢturmaktadır. Bu nedenle tüm kurumların ortaklaĢa yararlanacağı merkezi bir arĢiv bulunmamaktadır. Mevcut arĢivler arasında koordinasyon olmadığından bu durum kaynak israfına neden olmakta hizmetin etkinliği kaybolmaktadır. SEKTÖRLE ĠLGILI EĞITIM SORUNLARI : Harita tapu ve kadastro eğitim hizmetleri, endüstri meslek liseleri, meslek yüksek okulları ve üniversiteler tarafından çeĢitli düzeylerde verilmektedir. Bu eğitimi üstlenen eğitim kadrosu ise profesör, doçent, yardımcı doçent, araĢtırma görevlisi, öğretim görevlisi, uzman, mühendis ve diğer meslek mensuplarından oluĢmaktadır. Her lise mezununu yüksek tahsil diplomalı yapma çabasından haritacılık sektörü de etkilenmekte ve plansız bir Ģekilde meslek yüksek okullarında harita kadastro programları açılmaktadır. Bu okulların çoğunda derslik ve laboratuvar olanakları sınırlıdır. Ayrıca benzer Ģekilde öğretim elemanı sorunu yaĢanmaktadır. Çoğu okulda kurum dıĢındaki harita mühendisleri ders vermekte ve henüz akademik kariyerlerini tamamlamamıĢ olan elemanlar zorunlu olarak derslere sokulmaktadır. 1993/1994 ders yılında yeni kayıt olan 1190 öğrencinin mezun olunca çalıĢma alanı dar olan sektörde nerede istihdam edileceği düĢünülmektedir. Uygulama alanlarında harita teknisyeni ile harita teknikeri arasında bir fark oluĢmamaktadır. Gerekli planlama yapılmadan düzensiz bir Ģekilde eğitim kurumlarının açılması mezun olacak elemanlarla ilgili istihdam sorunu yaratacaktır. Sayısal harita üretimi ve kadastro bilgi sistemi konularını gerçekleĢtirebilmek amacı ile üniversitelerin Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği bölümlerinde ders programları, yazılım117
donanım, mesleki donanım, uygulama, staj ve proje üretimi konularının yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir. Harita tapu kadastro sektörü teknolojik geliĢmelerden doğrudan ve ilk etkilenen bir sektördür. Günümüzde teknolojik geliĢmelerin uygulamaya sokulabilmesi geliĢmenin bir gereği olduğuna göre, eğitimde de bu geliĢmenin sağlanmasını gerektirmektedir. Bu yüzden, öğretim elemanları yeni teknolojiye uygun biçimde bilgilerini yenilemesi, eğitim programlarının buna göre düzenlenmesi ve uygulamada çalıĢan sektör elemanlarının da bilgilerini yenilemesi gerekmektedir. Teknolojik geliĢmelerin uygulamada görev yapan sektör elemanlarının hizmet içi eğitim ile bilgilerinin yenilenmesini gerekli kılmaktadır.
ELLĠ SORUDA KADASTRO 3402 Sayılı kadastro kanunu 1987 yılından beri yürürlükte bulunmaktadır.Kanunun maddeleri ile ilgili yönetmelik hükümlerinin uygulamacılar açısından daha pratik ve kolay bir Ģekilde faydalanılması düĢünülerek soru-cevaplı bir çalıĢmaya gidilmiĢtir..Soru ve cevaplar kısa ve özlü olarak verilmeye çalıĢılmıĢ olup yönetmelik hükümlerine göre çok fazla girilmemeye özen gösterilmiĢtir.Ayrıca özellikle maddeler belirtilmemiĢtir.Bu çalıĢmanın uygulayıcılara ve okuyuculara faydalı olması temennimiz ve Ģevkimiz olacaktır. 1)Kadastro Kanunun amacı nedir? Memleketin kadastral haritaya dayalı olarak taĢınmaz mallarının sınırlarını arazi ve harita üzerinde belirleyen hukuki durumlarını tespit etmek suretiyle Medeni kanunun öngördüğü tapu sicilini kurmaktır. 2)Kadastro bölgesi nedir?Belirlenmesi ve ilanı nasıl yapılır? Her Ġlin merkez ilçesi ve diğer ilçelerinin idari sınırları içerisinde kalan yerler kadastro bölgeleridir. Bölgeler ana plana uygun olarak Genel Müdürlüğün tebliğle bağlı bulunan Bakan‘ın onayı ile belirlenir. Bölgeler en az bir ay önceden Resmi Gazete, radyo ve televizyonda Bölge merkezi ve Ġl merkezlerinde,yerel gazetelerde ilan olunur. 3)Kadastro ekibi kimlerden oluĢur? Kadastro ekibi en az iki kadastro teknisyeni,mahalle veya köy muhtarı ile üç bilirkiĢiden oluĢur. 4)BilirkiĢiler kimler tarafından seçilir,bilirkiĢi seçilmek için Ģartlar nelerdir? BilirkiĢiler belediyesi olan yerlerde belediye meclisi,meclis toplantı halinde değilse encümeni,köylerde ise köy derneği tarafından en geç on beĢ gün içinde seçilir.ÇalıĢma alanında birden fazla kadastro ekibi çalıĢması durumunda her ekip için ayrıca üç bilirkiĢi seçilir. BilirkiĢilerin 40 yaĢını bitirmiĢ,Türk vatandaĢı olması ve yüz kızartıcı bir suçtan kesinleĢmiĢ mahkumiyet almamıĢ ve en az on yıldan beri o yerde ikamet etmesi gerekir. 5)Kadastro Teknisyenleri,Muhtar ve BilirkiĢiler ve diğer görevliler (Kadastro Komisyon üyeleri) çalıĢmalar sırasında hangi yakınları hakkında çalıĢmalara katılamazlar? Kendisine,eĢine ,usul ve füruuna (anne, baba, çocukları,torunları v.s.) kardeĢine,kardeĢinin çocuklarına ve eĢinin usul ve füruuna ait tespitlerde ve ayrıca hak iddia edenlerden biri ile kendisi veya usul ve füruu arasında dava bulunanlara ait tespitlerde görev yapamazlar 6)ÇalıĢma ilanı nedir?Ġlanı nerelerde yapılır? ÇalıĢma bölgesindeki her köy ile belediye sınırları içerisinde bulunan mahallelerden her biri çalıĢma alanıdır. ÇalıĢma alanı ilanı; Kadastro Müdürü tarafından en az 15 gün önceden ; -Bölge merkezi olan il veya ilçede; -ÇalıĢma alanında -KomĢu köylerde -KomĢu mahallelerde -Belediyelerde, ilan edilir 7)ÇalıĢma alanı içinde veya sınırında orman varsa nasıl bir uygulama verilir?
118
ÇalıĢmalara baĢlamadan iki ay evvel Orman Genel Müdürlüğüne bildirilir.KesinleĢmiĢ orman haritaları varsa Orman Kadastro Komisyonlarınca bu sınırların gösterilmesi üzerine aynen alınır. KesinleĢmiĢ Orman Haritaları yoksa Orman Teknik Ekibince belirlenen sınırlara göre sınır geçirilir.Orman idaresince iki aylık süre içerisinde belirlenmemesi durumunda kadastro ekibince belirlenir. 8)ÇalıĢma alanı sınırı nasıl tespit edilir? Kadastro ekibince çalıĢma alanı sınırı tespitinde il,ilçe,belediye ve köy sınırları dikkate alınır.Ancak bu sınırlar idari sınırlar sayılmaz.Sınır tespitinde çalıĢma alanı ve komĢu köy ve mahalle bilgi ve belgelerinden yararlanılır. 9)Kadastro ekibince belirlenen çalıĢma alanı sınırına itiraz edilebilir mi?Ġtiraz üzerine sınır nasıl kesinleĢir? Teknisyenlerce belirlenen sınıra 7 gün içinde Kadastro Müdürüne itiraz edilir.Müdürce itiraz incelenerek yedi gün içinde karar bağlanır.Bu kararın tebliğ veya tefhiminden sonra yedi gün içerisinde ilgililerince Kadastro Mahkemesine itiraz edilebilir.Ġtiraz mahkemece on beĢ gün içinde kesin karar bağlanır. ÇalıĢma alanında ilk parsel için tutanak düzenlendikten sonra idari teĢkilatta değiĢiklik,kadastro çalıĢmalarını durdurmaz. 10)ÇalıĢma alanındaki davalı taĢınmazlarla ilgili olarak müdürlükçe nasıl iĢlem yapılır? ÇalıĢma alanında iĢe baĢlamadan önce mahalli hukuk mahkemelerinden; -Halen görülmekte olan Kadastro ile ilgili davalar -Hükme bağlanıp ta kesinleĢmeyen davalar liste halinde alınır. -Liste alınmasından ve çalıĢmalara baĢlandıktan sonra açılan davaların Müdürlüğe bildirilmesinden sonra bu davalarda teknisyenliğe bildirilir 11)Davalı parsellerle ilgili teknisyenlikçe nasıl bir uygulama verilir? Teknisyenlerce tahdidi yapılan taĢınmazın davalı olduğunun anlaĢılması üzerine edinme sebebi sütununda açıklanmak suretiyle,davanın nevine göre malik tayin edilmeden tutanak tutulur.Tutanak ve ekleri tespitten sonra bir hafta içinde ilgili mahkemeye gönderilmek üzere müdürlüğe gönderilir. Tutanağın tespit tarihinden önce açılan bir davanın bildirilmesinde davanın mahiyetine göre malik sütunu kırmızı kalemle çizilerek Ģerh verilmek suretiyle davalı hale getirilir. Tespitten sonra dava açılmıĢsa tutanak üzerinde bir iĢlem yapılmaz mahkemeye bilgi verilir. 12)Davalı olduğu halde tutanaklar kesinleĢtirilmiĢse ne yapılır? Kadastro öncesi davalı olduğu halde tespitleri kesinleĢtirilen tutanaklar devredilmiĢse Tapu Sicil Müdürlüğünce,devredilmemiĢ ise Kadastro Müdürlüğünce ilgili parsel kütük sahifesinin beyanlar hanesine,tespitin davalı olduğu belirtilmek suretiyle kesinleĢmediği yazılarak davalı hale getirilen tutanak ve ekleri durum açıklanarak ilgili mahkemeye gönderilir. TaĢınmaz tescil edildikten sonra el değiĢtirilmiĢ ise bir iĢlem yapmadan ilgililerine mahkemeye baĢvurmaları tebliğ edilir. 13)Mevkii veya ada ilanı kaç gün önceden nasıl, kim tarafından yapılır? Mevkii veya ada ilanı en az yedi gün önceden alıĢılmıĢ vasıtalarla (Hoparlör,ilan tutanakları v.b.)köy veya mahalle teknisyenlerince ilan edilir.ÇalıĢmalara üç aydan fazla bir süre ara verilmesinde ilan yenilenir.Ġlan edildiğine dair tutanak teknisyenlere birlikte muhtar ve bilirkiĢilerce imzalanır. 14)TaĢınmaz malların sınırlandırılması nasıl yapılır? Teknisyenlerce tahdidi yapılan taĢınmaz malların tespitleri; -Muhtar ve en az üç bilirkiĢi , -Hazır bulunuyorlarsa mal sahipleri ve ilgililerin huzurunda varsa harita,tapu,vergi kayıtları ve diğer belgelerden ve beyanlardan faydalanmak ve mahalline uygulanmak suretiyle yapılır.Her taĢınmaz için bir kadastro tutanağı düzenlenir.Tutanak teknisyenler,muhtar,bilirkiĢiler ve hazır bulunanlarca imzalanır. 15)TAKBĠS nedir? Tapu Kadastro bilgi sistemi; 16) Teknisyenlerce yapılan sınırlandırma ve tespit iĢlemleri sırasında veya sonrasında hangi hallerde tutanaklar komisyona gönderilir? a)Kadastro teknisyenleri arasında görüĢ ayrılığı olmasında b)Tarafların dayandıkları kayıt ve belgeler aynı kuvvet ve mahiyette (aynı yere iki tapu ibraz edilmesi gibi)görüldüğü takdirde c)ÇalıĢma alanı sınırı içerisinde veya bitiĢiğindeki taĢınmaz mallar ile dıĢında toplu olarak bulunan taĢınmaz mallardan tutanak düzenlenmeyen yerlerin kadastroya tabi olması yolunda iddia vaki olmasında d)Kontrol elemanlarınca tutanak ve belgeler ile gerekirse mahallinde yapılan incelemede tespit edilen noksanlık ve yanlıĢlıkların düzeltilmesi iĢleminin ilgililerin haklarını etkilemesinde;
119
e)Teknisyenler ile kontrol elemanlarının arasında görüĢ ayrılığı bulunmasında f)ÇalıĢma alanında iĢerin bitirilmesinden önce teknisyenlere yapılan itirazlar üzerine tutanak ve ekleri komisyona gönderilir. 17)ÇalıĢma alanı çalıĢmalarının kontrolü hangi görevlilerce,nasıl yapılır? ÇalıĢma alanı çalıĢmalarının kontrolü kadastro müdürünün yaptığı kontrol planı çerçevesinde; -Kadastro Müdürü -Kadastro Müdür Yardımcısı -Kontrol mühendisi veya Mühendis -Kadastro üyesi -Tasarruf ve Fen kontrol memurları vasıtasıyla tutanak ve belgeler üzerinde (Ve gerekirse arazi üzerinde)yapılır.Kontrol sonuçları müdürce tasdikli kontrol defterine yazılarak imzalanır. 18)Kadastro tespitine itirazlar ne zaman ve nasıl yapılır? Kadastro tespitlerine karĢılık itirazlar kadastro ekibinin çalıĢma alanında iĢlerin bitimine (ölçülecek ve tespiti yapılacak taĢınmaz mal kalmadığına dair tutanağın düzenlendiği tarihe)kadar kadastro müdürüne veya teknisyenlere yapılır. Ġtirazla ilgili tutanak ve ekleri en geç on gün içinde kadastro komisyonuna intikal ettirilir.
19)Kadastro komisyonu kimlerden meydana gelir? Komisyon Kadastro Müdürü veya Yardımcısının baĢkanlında Kadastro Üyesi,itirazın mahiyetine göre Kontrol Mühendisi veya Tasarruf Kontrol Memurlarından oluĢur.Kontrol Mühendisinin bulunmaması durumunda Fen Kontrol Memuru katılır. 20)Komisyon incelemesi hangi sürede sonuçlandırılır?Ġnceleme sonucu ne yapılır?Kararlar nasıl alınır? Komisyon kendisine gelen iĢleri intikal tarihinden itibaren bir ay içerisinde,gerekçe gösterilmek suretiyle çalıĢma alanındaki çalıĢmaların bitim tarihine kadar incelemek zorundadır. Ġncelemeler sonucunda kadastro tutanağı yerine geçmek üzere kadastro komisyon tutanağı düzenlenerek tespit yapılır. Komisyon tam üye ile toplanarak oy çokluğu ile tespit yapar.Sonuçlar askı ilanı ile birlikte duyurulur 21)Komisyon hangi hallerde görevsizlik kararı verir? a)Aynı mahiyet ve kuvvetteki belgelerin uygulanmasında sonuca varılamayan b)Çözümü kanunlarla mahkemenin takdirine bırakılan Konular gerekçe gösterilmek suretiyle görevsizlik kararı verilerek kadastro mahkemesine gönderilir. 22)Kadastro sonuçlarının ilanı kim tarafından ve nasıl yapılır? Kadastro sonuçlarının ilanı askı cetvelleri düzenlenmek ve 30 gün askıda kalmak suretiyle Kadastro Müdürü tarafından yapılır.Kadastro tutanaklarına dayanarak düzenlenen askı cetvelleri ve pafta örnekleri Müdürlük ve muhtarlıkta ilan edilir.Ġlan suresi içinde itirazı olanların kadastro mahkemesine dava açabilecekleri belirtilir. Kadastro harçlarında bu cetvellerde gösterilir.Kadastro ekibinin çalıĢma alanındaki iĢlerinin bitiminden itibaren üç ay içinde askı ilanı yapılmak zorundadır.Genel müdürlükten izin alınmak suretiyle Müdür tarafından mahalle,köy veya bucak merkezinde bir ada veya mevkiden küçük olmamak üzere yukarıdaki esaslara göre kısmı ilan yapılır. 23)Kadastro tutanakları ne zaman kesinleĢir? KesinleĢen tutanaklar için ne iĢler yapılır? Otuz günlük askı ilanı sonucunda dava açılmayan tutanaklara ait sınırlandırma ve tespitler ila n sonucunda kesinleĢir. KesinleĢen tespitler Kadastro Müdürü tarafından onaylanarak kesinleĢme tarihi tescil tarihi olarak gösterilmek suretiyle en geç üç ay içinde tapu kütüklerine tescilleri yapılır.Tescili yapılan tutanaklar tapu kütükleri ve diğer belgeler devir cetveline bağlanarak Tapu Sicil Müdürlüğüne teslim edilir. 24)Kadastro tamamlanmasından sonra eski tapu kayıtlarının hukuki durumu nedir? Kadastrosu tamamlanan çalıĢma alanına ait eski tapu kayıtları iĢleme tabi kayıt niteliğini kaybeder.Bu kayıtlara dayanılarak iĢlem yapılmaz. ÇalıĢma alanında uygulanamayan tapu kayıtlarının bir listesi düzenlenerek teknisyenler,muhtar ve bilirkiĢilerce imzalanır. Askı ilanı sonrasında müdür tarafından görevlendirilen elemanlarca tapu sicil müdürlüğündeki zabıt kayıtlarına gerekli revizyon yapılarak kayıtların uygun bir yeri imzalanır. 25)Tapuda kayıtlı taĢınmazların tespiti,zilyedin durumuna göre kaç Ģekilde yapılır?
120
Tapuda kayıtlı taĢınmaz malın tespiti; 1)Kayıt sahibi veya mirasçılarının zilyet olması 2) Kayıt sahibi veya mirasçılarından baĢkası zilyet olması durumuna göre iki Ģekilde yapılır. 26)Kayıt sahibi veya mirasçılarının zilyet bu-lunması durumuna göre nasıl tespit yapılır? a)Kayıt sahibi sağ ise kayıt sahibi adına b)kayıt sahibi ölü ise mirasçıları adına c)Mirasçıları tayin edilemez ise beyanlara ölü olduğu yazılmak suretiyle kayıt sahibi adına tespit yapılır. 27) Kayıt sahibi veya mirasçılarından baĢkasının zilyet bulunmasında, zilyet adına hangi zilyetlik süresi içinde kaç türlü muvafakat ile tespit yapılır? Zilyedin taĢınmazı kayıt maliki veya mirasçısı veya mümessillerinden tapu dıĢı yolla iktisap edip zilyetliği on yılı geçmediği takdirde, a)Kayıt sahibi veya mirasçılarının teknisyenler huzurunda muvafakat vermesi b)Muvafakat beyanının noter tarafından tespit ve tevsik edilmesi c)Noter tarafından düzenlenen satıĢ vaadi senedi ile zilyet adına tespit yapılır.
28) Zilyedin taĢınmaz malı kayıt sahibi veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dıĢı yolla iktisap etmesinde,muvafakat almadan adına tespiti yapılmasının Ģartları nelerdir? a)TaĢınmazı tapu dıĢı bir yolla iktisap etmesi b)Tapu dıĢı iktisabın -Kayıt maliki veya mirasçısı veya mümessilinin beyanı -veya herhangi bir belge -veya bilirkiĢi beyanı -veya tanık beyanı ila tespit edilmesi c)ayrıca nizasız(ÇekiĢmesiz) -en az on yıl müddetle zilyet bulunması halinde zilyet adına muvafakat alınmadan tespiti yapılır 29)Hangi hallerde kazandırıcı zamanaĢımı hükümlerine göre zilyet adına (zilyetliğin iktisap sebebine bakılmadan)tespit yapılır? -Kayıt sahibinin en az yirmi yıl önce ölmesi -Veya kayıt sahibinin en az yirmi yıl önce gaipliğine karar verilmiĢ olması -Veya tapu sicilinde malikinin kim olduğu anlaĢılamaması , hallerinden birinin bulunması Ģartıyla -Nizasız(ÇekiĢmesiz) -Fasılasız(Aralıksız) -Yirmi yıl müddetle -Malik sıfatıyla zilyet bulunulması durumunda zilyet adına tespit yapılır. 30) Tapuda kayıtlı olmayan taĢınmazlardan sulu toprakta 40,kuru toprakta 100 dönüme kadar bir veya birden fazla taĢınmazın zilyedi adına tespitinin Ģartları nelerdir? Zilyedin zilyet olunan taĢınmaz mala , -Nizasız(ÇekiĢmesiz) -Fasılasız(Aralıksız) -En az Yirmi yıl müddetle -Malik sıfatıyla zilyet olmasının, a)Belgelerle b)Veya bilirkiĢi beyanı c)Veya tanık beyanından en az biri ile ispat edilmesi gerekir. 31)Yukarıdaki miktarın üzerindeki kısmın zilyet adına tespit edilmesinin hangi belgelerden en az birisine dayandırılması gerekir? Tapuda kayıtlı taĢınmazın yukarda belirtilen miktardan fazla kısmının zilyet adına tespiti için yukarda belirtilen zilyetlik Ģartlarının ispatı ve delillendirilmesi ile birlikte; a)31.12.1981 tarihine veya daha önceki tarihlere ait vergi kayıtları b)Tasdikli irade suretleri ile fermanlar c)Muteber mütevelli;sipahi mültezim,temessük veya senetleri
121
d)Kayıtları bulunmayan tapu veya mülga hazinei hassa senetleri veya muvakkat tasarruf ilmuhaberleri e)Tasdiksiz tapu yoklama kayıtları f)Mülkname,Muhasebatı atika kalemi kayıtları g)Mubaaya istihkam ve ihbar hüccetleri h)Evkaf idarelerinden tapuya devredilmemiĢ tasarruf kayıtları 32)Tapulu taĢınmazların taksimi kimler arasında tapusuz taĢınmazlarda kimler arasında yapılır?Taksim hangi delillerle ispat edilebilir? Tapulu taĢınmaz malların taksimi kayıt malikleri veya mirasçıları arasında tapuda kayıtlı olmayan taĢınmazları taksimi ise zilyetleri arasında yapılır. Taksimin yazılı belge veya bilirkiĢi veya tanık beyanlarından en az birisi ile ispat edilmesi durumunda taksim veçhile zilyedi arasında yapılır. 33)TaĢınmaz malın ayrılması mümkün bir kısmı veya payının tapulu veya tapusuz yerlerde kısmi iktisabı mümkün müdür? Bu kanuna göre zilyet lehine kabul edilen sebeplerle mümkündür. 34)ĠĢtirak halindeki mülkiyette iĢtirakçilerden birinin veya bir kaçının diğer iĢtirakçi ve iĢtirakçilere devir temlikine göre tespit yapılabilir mi?hangi delillerle ispat edilebilir? Devir ve temlik mümkün olup tespit için devir ve temlik tapulu taĢınmazlarda yazılı bir belgeye,tapusuz taĢınmazlarda ise her türlü delille(belge veya bilirkiĢi veya tanık beyanı v.s.)ispatı gerekmektedir. 35)Ġfrazen taksim yapılabilmesi nasıl mümkün olur? Ġfrazen taksimlerde ifraz (ayırma) tarihindeki imar mevzuatı dikkate alınarak imar açısından mümkün ise buna göre iĢlem yapılır. 36)Kamu malları nasıl gruplandırılabilir? Kamu malları; a)Kamu hizmetinde kullanılan ve tespit ve tescile tabi kamu malları (hükümet,belediye,karakol binası,okul, hastane,çeĢme,mezarlık,park,bahçe,cami,resmi bina,v.s.) b)Kamunun yaralanmasına tahsisi edilen sınırlandırılmaya tespite tescili yapılmayan orta malları(Mera ,yaylak,kıĢlak,otlak,harman yeri,panayır yeri v.s.) c)Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ancak sınırlandırmaya tabi olmayan yerler.(dağlar,tepeler, kayalar,deniz,göl,nefir v.s.) d)Devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan ormanlar, olarak gruplandırılabilir. 37)Kamu hizmetinde kullanılan taĢınmaz mallar kimler adına tespit edilir? Kamu hizmetinde kullanılan,bütçelerinden ayrılan ödenek ve yardımlarla yapılan hizmet malları kayıt,belge veya özel kanunlarla veyahut bilirkiĢi beyanına göre; -Maliye hazinesi -Tüzel kiĢiliğe sahip kamu kurum ve kuruluĢu -Ġl tüzel kiĢiliği -Belediye -Köy tüzel kiĢiliği -Mahalli idari birlikleri tüzel kiĢiliği adına tespiti yapılır. 38)Orta malları nasıl ve hangi delillere göre sınırlandırılır?Sınırlandırmanın hükmü nedir? -Paralı veya parasız kamunun yararlanmasına tahsis edildiği -veya kadimden beri kamunu yararlandığı orta malları -Belgelerle (Tahsis belge ve kararları,kayıtları) -BilirkiĢi beyanı -Tanık beyanı ile ispat edilir. Orta malları sınırlandırılarak,yüzölçümü hesaplanır orta malları siciline yazılır.Sınırlandırma tescil mahiyetinde olmayıp(özel kanunlarındaki hükümler saklı kalmak kaydıyla)özel mülkiyete konu olamazlar. 39)Ġhya edilen taĢınmaz malların tespit Ģartları nelerdir? -Orman sayılmayan devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan -Bir kamu hizmetine tahsis edilmeyen
122
arazilerden emek ve masraf sarfı ile ihya edilerek tarıma elveriĢli hale getirilen taĢınmaz malların en az yirmi seneden beri nizasız fasılası ve malik sıfatıyla zilyedinde bulunduran zilyet veya halefleri adına tespit edilir.Bu Ģartlar oluĢmadığı takdirde hazine adına tespit edilir.Ġl,ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda ihya hükmü uygulanmaz. 40)Hangi mallar kazandırıcı zaman aĢıma yolu ile iktisap edilemez? -Orta mallar -Kamu hizmet malları -Ormanlar -Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup ta bir kamu hizmetine tahsisi edilen yerler. -Kanunların uyarınca devlete kalan mallar tapuda kayıtlı olsun veya olmasın kazandırıcı zaman aĢıma ile iktisap edilemez. 41)Tapuda kayıtlı taĢınmaz malların tespitinde takyit ve sınırlı ayni haklarla ilgili ne gibi iĢlem yapılır? Tapulu taĢınmazın ,zilyet lehine tespitinde kayıtta mevcut her türlü takyit ve haklar kadastro tutanağında belirtilerek yeni kütüklerine aynen geçirilir. 42)Muhtesat nedir?Nasıl iĢlem yapılır? Muhtesat taĢınmaz mal üzerinde malikinden baĢka bir kimse veya paydaĢlardan biri tarafından veya ona ait olan arazi üzerindeki bina tesisi v.b. Ģeylerdir. Muhtesatın cinsi,sahibi,ihdas tarihi ve iktisap sebebi tutanakta belirtilerek kütüğün beyanlar hanesinde gösterilir. 43)Tapu kayıtları ile diğer belgelerin kapsadığı yerin tayininde kayıt ve belgeler harita plan veya krokiye dayanmakta ise nasıl uygulama yapılır;? Harita plan kroki yerlerine uygulanması mümkün ise harita plan ve krokideki sınırlara itibar olunur. 44)Harita veya plan veya krokiye dayanmayan kayıtların tespitinde nasıl bir uygulama verilir? a)Harita plan veya krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar sabit olup mahalline uygulanabiliyor ise bu sınırlar içinde kalan yer bu sınırlar esas alınarak tespit yapılır. b) Harita plan veya krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar; -DeğiĢebilir ve geniĢletilmeye elveriĢli nitelikte ise kayıt ve belgelerdeki miktar esas alınarak -DeğiĢebilir ve geniĢletilmeye elveriĢli sınırlardaki taĢınmaz malların kayıtları fiziki yapıları ve konumları itibariyle belli bir yeri kapsıyorsa kayıt ve belgedeki sınır esas alınarak tespiti yapılır. 45)Hazinece özel kanun hükümlerine göre değiĢmez ve geniĢletilmeye elveriĢli olmayan sınırlarla miktar üzerinden satılan tefviz,tahsis veya parasız dağıtılan yerlerde çıkan fazlalık hakkında nasıl tespit yapılır? SatıĢ, tefviz,tahsis veya parasız dağıtılan taĢınmazın bu Ģekilde iktisap tarihinden itibaren on yıl geçmiĢ ise fazlalık miktarına bakılmaksızın KAYIT MALĠKĠ adına tespit edilir.Süre on yıldan az ise fazlalık hazine adına tespit edilir.Ancak bu Ģekilde meydana gelen fazlalıklar hakkında Ģartlar uygun bulunduğu takdirde bu kanunun 14. ve 17. madde hükümleri uygulanır. 46)Miktar fazlasının ifrazında nasıl bir yol izlenir? -Kayıt ve belgelerde yazılı miktara itibar edilmesinde kayıt ve belgeler geniĢletilmeye müsait sınır ihtiva ediyorsa o taraftan -değiĢmeyen veya geniĢletilmeye elveriĢli bulunmayan sınırlı kayıt ve belgeye göre yapılan tespitlerde miktara itibar edilmesi durumunda miktar fazlası zilyetçin göstereceği taraftan hazır değil veya kaçınıyorsa zilyet yararına uygun düĢen taraftan ifraz yapılır. 47)Evvelce kadastrosu yapılan yerlerde kadastro yapılabilir mi?YapılmıĢsa ne gibi iĢlem görür? Evvelce tespit,tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastro veya tapulaması yapılan (2613,5602,509,766,3402, Afet kadastrosu)yerlerin yeniden kadastrosu yapılamaz.Bu gibi yerler ikinci defa kadastroya tabi tutulmuĢsa,ikinci kadastro bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılır.Medeni kanunun 934. maddesine göre iĢlem yapılarak süresinde dava açılmadığı takdirde ikinci kadastro Tapu Sicil Müdürlüğünce Re‘sen iptal edilir. 48)Tapulama veya kadastro çalıĢmalarında tespit dıĢı bırakılan yerlerde hangi hallerde kadastro yapılabilir? Bu gibi tespit dıĢı bırakılan yerlerde -tapuda kayıtlı olan taĢınmaz mallar -kamu kurum veya kuruluĢlarına ait yerlerin kadastrosu talep halinde yapılır.
123
49)Kadastro çalıĢmaları baĢladıktan sonraki akit ve tescil iĢlemlerinde nasıl bir yol izlenir? ÇalıĢma alanında çalıĢmalara baĢladıktan sonra her türlü akit ve tescil iĢlemleri Tapu Sicil Müdürlüğünce o andaki kadastro tespit durumu Kadastro Müdürlüğünden sorularak alınacak cevaba göre iĢlem yapılarak kayıt örnekleri derhal Kadastro Müdürlüğünce gönderilir. Tapuda kayıtlı yerin tespiti kayıt sahibi veya mirasçılarından baĢkası adına yapılmıĢ ve kesinleĢmemiĢ ise ilgililer kadastro sonucu hasıl olacak kesin durumu kabul edeceklerini Tapu Sicil Müdürü huzurunda beyan ederek veya noterden düzenlenen belge ile baĢvurarak akit ve tescil talebinde bulunuyorlarsa,iĢlem Tapu Sicil Müdürlüğünce yapılır.Keyfiyet Kadastro müdürüne,dava açılmıĢsa Kadastro Mahkemesine derhal bildirilir. Ġhtiyat-ı tedbir,ihtiyati haciz gibi kararlarla ilgili talepler derhal Tapu Siciline iĢlenerek Kadastro Tutanağına da iĢlenmek üzere Kadastro Müdürlüğüne,dava açılmıĢsa Kadastro Mahkemesine bildirilir. 50)Teknik hatalar kadastro müdürlüğünce hangi hallerde ve nasıl düzenlenir? KesinleĢen kadastro parsellerinde;on yıllık zaman aĢımına bağlı kalmaksızın; -vasıf değiĢikliği, -Mülkiyet değiĢikliği dıĢında kalan; -Ölçü, -Veya tersimat -veya hesaplamalardan, doğan fenni hatalar,ilgililerin müracaatı üzerine veya Kadastro Müdürlüğünce resen düzeltilir.Tebliğ tarihinde itibaren 30 gün içinde Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açılmadığı takdirde düzeltme kesinleĢir.KesinleĢen karara göre paftalarında düzeltme yapılır.
SORULARLA KADASTRO BĠLGĠSĠ Bu bölüm kadastro teĢlilatının sitesinden alınmıĢtır.TeĢkilat ,bu soru-cevap bölümü ile ,vatandaĢlarımızı kadastro hakkında bilgilendirmeyi amaçlamıĢtır.Bizlerde bu soru-cevap bölümü ile, bu güne kadar anlatılan ve iĢlenen dersimizin genel bir değerlendirilmesini yapacağız.AĢağıdaki ………. Bölümlere sizce ekelenebilecek bilgileri yazınız. Ġyi çalıĢmalar…. Öğr.Gör.Ercüment AKSOY
Kadastro ne demektir ? Kadastro ; taĢınmazların sınırlarını ve maliklerini belirleyip tapu siciline kayıt çalıĢmalarıdır. Bir baĢka deyiĢle kadastro , tüm ülke sınırları içerisindeki taĢınmaz malların sınırlarını arazi ve harita üzerinde belirleyerek hukuki durumlarını tespit etmek ve iĢlemlerin kesinleĢmesi sonucunda Türk Medeni Yasasınca öngörülen tapu siciline tescil ederek hak sahiplerine tapu belgelerini verme iĢleminin bütünüdür ………………………………………………………………………………………………….. Kadastro kimler tarafından ve neden yapılır ? Kadastro Hizmetleri, 3402 sayılı kanun gereğince Kadastro müdürlükleri bünyesinde devlet memuru olarak görev yapan Kadastro Teknisyenleri ve kadastrosu yapılacak çalıĢma alanı içinde köy derneği veya belediye meclisince seçilen en az 3 bilirkiĢi ve muhtardan oluĢan ekip tarafından yapılır …………………………………………………………………………………………………. Kadastronun Amacı nedir? Kadastronun Amacı ; Tapu sicilini oluĢturarak ülkemizin kadastral topoğrafik haritasını oluĢturup, taĢınmaz mal mülkiyetinin tespiti ile tapusuz arazileri tapuya bağlamak ve eski tapulu olanların tapularını haritaya bağlayarak yenileyip, taĢınmaz mal mülkiyetini devlet güvencesine ve kayıt altına almaktır …………………………………………………………………………………………………. ………………………………………………………………………………………………….. Eski tapu belgeleri ile kadastro sonucu verilen tapu senetleri arasında ne fark vardır ? Eski tapu kayıtları genel olarak harita veya plana bağlı olmayıp, sınırları, mevki ve hudutlarında bulunan taĢınmazlar la belirlenebilecek bilgileri içeren kayıtlardı. Oysa Kadastro sonucu tanzim edilen tapu kayıtları, ölçekli haritalara ve aynı zamanda memleket koordinat 124
sistemine göre her kırık noktasının koordinatları ölçü ve hesap sonucunda belirlenen sayısal sisteme dayalı olup ihtilaf veya yer tespitleri esnasında Yönetmelikler çerçevesinde kesin olarak arz üzerinde sınırları belirlenebilecek nitelikte kayıtlardır. Bunun dıĢında Kadastro çalıĢmalarından sonra eski tapu kayıtları iĢleme tabi kayıt niteliğini kaybederler. Bunlara dayanarak tapu sicil müdürlüklerinde herhangi bir iĢlem yapılmaz. ve Kadastro tutanaklarının kesinleĢtiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra bu tapu kayıtlarına dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz. …………………………………………………………………………………………………. ÇalıĢma alanı sınırı ne demektir ? idari sınırdan farkı nedir ? Kadastro bölgesindeki her köy ile belediye sınırları içinde bulunan mahallelerin her biri kadastro çalıĢma alanını teĢkil eder. Bu alanı belirlemek için 3402 sayılı yasa uyarınca yapılan çalıĢmalar sonucunda kesinleĢen sınır, köy veya mahallenin çalıma alanı sınırıdır. Ġdari sınır değildir. Sınır belirleme iĢlemi önce kadastro ekibince yapılır ve belirlenen bu sınıra varsa itiraz, tebliğ ve ilan tarihinden itibaren yedi günlük süre içinde kadastro müdürlüğü nezdinde yapılır. Kadastro müdürü gerekmiyorsa zeminde inceleme yapmadan yedi gün içinde evrak üzerinde karar verir. Kadastro müdürü tarafından belirlenen sınır, ilgililere tebliğ edildikten sonra varsa yedi gün içinde kadastro mahkemesi nezdinde itiraz edilir. Kadastro mahkemesi bu itirazı duruĢma yapmaksızın15 gün içinde karara bağlar ve verilen karar nihaidir, temyize dahi tabi değildir. Oysa idari sınır, köy kanunu hükümleri gereğince belirlenir ve/veya değiĢtirilir. Ayrıca idari sınırı belirleyecek makam kadastro ekibi, kadastro müdürü veya kadastro hakimi olmayıp mülki idaredir ve idari sınırla ilgili davalar kadastro mahkemelerinde değil , genel mahkemelerde görülmektedir ve temyizi kabildir. Kadastro çalıĢmalarına baĢlandığında çalıĢma alanı sınırının halk tarafından idari sınır olarak algılanması ve diretmeler hem gereksiz yere zaman kaybı ve hem de bitiĢik köyler arasında gereksiz sorunların baĢlamasına neden olmaktadır ………………………………………………………………………………………………….. Her isteyen, taĢınmazına kadastro yaptırabilir mi ? Kadastrosu yapılacak alanlar nasıl belirlenir ? Ġsteğe bağlı Kadastro iĢlemleri ücrete tabi olup bir kısım koĢulların gerçekleĢmiĢ olması gerekmektedir. Bu koĢullar ; kadastrosunun yapılması talep edilen taĢınmazın bulunduğu bölgede kadastro çalıĢmalarının baĢlamıĢ olması, kadastro talebinin yatırım amaçlı olması ve birden fazla adayı kapsıyor olması ve ilgililerince tüm kadastro giderlerinin TKGM Döner Sermaye ĠĢletmesi hesabına yatırılmıĢ olması gerekmektedir. Genel uygulamada Kadastrosu yapılacak alanlar, çalıĢma alanı olarak tabir edilen yerlerde kadastro bölgesi bazında belirli bir sıra ve TKGM onayı ile yıllık çalıĢma programına alınmasıyla her yılın ilk ayında belirlenir ve çalıĢma bitiminde düĢük oran ve miktarlarla harç tahakkuk ettirilir.(2003 yılı itibariyle nisbi harç 4.640.000 tl dir.) ………………………………………………………………………………………………….. …………………………………………………………………………………………………... Kadastro ÇalıĢmaları alenimidir? Hak sahipleri çalıĢmalara katılabilir mi? Kadastro ÇalıĢmaları alenidir. ÇalıĢmalar esnasında hak sahipleri gerek sınırlandırmada ve gerek tespit esnasında hazır bulunabilir, belge ibraz edebilir ve tanık gösterebilir. Ġlgilisi olduğu arazinin durumu hakkında Kadastro ekibinden Ģifahi olarak bilgi alabileceği gibi bilgilendirme veya sorunu ile ilgili dilekçe yazarak kadastro müdürlüğü kanalıyla da bilgi alabilir ………………………………………………………………………………………………… …………………………………………………………………………………………………. Kadastro esnasında hak sahipleri taĢınmazın ölçümü veya tespiti esnasında hazır bulunmak zorunda mıdır ? Kadastro esnasında hak sahipleri taĢınmazlarının ölçü veya tespitleri esnasında hazır bulunmak zorunda değildir. TaĢınmazların sınırlandırma ve tespitleri Muhtar ve bilirkiĢi beyanları ve gerekli diğer belgeler vasıtasıyla da tespit edilebilir ancak hak sahiplerinin çalıĢmalara katılmaları durumunda hatalar en aza inebilecek, anında resmi yollar vasıtasıyla tespite katkıda bulunulabilecek ve aynı zamanda çalıĢmalara katılma halinde taĢınmaz 125
maliklerine tahakkuk ettirilen kadastro harcı oranı katılmayanlara nazaran daha düĢük olacaktır ÇalıĢmalarda kimlerin bilgilerine baĢvuruluyor ? Kadastro ÇalıĢmaları kadastro ekibi tarafından yapılmakta olup Kadastro teknisyenleri yeminli kadastro bilirkiĢileri ve muhtar beyanları doğrultusunda çalıĢma yapmaktadırlar. Ancak kadastro teknisyenleri muhtar ve bilirkiĢilerin bilgilerinin yetersiz olmaları durumunda tanık dinleyebilecekleri gibi belgeye aykırı beyanda bulunulması halinde bu beyanları dikkate almayıp belge doğrultusunda sınırlandırma ve tespit yapabilir ………………………………………………………………………………………………… BilirkiĢilere itiraz edilip bilirkiĢiliği kabul edilmeyebilir mi ? Kadastro bilirkiĢileri köylerde köy derneğince belediyelik yörelerde ise belediye meclisince salt çoğunlukla seçilir. Ġsteyen herkes aday olamaz. BilirkiĢi olarak görev yapabilmek için ; T.C. vatandaĢı olmak, 40 yaĢını bitirmiĢ olmak, Medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olmak, en az on yıldan beri o mahalle veya köyde ikamet ediyor olmak, zimmet, ihtilas, irtikap,rüĢvet, hırsızlık, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı bir suçtan hüküm giymemiĢ olmak ve okur yazar olmak Ģart koĢulmaktadır. Bu özellikleri taĢıyan her Türk vatandaĢı bilirkiĢiliğe aday olabilir ve seçilmesi halinde Kadastro Hakimi huzurunda yemin ederek göreve baĢlar. BilirkiĢilere göreve baĢlamadan önce yapacakları iĢler bir yazı ile tebliğ edilir ve yalan beyanda bulunmaları halinde yasal müeyyideler hatırlatılır. Görüleceği üzere BilirkiĢiler belli bir hassasiyetle göreve getirilmekte olup keyfi olarak veya Ģahsi nizalardan dolayı değiĢtirilmesi istenemez. Ancak bilirkiĢiler kendisine, eĢine, usul ve furuuna, kardeĢine, kardeĢinin çocuklarına ve eĢinin usul ve furuuna ait taĢınmazların tespitinde ve bu kiĢilerin hak iddia ettiği taĢınmazların tespitlerinde bilirkiĢilik yapamayacakları gibi tespiti yapılan taĢınmaz mal üzerinde hak iddia edenlerden herhangi biriyle arasında dava veya husumet bulunanlara ait taĢınmazların tespitlerinde bilirkiĢi olarak görev yapamazlar. Bu tür engellerin çıkması durumuna karĢılık yasal olarak her ekip için 6 bilirkiĢi seçilmektedir. Bununla beraber her tür iddia, idari veya adli yola iletilebilir …………………………………………………………………………………………………. ÇalıĢma alanı sınırı belirlenirken komĢu köy çalıĢma alanı içinde kalan taĢınmazlarda hak kaybı söz konusu mudur ? Kadastro çalıĢma alanı sınırı kadastrosuna baĢlanacak köy veya mahalle birimlerinin idari sınırı olmayıp adından da anlaĢılacağı gibi çalıĢma sınırlarını belirleyen bir iĢlemdir. Dolayısıyla çalıĢma alanı sınırı yeni bir hak doğurmadığı gibi var olan bir hakkın kaybına da neden olmaz. Bir baĢka çalıĢma alanında kalan araziler yine hak sahipleri adına tespit edilir. Herhangi bir surette çalıĢma alanıyla birden fazla parçaya bölünen taĢınmaz tescilden sonra ilgilisinin talebi üzerine büyük kısmın bulunduğu mahalle veya köye ait tapu kütüğü sayfasına iĢlenmek için birleĢtirilebilir. ………………………………………………………………………………………………… Eski tapu senetlerimi kaybettim. Sahibi olduğum yerler adıma tespit görür mü ? Kadastro çalıĢmalarına baĢlanmadan önce çalıĢma yapılacak köy veya mahalleye ait eski tapu kayıtları, vergi tahrir kayıtları ve son dönem emlak beyanları ile 31 aralık 1981 ve öncesine ait vergi beyanname örnekleri kadastro müdürlükleri tarafından ilgili kurumlardan alınarak kadastro ekibine teslim edildiğinden eski tapu kaydı veya vergi kaydı olan taĢınmazların maliklerinden bu belgelerin mutlaka ibraz edilmesi istenmez. Ancak ilgililerin hak kaybına neden olmamaları için ellerindeki tüm evrakı müspiteleri kadastro ekibine alındı belgesi karĢılığında veya bir dilekçe ile müdürlük vasıtasıyla ibraz etmeleri kendi yararlarına olacaktır …………………………………………………………………………………………………... BilirkiĢiler yanlıĢ ve eksik bilgi veriyorlar. Ne yapmalıyım ? Kadastro teknisyenleri sınırlandırma ve tespitlerde bilirkiĢi beyanlarına bağlı kalmak zorunda dır. Ancak bu beyanlar eldeki mevcut resmi belgelerle çakıĢıyorsa bu beyanlara bağlı kalmayıp belge doğrultusunda iĢlem yapabilirler. Yapılan tespit eğer sizce hatalıysa ve buna dair belgeniz varsa çalıĢma yapılan mahalle veya köyde iĢlerin tamamlandığına dair tanzim edilen tutanağın tarihinden önce kadastro komisyonuna itirazda bulunabilirsiniz. Belgenizin olmaması durumunda çalıĢmaların askı suretiyle tebliği süresince Kadastro Mahkemesine itiraz mahiyetli dava açabilirsiniz. 126
…………………………………………………………………………………………………. Kadastro iĢlemleri herhangi bir ücrete tabi midir ? Kadastro iĢlemleri harca tabi olup harç oranları ve asgari harçlar her yıl bütçe kanunu ile belirlenir. Harç hesaplamalarında son dönem emlak beyan değerleri veya olmaması halinde kadastro komisyonunca tespit edilen değer üzerinden hesaplanır. (2003 yılı asgari harç miktarı 4.640.000 Tl dir.) ………………………………………………………………………………………………….. Kullandığım taĢınmazlar tapusuz ve bir kısmına vergi beyanında bulunmadım. Ne yapmalıyım ? Kadastro çalıĢmaları esnasında sınırlandırma ve tespitler belgeli ve belgesiz olmak üzere iki Ģekilde yapılır. ÇalıĢmalarda öncelikle sınırlandırması yapılan taĢınmazın eski tapu kaydı olup olmadığı kadastro ekibine teslim edilen ve uygulamada birlik zabıt defteri dediğimiz eski tapu kayıtlarını içeren defterden muhtar ve bilirkiĢi beyanları yardımı ile araĢtırılır. Ġlgilinin tapu kayıt örneği ibraz edip etmediği incelenir. ġayet sınırlandırması yapılan yere ait tapu kaydı mevcut ise 3402 sayılı yasadaki tapuda kayıtlı taĢınmazların tespiti ile ilgili hükümler uygulanarak taĢınmazın tespit iĢlemi yapılır. Sınırlandırması yapılan taĢınmaza ait tapu kaydı bulunamamıĢ ise 3402 sayılı yasadaki zilyedlikle iktisab hükümlerine göre tespit yapılır. Bu hükümler genel itibariyle ; halen zilyed olunan taĢınmazın malik veya murislerinin en az 20 yıl süre ile nizasız ve fasılasız ve malik sıfatıyla zilyed olunma, bir çalıĢma alanında malikler itibariyle kuru arazide 100 sulu arazide 40 dönümü geçmeme, ve kullanılan taĢınmazın orta malı veya devletin hüküm ve tasarrufu altında olup bir amaç ve hizmete tahsis edilmemiĢ olması özetle zilyedlikle iktisaba elveriĢli taĢınmaz niteliğine sahip olma koĢullarıdır. Kadastro çalıĢmalarında vergi tahrir kayıtları ve vergi beyannameleri mülkiyeti belirleyici belgeler olmayıp zilyetlikle birleĢtikleri takdirde taĢınmazın miktarında esas alınacak belgelerdir. Bununla birlikte yukarıda izah edilen 40/100 dönümlük normların dikkate alınmasının gerektiği durumlarda miktar fazlası kısım çıkması halinde bu belgelerin varlığı yine miktar yönünden dikkate alınmaktadır. TaĢınmazın tapu veya vergi kaydının bulunmaması zilyed adına yazılmayacağı anlamına gelmez. ………………………………………………………………………………………………… Babamdan kalan taĢınmazlar mirasçıları adına tespit edilir mi ? Kadastro tespitleri esnasında faydalanılacak belgelerden biri de köy nüfus defteridir. TaĢınmaz malikinin ölü olması durumunda mirasçıları tarafından ( veraset ilamı gibi) herhangi bir belge ibraz edilmemesi durumunda köy nüfus defterinden faydalanılır defterde yazılı mirasçılar ile muhtar ve bilirkiĢi beyanları birbirini doğruluyorsa köy nüfus defterinde yazılı mirasçılar adına tespitlerin yapılması mümkündür. Aksi halde malikin ölü olduğu kadastro tutanağının edinme sebebi ve beyanlar hanesinde belirtilerek ölü malik adına tespit yapılır. Hisselendirme ve mülkiyet türü tespitinde medeni kanun hükümleri uygulanır ………………………………………………………………………………………………… Maliki olduğum taĢınmazlara ait vergi kayıtlarım var ancak miktarları eksik tespitleri nasıl yapılır ? Kadastro tespiti yapılan taĢınmaza ait vergi tahrir kaydı ve 1981 ve öncesine ait vergi beyannamesi mevcutsa ; muhtar ve bilirkiĢi, miktar fazlası kısmın zilyetlikle iktisaba elveriĢli yerlerden olmadığı ve taĢınmazda geniĢleme bulunmadığı yönünde beyanda bulunursa, fiili zemin durumu dikkate alınarak tespit yapılır ve miktar olarak vergi kaydı veya beyannameden fazla olanın miktarına uyularak miktar fazlası kısım 3402 sayılı yasanın 14.maddesine göre 40/100 dönüme kadar senetsizden verilir ve senetsiz defterine iĢlenir ………………………………………………………………………………………………… Babam 35-40 yıl önce taĢlık bir araziyi canlandırarak tarla haline dönüĢtürdü adıma yazılır mı ?
Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunup herhangi bir amaca tahsis edilmeyen yerler masraf ve emek sarfıyla tarım alanına dönüĢtürülmesi halinde en az 20 yıl süreyle nizasız ve malik sıfatıyla zilyed ve tasarruf eden adına tespit yapılır. Ancak bu miktar 3402 sayılı yasadaki 40/100 dönümlük normu aĢamaz ………………………………………………………………………………………………… Kadastro esnasında yerlerim yanlıĢ yazılmıĢ. ÇalıĢmalar Ģu an askı suretiyle ilan ediliyor ne yapmalıyım ? 127
Kadastro tespitlerine, 30 günlük askı ilanı süresi içinde kadastro mahkemesi nezdinde itiraz mahiyetli dava açılabilir. Bu dava için mutlaka kadastrosu yapılan köy veya mahallenin adli teĢkilatının bulunduğu yere gelmeye gerek yoktur. Bu dava Türkiye‘ nin herhangi bir yerinde bulunan sulh, asliye veya kadastro mahkemesi kanalıyla da açılabilir Kadastro esnasında yerlerim yanlıĢ yazılmıĢ. ÇalıĢmalar devam ediyor ne yapmalıyım? Yapılan tespit eğer sizce hatalıysa ve buna dair belgeniz varsa çalıĢma yapılan mahalle veya köyde iĢlerin tamamlandığına dair tanzim edilen tutanağın tarihinden önce kadastro komisyonuna itirazda bulunabilirsiniz. Belgenizin olmaması durumunda çalıĢmaların askı suretiyle tebliği süresince Kadastro Mahkemesine itiraz mahiyetli dava açabilirsiniz Kadastro esnasında yerlerim yanlıĢ yazılmıĢ. Ġlan süresince de farkına varamadığımdan yapılan tespitler kesinleĢmiĢ. Ne yapmam gerekiyor ? Kadastro tespitleri kesinleĢtikten sonra , kadastrodan önceki sebeplere dayalı olarak dava açma hakkı kesinleĢme tarihinden itibaren 10 yıl dır. Bu süreyi geçirmeden genel mahkemelerde (asliye ve sulh hukuk mahkemeleri) dava açmanız gerekmektedir. Aksi halde hak kaybına uğramıĢ olursunuz ………………………………………………………………………………………………… TaĢınmazımla ilgili daha önce dava açmıĢtım. Köyümüze kadastro girdi, davam nasıl etkilenir? Kadastro çalıĢmaları baĢlamadan önce çalıĢma alanının idari sınır olarak bağlı olduğu köy veya mahallenin yetki alanına giren mahkemelerden çalıĢma alanıyla ilgili kadastroyu ilgilendiren davaların listesi istenir. Bu listede belirtilen davalarla ilgili taĢınmazlar muhtar, bilirkiĢi, davalı veya davacı bilgileri ve gerektiğinde dava dosyası incelenerek tespit edilir. Davalı taĢınmaz davanın niteliğine göre mülkiyeti, sınırı veya yüzölçümü tespit edilmeden, taĢınmaz hakkındaki edinilen bilgiler kadastro tutanağının edinme sebebinde izah edilerek kadastro mahkemesine gönderilmek üzere davalı olarak tespit yapılır. TaĢınmazla ilgili tutanak ve diğer evraklar kadastro mahkemesine gönderilir ve hukuk mahkemesine de tutanak tanzim edilip kadastro mahkemesine gönderildiği yönünde bilgi verilir. Herhangi bir taĢınmazla ilgili kadastro tutanağı tanzim edildiğinde kadastro ile ilgili davalarda yetkili mahkeme kadastro mahkemesi olduğundan parselinizle ilgili dava halen görülmekte olan mahkemede tutanak tanzim edilinceye kadar devam eder bu tarihten sonra görev kadastro mahkemesinindir davanıza kadastro mahkemesinde bakılır …………………………………………………………………………………………………
Babama ait arsa üzerine ev yaptım. Ancak babam bu yerimin kendi adına tespit edilmesini istiyor. Evimin hukuki durumu nasıl tespit edilir ? Medeni Kanunun yürürlüğe girmesinden önce yer baĢkasının üzerindeki eĢya baĢkasının olabilecek Ģekilde tapu tesisi mümkündü. Medeni Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra bu ikili kullanıma son verilmiĢtir. Babanızın uygun muvafakati olmadan üzerin e bina inĢa ettiğiniz arsanın adınıza tespit edilmesi mümkün değildir. Ancak söz konusu parselin tapu kütüğünün beyanlar hanesine de iĢlenmek üzere arsa üzerindeki evin (muhdesat olarak) cinsi, kime ait olduğu ve iktisab sebebi açıklanarak kadastro tutanağının beyanlar sütununa belirtme yapılır. Ancak bu belirtme sürekli ve ayni bir hak meydana getirmez, fiili durumun belirtilmesi anlamını taĢır ………………………………………………………………………………………………… TaĢınmazımın yüzölçümü kadastro esnasında eksik hesaplanmıĢ. Düzeltilmesi mümkün mü ? 3402 sayılı yasa, evrakına aykırı olarak tescil edilen idaremizden kaynaklanan maddi hataları düzeltme olanağını mümkün kılmıĢtır. Bu çerçevede yapılacak incelemede hata olduğu iddia edilen parsele ait paftanın zemine uygunluğu belirlendikten sonra yapılacak hesaplamada yüzölçüm hatası tespit edildiği takdirde hata düzeltilerek ilgililere varsa itirazlarını tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde sulh hukuk mahkemesine yapabilecekleri belirtilerek tebliğ edilir. Ġtiraz süresi geçtikten sonra düzeltmeye itiraz mahiyetli dava açılmadığı yönünde sulh mahkemesinden yazılı bilgi alındıktan sonra düzeltme kesinleĢtirilerek fenni klasörü ve tapu kütüğü sayfasında gerekli düzeltme yapılır. Ġlgililerince dava açıldığı takdirde dava sonucuna göre iĢlem yapılır. Bu iĢlemler devam ederken tapu kütüğü sayfasına düzeltme iĢlemlerinin baĢlatıldığı yönünde belirtme yapılarak 3. Ģahısların bu düzeltmeden haberdar edilmesi sağlanır ………………………………………………………………………………………………… 128
Hangi tür taĢınmazlar zilyetlikle iktisab edilemez ? Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunup herhangi bir kamu hizmetine tahsis edilen yerler, ormanlar, orta malları, özel kanunlar uyarınca devlete kalan taĢınmazlar ile belediyelerin imar planları içinde bulunan sahipsiz yerler, çay-dere-ırmak yatakları imar-ihya suretiyle de olsa kazandırıcı zamanaĢımı suretiyle zilyetlikle iktisap edilemez ………………………………………………………………………………………………… Sulu arazi ve susuz arazi neye göre belirlenir ? Kadastro kanununda geçen sulu ve susuz arazi ; arazinin devlet tarafından sulanıp sulanmadığı yönü dikkate alınarak belirlenir(3083 sayılı yasa). Devlet tarafından sulanan arazi ―sulu toprak‖ , devlet tarafından sulanmayan arazi ―kuru toprak‖ olarak değerlendirilir -Aramızda düzenlediğimiz adi senetle yer aldım. Tespit kimin adına yapılır ? Satın aldığınız taĢınmaz tapuda kayıtlı ise ; -satıĢ tarihinden itibaren 10 yıl süreyle çekiĢmesiz ve aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet olmamanız halinde tapu kayıt maliki veya ölü ise mirasçılarının muvafakati aranarak, -satıĢ tarihinden itibaren 10 yıl geçmesi halinde ise kayıt malik veya mirasçılarının beyanı veya herhangi bir belge veya bilirkiĢi yahut tanık sözleriyle satıĢı ve en az on yıl süreyle çekiĢmesiz ve aralıksız malik sıfatıyla zilyetliğinizi ispat ettiğiniz takdirde muvafakat aranmadan bu belge veya beyan doğrultusunda, tespit adınıza yapılır. Satın aldığınız taĢınmaz tapuda kayıtlı değilse bilirkiĢi veya tanık beyanlarıyla doğrulanması halinde adınıza tespit görebilir. Aranızda düzenlediğiniz adi senedin doğruluğu yönünde farklı beyanların olması halinde bilirkiĢi beyanlarına itibar edilir …………………………………………………………………………………………………. …………………………………………………………………………………………………. ………………………………………………………………………………………………….
129
CUMHURİYETİN İLANINDAN GÜNÜMÜZE KADASTRO İLE İLGİLİ KANUNLAR
474
658 743
2613 5602 509
766 3402
Antalya 2001
AKDENĠZ ÜNĠVERSĠTESĠ TEKNĠK BĠLĠMLER MESLEK YÜKSEKOKULU HARĠTA-KADASTRO PROGRAMI
130
CUMHURİYETİN İLANINDAN GÜNÜMÜZE KADASTRO İLE İLGİLİ KANUNLAR ĠÇĠNDEKĠLER
-
GiriĢ
-
474
Elviye-i Selasiye Kanunu
-
658
Kadastro Kanunu
-
743
Türk Kanun-u Medenisi
-
2613 Kadastro Kanunu
-
5602 Tapulama Kanunu
-
509
Tapulama Kanunu
-
766
Tapulama Kanunu
-
3402 Kadastro Kanunu
-
Sonuç
-
Kanunlarla Ġlgili Tarihler
-
Sözlük
-
Kaynaklar
131
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi ÇalıĢmaları Osmanlı miri arazi sisteminin bozulması ve bu arazilerin mülk haline dönüĢümü sonunda Anadolu‘da bazı yerlerde büyük toprak sahipleri türemiĢti.Bu durum,bilhassa nüfus yoğunluğunun az olduğu yerlerde daha belirgindi.Ġmparatorluğun yıkılması,istiklal savaĢımızın kazanılması sonucu kurulan yeni Türkiye Cumhuriyeti bir çok meselelerle karĢı karĢıyaydı.Bunların bir kısmı yapılan inkilaplarla çözümlenmiĢtir.Ancak,toprak sorunları ve kadastrosunun çözümü uzun zaman gerektirdiği için belirli bir sonuca ulaĢılamamıĢtır.Bu dönemde yapılması düĢünülen en önemli iĢler,kadastro ve buna bağlı olarak toprak ve tarım reformu çalıĢmaları olmuĢtur.Bu çalıĢmalar kanunlar ele alınarak ,aĢağıdaki hiyerarĢide incelenmiĢtir.Kanunlar 474,658,743,2613,5602,509,766,3402 ‗dir. Bu notlar farklı birçok kaynaktan yararlanılarak oluĢturulmuĢtur.Bunlar,notların sonunda kaynaklar bölümünde belirtilmiĢtir.
474
Elviye-i Selasiye Kanunu
T.C‘nin kuruluĢundan sonra ilk kadastral nitelikli çalıĢmalar,1921 Moskova Türkiye sınırları içine alınan Kars,Ardahan;Artvin Ġlleri Ve çevresinde çalıĢmalar 10.04.1924 gün ve 474 sayılı Artvin,Ardahan,Kars vilayetleri kazaları ve Hopa Kazasının KemalpaĢa Nahiyesindeki Araziler Hakkında Kanun‖ uyarınca yapılmıĢtır.
AnlaĢması ile yapılmıĢtır.Bu ile Kulp,Iğdır Tasarrufa Ait
Bu kanunun 6.maddesi aĢağıdaki gibidir. ―Madde.6-Artvin,Ardahan,Kars illeri ile Kulp,Iğdır ilçeleri ile ve Hopa ilçesinin Kemal PaĢa bucağındaki bütün arazi ve gayrimenkul mallar bir özel kurul eliyle yazılır ve gelirleri ile değerleri usulen tahmin ve tayin edilir.‖ Kanun bu hükmü ile,o günün ihtiyaçlarına uygun bir kadastro öngörülmüştür.Taşınmazların mülkiyetleri belirlenecek,taşınmazların gelirleri ve değerleri tahmin ve tayin edilecek,taşınmazlar ölçülerek ve plana bağlanacaktır.Ancak,Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü bu çalışmaları,düzenlenmiş olması gereken planların birer örnekleri Genel Müdürlük merkez arşivinde bulunmadığından,kadastro niteliğinde kabul etmemektedir.Bu belgeler sadece anlaşmazlıkların çözümünde mahkemelere belge olarak sunulmaktadır.
658
Kadastro Kanunu
Tüm Türkiye sınırları içinde tam bir kadastro uygulaması gerçekleĢtirmek amacıyla 22.04.1925 tarih ve 658 sayılı kadastro kanunu çıkarılmıĢtır.Bu kanun ile Tapu Genel Müdürlüğü bünyesinde bir kadastro teĢkilatı kurularak,taĢınmaz malların mülkiyet ve sınırların belirlenmesi konum ve ekonomik durumlarına göre sınıflarının tesbit edilmesi amaçlanmıĢ ve kanuna göre sınıflarının tesbit edilmesi amaçlanmıĢ ve kanuna göre bazı büyük illerde çalıĢmalar yapılmıĢtır.Bu kanunun 1.maddesi,amaçlanan kadastronun ödevleri ve içeriğini Ģöylece belirlenmiĢtir: “Taşınmazlara ait hukuki işlemlerin yapılamasına ve belgelenmesine,taşınmazların geometrik konumlarını,yüzölçümlerini,mevkilerini,mevkilerini ve geometrik durumlarını 132
göstermeye;taşınmaz vergisinin belirlenmesine yarayacak defter ve belgelerin düzenlenmesi ve korunması....” Bu kanunun özellikle gerekçesi kadastrosunun amaç ve ödevlerine açıklık getirmektedir: ―TaĢınmazların sınırlarının belirlenmesi,taĢınmazlar üzerindeki haklar ve yükümlülükler ile her bir taĢınmazın konumuna ve ekonomik durumuna göre sınıfının tesbiti ve yazımı iĢlemi;devlet ile halk arasındaki karĢılıklı hak ve ödevlerin yerine getirilmesi bakımından büyük önem ve gereklilik kazanmıĢtır...‖ Kanunun gerekçesinde,kadastronun yararları aĢağıdaki gibi sayılmıĢtır: “Kadastro,taşınmazların yanlızca mali yönü ile vergi miktarını belirleyen bir kamu hizmeti olarak görülmemelidir. Kadastro: YerleĢme alanlarında ve tarımsal alanlarda yol,demiryolu,su kanalı,sanayi bölgelerinde ve belediye hizmetlerinde altlık olarak kullanılan, Devretme,ayırma,birleĢtirme,rehin verme,miras yolu ile bırakma,teminat,haciz vb.yollarla taĢınmaz üzerinde oluĢan değiĢiklik ve olayları izlemeyi amaç edinen, Her tür taĢınmazın,değerini belirlemeye altlık olan, Sosyal ve ekonomik her tür sorun ve yatırımlara altlık olan ve bu amaçla gereken bilgileri,mekanla iliĢkili bir kamu hizmetidir. Bu kanun tasarısının TBMM‘a incelenmesi sırasında kurulan Özel Kadastro Komisyonunda;kadastrom hakkında ilginç değerlendirmeler yapılmıĢtır; Kadastro harita ile yakında ilgilidir ve haritasız kadastro düĢünülemez. Kadastro,Avrupa‘da hemen hemen birbuçuk yüzyıl önce baĢlamıĢ ve taĢınmazlardan alınacak vergilerin adilane biçimde belirlenmesi,taĢınmazların tasarrufu iĢlemelerinin düzene sokulması ve güven içinde yürütülmesi,yol demiryolu,kanal yapımı,bataklıkların kurutulması,akarsu yataklarının düzenlenmesi,ormanlardan ve Hazine topraklarından en uygun ve ekonomik biçimde yararlanabilmesi,Ġmar planlarının hazırlanabilmesi ve imar uygulamasının sorunsuz gerçekleĢmesi,ve benzeri alanlarda kullanılmaktadır. Bu kanunda çağdaĢ çok amaçlı kadastro‘ya yönelik bir anlayıĢ görülmektedir.Kanunun gerekçesinde bu aĢağıdaki ifadelerden kolayca anlaĢılabilir; Kadastro,taĢınmazların yanlızca mali yönü ile vergi miktarlarını belirleyen bir kamu hizmeti olarak görülmektedir. Kadastro; o YerleĢme alanlarında ve tarımsal alanlarda yol,demiryolu,su kanalı,sanayi bölgelerinde ve belediye hizmetlerinde altlık olarak kullanılan, o Devretme,ayırma,birleĢtirme,rehin verme,miras yolu ile bırakma,teminat,haciz vb. yollarla taĢınmazlar üzerinde oluĢan değiĢiklikler ve olayları izlemeyi amaç edinen, o Her tür taĢınmazın değerini belirlemeye altlık olan, o Sosyal ve ekonomik her tür sorun ve yatırımlara altlık olan ve bu amaçla gereken bilgileri,mekanla iliĢkili biçimde verebilen bir kamu hizmetidir. Yukarıda açıklandığı gibi bu kanun çok kapsamlı konuları ihtiva etmiĢtir.Bu kanun 10 yıllık uygulaması sonucunda çıkarılan hukuki ve teknik konulara çözüm bulmak amacıyla 2613 sayılı kanun gelmiĢtir.
743
Türk Kanun‟u Medenisi
4 Ekim 1926 ‗da 743 sayılı ―Türk Kanun-u Medenisi‖ (Medeni Kanun) yürürlüğe girdi.Ġsviçre Medeni Kanunu(Code Civile) esas alınmak suretiyle hazırlanan bu kanuna göre,810 sayılı ―Senetsiz Mülklerin Senede Bağlanması ile ilgili Kanun‖ yürürlükten kalkmıĢ 133
ve eski tip arazi rejimi uygulamasına son verilmiĢtir.Böylece ―MECELLE‖ kaldırılarak,tek tip arazi ve rakabe (yalın,kuru.çıplak mülkiyet;sahiplik hali)ile tasarruf hakkını aynı elde toplayan mutlak mülkiyet esası getirilmiĢ oluyordu. Medeni Kanun‟un yürürlüğe girdiği sıralarda fiili tasarrufu ellerinde bulunduranların malik olacağı şüphesizdi.Ancak,bunu daha da sağlamlaştırmak için “iktisab-ı mürur-u zaman”(zaman aşımı yoluyla kazanma)müessesine başvurulmuştur.Böylece devlet,rakabe(yalın,kuru.çıplak mülkiyet;sahiplik hali) hakkında kesin olarak vazgeçilmiş oluyordu.Medeni Kanun‟un “ayni haklar”(eşya hukuku)bölümünün 618.maddesi mülkiyet hakkını açıklar.Buna göre,mutlak bir mülkiyet hakkı vardır.639.madde ise;”tapusuz araziyi nizasız fasılasız 20 yıl elinde bulunduran kimsenin bu araziye malik olacağı hakkındadır.Kanunun yürürlüğe girmesinden bu yana 20 yılı aşkın bir zaman geçmiş olduğu için artık miri arazi değil mülk arazi söz konusudur.O halde,yapılması düşünülen bir toprak reformu için miri arazi vasfının mer‟i(hükmü geçer)olduğunu iddia etmek ve hiçbir bedel ödemeden arazilere el koyarak toprağı olmayan çiftçilere dağıtmak hukuka aykırı olur.Bunu sağlamak,Medeni Kanun „un arazi ile ilgili hükümlerini inkar anlamına gelir.Bu durumda toprak reformunun yapılması öncelikle kamulaştırmayı ,kamulaştırma da kadastro‟yu gerekli kılmaktır. Medeni Kanun taşınmaz malların sınırlarını da belirtmiştir.Buna göre bir taşınmazın yatay ve düşey olmak üzere iki sınırı vardır.Bir araziye sahip olan,onun altına ve üstüne sahiptir.Bu,mülkiyetin düşey sınırıdır.Yatay sınırı ise,plan ve arazi üzerine konulmuş işaretlerle tayin edilir.(Md.644-645)
2613
Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu
658 sayılı kadastro kanununun 10 yıllık uygulaması sonucunda,bu Kanunun uygulaması sırasında karĢılaĢılan hukuki ve teknik sorunlara,edinilen tecrübeler ıĢığında çözümler getirmek üzere ve 1926 yılında kabul edilen Türk Medeni Kanunu ile 1930 yılında yürürlüğe konmuĢ olan Tapu Sicil Tüzüğüne uygun düĢecek bir Kadastro Kanun ‘nun çıkarılması düĢünülmüĢ ve 15.12.1934 günlü 2613 sayılı ―Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu ile yürürlüğe konulmuĢtur.26 Haziran 1987 gün ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu ile yürürlükten kaldıran bu Kanunun gerekçesi özet olarak aĢağıdaki gibidir: Avrupa,özellikle Ġsviçre ve Fransa kadastroları baĢlıca Ģu üç kısımdan oluĢmaktadır: -
Tahdit ve tahrir emlak, TaĢınmaz mal değer takdiri, Nirengi ve poligon tesisi ile bunlara dayalı arazi ölçümü.
TaĢınmaz mal değer belirleme iĢleri ile konuya iliĢkin kanunlar gereğince Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü ilgilenmektedir.Bundan dolayı kadastro kadastro ekiplerinin,yeniden değer tesbiti iĢleri ile uğraĢmaları ayrı bir emek ve masraf sarfına neden olacağından,kadastro rakiplerine bu konuya iliĢkin bir görev verilmemiĢtir. 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu,kadastronun amaç ve ödevleri 1.maddesinde Ģöylece belirlenmiĢtir. Madde.1- Kadastro,taĢınmaz malların hukuki ve geometrik durumlarını tesbit eder ve gösterir. Böylece,gerekçede açıklanan nedene uygun olarak,Türkiye kadastrosu taĢınmaz vergilendirmeye iliĢkin ödevlerini terketmiĢ ve sadece taĢınmaz taĢınmaz malların 134
mülkiyetlerini belirleme,sınırlandırma ve yazımı iĢlerini yürütür olmuĢtur.TaĢınmaz mal değerlerinin belirlenmesine iliĢkin ödevlerin kadastro dıĢında bırakılması,kadastronun hızlı ve ekonomik biçimde üretimi amacına yöneliktir.Ancak,Kadastrodan kopuk değer belirleme,taĢınmaz vergilendirmede olsun kamulaĢtırmada ya da tapu harçlarının belirlenmesinde olsun,sürekli doğan mali sorunların temel nedeni olmuĢtur. AĢağıdaki kanundan alınmıĢ olan alıntı,kanunun uygulamasını da açıklamaktadır. Bu kanunun amacı gayrimenkul malların hukuki ve hendesi vaziyetlerini tespit ile ―kadastrosunu‖çıkarmak, ayrıca Maliye Vekaletin için gerekli görülen yerlerin tapu tahririni yapmaktır,diyen kanun ayrıca aĢağıdaki bilgileri de içermektedir. Yukarıdaki açıklamanın, uygulamadaki ayrıntıları aĢağıda belirtilmektedir. Masrafların yüzde ellisi belediyelerince karĢılanan Ģehir ve kasabaların tapu tahriri ve kadastro iĢlemlerinin yapılmasına yasanın 6. maddesi uyarınca öncelik verilebilir.Bu yasanın ―tahdit‖ iĢlerini düzenleyen 15. ve izleyen maddelerinde gayrimenkuller üzerinde hak sahibi olanlarının haklarının, taĢınmazlarının sınırlarının ve diğer hususlarının , ―kadastro komisyonları postalarınca‖nasıl ve ne suretle saptanacağı açıklanmıĢtır. Kanunun 22. maddesinde komisyonun yapacağı iĢler açıklanmıĢtır.bu iĢlerden belli baĢları 22. maddenin (d) ve (e) bentlerinde , Ģöylece belirlenmiĢtir : Madde 22 (d) Gayrimenkul mal, tapu sicilinde ki sahibi varisleri namına kaydolunur.Bu Gayrimenkul üzerinde ayni veya Ģahsi bir hak mevcut ise veya aile yurdu tesis edilmiĢ ise keyfiyet sicile kayıt ve Ģerh tesis olunur. (e) Tefevvüz veya tedavül tarik ile temellük edile geldiği vesikalar ile yahut vukuf erbabının sözleri ile anlaĢılan gayrimenkul mallar, esasen tapu senedine bağlı olup olmadığına ve tasarruf müddetinin müruru zaman haddine varıp varılmadığına bakılmayarak sahii namına kaydolur. Bu kanun önemli bazı hükümleri de ―hükümetçe hudut üzerinden yapılmıĢ olan satıĢlarla― ilgili 23 maddesince açıklanmıĢtır.Bu maddede ―.....hükümetçe yalnız miktar üzerinde satılmıĢ ve kayıtlarında bu suretle gösterilmiĢ olan gayrimenkul malların miktarında zuhur edecek fazla kısım, yüzde onu geçmiyorsa zilyedi namına paranız kayd....‖olunacağı açıklanmakta ve ayrıca ―mübadil, muhacir mültecilere 1341 (1925) yılı muvazene-i Umumiye Kanunun 23. maddesinin (A) fıkrası mucibince topraksız halka tevzi ve tefviz ve temlik edilmiĢ olan gayrimenkul mallarda zuhur eden fazlalık bu hükümden müstesna olup bilmeseha taayyün edecek fazla miktar 1331 ve 1771 ve 1866 sayılı kanunlara göre muamele görmek üzere zilyedleri namına kayd...‖ hükmünü getirmiĢtir. Görüldüğü gibi ―Kadastro Tapu Tahriri Kanunu‖ da hazine taĢınmaz malları üzerinde mülkiyeti kazandırıcı özel bir yasadır. 2613 sayılı Kadastro Tapu Tahriri Kanununa göre tescil iĢlemlerini yürütecek teĢkilat, yasanın 9.maddesi ile baĢlayan ―birinci‖ faslında açıklanmıĢtır. 9.maddede, kadastro ve tahrir yapılmaya baĢlayan mıntıkalarda bu iĢlerin bir ―müdür‖ tarafından idare olunacağı ve 10. maddede bu müdürün baĢkanlığı altında bir komisyon kurulacağı ve 13.maddede her komisyon emrine lüzumu kadar tapu, fen memuru ve katiplerden kurulu‖postalar‖verileceği açıklanmıĢtır. 2613 sayılı kanunun 15. maddesi ile baĢlayan ―ikici faslı‖ ―tehdit‖ iĢlerine dairdir. Bu 15.maddede ve izleyen maddelerde kadastrosuna baĢlayan Ģehir, kasaba ve köylerin sınırlarının tayini iĢleri açıklanır, yasanın 10. maddesinde de gayrimenkul sahiplerine postalar tarafından beyannameleri dağıtılacağı ve bunların nasıl doldurulacağı ve ekleri belirtilir. Alakalılar tarafından doldurulan beyannamelerin postalar tarafından komisyona verilmesi üzerine bu komisyonlar tarafından yapılacak iĢler 22.maddede açıklanır.Bu maddeye göre komisyonca yapılan ilanlar üzerine, postalar tarafından dosyası ile beraber verilen beyannameler tetkik olunarak gayrimenkul mallar maddede tetkik olunarak gayrimenkul mallar maddede 6. bent içinde açıklanan sahipleri adına tapuya yakıt ve tescil olunurlar. Tapuya tescil iĢlemlerinin hangi hükümlere göre yapılacağı ve bu hususta komisyonun görev ve yetkileri yasanın 23,24,25, ve 26. maddesinde açıklanmıĢtır.komisyonların yapacakları bu ―tasarruf tetkikleri‖ ortaya çıkacak anlaĢmazlıkların halli 4. fasıl‘ın 27.maddesinde açıklanmıĢ 135
bulunmaktadır.Bu maddeye göre, kadastroyu ve tahriri ilgilendiren her türlü anlaĢmazlıklar kurulacak olan ―Kadastro Mahkemelerince‖ halledilecektir.bu mahkemeler 38. maddede belirtildiği gibi ‖veraset senedi‖ (mirasçı belgesi) vermeye de yetkilidirler. Ancak, 2613 sayılı kanun 12.maddesine dayanılarak kurulan bu ―Kadastro Mahkemeleri‖ bu 12.maddeyi yürürlükten kaldırılan 1.3.1950 tarihli 5572 sayılı yasayla iptal edilmiĢtir.Kadastro mahkemelerinin ortadan kaldırılmasıyla doğan boĢluk uzun seneler sürmüĢ ve 12 Mayıs 1966 gününde yürürlüğe giren 766 sayılı Tapulama kanunun 47. maddesiyle ―Tapulama Mahkemesi‖ adıyla kurularak görev ve yetkileri belirlenmiĢtir. Tapulama Mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde bu görevler genel mahkemelerce yürütülür. 2613 sayılı Kadastro Tapu Tahriri Kanunu taĢınmaz malların hendesi (geometrik) ve hukuki durumlarını tespit etmekle gerçekleĢtirmek istediği amaç, yasanın ―tasarruf tetkikleri‖ baĢlığı altındaki 22. maddesindeki hükümlerle gerçekleĢtirilebilir.bu madde 766 sayılı Tapu Kanunun 32. maddesi ile hemen hemen koĢut hükümleri kapsar. Tasarruf tetkikleri, yani 22. maddedeki komisyon, kadastronun hukuki ağırlığını taĢır ve tetkik bir iĢ olmakla beraber, hukuki sorunlara da çözüm getirmesi bakımından önemlidir. Son olarak yasanın 22.maddesinin b,c,d,e,f ve h bentlerinde gayrimenkullerin (taĢınmazların) ya komisyonlarca tayin olunan sahipleri namına ya devlet namına ―kayd‖ olunması Ģeklinde ifade olunan iĢlemi ―kadastro‖ bölgelerinde postaların tahdit ve komisyonların tasarruf durumu inceledikleri gayrimenkuller, ona iliĢkin haklarla birlikte ―tapu sicilindeki maliki namına tespit ve tescil edilir‖biçiminde ki kural bu yasanın esas amacını belirler. 2613 sayılı yasanın bir de tüzüğü vardır. Kadastro Tapu Tahriri Nizannamesi‖adını taĢıyan bu tüzüğün 25, maddesi devletin özel mülkiyetinde olmayan (yani hüküm ve tasarrufu altında olan yerler Bkz bu kitapta aynı madde) ham topraklardan veyahut taĢlık, pınarlıktan açılan yerlerin tescili ve yine devletin hususi mülkiyetinde bulunan araziden imar edilen yerlerin tescili için ve bu iĢlemlerin koĢulları hakkında açıklayıcı hükümler getirmiĢtir.
5602 Tapulama Kanunu 2613 ve Kadastro Tapu Tahriri Kanunu bütün ülke topraklarında uygulanmak üzere, köykent ayrımı yapmadan uygulanmak üzere hazırlanmıĢtır.ancak, kanunun uygulamada bulunduğu sürece il ve ilçe sınırları içinde kadastro yapımına öncelik ve ağırlık verildiği görülmüĢtür.uygulamanın kent topraklarına özgü kalması, çalıĢmaların yavaĢ yürümesi ve bunlara ek olarak ikinci dünya savaĢı sonrasında tasarımın önem kazanması üzerine, köy ve bucakların kadastrosunu yapmak üzere 15.3.1950.gün ve 5602 sayılı Tapulama Kanunu yürürlüğe konulmuĢtur. Bu kanun gerekçesinde, kanun amaç ve ödevleri ile ilgili aĢağıdaki görüĢlere yer verilmiĢtir. Medeni kanunumuzun uygulama tarihinden bu güne (1950) kadar yirmi yılı aşan bir zaman geçtiği halde özel ve tüzel kişilerin tasarrufları altında bulunan ve sayılar 30 milyonu aştığı taşınmazların anılan kanun amaçladığı biçimde ve anlamda tapu sicilleri henüz oluşturulamamıştır. Hukuk hayatımızda büyük bir atılım olan Medeni Kanunumuz tapu sicillerini, Ayni haklar (eĢyaya iliĢkin haklar) için en büyük güvence saymıĢ, Tapu sicilinde kayıtlı olan taĢınmazlar için zaman aĢımı kabul etmemiĢ, Tapu memuru huzurunda ve resmi senet düzenlenmedikçe, mülk edinme hükümsüz kabul edilmiĢ, 136
TaĢınmazlar üzerinde haciz borçların zaman aĢımı nedeni ile düĢmesini önüne geçilmiĢ, Bütün ayni hakların ancak tapuya tescil sonucu kazanılması, Sicillerde oluĢacak hatalardan devletin sorumlu olması esas ve ilkeleri altında düzenlenmiĢtir. Medeni Kanunumuz, sınır anlaĢmazlıklarında planı esas aldığı halde,halen sınırlı sayıda kadastrosu yapılmıĢ Ģehir ve kasaba merkezleri dıĢında, taĢınmazların plan ve paftaları olmadığı gibi, malikini, intifa hakkı sahibini, taĢınmazın lehinde ve aleyhinde olan geçit haklarını ve taĢınmaz yükümlülüklerini tapu kütük ve belgeleri de mevcut değildir. Bu gün vatandaĢların tasarrufların altında buluna taĢınmazların % 60 dan tapusuz tasarrufları altındadır. Tapu da kayıtlı olanlar ise, değiĢiklikler izlenmediğinden hukuki değerlerini kaybetmiĢlerdir. VatandaĢlar arasında vuruĢmaya kadar varan taĢınmaz anlaĢmazlıklarının nedenini, vatandaĢlar için güven verici tapu kaydı olmamasında aramak yerinde olur. Gerekli Türk Medeni Kanununa ve gerekse Tapu Sicil Kütüğüne göre : mülkiyet hakları irtifak (yükümlenim, geçit) hakları ve taĢınmaz yükümlülükler, diğer Ģerhler ve kısıtlamalar, tedbir karaları, hacizler, tesisler vb. gerek geçici gerekse sürekli nitelikte bulunan ve kamu düzenini korumak amacıyla kanunların açıkça gösterdiği hak ve menfaatler, tapu siciline kaydedilmek suretiyle ve devlet sorumluluğu altında korumak istenmiĢtir.‖ Tapulama Kanunu gerekçesinde kadastronun yararı üç grup altında toplanarak aĢağıdaki gibi açıklanmıĢtır : a) Toplumsal yarar Bugün istatistikler göstermektedir ki, halk arasında oluĢan anlaĢmazlıkların çoğu, taĢınmaz mülkiyetinden ve buna ait hakların kullanılmasından doğmaktadır.esaslı planlara dayanan sınırlandırmalar karĢısında iki tarafında kendisini haklı görmesine imkan yoktur. AnlaĢmazlıklar karĢılıklı patlamaları, sürekli kin ve düĢmanlıkları kamçılamaktadır.hukuki olsun cezai olsun mahkemelere aktarılan olaylar ekonomik alanda da kendisini göstermekte vatandaĢlar iĢlerinden ayrılarak mahkeme koridorlarında vakit kaybetmektedirler. Bütün bu sakıncaları önlemek,ancak kadastronun ülke ölçüsünde gerçekleĢtirilmesine bağlıdır. b) Ekonomik yarar Ülkede büyük ölçüde taĢınmaz serveti vardır.Medeni Kanunumuz, taĢınmaz mallar karĢılık gösterilerek tedavülü düzenlenmiĢ olmasına rağmen, kadastro yapılmamıĢ olması nedeniyle Medeni Kanun bu hükümleri güvenli ve serbest bir uygulamaya konu olmamıĢtır.kredi sisteminin temelini kadastro oluĢturmaktadır. Kadastro sonrası oluĢacak tapu sicilleri sayesinde taĢınmaz mallara tedavül gücü kazandırılabilir. c) Mali yarar Ülkede uygulanan bir çok vergiler kadastral verilere dayanmaktadır.bina, arazi ve buna ek vergiler, kazanç vergileri vb. taĢınmazın gelirine dayanmaktadır.bir mali reform biçiminde ele alınan ve üzerinde incelmeler yapılan Gelir Vergisinin, kadastrosu tamamlanmıĢ bir ülkede baĢarı ile uygulanması çok zordur. 137
Gelir vergisi sistemine girilmesi bir zorunluluk olduğuna göre kadastro çalıĢmalarının bir an önce sonuçlandırılması, vergilerin gelirle orantılı ve adilane toplanmasında baĢlıca neden olacaktır. Bundan baĢka kadastro çalıĢmaları sonucunda kanunlar ve anlaĢmalar gereği hazineye ait olan ve fakat haksız olarak Ģunun bunun elinde bulunan bir çok taĢınmaz malın ortaya çıkması mümkün olacak ve bu durumda ayrıca hazineye gelir getirilen bir sonuç sağlayacaktır‖ 5602 sayılı Tapulama Kanunu „ nun hazırlanıĢ gerekçesinde bazı ilginç bölümlerde aĢağıdadır: “........... Hukuk hayatımızda bir çok atılım yaramıĢ olan Medeni Kanunumuz tapu sicilleri ayni haklar için en büyük güvence saymıĢ ve itibarla ; -
tapu sicilinde kayıtlı taĢınmaz mallar için zaman aĢımı olmayacağı,
-
taĢınmaz mallar üzerindeki ipotek-haciz borçlarının zaman aĢımı nedeniyle düĢmesinin önüne geçileceği
-
tapu memuru önünde ve resmi senet düzenlenmedikçe taĢınmaz malın mülkiyetini edinene iliĢkin tasarrufların hükümsüz olacağı,
-
bütün ayni hakların ancak tapuya tescil ile kazanılabileceği,
-
tapu sicillerinde oluĢacak yanlıĢlıklardan Devletin sorumlu olacağı, esas ilkelerini getirmiĢtir.
Medeni Kanunumuz, sınır anlaĢmazlıklarında kadastro planı esas alınmıĢtır . Bunlardan baĢka, yurttaĢlar arasında vuruĢmaya kadar varan taĢınmaz mal anlaĢmazlıklarının nedenini, güven verici bir tapu kaydının olmamasında aramak yerinde olur. 1950 yılında başlayan tapulama çalışmalarında edinilen tecrübeler ışığında ve uygulamalar sırasında karşılaşılan sorunlara daha uygun çözümler bulmak amacıyla, 1964 yılında 509 sayılı Tapulama Kanunu, bu kanun Anayasa Mahkemesince şekil yönünden iptal edilmesi üzerine, aynı hükümlere sahip 766 sayılı Tapulama Kanunu 1966 yılında yürürlüğe konulmuştur.766 sayılı Tapulama kanunu 26 Haziran 1987 gün ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu ile yürürlükten kaldırılmıştır. Bu tarihsel süreç,bundan sonraki konularda ayrıntılar ile açıklanmıĢtır.
766
Tapulama Kanunu
766 sayılı Tapulama Kanunu ile çok önceki yılardan baĢlayarak:24 Nisan 1926 günlü 810 sayılı Hakkı karar ve senetsiz Tasarruflara Dair Yasa;501 sayılı T.B.M.M kararı;hukuki Kıymetlerini KaybetmiĢ Gayrimenkullerin Tasfiyesine Dair 1515 ve 5519 sayılı kanunlar,2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu;bu kanun bazı maddelerini değiĢtiren 6091,6335,6383 sayılı kanunlar ve 17.07.1964 günlü,509 sayılı kanunlar,ülkemizde eski devirlerden bu yana süre gelen tapusuz tasarrufları önlemeye ,taĢınmaz mal tasarruflarındaki düzensizliği gidermeye ve bunlara sağlam bir düzen vermeye ve nihayet tapusuzluk problemi çözmeye yetmemiĢtir. 138
766 ‗dan önce 810,501,1515,5519,2613
6091,6335,6383,509
Daha sonra da 16.11.1965‘de 509 sayılı Tapulama Kanunu‘nun tümü Anayasa Mahkemesinin E.1964/38,K.1965/59 sayılı kararıyla Ģekil yönünden (12 Mayıs 1966 tarihine kadar yürürlükte kalmak kaydıyla) Ġptal edilmiĢtir.Bunun yerine kanun koyucu,yürürlük tarihini 99.maddesiyle 12 Mayıs 1966 olarak saptadığı,28 Haziran 1966 günlü,766 sayılı yeni bir ―Tapulama Kanunu‖yürürlüğe koymuĢtur. Not: 509 16.11.1965‘de Anayasa mahkemesi iptal etmiĢtir. √
Ġptal‘e rağmen 12 Mayıs 1966‘ya kadar yürürlükte kalması kararına varıldı.
√
28 Haziran 1966‘da yürürlüğe konuldu.
Daha sonrada 16.11.1965`de ,509 sayılı Tapulama Kanununun tümü Anayasa Mahkemesinin E.1964/38,K.1965/59 sayılı kararıyla Ģekil yönünden (12 Mayıs 1966 tarihine kadar yürürlükte kalmak kaydıyla ) iptal edilmiĢtir. Bunu yerine kanun koyucu , yürürlük tarihini 99. maddesiyle 12 Mayıs 1966 olarak saptadığı , 28 Haziran 1966 günlü 766 sayılı yeni bir ―Tapulama Kanununu‖ yürürlüğe koymuĢtur. 766 sayılı Tapulama Kanununun amacı ve uygulama alanı 1. maddesinde Ģöyle belirlenmiĢtir: ―Tapulamaya baĢlandığı tarihte il ve ilçelerin merkez belediyeleri sınırları dıĢında kalan gayrımenkullerden tapusuz olanlarını bu kanun hükümlerine göre tapulamak ve tapulu olanlarında kayıtlarını bu kanun hükümlerine göre yenilemek sureti ile kadastro planları tanzim ve tapu sicilleri tesis olunur. Bu kanunun tanzim ettiği idari ve kazai faaliyetler kanunun Ģümulu içinde bulunan bütün gayrimenkuller hakkında kadastro planlarının tanzimini , hak sahiplerinin doğru olarak tayinini ve tescile tabi gayrımenkullerin sicil harici bırakılmamasını istihdaf eder. Bu 1. amaç maddesinin temel unsurları (öğeleri) Ģunlardır. - Tapulama Kanunu uygulama alanı il ve ilçelerin merkez belediye sınırları dıĢıdır (yani köyler , kırsal alanlardır) il ve ilçelerin merkez belediyeleri sınırları içindeki kadastro planlarının tanzimi ve tapu sicillerinin tesisi 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri kanunun hükümleri ile sağlanır. Yine Tapulama Kanununun 97. maddesi ayrıcalık getiren hükümleri ile , bu kanundaki 33 ve 42. maddelerin, genel hükümlere göre açılmıĢ ve açılacak davalarla , 2613 sayılı kanuna göre yürütülen kadastro muamelelerinde uygulanabileceği öngörülmüĢtür. - Yasa uygulama alanı içindeki yerlerdeki gayrımenkullerden ; tapusuz olanların tapulayacak (Md.33), tapulu olanlarında kayıtlarını ―yenileyecektir‖tir.(Md.32) -Böylece yasa hak sahiplerini doğru olarak saptayacak, -Tescile tabi gayrımenkullerin sicil dıĢı bırakmayacaktır. Tapulama Kanunu 1. maddesi ile baĢlayan birinci bölümde ―Umumi Hükümleri‖ni, 5. ,,maddesi ile baĢlayan ikinci bölümde ―TeĢkilat‖ı , 10. maddesi ile baĢlayan üçüncü bölümde ―Hazırlık iĢlemlerini‖ ,20. maddesi ile baĢlayan dördüncü bölümde ―Tespit ĠĢlerini‖ hükümlere bağlamıĢtır. Bu dördüncü bölümün en önemli maddesi; plan ve kütüklerin tanzimi ve tapulama senetlerinin verilmesi ile ilgili 30. maddesidir. Ancak tapulama iĢlerinin tekniğini görebilmek, 139
tescil iĢlerinin mekanizmasını izleyebilmek için 766 sayılı kanunun daha önceki birkaç maddesine değinmek gerekir. Gayrımenkuller üzerindeki hakların ve hak sahiplerinin tayin ve tespiti , yasanın 21. maddesinde açıklandığı üzere tapulama teknisyeni ve yardımcısı tarafından , önceden belirlenmiĢ bir günde mal sahipleri ve sair alakalılar ve yasayla belirtilmiĢ yetkililer muvacehesinde yapılır. Tapulama teknisyeni ve yardımcısı , hak sahipleri tayin edilmiĢ olan parselleri ölçer veya hava fotoğraflarına iĢaretler. Teknisyen ve yardımcısı elde ettikleri bütün verileri, bilgileri, kanaatlerini de bir ―tutunağa‖ yazarlar.(Md.23). Böylece her tapulama birliğindeki ―tapulama iĢi‖ bitiminde teknisyen ve yardımcısı gayrımenkullerin parsel numaralarına göre (itirazlı olanları da göstererek ) iki nüsha cetvel ile birlikte ―tapulama müdürüne‖ verirler.(Md.24). Tapulama müdürü tapulaması biten birliklerde mevcut gayrımenkullerin tespit durumunu vs. gösteren bir cetvel hazırlayarak yasada bildirilen yerlerde (30) gün süreyle astırır ve itirazı olanların ―bu müddet içinde‖ tapulama müdürlüğüne müraacat etmelerini ilan eder (Md.26). Tapulama teknisyeni ve yardımcısı tarafından tanzim edilen ―tutanaklar‖ iki yoldan kesinleĢir: 1. 26. maddesindeki (30) günlük askı süresini yani ―itiraz süresi‖ itirazsız geçmiĢse , itirazsız olan tapulama tutaklarına ait tespitler kesinleĢir ve ―tapulama müdürünce‖ tasdik edilir.(Md.27). 2. (30) günlük itiraz müddeti içinde itiraz edilen tutanaklar tapulama müdürünün balkanlığında kurulan ―tapulama komisyonu‖ tarafından tahrik ve tetkik edilerek üç ay içinde (Md.29) karara bağlanır. Tapulama komisyonunun bu kararına (30) gün içinde alakadalarca ―tapulama mahkemesi‖nde dava açılmadığı takdirde ―komisyon‖ kararı kesinleĢir‖ (Md.28,fk.5) Ġtiraz komisyonları tarafından , itirazlı tutanaklar hakkında alınan kararların itiraz eden ile lehine tapulama tesbiti yapılana tebliğinden sonra ,bunların (30) gün içinde ―tapulama mahkemesinde‖ dava açmaları halinde ―tapulama tutanağı ve ekleri tapulama hakimi‖ tarafından celp olunur, (yazı ile getirtilir) ve ihtilaf (itiraz konusu) bu mahkemece karara bağlanır. (Md.30 fk.4) Ġtiraz komisyonu ,itirazın mahiyetine göre kendisini yetkili görmediği kararına varırsa , bu durumda da müdür itirazlı tutanaklar hakkında karar alınmak üzere bunları derhal tapulama mahkemesine tevdi eder.(verir). 766 sayılı ―Tapulama Kanunu‖nun yukarıda açıklanan maddeleri uyarınca yapılan ―tapulama iĢlemleri‖ tamamlandıktan sonra , yukarıda sözü geçen 30. maddeye göre ― plan ve kütükler‖ düzenlenir ve ―tapu senetleri‖ verilebilir. 30. maddenin önemli hükümleri Ģunlardır: ―Tapulama müdürü tarafından tasdik edilen tutanaklarla , tapulama komisyonlarının kesinleĢen kararlarına ait tutanaklar , birlikler itibarıyla parsel numarasına göre ve tutanakların tasdik tarihi; tescil tarihi olarak gösterilmek sureti ile tapu kütüklerine geçirilir... Tutanaklar tapu kütüğüne geçirildikten sonra çaplı tasarruf vesikaları veya çapları ayrıca verilmek üzere ―tapu senetleri‖ alakalılarına dağıtılır ve kütüklerle tutanaklar ... mahalli tapu idarelerine devir ve teslim edilir...‖ 766 sayılı Tapulama kanununun yukarıda açıklanan hükümleri uyarınca yapılan tapulama iĢlemlerine dayanarak tesis olunan tapu sicillerinin hukuki kıymeti ve sukutu hak müddeti (hakkı düĢürücü süre) yasanın 31. maddesinde açıklanmıĢtır: 140
31. Madde Ģöyledir: Tapulamaya müsteniden tesis olunan tapu sicilleri aksi aksi hükmen (mahkeme kararıyla) sabit oluncaya kadar , muteberdir. Bu sicillerde belirtilen haklara tescilleri tarihinden itibaren on sene geçtikten sonra , tapulamaya takaddüm eden (önceki) sebeblere dayanılarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.‖ Kanun koruyucu bu madde ile , tapu sicillerine bir güvencelik sağlamak gayesini gütmüĢtür. Tapulama Kanununun 31. maddesindeki bu ―on yıllık hak düĢürücü‖ süre tapulama iĢlemine dayanan tescilleri oluĢturan sebepler için söz konusudur. Tapulama iĢlemine dayanan tescilden sonraki hukuki iĢlemler nedeniyle ortaya çıkacak uyuĢmazlıklar genel hükümlere göre çözülecektir.(Bkz.Tapu Sicilinin tashihi Davası) 766 sayılı Tapulama Kanunu‘nun en önemli hükümleri de ―Mülkiyet Hakkının Tesbitindeki Esaslar‖ baĢlığı altında yer alan 32,33 ve izleyen maddelerini kapsayan 5. bölümüdür. Tapulamada, gayrimenkullerin mülkiyet hakkının tespitinde, gayrimenkullerin tapuda kayıtlı olması, veya tapusuz olmaları göz önünde tutularak, ayrı madde hükümleri uygulanır. Mülkiyet hakkının tesbitinde, tapuda kayıtlı gayrimenkuller hakkında uygulanacak hükümler 766 sayılı yasanın 32. maddesinde açıklanmıĢtır. Bu maddenin önemli hükümleri Ģunlardır: Madde 32- “Gayrımenkul tapuda kayıtlı ise: a) Bu konuda zilyed lehine mevcut hükümler mahfuz kalmak Ģartıyla, kayıt sahibi, kayıt sahibi ölmüĢ ise mirasçıları adına...tesbit edilir...intikal iĢlemi ibraz edilecek belgeye istinatla (Bu belge ya ― Muhtarlık Kanunu‖nun 3. Maddesi, 12. Bendi uyarınca mahalle veya köy muhtarlıklarınca verilmiĢ veya verilecek ―mahalle veya köy ilmühaberler‖dir yada mirasçılarca sulh hukuk hakimliğinden alınan ―veraset‖ ilamıdır) henüz kütükler tapuya devredilmemiĢse tapulama müdürü, devr edilmiĢ ise tapu dairesi tarafından yapılır.‖ Bu 32. Madde,2613 sayılı kadastro ve Tapu Tahiri Kanunu‘nun 22. Maddesi hükümlerine koĢuttur.: ―Kayıt sahibi veya mirasçılardan baĢkası zilyed bulunuyorsa ... zilyed adına tesbit olunur‖. Ancak, zilyed adına tesbit yapılabilmesi için: - Ya kayıt sahibi veya mirasçıların tapulama teknisyeni ve yardımcısının huzurunda açık muvafakatda bulunmaları; - Veya noter tarafından tesbit ve tevsik edilen muvafakat beyanı Ģarttır. Bu durumda göz önünde tutulması gereken husus, muvafakat beyanıdır.: ―Noter önündeki muvafakat beyanının ―tapulama tesbiti sebebiyle ― ve ―zilyed lehine‖ yapılmıĢ olması gerekir. Tapulama tesbitinden çok önce ve satıĢ anlamına gelecek nitelikte sayılan beyan, tescile muvafakat anlamında değil 32/C bendine iliĢkin hukuki bir durumdur.‖ Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 23.2.1966 gün , E1965 /517,K.1966/953 sayılı kararı. 32. maddenin (c ) bendi Ģu hükmü içerir: ― Kayıt sahibi veya mirasçılardan baĢkası zilyet kayıt sahibinden veya mirasçılarından veyahut bunların mümessillerinden gayrı resmi surette temellük eğittiğini , bunların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkiĢi veyahut sabit sözleriyle tevsik ettiğini ve ayrıca en az on sene müddetle zilyet olduğu takdirde , zilyet adına tespit olunur‖. Burada dikkatle üzerinde durulması gereken husus , kayıt maliki veya kanuni kanuni halefleri veya temsilcilerinin noter tarafından tespit edilerek belgelenen ―tespite muvafakad beyanlarının‖ geçerliliklerine iliĢkin Ģartlardır. ―Tespite muvafakat beyanı‖ tapulama teknisyeni ve yardımcısı önünde yapılmıĢsa sorun yoktur. Ancak , bu beyan tapu dairesi dairesi dıĢında yapılmıĢsa (Yani noter huzurunda) gayrımenkul maliki veya mirasçıları veya kanuni yetkili temsilcileri arasında ―akdi bir iliĢkinin ― bulunması gereklidir. Ziyedin edinme iddiası ― böyle bir iliĢkiye dayanmıyor veya‖tapu dıĢı (gayrı resmi) akit‖ yetkili olmayan temsilciler ile yapılmıĢ ise , zilyedlik bir edinme nedeni olamaz . ―Veli velayeti altındaki kimsenin malını ―bağıĢ yolu ile‖ baĢkasına geçiremeyeceğinden (MK.Md.2699-392) zilyedin iktisap iddiası kabul edilemez‖ Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 18.6.1970 günü , E1970/3516,K.1970/3766 sayılı kararı. 141
32,Maddenin (c) bendine göre yapılacak tespit sırasında,satıĢ vaadine dayanan zilyedlik süresi on yılı doldurmamıĢ ise, zilyed adına yapılacak tesbit, kayıt malikinin veya kanuni ve yetkili haleflerinin ―muvaffakatına‖ bağlı tutulur. Eğer ,zilyedlik satıĢ vaadi sözleĢmesinden önce baĢlamıĢ ve böylece tesbit tarihinde ―on yıllık süre dolmuĢ‖ ise, satıĢ vaadi sözleĢmesinin tarihine nazaran on yıllık sürenin dolmamıĢ olmasının zilyed adına tesbite engel olmayacağı kabul edilmektedir. 766 sayılı tapulama kanunu‘nun 32. maddesinin (6) ve son bendi, tapuda kayıtlı gayrımenkul üzerindeki mülkiyet hakkının tesbiti koĢullarını Ģöyle belirlemektedir: ―Kayıt sahibi 20 sene evvel vefat etmiĢ yahut gaipliğine hüküm verilmiĢ veyahut tapu sicilinden malikin kim olduğu anlaĢılamamıĢ ise, nizasız ve fasılasız yirmi sene müddetle ve malik sıfatıyla zilyed bulunan kimse adına tesbit olunur‖. 32. Maddenin bu bendi, Medeni Kanunun 639.Maddesinin 2.Fıkrasında açıklanan ―fevkalade müruzaman‖ ile ilgili hükümlere koĢut bulunmaktadır. Tapulama Kanunu‘nun en önemli maddesi ―mülkiyet hakkının tesbitindeki esaslar‖ baĢlığını taĢıyan 5. Bölümünün 33. maddesidir. Bu maddenin hükümleri, kanunun amacına sadakatla bağlı kalmayarak uygulandığı taktirde, kötü sonuçlar doğurabilecek bir spekülasyon konusu olabilir. 766. sayılı kanunun 33.Maddesi, 19.7.1972 günlü ve 1617 sayılı ―Toprak ve Tarım Reformu Ön Tedbirler Kanunu‘nun 20.Maddesi ile değiĢtirilmiĢtir. Bu çok önemli madde Ģöyledir: ―Madde 33- (DeğiĢik: 1617-19.7.1972) Tapuda kayıtlı olmayan ve beher parçasının yüz ölçümü 20 dönüme kadar olan (20 dönüm dahil ) gayrimenkul, çekiĢmesiz ve aralıksız en az 20 yıldan beri malik sıfatıyla zilyedliğini, belgelerle veya bilirkiĢi veyahut tanık beyanlarıyla tevsik eden zilyedi adına kayd edilir. Aynı Ģahsın yekdireğine bitiĢik olup da, yüz ölçüm toplamı 20 dönümden fazla bulunan müstakil parçalar üzerindeki zilyedliği ayrı ayrı sebeplere dayandığı taktirde, her parçasının yüz ölçümü 20 dönümü geçmemek ve zilyedliğe iliĢkin diger unsurlar mevcut olmak kaydıyla, bu parçalar zilyedi adına kaydedilir‖. ( Zilyedliğe iliĢkin unsurlar: 1.Malik sıfatıyla zilyedlik ; 2.Nizasız zilyedlik; 3.fasılasız zilyedlik; 4.Zilyedliğin en az yirmi yıl sürmesi. Bkz. ―Zilyedliğe iliĢkin Unsurlar‖) 33. Maddenin devamı: ―Yüz ölçümü 20 dönümü geçen müstakil parçaların veya aynı Ģahısın ayrı ayrı sebeplere dayanarak zilyedi bulunduğu yekdiğerine bitiĢik ve yüz ölçümleri 20 dönümü aĢan birden fazla parçalardan her birinin 20 dönümlük kısmı, zilyedliğe ait 1. fıkradaki unsurların mevcudiyeti halinde zilyedi adına kayd edilir. Bir tapulama bölgesinde, bu maddenin 1, 2 ve 3 fıkraları gereğince bir kiĢinin iktisab edebileceğinden gayrımenkullerin toplam büyüklüğü 50 dönümü geçemez. Arazinin yukarıdaki fıkraların kapsamı dıĢında kalan kısmının zilyedi adına kaydedilebilmesi için, birinci fıkra gereğince delillerden zilyedliğin ayrıca aĢağıdaki belgelerden birine dayandırılması lazımdır. a-1950 yılına veya daha önceki yıllara ait vergi kaydı; b- Zilyed lehine kesinleĢmiĢ mahkeme ilamları (Bkz. Mahkeme Ġlamları); c- Tasdikli irade suretleri ve fermanlar (Bkz. aynı terimler); d- Muteber mütevelli, sipahi, mültezim, temessük veya senetleri (Bkz. Mütevelli Temessük veya Senedi; Mültezim Senetleri; Sipahi Senetleri.); e- Kayıtları bulunmayan tapu veya mülga hazinei hassa senedi veya muvakkat tasarruf ilmühaberi (Bkz.aynı terimler) ; f- Tasdiksiz tapu yoklama kayıtları (Bkz.aynı terimler); g- Mülkname, muhasebatı atika kalemi kayıtları (Bkz.aynı terimler); h- Mübayaa, istihkam ve ihbar hüccetleri (Bkz.Mübayaa Hücceti ); 142
ı- Evkaf idarelerinden tapuya devredilmemiĢ tasarruf kayıtları (Bkz. Evkaf Tasarruf Kayıtları); Devletin hüküm ve tasarrufu altında (Bkz.aynı terimler)bulunan yerler ile kanunlar uyarınca Devlete kalan gayrimenkuller – Tapuda kayıtlı olsun olmasın - kazandırıcı zamanaĢımı (Bkz.aynı terimler) yoluyla iktisabedilemez ve bu madde hükmü uygulanamaz.‖ Tapulama Kanunu, toprak hukuku ve toprak mülkiyeti alanında, Cumhuriyet tarihimizin en önemli yasalarından biridir. Bu nedenle, bu yasa hakkında lehte veya aleyhte pek çok eleĢtiriler olmuĢtur. Özellikle bu yasanın esasını, özünü teĢkil eden ve 50 dönümden fazla toprakların, zilyedi adına mülk olarak tapulanmasına dair hükümler getiren 33. maddesi eleĢtirilerin baĢlıca hedefi olmuĢtur. Zira bu maddede mülkiyet hukuku ve onun esasları açısından bir hatanın varlığı ileri sürülmektedir. Bu eleĢtirilerden en önemlilerden biri Ģöyledir: ―...önemli olan yanı, burada yalnızca imparatorluktan devreden özel mülklerin değil, sipahi ve mültezim temessük veya senetlerinin yalnızca gelirleri hizmet ya da bedel karĢılığı belirli süreler için verilmiĢ miri toprakların özel mülk olarak kabul edilmesi için belge niteligini taĢımasıdır. Sipahi tımarları, biliyoruz ki, mülk tımarlardan (eĢküncülü mülklerden ) ayrıdır. Ve bu toprak miri mülktür. Rakabesi devlete ait olan bu toprakları, köylü aileleri tasarruflarında bulundurmaktadırlar. Köylülerin toprak sahibi sıfatıyla devlete ödemekle yükümlü olduğu rant ve vergileri, devlet sipahiye tahsis etmekteydi. Sipahilere ait temessük senetleri mülkiyet ile ilgili değildir. Sipahi yalnızca toprağın sahibi olan devlete ödemekle yükümlü olduğu rant ve vergileri alır. Tımar rejiminin son bulmasıyla birlikte, bu haklar da ortadan kalkmıĢ bulunmaktadır. Aynı Ģekilde ―Mültezim temessük veya senetlerinin de mülkiyet ile ilgili olmadığı bilinen bir gerçektir. Tımar sisteminin bozulmasından sonra tımardan boĢalan toprakların rantını,devlet iltizam usulüyle bir ya da bir kaç yıllığına satmaktaydı.10 yıllık gelirini peĢin verenlere,bu tımarlar malikane olarak satılmıĢtır .Burada temessük veya senedin gelirini kirası karĢılığında verilen bilgiler olduğu açıktır ve bunların bugün mülkiyet hakkında kanıt oluĢturması , haksız mülk sahibi yaratılması demek olduğu gibi , aynı zamanda , bu toprakları tasarrufunda bulundurulan köylünün hakkının gaspından baĢka hiç bir Ģey değildir ― 766 sayılı Tapulama Yasasının ―devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerin kazandırıcı zaman aĢımı yoluyla iktisab edilemeyeceği ― yolunda 33. Maddesinin son fıkrasının hükmü, yine bu yasanın çok önemli devlet emvalinin (mallarının) karekteristiği ile ilgili temel bir kuralı belirtmesi bakımından esaslı bir hükümdür. Bu son fıkra, devlettin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerin (taĢınmazların) kazandırıcı zaman aĢımıyla iktisab edilemeyeceğini yani özel mülk edinilemeyeceğini belirtmekle kalmaz , ayrıca tapulama yasasının bu 33. Maddesi hükümlerinin`de bu yerler üzerinde uygulanamayacağını yani devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler üzerinde hiçbir suretle ―özel mülkiyetin‖ söz konusu olmayacağı kuralını`da açıklıkla ortaya koyar. Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin (taĢınmazların) özel mülkiyet konusu olamayacağı hakkındaki bu hüküm kesindir. Ancak bu gibi yerler bazı koĢullarda kiraya verile bilir. 2886 sayılı Devlet ihale kanununun 74 maddesinde bu koĢullar açılanmaktadır :‖Tarih ve bedii değeri olanlar hariç Hazinenin özel mülkiyetindeki yerlerin satıĢı ,kiraya verilmesi,trampası ve mülkiyetin gayrı ayni hak tesisi ile devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin , kiraya verilmesi mülkiyetin gayrı ayni hak tesisi esasları Maliye Bakanlığı`nca çıkarılacak yönetmelikte belirtilir ― Ayrıca aynı yasanın 65. maddesinde ,dalyan ve voli yerleri gibi taĢınmazların hangi koĢullarla kiraya verileceği açıklanmaktadır .(Bilgi için Bkz. ―devletin Hüküm ve Tasarrufu Altında Olan Yerler ). Son olarak bir de bu 766 sayılı yasanın 38.maddesine değinmek gereklidir. Bu madde Ģu kuralı koymaktadır: ―Yukarıdaki maddelerin hükümleri dıĢında kalıp da tescile tabi olan gayrımenkuller Hazine adına tespit olunur.‖Bu madde hükmüne göre devlet hazinesi adına tesbit olunur.‖Bu madde hükmüne göre devlet hazinesi adına tesbit olunan bir taĢınmazın tam anlamıyla Hazine`nin 143
özel mülkiyetine girmiĢ değildir.Yasanın ihya ile ilgili 37. maddesinde olduğu gibi bu durum tapulama tutanağında belirtilir ve kütüğün Ģerhler hanesine iĢaret olunur ve devletin mülkiyeti altına değil, hüküm tasarrufu altına girer. Bu hukuki iĢlem de tipik bir örnektir.(Bkz.Devletin Hüküm ve Tasarrufu Altındaki Yerler)
3402 Kadastro Kanunu Türkiye Cumhuriyeti döneminde 1925 yılında baĢlatılan kadastro çalıĢmaları,1950 yılında,özellikle tarımsal topraklardaki mülkiyet sorunlarının çözümüne kavuĢturulması amacı ile tapulama ve kadastro altında birbirinden kopuk iki ayrı çalıĢmaya dönüĢmüĢtür.Temelde aynı amaçlı olan bu çalıĢmalar 3402 sayılı Kadastro Kanunu ile birleĢtirilmiĢ ve aynı devlet kuruluĢu ve aynı hukuki kurallara göre yürütülür duruma getirilmiĢtir.3402 sayılı Kadastro Kanunu‘nun hükümet gerekçesinden ilginç bazı bölümler aĢağıya alınmıĢtır. “Aynı yörede il veya ilçe belediyesi sınır çizgisinin bir tarafında 2613 asayılı, bir tarafında ise tamamen değişik hükümler taşıyan 766 sayılı Kanun uygulaması gibi garip bir durum yıllardan beri sürüp gitmektedir.... Memleketimizde sosyal, ekonomik, teknik ve hukuki alanlardaki gelişmeler, şehirleşme,imar hareketleri, toprak ve faaliyetleri, yol, baraj, sulama, kurutma tesisleri, araziye ilişkin vergi ve kredi problemleri, kamulaştırma işlemleri, toprak ve tarım reformu ve benzeri hizmetler kadastronun tamamlanmasının uzun yıllara tahammülü bulunmadığından, kadastronun hızlandırılması ve kısa sayılabilecek bir sürede sonuç alınabilmesi için her iki kanun birleştirilerek tek bir kanun haline getirilmesinde zorunluluk duyulmuştur. Gerekçenin bu kısmı, yeni kanun hazırlanmasının amacını iki noktada toplamaktadır : 1. Kadastro, ülkedeki kalkınma hizmetlerinim düzenli yürütülebilmesi için gerekli altlıktır; ilk tesis kadastronun hızla, kısa sayılabilecek bir sürede bitirilmesi zorunludur. 2. ülke üzerinde yapay idari sınırlara farklı hukuki kurallarla, faklı örgütlerce yürütülen kadastro çalışmaları adaletsizlikler yarattığı gibi ekonomik de değildir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu, kadastronun içeriğindede önemli yeni bir anlayış getirmektedir. Amaç Madde 1 – bu kanun amacı memleketin kadastral topoğrafik haritasına dayalı olarak taşınmaz malların sınırlarını arazi ve harita üzerinde belirtilerek hukuki durumlarını tespit etmek ve bu süretle Türk Medeni Kanununun öngördüğü tapu sicilini kurmaktadır” Eski 2613 sayılı “Kadastro ve Tapu Tahiri Kanunu “ile 766sayılı Tapulama Kanunu, kadastroyu aşağıdaki gibi tanımlamakta idiler : “Taşınmaz malların hukuki ve geometrik durumlarını tesbit eder ve gösterir” Bu tanıma göre, tek tek birbirinden kopuk ölçülmeleri ve kadastro planlarının düzenlenmesi mümkümdür.Taşınmaz mallar bir arada ölçülse ve birada gösterilse bile, kadastro planlarına ülke topoğrafik haritalarına dayalı olması zorunlu bulunmuyordu.nitekim, uygulamalarda böyle gerçekleşmiştir;yani, kadastro planları ülke jeodezik ağından kopuk ve ülke yöresel 144
sabit noktalarağına dayalı biçimde düzenlenmiştir.sadece fotoğrametrik yöntemle üretilen ve sonra kadastral hale getirilen kadasrto planları, ülke jeodezik ağına dayalı bulunmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu bu sorunu çözüme kavuşturmuş bulunmaktadır.bundan böyle yapılacak kadastro çalışmaları, ülke topoğrafik kadastral haritasına dayalı olacak , üretilecek kadastral haritalar ülke jeodezik ağına dayalı olacaktır.
YILI
SAYI
KANUN ADI VE RESMĠ GAZETE
1924
474
“Artvin,Ardahan,Kars Vilayetleri ile Kulp,Iğdır Kazaları ve Hopa Kazasının KemalpaĢa Nahiyesindeki Arazide Hakk-ı Tasarrufa Ait Kanun (Elviye-i Selasiye Kanunu)
1925
658
Kadastro Kanunu K.Ta:22.04.1925,R.G:29.04.1925/98,6785 ile mülgadır.
1926
743
Türk Kanun‟u Medenisi K.Ta:17.02.1926,R.G:04.04.1926/339,Yürürlülük:04.10.1926 Deg:903(13.07.1967);3678(23.11.90)
1926
2613
Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu K.Ta:15.11.1934,R.G:23.11.1934/2887,3402 ile mülga (21.06.1987)
1934
5602
Tapulama Kanunu K.Ta:16.03.1950,R.G:22.03.1950/7463 509 ila mülga
1950
509
Tapulama Kanunu K.Ta:11.07.1964,R.G:1-4,8 1964/11769/-71 Anayasa mahkemesince iptal,16.11.1965,E.1964/38,K.1965/59
1966
766
Tapulama Kanunu K.Ta:23.06.1966,R.G:12.07.1966/12346,3402 ila mülga (21.06.1987)
1987
3402
Kadastro Kanunu K.Ta:21.06.1987,R.G:09.07.1987/19512
145
SONUÇ Osmanlı devlet teĢkilatı ve onun hukuk anlayıĢı ve ortaya koyduğu sistem batı devletlerininkinden çok farklıydı.Sadece imparatorluk topraklarının en büyük bölümü (%80‘ini) oluĢturan ―miri arazi‖üzerindeki toprak kullanım iliĢkileri bugün anladığımız manada‖tapulu özel mülkiyet‖le ilgili olmayan tamamen özgün bir hukuki rejime dayanmaktaydı.Zira gerek bu topraklar,gerek imparatorluğun ―metruk arazi‖, ―mevat arazi‖, ―mevkuf arazi‖ türünden toprakları üzerinde özel mülkiyet hükümlerinin(bazı ayrıcalıklı,durumları dıĢında)geçerli olmadığı bir hukuki rejim egemenliği sürdürmekteydi. Genel olarak bu hukuki yapı‖Tımar sistemine‖ dayanmaktaydı.Bu sistemin yürürlükte olduğu topraklarla(özellikle miri topraklar) ve diğer katagoriden arazi türleri hemen tümüyle kamusal araziler niteliğinde olup(Devlete,beytül mala ait)üzerlerinde yaĢayan,onları iĢleyen insanlar yüzyıllar boyu tapulu mülkiyet nedir bilmemiĢler ama devamlı toprak hukukundan kaynaklanan çok çeĢitli hukuki bağlarla toprakları kullanmıĢlardır. Cumhuriyetin ilanı ile birçok devrimler yapılmıĢtır.Bu yenilenme hareketi içerisinde toprak ile ilgili de bir çok yenilikler olmuĢtur.1926 yılında yaptığı hukuk inkilabı ile örfi ve Ģer‘i hukuk kurallarından oluĢan Osmanlı Hukukunu terk etmiĢtir.Bu Ģekilde tarihe malolan Osmanlı Hukukunun bu günde yararlanabilecek dallarından biri ve Ģüphesiz en önemlisi toprak hukukudur.Hukukçularımızda Prof.Dr.Halil CĠN‘e göre ―Türk Hukukunun bu yenilenme hareketi içerinde Osmanlı Hukukundan yararlanmasının yararlı olacağı kanaatindedir.Fakat bu yararlanmanın yapılmadığı,Medeni Kanunun Ġsviçre‘den aynen iktibas edilmesi sonucu olarak,toprak-insan iliĢkilerinin düzenlenmesinde,Osmanlı Toprak düzenin bozulmuĢ ve fiili durumlarla asli amaçlarından uzaklaĢmıĢ Ģeklinin hukukileĢtirilmesinden daha fazla bir Ģey yapılmamıĢtır.Bu sebeple Türkiye,hala toprak-insan iliĢkilerini adil ve demokratik bir Ģekilde düzenleyebilmenin çabası içerisindedir.Türk tarımının ve milletimizin iktisabı geleceğini çok yakından ilgilendiren bu yeni toprak düzenin kuruluĢunda,Osmanlı toprak düzeni,gerekli ıslahatla,her devirde toprak-insan iliĢkilerini adil ve sosyal adalete uygun bir biçimde düzenleme kapasitesi olan bir sistemdir‖düĢüncesindedir. Günümüze kadar yapılan teknik ve yasal çalıĢmaların yenilenmesi gerekmektedir.Bunlar ilgili teknik ve yasal çalıĢmaların uygulanmasında yaĢanan sorunların ortaya çıkması ile yeni çalıĢmalara ihtiyaç duyulmuĢtur. Ne tür yasal düzenlemelin gerekliliği BaĢbakanlığa bağlı Devlet Planlama TeĢkilatının koordinatörlüğünde,Yedinci beĢ yıllık kalkınma planına hazırlık olarak hazırlanan1995-1999 verilerini içeren Harita,Tapu ve Kadastro Özel Ġhtisas Komisyonu Değerlendirme Raporunda da belirtilmiĢtir.AĢağıda raporun mevzuat ile ilgili düzenlemesi gereken hususlar belirtilmiĢtir. -
Kadastro hizmetlerinin tek elden yürütülmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılarak,orman kadastrosu ve kültür arazileri kadastrosu ayrımları ortadan kaldırılmalıdır.
-
Tapu Kadastro Bilgi sisteminin bir an önce tamamlanması için mevcut yasal tıkanıklıklar giderilerek gerekli kaynak sağlanmalıdır.
-
Kadastro Kanunu‘nda,kadastro teknisyenlerince yapılan sınırlandırma ve tesbitlerin,askı ilan öncesinde ilgililerince öğrenilebilmesi için,yapılan kadastro 146
tesbitleri hakkında ilgili hak sahiplerinin ne Ģekilde bilgilendireceklerini hususuna açıklık kazandırıcı düzenleme yapılması gereklidir. -
Kadastro Kanunu‘nun 41.Maddesi,uygulama değiĢik Ģekillerde yorumlamakta ve özellikle mahkeme kararlarında nelerin teknik hata olduğu konusunda tereddüte düĢüldüğü gözlenmektedir.Teknik hataların düzeltilmesine iliĢkin olarak düzenlenmiĢ olan bu maddeni,daha açık,anlaĢılır,tereddüt ve yanlıĢ anlamaya yer vermeyecek biçimde yeniden düzenlemesi gerekmektedir.
-
Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi oluĢturulması,hizmette otomasyonun gerçekleĢtirilmesi,arĢiv bilgilerinin belli bir standartta saklanarak hizmete sunulması,mevcut kadastro paftalarının sisteme uyarlanması ve bütünlemesi,kadastro hizmetlerinin devamı sayılan değiĢiklik,güncelleĢtirilme ve diğer teknik hizmetlerin ne Ģekilde yürütüleceğine iliĢkin hususlar ile kadastrosu yapılacak alanlardaki taĢınmaz mal sınırlarının iĢaretlenmesi ve bunların korunmasına iliĢkin hususlar ile kadastrosu yapılacak alanlardaki taĢınmaz mal sınırlarının iĢaretlenmesi ve bunların korunmasına iliĢkin hususların belirlenmesi ve mevzuatta bu konudaki boĢlukların doldurulması gerekir.
-
Yenileme taleplerinin mevcut yasa ile çözümlediği dikkate alınarak,ihtiyaç duyulan yerlerde kadastro paftalarının güncel tutmak için ikinci kadastro yapılması imkanı sağlanmalıdır.
-
Ġmar mevzuatı gereğince Yapı kullanma Ġzin belgesi alınması gereken binalar ile taĢınmazlar üzerine yapılan her türlü tesis ve yapıların kullanım izinleri verilmeden önce kadastro paftalarına iĢlenmesi ve tapu siciline kaydedilmelerini temin amacıyla yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
Bu notlarda irdelenmek istenen günümüzdeki kadastral çalıĢmaların, hukuki dayanakların tarihsel geliĢimini incelemektir.Bu tarihsel süreci incelemek bizlere geçmiĢte ne gibi sorunlar yaĢandığını göstermekte ve bunlara çözüm olarak çıkan yasaların ne gibi çözümler ürettiği hakkında bilgi vermektedir.Ayrıca sonuç olarak bu bilgi birikimi ile kafamızda gelecekle ilgili kadastro için yasal anlamda ne gibi düzenlemeler yapabileceğimizi tasarlamamızı sağlaması açısından yararlı olacağı düĢünülerek hazırlanmıĢtır. Gelecekle ilgili her çalıĢmamızda ,geçmiĢteki çalıĢmaları inceleme gerekliliği göz ardı edilemiyecek bir gerçektir. YaĢam da geçmiĢteki öğretileri ,geleceğe yönelik çalıĢmalarımıza veri olarak kullanırsak daha baĢarılı olacağımız inancındayım.
147
SÖZLÜK Ayni Hak: EĢya üzerinde doğrudan doğruya hakimiyet yetkisi veren,herkese karĢı ileri sürülebilen haktır. Akit : SözleĢme Aidiyet ĠĢleri : Herhangi bir tesisin hangi tarafın mülkiyetinde olduğunu gösteren özel iĢaret Hendesi: Geometrik Hüsniyetle : Ġyi niyetle Ġbraz: Gösterme Ġrtifak: Yükümlenim,Geçit Ġlmuhaber: Belge Ġktisap: Edinme ĠĢticar: Ġktisab-ı murur-u zaman: Zaman aĢımı yoluyla kazanma Ġrad: Gelir Mecelle: Muamelatla ilgili fıkıh kurallarının toplandığı kitap;Osmanlı Medeni Kanunu Malik:Sahip Miri arazi: Devlet arazisi Mer-i :Hükmü geçerli Muvacehe: YüzleĢtirme Muteber: Ġtibar,hatırı sayılır,geçerli Mütevelli: Bir vakfın idaresine memur olan kimse MüĢtemiler: Eklentiler Mücavir: KomĢu Mültezim : Arazinin belirli bir süreli gelirini satın alan ve peĢin ödeyen Nizanname: Bir konu ile ilgili kaideler;tüzük Nizasız fasılasız: Problemsiz ,Aralıksız ġerh: Açıklama,Aynı dilde izah etme Rakabe: Yalın,kuru,çıplak mülkiyet,sahiplik hali Sukutu hak müddeti: Hak düĢürücü süre Tahrir: Yazım Tahdit: Sınırlandırma Tahsis: Ayırma,Özgüleme Tedavül: DeğiĢim Tefevvüz: Osmanlı hukukunda miri araziden veya mevat araziden olan yerlerde toprağın kullanım hakkını yeterli memurdan satın alma. Tevfiz: Bir taĢınmazın tasarruf hakkını bir bedel karĢılığında bir kimsenin üstünde bırakmak,ihale etmek. Temessük: Bir tür tasarruf belgesi,Osmanlı devletinde,kırsal yörelerde alım satım borçlanma gibi iĢlerde geçerli bir senet türü. Tahdit: Kısıtlama Temellük hücceti: Mülk arazi edinen kiĢilere Ģer-iye mahkemelerince verilen sahipliği(iyeliği) kanıtlayan(özel mülkiyet niteliğinde) geçerli bir tasarruf bünyesindir. Tonç : Toprakla oluĢturan sınır,çevreye göre daha yüksek toprak sınırı Veraset senedi: Mirasçı senedi Zilyetlik: Bir malı elinde bulundurma
148
KAYNAKLAR
Kadastro Bilgisi
Y.T.Ü Ders Notları
Prof.Dr.Nazmi YILDIZ
Kadastro Bilgisi
Y.T.Ü Ders Notları
Yrd.Doç.Dr.Hülya DEMĠR
Kadastro Bilgisi
Y.T.Ü Ders Notları
Yrd.Doç.Enver ÜLGER
Kadastro Bilgisi
K.T.Ü
Prof.Dr.Türkay TÜDEġ Yrd.Doç.Dr.Cemal BIYIK
Kadastro Bilgisi
KMO Yayınları
Prof.Hüseyin ERKAN
D.P.T koordinasyonluğunda Harita Tapu ve Kadastro Özel Ġhtisas Komisyonu Değerlendirme Raporu
DPT web sitesi
Osmanlıdan Günümüze Toprak Mülkiyeti
M.Tului SÖNMEZ
Elli Soruda Kadastro
Bekir ALTINDAL
Cumhuriyetin ilanından günümüze kadastro ile ilgili kanunlar
Öğr.Gör.Ercüment AKSOY
Sorular ile kadastro bilgisi
TKGM web sitesi
Kadastro bilgisi ders notları
Prof.Dr.Cemal Bıyık
149