Senenin E. HAKKI ÂYVERDİ I. AYDIN
' ^ o ı % f r
C O 'Fbrt - Edebiyat Fakûltt» Sanat Tdrihi Ana Bilim Oisİ! ^
Kitaplığ» ^
.:i
■ r
,:
-
f
baha
MATBAASI
(STANBUL — 1976
İSTANBUL FETİH CEMİYETİ İSTANBUL ENSTİTÜSÜ N O : 72
250 Senenin
OSMAN L! M İMARISİ o
0^
£
r
I^
E. HAKKI AYVERDİ ¡.AYDIN YÜKSEL 8.0. Fan - ateMyat Fakûltn» Sanat Tarihf Ana Bilim n ^ Kitaolırt
«İSTANBUL) FETİH CEMİYETİ
M U K A D D İM E
Bu kitab, OsmanlI M îmârîsi’nin ana fikirlerini, kâidelerini yerleşdirip pekleşdiren, bütün inkişaf safhalarını nefsinde topladığı ve üzerin de daha sonraki asırlara göre, çok daha fazla araşdırm a yapılmış ol duğu için, daha mâlûm ve mes’eleleri kâbil olduğu kadar vuzûha eriş miş bulunan, ilk iki buçuk asırlık zamânı hakkında, kavranm ası kolay toplu m âlûm ât ve umûm î fikir verilm ek üzere hazırlanmışdır. Ayni devirleri bütün tafsilâtıyle hâvi ve (Osmanlı M îmârîsi’nin îlk Devri, İstanbul 1966) adındaki birinci ile başlayıp, (Osmanlı Mîmârîsi’nde Fâtih Devri, İstanbul 1974) adlı dördüncü cildle tam am lanan mîmârî külliyât varsa da, bu 2500 sahife, 600 plân, 3500 fotoğraflık takımı tedârik etmek, mevzû ile alâkadar olup da vüsati olmayanlar için külfetli, m îm ârî sâhada çalışm ayanlara göre de fuzûlî olacakdır. Bu dört cildde, Osman Gâzî’den Fâtih Sultan Mehmed’e kadar, ye di pâdişâhın devrine ayrılıp -harflerine göre her şehirdeki âbideler sı ralanmış, tam âm en bu kitablar için hazırlanan 600 kadar rölöve veyâ, kat’î vesikalara rastlandığı takdirde tertib i zarûrî olan restitüsyon ve aralarında vesika m âhiyetini kazanmış yüz senelik olanlar da dâhil ol mak üzere 3500 fotoğraf, ele geçebilen bütün târihî mâlûmât, kitâbe1er, vakfiye metinleri, kadı sicillerinden, ta h rîr defterlerinden, il ya zıcı defterlerinden aktarılan vesikalar yer almakta, binâlann geçirdik leri safahât, gördükleri tâdil ve tâm îrler zikredilmekdedir. Bu geniş m âlûm ât yanında, ilâveleri faydalı olsa da, m âruf olan bânîlerin tercüm e-i halleri konmamış, yalnız şahsiyetleri binânın tâ rihini tenvir edecek vâkıfların tercüm e-i halleri, m üelliflerin ve târih düşürenlerin hayâtı ve eserle olan alâka sebepleri anlatılmışdır. Bu kadar kısıntıya, klişelerin küçük tutulm asına rağmen kitablar, yukarıda söylenen m iktarlara ulaşan bir hacme yükselmişdir. Bu ta sarruflar yapılmasa idi, daha büyüyeceği de bedîhîdir. Tedârikindeki külfetten başka, böyle bir eserin evrilip çevrilmesi nin de güç olacağı âşikârdır. Bu tahlilli külliyâtın, ilk düşünüldüğü gi bi, târih sırasına ve devirlere göre tasnif ve takdim edilmiş olmasının büyük faydası olduğu, neşrinden sonra, daha ziyâde anlaşılmış ve anlaşılmakdadır. Bu külliyâtta Osmanlı m îm ârîsinin nasıl başlayıp inkişâf ve te rakki etdiği eksiksiz olarak tâkib ve tesbît edilebilmekdedir. Ancak böyle bir tahlilî eserde bir şehirdeki âbideleri birden görmek kolay de ğildir; bunun için, beldenin her pâdişâh cedvel ve fihristlerini toplamak îcâb etmekdedir. Bu ciheti nazar-ı îtibâre alan müellifler, kıstası biraz daha ki^çük, âbideleri şehirlere göre sıralayan cedvelleri hâvi, m uhtasar bir eser ha zırlamışlardır.
Ancak kitab, sâde hisse ve zevke hitâbeden ve sahifeleri süratle çevrilip, fotoğrafların bilhassa renklilerine göz atdıktan sonra bir kena ra bırakılan b ir albüm olmayacakdır. Bu kitabın söyleyeceği bir söz vardır; okuyan kendi mîmârîsinin ilk 250 senesini doğru ve tam olarak kavram ış olacakdır. Ayrıca bu eser deki atıfları tâkîb ederek, dört büyük cilddeki bahislerini bulmak için, merakı kam çılayan bir anahtar teşkil edecekdir. Onun için albüm tarzı nı düşünmedik. Esâsen hercâî ve düşkün b ir zevk seviyesine inen dünyada yapılan bu nevî albüm lerin kıym et şırıngası ve maddî sürüm ü için şart tutulagelmekte olan renkli resim leri bir kitaba koymak İstanbul Fetih Cem iyeti’nin ve İstanbul Enstitüsü’nün harcı değildir. Asla sadâkat düşünülmeyerek, b ir renk taşısın da ne olursa olsun demek ise müesseselerimizin şiârı değildir. Bâzı neşriyatta olduğu gibi, meselâ açık olan kopkoyu düşen, veyâ birçok renk hâkim bir tek renk içinde eri miş olduktan sonra neye renkli resim konur? Renge sadâkati esas tu tunca da m âliyet yükselir. Bu gibi pahalı neşriyât, sermâyenin kendi mânevî kıym etini inkâr eden kollarına mahsus b ir modadır. Bu eserin, şehirlere göre tanzim edilmiş bir cedveli ihtivâ edeceği ni yukarıda bildirdik; cedvelin kendi içinde, yine pâdişâh devirleri işâret olunduğundan, iki cihetden tâkîbi m üm kündür. Cedvelin bir sütûnunda binânın ismi, yanında binânın vazıyetini birkaç kelime ile anla tan kısa îzâhât konmuş, bir sütûnda da o âbidenin dört cildden hangi sahîfesinde yer aldığı işâret edilmişdir. Bu sûretle 1800 m îm ârî eseri bir yerde bulm ak kâbil olacak ve yalnız umûm î fikir almak isteyenlere değil, bir şehirde tafsilâtını ara yacağı eserin yerini kolayca tesbîtine imkân hazırlayarak, ihtisas erbâbının dörd cildin endeksine bakm akdan kurtarm akla da faydalı olacakdır Resimsiz ve abus sahifelerin kitabı açar açmaz göze çarpmaması için, cedvel sona konmuşdur. Baş tarafda ise, altmış kadar âbidenfn bu sefer câmî, medrese, han, ham am vesâire gibi nev’îlere göre sıralanmış îzâhâtı bulunm akdadır. Bu altmış âbidenin bir plânı ve daha ziyâde göze câzib taraflarını gösteren fotoğrafları, kısa îzâhâtla berâber verilmişdir. Tire klişe ola bilen plânlar m etinle oerâber, pek pahalı olan kuşe kâğıda basılması zarurî olan fotoğraflar forma arasına konulacakdır. Fotoğrafların en so na atılm ası cild ve tertib için kolaylık ise de, biz metne kâbil olduğu kadar yakın ve el altında olması için araya koyduk. Hepsinin kuşe ol ması şüphesiz m üreccahdır; ne yapalım ki bu kitabın, herkesçe tedâriki kaabil olması için, ucuz olması lâzımdır. îzâh edilen bu altmış eserin, kaabil olan bütün tafsîlâtıyle tedkîki için hangi cildde, kaçıncı sahîfelerde bulunduğu ve ne kadar resmi ih tivâ ettiğinin de işâret edilmesi ihm âl edilmemişdir. Arzû edildiği tak dirde tafsilâtı buralardan tâkîb etmek kâbildir. Zirâ bu hulâsa eserde
6
inşâî teierruatdan ziyâde eserin taşıdığı mânâ ve ifâde belirtilmekden ileri gidilmek istenmemişdir. Ancak pek lüzumlu yerde mukayeseyi sağlayacak bâzı noktalara dokunulmuşdur. Velhâsıl yorucu ve fazla İl mî olmakdan ziyâde kolay okunacak bir toplayıcı takdim ve ilme yol açacak bir anahtar olması, asıl fiyatça ucuz olması gözönünde tutulmuşdur. İmlâ hususunda um ûm iyetle K ubbealtı Dil Akademisi’nin kullan dığı kaidelere riâyetle kesme işâretleri pek m ahdud yerlere hasredilmiş ve telâffuz esâsına dikkat edilmişdir.
I.
CAMİLER
Mîmârî âbidelerin her nevini ayrı bir bahisde takdim edip, târihle rine göre sıralayacağımızı medhalde bildirdi idik. Bu usûl ile, her nev’in başlangıç ve terakkisi, plân ve anlayışdaki inkişâfı yakînen tâkîb edil miş olacakdır. Bu tarza göre câm îler bahsine B ursa’daki O rhan Câmii ile başlan ması îcâb etmekdedir. F akat O rhan Câmii bile, o zamâna kadar, bütün İslâm memleketlerinde yapılanlardan esaslı bir fark, başka bir hüviyet gösterdiğinden, daha evvelki câmi şekillerini kısaca anlatm am ız îcâb etmekdedir. M âzîdekilerle Osmanlı eserleri arasında, müsliman ibâde tine değişmez sûrette girmiş olan, m ihrab ve m inberden başka, m üşte rek bir mîm ârî unsur yok dense yanlış olmaz. Medîne-i M ünevvere’deki ilk Mescid-i Nebî’den zamânımıza hiç bir şey kalmamışdır. F akat basit b ir cidar perdesiyle, hurm a ağacından di reklere oturan, belki de kısmî, b ir çatıdan ibâret olduğu, m inberin üç basamağı bulunduğu bilinmekdedir. H er ne kadar ilk binâ Hazret-i Ömer ve Osman tarafından büyütülüp, sâhasmın aynı olmasına itinâ edilerek, direklerin kârgir ayağa tahvil edildiği mâlûm ise de, şimdiki şekil ve eb’âdm a yakın olarak tam âm en yeniden inşâsı H icret’in 86-91 (70.5 - 710) seneleri arasında Em evîler’den El-Velîd zam ânına rastlar. Mescid-i Nebî, Hâzret-i Peygam ber’in kullandığı m ahallerin yerinde bı rakılması, Ravzâ-i Resâletpenâh’a girişlere riâyet edilmesi bakımından, husûsiyet arzeder. Bununla berâber, Mescid-i Nebî’den yarım asır evvel Sûriye’ye yer leşen Emevî’lerin orada yapdıkları câmilerle benzerliği çokdur. Sûriye’deki ilk câm îler kiliselerden tahvil edilen binâlardır veyâ, onlar ör nek tutularak yapılmışdır. Bu kiliseler de sıra sıra, dizilmiş birçok di reğe oturtulan çatı ile örtülü, üç veyâ beş kollu binâlardı ve hıristiyanlığın ilk üç asrında kilise olarak kullanılan, bazilika ismindeki. Roma pazar yerlerinin ufak, tefek farklarla bir tekrârından ibâretti. Bazilikalar ticâri eşyâ için mezad mahalli, bugünkü tâbiriyle bor sa idi. A rada adlî teşkilât da bu binâlarda çalışırdı. Bunlar um ûm iyet le ortası yüksek, yanları alçak, üç kollu yapılardı. İki katlı olan kanad1ar bir revâka oturur, revak çatıya kadar da yükselirdi; ziyâ orta yük sek kısmın yanlarından girerdi. Bazilikalar um ûm iyetle uzunlamasına inşâ edilirdi. Tik kiliselerde, putperest m âbedlerini taklîden, güneşe yânî Şarka doğru olduğundan cenub ve şimal yüzleri uzun tarafı teşkîl ederdi. M üslüm anlar bu kiliseleri câmie tahvîl edince, Sûriye’nin tam cenûba düşen kıblesine uydurm ak için, m ihrâbı o tarafdaki uzun kola yapmak m ecbûriyetinde kaldılar ve tabîî saflar geniş oldu. Buna baka rak, ilk safın daha m akbûl olduğu gibi bir kanâat, daha ilk zamanlarda, yerleşdi; halbuki böyle bir şey yokdur. Allah için bütün saflar birdir; geniş saf bir em rivâkîden doğmuşdur. Ammâ bu zan asırlar boyu da sürüb gitmekdedir.
Bu bazilika sistemi ile Şam, Küfe, H arran, Halep, Kudüs, Kayruvan, Baalbek câmileri H icret’in ilk asrm da yapılmış ve, yapılış o yapı lış, tarz yedi asır daha devâm etmişdir. K urtuba, İşbiliye, umûm iyetle İspanya, Mağrib, Mısır, Büyük Selçuk, Anadolu Selçukları câmileri gi bi. T eferruât arasında tabiî ayrılıklar vardır. Câm îlerin kiliselerden esaslı başkalığı, a) Bir m üddet sonra m ihrab m ihverinin son birkaç gözünün kubbeli olması, b) Birçok câmîlerde bölme (nef) sayısının bazilikalarda m ûtâd olan 3 yerine, 5, 10, hattâ daha fazla m iktarlara yükselmesi, c) H arim kısmı bazilikaya benzese de binânın havasını âdetâ değişdiren bir harem in, avlunun ilâvesi, bu sûretle hıristiyanlıkda cemâati kapalı yerde, papasın buyuruğu altında zaptetm ek âdeti yerine, m üslüm anların Allah’ın huzûruna; tabiatın or tasına çıkarılması, d) Dört köşe çan kulelerine her ne kadar şeklen ben zese de, ilk m inârelere bile, insan çıkıp ezan okumasını te ’mîn için m untazam m erdivenler yapılmasıdır. Bu câm îlerin m üşterek vasıfları ve aralarında farklar da şöyledir: 1) Tezyînât ilk zam anlarda Roma palm etleri ve Bizans m otiflerinden meydana getirilmişdi. Sonraları hendesî tezyînât ve kûfî yazı kuşakları da süslemede yer almışdır. 2) Bu vasıflar Emevî, İspanya ve Mağrib ile Mısır câmîlerinde umûm îdir; örneği pek az kalmış olan Abbâsî eserle rinde tezyînât arasına çini, rûm î ve hatâî kıvrım lar da girmiş, minâre1er dört köşe yerine, çok köşeli veyâ yuvarlak biçimler almış, incelme yolunu tutm uşdur. 3) Bu câmîlerde tabîati görmeğe im kân verecek yerle bir pencereler bulunmaz; en alçağı 4-5 m. den sonra başlar, çünki örnek alınan bazilikada yokdu. 4) Selçuklularda ve Beyliklerde câ mi harîm kısmında büyük dfeğişiklik olmamışdır. Yine çok direkli, üstü çok az meyilli toprak örtülü, ahşab kirişli câm îlerden başkası görüle mez, Pek azında kubbe varsa da binâ ile uzvi b ir bütünlükle kaynaş maz. 5) Diğer İslâm m em leketlerindeki avlu Büyük Selçuklularda ve Anadolu Selçukluları’nda yokdur. Zannolunabilir ki iklîm bu vazıyeti doğnrmuşdur. 6) Son devirlerde kubbeli ufak mescidler görülmüş, minâreler çok zarîf b ir şekil almışdır. Bu kitabın çerçevesi daha fazla tafsilâta mesağ bırakm az; şu ka darını söyliyelim ki bu dağınık câmî örneği, başka türlüsü olamazmış gibi, yedi asır devam etmişdir. Daha m ütekâm il ve bütünlük te ’mîn eden bir şeklin aranm ası cihetine gidilememesinin başlıca sebebi, alış kanlıkların kolayca terkedilememesidir. Bir de Islâm ın ilk eserleri buna benzer olduğu için, o yolda devâm lâzımdır gibi, gayretkeş bir düşünce akla gelebilir. Dış görünüşleri hiç de güzel olmayan, ifâdeden mahrum , bu câmîlerin, eğer içleri hadden efzûn süse boğulmamış olsa idi ve eğer, Asr-ı Saâdet’in sâfiyeti, Mescid-i Nebî’nin sâdeliği devâm etse idi, bu m ütâlâada bir hakikat payı olabilirdi. Fakat ezelî takdir hükm ünü icrâ etmiş, cem iyetin ölçüleri de ğişip M üslümanlar ihtişam ve âlâyişe düşmüşler, tezyînât ile bu hisle rini tatm in etdiklerinden, câmi harîm ine başka bir câzibe ve ferahlık katacak bir şekil aram ak da ellerinden gelemediği için^ o direk yığı
10
nıyla dolu plânı tatbikde devâm etmişlerdir. Zayıf bünyeler süse bir tahlisiye simidi gibi sarılırlar. Bu m ütâlâalar büyük câmîler için vâriddir; m ikdarlan az, zamânımıza intikal edenleri son derece nâdir olan kubbeli ufak mescidlerin bünyeleri âbide vasfını taşımayacağı için mukâyeseye sokulamaz. Anadolu Selçukluları bu eksikliği hissetm emişler midir? Etm işler dir; fakat câmie tatbik etmemişler, mâzisi daha yeni olan medreseler le işe başlamışlardır. Fakat birbirini tâkîb eden bu deneme, devletin inkırâzına çok yakın zam anlarda olabildiğinden, onda da en mükem mel hal tarzına ulaşam am ışlardır. Halbuki Erzurum ’da Saltukoğulları’nın yaptırdığı o hârikulâde Çifte M inâre Medresesi bir asır evvel yapılmışdı. Selçûki Devleti XIII. asırda birbiri peşine bir çok medrese yapdığı hâlde, h er nedense Çifte M inâre’nin mertebesine erişememişdir; bunların içleri pek zarîf ve sıcak olduğu hâlde duvarlarının çok çıplak ve moloz taşından olması, iç-dış birleşmesini te ’mîn edememişdir. Selçûki medreselerine dokunduğumuz hâlde, m aslahatın icâbını çok aşan bir tantana havası içinde yapılan kervansaraylardan bu câmî ler faslında bahsetmememiz, bunların câmie te ’sir edecek bir yapı nevi olmamasındandır. Halbuki medreseler XIV. asırda Osmanlı câmîlerine bir bakımdan yol açmışlardır, tik âbidevî Osmanlı eseri olan Orhan Câmiinin ve ondan sonrakilerinin daha kolay anlaşılması için bu biraz uzun girişe lüzûm gördük. * * *
11
BURSA’DA ORHAN GÂZÎ CÂMÎl (I. C., 61-89. s., 73- 103. R.) Orhan Camiinde avlusu kapalı Selçuk medreselerinden, bunlar içinde de en ziyâde K aratay’dan ilham alınarak, medrese höcreleri ye rine geniş eyvanlar konmuş, ikinci göz tonoz yerine kubbe ile kapan mış, bu tarz-ı hâlle, m ihverde iki kubbeli, y an lan eyvanlı bir câmi ör neği m eydana çıkmışdır ve bir asırdan biraz fazla bir m üddet bu ta rz da birçok câmi yapıldığı mâlûmdur. Orhan Câmiinde Selçuk binâlarında ve h attâ bu örnek olan medreselerde bile yer almayan bir mîm âri unsur, beşli bir revak yer almakdadır. îçde eyvanlı ve çift kub beli yapılması câmî harîm ine büyük bir ferahlık kazandırmış, revak da çekici, dâvet edici bir bütünlük sağlamışdır. Revak âdetâ göçer ev lerin pabuçluğu gibi bir ilk giriş olmakdadır. Şunu da ilâve etm ek lâ zımdır ki içindeki yan revaklar asla sonradan açma değildir; biraz inşâât gözü olanlar k arar vermekde hiç bir tereddüd geçirmezler. Bunu, eyvanlar evvelce kapalıydı gibi, söylentilere karşı bildirm ek vâcibdir. Selçuk medreselerinden farklı olarak höcreleri kapatan tonozlar yerine de kubbeler konmuşdur. Bu sûretle revakla berâber, orta ve yan kubbelerin kademe kademe tabakalar hâlinde yükselerek birbiri ne destek olduğu, âdetâ omuz verdiği elle tutulacak bir vuzuhla göze çarpm aktadır. Sanki toprakdan bitmişçesine ehram gibi bir çıkış, m an zaraya pek büyük bir salâbet ve ahenk vermekdedir; artık bu nisbet ve âhenk Osmanlı m îm ârîsinin ana üslûbu olmuş, asırlarla devâm e t mişdir. Plân ve kütledeki bu yepyeni buluşlardan başka bu câmide pek mühim bir unsur daha vardır; aslında küçük görünen bu unsur, o gü ne kadarki câmîlerde mevcûd olmayan, döşeme seviyesindeki pencere lerdir; bunlara sonradan (altlık) ismi verilmiş ve açılmalarıyle câmiin içi tatlı b ir aydınlığa kavuşmuş, tab’at câmiin içine taşınmışdır. Bu yüksek m îm ârî vasıflar göze şirin görünerek yardım cı olacak hiç bir kıym etli ve ağır malzemeye baş vurulm adan meydana getirilmişdir. ö y le ki, duvar yüzleri dereden toplama moloz taşıyle ve pek de düzgün olmayan tuğla sıralarından ibâretdir. Birkaç kurs, kem erlerde çubuklar, kem er başlarında dam alar ve bir m ıkdar silme, bütün cebhe süsü bu; hepsi -de tuğladan. îçeride baklavalı kubbe kasnakları ve köşe likleri ve m ihrabdan ibâret tezyînât, o kadar. Binânın duvarları b ir birine gönye bile değildir; ammâ m îm ârî vardır. Orhan Câmii büyük b ir manzûmenin merkezidir. Bundan başka medrese, tabhâne, im âret vardır. Han ve ham am ise hâlâ mevcuddur. Câmi Karamanoğlu tarafından tahrîb edilmiş, fakat duvarlar çak mak taşından olduğu için aslı bozulmamışdır. F akat 1854 zelzelesin deki harâbîyi Fransız m îm ârı tâm îr ederken gergiler vesâire gibi bir çok yerlerini bozmuş, asıl XX. asır başlarında yüzlerde birçok tahrifât yapılmış, kapı açılmış, pencere kapanmış ve asıl altlıkların kemerleri boşaltılmış ve duvarlara sarı bir badana vurulm uşdur. 12
--^ İJlA /Vel Bursa’da Orhan Câmii plânı (I. C., 74. R.)
Eğer bu tahrîb ât olmasa ve yol yukarıda, binâ çukurda: kalmasa idi, bambaşka ve daha saf, şüphesiz daha câzip bir O rhâniye’ye sâhip olur ve hüküm lerin yerinde tahkiki herkes için daha kolay olurdu; koy-
13
duğumuz 1880 târih li fotoğraf bunu zâten isbât etmekdedir. Bugünkü düşkün hâliyle bile, m uhakkak ki büyüklük ve ihtişam bakım m dan d e ğil, hacım, kütle, binâ yüzlerindeki doluların ve boşlukların kusursuz tenâsübü, kubbelerin uzvî b ir kaynaşm a ile oturuşu, revak gibi yepye ni bir unsuru bünyeye sindirmesi ve nihâyet alt pencereler yoluyle İlâ hî tabîati İç ile birleşdirm esi ve neticede Müslüman m âbedinin bü tü nünden aksetmesi arzûlanan vahdet fikri ve tim sâlinin ilk hamlede el de edilmesi. İşte sâdelik içinde vekarlı bir akıncı edâsıyla başı dimdik yükseliş, işte O rhan Câmii. Bu sebepler O rhan Câmiini mîmârîmizin birinci kaynağı tahtına oturtm uşdur. İhtişam da azamet de o günün küçük Osmanlı Devleti’nden beklenemezdi. Ammâ esrarlı b ir tılsım ve güçden değil, içden ta şan âbideleşmek iştiyâkının bu câmide maketi yapılmışdır. Hani çok cevvâl zekâlı çocuklara, büyümüş de küçülmüş derler; iş te O rhan Câmii de Osmanlı m îm ârîsinin ne olacağına peşin k arar ver miş, bu esâsa vardıkdan sonra, yapıldığı zamânm im kânlarına göre kendini sınırlam asını bilmiş ve istikbâlin büyük ölçülerini devrin im kânlarına göre daraltıp küçülterek, b ir asır daha beklemişdir; te k ra r da fayda vardır: İşte O rhan Câmii. BURSA’DA HÜDÂVENDİGÂR CAMİİ (I. C., 231-264. s., 340-390. R.) Bursa’nın Çekirge semtindeki H üdâvendigâr Câmii nev’inde tek bir binâdır. Değişiklik câmiin üstüne bir medrese oturtulm asından ve bu katı meydana getirm ek için zemin katının binânın bütün bünye sinin zorlanmasından doğmakdadır. Bunun neticesinde dimdik beden duvarları ve pek sert m îm ârî nisbetler hâsıl olmuşdur. Medresenin 18 odasına tem el olabilmesi için, aslında bir kubbe ve bir tonozla ufacık iki yan eyvandan m ürekkeb câmiin yan kanadlarınm uçlarına altı oda yapılmışdır. Bundan böyle hiç bir câmiin tepesine medrese konulmamışdır ammâ, bu lüzûmsuz alt odalar birkaç binâda tekrarlanm ış, üste lik o, kale gibi dimdik, yüksek ve çıplak duvarlar iki câmie daha yâdigar kalmışdır. Odalardan dördünün açılır penceresi yokdur ve yer den 5 m. yüksekde başlayan sâbit birer alçı pencere vardır. Biraz olşun hava değişdirmesini sağlamak için, o da yalnız ikisine künkden ne feslikler yapılmış ve çatıya kadar çıkanlm ışdır; ammâ dışarısını gör mek ne mümkün? Odalarda m ahsur ve mahbus hayâtı geçecekdir. Di ğer ikisinde de hiç aydınlık te ’min edilmemişdir; sâde dar mazgallar bulunm akdadır. Bu odalar inşâ sebebleri bilinmeden oluvermişdir; sırf medresenin temeli olmak için ortaya çıkdı dense hatâ olmaz. İçinde oturulamaz, yatılamaz, ocak yoktur, hava yokdur. İçinde oturulan üst medrese odala rında ocak ve pencere olsun da, bunda bulunmasın; olacak şey değil dir. Bu aykırı tutum ları, ait ve üstde bulunanların vazife ve kullanış farkını vâzıhfen göstermekdedir.
14
Bursa’da Hüdâvendigâr Câmii üst kat medrese plâm (I. C., 348. R.)
Zâten birçok em âreler onların ya hiç kullanılmadığını veyâ bir iki sinin şöyle böyle m üteferrik işlere yaram ış olduğunu göstermekde dir. Namaz kılm m ışdır ve kılmmakdadır. O aslî vazifesidir; mes’ele bu odaların mevcûdiyetine bakarak sosyal ismini takdıkları m aksadlann galib, namaz ve ibâdet faslının m ahdud ve hattâ ârızi olduğunu söy leyenlerin ne kadar yanıldığını müşâhade ve tesbitdedir. Kullanılmak imkânından uzak odalarla hangi sosyal hizmet görülür. Bunlar maksad-ı mahsus damgasını taşıyan fikirlerdir. Hüdâvendigâr Câmii bu havada asılı medrese ve odalar garâbetinden başka acâiblikleri de nefsinde cem etmişdir. Önünde iki katlı re vak, üstünde m inâre olmasa, daha ilk nazarda bu m üstahkem bir iç ka ledir, hükm üne varılabilir. Dört eyvanlı kadîm Türk plânına yaslan mış yüksek, yalçın beden duvarlarının saçağına yakın sıralanmış ufa cık pencereler, sivri Osmanlı kem eri ortasında Akdeniz çevresinde bol bol rastlanan ikiz Roma tarzı kemerler, Bizans palm etleriyle süslü merm er silmeler, 3.0 m. yi aşan kale misâli duvarlar, bitmez tükenmez mazgallı dehlizler, ormanı andıran kalın ahşab gergiler vesâir tu h af lıklar, bu câmiin sağlam ve millî bir m îm ârî esâsa dayanm ayan maksad ve şekil aktarm ası olduğunu göstermekdedir. Altdaki dört büyük pencere ile, iki yan kapının, bu insanı bunal tan havadan câmii kurtarm ak için, sonradan açıldığını da ilâve etdikden sonra, şunu da söylemek lâzımdır ki, binânın kendinden evvelki lere benzeyen tarafı olmadığını, kendinden sonra da çok büyük fark larla da olsa, yalnız ve yalnız iki kıym etdâr pâmie zarar verebildiğini söylej^ebiliriz. O iki câmi de, hazıra konma alışkanlığıyle, lüzumsuzlu ğu anlaşılmaya vakit kalmadan bu odaları plânlarına, o da büyük deği şikliklere uğratarak, sokan Bursa Yıldırım ye Yeşil Câmîleridir. Ammâ bu iki câmide odalar, gündüz veyâ gece oturulabilecek hâle getirilmiş ufacık da olsa pencerelerle, ocak ve raflarla donatılmış olduğundan haklarında bir işe yarayabilir mâzereti serdedilebilir. Fakat bu son iki câmi, Orhan Câmiindeki kademe kademe yerleşiş hilâfına, yine düz ve sert duvarlıdır; boyları H üdâvendigâr’a nazaran azaltılmış olmakla be râber, yine o te ’sîr bâkî kalmışdır. Asıl hayret edilecek nokta Osmanlı m îm ârîsinin nasıl birden sıyrılmış olduğudur.
bu
zihniyetden
FİLİBE’DE HÜDÂVENDİGÂR CÂMİİ (I. C., 295-303. s., 445-456. R.) Filibe’nin Ulu Câmii, bahsettiğim iz iki câmi plânından başka bir tutum dadır, ö n d e basit, ahşab bir sundurm a revak, harîm de dört aya ğa oturan, bir dizide üç kubbe ve yanlarda üçer tavanlı tonozdan mürekkebdir. Bu hâliyle m üstakbel Ulu Câmîlerin öncüsüdür. Bundan sonra, şimdi tam âm ı mevcûd olmayan. Bursa Şehâdet Câmii iki ayak üstüne oturan üçer yerine ikişer kubbe ve tonozla örtülü olmakla, o da m ihrab kısmı çıkıntılı, kanadlı câmîlerden Ulu Câmie bir yaklaşış sa yılabilir.
17
18
Filibe’de Hüdâvendigâr Câmii restitüsyon plânı (I. C., 454. R.)
Nasıl Bursa H üdâvendigâr Câmiinde alt sıra pencereler yoksa, bun da da mevcûd değildi; şimdi altda bulunan 8 pencere ile yan kapılar dan birisi sonradan açılmadır. Bu altlık penceresi olmayan câmi yapm ak âdeti yalnız Hüdâvendi gâr devrine mahsusdur. Biri mâlûm Bursa Hüdâvendigâr, İkincisi bu, üçüncüsü de Şehâdet Câmiidir. Şehâdet Câmiinde alt pencere olmadı ğını, yıkılm adan evvel harâbe hâlinde iken çekilen fotoğraflanndan anlıyoruz. îlk ikisine alt pencereler ve kapılar açmak zarûretinde ka lınmış fakat Şehâdet Câmiine hiç bir zaman, yan ve öne altlık pence re de açılmamışdır. Filibe Câmiinin minâresi kıble duvarı içinde başlayarak binânın sol köşesine oturm akda olup, çini ile müzeyyen pek güzel bir eserdir. t
3.AA
İH* T l
l444'. '1
----------------------------------------------------- L T “"
r î
Mudurnu Yıldırım Câmii plâm (I. C., 566. R.)
^
t
19
MUDURNU’DA YILDIRIM CAMU (L C., 344 - 354., 566 - 587. R.) H arîm i büyültm ek ve girintisi, çıkmtısı olmayan, açık, toplu bir sahn te ’min etm ek ihtiyaç ve düşüncesinin zorlaması altında, Osmanlılar Filibe Câmiiyle ayaklara oturan adedi çok, fakat ufacık kubbe lerle, Ulu Câmi örneğini denemişlerse de, kubbenin oturabileceği ayak ların kalın tutulm ası m ecbûriyeti o nlan bu tarza pek ısmdıramamışdır. Geriye büjoik kubbe yapm ak kalıyordu; onun ilk denemesi de bu M udurnu Câmiindedir. Câmi H üdâvendigâr devrinde yapılmış olmak la berâber, bânisi Yıldırım Bâyezid’dir. Bunu hemen bitişikdeki ha mamda bulunan kitâbe - vakfiye açık açık göstermekdedir. Câmi tek büyük kubbelidir; k u tru 20.0 m. yi bulur; önde üçlü b ir revak vardır. Bu büyük kubbe duvarlara basar; duvarlar kalındır ve moloz taşı-ile dir İşleniş oldukça ibtidâidir. K ubbenin itm esinin te ’sirini azaltmak için beden duvarları çok alçak tutulm uşdur; câmi, hele hâricden, çok basıH görünür, içeride ise bu büyük kubbenin aşağı düşük, ezici olma ması için, küçük, küçük, fakat akıl almaz ustalıkda, bâzı ayarlam alara baş vurulm uş, kubbe içden sanki havalandınlm ışdır. Bunları tafsilin yeri burası olmadığından, söylediklerimizle iktifâ ediyoruz. M inâre sonradan eklenjnişdjr; câmiin b ir de medresesi varmış; şimdi mevcûd değildir. BURSA ULU CAMÜ (L C., 401-418. s., 687-720. R.) B ir şehirde Cumâ mescidi, yâni câmi olarak ihtiyâç duyulan bü yük sâhayı kaplam ak için, 10 küsur m etrelik nisbeten ufak kubbelerle ve ayaklarla yapılan Ulu Câmi çeşidinin en güzel büyüklerinden’ biri dir. Ulu Câmi çeşidinin daha evvel bütün İslâm mem leketlerinde devac bulan tarz olduğunu girişde anlatmışdık. Buradaki başkalık, Arab ve Selçuk câmîlerinde ahşâb veyâ taş sütunlara oturan ahşab çatı yerine, kubbenin ikâme edilmiş, olmasıdır. Vâkıâ bu arada, bâzı câm îlejde yer yer kubbe ve tonoz konulduğu, Niğde ve Divriği’de olduğu gibi, bütün sathın tonoz ve kubbelerle örtüldüğü de vâkıdir. Fakat bunlar b ir istisnâ teşkil eder ve bir üslûb teşkîl eylemez. Osmanlı üslûbu ise, birden, bütün islâna m em leketlerinde olanlar dan bambaşka, daha mütecânis ve yekpâre bir tarz ile işe başlamış ve Bursa’nın O rhan ve H üdâvendigâr Câmîlerini yapmışdıf. Bu ta r i ko lay b ir inşâât usûlü teşkîl eylese de; sâhayı büyültm ek ve büyük câmî ler yapm ak için elverişli değildir. A ynca girinti ve çıkm tıları olması sebebiyle, tam kemâle erişmiş, merkezî b ir plân evsâfını hâiz değildir; biraz uzunca devâm etmiş b ir ilk denemedir. H albuki Osmanlı Devleti nasıl merkezî b ir idâre zihniyetiyle tâ rih sahnesine çıkdıysa, bu eme-
20
linin m îm ârîye aksetmemesi kâbil değildi. Osmanlı m îm ârî üslûbu da bunu arıyordu ve kendi im kân ve kudretine dayanarak araşdırm alara girişdi. îşte M udurnu’daki tek büyük kubbe, işte Filibe’deki Ulu Câmi ve bir bakım a B ursa’da Şehâdet ve Dimetoka’da ' Çelebi Câmîleri. Ammâ büyük bir kubbeye yan eklem eler olmadan dört duvar üstüne tek kubbe ile 3-4 b in .m etre m urabba b ir sahâya erişilemez; Bu büyük lük için 60 - 65 m. kutrunda kubbe ister. Böyle bir kubbe de kof bir boşlukdan başka b ir şey değildir. Bu yan eklemelerin, yapılabileceği ve büyük sâhanm elde edilebileceği merkezî plâna intizâren, Osmanlı üs lûbu bu Ulu Câmi nev’îni denemişdir.
21
Bursa Ulu Câmii Filibe’nin dört ayağına karşılık dokuz ayağa o tu ran yirm i kubbeli, tam âm en kesme taşdan yapılmış, yüksek bedenli, zengin ve ferah bir binâdır. Plânına b ir de aydınlık feneri ve altında havuz eklenmişdir. M uhteşem bir tak kapısı ve iki yan girişi vardır. M ihrab, 1854 zelzelesinden sonra çok boyalı, renkli b ir hâle sokul muş olmakla berâber, istalaktitli güzel bir eserdir. M inber hârikulâde oyma bir ahşab işidir. Fotoğrafı kalemden daha beliğ bir ifâdedir. Bu fotoğraf takriben 100 senelikdir; sonradan yüzler, maalesef bir boya tabakası ile örtülm üşdür. İki m inâresi de duvara oturmaz, yerden başlar; h attâ birisi beden duvarından ayrı durur. Diğeri hâricde altdan ve dâhilde ortasından başlayan iki yollu olup, iki müezzin birbirini görmeden çıkabilir. İleri de Üç Şerefeli’de ve Edirne Sultan Selîm’deki emsâlinin ilk örneğidir. İh tiy ar bir kadının binâ sâhasmda kalan evinin yeri için asırlar boyu kirâ m ukâtaa verilmesi hakka riâyetin parlak b ir şâhididir. Bu Ulu Câmiin duvar yazıları yeni bir unsurdur. İçlerinde XVIII. asırdan kalanlar vardır. 1854 zelzelesinde binânın birkaç kubbesi yıkılmışdı. B unlar tâm îr edilirken kasnaklarında hâricen bâzı şekil deği şiklikleri yapılmışdır. Fotoğrafında bu farklar bellidir. Bu arada iç tez yînât de pek çirkin bir şekilde yenilenmiş fakat yazılar Şefik Bey Kadıasker M ustafa İzzet Efendi gibi büyük üstadlar tarafından hiç bo zulmadan tâm îr edilmiş ve yeni yeni ilâveler yapılmışdır. M inârelerin külâhları kurşun iken, XX. asır başında taş yapılmıştır. Ulu Câmi Tim urlenk tarafından ahır hâline getirilerek tahrîb edil miş. asıl K aram anoğlu Mehmed Bey tarafından, etrâfm a odun yığıla rak yakılmışdı. Bu tah ribâtı örtm ek için yapılan sıvalar 1955 lerde sö külüp yangında kireç hâline gelen taşlar tek tek değişdirilmiş, yine yan mış olan tak kapı yenilenmişdir. Bursa Ulu Câmii kendi çeşidi içinde en güzeli olmakla berâber, Os manlI mîmârîsi bu yolda pek fazla devâm etmemiş, Edirne’de Eski Câ mi ve en son Sofya’da M ahmud Paşa Câm îlerinden sonra, bu nevi terk edilip, yanların ilâvesiyle genişletilmiş » merkezî kubbeye geçilmişdir.
BURSA YILDIRIM CÂMtl (I. C„ 419-440. s., 721 -757. R.) Ulu Câmi gibi büyük itinâ ile, zengin bir tutum la yapılmış bir câmidir. A rtık genişleyen, büyüyen Osmanlı Devleti’nin şânma göre bir mertebeye ulaşmıştır. Plânına Orhan Câmiinden küçük b ir medhâl ey vanını ve imam ve müezzine mahsus dışdan girilir iki höcreyi almış; fakat asıl bünyesini, beden duvarlarını, çatı örtüsünü ve dört odayı H üdâvendigâr Câmiinden aktarm ışdır. M ihverde iki kubbe, birer yan eyvan ve H üdâvendigâr’dan iki eksiğiyle, dört oda, eyvanlar güzel ve
22
ferah, odalar daha genişdir; ne yapm ah ki gerideki odalarda hiç pen cere yokdur; sâde birer nefeslik bacası güçlükle fark edilmekdedir. ik i sindeki deliklere de pencere demek güçdür. Sâde eyvanlarda ve mihrâbın iki yanında tam pencereler bulunm akdadır. H üdâvendigâr’m bu câmie ilham menbâı olduğunu her şeyden ev vel yan cebheler belli etmekdedir. Kale duvarı gibi, dolu, yalçın bir cebhe, ortada tek bir pencere ile taklid görünüşden biraz sıyrılmakla berâber, saçağa bitişik dizilmiş bir sıra delik için bir isim bulm ak imkân sızdır.
L IH
It i
1
491
«ta
f. İ M
1.
wr
J
H1
L
IIM
19 Bursa Yıldırım Câmii plâm (I. C., 721. R.)
|.
*»
J,
4H
1.
L i
Anlaşılan H üdâvendigâr Câmiinin üst pencere dizisi bu câmii ya panların hoşlarına gitmiş olmalı ki, hem burada da tekrarlam ışlardır; tekrarlam ışlardır ammâ, yaptıkları sathî bir dekordan ibâret kalmışdı. Zîrâ aralıklarını bir tutm ak için olacak, delik-pencereler lüzum olan yerlere açılmamış, dördü ars^ duvarlara rastladığından, arkaları tıkalı kalmışdı. Mâdemki içeriye ziyâ vermeyecekdi, pencere niye yapılır? Osmanlı mîmârîsi, en samimî bir davranışla, gösterişle hiç alâkası ol m ayan sâde ve vakur câm îlerin öncüsü olan O rhan Câmiini, daha ilk adımında m eydana çıkardığı hâlde, H üdâvendigâr’da ve bunda, sırf gö rünüş sağlayan unsurlara baş vuirmakdan kurtulam am ışdır. Hakîkî Os manlI mîm ârîsi zinciri, aradaki bu zayıf binâlar fasılasından sıyrılmış, ancak II. Sultan M urad câmîleriyle kopuk halkalarını tamamlamışdır. Yıldırım Câmiinin kusursuz inşââtm a, pek tem iz yapılışına, kesme taş cebhelerine, nefîs revâkm a, hele hele, bu câmide hiç bir evveliyâtı olmadan birden bire çıkan Bursa kem erlerine, son derece mütenâsib eyvanlarına ve onların kem erlerine bakınca, yukarıda serdedilen mü tâlâalar ehemmiyetsiz görünebilir; hakîkatde de göz sıklet veren ciheti görmek istemez ve zihnen yok farzeder; güzel ve câzib ta r a f a ' dönmek için can atar. F akat bu tenkidim iz Osmanlı m îm ârîsini anlam ak ve ge çirdiği safhaları mukâyeseli olarak birbirine bağlamak için elzemdir. K usuru görmek iyiyi tebârüz etdirm ek için zarûrîdir. Hulâsa edersek. Y ıldırım Câmii, çok sert bir gövdeye geçirilmiş iş lemeli bir libasdır; yalnız güzel tarafını görme tem âyülünde olana göv deyi unutduruverir; bilhassa yepyeni bir buluş olan Bursa kemeri, içde, dışda hemen alâkayı çeker, fotoğraf da bu husûsiyetler görülür. Binânın taıhâmı, pek dikkatle işlenmiş, kesme taşdan yapılmışdır; bu câmide Bursa Kem eri denilen, koltuk silme ve sarkm alarına basan basık kem er veyâ düz başlıklarla yapılmış yeni tarz kem erler ilerinin müjdecisi olmuşdur. Iç eyvanlar ve revak açıklıkları hep böyle geçil mişdir. Tezyînât da mükemmeldir. Fotoğrafın birindeki duvarın yüzü nü tu tan alçı höcre ve ocak yaşmağı buna bir misâldir. Yalnız kalem süsleri zelzeleden sonra, berbad b ir hâle konmuşdur. Câmiin iki m inâresi vardır; fakat Uludağ’dan inen sert lodos yü zünden hiç bir zaman tutdurulam am ışdır, m ütem âdiyan yıkılmışdır.
BURSA DEMÎRTAŞ CÂMtl (I. C., 387-392. s., 653-670. R.) Bir orta kubbe, b ir m ihrab tonozu ve yanlarda medhalleri dışarı dan olan uzunca iki tonoz höcreden ibâret olan bu câmii, kanadları tab hâne olarak kullanılabilecek vasıfda olanlara misâl olarak kaydediyo ruz. Yoksa binâ kesme taş ve tuğla ile yapılmış ufak ve basit bir binâdır. Burada yan cenahlar mescid kısmından az b ir m ikdar fazladır; pencereleri bol hava ve ziyâya açıkdır. Şimdi ocak görünm üyor ise de, bozulmuş olması pek m uhtem eldir, tm âreti câmie bitişikdir. M inâre ise hem en hiç görülmemiş bir şekilde, altı ayak üstüne oturan b ir gövde-
24
den ibâdet olup, m erdivenin alt kısmı ahşab ve eğretidir. Bu dayama kısmından sonra helezonî olan asıl kârgir m erdiven gelir. Bu da mina reye münâsib bir yer kestirem em enin neticesi olup, H üdâvendigâr Câ miinde de bir emsâlini gördük. Demirtaş Paşa’nm muhteşem bir hamamı da yakınındadır.
25
AMASYA’DA BAYEZÎD PAŞA CA m U (2. C., 4-25. s., 1-37. R.) K aleli şehirler um ûm iyetle bâtm -ı belde, zâhir-i belde ismiyle iki ye ayrılır. Sonra bu isim ler iç kale veyâ iç şehir ve varoş isim lerini de almışdır. Yeşil Irm ağın ikiye böldüğü Amasya’da bu tefrik daha bârizleşmiş ve her vesikaya geçmişdir. tç şehir şimâl, dış belde cenub ke narındadır; Bâyezid Paşa Câmii, dış şehirin de en ucunda, Sam sun’dan gelip ırmağı geçen köprünün başındadır. Bu mevkiin intihâbiyle uza yan şehrin tam girişde yapılan câmiin birçok ihtiyâcı birden karşıla ması düşünülmüşdür. O rta sahnın yanında 4 oda olup, yan eyvan yok dur; odaların ikisi aydınlık, ocaklı, raflı olup, ikâm et şartlarını hâizdir. Diğer biri m utbah tertibâtını, aş ocağını, su küpü yerlerini hâvi olup bir ahşab döşeme ile ayrılmış iki katlıdır. Böyle bir m atbah hiç bir câmide görülmemişdir. Ammâ ondan da fazlası, bu m atbahın yanında ve üst kata çıkan m erdivenin altında kazılan ufak bodrum a bir helâ yerleşdirilm iş olmasıdır. Demek Y ıldırım ’dan sonraki F etret devresinin hemen nihâyetin de, Çelebi S ultan M ehmed’e epey m üddet merkez vazifesini görmüş olan şehre büyük bir ikram yapıp ihtiyaçları karşılanm ak istenmişdir. Tahmin olunacağı üzere o muzayakalı zam anda hepsi ayrı ayrı karşı lanamayacağı için de, K aradeniz sâhilinden gelen yolun girişine bu top lu hey’et kondurulm uşdur. Yeni başdan canlanan tâze hüküm eti kabûl etdirmek, m evcudiyetini göstermek için de hiç b ir itinâdan kaçınılma mış, revak kem erlerinden, kubbelerinden, tak kapıdan başlayarak, in ce zarif rûm iler, hendesî geçmeler, istalâktitler mebzûlen kullanılmışdır. M ihrab çok müzeyyendir.. Tabhâne odalarının höcre ve ocak yaşmakları, ondan 15 sene ev vel yapılmış olan Bursa Yıldırım Câmiindekilere pek benzer. Bunda da Y ıldırım ’da olduğu gibi, ufak bir yarım kat, minâreye ulaşmayı te’ mîn eder. M inâre yıkık idi (1968). Câmide kitâbelerden başka, re vâki n saçak silmesi altında vakfiyesi yazılıdır. Câmiin bir husûsiyeti daha, aynı vakfiyenin ırm ağın karşı sahilinde yerli kayaya hakkedilmiş ol masıdır. Bu câmiin birçok m îm ârı ve binâ emini kitâbelerde yazılıdır. Birisi aslen Şamlı olup, M erzifon’daki medreseyi o, A nkara’daki K ara cabey Câmiini oğlu yapmışdır. İki evvelki âbidede kırm ızı renkli taş ların da kullanılmış olmasını, Sûriye’den gelen bu m îm ârın te’sîrine atfetm ek yerinde olur. Bu usûl bundan böyle b ir çok âbidede muvaf fakiyetle y er almışdır. Şamlı m îm ârın da Türk olmadığını iddiâ etm ek kâbil değildir. Zâten Sûriye o sırada M em lûklular idâreSinde idi ve 2,5 asırdır Selçukluların, idâresinde bulunuyordu.' Binâ Osmanlı m îm ârî anlayışından hiç şaşmamış, güzel b ir ilâve olarak da kırm ızı taş kul lanma çığırını açmışdır.
26
*
1A««
Amasya’da Bâyezid Paşa Câmii plâm (II. C., 2. R.)
27
BURSA’DA YEŞİL CAMÎ (IL C., 46 - 94. s., 72 - 152. R.) Yeşil Câmi, iftih ar ettiğimiz, üstüne titrediğim iz b it san’at eseri, bir kuyum culuk hârikası, rengi, istifdeki âhenk ve m ahâreti göz ka m aştırıcı olan bir mücevher. İsterseniz buna berâberce, bir pırlantalı, yâkutlu, züm rüdiü sorguç diyelim. Yeşil Câmii b ir yanıyle tâ rîf için bu teşbih pek uygun düşse ge rek. F akat m îm ârîyi mevzû alan bir eserde, bâhusus bahis b ir câmi üs tüne olursa, ehem m iyet verilecek taraflar önce, nisbet, tenâsüb, k ü t lelerin uyuşması, âhengi, vekarı, sükûnu ve içinin dışa uygun düşüp düşmediğidir. B ir sorgucun m ücerred olarak ne kadar güzel olursa ol sun, iliştirildiği kavuğa yakışması, kavukla berâber başın ve bedenin mertebesini, şânmı, hüviyetini ve hepsi berâber, Sâhib’in mânâsını tem sil etmesi gerekdir. Burada baş ve beden binâ ise mânâ, câmiin eşik taşından başlayarak sâdelik içinde vekar ve haşm et ifâdesini taşı ması, bu yolla câmi olma hüviyetini kabûl ettirm esi, ilk görüşde o te ’siri bırakm ası, dışarıda başlayan bu câzibenin, içeriye atılan ilk adım dan îtibâren, eksilip çoğalmadan aynı mikyas dâhilinde devâm etm e sidir. Biz ise, câmii b ir kül olarak, kütle ve m im âri olarak anlatacak yer de. tersinden, sorgucu ele alarak bahse girm eyi zarûrî bulduk. Çünkü bu câmiin herşeyin üstünde tu tulan yanının o olduğu derhâl sezilmekdedir. Şimdi sorguç nereye takılm ışdır? Yerine oturm uş m udur? diye aram aktayız. Kavuk, kisve ile bunları taşıyan devletli tam bir kıvam ve uygunlukta olsaydı, mes’ele yoktu; sorguç, takı, gelir yerini bulur ve hepsi berâber bir kül, tek bir vücûd olurdu. Yeşil Câmide m îm ârî bir bütün olarak düşünülm üşdür, denemez. Binâ içini dışarıdan belli etmek, iç bünyeyi hârice taşırm ak ihm al edil miş, kuvvet süse verilmişdir. M ihverdeki ve yan eyvanlardaki ikişer kubbe dışda görünürde, dört köşe kubbe v ar mı, yok mu? Anlaşılamaz, yanlardaki pek dik çatıyı delip geçen iki eyvan kubbesi, sanki kayıyormuş gibi görülür. Bu dik çatıların m ihrab tarafında üç köşe bir kalkanla bitmesi de, Osmanlı m îm ârîsinin hayâtı boyunca hoşlanm adı ğı bir tutum dur. Ü st kısmın alt tarafda düz b ir kâideye sağlamca ayak bastığını görterm ek duiurken, iğri bağlantılarla zorlama geçişler yap mayı, bu kuvvet ve m etâhet m îm ârînin havsalası alamaz. Bir*de girişin loş ve kasvetli olması mes’elesi v a rd ır ki, onu da sıra -, sında ele ahnz. Böyle sıkıntılı yerler yapm ak da bize aykırı düşer; bunlar kiliselere mahsusdur. H er şeyden evvel câmiin oturtuluşu arazîye tam uygun mudur? Bizce buna m üsbet cevab vermek pek kâbil değildir. Binâya doğrudan doğruya sokakdan girilmez; arka tarafdan avlu yan duvar boyunca geçildikden sonra kapıya dönülür. Böyle yapılacağına câmi geriye çekil se, sokak önden geçirilse idi, şehir ve âbide daha kazançlı çıkardı.
28
_ 1 2 J______ I
İti
I Iİ4 I— 172 ,___ÎO L-
fA rtı U U B W I-H W Ity W U
1* n
1
m
11031
2«
1M 1
2S1
1 ** 1
224
İM 1 132 İS7İ
İ57İ 130 1 SS 1
223
i MO1
24a
İM İ
24«
a iıa
Bursö’aa Yeşil Câmî zem in k^tı plaıü fH .
1 1Û1 1
21Q
1 BA 1 30
73. R.)
Bu sözler okuyanda, sanki mükemmeliyetin son haddine varmış, bütün m eziyetleri cem’etmiş, kusursuz örnekleri, meselâ XVI. asır câ mîlerini önümüfee alıp aynı meziyetleri burada da arayıp aramadığımız, bir zaman ve devir hatâsına düşüp düşmediğimiz düşüncesini doğura bilir. Tabîî Fâtih devrinden îtibâren olanları zihinden geçirmemeye imkân yokdur. Fakat Yeşil hakkında bu m ütâlâaları serdetm ek için el li sene sonrasını ölçü tutm aya lüzûm yoktur; zîrâ Yeşil Gâmi’den ev velleri de vardır. B ütün Osmanlı m îm ârîsinin kaynağı o sâde, asîl Or han Cânıii’nin koyduğu usûl ve ölçüler ortada durm aktadır. Onda id diâ yokdur ammâ, Osmanlı m îm ârîsinin ve m ücerred olarak mîmârî nin en son mertebede arayacağı unsurların nüvesi, çekirdeği mev cuddur.
29
•03 '
S
» T i » l iU J lM İ H -I l C l « » T « t m
Bursa’da Yeşil Çâmi birinci kat plânı (II. C., 74. R.)
H er hâlde o âbide çıplak olduğu için çok hafife alınmış olmalı ki, böyle son derece yüklü bir süs, lüks ve göz kam aştırıcılik üslûbu Yeşil Câmiin içine yağılmış, sorguç kavuğa oturtulam adan kalmışdır.
30
Bizim üzerinde durduğum uz cihet, nisbet ve âhenkden meydana gelen asâletin ihm âl edilmesi ve tezyînâtın m îm ârîyi ezecek derecede tutulmuş olmasıdır. Bu tezyînâtın, O rhan Câmiinin, satıh satıh, kade me kademe oturaklı yükselişine uygun bir binaya tatbîk edilmemesi içiri bir sebeb yoktu. Biz bu kadar jrüklü satıh süslemesinin yapılmasını, Çelebi Sultan Mehmed devrinin, geçirdiği tehlikelerden kurtulm asının, devleti yeni den kurm asının bir tazm înâtı, b ir kefâreti olarak görürüz. Devletin yı kılmadığını, var oldukdan başka, böyle lükse sarfedecek bir kudrete erişildiğini bütün âleme ve m illete göstermek için lüzum görülmüşdür, deriz. M îmâride zayıf olan cihet ise, biraz evvel anlattığım ız Bursa H ü dâvendigâr ve Yıldırım Câmîlerinin te ’sîrinden kurtulam am aktan olsa gerektir. Nitekim, çok geçmeden bu aksak ta ra f farkedilmiş ve kanadlı câ mîlerde de, meselâ M urâdiye’lerden îtibâren yine toprağın içinden yük seldiği gözle görülen kademeli m îm ârîye dönülmüşdür. Yeşil Câmi, bu kadar gösterişli ve bu yüzden herkes tarafından şaş kınlık içinde seyir ve tem âşâ edilen, dillerde dolaşan b ir binâ olmasa idi bu kadar sıkı bir tahlile tabî tu tu lu r muydu? Böyle b ir zahmete hâcet kalmayacağını okuyanların takdir edeceklerine eminiz. Gönül bu m ertebe itinâ ile, emek ile yapılan b ir eserin sarkan bir tarafı bulun mamasını diliyor. Bu hicran ile yazılmış satırların diğer bir sebebi de, OsmanlIların, istikbâlde o m îm ârînin şâhikası câmîleri yapıncaya ka dar. ne safhalardan geçtiklerini, avlayıcı tuzakları nasıl atladıklarını ve karşılarına böyle b ir fettan çıkmış iken ona kapılm ayıp kibar ve asîl dildâdelerinden vazgeçmediklerini göstermekdir. Yeşil Câmi o devrin, siyâsî ve rûhî buhranlarının doğurduğu ârızî b ir mahsûldür. Sonu gel memiş, zürriyet vermeden kalmışdır. *** Yeşil esas itibariyle bir kanadlı câmidir; Y ıldınıjı Câmii plânını yakından andırır. O rta kısım eb’âdı biraz daha büyük, odaların ikisi hemen hemen aynı, ikisi daha küçükdür; fazla olarak harîm e asıl revnâkını veren, çok süslü iki müezzin mahfili eyvanı eklenmişdir. Fakat Yıldırım’ın girişindeki ferahlığı, açıklığı da bunda aram amalıdır. Tak kapıdan girince, evvelkinde olduğu gibi kendinizi harîm in kucağında bulamazsınız. K apıdan sonra çok dar, duvarları çıplak, kasvetli bir d eh lize, âdetâ bir nartekse girilm ektedir; iki tarafda pencere içinden yu karıya çıkan m erdivenler vardır; üstelik tepelerine kötü Bizans başlık ları oturtulm uş birer çift sütün konmuşdur. Bunlar tamâmen yersiz, mânâsız şeylerdir. Bu dehlizi Yeşil Câmie yakıştırm aya imkân ve ih timâl yokdur. Bırakın ki daha çok basit de olsa hiçbir Osmanlı câmiine lâyık görülemez; o derecede sıkıntılıdır. Yeşil’in hey’et-i umûmiyesiyle bir tezat hâlindedir. Ammâ, iki müezzin mahfili arasındaki eyvandan harîm e bir kere gi rildi mi, her noktası büyük bir îtinâ ile işlenmiş, bütünü ve teferrûâtı cidden güzel bir süs tûfânı içinde bir şaşkınlık geçirmemek kâbil değil
31
dir. Böyle nefes kesen bir güzelliği daha ilk adımda görür görmez lebbeyk der, baş keseriz. Edibâne tâbirim izle lâl ve ebkem kalırız. Ammâ bir de bunu bir bütün olarak yuğurup, içinden dışını, dı şından içini gösteren billûr b ir kâse içinde takdim ini yapmak vardır ki, işte o insanı vecd ve aşk mertebesine yükseltir, ve gelip geçici değil, temelli, kararlı bir kaynaşıp (bir) olmaya yol açar. Biz de Yeşil Câmi için diyoruz ki keşke zarf da m azrûfa yaklaşsa ve yakışsa, ne kadar dört başı m âm ûr olurdu. Ammâ saf fakat âlâyişsiz mimari ile yetinilebilse ve bu tatm in hamlesi, onu başarabilmek kudre tini doğursa zâten bu kadar süs akla gelmezdi. Süs, cıhz m îm ârînin can kurtaranıdır. • ** Bütün tezyînât işini, çiniler dâhil, Ali bin îlyas Ali ismindeki bir Bursah sanatkâr Mâre etmişdir; bu zât şâir Lâmiî Çelebi’nin büyük ba basıdır. Kalem tezyînâtı, m âlâkârîler, çiniler, büyük b ir âhenk içinde dir. M ihrab sekisinin, yan eyvanların, odaların duvarları sırasıyla 3.50, 2.80, 2.10 m. irtifâında çeşitli çinilerle kaplıdır. Müezzin m ahfilleri ve ortalarındaki geçid eyvanı, tavanları dâhil, tam âm en çini kaplamadır. Yalnız birinci kubbenin duvarları çinisizdir; kesme taşla bırakılmışdır. İrtifâı 10.65 m. olan m ihrâbın yaşmak istalâktitleri, kum saatleri, yazılan, kenar istalâktitli kuşakları, silmeleri kâm ilen çinidir. M ihrabda Şeyh Sâdi’nin «Zâlim bize zulm ettiğini samr; halbuki biz atlattık; zu lüm halkası onun boynuna geçti» meâlindeki beyti yazıhdır ki biz bu nu, Topal Tim ur’un hiyânet ve gurûruna karşı b ir meydan okuma ola rak görüyoruz ve câm iin bu kadar tantanalı yapılm asının sebeblerinden birini ifâde ettiğini zannediyoruz. Birçok kem er özengisi, takozu da çini istalâktitle yapılm ışdır ve yi ne tekm il çini kaplam aların üstlerinde, kem er aynalarında âyet ve ha dîsler çini ile yazılmışdır; yazıların çoğu tevki’ üslûbundadır; sülüs olan la r da vardır. Çiniden sonrası ve kubbeler, dilimleri sıvama kalemle müzeyyendir. Bunlardan duvar üstündekilerin çoğu bozulmuşdur. Son zam anlarda bir kısmı m eydana çıkanlm ışdır ammâ, b ir bütünlük göstermemektedir. Es ki kalem ler dilim ler ve kubbelerde ve baklavalı kuşaklarda daha faz ladır. Kalem ler ortasında zam ânından kalma yazılar da vardır. Büyük eyvan kem erinde pek güzel alçı kabartm alar ve çivi başları bulunm aktadır. Biz de câmiin tutum una, inşâ gayelerine uyarak, binayı anlatmadan tezy’nâta girişdik. H arîm in ucunda olan dört odamn zam ânında ne m ak satla yapıldğını bugün îzâh güçtür. Bunların tabhâne - tabhâne höcre leri olarak düşünüldüğü anlaşılıyor. Bu yolda mühim bir iki vesika da vardır. Fakat yapıldıklarından sonra bu vazifeyi göremeyecekleri de ay nı vesikalardan anlaşılıyor. Bu odalann birer duvannda alçıdan yapıl mış höcreler, raflar ve ortalarında birer ocak bulunm aktadır. Raf ve höcrelerin kullanılmış olduğunu gösterecek bir eskime alâmeti olmadığı gibi,
32
i
36
Bursa Ulu Câmî minberinin 1880 senelerindeki resmi
Mudurnu Yıldırım Câmii
Bursa Ulu Câmii
. ■U-:; V■U; ■
38
7.ZT.'!t*... UtljW
B u rsa’da Y ıldırım Câmii yan odalarda höcre ve ocak tertîb âtı
Bursa Yıldırım Câmii
B ursa Y ıldırım Câmii m edhal üstü kubbesi ve B ursa kem erleri
áíi I
40
B ursa D em irtaş Câmii m inâresi
B ursa D em irtaş Câmii kubbesi
B ursa D em irtaş Câmii tafsilâtı
A m asya’da Bâyezid Paşa Câmii ön cebhesi
A m asya’da B âj’czid Paşa Câmii arka ve yan cebheleri
41
m :
ıpmıpTmır
irufvAt te ir Í!2H2!l:
wuáiii
íO ! ; ¿»•tj.
il
níf.if
B ursa’da Yeşil Câmi şim âl-i garbı cebhesi (Y üzlerin çıplaklığı, üst pencerelerin b irer delik gibi kalm ası, köşedeki eğri fronton bârizdir.)
B ursa’da Yeşil Câmî cenûb-i garbi köşesi (K em er yasdıkları, birinci özengi taşları görülm ekdedir; en ucdaki şahnişinlere ne içeriden, ne dışarıdan çıkm ak kâbildir.
43
B ursa’da Yeşil Câmi
44
B u rsa’da Yeşil C âm î’nin m edrese ta rafm d an görünüşü. (Yan tarafd ak i çatılar altm da kub b elerin gizlenm iş olması ve yan eyvan kubbesinin eğri ve k ay ar gibi duruşu, kapı önündeki paraçollere o tu rtulan saçak eklem esi.)
b S i
B ursa’da O rhan Câm iinin 1880 senelerindeki resmi
Bursa’da O rhan Câmii m ihrabı
B u rsa’da H üdâvendigâr Câmii
F ilibe’de H üdâvendigâr Câmii arka ve yan yüzleri
i f
\
r sç,,
B u rsa’da Yeşil Câmi müezzin m ahfili (B ütün duvarlar, Bursa kemerleri tav an lar, alınlıklar, etraf çerçevesi tam âm en çinidir.)
46
B ursa’da Yeşil Câmi H ünkâr M ahfili ve m ihrabın uzakdan görünüşü
Yeşil Câmi tak kapısının sülüs ve kûfî yazıları, köşe kum saati ve rûm î oym aları
B u rsa’da Yeşil Câmi ön cebhesinde dış m ihrablar (Bir ta ra f rûm inin işlenm eden kaldığı bellidir.)
ocakların hiç kullanılmadığı ve içlerinde is izi bulunmayıp, temiz sıva kaldığını da sarâhatle tesbît ettik. Yine de tâbhâne şartını tam âm en hazf etmiş olmamak için, şimâl-i şarkî köşesindeki odanın harîm den bir demir parmaklık kapı ile ayrıldığı ve tam m atbah - im âretin karşısına içeriye aş almak için bir dış kapı açıldığımda görülm ektedir. Bu kapı da sonra dan örülmüş ve duvar eski hâline getirilmişdir. Üç odaya dokunulmadığı halde yanında bir tek odanın harîm den parm aklıkla ayrılıp tecrîd edilmiş olması, dörtden yalnız birinin şöyle böyle tâbhâne vazifesi gördügünü belli etm ektedir. Netîce olarak bu odalar ne m aksatla yapılmış ise yapılmış, fakat işe yaram amış ve asıl vazifesine, namaz sâhasına iâde edilmişdir. Esâsen bu tertib odalı câmîler, yalnız beş tâne olup. Bursa gibi her tü rlü vâsıta ve imkânı bol olan bir şehirde yapılan üçünde, Hüdâvendigâr, Yıldırım ve Yeşil’de odalar ya hiç kullanılmamış veyâ vazife göremeyeceği hemen ortaya çıkmışdır. Yeni kurulm akta olan Amasya’da ihtiyaç üzerine, o da şeh rin uzak bir ucunda olan, Bâyezid Paşa’da odalar vazife görmüşdür. Yi ne yeni fethedilen bir beldede, Üsküb’de îsâ Bey Câmiinde kullanıldığını tahmin ederiz. Ekseriyâ dışarıdan kapıları olan, Demirtaş Ali Paşa gibi, yanlarında tonoz bulunanlar bu tasnife zaten girmez. Afyon’daki Ge dik Ahmet Paşa’da, yanlar dışarıya bakar, içeri ile hiç alâkası yokdur. İki oda ve yan eyvanlar 32, 64 ve 24 er dilimli kubbeler ile örtülü dür; ikisi çapraz tonozdur. Oda kubbeleri çatı ile gizlenmişdir. Üst katta, müezzin mahfili ve geçid üstünde birer oda ve son derece müzeyyen bir hünkâr mahfili vardır. Odaların du v an çinili, mahfil ise sanki çiniden oyulmuş gibi, sıvama kaplainadır. Bu m ahfilin korkuluğu da tamâmen çini kafes olup, Konya’daki Sâhib Atâ pencere şebekesinden çok daha güzeldir. Bu ikinci kat odaları da hangi vazife için yapılmışdır? Buna da tam îzâh bulunamaz. Tekye, mahkeme, şu, bu tefsirleri son zam anlarda ya kıştırılmış şeylerdir. Mahkeme kaydı ve vakfiyelerde yokdur; hiç bir vesikada da geçmez, B ursa’da b ir mahkeme vardır; kadı orada oturur. O da mâlûm, Ulu Câmi yanındadır. Kadı nâibleri de seyyardır; işi yerin de görürler. Tekye isnâdı da gülünçtür. Vakfiyede tekyeye ve herhangi bir tarikata dâir bir îmâ bile yokdur. Hele ahî zâviyesi düşüncesi ta mâmen yersizdir. A hîler esnaf ve san’atkârlardan ibâret bir teşekkül dür; son derece mütevâzi, m ahviyetkârdır. Böyle müzeyyen, tantanalı binâlar nerede? O nlar nerede? Yeşil’in üst katında olan dış şahnişinlerin ikisi kördür; ancak daya ma merdivenle çıkılabilir; demek sırf süs için yapılmışdır. Diğer ikisi de fuzûlidir. işte bunlar da Yeşil Câmiin, sırf öyle bir unsur ile cebhe süs lensin diye yapılmış zorlama ve eğreti birer parçasıdır. Osmanlı mimârîsi yersiz bir çivi bile çakmaz. Câmiin m inâreleri yenidir; eskiler yıkılmışdır. Bir asır evveline ka dar hattâ külâhları kurşun idi; eski fotoğraf bunu gösteriyor. Minârele rin geçişlerini çatı m ertekleri arasından yapm ak zorunda kalınmışdu-. En uçlardaki lüzûmsuz mânâsız kör şahnişinler olmasa, ikinci katta du-
49
^
yar içinden meı*diven yapılabilirdi. Bu A’^azîfenin dekora fedâ edilmesin den başka b ir şey değildir. Bâhusus câmiin revâkı, Çelebi Sultan Mehmed’in ânî denebilecek vefâtı yüzünden yapılam adan kalmış, cebhe düşünülen şeklini alamamışdır. Eğer revak yapılsa idi, bu şahnişinler bütün bütün örtülecek, oradan ova seyredilir gibi, süm m ettedârik bir iddiaya da yer kalm aya caktı Böyle b ir düşünceyi serdedeceklerin de çıkabileceğini düşünerek ilâve ediyoruz. Câmiin ön cebhesi güzel bir merm erle inşâ olunmuşdur. Yanlar yi ne m erm erdir; fakat cinsi daha aşağıdır: üstelik Parvillee ismindeki Fransız m îm ân tâm îr esnâsında yan yüzleri san bir badana ile kii’letmişdir. Tak kapı pek müzeyyendir; üç taraflı kitâbe kapı kemeri üstünde dir. Hacı İvaz Paşa'm n binâ emini veyâ m im ar sıfatı ile ismi de ora dadır Pencerelerin etrâfı istalâktitli, silm eli çerçevelerle donatılmışdır. F akat o çerçeveler yah ve ^rka cebhelerin çıplak, ezici ağırlığım hiç hafifletm em işdir Bu boş cebheleri koyduğumuz- cenûb-i garbi köşesi fo toğrafından anlam ak kâbildir. Tak kapıda, pencere aynalânnda, dış m ihrablarda bol bol rûm î oy m alar konmuşdur. Osmanlı eserlerinde daha evvel tek tük rûm î tezyî n ât kullanılmışsa da, ilk defâ bu binâda rûmî, âdetâ sıvama denecek de receye çıkmıştır. Revak bitm eden kalmıştır. H attâ iç, tezyînât bile Çelebi’nin vefâtından üç sene sonra tam am lanm ıştır. Revâkın kem er başlan ve 'yasdıkları bulunduğu hâlde, kem erlerin ilk özengi taşından sonrasına devâm edilmemiş, üstelik yerinde işlenen pencere tezyînât ve yazılann b ir taş dan diğerine geçerken b irer ucu yontulmuş, sonlan noksan bırakılm ışdır.
EDİRNE’DE ESK i CAMİ (H. C., 150-160. s., 246-258. R., IV. C., 897-898. s.) Bursa Ulu Câmii örneğinde, çok kubbeli b ir câmidir. Bursa’da 12 ayak üstüne, 20 kubbeli iken bu, 4 ayak ve 9 kubbelidir. B ursa’dakinden 15-20 sene sönra yapıldığı hâlde inşââtı daha iptidaîdir. Yıldırım şehzâdelerinin saltanat mücâdelesi sırasında Em îr Süleym an tarafından başlatıldığı, Mûsâ Çelebi tarafından devâm edildiği rivâyet edilir. Fakat bitiren Çelebi Sultan Mehmed’dir. Üç kapılıdır; asıl minâresi solda, m erdiveni kapı aralığından başla yıp çıkan tek şerefeli olandır. D uvar üstüne konmuşdur. İki şerefelisi sonradan ilâve edilm iştir ve binâdan ayrıdır. Bu ikinci m inârenin altın da bir çeşme yapılm şdır ki, eşine başka b ir yerde tesâdüf edilemez. Göv desinin köşelerine yapılan acâyip kabartm a sütûncuklar bu ikinci m inâ reye iptidâi bir m anzara verm ektedir. Kezâlik kubbe- kasnaklannın d ı şarıda yuvarlak olması da ilk Osmanlı devirlerine mahsus b ir tu tu m dur. O rta kubbe sırası yanlardan daha yüksektir. K ubbeler içten kürevî
50
köşeliklere oturur. M ihrab ve m inber çok ince işlenmiş mermerdendir. F akat oym aların şekilleri oldukça iptidâidir. M ihrâbın içinde ufacık bir iç höcre daha vardır. Câmiin içi XVIII. asra âid sülüs celisi, tâlik celisi yazılarla dona tılm ıştır. Bu bakım dan B ursa’dakine çok benzer. Yazıların mertebesi isa B ursa’dakilere erişemez. Binâ kâm ilen iri kesme taşlarla yapılmışdır. Evliyâ Çelebi, etrâfm ın çiçek bahçesi olduğunu ve namaz kılanların pencerelerden doluşan ko kularla kendilerinden geçtiklerini yazar. Câmiin mîm ârı veyâ kalfası, M udurnu’daki câmii ve hamamı, Bolu’daki hamamı yapan Ömer bin Îbrâhim ’dir. Câmi çok yangın ve zelzele geçirmiş, m üteaddid defâ tâm îr edilmişdir. M inber ve m ihrab dahî yanmışdır.
1---- uj----1 Edirne’de Eski Câmî plâm (II. C., 246. R.)
51
DİMETOKA’DA ÇELEBİ CAMİİ (IL C., 136-150. s., 218-245. R., IV. C., 898. s.) Şimdilik Y unanistan’m elinde kalan bu câmiin yan duvarları saçak hizâsına vardığı sıralarda Çelebi Sultan Mehmed vefât etmiş ve inşâât yarım kalmışdır. Koca pâyitaht Bursa’daki Yeşil Câmi ile, Yeşil Medrese’nin başına gelenler, bu m ühim binâyı da esirgememişdir. Nasıl, Ye şil Câmi revaksız kalmış, tezyînâtı üç sene sonra bitebilmiş, medresenin ise üst katı hiç yapılamamış ise, bunun da kubbeleri bağlanamadan kal mış, çatı bile örtülüverrnişdir. Şimdiki Dimetoka Câmiine girince gören göz bir acâyiplik hisseder. Dış duvarlarda bir gayritabîîlik hissolunmaz. îç yüzlerde üstlerinde yastik silmeleri bulunan altı kuvvetli plâstr vardır; fakat bunlar orta daki gayr-ı müsâvî aralıklı dört ayağa karşı düşmez. Câmi bu dört aya ğa ve kubbe taşıyacak kalınlıkda duvarlara m üstenid doldurma ahşab kem erler üstüne oturan sivri bir ahşab çatı ile örtülüdür. A yaklar ne için plâstrlara karşı tutulm am ış, duvarlar kubbe taşı yacak kadar kalın iken câmi çatı ile örtülm üşdür? Bu hareket tarzı ta bîî değildir. Bu suâlin cevâbını ancak son derece dikkatli b ir ölçüye imkân bulunca verm ek kâbil oldu. Esas bünyeden olan, kıble ve m ihrab duvar larındaki dört plâstrın arasının müsâvî iki kubbeye denk düştüğü, yan plâstrların karşısına konacak iki ayağın da tam yerini bulm akta oldu ğu meydana çıkmaktadır; yânî mihverde çift kubbeli b ir câmi. Bu plân da bize hiç yabancı değildir. Bu câmiden 60 sene kadar evvel yapılan Bursa’daki Şehâdet Câmiinin (I. C., 267-275, 412. R.) eşidir; asıl garibi iç ebâdın ikisinde tıpkı olmasıdır. Yalnız Bursa’da duvarlar ince, Dime toka’da kalındır. Bu sûretle. her iki câmiin birbirini te’kîd ve itm am ettiği görülmek tedir. Bu da m ihverde çift kubbeli m ûtad câm îlerin m ihrab kısmı yan larındaki boşlukların doldurulması ve ikinci kubbenin duvara değil de ayağa oturtulm ası şûretiyle, ortada iki kubbe, yanlarda dört tonozla el de edilen plândır. Bunun bâzı eşleri de olmuşdur. Dimetoka Bursa Şehâdet C âm iinin plânda bir te k râ n olmakla be râber. hârîcî m îm ârî bakım ından ondan külliyen ayrılır. Dimetoka’daki haşmetli cebheler, nefîs bir kapı tâki, çok yerinde taş oymacılığı, is talâktitler, zengin yastıklarla tam âm en iri kesme taşlarla yapılmış, bü yük m îm ârî tutum unda bir câmidir. M inâre sağ köşededir. Aslında tek şerefeli iken, son 70 - 80 sene için de bir ikinci şerefe ilâve edilmiştir. Revâkı yıkılm ışdır veyâ Y unanlılar yıkm ışlardır. Zîrâ yerini de dükkânlarla işgal etmişlerdir. Câmi ise rhetrûk, harâb, perişan b ir hâl dedir; depo olarak kullanılıyor. İsmen müslüm an cem ââtinin elindedir; fîlen Yunanın tasallutundadır. Câmiin m îm ârı İvaz Paşa’dır. Kitâbelerin birinde yazar.
52
Dimetoka’da Çelebi Sultan Mehmed Câmii restitüsyon plânı (II. C., 225. R.)
BURSA’DA MURADİYE CAMİİ (II. C., 298-316. s., 527-561. R.) îki kubbe ve iki yan eyvanla, ufak hizm et odalarından meydana ge len kanadlı câm îlerin başlangıcı olan O rhan Câmii plâm ndan b irer in hiraf olan Bursa Hüdâvendigâr, Yıldırım ve Yeşil Câmîlerinden sonra bu câmi aslına rücû, ufak değişikliklerle O rhan plânına b ir dönüştür. K ubbeler biraz daha büyük, irtifâı daha fazla, hizm et odaları da dar
53
t
1371 _ 163 . 262 X î 1 ^ i
r t
361
S
—■ £
ç_ S
665 413
«3 182 j. 21*)
Bursa’da Murâdiye Câmii restitüsyon plânı (II. C., 531. R.)
ve uzun değl, dort Koşeaır, ve Kapıları dışarıdandır, Tabîî b ir asır son ranın inşââtcılığı da seviye kazanmıştır. M urâdiye’de, O rhan Câmiin deki çarpıklıklara, gönyesizliklere pek rastlanıtiaz. Yalnız iki büyük kubbenin, bilhassa m ihrab üstünün köşelikleri çirkin deneçek kadar ip tidâidir. Buna mukabil malâkârîlerin, tahta işçiliklerinin ve hepsinden fazla çinilerinin letâfetine doyum olmaz. M ihrab kısmının etrâfı, kapı, son cem âat pencere aynaları, nefîs çinilerle müzeyyendir. Son cemâat orta kubbesi de pek zengin istalâktitlidîr.
54
Duvarlar moloz taşı ve tuğla iledir. Minâre solda duvarlar üstün dedir. Kapısı dışarıdadır. Merdiveni de helozonî olarak 'başlar, İkinci minâre pek yenidir. XX. asır başında yapılmıştır. Bu câmi, kaydettiği miz üç câmiin fuzûlî yan odalarım atarak hakikate dönüştür.
EDİRNE MURÂDİYE CÂMÎl (II. C., 405-415. s., 706-723. R.) [ Bu da iki yanı eyvanlı, çift kubbeli bir kanadlı câmidir; hizmet oda sı dahî yokdur. Bu örnekde olan câmîlerde büyük bir değişiklik yapı larak, mihrab kısmiyle, medhâl kısmı aynı seviyede tutulmuşdur. Hal buki şim diye kadar gördüklerimizde 80 - 90 sm. seviye farkı oluyordu. Bu mâkûl tutum, kanadlı câmîler Fâtih devri sonunda terkedilinceye kadar, devâm ettirilm iş, yâhud pek ufak bir seki yapılmışdır.
Edirne Murâdiye Câmii plânı (II. C
707, R.)
55
Câmi kâmilen kesme taştandır. Fakat mevkii îcâbı arâzi kaymalarma, pek çok zelzelelere mârûz kaldıgmdan hemen hemen bütün ceb heler yeni baştan yapılmışdır. Kapısı güzel bir sivri kemer içinde istalâktit yaşmakla yapılmışdır. Üç Şerefeli ve Fâtih Câmîlerinin kapıları na örnek olmuşdur. Bu câmiin çini mihrâbı hârikulâdedir. istalâktitli yaşmak ve etrai suyu ve yazıları ile, en güzel çini mihrabdır dense hatâ edilmiş olmaz. Yeşil Câmiindekinden daha küçükse de renkleri ondan güzeldir. Etrâfındaki mâvi beyaz çiniler, Osmanlı çinicilik sanatında bir inkılâb baş langıcı olmuşdur. Câmiin mühim bir husûsiyeti de kalemleridir, ilk de fâ 1930 da bir parçası badana kazınarak meydana çıkarılan bu kalem tezyînâtı, m aalesef sıvalar kısmen döküldüğünden tamamlanmamakdadır. Fakat son senelerde yapılan aramalar, serviler, dallar, yazı kuşak lan ile Karaca Bey ve Dâvûd Paşa Câmîlerindeki kalemlere örnek teş kil etmişdir. Bu kanadlı câmîler, Osmanlı’ya kadar hep çok direkli olan câmîler den sonra, toplu, mütenâsib ve vâsi, açık bir sahn teşkil etm ekle berâ ber, bir müslüman câmiinin istediği, arzûladığı son tarz-ı halle varamamışdır; fakat, iki Murâdiye için bu gâyeye bir adım yaklaşmışdır denebilir.
EDİRNE’DE ÜÇ ŞEREFELİ CÂMi (IL C., 422-461. s., 736 a. - 794. R.) Osmanlı mîmârîsinin dönüm noktası olan âbide budur. Araya ara ya kendini bulan ikinci bir dünyâ mîmârîsi yoktur. Osmanlı mimârîsinin başardığı bu hamlenin Üç Şerefeli Fâtihâsıdır. Vâkıâ Dimetoka’daki Çelebi Câmiinde, dolu ve boşlukların nisbeti, pencere tevziâtı, ay dınlatma ölçüsünün bulunmasıyle Fâtihâ’nın Besm elesi çekilmişdi; fa kat 20 sene sonra bu dereceye varılacağını tahmin güçdür. Ammâ ne de olsa bu bir Fâtihâdır; bununla hıfz tamamlanmış ve hâfız olun muş değildir. Hiç bir mîmârîde olmayan bir hassa Osmanlı’da vardır. O da her unsur, her parça bütünün bir âzâsı olacak, tem elden balayıp zirveye çıkış esnâsında, diğerlerini bastıracak, gözden silecek bir nisbette olmayacakdır; şahika eserlerde bu elde edilmişdir. Burada ise henüz o kemâl aranmamalıdır. Ammâ bu eser yine de çok şey getir miş, çok m es’elenin başlangıcını göstermişdir. Meselâ pencere ebâd ve dizilerinin, yânî dolu ve boşluklarının yerleri ve nisbetleri o kadar gü zel hâlledilmişdir ki, beden duvarının, umûmî irtifâa göre fazla oldu ğunu gizleyebilmişdir. Çünkü pencereler birer mazgal değildir; iç-dış m ünâsebetlerini tesîs eden uzvî bir unsurdur. Bursa Hüdâvendigâr Câ miinin duvarına kale duvarı diyoruz. Çünkü mazgal m isullu delikler, ağırlığı giderememişdir; halbuki ikisi de aynı 16.0 m. irtifâmdadır. Ammâ Süleym âniye’nin 55.0 m. kubbe irtifâm ı destekleyen duvar sâdece 20.0 m dir. Ondan sonra satıh satıh, kademe kademe yükseliş başlar. Burada 16 m. den 29 a, orada 20 den 55 e çıkıyor. Duvar irtifâı mütekâbilen bit mişin % 55 ve % 35. Fark çok büyük.
56
Kezâlik fotoğrafda belli oluyor, câmi harîmi daha büyük, son cemâ at daha küçükdür. Hakikat bunun aksidir. Son cemâat büyük tutulmuş, câmii ondan küçük göstermenin doğru olmayacağı kavranmca, kıble du varına bitişik revak kemerleri çok yüksek tutularak câmi daha geniş gi bi gösterilmişdir. Müstakbel câmîlerde harîm, haremden yânî avludan daha büyük olduğu hâlde bile, bu usûle devâm edilmişdir. Ve yine bu câmi şadırvan avlusu unsurunu nihâî olarak mîmârîye yerleştirmişdir. O zamana kadar, Manisa’daki Ulu Câmi ve Selçuk’daki îsâ Bey câmîlerine birer revaklı avlu ilâve edilmiş ve câmîlere bir revnâk verilmişse de biri ahşab sundurma, diğeri yalnız üç taraflı ve basit olduğundan, Üç Şerefeli’deki, şadırvan avlularını mebde’ olarak kabûl etm ek m ecbûriyetindeyiz. Bu câmi şadırvan avlusunun kıble duvarı kolunu daha ehemm iyetli tutarak müstakbel câmîlere örnek olmuşdur.
Edirne Üç Ş erefeli Câmî restitüsyon plânı (II. C., 736. R.)
ü ç Şerefeli, ism ini minâresinden alın Bu minâre de böyle bir ada yol açacak haşmetdedir; yerden göğe lâyıkdır; ne dense azdır; diğer minâreler de tek başlarına birer âbidedir. Burmalı minârelerin en güzeli buradakidir. Câmiin orta büyük kubbesi 24.0 m. kutrundadır; altı köşe bir kas nak ile iki büyük ayak ve duvarlara oturur. Kasnak henüz kemâle er memiş çok iri istalâktit ve bâdemlel-den mürekkep bir kuşağa oturur; bâdem ve istalâktitlerin hatları ve geçişleri çok serttir. Bu 24 m. lik kubbeden 20 sene sonra Fâtih Câmiinin 26.0 m. lik kubbesi yapılacakdır. Biz bu sözü kubbe büyüklüğü her şeydir mânâsına söylemiyoruz. İş bu nu oturtmakdır. Yoksa Üç Şerefeli’den 60 sene evvel Mudurnu’da 20 m. lik kubbe yapılmışdı bile, istenen kadar büyük kubbe yapılabilir. Bu bir teknik ve ilim m es’elesidir. Asıl onun sanat ve mîmârî tarafıdır. Yanlarda biri dilim li diğerleri düz dörder orta büyüklükte kubbe vardır. Onlarla büyük kubbenin altı köşe arasındaki sivri dilimleri ka patmak için altı köşe kubbecikler yapılmak m ecbûriyeti hâsıl olmuşdur. Son cemâate yuvarlak kubbe, çapraz tonoz, tavanlı tonoz kullanılmışdır. Direk aralarında tenâzüre hiç ehem m iyet verilmemişdir; karşılıklı olan larda 35 cm. e kadar fark vardır. Üç Şerefeli minârenin üç ayrı yolu olup, müezzinler birbirini gör meden şerefelere çıkar. Câmiin ve şadırvan avlusunun üçer kapısı var dır. Avluya ayrıca cenûb duvarının alçakta kalan kâidesinden başlamak üzere iki (ogrun) giriş yapılmışdır. Bunlardan biri burmalı minâreye ulaşırsa da, diğeri, avlu kapısının iç tarafına çıkar, içten aynca girişi olan minâreye çıkanı haydi anlayalım, diğeri neye yapılmışdır? îzâhını bulamıyoruz. Bir ustalık göstermek arzûsu mu? Bir şey denemez. Mihrab ve minber çok sâde yapımışdır; mermerdendir. Esâsen bu câmide birbirinden farklı üç tutum vardır; biri çok sâde; sert, âlâyişsiz, erkekçe bir bünye: iri ayaklar, kuvvetli köşelikler, son cemâatte yığma mermer direkler, payandalar, harîm ve avlunun yan kapılan, kuvvetli silm eler vesâire. Bir de bu bünyeyi, mîmârîyi ezmiyen, fakat bu tutum la muvâzî gitm eyen zarâfette tezyînât: Hârikulâde pencere kapaklan, kapılar ve son derece güzel, emsâlsiz kalem işleri. Kalem işlerini, avlu kubbelerine bakarak söylüyoruz. Zîrâ zelzeleden sonra içeride eski ka lem kalmamıştır, ik i pencere aynasında güzel çini yazı. Diğerlerinde aynalar kabartma taşdır; onun için bozumuş da bu ikisi kalmış değil dir. Üçüncüsü: Hem kuvvet ve metâneti, -hem süsü ve rengi .birleştiren minâreler. Bunlar kendi başlarına bir âlemdir. Müstakil bir güzelliği vardır. Bu sınıftan yine kendi başına emsâlsiz bir eser de mermer tak kapı ve etrâtmdaki kitâbe ve yazılardır. Fâtih Câmiinde de bir emsâli yapılmışdır. Fakat bütün bu birbirine muvâzî yürüm eyen ifâde tarzları sıntm adan birleşebilmişler ve Üç Şerefeli Câmii meydana getirmişlerdir; işte eser ortada. Sözlerimizi bitirmek için binânın XVIII. asır ortasında zelzeleden çok m üteessir olup dört minârenin, bir iç kubbenin ve avlunun kıble du varına muttasıl gözlerinden altısının yıkılm ası ve tâmîrinden bahset-
58
Edirne Uç Ş erefeli Câmî restitüsyon m akta’ı (II. C., 73ı7 b. R.)
mek gerekdir. Üç ve iki şerefeli minâreler birinci şerefe altına kadar yı kılmış ve yeniden yapılmışdır. Yalnız bu am eliyeleri gösteren keşiften şerefe altlarının istalâktit (m ukam as) h olduğu anlaşılıyor. Tâmirde bunlar halka halka yuvarlak sim itlerle basit şekilde yenienmişdir. Gör düğünüz makta ve plân eski hâle göredir. Fakat gövdelerin üst kısmı, yı kılmadan kalan altlar gibi, baklavalı ve damalı idi de, şimdi olduğu veç hile tâmirde düz yapıldı? Bulunan iki keşifde buna dâir sarahât yok dur. Diğer iki minâre saçak seviyesine kadar yıkılıp yeniden yapılmışdır. Yivli minâre 1930 da daha alçak olarak bir daha yapıldı idi. Avlu kubbelerinden dördü tavanlı, biri çapraz tonoz iken bunlar yu varlak ve beyzi kubbe olarak ihyâ edilmişdir.
Vesikaya göre iç tezyinat ve kalemler tamâmen yenilenmişdir. Esâ sen bugün görülen büyük kubbe kasnağı tezyînâtı üstü sıvalı ahşap bir perde - cidarla örtülmüşdü. 1930 da çıkan bakiyelerine göre tamamlandı, yalnız yazı kuşakları başka yeni bir tâmîrde badana edilmişdir. îçeride görülen kalemler X V III asırdandır. Mihrab etrâfı ise bir rum usta ta rafından 1935 de sürülen kerih renklerle berbâd edilmişdir. Şadırvan avlu kubbelerinin üç tarafındaki kalemler ise müstesnâ güzellikdedir. Bunlar asıllarındaki resimleri, şekilleri, yazıları bozulmamış, belki üstlerinden bir fırça geçirilmişdir. Yalnız bir kapının kubbe etek lerindeki kalemler bozulduğundan XVIII. asırda yenilenmişdir.
ANKARA’DA HACI BAYRAM VELÎ CÂMÎÎ VE TÜRBESİ (II. C„ 232-243. s., 391-411. R., IV. C., 893-897. s., 2 il. - 7 il. R.) Buraya kadar gördüğümüz câmiler hep kubbeli idi; kubbeler daha âbidevi oldukları ve II Sultan Murad devrine kadar olanlardan asli şek lini tamam olarak muhâfaza edebilen pek bulunmadığı için, araya çatılı câmi almadık. Fakat Ankara’nın Hacı Bayram Velî Câmii ve Türbesi koymadıklarımızın hepsine bedeldir.
•
191
js ijji
917
A nkara’da Hacı B ayram V elî Câı restitüsyon plânı
(giriş kısm ı 1!
uzatılm adan ev v elk i hâli (IV, C,,
Hacı Bayram Câmii Ankara K alesi’nin bir surunun hemen kenarma yapıldığı için, Karaoğlan’dan gelip Sur îç i’nden Dış Kapı’ya doğru inen yolu hem kesmemek, hem de binâyı küçültmemek için, birinci kat yo lun üstüne taşırılm ış ve altdan kemerli ve revaklı bir geçid yapılmışdır. Bu tarz um ûm iyet itibariyle aynı zamanda binâya büyük bir hareket sağlamakdadır. Ahşab câmiin bir ev gibi sıcak hâli, ona değişik bir mânâ vermek dedir; âbidevi olmaktan ziyâde mûnislik. Tabiî çok direkli câmiler sahnın vahdetini silip götürdüğü için, aynı tasnife giremez. Çatılı Ankara câmîleri, bir ikisi hâriç, hep direksizdir. Dış manza raları bir eve benzer. Yapıları kerpiçtendir. Fakat içerideki güzel tezyî nât ve tatlılık insanı sarar. Hacı Bayram Câmii ise, dâhili letâfetinden başka, sırlı tuğla ile ya pılmış, hareketli köşeler, çatı dalgalanmaları, dolu ve boşluk nisbetleri ile ayrıca hârîcî bir güzel manzaraya sâhiptir. Gayet hoş bir ahşap oyma minberi, bütün Ankara câmîlerinde oldu ğu gibi tavana kadar dayanan m üzeyyen alçı mihrab, Ankara’dakilerin hep birbirine benzer mihrablarmın en gösterişli ve güzelidir. Bu câmi in bilhassa büyük tavanın göbeği, mahfilindeki tavan tezyînâtı son de rece câzibdir. Câmiin XVIII. asırda tâmîr geçirdiği kitâbelerinden öğrenilmekdedir. Bir de 1930 sıralarında yapılan büyük tâmirde, kemerleri pencerelerle kapatılarak, geçid sâhası câmie ilâve olunmuş, 1969- 197C senelerinde de şimâl tarafına olduk^ıa büyük bir kısım eklenerek harîm daha da büyütülmüşdür. Câmiin bodrumunda Hacı Bayram Velî’nin ve üç halîfesinin çilehâneleri vardır. Türbe câmiden sonra inşâ edilmişdir, Ön cebhesi mermerdir. Nefîs kapısı Etnografya Müzesi’ndedir. Kalemleri çok güzeldir.
BURSA’DA HAMZA BEY CÂMİI (III. C., 89-97. s., 146- 160. R.) Yaptıran Fâtih devri Hamza Paşa’dır.
kahraman emirlerinden
olan
Hamza
Bey -
Bir kanadlı câmidir; fakat Bursa M urâdiyesi’ndeki ufak hizmet oda ları da terk edilmiş, m ihverdeki iki kubbe ve yan eyvanlardan mürek kep bir eser meydana getirilmişdir. Bu aşağı yukarı Edirne Murâdiye demekdir. Ondan farkı 48.0 sm. lik bir seki ile mihrab kısmının ayrıl mış olmasıdır. Câmi tuğla ve taş ile yapılmışdır. Tezyînâtı güzeldir; kub be köşelikleri husûsiyet taşır. Cebhedeki tuğla tezyînât, Fâtih devri Bur sa câmîlerinde görülenlerin muvaffak bir nümûnesidir. Minâre sonra dan eklenmişdir. Bu câmiin bir ucunda Hamza Bey âilesinin, avluda kendisinin ve torunu Küçük Mustafa Paşa’nm, türbeleri vardır. Med rese ve imâreti mahvolmuşdur. Bu câmi için plân koymaya lüzûm görmedik; ufak farklarla Edirne Murâdiye ile karşılaştırılabilir.
dıştan görünmeyen pek ufak bir kubbeciğin gömüldüğü vâkıdir. Revâkın alnı muhakkak yüksekçe kalkan duvarıdır. Bu duvarlar da binbir şekilde tuğla ve taş oyunlarıyle süslenmişdir. Araya tek tük çini sokul duğuna da rastlanır. Bu câmiler kubbeleri 5.5 - 6.5, 6.5 - 8.5 ve 10.0 m. ye kadar olan küçük, orta, büyük boylara ayrılır. İç l^bbeler en çok baklavalı kuşağa basar. İnşââtı um ûm iyetle tuğladan, sıraları ve ara bes lemeleri moloz taşıyledir. Fâtih devrine mensup olan Başçı îbrâhim Câmii büyük boydur. Üs telik bir şadırvan avlusu vardır. Bu avlu câmiden az sonra, fakat yi ne bânî tarafından, ilâve edilmiş ve birzaman revak önleri kapatılarak Medrese şeklinde kullanılmışdır. Bü zâtın câmiinden başka mektep, ha mam ve hanı, bir başka câmii daha vardır. Câmiindeki ahşap minber pek lâtîfdir. Mihrab epeyce bozulmuşdur.
BURSA’DA SÎTTÎ HÂTÛN MESCÎDl (III. C., 103- 107. s., 170- 176. R.) Bu mescidin kubbesi. Başçı îbrâhim Câmiinden az küçükdür. Fakat tuğla tezyînâtı câlib-i dikkatdir. Gayet lâtif, yüksek bir mihrabı vardır. Fazla olarak câmiin yanındaki sıbyan mektebi, yıkılmadan kalmışdır. Elimize bundan daha eski mektep nümûnesi geçmemişdir. Bir açık ey van ile 5.0 m. lik bir dershâneden mürekkepdir. Câmii yaptıran Oruç B ey’in kızı, Zağnos Paşa’nın zevcesi Sitti Hâtûn’dur. Balıkesir’de de hayrâtı vardır.
Bursa’da Sittî Hâtûn Câmii plâm (III. C., 170. R.)
63
İSTANBUL’DA MAHMUD PAŞA CÂMtt (IIL C., 443 - 45L s., 695-704. R.) Mahmud Paşa, ilk Eyüb Câmiinden sonra, İstanbul’un en eski câ mileri ndendir. Esas itibâriyle bir kanadlı câmidir; bununla berâber, umûmî bir tedkîk sonunda görülür ki, Bursa örnekleri aynen tekrar olunmamış, plânda yenilikler yapılmış, birşeyler aranmak istenmiş, ammâ, açık, berrak bir tarz-ı hâlle vanlamamışdır. Ortada, mihverde, büyücek bir çift kubbe vardır; bu kubbeler altına yalnız bu câmide bu lunan bir giriş dehlizi üzerindeki geniş kemerden geçilir. Bu orta kütle asıl namaz kılınan yerdir; bu belli. Fakat yanlarındaki dapdaracık, kas vetli geçit üstündeki üçer kubbe nedir? Bir tabhâne höcresi mi? Ola_ 26Ş_
^ « 3 ^ 1 0 8 ^ « ^ _______ 402___________________________ 2 6 ^ .
i
Edirne’de Eski Câmî
E dirne’de Eski Câmî iç görünüşü
65
fT t:
I
D im etoka’da Ç elebi Sultan M ehm ed Câmii yan cebhesi
66
Bursa’da M urâdiye Câmii
váfc.si»»'
I
i
¿irne Murâdiye Câmii arka cebhesi
68
Bursa’da M urâdiye
Câmii
kapısı
Bursa’da Y eşil Câmî kapı üstü tafsilâtı
İznik Y eşil Câmi arka cebhesi
Edirne Üç Ş erefeli Câmî, yan ve arka cebheleri
69
i.í
3
Edirne Üç Ş erefeli Câmî pencere kapaklarm dan
'»
71
*1' s A nkara’da Hacı Bayram Câmii
Ankara’da Hacı Bayram Câmii, üst m ahfilde taban göbeği
maz. Kapalı' değildir, önleri kemer, araları kemerdir; ocak yokdur. Med rese odası? Ona da mahal yok; câmiin az uzağında tam tertibatlı bir medresesi vardır. Bunlar askıda kalan, (yersiz) yerlerdir. öndeki kapkaranlık dehlize bir mânâ, bir kıym et vermek kâbil de ğildir. Gözlerin ikisi yirm i dörder dilim li kubbe, biri zengin istalâktit li tonozla kaplıdır. Ammâ, görünmedikden sonra bu süsleri neye yap mışlardır? Demekden insan kendini alamaz. Karanlık bir dehliz, hâşâ, sümme hiâşâ, kilise narteksi ile aynı kasvette. Uçlarda da yerden yük sek iki hizmet odası. Bu yanlarda ve öndeki II kubbeli yerden işe ya rayacak bu iki odadır. Mâ’ımud Paşa Câmiinin görünüşü için söylenecek söz, yanların or ta küUeden biraz alçak düşmesidir; onlar ufak bir miktar daha yüksek tutulsa idi, iyi nisbetler elde edilmiş bulunurdu. Her hâl ve kârda Bur sa’da iç mîmârîyi gizleyen yola gidilm ediği de şüphesizdir. Bu orta küt lenin yüksek tutuluşu, İstanbul’daki Murad Paşa Câmiinde daha da bâ rizdir. Zâten ondan sonra bu kanadlı plân hemen hemen terkedilmiş, Afyon’daki Gedik Ahmed Paşa ve Üsküp îsâ Bey Câmîlerinden sonra artık yapılmaz olmuşdur. Bu son ikisinde nisbetler pek güzel ve kıvrakdır. Mahmud P.ışa Câmiinin tak kapısı pek lâtîfdir. Câmi zelzele ve yan gınlardan harâb olduğundan, III. Sultan Osman zamânında, bütün du var kaplamaları, pencere kemerleri değiştirilip, sakatlanan mermer direkleı;i yenilenm eyerek kalın birer köfeki gömlekle kaplandığından, hep si yeni olan mîmârî aksam hakkında fazla bir şey söylenemez. Bu câmiin gediğini kapatan Mahmud Paşa’nın sonradan yapılan tür besidir; gözleri o çeker. İleride göreceğiz.
İSTANBUL’DA FÂTİH CÂMH (IIL C., 356-387. s., 567-603. R.) Bir Bursa, bir Edirne tarzı vardır; bir de İstanbul Fâtih Câmiinin ilk yapısı. İstanbul’un ve sonra devletin bütün topraklarında yapılanla rın anası olmuşdur. Artık, o üç bu’da şâmil iç sahnın yekpâreliği, hâ ricin, dâhilin karşılıklı birbirine ayna olması, umûmî nisbetler, dolu ve boşlukların uygunluğu, satıh satıh, kademe kademe yükselmeler, beden duvarının kubbeye göre tutulması, Osmanlı mîmârîsinde süzülmüş, tor tudan arınmış naslar gibi olacaktır. Istanbul’dakilerin hepsi de, Afyon’ un Gedik Ahmed Paşa’sı, Amasya’nın, Edirne’nin Bâyezid’i, Selim iye’si, Üsküb’ün Mustafa Paşa’sı, hep bu usûle uymuşdur; öyle kalmışdır. Câ mi büyük bir manzûmenin merkezidir. 108500 m* üzerine yapılan bu mîmârî toplulukda, her unsuru son derece güzel tevzî edilmiş olan manzûmede, bir büyük câmi, 16 medrese, bir şifâhâne, bir tâbhâne, ilk mekteb, kütübhâne, muvakkıthâne, imâret ve kervansaray vardır.
73
İstanbul’da Fâtih Câmii restitüsyon plânı (tereddüde m ahal bırakm ayan rakam lı, ölçülü vesika ve resim lere nazaran) (III. C., 578. R.)
74
Yukarıda Fâtih Câmiinin ilk yapısı dedik, câmi XVIII. asrın ortala rında zelzele yüzünden yıkılmış, harîm kısmı yeniden yapılmışdır; es kiden kalan şadırvan avlusunun tamâmı, tak kapı ve mihrab ile, minâ relerin ilk şerefeye kadar olan kısımlarıdır. Biz eski binâyı, ölçülerini açık açık gösteren pek çok vesikalardan istifâde ile yapılan bir resti tüsyon plânıyle tanıtma m ecbûriyetideyiz. Bu restitüsyon plânında te reddüde mahâl yokdur. Boy ölçüleri aynen vesikalarda yazılı olduğu gi bi, inşââtla te ’yîd edilmişdir. Ortadaki iri iki sütün da avluda gömülü dururken ölçülmüşdür. Buna nazaran câmi 26.0 m. lik bir merkezî kubbe ile, önde bir ya rım, yanlarda üçerden altı kubbe ile örtülüdür.îki fil ayağı ve iki bü yük granit direğe oturur. Şadırvan avlusu aynen durmakdadır; kezâlik tak kapı da, ilk yapıdandır; Edirne’deki Üç Şerefeli’dekine çok benzer. Sivri bir kemer altındaki Bursa kemeri ve çok zengin istalâktitle ya pılan yaşmağın altında kitâbeler vardır. Bu kitâbelerin metni İstanbul Fethi’nin mânevî ve m illî sebeblerini ifşâ etmekde ve kılıç ile alındığını bildirmekdedir. Yazıları Ali Sûfî’ye âiddir. Mihrab da biraz sivri nisbetde, fakat yine de güzeldir; istalâktitleri mükemmeldir. Şadırvan avlusunun kıble duvarına bitişik revâkı Süleymâniye ve Selim iye’ye esas olmuşdur. Avlu, çok kunt ve sâde, hâriku lâde nisbetlere mâlikdir. Avlu ön kapısı, dolu, boş nisbetleri, yan ka pıları ve umûmî nisbet ve tutumu ile müstakbelin şadırvan avlusuna örnek olmuşdur. Avlu cebhesinde yeşil üstüne kakma mermer Fâtihâ Sûresi ve iç yüzde yalnız iki parçası kalmış olan çini Âyetelkürsî lev haları da emsâlsizdir. Şadırvanı da husûsiyet taşır. Bu eski yapının kusuru minârelerinin tek şerefeli olmasıdır. Dört minâre olsun denemez; o bir isteğin, hevesin mahsûlüdür. Fakat bu kubbe irtifâma nazaran iki şerefe lâzım gibi gelmekdedir. III. Sultan Mustafa zamânında yapılan harîm, eskisinden pek az ufakdır. Bu yeni binâ, aynı pâdişâh devrinde yapılan Lâleli ve Ayazma Câmîleri gibi, nisbetsiz birer rokoko üslûbunda değildir. Sanki Fâtih Sultan Mehmed’e hörmeten eski üslûba yakınlaşmayı vazîfe bilmişler dir. Yalnız üç asırlık arada yapılan selâtin câmîlerinin dört fil ayağına oturan plânını tatbîk ederek bu noktada inhirâf etmişlerdir. Minâre lerin iki şerefeli yapılması XIX. asır sonundadır.
İSTANBUL’DA DAVUD PAŞA CÂMtt (III. C., 327 - 334. s., 534- 543. R.) Şimdiye kadar gözden geçirdiğimiz câmîlerden başka bir tutumda ve ilk defâ tatbîk edilen bir plândadır; İstanbul’da Sultan Selîm ve Edir ne’de Bâyezid Câmîleri buna benzer. Ortada 18.0 m. lik bir tek anaç kubbe ve yanlarda birer medhâl eyvanıyla berâber birer odadan mürekkebdir. Bu odaların harîmle muvassalası ancak pencerelerdendir; ki Sultan Selîm ve Bâyezid’de de böyledir. Kubbe gayet iri. sert görünüş lü kat kat istalâktitli m üzeyyen kürevî köşeliklere oturur. Mihrab bir
75
yarım kubbe ile örtülü, beş köşe bir çıkıntı içindedir; ve güzel istalâk titli bir yaşmağı vardır. Minber mermerden, fakat basitdir; kubbe etek leri yaprak sırasıyle duvardan aynlm ışdır. Revak gayet yüksek ve ge nişdir. 1854de Bursa’yı tahrîb eden zelzele esnâsında yıkılm ış idi; son zamanlarda yeniden yapılmışdır. Minâre de aynı zelzeleden hasar görmüşdü. Şimdiki eskisinden incedir. Yan odalarda ocak ve höcreler var dır. Bunlara medhâl teşkîl eden kubbeli eyvanlar iki tarafda bir değildir.
-2 ^ İstanbul’da Davud Paşa Câmii restitüsyon plâm (III. C., 534. R.)
76
Bu câmiin en şâyân tarafı duvarların kalem tezyînâtıdır. Edirne Mu râdiye ve Karaca Bey Câmîlerine pek benzer. Serviler, hurma ağaçlan ve fırdolayı câmii dolaşan kiremit sülüs celisi ve kûfî hatla yazılmış kuşaklardır. Bunlar Rifâî Evrâdı’nın tekrândır. Bânî Derviş Dâvûd Pa şa’nm Rifâî’den olduğuna bir işâretdir. Binânın görünüşü haşmetlidir ve pek te’sîrlidir. Yalnız biraz alçak düşmekde, bu yüzden saçağa kadar fazla boşluk kalmakda ise de kubbenin hârikulâde oturtuluşu gözü doyurmakda ve bu noksanlardan dikkati çekmekdedir.
İSTANBUL’DA YATAĞAN CAMÎI (IIL C., 519-531. s., 813-828. R.) Bursa ve Edirne’dekilerin hilâfına, Fâtih devrinde Istanbulda yapılan câmîlerin % 7 0 i çatılıdır. Çünki şehir acele, pek acele câmie muhtaçdı; kubbeli câmîlerin inşâlarındaki yavaşlık, bir tarafdas da yüksek olan mâliyetlerinin kısa zaman içinde tedârikindeki güçlük, bu mecbûriyeti doğurmuşdu. Bir kere böyle başlanınca da, herkese kolay gelen ve artık çatılı mahalle câmîleri şehir an’anesi hâline gelmişdir.
İstanbul’da Yatağan Câmii plâm (III. C., 813. R.)
77
Bu câmîler, ki yalnız Fâtih devrinde 150 kadardır, yangınlarda ve birîîz da zelzelelerde harâb olmuş, o da tavanı müstesnâ, asıl şeklini mu hâfaza eden bu bir teki kalmışdır. Eğrikapı’dan Balat’a inen vâdî içine sıkışmış bulunan bu câmii gö rünce, emsâlinin, ne kadar güzel olacağı suâli derhâl hatıra gelir. Ça tılıdır ammâ, görülmemiş bir yumuşaklık ve sıcaklık gözü doldurur. Bil lûr bir kap gibi aydınlık bir sahn, hârikulâde ahşap parmaklıklar, ba balar, m erdivenin ahşap kemerli geçidleri, direk başlıkları, büyük kapı da istalâktitli söve koltuklan, kemer aynaları, rûmî püsküller, üst mah filde ahşap çatılı etek (lâmbiri) ve bunun yağlıboya kalemi, girişte ah şap cidarlar, Bursa kemerleri, güzel minber, emsâlsiz bir âhenk içinde dir. Bol ve bÜ5TÜk pencerelerin etrâfında alçı çubuklar ve zarîf kalem ler, istalâktitli mütenâsib mihrab. Daha fazla saymaya ne lüzûm var? Bu kadar güzellik bir arada zor toplanır. Pencere kanadlan ve kapı da çok güzeldir. Maalesef tavan bozulmuş, ortaya konduğu muş, pasalı bir hâfaza etmekle dir. Resimlerde
için, manzaraya keder veren iki ahşap direk üstüne otur tavan yapılmışdır. Kalem renkleri oldukça kendini mu berâber, ahşap kısımlar kat kat boya altında ezilmekdebile bu hâl seziliyor.
Câmi, o devirde ihtiyâcı karşılamak için, iki katlı ahşap bir son ce mâat mahalliyle, kârgir harîmden mürekkepdir. Kârgir kısım görülme miş bir şey değildir. Fakat ahşap son cemâat mahallinin, şâkûli kapla ması tam bir Türk işi olduğu gibi, alt kat girişinin iki tarafındak ahşap Bursa kemerleri ve üst katdaki pencere altı eteği bu câmie has zarâfetler ve husûsiyetler arasındadır. Dikine ahşap kaplama böyle binâların tâmîrinde nümûne olacak bir unsurdur. Ve düşünmel iki bu câmii basit bir adam, topçu llyas yaptırmışdır.
AFYON’DA GEDİK AHMED PAŞA CAMÎI (III. C., 1 -16. s., 1 - 23. R.) İstanbul câmîleri takımını bir arada tutmak için Davud Paşa’yı bu Gedik Ahmed Paşa’dan evvele aldık. Aslında bu daha evveldir; Dâvud Paşa, Fâtih devrinin en sonundadır. Her iki câmi yan ekleri olan kanadlı neviden oldukları hâlde, ikisinde de daha evvelki benzerlerindeki mah zurların izâlesine uğraşılmışdır. ikisinde de odaların harîmle alâkası ke silmiş, medhalleri dışarıya atılmış ve plâna bir başkalık verilmişdir. Bıı hususta Davud Paşa daha müterakkî ve matlûba daha yakın bir buluşdur; onun için, İstanbul’u bir arada toplamak endîşesi olmasa, evvelâ bunu, sonra Davud Paşa’yı sıraya korduk. Bu Gedik Ahmed Paşa Câmiinde vâkıâ yine mihverde çift kubbe tekrarlanmışdır ammâ, mihrab kubbesinin duvarları iki yan eyvanla geniş letilmiş, bu sûretle, hiç şüphesiz içde bir ferâhlık te’mîn edilmiş bulunmakdadır. Câmiin ustaları, her hâlde esaslı bir mîmârî fikir salâbetine sâhip olmalılar ki, yaptıkları bu ufak bir genişletm enin umûmî görünü-
78
şe aksini, ona kazandıracağı mühim desteği de sezmişler ve ona göre tertibat alarak, elhak muvaffak olmuşlardır. Zîra câmi harîmi yüksek endamlı olduğundan yan odalar alçak düşebilir ve mihrab çıkıntısı siv r i bir burun gibi kalırdı. Bursa kanadlı câmilerindeki, Orhan ve Murâdiyeler dâhil, en zayıf noktalardan birisi de bu idi. Yan eyvancıklar bu câmide boşluğu doldurduğu gibi, üstelik yan odalardan birazıcık daha yüksek tutulan seviyesi ile de, son derece âhenkli bir kademeleşme hâ sıl etmişdir. Esâsen büyük kubbelerin dışarıdan birbirine bağlı ikinci kasnakları da bu kademeleşmenin son merhalesini teşkîl etmekdedir; bütün bunlar, birbirini tamamlayan ölçülerin güzel nisbetiyle, tam bir âhenk içindedir. Revâkın son derece kuvvetli oluşu da hiç aksamayan bir mîmârî vetiredir. Buna ilâve olarak, bir hatvesi taş, biri patlıcan rengi çini ile yapılan emsâlsiz minâre, bu câmie büyük mîmârî vasfını
A fyon ’da G edik A hm ed Paşa Câmii plânı (III. C., I. R.)
79
tereddüdsüz, münâkaşasız kazandırır. Bu hususları fotoğraflar sadâkat le gösterir. Câmiin içi de çok mütenâsibdir. Artık iki kubbe arasındaki kemer ayırıcı bir eyvan gibi görülmez; kemer hemen hemen kubbe özengisiyle birdir; aşağıya sarkmaz. İki kubbe arasında seki de yokdur; düz ayakdır Mihrab iki renk taş sırasıyle yapılmış nefîs bir eserdir; minber sâ de mermerden ve mütenâsibdir. Birinci kubbe altında çok geniş ve yük sek iki höcre bulunmakdadır. Tak kapının istalâktitli yaşmağı, yan höc releri, kum saatleri birer âbidedir. Kapının içinde, çıkıntı hâlinde bir kemer ve üzerinde hatâî ve çiçek tezyînâtı vardır. Yaşmağı da alçı istalâktitdir. Bu câmiin kalemleri emsâlinin en güzellerindendir. Kemer başları, ara kemerin altı ve alnı, kürevî müsellesler son derece hoş rûmî, hatâ! kalemler, sülüs celisi ve kûfî yazılarla müzeyyendir. Pencere kapakları Fâtih devrinin husûsiyetini taşır. 1935 - 1940 arasında Evkaf Müdîr-i Umûmîsi olan zât, evvelce Afyon’da vâlîlik yapdığından, bu câmie pek çok lizm et etmiş, mükemmel tâmîr ettirmişdir. Cebhede değişmemiş taş bırakılmamış, ahşap işleri mükemmel tâmîr edilmiş, kalemlerin üstün den, hiç bozmadan yeni ve aslına uygun renkler geçirilmişdir. Mâmâfih arada, zamânm zihniyetine uymak tâvizi de verilmiş, ya pılan tahta secdelikler câmiin içine, müslüman mâbedine uymayan bir hava sokmuşdur.
ÜSKÜB’DE ÎSÂ BEY CÂMÎÎ (IV. C., 868-875. s., 1287- 1295. R.) Kanadlı câmi evsâfındadır. Yan odalarına dışarıdan girilebildiği gi bi, içeriden de geçid vardır. Sahn düz ayakdır, seki yokdur. Bundaki husûsiyet sol taraf odalarının birine, kubbeden aşağı tutulmuş, tavanıyle berâber, ayrı bir bölmeden geçilmesidir. O takdirde içinde bölüntü yapılan oda tecrîd edilmiş olmakdadır. Bu odanın bir matbah olması pek mümkündür; ocağı ve dışarıya kapısı olması bu düşünceyi te’kîd eder. Câmi tuğla taş sıralarıyle yapılmışdır. Beden alçak tutulmamışdır; m i nâre de mütenâsibdir. Merdiveni yanı kapalı son cemâat yerinin duva rından başlayıp sağ köşede minârenin altına kadar uzanır. Revâkı, iri pahlı, başlıkları, pah bitimleri istalâktitli dört köşe yığma taşdan di reklere oturur. Üsküb yeni alınmış bir şehir olduğundan, böyle imâretli bir câmie ihtiyaç duyulmuş olabilir. Zâten alışkanlığın o kuvvetli zorlaması, üste lik yapılışındaki kolaylık bu nevi câmîleri sürüp getirmiş, fakat câmi den tam isteneni vermediği için de terk edilmişdir. İşte bu Îsâ Bey Câ mii Fâtih devri nihâyetinde yapıldıkdan sonra, bir daha aynı plâna dönülmemişdir. îsâ Bey Câmii kanadlı örneğin sonuncusudur. * * *
80
12,40 270
j-
t
t
1
.104 .
«92
î I
26«
y 7
i
/ 646
S6 . 1 -â ^ 1
0
1
7
3
15
■*
361 1
E.H .A
lÎÇT
Ü sküb’de îsâ B ey Câmii plâm (IV. C., 1287. R.)
Bu bendde 250 senelik bir devirdeki câmîlerden, sâdece 24 tânesini îzâh etmiş bulunuyoruz. Bu aded de 2.5 asırlık zamanda yapılan câmî lerin ancak yüzde üçüdür. Osmanlı mîmârîsinde, mânâ ve vazifesine en uygun yapılan ve en önde tutulan binâ nev’i câmidir. Selçuklular’ın hanları önde tutmaları gibi. Osmarüılar, bütün İslâm devletleri ve m il letleri içinde, câmii mîmârînin mihrâkı yapmışlar ve câmii hakîkaten mânevî seviyesine ulaştırmışlardır. Bu 24 câmii âbidevî salâtîn câmî lerden intihâb etdik; bu arada, asıl hüviyetlerini, kıyâfetlerini pek mu hâfaza etmemeğe mahkûm olan kârgir duvarlı, ahşab çatılı olanlardan ancak bir tâne aldık. Ufak hacimli bir el kitabında daha fazlasına yer olamazdı. Ammâ çatılılardan başka kubbeli olanlarda da daha ne çok şe killer, ne tarzlar vardır; böylece bilinmesi lâzımdır. Ihtisâsa sapılınca, bunları dörd cildden tâkıb kaabildir. Meselâ dört duvar, tek kubbe olan lar vardır ki, ilk bakışda ehemm iyetsiz sayılabilir, duvarlar üstüne işte
81
bir kubbe oturtulmuşdur, geçelim; düşüncesinde olanlar çıkabilir. Ne edelim ki tek kubbeli câmîler berceste bir mısra’dır; sehl-i mümtenîdir. O duvarların boyu, posu, dolu kısımları, pencere ebâdı yerinde ve kub benin uzvî bir şekilde bu duvarların tamamlayıcısı olması lâzımdır. A y rıca, bu kitabda kaydetmediğimiz 20.0 m. lik büyük bir kubbe ile tâ Hüdâvendigâr zamânı gibi çok başlangıçlarda yapılan Mudurnu Câmii nin kubbesinin güzel bastığını ve bu kadar geniş bir açıklığa rağmen duvarların ona uyacak bir endamda ve tutumda olduğunu kim söyleye bilir? Söylenemez; zîrâ bu cihetler o câmide aksakdır. Duvarlar m üte nâsib olması hâlinde de, meselâ o istikbâldeki üç sıralı pencerelerin en güzel nisbetlerini meydana koyan kıym etli Gebze Orhan Câmiine ve bedenine, üstü yassı kubbesinin yakışdığını iddiâ kaabil midir? Tek kub be diyip geçmemelidir; o mîmârînin elifbâsıdır. Biz tek kubbelilerden yalnız iki aded ile iktifâ etdik. Osmanlı isminin azametine hörmeten biz mebde’i Ertuğrul Gâzî ile bir tutduk ve 1230 dan başladık; Fâtih devrinin sonu olan 1481 e kadar geldik. Fîlîyatda bu mebde 1339 dur. Yânî Bursa’daki Orhan Câmiinin inşâ târihidir. Binâenaleyh bu devirde her yıla düşen inşâ takâtini hesablarken, câmi adedini 251 değil, 142 seneye taksim lâzımdır. Bu cihe ti de belirtmek lâzımdır. OsmanlIlar diğer İslâm m illetlerinden başka türlü ve mânâsına da ha uygun câmîler yapmışlardır.Ammâ o merhaleye varmak için bir asır dan fazla çabalamışlardır; hem de ilk yapıları Orhan Câmiinde, varıl ması gaye olan tarz-ı hâllerin hemen hepsini keşfetdikleri hâlde. Ondan sonra hârici âmiller, ihtişam ve süs hevesleri yoldan saptırmış ve Fâtih Câmiini beklemek lâzım gelmişdir. İlk âbidevî binâ olan kanadlı tarzın câmie en uygun şekil olduğu söylenemez. Fakat o da bir safha olmuşdur. Gâye toplu bir harîm yapmakdır, denebilir; çok direkli câmîler de, çevreleri îtibâriyle toplu ise de. direklerin her biri iç vuzuh ve berraklığa ve görünüşe birer darbe teşkîl eder. Bu sebeble ilk toplu harîmler Şehâdet, Dimetoka ve Üç Şerefeli’dir. İşte ondan sonradır ki, Fâtih Câmiinin yekpâreliğine varıldı. Bu 2.5 asırlık devirde birbirine değişmez bir isâbetle oturmayan un sur minârelerdir; aralarında hârikulâde olanlar vardır; ammâ bunu sa ğa, sola mı, yerden başlama mı, duvar üstüne mi konacakdır? Esas binâ'ya göre hadleri, kâmedleri ne olacakdır? Bunlar nihâî cevâbını bulmamışdır. Bunu bu devirde yapılan Üç Şerefeli’nin emsâli dünyâda bu lunmayan minârelerine rağmen söylüyoruz. Çünkü onlar, binâyı eze cek dehşetde, çeki taşı büyüklüğünde birer pırlantadır. Minâre alnı sec deye varacak mü’minleri dâvet eder; vazifesi oraya kadardır. Asıl olan secdegâhdır; müezzin, imamı bastıramaz; minâre de câmii ezmemelidir. Eğer Fâtih minâreleri iki şerefeli olsa idi, onun ölçüsünü de orada bulduk, derdik.
82
II.
MEDRESELER
ÎZNİK’DE GÂZÎ SÜLEYMAN PAŞA MEDRESESÎ (I. C„ 172 - 178. s., 239 - 252. R.) OsmanlIlardan elde kalan ilk medrese budur; hâricen gayri munta zam moloz taşıyle, avlu yüzünde kaba yonma, şöyle böyle düzgün taş ve 2-3 sıra tuğla ile yapılmışdır. Toplama olan sütûnların kimisi kısa, kimisi uzundur. Altlarına yerine göre taş takozlar sıkıştırılmışdır. Baş lıklar, köşelerinde birer yaprak olan basit şeylerdir. Üstü husûsî kubbe kiremidiyle örtülüdür. Bu kadar basit ve toplama malzeme ile ve ace mice bir işçilikle yapılmışdır, ammâ, bu medresede mîmârî vardır. Hem de on sene evvelki perişan hâline rağmen bu teşhisi koymakda tered düd etmeyiz. Şimdi tâmîr görmüş olduğu duyulmakdadır. Kim bilir da ha ne kadar kıvraklık ve câzibe kazanmışdır. Medrese 11 höcre ile bir kapalı dershâneden mürekkepdir; çok hoş bir tertîb ile müderris oda sından dershâneye ayrı bir aralıkla girilebilir. Bu sûretle müderris ta lebelerin kapısından geçmeye mecbûr kalmaz. Odasından çıkıp doğru ye rine oturabilir. Bu tertibe başka medresede rastlanmadı.
İznik’de S üleym an Paşa M edresesi restitüsyon plânı
(I. C., 240. R.)
83
Medresenin üç tarafı höcre bir tarafı ihâta duvarıdır. XIV. asır or talarında yapılan bu açık avlulu medrese tertibi OsmanlIlarda sonuna kadar devâm etmişdir. Bu da târihî seyir icâbıdır. Şöyle ki: Eğer Os manlIlarda câmi, medrese, han, hamam gibi mîmârî nevi’lerine bir sıra numarası verilse, XV. asra kadar câmi en geride kalırdı. Zîrâ Selçuk lular câmîlere fazla ehem m iyet vermeyip, Arab, Büyük Selçûkî ve di ğer müslüman memleketlerindeki çok direkli câmîlerden başka bir tar zı pek aramamışlar, ona mukâbil zikrolunan diğer nevi’leri oldukça iş lem işler ve daha mütekâmil bir hâle getirmişlerdir. Binâenaleyh med reselerde istenilen evsaf aşağı yukarı tahakkuk etdirilmişdi. OsmanlI lar medreseyi harcıâlem bir hâle sokup aded îtibâriyle pek çok miktar yapmışlardır. Osmanlılara kadar, mîmârî nevi’lerinin başı olması lâzım câmiin ihmâl edilip üstünde araştırmalar yapılmaması, şâhika bir ter kibe varılamaması anlaşılır şey değildir. Cenâb-ı Hak bu işte m uvaf fakiyeti OsmanlIlara nasîb etmişdir. BURSA’ÖA YILDIRIM MEDRESESİ (I. C., 447 - 454. s., 761 - 780. R.) Bursa Yıldırım Câmiinden epeyce alçak bir arâziye uzunlamasına yapılmış 20 höcre ve büyük eyvanlı bir açık dershâneden meydana gel mişdir. Uzun tutulm ayıp emsâli gibi eni boyuna yakın yapılsa idi, toprak çok dik olduğundan büyük istinad duvarları çıkardı. Câmiin üst başına yapılsa bu mahzur kalkardı ammâ orası, mutasavver olduğu vakfiyeden anlaşılan, ikinci medreseye ayrılmış olsa gerekdir. Vakfiyede tasavvur edilen bu ikinci medrese yapılmadan kalmışdır. Bu uzunlamasına plân emsâli arasında tekdir. Höcre adedi de 20 olduğuna göre, nevi’nin en bü yüklerindendir. Höcreler birer tâlib-i ilme tahsis edilmişdir; ölçüleri u y gundur; her odada ocak ve höcreler vardır. Ön cebhe kesme taşdan, yan lar tuğla ve taşdandır. Pencerelerde tuğla-taş tezyînât bulunmakdadır. Medresenin dershâne önü tamâmen açık büyük bir eyvandır. Bursa’da soğuklar az sayılmaz. Bu açık yerde kışın nasıl ders yapılırdı? Bir mes’eledir. Bursa’da açık eyvan bununla kalmamışdır; üç tâne daha vardır. Artık soğuk olunca, ebâdı daha büyük olan ön odalara sığım idığını ka bûl etmek lâzımdır. BURSA DÂRÜŞŞİFÂSI (L C., 454-461., 781 -792. R.) Yıldırım Câmiinden epeyce uzakda m eyilli bir arâzide uzunlaması na bir binâdır. 21 hasta höcresi, medhalin sağında iki gözlü bir matbah, solunda bir eczâhâne ve en dibde 2 tabib odası, bir yemekhâneden mürekkebdir. Höcreler sağa sola kademe kademe yerleştirilmişdir. Hizmet ve idâre odalarını birer ucda tutabilmek ve hastaları iki tarafdan göre bilmek için bu tertibe müracaat edilmiş olsa gerekdir. Yoksa yan ta raflara doğru yayıp dört köşe bir plâna ulaşmak kâbildi. Şimdi harâbe hâlinde olan bu binâdan fotoğraf koymak faydasızdır Eldeki ilk Osmanlı hastahânesi olduğundan bir plânını koymakla iktifâ ediyoruz.
84
Bursa’da Y ıldırım M edresesi plâm
(I. C., 762. R.)
86
MERZİFON’DA ÇELEBİ SULTAN MEHMED MEDRESESİ (II. C., 185- 190. s., 311-323. R.) Bu medresenin revâkı kemerleri aynı açıklıkda olmayıp iki mihver üstünde sivri kemerli dört geniş eyvan ve köşelerde birer ufak kemerle yapılmışdır. Bu yüzden bir başkalık gösterdiği gibi, dershâne evsâfında olan geniş odaları da tek değil üçtür. Bunlar eyvanların gerisindedir. Dördüncü eyvan girişten hemen sonradır. Tâlib-i ilim höcreleri 20 adeddir. Osmanlı medresesinin ilk güzel nümûnelerindendir. Revak ayakla rı, kemer başları ve aynaları, tak kapı, muntazam güzel kesme taşla yapılmışdır. Tak kapının yan höcreleri, yaşmağı biraz tokça bir üslûbda tutulmuşdur. Fakat pek güzel ve âhenkliidr. Revak kemerlerinde, tak kapı kemerinde ve onun eyvanının ufkî sıralarında kırmızı ve beyaz
87
iki renk taş kullanılmışdır; bir tarafıyle Sûriye yapılarını andırır. Mî m ân da, Amasya’daki Bâyezid Paşa Câmiini yapan Şamlı Ebû Bekir Mehmed’dir. Fakat Sûriye kokusu burada durur; diğer aksâm tamâmen OsmanlIdır. Kemer nisbetleri, yan pencere takım lan, kubbelerin baklavalı kuşakları kusursuz, noksansız Osmanlıdır. İki renk taş da hiç sı rıtmamış, umum ile mükemmel kaynaşmışdır. Ön cebheden tak kapı nın iki tarafı moloz taşıyle iken, yan yüzlerde tuğla sıraları ilâve edil mişdir.
BURSA’DA YEŞİL MEDRESE (IL C., 94-99. s., 155- 166. R.) Osmanlı devrinde medreseler um ûm iyet üzere tek katlıdır. Bu Y e -, Medrese çift kat olarak yapılmaya başlanmış, hattâ vakfiyesine 30 talebe için kaydı konduğuna göre, 30 höcre tasavvur edilmiş demekdir. Fakat Yeşil Câmi ve Dimetoka Câmii bahislerinde anlatıldığı üzere Çe lebi Sultan Mehmed’in vefât etm esiyle üst kat yapılamadan kalmışdır. İki kat düşünüldüğü için alt katın yüksek düşmemesi lâzım gelirdi; bu nun için de odalar kubbe yerine daha alçak olan tonozla örtülmüş, iki kata göre yüksek tutulan açık eyvanlı dershânenin yarısı sipsivri, boş lukta kalan bir vaziyet almışdır. İki geniş merdiven şimdi tamâmen lüzûmsuz bulunmakdadır. Cebhelerde de katın bir tamamlanışı, bir sa çağı yokdur; plâstrlar iğreti iğreti ahşab başlıklarla çatı damlalığına saplanmakdadır. Fotoğraflarda vaziyet açıkdır. Bu gün medrese bir açık eyvan dershâne, bir kapalı dershâne - müderris odası, 13 höcre, bir he lâ gözü ve iki açık yan eyvandan mürekkebdir. Üstünde 13 höcrenin, iki eyvan helâ ve medhalin üstüne de birerden dört höcre geleceğine göre, 17 oda daha meydana çıkacak, yekûnu 30 edecekdir. Eksik kalmasından dolayı medrese çatı ile örtülüvermişdir. Binâ tuğla ve taşla yapılmışdır. Direk başlıklan oradan buradan toplanmışdır. Küçük eyvanlardan bi rinin tonozunun düz tavanı yirmi dilimli bir yıldız etrafında nefîs rûmîlerle, tonozun yanları da mâvi - beyaz parça çinilerle kaplanmışdır. Şİİ
Yakın vakte kadar binâ Arkeoloji Müzesi olarak kullanılıyordu. A l laha şükür şimdi kurtulmuşdur.
BURSA MURADİYE MEDRESESİ (II. C., 316-320. s., 564-571. R.) Açık eyvan dershâneli, 14 höcreli geniş, ferah bir medresedir. Medhale yakın iki aralığın helâ olması muhtemeldir. Tuğla ve moloz taşı ile yapılmışdır. Medhal derin bir eyvan içindedir. Revâkın girişine karşı iki sütûnu mermer, kalanı tuğladandır. Dershâne eyvanında duvarın 2.5 m. si çini kaplı imiş; yer yer parçaları kalmışdır; kubbesi sekiz köşe bir kasnağa oturur; serâpa istalâktitli köşelikleri, yapraklı güzel kubbe ete ği vardır.
88
B ursa’da Hamza B ey Câmii
Bursa’da Başçı îbrâhim Câmii
89
90
İstanbul’da Fâtih C âm ii’nin ilk yapıdan kalan Şadırvan A vlusu cebhesi ve tak kapısı
-
iîl^'-iV.l: Av,
ktanbul’da F â t i h
C â m i i ’n i n
Şadırvan A v l u s u n d a s ü t u n
İstanbul’da Fâtih C âm ii’nin tak kapısı başlığ ı
91
İstanbul’da D avud Paşa Câmii arka cebhesi ve türbe
92
İstanbul’da Y atağan Câmii
İstanbul’da Yatağan Câmii içi
93
94
İstanbul’da Yatağan Câmii parm aklık babalarından
ü sk ü b ’de
îsâ B ey Câmii
Üsküb’de îsâ Bey Câmii revak direği
Edirne Üç Ş erefeli Câmî penceresinde çini (M ukabilindeki pencerede başka renklerle tekrarlannuşdır.)
İstanbul’da Fâtih C âm ii’nin bugünkü hâli
Edirne M urâdiye Câmii çini m ihrabı
B ursa’da Yeşil Câmî H ü n k â r M ahfili
Bursa Y eşil M edrese plânı (II. C., 153. R.)
us
|54s i İ7 o U < o |. İti
l s 4 i » l l s U l s j [ «2 İ5o|sij72 [ » [ » U l u 17 02
100 İOO
u|»2 [s sk z ^-T— İT I İK^— İS 6■»İ Vr— i İ56İS2İ72 — r rİ51İ5Sİ r r m^ ^l u l 1731
176 --— \ v \ 116 L l -— #— 179 — r-#--^İS S1 # W0 ı—
EDİRNE’DE PEYKLER MEDRESESÎ (IIL C., 225-231. s., 391 -399. R.) Biri açık eyvanlı, biri kapalı iki dershâneli, 18 höcreli bir medrese dir. Fâtih Sultan Mehmed’in hizâsındadır. Duvarları kesme taşdan yapılmışdır. Revâkın sütûnları mermer, başlıkları baklavalıdır. Sepet kul puna benzeyen kemerlerine, sütün aralıkları müsâvî olmadığından, ye rine göre sehim verilmişdir. Bursa kemerine yaklaşanları da vardır. K e mer taşları iki renkdir. Höcre kubbelerinin köşelikleri hoş bir tenevvü gösterih Kapısı dilimli bir yanm kubbedir. Bu nevi dilimli kubbelerin çok güzelleri Top Kapı Sarayı’nda, Davud Paşa Câmiinde kullanılmışdır
97
Bursa M urâdiye M edresesi plâm
(II. C., 564. R.)
İSTANBUL’DA FÂTİH MEDRESELERİ (IIL C., 387-39L s., 605-619. R.) Fâtih Câmii bahsinde bildirdiğimiz üzere, Fâtih Medreseleri sekiz Semâniye ve sekiz Tetimme olmak üzere 16 adeddir. Bunlar da, devlet siyâsetine işâret olarak, cenubdakiler Akdeniz, şimâldekiler Karadeniz is mini alırlar. Sekiz Semâniye Dârülfünûn, arkalarındaki sekiz Tetimme orta tahsil makammdadır. Semâniyelerde müderris unvânım almak bü yük bir şerefdi; çünkü oraya ancak lâyık olanlar alınırdı.
98
101^^ sir '«‘-aı
— ^->,1•'sf^-rti—y-sîi-y—ta Wun V
“în—W—m . ,
—
Edirne P eyk ler M edresesi plânı (III. C., 391. R.)
Sem âniye Medi^selerine Akdeniz ve Karadeniz unvanlarına ek ola rak, Baş Kurşunlu, Çifte, Ayak Kurşunlu isim leriyle de ayırdedilirdi. Beheri 19 höcre, bir ufak açık eyvan, büyük bir dershâne, bir gusülhâne ve helâ gözü, dershâne önünde bir giriş revâkından mürekkebdi. Du varlar muntazam kaba yonma taşla, revak kemerleri ve aynaları tuğla ve taşla, ayaklar kesme taşla yapılmışdır. Her odada ocak, dışarıya pen cere, lambalıklar, höcreler bulunur. Odalar 3.5 m. den biraz fazladır; köşe höcreler daha da büyükdür. Bu medreseler, teferruât farkıyle, Bâ yezid ve Süleym âniye Medreseleri’ne ölçü ve örnek olmuşdur.
99
100
Fâtih Baş Kurşunlu Medresesi plâm (III. C., 605. R.) den bir köşe
III.
TEKYE —
z a v i y e l e r
BURSA YENlŞEHİRÎ’NDE PUSTİN - PU Ş ZAVÎYE - TEKYESİ (I. C., 208-216. s., 299-309. R.) Tekyeler Kadiri, Rifâî, Yesevî, Nakşibendî, Halvetî ve bunlardan ufak değişikliklerle tefrik edilen, Sadî, Şâzelî vesâire ile M evlevîliğe mensub bir şahsın etrâfında aynı tarîke mensub dervişlerin bâzı günlerde âyîn icrâ etdikleri, şâir zamanlarda namaz kılıp sohbet meclisleri kur dukları binâlardır. Orhan Gâzî zamânında yapılan bu tekye, nevi’nin OsmanlIlardan ele geçen ilk nümûne olmakdadır. Ufak bir medhal ey vanının karşısında oldukça geniş, aydınlanmış, mihrâbı olan bir tevhidhâne, solunda gâyet zengin bir baklavalı kuşağa oturtulmuş kubbeli bir şeyh makâmı, sağda daha basit, fakat daha geniş bir derviş odası bulunmakdadır. Bu tam teşekküllü bir tekyedir ve vazifesine uygun bir plândadır. Başlangıcında hangi tarikate mensûb olduğu kat’ıyetle mâlûm bulunma makla berâber, Yesevî veyâ Sühreverdî olması, yapıldığı devir nazar-ı îtibâre alınırsa, muhtem el görülebilir. Sonradan bir aralık Bektâşî’ye geçmişdir, ki bir çok tekyelerin târihinde bu değişikliğe rastlanır. Tek ye nin taâmiyesi oldukça zengindi; Ramazan ve Kandil günleri için ay rıca tahsîsât aynlm ışdır. Buna bakarak, dervişlerden mâadâ misâfirlerin yedirilip içirilmesi de hesâba katılmışdır, denilebilir. Soldaki odada duvarlar gönyesiz ve birbirine gayr-ı müsâvîdr. Or han Câmiinden başlayarak, o devrin bir çok binâsında bu gönyesizliğe rastlanır. Tevhidhâne düzgündür. Sağ odaya yığılan eşyâ yüzünden fo toğraf almak mümkün olmadı idi. Semâhâne ve şeyh odasının içine ka sabanın su sarnıçları yapıldığından, binâ epeyce harâb bulunmakda idi.
Bursa Yenişehiri’nde Pustin Pûş Zâviyesi plânı (I. C., 299. R.)
101
AM ASYA’DA YAKUB PAŞA TEKYESİ (II. C., 26-33. s., 39-51. R.) Amasya Sarayı’mn bulunduğu Yukarı Pirler semtinde, Halvetî ta rîkine mahsus bir tekyedir. Bir tevhîdhâne, bir şeyh odası, bir büyük mescid, bir türbe, 12 derviş höcresinden mürekkebdir. Tevlîdhâne ve şeyh odası ve türbe bir tarafda, diğerleri karşısında olmak üzere, hepsi bir dehliz üstünde toplanmışdır. Arazînin sert m eylinden dolayı yukarı ya gelen höcreler ve mescid diğerlerinden bir metre daha yüksek tutul muşdur. Bu plân bir tekye için en uygun bir tarz-ı haldir. Höcrelerin hepsin de birer ocak, kandillik, raflar ve pencere bulunmakdadır. Binâ en basit malzemeden, sırf moloz taşından yapılmışdır. Ammâ te’sîri unutulamayacak hareketli bir mîmârîsi vardır. Fotoğraflar herşeyi göstermekdedir.
Amasya’da Yâkub Paşa Tekyesi plâm (II. C., 39. R.)
102
IV.
İm
a r e t l e r
İZNİK’DE NİLÜFER HATÜN İMARETİ (L C„ 320-328. s., 496-526. R.) Bir câmiin eklemesi olmayarak, sırf imâret - ziyâfethâne maksadıy la yapılan bir mîmârî nevi’dir. Bunda binâ mihverini aşağı yukan kıble’ye doğrultmak bile düşünülmemişdir. İstikâmet kıbleye amuddur; yâ ni kıble mihverde değildir. Yana bir mihrab konmuş ise de, her yerde, her cins binâda, türbede, medresede, mektebde, yer yerde zâten mihrab eksik midir? Binâ ilk bakışda, emsâlini gördüğümüz çift kubbeli câmîleri andı rır. Ancak ikinci kubbenin yerine, bir kemerle ikiye ayrılmış iki göz den beherine ufak iki kubbe oturtulmuşdur. Tezyînât üstâdânedir. Yan daki iki matbah mahallinde iki pencere, bir ocak ve kubbelerinin yan kemerleri alnına geniş bir nefeslik açılmışdır. Revâkın orta gözünün yanlarına gotik ayaklarına benzer, tuğla sütûnçelerden mürekkeb ayak lar yapılmışdır. Köşe ayaklar gönye biçimindedir. Bunların aralarındakiler, istalâktit başlıklı mermer sütunlardır. Bütün bu birbirinden farklı ayaklar, sütunlar, revak kubbe ve tonozları ve binânın kademe kademe toplanışı üstâdânedir.
V.
HANLAR
BURSA’DA EMÎR HANI (L C., 96-lOL s., 114-120. R.) Selçuklu devrinin şehir içi hanlarından nümûne pek kalmamışdır. Selçukluların, meskûn yerlerin seyrek, mesâfelerin uzun olduğu şark ta raflarının derbendlerinde, geçid yerlerinde yapdıkları, çok müzeyyen, pek şâşaalı, gösterişli kervansaraylar mâlûmdur. OsmanlIlar ilk zamanlarda, daha ziyâde şehirlerde, ahin, mahzen leri olan ve binâenaleyh kervansaray vazifesini de gören, üst katında gecelemeye ve alış-veriş yapma imkânını da te’mîn edecek iki katlı ticâ ret hanları yapmışlardır. Bunlar, inşââtında hiç bir mübâlagaya, göste
104
Bursa’da Emîr Ham restitüsyon plâm
(I. C., 114. R.)
i
rişe kapılmadan, sağlam, kunt, kullanışlı, geniş odalı, avlusu hanın bü yüklüğüne uygun bir genişlik ve ferahlıktadır. Bu tutum ve ölçü, yal nız şehir hanları için değil, kasaba ve şehir araları uzun olan yerlerde, sonraları Hac yolunda, yapdıkları kervansarayları için de vâriddir. Me selâ bir orduyu içine alabilecek Ulu Kışla veyâ bir kasaba büyüklüğün deki Payas Sokollu Kervansarayları’nda bir damla yaldız bulamazsınız. Zâten süs mîmârînin düşmanı değil midir? Üstelik dağ başındaki ker vansarayda yeri ne? Bu Orhan Gâzî yapısı Emîr Ham, Osmanlı şehir te’sîslerinden eli mize geçen ilk nümûnedir. Altta 36 mahzen, bir ufak ahır, üstte 38 oda bulunmakdadır. Revak ayakları altta kesme taş, üstte tuğla - taşdır. Ke mer aynaları da öyledir. Hanın ahır yerine Ulu Câmiin şark minâresinin bir kısmı girmişdir. Binâ pek çok yangın, zelzele geçirmiş, içerisi tufeyli binâlarla boğulmuş, tanınmaz hâle gelmişdi. 1956 yangınından sonra, bütün bütün harâb ol muş, mikdarca pek çok olan oda sâhipleri, devletin de irşâdıyla, arala rında anlaşarak tâmîr etdirmişler, pek hoş ve bakımlı hâle getirmişler dir. Hele şimdi ortada havuzu, bakımlı bahçesiyle âdetâ bir ikâmet yeri te’sîri bırakmakdadır.
İSTANBUL’DA KÜRKÇÜ HANI (IV. C., 580-589. s., 875-887. R.) Fâtih devrinde iki avlulu hanların yapılmasına başlanmışdır. Bun larda ahır ve büyük mahzenlere mahsus bir ufak, biri de, dükkânlar ve üstlerinde* iş yeri ve ikâmet odalarını hâvî bir büyük avlu bulunmakdadır. Kürkçü Hanı da bunlardan biridir. Yalnız birinci avlu ve onun bir ahırı bulunsa idi, yukarı da gösterdiğimiz Emîr Hanı tertibinde, fa kat daha büyüğü olurdu. Kürkçü Hanı’nı Sadrâzam Mahn»y^d Paşa yaptırmış, sonradan Ayasofya vakfına intikal etmişdir. Bu hanın birinci avlusu, yine iki avlulu olan aynı zâtın binâsı, Bursa’daki Fidan Hanı’yle hiç farksız aynı öl çüdedir. Oda adedi aynıdır. Yalnız ikinci avluları değişikdir. îstanbul’dakinde sokaklara uymak mecbûriyetiyle, bu avlunun üç kolu çarpık tır. Bursa Fidan Hanı’nm ikinci avlusu tamâmen ortadan kalkmışdır. Yalnız hududları mâlûmdur. Kürkçü Hanı’nda fazla olarak epeyce bodrum vardır; fakat onlar da çok tahribat gördüğünden ölçmek hemen hemen imkânsızdır. Birinci av lu birçok ilâvelerle gizlenmiş ise de, aslını ve şeklini muhâfaza etmek dedir. İkinci avluya gelince, bir fotoğraf alınamayacak derecedeki binâ larla dolmuşdur. Köşe tarafında 4-5 katlı büyük hanlar, avlu ortasında iki katlı birçok binâlar vardır. Kitabda hava fotoğrafı (IV. C., 879. R.) bu hâli göstermekdedir Birinci avluda, şimdi ticâretgâh olarak kullanı lan fevkânî câmi, Fâtih devri ricâlinden Hacı Küçük’e âiddir. 105
106
ORTAKÖY (İNEGÖL)’DE KARACA BEY KERVANSARAYI (IV. C., 830-833. s., 1227- 1232. R.) Yanları kervancıların ikâmetine, ortası bineklerine ve develerine ve şâir hayvanlara ayrılmış orta büyüklükde bir kervansaraydır. Şimdi çok harâb vaziyetdedir. Yeri İnegöl kasabasının yakınındadır ve bir kervan uğrağıdır. Bunun husûsiyeti, arası boş çift kat tonozla kaplı olmasıdır. Alttaki tonozların arası doldurulup akıntı verileceğine, böyle bir çift ci darla meylin te’mîni, güzel bir buluşdur. Üst tonoz sıcak - soğuğa karşı da binâyı korur.
C Ta
'1^;
( GTT
rr
X
2
3
4
5
-S-
1227. R. : tneçöl Orta Köy’de Karaca Bey Kervansarayı plânı
Orta K ö y ’de Karaca B ey Kervansarayı plâm ve m akta’ı (IV . C., 1228. R.)
VI.
HAMAMLAR
BURSA’DA ORHAN GAZÎ ÇİFTE HAMAMI (I. C., 111-116. s., 131-136. R.) Bu çifte hamam, dört eyvanh, dört halvetli 12 m. lik bir soğukluk câmekân, bir ılıklıkdan mürekkep erkekler kısmiyle, ona yandan uzun lamasına bitişen, iki halvet, bir ufak ılıklık 10.0 m. lik bir soğukludan ibâret kadmlar tarafından meydana getirilmişdir. Bir hamamdan iste nen bütün unsurları ve vasıfları hâizdir. Daha Osmanh mîmârîsinin
----- N' ¡T
« T »
*^99
'r'
'• - t M '
'
I
* *0 /
'•A''
/
ı» i
s
'■i '">'L
-■/ >^'/ i
’
I____ I
r 4 .0 S
j
___
]
A.ıo^
r
~
u
I
a
r
m 6ÜJ
108
'‘ Î6İ
Bursa’da Orhan Gaazî Hamamı plânı (I. C., 133. H.>
başlangıcında 1339 senelerinde bu kadar mütekâmil bir terkibe varıl ması şâyân-ı hayretdir. Selçuk hamamlarından kalmış nümûneler he men hemen mevcûd olmadığından, Osmanlıların böyle ileri bir netice ye varmaları üzerinde durulmalıdır. Bu Orhan Hamamından evvel Yenişehir’de Osman Gâzî Sarayı’nın ufak çifte hamamından yalnız erkekler kısmı kalmışdır; o da tek hal vetli pek ufak bir eserdir; buna bir nümûne teşkîl edemez. îznik’de Bur sa’daki ile hemen hemen aynı târîhde yapılan Orhan Hamamı harâbesinden, Bursa’ya bir geçiş aşağı yukarı kabûl edilebilir. Ammâ o da üç eyvanlı, ufacık soğukluklu pek basit bir tek hamamdır. Onun için Bur sa hamamının ehemmiyetini kabûl ve tasdik zarûrîdir. Tezyînâtı basit dir; fakat benliği vardır. Bursa Orhan Hamamının etrâfını sonradan bü yüyen Çarşı sardığından, devamlı işlememişdir. Şimdi de çarşı olarak kullanılmakdadır.
BURSA’DA MAHKEME - ÎBRÂHİM PAŞA ÇÎFTE HAMAMI (II. C., 124-131. s., 195 - 206. R.) Yaptıklarının bütününden çıkan mânâya, bünyelerinden intişâr eden kıvam ve ölçüye bakınca, OsmanlIlarda câmiin ezelî hakikat olan vah detin binâ şeklinde ifâdesini teşkîl etdiği, dışından kavî bir yerleşişle kuvvet ifâdesinin, içinden rûhâniyet ve ciddiyetin taşdığı hemen görü lür. Bir kere bu müşâhedeye varılırsa, artık yardımcı, tâlî unsurlar ara ma beyhûdeleşir; Osmanlılar câmide tezyînâta lüzûm görmemişler ve yâ, Arab eserlerinden gelen alışkanlığı karşılamak için, azın azı bir mikdarla yetinmişlerdir. Ammâ hamam öyle değil, küllün cüz’ü olan insanın dünyevî ihtiyaç ları için yapılmışdır. İnsan orada dinlenecekdir; beşeriyeti icâbı gönlü, gözü avunacakdır. Onun için hamamlar süslü yapılmışdır. İstedikleri za man OsmanlIların tezyînâtda da ne kadar muvaffak olduklarına hamam lar şahitdir. Bu Mahkeme Hamamı da o cinstendir; çok büyük değildir; merkezî usûlün hendesesinden de sıyrılarak, iç içe eyvanlar yer yer seıpiştirilmişdir; ılıklık yokdur; doğrudan göbek taşına girilir. Erkekler tarafın da bir yan, bir dik eyvan, üç halvet, dîğer tarafda iki yan eyvan ve yi ne üç halvet vardır. Tezyînâtın ne derece güzel olduğu, fotoğraflarda görülür. Göbek taşı renkli kaplamalarla, kurnalar istalâktit ve iç içe ka bartma, oyma kitâbelerle süslüdür. Kubbeler de bir âlemdir.
EDİRNE’DE TAHTA KALE ÇÎFTE HAMAMI (II. C-, 471 -477. s., 811 -824. R.) Artan ihtiyâcı karşılamak üzere büyümeye başlayan hamamlardan biridir. Erkekler soğukluğu kubbesi 16.0 m. den fazladır ve haşmetli bir görünüşü vardır. Erkekler tarafında ufak bir ılıklıkdan geçilen, yine harâreti hafif bir eyvan ve iki halvetli bir kısımdan sonra, dört eyvan ve dört halvetden mürekkep göbek taşı bölümü gelmekdedir. Soğukluğun köşelikleri yedi sıra çok cesûrâne yapılmış istalâktitle kaplanmışdır; fo toğraf bunu göstermekdedir. Ancak bu soğukluk bugün metrûk ve harabdır, ılıklık onun vazifesini görmekdedir. Kadınlar tarafı, bir soğukluk, bir ılıklık, üç halvet, bir eyvanlı gö bek taşından mürekkebdir.
İSTANBUL’DA MAHMUD PAŞA ÇİFTE HAMAMI (IV. C., 602 -606. s., 907-923. R.) Edirne Tahta Kale Hamamı ile başlayan büyük hamam ölçüsünün zengin bir nümûnesidir. Aslında son asır başına kadap çift hamamdı:
110
E dirne’de Tahta Kale Hamamı plâm
(II. C., 811. R.)
111
hattâ bâzı şehir panaroma fotoğraflarında kadınlar tarafı fark edilir. Kadınlar kısmı yıkılıp yerine, bir zamanlar Abud Efendi Hanı denilen çarşı yapıldı. Eldeki erkekler kısmının so ğukluk kubbesi 16.25 m. kutrundadır. Şemseli bir yarım küre ile örtülü bir kapıdan iki eyvan ve iki halvetli ılıklığa girilir. Bunların kubbe ve du varları pek müzeyyendir. Bu kısımda bir helâ ve usturalık vardır. Güzel bir düşünce ile soğukluğa da bir helâ konmuş dur. Göbek taşı iki büyük, beş küçük eyvanlı, dört halvetlidir. Denilebilir ki İstanbul’un ve memleketimizin en kıymetlile rinden biri Mahmud Paşa Hamamı'dır. Maalesef tek kalmışdır. Hamam câmie îrad olarak, ondan dört sene sonra yapılmışdır. Mahmud Paşa’nın Edifne’de bir çifte hamamı varmış; Evliyâ Çelebi medhede ede bi tiremiyor. Bu eser şimdi yok dur.
BURSA’DA NASÛH PAŞA ÇÎFTE HAMAMI (III. C., 145 - 150 s.. 227 - 237 R.) Ashnda çifte hamam iken, mas rafını karşılayamıyor diye ka dınlar kısmı yıktırılıp satıla rak bedeli erkekler kısmının tâmîrine sarfedilmişdir. Güzel bir soğuklukdan, ufakça bir ılıklı ğa, oradan beş eyvanlı, iki hal vetli bir göbek taşına geçilir. Bu şekliyle plânda bir yenilik yapılmış ve güzel bir netîce aİmmışdır. Hamam pek müzey yen ve dilberdir.
112
izn ik ’de Süleym an Paşa M edresesi
B ursa’da Y ıldırım M edresesi yan cebhesi
113
Bursa’da Y ıldırım
M erzifon ’da Çelebi
114
M edresesi eyvam
Sultan
M ehm ed
Medresesi
ı*s; <1^7»
B ursa’da Yeşil Medrese yan cebhesi
116
Bursa’da Yeşil M edrese avlusu
117
Bursa’da M urâdiye M edresesi avlusu
118
Bursa’da M urâdiye M edresesi dershânesi eyvanı, kubbe köşelikleri
E dirne’de P eykler Medresesi avlusu
E dirne’de P eykler M edresesi kapısı
FâtiH A kdeniz M edreseleri
I 120
Fâtih A kdeniz Çifte M edreseleri
Bursa Y enişehiri’nde Pustin Pûş Zâviyesi
A m asya’da Yâkub Paşa Tekyesi
121
A m asya’da Yâkub Paşa Tekyesi
İznik’de N ilüfer Hâtûn İmâreti
t
âm
I
~
r i t i 'I
' ^ T *•'- , >.'ı-i ' Ç ‘ '» ■
Bursa’da Emîr Hanı garb kolu
Orta K ö y ’de Karaca Bey Kervansarayı
123
Bursa’da M ahkem e - Îbrâhim göbek taşı
124
Paşa
Hamamı erkekler kısmı
sağ eyvam
ve
4 V
V tv
Bursa Îbrâhim Paşa Hamamı küçük halvet kubbesi
125
Edirne Tahta Kale Hamamı erkekleı soğukluğu kubbe köşelikleri
İstanbul’da Mahmud bir kurna
(A yna
Paşa Ham am ı’nda
taşı sonradan.)
B ursa’da Nasûh Paşa Hamamı halvet kuboelerinden
İstanbul’da Mahmud Paşa Hamamı halvet kubbelerinde
Bursa’da Nasûh Paşa Hamamı soğukluk
-t?T ■
köşelikleri
VII.. B E D E S T A N L A R
BURSA’DA YILDIRIM BAYEZID BEDESTANI (L C., 469-47L s., 809-815. R.) Bedestan ihtiyâcı önce Osmanlılarca duyulmuş olmayabilir; muhak kak ki şehirlerde kıymetli malların saklanması ve satışı için bâzı bi nâlar olacakdır. Ammâ bu mîmârî nevi’nin Osmanlılar’da şimdiki şekli ni aldığı ve gelişdiği hiç şüphe götürmez br hakîkatdir. Bunların ilki de Yıldırım Bâyezid tarafından yapılandır. Orhan Gâzî’nin yapdırdığı çarşı ve dükkânların bir kısmını da bün yesine katarak, bir merkezi çekirdek ve mahzenler ve 56 dükkân daha ilâvesiyle meydana getirilmişdir. Bu bedestan’m hepsi 68 olan dükkândan Ulu Câmie bakan kapısından şark köşesine kadar olan 12 si Orhan Vakfı’dır; Yıldırım Vakfiyesi’nden bu anlaşılıyor. Bu Bedestan 6 ayağa oturan 14 kubbe ile örtülüdür; iç kısımda kar şılıklı iki sırada 32 mahzen olup ticâret, bunların önlerinde ve direkler etrâfındaki peykelerde yapılırdı. Bu muâmele tarzım, İstanbul Büyük Bedestam’mn hâlâ mevcûd olan teşkilâtına bakarak biliyoruz. Yoksa Bursa Bedestanı pek çok defâ .yangın görmüş ve yıkılmış olduğundan, peyfce ve tezgâhlardan örnek kalmamışdır. Bedestan’ın dört kapısı vardır; dış dükkânların ortasında çok müte nâsib bir gövde yükselmekdedir. 1956 yangınından sonra Bedestan pek güzel bir şekilde tâmîr edilmişdir. Duvarlar tuğla ve taş sırasıyle yapılmışdır.
EDİRNE’DE ÇELEBİ SULTAN MEHMED BEDESTANI (IL C., 162-163. s., 264-274. R.) Bu da Bursa Bedestanı gibi 14 kubbelidir; farkı dükkânların daha büyük ve adedinin 68 yerine 64, höcre sayısının da 4 kolda 38 olmasıdır. Binânın nisbetleri pek güzeldir. Orta çekirdek 6 ve 4 sıra tuğla ve mun tazam kesme taşla yapılmışdır. Dükkân ayaklan da öyledir. Iç ayaklar kesme taşdır. Üst pencere kemerleri türlü türlü rûmî ve hendesî ka bartmalarla süslüdür. Bu bedestan’da kapı yanlarında ve köşelerdeki dükkânlarda bölmeler kutrânî konmuş olduğundan fazla birer dükkân elde edilmişdir. 130
Ua_l=M.ı«-La_L
(S5
CO
Bursa’da Nasûh Paşa Hamamı plâm (III. C., 227. R.)
CO
to
Bursa’da Yıldırım Bâyezid Bedestam plânı sonra ince tutulmuştur.) (I. C., 810. R.)
(Dükkân duvarları
yangından
Sandal Bedestanı’nda iç mahzen yokdur; yalnız dört tarafda dük kânlar vardır. Bunların da bir kısmı şimdi noksandır. Sandal Bedestam, sokaklara uymak ve dükkân adalarına mümkün mertebe az tecâvüz etmek mecbûriyetinden dolayı, tam gönyesinde yapılamamışdır. Bu Be destan 12 ayak üstüne 20 kubbelidir. Kubbeleri Büyük Bedestan’a naza ran daha küçükdür. I
Şu ufak ölçü mâlûmâtını ilâve edelim; Bursa Yıldırım Bedestanı dış sâhası 2545, Edirne Çelebi 3080, Büyük Bedestan 3412, Sandal 2230 ve göreceğimiz Ankara Mahmud Paşa Bedestanı 2888 metre murabbaidır. 134
İSTANBUL’DA FATİH SULTAN MEHMED YAPISI BEDESTANLAR VE ÇARŞI (IV. C„ 557 -576. s., 853-869. R.) İstanbul’un üç bedestam vardır; Büyük veyâ Cevâhir Bedestanı, San dal ve Galata Bedestanlan. Büyük Bedestan tabîî her şeyden evvel be destan olması düşünülerek yapılmışdır; bunda tereddüd yokdur. Fakat bununla kalmamış, şimdiki 3000 dükkânlık İstanbul Kapalı Çarşı’sının, Fâtih zamânında yapılan iki bininin yer aldığı adaların boy ve enlerine de ölçü olmuşdur (Bk; IV. C., 869. R.) Adaların boyu, Bedestanın kapı sından köşesine kadar olan mesâfeye müsâvîdir; derinlikleri de hep ay nıdır. Bu adalar hiç dokunulmamış değildir; Sandal Bedestanı’nın, yine Fâtih devrinde inşâsı esnâsında ufak bir kısmı onun sâhasmda kalmış, yanındakilerin de boylarından çalmmışdır. 1896 zelzelesine kadar vazı yet değişmeden kalmışdır. O zaman Çarşı’nın bilhassa şark tarafı, ta mâmen harâb olduğundan, bâzı tâdîlât yapılmışdır. Kalan üç taraf ilk hâlini muhâfaza etmekdedir. Plâm halka halka olan bu kısımdan başka, Nûr-i Osmânî’ye çıkan Kalpakçılar Başı Caddesi’nin büyük bir parçası ile, Örücüler Kapısı’na giden yolun. Çakır Ağa Câmiine kadar olan kısmının, belki kapıya ka dar olan devâmının da Fâtih devrinde olduğu. Sandal Bedestanı ve mez kûr câmi delâletiyle mâlûmdur. Büyük Bedestan 8 ayak üstüne 15 kubbelidir; 44 mahzen, 56 dış dük kânı ve dolap denilen 8 dükkâncığı vardır. Etrâfı ikişer sıra direkli üç kollu yollardır. Dükkân adaları bu yollardan sonra başlıyor. Dördüncü kol olan şark tarafı, yânî -Kuyumcular Çarşısı da 1896 zelzelesinde çeki len fotoğraflarının belirttiği gibi, üç kollu idi. Tâmîr esnâsında bu kol daki dükkânlar ve medhâl tamâmen yeniden yapılmış ve derinlikleri fazlalaşdınlarak cadde daraltılmış ve artık tek bir tonozla örtülüvermişdir. Bedestan’ın Bizans eseri olduğu hakkında ilimle alâkası olmayan bir iddiâ vardır; bu iddiâya cevap vermek için ilmî kelâm etmek günâhdır. İddiâ o kadar çocukcadır ki hayret etmemek kâbil değildir! Şark kapı sının üstünde tek bir kuş resmi varmış da ondan. Bir insan İtalyan boyunbağı takmış diye o milletden nasıl olmazsa, bir çok emsâli gibi, bir yerden bulunup oraya takılmış bir kabartma da, Bizans pasaportu olamaz. Bedestajı İstanbul’un bankası idi; her peykenin altında dövme de mir sandıklar bulunur ve burada büyük servetler, kıymetler saklanırdı. O peykelerde oturan esnaf, mahzeninden çıkardığı mallarım gündüz müş teriye arzeder, sabah namazını müteâkib açılan Bedestan ikindi üzeri kapanırdı. Bu esnâfa hâce, hâcegî denirdi. Gece gündüz dam üstünde ve içde üst pencereler altındaki yollarda pasbanlar dolaşırdı. Bu bize has ticâret üslûbunu terk edip, Avrupa taklîdi dükkânlarla donatılan bu gün kü Bedestan’t tanımak kâbil değildir. 133
ANKARA’DA MAHMUD PAŞA BEDESTANI (III. C„ 33 - 48. s., 61 - 88. e. R.) Ankara’da Hitit Müzesi yapılmış olan Mahmud Paşa Bedestanı Bur sa ve Edime’dekilerden başka bir tertibdedir. Dükkânlar yalmz orta göv deye bitişik tek sıra olmayıp, tonozlu bir yol üstünde karşı tarafda da ikinci bir dizi teşkil eder. Bu sûretle yalnız Bedestan olmakla kalmayıp, bir kapah çarşı meydana getirir. Bedestşn dört ayak üstüne 8 kubbelidir; kubbeler emsâlinden büyükcedir. îç mahzen yokdur; geride 36, dış yüzlerde 58 ve aynca, kapı yanlarında iki tarafı açık 12, yânî cem'an 106 dükkân bulunmakdadır. Dükkânlar birbirine müsâvî değildir. Köşedekiler daha büyükdür. Binâ son zamanlara kadar çok harab idi; müze yapmak üzere, bâzı kısımları hatâh olmakla berâber, mükemmelen tâmîr edilmişdir.
Vttl.
SARAYLAR
EDÎRNE SARAYI VE CÎHANNUMA KASRI (IIL C., 234 - 267. s., 400-446. R.) Ele aldığımız eser Edirne’nin ikinci sarayıdır; birincisi Selimiye’nin garb ve şimâlinde idi. Bir hamamından başka şimdi eseri kalmamışdır. Vâkıâ İkinciden de ancak yer altında binâlar ve bir iki harâbe mevcûd ise de mâhiyeti kül olarak mâlûmdur. Bu yeni sarayın büyük kısmı Tunca ayağının şimâl-i garbî kenarın dadır. Köşkler, kasırlar gibi bâzı müteferrik binâlar nehrin iki kolu ara sındaki Bülbül Adası veyâ Tavuk Ormanı denilen sâhaya yapılmışdır. Bu adada şimdi güreş taklidleri yapılmakdadır. Edirne Sarayı 350-360 bin metre murabbaı sâha işgâl etdiğine göre, İstanbul Topkapı Sarayı’nın yansı kadar demekdir. Bununla berâber, bir eksiğiyle İstanbul’a nümûne olmuşdur. Bundan Topkapı Sarayı’nın Bâb-ı Hümâyûn’dan girilip Bâbü’s-Saâde - Orta Kapı’ya kadar uzanan ve iki tarafdan sarayı kavrayan Birinci Avlusu yokdur. Bâb-ı Hümâ yûn’dan girilen avlu üstünde matbahlar ve baltacı koğuşlan vardır. Bu binâlar İstanbul’da İkinci Avlu’dadır. Birinci Avlu üzerinde binâlardan sâde matbahlann harâbesi mevcuddur. İstanbul’daki âbidevî Bâb-ı Hü mâyûn, Edirne’de basit bir kapıdan ibâretdir. 136
Edirne Sarayı Cihannümâ Kasrı restitüsyon makta’ı (III. C., 409. R.)
138
Bu avlu ile Kum Meydanı arasmda Bâbü’s-Saâde vardır; onun he men karşısındaki Arz Odasından eser kalmamışdır. Bu Kum Meydanı’nda Kum Kasrı ve hamamı, bir de büyük bir husûsiyeti hâiz olan Cihannümâ Kasrı bulunmakda. Harem dâiresi sol tarafı tutmakda idi. Sarayın şimâl, yânî nehrin dirsek teşkîl edip ikiye ayrıldığı tarafı nın tam hudûdunu, kat’ıyetle tâyîn mümkün değildir. Sarayın, Topkapı’da olduğu gibi, burçlarla tahkim edilmiş, dendanlı, seğirdimli bir sû ru yokdur. 1875 lerden kalan fotoğraflara nazaran, en ehemmiyetli sâhası olan Kum Meydam’mn duvarı, nihâyet 1.00, 1.10 kalınlıkdan, tak riben 3.5 m. irtifâdan fazla değildir. Bu duvar içden üç köşe ufacık pa yandalarla tahkim edilmişdir, o kadar. Bu duvarlardan iz kalmamışdır.
Edirne Sarayı Cihannümâ Kasrı birinci kat restitüsyon plânı
(III. C., 408. R.)
137
Bu gün saraydan kalan sağlam ve tâmîr edilmiş olan küçük Kum Kasrı Hamamı, Fâtih Köprüsü, su maksemi, matbahlann harâbesi, Kanûnî devrinde yapılan Adâlet Kasn ve ikinci köprü ve Cihannümâ Kasn ’nın harâbesidir. Biz de, Edirne Sarayından kalan husûsiyet ve ehemmiyeti hâiz bir parça olarak, Cihannümâ Kasrı’nın plân ve fotoğraflarım koyuyoruz. Kasır şöyle böyle 25.0 X 40.0 m^ sâhasmda ve alemine kadar 40.0 m. irtifâmdadır. Bodrum ve birinci katı 1000 m^ iken, asıl kuleyi teşkîl eden yedi katlı orta kütle 14.80 X 14.80 ebâdmda, yâni 220 m^ dir. Sâde bu orta çekirdek 40.0 m. irtifâmdadır; yanlar alçakdır. Bütün sarayla berâber Cihannümâ Kasn mülkî ve askeri idâreciler arasındaki şahsî anlaşmazlıklara ve gaflete kurban gitmişdir. Bir avlu eksiğiyle bütün tezyînâtı, Topkapı Sarayı’na örnek olan, matbahları. Arz Odası, sâde mikyâsı daha büyük olarak İstanbul’da tekrar olunan bu sa rayın Cihannümâ Kasrı’nın bir mukâbili İstanbul’da aranabilir ve gö rünürlerde olmadığı için yok farzedilir. O da vardır ve bir kale gibi çok kalın duvarlarla başlanmış, fakat bodrum katından sonrası, Fâtih’in vefâtıyle bitirilemeden kalmışdır. Çünkü Fâtih sarayı ve meselâ Bâb-ı Hümâyûn’u, 883 de yaptırdığına göre, irtihâli üç sene sonradır. Bu kısa müddetde Cihannümâ bitememişdir. Bu Cihannümâ da Sünnet Odası’nın altında bir mahzen vazıyetinde kalan dört köşe binâdır. Her şeye rağmen, bitmemiş bir binâyı ölçü tutmak kaabil olmadığından. Edime Cihannümâsı nevi’nin tek nümûnesi vasfını kendi başına muhâfaza et mekdedir.
TOPKAPI SARAYI’NDAN FÂTİH KÖŞKÜ VE ÇİNİLİ KÖŞK (IV. C., 682-755. s., 1038 a. - 1056 z. R.) Ayasofya Câmiinin hemen yanından başlayıp bütün Sarayburnu ya rımadasını işgâl eden bu Fâtih Sarayı’nm bir nazîrinin bulumasma im kân var mıdır? Bir kere nerede vardır üç denizi kavrayan bir sâha? Böy le bir yer bulunacak ve oraya arâzinin îcâblarına en uygun tarzda bir saray yerleşdirmeyi insanoğlu başarmış olacak. Yeri de yapısı da Allah vergisi demekle şükran borcunu edâ etmek ancak kâbildir. Sarayın mihverinin bir kısmını, arâzinin tam omurgasına, ilmî tâ biriyle hatt-ı bâlâsına oturtmak mümkün olamamışsa, kusuru Fâtih Sul tan Mehmed’de müşâvirlerinde ve mâiyetinde aramamalıdır; sebeb Aya sofya Câmiidir. Medhâl, yâni Bâb-ı Hümâyûn, Ayasofya’yı kurtardıkdan sonra açılabilmişdir. Bu yüzden Bâb-ı Hümâyûn’dan Orta Kapı’ya ka dar olan mihver kısmı, aşağıdan başlayıp, en yüksek noktaya biraz eğri olarak varmakdadır. Eğer Ayosafya olmasa idi, Bâb-ı Hümâyûn câmiin şadırvanı civârında olacak ve oradan Salkım Söğüd’e doğru inecekdiEsâsen sarayı yapanlar Marmara’daki başlangıç noktasını pek güzel in139
sarayburnu sim al O___ 50
140
100
Popkapi Sarayi umúmi plám (IV. C., 1038 a. R.)
tihâb etmişler, fakat câmii kurtarmak için sûrun istikametinde büyük bir kırma yapmaya mecbûr kalmışlardır. Doğru kalsa idi saray, Ayasofya’yj içine alacakdı. Sâhamn biraz büyümesi mes’ele değil, iş tabîî sûret-i hâilini bulmasındadır. Türklerde saray, pâdişâhın husûsî ikâmetgâhı olmakdan ziyâde. Dev let umûrunun esas mes’elelerinin çevrildiği mekânlar mecmûası dfemekdir. Türk an’anesine boyun eğmiş, kültürü içinde yuğurulmuş olan Hin distan Moğol hükümdarlarının saraylarında dîvân-ı hâs ve dîvân-ı âm gibi mahaller vardır. Saray ismi taşıyan bu te’sîslerin, düşünülebilecek lüzûmlu husûsiyetlerin toplamış bir bütün olmasını Osmanlılar tahak kuk etdirmişler, şâhika da bu Topkapı Sarayı’nda vücûde gelmişdir. Ha rem kısmı sarayın sâhası içinde ufak bir yer işgâl eder. Sur mâlûm, Marmara’dan başlar şimâle doğru çıkar, birkaç kırma ile Soğuk Çeşme köşesinden sert bir dönüşle şarka doğrulur. Bâb-ı Hü mâyûn Ayasofya’nın yanındadır ve Birinci Avlu’nun ve sarayın tak ka pısıdır. Birinci Avlu, ekmek fınm, neccarlar - yapıcı teşkilâtı ve mal zemesi, iyi su sakaları, vesâire gibi hizmet erbâbına tahsis edilmişdir. Müstesnâ zamanlar hâricinde bu avluya giriş serbestdir. İkinci Avlu devlete mahsusdur; devleti temsil eden Kubbealtı vezirleri burada top lanır. İç Hazîne, Devlet Aşı, Devlet Bineği, yâni matbah ve ahırlar bu radadır. Üçüncü Avlu Enderûn’a mahsusdur. Yine Enderûn denilen Devlet Mektebi, pâdişâha hizmet yoluyle devletin şan ve şerefini göze ten Enderûnlular, Emânât-ı Mukaddese Hazînesi buradadır. Fâtih Köş kü de sonradan Hazîne olmuşdur. Dördüncü Avlu yorucu devlet işlerinin sâhası ndan, yâni Enderûn’dan sonra Pâdişâha mahsus birkaç köşkün, sünnet merâsimine mahsus odanın bulunduğu avlu olup Mubârek Emâ netler Revâkı da buraya açılır. Bu avlu üstünde Sünnet Odası altında Cihannümâ’nın yapılabilen kısmı olan bodrum katı vardır. Beşinci Avlu, donanmanın uğurlanma ve karşılanma merâsimine mahsus köşkü, kasır ları hâvî olup korular, meyve ve sebze bahçeleri, cirid oyunları sâhası buradadır. Bir tarafdan Birinci Avlu ile birleşir; bu sûretle Birinci ve Beşinci Avlular dîğer üçünü kavrar. Harem İkinci Avlu’dan Dördüncü’ye kadar devâm eder. Şimâl hudûdu Beşinci Avlu’dadır. Ucu nereye varacağı hesaplanmadan aktarılan bâzı bilgilerin bilâ münâkaşa kabûllenilmesi, bilhassa rivâyet ve yakıştırmala ra itibâr göstererek temâyüz etmek istenmesi gibi âmillerin te’sîri ile Harem’in Fâtih devrinde mevcûd olmadığı söylenir. Harem’i Kanûnî dev rinden gösterenler olduğu gibi, bir kapıdaki tâmîr kitâbesini inşâya delâ let ediyor zannederek, HI. Sultan Murad’a hamledenler de vardır. Avludaki medhalin 90 m. ilerisinde Kanûnî bir hamam ile Hünkâr Sofası’m, III. Sultan Murad da 110 metre ileride yatak odasını yapdırmışdır. Ammâ ikisi de daha evvel mevcûd olan binâlara eklenerek, gön yesiz duvarlarını ekleme yerlerini tashîh ile yapdırmışlardır. İnşâat da târihî vak’alar da bunu gösterir. Sarayın avlularını. meydana getirebil mek için, Harem’in oturduğu düzlüğe istinad duvan vazifesini gören Ha rem binâlannın sarayın ilk yapılışı sırasında, yâni Fâtih devrinde bitmiş olması mecbûrîdir. Yoksa kat kat sedler teşekkül edemez; onlar olmadan da saray mevcûd olamazdı. Bunu bile göremeyenler vardır. Bu hulâsaçık ile Topkapı Sarayı’nı ve mes’elelerini îzâh etmiş olduk. 141
Topkapı Sarayı’nda Fâtih K öşkü - Hazîne plânı
(IV . C., 1052. c. R.)
(M
Topkapı Sarayı’nda Çinili K öşk ’ün birinci kat restitüsyon planı (iv . C„ 1056 d -I. R.)
Bu anlatış hakikatin ifâdesidir; ammâ bir de, saraya olmayacak tah minler atfeden bâzı düşünceler serdedilir. Tursun Bey’in bir tâbirinin akıl almayacak bir mânâya çekilmesi, bu düşünceye mesned yapılmışdır. Tursun Bey, yedi kuleli bir Ahmedek, yâni iç kaleden bahseder. Bu ahmedekin Yedi Kule değil de Topkapı Sarayı olduğu hakkında bâzı fikir lerin sarfedildiği duyulur, âfâkî telâkki edilip geçilirdi. Ammâ 1975 başın da iddiâ yazıya intikâl etmişdir. Mezkûr sene başında bir banka takvi minin resim altında imzâlı bir îzâhât metninde Bâyezid’deki Eski Sa ray’ın: “ . . . Daha geniş bir alana inşâ edilmiş olduğu hâlde Fâtih’in onu terk ederek Topkapı Sarayı’nı “ Daha çok İstanbul’un müdâfaası ilk plâ143
na alınarak...” yapıldığı ve Ahmedekin Üçüncü Avlu olduğu ve o sâhanın kuleler ve ağır toplarla tahkîm edildiği — Tursun Bey’in Yedi Kule için yazdıkları buraya mal edilerek— öne sürülmüş, ancak bu ahmede kin kulelerini Topkapı Sarayı’ndaki hangi binâlar olduğu tasrîh edilme mişdir. Bu da, çok daha evvel vâki şifâhî beyanlardan mâlûmûmuzdur. Bu ifâdeden sonra, Harem’in III. Sultan Murad tarafından yapıldığı fik ri gelmekdedir; Harem bahsini yukarıda tashîhen îzâh etdik; tekrânna lüzum yok. Ahmedek bahsine gelince, her şeyden evvel Eski Saray’ın sâhasının daha geniş olduğu asla hakikate uymaz, hakikat bunun tam ter sidir. Eski Saray’ın şimâlde varabileceği en son nokta Küçük Pazar şed didir; ondan sonrası uçurumdur. Süleymâniye Câmiini de içine almak şartıyle, Fâtih devrinde mümkün olan en geniş hudûdiyle bu sarayı Topkapı’dan çok daha küçük ve ancak onun %45 idir. Daha az olabilir, daha büyüyemez, basit rakam ve ölçü mâlûmâtı bunun gösterir. Binâenaleyh Eski Saray, küçük ve tevsii kabil olmadığı, büyütülse şehri ikiye böleceği gibi sebeblerle terkedilmiş ve yerine yenisi yapılmışdır. Topkapı Sarayı da sâhası vâsi, mahalli pek uygun olduğu için intihâb edilmişdir. Ahmedekin Üçüncü Avlu olduğu hakkındaki teşhis ise, ahmedekin ne olduğunu bilmemekdir. Bir kalede ne aranır? Bâhusus, en kuvvetli ol ması lâzım gelen iç kalenin hâiz olması lâzım gelen şartları bu duvarlar karşılar mı? Bu cihetler hiç aranmamışdır. Üçüncü Avlu’nun duvarları 1.05 m. dir, irtifâı da bir bahçe duvarından az kabacadır. Çünkü sara yın avlularını bölmek vazifesi için bu ebâd kâfidir. Böyle bir duvara bir omuz verilse dayanmaz. Bir kalede ahmedeke nazaran dış duvarlar makamında olan Sûr-i Sultânî bile 3.0 m. kalınlıkda yâni ahmedek di ye öne sürülen avlu duvarının üç mislidir. Varıp kıyâs etmek gerekdir. Resim altını yazan zatdan eskiden alınan şifâhî mâlûmâtdan akılda ka lanlara göre, iddiâ edilen yedi tane kule arasında. Hazîne Dâiresi, He kimbaşı Odası, mevcûd Saray Kulesi ve yalnız bodrumu olan ve bu ki tabda iki yerde bahsi geçen Cihannümâ temeli gibi binâlar gösterilmekde idi. Hazîne, o apaçık revaklar varken müdâfaa ve düşmanı püskürt mek değil, içeriye dâvete yarar. Hekimbaşı Kulesi’nin duvarları ise, en kalın yerinde 1.95 m. dir. O yalnız gemileri görmeye yarayan bir taras sut mevkiidir. Şimdiki kule ise Üçüncü Avlu’dan hâriçtedir. Tursun Bey’in bahsetdiği ahmedek ise Yedi Kule Hisarı’dır; kulele rinin duvarı 5.0 - 5.25 m. dir. Kale de, kule de böyle olur. İlle yeni bir fi kir öne sürmek için bu kadar boş gayrete şaşmamak kâbil değildi. Yedi Kule dururken, Ahmedek Topkapı Sarayı’nda aranmaz. Sarayın inşâ sebeblerine de kulp takmaya lüzûm yokdur. * *
*
Şimdi Hazîne Dâiresi olan, Fâtih Köşkü’nü Tursun Bey “Tavr-i Osmânî üzere fenn-i hendeseyi câmi...” kelimeleriyle târîf eder. Binâ fenn-i hendeseyi hakîkaten câmidir. Ammâ (Osmanlı tavrına uygun) tâbirini o gün için söylenmiş olarak kabûl lâzımdır. Çünkü bu köşkün tek tek inşâî unsurları hâriç, ne evvellerde emsâli var.dır; ne de sonra benzeri yapılmışdır. Bir tarz, bir üslûp teşkîl etmez. Bununla berâber köşk, üs144
E dirne’de Çelebi Sultan M ehmed Bedestanı
Bursa’da Y ıldırım B âyezid Bedestanı
145
Edirne’de Çelebi Sultan M ehm ed Bedestanı pencere tafsilâtı
İstanbul’da Fâtih Sultan M ehmed yapısı Büyük Bedestan, çatılar üstünden görünüş
¡itanbul’da Fâtih Sultan M ehmed yapısı Sandal Bedestanı
anbul’da
Fâtih
nneciler
Çarşısı
Sultan M ehm ed
yapısı
Büyük
Bedestan'da
A nkara’da M ahmud Paşa bedestanı iç görünüşü
Edirne Sarayı Cihannümâ Kasrı
(1875 vaziyeti)
Edirne Sarayı Cihannümâ Kasrı (1968)
Topkapı Sarayı’nda Fâtih Köşkü
Topkapı Sarayı’nda Fâtih Köşkü revâkı
Topkapı S arayı’nda hamam soğukluğu
Fâtih Köşkü kubbeleri
Topkapı S arayı’nda Fâtih
Köşkü
şahnişini
Topkapı Sarayı’nda
152
Fâtih Köşkü
direk
başhğı
Topkapı Sarayı’nda Fâtih Köşkü hayat revâkı
r,;
‘ .
0
■
âJ^'& ^ Topkapı Sarayı um ûm î görünüşü.
t
.
I
i
t
Topkapı S arayı’nda Çinili K öşk cebhesi
i
i i.
1
; :» ^ J .
tadâne bir mahâretle, fenn-i hendeseye, yânî inşâat usûllerine uygun ola rak yapılmışdır, eğer bu cihete Tavr-ı Osmânî deniyorsa, o başka. Bizce plân, inşâsı sırasında değişdirilmiş, binâ büyütülmüşdür. Ev velce bir hamam, muhteşem kubbeli bir soğukluk, kat musandıraları, mahfelleri olan kubbeli bir dâireden ibâret tasavvur edilen, fakat ikin ci kubbe kasnağına gelmeden, çatı ile örtülü ilk gözün tavan kirişi ve ta banlarına hiç bir değişme, tâdîl olmadan, inşâî usûllere uygun bir sûret te kârgîr içinde yer bırakılmışdır. Ahşab tavanların şekilleri için in şâî işâret kalmamışdır. Fakat tuğladan çıkarılıp alçı kaplanmış çok iri istalâktitlerle yapılmış koltuk silmeleri hâlâ mevcuddur. Kubbelilerle berâber, ahşab tavanlı olanların önünde pek geniş ve uzun aynı koltuk silmelerine oturna yine ahşab çatılı bir revak bulunmakdadır. İlk tasavvurda yalnız hamam ile soğukluk ve kubbeli mahâlden ibâ ret bir kasır düşünüldüğünü, çatılı kısımlara sonradan lüzûm görüldü ğünü bu revak göstermekdedir. Yalnız kubbeli bir yer olsaydı, böyle do kuz metreye yakın genişlikde saçak yapılmazdı. Ancak çatılı bir ilâve yapıldıkdan sonra, berâberce yapılan bir çatı altındaki bu revak kub beler önüne de devâm ettirilebilirdi. Dîvânhâne diyebileceğimiz bu gözlerde bol bol höcreler, ocak, bi rinde hârikulâde güzel bir çıkma şahnişin, birinde helâ kısmı vardır. Köşede de dört kemerli, ortası havuzlu, Halic’e, Boğaz’a, Marmara’ya nâzır emsâlsiz bir hayat bulunmakdadır. Bodrum katı esas itibâriyle çatılı kısımların altındadır; soğukluğun altı doludur, yalnız dîğer kubbelinin altında çok daha basık, zemîni di ğerlerinden daha yüksekde dar mahzenler bulunmakdadır. Bunun bü yük bodrumla bağlantısı yokdur. Bn çok farklı vaziyet de yine iki devre inşââta işâret etmekdedir. Binâda en güzel istalâktitli kubbe köşelikleri, nefîs yastıklar, dilim li kubbeler, büyük kapıda şemseli yarım kubbe, cumba şahnişinin nefâseti yanısıra, Osmanlı üslûbunda nâdir rastlanan yarım dâire kemer ler ve oluklu ve iyonik volütlü başlıklara rastlamr. Ne yuvarlak kemer, ne böyle başlıklar kullanılmışdır. Burada başlamış, burada bitmişdir. Başlıkların sonradan değiştirildiği asla sanılmamalıdır. Hepsinin berâ ber yapıldığını inşâat kat’ıyetle gösterir. Her halde bu köşke, tavr-ı Osmânî üzre damgasından fazla, tavr-ı Istanbulî’yi bulmak için bir arama demek daha doğru olsa gerek. Öy le ya, koca bir şehir alınıyor, ona has üslûp ihdâs etmek arzûlan doğa bilir. Fakat bütün gayret bir başlıkdan gayrı netîce verememiş. O da 2.5 asırdır akıp gelen asıl ve asîl tavr-ı Osmânî binâ içinde kaybolmuşdur. Pek harâb bir hâle düşmüş olan binâ 1940 larda, ahşab yapılamaya cağı için betonarme tavan ve içi boş kubbelerle mükemmel tâmîr edildi. * ♦*
153
Tursun Bey Çinili Köşk için: “tavr-ı Ekâsire üzre bir sırça sarây-ı can-fezâ...” târifini kullanmışdır; yâni kisrâlar tarzına uygun bir sırçalı, çinili saraydır, der. Kisrâ tavrı tâbirinden her hâlde Bağdad yakınında Selman Pâk’de olan adiyle sanıyla Tâk-ı Kisrâ’yı kasdetmiş olsa gerek dir. Kisrâ adı da Sâsânîlere kadar olan İran hükümdarlarına verilir. Onların yapılan içinde tonozlu, eyvanlı olan yalnız bu olduğundan mevzûubahs etdiği odur. Halbuki Çinili Köşk buna benzemez. O pek koca man büyük tonozlu, çok katlı bir saraydır. Çinili Köşk’de de eyvan vardır. Fakat insan ölçüsünde az derin ve zarîfdir. Köşkün dört iç eyvanı ve bunları birleştiren tek bir kubbesi, köşelerde dört, mihverde bir olmak üzere beş odası vardır. Medhalin yakınında helâ vesâire bulunmakdadır. Odalann geride olan ikisi da ha basit tutumlu, hizmete mahsus yerlerdir. Birisinde bodruma inen merdiven vardır. Asıl odalar önde olan üç tânedir; bunlar birbirinden çok başka renk ve şekillerde, bir kısmı yaldızlı hârikulâde çinilerle kap lıdır. Orta odanın kubbesinin ve köşeliklerinin alçı tezyînâtı emsâlsiz dir. İki yan. eyvanın içli, dışlı iki bölümüdür; arada kapılı birer duvar vardır. Binâ Eski Eser Müzesi yapıldığı zaman bu duvar sökülmüş, iki taraf birleşmişdi; son tâmîrde bu duvar ihyâ edilmiş olmakla berâber, dış eyvanı örten câmekân yerinde bırakılmışdır. Bütün eyvanlar gibi, açıkta olanlar da çini kaplıdır. Bodrumun yalnız Gülhâne Parkı tarafı açıktadır; üç tarafı toprağa gömülüdür. Bu sebeble üç tarafa boş dehlizler yapılarak su ve rutûbete karşı odalar muhâfaza altına almmışdır. Köşkün giriş cebhesinde dar bir ara katı çıkanlmışdır. Binânın üstü aslında taraçadır. İçlerde oldu ğu gibi, revak cebhesi ve eyvan nefîs çinilerle kaplıdır. Bu kısmın çini leri daha ziyâde kesme mozayiktir; içdekiler levha hâlindedir. Çinili Köşk tam bir zevk ve safâ mekânı olup dört eyvanlı Türk plânında, nev’i şahsına münhasır bir yapıdır; noksansız bir Osmanlı Türk zevkini temsil eder. İleride Sihl-Sütûn gibi İran’ın Safevî köşk lerine misâl teşkîl etmiş, çini kaplamada da mozayik usûlünün tatbiP edildiği son binâ bu olmuşdur.
154
Rumeli Hisarı plâm (üstden görünüş) (IV. C., 953. R.)
156
Rumeli Hisarı’nda Sar uca Paşa Kulesi makta’ı (IV. C., 960. R.)
XI.
KALELER
ve
HiSARLAR
RUMELİ HiSARI (IV. C., 626-660. s;, 954-1003. R.) Bu eserin müsâadesini aşmamak üzere şu kadannı söylemekle ik tifâ etsek yeridir: Çok ânzalı bir arâzide, müdâfaa ve taarruzun istedi ği bütün evsâfı hâiz bir teknik âbidesi, nisbet ve tenâsübün kusursuz elde edildiği bir mîmârî şâheseri. İstanbul Fethi’nden bir sene evvel ya pıldı. Esas hisar, hem denize karşı taarruza ve eğer İstanbul bir vuruşta alınamazsa ona karşı bir havâle, bir müdâfaa ve muhasara kalesi. Hisar üç büyük kule ile, yuvarlak, yanm yuvarlak, yarım altılık,, yanm beşlik ve mustatil olan on üç burca istinad eder. Pek dik olan şark-ı şimâlî kolunda burca lüzum görülmemiş; cenub dıl’mda ise, üç köşe ufak iki mahmuz yapılmışdır. Garb kolunun tamâmı ve şark ko lunun deniz seviyesindeki kısmına pek kuvvetli burçlar konmuşdur. De niz tarafında tek kuleli bir Hisar-Peçe olup, denizi yalayan top mazgallannı korur. Şimalde ve garbda tahkîmatlı, yukarı çekilebilen mütehar rik demir perdeli birer kapı, cenûbun pek sarp bir noktasında bir kol tuk kapısı mevcuddur. Hisar-Peçenin kapısı ile büyük kapı şarktadır. En şimaldeki büyük kule Sanıca Paşa, cenubdaki Zağnos, şarktaki Halil Paşa Kuleleri namlarıyle anılır. Şimdi yolun yalayıp geçdiği burç da Zağnos Paşa’nn olup, aslında kule değildir; yalmz üstünden kulla nılabilen bir müdâfaa burcudur; arâzinin getirişi, kayalar üstünde ol masından dolayı büyük görünür. Hisar inşââtında, Kuru Çeşme’de, Fetihden evvel harâb olmuş bu lunan bir manastırın bir iki başlığı ve sütûnu bulunmakdadır. Rumeli Hisarı’nın kuleleri bugün dünyâda mevcudlann en büyü ğüdür. Galata Kulesi’ni de aşmakdadır. Hisar’m şimâlden cenûba boyu 250, en geniş yerindeki arzı 120 m. dir. Kale 1955 senelerinde tâmîr edilmiş, binlerce esef edilir ki şerefeye kadar minâresi kalan, temelleri belli olan câmi yapılmamışdır. Sebebi câmi olması mıydı? 157
Ol 00
Çanak Kale’de Kal‘e-i Sultâniye dördüncü kat plânı (III. C., 288. R.)
ÇANAKKALE’DE KALE-Î SULTANİYE (IIL C., 171 - 186. s.; 278 - 317. R.) Dümdüz bir kumsalda ve bir dere ağzmda 110 X 160 m^ bir sâhaya yapılmış, bir iç kale ile kuleli bir surdan mürejckebdir. En büyük mü dâfaa ve taarruz silâhı 30 X 42 ebâdmda, bu pek kuvvetli bir iç kaledir. Dört köşesinde ufak kuleler, arada üç ufacık burç vardır. Kale, bil hassa Ahmedek, son devrin en kudretli toplarına karşı muvaffakiyetle karşı koymuşdur. Garb koluna Sultan Aziz zamânında, yeni silâhlara göre toprak tabyalar yapıldığından, bu taraf ile şimâl ve cenûbdan birer kısım gömülü bulunmakdadır. Bundan başka sur mazgalları kalınlaş tırılmış, yeni güllelerin sekmesi için, mâil satıhlar ilâve olunmuşdur. Medhaldeki kulenin de Kanûnî veyâ II. Sultan Selîm zamânında tâ dîl gördüğü anlaşılmakdadır. Maalesef bunu gösteren kitâbe, yazımızın imhâsı senelerinde kazıttırıldığından, tam târihi belli olmamakdadır. Kale bakımsız bir hâldedir. Medhal kulesi üzerinde olan mescid de harabdır. Bu kalede Rumeli Hisarı’nın büyük mîmârî zarâfeti yokdur. Fakat bu kadar yeni, başka başka askerî şekilleri nasıl bulduklarına hay ret etmemek kaabil değildir. Ahmedek hiç görülmemiş bir terkible ya pılmış, kat kat koğuşlan ve atış mazgallarını hâvî, zabtı imkânsız bir devdir. En üstündeki düzlükden de denize atış yapılabilir. 1915 de İngilizlerin 38 lik bir güllesi ancak köşeden ufak bir parça koparabilmişdir. KlLÎDÜ’L-BAHR KALESİ (IV. C., 790-804. s., 1140- 1183. R.) Üç dilimli 'bir büyük gövdenin ortasına plinmiş bir yuva, bir mih rak, sanki kâğıd üstünde güzel resim yapmak, yeni hendesî şekiller ara mak için bir çalışma intibâı verecek dilberlikde bir iç kale ve bunu ko ruyan kırmaları belli belirsiz yedi köşeli bir sur. Askerî kıymeti hiç eksilmeden, gâye hiç bir şeye fedâ edilmeden el de edilmiş bir mîmârî şâhikası. Bu kadar müstesnâ şekilleri bulan o devrin velûdluğuna hayret etmemek kaabil değildir. Böyle bir kaleye ne tarafdan ateş edilebilir? Denizin keyfine kalmış, akıntı ile sürüklen meğe mahkûm bir donanma, atış istikametini tâyîn ederken yerini değişdirir; karşısındaki hedef devamlı bir düzlük değil ki aynı zâviyeden vırrabilsin. Sekme vursa 7.5 m lik duvara ne te’sîri olur? Karadan taarruz, o hiç kolay değil. Sûru aşsa, iç kalenin dilimleri nin birisine girse boğulur kalır. En ortadaki çekirdek bir başka çetin ceviz. İşte Fâtih devrinin Kilîdü’l-Bahri budur. Buna Kanûnî bir kıyı kulesi ile bir sur eklemiş, o da ilâvesi. Bu korkunç görünüşlü kalenin çi ni çıplak bırakılmasına yapanların içi elvermemiş, dilimli yonca yaprağımn gövdelerine güzel tuğla tezyînât işlenmişdir. 159
160
Kilîdü’l-Bahr ahmedeki zâviyeleri 120 derecelik bir müsellesin kö şeleri merkez alınarak çizilmiş 20.0 m. kutrunda üç dâireden ve orta larında kalan ufak sâhaya yapılan bir çekirdekten meydana gelmişdir. Cidârın dış tarafa bir kapısı, ve kendi aralarında ara kapılan vardır. Çekirdeğin kapısı tek ve yedi katı da ahşap döşemelidir. Maalesef Bi rinci Umûmî Harb’de ahşap kısımlar yakıldığından en üstüne çıkmak mümkün değildir. Yalnız duvar içinden bir kata çıkılabilir. Sûrun deniz tarafım eskiden su yalamakda idi; sur şimdi mevcûd değildir. Yalmz iki köşedeki burç durmakdadır. Dağ tarafında da yedi burç yapılmışdır. Sûrun etrâfında bir kuru hendek vardır. Bu hendeğe bir şiv ilâve edilmiş, üstüne taş iksâ edilmiş, yâni kaplanmışdır. Bu iksâ dağ sulanmn tahrîbâtına karşı olup inşâsı sonradandır. Kara tarafının şimal ve cenûbunda sûrun iki kapısı olup hendek üzerine atılmış kantarlama köprülerden girilebiliyordu. Ahmedekin mazgallan Sultan Hamid zamâmnda kalınlaştınlıp, yeni zaman güllelerinin sekmesi için mâil kaplamalarla örtülmüşdür. Zamanla deniz dolmuş ve sâhil sûru nun en şimâldeki burcundan suya kadar ufak bir duvar çekilerek eski deniz sûru ile deniz arasında kalan sâha ve bütün kışlalara tahsîs edilmişdi. Bu ufak bölme duvannın mazgallan da mâil olduğundan, yu karıda söylenilen Ahmedek mazgallannın da aynı zamanda yapıldığını göstermekdedir. Kânûnî ilâvesi üç köşe bir surla çevrilmiş ve deniz kısmına kesme taşdan bir kule eklenmişdir. Bu kulenin inşââtı Çanakkale’deki giriş ku lesinin tarzına pek benzemekdedir.
161
299 f
t
619
i
r '’ 5 j. i i
298
1S7 J. 148 |, 130 L U5 J,
298 E.H.A,
|.i 173 ! ],1« 575
,102 L 1l 174 İl» 2i)8 - • ■X 1 1575
ÎO.12 172.
269
172,
1970
0 1
2
3
4
5
Bursa’da II. Sultan Murad Türbesi plânı (II. C., 575. R.)
162
i
'
+ 0.102 0 sz:
+765
+ 681
sz_ ^29
□□ □ n□ □, o
F.H 1
10
A.
m3yıs_960
=4
Bursa’da Şehzâde Sultan Mustafa - Cem Türbesi makta’ı (III. C., 262. R.)
163
XII.
TÜRBELER
BURSA’DA DEVLET HATON TÜRBESİ (IL C., 132 - 135. s., 207 - 213. R.) Osmanlı türbelerinin hemen hepsi kubbelidir. Selçukluların sivri külâhlı künbedlerine benzer, sâdece dört tâne yapılmışdır: Bolayır’da Süleyman Paşa, Kirmasti’de Lâlâ Şâhin Paşa, Gebze’de Malkoç Bey ve bu Devlet Hâtûn Türbeleri. Onların da biri müstesnâ içi yine kubbedir. Çelebi Sultan Mehmed'in annesi Devlet Hâtûn’un türbesi. Yeşil Câ miin alt tarafındadır. Tamâmı mermerden yapılmışdır; murabba ve yığ ma köşe ayakları ortasında dört sütün vardır. Baklavalı kuşağa oturan, helezonî dilimli bir kubbe ile örtülmüş, onun üstüne de sivri külâh yapılmışdır. Ebâdı 5.70 X 5.70 dir. Plân koymaya lüzum yokdur; fotoğraf ları türbeyi göstermekdedir.
BURSA’DA YEŞiL TÜRBE (II. C., 101-118. s., 168-185. R.) Bursa’yı bilen Yeşil Türbe’yi de bilir; Çelebi Sultan MehmedHn pek genç vefât etmesi üzerine eserleri yarım kalıp câmiinin revâkı, med resesinin bir katı hiç yapılmamış, Dimetoka Câmii de kubbe yerine ça tı ile örtülüvermişdi. Bu türbe de, Çelebi’nin sâdık adamı ve ondan kuvvet alarak II. Sultan. Murad’a bile yan bakan, o biraz mağrur Hacı ivaz Paşa’nın gay retiyle başlanıp bitirilmişdir. 14.0 m. kubbeli, sekiz köşeli bir binâdır. Köşe taş plâstrlar ortasındaki bütün yüzleri düz çini ile kaplıdır. Pen cere aynalarında yazı ve rûmîler bulunmakdadır. Türbenin mihrâbı bel ki câmiindekinden de güzeldir. Bu kadar eşsiz bir esere tesâdüf güçdür. Duvarlar pencere üstlerine kadar altı köşe firûze çinilerle kaplıdır. Pen cere aynaları Hadîs-i Şerifler yazılı ve rûmîlerle süslü çini ile süslen mişdir. Ağaç işleri ve kapı son derece güzeldir. Fotoğrafdan da görüleceği gibi türbenin kubbesi gayr-ı tabîî bir biçimde ve sipsivri bir nisbetdedir. Bütün mîmârî deliller, kubbe özengisinin daha aşağılarda, kasnakdaki pencerelere yakın bir yere kadar in diğini, bu sûretle yanları yassı, tepesi sivri, çirkin şeklin doğru bir nis bette olacağını göstermekdedir. 164
BURSA’DA II. SULTAN MURAD TÜRBESİ (II. C„ 321 - 326. s., 575 - 582. R.) Bu mütevâzi türbeyi, Osmanlı türbe anlayışı, daha doğrusu, bir hükümdâra bile mübalağa ile muâmele edilmesine karşı gelen zihniyetini tebârüz ettirmek için misâl veriyoruz. Her türlü tâzîm ve tekrîme lâyık olan II. Sultan Murad, kendine (mağrur olma pâdişâhım senden büyük Allah var) diyen, gülbank okutan bir sultan, kabrimin üstünü açık bı rakın, Hakk’ın rahmeti üzerime yağsın, diye vasiyet ediyor ve ancak bu pek basit türbe yapılabiliyor. Dört köşe, tuğla taşla yapılmış basit du varlar, ortada, dört ayak, dört sütunla çevrilmiş bir makûre. Bütün tür be bundan ibâret. Hiç bir süsü yok. Hele şimdi Kur’an’ından, rahlesin den, halısından soyulmuş hâliyle pek hazin, duruyor. Sonradan bu tür beye kendi oğullarımn türbesi eklenmiş, bir pencere bozularak kapı yapılmışdır. Türbede yegâne süs hârikulâde oyma, renkli saçağıdır. O da oğlu Fâtih-i İstanbul Sultan Mehmed’in babasına bir şükran borcu olarak yapılmış olsa gerek. Pâdişâhlara basit türbe yapmak an’anesi devâm et miş, devletin büyümesiyle mütenâsiben biraz daha artmış, fakat muh teşem anıt kabir Osmanlıda hiç bir zaman görülmemişdir.
BURSA’DA ŞEHZÂDE SULTAN MUSTAFA - CEM TÜRBESİ (III. C., 161 - 168. s., 261 - 273. R.) Yine basit tuğla taşla yapılmış, altı köşe bir binâ. İçi ise, ölümü korkulacak bir hâl olmakdan çıkaran pek sıcak kalemlerle donatılmış, çinilerle kaplanmışdır. Gönlü, genç yaşında göçen kıymetli şehzâde Mus tafa’nın elemiyle yanan Fâtih, oğlunu bu sıcak tezyînâtın ve Âyet-i Kerîme’lerin, Esmâ-ı Hüsnâ’nm rûhâniyetine tevdî etmekden kendini ala mamış. Denilebilir ki bu türbe bu tutumuyle başka türlü bir mânâ, mâverâdan bir işâret taşımakdadır. Câmii her türlü tezyînâtdan ârî, sarayı, medresesi her şeyi öyle olan bu devlet, türbede ölüm hâdisesini mûnis kabûl etdirmek üzere, sıcak bir hava peydâ etmeye mesâğ vermişdir. Kubbenin iki sırada altışar göbek etrâfında toplanan rûmî, hatâî tezyînâtı emsâlsizdir. Bu tezyînât arasında, altı yerde Sultan Mustafa ismi geçer Bu türbeye sonradan Cem de gömülmüşdür. Kime âid olduğu bi linmeyen iki kabir daha vardır. 165
İSTANBUL’DA MAHMUD PAŞA TÜRBESİ (III. C„ 451. s. 706. R.) Sekiz köşe bir türbedir. İçinde bir husûsiyet kalmamış, yanmış, pek çok tahrîbâta uğramışdır. Türbenin pencere üstüne kadar kısmı ile köşe sütûnçeler, orta pencere söveleri kesme taşdan yapılmış, pencerelerden îtibâren, bu taş fitillerin ortasına altı köşe kurslar şeklinde, yine taşdan yuvalar yapılıp içlerine firûze çiniler gömülmüşdür. Eğer çok harâb ol mamış bulunsa idi, İstanbul’un en süslü ve gösterişli türbesi olurdu. Bi lindiği gibi ne Fâtih, ne Bâyezid, ne Kanûnî’nin türbesi böyle tezyin edil miş değildir.
XIIL
KÖPRÜLER
ÜSKÜB’DE FÂTİH KÖPRÜSÜ (IV. C„ 883-886. s., 1318-1323. R.) Üsküb’de Vardar üstündeki bu köprü aslında büyüklü küçüklü on gözden ibâretdir; tamâmen kesme taşdandır. En büyük gözü 13.5 m. dir. Eskiden kitabeyi hâvî bir mihrâbı da bulunmakda idi; Sırplar tahrîb etmişlerdir; gözlerden bir kaçı rıhtımların arkasında kalmışdır. Sultan Reşad zamânında yaya kaldırımları taşırılarak tâmîr edilmişdir.
KÖSTENDİL’DE İSHAK PAŞA KÖPRÜSÜ (IV. C., 806-808. s., 1185-1186. R.) Köstendil’e 15 km. mesafede olan Usturumca nehri üzerindeki bu köprüyü, İnegöl’de ve Selânik’de eserleri olan Fâtih devrinin Sadrâ zamı İshak bin Îbrâhim Paşa yaptırmışdır. Beş gözlüdür. Orta göz 21.65, iki yan 14.75 ve 13,70 metre açıklığındadır. İki de ufak göz vardır. Bü tün tûlu 90 m. dir. Târihi 874 (1469-1470) dir. Köprü bir kelime ile muh teşemdir. 166
M rr
Topkapı Sarayı’nda Çinili Köşk’ün 1960 lardaki tâmirinden sonraki hâli (Aslında yalnız üst katta ahşab bir revak vardı; XVIII. asırdaki yangında harâb olunca, sahanlık genişletilip daha ileriye iki kat mermer direkli revak yapıldı.)
■^
- t r r
r
•
'
. ' _
1
'
■
i
a
'
1 -
t
İ
"
İ I
f
Topkapı Sarayı’nda Çinili Köşk’ün yan tarafı 1930 larda (Şimdi ağaçlar resim alınmasına imkân bırakmadığından bu konmuşdur. Eyvanı örten câmekân muhdesdir.)
165
Topkapı Sarayı’nda Çınılı Köşk’ün arka tarafı 1930 larda (Şimdi ağaçlar resim alınmasına imkân bırakmadığından bu konmuşdur.)
N C O
< >1> M < «J >
a CO
:0
UC O 73 C >>
2
CO
O) & CO
a o H
Topkapı Sarayı’nda Çinili Köşk’ün oda içlerinden
167
168
Topkapı Sarayı’nda Çinili Köşk’ün bodrum katı kubbe tezyînâtı
>î;
[opkapı Sarayı’nda Çinili Köşk kapısının rûmîli kabartma yazısı ve pirinç akımlan ___
şkapı Sarayı’nda Çinili Köşk bodrum katında köşelik
170
Topkapı Sarayı’nda Çinili Köşk’ün birinci katında çeşme ve çini kaplama
'T - ■;•"■ >- •
Rumeli Hisarı (19001er deki fotoğrafı)
T? .-,y
Rumeli Hisarı cenubden şimâle bakış
171
#
.
-
..........................................
Rumeli Hisan’nda Zağnos Paşa Kulesi
i pî5i>ızı5ic|
ÎîID İİ= 3 1/1 friiiS v i a •w< 172
Rumeli H isan’nda Zağnos Paşa Kulesi orta direği
173
Rumeli H isan’nda Halil Paşa Kulesi
174
Rumeli Hisan’nda hisar - peçe ve top mazgalı
.>. -®Jw: ■-•i
V-* '
'. „ :
'
í,, ,v -■
-& ^ Î2
:- ‘■iKíí
-5< '
'I*.
-:~ .'-^ y r -
:'*• ,r,^-—'.-
^ J
•'■ ^
^ .- jT
: Îi ' - •■>;?" .. . ■í i * I
y '' Z^.
,;ji! tfL, /vr.
^/•
i r ^ ij-.-
«■. n - '■'*-
J xr-
I /W
*
*■•■
Rumeli Hisan’nda Fâtih Sultan Mehmed'in Cumâ Câmii’nin minâresi
*
rt
( 176
" V
c
Rumeli Hisarı’nda Zağnos Paşa Kulesi kitabesi
v»» ^
'
Çanak Kale’de Kal‘e-i Sultâniye Ahmedek İngiliz güllesi yapmışdır.)
(Köşedeki yıkığı
Ece Âbâd’da Kilîdü’l-Bahr Kalesi umûmî manzarası
1915 Harbi’nde
177
m r -í
% Ece Ábád’da Kilidü’l-Bahr Kalesi ahmedekin iç görünüşü
178
■■ ^,.:i
r‘ * 0 f
. .
7^-
■
•
3^îf *.'İî ;
'■ ■ ■'-' ' .T-'y-
'y :.- ^ ğ û î '4
i r
^ i'* - " ^
■r-‘ ' -
^
Z
r
^;*'5i
J
• ’ I* t
Ece  bâd’da Kilîdü’l-Bahr Kalesi ahmedekin bir dilimi
.- '
179
-,1
Bursa’da Devlet Hâtûn Türbesi
180
Bursa’da Devlet Hâtûn Türbesi sütûnu
Bursa’da Yeşil Türbe
Bursa’da Yeşil Türbe mihrâbı, duvar çinileri. Çelebi Sultan Mehmed’in çini sandukası
Bursa’da Yeşil Türbe mihrabı
Bursa’da II. Sultan Murad Türbesi saçağı
Bursa’da Yeşil Türbe kapısı
182
Bursa’da Yeşil Türbe kapısının oymaları
Bursa’da II. Sultan Murad Türbesi arka cebhesi
Burss'da II. Sultan Murad Türbesi iç görünüşü
183
Bursa'da Şehzâde Sultan Mustafa - Cem Türbesi
184
Bursa’da Şehzâde Sultan Mustafa - Cem Türbesi içinde mihrab ve kalemler
Bursa'da Şehzâde Sultan Mustafa - Cem Türbesi kubbe kalemleri
185
Bursa’da Şehzâde Sultan Mustafa - Cem Türbesi kubbe kalemleri tafsilâtı
186
İstanbul’da Mahmud Paşa Türbesi
187
.1
••
Köstendil’de tshak Paşa Köprüsü
188
Üsküb’de Fâtih Köprüsü
İLK 2 5 0 SENENİN
OSMANLI MÎMÂRÎSİ CEDVEL • ADAPAZARI Orhan Gâzi Câmii
Tamâmı yenilenmiş şekliyle mevcûd çatılı bir câmidir.
I.C ./ 21
Ahşab çandı câmi; mevcuddur.
I.C./ 22
Mevcûd değildir.
I.C ./ 22
I AFTUNDERE Orhan Oâzi C&mii
• AFTUNDERE (yukan) Orhan Gâzi CftmU
t
AFYON KARA HİSARI II, MURAD DEVRİ Hüsftmeddin Haşan Halife - Umur Bey Mescidi Umur Bey Medresesi Umur Bey Hamamı Umur Bey Kervansarayı
Esâsa dokunmadan ilâveler görmüş tek kubbeli câmidir. Mevcûd değildir. Mevcûd değildir. Mevcûd değildir.
II.C./211-213 II.C./213 II.C./213 II.C./213
FATIH DEVRI Gedik Ahmed Paşa Câmii Gedilc Ahmed Paşa Medresesi
Gedik Ahmed Paşa Mektebi Gedik Ahmed Paşa Hamamı
Kitabın başında, birinci kısımda zikredilmişdir. Biri açık, biri kapalı iki dershâneli, 14 höcreli, üç kolludur. Dördüncü kol duvardır. Mevcûd değildir. Oldukça geniş bir çift hamamdır.
III.C ./
1 -16
III.C./ 1 6 -1 8
III.C./ 18 III.C./ 20 - 22
AKÇA KESE Orhan Gâzi Câmii
Mevcûd değildir.
I.C./ 22
189
#
AKÇA O V A Orhan Gâzi Câmii Orhan Gâzî Medresesi
•
Mevcûd değildir. Mevcûd değildir.
I.C./ 22 I.C./ 22
Mevcûd değildir. Mevcûd değildir.
III.C ./ 22 III.C./ 22
Mevcûd değildir.
III.C./ 22
AKSU
FATİH DEVRİ Muallim-zâde Zâviyesi Muallim-zâde Mektebi
•
AKŞEHİR
FATİH DEVRİ Kemerli Mescid
•
ALAŞEHİR
YILDIRIM DEVRİ Yıldırım Câmii Yıldırım Medresesi
İnşââtı yarım kalıp sonradan ikmâl edil miş, tâ'dîlât görmüş çatılı bir câmidir. Mevcûd değildir.
I.C./365-367 I.C./367
FÂTİH DEVRİ Şeyh Sinan Câmii Şeyh Sinan Türbesi
•
İki ayak üstüne 6 kubbeli, revâkı iri ayaklara oturan câmi. Sekiz köşeli ve kubbelidir.
III.C./ 22- 25
Ufak bir kiliseden bozmadır. Ufak bir kiliseden bozmadır.
III.C./ 26 III.C./ 2 6- 27
III.C./ 25-26
AMASRA
FÂTİH DEVRİ Fâtih Câmii Kilise Mescidi
•
AM ASYA
YILDIRIM DEVRİ Yıldırım Câmii
Mevcûd değildir.
I.C./368
ÇELEBİ DEVRİ Kanadlı câmi* örneğinde, pek güzel bir câmidir. I. kısımda tafsil edilmiştir. Şimdi mevcûd değildir. Paşa Hâtûn Mescidi I. kısımda tafsîl edilmiştir. Yâkub Paşa Mescidi ve Tekyesi Şimdi mevcûd değildir. Yâkub Paşa Medresesi Şimdi mevcûd değildir. Kaya Paşa Mektebi Bedrüddin Mahmud Dârü’l-Huffâzı Şimdi mevcûd değildir. Şimdi mevcûd değildir. Mahmud Çelebi Zâviyesi Şimdi mevcûd değildir. Melek Gâzî Tekyesi Şimdi mevcûd değildir. Şeyh Cû’i Tekyesi Şimdi mevcûd değildir. Yâkut Paşa Zâviyesi
Bâyezid Paşa Câmii
190
II.C ./
4 - 25
II.C ./ II.C./ II.C./ II.C ./ II.C ./ II.C./ II.C./ II.C./ II.C./
25 2 6 - 32 2 6 - 32 33 33 34 34 34 35
Şehzâde Türbesi ve Kasım Çelebi Kabri Sûfi Bâyezid Türbesi Kaya Paşa Hamamı
Şimdi mevcûd değildir.
II.C./ 36
Şimdi mevcûd değildir. Şimdi mevcûd değildir.
II.C./ 36 II.C./ 36
II. MURAD DEVRİ Alâüddin Ali Mescidi Eski Kethüda Mescidi Eşlem Hâtûn Mescidi ve Türbesi Feyzullah Efendi Mescidi Mahmud Çelebi Mescidi Şâmice Şemsüddin Ahmed Efendi Mescidi Yörgüç Paşa Câmii Yörgüç Paşa Medresesi
Yörgüç Paşa âile Türbesi Yörgüç Paşa İmâreti Eşlem Hâtûn Mektebi Şâh Bulâ Mektebi Şâh Bulâ Çeşmesi Şah Bulâ Kabri Çevikçi Tekyesi Zarbhâneci Tekyesi Çardaklı Hamam Mustafa Bey Hamamı Şehzâde Mehmed Şâh Türbesi
Şimdi mevcûd Şimdi mevcûd Mescid. yoktur; binâdır. Şimdi mevcûd Şimdi mevcûd Şimdi mevcûd
değildir. değildir. Türbe kubbeli, ufak bir
II.C./213 II.C./214 II.C./214
değildir. değildir. değildir.
II.C./214 II.C./214 II.C./215
Husûsiyeti hâiz bir kanadh câmidir. Mevcûd değildir. Câmi‘ medhalinin so nundaki odanın medresenin dershâ nesi olduğu tahmin edilmektedir. Câmi‘ revâkımn sağ eyvanına sığdırıl mış açık türbedir. Şimdi mevcûd değildir. Şimdi mevcûd değildir. Şimdi mevcûd değildir. Şimdi mevcûd değildir. Açık bir kabirdir. Mevcûd değildir. Mevcûd değildir. Mevcûd değildir. Teferrûâtı güzel bir tek hamamdır. Mevcûd değildir.
n .C ./215 - 222 II.C./215 - 222
H .C ./215 - 226 II.C ./215
n.C./226 II.C./226 II.C./22B
II.C./226 n .C ./2 2 7 ILC ./227 II.C ./227 II.C ./228 - 230
II.C./230
FÂTİH DEVRİ Hacı Hamza Bey Mescidi Hızır Paşa Câmii
Hoca Süleyman Mescidi Pirincci Sinan Bey Mescidi Alaca Yahyâ Medresesi Hızır Paşa Medresesi Hüsâmiye Medresesi Ali Çelebi Dârü’l-kurâsı Hüsâmeddin Temennâi Mektebi Ehli Hâtûn Tekyesi Sâdüddin Tekyesi Yâvedûd Tekyesi Hüsâmeddin Temennâi Çeşmesi Hızır Paşa Hamamı Halkalı Dede Türbesi
Mevcûd değildir. Tûlânî mihverde iki kubbeli, yanlan to nozlu, kanadlı bir câmidir. Kubbe ler yıkıldığından çatı ile örtülmüştür. Mevcûd değildir. Mevcûd değildir. Bânînin İstanbul’da da mescidi vardır. Mevcûd değildir. Mevcûd değildir. Mevcûd değildir. Mevcûd değildir. Mevcûd değildir. Mevcûd değildir. Mevcûd değildir. Mevcûd değildir. Mevcûd değildir. Câmii yanında basit bir tek hamamdır. Yeşil Irmak’ın sağ sâhilinde üç tarafı açık kubbeli türbe.
m .C ./ 27
III.C ./ 27 - 30
III.C./ 30 III.C./ 30 III.C./ III.C./ III.C./ III.C./ III.C./ III.C./ III.C./ III.C,/ III.C./ III.C./ III.C./
30 30 31 31 31 31 31 31 31 31 31 - 33
191
ANKARA HÜDÂVENDİGÂR DEVRİ Abi Elvan Câcii
Hüdâvendigâr Köprüsü
Kerpiç duvarlı, dıştan basit, içi üç sıra direğe oturan kiriş tavanlı, mihrab ve minberi çok güzel, geniş bir câmi'dir. Şimdi mevcûd değildir.
I.C./219 - 224
IV.C./892 - 894
II. MURAD DEVRİ Abdülkaadir Isfahâni Mescidi Alâuddin CâmU
Taş duvarlı ufak ve basit bir câmidir. Esâsı Selçûkî devrine çıkan bu câmi‘, ilk defa Orhan Gâzî, sonra II. Sultan Murad zamanlarında tadîlât görmüşdür. Hacı Ahmed Câmii Şimdi mevcûd değildir. Hacı Bayram-ı Velî Câmll I. kısımda tafsîl edilmiştir. Hacı Bayram-ı Veli Türbesi I. kısımda tafsîl edilmiştir. Hacı llyas Câmll Hâricen çok basit, kerpiç duvarh, içden pek dilberdir, ahşap tavanlıdır. Hacı İvaz Mescidi Kerpiç duvarlı, içinden müzeyyen, dışdan pek basit çatılı câmi* Hacı Mûsâ - Hası Seyfüddin Câmii Ankara’da câmîlerin en güzellerinden dir. Bu da hâricen basit dâhilen pek lâtif bir câmidir. Üstelik revâkı var dır. Dışı basît, içi lâtif, kerpiç binâ. Hoca Hundi Mescidi Dışı sâde, içi müzeyyen, kerpiç binâ. Genegi Mescidi Tamâmen yıkılmış, büyük değişiklikler Karaca Bey Câmii le tâmir edilmişdir. Sekiz köşe kesme taş bir türbedir. Karaca Bey Türbesi Kul Derviş Mescidi Ahşab çatılı basit bir binâdır. Kıble duvarından kesilmiş içi müzey Mukaddem Mescidi yen bir câmidir. Şimdi mevcûd değildir. Ahmed Çelebi Dârül-Huffâzı Geniş, hâricen basit soğukluklu, içi gü. Karaca Bey Hamamı zel bir çift hamamdır.
II.C./231 II.C./231
II.C./232 II.C./232 - 243 II.C./232 - 243 II.C./243 - 244 II.C./244 - 247 II.C./248 - 253
II.C./253 - 254 II.C./254 II.C./255 - 263 II.C./255 - 263 II.C./264 II.C./265 II.C./265 - 268 II.C./265 - 268
FÂTİH DEVRİ Çarşı ve Bedesten Taş Han Tahta Kale Hamamı
#
Ortası 10 kubbeli, etrâfı çarşıdır, îki katlı bir handır; Bedestanla berâber I. Kısımda geçmişdir. Şimdi mevcûd değildir.
I.C./123
ATİNA Fâtih Câmii
192
III.C ./ 48 - 49
ARAMAN Araman Köyü’nde Orhan Gâzî Câmii Şimdi mevcûd değildir; aslı çandı.
•
III.C./ 33 - 48 III.C./ 3 3 -4 8
Epeyce tamîr görmüş, nünâresi kaa'ideye kadar yıkılmış, bir orta, 4 yarım, 4 köşe kubbesiyle örtülüdür.
III.C./ 49 - 55
• BABA SULTAN NÂHİYESİ ORHAN GAZÎ DEVRİ Geyikli Baba Câmii ve Türbesi
Geyikli Baba Hamamı
Aslı tek kubbeli iken yanına bir İkincisi yapılıp büyütülmüş, bir tarafına da türbe eklenmişdir. Basit bir tek hamamdır.
I.C./ 22 - 29
I.C ./ 22 - 29
• BABAESKİ II. MURAD DEVRÎ Halil Paşa Hamamı Fâtih Câmii
Şimdi mevcûd değildir. Çatılı, basit bir câmidir, son cemâ'at yeri yenidir.
III.C./ 55 - 56
Şimdi mevcûd değildir.
III.C ./ 56
• BÂDEMİYE FATİH DEVRÎ Rum Mehmed Paşa Câmii
#
BALIKESİR YILDIRIM DEVRÎ Eyne Bey Câmii Yıldırım Câmii
Yıldırım Medresesi Yıldırım Misâfirhâne ve Zâviyesi
Şimdi mevcûd değildir. İkişer kat iç yan revaklı, bazilika havavasında çatılı câmi‘. Kapısında gotik kemer vardır. Şimdi mevcûd değildir. Moloz taşından yapılmış, kanadlı basit bir binâdır.
I.C./368 I.C./368 - 371
I.C./372 I.C./372
FATÎH DEVRÎ Alaca Mescid Kaya Bey Mescidi Oruç Gâzî Mescidi Zağnos Paşa Câmii
Mehmed Bey Mektebi Zağnos Paşa Hamamı Zağnos Paşa tmâreti Zağnos Paşa Türbesi
Şimdi mevcûd değildir. Şimdi mevcûd değildir. Şimdi mevcûd değildir. Aslı dört ayak üstüne 9 kubbelidir. Şimdiki yapısı 1894 zelzelesinden sonradır. Şimdi mevcûd değildir. Şimdi mevcûd değildir. Şimdi mevcûd değildir. Sonradan yapılmış basit bir türbedir.
III.C./ III.C./ III.C ./ III.C./
56 56 - 57 57 57 - 60
III.C./ III.C./ III.C./ III.C./
60 60 60 60
Şimdi mevcûd değildir.
III.C./ 60
Şimdi mevcûd değildir.
III.C./ 61
• BALLIBADRA Fâtih Câmii
t
BAR Fâtih Câmii
193
•
BARAKLI YILDIRIM DEVRİ Tur Ali Bey Câmii
•
I.C./373
Şimdi mevcûd değildir.
I.C./123
Tek kubbeli, üçlü revaklı bir câmidir.
I.C./224 - 229
Şimdi mevcûd değildir.
I.C./123
Üç gözlü kesme taş bir köprüdür.
I.C./229
Üç kollu, ortada üç kubbeli, yanlan to nozlu, uzunlamasına câmi. Kapısı G o tik benzeridir. Pek harab hâldedir.
I.C./373 - 378
BEÇİ YÖRÜKLER Orhan Gâzi Câmii
#
Şimdi mevcûd değildir.
BEHRAM KALE Hüdâvendigâr Câmii
BELEN Orhan Gâzî Câmii
•
BERGAMA
HÜDÂVENDİGÂR DEVR-t Koyun Köprüsü
YILDIRIM DEVRİ Yıldırım Câmii
Debbağiar Hamamı
I.C./378 - 380
II. MURAD DEVRİ İncirli Mescidi Kurşunlu Câmi Hibetullah Medresesi Umur Bey Medresesi Taş Han Küplü Hamam Umur Bey Hamamı
•
II.C./268 - 269
Kubbeli ufak bir mesciddir, minâresi yenidir. Çatılı, iki köşesi revaklı bir câmidir. Şimdi mevcûd değildir. Şimdi mevcûd değildir. Muzavvâ bir erâziye yapılmış, ahırlı şehir kervansarayıdır. Dört halvetli tek bir hamamdır. Şimdi mevcûd değildir.
II.C./273 - 274 II.C./274
Şimdi mevcûd değildir.
II.C./274
Şimdi mevcûd değildir. Şimdi mevcûd değildir.
II.C./275 II.C./275
II.C./269 - 270 II.C./270 II.C./270 II.C./270 - 273
BEY PAZARI
II. MURAD DEVRİ Halil Faşa Hamamı
#
BİGA
II. MURAD DEVRİ Umur Bey Mescidi Umur Bey Hamamı
194
FATÎH DEVRİ Kurşunlu Câmi
'^fak, yeni yapı bir câmidir.
III.C./ 61
• BİLECİK OSMAN GÂZÎ DEVRİ Şeyh Edebâlî Zâviyesi
Temâmen yıkılmışdır; sonradan bitişi ğine yapılan türbe ve tekye Orhan Gâzî devrine âiddir.
I.C/8
Tek kubbeli, üç tarafı geniş kemer eyvanlıdır. Minâresi açıkdadır. Yalnız minâresi kalmışdır. Şimdi mevcûd değildir. Türbe kubbeli, tekye çatılıdır.
I.C./30 - 34 I.C./34 I.C./35 I.C./35 - 36
Harab bir hâlde mevcuddur.
I.C./36 - 40
Şimdi mevcûd değildir.
I.C./48
Şimdi mevcûd değildir. Şimdi mevcûd değildir. Sultan Hamîd Devri’nde yeni başdan yapılmıştır. Şimdi mevcûd değildir. Şimdi mevcûd değildir. Mudurnu Hamamı’nın mi'mârı tarafın dan yapılmış bir tek hamamdır, kıy metli bir eserdir.
I.C./381 I.C./381 I.C./381
ORHAN GÂZİ DEVRİ Orhan Gâzî Câmii Orhan Gâzi Câmii Sül«yman Faşa Câmii Şeyh Edebâlî ve Mal Hâtûn Türbe ve Tekyesi Orhan Gâzî İmâreti
• BOLU ORHAN GÂZİ DEVRİ Alpagud Köyü’nde Lâlâ Şâhin Paşa Zâviyesi
YILDIRIM DEVRİ Ak Mescid Kara Çayır Mahallesi Mescidi Ulu Câmi Yıldırım Medresesi Yıldırım Kitabhânesi Orta Hamam
I.C./383 I.C./383 I.C./383 - 384
II. MURAD DEVRİ Mehmed Paşa Câmii
Şimdi mevcûd değildir.
II.C./275
i BOLAYIR ORHAN GÂZÎ DEVRİ Süleyman Paşa Câmii Süleyman Paşa Türbesi
Derviş Bâyezid Hamamı
Orta büyüklükte çatılı bir câmidir. Cok tamîr görmüş, fakat eski hâlini mu hafaza etmişdir. içden külâhlı dışdan kubbelidir. Şimdi mevcûd değildir.
I.C./44 I.C/45 - 48
III.C./61 195
•
BURSA OSMAN GÂZÎ DEVRÎ Balabancık Hisarı Gâzi Aktimur Hisarı
Yalmz alt kısımları mevcuddur. Tamâmen yıkılmıştır.
LC ./ I.C ./
Şimdi mevcûd değildir. İlk Osmanlı câmi'lerindendir; tek kub belidir, revâkı 1854 zelzelesinde y ı kılmış, biraz değişik olarak yapılmıgdır. Şimdi mevcûd değildir. Şimdi mevcûd değildir. Şimdi mevcûd değildir. Şimdi mevcûd değildir. Şimdi mevcûd değildir. Şimdi mevcûd değildir. 1. kısımda îzâh edilmişdir. Şimdi mevcûd değildir. Şimdi mevcûd değildir. Şimdi meycud değildir. Kapalı avlulu, 8 höcrelidir. Şimdi, mevcûd değildir. Şimdi mevcûd değildir. Şimdi mevcûd değildir. Şimdi mevcûd değildir. Şimdi mevcûd değildir. İlk Osmanlı hanıdır. Şimdi mevcûd değildir. Şimdi mevcûd değildir. Şimdi mevcûd değildir. limdi mevcûd değildir. Harab bir hâlde mevcuddur. Sultan Azîz Devri’nde yeni başdan yapılmışdır. Sultan Azîz Devri’nde yeni başdan yapılmışdır. Şimdi mevcûd değildir. Epeyce şekil değişdirmiş hâlde mevcud dur. I. kısımda zikredilmişdir. Bizans surlarına eklenmiş birkaç burcu mevcuddur. Simdi mevcûd değildir. Simdi mevcûd değildir. Aslında beş gözlü kâgir bir köprüdür.
I.C./49 I.C./49 - 56
8 9
ORHAN GAZÎ DEVRÎ Ahî Haşan Mescidi Alâüddin Bey (paşa) Câmii
Alâüddin Bey Mescidi Çoban Bey Mescidi Gâzi Aktimur Mescidi ll-Erioğlu Ahmed Bey Mescidi Lâlâ Şahin Paşa Mescidi Orhan Gâzi Câmii (Kale içi) Orhan Câmll Süleyman Faşa Mescidi Süleyman Faşa Mescidi Zarbhâne Mescidi Lala Şâhin Paşa Medresesi Orhan Gâzi Medresesi Orhan Gâzi Aşhânesi Orhan Gâz! İmâret - Zâviyesi Orhan Gâzi Aşhânesi Bezir Hanı Emir Hanı Abdal Murad Tekyesi Abdal Mûsâ Zâviyesi Alâüddin Bey Tekyesi Nilüfer Hâtûn Tekyesi Çoban Bey Türbesi Sultan Orhan Türbesi Osman Gâzi Türbesi Alâüddin Bey Hamamı Eski Yeni Hamam Orhan Gâzî Hamamı Bursa Hisan Aşağı Hisar Bey Sarayı Nilüfer Köprüsü
I.C./56 I.C./56 - 57 I.C./57 I.C./57 I.C./57 - 60 I.C./58 - 60 I.C.61 - 90 I.C./90 I.C./90 I.C./91 - 93 I.C./93 I.C./94 I.C./95 I.C./95 I.C./95 I.C./95 I.C./96 I.C./102 I.C./102 I.C./104 I.C./104 I.C./104 -105 I.C./105 - 107 I.C./108 - 110 I .llO -lll I .C ./ll l I .C ./lll - 116 I.C./116 T.C./117 T.C./117 T.C./1I8-119
HÜDAVENDİGAR DEVRÎ Hacı Evrenuz Mescidi Hayrüddin Paşa Câmii Hızırhk Câmii
196
Şimdi mevcûd değildir. Yalnız minâresi kalmıştır. Tek kubbeli, tuğla taş duvarlıdır.
I.C./230 I.C./230 I.C./230
Hüdâvendigâr Câmii ve Medresesi
Osmanlı mîmârî üslûbuna oldukça aykırı düşen bir havaya sâhip, alt ka tı câmi, üstü medrese bir binâdır. İzzüddin Câmii Çatılı basit bir câmi'dir Kavaklı Câmi Çatılı ve revaklı, mütenâsib ve güzel bir binâdır. Koca Nâib Câmii Ufak tek kubbeli, son cemâati kalkanİl, şirin bir câmi'dir Şehâdet Câmii Aslı ortada çift kubbeli, yanları tono/.ludur. Dimetoka Çelebi Câmii ile bir ölçüde, aynı plândadır. Yerkapı Mescidi Çatılı, ahşab revaklıdır; son zamanlarda pek mükemmel bir sûretle tâmir edilmiş, kitaptaki eski resminden baş ka bir şekil alımşdır. Esediye Medresesi Şimdi mevcûd değildir. Ulu Câmiin yan tarafında idi. Hüdâvendigâr Mektebi Yepyeni, pek basit bir şekilde ihyâ edilmişdir. Eski Kaphca Sıcaklık kısmı Hüdâvendigâr devrine âid olan Kaplıca’nın asıl göze görü nen soğukluk kısmı II. Sultan Bâ yezid tarafından yapılmışdır. Kükürdiü Kaplıcası Hüdâvendigâr devrinde yapılan kısım II. Bâyezid tarafından tevsi' edilmiş dir. Nalıncılar Hamamı Büyük bir çift hamamdır. Şimdi depo ve imâlâthâne olarak kullamhyor. Hıdırlık Zâviyesi Şimdi mevcûd değildir. Hüdâvendigâr Tabhâne ve Zâviyesi Tamâmen yeniden yapılmışdır. tzzüddin Zâviyesi Şimdi mevcûd değildir. Seyyid Nâsır Zâviyesi Şimdi mevcûd değildir, Hüdâvendigâr Türbesi Tamâmen yeniden yapılrmşdır. Saray (Hüdâvendigâr kısmı) Şimdi mevcûd değildir.
I.C./231 - 264
I.C./264 I.C./264 - 265 I.C./265 - 267 I.C./267 - 274
I.C./274 - 275
I.C./275 I.C./275 I.C./276 - 284
I.C./284 - 287
I.C./287 - 289 I.C./289 I.C./289 - 290 I.C./290 I.C./290 I.C./290 - 293 I.C./293
YILDIRIM DEVRİ Ali Paşa CâmU Demirtaş Câmii Doğan Bey Mescidi Ebû tshak Mescidi Ertuğrul Câmii Gâzi Timurtaş Mescidi Hoca Efendi Mescidi Molla Fenârî Câmii ve Kabri Somuncu Baba Câmii ve Fırını
Ulu Câmi Yahşi Bey Mescidi ve Kabri Yıldırım Câmii Ali Paşa Medresesi Ebû tshak Medresesi Gülçiçek Hâtûn Medresesi
Yan kanadları' tonozlu, yığma ayak revaklıdır. Minâresi açıkda ve beş ayak üstünde, kanadlı bir câmidir. Şimdi mevcûd değildir. Yan kanadları tonozludur. Oldukça basit, çatılı bir câmidir. Şimdi mevcûd değildir. Şimdi mevcûd değildir. Çatılı, enine bir yapıdır. Kubbeli ufak bir câmidir; ta'dîl gör müşdür. Somuncu Baha’nın fırını civardadır. I, kısımda îzâh edilmişdir. Şimdi mevcûd değildir. Kabir bir mah zen içindedir, I. kısımda tafsîl edilmiştir. Şimdi mevcûd değildir. Simdi mevcûd değildir. Şimdi mevcûd değildir.
I.C./385 - 387 I.C./387 - 393 LC./392 I.C.393 - 397 I.C./396 - 398 LC./398 - 399 I.C./399 I.C./399 - 400 I.C./400 - 401
I.C./401 - 418 I.C./418-419 I.C ,/418.440 I.C./441 I.C./441 I.C./441 197
Eyne Bey (Kara) Medresesi
Eyne Bey (Sübaşı) Medresesi Ferhadiye Medresesi Molla Fenârî Medresesi Vâıziye Medresesi
Yıldırım Medresesi Demirtaş Mektebi Ebû İshak Mektebi Dârü’ş-Şifâ Ali Paşa İmâreti Demirtaş (Gâzî) İmâreti Demirtaş (Kara) İmâreti Ebû İshak İmâreti Gül Çiçek İmâreti Yıldırım tmâreti Demirtaş (Gâzî) Türbesi Ertuğrul (Şehzâde) Kabri Demirtaş (Kara) Kabri Gül Çiçek Hâtûn Türbesi Yahşî Bey Türbesi Yıldırım Türbesi
Bedestan Ali Paşa Hamamı Demirtaş Hamamı
Eski Yeni Hamamı Eyne Bey Hamamı
Eyne Bey Çift Hamamı Şengül Hamamı Yıldırım Hamamı
Akdarma Ali Bey Zâviyesi Seyyid Usûl Tekyesi
Bir de kütübhânesi olan bu medrese biraz tadil görmüş olmakla berâber, asima dokunulmamışdır. Şimdi mevcûd değildir. Şimdi mevcûd değildir. Şimdi mevcûd değildir. Arâzinin gayr-ı muntazam şekline uyu larak yapılmış, etrâfı dükkânla çev rilmiş medresedir. Dar ve uzun bir plân üzerine yapılmışdır. Şimdi mevcûd değildir. Şimdi mevcûd değildir. Pek harab bir hâldedir. Şimdi mevcûd değildir. Şimdi mevcûd değildir. Şimdi mevcûd değildir. Şimdi mevcûd değildir. Şimdi mevcûd değildir. Şimdi mevcûd değildir. Yepyeni bir yapıdır. Güzel, zengin taşlarla yapılmışdır. Basit bir kabirdir, Revaklı, tek kubbelidir. Bir bodrum içindedir, Süleyman Çelebi veyâ Çelebi Sultan Mehmed tarafından yapılmış büyük bir türbedir, İlk Osmanlı Bedestanıdır. Şimdi mevcûd değildir. Soğukhık kubbesi çok büyük, geniş, zengin bir hamamdır, Harabdır; kısim, kısım tâmir edilmekdedir. Harâb bir hâlde kısmen ayaktadır. Ahşab camekânlı tek bir hamamdır; medresesine bitişiktir; çalışır vazıyetdedir. Şimdi mevcûd değildir. ehemmiyetsiz Ulu Câmiin şimâlinde tâdîl ve hattâ ilâveler görmüşdür, Câmiin civârındadır; basit bir tek ha mamdır, depo olarak kullanılmakta dır. Şimdi mevcûd değildir. Şimdi mevcûd değildir.
I,C,/441
LC./442 - 444 1.C./445 I,C,/445 I.C./445 - 447
I.C./447 - 454 I.C./454 I.C./454 I.C,/454 - 461 I.C./461 I.C./461 LC./461 LC./461 I.C./462 I.C./462 I,C,/462 LC./463 I.C./463 I.C ./463-464 I.C./464 I.C./464 - 469
I.C,/469 - 471 I.C./471 - 472 I,C./472 - 474
I.C./476 - 478 I.C.478 - 479
LC./479 I.C./479 - 480 I.C./481 - 482
I.C./482 I.C,/482
ÇELEBİ DEVRİ Bâyezid Paşa Mescidi Çandarlı İbrahim Paşa Câmii Dâye Hâtûn Mescidi İbn-i Bezzaz Câmii
Şekli değişmişdir; oldukça bakımsızdır; nemâza açık çatılı bir câmidir. Tek kubbeli ahşab revaklıdır; nemâza açıkdır. Enlemesine yapılmış, çatılı, ahşab revaklıdır; nemâza açıktır. Kubbesi yıkılmış, yerine çatı yapılmışdır; husûsiyeti olan bir câmidir; ne mâza açıkdır.
II,C./36 - 37 II.C./39 - 40 II,C./40 - 41 II.C./41 - 42
198
J
ishak Şâh Mescidi Şeker Hoca Câmii Yeşil Câmi Yeşil Medresesi Yeşil İmâreti Yeşil Türbe Yeşil Ham Bâyezid Paşa Medresesi Asboğa Zâviyesi Geyve Hanı İpek Hanı Yoğurt Hanı Mahkeme Hamamı Oruç Bey Hamamı Devlet Hâtûn Türbesi Devlet Hâtûn Türbesi Süleyman Çelebi Kabri Maksem’de Köprü Bursa Hisarı Kapısı
Basit çatılı bir câmidir; çok değişmişdir; nemâza açıkdır. Tek kubbeli, ahşab revakhdır; nemâza açıkdır. Marûf câmidir; baş tarafındaki tafsilâtİl kısma mürâcaat etmeli. Çelebi’nin vefâtiyle, mukarrer ikinci katı yapılmadan kalmışdır. Ba‘zı duvarları kalmış, harâb bir hâldedir; çatılıdır. Marûf binâdır, tafsilât kitabın birinci kısmındadır. Şimdi mevcûd değildir. Yıkılmış, ehemmiyetsiz duvar parçaları kalmışdır. Şimdi mevcûd değildir. Güzel bir şekilde tâmîr görmüşdür. Kısmen mevcuddur; yer yer tâmîr görmüşdür. Mevcûd değildir; bir duvarından izler vardır. Mühim çift hamamdır. I. kısımda yazılmışdır. Şimdi mevcûd değildir. Bitirilmeden kalmış bir vaziyetdedir. Sivri külâhlı, içten kubbeli açık bir türbedir. 1950 lerde pek zarîf bir şekilde yapılmışdır; eski ile alâkası yokdur. Bir ayağı farkediliyor; kalanı yıkılmışdır. Şimdi mevcûd değildir.
II.C./43 - 44 II.C./44 - 45 II.C./46 - 94 II.C./94 -100 II.C./lOl
II.C./118 II.C./118-119 II.C./118 - 119 II.C./119 - 121 II.C./123 II.C./124 - 140 II.C./124 II.C./131 II.C./132 II.C./132 - 135 II.C./135 II.C./135 II.C./136
II. MURAD DEVRÎ Abdal Mehmed Câmii
Abdal Mehmed Türbesi Abdal Mehmed Zâviyesi At Pazarı Mescidi Bedrüddin Mescidi
Çerağ Bey Mescidi Emîr Sultan Câmii
Emîr Sultan Türbesi
Fazlullah Fazlullah Hacı İvaz Hacı İvaz
Paşa Paşa Paşa Paşa
Mescidi Medresesi Mescidi Medresesi
Yan yana çift kubbeli, son cemati kalkanlı, tuğla, taş sıralarla işlenmiş dir. Câmiin karşısında, tek kubbeli, eyvanlı bir türbedir. Şimdi mevcûd değildir. Şimdi mevcûd değildir. Bursa örneği denebilen, bu şehre hâs üslûbda, revâkı kalkanlı, hareketli ve güzel bir câmidir; kubbelidir. Hisar İçi’nde çatılı basit câmi‘ . III. Sultan Selîm zemânmda temâmen yeniden yapılmış, eskiden eser kalmamışdır. III. Sultan Selîm zemânmda temâmı yeniden yapılmış, eskiden eser kalmamışdır. Şimdi mevcûd değildir. Şimdi mevcûd değildir. Temâmı 1965 de yeniden yapılmışdır. Mevcûd değildir.
II.C./275 - 279
II.C./275 - 279 II.C./275 II.C./279 II.C,/279 - 281
II.C./281 II.C./282 - 288
II.C./282 - 288
II.C./288 II.C./288 II.C./289 II.C./289
- 289 - 289 -291 - 291
199
Hacı İvaz Paşa İkinci Mescidi Hacı İvaz Paşa Mektebi Hoca Ali Câmii Hoca llyas Mescidi Hoca Tayyib Câmii İm âret-i Isâ Bey Mescidi
İsâ Bey Medresesi Isâ Bey Mektebi İsâ Bey İm âreti Kadem Eri Mescidi K ara Haşan Paşa Mescid, Medrese ve Mektebi Kirişçi Kızı Mescidi Mesud M akremevî Mescidi Murâdiye Câmii Murâdiye Murâdiye M urâdiye Hâtûniye
Medresesi İm âreti Türbesi Türbesi
Hâtûniye Mektebi Nakkaş Ali Mescidi Nalbandoğlu Câmii Namazgâh (Umur Bey) Oruç Bey Mescidi Reyhan Mescidi Selçuk Hâtûn Mescidi Seyyid Nâsır Mescid ve Zâviyesi Şehre Küsdü Mescidi
Şehre Küsdü Zâviyesi Pars Bey Türbesi Şerefüddin Paşa Câmii Şerefüddin Paşa Kabri Nalbur Ham Şeyh Paşa Mescidi Umur Bey Câmii Umur Bey Türbesi Umur Bey Hamamı Veled Yaniç Mescidi Veled Yanİç Mezarı
200
M evcûd değildir. M evcûd değildir. B ursa örneği te k kubbeli, güzel b ir eserdir. A yrı ayrı, fek at b irb irin e yakın d e v ir lerde yapılm ış, çift kubbelidir. Tek kubbeli B ursa câm îlerinin k ü ç ü k lerin dendir. İki yol ortasında bir tek taş gibi bırakılm ışdır. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. B ursa örneği te k kubbeli câmi*. M evcûd değildir.
II.C ./2 8 9 ..291 II.C ./2 8 9 .-291 II../291 -; 292 H .C ./293 n .C ./2 9 3 -■295 II.C./295 - 296
II.C ./295 -2 9 6 II.C./295 -2 9 6 II.C./295 -2 9 6 II.C./297 II.C./297
M evcûd değildir. Çatılı, basit b ir câm idir. Cenahlı, zengin, güzel câm idir, birinci kısım da geçm işdir. Açık dershâneli, zarif binâdır. H arâbe hâlindedir. K itabın başında y e r alm ışdır. F âtih S ultan M ehm ed’in annesinin t ü r besi. M evcûd değildir. Yalnız hazîresi kalm ışdır; Kale İçi’ndedir. Tek kubbeli B ursa cam ilerinin en güze) örneklerindendir. Açık ve m inberli nam azgâhların İkin cisi budur. M evcûd değildir. Ahşap çatılı basit câm idir. B ursa örneği denilen usûlde y ap ılm '§, güzel b ir binâdır. M evcûd değildir. XX. ‘asır nihâyetinde yenilenm iş, çatılı, büyücek b ir m esciddir. B ânîsi P ars B ey’dir. M evcûd değildir. Ş eh re K üsdü Câm iine bitişikdir. Tek kubbeli güzel b ir câm idir. C âm iin yola b ak an du v arı içinde, yeni yapılm ış b ir k abirdir. M evcûd değildir. Ç atılı ve basit b ir câm idir; Kale İçi’n dedir. Y an yana iki gözden m ürekkeb çatılı b ir câm idir. K ubbeli açık tü rb e . D ört h alvetli te k ham am . K ubbeli ufacık b ir eâm idir; revakla h a rîm arasında geniş k em er vardır. Câmi avlusunun sağında yeni yapılm ış b ir k ab ird ir.
II.C./297 II.C./298 İI.C ./298 -3 2 6 n .C ./2 9 8 II.C ./298 II.C ./298 II.C ./298
-3 2 6 -3 2 6 -3 2 6 -3 2 6
II.C ./298 - 326 II.C./327 ri.C ./328 II.C./330 H.C./330 II.C./330 -331 II.C./331 -3 3 2 II.C ./333 n .C ./3 3 3 -3 3 4
II.C./333 ILC./333 II.C./334 II.C./334
-
334 334 335 335
II.C./334 - 335 II.C./335 - 337 II.C./337 - 346 II.C./337 - 346 II.C./337 - 346 II.C./347 - 348 II.C./347 - 348
Yiğit Köhne Mescidi İbn-i Yiğit Kabri Zeyniler Câmii AbüdUâtif Kudsi Türbesi AbdüUâtif ZâTİyesi Reyhan Paşa Mektebi Şerefüddin Paşa Mektebi Hacı İvaz Paşa Ham K atır Ham K ütahya Hanı Şerefüddin Paşa Ham Tuz Ham Hacı tvaz Faşa Çarşısı A t P azan Hamamı Emîr Sultan Hamamı Kaygan Hamamı Reyhan Hamamı Tavuk P azan Hamamı
Boyacı Kulluğu Köprüsü Irgandi Köprüsü Karaca Bey Yol Te’sisi
Fiiboz M ezan
B ursa örneği câm ilerin güzel b ir örneğidir. C âm iin köşesine yakın, tagları pek güzel b ir k ab ird ir. B ursa örneği câm ilerin o rta boyda bir örneğidir; esaslı tâm îr görm üştür. Tek kubbeli d ö rt köşe b ir binâdır. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. B ir çok kısım ları yıkılm ış, bazı p arçala n kalm ışdır. M evcûd değildir. B ursa h an la rın ın ufak boyudur. M evcûd değildir. İk işer h alv etli b ir çift ham am dır, fa 'a ldir. T eferru atlı güzel tek ham am , fa ’aldir. T eferru âth , geniş çift ham am , fa'aldir. D epoolarak kullam im aktadır. Yol açılırk en b ir ucu kesilm iş tek h a m am dır; m etru k d ü r. K ad ın lar ta ra fı küçük, erk ek lerin k i b ü y ü k çift h am am dır; şim di m ağaza ve depo olarak kullanılıyor. M evcûd değildir. Tek b ü y ü k gözlü, zem ânm da üstünde çarşı b u lu n an m uhteşem köprü. Bu yolu n başına konm uş kitâbesi M urâdiye Câm ii yanındaki açık m üze dedir. Baş ve ayak taşı m uhteşem güzel k a b ird ir.
II.C./348 - 350 II.C./348 - 350 II.C./350 - 352 II.C./350 - 352 II.C./353 II.C./353 II.C./353 II.C./353 II.C./354 - 355 II.C./355 II.C./356 II.C./356 - 357 II.C./357 II.C./358 - 360 II.C./360 - 362 II.C./360 II.C./362 II.C./362 - 366
II.C./367 II.C./368 - 369 II.C./369
II.C./370
FATÎH DEVRÎ Acem Reis Mescidi
Ahmed Bey Mescidi Ahmed Dld Mescidi
Altı Parm ak Cftmii Azeb Bey Mescidi Azeb Bey Türbesi Bahâdır Ağa Mescidi Başçı Îbrâhim Câmii
B u rsa’ya m ahsus revâkı kalk an d u v arİl, tu ğ la ta ş sıralı, te k kubbeli câmi. M inâresi yenidir; güzel bir tâm ir görm üşdür. M evcûd değildir. B ursa husûsiyetinde, m inâresi yivli güzel câmi; m ükem m el tâ m îr edilm iş dir. B ursa h usûsiyetinde te k kubbelidir, tâ m îr edilm işdir, m inâresi yıkıkdır. B ursa örneğindeki câm ilerin en küçüklerindendir. C âm iin yam nda d ö rt köşe binâdır. M evcûd değildir. B ursa örneği te k kubbeli câm ilerin en b üy ü k boyundandır; fazla olarak önünde b ir zem anlar m edrese vazi fesi görm üş olan üç kollu şadırvan avlusu v ardır.
III.C./61 - 63
III.C./63 III.C.65
III.C./66 III.C.66 - 69 III.C./66 - 69 III.C./69 - 76 III.C./69 - 76
201
Başçı İbrâhim Zâviyesi Başçı İbrahim Kabri Beşikçiler Mescidi Çakır Ağa Mescidi
Çakır Ağa Zâviyesi Dâvud Paşa Mescidi D efterdâr Sinan Bey Mescidi D uhter-i Şeref Mescidi D üsturhan Câmii
Düsturhan Zâviyesi Düsturhan Türbesi Elvan Bey Mescidi Fenârî Ahmed Paşa Câmii Fenârî Ahmed Paşa Zâviyesi Hacı Baba Mescidi Hacılar Mescidi Hacı Hamza Mescidi Hacı Sevinç Mescidi Hacı Seyfüddin Mescidi
Hamza Bey Câmii Hatice Hâtûn Medresesi Hoca Taşkın Mescidi Hoşkadem Mescidi İlâhî Ahmed Efendi Mescidi Kara Abdürrezzak Mescidi K ara Abdürrezzak Türbesi K ara Kâdî Mescidi Kaygan Câmii
Kefen Süzen Mescidi Mahmud Paşa Mescidi
Meydancık Mescidi Molla Yegân Mescidi Satı Fakih M«scidi Sevindik Mescidi
202
M evcûd değildir. Câm i yam nda, ta şları pek güzel b ir k abird ir. B ursa örneğinde, m inâresi güzel câm idir, tâm îr olunm uşdur. Yepyeni tâm îr görm üş; yıkılm ış ola-a olan kubbe ih y â edilm iş; kubbenin m üstevî köşeliği iri bâdem lerle süs lü, nevi şahsına m ahsus b ir câm i dir; B ursa örneğindedir. Câmi yanında idi, şim di yokdur. B it P azarı’nda d ü k k ân lar arasında boğulm uş çatılı mescid. M evcûd değildir. Aslı B ursa tipinde iken, son cem âat yıkılm ış, yerine çatı yapılm ışdır. B ursa örneğinde o rta b üyüklüktedir. M evkii ve m eşhûr servi ağacıyla şöhret bulm uşdur. Câm i y anında idi, şim di yokdur. M evcûd değildir. M evcûd değildir. T adîlât görm üş, oldukça b ü yük çatılı b ir câm idir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. B ursa örneğindeki câm ilerin büyükçelerindendir, tezyînâtı pek güzeldir. M evcûd değildir. T adîl görm üş, kubbeli, basit câm idir. B ursa örneği ufak b ir câm i ise de m inâresin in yüksekliğiyle kıym et k a zanm aktadır; güzel tâ m ir görm üş dür. K anadlı câm ilerin husûsiyetini hâiz bir örneğidir. M evcûd değildir. Ç atılı basit câmi; m inâresi yıkılm ışdır. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. Salaş b ir ahşab binâdır; içinde Yûnus ism inde birisi de yatar. Çok harâb, kubbeli b ir m esciddir; im â lâthâne olarak kullanılm akdadır. Aslı kubbeli iken, b ü yük B ursa zelzeleşinde yıkılm ış; daha geniş olarak çatılı yapılm ışdır. K ubbeli basit m esciddir. F id an H anı’n m içindedir; binâsı y ık ıl mış, yalnız b ir şadırvan havuzu ve m erm er ay ak ları kalm ıdı; yeni baş d an yapıldı. B ursa örneğinde basit b ir m esciddir. M evcûd değildir. Çatılı basit b ir binâdır. Çatılı basit b ir binâdır.
III.C./69 III.C./69 III.C./76 III.C./76 - 78
III.C./76 III.C./78 III.C./78 - 79 III.C./79 III.C./79 - 81
III.C./79 III.C./79 III.C./82 III.C./82 III.C./82 III.C./82 III.C./83 - 87 III.C./87 III.C./87 III.C./87 - 89
III.C./89 ■97 III.C./89 III.C./98 III.C./98 III.C./98 III.C./98 III.C./98 -9 9 III.C./99 III.C./99 - 100
III.C./IOO - 101 III.C ./lO l
III.C./102 III.C./102 - 103 III.C./103 III.C./103
Sitti H âtûn Mescidi
B ursa örneğinin en m üzeyyenlerinden, büy ü k boydandır. Tekye Mescidi M evcûd değUdir. Tom ruk Önü Mescidi M evcûd değildir. Tuz Pazarı Câmii B ursa ö rneğinin en güzellerinden; m i nâresi yivlidir; kalk an ın d ak i tezy î n â t pek dilberdir. Veled-i Enbiyâ Mescidi Çatılı basit mescid. Veied-i Habib Mescidi B ursa örneği kubbeli câmi. Veled-i H arir Mescidi K üçük fek at m ütenâsib, tuğla tezyina tın tenevvuiyle m eşhur câmi. Veli Şemsüddin Mescidi Çatılı genişçe b ir câm idir. Yeni Bezzaz Mescidi Moloz taşı basit b ir binadır. Zağfranlık Mescidi M evcûd değildir. Ahmed Paşa Medresesi Ş âir V eliyüddîn Oğlu A hm ed P aşa’nın açık eyvanlı 12 höcreli, ön cebhesinden b ü tü n haşm etiyle ova görünür güzel binâ. Ahmed Paşa Türbesi M edrese yam nda 6 köşe binâdır. Aşağı Eyne Bey Medresesi M evcûd Değildir. Bıyık Mahmud Medresesi M evcûd Değildir. Çendik Medresesi M evcûd Değildir. Hamza Bey Medresesi M evcûd değildir. Son otuz sene içinde yıkıldığı m alûm dur. K arışdıran Süleyman Bey Medresesi M evcûd değildir. Kaygan Medresesi M evcûd değildir. Molla Husrev Medresesi M evcûd değildir. Molla Yegân Medresesi M evcûd değildir. Sarrâfiye Medresesi M evcûd değildir. Lûtfullah Çelebi D ârü’l-Hadisi M evcûd değildir. Acem Reis Mektebi M evcûd değildir. Başçı İbrâhim Mektebi M evcûd değildir. Bıyık Mahmud Mektebi M evcûd değildir. Çakır Ağa Mektebi M evcûd değildir. DemirU Mektebi M evcûd değildir. Efdâl-zâde Mektebi M evcûd değildir. Efdâl-zâde Mektebi (İkinci) M evcûd değildir. Fatm a H âtûn Mektebi M evcûd değildir. Hatice Sultan Mektebi M evcûd değildir. K arışdıran Süleyman Bey Mektebi M evcûd değildir. Kaygan Mektebi M evcûd değildir. Mahmud Bey Mektebi M evcûd değildir. Sarrâfiye Mektebi M evcûd değildir. Sitti H âtûn Mektebi B ir açık eyv an ve b ir dershâneden m ü rek k eb d ir; sıbyan m ekteblerinin nâdir n üm ûnelerindendir. Hamza Bey tm âreti M evcûd değildir. Ak Bıyık tm âreti M evcûd değildir. Kirdeci Ahî Zâviyesi M evcûd değildir. Bâlî Bey Ham M evcûd değildir. Doğan Gözü Hanı M evcûd değildir. Eski Yeni Han M evcûd değildir. Fidan Ham E bâdı İsta n b u l’daki K ürkçü H am ’nın aynı, iki avlulu ehem m iyetli binâdır; ikisinin de bânîsi Sadrıazam M ahm ud P aşa’dır.
III.C./103 - 106 III.C ./107 III.C./107 III.C./107 -110
I I I .C ./lll II I .C ./I ll -112 III.C ./1 1 2 .1 I4 III.C./115 III.C./115 III.C./117 III.C./117 - 118
III.C./118 III.C./119 III.C./119 III.C./119 III.C./119 III.C./120 III.C./120 III.C./120 III.C./120 III.C./120 III.C./120 III.C./121 III.C./121 III.C./121 III.C./121 III.C./121 III.C./121 III.C./121 III.C./122 III.C./122 III.C./122 III.C./122 III.C./122 III.C./123 III.C./123
III.C./124 III.C./124 III.C./124 III.C./125 III.C./126 III.C./126 III.C./127 -
203
Karaca Bey Ham Molla Husrev Ham Hallaclar-Gelincik Çarşısı Yorgancılar-Çuhacılar Çarşısı Al Boyacılar Hamamı Başçı İbrâhim Hamamı Çakır Ağa Hamamı
Dâvûd Paşa Hamamı H aydarhâne Hamamı İbrâhim Paşa Hamamı Kadı Hamamı
Kara M ustafa Kaphcası Nasûh Paşa Hamamı Pınar Başı Hamamı Servinaz Kaphcası T ahta Kale Hamamı M ihrabh Köprü Ak Bıyık Türbesi Bahâdır Bey Kabri D üsturhan Kabri Ebe H âtûn Türbesi Hundi H âtûn Kabri Gülşah H âtûn Türbesi Hamza Bey Türbesi Hamza Bey Zevceleri Türbesi K ara M ustafa Paşa Türbesi K arışdıran Süleyman Bey Mehmed Bin Seyyid Ali Türbesi Kazazoğlu Türbesi Molla Hayâli K abri Molla Husrev Kabri Molla Yegân Kabri Sultan M ustafa Türbesi Veli Şemsüddin Kabri
•
III.C./129 - 130 HI.C./130 ni.C./130
m .C ./130 III.C./132 III.C./132 UI.C./134 - 135 III.C./135 - 138 m .C ./138 -139 III.C./139 -142
III.C./143 - 144
III.C./144 -145 III.C./145 -150 III.C./150 III.C./150 - 151 III.C./151 III.C./151 - 52 III.C./152 III.C./153 III.C./153 III.C./153 m .C./153 - 154 in.C./154
m.C./155 m.C./157 III.C./157 - 158 III.C./158
III.C./158 m .C ./159 m .C ./159
III.C./160
m.c./i60 m .c./ıeı - 168 m .C ./168
BÜYÜK ÇEKMECE Fâtih CâmU
204
M evcûd değildir. M evcûd değildir. Epeyce ta d îlât görm üş, 1956 B ursa y a n gın ın dan sonra îm âr edilm işdir. 1956 yan gınından sonra epeyce tâd il ed i lerek tâ m ir olunm uşdur. M evcûd değildir. F ab rik a hâline getirilm iş, m etrû k tek ham am dır. İstan b u l ve S iliv ri’de ve E d irn e’de h a y râ tı olan Sübaşı Ç akır A ğa’nın çift ham am ıdır. 8 köşe soğukluğu ve zengin sıcaklığı h u ssû iy etler gösteren te k ham am . Fazla husûsiyeti olm ayan tek ham ım . Çok m üzeyyen ufak tek ham am ; şimdi h arâb dır. Yol açılırken soğukluğu çapraz kesilmiş, te fe rrü a th te k ham am dır; şim di ticârethânedir. K aplıcaların en küçüğü, basit b ir b in a dır. İlk aypısı çift iken, b ir tarafı hazfedil m iş m ühim ham am dır. M evcûd değildir. U fak b ir kaplıcadır. M evcûd değildir. • M evcûd değildir. A hşab b asit binâ. B ir taşı kalm ışdır; b ir evin avlusundadır. M evcûd değildir. D ört ay ak ü stü n e kubbeli açık tü rb e olup, M urâdiye’dedir. Zeynî u slû b u n d a b ir taşdır. M urâdiye T ürb eleri içinde o rta boyda k u b b eli binâdır. C âm iin yarandadır. T uğla tezy în âtın zenginliğiyle m ârûf tü rb e d ir: câm ie bitişikdir. Dedesi H am za B ey’in câm iinin a v lu su n dadır. M urâdiye T ürb elerin in karşısında tek, u fak tü rb ed ir. B asit u fak b ir tü rb ed ir. M evcûd değildir. Z eynîler’dedir; yeniden yapılm ışdır. Z ey n îler’dedir; yeniden yapılm ışdır. Güzel, m üzeyyen baş ve ayak ta şla n v ard ır. M urâdiye’deki en güzel tü rb e le rd en d ir Y eniden yapılm ış yu v arlak b ir taşdır.
Çatılı b asit b ir binâdır, ta m îr görm üşdür.
III.C./168 - 169
•
BÜYÜK KAYNARCA KÖYÜ ORHAN GAZİ DEVRÎ Şeyh Muslihuddin Câmii
•
Eski hâliyle m evcuddur.
I.C./123
Eski hâliyle m evcuddur.
I.C ./124
BÜYÜK TERSİYE KÖYÜ ORHAN GAZÎ DEVRÎ Orhan Gâzi Çandı Câmii
• CÂMİLİ KÖY FATÎH DEVRÎ Fâtih Câmii
Su Ş eh ri’nde, dağlar arasında b u isim deki köydedir.
bulunan
III.C./169
S u ltan Azîz zam ânında yeni başdan yapılm ışdır. M evcûd değildir. Ç anak K ale içindedir; b ir m ihrab ve iki d u v arı kalm ışdır. Baş ta ra fd a anlatılm ışdır.
III.C./169
• ÇANAK KALE FATÎH DEVRÎ Fâtih Câmii tshak Paşa Hamamı Kale Mescidi Kale-i Sultâniye
III.C./171 III.C./170 III.C./171 - 176
• ÇARDAK FATÎH DEVRÎ Abdullah Bey Kabri Ayşe H âtûn Kabri Fatm a H âtûn Kabri Mehmed Bey Kabri Yâkub Bey Câmii Yâkub Bey Medresesi Yâkub Bey Mektebi Yâkub Bey Hanı
D evrine işâret eden oldukça güzel taşdır; m ihrab önündedir. M üzeyyen üslûbda m uhteşem kabir. D evrine işâret eden oldukça güzel taşdır; m ihrab önündedir. İki tarafın d a çatılı son cem âat yeri b u lu n an kubbeli câmi. M evcûd değildir. M evcûd değildir. U zunlam asına çatılı b ir handır.
III.C./193 III.C./196 III.C./194 - 196 III.C./193 - 194 I1I.C./188 - 189 III.C./189 III.C./189 I1I.C./192
• ÇIRMEN n . MURAD DEVRÎ Saruca Paşa Mescidi Umur Bey Hamamı Umur Bey Zâviyesi
M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir.
II.C./373 II.C./374 II.C./374
Mevcûd değildir.
ri.C./136
» ÇIRPAN ÇELEBÎ DEVRÎ Mûsâ Çelebi Hamamı
205
ÇORUM ÇELEBÎ DEVRÎ lly as b in M ahm ud Zâviyesi il m u r a d
II.C./136
M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir.
ir.C ./375
DEVRÎ
H ızır F aşa H am am ı S u ltan M u rad Câmii S u lta n M u rad M edresesi
•
Mevcûd değildir.
II.C./374 II.C./374
ÇORLU FATÎH DEVRÎ Dâye H â tû n H am am ı F â tih Câmii V oynuk Şücâ Câmii V oynuk Şücâ M ektebi
M evcûd değildir. G eniş çatılı b ir câm idir, S ultan M ahm ud devrinde tâ m îr görm üşdür. M evcûd değildir. M evcûd değildir.
III.C./198 - 199 III.C./196 - 198 III.C./198 III.C./198
DENİZLİ ÇELEBÎ DEVRÎ B edrüddin K ervansarayı
•
M evcûd değildir.
II.C./136
M evcûd değildir.
II.C./375
M evcûd değildir.
I.C./293
M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. H arâbesi m evcuddur. M evcûd değildir. M evcûd değildir.
I.C./483 I.C./483 I.C./483 I.C./483 I.C./483 I.C./483
DİMBOZ II. MURAD DEVRÎ H atice H âtû n Mescidi
•
DİMETOKA HÜDÂVENDÎGÂR DEVRÎ A bdal C üneyd Zâviyesi
YILDIRIM DEVRÎ A hî D enk Zâviyesi K ızıl D elü Zâviyesi Oruç Bey M edresesi O ruç Bey (F ısıltı) H am am ı Saray Y ıldırm ı H am am ı
ÇELEBÎ DEVRÎ Çelebi Câmii
K itab ın başında zikredilm işdir.
II.C./136 -150
M evcûd değildir.
II.C./375
II. MURAD DEVRÎ K aragöz B ey Mescidi ve Tekyesi
206
• DiRAMA YILDIRIM DEVRİ Yıldırım Câmii
•
M evcûd değildir.
I.C./483 - 484
EBEKÖY FÂTİH DEVRİ Karaca Paşa Zâviyesi
•
M evcûd değildir.
III.C./199
EDİRNE HÜDÂVENDİGÂR DEVRİ Hüdâvendigâr Câmii Hüdâvendigâr İm âreti Malkoç Bey Câmii Saray Yahşi Fakih Hamamı Yahşî Fakih Mescidi
M evcûd M evcûd M evcûd M evcûd M evcûd M evcûd
değildir. değildir. değildir. değildir. değildir. değildir.
I.C./293 I.C./294 I.C./294 Î.C./295 I.C./295 I.C./294
YILDIRIM DEVRÎ Ç ukur Hamam Fîrûz Ağa Mescidi Hacı Doğan Mescidi Sefer Şâh Mescidi Yıldırım Câmii Yıldırım İm âreti Yıldırım Hamamı Yıldırım (Saray) Hamamı
Yıldırım Kervansarayı
M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. D ört eyvanlı, garîb b ir plânı vardır. Sâde b ir ocağı ve bacası kalm ışdır. K endi câm iinin y am nda idi; şim di yo k dur. Selim iye’n in yanında, eski binâsından bir kısım la XVI. asırda ilâve olunm uş u fak b ir girişden m ürekkebdir; h a râ be h âlindedir. M evcûd değildir.
I.C./495 I.C./484 I.C./484 I.C./484 I.C./484 - 494 I.C./494 I.C./495 I,C,/495
I.C./494
ÇELEBİ DEVRÎ Ahi Haşan Mescidi Bedestan Eski Câmi
M evcûd değildir. B irinci kısım da ele alm m ışdır. Birinci kısım da tâ rîf edilm işdir.
Gâzi İbrâhim Bey Câmii Sarı Câmi Şeyh Bedrüddin Zâviyesi Tim urtaş Câmii T ur Paşa H âtûnu Mescidi
M evcûd değildir. Hım iş duvarlı, çatılı basit b ir binâdır. M evcûd değildir. Tek kubbeli revaksız, basit b ir câmidir. M evcûd değildir.
II.C./150 II.C./162 II.C./150 IV.C./897 II.C./160 II.C./160 II.C./163 II.C./161 II.C./162
165 160 898 161 162
II. MURAD DEVRÎ Alaca Hamam Aziz bin Mihal Kabri Baba Demirtaş Mescidi Balaban Paşa Mescidi Basmacılar Hanı
M evcûd değildir. Gâzî M ihal Câmii hazîresindedir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir.
II.C./465 n .C ./3 8 6 - 393 II.C./376 II.C./376 II.C./464
207
Beyce Mescidi Beylerbeyi Câmii Beylerbeyi Hamamı Beylerbeyi İm âreti Beylerbeyi Medresesi Beylerbeyi Türbesi Beylerbeyi Büyük Ham Beylerbeyi Küçük Hanı Bezirgân Bâlî Mescidi Bezirci Hâtûn. Mescidi Çavuş Bey Câmii Dârü’l-Hadis Câmii D arü'l-Hadîs Medresesi Dârü’-Siyâde Mescidi Eski Bedestan Fazlullah Paşa Câmii Fîrûz Ağa Câmii Fil Hamamı Gâzî Mihal Câmii Gâzî Mihal İm âreti Gümlü Oğlu Mescidi Hacı Abdullah Mescidi Hacı Ahmed Mescidi Hacı Bedrüddin Mescidi Hâce H âtûn Mescidi Hadım Balaban Mescidi Hadım Demirtaş Mescidi Hamam Hamîd Bey Mescidi Haşan Paşa Mescidi Hızır Ağa Hamamı Hızır Ağa Mescidi Hızır Bey Kabri Hoca tvaz Câmii İbrâhim Bey Câmii İm âret-i Mezid Bey Câmii Kavaklı Mescid Kirazh Mescid K urşunlu Han Kuşçu Doğan Mescidi K ürd Hoca Câmii K ürd Hoca Medresesi Mehmed Bey Mescidi Mehmed Paşa Mescidi Mekteb Mezîd Bey Hamamı Mezid Bey Mescidi Mihal bin Azîz Kabri Mihal Kızı Kabri Mihal Bey Hamamı Murâdiye Câmii Murâdiye İm âreti
208
M evcûd değildir. K anadlı, m ütenâsib güzel câmi. 1965 de yeni gibi tâm ir edilm işdir. H arâbe h âlin d ed ir . M evcûd değildir. M evcûd değildir. H arab hâlde m evcuddur. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. XIX. asırda yeni başdan yapılm ışdır. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. K anadlı b ir câm idir, 1970 lerde kısm en tâ m ir görm üşdür. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. Tek kubbeli câm idir; 1973 de tam ir edilm ekte idi. Gâzî M ihal Câmii hazîresindedir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. Pek harab, kanadlı b ir câm idir. M evcûd değildir. Tek kubbeli, h arab vaziyetdedir; revâkı yıkılm ışdır. M evcûd değildir. Tek kubbelidir. M evcûd değildir; revâkı yıkılm ışdır. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. Üç Şerefeli yanında idi; şimdi yokdur. M evcûd değildir. M evcûd değildir. Gâzî M ihal Câmii hazîresindedir. Gâzî M ihal Câmii hazîresindedir. H arab vaziyetdedir; çifte b ir ham am dır. I. kısım da izâh edilm işdir. M evcûd değildir.
II.C./377 II.C./377 - 381 II.C./465 II.C./377 II.C./377 II.C./377 II.C./464 II.C./464 II.C./377 II.C./381 II.C./381 II.C./382 II.C./381 II.C./386 II.C./464 II.C./386 II.C./386 II.C./468 II.C./386
-
468 381 381 381
- 382
- 389
II.C./386 - 389 II.C./393 II.C./393 II.C./393 II.C./394 II.C./394 II.C./394 II.C./394 II.C./468 II.C./395 II.C./395 II.C./395 II.C./395 II.C./386 - 393 II.C./395 II.C./395 II.C./397 - 400 II.C./400 II.C./400 - 402 II.C./464 II.C./402 - 404 II.C./404 II.C./404 II.C./404 II.C./405 II.C./462 II.C./468 II.C./405 II.C./386 - 393 II.C./386 - 393 II.C./469 - 471 II.C./405 - 415 II.C./405 - 415
Murâdiye Mektebi M urâdiye Tekyesi Nâib Hoca Mescidi Namlı Han Oruç Paşa Medresesi Sarachâne Köprüsü Saruca Paşa Hamamı Saruca Paşa İm âreti Saruca Paşa Medresesi Saruca Paşa Mescidi Sinan Bey Mescidi Şâh Melek Câmii Şâh Melek Ham Şâh Melek İm âreti Şâh Melek Kabri Şâh Melek Medresesi Şâh Melek Mescidi Şerbertdâr Hamza Mescidi Şeyh M uslihuddin Mescidi Şeyh Şücâ Kabri Şeyh Şücâ Medresesi Şeyh Şücâ Mescidi Şihâbüddin Paşa Mescidi Şehzâdeler Türbesi Tahta Kale Hamamı Tahta Kale Mescidi Um ur Bey Mescidi Üç Şerefeli Câmî Veliyüddîn Mescidi Yeni Medrese Yûsuf bin Mihal Kabri Zen-i Saruca Mescidi
M evcûd değildir. II.C./405 - 415 M evcûd değildir. II.C./405 - 415 M evcûd değildir. II.C./415 M evcûd değildir. II.C./464 M evcûd değildir. II.C./463 III. S u lta n M ustafa zam ânında tâm ir II.C./477 - 479 edilm işdir. M evcûd değildir. II.C./471 M evcûd değildir. II.C./463 M evcûd değildir. II.C./463 M evcûd değildir. n.C./416 Tek kubbeli basit câm idir. II.C./417 Tek kubbeli, çatılı, güzel câm idir; esaslı II.C./417 - 419 tâ m ir görm üşdür. M evcûd değildir. II.C./417 - 419 M evcûd değildir. II.C./417 - 419 Tek taşı kalm ışdır. II.C./420 M evcûd değildir. II.C./417 - 419 M evcûd değildir. II.C./420 M evcûd değildir. II.C./420 M evcûd değildir. II.C./421 M evcûd değildir. II.C./421 M evcûd değildir. II.C./421 M evcûd değildir. II.C./420 - 421 M evcûd değildir. II.C./422 Birçok şehzâdenin m edfûn olduğu k ap a II.C./384 İl tü rb ed ir. Pek zengin yapılm ış, m uhteşem bir çift II.C./471 - 477 ham am dır. M evcûd değildir. II.C./422 M evcûd değildir. II.C./422 I. kısım da izâh edilm işdir. II.C./422 - 461 M evcûd değildir. II.C./463 Üç Ş erefeli Câm i yanındadır. II.C./462 Gâzî M ihal Câm ii hazîresindedir. II.C./386 - 393 M evcûd değildir. II.C./463
FATİH DEVRÎ Ali Kuşçu Câmii Ali Kuşçu Medresesi Alem dâr Câmti A ttar Hacı Halil Mescidi Ayşe Kadın Câmii Arz Odası (Edirne Sarayı) B erkuk Ağa Mescidi Bülbül H âtûn Mescidi Cihannümâ Kasrı Çakır Ağa Mescidi Dâye H âtûn Kervansarayı Dâye H âtûn Mescidi Edirne Sarayı Edirne Sarayı Bâbü’s-Sâade Emîr Şâh Mescidi
M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. N isbetleri sivri, fakat teferrû âtı zengin, kubbeli câm idir. Şim di yokdur. M evcûd değildir. M evcûd değildir. Baş ta ra fta tafsîl edilm işdir. Yeni başdan yapılm ış, çatılı basit b ir binâdır. M evcûd değildir. M evcûd değildir. B ir kem eri kalm ışdır. M evcûd değildir.
m . c . / 2oo
III.C./224 III.C./199 IILC./200
ni.C./200 - 204 III.C./241 - 243 III.C./204 III.C./204 III.C./243 - 256 III.C./205 III.C./232 III.C./205 - 206 III.C./234 - 240 III.C./240 - 241 III.C./206 209
Fâtih Köprüsü
S aray İçi’nde, üç gözlü kesm e taş köp rü d ü r. Fatm a H âtûn Câmii M evcûd değildir. M evcûd değildir. G ülbahar Câmii M evcûd değildir. Hacı Alemüddin Câmii M evcûd değildir. Hacı Alemüddin Medresesi M evcûd değildir. Hacı llyas Câmii M evcûd değildir. Hacı Kemâlüddin Câmii M evcûd değildir. Hacı Kemâlüddin Medresesi M evcûd değildir. Hacı Hüseyin Zâviyesi M evcûd değildir. Halil Paşa (Çandarlı) Hanı M evcûd değildir. Hamza bin Gâzi Câmii M evcûd değildir. Hazinedâr Sinan Bey Câmii M evcûd değildir. Hoca H ayrüddin Câmii M evcûd değildir. Hoca Ömer Câmii M evcûd değildir. Hoca Rüstem Mektebi M evcûd değildir. Hundi H âtûn Hamamı M evcûd değildir. Hüsâmiye Medresesi M evcûd değildir. İbrâhim K ara B ulut Mescidi M evcûd değildir. İbrâhim Paşa Câmii M evcûd değildir. İbrâhim Paşa (Çandarh) Câmii İbrâhim Paşa (Çandarlı) Hamamı M evcûd değildir. İbrâhim Paşa (Çandarh) Medresesi M evcûd değildir. M evcûd değildir. İbrâhim Paşa tm âreti M evcûd değildir. İbrâhim Paşa Medresesi M evcûd değildir. İbrâhim Paşa Mektebi M evcûd değildir. tshak Paşa Hamamı P ek m üzeyyen, sandukalı kabirdir. Karam an Bey Kabri M evcûd değildir. Kasım Bey Mektebi Tek kubbeli, ahşab revaklı m ütenâsib Kasım Paşa Câmii câm idir; m aalesef n e h ir ile şeddenin arasına te rk edilm işdir. M evcûd değildir. Kasım Paşa Hamamı M evcûd değildir. Kasım Paşa tm âreti O ldukça basit b ir kabirdi; şimdi sökülKasım Paşa Kabri m üşdür. M evcûd değildir. Kilimli Hamam M evcûd değildir. Kilise Câmii Tek katlı, y a n ahşab b ir köşkdü; m evKum K asn cud değildir. Tek b ir ham am dır; köşke b ir yolla m e r Kum Kasrı Hamam) b u ttu. M evcûd değildir. M ahmud Paşa Hamamı M evcûd değildir. Mahmud Ağa Mescidi Önlü, arkalı 8 çift gözdür,İstanbul SaM atbahlar ra y ı’n d akilerin ilk ve küçük n ü m û nesi ebâdı onun dörtde üçü kadardır. M evcûd değildir. Mesud Halife Mescidi Molla Fahrüddîn-i Acemi Medresesi M evcûd değildir. M evcûd değildir. Molla Fahrüddin Acemi Mescidi M evcûd değildir. M ustafa Efendi Mescidi Üç Şerefeli’nin yanında, büyük, uzu n la Peykler Medresesi m asına m edrese. Rum Mehmed Paşa Hamamı M evcûd değildir. Selçuk H âtûn Mescidi Tek kubbeli, ahşab revaklıdır; harâbe hâlindedir. Selçuk Hâtûn (Sultan) Mescidi M evcûd değildir. M üzededir. Selçuk H âtûn Taşı
III.C./265 III.C./206 III.C./206 - 207 III.C./207 - 208 III.C./224 III.C./208 III.C./208 III.C./224 III.C./232 III.C./232 III.C./208 III.C./208 II1.C./208 III.C./208 III.C./231 III.C./233 III.C./224 III.C./210 III.C./209
III.C./209 III.C./233 III.C./225 III.C./209 - 232 III.C./225 III.C./231 III.C./233 III.C./267 - 268 III.C./231 III.C./210 - 214
III.C./233 III.C./232 III.C./268 - 269 III.C./233 III.C./214 III.C./256 - 263 III.C./264 III.C./233 III.C./215 III.C./264 - 266
III.C./215 III.C./225 III.C./215 III.C./215 III.C./225 - 231 III.C./234 III.C./216 - 217 III.C./215 III.C./269
210
1
Sitti H âtûn Câmii Sitti H âtûn Taşı Şeyh Ramazan Zâviyesi Tarakçılar Ham Taşhk Câmii Taşhk Medresesi Teftin Ağa Mescidi Veled-i Veliyüddin Mescidi Voynuk Şücâ Mektebi Zağnos Paşa Mescidi Zen-i Firûz Mescidi Zen-i İbrâhim Paşa Hamamı Zen-i İbrâhim Mescidi
•
R evâkı çatılı, büy ü k te k kubbeli, câm i dir, oldukça harabdır. M üzededir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir.
IILC./217 - 222 III.C./269 - 270 III.C./232 III.C./232 III.C./222 - 223 III.C./231 III.C./223 III.C./223 III.C./232 III.C./223 III.C./223 III.C./234 III.C./223
EDREMİD II. MURAD DEVRÎ Saruca Paşa Hamamı
M evcûd değildir.
II.C./375
M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir.
III.C./271 III.C./271 III.C./271
• EĞRİBOZ FATİH DEVRİ Eğriboz’da F âtih Câmii F âtih Hamamı Turhan Bey Zâviyesi
• EMİR ALİ KÖYÜ ORHAN GAZÎ DEVRÎ Orhan Gâzi Çandı Câmii
K ü tü k lerd en yapılm ış çandı denilen bucâm i eski hâliyle m evcuddur.
I.C./124
K iliseden bozm adır; 1953 de zelzeleden h a ra b olm uşdur.
III.C./272
• ENEZ FATÎH DEVRÎ F âtih Câmii
• EREĞLİ ORHAN GAZÎ DEVRÎ Orhan Gâzi Câmii
B üyük tâd îlâtla kiliseden câmie tahvîl edilm işdir.
I.C./133 - 134
B inâsı tam âm en yenilenm işdir, nam aza açıkdır. Epeyce h arab ik en tâm irine başlandığı h ab er alındı (1974).
I.C./495 - 496
t ESKİ ÇAĞA
YILDIRIM DEVRÎ Yıldırım Câmii Y ıldırım H am am ı
I.C./496
211
ESKİ ZAĞRA YILDIRIM DEVRİ Hamza Bey Cftmil
•
M evcûd değildir.
I.C./496 - 497
EZDİN (Lamya) FATÎH DEVRİ Fâtih Câmii
#
M evcûd değildir.
III.C./272
EZİNE ORHAN GÂZÎ DEVRİ Abdurrahm an Gâzi Câmii Ahî Yûnus Zâviye ve Türbesi
I.C./134 T ürbe yeniden inşâ olunm uşdur, zâviye yokdur.
I.C./134 - 136
B ir çift ham am dır. Tâdîl görm üş şekliyle m evcuddur.
I.C./49B - 499 I.C./497
YILDIRIM DEVRÎ Sefer Şâh Hamamı Sefer Şâh Mescidi
•
EYNE PAZARI ÇELEBÎ DEVRÎ Şeyh Şâdi Tekye ve Türbesi
•
M evcûd değildir.
II.C./165
FERECİK ORHAN GÂZÎ DEVRÎ Gâzî Süleyman Paşa Câmii
•
K iliseden bozm adır.
I.C./138 - 139
A hşab olduğu tah m in olunan bu köprü M eriç üstünde idi; şim di yokdur.
I.C./139
B irinci kısım da zikredilm işdir.
I.C./295
FİLİBE ORHAN GAZİ DEVRÎ Lâlâ Şâhin Paşa Köprüsü
HÜDAVENDÎGAR DEVRÎ M urad Hüdâvendigâr Câmii
II. MURAD DEVRÎ Şihâbüddin Paşa Câmii Şihâbüddin Paşa İm âreti Şihâbüddin Paşa Medresesi Şihâbüddin Paşa Türbesi
212
K anadlı b ir câm idir. B ulgarlar tâm ir e t meğe başlam ışlardır. Yok olm uşdur. Yok olm uşdur. Yok olmugdur.
II.C./479 - 485 II.C./479 - 485 II.C./479 - 485 II.C./479 - 485
FATÎH DEVRÎ Hacı Hasan-zâde Hamamı İbn-i Kasım Câmii İbn-i Rüstem Câmii Sarachâne Câmii Zağnos Paşa Câmii
•
M evcûd M evcûd M evcûd M evcûd M evcûd
değildir. değildir. değildir. değildir. değildir.
III.C./273 III.C./272 III.C./272 III.C./272 IILC./273
M evcûd değildir.
III.C./273
Şim di Yokdur.
III.C./273 - 274
M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir.
III.C./274 III.C./274 III.C./274
FLORİNE FÂTÎH DEVRÎ Yâkub Bey Mescidi
•
FOÇA FATÎH DEVRÎ Fâtih Câmii
•
GABELA Fâtih Câmii Kale Köprü
•
GEBZE ORHAN GÂZÎ DEVRÎ Orhan Gâzî Câmii
Tek kubbeli dendir.
câm ilerin
ilk
örn ek lerin
I.C./139 - 140
M evcûd değildir. A slında sivri külâhlı açık b ir tü rb e idi.
I.C./303 - 305
M evcûd değildir. Tem elden yenilenm iş, büyütülm üş, çatılı b ir câm idir.
I.C./307 I.C./305 - 307
Son derece güzel ve azebler nâm ına y a pılm ış çift m inberli açık nem azgâh. M evcûd değildir.
II.C./166 - 168
Tek kubbeli, tek revaklı, şirin bir tü r bedir. M evcûd değildir. M evcûd değildir.
II.C./493 - 494
HÜDÂVENDİGÂR DEVRİ Malkoç Bey Künbedi
•
GELİBOLU HÜDÂVENDİGÂR DEVRÎ Saray Ulu Câmi
ÇELEBİ DEVRÎ Azebler Nemazgâhı Hoca Hamza Mescidi il m u r a d
II.C./168
DEVRÎ
Ahmed Bîcan Türbesi Balaban Paşa Çift Hamamı Balaban Paşa Medresesi
II.C./492 - 493 II.C./490
213
H acı H am za K ervansarayı H acı H am za Mescidi Hacı M ehm ed Çeşmesi H acı M ehm ed Mescidi H acı M ustafa Mescidi H araççı H am za Mescidi Hoca H am za K erv an saray ı K adı S alâhüddin Zâviyesi K asaboğlu A li Bey H am am ı M ihalıç H atîb (İkinci) K ervansarayı M ihalıç H atib K ervansarayı M ihalıç H atîb M edresesi S aruca Paşa B edestanı S aruca P aşa Çifte H am am ı S aruca Paşa İm âreti S aruca P aşa M edresesi S aru ca P aşa Mescidi S aruca P aşa T ürbesi Sinan Bey Mescidi Sofça H alil Mescidi Şengül H am am ı T at A hm ed M escidi ve Zâviyesi Topçu H am am ı Yağcı H ızır Mescidi Yazıcıoğlu Câm ii Yazıcıoğlu T ürbesi
M evcûd değildir. M evcûd değildir. Yalnız kitâbesi eski, binâsı yenidir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. F aaliy ette ufak bir ham am dır. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. Çifte ham am dır. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. Epeyce değişikliğe uğram ıştır. M evcûd değildir. Yeni b aştan yapılm ışdır; nam aza açıkdır. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. Yeni b aştan yapılm ışdır; nam aza açıkdır. Açık b ir tü rb ed ir.
II.C./490 II.C./486 II.C./494 II.C./486 II.C./486 II.C./486 II.C./490 II.C./491 n.C./491 II.C./490 II.C./490 II.C./490 II.C./491 II.C./492 II.C./486 II.C./486 II.C./486 II.C./486 II.C./488 n.C ./488 II.C./493 , II.C./488 II.C./493 II.C./489 II.C./489 II.C./490
M evcûd M evcûd M evcûd M evcûd M evcûd M evcûd
III.C./275 III.C./275 III.C./274 III.C./275 III.C./275 III.C./275
488 488 488
489
FATÎH DEVRÎ Has A hm ed Bey Çift H am am ı Has A hm ed Bey K ervansarayı H as A hm ed Bey Mescidi H as A hm ed Bey İkinci Mescidi H ü n k âr Câmii M esih P aşa Câmii
değildir. değildir. değildir. değildir. değildir. değildir.
GENBEMÜZ OSMAN GÂZÎ DEVRÎ H am am Sam sa Ç avuş Câmii
H arâbesi v ardır. M evcuddur.
I.C ./ 13 I.C ./ 10 - 12
Çandı usûlünde ahşab câmi.
I.C./125 - 128
Binâsı yepyenidir; nam aza açıkdır. B ir çift ham am dır,
I.C./499 I.C./499
GERİŞ ORHAN GAZÎ DEVRÎ O rhan G âzi Ç andı Câmii
•
GEREDE YILDIRIM DEVRÎ Y U dm m Câmii Y ıldırım H am am ı
214
GEYVE ORHAN GÂZÎ DEVRİ Süleyman Paşa Câmii
Tam âm en yeniden inşâ olunm uşdur.
LC./145
ÇELEBİ DEVRİ Oruç Bey Zâviyesi il m u r a d
M evcûd değildir.
II.C./169
M evcûd değildir.
n.C ./494
DEVRİ
Mehmed Çelebi İm âreti
FATİH DEVRİ Sinan Bey Ham Sinan Bey Kabri Sinan Bey Zâviyesi
B ir iki k ın n tısı kalm ışdır. Pek m üzeyyen, yazısı güzel bir kabirdir. K anadlı, m ihrab üstü tavanlı, tonozla ö r tülü, zarîf küçük binâdır, revâkı son rad an eklenm işdir.
m .C ./278 III.C./278 III.C./275 - 277
H arâbe b ir hâldedir. B üyütülm üş, tâdîl görm üş şekliyle ay ak tadır. Bir m edhâl ve kem erli üç gözden m ü rekkebdir.
H.C./171 II.C./169 - 170
GÖL PAZARI ÇELEBİ DEVRİ Göl Pazarı Hamamı Mihal Bey Câmii Mihal Bey Hanı
II.C./170 - 171
GÖNEN HÜDÂVENDİGÂR DEVRİ M urad Hüdâvendigâr Câmii
M evcûd değildir.
I.C./307
M evcûd değildir.
m.C./281
GÖRDES (Korent) FÂTİH DEVRİ Fâtih Câmii
GÖYNÜK ORHAN GÂZÎ DEVRÎ Süleyman Paşa Câmii Süleyman Paşa Hamamı
T am âm en yeniden inşa olunm uşdur. İlk Osm anlı h am am lan n d an d ır; ferah ve güzeldir; çifte olup, faâliyettedir.
T.C./145 I.C./145 - 148
FÂTİH DEVRİ Ak Şemsüddin Türbesi
Altı köşeli, kesm e taş yapılıdır. Şeyh Ak Şem süddin ve iki oğlu m edfundur.
III.C./279
M evcûd değildir.
III.C./280
GÜLEK FÂTİH DEVRİ Fâtih Câmii
215
Hersekoğlu Ahmed Paşa tm âreti M evcûd değildir. Hersekoğlu Ahmed Paşa Medresesi M evcûd değildir. Hersekoğlu Ahmed Paşa Mektebi M evcûd değildir. Su Te’sîsâtı Bozulm uşdur.
•
m .C ./287 III.C./287 III.C./287 III.C./287
HOCA KÖYÜ Orhan Gâzî Çandı Câmii
•
M evcûd değildir.
I.C./130
İSPARTA II. MURAD D.EVRİ Kutlu Bey Câmii
•
M eşrûtiyet devrinde yeni baştan yapılm ışdır.
II.C.503
İLBASAN FÂTİK DEVRİ Fâtih Kalesi
•
Düz b ir arâzide dö rt köşe bir binâdır.
III.C./288 - 289
U zunlam asına çatılı bir câm idir. H arâbesi kalm ışdır.
III.C./289 - 291 III.C./291
İLYAS BEY KÖYÜ FATİH DEVRİ tiyas Bey Câmii tiyas Bey Hamamı
•
İNECİK II. MURAD DEVRİ Umur Bey Câmii Umur Bey Hamamı
•
Eski şekli tam âm en te rk edilerek yeni başdan yapılm ış, basit binâ. M evcûd değildir.
II.C./503 - 504 II.C./503 - 504
İNEGÖL YILDIRIM DEVRİ Yıldırım Câmii (Cumâ Câmii) Yıldırım Hamamı
B inâsı yepyenidir; nam aza açıkdır. M evcûd değildir.
I.C./500 I.C./500
ÇELEBİ DEVRİ Derviş Hamza Zâviyesi Hacı M uhyiddiu Mescidi
M evcûd değildir. M evcûd değildir.
II.C./181 II.C./lBl
FATİH DEVRİ ishak Paşa Ahırları İshak Paşa Câmii İshak Paşa Ham İshak Paşa İm âreti İshak Paşa Kabri
218
M evcûd değildir. K anadlı, zarîf b ir câm idir; epeyce tâm ir görm üş, son senelerde ıslâh edilm işdir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. Yol açılırken S u lta n ’ın türbesine nakledilm işdir.
ni.C./304 III.C./294 - 298 III.C./304 III.C./304
tshak Paşa Medresesi
Câmie b ak an ön tarafı açık, üç kollu bir m edresedir. Tâcü’n-Nisâ Sultan H âtûn Türbesi Câm iin yanında basit b ir türbedir.
•
İPEK
III.C./298 - 303 III.C./303 - 304
(Pec)
FATÎH DEVRİ Fâtih Câmii
•
Tek kubbeli, yüksek m inâreli b ir câm i dir.
III.C./304 - 306
İPSALA HÜDÂVENDİGÂR DEVRİ Hüdâvendigâr Câmii
•
M evcûd değildir.
I.C./307 - 308
İSKENDERİYE (işkodra) FÂTİH DEVRİ Fâtih Câmii
•
M evcûd değildir.
III.C./306
İSTANBUL YILDIRIM DEVRİ Anadolu Hisarı
H isar’ın yalnız İç Kalesi Y ıldırım devrin d en d ir. H isarpeçe ve surlarını F â tih y ap tırm ışdır.
I.C./501 - 506
FÂTİH DEVRİ A bdurrahm an Ağa Kabri A bdurrahm an Şâmî Türbesi Acemi Oğlanlar Çarşısı Acemi Oğlanlar Hamamı Acemi Oğlanlar Kışlası Acemi Oğlanlar Mescidi Acemoğlu Mescidi Ağalar Mescidi
Ahmed Ensâri Türbesi Ahmed Gönâni Kabri Ahmed K ethüdâ Kabri Ahmed K ethüdâ Mescidi Ak Bıyık Kabri Ak Bıyık Mescidi Akçe ve altun Darbhânesi Akseki Mescidi
Basit kabir, Ç ırçır’dadır. XIX. asırd a yapılm ış basit binâdır. S ul ta n A hm ed’dedir. Şim di m evcûd değildir. Şehzâde B aşın da idi. V ezneciler’de tek b ir ham am dır. Şehzâde B aşı’nda idi; yalnız ham am ı kalm ışdır. M evcûd değildir; Şehzâdebaşı’nda idi. M evcûd değildir; M ercan civârında idi. Topkapı S arayı 3. A vlusu’ndadır. İki de fa ilâve görm üş çok değişm işdir, şim di S aray ’ın um ûm î kütübhânesidir. S u ltan M ecid devri yapısıdır. A yvansara y ’dadır. B ak ırcılar’da basit kabir. Kendi câm iinde idi; kaybolm uştur. T am âm en yeniden yapılm ışdır; namaza açıkdır; H aseki’dedir. K endi câm iindedir. H arîm in tam âm ı yeni, m inâresi eskidir; çatılıdır; nam aza açıkdır. Y erine Sim keşhâne yapılm ışdır. Tam âm ı ahşab olarak yeni baştan yapılm ışdır; nam aza açıkdır; H ırka-i Şerîf’dedir.
IV.C./757 IV.C./756 IV.C./549 - 550 IV.C/591 IV.C./617 III.C./309 III.C./309 - 310 III.C./310
IV.C./757 IV.C./757 III.C./312 III.C ./310- 312 III.C ./3İ4 III.C./313 - 314 IV.C./548 III.C./314
219
A kşem süddin Mescidi
Ali Ağa Kabri Ali Baba Kabri Ali Ali Ali Ali
bin M ürîd-i Sûfi Kabri Çavuş Kabri Fakih Kabri Fakih Mescidi
Ali Kuşçu Kabri Ali Yâr Bey Kabri Alaca Çifte Hamamı Alem Bey Kabri Alem Bey Mescidi Altı Poğoça Mescidi Anadolu Hisarı
Anadolu Hisarı Mescidi
Aristo Hastahânesi Arz Odası Asmah Mescid Avcı Bey Kabri Avcı Bey Mescidi Ayasofya Câmii Ayasofya Çarşısı Ayasofya Medresesi Azebler Hamamı Baba Haşan Alemi Kabri Baba Haşan Alemi Mescidi Bâb-ı Hümâyûn Bâbü’s-Saâde (Ak Ağalar Kapısı) Bakırcılar Çarşısı Baklah Kemâlüddin Mescidi Bâlâ Mescidi
Bâlâ Süleyman Ağa Türbesi Balaban Ağa Mescidi Balat Kapısı Hamamı Balçık Tekkesi Mescidi Balık Pazarı Çarşısı Başçı M ahm ud K abri
220
Yeni b aştan yapılm ış çatılı binâdır; n a m aza açıkdır; K eçeciler’dedir. Bu m escidin bânîsinin kabri de kalm am ışdır. Ç u k u r’da kalm ış k abirdir, V ezir H anı’na bitişikdir. E yüb’de idi; kaybolm uşdur. M ihrâb önündedir. C âm iindedir. Pek çok değişmiş, küçük çatılı binâ. N a m aza açıkdır; Top K apı’nın civârındadır. E yüb’de idi; kaybolm uşdur. E yüb’de idi; kaybolm uşdur. M ısır Çarşısı arkasında H asırcılar’dadır; şim di te k kalm ış ham am . Câm iinde idi; o da kaybolm uşdur. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M üfti H am am ı’nda idi. Y ıldırım yapısı olan A hm edek’in e trâ fındaki H isar Peçe F âtih devrindendir. E skiden İskele’n in karşısında idi; daha ileride tam âm en yeniden yapıldı; n a m aza açıkdır. B irkaç Bizans höcresi nde kurulm uşdu; şim di yokdur; yeri bilinm iyor. Yalnız kaaide kısm ı ve orta çekirdek F â tih devrindendir; rev ak sonradandır. M evcûd değildir; S ultan M ahm ud T ü rbesi’nde idi. C âm iin karşısındadır. M evcûd değildir; K aariye civârında idi. M ârûf binâ. Şim di m evcûd değildir. 1934 de y ık d ın lm ışd ır. Şim di m evcûd değildir. Un K apanı y a kınında bulunuyordu. F ah red din K erim B ey’in vâlîliği sırasın da kaldırılm ışdır; A ksaray’da idi. F ah reddin K erim B ey’in vâlîliği sırasın da y ık d ın lm ışd ır; A ksaray’da idi. Üst k atın d a n başka kısım ları m evcud dur. P ek çok değişikliğe uğram ışdır. E skiden T ahta K ale’de idi. M evcûd değildir. T am âm ı yeni baştan yapılm ışdır, ku b b e lidir; nam aza açıkdır; Silivri Kapısı y akınındadır. C âm iin yanındadır. K iliseden bozma pek ufak bir binâ idi. B asit bir tek ham am dır. M evcûd değildir; E yüp’de idi. Eski d ü k kânları da, yenileri de kalm am ışdır. C âm iinde idi, kaybolm uşdur.
m .C ./3 1 4 m .C ./3 4 1
IV.C./757 IV.C./757 III.C./499 n i.C ./3 1 5
III.C./315
IV.C./757 IV.C./757 IV .C /592 n i.C ./3 1 4 m .C ./3 1 4 III.C./315 IV.C./617 - 624
m .C ./3 1 6
IV.C./546
IV.C./715 m .C ./3 1 6 m .C ./3 1 6 III.C./316 m .C ./3 1 6 - 318 IV .C ./549 - 550 m .C ./3 1 8 - 321 IV .C /592
III.C./321 III.C./321 IV.C.688 - 700 IV .C ./714 - 715 IV.C./551 III.C./321 m .C ./3 2 2 - 323.
III.C ./323 III.C./323 IV .C /593 - 595 m .C ./3 2 3 IV.C./551
III.C./323
Başçı M ahm ud Mescidi
Bat Pazarı Dükkânları
Bâyezid Ağa Câmii
Bâyezid Ağa Kabri
Bereket-zâde Kabri Bereket-zâde Mescidi Beyceğiz Mektebi Beyceğiz Mescidi
Bey Kervansarayı Bey Kervansarayı Çarşısı Beylik Dükkânlar Bezzâz-ı Cedid Mescidi Bodrum Kervansarayı Bodrum K ervansarayı Çarşısı Bostan Hamamı Bukağılı Dede Türbesi Büyük Bedestan Büyük Çamhca Çeşmesi Câmi Mahallesi Hamamı Can K urtaran Mescidi Cihannümâ Cerrah tshak Efendi Kabri Çakır Ağa Mescidi Çakır Ağa (Aksaray’da) Mescidi Çakır Ağa (Lâleli’de) Mescidi Çarşı (Fâtih Devri’nden 200 dük kân) Çavuş Hamamı Çayır Başı Mescidi Çelebioğlu Alâüddin Kabri Çelebioğlu Alâüddin Mescidi
Çıkırıkcılar Çarşısı Cıkırıkçı Kemâl Kabri
Şekli değişmiş, genişletilm iş, çatılı b in âdır; nam aza açıkdır; Şehrem îni’nde Ç u k u r B ostan’dadır. B u n lard an çoğu m evcuddur; ancak te ş hisi kaabil değildir. B edesten’le b e râ b e r m u tâlaaları lâzım dır. Top K apısı’ndadır; eski m alzem esiyle y e ni b aşdan yapılm ış; çatılı câmi, m inâ re tam âm en yenidir; nam aza açıkdır. C âm iindedir, taşı 500. F e tih senesinde İstanbul F etih C em iyeti tarafın d an konm uşdur. M escidinde idi. M evcûd değildir; G alata K ulesi c iv â n n da idi. M evcûd değildir. Ç arşam ba’dadır; gâyet ufak; ahşab ça tılı m escid; eski b ir tâ rih d e yenilen m iş olabilir; nam aza açıkdır. Şim di yokdur. M ahm ud Paşa başında idi. A ynı isim deki k ervansarayın, hâricdeki dük k ânlarıydı; şim di yokdur. S araçhâne Başı’nda idi. M evcûd değildir. Şim di yokdur. M ahm ud Paşa başında idi. Eski S a ra y -B âb -ı S eraskerî yanında idi. Zengin tu tu m lu b ir çift ham am dır. M âcuncu civârındadır. F ah red d in K erim Bey zam âm nda yıkılm ışdır. D ünyâ çapında şöhretli binâ. I. Kısım da geçm işdir. Şekil değişdirm işdir; fak at m evcuddur. G alata’da idi. M evcûd değildir; A hır K apı’da idi. B odrum u m evcuddur. Yeni b ir taşdır. Ç arşı içinde, m erdivenle çıkılır, çatılı mescid; nam aza açıkdır. F ah red d in K erim B ey’in vâlîliği zam ânında y ıkdınlm ışdır. M evcûd değildir. D ünyâ çapında şöhretli bin â manzûmesi. (Şim diki çarşının 2/3 ü F âtih Devr i’ndendir) B alât’da tek b ir ham am dır. M evcûd değildir; O tağcılar’da idi. Câm iinde idi; şim di yokdur. H asırcılar’dadır; yeniden yapılm ış, bu esnâda eski p arçala r da kullanılm ışdır; fevkânîdir; nam aza açıkdır. Yavaşça Ş âhin M ahallesi’nde idi; yine oradadır. Câm iinde idi.
III.C./323
IV.C./551
III.C./323 - 324
III.C./324
III.C./325 III.C./325 III.C./324 III.C./324
IV.C./579 IV.C./551 IV.C./551 III.C./325 IV.C./579 IV.C./551 IV .C /593 - 594
IV.C./557 - 576 IV.C./612 IV .C /594 - 596
III.C./325 IV.C.729/732 III.C./434 III.C ./325 - 326 III.C ./326 III.C./326 rV.C./557 - 576
IV.C/596 III.C./326 III.C./327 III.C./326 - 327
IV.C./551 III.C./493 - 494 221
i
Çinili Köşk
M ârûf ve m eşhur köşk. I. kısm a m ü râ caat. Çukur Hamam Şim di m evcûd olm ayan çok büyük b ir çift ham am dır. F â tih ’de idi. Darbhâne Hanı B âyezid’de eski Sim keşhâne yanında b u lunuyordu. Dâvûd Faşa Câmii M ârûf câm i . S ivri kem erli güzel yapıdır. Dâvûd Paşa Çeşmesi Yeni Bağçe’de idi. Dâvûd Faşa Çifte Hamamı Davud Faşa Hanı U n K apanı’nda idi. U fak b ir çift ham am dır, b ir ta ra fı fa’alDâvûd Paşa İskelesi Çifte Hamamı dir. Dâvûd Faşa tm âreti M evcûd değildir. Câm iin sokak aşırı yan tarafın d ad ır, h a Dâvûd Paşa Medresesi rab b ir haldedir. Dâvûd Faşa Mektebi M evcûd değildir. C âm iin şarkındadır. Dâvûd Faşa Türbesi Dâye H âtûn (Mercan) Câmii K ubbeli idi; yıkılm ışdır. Câmi önünde, perişan b ir hâldedir. Dâye H âtûn Kabri Dâye H âtûn (Demir Kapı) Mescidi M evcûd değildir. Cibâli civârım kaplıyordu. Debbağhâne Çarşısı 1918 de yanm ış idi; son zam anlarda ta Debbâğ Yûnus Mescidi m âm ı yeniden yapılm ışdır; nam aza açıkdır. A t ile döndürülen yağhâneler. Değirmenler Şim di yokdur, F â tih ’de idi. Demirciler Mescidi B üyük kısm ı m evcuddur. Demir Kapı Kazlı Çeşme’dedir, yerü îm âr edilm işdir. Deryâi Ali Baba Türbesi G edik Paşa H am am ı’na yakın idi; şimdi Divâne Ali Bey Mescidi yokdur. jÇenberli Taş e trâfın d a idi. Dikili Taş Çarşısı G alata’da idi. Direklice Hamam M evcûd değildir. Divânhâne (Tersâne’de) Mescidi M evcûd değildir. Durbâli (Üsküdar’da) Mescidi M evcuddur. K ırk Çeşme S ularım to p la Dolab Ocağı y an b ü yük b ir kuyudur. Dülger oğlu Câmii Aslı k ubbeli iken, b ir h a râ b î görmüş. çatılı yapılm ışdır; nam aza açıkdır; S arachâne Başı’ndadır. Dülgeroğlu Kabri Câmi hazîresindedir. Ebû Şeybetü’l-H udrî Türbesi B alat’da, sur içindedir. Çatılı basit binâ. A bdurahm an Ş eref Bey Edhem Baba Türbesi Caddesi’ndedir. Efdâl-zâde Kabri M evcûd değildir. E yüb’de idi. Efdâl-zâde Medresesi Şim di m evcûd değildir. M alta Çarşısı b aşında idi. Efdal-zâde Mescidi H arâbe hâlindedir. Efdâl-zâde Sebili H arâbe hâlindedir; ilk sebillerden b i rid ir. Ekmekçi Başı Kabri M escidin arsası önündedir; taşı yenidir. Ekmekçi Başı Mescidi B eşiktaş’da V âlide Çeşm esi’ndedir; b in âsı tam âm en tecdîd edilm işdir; nam a za açıkdır. Elvan-zâde (Demir Kapı) Câmii M evcûd değildir. S onradan yapılm ış olan binâsı da şim d’ Elvan-zâde (Un Kapam) Mescidi yokdur. Câm iinde idi; kaybolm uşdur. Em in Sinan K abri
'2â2
IV.C./736 - 755 IV./597
III.C./327 - 334 IV.C./612 IV.C/596 IV.C./579 IV.C/597 III.C./336 III.C./335 III.C./336 III.C./336 - 337 III.C./337 III.C./338 III.C./338 IV.C./551 III.C./338 - 339
IV.C./556 III.C./339 - 341 IV.C.688 - 700 III.C./408 III.C./341 IV.C./551 IV.C/598 III.C./341 III.C./341 IV.C./704 III.C./341 - 344
III.C./344 IV.C./757 IV.C./758 IV.C./758
IV.C./545 III.C./344 III.C./344 III.C./345 III.C./345
III.C./345 - 346 III.C./346 - 347 III.C./347
Em in Bey Mescidi
Emin Sinan Mescidi Eski Han Eski tm âret Eski İm aret Câmii Eski Eski Esir Eski
İm âret Medresesi Saray Pazarı Hanı Medrese
Eski Yeni Çifte Hamam Eyüb Sultan Câmii
Eyüb Sultan Hamamı Eyüb Sultan tm âreti Eyüb Sultan Medresesi Eyüb Sultan Türbesi Fâtih Câmii Fâtih Câmii (Harem) Fâtih Câmii (Kazh Çeşme) Fâtih Câmii (Rumeli Hisarı)
Fâtih Çeşmesi Fâtih Dârü’ş-Şifâsı Fâtih İm âreti F âtih Kervansarayı Fâtih Köşkü Fâtih Fâtih F âtih F âtih F âtih Fâtih
Kütübhânesi Mektebi M uvakkıthânesi Semâniye Medreseleri Suyu Şadırvan Suyu
F âtih Tâbhânesi Fâtih Tetimme Medreseleri F âtih Türbesi Fenâi Mescidi F erruh Dede TûA esi F eth i Çelebi K abri
B âyezid’dedir; yeni baştan yapılm ışdır; nam aza açıkdır. Fazlı P a şa ’dadır, yeni baştan yapılm ışdır; nam aza açıkdır. Cibâli tarafın d a olm alıdır. M evcud değildir. K iliseden bozm adır; nam aza açıkdır. Ç ırçır’dadır. M evcud değildir. H em en hem en hiç b ir şeyi kalm am ışdır. Bâyezid c iv ân n d a T avuk P azarında idi. B izans’d an kalm a 9 höcrede k u ru lm u şdu; şim di yokdur. E yüb’de im âlâthâne hâlinde ku llan ıl m aktadır. Eski b in âd an yalnız m inâreler kalmış, III. S u ltan Selim zam ânında b ü y ü tü lerek yenilenm işdir. Üç halvetli, o rta büyüklükde basit h a m am dır . Yol aşırı idi, 1953 de Vasfi Egeli ta r a fından y ık d ın ld ı. Eski b in ânm avlusunda idi. D evletin devâm ınca alâka görmüş, tâm ir ve tezyin edilm işdir. M ârûf câmi. I. kısım da tak d im edilm işdir. T am âm ı S u ltan M ahm ud devrinde y en i den inşâ edilm işdir: nam aza açıkdır. Tam âm ı S u ltan M ahm ud devrinde yen i den inşâ edilm işdir; nam aza açıkdır. Tem elleri, d u v a r bakiyeleri ve m in a re leri m evcud olan bu câm iin nam az k ılın an zem ininde şim di Y unan oyun ları oynanm akdadır. Hoca Üveys Câm iine m uttasıldır. M evcud değildir. H arabe hâlindedir. H arâbe h âlindedir. Şim di hazîne olan nevi şahsına m ü n h a sır köşk, ham am . I. kısm a m üracaat. M evcud değildir. M evcud değildir. M evcud değildir. M ârûf câm iin m edreseleri. Y üksek y erlere akan H alkalı suyu B ilhassa F â tih Câm iine H alkalı’dan ge len sudur. T âm ir görm üşdür. K ısm en m evcuddur. Eski tem elleri ü stü n e yeni baştan yapılm ışdır. M evcud değildir. A hşab çatılıdır. A b d urrahm an Şeref Caddesi’ndedir. K aybolm uşdur.
III.C./347 III.C./347 IV.C./579 III.C./347 - 348 III.C./347 - 348 III.C./347 - 348 IV.C./677 - 681 IV.C./579 IV.C./545 IV.C/598 III.C./348 - 355
III.C./355 III.C./348 - 355 III.C./348 - 355 III.C./356 ’I II.C./356 - 358 III.C./407 III.C./407 III.C./408
III.C./423 III.C./391 - 395 ve IV.C./900 III.C./400 - 403 III.C./403 IV.C./715 - 726 III.C./403 - 404 III.C./403 III.C./400 - 402 III.C./3B7 - 391 IV.C./613 IV.C./613 III.C./395 - 400 III.C./403 III.C./405 III.C./408 - 409 IV.C./758 III.C./410
223
F e th i Celebi Mescidi
Galata Bedestanı Gedik Paşa Cifte Hamamı G urebâ Hüseyin Ağa Mescidi G ülbahar H âtûn Türbesi Güm rük ö n ü Mescidi Gün Görmez Mescidi
Günkoz Kapısı Çarşısı Hacı Bayram Haftâni Kabri Hacı Bayram Haftâni Mescidi Hacı Halil A ttar (Tahta Kale) Mescidi Hacı Halil A ttar (Un Kapanı) Mescidi Hacı llyas K abri Hacı tsâ Kabri Hacı İsâ Mescidi Hacı Kadın Mescidi Hacı Hacı Hacı Hacı
Kadın Medresesi M uhyiddin Kabri Muhyiddin Mescidi Tim ur Mescidi
Hacı Tim ur Kabri Hacı Tim urtaş Mescidi
Hamal H ayrüddin Kabri Hamam (Kazlı Çeşme) Handan Ağa Câmll
H arbi Mescidi
Haraççı K ara Mehmed Mescidi Harem H aşan Ağa K abri
224
Otâğ Tepe’dedir; eski hâlini ve m inâresini m uhâfaza eder; ahşab b ir son cem âat eklenm işdir; nam aza açıkdır. D ar ve m uzavva b ir arsaya yapılm ış B edestandır. M ârûf isim de m uhteşem çifte ham am dır; fa ’aldir. F ah red d in K erim Bey zam ânında y ık d ırılm ışdır, A ksaray’da idi. Eski d u v arları üstüne yeni baştan y apılm ışdır. Mev’cud değildir. K iliseden bozma idi, b ir infilâkda h a râb oldu; yeniden yapıldı; şim di yok dur. B alât civârında idi. D evrine has b ir taşdır. H aseki’dedir; yeni baştan yapılm ış basit ve çatılı binâ. Nam aza açıkdır. R üstem Paşa Câm ii yerinde ik en Yeni Bağçe’ye nakledilm iş, o da F ahreddin Bey zam ânında yıkd ın lm ışd ır. İstan b u l’da kiliseden bozma olanlardan sonra yapılan ilk m esciddir; nam aza açıkdır. B asit b ir taşdır. Câm idedir. B alat’daki basit çatılı binâ; esaslı tâm ir görm üşdür. U n K apam ’ndadır; yeniden yapılm ış fev k ânî mescid; nam aza açıkdır. M evcûd değildir. C âm iin arsası önündedir. M evcûd değildir; E dirne K apısı’nda idi. M evcûd değildir; C errah Paşa H astah â nesi ark asında idi. M evcûd değildir. K a n ta rc ılar’dadır; cum ba m inâreli, nev’i şahsına m ünhasır, fevkânî mescid;' nam aza açıkdır. U lu b ir ağaç altında, b asit kab ir; Sofula r ’ın altındadır. H arâbe hâlindedir; îm âlâthâne olarak kullanılıyor. H as K öy’dedir; yeni baştan yapılm ışdır; yalnız m ihrab du v arı eskidir; n am a za açıkdır. M evcûd değildir; Ş ehrem ini’de idi. F âtih S u ltan M ehm ed’in şehre g irer girmez, ilk nam azı kıldığı riv ây et olunan y e r de yapılm ışdı. 29 M ayıs 1975 günü, y e ni b aştan inşâ için tem eli atıldı. M evcûd değildir; C ibâlî’de idi. H arem ’in büyük kısm ı F âtih dev rin d en dir. Ç ayır Başı M escidinin bânîsi olup k a b ri k arşıda idi, şimdi yokdur.
III.C./409 - 410
IV.C./576 - 579 IV.C/599 - 600 III.C./410 III.C./406 III.C./410 III.C ./4 1 0 -4 1 1
IV.C./551 III.C./412 III.C./411 III.C./412
III.C./412 - 413
III.C./526 III.C./414 in .C ./4 1 4 III.C ./414 - 415 III.C ./415 m .C ./4 1 4 III.C./414 III.C ./4İ6 III.C./416 III.C./415 - 416
IV.C./758 III.C./408 III.C./416 - 417
III.C./417 - 418
ITT.C./417 IV.C./732 - 736 TII.C./326
Hasan Samsûni Kabri Has Alur ve İm rahor Odası Has Fırın Hasırcılar Ocağı Hızır Bey Çelebi Kabri Hızır Çavuş Kabri Hindiler Tekyesi Mescidi Hoca Ferhad Kabri Hoca Ferhad Kabri Hoca Ferhad Mescidi Hoca Hamza Mektebi Hoca Hamza Mescidi
Hoca Hoca Hoca Hoca Hoca Hoca Hoca Hoca Hoca Hoca Hoca
H ayrüddin Ham H ayrüddin Kabri Hayrüddin tm âreti H ayrüddin Medresesi H ayrüddin Mektebi H ayrüddin Mescidi İshak B uhâri-i Hindi Kabri Pir! Çarşısı P îrî Mektebi Büstem Mescidi P iri Mescidi
Hoca Teberrük Mescidi Hoca Üveys Mescidi
Hoca Üveys Mescidi Horoz Dede Kabri Hoşkadem Mescidi
Höcreler Hubyâr Mescidi Hubyâr Mescidi (Cerrah Paşa’da) İbni Meddas Kabri tbni Meddas Mescidi
İç Hazine İmam Ali Efendi Kabri İshak Paşa Câmii
İshak P aşa H am am ı
Şim di y okdur; E yüb’de idi. T am irler görm üşdür. Esas binâsı m ev cuddur. Şim diki binâsı yenidir. Şim di yokdur. İstanbul F e tih C em iyeti’n in ıs r â n ile k aybolm akdan ku rtu lm u şd u r. S onradan yapılm ışdır. M evcud değildir: Ç ırçır’da idi. A şm alı M escid bânîsi, k ab ri de orada idi. Câmii ile b erâb er yok olm uşdur. Bk: A şm alı Mescid. M evcud değildir. Eski d u v arları d u rm a k ta ise de, çatı vesâiresi çok tâd îl görm üşdür; Fil Yok u şu ’n dadır. , Yalnız ak id en m âlûm dur. U zun ve kalın, güzel yazılı b ir taşdır. Şim di yokdur. Şim di yokdur. Şim di yokdur. F â tih ’de idi; şim di yokdur. Câmide idi; kaybolm uşdur. B âyezid’de idi. M evcud değildir. T ü rb e’de idi; yıkılm ışdır. K aba b ir şekilde yeniden yapılm ış, son senelerde de tâ m ir görm üşdür; n a m aza açıkdır. U nkapam ’nda idi, yıkılm ışdır. Hoca P aşa’dadır; yeni baştan yapılm ışdır, u ğ rak yerdedir; tem iz tu tu lu r; n am aza açıkdır. M evcud değildir. Un K apanı’n d an b u ray a nakledilm iş, b asit taşdır. P ek h arab b ir hâlde iken son sen eler de şöylece tâ m ir görm üşdür; B elediye’n in arkasındadır. M uhtelif y erlerde idi. B ir m escidden ziyâde tü rb ey e benzer bir şekilde tâ m ir edilm işdir; açıkdır. M evcud değildir. C âm iinin k arşısındadır. Eski binâsından m ühim kısım lar, d u v ar lar, m inâre kalm ışdır; m inâre kıble d u v arın ın orta yerindedir, fak at h ep si sıva ve b adanalarla tanınm az h â l dedir. P ek az değişiklikle m evcuddur. B âb-ı Alî avlusunda, câm i yakınındadır. K ubbeli, basit câm idir; son senelerde tâ m ir edilm iş, fak at revakı eksik b ıra kılm ışdır; açıkdır. B üyük b ir tek ham am dır; m etru k ve h a râbdır, îm âlâthâne olarak ku llan ıl m aktadır.
IV.C./759 IV.C./709 - 712 IV.C./701 IV.C./701 III.C./517 IV.C./759 III.C./418 III.C./316 III.C./418 III.C./418 III.C./419 III.C./419
IV.C./579 III.C./512 III.C./512 III.C./512 III.C./512 III.C./420 III.C./418 IV.C./551 III.C./420 III.C./420 III.C./420
III.C./421 III.C./421 - 422
III.C./423 III.C./536 III.C./423
IV.C./556 III.C./423 III.C./423 III.C./425 III.C./424
III.C./476 III.C./425 - 426
III.C./426 - 427
225
ishak Paşa Hamamı İshak Paşa Mektebi tsâ Kapısı Mescidi İskender Ağa Kabri İstanbul Sur Tâm îrâtı Kadiasker Hamamı Kadiasker Hamamı Çarşısı Kalenderhâne Câmii
Kalenderhâne İm âreti Kalenderhâne Medresesi Kangılı Mescidi Kapdan Paşa Divânhânesi Karaca Ahmed Türbesi K ara Kâdi Mescidi Karam an Hamamı Karaköy Mescidi Kasab Demirhan Kabri Kasab Demirhan Mektebi Kasab Demirhan Mescidi Kasab llyas Kabri Kasab llyas Mescidi Kasım Ağa Kabri Kasım Ağa Mescidi
Kasım Çavuş Kabri jcasım Çavuş Mescidi
Kâtib M uslihuddin Câmii Kâtib M uslihuddin Kabri Kazancı Mescidi Kazancı Sâdî Mescidi
Kazancı Sâdî Kabri Kemâl Paşa Kabri Kemâl Paşa Mescidi
Kemâlüddin Efendi Kabri Keskin Dede Kabri Keyci H âtûn Kabri Keyci H âtûn Mescidi
226
Rum eli H isarı içinde idi. Şim di yokdur. H arâbe hâlindedir. Sonradan yapılm ışdır. M uhtelif y erlerd ed ir; fakat tefrik i kâbil değildir. K um K apı’da idi. K um K apısı’nda bulunuyordu. K iliseden bozm adır; içinde nam az k ılı nır. 1938 de yıldırım dan yıkılan m i nâresi, bu Bizans eserini bozar en d î şesiyle olacak, ihyâ edilm em işdir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. Şim di yokdur. A hşab çatılı basit b ir binâdır. XIX. A sırda yeni baştan yapılm ışdır, açıkdır. Y ıkılm ışdır. M evcûd değildir; kiliseden bozma idi. Câmi avlusunda basit b ir taşdır. Y ıkılm ışdır. S u ltan H am îd zam ânında yeni baştan yapılm ışdır; nam az kılınm aktadır. C âm iin şark tara fın d a yeni b ir taşdır. Zelzelede yıkılm ış. S u ltan H am îd zam a n ında yapılm ışdır; ibâdete açıkdır. K aybolm uşdur. Kilise bozm ası idi; harâb e hâlinde idi; 1974 de tâm irin e başlandığı duyulm uşdur. Güzel yazıh b ir taşdır; sonradan yapılm ışdır. Epeyce değişiklik görm üş olm akla b e râ ber, eski hâlin d en kalm ış aksam v a r d ır; E y ü b ’dedir. Yeni baştan inşâ edilm işdir. D ırağm an yakınındadır. K aybolm uşdur; câmie yakın idi. K adırga yakınındadır; çok basit, yeni b ir binâdır. Y erle b ir olm uşken, son b ir kaç senede k ubbeli olarak m ükem m el b ir şekildr yapılm ışdır, F m d ık -zâd e’dedir. K aybolm uştur. M evcûd değildir. S u ltan H am îd zam ânında H aşan Fehm i Paşa ta rafın d an yepyeni yapılmış, m escid yanına da tü rb esi y erleşdirilm işdir. A kseki Câm iinin bânîsidir, k a b ri de o ra dadır. Taşı oldukça eskidir, N işanca’dadır. M evcûd değildir. Pek basit b ir şekilde yeniden yapılmışdır; H aseki’dedir.
IVC./601 III.C./426 III.C./425 IV.C./759 IV.C./624 - 625 IVC./601 IV.C./551 III.C./428
III.C./428 III.C./428 III.C./428 IV.C./625 IV.C./760 III.C./428 - 429 III.C./404 III.C./429 ni.C ./430 III.C./429 III.C./429 III.C./431 III.C./430 III.C./431 III.C./431
III.C./432 III.C./432
III.C./433 III.C./433 III.C./434 III.C./434 ve IV.C./900 III.C./434 III.C./434 III.C./434
III.C ./3r4 IV.C./759 III.C./435 III.C./435
K ırk Çeşme Suları Kız Ahmed Efendi Kabri Kız Ahmed Efendi Mescidi Kız Taşı Mescidi Kızıl Minâre Mescidi
Kirm asti Medresesi Kirmasti Mektebi Kirmasti Mescidi Kireç İskelesi Mescidi Koltuk K apılan Kovacı Dede Kabri
Kovacı Dede Medresesi Kovacı Dede Mescidi Kubbe Altı Kule Hamamı Kum rulu Mescid Kuz Bekçileri Ocağı Küçük Hacı Mescidi
Küçük Hamam Küçük Han Kürkçü Hanı Kürkçü Hanı Mescidi
Lonca Çarşısı Mahmud Paşa Câmii Mahmud Paşa Çeşmesi
Mahmud Paşa Çifte Hamamı
Mahmud Paşa Dükkânları Mahmud Mahmud Mahmud Mahmud Mahmud Mahmud Mahmud
Paşa Paşa Paşa Paşa Paşa Paşa Paşa
tm âreti Medresesi Mektebi Meydan Çeşmesi Suyu Sarayı Türbesi
Mahzenler ManisalI Mehmed Paşa Ham
B üyük B end’d en gelen sulardır. M evcud değildir. M evcud değildir. M evcud değildir. Son senelerde tâ m ir edilip b ir ev kılığı na sokuldu; m inâre sırlı kırm ızı tu ğ la olduğundan m escid bu ism i alm ışdır; H o rh o r’dadır. M evcud değildir. M evcud değildir. H arâbe hâlinde kubbeli binâ. F âtih K a radeniz Caddesi’ndedir. M evcud değildir. M evcuddur. Açık san d u k anın d ö rt köşesinde dört m erm er d irek olan b ir k abirdir. Yazı taşı 500. F etih senesinde F etih Cem i y eti ta ra fın d a n konm uşdur. Şim di yokdur; Ç arşam ba’da idi. Şim di yokdur; Ç arşam ba’da idi. F âtih devrin d eki K ubbe A ltı’nd an eser yokdur. Yeni K ule’de idi. F â tih N ışancası’ndadır, yeni baştan y a pılm ış câm idir; S in an -i A tik yapısıdır. Şim di yokdur. S u ltan Azîz zam ânında Baş M uhâsip Ser ver A ğa ta rafın d a n fevkânî ola ra k yenilenm işdir. Tek b ir ham am dır. M âcuncu’dadır. Yalnız akiden m âlûm dur. M ahm ud P aşa’n ın eseridir. B ursa’daki F idan H am ’yle eşdir; I. kısım da geçm işdir. D u varları m evcud ise de câmi olarak d e ğil, ticâreth ân e şeklinde kullam lm akdadır. M ahm ud P aşa’dadır. G alata’da idi. M ârûf b ü y ü k câmi. Çarşı içinde idi; 1894 zelzelesinden son ra S u ltan H am îd ta ra fın d an yenilen m işdir. B ugün yarısı yıkdırılm ış olm akla b e râ ber, zengin ve ihtişâm lı vasfını m uhâfaza eder. Sandal B edestanı’yle b erâb er m utâlaası lâzım dır; b ir kısm ı m evcuddur. M evcud değildir. Yalnız dershânesi kalm ışdır. M evcud değildir. M evcuddur; dört yüzlüdür. H alkalı’d an gelen sulardır. M evcud değildir. Taş içine k ak m a çinili, m üstesnâ b in âdır. M uhtelif yerlerde idi. M evcud değildir.
IV.C./613 - 615 III.C./436 III.C./436 III.C./437 III.C./436 - 437
III.C./437 III.C./437 III.C./437 - 438 III.C./437 IV.C.688 - 700 III.C./438
III.C./438 III.C./438 IV.C./714 IVC./601 III.C./439 IV.C./701 III.C./442
IV.C./601 - 602 IV.C./579 IV.C./580 - 589
III.C./443
IV.C./551 III.C./443 - 450 IV.C./615
IV.C./602 - 606
IV.C./552 III.C./450 III.C./450 III.C./450 IV.C./615 IV.C./615 IV.C./681 III.C./451 IV.C./556 IV.C./589
227
M anastır Mescidi
ManisalI Mehmed Paşa Kabri Manisab Mehmed Paşa Kervansarayı ManisalI Mehmed Paşa Mescidi
Topkapısı’nda, cadde üstündeki bir m a n astırın parçasıdır; nam az kılınm akdadır. Birisi sağlam, birisi k ırık iki güzel ta şdır. M evcûd değildir.
1918 de yanm ış, harâb e hâlinde d u ru r k en d u v arları yıkdırılm ış, yerine kes me taşd an yine çatılı olarak yapılm ışdır. F âtih A t P azarı’ndadır. M atbahlar P ek çok defâ yıkılm ış, yanm ış, ilâveler görm üşdür; m evcûd 10 gözden seki zi F âtih devrindendir. M evcûd değildir. Mehmed Bey Kabri O tak cılar’dan A yvansaray’a inen yokuş Mehmed Bey Mescidi ü stünde idi; şimdi yokdur. Y angınlar geçirmiş, zam an zam an tâ m irMercan Ağa Câmii 1er geçirm işdir, 1950 lerde yeniden tâ m ir edilm işdir; çatılıdır; M ercan’dadır. H anındadır. Mercan Ağa Kabri H an yeri m âlûm dur; fak at eski yapısı Mercan Ağa Ham sâhasına yeni bin âlar yapılm ışdır. M evcûd değildir. Mercan Ağa Mektebi B ir h arâbe hâlinde iken 1960 lard a m ü Mimâr Ağa Mescidi kem m el tâm ir edilm işdir, V efâ’dadır. S ökülüp atıldı. Mimâr Ayas Kabri Şim di yokdur, S arachâne Başı’nda, köşe Mimâr Ayas Mektebi de idi. F âtih Câmii m îm ârlarından olan A yaş’ın Mimâr Ayas Mescidi m escidi F ah red d in K erim Bey zam ânm da y ıkdınlm ışdır. Çok evvelden yok olm uşdur. Koska ciMimâr Kemâloğlu Mescidi v ârın d a olacakdır. M îm ârın hayâtını dört taş üstüne geçir Mimâr Sinan Kabri (Atik) miş, güzel k abirdir. M evcûd değildir. Mimâr Sinan Mektebi Şim di m evcûd değildir; yeri belli değil Mimâr Sinan Zâviyesi dir. Taşı yazısızdır. Mirzâ Baba Kabri Şim di yokdur. Sam atya’da idi. Mirzâ Baba Mescidi Câm iin m ihrâbı önündeki yazısız taş ol Molla Aşki Kabri m ası m uhtem eldir. Çok tâ d îl görm üş çatılı b ir câm idir; B a Molla Aşki Mescidi lat üstündedir, nam aza açıkdır. Molla Fenâri (Cağaloğlu) Mescidi Tam âm en yeniden yapılm ıştır. Molla Fenâri (Çenberli Taş) Mescid M evcûd değildir. MoUa Gûrâni (Çapa) Câmii Aslı kubbeli olan câmi pek yakın vakte k a d a r duruyordu; şimdi yoktur. Molla Gûrâni (Vefâ) D ârü’l-Hadisi Şim di yoktur. Şim di yoktur, câmi karşısında idi. Molla Gûrâni (Mercan) Hamamı Molla Gûrâni Hanı Bağçe K apısı’nda idi. Molla Gûrâni (Çapa) Kabri S onradan yapılm ış bir lâhiddir. M evcûd değildir. Molla Gûrâni (Çapa) Mektebi MoUa Gûrâni (Galata) Mektebi M evcut değildir. Molla Gûrânî (Vefâ) Mektebi M evcut değildir.
228
III.C./452
HI.C./453 III.C./452 III.C./452
IV.C.705/ - 709
HI.C./453 m .C ./4 5 3 in .C ./4 5 3 - 455
IV.C/590 IV.C./589 - 590 ni.C ./455 III.C./455 III.C./457 IH.C./455 III.C./455 - 456
IH.C./457 III.C./439 - 442 III.C./440 IV.C./547
m.C./458 III.C./458 in .C ./4 5 9
m.C./458 III.C./459 III.C./459 III.C./460 - 461 III.C./460 m .C ./4 6 2
IV.C/590 III.C./461 m .C ./461 III.C./461 III.C./460
Molla Gûrânî (Galata) Mescidi Molla Gûrâni (Mercan) Mescidi
Molla Gûrâni (Vefâ) Mescidi Molla Husrev (Vefâ) Çeşmesi Molla Husrev (Cibâli) Mescidi Molla Husrev (Sofular) Mescidi Molla Husrev (Vefâ) Mescidi Molla Kestel Kabri Molla Kestel Mescidi Molla Şeref Câmii Muhtesib İskender Kabri Mııhtesib İskender Mescidi Muhtesib Karagöz Mescidi M uhyiddin Kocavi Kabri Muhyiddin Kocavî Mescidi Mustafa Paşa Sarayı M urad Paşa Câmii M urad Paşa Hanı M urad Paşa Horhor H.'im;ıi)iı
M urad Paşa İm âreti M urad Paşa Medresesi Nakılbend Mescidi
NaUı Mescid
Neccar Ocakları N evbahar Mescidi Nişancı Hamamı Nişancı Mehmed Paşa Câmii Nişancı Mehmed Paşa Kabri Nişancı Mehmed Paşa Suyu Nişancı Mescidi Nûrî Dede Kabri Nûri Dede Mescidi Odun Kapısı Çarşısı Ok Meydanı Ok Meydam Mescidi
M evcut değildir. K ubbelidir, y ak ın vakte k ad a r b ir E rm en i’n in isticarında im âlâthâne idi, halk im âr etti, nam aza açıldı. K iliseden bozm adır; nam aza açıktır. İstan b u l’u n en eski çeşm esidir. Tam âm en bozulm uş, fevkânî olarak yapılm ıştır. Geniş, çatılı ve ahşâb d u v arlı b ir b inâdır. Çatılı, büyücek basit binâ. Şim di yoktur; câm iinde idi. Şim di yoktur. Lâleli Ç ukur Çeşmesi yak ınında idi. Şim di yoktur; H alıcılar’da S ultan Selîm M edresesi yakınında idi. Câmî hazîresindeki yazısız taş olsa gerek tir. XVIII. asırd a yanm ış, te k ra r yapılm ıştır; çatılıdır; nam aza açıktır. Şim di yolidur; Şehzâdebaşı civ ân n d a idi. Câm iinde idi. Şim di y oktur. Âşık Paşa civ ân n d a idi. M evcud değildir; K an tarcılar civ ân n d a idi. A ksaray’daki m ârû f k anatlı câm îdir. T ahta K ale’de idi. F ah red d in K erim Bey zam ânında lüzum suz y ere yıktırılm ış kıym etli çift h amam. M evcut değildir. 1930 da y ık tın irm ştır. H arâbe hâlinde iken 1960 larda tâm îr edilm iş, beton bir son cem âat ek len m iştir; nam aza açıktır. İç bünyesi ve d u v arla r olduğu gibi d u rduğu halde, hârice çirkin, kaba bir arab m aşlahı giydirilm iştir. V ilâyet kenarın d ad ır. Şim di yokdur. Şim di yoktur. Haseki yakınında idi. M ühim b ir çift ham am dır; epeyce h a rá bîye u ğram ıştır. Tam âm ı S u ltan H am îd devrinde yapıl mış, geniş binâ; nam aza açıktır. Zengin tâ rih le ri hâv î m üzeyyen ta şla r dan yapılm ıştır. Câm iine gelen su. M evcut değildir. Şim di yoktur. Şim di yoktur, Çapa ile Şehrem ini a ra sında idi. Yemiş civârını işgaal ediyordu. Fâtih devrinde y ap ılanlardan b ir şey kalm am ışdır. Şimdi yoktur, F âtih devrinde y apılan dan eser kalm am ıştır.
III.C./461 III.C./461 - 462
III.C./459 - 460 III.C./463 III.C./464 III.C./463 - 464 III.C./462 - 463 III.C./464 - 465 III.C./464 - 465 III.C./465 III.C./465 III.C./465 III.C./466 III.C./466 III.C./466 IV.C./681 III.C./466 - 473 IV.C/590 III.C./474 ' III.C./474 III.C./474 III.C./474 - 475
III.C./475 - 476
IV.C./701 III.C./476 III.C./477 - 478 III.C./476 - 477 III.C./478 - 480 IV.C./616 III.C./477 III.C./480 III.C./480 IV.C./551 IV.C./625 - 626 III.C./480
229
Oruç Gâzî Mescidi
Orta Kapı Otluk Kapısı Pirinççi Sinan Kabri Pirinççi Sinan Mescidi
P îr Mehmed Efendi Kabri
P îr Mehmed Efendi Mektebi Pul Darbhânesi Raht Hazînesi Rum Ali Mescidi Rumeli Hisarı Rum Mehmed Paşa Câmii
Rum Mehmed Paşa Hamamı Rum Mehmed Paşa (İstanbul) Hamamı Rum Mehmed Paşa İm âreti Rum Mehmed Paşa Medresesi Rûm Mehmed Paşa Suyu Rum Mehmed Paşa Türbesi Sahâbî Hâfir Türbesi
Saman Viran Kabri Saman Viran Kervansarayı Saman Viran Mescidi
Saman Viran (lkin:i) Mescidi Sancakdar H ayrüddin Kabri Sancakdar İbrâhim Kabri Sancakdar Mescidi Sandal Bedestanı Sarachâne Sarachâne Mescidi Sarı Bâyezid Kabri
230
Sebepsiz yere çatır çatır y ık tırılm ıştır (1956). K ânûnî K uleleri ve İç Sayvan ilâvedir. B üyük kısm ı m evcuddur. M ihrab önünde yeni b ir taştır. Y anık olarak duruyordu, 1959 lard a halk ta ra fın d an yapıldı, Yavuz Selîm cıvârındadır. Mescid ih â ta duvarı önündeki yazısız k a b rin bânî P îr M ehm ed E fendi’ye âid olması m üm kindir. Şim di yokdur; Kızıl M inâre Mescidi y a nında olması lâzım gelir. Şim di yokdur. B âyezid’de Sim keşhâne yak ın ın da idi. M evcuddur. S ultan H am îd devrinde baştan yapıl m ıştır, B eşiktaş’tadır. I. kısım da tafsîl edilm işdir. A lt kısm ı k an atlı b ir câm î plânında y a pılırken, b ü yük kem erler hizâsında bird en sapıtılıp, h er halde bânînin gönlüne uygun olarak kubbe m esnedlerinde, kubbe pencereleri tezy in âtın da, b ir bakım a B izansvârî şekillere kapılınm ıştır. H arâbesi vardır. Ufak b ir tek ham am olduğu anlaşılıyor. Un K apanı - E m in Önü arasında idi. H arâbesi vardır. M evcûd değildir. Ü sk ü d ar’daki câm iine gelen su. Kesme taş kubbeli b ir binâdır. S u ltan Mecîd zam ânı yapısıdır; tâm ir edilm iş, fakat üstü açık bırakılm ışdır, Eğri K apı dışındadır. Sonradan konm uş basit b ir taşdır. Şim di yokdur. Basit fak at pek ziyâde câlib-i dikkat, cum ba m inâreli b ir câm idir. Süley m âniye civârındadır, harâbe hâlinde iken 1973’de tâm irine başlanm ış, 1975 de bitirilm iştir. Yeni b aştan yapılm ış basit b ir m esciddir. M ercan Y okuşu’ndadır. Şim di yokdur. Sonradan yapılm ışdır. Ufacık b ir kilise bozm asıdır. Sam atya üstündedir. D ünyâ çapında şöhretli binâ. S arachâne başı’nda iken, yanm ış y ık ıîm ışdır. Saraçhâne İçi’nde idi, şimdi m evcûd d e ğildir. M evcûd değildir.
III.C./480 IV.C./701 - 704 IV.C.688 - 700 III.C./482 III.C./481
III.C./437
III.C./437 IV.C./548 IV.C./709 - 712 III.C./482 IV.C./626 - 661 III.C./482 - 489
III.C.489
III.C.489 III.C.489 IV.C./616 III.C./489 - 490 IV.C./758
III.C./491 III.C./490 - 491 III.C./490 - 491
III.C./492 III.C./492 IV.C./759 III.C./492 IV.C./557 - 576 IV.C./552 - 554 III.C./492 III.C./492
Çok tâd il görm üş, son senelerde -de m er m er m ihrablar, çinilerle özenti bir tu tu m d a tâ m îr edilm işdir. Süleym aniye civ ân n d ad ır. D efâlarla tâ m îr görm üş, genişletilm iş Sarı Demirci Mescidi fevkânî câmî. K a n tarcılar’dadır. Un K apanı yakınındadır. Sarı Demirci Mescidi Çarşısı Şim di yokdur. F â tih ’de idi. Sarı Gürz Mescidi Sarı Lûtfi Mescidi K asım paşa sırtların d a idi. F ın d ık -zâd e’de idi. Sarı Mûsâ Kabri F ın d ık -zâd e’de idi. Sarı Mûsâ Mescidi Yalnız hazîresi m evcuddur. Ak Deniz Sarı Nasûh Mescidi Caddesi ü stünde idi. Selıban Başı İbrâhim Ağa Kabir Taşı M evcud değildir. Sekban Başı İbrâhim Ağa Mescidi T ü rk -Islâm E serleri M üzesi’ndedir. Sekban Babı İbrâhim Ağa Mescidi Şim di yokdur. K ovacılar’da idi. Sekban Başı Kasım Ağa Suyu B ayram P aşa’da çıkıp D âvûd Paşa sem tine akar. Sekban Başı Yakub Ağa Mescidi H arîm i zâten sonradan yapılm ış idi. M inâre ise 1969 da inşâ edilm işdir Pek basit b ir câm î’dir. K oska’dadır. Selçuk Hâtûn Mescidi Yanmış, ahşâb yaptırılm ışdı; Fahreddin K erim Bey zam ânında y ıkdınldı, y e rine kubbeli b ir binâ dikildi. Şengü! H am am ı c iv â n n d a idi. Servi Mescidi Şim di yokdur. N ûr-i Osm ânî civânnda idi. Servili Baba Kabri M evcud değildir. Seyyid Haşan Kabri Can K u rta ra n Mescidi bânîsi; kabri m escid k arşısında imiş, şimdi yokdur. Sırt Hamamı Basit b ir tek ham am dır. Silâhhâne Çarşısı C ibâlî’de idi. Simkeşhâne Mescidi Sim keşhâne ile b erâb er idâm edilm işdir (1957). Sim Sakalar Ocağı Şim di yokdur. Sinan Çelebi Mektebi M evcud değildir. Sinan Çelebi Mescidi Şim di yokdur. E yüb’de idi. Sinan Paşa Çifte Hamamı B ir ta ra fı k ullam lm akdadır, dîğer kısmı îm âlâthânedir. Sinanüddin Yusuf Paşa Zâviyesi M evcud değildir. Softa Sinan Kabri Şim di yokdur. Softa Sinan Mescidi Sim di yokdur. H alıcı)ar’da idi. Sofular (Eyüb) Mescidi Eski d u v arları duruyorsa da, dîğer k ı sım lar çok tâd îl görm üşdür. Sofular (Top Kapısı) Mescidi Şim di yokdur; yeri m âlûm değildir. Soğuk Çeşme Kapısı B üyük kısm ı m evcuddur. Sultan Pazarı Çarşısı F âtih Câmii M edreseleri yakınında idi. Süleyman Bey Kabri M evcud değildir. S ûr-i Sultânı En b ü yük kısm ı m evcud ve m âm ûrdur. Şâtır Başı Kabri K aybolm uşdur. Şehremini Câmii H arâb olmuş, yapılm ış, m âm ûr bir h â l de iken F ah red d in K erim Bey d e v rin de yıkdırılm ışdır. Şehsuvâr Mescidi S onradan yapılm ış fevkaanî mescid. Ş«ng;ül Hamamı M ahm ud P aşa’nın konağının ham am ıdır. Şeref Ağa Mescidi Sim di yokdur. Şeyh Dâvûd Hanı Uzun Çarşı’da idi.
Sarı Bâyezid Mescidi
III.C./492
III.C./.493 IV.C./554 III.C./.493 III.C./494 III.C./494 III.C./494 III.C./495 III.C./495 III.C./496
III.C./495 IV.C./616 iri.C ./43'i
III.C./-106 - 497
III.C./497 III.C./497 III.C./325
IV.C./552 III.C./497 IV.C./701 ni.C./497 IV.C./607 III.C./497 - 498 III.C./499 III.C./499 Iir.C./498 - 499 III.C./498 IV.C.688 - 700 IV.C./554 IIIC./434 IV.C.688 - 700 III.C./513 III.C./500 m .C ./500 IV.C./608 - 609 III.C./500 IV.C/590
231
Şeyh Dâvud Mescidi Şeyh Dâvud Türbesi Şeyh Mehmed Geylânî Mescidi Şeyh Mehmed Geylânî Türbesi Şeyh Mahmud Resmî Mescidi Şeyh Mahmud Resmî Türbesi Şeyh Süleyman Mescidi Şeyh Vefâ CâmU Şeyh Vefâ Hamamı Şeyh Vefâ İm âreti Şeyh Vefâ Türbesi Tahta Kadı Mehmed Efendi K abri Tahta Kadı Mescidi Tahta Kale Çifte Hamamı Tahta Kale Mescidi T ahta Minâre Mescidi Tarassud Kulesi Tarsus Mescidi Tekneciler Mescidi Telli Dede Kabri Tokad Kasrı Toklu Dede Mescidi ve Kabri Top Dökümhânesi Tophâne Kapısı Hamamı Topçular Kışlası Top Kapı Fâtih Çeşmeleri T«runçiu Suyu Tuzcu Baba Türbesi Un Kapanı Çarşısı Uzun Şücâ Kabri Uzun Şücâ Mescidi Uzun Uzun Uzun Uzun Uzun
Şücâ (İkinci) Mescidi Şücâ (Üçüncü) Mescidi Yûsuf Birâderi Kabri Yûsuf Kabri Yusuf Mescidi
Üç M ihrabh Câmi
Ülice Baba Kabri Ülice Baba Mescidi Üskübiye Mescidi
Ü sküblü Mescidi
232
Şim di yokdur. Şim di yokdur. S u ltan M ahm ud devrinde fevkânî ola ra k ih y â edilm işdir. Câm iin altındadır. Şim di yokdur. Şim di yokdur. B ir kilise parçasıdır. M eşrûtiyet’e k a d ar duruyordu; yıkdırıldı. Y ıkdınlm ışdır. Ç atılı basit binâ. Câm iindedir. S u ltan H am îd devrinde yeniden yapılm ışdır. Buzhâne olarak ku llan ılan m uhteşem ham am dır. Şim di yokdur. Yeni b aşdan yapılm ışdır. H ekim Başı Odası yapılm ışdır. D öküntü d u v arları görülm ektedir. Şim di yokdur. Ç akır Ağa Câm iinde idi; o da k ald ırılm ışdır. T esislerden bir eser yokdur; şim di fidanlıkdır. B ir kilise köcresinden yapılm ışdır; h a râbe hâlindedir. Şim diki binâ I. S ultan M ahm ud’a âiddir. 1973 de y ık dırılm akda idi; te k b ir h a m am dır. (1975 de yerine h an yapıldı'' M evcûd değildir. Y erleri m âlûm dur, tesisleri harab ol m uşdur. F âtih S u ltan M ehmed, H alkalı c iv â n n dan getirm işdir. Bu câm î yanındadır. İsm ini verdiği yeri işgaal ediyordu. Güzel yazılı yeni b ir taşdır. S ultan Azîz zam âm nda yeni başdan y a pılm ış, A rab çeşnisi verilm işdir. Şim di yokdur. Şim di yokdur. K aybolm uşdur. K aybolm uşdur. A kşab d u varlı iken ahâli ta rafın d a n yeni b aşdan yapılm ışdır. D aha zam ânında ilâvelerle üç m ihrabh hâle getirilm iş; b iri kubbeli, çatılı iki kısım dır. B asit b ir taşdır. H alk ta rafın d a n yeni başdan yapılm ışdır. D uv arları m evcûd olduğu hâlde ta n ın maz b ir hâle sokulm uşdur. Yere B ata n ’dadır. G eniş ve çatılı b ir m esciddir, Cibâli’dedir.
III.C./500 m .C ./5 0 0
m .c ./5 0 i n ı .c ./ 5 0 i n ı.c ./5 0 0 n ı.c ./5 0 0 III.C./501 III.C./502 - 506 IH.C./505 - 506 III.C./505 - 506 III.C./506 m .C ./5 0 7
III.C./506 IV .C ./609 - 610
III.C./507 m .C ./507 IV.C.727/728 m .C ./5 0 7 III.C./508 ra .C ./3 2 6
IV.C./681 in .C ./5 0 8 IV .C ./662 IV.C./609
IV.C./662 IV.C./616 IV.C./616 HI.C./482 IV.C./554 m .C ./5 0 9 n i.C ,/5 0 8 - 509 HI.C./509 n i.C ./5 0 9 m .c ./ 5 i o m .c ./ 5 i o m .C ./5 1 0 - 512
III.C ./5İ3 III.C./513 m .C ./513 - 514
III.C./514
Üsküdar B at Pazarı Üsküdar Hamamı Üsküdar’da Kervansaray Üsküdar Medresesi Voynuk Şücâ Kabri Voynuk Şücâüddin Mektebi Voynuk Şücâüddin Mescidi
Yâkub Ağa Kabri Yâkub Ağa Zâviyesi Yâr Hisar Mescidi
Yâr Hisar Zâviyesi Yatağan Dede K abri Yatağan Mescidi
Yavaşça Şâhin Mescidi
Yâ Vedûd Mescidi
Yâ Vedûd Türbesi Yavuz Er Sinan Kabri Yavuz Er Sinan Mescidi Yedi Kule Yedi Kule CâmU Yemiş Kapanı Çarşısı Yemiş Kapanı Hanı Yeni Han Mescidi Yeni Saray Çarşısı Yıldız Hamamı Yüzerioğlu Mescidi Zarbhâne Mescidi (İkinci)
Zenburcu Mescidi Zeynî Mehmed Efendi Medresesi Zeyrek Câmii Zeyrek Medresesi
1956 da lüzûm suz yere yıkdırılm ışdır. Yalnız k ay d en m âlû m d u r Yalnız k ay den m âlûm dur. Y eri dahî m âlûm değildir. M evcud değildir. M evcud değildir. B ir çok ısrâra rağm en F ah reddin K erim Bey zam ânında yıkdırılm ıştır. H azîresinde K adı H ızır Bey Çelebi y a t m ak ta idi. 1956 da F ah red d in K erim Bey zam ânında yıkdırılm ışdır. 1956 da F a h red d in K erim Bey zam ânında yıkdırılm ışdır. Y ûsuf Paşa’da idi. Yanmış, p erişan hâlde iken halk ta ra fın d an tâ m îr edilm işdir; kubbelidir. M üftü H am am ı’ndadır. M evcud değildir. B asit b ir taşdır. D uvarlarını, ahşâb son cem âat yeriyle b erâb er tezyînâtını ve teferrü âtın ı m uhâfaza eden, F âtih devrinden tek ahşab câmî. P ek h arâb iken 1951 de tâ m îr ve ihyâ edilm iş kubbeli câmî. U zun Ç arşı’d adır. S u ltan M ahm ud devrinde fevkânî olarak yeni başdan yapılm ışdır. A yvansara y ’dadır. O da aynı devirdendir. Yeni b ir taşdır, m ihrab önündedir. Son senelerde tâm îr edilm iş kubbeli câ mî. U n K apam ’ndadır. M âlûm ve m eşhur hisar. H isar îçi’ndedir; sâde m inâre ayakdadır. M âlûm m ahâlde, sur hârici çarşı idi. Sim di yokdur. Simdi yokdur. Bâyezid civârı sâhasında idi. U fak b ir te k ham am dır. Bağçe K apısı’n dadır. Şim di yokdur. Cibâli civ ân n d a olacakdır. Sim keşhâne ism iyle yukarıda yazılan m escidden b aşkadır ve aynı yerde eski F â tih darbhânesi içindedir. M evcud değildir. M evcud değildir. K iliseden bozulup, çeki düzen verilm iş, aydınlatılm ışdır. H arâbesi m evcuddur.
IV.C./554 - 555 IV.C./611 IV.C/590 IV.C./546 III.C./517 III.C./516 III.C./515 - 516
IV.C./548 IV.C./548 III.C./517 - 518
III.C./518 III.C./528 III.C./519 - 521
III.C./531 - 532
III.C./532 - 534
III.C./534 III.C./536 III.C./534 - 536 IV.C./662-677 III.C./536 IV.C./555 IV.C/590 III.C./536 IV.C./555 IV.C./611 III.C./536 III.C./536 - 537
III.C./537 III.C./455 IILC./537 III.C./537
233
İŞTİB HÜDÂVENDÎGÂR DEVRÎ Fethiye Câmii Hüdâvendigâr Medresesi
Şim diki hâli hakkm da m âlûm ât edinile medi. Şim diki hâli hakkm da m âlûm ât edinile medi.
I.C./308-309 I.C./309
FÂTÎH DEVRÎ Fâtih Câmii
M evcûd değildir.
IV.C./767
İVRANİYE YILDIRIM DEVRÎ Pirangi İsâ Bey Türbe ve Zâviyesi Gâzî Evrenos B ey’in babası îsâ B ey’in
I.C./506
Türbesi, Niş civârm daki bu k asab a da idi; şim di yokdur.
İZMİR FÂTÎH DEVRÎ Kale
•
Şim di m evcûd değildir.
IV.C./767
İZMİT ORHAN GÂZÎ DEVRÎ Akça Koca Câmii Orhan Gâzi Câmii Süleyman Paşa Hamamı Süleyman Paşa Medresesi
M evcuddur, bâzı ilâve ve tâ d ille r gör m üşdür. B üyük ebâdda bir çatılı câm idir. H arâbe hâlindedir. Mevcûd değildir.
I.C.154-155 I.C./155-158 I.C./158-159 I.C./158
FÂTÎH DEVRÎ Dâvûd Paşa Hamamı
•
M evcûd değildir.
IV.C./767
İZNİK ORHAN GÂZÎ DEVRÎ Ayasofya Câmii Ece Yâkub-zâde Câmii Hacı Hamza Câmii Hacı Hamza Künbedi Hacı Özbek Câmii Kırgızlar Türbesi Orhan Gâzi Hamamı Orhan Orhan Orhan Orhan
234
Gâzî Gâzi Gâzî Gâzi
İm âreti Mektebi Medresesi Mescidi
K iliseden bozm adır; h arab bir haldedir M evcûd değildir. M evcûd değildir. Sâdece kitâbesi kalm ıştır. Tek kubbeli ilk Osm anlı câm ilerindendir. Bakım sız b ir hâldedir; fakat tekm il b ü n yesi bellidir. D u v arların 2-3 m. lik kısm ı m evcûd bir harâbedir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. H arâbe hâlinde olup, yalnız d u v a rla rın d an b ir m etre kad arı kalm ıştır.
I.C./160 I.C./161 I.C./162-163 I.C./179 I.C./163-167 I.C./179 I.C./179-182 I.C./179 I.C./179 I.C./172 I.C./167-171
Süleyman Paşa Medresesi Süleyman Paşa Mektebi Süleyman Paşa Mescidi
İlk O sm anh M edreselerindendir. M evcûd değildir. M evcûd değildir.
I.C./172-179 I.C./179 I.C./172
İki kubbeli b ir binâ olup, Ç andarlı âile sinin efrâdı içinde yatm aktadır. M evcûd değildir. M evcûd değildir. K ubbe ve tonozlarla kaplı, b ir im âretin b ü tü n u n su rların ı hâvî binâdır. K ubbe ve tonozlarla kaplı olup, güzel b ir im âret örneğidir. M uhteşem , m ârû f câmi.
I.C./332-336
HÜDÂVENDİGÂR DEVRÎ Halil H ayrüddin Paşa Türbesi Hayrüddin Paşa İm âreti H ayrüddin Paşa Medresesi Nilüfer H âtûn lm âr«ti Yâkub Çelebi Câmi ve Türbesi Yeşil Câmî
I.C./320 I.C./319-320 I.C./320-328 I.C./328-332 I.C./309-319
II. MURAD DEVRÎ Halil Paşa Mescidi Halil Paşa Türbesi İbrâhim Paşa İm âreti İbrâhim Paşa Türbesi
llyas Paşa İm âreti Mahmud Çelebi Câmii Mahmud Çelebi İm âreti
M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. Ç an d arlılar’m k a b irle rin i hâvî. Y unanlı la r ta ra fın d a n ta h rîb edilip dört d u v a r kalm ış, çatılı tü rbedir. M evcûd değildir. Revâkı husûsiyet gösteren tek kubbeli câmi. M evcûd değildir.
II.C./508 II.C./508 II.C./508 II.C./508
II.C./508 II.C./504-508 II.C./504-508
FÂTÎH DEVRÎ Eşrefoğlu Câmii
Eşrefoğlu Kabri Halili Kabri Halili Zâviyesi
Y unanlılar ta rafın d a n yakılm ış, yıkılrmş, yalnız m inâresi kalm ışdı. Binâ basit şekilde yapıldı. Câmi yanındadır. M evcûd değildir. M evcûd değildir.
IV.C./767-768
IV.C./767-768 IV.C./769 IV.C./769
İZVORNİK FÂTÎH DEVRÎ Fâtih Câmii Fâtih Câmii
•
K alede olan bu câmi şim di yokdur. Aşağı şe h ir’de olan bu câmi m âm ûr ve bakım lıdır.
IV.C./769 IV.C./769
M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir.
IV.C./769 IV.C./769 IV.C./769
KALKANDELEN FÂTÎH DEVRÎ Kebir Mehmed Bey Mescidi Kebîr Mehmed Bey Zâviyesi İsâ Bey Hamamı
•
KANDIRA ORHAN GÂZÎ DEVRÎ Akça Koca Câmii
Çandı çatm a iken, basit yenilenm iştir.
ahşab
olarak
I.C./130
235
Akça Koca Türbesi Orhan Gâzî Câmii
•
E trâfı ta h ta parm ak h k h , çatıh, basit bir tü rb ed ir. A hşab çandı çatm a iken, yıkılarak y e ri ne k ârg ir b ir binâ yapılm ışdır.
I.C./130
M evcud değildir.
I.C./184-185
Çatılı, oldukça geniş b ir câm idir; esâsı bozulm uş, epeyce tâdil görm üşdür.
I.C./336-337
M evcud değildir. M evcud değildir.
I.C./506 I.C./506
r.C ./1 3 0
KARACA BEY ORHAN GÂZÎ DEVRİ Mihaliç Bey Zâviyesi
HÜDÂVENDÎGÂR DEVRİ Ulu Câmî
YILDIRIM DEVRİ Yıldırım Câmii Yıldırım Hamamı
FÂTİH DEVRİ Bülbül H âtûn Türbesi tsâ B«y Câmii îsâ Bey Zâviyesi Karaca Ahmed Tekyesi Karaca Bey Câmii Karaca Bey Kabri Karaca Bey İm âreti Saruca Paşa Câmii
B asit ve kubbeli b ir tü rb ed ir. M evcud değildir, Y unanlılar yakm ışdır. M evcud değildir, Y unanlılar yakm ışdır. M evcud değildir. lîa ra b b ir hâldedir, tam irin e başlanm ışdır, (1973). G üzel b ir k abirdir. M evcud değildir. M evcud değildir.
IV.C./777 IV.C./770 IV.C./770 IV.C./778 IV.C./770-776 IV.C./776 IV.C./776 IV.C./778
KARA BELEN ORHAN GÂZÎ DEVRİ Doğlu Baba Zâviyesi
•
Yalnız taşı belli b ir lâhiddir.
I . e . / 184
İlk O sm anlı h u tbesinin okunduğu câmi. S u ltan H am îd ta ra fın d a n yenilenm iş şekliyle m evcuddur.
I.C ./ 13
KARACA HİSAR OSMAN GÂZİ DEVRİ Câmi
•
KARAFERYE ÇELEBİ DEVRİ Hüdâvendigrâr Câmii Mûsâ Çelebi Câmii
M evcud değildir. M evcud değildir.
II.C./181 II.C./181
B ulgurlar ta rafın d a n kapatılm ış, depo olarak kullanılan te k kubbeli câmi.
II.C./511-512
KARLOVA II. MURAD DEVRİ Ali Bey Câmii
236
•
KAVAK (Seyyidi Kavağı — Gelibolu) ORHAN GAZÎ DEVRI Süleyman Paşa Câmii
M inâre kâidesi eski, gövdesi yeni câm i dir. H arem tam âm en yenidir.
I.C./185
FATİH DEVRİ Derviş Bâyezid Hamamı Derviş Bâyezid Zâviyesi
•
M evcud değildir. M evcud değildir.
IV.C./851 IV.C./851
Tam âm ı yeni başdan yapılm ış, son sene lerde tâ m îr görm üşdür.
II.C./512
K ale içinde te k kubbeli b ir câm idir. B ir kısım k ule ve d u v arla r F âtih dev rin de ihyâ edilm işdir.
IV.C./778-782 IV.C./778-782
KAVAK (Samsun) II. MURAD DEVRİ Yörgüç Paşa Câmii
•
KAYSERİ FA t IH DEVRİ Fâtih Câmii Kale
•
KAYMAKLI (Kaymakçı) ORHAN GAZİ DEVRİ Orhan Gâzi Câmii
•
M evcud değildir; aslı çandı tertib in d e idi.
I.C./132
M evcud değildir, aslı çandı tertib in d e idi.
I.C./132
KAYMAS ORHAN GAZİ DEVRİ Orhan Gâzi Câmii
•
KAYAPA KÖYÜ II. MURAD DEVRİ Kuş Doğan Mescidi
•
M evcud değildir.
II.C./512
KELEŞ HÜDAVENDİGAR DEVRİ Beylik Han Hamam Hüdâvendigâr Câmii
•
M evcud değildir. İki h alv etli ufak b ir ham am dır. Çok tâdile uğram ış, çatılı b ir câm idir.
I.C./342 I.C./342-343 I.C./342
Tek kubbeli câm ilerin ilk güzel ö rnek lerindendir. Üç halvetli basit b ir ham am dır.
LC./337-340
KEMÂLLİ KÖYÜ HÜDAVENDİGAR DEVRİ Asılhan Bey Câmii Asılhan Bey Hamamı
I.C./340-341
237
Asılhan Bey Kabri
•
M erm er sandukalı, iki dikm eli b ir k a b irdir.
I.C./342
KEMAL PAŞA (Nif) FATİH DEVRÎ Hamza Bey Hamamı Hamza Bey Medresesi
•
M evcûd değildir. M evcûd değildir.
IV.C./782 IV.C./782
M evcûd değildir.
ILC./181
KESRİYE ÇELEBÎ DEVRÎ Gâzî Evrenos Bey Câmii
•
KEŞAN FÂTÎH DEVRÎ Hersekoğlu Câmii Hersekoğlu Hamamı Hersekoğlu Mektebi Hersekoğlu Meydan Şadırvanı
G üzel ve endam lı, tek kubbeli câmi; m in âre yenidir. C âm iin sağında te k ham am dır. M evcûd değildir. Câmi avlusu önündedir.
IV.C./782-784
M evcûd değildir. Mevcûd değildir. H arâb b ir hâlde te k kubbeli ufak câmi. Y ıkdırılm ış, ta ş la n yolda kullanılm ışdır, M evcûd değildir.
IV.C./788 IV.C./788 IV.C./785-788 IV.C./788 IV.C./788
IV.C./785 IV.C./782-784 IV.C./785
KIRK KAVAK Turhan Turhan Turhan T urhan Turhan
•
Bey Bey Bey Bey Bey
Hamamı Medresesi Mescidi Türbesi Zâviyesi
KIRŞEHİR HÜDÂVENDÎGÂR DEVRÎ Meydan Evi
•
Yalnız kitâbesi ile m âlûm dur.
I.C./343
KIZANLIK IL MURAD DEVRÎ İskender bin Ali Bey Câmii İskender bin Ali Bey Medresesi Um ur Bey Câmii Um ur Bey Hamamı Um ur Bey Kervansarayı Umur Bey Medresesi
Tâdîl görm üş çatılı câmi. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir.
II.C./513-514 II.C./513-514 II.C./514 II.C./514 II.C./514 II.C./514
M evcûd değildir.
n.C ./512
KİLİSELİK II. MURAD DEVRÎ Şihâbüddin Paşa Mescidi
238
•
KİLİDÜ'L-BAHR FATİH DEVRİ Kilîdü’l-B ahr Kalesi
•
I. kısım da zikredilm işdir. B üyük b ir mah âretle yapılm ışdır.
IV.C./790-804
KONUŞ ÇELEBİ DEVRİ Minnetoğlu Mehmed Bey Câmii ve Türbesi
•
M evcud değildir.
KONYA FATÎH DEVRİ Mevlânâ Türbesi Kale
•
B inâm n b ir kısm ım n F âtih devrinden olduğu anlaşılıyor. M evcud kaleye F âtih S ultan M ehm ed’in ilâveleri.
IV.C./804 IV.C./804
KOSOVA II. MURAD DEVRİ Kuloğlu Mescidi
•
M evcud değildir.
II.C./514
KOYUL HİSAR FÂTİH DEVRİ Fâtih Câmii
•
Ç atılı b ir câm idir.
IV.C./805
M evcud değildir.
IV.C./805
M evcud değildir. M uhteşem köprü.
IV.C./806 IV.C./806-807
KÖPRÜLÜ FÂTİH DEVRİ Köprü
•
KÖSTENDİL FÂTİH DEVRİ Haraççı Mehmed Medresesi İshak Paşa Köprüsü
•
KUYUMCULU ORHAN GÂZÎ DEVRİ Orhan Gâzî Câmii
m
Yeni yapılm ışdır; aslı çandı tertibindedir.
I.C./132
Yeni yapılm ışdır; aslı çandı tertibindedir.
I.C./132
KÜÇÜK KAYNARCA ORHAN GÂZÎ DEVRİ Şeyh Muslihüddin Câmii
239
#
KÜÇÜK ÇEKMECE FÂTİH DEVRÎ F âtih CâmU
•
B inânın tam âm ı yeni yapıdır.
IV.C./808
KÜRE (Kastamoni) FÂTİH DEVRÎ Ulu Câmî (Hoca Şemsüddin Câmii) B ir m ihverde 3 kubbeli husûsiyeti hâiz
IV.C./808-813
câm idir.
•
KÜRE-İ KEBİR ORHAN GÂZÎ DEVRÎ Dursun Fakih Türbesi Orhan Gâzi Câmii
•
B ir tep enin doruğunda çatılı binâ. Yeni ve basit b ir çatılı binâdır.
I.C./186 I.C./186
M evcûd değildir.
I.C./186
B ir ta k ım ilâveler görm üş olm akla b e râ b e r aslından ehem m iyetli kısım ları h âv id ir; nam aza açıkdır. Son senelere k a d a r ay ak ta idi; 1913 de y ık d ın lm ışd ır. Y ıldırım eseridir; aslı çok direkli ahşap çatıh ik en S u ltan H am îd zam âm nda kubbeli olarak yeni yapılm ışdır; m i n âre XVI. asırdandır.
I.C./508-509
T ek kubbeli güzel b ir câm idir. G erm iyanoğulları’m n zam âm nda başlanm iş ve II. M urad devrinde yeni baş ta n inşâ edilm işdir. Tek kubbeli, kalın m inâreli câmi. M evcûd değildir. M evcûd değildir.
II.C./514-515 II.C./.516-518
D aha ziyâde kapalı çarşı vasfında b ir b inâdir. M evcûd değildir.
IV.C./812-815
KÜRE-I SAGÎR ORHAN GÂZÎ DEVRÎ Orhan Gâz! Câmii
m
KÜTAHYA YILDIRIM DEVRÎ Demirtaş Paşa Câmii
Demirtaş Medresesi Ulu Câm!
I.C./514 I.C./509-514
II. MURAD DEVRÎ Arslan Bey Câmii İm âret Mescidi
İshak Fakih Mescidi tshak Fakih Medresesi İshak Fakih Zâviyesi
II.C,/510-520 II.C./510-520 II.C./510-520
FÂTÎH DEVRÎ Gedik Ahmed Paşa Bedestanı tsh a k P aşa Zâviyesi
240
IV.C./813
#
LÂPSEKÎ ORHAN GAZÎ DEVRÎ Süleyman Paşa Câmii
#
O ldukça geniş, iç m ahfilli, çatılı b ir câ m idir.
I ,C,/187-188
M evcud değildir.
IV.C./816
M evcud değildir.
IV.C./816
LİVADYA FATÎH DEVRÎ Gâzi Ömer Bey Câmii
#
LOFÇA F âtih Câmii
#
MALKARA ORHAN GÂZÎ DEVRÎ Süleyman Paşa Câmii
Şekli değişmiş, yeni baştan yapılm ışdır.
I.C./188
II. MURAD DEVRÎ Ali Bey Çifte Hamamı Kasap-zâde Ali Bey Medresesi Kasap-zâde Ali Bey İm âreti Mahmud Bey Çifte Hamamı M ahmud Bey Kervansarayı Kasap-zâde Mahmud Bey Medresesi Kasap-zâde Mahmud Bey Mescidi Şihâbüddin Paşa Bedestam
II.C./521-522 II.C./521-522 II.C./521-522 II.C,/521-522 II.C./521-522 II.C./521-522 ILC./521-522 II.C./522
M evcud M evcud M evcud M evcud M evcud M evcud M evcud M evcud
değildir. değildir. değildir. değildir. değildir. değildir. değildir. değildir.
M evcud M evcud M evcud M evcud
değildir. değildir. değildir. değildir.
IV.C./816 IV.C./816 IV.C,/816 IV,C./816
M evcud değildir, M evcud değildir. M evcud değildir.
II,C./522 II,C./522 II,G,/522
M evcud değildir.
IV.C./816
FATÎH DEVRÎ Fatm a H âtûn Mescidi T urhan Bey Câmii T urhan Bey Kervansarayı T urhan Bey Medresesi
#
MANASTIR
(Bitoia)
II. MURAD DEVRÎ Sungur Çavuş Câmii Sungur Çavuş tm âreti Sungur Çavuş Medresesi
FATÎH DEVRÎ DâvOd Paşa Bedestam
#
MANİSA ÇELEBÎ DEVRÎ AU Bey Câmii
K an ad h ve çatılı b ir binâdır; iki sıra d i rekli geniş revâkı vardır.
II.C./182-185
241
Ali Bey Hamamı Ali Bey Ham Ali Bey îm âreti
M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir.
II.C./185 II.C./185 II.C./185
M evcûd değildir.
II.C./522-523
IL MURAD DEVRÎ Saray
FATİH DEVRİ Çeşnîgîr Câmii Hamza Bey Hamamı Rum Mehmed Paşa Bedestam
B ir orta, iki yan kubbeden geniş revaklı câmi. M evcûd değildir. Daha ziyâde çarşıya benzer.
m ürekkep,
IV.C./816-819 IV.C./820 IV.C./819-820
MARKOVA FÂTİH DEVRÎ Ismâil Bey Câmii
•
M evcûd değildir.
IV.C./820
M evcûd değildir.
I.C./189
MEKECE ORHAN GÂZÎ DEVRÎ Orhan Gâzî Zâviyesi
•
MELEN ORHAN GÂZÎ DEVRÎ Orhan Gâzi Câmii
•
Yeni yapılm ışdır, aslı çandı tertib id ir.
I.C./132
MELEN ÖZÜ YILDIRIM DEVRÎ Mescid
•
Düzce civârında idi, şim di m evcûd d e ğildir.
I.C./514
B ü tü n lüzûm lu kısım ları hâvî, geniş ve te k bi^ ham am dır; faâliyettedir. K u n t yapılı m ühim binâdır. B asit b ir çeşm edir. Y eri dahî bilinem iyor. M evcûd değildir. M evcûd değildir.
II.C./192
MERZİFON ÇELEBÎ DEVRÎ Çelebi Sultan Mehmed Hamamı Çelebi Sultan Mehmed Medresesi Çukur Çeşme Devlet H âtûn Zâviyesi Hoca Haşan Çelebi Mescidi Kapan Hanı
II.C./185-190 II.C./192 II.C./191-194 II.C./185 II.C./192
II. MURAD DEVRİ Ç ukur Şadırvan Çeşmesi Kadı Mahmud Mektebi Kadı Mahmud Mescidi
242
K em erli çeşmedir. M evcûd değildir. T am âm en yeniden m esciddir.
yapılm ış,
basit bir
II.C./527 II.C./523 II.C./523
Sultan Murad Câmii
Sultan M urad Çeşmesi
İki sıra ahşab direkli, çatılı b ir câm idir. Çok tâd il görm üş, fak at aslından bir çok kısım m ahfuz kalm ışdır. A slını ve kitâbesini m uhafaza etm ektedir.
II.C.523-527
K em erli b ir çeşm edir. İkişer h alv etli u fak b ir çifte ham am dır. K em erli b ir çeşm edir.
IV.C./822 IV.C./821-823 IV.C./822
M evcud değildir.
IV.C./823
ILC./527
FÂTİH DEVRÎ Bozacı Yûsuf Çeşmesi Fâtih Çifte Hamamı Hacı Yûsuf Çeşmesi
•
MİDİLLİ Fâtih Câmii
•
MİLÂS YILDIRIM DEVRÎ Firûz Bey Câmii
Nefis, k an a d h câmi. Köfekî yerine m er m er kullanılm ış, b u n unla b erâb er çiğ b ir görünüşün önüne geçilmişdir. Yalnız k ap ıların ın açıldığı duvar m ev cuddur; höcreler yıkılm ışdır.
Firûz Bey Medresesi
•
I.C./514-523
I.C./523
MİLEŞEVA FÂTİH DEVRİ Fâtih Câmii
•
MİZİSTRE
M evcud değildir.
IV.C./823
M evcud değildir.
IV.C./822
M evcud değildir.
IV.C./822
(Mitras)
Fâtih Câmii
FÂTİH DEVRİ Fethiye Câmii
•
MUDURNU HÜDÂVENDİGÂR DEVRİ Yıldırım Câmii Yıldırım Çifte Hamamı Yıldırım Medresesi
20 m. kubbeli ilk Osm anlı câmii. Mühim eserdir. İç tezyînâtı hârikulâde, üstâdâne yapı. M evcud değildir.
I.C./343-349 I.C./349-354 I.C./354
II. MURAD DEVRÎ Şeyh Paşa Mescidi Şeyh Paşa Medresesi Şeyh Paşa Zâviyesi
•
MUSTAFA KEMÂL PAŞA Lâlâ Şâhin Paşa Câmii Lâlâ Şâhin Paşa Hamamı
M evcud değildir. Mevcud değildir. M evcud değildir.
II.C./528 II.C./528 II.C./528
(Kîsmasti) M evcud değildir. M evcud değildir.
I.C./189 I.C./190
243
Lâlâ Şâhin Paşa Medresesi Lâlâ Şâhin Paşa Türbesi Lâlâ Şâhin Paşa Zâviyesi
M evcûd değildir. Sekiz köşe sivri külâhlıdır. M evcûd değildir.
I.C./190 I.C./190-197 I.C./190
FATÎH DEVRÎ Hamza Bey Câmii Hoca Kirm asti Mektebi Hamza Bey Türbesi
#
MUT
Yapısı yenilenm iş çatılı câmi. M evcûd değildir. U fak basit b ir tü rb e d ir; vakfiyesi d u v arın a yazılnuşdır.
IV.C./824 IV.C./824
M evcûd değildir.
IV.C./824
Ön ve yana rev ak ilâveleriyle genişletil miş, çatılı câmi. Yazısız b ir taşdır. M evcûd değildir. B aba N akkaş’ın to ru n u n a âiddir, XVIII. asırda yenilenm işdir.
IV.C./824-829
M evcûd değildir.
IV.C./829
M evcûd değildir.
I.C./523
(Arnavudluk)
FÂTÎH DEVRÎ F âtih CâmU
#
NAKKAŞ FÂTÎH DEVRÎ Baba Nakkaş Câmii Baba Nakkaş Kabri Defteri M ustafa Çelebi Kabri Derviş Mehmed Kabri
•
IV.C./824-829 IV.C./824-829 IV.C./824-829
NARDA FÂTÎH DEVRÎ FâtUı CâmU
•
NİĞBOLU YILDIRIM DEVRÎ Yıldırım Câmii
II. MURAD DEVRÎ Şâh Melek Câmii
#
M evcûd değildir.
II.C./527-528
NİŞ HÜDÂVENDÎGÂR DEVRÎ Hüdâvendigâr Câmü
M evcûd değildir.
I.C./354
M evcûd değildir.
IV.C./830
M evcûd değildir.
IV.C./830
NOVE FÂTÎH DEVRÎ Fâtih Câmii
OHRİ FÂTÎH DEVRÎ F âtih Darbhânesi
244
•
ORHAN GÂZİ KASABASI ORHAN GÂZÎ DEVRÎ Orhan Gâzî Câmii
•
M evcud değildir.
I.C./197
ORTA KÖY FÂTÎH DEVRÎ Karaca Bey Kervansarayı
•
IV.C./830-833
Pek küçük boyda, kubbeli, iki gözlü binâ, Şim di yokdur. K anadh, tezyînâtı zengin, kubbeli câmi. Revâkı yıkılm ışdır. Dış yüzleri tâm îr görmüş, faal ham am Şim di yokdur.
II.C./528 II.C./529-535 II.C./529-535
OSMANCIK ı
n . MURAD DEVRİ
Ak Şemsüddin Mescidi Koca Mehmed Paşa Bedestam Koca Mehmed Paşa Câmii Koca Mehmed Paşa Çifte Hamamı Koca Mehmed Paşa tm âreti
•
6 A yak ü stüne iki kollu, h arab bir h â l de k ervansaray.
II.C./529-535 II.C./529-535
PARDUNYE FÂTÎH DEVRÎ Fâtih Câmii
•
M evcud değildir.
IV.C./833
M evcud değildir. M evcud değildir, yalnız min-âre kâidesi eskidir. M evcud değildir. M evcud değildir. M evcud değildir.
IV.C./833-834 IV.C./833-834
Yüksek, havalı, tek kubbeli m ühim câ m idir. K üçük tek ham am .
IV.C./834-839 IV.C./839
M evcud değildir.
IV.C./839
M evcud değildir.
IV.C./839
PAZARCIK FÂTÎH DEVRÎ Kara Mustafa Paşa Büyük Hanı Kara M ustafa Paşa Câmii Kara Mustafa Paşa tm âreti K ara Mustafa Paşa Küçük Hanı K ara M ustafa Paşa Mektebi
•
IV.C./833-834 IV.C./833-834 IV.C./833-834
PİRİŞTİNE FÂTÎH DEVRÎ Fâtih Câmii Fâtih Hamamı
•
PİRLEPE FÂTÎH DEVRÎ Fâtih Câmii
•
PİRZENİK FÂTÎH DEVRÎ F âtih Câmii
245
•
PİRİZREN FATÎH DEVRİ F âtih S ultan M ehm ed Câmii
•
M evcud değildir.
IV.C./839
M evcud değildir.
IV.C./839
M evcud değildir.
IV.C./840
PODGORİÇE FÂTÎH DEVRi F âtih Câmii
•
POLGAY f At î h d e v r i
F âtih Câmii
•
POYRACIK YILDIRIM DEVRÎ Y ıldırım Câmii Y ıldırım H am am ı
•
Son asırda yeni b aştan yapılm ışdır; m inâresi XVIII. asırdandır. H arâbesi m evcuddur.
I.C./524 I.C./525
RADOMİR FATÎH DEVRÎ F âtih Câmii
•
M evcud değildir.
IV.C./840
M evcud değildir.
IV.C./840
M evcud değildir.
II.C./535-536
RADOSCUK (Tekirdağı) FATÎH DEVRÎ K ırîm îoğlu K ervansarayı
•
SAKARYA II. MURAD DEVRÎ İrgan d i K öprüsü
•
SAPANCA ORHAN GAZÎ DEVRÎ O rhan Gâzî M edresesi
•
M evcud değildir.
I.C./198
SARAY BOSNA FATÎH DEVRÎ E bû’l-F e th Câmii G erdânî M escidi H ü n k âr Câmii
246
M evcud değildir. Çatılı, ta h ta m inâreli mescid. Aslı tek kubbelidir, buna alçak yanlar ilâve edilerek ilk b ir tevsî yapılmış, ayrıca ön ta ra fa iki tarafı direkli r e vak lar eklenm işdir.
IV.C./841 IV.C./845-846 IV.C./841-845
îsâ Bey Bend Başı Hamamı îsâ Bey Ham îsâ Bey Köprüsü îsâ Bey Zâviyesi Kolobara Ham Yahya Paşa Mescidi
#
M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. Çatılı, ta h ta m inâreli mescid.
IV.C./847 IV.C./847 IV.C./847 IV.C./847 IV.C./848 IV.C./848
M evcûd değildir. M evcûd değildir.
IV.C./848 IV.C./848
SARAY KÖYÜ FÂTİH DEVRi Kasım Bey Hamamı Kasım Bey Zâviyesi
•
SELÂNİK II. MURAD DEVRİ Sultan M urad Câmii Sultan M urad Hamamı
•
Kiliseye tah v îl edilm işdir. M ükem m el b ir çifte ham am dır.
II.C./536 II.C./536-537
SEREZ YILDIRIM DEVRİ Bahâüddin Paşa Zâviyesi Evrenos Bey İm âreti
M evcûd değildir. M evcûd değildir.
I.C./525 I.C./525-526
M evcûd değildir.
II.C./537
II. MURAD DEVRİ Sultan M urad Hamamı
#
SEMENDİRE FÂTİH DEVRİ F âtih Câmii Fâtih Kalesi
#
SEYYİDÎ KAVAĞI (Bk. Kavak)
•
SİLİFKE
M evcûd değildir. Az noksanla m evcuddur.
IV.C./848 IV.C./848-851
M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir.
IV.C./851 IV.C./851 IV.C./85İ
M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir.
IV.C./852 IV.C./852 IV.C./852
FÂTÎH DEVRÎ Cezerî Kasım Paşa Câmii Kasım Paşa İm âreti Saruca Paşa Câmii
#
SİLİVRİ FÂTİH DEVRİ Çakır Ağa Ham Çakır Ağa Zâviyesi Fâtih Câmii
247
•
SİLÎSTRE Yıldırım Câmii
•
Şim di m evcud değildir.
I.C./526
SİMRE II. MURAD DEVRÎ Haşan Haşan Haşan Haşan
•
Bey Bey Bey Bey
Câmii Medresesi Türbesi Zâviyesi
M evcud M evcud M evcud M evcud
değildir. değildir. değildir, değildir.
II.C./539
M evcud değildir. Şim di yokdur. Şim di yokdur.
I.C./354 I.C./355 I.C./355
M evcud değildir.
II.C./539
II.C./539
II.C./539 ILC./539
SİROZ HÜDAVENDÎGAR DEVRÎ Çandarlı H ayrüddin Paşa Câmii Eski Hamam Kervansaray
#
SİVAS II. MURAD DEVRÎ B edrüddin Mahmud Türbesi
FATÎH DEVRÎ Kale Şeyh Çoban Türbesi
•
M evcud değildir. Tâdil görm üş kubbeli türbe.
IV.C./852-853 IV.C./852-853
M evcud değildir. R evâkı yıkdırılm ış, h er tarafın a yeni b in âlar y ap ıştırılarak gizlenmiş, E d ir ne hâriç, R um eli’nin en büyük câ mii, şim di m üzedir. M evcud değildir.
IV.C./854 IV.C./854-857
SOFYA FATÎH DEVRÎ Fâtih Câmii Mahmud Paşa Câmii
Zağnos Paşa Hamamı
•
IV.C./857
SÖĞÜD ERTUĞRUL GAZÎ DEVRÎ E rtuğrul Gâzî Câmii
E rtu ğ ru l Gâzî ta ra fın d a n yapılıp vakfı te ’sis edilen te k binâ budur. Tam âm ı yenilenm iş şekilde m evcuddur.
I.C./ 2
ORHAN GAZÎ DEVRÎ E rtuğrul Gâzî Türbesi O rhan Gâzî Câmii
XVIII. asır yapısı binâsı m evcud ve m â m ûrd u r. K aydı biliniyorsa da, binâsı yokdur. Çe lebi Câmii ile alâkası olsa gerekdir.
I.C./198-200 I.C./198
248
J
ÇELEBÎ DEVRİ Celebi Câmii
#
M inâresi eski, h arîm i S u ltan H am îd d ev rinde yapılm ış çatılı b ir binâdır.
II.C./195-196
M evcuddur; binâsı yenidir.
I.C./200
SÖLÖZ ORHAN GAZÎ DEVRÎ Orhan Gâzi Câmii
•
ŞÂHİN KÖYÜ ÇELEBÎ DEVRÎ Karhoğlu Ali Bey Câmii
•
B ulg aristan ’da bu lu n an bu köydeki câmi şim di m evcûd değildir.
II.C./196
ŞABHÂNE ORHAN GÂZÎ DEVRÎ Gâzî Süleyman Paşa Câmii
m
M evcûd değildir.
I.C./200
ŞARKİ KARA HİSAR FÂTÎH DEVRÎ F âtih Câmii
#
S u ltan H am îd devrinde yeni baştan y a p ılan b ü y ü k câm idir.
IV.C./857-858
M evcûd değidlir.
IV.C./858
M evcûd değidlir.
I.C ./ 14
M evcûd değidlir.
I.C./201
ŞEYHLİ KARİYESİ FÂTÎH DEVRÎ Gedik Ahmed Paşa Hamamı
#
ŞEYHLER MEZRAASI OSMAN GÂZÎ DEVRÎ Zâviye
•
TÂCÜDDİN KARİYESİ ORHAN GÂZÎ DEVRÎ Tâcüddin Kariyesi Zâviyesi
•
TAVŞANLI IL MURAD DEVRÎ Arslan Bey Câmii A rslan Bey T ürbesi
T am âm en yeniden yapılm ış, büyük bir câm idir. Ufacık b ir binâdır.
II.C./539-540 II.C./539-540
249
•
TEPE KÖYÜ ORHAN GAZÎ DEVRÎ Orhan Gâzî Câmii
•
Y eniden yapılm ışdır; aslı çandı tertibidir.
I.C./133
TERZİLER II. MURAD DEVRt Umur Bey Kervansarayı
•
M evcud değildir.
II.C,/540
değildir, değildir. değildir, değildir, değildir.
II.C./548 II.C./548 II,C./548 II.C./548
M evcud değildir.
I.C./526
M evcud değildir.
IV.C./858
TIRMALA II. MURAD DEVRÎ İki Zâviye Mekteb Turhan Bey Câmii Tırhala hâricinde mescid Tırhala Kalesi’nde mescid
M evcud M evcud M evcud M evcud M evcud
TIRNOVA YILDIRIM DEVRÎ Yıldırım Câmii
FATÎH DEVRÎ Fâtih Câmii
TİRE ÇELEBÎ DEVRÎ Bedestan
Abdullatif İbn-i Melek Medresesi Abdullatif İbn-i Melek Türbesi
Yalnız iki ta rafın d a m ahzeni olan, etrâfı d ükkânlıdır, İlk Osm anlı bedestanla rın d a n biridir. M evcud değildir. Yeni yapılm ışdır.
II.C,/196-201
M inâresi yivli, tek kubbeli câmi. Pek zarif k anadh b ir câm idir.
II.C./540-541 II.C./543-548
II.C./201 II.C./201
II. MURAD DEVRÎ Kara Haşan Câmii Yeşil İm âret Câmii
FATÎH DEVRÎ Rum Mehmed Paşa Câmii
Tek kubbeli, ahşab revaklı b ir câm idir.
IV.C./858-860
m TOKAD ÇELEBÎ DEVRİ Hamza Bey Hanı Hamza Bey Mescidi Hisâriye Medresesi 250
M evcud değildir. Çatılı, k an ad h ufak bir câm idir. M evcud değildir.
II.C./205 II.C./201-204 II.C./205
Horoz Hanı ve Pîroğlu Ali Bey Türbesi P îr Ahmed ve Sülâlesi Kabirleri
H arab b ir hâlde kullanılm akdadır.
II.C./205
M üzededir.
II.C./204-208
M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. T eferru âth , fak at basit b ir tek ham am dır. M evcûd değildir.
II.C./549 ILC./548-549 n .C ./548-549 1T.C./549 n.C ./549-550 H.C./549
II. MURAD DEVRİ Eski Bezzaz Hanı tyi Baba Medresesi İyi Baba Zâviyesi Yeni Bezzaz Hanı Yörgüç Paşa Hamamı Yörgüç Paşa Hanı
FATÎH DEVRÎ Hacı Turhan Mescidi
Pek harab, kubbeli b ir m esciddir.
IV.C./860
M evcûd değildir.
IV .C ./866
TURHAN BEY KÖYÜ FÂTİH DEVRÎ Turhan Bey Mescidi
TUZLA HÜDÂVENDİGÂR DEVRİ Hüdâvendigâr Câmii
Hüdâvendigâr Medresesi
•
Tek kubbeli, moloz taşı duvarlı bir câm idir; son cem âat m ahalli yeniden yapılm ışdır. Ezine yakınındadır. S o nradan yapılm ış b ir iki hücresi ayakdadır.
I.C./355-357
I.C./358
TRABZON FÂTİH DEVRİ Ebü’l-F eth Câmii Fâtih Dâdülkurrâsı F âtih İm âreti Fâtih Medresesi F âtih Mektebi H ayrüddin Paşa Çeşmesi Kale Şîrîn H âtûn Şadırvanı Zağnos Paşa Köprüsü
#
K iliseden bozm adır; içindeki T ürk y a pısı ahşab işleri nefisdir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir. Şim di k aldırılm ış olsa gerekdir. Bâzı d u v arları m evcuddur. Şim di k aldırılm ış olsa gerekdir. O rta H isar’a giden yoldadır.
IV.C./861-864 IV.C./864 IV.C./864 IV.C./864 IV.C./864 IV.C./865 IV.C./866 IV.C./865 IV.C./866
ULU ÂBÂD YILDIRIM DEVRİ Issız Han
Elde k alan ilk Osmanlı hanıdır.
1.C./526-530
FÂTİH DEVRİ Karagöz Bey Zâviyesi
M evcûd değildir.
IV.C./866 251
•
UMUR BEY (Çanakkale) ERTUĞRUL GÂZÎ DEVRÎ Hüdâvendigâr Câmii
•
K iliseden bozma, ilâvelerle genişletilm iş, çatılı b ir câm idir.
I.C./358-359
UMUR BEY (Gemlik) FÂTÎH DEVRÎ Umur Bey Kabri Umur Bey Zâviyesi
•
K ırık taşım n aslında güzel olduğu görü lü r. M evcud değildir.
IV.C./867
S ırp la r yıkm ışlardır.
IV.C./867
IV.C./866
UZİÇE (Bosna) FÂTÎH DEVRÎ Fâtih Câmii
•
UZUN KÖPRÜ il
MURAD DEVRÎ
Sultan M urad Câmii
Sultan M urad Hamamı Sultan M urad tm âreti Sultan M urad Köprüsü (Uzun Köprü)
•
Geniş çatılı b ir câm idir; çatı ve tavanı tâd îl görm üş, son cem aat yeri kapatılm ışdır. K ısm en faâliyette, ufacık b ir çift h a m am dır.
II.C./550-552
Mevcud değildir.
ILC./553 II.C./553
M eşhur ve m âru f köprüdür.
II.C./553
ÜLGÜN (Kara Dağ) FÂTÎH DEVRÎ Fâtih Câmii
•
M evcud değildir.
IV.C./867
S ırp lar yıkm ışdır.
IV,C./867
ÜRGÜB (Niş yakınında) FÂTÎH DEVRÎ Fâtih Câmii
m
ÜSKÜB II. MURAD DEVRÎ ishak Bey Câmii İshak Bey Hamamı İshak Bey Hanı İshak Bey Medresesi İshak Bey Türbesi İshak Bey Yeni Ham Paşa Bey Türbesi — Alaca Türbe
252
K anadh câmi, yanları tonozludur. Şim di yokdur. Şim di yokdur. M evcud değildir. Tem eller ve harâb lâhid kalm ıştır. Bu gün m evcud değildir. Pek zarîf, sekiz köşeli, yüzü çini k a k m alı türbe.
II.C./557-563
II,C./562 II.C,/562 II.C./562 II.C./564 II.C./562 II.C./562
S ultan M urad Câmii
S u ltan M urad M ektebi
İki sıra direğe oturan, çatılı geniş câmi. Zelzeleden h asa r görm üşdür; S ırp1ar ta ra fın d a n tâ m ir edilm ekte idi. H arâbe h âlindedir.
II.C./564-569
II.C./564-569
FÂTÎH DEVRÎ Ayşe K adın H am am ı Ayşe H â tû n Mescidi B ah rî M escidi D âvûd F aşa Cifte H am am ı D âvûd F aşa D arbhânesi D âvûd P aşa H am D âvûd F aşa K üçük H am am ı E m ir Hoca M escidi F â tih K öprüsü îsâ Bey Câmii îsâ Bey C»ite H am am îsâ B ey tm â re ti îsâ Bey K erv an saray ı îsâ Bey M edresesi îsâ Bey Mescidi M ehm ed Bey Câm ii M ehm ed Bey tm â re ti Sinan Bey K ervansarayı
M evcûd değildir. IV.C./876 M evcûd değildir. IV.C./868 M evcûd değildir. IV,C./868 Pek b üyük ve geniş, m ühim b ir çift h a IV.C./877-881 m am dır. M evcûd değildir. IV.C./883 M evcûd değildir. IV.C./876 M evcûd değildir. IV.C./881 M evcûd değildir. IV.C./868 V ard ar üstünde m ühim köprüdür. IV.C./883-886 K an ad h câm idir. IV.C./868-874 Uc uca te rtib olunm uş b ir çift ham am dır. IV.C./881-883 M evcûd değildir. IV.C./874 M evcûd değildir. IV.C./876 M evcûd değildir. IV.C./874 M evcûd değildir. IV.C./875 Çatılı, basit b ir câm idir; oldukça h a rab IV.C./875 dır. M evcûd değildir. IV.C./876 M evcûd değildir. IV.C./B76
VEZİR KÖPRÜ II. MURAD DEVRÎ Yörgüç P aşa Câmii
Tam âm en yeni baştan yapılm ışdır.
II.C./570
M evcûd değildir. M evcûd değildir.
II.C./570 II.C./570
VİDİN II. MURAD DEVRÎ Ç avuş H am am ı S un g u r Ç avuş Câmii
#
VİZE ORHAN GÂZÎ DEVRÎ S üleym an P aşa Câmii
K iliseden bozm adır.
I.C./201
M evcûd değildir.
I.C./526
YILDIRIM DEVRÎ Gâzî T im u rtaş Zâviyesi
II. MURAD DEVRİ H am za Bey Câmii
Ufak, te k kubbeli câmi; h arab b ir h âldedir.
II.C./570-572
253
•
VODİNE FÂTÎH DEVRÎ F âtih Câmii
•
M evcud değildir.
IV.C./886
M evcud değildir.
II.C./572
YANBOLU II. MURAD DEVRÎ II. Sultan M urad Hamamı
•
YÂR HİSAR ORHAN GÂZÎ DEVRÎ Orhan Gâzi Câmii Orhan Gâzi Hamamı
Çatılı, o rta büyüklükte b ir câm idir. H arab b ir hâldedir.
I.C./201-204 I.C./204-205
M evcud değildir.
I.C./359
Şim di m evcud değildir, yeri bellidir. H arâbe hâlindedir.
I.C ./ 14 I.C ./ 15-16
M inâresi pek güzel ve eskidir, binâsı y e nidir. M evcud değildir. Elde m evcud en eski tekyedir. B inâ yıkılm ış, yalm z paşanın m akam tü rb esi kalm ışdır.
I.C./205-206
HÜDÂVENDÎGÂR DEVRÎ Ak Bıyık Zâviyesi
•
YENİ ŞEHİR (Bursa) OSMAN GÂZÎ DEVRÎ Saray Saray Hamanu
ORHAN GÂZÎ DEVRÎ Orhan Gâzi Câmii Pustinpuş Baba Hamamı Pustinpuş Baba Zâviyesi Süleyman Paşa Medresesi
I.C./206 I.C./208-216 I.C./207-208
II. MURAD DEVRÎ Reyhan Paşa Kabri Reyhan Paşa Zâviyesi
M erm er sandukah, baş ve ayak taşları m uhteşem b ir k ab ird ir. M evcud değildir; yalnız b ir tuğla döşe me bakiyesi görülm ekdedir.
II.C./573 II.C./573
FÂTÎH DEVRÎ Bâlî Bey Câmii Bâli Bey Hanı Bâlî Bey İm âreti
•
Çok ta h rîb edilmiş, değişm iş idi; 1970 de tâ m ir ediliyordu. M evcud değildir. M evcud değildir.
IV.C./887-889 IV.C./887 IV.C./887
YENİ ŞEHİR (Mora) II. MURAD DEVRÎ Turhan Bey Câmii Turhan Bey Hamamı Turhan Bey Medresesi
254
M evcud değildir. M evcud değildir. Mevcud değildir.
II.C./573 II.C./573 II.C./573
Turhan Bey Turhan Bey Mescidi Turhan Bey Mescidi Turhan Bey Mescidi
(Livadya) Mescidi (Tatar Karyesi)
M evcûd değildir. M evcûd değildir.
II.C./573
(Tatar Mahallesi)
M evcûd değildir.
II.C./573
(Soğuk Pınar)
M evcûd değildir.
II.C./573
M evcûd değildir.
IV.C./887
M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir.
IV.C./887 ÍV.C./887 IV.C./887
M evcûd değildir. M evcûd değildir. M evcûd değildir.
IV.C./886 IV.C./886 IV.C./886
M evcûd değildir. M evcûd değildir.
II.C./575 II.C./575
II.C./573
YENİ KALE (Dalmaçya) FATÎH DEVRİ Fâtih Câmii
YENİ PAZAR (Hersek) FATÎH DEVRÎ Fethiye Câmii îsâ Bey Câmii îsâ Bey İm âreti
YENİCE VARDAR FÂTÎH DEVRÎ Evrenosoğlu Câmii Evrenosoğullan Türbesi Şeyh Abdullahü’l-İlâhî Türbesi
YENİCE ZAĞRA II. MURAD DEVRÎ Saruca Paşa Câmii Umur Bey Hamamı
YIĞILCA KÖYÜ ORHAN GÂZÎ DEVRÎ Orhan Gâzî Câmii
Çandı tertîb in d ed ir; esaslı tâ m ir görmüç ise de eski yapısından bâzı izler kalm ışdır.
I.C./133-216
YONCALU FÂTİH DEVRÎ Davud Paşa Mescidi
Mevcûd değildir.
IV.C./890
ZAĞRA (Eski) II. MURAD DEVRÎ Hamza Bey Câmii Hamza Bey Mektebi Saruca Paşa Mescidi
Tek kubbeli, uzun m inâreli m ühim câ m idir. M evcûd değildir. M evcûd değildir.
II.C./575 II.C./577 II.C./577
ZİLE FÂTÎH DEVRÎ Hacı İsmâil Mescidi
Yan yana çift kubbeli, ufak mescid.
IV.C./890-891
255
OSMANLI M ÎM ÂRÎSİ’NÎN BA ŞLA N G IÇ D AN — FÂTİH DEVRİ SO N UN A KADAR EHEMMİYETLİ ÂBİDELERİN YEKÛNU
CÂMİ : .......................................................
729
MEDRESE : ..............................................
124
HAN ;
:
HAMAM
....................................................... ..............................................
185
: ................................................. :
111
KALE : .......................................................
18
YEKÛN : .........................
1240
TÜRBE
:
73
• jr -
i. . •