Araþtýrma Dosyasý: Yazan Sadýk Erenler
ALEVÝLÝKDE YEDÝ ULULAR
Yedi Ulular, Alevi-Bektaþi toplumu içerisinde ''Yedi Ulu Ozan'' olarak ün yapýp, verdikleri eserlerle Alevilik yolu ve erkanýna ýþýk tutmuþlar ve bizlerin gönlünde gereken kutsal mekana oturmuþlardýr. Ama þu yanlýþ anlaþýlmamalýdýr; Alevilik-Bektaþilik yolunun yazýlý edebiyatýna baktýðýnýz zaman Yedi Ulularýn dýþýnda da nice deðerlerimiz vardýr. Biliyoruz ki, bu Ulularýn dýþýnda var olan ozanlarýmýzýn eserlerinin de Hz. Ali ve Ehl-i Beyt'ine sevgi ile dolu olmasý, Alevi-Bektaþi yolunu ve tasavvuf felsefesini büyük bir coþkuyla iþlemeleri ve bunu ustaca kullanmalarý ayný hak ettikleri deðeri onlara vermemize asla engel deðildir. Ama Alevilerce kutsal olan yedi sayýsýnýn bu Ulularla vücut bulmasý bu sayýyla anýlmasýný da gerekli kýlmýþtýr düþüncesindeyim. Yedi Ulularýn içinde veya dýþýnda sayýlmasý hiç bir ozanýmýzýn ve aþýðýmýzýn bizim gözümüzdeki deðerini de deðiþtirmez. Yedi Ulular, deðiþik dönemlerde yaþamýþlardýr. Ama verdikleri tasavvufi eserlere bakýldýðý zaman, kullandýklarý sade dil ve iþledikleri konu içerik olarak birbiriyle uyum içindedir. Çünkü Ulularýn tümünde bir Yaradan aþký ve O'na duyulan muhabbet vardýr. Ýlahi aþký yaþayan bu Ulular, Alevice deyimle Ýnsan-i Kamil mertebesine de eriþmiþlerdir. Gerçekler her zaman acý vermiþtir insanoðluna. Ama gerçekleri duymaktan, gerçekleri yaþamaktan da geri kalmamýþýzdýr çoðu zaman. Bizim tarihsel sürecimize baktýðýmýzda, çok bilinmiyenli denklemlerin önümüze uzatýldýðýný görürüz. Zorlanýrýz, kaygýlanýrýz, direniriz, üzülürüz ama sonunda gereken neyse onu yapar, çözer ve rahatlarýz. Salt Yedi Ulular deðildir haklarýnda az þey bildiðimiz veya çok þey bilmediðimiz. Sazýyla, sözüyle, onurlu direniþiyle haklarýn eþitliði ve özgürlüðü temelinde Aleviliðin bayraktarlýðýna sývanan ve hiç bir taviz vermeyen nice nurlu insanýmýzýn ( Iþýk Ýnsanlarý) ne doðru dürüst, ne zaman, nerede doðduklarýný biliriz, ne de ne zaman Hakk'a kavuþtuklarýný. Her kaynak baþka bir tarihi, baþka bir yeri iþaret eder, dolayýsýyla da okuyucuda kuþkular oluþur, acaba hangi tarih doðrudur, hangi araþtýrmacý doðru yazýyor, diyerek. Umarýz, kurulan Alevi akademileri ve Enstitüleri bu sorunlarý çözecek ve Alevilik-Bektaþilik yolunda yapacaklarý doðru, yerinde deðerlendirme ve tesbitlerle gelecek kuþaklara daha saðlam bilgi aktarýmýna olanak saðlayacaklardýr.
SEYYÝD NESÝMÝ:
Seyyid Nesimi, Alevi-Bektaþi toplumunun kutsal bir þairi olarak kabul görür. Okurlara kesin bilgiler sunmak ne yazýk ki mümkün deðil. A. Celalettin Ulusoy, ''Yedi Ulular'' adlý eserinde; Nesimi'nin doðum yerleri hakkýnda deðiþik bilgiler ileri sürer. ''Tuhfe-i Nail'' adlý eserde ve ''Latifi Tezkeresinde'' Baðdat yakýnlarýndaki ''Nesim'' köyünde doðduðu, Aþýk Çelebi'nin ''Meþarü's-Þu'ara'' ve Ali Emiri'nin ''Esami-i Þu'ara'i Amid'' adlý eserinde Diyarbakýrlý olduðu, Abbas El-Azzavi'nin ''Tarihu'l-Ýrak'' isimli kitabýnda Ýran sýnýrlarý içindeki Tebriz'de dünyaya geldiði, Bursalý Tahir Bey de, ''Osmanlý müellifleri'' adlý kitabýnda Nesimi'nin Nusaybinli olduðunu yazmakta, Selman Mümtaz da ''Nesimi Divanýnda'' O'nun Þirvan'da doðduðunu olasý görmekte. Yedi Ulular'da ise, Nesimi'nin bir Azeri Türkü olduðu kabul görmektedir. A. Celalettin Ulusoy, haklý bir gerekçe ileri sürerek doðum tarihlerine ve nerede doðduklarýna takýlýp kalýnmamasý gerektiðine iþaret ediyorsa da, yine de hangi dönemde yaþadýðýna dair ipuclarý vermenin bir sakýncasý da yoktur. Þöyle ki: Bazý kaynaklar 1369 1417 tarihini gösterirken, bazý kaynaklar da 1345 1418 tarihini göstermektedir. En azýndan Hakka yürüme tarihinde büyük benzeþme vardýr. Nesimi'nin neler yaptýðý, neleri nasýl ve niçin söylediði bizim için önemlidir diye düþünmekteyiz. Nesimi'nin, Muhammed Ali kavramýna gönülden baðlý ve o aþkýn her þeyin üzerinde olduðu, onun bu dönülmez yolun yolcusu olduðunda yatmaktadýr. Nesimi, özde inandýðý Tanrý aþkýný coþkun bir dille topluma aktardýðýdýr. Yazý dili Türkçedir, Azeri lehçesiyle yazmaktadýr. Halkýn inancýna göre; Nesimi'nin Seyyidlik ünvanýný Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin'in soyundan geldiði için aldýðý yönündedir. Tüm þiirlerini Tasavvufi bir anlayýþla ele alýrken, Ýslam þeriatý ile baðdaþamadýðýný da þiirlerinde açýklýkla ortaya koymaktadýr. Onun da aðzýndan Þah kelimesi eksik olmaz. Her kim sýðýndý sýdk ile Þah-i Velayet'e Ayný- el-yakin iriþdi tarik-i hidayete. ---------------------------------------------------Seyyid Nesimi Þah'a kul ol, ta ki eydeler, Ahsente, Barek Allah o akl-ü kifayete.
Nesimi'nin, Ýran, Ýrak, Azerbeycan ve Doðu Anadolu'da dolaþýp inandýrýcý ve büyüleyici konuþma tarzý ile dinleyenleri etkileyip kendilerinden geçirdiði yönündedir. Ününün o coðrafyalarda yayýldýðý, hatta sayýlarýn ve harflerin batýni anlamlarý olduðunu ileri süren Hurufiliðin de yayýcýlarýndan olduðu kaynaklarca doðrulanmaktadýr. Düþünür Pythgoras'tan gelen sayý mistikliði, (sayý gizi, sayýlarýn gizli anlamlarý) Ýslam düþüncesinde Esterabatlý Fazlullah'ýn eliyle Hurufilik oldu. Her harf bir sayýyý karþýlýyor, her sayý bir sözü anlatýyordu. Açýkça söylenemeyen söz, sayýlarla harflerin ardýna gizlenmiþti. XIV. Yüzyýlda yaþamýþ olan Fazlullah; sayýlar, harflerle anlatmak istediðini açýk söylemek istediðinde karþýmýzda þu anlamda ifadesini buluyordu. ''Biz, evrenin Tanrýsý
olarak insaný bulduk.'' Hurufiliðe göre, var olan herþey sesten doðmuþtur. Ses ise, en geliþmiþ halini sözde bulur. Sözü ise ancak insan kullanýr. Söz harflerden vücut bulur. Sözün aslý harftir. Nesimi, Fazlullah'ýn ''Cavidan-name'' sinden etkilenmiþ ve hurufiliðe esrarlý ve felsefi anlam ve nitelik veren þiirler yazmýþtýr. Yazýlan bu þiirlerdeki hurufilik temasý Alevi inancý ve Tasavvuf felsefesine paralel bir doðrultuda büyük bir coþku ile iþlenmiþtir. Nesimi'ye göre; Allah Künt-ü kenz -gizli hazine halinde iken mutlak olan, sonsuz olan güzelliðini görünür hale getirdi. Bu alem içinde insan Tanrýnýn varlýðýna girebilme yeteneðine sahip oldu. Tanrýnýn güzelliðini yansýtýr hale geldi. Ýnsanýn özünü kuran, sesti. Ses ise insanda söz olarak gerçekleþti. Bu itibarla Allah'ýn ilk görünüþü ''Kelam'' (Dil, Kur'an) suretinde oldu. Kelam ile ortaya çýkýþ harflerle belirlendi. Böylece Allah'ýn diðer bir tecellisi olan kamil insanýn yüzünde Kur'an'ýn 28 harfi görüntü verdi. (A. Celalettin Ulusoy, Yedi Ulular) Nesimi'nin yazmýþ olduðu þiirleri þarký ve nefes ile bestelenmiþtir. Ama o þiirlerini inancýný yaymak için yazmamýþtýr. Yazdýðý þiirlerle nasýl inandýðýný açýkça ortaya koymaktan da kendini alamamýþtýr. Yüreðindeki Yaradan sevgisini nasýl içinden geldiyse o haliyle coþkulu ama abartmadan ifade etmesini bilmiþtir. O Tanrý ve insaný iki parça olarak deðilde bir bütün olarak tasavvur etmiþtir. Gönlünde Tanrýya muhabbet besleyenin tek bir varlýða inanmasý kadar doðru bir þey olamaz. Birliðin ve benliðin ancak Tanrýya yakýþtýðý, onda vücut bulduðu gerçeði yadsýnamaz. Sonsuzluðun içinde Tanrý vardýr. Enel- Hakk kavramýna kendini öylesine adamýþtýr ki; bunu söylemek onda bir saplantý haline gelmiþtir. ''Daim Enel-Hakk söylerem Hakk'dan çü Mansur olmuþam'' ''Kimdür beni berdar iden bu þehre meþhur olmuþam'' Hallac-ý Mansur'un geçtiði sýrat köprüsünden geçmeye dünden razý gibidir. Sonu da pek ona benzer. Nesimi,Kah Farsça kah Türkçe dilini kullanmýþ, asla sade ve öz yazmaktan taviz vermemiþtir. XIV. Ve XV. Yüzyýlýn en büyük þairlerindendir. Yazýlý kaynaklar yok denecek kadar azdýr, olaný da þeriatçý zihniyetler yakmaktan, yok etmekten çekinmemiþlerdir. Bazý rivayetlere göre; Nesimi, II. Murat döneminde (Fatih Sultan Mehmet'in babasý) Konya ve Ankara'ya geldiði, hatta Hacý Bektaþý Veli Dergahýný ziyaret ederek Mürsel Bali ile de görüþtüðü yönündedir. Nesimi'nin Ýslam þeriatý ile barýþýk olmadýðýný biliyoruz. Düþüncelerini dile getiren þiirleri, gazelleri yaþadýðý dönemin egemenleri tarafýndan onun dinsiz olduðu, Kur'an hükümlerine ve þeriat ilkelerine karþý çýktýðý yolunda yorumlanarak suçlamalara maruz kalmýþtýr. Din ulemasý Hilal oðlu Þihbü'd- Din'in verdiði fetva uyarýnca Mýsýr hükümdarý Þeyh El-Müeyyed: ''Derisi yüzüle, ölüsü Haleb'de 7 gün teþhir
edile, yer yer durumu her canibe duyurula, sonra vücud uzuvlarý parçalana, birer parçasý imanlarýný taðyir (deðiþtirmek,baþkalaþtýrmak, bozmak) ettiði Zülkadiroðlu Ali Beð'le kardeþi Nasurü-d-Din'e ve Kara Yülük Osman'a gönderile,'' diye ferman yollar. Bu ferman en kýsa sürede infaz edilir. Bir rivayete göre; yüzülen derisini eline alan Nesimi, Halep þehrinin 12 kapýsýndan ayný anda çýkarken görülmüþtür. Yoldan geçen birisine,''Gerçek Kabe'nin yolcusuyuz,'' deyip elindeki yüzülen derisini de göstererek, ''Ýhramýmýz budur,'' (Kabe'ye girerken hacýlarýn örtündükleri dikiþsiz bürgü) diye de eklemiþtir.
Nesimi'nin Þiirleri:
Kaynaklara göre; Nesimi'nin Farsça ve Türkçe ile yazýlmýþ iki divaný korunarak günümüze deðin ulaþmýþtýr. Aþaðýdaki þiiri okuduðunuzda bir meydan okuma görürsüz Nesimi'de. Her þeyi önceden sezenlerin vakarýyla taviz vermez bir duruþun simgeleniþini duyumsarsýnýz dizelerinde. Ýnandýðý davanýn önlenemez, engellenemez bir direniþi vardýr yüreðinin sesinde. O ki inanmýþtýr, sürdürecektir davasýný mahþere kadar.
Caným Erenlere kurban Serim meydanda meydanda ikrarým ezelden verdim Caným meydanda meydanda * Yanarým yoktur dermaným Gönlümde yoktur gümaným Ýstersen al malým caným Varým meydanda meydanda * Kellem koltuðuma aldým Kan ettim kapýna geldim Ettiðime piþman oldum Darým meydanda meydanda *
Münkir rakipten kaçýn Müminim hulle biçin Ben bülbülüm bir gül için Zarým meydanda meydanda * Gerçek olan olur gani
Gani olan olur veli Nesimi'yem üzün beni Derim meydanda meydanda * * * Ben yitirdim ben ararým yar benimdir kime ne Gah giderim öz baðýma gül dererim kime ne * Gah giderim medrseye ders okurum Hakk için Gah giderim meyhaneye dem çekerim kime ne * Sofular haram demiþler bu aþkýn þarabýna Ben doldurur ben içerim günah benim kime ne * Ben melamet hýrkasýný kendim taktým eynime Ar-ý namus þiþesini taþa çaldým kime ne * Hocalar secde eder mescidin mihrabýna Pir eþiði kýblegahým yüz sürerim kime ne * Gah çýkarým gökyüzüne hükmederim aleme Gah inerim yer yüzüne yar severim kime ne * Zahidler diyormuþ ki güzel sevmek pek günah Ben severim sevdiðimi günah benim kime ne * Nesimi'ye sordular ki yarin ile hoþ musun Hoþ olayým olmayayým o yar benim kime ne * * * Nesimi'nin Kerbela olayýný anlatan Farsça bir aðýtý da vardýr
Muharremiye
Saçdý bu aleme yine muþg-i siyeh sema, Kadd-i benefþe oldý gam ü derd ile dü-ta. * Kan doldý lalenin ciðeri derd ü dað ile, Sarardý sayru oldý çemenler çü keh-rüba. * Zerd oldý yine þahid-i simin ber-i çemen, Geydi biri kýzýl, biri saru biri kara. * Gelmez bu gül-sýtana dahi gonca ganc ile, Gelmez bu asýtana nükhet-i saba. *
Avaz u savt ü nutkýný unutdý andelib, Meclisde çenge çeng urur isen dimez sada. * Sürmez sürud zevkini bülbül neþat ilen, Görmez huzur vaktini gül bülbülin reva. * Susen dilin çýhardý, ne dir erguvana gör, Yahma elün hinaya Muharrem'de kýl haya. * Cevr itdiler bu ayda çü Al-i Muhammed'e, Ger mü'min isen aðla, di-gil: ''Va musibeta'' * Ali-i Muhammed'e nice zulm etdi ol Yezid, La'net anýn vücudýna, her subh u her mesa. * Gonce çemende dop-dolu kan baðrý derd ile, Bülbül aðaçta nale kýlur: ''Ah ü hasrata'' * Nergis, çemende uyhuya varmaz bu derd ile, Gül-þende gül gülerse dutar yüzlerin büka.
Ol gündürür bu gün ki þehid oldý Þah-i Din, Ol demdürür bu dem ki dem ahdý be-misl-i ma. * Ol gül budaðý kim var anýn iki goncesi, Biri Hasen'dürür, birisi Þah-i Kerbela. * Zeynü'l-ibad ü Bakýr ü Sadýk Ýmam-i Hak, Musi-i Kazým, ol Þeh-i Din Musi-i Riza. *
Þahum Takýyy ü ba-Naki hem Þah-i Askeri Sultan-i Din Muhammed-i Mehdi-i mukteda. * Her kim ki sevdi can ile Al-i Muhammed'i, Yarýn þefi olur ana mecmu-i enbiya. * Ah eyle ah, gör nicedir alemin iþi, Kim Al-i Mustafa'ya müselman kýlur cefa. * Sen kim Resul'in alini sevmezsen ey pelid, Taat ü zikr hayrun olur cümleten heba. * Ger gark-i bahr-i ma'siyet isen Nesimi sen, Gam yime kim þefi'dürür sana Mustafa.
* * * Pir divanýna uðradým Pirin divaný güldür gül Oturmuþ köþk sarayýna Taht-ý revaný güldür gül * Gülden terazi tutarlar Gül alýrlar gül satarlar Gül ile gülü tartarlar Çarþý pazarý güldür gül * Kurusu güldür yaþý gül Topraðý güldür taþý gül Has bahçenin içindeki Servi çenarý güldür gül * Gülden deðirmen döndürür Gine gülden gfül övünür Akar arký döner çarký Bendi pýnarý güldür gül
Güle güle Seyyid Nesimi Haklý nefesleri güldür Hak oturur mihman canla Cemil-i canlar güldür güldür * * *
Erenler þahtan gelirler Ali derler pirimize On iki Ýmam kullarýyýz
Münkir ermez sýrrýmýza * Ateþ yanýp kazan coþar Dalga gelir boydan aþar Þulesi aleme düþer Bakýn bizim nurumuza * Pirimiz kýrklar yediler Bu yolu onlar kodular Bize böylece dediler Kan kanarsan sýrrýmýza *
Baktýk aslýmýz Adem'dir Kýsmetin veren Hüda'mdýr Halifeler piþ- kademdir Tac urdular serimize * Mürid mürþidine uydu Erenler manisin duydu Münafýklar nice kýydý Günden güne þarýmýza * * *
Gel beni aðlatma þahým Ben sana kullar olayým Gel bana ceylan bakýþlým Ben sana kullar olayým * Bir gonca bülbülün idim Geldim dalýnda ötmeye Þanýna aðlatma düþmez Ben sana kullar olayým * Açtým zülüfün telinden Zülüfün ucu mah gibi Kesip de yabana atma Ben sana kullar olayým * Ey Nesimi can Nesimi Þu derdime bir çare kýl Ezelden seni severim Ben sana kullar olayým
* * * Ateþ-i ýþkýna yakdýn özümü Halil Ýbrahim'le nardan gelirem Ab-ý Kevser ile yudum özümü Kýrklarýn bezminde dar'dan gelirem * Sual eder isen benim sýrrýmdan Cümlemizi halk eyledi varýndan Yarattý Muhammed Ali Nurundan Hakk ile Hak olan yardan gelirem * Cebrail çeraðýn almýþ eline Muhabbeti gider dostun iline Hayranýn þakýyan dudu diline
Rýdvan kapý açmýþ þardan gelirem * Teni sual etme ol kuru tendir Canýmýn içindeki gevher-i kandýr Bu ilmin deryasý bahr-i ummandýr Yolu kolaylayan sýrdan gelirem * Mansur ile varýb dar'e çekildim Yusuf ile kul oluben satýldým Ham'da Ýsa ile göðe çekildim Musa ile dahi tur'dan gelirem * Mahkemede sual sordu kadýlar Kitaplarýn orta yere kodular Sen bu savn'ý kimden aldýn dediler Ustasýndan aldým Pir'den gelirem * Nesimi'yem ikrarsýzdan beriyem Gerçek erenlerin kemter kuluyam Ali ravzasýnýn gonca gülüyem Münkir münafýða Hakk'dan gelirem * * *
Eðer sual eder isen sýrrýmdan Cümlemizi var eyledi varýndan Hak yarattý Muhammed'i nurundan Kandille balkýyan nurdan gelirem * Habib'i nurundan yarattý Hüda'm Salavat veririm ruhuna müdam
Cennetten sürüldü dünyaya Adem Rýdvan'ýn açtýðý þardan gelirem * Cebrail çeraðýn alýr destine Seyretmeðe gider dostun iline Hak nurdan merdiven kurmuþ yoluna Resul'ün kurduðu yoldan gelirem * Kandilde balkýyan dostun nurudur Akýl ermez ona ,Hakk'ýn sýrrýdýr Din serveri Muhammed'in nurudur Cennete açýlan gülden gelirem * Havva'dýr anamýz Adem'dir ata
Hakk'ýn hikmetine akýllar yata Cennetin illeri öteden öte Hu deyip çalkalanan selden gelirem * Okuyup yazanda çok Hakk'ýn ilmi Okuyup yazmayan ne bilsin ilmi Tanrý'nýn dostu Musa deðil mi Münacaat ettiði Tur'dan gelürem * Tenimi sorarsan bir kuru tendir Can onun içinde gevher-i kandýr Bu ilim dersidir, bahr-i ummandýr Sýrrý kal oldukça sýrdan gelürem * Sýfatlar daðýla taþlat atýla Ýns ile cin bir araya katýla Ýnsan mantar gibi yerden bitile Aslýmýz topraktýr, yerden gelürem * Mansur ile bile dara takýldým Yusuf ile hem kul olup satýldým Ýsa ile Þam'dan göðe çekildim
Musa ile bile Tur'dan gelürem * Kardaþlar böyle teviller düzdüler Baþmaða Ayet-el kürsü yazdýlar Kendi fetvam ile derim yüzdülar Halep þehri derler þardan gelürem *
Nesimi'yim ikrarýmdan belliyim Gerçek erenlerin kemter kuluyum Cennet bahçesinin gonca gülüyüm Münkir münafýka hardan gelürem * * * Vahdet kaynaðýndan dolu içenler Kanmýþtýr badeye þarap istemez Hakikat sýrrýna candan erenler Ermiþtir mahbuba mihrap istemez * Bu yolda can yoktur, canan isterler Gönül kabesinde erkan isterler Adem'e secdeyi her an isterler Baþka bir ibadet, sevap istemez
* Ariftir mushaftan dersler okuyan Tevrat'ý Ýncil'i ezber okuyan Cemal-i mushafý bir bir okuyan Almýþtýr fermaný Kur'an istemez * Nesimi'yem aþkla zar-u zar olan Ezel ikrarýnda ber karar olan Kiramen katibe yar-ý gar olan Düþmüþtür defteri kitap istemez. * * * Kaynakça: A. Celalettin Ulusoy, Yedi Ulular) Psakd.org / yediuluozan
ÞAH HATAYÝ ( 1487
1524 )
Alevilerin Yedi Ululardan biri olarak kabul ettiði ünlü Ýran hükümdarý Þah Ýsmail'in yazdýðý þiirlerinde kullandýðý mahlas Hatayi'dir. Hatayi, diðer adý Þah Ýsmail, 17 Temmuz 1487 yýlýnda Ýran'ýn Erdebil þehrinde tanýnmýþ bir Azerbeycanlý ailenin çocuðu olarak dünyaya gelmiþtir. Baba tarafýndan Þeyh Ýshak Seyfettin'in (Safiyüddin) Erdebili'nin soyundandýr. Þah Ýsmail'in babasý Þeyh Haydar, dedesi ise Þeyh Cüneyt'dir. Hatayi, anne tarafýndan da o devrin en köklü ve tanýnmýþ bir ailesine mensuptur. Anasý Alemþah Halime Begüm Sultan, Akkoyunlu hükümdarý Uzun Hasan'ýn kýzý, Sultan Yakub'un da kýz kardeþidir. Þah Ýsmail'in babasý Þeyh Haydar'ýn Þirvan Hükümdarý Ferruh Yesar ile arasý açýlýr. Ayný zamanda da kayný olan Akkoyunlu hükümdarý Yakup, Þeyh Haydar'a karþý Þirvan hükümdarýna yardým eder. Kayný tarafýndan ihanete uðrayan Þeyh Haydar, 1488 yýlýnda yapýlan savaþta yenilir ve öldürülür. Þeyh Haydar'ýn geride kalan karýsý ve üç oðlu; 2 yaþýna yaklaþan Ýsmail ve abileri Sultan Ali ve Ýbrahim Vali tarafýndan Þiraz'da 3 yýl mahkum edilirler. Akkoyunlu hükümdarý Yakup ölünce yerine oðlu Rüstem Mirza geçer ve Þeyh Haydar ailesinin desteðinden yararlanmak için üç kardeþi hapisten kurtarýr. Ýsmail'in aðabeyi olan Sultan Ali, Akkoyunlularýn yanýnda katýldýðý iki savaþý da kazanýnca Tebriz'e döner ve orada krallara layýk bir törenle karþýlanýr ama halkýn gösterdiði bu ilgi Rüstem Mirza'nýn dikkatini çeker ve iþkillenir. Halkýn üzerinde manevi bir gücü olan aileden korkmasý gerektiðini düþünerek onlarý ortadan kaldýrmanýn yollarýný arar. Sultan Ali, Rüstem Mirza'nýn hareketlerinden durumu sezerek kardeþlerini de yanýna alýp ata yataðý Erdebil'e kaçarlar.
Sultan Ali'nin kaçýþ yolunda olduðunu çaþýtlarýndan öðrenen Rüstem Mirza, asker salar ardlarýndan. Sultan Ali, askerlerin kendisini ve kardeþlerini ele geçireceklerini anlayýnca, iki kardeþini yanýndaki müridleriyle Erdebil'e gönderir ve kendisi geride artçý kalarak askerlerle çatýþýr ve öldürülür.
Saðsalim Erdebile varan Ýsmail ve kardeþi oradaki müridlerince korumaya alýnýr. Ama Rüstem Mirza tarafýndan sürekli izlendikleri için oradan da kaçarak ilkin Baðru Daðýna, ardýndan da sýrasýyla Gilan, Gaskar, Reþt ve Lahican'a götürülürler. Lahican'ý mekan tutan Ýsmail, Gilan hükümdarý Mirza Ali'nin sarayýnda misafir edilirler. Orada Lala Hüseyin adlý bir öðretmenden özel eðitim almaya baþlar. Sonra o dönemin tanýnmýþ alimlerinden dini, siyasi ve askeri dersler alýr. Müridler her nerede olursa olsun onu yalnýz býrakmamakta sürekli görmeye gelmektedirler. Akkoyunlu hükümdarý Rüstem Mirza, bir türlü ele geçiremediði iki kardeþin Lahican'da olduðunu öðrenip oraya asker çýkarmak isterken 1497 yýlýnda öldürülünce, Ýsmail artýk harekete geçmenin zamanýnýn geldiðini anlar ve müridlerini toplayarak ilkin Hazer kýyýlarýndaki Aravan'a, sonra da Erdebil'e gelir. Bu arada Þii olan Türk aþiretleri de kendisine katýlmýþlardýr. Kendi ailesine ve oradaki þiilere yapýla n eziyetlerin öcünü almak için harekete geçer. 1500 yýlýnýn yazýnda Þamlý ve Rumlulardan 2 bin kadar Kýzýlbaþla Karabað, Kaðýzman, Tercan yolu ile Erzincan'a gelir. Burada Kýzýlbaþlar ve Karabað süvarilerinden oluþan 7 bin askerle Þirvan'a hücum edip babasýnýn öcünü alýr. 1502 yýlýna deðin çetin bir mücadele vererek Azerbeycan þehri Baku'yu ele geçirmiþ, Nahcivan'da da Elvend beyi yenmiþ olarak Tebriz'e gelip þahlýk tacýný giyer. Ýran'da Safevi Þahý tacýný giyince egemeni olduðu ülkenin sýnýrlarýný geniþletmek ve inandýðý 12 Ýmam Þiiliðini yaymak için çalýþmalara baþlar. Dur durak bilmeyen Þah Ýsmail, 1502'nin ilkbaharýnda Fars ve Irak'ý, Acem hükümdarý Murad beyi yenerek de Þiraz'ý alýr. 1507 yýlýnda Erciþ, Ahlat ve Bitlis'i alarak Elbistan'a oradan da Tokat'a kadar ilerler. Osmanlý padiþahý ile barýþ anlaþmasý yapmak istemiþse de kabul edilmez. 1510 yýlýnda Merv'de Özbek haný Þiybani'yi yenmiþ, Horasan'ý da topraklarýna katmýþtýr. Anadolu topraklarý üzerinde de yoðun bir Alevi nüfusu yaþamaktadýr. Þah Ýsmail burada da Þiilik propagandasý yapmaya baþlar. Anadolu'nun Alevi halký, kendi dilinden konuþan, kendisiyle ayný inancý yaþayan bu genç insaný görmek, onun soluduðu havayý solumak, Ehl-i Beyt için söylediði deyiþleri - duazý imamlarý dinlemek için akýn akýn yollara düþüyorlar, onu gördüklerinde içlerine dayanýlmaz bir huzur akýþýnýn dolduðunu seziyorlardý. Temelini atalarýnýn attýðý Osmanlý Ýmparatorluðu artýk onlarý görmez ve duymaz olmuþtur. Hiristiyanlara ve Musevilere gösterilen inanç özgürlüðü onlar için rafa kalkmýþtýr. Osmanlýnýn gösterdiði tek hoþgörü ''Gayri Müslim'' dediklerinedir. Kendi dininden olan ama Sünni Ýslama yanaþmayan Alevi kesimi o topraklar üzerinde üvey evlat muamelesi görmektedir.Bir de ekonomik koþullar o topraklarda yaþayan herkes için giderek kötüleþmiþ. Bu açýdan bakýlýnca Þah Ýsmail cankurtaran gibi gelir kendilerine. Þah Ýsmail de kendi inancýndan olan bu insanlarý inançsal özgürlüðe kavuþturmak için kucak açar ve Anadolu'da hüküm süren Osmanoðullarý ile çatýþmaya girer. Osmanlýdan hoþnut olmayan Anadolu Alevisi ise, Þah Ýsmail'i kendi kaderleri olarak belirlerler ve ona yüreklerini açarak yanýnda yer almaya karar verirler. Zaten Anadolu'nun bazý kesimlerinde toplumsal
hoþnutsuzluklar baþ gösterip yer yer isyanlar çýkmaktadýr. Trabzon'da sancak beyi olan þehzade Yavuz Selim, Anadolu'nun yavaþ yavaþ elllerinin altýndan Safevi Þahý Ýsmail'e doðru kaydýðýný anlar ve Osmanlý tahtýnda oturan padiþah babasý II. Beyazit'in hiç bir þey yapmadýðýný görerek onu tahtýndan indirir, kardeþleriyle yaptýðý taht kavgalarýný da kazanarak Osmanlýnýn yeni padiþahý ünvanýný alýr. 1514 yýlýnda Çaldýran denilen yerde yeni Osmanlý padiþahý Yavuz Selim'in top-tüfek kullanan ordusu ile meydan savaþýna giriþen Þah Ýsmail, ateþli silah kullanmadýðý için yenilir ve savaþ meydanýný terkeder. Þah Ýsmail'in Çaldýran savaþýnda 12 Ýmamý temsilen 12 dilimli kýzýlbörkü baþýna taktýðý da rivayetler arasýndadýr. Diðer bir rivayete göre de, Þah Ýsmail'in babasý Þeyh Haydar'ýn 12 dilimli börk giydiðidir.
Tüm maddi ve manevi gücünü yitiren Þah Ýsmail, yeniden çevresindeki komþularýyla kültürel ve siyasi iliþkiler kurmak isterse de Çaldýran savaþý yenilgisinin kendisi için sonun baþlangýcý olduðunu anlar ve oðlu Tahmasb'ý kendine halef seçip ülke yönetiminden vazgeçerek kendi içine çekilir. 1924 yýlýnda ziyaret amacý ile geldiði Erdebil'de Hakk'a yürüdü ve büyük dedesi Þeyh Safiyüddin'in türbesi yanýnda topraða verildi. Bazý kaynaklar Þah Hatayi'nin Azerbeycan'da Hakk'a yürüyüp sonra Erdebil'e götürüldüðü yönündedir.
Araþtýrmacý Nejat Birdoðan, 1991 yýlýnda Can yayýnlarýnda çýkan Þah Ýsmail Hatayi adlý kitabýnda Þah Hatayi'yi þöyle anlatmaktadýr: '' Müridleri Ýsmail'i ve Ýbrahim'i kaçýrýp gizlediler. Ýsmail bu sýrada altý yaþýnda idi. Onu Erdebil'in Anadolu (Rum) mahallesinde Ebe adýndaki bir kadýn gizliyordu. Ancak bulunmasý olasýlýðý belirince Ýsmail Gilan'a kaçýrýldý. Orada da altý yýl kaldý. Hep ziyaret edildi. Bu aralarda Akkoyunlu yönetiminde baþ gösteren saltanat boðuþmasý Ýsmail'in iþine yaradý. 1499'un aðustosunda oniki yaþýnda iken Gilan'dan ayrýldý. Hazar Denizi'nin batýsýndaki Tarum'a geldi. Yanýnda müridleri de vardý. Yolculuðu halhal üzerinden Erdebil'e dayandý. Ancak Erdebil valisi kendini içeri almadý. Ýsmail, Hazar kýyýsýna Ercuvan'a gitti.1500 yýlýnýn amansýz kýþýný orada geçirdi. Amacý Anadolu'ya gitmekti. Anadolu'daki yandaþlarýna Erzincan'a gelmeleri için ulaklar yolladý. Kendisi de bir gece yola çýkýp Sa'd Çukuru (Erivan-Iðdýr), Kaðýzman, Erzurum, Tercan üzerinden Sarýkaya yaylasýna geldi. Bu yolculuk sýrasýnda hiç bir zorluða uðramadýðý gibi, onüç yaþýndaki bu kiþilik Anadolu'yu sevinçten ve umuttan ayaða kaldýrýyordu. Anadolu Erzincan'a akýyordu. Sivas, Amasya ve Tokat'tan Ustacalu, Samlu, Rumlu Türkmenleri, Antalya'dan Teseli Türkmenleri, Maraþ'tan Zülkadir Türkmenleri bölük bölük geliyorlardý. Ýþte Safavi Devleti'ni bu Orta ve Güney Anadolu Türkmenleri kurdular.'' Sayýn Nejat Birdoðan Þah Hatayi ile Osmanlý padiþahý II.Beyazit'in arasýnýn iyi olduðunu, hatta Þah Hatayi'nin padiþaha ''baba'' diye hitap ettiðin i
belirtiyor. Bazý kaynaklar da, II. Beyazit'in Bektaþi tarikatýna baðlý olduðunu yazýyorlar.
Alevi- Bektaþi yazýlý edebiyatýnda öðretici (Didaktik) ve duygulu, coþkulu (Lirik) þiirler yazan Þah Ýsmail, her iki þiir ölçüsünü de (Hece vezni, Aruz vezni) baþarýyla kullanmýþtýr. Þiir dili bazen Türkçe, bazen Farsçadýr. Ýyi bir eðitimden geçtiði þiirlerinin güçlü anlatýmlarýnda kendini göstermektedir. Halk dilinde yazdýðý nefesler son derece sade ve akýcýdýr. Þiirlerinde bazen bir kahraman, bazen halktan biri, bazen de savaþ meydanlarýnda zafer kazanmýþ kahramanlarýn duruþu vardýr. Ama genel anlamda hoþgörüyü þiirlerinin derinliklerinde sezinleten alçakgönüllü bir derviþin sevdiklerine sesleniþi vardýr. Þiirlerinde Hatayi mahlasýný kullanmasýnýn nedenini A. Celalettin Ulusoy þöyle açýklamaktadýr. '' Hatayi'nin anlamý: Çiçek, çiçekle yapýlan süsleme. Hin kumaþý anlamýna da gelmektedir. Çeþitli inanç sistemlerinin ayrý ayrý güzel ve kokulu bir çiçek gibi olduðunu, insanlýðýn mutlu olmasý için bu çiçeklerin ahenkli ve anlamlý olarak bir araya gelmesi gerektiðine inanan Þah Ýsmail'in Hatayi mahlasýný bu amaçla kullandýðý söylenmektedir. Bazýlarýna göre ise; bitkilerden, ipek böceklerinden, koyunlardan alýnan liflerin ayrý ayrý bir deðeri ve anlamý olmadýðýný, bunlarýn bir sanatçý eliyle estetik biçimde Hint kumaþýna döndürülmesi ile kýymet ifade edeceðini, þiirinde böylesine güzel bir sanat olduðunu anlatmak amacýyla Hatayi mahlasý seçilmiþtir. Bir diðer söylenti ise; Þah Ýsmail Baðdat'ý zaptettiðinde Kerbela'yý ziyaret etmiþ ve Hür Þehidin, bu faciaya sebep olanlar arasýnda bulunduðunu, iþ iþten geçtikten sonra Ýmam Hüseyin tarafýna geçtiðini düþünerek onun mezarýný açtýrmýþ, yaralarýndaki sargýlarý çýkarýlan Hür'ün vücudunun her tarafýndan taze kan akmasý üzerine ''Hata'' ettim anlamýna ''Hatayi'' mahlasýný almýþtýr. Þah Hatayi'nin Erdebil kütüphanesinde, gazelleri, mesnevileri, Rubaileri kapsayan bir divaný vardýr. Ayrýca Þah-ý Merdan olarak vasýflandýrdýðý Ýmam Ali'ye karþý sevgisini, baðlýlýðýný ve hayranlýðýný ifade eden ''Dehname'' adýnda 1400 beyitlik bir ''Mesnevisi'' vardýr. Þah Hatayi'nin þiirlerinin bir bölümü de ''Nasihatname'' adý altýnda toplanmýþtýr. Küçük yaþta kötü koþullarla karþýlaþan Þah Hatayi, sanatçý kiþiliðini bu etkilenmenin üzerine oturtmuþtur. Aruz ve heceyle yazdýðý þiirler, döneminin þiir edebiyatýna da ýþýk tutar. Yaþadýðý dönemin Nesimi'den sonra olmasý, Azerbeycan edebiyatýnýn en önemli temsilcilerinden birisi olmasýna engel deðildir. Anadolu'daki tekke edebiyatýnda, Anadolu Alevilerinin Cem Ayinlerinde okunan Duaz-ý Ýmamlar, Deyiþler ve Nefesler'de Þah Hatayi'nin inkar edilemez emekleri vardýr. Onun güçlü olan þairlik yaný o coðrafyada yaþayan bilim adamlarýnýn ve ozanlarýn da dikkatini çekmiþ olup akýn akýn onu ziyarete gelirlermiþ Bazý kaynaklar Þah Hatayi'nin Þah Ýsmail yönüne dikkat çekerek ona
iftiralar atmaya, onun deðerini gözlerden düþürmeye çalýþýyorlarsa da aþaðýda okuyacaðýnýz þiirler asla bir kötüye ait olamaz. Yüreðini Tanrý'ya muhabbetle açan birisi asla kötü olamaz ve kötülük düþünemez. On Ýki Ýmamlar'a böylesine sevgiyle baðlanan birisi bir karýncayý bile incitemez diye düþünmekteyim. Sanýyorum ki; Anadolu Alevisi kimi baðrýna basmýþsa onun hakkýnda hep kötü sözler edilmiþ, Alevilerin o deðerlerden soðutulmasý hesaplanmýþtýr. Bu oyuna gelmenin zamaný geçti artýk. Herkes kendi evinin önünü süpürsün. Ama bir baþka gerçek daha var ki, yargýlama yapýlýrken mutlaka olayýn yaþandýðý dönem ve koþullar da göz önünde bulundurularak deðerlendirme yapýlmalýdýr. Þah Hatayi, 1514 Çaldýran savaþý yenilgisinden sonra kendi içine çekilmesiyle þiirleri de bundan etkilenmiþtir. Alevi cemlerinde söylenen ''Mihraçlama'sý'' da çok ünlüdür. Þah Hatayi, ayný zamanda Erdebil dergahýnýn da bir þeyhi olmakla beraber, inanç yönünden Hacý Bektaþ Veli'ye baðlý olduðunu ve ona sonsuz sevgi duyduðunu çok sayýdaki þiirlerinde de açýklamýþtýr. Þah Hatayi'nin Hacý Bektaþ Veli için yazmýþ olduðu bir þiiri.
Gece gündüz hayalüne dönerem Bir gece rüyama gir Hacý Bektaþ Günahkerem günahumdan bezerem Özüm dara çektim sor Hacý Bektaþ * Derdimin dermaný yaremin ucu Dört güruh mevcuttur Güruh-i Naci Belinde kemeri baþýnda tacý Yüzünde balkýyor nur Hacý Bektaþ * Gahi bulut olup göðe aðarsen Gahi rahmet olup yere yaðarsen Ay mýsen gül müsen kanden doðarsen Ilgun ýlgun esen yel Hacý Bektaþ * Yandý bu garib kul nedir çaresi Yine tazelendi yürak yaresi Onulmaz dertlere derman olasý
Bu senin bendindir sar Hacý Bektaþ * Derd-mend Hatayi eydür niyazý Ulu Pir katardan ayýrma bizi Bir mahþer günüdür isterem sizi Muhammed önünde car Hacý Bektaþ * * * Þah Hatayi, tam bir Ehl-i Beyt sevdalýsýdýr.Ilgýn ýlgýn eser þiiri.
Muhammed Ali'yi candan sevenler Gel Ali'm yola gidelim Yorulup yollarda almaz inþallah Ali'm kendi yolu ile Ýmam Hasan'ýn yüzün görenler Aclar doyar susuz kanar Hüseyin'den mahrum kalmaz inþallah Leblerinin balu ile * * Ýmam Zeynel'den bir dolu içen Ali'm bana neler itti. Ýmam Bakýr'dan kaynayub coþan Aldý elüm dara yetti Sýdk ile Ýmam Cafer'e koþan Üstüme yürüyüþ itti Bundan özge yola sapmaz inþallah Elündekü tolu ile * * Ýmam Musa'dan gelen erenler Ýçilmez tolu içülmez Can baþ feda edip ceme girenler Sevgili dosttan geçülmez Ýmam Rýza'ya zehir verenler Ýkisi birdür seçilmez Divanda þafaat bulmaz inþallah Hasbahçenin gülü ile * * Bir gün olur okuturlar defteri Aþý vurur devran döner Þah oðlunun elindedir teberi Kuþ budaða bir dem konar Uyanýnca Taki, Naki, Askeri Doldurmuþ tolusun sunar Açýlan gülümüz solmaz inþallah Ali'm kendi elü ile * * Hatayi der bir gün bu iþ biter a Erenler lokmasý nurdur Özünü katagör ulu katara Lokmaya elini sundur Mehdi þevki bu cihaný tutar a Þah Hatayi'm doðru yoldur Þah oðluna sitem olmaz inþallah Ali'm kendi yolu ile * * * * *
Bir yolun yolcusu olayým dersen Men dahi nesne bilmezem Elde iki karpuz tutmalý deðildir Allah bir Muhammed Ali Derviþ olub þalvar giyeyim dersen Özüm gurbete salmazam
Gahi giyip gahi atmalý deðil Allah bir Muhammed Ali * * Nadan bahçesinde gonca gül olmaz Anlar Pirdür bir olubdür Kamil ile yoldaþ olan yorulmaz Balkýyup nur olubdür Ýki mahluk vardýr Hakk'a kul olmaz Dört kuþede sýr olubdür Maðrurluk kibirlik etmeli deðil Allah bir Muhammed Ali * * Maðrurlar orada olurlar yalan Mümin müslüm etek tutar Kibir imiþ yorulub yollarda kalan Bir mekana gönül katar Eðer yolcu isen köprüyü dolan Hu diyecek gelir yeter Gözgöre çamura batmalý deðil Allah bir Muhammed Ali * * Koyun kuzusuna nasýl meledi Ýki yavru var yuvada Öküzün kulaðý kimler enedi Muallak döner havada
Garib bülbül gül dalýnda tünedi Daðda deryada ovada Her çalý baþýnda ötmeli deðil Allah bir Muhammed Ali * * Þah Hatayi Ýmam Cafer muhbiri Bindikleri Burak'dürür Hakk'ýn yaranýdýr Veysel Karani Yaktýklarý çýrak'dürür Hakk'ýn haznesinden gelen gevheri Yerden göðe direk'dürür Müþteri olmayana satmalý deðil Allah bir Muhammed Ali * * * * Ýbtidadan yol sorarsan Hatayi bu yolda serdür Yol Muhammed Ali'nindür Serün verenler erdür Yetmiþ iki dil sorarsan Ayda sýrdur gün de nurdur Dil Muhammed Ali'nindür Allah bir Muhammed Ali * * * * Gice olur gündüz olur Hu diyelim gerçeklerin demine Cümle alem dümdüz olur Gerçeklerin demi nurdan sayýlýr Gökte kaç bin yýldýz olur On iki Ýmamýn giren bezmine Ay Muhammed Ali'nindür Muhammed Ali'ye yardan sayýlýr * * Varma Yezid'in yanýna Üç gün imiþ þu dünyanýn safasý Kokusu siner tenüne Safasýndan artýk imiþ cefasý Lanet Yezid'in soyuna Gerçek erenlerin nutku nefesi Can Muhammed Ali'nindür Biri kýrktýr kýrký birden sayýlýr * * Yezid alaydan seçildü Gerçek aþý menzilinde durursa Mümine hülle biçildü Çerað gibi yanup þem'i erürse Evvel baharda açýldu Eksikliðin kendözünde bilürse Gül Muhammed Ali'nindür Ol aciz olsa da erden sayýlýr * * Gökde rahmetler saçýldu Þah Hatayi der Baðdat'týr vatan Mümin olanlar seçildü Ýkilükden geçüb birliðe yeten
Ab-ý Kevserler içildü Erenler yoluna kýylü kal katan Dem muhammed Ali'nindür Yolu dikenlidir hardan sayýlýr * * * * Varma Yezid meclisine Muhammed Ali'nin aldým elini Kulak virme hiç sesine Hakk deyüb tuttuðum yoldan ayrýlmam Satur Yezid ensesine On iki Ýmam'ýn tuttuðum yolunu Seyf Muhammed Ali'nindür Hakk deyüb tutttuðum yoldan ayrýlmam * * Hatayi oturmuþ aðlar Mürþid'in nefesi Hakk nefesidir Diline gelenü söyler Mürþid sözü tutmayan Hakk'ýn nesidir Top olmuþ ortada döner Mürþid'in rýzasý Hakk rýzasýdýr Nur Muhammed Ali'nindür Hakk deyüb tuttuðum yoldan ayrýlmam * * * * Be erenler be gaziler Mürþid'in gittiði Veli yoludur
Gelen Murtaza Ali'dür Gitme dediðine gitmemelidir Yezid'e batýn kýlýncýn Zahir batýn Hakk Muhammed Ali'dir Çalan Murtaza Ali'dür Hakk deyüb tutttuðum yoldan ayrýlmam * * Alçaða indürmüþ özünü Hakk Erenler bir araya derile Ýder Hakk'a niyazunu Cümle aþýklara nasib verile Kýrklar ile bir üzümü Aþýkare Hakk gözüyle görüle Yiyen Murtaza Ali'dür Hakk deyüb tutttuðum yoldan ayrýlmam * * Turnaya virmüþ sesinü Þah Hatayi'm Hakk bil tuttuðun eli Ýmamlar çeker yasýný Zahirde batýnda Hakk görür seni Yine kendü devesinü Gerçek erenlerden aldým haberi Yiden Murtaza Ali'dür Hakk deyüb tutttuðum yoldan ayrýlmam * * * * Getür ahret azýðýnu Gönül seyranda gezerken Aþýk çeker yazýðýnu Þah geldi kondu seraya Muhammed'in yüzüðünü Hakk'a niyaz eyler iken Yudan Murtaza Ali'dür Bir engel düþtü araya * *
Cennetin yemiþi alma Hakk'un kapýsýndan girdim Sarar benzim sarar solma Kendü vücudumu gördüm Þah Hatayi'm münkir olma Marifet kazanýn kurdum Gelen Murtaza Ali'dür Aþký kaynatan küreye * * * * Gönül ne gezersin seyran yerinde Muhabbet haslar hasýymýþ Alemde her þeyin var olmatýnca Muhabbet Hakk'un sesüymüþ Olura olmaza dost deyüb gezme Sevgü Hakk sevgisü imüþ Bir ahdine sadýk yar olmayýnca Erenler ne dir buraya * *
Yürü sofi yürü yolundan azma Hele küþadým düþürdüm Ýlin gýybetine kuyular kazma Firkat kazaným taþýrdým Varýp her dükkana metain çözme Ýrfan ateþün piþirdüm Yanýnda mürþidin var olmayýnca Tuzun tattýrdým bereye * * Kalktý havalandý gönülün kuþu Hatayi der ihiyarsýz Kavga gýybet etmek kötünün iþi Neyleyüm dünyayý yarsýz Üstazýn tanýmaz bunda her kiþi Ol alemden de habersüz Anýn kim mürþidi er olmayýnca Tuz ekmek ister yareye * * * * Varýp bir kötüye sen olma nöker Akýl gel berü gel berü Çerhine deðer de dolunu döker Gir gönüle nazar eyle Ne Huda'dan korkar ne hicab eder Görür göz iþitir kulak Bir kötüde namus ar olmayýnca Söyler dile nazar eyle
* * Þah Hatayi'm edem bu sýrrý beyan Baþdur gövdeyi götüren Kamil midir cahil sözüne uyan Ayak menzüle yetüren Bir baþtan aðlamak ömredir ziyan Dürlü maslahat bitüren Ýki baþtan muhib yar olmayýnca Ýki ele nazar eyle * * * * Erenler server-i Þah-ý velayet Sofu isen alub satma Aldý müminlerin elin eline Helalüne haram katma Hanedan dostuna eyler hidayet Yolun eðrisine gitme Mümin olanlarý çeker yoluna Doðru yola nazar eyle * * Eðer bende isen Þah-ý Merdan'a Ýki elüm kýzýl kanda Ali gibi sen de kalma noksana Çok günahlar vardur bende Bir talibi piþir getir meydana Ya ilahi kerem sende Ezel ebed la gelmeye diline Düþkün kula nazar eyle * * Nasihattýr benden sana emanet Hatayi eder ya gani Sadýk emanete etmez hiyanet Viren mevla alur cani Yemek ile içmek için bir adet Evvel kendü kendün taný Kurdu Hakk Arslan'ý mümin kuluna Sonra ile nazar eyle * * * *
Erenler gittiði yollarý gözle Allah Allah din gaziler Gözet bir kamil'in izini izle Gaziler deyun Þah menem Mümin kardeþlerin aybýný gizle Karþu gelun secde kýlun Girmek ister isen rahmet gölüne Gaziler deyun þah menem * * Mürþid'e rehbere eyle itaat Uçmakda tuti kuþuyam Zahirde batýnda gözle sadakat Aðýr leþker er baþýyam Muhammed Ali'den kaldý emanet Men sufiler yoldaþýyam
Bahçe donanýnca güller alýna Gaziler deyun Þah menem * * Muhammed Ali'ye kýrklar katýldý Ne yerde ekersen biterem Anda varlýklarý cümle atýldý Hande çaðýrsan yeterem Yahudiye kul olarak satýldý Sufiler elin tutaram Ýstek Hakk olduðu bundan biline Gaziler deyun Þah menem * * Þah Hatayi'm cennet kapýsýn açtým Mansur ile darda idim Cömert olanlarýn dolusun içtim Halil ile nar'da idim Bahil olanlarý ayýrdým seçtim Musa ile tur'da idim Bahilden gayrýsý cemde buluna Gaziler deyun Þah menem * * * * Ali'nin sýrrýna ereyim dersen Kýrmýzý taclu boz atlu Bir Mürþid-i Kamil bul da andan gel Aðýr leþkerü nisbetlü
Küfrünü imana satayým dersen Yusuf Peygamber sýfatlu Var kendi küfrünü bil de andan gel Gaziler deyun Þah menem * * Þeriat manisi insana sözdür Hatayi'm al atluyam Tarikat sürerler gece gündüzdür Sözü þekerden datluyam Gönül bahr-i aþk'dýr derya denizdir Murtaza Ali zatluyam Damla ol umman'a dal da andan gel Gaziler deyun Þah menem * * * * Piþiri piþiri söyle sözünü Önüme bir çýðýr geldi Hak-i paydan ayýrma sen gözünü Bir ucu var þar içinde Mürþidine teslim eyle özünü Attarlar dükkan açmýþ Musahib kapusun bul da andan gel Her ne dersen var içinde * * Cellad olup sen canýna kýyagör Gir dükkana pazar eyle Arif olup her maniden duyagör Hýþmý yenip hazer eyle Cesedini kendi elinle yuyagör Aya güne nazar eyle Kendi namazýný kýl da andan gel Ay Muhammed nur içinde * * Þah Hatayi'm mani söyler dilinden Ay Ali'dir gün Muhammed Ayýrýrlar seni kibr ile kinden Üçyüzaltmýþaltý ayet Ölmeyene nasib olmaz bu yoldan Balýklar suya hasret Var ölmezden evvel öl de andan gel Çarhý döner göl içinde * * * *
Dün ü gün intizarým sana Kerbela Kudretinden verdi balý Varalým Ýmam Hüseyin aþkýna Bahanesi oldu arý Serden gayri sermayem yok elimde Men kýlaram ah-ü zarý Nezrim olsun Ýmam Hüseyin aþkýna Arý inler bal içinde * * Ne hub öter þu seherin bülbülü Can Hatayi'm adýn hezar
Ne hoþ kokar o has bahçenin gülü Aynýmýzda ak yazýlar Mersiye der Þah Hüseyi'in kulu Talibler Pir'in arzular Dinleyelim Ýmam Hüseyin aþkýna Bülbül oynar gül içinde * * * * Rehber talibunu arudub getür Ali Ýsmail'im geldim Tamam eyle eksük yerlerün yetür Alemi seyran eylerim Rýza lokmasýný meydana getür Zülfekar durmaz kýnýnda Yiyelim Ýmam Hüseyin aþkýna Günde bin kez kan eylerim * Engür ezdi kýrklarýn birisi * Birisinden mest olubdur varýsý Görürüm düzen düzeni Yüce yayla padiþahýn korusu Kýrarým yoldan azaný Konalým Ýmam Hüseyin aþkýna Yeni baþtan bu düzeni * Bir kavim erkan eylerim
Þah Hatayi'm bu yola beli deyu * Çaðrýþýrlar Muhammed Ali deyu Binerim ol düldül atý Cümlemiz bir ikrarýn kulu deyu Kimse bilmez bu sýfatý Varalým Ýmam Hüseyin aþkýna Vilayeti kerameti * * * Tarikatta kan eylerim Muhammed Ali'den kurulu yoldur * Bu yolu býrakýb kaçana lanet Yürdü vilayet leþkeri Evvel ikrar verip sonra dönene Zuhur oldu meydan eri Tarik-i evliya'dan çýkana lanet Gözlü olan gelsin beri * O can burhan eylerim Erenler bu yolda hazýrdýr hazýr * Muhasip levnini deterden kazýr Þah Hatayi emrim kaný Gerekse eylesin bin dürlü özür Yoktur leþkere saný Onlar ile yeyüb içene lanet Kayýrmaz süfliler saný * Sýrrý cana can eylerim Aklýný beðenib ikrarýn koyub * * * Kalkýp havalanýb nefsine uyub Muhammed Ali'nin gittiði yola Teberra gömleðin eðnine giyüb Biz dahi gidelim ayrýlmayalým Azrail yurduna göçene lanet Ýmamlar defterine kayýt olalým * Bu Ulu katardan ayrýlmayalým Ýblis gibi eller aybýna bakub * Ýmamnýn terk ile dininden çýkub Allah Muhammed Ali hep birdir Eliyle boynuna ilmeðin takub Erenler üstünde balkýr bir nurdur Gýybet edib sýrrý açana lanet Cennet-i alada bir dergah vardýr * Bizler o dergahtan ayrýlmayalým * Beðenmeyib erenlerin sözünü Benlik çirkefine sokmuþ özünü Sevdiðimiz bizim onlar da bilsin Hakk yönünden döndürmüþtür özünü Ýnsaf ehli olmayan insafa gelsin Cehennem kapusuna gidene lanet Bir olsun birlik olsun dirlik olsun
* Gittiðimiz bu yoldan ayrýlmayalým Hatayi'm der bir Veli'nin yoluyla * Sultanýn sohbeti her dem kuluyla Kaba saba olsun heman yük olsun Gönlünde kibirle soðuk dilüyle Arýdalým gönül evi pak olsun Muhabbet bezminden geçene lanet Þah Hatayi.m nefesimiz Hak olsun * * * Biz nefesimizden ayrýlmayalým
* * *
Eðer tarikattan sual edersen Doksanbin kelamýn baþý Murtaza Ali'dir pirimiz bizim Kanlýdýr nefes öldüren Göregeldiðimiz süregideriz Budur erenlerin naþý Kýrklardan ayrýlmýþ sürümüz bizim Kanlýdýr nefes öldüren * *
Edeplüyüz kimesneye bakmayuz Kötünün sözü aðudur Rýza kapusundan taþra çýkmayuz Urur sinemi daðýdýr Cennet cehennem korkusu çekmeyüz Kalbimiz Hakk'ýn evidir Bunda sorulmuþtur sorumuz bizim Kanlýdýr nefes öldüren * * Sýrr-ý Hakk'a gerçeklere baþ koþtuk Ýyinin sözü taþlýdýr Çiy yerimiz yoktur kürede piþtik Daima gözü yaþlýdýr Ne yoldan ne farzdan sünnetten düþtük Adem öldüren suçludur Erenler cemidir yerimiz bizim Kanlýdýr nefes öldüren * * Kazancýmýz meydana getiririz Kabe yaptým Halil ilen Eksikliðimiz varsa bitiririz Ayet ilen delil ilen Aþina meþreb evinde otururuz Fakýyr ilen zelil ilen Bine sayýlmýþtýr birimiz bizim Kanlýdýr nefes öldüren * * Þah Hatayi'm der gerek erenler Hatayi'm kendi halinde Onda piþman olur bunda yerenler Muhammed Ali yolunda Bin kana bir mürvet dedik erenler Bu kelam geldi dilinde Gerçekler darýdýr darýmýz bizim Kanlýdýr nefes öldüren * * * * * *
Akýl irmez Yaradan'ýn sýrrýna Gece gündüz hata etmektir iþimiz Muhammed Ali'ye indi bu kurban Tövbe günahlarýmýza estaðfýrullah Kurban olam kudretinin nuruna Muhammed Ali'ye baðlýdýr baþýmýz Hasan Hüseyin'e indi bu kurban Tövbe günahlarýmýza estaðfýrullah * *
Ol Ýmam Zeynel'in destinde idim Hasan Hüseyin sýr içinde sýr ise
Muhammed Bakýr'ýn dostunda idim Ýmam Zeynel nur içinde nur ise Cafer-i Sadýk'ýn postunda idim Özümüzde kibir benlik var ise Musa Kazým Rýza'ya indi bu kurban Tövbe günahlarýmýza estaðfýrullah * * Muhammed Taki'nin nurunda idim Muhammed Bakýr'ýn izinden çýkma Aliyyü'n Naki'nin sýrrýnda idim Yükün Cafer'den tut gayriye bakma Hasanü-l Askeri'nin darýnda idim Hatýra deðip gönüller yýkma Muhammed Mehdi'ye indi bu kurban Tövbe günahlarýmýza estaðfýrullah * * Aslý Þah-ý Merdan güruh-u naci Benim sevdiceðim Musa-i Kazim Gerçeðe baðlýdýr bu yolun ucu Ýmam Rýza'ya baðlýdýr özüm Senede bir kurban talibin borcu Eksiklik noksanlýk hep kusur
bizim Pir-i tarikate indi bu kurban Tövbe günahlarýmýza estaðfýrullah * * Tarikattan hakikata ereler Muhammed Taki ile varalým Þah'a Cennet-i ala'ya hülle sereler Ali Naki emeðimizi vermeye zaya Muhammed Ali'nin yüzün göreler Ettiðimiz kem iþlere bed huya Erenler aþkýna indi bu kurban Tövbe günahlarýmýza estaðfýrullah * * Þah Hatayi'm eder bilir mi her can Hasan Askeri'nin gülleri bite Kurbanýn üstüne yürüdü erkan Mehdi gönlümüzün gamýný ata Týrnaðýnda tesbih kanýnda mercan Ettiðimiz yalan gova gýybete Mümin müslümana indi bu kurban Tövbe günahlarýmýza estaðfýrullah * * * * Hata ettim Huda yaktý delili Þah Hatayi'm eder Baðdat Basra Muhammed Mustafa yaktý delili Kaldýk zamaneye böyle asra * Ya Ali Kerem kanisin kalma kusura Ol Al-i aba'dan Hayder-i Kerrar Tövbe günahlarýmýza estaðfýrullah Aliyyü-l Murtaza yaktý delili * * * * Haticetü-l Kübra Fatýma Zehra Ol Hayrü-n Nisa yaktý delili * Ýmam Hasan aþkýna girdim meydana Huseyn-i Kerbela yaktý delili * Ýmam Zeynel Ýmam Bakýr u Cafer Kazým Musa Rýza yaktý delili * Muhammed Taki'den hem Ali Naki Hasanü-l Askeri yaktý delili
* Muhammed Mehdi ol sahib zaman Eþiðinde ayet yaktý delili * Bilirum günahým hadden aþýbdur Hünkar-ý Evliya yaktý delili * On iki Ýmamdan'dýr bu nur Hatayi Þir-i Yezden Ali yaktý delili * * * Taala þanuhu gel gör ki bir nur-i Huda geldi Cem'i hatm-i enbiya Muhammed Mustafa geldi Sevindi can-ý aþýklar açýldý baht-ý sadýklar Çaðýrdý ruh-i müminler safa geldi safa geldi
Safa ehli zeminlerde zamanlarda mukaddemde Feleklerden meleklerden hezeran merhaba geldi Feriþtehler inüb gökten beþaret ehl-i irfane Havaric'e ecel yetti Yezid'lere bela geldi Azazil aslý þeytandýr yeter taklidine uyma Öðüt tut Hakk yolun gör Ýmam-ý rehnuma geldi Ýriþti Mürþid-i Kamil kamu ehl-i iman oldu Sevindi gaziler cümle ki Hatm-i Enbiya geldi Bahadýr gaziler kopdý baþýnda tacý devlet var Budur Mehdi zaman devri cihan nur-ý beka geldi Ýmam Haydar oðluna dil ü can'dan rýza verdik Ki Cafer Musi-i Kazým Ali Musa Rýza geldi Halil-ullah donun giymiþ komuþ adýn Ýsmail Ana kurban olun deyu çün Allah'dan nida geldi Cihaný sihr ileFiravn özüne kani etmiþdi Bunlarý yutmaða Musa asasý ejderha geldi Özü Yasin dili Taha yanaðý Kaf-ý vel Kur'an Kaþý nun saçý Vel-leyl-ü yüzü þem-i Duha geldi Güzel Þahým Kamer mah'ým muradgah'ým gönül hah'ým Cemali mazhar-ý Allah'ým güzin'i evliya geldi Hatayi hastesin Þah'ýn cemali vaslýn istersen Revan-ý can satun algýl bu ilme can baha geldi * * * Biz ezelden ta ebed meydana gelmiþlerdenüz Þah-ý Merdan aþkýna merdane gelmiþlerdenüz Yazmaða Hakk'un Kelamullah'ý natýk þerhini Bu beyanun ilmine Kur'an'e gelmiþlerdenüz Gayý mutlak'dan temaþa'yý ruh-i ziba içün Bu þehadet mülküne seyrane gelmiþlerdenüz Kainatý suret-i Rahmene tebdil eylerüz
Ruh-i Kuds'ün Ruhýyuz insane gelmiþlerdenüz Bir mu'anber turranýn küfrine amenna deyüb Hakk'a teslim olmýþuz iymane gelmiþlerdenüz Sak-i Baki elünden mest olub içmekteyüz Katre-i mest olmýþuz mestane gelmiþlerdenüz
Ey Hatayi iyd-i Ekberdür cemali dilberün Biz bu iyd-i Ekber'e kurbane gelmiþlerdenüz * * * Kýrklar meydanýna vardým Þah-ý Merdan kullarýyýz Gel berü ey can didüler Biz bir'iz birkaç deðilüz Ýzzet ile selam virdüm Kanaat ile yürürüz Gir iþte meydan didüler Ýlla tokuz aç deðilüz * *
Kýrklar bir yerde durdular Evliya gönlümüz aldý Otur diyü yer virdüler Kalbimiz nur ile doldu Meydana sofra kurdular Gözlerimiz didar gördü Lokmamýza sun didüler Cennete muhtaç deðilüz * * Sýdk ile tevhid idelüm Evvel bizüz ahir bizüz Çekilib Hakk'a gidelüm Hemen leyl-ü nehar bizüz Aþkýn tolusun içelüm Gül açýlmýþ bahar bizüz Kalalým mestan didüler Yaz olduk biz kýþ deðilüz * * Kýrklarýn kalbi durudur Birlerden kýrklara erdük Mümin gönlünün evidür Tarikat evünde durduk Geliþen kanden beridür Yedülerden haber alduk Söyle ey ihvan didüler Üçlerdenüz hiç deðülüz * * Düþme dünya mihnetine Þah Hatayi'm göçür göçün Talib ol Hakk hazretine Dünyayý terketmek içün Ab-ý Kevser þerbetine Sýzdýk eridük Hakk içün Keþkülünü ban didüler Altun olduk tuç deðülüz * * * * Gördüðünü gözün ile Ýmam Cafer kullarýyýz Beyan itme sözün ile Sohbetimiz nihan olur Andan sonra bizüm ile Ölmezden evvel ölmüþüz Olasýn mihman didüler Vasl-ý can olan can olur * Budur evvel budur ahir Çýk sema'a bile oyna Bundadýr muhabber mihir Silinsin pak olsun ayna Küfür her mezhebde küfür Kýrk yýl bu kazanda kayna Bunda küfür iman olur Dahi çiðsin yan didüler Ýmam kullarý derilür * Yol erkan sohbet sürülür
Behey Abdal nedir halin Mahþer sorgusu sorulur Hakk'a þükret kaldur elin Bunda Ali divan olur Kese gör gýybetten dilin Ýman kullarý kul elhak Her kulu yeksan didüler Derdine derman iste bak * Üç yüz altmýþ altý uðrak Þah Hatayi imdi burda Sekizi usul din olur Uðramýþ onulmaz derde Bunda kibr ile kin olmaz Mürþid açýnca perde Hem sen olub hem ben olmaz Gör seni mihman didüler Adam öldürsen kan olmaz * * * Nefes öldürsen kan olur Dil ile derviþlik olmaz Aþk þarabýndan içülür Hali gerek yol ehlinin Müþkil hallolur seçilür Arýlayýn her çiçekten Kan olan suçdan geçilür Balý gerek yol ehlinin Erenler mürüvvet kan olur
* Hatayi der ben candayým Geçmek gerek dört kapýdan Hakk divanýnda gündeyim Tarikattan hakikattan Sen bendesün ben dendeyüm Mürebbiden musahibden Ne sen olur ne ben olur Eli gerek yol ehlinin * * * * Ben gezerim dertli dertli Eya gönül kuþu derler bahar imiþ mene ne Öten firkatli firkatli Bisat-ý ayþ acep rüzgar imiþ mene ne Bülbül gibi ünü tatlý * Sesi gerek yol ehlinin Diyorlar oldý deli Leyli zülfüne mecnun * Deminde ol dahi bir bi-karar imiþ mene ne Sarsýldým ben ayýk ayýk * Sanki deryalarda kayýk Ahýtdý yaþumý devran batýrdý kanuma el Bülbülleri Þah'a layýk Rakib elindeki dest-i nigar imiþ mene ne Gülü gerek yol ehlinin * * Lebün zülaline sözdür tükendi ömr-i aziz Hatayi'm der kuþak kuþan Hayat-ý Hýzýr eðer paydar imiþ mene ne Toz olub turab'a düþen * Budur derviþliðe niþan Bu baht-ý bed ki menüm var Hatayi ol þuhu Yolu gerek yol ehlinin Gam ehlüne diyeler gam gusar imiþ mene ne * * * * * * Vücudum þehrine girdim o þehri pur safa gördüm Velayet ilmine erdim aceb nur-i Huda gördüm Þeriat þartýný bildim tarikat yoluna geldim Hakikat bahrine daldým Ali-yel Murtaza gödüm Hakikat ilminin sýrrýn ne bilsün her taharetsiz Bu sýrra ermedi münkir anýn katlin reva gördüm Gönül þehrinde ol dilber benim ruh-il eminimdir Yüzün seb'elmesani'de yedi hat istiva gördüm Elestü Rabbiküm sýrrý dehanýndan ayan oldu
Gözün veddin-i vezzeytün yüzün þems-i duha gördüm Vücudum þehrine girdim eriþtim gevher-i kana Seraser gönlümün þehrin bilin nur-i Huda gördüm Kamu eþya vücudundan sen ol Settar-ý alemsin Cemal'in asitanýnda Hatayi'yi geda gördüm * * * Bende'yim ben can ü dil'den padiþahýmdýr Ali Gözlerim nur u ziyasý bedr-i mahýmdýr Ali Yoluna hak olduðum ru'yu siyahýmdýr Ali Kýblegahýmdýr Muhammed secdegahýmdýr Ali Men Hasen Hulk-i Rýza'nýn bir Muhibb-i haliyem Hamdü-lillah kim hasedle kibr ü kinden haliyem Þah Huseyn-i Kerbela'nýn baþ açýk abdalýyem Kýblegahýmdýr Muhammed secdegahýmdýr Ali
Þah Zeynel Abidin hem Bakýr ile Caferi Bilmeli bunlarý sevmektir iman ey din eri Daima söyle bu nutku olmayasýn serseri Kýblegahýmdýr Muhammed secdegahýmdýr Ali Musi-i Kazým'ý her kim bildi oldu ehl-i Hakk Gel Þehinþah-i Ali Musa Rýza'dan al sebak Ten gözünü giderüb can gözü ile ana bak Kýblegahýmdýr Muhammed secdegahýmdýr Ali Þah Taki vü ba Naki'nin kulu ol ey bahtiyar Bunlarý sevene rahmet eyledi ol ulu Settar Mü'min olanlar bu nutku zikr ederler aþikar Kýblegahýmdýr Muhammed secdegahýmdýr Ali Askeri'ye asker olmak diler isen ey hümam Kýl tevella hanedana Ahmed'i bulgýl tamam Hatm oliserdir Ýmamet Mehdi'de beyn-el enam Kýblegahýmdýr Muhammed secdegahýmdýr Ali Ey Hatayi gafil olma iþbu dünya fanidir Her ne kim geldi vücude alemin mihmanýdýr Bu kelamý vird edinmek arifin erkanýdýr Kýblegahýmdýr Muhammed secdegahýmdýr Ali * * * Gece gündüz hayaline dönerem Bir gece rüyama gir Hacý Bektaþ Günahkarým günahýmdan bezerem Özüm dara çektim sor Hacý Bektaþ Yandý bu garip kul nedir çaresi Yine tazelendi yürak yaresi Onulmaz dertlere derman olasý Bu senin bendindür sar Hacý Bektaþ Derdimin dermaný yaramýn ucý
Dört güruh mevcuttur güruh-i naci Belinde kemesi baþýnda tacý Yüzünde balkýyor nur Hacý Bektaþ Sadýklarýn sýdký aþýðýn renci Pirlerin hem piri gençlerin genci Hem derya hem sedef hem dür hem inci Hem umman hem ýrmað göl Hacý Bektaþ Gahi bulut olup göðe aðarsen Gahi rahmet olup yere yaðarsen Ay mýsýn gün müsün kandan doðarsen Ilgýt ýlgýt esen yel Hacý Bektaþ
Arýnýn yaptýðý bala benzersin Gurbet illerinde gönlün eðlersin
Bend edip kullarý yola baðlarsýn Sailin sattýðý kul Hacý Bektaþ Derdimend Hatayi eder niyazý Ulu Pir katardan ayýrma bizi Bir mahþer günüdür isterem sizi Muhammed önünde car Hacý Bektaþ * * * Kul Himmet'in Varzýl köyünde dolaþan bir söylence Ýrfan Çoban tarafýndan derlenmiþ. Bu söylenceye göre; Þah Hatayi, Pir Sultan Abdal ve Kul Himmet Yýldýz Daðýnda buluþup muhabbet ederlermiþ. Yapýlan Cem ayininden sonra bu üçlü Yýldýz daðýnda geziye çýkar. Bir ara kýrda çiçekler arasýnda oturup kendilerine sunulan bir tas balý yemeye hazýrlanýrlarken Pir Sultan Abdal: ''Dostlar, bu bala birer iþaret koymadan yemeyelim,'' diye öneride bulunur. Diðerleri de kabul ederler. Bunun üzerine her keresinde ikisi hakem olur, diðeri iþaretini söyler. Önce Kul Himmet baþlar, hal diliyle buyurup bir an gelir balý yemeye giriþir. Þah Hatayi: ''Ey Kul Himmet! Výzýltýn kesilmesin, balýný eller yesin,'' der. Bu söyleyiþ Kul Himmet'in geleceðinin görülmesidir. Pir Sultan Abdal buyurur, bir kýl takýlýr bala. Þah Hatayi bu kez: '' Ey Pir Sultan! Sen de bala düþürdüðün kýl ile asýlasýn,'' der. Sýra Þah Hatayi'ye gelir. Bala el atar, bal tasý aydýnlanýr (münevver). Kul Himmet ile Pir Sultan Abdal ayný anda söz alýrlar: ''Ey Hatayi! Balýn çok olsun, yemeye doyma,'' Þah Hatayi çok þey yaþamýþtýr, çok þeye sahip olmuþtur ama hiçbirine doyamadan Hakk'a yürümüþtür genç yaþýnda. Yýkanmak için Kýzýlýrmað'a girmek istediklerinde ilkin Kul Himmet girer ve baðýrmaya baþlar, ''vaaahh vaahh''. Diðerleri sorarlar: ''Ne oldu sana?'' Kul Himmet: ''Aahh, Þimir'in açtýðý yaraya su deðdi.'' Sonra da Pir Sultan Abdal ýrmaða girer. Irmak daha çok kanlanýr. O da baðýrýr ,''Vaaahh vaahh'' diyerek. Bu kez de sorarlar. ''Ne oldu sana?'' Pir Sultan Abdal da yanýt verir: ''Cude kýzý Esma'nýn elinden içtiðim zehirin acýsý yaktý beni,'' der. Suya girme sýrasý Þah Hatayi'ye gelmiþtir, o da suya girer. Irmak kýpkýzýl akmaya baþlamýþtýr. O da diðer arkadaþlarý gibi baðýrýr. ''Vaahh vaaahh,'' Ýki arkadaþ bu kez Þah hatayi'ye sorarlar: ''Peki sana ne oldu?'' Þah Hatayi içine çekerek: ''Mülcem oðlunun açtýðý yaraya su deðdi,'' der. Ýþte o zaman anlaþýlýr ki, Kul Himmet Ýmam Hüseyin, Pir Sultan Abdal Ýmam Hasan, Þah Hatayi de Ýmam Ali'dir. Onlarýn ýrmaða girdiðinden beri de Kýzýlýrmak kýpkýzýl akmaktadýr
söylencesi söylenir durur.
Kaynakça: A. Celalettin Ulusoy, Yedi Ulu'lar Alevilik Ansiklopedisi, Þah Ýsmail-Hatayi Vikipedi, Özgür Ansiklopedi Nejat Birdoðan, Þah Ýsmail Hatayi, Can yayýnlarý 1991 Psakd.org / yediuluozan
* * * * *
FUZULÝ (1485
1556)
Fuzuli adýyla anýlan Mehmet oðlu Süleyman, 1483 yýlýnda bazý kaynaklara göre ise 1485 yýlýnda Hz. Hüseyin'in þehid edildiði Kerbela'da, bazý kaynaklara göre de Necef'de dünyaya geldi. Alevilerin ve Þiilerin kabul ettiði Yedi Ulular'dan birisidir. Oðuzlarýn Bayat boylarýnýn ''Karyaðdý'' soyundan olduðu söylenir. Doðup büyüdüðü topraklar o dönemde Akkoyunlularýn egemenliði altýndaydý. Ailesi göçebe yaþamdan yerleþik zamana geçmiþ ve oðullarý Mehmet de iyi bir eðitim almýþtý. Fuzuli ilk eðitimini Hillah kentinde müfülük yapan babasýndan almýþtý. Ve daha sonra Rahmetullah adýndaki bir öðretmenden gereken eðitimi alarak kendini yetiþtirmiþtir. Arapça, Farsça ve Azeri Türkçesi dillerini iyi kullanan Fuzuli, bu dillerde divan þiirleri yazmýþtýr. Tüm yaþantýsýný Kerbela ve çevresinde geçirdiði söylenir. Baðdad'a gelip bir süre orada yaþadýðý için halk tarafýndan ''Fuzuli Baðdadi'' olarak da anýlmýþtýr. Fuzuli, nerede doðup büyüdüðünün ipuclarýný da bir divan þiirinde ele vermektedir. ''Necef ve Kerbela topraðýnda doðup, Burcu Evliya olan Baðdad'ýn suyu ve havasý içinde bu dünya görmemiþ yavrular'' ifadesinde kendini de tanýmlamaya çalýþýyor. Fuzuli, þimdiki Baðdad'ýn halini ve insanlarýnýn neler çektiðini görse ne denli yanardý için için. Fuzuli nerde doðduysa oraya baðlý alarak yaþadý. Kerbela ve Baðdat onun yaþamak istediði çevrelerdi. Kendi akraný sayýlan Þah Ýsmail'in (Þah Hatayi) Özbek hükümdarý Þeybek Haný yaptýklarý savaþta yenmesi üzerine ''Beng-ü Bade'' adýný verdiði mesnevisini yazdý. Yavuz Selim'in 1520 yýlýnda ölmesinden sonra baþa geçen Kanuni Sultan
Süleyman, atalarýnýn yayýlmacý politikasýný sürdürerek 1534 yýlýnda Baðdat'ý Osmanlý topraklarýnýn bir parçasý haline getirdi. Fuzuli o dönemde elli yaþlarýndaydý. Baðdat'ýn iþgal edilmesine övgüler dizdi. Padiþahýn hoþuna gitmesi için beþ de kaside yazdý. Bu arada Osmanlý ordusuyla Baðdat'a gelen Hayali ve Taþlýcalý Yahya gibi Osmanlý þairleriyle tanýþýp kaynaþtý. Yazdýðý
kasideler (Devlet büyüklerini övmek padiþah Kanuni'nin de hoþuna gitmiþ baðlatýldý. Kanuni payýtahtýna geri protesto etmek için ''Þikayetname''
için yazýlan divan edebiyatý þiiri) olacak ki ona dokuz akçe aylýk dönünce aylýðý kesildi, Fuzuli de bunu adlý bir mektup kaleme aldý.
O dönem Anadolu'da halk ayaklanmalarýnýn yaþandýðý, Alevilere kýyýmlarýn yapýldýðý bir dönem. Hatýrlanacaðý gibi; 1527 yýlýnda Hacý Bektaþ Veli torunlarýndan olan Postniþin Kalender Çelebi, Anadolu halkýnýn sesi olarak yapýlan tüm haksýzlýklara dur demek için isyan bayraðýný açmýþ ve zamanýn padiþahý Kanuni tarafýndan idam ettirilmiþ, binlerce Alevi insaný katledilmiþti. Babasýnýn oðluydu ve onlar için normaldi. Ama Fuzuli'nin bunlarý görmezden ve bilmezden gelip, bu da yetmezmiþ gibi üzerinde yaþadýðý topraklar baþka bir ülke tarafýndan iþgal ediliyordu, o da kalkýp bunu onaylar övgüler yazýyor, ardýndan da aylýða baðlanýyordu. Unutmamak gerekiyor ki, Fuzuli Þii mezhebine baðlýdýr, dolayýsýyla On iki Ýmam'a derin bir muhabbetle baðlýdýr. Þiirlerinde tasavvuftan gelen sevgiyi ve acýyý iþlemesi, Kerbela Faciasý'nýn kendisinde býraktýðý derin izlerle yazdýðý mersiyeler (Aðýtlar), en önemlisi de þeriatýn katý kuralcýlýðýna karþý çýkýþý ve onun bu Osmanlý sevgisi, inanýlýr gibi deðil. Sormak gerek nerede Ehl-i Beyt sevgisi, nerede insan sevgisi? Fuzuli'nin bunlarý bilmemesi mümkün deðil. Yapýlanlarý onaylamak neyin nesidir? Sadece okuyucuya bunlarý anýmsatmak istedim. Fuzuli Osmanlý ile iyi iliþkiler kurduðundan hoþnut, ''Leyla vü Mecnun'' ile ''Hadikat-üs-sueda'' yý yazýp Osmanlý büyüklerine ithaf etti. Fuzuli'nin yaþadýðý bölge Arap bölgesi, dili de kutsal bir dil olarak kabul edilen (Kur'an dili) Arapça'dýr. Farsça ise onun için þiir yazmada vazgeçilemez ve ona göre edebiyatýn gerçek anahtarý olan bir dildir. Türkçe ise edebiyat dili olarak geliþmiþ olmasa da giderek yazý diline dönüþmektedir. Arapça ve Farsça yazýlan eserler sadece o halklara hitap ettiði için, bu dilleri bilmeyenler bu eserleri okumaktan mahrum olmaktadýrlar. Fuzuli, saptadýðý bu gerçekle eþsiz güzellikde olan ''Hadikat-üs-suada'' yý (Saadete Ermiþlerin Bahçesi) kendi öz dilinde yani Türkçe yazarak kendi diline olan borcunu da yerine getirmiþ ve sonraki süreçte bu dilde de eserler vererek Türkçe'nin yayýlýp geliþmesi için gereken gayreti göstermiþtir. Türkçe'yi, Farsça'yý ve Arapça'yý ana dili gibi bilen Fuzuli, bir eserinde buna da þöyle deðinir: ''Arapça þiirler söyledim. Güzel konuþan Araplara haz verdim.Bu kolaydý, çünkü Arapça benim bilimsel sohbet dilimdi. Bazen Türk dilinin meydanlarýnda at koþturdum. Söz güzellikleriyle Türkçenin özelliklerini bilenlere zevk verdim. Bu da benim için zor olmadý. Çünkü Türkçe benim yaratýlýþtan güzel yazma yeteneðime uygundu.Zaman zaman Farsçanýn ipliðine inciler dizdim. Daldan dala gezip gönül meyvesi topladým.'' Yazmýþ olduðu Farsça divanýn önsözünde þiirlerinde kullanmakta olduðu ''Fuzuli'' mahlasýný neden seçtiðini anlatýr: ''Þiir yazmaya baþladýðýmda seçtiðim mahlasý bir kaç gün sonra baþka bir þair kullanýyordu. Mahlasýmý deðiþtiriyordum. Kýsa bir süre sonra yeni
mahlasým da ayný akýbete uðruyordu. Anladým ki daha önceki þairler þiirlerden çok mahlaslarý kapýþmýþlar. Bu durumda düþündüm ki, baþkalarýyla ortak mahlas kullandýðýmda baþarýlý olursam, þiirlerim ortaklarýmýn sanýlýr, bana yazýk olurdu, baþarýlý olamazsam, mahlas ortaklarýma kötülük etmiþ olurdum. Bu nedenle ben Fuzuli adýný aldým. Kötü ad beni baþkalarýna taþýmaktan uzak tuttu. Þükür olsun ki sonu iyi çýktý. Dikenim gül, taþýmsa gecher oldu. Böylece alemde tek kaldým.Ayrýca bütün ilim ve fenni özümde toplamaya gayret ediyorum. Fuzuli, ilimler, fenler anlamýna geldiði için amacým mahlasýnda ifadesini buldu. Kaldý ki Fuzulilik halk katýnda edebe, terbiyeye aykýrý davranýþ anlamýna gelir. Bense, yüce alimlerle pek az bulundum. Merhametli hükümdarlar tarafýndan yetiþtirilmedim. Gezip tozmayý sevmediðim halde, akli konularda filozoflarýn sözüne itiraz ederim. Bilim konuþmalarýnda alimlerin sohbetine karýþýr, söz söyleme sanatýnda üstatlarla tartýþýrým. Bu davranýþ bir taraftan Fuzuli'nin ilmine ve fazlýna alamet sayýlýr belki, fakat bana göredüpedüz terbiyesizlik, fodullukdur.'' Bu anlatým; Fuzuli mahlasýný baþkalarýnýn hoþuna gitmeyecek ve kimse tarafýndan kullanýlmayacak bir kelime olduðu için seçtiðidir. Fuzuli'nin eserlerine baktýðýmýzda kasidelerin yoðunluðu göze çarpar. Allah'a, Peygamber'e, Þah-i Velayet dediði Hz. Ali'ye, Kanuni'ye, onun paþalarý olan Mehmet Paþa'ya, Ayas Paþa'ya ve diðer devlet yöneticilerine onlarý öven, göklere çýkaran þiirler yazar, develt ileri gelenlerinden hatýrý sayýlýr paralar alýr. Bunlarýn yanýnda devlette iþlerin nasýl yürütüldüðüne dair hicivleri de vardýr. Selam verdüm rüþvet deðüldür deyu almadýlar Hükm gösterdim faidesüzdür deyü mültefit olmadýlar Eðerçi zahirde suret-i itaat gösterdiler Amma zebab-ý hal ile cem-i sualime cevap verdiler * Devlet bu haldeyken, kime ne için övgüler yazýlmýþ bilinmez. Saadete Ermiþlerin Bahçesi olarak bildiðimiz Hadikat-üs- süeda'da; Fuzuli yazmýþ olduðu bu divanýnda, akýcý bir dili sade þekilde nasýl kullandýðýnýn en güzel örneðini sergiler. Konu; kendisinin de üzerinde yaþadýðý Kerbela'dýr. Eserin ilk bölümünde Peygamberler ele alýnmýþ, sonra Ehl-i Beyt'e yer verilmiþ, daha sonraki bölümlerde de Þehid-i Kerbela Ýmam Hüseyin'in, Kerbela'da yaþadýðý acýlar ve Kerbela faciasýndan geriye kalan Ehl-i Beyt kadýnlarýnýn Emevi halifesi Yezid'in (nalet olsun) yaþadýðý Þam'a götürülüþü anlatýlmakta. Sonuç bölümünde ise; bir aðýt ( mersiye) ile On iki Ýmamlar hakkýnda kýsa bilgi veren bölümler yer almaktadýr. Bir divan edebiyatý koþuðu olan Beng-ü Bade (Afyon ve Þarap) adlý mesnevisi de Þah Ýsmail ile II. Beyazit'i (Yavuz Selim'in babasý) anlatmaktadýr. Ýnsan aþký ile Tanrýsal aþký ayný potada eritip iç içe geçiren ve ondan doðan ahengin genç yüreklerde yarattýðý fýrtýnanýn ortaya çýkardýðý eþsiz bir
eseri de ''Leyla vü Mecnun''dur. Diðer Eserleri: Türkçe Divan, Farsça Divan, Arapça Divan,Heft cam, Rind ü Zahid, Hüsn ü Aþk, Þikayetname, Terceme-i Hadis-i Erbain, Matlau'lÝtikad, Enüsü-l Kalb, Sýhhat u Maraz, Sehhat o Ma'ruz, Sakiname'dir. Fuzuli'nin eserlerine bakýldýðýnda ; Astronomi, Týp,Tarih, Felsefe ve Bilim konularýný da iþlediði göze çarpar. Fuzuli'nin bütün yaratýcý gücü, yaþam ve evren anlayýþýný, insanla ilgili düþüncelerini sergilediði þiirlerinde görülür. Ona göre þiirin özünü sevgi, temelini ise bilim oluþturur. ''Bilimsiz þiir temelsiz duvar gibidir, temelsiz duvar da deðersizdir'' anlayýþýndan yola çýkarak sevgiyi evrenin özünü kuran bir öge diye anlar, bu nedenle de '' evrende ne varsa sevgidir, sevgi dýþýnda kalan bilim bir dedikodudur'' yargýsýna varýr. Yaþamýnýn büyük bir bölümünü Ýmam Hüseyin'in türbesinin hizmetinde bulunarak geçiren Fuzuli'nin en büyük tutkusu Kerbela'da ölmekti. Fuzuli, 1556 yýlýnda yaþadýðý ve þiirlerini yazdýðý Kerbela'da yaygýn bir hastalýk olarak bilinen vebaya yakalanmasý sonucu Hakk'a yürüdüðü tahmin edilmektedir. Kerbela kentinde Ýmam Hüseyin'in Türbesi'nin giriþinde bulunan Fuzuli'nin mezarý, Baas rejimi sýrasýnda bir gece kuþatýlarak yýkýlmýþtýr. Kemikleri bir kutuya konularak yakýnlardaki bir camiye defnedilen þair, hemen ertesinde bu caminin de yýkýlmasýyla Ýmam Hüseyin Türbesi'nin avlusuna gömülmüþtür.
Ey olub mirac bürhan-ý ulüvv-i þan sana Yere inmiþ gökden istikbal edüb Furkan sana Hin-i dava-yi nübüvvet müddei ilzamýna Cahi iken il kemal-i ilm bes bürhan sana Kilk-i hükmün çekdi harf-i sa'ir-i edyana hat Hükm-i isbat etdi nefy-i sa'ir-i edyan sana Baki-i muciz ne hacet din-i Hak isbatýna Alem içre muciz baki yeter Kur'an sana Vasf-ý Cibri-i Emin etmiþ kabul-i hidmetün Sýrr-ý Hak keþfine anunla yetüb ferman sana Sensen ol hatim ki refetmiþ cemi-i hakimi Hatem-i hükm-ü risalet tapþurub devran sana Ol kadar zevk-i þefaat cevher-i zatundur var Kim gelür arz-ý hata manide bir ihsan sana
Mah-ý nevdir yoksa sen kýlduk da seyr-i asuman Kaldurub barmah getürmüþ asuman iman sana Ya nebi lütfun Fuzuli'den kem etme ol zaman Kim olur teslim Miftah-ý der-i gufran sana * * * Ruzigarum buldu devran-ý felekden inkilab Kan içer oldum ayaðýn çekdi bezmümden þarab
Þule-i ah ile yandurdum dil-i ser-geþteni Bir od oldum çizginen çevremde oolmaz mý kebab La'lün ile bade bahs etmiþ zihi güm-rahlýk Oldu vacib eylemek ol bi-edebden ictinab Vermez oldu el viþal-i piç-i zülfün ah kim Riþte-i tedbirden devran-ý kec-rev açdý tab Olmadý ol maha ruþen yanduðum hicran günü Yanduðun þeb ta seher þem'un ne bilsün afitab Göz ki peykanun hayali ile saçar her yan siriþk Bir sadefdür katre-i barani eyler dürr-ü nab Oldu ebr-i dud-u ahum perde-i ruhsar-ý mah Ah kim almaz cemalinden henüz ol meh nikab Kesmedi mendenser-i kuyunda azarýn rakib Ey Fuzuli niþe cennet içre yok derler azab * * * Kabrüm daþýna kim gam odundan zebanedür Tan ohun atma kim hatarý çok niþanedür Eyler kadeh zemane gamýn def galiba Devr-i kadhe muhalif-i devr-i zemanedür Kaldurdý eþk dün meni ol asitandan Kim maksadum menüm dahi ol asitanedür Vaiz sözüne dutma kulak gafil olma kim Gaflet yukusunun sebebi ol fesanedür Nezr etmiþem firakuna kim yoh nihayeti Nakd-i siriþkümi ki tükenmez hýzanedür Can vermeyüm mi gurbete kim bim-i taneden Yad-ý vatan feganuma sensüz behanedür Ey dil hazer kýl ateþ-i ahunla yanmasun Cismüm ki derd kuþlarýna aþiyanedür Menden Fuzuli isteme eþar-ý medh-ü-zem
Men aþýkam hemiþe sözüm aþýkanedür * * * Mürde cismüm iltifatundan bulur her dem hayat Ölürem ger kýlmasan her dem mana bir iltifat Yaza bilmez leblerün vasfýn tema-ý ömrde Ab-ý hayvan verse kilk-i hizra zulmetden devat Men fakiren sen gani vergil zekat-ý hüsn kim Þer içinde hem manadur hem sana vacib zekat Görmeyince ýþkuný gelmez aþýkun Yüz peyember cem olub gösterseler min mucizat Mazhar-ý aþar-ý kudretdür vücud-u kamilün Feyz-i fýtratdan garaz sensen tufeylün kainat Cevhar-i zatundadýr mecmu-u evsaf-ý kemal Bu sýfat ile ki senden kandadur bir pak zat
Ýþka ta düþtün Fuzuli çekmedün dünya gamýn Bil ki kayd-ý ýþk imiþ dam-ý ta'allukdan necat * * * Bende Mecnun'dan füzun aþýklýk isti'dadý var Aþýk-ý sadýk benem Mecnun'un ancak adý var Kýl tefahur kim senin hem var ben tek aþýkýn Leyli'nin Mecnun'u Þirin'in eger Ferhad'ý var Ehl-i temkinem beni benzetme ey gül bülbüle Derde yoh sabrý anýn her lahza bin feryadý var Öyle bed- halem ki ahvalim görende þad olur Her kimin kim devr cevrinden dil-i na-þadý var Gezme ey gönlüm kuþu gaafil feza-yý aþkda Kim bu sahranýn güzer-gahýnda çok sayyadý var Ey Fuzuli aþk men'in kýlma nasýhtan kabul Akl tedbiridir ol sanma ki bir bünyadý var * * * Ey melek- sima ki senden özge hayrandur sana Hak bilür insan demez her kim ki insandur sana Vermeyen canýn sana bulmaz hayat-ý cavidan Zinde-i cavid ana derler ki kurbandur sana Alemi pervane-i þem'i cemalün kýldý ýþk Can-ý alemsen fida her lahza min candur sana Aþýka þevkunla canvermek inen müþkil degül Çün Mesih-i vaksten can vermek asandur sana Çýkma yarum geceler aðyar ta'nýndan þakýn Sen meh-i evc-i melahatsen bu noksandur sana Padiþahum zulm edüb aþýk seni zalim demiþ Hub olanlardan yaman gelmez bu bühtandur sana Ey Fuzuli hub olanlardan tegafüldür yaman Ger cefa hem gelse anlardan bir ihsandýr sana
* * * Kaynaklar: A. Celalettin Ulusoy, Yedi Ulu'lar Vikipedi, Özgür ansiklopedi Antoloji.com Dinle kalbimi.net * * * * *
YEMÝNÝ Diðer bazý Ulular'da da olduðu gibi, Yemini'nin doðumuna, yaþamýna ve Hakka yürüyüþüne dair de saðlýklý bilgiler yoktur. Bu, biz Aleviler için ne yazýk ki içler acýsý bir durumdur. Herhangi bir insanýn doðum anýný bilmeyebiliriz, ama o insan belirli bir dönemden sonra halka mal olmaya baþladý mý onun hakkýnda bilgiler edinmek isteriz, en azýndan merak
ettiðimiz için. Ve merak edilip öðrenilen bilgiler aðýzlardan kulaklara kulaklardan aðýzlara yayýla yayýla günümüze kadar akar gelir. Bu sürecin yaþanmadýðý besbelli. Aklýmýza gelen, bu ozanlara yaþamlarýnda gereken deðeri vermeyip de Hakka yürüdükten yýllar sonra, belki de unutulmaya yüz tuttuklarý anda mý amanýn deyip onlara sarýldýk, bilmiyoruz. Her þey mümkün, diye düþünüyorum. Çünkü biz Aleviler; nankörüz demeyecem ama unutkan insanlarýz. Yedi Ulu'lar hakkýnda kesin bilgilere sahip olmadýðýmýz daha nice ozanlarýmýz var sýrada. Onlarý da kendi yaþamlarýnda göreceðiz. Adý Fazýl oðlu Mehmet Yemini olarak da bilinirse de, bazý kaynaklarda adý Ali olarak da geçer. Yemini adýný mahlas olarak kullandýðý da bilinmektedir. Yemini 15. yüzyýlýn sonu ile 16. yüzyýlýn ilk yarýsýnda Tuna Irmaðý yörelerinde (Balkanlar) yaþadýðý, Betova'da büyük bir dergahý olan Bektaþi azizelerinden Akyazýlý Sultanýn ardýllarýndan olup ve Akyazýlý Ýbrahim Dede zaviyesinde hizmet ettiði de kaynaklarda belirtilmektedir. Yaþantýsý hakkýnda o çaðlarda yaþamýþ tezkerelerde yeterli bilgiye ulaþýlamamakta hatta Yemini'den hiç bahsedilmemektedir. Ancak Demir Baba Velayetnamesinde Yemini'nin adý ''Hafýz Kelam Yemini'' olarak geçer ki, bundan Kur'an-ý Kerim'i ezbere okuduðu anlaþýlmaktadýr. Yemini'nin þiirleri genellikle hece vezni ile yazýlmýþ olmakla beraber bazý þiirlerinde aruz veznini de hatasýz hatta ustaca kullanmýþtýr. Þiirlerinin tümünü içeren bir divaný þimdiyece ele geçirilememiþtir. Þiirlerinde AleviBektaþi inancýný iþler. Her Anadolu Alevisi gibi Oniki Ýmam'a gönülden, sevgi ve muhabbetle baðlýdýr. Hz. Ali'nin mitolojik yaþamýna ait ''Faziletname'' (Erdemname) adlý 7300 beyitten oluþan manzum bir eseri bulunmaktadýr. Hz. Ali'nin savaþlarýndan, erdemlerinden, kerametlerinden, devlet yönetmedeki faziletinden, ayrýca Ehl-i Beyt ve Hz. Ali sevgisinin yoðun bir þekilde iþlendiðinden, methiye þeklinde bahseden ve alevilerce kutsal kabul edilen mesnevi tarzýnda yazýlmýþ bir kitaptýr. Bu kitabý Kitab-ý Erdem olarak niteleyenler, kitaptaki doðruluðu, dürüstlüðü alçakgönlülüðü yaþam ve inanç biçimi haline getirmesinden dolayý Yemini'ye gereken saygýnlýðý vermekte kusur etmemiþlerdir. Günümüzün dilinde bir basýmevi tarafýndan yeniden basýlmýþtýr. Diðer Yedi Ulular gibi hurufi temalarý da iþlemiþtir. Genel anlamda bakýldýðýnda Yemini; AleviBektaþi inancýnýn yanýnda Hurufiliðe de inanýp þiirlerine yansýtan ve divan geleneðine de baðlý bir halk ozanýdýr.
Dediler zi keramet kaný Hayder Dayanmaz derdimin dermaný Hayder Hakk'ýn kudreti sende ayandýr Velayet mülkinin sultaný Hayder Cemad'a dil verirsin emri Yezdan Verir nutkun ölüye Caný Hayder Kamu müminlerin kalbinde mihrin
Olubdur dini hem imaný Hayder Ýmamü'l müttekinsin bellü bayýk Erenler merdinin merdan'ý Hayder Behiþt ehlinesaki-i ezelsin Hakk'ýn sende erer ihsaný Hayder Yemini derdmende kýl inayet Dalalette komagýl aný Hayder * * * Nebiler serveri çünkim Muhammed Mustafa geldi Velayet rehberi sultan Ali-yel-Murtaza geldi Emineyn Saideyn ü Þehideyn ü þerh-i evlad Hasen Hulk-ý Rýza ile Huseyn-i Kerbela geldi Çü Zeyn'el-Abidin oldu atasý al-i evladýn Muhammed Bakýr-ý Cafer kamuya rehnuma geldi Ýmamý heftümin oldu yakýn bil Musi-i Kazým Ýmam-ý heþtümin ba'de Ali Musa Rýza geldi Taki takva-yi dinin bil esasý hem binasýdýr Naki devraný-ý alemde kamu derde deva geldi Ýmam Askeri oldu peder Mehdi-i devran'a Huda'nýn fazlý eriþdi þükür sahib liva geldi Yemini ehl-i din oldur Ali'yi etmeye inkar Velayet ehline Hayder imam u piþuva geldi * * * Bil ki sultan-ý velayettir Emirü-l Müminin Þöyle bir þem'i hidayettir Ýmamü-l müttekin Cümle mahlukat içinde Zat-ý Hakk'dandýr niþan Mahzen-i cümle ulumun evvelin ü ahirin Ahmed ü Mahmud ol Muhammed Mustafa Ana kardaþým dedi ol rahmeten-lil'alemin Cümle ashab ortasýnda Fazl'ýn izhar etti Hakk
Alemin fahrine ol oldu vasiyy ü hem yakýn La feta illa Ali la seyfe illa zülfikar Ýþ bu medhin can ile zikr etti Cibril-i emin Ahmedin kaim makamý efdalinden Ali'nin Bab-ý ilimimdir deyu buyurdu Hatmü-l Mürselin Ýkimiz bir nardan halkýz dedi Hayrü-l beþer Kim anýn þanýnda münzeldir bu Kur'an-ý mübin Ey Yemini Hayder'in medhini bir eþya tamam Yazamaz yerden göðe evrak ola ruy-i zemin * * * Her kim ki þek götürse Emin-i Velayete Zulmette kala ermeye þem'i hidayete Hubb-i habib olanlara Þah destgir Rah-ý necata irgüre ayný inayete
Nar-ý cahim içinde kalur kim inanmasa Fazl-ý Ali hakkýnda olan bu rivayete Ahmed katýnda ermedi bir þey bu menzile Hayder gibi bu izzete hem bu keramete Buðz ile ism-i Hayder'i inkar eden hare Lanet recadýr eyle ol ehl-i þenaate Eyler Yemini þam ü seher la'net ol seke Kiniyle Al-i Hayder'i saldý siyasete * * * Her gönül kim nur-i Hakk'dan zer gibi saf olmadý Bu sýratullah içinde ehl-i a'raf olmadý Arif-i nefs olmak istersen özünden vakýf ol Arif-i nefs olanýn da'vasý güzaf olmadý Hayme-i miad-ý Musa'dan haberdar olmayan Ol simurg-ý lamekan'ýn menzili kaf olmadý Nuh felek burcunda her kim ehl-i ebrar olmaya Kaf ü nun emri içinde nun ile kaf olmadý Men reani Fazl-ý Hakk'dan zahir oldu aleme Özünü bilen bilur Hakk-ý sözüm laf olmadý Levh-i Mahfuz-ý ilahidir cemal-ü bü-l beþer Þol özünden bihaberler ehl-i insaf olmadý Ey Yemini çün Kelamullah-ýnatýkdýr sözün Görmeyen aynn-el yakýn bu yolda sarraf olmadý * * * Gel ey can guþuna al fazlý þeþtem Beyan edem sail isen heþtem Gel imdi dinle altýncý fezail Ne veçhile beyan olur mesail Sühan mergi yine kýldý ser agaz Kýlýp gülzar nutk içre pervaz
Hüseyniden tuttu rah-i Hicazý Dönüp ziyr güleden gösterdi razý Vurup dest-i zeban açtý terane Pes ondan baþladý bir destane Ýþitenler yakýn ol destaný Gözüne görüne cennet bostaný Ola mý bunun gibi bigülistan Havarice nasip olmaz o bostan Mühib-i hanedanýndýr bu hisse Buna benzer ola mý hiç bir kýssa Ýmam-ül muttakin fazlýndan ey yar Eðer talib isen dinle bir esrar Acep sýrdýr bu sýr ki akýl eriþmez Bu sýrrý bilmeye ebter dürüþmez
Bu ilmin mahzeni Þahý Velayet Velayetten beyan olur keramet Keramet ehli olam dersen ey yar Velayet eþiðine ben de ol var Ki ol eþikte sultanlar gedadýr Velayet ademe fazlý hüdadýr Gedalardan padiþah-ý mir olurlar Ki pirin hizmetinde pir olurlar Ki pirin hizmeti hakkýnda izzet Hizmetle bulunur az-u izzet Erenlerdir sahibi kün-ü fikanýn Onlardýr hafýzý cümle mekanýn Yakin-i hakkýn eminidir velayet Eriþince tamam ruz-u kýyamet Erin erliðini bilen hak erdir Ere ikrar eden ehl-i nazardýr (Yemini) sen erenler bendesine Özünü hak eyle erincesine Sözü çok eyleme ki geçti devran Ecel erdikte kalmaz dilde ferman * * * Yüzünü hak eyle ali evladýn ayaðýna Özünü yetiþtir üstadýn baðýna Bir mürþid ola ki seni götüre þaha Ki þah seni yetürür ol Allah'a Ýsm-i hakký daima zikreyle Kýyamet esiþini sen fikreyle Ki ta sana þefaat ide Ahmed Þafið ola sana nur-u Muhammed Muhammeddir emin ser-i esma
Beyan eden odur ilm-i müsema Onun mektubu ismidir bu hi'lat Onun nutkudur insana cism-i hilkat Dediðimi anladýnsa adam oldun Ýsa ilmini okudunsa dem oldun Muhammed Mustafaya bin salavat Verin bu demde siz ehl-i taat * * * Lam elifden arþa pervaz eyledim Kaf ü nun'den baþýma tac eyledim Nuh felek burcunda kurdum haymeyi La mekan mülkini tarac eyledim Kuvvet ü savt ü kelam nutku ruh Cümlesini hüsne muhtac eyledim
Suret-i þabin katat görmek içün Perde puþi gör ne mi'rac eyledim Beyt-i mamur içre mesken tutalý Ey Yemini günde bin hac eyledim * * *
Kaynakça: A. Celalettin Ulusoy, Yedi Ulu'lar Türki Sitesi, Ozanlarýmýz Psakd.org, Yedi Ulu Ozan
* * * * *
VÝRANÝ
Bizi biz yapan insanlarý tam anlamýyla tanýyamamak ne denli kötü bilemezsiniz. Virani de diðer Ulu Ozanlar gibi bilinmezler arasýnda. Onun da doðum ve ölüm tarihleri belli deðil. XVI. yüzyýlda (16. Yüzyýl) yaþadýðý söylenir. Yaþamýna deðin verilen tarihler, onun da Pir Sultan Abdal ve Kul Himmet ile ayný dönemde yaþadýðýný ortaya koyuyorsa da bu konuda hiç bir yerde belgeye rastlanmamýþtýr. Hatta Fuzuli.nin de 16. Yüzyýlýn ortasýnda Hakk.a yürüdüðü var sayýlýrsa, ayný dönemin ozanlarý olduklarý ama deðiþik coðrafyalarda yaþadýklarý ve o dönemde günümüz iletiþim olanaklarý da geliþmediði için birbirlerinden habersiz yaþýyor olabilirler.
Bazý kaynaklara göre, Virani.nin Eðriboz adasýnda doðduðudur. Virani, Bektaþiliðin ikinci Pir.i olarak kabul edilen Balým Sultan.dan el almýþtýr. Bilindiði gibi Postniþin Balým Sultan, Yavuz Selim.in babasý II. Beyazit.i de Bektaþilik tarikatýna üye olarak almýþtýr. Bir süre Hz. Ali.nin türbesinin bulunduðu Necef-i Eþref.de türbedarlýk yapmýþtýr. Ýran.da saltanat süren Þah Abbas (1587- 1618) ile görüþmüþ. Anadolu.nun bir çok yöresini, daha sonra da Bulgaristan.a gelip Deliorman ve Debruca.yý dolaþmýþtýr. Türbedarlýk yaptýðý Necef.ten dönüþünde Deliorman yöresinde bulunan ve Peygamber soyundan geldiði kabul gören Demir Baba tekkesini ziyaret ederek bilgisini geliþtirmiþ ve babalýk icazeti
almýþtýr. Demir Baba Velayetname.sinde , Virani.nin Demir Baba ile görüþmesi þöyle anlatýlýr. Demir Baba.ya, Arap ve Acem dillerini bilen bir kimse geldiði ve müridleriyle Rumeli.ye geçtiði ve bu kiþinin adýnýn da Virani olarak söylendiði bildirilir. Ancak gaflet içinde olduðu Kutupluk davasý güttüðü de ilave edilir. Demir Baba manevi yönden kendisinin daha üstün olduðunu göstermek ister. Demir Baba o tarihlerde 120 yaþýna ulaþmýþ bir ulu ihtiyardýr. Virani, onun batýn kýlýcýyla yenilir, yere geçer. Huzurunda divan durup niyaz eder. Demir Baba.dan icazet ister. Ancak Demir baba, ilkin nasihat verir: .Kiþi böyle sevdalarda olmasa gerek. Kur.an.a uy Sure-i Fatiha.da ne kadar harf olduðunu bilir misin? Ondan geçmeyen veli olmaz. Bu kadar suhufla (harfle) dört kitabý yutsa bile. Kapýdan girmeyen içeride ne olduðunu bilemez. Bilen aþýk da dava kýlmaz. Kimse kusuruna kalmaz. Bu nasihattan sonra Demir Baba, Virani.ye icazet verir. Virani, orada yeterince kaldýðýna kani olunca, ayrýlýp Otman Baba Sultan.ý ziyaret etmek için yola çýkar. Sabah vakti Karlýova.da Hafýzzade türbesine gelir. Virani aniden rahatsýzlanýr ve öðlen sonrasý Hakk.a yürür. Avlu kapýsý önüne de gömülür. Ozan Virani, Demir Baba Velayetnamesinde de belirtildiði gibi Arapça ve Farsça bilen, kendini eðitim bakýmýndan iyi yetiþtirmiþ, üç yüze yakýn þiir söylediði bilinen bir þairdir. Virani Baba Divaný ile Virani Baba Risalesi adlý basýlmýþ eserleri günümüze deðin gelmiþtir. Virani de Hurufi þairler arasýnda sayýlýr. Onun en büyük özelliði, aruz veznini çok ustaca kullanarak divan edebiyatý tarzýnda yazdýðý þiirlerinde o çaða göre çok sade ve akýcý bir dil kullanmasýdýr. Ömrünün büyük bir kýsmýný türbedarlýk hizmetinde bulunduðu Necef.in Bektaþi Dergahýnda geçirdiði ve orada yazdýðý bir þiiri ile Bektaþi olduðunu da belirtiyor. Her ozanda olduðu gibi Virani.de de Tanrý ile insan ve evren baðlantýlarý kurulur. Ama O, evrende ve bütün nesnel varlýklarda görünenin Hz. Ali olduðunu söyler. Virani, tasavvuf edebiyatýnýn diðer þairleri gibi bir edebiyat ve þiir sanatýnýn adamý olmak iddiasýnda deðildir. Onun amacý inancýnýn yüceliðini anlatmak ve bunun mümkün olduðu kadar çok kiþiye güzel bir ifade ve þiirle duyurmaktýr. Ýnsanlarýn yüce duygulara yönelmesinde Virani.nin büyük payý vardýr. Virani bazý yazarlarca Ali.yi Allah olarak tanýyan ve Nusayr olarak adlandýrýlan kiþiler arasýnda sayýlýr. Hemen hemen tüm Alevi Bektaþi þairleri Hz. Ali.yi fizik üstü, insan üstü güçlere sahip görmüþler ve O.nu bu eðilim içinde ve bu ölçüde övmüþlerdir. Virani.nin þiirlerine baktýðýnýz zaman, baþta Hz. Ali olmak üzere, on iki Ýmamlar, Hacý Bektaþý Veli ve oðullarýndan Seyyid Ali hakkýnda öðücü ve onlarý yücelten þiirlerini görürsünüz. Virani.nin Hurufiliðinde söz ederken Hurufilik konusunda da biraz bilgi vermek gerekir. Hurufiliðin asýl kökeni felsefeci Pythagoras.tan sayý
mistikliði, yani sayýlarýn gizemliliði olarak gelir ve Ýslam düþüncesinde Esterabatlý Fazlullah.ýn (1363 1401) eliyle Hurufilik olur. Buna göre; her harf bir sayýyý karþýlýyor, her sayý bir sözü anlatýyordur. Açýkça söylenemeyen söz, sayýlarla, harflerin ardýna gizlenmiþtir. Harfler anlamýna gelen Huruf sözcüðünden çýkarýlmýþ Hurufi deyimi, Allah.ýn kelam suretinde tecellisine ve harflerle belirtilmesine verilen bir ad olmuþtur. Tebriz.li Ebu Muhammed.in oðlu Fazlullah.ýn ünlü Cavidan- Name adlý eserinde Kur.an.daki harflerin insan simasý ile baðlantýsý bulunduðu, Kur.an.ýn anlamýnýn insan yüzünde þekillenmiþ olduðu inancýnýn tasavvuf felsefesine eðilimli bir biçimde yorumu yapýlmýþtýr. Bu yüzden Fazlullah Hurufi adýyla büyük ölçüde ünlenen ve çok þaire ilham kaynaðý olan Fazlullah, batýl inançlarý yaymak ve Kur.an ayetlerini harf sayýlarýna ve insan yüzündeki þekillere göre manalandýrmak gerekçesi ve Timur.un emri ile baþý kesilerek idam edilmiþtir. Ýnsanýn Hakk suretinde yaratýldýðý Allah.ýn kitabýnýn insanýn yüzünde þekillendiði inancýný ifade eden ve bir tür harflerin oluþturduðu bir þiir sanatý biçiminde geliþen Hurufi.likden o çaðda her þair bahsetmiþtir ve þiirlerinde yer vermiþtir. XIV. Yüzyýlda (14. Yüzyýl) yaþamýþ olan Fazlullah, sayýlar, harfler, iþaretler komedyasý arkasýnda açýk seçik olarak þunu söylemektedir. Biz, evrenin tanrýsý olarak ancak insaný bulduk (Ma Hüday-ý alem adem yaftým). Üç sayýsýnýn gizemi açýldýðý zaman Allah, Evren ve Ýnsan olduðunu ve bunun Alevi- Bektaþi inancýna Allah, Muhammed , Ali üçlemesi olarak deðiþim gösterip yaygýnlaþtýðýdýr. Hiristiyanlýk inancýnda ise üç sayýsý; Jesus, Maria, Heilige Geist (Ýsa, Meryem ve Kutsal Ruh) olarak kendini bulmuþtur.
Zahida ruz-i ezel Sübhan'ýný Bektaþiler Gördüler ayn-el yakýn rahmanýný Bektaþiler Bai Bismillah ile fahr ettiler kamil olub Bildiler günden ayan merdanýný Bektaþiler Döktüler ah eyleyüp vah eyleyüp zar eyleyüp Þah Hüseyn'in aþkýna uþ kanýný Bektaþiler Hariciler zümresine ettiler la'net hemin Tuttular Al-i Ali damanýný Bektaþiler La'netullah ile her dem zikr edüp yad ettiler Bil fülan ibi fülan'ýn þanýný Bektaþiler Ca'feri mezheb olub secde-i tahkik ettiler Sürdüler Þah-ý Veli erkanýný Bektaþiler Gördüler Hakk suretin fi Ma'ni-i Ümmülkitab Okudular hatmedüb Kur'an'ýný Bektaþiler Hýzr elinden aþk ile ab-ý hayatý nuþ edüb Ýçtiler uþ çeþme-i hayvan'ýný Bektaþiler
Ey Virani can-ü baþý terk idüb hak ettiler Þah-ý Merdan yoluna kurbanýný Bektaþiler * * *
Biz Urum abdalýyýz serdarýmýz Seyyid Ali Çeþmimizde þu'le-i envarýmýz Seyyid Ali Bülbül-i þeyda biziz gülzarýmýz Seyyid Ali Dinimiz imanýmýz ikrarýmýz Seyyid Ali Nur-i Ahmed Hayder-i Kerrar'ýmýz Seyyid Ali Kande baksak dembedem didarýmýz Seyyid Ali Çekti tiðin þeceri þakk etti seng-i mermeri Söyleden oldur furat üstünde ibn-i mermeri Var tavaf eyle sinap'da ol dikübdür minberi Bu söze ikrar edenler oldular gamden beri Nur-i Ahmed Hayder-i Kerrar'ýmýz Seyyid Ali Kande baksak dembedem didarýmýz Seyyid Ali Ol Velayet ma'deni serdar-ý Þah-ý gaziyan Rahmet-i deryasýna gark oldu cümle asiyan Na're ursa taba düþerdi zemin ü asuman Tið-i darbýndan yere geçti lain-i bed güman Nur-i Ahmed Hayder-i Kerrar'ýmýz Seyyid Ali Kande baksak dembedem didarýmýz Seyyid Ali Dað u taþý mesken oldu bil ana ey merd-i Þah Zümre-i Al-i Aba'nýn her biri bir padiþah Bir muhabbet eylesek yüz bin eder bi iþtibah Men fakire anlarýn oldu cemalin secdegah Nur-i Ahmed Hayder-i Kerrar'ýmýz Seyyid Ali Kande baksak dembedem didarýmýz Seyyid Ali Zahida þek þüphe yoktur evliya'nýn rahýna Cennet-i a'laya irer yüz süren dergahýna Bu kelamý vird idüb þam ü seherde ahýna Gel beru ermek dilersen ol erenler Þahýna Nur-i Ahmed Hayder-i Kerrar'ýmýz Seyyid Ali Kande baksak dembedem didarýmýz Seyyid Ali
Þah Hasen Þah-ý Þehid ü hem Ýmam-ý Abidin Bakýr u Ca'fer Ýmam Kazým Rýza'dýr Þah-ý din Hem Taki vü Ba Naki Askerdürür Þah-ý zemin Mehdi-i Sahib Zaman ol evvelin ü ahirin Nur-i Ahmed Hayder-i Kerrar'ýmýz Seyyid Ali Kande baksak dembedem didarýmýz Seyyid Ali Ey Virani damenin elden koma Þah'ýn müdam Ta olasýn gün be gün Þah'ýn yolunda müstedam Hubb-i evladýn hakkýyçün eylegýl aný tamam Ki bu medhi yad eder þam u seherde ya Ýmam Nur-i Ahmed Hayder-i Kerrar'ýmýz Seyyid Ali Kande baksak dembedem didarýmýz Seyyid Ali * * * Talib isen gel ey gönül eyle nazar þeriata
Sýrr-ý ilahi anlayýp bas kademin tarikata Ma'den-i ilm fazl-ý Hak ister isen ey gönül Aþk ile ayine sen ol ir ma'ni-i ma'rifete Oku cemal-i hattýný bunca kitab-ý remz ile Ta bilesin (Men Aref) i kim varasýn hakikate Ýlm ü kemal-i vahdetin babý Ali imiþ Ali Bende-i hanedan olup süre yüzün velayete Al-i Resul'e her zaman eyle niyaz u meskenet Þahid ola deli gönül eriþesin sahavete Fahr-ý fenayý kýl kabul gel kerem eyle ey gönül Dünyeye sunmagýl eli düþme sakýn dalalete Ýþte Virani derviþin zatý ile sýfatý hem Bende-i þah-ý Kanber'im saldým özüm melamete * * * Murtaza'dýr görünen kevn ü mekan içinde Münkir aný bilmedi kaldý güman içinde Murtaza'yý zikr eden ins ile cin has u am Can kulaðýn aç iþit cümle lisan içinde Murtaza'dýr Mustafa hem Hasan'dýr uþ Hüseyn Car-yar-ý ba-safa ikrar iman içinde Murtaza'dýr Abidin Bakýr ile hem Ca'fer Kazým ile hem yatan Þah Horasan içinde Murtaza'dýr þüphesiz Taki ile Ba-Naki Askeri hem Mehdi-i oldu zaman içinde Murtaza'dýr çehardek Ma'sum-ý pak ey ahi Bendesi ol sýdk ile iþbu cihan içinde Murtaza'dýr Þah-ý Seyyid hem Hacý Bektaþ Veli Bir enameliya'da bir germeyan içinde Murtaza'dýr hem þuca baba vü Abdal Musa Ali'dir al-i koyun þahr-i Otman içinde
Murtaza'dýr Þah Gani hem dahi Hamza Baba Hem dahi kýzýldeli cism ile can içinde Murtaza'dýr dört kitab kim söylenirdür zahira Best yeni harf olan Seb'al mesan içinde Murtaza'dýr ey baba þimdi henüz aþikar Cümlesi bir nur-ý Hak zat-ý pinhan içinde Murtaza'dýr ey dede her ne ki var ortada Aç gözünü kalmagýl cehl-i zaman içinde Murtaza'dýr öz özü Murtaza'yý medh eder Aþk ile bak göresin Viran Abdal içinde * * * Biz urum abdalýyýz Haydar durur sultan bize Mustafa'nýn fakridir uþ din ile iman bize Terk ü tecridiz Hasan'dýr varýmýz dünya deðil
Cem-i mal etsek bu yolda eriþir noksan bize Bir nefesle kat-ý nas ettik deyü laf eyledik Pes ne Mani'den bu dünya yar olur ey can bize Biz Hüseyni'yiz deyü da'va-yý vahdet etmiþiz Ol sebeb Zeynel aba'dan fahr olur erkan bize Er nefestir hem nefes oldur muhakkak taliba Bu sözü böyle demiþtir vahy ile subhan bize Bakýr u Ca'fer yolunda ta budur ikrarýmýz Dönmeyiz eðer olursa has u am düþmen bize Muse-i Kazým Ali Musa Rýza'nýn aþkýna Pare pare etseler olmak gerek ihsan bize Gelme gelme dönme dönme dediðinden ma'ni bu Þah Taki vü ba-Naki ol rah-ý Hak merdan bize Askeri'ye askeriz dedik þehadet eyledik O ecelden vacib oldu can u baþ kurban bize Hakpay-i Mehdi'yüz evlada ikrar etmiþüz Pes nice kar eylesün bu mezheb-i Numan bize Hanedana can u dilden kýlmýþýz ikrar biz Kanda döndük kýble oldu ol sebep her yan bize Fazl-ý Hak'tan hanedanýn sýrrýný bir zerrece Ey Virani (men aref) sýrrýn ne bilsin hun-hares Aþkara (ba-i bismillah) ile rahman bize * * * Dinle imdi nutku kim ne derim ey din eri Sevmiþem can u gönülden Mustafa vü Hayder-i Gezmezem her giz cihanda serseri vü serseri Ca'feri'yim Ca'feri'yim Ca'feri'yim Ca'feri * Þah Hasan Hulku'r-rýza vü Þah Hüseyn-i Kerbela Abidin ü Bakýr u Kazým Ali Musa Rýza
Bende-i Al-i Nebi'yim hanedana mübteda Ca'feri'yim Ca'feri'yim Ca'feri'yim Ca'feri * Hem Muhammed'dir Taki tacým serimde þah-var Bulmuþam nur-ý Naki'den din ü millet aþkar La'netim vardýr dilimde ol Yezid'e sad hezar Ca'feri'yim Ca'feri'yim Ca'feri'yim Ca'feri * Ben gulam-ý Kanber'im Kanber gulam-ý askeri Dü cihanýn Mehdi'dir bil aftabý enveri Dört kitabý söylerem ayni cemalin Askeri Ca'feri'yim Ca'feri'yim Ca'feri'yim Ca'feri * Ca'feri'ndir ey gulam-ý ilm ü kudret cavidan
Fazl-ý Hak'týr bu rumuzu andan olmuþtur beyan Biz Güruh-ý naciyiz söyler zebaným her zaman Ben Virani Ca'feri'yim Ca'feri'yim Ca'feri * * * Her kim ki sever can ile Þah-ý Velayeti Hakk'ýn anadýr çünkim bilesin inayeti Dünyada kimin sevgisi ol Þah-ý Velidir Mahþer gününde çekmeye ol dalaleti Fehm eylemeyen kimdurur ol Þah-ý Salatin Tarh eyledi maiyi o zann-ý cihaleti Ehl-i düzeni dünyede görmek diler isen Gör sahib-i cifeyi kim oldu alameti Dünyayý sevenlerden olupdur zulüm iman Al-i Resule anlar kýlýptýr hiyaneti La'net onlarýn canýnaher demde biga ayet Kimden bulalar dünye sevenler þefaati Virani özün verdi hemen Al-i Ali'ye Geçti dü cihandan vü kýldý feragati * * * Bilhamdillah þu dünyada Ali'den gayrý kimsem yok Malým mülküm bu ortada Ali'den gayrý kimsem yok Gerekmez cümle dünyayý bana bir pareye versen Gönül verdim ben o Þah'a Ali'den gayrý kimsem yok Ezelden asl hem aslýn kopar hem yine ahirde Mahabbet etmezem yada Ali'den gayrý kimsem yok O dem kim yok idi alem ne ins ü cinn ü ne adem Eriþtim ben o üstada Ali'den gayrý kimsem yok Sada-yý (kün) ki buyurdu dü alem halk olup durdu Nazar kýldým bu alemde Ali'den gayrý kimsem yok Ne bilsin bi-basiretler amel kýlmaz münafýklar
Görünen bunca eþyada Ali'den gayrý kimsem yok
Bu halk Þirin için sandý melamet olduðun Ferhad Buluþtum dedi Ferhad'a Ali'den gayrý kimsem yok Kulak tut cümle eþyanýn budur zikri kelamýnda Getiren bizi icada Ali'den gayrý kimsem yok Liasan-ý hal ile sordum anasýr hak ile bada Dediler ab ile nara Ali'den gayrý kimsem yok Viran Abdal'durur namým sera-yý her dü alemde Feragat pak-i arada Ali'den gayrý kimsem yok * * * Ezelden ben beni merdane yazdým Ali'ye can u baþ kurbane yazdým Yolundan dönme kim yoktur Ali'nin
Ezelden defterim hakkane yazdým Tevella kýlmýþam Al-i Ali'ye Teberra zümresin Mervan'a yazdým
O kim kýlmaz teberra ol Yezid'e Yezid'in la'netin ol cane yazdým Bilin meydan-ý aþkýnda Ali'nin Baþým top ellerim çevgane yazdým Ali rahýnda her ne çekse baþým Ben aný lutf ile ihsane yazdým Hemen maksud u mabudum Ali'den Bi gayri isteði insane yazdým Ezel ebed eþiðinde Ali'nin Duram ben sailem derbane yazdým Ali emriyle bu ism ile ey can Hidayet levhine Vir'ane yazdým * * * Ta ezel (kaalubela) dan ben gulam-ý Hayder'em Astan-ý izzetinde can u dilden çekerem Þah Hasan Þah-ý Hüseyn-i Kerbela'dan ey ahi Her nefes didar-ý vahdet ben bulardan isterem Hem Ali Zeyne'l-aba Bakýr'dýr imaným benim Þol sebeb ruz-ý ezelden mezheb-i Hak Ca'fer'em Muse-i Kazým Ali Musa Rýza meddahýyem Görünen baþtan ayaða na't-ý þah-ý defterem Çün Taki'dir aftabý dü seranýn sahida Pes naki'den özge dilde yine ma'na söylerem Askeri'dir padiþahý bu demin bu mahþerin Aç gözün sen bu demi dem bil ki gayri neylerem Mehdi-i sahib-zaman'ýn hakkýçün ey Murtaza
Ben fakirin ver muradýn Þah senden dilerem Hanedan- Mustafa'yý sevmeyenler canýna Dem-be-dem bin can ile yüz bin teberra eylerem
Hubb-ý evlad-ý Ali'nin arasýnda görülen Cümlesinden derd-mend bir kemine kemterem Söyle bendim ben Ali'nin bendesine vaiza Kanberinin Kanberinin Kamberine Kanberem Çün hisabýyla azabýn þahid-i Þah-ý veli Sanma kim ben zerre denlü o düzehten korkarem Gerçi fakrim rah-ý içre veli bayem gani Haceyem Þah-ý Necef'ten olmuþem ben gevherem Hakpay-i hanedanem ismile Virani'yem Bilmeze zehrim veli bilene ab-ý Kevser'em
* * * Kudret-i Hakk'ý görüp çaðýrýrým dost dost Cümlede baki görüp çaðýrýrým dost dost Mest ü harab olmuþum safi þarab olmuþum Gör ne türab olmuþum çaðýrýrým dost dost Mescid-i meyhaneyim Ka'be vü büthaneyim Hak dolu bir haneyim çaðýrýrým dost dost Dünye için bakmazan her su ile akmazam Deðme gülü kokmazam çaðýrýrým dost dost Bir asýlý kandilim ruþeni ben her dilim Gör nice bir bülbülüm çaðýrýrým dost dost Aþýkýyem maþukun maþukuyum aþýkýn Maksuduyum layýkýn çaðýrýrým dost dost Sol senemin femine camý benim Cem'ine Mest-i elest demine çaðýrýrým dost dost Saki benim mey benim kus ile def ney benim Arif isen duy benim çaðýrýrým dost dost Deme beni gayriyem eðri deðil doðruyem Tuti vü hem kumruyem çaðýrýrým dost dost Ýþbu ceset bu kafes gör ne sada gör ne ses Ýþidene her nefes çaðýrýrým dost dost Dostun ezel kününü remzini duy ününü Sundu ebed hununu çaðýrýrým dost dost Ýlm ü hüner muteber bu yola ver can u ser Dinle sözüm ey peser çaðýrýrým dost dost Virani'yem hastayým beste vü þikesteyim Gayri ne var isteyim çaðýrýrým dost dost * * * Erenler Mustafa'dan eylemez dur Aliyyü'l-Murtaza'dan eylemez dur
Hasan'dýr padiþahý dü seranýn Hüseyn-i Kerbela'dan eylemez dur Ali Zeyne'l-aba Bakýr hakiçün Ýmam Kazým Rýza'dan eylemez dur Taki vü ba-Naki Þah Askeri çün Erenler evliyadan eylemez dur Bihakký on iki nuru Ýmamýn Beni al-i abadan eylemez dur Virani'yem Ali senden ümidim Demi sun dem likaadan eylemez dur * * * Bihamdillah Huda'dan olmazam dur Muhammed Mustafa'dan olmazam dur Gulam-ý Hayder'em yoktur gümaným
Aliyyü'l Murtaza'dan olmazam dur Hasan'dýr kýblegahým hüsn içinde Bilin Hulký'rýza'dan olmazam dur Vücudum doðrasalar þerha þerha Hüseyn-i Kerbela'dan olmazam dur Ýmam-ý Abidin'dir asl-ý kaným Ali Zeyne'l-aba'dan olmazam dur Veli Bakýrdurur cismimde caným Bir an medh-ü senadan olmazam dur Bana talim eden bu ilmi Ca'fer Yolunda her cefadan olmazam dur Görürem Kazým'ý her bir nazarla Ali Musa Rýza'dan olmazam dur Taki vü ba-Naki'dir nur-ý çeþmim Dü çeþmimde ziyadan olmazam dur Gulam olmuþam Þah Askeriye Muhammed Mehdi'den olmazam dur Asýl aslýn görüp bildi vü buldu Benim aslýmla binadan olmazam dur Virani'yem özümde ve sözümde Ali'dir evliyadan olmazam dur * * * Geçti gönlüm cümleden ey yar senden geçmezem Mazhar-ý Hak Hayder-i Kerrar senden geçmezem Cur'a-i cam-ý ezel destinden içtim ya Ali Þol sebebden saký-i ebrar senden geçmezem Bülbülem evladý Þah oldu bana gülþen yakýn Aþýk-ý gülþen benem gülzar senden geçmezem Cümle diller dilrübasýya Ali sensin þeha Sen güzeller þahýsýn dildar senden geçmezem
Her nefes can mülkünü aþkýnlar ruþen eylerem Gece gündüz þu'le-i envar senden geçmezem Bu virani her nefes didar-ý aþkýn istedi Can ile baþtan geçer didar senden geçmezem * * * Gel beru ey kavm-i a'da ben Hüda'dan dönmezem Çün þehadet etmiþem kim Mustafa'dan dönmezem
Pare pare bu vücudum sad hezaran etseler Ben gulam-ý hanedanem Murtaza'dan dönmezem Zehrini nuþ eyledim verdim Hasan rahýnda baþ Uþ Hüseyn'em ben Hüseyn-i Kerbela'dan dönmezem Þah Zeyne'l abidin Bakýr hakýçün zahida Sinemi kalkan edindim her beladan dönmezem
Çün bana keþf etti Ca'fer bu (Ene'l-Hak) sýrrýný Muse-i Kazým Ali Musa Rýza'dan dönmezem Dört tebayi'den Taki vurdu bina'yý cismime Þol sebebden hakpay-ý reh-nümadan dönmezem Mesken etti çün Naki dil mülkünün sultanýdýr Askeri ol Mehdi sahib-livadan dönmezem Hariciler zümresine çok teberra kýlmýþam Al ü evladý bugün medh ü senadan dönmezem Çün Viran Abdal dedi ismim Aliyyü'l Murtaza Cümle varým Hayder'indir Evliya'dan dönmezem * * * Ya Muhammed Mustafa ya Þah-ý hatm-i mürselin Ya Aliyyü'l Murtaza ya Þah-ý Emiri'l mü'minin Ya erenler serveri ya Þah u sultan-ý zemin Mehdi-i sahibzaman'dýr evvelin ü ahýrin Ya Hasan Hulku'r-rýza sensin þeha nur-ý güzin Ya Hüseyn-i Kerbela vü ya þefiü'l-müznibin Ya Ali Zeyne'l-aba ya rahmete'n-lil alemin Mehd-i sahib-zaman'dýr evvelin u ahýrin Ya Muhammed Bakýr-i batýnýn ü zahirin Ya Ýmam-ý Ca'feri ya batýn ü hem zahirin Ya Ýmam-ý Kazýmý ya kýblegah-ý heþt'erin Mehdi-i sahib-zaman'dýr evvelin ü ahýrin Ya Taki vü ba-Naki ya dü sera üzre emin Ya Hasan ya Askeri ya Þah-ý Kur'an-ý mübin Ya Ýmam-ý çahardeh her dem emin ü pak-din Mehdi-i sahib-zaman'dýr evvelin ü ahýrin Ya bihakk-ý al ü evladýn haký bendin hemin Bu Virani derd-mendi eyle sen Þah'a yakýn Lutf edip eyle þemali eylegil ehl-i yemin
Mehdi-i sahib-zaman'dýr evvelin ü ahýrin * * * Virani.ye Nusayri denilmesine neden olan ünlü altýlý.dan (Müseddes) bir kýsa örnek.
Gel istersen saadet sonu hayrý Nazar kýl can gözüyle gör bu seyri Gözün aç bak ne var alemde ayrý Hemendem Þah.ý gör hiç görme gayrý Nusayri.yem Nusayri.yem Nusayri Ne ölmüþem ne hod saðým ne sayrý * * * Kaynakça: A. Celalettin Ulusoy, Yedi Ulu.lar Orhan Hançerlioðlu, Düþünceler Tarihi
Psakd. Org, Yedi Ulu Ozan Türküler.com, Virani, Ozanlarýmýz Alevi Canlar. Org, Virani Baba Erenler
* * * * *
PÝR SULTAN ABDAL
Baba Ýlyas ve Baba Ýshak.ýn Anadolu.da baþlattýklarý devrimci, özgürlükçü, onurlu tavýr geleneðinin en önde gelenlerindendir Pir Sultan.
Bir yaramýz daha var bizim Sürer mahþere deðin Eðer gerçekler bilinirse Diner acýmýz yarýna deðin (S.Erenler)
Alevilik.deki Yedi Ulular.ý araþtýrýp yazarken, en zor kýsýmýn Pir Sultan Abdal üzerine olacaðýný düþünüyordum. Haklý da çýktým. Diðer beþ Ulu bu denli zorlamadý beni (Kul Himmet.i yazmadým daha). Konuya nereden bakarsak bakalým, boynumuz hep bükük kalýyor. Ýnancýyla, siyasi bilincinin getirdiði duruþu ve direnciyle simgeleþip, Alevilik tarihine damgasýný vuran Devrimci Halk Ozaný Pir Sultan Abdal.ý yazarken yaþamak, onun yaptýklarýyla heyecanlanýp coþmak bambaþka bir dünyanýn kapýsýný açýyor insana. Gelin görün ki, diðer bazý Ulu Ozanlar.da da olduðu gibi, Pir Sultan Abdal.ýn yaþamýnda da takýlýp kalýyoruz bir yerde. Þiirleri beþ yüz yýl boyunca dillerden dillere, nesillerden nesillere aktarýlarak günümüze deðin gelirken, onun yaþamý hakkýnda fazla bilgiye sahip olamamak bir insan olarak kahrediyor bizi.Yaþadýðý döneme damgasýný vuran bu Ulu Ozan.ýn yaþamý hakkýnda nasýl olur da fazla bir þey bilemeyiz. O dönemde var olan Alevi-Bektaþi dergahlarý, tekkeleri, inandýðý dava uðruna çekinmeden baþýný veren bu Ulu Ozan hakkýnda hiçbir yere not düþmemiþlerdir. Þiirleri bugüne deðin gelirken, bu þiirleri söyleyen Ozan hakkýnda neden çok az þey bilinmektedir. Elbette biliyoruz; Osmanlýnýn Anadolu Alevilerine yaptýklarýný, ama þiirler gibi onun gerçek yaþamýný da bugünlere aðýzdan aðýza taþýyamaz mýydýk? Diye sormaktan da kendimizi bir türlü alamýyoruz.
Pir Sultan.ýn þiirlerini, deyiþlerini bir deftere yazmadýðý apaçýk ortada, ki yazýlmýþ olsaydý, defter deðilse de, deftere yazýldýðý söylentisi günümüze deðin ulaþýrdý. Söylediði þiirler ve deyiþler ilkin aðýzdan aðýza dolaþarak sonra da, belki yüzyýllarca sonra cönklere ( Saz ozanlarýnýn kendilerinin ya da baþkalarýnýn koþuklarýný derledikleri, uzunlamasýna açýlan, deri kaplý
defter) geçirildi. Can yanacaðýna mal yansýn deriz çoðu zaman. Bildiðimce, araþtýrdýðýmca baþlamak en iyisi. Anadolu Alevilerinin bu Ulu Ozanýný biraz da ben açayým sizlere. Tarih sayfalarýna baktýðýnýz zaman mutlaka dikkat çeken bir þeyle karþýlaþýrsýnýz. Her iyinin karþýsýna bir kötü, her güzelin karþýsýna da bir çirkin çýkývermiþtir. Her varolanýn bir karþýtýný görürsünüz. Ýbrahim Peygamber.in karþýsýnda Nemrut.u, Musa Peygamber.in karþýsýnda Fýravun.u, Ýsa Peygamber.in karþýsýnda da oniki havarilerden öðrencisi de olan Yahuda.yý, Hz. Ali.nin karþýsýnda Muaviye.yi, Ýmam Hasan.ýn karþýsýnda onu zehirleyen karýsý Cude.yi, Ýmam Hüseyin.in karþýsýnda da Þimir ve ona emri veren Yezid.i, diðer Ýmamlar.a baktýðýnýz zaman da sýrasýyla Emevi ve Abbasi halifelerini, Ebu Müslim.in karþýsýna Abbasi halifesi Cafer Mansur.u, Nesimi.nin karþýsýna Emir Yeþbeð.i, Hacý Bektaþ Veli.nin karþýsýna Ýnkar Sarý.yý, Þeyh Bedrettin.in karþýsýna Osmanlý padiþahý Çelebi Mehmet.i, Þah Ýsmail.in( Þah Hatayi) karþýsýna Yavuz Selim.i, Pir Sultan.ýn karþýsýna da Hýzýr Paþa.nýn çýktýðýný görürüz. Bu geliþen sürece baktýðýmýz zaman; dünya varolduðu andan beri süregelen zalim ile mazlumun veya mazlumun yanýnda olanlarýn mücadelesine tanýk oluruz. Ama gerçekler, tarihin karanlýklarýndan ve kanlý sayfalarýndan öyle veya böyle tüm gerçekleriyle birlikte bize ulaþmaktan geri kalmaz.
Pir Sultan Abdal hakkýnda þimdiyece çeþitli araþtýrma kitaplarý yayýmlandý . Ama kaynaðýn az olmasý yazýlanlarýn da ne denli gerçek olduðunu kuþkuya düþürüyor. Pir Sultan Abdal üzerine ilk önemli çalýþmayý 1929 yýlýnda Sadettin Nüzhet Ergun yapmýþ, 105 þiir yayýmlayarak þair üzerine bilgiler verilmiþtir. Ýkinci önemli çalýþmada Pertev Naili Boratav ile Abdülbaki Gölpýnarlý.nýn birlikte hazýrladýklarý 1943.de yayýmlanan Pir Sultan Abdal adlý kitaplar olmuþtur. Diðer yayýnlar ise: Pir Sultab Abdal, Abdulbaki Gölpýnarlý, Varlýk Yayýnevi Pir Sultan Abdal, Cevdet Kudret, Yeditepe Yayýnevi Pir Sultan Abdal, Cahit Öztelli, Milliyet Yayýnevi Sabahattin Eyuoðlu.nun ölümünden önce hazýrlayýp bitiremeden býraktýðý bir seçmeler kitabý dostlarýnca tamamlanýp Cem Yayýnevi tarafýndan Azra Erhat.ýn sunu yazýsý ve Ýlhan Baþgöz.ün Önsözüyle basýlmýþtýr. Pir Sultan Abdal hakkýnda araþtýrma yapan yazarlardan Ýbrahim Aslanoðlu- Pir Sultan Abdallar adlý kitabýyla, Sabahattin Eyuboðlu- Pir Sultan Abdal adlý kitabýyla ve A. Celalettin Ulusoy- Yedi Ulu.lar kitabýndaki anlatýmýyla ve daha nice araþtýrmacýmýz bu Ulu Ozanýmýzýn halkýmýz tarafýndan öðrenilmesine ýþýk tutmuþlardýr. Anadolu halkýnýn baðrýnda açmýþ bir kýzýl güldür Pir Sultan, diye tanýmlar Sabahattin Eyuboðlu. Ortaya koyduðu kiþiliðiyle, özüyle, sözüyle bir dava
adamý olan Pir Sultan Abdal.ý ona layýk olacak biçimde anlatmak gerçekten çok zor. Anadolu'da Pir Sultan veya Pir Sultan Abdal mahlasýný kullanan birden fazla halk ozanýnýn olduðunu biliriz ve bunlar: 1- Pir Sultan.ým Haydar (Çorum yöresinden) 2- Aruz þairi Pir Sultan Abdal (Köy þairinden ziyade medrese eðitimi almýþ þehirli biri) 3- Pir Sultan Abdal (Divriði yöresi) 4- Abdal Pir Sultan ( XVIII. Yüzyýlýn ikinci yarýsý veya XIX. Yüzyýlýn baþýnda yaþamýþ olduðu sanýlýyor) 5- Pir Sultan Abdal ( Bu þair de, asýlmasýný ve asýldýktan sonraki olaylarý anlatýyor.) 6- Pir Sultan Asýl anlatmak istediðimiz Pir Sultan, kendisini bu mahlasla tanýttýðý ve tanýyanlarýn da sadece Pir Sultan Abdal deðil, Pir Sultan dediði þairdir. Bizim için de önemli olanýn Hýzýr Paþa' nýn astýrdýðý Pir Sultan'dýr. Bizim konumuz da zaten "Dönen Dönsün Ben Dönmezem Yolumdan" dizesini söyleyen Devrimci Halk Ozaný Pir Sultan'dýr. Ama alýþýk olduðumuz üzere Pir Sultan deðil, Pir Sultan Abdal diye de ünlemekteyiz ozaný. Bazý araþtýrmalara göre 1480-1550 yýllarýnda yaþadýðý sanýlan Pir Sultan, Yavuz Selim ve Kanuni Süleyman döneminin en canlý tanýklarýndan birisidir. Bazý kaynaklar da da Pir Sultan.ýn 1547 1551 veya 1587 1590 yýllarý arasýnda idam edildiði kabul görmektedir. Katliamlarýn günbegün arttýðý bir dönemde halka yüreðini açan bir insanýn sessiz kalmasý elbette ki düþünülemez. Pir Sultan'ýn, Horasan yöresinden Azarbeycan'in Hoy kasabasýna geldiði ve oradan da ailesiyle birlikte Anadolu'ya göçüp Sivas'ýn Yýldýzeli'ne baðlý Çýrçýr nahiyesinin Banaz köyüne yerleþtiði sanýlýyor. Yine bazý kaynaklarda O.nun Banaz.da dünyaya geldiði yönündedir. Asýl adýnýn Haydar olduðu, Pir Sultan mahlasýný daha sonra çalýp söylemeye baþladýðýnda aldýðý üzerinedir. Yýldýzdaðý eteklerinde , Çýrçýr.a kýrksekiz kilometre uzaklýkta, çoðu tek katlý kerpiç evleri, soðuktan korunmak için yarý yarýya topraða gömülü bir köy. Banaz.da bugün Pir Sultan.ýn olduðu söylenen bir ev, önünde Ozan.ýn yaþadýðý dönemden kaldýðýna inanýlan bir söðüt aðacý, aðacýn altýnda, asasýnýn ucuna taký p Horasan.dan getirildiðine inanýlan bir deðirmen taþý vardýr. Pir Sultan, yaz aylarýnýn güzel havalarýnda bu taþýn üstüne oturup karýsýyla sohbet edermiþ. Köylüler bu evi, aðacý, taþý kutsal sayarlar. Araþtýrmacý Ali Balým kitabýnda, Haydar'ýn nasýl Pir Sultan olduðu üzerine hikayesi þöyledir. " Haydar'ýn babasý, oðlunun seyip gezmesini istemedi. Önüne mallarý kattý, git oðlum hayvanlarý otlat dedi, çocuk mallar önünde akþama kadar gezdi yoruldu. Yýldýz daðýnýn eteðinde bir çimenlik var idi. Bu çimenlikte bugün Bektaþi U l ularýndan Seyit Ali Sultan'ýn makamý vardýr. Bu yer boþ deðil idi. Çocuk, baþýný bir taþa koydu, uyudu, azýný çoðunu bir Mevla bilir. Manâda
kulaðýna bir ses geldi. Haydar gözlerini açtý ki karþýsýnda bir aksakallý ihtiya r var. Bir elinde bir dolu, bir elinde bir elma. Haydar'a uzattý, al oðlum bunu iç dedi. Haydar doluyu iç ti. Uçyüzaltmýþaltý damarýndan bir ateþtir yürüdü. Pir öteki elini uzattý elmayý verdi. Haydar elmayý alýrken gördü ki Pir'in avucunun içinde bir yeþil ben var. Balkýyýp duruyor. Haydar bildi ki bu Hacý Bektaþ Veli'dir. Sarýldý ki elinden öpe. Pir etti. Oðlum bundan sonra senin adýn Pir Sultan olsun, adýn dört bir yana yayýlsýn, sazýnýn üstüne saz, sözünün üstüne söz gelmesin. Ali evladýn hakkýný almak için Tanrý senin yardýmcýn olsun. Adýný ben verdim, yaþýný Allah versin, dedi, gözden nihan oldu. "Akþam oldu sabah açýldý, hayýrlý sabah canlarýn üstüne açýlsýn, Haydar evine dönmedi. Arayý arayý buldular. Haydar kendinden geçmiþ.Güzel yüzü köpük içinde dalga vurur. Uyandýrdýlar, eline bir saz verdiler. Anladýlar ki, Haydar dolu içmiþ. Aþk deryasýna düþmüþ,inc i mercan satar..." Hýzýr Paþa'nýn öyküsüne gelince: Vaktiyle, Hafik ilçesinin Sofular köyünde Hýzýr adýnda bir genç varmýþ. (Bazý kaynaklar Hýzýr.ýn da Banaz köyünden olduðu yönünde görüþ belirtiyorlar) . O zamanlar bu köyün halký Alevi imiþ (Osmanlý döneminde Anadolu halkýnýn yüzde sekseni Aleviymiþ, ama baskýlar, yediden yetmiþe katliaml ar, hele Yavuz.un Padiþahlýðýnýn yanýna halifeliði de eklenince zor dönemler yaþamýþ lar. Takiyye yapýp namaz kýlýp, ramazan orucunu tutmaya baþlamýþlar, özdilleri Türkçe yi býrakýp Arapça-Farsça karýþýmý Osmanlýcayý konuþmak zorunda býrakýlmýþlar ve beþ yüz yýl sonra bugüne gelinmiþ.) Zamanla yoldan çýkmýþlar. Onlarýn bu durumunu beðenmeyen Hýzýr, köyden ayrýlmaya karar vermiþ, çýkmýþ yola. Ha þurasý, ha burasý derken Banaz'a kadar gelmiþ. Pir Sultan'ýn yanýna azap durmuþ. Sonra da müridi olmuþ. Aradan seneler geçmiþ,bir gün Hýzýr: Pirim, demiþ; Sen herkese himmet ediyorsun, her biri çeþitli makamlara geçiyor, ne olur, bana da himmet et, büyük adam olayým, ben de bir makama geçeyim.. PirSultan þöyle bir düþündükten sonra gülümsemiþ: Ulan Hýzýr, ben dua ederim, belki sen de büyük adam olursun; hatta paþa, vezir de olursun ama, sonunda gelip beni astýrýrsýn. Yine de duasýný eksik etmemiþ. Hýzýr Ýstanbul'a gidip saraya girmiþ. Aða, Kapýcýbaþý, Paþa, Beylerbeyi derken Vezir olup Sivas valiliðine atanmýþ. Pirini unutmamýþ, haber gönderip huzuruna getirtmiþ. Hürmet, izzet ikram derken bir hayli de sohbet etmiþler. Yemekte mükellef bir sofra donanmýþ. Pir Sultan yiyeceklere þöyle bir bakýp hemen geriye çekilmiþ. Paþa þaþýrmýþ. Bir þey mi oldu Pirim? Pir Sultan: Hýzýr ,demiþ; bu yemeklerde zina kokuyor, içinde yetim hakký var, sen bunlarý haram para ile yaptýrmýþsýn. Hýzýr Paþa: Yok Pirim dediyse de dinletememiþ . Ama bir hayli de içerlemis. Pir Sultan biraz daha ileri gidip: Bunlarý ben deðil, köpeklerim bile yemez. Ýstersen çaðýrayým da gör. Hemen ünlemiþ, köpekler anýnda gelmiþler. Bir tepsiye haram yemek, bir tepsiye de helâl yemek konmuþ. Önce haram yemekler getirilmiþ. Köpekler þöyle bir koklayýp geri geri çekilmiþler. Arkasýndan helâl yemeklerle dolu tepsi gelmiþ. Köpekler onu da kokladýktan sonra, kuyruklarýný sallaya sallaya yemeye baþlamýþlar. Bu hakarete çok kýzan Hýzýr Paþa, hýrsýný
yenemeyip Pirini Toprakkale'ye hapsettirmiþ. Eh. . ne de olsa Piri. Hýrsý geçince bir bahane ile affetmek istemiþ . Zindanda n çýkarttýrýp demiþ ki: Bana içinde Þah'ýn adý geçmeyen üç deyiþ söylersen seni af fedeceðim. Yok, söylemezsen kendin bilirsin... Pir Sultan: "Peki öyleyse" deyip tezeneye þöyle bir dokunmuþ:
Hýzýr Paþa bizi berdar etmeden Açýlýn kapýlar Þah'a gidelim Siyaset günleri gelip yetmeden Açýlýn kapýlar Þah'a gidelim Gönül çýkmak ister Þah'ýn köþküne Can boyanmak ister Ali müþkine Pirim Ali Oniki imam aþkýna Açýlýn kapýlar Þah'a gidelim Her nereye gitsem yolum dumandýr Bizi böyle kýlan ahd ü zamandýr Zincir boynum sýktý hayli zamandýr Açýlýn kapýlar Þah.a gidelim Ilgýn ýlgýn eser seher yelleri Yare selam eylen Urum elleri Bize peyk geldi Þah bülbülleri Açýlýn kapýlar Þah.a gidelim Çýkarým bakarým kale baþýna Mümin müslümanlar gider iþine Bir ben mi düþmüþüm can telaþýna Açýlýn kapýlar Þah.a gidelim Yaz selleri gibi akar çaðlarým Hançer aldým ciðerciðim daðlarým Garip kaldým þu arada aðlarým Açýlýn kapýlar Þah'a gidelim
Pir Sultan'ým eyder mürvetli Þah'ým Yaram baþ verdi sýzlar ciðergahým Arþa direk direk olmuþtur ahým Açýlýn kapýlar Þah'a gidelim * * *
Kul olayým kalem tutan eline Kâtip ahvalimi Þah'a böyle yaz Þekerler ezeyim þirin diline Kâtip ahvalimi Þah'a böyle yaz. Allah'ý seversen kâtip böyle yaz Dünü gün ol Þah'a eylerim niyaz
Umarým yýkýlsýn þu Kanlý Sivas Kâtip ahvalimi Þah'a böyle yaz Sivas illerinde zilim çalýnýr Çamlýbel'ler bölük bölük bölünür Ben dosttan ayrýldým baðrým delinir Kâtip ahvalimi Þah'a böyle yaz
Münafýðýn her dediði oluyor Gül benzimiz sararuben soluyor Gidi Mervan þad oluben gülüyor Kâtip ahvalimi Þah'a böyle yaz Pir Sultan Abdal'IM BEY HIZIR Paþa Gör ki neler geldi sað olan baþa Hasret koydu bizi kavim kardaþa Kâtip ahvalimi Þah'a böyle yaz * * *
Karþýda görünen ne güzel yayla Birdem süremedim giderim böyle Ala gözlü Pirim sen himmet eyle Ben de bu yayladan Þah'a giderim Eðer göðerüben bostan olursam Þu halkýn diline destan olursam Kara toprak senden üstün olursam Ben de bu yayladan Þah a giderim Bir bölük turnaya sökün dediler Yürekteki derdi dökün dediler Yayladan ötesi yakýn dediler Ben de bu yayladan Þah'a giderim
Dost elinden dolu içmiþ deliyim Üstü kan köpüklü meþe seliyim Ben bir yol oðluyum yol sefiliyim Ben de bu yayladan Þah'a giderim. Alýnmýþ abdestim aldýrýrlarsa Kýlýnmýþ namazým kýldýrýrlarsa Siz de Þah diyeni öldürürlerse Ben de bu yayladan Þah.a giderim Pir Sultan Abdal'ým dünya durulmaz Gitti giden ömür geri gelinmez Gözlerim de Þah yolundan ayrýlmaz Ben de bu yayladan Þah'a giderim * * *
Hýzýr, Piri affetmeye hazýrlanýrken onun inadýna söylediði üç deyiþte de Þah kelimesini kullanmasý karþýsýnda çileden çýkmýþ. Büyük bir çýkmazda olduðunu görmüþ. Bir yandan da koskoca bir Osmanlý Ýmparatorluðunun Paþasýymýþ. Yanýndaki efradýna emretmiþ." Asýn bunu" Hýzýr Paþa'nýn asýn bunu demesi Pir Sultan Abdal'ý hiç de korkutmamýþ. Zaten O Hýzýr'ý Ýstanbul'a gönderirken görmesi gerekeni görmüþmüþ. Aðrýna gitmemiþ, Garip garip, ben sana demiþtim manasýyla bakmýþ. Pir Sultan Abdal asýlmaya giderken de yine tutamamýþ kendini:
Bize de Banaz'da Pir Sultan derler Bizi kem kiþi de bellemesinler Paþa huddamýna tembih eylesin Kolum çekip elim baðlamasýnlar . Hüseyin Gazi Sultan binsin atýna Dayanýlmaz çarhý felek zatýna Bizden selam söylen ev külfetine Çýkýp ile karþý aðlamasýnlar Ala gözlüm zülfün kelep eylesin Döksün mah yüzünen ikap eylesin Ali Baba Hak'tan dilek dilesin Bizi dar dibinde eðlemesinler Ali Baba eðer söze uyarsa Emir Huda'nýndýr beyler kýyarsa Ala gözlü yavrularým duyarsa Alým çözüp kara baðlamasýnlar Surrum iþlemedi kaddim büküldü Beyaz vücudumun bendi söküldü Önüm sýra Kýrklar Pirler çekildi Daha beyler bizi dilemesinler Pir Sultan Abdal'ým coþtum akarým Akar akar dost yoluna bakarým Pirim aldým seyrangaha çýkarým
Yýldýzdaðý seni yaylamasýnlar * * *
Ertesi sabah, Meydan camiinin karþýsýndaki sýra kahvelere adýmýný atan halk Pir Sultan'ý konuþmaya baþlamýþ. Birisi demiþ ki: "Duydunuz mu? Hýzýr Paþa bu gece Pir Sultan'ý astýrmýþ." Yanýndaki itiraz etmiþ: "Aslý yok. Bu sabah Koçhisar.dan gelirken onu Þeyfebeli'nde gördüm." Bir diðeri: "Senin yanlýþýn var. Gün ýþýrken Malatya yolundaki Kardaþlar geçiti'nde karþý karþýya geldik. Sazý omuzunda gidiyordu." Dördüncüsü: "Yenihan yolundaki Þahna Gediði'nde gördüm." Beþinc isi: "Allah Allah... Daha demin Tavra Boðazý'nda idi." Þurda gördüm burda gördüm diyenin haddi hesabý yokmuþ. Bakmýþlar ki olacak gibi deðil, kalkýp hep beraber "Siyaset Meydaný'na gitmiþler. Bir de ne
görsünler . Daraðacýnda Pir Sultan'ýn hýrkasý sallanýp durmuyor mu? Kendisi görünürlerde yok. Bu durumu iþiten asesler her tarafa daðýlýp, Pir Sultan'ý aramaya koyulmuþlar . Þair de o sýrada Kýzýlýrmak köprüsünden geçiyormuþ. Bakmýþ ki asesler arkadan geliyor,çabucak köprünün öbür tarafýna geçip, "eð il köprü eðil" demiþ. Köprü eðilip suya batmýþ. Öbür ucundaki asesler dona kalmýþlar. Pir Sultan'ýn keramet sahibi bir kiþi olduðunu anlayýp geri dönmüþ gitmiþler. Rahmetli babam biraz baþka anlatýrdý bu asýlma olayýný. Siyaset meydanýna daraðacýný kurduktan sonra Pir Sultan'ý getirmiþler. O yörenin tüm halký da orda olmak zorundaymýþ. Pir Sultan asýlmadan önce, herkes tarafýndan taþlanmasý emri varmýþ Hýzýr Paþa'nýn. Ahali eline aldýðý taþý Pir Sultan'a atmaya baþlamýþ. Ama taþlarýn hiç biri deðmezmiþ ona. Musahibi Ali Baba da taþ atmamak, ama birþey atmýþ olmak için eline aldýðý gülü atmýþ, tek o gül deðmiþ PirSultan'a. O gül yaralamýþ onu . Þu deyiþ anlatýr bunu.
Þu kanlý zalimin ettiði iþler Garip bülbül gibi zâreler beni Yaðmur gibi yaðar baþýma taþlar Dostun bir fiskesi paralar beni * Dar günümde dost düþmaným belloldu On derdim var ise þimdi elloldu Ecel fermaný boynuma takýldý Gerek asa gerek vuralar beni
Pir Sultan Abdal'im can göðe aðmaz Hak'tan emrolmazsa ýrahmet yaðmaz Þu illerin taþý hiç bana deðmez Ýlle dostun gülü yaralar beni
Pir Sultan Abdal'ý idam etmiþler. Bir yabancý uðramýþmýþ Siyaset Meydaný'na. Doluþan kalabalýðý görünce sormuþ."Ne var ne oluyor burda? " diye. Birisi demiþ ki:" Hýzýr Paþa Pir Sultan'ý astýrdý." Yabancý garip garip bakmýþ."Sizin yanlýþýnýz var. Ben biraz önce Çamlýbel'den gelirken,Pir Sultan elinde sazý gidiyordu." Duyanlar þaþýrmýþlar. Asesler de duymuþlar. Bakmýþlar ki salt Pir Sultan Abdal'ýn hýrkasý sallanmakta
daraðacýnda. Anlamýþlar ki o bir keramet sahibi erdur. Söylentiler. Pir Sultan'ýn keramet göstererek idam edildiði anda, kendini kurtarýp Horasan'a Þahý görmeye gitmesidir.Ve bu gidiþini þöyle anlatýr dizeleriyle.
Ýptida bir sofu Þah'a varýnca Niye geldin derler Urum sofusu
Çevre çevre dört yanýna bakýnca Niye geldin derler Urum sofusu Ateþin yanmadan dumanýn tüter Murtaz Ali katarýdýr bu katar Bunca evliyaya hizmetin yeter Niye geldin derler Urum sofusu Çok uzak illerden özendin geldin Sol tozlu yollara bezendin geldin Urum'dan ne günah kazandýn geldin Niye geldin derler Urum sofusu
Bülbül gerek gül dalýna konmaya Þah Ýsmail gibi semah dönmeye Musahibin yok mu derdin yanmaya Niye geldin derler Urum sofusu Pir Sultan Abdal.ým hele yazsalar Arasalar ülke ülke gezseler Yolu doðru sürmeyeni assalar Niya geldin derler Urum sofusu * * * (Ýbrahim Aslanoðlu, Pir Sultan Abdallar, Can Yayýnlarý 1997)
Söylentilere göre; Pir Sultan Abdal.ýn Seyyid Ali, Pir Muhammed ve Er Gayib adl ý üç oðlu ile Sanem adlý bir kýzý vardýr. Oðullarýndan Seyyid Ali.nin Banaz köyünü n üst yanýndaki çam korusunda, diðer oðlu Pir Muhammed.in Tokat.ýn Daduk köyünde (attan düþerek öldüðü rivayeti de vardýr), üçüncü oðlu Er Gayib.in de Dersim.de gömülü olduklarýdýr. Babasý nýn asýldýðýný bilen kýzý Sanem ünlü bir aðýt söylemiþtir. Ýki oðlunun babalarýnýn saðlýðýnda ölmeleri Pir Sultan.ý ta yüreðinden yaralar. Ve oðullarýnýn ölümlerinin ardýndan þu aðýtý yaktýðý da söylenir.
Allah verdiðini almaz dediler Bana verdiðini aldý neyleyim Çocukluðu çobanlýk yaparak geçen Pir Sultan, okuyup yazmasýný hizmet ettiði Alevi tekkkesinde öðrenmiþ, yani bir inanç kaynaðý olan tekke kültürüyle kendini yetiþtirmiþtir. Dinsel bilgisini yeterince almýþ ve kendini halifeler tarihiyle, Peygamberlerin hikayeleriyle, oniki Ýmamlarýn yaþantýlarýyla doldurarak bu birik imi þiirlerinde fazlasýyla dile getirmiþtir. XVI. yüzyýlýn sonlarýna dek yaþayýp gördükleriyle kendi kendini yemiþ ve her haksýzlýðýn karþýsýna devrimci duruþuyla dikilmiþtir. Alevi- Bektaþi tarikatýnda ndýr ve onun için asýl þah Ýran Þahý deðil, Hz. Ali.dir. Musahibi de, asýlýrken kendisin e taþ deðil, gül atan Ali Baba.dýr. Baðlandýðý tekkenin Piri de, Ahmet Yesevi.nin Anad olu.ya gönderdiði derviþlerden Koyun Baba.nýn tekkesinde, Bektaþi tarikatýnýn kurucusu, Hacý
Bektaþ Veli.nin tekkesinde posta oturmuþ, yani üst makamlara getirilmiþ Postniþi n Þeyh Hasan.dýr. Þu gerçeði de asla gözardý etmeyelim. 1527 yýlýnda Hacý Bektaþ V eli torunlarýndan olup Postniþinlik makamýnda oturan Kalender Çelebi, Osmanlýnýn zulmüne dayanamayýp Anadolu halkýyla birlikte ayaklanmýþ, büyüyen isyaný ancak Osmanlý , Kalender Çelebi yandaþlarýný çeþitli vaatlerle kandýrarak zayýflatmýþ, akabinde de Postniþini astýrarak boþalan Hacý Bektaþ Veli postuna Ýstanbul.dan Nakþibendi þeyhlerini göndererek bu makamý kendi eline almýþtýr. Bu nedenle Pir Sultan.ýn döneminde Nakþibendi þeyhinin Postniþin olarak bu makamda oturmasý pek uzak bir olasýlýk deðildir.
Pir Sultan Abdal, salt halkýn deðil onlarýn sorunlarýyla da içiçedir.Ýnançlarýn dan ve siyasi-toplumsal tavrýndan da son ana deðin, caný pahasýna da olsa vazgeçmeyen b ir ozandýr. Gönüllerde, dillerde, tellerde yaþayan Pir Sultan, onca engellemelere raðmen bu güne deðin ezilen, sömürülen, hor görülen insanlarýn yükselen sesi olurken, özgürlük mücadelesinde de Anadolu halkýnýn her haksýzlýk karþýsýndaki vazgeçilmez simgesi olmuþtur. Osmanlýnýn astýðý astýk kestiði kestik dönemidir. Kendisine uzak coðrafyalarda bile at sürdürüp savaþlardan savaþlara koþan Osmanlý, iþgal ettiði ülkelere aðýr verg iler uygulayarak hazinesini doldururken, Anadolu halký kendi yazgýsýyla baþbaþa kalmý þtýr. Egemenliðinin sýnýrlarýný Kuzeyde Moskova, Güneyde Habeþistan ve Ekvator, Doðuda Ýran ve Hindistan, Batýda Viyana ve Atlas Okyanusu.na kadar geniþletmiþti r. Kaptaný Derya Barbaros Hayrettin Paþa.nýn 1538 yýlýndaki Avrupa.nýn kaptaný Andr e Dorya.ya karþý yaptýðý ve kazandýðý Preveze deniz savaþý ve Piyale paþa.nýn Cerb e deniz savaþlarýnda Haçlý donanmalarýna karþý elde ettikleri zaferlerle Akdeniz b ir Osmanlý gölü haline gelmiþtir. Kanuni.den sonra baþlayan bir duraklama dönemine girilir Anadolu topraklarýnda ve bu dönem hiç de hayra alamet deðildir. Artýk sa vaþlar kazanýlmýyor, iþgal edilen ülkelerden vergi alýnamýyor, devlet hazinesi giderek açýk veriyordur. Bunun ceremesini kim çekecektir, elbette ki Anadolu.nun mazlum halký . Aylýklarý (Ulufe) ödenemeyen yeniçeriler, hergün padiþaha karþý kazan kaldýrmaktadýrlar, sürekli sadrazamlarýn kellesini istemektedirler. Verimli topr aklarý kendi yandaþlarýna veren padiþahlar, hazineyi doldurmak için aðýr vergiler koyar ak halkýn kanýyla beslenmek isterler. Kendi halkýna yabancýlaþan, rüþvetin, çýkarcý lýðýn kol gezmeye baþladýðý bir imparatorluk yozlaþmýþlýðýn da bataklýðýna saplanmýþtýr. Y
aþam koþullarý giderek zorlaþan Anadolu halký, Alevi-Bektaþi olmalarýndan dolayý kend i inançlarýndan olan Ýran Þahýna daha sýcak bakmaktalar , hatta O.nun kendi þahlar ý olmasýný da dilemektedirler. Zaten Ýran Þahlarý, kendilerinin Oniki Ýmam soyunda n geldikleri propogandasýný da Anadolu halkýna yaparak Aleviliði tüm Anadolu.ya yayma düþüncesindedirler. 1511 Þahkulu isyaný bu düþünüþün inanç boyutunu açýkça ortaya da koyar. Kah ekonomik nedenlerle, kah siyasi nedenlerle olsun, Osmanlý i le Anadolu Alevisi arasýna kara kedi bir kere girmiþtir. Bektaþi tarikatýndan olan babasý padiþah II. Beyazit.i tahtan indiren Yavuz Selim, ilkin Anadolu halkýnýn aklýný çelen Ýran Þahý Þah Ýsmail.i 1514 yýlýnda Çaldýran savaþýnda yenerek ilk adýmý atmýþ, ardýndan halifeliði kutsal emanetleriyle Ýstanbul.a taþýyarak hem halife hem pad iþah
olmuþ ve Ýslam halifesi olmanýn gereðini de yerine getirerek binlerce Alevi insa nýný küçük büyük demeden katlettirmiþtir. Aleviyi katletme geleneði bazý durumlarda sürgünlere de dönüþmüþtür. Anadolu halkýnýn sosyal sorunlarý büyürken, s avaþlar ý yitiren sadrazamlarýn baþý alýnýrken, toplumun sesi olan Pir Sultan Abdal yaþatý lýr mý hiç? Anadolu.nun yoksul halkýnýn özgür dili olan Pir Sultan Abdal, insanýn insan a kulluðuna da baþýný kaldýrmaktadýr. O, Osmanlý padiþahlarý gibi halkýna ihanet edemezdi. Ortada bir suçlu varsa o da Osmanlýnýn ta kendisidir. Halkýndan kopan bir Osmanlý, halkýn yanýnda olan birinin þamarýna onu yok etmekle yanýt verecektir. O ki Pir Sultan, halk onda kendisini görmüþ ona Sultan.ým demiþtir. O halk bilmektedir ki, Pir Sultan kendi ezilmiþliklerinin davasýný gütmektedir. O, devr imci duruþuyla dünyayý titreten bir egemenin karþýsýnda baþýný dik tutup eðilmemiþtir . 1576 yýlýnda Ýran seferinin baþlamasýndan sonra Anadolu Kýzýlbaþlýðý bir baþtan bir baþa kaynamakta, ayaklanmalar birbirini izlemekte, ortaya yalancý Þah Ýsmailler çýkmaktadýr. 1570 yýllarýnda Bozok (Yozgat) sancaðýnda Kýzýlbaþ köylüler Hass-ý Hümayuna (Devlet hazinesi) ait vergilerini vermiyorlar, hatta hükümet memurlarýn ý köylerine bile sokmuyorlardý. Pir Sultan Abdal , bir ayaklanmaya katýlmamýþtýr. Söylediði halk türkülerinden, Osmanlýnýn baskýcý rejimini eleþtirmekten, en fazla da On iki Ýmamlara olan baðlýlýðýndan nem kapan Sünni köylerinin þikayeti üzerine Sivas valisi Hýzýr Paþ a tarafýndan tutuklanmýþtýr. Dönen dönsün ben dönmezem diyen, bir Anadolu yiðididir, bir Anadolu O: kahramanýdýr, bir Anadolu efsanesidir. Ama O, sazý eline alýnca söylenmesi gerekeni söylemekten çekinmez. Onun kýlýcý elindeki sazýdýr. O kýyamaz insana. O onurlu duruþuyla, eðilmez baþ ýyla ezilenin ayaklanan bayraðý olur. Anadolu halkýnýn yüreðinde dirilen, onlarýn geleceðe umutla bakmalarýný saðlaya n bir kýzýl gül vardýr artýk. Sular gibi çaðlayan bir kýzýl gül.
Çeke çeke ben bu dertten ölürüm Seversen Ali.yi deðme yarama Ali.nin yoluna serim veririm Seversen Ali.yi deðme yarama
Ali.nin yarasý yar yarasýdýr Buna merhem olmaz dil yarasýdýr Ali.yi sevmeyen hakkýn nesidir Seversen Ali.yi deðme yarama
Bu yurt senin deðil konar göçersin Ali.nin dolusun bir gün içersin Körpe kuzulardan nasýl geçersin Seversen Ali.yi deðme yarama Ilgýt ýlgýt oldu akýyor kaným
Kem geldi didara taliim benim Benim derdim bana yeter hey caným Seversen Ali.yi deðme yarama
Pir Sultan Abdal.ým deftere yazar Hilebaz yar ile olur mu Pazar Pir merhem çalmýþsa yaralar azar Seversen Ali.yi deðme yarama * * *
Oturmuþ Arapça Kur.an okursun Gel bunun manasýn ver indi sofi Ehl-i dil olmuþsun irfan içinde Gel bunun manasýn ver indi sofi Bu bir aðýr yüktür yüklesin getür Arif ol bu sýrrýn manasýn yetür Anasý kýz oðlu koynunda yatur Gel bunun mamasýn ver indi sofi
Muhammed Ali.dir darýndan yüca Müminler yoðruldu döküldü saca Anasý kýz oðlu oðlan bir koca Gel bunun manasýn ver indi sofi Erenlerin kýldan ince yolu var Dört kapýnýn iki çatal dili var Bir kuþ gördüm ayaðýnda nalý var Gel bunun manasýn ver indi sofi Pir Sultan Abdal.ým hey þems ü kamer Yezid.in boynunda tir ile teber Bir kýsrak gördüm koyunun emer
Gel bunun manasýn ver indi sofi * * * Hýzýr Paþa.nýn zulumu var ise Ne yapayým benim de bir ahým var Senin tuðlu padiþahýn var ise Benim arkam kalem bir Allah.ým var Þol icra Tanrýsý yatmaz uyumaz Kimsenin hakkýnýn kimsede komaz Hünkar saðýr olmuþ ününü duymaz Masumlar boðdurur padiþahým var
Gönül verdim ikrar verdim Hayder.e Geçmem beni etseler pare pare
Ýrafýzý deye çektiler dare Acab benim bunda ne günahým var Pir Sultan Abdal.ým yedullahýmýz Batýna hükm eder padiþahýmýz Sahib çýkar miskin kul Allahýmýz Þefaat edecek güzel þahým var * * *
Horasan.dan kalkýp sökün eyledi Elestü deminin yeli geliyor Urum abdallarý akýn eyledi Boþandý Kevser.in seli geliyor Geldi Cebrail.e buyruldu name Yazdýlar yayýldý Urum.a Þam.a Yanýncý da biz de geldik Urum.a Þu kevn-i mekana dolu geliyor Urum erenleri indirdi baþýn Yürüttü Urum.un kayasýn taþýn Dediler Ali.dir bildiler neslin Tanrý.nýn arslaný Ali geliyor
Rum erenlerinin arttý firaký Dikildi arþ-ý alanýn direði Yayýldý sofrasý yandý çeraðý Hakkýn da bir kudret eli geliyor Buna þahit yerin göðün meleði Kabul oldu müminlerin dileði Kadýncýk ananýn duydu kulaðý Pirim Hacý Bektaþ Veli geliyor Pir Sultan.ým hile katmaz iþine
Yol ehlini engel saymaz iþine Cihaný cem eyledi hep baþýna Tanrý.nýn arslaný Ali geliyor * * * Evvel baþtan Muhammed.e salavat Gönül kalk gidelim Hüseyn.e doðru Ecel gelip peymaneler dolmadan Gönül kalk gidelim Hüseyn.e doðru Hasan Hüseyin.dir Ali.nin oðlu Þehitleri yoluna giderler doðru Ýmam Zeynel.aba Hüseyn.in oðlu Gönül, kalk gidelim Hüseyn.e doðru
Ýmam.ý Bakýr.dan uralým demi Cafer-i Sadýk.tan alalým kamý Ýmam Musa kaldýr gönülden gamý Gönül, kalk gidelim Hüseyn.e doðru Ýmam Rýza.dan olsun hidayet Taki ile Naki kýlsýn inayet Ol Hasan Askeri Þah-ý Velayet Gönül, kalk gidelim Hüseyn.e doðru Pir Sultan Abdal.ým söyledi heman Yezid.in kalbinden gitmedi güman Ahýr nefesinde ol sahib-zaman Gönül, kalk gidelim Hüseyn.e doðru * * * Gidi Yezid bize Kýzýlbaþ demiþ Meðer Þah.ý sevmiþ dese yoludur Yetmiþiki millet sevmezler Þah.ý Biz severiz Þah-ý Merdan Ali.dir Kýrkýmýz da bir katara dizildik Hak Muhammed ümmetine yazýldýk Hakikat þerbeti olduk ezildik Biz içeriz bize sunan Ali.dir
Gizi Yezid bizler haram yemedik Batýndaki gördüðümüz demedik Ýkrar birdir dedik geri dönmedik Yedileriz birincimiz Ali.dir Muhammed dinidir bizim dinimiz Tarikat altýndan geçer yolumuz Hem Cibril-i Emin.dir rehberimiz
Biz müminiz mürþidimiz Pir Sultan.ým Nesimi.dir pirimiz Evvel kurban ettik Þah.a serimiz On iki Ýmam meydanýnda darýmýz Biz þehidiz serdarýmýz Ali.dir * * * Bir gül ile gülistaný seyrettim Bad-ý saba ile Esen Ali.dir Vücud iklimini bir devir ettim Gördüðüm Hasan Hüseyin Ali.dir Beyan göre ey kardaþ gönül içine Yok mudur azimin ahret gücüne Oniki Ýmam akar cennet içine Ab-ý Kevser ile akan Ali.dir
Bindiler doðrudan þarka gittiler Horasan þehrinde güreþ tuttular Anda Ýmamlara yardým ettiler Mervan.ý bastýlar basan Ali.dir Nerede arasam hazýr bulunur Oku dört kitabý iyi bilinir Bayram ayý gibi doðar dolanýr Seher yelleriyle esen Ali.dir Münkir.in gýdasý Hak.tan kesildi Nesimi yüzüldü Mansur asýldý Dünya yetmiþ kerre doldu eksildi Dolduran Ali.dir dolan Ali.dir Hakkýn emri ile Cebrail indi Ýndi de Ali.nin koluna kondu Zülfikar kuþandý Düldül.e bindi Yezid.in neslini kesen Ali.dir Kim dokudu bin çiçekli halýyý Kim diriltti bin yýl yatan ölüyü Kýrklar meclisine gelen doluyu Dolduran Muhammed içen Ali.dir * * * Aþure ayýnda matem orucu Onlarý tutana sevap yazýlýr Kerbela.da yatan Ýmam Hüseyin Engür olmuþ, Hakk ceminde ezilir Birini tutan Hakk.ýna da yeter Ýkisin tutan günahýn atar Üçünü tutanlar cennette yatar Engür olmuþ, Hakk ceminde ezilir Dördünü tutana veli, dediler
Beþini tutana ulu, dediler Altýsýn tutana dolu, dediler Engür olmuþ, Hakk ceminde ezilir Yedisin tutan havada uçar Sekizin tutan hulleler biçer Dokuzun tutan cennetin açar Engür olmuþ, Hakk ceminde ezilir Pir Sultan Abdal.ým onunda zahmet On birini tutana indi rahmet On iki tutana nasiptir cennet Engür olmuþ, Hakk ceminde ezilir * * * Uyurken üstüme geldi Erenler Ne yatarsýn gafil, uyan dediler
Mahitab olmuþtur yüzün görenler Þunda duranlara merdan dediler Uyandým gafletten, açtým gözümü Erenler payine sürdüm yüzümü Söylettiler, hak söyledim sözümü Hak bin bir kelamý, inan dediler Gökten indi derler idi Ýsa.ya Zebur Davud.a, Tevrat Musa.ya Üçüncü de Ýncil indi Ýsa.ya Dördüncü Resul.e Furkan, dediler Kanber önü sýra bindi Düldül.e Pirim Hacý Bektaþ Kýrklar.la bile Ab-ý zemzem ile cümlesin sile Bir dolu sundular, iç kan, dediler Daðlarýn deminden çekilir erler Ördeði arzu eder cavlanlar göller Deryalar geçilmez bulanýk seller Kalbi pak olana umman, dediler Kalbin pak olursa var Hakk.a düþ ol Erenler önünde dil olma, sus ol Dünyanýn varýndan vazgeç, derviþ ol Bu yolda derviþe sultan dediler Dediler belayý çeken Eyyub.dur Erenlerin sýrrý hoþ acayibdir Her bir yerde sýrrýn açmak ayýpdýr Gizli pinhanlara boyan, dediler
Pir Sultan.ým düþmüþüm er sevdasýna Aþýklar düþmesin el sevdasýna Bir nazar kýlmýþým kalbim pasýna
Eðer aþýk isen uryan, dediler * * * Pir Sultan, su katýlmadýk bir köylüdür. Ýnsanlarý sevmesinin, onlarýn sorunlarý na ortak olmasýnýn yaný sýra her köylü gibi topraðýna da baðlýdýr, yaþamlarýný kola ylaþtýran hayvanlara da. Bir doða aþýðýdýr O. Salt halkýn davasý için sazýný eline alýp þi irlerini söylemez. Kendine yaþamý kolay kýlan topraða ve tarlasýný süren öküzüne de, kuzu suna da sahip çýkmasýný bilir. Ýnsan köylü olur da malý davarý sevmez olur mu? Olur m u ekini otu sevmemek? Daðdan kütür kütür hezan indirir Ýndirir de ateþlere yandýrýr Her evin evliðin öküz döndürür Ýrençberler hoþça görün öküzü Öküzün damýný alçacýk yapýn Yaþ koman altýna kurulup sepin
Koþumdan koþuma gözlerin öpün Ýrençberler hoþça görün öküzü Pir Sultan.ým der ki kaynar coþunca Tekne hamur kalmaz ekmek piþince Adem at.öküzün çifte koþunca Ýrençberler hoþça tutun öküzü * * *
Padiþah katlime ferman dilese Yine geçmem ala gözlü Þah.ýmdan Cellatlar karþýmda satýr bilese Yine geçmem ala gözlü Þah.ýmdan Onyedi yerimden vursalar yara Cerrahlar derdime kýlmasa çare Kemendi bend ile çekseler dara Yine geçmem ala gözlü Þah.ýmdan Karadýr kaþlarý benzer kömüre Münafýklar zarar verdi ömüre Ýk.ellerim baðlasalar demire Yine geçmem ala gözlü Þah.ýmdan Eðer beni katsa kervan göçüne Götürseler Hindistan.a Maçin.e Urganým atsalar daraðacýna Yine geçmem ala gözlü Þah.ýmdan
Ahýrý katlime ferman yazsalar
Çýksam teneþire tabut düzseler Kefenim biçilse mezar kazsalar Yine geçmem ala gözlü Þah.ýmdan Pir Sultan Abdal.ým derim vallahi Ölsem terkeylemem Pir.i billahi Huzur-ý mahþerde dilerim Þah.ý Yine geçmem ala gözlü Þah.ýmdan * * * Bizlere bu dolu Ali.den geldi Bir sen iç sevdiðim bir de bana ver Balým Sultan Kýzýldeli.den geldi Bir sen iç sevdiðim bir de bana ver Payým gelir Ýmamlarýn payýndan On iki Ýmam nesli Ali soyundan
Kýrklarýn içtiði üzüm suyundan Bir sen iç sevdiðim bir de bana ver Beline kuþanmýþ nurdan bir kemer Aþkýn dolusunu içenler kanar Herkes sevdiðinden bir dolu umar Bir sen iç sevdiðim bir de bana ver Pir Sultan.ým hamý hasý seçerim Að okurum aþk kitabýn açarým Pir elinden aðu gelse içerim Bir sen iç sevdiðim bir de bana ver * * * Hu diyelim gerçeklerin demine Erenlerin demi nurdan sayýlýr Oniki Ýmam katarýna katýlan Muhammed Ali.ye yardan sayýlýr Ýhlas ile gelen bu yoldan dönmez Ýkilikten geçmeyen birliðe ermez Eri hak görmyen hakký da görmez Gözü bakar amma körden sayýlýr Gerçek talib ikrarýna durursa Çýraðý gibi yanýp yaðý erirse Eksiðini bilip bendi gelirse O da erdir gerçek sayýlýr Üç gün imiþ bu dünyanýn sefasý Safasýndan artýk imiþ cefasý Haktýr erenlerin nutku nefesi Biri kýrktýr kýrký birden sayýlýr Pir Sultan Abdal.ým Baðdat.týr vatan Ýkilikten geçip birliðe yeten Erenler yoluna kýyl-ü kal katan
Yüklenmiþ yükünü hardan sayýlýr * * * Zahir batýn On.ki Ýmam aþkýna Aman Þah.ým mürüvvet deyü geldim Pirim nazar eyle þu ben düþküne Aman Þah.ým mürüvvet deyü geldim Bakmaz mýsýn cesedimin narýna Elim ermez oldu cihan karýna Yüzüm yerde geldim durdum darýna Aman Þah.ým mürüvvet deyü geldim Hacý Bektaþ kendimi günahkar gördüm Aradým isyanýmý özümde buldum Yüzümün karasýn elime aldým Aman Þah.ým mürüvvet deyü geldim
Erenler yolundan bir taþ kaldýrdým Gönül bahçesinden bir gül soldurdum Bir gün eksikliðim nefsin öldürdüm Aman Þah.ým mürüvvet deyü geldim Pir Sultan.ým eydür karþýmda durma Gidip münkirlerle yol erken kurma Alnýmýn karasýn yüzüme vurma Aman Þah.ým mürüvvet deyü geldim * * * Uyur idik uyardýlar Diriye saydýlar bizi Koyun olduk ses anladýk Sürüye saydýlar bizi Halimizi hal eyledik Yolumuzu yol eyledik Her çiçekten bal eyledik Arýya saydýlar bizi Hak divanýna dizildik Aþk defterine yazýldýk Bal olduk þerbet ezildik Doluya saydýlar bizi Pir Sultan Abdal.ým þunda Çok keramet var insanda O cihanda bu cihanda Ali.ye saydýlar bizi * * * Muhammed Ali.yi candan sevenler Yorulup yollarda kalmaz inþallah Ýmam Hasan.la Hüseyn.i görenler Nesebinden mahrum kalmaz inþallah
Muhammed Bakýr.la sevdik seviþtik Ýmam Zeynel ile kaynadýk piþtik Ýzninizle Ýmam Cafer.e ulaþtýk Bundan özge yola salmaz inþallah Musa-i Kazým.dan gelen erenler Baþ verirler bu zamiri görenler Þah Ýmam Rýza.ya aðu verenler Divanda þafaat bulmaz inþallah Bir gün olur oku derler defteri Bileniyor Þah oðlunun teberi Uyanýnca Taki, Naki , Askeri
Açýlan güllerin solmaz inþallah Pir Sultan bizi bu iþle yetire Mehdi gelir þavk alemi tutara Özünü katalar ulu katara Þah kolundan sistem olmaz inþallah * * * Muhammed Ali.dir güruh-ý Naci Baþýna giymiþler elifi tacý Yürek yaralýdýr, sen ver ilacý Yetiþ Allah, ya Muhammed ya Ali Güvercin donunda girmiþ oturur Zehmeride gonca güller bitirür Güzel Þah.ým hayýrlýsýn getirir Yetiþ Allah, ya Muhammed ya Ali Güvercin donunda dalýna konsam Arayup eksiðin özünde bulsam Çevirip yolunda kurbanýn olsam Yetiþ Allah, ya Muhammed ya Ali Yol oðluyuz yolu doðru severiz Haklý mýdýr haksýz mýdýr sorarýz Dönüp eþiðine yüzler süreriz Yetiþ Allah, ya Muhammed ya Ali Pir Sultan.ým Haydar, kendi özümüz O güzel Þah.ýma var niyazýmýz Bir gün siyah toprak örter yüzümüz Yetiþ Allah, ya Muhammed ya Ali * * * Ezelden divane etti aþk beni Hüseyni.yim Alevi.yim ne dersin Niçin dahl edersin, tarik düþmaný
Hüseyni.yim Alevi.yim ne dersin Ýmam-ý Ali.dir ayn-ý bekadýr Pir elinden zehir içsem þifadýr Yardýmcýmýz Muhammed Mustafa.dýr Hüseyni.yim Alevi.yim ne dersin .................................................... ..................................................... ..................................................... ...................................................... Ýmam Cafer.den aldýk icazet Musa-i Kazým.dan farz ile sünnet Müminlere rahmet, Yezid.e lanet Hüseyni.yim Alevi.yim ne dersin Ýmamý Rýza.nýn ben envarýyým
Þah-ý Kerbela.da doðan Ali.yim Münkirle Yezid.in azrailiyim Hüseyni.yim Alevi.yim ne dersin Muhammed Taki.dir, Ali Naki.dir Hasan.ül Asker.den içtim sakidir Derviþ mürþit ulu Ali hafidir Hüseyni.yim Alevi.yim ne dersin Pir Sultan.ým çaðýrýr Hintt.te Yemen.de Dolaþtýrsam seni sahib-i zamanda Ýradet getirdim ikrar imanda Hüseyni.yim Alevi.yim ne dersin * * *
Pir Sultan Abdal'ý astýran Hýzýr Paþa konusunda da karýþýklýk olduðu yazýlýyorsa da, bu konuda yapýlan araþtýrmalar; Sivas'ta valilik yapan iki Hýzýr Paþa'nýn olduðu ve birisinin Kanuni döneminde diðerinin ise III.Murat dönemine denk geldiði üzerinedir. Ama Pir Sultan Abdal'ýn 1550 yýllarýnda idam edild iði göz önüne alýnýrsa, Kanuni dönemine denk gelmektedir. Zaten önemli baþkaldýrýlar da Kanuni döneminde de devam etmiþ ve Anadolu Alevisi onun döneminde de Aleviliðini saklamayý (Takiyye ) canýnýn kurtuluþu olarak görmüþtür. Pir Sultan'ýn müridi iken el izin alýp Ýstanbul'a giden ve oradan Sivas valisi olarak dönen Hýzýr Paþa'nýn geliþi de hiç rastlantý deðildir bence. Ýran Þahýnýn Osmanlýnýn Anadolu Alevilerine yaptýðý zulmü görünce, kendi lehine Anadolu'da propaganda yaptýrmasý ve soyunun Oniki Ýmam soyuna dayandýðýný yaymasý, Osmanlý Ýmparatorluðunu parçalamaya yönelik bir faaliyettir. Yavuz da bunu önceden gördüðü için pasif davranan babasý II.Beyazit'i tahtan indirip yerine geçmiþ, iki sene sonra da Ýran þahýyla Çaldýran'da karþýlaþarak onu bertaraf etmiþtir. Bununla yetinmemiþ, Anadolu halkýna olan baskýsýný giderek artýrarak çýkardýðý fetva ve yasalarla Alevileri canýndan bezdirmiþ ve onlar Anadolu'nun en ücra köþelerine kaçýp büyük bir yaþam savaþý vermeye geleneklerini de sürdürerek çaba göstermiþlerdir. Araþtýrmacý Ýbrahim Aslanoðlu'nun Pir Sultan Abdallar kitabýnda derlemiþ olduðu fermanlara bir göz atmak gerekir.
Özetle: 8 Þubat 1576 "Rum Beylerbeyine hüküm: "Bazý kimselerde Rafýzi kitaplarý bulunup,hatta bunlardan bazýsý da kendisinde emanet olduðunu bildirmekle kendisinde olan ve sairlerde bulunan kitaplarý ve sahiplerini Ýstanbul'a göndermesi hakkýnda.."
(Baþbakanlýk Arþivi Mühimme Defteri ) 24 Ekim 1576 "Rum Beylerbeyine ve artýkabat kadýsýna hüküm: "Haraza Halife denilen kimsenin Rafýzi olduðu bildirilmekle teftiþ edilip Rafýzi olduðu sabit olursa þer'ile cezasý verilmesi hakkýnda." 2Þubat 1577 "Rum Beylerbeyine hûkum: " Kangallý ve Alipýnar ahalisinin ekserisi Ýran'a meyi ve muhabbet üzre olduðu bildirilmekle bu gibileri tahkik edip tahakkuk ettikte baþka bir bahane ile katlolunmalarý hakkýnda.' 22 Kasým 1577 "Bozok Bey i Çerkez Beye hüküm: "Kýzýlbaþlýkla müttehem olan kimselerin defterleri sureti gönderildiði ve þer'il e sabit olmayýp,lakin müttehem olduklarýna kanaat gelirse Kýbrýs'a sürülmeleri hakkýnda." Bu hükümlere bakýldýðý zaman , Osmanlý'nýn genel görüþ açýsýnýn nereye gelip dayandýðý ortaya çýkýyor. Salt hüküm olmakla kalmayýp ölüm emri verilircesine fermanlar da gizli bir þekilde dikkat çekiyor. Osmanlý tarihi ne girmeye baþlayan bu keskin emirlere de bir göz atalým. Buna göre: A) Alevilikle ilgili bir kitap bulundurmak ve okumak aðýr b i r s u ç t u r . B) Bir kiþinin Alevi olmasý idamýný gerektirir. C) Alevi olup da Sünniliðe dönse bile sözüne inanýlmýyor. Daha kapsamlý bir soruþturma yapýlmasý isteniyor . Soruþturma sonunda Alevi olmadýðýný ispat etse dahi yakasýný kurtaramýyor. Bu gibiler Kýbrýs'a sürülüyor. D)Ýdamlarýn Alevilik suçundan dolayý yapýldýðý gizleniyor, ona baþka bir suç yakýþtýrýn deniyor. Aleviler de bu baskýdan kurtulmanýn yollarýný buluyorlar. Türkçe konuþmayý býrakýp Sünni halkýn konuþtuðu dili konuþmaya baþlýyorlar. Ramazan geldiðinde oruçlarýný eksiksiz tutuyorlar. Camilere namaz zamaný gidip namazlarýný kýlýyorlar, bir yandan da Sünni halký Alevi olmadýklarýna inandýrmaya çalýþýyorlar. Bu yollarý denemeyenler de Anadolu'nun en ücra köþelerine kaçarak izlerini kaybettirip orada kendi yerleþim alanlarýný kurarak, kendi geleneklerini sürdürüp,kendi hukuklarýný yaratarak gözden ýrak bir yaþamý yeðliyorlar. Pir Sultan Abdal'in yaþamýna ait bilgileri ancak yaþadýðý dönemde, çevresinde olanlarýn görüp duyarak birbirlerine aktardýklarý, onun hakkýnda çýkan rivayetler ve þiirlerindeki söylemek istediklerine bakarak onun kiþiliði v e karakter yapýsý hakkýnda bilgi sahibi olunabiliniyor. Pir Sultan Abdal,halkýyla özdeþleþmiþ bir ozandý. Aradýðý herþeyin halkýn
içinde olduði inancýndaydý. Sayýn Ýlhan Baþgöz, Pir Sultan'ýn þiirleri hakkýnda þu yorumu yapar."Onun þiiri insanlarýmýzýn elele verip de çektiði halay gibi, bulgur gibi, ektiði ekin gibi,biçtiði ekin gibi imece ile dokunmuþ bir halk kumaþýdýr." Pir Sultan Abdal,þiirlerini not eden bir ozan deðildir. Anýnda çalýp söylemiþ ve söyledikleri insanlar tarafýndan özümsenip gelecek kuþaklara
aktarýlarak günümüze deðin gelmiþtir . Pir Sultan Abdal, gününün toplumsal isyanýna kucak açan, sömürüye, horlanmaya, ezilmiþliðe, eþitsizliðe duyarlý bir öze sahiptir. Baþkaldýrý ruhu uyandýðýnda þu dizeler düþer dudaklarýndan. Gelin canlar bir olalým Münkire kýlýç çalalým Hüseyn'in kanýn alalým Tevekkeltü taalallah Özü öze baðlayalým Sular gibi çaðlayalým Bir yürüyüþ eyleyelim Tevekkeltü taalallah Açalým kýzýl sancaðý Geçsin yezidlerin çaðý Elimizde aþk býçaðý Tevekkeltü taalallah Pir Sultan'ým geldi cûþa Münkirlerin aklý þaþa Takdir olan gelir baþa Tevekkeltü taalallah Toplumun ancak bir araya gelmesi durumunda egemenin karþýsýnda durulabileceðini söyleyen Ozan, elbetteki Osmanlýnýn dikkatini ve tepkisini toplayacaktýr. Haksýzlýðýn karþýsýnda da duramaz ya. Haram yiyenlere de söylenecek sözü vardýr Pir Sultan Abdal'ýn.
Koca baþlý koca kadý Sende hiç din iman var mý Haramý helâli yedi Sende hiç din iman var mý Fetva verir yalan yulan Domuz gibi daða dolan
Sýrtýna vururum palan Senin gibi hayvan var mý Ýman eder amel etmez Hakkýn buyruðuna gitmez Kadýlar yaþ yere yatmaz Hiç böyle bir þeytan var mý Pir Sultan'ým zatlarýnýz Gerçektir þöhretleriniz Haram yemez itleriniz Bu sözümde ziyan var mý * * * Osmanlýnýn Ali, Alevi, Þah sözcüklerini yasaklamaya çalýþtýðý
dönemde Pir Sultan yine susmaz. Çeke çeke ben bu dertten ölürüm Seversen Ali'yi deðme yarama Al i'nin yoluna serim veririm Seversen Ali'yi deðme yarama Ali'nin yarasý yar yarasýdýr Buna merhem olmaz dil yarasýdýr Ali'yi sevmeyen hakkýn nesidir Seversen Ali'yi deðme yarama Bu yurt senin deðil konar göçersin Ali'nin dolusun bir gün içersin Körpe kuzulardan nasýl geçersin Seversen Ali'yi deðme yarama Ilgýt ýlgýt oldu akýyorkaným Kem geldi d idara taliim benim Benim derdim bana yeter hey caným Seversen Ali'yi deðme yarama Pir Sultan Abdal'ým deftere yazar Hilebaz yâr ile olur mu Pazar Pir merhem çalmýþsa yaralar azar Seversen Ali'li deðme yarama * * * Pir Sultan Abdal, dönekleri de bilir tarih boyunca. Anadolu halk ayaklanmalarýnda binlerceyi bulan isyancýlarýn, Osmanlýnýn oyunlarý sonucunda binlere düþtüðünü görür ve üzülür kendince. Onun için dönülmez bir yoldur baþ konulan dava. Dörtlüklerinde buna da deðinir.
Koyun beni hak aþkýna yanayým Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan Yolumdan dönüp mahrum mu kalayým
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan Benim pirim gayet ulu kiþidir Yediler ulusu Kýrklar eþidir On iki Ýmam'ýn server baþýdýr Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan Kadýlar müftüler fetva yazarsa Ýþte kement iþte boynum asarsa Ýþte hançer iþte kellem keserse Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan Ulu mahþer olur divan kurulur Suçlu suçsuz gelir anda derilir Piri olmayanlar anda b i li n i r Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Pir Sultan'ým arþa çýkar ünümüz O da bizim ulumuzdur pirimiz Hakka teslim olsun garip canýmýz Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan * * *
Pir Sultan'm dayandýðý daðlar vardýr. Hýzýr Paþa'nýn Osmanlýya güvendiði gibi. Tanrý'ya olan inancýný hiçbir zaman yitirmez. Atýldýðý zindanda dahi kurtuluþ umudu sönmemiþtir yüreðinde . Rafýziliðin yasak olduðu dönemde yine sesini çýkaran Pir Sultan Abdal'dýr. Hýzýr Paþa'dan baþlayýp, umudu olan Tanrý ile birlikteliðini sergiler.
Hýzýr Paþa'nýn zulumu var ise Ne yapayým benim de bir âhým var Senin tuðlu padiþahýn var ise Benim arkam kal'em bir Allah'ým var Sol icra tanrýsý yatmaz uyumaz Kimsenin hakkýný kimsede komaz Hünkar saðýr olmuþ ününü duymaz Masumlar boðdurur padiþahým var Gönül verdim ikrar verdim Hayder'e Geçmem beni etseler para pare Ýrafizi deye çektiler dâre Acab bunda benim ne günahým var Pir Sultan Abdal'im yedullahýmýz Bâtýna hûkm eder padiþahýmýz Sahib çýkar miskin kul Allahýmýz Þefaat edecek güzel þahým var * * * Pir Sultan Abdal öfkelidir de. Soyunu sopunu soranlara öfkesini sunar
birlikte, inkara da kalkýþmaz. Çünkü yakýþmaz ona. Gittiði yolu, gördüðü yolu, geleneðinin özünü deyiþlerine katar.
Sofi mezhebimi neden sorarsýn Biz Muhammed Ali deyenlerdeniz Gözlüye gizli olmaz ne ararsýn Biz Muhammed Ali deyenlerdeniz Eðnimize biz kýrmýzý giyeriz Hâlimizce biz de manâ duyarýz Ýmam Cafer mezhebine uyarýz Biz Muhammed Ali deyenlerdeniz
Her kulun çýraðýn yaksa Hak yakar Mümin olanlarý katara çeker Aslýmýz On iki Ýmam'a çýkar Biz Muhammed Ali deyenlerdeniz Muhammed Ali'dir Kýrklarýn baþý Aný sevmeyenin nic'olur iþi Yezid.e lanetle atalým taþý Biz Muhammed Ali deyenlerdeniz Biz tüccar deðiliz alýp satmazýz Erenler malýna hile katmazýz Gönlümüz geniþtir biz kin tutmazýz Biz Muhammed Ali deyenlerdeniz Ýlkbaharda açýlmýþtýr gülümüz Hakkýn dergahýna gider yolumuz On iki Ýmam'ý okur dilimiz Biz Muhammed Ali deyenlerdeniz. Pir Sultan'ým söyler ganidir gani Evveli Muhammed âhýrý Ali Anlardan öðrendik erkâný yolu Biz Muhammed Ali deyenlerdeniz * * * Astýðý astýk, kestiði kestik bir Osmanlýnýn karþýsýna ancak inancý ve direnciyle çýkabileceðini gösteren Pir Sultan Abdal, sazýyla ve sözüyle zalime baþkaldýrmanýn tarihteki en güzel örneðini vermektedir. O, bilir ki, insanýn insana kulluðunu kabul edemez, boyun eðmek onun kitabýnda yazmaz. Hýzýr Paþa'nýn affýna sýðýnýp söylediði deyiþlerde Þah kelimesini kullanmayabilir de, ama iþte o zaman Pir Sultan Abdal olamaz, dönen dönsün ben dönmezem yolundan diyemez ve bugünlere devrimci kiþiliðini de taþýyarak varamaz, tarihin o karanlýk kuyularýnda anýnda yitiverir . O, bilir ki, gerçekleri söylemek suç deðildir.Asýl suç; halký ezmek, sömürmek, baský altýna almaktýr. Ona göre o suçu da Osmanlý egemeni iþlemektedir. * * *
Kaynakça: A. Celalettin Ulusoy, Yedi Ulu.lar Ýbrahim Aslanoðlu, Pir Sultan Abdallar Sabahattin Eyuboðlu, PiR Sultan Abdal Pir Sultan Abdal, Ümraniye. Com Psakd.org / yediuluozan
KUL HÝMMET
Yaza yaza geldik Yedi Ulularýn yaþadýðý dönem itibari ile yedinci olan Ulu ozanýna.
Kul Himmet, Tokat iline baðlý Almus ilçesinin bugünkü adý Görümlü kasabasý olan Varsýl köyündendir. Kaynaklara göre, XVI. Yüzyýlýn ( 16.yüzyýl) ikinci yarý sýnda yaþamýþtýr. Kul Himmet hemen hemen bütün nefeslerinde yaþamýnýn bir parçasý hali ne getirdiði, Hz. Ali, on iki Ýmamlarý ve Hacý Bektaþý Veli.yi büyük bir sevgi yoðunluðuyla ve içtenlikle anlatýr. Kul Himmet.in Pir Sultan Abdal.ýn çaðdaþý olduðu, onun etkisinde kalýp , toplumsal isyanlarýn giderek arttýðý o dönemlerde onun da Anadolu.nun sömürülen, ezilen her insaný gibi Osmanlý baskýsýna boyun eðmeyip eylemlere katýldýðý bilinmektedi r. Tokat.ýn Daduk köyünde ölen Pir Sultan.ýn oðlu Pir Muhammed belki de babasýyla a yný dönemde yaþayan Kul Himmet ile de görüþüyor olup, onun davetiyle Tokat yöresine gidip orada ölmüþ de olabilir. Kul Himmet.in þiirlerine bakýldýðý zaman, Hacý Bektaþ Veli.nin yol ve erkanýný öðretici bir þekilde þiirlerinde iþlemeye büyük özen gösterir. Bir Anadolu Alevi sinin nasýl olmasý, nasýl davranmasý hakkýnda da gerekli tembihleri þiirlerinde kulaklara ta þýr. Kul Himmet büyük bir olasýlýkla Hacý Bektaþ Veli torunlarýndan ve Postniþin Balým Su ltan.ýn kardeþi olan ve ondan sonra posta oturan Kalender Çelebi.nin baþlattýðý Osmanlýy a karþý baþkaldýrýda yer aldýðý sanýlmaktadýr. Kul Himmet, yaþýyorken nefesleriyle, duazý imamlar.ýyla herkes tarafýndan bilin en ve tanýnan bir halk ozanýydý. O dönemde ve daha sonra yaþanmýþ dönemlerde Kul Hüsey in ve Kul Ýbrahim (Kul Ýbrahim Üstadým) mahlaslarýný kullanan ozanlarla þiirleri karýþ týrýlmýþtýr. Ozanlýk yeteneði üst seviyede bulunan ve Türkçe dilini çok iyi, ustaca kulanana Kul Himmet.in þiirleri günümüzde bestelenip türküler olarak dillerde dolaþýrken, Alevi cemlerinde, halk toplantýlarýnda da nefesleri ve duazý imamlarý vazgeçilmezler a rasýnda yerlerini almýþlardýr.
Þiirlerinin taþýdýðý ocaða baðlýlýk, onun iyi bir tekke ve tarikat eðitimi aldý ðýný da ortaya koyar. Pir Sultan türü yazýyor olmasý onun etkisi altýnda kaldýðýnýn da en büyük delilidir. Hatta onun müridi olduðu da söylenir. Kul Himmet, salt Alevi-Bektaþi ozanlarý deðil, olmayanlarý da derinden etkilemi þtir. Hacý Bektaþ Veli ile baþlayan hümanizm (Ýnsancýlýk) duygularýný þiirleriyle ins anlara taþýmýþ, tarikat ýþýðýnda beliren insan sevgisini Hacý Bektaþ Veli üzerinde yoðu nlaþtýrarak nesnel duruma getirmiþ, tanrý kavramýný bir varlýk olan insanla özdeþleþtirmiþti r. Aþaðýdaki þiirleri okuduðunuz zaman, bunlarýn size hiç de yabancý olmadýklarýný göreceksiniz ve belki de o þiiri melodisiyle birlikte mýrýldanacaksýnýz.
Dün gece seyrim içinde Ben dedem Ali.yi gördüm Eðildim niyaz deminde Ben dedem Ali.yi gördüm
Üç çerað yanar þiþede Arslanlar gezer meþhedde Yedi iklim dört köþede Ben dedem Ali.yi gördüm Kýzýl güller deste deste Bergüzar yolladým dosta Üç dolu mihmandan iste Ben dedem Ali.yi gördüm Cennet kapýsýnda duran Kilidin mührünü vuran Yezid.e kýlýcýn vuran Ben dedem Ali.yi gördüm Kanberi durur saðýnda Salýnur cennet baðýnda Musa ile Tur daðýnda Ben dedem Ali.yi gördüm Yüce daðlar coþkun coþkun Kul Himmet.im aþka düþkün Cümle meleklerden üstün Ben dedem Ali.yi gördüm * * * Erenler Þah.ýna kimse eremez Þah.ýn Kanberine kul olmayýnca Her Kanberim diyen Kan ber olamaz
Edeb ile erkan yol olmayýnca Arama ýrakdan vardýr yakýni Gerçek olan talib bulur Hakkýný Yükletmezler sana yolun yükünü Bükülüp kametin dal olmayýnca Cevahir yanmasa aþkýn oduna Sikke yazarlar mý Þah.ýn adýna Seni hiç korlar mý talib evine Zer gibi sararýp kal olmayýnca
Mecnun olan gezer daim deþtinde Aþkýn dolusunu tutar destinde Seni taþýrlar mý baþlar üstünde Mürþid nazar edüb gel olmayýnca
Derdmen olmayýnca gönül hak olmaz Aþýklar olmayanlar sine çak olmaz Kul Himmet.im eder vücud pak olmaz Mürþid.i Kamil.den el olmayýnca * * *
Divane gönlümüz geçmez güzelden Mihrin yer eyledi tenden ya Ali Benim arzuman.ým sensin ezelden Gitmez muhabbetin candan ya Ali Can-ü dilden sevenlerin canýsýn Aþýklara methedmenin þanýsýn Kusur görmez mürüvetler kanýsýn Geçersin günaahdan kandan ya Ali Müþkilini halledersin dostuna Çaðýrdýkça eriþirsin düþküne Kerbela.da yatan Ýmam aþkýna Þefeat umarýz senden ya Ali Nice yüz bin yýllar kandilde durdun Ata.nýn belinde mader.e indin Anýn için halký gümana saldýn Bin bir dondan baþ gösterdin ya Ali Tarikat içinde þems ü kamerin Hakikat içinde zat-ý kemal.in Ýstemem cenneti göster cemal.in Kul Himmet göçmezden bunda ya Ali * * * Ezel meclisinde kýrklar ceminde
Muhammed nurunda bezendi Ali Kýrklar ile bile ayin-i cem.de Bu aþkýn sýrrýna özendi Ali Ýlmin baþý dedi kendin bilesin Muhammed.e dedi cem.e gelesin Meydana getirdi aþkýn dolusun Kýrklara þarabý sunandý Ali Tuba aðacýndan aldý dört yaprak Pençe-i abaya taksim kýlarak Bir hýrka ayýrdý içinde erhak Giyindi eðnine dolandý Ali Mansur kabul etti Hakkýn darýný Erenlere verdi külli varýný Muhammed gösterdi Hakk didarýný
Ol nura garkoldu boyandý Ali Hu deyub birliðe kuruldu erkan Hakikat sürüldü dem ile devran Sema.a kalktýlar cümle aþýkan Kýrk kere meydaný dolandý Ali Kul Himmet.im eder Hak muhabbete Dahi yol gider mi birlikten öte Muhabbetten kaçan eðri sýfata Lanet-ullah dedi ilan.dý Ali * * * Her sabah her sabah ötüþür kuþlar Allah bir Muhammed Ali diyerek Bülbüller gül için figana baþlar Allah bir Muhammed Ali diyerek Kýsmetimiz kalbimizde buluna Veyselkaran gitti Yemen yoluna Arýyýz uçarýz kudret balýna Allah bir Muhammed Ali diyerek Biz çekelim Ýmamlarýn yasýný Ýþit gerçek erenlerin sesini Ýmam Hasan içti aðu tasýný Allah bir Muhammed Ali diyerek Arif olan eleklerden elendi Talib olan Hakk yoluna dolandý Þah Hüseyin alkanlara boyandý Allah bir Muhammed Ali diyerek Ýmam Zeynel paralandý bölündü Ol Ýmam Bakýr.a yüzler sürüldü Cafer-i Sadýk.a erkan verildi Allah bir Muhammed Ali diyerek
Gönül kuþu kal evinde yuvasýn Serime ya ahret ývgasýn Ýmam Kazým Musa Rýza duasýn Allah bir Muhammed Ali diyerek Þah Taki ba Naki nur olub gitti Hasan-el Askeri er olub gitti Mehdi maðarada sýr olub gitti Allah bir Muhammed Ali diyerek Kanber Selman Fatma durdu duaya Þehriban aðladý bindi deveye Ýsa kahreyledi çýktý havaya Allah bir Muhammed Ali diyerek Dört kitab yazýldý dört dine düþtü Kur.an Muhammed.in virdine düþtü
Kul Himmet Pir.inin derdine düþtü Allah bir Muhammed Ali diyerek * * * Allah medet ya Muhammed ya Ali Günah kuyusunda zindana düþtüm Gülbangý çekilen Bektaþ Veli Yok mu gayretiniz dermana düþtüm Fatýma ananýn taamýn tattým Server Muhammed.e göz gönül kattým Ýmam Hasan ile çok meta sattým Þah Hüseyin düþmana düþtüm
Zeynel.i severek aþna.ya yettim Bakýr.ýn izniyle musahib tuttum Ca.fer Sadýk.ýn yolundan gittim Necef deryasýnda ummana düþtüm Kazým Musa Rýza.ya kavuþtum Kerbela çölünde cenge giriþtim Yezid Askeriyle hayli savaþtým Yaralandý sinem al kana düþtüm Taki Naki Askeri.dir nurumuz Mehdi maðarada gizli sýrrýmýz Cebrail önümüzce rehberimiz Kýrklarýn ceminde erkan.a düþtüm On iki Ýmam dergahýnda elim var Gece gündüz sohbetim var demim var Çok günahým var ya neden gamým var Ali gibi Þah-ý Merdana düþtüm Kul Himmet üstadým bu nasýl yazý Lezzet verir þirin mahabbet tuzu
Ali.nin alnýnda zühre yýldýzý Meyl-ü mahabbeti Selman.a düþtüm * * * Benim günahým çok senin katýnda Allah bir Muhammed Ali el.aman Sen kerem kanýsýn zahir batýnda Allah bir Muhammed Ali el.aman Fatýma Hatice Zehra da bile Bir dilek dilersen Hasan da dile Þah Hüseyin ile girdik bu yola Allah bir Muhammed Ali el.aman Zeynel Bakýr Caf.er üçü bir katar Kazým Musa Rýza gözümde tüter Deryaya garkolan ummana batar
Allah bir Muhammed Ali el.aman Taki Naki Þah Askeri dostumuz Yine arttý cümbüþümüz cuþumuz Muhammed Mehdi penah.ýmýz baþýmýz Allah bir Muhammed Ali el.aman
Derdimin dermaný sultan Yalýncak Baðlanýp da bir ikrara kalýncak Þefaat umarým senden ölüncek Allah bir Muhammed Ali el.aman Ciðerciðim kebab gibi çevrilir Döne döne aþk oduna kavrulur Gönlümün evinde harman savrulur Allah bir Muhammed Ali el.aman Kul Himmet üstadým on iki katar On iki dükkanda metaýn satar Dudu.lar kumrular o sesden öter Allah bir Muhammed Ali el.aman * * * Seyyah oldum þu alemi gezerim Bir dost bulamadým gün akþam oldu Kendi efkarýmca okur yazarým Bir dost bulamadým gün akþam oldu Ýki elim gitmez oldu yüzümden Ah ettikçe kan geliyor gözümden Kusurumu gördüm kendi özümden Bir dost bulamadým gün akþam oldu Bozuk þu dünyanýn temeli bozuk Tükendi daneler kalmadý azýk Yazýktýr þu geçen ömüre yazýk
Bir dost bulamadým gün akþam oldu Kul Himmet üstadým ummana dalam Gidenler gelmedi bir haber alam Abdal oldum þal giyinip dolanam Bir dost bulamadým gün akþam oldu * * * Gül bittiði yeri bilirim dersin Bilir misin benlik þeytana düþtü Cevahir madenin bulurum dersin Cevahir bulanlar hüsrana düþtü Ben Ali.yi gördüm mahbub çaðýnda Selman.ýn çiðninde yolun saðýnda Cennetten içeri Firdevs baðýnda Bülbül figan eder Gülþah.a düþtü
Selman.ýn çiðninde bir civan geldi Destur Þah.ým dedi elini aldý Muhammed terini gül ile sildi Ol zaman kokusu insana düþtü Muhammed.i gören canlar aðladý Sel sel olup ceþmim yaþý çaðladý Cebrail Habib.in belin baðladý Kýrklarýn ceminde erkan.a düþtü Kýrklar geldi her çiçekden derdiler Koklayuben yüzlerine sürdüler Her destesin bir güzele verdiler Gül Muhammed nergis Selman.a düþtü Cennetin kapusun kýrklar açtýlar Tohumunu yeryüzüne saçtýlar Bir üzümün ezip suyun içtiler Size mescit bize meyhane düþtü Kul Himmet üstadým dilek diledi Seyyah olub þu alemi eledi Arafat daðýnda bir koç meledi Ýsmail önünce kurbana düþtü * * * Hakk.dan bir sevda geldi serime Mustafa Murtaza Hayder aþkýna Yalvarýrým Hacý Bektaþ Pirime Mustafa Murtaza Hayder aþkýna Ali Ali diye aðlar gezerim Fatýma ananýn hayalini sezerim Þehriban anada kaldý nazarým Mustafa Murtaza Hayder aþkýna Muhammed Ali.dir çeþmenin gözü
Hasan Hüseyin kabul et biz Zeynel Bakýr ile sürelim izi Mustafa Murtaza Hayder aþkýna Ýmam Ca.fer Musa Rýza Size her dem niyaz seza Taki Naki Ýmdat bize Mustafa Murtaza Hayder aþkýna Hasan Askeri.ye vermiþiz ahdi Maðrada sýr olan Muhammed Mehdi Bunca muhibbaný aþkýna yakdý Mustafa Murtaza Hayder aþkýna Mürþid buyruðuna iman eylerim Eriþ Þah-ý Merdan dilek dilerim Bu sinemi aþk okuyla delerim
Mustafa Murtaza Hayder aþkýna Kul Himmet üstadým kaynadý coþtu Hýzýr Nebi Hýzýr Ýlyas ulaþtý Üç güzel sevdasý serime düþtü Mustafa Murtaza Hayder aþkýna * * * Süzülüp güvercin donunda gelen Doksan bin eren.in nasibin veren Darý çeç üstünde namazýn kýlan Hakk der yalvarýrým Hacý Bektaþ.a Güvercin donunda gelib oturan Eksik iþi tamamýna yetiren Kara taþý hamur gibi yuðuran Hakk der yalvarýrým Hacý Bektaþ.a Parmak tutup yuvak taþýn kaldýran Mucizatýn cümle aleme bildiren On iki öküzü bir kazana dolduran Hakk der yalvarýrým Hacý Bektaþ.a Ak pýnar diyorlar çaðlayýp akar Seksen bin evliya delilin yakar Doksan bin rum eri gülbankýn çeker Hakk der yalvarýrým Hacý Bektaþ.a Kul Himmet üstadým bu Pir.in sesi Cihan.a kar eder onun nefesi Cümle ocakzade.nin ser çeþmesi Hakk der yalvarýrým Hacý Bektaþ.a * * * Bir ihsan edersen vaktinde eyle Geçti yiðit ömrün gel kerem eyle Söylersen Muhammed Ali.den söyle
Þeker dudaðýnla bal kerem eyle Bektaþ Veli.de kaldý nazarým Fatýma anaya vardýr niyazým Abdal olmuþ kapý kapý gezerim Abdal boynu bükük gel kerem eyle Hasan Hüseyin.in sevgisi canda Kaynayýp coþuyor gevheri kanda Hýzýr Nebi ile ulu mekanda Çaðýrdýðým yerde bul kerem eyle Ýmam Zeynel ikrarýný güderim Bakýr Ca.fer katarýný yederim Yurdunuza garib gelmiþ giderim Kazým Musa Rýza yol kerem eyle Taki Naki Þah Askeri nurundan
Onlar bilir ancak Ali sýrýndan Din serveri Muhammed.in terinden Yüzüme sürmeðe gül kerem eyle Mehdi-i Rasule ben bir çakerim Hayli demdir intizarýn çekerim Ah ederim göz yaþýmý dökerim Çeþmim yaþlarýný sil kerem eyle Kul Himmet.im sizi nasýl bilirim Kimim var ki peþinizden gelirim Ýmam Ali eþiðinde ölürüm Cenaze namazým kýl kerem eyle * * * Her bir söze sakýn dilin uzatma Doðru söyleyene dilde nemiz var Aybýn görüp elin gýybetin etme Kendimiz görelim ilde nemiz Nadana söz atýp dile getirme Cahile uyup kendin yitirme Her aðaç dibine varýp oturma Meyvesi olmayan dalda nemiz var Ýhtilaf çoðaldý okur kitaptan Her baða girilmez oldu gazelden Ayýrma gönlünü sen de sohbetten Halk içinde kýyl-ü kalde nemiz var Herkese kaþ çatýp fena söyleme Helalden gayrýya minnet eyleme Her güle gül diye hizmet eyleme Dikende açýlan gülde nemiz var Olur olmaz yerde çok sýr verilmez Cümle bir sýfattýr kamil bilinmez
Her akan sulardan abdest alýnmaz Yuvarlanýp akan selde nemiz var Sakýn bir kimsenin metaýn satma Bülbül gibi bezm-i gülþende ötme Her gördüðün bala parnaðýn batma Lezzeti çýkmayan balda nemiz var Kul Himmet.im der ki bu sýr Ali.nin Pirim Hünkar Hacý Bektaþ Veli.nin Kurbanýyým erkanýnýn yolunun Kýrmýzýlar giydik alda nemiz var * * * Evvel Allah deyip yola gelenler Dilinden mabudun koyma divane Ayaðýn kayarsa bakana yapýþ
Sakýn bir kardaþtan bilme divane Sen de varýp el iþine karýþma Þeytanýn atýna binip yarýþma El sana iliþsin sen ele iliþme Ko desinler sana deli divane Sen de varýp elin kuyusun kazma Kuyuya düþersin yolundan azma Barýþ hasmýn ile küsülü gezme Yüzü kara götürürler divana Sen de varýp elin yükün getirme Serseriye varýp aklýn yitirme Demircinin dükkanýna oturma Üstüne bulaþýr kara divane
Mümin yola gelir yoldaþým gibi Halimden bilirse kardaþým gibi Müminin gönülü ibriþim gibi Dolaþtýrma çözemezsin divane Kul Himmet.im hak nefesin haklarým Hak nefesin kalb evinde saklarým Hayati yüklemiþ ben de yüklerim Kalk gidelim senin ile divana * * * Yedi iklim dört köþeyi dolandým Ben Ali.den gayri bir er görmedim Kýsmet verip alemleri yaradan Ben Ali.den gayri bir er görmedim Bir ismi Ali.dir, bir ismi Allah Ýnkarým yoktur, hem vallah billah Muhammed, Ali yoluna Allah eyvallah
Ben Ali.den gayri bir er görmedim Ol kudret bendini kýrdým, gark ettim Sarý öküz tüyün saydým, fark ettim Arþ-ý muallayý gezdim, seyrettim Ben Ali.den gayri bir er görmedim Ali gibi er gelmedi cihana Ona da buldular türlü bahane Yedi kez vardým ben ulu divana Ben Ali.den gayri bir er görmedim Cennet bahçesinin nedendir taþý Ýncidir topraðý, hikmettir iþi Yüz yirmi bin peygamberler baþý Ben Ali.den gayri bir er görmedim Kul Himmet.im eydür, kýrklara beli
Dilim medhin söyler, aslýmýz deli Evveli Muhammed, ahiri Ali Ben Ali.den gayri bir er görmedim * * * Nurdan kuþak kuþattýlar belime Hakk Muhammed Ali geldi dilime Ýndim gittim on iki Ýmam yoluna Ýmamlar didarýn görmeye geldim Derviþ olan bunda hýrkasýn ister Var al rehberini mürþide göster Yüküm lal ü güher bir satan ister Kimin alýp kimin satmaya geldim Hep muhibler mürþidine tapýlý Duvarlarý lal ü güher yapýlý Bir þehrim var yetmiþ iki kapýlý Kimin açýp kimin örtmeye geldim Kul Himmet.im göðe kim kimler uçtu Ol Ýdris Peygamber çileler biçti Suyu suya köprü kurup kim geçti Erenler didarýn görmeye geldim * * *
Pervaneyi aþk oduna yandýran Aman Þahý Merdan sen imdat eyle Dalga dalga vurup deryalarý coþturan Aman Þahý Merdan sen imdat eyle Mansur.u öldürüp darda astýran Çekip Zülfikar.ý taþý kestiren
Miraç.ta Muhammed.e niþan gösteren Aman Þahý Merdan sen imdat eyle Fani imiþ þu dünyanýn ötesi Söylerim sözümü var mý hatasý Hasan ile Hüseyin.in atasý Aman Þahý Merdan sen imdat eyle Zindanda Zeynel.in payýný veren Muhammed Bakýr.ýn kalbine giren Mahrum kalmaz dergahýna yüz süren Aman Þahý Merdan sen imdat eyle Ýmam Cafer Kazým Musa Irýza Mümine irahmet Yezid.e ceza Sahib-i Zülfikar hulk-ý ýrýza Aman Þahý Merdan sen imdat eyle
Taki Naki hem dertlerin devasý Hasan-ül Askeri Mehdi likasý Muhammed Mustafa sýrr-ý Hüdasý Aman Þahý Merdan sen imdat eyle Kul Himmet.im ziyan etmez karýnda Her kulun bir sevdasý var serinde Dünyada ahrette mahþer yerinde Aman Þahý Merdan sen imdat eyle
Kaynakça: A. Celalettin Ulusoy, Yedi Ulu.lar Psakd,org / yediulular
* * * * *
S O N