“TOPLUMSAL CİNSİYET, CİNSELLİK ve BEDEN Doç.
Dr. Burhanettin Kaya
Cinsellik aşk gereksiniminin bir parçası , doğal bir işlev
Beden Cinselliğin yoğun bir biçimde eyleme geçtiği, hazzın en güçlü kaynağı ve gerçekleşme alanı
Beden … cinsiyete, cinsel konunun niteliğine ve oluş tarzına biçim veren nesne
Cinselliği anlamak toplumsal cinsiyeti ve cinsiyetçiliği anlamayı gerektiriyor
Toplumsal cinsiyet Biyolojik cinsiyetin üzerine eklenen, bireye ailesi ve onun yaşadığı toplum tarafından öğretilen “kadın” ya da “erkek” olmayı içeren durumların tümü [kadın ve erkek arasında yaşatılan her türlü farklılık; kadın vücudunu erkek vücudundan ayıran her türlü ayrımlaşma] 6
Cinsellik kavramlarında değişim…
Cinsel beden hem “cinsel” olma hem de “ beden” olma niteliğini yitiriyor
“şey”
Aile tipi, kadın ve erkek arasındaki cinsel temelli ilişkinin ürettiği ve tanımladığı bir kavram
Bir cinsin öbürü tarafından uyruk altına alınmasının, cinsler arası çatışmanın bir ürünü
9
erkek tarihçilerin insan soyunun kadın yarısını ihmal ettiklerini vurguluyor… İncelenmesi gereken cinsiyetlerin birbiriyle ilişkilerinin, hem toplumsal gerçekte hem de her iki cinsin birbirleri hakkındaki imgelerinde nasıl biçim değiştirdiği… Eric Hobsbawm
(Görsel sanatlar-İkonografi)...
10
Kadın imgesi.. 1800‟lü yılların başında ve 19. yüzyıl toplumcu hareketlerinde kadın bir özgürlük simgesi
Özgürlük Barikatlarda (Delacroix) adlı
tabloda elinde bayrak, ön saflarda koşan ve erkekleri arkasından sürükleyen çıplak memeli gerçek bir kadındır özgürlük, 11
Kadın… Özgürlüğün devrimci kavranışı çıplak, olasılıkla çıplak memeli bir kadın
Umudu, inancı, ütopyayı, ilhamı, idealleri, evrensel değerleri temsil eder…
12
İmgeler değişiyor... 20. yüzyıla gelince bu imgelerde kadın ve erkeğin yeri değişmeye, sosyalist hareketler kurumsallaştıkça kadın giyinmeye, zarif ve kırılgan özellikler kazanmaya, ütopyayı temsil etmekteki öncülüğünü yitirmeye başlar
13
Erkek imgesi belirleyici nitelik kazanır giderek. Çıplak kadının yerini güçlü, yumruklarını sıkmış, devrimi ve direnişi temsil eden erkek imgesi almaya başlıyor
14
Ütopyanın temsilcisi olan…
çıplak kadın
giyinik kadın
gerçeklik
erkek “bedeni”
Sanatın cinsiyetini belirleyen bu imgeler mi?
16
Günümüzde sanatın cinsiyetini belirleyen kadın imgesi 19. yüzyıl sanat ürünlerindeki gibi ütopyayı temsil eden bir çıplaklık değil, haz uyandırıcı, baştan çıkarıcı ve erkeğin cinsel istek ve zevklerine yönelik bir anlatımı içeren çıplaklık 17
Kadın bedeni…
haz nesnesi, bir gösteri aracı bir erkeğin mutluluğuna sunulan armağan
Aile Sanat Edebiyat Şiir Siyaset Sinema Reklam dünyası Gösteri dünyası Moda dünyası
Şiirde aşk, cinsellik ve beden İnsanlık tarihi kadar eski insanlık tarihiyle başlayan uzun soluklu bir beraberliği var
20
Kadın ve erkek, kendilerini tanımlayan cinsel, ruhsal ve toplumsal özelliklerle yer alıyorlar şiirde
21
Cinsiyet olgusunun ruhsal-toplumsal gelişme ile ilişkisi ve sanata-edebiyata nasıl yansıdığı önemli... şiirin dar sokaklarına dalmak ...
22
Şiirde kadın imgesi? haz uyandırıcı, baştan çıkarıcı ve erkeğin cinsel istek ve zevklerine yönelik bir anlatımı içeren çıplaklık baskın imgeler…
23
Divan Şiiri... kadının adı yok, erotizm ve psikoloji yok. Sevgilinin kadın mı yoksa erkek mi olduğu belli değil Cinsiyetsiz-eşcinsel?
24
Serveti Fünun... kadın romantik bir kurguda çizilir. Hayranlık duyulan bir varlıktır .. Kadına iğne batırsanız ses çıkmaz, yüzü ve sesi yoktur. Sisler içindedir…Aşk ise bir ince sızı…Bu nedenle arzu, heyecan, titreme yok kadında… Erkek edilgin, kibar ve efemine… 25
Ahmet Haşim ve Yahya Kemal... Erotizmin şiire sızdığı iki isim Yahya Kemal‟de diri ve dişi bir kadın…Ağzında kanlı gül, öptükçe susatan…
Ahmet Haşim ise kıskanç ve utangaç.. 26
Hececiler ve sonrası... Hececilerde köylü kızı imgesi … İkinci hececilerde aşk teması ve kadın imgesi düşüşe geçer.. Necip Fazıl‟da kadın bir sanrıya dönüşür ve dünyadan kaçma isteğini anlatır.. Aşk ve kadın Nazım‟la yeniden canlanacak ve imgenin orta yerine oturacaktır… 27
Halk Şiiri... Tabancanın kabzası Trabzon yapısıdır İki memen arası Cennetin kapısıdır … Ölüp bayılacağım Dönüp sarılacağım Kalkma, memen üstünde Yatıp yuvarlanacağım
Oy kumralım kumralım Ben senden ne umarım Açtım baktım yorganı Memeleri kar gibi … Değirmen sala benzer Kız dilin lala benzer Terlemiş memelerin erimiş bala benzer 28
Şairler... Şiirde cinsiyet olgusunun işlevi şaire ve şiir anlayışına göre farklılıklar gösteriyor. cinsel söylem !?!? Erkeksi söylem… Cinsler arası geçiş... 29
Nazım Hikmet... Tam saatın altında bir kadın var. (Ne güzel, ne çirkin) güzelleşiyor. (Ne genç, ne ihtiyar) gençleşiyor. (Gözleri dalgın) Gözleri dalgın) fakat bu dalgınlıkta etin bu mukkaddes isteği. (Dudakları kısılmış) aralandı dudakları (Müthiş bir şeye karar vermişe benziyor). Deminden beri bir furgona eşya yükleyip şimdi terini silen genç hamala bakmaktadır. 30
Delikanlının belden yukarısı çıplak. Demin sıyırıp attı gömleğini. Kolları esmer, adaleli, kalın. Geniş göğsü kıl içinde. Dudakları etli. Burnu şahane. Ağır denkleri kucaklarken ağır denkleri kucaklayıp kaldırırken havaya kaldırırken havaya dar kalçalarıyla sinirli, uzun bacakları nasılda yaylanıp geriliyordu Bu hamalla bir kerre yatmak ve bağıra bağıra bir, on yüz, bin çocuk doğurmak ondan: esmer, kumral, kızıl, sarı. 31
Nazım‟ın kadını cinsel öğelerle betimlediği dikkat çekmektedir. Kadının çıplak omuzları, sıcak eti, terlemiş memeleri, narçiçeği dudakları ve edepsiz gözleri...
32
Ve kadınlar bizim kadınlarımız: korkunç ve mübarek elleri ince küçük çeneleri, kocaman gözleriyle, anamız, avradımız, yarimiz, ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen ve soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen, ve dağlara kaçırıp uğruna hapis yattığımız, ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki, ve karasabana koşulan ve ağıllarda ışıltısında yere saplı bıçakların oynak ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan kadınlar bizim kadınlarımız
33
kadın kurtarılması gereken biri...
34
Attila İlhan ateşten köpekler yalıyor sütlü meme uçlarını zebaniler kazımış cehennem yalazı saçlarını azrail gelir nefes nefese teslim alır elbet yanardağ ağzı cinselliğinden kazığa çakılmış kadını 35
Attila İlhan Ne kadınlar sevdim zaten yoktular Böyle bir sevmek görülmemiştir Yalnızlıklarımda elimden tuttular Uzak fısıltıları içimi ürpertir Sanki gökyüzünde bir buluttular Nereye kayboldular şimdi kimbilir
36
Attila İlhan Sabit dudak ruju epeyce telefon Kirpikleri devirip göğüs geçirmeler Burnu rendelenmiş memeleri silikon (…) Lafı hiç uzatmaz sevişmeye geçer Az buz kazanmıyor Gecesi üç milyon Kalk gidelim kadınları bu ne ilk ne son
37
Ürkütücüdür kadın, acı ile arzunun karşıtlığında sıkışır Attila İlhan‟da kadın bazen yoktur
bazen cinsellik tutkunu...
38
Garip şiiri Cinsel-erkeksi söylemin en sık izlendiği akımlardan biri Garip şiiri. Özellikle Orhan Veli'de bu söylem belirgin
Şoförün karısı, Dedikodu, Eski karım, Söz, Altın dişlim, Sereserpe, Ayrılış ve Aşkın Resmi Geçiti adlı şiirlerinde erkeksi temalar baskındır
39
Uzanıp yatıvermiş, sereserpe; Entarisi sıyrılmış, hafiften; kolunu kaldırmış, koltuğu görünüyor; Bir eliyle de göğsünü tutmuş. İçinde kötülüğü yok, biliyorum; Yok, benimde yok ama... Olmaz ki! Böyle de yatılmaz ki! 40
İkinci Yeni Cinsel-erkeksi söylemin kendini en çok hissettirdiği şiir akımı
Varoluşçuluğun izleri, kentli aydının yoğun bunalımı... Geleceğe dönük somut bir öngörüsü yok
41
İkinci Yeni Önemli temsilcileri Edip Cansever, Cemal Süreya ve İlhan Berk„te cinsel söylem belirgin...
42
Edip Cansever... çıkalım dedim yanındaki kız gibi herife (...) ayıp yerlerini traş ediyordu biri alıştım gitti sonra yıkandım, traş oldum ben de görmeliydiniz. (...) Siz yok mu, sizin her yeriniz şaşırıp kalmaya istekli Bir bakın, uyanıp kalkınca çocuk olmalarım var benim Şu da var: bir sokak en açılmış pencerelere dalıyor Dalıyor da söz mü, yatağa uzatıyor otomobillerini Aşk duyan bir kadını Onun kişiliği olan memelerini... 43
…. Cansever kimi zaman erkeksi bir söylemle konuşur şiirde, kimi zaman eşcinselliği anımsatan dizeler sıkışır aralara. Cansever'in bireyleri cinsel olarak şaşkındır...
44
Cemal Süreya erkeksi söylem hemen her şiirinde egemendir.
Biber ki yasadışı önderidir sebzelerin
dizesi şiirindeki söylemin bir özetidir.
Biber ki yasadışı önderidir sebzelerin Şu sofrada ikimiz içinde vur emri sözcükler alevler içinde nasılda serin Orta yerde durmuyor bir türlü yumru 45
İlhan Berk cinselliği ile öne çıkardığı kadına hep öyle kalmasını salık verir. Çok uzun bir gündü aşka dönüyordum Çok uzun, yavrum, çok uzun seni sevmekten işte diyordum ilk öpüş işte masmavi yarığın İşte yedisi sabahın ve ıslak ağzının İşte eski bir otu kasıklarının ve karnının İşte dilinin getirdikleri işte ormanlarım İşte döşekte çırılçıplak upuzun uyanışın İşte kayaya vuran eski gölgen eski sesin işte o ağzındaki esmer kuş o yaban ırmak Kal öyle diyordum böyle anadan doğma içiçe kal öyle ilkin orandan öpeceğim diyordum. 46
Yeni bütüncü şiir Cinsellik, kadının "umudu, inancı, ilhamı, evrensel değerleri ve ütopyayı" temsil ettiği biçimiyle vardır. Cinsel öğeler anlatımda pek yer almaz. Aşk, yalnızca cinsel anlamıyla değil, özgürlük, kurtuluş, güzel günlere umut ve eylemiyle örtüşür. Aşk, bir başkaldırıya dönüşür 47
Can Yücel Mizahi anlatımların ve ironinin egemen olduğu cinsel söylemi sık kullanır. Erkeksi söylemin en baskın olduğu şair... Sözcükleri doğal, sansürsüz ve bazen hoyrat...
48
Kulağımın tozunda bir ağustosböceği Aşk -Erkekler giyinmek için giyinir Kadınlar da soyunmak içinÖyleyse kadınların arzuları üzre Ben bütün kadınları anadan doğma görüyorum... Apışaramda yeni doğmuş bir kedi Hiç durma yalıyor erkekliğimi Nabzım şakaklarımda atıyor Bir yaz yağmuru başlıyor Kan değil akçıl bir dem boşalıyor kamışımdan Ağustosböcekleri hala ötüyor Şimdi biraz ıslaklar 49
Kadın Şairler... Cinsel ögeler sık yer almıyor. Kimi şiirlerde erkek egemenliğine karşı çıkışın izleri, kimisinde bu egemenlik ilişkisinin örselediği bedenlerine kızgınlık … erkek egemenliğini kanıksayış, kayıtsızlık ve kimi zaman bir karşı çıkışın izleri ... 50
Neşe Yaşın dişlerini geçirdi çıplak ruhuma kadınlık adındaki beyaz kelepçe bedenim her yağmalandığında yürümek isterdim denizde güneşin açtığı gümüş balıklı yolda 51
ve kırgınlıkları…
çıkıyorum bu ışıklı cehennemden bütün kadınların kırgınlığıyla kanım akmayacak bir daha milyon kez vurulsamda
52
Erotik şair olma iddiasında olan bazı kadın şairler erkeği baştan çıkaran, ona haz veren cinsel bir nesneye dönüştürmektedir kadın bedenini...
53
Süheyla Taşçıer... işte masandayım meyve tabağında kiraz elma şeftali dişliyorsun beni suyumu çıkara çıkara 54
1970'li yılların şiirinde kadının cinselliğini içeren imgelere sık rastlanmazken, daha politik ve yüceltilmiş sevgili, ana, bacı ve militan imgeleri yerleşir 1980 sonrası şiirde bir karışıklık ve şaşkınlık göze çarpar.
55
1980 sonrası şiir Uzun soluklu bir araştırmayı gerektiriyor. Her 10 yıllık kesit farklılık içeriyor Cinsellik ve beden en baskın temalardan…
Ayrı bir çalışma…
56
Eşcinsel duyarlılık Şiire ciddi etkilerde bulunur Kimisi erkek, kimisinde kadın, kimisinde ise cinsiyetsizdir şiir... Bazen her ikisiyle de adlandırılmayan bir cinsiyeti tanımlar
57
Murathan Mungan ödünç bir ideolojiyle yaşayan teorisi henüz yazılmamış bir cinselliğin erken acılarından kanamaya başladılar zamansız kanamaya başladılar Ahmet ile Murathan bilemediler bir düşün neresindeydiler kendilerinin bilmecesiydiler 58
Küçük İskender... (…)
kız bir memesini yatağın altına düşürmüş, öbür memesini apartman boşluğuna sonrası sahte bir dünya
59
Çıplak memeli kadın, ideali, umudu, doğurganlığı, cesareti simgeleyen bir şiir nesnesi iken, bunu kaybedilişi var bu dizelerde. Eşcinsel duyarlılık egemen cinsel söyleme tepki gibiyken, yeni bir umut simgesine olan umudu ve kırgınlığı da barındırır
60
Sonuç????
61
• • •
•
Şiirde erkeksi bir söylemin egemenliği mi var? ERKEK ŞİİR? Kadın şairlerde bu durumu kabulleniş ve kayıtsızlık mı ? Erkek şairler erkeği de -kadınları çizdikleri biçimde- cinsel öğeleri öne çıkmış haliyle çizmekten korkuyorlar mı, bu korkunun dinamiği ne ? Tarihsel-toplumsal gelişmeler şiirdeki cinsel söylemi nasıl etkiliyor? 62
Şair ne istiyor...? Şiiri dönüştürmek? Şairi dönüştürmek? Yaşamı dönüştürmek?
63
Şiir ne istiyor? İmgeler arasındaki kavganın bitmesini mi?... Özgür, özgün, eşitlikçi bir gerçekliğin imgesine dönüşmeyi mi? Nasıl bir Şair? Nasıl bir şiir?
64
Reklam, cinsellik ve beden
Reklam… Bir mala ya da hizmete ilişkin bir iletiyi-mesajı sözlü ya da görüntülü olarak pazar birimlerine sunmak için yapılan eylemler
Kamusal söylem türleri içinde önemi tartışılmaz bir şekilde artan reklam bir soyutlama evreni kurar. Bir mit ekranda somutlaştırılır
Reklam… talep yaratma sanatı
Yapay gereksinimleri bir temel gereksinim gibi sunan yabancılaşmış bir içerik oluşturulması reklamın özü…
reklam doyurulmamış arzulara ve dürtülere yönelir sunulan nesnenin tüketilmesi ile bu doyuma ulaşılacağı gibi bir yanılsama oluşturur
Maslow‟un “ihtiyaçlar hiyerarşisi” alt düzeydeki gereksinimler karşılanmadıkça üstte olanların etkinlik kazanamayacağı vurgusu
Farklı hedef kitleler farklı gereksinimler
“sınıfsal” göndermeler
Sunulan mala karşı olumlu tutumlar geliştirmek ve satın almayı sağlamak Tutumların bilişsel duygusal ve davranışsal bileşenleri var…
yeni bir tutum yaratılmak isteniyorsa öncelik bilişsel bileşene olumsuz bir tutum varsa duygusal bileşene
kendi fantastik evrenini bilişsel olarak gerçekliğin yerine ikame eder
Coca Cola‟nın eski yöneticisi Sergio Zyman … “Reklamın işi eğlendirmek değil, daha fazla insana daha fazla ürünü daha fazla paraya satmak…”
“Artık insanların elinde sınırlı para var ve ürün sayısı çok büyük…Ürünü satabilmek için her yol mubah”
“CocaCola‟ nın gerçek rakibi ???
“CocaCola‟ nın gerçek rakibi içme suyu”
Kullanılan psikolojik modeller
Davranışçı kuram öğrenme kuramları Klasik ve edimsel koşullanma
en sık kullanılan uyarıcılar kadın bedeni ve cinselliği
Psikodinamik kuramlar Kişilik örüntülerini temel alan yaklaşımlar
bilinçdışı arzu ve istekler pazarlanan nesnelerin bir savunma mekanizması (yer değiştirme) gibi tüketilmesi
Bilişsel model bireylerin algılama, yorumlama, anlamlandırma süreçlerini kullanma…
bilgi işleme süreçlerini etkileme…
Reklamlar hem erkekler, hem de kadınlar açısından toplumsal cinsiyet rollerini içeren mesajlar taşımaktadır
Reklamlarda tarihsel gelişim sürecinde cinsiyet rollerini temsil eden imgelerde değişme yaşanmıştır
1950‟li yıllar … “ev kadını” geleneksel anne rolü ya da güzellik ve cinsellik
1970‟ler… kadın daha çok ev kadını sınırlı harcama gücü olan dekoratif bir nesne
1970‟lerden sonra… Ev çalışanı rolü dışında profesyonel biri, çalışan kadın, iş kadını Buna rağmen hemen her zaman erkeğin korumasına gereksinim duyan biri
1980‟li yıllarda toplumsal ve mesleki rollerde değişme, “eşitlik” ????
“erkeğe bağımlı olduğu” vurgusu egemen !!!!
Günümüzde… Kadının cinselleştirilmiş imgesi ego ideali tüketim
Reklamlardaki imgelerin cinsel saldırganlık, kadına yönelik saldırganlık eğilimini besleyen gizli bir anlam taşıdığı öne sürülmektedir.
REKLAMLAR
Algida Kadın bedeninin ve cinselliğinin kullanıldığı reklam söylemi aşırı yinelemenin de sonucu olarak nerdeyse “eşyanın tabiatı” olarak tanımlanabilmekte, bu düzeyde doğallaştırılmaktadır Magnum
fellatio
Pepsi reklamı Limonlu Pepsi içerek cinsel hazzın aynısının yaşandığı yanılsaması (soyunan limon)
Fanta reklamı “Athena”, dans eden kadınlar, kadın bedeni biçiminde fanta şişesi ve diyalog…
“Ben bu gece bunu götürürüm abi”
“Dove” reklamı
her zaman cinsel ilişkiye hazır çıplak kadın bedeni ve en baştan çıkarıcı duruşlar
Moda reklamları… Moda reklamları kadınlarda olumsuz beden imajı oluşmasını pekiştirmektedir
“Düzeltilmesi gereken bedenler” insanları güzelleşme ürünlerini tüketmeye sistemli olarak yöneltmektedir
“Toyota Yaris” Bir metaya sahip olmanın tüm humanistik değerlerin önüne geçmesi vurgulanan ve benimsenen bir şey… “fetiş”
“FIAT” Arabayla sevişen ve arabanın gerçek sahibine yakalanan kadın… Araba “erkek=falllus” ve sahip olmak cinsel hazla örtüşmüş… “fetiş”
Hazır Kart, Turkcell… Masum bir aşk ve romantizm Doyumsuz bir ruh halinin özgürlük sanıldığı yanılsaması…
Kit-Kat Çikolata Reklamı
“Patronumu rahatsız etmemeliyim, hem de soyarken” çikolatanın tadıyla cinsel kaçamak birleştirilir
Jagger… Şampuan ve cinsel güç…
Çocuk cinselliği
Reklam söyleminde kendine yer bulan kayda değer yeni oluşumlardan biri çocuğun cinsel nesne olarak betimlenmesi…
Giderek çocuk cinselliğinin kullanımı doğallaşmakta, sıradanlaşmaktadır Bu sadece reklam dünyası için geçerli değil
Bu etkinlik bedeni metalaştırmakla kalmaz, çocuğun cinsel nesne olarak algılanmasına izin veren bir düşünsel alt yapı, bir imge sistemi oluşturur ve doğallaştırır
Metalaştırmak ve bundan kazanç elde etmek amacıyla “pedofilik” imgeler yaratılarak değerleri yozlaştırmaktan geri kalmaz
yozlaştırılan çocuk cinselliği hızla tüketilme sürecine sokulur ve “kar” elde edilmesine fırsat verir.
Çocuk bedeni cinsellikle örülü biçimde kötüye kullanılır. Dondurmanın lezzeti haz
cinsel
PANDA dondurma reklamlarında kullanılan dondurma yiyen çocuğun (erotik bir görüntü vererek yemektedir) aldığı lezzet duygusu cinsel haz ile birleştirilir.
Liseli kızların-ergenlerin rol aldığı hijyenik ped reklamları
erişkin kadınlar gibi giyinen, yürüyen ve makyaj yapan kadınsılaştırılmış çocuklar
Çocuğun cinsel çekiciliğinin ideal modelleri olarak kabul edilen mankenlerin kültürel gösterge işlevini yüklenmesi onları cinsel bir söylemin asal parçası haline getirir
Dikkat !!! Türkiye gibi ataerkil bir toplumda çocuğun herhangi bir şekilde cinsel bir nesne olarak temsili hiçbir tepki yaratmamaktadır
Sonuç ??????
Reklamın işlevi mi değişmeli ? Nesnesi mi değişmeli? Amacını mı değiştirmeli? Reklam değişmeli mi? Reklam ortadan kalkmalı mı?
bedenin ve cinselliğin özgürleşmesi… nasıl???
üretim alanında ve yönetsel süreçte eşitlik???
cinselliğin ve bedenin bir “meta”ya dönüşmesini sağlayan zihinsel alt yapıyı üreten koşulları değiştirmek !!!
önce değişmek!!! değiştirmek kapıyı çarpıp gitmek … Nasıl???
KÂĞITTAN AŞK Saçlarını ilmik gibi doladı boynuna O yüzden kestirdim, şaşırma, bak içtiğim son bardak Son sözüm gelecek ardından, Camda ağlarken iki yangılı göz Sen kaysı kurusu gibi dizileceksin ayrılığın avlusuna
Zehir gibi bir öpüştü dolaşan en mahrem yerinde Kurumuş dal olmadan önce, bir sabah erken Kırbaçla dize getirdin zamanı Ölümü taşıyan tellerdi gözlerinden geçen İçinden acı taşan bir de yürek yaktın bugün Gözünü avucunda kanattın Kent soylu bir aşkın ölümüydü en yenisi Çocuksu bir arzunun eskiyişi, Bir gecede terk edilen hayatlar Karanlık ve küf kokulu odalarda canhıraş sevişişin Ağrılı ağlamalar boşuna Raylarda ezilen hayallerindi, boşluğu tutan el İpe dizilen kuşlar gibi şaşkın, Meczupları gibi, tarihi not düşülmemiş bir gecenin… Bir vaha çıkacak sanma karşına Hiç göremeyeceksin düşünü böyle giderse Ölümün, ıslak ve sevişken bir şarabın büyüsünde gizli Aşkı kâğıttan bir kalpte tadacaksın…