Askeri Tarih Notları No: 10, Ekim 2009
Osmanlı’nın korkunç ceza yöntemi
Çengele vurmak
T
arihteki her devlet gibi, Osmanlı da şiddeti belirli amaçlar için kullanmaktan çekinmezdi. Belirli askeri ve siyasi amaçlara ulaşmak için meşru olarak kullanılan şiddet çeşitli biçimlerde kendini gösterirdi. Basit biçimde kılıçla kelle uçurmaktan, ayağa taş bağlayıp denize atmaya veya kementle boğmaya kadar çeşitli biçimleri olan bu tarz idam yöntemleri içinde, diğerleriyle karşılaştırıldığında ölümü daha zor gerçekleştirdiği ve kurbanına dayanılmaz acılar verdiği için bazı yöntemler daha korkunç olarak görülür ve bunlarla idam edilmektense, kellenin hemen uçurulması arzulanmıştır. Kazığa oturtma yöntemini bir kenara bırakırsak, bu tarz korkunç ölümlerin gerçekleştirildiği en akılda kalan infaz biçimi çengele vurulmaktır .
Çengel, kurban ve infazı bekleyen cellatlar Kaynak: Yıllarboyu Tarih dergisi, Şubat 1981
Korkunç bir idam biçimi Osmanlı devleti, diğer tüm başarılı impatorluklar gibi, ‘şiddeti’ ve ‘şefkati’ politik hedefleri doğrultusunda dengeli bir ayarda kullanmıştır. Osmanlı yabancı topraklarda ilerlerken savaşmadan kaleyi teslim eden ahaliye merhamet göstermiş, göste rmiş, verilen tüm sözleri tutmuş, bu kişilerin malları, canları ve dinleri devlet tarafından korunmuş fakat
Osmanlıların gözünde “sapıtan” ve “azan” “azgınlar”a karşı, yani Osmanlı’ya karşı direnen, ve askerini şehit edenlere karşı da elindeki tüm gücü kullanarak şiddetli öfkesini göstermiştir.1 Gözdağı vermek ve Osmanlı’ya karşı çıkma ihtimali olanları bu niyetlerinden vazgeçirmek, dolayısıyla Osmanlı askerinin hayatını ve imkanlarını korumak da verilen şiddetli cezaların temel nedenlerindendi. nedenlerindend i.
“The Gaunche: a sort of punishment in use among the Turks” 18.yy Avrupa gravüründe Osmanlı çengeli. Kaynak: Altar Maket arşivindeki 1761 tarihli Voyage into the Levant adlı eserdeki orjinal gravür. 1
Örnek olarak bakınız Celal oğlu Mustafa, Tabakatülmemalik Tabakatülmemalik ve derecetülmesalik: derecetülmesalik: Osmanlı İmparatorluğunun yükselme yükselme devrinde Türk ordusunun savaşları ve devletin iç ve dış siyasası , Türkçeleştiren Emekli Bnb. Sadettin Tokdemir, Askri Matbaa, İstanbul, 1937 ve Neşri, Kitab-ı Cihannüma, Neşri Tarihi , Türk Tarih Kurumu, Ankara 1995, Cilt I-II.
Tahtadan inşa edilmiş bir kuleye makaralarla ipler yerleştirilir. Yatay tahta direğe, aynı kasapların et asmak için kullandığı çengellere benzeyen, ucu oldukça siviri ve yukarı kıvrık çengeller asılırdı. İnfaz edilecek mahkum genelde çırılçıplak soyulur, elleri bağlanır ve iple bu tahta kulenin en üst noktasına kadar çekilirdi. Sonra ipi çekenler aniden ipi bırakırlardı. Mahkum aşağı doğru düşerken bu çengele artık neresi denk gelirse, saplanırdı. Eğer şanslıysa, çengel hayati organlarına isabet eder ve ona hızlı bir ölüm bağışlardı. Fakat bu nadir görülen bir olaydı. Genelde çengele saplanan mahkumlar, hayati organlarına isabet etmeyen çengel yüzünden hemen ölmez, ve acı içinde uzun saatler içinde ölürlerdi. Mahkum ölene kadar çengelden indirilmezdi. Bu tarz infazlar gizli olarak değil, herkesin göreceği biçimde yapılır ve suça niyetlenenlere ibret teşkil etmesi hedeflenirdi. Bu tahta kuleler genelde İstanbul’da Parmakkapı’da ve Eminönü’nde kurulurdu.2 Çengel cezasına eşkiyalar ve özellikle de korsanlar çarptırılırdı.3
Çengel’de ölümü beklemek Kaynak: “Tarih Boyunca İşkence”, Panaroma dergisi, Nisan 1993
2
Midhat Sertoğlu, Resimli Osmanlı Tarihi Ansiklopedisi , İstanbul Matbaası, 1958, s 65 ve “Tarih Boyunca İşkence”, Panaroma dergisi, Nisan 1993 3 “Tarih Boyunca İşkence”, Panaroma dergisi, Nisan 1993
Farklı bir çengel tasviri. Duvara asılı bir çengele vurulan mahkumlar Kaynak: Midhat Sertoğlu, Resimli Osmanlı Tarihi Ansiklopedisi , İstanbul Matbaası, 1958, s 65
17. yüzyılda Fransız Jean Thevenot’un yazdığına göre çengele vurulan mahkum orta yere isabet ederse sorun yoktur çünkü hemen ölür ama eğer başka bir taraftan çengele isabet ettiyse bazen çengel üzerinde, o halde, 3 güne kadar eziyet çeker ve nihayet acıkmış ve susamış bir halde acıdan kıvranarak ölür ve Fransız seyyaha göre bu ceza o kadar zalimanedir ki, Türkler bunu pek nadir tatbik ederler.4
4
Jean Thevenot, 1655- 1656’da Türkiye, Tercüman 1001 temel eser, İstanbul 1978, s 116
“The Gaunche: a sort of punishment in use among the Turks” 18.yy Avrupa gravüründe Osmanlı çengeli. Kaynak: Altar Maket arşivindeki 1761 tarihli Voyage into the Levant adlı eserdeki orjinal gravürden detay.
Çengel yapımı Altar Maket stüdyosunda, orginal tarihi çizimler ve diğer mevcut bilgiler ışığında, 25mm askerlerle savaş oyununda kullanabileceğimiz bir çengel inşa ettik. Çengelin yapımında malzeme olarak balsa tahta çıtalar, zemin için pembe renkli izolasyon köpüğü, toprak ve maket çimi kullandık.
Çengel modeli ve 25mm figürler
Kaynakça “Tarih Boyunca İşkence”, Panaroma dergisi, Nisan 1993 Yıllarboyu Tarih dergisi, Şubat 1981
MUSTAFA, Celal oğlu, Tabakatülmemalik ve derecetülmesalik: Osmanlı İmparatorluğunun yükselme devrinde Türk ordusunun savaşları ve devletin iç ve dış siyasası , Türkçeleştiren Emekli Bnb. Sadettin Tokdemir, Askri Matbaa, İstanbul, 1937. NEŞRİ, Mehmed, Kitab-ı Cihan-nüma, Neşri Tarihi , Türk Tarih Kurumu, Ankara 1995, Cilt I-II.
SERTOĞLU, Midhat, Resimli Osmanlı Tarihi Ansiklopedisi , İstanbul Matbaası, 1958. YILDIRIM, Ali, Osmanlı Engizisyonu zulmün tarihi , Toplumsal Dönüşüm Yayınları, İstanbul 2001 THEVENOT, Jean, 1655-1656’da Türkiye, Tercüman 1001 temel eser, İstanbul 1978 Voyage into the Levant, 1761
©Altar Maket Her hakkı Altar Maket’e aittir, izinsiz kopyalanamaz. Kaynak göstermek kaydıyla, burada yer ala n görüş, bilgi ve resimlerden araştırmalar ve kişisel kullanım için faydalanılabilir.