BANU AVAR
Batz'mn Politikalarz Bugün de Aym:
BOL VE YUT! 13
ÜlkedeBatz Projeleri
Remzi Kitabevi
I
'BÖL
VE
YUTŸ/ Banu
Avar
Her hakki sakhdir. Bu yapitin aynen ya da özet olarak hiçbir bölumu, telif hakki sahibinin yazilt izni ahamadan kullamlamaz.
Editör: Irmak Zileli Kapak: Emrah Apaydm
ISBN
978-97$-14-1314-7
BÎRÎNCÎ
BASIM:
KRS1m,
2008
Bu kitabm basum2000 adet olarak yaprimzµrr. Remzi Kitabevi A.§., Akmerkez E3-14, 34337 Etiler Tel (212)282 2080 Faks (212)282 20 90 www.remzi.com.tr
[email protected]
Baski ve cilt: Remzi Kitabevi A.S.basim tesisleri 100. Yil Matbaacilar Sitesi, 196, Bagcilar-Istanbul
Istanbul
TRT emekçilerine tepekkürlerimle...
Ïçindekiler Okura
llksöz,9
Bati'nm "Projeleri" ve Birle en Avrasya, 11 Türksüz Kerkük, 17 "Erbil Simrlar Arasinda!", 34
Ürdün'ün Hagemit Kralhgi, 54 Nasir'm Misir'i ve Bugün!, 75 Lübnan: Küresel Güçlerin Politika Laboratuvan, 94 Suriye: "Terörist Devlet!", 115 2008 "Iran Yih", 133 Rusya'da 3. Dönem!, 151 Abhazya, Zamamn Kiyisi..., 169 "Gül Devrimi"nin Ardmdan Tiflis, 186 Kosova Açik Yara!, 213 Sudan'a Darfur Oyunul, 234 Malezya'mn "Ihmh Islam"i,259 Singapur: Uzak Asya'da Bir IsrailModeli!, 277
OKURA ÍLKSÖZ
4 y1180 küsur program ve iëte 4. kitap! Kendini Bati'ya adaprogram", on bakihrsa mig bazi medya mensuplarma aynast" Smirlar binleri apan destek postalanna gäre Arasmda Mayis 2008'de tam 4. ylldönümünde yaymdan kaldirildi. Küçük bir grup insanm büyük özveriyle ortaya çikardigt bir programdt. Önüne konan engeller hep çok büyük oldu ve bu 4 yiha büyük bir bölümünde engellerle baça ç1kmak programi yapmaktan daha zordu. Smirlar Arasmda, demokrasi, özgürlük laflariyla gäz boyamaçal1;anlart, Amerika'nm "Büyük Ortadogu Projesi"nin ana hatya larmi depifre ediyordu. Saldin da o oranda oluyor, program gimgekleri üzerine çekiyordu. Tarafh bir programdt Türkiye'nin ta"skandal
"gerçeklerin
rafmdaydi, "ba-
Bir TRT yetkilisi, programm yay1ndan kaldinlmasmda säz etmigti. zi büyükelçilerin" yikâyetlerinin etkili oldugundan Türkiye'de Türkçe bakiyh bir program onlan rahatsiz ediyordu. Geregi yapilacakti... Yapildi. Programm ardmdan öncelikle aileme, dostlarima sonra ekibime ve bize fedakârca yardim eden TRT çahyanlarma tegekkürü borç bilirim. Ve 4 yd boyunca bizi hiç yalmz birakmayan, postalan, fakslan ve teleforlanyla dikenli yollarda bize güç veren izleyici ve okurlara saygt, sevgive tegekkürlerimi sunanm. Samnm en gansh program yapuncdarmdan biriyim. Böylesi bir destek az gazeteciye nasip olur...
BÖL VE YUT
10 2007nin
birinci döneminde gittigim 13 ülkenin hali pür mela-
lini bu kitapta derledim. Ingilizlerin ve hükmet" (divideand rule) olarak özetledigi sömürge kuralini kitaba ad olarak seçmigtim Ama Bertan "böl
i
Abi'nin (Onaran) önerisiyle Böl ve Yut olarak degigtirdim. Smirlar Arasmda programmm son yolculuk notlarmi kapsayanbu kitapta, Ortadogu'da Îngiliz eliyle yaratilan Ïsraildevletini, Balkanlar'da, Kafkaslar'da, Afrika ve Uzak Asya'da kopyalama çahqmalarmdan örnekler sunulmaktadir. dünyanm çegitli Bati emperyalizminin cografyalarinda yer alan birçok ülkede "Böl ve Yut" pablonunu nasil uyguladigmi anlatmaya çahytim. Bu çablon ilk kez Ortadogu'da Israil devleti yaratilarak uygulandi. halklarm Kitapta, bu 13 ülkede, benzer metotlar uygulanarak nasil birbirine kirdirildigini, kompu devletlerin arasina nasil kaulaymak için malar sokuldugunu ve bir yöntemin" içbirlikçiler vasitastyla nasil sahnelendigini okuyacaksmiz. Emperyalizmin baskisma bagkaldiranlari, boyun egenlerle kiyaslayacaksmiz. Gözyagive kanabulanmi; ülkelerde iç ve dig bedörnekler bulacaksmiz... Ve her ülkede hahlarin marifetlerinden sahneye konulan oyunlarm gifresinin yüzyillardir ne kadar benzer olduguna bir kez daha qaçacaksimz... Bati'nm "Böl ve Yut" oyunu aslmda zay1f temeller üzerinde duruyor. Halkm örgütlü birligi Bati'nm oyununu bozuyor. O yüzden bunca cefa, ipkence, yalan ve kan! Ama her geye ragmen, tarih, sahnelenen oyunun uzun vadede Durum, direnen halkipe yaramadigmibirçok örnekle anlatiyor... larm yeni destans1örneklerine çahit olacagimizi müjdeliyor... "amaca"
"degiçmez
Eylül 2008
BATI'NIN "PROJELERÍ" YE BÍRLEgEN AVRASYA
Türkiye, uzun zamandir bir atep çemberi içinde. Bati'da Ege, ugrayan Türkiye, gimdi güneyde Kibris, doguda Irak sorunuyla sicak Karadeniz'deki ve Kafkaslar'daki geliqmelerle karyi kargrya. Tarih, Türkiye'yi tarafim belirlemeye zorluyor. Türkiye'yi yönetenler kayitsiz çartsiz Amerika ve Avrupa dayatmalariyla kendilerine yön çizmeye çahyirken, dünya, tarihin en önemli ayriqmasim yaqiyor.
Emperyalist devletler ve köleleytirdikleri uluslar bir yanda, baçkaldiran, diyen ve kafa tutan uluslar diger yanda, ittifak arayipmda. Rusya, Çinve Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinin bir araya geldigi ganghang toplantilarma artik Iran, Hindistan, igbirligiÖrgütü Pakistan da gözlemci olarak katiliyor. Bu ülkeler Afrika ve Güney Amerika'nm çegitli devletleriyle dayanigma içinde, Bat1'mn emperyal politikalarina etkili cevap veriyorlar. Ekonomik ve siyasi olarak köqeyesikigm14 Bati, hirçm çikiplarla ortaligi kana boyarken karpismda çaresiz seyreden uluslar degil, onu tehdit eden rakiplerle karyllayiyor. Türkiye tüm bunlarm içinden geçerken, Amerika ve Avrupa sopast altmda, Türk halkmm çikarindan yana özgür bir politika sergileyemiyor. Dünyaya "Ben Bati'dan yanay1m!" mesaji veriyor. Condoleezza Rice'in dedigi gibi, "Türkiye, kendine verilen rolle"yeter"
ri oynuyor!"
BOLVEYUT
12
SIMH
ninam
Ortadogu bugün
Gazi Mustafa Kemal'in ülkesi, tüm mazlum milletlerin kurtulug mücadelesini örnek aldigi ülke, bugün Amerika'nm askeri oluqumu olan NATO'nun, ABD'nin siyasi kola olarak çaliçan Birlegmig Milletler, finans orgam olan IMFnin, ABD etkisi ve denetimindeki, Lizbon Antlaymasi'nda ortaya çiktigi üzere yok olmakta olan bir birligin, Avrupa Birligi'nin agir baskilari altmda mazlum milletlere karpikullamlmaktadir. Kompulariyla arasi aç11makta, bölgede soyutlanmasina yol açacak politikalara itilmekuygulanan projeleriyle, tipki yüz yll içerde te, ayrica öncesindeki gibi bölünüp parçalanmasi için etnik kigkirtmalarm "demokrasi"
merkezi
olmaktadir.
Türkiye eger tarafini dogru seçmez ve Mustafa Kemal'in Sadabad ve Balkan Pakt1'yla olupturdugu dengeden dersler almazsa, yakm gelecekte Bati taperonlagunun bedelini agir ädeyebilir. kargi sirtim Mustafa Kemal, Bati'dan gelen sert rüzgârlara Dogu'ya, Sovyetler'e, Iran'a ve Hindistan'a dayayarak bir milli mücadele örgutlemigti.
güçler ve mazlum milletler olarak Dünya bugün emperyalist ikiye ayrdmigtir. Ve Türkiye tarihine yakipir bir biçimde, mazlum milletlerin yanmda tarafru belirlemeli, öncü yerini almah ve politikalarim buna gäre olugturmahdir.
BATI'NIN "PROJELERI"VE BIRLE EN AVRASYA
13
StSAII
Amerikah General Ralph Peters'in çizdigi 'Kan Simrlart' haritast
Bati, "Ortadogu" terimini, geçen yüzyilda Osmanh imparatorlugu'nu parçalarken üretti... Osmanh devletinden koparilan Filistin, Ürdün ve Irak, Ingiliz mandasma almmigti. Büyük Britanya Sömürgeler Bakanhgi ipte o zaman IstanbulBogazi'ndan Hindistan'a kadar olan bölgeye "Ortadogu" denilmesini kararlaytirdi. Birinci Paylagnn Savaqi sonrasi, Ingiliz istihbarat Servisi'nin Ortadogu uzmanlarmdan Thomas Edward Lawrence, yani meghur Arabistanli Lawrence, Ortadogu'da gösterdigi olaganüstü çabalarla, smirlarm cetvelle çizilmesine ve yapay ülkeler olugturulmasma katki sagladi. Ortadogu'da bu devletçikler olugturulurken Bati'nm çikarlariön plandaydi. Smirlar çizilirken cografi, etnik ve tarihi etmenler göz ardi edildi. Osmanh'dan arta kalan bölge her an kariytirilabilir ve kolayhklayönlendirilebilir bir hale getirildi, Bugün çizilen yeni Ortadogu haritalari geçmigin devamidir... Emperyalist Batili devletler, Balkanlar'dan Kafkaslar'a, Dogu Akdeniz'den Iran Körfezi'ne, Afrika'dan Uzak Asya'nm içlerine uzanan bir alanda yeni smirlar çizmekteler... Ortadogu'yu gekillendirenler, bugün dünyanin pek çok yerinde yeni Ïsrailler yaratma pegindeler.
BÖL VE YUT
14
tabii kaynaklar bakimmBalkanlar'da her yani kadan na boyadd tan sonra Kosova'yi Balkanlar'm Israil'i ilan ediyor. Kafkaslar'da Gürcistan't turuncu darbeyle gekillendiriyor. Kafkasya'ya bir "Israil" mevziliyor. Bati, her cografyada bir "Israil" istiyor. Osmanh topraklarmda, Filistin yurdunda, Israil devletini Britanya Kralhgtelleriyle kurmuytu. Ortadogu trajedisinin baglangiç noktasi Filistin topraklarimn yagmalanmasi ve Yahudi devletinin olugturulmasi projesiydi. ilk "Büyük Ortadogu Projesi" Birinci Dünya Savagi'yla hayata geçti... Bati, önce Arap alemini soyagacma göre bölecek, Arabistanh Lawrence'lar vasitasiyla Türklere kargi ayaklandiracak ve 50 ydhk bir sürede kendi kalesine yer açacakti. Israil böyle dogdu... Aym model Hindistan'da, Malezya'da, Lübnan'da, Irak'ta da sahneye kondu... Israil rahat bir nefes alsm diye, birlegmeye çahpan Araplar paramparça edildi. Sünni-gii çatigmasi körüklendi... Medeniyetler çatigacak, petrol cografyasi denetime almacakHiristiyan Bati dünyasi, enerji
ve
zengin ülkelerde terör estiriyor...
ti... Ortadogu'da kilit ülke
Israil'di... Ona yakin
olanlarm duruqu önemliydi. Bu cografyada bazi ülkeler
ve ondan
uzak
birleytirilmeye, bazilari bölünme-
ye çahquacakti...
ÖrneginÜrdün Filistin'le birlegmeli ama Irak üçe bölünmeliydi... K1bris tek bir yerden yönetilmeli, Lübnan ve Suriye bölünmeliydi. söylemi yayllmah, her ülkenin "AmeHer ülkede "demokrasi"
rikahlari"
olmahydi.
Kuzey Irak'ta, içgalin adi"ihtilal"dil Amerikaldar kurtariciydi. Kerkük Bazilari için Amerika kurtaricidan da öte Îl Meclis Baykan1Rizgar Ali, Bush için "O bir melektir!" derken çaka etmemigti. Ayni söylem, bagtmsiz yapdiveren Kosova'daki Arnavutlar için de geçerliydi... "kutsaldi"!
BATl'NIN "PROJELERI"VE BIRLESEN AVRASYA
15
"demokrasi"
Amerika, Kosova'ya da getirmiyti. Kosova bir anda bagimsiz yapilmigti. Gerçi ekonomisi, siyaseti, hatta yargisi ve savunmasi tümüyle Batfya baghydi ama yine de bagimsizdil Bagimsizlik ilani kutlanirken, mecliste Amerika ve Avrupa Birligibayraklari altmdalardi. Milli mary yerine Avrupa Birligi'nin müzikal sembolü olan Beethoven'in 9. Senfonisi'ni dinliyorlardi. Deniz agiri bir Amerikan eyaleti daha kuruluvermigti. Kosova pandoranm Balkanlar'daki Israil'di. "Bagimsiz" ilan edildiginde kutusu açilmigti. Romanya'da yayayan Macarlardan, Ispartya'mn Basklarma ve tabii Abhazya ve Osetya gibi Kafkas halklarmdan Transdinyester'e, Bosna'daki Sirp Cumhuriyeti'ne ve Kuzey Kibris Türk Cumhuriyeti'ne kadar uzanan bir yelpazede gimsizhk"isteyen halklara ne cevap vereceklerdi? Yamt pu oldu: "Kosova bagkaf' Batili güçler, gerek Balkanlar'da gerekse Kafkasya'da kendilerine bagladiklariyönetimleri yönlendirirken amaç tüm zenginliklerin yatag1 Avrasya cografyasmda denetimi saglamakti. Bunun için henüz denetleyemedikleri bir deniz kalmigti: Karadeniz. Tüm çabalarma ragmen Bati, Karadeniz'e yerlegememigti. Önlerinde Montrö ve Batfya yakasmikaptirmamig, Karadeniz'de kiyisiolan "ba-
ülkeler
vardi.
Bir çare buldular ve 4,5 milyon nüfuslu Gürcistan'm turuncu lideri Saakapvili'yi kulland11ar. 75 bin nüfuslu Osetya'yi iqgaleyeltenen Gürcistan, kargismda 140 milyon nüfusu olan Rusya'yi bulacakti. Bunun ardmdan Bati, magdur olan Osetlere yardim için kollari sivayacakti. Yardimi ne hikmetseAmerikan donanmasmm son sistem silahlarla donatilmig donanmasi taplyacak Karadeniz'e gireceklerdi. Osetlere yardun amactyla ve gelen donanma, Gürcistan'm Batum Limanfnda bekleyecekti. Amerika nihayet Karadeniz'e de girmipti ama bu kez kargismda birlegenbir Avrasya vardi. SSCB'nin yikilmastyla tek kutuplu kalan dünyada, farkli güç dengeleri kimildamaya b aplamigti. Ekonomisi, siyasetive ordusuyla bir ülkeler toplulugu Batfya kargi duruyor; 2008'de Amerikan ve Bati politikalarmi tersyüz "uluslararasi"
"mecburen"
BÖLVEYUT
16
eden bir Asya yavaçça ayaklan üzerine kalkiyor... Batihemen her ülkede basm yayin organlarmi denetimde tuttugundan bu geligmelerden yeterince haberdar olamiyoruz ama haberdar olduklarimiz, Avrasyah liderlerin Bati'ya taviz vermedigini gösteriyor. Rusya, Kafkaslar'da çikarilan kargaçaya,Abhazya ve Osetya'nm bagunsizhgmi tamyarak cevap verdi. Tacikistan'da tüm ganghay IgbirligiÖrgütüüyesi ülkelerin yanssira; Iran, Hindistan, Pakistan gibi gözlemci ülkeleri de davet ederek biitoplanti yapt1... Bu, yükselen bir kutbun gövde gösterisiydi... Dünya sicak geligmelerin tam ortasinda iki kargit kutba ayr191anlayor. Bunun, geçmigin Soguk Savag yillarina benzemeyecegi çokB1çak kemigine çok daha yuksek. gihyor. Bugün isi halklarin tan dayanm14. Tehdit altmda olan Avrasya, Afrika ve Güney Amerika'yla baglari sikilagtiriyor... Rusya, Çin, Hindistan ve Orta Asya Cumhuriyetleri aralarma Iran't da ahyor... Avrasya stratejik ortakhklarla Batfya karyikenetleniyor... Bati, Avrasya'da yer alan ülkeleri bölüp parçalamay1, halklar dökmeyi" ve böylece kendine yarayana kolayca el arasma koymayi hedefliyor. Simdigelin, Ortadogu'dan, Balkanlar ve Kafkaslar'a, Afrika Uzak Asya'da açilan asit deliklerinin durumuna bir bakalun. ve Tarihin bu dönemecinde mazlumlarm ve zalimlerin mücadelesine tamk olahm... 2007 Eylülü ile 2008 Mayisi arasmda gözlemledigimiz 13 ülkeden notlari ilginize sunuyorum. lyte Irak'm Kerkük'ünden, Sudan'm Darfur'una, Kosova'dan Singapur'a "Böl ve Yut" projeleri... Yeni"Israil" çablonlari! Ve giderek bilinçlenen halklarm küresel rüzgârlara karyibirlegmeçabalari... "asit
TÜRKSÜZ KERKÜK
Eylül 2007 Yolculugu Kerkük deyince aldmiza ne gelir? Birileri oraya "Irak'm Kosovasf diyor. Bagdat'daki katliamm beteri, Kerkük, Telafer Diyala gibi Türkmen kentlerinde de sessiz sedasiz sürüyor. Kerkük bir laboratuvar... Büyük güçler, tipki yüz y11önce oldugu gibi, topragm üstündekileri yok edip topragm altml ele geçirmeyi hedefliyor. Hedef büyük. Kerkük, Irak petrollerinin büyük bir kisoma sahip. Herkes baçkayanindan çekigtiriyor!
TÜRKiYE JRAN Musul
-
KKlC RK
Kerkûk
SIJRiYE
Ba dat
IRAK
SUUDi ARABiŠTAN BVY2
18 I
BOL VE YUT
Eski Türkmen kenti Kerkük, birileri için Kürt bölgesinin kalbi! Digerleri, "Mezarhklara, henüz yok edilmemi; Osmanh izlerine bakm!" diyor. Ïlçelerin,sokaklarm isimlerine, konuqulan dile, âdetlere! Ama nafile...
Etnik ve dini ayrim Bati'mn kihciylagekilleniyor. Savaym ortaKerkük'te bir demokrasi oyunu oynamyor. Meclisler kuruluyor, valiler atamyor, mahkemeler yap1hyor... Amerika Kerkük'e girdigi gün nüfus ve tapu daireleri yakihmytt... imdi Kerkük'e yeni bir kimlik biçiliyor. 50 derece altmda yanan Kerkük'te bir sonbahar. Merkezden tahvaroplara dogru gidiyoraz. Kerkük Il Meclisi'nce tarafimiza zirhh sis edilen korumalar ve araç, tozlu yollarda zigzag yaparak ilerliyor. Kameramamm Ismail Dostoglu'nun yüzünde o güne kadar görmedigim bir ifade. Sikmtih gärünüyor. "Buna binmemeliydik!" diye fisildlyor. "Bunlar koruma araçlari. Pusulara en çok hedef olanlar." Arkada, Ismail ile bir güvenlik görevlisi arasmda oturuyorum. Önde arabayi kullanan Kürt güvenlialtm saatine bakiyorum. Sonra da Ray Ban gözlüklerine... gin Kerkük 11Meclisi'nden 30 km uzakhktaki stadyuma, son hizla, arabadaki her köpeye çarparak, devrilip dogrularak on dakikada geliyoruz. Terk edilmig bir stadyumun kapismdan içeri giriyoraz. Her yanda zayif, hasta, bitkin çocuklarm yaglanmig gözleriyle kargilaiyoruz... Arap, Asuri, Kürt çocuklar... Bir stadyumun içinde yaçoktan geride birakmiglar. Bey amaya çahqiyorlar. Çocukluklarmi yaymdakiler bile bin yaymdaymig gibi. Çocukbedenlerinde iqgalin agir izlerivar. Derileri buruguk, gözleri yüzlerinin yarismi kaplamig, vücutlarmda garip lekeler, ayak bileklerigig... Ellerinde kurumuy ekmek parçalari, gaz bidonlarma doldurulmuq pis sulardan içiyorlar. Kameray1 görünce kocaman gözlerindeki ifade deagtzlari gülüyor, poz veriyorlar. gipmeden Stadyumu çevreleyen merdiven altmda bir aile. Dört adet yer yatagt üzerinde halsiz yatan çoculdar. Onlar dört yildir stadyumda yapyor. Yerde kuratulan ekmekle besleniyorlar.Birinin sirtmda ye belinde garip çikintilar var. Annesi çaresiz, sürekli gülümsüyor... "Bizi buraya getirdiler sonra da unuttular!" diyor. smda
TURKSUZ KERKOK
19
Kerkük Îl Meclisi önü
Onlar buraya degi ik yörelerden getirilmig binlerce, on biniergöçmenden bir kismi. "Kürt Kerkük" için oynanan oyuKürt ce kurbanlari. nun Kerkük Kürt Yönetimi, onlar1 gazetecileregöstermek için özel gayret sarf ediyor. Bõylece Kerkük'ün ne kadar "Kürt" oldugunu göstermig oluyorlar. Buraya ölümcül bir oyunun aktörleri olarak getirilen halk, adidenen bir deneyden geçiyor... Burada su yok, yena mek yok, elektrik yok. Kerkük, bir petrol denizi ama benzin yok... Burada ölüm, korku, baski, cinayet var. Burada gözaltivar; burada hastahk var; kaçirma, tecávüz, kaybolma var. Burada korumalar, zirhh araçlar, silahlar, silahlar var... Dünyanm gözü degil petrole odakh... "yaçamak"
"insana"
Kerkük, Petrol Denizi!
lygalden önce, Irak petrollerinin neredeyse yarisi Kerkük'ten çiktyordu. Kerkük, Irak'm belki de en zengin kenti.
BOL VE YUT
20
Kürdistan hayalini pompalayanlar, ekonomik olarak Kerkük'e güvenmiglerdi. Amerika'nin eski Irak istihbarat ekibi baykant Wayne White, söz et"Kerkük'te kendikendini tagiyan bir ekonomikurmaktan" migti. Hayalleri gerçekleymemigti ama çahymalar devam etmekteydi. ÇünküKerkük bir petrol deniziydi. Hesaplara göre sadece Kerkük petrolü, Amerika'nin 40 yilhk getrolihtiyacun kargilayabilirdi! sorunu" bu yüzden yaratilmigt1. Ortadogu bir asirdir, bu yüzden hedef tahtasiydi. lçerde birbiriyle mücadele eden gruplar yaratilacak, birbirlerine karpikullandacak, sonra yeniharitalar ortaya çikacakti. Îran-Irak savagi içte böyle baglam14ti.Amerika, önce Saddam'1 iran'a saldirtmig ardindan Irak'i hedef almigti. Güçlenen Irak'a karyi, Kürt gruplar kullamlacakti.Kürt grupSaddam, yine Bati'dan aldilar Bati'mn gücüyle ayaklanmca, silahlari Halepçe kullanacak; katliamiyla adun tarihe gikimyasal yazdiracakti. Dünya Halepçe'de katledilen Kürtleri duyacak ama Altinkäprü'de katledilen Türkmenlerden kimsenin haberi olmayacakti. 1991'de Saddam'a bagh güçler, kuzeyde tüm Türkmen kentlerini ele geçirdi. Yüz binlerce Irakh göçmen Türkiye'ye ve Iran'a "gark
akm etti.
Ortadogu'da Bir
Israil Daha!
Tüm bunlar olup bittikten sonra, 5 Nisan 1991'de, Birlegmig Milletler devreyegirecek ve Irak'ta 36. Paralel'in kuzeyini bõlge" ilan edecekti. Bölgede ikinci lsrail'intohumlari atilmiyti. Güvenli bölge haritalari anlagihr gibi degildi. Zikzak çizilerek sadece Kürt bölgeleri himayeye almmigti. Irak'm Yahudileri Kürtler olacakti. Musul 36. Paralel'in üzerinde olmasma ragmen güvenli bölge digmda kalmig, Talabani'nin egemen oldugu Süleymaniye ise 36. Paralel'in altmda olmasma karqm güvenli bölgeyedahil edilmigti. "güvenli
TÜRKSÜZ KERKÜK
21
Telafer, Musul, Kerkük, Altunköprü gibi genig Türkmen bölgeleri tamamen Saddam'm insafma terk edildi... Irak Milli Türkmen Partisi de Türkmenlerin haklarun korumak ve savunmak amaciyla iyte o dönemde kuruldu. Kerkük'ün tüm bu degigimin içinde özel bir rolü vardi. Türkmenler änce Saddam'in baskis1yla nefes alamaz hale gelecek, kuzeydeki olugum geliytikten sonra Kerkük üzerine oyun devreye girecekti. Kerkük'ü elinde tutan, Irak'a sahip olurdu. Irak'ta bir Kürt oluçamu ancak Kerkük'ü Kürtleptirerek olastydi. 2003 içgaliyleKerkük ve tüm Türkmen bölgelerindekatliam ve yikim nüfus ve tapu dairelerinde bayladio nedenle. Kerkük Stadyumu'na gelirken kilometrelerce süren yeni inçaatlarm önünden geçiyoruz. Yükselen yerleyim yerleri bana Filistin'i, Kudüs ile Ramallah arasmi hatirlatlyor. Yakinda burada, Kürt ve Türkmen yerlegim bölgeleri arasmda güvenlik duvarlari yükselirse çagmam. Amerikan yardunlari konut projeleriyle geliyor. Kerkük'ün çevresinde ingaat patlamasi yaçamyor.
Yetkililer, yeni gelenlerin, Saddam'm 1957de Kerkük çevresinden göç ettirdigi Kürtler olduguna iddia ediyor. Saddam'm, 1957de Kerkük çevresinden göçe zorladigi Kürt nüfus 11 bin civarinda. Yeni gelenlerin sayisi nüfus rakamlarmdaki istatistikler göz önüne alinirsa, bunun en fazlabe; katt olabilir. Irak Türkmen Cephesi'nden yürütme kurulu üyesi Cemal gan, gelenlerin sayismm 650 bini geçtigini söylüyor: "1957de Saddam'm baskisiyla,nüfus üzerinde oynandigi, gi-
denlerin yerine Araplar yerleptirildigi dogru ama bagka soru igaretierivar. Gidenlerin tümü acaba Kürt müydü? Saymm 11 bin civarmda oldugu nüfus kayitlarindabelli.Ama gimdi Kerkük'e getirilen yüz binlerce Kürt'un, o zaman surülen aileler olup olmadigt belli degill Yeni göç dalgas1Amerikan iggalinin ardmdan bagladi.4 yllda Kerkük'e getirilen 600 bini açkm Kürt nüfusla, kent nüfusu, 4 yllda 800 binden bir buçuk milyona ulagt1... Sefalet, hastaliklar, açhk, susuzluk
büyüyor. Sitma, verem kol geziyor."
BOLVEYUT
22 I
Tipki Filistin Gibil Kerkük Stadyumu'na çöp gibi atilmig insanlar, yetkililerin ezberlettigi cümleleri tekrarhyorlar: Açlikla terbiye edilmig bir kadin, gözlerinde sorular, kamera ona döner dönmez bir çirpida "Biz Kerkük'teydik. Saddam bizi Erbil'e kovdu sonra tekrar buraya geldik" diyor. 1987de Erbil'e gitmeye.zorlanmiglaidi. 1957'de göç ettirilen ailelerin uzantisi olduklari iddia ediliyordu. Ama buraya gelenleakrabalari, rin ellerinde ne tapu kâgitlari, ne mezarhldarda ne de Kerkük kültürüne aidiyetleri vardi. Stadyumun bir köpesinde, bunaltici sicakta su bidonlari tagiyan bir adam. O da dört yildir stadyum sakinlerinden. Refah içinde yagayacaklarina dair çok sözler verildigini söylüyor. Stadyum yolunda yeni inga edilen 600 konutu görüp gärmedigimi soruyor. Amerikan yardimlari önce 8 bin ev projesi için baylamigti. Gerisi de gelecekti... Kerkük'e yerlegen Kürtler abad edilecekti. Verilen vaatler bunlardi. Ama iyte bir stadyumun taplari arasma sikiqmi; yüzlerce insan ve diger binlercesihastahk ve ölümle burun burunaydi... Bir baba, ince bedenine göre orantisiz büyük elleri havada, kisik ses-
le konuquyordu: "Bize yaçanacak bir yer versinler, yayayahm. Çokçok zor duperiçan burada. Eskiden Saddam dügÇocuklarimiz mandir diyorduk ama gimdi düyman kim?" Oyun, anayasamn 140. maddesiyle devam etti. Bagbakan Maliki 140. madde, derhal uygulamaya geçmezse etnik k1y1mbaylayacagmi söylemigti. Kürt yetkililer, Kerkük'ün Kürtlügünü ispatlayacak bir referandum pegindeydiler. Türkmenler ve Araplar baski altmda, cendere içindeydiler. rumdayiz.
"Kerkük Kürtleymeli! Türkmenler Gitmeli!" Neydi qu meyhur 140. madde? Irak Turkmen Cephesi yürütme kurulu üyesi Cemal latmigti:
§an an-
TÜRKSÜZ KERKUK
23
"Anayasanm 140. maddesine göre, üç agamah bir degigimöngörülmügtür: Öncenormalleytirme denen süreç yaçanacak, ikingidileci olarak nüfus sayimi yapilacak ve sonunda referanduma cektir. Normalleptirme dediklerisüreçte, Saddam döneminde göç tekrar geriye dönmesi, arazilerin edenlerin veya göç ettirilenlerin sahiplerine geri verilmesi ve degigtirilen idari smirlarin yeniden eskiye dönmesi saglanacakt1." Bu ve benzeri kararlar dünyamn pek çok yerinde BM uzmanlan eliyle anayasalara konuluyor, hedefler çerçevesinde uygulamaya geçiliyordu. Türkmeneli partisinden Ali Mehdi Sadik, niyetin bagmdan beri belli oldugunu söylüyor: "Bölgede ilk öldürülenler, nüfus ve tapu memurlanydi, iggalin ardmdan önce Kerkük nüfus müdürü öldürüldü. Olümsebebi kayttlarda yok. Ardmdan Musul nüfus müdürü öldürüldü. Neden? ÇünküKerkük'te ve Musul'da demografik degigim yapilacakti. Bunlar dünyanm gözü önünde oldu..." Ali Mehdi Sadik'm Kerkük11Meclisi'ndeki odasiönünde peripan bekleyen insanlari izliyorum. Gözleri yagh bir kadm, uzun siyah giysisinin etekleri parçalanmig, ayaklari yarah. Ali Mehdi Sadik, dört yildir bölgenin zengin ve egitimli ylldirildigim Türkmen nüfusunun kaçirildigini, öldürüldügünü, anlatiyor. Yaëli kadm yemenisini gözlerine bastiriyor. "Mesela son bir iki yilda kaç1rilan Türkmen igadamlari, toplam milyon dolar fidye ödemigtir. Doktorlar mesela, Kerkük'teki 5 Türkmen doktorlarm hepsiölümle tehdit edilmiplerdir. Çogu,ailesini yurtdigma çikartmiptir. Mühendisler, diger yüksek meslek memleketi terk etmigtir." erbabi olanlar ayni darumdadir. Çogu, Nuriye fisildayarak anlatiyor. O, her hafta il meclisinde Türkmen temsileilerin kapist önüne birikenlerden sadece biri. "Kaymmi evden götürdüler. Üç çocugu var, elimden bir gey gelmiyor. Gittim Süleymaniye'ye, beq dakika gösterdiler onu bana. Bir haftaönce Erbil'e gönderildigisöylendi. Erbil'e gittim, orada yok..." Sirada bir bagkakadm... Elmas Hamm oglunu ariyor. Bir gece ansizin kaylplara karigan oglu yüzlercesinin arasma bir isim olarak
kaydoluyor...
·
I
24
BÖL VE YUT
I
"Oglum geçen yd Bagdat'ta çaligiyordu. Okumuy, egitimli bir adamdi. Orada 6-7 ay kaldi. Sonra bir telefon geldi. Bir arkadayi oglumun kayboldugunu söyledi. Babasi, kardegi,arkadaqlari apar topar Bagdat'a gittiler. 10 gün sonra haber geldi. Oglum için 500 bin dolar fidye istiyorlardi." Türkmenler üzerinde baski ve zulüm yogunlaym14ti. Plan buydu... Türkmenler gidecek Kerkük Kürtl yecekti. "Kalamizi Aldilar, Balamizi
Çaldilar..."
Mazlumdan zalime dönügenler tarihte sik görülür. Barzani agireti, bölgedeki onlarca agiretten biriydi. Ydlarca Bati'dan aldigi destekle büyüyüp, geligti. Bölgedeki tüm Türkmen agiretlerini zorbahkla sindirip dagitti.limdi 1991'de atilan tohumlarm meyvesini ylylyor. Onlarca agiretten biri olan Barzani agireti, artik resmi kurumlari, bayragi, peymergesi ve parlamentosu olan Kürt bölgesinin hâkimi. Bir zamanlar Kürt, Türk, Arap tüm kentlilerin Türkçe konuptugu, Türkmen okullarma gitmenin ayncahk oldugu bölgede, gimdi "Kürdüm" demek en zor kapdari aç1yor. Türkmen okullarmda bile Kürtçe egitim zorunlu kilmdi. Türkmen halk arasmda, Kürt kökenli oldugunu söyleyenlere rastla"aslmda"
n1yor. "resmen"
olugmasiyla, Türkmenler ya Kürt yerel yönetiminin yok sayihyor ya da oyuna bir kenarmdan katihyorlar... Kerkük Kalesi, köylerden zorla göç ettirilen Kürt nüfusun yaçam alani olmuy. Taglarl bir bir sökülürken, eski bir Türkmen deyiqini mirildaniyor Kale: "Kalamizi aldilar, balamizi çaldilar, daha can çekiirken salamizi saldilar..." Binlerce yllhk Kerkük, tarihinin en karanhk dõnemini yay1yor. Cemal San "Türkmenler diglanmigttr!" diyor. "Siyasi denklemden diglanmiglardir. Kerkük Türkmenlerin kalesidir, özbe öz Türkmen pehridir ve burada da Türkmenler diglannnglardir. Amaç, Türkmenlerin milli kimligini ortadan kaldirmaktir. Irak iki milletli bir devlettir tezi ileri sürülüyor: Arap ve Kürt!"
TÜRKSÜZ KERKÜK
25
Bu cografyada Türkler istenmiyor. Bu topraklarm asd sahiplebirilerini korkutuyor. O yüzden Türksüz Irak dügleyenler, tipkt Türksüz Kosova, Türksüz Yunanistan, Türksüz Makedonya dügleyenlerle ayni paralelde. ÇünküBatt'am hedefi bu yönde... Araplar ve Kürtler! Araplar Irak'ta devletten aldiklari güce, Kürtler Bati'ntn himayesine sahipler. Her iki halkm da silahh gücü var. Türkmenler, korumasiz. Silahh güçleri darmadagm edilmig, Türkiye'den umudu kesince aralarmda bälünme hizlanmig. Ali Mehdi Sadik diyor ki: kipilik milis gücümüz vardi. Amerika, Irak'a girdikten sonra milis güçler dagitildi. Türkmen milis gücü silah teslimine zorlandi. Anayasa gerekçe gösterilerek bu yapildi ama iqte görüyoruz, Ramadi'de milis güçler Amerika tarafmdan korunuyor, silahlandirdlyor!" ri
"1600
"Silahsizlandir, Böl ve Yok Et" 1995'te Kerkük'teydim. Türkmen kargitibir televizyon yaymi sonrasmda neler oldugunu görmügtüm. O zamanlar Türkmenler örgütlü bir güçtü. Televizyon programmi protesto etmek için
televizyon binasma yüzlerce Türkmen yürümügtü. Ya qimdi? Erbil'deki Bagunsiz Turkmen Hareketi Bagkam Kenan pakir Üzeyiragah,"Bizi paramparça ettiler" diyordu. "Erbil'de 11 Türkmen kuruluqu var. Kürt idaresine bagh Süleymaniye bölgesinde ise 56 Türkmen adma çahyan taraf var." "Bu kadar çok bölünmeyi neye baghyorsunuz?" diye soruyorum.
One egilip mavi gözlerini kisiyor "Zayif karakterliinsanlaruniz var!" diyor. "Para peginde'koçanlar var. Kendisini, halkim satanlar bütün milletlerde var, ne yazik ki bizde de varl" Kerkük'te Türkmeneli Partisi Bagkan Yarduncist Ali Mehdi Sadik, dig güçleri içaret ediyor: anda Irak'ta 3 milyon Türkmen var ama 3 milyon da Türk asilh insan var. Bu büyük bir güçtür. O nedenle Türkmenlerin birligi, Amerikan güçlerini de, Kürt otoriteleri de, Arap ve §iileride korkutmaktadir." "§u
26
BOLVEYUT
Amerika'nin destegiyle Kerkük'e el koyma operasyonunu yürüten eski peymerge, Kerkük il Meclis Baykam Rizgar Ali alayci bir üslupla durumu özetliyordu: "Kerkük Kardeglik Birligi, Kerkük'ü Kürt bölgesi içinde dügünüyor. Türkmenler, Kerkük'ün bir Türkmen kenti oldugunu dügünüyor. Irakh cumhuriyetçiler ise Kerkük'ün bir Irak gehrioldugu konusunda israrh. Problem buradan baghyor. Hepimiz farkh dügünüyoraz!" Farkh dügünceler, farkh çikarlar vardi. Kürtler, Amerikan destegine sahipti... lyi örgütlendirilmiylerdi. 41 koltuklu il meclisinde çogunluk ellerindeydi. Türlü oyunla yüzde 60 oy toplam14lar, Türkmenler ise yüzde 18'de kalmiylardi. Kerkük'te il meclisive valilik oldubittiyle Kürtlerin denetimine geçivermigti.
11MeclisBaqkam Rizgar Ali, yapma çiçekler, aynalar, danteller, oymah koca koltuklarla süslü makam odasmda arkasma kaykilm14 Kerkük'ün statüsü hakkmdaki dügüncelerini sirahyordu: "Kerkük'ün statüsü tamamen Kerkük halkmm karanyla gekillenecektir." Sözünü kesiyorum: "Siz kipisel olarak ne dügünüyorsunuz?" düpünü"Ben Kerkük'ün Kürdistan'm bir parçast oldugunu statüyle yer almaözel içinde Kerkük, Kürdistan bir Ama yorum. hdir." Fikrini uzun uzun gerekçelendiriyordu. Onun Kürdistan olarak tarif ettigi bölge, ashnda Türkmeneli'ydi. Telafer'den baglar, bir gerit gibi Diyala'ya kadar uzardi. O bölgedeki tüm adlar Türkçeydi, mezarhklar ay ylldiz nakigh, camiler, kaleler Türk kültürünün yansimastyd1. §imdipetrol denizi Kerkük'ün, "IkinciIsrail" Kürdistan'm paolmasi isteniyordu. makinesi ra Kürt yönetim, Kerkük'ün son statüsünün belirlenmesi için halk oylamasini çart koquyordu. Kürt yerel yönetiminin bagkani Mesut Barzani, bu geciktirilirse istikrar ve banym tehlikeye girecegini açikça söylüyordu!
TÜRKSOZ KERKUK
"Normalleyme..."
27
Ne Demekse!
Halk oylamasmda istenen sonucun alinmasi için gereken her ey yapihyordu. Zorla Kerkük'e göç ettirilen ve vaatlerle kandirilan Kürt köylüler; yeni makamlar ve ayricahklar teklif edilen eski pegmergeler, yeni güvenlikler; kaçakçilikla içadamhgi arasmda dolaçanlar, Amerikan direktifleri dogrultusunda örgütleniyorlardi. Kerkük'te anayasanm 140. maddesinin uygulanmasi buyuruluyordu. Maddeye göre, önce adi verilen süreç gerçekleytirilecekti. 700 bin insanm öldügü, 1,5 milyon insanm sakat kaldigt, 2 milyon insanm vatanmdan göç ettigi bir ülkede ne anlama geliyor, kimse bilmiyordu... Bu soruyu Rizgar Ali'ye sormuytum: "Îçgalaltmdakitopraklarda nasil olup da normallegmeden söz edilebilir ki?" Kaykilmig, burnu havada tavriyla, eski pegmerge yeni politikaci olarak, pantolonunun ütü izini parmaklari arasmdan geçirip "normalleytirme"
"normallegme"
muhtegem "lygal
bir cevap vermigti: mi? Ne iqgali!"
Arapçay1 gayet iyi bilen bir halkin içgalin anlamim bilmemesi olasi mi? Ama iggalin adi burada lygaleortak olanlar, olmaliydilar. sempatik daha bulmuy ihtilal sözünü Kerkük Îl Meclis Baykam Rizgar Ali sözüne devam etti... "Biz Irak'i kurtardigi için Amerikan hükümetine tegekkür ediyoruz!" "Sizi çok sevdikleri için mi kurtardilar?" diye soruyorum. Alayc1tavruna aldirmadan devam ediyor: "Belki onlar da buradan bir fayda saglamig olabilirler. Irak, çok stratejik bir bölge. Sadece petrolden ibaret degil. Bizim jeopolitikve jeostratejikönemimiz de var." Irak Türkmen Cephesi'nden Cemal gan,"Dogrudur. Amerika sayesinde özgürlegtiler. Irak resmi olarak degilse de artik parçalanmigtir" diyor. kuzeyde isimsiz bir devlet var. Deklare edilmemig bir devlet! Ayrica, ülke siyasi cografyayla degil, begerismirlarla bölünmüy durumda. Bugün artik §iibölgesinden Sünni bölgesine geçmek imkânsizdir." "ihtilal"di.
"§imdi
BOL VE YUT
28
Iqteböylebir ortamda,
I
"normalleyme'den,
sayimdan,
oylama-
dan bahsediliyordu. Bagimsiz Türkmen Hareketi Baykant Kenan gakir,sözde seçimleri anlattyordu: "Ikiseçimde de büyük sahtekârhk oldu. Birleymig Milletler'in, koalisyon güçlerinin gözü önünde Kürt kardeplerimiziki üç defa oy kullandilar. Sözde Kürdistan'da binlerce kiyi sahte oy kullandi. Kerkük'ün demografisibozuldu, nüfusu bozuldu." 140. madde, dayatilan bir anayasanm Kerkük'e biçtigi elbiseydi... nüfus say1Anayasanm bu maddesine gäre, edecekti. referandum takip bir yapilacak Sonra ve Kerkük sami nihayet olmadi. bulacakti. Hiçbiri Kerkük bu partlarda norhibini mallegemedi! Nüfus sayimi Mart 2007deydi. O da gerçekleymedi. Referandum ise ileri bir tarihe ertelendi. 2008 yazmda, hâlâ bir Tam tersine, çözüm bulunamamig, Kerkük Türkmensizleptirme operasyonlarison hizla devam etmekteydi. "normallegmeyi"
"normallegememigti!"
Sevr'den BOP'a Aym Oyun! Gariptir, 100 yil öncede bu bölgede bir referandum istenmigti. Bakahm onlar kimdive nas11bir karar vermiqlerdi? Osmanh imparatorlugu çattrdayarak çökmüp, Türkiye Cumhuriyeti kurulmuqtu. Yeni cumhuriyetten kopar11acakson parça Musul ve çevresi olacakti. Musul, Lozan Konferanst'nda 23 Ocak 1923'te masaya geldi. Musul'da yaçayan 500 bin kiqi, Anadolu'ya baghydi ama Ingiltere'nin gözü siyah altmdaydi. Anadola, daha yeni çiktigt savaytan yorgan, Ingiltere'nin Musul oyunuyla kargilagmigti. birakmakti. Musul soruIngiliz oyunu, sorunu sürüncemede nu, Milletler Cemiyeti'nin kararma birakildi. O zaman Türkiye, cemiyete üye bile degildi. Cemiyet yanhydi, emperyal amaçlarla kurulmuqtu. Türk heyeti, Lozan'da Musul halki için bir halk oylamaslönerdi. Orada yayayanlar geleceklerini kendileri tayin edeceklerdi.
TÜRKSÜZ KERKUK
ÖneriLord Curzon tarafindan
reddedildi.
Curzon'a gäre, bölge halkimn oy
29 Gerekçesi ilginçti.
ahykanhgi yoktu. O nedenle, oylamanm Yanhy sonuç çiamacmi anlayamayacaklardi! kabilirdi. Referandum talebi reddedildi! Lozan'da Musul meselesi masaya geldigi anda, Anadolu'da Ïngilizeliyle örgütlenen Kürt isyanlari ey zamanh olarak patlak vermigti. Musul kurtarilamadi... Yeni cumhuriyet, bir yandan Kürt isyanlariyla bogaçuyor, verme
bir yandan Düyun-u Umumi baskisiylakargilapyordu..Sonunda Ankara Anlagmast imzalandi. Milletler Cemiyeti 16 Aralik 1925'te Musul'u Irak'a verdi. Musul vilayetindeki petrol gelirinin, yüzde 10'u 25 yll boyunca Türkiye'ye birakihyordu. Türkiye, aldigi 500 bin Ingilizsterlinini
Düyun-u Umumi borçlarmi kapatmak için kullanacakti. Agrih, acih bir ayrihk yaçandi. Musul'da yayayan, Kürt, Türkmen ve Arap halklar Türkiye'ye katilmak için çabaladilar. O yillarda Bitlis mebusu Yusuf Ziya Bey, TBMM'de yaptigi konuçmada, bir Kürt olarak, göyle diyordu: "Bir insam ikiye bölmek veyahut herhangi bir parçasim ay1rmak nasil mümkün degilse, Musul'u da Türkiye'den ayirmak mümkün degildir!" "Eller Var, Gezer
1çimizde"
Kerkük'te bir mahalle. Yerler yaz sicaginda çamur deryasi. Tüm kapilar kapah. Perdeler çekili. Biz Bayath ailesine konuk gidiyoruz. Kapidan girip bir koridordan geçiyoruz, bir avluya variyoruz. Bayath ailesinin tüm fertleriyle kucaklagip,onlari öpüyor, Türk halkmm sevgi ve selamlarmi iletiyoruz. Aile reisi, geleneksel Türkmen kiyafeti içinde, tüm aile fertleri bayramhk entarileriyle selamhyor bizi... Türkmen Bayath ailesi savay koqullarmdakapali kapilar ardmda yaçamaya çahqiyor. Ahmet Bayath anlatiyor: "Kerküklüyüz biz. Anadan, babadan, dededen üç buçuk milyon insamz. Birçok baski gördük. Saddam rejimi çok çektirdi bize ama bugün daha beter haldeyiz. Eller var, gezer içimizde. Barzani gibiler var, girerler içimize; sürerler insanlarimizi; satm ahrlar ama herkesi kandiramazlar parayla..."
30
BOLVEYUT
Bayath ailesiyle birlikte...
Ahmet Bayath, bir zamanlar kaynakçihk yaplyordu. Artik gözleri görmüyor. Karisi, üç kizi, damadi ve torunu Kerkük'ün bir mahallesinde kirada oturuyor. Karist ilham bir yeyleri yoktan var etmek için ugrayiyor. Eve ayda 100 dolar para giriyor. Ilhambize evi gezdiriyor. Mutfakta pirinç kaymyor. Oruç onla
bozulacak. Bayka yemek yok. Yedi kipi, savagin içinde bir dehlizden geçiyor. Îlham,temiz lehçesiyledertlegiyor: "Saddam döneminde çok zulüm gördük. Ama emniyet vardi. §imdiemniyet yok zulüm de çok. O kadar zulüm var ki ne sayaedilir, zenginlerimiz kaçirihr, yim. Olüm var; iq sahipleri tehdit memleketimiz yok edilir... Hayat 2003'te bir günde degigti. Bayka bir millete yol verdiler, her yer harabeye çevrildi. §imdiburada oturup, gözyagi döküyorum." Birkaç saat sonra vedalagtik Beyath ailesiyle. Sokaga kadar bize eglik ettiler. Evin önünde daha güzel günlerde buluçoak dilegiyle kameralara poz verdik. Hemen yanlarmdaki ev dikkatimizi çekti. Sokaktaki tüm evler yikildi yikilacak gibiydi. O haKerkük'e bir yeyler getiriç. Kompulari ticaretle ugraylyordu...
TÜRKSÜZ KERKOK
31
riyor, burada onlari satiyorlardt... Israil'den konuklari geliyordu eve. Son zamanlarda gönenmiylerdi. Ne ahp verdikleri strdi Kürt kompularmm. Evin dig cephesi beyaz mermerle giydirilmiyti... Sokaga yapigtirilmig gibi duruyordu. Kerkük'te olan biteni anlatir gibiydi... Bayath ailesine veda ederken mahalledeki su birikintileriyle oynayan çocuklar kameraya, arabaya göyle bir bakip çamuru karigtirmaya
devam ettiler.
Susuz, elektriksiz, patlama sesleri egliginde büyümüglerdi. Hiçbir yeye çaqirmamay1 erkenden ögrenmiçlerdi... Mahallede Kürtler, Türkmenler ve Araplar bir arada yaqiyordu. Kerkuk'te bölünmemig mahalleler hâlâ vardi... IlhamBayath vedalagirken gözlerime bakti. "Dinimiz ayni ama pimdi bizi dilimizle yargihyorlar!" dedi. Onu kucaklarken kulagima, "Yapdacak iq bir olmaktir, Türkmen milleti bir olmah!" dedi. Ahmet Bayath'yla vedalaç1rken o da son sözünü söyledi: "Biz de bir Osmanh milletiyiz, kalmiqizburalarda. Bizi yok etmek isterler ama edemeyecekler! Biz 16 imparatorluk kurmuçuz. 6 devlet karmuçuz. Iqte ondandir korkulari!" BOP'tan Haberler 2007 Ekimi'nde Amerikan Senatosu'nda düzenlenen bir toplantida konuçan dig iliqkiler uzmam JudithYaphe, Irak'ta asil içsavaym, Kürtler ve Araplar arasmda çikmasmdan korktuguna söy-
ledi. Yaphe, Kerkük'ü ele geçirmekte kararh olan Kürtlerin, Araplarla kisa süre içinde bir içsavaga girmelerinin kaçmilmaz oldugunun altmi çizdi. Çokgeçmeden Pentagon için projeler üreten dügünce kuruluqu, Rand Corporation yeni bir projenin ana hat-
larmi açiklayacakt1. uygulayabilecegi Bu yeni Irak raporu, Amerika'nm stratefaydalarmi burlarm ji ve maliyetini tartigiyordu. Rapor, Irak'ta Amerikan bagarisi için öncelikle mezhep gruplari arasmdaki çatigmalarm azaltumasi gereginden söz ediyordu.
alternatiflerini,
\ BOL VE YUT
32
mezhepler arasi çatigmayi durdurma yollari konusunda neler öneriyordu rapor? Siki durun! lyte raporun çözüm önerileri: 1. Ülkedekipiddeti yatiptirmak ve çatigmalarm artmasmi önlemek için, ezici bir güç kullanmak. 2. lçsavaymgaliplerinden biriniveya birkaçmi seçip desteklemek. Onlarm Irak'i kontrol etmesine yardimci olmak. 3. Irak'm üç ayri devlete bölünmesilii hazirlamak. 4. Irak'tan asker çekmek ve bir veya daha fazla galibin ortaya
Peki
acaba
çikmasmi beklemek. 5. Koalisyon Güçleri direniqçileriyle savaymaya odaklanirken için ve merkezi hükümet desteklenirken, giddeti azaltmak arabuluculuk yaparak mevcut gayretleri sürdürmek. Amerikan dügünce kuruluqunun Pentagon'a son öneriferi bunlardi... Cadikazanma dönmüq bir ülkenin içgalcilerine qiddet kullanmaylöneriyorlardi. Ezici bir güç kullanmaktan söz ediliyordu. 2. sirada içerdeki gruplardan hangilerinin seçilip birbirine kirdinlacagi yer ahyordu... Bunlar tahmin edeceginiz gibi, özgün bulug ve öneriler degil. Daha önce Yugoslavya'da, Kosova'da, Bosna'da, Somali'de, Ruanda'da ve daha birçok ülkede uygulamaya konuldular. Kerkük, sadece Irak'm bir kögesi degil. Kerkük, Kibris gibi Büyük Ortadogu Projesi'nin temel taglarmdan biri. BOP'un mimarlari IkinciIsrail'in dogumu için hiçbir çabadan kaçmmayacaklarmi net bir biçimde aç1khyorlar. Tabii gözleri perdelenmemig, kulaklan sagir olmayanlara! Iqtekitap yayma hazirlamrken, 22 Agustos 2008'de Yeniçaggazetesinde bir haber: ABD'den Pegmergeye: Arkanizdayiz! Amerika Birlegik Devletleri'nin (ABD) Irak Büyükelçisi Ryan Crocker, úlkesinin Kürtlere sittini dönmeyeceÿini öne sürdü. Pegmerge reisi Barzani'nin "Kurdistan TV"sine konugan küstah Büyükeiçi, özgürlegtirilmesi" süreci baglamadan önce ABD'nin, "Kürdistan" olerak nitelendirdiéi Kuzey lrak'taki Kürtleri des"irak'in
TÜRKSOZ KERKUK
33
teklediéini söyledi. ABD Büyükelçisi, "Amerika gegmigte olduëu gibi gelecekte de, Kürdistan'a yönelik desteëini sürdürecek ve hiçbir gekilde de desteÿini kesmeyecektir" dedi. Büyükelçi, ABD'nin Kuzey Irak'a yönelik desteëini kestiäi yönündeki haberleri de yalanladi. Erbil'e yabanci çikarmast: Öte yandan Erbil'de düzenlenen "Kuzey Vilayetleri Ekonomi Konferansi" bagladi. Bölgesel Kürt yönetiminin bagbakani Neçirvan Barzani bagkanliëlndaki konferansa, ABD'nin Baddat Büyükelçisive çoksayida üstdüzey yetkili de katridi. Bagbakan Neçirvan Barzani, Kürt Bölgesi ile Baëdat arasindaki iligkilerin tarihi geligimini ve günÜmüzdeki boyutlarini anlatirken Irak'taki Kürt, Arap, Türkrnen ve diÿer olugumlarin geçmigte acilara uëradiëini ancak, glmdi iyi bir gelecek için firsat doëduÿunu, birlikte iyl bir gelecek inga edileceëini söyledi.
BVY3
"ERBÍL
SINIRLAR
ARASINDA!
"
2007 Yolculugu "PKK kamplarmda Amerika mengeili agir askeri teçhizat bu-
lundu!" "Ankara Bagdat'la degil, Erbifle muhatap olmah!" Bu gibihaberler basmdaboy gösterirken Eylül2007de Türkiye, Irak'la masaya oturdu. Terörle mücadele anlagmasi imzalandt. Anlayma metninde örgütüne sicak takip" maddesi Erbil'in takildi. Türkiye ile Irak arasmda imzalanan anlaymaya vetosuna göre, Türkiye, teröre karçi mücadelesini Irak hükümetiyle iqbirligi yaparak sürdürecekti. Terärle mücadele koordinatörlerinden "terör
I
TÜRKÌYE IRAN
\ Musul
KK)C RK
SURiYE
AKDEN Bagdat
IRAK
SUUDi ARABISTAN
"ERBIL SINIRLAR ARASINDAP sonra
yimdi, hükümetler
nularmdan
sorumlu
arast
35
bir ortak iz1eme komitesi terör ko-
olacakti.
Türkiye-Irak hattmda teröre karyi imzalar atihrken, AmeOslo'ya, Oslo'dan Diyarbakir'a kadar yayilan bir hareketlilik göze çarpti. Terörle mücadele anlagmasinm imzaland1gi günlerde, Amerikan senatosu Irak'm üçe bölünmesi kararim onayladt. Iki, yabanc11arm genig katilumyla Diyarbakir'da bir Kürt Konferansi yapildi. Oç, Norveç'te Kürt haklari konusunda Bati'nm ileri gelenleri toplandi! Türkiye Irak'la, terörle mücadele konusunda masaya oturdugunda,biz Erbil'deydik. Kuzey Irak Kürt yönetimi parlamentosu hop oturup hop kalkiyordu. Pegmerge güçleri sözcüsü Cebar Yaver qu demeci veriyordu: "Irak, Kürdistan hükümetinin onayun almadan PKK konusunda Türkiye'yle herhangi bir anlayma imzalayamaz. Biz, bölgesel Kürt hükümetiyiz. Ankara Bagdat'la degil bizimle konuqmah!" Kuzey Irak'taki Bölgesel Kürt Parlamentosa Baykan Yardimcis1Kemal Kerküki de bir beyanat veriyordu: "Kürdistan Parlamentosu'nun onayi olmayan her anlaymayi geçersiz sayarizl" Arkada Amerikan Senatosu'ndan destek olunca Kuzey Irak'm sesi epey gür çikiyordu. Kürt yönetim, sadece siyasette degil, ekonomik alanda da Bagdat'la itipiyordu. 2007 yazmda Teksas petrol girketi Hunt ile Kuzey Irak yönetimi arasinda petrol anlaymasi imzalamyor; Irak Petrol Bakam El bu imzanm mürekkebi gahristani, kurumadan anlagmanm geçersiz oldugunu ilan ediyor. lytetam bu sirada Amerikan Senatosu'na bir öneri geliyordu. Senatör JosephBiden, Irak'm gevgek bir federatif yap1 içinde üç bölgeye ayrilmasim öneriyordu. Tasari Amerikan Senatosu'nda ezici çogunlukla kabul edilmiyti. Amerika'mn Irak'a sadece demokrasi gätürmekle yetinmedigi anlayihyordu, ülkenin smirlarmi çiziyor, parçalara ayirlyor, gekillendiriyordu. rika'dan
Bir
ÜlkeNasil Bölünür!
Amerika'nm içgalinden sonra, dinsel ve etnik kimlige bagh fiilen bälünen ülkede birbirine dügman onlarca grup var.
olarak
36
BÖL VE YUT
Sünniler, Siiler,Kürt ve Arap olarak da aralarmda bölünmügler. Uzun yillar Saddam'm zulmüne ugrayan Kürtler ise, özgürlük talebinde en ileri gidenler. Onlar yimdilik (!) Irak'in gimarik çocu-
gurolündeler.
Amerikan destekli harekâtlarmda qu adunlari izlediler: Kürt Yerel Bölge Baykant Mesut Barzani, 1 Eylül 2006'da Irak bayragmm bölgede dalgalanmasmi yasakladi. Amerikan Digiyleri Bakam Rice, Irãk'i ilk ziyaretinde, önce Barzani'nin karargâhina ugradi. Amerika'nm bu bölgeye verdigi önem her firsatta belirtildi. Condoleezza Rice, basma yaptigi açiklamalarda Irak-Türkiye simrmi kastederek, "Türkiye-Kürdistan smiri" ifadesini kullandi. Kuzey Irak'a atanan birçok Amerikah yetkili, Kürt bölgesini, Irak'm geri kalamndan ayiran diplomatik harekettere kalkigt1. Erbil'deki Koalisyon Güçleri Ofisi'nin bapkaniDick Nabb, üzerinde Kürt bayragi bulunan kartvizitlerbastirdi. Iqtebu ruh hali sürerken, Amerika'dan farkh sesler yükseliyordu... Iran ve Türkiye arasmda kalan Kuzey Irak, bir yandan cesaretlendirilirken bir yandan Irak'm bölünmez bütünlügü temast igleniyordu. Denise Natali, birinci Körfez Savagt'mn hernen ardindan bölgeye akan sivil inisiyatiflerin içinde yer almigt1. SimdiErbil'de kurulan Amerikan Üniversitesi'nin kurucu kadrosundaydi. Sanirim ashnda uzun zamandir istihbarat igleriyle ilgiliydi. "Irak'm bütünlügü" deyince duraksannyti. Ona göre bu soru zamansizdi! Sari saçlariyla oynayarak geçigtirmek istedi: parçalanacak diye bir gey yok!" Bir daha sordum: "Siz burada bagunsiz bir olugumdan söz edilemez mi diyorsunuz?" Amerikan Üniversitesi'nin siyah beyar karolu lüks binasmm koridorunda yürüyorduk. O, neyin önemli oldugunu ve neyin üzerinde durulmasi gerektiginivurguluyordu: "Bagimsizhk meselesi bugün sorulacak bir gey degil! Günümüzde insanlar nasil yaçayacak,petrol meselesinasilhalledilecek diülkeden sormak nasil önemlikonu: Petrol, bu lazim. Mesela, en ye diçariçikacak, nereden geçecek?Etrafta Türkiye, iran,Suriye var." "llla
"ERBIL SINIRLAR ARASINDA!"
37
Erbil Kürdistan National Assembly (Kurdistan Parlamentosu)
Türkiye ve Iran. Bu cografyanin en güçlü devletleri! Kuzey Irak'm iki yanmda iki dev var. Amerika'nm ünlü Wall Street Journalgazetesinde 2007 sonbaharmda bir haber: "Pentagon, Iran'dan Irak'taki gii militanlara silah geçigini önlemek için, Irak'm Iran smirma bir askeri üs kurmay1 planhyor!" Iran bu habere, Iran-Irak sinirmikapatarak cevap veriyor. sinirinda. açilan Türkiye diger kapisi Kuzey Irak'm dünyaya önerisiyle mücadele anlagTürkiye'yle bir Amerika'nm masi" imzalaniyor. Anlayinada taraf olmak isteyen Kürt yönetimi, pimdilik masaya oturamtyor ama en azindan simr güvenligi sag"terörle
lanmig oluyor. Erbil'de Kürt Parlamentosu Amerika'nm Irak'i iqgalinden sonra kendisini bagkent ilan Erbil'de yol yok. Sitma kol geziyor, okullar harap, insan-
eden
38
BÖL VE YUT
lar aç ama bir parlamento var. Üzerinde kocaman "Kürdistan Parlamentosu" yaziyor. Kapismda Kürdistan bayraklari. Bol makyajh, çiplak ayaklarmi altma ahp oturmuy tombul güvenlik görevlisihamm üstümüzü ariyor. Parlamento Baykan Yarduncisi Kemal Kerküki'yle röportaj için binaya giriyorum. Yine oymah koltuklar, digaridaki dünyayla tezat bir çatafat. Nobran bir tavir. Ne de olsa TRT'den, Türk devlet kanalmdan geliyoruz. "Bölgede kendinizi nasil tammhyorsunuz?" diye soruyorum. vatandaëlariytz. "Biz Irak federal devleti Irakh kimlige sahibiz ama Kürdistan federal bölgesinde yaqiyoruz" diyor. "KürtfederalbölgesindeKürtKürt'tür, Türkmen Türkmen'dir, Arap Arap'tir. Asuri de vardir. Bunlarm hepsi vardir fakat bunlar federal bir bölgenin smirlari içinde yaçamaktadir!" diye ekliyor. Bir yandan TRT'ye röportaj verdigi için gururlu, bir yandan man" kargismdaki peyrnerge tavri yakasmi b1raknuyor. Ne yaman çeligki! Bati eliyle, sadece 10-15 yil önce yaratilan ve içinde her türlü etnik unsuru barindiran bir bölgenin sahibi havasmda konuquyordu. Bölgede huzur ve barië tablosu çiziyordu. Oysa sadearasinda degil, Kürt agiretler arasmda da ce farkh etnik unsurlar zamandir kiyamet kopuyordu. Erbil Oniversitesi'nde siyauzun 1992'den set ögreten ve beri bölgede istihbarat yapan Amerikah Denise Natali anlattyordu: "Kürt gruplar parçalara bölünmüy durumdalar. Bugün üç grup var. Dördüncü grup Kerkük'teki Ali Askari destekçileri. Kerkük Yurtseverler Birligi adun taglyorlar." Tüm taraflarla siki iligki içinde olduklarmi eklemië, Kürtler "düg-
arasmdaki
kargaçave bölünmenin endige verici oldugunu
vurgu-
lamiytiDenise Natali. Bin Bir Parça Kürtler! En iyi örnek Talabani ile Barzani yandaylari arasmdaki çekipOnun dtymda, daha onlarca birbirine kargit grup vardi. Süleymaniye'de kralhgmi kurmuy olan Talabani, artik Irak cum-
meydi.
39
"ERBIL SINIRLARARASINDAP
hurbagkani. Mesat Barzani, Erbil merkezli Kuzey Irak'm bagkam. Ama gücü Süleymaniye'ye yetmiyor. ÖylekiErbil'de kullanilan cep telefonu bile Süleymaniye'de çahymtyor. Yan yana iki gehir, iki ayri telefon gebekesine bagh. Süleymaniye sadece Mam Celal'i (Celal Amca'yi) tamyor. Yillarca savagtigi Barzani'ye soguk bakiyor. Caddelerde, sokaklarda, dükkânlarda Barzaniile Talabani'nin yan yana getirilmig suretleri görünüyor ama ikiliderin yillardir savayan yandaylari, bildikleri yoldan paymiyor, karyi tarafin liderine güvenmiyor. Iki grup degigik Kürt lehçelerikullaniyor ve Erbil ile Süleymaniye'de yaçam hiçbirbirine benzemiyor. Agiretler arasmda uzun yillardir süregelen husumet, merkezi hükümetten dagilanparanm bölügülmesikonusundaki anlagmazhkla da birlegince daha derin bir rekabete dönügüyor. Tecrit edilmig bir bölge burast. Ekonomisikara parayla dönüyüzde 17 bütçe pay1ahyor. yor. Irak merkezihükümetinden Politikacilar her türlü yokluklave koleraylaboguçanhalka, ride güzel günler göreceklerini" söylüyorlar. Kimse inanmiyor! Hedeflerinde Kerkük var. Petrol denizi Kerkük, bölgeye dahil olursa, kuzeyin ekonomik gücü göge erecek; Irak petrollerinin yarisma yakini Kürt bölgesinin denetimine girecek. Kürt yönetiminin ikincihedefiyse, kompu smirlardan dünyayla temasa geçmek! "ile-
Hedef Kerkük'te
Ozerk Olupum
Erbil'de satilan haritalar, Akdeniz'den Basra Körfezi'ne uzanan bir "Büyük Kürdistan"i gösteriyor. Haritalar Amerika ve Avrupa'dan bölgeye yayihyor... Kürt bölgesinde beklenti büyük arna Amerikan Senatosu'nun oylamasmdan sonra Kerkük Türkmen cephesinden de sesler geliyor. Kerkük'te Irak Türkmen Cephesi Baykan Yardimcist Cemal gan,"Irak, üçe bölünürse dörde de bölünür!" diyor. Bir "Türkmen Federal Bölgesi"nden säz edlyor. Ve Amerikan basomda Kerkük'te özerk bir bölge oluyturulmasma iligkin haberler göze çarp1yor. Amerikan dügünce kuruluglarmda Türkiye'nin hoquna gidecek aktörlerle olupturulabilecek bir "Kerkük ÖzerkVilayeti" masaya
konuluyor.
40
EOL VE YUT
Bu kurtlar sofrasi, Erbilli gazeteci Rebwar Kerim'in gözünden bakm nasil gärünüyor? Rebwar, Irak'm kuzeyindeki Amerikan tutkusuna deginiyor. "YIllar içinde milyon kipiAmerika'ya âqik edildi. 4 ABD, petrolü; Kürtler de ABD'yiseviyor. Hatirlaym, Amerika Irak'a girer girmez ilk icraati petrol kanununu meclisten geçirmek oldu!" Erbil gazetesi genel yaym yönetmeni Rebwar çok düzgün bir Türkçeyle bunlari anlatlyor. "Kimse bilmiyor gelecegi!" diyor. "Birileri rahata, paraya kavuyacak bu politikalarla ama Irak istikrara kavupamayacak.Amerika'nm burada denedigi eski bir politika. Birbirine kirdirma politikasi. Zaman zaman Qiileri, zaman zaman Sünnileri devre digi birakiyor; zaman zaman da Kürtler kenarda kahyor. Bunun adi 90'h yillarda ortaya ç1kan Amerikan sistemi, yani Yeni Dünya Düzeni!" Rebwar, Ortadogu'da düzen"den söz ediyor. Yeni Dünya Düreni'nin dayatmast; Büyük Ortadogu Projesi. Projeye göre Amerika, Fas'tan Pakistan'a 22 devletin rejimini, smirlarim degiçtirmeyi hedefliyor.Petrol zengini Irak, küçük parçalara bölünmesi öngörülen ilk ülke. Ilk agamada üçe, sonra daha da küçük gehir devletlere bölünecek. Pentagon kaynakh haritalar, Irak ve bölge devletlerinin nasil parçalanabileceginin igaretlerini veriyor. Irak'ta senatonun onayladigi üç parça digmda,özerk vilayetlerin ortaya çikmasmm petrol denetimini kolaylagtiracagmdansöz ediliyor. Rebwar, "Her yey etnik ve dini çatigmayla bagladi!" diyor. "Osmanh Imparatorlugu döneminde etnik diye bir gey yoktu. Etnik gruplari Avrupahlar yaratti. Osmanh parçalandi. O topraklarda bir sürü devlet kurdular. Suudi Arabistan kuruldu. Suriye kuruldu. Irak kuruldu. §imdiayni taktikle yeni Ortadogu haritalari çiziyorlar." "yeni
ÇekiçGüç ve Amerikan
Yardun Kuruluglari
Sovyetler Birligi'nin dagildigi yillarda Kuzey Irak'ta bir güç Bugün Kürt yerel yönetimi bagkentinde, Amerikan Üniversitesi'ninkuruluquylaugrayan Denise Natali, bu cogoluçoaktaydi...
"ERBIL SINIRLAR ARASINDAP
41
rafyaya ilk kez 1992'de gelmigti. Onu dinlerken, Bati'nin politikalarmi anlamak için Denise'lerin yaçamlari belgeselyapilmah ve tüm Ortadogu halklarina gösterilmeli diye akhmdan
geçiriyor-
dum. "1992'de
Körfez Savap'nm hemen arkasmdan buraya geldim. Oldukça kötü bir durumdaydi bölge. Kürtler daglardankente akiyorlardi. Kendilerine pegmerge diyorlardt. Burada, ne yaptigmi bilmez halde koquqturan insanlar vardi. Bir çegit yapivardi. Ben bu hükümetin ilk seçimlerinden sonra 1992'de görügmeler yapmaya gelmigtim buraya. O ydlarda bir sürü sivil inisiyatif buraya akiyordu. Ben de onlardan biriyle geldim. Amerikan Yardun Teykilati'yla... Çokheyecan vericiydi. "Amerika'dan birçok örgüt geldi. Yardim teykilatlart, Çocuklari Koruma Orgütü... Bir çogu Zaho ve Dohuk bölgelerindeydi. Hepimiz ÇekiçGüç'ün korumasi altindaydik. Îki Kürt grup, anlaymaya razi edilmigti." olarak Bati'nm himaKuzey Irak 2003'e kadar, yesinde büyüyüp serpildi. 2003'te Amerika Irak'a getirecekti! Kural belliydi. Öncehedef bölgede çatigma baylatilacak, sonra çatigmaya müdahale edilecekti. Mazlumlart korumak bahanesiyle, hükümetler bir bölge" olugturulmasina razi edilecek sonra o güvenli bölgedenbir ülke ortaya çikiverecekti. 'hükümetimsi'
"güvenlibölge"
"demokrasi"
"güvenli
Beni Denise'le, Amerikan Üniversitesi ögretim üyelerinden Zafer Yörük tamytirmigti. Zafer Yärük, Erbil Üniversitesi'ne,Ingiltere'den, Dogu ve Afrika Çahymalari Merkezi SOAS'tan gelmigti. Siyaset egitimi veriyordu. Yörük, bölgenin Kosova'yla benzerliginedikkat çekiyordu: "Burasi 1991'de Saddam Hüseyin'in terörüne karyi güvenli bälge ilan edildi. Aym gekilde uluslararasi güçler, Kosova'yi Sirplardan korumak için güvenlibölge haline getirmiplerdi. Burasi 15 ylldir güvenli bölge simrlari içinde. Kosova da 5-6 yll güvenli bölge olarak varhgim sürdürdü. Kosova bugün bagunsizhk yolunda. Kürdistan da benzer bir kaderi yaçayabilir. Burasi için bagim-
42
BOLVEYUT
sizhk pimdilik çok yakm gõrünmüyor. Ama özerk bir bölge olarak var." 1970 anlagmasmda bagimsizhgim sürdürmesi Amerika'nm buraya el atmastyla, bölgede ikigey gerçeklegmigti. Türkmenler 36. Parale1'in iki tarafmda kalmig,birbirlerinden ayrilmiglardi.
Kürtler, Bati'nm himayesine almnnçlardi. Türkmen gehri Musul ve Telafer, güvenli bölge smirlan içinde kalmasma ragmen digarida birakilmig,Saddam'm insafina terk edilmigti. 36. Paralel digmda kalan Süleymaniye ve Çamçamal ise edilmiplerdi. güvenli bölgeye dahil Irak'ta yaçayan Türkmenlerin yüzde 20'si, Erbil merkezli yerel yönetime ve yüzde 80'i de Kerkük-Musul merkezli Saddam yönetimine si
baglandt.
Ayrica Türkmen cografyasmm Türkiye'yle olan dogal baglantida ortadan kaldirildi. Kuzey'deki oluqumun temeli böyle atildi. Demokrasi Komedisi
Erbil'de Kürt parlamento binasmda Kerküki röportajm ardmdan bir panel izledim. Yerel Kürt yönetimi, kolera salgmmikonuuyordu... Stralarda yerelkiyafet giymig üyelerin yanmda modern giysili kadm ve erkek milletvekilleri oturuyordu. Bunlardan dördü Türkmen milletvekiliydi. Pür ciddiyet, bölgenin en önemlisorunu olarakkolerayikonuquyorlardi. Inanmadiklaribir oyunun oyunculariydilar. Her birioyunundan duyduklari mutluluk varnin yüzünde di... Bu parlamento, Birinci Körfez Savagfnm ardmdan, Amerikan ve Ingilizbirliklerinin güvencesi altmda kurulmuytu. Kürdistan Yurtsever Birligi ve Kürdistan Demokratik Partisi'ni yani savagan iki Kürt agireti aym çati altmda toplanmigt1. "Demokrasi" adma, parlamentoda bir Türkmen Partisi de vardi. Bedelleriödenmig dört Türkmen milletvekili bu çorbaya katilmigti. Bunlardan ikisi bakandi. Erbifdeki Türkmen gruplar, acaba parlamentodaki temsilcileri için ne düpünüyorlardd "demokrasi"
"ERB1L SINIRLAR ARASINDAl"
43
Abdülkadir Bezirgan
Bagimsiz Türkmen Hareketi lideri Kenan jakir Ozeyiragah, dagilmig bir ülkenin dagilmig çikar gruplarma dikkati çekiyordu: "Türkmen cephesine alternatif olarak o kulda partileri yarattilar. Onlari parlamentoya sokup 'Burada Türkmen de varf dediler. Bugün parlamentoda yer alan Türkmenler sadece kendilerini temsil ediyorlar. Milletle bir iligkileri yok."
Türkmen Reform Hareketi Rehberim Mustafa, Erbil'de en kalabahk Türkmen partisinin Türkmen Reform Hareketi oldugunu säylüyor. Baykam Abdülkadir B4zirgan, bir zamanlar Irak Türkmen Cephesikurucularindan biriydi. Simdicepheye muhalefet ediyor Erbil'in ortasmda bir villa. Kapida güvenlikler ve birkaç lüks araba. Bezirgan bizi kapida kargihyor.Takun elbise, gästerigli bir kravat, altm kol dügmeleri gäze çarplyor. Türkmenlerin durumuyla ilgili sorulara inatla cevap vermiyor Bezirgan. Oymah koltugunda yer degigtirip duruyor. Türkmen cephesine muhalefetin, kimlerin iqine yaradigi ve parlamentoda-
44
BÖL VE YUT
ki Türkmen partilerinin ne amaçla kullamldigt sorusunu da es geçiyor. Reform hareketinin ne kadar büyüyüp serpildiginden dem vuruyor. Türkmen Cephesi'ni parçalayan küçük Türkmen partilerinin yerel Kürt yönetiminden elde ettigi finansi soruyorurn. Koltuguna bir daha yerlegiyor. Gözlerini kirpigtirarakkekeliyor: "Mesela biz Türkmen Reform Hareketi olarak ne KYB, ne KDB'den para ahyoruz ama Kürdistan Federal Hükümeti'nden dokuz ay önce finans aldik. Biz bu parayla, bölgede Türk milletine yardun ediyoruz." "Ne yapiyorsunuz mesela?" diyorum. Yine baça dönüyor. Erbil'de en güvenilir parti bizimki..." diyor. Ayakta bekle"§imdi
en adamlari
kafalarmi salhyor.
"Yanine yaplyorsunuz?" diye sabirsizca soruyorum... "Burada okullarumz var, radyomuz televizyonumuz var, yani insanlar..." Sözünü kesiyorum. 30 dakikalik bir kasetin sonuna yaklaymig ve hâlâ konuya girememig olmanm verdigi sikmtiyla soruyorum: "Burada siyasiyapilanmalar neye göre ve ne kadar para ahr yö-
netimden?"
"Vallahi farkhdir..." diyor. "Siz ne kadar ahyorsunuz bölge hükümetinden?" "Biz Türkmen Cephesi'nden ayrildik ve bize bagh parti mensuplarmm isminihükümete teslim ettik..." Türkmen Cephesi'nden ayrihp, kendine bagh üye sayisim Kürt yönetime bildirince, para hesaba yatiyordu. Bezirgan kekeleye kekeleye Türkmen Reform Hareketi'nin Kürt yönetiminden ayda 30 bin dolar para aldigmisöylüyordu. Açhkve sefalet içinde birakilmig Erbil'de 20'den fazla Türkmen olugumu, iyte bu miktarlarda para dagitimiyla ortaya çikm14tr. Türkmenlerin birleymesininönünde para vardi! Bu, Balkanlar'da uygulanan politikayla ayniydi. Gelir beklentisi, tüm gruplan amip gibi bölmeyeyetiyordu. Erbil'de Lüks Hayat! Rehberimiz, gazeteci Mustafa Kerim, Erbil'de çok zengin içadamlarmm kol gezdiginden söz ediyordu. Bunlardan bir kis-
"ERBIL SINIRLAR ARASINDA!"
mi Türkiye'den gelmigti. Erbil'i
45
"büyük
firsatlar"m kapist olarak görmekteydiler. Bati'nm dolayh ve dolaysiz içgali altmdaki birçok bölgede izlendigi üzere, burada da en çok ingaat sektörü geligmiyti. Halk kolerayla boguçur, çocuk çoluk çöplüklerde yayarken, merkezde dev ingaatlar yükseliyordu. Mustafa, bizi Diyarbakir'dan gelip Erbil'e yerlegmig içkadmi Ferda Cemiloglu'na götürecekti. O burada ingaat kraliçesiydi. Bir sokaga girdik. Lagimla oynayan çocuklarm arasmdan geçip ferforje bahçe kapist önüne dizilmig biri Hummer cip, birkaç araba geçtik. Diger tüm evlerden farkh beyaz, bakunh villanm kapismda esmer, 50 yaëlarmda abartili giysili bol takih bir kadin tarafmdan kargilandik. Ferda Cemiloglu'na göre, Erbil hizla kalkman bir kentti. rahat ve en güvenli" kentleParanin merkeziydi. Dünyamn rinden biriydi. O kadar ki Ferda Hanun, Erbil'e bir güzellik salo"en
nu,
bir oyun merkezi bile açiyordu.
Durmak bilmeyen telefon trafigi arasinda sohbet ediyoruz. Endonezya'dan getirilmig mobilyalar ve onlarca özel bibloyla süslü yemek salonunda anlatiyor: "Ben üç yil mültecilere hizmet sundum. Afganistan savaymda da yüzlerce Afganhya yardim ettim. BirleymigMilletler Yüksek Komiserligi hizmetlerimi ödüllendirdi. Yani neredeyse Nobel ödüllüyüm!" Gülüyor... "Ben bütün savay alanlarmda gänüllü olarak hizmette bulunmuçumdur. tehlikeli bölgelerde çahyÇok tim. Burasi en rahat yer. Savag görmedi. Sefalet yok. En iyi koqullarda yayamak mümkün." Bagka bir dünyadan söz eder gibiydi... "Burasi yakmda büyük geligme gästerecek. Herkes daha çagdag olmayi, daha iyi koqullardayayamayi hedefliyor.Daha iyi mobilyah evlerde yaçamay1, kendiferine daha çok özen göstermeyi istiyorlar. Kadmlar her kadin gibi güzelleymek istiyor, çocuklarmi daha iyi egitmek istiyor. Baktu Türkiye'den sürekli ingaat malzemesi, mutfak, banyo donanimi getiriliyor... Eskiden evler çiplakti. Mutfaklarda iki tenekeden olugan dolaplar vardi. §imdigörün, evlerin içi nasil degigiyor..."
BÖL VE YUT
46
"komqu"
Soluksuz konuquyor. Diçarda oynayan çocuklar ve evlerdeki görüntü Ferda Hamm'i dogrulamiyor. O, yeni yeni geligen bürokrat tüccar karipimi Erbil elitinin durumunu anlatiyor. Eski Erbil çargismda ise farldi gerçekler konuuluyor
Erbil
Çargisi bir kumag dükkâmnda Çaryida
birkaç kadmla sohbet ediyo-
rum. "En büyük dert susuzluk!" diyor genç olan. Bebegine alt beziyapmak için bez satin ahyor. "Elektrik sik sik kesiliyor,saghkh yaçamamiz imkânsiz!" diyor öteki. "Temizlik bile sorun..." diye ekliyor. "Suda kolera var!" diyor dükkân sahibi. Çaryidakonugtugumuz Erbilli ile Ferda Hamm'm Erbil'i pek
bagdagmtyor. Erbil, eski bir Türkmen kenti. Bir zamanlar, egitimli insanlazengin tüccarlanyla ünlüymüg. Hangi etnik kökten olursa oln, herkes Türkçe konuqurmuy. Türkçe konuçabilmek medenisun yet göstergesiymig. Erbil, bin yilhkkadim kent, änce Saddam'm gõç politikasiyla, ardmdan bölge" uygulamastyla Türkmen özelligini kaybetmekle kalmamig... Türkmen olmak, ho; görülmemeye baglanmig. Kürt gazeteci Rebwar bakm ne diyor: "Erbil'in tarihini aragtirirsaniz, bir Türkmen kentioldugunu görürsünüz. Ayrica yöredeki tüm kentlerin Türkmen oldugu da bilinir. Erbil de Kerkük de Türkmen'dir. Bu kentlerde ahali esnaf ya da tüccardtr. Erbil'in kalburüstü zenginleri Türkmen'dir. Zaten gehir kavrami Kürtler için yeni bir kavramdir. Onlar sonradan, köylerden getirilmiglerdir." 1990'lardan sonra Türkmen halki son kalelerini de kaybedeceklerdi. Türkmenlere ait olan bölgede faaliyetgösteren siyasioluumlar, saglik ve egitim kurumlan, sistematik olarak Battnm destekledigi Kürt yerel yönetimi tarafmdan baski altma almdi. Saddam döneminde Araplagttrma siyasetine karyi mücadele veren Türkmenler, bu defa, Kürtleptirme politikasiyla karp karpya kaldilar. 'güvenli
"ERBIL SINIRLAR ARASINDAl"
47
Türkmen Okullari da Yok Oluyor
lyte bir örnek. Karakoyunlu llkokulu.Erbil'de Türkmen ilkokullarmm tümü gibi o da bu süreç içinde hizla degiqimeugrad1. Bir zamanlar 700 ögrencisi vardi. Bugün 75. Kent merkezine uzak bir ilkokul. Tarihin bir yerinde duruyor. Bahçeyi çevreleyen açik kapdarm önünden geçerken namaz kilan ögretmen grubunu izliyorum. Yammda yürüyen küçük kizla sohbet ediyorum. "Ögrenciler kalmadi, Türkler kalmadi burada" diyor. Ogretmenlerden biri "Bir zamanlar okulumuzda ögrenci say1st çok yüksekti ama gimdi az, çünkü belediye servisi kaldtrildi. Ögrencilergelemiyor" diyor. "Sizin dört milletvekiliniz, iki de bakanmiz var; onlarm bir yardimi olmuyor mu?" diyorum. §akaedip etmedigimden emin olmak istercesine yüzüme bakiyor. Sonra baqiänünde mmldamyor: "Onlarm kendileri, kürsüleri, yani önemli baçka iglerivar. Her biri sandalye derdinde. Biliyor musunuz pimdiye kadar bir teki bile bu okula gelmedi." Uzak bir köpede kalan okula ancak yol parasmi ödeyebilen ögrenciler geliyordu. Devir degigmigti. Zengin Türkmenler, çocuklarini prtrak gibi çogalan özel okullara yolluyordu. Hatta modaya uyup, çocuklarimodern" olan Kürt okullarma yollayaniarm ni sayisi da giderek artiyordu. Bakunli ve ödenegi olan Kürt okullart, Türkmen aileler için de çekim merkezi olmuytu. Rehberimiz Mustafa'nin kizi da bu okullardan birindeydi. Kizim okuldan almaya gidèrken bizi de götürdü. Kentin göbeginde yüksek duvarlar arkasmda çiçeklerle bezeli bir okul. Bakimh ve gik hanimlar, pahah arabalarla çocuklarim okuldan almaya gelenler... Servis arabalari dizisi. Kendimi bir Amerikan kasabasmda samyorum. Okul bahçesinde ikiger ikiger stralanmig çocuklar. Biz içeri dogra girerken, ögretmenin komutu egliginde "Biji Kurdistan!" (Yaçasm Kürdistan!) diye bagiriyorlar. "daha
48
BÖL VE YUT
Yanimiza okulun müdürü oldugunu söyleyen bir hanim yanagiyor. Selamlagiyoruz. Türkçe konugtugunu duyunca gaykmhkla herkes soruyorum: "Türkmen misiniz?" "Yoo" diyor, Türkçe bilir. Buras1Erbill". "Bizim özümüz Kürt. Erbilliyiz. Gerçek Erbilliler Adi gevkiye. Türkçe konuqur" diyor. Mustafa ve küçük kiziyla arabaya biniyoruz. Rehberimiz gazeteci Mustafa Kerim, "Ben bir Erbilli olarak en iyi örnegim" diyor. Bana ailesini anlatiyor. Mustafa'nm annesi Türkmen, babast Kürt... Bazen Türklügü, bazen de Kürtlügü öne ç1kariyor. "Dogdugum günden bu yana savaym içinde hapsoldum!" diyor. "Gözümü açtigim günden beri hep sava; vardi. Evde hep savagtan söz edilirdi. Babam bir gün cepheye gitti. Marylarla, savag hikâyeleriylebüyüdük. Babam tankma binmig, atey etmig evde konuqulanhikâyelerhep bunlardi. Iran dügmanmig, Israil düpmanmig, o öyle, bu böyleymig, ateykes olmuç, hay1r olmamig... Hep bunlari konuçarakbüyüdük... Artik biktik. Bu hayat mi!" Onu dialerken kaldirimdaki baçörtülü ama bluzunun üzerinde koca bir Amerikan markasi olan ve yine marka gözlüklerini bagörtüsü üzerine yerleptiren genç kiza bakiyorum. Küresel rüzgârlarin önüne kattigi Erbil'de her türlü dinive siyasi aktmm rahatça at oynattigim, taassup ile Bati tarzmm iç içe geçigini izliyorum. Çarqidabir mola veriyoruz. Mustafa, Erbilli kadinlarin daha önce görülmeyen bir tarzda örtündügüne dikkat çekiyor. Okul egyalari satan bir seyyar saticmm tezgâhmdaki çantayi igaret ediyor. Pembe plastik sirt çantasi üzerinde kara çarçafli Barbie simgesi dikkat çekiyor. Arap gelenegi ile Hollywood kültürü burada kucak kucaga yaqiyor. Kapah çarymin içinde yürüyorum. Geleneksel klyafetiyle yayh bir adam sar1191klarm altmdan çikip yammiza geliyor. "Ooo TRT!" diyor. Hal hatirm ardmdan durumu en veciz biçimde özetliyor: "Irak'm özü zengin, yeri zengin, toprag1zengin! Amma Irak'in sahibiyoktur. Sahibiolsaydihalimiz böyle olmazdi. Burada iy azdir. Paran varsa iq vardtr, paran yoksa iyyoktur. 14yoksa ev de yoktur, geçim de yoktur..." "buralarda
"ERBIL SINIRLARARASINDAl"
Erbil
çikiyoruz. Yükselen gökdelenlerin Çargist'ndan
49 önünden
geçiyoruz... Erbil,
1stihbaratCenneti
Bagdat ve Basra bombalarla sarsihrken, özel statüsü nedeniyle savagtan uzak kalan Erbil, para ve silahm ve en çok da uyugturucu ticaretinin köprüsü. Bu durumdan nemalananlar yüksek duvarlarm ardmdaki gökdelenlerde saklananlar. Burada 19kovalayan Türkler, Araplar, Lübnanhlar ve Israilliler... Istihbarigörevlerle gelenler ve son iki yilda kentte açilan on bey yeni bankanm çaliçanlari... Norveçli petrolcüleri, Dubaili tüccarlari da unutmamak gerek. Son y111ardayükselen buyük oteller özel konuklar agirhyor. Gecesi 250 dolar olan lüks otellerde boy oda bulunmuyor. Sheraton'un her salonunda Batih heyetlerlefisildayan,koruma ordusu egligindeki agiret mensuplari göze çarp1yor. Sefalet içinde; elektriksiz, iddiah konut projelerinin tabelalarma gayhalk, susuz, aç yaçayan kmhlda bakiyor. Bunlardan birinin adi "Dream City". Her bir villa, 1 milyon dolardan satihyor.1nçaati "Türk" igadamlarmm yaptigt söyleniyor. Buraya bir "Küçük Amerika" kuruluyor. Ahyverigmerkezleri, otomobil galerileri, Erbil yaka gibi. Erbil'e günde en fazlaiki saat elektam city"leriyle rik veriliyor. Ama yakarda saydigumz mekânlarda elektrik hiç kesilmiyor. Burada büyük bir jeneratörpiyasasi var. Ayrica bu jeneratörleri besleyenmazot satipi da belli elleri zengin ediyor. Mustafa Kerim, Erbil'in Amerikan iggaliyle bir ticaret merkezi haline geldiginive dolarlarm bavullarla dolaytigmisöylüyor. "Amerikahlara yaklayan mah götürüyor!" Ve bu curcuna içinde Amerikah egitmenler Erbil'de üniversiteler kuruyor, Erbilli gençlere, Ingilizcedügünmeyi ögretiyorlardi. Denise Natali, bize bölgenin gelecegiyle ilgili dügüncelerinden "rezidans"larive
"dre-
söz ediyor:
"Biliyorsunuz Kürtler, Amerika'nm burada kahci olmasim istiyor. Burada büyük bir askeri üs kurmasiiçin Amerikahlart ikna etrneye ugraplyorlar! Amerikahlar bir gün Bagdat'i terk ederlerse..." BVY4
50
BÖL VE YUT
Sözünü kesiyorum. "Onlarm zaten askeri üslerivar burada." "Ama o küçük bir üs. Kürtler, burada çok büyük bir Amerikan Üssüistiyorlar ve Amerikahlar Bagdat'i terk ederlerse, burada konuglanmig bir üssün iglevi son derece önemli olur. Ama daha önce yapilmasi gerekenler var. Buranm sosyal, politik ve ekonomik dänügümü daha tamamlanamadi. Hâlâ çok gelenekçi bir toplum. Amerika ve BirleymigMilletler yillardir burada çahqiyor ama hälâ burada büyük bir degigimi gerçekleytiremediler. Bu elbirligiyle, kisa vadede gerçekleptirilmeli." "Üniversitelerbu amacm neresinde yer ahyorlar?" diye soruyorum. Denise, egitim kurumlarmm genç nüfusu dänügtüreceginden söz ediyor: "Üniversitelerbence çok önemli. Bir kere ingilizce egitim yapmalan önemli. Sonra ögrencilere farkh duçünce biçimleri agilanlyor. Mesela ben elegtirel dügünce dersi veriyorum. Ögrencileredünyaya eleptirel bakmayl ögretiyorum." "Eleytirel bakty" tahmin edeceginiz üzere, Bati çikarlarim dikte eden bakipti. Röportajm sonunda Denise, Zafer Yörük, rehberimiz Mustafa kameramamm ÌsmailDostoglu, Erbil'de yabancilarm en gözde ve mekâni olan "Alman Bar"ma gidiyoruz. Bu barm sahibi 20 yildan beri bu topraklarda yaylyor. Yamnda çok yakipikli Kürt gençleri çahytmyor. Degigik cinsel tercihleriyle ün yapmig yagh bir Alman. Bahçesi Ingiliz, Amerikan ve diger Batih ülkelerin diplomatlariyla dolup tagiyor. Denise'e hangi Amerikan sivil toplum (!) kuruluglarmm Yakin geçmigte NDI'nm Erbil'de temsilcisioldugunu soruyorum. (Amerikan Milli Demokrasi Enstitüsü) bürosunu Bagdat'tan Erbire tapidigmi söylüyor. "Güneyde sivil toplum inga etmek için büyük çaba harcadilar, yimdi sira burada. Kürt bölgesiniuzun zaman ihmal ettiler. Burasi sakindi." garabmi yudumluyor. äyle "Simdi degil mi?" diye soruyorum. "Evet sakin, ama görmüyor musunuz burada sadece binalar yükseliyor. Kurumlar yok. 1992'den beri kimse bu insanlara bir geyler ögretmek için harekete geçmiyor. Burasi kurumsalla-
"ERBIL SINIRLAR ARASINDAP
51
parnyor. Yükselen binalar var, bol para var ama hâlâ hiçbir pey yok..." "Demokrasi Enstitüsü'nün buradaki çahymalari ne yönde olacak? Onlarla konuytunuz mu?" "Hayir henüz konuçamadim ama bu iglere kaynak saglayan Amerikahlarla konugtum. Su an finansörler de burada ve projeleri baglatma karari aldilar. Ilk defa buranm özgün partlan inceleniyor. 'Demokrasi Projesi' bugüne kadar Irak genelinde dügünülüyordu. Ama bu bölge çok farkh. Ozel projeler, hayata geçirilecek. NDI burada äncelikle bir istatistik merkezi kuracak. Birçok ilk yaçanacak." Gece, Erbil'in sessiz ve elektriksiz mahallelerinde yankilanan Ingilizce,Almanca sarhoy seslerin karmaçasiylabitiyor. Kuzey Irak birçok ilkle tamgacakti. Kuzey Irak, demokratlaçacakti. Amerikan politikalari etnik ve dini oluqumlari gekillendirecek; Erbil'den bölgeyeküçük bir Amerika yayilacakt1. "Amerika Kurtaricidir!" Yerel Kürt Bölgesi Milli Egitim Bakam Dilyad Abdurrahman Muhammed, Denise Nataligibikonuquyor. Egitimde, Amerika'nin olarak küçük beyinlere agilanacagmi müjdeliyordu. "Amerikan içgalinden misöz ediyoruz?" diye sordugumda, "Biz ona ihtilal diyoruzl" diye cevaphyordu. "Amerikah egitim danigmanlarmm istegiydi bu. Degigimi'ihtiolarak adlandirmamiziistediler. lal' (revolution) Ama biz onun da ötesine geçtik. Onlara ihtilalci degil, diyoruz. Amerika böyle tarihe geçecek. Baskive zulüm rejiminden, Amerikasiz kurtulmamiz mümkün degildi. Onun için Amerika kurtaricidir! Ve yeni tarih kitaplarmuzda da öyle yer alacaktir!" Yerel Kürt Bölgesi Milli Egitim Bakam'yla parlamento binasmda bulugmuqtuk. Kibirli bir Kürt "bakan"In Amerika apkmi ilan "kurtarici"
'kurtarici'
edigine maruz
kalmigtik.
Bana yeni neslin farkli yetigecegini söylüyordu. Dilçad Bey, Büyük Ortadogu Projesi içinde Kürdistan'in öneminden bahsediyordu.
52
BOLVEYUT
Kemal Kerküki
"En büyük temennimiz, Büyük Ortadogu Projesi'nin çok yakm gelecekte baçariyaulaymas11" diyor. "Gelecekte?" diye sorayorum. tamamlanmad1 ama bu "Evet," diye kafasmi salhyor, proje bölge insanlarmm tüm sorunlarint giderecek". "Sizce Amerikahlar bu projeyle neyi hedefliyor?" diye soruyo"daha
rum.
"Amerika, terärizme kargi bir kalkan oluyturuyor." Buna benzer birçok kligeyi art arda sirahyor. Amerika'nm baçanya Amerikah yetkililerin zafer nidalarmm, ulaçacagma dair inancm, Amerika'dan çok, Kuzey Irak'ta yanki-
landigma eminim. Kürt bölgesinin politikacilari, Amerikan politikalarmin kendilerini ihmal ettiginden zaman zaman yakmsalar da, Amerika'ya olaganüstü bir sevgiyle baghlar. Parlamento Baykan Yarduncisi Kemal Kerküki'ye, "Bush'un politik baçarisi konusunda tereddüdü olup olmadigmi" sordugumdasesi degiymig, yüzünü çagkmhk kaplamigt1.
"ERBIL SINIRLAR ARASINDA!"
53
"Hayir, hay1r!Bush bizim için bir melektir!" demigti. "Melekler koalisyonu" bir kan gölünde yüzerken Eylül 2007'de, Amerika'da, 16 ülkenin temsilcisinin katilumyla "Dünya Demokrasinin Gelecegi Forumu" toplantisi yapildt. Toplantida Savunma Bakant Robert Gates, Irak'm bugününü Amerikan tarihiyle kiyashyordu. "Bizim de kurulug yillarimiz karmagaylageçti." diyordu. Irak kaos içinde. Onlari bu halde biraktp gidemeihanet olur, onlari güçsuzlegtirir! yizl Bu, müttefiklerimize Dügmaalarimiza da cesaret verir" diye devam ediyordu. Amerika, son zamanlarda Ingiltere'nin deneyimlerine daha çok kulak veriyordu. Bugünlerde "Churchill plani" üzerinde ça"gimdi
hyiyordu. Plana göre, iggalci güç, kaos ve karmaçayi yaratip geri çekilirdi... Ortadogu'nun yerlegik agiret düzeni içinde bin yildir bir arada yaçayanlar birbirlerini girtlaklar, sonra öle öle kendi adaletlerine ulagirlardi. Sag kalan ve karmayadan zaferle çikan taraf, Amerika'yla masaya otururdu... Adalet yerini bulurdu. Busenaryolardaenönemliaktörpetroldü.Petrol,Kerkük'teydi. Amerikan basinmda Kerkük'ün özerk bir bölge haline getirilecegi seslendiriliyordu. Paranm ve üslerin merkezi Erbil olacakdönügüm için, Amerika'nm Demokrasi Enstitüleri Yava; ti. bir kabullenmeyi ve Kürtlegmeyi, toplumun katmanlarma yayacakti... Bir ülke dagilirken Pandora'nm kutusundan daha çok canavar çikacakti...
ÜRI)ÜN'ÜK HAgEMÍT KRAI IGI
Ekim2007 Yolculugu 20. yüzyil bapnda Ürdün diye bir ülke yoktu. Bu ülke 100 yll önceki Büyük Ortadogu Projesi çerçevesinde kuruldu. Suurlari Ingilizcetveliyle çizildi. Ve geriaNehri'nin dogusunda dertlere gark oldu. Bugün Ordün'de yayayan 5 milyon nüfusun yarisi Filistinli. Ortadogu'nun kaderi belki de Ürdün'le belirlendi... Bir asir önce Îngiltere Osmanh'ya karp Arap agiretlerini ayaklan-
KKT_Ç. SURiYE
IRAK Amman
-
SUUDI MISIR
ÜRDÜN
ARABISTAN
RDON'ÜN HASEMlT KRALLIOI
55
Amerikan heyetlicenaze
dirmigti. Bu bölgede simrlari degigtirmig,ülkeler yaratmigt1. Ayn smirlar arasma hapsedilmig ülkeler ne zaman bir araya gelmeye
kalksa aralarina nifak tohumlan saçilmigti... Zaman degigti. Ikinci Dünya Savagi'ndan sonra Îngiltere'nin yerine Amerika geldi. Bugün Ürdün, Amerika'nm Ortadogu'daki anlagmasi" biri. Israil'le (!)imen önemli müttefiklerinden zalami; iki Arap ülkesinden de biri. Ürdün,bugün bir yandan Bati "bany
donaniyor; bir yandan 60 y11dir,topraklasoedilmig Filistinli göçmenleri barmdmyor. Arap-Ìsrail rununun sonuçlarim en çok Ürdün halki yaqiyor!
ve Suudi sermayesiyle rindan
Hüseyin'in Cenaresi... Kral Hüseyin 1999'da öldü... Ordün Hagemit Kralhät'mn, 47 yll yönetimde kalan krah Hüseyin'in cenazesiher yeyin özetiydil Devlet töreninde, Ürdün'ün, Batiiçin ne kadar änemli oldugu gözle görülür haldeydi. Hiçbir devlet bagkamnincenazesinde böylesine zengin bir katihm görülmemigti...
I
56
BOL VE YUT
Avrupa'nm tüm kral ve kraliçeleri ve tüm cumhurbagkanlatärendeydi. Schräder de, ri JacquesChirac da, Alman gansälyesi Sovyetler'iyok eden adam Boris Yeltsin de oradaydilar. Amerika, dört bagkamyla cenazeye katilmigtL Bill Clinton, Gerald Ford, JimmyCarter ve George Bush törende hazir bulundular. Israil,cenazeye en kalabahkheyetlekatilan ülkeydi. ÇünküÜrdün çok önemliydi Bati için. Ortadogu'nun ortasi demekti! 100 y11önce zengin petrol kaynaklarma göz diken ingiltere, Arap agiretlerini ayaklandirarak ige baglamigti. Onlara "Özgür Arabistan" vaat ediyordu. Smirlari cetvelle çizilen ülkeler birkaç on yllda Arabistanh Lawrence'larm gayretiyle hayata geçecek, paramparça edilen cografyada en büyük darbeyi Filistin halki yiyecektil
Filistin Mahallesi! Amman'daki rehberim Cemal, Filistin göçmen mahallelerinden birinde dogmuytu. Sabah gehir merkezinden yirmi dakika rnesafede bulunan varoçlara dogru yola çiktik. Önce,Kudüs'e bir tay atimi mesafede kurulmuy, en eski Filistin mülteci mahallesinin yetkilisinden izin belgemizi alacaktik. Bir göçmen kampmm yillar içinde yerlepik düzene geçmig haliydi,bu mahalle. Tag bir yapiya girdik. Polis yetkilisinin odasmda izin belgemizibeklemeye bayladik. Kargimizda kocaman bir yaghboya tablo... Tabloda incecik kollari, çelimsiz vücuduyla baqimn üzerindeki altm topu tagimaya çahyan bir yagh adam! Altm topun içinde El Aksa! Sirtmda Kudüs'ü tagiyan Filistinli mülteci figürü, umutsuzca bize baklyor. Tablodan gözlerimi ay1rip yetkiliye gülümsüyorum. Yetkili, bir kagidi Cemal'e uzatiyor. Ç1kiyoruz. Amman'daki en eski Filistin mülteci mahallesinde yürüyorum. Cemal bana burada dogdugunu anlatirken sik sik uzun sessizliklere boguluyor. "Burada dogdum. Artik burada yayamiyorum ama buradaki sefaleti çok iyi hatirhyorum!"
ÜRDÜN'ON HASEMlT KRALLIÔI
57
Pilistin Mahallesinde
Bu mahallede dogmug, bu mahallede bin türlü yokluk yoksulluk içinde yaçamigt1. 10 yagma geldiginde babasibir iq ve bagkabir yerde bir ev bulmuy, tayinmiglardi. "Burada yillardir hiçbir pey degigmedi. Onlarca yll da geçse de-
giçmez!" Cemal öfkeliydi. Belli ki bu mahalleye uzun zamandir gelmemiyti. Sefaleti, yoklugu ve açhgi bir kez daha görmek onu geçmige götürüyor, gözlerindeki act belirginlegiyordu. Derme çatma bir manav tezgâhmin önünde konuquyorduk. Etrafumzda merakh gözler, sivil istihbarattan olduklari su götürmez tipler.
Cemal,
"Çokgeyler anlatmak
isterdim ama kamera önünde
konuqulacakgeyler degil bunlar" diye mirildamyor. Birbirinden güzel çoculdar kameraya dogru z1phyor. Yayh kadmlar bagörtülerini agizlarma dogru çekigtiriyor. Üç be; sogan, biraz elma alan yagh bir kadma yaklayiyorum. "Ne kadar oldu buraya geleli?" yil!" diyor, gözlerime dik dik bakiyor. "40
BÕL VE YUT
58
"Burada mi dogdunuz?" diye konuqmayi uzatmaya
çahylyo-
rum.
Dimdik bagi ve sorgulayan tin'de
gözleriyle cevaphyor:
"Ben Filis-
dogdum!"
"Bir gün oraya dönebileceginizi düpünüyor musunuz?" Tüylerimi diken diken eden bir tavirla, vakur, agir agir konuquyor: "Bizim topragimiz Filistin! Evlatlanmiz Filistin'de!" "Filistin" derken sesi bugulanmigti. Kirk yil önce büyük Batih güçler Ürdün'ü, yeni Filistin olarak dügünmüglerdi. Israil rahat etsin diye Filistinlilerin, yavaçça göçe zorlanmasi bu plan dahilindeydi. Plana göre, Bati yakasmdaki Filistinliler Ürdün'e sürülecek, Ürdün, bu büyük göç karyihgi uluslararasi sermayeden pay alacak ve son ayamada, Filistin halkinm tümü Ürdün'e tagmacakti. Manavtezgâhmin sahibisadece ikiyilönce Filistin'iterk etmigti. "Gelmek zorunda kaldun" dedi, tek umudum topraklanmiza dönmek. Benim sadece bedenim buradal Ruhum Filistin'de!" Röportaj yaparken zafer igareti yapan gençler birikmigti arka"ama
smda.
Amman'daki bu mahalle ve digerleri hâlâ "Filistin kamplan" olarak amhyor.
1948'de
SeriaNehri'nin dogusuna
israil devletinin kuruluqundan sonra akan milyonlarca
Filistinli, Ürdün hal-
kmm neredeyse yarismi olugturuyor. Filistin mülteci kamplari yerlepik mahallelere dönüqmüç artik. Sadece bu mahallede 300 bin Filistinli yagiyor. Sokaklarda acih, agnli yüreklerivatanlarma gömülü insanlar yürüyor... Buraya gelirken Amman'in büyük, süslü, zengin caddelerinden geçmigtik. Her caddede mantar gibi figkiran inçaatlar, yeni ahyverië merkezleri, Suudi sermayeli gökdelenler vardt.
"Ürdün ile Filistin Birlepsin!" Geçen y11Israil'in muhalefet lideri Binyamin Netanyahu, "Ordün ile Filistin topraklanma birleymesinden" sör ediyordu. Netanyahu, "Böyle bir birlik ya da konfederasyon,bölgedebaartirir!" diyordu. ihtimalini rig
ÜRDÜN'ÜN HASEM1T KRALLIÖI
59
Irak'm ve bölgedeki diger bazi devletlerin kaç parçaya bölünmesi gerektigi Amerika'nm gündeminden dügmezken, Ürdün ve Filistin topraklarmm birleymesi söz konusu ediliyordu! yolu Ürdün'dengeTam bagunsiz bir Filistin'i engellemenin çiyordu. lyte o yüzden nüfusunun yarisi topragmdan edilmig Filistinliden oluçan bu küçük ülke, birileriiçin çok büyük anlamlar tagiyordu. Gece, Büyükelçi Hüseyin Diriäz'ün konutuna yemege davetliyiz. Büyükelçimiz anlatiyor. "Ürdün,Israil'lediplomatik iligkileri olan iki Arap ülkesinden birisi. Israil'le ilk iligki kuran Misir'di, onu Ordün takip etti." "Bu yüzden diplamyor mu Ürdün,Arap dünyasmda?" "Hay1r, tam tersi. Ürdün hem Arap davalarmi savunan bir ülke olarak göz dolduruyor, Israilmeselesinde Arap davasmin Bati'ya en iyi gekilde anlatilmasma çahqiyor. Ordün krah geçen bahar aylarinda, 2007 Mayist'nda Amerikan Kongresi'nde, hem senatobütün nun, hem temsilciler meclisinin mügterek oturumunda, kongre üyelerine hitaben bir konuqma yapti. Üçü ayakta olmak üzere dokuz kere alkiglandi. Kral her sene Amerika'ya davet edilisürdürüyor." yor, ingiltere'yleyakm iligkiler Kral, Bati'nm gözdesiydi hiç kugkusuz! Bir Zamamn Agiret Reisleri...
Ürdün bugün bir kralhkti. Geçen yüzyilda Osmanh topraklariparçalanmasmda önemli rolü olan bir agiretin içinden çikmigti. O dönemde Hayemit ailesine ingilizlertarafindan kralhk sözü verilmigti. Bugün hâlâ Ürdün meclis binasiönünde ve Amman'm birçok yerinde, Emir Hüseyin'in heykelleri, resimleri vardir. Elinde silahl, atinm üzerindedir Emir Hüseyin. Osmanh'ya kargi, Ingilizlerleberaber verdigi mücadele, halka her firsatta anlatihr. Aym bugün gibi o zaman da her gey petrol cografyasmi ele geçirmek içindi... Iki y1l önce Kudüs'te tamqtigim eski Bagbakan Abdülselam Majali'yle tarihi konuymak istemigtim. Filistin mahallesinde geçirdigim günün ertesinde, kentin en varlikli sokaknm
60
BOLVEYUT
Emir Hüseyin'in heykeliönünde
larmdan birindeki villaya girdim. Büyük salonun her köpesinde Majali'nin Kral Hüseyin'le samimi pozlarim sergileyen fotograflar vardi. Bana tarihi anlatiyordu: "Bugünkü problemler, geçen yüzyilm ve bu yüzyihn sicak ve soguk savaglarmm sonuçlaridir. Birinci Dünya Savagi öncesinden, Ikinci Dünya Savagt sonrasmdan bugünlere gelen sorunlardir. Ingilizler,uzun zamandir bu bölgeyehâkim olma çabast içindeydiler. Bir Yahudi devletikurma çabasma girigtiler ve sonunda baçardilar." Onu dinlerken Ordün'ün Israil'le iligkisinin ne kadar derin oldugunu dügünüyordum. 1999'dakiölümüne kadar, neredeyse yarim yüzy11iktidarda kalan Kral Hüseyin'in, en çok Israil yönetimi tarafmdan desteklendigi çok sik ifade edilirdi. Ronald Payne'in Israil'in ÇokGizli Servisi adh kitabinda bu iddialar yer alm14t1. Payne, Îsrailgizli servisi MOSSAD'm 1950'li ve 60'h yillarda, Kral Hüseyin'e karqi düzenlenen darbe girigimleriniönceden haber vererek, iktidara katkilarmi anlatmigti.
ÜRDÜN'ÜN HASEMIT KRALLIÖI
61
Eski Baybakan Abdülselam Majali'ye bu görüge katilip katilkaryt çiktyor. "Bu dogru degil" disoruyorum. giddetle vardir: "Araplarm 'Kompu evdeki sorun senin evine sözü bir yor, de siçrayabilir' derler. O nedenle sorunlardan kaçimldi.Ama hepsi o kadar. lsrail,Ürdün'ün kalkmmasina, büyümesinehiçbir yarmadigmi
dimda bulunmadi..." Kaçamak bir cevapti. Bilgilerimizle çelipiyordu. Ortadogu'da Arap ülkeleri arasmda Israil'leen yakm iligki içinde olan devletti Ürdün. Sermaye gücüyle de istihbaratiyla da oyunun içindeydi. Ürdün varhgim Bati'nm Yahudi devleti dügüne borçluydu. Ama tevatür çegitlendirilmigti. Hayemit Kralhg1Web Sitesi Ben Amman'dayken bagbakanhkkoltugunda oturan ama döndügümde artik orada olmayan Maruf Bahit'le Ürdün, Türkiye iligkilerini konuquyoruz. Osmanh topraklarmda Îngilizlerinbaglattidegigik bir versiyonunu anlatiyor. ve yut" oyununun gi "Osmanh, änceleri tüm halldarm üzerine Islam gemsiyesi açm19ti. Sonra milliyetçi akimlar bay gösterdi. Türk milliyetçilerinin baglattigidalga Araplara da sirayet etti... ÖzellikleSultan Abdülhamit'ten sonra bölge iyice parçalandi," diyor. Sik rastlanir bir hata yap1yor. Bati'nm rolünü es geçiyor. Suçu Türk milliyetçileri"böl
ne atlyor.
Ürdün'de tarih Ingiliz söylemine uygun anlatilagelmigti ve edilmigti. Ürdün Hasemit Kralhgl'nm özel web sitesinde yer alan tarihçe baghkhbölümde de benzer söylemgerçelder tepetaklak
ler vardi. "Büyuk Arap isyaniarmm amaci, Mekke'yi de içine alan Birlepik Bagonsiz bir Arap devletiydi. Bu taribi göreve giden ilk adim, 10 Haziran 1916'da atildi. 400 y1l süren karanhk ve istibdat son bulacaktil" Ürdün Kralhgi, Osmanh yönetimini 400 yll süren istibdat olarak tanunhyordu. Bu fikri bölgeye sokanlar Îngilizlerdi.16 Mayis 1916'da ingiltereve Fransa bagbakanlarmm adlarmi tagiyan Sykes -Picot Antlagmasi, Osmanli devletini parçalamayi hedefleyen gizli
62
BÖL VE YUT
bir anlagmaydi. Ortadogu topraldari Ingiltere ve Fransa arasmda, harita üzerinde ilk o zaman paylaqilm19tl. Bir "Arap Devletleri Konfederasyonu" anlagmanin maddeleri arasmdaydt. Iskenderun ile Filistin arasi Fransa'nm, Filistin ile Iran arasmdaki bölgeyse Ingiltere'ninetki alamnda olacakt1. Iskenderunserbest bölge olacak, Filistin uluslararast yönetime birakilacakti.
Sykes-Picot gizli anlagmasmda, böljede hangi agirete, nasil bir destek saglanacagi da belirlenmigti. Bugünkü krahn büyük dedesi Emir Hüseyin'e para ve silah destegi verilecekti. Destek verildi ve Haziran 1916'da Arap ayaklanmast bagladi. Dört ay sonra 2 Kasun 1916'da Emir Hüseyin kendini Arap ülkeleri krah ilan etti. Ingiltere ve Aznerika bir yll sonra Filistin'de bir Yahadi yurdu kurulmasim ve bunun Arap kralhgmmbir parçasi olmasmi karara baglad1. Bu arada "Dünya Paylagim Savagi" tüm vahqetiyle devam ediyordu. Emir Hüseyin, ingilizaskerleriyle beraber Hicaz ve Filistin cephesinde, Osmanh askerlerini arkadan vuracak, büyük bir katliam yaçanacakti... Savaym sonunda Ingiltere, Osmanh'dan koparilan yeni ülkeleri ve krallarini dünyaya ilan etti. Haritadaki yeni ülke Irak'ti. Faysal, kral olarak baça geçecekti. Bir bagka yeni ülke Ordün'dü. Bu kez Kral I. Abdullah tahta oturdu. Ashnda hedefte bir Sion devleti vardi. Al Destur gazetesinden Yasir Zaatreh özetlemigti: "Amerika ve ingilterebu cografyayi bölmek istiyordu. Ayrica yepyeni bir devlete, Israil'e,bir alan yaramak istiyorlardi... Yaratt11ar!"
Îsrail devleti, partlar hazir olunca, 30 y1l sonra kurulacakti. Öncebu devletin yegerecegi iklim hazirlanacakti. Ürdün Öncelngiliz Oldu, Sonra da Amerikah! 1936'da Ingiltere Ürdün'ün bagtmsizhgini kabul ordusu
etti.
uzun yillar Ingilizsubaylar tarafmdan yönetilecekti. tere'nin etkisi bagimsizhktansonra da sürecekti.
Ordün
Ingil-
ÜRDÜN'ÜN HASEMIT KRALLIOI
63
Ikinci Dünya Savaq1'ndan sonra Ingiltere,gücü Amerika'ya kaptiracak; bunun etkileri Ürdün'ü de saracakti... YIl
1952. Hüseyin'in, o zaman 17 yagmda.
Ürdüntahtina çiktigi tarih. Kral Hüseyin
O yll Israil, kuruluqunun dördüncü ydmi kutluyordu. Genç Hüseyin, dedesi L Abdullah'in Kudüs'te bir suikast sonucu yam baqinda äldürülügüne taniklik edecek ve tam da o ydlarda Israilbölgedeki etkisini göstermeye baylayacakti.Yapdan kiyam sonucu büyük Filistin göçü Urdün'ü saracakti. Kral Hüseyin, Ingiltere'de egitim almig, 17 yaqinda bir kral olarak kaosla kargilaymigti.1961'de bir logilizsubaymm kiziylaevlenecek, oglu Prens Abdullah bu evlilikten dogacakti. Ingilizler artik
Ordün tahtmdaydi.
Prens Abdullah 5 yagmdayken, Ordün, en verimli ve stratejik topraklarim kaybetti. 1967 Savagl'yla, kurulugundan sadece 19 yll sonra, Israil, Bati §eriave Dogu Kudüs'ü ele geçirdi. On binlerce Filistinli daha Ürdün'e göç edecekti. Zeynep! Göç eden kafilelerden birindeydi. Zeynep Nine de 40 yaylarindaydi o zaman. Evinden yurdundan kaçmig, canini zor kurtarmiyti. Filistin mülteci mahallesinde, oglu Mahir'le bir çukurun içinde yaç1yordu. Hem de 40 ylldir! Beni, bir merdivenle inilen yolun altmdaki çukur odaya dogru çekiptirirken, bir gün yurduna geri dönmeyi dügledigini, rüyalarmda bunu gärdügünü söylüyordu. Yammda rehberim Cemal, çeviri yaparken, gömleginin etegini, hirsla gözüne bir geykaçmig gibigözlerine sürüyor. Ben Zeynep'in beton zeminli tek gör odasi ve bir teneke dolaptan olugan mutfaginabakarken oglu Mahir, "Yayhlar hâlâ geri dönmeyi umut ediyorlar..." diye Ingilizcemirildamyordu. Dayanamayip eldiyordu: "Benim de hayalim bu." Zeynep'e sarillyorum. Beni digarida kaldirima oturtuyor ve Cemal'in çevirmeye yetigemedigi çabuklukta konuyarak Filis-
64
BÖL VE YUT
Zeynep Hamm
tin'den ak1mda kalanlari anlatiyor. Arapça bilmiyorum. Ama Zeynep'i anliyorum. Yüregim onu duyuyor!
"Ürdün En Yakm Dostumuz!" Sadece Filistin göçüyle smirh degil Ürdün'e gelenler. Barut fiçisi Ortadogu'nun, patlayan her köpesindengelip Amman'i mesken edinenler var. Irak'm içgali sonrasi kaçan zengin içadamlada Ürdün'deler.Savaglarm çevreledigi rt, Körfez sermayedarlari alam. çekim bälgenin Ürdün, Bu durum, Amman'in anacaddelerinde gözle görülüyor. Amman küreselleptikçe Filistin mahalleleri daha çok karanhga gömülüyor, yalnizlayiyor, içine kapamyor... Ürdün, Batfyla yakm iligkisini kraliyetin ey seçimiyle de perçinliyordu. Kraliyet ailesinin evlilikleri Ortadogu'da degigen rüzgârlarm simgesiydi. Kral Hüseyin, 1978'de dördüncü evliligini bir Amerikahyla yapti. Lisa Hallaby, Kraliçe Nur adiyla tahta oturacakti.
ÜRDÜN'ON HASEMIT KRALLIÖI
65
Lisa Hallaby ya da Nur, sadece Ürdün kraliçesi degil, Amerika ile Ürdünarasmdakisiyasi zincirin bir halkasiydida. Hâlâ da äyle. Ürdün'ünbagkentiAmman'dakibasmtoplantismda Amerikan DigigleriBakam Rice, Ürdün'ü göyle tammlamigti: "Bälgede Ürdün'dendaha iyi bir dostumuz yok, Ordün,terärizmle savaqta Amerika'nm'stratejik ortagidir!'"... Bu stratejik ortakhk, Amman'in büyük caddelerinde kendini gösteriyordu. Cosmo Market Hummah bir yapilanma Amman'ikucagma almigti... En lüks arabalari satan galeriler, en marka giysilerivitrinlerinde sergileyen butikler, en pahah sebzeleri pazarlayan süpermarketler Amman't sarm19ti...
Cosmo Market'e girmek herkesin harci degildi. Filistin mahallesindekipazarm fiyatlarini dörde katlayan sebzeler, Amerikan hardallari ve salata soslari, bin bir çegit deterjan ve Bati'nm ünlü güzellik ve hijyen markalari raflardan bize baktyordu... Markette aliqverig edenler Filistin mahallesindekilere hiç benzemiyordu.
Yabanci marka pirinç seçen gik giysili genç bir kadma soruyorum; "Bu refah görüntüsünün kaynagine?" Jana,mükemmel Ingilizcesiyleanlatiyor: "Kompu ülkelerdeki terör, istikrarsizhk, buraya o ülkelerin zenginlerini getirdi. Irak'm zenginleri gimdi Ürdün'de. çünküburada bir istikrar ortami var. Bence çevredeki savaglar zenginlik getirdi. Kuveyt Savaçfnda da böyle olmuqtu. Aynca kralm uyguladigiliberalözellegtirme politikalarimn da etkisi var!" Jana'nm bankaci egi de yanuniza geliyor. Kafasmi sallayarak Jana'ytonayllyor. Çoksayida yabanci yatirimc1yi igaret ediyor: "Körfez ülkelerindenve dünyanm birçokyerinden, Avrupa'dan çok sayida yabanci yatinmci geliyor. Size sizin sektörden bir örnek: Ürdün, bölgedeki tek liberal medya sektörüne sahip... Çegitli devletlerle serbest ticaret anlagmalarivar. Sonra Irakliyatiruncilarin çogu buraya geldi. Bunun büynk etkisivar..." BVY5
66
BÖL VE YUT
Suudi sermayesive Irak'm savag zenginleri Amman'daydilar. JanaFerrah'a "Ürdün'dehalk refahi yakaladt mi?" diye soruyorum: gehir merkezine "Tabii buranm fakiri de çok" diyor, göremezsiniz!" bakarsamz yamhrsmiz. Fukarayi buralarda Kentin yoksul Oysa onlari her yerde görmek mümkündü! semtlerinde ayakkabt tamircisinden geçilmiyordu ve onlar duruayakmu en iyi anlatan birer simgeydiler. Anicaddedeki Filistinli kabi tamircisi, günde en fazla 5 dolar kazanabiliyordu Bu, her gün çahqirsa ayda 150 dolar ederdi. Ama Amman'da hayatta kalabilmekiçin en az 500 dolar lazimdi... Ustelik, hizh tüketim baskisi kenti çevrelemigti. Yoksul semtlerden ana caddeye seyyar saticilar ve dilenciler yagiyordu. Çogu,kraliyet ailesinin himayesinde çahyan birçok sivil toplum örgütü, yoksulluga merhem olmaya çahyiyordu. Bunlardan birinde Aida Aburass'la bulugtuk. Bu genç kadin, kraliyete bagh bir sivil toplum örgütünün yöneticisiydi... yüzünün bir simgesi. Âdeta, Ürdün'ün Göçmenlere yardim için çahyyor. Yeni fönlenmig gür saçlari, modern taktlari, gögüs dekoltesive odas uida kraliyet ailesi mensuplariyla çekilmig fotograflari var. "Amman'in merkezinde ahyverig merkezlerinden, bey yddizh otellerden geçilmiyor. Öte yandan yoksullarla büyük bir uçurum aç1hyor. Durumu nasil görüyorsunuz?" diye soruyorum. Soruyu begenmiyor. Renksiz bir sesle: "Bence bu, dünyamn her yerinde böyle!" diyor. "Bu konuda bir çahyma yapihyor mu?" diye Israr ediyorum. Saçlarim düzeltiyor ve kontrollü sesiyle, ona ögretildigi üzere "Bence hükümet bu konuda.çok geyler yap1yor. Mesela sekiz tane farkh fon var. Fakir insanlarm desteklenmesi, krahmizin öncelikleri arasmda yer ahyor. Hem devlet, hem de sivil toplum örgütleri olarak bizler neler yapabilecegimizi aragtiriyoruz." Aida Aburass uluslararasi bir karakter! Ona her ülkede rastlayabilirsiniz. 80 ülkede de onun gibi konuçanlarla kargilaymigtim. Ãdetaaym kelimelerledügünüyorlardi. Çarpiciolan Aida'nm periat hükümleri hakkindaki görügüydü... "sadece
"küresel"
ORDON'ÜN HASEM1T KRALLIGI
Ürdün'dekiçokkarih geriat kanunlarmm medigini sordugumda, nu söylemiyti:
67
onu rahatsiz edip et-
hiç dügünmeden bunun normal oldugu-
"Kuran'da yazlyor. O yüzden bu kurallari kabul ediyoruz." Ürdün halkl ile eliti arasada uçurumlar vardi. Elit, bagka bir dünyanm gözlügüyle Amman'da yaqiyordul Mesela göçmen deyince Aida'nin akhna nedense hiç Filistinliler gelmiyordu... Bana gururla anlatlyordu: "Birlegmig Milletler ve Amerikan Büyükelçiligi bize en büyük yardimi yapiyor. Göçmenlerle ilgili konularda birçok çahyma yürütüyoruz."
"Göçõen derken..." diye sözünü kesiyorum... Hemen açakhyor: "Göçmen derken ben, ev hizmetlerinde çaliyan yabancilari
kastediyorum."
"Ama Amman'da çok sayida ve çok zor kopullarda yaçayan Filistinli göçmen var..." "Bizim yürüttügümüz proje sadece yabancl iqçi konumundaki göçmenleri kaps1yor" diyor. Filistinliler konusu igneli fiçi. Kimse bu konuya girmek istemiyor. Son zamanlarda bir Amerikan plam daha fisiltilar halinde yayll1yor. Amerika, Filistin devletinin Gazze'ye hapsedilmesini istiyor. Batt geriave Ramallah'taki Filistinlilerin Ürdün'le birleymesi fikri daha sikhkla dile getiriliyor. Bati yakasinda Ürdün, Filistin yönetimi ve Israil'in olugturacagi üçlü bir yönetim, son zamanlarda Amerikan dügünce kuruluglarmda tartigihyor. Al Destur gazetesinden Yaser Zaatreh, küçük mütevazi odasmda, "Amerika önce Arap devletlerini birbirine dügürdü. Bu cografyayi kontrol etmek için en etkin yolu buldu. Ürdün çok küçük bir ülke. Saudi Arabistan'a ve Misir'a bakm! Bir de Ürdün var. Bu ülkeler üzerinde Amerika'nm büyük etkisi var"
diye anlatiyordu.
SiiHilali
ve Sünniler
Bu büyük etki, bölgede emperyalizme baykaldiran Sünni blok olugturmada da kullanihyordu.
Siilerekargi,
68
BOL VE YUT
Bir zamanlar emperyalist Batih güçler, Sünni devletlerin birbirine fazla yaklaymamasi için çaba gösterirlerken, bugün Sünni devletleri bir araya getirme çahymalart yaplyordu. güçleniyor! Lüb"Aman dikkat!" diyordu Amerika, "Siiler üzerinden Azerbaycan Hazar'a, TacikisPakistan'a, iran'a, tan'a uzanan 800 milyon nüfuslu hilali' ortaya çikmak üzere!". Bu cografyada çok zengin petrol ve dogalgazrezervleri vardi, "Siihilali" enerji yollarim kapsamaktayai. Iqte bu nedenle politikalar degigiyor, yillarca birbirinden uzak tutulan Sünnilere birlik çagrilan yapihyordu. Eski bagbakan Abdülselam Majali, Kral Hüseyin iktidari süresince yönetimdeydi. Hayati, bölgede yeniden çizilen haritalari takip ederek geçmigti. Ona Bati'nm yeni hayalini soruyorum. "Sizce Bati'nm 'Kürdistan projesi', Ortadogu'da 2. Israil modeli mi?" Önünebakarak agir agir konuquyor: "Israilgibi bir devlet modeli dügünülüyor olabilir. Ama Irak topraklarmdan bagimsizbir oluqum çikarmak çok zor görünüyor. Etrafi lran'la, Türkiye'yle çevrili. Öte yandan Kürtler zaman içinde kimliklerini tammlayabilirler. Ve dig yardimla çevre ülkelerle diyalog kurabilirler. Biz, Iranhlarla, Türklerle, Orta Asyahlarla, Kazaklarla aym kültürü paylagtik. Filozoflarimiz, kültürlerimiz aym. Demek istedigim, birçok ortak yammiz var, bunlari göz ardi edemeyiz ama politik aç1dan maalesef ki dig güçler, yani Batt bizim bu bölgede birlik ohnamizi tehlikeli bulur. O nedenle yakm kültürler arasmda bile çeligkileri öne çikarmaya çahqirlar. Çünkü bu bölge birlik olursa, önlenemez bir güç ortaya çikacaktir." 2006 sonbaharmda, Washington'da Amerikan Baykam George Bush ve Ürdün Krah IL Abdullah, Ortadogu'daki son geliymeleri degerlendirmiglerdi. ABD Ulusal Güvenlik sözcüsü Kate Starr, görügmenin ardmdan bakm ne demigti: "Baykan ve Kral II. Abdullah, Ortadogu meselelerini görügtü. Lübnan, Ïsrail-Filistin olaylari ele ahndi. Irak'taki son durum tartiqildi. Iran'm nükleer aktiviteleri de masaya gelen konular aranan'dan
'§ii
GRDON'ON HASEM1T KRALLlCl
69
Majali'yle birlikte
Baykani Bush, Ürdün Krah Abdullah'a hilali' tehlikesini hatirlatti." Sözcü tarafmdan görüyme böyle özetlenmig, tehlikenin adikonulmuytu. Al Destur gazetesinden Zaatreh, "Amerika, bölgeyibölmeye çahyirken, §ii ve Sünnileri birbirine kirdirma politikasmi öne çikariyor. Suriye ise Amerika'mn Iran ve daha sonra da kendisinihedefledigini dügünüyor" diyordu. Bölgesel Sünni devletlerin, fran'a ve Suriye'ye karyl kullamlmasi bir Amerikan planiydi. Hatimilerden bu yana ilk kez giilik bu cografyada egemen gûç olma yolunda ilerliyordu. Amerika, "Yüzyillardir baski altmda yaçayan §iilergimdi geri geliyor!" diyordu. Irak bölünmezse, kisa sürede §iilerinyönettigi bir devlet haline gelecekti. Bõlünürse de güneyinde bir Siidevleti ortaya çikacakti. Bölünme durumunda yine burada ortaya çikacak bir Kürt devleti, Siive Sünni mezhepleri içinde tapiyacakti. Bir Kürt olugumu belki Türkiye, fran ve Suriye'yi tehdit edecekti ama aym zamanda Amerika için de bir tehdit olacakti. smdaydi. '§ii
Ayrica Amerikan
BOL VE YUT
70
Bu, yeni bir çatigma alam demekti. çanlari"ndan söz ediÜrdün Bagbakam Maruf Bahit, yordu: "Irak'm güvenligi ve smir bütünlügü bizim için çok önemli. Bildiginiz gibi Irak topraklart bir çatigma yaylyor ve bir simr paylagiyoruz. Orada farkh yapilar oldugunun farkmdayiz. §iiler, Sünniler ve Kürtlerin ortak bir çözüm bulmasilazun. Bizim niyetimiz Irak'in toprak bütünlügünü korumak ve birleymigbir Irak için çahymaktir. Bunun aksi olursa bir kaos ortaya çikar ve bu, tüm kompu ülkeler içinde ciddi bir problem yaratir." Irak'tan bahsederken nedense iki din mezhebinin yanina bir etnik grup adt konuluyor ve elmalarla armutlar toplamyordu. Sünni ve §ii din mezheplerinin yanma bir etnik grup konuluyor, Irak'taki denklem böyle kuruluyordu. Oysa din mezhepleri Kürtlerin içinde de mevcuttu. Ifat, reden Arap, Türkmen, Kürt; ya da §ii,Sünni, gafidiye ayrilmiyordu da, illa Sünni, §iive Kürt olarak bälünmesi tartiphyordu. Bu, Amerikan planlari içinde yamti aranmasi gerekli bir "tehlike
soruydu.
Amerika,
§ii tehlikesine
içaret
ederken,
Ürdün'dekikralhšm
etki alanmi dügünmekteydi. Bush döneminde, savunma bakanhgmda en üst görevlere getirilen Richard Perle ve Douglas Feith, Ordün Kralhgi'mn peygamber sülalesinden geldigini, §iilerüzerinde etki yaratabilecegini söylemiglerdi. Ordün, yeni haritalara gebe Ortadogu'da, Amerika için had safhada önemliydi. Ürdün Ortadogu'daki Sünni birligin liderligine seçilmigti.
ÜrdünKral1II. Abdullah'a, "Siilran'akaryi, blok olugturma vi" verilmiyti.
göre-
Ürdün Hagemit Kralhgi, Saudi Arabistan, Misir
Ye
Türkiye'yi bir araya getirecekti. Bagbakan Maruf Bahit, bölgenin birbirine yakmhgmdan söz ediyordu:
"Arap devletlerinin Türkiye için stratejik bir änemi var" diyordu, "Arabistan, Türkiye'nin arka bahçesidir.Yani bizim uzun bir tarihi geçmigimiz var. Aym kültürü paylagnny milletleriz. Tarihimiz ayni. Lübnanh kuzenlerimiz var. Suriyeli kuzenlerimiz var. Tüm özelliklerimizle biz bir karigimiz."
ÜRDON'ÜN HASEMIT KRALLIÖI
71
Eski Bagbakan Majali ise Ordün'de ögretildigi biçimiyletarihe gönderme yaplyordu: "Osmanhlar bu cografyada yayayan halklari Türkleytirme çahymalariyaptilar. Bir dönem Arap kimligini ortadan kaldirmak istediler. Araplar da bunu kabul etmeyip Batfya yöneldi..." "Yani Ingilizlere!" diye ekliyorum. "Evet o zamanlar logilizlerinve Fransizlann yamnda yer aldi-
lar." Yüzyillardir bagimsiz yaçayan Arap kabilelerin, neden Ingiliz parmag1 iqin içine girince ve kralhk vaadi havada uçuçunca, Osmanh'ya karp ayaklandigma deginmiyordu.
Ürdünlülükmü Araphk
mi!
Büyükelçi Hüseyin Diriöz'e, Ordün'dekietnik zenginligi sormuqtum: "Hepsi aym Arap milletinin çeyitli unsurlar1..." demigti. "Ister Suriye'den gelenler, ister Suudi bedevileri, ister Filistinliler, neticede hepsi Arapça konuquyor. Hepsi Arap kültürünün bir parçasi. Ama tabii kendi aralarmda farkhlapyorlar." "Bu kadar farkh etnik grubun yayadigi bir ülkede Ordün ulusundan bahsedilebilir mi?" diye soruyorum. "Tabii, ulus kavrammdan bahsederken biraz dikkatli olmak gerekiyor. Çünküulus kavrami, Araphgi mi temsil ediyor yoksa Ordünlülügü mü? Bu, çok tartiplan bir konu" diye cevapl1yor. Amman'da son günüm. Ürdünlülükve Arap milliyetçiligi üzerine dügünürken yenineslin ûrdün'ü nasil algiladigim merak ediyorum...
ÖlenKral Hüseyin'in son eqi Amerikali Kraliçe Nur'un himayesindeki yetenekli ögrencilere özel egitim veren JubileeOkulu'nu ziyaret ediyorum.
Son derece iyi imkânlarla donatilmig özel okul binasmda, müdüre hanun bizikaryihyor. Ön bilgiveriyor: "Kraliçenin himayesinde olan bir okul burasi. Özel bir egitim veriyor. Bu ülkenin gelecegi için ägrencilerimizi hazirhyoruz. Onlan gelecegin yöneticileri olarak yetiytiriyoruz. Asil amacumz bu."
72
BÖL VE YUT
Duvarlarda Kraliçe Nur ile mezunlarm fotograflan siralanlyor. Batih konuklar ve ünlü siyasilerin okulu ziyaretinden enstantaneler süslüyor duvarlan. Bu okul dünyanm çeyitli ülkelerine äzellikle Avrupa ve Amerika'ya ögrencitemsilcileri gönderen, Batt'yla iligkilere büyük önem veren lise düzeyinde bir okul. Yaglari dokuz ila on alti arasinda degisen gençlerle küçük sohbetler yapiyoruz. Her yil iki kez okulun organizasyonuyla Amerika'ya gittiklerini ögreniyoruz.
Ogretmenleri, duvarda büyük bir ögrenci grubunun Beyaz Saray önünde çektirdigi fotograft igaret ediyor. Bir kiz ögrenciye Amerika'daki atölye çahymalarmda neler yaptiklarmi soruyorum: "Liderlik vasiflari üzerinde duruyoruz. Dünya siyasetiyle ilgili konularda görüglerimizi dile getiriyoruz. Mesela Filistin halkinm haklarlyla ilgili konugma gansimiz oldu. Bu gibi konulan tartqiyoruz."
Ogretmenlerden biri "Bizim bir liderlik dersimiz var" diyeliderleri bu derste iëTüm konulan liderleri derslere daÖnemli liyoruz. tartipiyoruz. rek sõze giriyor. "Dünyanm her tarafmdan
vet ediyoruz."
Bekledigimden çok daha fazla siyasetle ilgili genç dimaglarla karydaqiyorum. Konu Filistin'e gelince sesler yükseliyor. Kravati boynunun iki yaninda sallanan bir genç, asi bir tavirla kameranm önüne geçiyor. "Suanda biz buradakonuqurken Filistinliler öldürülüyor" diyor... Bu okulda "Amerikanvari" bir gençlik hedefleniyor ama tüm çabalara ragmen gençler duru bir bakipla durumu degerlendire-
biliyor. II. Abdullah'm egi Kraliçe Rania, Amerikan istihbarati güdüGenç Global Liderler (Young Global Leaders) grubunun bagmda bulunuyor. Kraliçe Nur ya da Lisa Hallaby, turuncu darbeler krah Soros'la yakin teyriki mesaide. Ama Ürdün'de
mündeki
ORDON'ÜN HASEMIT KRALLIÖI
73
gelecegin liderlerini yetigtirmeyi amaçlayan bu okulda, siki bir Batih egitimden geçirilen Ürdünlü gençler, bakin neler dügünüyor.
"Irak sizin de komqunuz. Sizce orada neler oluyor?" diye soruyorum. Soruya naif buldugunu dudaklarmi büzerek gösteren bir erkek ögrenci:
"Amerika, Irak'in tamamma el koymaya çahyiyor!" diyor. Digerlerindenbiraz uzak duran sarigm bir çocuga mikrofon uzatiyorum. "Bilmiyorum. Ben bu konuda tarafsizim" diyor. Gruptan bir çocuk gülerek bagiriyor: "Aslmda o bir Amerikah!" "Sen Amerikah mism?" diye soruyorum. var" di"Ben orada dogdugum için Amerikan vatandaghgim ye cevaphyor. Bagmi okgayip gülerek soruyorum:
"Peki sen Amerikah
mi-
sin?"
Yutkunuyor, "Hayir, ben Ürdünlüyüm" diye cevaphyor. Onu Amerikah olmakla suçlayan çocuk "Bir zamanlar ingiltere'ydi, pimdi Amerika!" diyor. "Ingilizler bu topraklari bölüp parçalamiglar. Parçalanan halklar güçlerini kaybetmig!§imdi Amerika benzer peyler plan11yor!" Kafalari her ne kadar karipikolsa da belki de büyüklerden daha net cevaplar vermiplerdi! Kangrenlegmig Filistin sorununun farkmdaydilar. O topraklarda Filistinli kalmayana dek soguk ya da sicak savaglarm devam edecegine inaniyorlardi. Bati, Arap-Israil çatigmasmm üzerini, Sünni §ii çatigmastyla õrtecek,
Israil rahat bir nefes alacakti.
Irak, iki mezhebe ve bir etnik graba ayrilmah; Suriye, Sünniler arasinda bölügtürülmeliydi, Aleviler ve Mekke ve Medine, Suudi Arabistan'dan koparihp "Kutsal adiyla Vatikan gibi- ayri bir devlet olmaIslam Devleti" hydi. Israil 1967 Savaqi öncesi smirlarma çekilmeliydi. Ürdün ile Filistin "Büyük Ürdün" adlyla birlegmeliydi.Filistin devleti sadece Gazze'de yaçamahydi. JubileeOkulu'ndan ayrilmadan bana ne dügündügümü soran gençlere birkaç cümle söyledim. Dügüncelerimiözetledim. -tipki
74
BOL VE YUT "1916'da
da Batih devletler birçok harita çizmiylerdi" dedim. "Anadolu ihtilali onlan çäpe atti. Bugün yine zulme kary bagkaldiran halklar var... Bakahm tarih bu kez neler yazacak..." Bazilari baglariylaonayladilar, bazilarikugkuylabaktilar...
I
I
MISIR'I
NASIR'IN
VE BUGÜN!
Ekim2007 Yolculugu Uzun yillar Îngiliz iggalinde yaçadi Misir. 1922'de bagim1952'de sizhgun kazandi ama Ingilizleringizli yönetimi ashnda Abdülnasir'la
son
bulacakti.
Nasir, Mustafa Kemal Atatürk'ü kendine örnek aldt. Ülkenin dogal kaynaklarma sahip çikti, Süvey; Kanall'm devletleytirdi. Bloksuz ülkelere katildi. SURlYE FÍLISTIN
ÜRDÜN Kahire
LIBYA
.
MISÍR
SUUDi ARABlŠTAN
76
BÖL VE YUT
Misir, Nasir parantezinden sonra yeniden geçmige dönecek, bu kez Ingiltereyerine Amerikan hükümranhgma girecekti. O gün bugün, ekonomik sikintilar, politik kargaça ve dini çatigmalarla dertli. Dünyanin en eski uygarhklarmdan biri, bugün Müslüman Kardepler örgütüne umut baglamigbir halk ve Bati etkisine girmi; bir aydm kesimin agrismi yapyor. Son ydlarda Misirh iççiler gidiçata dur diyor... Bilmem farkmda mismiz, 90'h ydlardan sonra Bati'da bir Misir hayranhgidir aldi yürüdü. Misir'la ilgili kitaplar piyasaya ç1kti:Piramidlerin Strrt, Mistr'm Kleopatrast, Ramses'in Hayatt... Batdi turistler Kahire'ye, Nil kiydarma akiyor... Milattan önceki Misir, her dile çevrilen çocuk kitaplariyla dünyaya yayihyor. Tarih öncesi Misir hakkmda çevrilen Hollywood filmlerinden geçilmiyor! Bir de Misir'm unutturulmaya çahyilan yakm tarihivar. Ancak birakin tarihi, Misir'm bugününden de pek bahsedilmiyor! Biz Kahire'nin bir kenar mahallesinde güne bagliyoruz... Daha ilk dakikalarda anhyoruz ki, bugün Kahire'de birileri için eve ekmek götürmek, deveye hendek atlatmaktan zor. Misirli iqçi, tüm çevre ülkelerdeki çahyanlar arasinda en düpük ücreti ahyor. Günde 2 dolarla yani2,5 lirayla yayamaya çahqiyor. Tarafsiz Dünya Basmi ve Misirh
1pçiler
1991 yllmm mayis aymda, Misir hükümeti Uluslararasi Para Fonu'yla (IMF) bir anlayma imzaladi. Bundan böyle IMF, M1sir'da stand by anlaymalari uygulayacakti... Önceözelleptirmeler ve serbest ticaret bölgeleriyleige baqlanacakti. Misir'da özelleptirme furyasi ortahgi birbirine katti. Ne kadar fabrika varsa satddi. 10 ydm sonunda, daha fakir bir halk, daha zengin yöneticiler vardi. Oretim azalmig, fabrikalar kapanmig, ipsizlik artmigt1. Fiyatlar roket hizlyla yükseliyordu. Serbest piyasa ekonomisi uy-
NASIR'lN MlSIR'I VE BUGON1
77
Sendikaa Kemal Abbas
gulamyordu. Ozelleytirilenfabrikalarm kapilari bir daha açilmamacasma kapaniyordu. Halk 20 yil içinde küresel devlerin altmda kaldi! Kernal Abbas bir iqçi lideri. Gece vakti kapatilmig bir sendika binasmm illegalkullamlan bir odasmda bize qualari söylüyor. "Halkm sadece yüzde beginin karni doymaktadir. Son yillarda Misir yabanc1yatmmm kalesi olmuytur ama yoksulluk ipsizlik tavan yapmigtir. Smiflar arasmda uçurum hiç olmadigi boyutlardadir. Orta sunf kalmamigtir." Onunla tamqmamiz bagh bayma Misir'm bugününü anlatan
bir hikâyeydi. Diger arkadaglari gibi bir gece yarisi içeri almacagmdan endiyeliydi. beni yandaki küçük odaBir saatlik konuçmanin ardindan ya çagirdi. Tercümamm Assam'la içeri girdik. Bilgisayari açti ve "Burada dünya basmmm hiç ilgi göstermedigi Kahire grevlerinin fotograflari ve filmleri var. Eger beni de içeri ahrlarsa bunlar da yok olacak. Bu belgeleri size vermek istiyorum. Karde; bir ülkenin dost gazetecisinin elinde olsunlar!" dedi.
78
BOL VE YUT
I
Ürperdim, emanetleri aldim ve TRT'de yaymladun. Iki kiqi bir araya gelse haber yapan BBC, CNN ve benzerleri 2006'da yeri gögüinleten Misirh iççilerin isyamm ve Ortadoga'nun bu en büyük
grevini görmezden gelmiglerdi! Sari Sendikalar
14çiücretleri o kadar dügüktükiküresel girketler birçok ürünü Misir'da üretiyordu... Misir'da açhk smiri 500 dolar civarmdaydi ama iççi ücretleri 150 dolari geçmiyordu. Amerikan Ticaret Odast verilerine göre, Misirh iqçinin ayhk kazanci, aym igi yapan Türk iqçisinden yüzde 80 daha azdi. Sonunda kiyamet kopmuy, 2006 Arahk aymda tekstil ve iplik fabrikalarmda baglayan grev dalgasi Misir ekonomisini sarsmigti.... 27 Arahk 2006'dan bu yana direnen ve birikmig fazla mesai ücretlerini ve ydhk ikramiye bedelini isteyen iplik ve tekstil iççileri, önce Kahire'nin kuzeyindeMahalla al Kubra'da ayaklandilar... Grev dalgalarhalinde yaydacak, güneydeki iplik fabrikalarma s1çrayacakti.
Helvan
1plikFabrikasi
ve Kafr el Davar'daki iççiler de onlara
katdacakti. Kisa zamanda on binlerce tekstil, çimento, demiryolu, liman çimento iqçileri greve destek verdi. "Olene kadar grev! Açiz!" diye bagiriyorlardi. "Sari sendika" bagkam Said el Gohary'nin açiklamasinin ardmdan i; çigrmdan çIkmiëti. Gohary, grevdekiiççileri terörist olarak tantmlamigt1. Sendika lideri, temsil ettigi iqçileri, fabrikalari sabotajlamakla
suçlamigtil
Haberi ilk yapanlardan biri Amerikali gazeteci Liam Stuck'ti. llginçbir karakterdi. Kahire'de Ingilizceyayimlanan Daily Star'da çahyiyordu. 35 yaglarindaydi. Kendisiyle bulugmak istedigimi söyledigimde beni uzun uzun sorgulamigti. Iki yddir Misir'daydi. Ondan önce Sudan'da iskoç Kilisesi adma çahyan bir yardim kurulupu elemaniydi. Amerika'nm siyasi çahymalarda uzmanlagmig Georgetown Üniversitesi'nden politika doktorasi yapm14ti. Simdi
79
NASIR'IN MISIR'I VE BUGÜNi
de Misir'da gazete muhabirikimligindeydi.
Misir'dakiiççihareke-
tini büyük bir ilgiyle takip etrnekteydi. Nil kenarinda buluqup konuquyoruz. "Bu grevler esas olarak sendikacilara karyi örgütlendi çünkü burada sendikalar hükürnet yanhsidir" diyor. "Sendikalarm baymda hükümetin görevlendirdigi birisi vardir. I;çiler ilk defa demokratik bir sendika için ayaklandilar..." "Onlari kimler destekledi?" diye soruyorum. Küçük mavi gäzlerini döndürerek gözlüklerini düzeltiyor: "Bildigim kadarlyla grevler herhangi bir dig yardimla alevlenmedi. ikinci grev dalgast bagladigmda da bu ispatlanmig oldu. Çünkühükümet birinci grev sonrasi grevle ilgili oldugunu dügündügü kurumlart kapatti, bazi yetkilileri içeri aldi ama ardmdan ikinci grev patlak verdi. Kendiliginden ortaya çikmig bir hare-
ketten söz
ediyoruz..."
Daha sonra görügecegim ünlü gazeteci Usame Heikal, onu dogruluyordu... Misirh iççiler dayamlmaz kopullarda yagiyordu. B1çakkemige dayanm14tt... "Misir'da halkm büyük bir çogunlugu aç, egitim ve saghk hizmeti de alamlyorlar. Halkin çok küçük bir kismi iyi partlarda, refah içinde yagiyor. Grev dalgasive toplu hareketler ekonomik zorluklarm bir sonucu!" Arahk 2006'dan beri sayilari yüz binleri bulan bir iççi hareketi Misir'i sarstyordu ve dünya basun bundan hiç söz etmiyordu. Haberin yayilmaslözellikle engelleniyordu. Liam Stuck'in konuyla ilgili görügü ilginçti: Eger grev dalgasi Ortadogu'daki diger ülkelere siçrarsa bu felaketolurdu... Yüz binlerin haberi BBC'de bi-
le alt baghktayer almigt1... Hükümet 1 Mayis 20074len önce El Mahalla'daki sendika pubelerinikapatmigti. Liderler hakkmda sorupturma baglatilnug, severlik yasasi" adi altinda, sikiyönetim uygulannupti. Grevlerin oldugu dig destekli haberleri Misir basmmda mangetten verilmigti. Kemal Abbas grevin öncülerinden biriydi... Hapis istemiyle yargilaniyordu. Suçu, sari sendikaya karpi Sqçiler ve Sendikalar Merkezi" adi altinda bir örgüt kurmuq olmasi! Kapatilmig sendika binasmdaki bulugmamizda, "Bu hareket tamamen partlardan "yurt-
80
BOLVE YUT
kaynaklanmigttr.Diyandan hiçbir destek ahnmadan yapilmlytir. Bu grevler Misirh iççilerin kendi gücüyle ortaya çikmigtir," sözleriyle anlatlyordu grevi. Misir basminda çLkan haberlere giddetle karpt çikiyordu. "Müslüman Kardepler örgütünün arkamizda oldugu söyleniyor, bu yalandtr! Tam tersine Müslüman Kardepler örgütü grevlere karpidir" diyordu. Müslüman Kardepler ve Muhalefet akimi Müslüman Kardepler'di Misir'daki en önemlimuhalefet Müslimin). (1hvan-ül Peki ama parlamentoda 88 sandalyeye sahip olan Müslüman Kardeçler kimdi? Amerikah gazeteci Liam Stuck'a ana muhalefeti temsil eden Müslüman Kardeqler örgütüyle ilgili dügüncelerinisorayorum. "Müslüman Kardepler çok güçlü bir hareket. Bence çok demokratik bir örgütlenme ve halktan büyak destek ahyor!" demiyti. Amerikah siyaset bilimci, Sudan'da misyoner, Misir'da gazeteci olan Stuck, Müslüman Kardeqleri göklere çikanyordu. Müslüman Kardepler ya da ihvan ül Müslimin adh hareketin tohumlari iskenderiye'de 1928'de Hasan el Benna tarafindan atilmigti.
Hareket, Soguk Savay döneminde, Sovyetler'in yaninda yer tavriyla dikkat çeken Cemal Abdülnasir liderligini yipratmak için, Amerika ve Ingiltere tarafindan kullaalan ve anti emperyalist
mlmigti...
Usame Heikal anlatiyordu: "Bu akimm güçlenmesinde iki önemli neden var. Birincisi Misir'daki rejimin halk üzerindeki baskisi. ikincisi giderek artan yoksulluk. Müslüman Kardepler Örgütü y111ardirfakir halki avucuna aldi. Yiyecek, giyecek, egitim ve saghk hizmetleri verdi. Ocretsizameliyatlar yaptirdi. Kitap defter dagitti..." Yillar içinde ana muhalefet haline gelmiç1erdi. 88 milletvekiliyle meclisteydiler. Diger muhalefet partilerinin sadece 14 sandalyesivardi.
NASIR'IN MISIRTVE BUGÜN!
81
Meclisteki bag1msiz milletvekili Mustafa Bekri, Müslüman Kardepler'in fakirlegenhalka ne gibi alternatifler sunduklarmi an-
latm14ti. "Hükümetin baskici ve yoksullagtirici politikalarmdan mügteki halk bir alternatif buldugunu zannetti. Yoksulhalki yardunlarla örgütlüyorlar. Halk tarafmdan umut olarak görülüyor, seviliyorlar..." Smiflar arasmda artan uçurum, televizyonlardaki dizilerden, müzik kliplerinden, sosyete programlarmdan sokaga yaylhyordu. Misir en büyük medya merkezine sahip ülke olarak, tüm Ortadogu'ya Arapça pop müzik satiyordu. Bu kliplerde görsellegen yayamm sokakla alakasi yoktu... Zenginligin, Batih yaçama özentinin iglendigi rüyalar, açhkla boguçan halki tiksindiriyor, hizla siyasi Îslam'ayöneltiyordu... Halk, lüks görüntülerle beyni yikamp, evdeki çaresiz yayamma kopuyor, dengeyi cemaat ve tarikatlara kapilanmakta buluyordu. Halkm büyük kesimiyardunlarla yaqiyordu... Bir cuma, ägle yemegiyedigimiz lokantada, duvardaki plazma ekrandan neredeyse çiplak bir Arap dilber, sevdigi iriyari adamm önünden son model Corvet'iyle geçerken "Birakir giderim kalakahrsm" anlammda bir çarkiy1ç1giriyordu... Biraz sonra Kral Hüseyin Camii'nin õnündeydim, cama namazma gelen cemaat bahçeye tagm19ti. Yabanc1 basm mensuplari .
hapsediyorlardi... cuma namazmikameralarma Misir 14çive Sendikalar Merkezi'nin lideri Kemal Abbas, diyerek özetlemigti. "Misir halgüç odagi arasinda savruluyoruz" ki iki güç odagi arasmda kalmigtir. Birincisi Mübarek rejiminin 25 y1ldir uyguladigt siki yönetim durumudur. Ikincisi Müslüman Kardeplerörgütünün halk arasinda yay11masive en etkili muhalefet haline gelmesidir. Kisacasi Misir'da normal bir siyaset orta"lki
mi yoktur."
Beyin Yikama Merkezleri Durumu en iyiözetleyen yerlerden biri de mantar gibi çogalan ahyverig BVY6
merkezleriydi.
BOL VE YUT
82
insanlarla, bu ahyverig merkevardi. Burada tüm tabelalar markalarlyla bezeliydi. Mankenler B utikler dünya Ingilizceydi. Batih çehreliydi... Cafelerde oturanlar ve koridorlarda dolaçanlar, Amerikan filmlerinde gördükleri mimikleri ve bakiqlari taklit ederek konuquyorBiraz önce cami avlusundaki
zinde
dolaganlar arasmda uçurum
lardi. Dilek Ersu'yla bu ahyverig merkezinde kargilagtik.O, Kahire'de çahyan bir Türk kizi. Bana küresel rüzgârlari anlatti. "Türkiye'deki gibi burada da ahyverig merkezi patlamasi yaça'Dünyanin en büyük ikinci ahyniyor. Bunlarla çok övünüyorlar. verig merkezi bizde' gururunu yagiyorlar! Markaya çok düykünler. Moda olan müzik, rap! Orta smif gençleri ortahkta bol pantolonlar ters papkalar, küpelerle dolagiyor..." "Arapça mi rapler?" "Evet." Kapismda "Shopping Mall", "No smoking" gibi lngilizceyazilar yazan bir ahyverig merkezinde dolagiyoruz. Dünyanm herhangi bir yerindeki herhangi bir ahyverig merkezinden hiçbir farki yok. Cafeler, içinde oturan insanlar, satilan megrubat ayni. Panolar, modeller, reklamlar markalar
Bir giyim
magazasmm
aym.
vitrininde
bir parfüm markasina
sarigm bir kadm fotografi. sarth. Dilek'le reklama ba-
bedeni Ç1plak kiyoruz "Meselabu kadmm sokakta gördügumüz Mistrh kadmla hiç ilgisiyok. Ama birileriiçin hedef bu degil mi? 'Böyle olmahsm' mesaji mi bu?" diye soruyorum. Dilek, "Güzel olan bu, ona benzemelisin, diyorlar," diye mirildamyor.
Assam Ne Yapsa?
Moda rüzgârlarma kapumig gençler ahyverig merkezlerini dolduruyor. Bir avuç zenginin rahatça ahyveri; yapt1gl mekânlarda, içsizler ordusu mensuplari, ahyveriq yapanlara ve ellerindeki paketlere donuk gözlerle bakiyorlar.
NASIR'IN MISIR'I VE BUGUN!
83
Tabii ki Ingilizce isimli bir cafede kizli erkekli bir grup genç, moda dergilerinikarigtinrken,
"banana
splitleriniyadumluyorlar. Ha Miami'deler, ha Kahire'de... Hiç fark etmiyor. Genç ipsizler, Kahire sosyetesine yer veren moda dergilerinde,
bir giydigini bir daha giymeyen genç kizlari, arabalanm
her yil de-
gigtirensosyetik gençleri izliyor. Rehberim Assam'a bu dergilerden almasmi rica edlyorum. Kapakta dekoltesi, mini etegiyle genç bir Misirh manken. Röportajda elbise dolabmda yer alan giysilerden söz ediyor... Sosyete köpesinde, kim, hangi partide, kimle nasil eglenmig, falancanm yeni erkek arkadaqi kim gibi haberler var... Rolex ilanindan sonraki sayfada yat yariglarmm birincisine kupa takdim eden bir Amerikah. Onlar, marka giysileri, lüks otellerdeki partileri, kayak ve yat gezileriyle bagkabir dünyada yagiyor. Kahire'nin bir yamlüks bloldar, villalar, güvenlikli residanslarla çevriliyor; geri kalan1 ipsizler ordusu ve günde 2 dolara geçinmeye çahqan emekçilerin kâbusunu yaylyor... Assam'la gençlerin ragbet ettigi Amerikan tarzi cafelerden birinde dertlegiyoruz. Assam henüz 22 yaginda. Ozel bir iletipim fakültesinde dört yil geçirmig. Nihayet mezun olmuy. "Egitimim için 4 senede 20 bin dolar ödedim. Babam ayda 90 dolar kazaniyor. Anneme büyükbabamdan kalan mirasm tümü egitimime gitti" diyor. bir iletigimcisin ama yoförlük ve rehberlik yaplyorsun..." diyorum. "Evet, goför olarak çahqiyorum. Çünkü19imkâni yok. Ülkenin yansindaki medya kuruluylarina bagvuru mektubu yolladim!" Bana Misir medyasmda i; bulmanm hayal oldugunu anlatiyor... Muhalif gazetecilerin tutuklandigini, iyten atilanlar çogaldigmi, gazete ve televizyonlarm yabanci trästlerin elinde olduguunutup kendimi evimde nu anlattyor. Bir an Mtsir'da oldugumu "gimdi
samyorum.
"Grevlere artik gazeteciler de katihyor!" diyor. Kahire'deyken, gazetecilerin basm özgürlügü alanmda görülen dikkate deger daralmayi protesto etmek için grevlerde boy gös-
84
BOL VE YUT
terdigi haberlerini duyuyorum. Assam, her yll iëten atilan medfakülteden yeni mezun olanlarm katildigim söyya mensuplarma,
lüyor. "Ben bu durumda olan tek kiqi degilim. Okuldan bu yil bin 30-35'i iq buluyor. oldu. Her y11 mezunlardan mezun Digerleri ne yapiyor?!" ögrenci
Kifaya: M1sir'in Turuncularl Digerleri Misir'daki mohalif hareketlerekatiliyordu. Assam da bir süre "Kifaya", yani "Yeter" adh hareketin içinde yer almigti. Bu hareket isim benzerliginden de anlagilacagi gibi Bati destekli turuncu bir hareketti. Bunalan üniversite gençligini ve aydinlan örgütlemeyihedeflemigti. Ancak baçarih oldugu söylenemezdi... Liam Stuck söyleyimizde Kifaya'yi göyle degerlendirmigti: "Hükümete kargisikielegtiriler yöneltiyorlar ama qu stralar, iki sene önceki bagkanhk seçimlerinde oldugu kadar güçlü degiller." "Neden peki?" diye sormuqtum. "Çünkügeni; halk kesimlerinin destegini alamiyorlar.Înandirici olamtyorlar. Kifaya, smda
adini
ilk önce
anayasa
referandumu
tartigmalari sira-
duyurmuqtu.
Devlet Bagkani Hüsnü Mübarek, Misir'da anayasanm 76. madistediginde, Mistr'm desinin degigmesiyle ilgili bir referandum ayaklanung, birçok büyük kenti Kifaya hareketi tarafmdan gösteriler baglatilmigt1. Gösteriler, polisle göstericiler arasmda çatigmayla sonaçlanmig; 30 Kifaya üyesi tutuklanmigti. Misir bundan evvel 21 kez anayasasmi degigtirmigti. 22. kez degigtirilmesi için referandum yapilacakti ama tüm muhalefet ayaga kalkmigt1.Iktidarpartisi ve medya referandumdan yanaydi. Avrupaci muhalifler, referandumun ne için yapildigmi bile bilmeyen ama açhktan ve ipsizlikten gözü dönmüç halkisokaga dökmüqlerdi.
Anayasanin 76. maddesi iktidarm devamlihgi yönünde degiëBu madde degigtirildigi takdirde, bagtrnsiz adaylar ve
tirilecekti.
NASIR'IN MISIR'I VE BUGÜN!
muhalefet
85
partileri, 2011'de yapilacak, bir sonraki bagkanlik se-
çimlerine katilamayacakti. Mtsir'in Nastr'1Vardt! Mustafa Bekri, "Misir halkliçin bir yeydegiprnez!" demigti.Bekri, Nasir'a olan hayra11hgiyla bilinen bagiosiz bir milletvekiliydi. "Misir defalarca anayasayi degiytirmigtir. 1956 senesinde, 64'te, 71'de, en son 2006 senesinde degigtirmigtir. Misir, artik politik olarak küresel rüzgârlarm õnündedir. Amerika, her yil Mistr'a, milyonlarca dolar destek veriyor. Bunun büyük bir kismmt silah yardimi olarak saghyor. O nedenle Misir'm qu anda bagimsiz bir po-
litikasi olduguna söyleyemeyiz." O Misir ki, bir zamanlar yeri gögü inletmig, Bati dünyasma demokrasi dersivermigti.
Igçilideri Kemal Abbas, Nasir döneminde, Misir halkmm durumunu
göyle özetlemigti:
Bagtmstz milletvekili Mustafa Bekri
BÕL VE YUT
86
"Nasir döneminde herkes hakkim ahyordu. O zaman da belli ordu hâkimiyeti söz konusuydu ama adil bir düzen de vardi. Günümüzde kimsehakkmi alamiyor." Kahire'nin ortasmda bir müze. Siyasi liderlerin yan yana portreleri. Cemal Abdülnasir'm yardimcist (!) ve hayallerini katleden Enver Sedat'la yan yana resimleri... Bu portreler, Misir yakm tarihindeki iki zit politikayi simgejiyor. 1952-1970 ydlarmda Nasir'm her yaptigi, daha sonra Enver Sedat döneminde bozuluyor. Amerika'ya geçerken, Misir da Dünya hâkimiyeti Ingilizlerden bir devrimin içine girecekti... Kurmay albay Cemal Abdülnasir, 23 Temmuz 1952 gecesi bir darbeyle baya geçmigti. Nasir, 2500 yilhk Misir tarihinde, iktidara gelen ilk yerli, Misirh bagkandi. Mustafa Kemal Atatürk hayram bu genç subay, iktidara gelir gelmez hedefini göyle aç1klamigti: "Ulusal bagimsizhk, feodal düzene son, tekellere ve kapitalizme kary1mücadele, sosyal devlet, ulusal savunma ve kahci bir demokrasi!"
Nasir, 1955 yllmda "Baglantisizlar Hareketi"ne katilacak, Bandung Konferansi'nda Nehru, Sukarno, Tito gibi liderlerin yanmda yer alacakti. Bagimsiz milletvekili Mustafa Bekri, Nasir'i amyordu:
"Misir, tarihinde ilk kez Nasir'la yerli, Misirl1 bir iktidarla tamyti, Çokönemli bir dönemdi. Nasir, Ingilizsömürüsüne son verdi ve Ingilizlerin uzantisi olan kralhk sistemini ortadan kaldirdi. O, 70 yilhk ingiliz içgaline nokta koydu. Misir'a cumhuriye-
ti getirdi." 26 Temmuz 1956'da ingilizlerin kontrolündeki Süveyq Kanah'm da o millileytirmigti. Bu haber Arap dünyasmda coyku: Bati'da ise büyük öfke yaratti. Tam üç ay sonra Ingilteredestekli Israilbirlikleri Misir'a girecekti. Bati, Misir'i ve Nasir'i hiç affetmeyecekti. Can damari Süveyq'i kaybetmeyikabullenmeyecekti. Ingilizve Fransiz birlilderi M1sir'1günlerce bombaladt. Tüm Arap ülkelerive baglantisiz ülkeler, Batih saldirganlarilanetlediler.
87
NASIR'IN MISüfI VE BUGÜN! I
CemalAbdul Nas
r
"Kavgamir Nasir'ladir!" Sonunda Sovyetler'in müdahalesiyle, iggal güçleri, Misir'dan çekilmek zorunda kaldi. IngiltereBagbakani Anthony Eden, bu beklenmedik yenilgiden sonra öfkeli bir açudama yapm14ti: "Bizim kavgamiz Misir'la ya da Arap dünyasiyla degil, Albay Nasir'ladir" diyordu. "Iktidara geldiginde kendisine karpihiçbir düçmanlik beslemedik, tersine anlagmalar yaptik. Ama o dostça yaklaymak yerine, ülkemize karpi saldirgan bir propaganda yürüttü. Sadakatine güvenilmeyecek bir adam oldugunu gösterdi." Dogru tespitti. Nasir, Misir halki için çahym14ti,Bati'ya hiçbir milsadakat duymuyordu. Savagtan soura tüm altyapikurumlarmi lileptirdi. Yabanciyatirum tasfiye etti. Devlet yatirimlarim genipletti. lleribir vergi sistemikurdu, iççi haklarimyasallagtirdi, parasiz egitimi, en ücra köyekadar götardü. Parasiz saghk hizmetini yayginlagtirdi. Bunlan yaparken Türk devrim tarihini âdeta kopyalamigti. Kamulagtirmalar yüzünden sag cenah tarafmdan komünistlikle; özel mülkiyete ve serbest tegebbüse yer verdigi için de solcular tarafmdan kapitalistliklesuçland1.
88
BOLVEYUT
I
Muhammed Ali Pa a Topu
Yardun aldigi Sovyetler'e kargi da bagimsiz tavrmi sürdürdü. Bagunsizhgmdan hiç ädün vermedi. Arap dünyasmda ilk birleyme adimlarim da o atti. Suriye'yle 1958'de tüm zorluklari açarak bir araya geldi ve Birlepik Arap Cumhuriyeti kuruldu. Bat1'nin tüyleri diken dikendi. Bu cumhuriyet büyük baskilar sonucu sadece üç yil sürebildi. ÇünküOrtadogu'da ülkelerin degil birlegmesi, yalanlagmasi bile birilerini rahatsiz ederdi! Kahire Bir Osmanh
§ehriydi
Kahire'de gehitler Amti'na gittigimde, meydanm kargisinda, Enver Sedat'm suikasta ugradigi kapah tribünün önünde bir kaç dakikahgma durdum. Kargida, mozole önünde duran degigik giysili askerlere baktun. Amtta nöbet tutan askerler, Misir'm hangi agamalardan geçtiginianlatiyordu âdeta. Büyük Misir medeniyetini simgeleyen as-
NASIR'IN MISIR'I VE BUGÜN!
89
kerler, amtm yanmda bir film sahnesinden firlamiqçasinaduruÖnlerinde,Osmanh askeri kiyafeti içindeki nöbetçiler
yorlardi. vardi...
Kahire'nin, bir zamanlar Osmanh devletinin Istanbul'dansonraki ikinci büyük gehri oldugunu dügünüyorum. Amtm önünde toplarin altmdaki plakette 1805'te üretildikleri yaziyor. "Bu toplar Muhammed Ali Papa döneminde 1839 savaginda kullanildi" ibaresine bakiyorum. Osmanh, bu tarihten 43 yil sonra, 1882'de tipki Kibris gibi Misir'i da ingilizlerebirakacakti. Biraz ileride, 19731srail-Misir Savagi'nda, Misir'm zaferini anlatan bir devasa tablo asih. O yillarm üzerinden çok geçmeden, Arap dünyasim poka sokacakti Enver Sedat. Bagunsiz milletvekili Mustafa Bekri anlatmigti: "Sedat, iktidara geldigi zaman, ylllarca yarduncihgmi yaptigi Nasir'm resmine bakarak, 'Iqte bizim problemimizP demigti. Sonraki yillar içinde Nasir'dan kalan her geyi degigtirdi. Sovyetler'le iligkiyi kopardi. Oysa Sovyetler bize çok yardim etmigti. 1967'deki savagtan sonra, Savagi'm da, Sovyet silahlarlyla kazaamiytik. Sedat, Savagi'ndan sonra çizgisinitümüyle degigtirdi. ÖnceIsrail'iziyaret etti. 1979'da da 'Barig antlagmasi' imzaladi. Bu yüzden Arap dünyasiyla tüm iligkilerimiz bozuldu. Bu dönemden sonra Misir'm dig politikasi, Misir'a çok gey kaybettirdi. Yalnizlaytik." Amaç da bu olsa gerektil Enver Sedat yönetimindeki Misir, Ordün'den sonra israil'le anlaçan ikinci Arap ülkesi olmuqtu... Amerika'nm dayatmastyla ardi ardina Îsrail'le anlagmalar imzaladi. Sina Antlagmasi'm, Camp David takip etti. Bu anlagmalarla M1sir, Arap dünyasmdakopacak, Amerika'nm '73
'73
müttefiki olarak amlmaya
baglanacakti.
Amerikan Baykam Reagan, Libya'ya karpideniz tatbikati düzenlediginde, Enver Sedat, bu saldiriy1"gahane" olarak nitelemigti! Birkaç ay sonra bir suikasta kurban gidecekti Enver Sedat. Ardindan yönetimi devralan Hüsnü Mübarek, Sedat'm yolunda ilerleyecekti...
BOL VE YUT
90
Bati'mn çizdigiyolda yürürken, serbest piyasaninkaçmilmaz çukurlarmadügecekti.Artan yoksulluk, geni; halkkesiminifenahalde etkiliyordu... Radikal Islam,Mübarek'i korkutmaya baglamiëti. Mübarek ve "Dinle Aldatmak"
iktidar,radikal Islam'akarpi kendi denetiminde farkh bir Islami akimi öne çikaracakti.... Hüsnü Mübarek tehlikeye panzehir üretirken, ülkenin laikligini tehlikeye atti. Misir artik dini siyasete alet edenlerin savag alamydi! Müslüman Kardeqler örgütü, 20 yllhk bir süreçte sivil toplum örgütlerini, özellilde meslek gruplarmi, egitimcileri, saghk elemanlarmive ögrencileriörgütlemigti. Arap ülkeleriyle de, özellikle Amerika'mn destekledigi Sünni blok içinde yer alan ülkelerle ittifaklar yaplyordu. Suudilerle ve Ürdün'le büyük bir dostluk içinde olacak; Suriye ve fran'la dügmanhk iligkileri yaçayacakti... Müslüman Kardeqler örgütü, Suriye'de yasadigi, Ordün'de ve Misir'da yasaldi. Alman istihbarati, Müslüman Kardeqler'in faaliyetlerive Ortadogu ülkelerinde yayilmasmm endige verici sonuçlarim anlatan bir rapor yaymlamigti. Amerikan istihbaratiysa örgütün faaliyetlerihakkmda sessiz kalmigti. Amerika, Soguk Savay döneminde din ve mezhepleri, sosyalist bloka karvikullanmigti.Aym dil ve aym dinden olan Arap ülkeleri
de aym oyundan nasibini alacakti.
Mezhep ve etnik aynmlar sonucu Lübnan ve Irak kan gölüne çevrilmiyti Mustafa Bekri, "Mezheplere ve etnik ayrima dayali geligmeleri endigeyle izliyoruz!" demigti. "Bir Kürt devleti projesi nasil yoktan var oldu, gördük! Böylesi bir oluqum, bölgeye vurulan en büynk darbe olacak. Yüz ylldir amaç Ortadogu'yu parçalamak. "Oyun bellidir. Bir etnik grup bu bälgededevletlegtirildiginde, bazi devletler amnda parçalanacaklardir. Geçen yil bir Amerikan dergisinde, bu bölgedehedeflenen simrlari gösteren bir harita yayimlandi. Bu harita Bati'nm hedefini tüm açikhgryla ortaya koymuytu."
NASIR'IN MISIR'I VE BUGÜN!
"Nil'den Firat'a Büyük
91
Israill"
Haritalar da amaç1ar da yeni degildi. Ortadogu, Nil'den Firat'a kadar yeniden gekillenmeliydi. Bu hedef, ilk olarak Israilkuruldugunda, 1948'de Curnhurbagkani Ben-Gurion tarafmdan ifade edilmigti.
"Nil'den Firat'a" yayilan cografya, "Tevratsal alan" olarak bililsrail'insöylemine göre, bir gün Nil Nehri'nden Firat'a uzayan kutsal topraklar ele geçirilecekti. Bu sözleri açikça dile getiren, Israil'in sinirlarini ifade eden IsraelShahak'a ait pu satirlara bir göz atin: "Smirlarimiz: Güneyde tüm Sina Yarimadasive kuzey Misir'in Kahire'ye kadar uzanan bir parçasidir! Doguda, Ürdün'ün tamami ve Suudi Arabistan'm kuzey bölgesidir; Kuveyt'in tümü ve Irak'm büyük bir bölümüdür; kuzeyde, Lübnan'm ve Suriye'nin tamamidir." Bu bir meczubun deli saçoasi degil, Israilyöneticilerinin tünirdi.
münün
aklmdaki
suurlardir.
Ünlü Misirh gazeteci Usame Heikal yorumlamigti: "ArapIsrail iligkileri hiçbir zaman geliymedi, geligmeyecek. Geligemez! Çünkü1srail'inkuruluqundan bugüne kadarki söylemleri bellidir. Bayragmda iki mavi çizgivardir. Bu çizgiler Firat ve Nil Nehirlerini simgeler. Bakm Irak, bir Amerikan plamnm kurbam oldu. §imdi parçalanmak üzere. Sizce kim faydalanacakbu durumdan? Tabii kilsrail! Bu plan sadece Irak'la da smirh degil. Bunu kendileriher firsatta dile getiriyorlar." Säyledikleri sir degildi.Eski IsrailDigigleriBakam Oded Yinon, daha 1980'lerde yöyle demigti: "Misir, bugün siyasi olarak yaçayan bir ölüdürl Misir'i farkh cografibölgelere ayirmak, Israil'in Bati cephesinde güttügü baglica hedefidir." Oded Yinon'a göre Misir, zaten çok parçah bir siyasi görünüme sahipti. lçinde birçok iktidar odagi birbiriyle çekipmekteydi. Bu odaklar, kendi baglarma var olurlarsa, Libya, Sudan ve hatta daha uzaktaki devletler de bugünkü smirlari içinde varhklarim sürdüremezlerdi...
BÖL VE YUT
92
Sudan bunlarm bagmda geliyordu. 1çinde birbirine düyman dört grup vardi. Müslüman olmayan Afrikahlar, putperestler, olan Sünni Müslüman Hiristiyanlar ve azmhk egemenligikurmuy Araplar. Israil, 20 yllönce Sudan'daki çeligkilerimasaya yatirm14, planlarmi yapm14ti. Misir için de planlari vardt. Ülkede çogunlugu olugturan Süimi Müslümanlara kargi, Misir'm kuzeyindekiyedi milyonluk H1ristiyan azinhk üzerine senaryolar üretiyordu Israil. Ona göre, Misir, ikinci bir Lübnan ola-
bilirdi... Bir Bardak Limon
Çayi
Kahire'nin Osmanh çargilarmdan birinde bir masaya oturup, Burasi Kapah Çaryi'mn bir limon çay1ismarhyorum. küçük bir benzeri. Çayocagmm tam yanindayim. Seyyar saticilarm çighklan, Amerikah turistlerin curcunasi arasmda birbirinden güzel insan yüzlerine baktyorum. Înceuzun, maglahh çöl insanlari; kadife tenli küçük satici çocuklar... Gözlerinde tarihin derinlikleri sakh bir agaç oymacisi, bagirabagira konuçan hasir papkah Amerikah kadina, yere bakarak cevap veriyor. Ben bin y11hklimon çaymi yudumluyorum... ingilizlerdensonra gimdi Amerikahlar, Misir'i sömürgeleri gibi algihyorlar. Nasir'dan sonra suyun aktyi degigti.Amerika'nm Arap dünyasindaki müttefiklerinden biri de Misir degil mi? Amerikan Digigleri Bakani Rice, "Bölgedeki diplomatik varhgimizidesteklemek için, Körfez ülkeleri, Israilve Misir'la yardim anlaymalari yaplyoruz" dememig miydi? daha Simdi da açik konuquyor.Amerika'nin, Iran ve Suriye'ye kargi, Ortadogu ülkelerini silahlandiracagini söylüyor. Amerika, stratejik hedeflerine yardunc1 olmasi için Misir'a 13 milyar dolarhk silah yarduni verecek. Israil, yardun paketi kapsaminda 30 milyar dolarhk silahla ödüllendirilecek. Kahire'deki bu Osmanh çargismda Assam'la oturuyorum. Siyah gözlerine karanhk oturmuy, dudaklan gülümsüyor. Onunla konuçoak içimi acittyor! Elimiomzuna koyup "Gelecekten ümitti
NASIR'IN MISIR'I VE BUGON!
93
misin?"
diye soruyorum. Yumuçak sesiyle, kendini ikna edercesiolmahyim yoksa yaçayamam!" diyor. Bana, Misir'm "Umutlu ne, bir Nasir yetiptirdigini, bagka liderleri de içinden çikaracagma olan inancmi anlattyor. Nasir, Misir halkmm kalbinde yerini alm14, unutulmuyor. Misir halki, "Bir gür bir Nasir gelecek..." diye fisildiyor. Bu cografyada, Anadolu ihtilalive onun liderinden en çok etkilenenler,belki de Misirh devrimcilerdi: O yillarda ElAhram gazetesinde qu sözleri etmiglerdi:
"Gazi Mustafa Kemal Papa önderligindeki Türkler, yurtlarmt kurtardilar. Çelikten pençeletutsakhk zincirinden ve zulümden riyle düginani ezdiler. Tüm Dogu halklarmi aymazhk uykusundan uyandirdilar. Onlara özgürlük ve bagiosahk yolanu gösterdiler. Dogu'ya parlak bir örnek oldular."
LUENAN: KURESEL GUÇLERIN POLÍTÌKA LABORATUVARI
Eylül 2007 Yolculugu Bir zamanlar aynitopraklarminsanlariydik. Fransa ve Ingiltere, Osmanli topraklanm bölme çabasmi Tanzimat döneminde hizlandirdi. 1920'de Milletler Cemiyetikararlarlyla amaçlanna ulayacaklardi. Lübnan 1920'den 1943'e kadar 23 yil, Fransa'nin boyundurugunda kaldi. 1943'te lkinciDünya Savap'adan çikan Fransa, Lübnan'a bagimsizhgmi bahqedecektil KKTC KRK SURiYE Beyrut
:
FÍLiSTIN ÛRDÜN
LÜBNAN: KÜRESEL GOÇLERIN POLITIKA LABORATUVARI
95
Lübnan'dan çekilirken bölgeye nifak tohumlari ekip gitmeyi ihmal etmeyecekti. Dogu Akdeniz'in en dip ucu Lübnan, o günden beri hiç hazur yüzü görmedi... Büyüklügü Izmir kadar bir ülke. 4 milyon nüfusu var. Nüfusunun bir milyona yakm1 Filistin mültecisi. Yani nüfusun beyte biri topraklarindan kovulmuy Filistinli. Kuzeyi ve dogusu Suriye, güneyi israil. Batisi Akdeniz. Cografya, Ortadogul Lübnan'da huzur olur mu?! Ortadogu'da bir saldirtlar zinciri. 2006 yazmda Lübnan'i bir kez daha israilçizmeleri çignedi! Ama bu kez Ortadogu'da bir ilk gerçeklepti belki de. Israil yenildi! Ve bir bagka ilk! Lübnan'daki vatansever cephenin önderi §ii Hizbullah, sadece Ortadogu'nun §iileritarafmdan degil, tüm Sünni Arap halklari tarafmdan da desteklendi... Ortadogu'da bir peyler degiqiyor. 50 ylldir bitmeyen Amerikan Israilsaldirtlarma karyiArap halklari birlegiyor. Lübnan, yeni Ortadogu projesinin laboratuvari... Ülkedeki Lübnan'1 Bati yandaylari Amerika ve Avrupa'nm yanmda olan emperyalizme, halk, Begte biri Filistin mültecisi savunuyor. Bati'mn ve Israil'in oyunlarma "Yeter!" diyor. 2006 Haziran ayl. Amerika Digigleri Bakam Condoleezza Rice, Israil ziyareti strasmda "Yeni Ortadogu" kavrammi telaffuz etti. Bir ay sonra, Lübnan'a Israil askeri girecekti. medyaya "Yeni Ortadogu'nun Olmert ve Rice, uluslararasi söylemiglerdi. Lübnan'da gekillenecegini" 2006 yazmda Lübnan bir kez daha kana bulandi. 1500'den fazla sivilöldü. 1,5 milyon insan göçtü. Beyrut'un Müslüman mahallelerine salkim bombalari yagd1. "özgur
Bari; Havarisi
Ü1kelerSessiz Kaldi
Lübnan'da Israil ordusuna karyt Hizbullah ordulari direndi... Fuad Sinyora hükümetive destekçilerifarkh bir tavir sergilemigti. Condoleezza Rice'1Lübnan'a davet etti. Sinyora, saldirisürerken strasinda "Israil hedefine ulaçana kadar herhandavet Rice, Bu ateykes söyleyecekti. olmayacagim" gi bir
96
BÖLVE YUT
Fuad Sinyora, basm toplantisinda gözyaylari içindeydi Israil'in, 33 günlük içgali yenilgiyle sonlanmigt1. Ardmdan Bir"bari;
leymig Milletler, 1701 sayih karan yaymladi. Bölgeye askerleri" yollanacakti. Birçok bölgede zaten oynanan bu oyun bir ket daha sahneleniyordu. Birleymig Milletler askerleri, Lübnan topraklarinda israil smirmda konuglandi. Konuglandiklan yer israil'in 1982'de iggal ettigiLübnan topraklarlydi Lübnan'a gelen Almanya Bagbakam Angela Merkel durumu göyle açiklayacakti. "Burada Israil'i korumak üzere bulunuyoruz."
Diyaridaki ve
1çeridekiDüpmanlar
Beyrut'un ortasi yangm yeri. Dahya bombalanmig binalarla çevrilive her yerde kurgun delikleri! ibrahim Musaviyurtsever cepheden ünlü bir gazeteci. Buluçma yerimizi son ana kadar söylemiyor. Yarisi yikilmig bir binanm önünde, arabaum içinde, ondan gelecek telefonu bekliyoruz. 10 dakika sonra, yine kurgun delikleriyle kaph bir binadan içeri ginyoruz.
Musavi durumu özetliyor. "Emperyalizmin iki safhasiyla karpi kargiyayiz"diyor. "Birincisi iggallerlegelen emperyalizm. ikincisi ise maskeli emperyalizm, diparidakiler ve bir de içimizdekiler var. lçimizde kendi halkimn çikarlarina kargi Bati'yla birlegenler var," IbrahimMusavi, Hizbullah tarafhst söylemiyle ünlenmig bir gazeteci. Onunla röportajl, Profesör Muhammed Nureddin saglamigti. Mükemmel Türkçesiyle, "Lübnan yeni Ortadogu'nun çizilmesinde baglangiçnoktasi" demiyti. "Bu projeden en çok kazanan güç, Israil ve Amerika! Hem mezhep hem dine dayanan küçük ülkeler kurmak istiyorlar ki, ileride gerekirse daha da parça-
layabilsinler!"
Lübnan 1943'te Fransiz boyundurugundan kurtuldu. Artik özgür bir ülkeydi... Ama derdi bitmeyecekti. ÇünküFransa, Lübnan'dan çekilirken, bugün Kosova'da, Bosna'da emperya-
LÜBNAN: KORESEL GÜÇLERIN POLITIKA LABORATUVARI
97
lizmin uyguladigi modeli hayata geçirmigti. Dünyada bir örnegi daha olmayan bir kota sistemi, toplumu paramparça edecekti. Bu sisteme göre, cumhurbaçkani Maruni mezhebinden Hiristiyan; bagbakan Müslüman-Sünnilerden; meclis baykam ise Müslüman Siilerdenseçilecekti. Iqte Lübnan, çikar gruplarma bäyle bölünecekti. Lübnan'in politik aktörlerinin hemen tümü, Bati'yla yakm baglar sergilemekteydi. Profesör Nureddin anlatiyordu: "Birçok cephe var: Suriye'ye, Ïran ve Hizbullah'a karyi cephe, 14 Mart Cephesi olarak biliniyor. Bu Bati yanhs1 cephenin içinde Dürzi lider Velid Canbolat, H1ristiyan lider Samir Jajave Sünnilerin lideri Saad Hariri de var." 14 Mart Cephesi'nde en öne ç1kan isim olan, 2005 suikast1yla öldürülen Refik Hariri'nin oglu Saad el Hariri, Amerika'yla derin iligkileriyle dikkat çekiyordu. Seçim öncesiilk ip olarak Bagkan Bush'u ziyaret etmigti. ibrahim Musavi, "Hariri'nin oglu ülkenin genig bir kitlesini temsil ediyor, buradaki Sünniler onu destekliyor. Ülkeyi Bati çikarlarma servis etmeyi isteyen güçlerle ayni cephede yer ahyor. Amerikan politikasmi izliyor..." diyordu. En güçlü lider Hariri digmda sahnede kimler vardi bir bakahm: Emil Lahut, Lübnan'in katolik Maruni cumhurbagkam, Suriye yanhsi olarak tanmiyordu. Her ne kadar devlet baykanhgmielinde tutsa da, halk içinde küçük bir azmhk tarafmdan destekleniyordu. Dürzi lider Velid Canbolat, aym zamanda Kürt kökenliydi. ÜlkedeIsrail'le ve Bati'yla diyalogun arttirilmasmi savunan Batici cephenin ortasinda yer ahyordu. Miëel Aoun, 80'lerde Lübnan'm genelkurmay baykamydi. Kisa bir dönem Lübnan'da bagbakanhk da yapm19ti. Katolik Maronitleri temsil ediyor, Lübnanh Hiristiyanlar arasmda önernli bir seçmen destegini elinde tutuyordu. Hizbullah'la ayni cephede yer alabilecegini söylüyordu. Fransa'yla yakin iligki içindeydi. Bu cephenin karpismda yer alanlar 8 Martçilar olarak biliniyordu. BVY7
BOL VE YUT
98
Lübnan Parlamentosu
Lübnan'm parlayan yildizi, Iran ve Suriye tarafmdan da desteklenen bu "Sii ittifaki"ydi. Bu ittifakm ortasmda Hizbullah vard1.
Hizbullah deyince akla Seyid Hasan Nasrallah geliyordu. Hizbullah'm bagma 1992'de geçen Nasrallah, Hizbullah'm silahh gücünü siyasibir harekete dönügtürmügtü. Hizbullah ilk olarak 1982'de dini bir grup olarak ortaya çikmig, o tarihte Israil'in Lübnan't bir kez daha içgal etmesinin ardindan askeri bir örgüte dönügmügtü. Hizbullah'i yaratan part-
lar burlardi.
1;galAltinda Bir Parlamento Beyrut'un ortasinda hükümet niyçilerin çadirlarlyla sarih...
binast... Etrafi Hizbullahçi dire-
El Nahar gazetesinden Edmond Saab "Bir türlü bir uzlagt orKaos sürüyor!" diyordu. "Hükümet binasmi tami saglanamad1.
LÜBNAN: KÜRESEL GÜÇLERIN POLITlKA LABORATUVARI
99
çevreleyen çadirlar birer simge. O insanlar, direnigi simgeliyorlar. Hükümet güçleriyle Hizbullah güçleri Beyrut'u paylagmiglar. Hiçbir gey diyalogla halledilemiyor. Polis onlara saldirlyor. Îsyan artlyor..."
Beyrut'ta mahalleler afasmda smirlar var. Parlamento binasina yakin küçük bir meydanda Arapça Fransizca karigimi bir tabela dikkatimi çekiyor. Tabelada "Place Riad el SULH" yaziyor. Burasi Bany Meydani. Meydanm dört bir yam dikenli teller ve arkalarma yerlegmig tanklarla çevrili. Ismail Dostoglu'yla parlamento binasi ve önündeki çadirlan kameraya hapsederken silahh iki direniççi tarafindan gözaltma ahmyoruz. Yaklagik bir saat güvenlik çadirmda dil döktükten sonra serbest birakthyoraz. Rehberimiz "Pasaportlarmiz Türk olmasaydi gününüzü görürdünüz!" diyor. Gece Beyrut'un en gösterigli otelinin önünden geçiyoruz. Rehberimiz Ibrahim,hükümet yetkililerinin bugünlerde evlerine bile gidemediklerini, bu otelden digan çikamadiklarmi söylüyor.
Place Riad El Sulh (Bary Meydam)
100
BOLVEYUT
Lübnan'da herkes korkuyor! Bagbakan Sinyora'nm evinin çevresi dikenli tellerle çevrelenmig... Beyrut mahalle mahalle ayrilmig, içsavay yaqiyor. Güzelim Beyrut'ta bir yerden bir yere gitmek, dügman ülkearasindaki smirdan geçmek kadar zor. Beyrut'ta mahalleler saler vagiyor!
Hizbullah'in hâkim oldugu bölgelerde Hizbullah askerleri güvenligi saghyor. Hükümete bagh güçler Hizbullah mahallelerine giremiyor. Beyrut'ta çekim yapmak isteyen televizyon ekipleri izinlerini iki ayri yerden ahyor. Hizbullah bölgesinde çekim için ayri, hükümete bagh bölgelerde çekim için ayri bir enformasyon birimiyle temas etmeniz gerekiyor. Ve birinin izni digerinin bölgesinde geçerli degil. Saflar belli. Lübnan'da, 8 Martçimism, 14 Martç1m1, öncelikle bu tartigihyor. 8 Mart Cephesi 2005, Lübnan için kirilrna noktasi. O yil ülkedeki
le tutulur bir hal
bölünme el-
almigt1.
Hasan Nasrallah'm liderligini yapttgi Hizbullah, Meclis Bagkam Nebih Berri'nin temsilcisi oldugu Emel hareketi ve eski Genelkurmay Baçkam Migel Aoun, bir cephede birleymigti. Ve Beyrut sokaklari, nüfusun dörtte birinin yürüyügüne sahne olmuytu. Bu gösteri sonrasi cephe, 8 Mart adim alacakti 8 Mart Cephesi, Lübnan'da Bati politikalarina ve Israil'in dayatmalarma karylçikanlari temsil ediyordu. Bir hafta sonra 14 Mart 2005'te, karpicephe, yani Maruni mezhebinden Katolik Hiristiyanlarm bir kismi, Hariri ailesinin temsil ettigi sünni Müslümanlar ve Velid Canbolat liderligindeki Dürziler, "Özgür ve Batici Lübnan" için yürüdüler. Onlar da bu gösterisisonrasi 14 Mart Cephesi admi aldilar. O gün bugün, Beyrut sokaklarmda, iki ayr1 cephenin militanlari dolaglyor. Kim 14 Martçi, kim 8 Martçi herkes birbirini sorguluyor.
LÜBNAN: KÜRESELGÜÇLERIN POLlTIKA LABORATUVARI
101
Garip olan, Suriye kargittkatolik Migel Aoun'un, Suriye yanhsi Nasrallah'la ayni cephede bulugmasi! Duvarlarda ikisinin yan yana resimleri görülüyor. Lübnan'i anlamak zor. Beyrut Amerikan Üniversitesi'nin aykidügünceleriyle tanman genç akademisyeni Kerim Maqdisi açikri hyor: "Lübnan't anlamak için din ve mezheplere bakarsanizyamhrsimz. Birbirine karyitiki cephede de yer alan Hiristiyanlar, Sünniler ve §iilervar. Migel Aoun, hükümete muhalif. Hiristiyanlari temsil ediyor. Büyük bir Hiristiyan çogunluk, Hizbullah'i destekliyor. Diger Hiristiyan gruplar karyicephede yer ahyor. Din esasmda bakarak bu durumu anlayamayiz. Burada cepheler, Amerika yanhlari ve kargitlart olarak ikiye ayrihyor. Bunun din ve mezheplerle ilgisi yok." Üniversitebahçesinde 1923'te ekilmig bir banyan agacmm birbirine geçmi; kökleri dibinde konuquyoruz. "Yani anahtar kelime emperyalizm!" diyorum. "Evet" dikargitt duve özellikle Hizbullah, emperyalizm yor, ediyor. Amerika'nm Büyük Ortadogu Projesi'ni desrugu temsil tekleyenler ve Israil'inbu bölgede polislik yapmasim isteyenler, Hizbullah'tan korkuyor, onu saf diq1etmek istiyor." "muhalefet
Alman
Istihbarati
Beyrut'taki Alman Dogu Enstitüsü Bagkam Stephen Leder, Dr. Maqdisi'yi dogruluyor. Siyasiittifaklardan söz ediyor. "Lübnan'da gahit oldugunuz cepheler, siyaseten birlikteler. Bildiginiz gibi politik birliktelikler pragmatik birlikteliklerdir ve de baglangiçtaideolojik farkhhklart saf digi tutabilirler." Beyrut'ta Alman istihbaratmm kalelerinden birindeyim. Eski tay yapi, kiliseyiandiriyor. lçeridekibürolarda birçok Alman ça-
hylyor. Leder, kendine has agir üslubuyla, beni tartarak, "Lübnan'daki dini ayrimi, Îsrailtetikledi," diyor. "Îslam'm siyasi bir olgu haline gelmesi yakm tarihin bir sonucu. 1982 Israil iggalinden itibaren, ulusal direnig, dini gruplar tarafmdan örgütlendi. Bugünlerde
BOL VE YUT
102
Lübnan çok özel bir kriz yagiyor. Olkenintüm dengeleri sarsilmig durumda. Lübnan her zaman çogulcu bir äzellik tayimaktaydi. Dogal bir demokratik sistemi vardi. Hiçbir zaman askeri bir rejimi olmadi. Diktatärlük olmadi. Baskici bir rejim olmadi. Sivil toplumu çok güçlüdür. Ama devlet organlari het zaman zafiyet içindedir." Leder'e Dogu Enstitüsü'nün Lübnan'daki faaliyetlerini soruyorum: "Dogu Eastitüsü
azun
zamandir
burada. Bölgedeki Alman ç1
karlart nedir?" "Alman çikarlari, Avrupa Birligi'nin çikarlanyla aynidir" diyor. Fazla detaya girmiyor. Onu dinlerken savaym hemen ardmdan Lübnan'a gelen Alman Bagbakam Merkel'in sözlerini hatirhyorum: Bölgeye konuglanan Alman askerlerini kastederek, "Burada Israil'ikorumak üzere bulunuyoruz" dememig miydi? Bati-Sünni
lttifaki
Amerika ve Avrupa, Lübnan'a saldiran Israil'i,Lübnan'a karyi korurken, Lübnan içinde yeni bir dini hareketlilik dikkat çekiyor. Bati bir yanda Ortadogu'da Sünni kupagigeniëletmeye çahyiyor, bir yanda mezhep çatigmalarmi arttiracak yeniönerilerle sahneye çikiyor. Brookings Amerika'mn önde gelen dügünce merkezlerinden Enstitüsü'nden, Ortadogu Etütleri Bagkam Martin Indyk, Lübnan'daki piiuyampa kargi "Sünni Birligi" öneriyor: "Amerika ve Israil, Ortadogu'da §iilerekargi Sünnilerle ittifak kurmahdir. Iran gii'dir.Suriye'de Alevi azmhk iktidardadir. Lübnan'da Hizbullah gii'dir.Bunlara kargi Sünnilerle ittifak yapilmahdir!" Son iki ylldir Lübnan'daki giiayaklanrna, Sünni halk arasmda da destek bulunca, yeni bir önlem gündeme geliyor. Sünnilerin, muhafazakârlar ve modernistler olarak ikiye ayrilmasma ugragihyor. Çabalarm sonucu sokaklarda görülüyor. Birbirinden farkh tarzda baglanmig bagörtüleriyle kadmlar, âdeta üniformalarrenkli saten bayörtüla dolapiyor. Iran tarzi bay baglama, Siileri;
LÜBNAN:KÜRESEL GOÇLERIN POLITIKA LABORATUVARI
103
siyah ya da tek renkli bayörtüler Sünni muhafazakârlari birbirinden ayirt ediyor. Bu üniformalar, bölünmüy halki mezhepler bazinda bir kez daha bölüyor. Bu arada Lübnan sik aralarla suikast haberleriyle sarsihyor. Genellikle Suriye kargithgiyla ün1ü politikacilar, suikasta kurban
ler Sünni modernistleri;
gidiyor
parmaklar hemen Suriye'yi gösteriyor.
ve ardmdan
Suikastlar ve
Iglevleri
14 §ubat2005'te eski Bagbakan Refik Hariri'nin öldürülmesiyinfial le, son noktaya ulaymigti. Bu suikast, Washington-Tel Aviv merkezli, Suriye kargitt saldirgan kampanyayihad safhaya çikarmigti. Tüm parmaklar Suriye'yi gösteriyordu. Ibrahim Musavi, Lübnan'daki Suriye'yi göyle anlatlyordu: "Suriye çok uzun bir süredir Lübnan'm içindeydi. 25 ylh aqkin bir süre Lübnan'i tehditlerden korudu. Uzun y1llar boyunca, bu kadar hassas bir bölgedebarië ve istikrari sagladi. Lübnan'daki en önemli kurumlardan biri olan ordu teykilatmm kurulmasma da Suriye yardim etti. Ne zaman bir suikast yapilsa, bu iyten çikari olanlar, faturay1 Suriye'ye mal etmek için ugragtilar. Burada sorulmasi gereken soru gudur. 'Suriye, bu suikasttan ne elde etti?' Bu suikastla, Suriye'nin çikarlari zedelendi." "Sizce kimin çikarlarma hizmet edildi?" diye soruyorum. "Çikarsaglayanlar bu suikastlari yapanlar. Görünen o ki suikastlar hep israil'in igine yariyor!" diye cevaphyor. 2005'in 14 §ubatgünü, Suriye Enformasyon Bakam Mehdi Dahlallah "Bu suikast Suriye birliklerinin Lübnan'dan çekilmesi amac1yla yapildt!" demigti. Lübnan'i koruma amacyla, burada birlik bulunduran Suriye,
bu suikast sonucu ülkeyi terk edecekti. Çokkisa bir zaman sonra Lübnan'a Israil askerleri girecekti. Muhammed Nureddin, "Bir ülkeyi bölmenin en kolay yolu önce burada kaos ortami yaratmaktir!" demigti. "Irak'ta böylebir kaos var. Kürt, Arap, Sünni, gii derken Lübnan'da da aym geyler oluyor. Bu kaosta amaç, Israil'i bölgenin tek hâkittii olarak birakmak. Digerlerini parçalamak. Bat1'nin amaci bu."
104
BOL VE YUT
Bu plan uzun y1llar önce bir bagka suikastla sahneye konulmuqtu. 1975'ten 1990'a kadar süren kanh içsavagi, Ekonomi Bakam Marwan Hamadeh'e sikilan kurgun tetiklemigti. Parmaklar yine Suriye'yi göstermiyti. Lübnan,16yilboyuncakangölündeyüzmügtü.Ortadogu'nun en güzel yehirlerinden biri olarak bilinen Beyrut, 16 yilm sonunda bir harabeye dönmügtü. Lübnin ordusu ikiye ayrilmig. Suriye, Lübnan'i bõylece korumaya almigti. Amerikan Büyükelçiligive Etkisi Bati, Lübnan konusunda son derece açik bir tavir sergilemigisrail saldirisinda Amerika'nm Beyrut Büyukelçisi Jeffrey Feltman'm açiklamasi tüyler ürpertici, Feltman, 33 gün boyunca bombalanan bir ülkeye, iggalci gücü "Birlegmig Milletler'e gikâyet etmemesi gerektigini" söyleyebilmigti. Feltman, "Eger Lübnan Israil aleyhinde BM'ye bagvurursa, Amerika'yla iligkileri zedelenir!" demigti. Hizbullah'a yakm gazeteci Ibrahim Musavi, Lübnan'daki Amerika'yi bir fikrayla anIatiyor. bir esprivardir. 'Amerika'da neden hiçbir zaman darbe orada darbeyi planlayacak bir Amerikan olmaz?' Cevap; elçiligi yoktur.' Yani, bir ülkeyikariytiracak planlar genellikle o ülAmerikan kedeki Büyükelçiligi'nden çikar." anda Lübnan'da Amerikan Büyükelçisi olan JeffryFeltman, §u Lübnan'daki her geligmeye ve her gruba burnunu sokuyordu. Profesör Muhammed Nureddin, Amerikan Büyükelçisi'nin Hizbullah'm silahsizlandirilmasmi dayattigim hatirlatiyordu. Nureddin, "Mazlumun elleri baglamr, zalimin yumruk atigikolaylagtirihr!" diyordu... "Amerika'nm Lübnan'daki büyükeIçisi, meyhur 1559 say1h karari hatirlatiyor! Bu karar üzerinden üç yll geçti. Buna ragmen 1559 gündemde tutuluyor. Ne diyor 1559'da? Hizbullah'm silahsizlandirilmasi çarti var. Lübnan'daki Filistinlilerin silahlaritoplanmasmdan söz ediyor." nin ti. Son
"§öyle
'çünkü
LOBNAN: KÜRESELGÜÇLERIN POLITlKA LABORATUVARI
105
Birleymig Milletler'den bölge için çikan tüm kararlar Lübnan halkmm birlik ve bütünlügünü tehdit eder mahiyetteydi. Bu, "Yeni Ortadogu"nun bir geregiydi. Musavi, "Ortadogu'ya el atan Ortadogu'ya gömülür!" demiyti. "Bati burnunu soktugu her yerde bagmibelaya soktu. Artik bir baçariya ihtiyaci var. Afganistan'da kaybettiler, Irak'ta kaybettiler, hatta Hamas'm hükümetteki yükseligiyle Filistin'de bile kaybettiler. Lübnan'da bir baçart saglayabileceklerini dügünüyorlar. Lübnan'da destekçileri, içbirlikçileri var! Müttefikleri sayesinde baçaracaklarun dügünüyorlar!" Beyrut Amerikan
Üniversitesi
Iste 14 Mart gösterileri, Bat1'nin destegiyle Beyrut Amerikan Üniversitesibünyesinde organize edilivermigti. Harriri suikasti üzerinden tam bir ay geçmisti. 14MartCephesi'nidestekleyenElNahargazetesindenEdmond Saab'a soruyorum: Mart Cephesi Bati tarafindan desteklendi mi?" "Bati'dan yardim ahndi ancak Suudiler, Misir ve Ürdün gibi ülkelerden de destek gördüler..." diyor. Bati'dan ve Bati'mn destegindeki ülkelerin yönetimlerinden destek ahnmigti. Lübnan bir de Sedir Devrimi yaçamigt1. "Sedir Devrimi", ellerinde Lübnanbayragiyla Beyrut Amerikan sokaklara dökülen üniversite ögrencilerinin göOniversitesi'nden rüntüleriyle tagmdi dünya ekranlarina. "Suriye defoll" diye bagi"14
riyorlardi.
Amerikan aksamyla "We wanna freedom" (Özgür Lübnan istiyoruzl) diye bagiran, Batili tarzlari göze çarpan gençler televizyonlardaydi. Beyrut Amerikan Üniversitesi'negidiyoruz. Profesör Timur Göksel'le randevumuz var. Timur Göksel, 24 yll boyunca Lübnan'da BirleymigMilletler'e üstlenmiyti. Simdi bagh Barig Gücü UNIFIL'in sözcülügünü üniversitesi'nde uluslararasi iligkiler bõlümünBeyrut Amerikan de ögretim görevlisi.
BÖL VE YUT
106
Prof Kerim Magdisi
Oniversiteninrenkli ortammda ona Lübnan'i sarsan Sedir Devrimi ile üniversite arasmdaki iligkiyi soruyorum. "Bu üniversite yillardir bu tür durumlarin kaynagt olmuytur. Burada özgürlük vardir. Ortadogu'daki Amerikan Oniversiteleri çok etkilidir. Mesela Kahire Amerikan Üniversitesi,Körfez'deki Amerikan Oniversitesi,Istanbul'da Robert College, aym misyoner grup tarafindan kurulmuqtur." Doktor Kerim Maqdisi de, Beyrut Amerikan Üniversitesi'nin altitarihi misyonuna deginirken, okulun siyasi misyonunun ayaklanmalar okulda "Osmanh fidöneminde ilk bu ni çiziyor. 19. yüzydin ortalarmda Amerikan misliz verdi!" diyor, yonerler tarafmdan kuruldu. Amaç her yerde oldugu gibi aymyd1. Bölgeyi Hiristiyanlagtirmak amacindaydilar. Bunu tam olarak baparamadilar ama buradaki Hiristiyan mezhepleri, Ortodokslari ve Katolikleri kendi çikarlari çerçevesinde örgütlediler. Beyinleri deegitimi Lübnan halkinayabancibir dayattilar. Aydmlari gigtirdiler. devgirdiler!" "burasi
LÜBNAN: KURESEL GÜÇLERIN POLIT1KA LABORATUVARI
107
Okul Beyrut'un Müslüman bälgesindeydil Ama ögrencileÜniversitenin ögrenci birligi de
rinin çogu Müslüman degildi. Hiristiyanlarm elindeydi.
Okulun yer aldigi Müslüman mahallesini, üniversitede yaratiAmerika"dan kahn bir duvar aymyordu. Bahçede özlan gürce öpügen çiftler, moda mecmuasindan firlamig gibi gezinen gençler vardi. Üniversiteninkapismdan içeri girdiginiz anda bagka bir dünÂdetler,gelenekler; giyim kuçam; yanin epiginden athyordunuz. hareketler, her gey kapmm digmdanfarkhydi. Simsiki kapah, çargafh, muhafazakâr giyimlive oldukça yoksul mahalleden okula giAmerikalilar" rince ortaya çikan tezat çarpiciydi. Burada yetigiyordu. Lübnan'm gelecegini yönlendiren kadrolar burada egitiliyordu. Sonra da tüm bölge ülkelerine servis ediyorlardi... "küçük
"küçük
Sedir Devrimi Gürcistan'da, Ukrayna'da, Kirgizistan'da yayanan turuncu devrimlerin bir benzeriydi "Sedir Devrimi" Bati'dan ithal edilmigti. Kendiliginden dogmamigti. Ibrahim Musavi sözde devrimi anlatlyordu: "Burada bir turuncu darbe organize ettiler! Sedir Devrimi'ne kalkigtilar.Ama sökmedil Anlayamadiklari bu ülkede, Hizbullah digmda da Amerikan politikalarma kargi olan insanlarm varhgi... Güç gösterisi yapmak istediler. Ama zaten Lübnan 8 Mart'ta gücün gösterisini görmügtü. 1 milyon insan yürümügtü. 4 milyonluk bir ülkede bu çok büyük bir rakam. Hepsi muhalefetten yanaydi. Hizbullah'i destekliyorlardi. lste olan buydu." Bu karmagikcografyadä, eski geleneldere yapigtirilmaya çahyilan, Bati agilarindan verim ahnamiyordu. Alman Dogu Enstitüsü Baykani Stephen Leder'in gözüyle durum quydu: toplum'a kadar ya"Bence Lübnan, bir periat ülkesinden, sahipligiyaplyor." yllan bir yelpazede çok farkh görüglere ev Sözünü kesiyorum: "Çokilginç bir geye degiudiniz!" diyorum, da bunu soracaktim: Seriattkim destekliyor?Açik toplumu Azerbaycan'da,
'açik
"tam
destekleyenkesimhangisi?"
108
BÖL VE YUT "çünkü
"Güzel bir soru!" diyor, burada her gey çok karmagik. Hizbullah'm üyeleriiçinde bile açik ve çogulcu bir toplumdan yana olduklarmi söyleyenler var. Onlar Îslam'mbir demokrasi ve insan haklari modeli oldugunu söylerler. Ote yandan, onlara karyl olanlar, takiye yaptiklari suçlamasmiöne sürerler". Ortadogu için uygun görülen planlar, özünde pek degigmemigti. Lübnan yeni Ortadogu için pilog ülkeydi. Bati baçarth olacak, bagar1Lübnan'dan kompularmabulaçacakti. 18 din ve mezhebe kucak açan bu eski topraklar, büyük satranç oyanlarina sahneydi. "Özgür Lübnan" diyenler, Lübnan'i Bati'nm yaninda görmek isteyenlerdi. Lübnan'm Ortadogu'yla baglart kesilmeliydi... Hizbullahsa, ümmet fikrine yakmdive bölgedeki Arap halklarm birligini gerçekleptirmek hedefini güdüyordu. Ozellikleiran ve Suriye'ye yaktndi. Tüm Sünni halklara anti emperyalist mücadele mesajlari yolluyor, Bati'yla beraber hareket eden Arap hükümetlerinin de canmi sikiyordu. Lübnan'm yayadigi kaos, Fransizlarin bir zamanlar bu topraklara hediye ettigi anayasayla perçinlenmiyti. Hükümette din ve mezhep kotalari vardi. Suudi Arabistan'da imzalanmig olan Tayf Antlagmasi'yla, bu kotalar daha da belirginlegmigti. Hükümet organlarmm bagma geçecek olanlat, dinler arasmeëit da güç paylayimma göre belirlenmekteydiler. Mesela cumhurbagkanmm Hiristiyan olmasi da yeterli degildi. Mutlaka Maronit mezhebinden olmahydil Baybakanm Müslärnan olmasikâfidegildi. Sünni olmast gerekliydi. Meclis bagkanimn §iiMüslüman olmasi da yine partlar arasmdaydi. Israilsaldirisi sonucu, hükümetteki Siileristifa edince, hükümet, tüm mezhepleri temsil edemez duruma düçmüg, yasadigihale gelmiyti. Erken seçim nedeniiyte buydu. "Böl ve Yut"un Tarihçesi Lübnan'da bu kargaça Fransiz eliyle 17. yüzy11dabaylatilm14ti. Fransa, Osmanh'nm toleransma sigmarak Lübnan bölgesindeki Katolik Maronitlerle temasa geçmig, din ve toplum liderlerini tarafma çekmigti.
LOBNAN: KÙRESEL GÜÇLERlN POLITlKA LABORATUVARI
109
Îngilizlerde bölgede gerekli çahymalardan geri durmaruplardi. Dürzilerin içinden adam devgirmiglerdi. Ülke kuzeyde Maronit, güneyde Dürzi bölgelerineayrildi. Mezhepler birbirlerine kargi silahlandinldi. Sonunda Dürziler ile Maruntiler arasmda kanh çarpigmalar yaçandi. Çatlymalari bahane eden Fransizlar, Lübnan'a birliklerini yollayacak, H1ristiyanlari katliamdan korumak bahanesiyle Beyrut'a gireceklerdi. Sadece onlar mi? Onlari Ingilizler, Ruslar hatta Yunanh ve Îspanyollar takip edecekti. Hasta adam Osmanh, Paris'te imzalanan bir protokolle Lübnan'a "Avrupa askeri gücü" gönderilmesini kabul etmiëti! Lübnan sahilleri ilk yabanci sava; gemileriyle böyle yüz yüze gelecekti. Bu senaryonun bugünkü malum adi "Büyük Ortadogu Pro jesi'. Metotlari geçmiytekiyle aym: "Silahlandir, çatigma çikart. Asker yolla, denetime all" lbrahimMusavi anlatiyordu: "Aslinda hepimizin bildigigibi,bu ülke insanlariolarak, Fransiz ve Ingilizierinkurbani olduk. Onlar Sykes-Picot Antlagmasi'ndan beri gizli haritalar çiziyorlardi. Önce çatigma tohumlari ekiyor, sonra herkesin birbirini yemesini seyrediyorlardi." Doktor Kerim Maqdisi benzer görügleri yöyle özetlemigti: "Amerika, bugünün süpergücü, büyük bir imparatorluk. Amaci açik. Arap dünyasin1 ve bölgeyi bälmeye çahyiyor, bunu kendi çikarlari dogrultusunda planhyor. Hedef hiç degigmiyor. Petrol bölgelerinikontrol etmek istiyorlar, bunun için bazen açikça, bazen gizlice ülkedeki çegitli gruplari destekliyorlar. Bu çok tehlikeli bir proje. îçteson örnek, Irak'ta bir milleti parçalara bölmenin nelere mal oldugunu gördük!" Parçalara bölünmüç milletlerin yöneticilerikonumundaki politik aktörler, dig çikar gruplarlyla yakm iligkilere giriyorlardi. Büyük devletlerin küresel politikalari dogrultusunda kendi halklarma ve komyu devletlerekaryt planlar geligtiriyorlardi. Bölge bir araya geldiginde dünyayi degigtirecekmaddi ve manevi güce sahipken, çaresiz kan gölüne yuvarlamyor. Bir avuç inhalklar bombalara hedef oluyor. Bati politisan ödüllendirilirken kalarma uygun davranrnayan devletler, Suriye ve fran kendi komqulari tarafindan da cezalandirihyor.
110
BOL VE YUT
Bati, uzun zamandir Lübnan'i tarafina çekme mücadelesiveriyor. Dogu Akdeniz'in bu en dogu kanadi, Kibris'la beraber hayati jeo-stratejikçikarlarm merkezi durumunda. Condoleezza Rice'm söyledigi gibi Lübnan, "Yeni Ortadogu'nunbelkemigi", Yeni sinirlar Lübnan'da çiziliyor... Öyle bir çiziliyor ki artik Beyrut'un mahalleri arasmda bile rahatça yürünemiyor.
Kraldan
ÇokKralc11ar!
Lübnan Dogu-Batiikilemini
sonuna
kadar yaqiyordu.
Önceleri
zengin tüccarlar olan Katolik Maronitlerin ülkeye getirdigi Batih rüzgârlar, sonradan Dürzileri de önüne katmigti. le son zamanlarda Sünni Müslümanlar da Bati'nm rüzgârim almiglardi... Tartigmalar Lübnan'm kimligi üzerinde yogunlaymigti.
Lübnanh aydmlar Ortadogu'nun ortasmda, Bati'nm ne kadar tartipiyorlardi. Ciddi ciddi "Lübnan içinde yer ahp almadiklarmi acaba Dogu cografyasmm bir parçasi mi yoksa Bati'nm bir parçasi mi?" diye dügünüp tapimyorlardi. Lübnanh aydmlar paramparçaydi. Amerikan ve Fransiz etkiBatih sinde olanlar Lübnan'm Batih oldugunu savunuyorlardi. Lübnan, özellikle Müslümanlan daha da içine kapatiyor, dinin siyasal simgeleri ortahga meydan okuyordu... Öte yandan Batt, yükselig gösteren dini cemaatlerin içine sizlyor, onlari degigtirip dönügtürmeye çahqiyordu. ÇünküLübnan'm dini cemaat temelinde küçük gehir devletlerine bölünmesi, Bati'nm Ortadogu'daki bekçisi Israil'inrahatlamasi anlamma geliyordu. Ibrahim Musavi, "Bu sadece Lübnan'a özgü bir durum degill" diyor. ayrihkçdildari, bölücülügü Irak'ta da "Bu suni anlaymazhklari, gärdük. Amerika, Kürtleri, digerlerini nasil ayrilmaya teqvik etti, izledik. Iqgalettikleri topraklari yönetebilmek için bulduklari tek yol buydu." "Israilgibi..." diye mirildamyorum.
LÜBNAN: KÜRESEL GÜÇLERIN POLITIKA LABORATUVARI
111
"Israil, ülkeyi paramparça etmek için çok ugragt1. Ayrica Ortadogu'daki diger ülkeleri de kamplara ayirdi. Ve bu ülkeler kendi aralarinda boguçurlarken,Israil'le ugraçamayacaklanm hesapladi. Kendi halklari da tüm bu kaostan periçan oldu. Bakm Amerikan halkma, sürekli vergi ödeyip duran o halk, vergilerinin dünyanm her yerinde yaratilan insanhk dramlari için heba oldugunu biliyor mu? Vergileriyle, topraklar iggal ediliyor; birçok can pahasma, bagka milletlerin varliklari çahmyor. Ama ben gelecege güveniyorum. Irklari ve milliyetleri ne olursa olsun, ister Türk olsun, ister Suriyeli, Iranh veya Irakh, Lübnanh, ister Filistinli olsun, gelecek,
bu bölgenin insanlari tarafmdan belirlenecek." ibrahim Musavi'nin son anda belirledigi bulugma noktamiz, üzerine bombalar yagnny bir apartmandt. Duvarlarmda hâlâ kursöylediklerini dügünedeliklerivardi. Musavi'nin gelecek içiti gun rek Dahya'mn çileli sokaklarmdan geçtim. Beyrut'un "Parizyen" mahallelerine geldim. Lübnan'da çogualugun Hiristiyanlarm elinde oldugu varsayihyordu. "Varsayihyordu" diyorum çünkü Hiristiyanlara verilen kaybedilmemesi için ülkede 40 kota sistemindeki ayricahklarm yll nüfus sayimi bile yaptirilmamigt1. Ayrica nüfus kayitlarlylaoyda çok kolaydi. Ülkedeki Hiristiyan tüccarlar, Bati'yla içnanmasi li dighydilar. Müslüman egrafsa Arap dünyasi, Suudisermayesivasitastyla Amerika'ya yaklagm19t1. Siilerhepsinin digmda kalmig, yüzlerini Dogu'ya dönmüglerdi. Kerim Maqdisi, ekonomik paylayimm din ve siyaset üzerinde etkili oldugundan söz etmigti. "Olke, mezhepler arasmda
bölünmüy darumda. Yani parlayarisinda Hiristiyanlar, diger yarisida Müslümanlar mentonun ediliyor. temsil Bu, hükümette de bürokraside de aym biçimde ayrigiyor. Açikçasi mezheplere bölünmüy toplum sürü gibi idare ediliyor. Politik arenada mezhep ayrunlari kullamhyor. Kim seçilecek, kim istifa edecek mezhep liderlerikarar veriyor. Mezhep ayrimi politik çikarlar dogrultusunda yekilleniyor." "Eski lngiliz söylemi burada tam anlamiyla yerini buluyor" diyorum.
BÖL VE YUT
112 "14te
'böl
"Evet," diyor, ve yönet!'". "Böl ve yönet" politikasi, sadece Lübnan't karigttrmakla kalmadi. Tüm bölgeye yansidi. Lübnan savagi, Amerika'nm bölgeye ikilemi dayatmasim arttirdi. Misir, Ürdün ve Suudi reSünni-Sii jimlerininSiikorkusu, Iran'i bölgede daha da yalnizlaytirdi. Aluf Benn'e göre The National Interest'in editörlerinden "Israil-Lübnan Savagi'nm, artçi saisintilari bölgede güçler dengesini degiptirmigti". Artik Israil-Filistin çeligkisinin yerini, Israilkargismdayer alan Iran-Suriye-Hizbullah-Hamas dörtlüsüne birakiyordu. Bati'mn planlari çerçevesinde, Lübnan ikinci bir Îsrail olmahydt Lübnan, iran'a ve Suriye'ye tehdit oluyturmahydi. Aym zamanda "Yeni Ortadogu" önce Lübnan'da uygulanmahydi... Ralph Peters'in, Ortadogu simrlarmi yeniden çizdigi "Kan Simrlari" (Blood Borders) adh makalesi ve ünlü haritasinm altinda "Acilar, Ortadogu halldari için gereklidir?' yazihydi. Amerikan Digiyleri Bakam Condoleezza Rice da, Israil, Lübnan't bombalarken, "Washington, Londra ve Tel Aviv'in hayallerinin gerçeklegmesi için bir dogum sancisi gerekli!" diyecekti. Oysa bu küçücük Ortadogu ülkesinde yaçanan acilar, büyük bir direnigesebep olmuy, Arap halklarini birbirine yakmlagtirm19ti. IbrahimMusavi, "Bir gün bu zulüm duracak ve halklar bir bütün olacak!" demiyti. "Bir gün Arap ülkeleri bir araya gelecekler. Ama önce farkmdahklarmi arttirmalari gerekiyor. Su anda Arap ülkelerinin yönetimleri, bu birlikteligi baçaramiyor. Halklarm bir araya gelebilmesi için bu degigimler gerekiyor. Bir gün bizim de Amerika Birlepik Devletleri gibi, 'Arap Birlesik Devletleri'miz olabilir. Biz 22 devletiz. Bir araya gelmemiz çok kolay, Dilimiz aym, dinimiz aym. Kültürümüz, geleneklerimiz çok benzer!" Beyrut Amerikan Üniversitesi, uluslararasi iligkiler ögretim üyesi Profesör Timur Göksel'le konuqurken Musavi'nin görüglerini aktarmigtim. Oniversitenin bahçesinde küçük Amerika'da dolaçan gençlere bakarak bölgedekiBatici akunlarm Ortadogu'yu nereye sürükleyecegini sormuytum. Timur Bey en önemli soruyu sorarak karyihk verdi:
LÜBNAN: KORESEL GOÇLERÎN POLlTÎKA LABORATUVARI
113
1923 dogumlu Banyan agacom gölgesinde
"Bu ülkeler Bati taraftari diyoruz. Ama acaba halklart mi yokmi Batt taraftari?" Timur Bey aslmda ülkelerin artik tek olmadigmdan söz ediyordu. Halki ve yönetimi farkli, iki Misr, iki Lübnan, iki Ordün sa rejimleri
vardi.
Beyrut Amerikan Üniversitesi'nin bahçesinde bir banyan agatarihi gölgesinde l9231 Onun oturup Lübnan'i dügünücl. Do gum yorum... lyteLübnan: Ortadogu'da acmin diger adi! lyte Lübnan: Küresel güçlerin politika laboratuvar1... Otele dänerken araba'nm radyosunda bir kadm sesi "Ey Lübnan" diyor, daha dayan!" Birinci Dünya Savagi sonras11ngiliz Istihbarat Servisi'nin Ortadogu uzmanlarmdan Arabistanh Lawrence, Ortadogu'da gösterdigi olaganüstü çabalarla smirlarin cetvelle çizilmesine ve yapay üÌkeler olugturulmasina katki sagladt. Ortadogu'da bu devletçikler oluyturulurken Bati'ntn çikarlariön plandaydi. Smirlar çizilirken cografi, etnik ve tarihi etmenler "biraz
BVY 8
114
BÕL VE YUT
göz ardl edilmiyti. Osmanh'dan arta kalan bölgeher an karigtirilabilir ve kolayhklayönlendirilebilir bir hale getirildi. Bugün Büyük Ortadogu Projesi'ne göre yeni haritalar çiziliyor. Dogu Akdeniz'den, Iran Körfezi'ne hatta Asya'mn içlerine uzanan bir alanda, yeni smirlar dügünülüyor. Bakahm gelecek günler bu haritalari çizenierin mi yoksa bu cografyamn mazlum halklarmm mi yüzünü güldürecek...
I
SURÍYE:
"TERÖRÍST
DEVLET!
2008 Yolculugu "terörist
Amerika onu devlet" olarak tanunhyor. Smirlarilsrail Lübnan'la çevrelenmig. Kuzeyinde Türkiye var. Bir zamanlar ve paylagmigti. bizimle aym bayragi Ost üste gelen tehdit ve baskimüttefikler lar sonucu, kugatmaya kargi bulayor. Suriye, tarihinde hiç olmadigi kadar, bölgenin güçlü ülkeleriyle yakm iliçkiler kuruyor. Türkiye'yle baglarmi sikilagtirlyor. Ürdün=learasmdaki toprak sorununu hallediyor. Rusya'yla yakmlaglyor. Tran'laortak cephede bulu ayor.
IRAK
KR
SURIYE
ÜRDÜN
'MISIFL
ŠUUDi. ARABISTAN
116
BÖL VE YUT
Amerika ve Israiltarafindan yogun tehdit görüyor. Teröre destek vermekle, Lübnan'a karigmakla,kitle imha silahlari edinmekle suçlamyor. Balistik füze programlari oldugundan da kugkulanihyor(!).
Amerika, Suriye'yi ambargo altmda tutuyor. Amerika "Suriye'de rejim degigmeli!"diyor. Peki Suriye ne diyor? ABD Baqkam George Bush, Eylül 2007'de Lübnan'in bagkenti Beyrut'ta Hiristiyan milletvekili Antoine Ghanem'in ölümüne yol açan bombah saldinnm arkasmda Suriye ile Ìran'm oldugunu söyledi. Bundan evvel gerçekleyen 7 suikast sonrasmda ayni geyi söylemiyti Bush. Bush, "Suriye, fran ve müttefikleri, Lübnan'dakiistikrari bozyikmaya çahymaktadirlar. Buna karyi direnen ma ve egemenligi Lübnan halkmm yanmdayiz" demigti. Refik Hariri'nin ölümünün ardmdan da parmaklar Suriye'yi göstermig, Ortadogu'da Irak'tan sonra siramn Suriye'ye gelebilecegi mesaji verilmigti. "ger ekseni"ndeydi. Suriye
Terörü destekliyordu. Kimyasal silah deneyleriyaptigmdan güpheleniliyordu. ABD Savunma Bakam Donald Rumsfeld öyle diyordu. Bu igler iyte böyle oluyordu! Bir anda hedefe oturtulan ülke hakkmda, önce Amerika sonra diger Bati ülkelerinin önemli isimleri suçlamalara baghyorlardi. Baykan Bush savunma Bakani Rumsfeld, ardindan Beyaz Saray sözcüsü Ari Fleischer, art arda Suriye'nin devlet" listesinde bulundugunu hatirlatmiglardi. Öncekimyasal silah suçlamasi ortaya atilmigti. Bu iddia, Irak'ta fos çikmca, Suriye için de ayni iddianm orta"terörist
ciddiye almmamasma ya atilmasi uluslararasikamuoyunda oldu. Bu kez bagkabir bahane agizlarda dolayti.
"Musul-Hayfa Boru Hatti
neden
Îçin..."
Suriye "Irak Savagfndaki tutumu nedeniyle" yaptirima ugrayacakti. Kisacasi Suriye, hedef tahtasmdaydt, agziyla ku; tutsa ol-
SUR1YE:"TERÖRÎST DEVLETP
117
mazd1! Suriye Stratejik Aragtirmalar Vakfi Bapkam Samir al Taki, durumu göyle degerlendiriyordu: "Amerika ve Israil ortaya çikan her durumdan fayda saglamayt çok iyi biliyorlar. Suriye olan biten her yey için suçlamyor. Lübnan'da ne olsa Suriye suçlamyor. Lübnan çok mu umurlarmda diye sormak lazim. Îçte Lübnan saldiriya ugradi. Kim ne yapti? Lübnan için yapilan bir gey var m1?! Simdigündemlerindeki mesele Lübnan'daki kaosun Suriye'ye transferi!" Amaç Ortadogu'nun kargaça içinde olmasi ve dizginlerinin Bati'nm elinde tutulmastydi. Ortadogu enerji cennetiydi. Tüm paylagim savaglarmm nede-
niydi enerji!
Ïçte yeni "Ortadogu Projesi"ni o gekillendirmigti. Yani suyun sihri! petrolün ve örnek: lytebir IsrailSavunma Bakam Mofaz, "Yeniden gekillenen Ortadogu'da Suriye tehdidinden" sik sik bahsediyor! Ardindan Israil Altyapi Bakam JosephParitzky, Musul-Hayfa Boru Hatt/mn yeniden inçasi için dügmeye basiyor. Ve "MusulHayfa Boru Hatti için Suriye içgal edilmeli" diyor. Bakan, "Musul-Hayfa Boru Hatti projesinin Israifinenerji sosöylüyor. Ve ekliyor: "Projenin önünde runlarma son verecegini" engelivarl" Suriye israil bu engeli, "Suriye'deki rejimin degiymesi" durumunda ayacaklarmi
belirtiyor.
Suriye, Ortadogu'daki Amerikan-Israil politikalart önünde bir engeldi! Tipki iran gibi. Suriye de Battnm kara listesinde! Suçlamalar uzadikça uzuyor. "Suriye Irak'taki dirediççilereyardim ediyor!" "Irak'taki direniççilere silah gönderiyor!" "Saddam'm adamlarma sigmma saghyor!" "Teräristlerle igbirligiyap1yor." "Filistin'de Hamas'i, Lübnan'da Hizbullah'i destekliyor..." Samir Al Taki, "Irak iqgal edildi, Filistin mahvedildi. Lübnan'a girildi. Tüm bu cografyada birçok devlet zaydlatildi güçsüzleptirilarkasinda Büyük Ortadogu Projesivarl Bu proje, di" diyor, "bunun
118
BÕL VE YUT
Ortadogu'da siyasi sistemlerin çökmesi ve ardmdan Amerika'nm bölgeyegelerek bunlari kendi çikarlarina gäre kullanmasi projesidir. Amaç enerjiye ulagmaktir. Ama becerememiglerdir.Proje ellerine yüzlerine bulagungtir." Bölgedeki durum çevre ülkeleri önlemler almaya zorluyor. Suriye Rusya'yla, Çin'le,iran'la yakin iligkiye giriyor... Sosyalist gelenekli Suriye'de, halk ve aydmlar, molla iktidabüyük destek veriyorrmi dügünmeksizin Iran'la.yakmlaymaÿa
lar.
§amÜniversitesi'nin ünlü
profesörü Ibrahim Zarar bakm ne
diyor: "Suriye-Iran münasebetlerini sevinçle karphyorum. Bu iki ülarasindaki iligkiler büyuk ilerleme kaydediyor. Dogal olan da ke Kompudurlar ve dertleri benbu. Iki ülke de bu cografyadadir. zerdir!" "terörist"
Dertler aymydi. Her iki ülke de Amerika tarafmdan olarak tanimlanmigti. Her iki ülkeye de gizli ve açik ambargolar uygulamyordu. Her iki ülkede de etnik ve dini gruplar kiçkirtthyordu... Yeni Ortadogu plam, Îslam dünyasim yeniden kamplara ayirmaktaydi. Geçen yüzyihn baymda ulusal smirlarla onlarca devlete bölünen Ortadogu halklari, pimdi yine etnik ve mezhepsel farkhhklar kullamlarak çok daha derin ve tehlikeli bir biçimde karpi kargiya getiriliyordu. Ortadogu'da Siibloka karvuracak çatigmalarin içine gi Sünni blok, bu yüzyila damgasmi çekiliyordu. Suriye Cumhuriyet Müftüsü Ahmed Hassan anlatiyordu: "Y1llardir Amerika, Arap dünyasim yatirim ve tüketim amaçh bir bölgeye dönügtürmek istemigtir. Bu planm adt Büyük Ortadogu Projesi'dir. Yani, bölgeyi bölme projesi. Bu kiymetli topraklar, Türk, Kürt, Arap, Türkmen olarak bölünmeye çahµhyor. Amaç, bölge ülkelerini zayiflatmak, içten çökertmektir. Buna karp, güçlü ulus devletler gerekir. Yeni Ortadogu projesi ve küresellegme denen akim, Bati'yi birleptirmekte ama bölgemizi paramparça etmektedir."
SURlYE: "TERORIST DEVLETI"
Israil Stratejisi 1982'de, Israil'in ünlü Kivunim
119
dergisinde önemli bir belge yayunlandi. Eski digigleri görevlisi Oded Yinon, için strateji" baghkh yazismda Ortadogu'daki dengelerden Aragtirma oldukça sade bir dille Ortadogu'nun söz ediyordu... nasil bölünecegini anlatiyordu. Bälgede hangi ülkelerin, kaç parçaya ayrilacagi, bölme iginde hangi unsurlardan yararlanilacagi olarak belirlenmigti. ayrmt1Ïi Lübnan, din ve mezheplere göre be; bölgeye bölünecekti. Katolikler, Maruniler, Mûslümanlar, Dürziler ve §iilerbelli bölgelere toplanacakti. Israil içgalindeki topraklar, Israildenetiminde ayri bir bölge olacakti. Irak için dügünülenler de daha 80'lerde açiklanmigti. Irak üçe bölünecekti. Güneyde Sii,ortada Sünni, kuzeyde Kürt devletleadh enformasyon
"israil
riolacakti.
Suriye topraklarmda, kuzeyde, bir Alevi devleti yaratilacak, bir baqHalep bõ1gesindeise bir Sünni devlet kurulacakti. Sam'da smirmda devleti bir Dürzi devlet çikacak, Israil ka Sünni ortaya olacakti. kurulacakti. Suriye en az dört parça Profesör Îbrahim Zarur "Hayal görmeye devam edebilirler!" diyordu: söyleyebilirler. Bunlart hayata geçirmek öyle kolay degil. Amerika, Irak'ta güvensizlik ve istikrarsizhk digmda hangi hedefi gerçekleytirebildi? Ortadogu'da yeni devletçikler, etnik ve mezhep bazmda güç odaklari olugturmak istediler. Bu proje asla baçarih olamayacaktir! Bu projeye kargi hem Irak halki, hem de tüm Arap halklari olanca güçleriyle mukavemet ede"1stediklerini
ceklerdir..."
Bati, Suriye'yi kariytirma planinda ilk sirayi Alevi-Sünni
ayri-
mma vermiyti.
Suriye'de nüfusun çogunlugu Sünni olmasina ragmen, iktidar, Alevi azmhšm elindeydi. Oded Yinon, "Bu aykirihk, ülkedeki sodemiyti. runun dev boyutlarmi gözler önüne sermektedir" Ahmed Berkavi, bölgenin cetProfesär SamÜniversitesi'nden velle çizilen devletlerineigaret ediyordu:
120
BOL VE YUT
"Buradaki devletlerin ortak sikintilari var. Bunlarin bapmda, zoraki kopuylarla devletlegmig olmalari geliyor. Bu bölgedeki ülkeler ulusal kimlige sahip olmadan, cthz dogmuglardir. Dogu Akdeniz gibi çok önemli bir bölgede yer alan bu ülkelerin, Bat1'mn etki alani digmda kalmasi dügünülemezdi. Bu ülkelerin tam bagunsizolmasi durumunda Bati, büyük çikar kaybma ugrayacak"ulus
ti. O yüzden Atatürk'ün ve El Kugeyri'nin dügündügü devlet" formülü Bati'ya korku vermiytir. Vetbu yüzden Bati, bölgedeki ulus devletlerin güç kaybi için seferber olmuqtur." Din savaglari için, Sünni halkanm, Siiülkeleri kuçatmasi öngörülmügtü... Sünni ülkeler, Suudi Arabistan, Misir, Ürdün,
Suriye
Sii
ve
Iran'a karpi bir harekâta dogru yönlendirilmeye çahqi-
hyordu. Onlü Amerikah yazar Seymour Hersh, "Sünni cephenin bölge finansörü Suudi Arabistan! Savag alam ise Lübnan" diyordu... Etnik Kart Din ayrmn körüklenirken, ey zamanh örgütleniyor ve destekleniyordu...
olarak rejim muhalifleri
Bu çahqmalar 2005 yilindan itibaren hiz kazanmigti. Suriye muhalifleri, Amerika'da, Îngiltere'deve Fransa'da ciddi bir biçimde destekleniyor ve örgütleniyordu. O kadar gözdeydiler ki, Suriyeli Kürt gruplar, Amerikan senatosuna bile davet edilmiçlerdi. Senato'da bir konuçoa yapan Suriyeli Kürt muhalifler, Trab"Kürdistan" smirlari içinde gösteren haritalar dagitmiglar; konuqtuklan kürsüye, tarihteki tek Kürt devleti Mahabad Cumhuriyeti'nin bayragini asmiglardt... Her firsatta, Amerikan bagkanma,verdigi destekten dolay1övgüler düzüyorlardi. Amerika, Kürt gruplara verdigi destelde, bir tagla iki ku; vuruyordu. Hem Suriye'de ayrihkç1 hareket büyüyor, hem de o güne kadar Israil'e kargi Filistin'e destek vermig olan Suriyeli Kürt gruplar lfüreselharekâta çekilmig oluyorlardi... zon'u, Ankara'yi ve Antalya'yl
SURlYE: "TERÖRIST DEVLETI"
121
Prof Ahmed Berkavi
Aynca Suriyeli Kürt muhalefet, Türkiye'de ve Iran'da desteklenen Kürtçü gruplarla bir arada hareket ederek bölgeyi de tehdit edecekti. Hatirlarsm1z, 12 Mart 2004'te Suriye'nin Kamiyh bölgesinde Kürtler ile Araplar arasmda çikan kanh olaylar, bölgedeki etnik gruplari cepheleytirmeye yaramigti. SamOniversitesi'nden Profesör Ahmed Berkavi, "Buralar i;gal altinda yaçamig devletlerle örülü. Sömürgeci güçler bölgemizden çekip gittiklerinde arkalarmda onarilmasi zor, tahrip edilmig halklar biraktuar. Özellikletoplumun birlikteligihedef almmigti. Bölgede birlik, sömürgeciler için en büyük tehlikedir. Bu cografyada birçok devlet kuruldu. Bir Kürt devleti de kurulabilirdi. Ama unutmayalim; bugün bölge devletlerinin yayadigt baskilan o devlet de aynen yayayacakti. Bu bölgedeyaçayan Kürtler, akillarmi baglarina toplarlarsa, diger baski gören halklarlabirliktebölücülügekargi mücadele ederler. Huzur, bu bölgeye ancak böyle gelir." Bati, yüzyil önce bu topraklara etnik karti miras olarak birakip gitmigti.
122
BOL VE YUT
Petrolün en yogun bulundugu cografyamn sahibi, Osmanh devletiydi! Yil 1916. Ingiltere ve Fransa, Osmanh'mo ölümü için gizli bir anlagma imzahyordu.Bu antlagrna, imzacilarin isimleriyle amhyor. Sykes-Picot Antlagmasi'yla, Ortadogu haritalan degigime ugruyor! Tüm zamanlarm emperyalist devletlerinin sava; nedeni yine aymydi. Hasta adamm elindekiler çekigtirilirken, kullamlacak en önemli kart, etnik kartti. Araplar, Kürtler ve Ermeniler bu iq için kullanildi... O zamandan bugüne metot degipmeyecekti. Suriye'deki Kurtlere yönelik planlar, Irak ve Suriye Kürtlerini birbirlerine cografi olarak baglamayi hedefliyordu. Samir Al Taki "Bu hedefham hayal!" demiëti. "Bölge büyük sorunlar yaçayabilir ama punu bilin ki burada yeni bir devlet oluqumuriun mümkün olamayacagi, zaman içinde anlayilacaktir. Irak bölünemeyecektir. Bölgede yer alan tüm komqu ü1keler sonunda bir araya gelecekler, bu projeye kargikoyacaklardir." Tarihte her zulüm dönemi bir bagkaldiriyla sonuçlamyor. Ortadogu'ya ku; bakiqi bakm ne görüyorsunuz! Iggal altmdaki Irak her gün kan kaybediyor. Ortadogu'nun kadim topraklarmm sahipleri, ölüme, göçe, sefalete mahkûm. Filistin, 70 yildir saldin, içgal ve içkence altmda. Gazze ve Bati davarlarla çevrili. Açik hava hapishanesinde yaçayan 3 milFilistinli, kuyatilmigdurumda. yakm yona Lübnan yeni bir içsavagm eqiginde! Beyrut mahalleler bazmda bölünmüp. Ülkeiçinde ülkeler kuruluyor. Afganistan'a vaat edilen huzurun adi çikti. Çatigmalarda her gün onlarca insan ölüyor. Taliban güçleri, ülkenin güneyinde egemenligi tekrar ele geçiriyor. SamÜniversitesi'nin bahçesinde sadece Suriyeli degil çegitli Arap devletlerinden genç insanlar, Büyük Ortadogu Projesi'ni deBiri qunlari söylüyor. gerlendiriyor. "Büyük Ortadogu Projesi, dünyadakikapitalist sistemin, özellikle Amerika'nin sopasi altmda baçkaülkelere giringa edilme projesidir!Bu bölgedeki zenginliklerin, Bati'ya taymmasi projesidirl eria
"ölüm!"
SUR1YE:"TERÖRlST DEVLETl"
123
ögrencilerle... pamÜniversitesi'nde
Bu proje, bölgemizde istikrarsizhgi arttirmak içindirl Çünkübu bölgede istikrarsizhk hep paraya tahvil edilmigtir. Sonunda büyük silah yirketleri satiplarim had safhada arttirmig, cepleri para dolmuytur."
2006 yazmda Condoleezza Rice açiklamigti:
"Amerika, iran'a ve Suriye'ye karp, Ortadogu ülkelerini silahlandiracakti!" Amerika Digigleri Bakam, hedef tahtasmdakileri siralamigti: El Kaide ve Hizbullah terörüne, Iran'm ve Suriye'nin bölgedeki olumsuz etkilerine kargi güçleri" destekleyeceklerdi! "ihmh
Suriye'nin Gençligive BOP Baas Partisi'nin hüküm sürdügü tek ülkeydi Suriye. §amÜniögrencileri için Büyük Ortadogu Projesi'nin amac1
versitesi'nin
belliydi. "Büyük Ortadogu Projesi, bölgemizdebaçarih olamayacaktirl Ne yazik ki bazi Arap ülkelerinin yönetimleri, bu projeye alet ol-
124
BOL VE YUT
maktadir.
Fakat unutmayahm
bu bälgede halklar da var. Ve onlar bu projeye karqikoyacaklardir!" Pekl ya kültürel bozulma, diye soruyorum. Gözlemledigim kadariyla digandan esen rüzgârlar dalga dalga Suriye gençliginin de önüne Batdilaymayikoyuyor. Kaleler içten de fethediliyor... Genç bir adam ciddiyetle dinliyor. "Geliymeler karémda bilinçli oldugumuzu dügünüyorum" diyor. "Burada Bati'ya özenseviyede. Gerçi son zanianlarda sosyal ve ekonomik sikmtilara paralel olarak, Suriye'deki gençlik içinde de yüzünü Batfya dönenler var. Ama onlar olaya uzaktan bakanlar. Yoksa Batidaki gençligin durumu ortada. Onlarin sikmtilari bizden de me minimum
fazla!" Büyük Ortadogu Projesi kapsammda, Ortadogu'daki bazi ülekseni"ne dahil ediilan edilirken, bazilan eylemliyordu. Bagkan Bush, Irak yönetimine kargi ler" içinde olan Iran'a ve Suriye'ye kargi, askeri önlemler ahnaca-
keler
"müttefik"
"ger
"düymanca
gimsöylüyordu. "En Büyük Tehlike: Ortadogu'da Birlegme!" Ortadogu, zenginliklerin anasi. Bu topraklarin insanlari birbidügman olmah. Olmah ki devran dönsün! Ortadogu'da ne zaman huzur havasi esse, ne zaman iki ülke yan yana gelse, ya darbe oldu ya suikast ya da bölge büyük ayaklanmalarla sarsildi. Misir ve Suriye, 1958'de tüm zorluklari aparak bir araya gelmigti. Öylebaskilarlakargilagtilar ki, birlik sadece üç yll sürebildi. Ve 1979'da bir çaba daha! Ortadogu'da büyük birlegme! Irak ile Suriye birleymeyolunda! Bu kez sahneye Saddam çiktil Bir darbeyle Irak'm bagma geçip, birleymeyanhlarmm hepsini bir gecede kurguna dizdi. Saddam, arkasmda Bati destegi,Suriye'yle bütün iligkileri dondurdu, ardmdan iran'a savag açtil lyte tam o stralar Suriye'ye bir Avrupa Birligi temsilciligi açildi. Suriye'de dänemi" o zaman baglatildi. rine
"reformlar
SURÎYE: "TERÖRÎST DEVLETP
125
am'daki Avrupa Birligi temsilcisi bir Yunanhydi. Vasilis Bontosoglu anlatiyor: "Bizim Suriye'yle 30 senelik bir iligkimiz var. Iligkilerimiz 1979 yilmda bagladt, zaten buradaki ilk temsilciligimizi de o zaman açmigtik. Suriye'yle iligkimizAkdeniz ortakhgi çerçevesinde. Biz Türkiye'yi de bu çerçeveye sokuyoruz. Yani bir Avro-Akdeniz oluqumu. Bu olugum, Akdeniz ülkeleriyle ekonomik, kültürel ve tarihi baglarumzin degerlendirilmesi temeline dayanlyor. Suriye, bu bölgede istikrar için önemli bir ortak. Burada reformlarm baariya ulagmasma yardim ediyoruz. Sosyal ve ekonomik programlar için atilan adunlarda yol gösteriyoruz." Avrupa, ekonomik projelerle içerde ipbirlikleri oluytururken; Amerika ve Israil,silahlari konupturacakti. Yalmzlagtirilmig Arap ülkeleri defalarca Israil saldirisi altinSuriye, da inlemiyti. *Bölge bir içgalden öbürüne savrulmuqtu. 1967deki lsrail iggalinin yaralarmi saramadan, 1982'de yeni iggallerle yüzleyecekti. Devamh toprak kaybedecek,verimli Golan topraklarmm bir kismmi Israil'everecekti. Birçok hayat sönerken 25 bin Suriye vatandagi lsrail'detutsak kalacakti... topraklar daha neler görecek! 1puçlartortada... Bu Bush'tan sonra Amerikan bagkanhgma aday oldugunu açiklayan General Wesley Clark bakm bälgede nasil bir gelecek hayal ediyor: "Amerika, beg yil içinde yedi ülkeyi ele geçirecek!" diyor Clark ve Irak'm ardmdan, Lübnan'i, Libya'yi, Somali'yi, Sudan'i, Iran'i ve Suriye'yi strahyor. "lanetli"
Suriye'de Muhalefet
-
Israil enerji politikalarmm
änünde
engel
olarak
gördügü Suriye'de gündeme getiridegiqmesil"gerektigini yor. Suriyeli muhalif güçlerin son yillarda, Bati'da gördügü izzet ikram duruma ayna tutuyor. Suriye'deki muhalefet birkaç koldan çahviyor. Bir tarafta Suriyeli Kürt gruplar var. Obür yanda Esad ailesinin içinden gelip Bati'yla ipbirligi yapanlar. Geçmigte Hafiz "rejimin
sik sik
126
BÕL VE YUT
Esad'm büyük bir destekçisi olan, ancak zamanla iktidar hirstna kapilan ve Hafiz Esad tarafindan Fransa'ya sürgüne gönderilen Rifat Esad, bugün öz yegeni Beçar Esad'a kargi Avrupa'nm sa-
fmda yer ahyor.
Suriye asilh Amerikah Ferid Kadiri, Washington'da örgütledigiSuriye Reform Partisilideri! Amerikan destegini arkasma almig, Suriye'deki rejimi degigtirmeye aday en änemli muhalefet odagi olarak dikkat çekiyor. Kadiri, Suriye Reform Partisi'ni 11 Eylül 2001 saldirilarmdan bir ay sonra Washington'da kurdu. O bir igadamiyd1. Suriye'de Baas iktidarma karp kadrolar örgütlemekteydi. Yeni Ortadogu Projesi'nin aktörleri arasmda yerinialdt. Sadece Amerika'dan degil Avrupa'dan da büyük destek görüyor. Parti son yillarda Avrupa'da temsilcilikler aç1yor. Ferid Kadiri "Özgür Suriye Radyosu"ndan Suriye halkmi etkilemeye çahyyor. Haftada iki gün Güney Kibris üzerinden yapilan yaymlarda, Suriye halkma Baas rejimini kötülüyor. Bati yandaghgun öneriyor. Büyük Ortadogu Projesi'nin nimetlerinden
bahsediyor!
Avrupa Birligi ofisi benzer faaliyetleri gam'dasürdürüyor. Avrupa Birligi temsilciligi, küresel eliti Suriyeli igadamlarlyla bu-
lugturuyor. Reformlar dayatlyor, toplumu dönügtürecek projelerden söz ediyor... AB'nin Yunanh temsilci Vasilis Bontosoglu (ya da Pontusoglu) anlatiyor: "Yavayyavag hayata geçecek projelerimiz var. Mesela birkaç yll önce Suriyeli girigimciler dernegi kurulda, Suriye'deki i; dünyasi içinde etkili oldu. Bu ve benzeri olugumlar, burada sanayinin etkili oluyorlar. Buna benzer birçok projemodernizasyonunda miz var. Mesela öngördügümüz reformlarm sonuçlarim yumumücadele patmak için yoksullukla projemiz, sosyal güvenlik pro-
jelerimizvar..." Önemli açiklamalar yap1yordu. Duyan kulaklar için yol haritasi aç1kti: Suriye, içten degipmeli dönüçmeliydi.Iqadamlarive aydinlar içinde reform talebi destek bulmuytu. Reformlar toplumu Halk açhk ve yoksullukla ve sosyal olarak sarsacakti. agziyla söylüyordu: "Reformlarm sonuçlarikargilaçacakti. Kendi ni yumuçatmak için, yoksullukla mücadele projemiz var." ekonomik
127
SURIYE. "TERÖRIST DEVLETl"
Samir El Taki
Bir sonraki agamada, yaratdan dertlere merhem olmak için projeler üretilecekti. Sosyal yardim, yoksullukla mücadele, daha iyi egitim, özel saghk projeleriyle halkm dertleri daha fazla paraya tahvil edilecekti. Samir Al Taki'ye Avrupa Birligi ile Suriye iligkilerini soruyorum. Acaba muhalefet tarafmdan desteklenen ve körüklenen Avrupa rüzgârlari Suriye'de nasd kargilamyordu... "Suriye, Avrupa Birligi'ne üye olmak istiyor mu?" "Hiç sannuyorum!" diyor, "Suriye Avrupa'mn kapismi çalarsa zay1f oldugunu dünyaya ilan etmig olur. Avrupa'ya koruyun!' demig olaruz. Bu, Suriye'Itin bälgedeki önemini bir anda hiçe indirir. Biz bugün burada kendi çikarlarmi koruyabilen ve bölgesel açihmi olan bir devletiz. Biz bu bölgede güçlüyüz ve çözüm saglayan bir yapi olabiliriz. Suriye bölgedekiuzlagi sürecinde önemli rol oynnyor. O nedenle uluslararasi toplumun Suriye'ye ihtiyaci var. Onlar bizim kapimiza gelmeli. Biz onlarm kapisma gitmemeliyizl" dini oluAvrupa ve Amerika, Suriye'de muhalefetiörgütlerken qumlari da dügünmügtü. 'bizi
i
128
BÖL VE YUT
Amerika ve Fransa'nm yaninda bölgede etkili olan ve arkasmda Ingilizparmagibulunan Islamiõrgüt, Müslüman Kardepler'di. ÖrgütünIngiltere'deyaçayan lideri, Ali Sadreddin, Ingilizistihbaratlyla kurdugu yakm iligkiyledikkat çekmigti. Her hrsatta Haçh Seferlerinden säz eden, Müslümanlara türlü hakaret ve iftirayla saldiran Bati, Suriye'deki rejim muhalifleri arasma bir de Islami ärgüt ekleyecekti. Suriye'nin laik yapismm bozulmasi çok önemliydi. Al Taki, otelimizin loy salonunda duru bir sesle anlattyordu: "Suriye toplumu laik bir toplumdur. Bununla gurur duyanz. Biz Müslümaniz. Bakm benim dedem büyük bir Islamâlimiydi. Ve annemi 1939'da Fransa'ya okumaya göndermigti. Suriye'de Islam saghkh bir gekilde geligti. Ne zamanki petro-dolarlar geldi Vahabiler bu cografyaya Suudiler eliyle yerleytirildi. §imdimodern ve laik Suriye'ye yakipir gekilde dinimizi yaçamak istiyoruz. Çarpikbir Islam anlaylymm laiklige zarar vermesine kargi duruyoolmayan bir Suriye ayakta kalamaz." ruz. Çünkilaik Samir Al Taki, Bati'nin destekledigi çarpik bir Islamanlayiqinin ülkede yayilma çabalarma deginmigti. Ortadogu'da etnik farkhliklar gibi din de oyunun içine çekilmigti. Bati'nm
Islamile Aldatiqi
Gelin Bati'nm Islam'la olan garip iligkisine bir bakahm... 2001 11 Eylül saldirilarmm ardindan Bagkan Bush, "Ortadogu'yahaçh seferi" ilan ettigini söylemiëti. ABD Bagkan Yarduncisi Dick Cheney "Hedefimiz Islamdünseferi"ni göyle gerekçelendirmigti: yasi" demi; ve "Irak'i iggal etmeseydik, Müslüman ülkeler, Ortadogu'da bir Islam ülkeleri birligi kurarak, Israil'i haritadan silebilirlerdi!" O nedenle farkh bir Islamianlayi; bu bölgede yayilmah, ayr1ca bölge ülkeleri birbirinden mümkün mertepe sogutulmahydi. Suriye Cumhuriyet Müftüsü Ahmed Hassan anlatmiyti: "Bati, islam'iiki gekilde tamtti. Kökten dincileri öne çikartti. Bir de yumuçatilmig bir Islam uygulamasi ortaya sürdü. Bati, hedef seçtigi ülkelerde din bazmda aynmlari kigkirtti. Bununla kal"haçh
SURlYE: "TERORIST DEVLETP madi,
etnik
ayrunlan
129
körükledi. Ve en önemlisi ekonomiyi boz-
du, zengin fakir arasmda uçurum yaratti. Olkelerinsanayileymesini engelledi. Bakm, Amerika'nm oyunu, hedef ülkelerde yönetici ile halk arasmda kopup yaratmaktir. Ortadogu'daki yönetimlerin çogu devyirilmiytir, kendihalklarim ezmektedir!" Bütün bu çabalara ragmen, Ortadogu emperyalist hayallerin yörüngesine girmemigti. Amerika, petrol cografyasmdaki oyunlarmda zafer elde edememigti.
Suriye Stratejik Aragtirmalar Vakfi Bagkani Samir Al Taki, Amerika'nin Ortadogu projesindeki çikmazlari sirahyor. "Bati, Ortadogu'da, bu bölge, kimsesizmig gibi davraniyor. Sanki bu bölgededevletleryok! Bu topraklari kendi isteklerine göre tekrar çizilecek bir harita samyorlar. Bu maceraperest tavrm sonuç getirmeyecegini akh baymdaherkes defalarcabelirtti. Amerika Irak'a girerken bunun, sonu gelmeyecek bir macera oldugu biliniyordu. Öyleoldu. Son yedi senede defalarca altun çizdik. Açik yaralarin üstünün örtülemeyecegini söyledik. Irak'm iqgalinin sonuçlarmm fena olacagmi belirttik. Ve bu bölgedeki devletlerzaafa dügerse, devletsiz aktörlerin ortaya çikacagmi ve asimetrik savaylarin etkili olacagmi ifade ettik. Hepsi gerçekleyti!" Suriye, bölgedekioyunu deqifre eden ülkelerden biri. Yeni Ortadogu'da dayatilan siyasi gerçege direnmesi, tehditleri üzerine çekiyor. Washington Post gazetesi, Beçar Esad'm yeni siyasi gerçekligi görmemekte direnmesi halinde, kendi iktidarmi da riske sokaca-
gmisöylüyor.
Bati politikalarma direnen ve giderek Iran'la ve Rusya'yla ittifak yapan Suriye'ye karyi almacak önlemler 2005'te yöyle özetleniyordu:
"Fransa ve Amerika arasmda kurulacak olan etkili bir ittifak, §amyönetimine benzersizbir baski uygulayabilir! "Avrupa Birligi ekonoitiik anlaymasi dondurulabilir ve Birleymig Milletler yaptirunlari çerçevesinde baskilar arttirilabilir. "Lübnan'm bagimsizligi ve Suriye yönetiminde bir degigim ihtimali gündeme gelebilir. Esad'm bu süreci sag salim atlatmas1, ancak bölgedekiyeni siyasete uyum saglamasina baghdir!" BVY 9
EÖLVEYUT
130
Kisacasi Suriye, küresel güce ve onun Ortadogu politikalarma boyun egerse ona hayat hakki tanmacakti. Yoksa ambargo, yaptirunlar ve bölünmeyle yüz yuze kalacakti. Arap Ligi, Küresel Rüzgârlar
Õnünde!
Bati'dan yükselen seslere, Bati'yla yakm iligkiler içindeki oluqumlardan da destek geliyordu. Arap Ligi, bölge ülkelerine mokrasi" tavsiye ediyordu. Arap Ligi Genel Sekreteri Amt Musa, bölge ülkelerinde artik. demokratik seçimler dänemibagladigmm altmi çizmigti. "Misir'da, Filistin'de, Kuveyt'te, Irak'ta, Lübnan'da, Cezayir'de, Tunus'ta ardi ardma yapuan seçimler, geriye dönülmez bir yola girdigimizin belirtisidir!" demigti Amu Musa, Bu seçimlerin hangi kopullarda yapildigmdan, Hamas gibi seçimi kazandigi halde kenara atilanlardan, Irak'ta hangi koqullarda seçim yapildigmdan söz etmemigti. Arap Ligi, Arap dünyasmda demokrasiden, geffafhktan, insan haklarmdan bahsediyor, "Küresel rüzgârlarm önündeyiz!" diyordu. 14tetam da bu nedenle Suriye yönetimi Arap Ligi'nden uzak "de-
duruyordu. Samir Al Taki diyordu ki: "Bazi ülkeler bölgede, politikayi bagkalarma birakip sadeekonomik çikarlar peqinde koyuyorlar. Durumlart zaylf, ekoce nomik kriz içindeler, sosyal problemlerini çözemiyorlar. Bölgede Amerika'nm baskisindan korkuyorlar ama unutulmasm, o askeri güç sonsuza kadar orada kalmayacak." projesi'yle nasil baça çikacaksi"Peki ya yayllan mz?" diye soruyorum. "Bunun sonuçlarina iligkin örnekleri halka göstermek gerek. IqteIrak'taki Amerikan demokrasisil Bir devlet parçalaniyor. Ve çatigma sadece etnik gruplar arasmda olmayacak. Etnik gruplar kendiiç1erinde de çatigacak. Planlanan bu Arap Birligi'ne bakm... Toplumdaki derin yaralar blõflerle giderilemez. Insanlar, yalanlarm ve kendilerine sunulan ham hayallerin farkma vara'demokrasi
caklar!"
SURiYE: "TERORIST DEVLET!"
131
Prof Mehmet Yuva
2005'ten beri yükselen koro, Suriye'ye farkh bir adim attiramadi. Tarn tersine, Bati'ya kargi ittifaklar hizlandi.
Al Taki, "Tehditler bizi degil, Batih liderleri y1pratacak!" diyordu: "Arap-Israilçatigmasi ortadadir. Bu çatiçoanm üstünü, Sünni Iran'i da bu oyuna dave gii çatigmasi baglatarak örtemezsiniz. hil etmeye çaliçarak Israil devletini yedeginize alamazsimz. Bu oyunlar, Amerika'yi ve onun müttefiklerini de zay1flatir. Bakm Amerika'mn yanmda yer alan tüm liderler pozisyon kaybediyor, digerleri ise yükseligte." Suriye, Batt'ya kargi kompularlyla ittifaklar kuruyor. Iran'la müttefik oluyor. Rusya ve Çin'leyakmiligkilere giriyor. Türkiye'yle ragmen yakmlagiyordu... tüm engellernelere am Oniversitesi ÖgretimÜyesiMehmet Yuva "Yakmlayma ekonomi temelinde de geligiyor" diyor. yayadignmz "Türkiye-Suriye iligkilerinde son zamanlarda ekonomik saglamlagtirildt. projelerle Ekonomik iyilegme, projelerle desteklenmedigi takdirde bu iyileyme yüzeysel kalmaya
132
BÖL VE YUT
mahkûmdu. Bunu idrak eden her iki ülke yetkilileri çok önemli projelere imza attilar." "Bu projeler bazi engellerle kargilayiyorgibi..." diyorum. "Hiç güphesiz, bu iligkiden rahatsizhk duyanlar var. Hem Türkiye'nin bu cografyada çok güçlü olmasun istemeyen, hem de bu cografyanm ekonomik istikrartn1 arzulamayan güçlerle karpi
karplyay1z." Son zamanlarda Türkiye ile Suriye arasmda enerji konusunda yapilan görüymeler sadece iki ülke için degil bölge için büyük öneme sahip. Firat Nehri üzerine bir baraj yapum projesi görügülüyor. Sunrda serbest ticaret bölgesi için kollar sivamyor. Ayrica kültürel igbirligi konusunda adunlar atihyor. Bir zamanlar Sovyet bloguyla yakmlaçan Suriye'ye tavir aliyorduk. Bir zamanlar Amerika Lübnan'a çikarma yaptigmda sessiz
kahyorduk. Bugün bölgedeki küresel saldm kompu ülkeleri bir araya getiriyor. Halklar birbirine ne kadar benzediklerinive kargikargiya olduklan tehditleri yava; yavag algihyor. 1960'h ydlarda Türkiye'nin Kibris konusunda aldigi darbeler, bölge üIkeleriyleTürkiye'nin dayampmasina yol açmigt1. Türkiye Israilsaldirisi altmdaki Arap ülkelerine karyi topraklarmm kullamlmasina 1967de kargi çikmipti. Suriye'ye yardun yollanny saldiri ve iqgalleri protesto etmiyti. Genipletilmig Ortadogu projesinin hedefi, 20. yüzyilda da 21. yüzydda da degigmemigtir. Enerjiye sahip olmak için, bu bälgedeki ulus devletleri bölüp parçalamak gereklidir. Ortadogu'da güç sahibi devletler Türkiye, Iran ve Suriye'dir. Bu devletlerin ortak ç1karlari vardir. Hepsi tehdit altmdadir. Komqu Irak'm bölünmesi her üç ülke için de felakettir. Bälücü Petrol gaz ve mahareketler, üç ülkeyi de rahatsiz etmektedir. denlerle donanmig, Akdeniz ve Basra Körfezi gibi çok stratejik kiyilara sahip ve iç içe geçmig kültürlerle sarilrug bu cografya, Mustafa Kemal'in dedigi gibi "Bir gün her peye ragmen kucaklaçacaktir".
"ÍRAN YILI"
2008
Ocak 2008 Yolcuhigu "2008
Uluslararas1 basm ajanslari Iran Ylh" diyor! fran, uzun yillardir tehdit altmda! Amerikan basmi yillardir dünya kamuoyunu fran'a karsi bir askeri operasyon için hazirhyor. On alti Amerikan istihbarat teykilati Iran'da nükleer silah olmadigt sonucuna vardi ama tehditler dinmiyor...
..
TÜRKMENISTAN
.
TURKIYE
-
MN
IRAK
SUUDi ARABISTAN
Tahr
KUVEYT
PAKiSTAN
134
BOL VE YUT
Askeri müdahale yam sira bagkatehditler de gündemde. Batili örgütler fran'a yumugak girigi tartiplyor. Yumuçak girië, basm ve televizyonlarla, sivil toplum kuruluglarlyla, sinema filmleriyle, müzikle, modayla saglaniyor. Yoksul zengin arasinda açilan uçurum, Bati'mn elindeki kart ve baskilarin yol açtigi bunahm da bu ülkeyi yoruyor.
etnik
Propaganda makinesi binlerce y1l Šnceyegitmigti. Geçen yil Berlin Film Festivali'nde büyük ilgi gören ispartah" adh ordulari, tarafmdan 300 Ispartah tarumar edilfilmde barbar Pers "300
migti.
Sinema ve basin, iran kargitiyaymlara hiz vermigti... Bush'un Ortadogu gezisi Batih psikolojik harp harekâti egliginde gerçek-
lepti... George Bush, 2008 Ortadogu gezisine Israil'den baglad1. Ben Gurion Havaalani'nda büyük güvenlik önlemleri altmda Bush'la kucaklaçanIsrail Cumhurbagkam Peres göyle konuyacakti: "Kendi äzgürlügünü kazandiktan sonra, baykalarinaözgürlük kazandirmaktan vazgeçmeyen büyük ülkenin lideri, büyük dost, George Bush! israiltopraklarma hop geldin!" George Bush, havaalaninda kendisi için kurulan kürsüden Peres'i yamtladi: "Burada, kutsal topraklarda barig ve äzgürlük için yeni firsatlar gärüyoruz!" Iki lider bu buluymada lran'1 konaçacakti. Israilliyetkililer Amerikan bagkamna bir Trandosyasisunacakti. Gezinin sonunda yetkililerden belirgin bir mesaj çikti. Sünni Araplar, SiiIran'la çatigacakti. Ayrica Arap sermayesi yeniden kazamlacakti.
zordaydi. Amerika'nin en büyük bankasi City Bank, 18 milyar dolar zarardaydi. Dolar zor durumdaydL Sosyal güvenlik, saghk egitim, dig politika hiç olmadigikadar çikmazdaydi. Irak ve Afganistan batakhgi Amerika'yi zorlamaktaydi. Amerika, Iran'da yeni bir cephe açoaliydi! Dünyanm en borçlu ülkesi Amerika, Iran'a demokrasi götürürken kazanç saglayabilirdi...
ÇünküAmerikan
ekonomisi
135
2008 "lRAN YILI"
Dyigleri sözcusû Huseyni
Bush 4 yil önce Iran't ger
Iran't
"potansiyel
ekseninde
ilan etmigti. Amerika,
düyman" olarak nitelemigti.
Tahran'da Digigleri binasmda görügtügüm iran Islam Cumhuriyeti sözcüsü Muhammed Huseyni'ye tehdidi nasil algiladik-
larmi sordum. Amerika'nm tavri, kendi "Biz ciddi bir tehdit algilamiyoruz. özel durumundan kaynaklamyor. Afganistan'da ve Irak'ta bir bataga saplannug durumdalar. Yeni bir krizi ne iç, ne dig kamuoyuna anlatabilirler!" Amerika 4 yll boyunca, nükleer silah üretmelde suçlamigti
Îran'i. Geçenlerde, bu iddia Amerikan Ulusal IstihbaratKonseyi tarafmdan yalanlandi! Amerika Ulusal Istihbarat Konseyi, CIA dahil, 16 Amerikan istihbarat örgütünden olugmaktaydi ve 3 Aralik 2007'de "Iran'm Nükleer Niyetlerive Yetenelderi" baglikh bir rapor yayimladi. Raporda pu ifadeler yer ahyordu: "Iran nükleer silah üretimini durdurmuytur ve halihazirda nükleer silaha sahip degildir." Rapora ilk tepki Israil'dengeldi.
|
136
BÕL VE YUT
Ehud Olmert, "Amerikan ulusal istihbarati, raporlarmda ne yazmig olursa olsun Iran'm bir tehdit oldugunu büyük dost George Bush'a anlattik" dedi. Sira, Bati medyasmdaydi. Çeligkili görügler ortaya serildi. Guardian, News Week, National Review, Wall Street, istihbarat raporlarmdan sonra Iran'a askeri operasyonun zora girdiginden dem vurdu. Ayrica Irak batakhg1Amerika'yi zorlamaktaydi... Profesör Hassan Abbasi, "Bati'nm riesnetsiz tehditlerine aligkmiz!" diyordu. "Amerika 2004'ten 2008'e kadar her yil, fran'a saldiracagma dair iddialarda bulundu. Bu sadece bir tehdittir. Avrupa Parlamentosu dönem dönem Iran'a geliyor. Heyetler gönderiyorlar. Geçen sonbaharda Isviçre Parlamentosu'ndan bir heyet gelmigti. Heyetten biri bir mülakatmda bize, 'Sorun nukleer faaliyetleriniz falan degil! Sorun, oturup Îsrail'le onu tamma noktasinda müzakere etmemeniz!' demigti." Press Tv genel müdürü Doktor Sarafraz, "Sorun Amerika'nm isteklerine boyun egmememiz" diyordu, "Amerika 'Ben bir süpergücüm. Ben ne dersem kabul edeceksin!' diyor. Îran da 'Ben bagunsiz bir ülkeyim!' yanitini veriyor, lçte Bati'yla, Amerika'yla, Avrupa'yla aramizda olan biten bu." fran Ortadogu'nun kalbi... Bölgenin en güçlü ülkelerinden biri... Dünyamn petrol rezervierinde Saudi Arabistan'dan sonra ikinci strada! Dünyanm Rusya'dan sonra en fazla dogalgaz üreten ülkesi! 19teböyle bir ülke, 29 yll önce Amerika ve Israil'idiplomatik olarak tanunayacagmi ilan etmigti!... AB ve "Yumuçak Müdahale!" Avrupa'nm büyük ülkeleri, Iran'a bir askeri operasyon yerine, içerdeki reformcularin desteklenmesinive rejimin bu yolla yumugatilmasmi öneriyorlardi. Hükümet sözcüsü Hüseyni'ye yumuçak müdahalenin
anlammi
sordum. 'turuncu
"George Soros'un devrimi'yle simgelegen operasyonlar, ekonomiyi, hükümetleri, kültürü degigtiriyor. Televiz-
137
2008 "ÎRAN YILI"
yonlanmiza, üniversitelerimize giriyorlar. Buna yumuçak güç deÜlkeler,demokrasi ve insan haklan slogani altinda degiyiyumuçak zehirle nasil mücadele ediyorsunuz?" Bu yor. "Bagta fran olmak üzere birçok islamülkesi, Bati'nm kültürel saldirisi altmda. Bu ülkelerde genç nüfusu hedefliyorlar. Onlara kendi kültürlerini dayatlyorlar. Bunu da muhtelif vasitalarla; medyayla, televizyonla, sinemayla, bazi sivil kuruluglarmfaaliyetleriyle agilamaya çahqiyorlar." Tüm kitle iletigim araçlari iran'a kargi kullamlacakti.Kitleleri niyor.
etkileyen
en önemli araçlardan
biri sinemaydi.
"300
Ispartah" filmi, IsraifinLübnan'da aldigiyenilginin Ünlü hemen ardmdan yapildi. Nükleer silahlara sahip koca Israilordusu, bir avaç Hizbullah tarafmdan geri püskürtülmügtü. Ispartah", bu yenilgiye Hollywood'dan bir cevapti. "300
Filmde iyi egitilmig milyon Persliyi
300 Ispartah,yani
antik
Yunanh asker, 2,5
darmadagm ediyordu.
Filme göre, Pers imparatorlugu'nun yenilgisi, tüm medeni dünyay1, yani Bati'yi birleytiriyordu. Ayrica Perslerin yenilgisi sonucu dünya demokrasiyle tamqiyordu! Senaryo, Iran'm kuruculari Perslerin, barbar ve cahil oldugunu, koca ordularmm bey para etmedigini vurguluyordu. Batih halklarm temelini olupturan Yunanhlarsa cesur ve asildiler! Bir Yunan ordulara bedeldi... Ispartah"dan bahsetti! Tüm dünBati basim haftalarca gençleri filmle tarih fikir edindi. Iqte propaganda bu hakkmda ya "300
makinesi
bu demekti...
Iran Cumhurbagkan1Mahmud Ahmedinejad, Batimedyasmin taktiklerine dikkat çekiyordu. "Bati medyasi gimdi da içgalcileri kurtarici, mazlum halklari terörist olarak gösteriyor!" diyordu. Tüm dünyada televizyon en etkili araçlardan biriydi. Dünya ahyordu. halklari haberleri bellibayh Batili haber ajanslarmdan Iran, üzerine gelen propaganda makinesine aym yöntemle cevap verecekti. Son 2 y1ldir, günde 24 saat Ingilizceve Arapça yaym yapan televizyon kanallarmi uydu üzerinden devreye sokmuqtu. Press Tv, bunlardan en önemlisiydi.
138
BÖL VE YUT
Press Tv genel müdürü Dr. Muhammed Sarafraz'la basimn gücünü konuquyoruz. Bir sabah CNN'in tüm dünyaya yalan bir haberinasil servis ettigini anlatiyor: "Bu, yalan haberlere bir örnekti. CNN, Iran donanmasmm Amerikan donanmasma ait gemileri taciz ettigini gärüntülerle dünyaya duyurdu. Böyle bir durum yoktu. Daha sonra ortaya çikti..." 2007 sonunda, tesadüf.bu ya, tam da Bush'un Ortadogu gezisiöncesinde, fran devrim muhafizlarma ait beg tekne, Hürmüz Bogazi'nda Amerikan deniz kuvvetlerine ait üç gemiyi taciz ediyordu... Görüntüler özel bir gekilde montajlamyor ve sonuçta iran kinaniyordu! Ayni gün içinde görûntülerin asillari ortaya ç1kmig ve tacizin söz konusu olmadigi anlayilmiyti. 24 saat Arapça yayin yapan Al Alam televizyonu yetkilisi Hassan Abedini "Hedef ülkelerin imajiyla oynuyorlar!" diyor.
"Batih gazeteciler gerçekleri yansitmlyor. Bati'mn elindeki haber ajanslari ve kitle iletipim araçlari Iran'i sürekli bombardimana tutuyor. Tran'la llgili tüm haberler karanhk bir imaji yansitiyor."
Sarafraz da aym konuya deginmiyti: "Amerika'da bile izieyiciler artik bu haberlerin fabrikasyon oldugunun farkma varmaya bagladi.insanlaronlara hikâyenin hep tek bir tarafmm aktarildigmmfarkma vardilar." Tahran'm Kadmlari!
Îran'm karanhk imajimn yayilmasmda kadmm da
agirhkh
ye-
ri oldugunu
söylüyorum: "Gerek geriat mahkemelerinin
kararlan, gerekse kirbaçlanan kadmlar bu imajikuvvetlendirmiyor mu?" Sorum hoquna gitmiyor. "Îran'da kadmlarm yüzde 64'ü üniversitede okuyor," diye yan1thyor...
Bati'da iran imajmda en çok kullanilanlar kadmlar. Soruyu tekrarhyorum:
2003 "ÎRAN YILI"
139
Sanaz Hamm
h
"Amerikan ve Avrupa medyasinda Iran deyince, kara çaryafkadio, simge olarak kullandiyor, bununla nasil mücadele edi-
yorsunuz?"
"Iran'da kadmlar sosyal hayatin tam içindedirler. Her meslek grubunda varlar ve çok aktifler," diyor. Aktif olanlar vardi... Onlar genellikle ekonomik durumlariiyi olanlardi...
Press Tv'de tamytigun halkla iligkiler müdiresi Sitare, beni Tahran'm lüks mahallelerinden birindeki bir eve davet etmigti. Tahran'm kalburüstü kadinlariylatantyacaktim. Pasdaran Mahallesi modern ve gik binalarla kaphydi. Kiralar 1000 dolardan baghyordu. Evlerin en küçügü 400 metrekareydi. Onlardan birinde giysi tasarimcisi, ressam, üst düzey yönetici bir grup hammla sohbet teme firsatt yakalayacaktim. Görkemli bir girigin ardmdan süslü koridorlar içinden geçerek cam kaplyt geride birakip asansöre biniyoruz. 14. kata çikip zile basiyoruz. ÖndeMustafa, kamera çekime hazir. Kapt açihyor. Mustafa kargismda gördügü hammdan etkilenip sendeliyor. Siyah
140
BÖL VE YUT
ipek eçarpla bir kismiörtülü kumral saçlarm çevreledigi dünyanm en güzel yüzlerinden biriylekaryllayiyoruz.Yeyil, kocaman bir çift göz. Boyunda ve bilekte çok modern altin birer taki. Incecikbedeni manken ölçülerinde. Türkçe "Hoggeldiniz!" diyor. Adi Sanaz. Tebrizli. Kocaman bir salonda Tahran'a kugbakigi bakarak sohbet ediyoruz. "Ne igle meggulsünüz?" diye soruyorum. "Kocam iç mimar. Birlikte çahqiyoraz. Ben elbise tasarhyorum. Aym zamanda Ingilizceögretmenligi de yaplyorum" diyor. Sitare anlatiyor: "ÜIkenin kurallart uyarinca yayayan insanlar var. Daha farkh yayayanlar da... Aramizda sanatçilar, yönetmen-
ler, ressamlar var..." "Anladigun kadarlylaIran'm elit kesimi, halktan çok farkh ya-
giyor" diyorum. "Batt basmi özellikle Iranh kadmi öne çikariyor. Malum, ülkelerin durumu kadmm konumuyla ölçülüyor. Dünya basmmda fran'mimajun nasil buluyorsun?" Sitare, "Bir Traithiçin bu hazin bir yey, ülkesinin sürekli en kötü yekilde dünyaya yansitilmasi; hiçbir iyi yanmm gösterilmemesi; tüm halkm kötülenmesi... Bu ülke sizin vatanmizsa canunz çok yaniyor. Burada, yansitilanm diqinda çok farkh bir hayat var" diyor. Bana, Istanbul seçkinlerinin Avrupa'da "Esas Türkiye biziz. Bakm ne kadar moderniz. Gece kulüplerimiz, adada, modada eglence yerlerimiz var. Giysilerimiz marka..." deyiëlerini hatirlatiyor. Hanunlardan biri Azade, Avrupa'da sergiler açmig bir ressam. Kadmlart çiziyor... Tablolari iyi satiyor. Haniye, giysi tasaruncisi. Sessizce konuçoalari dinliyor. Ve usulca yanuna gelip bagörtasünün bagmdan kaydigt görüntülerin montajda kesip kesemeyecegimisoruyor. Sanaz, Sitare, Azade ve Haniye... Onlar meslek sahibi, genç hammlar. Üst gelir grubundan ailelere mensuplar. Sanaz'a Iran'daki kiyafet kisitlamasmm kendisini rahatsiz edip etmedigini sordu2-3 ayda bir Miami gumda,"Benihiç ilgilendirmiyor!" diyor, "her
2008 "1RAN YILI"
141
ya da herhangi bir yerde istedigim gibi gezip dolaçabiliyorum. Burada da buramn kurallarma uyuyorum".
Tahran ve Dekolte Tahran sokaklarmda, çok farkh gelir gruplarmdan olan mensup digerleri de var... Anacaddedeki bir pasajm içine giriyorum. Kalabahk bir giysi dükkânmda mügterilerin arasma karigiyorum. Kiyafetlerdeki dekolteler beni çaqirtiyor. Çogu,payetlerle süslü, sirti tamamen açik, ancak bir kabare artistinin giyebilecegi türden. Ama çaryafh hanunlar en çok bu elbiseleri inceliyor. Bir hanima yaklayiyorum. Inceledigi gece elbiselerine bakiyorum... "Bu giysileri nerelerde giyiyorsunuz?" diye Ingilizcesoruyorum, gülümsüyor. "Benimle Türkçe konuqun. Tebriz'denirn." Evde oldukça farkh giyindiklerini, diçarida örtünmenin acisini çiabiye, açik kikardiklarmisöylüyor. "Gece, toylarda (dügünlerde) yafetler giyeriz" diyor. Kameralarm giremedigi dügünlerde, íçyerlerinin yil sona partilerinde kadm ve erkek birlikte eglendiklerini säylüyor bir baçkasi. "Kapah kapilar arkasmda kiyafet yasagi yok!" diyor... Yaklayik 30 ylldir Iran'dan gelen haberlerde kadm karakollarmdan, kiyafet polislerinden sõz ediliyor... Renkli giysilerin yasaklandigi, saçmm teli görünen kadmlarm cezalandirildigt söylen1yor...
Unutmayalun,
iranh kadiolar
sadece 30 yll önce farkli bir reji-
me adim atmiglardi.
"ÖyleBir 19Becerdik ki..." Yil 1978'di. Iran, Amerika'nin destegiyle agir sanayide hizh adimlar at1yordu. Öte yandan halk kan aghyordu. 1;çilerin ve orta kesimin hayat ve çahyma kogullari agirlagmigti, halk periçan bir halde yaqiyordu. Olkenindört bir yanmda iqçiler ve ögrenciler ayaklanmaya baylamigti,milyonlari bulan gösteriler sokaklari
kapliyordu...
142
BOL VE YUT
Ordu yavaçça dagihyordu. Halk silahlamyordu. Tran'daolup bitenleri endigeyle izleyen Bati, yandayi Sah'igözden çikaracakti. O yillarda, Amerika DigigleriBakam Cyrus Vance ünlü cümlesiyle basmda yer alacakti: ol"Iran'da yeni rejim ister monaryi, ister Islam cumhuriyeti sun, bizim için ikisi de bir." olanAyetullahHumeyni, lytetambusiradaFransa'dasürgunde Iran'a geri dönecek, komünistlerin halR içinde güç kazandigt bir sirada olugan büyük siyasi boyluk, Humeyni'nin kontrolüne geçecekti.1ran islamCumhuriyeti 1979'da kurulmuytu. Iran sol bir darbeden son anda kurtulmuqtu. Amerikan bagkam JimmyCarter, bir konugmasinda Iran'da yayananlarm göyle özetlemigti: "Iran'da öyle bir i; becerdik ki, bunu iranhlar ancak on sene sonra anlayacaklar!" Amerika o yularda, bugün tehdit olarak algiladigi iran'daki rejim degigikligini desteklemigti. Amerika'nm korkulu rüyasi Musaddik gibilerdi... 1950 yihnda halkm büyük bir çogunluganun destegiylebagbakan seçilen Musaddik, Iran'm tüm petrolünün üzerinde oturan ingilizpetrol girketini feshetmig,millilegme
hareketini baglatunytt. Sadece üç yd iktidarda kalacakti Musaddik. Amerika, logiltere ve içerdeki Bati igbirlikçileri bir darbeyle Musaddik'i devirdiler ve iktidar koltugunu gah'ahediye ettiler. O tarihten sonra Batih devletler Sah'ane dilediyse sundular. 1967 yilmda Iran'a ilk nükleer reaktörü Amerikalilar teslim ettiler. Bugün kendi ektikleri tohumlardan gikâyetçiler! fran'dakiIslami rejim 29 yagmda. Batfya baykaldirislyla ve dikkat çekiyor. kendi çikarlarun savunmastyla bugünü göyProfesör Hasan Abbasi, iran'm aldigitehditlerive le degerlendiriyor: "Amerikahlar da çok iyi biliyor ki askeri bir faaliyet içerisinde degiliz. Nükleer silahlanma suçlamasi tamamen bir bahanel Bugün Amerika'nm bize karpi kullandigi dört bahanesi var: Birincisi, Iran'm atom silahi yaptigma dair iddialar. Ikincisi,terörizmi desteldedigimiziddiasi. Üçüncüsüdemokrasikonusundaki
2008 "lRAN YILP
suçlamalar.
143
Dördüncüsü insan haklari ihlalleri yapddigi iddiala-
ri. Bunlar Bati'nm bahaneleridir. Irak'i iggal etmeden önce de aym bahanelerikullandt. En kuvvetliiddiast, nükleer silahlanma konusuydu. Bunun komikligi, Israil'in Lübnan kargismda dügtügü durumla ispatlandi! israil'inelinde 200 adet nükleer bayhkh füze vardi. Ne oldu? 3 bin Hizbullah askerikary1smda geri çekilmek zorunda kaldilar! Çünküinanç, nükleer güçten daha kuvvetlidir!" Dogruydu. Inançhbir milleti yikmak zordu. Ote yandan yumuçak bombardunan iran'da büyük gehirleri sariyordu. Profesöre soruyorum; "Batt'mn bagka bir silahi daha var. Iran yumuçak 'bombardiman'a
maruz kahyor. Sokaklarda hiç gärmedigimiz kadar çok Ingilizceyazi var. Hammlar Bati modasmi takip ediyor. Gençler rap müzik dinliyor. Bu, belki de nüldeer silahtan, bombalardan daha tehlikeli. Ne dügünüyorsunur ve nasd önlemler ahyorsunuz?" Önünebakiyor. Zaten genellikle bana bakmadan konuquyor! "Dogrudur! Amerikan yaçam tarzt maalesef liberal ekonomicaddelerde gördügünüz yazinin bir parçasi" diyor, afigler lar, var ama ne yapalun, bunlar da liberal ekonominin gerekleri. Televizyon reklamlari da bäyle. Bunlara karyitedbirler almaya çahyyoruz..." fran televizyonu, Amerikan filmlerine de, dizilerine de yer veriyordu. Batih yayam tarzi ve reklamlar sokakta karquagtignmz gençlerin ilharn kaynaglydi... Kadmlarsa, Batdi yapam biçiminden en çok etkilenenlerdi. Bir pasajm içinde Mitra'yla kargilayiyoruz. Abiye kiyafetlersatan bir butigin önünde duruyor. Kizd saçlari bayörtüsünden firhyor ve bol makyajh yüzünde genig bir gülümsemeyle bizi selamhyor. Vitrindeki altm payetliönü bele kadar dekolte elbiseyi gösteahyor?" diye soruyorum. riyorum. "Bu modelikimler Mitra kahkahalarla ve Türkçe olarak "Hanunlar bu modellere çok ilgi gösteriyor!" diyor. "Nerede giyiyorlar evde mi?" diyorum. "Meclislerde, toylarda..." "Fazla dekolte degil mi?" diye sorayorum. Yine loktrdlyor."Günah degil mio zaman..." Mitra uzata uzata "Hayirrrr..." diyor. "sokaklarda,
BOL VE YUT
144
Açik Toplum, Liberal Ekonomi... HasanAbbasiiran'dakidekolte aqkimyorumlamigti... Yüzüme bakmadan bir çupida qu sözleri söyledi: "Burasi açik bir toplum. Para kazanan kazanabiliyor. isteyen istedigi gibi yaqiyor. Dini bir toplumuz ama modern bir yaçantimiz var. Ve kabul etmek gerekir ki günlük yaçantida Amerikan etkisi var. Ekonomide de bu etki gärülüyòr..." "Liberal ekonomi" diyorum. "Liberal ekonomi" diye onayhyor, Ahmedinejad hükümeti paylagimi' uygulamastyla, 16 yildir hâkim olan liberal ekonomiyi degigtirmeye çahylyor. Mesela kamu kuruluglarmm hisselerinihalka dagitiyor". Tüm änlemlere ragmen, zengin fakir uçurumu Îran'1 sars1yor. Sokakta konuptugumuz herkes geçim sikmtismdan dem vuruyor. Tahran pazar1 önünde bir genç hanimi durduruyoruz. Ona hayallerini soruyoruz... "Sikmtisiz yaçam" diyor. "Rahat bir yaçam istiyorum" diye de ekliyor. "Peki ne kadara rahat yaçamr Tahran'da?" "Ayda 200-250 tümenle rahat yayayabilirsiniz..." Yammiza yaklaçan orta yayh bir adam "Mamkün degill" diye itiraz ediyor... "Ayda 500 tümenden apagi rahat yayanmaz..." Pazar esnafi da gelir eqitsizligini vurguluyor... "Burada ya çok fakirler var ya da çok zenginler. Orta kesim yok. Ya yukarida ya apagida." Iran'a getirdiklerini Profesör Abbasi'yle liberal ekonominin tartigiyoruz. "Iran Islam Cumhuriyeti, Islam ekonomisini hayatip ekonomi de; sosyalist ta geçirmek için yola çikti" diyor, ekonomi de, liberal ekonomi de insam esas alir. Ama Islamekonomisi bunlardan çok daha farklidir. 29 y11diruygulanmaya çahgilmaktadir". Sözünü kesiyorum: "Eger islamadalet sistemiyse, ki ben öyle bilirim, Iran'da adalet yok, bu nasil iq?"diyorum. Yine bana bakmaktan kaçmarak agdah bir sesle agir agir cevaphyor: "Ne yazik ki 29 yildir adaleti uygulayamadilar. Bakm "gimdi
'adalet
"iki
2008 "lRAN YILI"
Tahran Kapah
145
Çarpst
Islam'dabey temel esas vardir. Dini siyaset, ekonomi, kültür, sosyal hayat ve güvenlik. Dini çerçevede bunlarin yapilmasi gerekiyordu. Yap11amad1." "Neden yapilamadi onu merak ediyorum," diye soruyu tekrarhyorum. Cevap vermiyor. Iran'a her gelipimde aym otelde kaldigundan ve tüm garsonlar Azeri Türkü oldugundan her günun sonunda onlarla dertlegiyorum. Sokakta gördüklerimi anlatip nasil yaçadiklarmi soruyorum. "Sabah kaçta geliyorsun ige?" "Sabah 7" diyor Celil Yorgun yüzünde zarif bir gülümseme. "Haftanm her günü çahqiyor musun?" 7'de geliriz, saat üçe kadar ça"Her gün çahqiriz" diyor, hqiriz. Ayda 300 dolar ahriz. Fazla mesai yaparsak para biraz artar". Tahran'da haftada 7 gün çahyan bir garson, 200-300 dolar gibi bir para kazaniyordu... Genellikle mesaiye kalarak ailenin geçimini saghyordu... Tahran'da ev kiralari çok yüksek oldugundan çogu gehir digmda ya"saat
BVY 10
146
BOL VE YUT
yiyordu. Sabah S'te kalkip iki saatlik bir yolculuktan
sonra
ige va-
rtyorlardi.
Celil, "Zor yetiyor. Kira var, yol masrafi var, yemek var" diSusup açik büfedeki servis tabaklarmi düzenliyor. "Bütün dünyada böyle," diye de ekliyor. "Üst tarafta birileri çok zengin, altta birileri çok zor çartta yaqiyor. lyteo zaman adalet ol-
ye anlatiyor.
muyor!"
Mutfaga gitmeden önce "Bu igleri büyüklerimizbiliyor" diyor. Klige cevaplar ahyorum. Ben de büyüklere soruyorum... Abbasi gelir adaletsizligini yöyle degerlendiriyor: "Bu durumun birkaç sebebi var. Birincisi, ülke nüfusu iki kat artti. Suanda 70 milyon nüfusumuzvar. Bu nüfusa 28 yildir ambargo uygulamyor. Ekonomik ambargolar ve yaptirimlar var. Bunlar Iran ekonomisine agir yükler getiriyor. Bir bayka sorun yabanci ülkelerden gelen mallar yüzünden küçük sanayinin yok olmasi..." Tüm bunlar toplumun belli bir kesimini hiç etkilememiyti. Onlar servetlerini arttirabilmiëlerdi... Sanaz, durumu en açik biçimde özetlemiyti: "Toplumda yüksek gelir seviyesinde olanlar, canlarmin istedigiher gekilde, her yerde yaçayabilirler. Dünyanin dört bir yaninda bulabilirsiniz onlari. Malum, para size bellikapilari açar. Maalesef o
kapilar herkese açilmiyor." Tüketim Ekonomisi
Ekonominin dengesizligi, 1990'larm baymda yeni bir biçim almigti. Kadmlarm ve ögrencilerin baqun çektigi reformist hareket, amacina ulaym14t1. O dönemde Bati basminda, "Iran için umutlar artti" baghklari atildi. Iran'da yenilikçi hükümetler kültürel reformlara yer vereceklerdi. Yabanci sermayeyi teyvik eden yeni liberal politikalar Devrimden sonra ilk kez hayata geçiyor, sanayiiözelleptiriliyordu. özel bankalarmkurulmasma izin verildi ve devlet girketlerinin satilmasun kolaylagtirmak için Iran borsasi yeniden devreye girdi. Bu.ekonomik program, adaletsizligi arttiracak; yoksulluk ve ipsizlik daha da yayilacakti.
2008 "lRAN YILI"
147
Hello Kitty! Toplumda tüketim kultürü hiç olmadigikadar hiz kazanmigti. Hicaph hanimlarm en çok kullandigi tüketim maddesi makyaj malzemeleriydi. Hemen hemen tümü Bati'dan ithal ediliyordu. Ve bu ürünlerin büyük bir yüzdesi Yahudi sermayesine aitti. Yumugak iggal, yavaçça Iran'm kalbine nüfuz ediyordu... Iktisat ögrencisi Suzan da, gençlerin büyük bir kismi gibi Bati'ya özeniyordu...
Okuldan mezun olunca iqbulap bulamayacagindan kuskuluydu. Bütün arzusu kapagi Bati'ya atmakti. "Nereye mesela?" diye sordugumda "Isveçveya Îtalya"demigti. Ve bir baçkast... Ahmed henüz bir lise ögrencisi... Saçlari stilinde tarah. Yukari dogru, bol jöleyledikleptirilmig. Ayagmda özel olarak yirtilmly marka bluejean'i. Ozerindebeyaz bir ceket, içindeki tiçört Ingilizceyazilarla igli. Okulu bitirir bitirmez yurtdigina gidecek. Televizyonlarda gördügü hayal dünyasmdan içeri girecek... Uydulardan yayilan hayaller genç ya da yagh herkese ulagiyor, toplumu yavaçça degigime ugratiyordu. Sokakta kime sorsak uydudan yabanci televizyonlari izledigini sõylüyor. Okula yeni baglayan çocuklar, üzerinde Amerikan çizgi film kahramanlart olan sirt çantalarikullaniyor. Tahran'daki bir çocuk magazasi vitrini önündeki paykinhgiüzerinde ya çaryafh bir mi hatirhyorum. Tüm okul malzemeleri Barbie vardi ya da bir kedi, altmda "Hello Kitty" kelimeleri... "punk"
Yumuçak
19galve Ajanlari
Liberal ekonomi manda Bati yanhsi
sadece tüketimi arttirmakla kalmlyor aynt zamuhalefetin ülkeye girigine yol açiyordu. bir
Iran Islam Cumhuriyetisözcüsü Muhammed AliHüseyni, çegitli sivil toplum örgütlerinin Batt'yla iligkilerini anlatiyordu... "Batih ülkelerin görevlileri, biiiëlere meyyalkimselere projeler teklif ediyorlar. 1;birlikçileri o ülkelerin siyasi ve kültürel hayatiarasmda çatlaklar olupturmaediyorlar. nüfuz Halkla hükümet na
148
BOLVE YUT
yt hedefliyorlar.Kendi denetimlerindebir hükümet için önçartlari hazirhyorlar. 1çerdensatm aldiklar1kimseleri Batih ülkelere davet edip, egitiyorlar. Geri dändüklerinde de rnuhalefet dalgasi oluyturmak için çahymalara baghyorlar." Çegitliülkelerde hükümetleri deviren, rejimleri degigtiren "Açik Toplum Enstitüsü," fran'da gizli de olsa faaliyette bulunuyordu... Hasan Abbasi ünlü para spekülatörü ve Aç1k Toplum Enstitüsü'nün mimart George Soros'tari säz etmigti... "Soros'un ve benzerlerinin faaliyetleri gizli faaliyetlerdir.Sivil toplum kuruluglarmm arkasma saklamrlar. Açik Toplum adi altmda faaliyettebulunurlar. Genel olarak medya mensuplarmi kullamrlar. Ögrenciler,kadmlar, iççilerve etnik gruplar içinde faaliyete agirhk veriyorlar. Etnik gruplari, özellikle Azerileri, Araplari ve Belucileri ayaklandirmaya çahyiyorlar..." Arapça yaym yapan Al Alam'dan Abedini de bu konuya de-
ginmigti...
"Amerika, bölgede, din, etnik kimlik ve politik gruplari kullairan'i bölmeyeçahqiyor. Mesela Kuzistan bölgesindekiArap muhalefet grubu, sekiz yddir Amerikan örgütlerince finanse ediliyor..." Iran'da Azeriler, Türkmenler, Bahtlyariler, Kaggaylar gibi Türkçe konuçan 25 milyon insan yaqiyordu ve bunlar en büyük çogunluk olan Azerilerin önderliginde ayaldandirdabilirdi. narak
Abedini açikhyordu. "Her ülkede oldugu
Iran'da da etnik gruplari kigkirtmaIran'da muhtelif kavimler yillarca, asir-
gibi
ya çahyan dig güçler var. lar boyu birlikte yaçadilar. Devrimden önce bazi bõlgelerdedügmanlarumzin tahrikleriyle bazi küçük çaph çatigmalar olmuytur ama sekiz y11süren Irak Savagi'nda ülkenin tüm unsurlart birlikte savagti. Düqmanlarimiz, Belucileri, Türkmenleri, Kürtleri ve Araplari kiçkirtmak ve Iran'i beq parçaya bälmek istedi. Ama bagarih olamadilar." Iran'da uzun zamandir federe bir Iran devleti propagandasi gündemdeydi. Çogu,Amerika'da yagayan muhalif liderler, Iran'm tek kurtuluqunun bir Amerikan müdahalesi olacagmi bile dile getiriyordu.
2008 "lRAN YILI"
149
Gerekse sosyal ve siyasal partlar Amerikan politikalarmm ekmegine yag sürüyordu. Iran nüfusunun üçte birini Azeri Türkler olugturuyordu. Ve Iran'm üniversitelerinde Kürt dili ve edebiyaokutulurken Türkoloji bölümlerine yer verilmiyordu. ti dersleri Rahatsizhklari iyi degerlendiren dig istihbarat birimleri, uzun ylllar baski altindakietnik gruplar üzerinde çahymalar yaplyordu. Bu çahymalarin özetini gelin IngilizSunday Times gazetesinden okuyahm... Sunday Times gazetesi Amerikan istihbarat örgütü CIA'nin Azerbaycan Türklerini ve Kürt muhalif gruplari birbirine ve hükümete karpi aym anda destekledigini yazmieti. haklarma ve kültürlerine baski uyTranyönetiminin guladigmi" belirten gazetede qu satirlar vardi: "Washington, diplomatik girigimlerin sonaçsuz kalacagimvarsayarak, CIA vasitasiyla, fran'dakietnik azmlik gruplart arasmdaki muhalefet milislerine yardun ediyor. Ayrihkçi hedeflere yönelik maddi kaynaklar,dogrudan CIA'mn örtülü ödeneginden geliyor." Sunday Times, iddialarm kaynagiolarak, eski bir üst düzey CIA yetkilisini iyaret ediyordu. "azmhk
Çözüm"Sadabad
Pakti"
Artik Washington, Iran'daki muhalif gruplarin temsilcilerini sik sik agirlayacakti. Muhalif liderler, Tahran rejiminin devrilrnesi için Amerika ve Bati'nm yardunmi istiyorlardi. Amerikan Kongresi, Kürt, Azeri, Arap ve Beluci muhalif gruplarm temsileilerini agirlamaktaydi.
Tüm bu tehditlere kargi Iran, genig bir yelpazede ittifaklara veriyor; Asya'nm devler ligi ganghaylybirligiÖrgütü'ne girmeye hazirlamyor, Çin'le,Rusya'yla anlaymalara imza atiyor, Afrika'da yandaëlar buluyor ve Venezuella gibi sosyalist ülkelerle agirlik
aym cephede yer ahyordu. sözcüsü Hüseyni, "Tehdit altindaki bölgeselittifaklar en önemli silahtir" diyordu. "Bu bölgede yer alan ülkeler ve öncelikle de komqu ülkeler arasmdaki iligkiler güçlendirilmelidir. Bölge ülkeleri arasmda eko-
TranIslam Cumhuriyeti
ülkeler için
150
BÖL VE YUT
nomik teykilatlar olugturulmah, ¶anghay IgbirligiÖrgütübenzeri olugumlara gidilmelidir. Bu ülkeler potansiyellerini ve güçlerini bir araya getirirlerse, bölgede istikrar, barip ve kalkmma da sag-
lanir." Söz ettigi ittifak bir zarnanlar Sadabad Pakti adi altmda gerçekleymigti. 1920'lerde Iran ve Türkiye için, bagimsizhgimkazanmaktemel hedefti. Her iki üIkenin ortak dügmam ingiltere'ydi 1937de Atatürk'ün önderliginde, Türkiye, Iran, Irak ve Afganistan'm olugturdugu "Sadabad Pakti" Tahran'da imzalanmiyti. Bölgenin en önemli dört ülkesi, igbirligi içinde güvenliklerini saglayacaklardd Hüseyni, iki ülke arasindaki tarihive kültürel yakmhga deginmigti. "Iran ile Türkiye'nin siyasetleri birbirine yakm siyasetlerdir. Daha çok kompuluk ve dostluk iligkileri üzerine kurulrnuytur. Iran Islam Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti'nin iligkilerinin tarihi, Amerika'nm tarihinden daha fazladir!" fran uzun yillardir Bati tehdidi altmda. En at bey parçaya bölünmesinin planlandigi Pentagon raporlarlyla ortada. Ote yandan Bati'ya karyi olmasma ragmen, Batih ekonomik politikalarm uygulayicisi... Iran halki bir yandan ekonomik zorluklarla, diger yandan rejimin
farkhhgiylacebellegiyor. Bin yllhk kompumuz Iran, kendisine karyi oynanan mezhepsel ve etnik ayrihk kartlarma kargi,bölgeseliçbirliginin önemini vurguluyor... Iranh yetkililer, "Geçen yüzyilm bagmdakigibi, iki ülkenin igbirligi dev oyunlari tersyüz edebilir" diyor.
I
RUSYA'DA
3. LÖlŒM!
ubat 2008 Yolculugu
Moskova ziyaretini, Rusya yeni bir seçimin kapismdayken yaptik. Putin, yerine bagbakan yardimcisi Medvedev'i aday gösteriyordu. Moskova'y1öncekiziyaretlerimizderehberligimiziyapmig olan Fuad Abbasov'la bulugtuk. Moskova'mn banliyölerinden birine dogruyola çiktik. Gökdelenlerin, ünlü markalarm, son mo-
del arabalarm, limuzinlerin arasmdan yollara girdik. Otobüslerin camlanna
RUSYA
geçip daha gri ve hüzünlü yapigtirmig bir-
umutlarmi
I
152
BÕL VE YUT
kaç yüz, firtmalarla geçen son 20 yllm izini tagiyan orta yaghlarm, yavaçça güne karigtigt mahallelerdi bunlar. Dünyaya tarihin sikmtih bir döneminde gözlerini açmiglardi. ÇoguÏkinci Dünya Savaqiy1llarinda dogmuy olmahydi. Rusya'mn en pahah kentinin uzak bir mahallesinde yeni bir sabaha daha uyan1yorlardi...
Metro giriplerindeki davarlara, ördükleri dantelleri ve küçük bez bebekleriserenyaylikadmlar ve termoslarmdaki çay1yudumlayan adamlar yeni günü kargihyordu.Ellerinde yün eldivenler, baglarinda kalm atkilar ve üstlerinde Sovyet tipi keçe mantolari vardi. Moskova'nm uzak bir mahallesinde, dondurucu sogukta, evde ürettikleri el iglerini satip birkaç kurug kazanmak için gün boyu mügteri beldeyeceklerdi.Ürkek gözlerle, gelen geçene balayorlardi... Son 20 y11mverdigi çagkmhgi saklamak zordu... Bir zamanlar her gey çok daha anlagilirdi. Sovyetier'de parti organlari bürokrasiye batmig, rügvet ve yolsuzluk yayginlaym14ti. Sovyet devriminden geriye çok ar yeykalmigti. Ama gelecek guvencesinden uzak olsalar da sosyal devletin kirmtilariyla bile, yagayabiliyorlardt. Simdiartik serbest piyasavardi. Ve liberal ekonominin yoksullarm önüne koydugu duvarlarl Öglene dogru kent merkezine dönüyoruz. Bir kuyumcu dükkânmm önünden geçiyoruz. De Beers pirlantalarinm 141gl tüm bedenini kaplamig bir kadm resminin önünden yürüyüp Mc Donalds'a dogru ilerliyoruz. Önündekuyruk yok belki ama içerisi tikhm tiklun. Ünlü hamburger dükkâm, Moskova'nm en pahah sandviçini satlyor.
Biraz ileride bir gazete bayii,Vitrini silme Amerikan ve Fransiz dergileriyle dolu. Otomobil, yat, emlak, güzellik, kadm, bebek, moda dergileri... Kentlilere avaz avaz bir yayam gekliöneriyorlar: Ahn! Takm! Sürün! Giyin! Binin!" Mihail Moqkin, genç bir gazeteci. Rüzgârm tersten esmeye bagladigmi söylüyor... "Rusya bir degigim sürecinden daha geçiyor. Biz y111arca Bati'dan gelen kültür gokunu yaçadik. Ama son zamanlarda, ge-
RUSYA'DA
3. DONEMI
153
Julia
kültürel, gerek ekonomik alanda bu baskidan kurtulmaya bagladik. Sovyetler Birligi dagildiktan sonra Boris Yeltsin döneminde sözüm ona bir demokrasiyletamytik. Televizyonlar, müzik kanallari, basm, halkt bir süre esir aldi. §imdiRusya, geriye dönügü yaqiyor. Bu geri dönüç süreci, Putin'in iktidara gelmesinden sonra bagladi. Eger dikkat ederseniz, televizyonlarda, radyolarda, basmda artik ulusal yaymlar agirhkh. Sinemalarda Rus filmleri daha fazla." Moskova'da, genç gazeteci Mogkin gibi dügünenlerin sayisi artmaktaydi. "Geriye dönüg"ten säz ediyorlardi... Akyamüstü, Moskova Üniversitesi'ndearagtirmalar yapan Mehmet Perinçek'le buluquyoraz. Bizi, Moskova'daki degigimisimgeleyen halk egitim gruplarmdan birinin toplantisma götürüyor. rek
Grenada Müzik Toplulugu
ve
JuliaBarkova
Grenada Müzik Toplulugu, her sah bir ilkokulun salonunda halkla bir araya geliyor. Rusya'da yaçayan halklarm türküleri ve dünya müzilderinden seçmeler mahalle sakinleriyle buluguyor...
154
BÖL VE YUT
Diçarda köpeyi dönmek için çahp çirpanlar, vatanstzlaçanlar, her yey mubahçilar varken, Moskova'nin bir köpesindevatan sevgisinden, Rus halkmm baykahalklarla dostlagundan söz ediliyor; müzikle, uzaklar yakmlagtinhyor. Müzikle baylayan yolculuk, degigik halkalarin kültürlerine merak uyandiriyor, genç yagh herkes birlikte ögreniyor ve egGrenada, Bati'dan esen kültürsüzlegme rüzgârina leniyordu... kargi bir dalgakirandt! Müzikolog Julia, "Mürik birleytirir!" diyordu. Mehmet'le ilkokulun sosyal faaliyet salonuna girdigimizde sahnedeki uzun sari saçli, yüzünde büyük bir gülümseme tapiyan çocuk bedenine sahip bir genç kizdikkatimi çekmigti. Sahneye taman müzik aletlerini yerleptiriyor, gitarun akord ederken salona akan küçük çocuklar ve ebeveynleriyle çakalayiyordu... Julia ipte oydu.
bir saldiri kargismday1z. Dünyanm her üIkesi bu maruz kalmig durumda" diyordu. "Geleneksel kültür büyük baski altinda. Biz, müzik grubu olarak sadece kendi kültürümüzü degil farkh ülkelerin müziklerini de yaçatmaya ve tan1tmaya çahqiyoruz. Rusya çok büyük bir ülke ve bagrmda farkh halklari taglyor... Sovyetler Birligi yikildigmdan beri birbirimizden çok koptuk. Yeniden kavugmayollari ariyoruz..." Salon, genç, yagh, çocuk, mahalle sakinleriyle doluyordu. Mosda gelenler vardi. kova'da görevli büyükelçilik mensuplarmdan sahneye çiktigmda, Türk halkma bir selam yollayaJuliaBarkova cakti... Moskova'da bir ilkokulun salonunda Hekimoglu türküsü yankilanacakti. Itiraf etmeliyim, duydugum en iyi yorumlardan biriydi.
"Çokgüçlü
saldiriya
"Kûltürel Bozulma Liberal Ekonomiyle Baylad1!" girmigti. Rusya, kültür gokuna serbest piyasa ekonomisiyle Liberal ekonomiköklü Rus kültürünü 20 ylla yakm süre derinden sarsmiyti. Son yillarda Rusya'mn kültürel mirasma sahip çikanlano sayismda hizh bir artig vardi.
155
RUSYA'DA 3. DÖNEM!
Her gey 1990'da Glasnost ve Perestroyka'yla baglamigti...Ame"Biraz demokrasil" diyerek,hasta ve yorgun Rusya'nm bogazma kollarim dolamigti. Îçerdekiiqbirlikçileri, ekonomiyi göçertmiyler sonra da IMF rika
1992'de Rusya, ve Dünya Bankasi'ndan yardun dilenmiëlerdi. "gok tedavi" uyIMF anlagmalariyla karpikargiyakaldi. Rusya'ya
gulandi. kurqua Birkaç y1l sonra, Amerikali yöneticiler, Rusya'y1 atmadan teslim aldiklarmi" söyleyecelderdi. Kamuya ait petrol, madenler, fabrikalar, gaz girketleri, enerji santralleri, havayollari, üniversiteler, kisacasi,o güne kadar halka ait olan her hastaneler, açik ve geffaf bir Rusya gey özelleptirildi. Küresel güçlerin önüne birakilmigti. Halk, büyük bir birikimin, ucura degil bedavayateslim edilipine pahit oldu... Ekmek kuyruklarinda sürünen Rus halkim görmezlikten gereformlarin" sürecegini söylerken, kenlen Yeltsin, reform soydi yarduncisi Rutskoy bile programmi kirim" olarak nitelemigti. Koca Rusya 10 yil içinde darmadagin "tek
"radikal
"ekonomik
olacakti.
Yeni bir yüzyilm baginda, istihbaratçihktan gelen bir lider, Rusya'nin egilen baqim yukari kaldiracak, bu koca deve prestij kazandiran adimlar atacakti. Avrasya Hareketi lideri Alexander Dugin, Putin'i anlatiyordu. "Putin, devlet bagkam oldugunda en büyük avantaji, herkes tarafmdan nefret edilen Yeltsin'in yerine geçmesiydi. Rus halki bir tirandan kurtulmuytu.ikinci olarak Putin, Ruslarm kendine güveninitazeledi. Bu, halka çokönemlibir armagandi. Topraklarumzm bütünlügünü sagladt. Devletten akortsuz sesler yerine, tek ses çikmaya
bayladi."
Rusya'nm dig dünya tarafmdan algilampi Putin'le birlikte degigmigti.Korkusuz adunlar attyordu Putin. Yeni müttefikler buluyordu. Amerika'nm azih düçmanlariyla yakm iligkiler kuruyordu. Mahmud Ahmedinejad'la, Chavez'le görüpüyordu. Sanghay IgbirligiÖrgütü'nde de vardi; IslamKonferans1Orgütü'ne de katilmigti...
156
BÖL VE YUT
Amerika, geligmelerden sikmtih, Rusya'yi demokrasi ihlaliyle suçladiginda, Putin bakm!" diyordu... "Amerika'da ipkence yapihyor. Irak'ta, Afganistan'da, Guantanamo'da içkence yapihyor! Avrupa polisi grevlerde, mitinglerde halkakaryigaz kullamyor!"diyor ve Bati'daki bir dizi insan haklari ihlalini siralayiveriyordu... Rus halki onu sevmigti. Batikargisinda egilmiyordu. Ayrica bir günde zengin olan oligarklari dize getirthië, çaldiklart serveti geri almak için gerekli adunlari atmigt1. "Hirsiz baronIar" Gusinski ve Brezovski, Putin gelince solualmiytt. Kodorkovski gibi bir gecede petrol krah yurtdigmda gu olanlari içeri tikmig, Yukos petrol girketini yeniden kamulagtirmigti Putin... Abramoviç gibi yumuçak bagh oligarklara bir bölgenin sorurnlulugunu vermig, çaldiklari paranm Rusya içinde kullamlmasim saglamigt1... Ama süreç agir igliyor, darbe üzerine darbe yemig olan halk, Putin'i yeterince kati olmamakla eleytiriyordu. Nikolay Arbat sokagmda tanigtiguniz bir iççi emeklisi. "Oligarldar, bizden akilh ç1kti, bizim paralarimizm üstüne oturduP' diyordu, öncesinde iççilerin haklari kutsaldi. §imdiherkes kendi paçasmi kurtarmaya çahqiyor... çok hirsiz var. lyte oligarklar, hepsi bize ait olam çaldilar". "Sizce Putin oligarklarla iyi mücadele ediyor muP diye soruyorum. "Mücadele etme çabasi var ama yeterli degil" diyor, "Putin ve bazi oligarklar bazen ayni potada buluquyor". Putin, iflas etmig bir Rusya devralmigti. Parayt içerde tutmak zorundaydi. Bu denge politikasi, Putin'i zor bir ikilemde birakiyordu. Putin, yeni zengin Rus burjuvazisinikendi çikarlari dogrultusunda kullanmaya çahylyordu. Liberal ekonomi uygulamast içinde, yava; yava; karma ekonomiye yaçam alam açiyordu... Oligarklarm elinden alarak devletleytirdigi girketlere, bakanlarnu ve yarduncilarmi koydu. Dev tekeller haline gelen devlet kontrolündeki girketlerin oram giderek artti. Ama bu sefer bu gir"kendinize
"1990
ketlerden nemalanan siyasi bir elit de zenginleymeye bagladi.
157
RUSYA'DA 3. DÕNEM!
Putin, biçak sirtinda ilerliyordu. Rusya ikiye aynlm14ti. Hirsiz baronlar, Putin'i diktatär" diye niteliyor; halk, onun agiriliberal politikalarmdan gikâyet ediyordu. Russia Profile dergisinden gazeteci Dimitri Babiç anlatiyor: "Son ydlarda ülkenin durumu biraz daha istikrarh hale geldi. Son iki-üç yll içinde maaglar en yüksek seviyeye ulagti. Ama bu geçiçi bir darum. Çünkühükümetin ekonomi politikasi debir ekonomi anlay1plyla yönetiliyor. Bu Rusya gigmiyor. Halkm demek? büyük bölümü çok az parayla yaçamak zorunne da demek. Paranin büyük çogunlugu istikrar fonlarina aktarthyor ya da zenginler tarafmdan yutuluyor demek. Moskova'yi gördünür. Zenginler için lüks magazadan geçilmiyor. fakirler için ne var? Halk ümitsiz!" "yeni
'liberal'
IkinciNesil Oligarldar Yeltsin'in yarattigi kaosla kiyaslandigmdabir düzelme vardi yarah" diyordu Babiç: Ama, "Rusya'nm qu andaki durumu 90'lardakinden çok daha iyi. Sistem temelde yarah ama! Rusya'da konumlari zayiflayan bir-iki oligark var. Kodorkovski qu an hapiste. Gusinskive Brezovski ülke digmdalar. Ama ülke içinde hâlâ önemli mal varhklarivar. Rusya qu an istikrarli gibi görünüyor ama sistemde bir degigiklikyok. Ekonomi, 1990'lardaki gibi idare ediliyor." "Lukeoil, Gazprom gibi birçok girket kamulagtirilmadi mi?" diye soruyorum. Dimitri, otelin lobisinde oturan yabancilarisazerek "Tamamen devlete ait degiller," diyor, pirketler resmi olarak özel tegebbüait. devletin girketlerde hisselerivar. Bu girketlerin yöneAma se o tim kurullarmda hükümet yetkilileri var. Genelde bu yetkililer ya askerdir ya da özel servislerdendir. Ama bu girketler özel tegebbüs olmaya devam ediyor, kendilerine ait bir bütçeleri var. Vergi veriyorlar ama kârlari halka yansumyor". nesil Putin, iëte bu ikilemle boguquyordu. Halk onu, oligarklari" yaratmakla suçluyordu. Birinci nesil oligarldar, özelleytirmeden zengin olmuglardi. Ikincilerse,kamulagtirmadan serelbet.
"sistem
"bu
"ikinci
BOL VE YUT
158
vet ediniyorlardi. Putin, özelleytirilen yirketlerin hisseleriniyavayça ele geçirirken ortaya ç1kan siyasi elite göz yumuyordu. En yoksul kesim öfkeliydi geçmigi özlüyordu. Arbat sokagmda, soguktan yazü kizarmig,zay1f, orta yayh bir kadm, seyyar tezgâhmdaki ivir zivirm önünde bekliyor. Natalya, birçok Rus'tan duydugumuz cümleleri tekrarhyor: "Bir zamanlar çocuklarimiz parasiz okuyordu, evlerimiz vardi, çocuklarimizm gelecegini görebiliyordrik, insan oldugumuzu hissediyorduk. Önceiyyerlerimiz, fabrikalarimizkapandi. lysizleytik, aç kaldik... u anda kaosun içinden geçiyoruz. Ne olacag1m bilmiyoruz. Her gün biraz daha yoksullaylyoruz."
Rusya Aragtirmalar1Enstitüsü Baykam Sergey Markov, Putin'in yeterince takdir edilmediginden yakmiyordu. "Rus halki ekonomiden pek memnun gözükmüyor," diyo-
atihmlarmm rum.
Bürokrat gülümsemesi yüzüne yayihyor. Kravatm1 düzeltirken, "Halk, para söz konusu oldugunda zaten hiç memnun olmaz yillarda, hayat standartlarmda hizh bir dügüq olki" diyor, du. Bunu yoksulluk ve sefalet izledi. Lakin Putin, iktidara geldikten sonra ekonomik büyüme yaçadik, her yll yüzde sekiz! Tabii yine de gikâyetler var". Avrasya Hareketi Ekonomik Toplulugu sözcüsü Konstantin de, pimdilik halka yansimadigmi" söylüyordu. "Halkm iyi yayadigi yolunda açiklamalar gerçege uygun degil. Moskova'dan 100 km uzaga gidin, farki göreceksiniz. Rusya'nin diger bölgelerinde hayatm ne kadar zor oldugunu, insanlarm gelir seviyesinin ne kadar dügük oldugunu ve ne kadar kötü yayadiklarim göreceksiniz." "90'h
"büyümenin
Rusya'da
ÜçüncüDönem: Medvedev1ktidari
Halkm sesi yükselirken, Putin, 2008 Mart seçimleri için destekledigi aday1 açikladi. Herkes çagkmdt... Putin'in adayi bagbakan yardimcisi Medvedev'di. 2000 yilmda Putin'in seçim kampanyasmi yürütmügtü. Putin, seçimleri kazanmca o da Kremlin'e girmieti. Kisa bir zaman son-
RUSYA'DA 3. DONEMI
159
ra, Rusya dogalgaz girketi Gazprom'un yönetim kurulu bagkani olacakti. 2002'de Rus Merkez Bankast'nda Putin'in temsilcisiydi. 2005'te bagbakanbirinci yarduncihgma yükselecekti. Avrasya Hareketi Bagkam Dugin, Medvedev'i oligarklardan daha tehlikeli bulayordu. Medvedev bir siyasetçiydi ve ser best piyasa kurallari, onun eliyle, en sert biçimde Rusya'da uygulamaya girecekti. Ofisinde azun Rus sakalmi sivazlayarak, "Medvedev ismi sikmti verici!" diyordu. "Medvedev, mesela Abramoviç'ten çok daha tehlikeli. Abramoviç, parayla oynar ama siyasi anlamda bir hiçtir. Para konusunda
menfaati
neredeyse
o taraft tutar. Siyasi açidan her yana egilip bükülebilir. Ama Medvedev siyasetin içindedir, tam bir li-
beraldir, gözü Bati'dan bagka yey görmez... Oligaryiye çok yakm, çok daha tehlikelidir." Medvedev, yllda 13 milyar dolar kâr eden Gazprom'u yönetiyor, hem de siyasi kariyerinde yükseliyordu. Son anketlere göre Rusya'nin liderligine geçecekti. Arkasmda Putin'in destegi vardi. Alexander Dugin'e soruyorum, "Putin neden bunu yapiyor?" "Kimse anlayam1yor" diye cevaphyor, "O her yeyi yapabilir çünkü o bir otokrat! lyi geyler de yapabilir kötü yeyler de. Belki qu anda kipiligininkötü yanint öne ç1kariyor. Ne isterse yapabilecek güce sahip... Ama Medvedev, Kremlin'e çiktigt anda Putin'in karizmasi ortadan kalkacak". akimm ileri gelenlerindenDugin, Rusya'da di. Dügüncelerinde dini fikirler agirhkl1 yer ahyordu. Degerlendirmeleri geleneksel duygu ve düpünce tarzmi öne çikariyordu. "Neden?" diPutin'in, halkm gözünden dügecegini söylediginde, "gelenekselci"
ye soruyorum. "ÇünküRus geleneginde sadece bir tane kral vardir" diye cevaphyor, "Putin, halkm gözünde bir devlet bagkam degil, o bir kral. O modern bir çar ve Medvedev'i aday göstererek bir anlamda tacmi terk ediyor. Bu, Rus geleneginde bir suçtur. Halkm umutlarma arkasim dönmek demektir". Belki de tam da bu yüzden Putin böylesi bir adim attyor, didügünüyorum. Medvedev'in adayhgi Putin'in zamanla sosye
160
BOL VE YUT
yal devleti oluyturacagim uman aydinlarm, kafasmi kartyttriyor. Putin, çogunluk tarafmdan desteklenirken tahtmi birakiyor! Acaba aklinda kisa bir zaman sonra görevi daha güçlü bir destekle geri almak mi var? Dugin'e soruyorum. "Rus halkinm güvenini kazanmak t> kadar kolay degil. Ama Putin, öyle kopullardaRusya'nm bayma geçti ki herkesin güvenini kazandi. §imdibakiyorum, Medvedev, her bakimdan Putin'den zay1f, fazlasiyla Batill ve hep PutinSe kiÿaslanacak. "Belki Putin, kisa zaman sonra daha güçlü bir gekilde iktidara gelmek istiyordur" diyorum. "Olabilir" diyor, bence artik hem Medvedev için, hem Putin için, hem de Rusya için her gey çok daha zor olacak. Bence, bu oyunda kazanan olmayacak". Susup dügünüyor, "Belki Putin bizim bilmedigimiz bir gey biliyordur. Ama bence büyük bir hata ."
"ama
yapiyor ve ölümcül bir adim atlyor" diye mirildamyor. Bati basmmda çikan haberler, Dugin'in endigelerini dogrular i
nitelikteydi.
Bati, Medvedev'in adayhgmi alkiplarla kargilamigti. Ingiliz etkisi altinFinancial Times, "Medvedev, atepli bir milliyetçiligin daki bir ülkenin degil, ticari çikarlarm güdümündeki bir ülkenin temsilcisidir" diye yazmigt1. Alman Digigleri Bakanhgi sözcüsü Gernot Erler de "Medvedev'in küresel ekonomiyle lyi iligkiler kuracagma duydugu güveni" dile getiriyordu: "Medvedev'in istihbarat servisi ve ordu kökenli olmamasi sevindirici. Medvedev, Kremlin yönetimdeki demüjdecisidir" diyordu. gigimin Medvedev döneminde, Rusya'nin Batt'yla gergiolik içindeki iligkilerinin yumuçayacagi, liberal ekonominin saglam temellere oturtulacagindan söz ediliyordu. Gazeteci Babiç, "Medvedev döneminde, Rusya'nm yabanci yatirunci cenneti olacagmi" söylüyordu: "Putin ve Rusya'mn gelecek devletbagkamMedvedev, yabanRusya'ya gelmesini istiyor. Mesela, Sibirya'daki petrol yatirunm ci sahalarini geligtirmek için 2030 yllina kadar Rusya'mn 10 trilyon dolpra ihtiyaci var. Bu kadar büyük bir miktarda parayl yatirimcilari bagtan çikaracak teklifier yapmadan bulamazsm."
RUSYA'DA 3. DONEMI
161
Jirinovski
Putin, büyük yatirimlari akilh bir gekilde gerçekleqtirebilmek için Medvedev'i ortaya atmig olamaz miydi? Aynca Medvedev devlet bagkam oldugunda, Putin yürütmenin bagma, bagbakanhga geçecekti... Rusya, uzun zamandir Batfdan gelen tehditlerle kargikaryiyaydi.Rusya'mn toprak bütünlügüne, ekonomisine, siyasetine, dinine ve kültürüne saldir11ar vardi... Ekonomik saldiri, Rus ekonomisini kaosa sürüklemig, fakirleptirmigti. Bati eliyle, Rusya'nm çeyitli bölgelerinde ayrilikçi akunlar güçlendirilmigti. Etnik çatigmalar körüklenmigti. Vatikan ve Protestan Kiliseleri misyoner faaliyetlerini hizlandirmigti ve Rus Ortodoks Kilisesi saldiri altmdaydi.
Jirinovski Duma'daki üçüncü büyük parti, Liberal Demokrat Rusya Partisi lideri Jirinovski,Batidan gelen tehditlere deginmigti: "Rusya ile Türkiye ortak dügmanlara sahip ülkelerdir. Tarihte ikimizin de ortak dügmam Ingiltere'dir.Ingiltere tarih boyunca BVY 11
162
BÖL VE YUT
Rusya'yive Türkiye'yi tehdit etmigtir. Ortadogu hedefindeher iki ülkeyi de bir zemin olarak kullanmigtir. Bu tehditlere karpi ancak birlikte hareket edilerek gögüs gerilebilir." Jirinovski,ayrica her iki ülkenin de bir din saldirisiyla karyi kargrya oldugunu söylüyordu. Amerika'nm bu cografya üzerindeki kilisehamlesinden söz ediyor, gizli din savaglarmm altun çiziyordu. "Moskova Patrikhanesi en büyük 11üfusasabip patrikhanedir. Çoketkilidir. Biliyorsunuz, Îstanbul'dakiFener Patrigi Barholomeos, Rus Ortodoks Patrikhanesi'ne karyt,Amerika tarafmdan kullamlmaktadir. Bu gibi oyunlar, hem Rusya'yi yipratmak için, hem de Türkiye ile Rusya'nm arasmi açmak için kullanihyor." Onu Duma'da ziyaret etmigtim. Liberal Demokrat Parti'ye ait koridorda, duvarlar yüzlerce Jirinovskifotograflyla kapliydi. Rus Ortodoks Patrigi ile Jirinovski,tatilde kizlarla Jirinovski,koca bir votkay1 mideye indirirken Jirinovski,avci Jirinovski,helikopterde Jirinovskivs. Bana verdigi cd'lerde bir show programinda çocuklarla söyledigi garkilar ve anlattigi fikralarvardi. Kadmlarla ilgili esprileriyle, magazin basmda geni; yer ahyordu... Jirinovski,Rus siyasi hayatmdaki yöhretini, propaganda makinesini iyi kullanmasmaborçluydu. Bazi aydmlar, Jirinovski'nin bir boglugudoldurmak için hükümet tarafmdan desteklendigini söylüyorlardi.
Dimitri Babiç'e Jirinovski'ninliderlik ettigi Liberal Demokrasi Partisi'nin, Rodena (Vatan) Partisi'ni eritmek için mi desteklendigini sor dum. "Jirinovski,öncelikle halkm dikkatini dagitmak, halki ciddi konulardan uzaklagtirmak için ortaya ç1karildi. Ïkincisi,milliyetçi partiler yok edilince boç1ugudoldurmak gerekti. Bu boyluga Jirinovski'ninpartisi oturdu. Asil milliyetçi parti, Rodena Partisi'ydi. Yerine Jirinovskiçikarildi. Hükümet, Rodena Partisi'ni böldü; Jirinovski'ninpartisini de desteklemig oldu." Rodena Partisi, Dimitri Ragozin tarafmdan 2003'te kurulmuy, kisa sürede Putin'in giriqimleriyle parçalanmigt1... Partinin baqina gelenler bir skandaldi, üstü örtülü kalmigti.
RUSYA'DA 3. DONEMI
163
Rodena'nm yok ediligini Babiç pöyle anlatmigti: "Rodena, mil-
liyetçipartilerden biriydi. Õncemali destekçileri kulland11ar.Her partinin, varhgmi sürdürebilmesi için bir mali destekçiyeihtiyaci vardir. Rusya'da mali destek verenler de çogunlukla hükümetle baglantihdir. Zengin olabilmeniz için hükümetle baglantimz olmasi gerekir. Rodena, ciddi bir güce erigtiginde, hükümet devreye girdi. Mali destekçileriuzaklagtirdi. Parasiz kalan Rodena'y1içten yiktilar." Babiç'e göre, Putin rakipsiz kalmak istiyordu... Halkm ilgi gösterdigi sol partileri tirpanlamigtt. Ortaya çikan bopluga, kontrolde tuttugu Jirinovski'yi yerleytirmiyti. Sivil ÖrümcekAgina Kary1 Rus Gençlik Örgütleri! Putin, onlarca cephede sava; vermek zorundaydi. Rusya içindeki "Açik Toplum"cular ve onlarm gençlik arasmdaki faaliyetlerine kargi panzehirler üretmigti. Bati'yl kendi silahiyla ezecekti. Nashi adh gençlik ärgütü Putin'in en büyük destekçisi. Vitaly Trofimov Nashi'nin üyesi... Moskova'nm kenar mahallelerinden birinde, bir bodrum katindaki ofislerinde konuquyoruz; "Soros gibi kipilerebagh sivil kuruluglar ve benzerleri, Rusya halkmm deger yargilarlyla oynadi. Biz bununla mücadele ediyoruz. Kitaplar çikarlyoruz. Tarihi tahrif edenlere kargi duruyoruz. 90'larda olan biteni, Rusya'nm dogal degigim süreci olarak sunanlara cevap veriyoruz. Amerikanizmin Rusya'ya yerlegemeyecegini anlatiyoruz."
Rusya'da Batikargiti gençlik örgütleri hizla yayihyordu... Onlü devrim"leri ve sonuçlarmi tüm komqu cografyada dikkatle izlemiylerdi... Bu darbelerin çogu eski Sovyet cografyasinda adt altmda sahneye konulmug ve sonuçlart kötü olmuytu. Gazeteci Babiç, Bat1'nin hedef ülkelere yumuçak giriginden söz ediyordu... "Bu cografyada uyguladigi politikalar yüzünden Bati, Rus kamuoyu üzerindeki etkisini kaybetti. Tipki Sirbistan'da oldugu gibi. George Soros, Sirbistan ve Rusya'da faaliyetlerini uzun yillar "turuncu
"demokrasi"
164
BOL VE YUT
sürdürdü.
Ukrayna'da, Yupçenko'yu, Timogenko'yu, Gürcistan'da Saakaçvili'yi iktidara tapidi. §imdiRus halki, Soros politikalarmi lyice anladi." Leonid Savin, Avrasya Hareketi'nin gençlik örgütünden "Turuncu darbe imalatçilarmm en önemli silahi, kitle iletigim etkin bir biçimde televizyon radyo araçlarlydi!" diyor, ve basmi kullandilar. Ultra liberal yaym yapan radyo istasyonlarinm sayisi bir anda artti. Bunlar Bati propagandasi yaplyorlardi. Sürekli Amerikan hayat tarzim aclatiyorlardi". Rusya'da o dänemde baglayanBatt kaynakl1 televizyon programlari, renkli basm, Rus toplumunu dönügtürmekte etkili olmuqtu. Bugün hâlâ her köpe baymda, Bati'nin ünlü moda, porno, spor, dekorasyon dergileri vardi. Renkli sayfalardan bir yayam biçimi yayihyordu... Rusya, hizla Batihlagtmlmig, bir anda fikrinin Avrasya Hareketi lideri Alexander Dugin, Bati'yla iligkilendirilmesini tartigiyordu... sürecini ve manasun dikkatle gözden geçir"Çagdaylayma mek gerek. Çünküçagdaylagma Bati'nm âdetlerini, kültürünü, müzigini, ahqverig merkezlerini, modasmi taklit etmek degildir. kendi degerlerini ileri götürmektir. Bu kavramm Çagdaylagrna, ideolojikbir temele oturmast gerekir." Dimitri Babiç, Bati'nm kültürel saldirisma karytkurulan gençarasmdakiideolojik örgütleri lik farklara dikkat çekiyordu... "Mesela Nashi, hükümet yanhsi bir harekettir. Avrasya Hareketi ise milliyetçi bir bagunsizhk hareketidir. Avrasya Hareketi'nde ideolojinin önemli bir yeri vardir. Nashi hareketi, karmaµk ve çok renkli bir oluqum. Nashi, daha egitimsiz ve yukarilara gözünü dikmig gençlerden oluquyor. Bir lidere bagh bir hareket. Avrasya Hareketi ile Nashi'yi kiyaslamak için bir örnek vereyim: Bugün Putin, çikip, 'Amerika, teröre kargi bizim müttefikimiz!' dese, Nashi'li gençler hemen aymsmi söyler. Avrasya Hareketi'ndeki gençlerse bunu asla yapmaz. Çünküonlarm belli bir ideolojisi var." Devlet Bagkam Vladimir Putin'in politikalarmi kayitsiz partsiz destekleyen on binlerce ögrenciyi bulupturan Nashi, Rusya'nm "bunlar
"modernlegmigti"...
"çagdaglayma"
RUSYA'DA 3. DÖNEMI
165
85 bölgesinin çogunda örgütlenip Kremlin'in bekasi için toplumsal projeler yürütüyor. gençleri çevresine toplayor. Avrasya Hareketi'yse, entelektüel açikhyor: göyle Leonid, hareketin amacim "Baghca amacumz, çok kutuplu bir dünyaya ulaymak için çaligmaktir.Amerika, tek kutuplu bir dünyada süpergüç olarak dikta kurmak istiyor. Biz, çok kutuplu, tüm halklarm rahat yaçadigi bir dünyayl özlüyoruz." Avrasya Gençlik Hareketi Faaliyetlerinden örnelder veriyordu: "Televizyou programlari hazirhyoruz, toplantilar gerçekleptiriyoruz. Konserler düzenliyoruz. Degigik bölgelerden, degigik örgütlerden insanlar davet ederek onlarla ortak çahymalar yaplyoruz. Onlarca internet sayfamiz var. Bu internet sayfalarmdan bilgilendirme yaplyoruz. Ve degiyikbölgeler ve ülkelerle iligkiler kuruyoruz."
Avrasya Hareketi'nin lideri Alexander Dugin, "Bati'nin insanhga karyi igledigi suçlara dügmanin silahiyla direniyoruz" diyor... "Avrasya Gençlik Hareketi, gençler için rock ve halk müzigi konseri düzenliyor. Geçen yil, 60'tan fazla farkh müzik grubu halk konseri verdi. Haftada bir film gösterisi yaplyorlar. Dogu'dan, Bati'dan, Çin'den,hatta Amerika'dan alternatif filmleritartigiyorlar. Katilimci gençlerin sayllari giderek artiyor..." içinde en etkili çahyma, bence Birçok sivil örgütlenme müzik aitti. grubuydular ama dogal bir ärOnlar bir Grenada'ya mimariydilar. gütlenmenin de Grenada
ve
Halk Egitimi
Grenada müzik toplulugunu Tatyana Vladimirska ve egi, Sovyetler dagihrken kurmuglardi. Bati'nm kültürel baskistylanasil mücadele ettiklerini göyle anlatacakti: "Dünyanin her yerinde ve tabii bizde de, Bati kültürünün ezici baskisi insanlari bunaltiyor. Çocukya da yetiykin fark etmi-
166
BOLVE YUT
Alexander Dugin'le
yor. Herkes bu baskiyi yaqiyor ama gençleri etkilemek daha kolay... Biz ne yap1yoruz? Grenada'yi duyuruyoruz. Konser salonlarmda buluquyoruz. Kimseyi buraya zorla getirmiyoruz. Hiçbir geyi yasaklamiyoruz. Sadece ilgi gösterenlere alternatif bir müzik sunuyoraz. Alternatif bir kültür sunuyoruz. Rock dinlenmez, Rap dinlenmez demiyoruz. Bu iqi ücret karyihgi da yapmlyoruz. Buraya gelen, özgür iradesiyle, ona sundugumuz alternatifi sevdigi için geliyor... Burada daha derin kökleri olan, daha derin tarihe sahip olan müziklerle tanigiyor... Sonra o halklari merak ediyor."
Rus halki egitimli bir halk. Sokaktaki vatanday, Dostoyevski, Tolstoy okuyor, Pugkin'in qiirlerini ezbere biliyor. Metro, kitap okayanlarla dolu; egitim seviyesi çok ynksek; Rus halki engin bir
kültüre sahip. 90'dan beri aliqveri; çilgmhgi büyük gehirleri kiskacma alRus halki bu çemberden yavaçça çikiyor. Simdikendi kültürüyle daha çok ilgileniyor. Rus filmleri, son birkaç ylldir, Hollywood filmlerinden daha çok izleniyor. Televizyonlardaki m14t1.
167
RUSYA'DA 3. DÖNEM!
yarigmalar, izlenme kayitlarinda puan kaybediyor. Yerli diziler daha çok izleniyor. toplum"u Rusya bugün bir degigimden geçiyor. 17 ylldir silkiyor. ekonomisinden yaka serbest piyasa yaçayan halk, Putin, Rusya'da yogun faaliyetgösteren Batih sivil toplum kuruluglarinm faaliyetlerini durduruyor. Aydmlar arasmda örümcegin agmda" çahyanlara gözdagiveriyor. ingilizlerinBritish Council adh örgütü, faaliyetlerdebulundugu" gerekçesiyadamlari Battnm tehditlerine karAydmlar, kapatihyor. fikir le önemine ülkeleriyle deginiyorlar. Bati, projelerinin ittifak gi bölge endigeyle izliyor... Rusya'daki bu degigimi Küresel gücün en önemli isimlerinden Richard Holbrooke, bir Rusya'nm Türkiye'yle iligkilerini geligtirme çabasini geligme" olarak niteliyor... "özgür
"sivil
"zararh
"tehlikeli
"Bölge
ÜlkeleriBirleymeli!"
Moskova'da konuqtugumuz tüm aydm ve siyasiler, Türkiye'yle iligkilerin öneminivurguluyor. Rusya Aragtirmalar Enstitüsü Bagkam Sergey Markov'a sorulybirligiOrgütü içinde yer alyorum, "Sizce Türkiye de §anghay mah mt?"
"Tabiil Türkiye, Amerika'nm degil Asya'am müttefiki olmalybirligi Örgütü'neburnuna sokhdir. Bakm, Amerika ganghay may1 çok istiyor. Ama biz çok dikkatliyiz, bu örgüt, tüm Asya'yt birleptiren bir örgüt. Dünya nüfusunun neredeyse yarisim olupturan ülkeleri birlegtiriyor. Rusya, Çinve Orta Asya Türk bagCumhuriyetleri'nin üyesioldugu ganghaylqbirligiÖrgütü'ne verilen, 2007 adi y1llarm ordulari, ülkelerin 'Barig Misyonu son h en kapsamh askeri tatbikatmi gerçekleptirdiler." Bu tatbikat, Amerika'ya tek kutuplu dünyanm sona erdigi mesajmi veriyordu...
Markov, bölgede kompularm yakmlagmasmm dünya barigi açismdan önemine dikkat çekiyordu. "Bir an önce Türkiye ve Rusya arasmdakiiligkiyi geligtirmemiz gerekiyor. Elimizde stratejik bir ortakhk kurmak için büyük bir
168
BÖL VE YUT
I
firsat var. Ekonomik anlamda içbirligimiz
en üst seviyeye
ç1karila-
bilir. Çünküekonomilerimiz birbirine rakip degil. Bilakis, iki ülke, son derece kolaykaynaçabilecekbir yapiya sahibiz..." Avrasya Hareketilideri Alexander Dugin, Türkiye ve Rusya'mn Bati'yla iligkilerini degerlendiriyor... "Çokönemli bir dönemden geçiyoruz. Bu bälgede yer alan ülkeler, Bati'yi ne kabul edecek ne de reddedecek konumdadir. En önemlisi bunu anlamaktir. Bati, bizim gibi ülkelere bir çözüm getiremez. Bati, kendi derdine dügmügtür..." Gülerek "Belki onlar bizden medet umuyorlardir!" diyorum. "Katihyorum," diyor, Türkler, Ruslar, yani Çinliler, iranhlaranlamahyiz ki, Bati çözüm degildir. Bu yüzden Bati'dan bir geyler alabiliriz, onlara bir yeyler verebiliriz ama onlari bir çözüm olarak göremeyiz. O zaman Bati'y1benimsemek, onu reddetmek kadar anlamsizlay1r". Bölge ülkeleri, iç politika tünellerinden geçerken, Bati'nm müdahaleleriyle de boguymakzorundalar. Rusya, Bati'yla mücadelesinde kazançh adunlar atti. Putin, Rusya'nm Batikarpismdaki durugunu düzeltti, ülkeyi toparladi. Putin, NATO'nun Dogu Avrupa'ya dogru geniplemesine, Orta Asya'da, Amerikan üslerinin kurulmasma ve füze savunma kalkanlarmm yayilmasina kargi açik bir tavir almiyti. Rus halkmm destegini aldi. Ekonomik büyümeyi yüzde 8'e ç1kardi, enerji anlagmalarmdan çok para kazandi. Ancak bu para, Rus halkmm cebine yeteri kadar yansumyor. Rusya'nm ikinci kuçak zenginleri ile halk arasmdaki uçurum giderek büyüyor. 2008 baqinda bu çeligkiler içinde yeni bir seçime giden Rusya'yi izlemigtik. "bizler,
.
ABHAZYA,
ZAMANIN KIYISI...
Mart2008 Yolculugu "Karadeniz'in Kafkaslar'a yaslandigi yerde Abhazya diye bir diyar var. Dünyada hiçbir ülke tarafmdan tamnmayan bir diyar. lçindeKafkaslar'm en savaççi kavimlerindenbiri yaçar... Ab-
hazlar." Iqteböyle bayhyordu 10 Mart'ta yayma girmek üzere hazirladigimiz Abhazya programi. Ama Gürcistan Büyükelçiligi'nin müdahalesi sonucu, o tarihte yayma giremedi. Abhaz ve Kafkas der-
RUSYA
KARADENIZ
GÜRCISTAN
AZERBAYCAN
TÜRKiYE N.Ö.C
iRAN
BOL VE YUT
170
neklerinin büyük tepkisi üzerine 24 Mart 2008'de gösterildi ama hazirladigimiz film delik degikti. Büyük bir sansürden geride ka-
lanlar seyredildi. Tarihin öyle bir dönemecinden geçiyoruz ki degiqim artik çok ülke tarafmdan tanmmayan" diye tahizh. Mart 2008'de rif ettigimiz Abhazya, bey ay sonra Rusya tarafindan taninacakt1. Bu satirlart yazdigim sirada, Gürcistan Osetya'yi iggale kalkung, Ruslar tarafmdan durdurulmuqtu. yardim bahanesiyle Amerikan donanmasi Karadeniz'e girmigti. Kafkaslar diken üstündeydi. Bati, Abhazya ve Osetya'yi tanima karari alan Rusya'ya ihtarlar çekiyordu. Rusya, Bati'ya "Kosova'dan ne haberl" diyordu. Bati ile Dogu, Kafkasya ve Karadeniz üzerinde çekipiyordu. Bu, tarih boyunca böyle olmuqtu... "hiçbir
Mag<Ïurlara
"yumuçak"
Abhazlarm
1L yüzyilda
bir kralhgi vardi. 15. yüzyilda yikildi.
Bagkent Sohum, Osmanh imparatorlugutarafmdan ahad1. Burasi, 1810 tarihine kadar Sohumkale olarak adlandirildi. Sovyetler kurulurken Abhazya bagimsizdi. 1931'de, Stalin, Abhazya'yl Gürcistan'a bagladi ve özerk cumhuriyet yaptt. Sovyetler dagilmca,Abhazya bir kez daha bagimsizhk istemiyayaklandi. Gürcistan ordularina kargi savagti. Savapi kazandi ve le Karadenir diç1nda kimseyleyalmzhgim paylaçamad1... Avrupa Birligi, Birlegmig Milletler ve benzeri uluslararast örgütler Abhazya'yl Gürcistan'in bir parçasi olarak tanidi. Abhazlarsa Gürcülerle bir daha konuymad1... Binlerce y1lhk dostluga kamalar girmigti... Abhazya'ya Geri Dönenler Abhazya'ya gitmeden Abhaz Dernegi'nden llhan Kiymet'in verdigi bir ismi anyoruz. Yavuz Kuazba Soçi'de karyihyor bizi.
Kuazba, yillardir Abhazya'da yaqiyor. O, dedelerinin göç ettigi Türkiye'den Abhazya'ya geri dönenlerden. Bizi Soçi'den ahp, Sohum'a dogru yola ç1kariyor. Bardaktan boyamrcasma yagmur yagiyor... Rus ve Abhaz kont-
ABHAZYA, ZAMANIN KIYISI...
171
Yavuz Kuazba'yla bombalanmy parlamento binast önunde
geçiyoruz. Abhazya'ya girilebilecek tek noktadan karanhga dahyoruz. Silecekler hizla yagmuru kovahyor. Gece, sis ve yagmur altmda ormanlarm içinden geçiyoruz. Kimsesiz bir gecede Sohum'a girol noktalarmdan
diyoruz... Otelin balkonundan Karadeniz'e bakiyorum. Dalgalar sahili dövüyor. Hüzünlü bir hikâye anlattyor. Böyle bir gecenin ardmdan mis gibi bir sabaha kalkiyorum. Yavuz Kuazba, Sohum'un dügün heyecam yayadigmi söylüyor. Saat on bire dogru anaBugün Sohum'da iki genç evleniyor... caddeden kornalarla gelin-arabasi geçiyor. Takip etmeye karar veriyoruz. Gelin alaylari, bu cografyada, dügüne gitmeden önce tarihi yerleri ziyaret eder. Kirmizi Köprü'nün üzerinden geçiyorlar. Gürcü ordusunun durduruldugu yere kadar gidiyorlar... Socra gehitler anitma ugruyor ve gelini küçük bir güzellik salonuna biraktyorlar. Luda'yi tebrik ediyoruz. O, Sohumlu bir Rus kizi. Savag sirasmda ailesiyle birlikte Sohum'u terk etmigti. SimdiAbhazya'da aile kuruyor.
172
EOL VE YUT
Gelinligi giydiriliyor, saçlari yapihyor. Henüz 19 yaymda. Heyecandan titriyor. Abhazya'yi oldugu gibi kabul ettigini ve daha güzel günler görmek istedigini söylüyor. "Savag çikmca ailemle Belarusya'ya tagmdik. 2000 yilmda yine memlekete
döndük" diyor.
Onu orada birakip, Yavuz Kuazba'yla Sohum'un tepelerine çiktyoruz. Nefes kesen bir manzara kargihyor bizi. 15 yilhk bir ambargonan yalmzlagtirdigi Sohum'a baklyorum. Güzelligini içime çekiyorum. Yüz yildir burada kalanlan, buradan gidenleri, art arda gelen savaglari, yayanan sürgünleri düpünüyorum. Yavuz Kuazba'nm atalari 19. yüzyilda bu topraklardan Türkiye'ye gelmiglerdi. O da geriye dönenlerden biriydi... 1992 Savagi'ndan sonra Abhazya'ya, Türkiye'den 250 ailenin göç ettigini söylemigti.
"Sadece Türkiye'den degil, Suriye'den gelenler, Ürdün'den gelenler, Abhazya'nm degiqikyerlerine yerlegmiçler. Soham'a yerlegen de olmuq; Gagre'de, Pitsun'da ev kuran da olmuç." adamdi. Abhazya'da turizm iqiyle agraqiyordu. 40 yaglarindaydi. Evlenmemigti, yalmz yaqiyordu. "Hangi rüzgâr atti seni buraya?" diye sorunca anlatmigti: "Önceüniversite egitimimi burada almaya karar verdim. 90-91 dänemi için bagvurmuytum. Sonra maddi olanaklar el vermedi, gelemedim. Bir sonraki yll gelmeye kararhydim ama o yll agustos aymda Gürcülerle savag bag-
Çelebibir
ladi. Sava; bittikten sonra geldim ve gelig o gelig... 15 seneyi geçti buralardayiz." Bazilari tüm yaçamlari boyunca bu sahilden ayrilmamigt1. Sahildeki yayhlari gõsteriyor, "Onlar buranm önde gelenleridir. Her sabah buluqur,konuqur, günü degerlendirirler. Sabah kahvelerini burada içerler" diyor. Giderek azalan Abhaz nüfusun yayhlari Karadeniz'e bakiyorlar, dalgalarm sesini dinliyorlar. Aralarinda domino, satranç oynayanlar var. Bazilari artik hiçbir geminin ugramadigi tahta iskelede yürüyor. Yavuz, birine yaldagip, selamhyor. Garih, emekli bir dans ustasi... 15 yll önceyi anlatiyor: "Savag çiktigmda halk danslari ekibiyle beraber Yunanistan'daydik. Gösterilerimiz vardi. Savaym bagladigi gün Sela-
ABHAZYA, ZAMANIN KIYISI...
Abhazya Cumhurba;kam
173
SergeyBagap;
nik'te gösteriyapmak üzereydik. Acihaber geldi. Gürcüler saldirm19t1. Tüm programl iptal ettik ve çok zor partlarda sinirdan geçtik. Elimizde baltalarla, kazmalarla savaymaya bagladik. Silah fi-
lan yoktu..." Aynivatanm parçalariydilar... Gürcistan ordusu Kirmizi Köprü'ye dayanm14ti. Savaymaya baëladilar... Bir zamanlar bir arada yaçayan halklarin arasma nefret tohumlari ekilmigti... Cumhurbaykam Bagape ve Sava; Gerisini Abhazya Currhurbagkani Sergey Bagapy anlatiyor: "Savagi biz baglatmamiytik. Burada yüzyillarca yaçayan hiçbir halka zarar vermek istemedik. Sava; açan Gürcistan hükümetiydi. Savagtik ve kazandik. Halkimiz 1993'te yapilan referandumda bagunsizhga dedi. §imdiAbhazya'nm bagimsizhgitartiçahyor. Oysa biz 1921'de Sovyetler Birligi kurulurken de bagimsiz bir devlettik. O yillarda Abhazya Cumhuriyeti, diger cumhuriyetler gibi bagimsizbir devletti. 1931'de Stalin ve Beria gibi Gürcü "evet"
174
BOL VE YUT
kökenli Sovyet politikacilar, Abhazya'yi Gürcistan'a baglayarak, özerk bir cumhuriyet haline getirdiler." Ortaçagda Kafkasya'daki en güç1ü devletlerden biriydi Abhazya. 19. yüzyil ortasinda çikan Kafkas Savaqi sonunda, bir çogu Osmanh topraklarina sürgün edildi. Abhazya'ya, Stalin döneminde Gürcistan içinde özerk cumhuriyet statüsü verildi. Gürcüler, Ermeniler ve Ruslar ile Sovyetler içinde dostça iligkiler sürdürdüler yillarca... Bu cografyaya karyi yapilan her türlü tehdide beraber gögüs gerdiler... Yazar ve eski Abhazya Parlamentosu üyesi Oktay Çkotuaanlatiyordu: "Abhazlar ile Gürcülerin binlerce yllhk bir birlikteligivar. Ortak devletler kurmuglar, birlikte yayamiglar ama birbirleriyle hiçsavaymamiglar. Gürcü devleti ne zaman tehlikeye girse Abhazlar, onlara kucak açunglar. Gürcü tarihçiler de bunu birkaç kere dikere dügürdügümüz le getirdiler. Gürcü tarih kitaplarmda, etti" geklinde ifadeler bagimsizhk bayragtm AbhazIar bize hediye var. Ama Stalin döneminde yükselen bir Gürcü milliyetçiligi var ki, bu giderek irkçihga dönügtü. Artik kendilerini dünyanm merkeriode görüyorlar." Sovyetlerin dagihqiyla halklar arasina giren nifak kan almigti... Diyardan gelen etkiler, Bati'nin yogun gayretleri, birbirine çok benzeyen, Kafkasya kültürünü paylaçan halklari birbirine dügürmügtü... Kafkasya'da bagimsizhgim ilk ilan eden Sovyet, Gürcistan olmuqtu. Yanmda Abhazlari da sürüklemek istiyordu. Bati, Gürcistan'a el koyma planlarmi uzun zaman önce yap"lki
m19ti. Abhazya'da
yapildi. Sandiklardan çikan sonaçta Abhazya halki "Rusya'ya bagh kalmak istiyoruz!" diyordu. Gürcistan hükümeti referandum sonuçlarim kabul etmedive Abhazya, Temmuz 1992'de bagunsizhgmiilan etti. Gürcistan hükümetinin cevabi tanklarla olacakti. Oktay Çkotuaanlatiyordu: "Buraya sonradan da yerleytirilmig olsa, Abhazya'da yaçayan bir Gürcü nüfusu var. O nedenle Abhazya yönetimi masaya oturmayi teklif etti ama Gürcüler hiç dügünmeden saldirdi." 1991 y11mdabir referandum
175
ABHAZYA, ZAMANIN KIYISI...
Savag 1993'te geride her iki taraftan 10 bin ölü birakarak, Gürcistan ordusunun yenilgisiyle sonuçlandt. Tiflis'te de Sohum'da da gehitler için amtlar dikildi... Savaçm aci izlerini tagiyan granit amtta, Rus, Ermeni, Türk ve birçok Abhaz ismiyer almigt1... Savagin karanhk yüzü, parlamento meydamnda, geride kalan 15 yila ragmen capcanh ortadaydi. Bombalanmig parlamento binasma dogru yürürken durmuqtum. Paramparça duvarlarin önünde oynayan iki oglan çocugu, birden durup birbirlerine ate; eder gibi yap1yordu... Onlar savaytan sonra dogmuglardt. Sohum'da Bir Dügün ve Sivil
Orümcekler
Akyamüzeri, bir dügün salonunun
änände
gelin
arabasim
bekleyenkalabahgin arasma kariptim.Ellerikollarihediyelerle dolu gençler, yaylilar, akrabalar ve davetliler Kirmizi Köprü'nün az gerisindeki dügün salonunun önündeler. Genç çift de sava; strasmda küçücük çocuklardi. Bugün Gumista Nehri, onlarm mutluluguna gahitti ama ya geçmigin hayaletleri? Luda'mn en mutlu günü. Dügün salonunda toplum liderleri, aile ve dostlar bulugmuytu... Sofralar donatumig, pist dolu. Abhaz bir dügün çarkicisi türküler söylüyor. Küçük kizlar pistte hoplay1p ziphyor. Bay köpeye yerlegmig bir grup insan dikkatimi çekiyor. Çogu buralardan degil. Onlar eenebi! Dans eden sariqm Amerikali hanum birden hatirhyorum. Onunla bir gün önce Smir Tammayan Doktorlar (MSF) örgütüne räportaj istemeye gittigimde kargilagm14tim.Sohum'dakiörgütün sorumlusuydu. Konugmaktan kaçmmiç,beni Tiflis'teki örgüt merkezine yönlendirmigti... Daha sonra Sohum'da Simr Tanunayan Doktorlar örgütünün kök saldigim gözleyecektim. Birçok Sohumlu, tercüman, memur, yoför olarak bu uluslararast örgute çaligmaktaydt. Aynca, bedava saghk hizmeti veriyor, dil ögretiyor, o ünlü projeleri" kapsammda çahymalar yap1yorlardi. "demokrasi
176
EOL VE YUT
Sovyetlerin dagilmasmm ardmdan ç1kan Gürcü-Abhaz Savagi strasinda bälgeyeyerleymiplerdi... Bu örgüt, ashnda Bati'nm istihbarat agimo güçlü temsilcilerinden biriydi... Damadm babasi Eyref Bey de onlarla çahqiyordu. 2001 yllmda ige baylam14ti.Lojistik bölümüne bakiyordu. Bundan ne anlagilörgüt hakkmda bilgi veremasi gerektigini sordugumda, meyecegini" söylemigti. "Daha çok, egitim programlari ve saghk programlarmihayata geçiriyorlar," demigti. Birlegmig Milletler de savagtan sonra Sohum'da yerini almigYüksek bahçe duvarlari arkasinda cumhurbagkanhgi kögkünün ti. az ilerisinde yer ahyorlardi. Halk, UN yaz1h jeeplerinbir yerlere gidip geldigini görüyordu ama ne yaptiklari hakkmda bir fikirle"çahytigi
riyoktu.
Oktay Çkotua,"Mayin aramayla ilgili bir kurulug var, bir de Birlegmig Milletler" demigti... "Bizim yönetimimiz de bunlarin farkmda ama içte denize dügetiriden çok götürüsü oldugunun mecburiyet sarthr belli bir sõz konusu. Çünkü hesabi, gen y11ana ülkeyle ambargo altmda yayadik Hiçbir temasumz yok. uzun süre En basitbir ilaci bile bulamtyorduk." Savagi yaçamig, ambargo altmda ekonomik zorluklarla bogupan bir halk! ÜstelikKaradeniz'in en dogusunda, üstelik Rusya'nm güney smirmda... Batih sivil toplum örgütleri ve istihbarat agl için bulunmaz bir f1rsatti Abhazyal Koruyahm (Save The Children), Kutsal Haç (Holly Çocuklari Cross) gibifarldlörgütler Karadeniz'in dibindeydi. 200 bin kipilik bir nüfusu dönügtürmek amacmdaydilar; ilk hedefleri gençlerdi. Hibla, Abhazya Devlet Üniversitesi'nde uluslararast iligkiler ögrencisi. Diplomat olmayi hedefliyor.Batih sivil toplum örgütlerinin faaliyetlerine daha farkh bakiyor. "Buradaki yabanci dernekler oldukça iyi iq çikariyor!" diye sorunlara kargi insanlari bibaghyorHibla anlatmaya, linçlendiriyorlar. Çogu,toplumsal sorunlarla ilgileniyor ve fark2 h projeleri var. Mesela 'Save The Children' derneginin, to bir projelerivar. Gençleri AIDS ve pure' egitimi diye adlandirdigi HIVvirüsüne karyibilinçlendiriyorlar.Insanlaraegitim veriyorlar "buradaki
'pure
ABHAZYA, ZAMANIN KIYISI...
177
bu insanlar da üniversitelere, liselere gidip edindikleri bilgileri gençlere aktariyorlar. Bu çok faydahbir program". Inançlakonuquyor. "Siz bu programlardan herhangi birine ka-
ve
tildiniz
mi?"
diye
soruyorum.
Mükemmel
sürdürüingilizcesiyle
yor konugmayl. "Evet, ben ve pek çok arkadagim birçok projede görev aldik. Alti aydan daha uzun bir süre okullara, tip fakültelerine gittik. Yaqitlarrniz ya da daha küçüldere dersler verdik." "Ne dersleri?" Hibla projenin konusunun HIV ve AIDS oldugunu söylüyor. Dayanamayip sözünü kesiyorum: "Burada AIDS var mi?" "Büyük bir sorun halinde degil ama en büyük sorun insanlarm bu konuda bilinçsiz olmalari. Toplumun bilinçlenmesi gerek." Içimi çekiyorum. Her yer ne kadar birbirine benziyor... Hibla'nm güzel, çocuksu yüzüne bakip, "Sence neden uluslararasi örgütler, dernekler asil sorunlarla ilgilenmezler,hiç düpündün mü?" diye soruyorum. "Ne gibi sorunlar?" diye soruyor... "Ekonomik sorunlar mesela!" diyorum, "Ambargo, savay, ipgal, yoksulluk, açhk..."
Gözlerini açiyor. Susuyorum. Hibla bir cümleyle her geyi özetliyor: "Bu tip derneklerin, örgütlerin büyük bir çogualugu, hangi ülkeye baghlarsa,onlarm baki; açilanni yansitiyor." Bu örgütlerin kendi ülke çikarlari için faaliyettebulundugunu sarmak" için bölgeye da biliyor. Bu örgütler savagm o gelmig ve bir daha gitmemiyti. Asil faaliyetlerini gizli yürütürler, saglik ve egitim gibi yakici konularda halka yardim ambalaji ardi"yaralarmi
na saldamrlardi.
Öncelikleüniversitelerde
ve medyada dil bilen aydmlar arasin-
da yanday ararlardi... "Tsunami Gibi..." Garih Sangulya, zor geçen 15 yilda gençleri ihmal söylemigti. Boglugu birileri doldurma peqindeydi. BVY 12
ettiklerini
178
BOL VE YUT
"Gençlerimiz bizim gelecegimiz. Türn mücadelemiz onlar içindi. Tüm sikmtimiz, savaymamiz onlar içindi. Onlar sikmti çekmesin, bizim çektigimiz sikmtilari onlara gästermeyelim diye ugrayettik." tik. Ama bunlari yaparken egitimleriniihmal etkilere açiktilar. gelen Gençler diçardan Internetve uydu, temisyonunu gençlere tagiyordu. Otel lobisinde levizyonlar, Bati sürekli aç1k duran televizyona birkaç dakika bakmak yeterliydi. Yarigma ve dedikodu programlari, talkshovlar, ardmdan müzik kliplerive reklamlar! dertlegiyorduk... Oktay Çkotua'yla "Bir kültür bombardimaniyla karyi kargiyayiz" diyordu, modasiyla, müzigiyle, filmiyle,yazarlyla, çizeriyle her yeyiyle içeri giriyor. Büyük bir finansla geliyor. Milyarlarca dolar akitiyor. Bizimse elimiz kolumuz bagh. Bakm, okullarumzi yeni yeni açmaya bagladik. Köy okullarimizm çogu kapah. Dilimizi geligtirmek için yeni kitaplar basmak zorundayiz. Televizyon programlari yapmak zorunday1z. Uydudan yaym yapmak zorunday1z. Bunlar o kadar korkunç maliyetler tutuyor ki... Tam bir tsunami dalgast gibi, sorunlar üzerimize geliyor!" Kültürel saldiri tsunami gibiydi. Sadece Batih sivil toplum örgütleriyle degil; dini, siyasete alet eden gruplar yoluyla da giriyor"adam,
lardi... Cumhurbagkam Bagapy, Soroscu örgütlerden, Yahova gahitlerine, Evangelistlere, Vatikan'a kadar uzayan listeyi saylyordu... "Savas sonrasmda her yerde görülebilecegi üzere, burasi, Yahovacilardan Evanjelistlere kadar, Sorosculara kadar çeyitli örgütlerin ilgi odagt oldu. Biliyorsunuz, savag sonrasi devletlerin yaçadtgi zor zaman psikolojisi onlar için kaçmilmaz bir firsattir. Zorluklar onlara çok uygun bir ortam hazirlar. Bunlara karglönlemler almaya çahytik. Mesela Soros ärgütlerini, savaytan kisa bir süre sonra kapattik. Diniörgütlere gelince, Abhazya'da biliyorsunuz halkm bir kismi Müslüman, bir kismi Hiristiyan. Islam'ada, Hiristiyanhga da son derece sayguniz var. Ama degigik çahymalar oluyor. Mesela Vatikan elçisi buradaydi. Birtakun resmi görügmelerde bulunduk. Bize yardim teklif ettiler. Elçi, son derece iyi bir
179
ABHAZYA, ZAMANIN KIYISI...
diplomatti. Biliyorsunuz, diplomatlarm hepsi iyidir, güler yüzlüSözlerinin sonunda yüzünü ekgitip gülüm-
dür, o da öyleydi..." süyor.
Bu cografyanm, her zaman dünyamn ilgi odagi oldugunu säylüyor. Abhazya Karadeniz'in en dogu kiyisiydi.Karadeniz, Kirim Savap'nda da Ikinci Dünya Savay1sonunda da, 21. yüzyilda da devlerin sava; alamydi. Büyük oyun, Rusya'yi çevreleyen cografyada ve yine Karadeniz'de oynamyordu. Amerika, Ortadogu ve Balkanlar'dan sonra Kafkaslar'a ve Karadeniz'e olan ilgisini gizlemiyordu... Bulgaristan ve Romanya'daki Amerikan üsleri Dogu'ya bakiyordu. Ukrayna ve Gürcistan'a, Rusya'mn kompularma NATO üyeligi teklif ediliyordu. Rusya çevreleniyordu. Cumhurbagkam Bagapp, bölgedeki Amerikan politikalarmdan söz ediyordu:
"Amerika'mn bu cografyaya ilgisi tartigilmaz. Amerika'nin burada degil, her yerde ayni politikay1 güttügünü söyleyebiliriz. Önce böl sonra yönet! Bu, tarihteki tüm emperyalist devletlerin politikasidir. Ama esas olan, Amerika'nm gärügü veya yürüttügü politika degildir! Esas olan, o cografyada yaçayan halkm kendi görügüdür, kendi seçimidir. Amerika, tiim politikalarmi tehlikeparanoyasi üzerine oturtuyor. si' diye, aslmda kendi yarattigi yapay bir durumu, kendi yöntemleriyle çözmeye çahpyor. Benim görügüm gudur: Her problem, o cografyada yaçayan halklarm nesnel durumu göz önüne alinarak çözülür... Büyük devletlerin o halklara biçtigi rollerle degil!" sadece
'tehlike'
'terör
Turuncu Darbenin Ilk Hedefi Gürcistan ve
Abhazya'ydi "demokrasi
Amerika'nm projesi" geregi, ilk turuncu'operasaldt. Gürcistan'1 hedef 2003 ylhyd1. Saakaçvili, haç gibi tutyon tugu bir gül dahyla meclise girmigti. Soros darbesinin adi "Gül Devrimi" olarak kaldi.
180
BOL VE YtTT
Amerika, Gürcistan'm ardmdan sizhk veren Abhazya'nm da rengini
Rusya'ya yakmhgiyla rahatdegigtirmekisteyecekti. Yeni Gürcistan yönetimi, Abhazya'da Ardzinba iktidarim hedef aldi. Abhazya'da da turuncu bir iktidar için çahymalar yapildi ama baparih olunamadi... Rusya tedirginlikle Abhazya'daki 2004 seçimlerini izledi. Milliyetçi Parti lideri Jirinovskio dönemde qu açiklamayi yapacakti:
"Seçimde Abhazya halkikarar verecek. Bizim için änemli olan hem vatansever, hem de Moskova'nm dostu olacak bir adaym kazanmasidir. Abhazya'da bir diger Saakaçvili'nin ortaya ç1kmasini temenni
etmeyiz."
Abhazya, devlerin satranç tahtasmdaydi. Seçim sonuçlari etmeyecekti. Abhazya, turuncu oyuna gelAmerika'yt memnun memigti... Oktay Çkotua,"Abhazya'da bir oyun bozuldu!" demigti. "Gürcistan herhalde Amerika'nm Orta Asya'daki emelleri için bir atlama tahtasiydiki, hâlâ da äyle! Hem Orta Asya, hem de franiçin bir atlama tahtasi. Bati için önemli bir üs. Abhazya prob-
lemini bir an önce çözüp, Gürcistan'1istikrara kavuqturmakhevesindeydiler. Ama maalesef Abhazya kilçik gibi bogazlarmda kaldi. Bence Abhazya, küreseloyunlara çomak sokulan yerdir." 3 Ekim 2004 tarihinde yapilan Abhazya devlet bapkanhgi seçimlerinde, iktidar el degigtirdi.Abhazya halkiiçin bir halk kahramam olan Ardzmba devribitmig, Bagapp iktidara gelmiyti. Bagapy, turuncu darbeleri yöyle degerlendirmigti: "Degigim istedikleri ülkelerden bir avuç insam ahp, Amerika'ya götürüyorlar. Onlari 5-10 senede yetiptiriyorlar. Geri yolluyorlar. Geri gelenler, Amerika'mn çikarlarmi Gürcistan'da, Irak'ta savunuyorlar. Beni de herhangi bir ülkeye götürüp, egitir, gekillendirirsiniz. Sonra burada cumhurbagkam da yaparsmiz... Ama o ülkenin tüm nüfusunu yüzlerce yilhk geleneklerinden koparip, bambagka bir sistemin içine çekemezsiniz. Bir anda kafalarmm içini degigtiremezsiniz,bir anda halklarm yönetim geklini degiçtiremezsiniz..." Sistem, bir anda degigtirilemezdi belki ama Amerika'nm muçak güçle" ülkeleri fethetme stratejisinin acelesi yoktu... Sivil "yu-
ABHAZYA, ZAMANIN KIYISI...
181
toplum örgütleri, yardun kuruluglari, dini kuruluglar ve medyamn yadsmamaz gücü, halklari degiptirmekiçin bellibir zamanlamaylöngörmekteydi...
Bu çaligmalar için verimli bir ortam beklenecekti.O ortamm yoksul halk ve ipsizlikti!
adi, zayif ekonomi,
Pazar Yeri Dagdan Sovyetler'in sõndürdügü ekonomi, ambargoyla iyice zayiflamigti. Abhazya'nm ildimi mükemmel, topragt bereketli, nüfusa azdi ama kaynaklar k1sithydi. Dar zamanlardi. Sohum'da bir ögleden sonra. Halk pazarmda Yavuz Kuazba'yla tezgâhlar arasmda dolayiyoruz. Birileri egzotik meyveleri alacak ekonomik güce sahip olmah ki ananaslar, üzümler, ithal elmalar mücevher gibi tezgâhta oturuyor... Bir kilo elma 80 ruble, yani 3 dolardan fazlaydi.Asgari ücret100 dolar kadardi. se Maddisikmti, pazardakiyüzlere yansiyordu... Kazamlan para, hiçbir ihtiyaca yetmiyordu... Ekmek satan yagh bir kadma "Ayhk kaç para rahat yaçatir seni burada?" diye soruyorum. dolar civaril" diyor. Haftanin yedi günü çallyttgini söylüyor ve en çok 50-60 dolar civarinda bir para kazanabiliyor. Yavuz Kuazba, Sohum'da yayamm aritmetigini anlatlyor... "Burada devletin ödedigi ayhklar dügük. 50 dolar ila 150 dolar arasmda degigiyor.Normal partlarda, öyle fazla lüks tüketime girmeden 200 dolara geçinilebiliyor." "Evet ama çok lüks yaçayanlar var onlarin gelirleri nereden geliyor?" diye soruyorum. "Bazdarmm Rusya'da baglantilari var, yatirunlari var, akrabalari var, ticaret olanaklari var, çevreleri var. Onlarin kazançlari tabi bizim gibilerle kiyaslanamaz." Bir zamanlar Rus devlet erkantum turizm cennetiydi Sohum. Her dem Karadeniz'in en güzel köpesi. Palmiyeler okaliptüslerle örtülü. O, yEiksek daglarla deniz arasinda sakh bir mücevher"400
di...
18
BÖL VE YUT "ayrihkçi
15 ylldir dünyada bölge" olarak adlandirihyor. Gürcistan simrlari içinde görünüyor... Ama fiilen bagimsiz bir ülke olarak hareket ediyor... 200 bin kipilik nüfus,
Abhazlar yani sira Migrelleri ve Ruslari da barmdiriyor. Nüfusun dörtte birini de Ermeniler olugturuyor. Ermeniler, son zamanlarda Abhazya'daki okullarda Rus ve Abhaz dillerinin yam sira Ermenice egitim verilmesini talep ediyor. Siyasettede söz hakki istiyorlar. Bazi Ermeni gruplar, Abhazya'yi "Küçük Ermenistan" olarak nitelemekten kaçmmiyor. Ermenistan üzerinden Bati'nm, Kafkaslar'da mikro-milliyetçi çahqmalari süreklilik gösteriyor. rüzgârlara dügmeden huzuru Garih, Sohum'on sahilinde "ters
bulmaktan" söz ediyor: "Abhazya zorlu bir dänemden geçti. Çokkan döküldü. Nice-
miz öldü. Her yey gelecek için, çocuklarimiz içindi. Burada sadece Abhazlar degil, bagkahalklar da yaqiyor. Biz bütün halklara saygi duyuyoruz ve onlarla bir arada, huzur içinde yaçamak istiyoruz. Bu güzelligi bozmaya çahyanlara kargi mücadelemizi sürdürece-
giz.Burasi bizim vatammiz, hepimizin topragt!" DigigleriBakam §ambada, konuqmasmdadiçardan gelen tehdde dikkat çekiyor: Sözlerini Kosova örnegiyle bitiriyor. "Yüzlerce yihk vatammiza sahip çiktik biz. Dipardan gelen tüm tehlikelerden korunmak için mücadele ediyoruz. Bag1msizhgimizi talep etmek için, Kosova'dan çok daha geçerli nedenlerimiz var. Hiç kimse için tehdit degiliz. Bir zamanlar bagimsiz bir devlet olarak Sovyetler Birligi'ne katildik. Sovyetler dagihrken bagimsiz devlet statüsü kararmi aldik. Abhazya, ne uyugturucu trafiginin geçit yeri oldu, ne yasadigi ticaretin hareket noktasi. Kosova, bu gibi problemlerle de boguquyor. Sonaçta her yeye ragmen Bati, Kosova'ya her türlü hakki tamdi. Iglerineöyle geldi. Abhazya da, y111ardirhak ettigi kavugmah." Abhazya farkhydi. Belki o yüzden görünmez konumdaydi. Temel çeligkisi Gürcistan'daki rejimi kabul etmiyor olmas1ydi. Bati politikalarina direniyor, ekonomik olarak Rusya'ya dayamyordu. 'tamnmaya'
ABHAZYA, ZAMANIN KIYISI...
183
Huçhoz Mahallesi
Bati için Abhazya'nm bagimsizhgi demek, Karadeniz'deki bir limam Rusya'ya kaptirmak demekti. Rusya'nm bir ileri-hamleyi gerçekleytirmesidemekti. Abhazyahlar için bagunsizhgm anlarni farkhydi... Cumhurbagkam Bagapy, ülkenin konumunu ve arzusunu dile getirmiëti... "Büyük Rusya Federasyonu'yla, büyük Türkiye Cumhuriyeti ve Gürcistan arasmda, Karadeniz havuzunda yaçayan bir halkiz. Biz de kendi kaderimizi, kendi halkimizm istedigi gibi çizmek durumundayiz..." Her sabah Sohum Limani'na baktigimda uzaklarda bir yerlerde bu sahiliözleyenler oldugunu dügünüyorum. Yaklayik 100 bin Gürcü mülteci, 15 yildir Tiflis'te savagin acilarim yaqiyor... lçinde egyalariyla biraktp gittikleri Huçhoz mahallesindeki evleri, bahçedeki meyve agaçlari gimdi bir rüya... Huçhoz'u ziyaret ediyorum. artik yikilmakta. Evler, 15 yilhk terk edilmigligin ardindan Geçoiqin anilari yavaqça yok olmakta... Birileri oyunun bedelini ödüyor... Kentin büyük bölümü yeniden yapilamyor, savaym iz-
184
BÖL VE YUT
leri yok oluyor ama Gürcü nüfusun yaçadig1Huçhoz mahallesi, 15 yildir karanhk bir dönemin bekçiliginiyap1yor. Savaym sonunda 500 bin kiqilikAbhazya nüfusu 200 bine dügmüg, bu topraklarda yaçayan Gürcüler Tiflis'e göçmügtü... 21. yüzyil, dünyaya daha çok kaos getirrniyti. Bir yüzyll önce dünyada 50 devlet vardi. Bugün 200 devlet haritada yer ahyor ve görülen o ki bu sayi artacak. Malum, Bush'un damymam Ralph verdigi makalesinde Peters "Kan Smirlan" (Blood Borders) admi "Haritalarda bagka sm1rlar olacagmdan" söz edlyor. Sohum'da, Karadeniz'in kiy1sindason on yllda bu bölgedeki degigimleridügünüyorum... Önce AGIT'in dayatmastyla Rus üsleri boyaltilungti... Rusya, Tiflis'teki Vaziyani ve Abhazya'daki Gudauta üslerinden çekilmig. Ardmdan Amerika, Gürcistan ordusuna milyonlarca dolarhk yardim programmi baglatmigti.Hedefine "Gül Devrimi"yle ulaçacakti. 2003'te koltaga oturan Saakaçvili, dört yll içinde Abhazya'y1 geri alma vaadiyle iktidara gelmiëti. Rusya, bu vaade Abhazya'da
Sohum Limam
ABHAZYA, ZA MANIN KIYISI...
185
halkin yüzde 70'ine Rus pasaportu dagitarak cevap vermigti. Sonra da yillardir Abhazya'ya uygulanan ambargoyu kaldirmigti. Abhazya, Amerika ve Rus nüfus savaginin tam ortastnda kalm14ti. Cumhurbagkam Bagapy, devlerin arasmda kalan Abhazya'yi yöyle anlatiyordu: "Bati'nin bu cografyaya müdahalesi bitmeyecektir. Bakin Gürcistan NATO'ya dahil olmak istiyor. Bu, onlarm seçimidir. Ermenistan, Kafkasya, Abhazya veya diger cumhuriyetlerde kendi çikarlarint korumak için bagka oluçumlara dahil olma karari alabilirler! Bu da o devletlerin seçimi olur. Bence bu cografyamn en önemli aktörleri Rusya ve Türkiye'dir. Bu iki ülke iyi iligkiler kurmak zorunda... Tehlikelere, baykatürlü gõgüs gerilemez!" Sohum'da bir gece yarisi! Oktay Bey, gelecekten söz ediyor: "Gürcüler ve Abhazlar, binlerce yd nasd yaçaddarsa gelecek binlerce yll boyunca da öyle yayamaya devam edecekler. Bir yekilde birbirlerinin varhklarun kabul edecekler. Daha dogrusu, Gürcüler, kabul etmedikleri Abhazlarin varhgini kabul etmek zorunda
kalacaklar."
Sohum'da yaçam devam ediyor... insanlar doguyor ve ölüyorlar... Savaglar, göçler, ölümler... Derken yüzyillar geçiyor... Sohum'da bir mahalle arasmdan geçerken bir cenaze evinin önündeki kalabahga karigiyorum... Aile, dostlar, yakmlar, yayh bir Sohumluyu son yolculuga ugurluyorlar.
Birkaç saat sonra yarmlarm bilinmezliginde iki genç dans ediyor. Her yerde mutluluk aciyla akraba... Ama galiba Kafkasya'da
daha fazla! Abhazya, binlerce yildir, büyük güçler için bazen bir ateçkes bazen sava; alaninin ta kendisi olmuytu. Bazen "Birleyik Kafkasya" idealleriyle ayaga kalkmigt1.Bazen parçalanmig Kafkasya'yi isteyenlerin rüzgârma kapilmigti.Bedeli, her zaman Kafkas halldari ädedi. alani,
"
GUI DETR;Í"NÍK ARDINDAN TÍFLÍS
Mart2008 Yolculugu "Gül Devrimi"nin ardmdan Gürcistan baghgiyladönen progfragmam Gürcistan Büyükelçiligi'nden yetkilileri TRT Genel Müdürlügü'ne kadar getirdi. Demokrasi havarisi Amerika'nm demokrasi getirdigi Gürcistan bir bagka ülkedeki basim bile susturram
ma
hevesindeydi.
RUSYA
ÜRCISTAN ·
T
Tiflis
AZERBAYCAN
Ü RK i YE N Ô.C
RAN
"GÜL DEVRIMl"NIN ARDINDAN TIFLIS
187
Program, TRT l'de yayina giremedi. TRT 2'de bir gece yarisi yangmdan mal kaçinr gibi gösterildi. Programm bitirilmesi emri o zaman verildi... Bu emir halkm dogru bilgi alma hakkma vurulmuy bir darbeydi... Gazeteci olduklarun iddia eden bazilari, skandala yol açan" böyle bir programm TRT ekrauzaklagtirilmasmi sevinç nidalariyla karquadilar. Bazilari nmdan programm "Gürcü halkim rencide ettigini" iddia ettil Oysa programda Bati ve igbirlikçilerinin Gürcü halkma reva gördükleri eziyet anlatilmaktaydi. Gürcü halkindan bahsedenler aslmda tarafmdaydilar, Darbecilerin Gürcü halki ile turuncu liTuruncu der Saakagvili'yi karigtirmiglardi... "diplomatik
Ukrayna, Kirgizistan, Lübnan, Gürcistan... Dünya son dört senaryolari seyretti. y1ldir,Amerikan etiketli Gürcistan'in "Gül Devrimi", peyinden gelen turuncu darbelerin ilk örnegiydi. Aradan dört yll geçti. Rusya'mn güneyden çevrelenmesi harekâtma devam ediliyor. Gürcistan, NATO'ya üye olmak için sirada bekliyor... Dig politikada hedefe yürüyen Tiflis, içeride sert iktidar mücadelelerine sahne oluyor, Muhalefet, demokrasi vaadiyle gelen iktidari diktatörlükle suçluyor. Amerika iki kargit güç odagmi dengelemeye çahyiyor... "Hedefte Rusya var!" diyor... Gürcistan'da turuncu darbeciler, iktidar kavgasiverirken acaba halk ne yaplyor? Onlara bir yey soran yok. Sokaklar egitimliiësizlerle dolup taç1yor. Bir zamanlarm mimarlar1 taksi poförlügü yapiyor, mühendisleri evde oturuyor, pedagoglari pazarda egya satiyor. Onlar, Gürcü oligarklarin çekigmeleri arasmda tanesi yarim dolardan ekmek almaya çahylyor. "turancu"
lyteÖzgürlükl Tiflis'in tam ortasi! Bir zamanlarm Lenin Meydani, Ozgürlük Meydam olmug. Meydan bu adt Gürcistan, Sovyetler'den ayrihnca almigti...
188
BOL VE YUT
O gün bugün bu meydan rahat yüzü görmedi... 2007 Kasiberi yine kaymyor. Muhalefet sik sik "Özgürlük" Meydam'm dolduruyor. Meydan sert görüntülere sahne oluyor. Gül Devrimi'nin zaferini kutlamak için Tiflis'e gelen George Bush, konuçmasmi bu meydanda yapmigti. Söylediyordu: "Bu meydan daha önce Lenin adim taylyordu. Gürcü halki, Lenin heykelini yikarak özgürlük için kan döktü. Güller taylyarak yozlaym14yönetimi devirmeyi baçardi! Gürcü halki, demokrasi ve özgürlük ugruna nasil mücadele edilmesi gerektigini herkese gösterdi." Gül Devrimi'nin lideri Mihail Saakaçvili bu iltifatlara kargi minnetini göyle dile getirecekti: "Siz dünya lideri, yeryüzünün özgürlük ve demokrasi savaççimfndan
sismiz!"
O zaman güller henür solmamigti. Tiflis'te bir umut havasi Aradan dört yn geçti... Ozgürlük Meydanina bakan parlamento. ç1kipinda kilitli bir kapi ve demir parmakhklar var. Parlamentoya artik tek bir kapidan girilebiliyor. Son aylarda güvenlik nedeniyle diger kapilar kilitli. Meclis, sayilart arttirilmig muhafizlar tarafmdan. Bazimilletvekilleri tutuklu, bazdari yurtdigma kaçmak zorunda kahyor... Bazdari açhk grevi yap1yor. vardi...
lyi de ne oldu? 2004'te iktidar ve muhalefetin tüm isimleri beraberlerdi. Abhazya ve Osetya'dan sorumlu bakan Khaindrava, Saakayvili'nin yaninda yürüyordu... §imdimuhalefet liderlerinden biri olmuytu... Stk sik gözaltma alimyordu. Hepsinin taraft
aymydit
Hepsi Batic1ydi ve
"demokrasi"
yan-
hsiydi! "tu-
Amerikah para spekülatõrü George Soros'un projesiyle runcu" bir yola çikmiglardi. Eski Cumhurbaykani Sevardnadze'yi iktidardan atmiglardi. Iqte o meclise giriyorum bugün. Kapidaki güvenlik elemanlari mafya çetelerinin adamlarina benziyor. Ben içeri girerken kaq göz igareti yapan sivil bir adann gören resmikiyafetli güvenlik memuru, kafasmi çevirmig sigara içiyor. Her gey biraz dagdmig, kimse
"GOL DEVRIM1"NIN ARDINDAN TIPL1s
189
Gürcistan Parlamentosu
nerede oldugunu bilmiyor... Meclis salonunda, Gürcistan milletini temsil edenleri izliyorum. Meclis toplantismda mutsuz muhalefetin ve huzursuz iktidarm patlamaya hazir bir bombanm üzerinde oturdugunu dügünüyorum. Parlamento sözcüsü Jemalinaiqvili'ylemeclisteki odasm-
da buluquyoruz.Yorgun ve bikkm görünüyor. Dört yil önce Poti Limam müdürüydü. O günleriniözlüyor gibi. "Muhalefet ne istiyor?" diye soruyorum. Yorgun bir sesle, "Her muhalefet iktidari ister, parlamento da koltuk ister. Adaylarmm kabinede olmasim ister, bu son derece normal bir süreç"
diyor.
"Muhalefetin iktidardan farkh bir ekonomi politikasivar mi?" diye üsteliyorum. "Dig politikada, ekonomi politikalarunizda hiçbir fark yok. Hükümetin, icraatlarim muhalefet de destekledi. Bazi ufak fikir aykirihklari vardi, bazi reformlara karyiydilarama genel anlamda hükümetin programmi onlar da destekledi..." diyor. Masasmda bir aile fotografi. Gümüq çerçeve içinde iki küçük çocuk, Amerikan bayraklar1önünde poz veriyor.
190
BOL VE YUT
Bugün parlamentoda oturanlar, gençliklerini Sovyet rejiminin çöküy däneminde yayamiglardi. Liberal ekonominin özlemiyle yamp tutuqmuglardi! Inaiqvili'yebakiyorum. 50 yagmda var yok. Onu därt yll önce gärdügümde saçlari beyazlamamigt1.Kaldiramayacagi yükün altina girmig bir adam gibi görünüyordu. Dedigi gibi, iktidar mücadelesine girenlerin arasmda liberal ekonomiye duyduklari iytah bakimmdan hiçbir fark yoktu... "Asil Biz Batictyiz!"
lytebirleyikmuhalefetin
önde gelen isimlerinden milletvekili Levan Berdzenigvili... Bana iktidarla aralarmdaki çekigmeyi anlatiyor: "Neden muhalefet" sorumu öfkeyle yamthyor: "Nedeli mi muhalefet var? Birleytigimiz zaman amactve Abayidze'siz bir Gürcistan'di. §imdigemiz gevardnadze'siz vardnadze ve Abagidze yok ama yayam en az o zamankikadar kötül Bagimsiz basm yok, bagimsiz yargi yok! Neden mi muhalifizl? Çünküyola çiktiklarimiz devrime ihanet etti. Biz Gül Devrimi'ni
savunuyoruz
degildi "lyi
ama
ama Saakaçvili'ye kargiyiz. Saakagvili ondan bin beter!"
iyi Çünkü§evardnadze
de siyasi ve ekonomik anlamda iktidardan farkmiz nedir? Cumhurbagkam Saakaçvili Bati politikalari yanhsi. Siz de Bati yanhsi degil misiniz?" diye soruyorum. Sesimdeki sükûnet onu kizdiriyor biliyorum. Bagirarak cevaphyor: "Asil biz Bati yanhsiy1z,Saakaçvili Bati taraftariymig gibi gözüküyor ama o Bati'nm samimi bir taraftari degil!" "Asil biz Batihy1z" diyenler kiran kirana bir mücadelenin içiagirlamaya baglane girmiçlerdi. Sokaklar her gün muhalefeti aray1plarmi arttiracakmigti. Iktidarm sert tavri, Bati'dan destek ti... Muhalefet liderleri sik sik Amerika'nm, Avrupa'nin yolunu tutmaya baglad11ar...lktidarkoltuguna geçmelive gerçek demokrasiyi kurmahyddar... Batt'nm onaym1bekliyordu... Bütün bu çekigme sirasinda acaba sokaktaki adam ne yapiyordu? Nasil yaylyordu?
"GÜL DEVRÎMl"NÎN ARDINDAN TIFLÎS
191
Anacaddede bir ögleden sonra... Tiflis'te, kaybolmuykarakterler Ye umuda sarih gençler, bu oyunun yazarmi ariyor... Kürküne siki siki sarilmig, burug burug yanaklarmda kir izleri, yayh bir kadm, elini bana dogru açiyor. Küçücük bir çocuk, belki4 belki 5 yaymda gül satmaya ugraqiyor... Muhalif milletvekili Levan, "Halkm yäzde 90'i aç!" diyor... Dayanamay1p soruyorum: "Bunda, kapanan fabrikalarm rolü olmah. Burada neden kimüretimden hiç säz etmiyor? Fabrikalarm kapanmasindan, ipsizse gikâyetiniz yok mu?" likten Levan yuzünü burupturuyor: "Bundan söz etmiyorum çünkü bunlar sadece Saakaçvili'den kaynaklanan sorunlar degil, bütün ülkenin sorunu bunlar. lysizlik,Gürcistan'daki en büyük sorun. Bütün Gürcüler iësiz. Belki tüm nüfusun yüzde 10'u normal seviyede rnaag ahyordur, nüfusun yüzde 90'Inda para yok." Üretim konusuna hiç girmiyor. Halkm içinde bulundugu durumun, muhalefet için verimli bir toprak oldugu anlayihyor... 14 çözüme gelince... "O zaman ipsizlik için Saakaçvili'yi suçlamiyorsunuz..." diyorum.
"Evet onu suçluyoruz ama fabrikalari onun açoasi gerekmiyor" diye el kol hareketleri yaparak bagiriyor, benim siyasi özel sermayeci, yani liberal". görügüm de son derece "çünkü
Badri, Temurive Digerleri
Iktidar da, sözüm ona muhalefet de sonuna kadar liberaldi. Ozelleptirmelerhepsinin önceligiydi... Özelleptirmelersonucu, Gürcistan'da çahyan fabrikalar yok denecek düzeye inmigti. Tiflis'te sadece ingaat sektärü patlamadaydi. Her yerden mantar gibi ahyverië merkezleri; lüks konutlar, yollar ve köprüler; büyük otellerin, plazalarm inyaatlari yükseliyordu...
Gürcülerin anasi Kartuli Ana, bir oligarkm uzay üssüne benzeyen yeniingaatmm dibinde dikiliyordu. Helikopter pisti, tümüyle camdan inga edilen devasa yapinin en tepesindeydi. Ve onlarca iq-
1
192
BOLVE YUT
çi yolun atmdan kablo geçirmekteydi. Rehberim Saga onlarm vasifsiz iççiler olduguna säyledi. Bütün gün amele pazarlarmda beklegendaha yüzlercesi kent merkezindeydi. Kar giderek hizlamrken bir köprünün altmda onlari gördüm. Sert darbelerle yagan kardan korunmaya çahqiyorlardi. Ceketlerinin yakasi kalkmig,ismmak için, hizh hizh köprü altmda yürüyorlardi. Onlar bir zamanlar büyük fabrikalann iççileriydiler... §imdi ingaatlarda yevmiye karyihgi çahyabilmek için günlerce kar altmda bekliyorIardi... bir adamdi. Daha önce nerede çahyBirine yaklagtim. trikiyim fabtigim sordum. "Telörgü fabrikasinda çahgiyordum" dedi, "o
rika
kapatildi".
"Ne kadardir ipsizsiniz?" ylldir!" Zorla gülümsedi. Badri, Temuri ve digerleri ashnda yillardir beklemedeydiler... Hepsi yakm yerlegimlerden Tiflis'e iq umuduyla gelmiglerdi... Bir zamanlar kendi yörelerindeki fabrikalarm iççileriydiler... Yillardir Tiflis'in kargaçasi içinde birkaç kigi bir odada, ekmek pa"10
rasi peqindeydiler...
Alex Rondeli: Hükümet Damemam Alex Rondeli 70'ine merdiven dayami; emekli bir profesördü. Tiflis'e indigim gün onu aramigtim. Hükümet binasmm bitigigindeki Stratejik Aragtirmalar Vakfi'nda bulugmuytuk, Rondeli, vakfin bapkani, hemen hemen bütün bakanhklarm danigmam, Gürcistan siyasetinin en güçlü figürlerinden biriydi. Birçok bakan onun tavsiyesiyle atanm14ti; çogu onun eski ögrencisiydi. Üç kath modern ofisin toplanti salonunda bana Gürcistan ekonomisini anlatmigt1...
"Sovyet däneminden çok farkh bir durumdayiz. Gübre üretiparaplar üretiyoruz..." yoruz. §uruplar, "Eskiden ne üretiyordunuz?" diye soruyorum. "Eskiden jet sava; uçagi parçalari üretiyorduk. Bilgisayarlar, elektrikli lokomotifler, makine parçalari üretiyorduk. Sovyet sis-
"GÜL DEVRIMl"NIN ARDINDAN TlFLis
193
Alex Rondeli
temi böyleydi.Simdibu büynk fabrikalar öldü. Biz de yeni duruma uyum saglamaya çahylyoruz." Rusya'yla iliçkileri nasil görüyorsunuz?" "Kötü" diyor. Kafkaslar'daki Amerikancilarm ortak görüpünü "gimdi
özetliyor:
"Küçük bir ulus, büyük bir ülkeyle komquysa ve o ülke, diger ulusa geçmigte hükmettiyse, küçük ulus bunu hiç unutmaz. Küçük ve büyük ülke iligkilerinde kurallari koyan hep büyük ülkedir. Bu cografyada Gürcistan'm konumunu hep Rusya belirlemigtir. Rusya, Gürcistan'in NATO üyesi olmasma, yüzünü Bati'ya dönmesine en büyük engeldir. Bugün iligkileri normal seviyede tutmak gerektigini dügünüyorlar ama sahne gerisinde asRusya'nm parti hnda bize pantaj yaplyorlar, baskt uyguluyorlar. u: Ya Bati'ya sirt dönersiniz ya da efendiniz kim size gösteririz! Gürcistan NATO'ya üye olmaya çahqiyor, Avrupa Atlantik yapisina dahil olmayt amaçhyor. ÇünküGürcistan'nm demokratik bir ülke olmasi gerektigini dügünüyoruz. Bizim için demokratik bir ülke olmak ve Bati'ya yönelmek, stratejik bir zorunluluk." BVY 13
BÖL VE YUT
194
Bir solukta konuquyor. Söylediklerine kendisi inamyor mu acaba? Onu dinlerken, bir zamanlar bir Sovyet bürokrati oldugunu,hayatmm büyük bir bölümünü inanmadigi degerleri savusavundugu "Amerikan narak geçirdigini dügünüyorum. Siddetle
demokrasisi"nebakigmi soruyorum: "Bir an için Gürcü oldugunuzu unutup sadece bir uluslararasi iligkiler uzmam olarak bu soruya yamt verin. Amerika'ya baktiolduguna gerçekten inamyor mugimzzaman orada 'demokrasi'
sunuz?"
Ne demek istedigimi anhyor, gülümsüyor, "Amerika'nm belbiz Gürcüler onlara farkh bir gözli bir duruqu var" diyor, le bakiyoruz. Çünküburnumuzun dibinde äfkeli bir ayi var ve Amerika, binlerce kilometre uzakta bir ülke. Amerika tikleyme sürecinde size yardun edecegiz' diyor. Bagimsizhgumzi ilan ettigimiz günden beri Türkiye, Avrupa ve Amerika bize yardunci oluyor". "Biz" derken Gürcü halkim kastetmedigi açikti. Gürcü halkurbaki, Avrupa ve Amerika'dan ithal edilen "ama
'demokra-
"demokrasi"nin
mydi.
Kuru Köprü'nün
Çocuklari
Zaza'yla Tiflis'in Kuru Köprü mahallesiErtesi gün adi da bu: Kuru Köprü... ne gidiyoruz... Gürcüce Buradaki eski egya pazarinda Rus ve Ermeni saticilar var. Onlar, Gürcistan'dakiekonomik krizden en çok darbe yiyenler... Köpede oturan ve önündeki yaygiya siraladigi gümügleri parlatan yagh bir Rus kadma soruyorum: "Emekli misiniz?" "Evet" diyor. Zaza'ya evinde kalan son egyalari da pazarda satarak yiyecek aldirehberimiz
gimanlatiyor.
elektrik fabrikasmda iççiymig. "Ayda 40 dolar emekli maapi aliyorum, yetmiyor; egyalarimi satiyorum" diyor. Kuru Köprü'de saatler akip gidiyor. Onlarca kipiylesohbet edi-
Bir zamanlar
yoruz. Hepsi aym geyleri söylüyor... yaymdayun" Õnünde makine parçalari duran bir adam, mühendistim". "Bir zamanlar Gülümsüyor, fabrikada diyor, "50
"bir
"GOL DEVRÎMÎ"NÎN ARDINDAN TIFLIS
195
çahyiyordum. Fabrika kapatildi. 10 ylldir Kuru Köprü kaldirun-
larmdayim..." "Ne fabrikastydi?" "Rusya'mn askeri sanayii için bilgisayar aletleri yapiyorduk. Sovyet Birligi dagilmca fabrika da kapatudi." Volvaz da zorunlu emeklilerden biriydi. Farkl1 bir havasi vardt. Önünde eski bir gramofon ve Lenin heykelleri duruyor... Uzaklara bakarak sarma sigarasim tellendiriyor. Zaza'nm ricasiyla konuymayi zar zor kabul ediyor: "Eskiden sanat eserlerinin tamir ve bakunmi yapiyordum. Bir zamanlar Gürcistan'da devlete bagh restorasyon kurulu vardi. Antika egyalar oraya gelirdi. Biz onarirdik." Înce uzun parmaklarim gramoforun üzerinde gezdiriyor... Uzaklara diktigi bakiëlarmi birden bana çeviriyor. Öne egilerek, "Sovyetler Birligi öldü! Bizde öldük" diyor. "Zincir Kirildi!" Keskin bir biçakla ayrilmig iki dönem... Bu iki ayri döneme aidiyet hisseden insanlar... Koca bir imparatorluk parçalara ayril"özgürlük
ve demokrasi" nidalari sonuçlannuqti. baskilarla mig;
daha büyük yoksulluk ve
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birligi dagilmig; degigik Sovyetlerde birbirine bagh olarak çahyan sanayii paramparça olmuç; tüm kamu igletmeleri oligarklarm eline geçmig... Halk neye ugradigmi anlayamadan kendini ekmek kuyruklarmda bulmuytu... Artik düzenliig de, ayhk da yoktu. Bedava okul, bedava hastane de yoktu. Gemisini kurtaran kaptandi... ly bulan bular, bulamayan derdine yanardi... 1990'dan 2000'lere kadar Gürcistan bu kaosun içinde yaçadi... Ekonomik olarak hâlâ Rusya'ya baghydi... Ama siyasi olarak Batfyla niganhydi... Muhalefet milletvekili Levan, o dönemdeki politikalarini yöyle özetlemigti: gevardnadze zamanmda fikir quydu: Amerika olmayacak, olmayacak, Rusya Türkiye olmayacak ama hepsi olacak! Hem "§evardnadze
196
BÖL VE YUT
Amerika, hem Rusya, hem Türkiye! §evardnadze'ye göre, ocak ve gubat aymda tarafsizdik; mart-nisan aymda ve yaz boyunca NATO yanhs1ydik, Amerikanc1ydik; sonbahardan itibaren yine tarafsiz olduk. Yani Rus yanhsiydik! §evardnadze'nin denge düeski krallarma çaglardan has bir fiqüncesi buydu. Çok beri Gürcü kirdir bu. Her tarafa oynamak fikri!" Kapismda Gürcü gazeteciler birikmigti. Levan, Birleyik Muhalefet Cephesi'nde yer ahyordu. Mûhalefet, iktidari kitle eylemleriyletehdit ediyordu... Caddelerde sokaklarda bir gerilim vardi. Türkolojibölümünde ögretim üyesi olan rehberimiz Zaza Tsurtsumia, lüks bir çarkütericinönünden geçerken yabancimarkah peynirleri, salamlarigösteriyor, "Ekmek kuyrugunda saat sabah 4'te stralamrdik. Sabah 9'da, 10'da, ancak bir ekmek alabiliyorduk. Ev soguktu. Elektrik yoktu, gaz yoktu" diyor. O dönemde, 4,5 milyon nüfuslu ülkeden 1 milyonkiqiRusya'ya göç etmigti. Dönen çark bir anda durmug, fabrikalar, devlet igletmeleri birkaç sene içinde kapilarma kilit vurmuytu. Zaza anlat1yordu: "Sovyetler Birligi'nde, çaliymamak yasakti. Herkes çahymak zorundaydi. Bir de epitlik yasasi vardi. Tabii ki Sovyetler Birligi dagilmca çahyma mecburiyeti ortadan kalkti ama ekonomik kriz, bu insanlari sokaga atti. Artik arasalar da iq bulamiyorlardi. Tüm Sovyetlerde fabrikalar birbirine mal satiyordu. Diyelim metalürji fabrikasi,Gürcistan'da üretilen mah Rusya'ya satiyordu. Rusya'da üretilen parçalar buraya geliyordu. Ekonomi birbirine baghydi..." "Zincir bir anda kirildi!" diyorum. Baymi salhyor. Yanumzdan, üzerinde yipranmig bir epofman, kaybolmuy gözleriyle çok yayh bir adam geçiyor. Vitrindeki gampanyalara bakiyor... Saakapvili'nin
§artlan
kolGürcistan'da "Özgürlük"ün 13. yllmda, Sevardnadze'nin egitimliydi. oturacakti... Amerika tuguna Saakayvili Çokgençti. 27 yaymda, belediyecilikle ige baglamig, meclise girmig, 36 yagin-
"GOL DEVRIMl"NlN ARDINDAN TÎFLIS
197
da iktidara geçoiyti... Dört yilönce, 2004'te, Baykanhk Saray1'nda Gürcü krallarmdan birinin yagh boya tablosu önünde oturan genç adama, oldunuz... Dünyamn en genç yagmda cumhurbagkani olmahsiniz... baykanlarmdan biri Bir gün bu noktaya geleceginizi dügünmüy müydünüz?" diye sormuqtum. "Benim durumum çok farkhydi. Oldukça karmagik partlar beni buraya tapidi..." diye cevap vermigti gaakaçvili. Karmagik partlar, parlamento sözcüsü, Jamal Inayigviliiçin de geçerliydi. O, 2004'te Poti Limam müdürüydü. Miça'nm (Saakayvili) okul arkadagiydi... ydmda her gey degigti. Aradan dört yil geçti. Simdibir yeyler yine degigiyor.Bir güç oyunu oynantyor. Reformlar halka demokrasi, özgürlük, iqve ay getirdi mi?" diye soruyorum. "Gül Devrimi'nin ardmdan Saakaçvili, ülkeyi son derece fakir ve kötü bir durumda devraldt. Bütçe sifirdi. Ülkede hiçbir yatirim yapilmamigti. Îçsizlikçok yüksek orandaydi. Her geyi bir günde ya da birkaç yllda degigtirmekimkânsiz" diye yamtliyor. Ama o yillarda da halkin servetiyle zenginleymig bir elit tabaka yönetimdeydi... Oligaryi-bürokrasi sarmah, birilerini zengin ediyor;. çogunluga kalan tek gey yoksulluk oluyordu. Batihayram elit, Bati'yla içbirligiyaptigi oranda servetine servet katmigti.Ardmdan Amerika'mn uygun gördügü siyasi bir rejim, Gürcistan'a ithal edilmiyti. George Soros, Gül Devrimi'nin akabinde, televizyon ekranlarinda pek de diplomatik olmayan bir dille, rejim ithalatini nas11 yaptigmdan söz etmiyti... Hem iktidara hem muhalefete muhalif Alexander Tchatchai'ye Soros'un ünlü açiklamasun soruyorum: "Soros, ekranlarda Gül Devrimi'nin kendi eseri oldugunu kaba bir dille söylemig, 'Gürcistan meclisinde biraz para dagittun, rejimi degiptiriverdiml'demigti..." Tchatchai, "Bu olay bir sir degilki, bunu herkesbiliyor" demigti. "Soros da bunu açikça, defalarca söyledi. Gürcü bakanlara maag verdigini basmda telaffuz etti. Gürcü bakanlar faaliyetlerinin ilk iki yih boyunca Soros Vakfi'ndan maag aldilar. Simdibuna ihtiyaçlari yok. Kendilerine öyle finansal kaynaklar oluqturdular ki, digyardima ihtiyaç duymuyorlar. Gürcistan'da Soros'un etkisi çok büyük"36
"2004
BÖL VE YUT
198
Alexandr Tchatchai
tur. Toplumun her yamm kendine bagh sivil toplum örgütleriyle donatmigtir. Simdide bu örgütleri finanse etmektedir." Alexander Tchatchai bir felsefe profesörüydü. Gürcistan'a giremiyordu. Onunla Moskova'da bulugmuy uzun uzun konuymuqtuk.
"Arnerikalilarm bugün uyguladigt yöntemler hem basit hem de büyük bir planm parçasi. Hedefleri, gençler ve kadmlar. Kitle iletigim araçlariyla beyin yikiyorlar. Gençlere, büyüklerinin, babalarmin, dedelerinin, yani geleneklerinin izinden gitmemeyi agihyorlar. Onlari köksüzlegtiriyorlar.Özgürleptiginidügünen ama kim oldugunu bilmeyen bir gençlik yetigiyor. Böylece bir araç haline geliyorlar. "Gürcü halki bu anlattiklarimzm bilincinde mi?" diye soruyo"
rum.
farkinda. Ancak çogunlugun sesi yankilannnyor. Tüm kitle iletipim araçlari Amerikahlarm elinde. Propaganda makinesini onlar kullaniyor. Amerika Gürcistan'a girdiginden beri her gey daha da kötüye gitti. Ne ekonomik, ne durumun "Çogunluk
"GÜL DEVRIMl"NIN ARDINDAN TIFL1S
199
kültürel, ne politik alanda iyiye giden hiçbir gey yok. Tersine, kompu devletlerdenkendimize düymanlar kazanmaya devam ediyoruz. Gürcistan ekonomisiborç bataginda. Amerikan kredileriyle yaylyoruz." Siyasetin tümüyle Amerikan güdümünde olduguna anlatiyor. Perdenin arkasmda duranlari igaret ediyor... "Gürcistan'da faaliyetgösteren Amerikan Büyükelçiligiher peyi yöneten kurum halindedir. Gürcistan'm iç ve dig politikasinm yani sira, iç kadro problemini çözen bir yönetim kurulu olarak faaliyet gösteriyor." Bir yanda Amerika'nm çãkarlari, öbür tarafta Avrupa Birligi yetkililerinin çahymalari, Gürcistan'da çegitli muhalif gruplar içinde yanki buluyordu. Iqte tipik bir örnek: Milliyetçi Cephe Partisi lideri Kubaz Sarikidar. Sarikidar bizi evinde agirhyor. Koltuktan taçan fazla kilolarahatsiz bir ifadeye yol açiyor. "Gürcistan'in yüzü yüzünde ri Avrupa'nm benimAvrupa'ya dönüktür" diye söze baghyor, sedigi degerleri benimsiyoruz. Avrupa liberal ekonomiyi benimsemigtir. Biz de bu çizgide ilerliyoraz." "Neden illa Avrupa'nm yaptigmi yapmamz gerekiyor?" diye "biz
soruyorum.
Duydugum en papirtici peyi söylüyor: biz Avrupa'nm bir parçasiyiz." "Çünkü Yüzümdeki papkinhk ifadesi onu açiklama yapmaya itiyor. "Bazi tarihçiler, Kafkasya'nm Avrupa'da degil, Asya'da oldugunusöylerler ama biz, Gürcüler, Gürcistan'i Avrupa içinde görüyoruz. Çünkübiz onlarla aym degerleri paylayiyoruz." Biraz sonra daha iyi anlayacaktim. Kubaz, Gürcistan'da monarpiye dönülmesinden yanaydi. Avrupa Kraliyet aileleriyle bagO nedenle Gürcistan, larm sikilagtirilmasim savunmaktaydi. olmallydi! Avrupah Iqte böylece, cografi tainmlar bile oynak bir zemine oturtuluyordu. Yarmöbür gün, Orta Asya'mn ortasmdan ya da Afrika'dan birileri "Burasi Avrupal" derse paymamahydi! Sarikidar ve temsil ettigi grup, "Tek yol Avrupac1ydi. Muhalefet planim göyle açikhyordu Sarikidar.
200
BOL VE YUT
"Tüm dünya görecek ki, Saakaçvili Gürcistan'da istikrar ve hude desteklemiyti. zurun garantisi degildir. Batt, §evardnadze'yi Ama umduguna bulamadi. Istikrarisaglayamadi. SimdiSaakaçvili de istikrari getiremiyor. igtebiz sona giden yolu çabuklagtirlyoruz, bu dönem çabuk kapans1ndiye!" Acaba tüm bu tartigmalara Tiflis'teki Amerikan Büyükelçisi JohnTeffin yorumu neydi? politikalarmda sorunlar var," dêmigti, dig politikalarla ilgili bir uyugmazhk yok. En önemlisi, iktidar ile muhalefetin ekonomik konularda uyugmazhklari yok. Meclisteki temsilcilerle ilgili problemler var; hepsi bu." lçi rahatti. 1ktidarda muhalefet de Baticlydi. Liberal ekonomiyi savunuyorlardi. Dig politikada Amerika'nm dümen suyundayd11ar... Gerçek muhalifler bastirilm14, susturulmuytu. "lç
"ama
NATO'lu "Demokrasi Projesi" Gürcistan'da siyaset ardi ardma kazalar yapmigti. Bati'nm yardimiyla ilerliyordu... Batt'nin yardum, projesiydi", NATO'ya davetti, AB hayaliydi... Bu hedef, gençIer, aydmlar, iq dünyasmm parlak çocuklari ve ülke yönetiminde söz sahibi olacak gibi görünenler arasinda yaygmlagtirilacak, tabana yayilacakti. Demokrasi projesi uygulamast Gürcistan'da, daha Sovyetler dagilmadan baglamigti... Giorgi Khutiqvili, Batici bir sivil toplum örgütünün ileri gelenlerinden... Amerika'nm hedef ülkelerde akademisyenlerle olan iligkilerine kendiniörnek gösteriyor... "Sovyetler Birligi dagilmadan önce ben çäzümü'yle resolution) çahymalara ilgili baglamiytun.Birtakun bilim(conflict sel baglantilarirnvardi. 1989'da Amerika'ya davet edildim. Ihtilaf çözümüyle ilgili ders vermeye bayladun. Tiflis Iktisat Yüksekokulu'nda dabu dersiveriyordum. Okulun bugünkü adi: European School of Management. Tiflis'teki okul onlarm pubesi oldu." "demokrasi
'ihtilaf
"GOL DEVRIMI"NIN ARDINDAN TIFL1s
ABD Buyükeiçisi
201
John Teff
"Abhazya, Osetya gibi bölgelerle ilgili olarak mi çahqiyordunuz?" diye soruyorum.
"Sadece o kadar degil. Karabag için de çahqmalar yaptik. Ihtilaf çözümü alanmda halkm bilinçlendirilmesi için de ugraytim. Savagtan sonra, Gürcistan ile Abhazya arasmdaki ilk diyalog sürecini de ben baglattun. Sonra bir süreligine Stanford Üniversitesi'ne davet edildim. Orada iki yil kaldim. Geri dönünce dampman olarak çahytun. Ve Tiflis'te ihtilaf çäzümü merkezi kurmak için Mc Arthur Vakfi'ndan destek aldim." Gürcistan için, o da tek yol oldugu inancmdaydi. Daha önce sik sik duydugumuz büyük ülkenin yanmdaki küçük ülke korkusundan bahsediyordu. "Bizim yammizda bir süpergüç var; Rusya. Biz küçük bir ülkeyiz ve kendimizi korumamiz gerekiyor. Bu açidan bakmca Avrupa-Atlantik bütünleymesi mantikh geliyor. Ayrica AB'ye dahil olan Dogu Avrupa'daki tüm eski komünist ülkeler, önce NATO dediler!" "Bu bölge için NATO'nun önemi nedir?" diye soruyorum.
202
BOL VE YUT
"NATO, Rusya'yi çevreleyen Batihlaymig ülkeler arasmda bir güvenlik çemberi olupturmayi hedefliyor." SMS Kültürü Onlar, Bati'nm Rusya'yi çevrelemesine çanak tuta dursun, NATO ve AB hayalleriiçine batmig Gürcistan'da büyük bir kültürel degigim yaçamyor; bir ülke yeniden (ekilleniyordu. Tüketim, ithal mallara hücum demekYeni din "tüketim"di.
ti...
Hayati SMS'ler yönlendiriyordu. Zaza, beni Tiflis'te bir bara götürmeyi teklif etti. O gün, birbirlerine en dolu sms"i atarak, bir telefon qirketinin yanymasun kazanan iki gencin ädül törenivardi. Canh yayma çikacaklardi. "agk
Arka sokaklardan birinde bir bar. Sahibi, telefon pirketinin reklamlarmda oynayan bir tiyatrocu.1çeride reklam girketinin bikkm çahyanlari ve barm ortasmda kamera açilan iyi hesaplanarak oturtulmuy iki genç kurban. Çocuklar, iyi bir ortamda bedava yemek
yiyor olmanm sarhoglugunda. nayan aktörün
O gece, girketin reklamlarmda oyalacaklar. Etrafta kamera igik-
elinden armaganlar
lan ve yorgun kameramanlar. Yabanci bir reklam girketinin Gürcistan temsilcisi
irma duru-
mu anlatlyor:
"Yüzlerce genç açklarim en iyi ifade eden sözcüklerle mesaj attilar. Bu ikisikazandi. Biz de onlara özel bir gece hazirladik. Çünküonlarin yazdigi mesajlar çok fazladuygu ve ayk içerlyordu. Televizyona da çikacaklar." "Bunu ne kadar zamandir yap1yorsunuz?" diye soruyorum. apinyor, "Neyi?" diyor. "Bu SMS yariymasim!" beri" diye cevaphyor. Sokagm karyikäqesinde iki kadm, buz gibi sogukta, Ç1kiyoruz. ategin üzerinden bir çamagir kazani kaldinyor. Aracimiz kent merkezine dogru giderken her yam 141klandinlmig plazalarm önünden geçiyoruz. Onlerinde son model arabalar park etmig kumarhaneleri, pahah giyimleriyle dikkat çeken"2000'den
203
"GÜL DEVRIMl"NIN ARDINDAN TÎFL1s
hammlari, beyleri geride biraklyoruz. Kral Giorgi, de Tiflis'e baklyor... Villa Berika Oteli'nde geceye karigiyoruz.
atinin
üzerin-
Ugan, Nela ve Rosa! Sabah Villa Berika'dan kar altmdaki Tiflis'e bakiyorum... SMS yarigmasmda kazandigina sevinen çocuklari dügünüyorum... Özgürlük Meydam'nda muhalefet mitingleri, kentin yoksul semt1erindehükümet kargiti imza kampanyalari var. Gürcistan'm NATO'ya girigi konuquluyor, Rus Digigleri Bakani geliyor, Amerikan heyetlerininbiri gidiyor öbürü geliyor. Îçte böyle bir Tiflis'te gençler SMS atma yarigi yapiyor, ahyverig merkezlerinden çikruyorlar... Yurtdigma kaçmak en büyük hayalleri... Tiflis'te bir gün daha... Navtlugi, yani Neftlik mahallesine gidiyoruz... Çamurlariçindeki kaldirimlari kaplamig seyyar saticilar, ekmek ve meyve tezgâhlari, hemen hemen tamami Türkçe konuçan Azerbaycanh nüfus... Burasi bir zamanlar Bakü'den gelen petrol yüklü trenlerin durdugu yer. Adi o nedenle Neftlik; yani Petrollük! Artik, Türk esnafm pazar yeriolmup... En diptekilerin mekani. Muhalefet için çok bereketli... Tezgâhlar arasmda bir imza masasi dikkat çekiyor. Muhalefeti simgeleyen beyaz eçarplari boyunlarinda bagli iki genç imza top-
luyor. Ne için imza topladiklarim sornyorum. "Seçimler hileliydi. Bunu ispatlamak için imza kampanyasi açtik" diyor. "Saakaçvili bu kadar çok oy almadi. 'Ben Saakaçvili'ye oy vermedim' diyenlerin imzalarun toplayoruz. Seçim sonuçlarmi protesto ediyoruz." Oldukça yayh, gige dibi gibi gözlükleri olan bir adam imza veriyor. Bizi görünce, "Ah istanbul, Türkiye!" diye elimizi sikiyor. Ardmdan Rusça, Atatürk'ün admi amyor. Emekli pedagogmuq. SimdiNeftlik'te sogan satlyor. Biz konuqurken yanimiza gelen bir emekli demiryolu iqçisi "Ekmek yok!" diye Türkçe baginyor kameraya dogru.
204
BÖL VE YUT
Ona Ugan katihyor. "Emekli maaqi 40 dolar, ekmegin flyatiya-
run dolar..." diyor.
Neftlik'ten Tiflis Universitesi'ne gidiyoruz. Nela'yla orada tamqiyoruz. Bahçede saatine bakarak dolayan ince bedenli küçük bir kiz. Atkismin altma saklanmig, çizgi fihn karakteri gibi duruyor. "Ögrencimisin?" diye soruyorum. "Hayir, ben bitirdim ama üniversite sekreterliginde iq oldugunu duydum. Müracaat edecegim" diyor. Alti karde; olduklarmi söylüyor. Durumun zor oldugunu anlattyor. Kocaman kahverengi gözlerini açarak "Bakm" diyor, "Annem baçarilibir mühendisti, gimdi evde oturuyor. Babam taksi goförlügü yapiyor". Uzaktan iki genç adam bizi seyrediyor. Tiflis Oniversitesi'nde iki Türk ögrenci... Çekingen, yanimiza yaklaglyorlar. "Burada bulundugumuz süre içinde gördügümüz en çarpici gerçek, Tiflis'in en zengin ve en fakirlerin kenti oldugudur" diyor biri. Dograydu... Tiflis'te orta smif görünmez olmuytu... Onlardan biriyle Kuru Köprü'de tanigmigtim... Bir zamanlar Kültür Bakanhgi'nda çahqiyordu. gimdikizmiözlüyor. Küçük tezgâhinda aile yadigârlarmisatiyordu... "Kizun üniversiteyi Tiflis'te bitirdi. Doktora da yapti ama hiçbir iq bulamadi. Sonunda Rusya'ya gitti. Orada yaylyor" demigti. dolar maag ahyoruz. Bununla geçinmek mümkün degil. Kizimdan kalan egyalari satmaya çahyryorum." Yaçamin dayanilmaz agirhgmdan bahsetmigti. Kültür Bakanhgi'nda müdürken, sik sik Moskova'ya gittigini, opera ve tiyatrolarla ilgili iglerle ilgilendigini anlatmigti. Konugmasi bittiginde büyük mavi gözlerini tezgâhma çevirmig, yüregime igleyen bir sesle gimdi buradayim..." demigti. Rosa içte buradaydi! "60
"lyte
Adi: Süleyman, Soyadi: Efendi Gürcistan Gazetesi sahibi Süleyman Efendi, 2004'teki ziyaretimde Basm Sarayi'nda odasi olan biriydi. Simdisoguk bir oda-
"GÜL DEVRIMl"NIN ARDINDAN TlFLls
205
da gazetesini çikariyor... Basm Sarayi'run binasmm satiça çikarildigmi söylüyor... Onu ziyarete gittigimde, birkaç gazetecinin sigindigi bina o kadar soguktu ki camlar içerden buz tutmuytu. Süleyman Efendi, oturuyordu, sirtinda kalm kabamyla masasmda "Her geyi özelleytirdiler" diyordu, "Basin Sarayi devlet mülkiyetiydi ama 40 yll boyunca tüm gazeteciler o binadaydi. §imdibir anda hepimiz yersiz yurtsuz kaldik". Emekli olmay1 dügünmüyor ma diye soruyorum. Gülümsüyor.
"Ben 70 yaginday1m ama emekli olmak istemiyorum. Çünkü 55 laryaylayaçayamam." 55 larya, 30 dolar ediyordu. Bu, sadece bir aylik ekmek parasi demekti. Geçmigi hatirhyordu... "Bir zamanlar enflasyonu bilmiyorduk. ÇünküSovyet rejiminde ekonomi, siyaset bambaskaydi.Ama Sovyet devletinin liderleri yollarmdan gagti ve her yey darmadagm oldu..." defa Gül Devrimi y1ktiGürcistan'1. Yine Rusya ile Amerika arasmda kaldi ülke. Bir yandan Rusya, bir yandan Amerika çekigtiriyor Kafkasya'yi..." diyorum. hepsinin buralarda maraki (çikari)var" diye yamtl1"lkinci
"Çünkü
yor. Her yeydemokrasi vaadiyle baylam19t1.Yolsuzluk ve yoksulluk had safhadayd1. 2004'te eline gülü alan coykuyla sokaklara firlamiyti. Demokrasinin ne anlama geldigi bile belli degildi... 1steyen istedigini söyleyecek, yazip çizecek; özgür i; ortammda kendi ipletmelerine sahip olacakti... Hayaller bunlardi... Alex Rondeli'ye soruyorum: "Bugün Gürcistan'da demokrasi var md" "Geligiyor diyelim" diyor, "Sovyet idaresiyle kiyaslarsakkesinlikle var diyebilirim". "Nasiltarifediyorsunuz Gürcistan'dakidemokrasiyi? Herkesin istedigini yazip söylemesi olarak mi?" "Evet" diyor. "Ama o zaman iglerinikaybediyorlar" diyorum. Sesi sikintih: "Yok canim illa öyle olmuyor..."
206
BÖL VE YUT
"Sözgelimi gazeteci Tagamaradze söylemlerinden dolay1 igini kaybetti. Ayrica muhalif ImediTelevizyona kapatildi..." diye hatirlatiyorum. Televizyonu biraz agiri gitti... Bu yüzden örnek olarak diyor. onu veremeyiz..." Yüzümdeki alayci ifadeye sinirlenerek hizh hizh konuquyor. "Bu genç hükümet biraz sert. Zaman zaman otoriter bir haestiriyor" diyor, "Gürcistan'i mümkun olan en kisa sürede deva mokratik bir ülke haline getirme, pazar ekonomisi olugturma ve NATO'ya üye yapma görevine sadakatle baghlar". "imedi
Temuri Pipia Birleëik muhalefet içinde yer almayan Temuri Pipia, Gürcistan Komünist Partisiyetkilisi. Ozgürlük deyince gülüyor... Arkasmda "NATO'ya Hay1r!" yazan afig, küçük sac sobanin zor isittigi köhne binamn bir odasmda äfkeyle konuquyor: "Partimiz 1995'te ve 1999'da seçim barajmi agti ama NATO'ya karpi oldugumuz gerekçesiyle hükümet tarafmdan engellendik. imdi yari illegal durumday1z. Resmiyetimiz taninmiyor." Odadaki birkaç kipi sobanm çevresinde oturmuy bizi izliyor. Lenin resmi, orak çekiç amblemi ve Sovyetler Birligi'nin tarih olmuy bayragi, agi boyasi duvarlari renklendiriyor. "Gül Devrimi diye adlandirilan olayi ve George Soros'un mokrasi' söylemininasil degerlendiriyorsunuz?" diye soruyorum. "Baqimiza gelenleri diye niteleyenler, Amerika'nm adamlaridir. has Devrim, toplumda kökten bir degigim olmasi sözleriyle yahalidir. Burada olan devrim degil, sahtekârhktir" 'de-
'devrim'
mthyor. Amerika, gevardnadze'nin, kendi halkmm gözünde bir dügalg11andigini olarak anlamigti. Gürcü halki çileden ç1kmigman
degigtirdi, yerine genç birini getirdi. ti. Amerika, gevardnadze'yi Oysa hepsini kendi yetigtirmiyti." "Simdibir yanda ekonomik kriz, halkm yoksulluga, bir yanda Abhazya ve Osetya gibi Rusya'ya ilhak etmek isteyen bälgeler sorunu var... Durumu nasil görüyorsunuz?" diye soruyorum.
"GOL DEVRIMl"NIN ARDINDAN TIFLIs
207
"Abhazya ve Osetya sorunlarmin altmda yine NATO var" digerek Abhazlar, gerek Osetler NATO'ya üye olmak isyor, temiyor. Rusya'ya ilhak etmek istiyorlar. Tiflis hükümeti ise 'Ille de NATO' diyor. Oysa Gürcistan'm toprak bütünlügünü saglamamn tek yolu NATO'ya kargi çikmaktir". Odadakiler baglartylaonayhyorlar konuqmasmi.Dört yayh iççi emeklisi, kendi aralarmda da fisildagarakhararetlikonupmalar yaplyorlar. Pipia devam ediyor: "Gürcistan'm tek ç1kiqyolu vardir. Gürcistan'da sosyalist düzen tekrar kurulmahdir. Çünkümevcut iktidar da i; bayma sosyalist söylemlerle gelmigtir. Ondan sonra bu ilkelere ihanet etmigtir. Gürcistan için tek çiki; yolu, Rusya'yla birlikte hareket etmektir.Yani ekonomik olarak ve siyaseten ittifak halinde olmaktir çikiq yolu." Konugtugumuz bina 1905'te Bolgeviklerin gizliyaymlarmi bastiklari binaydi. Biz binayl terk ederken, ÇinKomünist Partisi'nden gelen ziyaretçileri buyur edlyorlardi. "çünkü
Avrasya Yahadi Konferansi Akyamüzeri Alex Rondeli'den bir telefon geldi. Mariott Otel'de Amerika'dan gelen bir Yahudi heyeti ve üst düzey yetkililer, Amerikan Büyükelçisi'nin resepsiyonunda bir araya geliyorlardi. Tiflis'in alevli gündeminde, görügleriilk elden alma imkânma kavuyacaktim.
Mariott Otel'in lobisinde koca bir tabela. Üzerinde "Avrasya Yahudi Konferansi" yaziyor. Bu bir ilk! Amerika'nmve israil'inen nüfuzlu dernekleri, siyasileri, gazetecilerinden bir demet, Mariott Otel'in yemek salonunda buluquyor... Gürcistan'daki Yahudi cemaat birçok üst düzey siyasetçi, stratejistler, müsteçarlar, generaller, resepsiyonda hazir ve de nazirlar. Aralarmda birçok kippah ve uzun sakalh adam var. Frederick Stone onlardan biri. Yanma yaklaylyorum. Egi dolayisiylaresepsiyonda oldugunu söylüyor. Bayan Stone, bu toplantiyi düzenleyen
208
BÕL VE YUT
derneklerdenbirinin baqkam. "Muhafazakâr Yudaizm için Kadm Ligi", baykam oldugu dernegin adt! Stone, Gürcistan'daki politik kargayay1göyle degerlendiriyor: "Gürcistan'm bugün geldigi nokta, Amerika'nin her ülkede görmek istedigi yer! Bu ülke, demokrasiyitemsil ediyor, armhklarm haklarma saygi gösteriyor, muhalefete saygi gösteriyor. Burada bäyle bir yey oldugunu görmek çok güzel!" Demek, Mrs. Stone'un durdugu yefden öyle görünüyordu... Yanmda milletvekili Nino Nakagidze... Avrupa Birligi dostluk grubunu yönlendiriyor Nakaqidze... Gürcistan'in gelecegi için dügüncelerini soruyorum. Kisa ve kesin cevap veriyor: "Gürcistan'm tek çikiqi NATO'ya ve AB'ye üyeliktir" diyor. Yüzünde bilmig bir ifade! Etrafa göz gezdirerek ekliyor: "Gürcistan'm demokratik geligme çabalarma lsrail'in verdigi destege de çok minnettariz." Kalabalik yemek salonuna dogru ilerlerken Amerika'nm Tiflis Büyükelçisi John Teff'ten ayaküstü için bir mülakat rica ediyorum. ABD Büyükelçilikleri, ayaküstü olmayan mülakat bagvurularimm hepsini geri çevriyor. "NATO'nun Gürcistan için önemi nedir?" diye soruyorum Tefft'e. "Gürcistan, NATO'yu güvenligini saglayacak bir örgüt olarak görüyor. Ama Gürcistan bälgede güvenligin saglanmasmda da yardimci olabilecegini dügünüyor. Mesela Irak'takioperasyona degildi ama tagay gönderdi Gürcistan. Bu bir NATO operasyonu sik sik operasyonlarma Gürcistan NATO da katihyor. NATO'nun üyesi olmak istiyorlar ve buna hazirlar." Rusya'nm güneyinde NATO üyesi olmak! Konferansin düzenleyicilerinden birine bölgenin önemini soruyorum. "Gürcistan jeopolitikolarak önemli bir bölge, stratejik bir ülke. Demokrasi sürecinde. Türkiye'de de birçok kereler yaptigimiz gibi, biz Amerikah Yahudiler destegimizi gösterelim istedik. Dünyanin bu bölgesinin çok önemli oldugunu dügünüyoruz." "Neden?" diye soruyorum. "Bati için çok önemli. ÇünküGürcistan yakinda NATO üyesi olacak. Bu ülke Rusya'nin ve Iran'm kompusu. Kafkasya'da ha-
"GÜL DEVRÎMÎ"NIN ARDINDAN TIFLls
209
Tiflis'te Yahudi lobisi
yati öneme sahip bir bölge... Bati'nm çok güvendigi petrol ve enetji hattari buradan geçiyor. Sonra demokratik baglarimiz var. Mükemmel gitmese bile demokrasi hareketleri ortada. Israil'le ilijkileri de son derece yakm ve daha da yakmlaçacak." Gürcistan, Sovyetler'den ilk ayrilan ülkeydi. 2004'te Amerikan etiketli bir devrimin içinden geçti... Amerika ve Avrupa, Karadeniz'in kiyisi, Kafkaslar'm kapisi Gürcistan'da emellerine ulaym19ti... Batih devletler, asirlardir Kafkasya'yi ve Karadeniz'i gözlerler. Son yillarda Ukrayna ve Gürcistan'm NATO üyeligi konusunda çok istekliler. Bu, Amerika'mn Karadeniz'e girmesi demek. Bu, Transkafkasya'y1denetlemek demek. Bu, Rusya'nin güneyini çevrelemek demek... Bu, Türkiye'yi felç etmek demek. Montrö Antlaymasi'yla, Karadeniz ülkeleri, Bati saldirganhgina kargi güvence altina ahnmigti. Amerika, bir süredir Montrö'nün degigtirilmesi gereginden sõz ediyor, Gürcistan, NATO'ya aday üye olurken, Karadeniz'de sular 1siniyor... "turuncu"
BVY 14
210
BÖL VE YUT
lyte mart
aymda Gürcistan'dan yaptigimiz yaym böyleydi... Aradan bey ay geçti. 22 Agustos 2008 tarihli Yeniçag gazetesinde, Mustafa Duran imzali haber Karadeniz'de sularm kaynadigini gösteriyordu. Yeniça
Gazetesi, 22 Agustos 2008
BÜYÜK OYUN DEVREDEl Mustafa Duran Devrede Saakagvili Saakagvili devrede Karadeniz'e açilmak için iki girigimi de boga gikan ABD, çareyi bilindik taktiklere bagvurmakta buldu. Soros devrimiyfe iktidara getirdigi Mihail Saakagvill yönetimini Güney Osetya'ya kargi sürekli kigkirtarak Rusya'yl rahatsiz eden ABD, bölgede tansiyonu kontrollü olarak yükseltti. Gürcistan ise ABD'nin telkinleri doÿrultusunda, 7 Aÿustos akgami tek tarafli olarak baëimsizliëini ilan eden Güney Osetya'yi iggal etti, Rusya da kargillk vererek Gürcistan'i harabeye çev1rdl. Washington igte bu tergâhin ardindan Karadeniz konusundaki amaçIarina ulagti. Rusya'yl savaga çekerek Gürcistan'i yerle bir ettiren Beyaz Saray, insani yardim bahanesiyle, Karadeniz'e iki askeri kargo gemisi, iki donanma gemisi ve bir sahil gûvenlik gönderme karari aldi. ABD ayni zamanda bunu bahane ederek Polonya'yla füze kalkani anlagmasing imzaladi.
Savag gemileri Boÿaz'dan geçti Türkiye ile ABD arasmda yaganan Montrö krizinin gözülmesinin ardindan Karadeniz'de sular yeniden ismdi. Dün, ABD, Almanya ve ispanyasavag gemileri sahil güvenlik botlari egliginde Boëazlar'dan geçti. Polonya'nin da Boëaziar'dan geçig için bildirimde bulunduñu ifade edildi. Bugün ise ABD'ye ait tonaji dügük iki donanma gemisinin ve bir sahil güvenlik Boÿazlar'dan geçeceëi vurgulandi. ABD Digigleri sözcúsù Bakanliéi Robert Wood da Türkiye'nin, Gürcistan'a
,gemisinin
"GOL DEVRIMl"NIN ARDINDAN T1FLls
211
insani yardim malzemeleri tagiyan iki Amerikan donanma gemisi ve bir sahil güvenlik gemisinin Karadeniz'e geçigine onay verdiéini doëruladi. Öte yandan gemilerin boëazdan geçigi sirasinda kendilerini "Yurtsever Cephesi" olarak adlandiran bir grup ABD'yi protesto etti.
Yakinda Trabzon Limanini
isterler
igçiPartisi Genel Bagkan Yardimcisi Erkan Önsel,ABD sagerektiÿini söylesüdi. ABD'nin, Kafkasya gerilimiyle Rusya'yi test ettiéiniöne ren Önsel,göyle devam etti: "ABD'nin Rusya'yi kugatma projesinde Bodazier ve Karadeniz tayin edici önemdedir. Bir yolunu bulup Montrö delinmelidir. Gemilerin tonaji dügùrülür ve yanlarina ABD'nin savag gemileri katilarak Karadeniz'e çikilir. igte ABD'nin yaptlÿi da budur. ABD Montrö'ye uyacaéim diyerek Montrö'yü delmektedir. Montrö'nün özünü iëdig ederek, gek1en uyuyor görünerek, Kafkasya'ya yapacaël ylQinaÿinengellerini agiyor. Sonuç olarak ABD, Kafkasya'daki hâkimiyet mücadelesine Tayyip'ler araciliÿiyla Türkiye'yi de sürüklüyor. insaniyardim mavallariyla kimseyi kandiramazsiniz. Montrö'nün bu delinigi büyük geligmetere gebedir. Rusya bu durumu savag nedeni olarak ilan etmigtir." "Yakinda Trabzon limaninda ABD gemilerinin mevzilenmesi gündeme gelecektir" diyen Önsel,ABD'nin Orta Asya'nin derinliklerine girme stratejisi güttüêünü dile getirdi. vag gemilerinin Boÿaziardan geçirilmemesi
Anadolu Ajanst'nin haberi, 2 Ey/ül 2008 Rusya Bagbakani Vladimir Putin, ABD'nin Gürcistan'a insani yardirni neden son sistem fùzelerie donatilmig donanma gernileriyle getirdiéinin merak konusu olduëunu söyledi ve buna Rusya'nin bir yanitinin mutlaka olacaÿ!ni bildirdi. Özbekistan'iziyaret eden Vladimir Putin, burada gazetecilerin sorularini yanitlarken, Karadeniz'e giren NATO gemileri konusunda, "Elbette buna bir yanitimiz olacak" dedi. Putin, yanitlarinin ve yumugak olacaëini" ifade ederken, "serinkanli
\
212
BÖL VE YUT
bunun ne olacadini soran gazetecilere, "Göreceksiniz" kargiliëmi verdi. Putin, ABD gemilerinin insani yardim getirdiÿinin belirtildiéini hatirlatarak, "Eger insani yardimdan söz ediyorsaniz o saldirinin kurbaniarina verilmesi gezaman bu malzemenin, rekir, o da Güney Osetyalilardir. Dolayisiyla Amerikalilarin Gürcistan kiyilarinda ne aradiéini anlamiyoruz. Ama tabii bu bir zevk meselesi. Amerikali muhataplarimizin kendi tercihleri. Ama o zaman da ikinci bir soru ortayla çikiyor: insani yardimi neden, son sistem füzelerle donatilmig donanrna gemileriyle sunuyorsunuz?" diye konugtu.
I
I
KOSOVA AÇIK YARA!
Subat2008Yolculuguo Ne tuhaf degil mi? Bir zamanlar Yugoslavya diye bir ülke vardi. Kosova ayrilan son parça mi bilinmez ama en son bagimsiz ilan edilen o. Yugoslavya, 80'li yillarda baglayan etnik milliyetçilige dayaakimlar parçalara ayr11di. Yillarca kardeq kardeg yaçah sonucu Yugoslav Boynak, Hirvat, Arnavut milliyetçi örgütlerin halki, yan rüzgârmda birbirinden nefret eder hale geldi. Buörgütler Batt'dan BOSNA ERSEK
3
'
'a-
MONTE-NEGRO
S'S
SIRBiŠTAN
.
OSOVA
BULGARISTAN
MAKEDONYA
(*) Bu yolculuktan
iki hafta sonra Kosova, Bati eliyle
"bagimsiz"
ilan edildi.
214
BÖLVEYUT "demokrasi
projesi" gelen büyuk meblaglarla desteklendi... lyte buydu... Koca Yugoslavya, yedi parçaya bölünmüg, kan gölüne dönmügtü. Her bir parça yabancdarm denetimine verildi. Eski Yugoslavya'dan ayrilan devletlerde, siyaset Avrupa Birligi tarafmdan beNATO tarafmdan yapdilirleniyor; bu devletlerin savunmalari yor.
Ülke statüsü olmayan Kosova, gimdi bagunsizhk istiyor. Amerika ve AB destekli bagunsizhk" istemi, Avrupa'da bagimsiz devlet isteyen ayrihkçihareketlere güç veriyor. 1999'dan Kosova beri bir kaosu yaqiyor. Sirp ve Türk azmlik nefes alamiyor. Arnavutlagtirma ve Katolikleytirme tüm hiziyla "garth
sürüyor.
Kosova, Avrupa'mn ortasmda açamig bir yara! Sekiz yddir kamyor... Kosova, smirlar arasmda yaqiyor... Gören gözlere ders olsun!
lber'in Iki Yam Soguk bir ki; sabahi. Bir zamanlar Yugoslavya denen ülkenin bölgesi Kosova'nin kuzeyindeyiz. Kosova'yi ikiye bölen siçitgisindeyiz. Yugoslavya yediye bölünür de Kosova tek parmr nn! Etnik bölücülük neredeyse mahalleler arasmda sinirça kahr lar çiziyor. Mitrovitza'nin kuzeyiSirbistan. Kuzeyde yer alan mahallelerde Kosovah Sirplar yaqiyor. Güney mahalleler Arnavut. Arada smir oluqturan Iber Irmagi üzerindeki köprüde yürüyoruz. Önümde iki çocugunu çekigtirerek Sirp tarafma geçen bir anne... Solugu havaya büyük buharlar yay1yor. Kosovah Suurda NATO askerleri. Kosovah Arnavutlari, Sirplardan aymyorlar. Simri geçerken iber Irmagi usulca fisddiyor. Osmanh yönetimini, Sirp Kralhgi'm, Sosyalist Yugoslavya'yi "Bir zamanlar kardepçe ve NATO bombardimamm anlatiyor... halklarin birbirini katlettigine çahidim" diyor. yaçayan özerk
215
KOSOVA AÇIK YARA!
Köprünün her iki yamnda kaybedilenler için amtlar dikili... Ve o gün Kosova'nm içinden geçen simrin Sirp tarafmda, halk yine meydana birikmiëti... Sesler smira kadar geliyor. Platformun üzerindeki
adam
mik-
haykiriyor: "Kosova'mn bagimsizligi isteniyor. KarSirbistan AB'ye almacakmig! Biz Avrupa Birligi'ne girmek istemiyoruzl" Yugoslavya parçalara bölünürken, Sirp, Hirvat, Arnavut milliyetçiler satranç tahtasma çikmiglardi. Sonunda bir katliam gerçekleymig,böylece NATO bölgeye müdahale etmigti. Bombardunan 2,5 ay sürmügtü. Sirp çeteler bölgeden çikarilmig, ardmdan Kosova, Birlegmig Milletler'in yönetimine birakilmigtL Kosova'mn Sirp bälgesinde,kalabalik meydam geride birakip, sosyal demokrat politikac1Oliver ivanovic'ibürosunagidiyorum. yüzüme bakiyor, son"Simdibiz nerdeyiz?" diyorum. Sagkm, rofondan ihšmda
ra anliyor. "§imdi
Kosova'nin kuzeyindeki Mitrovitza kasabasmm kuzeyinde yer alan Sirp bõlgesindesiniz.Kosova'da yaçayan tüm Sirp nüfus buraya toplanmig durumda, artik sadece bu bölgede yagiyorlar. Daha önce Kosova'nm birçok bölgesinde yerlegiktik. Burada 21 bin Sirp var. Kuzeyin diger taraflarinda da toplam 30 bin nüfus oldugu tahmin ediliyor."
"SartltBagimsizhk" Kosova'mn çeyitli kent ve köylerindeki Sirplar, Mitrovitza'nm ortasmdan geçen simrin kuzeyine toplanm191ardi. Kosova için çözüm, Batih devletlerin eline birakilmigti. Finlandiya'mn eski Cumhurbagkam Ahtisaari, Kosova'da çözüm için görevlendirilmigti. Ahtisaari'nin Kosova için önerdigi plam rehberimiz gazeteci Birol Urcan pöyle özetlemigti: "Ahtisaari planmin önerisi, bagunstzhk'ti. garthbagimsizhktan qu anlayilmahydi: Kosova uluslararasi camianin kontrolü altmda olacak! Ama bagimsiz devlet statüsü alacak." Kosova yönetimi bagkam, eski Arnavut gerilla lideri Haqim Taci'nin yardancisi ve yakin arkadaqi Enver Hocay Prigtine'de Türk 'parth
216
BOL VE YUT
Mitrovitza Sarp bölgesi
düpmam Iskender Beg heykeliönünde bize
"garth
bagunsizhk"tan
sör ediyordu. "garth
bagimsizhšm tadint çikaran bir ülke olacagiz. Uluslargözetimi altmda bagiosiz olacagiz. Bence, bu bir çeligki degil. Önemli olan, devlet kurumlarimizm, topraklarumdaha belirlihale gelmesi. Gelecekte gerçek bazm ve suurlarimizm da gimsizhgunizakavuyacagiz..." Kosovah Arnavutlar, en büyük destegi Amerika'dan ve Avrupa Birligi'nin çekirdek ülkelerinden ahyorlardi. Sirbistan ve Rusya, Kosova'nm bagunsizhgmm uluslararasihukukun ihlali oldugunu söylüyordu. Bosna ve Karadag, Yunanistan ve Kibris Rum Kesimi, Ìspanya ve Romanya, "Kosova'mn bagimsizhgma haytr!" diyordu. Kosova'ya verilecek bagimsizhk, Gürcistan'da Abhazlarm ve Osetlerin; ispanya'daKatalan ve Basklarm; Romanya'da Macarlarm; Bosna'da Sirplarm bagimsizligmaonay vermek anlami tapiyacakti. arasi toplumun
KOSOVA AÇIK YARA!
217
Ahtisaari plamna göre bir oldubitti yapilmahydi. BM görevleri AB'ye devredilmeli, Kosova yönetimi Avrupa Birligi'ne geçmeliydi. Kosovah Arnavutlar umutluydu... Birol, "Sirplar kabul etmeyecekler ama yapacaklan pek bir gey oldugunu sanmiyorum" diyordu. "Eger AB, bu öueriyi desteklerse ki destekliyor, Strplara pek bir çikar yol kalmiyor. Sirplar, bu nedenle birdenbire AB dügmani kesildiler. Önceleride Amerika düqmamydilar." BM Kalkmma
Örgütü ve Azmhklar
Kosova'yi yöneten aslmda Amerikan Büyükelçiligi'dir. Ardmdan AB kurumlan gelir. Bunlardan en önemlisi Birleymig MilletDaha önce Makedonya'da ler Kalkmma Orgütü'dür (BMKÖ). Birleymig Milletler Kalkmma Örgütü temsilcisi olarak görev yapan Norveçli Frode Mauring, bu kez karyima Kosova BMKÖdirektörü olarak ç1kacaktt. Aynt ifadesiz yüz, Kosova'nm bagunsizhgtni degerlendirirken pöyle diyordu: "Kosova, Birleymig Milletler Güvenlik Konseyi'ne bagh. Rusya'nm ve S1rbistan'm bagimsizhgi kabul.etmedikleri ortada... Avrupa Birligi'nin yönetimi ele alma girigimi var. Bu kadar karigik bir siyasi ortamda, duruma bir çözüm bulunmaya çahytholarak önemli alanda çahqiyoruz. En önemlisi, be; Biz BM yor. azmhklarm alanlari. Mesela Sirplarm biraktigt alanlayerleyim ugraqiyoruz. ra Arnavutlar yerlegiyor. Bununla Çingeneazmligm sorunlari var." yerleyim Küçücük bir bölgede, igleri daha da kariptiran bir ekibin bayindaydi. Azinhklarla ilgili Makedonya örnegini kopyaladiklarmian-
latlyordu: "Ilk strada Sirp azmhšm problemlerivar. En büyük nüfusa sahip azinhk onlar. Makedonya'da uyguladigumz yol haritasmi uygulamaya çahµyoruz. Yani yerel yönetimleri güçlendiriyoruz. Merkez yönetimden uzaklayttrma yolunu deniyoruz." Paramparça edilmig bir ülkenin özerk bir bölgesinde bölünmüq bir halk. Acaba kimlerin eli bu kadar derinlere dalungti? Bu nefret, bu öfke, hangi peytani planla figeldenmigti?
218
BOL VE YUT
Arnavullarm eski çetecisi, yeni politikacist Enver Hocay, Kosova'daki Sirp azmhšm kendilerine karyi kullamldigmi dügünüyordu.
"Belgrad, azmhklar1Kosova'da Sirp hegemonyasi için kullamyor" demigti. "Sevgili Neuem" Enver Hocay, Kosova Kurtulug Ordusu'nun eski lideri, pimdi Kosova bölgesi bagkam Haqim Taçi'nin yakm arkadagiydi. Hagim Taçi'nin ilginç bir äyküsü vardi: Prigtina Üniversitesi'nin ilk ögrenci baykamydi. Arnavut ögrencileri, Sirp lider Slobodan 1989'da Kosova'nm özerk staMiloseviç aleyhine örgütlüyordu... üzere tüsüne son veren Yugoslav hükümetine kargi örgütlenmek yeraltma inmigti. 1993'te,. Îsviçre'ye kaçmty, siyasi iltica gruplarma katum19ti. UÇK, Kosova Kurtulug Ordusu'nda yer alm14ti. O zamanlar, Bati, UÇK'y1terörist örgüt olarak tammhyordu. CIA kayitlarma göre de UÇK terörist bir örgüttü. Bir yll sonhareketi" olarak söz edecekti... ra, aym kay1tlarUÇK'dan 1999'da UÇK, NATO'nun yanindayd1... Haqim Taçi de! Henüz 31 yaymdaydi. Eski Amerika DigigleriBakani Madeleine Albright'a "Sevgili Nenem" diyecek kadar yakmdi. Kosova'da melekler ve geytanlar yaratilmigti. Amerikan ordumelekti. Levent Koro açikhyordu: su "Kosova ile Amerika iligkisiçok özel bir olgudur. Kosova'y1kurtaran Amerika'dir, Amerikan ordusu ve Amerikan yönetimidir." "Kosova'y1 bombalayan da Amerika'dir" diye ekliyorum. "Yugoslavya'nm tüm zenginlikleri; sizin vergilerinizle yapilan o köprüler, yollar, NATO uçaklari tarafmdan bombalanmadi mi?" BM çahyam Levent Koro, Irak'taki ya da Afganistan'daki Amerikan yanblan gibi cevap veriyor. Hemen hemen aym cümlelerikuruyor: "Dogru ama Miloseviç rejiminin yok olmasi gerekiyordu, onun durdurulmasi çartti." "Yani Saddam gibi Miloseviç de gitti..." diyorum. Bagmi ciddiyetle salhyor. "direnig
219
KOSOVA AÇIK YARA!
Ha im Taçi
"Amerika, o nedenle, Kosovahlarm gözünde bir kurtarici!" diyor. Kerküklü Rizgar Ali ya da Erbil'de Kemal Kerküki'nin sözlerini
hatirlatmtyor mu
söyledikleri?
Manda yönetimi altmdaki ülkelerde içbirlikçi yönetimin benzer sözler söylemesinormaldi.
"Kosova'nin Bagimsizhgt Daha
ÇokBölünme lçin!"
Bu olgu, KosovahSirplar için geçerli degildi... Onlar Kosova'mn 14. yüzyilm ortalarma kadar Sirp Ìmparatorlugu'nun merkezi oldugunu söylüyorlardi. Sirplar için I
220
BOL VE YUT
si güçlerin neden sessiz kaldigmi ve NATO'nun isteksizce ve son anda müdahale Oyun içinde oyun var etme sebebinisoruyorlardi.
diyorlardi. Kürsünün önünde onlarca pankart: "Avrapa Birligi'ne Haytr!", "Bizi Bölemeyeceksinizl", "Hangi Bagtmsizhk!", "Adalet
Istiyoruz!..." Konugmacilar, "Kosova'nin siyasi yapismda söz sahibi olmak, bütün bir Balkanlar'm siyasi yapismda'söz sahibi olmak demektir!" diyorlar... "Kosova, Bati'nm Dogu'ya yänelik tehdididir!" diyorlarlar. "Kosova'daki Amerikan üssü zincirin en önemli halkalarmdan biridir!" diyorlar. "Bagimsizhk istemi, kalan parçalari da parçalara bölmek içindir" diyorlar... Kosovali Türk siyasetçi Fikrim Damka'ya sorayorum: "Sence neden Amerika Kosova'nm bagunsiz olmasmi bu kadar çok istiyor?" dengeleri Rusya'ya karpi dengevar, Avrupa'nm "Çikarlari ler, en rahat bu bölgeden kontrol edilebilir. Burada Amerika'nm önemli bir üssü var." Birbirine karyi kiçktrtilan halklar, NATO gücüyle aralarina smirlar koymuytu... Tampon bölge olugturulmug, Amerika Balkanlar'm ortasi Kosova'da gehir büyüklügünde bir askeri üsse
kavugmuytu. "Varhgim Amerikan Varhgma Armagan Olsun!"
Amerikan ordusu, Kosova'mn güneyinde 300 hektardan daha büyük bir alana sessiz sedasiz yerlegmigti. Yava; yavag Kosova'nm günlük hayatma da girmiyti. Çoksay1da Arnavut bu üste istihdam
edilmigti... Kosova'daki us, aslmda Kosovalmm kimliginin, dininin, yaçam biçiminin degipmesinde de etkiliolacakti. Once büyük bir NATO ve Amerika sevgisi, Kosovah Arnavutlarmkalbine girdi. Barbuçe adh BM çahgam hamm, "Arnavutlar her yeyi Amerika'ya ve NATO'ya borçlular!" diyecekti. Her yam Amerikan bayraklari, Noel Baba figürleriylesüslü bir barda, "Kosovahlar ordu Amerikahlar tarafmdan korunup kol-
KOSOVA AÇIK YARA!
221
landi" diyordu. Dikkat kesilmig,ne derece samimi oldugunu anlamaya çahyiyordum. "Bill Clinton, Albright olmasa NATO buraAslinda daha evvel de ya gelmeyecek ve biz özgür olamayacaktik! Amerika'ya çok yakmdik ama bu yakmhk 99'da zirveye ç1kti." Bu ayk adim adim tüm Itosova kültürünü dönügüme ugratti... Prigtine'nin büyük caddeleri New York'u aratmayan süslemeler ve Amerikan simgeleriyle kaphydi. Giysiler kadar beyinler de Amerikalilaymiyti... Clinton Bulkargo pantolonlu, kabanmm sirtmda USA yazan, saçlart bol jölelive küpeli bir genci durdurup soruyorum: "Neden her yerde Amerikan bayragivar?" Otomatige baglanmiggibi cevaphyor: "Bizim en iyi dostumuz onlar! Bizim en zor zamammizda biettiler." yardun ze Arnavut köylülerinin giydigi beyaz keçe baghkh Selman Bayazid, Prigtine yakmlarmdaki bir köyden gelmiëti. O da bana Amerika'ya duydugu sevgiyi anlatmiyt1. Amerika dünyada bir nu-
vari'nda
marayd1.
Büyük caddeler buram buram Amerika kokuyordu. Butikler Hilary Clinton admi isim seçiyordu. Prigtine'de çocuklarma Hilary ve Bill adi koyanlar vardi. Clinton Bulvari tabelasi içimi zaten acitm19t1...
Türk partisi yönetim kurulu üyesi Fikrim Damka, Kosova'y1 adi degigtiriliyor. Eski adanlatirken, "Caddelerin, sokaklarm lar yerlerini Amerikan liderlerinin isimlerine biraktyor. Her yeri Amerikan bayraklan ve Amerika'ya duyulan aqki simgeleyen süsler sanyor..." diyordu! Ulusal Kahraman:
IskenderBeg
Kosova'da "Amerika'ya ayk ve Osmanh'ya nefret" adh bir konuluyordu. Yeni bir Arnavut kültürü yaratihyordu. Prigtine'nin ortasma dikilen Iskender Beg heykeliArnavutlar için Osmanh'ya bagkaldirmanm erdemini simgeliyordu. Kosova Demokratik Partisi'nin iki numarah ismi Enver Hooyun sahneye
cay'a soruyorum:
222
BÖL VE YUT
"Îskender Beg, Türklere dügmanhgiyla ünlü. Ve her yerde heykellerivar? Neden?" göylecevapliyor: "Bence o, Türklerin degil Osmanhlarm dügmamydi. m1z."
Biliyorsunuz
Iskender Beg bizim
ulusal
kahramam-
Kosova 600 yil Türk tarihiyle kucak kucagaydi ama Kosova'da bir Türk adt bile ag1za almmazdi. Yeni Düzen'de kahramanlar Arnavut olmahydi! Prigtine'nin çeyitli yerlerindeki freskler,heykeller,Arnavut tarihine atifta bulunmaktaydi. Kitabevlerinin vitrinlerinde Arnavut tarihini anlatan kitaplar vardi. Kisacasi Kosova, Arnavut olmatek
hydil Türk mezarhklari çöplüge dönügüyor,
camive
Osmanh
eserle-
ri yavaçça soluyordu.
Birleymig Milletter eliyle Türkçe sekiz yll içinde tedavülden kaldirilmig, Ingilizce resmi dil ilan edilmigti.... Sokaklarda Arnavutçadan çok ingilizce geçerliydi. §öylebir etrafa baksaniz 10 dükkandan 8'i Ingilizceisimliydi. Sagruzda Hair Optica, solunuzda Beauty Parlour vardi. Tüm büyük kentliler Türkçe bildigi halde, bilmiyormuy gibi yaplyorlardi. Üzerlerinde baski ve propaganda makinesinin
hâkimiyetivardi,.. Arnavut olmak geçer akçeydi. Ayrica din konusunda da Avrupa'ya yaklayilmasi telkin edilmekteydi... Müslümanhk demodeydi. Kosova'yi geri birakmigt1.Yavaqyavay Hiristiyanlaçacaklardi. Ulusal Azize: Teresa Nene! Ulusal kahraman iskender Beg H1ristiyan'di. Bir diger ulusal kahraman da Rahibe Teresa'ydi. Prigtine'de nereye dönsek rahibe Teresa'yla göz göze geliyorduk. Tipki Arnavutluk'ta bagimiza geldigi gibi, Müslüman bildigimizbir ülkede, Katolik propagandanm aglarimn en ücra köpelere ulaytigmi gözlüyorduk. Arnavut aydmlarla Rahibe Teresa üzerine konuqurken, ona sahipleniëlerini hayretle izliyorduk. Prigtineli aydinlara "'Nene
KOSOVA AÇIK YARA!
223
Rahibe Teresa
Teresa' heykelleri neden her yerde?" diye sordugumuzda
bi
pu ceva-
ahyorduk: "çünkü
milli simgesi. lyilikmelegi. Tüm dünolarak biliyor. Biz de ona sahip ç1klyoruz." ya onu Arnavut "Ama o, Osküp Burbuçe'nin sözünü kesip itiraz ediyorum: dogumla ve asil adi Goncal" Birlegmig Milletler'de memur Virtüt söze karigiyor: o, Arnavutlarm
"Meseleyi dogru koyahm. Teresa Ana, Üsküp dogumlu bir bile ArnaArnavut. Ama kökleri Prizren'e dayanlyor. Siirlerini ödülüne görülmüy bir layik vutça yazacak kadar Arnavut. Bart; onunla tamyor..." insan. Dünya bizi "Neden sizce Katolik bir simge, Arnavutlara milli kahraman Nobel yapildi?" diye üsteliyorum. Virtüt alayci bir sesle, "Çünkü ödülü alan bir Müslüman yoktu..." diyor. "Nobel ödülü neyi temsil ediyor?" diyorum. çok önemli oldugunu söylüyor. Teresa Ana'nm onlari dünyaya tamttigim an-
latiyor.
224
BOL VE YUT
Bence bu dini sembolün, yayam öyküsüne kisaca deginmeliyiz... Arnavutlarm ulusal kahramani Rahibe Teresa, 1910'da Osmanh Imparatorlugudagilirken Üsküp'te dogrnugtu. Asil adi Gonca Boyacioglu. 17 yagmda Amerikan "Loretta Kardepler" misyoner teykilatt tarafindan desteldendi, okutuldu, egitildi. Once Irlanda'daKatolik egitimi aldi; sonra Hindistan, Îngilizlertarafmdan paramparça edilirken, orada kendini fakir fukaraya yardiinle, Kalküta'da Katolik ma adadi. 1948'de Vatikan'dan aldigi bir cemaat kurdu. Bugün bu cemaat, 123 ülkede toplam 610 kuruma sahip. Cemaate mensup 4 binden fazla rahibe, dünya ülkelerinde misyonerlik yaplyor. Rahibe Teresa, 1971'de Papa'dan barig ödülü aldl. 1979'da Nobe10dülü'ne layik bulunacakti. Sonsuz yardunlarmm kaynag1 hiç açiklanmadi. Olümünden alti yll sonra Vatikan tarafmdan azize ilan edilecekti... Enver Hocay'la, Rahibe Teresa ve Vatikan'dan söz etmigtik... Konuyu edebiyata baglam19ti... "Tartigmah bir konu var: Kosova Müslüman bir bälge. Buna ragmen, her yerde katedraller inga ediliyor, Rahibe Teresa heykelleri her yere dikiliyor... Sizce Kosova'da Hiristiyanhga karµ uyanan bu büyük sevginin nedeni ne?" diye soruyorum. Enver Hocay, bir diplomat gibi cevaphyor: "Bizim kimligimizin temelinde aslmda milliyetçilik var. Ama milli kimligimizinbir yanin1 da din olugturayor tabii. Dini kimligimizi de Müslüman farkmdave Hiristiyanlar oluyturuyor. Bizler kim oldugumuzun yiz. Siyasi amaçlar için Müslüman veya Hiristiyan olmamiza gerek yok." "Vatikan'la iligkileriniz nasil?" "Vatikan, bizim edebiyatimiza çok ilgi duyuyor. Çünkübizim edebiyatimiz ashnda Hiristiyan edebiyatidir. Bu anlamda bize destek veriyorlar." Vatikan, Kosova'da sadece edebiyatt desteklemekle kalmiyordu. Dikilen katedrallerden, Katolik kiliselerinkurulmasina kadar hiçbir destekten kaçmmiyordu. Türk siyasetçi Fikrim Damka, Kosova'da artan Katolik propagandayi anlatmigti:
KOSOVA AÇIK YARA!
225
"Burada misyonerlik her alanda devam ediyor. lylerin bu gelmesi 10 yll öncesinden hesaplanmigti. §imdibüyük bir Katolik basklyla karyi karyiyay1z.Katolik kurumlar Avrupa Birligi'nin çekirdeginde yer alan kurumlardir. Siyasi kurumlarnoktaya
dir." Gazeteci Birol Urcan da ayni fikirdeydi... "Mesela hatirhyorsamz Cumhurbagkani Rugova, Papa'yla görügmügtü. Kosova'nm, din olarak da Bati'ya yaklaymasi halinde, Bati'dan destek almabileceginden söz etmigtir. IbrahimRugova, Müslümanhgm zararlarive Hiristiyanligm faydalarmdan söz eden birçok konuyma yapmigtir." lbrahim Rugova ölmeden änce Müslümanliktan Katoliklige geçtigini de ilan etmigti. Farkh bir rüzgâr Kosova'yi etkisi altma alm19ti. "Yumuçak geçig" diyordu küresel güçler buna... Bir halk yavay ve yumuçak darbelerle pekillendiriliyordu...
Ölümü Göster Sitmaya Razi Et! Kosova, füzeler ve bombalardan nasibini almigti. Yugoslavya'nin dag1hqiylaekonomisi durma noktasma gelmigti. Ununu, gekerini hâlâ Sirbistan'dan ahyordu... Özelleytirmelerbeg ylldir hizla devam ediyordu. Birlegmig Milletler Kalkmma beyärgütü analisti Levent Koro açikhyordu: "O özellegen fabrikalar, aslmda teknolojisi çok eski fabrikalardt. Üretken degillerdi. Özelleytirme planma göre satildilar." Peki acaba gimdi çahylr halde miydiler? Oralarda çal14anbinlerce iççinin durumu neydi? Bu gibi sorular cevapsiz kahyordu. Fabrikalar pul parasma satilmlyti. Bir zamanlar zeytinyagmilaçtan gümüye kadar fabrikalarladonandan tekstil ürünlerine, mig Kosova, artik sadece diçaridan gelen ürünlere sahipti. Altay Suroy, Kosova Adalet Bakam'nm Türk yardimcis1. Fakirlegen Kosova halkom gelecegi nasil degerlendirdigini soruyorum. "Kosova halen emperyalizmin ne olduguna fark edememig bir bölge" diyor, "Kosovahlar küresellegmeyi, insanhk tarihinin en çagday, en üst seviyede örgütlenmesi oldugunu zannediyorlar". BVY 15
BOL VE YUT
226
"ayda
"Hangi Kosovahdan bahsediyoruz?" diye soruyorum, 30 avroya yayamaya çahyanlar hiç mi anlamtyor durumu? 65 bin kipi ipsiz,bütün fabrikalar kapanmigve ayda 30 avroya çahyanlarm akIma bir yeylerin ters gittigi gelmiyor mu?". Altay Bey'i, daha önceki görüçmelerimize göre daha az öfkeli, daha umutlu ve yönetime daha yakm buluyorum. "Kosova'da ekonomik durum halki zorluyor ama Kosova, bu zorluklan daha önceden de yaçadi. Bir sava; geçirdi, ölümlerle yüz yüze geldi. Simdio zamanki duruma göre daha rahat. Ayda 30-40 avro maagla yayamayi bir geligme olarak görüyor." Yani birileri Kosovahya ölümü gösterip sitmaya razi ediyor! Yeni Yaçanun Miman: Televizyon Kanallan ve Reklam
Sirketleri
kadar Öldürmeyecek
maagla yayamaya çahyan 2 milyon nüfuseglencesi televizyondu. Yeni büyük lu Kosova halkmm en yaçam ekranm yol göstericiliginde ahqiyorlardi. biçimine Birol Urcan, gazetecilikte saglayamadigi mali imkânlari, reklamcihkta buldugunu anlatmigti. Kosova'nin en büyük reklam irketlerinden birinde çahymaya baglamigti. Patronu ilginç bir adamdi. Adi Genc Meroko. Birol bizibir akyamüstü Amerikan Büyükelçiligi'nin de bulundugu lüks mahallelere yakm, konforlu ve iyi dekore edilmig bir binada Meroko'yla bulugturdu. Meroko, deri koltuklar ve modern egyalarla donanmig ofisin-
de anlatiyordu: "Bir iletigim girketi olarak, elektronik medyadan, televizyondan yararlaniyoruz. Kosova, Avrupa'da en çok televizyon izlenilen ülkelerden biri," reklam Televizyonlan yönlendiren de uluslararasi girketleriydi. Özel kanallar reklam gelirleriyle yaçayabilirdi. Meroko, "Artik yabanci mügteriler Kosova'yla ilgileniyor ve daha önce ürünler ülkeye giri; yapabiliburada bulunmayan uluslararasi yor" diyordu. "Ne tür ürünler mesela?" diye sornyorum.
KOSOVA AÇIK YARA!
227
Reklamci Meroko
"Makyaj malzemelerinden çampuana, hijyenik ürünlere, alkollü-alkolsüz içeceklere kadar hemen hemen birçok ürünün reldamim yapiyoruz" diye anlatiyor. "Avrupa'da ilk 100'e giren ürünler Kosova'da da aym gekilde üst siralarda yer ahyor." "lyi de reklammi yaptigmiz ürünleri kimler alabiliyor? Burada ipsizlik had safhadal" diye ifade ediyorum paçkmhgum. "Satm
alma
gücü tabii ki dügük. Ancak, bildiginiz gibi kalisavay döneminde bile ahci bulmuqtu. Çünkükaliteli da ürün iyi pazarlanmig bir ürün mutlaka satihr. Ornegin, bir ya Kosova'da yüzde 60 oramada ipsizlik var ama 2 milyon kipiye 650 bin araba dügüyor.Yani, Kosova gibi degigim sürecindekiùIkelerde, iyi yaçama istegi AB ülkelerine göre çok daha fazlal Çünkü biz çok aci çektik. Simdiäzgürüz ve örnegin bir araba veya cep telefonu satm aldigimizda yaçadtgumzt hissediyoruz!" Meroko'yu dinlemek, Kosova'nm baymagelenleri anlamak demekti. Gelinen noktada, yaçamak tüketmek demekti. Meroko, gece kulübü veya cafelerde partiler verdiklerini anlatiyor, bu partilerin video çekimlerini gösteriyordu bana. Çekimlerde teli ürünler
228
BÖL VE YUT
genç ve ultra modern giysili insanlar, özel bir mekânda köpükler çugmca egleniyorlar ve özel bir viskinin Kosova pazarma girigini kutluyorlardi... Meroko'ya bu partilere kimlerin katildigini sordum. "Ögrenciler,22-35 yaglarmda gençler. Zaten Kosova'da yaq ortalamast 26. Sonuç olarak, tamttigumz ürünleri satm alabilen gençler, uluslararasi girket çahqanlari, moda dünyasindan insanlar ve bankacdardan olugan bir grup..." arasmda
"ÖnceRock Geldi..." Meroko, Kosova gençliginin yüzde 80'inin Batinormlarin1 benimsediginive Kosova'da yaygm olan terimle, olduklarmi söylüyordu... Bu geligme yeni degildi. Meroko, Yugoslavya'da, Batt hayranhgmm tohumlarmm uzun ylllar önce atildigini hatirlatiyordu. yddan fazla süreden beri Bati kültürüne öykünüyorduk. Örnegin, Priptina'daki rock kültürü hepimizin gençligine dam1980'lerde Kosova'da yamlmlyorsam tam 110 taga vurmuqtur. rock vardi..." grubu ne Sosyalist Yugoslavya'da, odalarda Rock yddizlarmm, Harley Davidson motorlann afigleri asdi bir gençlik yetigmig, bu gençler bugünün Kosova'smda reklamci, igadami, politikact olmuglardi. Genc Meroko gençliginin rüyalarim gerçekleytiriyor, alkollü içeceklerin sponsorluganda Bati'mn ünlü rock yildizlarmi Pristine'ye "proamerikan"
"30
misafir ediyordu.
Bugünün gençleri kendi idollerine kopuyorlardi.Meroko'nun reklam girketinden çiktigmuzda gece ilerlemiyti. Sokaklardan çighklar yükseliyordu. Karanhšm içinde stadyum pinl piril parhyordu. Her iki saatte bir elektrik kesintisiyleyayayan Kosovah gençler, ünlü Amerikah rapçi Fifty Cent'in konseri için, jeneratärlerle aydiniatilmig stadyuma akiyorlardt. Gecenin dondurucu ayazi on-
lari durdurmamigti. Bir nefes rock alacaklar. Daha da Batihlaçacaklardi... Konsere gelenlerin parka biraktiklari arabalarin ön camlarmda ABD bay-
229
KOSOVA AÇIK YARA!
raklari asihydt. Otele giderken sokaklarda, evlerin balkonlarmda bir bagka ülkeye duyulan aykm (!)tezahürleriyle bir kez daha karquayacaktim. Eksi 10 derece soguktan otele adim atmca nefes alabiliyoruz. Resepsiyondan anahtarum ahrken bankonun üzerindeki koca Amerikan bayragina baktyorum. Kosova'da uyum zorlugu yagiyorum... Otel odasmda televizyonu açiyorum. Propaganda makinesi çahyiyor. Bunahyorum... Birlegmig Milletler analisti Levent Koro, Kosova'da genç nüfusa ait istatistikleri veriyor... "Bizim kurumumuzun yaptigt bir aragtirma var. Kosova'da gençlerin yüzde 50'si yurtdigma çikmak istiyor!" Sami Fraseri Lisesi'nin Türk
Ögrencileri
Ertesi gün ünlü Sami Fraseri Lisesi'nde Türk ögretmenleri ve ziyaret edecektim. Her geyin birbiri içine girdigi bir dönemde, Kosova'da bir Arnavut lisesindeTürk ögrenci olmak ne demekti, onlarla soracaktun. Civd civil bir sinif. Kocaman genç gözler soru igaretleri dolu. Onlara Türk halkmm selamlarmi ve sevgilerini iletiyorum. "Sokaga çiktigimda beni gagirtan yeyler var" diyor11m, cisi her yer Amerikan bayraklariyla donattlmiq. Bunu nasil karyiögrencileri
"birin-
hyorsunuz?" "bu-
"Normal kareilamtyorum" diyor en önde oturan çocuk, rada Amerika'nm igi yok!" Yanmdaki, "Amerikalilar Kosova'ya el koymaya çaligiyor. Arnavutlar da onlara yardim ediyorl" diyor. "Arnavutlar dediniz. Böyle keskin bir ayrim mi var? Bunlar Arnavut, biz Türk diye?" Sorumun ardindan smifta bir ugultu kopuyor. Küçük bir kiz, Türksünüz' diyerek bizi aga"Burada ayrimcuik var!" diyor, siz Türkiye'ye gidin' diyorlar!". 'Kosova bizim, g1hyorlar! "Türkiye'ye gidin" diyorlardi. Bir zamanlar 5 milyon Türk'ün yaçadigi Balkanlar'da acaba pimdikaç kiqikalmigti?Kalanlar, kimliklerini nasd koruyacakti? "'siz
230
BOL VE YUT
Annesi Arnavut, babast Türk gazeteci Birol Urcan, yeniden yeTürklere yönelik önyargilar olugturuldugunu säylemigti. "Bir Arnavutlagtirma süreci yaçamyor. Bu, tarih kitaplarmdaki degigimle bagladi. Liselerde okutulan tarih kitaplarinda Osmanh imparatorluguen kötü dügman olarak gösterilir. IskenderBeg hikâyesini biliyorsunuz. Beginci smifta, altmci smifta çocuklara IskenderBeg'in Türklere direnigi okuthluyor. Gençler Türkleri dügman belliyor." Türk smifmda mikrofon uzattigim her ögrenci, üniversiteyi Türkiye'de okumak istedigini dile getiriyor. "Burada azmhk oldugumuz için, buradaki Türkoloji bölümlerinden bayka seçenegimiz yok. Üniversiteleregirmek çok zor. O yüzden buradakiögrencilerin çogu Türkiye'de okumak istiyor." Nevzat Hüdaverdi Hoca'ya dönüyorum. O, bir zamanlar tüm Kosova'yi aydmlatan Tan gazetesinin de yazariydi. Artik ne Türkçe gazete, ne tüm gün yaym yapan Türkçe radyo programlar1, ne resmi dil olarak Türkçe vardi... "Nasil görüyorsunuz gelecegi?" diye soruyorum. "Bizim gelecegimiz Kosova içindedir" diyor, Kosova içindeki kuruca unsurlardan biriyiz. Ezelden beri Kosova'da yayayan halklardanbiriyiz. Diyardan gelen bir topluluk degiliz". Konugmak istemiyor. Öylebir baskt mekanizmasi var ki herkes bir geylerden korkuyor...
killendirme operasyonunda
"biz
I
i
Türk'ün Ad1Yok! Sokaklar tamkti...
Tüm eski eserler Osmanh'ya aitti. Eski ve daha neler neler. Prigtine, Prizren ve Kosova'nm birçok yerinde bagkahiçbir millete ait en ufak bir eser görülmezdi. Ama artik Türklerin adi silikleymigti... Birleçoiq Milletler Kalkinma Örgütü'nün direktörü Norveçli Frode Mauring'e soruyorum: "Türkiye'de bir kitap vardi, Kadmm Adz Yokdiye. Burada da 600 yildir yayayan Türklerin adi yok! Once dilleri yasaklandt ve gerisi geldi. Bu Türk kargithgineden?" saat kulesi, minareler
231
KOSOVA AÇIK YARA:
Sorayu fazla sert buldugu yüzünden anlayillyor. "Buna Türk kargithgi dememek lazim!" diyerek beni uyariyor. Azmhk olarak Türklerin haklarindan söz edildigini hiç duymadun. Süreklihaklari gasp ediliyor..." "Haylr" diyor, haklari da tartiµhyor! Biz tüm azmçaba gösteriyoruz. Bence sadece biraz ihmal säz konuliklar için "onlarni
su..."
Bir asir önce Kosova'nm asil milleti Türklerdi... 1999'da, Birlegmig Milletler Kosova Misyonu'nca, dillerinden bile edildiler. Bugün daha zorlu bir süreçten geçiyorlar. Kosova'daki BM Misyonu, Türklerin taleplerinikaale almak için, önce nüfus kay1tlanm ispatlama qarti getirdi. Adalet Bakam'nm yardimcis1Altay Suroy'a soruyorum. Ne yazik ki Frode'ninkinden farksiz bir yanitla karplapyorum. "Türklerin ne dilikaldi, ne kültürü. Yönetim digarinm da destegiyle Türkleri yok saylyor!" dedigimde, "Türkler burada önemsadece yüzde li bir unsur degil ki!" karpligim vermigti, "nüfusun
biridir Türkler!" Altay Bey'in, Kosova Adalet Bakam'nm yarduncist nuptagunu dügünüyorum...
olarak
ko-
Fikrim Damka, Kosova'da 25 ylldir nüfus sayrm yapilrnadigtTürk nüfusun yüzde bir oldugu tezini cevapliyor: hatirlatarak m "Ne hikmetse Türklerin nüfusu 1981'den bu yana hep aym gösteriliyor. Burada Kosova'da Türklerin nüfusu 60-70 bin civarindadir. Türkçe konuyanlarin sayisiise 250 binin üzerindedir..." diyor. Mitrovitza'nin Sirp bälgesinde, Kosovah Sirp politikaci Oliver Ivanovic'lekonuqurken bana haritay1göstermiyti... "Türkçe, Ikinci Dünya Savagi'ndan beri Kosova'nm resmi di-
liydi" demigti. Oliver de 1981'den beri dogru dürüst bir nüfus sayam yapilmadigun söylemig, nüfus haritalarmda Türk nüfusun igaretlenmedigine dikkat çekmigti. "Çünkü, buraya yerleymig uluslararasi toplum, Türkleri hesaba katmak istemiyor. O nedenle Türkçenin resmiyetini
bile kaldirdilar" demiyti.
232
BOL VE YUT
"Kosova Küçük Lokma!" Dünyamn çeyitli bölgelerinde gözde halklar yaratilmigti. Birileri tarihin derinliklerine itiliyor, birileri yanday seçiliyordu... Kosovah Arnavutlar bagansizhk" için Amerikan rüzgârmi arkalarma almiglardi. Kosovali Sirplar ise, Rusya ve Sirbistan'a umut baglamiglardi. Mitrovitza'daki mitingde "Russia Help!" (Rusya bize yardim et!) pankartlari göze çarplyordu. Sirbistan'm Kosova'dan sorumlu bakam Slobodan Samardziç, Bosna'daki Sirplarm ve Romanya'daki yaptig1 aç1klamada Macarlarm durumana dikkat çekiyorda: "Kosova'nm bagimsizhgi, eski Yugoslavya'nm dagilmasinin son ayamasi degil, Balkanlar'da yeni parçalanmalarm ilk agama"parth
si olur."
Mitrovitza'da miting tüm hizlyla devam ediyordu. Profesör Miladin Kostiç kürsüde, Kosova'nm devlerin satranç tahtasi oldu-
gunuhaykiriyordu...
Priµine sokaklan
233
KOSOVA AÇIK YARA!
"Pazarhk belli!"diyordu, "Kosova'nm bagimsizhgmakargi,AB üyeligil Biz Avrupa Birligi'ne girmek istemiyoruz. Bir yere gireceksek, Strbistan'la birlegiriz. Orasibizim anayurdumuz. Sirbistan bizden vazgeçmeyecek! Biz de ondan! Mitrovitza'da Kosovah Sirplar olarak, bir kez daha uluslararasi hukukun ihlal edilmesini kimyoruz! Dünyanm hiçbir yerinde görülmemigtir ki, bir etnik azmhšm iki devleti olsun! Herkes iyi bilsin, Arnavutlar, Kosovah Sirplardan çaldiklari servetin üzerinde oturuyorlar!". Kizgm, endigeli, yorgun yüzlü, smirlar arasmda kalmigbir insan toplulugunun içinden geçiyorum. "Kosova is not on sale!" (Kosova satihk degil!) yazih pankartlar tagiyorlar. "§imdibeklemedeyiz!"
"bakacagiz,
Oliver, Arnavutlar diyordu, ederlerse ilan biz de aymne yapacak gärecegiz. Eger bagunsizhk suu yapariz. Bag1msizhk ilan edilirse, BM kararlari ihlal edilmig olur. Yasalarl çignemig olarlar. Aslmda Amerika desteklemezse, Arnavutlar hiçbir geyyapamaz. Kosova, Rus-Amerikan oyununda sadece küçük bir lokma..." Rus-Amerikan oyanunda küçük bir lokmal Ama tüm Balkanlar'm kalbi orada! Washington ile Moskova arasmda duruyor... Amerika, "Gerekirse Birleymig Milletler Güvenlik Konseyi'nin onayi olmadan Kosova'mn bagimsizhgi'm tamyacagim" diyor. Bir serbest bölgeyi Avrupa'nm ortasma yerlegtiriyor. Avrasya'ya kargi üslerinden birini Kosova'ya konuglandmyor. Rusya, "Îki kirmizi çizgim var" diyor, "Amerika'nm füze savunma sistemlerinin yayilmasive Kosova'nin bagunsizhgun, varhgina en büyäk tehdit olarak alg11adigim" söylüyor. Dünya devleri, Balkanlar'da satranç oynarken, dertli Balkan halklari, tünelin ucundaki lylgi bekliyor! 'garth
SULAN'A
LARFUR OYUNU!
I
Mart2008 Yolcuhigu Babam küçük bir çocukken Sudan'i anlatirdi bana. Afrika'nm güzel insanlarmm orada yaçadigim söylerdi. Sudanh dostlarmen dan söz ederdi... Ve iqte yillar sonra Osmanh'nm isim babahgt yaptigt Hortum gehrinde, babarun amlarmi yad ediyorum. Kent, Nil Nehri'nin kivrimlari hortuma benzediginden bu ismi alungti. Türkler bilekente, ingilizlerintelaffuzuyla Hartum diSimdilerde Sudanh için Hartum hep Hortum olarak kalmig! yor ama Afrika'nin yüzölçümü en büyük ülkesi Sudan. Üstelikpetrol ve uranyum
zengmL
I
LIBYA
MISIR
.
.
SUUDI ARABÍSTAN
.
NIJER ÇAD Hartum
SUD
A
ERÍTRE
cisuTi
ETlyDPYA
ORTA AFRiKA
KONGO
KENYA
OMAL
B.A.E
SUDAN'A DARFUR.OYUNU!
235
yakm iligkisi Amerika'nm hiç hoquna gitmiyor. Üstelik Çin,Sudan halki tarafindan sevgiyle selamlan1yor... Kiyamet de oradan kopuyor!
Çin'leolan
Sudan, Afrika boynuzunun en iytahkabartan toraklarma sahip. Son zamanlarda Bati bölgesi Darfur'daki isyanlarla admi duyuruyor. Yillar süren, Güney Sudan'daki ayaklanmalan pimdi Darfur krizi izliyor. Çin'ledost Sudan'm baqi dertten kurtulmuyor! Nihayet Darfur'dayun. Buraya gelmek için büyük çaba harcaungtim. Türkiye'de haftalarca ahnmasi gereken izinlerle ugragmty, bapkent Hortum'da uzur bir bekleyi; yagamigtim. Kameraman arkadaqun Ismail'leher gün lçiëleriEnformasyon Bakanhgi izin birimine gidip eli bo; dönmügtük. Sonunda haber geldi. Izin çikmigti. Darfur'a gidebilecektik. Bir insan selinin içinde havaalanma girdik. Yoksullugun agir yükünü tagiyanlar arasmda saten elbiseli pik bavullu aileler de dikkat çekiyor. birinde Nyala'ya dogBelirsiz saatlerde havalanan uçaklardan uzaklikta. saati yan koltuktaiki iki Nyala O saat uçuyoruz. ru ki Muhammed'le oynayarak ve kara kitamn bereketli topraklarim seyrederek geçirdik. Altimizda Nil, bir hortum gibi kivriliyordu. Nyala'ya geldigimizde K1zilayekibi tarafmdan kargilanacaktik. Ve hemen ardmdan da gözaltma almacaktik. Elimizde bir kamera vardi ve bu topraklara kamerayla gelenler genellikle iyi peyler yapmiyorlardt.
Akgamüstü hava limanmdaki polis karakolunun kizgm beton elemanlarinin kaba duvarma oturmuy 15-16 yagmdaki "Kasetleri ver!" Bozuk bir Ingilizceyle komutlarmt dinliyordum. elindeki silahm arkami dipçigini yedönünce diye bagiran çocuga (baki)diye bagirm14ti. re çarpmig ve Kizilay'da çahyan genç Sudanh doktor Megayir'in Darfur Sagolan babasi havaalanma gelmeseydi geceyi orada geçiBakam hk rebilirdik. Geldive biz nihayet birkaç saat sonra, birkaç kasetimizi rehin vererek, serbest birakildik. "güvenlik"
"look!"
236
BOL VE YUT
Küçük Muhammed
Kizilay Melekleri Kizilay sorumlusu
Orkun, Saghk Bakanhgi görevlileri Süley-
diger birbirinden cevval ekiple unutulmaz
bir gece yapadik. Onlar Darfur'u anlatti. Biz Afrika'nm büyülü gecelerinden birinde Kizilay binasmi çevreleyen uzak igiklari saydik. Ertesi sabah Kizilay'm çocuk doktoru Megayir Abdurrahman'la, ünü Çad'ave diger komqu ülkelere uzanmig Kizilay hastanesinde soman ve
lugu alacaktik. Günde 400 hastayi muayene eden, bedava ilaç dagitan maddi ve manevi yardimlarla bölge halkmm büyük sevgisini kazanan doktorlarimizla, hempirelerimiz,ebelerimiz, saghk görevlilerimizle gurur duyacaktik. Konugtugumuz bir kadm, "Kizilaya özel bir sevgimiz var" diyordu, geldikleri günden beri, bizlere bedava saghk hizmeti verdiler, ilaciyla, ameliyatiyla her türlü saghk hizmetini bedava sundular. Doktorlariyla, cerrahlariyla, saghk görevlileri, ebelerigle buradalar. Yemek dagittilar, giysi verdiler, bagiglaryaptilar". "buraya
SUDAN'A DARFUR-OYUNU!
237
Kadinin oglu 7-8 yaplarmdaydi. Megayir'in çadirmda muayene masasma yatm14tt. Ince bedenini saran beyaz dizlerine kadar inen gömlegi toz içindeydi. Megayir onu muayene ederken, kadife siyahi kolunu okgadim. Kocaman simsiyah gözlerini bana çevirdi ve gülümsemeye çahyt1.Adi Celil'di. Çadirmdigmda abartisiz 40-50 hasta çocuk vardi. 2-3 yaylarmda biri, çadirm önündeki banklarda yer kalmadigl için yere çömelmig annesinin kolunun altmdaki gölgeye sigmmigt1. O kadar güzellerdi ki... Henüz Kizilay'in tellerle çevrili bahçesinden içeri girememig olanlar, yol ile bahçe telleri arasmdaki alanda yere çömelmijlerdi. Günegin altinda çikolata rengi tenlerinisaran hardal sarist, bej, pembe ve turuncu renk cümbügü içinde beklemedeydiler. Bazilari yere serdikleri bir yaygmm üzerinde çocuklarma, daridan yapilmig bir bulamaç yediriyorlardi. Darfurlu Meçayir, Bati'nin profesyonel sivil toplum örgütlerinden sonra Kizilay'in sicak kucagmm paha biçilmez degerde oldugunu anlatlyordu.
Kazday çadm önü
BÖL VE YUT
238
"Baytan berien büyäk sorun gidaydi, konuttu, saghkti, egitimdi. Yamt temel ihtiyaçlardi. Hükümet ve sivil toplum örgütleri bugün bile, sadece kamplarda yaçayanlarin, temel ihtiyaçlarinin yüzde yetmigini saglayabiliyorlar. Darfur'u Kurtarmak?! Sudan'm batismda Darfur'da, bu bekeketli topraklarda bir isyan patlarug ve çiftçiler ile gäçebeler birbirine girmigti. Üzerine kurakhk gelmig, iç çatigma alevlenmigti. Bölgeye bir anda silahlar da girmigtil Afrika'da oynanan eski oyundu bu. Iç kargaçayabilinmez eller müdahale ederlerdi, kabileler arasmda çikan çatigma büyürdü. Kontrol edilemez hale gelince Batih devletler, arabulucu olarak devreye girerler, kaosu kahci kilarlardi. Kongo da, Ruanda da, Somali de hep aym kaderi paylagrnytl. Darfur'da da aym senaryo sahneye konuyordu. Hortum Üniversitesiögrenci temsilcisi Abdullah, arabuluculuga soyunanlarm gerçek amaçlarmi sorguluyordu: "Avrupa ve Amerika, Darfur halkinin içinde bulundugu duDarfur sorunu bizim iç sorunurum için Sudan'1 suçluyorlar. muzdur. Sudanhlan ilgilendiren ve Sudanhlarm çözecegi bir sorun. Bati, buraya elindeki tüm gücüyle müdahale ediyor... Çünkü Sudan'da altm ve petrol var. Onlarm derdi halk degil, Sudan'm dogal kaynaklari! Sudan'da kontrolü ele geçirmek için bir bahane anyorlar
aslinda."
"Pekiya BirleymigMilletler?" diye soruyorum, "Onlarm da Sudan'a hiçbir faydast yok. Birleprnig Milletler, sadece Amerika'nm kararlarini uygular. Amerika'ya sorarlar, 'Sudan'da bu programi mi, öbürünü mü uygulayahm!' diye. Ona yaparlar. Onlar Amerika'ya geregini baghdirlar." göre ÎçteSudanh için, igin özeti buydu. ÖnceBati dünyasmdan "Darfur'u kurtarahm!" (Save Darfur) nidalan yayilmigti. Afrika'nin her yeri ve Filistin, Irak, Afganistan kan gölüne dönmüqken, Bati birden, "Darfur'u kurtarahm!" diye ortaya çikacakti. Böylece Darfur, tüm diger sorunlu bölgelerigölgede birakacakti.
SUDAN'A DARFUR OYUNUl
Hartum
lyinash,
uluslararast
239
Üniverstesi
çapta yürütülen Darfur reklam karripan-
yasma harcanan meblag Darfur'a harcansa, Darfur gönenmig
. olurdu. 2007'de Amerika'nm ne kadar devlet adamt, Hollywood'un ne Halk pagkmdt, kadar aktörü varsa, bu bölgeden söz ediyordu... oluyordu. yabanc1 görünce elektrige tutulmuy gibi Megayir, halkm, Batih yetkililerin,
olan bir hayvan gibi daydugunu anlatiyordu.
ya da soyu tükenmekte rahatsizhk
onlara
bir tür tarihi kalinti
bakmasmdan büyük
"Halk buraya gelen yabancilari kolaykabullenmiyor. Bu konuda ikiye ayrihyorlar. Kimisi, onlar sayesinde sorunlarm çözülecegini dügünüyor. Büyük çogunluk ise yabancilarin bagka sorunlar yaratacagma inamyor." Barig Gücú:1pgal Gücül Nitekim Sudan hükümeti, 2006 y11mda Birleymig Milletler JanPronk'un üç gün içinde ülkeyi terk etmesini istemig-
temsilcisi
240
BÖL VE YUT
ti. Sudan hükümeti, BirlegmigMilletler'e bagh örgütlerin faallyetlerinin, Sudan için tehdit" olugturdugunu ifade etmigti. Bu kararin akabinde Darfur'a acil müdahale kampanyasi bayladi. Sudan'm Bati bölgesiDarfur, yabanci barig gücüne kapilarmi açmahydi! Sudan hükümeti bu kampanyaya bir y1ldayandi ama sonunda pes etmek zorunda kaldi. Darfur'da on binlerce yabanci "askeri
asker arabuluca
rol oynayacakti!
Hortum Büyükelçimiz Fatih Ceylan açiklamigti: "Kaynaklar1 bu kadar zengin bir ülkenin kendi bayma birakiIacagmi var saymak pek dogru olmaz. Bu kaynaklardan, bu hammaddelerden yararlanmak isteyen ve Afrika'daki nüfusunu arttirmaya çahyan güçlerin buradaki geligmelerle elbette dogrudan ilgisi var. Böyle bir bölgeyesadece insani amaçlarla gelindigini iddia etmek herhalde fazla iyimserlik olur." Peki Darfur, bu noktaya nasil gelmigti? Nasil bir anda yabanci askerlerin, sivil toplum örgütlerinin kalesi oluvermigti? Amerika'nm insan haklan için savagtigi bir simge haline nasil gelmigti?
Sudan Cumhurbagkani damyrnam Dr. Gazi Atabari, Darfur
krizinin altinda yatan sebeplerden söz ediyordu: "Bildiginiz gibi Sovyetler Birligi'nin çökügünün ardmdan, Amerika, kendini süpergüç ilan etti. Dünyadaki her ülkeyi kenaçisindan degerlendiriyor Amerika. Her ülkenin di menfaatlari Amerikan menfaatlarina hizmet etmesini bekliyor. Bu türlü bir dünya düzeninde bagansiz fikirlerini ifade edenlere; bagimsiz politikalarun, stratejilerini uygulayanlara yer yok. Sudan da bu bagimsizülkelerden biri. Kendi kaderine, kendi ulusal ve tarihi mirasma güvenen bir ülke. Tipki onlar gibi, biz de bu dünyada bir yer istiyoruz. Onlar buna kabul etmek istemiyorlar..." Cumhurbaykam Ömer el Beyir'in damymam Gazi Atabari, Nil'in kiyismda yer alan Omdurman'daki hükümet binasmm penceresinden Türk yapam köprüyü ve tüm bereketiyle akan Nil'i gösteriyordu. Afrika boynuzu diye bilinen bölgenin stratejik önemini vurguluyordu:
"Afrika boynuzu nerede yer ahyor, iyice bir bakm. Kizildeniz'in tam kargismday1z. Kizildeniz, Avrupa'ya ve Ortadogu'ya açilan su
SUDAN'A DARFUR OYUNU!
241
yoludur. Oradaki limanlar hayati önemdedir. Afrika boynuzu, bölgenin petrol alanlarma; Misir'a, Filistin'e, Ürdün'eyakm oldugukadar, Avrupa'ya da yakmdir. Bu ylizden buraya el koyma gayretleri var..."
Bu gayretlerin igareti, önce basmda kendini göstermigti: basmi, Darfur'da etnik temelde bir kiyam oldugunu dünyaya duyurmuytu. New YorkTimes, Nicholas Kristofimzah haberde "Darfur'da Araplar, Afrikah Müslüman kabileleri kesiyor, onlara tecavüz ediyor, soykirim suçu iyliyor" baghgmi kullanmigti. Darfur'a 26 bin BM askeri gönderilme karari, bu gürültülerin ardmdan almdi. Sudan önce direndi... Ama 9 bin civarmda BM askeri, bölgeye girebildi. Sudan 2008'in ilk aylarmda baskilar kargismda ylldi. Bir part äne sürerek, yabanci askerlere kapilarin1 açti. Afrika Birligi barig gücü askerleriile BirleymigMilletler askeri gücü karma birlik oluyturacakti. Yabanci askeri güç, Sudan'da bir yil görev yapacakti. Birleymig Milletler önce mutabik kaldi. Ama sonra BM'de görevli General Martin Luther taraflar esnek olmaz Agwai"Çarpigan ve müzakereye yanagmazsa daha on y11larcaburada kalmamiz gerekir!" diyecekti. Amerikan
Yine Petrol, Yine
Iqbirlikçiler!
Darfur, Sudan'm zayif karn1ydi. Bir yandan yönetim hatalari, dig yardimlarla palazlanan muhalefet, kurakhšm getirdigi kithk; bir yandan petrol peqindeki güçlerin satranç oyunu, bölgeyi arap saçma çevirmigti. Sudan'm BattkomqusuÇad'daiçsavag vardi. Zaire çatigmalarla yanmaktaydi. Amerika ile Israil'inyogun destegiyle, Kizildeniz'in kiyismdabagunsizhgun ilan eden Eritre'den Sudan'dakimuhaliflere para ve silah yardmn geliyordu. Darfur'da isyanci güçler, dig yardunlarla gönenmig, minnettarhklarini göstermek için Israil'e temsilcilik açmiglardil Insaniyardimörgütü temsilcisiMike McDonough Darfur'daki "Darfur'da üç büyük isyanci isyanc1 gruplari siniflandiriyordu. vardt. Simdiiki büyük grup kaldi. Bu gruplardan bazilari, grup BVY 16
242
BOL VE YUT
hükümetle barig masasma oturdu. Israil'debüro açanlar, bu bariganlagmasma imza atmayanlar. isyancilarda kendi içlerinde bölünmüç durumda. Bazilarmm hükümetle diyalogu var. Bir grup hâlâ savagiyor." Michael McDonough, Sudan'da yabanci insani yardim kurulugu OCHA'nm bagkam. 50'li yaylarim süren bir irlandah.Son üç yllmi Sudan'da geçirmig. Bölgede Bati karpitlartile Batt yandaëla2006'da
Batiise, Sudanliükümetini dügman cephe ilan etmigti. lçeride kendine yakm gruplar yaratiyor, bazen bunlan da birbirine dügürüyordu. Cumhurbapkam dampmani Dr. Gazi Salahaddin Atabari, üstünde bembeyaz uzun elbisesi ve baginda özel kivrimh sarigi, hükümet binasindaki makammda durumu degerlendiriyordu: "Amerika'mn amacma ulaymak için her yöntemi denediaçik. gruplari, Islami laikleri, milliyetçileri, herkesi kullamyorgi örnegini dügünün. Orada ne yaptilar? Sovyetler, Afganistan lar. etmigti. Afganistan'iiggal Îqgalgüçlerine kargiverilen bir mücadele vardi. Amerika bundan faydalandi. Mücadeleyi kendi çikarlari yönünde kullandi. Benzer bir durum, burada da yayandt. Siyasi hareketler, ülke savunmasmi zaylflatti. Sudan'da ortak bilinci olugturrnakta zorlamyoruz. Milli bilinç, bize kimlerle müttefik olmamiz gerektigini söylüyor. Karymuza dost gibi çikan müttefiklerin gerçek amaçlarmiiçaret ediyor. Suanda bazi gruplar Amerikan çirinin savaymi anlatiyor.
karlarina alet olmaktadir!"
Gazi Atabari, isyanct gruplarm iligki agindan söz ediyordu: "Bir isyanci grup, gidip israil'e büro kurdu. Kendi adamlari arasmda bile, buna isyan edenler var. Ama tüm bu süreçte bir gey iyice belirginlepti: Darfur'la ilgili baskmm, kumpaslarm ardmda Israilve Amerika vardi... Darfur olayi olabildigince büyütüldü... Darfur bir maskeydi. Filistin'deki cinayetleri, Irak'taki katliami, Lübnan'daki saldir11art perdelemek için kullanildi..." Kabile Bazmda Nifak! Büyük bir dogal servetin üzerinde yoksul yaçayan bir halk. Çeyrekasir süren, Kuzey-Güney Savayfnm ardmdan pimdi de
SUDAN'A
DARFUR OYUNU!
243
Gazi Atabari
dogu-bati çatigmasi... Baykent Hortum, ülkenin her yanmdan aldigi göçle kalabahklaylyor... Magdoleen Siddik, pembe baqörtüsünün ucuyÇevirmenimiz oynayarak, güzel gözlerini açip egiliyor, "Bir ulus devleti dala bir bütünüz. Aramizda ha parçalamaya çalipiyorlar!" diyor, bir uyum var. Ayrilmaz bir biçimde birbirimize kariymigiz... Evlilikler yapmigiz. Ama iç ve dig müdahalelerle karyikarpiyay1z. Kabile. barmda, nifak yaratma girigimleri var. Bunlar çatigmaya dönügebiliyor... Yine de inaniyorum ki Sudan halki bir bütündür "biz
ve öyle
de kalacaktir!"
"Peki Darfur'da neler oluyor?" diye soruyorum. "Darfur'da tamamen siyasi bir oyun oynamyor. Sudan halki birbirine nefret beslemez.Bir kabile bagka bir kabileden nefret etmez. Siyasi çikarlari olanlar, onlart kamplara bölüyor!" içinde dolanarak konuquyorduk. Çarymm Saghk Dünya Örgütü'ne(WHO) ait bir jip yanimizdan geçerken, Magdoleen, beni dürtüyor, bunlar!" dercesine yüzünü "lyte
ekyitiyor...
BOL VE YUT
244
Rehberim Magdoleen
Hortum'da bir ögleden sonra... Her sokakta, Dünya Saghk Örgütü'nün, BM'nin ya da bir bagka insani yardim heyetinin izleri... Sudan, gölge faaliyetlerin memleketi... Atabari açikhyor:
"Sudan'a doluptular. Darfurlular onlann umurunda mil Onlar için ne Afrikaltlarin, ne Asyahlarin, ne Araplarm önemivar! Onlar sadece kendilerinden yanalar! Dünyayi yönetme firsatim ele geçirdiler ve buna sonuna kadar kullanlyorlar. Sudan, Bati için kolay bir hedef. Sudan'a saldirmak kolay. Afrika'da bir ülke... istedikleriniyaparlar, asla da yargilanmazlar! gimdibizi kullanarak Çin'ede saldiriyorlar. Ama Çin'ineli kuvvetli." Siyasiler, Darfur meselesinin bu boyutlara gelmesinin altmda, Amerika'nm çin korkusu oldugundan söz ediyor. Hortum Üniversitesiögrencitemsilcisi Abdullah, "Darfur bahane. Hedefte çin var!" diyor. "Çinile Sudan'm iligkisi çok sicak. Ve umanz hep böyle devam eder. ÇünküÇinliler, Sudan'da siyasi bir amaç için bulunmuyorlar..."
SUDAN'A
DARFUR-OYUNU!
245
"Yani, Çin'inSudan'da sadece ekonomik hedefleri var, siyasi amaçlari yok mu, diyorsun?" "Evet. Bize de bu lazun. Çin'le,petrolümüzü çikarmada, sanayimizi geliptirmede, kültürel baglamda ipbirligi yaplyoruz. Ve bu iligkiden memnunuz."
Õnü Sudan'm Baykent Üniversitesi'nde birbirinden iydtih genç in-
ABD'nin Hortum Elçiligi sanlar...
Bana küresel oyunlart anlatiyorlar... Çinile Amerika arasmda kalan Sudan'da rüzgârlar Çin'denyana. Doktor Usame Reis çin ile Sudan'm egit çerçevede iligkiler kurabildiginive bunun degerini açikliyor: "Sudan, Afrika ve Arap dünyasi için, Çin'eaçilan en önemli limandir. Çindevletiyle baymdan beri iyi iligkilerimiz vardir. Çin, Sudan'da petrol aramak için çok adil bir anlagma yapmigtir..." Amerika ile Çin'inAfrika'ya yaklagimim kiyashyordu: iligkilerimizde, her iki taraf da durumdan kârh çiki"Çinlilerle yor. Amerikahlarm yaklayimiysa çok farkh. Onlar sadece kendi ç1karlari peqinde..." Amerika'nm yaklaguni farkhydi! Sudan'daki durumu sormak için Hortum Amerikan Büyükelçiligi'nden, Hortum'daki büyükelçiligimiz kanahyla, TRT olarak randeva istemigtik. Kabul edildigine dair bilgive randeva saati büyakelçilik sekreteri tarafmdan bildirildi. Iki saat sonra elçiligi saran parmakhklarm önüne geldigimizdegüvenlik görevlileri, demir parmakhklarm ardmda beklememizi emretmigti! Az sonra kolsuz siyah elbisesiyle bir hamm, iptal edildigini söydemir çubuklarm ardindan, randevumuzun "Pek yaklagtim. leyecekti. Demir kaplya uygar bir konugma olsöyler misiniz içeri girelim!" dedim. Amerikah muyor. Güvenlige hamm, "Kamerayla geleceginizi bilmiyorduk!" gibi garip bir bahaneye sigmdi. Güvenligin durdugu demir kaply1elimle iterek "Tamam o zaman. Ben yalniz geleyim" dedigim anda üç güvenlik görevlisi üzerime atladi... Demir kapmm otomatik kilidi kapand1. Elimi zor çektim. Kadm kapiya yaklagirken, öfkeyle bagiriyordum:
246
BÖL VE YUT
"Siz, kölelerinizleparmakhklar arasmdan konuqun. Biraz uygar olun, barbarlar!" Muhtemelen randevuyu verdikten sonra hakkimda istihbarandevunun yapilung iptaline karar verilmiëti. Kosova'da rat ve olay da benzer bir yayamiytim. Aslmda bu son olay da beni papirtmam19t1. Amerika 2006'da Çin'iSudan'dan uraklagtirma operasyonuvermigti. Pentagon, Afrika ülkelerinin sivil ve askeri liderhiz na leriyle eggüdüm halinde çahyacak, bu ülkelerin ordularmi egitecek Afrika Komutanhgi'm kurdu. Pekin'e zemin kaptirilmamahy-
di. Nijerya'dan Sudan'a kadar kara kitanm petrol kaynaklarmidelazimdi. Oysa bugün Çin,Sudan petrolünün iI)
netim altma almak yüzd 70'in· ahcisi
plomat Gece, büyükelçimiz Fatih Ceylan'la birlikte Bulgaristan elçiligindebir davete katildik. ÇinBüyükelçisi Li Chen Wen'le orada kargilagtik. "Çin'inSudan'dakiyatirimlar1Amerika'dan ve diger tüm ülkelerden fazla. Çin,Sudan'da ne yapiyor?" sorumu, "Petrolden söz etmeden önce suyu anlatayim!" sözleriyle yamtladi ve devam etti: "Buradaki en büyük sorun su sorunu. Darfur'da da susuzluk en büyük problem. Çinburada su çikariyor. Su kaynaklarim birleytiriyor. Bölgenin günlük su ihtiyacini karplamaya çahyyor. Insani yardim ve kalkmma destegi baglammda da 80 milyon yen'lik yardimda bulunduk, bu yardim tibbi malzemelerden, prefabrik evlere, su tulumbalarmdan jeneratörlerekadar uzamyor..." Bulgar Büyükelçiligi bahçesi agzma kadar diplomat dolu. Büyükelçilikler serbest içki içilen nadir mekânlardan oldugundan, sesler giderek yükseliyor, kahkahalar artiyor, büyükelçilik bahçesinin karpsmda yer alan camiden yükselen ezan sesi Bay Wen'in sesine kartyyor... "Sizce Sudan'da sevilmenizin nedeni bu yardimlar mi? Halk Batihlardan pek hoplanmtyor ama Çinlileriseviyor. Neden?" diye soruyorum.
SUDAN'A DARFUR OYUNU:
247
Kibarca gülümsüyor: "Bunu tuhaf bulanlar var, biliyorum ama yamti basit: Biz onlara saygi duyuyoraz. Aramizdaki iligki karylludisayglya dayah bir iligki... Çin-Sudan dostlugunu, 50 yilhk bir süre içinde emek harcayarak
kurduk."
Çin,2006'yi Afrika ylh ilan etmigti. Afrika'yla iyi iligkileri vardi. Su konusunda mükemmel sonuçlara ulaymiëti ve petrol ihtiyacmm bir kismim Sudan'dan karydamaktaydi... Amerika'nm, Dünya Bankasive IMFnin Afrika ülkelerine yaptigi toplam 2 milyar dolar civarmdaki yarduna karym, Çin'inkatk1si,bunun därt katiyani 8 milyar dolardi! Resepsiyonda bir araya gelen Afrikah, Asyah ve Batih diplomatlann büyük çogunlugu Bay Wen'le konuyabilmek için birbiriyle yariglyordu. Sudan'daki diplomasi çemberinin agir topu, tartigmasiz Çinlidiplomatt1... Büyükelçimiz Fatih Bey, tarih içinde Osmanh-Afrika iligkilerini anlatiyordu...
"Aslinda Osmanh ImparatorluguAfrika'ya büyük önem veriyor. Tarihte ilk yerleptigi yer Savakin gehri. Oradan Kizildeniz'i ve dolayisiyla Hint Okyanusu'nu kontrol altmda tutmay1hedefliyor. Kiyi peridini takip eden Osmanh yerleyimi daha sonra, Sudan'm içlerine ve Hortum'a kadar geliyor. Hortum'un bagkent olmasinda Osmanhlarin büynk rolü var. Sudanh tarihçilerin de belirttigi gibi bagkentin admi Osmanh koyuyor." Petrol ve Darbeler Sudan Birinci Dünya Savagi'nda Ingiliz yönetimine girmigti. 1956'da bagimsizhgmt ilan etmig ama uzun bir süre ingilizkontrolünde yönetilmigti. Petrol yataldarinm varhgi ve Sudan'm stratejik konumu onu emperyalizmin hedefinekoymuytu. 1970'li y1llarm baqmda açilan güneydeki petrol yataklari, y1llarca Amerika tarafmdan kullamlmigti. Bölge, içsavagla kana bu-
lanmca, petrol girketi Chevron'un çahymalari da durmuytu! Gazi Atabari anlatiyordu: "Amerikan petrol girketi Chevron, tüm imtiyazlari elinde tutmaktaydi. Çatigmalar sonucu ülkeden ayrildilar. Biz de petrol ara-
248
BÕL VE YUT
ve Hintlilerden yardim istedik. Bu, ma ve çikarma için Çinliler Amerikahlari hem gagirttihem de çok öfkelendirdi. Sonuçta kendi petrolürnüzü kendimiz çikarir duruma geldik. Amerikan hegemonyasi ve dig talimatlar olmadan da, kendi meselelerimizi halledebilecegimizigästerdik. O gün bugün öfkeleri dininedi. Güneydeki savayi, Sudan'a kargi kullandilar. SimdiDarfur sorununu kullamyorlar. Terörizmi, insan haldarim bahane ediyorlar. Bahanelerden olugan listelerinin sonu yok. Amaçlan, geligmekte
olan
bir Afrika ulusuna zulmetmek!" Bugünün hesaplar1 y111arönce yap11m19ti.Uzakdogu'da da, Ortadogu'da da, Afrika'da da formül aymydi... Albay Cafer Numeyri, 60'h ydlarm sonunda Sudan'da artan huzursuzluk sonucu, sol hareketin de destegini alarak bir darbeyle yönetimi ele geçirmigti. Sudan halki,bundan sonra bir dizi darbeyle yüz yüze kalacakti. Numeyri vaatlerinde durmaymca, Binbayi Hâqim el-Atta, 19 Temmuz 1971'de bir askeri darbe yapacak, Numeyri yönetimini devirecekti. Hâqim el-Atta iktidari üç gün sürecek; Numeyri yeniden yönetime geçecekti. Numeyri kendini zaylf hissediyordu.Filizlenmekte olan Islami hareketle ittifak kuracaktt. Islami Milli Cephe adiyla ayri bir grup oluyturan Hasan Abdullah el-Turabi'yi de yanma alacakti... 1983, Sudan için bir dönüm noktasi olacakti. "Sudan: Cografyanm Kurbam!" Numeyri, Turabi'yle igbirliginden sonra, Eylül 1983'te, ülkede Islam kanunlarmi uygulamaya koyma karari aldi. Amerika önce onayladi. Ardindan ekonomik
yardimi kesti. George Bush o dönemde Amerika'mn baykan yarduncisiydi. 1984'te Hortum'u ziyaret etti. Islami harekete karpi tedbir ahn-
mahydi. Bu ziyaret sonunda Numeyri, yol arkadagi Turabi'ye sirtmi dönecek, daha sonra da onu içeri attiracakti. Sudan politik yaçami
karma karigikti.
SUDAN'A DARFUR OYUNUT
249
Karmaça 1989'a kadar devam etti. 30 Haziran 1989 tarihinde, Genelkurmay Bagkam ÖmerEasan Ahmed el-Beyir'in liderliginde bir askeri darbe daha gerçekleptirildi. Cumhurbagkani damymam Dr. Gazi Atabari "Cografyamizm kurbamyizl" diyordu... "Afrika boynuzu çok önemlidir. Burasi Kizildeniz'deki, Hint Okyanusu'ndaki deniz ulagimi denetimini elinde bulunduruyor. Misir denetimindekiSuvey; Kanali'nm çikig noktasi burasi. Suudi Arabistan, Misir, Îsrail,Ürdün, Eritre, Etiyopya ve Sudan, kanalm çevresindedir. Bölge istikrarsiz bir bölgedir. Bakin Amerika önce Eritre'ye el atti. Etiyopya ile Eritre arasmda anlaymazhk çikmca, Etiyopya onun yerini aldi. Kizildeniz çok önemlidir... Kizddeniz'den çikiyla yakmdan ilgilenen Israil,hemen Eritre'yle iligki kurdu. Aym anda Etyopya'ya destek verdi. Yani bölge son derece stratejik. Bati burada üslenmek istiyor. Afrika'nm pek çok bälgesi için Fransa ve Amerika birbirleriyle alenen yanqiyor. Darfur'a gelince, Batui devletler, Afrika'dan Atlantik'teki ihracat noktalarma petrol götürmek istiyor. Darfur'u kullanarak Kizildeniz ve Körfez'deki bogazlarin çetin partlarmdan kurtulmuy olacaklar. Darfur bu yüzden de önemli." Sudan, kendi gemisinin kaptam olmaya kalkmca igler degigmigti. Çin'leyakmlagip Bati'ya sirt çevirince, tehdit geçikmemigti.
Amerika Birlepik Devletleri, 3 Kasim 1997 tarihinde, Sudan'i, "Uluslararasi terörizme destek vermekle, komqu ülkelerin istikrarmi bozmakla, insan haklart ihlalleriyle ve Amerika'nm ulusal güvenligini ve dig politikasmi tehdit etmekle" suçladi; ardindan da Sudan'a ticaret ambargosu uygulama karari aldi. Sudan bu karardan sonra Asya'ya daha çok yaslanacakti... Bee Petroleum'un sahibi Widad Yagoup "Çokzenginiz" diyordu... Onunla, Bee Petroleum'un görkemli binasmm üçüncü katmdaki ofisinde konuquyorum. Õzenlebagladigt baqörtüsü ve modern pantolon takum içinde, sert hareketleri ve mücevherleriyle bir patronun tüm özelliklerini taç1yordu. Ama "Müslüman Sudan"i ve periat yönetimini savunan tarzi öne çikiyordu.
250
BÖL VE YUT
I
"Sudan çok büyük bir ülke. Tarun ülkesiyiz. Suyumuz var. Petrolümüz var. Birçok yerde bunlar bulundu. Minerallerimiz var" diyor. sayesinde Sudan'm "Madenler de var" diye de ekliyor, büyük bir ülke potansiyelivar. Uygun firsatlar arayan yatiruncilar var. Bunlar bir araya gelmeli!". Darfur krizini, o da Çinsermayesinin Sudan'daki varhšma baghyor... "Darfur krizi,buradaki Çinsermayesiyle iligkili!" diyor, ben politikaci degilim, ben iqyaparim!". "Amerika'yla ya da karquna kim çikarsa onunla iq yaparim" diye vurguluyor. Bagörtüsünü düzeltiyor. Dayanamay1p soruyo"burlar
"ama
rum:
"lyi
de Irak'ta, Afganistan'da, Filistin'de bir sürü insan katlediMüslüman isek ortada bir sorun var. Seçim yapmak zorunliyor. da degil miyiz?" Hafif peltek konugmaslyla tekrarhyor: "Ben bir içkadmi olarak konuquyorum, siyasetçi degilim." "Îçkadimsimz ama ayni zamanda Müslümansmiz da" diyorum. Yine baçörtüsünü düzelterek önüne bakiyor. "Elhamdülillah Müslüman'1m tabii" diyor. "Ama..." diye devam ediyor... 14dünyasmm kurallarmdan söz ediyor...
"Benim için iyi bir teklif, ister bir Müslüman, ister bir gayrimüslim tarafmdan yapilsm, mantikhysa kabul ederim." "Bir içkadini olarak baktigmizda Amerikahlarin neyin peqinde olduguna dügünüyorsunuz?" diyerek gözlerine bakiyorum, "Sudan'dan ne istiyorlar? Irak ve Afganistan'a yaptiklarmdan sonra neden pimdi de Sudan'a dikkat çekiyorlar?". Stkmtiyla içini çekiyor, "Bence olan, birtakim ekonomik nedenlere dayanan siyasi bir oyun" diyor. Bee Petroleumun sahibi Widad Hanim, olan biteni böyle yorumluyor. Devasa iq merkezinden çikinca binanm tam kargismda sari bir renk cumbüpü içinde Fatma'y1fark ediyorum. Fatma, Darfur'dan "çayhane"lerden birinde çay göç etmig. Sik sik yollarda rastlanan
SUDAN'A DARFUROYUNU!
251
Dar†lirlu Fatma
birine oturuyoasth. Sudan zasessiz tebessüm rum. Yüzünde ama içe igleyen bir rafetiyle çaylarumzi dolduruyor. Widad Yagoup'a hiç benzemiyor... Sudan'da elit ile halk arasmda uçurum var... satiyor...
Çadirinaltmdaki küçük taburelerden
Saha Lokantasive Ferhad Akyam yemeginde, Tarik Nur ve film yapimcist Ferhad'la bulugtugumuz Saha Lokantasi'nda, Hortum'un diger yüzünü görecektim. Hortum'da i; yapan yabancilarla, diplomattarla, burada iq tutmuy Türklerle orada kargilaçacaktim. Bu kentte nostaljinin anlammm "Osmanh tarzi" olduguna tamk olacaktun. Garsonlar fesliydi, kahve mangal ateginde pigirilmekteydi. Avlunun ortasmda fiskiyeli bir havuz... Rengarenk bir kalabalik... Sariym ve beyaz adam çogunlukta... Zaman tünelinin garip karakterleri Hortum'da bulugmuglardi. Yabanc1 yardim örgütleri, Birlegmig Milletler askerleri, Batih içadamlari, petrolcüler ve daha kimbilir kimler, Sudan'm bati uca
I
252
BÖL VE YUT
Darfur, Güney Sudan ve Port Sudan arasmda mekik dokurken Saha Lokantast'na düçoüglerdi... Atalarmm Türk oldugunu söyleyen Dr. Gazi Atabari, Sudan'a güç"ten bahsediyordu. giren "Bati, kendi sistemini, her ülkeye farkh gekilde uygulamaya çahylyor. Mesela iligkiler en az seviyeye indiginde bile, sani yardim' adi altmda bir agla ülkeyi kugatiyor... 'Insani yardim' dedikleri gey, halkin sadakatinin sitm almmasi demek oysa. Aydmlarimiza, bürokratlarimiza, ägrencilerimize bu kapsamda iq veriyorlar. Toplumun kilcal damarlarma giriyorlar. lyte bu muçak güç'tür! O yüzden Amerikali diplomatlarla görügtügümde hep ayni geyi söylüyorum: 'Sizin insani yardun dediginiz geyin insani bir yam yok!' Bunun altinda farkh amaçlar güdüyorsunuz, gizli hedefleriniz var. Halki bagunh hale getirerek güçsüzlegtiriyorlar. 14teDarfur! Însanlarimizi kamplara topladilar. Orada yayok, üretim yok. gam kolay. Su var, hizmet var, gida var. Çahyma Sadece elini açip bekliyorsun. Yavaq yavag birilerine bagunh oluyorsun... Simdi Darfur'da üretimden uzak bir nüfus var. Darfur krizinin sonuçlanmamasi, Bati'nm çikarma. Çünküorada sorun ettikçe, devam gekillenmeye müsait bir nüfus emirlerine amade "yumuçak
'in-
'yu-
olacakttr."
Konugmasi, K1zilderililere yapilanlari hatirlattyordu... Geçen yüzyilm baymda beyaz adam onlan bereketli topraklarmdan sürüp kamplara kapatmigti. Ellerine, çektikleri acilara, sikmtilara dayanabilmeleri için Incil vermig, daha isyankâr olanlan ate; suyuyla terbiye etmigti... Sonunda o kamplar etnik turizm beldesi oldu... Beyaz adam, topraksiz, iqsiz umutsuz Kizilderili kabile mensuplarim kamplara doldurmuy böyleceonlarin boy kalan zengin topraklarina konmuqtu. Darfur, bana Dakota'yi, Kuzey Amerika'mn talihsiz yerlilerini hatirlatiyordu... Darfur'da Aci Oyun Fransa büyüklügünde bir bälge Darfur. 1985'ten beri süpergüçlerin oyun alam. Hükümetle içbirligi içindeki Arap kabilelerin
SUDAN'A DARFUR OYUNUI
253
Afrikah kabilelere zulmettiginden söz ediliyor. Oysa Darfurida, Araphk Afrikahhk gibi bir ayrim yok... Digandan beslenenler ve hiçbir yerden beslenmeyenlerarasinda bir ayrun var... Darfur'da sokaklar, kamplar, sivil örümcegin aglariyla sarihydi... World Vision, American Refugee Center, USAID, Sweden Health Organization, Kiliseler Birligi, Sinir Tanunayan Doktorlar onlarcasmdan sadece birkaçiydi. Darfur kugatilmigti. Yabanci yardim örgütleri, yiyecek, çadir, ilaç digmda, kiliseleri, Incilleri,dil egitmenleriyle de gelmigti. Kizilay çocuk doktoru Megayir, misyoner faaliyetlere üstü kapah deginiyordu. "Bizler Müslümamz. Yüzde doksanumz Müslüman. Bu bir zorlamayla olmadi. Aramizda Hiristiyanlar da var... Ozgürcebir arada yaçariz. Ama insanlarimiz cahil. Aym zamanda çok zor partlar içinde yaqiyorlar. Bu partlarda onlara bazi dayatmalar yapilabiliyor." "Dinlerini degiytirmeleriyle ilgili dayatmalar mi?" Bagiyla onayhyor. Daha fazla konugmak istemiyor ama herkes Darfur'u çevreleyen Birleymig Milletter yardim karnplarinda, Katolik ve Evanjelist Kiliselerin çahymalarmi yogunlagtirdigini anlatiyor. Kamplarda önce ingilizceokullari açihyor, buralarda din egitimi de veriliyor, ögrencilere ve ailelerine incil dagitihyordu. Nyala'da, K1zilaykampmm hemen yanmda bir anaokulu sahibi olan Hatice'ye konuk oldugumuzda sormuqtum: "Hay1r faaliyetleri için gelen BM guruplari arasmda Hiristiyan misyonerlere
rastladmiz
mi?"
"Kamplarda bu gibi baskilar ve din degigtirtmeye yönelik çaligÇünkükamplar denetimden uzak, bir anlamda yardim kuruluglarmm kontrolü altmda. Ve oralarda istedikleri gibi faaliyet gösteriyorlar" demigti. Bati, Arap Cancevid gerillalarmm zulmünü bahane ederek bölgeye yerlegiyordu... Kadmlara tecavüz ediliyordu! Darfurlu katliama ugruyordu! malar var.
Çocuklaraçhktan
älüyordu!
254
BOL VE YUT
Hatice'nin evi
O nedenle Bati, Sudan hükümetiyle iligkiliArap kabileler ce"arabulucu zalandirilmcaya kadar Darfur'da ve koruyucu" olarak varhgmi sürdürecekti. Doktor Usame Reis'e göreyse ölümlerin asil suçlusu Batfydi. degilken, Darfurlu neFilistinli, Irakh, Afgan, Batfmn umurunda olsundu? den umurlarinda "Esas savay kivilcimun onlar çakti" diyordu Usame Reis. "Isyancilara silah verdiler. Yatakhk ettiler. Onlari gemsiyelerinin altma aldilar. çocugunuzyanhy bir yey yaptigmda, siz ona dogruyu ögretmeye çahqirken komqunuz onu korumaya kalkarsa, çocuguouz gider komquda kahr, iyte olan buydu." Bati basmi, Sudan'da kabileler savapi senaryosunu servise koymuçtu. Ama acaba gerçek durum bu muydu? Hatice'nin bahçesinde kardegi Adem'le koBir akyamüstü Akyam dügerken, anaokulunun bahçesinde, sedirlenuquyoruz. re oturmuçuz. Etrafta Hatice'nin ve Adem'in çoculdari kogturuyor... Kizillacivert bir Darfur akyammda Adem'in sadece gözlerinin aki görünüyor. Agir agir anlatiyor...
SUDAN'A DARFUR OYUNUi
255
"Sudan halki arasmda hiç böylebir sorun yoktu. Zaman içinde bu ayrim körüklendi... ÕzellikleBati'da egitim görmüq aydm kesimden bazilari ülkemizde ayrilik tohumlarmi körüklediler. Bizi zenciler ve Araplar diye ikiye ayirdilar. Mesela bana Arap diyorlar,
ben buranin yerlisiyim. Bu irkçi bir bakig açisi... Birbirimizden farkimiz yok ama biziikiye böldüler!" ve göçebeler arasmda kurakhkla baglayan ve yanÇiftçiler hy pol tikalarla büyüyen çatigma, irkçi bir bölünmeyle sonuçlansahnelendigine migti. Usame Reis, tümAfrika'da aym senaryonun neredeyse yüzde yüzü Müslüman. dikkat çekiyordu: "Darfur'un Etnik yapi farkhhgi yok. Hepsi siyah! Sorun göçebeler ile yerleyik çiftçiler arasmda. Aralarinda anlaymazhklar çiktyor. Ama zamanla bu etnik bir savaga dönügtürülüyor. Darfur'a uluslararasi güçler gelince savay daha da büyüyor. Savay Darfur'la da smirh kalmadi; da tagmdi." Çadve Nijer'de de sorun var. Aym sorun oralara "cetvelle Gazi Atabari Afrika'da oynanan oyanun, çizilen emperyal simrlar" sonucu oluptuguna dikkat çekiyordu... "Toplumumuz pek çok etnik ögeden, kabileden oluguyor, dogru. Ulus olma sürecini yaçamadik. Bu tüm Afrika ülkeleri için geçerli bir durum. Misir, Fas gibi ulus olma sürecinde uzun bir geçmige sahip ülkeler hariç, özellikle Güney Afrika'da, Sahara'da toplumlari birbirinden ayiran simrlar tesadüfi. Afrika'daki sinir çizgilerini sömürgeci güçler, kendi menfaatlanna göre belirlemigler."
Otach Kampi'nda Tebelli Agaci Nyala'da bir sabah. Otach Kamp1'm ziyaret edecegim. K1zilay hastanesine 10 dakika mesafede aracimiz toz kaldirarak kamp kapismdan içeri giriyor. Ilk önce küçük sepetlerin içine kivrilmigsicaktan bitkin çocuklar ve bir agaç dikkatimi çekiyor. "Bu agaç Tebelli Agaci" diyor K1zilay'daki arkadaylar; "Fakirlerin anast" derlermig onun için Darfurlular. Koca gövdesi büyük gölge veriyor. Gövdesinin içine su saklanabiliyor... Otach Kampi'nm ortasmda bir drami seyrediyor... Kampm içinde dolaymaya baghyoruz. Sersefil, anasiz babasiz kalmigçoculdar; her yeniheyete oldugu gibi bize de çaklaban-
256
BOLVEYUT
Orach kampt
hk yaplyorlar. ince bedenleriyle kameranm önünde ziplayip duruyorlar. Paçavralar içinde sicaktan eriyen küçük bir kir çocuga, kendisinden iki-üç kat büyük sazlari baqinin üzerinde ustahkla tagiyor. Rehberimiz, içinde yatmak için kendisine bu sazlardan sepet örecegini söylüyor küçük kizin. Küçük saz kulübeler arasmda ilerlerken bir müzik sesikulagimiza geliyor... Kampm bir tarafmda bir küçük çaryi. Seyyar saticilar yaygilara yatmig; önlerindeki mangallarda et pipiyor. Mangallarin önünde biriken küçük ve aç çocuklar, pigen etlerden gözlerini ay1rmlyor.
Kampm içinde yaçayanlarm iki gruba ayrildigt açikça gözleniyor. Parast olan, en iyisinden; et de süt de meyve de yiyebiliyor... Aym kampta bazilan açhktan ölüyor... Birileri kamp yönetimini ele geçirmig, BirleymigMilletler yardim örgütlerinden aldigi yiyecekleri,
kampa sigmmig olanlara satiyor.
Evinden köyünden olanlar, köklerinden koparilmig çiçekler gibi kampm içinde dolapiyorlar; tüm gün gölgelikte yatlyor ve bir daha evlerini görüp göremeyeceklerini dügünüyorlar.
SUDAN'A
DARFUR OYUNU!
257
Hava 45 derece. Tebelli Agaci bile gölge vermiyor. Kampm içinde ailesini kaybetmig çocuklar, dogadan medet umuyor... yemek çahyor ya da dileniyorlar... Kampin zengin sakinlerinden Hemen hepsi hasta ve bitkin görünüyor... Kizilay'm kapismda uzun kuyruklar oluquyor. Kizilay, her gün, çogu çocuk, 400 hastayabakiyor,
IngilizlereKargi Birlikte Savaymiytik! Afrika'da bir halk daha siyasetin kurbam oluyor... Ahmed el Hadi, Ortadogu Teknik Üniversitesi mezunu bir Darfurlu. Olan bitene çaqiyor... yilma kadar kimse Darfur'un adun agzma almiyordu" oldu da Darfur herkesindiline dügtü. Al Gore, 'Dardiyorum, fur!' diyor, Bush, 'Darfur!' diyor. Rice, Darfur'dan bahsediyor. Darfur dünyanm bir numarali sorunu haline geldi. Sizce neden?". inceuzun bedenini saran beyaz giysisi siyah tenini daha da koyu gösteriyor. Trisimsiyah gäzlerini kisarak, "Darfur'da hesaplagöçebeler ve çiftçiler arasmda sirari olanlar var!" diyor, dan bir olay gibi bay gästerdi. Çatigmanm tirmanmasmm nedeni dogal kaynaklarm yetersizligi, iyi kullamlamamastydi. Ancak bu durum siyasete alet edildi. ÇoguBati ülkesi, bu durumu sömürmek, için üstün bir çaba gösterdi. Diçaridan eller igin içine girdi. Anlaymazhk daha da büyüdü. Bati basmi, yalan haberler verdi. Darfur belli amaçlar için kullanihyor... Neden Filistin'den bahsedilmiyor? Irak'ta her gün toplu katliam yaçamyor neden kimsenin umurumda degil?". Görüglerinde yalmz degildi. Insani Yardim Örgütü direktörü Mike McDonough da ayn1 fikirdeydi... "Bu denli gözden uzak olan Sudan'm bir vilayetinin, Bati dünyasmda böylesine ünlü olmasmi tuhaf buluyorum. Yirmi ülkede çahytim. Sudan'i bilmeyen insanlar bile Darfur'u biliyor. Amerika'daki Darfur lobisi çok iyi çahqiyor! Kuzey Sudan, güney Sudan çatigmasmda da aym lobi etkili çahqmalar yapmiyti..." Anlayilan o ki Sudan da küresel güçlerin hedef tahtasma çoktandir yerleymiyti... "2005
"ne
"kriz,
BVY 17
BÖL VE YUT
258
Birinci Dünya Savaçfnda Ingilizlerekargibirlikte savagtigumz Sudan halki, 100 yll sonra yine küresel saldirinm hedefindeydi... Biri laneti bu!" demigti. Sudan, Afrika boynuülkesiydi... Kara elmas digmda uranyum, elkiymetli en zunun madenlerle süslenmigti... O zaman güneyikuzeyine, diger mas ve dogusu batisina dügman edilirdi... Ne de olsa "Bir damla petrol bir damla kandan degerliydi". Senaryoya göre, Darfurlu, Filistinli, Afgan ölmeliydi! "cografyanin
di
MALEZYA'KIN 97 ILIMLI ÍSLAM I
Nisan2008 Yolculugu Uzak Asya'da bir adalar grubu... Malezya, Singapur, Endonezya. Bir zarnanlar ada halldari bu bereketli ve zengin topraklarda küçük kralhklann kontrolünde yaçamaktaydilar. 15. yüzyilda gemileriyle önce Portekizliler geldi. 16. yüzyilda Hollandalilar, bu topraklari soyup sogana çevirdi. En son gelip, en uzun kalanlar Ingilizlerdi.400 yil içinde Uzak Asya adalari, sahte sinirlarla birbi-
KAMBO YA O
VIETNAM TAYLAND
BR)
A Ku
lumpur
L
E ENDONEZYA
260 rinden ayrildi;
BOL VE YUT
savagttrildi,
fakirleptirildi.Etnik çatigmalarla sarsil·krallarm dt. Ingilizlerebagh gadrine agradi. Malezya da içinde bulundugu cografyanm lanetine ugrayanlardandt. Dogu ile Bati arasmdaki petrol tagimacihgmi kontrol eden Malakka Bogazi üzerindeydi. Ayrica petrol ve hammadde zenginiydi...
O zaman, zenginliginin ve güzelliginin bedeliniödeyecektil Gece çok geç bir saatte otele varmamiza ragmen sabah gün agarmadan uyandim. Otel odamda yere kadar inen camlardan diçari baktim. Malezya'nm petrol girketi Petronas'm ikiz kule leri tam karyimda koyu lacivert göge uzamyordu. Bu manzara Malezya'mn tarihini özetliyordu. Asya kaplan1 Malezya'nm baçkentinde yükselen Petronas petrol kulelerinin hemen altmda, Ingiliz sömürge valilerinin residanslari görülüyor... Biraz daha ilerde yükselen ahyverig merkezlerinin ingaatlan var. Aralarina sikigmig ve bize dünyayt" hatirlatan bir mezarlik. Paranm merkeziyle ölümün gerçegi yan yana... Kuala Lumpur'da bir gün daha baghyor... "ölümlü
"Malezya Modeli" ve Enver
Ibrahim
"Malezya modeli" sözü, bir dönem Türkiye'de yankilandi durdu. Bu söylem, dini yönetim ile laisizm arasmda kalmig bir ülkeUzak Asya'nm dertli adalar grubunda, Malaylarm yi anlatiyordu. ülkede, Türkiye'nin siyasi tarihini hatirlatan birçok kiyayadigi bu ive olay vardi. Aslmda ona damga vuran, Ingilizve Amerikan demokrasi hareketlerinin ülkeyi soktugu bunalundi... Anacaddeler; ahyverig merkezleri, lokantalar, eglence merkez1eriyle dolaydu. 1970'lerde çikarilan petrol, kentin görüntüsünü ve insan kumagim degigtirivermigti... Bir anda zenginlegen birileri Kuala Lumpur'a damga vurmuytu... Malezya'yi kavrayabilmek için onun politikacilarun anlamak gerekti... Su stralar yildizi yeniden parlayan eski Bagbakan Yardimcisi Enver lbrahim'le Country Heights'daki villastnda bu-
lupuyoruz...
261
MALEZYA'NIN "ILIMLI ISLAM"I
Enver lbrahim
"Nasil bir ülke burasi?" diye soruyorum. "Malezya, dini geleneklerine sahip çikan, ayni zamanda modernleymek isteyen bir ülke. Ancak modernlegelim derken agiriya kaçip..." Sözünü kesiyorum: "Kimliginizi yitirmek istemiyorsunuz." Amerika "Istemiyoruz. Batililaymak istemiyoruz," diyor, degiliz. Biz Avrupa degiliz, Malezya'yiz. Modern miyiz? Evet. Dinimizin elverdigiölçüde moderniz. Bizim için din, kültür, tarih çok önemli. Ama aym zamanda hoygörülüyüz de." Biz onunlasöylegirken, hapmetlivillanm salonunabaylar uzamp kayboluyor. Evin içinde tesettürlü hammlar. Hanimi, kizlari ve torunlari söyleyinin bitmesini bekliyor. Enver Ibrahim, Malezya'nm Islamcisi"olarak tanmiyor. 11ginç bir geçoiqi var. 1990'larda bagbakan yardimcisi. Dönemin baybakamMahatir Muhammed'le derinlegen görüç ayriliklari sonunda, 1998'de yol"biz
"ilunh
suzluk suçlamasiyla hapse mahkûm ediliyor. Aymy11,Amerikan Newsweekdergisitarafmdan "Yilm Asyahsi" seçiliyor. Bir yll sonra, 1999'da, finanstan sorumlu bagbakanyarduncisiyken, alti yll sürecek hücre hapsine mahkûm oluyor.
BÕL VE YUT
262
Malezya'da büyük tepkiye sebep olacak mahkûmiyeti, admi yüceltiyor. On binlerce kiqinin katildigi toplu protesto namazlar1yla Müslümanlara yapilan zulmün simgesi durumuna geliyor Enver Îbrahim... Iki yildir özgür. Malezya'daki en kuvvetli siyasi figür. Buluytugumuzda siyasi yasakh dönemi yeni bitmigti. Artik dolu dizgin siyasetin içiodeydi... Birkaç ay sonra, livata suçlamasiyla yeniden pegine dügülecek, Kuala Lumpur'daki Ïürk Büyükelçiligi'ne si-
gmdigihaberi mangetlerden
verilecekti...
Muhalefet Bati'nm Gözdesi Kuala Lumpur'da Pan Islamist parti merkezine gittigim gün, Enver Ibrahim'in siyasi yasagmm bittigi gündü. aym zamanda Yerli ve yabanci gazeteciler villanm bahçesinde beklegiyorlardi. O gün, Enver Ibrahimve muhalefetteki diger iki parti, platform"da birleytikleriniaçiklayacakt1. Bu çok önemli bir gündü... Yabanci basin mensuplarinm fikirlerini almak için uzunca bir ugraq vermig ama sonuç alamamigtun. Associated Press muhabiri genç hanun, görüç bildiremeyeceginikaba bir gekilde anlatmig; kafasim çevirmigti. uzanan mikrofonumuza muhabiri dergisi Time bir Malezyahydi. Muhalefet cephesiyle ilgili göyle konuyacaktz "Üç ana muhalefet partisinin lideri yukarida nasil koalisyon olugturabileceklerinitartigiyorlar. Biri Enver Ibrahim'in partisi, liberal bir parti; digeri islamciparti. Üçüncüsü ise Demokrat Parti. O da Çinliazmhklarin destekledigibir parti. Bir araya gelip daha iglevsel bir muhalefet olugturma çabasi içindeler." Batih rüzgârlar muhalefeti desteklemekteydi... Ayrica Batih kraliyet aileleriyle, dolayisiyla küresel politika merkezleriyle yakm iligkili olan Malezya krah da yüzünü muhalefete çevirmekteydi... 200Tde, kral ve Kraliçe Nur Zaire, dünyamn diger kral ve kraliçeleriyle,bagunsizhgm 50. yllim kutlamiglardi... Havaalanmda "ortak
metrelerce
uzayan
fotografta,kral ve kraliçe, dünya kraliyet aile-
MALEZYA'NIN "ILIMLI 1SLAM"I
263
leriyle çevrelenmig halde en önde oturmaktaydilar. Kraliçe Nur Zaire, dünya üzerindeki bagörtülü tek kraliçeydi.Geçmig yüzylla aitmig gibi duran bir fotografti bu. igin gerçegi, George Bush'tan Ingiltere kraliyet ailesine kadar tüm Batih liderler ve asiller, Malezya Kralhgi'na özel bir ilgi duymaktaydi... Bagimsizhgm 40. yih olan, 1997de, Malezya bir krizle sallanmigti... 20 yil iktidar koltugunda oturan Bagbakan Mahatir Muhammed'in "IMF'ye hayir!" politikasmm, krizde etkili oldugu säzleri ortahga yayilm14ti.
"IMF Bir Tuzaktir!" O dänemde finanstan sorumlu baybakan yardimcist olan Enver Ibrahim'esordum: "O dänemde siz maliyeden sorumluydunuz. Parafonu, IMF'yle iligkiler nasildd Bu kurumla ilgili dügüncelerinizne?" "IMF tam bir tuzakti. Bir ülkenin büyük mali sorunlart varsa ve bagvuracakbagka hiç kimsesi yoksa IMFye gider. Ama IMF operasyonu Malezya'da çok zarara yol açti... Malezya'yi hiç anlamadilar. Mesela Endonezya'da da büyük yanhylar yaptilar. Hem ülke çokkötü yönetiliyor; hem de küresel sermaye vara yoga elkoyuyordu. Büyük çaph bir yolsuzluk hâkimdi. IMF yardun için gelmigti ama daha fazla sorun yaratip gitti..." "Onlar dogal olarak kendi çikarlari dogrultusunda çahqiyorlar" diyorum. "Dogrudur!" diye yamthyor. Kuala Lumpur Üniversitesiprofesörü Sadiye, krizin altim çiziyordu.
"Zorluklar 1997-1998'deki krizle derinleyti..." Renkli baqörtüsünü çenesinin altmdan bir daha baglarken hizh hizh konuquyor: "Pek çok uzman bunu, spekülatörlerin hatasma bagladi. Ancak krizin nedenini aragttran birçok ekonomist için bankac111ksistemi, kurumsal yönetim, dig borçlar, krizin nedeniydi. Malezya'yi bagka ülkelerle mukayese edersek, mesela Endonezya ve Tayland'da dig borçlar çok daha fazlaydi.Biz krizi daha çabuk atlattik, daha az zarar gördük."
264
BOL VE YUT
Spekülatörler, zaten bankacihk sisteminin
kilcal damarlarm-
dayd11ar... .
Malezya, Asya krizi sirasmda, sermaye hareketikontrolü getirmigti. IMF yardiminireddetmig, krizi bu yüzden daha az zarar görerek atlatm14ti. Ama ardmdan bununla taban tabana zit bir karar ahp, yabanct sermayeyi ülkeye davet edecekti Malezya. Yabanci sermaye Malezya'ya uçarak geldi. Bu ülke çok büyük zenginliklerin beyigiydi. Dünyada kalaÿ üretiminde birinciydi. Karbonhidrat yataklari genigti. Zengin petrol yataklarma dogalgaz kaynaklarma sahipti. Bakirive uranyuma vardi. Tropik kerestenin en kalitelisiburadaydi. Kauçuk ve palmiye yagmda yine önde gitmekteydi... Malezya zengindive tipki 15. yüzyilda oldugu gibiküresel sermayenin agznu sulandmyordu...
Malezya'nm Zenginleri Yabanci sermayeyle igbirligiyapanlar, gehrin digmdakivillalarda konforlu bir yayam sürmekteydiler... Peki ya halk? Diger bölge ülkeleriyle kiyaslandigmda fakirlik daha azdi... Kuala Lumpur'da ayhk ortalama ücret 2,500 ringgiti, yani 850 dolar civarmdaydi... Malaylar, Çinve Hint kõkenli Malezyahlar arasmda en çok kaHintliler 300-400 dolar arasi en dügük ücretle zanan Çinlilerdi. çahyanlardi... Müslüman Malaylar ise ayricahkh konumdaydilar, vergiden de muaftilar. Kuala Lumpur Hali'nde dolagirken yöförümüz Azmi bizi yalmz birakanyor. Toplumun orta sinifimn ortalama ayda 300-400 dolarla geçindigini söylüyor... Rengârenk, kurutuImuy bahk tezgâhlarinin önünden geçerken, "Bu parayla aile geçindirilebilir mi?" diye soruyorum. Azmi "Bu para dört kipilikbir aile için yeterli" diyor. Genellikle kendi evleri oldugunu söylüyor. Malaylar devlet korumasmda ve evleri devlet onlara veriyor. Yine de sebze halinde en ucuz ahyverigi yapabilmek için çirpinan bir grup insan göze çarplyor.
MALEZYA'NIN "ILIMLI ISLAM"I
265
Anli çanh zenginlerine gelince, Malezya'mn zenginleri tüm Asya'ya damga vuruyor. Malezya'da elit bir grup, devlet eliyle yaratilmigti. Her yönetim, yillar içinde kendine bagh holding, finansör, igadami yaratmigti. Çinasuh Robert Kuok, 4 milyar dolar civarmdaki servetini emlak satiqi ve otelcilikle saglamigti. Sik sik Türkiye'nin güney sahillerinde mega yatlarla dolaçan Ananda Krishnan, Hint asilhyd1. Televizyon kanallari ve telecom girketleriyle parayl kapm14tt. Eskiden pirinç tüccari olan, gimdi dev konteyner limam igletmecisi Seyid Muhtar el-Bukhari, ingaat sektöründe yer alan Francis Yeoh gibi çahislarm milyar dolara yakin kiqisel servetleri vardi.
Onlar pek göz önünde olmazlardi. Dünyanm her yanmda igleve daha neler neleri vardi... Onlara bagh üst dügirket yöneticilerini Darül ThsanGolf Kulübü'nde görebilirzey diniz. Miami'de gibi yaqiyorlardi... Milyon dolarhk yatlart, petrol iginde paylari, limanlari ve havaalanlari vardi. Hanimlari genellikle yabanclydi. Malezya Ulusal Kadm Konseyi Baykam Zahara Alatay'la Malezya'mn zenginlerini konuquyoruz. "Bu zenginlerden birinin hikâyesi iyi bir örnektir," diyor, hükümet içinde yer alan biridir bu. Kayitlara göre, o yillarda, öyle varhkh biri degildir. Adi Mustafa Kemal Abubakar. Bugün 350 milyon dolarivar". "Bunu nasil becerdi dersiniz?" diye soruyorum. Duvarda asili duran bir yil önce ölmüq muhalif bir yazar olan epinin fotograf1nabaklyor: "Kocam gibi adamlar, iligkilerinde- ç1karlari degil fikirleri öne çikarirlardi. Onlar, idealist, toplumcu insanlardi. Bir de onlarm tam ziddi olanlar vardir. Dogru zamanda dogru iligkiler kurmakla övünürler. Her devrin adamidirlar. Herkesin yarkisim söylerler. Bu sayede de devlet ihalelerini kaparlar. Rügvet ahr verirler. Yolsuzluk en dogal olandir. Bu sayede yükselirler ve bu sayede ri, malikâneleri
"1970'lerde
zengin olurlar."
ikinci tip adamlar, bütün bölgeyi kasip kavuran, her geçen gün servetlerine servet katanlardi. Zahara Hanim'1n
anlattigi
BOL VE YUT
266
Proton'un i çileri
Ortaklari Batih igadamlariydi. Madalyonun öbür tarafmda zenginlikleri almteriyle üretenler ve her geçen gün yoksulluk batagina gömülenler vardi. Proton'da
Abdülhalim Çahÿan
Usta
Proton otomobil fabrikasmda çahqirlardi... Bu fabrikasma ben de gittim. Gäz kamaytirici büyüklükteki tesiste, mihmandar üretimle ilgili bilgiler verirken, ben Abdülhalim'in kablolari baglayan hünerli ellerini izliyorum. Mihmandan geride biraktp "Abdülhalim ne kadar zamandir buBazilari
ünlü
ünlü araba
"18
rada çahqiyorsun?" diye soruyorum, yildir!" diyor. O, arabalara motoru yerleptiriyor ve ayda 2 bin ringgit kazamyor. 2 bin ringgit, 800 dolar civarirda bir para ediyor... Bu, Abdülhalim gibikidemlibir iççininaldigi ayhk miktar. Mihmandar iççilerle konugmamdan rahatsiz, beni bir sonraki bölüme gätüroturan meye çaligirken, sabah paydosu için bir masanm etrafmda I I I
iççilerin yanma iligiyorum.
MALEZYA'NIN "ILIMLI ISLAM"I
267
Kimisi kidemli, kimisi sadece birkaç aydir burada. 500-600 ringgit civarinda maag ahyorlar. Yani 200-250 dolar... Ev kirasim
bile denklegtiremiyorlar. En genç iççilerden bir¯, fabrikaya 20 km uzaktaki köyünden geldigini söylüyor. Ev kirasi olarak 450 ringgit veriyor... ne 100-150 ringgit kahyor. Bununla yayamak mümkün dece yaçar gibi yapiyor!
Yani elidegil, sa-
Internet Muhalifi: Rocky Malezya'da simfsal uçurum ve siyasi baskilar muhalif aydmlari degigikalanlarda bir araya getiriyordu. Muhalefeti olugturan yelpazede, internet bloglariözel bir yer tutuyordu... Internet siteleriyle muhalefet örgütleyen gazetecilerin önemli bir baski grubu olugturdugunu, daha Malezya'ya gitmeden ögrenmigtim. Rocky lakaph bir gazeteciyle temasa geçmigtim. Beni haftahk toplantilarma davet etmigti. O gün eski Baqbakan Mahatir Muhammed'in kizi da oradaydi... Web sitesine girig yapanlarm 1 milyona ulaymasi kutlanacakti... Marina Mahatir, tek mumlu pastasmi keserken kamerarniza dänerek "Biz Malezya bagimdiyoruz. Bagunsiz oldugumuz sürece, degerlerimizi siz olmahdir, paylayan kim olursa olsun onlarla müttefik olabiliriz. Ama köleligehay1r!" diye bagirdi. Digerleri alkipladi. Büyük, bahçeli bir villada toplanmiglardi. Pipolarim tüttüren, sokakta gördüklerimizden çok daha farkh tipte ve kiyafette bir grup insan hararetle sohbet ediyordu. Mutfak tarafmda ve iç odalarda da açik bilgisayarlar önünde tartigan, konuyan, çogu ipsiz gazeteciler vardi... Marina, kutlama bittiginde Malezya'daki siyasi hayati anlatti: "Geçen dört yil içerisinde degerlerimizde degigiklik oldu. Yeni hükümetle bèraber, bagimsizhgimiza set vuruldu. Her geçen gün, biraz daha Bati'ya baglamyoruz. Digiglerimiz darmadagimk. Ülkeyiilgilendiren herhangi bir konuda nerede durdugumuzu kimse bilmiyor." Marina'nm babas12004'teemekliye ayrilmig, yerine bir bürokrati birakmiytt. Abdullah Badavi dört ylldir iktidardaydi... Yasakh
268
BÖL VE YUT
gazeteci "Rocky" lakaph Ahirüddin, Malezya'nm en ünlü internet sitelerinden
birinin bagmdaydi.
Omuzlarina inen gür, dalgah saçlari ve iriyari bedeniyle, Kizilderili geflerini andinyordu. "Bagbakan Badavi, Barisa National'in baymda" diyordu, parti, son 40 ylldir Malezya'yi yöneten parti. Son 40 yddir, istedikleri her kanunu parlamentodan geçirebiliyorlardi. Ama artik yapamiyorlar. Geçen aydan bu yana yani". muhalefet. hizh 2008 ilkbaharmda yapilan seçim sonucunda oldugunu çikigta ispatlam19ti. Malezya'yl 40 ylldir Seçimlerde, bir muhalefetin oylan da hattyöneten parti galip çikunytt yine ama n sayilir derecede artmiyti. Rocky, Malezya'y1büyük bir degigimin "bu
bekledigini söylüyordu: "Badavi yönetimindeki Birlegik Malay Ulusal Partisi, onlarca yll bu federasyonu yönetti. Îçinde farkh etnik gruplari, irklan banndiran bu ülke, sorunlara her zaman açikttr. Düpünün biz burada Malaylar, Çinliler, Hintliler olarak bir arada yaqiyoruz. Her elindekinden daha fazlasmi istiyor. Sonunda ülkede en az grup, nüfusu olan ve en az gelire sahip grup, isyan edip sokaklara dõküldü. Bir siyasi kriz patladt." Malezya'nin sorunlari çoktu. Çeyitli internet sitelerini yönlendiren gazetecileri sorunlan tartigirken orada biraktik... Gündem olugturuyor, muhalefeti ve iktidan sorguluyorlardi... "Yumuçak"
Islam!
Amerika'mn eski Digigleri Bakan Yardimcisi Richard Holbrooke'un sözlerini hatirlatanlar da onlar oldu. D14 Politika Konseyi'nin (CFR) önemli isimlerinden biri olan Holbrook, Müslüman ülkelerde "Bati tarzi bir Islami çizginin yayilmasi gerektigini" ifade etmigti. Iki ülkeyi örnek göstermigti: Türkiye ile Malezya. Malezya'dan söz ederken, ilunh Islam'itagiyacak adam olarak Enver Ibrahim'iigaret etmigti. Enver Ibrahim'e sordum: "Malezya modeli Türkiye'de çok tartiqildi... Nedir bu Malezya modeli?"
MALEZYA'NIN "ILIMLI ISLAM"I
269 "bu
Gülümseyerek, "Bu tartigmalardan haberim var" demigti, bekonu, Holbrooke'un sözleriyle baglad1. Onun açildamasinda nim adim da vardi. Bence çok yanh; bir örneklemeydi. Türkiye ve Malezya, birbirinden çok farkh iki ülke. Tarihi, toplumu ve kültürü çok farkh. Türkiye'ye geldigim zaman bu farklan görüyorum. Biz demokratik bir ülke bile degiliz. Seçimlerimiz özgürce yapilmiyor, basm özgürlügümüz hiç yok. Bunlan Türkiye'yle nasil kiyaslariz?". Malezya, Ingiliz sömürgesi oluqunun derin yaralanm tagiyan bir ülkeydi. Türkiye hiç sömürge olmamigti... Malezya geçmigte de, bugün de krallarla yönetiliyordu... Demokrasi deneyimi son derece kisithydi. Agzini fazla açan en hafifinden yasaklanirdi... Mart 2008'de gerçeklegen Malezya seçimlerinde, sömürgecilik mirasmin yaralari bir kez daha ortaya çikmigti... Badavi'nin bagkanhšmdaki ulusal cephe, 40 ya sonra ilk kez ulusal meclisteki üçte iki çogunlugunu kaybetti. Bagbakan Abdullah Ahmad Badavi'nin siyasi gelecegi birden belirsizlige dügmüytü. Muhalefet partileri, Demokratik Eylem Partisi, Halkm Adaleti Partisi ve Pan Islami Parti koalisyonu milletvekili sayisun dörde katlayarak mecliste toplam 82 koltuk kazanmigti...
Rocky lakaph gazeteci Ahiruddin, siyasi tsunamiyi pöyle an-
latmiyti. 'siyasi
tsunami' dedikleri geyi yaçadik. "Son genel seçimlerde siyasi geldi büyük bir dalga ve manzara aniden degigti.O büÇok yük siyasi partihâlâ yerinde duruyor ve ülkeye hükmediyor, Ama parlamentoda bir yey yapabilecek gücünü artik yitirdi." Alti y1lhücre hapsinde kalan eski Bagbakan Yardimcisi Enver Ibrahim, hem Batt'nm hem de kralm destegiyle yeni bir dönemin kapismi açacak gibi görünüyordu. Politik söyleminde, halkm biktigi yoksulluk ve yolsuzluklari öne çikariyordu. Halk, siyasetçilere hiç güvenmedigi halde, Enver Ibrahim'in magduriyeti Malezyahlarm sempatisini kazamyordu.
270
BOL VE YUT
"Buma Putra: Topragm
Çocugu"
Ingilizsömürge döneminde, bu topraklara köle olarak getirilen ya da göçmen olarak gelen Çinlive Hintliler, artik Malezya hallonin unsurlart arasmdalar. Bir de Malaylar, yani tüm bölgenin asil unsuru var... Malay olmak demek, Müslüman olmak demek. Bumi Putra, yani bu topragm çocugu olmak demek. "Pozitif ayrima tabi tutulmak" demek. Vergi ödernemek, çocuk yardimi almak, devletle iligkilerde ayncalikh olmak demek... Malezya, kelime anlami olarak Malaylarm ülkesi demek... çocuk1957 yihnda bagtrnsizhgina kavuyanbu ülkede, lan", nüfusun sadece yüzde 60'm oluyturuyor. Eu durum, adalar bölgesine Îngilizlerinverdigi hediye. Bu hediye, Ingilizsömürge tarihinin bir özetiydi. Iki kelimeyleformülleymigti:"Böl ve yö"topragm
net!"
Egemenlik tüm dünyada Ingiltere'den Amerika'ya geçerken, 1950'lerde, bagkaldiran sömürgelerinde Ingilizleraym metodu uyguladilar. Halklari etnik kökene göre smtflaylp ayirdilar. Malezya ve tüm Uzak Asya'da çatigmanm temelini attilar. 1948 yilinda, Malaya Federasyonu, ingilizkontrolündeki sultanlar eliyle kuruldu. Çinve Hint asilh azinlddar artik Malaya vatandagiydilar. Sinirlar günümüze gelene dek defalarca degigecekti...
Malaylar
Hintliler Çinlilerden,
Malaylardan,
ÇinlilerHintli-
lerden hazzetmeyecekti... Enver ibrahimtarihi yöyle anlatmlyti: "Bu bälgede bir zamanlar birkaç güçlü sultanhk vardi. Sonra bunlar birçok küçük sultanhga bölündü. Ingiliz eliyle hepsi sömürgeleptirildi... Sonra her biri küçük beyliklereve daha küçük sultanhklara bölündü. Sonunda buradaki bagimsizlik hareketi gelipti ve Ingilizlerleuzlayildi. Sultanhklar da bag1msizhk sürecinde yer aldi. Yeni demokratik Malezya böyle kuruldu. Sultanlarm dini, kültürü ve gelenekleri koruyan kanunlarim kabul ettik. Her beg yllda bir, tüm ülkeyi yönetecek sultam seçmek üzere bir anlayma yapildi."
MALEZYA'NIN "ILIMLI ISLAM"I
271
Uzak Asya adalart kralhgi Ingilizeliyle böyle kurulmuqtu. Bu yapay birlik, çok geçmeden çatlamaya baglayacakti.Müslüman Malaylar, giderek yoksullaç1yor; ticarete yatkin, çahqkan Çinve Hint asilhlar ise servetin çogunluguna hâkim oluyorlardi. Nüfusun yuzde 60'i olan Malaylar, milli servetin sadece yüzde 3 kadarma sahipti. Egitimsizdiler ve kent digma itilmiglerdi. 1971 y1lmda sokaga döküleceklerdi... Bu ayaklanma sonrasi, kanunlar degigtirilecek, Malaylara ayricahklar verilecekti. Böylece Malezya, dünyada, anayasa ve kanunlarmda irk ay1rimma yer veren tek ülke oldu. Kocasi da bir "Bumi Putra" olan, Hint kõkenli Zahara Alatas açikhyordu:
"Bumi Putra olmamz için Malay olmaniz gerek. Sadece Malay kam bu topragm çocugu oldugunuzu gösterir. Birçok ayricahklart vardir. Mesela, Bumi Putra'lar vergiden muaftir!" Sadece vergiden muaf degillerdi. girketlerde ve okullarda kotalari vardi. Devlet ihalelerinde öncelikliydiler... Ama ülkedeki büyük otellerin, restoranlarm, dükkânlarm çogunlugu hâlâ Çinlilere aitti. Zahara anlatmaya devam ediyordu: "Malaylar imtiyazlarmi degiqik gekillerde kullamyorlar. Devlet ihalelerinde önceliklerivar. Önceihaleyi aliyor, sonra yüksek komisyonlarla ihaleyi Çinlilere devrediyorlar. Yani devletle anlagmaMalaylar devrediyorlar çünkü onlarm ticaretyi yaplyor. Çinlilere le aralari lyi degil!" Zahara, Malaylara verilen ayricahklarm, bugünkü siyasal krizi tetikledigini
söylüyordu. "Belli bir etnik grup imtiyazh durumda. Oysa herkes egit hak sahibi olmah! Bir zamanlar Malaylara.bu destek belki gerekliydi. Ama pimdi, 50 yil geçtikten sonra, halâ imtiyazh olmalari kabul edilebilir bir yey degil. Artik Malaylarm büyük çogunlugu yüksek egitimli, varhkh ama hâlâ imtiyazlari var..." "Büyük çogunluk" säzü üzerinde dügünülmeliydi. Malezya'da
da kural bozulmuyordu. Tüm ayricahklara ragmen Malay, Hintli ve çinliher kesimden yoksul vardi ve onlarm yaçamlari birbirinin ayniydi. Aslmda yoksullar ayni çocuklari"ydt... Fakir mahallelerde ister Çin,ister Hint kökenli ya da Malay olsun, her"topragin
BOL VE YUT
272
kes ayri gayri olmadan yaçayip gidiyordu. Etnik gruplarm mücadelesi gibi gösterilen çekigme, varhkh smif içindeydi. Esas mesele pay kapma davasiydil Din Siyaseti 1980'lerde Mahattir Muhammed'in liderliginde Malezya, yeni bir etkinin altina girecekti. Moderni asyon adi altmda din si-
yasileptirilecekti. Programm iki hedefi vardi. Bir: Islam'a kamu yagammda yeni bir egemenlik saglamak. Islami degerleri ve kimligi vurgulayip, Îslam'a dayah kurumlar oluyturmak ve Müslüman dünyayla yeni baglantilarkurmak. ayrimcihk" ilkesini uygulaIki: 1970'lerde baylayan maya devam ederek, Müslüman Malaylara, hükümette, egitimde ve bürokraside ayricahkl1 pozisyonlar saglamak. Bu dönemin parlak ismi, Baybakan Yarduncisi Enver Ibrahim'di. 1998'de Asyahsi" seçilmig, ayni y11hücre Amerikahlar tarafmdan mahkûm edilmigti! Yaçammi karartan mahkûmiyeti göyhapsine "pozitif
"yilm
le anlatiyordu: "Diktatörlükle yönetiliyorsaniz ve demokrasi yoksa, mahkebagimsiz degilse, sizi sürükleyip götürebilirler. Hapse atildigim zaman dogru düzgün hiçbir suçlama yoktu, suçlama sümeleriniz
rekli
degigiyordu.lddianamehazirlanmamiyti."
"Neyle suçladdar?" diye soruyorum. "Ülkeye ihanetle suçladilar. Yurtdigmda 1 milyar dolarm var dediler. Ortada aleyhime açilmig bir dava bile yoktu. Bir diktatörümüz vardi. Ne yapabilirdim, nasilkaryi çikacaktun?" "Alti yll ceza aldmiz..."
"Evet alti yd hücre hapsi. Vatana ihanet, yolsuzluk, seks suçu, ne varsa hepsiylebeni suçladdar, her mahkemeye çiktigimizda da suçlamayi
degiytirdiler."
Hapisten çiktiktan sonra siyasi yasagi devam etmigti. Bu süreç içinde Enver ibrahim, Amerika'nm Ortadogu ve Uzak Asya politikasmm oluyturuldugu George Town Üniversitesi'nde ders-
ler vermigti.
273
MALEZYA'NIN "ILIMLI1SLAM"I
Malezya'da bir kesim tarafmdan tapihyor, bir kesim onu apiolmakla suçluyordu. Kendisi hakkmdaki farkh görügleri Batici ri göyle özetliyordu: "Müslüman ülkelerle baglantilarim yüzünden Islamet' ajam olduguma iligkilerim iyi diye Çinlilerin diyorlar. Çinlilerle söylüyorlar. Amerikahlarla iligkiler yüzünden de 'Amerikanci' diye etiketliyorlar. Ben bu gibi geylere kulaklarum tikarun. Her yerle iligkiliyim ben. Malezya gibi bir ülkenin herkese sava; açarak hem siyasi hem de ekonomik anlamda ayakta kalmasi mümkün de. Onlarla aydegil. Amerikalilarla da ilipki kurarsmiz, Çinli1erle m fikri paylaymayabilirsiniz. Bakm, Malezya, Irak'taki savag ve Filistin meselesinde Amerikan politikalarinin kargismda yer aldi. Ama Amerikahlarm yaptigt her yeye karçi olmamiz gerekmiyor..." Alti yil süren hapis yillari ona siyasi bir mükâfat getirecek gibi görünüyordu. Malaylar magdur olmuy bir lideri ödüllendirecege benziyorlar. En azmdan gazeteci Rocky öyle diyordu: "Bence Enver Ibrahim'in dönügü muhtegem olacak. Daha öniktidar partisindeydi. §imdisiyasete dönecek ve muhalefet lice olacak. Muhalefet gruplariiçinde yüzde yüz desteklenmiyor. deri Mesela PAS, yani IslamciParti, Enver Ibrahim'e güpheyle yaklaqiyor. Ama göreceksiniz, o gelecegin lideri olacak. Hiç güphem yok!" Artan enflasyon, yoksul halki iktidara karqi cephelegtiriyordu. Enver Ibrahim'in halkçi söylemleri yoksul smiflarda yankilamyordu. Her demecinde yoksul halkm sorunlarma deginiyor ekonomik refah vaat ediyordu... Malezya'da yoksul halkm aile dayanigmasiyla ayakta durabildigini söylüyor, birkaç dakika sonra Malezya'nm bölgenin en zengin ülkelerinden biri oldugunu anlatiyordu: "Petrolden yilda 30 milyon dolar kazamyoruz.Zengin bir ülkeyiz. Ama hirsizlarm ortadan kaldirilmasi gerek!" Söylemleri halktan destek aliyordu... Kadm örgütlerinden laiklik savunucusu avukatlara, yoksullardan liberal zenginlere kadar birçok kesim tarafmdan destekleniyordu. 'agirl
BVY 18
274
BOL VE YUT
Ve Kadmlar! Enver Îbrahim'in liderligini yapttgi platforman gemsiyesi altmda yer alan Demokrasi Partisi'ni destekleyen Zahara Alatay, "Ekonomik sorunlar kadar kimlik sorunumuz da var!" diyordu... "Baçörtüsü konusu burada büyük gerilime neden oluyor. Malezya'da kadmlar bir süreden beri Suudi tarzmda bay ärtüyor Bu 25-30 yll önce bagladi..Maalesef ariik geleneksel giysilerimizi giymtyoruz.
"Geleneksel giysileriniz nasildi?" diye soruyorum. Ozerindeki uzun kollu parlak yeyil elbiseyi gösteriyor: bizim geleneksel giysimiz. Malezya'da böyle giyinilirdi. Hindistan'daki gibi, sadece yal kullanirdik. Transparan, süslü yakalar kullamrdik. Birden Suudi tarzi buraya yerleytirildi." "Bu degigim nasil oldu?" diye soruyorum. "Yönetim belli ellere geçti. Kadinlar çahqma hayatmdan geri çekildi. Once kadmlar degigtirildi. Kadm kanunen de ikinci smif hale getirildi. Birakin çahqma hayatin1, evden ç1karken bile kocasmdan izin almast zorunlulugu konuldu. Degigik bir tarz örtünme getirildi Ev kadim olmak teyvik edildi. Eskiden bizim gelenegimizde bunlar yoktu! Bu âdetler Ortadogu'dan getirildi. Suudilerden geldi. Sorun da bu iëte..." "lyte
Ve Terör! Malezya bu tartigmalarla sarsihrken Malakka Bogazi'ada bir geyler oluyordu. Dogu ticaretini Bati'ya tapiyan Malakka Bogazi, birden terörle sarsilmaya baglayacakt1...Bogazdan geçen bütün gemiler Cemaatül Islam, Moro Islam Özgürlük Cephesi ve Abu Sayyaf grubu gibi terörist örgütlerin tehdidiyle kargilagir oldu... Orgütlerin arkasmda Suudi sermayesinin oldugu, söz konusu örgütlerin yöneticikadrolarmm egitim gördüMisir'dakiEl Ezher Üniversitesi'nde resmi kayitlara geçti gü Bati, Malezya'y1 dünya ticaretine engel olmakla suçluyordu... Malezya, enerji güzergâhlarmi tehlike altma sokabilecek terör
MALEZYA'NIN "ILIMLI ISLAM"I
275
Zahara Alatas7a
gruplariyla yeterince mücadele edemiyordu! Enver 1brahim,terör kargisadaki tutumunu göyve Malezya'daki cepheleyme
olaylari
le anlatiyordu: "Insanlar arasmda aynm gözetiliyor. Bence asil änemli olan, ayrimci söylemlerden uzak durmak. Simdide dinci-laik kargithgibaglatildi.Ben ne tam laik biriyim, ne de agiri dinciyim. Ikisinin ortasmda bir politikactyim. Insanlarm kendi degerlerine sahip ç1kmasmi isterim. Demokrasi isterim. Ben likendilerinin '1hmh'
beralim ve herkesin tavrina saygi gösteririm." Milli Kadm Konseyi Baykam Zahara Alatas'a, Enver Ibrahim'in söylemlerini aktariyorur» yamthyor: Söyle "Dini kullanmak Batt'mn igine geliyor. Çünkühalklart bu pekilde çok daha kolaydenetimleri altmda tutabiliyorlar. Öncemallarim gönderiyorlar, ardindan kültürlerini. Wolfowitz'i gönderiyorlar. Sonunda Amerika, Malezya'daki tüm siyasi hayatt ve karakterleri denetimi altma ahyor..." Uzak Asya'nm orkideler diyari... Petrolün, elmasm, kalaym uranyumun ana yatagt... Malezya, Asya'nm kaplam!
276
BOL VE YUT
Dünyanm yilhk petrol gereksiniminin yarisinin geçtigi Malakka Bogazi... Dünya ticaretinin dörtte birine geçit veriyor! Batliçin hayatiönemdeki bu bogaz, kolaykontrol edilebilir olmahl Kirk yll sonra, Malezya'da degigim rüzgârlari esiyor... Muhalefet ilk kez meclis koltuklarunn üçte birine oturuyor... Yeni siyasi liderler arenaya çikiyor... 2008 yazmda bir kez daha livatayla suçlanan ve güvenliginin tehlikede oldugu gerekçesiyle Kuala Lumpur'daki Türk Büyükelçiligi'ne sigman Enver Ibrahim,26 Agustos 2008'de halkm büyük destegiyle milletvekili adayhgma seçildi. Rocky, hakh çikacak gibiydi...
SÍNGAPUR: UZAK ASYA DA BÍR ÍSRAÍL MODELÍ!
Nisan2008 Yolculugu Nereden çikti gimdi Singapur demeyin! Küresel ekonomiyi en lyi yansitan ülke Singapur!... Bir zamanlar küçük bir deniz kasabastydi. Önce Hollandahlar sonra Ingilizler tarafindan sömürgeleytirildi. SimdiBat1'nm gözbebegi bir gehir devleti... Dört buçuk milyon nüfusunun dörtte biri yabanci. Uzak Asya'nm en önemli ticaret liman1. Bankaci cenneti!
278
BÖL VE YUT
Yüzlerce bankadan sadece begiyerli. 675 milyar dolarhk bir ti"kontrollü" caret hacmine sahip! Siyaset, demokrasi! Haber alma özgürlügü kisitli!Çanakanten bile yasak! Ydhk gelirin kiqibagt 35 bin dolar... Ama nüfusun çogunlugu ayda 1000 dolarla yayar! 1965'ten beri aym parti tarafmdan yönetiliyor Singapur... Muhalefetin sesihiç duyulmuyor. 7 bin yabanci girket Uzak Asya'yi buradan kontrol ediyor... Demokrasi havarisi Bati, i; Singapur'a gelince sus pus oluyor. Ordusu Israil tarafmdan kurulmuy, gizli banka hesabma izin verdigi için bankacihkta Isviçre'ninyerini allyor gimdi. Tüm devlet kurulaglari Ingiliz etkisi altinda. Üst simf 200 yildir Ingiliz âdetlerine gäre yaqiyor. Resmi dili Ingilizce!Ingiltere'dekigibi trafik sagdan gidiyor. Üst sinif ve yabancnar kriket oynuyor; sütlü çay ve domuz pastirmasiyla kahvalti ediyor. Halk ise yüzyillardir pirinçle besleniyor. Ama artik pirincia de yanma yaklayilmiyor! Kriket Kulübü Singapur'da bir hafta sonu. Olkeninände gelenlerive asirlardir burada yaçayan Ingilizlerintorunlari, yavay ve nemli bir Singapur gününde kriket kulübünde, eski sömürge geleneklerini yayatiyorlar... Malum, Ingiltere tüm sömürgelerinde aym oyunu yaymigtir... Kriket oynayan uluslarm tarihinde mutlaka bir Ingilizpar-
magt vardir! Kentin eskimerkezinde
kocabir kriket sahast. Ingiliztarzibinalarla çevrili. Suresh, kriket kulübünün yöneticisi bir Singapurlu. Her önüne gelen giremiyor bu kulübe... ûyelerininçogu ünlü politikacilar, igadamlari ve tabii ki önemli görevler için burada bulunan yabancdar... Kriket kulübünün müdürü Suresh'in bir adi da Alan Jones. Bütün Olanca Malayhgma karçm, Ingilizcebir isim tagiyor... Malayca ismiolan Suresh'isadece ailesikullamyor. Ama, adi" dayanam1yor. Suresh, kriketi "Batih" olkonusunda israrlarimiza mamn kriteri olarak görüyor... Bana uzun uzun kriketi anlatiyor. "asil
SINGAPUR. UZAK ASYA'DA BÎR15RAIL MODELl!
279
Kriket sahast
'centilmen'
olunacagm1 ögreten bir "Kriket, insanlara nasil oynamak için bir tek ganspor. Kurallara uymayl ögretir. Oyunu vardir. biter bile Tek bir hata oyun ve oyundan çiyapsaniz simz ögretir." önemini size prensiplerin Bu karsmiz. oyun Alakasiz bir soruyla konuçmasmi bölüyorum: "Siz Singapurlu musunuz?" Ne alakast var, dercesine onayhyor... "Evet?" Gülümsüyorum. Duvarda, Singapur Kriket Kulübü'nün 19. yüzyildaki fotografi. 100 yildir aym yerde durayor... gimdiçevresine dikilen gökdelenleriizliyor... Yeyil sahay1 çevreleyen Îngilizsömürge yönetiminin binalari, tarihiözetliyor... Saha kenarina inmek için Suresh'den izin istiyorum. Gölgelikler altmdarenkligärüntülervar.Sarikafahikiçocukkenardatopavurug çahyiyor. Bebekli bir sarlym hamm saha kenarinda oturuyor. Sahay1izleyen bir grup ingiliz, ellerinde biralar, bol gürültü yapiyorlar... Kahkahalar, kaba sözcükler havada uçuçuyor. Yanlarma yaklaylyorum. Uzun boylu, kriket kiyafeti içinde 50 yaylarmda bir eglenelim!" küstahhgiiçinde, bana dönüyor. Mathew adam "biraz
280 Straten
BÖL VE YUT
Îngilizbir bankaci. Kriket kulübünün
anlatiyor...
önemini en güzel o
"Bu kulübün çevresinde gördükleriniz, kulübün neyi temsil Kriketkulübü Singapur'un tarihi demektir! Burasi logilizler tarafmdan kurulmuy bir kulüptür. Singapur'da ilk oyunun oynandigl yerdir..." Eliyle sahanin dört bir yamndaki binalari igaret ederek; hükümet iglerinin yürütüldügü bina, blirasi Ingilizlerin kurdugu ilk mahkeme, tüm önemli günlerde hâlâ bu sahada toplamhr..." diye anlatiyor. "Bunlarin hepsi Îngiliz binalaridir. Tüm ulusal kutlamalar bu yegillilder üzerinde yapihr. Singapur'un bagimsizhgmmilan edil-digi yer de burasidir. Yani burasi bir kriket kulüpten çok daha fazettigini anlatir.
"§urasi
lasidir!" Gevrek gevrek gülüyor. Bizi izieyen digerleride ona katihyor... Onlar bir çegit Singapurlular... Burada dogmuy, burada yayamlylar. 100 yil önce de büyük babalan burada kriket oynamig; cins köpekleriyle tilki avlamig; sabah sütlü çay içip, akyam içkilerini burada yudumlamiglar. Onlar, Malakka Bogazi'm kontrolde tutmuglar... IngilizKraliyet Ordusu'adan Sir Stamford Raffles 1819'da Singapur'da bir Ingilizkolonisikurmuy. O gün bugün burasi ingilizolmuç! Kraliçenin emriyle yerliler dahil herkes krikete gönül koymuç!
Kriket kulübünün girigindeki onur levhasmda, Ingiliz amirallerinin isimleri dizili... Onlar, 19. yüzyilda yerlilerin arasma kriketle girmiplerdi... Yerlilere askeri disipliniögretmiglerdi! Göçmen
Îççilerve JannieTay
Limana dogru inerken yükselen devasa ingaatlarin gölgesinde, geçmigi yaçayan yüzler görüyorum. Bu cografyanin gerçegi onlar. Genellikle kamyonetlerin kasasinda taymiyorlar... Tikanan trafik"PAX 20" (20kipi) íbaresi gözüme te, bir kamyonetin arkasmdaki takihyor, Karpuz gibi tayman göçmen iççilerden bu araca sadece 20'si binebiliyor... Medeniyet gözümü yaçartlyor...
SINGAPUR: UZAK ASYA'DA BIR 1SRAILMODELl!
Dr.
281
JannieTay
Onlar Bengladeg'ten, Hindistan'dan, Fas'tan gelen göçmen iqçiler. Yeni bir ahyverig merkezinin temeline umutlarini birakiyorlar. Bir günü daha geride birakip tek göz odalarmdaki hayallerine dogru, bir kamyonetin arkasmda tikhm tikig, gehir trafigine karigiyorlar. Doktor JannieTay'le buluyacagiz... O, Singapur iq dünyasmin renkli figürlerinden biri. Sanayiyle de, çevreyle de, sivil toplumla da yakin ilijkili... Bahçe içinde yayi40-50 kath gökdelenlerden uzaklaylyoruz. lan evlerin oldugu bir semtte, (Singapur'da çok nadir rastlanan mekânlar) JannieTay'in villasina giriyoruz. 60 yaqinda olmasma ragmen son derece zinde, Çinkökenli bir alkadm bizi kargihyor. JannieTay, Istanbul'da Kapah Çaryt'dan digi kolyesini gösterip, evde çahyan hanima diyor. "Yaçam iksirim" dedigiözel çayiyudumlarken, Singapur'u anlatiyor: "Samrun, ilk dikkatinizi çeken yey, Singapur'da çevre düzenlemesinin muhtegem oldugudur. Burada büyük bir geligme vardir. Gerçi geçig däneminin tam içindeyiz... Bakm son zamanlar"§ay!"
282
BOL VE YUT
da hayata geçen çok büyük iki projeden säz edeyim... Çokünlü bir girketler grubu, büyük bir kumarhane projesi için kollari sivadi. Büyük yattrim yapiyorlar. Baqka bir grup yatirunci da yakmda geliyor... Çokdürüst bir hükümetimiz var ve fark yaratiyor!"
JannieTay'in biri Türk, ikimisafiri de bize katihyor. "Singapurlu olmak" ne demek tartigiyoruz. Jannie,"Bence Singapurlu olmak, Ingiliz egitimi almig olmaktir" diyor. Singapur'un kilcaldamarlarmdaki Ingilizligivurguluyor. Singapur'da en çok isimler dikkatimi çekiyor. Nedense Çinli ya da Malay olsun, insanlar kendilerine Ingiliz isimleri seçiyor. Sõmürgecilik mirasim en çok dil yansitiyor. Jannie bir Ingiliz ismi ama Jannie Tay Çin kökenli bir Singapurlu! Misafiri Çinkökenlihanimm adi da Barbara JeanEu. Onun da ön ismi Batih, soyadi Çinli. Singapur'un kültür zenginliginden söz ediyor: "Sahip oldugumuz çok gey var... Malay camiimiz de var, Budist tapinagimiz da. Hiristiyan kilisemiz de var ve herkes barig içerisinde, ayum içerisinde bir arada yagiyor. Hepimiz en azmdan iki ya da üç dil konuquyoruz... Öyledegil mi Jenny?" Barbara sözünü her bitiriginde JannieTay'den onay ahyor. "Ingilizceninyanmda, Çince,Malayca konuquyoruz..." "Ashnda biz isviçregibiyiz... Öyle denebilir mi Jenny?" "Evet Îsviçre gibiyiz..." diyor Jannie. Kimi için Uzak Asya'nm Îsviçre'siydiSingapur, kimine göre Israil'den esinleniyordu... Düqmanlarla çevriliydi... Çin'intam dibindeydive Bati'nm müttefikiydi... Orchard Road ve Hint Mahallesi "moda
yih" ilan edilmigti. "Fashion 2008 Orchard Road'da Festival" yazih afigin arkasindaki platformda son model bir araba talihlisini bekliyordu. Y1hn son modasi, dünyaca ünlü mankenler tarafmdan podyuma tagmlyordu. Ngee Ann City ahyverig merkezi çevresinde hummah bir hareket vardi. Askihklari içeri tagiyan-
SINGAPUR: UZAK ASYA'DA BÎR ÎSRAlL MODELli
283
Singapur'da araba çekilisleri
lar, onlarca çanta ve ayakkabi kutusuyla yammizdan geçenler, son giysileriyle arz-i endam edenler, onlara videoya çeken merakli Amerikah turistler... Görkemli caddenin hemen her yeri dünyaca ünlü markalarin reklamlarlyla kaphydi... Nereye baksak plazaydi, falanca model
"center"di...
SoförümüzTrawan'a"Hint
Mahallesine gidelim!" diyorurn, yoksullarin oldugu yere!" Birden renkler, igildar, dükkânlar degigiveriyor. Tezat bütün hapmetiyleortaya çikiyor... Bir ahyverig merkezinin önünde renkli karton bir çark dönüyor. Ibresini, ütü, kola ya da televizyon resmi üzerinde dardúrabilen, mah kapiyor. Ama bu göründügü kadar kolay degil. Çarkmçevresi kalabahk. Yüzlerin çogu Hintli. Malaylar da var. Küçük bir kumar oynamak için stradalar. Ahyveri; merkezinin yanindaki döküntü binada asih çamagirlar rüzgârda tembel tembel dalgalamyor... "en
284
BOL VE YUT
Burasi "Little India" (Küçük Hindistan) mahallesi. Singapur'da yeri... Açikhava lokantalari hmcahmç dolu. Onlarca yiyecek büfesinin ortasmda dizi dizi masalar. Ve üstü kapah çarymm tavamndan sarkan yüzlerce pervanenin ugultusu havaya yayihyor. Öldürücü ögle sicagmdan kaçan yoksul halk, (haniSingapur'da olmadigt söylenen!) çarquarm içinde büfelerden aldiklari yiyecekleri masalarda pervaneler altmda yiyor. Büfeler, sikat, dilencikadmlara yiyecek veriyor. Bangladegli, Hintlive Müslüman toplum, Singapur'un pek görünmeyen yerlileri, kentin bu bölümünde yaqiyor. Kent merkezindeki ihtigam yerini sefalete birakiyor... Etrafta çok sayida yayh ve çaresiz insan... TrawanSingapur'da emekli olmanm çok zor oldugunu anlatlyor. Sadece özel düzenlemelere para ayirabilenler emekli olabiliyor. Çoguihtiyar böyle bir sigortaya sahip olamadan ve ölene dek çahqarak yaçamim sürdürebiliyor. Çokyayh ve hasta olanlar yardimlarla yaqiyor. Güçlükle yürüyen ve çok yoksul olduklari giyim kugamlarmdan belli olan birkaç yaghyla konuqma çabam sonuçsuz kahyor. Irawaninsanlarm Singapur'da eleytirel gekilde konuçmaktan korktugunu söyen alttakilerin
lüyor. Inçaatlarda çahyan iççilerin ne
aldigtnt soruyorum: "Onlar genellikle yabanci iççilerdir. Singapurlu degillerdir. Bazen günlük 50-60 dolara kadar ahrlar... Çogunluk30 dolar civarmda ahr." Singapur çok pahah bir kent/ülke. Göçmen bir iççi, eger her gün çahqirsa, 900 ila 1000 dolar arasmda bir para kazanabiliyor.
Bu parayla Singapur'da insanca yaçamak mucize! irawan'la ülkedeki gelir uçurumunu, pirinç flyatlarmive olanlari" h konuquyoruz... Arabayi kullanirken ona Singapur gazetesindeki mangeti soruyorum: "Bugünkü gazeteler de pirinç fiyatlarimn yüzde 30 daha artarak tavan yaptigmdan söz ediyor... Bu artig muhtemelen JannieTay'in oturdugu Nassim mahallesinde oturanlari etkilemeyecektir... Ama ya çogunlugu? Sadece pirinçle beslenen digerlerini?" frawan yüzünde o zarif çocuk gülümsemesi: "Nasim'dekiler, etkilenmez," diyor. "gans-
SINGAPUR:UZAK ASYNDA BIR ISRAIL MODELl!
285
Küçük Deniz Kasabasi! ÕzelBankacihšm Merkezi! Bir zamanlarm
küçük deniz kasabasi Singapur, gelir adaletsiz-
ligini saklayamlyor. Bir yanda dünyanm en zenginlerinin para limam, bir yanda yoksullugun pençesindekiler... Irawan, JannieTay'in söz ettigi kumarhaneler için ayrilan yeri gösteriyor. Caddedeki çöp bidonunu boyaltan yayh bir görevlinin ayakkabisma
takihyor gözüm. Titreyerek yürüyen, muhtemeayrilmig ayakkabmm
len 80 yaëlarindaki çöp görevlisi, tabanmdan
üst kismmi, tabana bir bantla yap19tirmlyti. Para cenneti... En zenginlere liman! Büyükelçimiz Ahmet Bülent Meriç, Singapur'un öbür yüzünü anlatiyor: "Bati, Singapur'u, Asya Pasifik bölgesinde önemli bir ticaret merkezi, önemlibir finans merkeziolarak görüyor. Dügünün, bumilyar sahip. Aym zamanda ticaret 675 dolarhk bir hacmine rasi Singapur bir finans merkezi. 300 railyar dolarlik bir degerin bu piyasada oldugu söyleniyor. 188 milyar dolarhk bir däviz piyasasmdan sör ediliyor. Bunlar büyük rakamlar ve Hongkong'la birlikte Singapur, bu bölgenin önemli ticaret ve finans merkezi konumuna sahip. Burasi aym zamanda çok stratejik bir nokta. Çünkü Malakka ve Singapur Bogazlarmi kontrol ediyor. Bir transit merkez olarak üstüne titreniyor."
Büyükelçimizin de katildigt bir finans semineri için, Singapur Üniversitesi'ndeyiz... Global finansin ögrencileri, dünyaya çözümler sunuyor; finans ordusuna yeni güçler katihyor... Paneli, Profesör Sheen Levin yönetiyor... Ögrencilerini gururla seyrediyor... Stuart Lee adh ögrenci, amfide gelecegin finansçisi olarak çözümsüzlüklere çözüm öneriyor. Ögrendiklerini amfidekilere an-
latiyor. Genç profesör Sheen Levin'i yalniz yakaliyorum. "Singapur-
lusunuz ama aslmda nerelisiniz?" soruma geçigtiriyor. "Avrupa kökenliyim!"diyor. Admdan anlagildigi kadariylaIsrail baglantisi güçlü bir Singapurlu Levin!
286
BOL VE YUT
Irawan ve IsrnailDostoglu
Singapur'un yabanci sermaye ve banka cenneti oldugunu anlat1yor Levin... Tipki Jannieve Barbara gibi, o da Singapur'un "ye-
ni
Isviçre"oldugunu
söylüyor... "Singapur, dünyada özel bankacihgm rnerkezidir
artik!"
di-
yor. "Samrun Isviçre'deyasaklanan hesap yasasf burada devartik zenginler giriyor... Singapur bankalariYani küresel reye servetlerini saklayabilecekler... yatiracaklar malvarhklarmi na ve Singapur, gizli paranm yenilimani mi diyorsunuz?" diye soruyo'gizli
rum.
"Ümidimiz, beklentimiz bu!" diye
cevaphyor,
uzaklapp; üretimden finansa, bankacihga, odaklanmasmi istiyoraz..."
"Singapur'un
bilime, teknolojiye
Finansçi Bir Türk Singapur deyince 100'ü aykm Batih bankanm temsilcileri akla geliyor. Kanada'am ünlü Toronto Bankasi'1un bölge müdürü bir
SINGAPUR: UZAK ASYA'DA BIR ISRA1LMODELll
287
Türk... Suha Kocabal'la, oturdugu sitenin sosyal tesislerinde bulupuyoruz. Bu tesisler Amerikan Büyäkelçiligi rezidans1ym14 bir zamanlar. Çevresini saran dev gökdelenlerde, finans sektörünün agir toplan oturuyor... Bu konutlarm ayhk kiralari 30 bin dolari aglyor.
Suha Bey'e soruyorum: "Dünyamn milli geliri en fazla olan ülkelerinden birindeyiz. Bu, halkm yaçamma nasil yanslyor?' Soruyu kendine göre cevaphyor: "Singapur, Dünya Bankasi raporlarma göre, dünyada iq yapma, i; kurma kategorisinde birinci sirada yer ahyor. Ikincisirada, Yeni Zelanda; üçüncü sirada Amerika var. Türkiye elli yedinci sirada mesela!" "Kigi bayma dügen milli gelir 35 bin Amerikan dolari civarinnüfus refaha ulaymig mi?". da" diyorum, "Halkma refah saglamig, insanlarmilyi egitmig bir ülke. Bakm, Merkez Bankasi, Singapurlulari sik sik kurslar açip egitiyor. Buraya gelen finans sektörü, egitilmig insan gücü bulabiliyor. O yüzden burada yedi bin yabanci girket var!" Konuqmamiz iki ayri eksende ilerliyor, "Öte yandan yoförüm frawanbin dolar kazamyor ve çok zor yagtyor!" diyorum. "Dünyanm her tarafmda zorlananlar var. Mesela göçmen iççiler, Malezya'da, simrin öbür tarafmda yaçarlar. Her gün gidip gelirler. Malezya'dan Singapur'a gelmek 35-40 dakikadir motorla." Malezya'dan, Endonezya'dan, Filipinler'den, Bengladeg'ten Singapur'a iççi" akiyordu. Ve biz kentin her yerinde onlara rastliyorduk... Genellikle kamyonetlerin arkasmda! Âdetagörünmezmiççesine gehrin içinden kayip gidiyorlardi. Gözbebeklerine iglemig yorgunlugu, bitkinligi ve çaresizligi hafizama kaziyordum. "çahyan
"ucuz
Irawanve Ailesi Ulkenin en yoksulkesimini göçmen iççiler ve Hintliler oluptuMüslüman nüfus geliyor... ruyor. Onlarm ardmdan sebze Malaylarin pazarl Geylon'da halklakonuquyoruz. Ne nans, ne
kriket! Yükselen pirinç fiyatlari agizlarmdan
fidüçmü-
BOLVE UT
288
Malay pasarmda Nurcihan
yor... Malum, burada insanlar rinçle
ana
gida
olarak
ekmekle
degil pi-
besleniyor.
Nurcihan bir polis emeklisi. "Insangibi yemek yiyebilmek için dört kipilik bir allenin ayda 500 dolar civarmda para harcamasiladigmda; kira, saghk sigortasi, egitim, yol, gizun!" diyor, yim gibi masraflar da var!". Singapur'da dört kipilik bir aileye ayda en az 3 bin dolar para gerekiyor. "bunun
oförümüz
frawan,"Böyle bir parayt bulan aile
sayisi
çok az!"
diyor.
Oç gündür davet ettigi, giderken Irawan anlatiyor:
Çinmahallesindeki
konutuna dogru
"Ben dört kipilik ailenin tek çahyamyim. Ve bin küsur dolar
ay-
hkla çahyiyorum!" Çocukgülümsemelerinden biri yüzünü kaphyor. "Peki, nasil geçinebiliyorsunuz?" "Hep fazla mesai yaplyorum. Ayrica gece de bagkaigler bulmak için ugray1yorum" diyor.
SINGAPUR: UZAK ASYA'DA BIR ISRAIL MODELl!
289
Irawan bir Malay ama Çinmahallesinde buldugu ucuz bir dairede yaqiyor. Toplu konutlarm siralandigi mahalleye giriyoruz. Çinfenerleri arasmdan bir apartmana girip üçüncü kata çikiyoruz. Koridora açilan onlarca kapidan birinin önünde egi ve çocuklan selamhyor bizi. Hepsi birbirinden zayif, dört kipi. Hepsi çocuk bedenli. Kapidan Irawan'm dairesine girdigimizde ilk dikkat çeken, evin neredeyse boy sayilabilecek kadar az egyasi olmasi. Giripte bir sehpa ve yer minderleri var. Biraz ilerde bir masa ve dört sandalye. Iki yatak odast. Her birinde birer yer yatagi. Hepsi bu. Irawan'in kansi Lia'ya genellikle ne piqirdigini soruyorum. "Sebze ve piriaçle besleniyoruzdaha çok!" diyor, bir et veya tavuk yeriz". Toplu konutlar 100 yllhgina, kredilendirilerek halka tahsis ediliyor... Irawan'm kazancmm yansi ev ödemesine gidiyor... Geri kalanla dört kipilikailesini geçindirmeye çahqiyor. "ayda
Iqadam1Stephen Lee
irawan'm ailesinden sonra, Singapur lçadamlan Dernegi Baykam Stephen Lee'yiyüksek plazalardan birindekikonforlu ofisinde ziyaret ediyorum. Politik çevrelerde çok etkili oldugu söyleniyor Lee'nin. Sorulanmiönceden görmek istiyor. Ben ilk soruyla röportaja baghyorum: "Sokaktaki, pazardaki insanlarla konuptum ve onlarm evlerini ziyaret ettim..." der demez, yardimcisma bakiyor ve telayla sözümü kesiyor: "Evlerine mi gittiniz?!" "Evet, onlarm evlerine gittim..." diye devam ediyorum. çok rahatsiz görünüyor. "Nasil yaçadiklarmi görmek istedim. Genellikle bu insanlar ayda 1000 küsur dolar ahyor ve bir evde 4-5 kiqiyaqiyorlar.Evler genellilde çiplak. Beslenme çok kötü. Singapur, çok zengin bir ülke ve kipi bayma yilhk gelirin 32 bin dolar civannda oldugu söyleniyor. Singapur devleti, halk için ne yaplyor?" Röportaj istegimi kabul ettigine pigman, gözlerini sürekli odada gezdirerek cevaplamaya çahyiyor: "Sanirim siz çok küçük bir azmhktan bahsediyorsunuz. Sizin anlattigimz durum, büyük çoBVY 19
290
BOL VEYUT
Îÿadam:Stephen
Lee
durum degil! Bu sene artan enflasyon bizi biraz etkilemig olabilir belki!" "Pirinç burada temel gida maddesi... Daha bugün yüzde 30 oranmda yükseldi" diyorum... "Dogru ama bu tüm dünyada böyle. Singapur'da bu durumdan, halkm alt katmanlarmda yüzde 10 oramnda bir kesim kötü etkileniyor... O kadar!" diyor. Singapur Îçadamlari Dernegi Baykam, halkm yüzde 10'nun kötü çartlarda yaçadigim söylüyordu ama Irawan, "Nüfusun en az yansi zor çartlarda yaqiyor" diyordu. Küçük Hindistan mahallesindeki cami çevresinde ve Geylon Malay pazari yamada fakirlere yemek dagitan agevlerive önündekikuyruk dikkatimi çekiyor. Singapur'da sayilan gün geçtikçe artan dini yardim kuruluglari da, halkm yoksullugunu kamthyor. Irawanbizi mütevazi bir Malay dügününe götürmek istiyor. Merkezden uzaklaylyoruz. Mahalle arasinda geleneksel kiyafetleegliginde eglenen bir grup insan görüyoruz. ri ve Malay bandosu
gunluguniçinde bulundugu
SÎNGAPUR: UZAK ASYA'DA BÎR ISRAÎL MODEL1!
291
Aile fertleri apartmanlar arasmdaki çadirm kenanna büyük tencerelerle pirinç ve et tapiyor. Bando sari piriltih Malay giysileriyle gelin damadm geçecegi yolun iki yanmda yer ahyor. "Allah!" nidalariyla davullara vurmaya bagladiklarmda ikisi de birbirinden güzel bir çift agir agir kalabahga yaklagtyor. Turuncu, payetlerle igli,beli aç1k giysili gelin ve pinltih beyaz Malay giysisi içinde damat... Kimse gözünü onlardan alarryor. Bir çift daha dualar egliginde dünya eviginyor... ne Onlarive dügüne davetli gelen kalabahgiizlerken, Singapur'un merkezi ile dig mahalleleri arasindaki uçurumun her geçen gün büyüyecegini dügünüyorum... Arap,
çerkezve Malay
Bit Singapurlu!
Degigik etnik gruplardan insanlann Singapurlagtirildigt bir ada Hintliler ve Malay agirhkh ama nüfusun 1 milbarasi... Çinliler, yondan fazlasida Bati'dan gelen yabancilardan oluquyor. Ingilizler,Malay adalarma ilk geldiklerinde Çin'denucuz ipçi getirmiqlerdi. Bereketli topraklarda kahve ve çay yetigtirmek için de Hintli ipçiler ithal edilmigti. ekonomiyi ele geçirmeye bagSonra, beklenen olmuy, Çinliler laymca, Malaylar ile Çinlilerin aras1 aç1lmigt1. Malay adalan parçalara ayrilmig, Çinlinüfusa iki seçenek sunulmuytu. Ya Singapur denen batakhk bõlgeye göç edecekler ya da azmhk olarak yaçam süreceklerdi... Azinhk tarifi yer degigtirecek, bu kez Malaylar azmhga dönügecekti... "Malezya, ÇinlileriMalaylara tercih edecegini ifade etmigti. Singapur, bu nedenle Malezya'dan aynldi. ÇünküMalay olmayanlar, ikinci smif vatandag muamelesi görmek istemiyorlardi. Aym geyin Singapur'da olmamasi için çaba gösterildi... Bana dünyada, azinhga mensup birinin baykan seçildigi baykabir ülke daha gösterebilir misiniz? Mesela bizim cumhurbaqkammiz Hindu."
292
BOL VE YUT
Böyle diyordu, Singapur Üniversitesi'nde Malay Bölümü bagkam Profesör Alataq... Ulkedekiçok kültürlülüge kendisini örnek vermigti. Malezya'da tamytigim Zahara Alataq'in ogluydu. "Benim hikâyeme bakin... Büyük büyükbabam Yemen'den Malezya'ya gelmig bir Cezayirli Arap. Orada Sultan Abdülhamit ailesinden olan büyük büyükannemlekargilayiyor.Büyük nenem, Sultan Abdülhamit tarafindan Malezya'da Cohor Sultam'na bir hediye olarak verilmig Çerkezkökenli bìr hanun. Ve büyük büyükbabam da onunla evlenmig... Yani ben Arap ve Çerkez kökenli bir Malezya vatandagiyan ve Singapur'da yagiyorum." Bu büyüleyici aile tarihi, sadece Profesör Alatay'a özgü degilellerin karigtirdigi bu adalarda, küçük bagunsiz sulSömürgeci di. tanhklar vardi bir zamanlar. Cohor Sultanhgi bunlardan biriydi... Sultan 19. yüzyil baqinda, Sir Stamford Raffles admda bir Ingilizle anlayma imzalayacak; bu imza Uzak Asya'da sämürgeciligi tarihini baglatacakti! Dogu Hindistan girketi,Hindistan'dan sonra Singapur'a da adimim atmigti. Singapur o dönemde, Malezya yartmadasma ait küçük bir bahkçikäyüydü. Sir Raffles, önce Bagdat'ta yaçayan bazi Yahudiiçadamlarim Singapur'a getirdi...
IngilizYönetim Mirasi! Ingilizçikarlan için çaligacaklardi... Bir ticaret limam olupturacaklardi...
Profesör Levin'den dialeyelim: "Once Portekizliler ve Hollandahlar burast için mücadele ettiler. Ama Ingilizler,Singapur'un ticari anlamdaki stratejik önemini çok iyi kavradilar... Ve burayi bu cografyanin en önemli limahaline getirdiler." m adun attilar buraya degil "Önce Dogu Hindistan Sirketi'yle mi?" diye sornyorum... "Evet, o yirket bir Ingiliz organizasyonuydu, Dogu'yla iligkileri geligtirme görevini üstlenmigti. Önce buraya yerleytiler... Geligtirdiler ve ekonomik geliymeden de önemlisi, buraya Ingilizlerinyönetim mirasim tayidilar..."
SINGAPUR: UZAK ASYA'DA BÎR ÎSRAIL MODELI:
293
Yönetim mirasmi en iyi temsil eden isimlerden biri David Marshall'd1... Iran Yahudisi bir aileden geliyordu. Ingiltere'de hukuk egitimini bitirip, Ingiliz ordusuna gönüllü olarak katilmig ve Singapur'a yerlegmiyti... Îngiltere,1955 yilmda Singapur'a yari özerklik tanidigi zaman ülkenin ilk bagbakamDavid Marshall olacakti... Lakabi babasi"ydi! "bagunsizhgm
Bagtmsizhk mi?! Levin anlatiyordu: "IkinciDünya Savagisirasmda buraya Japonlargeldi. Singapur, kisa bir süre Japoniggalinde kaldi. ikinciDünya Savayfndan sonra Ingilizleryine yönetime geçti. Ve sonunda Singapur bagimsizhgtna kavugtu." Säzünü kesiyorum, "Bagunsizhgma kavuçan Singapur degil, Malaya idi degil mi?" "Bu önemlibir nokta!" diyor, "Singapur, aslmda Malaya Cumhuriyeti'ni olupturmak üzere Malezya'yla birleyti.Yil 1963'tü. Ve bu birliktelik iki yil sürdü... Iki yilm ardmdan ayrildilar." Ikinci Dünya Savagi sonrasi, dünyanm pek çok yerinde oldugu gibi sömürgecilere karyi Baglantis1zlar Hareketi, Güney Asya adalarmda da ortaya çikmlyt1... Malaya Halk Kurtulug Ordusu, Japonlaritopraklarmdan çikarmig, büyük bir kurtulug savayma imza atmigti. Ingilizlertehlikenin farkma vardilar. Endonezya ve Malaya birlikte hareket ediyorlardi. Öncebagunsiz Endonezya'mn ilk devlet bagkani Sukarno'yu CIA marifetiyle devirdiler. Ardmdan sol aydmlara toplu kryun yaptilar. Singapur, Malaya'dan ayrildi. Tüm bölgeye kary1"Batt'nm kalesi" olarak biçimlendirildi. Singapur, 9 Agustos 1965'te ayri bir devlet olarak tanmdi. §imdi uluslararasi petrol ticaretinin de Uzak Asya merkezi. "Kontrollü Demokrasi" Selami Genç, Singapur Türk lçadamlariDernegi'nin bagkan1. Limana kugbakiqibakan ofisinde, bir zamanlarm küçük bahkçi kasabasmm nasil dev bir bölgelimanma dönügtügünü anlatiyor:
294
BOL VE YUT
"Singapur Limani için dünyamn en meggul limam deniyor. Bussiness Port (Dünya Ticaret Limam) diyorlar buraSingapur bir ada. Ve adamn dörtte üçünü bu liman kaphyor. ya. 1965'te bagunsizhgim ilan ediyor Singapur, ardindan limani kuruyorlar ve Pasifik'ten, Hint Okyanusu'ndan gelen bütün gemiler buradan geçiyor." Böylece Singapur, küresel sermaye tarafmdan, "Dünyarun en serbest rejimi" olanak tanunlamveriyor. Ticaretin kâbesine ithal mallarm, yüzde 96'si gümrüksüz olarak giriyor... Peki, kâbesi"nin güvenligi nasil saglamyor? Dünya zenginlerinin yeni kalesi, Çin'indibinde... Tarihinde birçok ipgal var. Büyükelçi Ahmet Bülent Meriç, Singapur ordusuna anWorld
"ticaretin
latiyor... "Kuruldugundan, yani 1965 yihndan bu yana orduda komutlar Malayca verilir. Çokçevik bir orduya sahipler ve Singapur ordusu, özellikle bu bölgede insani yardun çahymalarinda etkin rol oynamaktadir. Ordunun kurulmasma Israil yardimci olmuqtur. Ordunun loyafetlerinden tutun, selamlamaya kadar Israil etkisi gözle görülebilir." Singapur, "Uzakdogu'da Israil'in ticaret üssüdür" derler... Anlagilan bu ticari üs, orduda da yansunalarim buluyor. Ingilizeliyle kurulan bu küçük devletin, Îsrail'in kurulugundaki deneylerden faydalandigt söyleniyor. Singapur'un özellikleri saymakla bitmiyor. Kuruldugu günden beri Singapur, tek parti yönetimiyle idare ediliyor... Küresel girketlerin denetiminde kahyor Singapur... Muhalefet sadece göstermelik olarak var olabiliyor. Batiiçin yamn en serbest rejimi", ama içerde tam bir diktatörlük hüküm sürüyor. Mecliste muhalif milletvekili sayisi iki veya üç. Onlar da muhalif olmalarma icazet verilmig olanlar. Singapur Türk îçadamlanDernegi Baykani Selami Genç, gözlemlerini anlattyor: "Burada klasik bir deyim var. Onu tekrarlayayim: Singapur'da demokrasi' var dir." Kontrollü demokrasi dikta rejiminin kibarcas1yd1. Ülkede ve bölgede iç huzursuzluklar hiç bitmeyecekti... Sömürge yönetimi"dün-
'kontrollü
SINGAPUR.UZAKASYA'DA BIRISRAlL MODELl!
295
nin uzantilarma karqibaykaldirive ayaklanmalar sürüp gidecekti... Bu süreçte aydmlar çok çekeceklerdi... Poh, bir fizik profesörüydü... Daha 22 yaqindayken, milletvekili olmuqtu. Vietnam Savagi'na karpi protesto düzenlediginde tutuklanm19ti... Yil 1966'ydi! Singapur bagimsizhšmihenüz kazanmigti... Öncesahverildi... Birkaç ay sonra, Singapur'da halk ayaklanmasi düzenlemek ve çete kurmak suçundan hapsedilecekti.
Poh, 1989'a kadar 23 yih cezaevinde geçirdi. Yargi önüne hiç çikarilmadi. Iddianamesihazirlaumadt... ingilizkoloni döneminden kalma, iç güvenlik yasasma dayamlarak hapiste tutulmaktay-
di. dokuz yll daha ev hapsinde tutuldu. Artik Singapur'da yayamiyor. Bakm Singapur'un insan haklari sa1989'da sahverildi
vunuculari
ne
ama
diyor...
Bremma anlatiyor: "Singapur, Asya'da insan haklarim onaylayan ilk ülkeydi. Birlegmig Milletler madde 14, insan haklarmdan bahseder, insan haklari beyannamesi vardir. Ve Singapur, buna onay veren ilk ülkedir. Bu, Singapur'un haklarla ilgili çok ciddi bir tutum içerisinde oldugunu gösterir!" "Ote yandan muhalif aydmlara nefes aldirmaz! En iyi örnek Poh!" diye sözünü kesiyorum. "Evet Poh, bize Ingilizlerdenmiras kalmig olan iç güvenlik yasasi nedeniyle uzun yillar hapis yatti. Bu gibi olaylarm üzerine ylllarca gidilemedi. §imdide ABD terör tehdidi'ni ortaya atti. iyice imkânsiz kildi." Ve bu gibi olaylara kargi tedbir almarnzl Bremma, Aware adlr sivil toplum örgütünün toplantisinda Singapur'da muhalefetin güdük kaldigmdan söz ediyordu... "Burada muhalefet partileri pek avantajh konumda degiller. Yeterli devlet destegi alamazlar. Fon alamazlar. Halktaki korku nedeniyle destek de bulamazlar... Singapurlular yaçadiklari act deneyler ve baskt sonucu, muhalefet partileriyle çok açik bir gekilde iliçkilendirilmemeyi tercih ediyorlar." Kadm örgütü Eve'in bagkamConstanz daha açik sözlüydü... 'yeni
296
BOL VE YUT
Toplantidaki konuçmasmda "Singapur'da muhalefetin zamagelmiytir. Yaçadigumz sistem, demokrasi diye adlandir11amaz! m Hangiinsan haklart?" diye soruyordu... Ozelliklekadmlarm çahqma koqullariumdayamlmaz oldugundan söz ediyordu: "Burada Endonezya, Filipinler, Banglade¢ten gelen birçok iççi nüfusun yüzde 25'iniyabancilar kadm çahyiyor... Çahyan oluptuVe bu insanlar korkunç çartlarda aqiyor." ruyor.
Özgürlükve "Yanhe Tarafta Olmak" Profesör Levin'e Singapur'da
"özgürlük"
tanunmi sormuy-
tum...
"Singapur'da ifade özgarlügü, basm özgürlügü'yle
ilgili smir-
lamalar vardir. Sokaklara çikip her akhmza geleni ifade edemezsiniz... Gösteriler düzenleme hakkma sahip degilsiniz..." demigti. "Peki ya sivil to plum örgütleri? Insan haklari dernekleri? Onlar
bu konuda ne diyorlar?Anlattigunz durum, Singapur demokrasisi için bir tehdit olupturmuyor mu?" Levin, "Maalesef basm özgürlügü, ifade özgürlügü, örgütlenme özgürlügü konularmda belli kaygilarvar..." diyordu, simrlamalar olsa da, burasi insanlarin yargilanmadan ceza aldigi, hapse atildigi veya birdenbire sadece hükümet kendisinden hoylanmiyor diye birilerinin elektriginin kesildigi bir ülke degil. Bu olmaz." yeyler burada tür Uzun yillar Singapur'da yayayan bir Alman bankaci tam tersini iddia ediyordu... Bay Karsten, "Halkm Hareketi adh parti, 35 senedir çogunluelinde tutuyor. Mesela hatirlarim bir seçimde tüm bir mahalle, gu muhalefet adaymdan yana oy kullannugti... Bunu takip eden dört y11boyunca o mahalle, hükümetten hiçbir yardun alamadi: Ne yollart yapildi, ne de bayka ihtiyaçlari görüldü. Yani demek istiyorum taraftaysamz, hiçbir çey alamazsimz!" ki, Singapur'da Dogru ve yanhç taraf ayrimi vardi. Ve eskaza yanhy tarafta olanlar, zor zamanlar yaçarlardi... Dünya limani olmamn halka yansimasi buydu. "ama
'yanh(
SlNGAPUR UZAK ASYA'DA BlR ISRAIL MODEL1!
297
Bankact Karsten
Bati'nm Uzak Asya'da yarattigi kalelerden biri Singapur... Çin'ekaryi bir Çinliçogunluga sahip. Uzak Asya'yi denetleyecek en önemli noktalardan biri. Tabii ki burada muhalefete yer yok... 300 yildir Ingiliz kültürü kilcal damarlara iglemig; son 40 yildir Amerikan politikalan igin içine girmigti. Küresel dünya, Orta Asya ülkelerinin Çinve Rusya'yla ortak hareketini ilgiyle izliyor; O rgütü gibi olugumlarm önünü kesecek hamlelybirligi Sangay ler planhyordu. Güney Kore, Singapur ve Güney Asya'daki müttefikleri, Filipinlerdi... En önemli geçidin çevresinde yer alan Endonezya, Malezya ya-
km kontrolde olmahydi... Malakka Bogazi'nin denetimi, hem Güneydogu Asya'nm petkaynaklarmmhem Çin'inbölgesel etkisinin kont-
rol ve dogalgaz rolü demekti...
Küresel sermaye bunlari düpünürken; Singapur halki, tavan verilen evin borcu, yapan pirinç fiyatlari, 100 yilhšma kendisine
BOL VE YUT
298
emeklilik kesintisine para ayiramadigt için 70'inden sonra bulacagi igin derdi ve gans oyunlannm getirileri arasmda dönüp duruyordu... Yeni Dünya Düzeni'nin Güney Asya'daki örgütü ASEAN vasitasiyla tüm bu cografya denetimde tutuluyor; Endonezya, Malezya, Tayland, Filipinler ve Singapur uydu devletler olarak ya-
pyordu.
Çin ve
Vietnam'dan gelebilecek
"komünizm"
tehlikesi
öcü olarak kullanihyordu. "soguk sava¢' siyaseti yürütülBu ülkelerde, uzun zamandir mekteydi. Asya kaplanlarma destek küresel sermayeden geliyor-
du... Acaba ufukta görünen ekonomik
kriz bu
ülkelerde
yillardir
mi? Güney Asya halki acaba yabastinlmig muhalefeti kin gelecekte örtülü koloniyalizmden kurtulup kendi kaderini tayin edebilecek mi? etkileyecek
Diz in
Aslan 190 Abbas, Kemal 77, 79, 81, 85 Abbasi, Hassan 136 Abdülnasir, Cemal 80, 86 Abdülselam, Majali 71 Abdurrahman, Dilyad 51 Abdurrahman, Megayir 236 Abedini, Hassan 138 Abramoviç, Roman 156 Abubakar, Mustafa Kemal 265 Aburass, Aida 66 Agwai, Martin Luther 241 Ahmed, Hassan 118, 128 Ahmedinejad, Mahmud 137, 144,
Barholomeos, Dimitris Arhondonis
155 Ahtisaari, Martti 215, 217 Alatas, Zahra 265 Albright, Madeleine 218, 221 Aoun, Miyel 97, 100, 101 Ardzinba, Vladislav 180 Atabari, Gazi Salahaddin 240, 242,
Bezirgan, Abdülkadir 43, 44
Abagidze,
247, 249, 252, 255 Atatürk, Mustafa Kemal 12, 75, 86, 93, 132 Atta, Hãçim el 248
Babiç, Dimitri 157, 162, 164 Badawi, Abdullah 267, 268, 269 Bagapp, Sergey 173 Bahit, Maruf 61, 70
162
Barkova, Julia 153, 154 Barzani, Mesut 26, 29, 36, 38, 39 Barzani, Neçirvan 32, 33 Ben-Gurion, David 91 Benn, Aluf 112 Benna, Hasan el 80 Berdzenigvili,Levan 190 Beria, Lavrentiy Pavlovich 173 Berkavi,Ahmed 119, 121 Berri, Nebih 100 Begir,Omer Hasan Ahmed el 240, 249 Biden, Joseph 35 Bontosoglu, Vasilis 125 Bukhari, Seyid Muhtar el 265 Bush, George 14, 52, 53, 56, 68, 69, 70, 97, 116, 124, 125, 128, 134, 135, 136, 138, 184, 188, 248, 257, 263
Canbolat, Velid 97, 100 Carter,
Jimmy 56,
142
Cemiloglu, Ferda 45 Ceylan, Fatih 240, 246 Chavez, Hugo 155 Chirac, Jacques56 Clark, Wesley 125
300
BÖL VE YUT
Clinton, Bill 56, 221 Clinton, Hilary 221 Crocket, Ryan 32
Çkotua,Oktay
174, 176, 178, 180
Dahlallah, Mehdi 103 Damka, Fikrim 220, 221, 224, 231 Diriöz, Hùseyin 59, 71 . Dostoyevski, Fyodor Mihayloviç 166 Dugin, Alexander 155, 159, 164, 165, 168 Eden, Anthony 87 Emir Hüseyin 59, 62 Enver Ibrahim 260-3, 268-70, 272-6 Enver Sedat 86, 88, 89 Erler, Gernot 160 Eu, Barbara Jean 282 Feith, Douglas 70 Feltman, Jeffrey 104 Fleischer, Ari 116 Ford, Gerald 56 Gates, Robert 53 Genç, Selami 293, 294 Ghanem, Antoine 116 Gohary, Said el 78 Gore, Al 257 Göksel, Timur 105, 112 Gusinski, Vladimir 156, 157 Hallaby, Lisa 64, 65, 72 Hamadeh, Marwan 104 Hariri, Refik 97, 103, 116 Hariri, Saad 97 Heikal, Usame 79, 80, 91 Hersh, Seymour 120 Hecay, Enver 215, 218, 221, 224
Holbrooke, Richard 167 Hüdaverdi, Nevzat 230 Humeyni, Ayetullah 142 Hüseyni, Muhammed Ali 89, 135, 147 Indyk, Martin
102
II. Abdullah 68, 70, 72
Ìnaigvili,Jemal 189 1skenderBeg 216, 221, 222, 230 Ivanovic,Oliver 215, 231 Jaja,Samir 97 Jirinovski,Vladimir
161-3, 180
Kadiri, Ferid 126 Kerim, Rebwar 40 Kerküki, Kemal 35, 38, 52, 219 Khutigvili, Giorgi 200 Kocabal, Suha 287 Kodorkovski, Mihail 156, 157 Koro, Levent 218, 225, 229 Kostiç, Miladin 232 Kral Giorgi 203 Kral I. Abdullah 62 Kraliçe Nur 64, 71-2, 262-3 Kraliçe Rania 72 Krishnan, Ananda 265 Kristof, Nicholas 241 Kuazba, Yavuz 170-2, 181 Kuok, Robert 265 Kugeyri, Müslim el 120 Lahut, Emil 97 Lawrence, Thomas Edward (Arabistanh Lawrence) 13, 14, 56, 113 Leder, Stephen 101, 107 Lee, Stephen 289
DIZIN Levin, Sheen 285
Lord Curzon 29 Mahatir, Marina 267
Mahatir, Muhammed 261, 263, 267, 272
Majali, Abdülselam 59-61, 68 Maliki, Nuri 22 Maqdisi, Kerim 101, 106, 109, 111 Markov, Sergey 158, 167 Marshall, David 293 Mauring, Frode 217, 230 McDonough, Mike 257 Medvedev, Dimitri 151, 158-61 Meriç, Ahmet Bülent 285, 294 Merkel, Angela 96 Miloseviç, Slobodan 218 Mofaz, Shaul 117 Moçkin, Mihail 152 Mübarek, Hüsnü 84, 89, 90 Muhammed Nureddin 96, 103, 104 Musa, Amr 130 Musavi, lbrahim 96-7, 103-4, 107, 109-12 Nabb, Dick 36 Nakapidze, Nino 208 Nasrallah, Seyid Hasan 98 Natali, Denise 36, 38, 40, 49, 51 Nehru 86 Netanyahu, Binyamin 58 Numeyri, Cafer 248 Nur, Tank 251 .
Olmert, Ehud 136
Önsel,Erkan
211
Paritzky, Joseph 117 Payne, Ronald 60
301
Peres, Simon134 Perinçek, Mehmet 153 Perle, Richard 70 Peters, Ralph 112, 184 Pipia, Temuri 206 Prens Abdullah 63 Pronk, Jan 239 Puçkin, Aleksandr Sergeyeviç 166 Putin, Vladimir 151, 153, 155-164, 167-8, 211-2 Raffles, Stamford 280, 292 Ragozin, Dimitri 162 Rahibe Teresa 222, 224 Reagan, Ronald 89 Rice, Condoleezza 11, 36, 95, 112, 123 Rizgar Ali 14, 26, 27, 219 Rondeli, Alex 192, 205, 207 Rugova, Ibrahim 225 Rumsfeld, Donald 116 Saab, Edmond 98, 105 Saakayvili, Mihail 15, 164, 179, 180, 184, 187-91, 196-7, 200, 203, 210 Saddam Hüseyin 20-3, 29, 30, 36, 41-2, 46, 117, 124, 218 Sadik, Ali Mehdi 23, 25 Sadreddin, Ali 128 Samardziç, Slobodan 232 Sarafraz, Muhammed 138 Sarikidar, Kubat 199 Savin, Leonid 164 Shahak, Israel 91 Sinyora, Fuad 95, 96 Soros, George 136, 148, 163, 188, 197, 206 Stalin, Josef 170, 173, 174 Starr, Kate 68
302
BOLVEYUT
Stuck,Liana 78-80,84 Sukarno 86, 293 Sultan Abdülhamit 61, 292 Suroy,/Jtay 225,231 Sahristani,Einseyhi
IJrcan,Birol
215,225,226,230
Üzeyiragah,Kenan §akir25, 43 17ance,Cyrus 142 Vladimirska, Tatyana 165
35
anaba,Sergey 182 an, Cemal 21, 22, 24, 27, 39 evardnadze, Eduard 188, 190, 195, 196,200,206
§Ven,LiChen 246 White, Wayne 20 Wolfowitz, Paul 275 VVood,Robert 210
Taci,Elayirn 215
Yagoup,1Vidad
Tagannaradze 206
Yaphe,Judith 31
Taki, Samir Al 117, 122, 127-30
Yaver, Cebar Yeltsin, Boris 155,157 Yeoh, Francis Yinon,Oded
Talabani, Celal 20, 38, 39
Tay,Jannie 280-82,284,285 Tchatchai, Alexander 197, 198 TeßE,John200,208 Timoyenko, Yuliya 164 Tito, JosibBroz 86 Tolstoy, Lev Nikoloyeviç 166 Troñnaov,Vitaly 163 Tsurtsumia, Zaza 196 Turabi,14asanAbdunahel 248
249,251
35 56, 153,
265 91,119 Yörük, Zafer 41, 50 Yuççenko, Viktor 164 Yuva,Mehmet 131
Zaatreh, Yasir 62 Zarur,1brahan 118,119
BANU AVA
BANU AVAR Hangi Avrupa? Isveç'in Nobel'i, Fransa ve Sevr Rüyasi, Danimarka'da Kopenhag Kriterleri, Vatikan'in küresel valsi ve digerleri... Bana Avar'la 17 Avrupa ülkesinin geçmigive bugünü bu kitapla satirlar arasmda!
Bati'nm, Türkiye'ye kendininasil da açikça
anlattigm1Avar'm
kalemiyle görmek mümkün...
Avar, TRT'de ilgiyle izlenen Smirlar Arasmda programimn Avrupa yolculuklarim 5. basima ulaçan bu kitabmda topladi.